Biyolojik Çeşitlilik ÜNİTE. Amaçlar. İçindekiler. Yazar Prof.Dr.Kâni IŞIK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Biyolojik Çeşitlilik ÜNİTE. Amaçlar. İçindekiler. Yazar Prof.Dr.Kâni IŞIK"

Transkript

1 Biyolojik Çeşitlilik Yazar Prof.Dr.Kâni IŞIK ÜNİTE 2 Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; biyolojik çeşitlilik kavramını tüm yönleri ile öğrencek, biyoçeşitlilik kaybının sonuçlarını daha iyi kavrayacak, biyoçeşitliliğin korunması ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi sahibi olacaksınız. İçindekiler Giriş 15 Biyolojik Çeşitlilik Nedir? 16 Biyoçeşitlilik Kaybı Nasıl Anlaşılır? 29 Biyoçeşitliliğin Önemi 30 Biyoçeşitliliği Korumanın Amaçları 30 Biyoçeşitliliği Korumada Temel Yöntemler 31 Biyoçeşitliliği Korumada Uluslararası Çabalar 34 Türkiye'de Biyoçeşitlilik İle İlgili Yasalar ve Uluslararası Sözleşmeler 36 Özet 36 Değerlendirme Soruları 37

2 Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar 38 Kısaltmalar 39 Çalışma Önerileri Bu ünitedeki tanım ve kavramlara çevrenizden ve günlük hayatınızdan örnekler bulmaya çalışınız. Çevrenizde bulunup da gittikçe azaldığını ya da tehlikede olduğunu düşündüğünüz canlı türlerini bir kez de bu üniteden edindiğiniz bilgiler ışığında değerlendiriniz. Ünite sonundaki kaynaklardan konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler edinebilirsiniz. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

3 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K Giriş Temiz HAVA, temiz SU ve temiz BESİN. Bu üçlü, insanların yaşamaları için zorunlu olan temel ihtiyaç maddeleridir. Temiz su ve temiz havanın asıl kaynağı, tahrip edilmemiş ve kirlenmemiş doğal alanlardır. Besinlerimizin ise büyük bir bölümünü çiftliklerden ve tarım alanlarından sağlarız. Geri kalan bölümünü de orman, otlak, deniz, göl ve akarsu gibi, yine kirlenmemiş ve tahrip edilmemiş olarak kalması gereken doğal alanlardan elde edilir. Bu temel ihtiyaçlarımızın ana kaynakları, bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve mikro-organizmalardır. Bu canlılar, hangi ülkenin topraklarında yaşarlarsa yaşasınlar, tüm insanlığa hizmet eden biyolojik doğal kaynaklar ve biyolojik zenginliklerdir. İnsanların, yukarda belirtilen temel ihtiyaçlarına ek olarak, petrol, makine, fabrika, tatil köyü... gibi çağdaş ihtiyaçları da bulunmaktadır. Ancak, çağdaş ihtiyaçlarımızı üretebilmek için uygulanan teknolojilerin ve mühendislik yöntemlerinin çoğu, temel ihtiyaçlarımızın kaynaklarını ve üretim alanlarını bozucu ve tahrip edici nitelikler arzetmektedir. Bu durumda, temel ihtiyaçlarımız ile çağdaş ihtiyaçlarımızın üretilme ve topluma sunulma yöntemleri, birbiriyle sık sık çatışmaktadır. Teknolojiler ve mühendislik yöntemleri hızla ilerlerken, biyolojik zenginliklerimizin barındığı ve ürediği habitatları (yaşama ortamları) hızla bozulmakta veya yok olmaktadır. Canlı türlerinin, onların yaşama ortamlarının ve doğal alanların yok olduğu ve bu yüzden temel ihtiyaçların karşılanamadığı bir ortamda, çağdaş ihtiyaçları karşılayan imkan ve teknolojilerin bulunması, fazla bir değer ifade etmemektedir. Yeryüzünde yaşayan her canlı türü, yalnız onları kullanan insanoğlu için değil, birbirleri için de birer "biyolojik kaynak"tır. Yerküresi üzerinde doğal kaynaklar, sonsuz değil, sınırlıdır. İnsan nüfusu arttıkça, ve teknoloji bilinçsiz bir şekilde kullanıldıkça, bu sınırlı kaynaklar tüketilmektedir. Yeryüzü üzerinde ve biyosferdeki olumsuz değişimler, bütün ülkelerde değişik şiddet ve boyutlarda devam etmektedir. Teknolojik gelişmeler ise, yeryüzü üzerinde ortaya çıkan sorunları, dünyanın ancak sınırlı sayıdaki ülkesinde, ancak sınırlı oranda çözebilmektedir. Daha da kötüsü, "iyi niyetli amaçlar için" geliştirilen bazı teknolojiler, zamanla, kötü niyetli kullanıcıların elinde, çevreye ve insanlığa karşı etkin bir tehdit ve tahrip aracı olarak kullanılabilmektedir. Yeryüzünün olumsuz yöne doğru bu şekilde hızla değişmesi, yerküresi üzerindeki yaşam-destek sistemini bozmuş ve çalışamaz duruma getirmiştir.temel ihtiyaçları bize cömertçe sunan topraklar, bitkiler ve hayvanlar ile, onların yaşama ve barınma ortamları bozulup yok olursa, bu temel ihtiyaçlar nasıl ve nereden karşılanacaktır? AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

4 16 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 2. Biyolojik Çeşitlilik Nedir? "Çeşitlilik", ister kültürel, isterse ekolojik nitelikli olsun, bir sistemin dinamik bir özelliğidir. Bu dinamik özellik, içinde bulunduğu sisteme direnç ve istikrar, tat ve lezzet, renk ve güzellik, güç ve canlılık kazandırır. Biyoçeşitlilik de, çevremizdeki ekolojik sistemlere benzer değerleri sunmaktadır. Biyolojik çeşitlilik ve Orman Gen kaynaklarımız adlı kitapta daha ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz. Biyolojik çeşitlilik, ya da kısaca "biyoçeşitlilik", bir bölgedeki genlerin, türleri, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Biyoçeşitlilik, büyük parçadan küçük parçaya doğru, başlıca üç ana parça ile, bu üç parçayı birbirine bağlayan dördüncü bir parçadan oluşmaktadır. 1) Ekosistem çeşitliliği, 2) Tür çeşitliliği, 3) Genetik çeşitlilik, ve 4) Ekolojik olaylar (proses) çeşitliliğidir. Bunlardan ilk üçü, hiyerarşik bir sırada birbirinin içinde yer alan Biyoçeşitliliğin bu ögelerini daha yakından tanıyalım Biyoçeşitliliğin Ekosistem Düzeyi Bir önceki üniteden hatırlanacağı gibi; doğa bilimciler ve ekologlar, ekosistem deyince, canlıları barındıran sistemi, yani doğanın bir parçasını anlarlar. Ekosistemin görevi canlıları barındırmak ve onlara, nesillerini sürdürebilmeleri için uygun bir ortam hazırlamaktır. Ekosistemde canlılarla birlikte cansız ögeler de bulunmaktadır. Her ekosistem sahip olduğu iklim, toprak edafik, topoğrafik ve biyotik özellikleri bakımından, başka ekosistemlere göre, az çok farklılıklar gösterir. Böylece ekosistem çeşitliliği ortaya çıkar. Kimi ekosistemler orman, kimi ekosistemler mera, kimileri de sazlık bataklık, göl, akarsu, step özelliklerini taşırlar, kimi ekosistemler, insan etkisinden tamamen uzaktır ve doğal haldedir; kimisi de, "kent ekosistemi"nde olduğu gibi, insanın etkisiyle ileri düzeyde değiştirilmiş, şekillendirilmiştir. Ekosistem çeşitliliği arttıkça, potansiyel olarak ekosistem içinde yer alan habitat (türlerin yaşama ortamı) ve tür çeşitliliği de artar. Bir bakıma ekosistem çeşitliliği, tür çeşitliliğini kamçılayan, ya da sınırlayan bir etkendir. Ekosistem çeşitliliği, farklı türlerin yaşayabilmesi için farklı habitatların, farklı ekolojik işlevlerin ve en sonun- ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

5 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 17 da da bunların denge halinde karışımını aksettiren, farklı klimaks (doruk) canlı birliklerinin oluşmasını sağlar Türkiye'de Ekosistem ve Habitat Çeşitliliği Türkiye ekosistem çeşitliliği bakımından oldukça zengindir. Ülkemiz Coğrafik konumu itibariyle, üç farklı kıta (Avrupa, Asya, Afrika) arasında, bir geçiş zonunda yer alıyor. Anadolu, her üç kıta'nın farklı özelliklerini, değişik derecelerde taşıyan çeşit çeşit ekosistemlere sahip. Bir yanda Afrika'daki gibi kurak ve yarı-kurak stepler; öte yanda, orta ve kuzey Avrupa'daki floraya benzeyen yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar var. Türkiye'nin topoğrafik yapısı, ekosistem çeşitliliği açısından ender olanaklar sunuyor. Batısında geniş ve sulak kıyı ovaları uzanıyor. Gediz, Küçük ve Büyük Menderes'in herbirinin oluşturduğu geniş nehir vadileri bu ovaları İç Anadolu'ya doğru kademe kademe bağlıyor. Ege kıyılarından doğuya doğru tedrici olarak yükselen bu vadiler, Orta Anadolu'da geniş Anadolu platosuna, Doğu Anadolu'da da yüksek yaylalara dönüşüyor. Bu yüksek yaylalar, bir yandan metreyi aşan yüce dağ doruklarıyla, öte yandan derin ve loş vadilerle yanyana gelebiliyor. Kanlı gözyaşlarını Kızılırmak ve Sakarya yoluyla Karadenize akıtan İç Anadolu, Akdeniz'e karşı daha utangaç davranıyor; ona doğru açılamıyor. Sularını, Torosların iç yüzünde Göller Bölgesi'nde yer alan ve tatlı su canlıları bakımından özgün değeri olan sulak alanlarımıza akıtıyor. Toros Dağlarının hemen güneyinde karstik arazilerden çıkan irili ufaklı akarsuların herbiri, çıktıkları kaynaklarda, gittikleri vadilerde ve vadi yamaçlarında, çeşitli bitki ve hayvanlar için ender habitatlar oluşturuyor. Herbiri, denize kavuştukları yerlerde, zengin alüvyal ovalar, lagünler, deltalar, ya da dalyanlar yapıyor... Üç tarafı denizlerle çevrili olan Anadolu, deniz ekosistemi çeşitliliği bakımından da oldukça zengin bir konumda. Öyle ki, Karadeniz, Avrupa'dan ve Sibirya'dan akıp gelen sularla; Akdeniz, Avrpa'dan ve Afrika'dan gelen sularla besleniyor. Ege, bu iki deniz arasında bir buluşma ve kaynaşma noktası. Bu denizlerin su özellikleri (suyun sıcaklığı, tuzluluğu, kimyasal bileşimleri) birbirinden farklı. Ülkenin kıyı uzunluğu km.yi, değişik derinlik zonlarını içeren kıta sahanlığı alanı da km 2 yi buluyor. Denizlerimizin birbirinden çok farklı olan bu fiziksel ve kimyasal özellikleri, farklı habitatların oluşmasına ve farklı deniz canlılarının yaşamasına olanak tanımakta. Türkiye, palmiye kaplı sahillerinden buzul kaplı dağlarına, derin vadi tabanlarından yüce dağ doruklarına, verimli aluviyal ovalarından kıraç ve kayalık yamaçlarına, yumuşak kumul tepelerinden dik falez kayalıklarına kadar değişen çeşitli ekosistemleri içine alıyor. Bu arazi mozayiğinde, pek çeşitli habitatlar oluşuyor...bu faklı habitatlarda pekçoğu endemik olan binlerce bitki ve hayvan türü, bu türlerin AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

