ÖNSÖZ. Değerli Bilim İnsanları,

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÖNSÖZ. Değerli Bilim İnsanları,"

Transkript

1 1

2 ÖNSÖZ Değerli Bilim İnsanları, Günümüzde artan nüfus yoğunluğu ve sanayileşmeye bağlı olarak havaya birçok kimyasal, radyoaktif ve biyolojik madde salınmaktadır. Atmosfere salınan maddelerin etkileri yakın çevresi ile sınırlı kalmayıp hava akımlarıyla ülkeler hatta kıtalar arasında uzun mesafelerde taşınmaktadır. Hava ile taşınan biyolojik partikileri inceleyen Aerobiyoloji ve bitki polenlerini inceleyen Palinoloji alanında yapılan çalışmalar son yıllarda dikkat çekici şekilde artmaktadır. Bu çalışmalar hava ile taşınan biyolojik partiküllere bağlı alerjik hastalıklarda önemli artış olduğunu göstermektedir. Aerobiyoloji, Palinoloji ve Alerjik Hastalıklar alanında çalışan değerli bilim insanlarını bir araya getirmeyi hedefleyen III. Aerobiyoloji, Palinoloji ve Alerjik Hastalıklarda Son Yenilikler Sempozyumu 5-7 Kasım 2016 tarihleri arasında Kastamonu Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. Kastamonu Üniversitesi olarak böylesine kapsamlı ve disiplinler arası bir sempozyumu düzenliyor olmanın gurur ve sevincini yaşamaktayız. Onuncu kuruluş yılını kutlayan Kastamonu Üniversitesi olarak siz değerli bilim insanlarını her köşesi ayrı güzellikler barındıram Tarih ve Doğa şehri Kastamonu da ağırlıyor olmaktan onur duyduğumu özellikle belirtmek isterim. Önemli konuların ele alındığı ve alanında uzman bilim insanlarının katkıları ile gerçekleştirdiğimiz sempozyumun bilimsel ve sosyal programından keyif alacağınızı ümit eder, bundan sonra da bu sempozyumların sürdürülmesini temenni eder, saygılarımı sunarım. Doç. Dr. Talip ÇETER Sempozyum Başkanı 2

3 SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU ONURSAL BAŞKAN Prof. Dr. Seyit AYDIN Rektör SEMPOZYUM BAŞKANI Doç. Dr. Talip ÇETER Başkanı Kastamonu Üniversitesi- Kastamonu Üniversitesi- Biyoloji Bölüm SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU ÜYELERİ Prof. Dr. Savaş CANBULAT Doç. Dr. Ergin Murat ALTUNER Doç. Dr. Gözde GÜRELLİ Yrd. Doç. Dr. İbrahim KÜÇÜKBASMACI Yrd. Doç. Dr. Barış BANİ Yrd. Doç. Dr. Zafer SANCAK Yrd. Doç. Dr. Nezahat TURFAN Yrd. Doç. Dr. Kerim GÜNEY Yrd. Doç. Dr. Asuman ÖZGÖZ Arş. Gör. Nursema AKTEPE Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi, KASTAMONU BİLİM KURULU Prof. Dr. Adem BIÇAKÇI Uludağ Üniversitesi, BURSA Prof. Dr. Anand Bahadur SINGH Delhi University, INDIA Prof. Dr. Aykut GÜVENSEN Ege Üniversitesi, İZMİR Prof. Dr. Carmen GALAN SOLDEVILLA University of Córdoba, SPAIN Prof. Dr. Emel OYBAK DÖNMEZ Hacettepe Üniversitesi, ANKARA Prof. Dr. Feyzullah ÇETİNKAYA Maltepe Üniversitesi, İSTANBUL Prof. Dr. Herminia GARCIA MOZO University of Córdoba, SPAIN Prof. Dr. Jordina BELMONTE SOLER Universitat Autònoma de Barcelona, SPAIN Prof. Dr. Kadriye SORKUN Hacettepe Üniversitesi, ANKARA 3

4 Prof. Dr. İsmühan POTOĞLU ERKARA ESKİŞEHİR Prof. Dr. Mehmet Reha CENGİZLİER İSTANBUL Prof. Dr. N. Münevver PINAR ANKARA Prof. Dr. Özden İNCEOĞLU ANKARA Prof. Dr. Sevil PEHLİVAN ANKARA Prof. Dr. Sibel SİLİCİ KAYSERİ Prof. Dr. Zeynep MISIRLIGİL ANKARA Doç. Dr. Ayşe KAPLAN ZONGULDAK Doç. Dr. Ali Savaş BÜLBÜL BARTIN Doç. Dr. Aycan TOSUNOĞLU BURSA Doç. Dr. Hülya ÖZLER SİNOP Doç. Dr. Ömür GENÇAY ANKARA Doç. Dr. Talip ÇETER KASTAMONU Yrd. Doç. Dr. Cahit DOĞAN ANKARA Yrd. Doç. Dr. Şenol ALAN ZONGULDAK Dr. Annika SAARTO FINLAND Dr. Branko SIKOPARIJA SERBIA Dr. José Antonio OTEROS GERMANY Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi, Bartın Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Sinop Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Kastamonu Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi, University of Turku, University of Novi, Technical University of Munich, 4

5 İçindekiler ÖNSÖZ... 2 SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU... 3 DAVETLİ KONUŞMACILAR / INVITED SPEAKERS... 6 SÖZLÜ BİLDİRİLER / ORAL PRESENTATION S1: Aerobiyoloji ve Alerji/ Aerobiology and Allergy S2: Polen ve Spor Morfolojisi/Pollen and Spores Morphology S3: Melisopalinoloji ve Tozlaşma Biyolojisi/ Melissopalinology and Pollination Biology S4:Polen Biyokimyası ve Moleküler Biyolojisi/ Pollen Biochemistry and Molecular Biology S5: Diğer Çalışmalar/Other Studies POSTER BİLDİRİLER/ POSTER PRESENTATIONS S1: Aerobiyoloji ve Alerji/ Aerobiology and Allergy S2: Polen ve Spor Morfolojisi/ Pollen and Spores Morphology S3: Melisopalinoloji ve Tozlaşma Biyolojisi/ Melisopalynology and Pollination Biology S4:Polen Biyokimyası ve Moleküler Biyolojisi/ Pollen Biochemistry and Molecular Biology S5: Diğer Çalışmalar/ Other Studies SPONSORLAR

6 DAVETLİ KONUŞMACILAR INVITED SPEAKERS 6

7 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU Özet Türkiye Allerjik Bitkilerine Genel Bakış Nur Münevver PINAR¹ ¹ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Ankara E.mail Her bitkinin kendine özgü değişik morfolojik yapılar gösteren polenlerin sebep olduğu allerji çağın hastalıklarından biri haline gelmiştir. Dünyada her 5 kişiden biri yaşamları sırasında allerjik problemler yaşamaktadır. Ülkemiz nüfusunun %25-30 unun allerjik hastalıklardan bir veya daha fazlasından etkilendiği bildirilmektedir. Son yıllarda da allerjik hastalıkların sıklığında giderek artış olduğu gözlenmektedir. Coğrafik konumu ve farklı iklim özellikleri nedeni ile ülkemiz çok zengin bitki örtüsüne sahiptir. Bu bitkilerin polinizasyon zamanı atmosferde artışıyla solunan hava ile birlikte solunum sistemine alınan polenler duyarlı bitkilerde astıma varacak kadar ağır hastalıklara neden olmaktadır. Bu çalışmada ülkemiz florasında ve park ve bahçe süslenmesinde kullanılan allerjiye neden olan bitkiler Az Allergen Orta Allergen Yüksek Allergen olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Abstract Allergy caused by each plant s pollens with unique morphological structures has become a disease of the time. One out of 5 people in the world experiences allergic problems in their life % of our population is known to be affected by one or more of allergic diseases. It is also observed that frequency of allergic diseases has gradually increased recently. Our country has a highly rich vegetation cover due to its geographical position and different climatic characteristics. Pollens, which are taken into respiratory system with inhaled air, cause diseases as serious as asthma due to sensitive plants with the increase of pollens in the atmosphere during pollination period. In this study, the allergy-causing plants, which are present in our country s flora and used in park and garden ornamentation, are classified into three groups as Mild Allergen Moderate Allergen Severe Allergen. Giriş Bilimin şu ana kadar saptadığı bitkiler, 642 Familya ve 17,020 cinse ait tür sayısı 390 bin 900 den fazladır. Kew Gardens Kraliyet Botanik Bahçeleri nde görevli uzmanlar 2015 yılı içinde 2 bin 34 yeni bitki türünün keşfedildiğini belirlemişlerdir. Ülkemizin farklı jeolojik ve iklimsel yapısı nedeni ile şimdiye kadar tanımlanmış 167 Familya ve 1320 cins ait 9996 sayıda müthiş zenginlikte bitki türü mevcuttur. Gimnosperm lere ait 4 familya 27 tür, Angiosperm lere ait ise 114 familya 9880 den fazla tür saptanmıştır. Bunlardan % 35 i Türkiye için endemiktir. Bu bitkilerin çoğunun üremesi ve meyva oluşumu için, polen (çiçek tozu) olarak adlandırılan bitkinin erkek gametini dişi gamete taşıyan bir üreme birimi bulunmaktadır. Bitkide özellikle döllenmede önemli rolleri olan polenler insanda önemli allerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Polen allerjisi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunudur ve polenlerin neden olduğu allerjik hastalıklara iç ve dış ortam hava kirliliği, endüstriyel kirlilik, küresel ısınma ve hormonal gıdalar nedeni ile son zamanlarda daha fazla rastlanmaktadır. Dünyada her 5 kişiden biri yaşamları sırasında allerjik problemler yaşamakta ve Ülkemiz nüfusunun % unun allerjik hastalıklardan bir veya daha fazlasından etkilendiği bildirilmektedir. Allerjik reaksiyona neden olan rüzgarla tozlaşan bir ağaçdan milyar polen atmosfere dağılabilmektedir. Bütün dünyada ve ülkemizde önemli alerjik reaksiyonlara neden olan Poaceae familyası taksonlarından milyon polen atmosfere verilmektedir. Genellikle daha az alerjik reaksiyona neden olan böcekle tozlaşan gösterişli çiçeklerin anterlerinden adet polen salınmaktadır. Atmosfere dağılan bu polenlerin yakalanmasında hem gravimetrik hem de volumetrik yöntemler kullanılmaktadır. Ülkemizde bugün birçok yerleşim bölgesinin polen takvimleri çıkarılmıştır. Türkiye Allerjik Bitkileri ile ülkemizde çok fazla çalışma yoktur. Sadece Sin ve ark. (2007) Polen Allerjisi, Türkiye Allerjik Bitkilerine Genel Bakış kitabı, Pınar ve ark. ( 2012) Adana ili alerjik egzotik bitkileri ve insan sağlığına yönelik bilgilendirme ve Şimşek ve ark. (2013) Ankara ili allerjik egzotik bitkileri ve insan sağlığına yönelik bilgilendirme başlıklı poster sunumlar bulunmaktadır. Bu çalışmada ülkemiz florasında ve park ve bahçe süslenmesinde kullanılan allerjiye neden olan bitkiler saptanmıştır. 7

