Ramazan indirimi de yetmedi!

Transkript

1 SAYFA 1 İzmirli Taşdemir'den YÜREK YAKAN ÇAĞRI! Fransa da yaşayan kız kardeşi Hülya Beyazıt ın beş çocuğunun, Fransız vatandaşların şikayeti üzerine elinden alındığını söyleyen İzmir de yaşayan ağabeyi Muzaffer Taşdemir, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül den yardım istedi Ramazan indirimi de yetmedi! Ramazan ayının turizmciler açısından bu yıl tatil sezonunun "zirvesine" denk gelmesi nedeniyle yerli turiste hitap eden bazı otel ve tur operatörlerinin hazırladığı alternatif tatil paketleri beklenen ilgiyi görmedi. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, "Ramazan dolayısıyla yapılan kampanyalar ve indirimler pek itibar görmedi, otelleri doldurmadı, vatandaşlar ramazanı evinde ibadet ederek geçirmeyi tercih etti" dedi. devamı 8 de Fiyatları pahalı bulan turist soluğu Sakız Adası'nda alıyor Çeşme'den kaçan kaçana! Ege kıyılarına yakın Yunan adalarında tatil yapmayı tercih eden Türk turist sayısı hızla artıyor. Geçen yıl Çeşme Limanı'ndan 60 bin Türk'ün girdiği Sakız Adası, bu yıl 100 bine ulaşmayı hedefliyor Ramazan Bayramı tatili nedeniyle adadaki otellerde doluluk oranı yüzde 80'e varınca Türkler, köylerdeki ev ve apartları kiralamaya başladı. Birçok turistin Çeşme'yi pahalı bulduğu için Sakız'a geçtiğine değinen Ertürk, "Yoğun talep nedeniyle bu yıl karşıya çalışan feribot ve gemi sayısı 6'ya çıktı. Biz her gün en az 3 sefer yapıyoruz. Ramazan Bayramı döneminde mevcut seferlerimizin tamamı doldu. Ek seferler koyacağız. Ada'ya taşıdığımız bir çok Türk, artık oteller yerine ev kiralamayı tercih ediyor. Eskiden merkezdeki otelleri tercih edenler Ada'yı tanıdıkça bizim dahi bilmediğimiz Ada'nın köylerindeki ev ve apartları kiralamaya başladı" dedi. devamı 16 da Yeğenlerinin anne ve babasından koparıldığını belirterek, Kız kardeşimi istiyoruz, ne olur ana yardımcı olun. Ramazan ayındayız. Kardeşimin 90 gündür beş yavrusu, beş yüreği dışarıda. Bir hayvanın yavrusunu alsanız bile 90 gün dayanamaz. Yemiyor içmiyor, dil bilmiyor, kendini savunamıyor. Kardeşim telefonda bana, Her an ölebilirim. Vasiyetim, sadece çocuklarımı yanınıza alın, orada büyüsün. diyor. Bu ülkenin sahibi Abdullah Gül değil mi, Başbakan değil mi? Allah aşkına neredesiniz? Türkiye den giden bir vatandaşınız orada kan kusuyor" dedi. devamı 14 te 18 Temmuz 2014 Cuma İzmir Büyükşehir Belediyesi, Üçyol Üçkuyular metro hattının son halkası olan Poligon ve Fahrettin Altay istasyonlarında da sona geldi. Üçyol-Üç kuyular hattının da yaz ortasında hizmete gireceğini açıklayan Kocaoğlu, "Metronun güvenliği ile ilgili bir sıkıntı da yok" dedi METRODA MUTLU SON! İMAF'tan tam destek! İzmir Mardinliler Federasyonu (İMAF) Ramazan ayı dolayısıyla yardıma muhtaç ailelere gıda paketi dağıttı. İMAF her Ramazan ayında yaptığı gibi bu yılda dağıttığı yardım paketleriyle yoksulları unutmadı. Şimdiye kadar dağıttığı paketlerle bin 350 aileye yardım ulaştırdı. İzmir'de yaşayan Mardinliler olarak karınca kararınca yardıma ihtiyaç duyan herkese ellerini uzatmaya çalıştıklarını vurgulayan Mehmet Şakin Irmak ''İzmir'de yaşayan Mardinliler olarak a- macımız burada bizden yardım bekleyen herkese nereli olduğuna, kim olduğuna bakılmaksızın yardım etmek, elimizi uzatabilmektir. Bu yıl 2 bin yardım paketi hedefi koymuştuk ancak şuan 1350 yardım paketi dağıtabildik. İçerisinde salçadan bulgura kadar her türlü temel besin maddesi var. Bu paketlerle bir ailenin dahi akşam mutluluğuna ortak olabiliyorsak ne mutlu bize'' dedi. devamı 9 da İzmir Büyükşehir Belediyesi, Üçyol Üçkuyular metro hattının son halkası olan Poligon ve Fahrettin Altay istasyonlarında da sona geldi. Deneme sürüşlerinin başladığı iki istasyonda, aynı zamanda sinyalizasyon ağı, enerji sistemi ve peronların araçlara bağlı ölçümleri gibi çok kapsamlı denemeler de yapılıyor. Yetkililer, yerin üçer kat altına inşa edilen istasyonlar ve tünellerde azami güvenliğin sağlandığını açıkladı. İzmirspor, Hatay ve Göztepe den sonra hizmete alınacak Poligon ve Fahrettin Altay istasyonlarıyla birlikte İzmir Metrosu, toplam 20 kilometrelik hat üzerinde 17 istasyonla hizmet vermeye başlayacak. Böylece Bornova Evka-3 ten Fahrettin Altay a, şehrin doğusundan batısına ortalama yarım saatte kesintisiz ulaşım sağlanacak. Ölüm metrosu iddialarına da cevap veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Aşağıda trenler gidiyor geliyor. Hiçbir sıkıntı yok. ODTÜ buraya gelip araştırma yapmış değil. Bu rapor elimizde, zaten ilk yazıldığı gün vardı. 13 metre yeri geçmek için dokuz ay üniversitenin proje yapmasını bekledik. Bir toprak kayması oldu. O toprağın kaymaması lazımdı. Bir sürü kimyasal öngörüldü, 6 ton kimyasal aldık, ilk bastığımız y- erde bitti. Ondan sonra tekrar bir proje oldu. Bostan tarlasına seyran yapmıyorsun, insan taşıyacağız biz burada. Ne yaparsanız yapın, bir proje var, zemin etütleri var. Bir de işin içine girdiğiniz zaman karşılaştığınız sorunları çöze çöze gitmek var. Sorun çıktıkça çöze çöze bugüne geldik. Kentin huzurunu kaçırmaktan kimseye fayda gelmez" şeklinde konuştu devamı 9 da Damlacık'ı yedirmem Konak-Yeşildere Tünelleri bahane edilerek, doğup büyüdükleri semtlerinden koparılmak istenen Damlacık halkına sahip çıkan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, mahalleliden evlerini boşaltmamalarını istedi. Tarihi semtteki binaların restore edilerek turizme kazandırılmasını sağlayacak bir kooperatifin kurulmasına destek olacaklarını da dile getiren Pekdaş, Buranın gerçek sahibi sizlersiniz. Size çıkın dediklerinde çıkmayın. Onlara, Siz yolu durdurun diyerek tavır koyun dedi. devamı 8 de Sabit İnce yazdı GÜL'LÜ SENAR- YOLARA BAKAR MISINIZ? >> 8 de Mustafa Arslan yazdı IRKÇILIK >> 9 da Mazlum Vesek yazdı Öteki lerin Çıplak ve Yalnız yolculuğu >> 2 de İmet Tunç yazdı Koymuş postasını, görmüş restini >> 7 de Bülent Topuz yazdı CUMHURBAŞKANI SEÇMEK; LİDER SEÇMEK >> 10 da Cihan Ünal yazdı KUTUPLARIN SAVAŞI >> 10 da Cemalettin Yazıcı yazdı Hayırlı Cumalar >> 11 de Dr. Behçet Uz'a uluslararası ödül! Çocuk Nörolojisi Uzmanı Dr. Orkide Güzel tarafından geliştirilen zeytinyağlı beslenme tipine dayalı ketojenik diyet Infantile Seizure Society'- den en iyi çalışma ödülü kazandı Epilepsi gibi nöbetlerin tedavisi ve zihinsel uyanıklığın gelişmesi amacıyla hazırlanan ve vücutta keton üretimini sağlayan diyet için Almanya, Hollanda, Arnavutluk ve Kazakistan'dan Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne onlarca hasta başvuruda bulundu. Ödülünü Japon meslektaşlarından alan Dr. Güzel, "Şu ana kadar 225 hastaya ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi. Dr. Güzel, diyetin ilk defa 1920'lerde kullanıldığına dikkat çekti. ABD'deki John Hopkins dahil dünyada sadece 50 merkezde uygulanan diyet sayesinde nöbet karşıtı tedavilere yanıt vermeyen hastalarda iyileşme sağladıklarını anlatan Orkide Güzel, "Son tıbbi araştırmalar, bu tedaviyi kullanan çocukların en az yarısında iyileşen nöbet kontrolü bildirdi. devamı 12 de Dünya diken üstünde Türkiye'nin haberi yok! Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barbaros Çetin, kronik yorgunluk, huzursuz bacak sendromu, kalp krizi, beyin tümörü, otizm gibi birçok hastalığı taklit eden Lyme bakterisi ile Türkiye'de 10 milyon kişinin yaşadığını savundu. Tüm dünyayı ayağa kaldıran tehlikenin Türkiye'de göz ardı edildiğini savunan Barbaros Çetin, hastalığın 1 hafta içinde fark edilirse antibiyotikle tedavi edilebildiğini, 1 ay sonra tedavinin zorlaştığını, 1 yıl sonra ise hastalığın kronik hale geldiğini ifade etti. 13 te İnşaat alanında şehit kemiği Çanakkale'de, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda yapımı devam eden Ağadere Şehitliği inşaatı alanında şehit kemikleri çıktı. İsrafil Erdoğan, "Bir şehitlik düzenlemesi esnasında şüheda kabristanının üzerine yaya yürüyüş yolu, şehitlik duvarı veya başka bir uygulama yapılır diye, önce radarla tarama işlemlerimizi tamamladık. dedi. 8 de Afyon'a İstiklal Tanıtım Merkezi Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Cumhuriyetin kazanıldığı Afyonkarahisar'da İstiklal Tanıtım Merkezi kumak için harekete geçti. Doğa Koruma ve Milli Parklar Afyonkarahisar 5. Bölge Müdürü Mehmet Kuşçu, "Tanıtım Merkezi'nin temelini bugün atıyoruz" dedi Kurtuluş Savaşı'nı canlandırmak için Afyonkarahisar'da, 26 Ağustos Tabiat Parkı'nda, İstiklal Tanıtım Merkezi'nin oluşturulacağını aktaran Kuşçu, "Milli mücadelenin kazanıldığı topraklara gelenlere daha iyi tanıtım yapmak ve güzel duygu yükleyerek uğurlamak istiyoruz. Şehitlerimizi hiç unutmasın istiyoruz. Cumhuriyet gezileri kapsamında ülkemizin her bir köşesinden gelen öğrencilerimiz oluyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'mız tarafından oluşturulacak bu merkezin, ziyaretçilerin durak noktası olacağını düşünüyorum. Burası aynı zamanda Afyonkarahisar için de cazibe merkezi olacak. İstiklal Tanıtım Merkezi'miz, Kurtuluş Savaşı'nın üç boyutlu olarak gösteriminin yapıldığı, Türkiye'de tek mekan olma özelliğini de taşıyor. İzmir-Antalya yol kavşağında hem Antalya'ya hem İzmir'e gidenler, buraya çok rahat bir şekilde ulaşma imkanlarına sahip olacak" dedi. devamı 16 da

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 18 Temmuz 2014 Cuma Mazlum VESEK Öteki lerin Çıplak ve Yalnız yolculuğu Hamdi Koç, son 10 yıldır, Türkiye de adı sıkça edebiyat dünyasının gündemine gelen bir yazar. Koç, 2014 Orhan Kemal Roman Ödülü nü Çıplak ve Yalnız romanı ile alarak, tekrar eleştirinin ve meraklı okuyucunun masasında. Seçici kurulun, "tarımsal üretim atmosferindeki insan gerçekliğinin dönüştürülebileceğini, daha iyi bir dünya için yaşanan acılardan kurtulmanın mümkün olduğunu, Orhan Kemal'in dünya görüşüne yakın bir anlatımla bir dizi bilinmezle irdeleyen ve tarihe yaptığı göndermelerle evrensel vicdanı da hatırlatan yaklaşımıyla" ödüle değer gördüğü roman, bundan daha fazlasını ifade ediyor. 27 Mayıs 1960 tarihinin ilk ışıklarıyla, Ankara dan Ünye ye doğru bir yolculukla başlayan roman, lerin siyasal çalkantılarının kendini 1960 ların yeni ortamına bıraktığı günlerde geçiyor. Roman, Ankara ve İstanbul merkezli siyaset ve üretim hayatının epey uzağında, taşrada geçiyor. Taşrada (Ünye de) zaman, bu iki merkezden nerdeyse dünyanın iki ucu kadar a- payrı yaşanmaktadır. Belki de, roman kahramanı Mesut un çok seveceği Hikmet in gazetesinin adının Ünye de Zaman olmasının nedeni budur. Taşradaki insan, kendi zamanını epey farklı yaşadığının farkındadır ki tarihin tutanağı gazetenin adı kenti ve zamanı kapsamaktadır. Roman, bir yönüyle bir eve dönüş romanı. Ama sadece eve dönüş değil. Doğduğu yere dönen Mesut, aynı zamanda, 40 yaşına basmamış bir cumhuriyetin devletleşme için işlediği suçlara da yolculuk ediyor. Yer yer, fantastik öğelerle yapılan bu yolculuk, kahramanın gözünden ve ruhundan aktığı için hiç sırıtmıyor. Sonuçta, yazar, elbirliğiyle işlenen insanlık suçlarından birine, bir toplu mezarın başına götürüyor bizi. Toplu mezarın içindekilerin hangi milliyetten veya görüşten olduğunu yazar direk söylemiyor. Ancak, egemenlerin toplumda yarattığı biz ve öteki algısı buna rağmen çok güçlü bir şekilde okuyucuya aktarılıyor de başlayıp 1955 lere kadar Türk ve Müslüman olmayan toplulukların zenginliğine yeni kurucuların el koymasına romanda epeyce bir yer v- eren yazar, milliyet ismi kullanmayarak, bu acıyı daha evrensel bir noktaya taşıyor. En çarpıcı olan da, herkes bu toplu mezardan haberdardır; ancak herkes susmaktadır. Roman, ödül gerekçesinde belirtildiği gibi tarımsal üretimin yarattığı toplumsal atmosfere çok güçlü bir şekilde yer vermiş. Fındık üreticisi köylüler, doğal hale gelen tefecilik hali, bir insanın ölümüne dek içinden kurtulamadığı ekonomik döngü Türkiye edebiyatı bugüne kadar, emek sömürüsünü ve gerçeğini, daha çok Çukurova merkezli tarım ve sanayi merkezli İstanbul üzerinden anlattı. Hamdi Koç, edebiyatın epeyce ihmal ettiği bir coğrafyanın, Karadeniz in durumunu gözler önüne seriyor. Koç, bu yönüyle Rıfat Ilgaz dan sonra Karadeniz i güçlü bir şekilde romanlarına konu edinen ikinci bir yazar o- larak karşımıza çıkıyor. Koç, romanı tamamladığında sanırım, Gezi Direnişi sürmektedir. Romanı Gezi Direnişi nde hayatını kaybeden gençlerden beşinin adını sıralamış. Bu ithaf, 600 sayfalık romanın uzun yolculuğuna daha derin bir anlam katıyor. Var olmanın, mücadele etmenin büyük kentlerin kalabalığına göre daha da karmaşıklaştığı, siyasi kişiliklerin sadece oy isteme ve biat ettirmek için uğradığı taşrada, adeta başka bir dil konuşan Mesut un ötekilerin Çıplak ve Yalnız ölümüne mahzun bir bakışıdır, bu roman. Romanın kahramanı Mesut, daha doğrusu yazar, 1960 Darbesi üzerinden bugünlere de atıfta bulunuyor. Kimilerinin ilerici gördüğü bir darbeyi alkışlamıyor yazar. Ancak, güç karşısında toplumun nasıl bir tutum sergilediğini de aktarmaktan geri kalmıyor. Çıplak ve Yalnız, siyasi ve toplumsal anlamda mesajı slogansız ama sağlam bir roman. Bir ödülle tekrar gündeme gelmesi bu yönüyle olumludur da. Edebiyatın sayfalara konuk etmediği coğrafyalarda ötekilere ve ezilenlere dair yazılacak hala çok şeyin olduğunu romandan okuyabiliyoruz. Kayıp mozaik parçaları için 10 bin imzaya ihtiyaç var! Gaziantep'teki Zeugma Antik Kentin'den kaçırılarak ABD'deki Bowling Green State Üniversitesi'nde sergilenen mozaik hakkında bilgi veren İl Kültür ve Turizm Müdürü Özuslu, "Kampanyada istenilen imzaya ulaşılmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı hukuki yollardan başvuruda bulunacak" dedi Zeugma Antik Kentin'den kaçırılarak ABD'deki Bowling Green State Üniversitesi'nde sergilenen Çingene kızı mozaiğin bazı parçalarının Türkiye'ye iade edilmesi için başlatılan kampanya kapsamında yaklaşık 8 bin imza toplandı. Anadolu'nun özgün değerlerinden Çingene kızı mozaiğinin parçalarının geri getirilmesi amacıyla " başlatılan kampanyanın amacına ulaşabilmesi için 10 bin imzaya daha ihtiyaç var. AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Nizip ilçesindeki Zeugma Antik Kenti ve çevresinde 1960'lı yıllardaki kaçak kazılar sırasında yurt dışına kaçırıldığı tespit edilen mozaikler, ABD'deki Bowling Green State Üniversitesi tarafından 1965'te Manhattan'daki bir sanat galerisinden satın alındı. 3 bin 500 dolara satın alındığı bilinen mozaikler Bowling Green State Universitesi, Wolfe Center Binası, Eva Marie Saint tiyatrosunun lobisinde dekorasyon amaçlı kullanılıyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Ergun Özuslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Zeugma'daki kaçak kazılarda ele geçirilip yurt dışına kaçırılan 15 parça mozaiğin Türkiye'ye getirilmesi için başlatılan çalışmaların sürdüğünü söyledi. Parçaların ne zaman ve nasıl gittiği hakkında ellerinde net bilgi olmadığını aktaran Özuslu, "Tarihi eser kaçakçıları tarafından kaçak yollarla yurt dışına götürülen eserler, Çingene kızı mozaiğinin kayıp parçalarıyla uyumlu" dedi. Urla Belediyesi 1. Köy Tiyatroları Şenliği hız kesmeden köy oyunlarını sergilemeye devam ediyor. Şenliğin üçüncü gününde Antalya Yeşilköy Tiyatrosu Köşe Kapmaca adlı oyununu Bademler Köyü nün yıllara meydan okuyan, Türkiye nin köyde kurulan ilk tiyatro salonunda sergiledi. Türkiye nin ilk köy tiyatrosuna sahip olan Bademler Köyü nde gerçekleşen oyunun seyri köyün tiyatroya verdiği değeri gösteren kalabalık bir izleyici kitlesiyle gerçekleşti. Şu anda kutsal bir mekanda, Bademler Köy Tiyatrosu ndasınız diyerek geceyi başlatan Urla Belediyesi Meclis Üyesi ve şenliğin Komisyon Üyesi Seyfettin Şen İstedik ki her köy böyle bir tiyatroya sahip olsun, istedik ki diğer köylere de örnek olalım diye konuştu. Adanalı dizisinin Fiko su sürpriz konuk oyuncuydu Şenliğe konuk oyuncu olarak katılan Umut Oğuz izleyicilere sürpriz oldu. Adanalı dizisinin Fiko ve Lezize Teyze karakterleriyle tanınan genç oyuncu eğlenceli kişiliği ile şenliğe renk kattı. Köy meydanındaki tiyatro salonunu gördüğü zaman çok duygulandığını belirten başarılı oyuncu Umut Oğuz Köy enstitüleri ekolü ile öğretmen okulundan mezun olmuş bir öğretmen çocuğu olarak bu köyün tiyatroya verdiği önem beni çok mutlu etti. Bu oluşum her köye örnek olsa ayrışmalar olmadan birlik beraberlik içinde yaşarız dedi. Antalya Yeşilköy Tiyatrosu nun Yönetmeni Müfit Kayacan ın amatör tiyatro olarak çok güzel oyunlar sergilediklerini söyleyen Oğuz Benim hayran olduğum insanlar var. Bunlardan biri Müfit Hoca dır. Ben de iyi ki amatör tiyatroların içinde ezilmişim diye konuştu. Dünyayı güzellik kurtaracak, inadına tiyatro yapacağız İzleyicilerin kahkahalarla izleyip ayakta alkışladığı oyunun sonunda Tiyatronun yüzde ellisi seyirci. Siz oyunumuza insan sıcaklığınızı koydunuz. Ben size kurban olayım diyen Yönetmen Müfit Kayacan Bizim ülkemiz aslında kara komedi. Bu oyun 60 lı yıllarda yazılmış, bu gün hala geçerliliği olan bir oyun. İyi ki bu festival var. Bu kadar çağdaş, aydın, demokrat, sanatla iç içe cumhuriyet köyünde bir aradayız. Dünyayı güzellik kurtaracak, inadına tiyatro yapacağız dedi. Yönetmen Kayacan 1966 yılında Yıldız Kenter ve Ekrem Bora nın oynadığı Atıf Yılmaz ın Pembe Kadın adlı filminin bu köyde çekilmesinin bir tesadüf olmadığını belirtti. Oyunun seyrinin ardından Urla Belediyesi Meclis Üyesi Prof. Dr. Kutalmış Görkay tarafından sunulan bir raporla kaçırılan mozaiklerin Zeugma'ya ait olduğunun kanıtlandığını belirten Özuslu, şöyle devam etti: "Zeugma'dan ABD'ye kaçırılan mozaiklerin iade edilmesi için kampanya başlatıldı. Parçaların tekrar Türkiye'ye getirilip sergilenmesi için ' adresinde 'Zeugma'dan Amerika'ya kaçırılan mozaikler iade edilsin' başlığıyla başlatılan kampanyada toplam 18 bin imzaya ihtiyaç var. Şu anda yaklaşık 8 bin imza toplandı. Kampanyada istenilen imzaya ulaşılmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı hukuki yollardan başvuruda bulunacak. Mozaiklerin ait oldukları yer olan Gaziantep'e getirilip sergilenmesi için bu kampanya önem taşıyor." Özuslu, parçaların, 30 bin metrekarelik alana inşa edilen Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi'ne iade edilmesi için herkesi kampanyaya destek olmaya çağırdı. - Çingene kızı mozaiği Gaziantep'in Nizip ilçesindeki Zeugma Antik Kenti'ndeki bir villanın yemek odasının tabanında birçok bölümü tahrip edilmiş mozaiğin parçası olan ve üzerine düşen sütunun kaldırılmasıyla bulunan mozaik, günümüzde sadece Zeugma'nın değil Gaziantep ve Türkiye'nin tanıtımı- ve şenliğin Komisyon Üyesi Muzaffer Tunçağ Antalya Yeşilköy Tiyatrosu oyuncularına başarıları oyunları için teşekkür ederek plaket takdim etti. (HABER MERKEZİ) na da katkı sağlıyor. "Çingene kızı" olarak adlandırılan ve simge haline dönüşen Mainad mozaği, Gaziantep Mozaki Müzesi'nde özel odada sergileniyor. Çingene kızı mozaiği, hangi açıdan bakılırsa bakılsın ziyaretçiye bakıyormuş izlenimi vermesiyle dikkat çekiyor. Labirent şeklinde dizayn edilen odanın dış duvarında, kaçakçılar tarafından büyük oranda tahrip edilen Mainad mozaiğinin ilk bulunduğu hali de yer alıyor. (AA) Türkiye nin ilk köy tiyatrosu Bademler, Antalya Yeşilköy Tiyatrosu nu ağırladı Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sayı: Temmuz 2014 Cuma Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Temmuz Şubat Perşembe Cuma Türk bayrağına saldırdığı iddia edilen kişi adliyeye sevk edildi Bayrağa saldıran kişi Antalya da polis merkezi önündeki gönderden Türk bayrağını indirmeye çalışırken etkisiz hale getirilen şahıs adliyeye sevk edildi Önceki gün akşam saatlerinde Muratpaşa ilçesinde bulunan Bahçelievler Polis Merkezi nin önündeki Türk bayrağına yapılan saldırı girişimi polisin müdahalesiyle son anda önlendi. İddiaya göre polis merkezine müracaatta bulunmak üzere binanın bahçesine giren C.