6 18 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K farklı ırkları, faklı gen havuzları ve farklı evrimsel birimleri yaşıyor, yayılıyor, serpiliyor. Bütün bunlar Anadolu'yu, türlü türlü canlı türleriyle "dolu", zengin bir "ana" haline getiriyor; Anadolu'nun biyolojik çeşitliliğine yeni zenginlikler katıyor. Ancak, acaba onların değerini yeterince anlayıp, onları yeterince koruyabiliyor muyuz?? 2.2. Biyoçeşitliliğin Tür Düzeyi Tür çeşitliliği nedir? Tür çeşitliliği, bir bölgede mevcut olan canlı türlerinin sayısını ifade eder. Yerküresi üzerinde mevcut olan tür çeşidi sayısının 10 milyon ila 80 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bugüne kadar bu sayının yalnızca 1.6 milyonu (birmilyonaltıyüzbini) bilim adamları tarafından tanımlanabilmiş ve isimlendirilmiştir (Tablo 1.1). Bu durumda, yeryüzünde ismi bilinen türlerin sayısı, mevcut olanların yalnızca altıda biri ile ellide biri arasında kalmaktadır. Tablo 1.1: Biyoçeşitliliğin İkinci Ögesi Olan Türlerin Yerküre Ekosistemindeki Toplam sayısı Türkiye'nin biyolojik zenginlikleri adlı kitaptan daha geniş bilgi edinebilirsiniz. Yeryüzünde mevcut canlı grupları arasında tür sayısı bakımından en büyük grup böcekler, en küçük grup da omurgalılar grubudur (Tablo 1.1). Burada, dikkate değer bir konu şudur: Böcekler, biyotik (üreme) potansiyeli en yüksek olan gruplardır. Örneğin, tüm koşullar uygun olduğu takdirde, biri erkek biri dişi olan bir çift karasinekten, bir yıl içinde milyarlarca birey oluşabilir. Bir çok böcek türü, bu özellikleriyle, çevredeki hızlı değişime paralel olarak, kuşaktan kuşağa hızlı uyum esnekliği gösterebilmekterdir. Başka bir deyişle, kısa süre içinde sayıları milyarları bulan bireylerden yine milyarlarcası ölürken, farklı ve üstün genetik özelliği nedeniyle yaşayabilen sadece bir kaç birey, yeni koşullarda kısa süre içinde yine milyarlarca yeni ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

7 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 19 birey üretebilmektedir. Böylece, üreme potansiyeli yüksek olan türler, hızla evrimleşerek, nisbeten kısa süre içinde, eskisinden farklı, yeni ırklar ve yeni türler oluşturabilmektedir. Pestisitlere (öldürücü ilaçlara), her yıl yeni direnç göstererek ortaya çıkan bakteriler (mikroplar) ve böcekler, bu şekilde olan evrimleşmenin, kısa süre içinde görülebilen kanıtlarıdır Tür Çeşitliliği Niçin Önemlidir? Bir ekosistemde tür çeşitliliği ile ilgili olarak iki önemli ekolojik kural vardır: 1. Kural: Belirli bir yaşama ortamında yer alan canlı türlerinin pek çoğu birlikte evrimleşmişlerdir. Her tür, temel biyolojik ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve neslini sürdürebilmek için, başka canlı türleriyle doğrudan veya dolaylı olarak çeşitli ilişkiler ve etkileşimler içindedir. Bir canlı türü, nesli yok edilerek, o ortamdan çıkarılırsa, o canlı türü ile ilgili besin zinciri kopacak, ekolojik ağ dağılacak ve ekosistem görevini yapamaz hale düşüp, çökecektir. Bir bölgenin ekolojik sağlığı, o bölgedeki canlı türü çeşitliliği oranında istikrarlı ve dengeli olmaktadır. 2. Kural: Belirli bir ekosistemde yaşayan canlılar arasında, değişik ölçü ve şiddetlerde rekabet vardır. Eğer bu canlılar genetik bakımdan birbirine benzerse, sınırlı kaynaklardan aynı anda, aynı yerde, aynı oranda ve aynı lezzette faydalanmak isteyecekleri için aralarındaki rekabet daha şiddetli olur. Birbirinden genetik bakımdan farklı olan türler ise, aynı ortamda yaşamakta olsalar bile, genel olarak rekabet edici değil, birbirlerini tamamlayıcı ve doğal dengeyi sağlayıcı bir görev yaparlar. Bir çok kişi, "biyoçeşitlilik" deyince, sadece tür çeşitliliğini anlar. Biyoçeşitlilik kavramı içinde, türleri içinde barındıran bir üst düzeydeki ekosistem çeşitliliği ile, tür çeşitliliği içinde yer alan bir alt düzeydeki genetik çeşitlilik de yer alır. Bu nedenle, bir bölgedeki "biyolojik çeşitlilik" derecesini ifade ederken oradaki tür sayısı ile birlikte, habitat çeşitliliği ve orada mevcut olan taksonomik ve genetik çeşitlilik düzeyleri de dikkate alınmalıdır. Örneğin, iki ada düşünelim: A adasında biri kuş, biri de sürüngen olmak üzere iki tür bulunsun. Bu adasında da hepsi de kuş olan dört tür bulunsun. Biyolojik çeşitlilik bakımından, bu adalardan A adası, B adasına göre daha zengin sayılır. Çünkü tür çeşitliliğinin zenginlik ölçütü, sadece tür sayısı değil, ekolojik sistem içinde bu türlerin yer aldığı taksonomik grup çeşidi ile bunların içerdiği genetik bilgi derecesidir. Tür çeşitliliği ile birlikte tür içindeki genetik çeşitlilik, değişen çevre koşullarına uyumun ve evrimin anaa kaynağını oluşturur. Bir kuş ve bir de sürüngen türü içeren A adası, daha yüksek düzeyde habitat çeşitliliğine ve daha büyük bir evrimsel potansiyele sahiptir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

8 20 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K Nesil Tükenmesi Ne Demektir? Bir canlı türü ya da o türün belirli özellikler taşıyan bir ırkı, yeryüzünden tamamen yok olmuşsa; ya da neslini sürdürebilmek için insanın bakımına muhtaç hale gelmişse; artık o canlı türünün ya da o ırkın, evrimsel anlamda nesli tükenmiş demektir. Bir canlı türü veya tür içindeki bir ırk neslini sürdürmek için, önce, bir çok bireyden oluşan bir toplum halinde, belirli bir ekosistemde yaşamak zorundadır. Toplumu oluşturan bireyler önce tek tek yaşamalı, sağlıklı gelişmeli, üreme çağına gelip genlerini bir sonraki kuşağa aktaracak şekilde üreyebilmelidir. Bunun için de, her canlı beslenmek, üremek ve kendisini ve yavrularını saklayıp korumak için belirli bir habitata ihtiyaç duyar. Bu nedenle, eğer: Bir canlı türünün temel yaşam ihtiyaçlarını karşıladığı habitatlar yok olursa, Bu habitatta daha önce bulunmayan ve tehdit edici olan bir etken devreye girerse, Bu habitatta, söz konusu canlı için önemli görevi olan ögelerden biri veya birkaçı habittattan çıkarılırsa, o canlı türü, önce birey düzeyinde tek tek, sonra da toplum olarak kitleler halinde, o bölgeden yok olmak zorunda kalır. Bunun üstüne bir de, başka yörelerde, aynı koşulları ve aynı canlı türünü taşıyan "yedek" habitatlar bulunmuyorsa, artık o canlı türü veya o ırk, yeryüzünden tamamen yok olmuş, nesli tükenmiş demektir. Yapılan paleontolojik araştırmalar, yerküresinde hayatın başladığı zamandan bugüne kadar, nesilleri tükenmiş olan türlerin sayısının yüzmilyonu bulduğunu göstermektedir.? Geçmişteki ve mevcut kanıtlara dayanarak ortaya konulan görüşler, nesil tükenme olayının doğal bir olay olduğunu, bir türün neslinin -er ya da geç- tükenmesinin kaçınılmazlığını belirtmektedir. O zaman ister istemez şu soru aklımıza geliyor: Öyleyse neden kaygı duyuyoruz? Unutulmamalıdır ki yukarıda belirtilen nesil tükenme olayları, uzun zaman süreci içinde ve doğal yollarla olmuştur. Doğal yollarla bir türün nesli yavaş yavaş tükenirken, aynı türün genetik yapısında ağır ağır ve tedrici olarak gerçekleşen değişimler sonucu, çevreye ayak uyduran yeni ırklar ve onlardan da yeni türler ortaya çıkabilmektedir. Oysa, insan etmeni yüzünden ortaya çıkan nesil tükenmesi, doğal yolla süregelen nesil tükenmesinden çok farklıdır. Nitekim, insan etkisiyle son ikiyüz yıllık zaman diliminde nesli tükenen türlerin sayısının, insan türü ortaya çıkmadan önceki herhangi bir jeolojik çağın ikiyüzmilyon yıllık zaman diliminde nesli tükenen türlerin sayısından kat kat fazla olduğu tahmin edilmektedir (Tablo2). Çünkü insan türü, sadece, yaklaşık yüzbin yıl kadar önce, yeryüzündeki diğer canlılar arasında yerini almıştır. Diğer canlılardan farklı olarak, zeka ve teknolojisiyle yerküresi üzerindeki yaşam ortamlarını, sadece kendi arzu ve ihtiyaçları yönünde değiştirme ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