8 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU Materyal ve Metod Türkiye genelinde yeşil alanlarda, park bahçelerde bulunan bitkiler gözlemlenmiş ve çeşitli kaynaklardan faydalanarak; Oğuz ve Yayıntaş (1987). Park ve Bahçelerimizin Süs Bitkileri; Coşkuncelebi ve Beyazoğlu (1996). Karadeniz Teknik Üniversitesi Kampüsü nün Doğal Çiçekli Bitkileri; Yaltırık, Efe ve Uzun (1997). Tarih Boyunca İstanbul un Park Bahçe ve Koruları: Egzotik Ağaç ve Çalıları; Arslan ve Çelem (2001). Ankara nın Egzotik Ağaç ve Çalıları; Darıcı, Sağlıker ve Arı (2003). Çukurova Üniversitesi Kampüsü Bazı Ağaç ve Çalıları; Söğüt, Bozdoğan ve Güler (2004). Adana da bulunan Egzotik Bitkiler; Akan H. (2005). Şanlıurfa nın Nadide Çiçekleri; Güner A. (2012). Türkiye bitkileri listesi. Damarlı bitkiler; Altay (2012). Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Sökmen Kampüsü (Hatay) nun Süs Bitkileri) bitkiler saptanmıştır. Peyzaj mimarlarına ve sistematikcilere danışılmıştır. Çeşitli kaynaklardan (Solomon and Mathews (1988), Aerobiology and Inhalant Allergens, in Allergy: Principles and Practice; D Amato and Lobefalo (1989). Allergenic pollens in the Mediterranean area; D Amato, Spieksma and Bonini (1991).Allergenic pollen and pollinosis in Europe; Ogren (2000). Allergy-free gardening. The revolutionary guide to healthy land-scaping; Esch, Hartsell, Crenshaw and Jacobson(2001). Common Allergenic Pollens, Fungi, Animals, and Arthropods; Ogren (2002). Trees, shrubs and urban allergie; Ogren (2003). Safe sex in the garden and other propositions for an allergy-freeworld; Sin, Pınar, Mısırlıgil, Çeter, Yıldız ve Alan. (2007). Polen Allerjisi. Türkiye Allerjik Bitkilerine Genel Bir Bakış, Dang (2007). Plant Allergens and Allergenic Substances; ve yaptığımız araştırmalardan da (Pınar, Şakıyan, İnceoğlu, Kaplan. (1999). A one-year Aeropalynological Study at Ankara, Turkey; Çelik, Mungan, Abadoğlu, Pınar and Mısırlıgil (2004). Direct cost assesment in subject with seasonal allergic rhinitis living in Ankara, Turkey; Çelik, Mungan, Pınar, Mısırlıgil (2005). Poplar polen-related allergy in Ankara, Turkey: How important for patients living in a city with high polen load?; Alan, Yıldırım, Pınar, Seçil, Keçeli, Çeter, Z. Mısırlıgil (2009). Different IgE reactivity profiles in the patients who sensitized to Betula pendula Roth (syn = B. verrucosa); Alan, Yıldırım ve Pınar (2009). Deri Testinde Kullanılacak Polen Özütlerinin Hazırlanması; Göksel, Sin, Aydın, Mungan, Demirel, Pınar ve Mısırlıgil (2009). Mevsim öncesi çayır poleni immünoterapisinin direkt medikal maliyet ve yaşam kalitesi üzerindeki etkileri; Acar, Şenol, Derendeli, Sarışahin, Kaplan, Pınar(2016). Comparative study of ambrosia pollen and amb a 1 allergen in Turkey; Sarışahin, Acar, Alan, Derendeli, Pınar (2016). Monitoring of Bet v 1 from Betulaceae pollen grains in two cities: the role of cross reactivity between pollen) pollen allerjiteleri saptanmıştır. Sonuç ve Tartışma Türkiye, Avrupa ve Dünya da polenleri en allerjik bitkilere ait familyalar; Aceraceae, Asteraceae özellikle tribus Ambrosieae, Betulaceae, Chenopodiaceae / Amaranthaceae, Cupressaceae, Fabaceae, Fagaceae, Hamamelidaceae, Juglandaceae, Moraceae, Myricaceae, Plantaginaceae, Platanaceae, Polygonaceae, Poaceae özellikle subfamilya Festucoideae ve Eragostoideae, Salicaceae, Oleaceae, Ulmaceae, Urticaceae dir. Poaceae den Cynodon, Paspalum, Sorghum, Dactylis, Festuca, Lolium, Poa, Agrostis, Anthoxanthum, Phleum, Amaranthaceae/Chenopodideae den Amaranthus, Atriplex, Chenopodium, Kochia, Salsola, Asteraceae den Ambrosia, Artemisia, Xanthium, Baccharis, Polygonaceae den Rumex, Plantaginaceae den Plantago, Urticaceae den Urtica, Parietaria, Aceraceae den Acer, Betulaceae den Betula, Alnus, Corylus, Cupressaceae den Cupressus, Juniperus, Taxodium, Fabaceae den Acacia, Prosopis, Fagaceae den Quercus, Fagus, Hamamelidaceae den Liquidambar, Juglandaceae den Juglans, Carya, Moraceae den Morus, Myricaceae den Myrica, Oleaceae den Olea, Fraxinus, Ligustrum, Platanaceae den Platanus, Salicaceae den Salix, Populus ve Ulmaceae den Ulmus cinsleri en allerjik taksonlardır. Türkiye de, Avrupa ve Dünya da polen takvimleri bu cinsler ve familyalar üzerine kurulur. Adana ili park ve bahçe, yol kenarlarındaki egzotik bitkilerin % 76 nın alerjik reaksiyonlara neden olduğu saptanmıştır (Pınar ve ark. 2012). Ankara da park ve bahçe süslenmesinde kullanılan bitkilerin % 51 nin alerjik reaksiyonlara neden olduğu bildirilmiştir (Şimşek ve ark. 2013). Türkiye'de toplam 45 familya türlerinde allerjik polenler görülmektedir cinsden 145'nin taksonları önemli allerjik reaksiyonlara neden olmaktadır türden 350 'i önemli alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Türkiye genelinde ağaç-çayırların % 50 si, otsu bitkilerin % 30 u ve Poaceaea lerin % 20 si allerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Bitkiler allerjilerine göre Az Allergen Orta Allergen Yüksek Allergen olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Türkiye de ACERACEAE (SAPINDACEAE) familyasından (A. negundo), (A. grandidentatum), (A. palmatum), (A. platanoides), (A. pseudoplatanus) ve (A. tataricum) türleri, 8

9 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU AMARANTHACEAE (CHENOPODIACEAE) familyasından (Amaranthus caudatus), (A. blitoides), (A. retroflexus), (A. hybridus), (A. spinosus), (A. albus), (Atriplex patula), (A. rosea), (Bassia scoparia), (Beta vulgaris), (Chenopodium urbicum), (C. botrys), (C. album), (C. chenopodioides),(c. murale), (C. glaucum), (C. vulvaria),(krascheninnikovia ceratoides), (Salsola kali), (Sarcocornia perennis), (Suaeda maritima), ASTERACEAE familyasından (Achiella millefolium, (Ambrosia artemisiifolia), (A. tenuifolia), (A. maritima), Anthemis tinctoria, Aster alpinus, (Artemisia annua), (A. vulgaris),(a. absinthium), (A. campestris),(a. scoparia),(a. abrotanum), Aster alpinus, (Bellis perennis), (Callistephus nitens), (Carduus nutans),(chrysanthemum coronarium, (Cichorium intybus),(cirsium vulgare, (Cosmos bipinnatus), (Doronicum orientale, (Leucanthemum vulgare), (Matricaria recutita),(senecio vernalis, (Solidago canadensis),(tagetes patula), (Tanacetum vulgare), (Taraxacum officinale), (Xanthium strumarium) ve (X. spinosum), BETULACEAE (CORYLACEAE) familyasından (Alnus glutinosa),(betula pendula), (Carpinus betulus), (Corylus cornuta), (C. avellana) ve (Ostrya carpinifolia), CUPRESSACEAE familyasından, (Chamaecyparis lawsoniana), (Cryptomeria japonica), (Cupressus arizonica), (C. macrocarpa), (C. sempervirensis), (Juniperus communis), (Juniperus horizontalis), (Juniperus virginiana), (Juniperus occidentalis), (Taxus baccata) ve (Thuja occidentalis), FABACEAE familyasında, (Acacia cyanophylla), (A. farnesiana), (A. longifolia), (Albizia julibrissin), (Ceratonia siliqua), (Cytisus scoparius), (Gleditsia triacanthos),(laburnum anagroides), (Medicago sativa), (M. lupulina), (Melilotus officinalis), (Mimos aaculeaticarpa), (M. pudica), (M. dysocarpa), (Parkinsonia aculeata), (Robinia pseudoacacia),(spartium junceum),(trifolium incarnatum), (T. arvense), (T. pratense), (T. repens) ve (Vicia sativa), FAGACEAE familyasında (Castanea sativa), (Fagus orientalis), (F. sylvatica),(quercus cerris ), (Q. coccifera),(q. frainetto),(q. ilex), (Q. robur),(q. rubra), (Q. macrocarpa), (Q cerris) ve (Q. pubescens), HAMAMELIDACEAE familyasında (Liquidambar orientalis), JUGLANDACEAE familyasında (Juglans regia) ve (Pterocarya fraxinifolia), MORACEAE familyasında (Broussonetia papyrifera), (Maclura pomifera),(morus alba), (Morus nigra) ve (Morus rubra), MYRICACEAE familyasında (Eucalptus camaldulensis), OLEACEAE familyasında (Forsythia intermedia), (Fraxinus excelsior), (F. americana), (Ligustrum ovalifolium), (L. vulgare), (Ligustrum japonicum), (Olea europaea) ve (Syringa vulgaris), PLANTAGINACEAE familyasında (Plantago lanceolata), (Plantago maritima) ve (Plantago major) PLATANACEAE familyasında (Platanus occidentalis) ve (P. orientalis), POACEAE familyasında (Agropyron cristatum), (Agrostis gigantea), (A. capillaris),(a. stolonifera), (Alopecurus pratensis), (Anthoxanthum odoratum), (Arrhenatherum elatius),(arundo donax), (Avena barbata), (A. sativa), (A. fatua),(briza minor), (Bromus racemosus), (B. tectorum), (B. japonicus), (B. rigidus), (B. secalinus), (B. inermis), (B. hordeaceus),(calamagrostis canadensis),(cinna arundinacea), (Cynodon dactylon), (Cynosurus cristatus), (Dactylis glomerata), (Deschampsia caespitosa), (Digitaria sanguinalis), (D. ischaemum), (Echinochloacrus-galli), (Elymus repens), (Eragrostis cilianensis), (Festuca pratensis), (Hordeum vulgare), (Hordeum murinum), (Koeleria macrantha), (Leymus triticoides),(lolium pratense), (L. perenne), (L. temulentum), (Oryza sativa), (Panicum capillare), (P. miliaceum), (Paspalum notatum),(p. dilatatum),(p. urvillei), (Phalaris canariensis),(p. minor), ( P. arundinacea), (Phleum pratense),(phragmites australis), (Poa annua), (P. compressa),(p. pratensis), (P. trivialis),(saccharum officinarum),(secale cereale), (Setaria viridis), (Sorghum bicolor), (S. halepense), (Triticum aestivum), (Zea mays), POLYGONACEAE familyasında (Fagopyrum esculentum), (Oxyria digyna), (Polygonum amphibium), (Polygonum aviculare),(rumex obtusifolius), (Rumex acetosella), (Rumex crispus), (Rumex acetosa) ve (Rumex patientia), SALICACEAE familyasında (Populus nigra), (Populus alba),(populus tremula), (Salix babylonica), (Salix fragilis),(salix caprea), (Salix purpurea) ve (Salix alba), 9