Ö.(19) isimli şahıs direğe tırmanarak bayrağı indirme girişiminde bulundu. Nöbetçi polisin sözlü uyarısını dikkate almayan şahıs daha sonra havaya ateş edilerek uyarıldığı bildirildi. Şahıs uyarıları dikkate almayınca da sağ ayağına ateş edilerek etkisiz hale getirildi. C.Ö. ambulansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne götürüldü. Buradaki tedavisi tamamlandıktan sonra Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğüne getirildi. C.Ö. emniyette ifadesi alınıp, işlemleri yapıldıktan sonra adliyeye sevk edildi. 19 yaşında olan C.Ö. nün daha önce çeşitli suçlardan sabıka kaydı olduğu öğrenildi. (CİHAN) İzmir Adliyesinde yeni görevlendirmeler HSYK 1. Dairenin yaptığı görevlendirmeye göre İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı Akar Karasu 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına getirildi, yerine ise 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Korkmaz atandı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Dairesi'nce yapılan görevlendirmeye göre İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı Akar Karasu 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına getirilirken Karasu'dan boşalan göreve ise 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Korkmaz atandı.hsyk 1. Dairesi'nce yapılan görevlendirme gereğince İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı Akar Karasu'nun 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevine getirildiği bildirildi. Karasu'dan boşalan göreve ise 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Korkmaz atandı.karasu'nun görev değişikliğine dair oylamada HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ile üyeler İsmail Aydın ve Teoman Gökçe'nin karşı oy kullandığı öğrenildi. Karasu'nun, 30 Ağustos 2012'deki Zafer Bayramı kutlama resepsiyonunda, dönemin NATO Hava Unsur Komutanlığı Kurmay Başkanı olan ve Balyoz davasında tutuklandıktan bir süre sonra tahliye edilen Tümgeneral Atilla Özler ile birlikte zeybek oynadığı görüntüleri basına yansımıştı. - Sulh cezalar, asliye ceza mahkemesi oldu Kamuoyunda "Yeni Yargı Paketi" olarak bilinen "Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" kapsamında, İzmir Adliyesi'ndeki sulh ceza mahkemeleri asliye ceza mahkemelerine dönüştürüldü. Yeni uygulamayla İzmir Adliyesindeki asliye ceza mahkemelerinin sayısı 43'e yükselirken, yeni düzenlemeyle 4 tüketici, 3 iş ve 1 çocuk mahkemesi daha kuruldu. Yeni düzenlemede tutuklu itirazları, arama ve dinleme kararlarına bakacak Sulh Ceza Hakimliği'nde ise hakimler Nesrin Tadık, Dilek Çeliktaş, Ümit Girgin ve İbrahim Durak görevlendirildi.tmk 12. maddesiyle görevli mahkemelerin kaldırıldığı dönemde kapatılan 12. Ağır Ceza Mahkemesi de tekrar kuruldu. Başkanlığına 21.Sulh Ceza Hakimi Kürşat Hamurcu, üyeliklere Mustafa Taşkın ve Alparslan Demir getirildi. Yeni kurulan mahkemelere devredilecek dosyaların komisyon başkanlığınca belirleneceği, bundan sonra yeni açılan davaların mahkeme sayısına göre eşit olarak tevzi edileceği belirtildi.(aa) Benzin dökerek oturduğu evi ateşe verdi Bahçelievler de birlikte yaşadığı kişiyle tartışan Özbekistan uyruklu kadın, evi benzin dökerek ateşe verdi. Yangın nedeniyle mahalle sakinleri sokağa döküldü Çamlık Caddesi Hercai Sokak ta meydana gelen olay iddiaya göre şöyle gerçekleşti: Erkek arkadaşıyla birlikte yaşayan Özbekistan uyruklu Muhabbet M. ile arkadaşı arasında gece saatlerinde tartışma yaşandı. Erkek arkadaşı bir süre sonra evden ayrılınca Muhabbet M. de dışarı çıktı ve bir süre sonra elinde benzin bidonuyla geri döndü. Benzini eve döken kadın, 5 katlı apartmanın giriş katındaki daireyi ateşe verdi. Yangını gören apartman sakinleri ise sokağa döküldü. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri geldi. İtfaiye ekipleri tüm daireyi saran yangını söndürerek diğer dairelere sıçramasını önledi. Özbek kadın ise gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Bir mahalle sakini Gece daireden sesler geldi. Polis çağırdık. Polis bir şey bulamadı ve gitti. Bir saat sonra kadının sesi geldi. Ben dışarı çıktım. Bir taksici onu benzinliğe götürmüş. Kadın evi, adamı yakacağım diyordu. Ben polis ve ambulans çağırdım. Onlar gelene kadar evin çoğu yandı. Kadın çok kızmıştı. Evi de adamı da yakacağım diyordu. Polislere gösterdim. Yakaladılar. diye konuştu. Apartman sakinleri kadından şikayetçi olurken, gözaltına alınan Muhabbet M., emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilecek. (CİHAN) T.C. GAZİEMİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI Etüd Proje Müdürlüğü Gaziemir Belediye Başkanlığından: Aşağıda konuları belirtilen imar planı değişikliği 3194 sayılı İmar Kanunun 8/b maddesi gereği tarihleri arasında bir ay süre ile belediyemiz 1. katında askıya çıkarılmış ve Belediyemiz web sitesinde yayınlanmaya başlanmıştır. İlanen tebliğ olunur. Beyazevler Mahallesi, 19 M IIc ve 19 M Ild paftalarda bulunan kamuya terkli park alanlarında 3 adet trafo yeri belirlenmesi yönünde hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği. Sarnıç Mevkii, Fatih Mahallesi, 17 N Ib paftada, no.lu adanın batısında bulunan kamuya terkli yeşil alanda 2.50x3.00 m. ebadında 1 adet trafo yeri belirlenmesi yönünde hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği. Sondakika 18/7 Basın: 8143 Resmi İlanlar: de VERGİ NUMARASI İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARŞIYAKA VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ VERGİ - CEZA İHBARNAMELERİ İLAN LİSTESİ ADI SOYADI/ÜNVANI ADRES Ot kavgasında 2 kardeş öldürüldü DÖNEMİ TÜRÜ TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/1-12 KV ,04- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/1-3 K.GV ,21- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/4-6 K.GV ,48 VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/7-9 K.GV ,32- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/02 KDV ,00- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/03 KDV ,52- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/04 KDV ,02- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/05 KDV ,48- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/06 KDV ,04- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/07 KDV ,79- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/08 KDV ,02- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/09 KDV ,72- VZCZ , TAŞPET PETROL ÜRÜN. SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 1593/1 SK. NO.15/101 BAYRAKLI/İZMİR 2008/10 KDV ,29- VZCZ ,29- VERGİ VERGİ MİKTARI CEZANIN TÜRÜ CEZANIN MİKTARI Karşıyaka Vergi Dairesi mükelleflerinden olup,adı-soyadı, Unvanı yazılı bulunan şahıslar ve şirketler adına tanzim olunan,vergi/ceza İhbarnameleri bilinen adreslerinde bulunmamaları nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 sayılı V.U.K' nun 103. ve 106. maddelerine göre ilgililerin ilan tarihinden başlayarak 1 ay içerisinde Vergi Dairesine bizzat veya taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süreyle kayıtlı tebliğ yapılacağı, 1 ayın bitiminde müracaatta bulunmayan veya adreslerini bildirmeyenler hakkında iş bu ilanın neşri tarihinden itibaren 1 ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 18/7 Basın: 8184 Resmi İlanlar: de Muş merkeze bağlı Mercimekkale köyünde sabah saatlerinde ot yüzünden çıkan kavgada 2 kardeş öldürüldü, bir kişi yaralandı. Olay, Muş merkeze bağlı Mercimekkale köyünde sabah saatlerinde meydana geldi. Mehmet Akıcı'nın, aynı köyden Ahmet Engin'e (43) ait ot yığını üzerinde hayvanlarını otlatması üzerine Engin ve Akıcı arasında tartışma başladı. Tartışmanın ardından köye gelen Engin ve Akıcı, tekrar karşılaşınca tartışma kavgaya dönüştü. Akıcı, evinden aldığı av tüfeğiyle Ahmet Engin ve kardeşi Cihat Engin'in (45) üzerine ateş açtı. Ağır yaralanan ve Muş Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Ahmet ve Cihat Engin kardeşler tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı.kavgada yaralanan Mehmet Akıcı'nın ise geniş güvenlik önlemlerinin alınması ile kentte bir özel hastanede tedavi altına alındığı öğrenildi. Ahmet ve Cihat Engin kardeşlerin cenazeleri Malatya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. (CİHAN) Ege Denizi'nde 2 günde 74 kaçak kurtarıldı Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince 2 günde İzmir, Balıkesir, Çanakkale ve Aydın'da 74 kaçak kurtarıldı. İzmir Valiliğinin açıklamasına göre, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince icra edilen devriye görevi esnasında, dün Balıkesir'in Ayvalık ilçesi Çıplak Ada'da, Suriye uyruklu 34 erkek kaçak bulundu.bugün ise Çanakkale'de, Müsellim Geçidi mevkisinde Pakistan uyruklu 6 erkek, Aydın'ın Didim ilçesi Tekağaç mevkisi açıklarında Suriye uyruklu 23 erkek kaçak kurtarıldı.izmir'in Çeşme ilçesi Karaada önlerinde 11 kaçak kurtarıldı, 1 Türk erkeğin cesedi denizden alındı. Suriye uyruklu 1 erkek göçmenin kayıp olduğu, Sahil Güvenlik botu ve helikopteri tarafından arama kurtarma faaliyetlerine devam edildiği bildirildi. Kaçaklar, yasal işlemler için jandarma ve emniyet birimlerine teslim edildi. Yılbaşından bu yana Ege Denizi'ndeki 186 olayda, 4 bin 117 yasa dışı göçmen ile 32 göçmen kaçakçısının yakalandığı kaydedildi.bu arada, 15 Temmuz'da Çeşme'nin Karaada mevkisinde bir tekneden 3,5 aylık bebeğin düştüğü ihbarı üzerine olay yerine giden ekiplerce tıbbi tahliye faaliyeti icra edildiği, tekneden alınan bebeğin Dalyan'da 112 Acil ambulansına teslim edildiği bildirildi. (AA)

4 18 Temmuz 2014 Cuma PVM Oil Petrol Analisti Varga,"Libya'daki gelişmelerden dolayı piyasalardaki mevcut hassasiyet ayı piyasasına daha yakın. Ancak Libya'daki durumun olumlu sonuçlanması beklenmemektedir ve bu da yılın ikinci yarısında daha yüksek petrol fiyatları göreceğimiz anlamına gelir"dedi Facts Global Energy (FGE) Uzmanı Kazokoğlu,"İngiltere den kaya gazında hidrolik çatlatma atağı beklenebilir ama bunun İngiltere ile sınırlı kalacağı aşikar"şeklinde konuştu Avrupa Birliği (AB) Enerji Komisyoneri Günter Öttinger'in, kaya gazında hidrolik çatlama yöntemini yasaklayan Almanya'ya "yasağı yeniden düşün" çağrısından sonra İngiltere'- den de hidrolik çatlatma yöntemini destekleyen açıklamaların yapılması, AB'nin Rus gazına bağımlılığını azaltmak için alternatif yöntemleri teşvik edebileceğini gündeme getirdi.ingiltere deki kabine değişikliğinden sonra göreve başlayan Enerji Bakanı Matthew Hancock ve Çevre Bakanı Liz Truss, yenilenebilir enerji karşıtı söylemleriyle dikkati çekiyor. Muhafazakar parti mensubu bakanlar, rüzgar ve güneş enerjisine karşı olduklarını belirterek, bunlara verilen teşviklerin ekonomiyi sarstığını ve alternatif olarak kaya gazı bulmak için hidrolik çatlatmayı destekleyeceklerini ifade ediyor.ab Enerji Komisyoneri Öttinger de geçen hafta yer altı sularına zarar verdiği gerekçesiyle çatlatmayı yasaklayan Almanya ya "yasağı yeniden düşün" çağrısında bulunmuştu. Bu gelişmeler, AB'nin Rus gazına bağımlılığını azaltmak için alternatif yöntemleri teşvik edebileceğini gündeme getirdi. Londra merkezli Facts Global Energy (FGE) Uzmanı Cüneyt Kazokoğlu, AA muhabirine, İngiliz bakanların söyleminden bir Avrupa politikası çıkarmanın yanlış olacağını söyledi.ab de hidrolik çatlatmaya karşı farklı politikalar olduğunu belirten Kazokoğlu, İngiltere deki değişimi şöyle açıkladı:"kabinede sağa doğru kayma var. Enerji Bakanı Hancock, özellikle rüzgar enerjisine verilen teşviklere karşı. Çevre Bakanı Truss un tavrı daha katı. Kendisi eski Shell çalışanı ve yeşil enerji muhalifi, nükleer, fosil yakıt ve çatlatma taraftarı."kazokoğlu, Öttinger in tavrının da Hristiyan Demokrat Parti kökenli olması itibariyle muhafazakar olduğunu savundu ve şöyle konuştu:"ab nin yeni komisyon başkanı Jean-Claude Juncker pek çatlatma taraftarı değil. AB nin en büyük kaya gazı potansiyeli olarak görülen Polonya nın jeolojik yapısından dolayı bir türlü kalkışa geçmemesi, Shell in Ukrayna da çatlatma denemelerinin başarısız olması ortada. Almanya nın ise çatlatmayla çıkarabileceği gaz ancak 10 yıllık tüketimini karşılayabilir. Siyasi olarak ABD ye daha yakın olduğu için ve yeni bakanların politikası doğrultusunda İngiltere den çatlatma atağı beklenebilir ama bunun İngiltere ile sınırlı kalacağı aşikar. Dolayısıyla AB nin Rusya dan bu bağlamda bağımsızlaşma çabasına girmiş olduğu düşünmüyorum." Londra'daki Global Resources Corporation ve İstanbul merkezli Bosphorus Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü de Almanya nın yenilenebilir enerji politikasının çok pahalı ve teşviklere dayalı olduğunu söyledi. Bu durum ülkenin rekabet gücünü aşındırıyor ve sürdürülebilir olmaktan uzak diyen Öğütçü, Almanya nın son bir kaç yıldır kömür ithalatını artırarak açığı kapatmaya çalıştığını belirtti.diğer AB ülkelerinin aynı politikayı izleme lüksü ve kapasitesi olmadığını öne süren Öğütçü, İngiltere de özellikle okyanuslara kurulan rüzgar türbinleri çok pahalıya mal oldu. Dalga enerjisi ve benzeri yenilenebilir kaynaklar tüketiciye ağır yük bindiriyor diye konuştu.ingiltere nin ekonomik maliyet nedeniyle yenilenebilir enerjiden uzaklaşıp kaya gazı üretimini artırmayı planladığını belirten Öğütçü, Güneş enerjisinde de İspanya, İtalya, Yunanistan ve Bulgaristan benzer sorunlar yaşadı. Ülkelerin hazineleri sağlanan ağır teşvikleri ve sübvansiyonları artık kaldıramıyor i- fadesini kullandı. İngiltere Ulusal Denetim Bürosu nun (NAO) Haziran raporuna göre, 2015 ve 2019 arasında elektrik üretmeye başlaması beklenen offshore rüzgar türbinleri ve biokütle santralleri için toplam 16,6 milyar pound teşvik verildi.ülkenin elektrik transmisyon ağı düzenleyicisi olan Ulusal Şebeke nin (National Grid) geçen hafta yayımladığı raporda, şu anda toptan elektrik fiyatının megawatt saat başına 50 poundun altında olduğu, ancak 2035 te 100 poundun üstüne çıkabileceği belirtildi. Raporda ayrıca 2009 dan beri elektrik fiyatlarının yüzde 20 arttığına işaret edilirken, temel sebep olarak rüzgar santrallerine verilen teşvikler gösterildi.(aa) AK Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş, Türk Patent Enstitüsü (TPE) ne sultani üzüme coğrafi işaret almak için müracaat etti. TPE Başkanı Habip Asan ı ziyaret ederek, gerekçeleri içeren dosyayı veren Yurttaş, 2003 yılında " Ege Sultani Üzümü" olarak tescil edilen çekirdeksiz üzümün adının, "Manisa Sultani Çekirdeksiz Üzümü" olarak tescillenmesini talep etti

5 1Şubat 18 Temmuz Perşembe Cuma Kazakistan firmalarının son yıllarda Türkiye de başta petrol ve turizm sektörlerinde yaptığı yatırımlar 705 milyon dolara ulaştı. Türkiye de 150 nin üzerinde Kazak sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Daha önce Belek Sirene Oteli, Bodrum Kempinsky Oteli ve Beldibi Türkiz Oteli gibi yatırımlar yapan Kazak turizm şirketleri, artık Çeşme ilçesiyle ilgileniyor. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Kazak şirketlerinin İzmir'le ilgilenmelerinden memnuniyet duyduklarını söyledi EBSO da, Türkiye-Kazakistan Yatırım ve İşbirliği Olanakları Toplantısı düzenlendi. Güney Kazakistan Eyaleti Valiliği nin Türkiye ziyaretinin İzmir bölümü kapsamındaki toplantıda, Kazak ve İzmirli işadamları ikili iş görüşmeleri yaptı. Açılışta konuşan EBSO Başkanı Yorgancılar, iki ülke arasındaki 2,8 milyar dolarlık ticaret hacminin çok yetersiz olduğunu söyledi. Bu rakamların arzulanan seviyelere gelmesi için atılması gereken bazı adımlar olduğunu ifade ederek, Bu adımlardan tarafımızca en önemlisi, iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmasıdır. Bu anlaşmanın bulunmamasından dolayı gümrük vergileri yüksek oranlarda seyretmekte ve bu da ticaret hacmimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu konuda gerekli adımların bir an önce atılması için üst düzey girişimlerde bulunulmasını arzu etmekteyiz. dedi. Kazakistan ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler hakkında da bilgi veren Yorgancılar, geçen yıl 1,1 milyar dolar ihracat ve 1,7 milyar dolar ithalat olmak üzere 2,8 milyar dolar olduğunu kaydetti. İzmir ile Kazakistan arasındaki ticaretin de 22,3 milyon dolar ihracat ve 18,2 milyon dolar ithalat şeklinde olduğunu belirterek, Ülkemizden Kazakistan a en çok kazanlar, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller, elektrikli makine ve cihazlar, plastikler ve mamulleri, demir veya çelikten eşya ihraç ediliyor. Kazakistan dan ise en çok bakır ve bakırdan eşya, mineral yakıtlar, mineral yağlar, çinko, alüminyum ve hububat alıyoruz. şeklinde konuştu.türkiye nin Orta Asya Türk cumhuriyetleri arasında en fazla yatırımlarının bulunduğu ülkelerden birinin Kazakistan olduğunu dile getiren Ender Yorgancılar, 1993 yılından bu yana Kazakistan a giren doğrudan Türk yatırımlarının toplam tutarı 2 milyar dolar civarında. Kazakistan da 500 ün üzerinde Türk-Kazak ortak sermayeli işletme faaliyette gösteriyor. Ülkedeki yüzde 100 Türk sermayeli şirketlerin sayısı 160 dolayında. Türk firmaların faaliyetleri genellikle ticaret, telekomünikasyon, otel işletmeciliği, süpermarket işletmeciliği, müteahhitlik, petrol ürünleri ve gıda imalatında yoğunlaşıyor. dedi. Bunun yanısıra Türk müteahhitlik şirketlerinin de Kazakistan da önemli projelere imza attığını hatırlatarak, Türk inşaat firmalarının Kazakistan da üstlendiği 400 projenin toplam değeri 17,5 milyar civarındadır. diye konuştu.güney Kazakistan Eyaleti Vali Yardımcısı Safarbek Tuyakbayev ise İzmirli işadamlarını yatırıma davet etti. Mevzuat değişikliğiyle yabancı yatırımcıya birçok a- vantajlar getirdiklerini belirten Tuyakbayev, Kazakistan hükümeti, yabancı yatırımlar için iade ve garanti getirdi. Yüksek miktarlarda yatırım yapan ülkelerin vatandaşlarına vize uygulamıyoruz. Yabancı yatırımcı 10 yıl kurumlar ve arazi vergisinden, 8 yıl da mülk vergisinden muaf. Ayrıca işgücü temini, vergi oranları ve kanunların sabitliği gibi ekstra kolaylıklar sağlıyoruz. Önümüzdeki beş yıl için ziraat, gıda, tekstil, eczacılık, makine, inşaat malzemeleri, enerji, turizm ve lojistiği en önemli sektörler olarak belirledik. Yenilenebilir enerji üretiminde, devletin 10 yıla kadar alım garantisi var. dedi.kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev de ülkesinin, son yıllarda yaptığı hamlelerle yurtdışından ciddi yatırımcı çektiğini söyledi. Bağımsızlık döneminden bu yana önüne büyük hedefler koyduğunu ve birçoğunu gerçekleştirdiğini dile getiren Tüymebayev, Bağımsızlıktan sonra ilk yabancı yatırımcı Türkiye den geldi. Türk işadamları, Kazakistan ın kalkınmasına büyük katkı sağladı. 20 milyar dolara yakın proje yürütüyorlar. Yabancı yatırımcılara yeni teşvikler veriyoruz. Bu bağlamda İzmirli ve bütün Türk işadamlarını ülkemize yatırıma davet ediyoruz. Bu tarihî bir fırsat, bunu kaçırmayın. şeklinde konuştu. (CİHAN) Bosch Türkiye Temsilcisi Steven Young, yoğun trafikte 0-60 kilometre arasında kısmi otonom (sürücüsüz) sürüş imkanı sağlayan araçların bu yıl sonunda piyasaya çıkacağını söyledi Günde ortalama bin 500 aracın trafiğe çıktığı İstanbul'da, 3. Boğaz Köprüsü Projesi'nin de içinde bulunduğu Kuzey Marmara Otoyolu Projesi ile Odayeri-Paşaköy Kesimi Projesi'nin yapımı devam ediyor

6 17 18 Temmuz ubat PerCuma embe Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Filistin meselesinde Müslümanların sesiz kalmasına sert çıktı. Erdoğan, Neredesin sen ey İslam dünyası? Senin canın yanmıyor mu, senin yüreğin parçalanmıyor mu? Diyoruz ki Batı niye susuyor? Sen Batıyı bırak ya! sen k- endi içinde ailenin mensupları bu işe sahiplenmezse diğerleri sahiplenir mi? dedi Türkiye nin 81. partisi olarak siyasi hayata katılan Merkez Parti nin (MEP) Genel Başkanı Abdürrahim Karslı, Başbakan ve hükümetinin memleketi Kürt-Türk diye ikiye bölmediğini, bin parçaya böldüğünü belirterek, En son parçası da bu mukaddesatı ve Müslümanları birbirine düşürdü. dedi Dolmabahçe Sarayı'nda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın öncülüğünde düzenlenen 'Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Filistin-İsrail meselesine değindi. Son zamanlarda yaşanan sıkıntılara işaret eden Erdoğan, Çünkü olay artık farklı zemine doğru kayıyor. Lübnan, Ürdün bunun sıkıntısını yaşıyor. Yaşanan manzara ilahi kitap tarafından şiddetle yasaklanmıştır. Yer yüzündeki alim ve Müslüman kanaat önderlerinin bize ne oldu diye sormalarının vakti gelmiştir. 10 gündür İsrail Gazze'ye bomba yağdırıyor. 500 tonu bulmuştur yağdırdığı bomba. 220'den fazla Gazzeli masum hayatını kaybetti. 2 bin kadar masum bombalardan yaralandı. Bunu ilk kez yaşamıyoruz yılından bu yana özellikle de mübarek Ramazan aylarında bu sistematik soykırım girişimine şahit oluyoruz. Dünya ölenler Filistinli olduğu için hiç sesini çıkarmıyor. Birleşmiş Milletlerin sesini duyuyor musunuz? Göstermelik bir şeyler yapılıyor. İcrai bir şey var mı? Yok. Birleşmiş Milletler niye kuruldu? Dünya barışı için. Böyle bir şey yapabiliyor mu? Dünya barışına katkısı var mı? Ne işe yarıyor? Sadece onların gizli amacı neyse ona hizmet ediyor. Birleşmiş Milletler barışa hizmet edebilecek bir yapıda değildir. Çünkü orada dünya Müslümanlarının bir tane temsilcisi yok. Suriye meselesinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden karar çıkabilir mi çıkamaz. Rusya, Çin hayır dedi bitti. Dünyayı, batıyı suçlamak işin en kolay tarafı. Batı susarken maalesef İslam dünyası da seyrediyor. diye konuştu. Bir hafta önce Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın toplantısından söz eden Erdoğan, şöyle devam etti: Bu toplantıya üst düzey diyebileceğimiz 3 ülke vardı. Ben Başbakan yardımcım Emrullah beyi gönderdim. Katar da dış işlerinden temsilci gönderdi. Filistin bakan düzeyinde temsil edildi. Böyle önemli bir konuyu ne kadar değer verildiğini gösteriyor. Neredesin sen ey İslam dünyası. Senin canın yanmıyor mu, senin yüreğin parçalanmıyor mu? Diyoruz ki batı niye susuyor? Sen batıyı bırak ya sen kendi içinde ailenin mensupları bu işe sahiplenmezse diğerleri sahiplenir mi? Filistin'de yaşanan bir mezhep çatışması olmadığı için, bir Şii Sünni çatışması olmadığı için oradaki can alıcı mesele maalesef İslam dünyasının da ilgisini çekmiyor. İşte burası yaralayıcı. Oysa hepimiz biliyoruz ki Filistin de bizim çocuklarımız yavrularımız ölüyor. Müslümanların izzeti şerefi ölüyor. Bizim için önemli olan Rabbimizin rızasını kazanmaktır, kulların rızasını değil. Filistin olayından memnun olan İslam ülkeleri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Çünkü memnun olmasalar onlar da müdahil olurlar. Biz Filistin in 1948 den beri yaşadığı çile için kıvranırken ardından Afganistan çıktı. Lübnan eklendi. Buraya I- rak eklendi. Irak a Suriye, Mısır, Somali, Açev, Myammar eklendi. Filistin meselesinde İslam dünyası dik dursa belki Afganistan'daki olaylar olmayacaktı. Filistin e karşı duyarsızlık artık hepimizi boğma noktasına gelmiş bir tehlikeye dönüşüyor. i- fadelerini kullandı. İslam aleminin Hz. Ömer'i örnek alması gerektiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Kuran bize emrediyor, Allah ın ipini bırakmayın. Zalimin zulmüne rıza göstermek bu dinde yer almayan bir avırdır. Zalim Esed e sırf mezhebinden dolayı hürmet gösterenler HZ. Ömer in yüzüne bakamazlar. Camiye girip bomba patlatan kişiler hiçbir dinin, hiçbir mezhebin insanı olamaz. İslam dünyası kan ağlıyor. Bu coğrafyadaki yoksulluk bu insanların eseridir. Bu uzak kalmışlık başkalarının değil, bizzat bu coğrafyanın insanlarının eseridir. Bu manzaraya daha fazla rıza gösteremeyiz. Seyirci olamayız. Ön yargıları bir tarafa bırakmanın zamanı gelmiştir. Türkiye bütün bu tartışmaların, haksızların dışındadır.(cihan)

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Temmuz Şubat Perşembe Cuma Yahudi cesaret madalyasını çıkar, öyle konuş CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a seslenerek "Boynundaki Yahudi cesaret madalyasını çıkar, öyle konuş." dedi Yazılı bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, Başbakanın Sakarya konuşmasına cevap verdi. ABD Dışişleri Bakanı Kerry'in "Otur o- turduğun yerde, Gazze ye gidemezsin" diyince tükürdüğünü yalayan ve Gazze ye gidemeyen Erdoğan'ın Sakarya da yine sahibinin sesi olduğunu ve bir kez daha kendisine saldırdığını belirten Kılıçdaroğlu, "Kendi zavallılığını gözlerden gizlemek için Sen İsrail i kına, Esad ı kına demiş. Ben Kemal Kılıçdaroğlu olarak, ailece tatil yaptığın, kankan, dostun Esad ile Madalyasını taşıdığın İsrail ve İsrail in Filistin e zulmü, saldırısı dahil olmak üzere, Filistin e, halka, zulüm nereden gelirse gelsin, halkı ezen, baskı altına alan zalim kim olursa olsun hepsini kınadım, senin gibi çifte standart uygulamadım. Peki sen, 10 Haziran 2005 te Musevi Komitesi Başkanı tarafından boynuna takılan Yahudi Cesaret Madalyasını hala boynunda taşıyacak mısın? Hadi bir kez sözünün eri ol, boynuna takılan Yahudi Cesaret Madalyasını çıkar, iade et. Ayrıca, Filistinlilere bomba yağdıran İsrail jetlerinin yakıtını kes, Türkiye üzerinden İsrail e savaş uçağı yakıtı göndertme. Bir de, Gazze ye gideceğim dediğin, sonra dilini yuttuğun 23 Mart 2013 ü, arkasından Tarih kesinleşti Mayıs sonu gibi Gazze ye gideceğim dediğin 14 Nisan 2013 ü hatırla. Ağzından çıkanı bir kez kulağın duysun. Ama hatırlayamazsın, hatırlamak işine gelmez, hatırlamaya cesarette edemezsin. Çünkü, 21 Nisan 2013 te ABD Dışişleri Bakanı Kerry sana 'Gitme' dedi Sen ne yaptın, Kerry nin demeci hiç şık değil dedin. Kerry ne yapmalıydı, şık olsun diye sana Obama gibi beyzbol sopası mı göstermeliydi? Bu arada kof kabadayılığı da sürdürdün, bir kez daha Haziran da Gazze ye gideceğim dedin. Bugün 17 Temmuz 2014 Recep bey. Üçüncü kez Gazze ye gideceğim demenin üzerinden İki haziran geçti, sen hala Gazze ye gidemedin. Sadece palavra attın, yalan söyledin, göz boyadın, her zaman yaptığın gibi milleti kandırmaya çalıştın. Bir de kalkmış Ben cumhurbaşkanı olacağım diyorsun. Senden Cumhurbaşkanı olmaz." şeklinde konuştu. (CİHAN) TUNÇ DEVRİ met Tunç Koymuş postasını, görmüş restini İzmir in öyle bir Büyükşehir Belediye Başkanı var ki, adından söz ettirmeyi çok seviyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz sözünü mü kendisine dayanak yapıyor, bilinmez; ancak öyle ise birisi bu sözün, her şeyi fırsata çevirme derdiyle yaşayan uyanıkların ve kalpazanların tarzı olduğunu söylemeli. İl Özel İdaresi malları konusunda, kentin valisi ile son derece uygunsuz olan üslubunu önceki yazımızda dile getirmiştik. Ancak en vahimi, Kocaoğlu nun Yatırım İzleme Komisyonu toplantısında benim tek oyum var. Siz 9 kişisiniz deyip masadan kalkmasıydı. 4 milyon nüfuslu İzmir in belediye başkanı olarak, ben oynamıyorum deyip adeta posta koyarcasına masadan kalkmak, neyin çözümüdür. Sonra olup bitenler daha da ilginç. Kocaoğlu, mahallenin abisinden dayak yemiş çocuk gibi, gidip iş dünyasının temsilcilerinden imdat istiyor. Vali Toprak, mahallenin hatırı sayılır diğer abilerini en bürokratik dille vilayetin önünde hatıra fotoğrafı çektirip yolluyor. Mahallenin abileri de ne oldu sorusuna neredeyse sadece çay içtik cevabını veriyorlar. İkinci aşamada ise, hatırı sayılır abilerin çözemediği olay için, müdürlük o- larak kullandığı bazı ilçe belediye başkanlarını yardıma çağırıyor. Ama olmuyor! En sonunda ise, gittiği her yerde, koyduğu postayı anlatıyor. Bunun gibi daha bir çok hareket, ancak şımarıklıkla açıklanabilir. Bulunduğu her yerde, o- nun nazını çekmeye zorunlu insanlar varmış gibi hareket ediyor. Hatırlayınız, partisinde ilçe belediye başkan adaylarının belirlendiği gün, gece yarısı baskınıyla bir çok ilçeye kendi adayınlarını dayattı. Aldığı seçim sonucunu biz değerlendirmeyelim; sadece CHP içinden çok yüksek sesle, sayısal olarak durumun CHP açısından başarısızlık olduğunu söyleyen CHP için önemli isimlerin var olduğunu söylemekle yetinelim. Yanlış anlaşılmasın, Sırrı Aydoğan ın yaptığı gibi AK Parti paralelcilerin elindedir e benzer bir açıklama yapıp, bir siyasi partinin içişlerine karışma terbiyesizliğini yapmayız. Biz, Aziz beye ayna tutuyoruz. Bakmaya yüzü varsa daha doğrusu bakmayı akıl ederse bir şeyler görür. Aziz Kocaoğlu nun bu nazını çekecek ve çeken bir grup var. Belediye meclisinde de durum böyle. Bir şey hatırlatmak isteriz, orada sadece, şımarıklığını kaldıracak CHP liler yok. AK Parti liler de bu şımarıklık dayatmayasını sineye çekiyor. Tabii ki, bu şımarıklığın tosladığı yerler olabilir. Oldu! Demokrasi kültürü, koşullar ne olursa olsun, sorunları bürokratik yollarla ve iletişimle çözmenin adıdır. Masaları terk edip, posta koyduğunu açıklamakla bir sonuca varılmaz. Meclis başkanlığı yapan birinin bunu çok iyi bilmesi gerekir. Kocaoğlu, valilikte masada postasını koymuş ve resti görülmüştür. Biz diyoruz ki, başkanlığını yaptığı ve çoğunluğu temsil ettiği mecliste, restini göremeyeceği postalar görmesin! Kocaoğlu na şiirin devamını da hatırlatalım: He canım Sen getir üstünü (A.Arif) imettunc@gmail.com CHP seçim sonuçlarını "SMS" ile takip edecek Yerel seçimlerde internet üzerinden Sandık Takip Sistemi'ni kullanan CHP'nin sandık görevlileri, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu sistemin yanı sıra sonuçları SMS ile de gönderecek Yerel seçimlerde internet üzerinden Sandık Takip Sistemi'ni kullanan CHP'nin sandık görevlileri, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise bu sistemin yanı sıra, sonuçları SMS ile de gönderecek. CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçim güvenirliğinin kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Seçmen listelerinin doğru olarak hazırlanabilmesi amacıyla daha önce "e-seçmen" uygulamasını hayata geçirdiklerini anımsatan Halıcı, bu uygulamanın hem örgütleri hem de hangi siyasi partiden olursa olsun tüm seçmenler tarafından kullanıldığını belirtti. Yerel seçimlerde YSK'nın SEÇSİS yazılımından tamamen bağımsız olarak, bir sistem geliştirdiklerini ve sonuçları sandık bazlı takip amacıyla "Sandık Takip Sistemi"ni hayata geçirdiklerini hatırlatan Halıcı, bu seçimlerde ise cep telefonlarını kullanacaklarını kaydetti. Halıcı, şöyle devam etti: "Sandık güvenliğinin sağlanabilmesinin tek yolu, YSK'nın resmi olarak açıkladığı sandık sonuçlarıyla, partilerin kendi ellerinde bulundurduğu ıslak imzalı tutanaklarının karşılaştırılmasıdır. Bu olmadan yapılan bütün teknik çalışmalar, sonucun hızlı alınmasına dönük olabilir, bir moral motivasyonun erken sağlanmasına yönelik olabilir ama seçim güvenirliğinin sağlanması ancak bu yolla olur. Bunu da şuanda uygulayan tek parti CHP. Seçim sonuçlarının da resmi olmamak kaydıyla daha hızlı bir şekilde temin edilmesini sağlamak amacıyla bu seçimlerden başlayarak telefonla, mobil telefonlar üzerinden de bize datanın hızlı akışını sağlayacak ikinci bir sistemi devreye sokacağız. Hem hızlı sonuç almayı hem de sandık sonuçlarını kontrol edip eğer itiraz edilecek bir husus varsa anında itiraz etmeyi sağlayacak yeni bir sistemi kullanmış olacağız." -"Yalova'da en erken seçim sonuçlarını biz aldık" Normalde akıllı telefonlar için geliştirdikleri bir sistem olduğunu ve bunu seçimlerin yenilendiği Yalova'da başarıyla kullandıklarını anlatan Halıcı, kentte en erken seçim sonuçlarını CHP'nin aldığını bildirdi. Sistemin tüm ülkeye uygulanmasındaki zorlukları gözden geçirdiklerini ve her görevlide akıllı telefon bulunmayacağından bu sistemi basitleştirme kararı aldıklarını ifade eden Halıcı, "O nedenle normal telefonlar üzerinden SMS hizmetiyle bunu yapacağız" dedi. Sandık başındaki görevlinin veya müşahidin sandık sonuçlarını bir SMS ile kendilerine ileteceğini aktaran Halıcı, kendilerinin bu sonuçları ülke çapında değerlendirmeye alacaklarını söyledi. Görevlilerin sonuçları sabit numaralara göndereceklerini bildiren ve bu konuda GSM şirketleriyle görüşmelerinin devam ettiğini kaydeden Halıcı, "Hesaba gelen SMS'ler bilgisayarda toplanacak ve sonuçlar ortaya çıkacak. Sonuçta önemli olan kim kazanırsa kazansın, temiz, dürüst bir seçimin yaşanması" diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, sistemin denenmesi açısından da önemli olduğunu belirten Halıcı, eksiklikleri gidererek önümüzdeki seçimlerde de bunu kullanacaklarını ifade etti. (AA) AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin, İngiltere Büyükelçisi Moore'u kabul etti CHP'den TRT Gelirleri Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi CHP genel başkan yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Veli Ağbaba ile Manisa Milletvekili Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na '3093 Sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Gelirleri Kanunu nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' verdi Türkiye de ve dünya genelinde medyanın önemli bir gelişim gösterdiğinin aşikâr olduğunun dile getirildiği teklifte, bu gelişime paralel olarak her geçen gün internet medyasının da büyük bir gelişim sergilediği ve insanların habere ve medyaya erişim ihtiyacının da aynı o- randa arttığı ifade edildi. Medyaya erişim ihtiyacı karşısında, her geçen gün gerek yazılı gerekse görsel basındaki kuruluş sayısının arttığı ve ciddi bir rekabet ortamı oluştuğunun anlatıldığı teklifte, devlet televizyonlarının da özel kuruluşlarla aynı rekabet ortamında bulunduğu düşünüldüğünde, sadece devlet televizyonu/radyosu olması sebebiyle tamamen haksız rekabet oluşturacak şekilde devlet televizyonlarına/radyolarına kaynak aktarılmasının ise ticari rekabet kurallarına ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine açıkça aykırılık oluşturtuğu kaydedildi. Haksız rekabet durumuna ek olarak, son dönemlerde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu'nun tarafsızlığını yitirdiğinin vurgulandığı teklifte, "Tüm yurttaşlara eşit olması gereken mesafeyi tamamen göz ardı ederek, adeta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Ortadoğu'da, Gazze'de insanlar, çocuklar, kadınlar ölüyor. Siz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesisiniz, İngiltere olarak. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin orada masum insanların ölümüne karşı tabii toplandı, ateşkes kararı aldı ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin, konsey üyelerinin daha aktif olmaları beklentisi var. Doğrusu bizim de böyle bir beklentimiz var" dedi. Şahin, AK Parti Genel Merkezi'nde, İ- ran'ın Ankara Büyükelçisi Ali Reza Bigdeli'yi kabulünün ardından, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore ile bir araya geldi. Bu yılın başında, Türkiye'ye atanan Büyükelçi Moore'u tebrik eden ve çalışmalarında başarı dileklerini ileten Şahin, "İki müttefik ülkeyiz. İngiltere, NATO'da ve Avrupa Birliği'nde bizi en çok destekleyen bir ülke. Her alanda ilişkilerimiz, biraz daha gelişiyor. Böyle bir ülkenin büyükelçisiyle görüşüyor olmaktan ben de memnuniyet duyuyorum" diye konuştu. Büyükelçi Moore da "İngiltere ve Türkiye ilişkilerinin oldukça sıcak olduğunu" ifade ederek, "Tabii ki ilişkilerimiz çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bu konuda dün Sayın Cumhurbaşkanı Gül ile konuşuyorduk. Ona veda etmek istedim. Özellikle Sayın Gül, Dışişleri Bakanı o- larak, Başbakan olarak, şimdi Cumhurbaşkanı olarak, bu konuda, İngiltere-Türkiye ilişkileri konusunda, çok önemli rol oynadı" şeklinde konuştu. Bunun üzerine, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin de "Sayın Gül, Türkiye İngiltere ilişkilerinin geliştirilmesinde büyük katkıları oldu. Özellikle yanılmıyorsam, 37 yıl aradan sonra, İngiltere Birleşik Devletler Kraliçesi 2. Elizabeth'in Türkiye ziyareti ve ardından Sayın Gül'ün iki veya üç kez İngiltere'yi ziyareti, ilişkilerimizin daha da gelişmesine katkı sağlamıştı. Siz de bunu bildiğiniz için herhalde Sayın Gül'ü bu bağlamda ziyaret etme ihtiyacı hükümetin yayın organı olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu nedenledir ki her yurttaştan sağlamış olduğu geliri ülkenin belirli bir kesimine hizmet olarak götürmesi kabul edilebilir değildir. Buradan yola çıkarak herkese hizmet vermeyen bir kurumun herkesten ve zorunlu o- larak gelir elde etmesi mümkün değildir. Diğer basın-yayın organlarına karşı haksız rekabet ve eşitsizlik oluşturan, herkesten elde ettiği gelirleri sadece toplumun bir kesimi için harcayan bir kurumun gelirlerinin yeniden düzenlenmesi gerekliliği karşısında işbu yasa teklifi hazırlanmıştır." denildi. duydunuz" ifadelerini kullandı. Büyükelçi Moore, Şahin'in bu sözleri üzerine, "Tabii ki.. Bir de Başbakan Erdoğan ile Başbakan Cameron 2010'da stratejik ortaklık kurdular" şeklinde karşılık verdi. Şahin, "Dünyanın ve bölgenin, özellikle Türkiye'nin bulunduğu bölgede meydana gelen gelişmelerin, olumsuzlukların giderilmesinde iki ülkenin ilişkilerini devam ettirmelerinde, yakın işbirliği içindede bulunmalarında yarar var. Örneğin şu anda Ortadoğu'da, Gazze'de insanlar, çocuklar, kadınlar ölüyor. Siz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesisiniz, ingiltere olarak. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin orada masum insanların ölümüne karşı tabii toplandı, ateşkes kararı aldı ama Birleşmiş milletler Güvenlik Konseyi'nin, konsey üyelerinin daha aktif olmaları beklentisi var. Doğrusu bizim de böyle bir beklentimiz var. Çünkü 'orada masum insanların ölmesine dünya daha fazla seyirci kalmamalıdır' diye düşünüyoruz." (AA) 3093 SAYILI TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON GELİRLERİ KANUNU NDA DEĞİŞİKLİK YAPIL- MASINA DAİR KANUN MADDE 1-15/12/1984 tarihli ve 3093 Sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Gelirleri Kanunu nun Amaç ve Kapsam başlıklı 1'inci maddesinde yer alan radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan alınacak ücretler, elektrik enerjisi hasılatından ayrılacak paylar ile ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. MADDE 2-15/12/1984 tarihli ve 3093 Sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Gelirleri Kanunu nun Gelirler başlıklı 2'nci maddesinin a ve b bentleri, Cihazların İmalat ve İthalatı ile Gümrük Girişleri başlıklı 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, Tahsilat başlıklı 5'inci maddesi, Ceza Hükmü başlıklı 6'ncı maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 3-15/12/1984 tarihli ve 3093 Sayılı Türkiye Radyo- Televizyon Gelirleri Kanunu nun 10'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında yer alan "bandrol ve etiketler ile ilgili diğer hususlar" ibaresi madde metninden çıkarılmış olup, aynı maddenin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 4-15/12/1984 tarihli ve 3093 Sayılı Türkiye Radyo- Televizyon Gelirleri Kanunu nun Geçici 1'inci, Geçici 2'nci, Geçici 3'üncü, Geçici 4'üncü, Geçici 5'inci ve Geçici 6'ncı maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 5- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 6- -Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. MADDE GEREKÇELERİ MADDE 1 - İşbu madde ile genel gerekçede açıklandığı üzere, herkese hizmet vermeyen bir kurumun herkesten ve zorunlu kesintiler yoluyla gelir elde etmesi ve diğer basın yayın kuruluşlarına karşı haksız rekabet ortamının kaldırılması amaçlanmaktadır. MADDE 2 - İşbu madde ile TRT adına gerçekleştirilen zorunlu kesintilerin yapılmaması sonrasında, buna bağlı o- larak cezai hükümlerin ortadan kaldırılması a- maçlanmaktadır kurumun herkesten ve zorunlu kesintiler yoluyla gelir elde etmesi ve diğer basın yayın kuruluşlarına karşı haksız rekabet ortamının kaldırılması amaçlanmaktadır. MADDE 3,4 -İşbu madde ile genel gerekçede açıklandığı üzere, herkese hizmet vermeyen bir kurumun herkesten ve zorunlu kesintiler yoluyla gelir elde etmesi ve diğer basın yayın kuruluşlarına karşı haksız rekabet ortamının kaldırılması amaçlanmaktadır. (CİHAN)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Temmuz Şubat Perşembe Cuma SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Temmuz Şubat Perşembe Cuma İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com GÜL'LÜ SENARYOLARA BAKAR MISINIZ? Cumhurbaşkanlığı seçimine henüz daha zaman varken ve başbakan Başbakanlık ve Akp genel başkanlığı konusunun bugünün konusu olmadığını, seçimden sonra konuşulacağını belirtmesine rağmen, yine Gül'lü senaryolar başladı. Gazeteler yazmaya, Bülent Arınç dillendirmeye başladı. Özellikle bazı basın organlarının akp den daha çok akp içişlerine karışmayı pek sevdiklerini hemen söyleyelim. Aman ne senaryolar, ne isminin açıklanmasını istemeyen yetkili ve etkililerden alınan gizli ve özel görüşler.. Öyle anlaşılıyor ki Cemaat paralel bir iktidar kurmaktan ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden umudunu kesmiş, şimdi Tayyıp beyin karşısına başbakan ile dikilmek gibi bir hevesin peşinde. Buna alet olan gazeteler ve isimler de epey var. Ama anlamadığım şu ki Cemaatten ayrı bir tarikatın mensubu olan bir gazetenin hemen senaryolar yazmaya başlaması. Bakın şimdi haberi okuyun da siz de düşünün ne yapılmak istendiğini: "İlk turda Köşk'e çıkmasına kesin gözüyle bakılan Başbakan Erdoğan'dan sonraki süreçte partinin başına gelecek isim artık yüksek sesle konuşulmaya başlandı. AK Parti grubunun büyük çoğunluğu bu ismin Abdullah Gül olması gerektiği görüşünde. Meclis kulisinde milletvekilleri arasında yapılan sohbetlerin ana konusu da Gül'ün partiye dönüp dönmeyeceği üzerinde yoğunlaşıyor. Parti yöneticileri ise Erdoğan'ın henüz bu konuda bir görüş belirtmediğini ifade ederken, önümüzdeki süreçte yaşanması muhtemel gelişmeleri şu sözlerle özetliyor: "Sayın Başbakan'ın ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmesi yüzde İhsanoğlu'nun adaylığı açıklandıktan sonra Erdoğan'ın ilk turda alacağı oy oranı anketlerde yüzde 58'lere kadar çıktı. Bu durumda 11 Ağustos sabahından itibaren artık partinin başına gelecek isim konusunda bir yol haritası hazırlanacaktır. Öncelikle, Sayın Erdoğan ve Sayın Gül bir araya gelecek konuyu istişare edecektir. Ardından parti yetkili kurulları toplanır, büyük ihtimalle de Sayın Gül'e partinin başına geçmesi çağrısı yapılır" Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu'nun haberine göre; AK Parti kurmaylarına göre, kulislerde Gül'ün yanı sıra farklı isimler konuşulsa da Türkiye ve AK Parti gerçeklerinin Gül'ün geri dönmesini gerektiriyor. AK Parti kurmaylarının bu konuda yaptığı değerlendirmeler şöyle: "Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bir mekanizma kurulur ve Gül'le ilgili süreç başlar. Sayın Başbakanı yukarı çıkaran mekanizma Gül'ü de partinin başına getirir. Gül 'evet' derse buna kimse itiraz etmez. Çünkü siyasi akıl da bunu gerektiriyor. Güçlü Cumhurbaşkanı-güçlü başbakan modeli ile Türkiye hedeflerine ulaşır" AK Parti kulislerinde konuşulan bir başka konu erken seçime gidilip gidilmeyeceği. Gül'ün partinin başına geçmesi durumunda milletvekili olmadığı için başbakanlık yapamayacağı görüşünden hareketle, kasım ayında bir erken seçimin gündeme gelebileceği konuşuluyor. İkinci bir görüşe göre ise erken seçim olmayacak, Gül genel başkan, Ali Babacan veya Binali Yıldırım başbakan olacak seçimlerinden sonra da Gül hem partinin hem de hükümetin başına geçecek." Damlacık'ı yedirmeyeceğiz Konak-Yeşildere Tünelleri bahane edilerek, doğup büyüdükleri semtlerinden koparılmak istenen Damlacık halkına sahip çıkan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, mahalleliden evlerini boşaltmamalarını istedi Tarihi semtteki binaların restore edilerek turizme kazandırılmasını sağlayacak bir kooperatifin kurulmasına destek olacaklarını da dile getiren Pekdaş, Buranın gerçek sahibi sizlersiniz. Size çıkın dediklerinde çıkmayın. Onlara, Siz yolu durdurun deyin dedi. Konak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü nce başlatılan Sokakta Sinema adlı etkinliğin ilki İzmir in tarihi semti Damlacık ta düzenlendi. Konak Tünelleri gerekçe gösterilerek evlerini terk etmek zorunda bırakılan Damlacık sakinlerine kısa sürelide olsa sorunlarını unutturan açık hava sinema etkinliğinde futbola Damlacık ta başlayan, Türk futbol tarihinin efsanevi ismi Metin Oktay ın hayatının anlatıldığı film gösterildi. Damlacık halkının yoğun katılım gösterdiği filmi izleyenler arasında Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da vardı. Damlacık a CHP Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak ve Konak Belediye Meclis üyeleriyle birlikte gelen Pekdaş, bir süre tarihi semti gezerek, belediye Fen İşleri ekiplerince geçtiğimiz günlerde yapılan yol ve kaldırım düzenlemelerini inceledi. Ardından film gösteriminin yapılacağı basketbol sahasına geçen Pekdaş, gösterim öncesi mahallede yeniden baş gösteren kamulaştırma girişimlerine karşı açıklama yaptı. Karayolları 2 inci Bölge Müdürlüğü ne bağlı yetkililerin tarihi semtteki 14 evde daha keşif yaparak, vatandaşlara kamulaştırma kararı alındığı yönünde açıklamalarda bulunmasını eleştiren Pekdaş, değer tespit çalışmaları yapılmasının hiçbir hukuki dayanağının olmadığını dile getirdi. Başkan Pekdaş, acele kamulaştırma adıyla yapılan dayatmalarla Damlacık ta oturan yurttaşlara manevi baskı ve psikolojik şiddet uygulandığını, böylece onların kendi rızalarıyla evlerini terk etmelerinin planlandığını savundu. BAŞTAN SONA HUKUKSUZLUK VAR Konak Tünelleri inşaatının başından itibaren hukuksuzluk olduğunu dile getiren Başkan Pekdaş, Günlerdir bu yolu durdurun diyoruz. İnşaatın başından itibaren bir hukuksuzluk var diyoruz. Bu yolu kimin yaptığını, kimin denetlediğini bilmiyoruz. Yolla ilgili hiçbir bilgilendirme panosu yok. Bu konuda ne alınmış bir kamulaştırma kararı, ne de belediyelere verilmiş bir bilgi var. Planlara da işlenmedi. Size evlerinizden çıkın diyenlere, siz de onlara, Bu yolu durdurun deyin ve evlerinizden çıkmayın diye konuştu. EVLERİNİZİ BOŞALTMAYIN Damlacık mahallesinin bulunduğu bölgenin antik Smyrna kazı çalışmalarının yapıldığı yer olduğunu dile getiren Pekdaş, tünel kazıları sırasında çıkan tarihi eserlerin nerede olduğunun bilinmediğini savundu. Mahalle sakinlerine evlerini boşaltmama ve semtlerine sahip çıkma çağrısında bulunan Pekdaş, bölgede turizmin canlandırılması adına kooperatifleşmeye gidilmesi önerisinde de bulunarak şöyle konuştu: Siz hem çok büyük bir tarihin üzerinde, hem de İzmir in en iyi yerinde oturuyorsunuz. Buranın gerçek sahibi sizlersiniz. Size Çıkın dediklerinde çıkmayın. Siz yolu durdurun deyin öncelikle. Burada turizm amaçlı kooperatif kuralım ve belediye şirketleri de bu kooperatife destek versin, bu projeyi hayata geçirelim. Buranın kahrını çeken sizler, buradan para kazanın. Evlerinizi satmayın, evlerinizi boşaltmayın. Böyle kamulaştırma olmaz. Kamulaştırmadan sonra burada ne yapacakları belli değil. Malınızı mülkünüzü sakın elden çıkartmayın. İNŞAAT DURDURULSUN Damlacık halkının sonuna kadar arkasında olduklarını dile getiren Başkan Pekdaş, Biz kanun, hukuk nedir biliyoruz. Ben bir İzmirli olarak buradaki tarihin yok sayılarak inşaatın bu şekilde devam etmesine karşıyım. Buradaki yurttaşlarımızın buradan bu şekilde çıkartılmak istenmesinin tek sebebi Karayolları Bölge Müdürlüğü dür ve tüm sorumluluk onlardadır diyerek tünel projesinin vatandaşların can ve mal güvenliği sağlanıncaya kadar durdurulması yönündeki taleplerini de yineledi. (CİHAN) Çanakkale'deki şehitlik inşaat alanında kemikler çıktı Çanakkale'de, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda yapımı devam eden Ağadere Şehitliği inşaatı alanında şehit kemikleri çıktı. Çanakkale Savaşları'nın 100. yılına hazırlık kapsamındaki çalışmaların en büyüğü, Eceabat ilçesi Ağadere mevkisinde yapılıyor. Şimdiye kadar doğal olarak nadir kalan alana, geçen yıl en büyük şehitlik projesi olan "Ağadere Ağır Mecruhin Hastanesi Şehitliği" inşaatı başladı. Doğal alan bozularak betonlaşan bölgede, 17 milyon lirayı aşan maliyetiyle 45 hektar üzerine Gelibolu nun en büyük şehitliği yapıyor. Bölge, Çanakkale Savaşları sırasında güney cephesindeki yaralıların gönderildiği Ağadere Ağır Mecruhin Hastanesi olarak kullanıldığı için her karış toprağında şehit izleri ve mezarlıkları bulunuyor. 13 şehitliğin ve 2 bin 485 mezarın bulunduğu bölgede yapılan çalışmalarda sık sık kemiklere rastlanıyor ve olduğu yere tekrar gömülüyor. BİNANIN YANINDA ŞEHİDİN DİŞİ ÇIKTI İnşaat alanında, 136 metre uzunluğunda ve 8 metre yüksekliğindeki binanın yakınında da kemikler çıktı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 3. Bölge Müdürü İsrafil Erdoğan ve ekibi, bugün söz konusu alanda inceleme yaptı. Yüzeydeki çok sayıda şehit kemik arasında bir de diş çıktı. Bulunan kemikler, olduğu yere gömüldü. Bölgedeki çalışmalar hakkında bilgi veren Erdoğan, inşaatların şehitliklerin olmadığı alanda yapıldığını belirterek, "Çanakkale muharebeleri esnasında ağır yara alan askerlerimizin tedavi edildiği bölge burası. Bu alan 45 hektar. Bu alan içinde kurulmuş olan sahra hastanesinde tedaviye cevap veremeyen veya buraya getirilirken şehit olan askerlerimizin etrafta bulunan bazı noktalara defniyle 13 noktada şehitlik oluşturuldu. Gerek Şefik Paşa haritasında gerekse müdürlüğümüz uzmanları tarafından yapılan araştırmada belirlendi. Kabristanlarda 2 bin 485, ismini bildiğimiz şehidimiz var. Bakanlığımızın yaptığı ihale neticesinde yürütülen inşaat faaliyetleri esnasında, az önce gördüğümüz parsellerden birinde ve diğer 13 noktada, aynı şekilde bitki temizliği esnasında toprağın üst tarafındaki alan yoğun şehitlik alanı olduğundan, 99 yıl önce buraya defnedilmiş şehitlerimizin parçalanmış kemikleri yüzeye çıkmaya başladı. Hataya düşmemek için radar çalışmalarına girmeden önce şehitlik yapmadık, çünkü bakanlık olarak bir karar aldık. Olur da bir hata yaparız, bir şehitlik düzenlemesi esnasında şüheda kabristanının üzerine yaya yürüyüş yolu, şehitlik duvarı veya başka bir uygulama yapılır diye, böyle bir hataya düşmemek için önce radarla tarama işlemlerimizi tamamladık. Bu noktaların içerisine hiçbir fiziki müdahalede bulunulmayacak, hiçbir yapı yapılmayacak, hattâ insan ayağı da bastırılmayacak. Ziyaretçiler, etrafından dolaşmış olacak. İnşaatın devam ettiği yer, hiçbir bulguya rastlanmamış alandır." şeklinde konuştu. DENEME SÜRÜŞLERİ BAŞLADI Poligon ve Fahrettin Altay hattı da tamam İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, metronun Üçyol-Üç kuyular hattının yaz ortasında hizmete gireceğini açıkladı. Kocaoğlu, "Metronun güvenliği ile ilgili bir sıkıntı da yok" dedi İzmir Büyükşehir Belediyesi, Üçyol Üçkuyular metro hattının son halkası olan Poligon ve Fahrettin Altay istasyonlarında da sona geldi. Deneme sürüşlerinin başladığı iki istasyonda, aynı zamanda sinyalizasyon ağı, enerji sistemi ve peronların araçlara bağlı ölçümleri gibi çok kapsamlı denemeler de yapılıyor. Yetkililer, yerin üçer kat altına inşa edilen istasyonlar ve tünellerde azami güvenliğin sağlandığını açıkladı. İzmirspor, Hatay ve Göztepe den sonra hizmete alınacak Poligon ve Fahrettin Altay istasyonlarıyla birlikte İzmir Metrosu, toplam 20 kilometrelik hat üzerinde 17 istasyonla hizmet vermeye başlayacak. Böylece Bornova Evka-3 ten Fahrettin Altay a, şehrin doğusundan batısına ortalama yarım saatte kesintisiz ulaşım sağlanacak. Zeminden 19 metre aşağıda inşa edilen Poligon İstasyonu, üç katlı ve dört adet yolcu girişli. İki adet engelli asansörü ve 12 adet yürüyen merdiven mevcut. 22 metre derinlikteki Fahrettin Altay İstasyonu ise üç katlı ve beş adet yolcu girişli olarak yapıldı. Burada da iki adet engelli asansörü ve 13 adet yürüyen merdiven bulunuyor. Büyükşehir Belediyesi, 5,5 kilometrelik Üçyol-Üçkuyular hattının yapım çalışmalarında, zemin şartları sebebiyle zorlu bir süreç yaşadı Mayıs ayında taban betonunun kabarması sebebiyle müşavir firma STFA SEMALY ortak girişimi tarafından, dünyaca ünlü Hollanda Royal Haskoning DHV firması uzmanları getirildi. Hazırlanan raporlara göre önerilen drenaj iyileştirme çalışmaları, projelendirilerek eksiksiz yerine getirildi. Tünelin statiği açısından da söz konusu güzergâhta mevcut temel betonuna ilave olarak 55 cm. kalınlığında donatılı C40 betonu ve ray döşeme işi sabit sisteme dönüştürüldü. Ayrıca tünel ve istasyonlarda yangın söndürme senaryoları yaptırıldı ve buna uygun projeler uygulandı. Bütün istasyonlarda yangında devreye girecek şekilde uyarı ve havalandırma sistemleri kuruldu. Göztepe İstasyonu ndaki yangın çıkışları, istasyonların yangın yönetmeliği olan NPFA 130 standartına uygun yapıldı. Başkan Kocaoğlu: Üçyol-Üçkuyular metrosu yaz ortasında açılacak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, metronun Üçyol-Üç kuyular hattının yaz ortasında hizmete gireceğini açıkladı. Bir televizyon kanalındaki programa katılan Kocaoğlu, Ramazan ayının turizmciler açısından bu yıl tatil sezonunun "zirvesine" denk gelmesi nedeniyle yerli turiste hitap eden bazı otel ve tur operatörlerinin hazırladığı alternatif tatil paketleri beklenen ilgiyi görmedi. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerli turiste hitap eden otellerin ramazan ayını yaklaşık yüzde 60 doluluk oranıyla geçirdiğini belirtti. İşler, otellerin ramazan dolayısıyla hazırladığı kampanyaların ve alternatif tatil seçeneklerinin beklenen ilgiyi görmediğini belirterek, "Yerli turiste hitap eden bazı oteller, bu ayda doluluk oranların yüksek tutmak için ramazana özel kampanyalar, etkinlikler ve yüzde 50'ye varan indirimler yaptı. Oteller, misafirlerine gündüzleri mukabele okuyabilecekleri, vakit ve teravih namazlarını cemaatle kılabilecekleri, iftar ve sahur programlarına katılabilecekleri paketler sundu ancak yapılan kampanyalar ve indirimler pek itibar görmedi, otelleri doldurmadı. Vatandaşlarımız fırsat odaklı düşünmeyip, ramazan ayını evinde ibadet ederek geçirmeyi tercih etti" dedi. Otellerin beklenen ilgiyi görmemesinde ramazanın yanı sıra KPSS ve LYS'nin temmuz ayı içerisinde yapılmasının da etkili olduğunu ifade eden İşler, "Yüzde 40'lık bazı basın organlarındaki "ölüm metrosu" iddialarını değerlendirdi. Başkan Kocaoğlu, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: Aşağıda trenler gidiyor geliyor. Hiçbir sıkıntı yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin, düzgün çalışan bir belediye olduğunu dünya öğrendi. Buna artık bir daha bir daha kara çalmanın hiç anlamı yok. İki tane milletvekilimiz suç duyurusunda bulunacakmış. ODTÜ buraya gelip araştırma yapmış değil. Bu rapor elimizde, zaten ilk yazıldığı gün vardı. Buranın projesini çizen STF, kontrolünü yapan da STF. Burada su tahliye sistemi projede öngörülüyor ve bunun yeterli olmadığı söyleniyor. Bu rapor onun raporu. Bunu isteyen, yüklenici firma. Bu konuda gerekli bütün tedbirler alınmıştır. 13 metre yeri geçmek için dokuz ay üniversitenin proje yapmasını bekledik. Bir RAMAZAN İNDİRİMLERİ otelleri doldurmaya yetmedi TUROFED Başkan Yardımcısı İşler: "Ramazan dolayısıyla yapılan kampanyalar ve indirimler pek itibar görmedi, otelleri doldurmadı, vatandaşlar ramazanı evinde ibadet ederek geçirmeyi tercih etti" dedi kaybımız var ama yine de mutluyuz. Halkımız, dinine ve ibadetine olan bağlılığını göstermiş oldu" diye konuştu. - "Bayramdan sonra doluluk yüzde 100" Ramazan Bayramı itibariyle otellerin yeniden yüzde 100'lük doluluk oranlarına ulaştığını kaydeden İşler, "Ramazan tatili, turizmciler için sevinç tatiline dönüştü. Ramazanı içine alan temmuz ayını yüzde 40'lık bir kayıpla geçmemize karşın ağustosta zam yapmadık. Bayramdan sonra doluluk oranı yüzde 100" ifadelerini kullandı. Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü Cem Polatoğlu ise ramazan dolayısıyla turlara kayıtlarda normal sezona göre yaklaşık yüzde düşüş olduğunu, bundan en çok etkilenenin de kültür turları olduğunu aktardı. Kapadokya, GAP, Ege ve Karadeniz bölgelerine yapılan kültür turlarında herhangi bir artışın yaşanmadığını dile getiren Polatoğlu, "Ramazanda en çok kültür turları etkilendi. Biraz yorucu geldiği için otobüsle gezmeli turlara rağbet azaldı. Herhalde insanlar, ramazanda hem oruç tutup hem de böyle kültürel tur yapmak istemiyor" değerlendirmesinde bulundu. Polatoğlu, bayramda ve bayramdan sonra yapılacak yurt içi ve yurt dışı turların yüzde 100'e yakın oranda dolduğunu sözlerine ekledi. (AA) toprak kayması oldu. O toprağın kaymaması lazımdı. Bir sürü kimyasal öngörüldü, 6 ton kimyasal aldık, ilk bastığımız yerde bitti. Ondan sonra tekrar bir proje oldu. Bostan tarlasına seyran yapmıyorsun, insan taşıyacağız biz burada. Ne yaparsanız yapın, bir proje var, zemin etütleri var. Bir de işin içine girdiğiniz zaman karşılaştığınız sorunları çöze çöze gitmek var. Sorun çıktıkça çöze çöze bugüne geldik. Ben hayatım boyunca ve belediye başkanlığım müddetince negatif hiçbir şey söylememeye çalıştım. Kimsenin moralini bozmaya, duyumlar ya da afakî şeylerle toplumun huzurunu kaçırmaya gerek yok. Kötülükten, kentin huzurunu kaçırmaktan kimseye fayda gelmez. Ne bana gelir ne de kaçırana gelir. (HABER MERKEZİ) Mardinlilerden yoksullara yardım eli Mazlum VESEK İzmir Mardinliler Federasyonu (İMAF) Ramazan ayı dolayısıyla yardıma muhtaç ailelere gıda paketi dağıttı. İMAF her Ramazan ayında yaptığı gibi bu yılda dağıttığı yardım paketleriyle yoksulları unutmadı. Şimdiye kadar dağıttığı paketlerle bin 350 aileye yardım ulaştırdı. İMAF Ramazan ayında dağıttığı yardım paketleriyle İzmir'in yoksul semtlerindeki yardıma ihtiyaç duyan insanlara elini uzattı. Konu ile ilgili bir açıklama yapan İMAF Genel Başkanı Mehmet Şakin Irmak amaçlarının sevgiyi, dostluğu güçlendirmek ve paylaşımı arttırmak olduğunu söyledi. YARDIMA İHTİYAÇ DUYAN HERKESE Uzay Kampı için Avustralya'dan geldiler Avustralya'daki Wiley Park Girls High School'dan 12 öğrenci ve üç öğretmen, Uzay Kampı Türkiye nin düzenlediği altı günlük uluslararası yaz kampına katıldı. Kültür paylaşım gecesinde ülkelerinin özelliklerini tanıtan öğrencilerin sunumu, Türkiye nin yanısıra Almanya, Endonezya, İsrail ve Yunanistan dan gelen diğer öğrenci ve öğretmenler tarafından seyredildi. Açıldığı günden bu yana 55 ten fazla ülkeden 155 bini aşkın öğrenciye eğitim veren, İzmir'in Gaziemir ilçesideki Ege Serbest Bölgesi'nde bulunan kampın düzenlediği yaz programına, ilk defa bu yıl Avustralya dan gelen öğrenciler de dahil oldu. Altı ülkeden 231 katılımcı, astronot simülatörlerini birlikte kullandı. Katılımcılar, programın özel misafiri Astronot Richard Linnehan ile tanışma imkanı da buldu. Uzay Kampı Türkiye, dünyanın hemen hemen her yerinden öğrencileri ağırlayarak uzay bilimleri eğitimi verirken aynı zamanda küresel arkadaşlıkların kurulabileceği bir ortam sağlıyor. (CİHAN) Eczacılardan kredi kartı isyanı Son günlerde, gece saatlerinde acil ilaca ihtiyaç duyan vatandaşlar, nöbetçi eczanelerin kapısını çaldıklarında "Kredi kartı geçmiyor, bankalarla çalışmıyoruz, ilacı nakit parayla almanız gerekiyor" cevabıyla sarsılıyor Muayene ücreti, reçete katılım payı gibi bedeli devlete faturalandırılmış ve devlet adına alınan bedelleri tahsil eden bazı eczaneler, kredi kartı ile satışları durdurdu. Yasa ve yönetmeliklerde, eczacıların pos cihazı bulundurma şartının olmadığını belirten Bursa Eczacı Odası Başkanı Kubilay Aydın, "Cebinde parası olmayan vatandaş 50 kuruşluk bedeli bile kredi kartıyla ödüyor. Katılım ücretleri gibi bedelleri de hastadan alan eczaneler tahsilat bürosu haline geldi. Kredi kartıyla tahsil edilen paralar eczacının eline bir ay, bir buçuk ay sonra geçiyor. Bu yükü taşıyamayan eczacılar kredi kartı uygulamasını kaldırıyor." dedi. Son günlerde, gece saatlerinde acil ilaca ihtiyaç duyan vatandaşlar, nöbetçi eczanelerin kapısını çaldıklarında "Kredi kartı geçmiyor, bankalarla çalışmıyoruz, ilacı nakit parayla almanız gerekiyor" cevabıyla sarsılıyor. Yasa ve yönetmeliklerde, herhangi bir ticarethanede kredi kartı pos cihazı kullanma zorunluluğu olmadığına dikkat çeken Bursa Eczacı Odası Başkanı Eczacı Kubilay Aydın, şunları kaydetti: "Ancak eczanelerin farklı bir durumu var. Yasa ve yönetmeliklerde pos cihazı bulundurma şartı yok ama bir taraftan da baktığınızda kamu hizmeti veriyoruz. Bursa Eczacılar Odası olarak temel değerlerimiz var. Bunlardan birisi de ilacın ulaşılabilir olması. İlaca hem ekonomik olarak hem fiziki olarak kolay ulaşılmalı. Hastanın ilacı alması için kredi kartı imkanlarını sağlamamız gerekiyor. (CİHAN) İzmir'de yaşayan Mardinliler olarak karınca kararınca yardıma ihtiyaç duyan herkese ellerini uzatmaya çalıştıklarını vurgulayan Mehmet Şakin Irmak ''İzmir'de yaşayan Mardinliler olarak amacımız burada bizden yardım bekleyen herkese nereli olduğuna, kim olduğuna bakılmaksızın yardım etmek, elimizi uzatabilmektir. Bu yıl 2 bin yardım paketi hedefi koymuştuk ancak şuan 1350 yardım paketi dağıtabildik. İçerisinde salçadan bulgura kadar her türlü temel besin maddesi var. Bu paketlerle bir ailenin dahi akşam mutluluğuna ortak olabiliyorsak ne mutlu bize'' dedi. Yardımları iş adamları ve hayırseverler eliyle yaptıklarını belirten Irmak hepsine teşekkür ederken, biraz daha farkındalığın şart olduğunu ve bu yardımların arttırılması gerektiğini söyledi. Yapılan basın toplantısının ardından halka yardım paketleri dağıtılmaya devam edildi. DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN musarslan1960@hotmail.com IRKÇILIK İnsanlar, birbirlerini tanıyıp yardımcı olmaları için farklı ırklardan yaratılmışlardır. Her insanın kendi milletine sempati duymasından daha normal bir husus yoktur. Fakat bu sevginin de belli ölçüleri vardır. Kendi milletine olan sevgisinden dolayı, başka ırkları küçümseme hakkı kimseye verilmemiştir. Kendi ırkının başkalarına yaptığı zulümleri hoş görüp, yaptığı haksızlıklara mazeret üretmeye çalışanlar ırkçılık yapmış olurlar. Yaratılış bakımından hiçbir ırkın diğer ırklara üstünlüğü yoktur. Hangi ırktan olursa olsun evrensel değerlere uymakta tereddüt göstermiyor, başkalarına saygı duyuyor ve ötekinin varlığını kabul ediyorsa o insan değerlidir. Bizim dinimize göre, siyahın beyaza, beyazın siyaha, Arab ın Acem e, Acem in Arab a üstünlüğü yoktur. Üstünlük Hazreti Allah ın gönderdiği emir ve yasaklarına uymakla olur. Bilal-i Habeşi zenciydi Ebu Cehil asil Arap ırkındandı. Hiç Hazreti Bilal ile Ebu Cehil i üstünlük bakımından kıyaslayan bir mü min var mıdır? Bir gün Ebu Zer-i Gifari isimli bir sahabi, Bilal-i Habeşi ye: Siyah kadının oğlu demişti. Peygamber Efendimiz (sav) Hazret-i Bilal in yüz şeklinden sıkıntılı olduğunu anladı ve durumu öğrendi. Sonra Ebu Zer i çağırarak: Sende hala cahiliyetten eserler var dedi, Irklarla, renklerle övünmek İslam dan önceki cahiliye devrinin anlayışıydı. Hazreti Ebu Zer, Peygamber Efendimiz (sav) in bu ifadelerinden sonra: Ben bu hatayı nasıl yaptım? diye üzülmüş, Hazreti Bilal in olduğu yere gelerek yüzünü koymuş ve: Bilal, Sen ayaklarınla yüzüme basıp bana hakkını helal etmezsen yüzümü yerden kaldırmayacağım demişti. Mutlaka üstün bir ırk aramak gerekiyorsa takva bakımından en üstün ırk Peygamber Efendimiz (sav) in soyundan gelenlerdir. Peygamber Efendimiz (sav) e gelinceye kadar o soyda nikahsız beraberlikler olmamıştır. Daha sonra tarih boyunca o mübarek soydan gelenler hep insanlığın hizmetinde olmuşlardır. Çünkü onların şecere adı verilen soy kütükleri tutulmuş ve yanlış işler yapmalarına müsaade edilmemiştir. İslam devletlerinde o soydan gelenler takip edilmişlerdir. Osmanlı da bu takip müessesesine Nakibü l- Eşraflık adı verilir. Nakibü l-eşraflar da o soydan gelmektedirler. Mesela Peygamber Efendimiz (sav) in soyundan gelen bir kimse İslam a göre caiziyeti sıkıntılı bir işle iştigal edecekse, Nakibü l-eşraf hemen o zata müdahale eder, maddi sıkıntısı varsa çözer ve o işi yapmasına engel olur. Peygamber Efendimiz (sav) soyundan gelen bir erkek veya bayan, ahlaki seviyesi düşük bir birisiyle evlenecekse, Nakibü l-eşraf evleneceği kimsenin o soyun hakkını veremeyeceğini evlenecek kişiye söyler ve hemen müdahale ederek o evliliğe engel olur. Bunlardan dolayı o soy - istisnaları olmakla birliktehep temiz kalmış en üstün soy olarak kabul edilir. Biz Türk milletinden olmakla iftihar ederiz. Çünkü 10 asır İslam a bayraktarlık yapmıştır. Türkler Orta Asya dan göç ettikleri zaman yerliler vardı. Araplardan bu tarafa göçler oldu. Balkanlardan göçler oldu. Her ırk birbirinden kız alıp verdi ve kaynaştılar. Şimdi kim kan bakımından Ben net olarak falan ırktanım diyebilir? Türk olduğunu kabul edip bu millete hizmet etmeyi düşünenler Türktür. Mehmet Akif Ersoy, Arnavut asıllıdır. Kaç kişi onun kadar bu ülkeye hizmet etmiştir. İstisnaları olmakla birlikte Müslümanlıkla Türklük etle tırnak gibi olmuştur. Zaten Avrupa da asırlarca Türk deyince Müslüman anlaşılmıştır. Müslüman olmayan Türkler, Türklüklerini de unutmuşlardır. Macarlar, Bulgarlar gibi. Macar milli takımının maçlarını seyrettiğiniz zaman Macaristan ın adının Hungary olduğunu görürsünüz. Hunların ülkesi demek Attila nın torunları bunlar. Ülkemizde Ermenilerden, Rumlardan, Müslüman olanlar vardır. Bunlar başımızın tacıdır. Ermenilerden, Rumlardan, Yahudilerden gayr-i Müslim olanlar ve düşüncelerini rahatlıkla ifade edenler vardır. Bunların da bu ülkede bizim gibi yaşama hakları vardır. Müslümanlığın ve insanlığın anlayışı budur. Fakat Fransa Ermeni başpiskoposunun yaptığı açıklamalara göre Ermeni ve Hristiyan olduğu halde adını değiştirip Müslüman görünen, önemli makamlarda oturan ve kendisiyle irtibatlı kişiler var. İşte bunlar pirincin içerisinde olan beyaz taşlar gibidir, tehlikelidir ve devlet bunlar için alınması gereken tedbirleri almalıdır. Şimdiye kadar böyle olan bir hayli kişilerin isimleri internette deşifre edildi.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ Temmuz Şubat Perşembe Cuma KANTARIN TOPUZ U Bülent TOPUZ btopuz@pau.edu.tr CUMHURBAŞKANI SEÇMEK; LİDER SEÇMEK Cumhurbaşkanlığı seçimleri bizim toplumun önemli bir özelliğinin tarifi gibidir. Sizde de problem çözme konusunda kısır, ama problem üretme konusunda çok mahir bir toplum olduğumuz düşüncesi yok mu? Bende cumhurbaşkanı kavramının yaşanan tarihi Fahri Korutürk ile başlar. Ondan öncekiler yazılı tarihtir. Korutürk dönemini yetkisiz ve etkisiz bir devlet başkanlığı diye tanımlayabiliriz. Yine de, yetkisiz ve etkisiz olan bu makama 12 Eylül öncesi kimselerin yakıştırılamaması ilginç. Kim bilir, cumhurbaşkanlığının bir kör döğüşün nesnesi haline getirilmesi, darbe öncesi gereken hazırlıkların da bir parçası idi. 12 Eylül darbesinden sonra adet olduğu üzere darbeci paşa devam eden sürecin de cumhurbaşkanı oldu. Ama bu defa öncekilerden farklı olarak vesayet rejiminin devamını sağlayacak yetkilerle donatılarak. Aslında ben kendi özelimde bu yetki donanımını fark etmiş değilim. Bu nedenledir ki, Özal ın cumhurbaşkanlığı neden sorun oldu o zamanlar anlayamamıştım. Yine bu nedenledir ki k- endisine bir suikast yapılmış olma ihtimalini gerekçesiz ve abartılı bir iddia olarak görmüşümdür. Demirel ve özellikle de Sezer dönemi bize iyice gösterdi ki cumhurbaşkanı devletin en üst kurumlarına üye ve başkan atama yetkisi ile vesayet rejiminin devamlılığı açısından oldukça önemli bir makam. Cumhurbaşkanını önemli yetkilerle donatan bu sistem, bu makamın daima anayasayı oluşturan i- radenin elinde olacağı üzerine kurgulanmış. Bu kurguyu sürdürmek için darbe dahil her türlü yönteme başvurmak da mübah görülmüş. Darbe koşulları oluşmayınca güçlülerin hukuku devreye sokularak 367 garabeti ortaya çıkarıldı. Karşı hamle cumhurbaşkanını halk seçsin şeklinde gelince ve bu öneri bir referandum ile kabul edilince kurgu/sistem çöktü. Cumhurbaşkanını halk seçecek olunca, seçilen k- işi halkın gücünü arkasına almış olacak. Bu süreçte biz bir şey daha öğrendik ki, cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır ve bakanlar kuruluna başkanlık edebiliyor. Bakanlar kurulu bir yürütme organı ve Türkiye yi yöneten bir yapı. Cumhurbaşkanının başkanlık ettiği bakanlar kurulunda alınan kararlar yönetici iradenin kararları olacaktır. Yani cumhurbaşkanı fiilen icranın içinde olacak. Şimdiden bu sistemin adı yarı başkanlık olarak konuldu bile. Daha önceki uygulamalardan gördüğümüz üzere cumhurbaşkanlığı makamında oturan kişinin siyasal, sosyal ve kültürel değerleri makamı şekillendirebilmekte. Erdoğan ın seçilmesi halinde içinden çıktığı hükümete fiilen başkanlık etme ihtimali yüksek. İhsanoğlu nun ise böyle bir düşüncesi olduğunu sanmadığımız gibi, bunun imkanı da olmayacaktır. Bu durumda halk klasik bir cumhurbaşkanı seçmek ile bir lider seçmek arasında karar verecek. Cihan ÜNAL chn-unl@outlook.com KUTUPLARIN SAVAŞI Gün geçmiyor ki ülkemiz üstünde oynanan, hatta İslamiyet üstünde oynanan oyunlar son bulsun. Yıllar önce kılık kıyafetle ayrılan insanlar, daha sonralarında sen sağcısın sen solcusun, yani sen vatanını daha çok seviyorsun, hayır sen daha çok seviyorsun kavgasındaydı. Anlamadınız mı? Bir tren düşünün, bu Türkiye olsun. Bu trenin hedefi çağdaş uygarlık düzeyi, yani varacağı istasyon belli. Trende sağ ve sol olmak üzere iki taraf var. Sağcıları sağ tarafa solcuları sol tarafa oturtalım. Tren istikametinde giderken dışarıdan gelen telefonlarla sol tarafta oturan solcular sağcılara, sağ tarafta oturan sağcıların solculara saldırdığını düşünün. Trende çıkan olay yüzünden makinistin treni durdurup olayı çözmeye çalıştığını düşünün. Sonuç ne mi? Tren içinde yaralılar hatta ölenler olmuş. En önemlisi ise tren varacağı istasyona, ilerleyen istikamette başka bir kavga çıkmazsa bir süre geç varmış olacak. Yani Türkiye çağdaş uygarlık düzeyine bir süre geç kalacak. Peki neden? Aynı trende, hedefleri aynı vatanı yükseltmek olan iki kutbun kışkırtılmış duygularla birbirleriyle savaşmaları yüzünden Türkiye olarak sağcısı, solcusu, Türk ü, Kürd ü, Laz ı, Çerkez i, Alevisi, Sunnisi, Siyahi Beyazı, Fenerlisi Cimbomlusu, İzmirlisi Ağrılısı, Sinoplusu Hataylısı hepimiz aynı trendeyiz. Kendi içimizde yapacağımız kutup savaşlarında tarafların ikiside zararlı çıkacaktır. En önemlisi de vatanımız zararlı çıkacaktır. Görüşünüz ne olursa olsun tek derdimiz vatan olsun! VALİ DEMİR SARAYKÖY VE BULDAN İLÇELERİNİ ZİYARET ETTİ Vali Abdülkadir Demir beraberinde daire müdürleri ile birlikte Sarayköy ve Buldan ilçelerini ziyaret ederek, Kaymakam ve Belediye Başkanlarından ilçelerin genel sorunlarını dinledi Vali Demir ilk olarak Sarayköy İlçesini ziyaret etti. Burada Sarayköy Kaymakamı Aydın Abak ve Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş ile ilçe protokol üyeleri tarafından karşılanan Vali Demir, Kaymakamlık Toplantı salonunda ilçede devam eden yatırımlar ve ilçe sorunları hakkında Kaymakam Abak dan brifing aldı. İlçelerdeki yatırımların hızla ilerlemesi ve sorunların çözümünün hızlanması amacıyla ilçe Kaymakamı ve Belediye Başkanı ile bir araya geldiklerini söyleyen Vali Abdülkadir Demir, Daha önce Valiliğimiz tarafından hem ilçe Kaymakamlarımızla hem de İlçe Belediye Başkanlarımızla bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirilmişti. Bu toplantı Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci nin talimatıyla yapılmıştı. Özellikle ilçelerin Belediye Başkanlarımızın yeni göreve başlamasıyla tüm ilçelerimizin fotoğrafının çekilmesi, ilçelerin önceliklerinin belirlenmesi ve bütün kurumların çalışmalarının tamamlanması adına bir toplantı yapılmıştı. Buradaki dar boğaz ve tıkanıklıkların Sayın Bakanımızın diğer Bakanlıklarla bağlantı kurup bu sorunları en seri biçimde öncelikli konular olarak ilçeler bazında çözülmesiyle ilgili bir talimatıydı. Bu toplantı da bütün Kaymakamlarımızın, Belediye Başkanlarımızın, Büyükşehir Belediye Başkanımızın ve Rektörümüzün de katılımıyla yapılmıştı. Biz bugün hem ilçelerimizi ziyaret ederek bu çalışmalarla ilgili ne durumda olduğumuzu tespit etmek istiyoruz hem de belediye başkanlarımıza yeni görevlerinde başarılar diliyoruz. dedi. Sarayköy ün ekonomik, tarım ve sanayi anlamında çok güçlü ve önemli bir İlçe olduğunu vurgulayan Vali Denizli Fırıncılar Odası'nın talebi üzerine Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından fırıncılara "Yangından korunma ve yangın güvenliği önlemleri" konulu eğitim verildi. Denizli Fırıncılar Odası, üyelerinin "Yangından korunma ve yangın güvenliği" konulu eğitim alması için Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'na başvuruda bulundu. Denizli Esnaf Sarayı nda yaklaşık 30 fırın işletmecisinin katıldığı bir eğitim programı düzenlendi. İtfaiye Yangın Önleme Şube Müdürü İsa Bay, fırıncılara, "Yangından korunma ve yangın güvenliği önlemleri" konusunda bilgi aktararak, özellikle gaz kullanımı hakkında eğitim verdi. Sanayi tüplerinin hiçbir zaman binanın içinde tutulması gerektiğini belirten Bay, "Bu tüpler binanın dışında güvenlikli bir yerde tutulmalı. İşletmenin içinde bulunan tüp her zaman tehlike unsurudur. Doğalgaz kullanırken de, tüp kullanırken de tüm önlemler üst boyutta alınmalı. Bu çok önemli diye konuştu. Denizli Fırıncılar Odası Başkanı Bekir Karadaban ise, geçen hafta Bayramyeri Meydanı'nda yaşanan patlama sonrası böyle bir eğitimi zaruri gördüklerini belirterek, Denizli merkezde 50 fırınımız, 25 kadar da unlu mamul işletmemiz var. Tüp ve doğalgaz kullanımı başta olmak üzere yangınlara karşı nasıl önlemler alınması gerektiği konusunda bu eğitimle bilgilendik" diye konuştu. Eğitim 50 kişiyi aşan işyerlerinde zorunlu İtfaiye Yangın Önleme Eğitim Çavuşu Harun Bahar ise, yangın konusundaki eğitimin önemine dikkat çekerek, 50 kişiyi aşan işyerlerinde, iş güvenlik uzmanlarının talepleri doğrultusunda yılda bir defa bu eğitimin zorunlu olduğunu söyledi. İlk defa Denizli Fırıncılar Odası'ndan böyle bir talep geldiğini vurgulayan Bahar, bunun sevindirici olduğunu kaydederek, eğitimdeki konu başlıklarını şu şekilde açıkladı: "İşyerlerinde kullanılan gaz ve gaz çeşitleri, yangın önlemleri, acil durum planı oluşturulması, yangın söndürme teknikleri, işyeri yangın söndürme güvenlik önlemleri." Eğitim sonunda fırıncılar Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'na teşekkür etti. (HABER MERKEZİ) Demir, Bu nedenle burada yapılacak faaliyetler sadece ilçemiz için değil, Denizli nin ekonomik anlamda çok önemli faaliyetleri anlamında karşımızda bulunuyor. Temel sorunlarla ilgili epey bir mesafe alınmış. Takip edilip, sonuçlandırılması gereken hususlar var. Özellikle Adıgüzel Barajı ndan gelen Yenicekent İletim Kanallarının yapılmasıyla birlikte bu ovada sulamanın büyük oranda cazibeyle yapılması ve özellikle çiftçilerimizin sıkıntı çektiği yüksek elektrik fiyatlarıyla istediğimiz anlamda bu kadar verimli toprakları kullanamamamız nedeniyle çok önemli sıkıntılar vardı. Bildiğiniz gibi 2 yıl önce bu kanallar ihale edildi. O dönemde Orman ve Su İşleri Bakanımızın da teşrifleriyle burada temel atma töreni yapıldı. 26 Aralık 2014 tarihinde kanallar tamamlanacak. Daha önce olan kanallara verilerek bundan sonraki dönemde sulamaların cazibeyle yapılması sağlanacak. Bu son derece önemli bir çalışma Denizli açısından. Bu çalışma planlandığı gibi devam ediyor. Herhangi bir aksama yok. Belirlenen tarihte bağlantı yapılacak. Su verilecek. Devlet Su İşleri tarafından Sarayköy de yeni sulamaya açılacak alanlarda süratle tamamlanması lazım. Bu suyu vermemiz oradaki sorunu çözmüyor. Çünkü kanal çalışmasını da bitirmemiz gerekiyor diye konuştu. Eğitim ve sağlık alanlarında mevcut sorunların çözümü için çalışmaların hızla devam ettiğine değinen Vali Demir, uzman hekim konusunda çalışmaların yapıldığını en kısa sürede bunun sonuçlanacağını belirtti. Sarayköy de en önemli hususun uzun süredir çözülemeyen 1/1000 ölçekli planların tamamlanarak burada turizm alanı imar planlarının tamamlanması olduğunu kaydeden Vali Abdülkadir Demir, Bu konu İlçemiz açısından son derece önemli bir husus. Maalesef MTA Genel Müdürlüğü, buradaki turizm alanını dikkate almadan enerji ihalesine çıkmıştır. Bir başka firmada burada enerji işi yapmak istedi. Ancak bununla ilgili de doğal olarak yereldeki turizm yatırımcıları bu işin doğru olmayacağını söylediler. Bizde aynı düşüncedeyiz. Burada enerji önemli ancak bizim birinci önceliğimiz yapılacak yatırımlar açısından baktığımızda turizmin son derece önemli olduğu görülüyor. Sonuçta da Bakanlıklar arasında koordinasyonun da sağlanması gerekiyor. Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci de bu konuyla çok yakından ilgilendi. 3-4 defa toplantı yaptık. Artık son aşamaya geldiğimize inanıyorum. Burada Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığımız ile Kültür ve Turizm Bakanlığımız bir araya gelerek son noktayı koyacaklar. Biz İl olarak gerekli planları son noktada, daha önceki süreçte İl Özel İdaresi şimdi de Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığımız tarafından bu planları tamamlayarak Ankara ya gönderdik. Kısa süre içinde bu işin tamamlanması gerekiyor. Çünkü yatırımcılarımızda 6-7 yıldır devam eden planlamaların ve hizmetlerin artık devam etmesini istiyorlar dedi. Toplulaştırma çalışması hakkında da önemli müjdeler veren Vali Demir şunları söyledi; Toplulaştırma çalışmasının da sonuna geldik. Çok büyük bir alanı kapsadığı için teknik konuda ve karar verme ile ilgili çok uzun süren emekler verildi. Buradan bu müjdeyi verebiliriz. Artık bayramdan sonra burada yer teslimi yaparak müteahhit çalışma yapabilir hale gelecek. Geçen hafta içerisinde Ankara da Sayın Bakanımızın da talimatıyla ilgili Genel Müdürümüzle görüştük. Onlarda bu müjdeyi verdiler. Artık Bayramdan sonra Sarayköy de dahil bu alanda ovada yapılacak toplulaştırma çalışmasının bütün ihale işlemi tamamlanıp yer teslimi yapılarak müteahhitler tarafından başlanacak. Bunun da son derece önemli olduğuna inanıyorum. Ovada yapacağımız diğer çalışmalarda bu çalışmaya bağlıdır. Vali Demir Kaymakamlıkta düzenlenen toplantının ardından Sarayköy Devlet Hastanesine geçerek burada incelemelerde bulundu. Yetkililerden hastanenin sorunları hakkında bilgiler alan Vali Demir, hekim ihtiyacının çözülebilmesi için çalışma yaptıklarını söyledi. (HABER MERKEZİ) Fırıncılara yangın eğitimi

10 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >> Cemalettin Yazıcı TATLI ESİNTİLER cemalettin35@yahoo.com S hayırlı UMALA 11 TATLI ESİNTİLER Cuma 17 Temmuz Şubat 2013 Perşembe C KUR AN IN ŞİKÂYETİ evgili Peygamberimiz (sas) şöyle buyurmuşlardır: Kıyamet Günü bir adam getirilir; Kur an onun karşısına bir insan kılığında çıkar. Getirilen bu adam Kur an ın farzlarını zayi etmiş, sınırlarını çiğnemiş, yap dediklerini yapmamış, yapma dediklerini yapmış biridir. Kur an bu kişiyi Allah a şöyle şikâyet eder: Ya Rab benim ayetlerimi ne kötü biri ezberledi! Sınırlarımı çiğnedi, farzlarımı yapmadı, bana uymayı terk etti. Günah saydığım şeyleri işledi. Kur an ortaya deliller koyarak davasını sürdürür. Bunun üzerine: Al bu adamı, ne haliniz varsa görün, denir. Onu elinden yakalar ve yüzüstü Cehenneme atıncaya kadar peşini bırakmaz. (Heysemi, 7/160) KUR AN I UNUTMANIN CEZASI Kur an ı öğrenmenin çok büyük mükâfatı olduğu gibi unutmanın da cezası vardır. Nimeti elde etmek önemli olduğu gibi onu muhafaza ederek en iyi şekilde değerlendirilmesi daha önemlidir. Aynı şekilde de Kur an ı ezberledikten sonra hafızamızda tutmak çok önemlidir. Bu hususta sahabeden Hz. Sa d b. Ubade Peygamberimizin (sas) şu hadisini bizleri nakletmiştir: Kur an ı öğrenip sonra unutan kişi, kıyamet günü Allah ın huzuruna cüzzam illetine yakalanmış olarak varır. (Ebu Davud, salât 350) Müslümanlar ahirette bildikleri ayetler sayısınca derece elde edecekler bu açıdan bakıldığında da unuttuğumuz her bir ayet, bizim için büyük bir kayıptır. Hele yüzünden okumayı da unutmuşsak, kendimize bir an önce çeki düzen verip Allah ın kelamını öğrenmeye gayret sarf etmeliyiz. Burada özellikle cüzzamlı ifadesinin kullanılması manidardır. Zira cüzzam hastalığında kulaklar, burun içi, önkol bölgeleri ve apış aralarında şişlikler olur. Yüz şişer, gözler göz çukurlarına kaçar. Dil, gırtlak ve boğazda yaralar oluşur. Bu yaralardan sonra aynı yerlerde sert kabuklar meydana gelir ve bu organların şekilleri değişir. Vücut ve kalçalarda erimeler görülür. Vücut derisi hissizleşir ve soluklaşır. Şiddetli çürümeler ve yaralar ortaya çıkar. El ve ayaklarda kangrenleşmeler başlar. (S. Saygılı, Aile Sağ. Ans. 1/ ) YATARKEN KALKARKEN NELER OKUMALIYIZ Peygamberimizin (sas) her davranışında ve yaptığı işlerde mutlaka okuduğu bir duası vardı. O bu haliyle de ümmetine örnek olmakta ve bizlere yol göstermektedir. Huzurlu bir uyku ve gece geçirebilmek için yatağına girdiğinde şu sureleri okurdu Allah Resulü (sas): İhlâs, Felak ve Nas Surelerini okur ve iki elini birleştirerek onlara üflerdi. Sonra okuyup üflediği bu iki eli ile önce başını, yüzünü ve vücudunun ön kısmını mesh etmeye başlar sonrada vücudunun arka tarafından ellerinin yetişebileceği yerleri sıvazlardı. Bu tarz okuyup sıvazlama işini üç defa tekrarlardı. (Buhari, Fedail ul Kur an 14) DUA Allah ım, kalplerimizi iman ve Kur an nuruyla nurlandır. Allah ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir. Senden uzak durma fakirliğine düşürme. Kendi güç ve kuvvetimizden uzaklaşıyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz. Bizi Sana tevekkül edenlerden kıl. Bizi nefsimizin eline bırakma. Bizi, koruyuculuğunla muhafaza eyle. Bize ve erkek, kadın bütün müminlere merhamet et. (âmin) NERELERDE VE HANGİ HALLERDE KUR AN OKUNMAZ Boy abdesti almaları gereken cünüp erkek ve kadınlar Kur an okuyamazlar. Ayrıca periyodik kadınlık hallerinde (hayızlı) ve loğusalık durumlarında Kur an okuyamazlar. Peygamberimiz (sas) cü- nüplük hali dışında her zaman Kur an okumuştur. Temiz olmayan, gürültülü ve laubali yerlerde de Kur an okunmaz. Bu mübarek kitap okunurken saygıyla dinlenmeli. Bu konuda Rabbimizin emri kesindir şöyle buyuruyor: Kur an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki merhamet göresiniz (Araf, 7/204) Kur an-ı Kerim i gerek okuyan gerekse dinleyen edep içerisinde dinlemeli ve saygı göstermelidir. Bu hal okuyanın ciddiyetini artırır. Her şeyden önemlisi Rabbimizle konuştuğunu bilir ve hangi makamla birlikte olduğunu fark eder. Bu da insanda müthiş bir huzur meydana getirir. RAHMET DERYASI ORUÇ AHİRET İÇİN KAZANÇ VESİLESİDİR Ramazan-ı Şerifte amellerin sevabı, bire bindir. Kur an ın her bir harfine hadislerin ifadesiyle 1 e 10 sevap yazılır. Yapılan her hayırlı iş böyle değerlendirilir ancak ramazan ayı ve mübarek gecelerde durum değişir. Mesela kadir ve berat gecesi gibi mübarek günlerde sevaplar katlanarak verilir. Dünya hayatı bir panayır bir ticaret merkezidir adeta. Burası tohum atma, salih amel işleme merkezidir. İşlemiş olduğumuz hayırlı amellerin sevabı ahirette karşımıza katlanarak çıkacaktır. Ramazan orucu bu karlı ticaret için önemli bir vesiledir. Evet, Ramazan-ı Şerif, bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kısa bir hayatta, bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ı bakiyeyi kazandırır. Evet, bir tek Ramazan, seksen sene bir ömür meyvesini kazandırabilir. Kadir gecesinde ise, Kur an ın ifadesi ile bin aydan daha hayırlı olduğu, bilinmektedir. Bu zaman dilimi Ramazana has bir durumdur. R HAFTANIN AYETİ Haberiniz olsun ki bu Kur an, insanları en doğru yola hidayet eder ve salih ameller yapan müminleri müjdeler ki kendilerine büyük bir ecir vardır. (İsra, 17/9) HAFTANIN HADİSİ Ebu Hüreyre (ra) Peygamberimizin şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır. (İbn-i Mace) TEFEKKÜR Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız, sahipsiz; bir harf kâtipsiz olamaz. Şu son derece düzenli memleket nasıl yaratansız olabilir? Bak, şu kâinat ne kadar yüce bir hikmet, kusursuz bir düzenle idare ediliyor. İşler tam bir adalet ve dengeyle görülüyor (Semadaki gezegenlerin ahenkle çalışması, mevsimlerin düzenli işleyişi vb.) Yaratanın hikmeti, O nun himayesine sığınanların lütuf görmesini gerektirir. Madem Allah var, her şey var; madem Cenab-ı Allah a intisap (bağlılık) var, öyleyse her bir şey için bütün eşya vardır. Allah a intisapla her bir varlık, bütün varlıkla irtibat hâsıl eder. Ebedi mutluluğa erer Öyleyse; İman tevhidi, tevhit teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyn-i iktiza eder. (iki dünya mutluluğunu gerektirir.) (R.N.K) ORUCUN SAĞLIK İÇİN BÜYÜK BİR KAZANÇ OLMASI Oruç insan için en mühim bir ilaç, maddi ve manevi bir perhizdir. Oruç tutulmazsa, insanın nefsi yemek, içmek hususunda istediği gibi hareket eder. Bu ölçüsüz yemeler hem şahsın maddi hayatına tıbben zarar verdiği gibi, hem helâl-haram demeyip rast gelen şeye saldırarak, adeta manevi hayatını da zehirler. Bundan sonra kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir. Daha insan ona söz geçiremez, o insanı istediği tarafa yönlendirir. Ramazan-ı Şerifte, oruç vasıtasıyla vücut bir nevi perhize alışır, riyazete çalışır ve emir dinlemeyi öğrenir. Biçare zayıf mideye de, hazımdan evvel yemek-yemek üzerine doldurmakla hastalıkları çağırmaz. Hem insanların birçoğu açlığa maruz kalır. Sabır ve tahammül için bir idman olur açlık ve oruç. Ramazan-ı Şerifteki oruç, on beş saat, sahursuz ise yirmi dört saat devam eden bir müddet-i, açlığa sabır ve tahammüldür. Senenin 11 ayını çalışan mide ve organlar yorulur. Senenin bir ayında mide ve mideye bağlı organların mutlaka dinlenmesi lazımdır. Aksi halde işin uzmanlarının ifadesiyle sağlıksız fertler çoğalmaya başlar. Her şeyden önemlisi Rabbimiz bir ibadeti farz kıldıysa onda sayısız faydalar vardır. Biz faydasından dolayı o ibadeti yapmayıp sadece Allah (cc) emrettiği için yaparız. Ancak yapılan işlerin faydalarının bilinmesi teşvik edici olur. FİTRE NEDİR? Fıtır zekâtı, fıtır sadakası, vücut zekâtı isimleriyle de anılan fitre, mali bir ibadet olup yılda bir kere verilmesi vaciptir. Fitre, fıtrat sadakası anlamına gelir. Yani insanın yaratılışına bir şükür olmak üzere verdiği sadakadır. Fitre, yaşayan her insan için verilen bir yaratılış şükrü ve baş göz sadakasıdır. Bu sebeple herkes kendisinin ve sorumluluğunu yüklendiği ailenin yaratılmış her ferdi adına, birer şükür sadakası olan fitresini vermekle mükellef tutulmuştur. Hatta bayram gecesi sabaha karşı dünyaya gelen bebeğin dahi fitresini bayram günü vermek gerekir. Çünkü bebek de nihayet yaratılma nimetine kavuşmuştur. Onun için de şükür gerekmektedir. AZ YEMEK Muhammed bin El-Yaman, oruca verdiği önemi şöyle anlatıyor: Altı kişiye, altı şey sordum fakat hepsi bu altı soruma tek bir cevap verdi. Doktorlardan, İlaçların en şifa verenini sordum. Onlar: En şifa verici ilaç açlık ve az yemektir dediler. Filozoflardan hikmeti aramak hu-susunda en büyük şeyi sordum. Açlık ve az yemektir dediler. Abidlerden, Allah a ibadet etmek hususunda en faydalı şeyi sordum. Açlık ve az yemektir dediler. Bilginlere: İlmi hatırda tutmak için en faydalı şey nedir? diye sordum. Açlık ve az uyumaktır dediler. Padişahlardan en iyi yemekleri sordum. Açlık ve az yemektir dediler. Âşıklardan, İnsanı sevgiliye neyin ulaştırdığını sordum. Açlık ve az yemektir dediler. İnsanın bir uzvu çalışırsa, diğer uzuvları tadil-i eşgal eder. Mide çalışırken, maddî bünye çalıştığı için, manevî kabiliyetler tatile girer, daha az çalışır. Ebu Talib-i Mekkî: Mümin flüt gibidir, ancak içi boş olursa sesi güzel çıkar" der. (Mesel Ufku, s 121) YOLUMUZU AYDINLATANLAR AYDINLATANLAR H z. Cabir (ra) Allah ın koymuş olduğu emir ve yasaklara son derece dikkat ederdi. İmanı pek kuvvetli ve hakperest bir insandı. İnsanlara karşı çok şefkatli, merhametli bir yaratılışı vardı. Allah ın emirlerini ve yasaklarını anlatma konusunda çok ciddi gayret gösterirdi. O doğruyu söyleme hususunda hiçbir tesire kapılmadan söylerdi. Onun doğruluğu ve dürüstlüğü dillere destandı. Hz. Cabir (ra) Peygamberimizin HZ. CABİR B.ABDULLAH(RA) (sas) sünnetine uyma konusunda ciddi hassasiyet gösterirdi. Seferde, herhangi bir işte fark etmez mutlaka farza ve sünnete riayet ederdi. Resulullahtan (sas) gördüğü ve duyduğu her şeyi eksiksiz yapmaya gayret gösterirdi. Hz. Cabir in (ra) Peygamberimize (sas) olan sevgisi tarif edilemezdi. Bütün dünya O nun (sas) getirdiği şeyleri ortadan kaldırmak istemesine rağmen o, Peygamberimizin (sas) yanından hiç ayrılmamıştı. Hz. Cabir in (ra) herhangi bir hastalığı veya sıkıntısı olduğunda, Allah Resulünü (sas) ziyaret eder ve hatırlarını sorarlardı. Bir seferinde Hz. Cabir (ra) hastalanmış ve Peygamber (sas) onu ziyaret etmişlerdi. Hasta yatağında ciddi rahatsızlık içerisinde kıvranırken yüzüne su serpmiş, o da ayıl- mıştı. Hz. Cabir (ra) hemen Peygamberimize (sas) şöyle bir soru sordu: Kız kardeşlerime ne kadar miras bırakmam lazım? Peygamber (sas): Cabir sen hastalıktan vefat etmeyeceksin. demiş ve onu rahatlatmıştı. Hz. Cabir in (ra) evi, Mescid-i Nebeviye iki kilometre uzaklıktaydı. Buna rağmen beş vakit namaza mescide devam ederdi. Bir seferinde şöyle buyurmuşlardı: Bazen Mescid-i Nebevinin zemini o kadar sıcak olurdu ki secde ettiğim zaman yerden bir avuç taş alır, onları ellerimde biraz soğutur, ondan sonra onları yere yayar, üzerinde secde ederdim. Bu Hz. Cabir in (ra) cemaatle ve Peygamber (sas) ile ibadet etme konusundaki hassasiyetini göstermesi bakımından önemlidir. Hz. Cabir (ra), son derece fedakâr ve vefakâr bir insandı. Dostlarını ve hastaları çok ziyaret ederdi.

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi BM'de belediye başkanlarının da gururu oldu! Dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan ve dünyanın her y- erinden yüzlerce belediyenin üyesi olduğu Birleşmiş Kentler ve Yönetimler Birliği, dünyayı 10 bölgeye ayırarak bölgelerin şampiyonlarını seçti. Birlik, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer i Orta Doğu şampiyonu ilan etti. Dünya üzerinde seçilmiş 10 başkandan biri olan Tunç Soyer, Temmuz 2014 tarihlerinde Birleşmiş Milletler'in New York'taki Genel Merkezinde düzenlenen 2014 Gelişme İşbirliği Forumuna Orta Doğu Şampiyonu olarak katıldı. New York ta Orta Doğu yu temsilen konuşma yapan Tunç Soyer, yerel yönetimlerin fikirlerinin sorulmasının çok değerli olduğunu vurguladı. Yerel yönetimlerin başarılı olmalarının ülkemizin, bölgemizin ve bütün dünyanın daha iyi yaşanacak bir yer haline gelmesine yol açacağını, bu alanda sadece ulusal değil sınır ötesi işbirliklerini de geliştirmeleri gerektiğinin mesajını verdi. New York dönüşü açıklamalar yapan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Orta Doğu Şampiyonluğu ve Birleşmiş Milletler deki konuşmasıyla ilgili şunları söyledi: Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği, dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri ve belki de en büyük yerel yönetimler örgütlenmesidir. Dünyanın her yerinden yüzlerce belediye bu Birliğin üyesidir. UCLG, yayınladığı Siyaset Belgesi ile bu misyon ve vizyonunu ortaya koydu ve bu hedeflere ulaşabilmek için dünyanın her bölgesinden, bölgesini temsil edebilecek, hükümetlerle, özel ve kamu kuruluşlarıyla iletişime geçebilecek ve onları yerel yönetimleri desteklemeleri için -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Temmuz 2014 Cuma SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği'nin (UCLG) Orta Doğu Şampiyonu seçildi. Dünyada seçilen 10 başkandan biri olan Soyer, New York ta düzenlenen Birleşmiş Milletler toplantısında konuşmacı olarak yer aldı bilgilendirecek, sınır ötesi işbirliklerini canlandıracak liderler seçildi. Bu liderlere de "şampiyon" adı verildi. Beni de Ortadoğu bölgesinin şampiyonu olarak seçtiler. GELECEK YERELDE Kentler yeniliklerin, icatların, bilimin, sanatın, teknolojinin ve sosyal yaşamın merkezlerine dönüştü ve artık, New York, Şangay, Paris, Londra veya İstanbul gibi kentler, ülkelerinden bile daha tanınır hale geldi. Dünyanın 2/3'ü 2030 yılında kentlerde yaşayacak ve İnsanlığın çoğunluğunun en temel sorunları yerel yönetimlerin sorumluluğunda çözülecek. İnsanlığın mutlu, huzurlu, güvenli bir ortamda yaşaması, ekonomik krizlere karşı dayanıklı hale gelmesi, temiz suya erişimlerini olması, barınma sorunlarının giderilmesi kısaca hemen hemen tüm sorunlarının çözümü yerel yönetimlerin sorumluluğunda olacak. Bunun için yerel yönetimlerin yetkileri arttırılmalı, merkezi o- toriteninkiler sınırlandırılmalıdır. Gelecek yereldedir, yerel yönetimlerin demokratik, güçlü ve hesap verebilir olması merkezi hükümetlerin sigortası, başarı ve topyekün kalkınmanın anahtarıdır. Birleşmiş Milletler'in New York'taki Genel Merkezi'nde düzenlediği "2014 Gelişim İşbirliği Forum"una konuşmacı olarak davet edildim. Hem kentim Seferihisar hem Türkiye adına onur duyarak bu foruma katıldım. Toplantının ana konusu Birleşmiş Milletlerin 2000 yılında ortaya koyduğu ve 2015 yılına kadar gerçekleştirmeyi hedeflediği BinYıl Kalkınma Hedefleri nin geçen yıllardaki başarısını tartışmak ve 2015 yılından sonra ortaya konacak yeni hedefleri müzakere etmekti yılına kadar yoksulluğun giderilmesi, çocuk ölümlerinin azaltılması gibi sekiz hedeften oluşan Binyıl Kalkınma Hedefleri ortaya koyuldu. Bu hedeflere ulaşmak için bütün ülkelerin seferber olması hedeflendi. Bu toplantıda bu hedeflerin 2015'ten sonra nasıl gerçekleşeceği hakkında konuşuldu. Müzakerelere ilk kez yerel yönetim temsilcileri de katıldı. Konuşmamda yerel yönetim temsilcileri olarak toplantıdaki sayımızın az olduğunu ama bunun umut verici bir başlangıç olduğunu vurguladım. Dünya çapında bütün insanlığın iyiliği üzerine konuşulurken ortaya konan hedeflerin masa başında kalmaması için yerel yönetimlerin bu hedefleri benimsemesi ve yaygınlaştırması gerektiğinden bahsettim. Bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için y- erel yönetimlerin de bu sürece dahil olmaları gerektiğini hatta sadece sürece dahil olmakla kalmayıp bu hedeflerin en büyük savunucuları haline gelmeleri gerektiğini söyledim. Çünkü insanların bu hedefleri anlaması, ikna olması ve gerçekleştirilmelerine katılımının sağlanması gerektiğini aksi takdirde, ortaya konacak tüm hedeflerin sadece bir proje olarak kalacağını anlattım. Yerelin temsilcisi olarak seçilen belediye başkanlarının bunun sağlanmasını da çok işlevsel bir rol oynayabileceklerini ifade ettim. Yerel yönetimler ve yerel yönetimlerin oluşturdukları birliklerin bu hedefler için vazgeçilmez olduğunun da altını çizdim. Yerel yönetimlerin başarılı olmaları ülkemizin, bölgemizin ve bütün dünyanın daha iyi yaşanacak bir yer haline gelmesi demektir. (HABER MERKEZİ) Zeytinyağlı diyete uluslararası ödül Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Çocuk Nörolojisi Uzmanı Dr. Orkide Güzel tarafından geliştirilen zeytinyağlı beslenme tipine dayalı ketojenik diyet Infantile Seizure Society'den "en iyi çalışma" ödülü kazandı. Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorlarından Güzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ketojenik diyetin nöbetleri tedavi etmek için kullanılan özel bir yüksek yağ diyeti olduğunu, krema ve bitkisel yağların vücut için gerekli yağı sağlamak için kullanıldığını bildirdi. Diyette şeker, ekmek, yulaflı kahvaltı gevreği, makarna ve süt gibi yiyeceklerin tüketimine izin verilmediğini ve bütün yiyeceklerin gram bazında tartılıp dikkatle hazırlandığını söyleyen Güzel, diyetin ilk defa 1920'lerde kullanıldığını, ancak anti epileptik ilaçların gelişimiyle yıllarca kullanım dışı kaldığını belirtti. Çok ince hesaplamalara dayanan ketojenik diyette yemeklerin içeriğini değiştirmediklerini, sadece içerik oranlarını değiştirdiklerini kaydeden Güzel, zeytinyağı kullanarak hazırladıkları diyet programında Türk mutfağına uygun menemen, sarma, dolma, şakşukanın yer aldığını anlattı. ABD'deki John Hopkins dahil dünyada sadece 50 merkezde uygulanan diyet sayesinde nöbet karşıtı tedavilere yanıt vermeyen hastalarda iyileşme sağladıklarını anlatan Orkide Güzel, "Son tıbbi araştırmalar, bu tedaviyi kullanan çocukların en az yarısında iyileşen nöbet kontrolü bildirdi. Nöbet sayı, şiddet ve uzunluğunda azalma ile z- ihinsel uyanıklıkta gelişme sağlanıyor. Biz de şu ana kadar 225 hastaya ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diye konuştu. John Hopkins'te dahi takdir toplayan zeytinyağlı ketojenik diyet programını son olarak haziran ayında Kapadokya'da düzenlenen Uluslararası Epilepsi Kongresi'nde anlattığını ve Infantile Seizure Society'den en iyi çalışma ödülü aldığını kaydetti. (AA) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Temmuz Şubat Perşembe Cuma Ramazanda balık tüketimi vücut direncini arttırıyor Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammed Atamanalp, balığın doktorlar tarafından neredeyse reçeteye yazılır hale geldiğini belirterek, vücut direncinin biraz daha azaldığı ramazanda balık etinin çok daha faydalı olduğunu söyledi Biyoloji profesöründen Lyme hastalığı uyarısı! Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barbaros Çetin, kronik yorgunluk, huzursuz bacak sendromu, kalp krizi, beyin tümörü, otizm gibi birçok hastalığı taklit eden Lyme bakterisi ile Türkiye'de 10 milyon kişinin yaşadığını savundu Çetin, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nde yaptığı açıklamada, kene ısırığıyla bulaşan Lyme hastalığının dünyayı saran gizli salgın olduğunu belirtti. Dünyada birçok ülkede Lyme hastalığı konusunda düzenlemeler yapıldığını kaydeden Barbaros Çetin, sadece ABD'de 20 milyon Lyme hastası bulunduğunu ifade etti. Lyme hastalığının sinir sisteminde, kalpte tutulumlar yapabildiğini ifade eden Çetin, insan vücudunda 800'e yakın semptoma neden olduğunu anlattı. - Hastalığın diğer adı "Büyük Taklitçi" MS'in de Lyme hastalığına bağlı o- larak gelişebildiğine dikkati çeken Barbaros Çetin, "Lyme hastalığının sadece romatizma benzeri tabloya yol açmadığı, aynı zamanda vücuda yerleştiği bölgeye göre birçok farklı belirti ile ortaya çıkabileceği anlaşıldı" dedi. Büyük Taklitçi adıyla da bilinen Lyme hastalığı belirtilerinin birçoğunun diğer hastalıklarla karıştırıldığını anlatan Çetin, şunları anlattı: "Şu ana kadar yapılan araştırmalar Lyme hastalığının 350'den fazla hastalığı taklit edebileceğini gösterdi. Taklit ettiği bu hastalıkların başında günümüzde hızla yaygınlaşan kronik yorgunluk, huzursuz bacak sendromu, epilepsi, MS, ALS, Lupus, Alzheimer, Parkinson, otizm, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı, kalp hastalıkları, kalp krizi, beyin tümörü, migren, kronik bağş ağrısı, fetus ölümü ve düşük, birçok cilt ve kas hastalığı gelmektedir." - "Türkiye'de bilinmiyor" Tüm dünyayı ayağa kaldıran tehlikenin Türkiye'de göz ardı edildiğini savunan Barbaros Çetin, hastalığın 1 hafta içinde fark edilirse antibiyotikle tedavi edilebildiğini, 1 ay sonra tedavinin zorlaştığını, 1 yıl sonra ise hastalığın Atamanalp, yaptığı açıklamada, ramazanın gelmesiyle insanların menülerinde balığa daha fazla yer vermeye başladığını belirterek, fakülteye ait uygulama merkezinde balık satışlarında artış olduğunu söyledi. Balık tüketimi konusunda bilinç oluştuğunun altını çizen Atamanalp, şunları kaydetti: "Biz ramazandan önce sürekli uyarı yapmıştık. 'Normal günlerde tükettiğiniz balığın tüketimini ramazanda sakın düşürmeyin, arttırın' diye. 'Hatta haftada iki veya üç öğün balık tüketin' dedik. Sindirilebilirlik açısından kırmızı ete göre çok kolay balık etinin yapısı. İçerdiği vitamin ve mineraller açısından zaten sağlığı tartışılmıyor. Doktorlar neredeyse reçeteye yazar hale geldi. Tüm branşlardaki hekim arkadaşlarımız, hastalarına balık yemelerini tavsiye ediyor. Dolasıyla vücut direncinin biraz daha azaldığı bu ramazan günlerinde balık etinin çok daha fazla faydalı olduğunu söyleyebilirim." - "Hem sahurda hem iftarda tüketilebilir" Alışkanlığa göre hem sahurda hem de iftarda balık tüketilebileceğini anlatan Atamanalp, "Sahurda tüketen arkadaşlar var. Örneğin ben iftarda tüketirim. Bugün çok rahat oruç geçiriyorum. Tamamen beslenme alışkanlığıyla ilgilidir. Herkese tavsiye ediyoruz" şeklinde konuştu. Fakülte olarak hedeflerinin öncelikle yöre insanının balık tüketimini arttırmak olduğuna vurgu yapan Atamanalp, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Doğu'da balık tüketimi, Türkiye ortalamasının beşte bir, altıda bir oranında. İnsanlara balık tüketimini öğretmek, bilenlerde de balık tüketim oranını arttırmayı hedefliyoruz. Gerçekten belli aralıklarla bizim yaptığımız anketler var. Bundan dört sene öncesine göre, 0,8 kilogramdı Erzurum'da kişi başına balık tüketimi. Şu an 2 kilogramın biraz üzerinde rakamlara getirdik. Türkiye ortalamasında bu rakam 7-8 kilogram civarında. Hedefimiz öncelikli olarak Türkiye ortalamasını Erzurum'a yakalatmak. Sonrasında ise AB ülkelerindeki rakamlara yaklaştırmak." (AA) Sahte güneş gözlüğü kullanmaktansa hiç kullanmamak daha sağlıklı! Güneşli ortamlarda savunma mekanizması o- larak gözlerin kısıldığını söyleyen Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Gürkan Tatar, "Gözbebeğimiz küçülür ve gözbebeğimizden içeri daha az oranda güneş ışını girer. Fakat sahte güneş gözlükleri (UV blokajı olmayan) kullandığımızda bu savunma mekanizmaları çalışmayacağı için genişleyen gözbebeğinden daha fazla güneş ışını girerek daha fazla zarar verebilmektedir. Bundan dolayı UV blokajı olmayan sahte gözlük kullanmaktansa hiç kullanmamak daha sağlıklıdır." dedi. Güneşin zararlı ışınlarının kar, su, kum gibi yansıtıcı ortamlarda daha fazla etkilediğini söyleyen Tatar, "UV ışınlarının etkileri özellikle renkli gözlü ve beyaz tenli kişilerde artmaktadır. Ayrıca kronik allerjik konjonktivit, kuru göz, albinizm gibi göz hastalıkları olanlar güneş ışınlarından daha fazla etkilenmektedirler." diye konuştu. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmanın kısa (akut) dönemde gözlerde kronik hale geldiğini ifade etti. Türkiye'de son yıllarda yapılan ve bilimsel dergilerde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre bazı alanlarda kenelerdeki Lym bakterisinin yüzde o- ranlarında bulunduğunu, bazı şehirlerde ise 3 kişiden birinin Lyme ile enfekte olduğunu söyleyen Çetin, şöyle devam etti: "Ortaya çıkan rakamlar ülkemizin de ABD ve Almanya gibi Lyme hastalığının çok yaygın olduğu ülkelerden biri olduğunu ve çok acil şekilde yeni araştırmaların ve tedavi yaklaşımlarının şekillenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Lyme ile zamanında mücadele etmemenin sonuçları günümüzde ve gelecekte çok büyük acılara sebep olacaktır. Yıllardır yaptığım araştırmalar ve son yıllarda Türkiye'de yapılan seropozitfik çalışmaları neticesinde ülkemizde en az 10 milyon kişinin vücudunda bu bakteri ile yaşadığını düşünüyorum ve endişeleniyorum." Lyme nedeniyle kanser hastalığının da ortaya çıktığına dikkati çeken Çetin, Türkiye'de hastalıkla ilgili kliniklerin bulunmadığını, bu nedenle tedavi konusunda da sıkıntı yaşanabileceğini ifade etti. Lyme hastalığını sadece kenelerin değil sivrisineklerin de taşıdığını söyleyen Çetin, George W. Bush, Alec Baldwin, Richard Gere gibi ünlülerin de bu hastalığa yakalandığını kaydetti. MS hastalığıyla gündeme gelen Serdar Ortaç'ın da Lyme hastası olabileceğini kaydeden Çetin, ünlü sanatçının bu tehlikeyi de göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi. Bazı ilaç firmalarının Lyme hastalığının tedavisi konusunda engel çıkarttığını, çünkü kronik hastalığın tedavisinin çok pahalı olduğunu kaydeden Çetin, dünyadaki 7 milyar insandan 4 milyarında bu bakterinin olabileceğini sözlerine ekledi. (AA) kanlanma, kaşıntı, yanma, batma ve korneada kuruluk gibi şikayetlere neden olduğunu belirten Tatar, "Bu dönemde suni gözyaşları ve antiinflamatuar göz damlaları ile hastalar tedavi edilir. Uzun (kronik) dönemde konjonktivada hiperplazi, halk arasında kaz kanadı denen piterjiyuma, konjonktivada pingekula oluşumuna neden olabilir ve bu hastalar cerrahi ile tedavi edilebilir. Daha uzun periyodlarda ise UV ışınları göz lensindeki proteinleri etkileyerek katarakta, retina hücrelerini etkileyerek maküla dejenerasyonuna (sarı nokta hastalığı) neden olabilir." uyarısında bulundu. Güneş gözlüğü kullanma yaşının çocukların mental ve ruhsal yapısına göre değiştiğini vurgulayan Tatar, güneş gözlüğü takamayan çocukların geniş ön siperli şapka takmasını ve güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatlerde güneşte çok kalmamalarını belirterek, şu tavsiyelerde bulundu: Oruç cildi yeniliyor Beslenme Danışmanı Dr. Gönül Ateşsaçan, oruç sayesinde vücudun toksinlerden arınarak cildi yenilediğini söyledi. Ateşsaçan, Oruç tutmak tam bir arınma yani detokstur. Vücut toksinlerden arınır ve tüm organlar sindirimle uğraşmak yerine kendini yeniler, cildimiz de buna dahildir. dedi Dr. Gönül Ateşsaçan oruç ve cilt sağlığı konusunda bilgiler verdi. Ateşsaçan, Oruç tutmak tam bir arınma yani detokstur. Vücut toksinlerden arınır ve tüm organlar sindirimle uğraşmak yerine kendini yeniler, cildimiz de buna dahildir. Unutulmaması gereken konu bolca sıvı alınması gerekmektedir. Bunu da en kolay su, meyve kompostosu, ayrandan alabiliriz. diye konuştu. Oruç tutmanın cilt ve güzellik açısından avantajlı hale getirilebileceğini kaydeden Ateşsaçan, Bol sebze meyve tüketmek, sahurda mutlaka protein ağırlıklı beslenmek, iftarda ise yine protein ve sebze tüketmemiz uygundur. ifadelerini kullandı. Sahur beslenmesinin oldukça önemli olduğunu belirten Ateşsaçan, şunları kaydetti: Sahura kalkmak yerine gece yatmadan önce kahvaltı veya ağır yemekler yenmesi açlık suresini uzatacağı için metabolizma hızın düşmesine, halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve dikkat azalmasına neden olabilir. Ramazan dışında cilt güzelliği için tüketilmesi gereken besinler hakkında bilgi veren Ateşsaçan, "Cilt için bolca su ve bol oksijen gerekmektedir. Cilt güzelliği için böğürtlen, yaban mersini, elma, kiraz, siyah erik, ahududu, kızılcık, çilek, avokado, portakal, kırmızı üzüm, brokoli, zencefil kökü, sarımsak, kırmızı lahana, kırmızıbiber, havuç, soğan, domatesin tüketimine önem verilmeli. şeklinde konuştu. (CİHAN) "Güneş gözlüğünü seçerken ergonomik olarak gözümüzü yanlardan ve yukarıdan en iyi şekilde kapatan gözlük seçilmelidir. Güneş gözlüğü çerçevesi k- işinin yüz yapısına uygun olmalı ve göz çevresini çepeçevre sarmalayarak, gözlere yakın durmalıdır. Güneş gözlüklerinin yüzde 99 ve üzerinde UV blokajı olmalıdır. Güneş gözlüğünün renginin ve koyuluğunun UV ışınlarının zararlı etkilerine karşı bir koruyuculuğu yoktur. Fakat mavi camlar karda daha iyi görmeyi sağlarken, kırmızı ve pembe renkler bilgisayarda en iyi görmeyi sağlar. Yeşil ve gri renk camlar renk kontrastını bozmazken, kahverengi camlar derinlik hissini arttırır. Polarize camların da UV blokaj etkileri yoktur fakat yüzeylerden yansıyan ışıkları önemli oranda engelledikleri için araç kullananlara, kayak yapanlara ve deniz yolculuğu yapanlara tavsiye etmekteyiz. Güneş gözlüğü alırken sertifikası ve garantisi olup olmadığı soruşturulmalı ve Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatı, firma garantisi olmayan gözlükler alınmamalıdır." (CİHAN) Aşırı nem mutsuz ediyor Memorial Hizmet Hastanesi Psikoloji Bölümü nden Uzman Psikolog Sevda Sevimli Yurtseven, yüksek sıcakların öfke nöbetlerine neden olduğunu söyledi. Yurtseven, Özellikle nem arttıkça mutluluk, sevecenlik ve dinç olmak gibi kendimizi iyi hissetmemize neden olan duygular azalıyor. dedi Psikolog Sevda Sevimli Yurtseven, sıcakların psikolojik etkilerini ve bununla başa çıkabilmek için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. Yüksek sıcak öfke nöbetlerine neden olduğunu söyleyen Yurtseven, Aşırı sıcak havalar canlılar üzerinde stres yaratabilir. Sıcak havadan dolayı kalp atımının hızlanması, sık sık nefes alma gibi bedende oluşan değişimler panik bozukluğu yaşayan hastalar tarafından yanlış değerlendirilip, panik atakları tetikleyebilmekte, depresyonu olan hastalarda ise stresi ikiye katlayarak keyifsizlik ve mutsuzluk durumları yaratabilmektedir. Sıcaklarda uyku problemleri çok görüldüğünden yetersiz uyku; bitkinlik, y- orgunluk ve sinirlilik durumlarını da beraberinde getirmektedir. Amerika da sıcak havalarda daha fazla korna çalındığına dair çalışmalar mevcuttur. Özellikle tahammülsüzlük ve öfke durumları sıcaklarla beraber artmaktadır. diye konuştu. Özellikle nem arttıkça mutluluk, sevecenlik ve dinç olmak gibi kendimizi iyi hissetmemize neden olan duyguların azaldığını kaydeden Yurtseven, şöyle devam etti: Araştırmalara göre; yüksek sıcaklığın risk almayı artırdığı bilinmektedir. Bu durumda kişiler düşünmeden hareket edip sağlıksız kararlar verebilmektedir. Sıcak havaların gelmesiyle birlikte kişiler kendilerini daha coşkulu hissederler. Sıcak havalarda coşkulu hissetme ve risk almada artış gereksiz alışveriş yapılmasına sebep olabilmektedir. Bu bilgiye dikkat ederek ihtiyaç listesi hazırlamak gereksiz yere fazla para harcanmasını önleyerek ikinci bir stres yaşanmasını da engelleyebilir. Yeterince sıvı tüketimi olmadığında vücut dengesi bozularak; halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, sinirlilik gibi etkiler görülebileceğini belirten Yurtseven, Özellikle su, ayran gibi şekersiz ve asitsiz içecekler, vücudun mineral dengesini korumaktadır. Sıcak havalarda tercih edilen kıyafetler de büyük önem taşımaktadır. Pamuk oranı yüksek ve vücuda yapışmayan açık renkli kıyafetler giymek, vücudu daha rahat hissettirdiği için stresi azaltabilmektedir. ifadelerini kullandı. (CİHAN) Oruç tutan kalp hastaları Ramazan da spora ara vermeli Kalp Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hasan Basri Erdoğan, kalp hastalarını Ramazan ayında spora ara vermeleri konusunda uyardı Ramazan da spor yapmanın sıvı kaybına neden olacağını belirten Kayseri Özel Tekden Hastanesi Kalp Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hasan Basri Erdoğan, özellikle kalp hastalarına, spora ara vermeleri konusunda uyarıda bulundu. Hava sıcaklığı ve uzun saatler aç kalmanın beraberinde spor yapmanın, ritim rahatsızlıklarına ve tansiyon problemlerine neden olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Erdoğan, Genç ya da yaşlı, oruç tutanların Ramazan ayında spor yapmaları sakıncalı. Çünkü bünye uzun saatler aç kalıyor ve havalar çok sıcak. dedi. Kalp rahatsızlığı olmayanların da Ramazan boyunca spora ara vermesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, Beslenme ve dinlenme için akşam 8 ile gece 3 buçuk arasında kısa bir süre kalıyor. Bir de bunun arasına s- poru eklerseniz vücudunuzu çok zorlar. Bu nedenle kalp hastası olmayanların bile, günlerin çok uzun ve sıcak olduğu bu günlerde spora kesinlikle ara vermesi gerekir. 60 yaşın üzerindeyse kesinlikle ara vermesinde büyük fayda var. diye konuştu. Kalp hastalarının, dövüş ve takım sporlarından kesinlikle uzak durmalarını öneren Doç. Dr. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: Kişinin spor gibi bir alışkanlığı varsa, akşamları iftardan en az 3 saat sonra yürüyüş yapabilir. Mide doluyken spor yapmak eforda soruna neden olabildiği gibi tansiyon düşüklüğüne ve kan şekerinde oynamalara neden olabilir. Bu nedenle iftardan hemen sonra yürüyüşe çıkmamakta fayda var. Kalp hastalarının, bunun yanı sıra gün içinde dinlenmeye ve giyimlerine de dikkat etmeleri gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Erdoğan, Kalp hastaları bu havalarda rahat, açık renkli vücudu kasmayan, gevşek, bol giysiler giymeli ve günde en az 3 litre su tüketmeye dikkat etmeli. Gün içinde vakit bulunabiliyorsa öğlen ya da başka bir zaman da vücudun dinlendirilmesi çok faydalı olur. Ancak uyku saatlerinin yemek sonrasına getirilmemesi gerekir. ifadelerini kullandı. (CİHAN)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 18 7ubat Temmuz Perşembe Cuma Fransa'da yaşayan kardeşinin 5 çocuğuna el konulduğunu açıkladı, yardım istedi Cumhurbaşkanı'na çağrı BAŞKAN MUTLU KARŞIYAKA YI UÇURACAĞIZ Daha modern, daha yaşanabilir ve konforlu bir Karşıyaka yı yaratmak için yola çıkan Karşıyaka Belediyesi, Stratejik Planı çalışmalarına hız verdi. Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar Türkiye ye örnek olacağız. Karşıyakamızı uçuracak projelere imza atacağız dedi. Stratejik Plan hazırlıklarını sürdüren Karşıyaka Belediyesi, ilçenin geleceğine yön verecek proje ve yatırımları hazırlamaya başladı. Yaklaşık bir aydır süren çalışmalar kapsamında, 5 yıl boyunca uygulanacak hedefler belirlendi. Vatandaşlardan gelen talep ve öneriler de dikkate alınarak, öncelik sıralamasının yapılacağı ve yatırımların tek tek hayata geçirileceği Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ve belediye bürokratları, önceki gün yapılan toplantıda, kısa vadede yapılacak proje ve yatırımları Fransa da yaşayan kız kardeşi Hülya Beyazıt ın beş çocuğunun, Fransız vatandaşların şikayeti üzerine elinden alındığını söyleyen İzmir de yaşayan ağabeyi Muzaffer Taşdemir, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül den yardım istedi. Yeğenlerinin anne ve babasından koparıldığını belirterek, Kız kardeşimi istiyoruz, ne olur ana yardımcı olun. Kardeşim, 90 gündür beş yavrusundan ayrı. dedi İzmir de yaşayan ve Kıyasettin Beyazıt la evli olan Hülya Beyazıt, dokuz yıl önce Fransa ya gitti. Çiftin Gülsüm (15), Selvia (7), Sindi (5), Yusuf (3) ve Yakup (1) isimlerinde beş çocukları oldu. İddiaya göre oturdukları apartmanda yaşayan Fransız vatandaşları, evden gürültüler geldiğini ve çocuklara şiddet uygulandığını söyleyerek polise şikayet etti. Fransız polisi, çocukları aileden aldı. Mahkeme de başka ailelerin yanına verilmelerine hükmetti. Ağabey Taşdemir, kardeşi Hülya ve eşi Kıyasettin in çocuklarına şiddet uygulamadığını, Fransızca bilmedikleri için haklarını arayamadıklarını söyledi. Kız kardeşinin çocuklarına kavuşması için yardım isteyen Taşdemir, Eniştem ilk çocukları Gülsüm doğmadan 15 yıl önce, kardeşim de kızıyla birlikte dokuz yıl önce Fransa ya gitti. Telefonla, internetten görüntülü olarak görüşüyorduk. İlk yıllar durumları çok iyiydi. Daha sonra Paris ten başka bir şehre taşınınca ne oldu bilmiyorum. İnşaat işçisi olan enişteye iş vermediler, çalıştırmadılar. Kardeşim de gittiği günden beri hep hamilelik yaşadığı için dil öğrenemedi. Daha sonra eniştemin de okuma yazması olmadığını öğrendik. şeklinde konuştu. Kardeşi Hülya nın 16 yaşında evlendiğini ve genç yaşta anne olduğunu anlatan Taşdemir, Gülsüm ün, kızları olup olmadığı konusunda problem yaşadılar. Daha sonra DNA testiyle kızı olduğunu ispatladı. Şimdi 15 yaşında genç kız. Diğer kardeşleriyle birlikte şu an yabancı bir ailenin elinde. dedi. Kardeşiyle aynı binada, Fransız vatandaşı iki polisle yeğeni Gülsüm ün öğretmenlerinden birinin oturduğunu, mahkeme sürecinde bu kişilerin kardeşinin çocuklarına çok iyi annelik yaptığı şeklinde ifade verdiğini aktaran Taşdemir, Ama öbür aileler, gürültü olduğu için kardeşim ve ailesini o binadan çıkarmak için farklı iftiralar atmışlar. Onlar da dil bilmediği için k- endilerini savunamamışlar. Sanki o evde masaya yatırdı. Daha yaşanabilir ve modern bir kent yaratmak için, fiziki ve sosyal projelerin öneminin vurgulandığı toplantıda, tüm katılımcıların görüş ve önerileri alınarak, en iyi hizmet yöntemi belirlenmeye çalışıldı. Karşıyaka nın geleceğini planladıklarını söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Daha iyi ve doğru hizmet üretmek için çalışıyoruz. Sosyal demokrat belediyeciliğin tüm gereklerini uygulayacağız. Hak tan ve halktan yana hizmet üreteceğiz. Gezi Parkı o- layları, ülkemiz için bir dönüm noktasıdır. Siyasetçilere verilen halka rağmen bir şey yapamazsın mesajına uygun olarak, katılımcı demokrasi anlayışı ile yönetim sergileyeceğiz. İlçedeki dinamiklerde heyecanı artırmalıyız. (HABER MERKEZİ) kavga oluyormuş gibi, sanki kız kardeşim ve eniştem çocuklara eziyet ediyormuş gibi bir hal takınmışlar. diye konuştu. Her evde ufak tefek tartışmalar yaşanabileceğini ancak çocukları elinden alınacak şekilde bir durum olmadığını vurgulayan ağabey Taşdemir, beş çocuk ve kardeşinin Müslüman ve tesettürlü olması sebebiyle Fransızlar tarafından istenmediğini ve şikayet edildiğini savundu. Kız kardeşi ve eniştesinin Fransa da mahkemeye gittiğini ancak çocukları ellerinden alınmış bir vaziyetle perişan bir şekilde evlerine döndüklerini anlatan Taşdemir, Çocukları 90 gün önce elinden alınmış. Kardeşim, yemeden içmeden kesilmiş. Bizim elimiz kardeşime u- laşmıyor, gidemiyoruz. Ben Cumhurbaşkanı Abdullah Gül e s- esleniyorum. Ramazan ayındayız. Kız kardeşimi istiyoruz, ne olur ona yardımcı olan. Kardeşimin 90 gündür beş yavrusu, beş yüreği dışarıda. Bir hayvanın yavrusunu alsanız bile 90 gün dayanamaz. Yemiyor içmiyor, dil bilmiyor, k- endini savunamıyor. Kardeşim telefonda bana, Her an ölebilirim. Vasiyetim, sadece çocuklarımı yanınıza alın, orada büyüsün. diyor. Bu ülkenin sahibi Abdullah Gül değil mi, Başbakan değil mi? Allah aşkına neredesiniz? Türkiye den giden bir vatandaşınız orada kan kusuyor. Kız kardeşimi, yeğenlerimi buraya istiyoruz. Biz onlara bakarız, kimseden bir şey istemiyoruz. Biz hepsinin buraya gelmesini istiyoruz. dedi. Gözyaşlarını tutamayan Taşdemir, Fransa Cumhurbaşkanı na da Fransızca, Kız kardeşimi verin bize, sizden başka bir şey istemiyoruz. diye seslendi. Torunları ve kızını uzun süredir göremediğini belirten anne Kemaliye Taşdemir de Türkiye ye gelmesini istedi: Biz bakarız onlara burada. Başbakan'a s- esleniyorum, lütfen yardımcı olsunlar. Fransa da çocukların alındığını duyunca çok üzüldüm, yapılanlar haksızlık. Bir an önce onlara kavuşmak istiyorum. Hülya nın durumunun çok kötü olduğunu ifade eden ablası Sevim Aslan, Kardeşim 90 gündür çocuklarından ayrı, çok kötü durumda. Sayın Başbakanımız'a sesleniyorum, Allah rızası için kız kardeşimi, çocuklarını kurtarın. Çocuklarını ona kavuşturun, başka hiçbir şey istemiyoruz sizden. Onları Türkiye ye getirin, bize yardım edin. Bizim oraya gidecek durumumuz yok. Telefonla konuştuğumuz zaman, Başbakanlık'a ulaşın, aldırın çocuklarımı. diyor, yardım istiyor. şeklinde konuştu. Ablası Songül Kozak da kardeşinin çok zor durumda olduğunu belirterek, devlet büyüklerinden yardım istedi. (CİHAN) Özverili işçilere özel teşekkür Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, sorumlu oldukları 40 dönümlük parkta ortaya koydukları özverili çalışmayla çevre sakinlerinin takdirini kazanan iki işçiyi saat hediye ederek ödüllendirdi. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, yapılacak hizmetleri yerinde planlamak için bürokratlarıyla birlikte Atatürk Mahallesi nde düzenlediği ziyarette ilginç bir istekle karşılaştı. İhtiyaç duydukları düzenlemeler ve bekledikleri hizmetleri Başkan Atila ya anlatan mahalleliler, 909 sokaktaki parkın bakımından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Burada görevli iki işçinin özveriyle çalıştığını ve parktaki yeşil alanları büyük bir gayret göstererek koruyup geliştirdiklerini söyleyen mahalleliler, Başkan Atila dan onları ödüllendirmesini istedi. Ailemize hizmet üretiyoruz Bornova nın tüm mahallelerini tek tek gezdiklerini ve sakinlerinin isteklerine göre düzenlemeler yapmak için gayret ettiklerini söyleyen Başkan Olgun Atila, Atatürk Mahallesi ziyaretimiz sırasında vatandaşlarımız 909 sokaktaki 40 dönümlük parkta görevli işçilerimizin ödüllendirilmesini istedi. Neden? diye sorduğumuzda da büyük bir özveriyle çalıştıklarını, parktaki yeşil alanları koruyup geliştirdiklerini söylediler. Biz bir aileyiz diyoruz ve tüm çalışanlarımızla birlikte bu ilke doğrultusunda Bornovalılara hizmet üretiyoruz dedi. Bornova Belediyesi işçilerinin yaptıkları işlerle dikkat çekmesinden ve vatandaşın memnuniyetini kazanmasından büyük mutluluk duyduğunu belirten Atila, 909 sokaktaki parkta görevli işçiler Cengiz Yazıcı ve Mehmet Karabaş ı makamında ağırlayarak birer saat hediye ettiği iki işçinin, örnek çalışma anlayışlarıyla herkese örnek olacağına inandığını söyledi. (HABER MERKEZİ) Soldan sağa: 1. Hastalıkların kimyasal maddelerle tedavi yöntemi. 2. Sıtma mikrobunu taşıyan bir sivrisinek türü. Eski dilde yol, tarik. 3. Randıman. Keskin bir şeyle, bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik veya zedelenme. 4. Parola. İçten bağlılık. 5. Arnavutluk un para birimi. Gürültü, patırtı. 6. Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu eti yemeği. 7. Boru sesi. Safranbolu yöresinde oynanan bir halk oyunu. 8. Kalın ve kaba kumaş. Diploma. 9. Avrupa da bir başkent. Öküz yemliği. 10. Rus Kazaklarda başkan. 11. Yavuz Sultan Selim in yaptığı savaşlardan biri. 12. Bir ilimiz. Haberci. 13. Yasaklama, yasak etme. Mikroskop camı. 14. En kısa zaman süresi. Soru sözü. Pirinç ve şekerkamışından elde edilen bir tür rakı. 15. Mitoloji. Kuzu sesi. 16. Kütahya ilinin bir ilçesi. Büyük sözlük. 17. Karşılıksız, parasız. Eski bir uygarlık. 18. Eski dilde imamlık. 19. Ülkemizin para birimi. Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan. Tavlada bir sayı. 20. Gerekenden eksik. Metin olma, dayanıklılık. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Eski dilde söz verme, anlaşma, sözleşme. Silah gibi bir araçla yara açma. Afrika da toplu ölümlere sebep olan virüs. 2. Hayvanın erkekliğini gidermek, hadım etmek. Küçük gemi. Tecrübe etme,sınama Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. 3. Bir renk. Birbirine bağlı iki tekneden oluşan gezinti teknesi. Kerevet, divan. 4. İş yeri, büro. Matematikte sabit bir sayı. Dualardan sonra söylenir. Bitmemiş, eksik, tamamlanmamış. 5. Hoşlanarak bakma. Hak ve hukuka uygunluk. Voltamperin simgesi. 6. Yabancı. Su veya başka sıvıları taşımaya yarayan, dar ağızlı, şişkin karınlı genellikle hasır veya plastik sepet içinde korunan büyük şişe. Bir yerde oturma, eğleşme. 7. Yama koyarak onarmak. Rakam. Derebeylik Japonya sında paryalar kastı. 8. İri taneli bezelye. Azerbaycan da yaşayan Türk soylu halk. Donuk renkli. 9. Yıldırımsavar. Çam ağacının reçineli kabuğu, soymuk. Selenyumun simgesi. 10. Çevirme, kuşatma, sarma. Piston. Yoğunluk.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Temmuz Şubat Perşembe Cuma SONUNA KADAR SAVAŞIRIM Beşiktaş'ın Chelsea'den yeni transferi Demba Ba, siyahbeyazlı kulübün tesislerini gezdi ve açıklamalarda bulundu Beşiktaş'ın İngiltere'nin ünlü takımı Chelsea'den transfer ettiği ve dün İstanbul'a getirdiği Senegalli Demba Ba, Nevzat Demir Tesisleri'ni gezdi. Tesisleri kendisinin gezmek istediğini belirten Senegalli golcü, "Güzel bir tesis. Çalışmama katkı sağlayacak bir yer. Çok güzel bir gün, çok güzel bir karşılama yaşadım. Bu transfer sebebiyle insanların tutkusunu, heyecanını görmüş oldum. Özellikle tesislere gelmeyi ben istedim. Burası gerçek ve birinci evimiz. Esas hayatımız burada geçecek. Diğeri ikinci evimiz. Başlamak için sabırsızlanıyorum ve beklemek istemiyorum." dedi. 3 KALEM BOT MOTORU alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a)adresi : JANDARMA TED.MRK.K.LIĞI KEMALPAŞA MAHALLESİ KEMALPAŞA CADDESİ NO:98 BORNOVA HACILARKIRI BORNOVA/İZMİR b)telefon ve faks numarası : c)elektronik Posta Adresi : ihlkom1ikm35@jandarma.gov.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 3 KALEM BOT MOTORU ALIMI İHTİYAÇ LİSTESİ VE TESELLÜM TAKVİMİNDE BELİRTİLMİŞTİR. Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yerleri : 1 İNCİ, 2 NCİ VE 3 ÜNCÜ KISIMLAR YÜKLENİCİ TARAFINDAN BELİRLENECEK YER/TESİSLERDE MUAYENESİNİ MÜTEAKİP, LAHİKA-1 DE BELİRTİLEN YERLERE SEVK / MONTE EDİLECEKTİR. c) Teslim tarihi : TAAHHÜT KONUSU MALLAR SÖZLEŞMENİN İMZALANMASINI TAKİP EDEN GÜNDEN İTİBAREN, 90 (DOKSAN) TAKVİM GÜNÜ İÇERİSİNDE DEFATEN TESLİM EDİLECEKTİR. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : J.Tedarik Merkezi Komutanlığı Hacılarkırı/Bornova/İzmir (1 Nu.lı İhale Salonu) b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 7 TRY (Türk Lirası) karşılığı J.Tedarik Merkezi Komutanlığı Bornova/İzmir adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar J. TEDARİK MERKEZİ K.LIĞI 1 NULI İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI (İDARE GÖREVLİSİNE TESLİM EDİLECEKTİR.) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 180 (YÜZSEKSEN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar: de İLK DAKİKADAN SON DAKİKAYA KADAR GİYDİĞİM FORMANIN HAKKINI VERİRİM İstanbul'a geldiğinde yapılan karşılamadan çok etkilendiğini de belirten Demba Ba, "Çok güzel bir gün yaşadım, karşılama çok güzeldi. Böylece insanların tutkusunu ve heyecanını görmüş oldum. Tesisleri gezmeyi ben istedim. Çünkü burası bizim ilk evimiz, diğeri ikinci evimiz." dedi. Demba Ba, Beşiktaş Yönetim Kurulu üyesi ve futbol şube sorumlusu Ahmet Nur Çebi ile ilgili bir soruya ise "Ahmet Nur Çebi yi görmek şaşırtıcı ve mutluluk verici. Çünkü bu durum kulübün beni ne kadar istediğini gösterir. Bu da bir futbolcu için önemli, karar vermesinde etken oluyor. Reddetmek mümkün olmaz. Ahmet Nur Çebi yi görünce karar vermem daha kolay oldu." diye konuştu. Beşiktaş taraftarına verdiği mesajda ise mücadele sözü veren Demba Ba, "Oynadığım her kulüpte giydiğim her formada ilk dakikadan son dakikaya kadar elimden gelenin en iyisini yapmak için mücadele ediyorum. Her takımda bunu yaptığım gibi Beşiktaş ta bu geleneğimi sürdüreceğim. İlk dakikadan son dakikaya kadar elimden gelenin en iyisini yapacağım bundan emin olsunlar." dedi. Tesisleri gezen Demba Ba, daha sonra siyah beyazlı takımın İngiltere'deki kampına katılmak için yola çıktı. (CİHAN) BOT MOTORU SATIN ALINACAKTIR JANDARMA TED.MRKZ.K.LIĞI(BORNOVA/İZMİR) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI Sondakika 18/7 Basın: 8150 NAKİL HİZMETİ ALINACAKTIR İZBETON-İZMİR BÜYÜKŞ B.B.VE A.E.Ü.VE D.T.S.K.T.V.S.AŞ YILI SPOT NAKLİYESİ hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : ANKARA ASFALTI NO: 385 NALDÖKEN BORNOVA/İZMİR b)telefon ve faks numarası : c)elektronik Posta Adresi : izbeton@izbeton.com.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi 2-İhale konusu hizmetin a)niteliği, türü ve miktarı b)yapılacağı yer c)süresi : ,00.-KM.TON SPOT NAKLİYESİ HİZMETİ ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. : ANKARA ASFALTI NO:385 NALDÖKEN BORNOVA İZMİR : İşe başlama tarihinden itibaren 420((yer teslimine müteakip) Dörtyüzyirmi) gündür 3-İhalenin a)yapılacağı yer : ANKARA ASFALTI NO:385 NALDÖKEN BORNOVA İZMİR b)tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya ğayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri: a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar, Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde; a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması, c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50'den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır. Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli malî müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir İş hacmini gösteren belgeler: a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar, Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin %20'sinden, taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %12'sinden az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 20 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Her türlü karayolları tasıma araçları ile nakliye işi, 2-Nakliyeli alt yapı yol yapım isleri benzer iş olarak kabul edilecektir. (NOT: Alt yapı yol yapım işleri ile ilgili iş deneyim belgesi sunulması halinde o iş ile Haili hak edişinde nakliye ile ilgili poz ve birim fiyatı, tutarı olması halinde benzer iş olarak kabul edilecektir. ) 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 150 TRY (Türk Lirası) karşılığı İZBETON A.Ş. TİCARET VE SATINALMA MÜDÜRLÜĞÜ adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İZBETON A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜK SEKRETERLİĞİ adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Resmi İlanlar: de Sondakika 18/7 Basın: 8183

15 SAYFA 16 Ege kıyılarına yakın Yunan adalarında tatil yapmayı tercih e- den Türk turist sayısı hızla artıyor. Geçen yıl Çeşme Limanı'ndan 60 bin Türk'ün girdiği Sakız Adası, bu yıl 100 bine ulaşmayı hedefliyor 18 Temmuz 2014 Cuma Türk turisti vize durduramadı! Türkiye kıyılarına yakın konumdaki Yunan Adaları, son yıllarda Türk turist sayısındaki hızlı artışla turizmde altın yıllarını yaşıyor. Türk turist sayısını her yıl ikiye katlayarak artıran Sakız Adası'nda, Ramazan Bayramı'nda tüm oteller dolunca Türk turistler ev ve a- part kiralamaya başladı. Bu sezon hizmete alınan hızlı feribotla Çeşme Limanı'ndan 15 dakikada ulaşmanın mümkün olduğu Sakız Adası, bir kaç yıl öncesine kadar turizmden çok denizcilik ve sakız üretimiyle tanınıyordu. Geçmişte diğer Yunan adalarına göre turizmden daha az pay alan Sakız Adası, son bir kaç yılda Türkler'in en önemli tatil merkezleri arasına girerek iddialı bir turizm adası hüviyetine büründü. Bu yıl da Türk turist sayısını ikiye katlayan Ada'yı yaklaşık 100 bin Türk'ün ziyaret etmesi bekleniyor. AA muhabirine açıklama yapan Sakız Adası Otelciler ve Pansiyoncular Birliği Başkanı Kytrilakis Dimitris, Ada'yı ziyaret eden Türklere ilişkin rakamların memnuniyet verici olduğuna dikkati çekti. 10 yıl öncesine kadar Türk turistlerin çok tanımadığı Ada'nın şu anda en büyük ziyaretçisinin Türkler'den oluştuğunu, birçok tesisin artık Türkçe hizmet verdiğini, restoranlarda Türkçe menüler bulunduğunu anlatan Dimitris, "Her geçen yıl ağırladığımız Türk turist sayısı artıyor. Bizim rakamlarımıza göre 2012 yılında 30 bin Türk, Sakız Adası'nı ziyaret etti, bu rakam geçen yıl 59 bin 678'e çıktı. Yaklaşık yüzde 100 bir artış yakaladık. Bu yıl da 100 bine yaklaşacağımızı düşünüyoruz. 2-3 yıl içinde çok farklı rakamları konuşuyor olacağız" dedi. Tatilini Türkiye'nin dışında, farklı bir ülke ve kültürde yapmak isteyen Türk turistler için en kolay ve ucuz seçeneğin Yunan Adaları olduğuna dikkat çeken Dimitris, Türk turistler için sorun olan vize konusunda gümrük kapısından vize alma kolaylığının getirildiğini ifade etti. Dimitris, Türkler'in ilgisinin hızla artmasında Sakız Adası'nda Türkiye'deki birçok tatil merkezine göre daha ucuz seçenekler sunulabilmesinin de etkili olduğuna inandıklarını söyledi. Özellikle deniz ürünleri restoranları ve eğlence mekanlarında uygulanan fiyatların daha uygun olduğunu, konaklama ücretlerinin de Türkiye ile aynı seviyede olduğunu kaydeden Dimitris, Ada'daki turizmin Türkiye'deki resmi ve dini tatillerden doğrudan etkilendiğine işaret etti. Türkiye'deki okulların kapanmasıyla başlayan turistik hareketliliğin bayram tatillerinde en yüksek noktaya u- laştığını anlatan Dimitris, Ramazan Bayramı nedeniyle Sakız'daki turizmcilerin özel bir hazırlık yaptığını, şu anda otellerin yüzde 80 oranında dolduğunu, Türk turistlerin artık Ada'ya bağlı köylerden ev ve apart kiralamaya başladığını söyledi. -"Çeşme'yi pahalı bulan geçiyor" Çeşme Limanı'ndan Sakız Adası'na feribot çalıştıran firmalar da turizm rakamlarının artışından memnun. Ertürk Lines Yönetim Kurulu Başkanı Nezihe Ertürk, bu yıl ramazan ayında Çeşme'nin durgun bir sezon geçirmesine rağmen Sakız Adası'na geçişlerde geçen yıla göre yüzde 5 artış görüldüğünü bildirdi. Birçok turistin Çeşme'yi pahalı bulduğu için Sakız'a geçtiğine değinen Ertürk, "Yoğun talep nedeniyle bu yıl karşıya çalışan feribot ve gemi sayısı 6'ya çıktı. Biz her gün en az 3 sefer yapıyoruz. Ramazan Bayramı döneminde mevcut seferlerimizin tamamı doldu. Ek seferler koyacağız. Ada'ya taşıdığımız bir çok Türk, artık oteller yerine ev kiralamayı tercih ediyor. Eskiden merkezdeki otelleri tercih edenler Ada'yı tanıdıkça bizim dahi bilmediğimiz Ada'nın köylerindeki ev ve a- partları kiralamaya başladı" dedi. -Rakip değil ortağız Sakız Adası'na geçişlerin hızla artması Çeşmeli turizmciyi rahatsız etmiyor. İlçenin belediye başkanı Muhittin Dalgıç, iki kıyının artık ortak pazarlandığını dile getirdi. İzmir'in 4,5 milyonluk nüfusa sahip olması nedeniyle Türk tarafından geçişlerin daha çok dikkat çektiğini belirten Dalgıç, "Çeşme, 15 dakikada farklı bir ülkeye geçme seçeneğini de sunması nedeniyle turistlerin tercih noktası haline geldi. Sakız'ı rakip değil ortak olarak görüyoruz. Bir çok acente Sakız ve Çeşme'yi ortak pazarlıyor. Bizim yapmamız gereken farklı ülkelerden Sakız'a gelen turisti daha fazla oranda Çeşme'ye çekebilmek olmalıdır" dedi. Sakız'ın Çeşme'den daha ucuz olduğu iddialarına katılmadığını ifade eden Dalgıç, Türkiye'de alkollü içkilere uygulanan yüksek vergiler nedeniyle bir farklılığın oluştuğunu ancak hizmet kalitesinin Türkiye'de çok daha iyi olduğunu söyledi. Çeşme'nin 8 deniz mili uzaklığında bulunan Sakız Adası'na teknelerle 45 dakika, hızlı feribotla 15 dakikada geçilebiliyor. Gidiş dönüş 26 avroya geçilebilen Ada'da konaklama ücretleri kişi başı gecelik 50 avrodan başlıyor. Türk turistler, Ada'nın merkezinin yanı sıra Mesta ve Pirgi köyleriyle plajların bulunduğu Karfas bölgesini yoğun olarak ziyaret ediyor. (AA) Cumhuriyetin kazanıldığı topraklara "İstiklal Tanıtım Merkezi" kuruluyor Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın prestij projelerinden birisi olarak gösterilen İstiklal Tanıtım Merkezi, "Cumhuriyetin kazanıldığı topraklar Afyonkarahisar"da oluşturuluyor Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından yarın temeli atılacak merkezde, Kurtuluş Savaşı'nın öncesi, savaş anı ve sonrası panoramik olarak üç boyutlu şekilde anlatılacak. Doğa Koruma ve Milli Parklar Afyonkarahisar 5. Bölge Müdürü Mehmet Kuşçu, yaptığı açıklamada, Afyonkarahisar'ın tarihte önemli bir yer tuttuğunu dile getirdi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak'ı kapsayan geniş bir bölgede Başkomutan Tarihi Milli Parkı kurulduğunu anlatan Kuşçu, söz konusu milli park içerisinde pek çok şehitliğin bulunduğunu belirtti. Türkiye'nin dört bir yanından gelen kişilere, özellikle de gençlere, milli mücadelenin yaşandığı yerleri en iyi şekilde anlatmak istediklerini söyleyen Kuşçu, bunun için de Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından örnek bir proje hazırlandığını ifade etti. Kurtuluş Savaşı'nı canlandırmak için Afyonkarahisar'da, 26 Ağustos Tabiat Parkı'nda, İstiklal Tanıtım Merkezi'nin oluşturulacağını aktaran Kuşçu, şöyle devam etti: "Milli mücadelenin kazanıldığı topraklara gelenlere daha iyi tanıtım yapmak ve güzel duygu yükleyerek uğurlamak istiyoruz. Gördüklerini, şehitlerimizi hiç unutmasın istiyoruz. Cumhuriyet gezileri kapsamında ülkemizin her bir köşesinden gelen öğrencilerimiz oluyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'mız tarafından oluşturulacak bu merkezin, ziyaretçilerin durak noktası olacağını düşünüyorum. Burası aynı zamanda Afyonkarahisar için de cazibe merkezi olacak. İstiklal Tanıtım Merkezi'miz, Kurtuluş Savaşı'nın üç boyutlu o- larak gösteriminin yapıldığı, Türkiye'de tek mekan olma özelliğini de taşıyor. İzmir-Antalya yol kavşağında hem Antalya'ya hem İzmir'e gidenler, buraya çok rahat bir şekilde ulaşma imkanlarına sahip olacak. İnşallah, 18 Temmuz 2014 Cuma günü saat 16.00'da merkezimizin temelini atacağız." Kuşçu, temel atma törenine Başbakan Yardımcısı İşler ile Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu'nun da katılacağını bildirdi. Kuşçu, İstiklal Tanıtım Merkezi'nin 3 bin 50 metrekaresi kapalı yaklaşık 28 bin metrekarelik alana sahip olacağını sözlerine ekledi. (AA)