9 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 21 gücüne sahiptir. İnsan türü, bu ve benzeri etkinlikleri sonucunda, doğadaki ögelerin şimdiye kadar hiç tanık olmadığı yepyeni kimyasalları ve nükleer maddeleri üretip, onların atıklarını doğaya bırakmakta; ekosistemleri ve yaşama ortamlarını hızla değiştirmekte; bu ortamları -önce başka canlılar için sonra da kendisi için- yaşanamaz hale getirmektedir. Ne yazak ki, nesli tükenme tehlikesi altında olan türler arasında, insanın kendi türü "Homo sapiens" de bulunmaktadır. İnsan türü, sahip olduğu zekasını ve makinelerini, doğanın dengesini değiştirmek için değil, doğal olarak süregelen değişikliklere kendi neslini daha iyi uydurabilmek için kullanmak zorundadır. Tablo 1.2: Memeli Hayvan Türlerinin Dünyanın Değişik Devirlerinde Yok Oluş Hızları Dünya'da, soylarının tehdit altında olduğu bildirilen türler, önemli canlı gruplarına göre Tablo 3'de verilmiştir. Listeye bakılırsa, Dünya'da oran olarak en çok tehdit altında bulunan canlı grupları memeliler (% 11.9) ve kuşlardır (% 11.3). En az tehdit altında olan grup da omurgasızlardır. Türkiye'de yaşayan ve nesilleri tehdit altında bulunan memeli hayvanlara ait bilgiler Tablo 4'de verilmiştir. Ülkemizdeki toplam 132 memeli türünden 65 tanesi (ki % 49.2) değişik derecelerde tehdit altında bulunmaktadır. Bu oran Tablo 3 ile karşılaştırılınca, Türkiye'deki memeli türlerinin dünya ortalamasına göre (% 11.9), çok daha büyük bir tehdit altında olduğu ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de yaşayıp da nesli tehlikede olan balık, amfibi, sürüngen ve kuş türlerinin oranı da, ne yazık ki dünya ortalamasının çok üstünde seyretmektedir (Tablo 5). Bu durum, sahip olduğu biyolojik mirası koruma sorumluluğu taşıyan ülkemiz açısından, hiç de iyi bir görüntü değildir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

10 22 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K Tablo 1.3: Dünya'da Soylarının Tehdit Altında Olduğu Bilinen türlerin, Önemli Canlı Gruplarına Göre Durumları Tablo 1.4: Türkiye'de Yaşayan Memeli Hayvanlar ve Herbiri İçinde Tehdit Altındaki Türlerin Sayı ve Oranları Tablo 1.5: Bazı Önemli Canlı Gruplarının Dünya'da ve Türkiye'de Yaşayan Tür Sayılarının Karşılaştırılması ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

11 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K Kırmızı Veri Kitapları ve Kırmızı Listeler "Kırmızı" renk, tehlikeyi ve dikkatli olmayı haber veren bir simgedir. "Kırmızı Veri Kitapları" ve "Kırmızı Listeler" de, nesli tehlikeleye giren canlılar hakkında uyarıda bulunan bilimsel çalışmalardır. Bir taksonun soyunun tehlike altında olup olmadığını belirtmek için, kullanılan ölçütlerden birisi IUCN tarafından geliştirilen kategorilerdir. IUCN kategorileri ile ilgili bilgiler, özet halinde Tablo 6'da verilmiştir. Bu kategoriler, bir taksonun, neslini devam ettirebilme durumu ile ilgili bölgesel, ülke, veya küresel düzeylerdeki yerel bilgilerdir. Örneğin, bölgesel düzeyde "Ex" olan bir tür, küresel düzeyde "Ex" değil de "R" veya başka bir kategorik durumda olabilir. Tablo 1.6: IUCN Kırmızı Veri Kitabı'na Göre Canlı Taksonlarının (Irk, Tür, Cins vb...) Nesillerinin Durumunu Bildiren Kategoriler AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

12 24 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K IUCN Kategorilerini göstererek hazırlanan "Kırmızı Listeler" kamuoyunu ve yetkili birimleri uyarma görevi yaparlar. Bu kitaplar ve listeler, etkin koruma önlemlerinin alınması, taksonların sayılarının çoğaltılması, habitatlarının geliştirilmesi, onların sürdürülebilirlik ilkelerine göre yönetilip işletilmesi ile ilgili bilgileri vermezler. Ancak, yönetim ve koruma ile ilgili olan bu bilgiler, ilgili taksonların biyolojik ve ekolojik özellikleri çalışılarak elde edilir Biyoçeşitliliğin Gen Düzeyi Genetik Çeşitlilik Nedir? Genetik çeşitlilik, bir bireyin sahip olduğu genler tarafından belirlenen genetik bilgilerin toplamıdır. Normal olarak bir tür içinde pek çok sayıda birey vardır. Bir (tek) yumurta ikizleri hariç, bir canlı türü içindeki bireylerin herbiri, genetik bakımdan birbirinden az veya çok farklıdır. Bireylerin akrabalık dereceleri uzaklaştıkca, aralarındaki genetik farklılıklar da artmaktadır. Bireyler arasındaki farklılıklar, söz konusu bireylerin, belirli bir karakter için aynı genin farklı çeşidine (aleline), ya da değişik gen kombinasyanlarına sahip olmalarından ileri gelmektedir. Bireyler arası genetik çeşitlilik bu nedenle ortaya çıkmaktadır. Aynı şekilde, bir genin, belirli bir canlı türünün farklı populasyonları arasında farklı frekanslarda (sıklıkta) bulunması, ya da değişik kombinasyonlarda olması, bireyin ait olduğu populasyonların birbirinden farklı olmasına ve populasyonlar arası genetik çeşitliliğe yol açmaktadır. Örneğin, belirli bir türün farklı populasyonlarının hastalıklara, kuraklığa, soğuklara, vb. etkenlere karşı farklı düzeylerde dayanıklılık göstermeleri, söz konusu populasyonların, gen frekansları ve gen kombinasyanları bakımından farklılıklar göstermesinden ileri gelmektedir. Bu ve benzeri karakterleri kontrol eden genler, anne-baba aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılmakta; bu yapılırken, yeni genetik kombinasyonlar ve yeni genetik çeşitlilik ortaya çıkmakta; böylece değişen çevre koşullarına türün uyum esnekliğinin artması sağlanmaktadır. Bir tür içinde yeteri düzeyde ve zengin bir genetik çeşitlilik olursa, bitki ve hayvan genetikcileri, değişen ihtiyaçlara cevap veren, yeni koşullara uyabilen ve istenilen özellikleri sergileyen yeni bitki ve hayvan ırklarını üretebilirler. Son yıllarda genetik çeşitlilik derecesini ölçmeye yarayan, populasyon genetiği ve moleküler [elektroforez, moleküler işaretleyiciler ve gen dizilim (sekans) analizleri gibi ] genetik ilkelerine dayanan, çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

13 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K Evcilleştirme Olayı Arkeoloji biliminin ortaya çıkardığı buluşlara göre, insanlar, bundan yaklaşık onbin yıl öncesine kadar, mağara ve ağaç kovuklarında yaşıyorlardı. Herkes, geçinmek için tek bir mesleğe sahipti: "Avcılık ve toplayıcılık". Tüm atalarımız bu mesleği onbinlerce yıl sürdürdü. O zamanlar, bugünkü gibi tarım yapılmıyordu. Evcil hayvanlar yoktu. İnsanlar, bütün yiyeceklerini, doğada kendiliğinden yetişen canlılardan elde ediyorlardı. Yabani bitkilerin meyvelerini, tohumlarını, yumrularını, yapraklarını, filizlerini ve yenilebilen diğer organlarını dağ taş gezerek toplayıp yiyorlar; yabani hayvanların da etinden, derisinden, yumurtasından, boynuz ve kemiklerinden yararlanıyorlardı. İnsanoğlu yaşamak ve neslini sürdürebilmek için, her devirde bitki ve hayvanların ürettiği maddelere ihtiyaç duymuştur. İhtiyaç duyduğu maddeleri en çok ve en kaliteli bir şekilde üreten bitki ve hayvanları (bireyleri, ırkları ve türleri) bulup seçmek, onları yetiştirip çoğaltmak, sonra da onları kullanmak, insanın kendi sorumluluk alanına girmektedir. Bu işleme evcilleştirme denir. Arkeolojik kanıtlar, bundan yaklaşık onbin yıl önce, insanların, bitki ve hayvanları evcilleştirmeye başladığını göstermektedir. Mevcut bilgilere göre, insanoğlu, tarım ve çiftçilik mesleğine, birbirine yakın zaman dilimleri içinde, dünyanın tek bir yerinde değil, sekiz ayrı değişik bölgesinde başlamıştır. Tarımcılar ve bitki bilimcileri bu merkezlere "Genetik Çeşitlilik Merkezleri" adını vermişlerdir Yeryüzündeki Genetik Çeşitlilik Merkezleri "Genetik Çeşitlilik Merkezi" (GÇM) olarak belirlenen başlıca alanların, Dünya üzerinde yer aldığı bölgeler ve bunların isimleri şunlardır: Çin GÇM, Hindistan GÇM, Orta Asya GÇM, Orta Doğu GÇM, Akdeniz Havzası GÇM, Etiyopya GÇM, Güney Meksika ve Orta Amerika GÇM, Güney Amerika GÇM. Bu ana merkezlerin, küçük alt bölgelere ayrılmasıyla (örneğin, Siyam-Malaya-Java GÇM, Şili GÇM, Paraguay-Brezilya GÇM, Peru-Ekvator-Bolivya GÇM gibi) başlıca genetik çeşitlilik merkezi sayıları sekizden onikiye çıkarılmıştır. Bunlara ek olarak, herbir bölge içinde, daha alt düzeyde, mikro-gçmleri de belirlenebilmektedir. Örneğin, Türkiye'de kültüre alınmış bitkiler için, beş adet mikro-gçm belirlenmiştir AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

14 26 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K (Trakya-Ege, Doğu ve Güney Anadolu, Samsun-Tokat-Amasya bölgesi, Kayseri veçevresi, Ağrı ve çevresi gibi). Her bir GÇM, bütün bitki türlerinin değil, belirli sayıda bitki türlerinin anavatanıdır. Örneğin, Orta Doğu GÇM sınırları içinde yer alan Anadolu, armut, elma, badem, kiraz, buğday, çavdar, nohut gibi kültür bitkilerin atalarının anavatanı konumundadır. Çin GÇM ise portakal, kayısı, şeftali, çay, şeker kamışı gibi kültür bitkilerinin atalalarının anavatanıdır. Mısır, patates, domates, tütün, fasülye, kakao gibi bitkilerin yabani ataları Meksika, Orta Amerika ve Güney Amerika GÇM'leridir. Adı geçen bitki türleri, evcil ve kültüre alınmış halde dünyanın pek çok bölgesinde yetişirken, onların herbirinin yabani ataları, doğal olarak yalnızca, ilgili türün anavatanı konumunda olan GÇM'lerinde yetişmektedir. Son yıllarda yapılan değerlendirmelere göre, bu bölgelerden dört tanesi (Kuzey Çin, Orta Doğu, Güney Meksika ve Orta ve Güney Peru), tarımın ilk başlangıç noktaları olmaları bakımından, diğer merkezlerden bir çok farklılıklar göstermektedir. "Tarımın beşiği" olarak nitelendirilen bu merkezlere, "Çekirdek Genetik Çeşitlilik Merkezleri" adı da verilmektedir. Genetik çeşitlilik merkezlerinin dünya üzerinde yer aldığı bölgeler, rasgele bölgeler, ya da rasgele ekosistemler değildir. Bu bölgelerin hepsi, ekvatorun 23 derece kuzey ve 23 derece güneyinden geçen enlem çizgilerine (Yengeç ve Oğlak Dönenceleri) yakın bölgelerde yer almaktadır. Hepsi, derin kanyonların, verimli vadilerin, istikrarlı akarsuların, yüksek yaylaların, kısacası zengin ekosistem çeşitliliğinin yan yana bulunduğu bölgelerde uzanırlar. İşte, farklı jeolojik devirlerde, onbinlerce yıl boyunca bir araya gelen bütün bu etmenler, bu alanlarda zengin bir biyolojik çeşitlilik oluşmasına yol açmışlardır. Bir yandan uygun iklim ve toprak koşulları, bir yandan da zengin biyolojik çeşitlilik, bu bölgelerin "genetik çeşitlilik merkezi" olmasına zemin hazırlamıştır Yeryüzündeki Genetik Çeşitlilik Merkezleri Niçin Önemlidir? Bugün insanoğlu, çeşitli amaçlarla yaklaşık 150 kadar bitki türünü (süs bitkileri hariç) ekip biçmektedir. Bu bitkiler, yabani atalarından, önceleri yapay yollarla seçilerek, sonra da melezlemeler yapılarak üretilmişlerdir. Daha sonraki kuşaklarda, genetik yapılarındaki yeni değişimlerle (mutasyonlarla ve doğal seçilimlerle), yeni tipler ortaya çıkmış; ve onlar arasından, damızlık stok olarak yeniden yapay seçim yapılmıştır. Bu arada, bilmeden bir yanlışlık yapılmıştır: Yapay seçimde en önemli özellik olarak yalnızca "yüksek verim" dikkate alınmış, başka değerli genleri taşıması muhtemel olan bir çok birey, elenip atılmıştır. Başka bir deyişle bazı faydalı genleri taşıyan bireyler, damızlık stoktan bilmeden dışlanmış; genetik taban daratılmış, eldeki damızlık stoğun genetik çeşitliliği bilmeden azaltılmıştır. Bu işlemler kuşaklar boyu sürmüştür. Bu süreç içinde, kültüre alınmış türler, yabani atalarından farklı bir genetik yapıya sahip olmuşlar, bu farklılıklar birikince, zamanla farklı tür konu- ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

15 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 27 muna gelmişlerdir. Sonuç olarak, bağ, bahçe ve tarım bitki türlerinde, yabanıl atalarda mevcut olan pek çok değerli gen, bugünkü tohumluklarda kaybedilmiş durumdadır. Örneğin, bundan 50 yıl önce, Türkiye sınırları içinde pazarlarda satılan elma çeşidi sayısının 100'ü, armut çeşidi sayısının da 600'ü geçtiği belirtilmektedir. Bugün ise, "yüksek verimli", ya da "albenili" ırkların yaygın olarak dikilip büyütülmesi ile, eski bağ ve bahçelerdeki orijinal elma ve armut ırklarının büyük bir bölümünün soyu tükenmiştir. Orijinal ırklarda var olan hoş koku, aroma, tad ve lezzet, kötü çevre koşullarına (aşırı sıcak ve soğuğa, fakir ve kurak topraklara vb.), ve hastalıklara dayanıklılığı sağlayan pek çok faydalı gen, modern ırklarda yok edilmiştir. Bu türler "genetik erozyona" uğratılmıştır. Böyle bir durum ise ilgili tür ve ırkların, belirli ve dar standartlar dışındaki çevre koşullarına uyumunu ve dayanıklılığını azaltmaktadır. Genetik erozyona uğratılmış başka bitki ve hayvan türleri biliyor musunuz? İşte, kültür bitkilerinin yabani ataları bu aşamada yardıma yetişmektedir. Onlarda mevcut olan faydalı genler, biyoteknolojinin de sağladığı yeni yöntemlerle, kültür bitkilerine aktarılabilmektedir. Ancak, ne yazık ki, dünyanın bir çok bölgesinde, pek çok kültür bitkisinin yabani atalarının yetiştiği doğal alanlar (ekosistemler) hızla başka kullanım şekillerine dönüştürülmekte, gittikçe daraltılmakta, ya da onların yaşayamayacağı şekilde bozulmaktadır. Bir bakıma, yabani türler"genetik erozyona" uğramaktadır.? Yeryüzünde biyoçeşitliliği koruma ve geliştirme stratejileri belirlenirken, genetikçeşitlilik merkezlerine öncelik verilmelidir. Çünkü bu alanlar, zengin biyoçeşitlilik içeren alanlardır. Bu alanlara öncelik verilmesiyle, insanlık için önemli olan daha çok sayıda tür korunmuş ve onlara, bulundukları alanda evrimleşme şansı verilmiş olacaktır. Ayrıca, bilimsel araştırmaların bu bölgelerde yoğunlaştırılması ile "akraba türler" üzerinde üretilecek bilgiler, evcil türler aracılığıyla, insanlığın hizmetine ve ekonomiye daha kısa bir süre içinde ve daha etkin olarak aktarılabilecektir. Bu bölgelerden elde edilecek bilgi ve deneyimler, dünyanın diğer yerlerindeki, ikinci ve üçüncü derece öneme sahip çeşitlilik merkezlerinin korunması için stratejiler geliştirilmesine yardımcı olacaktır Biyoçeşitliliğin "Proses", ya da İşlevsel Düzeyi Proses Nedir? Kahvaltı masamızdaki bir kaşık balın, nasıl üretildiğini hiç düşündünüz mü? Bal arısı (Bilimsel adı: "Apis mellifera") adı verilen bir böcek türü, koloniler halinde yaşar. Türün, "işci arı" adı verilen bireyleri, yiyecek kaynağının bulunduğu yerin yönünü, uzaklığını, çeşit ve miktarını, diğer arılara özel danslar yaparak, güneşin du- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

16 28 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K rumuna göre haber verirler. İşci arılar, çiçeklerin rengini, çiçeklerdeki balözünün kokusunu özel duyularıyla anlar; belirli bir sürede belirli çiçekleri ziyaret ederler. Hortumları ile çiçeklerden topladıkları balözünü bir süre kursaklarında depolarlar. Bu sürede, çiçekten toplanan balözü, arının kursağında değişime uğrar ve glikoza dönüşür. Arı, yuvasına dönünce, topladığı balı petek odacıklarına depolar. Odacıkları, karnının alt tarafındaki özel salgı bezlerinden ürettiği mum örter...ihtiyaç duyduğu zamanlarda, enerji üretmek veyaşamak için, depoladığı balı yer. Fazlasını da başka canlılar yiyebilir...düşmanına karşı, zehirli iğnesini kullanarak, kendini ve kolonisini korur. Bu arada arı, çiçek tozlarını bir çiçekten başka bir çiçeğe yayarak, çiçeklerin döllenmesini ve bitkilerin "meyveye yatmasını" da sağlar...? Yukarıda kısaca anlatılan konu içinde, bir çok "ekolojik olay", ya da "proses" olmaktadır. Arı ile diğer canlılar (bitkiler, insanlar ve arı parazitleri...) arasında değişik niteliklerde ve farklı düzeylerde etkileşimler olmaktadır. İşte, bir ekosistemdeki canlı ve cansız varlıklar arasında, bu şekilde süregelen pek çok karmaşık olaylar vardır. Prosesler bir ekosistemin, işlemesini, görevini yerine getirmesini ve sonuç olarak da oradaki canlıların yaşamasını sağlar. Prosesler dinamiktir. Onları, maddi olarak ortaya koyamaz, somut olarak göremezsiniz. Fakat, onları işlerken gözleyebilir; onlardan, ekosistemin ve doğal olayların nasıl çalıştığı hakkında önemli dersler alabilirsiniz. Prosesler, ekosistemde biyolojik çeşitliliğin yaşamsal önemde bir parçasını oluştururlar. Proses çeşitliliği, biyolojik çeşitliliğe ayrı bir boyut, ayrı bir zenginlik kazandırır. Doğada cereyan eden, daha önce gözlediğiniz prosesleri anlatınız. Bir ekosistemde, canlı ve cansız varlıklar arasında durmadan devam eden etkileşimler milyonlarca yıldan beri süregelmektedir. Bu nedenle proses çeşitliliği, bir ekosistemde uzun evrimsel süreç içinde ortaya çıkan ve bugün de devam eden değişik olaylar ve etkileşimler dizinidir Proses Çeşitliliği Niçin Önemlidir? Proses çeşitliliği biyoçeşitliliğin temel bir ögesi olup, ekosistemin canlı ve cansız ögeleri arasında bağlantı kurulmasını, ekosistemin işlemesini ve biyoçeşitliliğin yapısal parçaları arasında karşılıklı denge oluşmasını sağlamaktadır. Ekosistemler farklı olunca, orada bulunan canlı ve cansız varlıklar da farklı olmakta böylece, her bir ekosistem içinde süregelen prosesler de birbirinden farklı olabilmektedir. Zamana, yere ve biyoçeşitliliğin diğer yapısal ögelerine bağlı olarak sürekli bir değişim içinde olduğundan, proses çeşitliliği, biyoçeşitlilik ögeleri arasında en karmaşık olanıdır. Proses çeşitliliğinin anlaşılması, davranış bilimlerinden fiziki bilimlere kadar değişen farklı bilim dallaları arasında etkileşim ve işbirliğini gerektirmektedir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

17 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 29 Bir ekosistemde, habitat çeşitliliğinin ortadan kaldırılması, ya da belirli canlı türlerinin devreden çıkarılması, orada bazı ekolojik olayların ve proseslerin durmasına neden olur. Örneğin, buğday tarlalarının sınır boylarında uzanan canlı çitler kaldırılırsa, önce oradaki habitat çeşitliliği azalacak, sonra da orada yaşayan bir çok kuş, yılan ve kertenkele ortadan kalkacaktır. Bunların ortadan kalkmasıyla, tarla, biyolojik çeşitlilikten yoksun, monoton bir yapıya sahip olacak ve bir süre sonra sistemin çalışmasında aksaklıklar ortaya çıkacaktır. Nitekim, Trakya'da bir bölgede, zehirli veya zehirsiz olup olmadığına bakılmadan, tarlalarda ve köy kenarlarında yaşayan bütün yılanlar öldürülmüştür. Birkaç yıl sonra, doğal düşmanı ortadan kalkmış olan tarla fareleri hızla çoğalmış; buğday, karpuz ve kavun tarlalarına büyük zararlar vermişlerdir. 3. Biyoçeşitlilik Kaybı Nasıl Anlaşılır? Biyoçeşitliliğin azaldığını ve kaybolduğunu nasıl anlarız? Eğer çevremizde ekosistemler bozulup parçalara ayrılıyorsa, habitatlar kayboluyorsa, bazı canlı türlerinin sayısı azalıyor ya da oradan yok oluyorsa, o bölgede biyolojik çeşitlilik azalıp yok oluyor demektir. Habitat kaybolması: Türlerin yaşadığı alanların değiştirilmesi, başka amaçlar için kullanılması, orijinal yapısının kaybedilmesi demektir. Örneğin, sulak alanlar kaybolunca, orada yaşayan pek çok bir hücreli canlı türü, pek çok plankton, orada üreyip çoğalan pek çok balık ve kuş türü yok oluyor demektir. Eğer, bu canlıların göç ederek ulaşabileceği uzaklıkta, uygun ve benzer bir habitat yoksa, bu canlıların nesli tamamen tükenecektir. Tür kaybolması: Yaşayabileceği habitatlar bozulup kaybolunca, türler de eninde sonunda kaybolurlar. Bozulmaya başlayan bir ekosistemde, ilk bakışta, türün neslini sürdürdüğünü sanırsınız. Tür, belirli bir süre, habitat bozulmasına direnç gösterebilir. Bu sürede sayıları azalmaya, bazı bulaşıcı hastalıklara daha çok yakalanmaya başlarlar. Fakat, belirli bir eşik düzeyine gelince, tür, birdenbire yok olur. O nedenle, bir ekosistemin bozulduğunu anlamak için, oradan bazı türlerin yok olmasını beklemek gerekmez. Habitatların bazı özelliklerinin bozulmaya başlaması, türün üreme gücünde ve birey sayısındaki azalmalar, erken uyarı olarak algılanmalıdır. Kırmızı Listeler bu nedenle yararlı olmaktadır. Tür içi genetik çeşitliliğin azalması: Bir türün sadece belirli bölgedeki bireylerinin yaşaması, biyolojik çeşitlilik stratejisi açısından yeterli değildir. Aynı türün farklı ekolojik bölgelerde yaşayan farklı populasyonları (ırkları, varyeteleri...), farklı genlere ve gen kombinasyonlarına sahiptir. Bu genlerin ve gen kombinasyonlarının bazısı, çok büyük ekonomik ve evrimsel değere sahiptir. O nedenle, bir türün farklı ırklarının kaybolması demek, türün genetik erozyona uğraması ve biyolojik çeşitliliğin kaybolması demektir. Örneğin, buğdayın, soğuk AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

18 30 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K bölgelere ve ılıman bölgelere uyan, "yazlık buğday", "kışlık buğday" diye bilinen farklı ırkları vardır. Bunlardan sadece birini koruyunca, tüm buğday türünü ve tüm genetik çeşitliliği koruduğumuzu sanmamalıyız. 4. Biyoçeşitliliğin Önemi Bir yöredeki biyolojik kaynaklar, milyonlarca yıllık bir evrim sürecinde, milyonlarca çeşit sınama ve yanılmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Her bölgenin, Dünyanın başka bölgelerinde tekrarlanamayan bir biyolojik çeşitliliği vardır. Biyolojik kaynakar, halâ daha keşfedilmemiş ve bilinmeyen bilgileri içinde saklamaktadır. Biyolojik kaynaklar yok edilmemeli; önümüzdeki yüzyıllarda olabilecek yeni keşif ve yöntemlerle, tüm insanlığa yararlı olabilmelidir. Biyoçeşitlilik ve biyolojik kaynaklar, insanın temel ihtiyaçlarını karşılaması yanında, insan sağlığı ve mutluluğu için bir çok yararlar sağlar. Örneğin, insanın zorunlu ihtiyaçlarından olan yiyecekler, su, oksijen, odun, enerji, selüloz hammaddesi, çeşitli ilaç ve kimyasalların hammaddeleri canlılardan ve onların büyüyüp geliştiği habitatlardan sağlanmaktadır. Bir ekosistemdeki biyoçeşitlilik: Çevresel strese ve baskılara dayanabilmek için, bir ekosisteme ve orada yaşayan her bir canlı türüne direnç sağlar. Onlara, sanki çelikten bir zırh olur. Değişen çevre koşullarına yeni uyum seçenekleri sunar. Canlı grubunun sahip olduğu geniş genetik taban, o gruba, yeni koşullara daha iyi uyum sağlaması için, yeni genetik potansiyel sağlar. Biyolojik çeşitlilik, zamanla değişen insan ihtiyaçlarına cevap verebilmek için, seçenekler demeti oluşturur. Özellikle yaban hayatı, evcil türlerin yabani ataları (mera bitkileri, gıda bitkileri, tahıl, meyve, sebze, endüstri bitkileri kauçuk, pamuk vb). Yerküresi üzerinde hayatın devamlılığı için evrimsel potansiyel sunar. Değişik ekolojik hizmetleri yerine getirerek, sağlıklı ve verimli bir çevre sağlar. (Oksijen üretimi, karbon dioksit döngüsü, su döngüsü, mineral döngüsü, su ve toprak korunması, biyolojik ayrışma (parçalanma), biyolojik kontrol...) 5. Biyoçeşitliliği Korumanın Amaçları Biyoçeşitliliği korumanın ana amacı "sürdürülebilir kalkınma"yı sağlamaktır. Sürdürülebilir kalkınma, genetik çeşitliliği, canlı türlerini, onların yaşadığı habitat ve ekosistemleri koruyarak, etkin işleterek, akıllı yöneterek sağlanır. O halde, biyolojik çeşitliliği korumanın amaçları: Genetik çeşitlilik kaybını en aza düzeye indirmek, Tür çeşitliliği kaybını en az düzeye indirmek, ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

19 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 31 Ekosistemlerde biyolojik çeşitliliği, hem şimdiki hem de gelecekteki insanların yararlanacağı şekilde işletmek. Ancak bir şartla: Bu kaynakları öyle işlet ki, bu kaynakların sunacağı-şimdiki ve potansiyel-yararlardan, başka canlıların ve gelecek kuşakların fayda sağlaması tehlikeye girmesin. 6. Biyoçeşitliliği Korumada Temel Yöntemler Biyoçeşitlilik, her düzeyde, çeşitli etkenlerin tehdidi altında bulunmaktadır. Bunları başlıca beş grup altında toplayabiliriz: Canlı türlerinin yaşadığı habitatların parçalara bölünmesi ve/veya bozulması, Aşırı tüketim, Toprak, su ve hava kirlenmesi, Yabancı türlerin getirilmesi, Küresel düzeyde iklimsel değişmeler, Endüstriyel tarım ve endüstriyel ormancılık. Biyoçeşitliliğin korunması iki önemli ölçekte olmaktadır: 6.1. İn Situ (yerinde, doğal habitatı içinde) Koruma Bir türün ve onun taşıdığı genlerin korunması işlemi, en iyi şekilde o türün doğal yaşama ortamlarında gerçekleşebilir. Bu doğal ortam, aynı zamanda başka türlerin de yaşadığı bir ekosistemdir; ve bu ekosistemde bir hedef tür korunurken bu arada bir çok başka tür de korunmuş olur. İn situ koruma, biyolojik çeşitliliğin ve onun bir parçası olan gen kaynaklarının korunması için etkin bir biyolojik yöntemdir. Çünkü bu yolla hedef türün ve onun ilgili populasyonlarının evrimsel potansiyeli ve uyum kapasitesi de korunmuş olur. Bu yolla sadece hedef genler değil, onlarla birlikte uyum sağlamış olan gen kompleksleri de, canlı birlikleri içinde, nesilden nesile geçerek korunurlar. Bir canlı türünü in situ korumaya almaya karar verince yapılacak ilk iş, hedef türün yayılış alanı, yayılış yerleri, populasyon sayıları, populasyon büyüklükleri, çeşitlilik dereceleri ve genetik mimarileri hakkında tüm bilgileri toplamaktır. Her populasyon, kendi bulunduğu yörede binlerce yıldan beri, özel bir çevresel demet halinde süregelen belirli çevre faktörlerinin etkisi altında evrimleşmiş; o koşullara göre uyum sağlamış, ona göre genetik bir yapı kazanmış olduğundan diğerlerinden farklıdır. Bu durum, çevresel faktörler bakımından (toprak, topografya, iklim gibi...) heterojen yapı gösteren habitatlarda daha net ve açık olarak ortaya çıkmakta- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

20 32 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K dır. In situ gen korunmasında izlenmesi gereken genel strateji, temsili özelliği olan habitatlarda, temsili populasyonları sistematik olarak belirleyip korumaktır. Ayrıca, nadir genlere ve istenilen bazı karakterlere sahip olabilecekleri varsayılarak, marjinal (kenar) ve coğrafik olarak izole olmuş (ayrı kalmış) populasyonların da korumaya alınması önemle önerilmektedir.? Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiatı (Doğayı) Koruma Alanları, Habitat/Tür Yönetim ve İşletme Alanları, Gen Yönetim Zonları, Gen Koruma Ormanları, Özel Çevre Koruma Alanları, Tabiat (Doğa) Anıt alanları vb. yerler, başlıca in situ koruma alanlarıdır. Bu alanlar karasal veya sulak ekosistemlerde, ya da her iki çeşit alanı da kapsayacak şekilde bulunabilirler. Türkiye'de, in situ koruma alanlarından sorumlu olan devlet kuruluşu, Orman Bakanlığına bağlı olan Milli Parklar ve Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü'dür. Türkiye'de 1997 itibariyle, ülkenin farklı ekosistemlerini kapsayacak şekilde 32 adet milli park, 12 adet tabiat parkı, 32 adet tabiatı koruma alanı, 113 adet yaban hayatı koruma alanı, 40 adet yaban hayatı üretme istasyonu bulunmaktadır. Biyoçeşitlilik koruma amaçları için ayrılan bu tip alanların, ülke büyüklüğünün en az yüzde beşi kadar olması önerilmektedir. Türkiye'de ise bu amaçla ayrılan alanların toplamı, ülke yüzölçümünün sadece yüzde bir civarındadır. Türkiye'nin yerküresi üzerindeki coğrafik konumu, biyocoğrafik tarihi, ekosistem ve tür çeşitliliği dikkate alınınca, biyoçeşitlilik amaçları için ayrılması gereken alanların artırılması ve bu miktarın ülke yüzölçümünün en az yüzde sekizi kadar olması gerekmektedir. Çevrenizde bu tip koruma alanlarından hangileri var, bunların içinden sizin gördüklerinizi ve kuruluş amaçlarını hatırlayınız Ex Situ (doğal habitatı dışında) Koruma Tehdite ve tehlike altında olan biyolojik çeşitlilik ögeleri, bulundukları alan dışına çıkarılarak koruma altına alınabilmektedir. Ne yazık ki, bu ögelerden ekosistemlerin, ex situ (kendi alanı dışında) korunması mümkün değildir. Genetik kaynakların ex situ korunması, söz konusu genetik materyalin çeşidine ve kaynağına bağlı olarak,arboretumlarda, botanik bahçelerinde, zooloji (hayvanat) bahçelerinde, orijin ve döl deneme alanlarında, tohum bahçelerinde, klon arşivlerinde, doku kültürü-, tohum-, polen- ve DNA saklama bankalarında mümkün olmaktadır. Ex situ koruma için en büyük sorun, maddi kaynak sorunudur. Genetik kaynakların ex situ koşullarda uzun vadeli korunabilmesi için ihtiyaç duyulan maddi kaynaklar çoğu kez yetersiz ya da istikrarsız olmaktardır. Ayrıca, ex situ yöntemlerle, hedef türün tüm populasyonları, yeterli sayı ve oranda koruma altına alınamamakta; ancak sınırlı sayıda korunabilen birey ya da örneklerde türün gen havuzu yeteri ölçüde temsil edilememektedir. Bunun da başlıca nedeni, yine, bu amaçla ayrılabilen maddi kaynakların, yer ve zamanın çok sınırlı olmasıdır. Bundan başka, ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

21 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 33 yapay koşullar altında korunan ve üretilen genetik materyal, zamanla kendiliğinden bir seçilime (ayıklanmaya) uğramakta; bu seçilimin nitelikleri, çoğu kez doğal koşullarda olan seçilimden tamamen farklı olmaktadır. Uzun vade sonunda ex situ koruma koşullarında korunmuş olarak çoğu korunmuş olarak elde kalabilen genetik materyal, tamamen insana bağımlı olan, ancak insanın onlara sağladığı yapay koşullar altında gelişip yaşayabilen ve fakat doğaya bırakılınca orada kısa sürede nesli tükenebilen gruplar olabilmektedir. Bu nedenlerle, in situ gen koruma yöntemleri, ex situ gen koruma yöntemlerine göre hem daha güvenilir, hem de daha ucuz olmaktadır. Bununla birlikte, ex situ yöntemler, in situ alanların herhangi bir nedenle yok olmasına karşı bir güvence olarak, mümkün olan her durumda, yine de uygulanmalıdır. Bütün bunlara rağmen, şu noktayı da belitmekte yarar vardır. Biyolojik çeşitliliğin korunması, sadece biyolojik bir olay değildir. Bu olayın çok değişik politik, ekonomik, sosyal ve hatta etik yönleri vardır. Biyoçeşitliliğin korunması ile ilgili uygulamalar, yerel yönetimler, politikacılar, biyologlar, ormancılar, tarımcılar, mühendisler, ekologlar, sosyologlar ve ekonomiciler tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle, biyoçeşitliliği koruma ve geliştirme işlemlerinin yerine getirilebilmesi için, bütün ilgili tarafların eş-güdüm ve işbirliği le, bütünüyle sorumlu, yerinde ve etkin kurumların kurulması ve çalıştırılması gerekmektedir Türkiye'nin Jeo-Biyotik Önemi Anadolu, coğrafik konumu itibariyle, üç kıtanın (Avrupa, Asya, Afrika) kesişme noktasında yer almaktadır. Bu konumuyla, hem geçmiş jeolojik devirlerde, hem de bugün, bir çok bitki ve hayvan türünün, bu kıtalar arasındaki göç ve geçiş yolları üzerinde yer almıştır. Evrimsel açıdan Anadolu, bu üç kıtada yaşayan pek çok canlı türü için zaman zaman "sığınak", zaman zaman da "dağınak" görevini üstlenmiştir. Buzul çağı öncesinde, kuzeydeki buzullardan kurtulan bitki ve hayvan türleri, kuşaklar boyu süren bir zaman dilimi içinde, Trakya ve Kafkaslar üzerinden "kaçarak" Anadolu'ya gelmişler; Kuzey Anadolu Dağlarının buzullara karşı oluşturduğu koruyucu siper altında, nesillerini Anadolu'da sürdürebilmişlerdir. Buzul çağı sonrasında ise, iklimin yavaş yavaş ısınmasıyla, bir çok bitki ve hayvan türü, yine aynı yollardan geri dönerek Avrupa ve Asya'ya yeniden dağılmışlardır. Bu bakımdan Anadolu, Kuzeyindeki ülkelerde bulunan pek çok canlı türünün orijinlerini ve evrimsel atalarını barındırmış ve barındırmaktadır. İklim bakımından Anadolu, komşu bulunduğu her üç kıtada görünen iklim özelliklerini, yer yer ve birbirine yakın uzaklıklarda göstermektedir. Anadolu'nun farklı- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

22 34 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K lıklar ve çeşitliliklerle dolu bu olağanüstü zengin topoğrafik ve iklimsel yapısı, kendisini, ülkemizin biyolojik çeşitliliğinde de yansıtmaktadır. Sonuç olarak, aynı zenginlikte farklı ekosistemler, farklı habitatlar meydana gelmektedir. Bunlar bulundukları yörenin diğer özellikleri ile bütünleşip şekillenerek farklı bölgelerde farklı canlı türlerinin, farklı biyomların (farklı bitki birliklerinin, farklı hayvan topluluklarının) ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Jeolojik devirler boyunca taşıdığı farklı bitki ve hayvan toplumlarına ek olarak, Anadolu, son sekiz-on bin yıl içinde, çeşitli insan toplumlarını da bağrında taşımıştır. Bir çok eski uygarlık, bu bölgede doğup gelişmiş; savaşlar, göçler birbirini izlemiş; bu insan trafiği arasında pek çok bitki ve hayvan türü de bu bölgeye getirilmiş ve bu bölgeden götürülmüştür. Anadolu, kendi başına ayrı bir kıta olmamakla birlikte, bir kıtanın sahip olabileceği tüm ekosistem ve habitat özelliklerine tek başına sahiptir. Bu nadir bileşimin bir sonucu olarak Anadolu, hem kültürel, hem de biyoloik çeşitlilik bakımından zenginleşmiş gelişmiştir. Farklı ekosistemler, farklı habitatlar, farklı türler ve ırklar oluşmuştur. Anadolu, endemik tür oranı bakımından (bitkilerde bu oran % 30'a yakındır), dünyada sayılı bölgelerden birisidir (Tablo 7). Kültüre alınmış pek çok bitki türü ile evcilleştirilmiş pek çok hayvan türünün yabani ataları Türkiye'de doğal olarak yetişmektedir. Türkiye'de yaklaşık 3000 tanesi endemik olan 9000'den fazla bitki türü, 192 tatlısu ve 450 kadar deniz balığı türü, 22 amfibi türü, 106 sürüngen türü, 450 kuş türü ve 132 memeli hayvan türü bulunmaktadır (Tablo 5). Bu sayılara omurgasızlar dahil edilmemiştir. İşte bütün bu nedenlerle Anadolu'yu içinde taşıyan Türkiye, yeryüzü üzerinde bugün sahip olduğu jeo-politik önemine ek olarak, jeo-biyotik önemi de büyük olan bir ülke konumundadır. Tablo 1.7: Türkiye'deki Tohumlu Bitkiler İçinde Endemik Türlerin Sayısı ve Değişik Ülkelerle Karşılaştırılması 7. Biyoçeşitliliği Korumada Uluslararası Çabalar Birleşmiş Milletler, insanoğlunun karşı karşıya bulunduğu çevre sorunlarını, 1972 yılında Stockholm'de toplanan ve "Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi" konferansı adı verilen bir konferansta bütün boyutlarıyla gündeme getirmiştir. Konferanstan sonra ortaya çıkan deklarasyonu, Türkiye dahil pek çok ulus imzalamıştır. Bundan yir- ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

23 B İ YOLOJİ K ÇEŞİTLİ L İ K 35 mi yıl sonra, 1992 yılında, Rio de Janeiro'da yine Birleşmiş Milletler tarafından, (UNEP çerçevesinde) "Dünya Zirvesi" adı verilen bir çevre toplantısı düzenlenmiştir. Rio konferansı sonunda, 150'den fazla ulusun hükümeti, yasal olarak bağlayıcı olan "Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesini" imzalamışlardır. Türk Hükümeti de bu sözleşmeyi, 27 Aralık 1996 tarihinde yayınlanan Resmi Gazetede onaylamıştır. Bu sözleşmenin 6. maddesi, biyolojik kaynakların korunması ve sürdürülebilirlik ilkelerine göre kullanılması için genel hükümleri belirtmekte; bu amaca uygun yönde ulusal stratejilerin belirlenmesini, eylem planlarının ya da programların geliştirilip uygulanmasını istemektedir. Aşağıda tırnak içinde verilen alıntı, uluslararası kuruluşlar [WRI, IUCN, UNEP, FAO ve UNESCO (1992)] tarafından ortaklaşa hazırlanan ve "Küresel Biyoçeşitlilik Stratejisi" ismi verilen kitabın "önsözü"nden alınmıştır. Bu cümle, özet halinde, bu konuda uluslararası düzeyde söz sahibi olan çevre koruma kuruluşlarının görüşlerini yansıtmaktadır. "Kalkınma ve gelişme, hem insan merkezli hem de çevre koruma temeline dayalı olmalıdır. Bizzat kendi türümüz olan insan türü ve tüm diğer canlılar, yaşamak ve nesillerini sürdürmek için Yerküresi üzerindeki doğal sistemlere sıkı sıkıya bağımlıdır. Bu doğal sistemlerin yapısını ve çeşitliliğini korumazsak, doğal sistemler görevlerini ve işlevlerini yerine getiremeyecektir. Bunun bir sonucu olarak da kalkınma ve gelişme, kendi kendisinin temelini oyacak ve tüm sistem çökecektir. Yerküresinin bize sunduğu doğal kaynakları, sürdürülebilirlik ilkelerine uygun biçimde, akıllıca ve öngürülü olarak kullanmazsak, insanlık için hiç bir gelecek tanımıyor, gelecek kuşakların yaşama hakkını tamamen reddediyoruz demektir. Kalkınma, başka grupların ya da gelecek kuşakların zarar görmesi, diğer türlerin yaşama alanlarının yok olması ve soylarının tehlikeye girmesi pahasına olmamalıdır." Ormanların ve biyoçeşitliliğin yarattığı etkiler, ister olumlu isterse olumsuz yönde olsunlar, temelde küreseldir. Bu etkiler, hem zaman hem de alan bazında, herhangi bir ülkenin politik sınırlarının çok dışına taşmaktadır. Bu nedenle, özellikle benzer tür çeşitliliğine ve benzer ekosistemlere sahip olan ülkeler arasında uluslararası işbirliği kaçınılmaz olmaktadır. Nitekim, Rio Sözleşmesi, bir bütün olarak, biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirlik ilkelerine göre işletilmesi yönünde bilgi ve teknoloji akışına kolaylaştırmak için, uluslararası işbirliğinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili olarak etkin görevler yapan ve bazıları Birleşmiş Milletler bünyesinde görev yapan çeşitli uluslararası kuruluşlar vardır. Bunlar arasında FAO, UNEP, UNESCO, IBPGR, WRI, IUCN, WWF, CI, EUFORGEN, IUFRO, GTZ vd. sayılabilir. Bu kuruluşlar, dünya çapında öneme sahip olan genetik kaynak ve biyoçeşitlilik koruma çalışmalarının planlanması, organizasyonu, coğrafik bölgelerdeki keşfi, mali destek bulunması ve araziye uygulanması gibi konularda etkin görevler ve yardımlar yapmaktadır. Örneğin, gelişmekte olan ülkelerde dünya ölçeğinde öneme sahip biyoçeşitlilik sorunları için bir mali destek sağlama mekanizması olan GEF (Global Environmetal Facility), Dünya bankası, UNDP ve UNEP tarafından ortaklaşa yönetilmektedir. Rio Sözleşmesini izleyen yıllarda, Kenya dan Polonya ya, Çin den Meksika ya kadar AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

TC Berlin 2017 Text Correction Turkish

TC Berlin 2017 Text Correction Turkish Temiz hava, temiz su ve temiz besin. Bu üçlü, insanların yaşamaları için zorunlu ihtiyaç maddeleridir. temel olan Temiz su ve temiz havanın asıl kaynağı, çoğunlukla tahrip edilmemiş 1 ve kirlenmemiş doğal

Detaylı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.

Detaylı

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK Dünyada kültüre alınıp yetiştirilmekte olan 138 meyve türünden, yaklaşık 16'sı subtropik meyve türü olan 75'e yakın tür ülkemizde

Detaylı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı Ekosistem Ekolojisi, Ekosistemin Yapısı Ekosistem Ekolojisi Yapısı A. Ekoloji Bilimi ve Önemi Ekoloji canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Günümüzde teknolojinin

Detaylı

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ Ekosistem, birbiriyle ilişkili canlı ve cansız unsurlardan oluşur. Ekosistem, bu unsurlar arasındaki madde ve enerji dolaşımı ile kendini besler ve yeniler. Madde döngüsü

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar 10. SINIF KONU ANLATIMI 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tatlı su ve tuzlu su biyomları

Detaylı

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Başak Avcıoğlu Çokçalışkan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Biraz ekolojik bilgi Tanımlar İlişkiler

Detaylı

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tuzlu su ve tatlı su biyomları olmak üzere iki kısımda incelenir.

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar 10. SINIF KONU ANLATIMI 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDAKİ İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere olarak bitki ve hayvan topluluklarını

Detaylı

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur - Doğa Koruma Mevzuat Tarihçe - Ulusal Mevzuat - Uluslar arası Sözleşmeler - Mevcut Kurumsal Yapı - Öngörülen Kurumsal Yapı - Ulusal

Detaylı

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI III. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Köprülü Kanyon Milli Parkının Kısa Tanıtımı Gerçekleştirilen Envanter Çalışmaları Belirlenen Orman Fonksiyonları Üretim Ekolojik Sosyal

Detaylı

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİK BİRİMLER *Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. Ekolojik birimlerin küçükten büyüye doğru sıralaması: Ekoloji

Detaylı

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce İNGİLTERE DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Sterlin 1.

Detaylı

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ Sulama? Çevre? SULAMA VE ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ SULAMA: Bitkinin gereksinimi olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun toprağa yapay yollarla verilmesidir ÇEVRE: En kısa tanımıyla

Detaylı

TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM. Özet

TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM. Özet TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM Mesut Uyanık 1*, Ş. Metin Kara 2, Bilal Gürbüz 1, Yasin Özgen 1 1 Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Dışkapı-Ankara 2 Ordu Üniversitesi,

Detaylı

Biyoloji bilimi kısaca; canlıları, bu canlıların birbirleriyle ve çevreleri ile olan ilişkisini inceleyen temel yaşam bilimidir.

Biyoloji bilimi kısaca; canlıları, bu canlıların birbirleriyle ve çevreleri ile olan ilişkisini inceleyen temel yaşam bilimidir. . Biyoloji bilimi kısaca; canlıları, bu canlıların birbirleriyle ve çevreleri ile olan ilişkisini inceleyen temel yaşam bilimidir. Biyolojik Çeşitlilik ise; Populasyonların gen havuzlarındaki gen çeşitliliği

Detaylı

ORMAN AĞACI ISLAHI. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ)

ORMAN AĞACI ISLAHI. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ) ORMAN AĞACI ISLAHI Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY (2015-2016 GÜZ DÖNEMİ) Hızlı nüfus artışı, sanayi ve teknolojideki gelişmeler, küresel ısınmanın etkileriyle birleşerek ekosistem dengesi üzerinde yoğun baskı

Detaylı

EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği

EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4 Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği EVRİM/DEĞİŞİM/GELİŞİM Bir prosestir. Yeryüzünde, yaşamın ilk formundan bugüne kadarki büyük değişimi karakterize eder. Genlerdeki

Detaylı

EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği

EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4 Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği EVRİM/DEĞİŞİM/GELİŞİM Bir prosestir. Yeryüzünde, yaşamın ilk formundan bugüne kadarki büyük değişimi karakterize eder. Genlerdeki

Detaylı

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri On5yirmi5.com Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri Bir bölgedeki canlı varlıklarla cansız varlıkların oluşturduğu bütünlüğe ekosistem denir. Ekosistemdeki canlı ve cansız varlıklar birbiriyle

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14 1- Katalaz bitki ve hayvan dokularında bulunan bir enzimdir. Katalaz hücre solunumunda oluşan hidrojen peroksiti (bir toksin) su ve oksijen gazı haline dönüştürerek birikimini önlemeye yardımcı olur. 10

Detaylı

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atol, hayatlarını sıcak denizlerde devam ettiren ve mercan ismi verilen deniz hayvanları iskeletlerinin artıklarının yığılması sonucu meydana gelen birikim şekilleridir.

Detaylı

Biyolojik Çeşitlilik

Biyolojik Çeşitlilik Biyolojik Çeşitlilik Biyolojik çeşitlilik dünyada yaşayan canlıların ve yaşam şekillerinin eşitliliği demektir. Bir bölgede yaşayan canlı türleri, tür cinsindeki farklılıklar ve farklı yaşam biçimleri

Detaylı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar. 1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları

Detaylı

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru

Detaylı

Yüz ölçümü: 301 225 km² Nüfusu : 61.261.254 (2012) Önemli Şehirleri: Napoli, Milano, Torino, Venedik, Cenova

Yüz ölçümü: 301 225 km² Nüfusu : 61.261.254 (2012) Önemli Şehirleri: Napoli, Milano, Torino, Venedik, Cenova Yüz ölçümü: 301 225 km² Nüfusu : 61.261.254 (2012) Önemli Şehirleri: Napoli, Milano, Torino, Venedik, Cenova Başkenti: Roma Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500dolar

Detaylı

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR 200 Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR I.1. Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji İnsan için önemli olan birçok ürünlerin üretimi biyoteknolojinin

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü SAYI : B.18.0.DMP.0.00.02.010.01.../09/2007 KONU : Doğa Turları G E N E L G

Detaylı

Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri,

Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri, Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri, KIRSAL ARAZİ YÖNETİMİNDE ANALİTİK VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE SENTEZ PAFTALARININ ÜRETİLMESİ; Prof. Dr. Yusuf KURUCU

Detaylı

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik TEMEL KAVRAMLAR Doğa, çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik Kavramları Yabanıl Alan, Yabanıllık ve Yaban Hayatı Kavramları Doğa Koruma Kavramı ve Kapsamı Doğal Kaynak Yönetiminin Genel Kapsamı Doğa,

Detaylı

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI 01a Mutlak Koruma Alanı 01a.01 Kesin Korunacak Hassas Alan Kaynak değerlerinin korunması için alan kullanımı ve alana tüm etkilerin sınırlandırıldığı, gerektiğinde

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma Eco new farmers Modül 1- Organik Tarıma Giriş Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma Modul 1- Organik Tarıma Giriş Bölüm 4 Organik Tarım ve Koruma www.econewfarmers.eu 1. Giriş Organik tarım kültür alanlarında

Detaylı

Fezalar Eğitim Kurumları MSO 2013. Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 6. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır.

Fezalar Eğitim Kurumları MSO 2013. Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 6. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır. GROUP A M S O Fezalar Eğitim Kurumları Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı (23 ŞUBAT 2013, CUMARTESİ) 2 0 1 3 6. SINIF AÇIKLAMALAR Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır. Matematik bölümünün

Detaylı

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik TARIM VE EKONOMİ Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Bazı ülkelerde tarım tekniği

Detaylı

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? Canlıların hareket etme, büyüme ve yaşamlarını sürdürebilmeleri

Detaylı

Etoloji(Davranış Bilimi) :Doğal koşullarda hayvan davranışını inceleyen bilim dalına denir.

Etoloji(Davranış Bilimi) :Doğal koşullarda hayvan davranışını inceleyen bilim dalına denir. Etoloji(Davranış Bilimi) :Doğal koşullarda hayvan davranışını inceleyen bilim dalına denir. Uyarı: İç ya da dış ortamda meydana gelen ve canlıda tepki oluşturabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişikliklerdir.

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET 6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu 197 GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ Sibel MERİÇ Jeoloji Yüksek Mühendisi Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Ankara,TÜRKİYE sibelozilcan@gmail.com Seçkin

Detaylı

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Bölge yurdumuzun güneyinde, Akdeniz boyunca bir şerit halinde uzanır. Komşuları Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri, Suriye, Kıbrıs

Detaylı

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1 Uymanız gereken zorunluluklar ÇEVRE KORUMA Dr. Semih EDİŞ Uymanız gereken zorunluluklar Neden bu dersteyiz? Orman Mühendisi adayı olarak çevre konusunda bilgi sahibi olmak Merak etmek Mezun olmak için

Detaylı

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ Dr. Jale SEZEN Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Tabiat Varlıklarını Koruma Şubesi,Tekirdağ TABİAT VARLIKLARI VE KORUNAN ALANLAR Jeolojik devirlerle, tarih öncesi

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin Akdeniz iklimi / Roma Okyanusal iklim / Arjantin Savan iklimi/ Meksika Savan iklimi/ Brezilya Okyanusal iklim / Londra Muson iklimi/ Calcutta-Hindistan 3 3 Kutup iklimi/ Grönland - - - - - - -3-4 -4 -

Detaylı

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım Denizlerimiz ve kıyılarımız canlı çeşitliliği bakımından çok zengin yerler. Ancak günümüzde bu çeşitlilik azalma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun birçok nedeni

Detaylı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA III.BÖLÜM Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanan ve Kastamonu yu içine alan Batı Karadeniz Bölümü, Kastamonu ili, Araç

Detaylı

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler KORUNAN ALANLAR Korunan alanlar incelenip, değerlendirilirken ve ilan edilirken yalnız alanın yeri ile ilgili ve ekolojik kriterler değil, onların yanında tarih, kültürel ya da bilimsel değerleri de dikkate

Detaylı

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MART 2011 Tohumculuk Sanayisi Nedir? Tohumculuk Hangi İş ve Aşamalardan Oluşur? Tohumculuk İçin AR-GE

Detaylı

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI Türkiye nin bitkisel zenginliği Ülkemizde 12.500 farklı bitki türü bulunuyor. Bu bitkilerin 4.000 tanesi yaklaşık 1/3 ü endemik (ülkemize

Detaylı

4.Sınıf Fen Bilimleri

4.Sınıf Fen Bilimleri Fen Bilimleri Adı: Soyadı: Numara: Besinler ve İçerikleri Canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için yedikleri ve içtikleri maddelere besin denir.canlılar büyüyüp gelişmek, üremek ( çoğalmak ) ve solunum

Detaylı

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ Bu hibe programı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından finanse edilmektedir. Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA

Detaylı

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29 1.1. Orman ve Ormancılık Türkiye yaklaşık olarak 80 milyon hektar (ha) yüzölçümüyle dağlık ve eko-coğrafya bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu ekolojik zenginliğe paralel olarak ormanlar da

Detaylı

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI-4 COĞRAFYA-2 TESTİ 18 HAZİRAN 2016 CUMARTESİ Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir

Detaylı

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta Emin Zeki BAŞKENT KTÜ Orman Fakültesi Konu Başlıkları Uluslararası ormancılık amaçları Uluslar arası süreçler ve anlaşmalar Sürdürülebilir orman işletmeciliği

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA EKOLOJİK TERİMLER EKOLOJİ: Canlıların kendi aralarındaki ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına EKOLOJİ denir.

Detaylı

Modern Bitki Biyoteknolojisi

Modern Bitki Biyoteknolojisi Modern Bitki Biyoteknolojisi Ali TETİK Eylül, 2001 AJANDA: Biyoteknoloji Nedir? Biyoteknolojinin Genel Kullanım Alanları Bitki Islahında Biyoteknoloji ve Gen Tekniği Biyoteknoloji ile Yeni Bitkilerin elde

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ VE ULUSAL UYGULAMA DENEYİMİ

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ VE ULUSAL UYGULAMA DENEYİMİ 1 T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ VE ULUSAL UYGULAMA DENEYİMİ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK=BİYOLOJİK KAYNAK Ekosistem Tür Gen 2 3 Bozulmamış

Detaylı

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

BuNLarI BiLiYOr muyuz? BuNLarI BiLiYOr muyuz? D B Turmepa Kimdir? eniztemiz Derneği/ TURMEPA, ülkemiz kıyı ve denizlerinin korunmasını ulusal bir öncelik haline getirmek ve gelecek nesillere temiz denizlerin kucakladığı yaşanabilir

Detaylı

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI-3 COĞRAFYA-1 TESTİ 26 HAZİRAN 2016 PAZAR Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının

Detaylı

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA TRA1 FLORA Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA Avrupa dan Asya ya geçiş, saatten saate belli oluyor. Yiten ormanların yerini sık ve bitek çayırlar alıyor. Tepeler yassılaşıyor. Bizim ormanlarımızda bulunmayan

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) YRD.DOÇ.DR.IŞIL KAYMAZ, 2017, ANKARA ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BU SUNUMU KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ YA DA ÇOĞALTMAYINIZ! Peyzaj kavramı insanlar tarafından algılandığı

Detaylı

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BİTKİSEL ÜRETİM 2. TAHMİN 2014 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretiminin % 6,5 düşüşle 59,6 milyon ton, Sebze üretiminin % artışla 28,7 milyon ton,

Detaylı

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN EKOSİSTEM Cihangir ALTUNKIRAN Ekosistem Nedir? Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sisteme ekosistem denir. Ekosistem Bileşenleri Canlı Öğeler Üreticiler

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Özel Konum 1. Türkiye nin Matematik (Mutlak) Konumu Türkiye nin Ekvatora ve başlangıç

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

KÜRESEL ISINMA NEDİR?

KÜRESEL ISINMA NEDİR? HAVA Hava, dışarıda kısa sürede meydana gelen olaylar bütünüdür. Soğur, yağmur yağar, ısınır. Basınç artar veya düşer, ısı yükselir veya düşer. Rüzgar oluşur. Meydana gelenler o güne ve kısa zamana aittir.

Detaylı

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK ÇEVRE KORUMA ÇEVRE Öğr.Gör.Halil YAMAK 1 Çevre Kirlenmesi İnsanoğlu, dünyada 1,5 milyon yıl önce yaşamaya başlamıştır. Oysa yer küre 5,5 milyar yaşındadır. Son 15 yıl içinde insanoğlu, doğayı büyük ölçüde

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler BYL118 Çevre Biyolojisi-II Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü lisans dersi Çağatay Tavşanoğlu 2016-2017 Bahar Biyoçeşitlilik - Tür çeşitliliği - Genetik

Detaylı

Prof. Dr. N. Münevver Pınar

Prof. Dr. N. Münevver Pınar Prof. Dr. N. Münevver Pınar Balda polen analizi Melissopalinoloji, baldaki polen ve sporları inceleyen bir bilim dalıdır. Bal yüzyıllardır doğal besin olarak kullanılmaktadır. Bitkiden üretilen balın ham

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014 Foto: İ.BAYSAL Balıkesir, 2006 Orman Korumanın Tanımı Modern ormancılığın amacı, ormanın devamlılığını sağlayarak en uygun yararlanmayı

Detaylı

P E P 1 0 1 _ H 0 5 C

P E P 1 0 1 _ H 0 5 C Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR BİTKİ TANIMA I P E P 1 0 1 _ H 0 5 C u p r e s s u s s e m p e r v i r e n s ( A d i s e r v i - A k d e n i z s e r v i s i ) C u p r e s s u s a r i z o n i c a ( A r i z o n

Detaylı

Çevre ve Orman Bakanlığından SULAK ALANLARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete Tarihi : 17/05/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25818 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 - Bu Yönetmeliğin

Detaylı

Aklımızı Değişen İklime mi Borçluyuz? Nüzhet Dalfes İTÜ

Aklımızı Değişen İklime mi Borçluyuz? Nüzhet Dalfes İTÜ Aklımızı Değişen İklime mi Borçluyuz? Nüzhet Dalfes İTÜ Ani iklim değişiklikleri insanın aklını başına mı getirdi? Akıl Zekâ=intelligence William H. Calvin Nörofizyolog Washington Üniversitesi,Tıp Fakültesi

Detaylı

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü AFRİKA DOĞAL MİRAS LİSTESİ http://www.africanworldheritagesites.org/ Afrika da Madagaskar Adası nda 2 ve Şeysel Adası

Detaylı

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 MARMARA BÖLGESi IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 COĞRAFİ KONUMU Marmara Bölgesi ülkemizin kuzeybatı köşesinde yer alır. Ülke yüz ölçümünün %8,5'i ile altıncı büyük bölgemizdir. Yaklaşık olarak

Detaylı

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyonlar Fonksiyon tanımı Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyona uygulanacak Silvikültürel MÜDAHALELER 2) ETÇAP Planlarının Düzenlenmesine

Detaylı

TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI

TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI ANKARA 09.11.2010 SUNUM İÇERİĞİ - Türkiye nin Biyolojik Zenginliği

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI V. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Uzun Devreli Gelişme Planı-Uludağ MP Uludağ, 6831 sayılı Orman Kanunu nun 25. maddesi gereğince, 20.09.1961 tarih ve 6119-5 sayılı Bakanlık

Detaylı

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ Doç. Dr. Zafer YÜCESAN TEMEL KAVRAMLAR Ağaç? Orman? Mekanik ve Organik görüş? Yaşam ortaklığı? Silvikültür? Amacı ve Esasları? Diğer bilimlerle ilişkileri? Yöresellik Kanunu?

Detaylı

Orman Fonksiyonları -Zonlama Biyoçeşitlilik Koruma Alanları Estetik-Ekotuirzm İğneada: Fonksiyonlar: Ölçüt, Gösterge ve Aktiviteler Fonksiyonlar: Ölçüt, Gösterge ve Aktiviteler (Camili) Fonksiyonlar Ölçüt

Detaylı

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Sanayi tesislerinin alıcı ortama olan etkilerinin ve kirlilik yükünün azaltılması, yeni tesislerin kurulmasına karar verilmesi aşamasında alıcı ortam kapasitesinin dikkate alınarak

Detaylı

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER 7-F Miray DAĞCI Ömür Mehmet KANDEMİR DANIŞMAN ÖĞRETMEN NİLÜFER DEMİR İZMİR - 2013 İÇİNDEKİLER 1. Projenin Amacı ve Hedefi.. 2 2. Afit

Detaylı

Biyoloji = Canlı Bilimi. Biyoloji iki ana bölümden oluşur:

Biyoloji = Canlı Bilimi. Biyoloji iki ana bölümden oluşur: BİYOLOJİNİN ALT BİLİM DALLARI Biyoloji; Latincede canlı anlamına gelen bio ve bilim anlamına gelen logos kelimesinden oluşur. 1 Biyoloji = Canlı Bilimi Biyoloji tüm canlıların yapı, davranış ve fonksiyonlarını

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS. 94. Ve 95. Adım EKOLOJİ 1 EKOLOJİK TERİMLER ABİYOTİK FAKTÖRLER

ADIM ADIM YGS LYS. 94. Ve 95. Adım EKOLOJİ 1 EKOLOJİK TERİMLER ABİYOTİK FAKTÖRLER ADIM ADIM YGS LYS 94. Ve 95. Adım EKOLOJİ 1 EKOLOJİK TERİMLER ABİYOTİK FAKTÖRLER EKOLOJİK TERİMLER EKOLOJİ: Canlıların kendi aralarındaki ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına EKOLOJİ

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ I. Analitik Çerçeve ve Kapsam, Tanımlamalar ve Sınıflamalar a) Analitik Çerçeve ve Kapsam: Korunan alan istatistikleri; korunan alanlar (milli park, tabiat parkı,

Detaylı

GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ

GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ Bekir ENGÜRÜLÜ Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı Haziran 2016 SUNUM PLANI DÜNYADA TARIMIN GÖRÜNÜMÜ TÜRKİYE TARIMINA BAKIŞ

Detaylı

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL Kömür ve Doğalgaz Öğr. Gör. Onur BATTAL 1 2 Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş, diğer kaya tabakalarının arasında

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

KÜRESEL ISINMANIN CANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

KÜRESEL ISINMANIN CANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ KÜRESEL ISINMA KÜRESEL ISINMANIN CANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Küresel ısınmanın bitki ve hayvan türlerinin sayısının azalmasına, yaşam alanlarının ve yaşamlarının değişmesine, bazı türlerin neslinin tükenmesine

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA İç Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Çok fazla engebeli bir yapıya sahip olmayan

Detaylı