10 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU ULMACEAE /CANNABACEAE familyasında, (Celtis australis), (Ulmus glabra) ve (U. minör), URTICACEAE familyasında (Parietaria officinalis), (P. judaica), (Urtica urens) ve (U. dioica) polenleri en fazla allerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Pinaceae familyası taksonların polenlerinin allerjitesi çok az şiddettedir. Türkiye de çok yaygın olması ve atmosfere çok sayıda polen vermesi bakımından önemlidir. İklim ve o bölgedeki bitki çeşitliliği gibi birçok faktörden etkilense de ağaçlar için polen dönemi genellikle erken (Şubat-Mayıs) ilkbaharda başlar ve kısa sürelidir. Bu dönemde polen sayısı çok yüksek olabilir ve ağaçlık bölgede yaşayan kişilerde ciddi yakınma ve belirtiler görülür. Geç Kış (Ocak-Şubat) döneminde Cupressaceae, Fraxinus, Alnus, Corylus ve Ulmus, Erken İlkbahar (Mart) da Populus, Salix, Carpinus, Acer ve Platanus, İlkbahar (Nisan Mayıs) da Quercus, Fagus, Aesculus, Acacia, Tilia ve Olea taksonlarının polinazyonu başlar. Yabani ot polenleri ise yazın sonlarına doğru Mayıs ve Eylül aylarında havada yoğun miktarlarda bulunurlar. Mayıs- Ağustos da Chenopodium, Plantago ve Rumex, Haziran- Ekim de Artemisia, Parietaria ve Urtica yı atmosferde yaygın görürüz. Bütün dünyada Poaceae poleni duyarlılığı allerjik nezle ve astımın en önemli nedenidir. Genellikle Nisan ve Haziran aylarında çayır polenlerinin polinizasyonu pik yapmaktadır. Haziran ve Ağustos aylarında özellikle Triticum, Secale, Oryza ve Zea gibi tahıl polenleri önemli olmaktadır. Mart- Temmuz Bromus, Lolium ve Phleum, Nisan-Eylül Anthoxanthum, Cynodon, Festuca ve Poa, Mayıs- Ağustos aylarında Holcus, Triticum ve Zea bitkilerin polinizason dönemidir. Ülkemizde doğal olarak ve park ve bahçe süslenmesinde kullanılan bitkilerinin % nun allerjik reaksiyonlara neden olacağını düşünmekteyim. Özellikle allerji nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu kentler için büyük sorundur. Dolayısıyla özellikle yeni kurulacak yeşil alanlarda ve yol kenarlarına dikilecek bitkiler seçilirken allerji etkisi daha az olan taksonlar seçilmelidir. Belediyeler ve halk bu konuda eğitilmelidir. Kaynaklar Acar, A., Alan, Ş., Derendeli, M., Sarışahin, T., Kaplan, A., Pınar, N. M (2016). Comparative study of Ambrosia pollen and amb a 1 allergen in Turkey. ESA July Lyon, France. Akan, H., Eker., İ. ve Balos M.M (2005). Şanlıurfa nın Nadide Çiçekleri (Geofitler), Demircioğlu Matbaacılık, ISBN: Alan, Ş., Yıldırım, Ö., Pınar, N.M., Seçil, D., Keçeli, T., Çeter, T. and Mısırlıgil, Z (2009). Different IgE reactivity profiles in the patients who sensitized to Betula pendula Roth (syn = B. verrucosa) pollen. Asthma Allergy Immunolgy 7: Alan,Ş., Yıldırım,Ş. and Pınar, N.M (2010). Starch grains in Turkish Betula (birch) and Corylus (hazel) pollens. Asthma Allergy Immunology 8: Altay, V (2012). Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Sökmen Kampüsü (Hatay) nun Süs Bitkileri. Karadeniz Fen Bilimleri Dergisi, 2 (6): Arslan, M. ve Çelem, H (2001). Ankara nın Egzotik Ağaç ve Çalıları, TÜBİTAK Türkiye Tarımsal Araştırma Projesi Yayınları, Ankara. Çelik,Ç., Mungan,D., Abadoğlu,Ö., Pınar, N.M. and Mısırlıgil, Z (2004). Direct cost assesment in subject with seasonal allergic rhinitis living in Ankara, Turkey. Allergy and Astma Proc. 25(2): Çelik,G., Mungan, D., Pınar M. and Mısırlıgil Z (2005). Poplar polen-related allergy in Ankara, Turkey: How important for patients living in a city with high polen load? Allergy and Asthma Proceedings 26 (2): Çeter, T., Pinar, N.M., Guney, K., Yildiz, A. and Smith, M (2012). A 2-year aeropalynological survey of allergenic pollen in the atmosphere of Kastamonu, Turkey. Aerobiologia 28: Coşkuncelebi, K. and Beyazoğlu, O (1996). Karadeniz Teknik Üniversitesi Kampüsü nün Doğal Çiçekli Bitkileri. S.U. Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi 13: Dang, R (2007).Plant Allergens and Allergenic Substances. PHARMACOGNOSY. Darıcı, C., Sağlıker, H. and Arı, B (2003). Çukurova Üniversitesi Kampüsü Bazı Ağaç ve Çalıları. Adana. D Amato, G., Spieksma, F.Th.M (1990). Allergenic pollen in Europe. Grana 30:67 70 D Amato, G., Spieksma, F.T., Bonini, S., editors (1991). Allergenic pollen and pollinosis in Europe. Melburn- Paris-Berlin-Vienna: Blackwell Scientific Publications. Göksel, Ö., Sin, B., Aydın, Ö., Mungan, D., Demirel, Y., Pınar M., Mısırlıgil Z (2009). Mevsim öncesi çayır poleni immünoterapisinin direkt medikal maliyet ve yaşam kalitesi üzerindeki etkileri. XVII. Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yıllık Kongresi, Antalya. 10

11 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU Güner, A (2012). Türkiye Bitkileri Listesi: Damarlı Bitkiler (A Checklist of the Flora of Turkey, Vascular Plants). ANG Vakfı / Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, İstanbul. Ogren, T. L (2000). Allergy-free gardening. The revolutionary guide to healthy land-scaping. Berkeley, CA/Toronto: Ten Speed Press. Ogren,T. L (2002). Trees, shrubs and urban allergies. In WAA Annual Conference.Wisconsin ANR Urban Forestry Conference. Ogren, T. L (2003). Safe sex in the garden and other propositions for an allergy-freeworld. Berkeley, CA: Ten Speed Press. Oğuz, M.G. and Yayıntaş, A (1987). Park ve Bahçelerimizin Süs Bitkileri. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kitaplar Serisi, No: 120, İzmir. Pınar, N. M., Şakıyan, N., İnceoğlu, Ö. and Kaplan, A (1999). A one-year Aeropalynological Study at Ankara, Turkey. Aerobiologia 15(4): Pınar, N.M., Altıntaş, U. D., Kendirli, Güneşer S., Bingöl, G., Yılmaz, M., Çeter, T., Akdağ, P., Acar,A(2012). Adana İli Alerjik Egzotik Bitkileri Ve İnsan Sağlığına Yönelik Bilgilendirme. 19. Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Kongresi. Antalya, 7-11 Kasım. Esch, E.R., Hartsell,C.J., Crenshaw, R. and Jacobson, R.S (2001). Common Allergenic Pollens, Fungi, Animals, and Arthropods. Clinical Reviews in Allergy and Immunology 21: Sarışahin T., Acar A., Alan Ş., Derendeli M., Pınar N. M (2016). Monitoring of Bet v 1 from Betulaceae pollen grains in two cities: the role of cross reactivity between pollen. ESA July Lyon, France. Sin, A.B., Pınar, N.M., Mısırlıgil, Z., Çeter, T., Yıldız, A. ve Alan, Ş (2007). Polen Alerjisi Türkiye Alerjik Bitkilerine Genel Bir Bakış. Engin Yayınevi, Ankara. Solomon, W (1998). Aerobiology and Inhalant Allergens in Middleton, E., et al. Allergy Principles and Practice, Fifth Ed. Mosby: St. Louis,. pgs Şimşek, D., Acar, A., Çeter, T., Akdoğan, S., Pınar,N.M (2013). Ankara ili alerjik egzotik bitkileri ve insan sağlığına yönelik bilgilendirme. 20. Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Kongresi, Antalya. Yaltırık, F., Efe, A. ve Uzun, A (1997). Tarih Boyunca İstanbul un Park Bahçe ve Koruları: Egzotik Ağaç ve Çalıları; İstanbul. 11

12 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU Kastamonu İlinin Alerjen Kaynakları ve Çevre Sorunları Talip ÇETER 1 1 Kastamonu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu talipceter@hotmail.com Tarihi kazılar ve çalışmalar Kastamonu ilinde yerleşimin erken tunç dönemine (MÖ. 3000) kadar uzandığını göstermektedir. Kastamonu ili Batı Karadeniz bölgesinde 41 o 21' kuzey enlemi ile 33 o 46' doğu boylamları arasında yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 775 olup yüzölçümü ,1 km²dir. Şehir merkezi, Kızılırmak Nehri nin önemli kollarından Gökırmağı besleyen Karaçomak Çayı nın iki yakası boyunca uzanmaktadır. Şehir yerleşimi, güneyde hava alanı yakınındaki Kadı Dağından başlayıp, oluk başı mevkiinden itibaren Karaçomak Çayı boyunca dar vadi içerisinde devam etmekte, dar vadi kesiminden sonra kuzeye doğru genişlemektedir. Kastamonu da ormanlık alanlar ve tarıma elverişsiz arazi toplam alanın % 77,84 ünü, meralar toplam alanın % 6,64 ünü ve tarıma elverişli araziler toplam alanın % 15,51 ini teşkil etmektedir. İl genelinde gerçekleştirilen flora ve vejetasyon çalışmalarına göre Kastamonu da saptanan 1787 bitki taksonundan 256 sı endemik taksonlardan oluşmaktadır. Kastamonu ormanlarının % 27 lik kısmını Karaçam, % 17,6 sını İbreli-Yapraklı karışık ormanlar, % 12,6 Meşelikler, % 11,9 İbreli karışık ormanlar, % 9,4 Yapraklı Karışık ormanlar, % 7,3 Sarıçam, % 5,2 Kayın, % 5 Göknar, % 1,4 Kızılçam, % Diğer yapraklı ağaçlar, % 0,7 Gürgen, % 0,4 Ardıç ve % 0,3 Kestane ormanlarından oluşmaktadır. Kastamonu ili Batı Karadeniz Bölgesinde yer alamsı nedeniyle sahil kesiminde Oseanik iklim kuşağı özellikleri görülürken, sahile paralel uzanan dağların etkisiyle iç kesimlerde karasal iklim kuşağı özellikleri de görülmektedir. il merkezinde hakim rüzgarların güney-güneybatı (SSW) olduğunu, bunu kuzey-kuzeydoğu (NNE) yönlü rüzgarın takip ettiği saptanmıştır. Kastamonu ili atmosferinde alerjik polen ve sporlerın tespitine yönelik yapılan çalışmalarda 51 bitki taksonuna ait polenler ve 35 mantar aksonuna ait sporlar saptanmıştır. Cupressaceae/Taxaceae, Pinaceae, Betula, Quercus, Carpinus, Fagus, Asteraceae ve Chenopodiaceae taksonlarının polenleri ve Cladosporium, Alternaria, Leptosphaeria, Pleospora, Tek Septalı Askosporlar ve Ustilago taksonlarının sporları şehir atmosferinde dominant olarak belirlenmiştir. Şehir peyzajında yoğun olarak kullanılan Cupressus, Juniperus, Thuja, Betula, Cedrus, Platanus, Acer, Fraxinus Sophora gibi bazı taksonların atmosferde saptanan alerjenlerden önemli bir kısmına kaynak oluşturduğu saptanmıştır. Çalışmada şehrin öncelikli çevre sorunlarının başında kış aylarında ısınmada fosil yakıt kullanan binalar, orman ürünleri sanayiinin şehrin her iki ucunda yer alması, meteorolojik olarak rüzgar yönünün her iki tesisin emisyonlarını şehrin merkezine taşıması ve şehir planlamasındaki hatalar, yerleşim bölgelerindeki kirliliği uzaklaştırmada etkili olan hava kanallarının binalar nedeniyle kapatılması sonucu ortaya çıkan hava geldiği belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kastamonu, Çevre kirliliği, Alerjik polenler, Alerjik sporlar. 12

13 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU Allergen Resources and Environmental Problems of The Kastamonu City Talip ÇETER 1 1. Kastamonu University, Arts and sciences Faculty, Department of Biology, Kastamonu talipceter@hotmail.com Archeological excavations and studies suggest that preliminary settlements could be traced back to early Bronze Age (3000 B.C) in Kastamonu City. Kastamonu City is located in the western Black Sea territory positioned between the 41 o 21' arctic circle and 33 o 46' east longitudes. Whereas its altitude is 775 m; its surface area is 13,108.1 km². The downtown settled along the both sides of the Karaçomak Creek that feeds Gökırmak, one of the important arms of the Kızılırmak River. As the city settlement starts from the Kadı Mountain near the airport on the south, it expands from Olukbaşı neighborhood along the Karaçomak Creek within the valley especially after the narrow neck part towards the north. Forests and non-arable areas constitute 77.84% of total surface area in Kastamonu City whereas forage and arable areas constitute 6.64% and 15.51% of total area, respectively. According to the flora and vegetation studies conducted across the city, vegetation in Kastamonu City is comprised of 1,350 plant taxon and 205 endemic species. In terms of forest structure of the Kastamonu territory, whereas 27% is constituted by black pine, 17.6% needle-leaved forest mixture, 12.6% oak forest, 11.9% coniferous forests, 9.4% leaved mixed forests, 7.3% Scotch pine, 5.2% Fagus, 5% Abies, 1.4% Calabrian Pine and other leaved trees such as Alder (0.7%), Juniper (0.4%) and Chesnutt (0.3%). Since Kastamonu City is located in the Western Black Sea territory, whereas oceanic climate belt characteristic is observed on the coastline, terrestrial climate characteristic is reflected in the internal areas due to the mountain series rest parallel along the shore. It was determined with winds in the down town that their direction is from south to southwest (SSW) and north to northeast (NNE). In the studies on allergenic pollen and spores in the atmosphere of the Kastamonu City, pollens from 51 different plant taxon and spores from 35 different fungi species were reported so far. It was determined that pollens from Cupressaceae/Taxaceae, Pinaceae, Betula, Quercus, Carpinus, Fagus, Asteraceae and Chenopodiaceae taxon and spores of Cladosporium, Alternaria, Leptosphaeria, Pleospora, single-septa Askospores and Ustilago taxon were dominant in the atmosphere of the city. Additionally, plants such as Cupressus, Juniperus, Thuja, Betula, Cedrus, Platanus, Acer, and Fraxinus Sophora, which intensively used in landscape of the city constitute significant resource of allergenic substance determined in the atmosphere. In the present study, it was reported that prominent environmental issues of the city are fossil fuel using buildings in their heating systems during winter periods; existence of forestry industry facilities on the other end of the city; conveying emissions of these facilities by winds from other end to the city center; mistakes in city planning; blocking of air circulation by buildings which could be utilized as mean to dismiss air pollution. Keywords: Kastamonu, Environmental pollution, Allergenic pollens, Allergenic spores. 13

14 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU 1. GİRİŞ 1.1. Şehrin Tarihi ve Konumu Tarihi kazılar ve çalışmalar kastamonu ilinde yerleşimin erken tunç dönemine (MÖ. 3000) kadar uzandığını göstermektedir (1). Şehir bu tarihlerden itibaren Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Roma ve Bizans hâkimiyetinde yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Şehir 1211yılından itibaren Selçuklu topraklarına dahil olur. Beylikler döneminde Çobanoğulları beyliğinden sonara kurulan Candaroğulları beyliğinin hâkimiyetine 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet son vererek şehri Osmanlı İmparatorluğunun önemli bir sancağı haline getirmiştir. Kastamonu Sancağı sınırları, Samsun, İzmit, Kalecik ilçesi ve Karadeniz sahiline kadar imparatorluğun geniş bir eyaleti olarak cumhuriyetin kuruluşuna kadar bir idari merkez konumunu sürdürmüştür (2). Günümüzde Kastamonu ili Batı Karadeniz bölgesinde 41 o 21' kuzey enlemi ile 33 o 46' doğu boylamları arasında yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 775 olup yüzölçümü ,1 km²dir. Kastamonu kuzeyinde Batı Karadeniz Dağları, İsfendiyar (Küre) Dağları Karadeniz sahiline paralel olarak uzanmakta, güneyinde ise yine doğu batı uzantılı Ilgaz dağlarının yer aldığı engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Şehir Kuzeyde Karadeniz, Doğuda Sinop, Güneyde Çorum ve Sinop ile Batıda Karabük ve Bartın ile komşudur (2). Kastamonu şehir merkezi, Kızılırmak nehrinin önemli kollarından Gökırmağı besleyen Karaçomak Çayı nın iki yakası boyunca uzanmaktadır. Tarihi şehir kalesinin kurulduğu tepenin yamacındaki vadiden geçen tarihi ticaret yollarının güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan şehir, zamanla içerisinde güney-kuzey yönlü uzanan Karaçomak çayının oluşturduğu vadi içerisine doğru gelişmiştir. Şehirde yerleşimi, güneyde Hava alanı yakınındaki Kadı Dağından başlayıp, oluk başı mevkiinden itibaren Karaçomak Çayı boyunca dar vadi içerisinde devam etmektedir. Sehir dar vadi kesiminden sonra kuzeye doğru ilk genişlemeyi Hisarardı, Saraçlar ve Beyçelebi mahalleleri arasındaki alanda, ikinci genişlediği alan ise kuzeydoğuda Tosya yolu istikametinden Kuzeyde İnebolu ve Daday yolları arasında kalan düzlük alana doğru yeni kurulmuş olan Kuzeykent bölgesine doğru gerçekleştirmiştir (3). Yerleşim alanı Üniversite yerleşkesi ile birlikte Emirler Köyü ve Göl Köye kadar uzanmaktadır (Şekil 1) Şekil 1. Kastamonu şehir merkezi yerleşim haritası (4) 14

15 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU 1.2. Tarım ve Bitki Örtüsü Tarımsal Üretim Kastamonuda ormanlık alanlar ve tarıma elverişsiz arazi toplan alanın % 77,84 ünü, meralar toplam alanın % 6,64 ünü ve tarıma elverişli araziler toplam alanın % 15,51 ini teşkil etmektedir. Tarım alanları İhsangazi- Kastamonu arasından Ilgaz eteklerine uzanan düzlük alanlar, Daday dan başlayarak Devrekani, Taşköprü ve Hanönü ne kadar uzanan düzlük bölgeler ile Tosya-Hanönü arasında Devrez ırmağı boyunca uzanan düzlüklerden oluşmaktadır (5). Tarım alanlarında ırmak kenarlarına yakın alanlarda Söğüt ve kavak gibi kereste bitkilerinin yanı sıra meyve ağaçları olarak Elma, Armut, Ceviz, Erik, Kiraz, Üzüm, Vişne, Ayva, kivi, Fındık ve Kestane gibi bir çok bitki yetiştirilmektedir. Tarla bitkileri olarak Mısır, Buğday, Siyez buğdayı, Şekerpancarı, Fiğ, Yonca, Arpa, Patates, Korunga, ve pirinç yetiştirilmektedir. Tarımı gerçekleştirilen sebzeler ise ağırlıklı olarak Sarımsak, Domates, salatalık, Fasuye, Salatalık, Biber, Ispanak, Balkabağı ve maruldur (5) Bitki Örtüsü Türkiye Florası (6) Türkiye Bitkileri Veri Servisi (TÜBİVES) (7) ve il genelinde gerçekleştirilen flora ve vejetasyon çalışmalarına göre kastamonuda saptanan 1787 bitki taksonundan 256 sı endemik taksonlardan oluşmaktadır (8-17). Bu türlerin 9 tanesi Eğrelti (Pteridophyta), 7 Açık tohumlu (Gymnospermae) ve geri kalan taksonlar Kapalı Tohumlu bitkilere (Angiospermae) aittir. Kastamonu yüzölçümünün % 84,48 lik bir alanı Ormanlık alan, Mera, alanı, tarıma elverişsiz alanlar gibi doğal bitki örtüsünün kapladığı alanlardan oluşmaktadır. İl yüzölçümünün önemli bir bölümü ise ormanlık alanlardan oluşmaktadır. Ormanlık bölgelerin % 27 lik kısmını Karaçam, % 17,6 sını İbreli-Yapraklı karışık ormanlar, % 12,6 Meşelikler, % 11,9 İbreli karışık ormanlar, % 9,4 Yapraklı Karışık ormanlar, % 7,3 Sarıçam, % 5,2 Kayın, % 5 Göknar, % 1,4 Kızılçam, % Diğer yapraklı ağaçlar, % 0,7 Gürgen, % 0,4 Ardıç ve % 0,3 Kestane ormanlarından oluşmaktadır (18). Kastamonu ili sınırları içerisinde iki önemli bitki alanı sahiptir. Bu alanlardan biri olan Küre dağları olup Bern Sözleşmesine göre tehlike altında olan 5 farklı habitat tipi 1. Karadeniz Bölgesi nin iç kesimleri Quercus ormanları, 2. Batı Anadolu karışık Quercus-Carpinus ormanları, 3. Batı Karadeniz in alt kesimlerinde yetişen Fagus-Abies ormanları, 4. Batı Karadeniz in alt kesimlerinde yetişen Pinus sylvestris ormanları, 5. Kuzeybatı Anadolu-Karadeniz Bölgesi geçiş bölümü Pinus nigra ormanları) barındırmaktadır (18). İkinci önemli bitki alanı olan Ilgaz dağlarında ise Bern Sözleşmesine göre tehlike altındaki habitatlar (1) Batı Karadeniz Fagus ormanları, (2) Güneydoğu Avrupa Quercus-Carpinus ormanları, (3) Öksin sel yatağı ormanları, (4) Karadeniz Bölgesi nin iç kesimlerinde yetişen Quercus ormanları, (5) Karadeniz Buxus-Abies ormanları, (6) Batı Karadeniz in alt kesimlerinde yetişen Fagus-Abies ormanları, (7) Batı Karadeniz in alt kesimlerinde yetişen Pinus sylvestris ormanları ve (8) Kuzeybatı Anadolu-Karadeniz Bölgesi geçiş bölümü Pinus nigra ormanları, olarak sıralanabilir (18) İklim Kastamonu ili Batı Karadeniz Bölgesinde yer alamsı nedeniyle sahil kesiminde Oseanik iklim kuşağı özellikleri görülürken, sahile paralel uzanan dağların etkisiyle iç kesimlerde karasal iklim kuşağı özellikleri de 15

16 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU görülmektedir. Kastamonu ili yağış rejimi Karadeniz yağış rejiminin aksine yıl içerisinde en az yağış alan ay şubat, en çok yağış alan ay ise mayıs, ayıdır. Bu da iç kesimlerde Karadeniz iklim kuşağından karasal iklim kuşağına geçildiğini göstermektedir. Kastamonu ili I.Y.S.K. tipi yarı-karasal yağış rejimi görülmektedir. Alanda kısmen Akdeniz eğilimli, az belirgin bir yaz kuraklığının (Temmuz, Agustos) yanında yağış rejiminin yarı-karasal oluşu, yıllık sıcaklık farkının yüksek olması ve oseyanik bölgeye olan yakınlığı nedeniyle, bu bölgeden de az da olsa etkilenmiştir. Floristik yapıda Akdeniz fitocoğrafik bölgesine ait türler ile oseyanik iklimin etkisindeki Avrupa- Sibirya kökenli türler yadsınamayacak orandadır (19, 20). Kastamonu ilinin 30 yıllık meteorolojik verileri il merkezinde hakim rüzgarların güney-güneybatı (SSW) olduğunu, bunu kuzey-kuzeydoğu (NNE) yönlü rüzgarın takip ettiği saptanmıştır (Şekil 2) (3) Şekil 2. Kastamonu ili rüzgâr diyagramı (3) 2. KASTAMONU İLİNDE YAPILMIŞ AEROALERJEN ÇALIŞMALARI 2.1. Yapılan polen çalışmaları ve polen kaynakları Kastamonu ili zengin bir bitki biyoçeşitliliğine sahiptir. Sahil kesiminin yanı sıra 2000 m üzerine çıkan yüksek dağ silsilelerine sahip olması nedeniyle de farlı iklimsel koşulları bir arada gösterebilmektedir. Bu nedenle bu zengin bitki çeşitliliğinin yanında uzun polinizasyon döneminin görünmesi beklenmektedir. Çeter (19) ve Çeter et al. (21) yıllarında 2 yıl süre ile Kastamonu atmosferinde alerjik polen konsantrasyonunu belirlemek amacıyla gerçekleştirdikleri çalışmada 2006 yılında 43 taksona ait polen, 2007 yılında 46 taksona ait toplam polen olmak üzere 2 yıllık peryotta 51 taksona ait polen saptamışlardır. Atmosferde ağaç ve ağaçsı taksonlardan Acer, Aesculus, Ailanthus, Alnus, Betula, Carpinus, Castanea, Corylus, Cupressaceae/Taxaceae, Ericaceae, Fabaceae, Fagus, Fraxinus, İlex, Juglans, Laurus, Maclura, Morus, Oleaceae, Ostrya, Pinaceae, Platanus, Populus, Quercus, Rosaceae, Salix, Sophora, Tilia, Tsuga ve Ulmus, Yabani ot Taksonlarından Apiaceae, Artemisia, Asteraceae, Boraginaceae, Carex, Caryophylaceae, Centaurea, Chenopodiaceae, Brassicaceae, Galium, İridaceae, Humulus, Labiatae, Malvaceae, Papaver, Plantago, 16

17 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU Primula, Rumex, Typha, Urticaceae ve Gramineae polenleri saptanmıştır. Çalışmada Cupressaceae/Taxaceae, Pinaceae, Betula, Quercus, Carpinus, Fagus, Asteraceae ve Chenopodiaceae taksonlarının polenlerine şehir atmosferinde dominant olarak belirlenmiştir. Kastamonu atmosferinde polenlerine Alnus, Carpinus, Castanea, Corylus, Cupressaceae/Taxaceae, Ericaceae, Fabaceae, Fagus, Laurus, Pinaceae, Quercus, Tilia, Ulmus gibi ağaçlar Kastamonu ormanlarının doğal bileşenleri olan bitkilerdir. Dolayısıyla atmosferdeki polenlerin doğal ormanlık alanlardan hava akımlarıyla taşındığı öngörülmektedir. Ancak İlin orman alanlarının büyük çoğunluğunu teşkil eden Pinaceae (Çamgiller) familyası polenlerinin ilin orman varlığının çok daha az bir kısmını oluşturan Cupressaceae/Taxaceae familyası polen konsantrasyonundan daha düşük görülmesi Cupressaceae/Taxaceae türlerinin park bahçe ve şehir peyzajında yoğun kullanımından kaynaklanmadır. Yüksek düzeyde alerjen polenlere sahip olan Cupressaceae/Taxaceae üyelerinin şehir peyzajında yoğun olarak kullanılması duyarlı bireyler için risk teşkil etmektedir. Öte yandan il atmosferinde Acer, Aesculus, Ailanthus, Betula, Fraxinus, İlex, Juglans, Maclura, Morus, Oleaceae, Platanus, Populus, Rosaceae, Salix, Sophora, Tilia, gibi ağaç taksonlarının polenlerine rastlanması ise tamamen şehir merkezi ve çevresindeki peyzaj ve kültür alanlarında yetiştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Hatta ilin doğal florasında bulunmayan Betula polenleri 2 yıllık sürede en çok rastlanan ilk 5 takson arasında yer almıştır. Bu durum Betula nın yol kenarı ve park peyzajında yoğun olarak kullanımından kaynaklanmaktadır. Şehir atmosferinde tespit edilen yabani ot polenlerinin ise şehir içi ve çevresindeki çayırlar ve mera alanları ile yol kenarı bitkilerden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Gramineae polenlerinin ise kaynaklandığı alanlar şehir merkezindeki çimenlik alanların yanında ağırlıklı olarak şehir çevresindeki tahıl ekimi gerçekleştirilen kültür alanlarından kaynaklanabileceği değerlendirilmektedir Yapılan spor çalışmaları ve spor kaynakları Kastamonu ilinin geniş ormanlık alanlara sahip olmasının yanında yağış, nem ve sıcaklık koşullarının da uygun olması spor ile çoğalan mantarlar ile eğrelti ve karayosunu gibi bitkiler için çok uygun ortamlar oluşturmaktadır. Çalışmalar çok Kastamonu da çok sayıda mantar ve karayosunu türünün yetiştiğini ortaya koymaktadır. Akata (22) Ilgaz Dağı Milli Parkı ve yakın çevresinden yılları arasında gerçekleştirdiği çalışmada 1564 makrofungus örneğini toplamıştır. Toplanan örneklerin teşhisi sonucunda toplam 2 bölüm, 17 takım, 59 familya, 126 cinse ait 224 takson tespit etmiştir. Erdoğdu (23) Kastamonu Küre Dağları Milli Parkı nda yılları arasında gerçekleştirdiği çalışma sonucunda, 62 farklı konukçu bitki üzerinde gelişen 210 tür mikrofungus tespit etmiştir. Saptanan taksonlardan 62 türünün Ascomycota grubuna, 12 türünün Basidiomycota grubuna ve 136 türünün ise Deuteromycota grubuna dahil olduğu ifade edilmiştir Çeter (19) yılları arasında gerçekleştirdiği iki yıllık çalışmada Kastamonu atmosferinde 35 farklı Mantar taksonuna ait toplam 869,590 spor tesbit etmiştir. Bu Taksonlar atmosferdeki konsantrasyonlarına göre Cladosporium, Alternaria, Leptosphaeria, Pleospora, Tek Septalı Askosporlar, Ustilago, Fusarium, Periconia, Nigrospora, Stemphylium, Exosporium, Curvularia, Xylaria, Puccinia, Coprinus, Drechslera, Didymella, Oidium, Epicoccum, Melanomma, Torula, Agrocybe, Paraphaeosphaeria, Chaetomium, Venturia, Botrytis, Peronospora, 17

18 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU Ganoderma, Dictyosporium, Pithomyces, Boletus, Ascobolus, Sporormiella, Tetracoccosporium ve Melanospora şeklinde sıralanmıştır. Şehir atmosferinde saptanan mantar sporlarının şehir merkezi veya çevresindeki uygun substratlar üzerinde gelişerek atmosfere salındığı değerlendirilmektedir. 3. KASTAMONU İLİNİN ÇEVRE SORUNLARI Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2015 yılı Çevre Durum Raporunda Kastamonu ilinin birinci öncelikli Çevre sorunları arasında Kalitesiz yakıt kullanımı, ısınmada fosil yakıt kullanan binalar, orman ürünleri sanayiinin şehrin her iki ucunda yer alması, meteorolojik olarak rüzgar yönünün her iki tesisin emisyonlarını şehrin merkezine taşıması ve şehir planlamasındaki hatalar, yerleşim bölgelerindeki kirliliği uzaklaştırmada etkili olan hava kanallarının binalar nedeniyle kapatılmasına bağlı olarak gelişen hava kirliliği gösterilmektedir. Evlerde ısınmada kalitesiz fosil yakıtların kullanılması, Şehirde kuzey-doğu ve güney-batı yönlerinde bulunan ve şehirle içi içe geçmiş iki Oman Ürünleri tesisinden salınan partiküler maddelerin şehir merkezine doğru taşınması, salınan baca ve egzoz gazlarının vadi içerisinde birikmesi, çarpık ve plansız kentleşme nedeniyle şehir havasını temizleyecek hakim rüzgarların önünün yüksek yapılarla kapatılmış olması nedeniyle kış aylarında hava kirliliği daha çok görülmektedir (5) yılı sonu itibari ile Kastamonu İl Merkezindeki imarlı alanlarda bulunan yapıların%96 lık bölümüne doğalgaz şebekesi ulaşmış olmasına rağmen abone olmayan birim oranı %28 dir. Çoğunluğu şehir merkezinde bulunan bu birimlerde doğal gaz kullanımının sağlanması hava kalitesine önemli katkı sağlayacaktır. İkinci öncelikli çevre sorunları arasında yetersiz altyapı ve Atıksu arıtma tesisi eksikliği nedeniyle şehirlerden kaynaklı evsel atık su ve arıtması bulunmayan sanayi tesislerinden kaynaklı atık suların yüzeysel suların kirlenmesine yol açarak su kalitesini düşürmesi gösterilmektedir. Kastamonu şehir merkezinin atık su arıtma tesisinin bulunmadığı ve atık suların şehir merkezinden geçen karaçomak deresine arıtılmadan deşarj edildiği belirtilmektedir. Benzer durumun atık su arıtma tesisleri bulunmayan Abana, Azdavay, İnebolu ve Pınarbaşı İlçeleri içinde söz konusu olduğu ifade edilmektedir (5). 4. KAYNAKLAR 1. Bilgen, A.N Kastamonu Kınık kazısı metalürjik buluntuları. Anadolu Araştırmaları, 15: Tarihi ile Kastamonu. Erişim: İbret B.Ü ve Aydınözü D Şehirleşmede Yanlış Yer Seçiminin Hava Kirliliği Üzerine Olan Etkisine Bir Örnek: Kastamonu Şehri. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Coğrafya Dergisi. 8: Kastamonu şehir merkezi yerleşim Haritası. Erişim: Kastamonu İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2015 yılı Çalışma Raporu. raporu.pdf, Erişim: Davis PH (ed.) ( ). Flora of Turkey and the East Aegean Islands, Vols Edinburgh: Edinburgh University Press. 7. Kastamonu bitki listesi, TÜBİVES, Erişim:

19 DAVETLİ KONUŞMALAR/AEROBİYOLOJİ ve ÇEVRE OTURUMU 8. Çiçek, E Bir Doğa Harikası Kızılcasu (Kastamonu ) Florası ve Tali Türlerimiz 1.Ulusal Ormancılık Kongresi, Türkiye Ormancılar Derneği, 21-55, Ankara 9. Demirbaş, M Küre Dağları Milli Parkı Armutluçayır Bölgesi Florası, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Demirörs, M Saka Dağı Florası, Doktora Tezi, Y.Ö.K, Enez, Z Kastamonu Germeçtepe Barajının Çevresinin Florası, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ketenoğlu, O. ve Güney, K Batı Küre Dağları (Kastamonu-İnebolu-Cide) Florasına Katkılar, Ot Sistematik Botanik Dergisi, 4(2), Öner, N. and Abay, G Contributions to The Flora of Yenice Forests (Ilgaz / Çankırı), Gazi Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 5 (2) 14. Sakallıoğlu, H Karaçomak Barajı (Kastamonu) ve Civarı Florası, Ormancılık Araştırma Dergisi, 29(57), Tekdemir, R Ilgaz Dağı Büyük Hacet Yüksek Dağ Florası,Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Uzunoğlu, Y Ilgaz Dağı Küçük Hacet Yüksek Dağ Florası, Yüksek lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Güney K, Bani B Kastamonu İli Biyoçeşitlilik Ara Raporu. 18. Kastamonu İli 2015 yılı Çevre Durum Raporu. Kastamonu Çeter T Kastamonu İli (Merkez) Atmosferik Polen Ve Sporlari Ve Bunlarin Meteorolojik Faktörlerle Değişimi (Ocak Aralik 2007). Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Ankara. 20. Akman, Y İklim ve Biyoiklim, Palme Yayın Dağıtım, Ankara 21. Çeter T., PinarN.M., Güney K., Yildiz A., Aşcı B., Smith M A 2-year aeropalynological survey of allergenic pollen in the atmosphere of Kastamonu, Turkey. Aerobiologia 28 (3), Akata I Ilgaz Dağı Milli Parkı ve yakın çevresinin makrofungus florası. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Ankara. 23. Erdoğdu M Kastamonu Küre Dağları Milli Parkı orman ağaç ve çalılarının mikrofungusları. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Ankara. 19

20 DAVETLİ KONUŞMALAR/PALİNOLOJİ OTURUMU Melisopalinolojinin Dünü, Bugünü ve Yarını Kadriye Sorkun 1,2, 1 Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Beytepe-Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Bal, bitkilerin nektarının ya da canlı kısımlarının salgılarının veya canlı kısımlarının üzerinde beslenen bazı böceklerin salgılarının, bal arıları tarafından toplanarak, kendine özgü spesifik maddelerle karıştırılıp, dehidre edilip, olgunlaşması için peteğe bırakılan, doğal tatlı bir maddedir. Melitopalinoloji palinolojinin bir dalı olup, balın botanik kökeninin incelemektedir. Melitopalinolojinin temeli olan, balda polen analiziyle ilgili ilk çalışma Pfister tarafından 1895 yılında yapılmıştır. Sonraki yıllarda da çok sayıda araştırmacı bu konuda çeşitli çalışmalar yapmıştır. Türkiye ballarının melitopalinolojik analizi ise ilk kez 1976 yılında Abdul Muheiman Qustiani tarafından doktora tezi olarak çalışılmıştır. Türk araştırmacılar tarafından ise balda polen analizi ilk defa yılları arasında Sorkun ve İnceoğlu tarafından yapılmış olup bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. Nektar az ya da çok miktarda polen içermektedir ve bu polenler uygun metotlarla çökelti haline getirilen baldan hazırlanan preparatlarda, mikroskop altında gözlenebilmektedir. Baldaki polenlerin tanımlanması balın çeşidinin ortaya konması bakımından önemlidir. Melitopalinolojik analizler sayesinde balın çiçek balı ya da salgı balı olup olmadığı, çiçek balı ise hangi tipte olduğu (üçgül, ormangülü, kestane, karışık çiçek vb.) belirlenebilmektedir. Balda bulunan polenlerin tanımlanması balın toplandığı bölgenin florası hakkında bilgi vermekle birlikte, balın coğrafi işaret almasında da önem teşkil etmektedir. Anahtar Kelimeler: Bal, Melitopalinoloji, Polen 20

21 DAVETLİ KONUŞMALAR/PALİNOLOJİ OTURUMU Adli Palinoloji Cahit DOĞAN Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Beytepe-Ankara-Türkiye E-posta: Adli vakalarda, polen, spor ve palinomorfların kullanılarak olayların nerede ve ne zaman meydana geldiğini açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır. Bu incelemeler; uyuşturucu, duvar, dam, tel örgüler, bal ve diğer yiyecekler, saman, halı, mobilya döşemeleri, mide, barsak, kadavra (solunum yolları, saçlar, el, ayak tırnakları ve deri), el aletleri (çatal, kaşık, kürek, tırmık, çapa vs.), elbise, kürk, ayakkabı, taşıtlar veya toprakla temas halinde olan herhangi bir nesne üzerinde yapılmaktadır. Suç ve suçlularla yapılan mücadelede, soruşturmanın en önemli ve teknik kısmını olay yeri inceleme çalışmaları oluşturmaktadır. Olay yerinden elde edilen deliller olayın çözülmesinde ve hukuk sisteminin doğru işlemesinde oldukça önemlidir. Günümüzde olayın çözümünü çok yönlü olarak desteklemesi için olay yerinden çok sayıda ve farklı tipte deliller toplanmaktadır Palinolojinin adli olaylarda ilk kez kullanımı 1950 li yıllara dayanmaktadır. Bu yıllarda suçluların palinolojik delilleri yok edebileceği düşünülerek medyadan uzun süre saklanmıştır. Daha sonra yapılan çalışmalarda, palinolojik delillerin yüksek sıcaklıklara (+400 ºC), bilinen en kuvvetli asitlere, mantar ve bakteri faaliyetlerine karşı son derece dayanıklı olduğu, ayrıca kolayca yok edilemeyeceği tespit edildikten sonra ilk defa 1959 yılında İsveç ve Avusturya da görülen iki farklı davada kullanılmış ve resmi kayıtlara geçmiştir. Anahtar kelimeler: Adli bilim, Adli palinoloji, Polen, Spor, Çevre analizi 21

22 DAVETLİ KONUŞMALAR/PALİNOLOJİ OTURUMU Forensic Palynology Cahit DOĞAN Hacettepe University Faculty of Science Department of Biology, Beytepe-Ankara-Turkey Forensic science is a discipline that clarifies where and when cases take place by using pollen, spore and palinomorphs. These examinations are done on narcotic, wall, roof, fences, honey and other foods, straw, carpet, upholstery of furnitures, stomach, bowel, cadaver (respiratory tract, hair, finger nails, toenails and skin), clothes, fur, shoes and any other object that is in contact with soil. In the fight against crime and criminals, the most important and technical element of investigations are crime scene and study of examination. The evidence obtained from the crime scene is precisely significant due to the correct functioning of the legal system and dissolving the event. Nowadays, numerous and diverse evidence is collected from the crime scenes owing to supporting the solution of the cases in multiple ways. The first usage of palynology in forensic cases is based on 1950s. In these years, it was hidden from the media because of the thought that criminals could exterminate the evidence. In subsequent studies, after that, it was determined that palynological evidence is immensely resistant to high temperatures (+400 ºC), strongest acids, fungus, bacterial activity and it can t be damaged effortlessly; it was used in two different cases in Swedish and Austria and recorded. Keywords: Forensic science, Forensic palynology, Pollen, Spores, Environmental analysis 22

23 DAVETLİ KONUŞMALAR/PALİNOLOJİ OTURUMU Kuzey ve İç Anadolu Bölgesindeki Aeroalerjen Dağılımı Şenol Alan 1, Tuğba Sarışahin 1,Aydan Acar Şahin 2, Murat Derendeli 1, Ayşe Kaplan 1, Nur Münevver Pınar 2 1 Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Zonguldak 2 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara Özet: Moleküler biyolojik tekniklerin yaygınlaşması ile beraber, Aerobiyolojik çalışmaların da yönü atmosferdeki alerjenlerin belirlenmesi yönüne doğru kaymaya başlamıştır. Avrupa da MONALISA projesi ile beraber başlayan aeroalerjen izlenmesi çalışmaları, ardında gelen HIALINE projesi ile daha da merhabayaygınlaşmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda atmosferde polen başına düşen alerjen miktarlarının ülkelere göre oldukça değişkenlik gösterdiği belirlenmiştir. Ülkemizden de HIALINE projesine Uludağ Üniversitesi gönüllü üye olarak katılmıştır. Bu çalışmaların ardından, Ülkemizde Ankara ve Zonguldak illerinin atmosferik alerjenlerine yönelik çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma sonucunda atmosferik polen yükünün alerjen yükünü ifade etmediği ve özellikle Zonguldak gibi kıyı bölgelerinde ise denize doğru esen karasal rüzgarların alerjenleri denize doğru kaydırma etkisi olduğu görülmektedir. Abstract: By widespreading use of molecular biological techniques, direction of aerobiological studies shifts to determine allergens in the atmosphere. Monitoring of aeroallergen becomes common with Coriolis project and its successor HIALINE in Europe. It has found that allergen levels per pollen grain could have changed among the countries. In the name of Turkey, Uludağ University contributed to HIALINE project. A study about atmospheric allergens in Ankara and Zonguldak was carried out, after this project. In the result of this study, it is found that pollen load doesn t represent allergen load and there is a drifting effect of terrestial winds that comes from land to the sea, especially in the seaside such as Zonguldak. 23

24 DAVETLİ KONUŞMALAR/PALİNOLOJİ OTURUMU Arı Ürünleri ve Alerji Sibel SİLİCİ Erciyes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü, 38039, Kayseri Bal arısı ürünleri bal, arı sütü, propolis, arı poleni ve arı zehridir. Bal ve bal içeren tüketiminden sonra görülen alerjik semptomlar oral mukozdaki kaşıntıdan çeşitli sistemik semptomlar ve anafilaktik şoka kadar değişiklik gösterir. Balın doğal kaynağı nektar ve salgıdır. Bunların toplanması sırasında bu ham materyallere polen karışır. On gram bal polen taneciği içerir ve balın işlenmesi sırasında polenin alerjenik özelliği sabit kalır. Kovanda bu ham materyaller bal arıları tarafından tükürük ve baş kısmında yer alan faringeal salgı bezlerinden gelen enzimce zengin sekresyonlar eklenerek olgunlaştırılır. Ek olarak, bitki özsuyu emen böceklerin bir ürünü olan salgı balı da bu böceklerin salgı bezlerinden türevlenmektedir. Balda bulunan arı vücudu komponentleri, küf sporları, algler ve diğer organik atıklar teorik olarak bala alerjik hastalarda alerjik reaksiyonlara aracılık eder. Reçineli bir kovan ürünü olan propolis çok sayıda alerjik kontak dermatit vakasına sebep olsa da bala alerjik kişilerde önemi yoktur, çünkü propolisin temel alerij komponetnleri olan kafeik asit esterleri balda tanımlanmamıştır. Önceleri sadece arıcılarda gözlenen propolis alerjisi günümüzde propolisin kullanıldığı biokozmetikleri kullanan ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanan bireylerde görülebilmektedir. Pratik olarak tüm flavonoid aglikonlar ve propoliste bulunan kavak ağacı sekreyonuna benzer fenoliklerin çoğu propolise hipersensitiviteden sorumlu tutulmaktadır. Zar kanatlı böceklerin zehrinden kaynaklanan alerjinin teşhisi çoğunlukla anafilaktik sokma reaksiyonu, pozitif deri testi sonuçları ve /yada bal arısı zehri için spesifik IgE hikayesine dayanmaktadır. En iyi karakterize edilen bal arısı zehri (orta yada çok oranda) alerjenleri; phospholipase A 2 (Api m 1), hyaluronidase (Api m 2), ve temel peptid melittin (Api m 4) dir. Yakın zamanda daha düşük oranda bulunan ilave bal arısı zehri alerjenleri klonlanmış ve karakterize edilmiştir; asit phosphatase (Api m 3), dipeptidylpeptidase IV (Api m 5), Api m 6, major arı sütü ptoteinleri 8 and 9 (Api m ile Api m ), icarapin (Api m 10) ve vitellogenin (Api m 12) dir. Arı zehrinin vazoaktif ve nörotoksik bileşenleri nedeniyle bir bal arısı tarafından sokulan çoğu insan kızarıklık, şişlik, duyarlılık ve sokulan bölgede ağrı gibi local reaksiyonlar göstermektedir. Populasyonun büyük kısmı tip 1 hipersensivite reaksiyonu göstermekte ve derinin ödematik şişliğinden hayatı tehlikeye sokan sistemik anafilaktik şoka kadar gitmektedir. Hipersensivite reaksiyonlarından sorumlu alerjenler Allergen Nomenclature Sub-Committee of the International Union of Immunology Societies (IUIS) ( tarafından listelenmiştir. Bu listed beş arı zehri alerjeni bulunmaktadır; Api m 1 (phospholipase A2; PLA2), Api m 2 (hyaluronidase), Api m 4 (melittin), Api m 6 ve Api m 7 (CUB serine protease). Bundan başka kraliçe arının temel besin kaynağı olan arı sütü işçi arıların hipofaringeal ve mandibular bezlerinden salgılanmaktadır. Arı sütü bağışıklık sistemini güçlendirici aktiviteye sahiptir. Bununla birlikte arı sütü tüketimi konta dermatit, akut astım, anafilaksis ve ölümle ilişkilendiirlebilmektedir. Arı sütüne pozitif deri testelerinin yüksek pravalansı çok miktarda arı sütü tüketen ülkelerdeki atopic populasyonlarda rapor edilmiştir. 24

25 DAVETLİ KONUŞMALAR/PALİNOLOJİ OTURUMU Honeybee Products and Allergy Sibel SİLİCİ Erciyes University, Faculty of Agriculture, Department of Biotechnology, 38039, Kayseri Honeybee products are honey, royal jelly, propolis, bee pollen and bee venom. Allergic symptoms after ingestion of honey or honey-containing products are ranging from itching in the oral mucosa to severe systemic symptoms to anaphylactic shock. The natural sources of honey are nectar and honeydew. During collection, grains of pollen are admixed to this raw material. Ten grams of honey contains 20 to 100,000 grains of pollen, which retain their allergenic properties during the honey-making process. In the beehive, this raw material is further processed to mature honey by the bees, during which enzyme-rich secretions from salivary and pharyngeal glands, which are mainly located in the bees heads, are added. In addition, honeydew, a product of sap-sucking insects, also contains enzymes that are derived from the salivary glands and bowels of these insects. Bee body components, mold spores, algae, and other organic debris may be found in honey and could theoretically mediate allergic reactions in patients allergic to honey. Propolis, a resinous beehive product, although the cause of an increasing number of cases of allergic contact dermatitis, apparently is of no importance for persons allergic to honey because caffeic acid esters, its main allergic components, have not been identified in honey. Formerly only observed in beekeepers, propolis allergy today is mainly seen in individuals who use propolis in bio-cosmetics and self treatment of various diseases. As practically all flavonoid aglycones and most of the other phenolics present in propolis are identical with the bud secretion of poplars, evidence is given that the poplar bud constituents are responsible for propolis hypersensitivity. Diagnosis of Hymenoptera venom allergy is commonly based on a history of anaphylactic sting reactions, positive skin test results, and/or detection of specific IgE to venom of honeybee. The best characterized HBV allergens are phospholipase A 2 (Api m 1), hyaluronidase (Api m 2), and the basic peptide melittin (Api m 4), which all constitute medium- to high-abundance proteins. More recently, additional HBV allergens of lower abundance have been cloned and characterized, such as acid phosphatase (Api m 3), dipeptidylpeptidase IV (Api m 5), Api m 6, major royal jelly proteins 8 and 9 (Api m and Api m ), icarapin (Api m 10), and vitellogenin (Api m 12). Due to vasoactive and neurotoxic components of the venom, most people that are stung by a honeybee experience a local reaction consisting of redness, swelling, tenderness and pain at the site of the sting. A large percentage of the general population (20.7%) develops a hypersensitivity reaction of type 1, and sensitization may result in a broad range of clinical signs, going from a local oedematic swelling of the skin up to a life threatening systemic anaphylactic shock. The allergens responsible for these hypersensitivity reactions are listed by the Allergen Nomenclature Sub-Committee of the International Union of Immunology Societies (IUIS) ( At present, five bee venom allergens can be found on this list: Api m 1 (phospholipase A2; PLA2), Api m 2 (hyaluronidase), Api m 4 (melittin), Api m 6 and Api m 7 (CUB serine protease). Moreover Royal jelly, the principal food source of the queen honeybee, is produced by the hypopharingeal and mandibular glands of worker honeybees. RJ was shown to have various immunopotentiating activities. However, royal jelly consumption has been linked with contact dermatitis, acute asthma, anaphylaxis and death. High prevalence of positive skin tests to royal jelly has also been reported among atopic populations in countries with a high rate of royal jelly consumptio 25

26 DAVETLİ KONUŞMALAR/PALİNOLOJİ OTURUMU Alerji ve Alergenler Nedir? Prof. Dr. Feyzullah ÇETİNKAYA Giriş: Alerjiyi, alerjen adı verilen ve normalde zararsız olması beklenen bir maddeye karşı oluşan immün yanıtla ortaya çıkan hastalık durumudur. İmmün sisteme etkisi sebebiyle alerjen de bir antijendir. Alerjiye aşırıduyarlılık da denir. Oluş mekanizması şekil 1' de özetlenmiştir. Şekil 1. Alerjik reaksiyonların oluş mekanizması En sık alerji yapan maddeler 1.Besinler 2.Ev tozu akarları 3. Polenler 4.Böcekler 5.İlaçlar 6.Kürklü hayvanların tüyleri ve deri döküntüleri 7.Mantarlar 1.Besinler Alerjiye yol açan en önemli besinler ve bunların majör proteinleri şunlardır: İnek sütü: Kazeinler, b-laktoglobülin, a-laktalbümin Yumurta: Ovomukoid, Ovalbümin,Ovotransferrin Yer fıstığı: Visilin, Konglutin, Glisinin Soya: Visilin, Konglisinin Balık: Parvalbümin Karides: Tropomyosin Ceviz: 2S albümin Pirinç-Buğday-Arpa: a-amilaz inhibitörü Kereviz-Elma: Patogenezle ilgili protein, Profilin 2.Ev tozu akarları 26

27 DAVETLİ KONUŞMALAR/ALERJİ OTURUMU Ev tozu akarları veya mite adı verilen canlılar yaklaşık olarak milimetrenin üçte biri büyüklüğünde olan bir tür böcektir. Çok sayıda türü olan bu böcekler esas olarak ev ve ambar gibi yerlerde yaşarlar ve insanların ya da diğer canlıların deri döküntüleri ile beslenirler. Bazı iklim koşulları akarların çoğalmasını ve yaşamasını kolaylaştırır. Bunların başında sıcaklığın C 0 ve nemin % 70 civarında olması gelir. Havanın soğuk ve nem oranının % 45 in altına indiği durumlarda akarların yaşaması zorlaşmaktadır. Özellikle sıcak ve doğal yollarla iyi havalanmayan evler akarların çoğalmasını ve yaşamasını kolaylaştırmaktadır. Evlerdeki yün ve tüy yataklar, halılar ve döşemeli mobilyalar akarların en çok bulundukları ortamlardır. 3.Alerjik reaksiyona en sık yol açan polenler Ağaçlar: Huş, Kızılağaç, Sedir, Fındık, Söğüt, Çınar, Zeytin ve Gürgen Çimenler: Ayrık otu, Bermuda çimeni, İngiliz çimeni, çayır kelp kuyruğu, domuz ayrığı Yabani otlar: Tatlı ilkbahar otu, ısırgan, pelin, kuzukulağı, kazayağı, yapışkan otu 4.Alerjik reaksiyona yol açan böcekler Apid ler : Honeybee (Bal arısı), Bumblebee (Domdom arısı, tüylü arı) Vespid ler : Yellow jacket (Eşek Arısı), Hornet (Büyük Eşek Arısı), Paper wasp (Sarıca Arı) Formicid ler: Fire ant (Ateş Karıncası), Harvester ant(hasat karıncası) 5.En sık alerji yapan ilaçlar Antibiyotikler:Özellikle beta-laktam antibiyotikler (penisilin ve benzerleri) Radyokontrast maddeler Aspirin ve diğer steroid dışı anti- inflamatuvarlar İnsülin Biyolojik ajanlar İV sıvılar ve kan ürünleri 6.Kürklü hayvan alerjenleri Bu alerjenler arasında ilk üç sırayı kedi, kopek ve at alerjenleri alır. Bu alerjenlere duyarlı bireylerde özellikle astım ve alerjik nezle belirtileri gelişir. Bunlardan birine duyarlılık gelişen birylerin %60-70 inde diğer bir kürklü hayvana da çapraz duralılık gelişir. Kedi tüyü alerjenleri arasında en önemlisi Fel d 1 dir. Köpek tüyü alerjleri arasında en önemlisi Can f1 dir. At tüyü alerjenleri arasında en önemlisi Equ c 1 dir. 7.Mantarlar Aspergillus türleri, Penisilium türleri, Maya mantarları, Kladosporium türleri, Alternaria. What are allergy and allergens? Abstract Allergy, allergenic and normally called the immune response caused disease condition that occurs to a substance expected to be harmless. Due to the effect of the allergen is an antigen that the immune system. Allergy to "hypersensitivity" is also called. The mechanism is summarized in figure 1. The most common allergens are: Foods:Milk, egg, nuts, sesema, legumes etc. House dust mites: Such as Dermatophagoides pteronyssinus, Dermatophagoides farinae Pollens: Trees, grasses and weeds Insects: Bees, ants Drugs: Antibiotics, insulin, Hair and danders of the pets: Cats, dogs, horses Molds: Cladosporium, Aspergillus, Alternaria etc 27

28 DAVETLİ KONUŞMALAR/ALERJİ OTURUMU Alerjik Hastalıklara Genel Bakış Prof. Dr. Reha CENGİZLİER Turkiye Astım Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Alerjik hastalıklar, genetik yatkınlık üzerine çevresel faktörlerin de etkisiyle her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalık grubudur. Hedef organa göre değişik klinik seyir gösterebilir. Deri, Göz, kulak-burun-boğaz, solunum sistemi, sindirim sistemi hedef organ olabilir. Herhangi birinde başlayıp diğerlerine dönebilir veya birlikte görülebilirler. En sık karşılaşılanları; astım, alerjik rinit, atopik dermatit besin alerjisidir. En korkulan tablo; hayatı tehdit eden anafilaksidir. Atopik dermatit ve besin alerjisi erken bebeklikte daha ön sırada iken, okul öncesi ve okul döneminde alerjik rinit ve astım % 25 e varan sıklıkta görülür. Her ülkede her bir hastalığın prevalansı farklıdır. Yapılan araştırmalar, alerjik hastalıkların prevalansında artış göstermektedir. Bu durum ülkemizde de geçerlidir. Astım tetikleyicileri arasında enfeksiyonlar ve alerjenler başta gelir. Oluşmasında ise aile öyküsü, şehir yaşamı, doğum şekli gibi çok farklı etkenler rol oynar. Özellikle enfeksiyonların astım gelişimindeki rolü tartışmalıdır. Kolaylaştırıcı veya engelleyici olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Tedavide; kesin tanı, hastalığın şiddet derecesi önemlidir. Saptanan alerjenden sakınma, tedavi ve korunma amaçlı ilaçlar, rahatlatıcı ilaçlar ve uygun hastalarda aşı tedavisi kullanılır. Allerjik rinit; en yaygın kronik hastalıklardan biridir. Değişik şiddetlerde, yıl boyu veya mevsimsel belirtilerle seyreder. Ağır vakalarda immünoterapi yararlı olabilir. Atopik dermatit; çocukluk çağının en sık görülen deri hastalığıdır. Tedavide temel; cildi nemli tutmak, alerjen ve irritanlardan sakınmak, kortizon- kalsinörin inhibitörü gibi topikal antiinflamatuvar kullanımıdır. Besin alerjisi; bebeklik döneminin en önemli alerjik sorunlarındandır. IgE aracılı olan ve olmayan şekilleri vardır. IgE aracılı olanlar erken yaşlarda daha çok deri bulguları ile seyrederken diğerlerinde sindirim sistemi bulguları öne çıkar. KAYNAKLAR 1- Çocukluk çağında Alerji Astım İmmünoloji. (Ed:Prof.Dr.Bülent Enis Şekerel). Ada Basın Yayın Ltd.Şti Middleton s allergy Principles and Practice, Saunders Vol2. (Eds:Adkinson Jr.NF, Bochner BS, Burks AW, Busse WW, Holgate ST, Lemanske RF, O hehir RE Global Initiative for Asthma (GINA): Global strategy for asthma management and prevention ( 28

29 DAVETLİ KONUŞMALAR/ALERJİ OTURUMU An Overview to Allergic Diseases Prof. Dr. Reha CENGİZLİER Allergic diseases are seen in all age groups under the effect of genetical and enviromental factors. They have various clinical courses due to target organs like skin, eye, ear, nose, throat, respiratory and gastrointestinal system. The diseases can be seen in one,turn to the other or can be seen in all organs. The common of allergic disease are asthma, allergic rhinitis, atopic dermatitis and food allergy. Anaphylaxis is the most tragic and life threatening allergic reaction. Atopic dermatitis and food allergy are mostly seen in infancy while allergic rhinitis and asthma in school age with the rate of 25%. The prevalance of each disease is different in every country and seem to be increased as in our country. Infections and allergenes are the most frequently triggers of asthma. Although prohibitive effects of infections were shown in some of the studies. Various factors like family history, urban life, delivery type play a role on the development of the disease. Precise diagnosis and severity of the disease are important in the treatment. Avoidance of determined allergen, therapeutic and preventive drugs, and immunotherapy in some patients are the ways of the treatment of asthma. Allergic rhinitis is the most common chronical disease, that can be seen perennial or seasonal and immunotherapy is used fort he treatment of some cases. Atopic dermatitis is the most common skin problem in childhood. Moisturizing of the skin, avoidance of the allergens, topical usage of the corticosteroid or calcineurin inhibitors are the basic ways of the treatment. Two types of the food allergy is the most important allergic problem of the infancy. Skin lesions are seen in IgE related ones while gastrointestinal problems in non-ige types. REFERENCES 1- Çocukluk çağında Alerji Astım İmmünoloji. (Ed:Prof.Dr.Bülent Enis Şekerel). Ada Basın Yayın Ltd.Şti Middleton s allergy Principles and Practice, Saunders Vol2. (Eds:Adkinson Jr.NF, Bochner BS, Burks AW, Busse WW, Holgate ST, Lemanske RF, O hehir RE Global Initiative for Asthma (GINA): Global strategy for asthma management and prevention ( 29

30 DAVETLİ KONUŞMALAR/ALERJİ OTURUMU Allerjik Hastalıkların Güncel Tedavisi Prof. Dr.Zeynep Mısırlıgil Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji ve Allerji Hast.BD Hastanın hastalığı ile ilgili olarak eğitimine mutlaka zaman verilmelidir. Allerjik hastalıkların tedavisinde temel prensip sorumlu etkenin ortadan kaldırılmasıdır. Yapılamadığı durumlarda, çevresel alerjen yükünün azaltılmasına yönelik korunma yöntemleri hastaya anlatılarak uygulamaları sağlanır. Sekonder Korunma kapsamında hastalıktan sorumlu farklı allerjen grupları için değişik korunma önlemleri tanımlanmıştır. Duyarlanmanın ve allerjik hastalıkların oluşumunu önlemeye yönelik öneriler Primer Korunma olarak değerlendirilir. Yüksek riskli bebeklerde, besin allerjenlerine karşı önlemlerle çevresel allerjen kontrolünü içeren kombine stratejiler ile astım ve allerjik hastalıkların azaltılabildiğine dair veriler vardır. İlk 4-6 ay anne sütünün verilmesi besin allerjisi riskini azaltıyor. Laktasyon ve gebelik sırasında allerjenik besin kısıtlamasının allerji gelişimi üzerine etkisi yoktur. Hidrolize mamaların ilk 4 ayda yüksek riskli bebeklerde koruduğu gösterilmiştir. Solid gıdaların 4. aydan daha da geç verilmesinin allerji gelişimi üzerine koruyucu etkisi olmadığı bildirilmiştir. Probiotikler atopik dermatite karşı koruyabilir, besin allerjisi, astım ve rinitte etkisi bilinmiyor. Bakteriyel ürünlerle ilgili yeterli kanıt yoktur. Daha kesin kanıtlar gelene kadar, gebelikte, süt verme döneminde, bebeklik ve çocukluk çağında atopiden korunma adına sadece sağlıklı, dengeli beslenme önerilmektedir. Oldukça etkin korunmaya yönelik önlemler hastalığın kontrol altına alınmasında her zaman yeterli olmayabilir ve görülen semptomları azaltmak veya geçirmek amacıyla ilaçlardan yararlanılır. İlaç tedavisi dışında immünoloji ve allerjik hastalıklar dalında uzmanlaşmış hekimlerin kararı ve takibi ile alerjen spesifik immünoterapi uygulanarak allerjinin doğal gidişi değiştirilmeye çalışılır. Çocuklarda rinitli hastalarda astım gelişimi ve yeni duyarlanmaların önlendiği gösterilmiştir. Bu tedavinin süresi 3-5 yıldır. Semptomların IgE aracılı olduğu tanı yöntemleri ile gösterilmiş olan hastalarda yapılır. Korunma ve ilaç tedavisine rağmen yakınmaları ağır olan orta-ağır allerjik rinitli, hafif-orta astımlı hastalarda polen, ev tozu akarları, kedi, köpek, alternaria, clodosporium,latex alerjenleri ile immünoterapi yapılabilir. Venom alerjisine bağlı anafilaksi dediğimiz sistemik allerjik şok geçiren hastalarda deri testi ve spesifik IgE değerleri ile reaksiyonun IgE aracılı olduğu kanıtlandıktan sonra uygulanan venom immünoterapisi ile çok iyi sonuç alınabilmektedir. Son yıllarda yeni ilaç molekülleri, rekombine aşılar üzerinde yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar ışığında, doğru tanı ve tedavi için allerjik rinit, astım, ürtiker,anafilaksi,immünoterapi tanı ve tedavi rehberleri güncellenmiştir. 30

31 SÖZLÜ BİLDİRİLER ORAL PRESENTATION 31

32 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ 32

33 S1: Aerobiyoloji ve Alerji/ Aerobiology and Allergy 33

34 S1-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ GÜNEYDOĞU ANADOLU DA (TÜRKİYE) CUPRESSACEAE POLENLERİNİN AEROBİYOLOJİK DİNAMİKLERİ Aycan TOSUNOĞLU Uludağ Üniversitesi, Fen&Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa/Türkiye Giriş: Cupressaceae polenleri Akdeniz havzası çevresinde kış polinosisinin sorumlusu olarak değerlendirilmekte olup çok sayıda allerjik hastanın bu polen tipine duyarlı oldukları bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı, Güneydoğu Anadolu (Doğu Akdeniz havzası-türkiye) da Cupressaceae familyası polenleri için Ana Polen Sezonu (MPS) ve süresinin, konsantrasyonların, max. günlük değerlerin, gün içi varyasyon ve pollinosis açısından riskli günlerin belirlenmesidir. Materyal & Metod: Aerobiyolojik çalışma senkronize olarak Güneydoğu Anadolu da 5 istasyonda (Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş, Mardin, Şanlıurfa) Hirst tipi örnekleyici (VPPS 2000) kullanılarak 2014 yılı boyunca gerçekleştirilmiştir. Veriler her gün için iki-saatlik olarak değerlendirilmiş ve m 3 havadaki polen miktarları hesaplanmıştır. Dominant polen tipleri için MPS peryodu Andersen metoduna göre hesaplanmış, gün içi değişimleri gösterebilmek için ise dört zaman basamağı kullanılmıştır. Bulgular ve Tartışma: Elde edilen verilere göre; Cupressaceae polenleri tüm istasyonlarda dominant olarak bulunmuştur. Atmosferde varlıklarını tüm istasyonlarda neredeyse tüm yıl boyunca sürdürmüşler ve özellikle kış ve erken ilkbahar aylarında (Şubat ve Mart) yüksek miktarlarda kaydedilmişlerdir. Cupressaceae familyasının MPS dönemi çoğunlukla Şubat ayını kapsamakta olup MPS süreleri farklı istasyonlarda 9 85 gün arasında bulunmuştur. Ayrıca gün içi varyasyona bakıldığında; familyaya ait polenlerin çoğunlukla sabah geç saatlerde gün ortasında yoğun miktarda atmosferde görüldükleri tespit edilmiştir. Güneydoğu Anadolu da Cupressaceae polenleri için pollinosis açısından riskli günler ve meteorolojik parametrelerin etkileri ile birlikte alternatif yaklaşımlar verilmiştir. Teşekkür: Bu çalışma TUBITAK (KBAG-212T135) tarafından desteklenmiştir. Anahtar kelimeler: Aerobiyoloji, Polen, Polinosis, Polinasyon, Anadolu, Türkiye 34

35 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-SB1 AEROBIOLOGICAL DYNAMICS OF CUPRESSACEAE POLLEN IN SOUTH-EAST ANATOLIA (TURKEY) Aycan TOSUNOGLU Uludag University, Science & Arts Faculty, Department of Biology, Bursa/TURKEY Introduction: Cupressaceae pollen is considered to be responsible for winter pollinosis around the Mediterranean basin and it is known that many allergenic patients are sensitive to this pollen type. The purpose of this study is to establish the Main Pollen Season (MPS); beginning, end and duration of the pollination; maximum daily concentrations; intra-diurnal concentrations variation and risk dates of pollinosis for Cupressaceae pollen in South- East Anatolia (East Mediterranean basin-turkey). Material & Method: The aerobiological study, performed during 2014 synchronously in 5 stations (Hatay, Osmaniye, Kahramanmaras, Mardin, Sanlıurfa) of SE Anatolia, used the volumetric Hirst type collector (Lanzoni VPPS 2000). Data analysed bi-hourly for each day and pollen amounts were converted into pollen grains per m 3 air. The MPS was calculated according to Andersen method and four time zone periods were used to show the intra-diurnal variations of pollen grains. Results and Discussion: The results indicate that, Cupressaceae pollen is pollen the predominant pollen type at all the stations. It is present in the air nearly all the year round, registering a higher incidence during the winter and early spring (February and March). MPS of Cupressaceae pollen mostly covered February and MPS duration varied between 9-85 days for different stations. Also, looking up to intra-diurnal variation, these pollen grains are in the atmosphere mostly on late morning - midday time. The day which pollen concentration exceed the threshold Cupressaceae pollen in South-East Anatolia and alternate approaches have given together with the effects of meteorological parameters. Acknowledgements: This study is supported by a TUBITAK project (KBAG-212T135). Keywords: Aerobiology, Pollen, Pollinosis, Pollination, Anatolia, Turkey 35

36 S1-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Kars, Ardahan, Ağrı ve Iğdır İllerinin 2015 Yılı Atmosferik Polen Çeşitliliği Salih AKPINAR 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1 1 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kars. Giriş: Türkiye atmosferinde alerjen polenlerin belirlenmesine yönelik çalışmalar 1963 yılında Burhan Aytuğ un İstanbul Belgrad ormanlarında gerçekleştirdiği araştırma ile başlamıştır (Aytuğ, 1973). O yıllardan günümüze Türkiye nin birçok bölgesinin atmosferik polenlerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Fakat doğu illerine ait çalışmalar çok eksik kalmıştır. Bu çalışmamızda Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı illerinin atmosferik polen çeşitliliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereçler ve Yöntemler: Kars, Ardahan, Ağrı ve Iğdır illeri atmosferinde 2015 yılı süresince volumetrik polen tuzağı (Lanzoni VPPS 2000) kullanılarak haftalık polen örnekleri elde edildi. Haftalık örnekler günlük preparatlara dönüştürülerek ışık mikroskobunda analizleri yapıldı. Elde edilen polen verileri saatlik, günlük ve aylık tablolara dönüştürüldü ve polen verilerinden Kars, Ardahan, Ağrı ve Iğdır İllerine ait polen takvimleri hazırlanmıştır. Bulgular: Polen analizi ile ilgili çalışılan illerden elde edilen polenlerin mikroskobik analizleri ve teşhisleri sonucunda 26 tanesi odunsu, 24 tanesi de otsu bitkilere ait olan toplam 50 bitki taksonu tespit edildi. Otsu bitkilerin çalışmanın yapıldığı Kars (%82.09), Ağrı (%76.48), Ardahan (%74.78) ve Iğdır (%63.93) illerinde en yoğun taksonlar olduğu tespit edildi. Kars ilinde bir yıllık (12 aylık) polen örnekleme süresince toplam polen tespit edildi. Otsu bitkilere ait taksonların toplam polenlerin %82.09 unu, odunsu bitkilerin ise %17.63 ünü oluşturduğu belirlendi. Otsu taksonların toplam polenler içerisindeki yoğunluğunun yüksek oluşunun Poaceae familyasından (%46.21) kaynaklandığı tespit edildi Kars ili atmosferinde otsu bitiklerden Poaceae (% polen), Artemisia sp. (% polen), Urtica sp. (% polen), Chenopodiaceae/ Amarantaceae (% polen), Rumex sp. (% polen), Boraginaceae (% polen) ve Plantago sp. (% polen), Apiaceae (% polen), Lamiaceae (% polen), Fabaceae (% polen) ve odunsu bitkilerden Cupressaceae/Taxaceae (% polen), Pinus sp. (% polen), Betula sp. (% polen), Cedrus sp. (% polen), Quercus sp. (% polen) ve Salix sp. (% polen)polenlerinin en yoğun olduğu saptandı.ardahan ilinden elde edilen toplam polen miktarının polen olduğu ve otsu bitkilerin (%74.78) daha yoğun oldukları tespit edildi. En yoğun osu bitki taksonunun 6992 (polen) adet polenle Poaceae familyasına (%30.20) ait olduğu saptandı. Ardahan ilinin otsu bitiklerden Poaceae (% polen), Urtica sp. (% polen) Boraginaceae (%7, polen), Arthemisia sp. (% polen) Rumex sp. (% polen), Apiaceae (% polen) ve odunsu bitkilerden Pinus sp. (% polen), Cedrus sp. (% polen), Betula sp. (% polen), Populus sp. (% polen), Salix sp. (% polen) bitki türlerinin en yoğun olduğu tespit edildi.iğdır ili atmosferinde çalışma süresince toplam polen tespit edildi Elde edilen polenlerin %63.93 ünü otsu bitkilere ait taksonlar oluşturduğu, Poaceae familyasına ait bitkilerin ise otsu bitkiler içerisinde toplam polenlerin %29.78 ini oluşturduğu belirlendi. Iğdır ili atmosferinde otsu bitiklerden Poaceae (% polen), Chenopodiaceae/Amaranthaceae (% polen), Urtica sp. (% polen), Arthemisia sp. (% polen), Plantago sp. (% polen), Xanthium sp. (% polen), Rumex sp. (% polen), Caryophyllaceae (% polen) ve Boraginaceae (% polen) en yoğun taksonlar olarak belirlendi. Odunsu bitkilerden ise Morus sp. (% polen), Populus sp. (% polen), Ulmus sp. (% polen), Salix sp. (% polen), Cupressaceae/Taxaceae (% polen/), Cedrus sp. (% polen), Ligustrum sp. (% polen) ve Fraxinus sp. (% polen) en yoğun gözlenen taksonlar olduğu tespit edildi.ağrı ili atmosferinde yapılan polen örneklemelerinde toplam polen tespit edildi. Elde edilen polenlerin %76.48 ini otsu bitkilerin oluşturduğu ve en yoğun otsu taksonun Poaceae (%42.28) familyasına ait bitkilerin teşkil ettiği saptandı. Ağrı ili atmosferinde en yoğun tespit edilen taksonların Poaceae, (% polen), Humulus sp., (% polen), Plantago sp. (% polen), Urtica sp., (% polen), Betula sp. (% polen), Salix sp. (% polen), Rumex sp. (% polen) Fraxinus sp. (% polen), Chenopodiaceae/Amaranthaceae (% polen) Cupressaceae/ Taxaceae (% polen), Boraginaceae (% polen), Ailanthus sp. (% polen), Carpinus sp. (% polen), Apiaceae (% polen) ve Artemisia sp. (% polen) olduğu saptandı. Sonuç ve Tartışma: Çalışmanın gerçekleştirildiği Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı illerinde alerjen polenlerin havada bulunduğu dönemler ve yoğunlukları belirlendi, sonuçlar hem alerji uzmanları hem de hastaların kendileri açısından büyük yarar sağlayacaktır. Hasta hangi polenden etkileniyorsa o polenin havada bulunduğu dönemlerde yaşantısını daha dikkatli sürdürecektir. Alerji uzmanları da havada bulunan polenlerin görülmeye başladığı, en yüksek yoğunluğa eriştiği ve sona erdiği dönemleri gösteren polen takvimleri sayesinde polenlerden kaynaklanan hastalıkların tanı ve tedavisinde daha başarılı olabilecektir. Anahtar Kelimeler: Kars, Ardahan, Ağrı ve Iğdır, Polen, Polen takvimi. Teşekkkür: Desteklerinden dolayı TÜBİTAK a teşekkür ederiz (KBAG 113Z

37 S1-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Atmospheric Pollen Diversity of Kars, Ardahan, Ağrı and Iğdır Provinces in 2015 Salih AKPINAR 1 Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1 1 Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. Introduction: The first study about determination of atmospheric pollen contents in Turkey was started in 1963 by Burhan Aytuğ who studied Belgrat Forest in İstanbul. Since then, many investigation has been carried out for determining of atmospheric pollens content in many regions of Turkey however some provinces located in East or North-East Anatolia regions haven t been completed yet. That is why, Pollen contents of Kars, Ardahan, Iğdır and Ağrı provinces were aimed to determine in this study. