RESSAM YAŞAR ÇALLI, ŞAİR CAN YÜCEL İN NÜ RESMİNİ YAPARSA S ü l e y m a n B O Z bozalioglu@hotmail.com

Ebat: px

Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "RESSAM YAŞAR ÇALLI, ŞAİR CAN YÜCEL İN NÜ RESMİNİ YAPARSA S ü l e y m a n B O Z bozalioglu@hotmail.com"

Yağmur Yıldırım
7 yıl önce
İzleme sayısı:

1 1 Can Yücel i 10. Ölüm Yılında Anarken RESSAM YAŞAR ÇALLI, ŞAİR CAN YÜCEL İN NÜ RESMİNİ YAPARSA S ü l e y m a n B O Z bozalioglu@hotmail.com Ünlü ressamımız Yaşar Çallı geçenlerde yeni bir resim serisine başladı. Daha önce başladığı Eğreti Gelinler serisini bitirmek üzereymiş. Yeni serinin (Ya da buna tema mı demeli) adını Tarihe Ağıt koymuş. Yok olmakta olan, ya da yıkılmış, yok olmuş kültür varlıklarımızdan sivil ve resmi mimari örneklerini, geleneksel evlerimizi, konaklarımızı, okullarımızı, devlet dairelerini tuvale aktararak, ayakta kalanların restore edilip, yaşatarak korunmasına dikkat çekmek istiyor. Biz de kendisi ile bu serinin ilk resimlerine başladığı Denizli de karşılaşıp sohbet etme olanağını yakaladık. Eğreti Gelin Şükran Kozalı nın bir hayli ses getiren romanıydı hatırlancağı gibi. Sonradan Atıf Yılmaz, romandan aynı adla film de çekti. Başrollerini Fikret Hakan, Nurgül Yeşilçay, Şevket Çoruh, Onur Ünsal ve Metin Akpınar paylaşıyordu. Yaşar Çallı ile tanışıklığımız otuz yılı aşkındır. Bu karşılaştığımızda yanında taşıdığı Eğreti Gelinler resimlerinden birkaç tanesini görme olanağımız da oldu. Tabi ki fotoğraflarını.. Gerçekten nefis resimler. Mekanları, renkleri, dönemin giysileri ve kullanılan etnografik ögeleri ile bu sosyolojik gerçeği resimlerine büyük bir ustalıkla aktarmış Çallı. Şimdi de Tarihe Ağıt başlığı ile yapacağı, ülkenin çeşitli yerlerinden mimari örnekleri bitirdiğinde bir sergide birleştirerek sanatseverlerin beğenisine sunmayı tasarlıyor. Eğreti Gelinler ve Tarihe Ağıt Çallı nın fırçasından aynı galeride sergilenecek. KARTAL FESTİVALİ NDE Yaşar Çallı ile Ağustos ayında buluştuk. Resimden, sanattan, sanatçılardan söz ederken söz dönüp dolaşıp, Ağustos ayı içersinde yitirdiğimiz ve onuncu ölüm yıldönümü ile andığımız ünlü şairimiz Can Yücel e geldi. Cumhuriyet döneminin en ünlü Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel in oğlu Can Yücel. Cumhuriyet Döneminin en ünlü ressamlarından biri de renkli yaşamı, hazır cevaplılığı ile de bilinen İbrahim Çallı. Yaşar Çallı ise İbrahim Çallı nın birinci eşinden (Sare Hanım) olan kızının oğlu. Yani öz torunu. Can Yücel in babası ve kendisi ile birlikte İbrahim Çallı ya dair çok anılarının olduğunu ve bunları kendisi ile paylaştığını anlatıyor Yaşar Çallı. Konu Can Yücel olunca biraz daha dürterek birlikte anılarını anlatmasını istiyoruz. En ilgincini, belki de edebiyat tarihine girecek ve ilk kez burada yayınlanan anısını anlatmaya başlıyor Yaşar Çallı. Tarihini tam olarak anımsamıyor, anlattıklarından çıkardığımız, 1990 lı yılların başları olmalı.. Yaz aylarından biri.. İstanbul Kartal Belediyesi, düzenlediği Kültür ve Sanat festivali için Çallı yı da çağırmış. Festivalde sergi açması rica edilmiş. Çallı TBMM nin tek kadrolu ressamı ve sanat danışmanı o yıllar. Yaptığı devlet büyüklerinin, ünlü iş adamlarının ve sanatçıların portreleri ile, yurt dışındaki ünlü devlet adamlarının portreleri ile haklı bir ün edinmiş. Kendisini otobüsten alan bir şoförün, kent merkezinden uzakta bir konaklama merkezine götürdüğünü, büyük bir yüzme havuzu bulunan konaklama yerinde daha çok kadın ve çocukların havuza girip çıktığını anlatıyor. Bir masanın kenarında iki kişinin dikkatini çektiğini, birinin elindeki gazeteden yüzünün görünmediğini, yanında saçı sakalına karışmış heybetli bir adamın olduğunu, kendisini fark eden adamın elindeki gazeteyi indirerek sakallı

Yeni serinin (Ya da buna tema mı demeli) adını Tarihe Ağıt koymuş.

2 2 adamı dürtüp kendisini işaret ettiğini anlatıyor Çallı. İşaret eden adamın Mustafa Ekmekçi olduğunu ve orada bulunmasının kendisi için bir sürpriz olduğunu ekliyor. Ekmekçi ile sarılıp öpüşüyorlar. Ekmekçi Yaşar Çallı yı tanıştırıyor yanındaki heybetli, sakallı kişiye. Ünlü şair Can Yücel ve Ressam Yaşar Çallı ilk kez karşılaşıyorlar Kartal da.. Kızı da ressam olan Can Yücel, Çallı ya hemen dedesi İbrahim Çallı ile babasının dostluklarını, kendisinin de onu çok sevdiğini anlatmaya başlıyor. Günün öğle saatleri.. Tanışma faslı bittikten sonra Çallı ya içki ikram ediyorlar. Muhtemelen Votka olduğunu söylüyor Çallı. O saatlerde içki almasının imkansız olduğunu söylemiş. Eski Hatay milletvekili, araştırmacı yazar Yahya Kanbolat da sohbete katılmış. Kanbolat ve Ekmekçi ile Ankara da sürekli birlikte olduklarını ve Ekmekçi nin portresini daha önce yaptığını, kendisinin de bir resmini yapmak istediğini söylüyor Can Yücel e.. Etrafta bu kadar güzel karı varken neden benim resmimi yapmak istiyorsun Yaşar? diyerek önce kabul etmek istememiş büyük şair. Bu arada küfürler, yakası açılmadık fıkralar, anekdotlar ve kahkahalarla sohbet koyulaşmış. Çevredekiler alışmış olmalı ki hiç tepki göstermiyorlarmış. Aziz Nesin in portresini de Tahsin Saraç ın Ankara daki ofisinde yaptığını ve Türk Edebiyatının önemli şahsiyetlerinin portresini yapmaktan haz duyduğunu anlatmış Çallı. ŞAİRİN POZU O zaman sen iyisi mi benim nü resmimi yap demiş Can Yücel!.. Mustafa Ekmekçi nin de Yücel i ufaktan kışkırttığını, onun taşkınlıklarını görmezden geldiğini anlatıyor Çallı. İş ciddiye binmiş. Çallı daha ayağının tozu ile, resim gereçleri olan çantası ve şövalesi ile Can Yücel in odasına taşınmışlar. Şövale kurulup, bir yerlerden bulunup getirilen kontraplak levhanın yerleştirilmesi, paletin, boyaların hazırlanması ile uğraşırken bir de bakmış ki Can Yücel soyunmuş bile.. Üzerindeki gömleğini ve kısa şortunu çıkarmış, tek kilotu ile kalmış, onu da çıkarmaya çalışıyormuş. Kim bilir ne zamandır içmekte ki sendeleyerek bu işi zor yapığını, beyaz iç donunu çıkarmasını; Hepsini çıkarmaya gerek yok, ben onu yokmuş gibi yaparım merak etme sen. diyerek önlediğini anlatıyor Çallı. Yatağa sereserpe uzanmış Can Yücel. Gerçekten de nü pozu veriyormuş!.. Ama resmini yapmak ne mümkün. İkide bir kıpırdıyor, Ekmekçi ile konuşuyor, el kol hareketleri yapıyor, durmadan hareket ediyor, yapılan resme bakmaya yelteniyormuş şair.. Bir hayli zaman geçtikten sonra ille de görmek istemiş yapılan resmi. Birden düşer gibi kalktı yerinden. Ekmekçi nin omzuna bastı.. Sallana sallana resme baktı. Baktı.. Hani bunun altı nerde, altı yok bunun dedi. Ekmekçi de yıl önce olsaydı senin Nü yakışıklı olurdu. Şimdi böyle çuval gibi alt tarafını yapmak olmaz.. Yaşar haklı. dedi.sürekli kıpırdamasından dolayı mümkün mü nü resmini yapmak!.. diye anlatıyor Yaşar Çallı. NÜ YERİNE PORTRE! Çallı, Kontraplak üzerine yapmış Can Yücel in portresini. Sonra o resmin arkasına bir portresini daha yapmış. Resmi Yahya Kanbolat satın almış, onda kalmış.. Ekmekçi yi de tekrar çalışmış orada. Ekmekçi nin portresi hala Çallı nın atölyesinde imiş. Şimdi üçü de rahmetli oldu. Kanbolat, Yücel, Ekmekçi..Çok değerli, müstesna insanlardı. Kartal da hep birlikte 3-4 gün geçirdik. Gündüzleri hatırlıyorum ama akşamları ve geceleri hatırlamam mümkün değil. Çünkü ben de onlara uymak zorunda kaldım. Yemek, içki, sohbet.. Sarhoş oluyor insan haliyle.. diyor. Hatta konuşmacı olan Yücel in festivalde sarhoş olduğu için konuşturulmadığını hatırladım bak. Benim sergim de vardı orada. Sergi açılışından sonra konuşmaları, orada bulunanlara takılmalarını, küfürlerini, sataşmalarını anımsıyorum. Can Yücel ile böyle bir anım oldu. Çallı ya düşüncelerini fırçası ile, renklerle anlatmak kolay gelir. Bunları yazmanın kendisi için kolay olmadığını ve benim yazabileceğimi söylüyor. Ben de edebiyat, resim ve

. Kızı da ressam olan Can Yücel, Çallı ya hemen dedesi İbrahim Çallı ile babasının dostluklarını, kendisinin de onu çok sevdiğini anlatmaya başlıyor. Günün öğle saatleri.

3 medya dünyamızın bu seçkin kişilerine dair, tarihi değer taşıyan bu anıları yazarak okuyucularla paylaşma görevini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Can Baba bu dünyadan ayrılalı 10 yıl olmuş. Büyük Marmara depreminden beş gün önce 12 Ağustos 1999 da yitirmiştik onu. Ardından depremi yaşadığımız için ölümü üzerine o dönemde yeterli değerlendirmeler yapılamamıştı. Yıllar geçtikçe o çapta bir şairi yitirmekle Türk Edebiyatının nasıl öksüz kaldığı daha iyi anlaşıldı sanırım. Yazımın sonunda Can Yücel, Mustafa Ekmekçi ve Yahya Kanbolat ı saygıyla anarken sevgili Yaşar Çallı ya da uzun ve verimli bir ömür diliyorum. 3

Ardından depremi yaşadığımız için ölümü üzerine o dönemde yeterli değerlendirmeler yapılamamıştı.

Benzer belgeler

Şair Yazar Mustafa Uçurum Çocuklara okumayı sevdirmenin en güzel yolu onlarla kitapları buluşturmak olmalı

Şair Yazar Mustafa Uçurum Çocuklara okumayı sevdirmenin en güzel yolu onlarla kitapları buluşturmak olmalı SORU- En son çıkardığınız kitap ile kitaplarınız kaç tane oldu, konuları nedir? MUSTAFA UÇURUM-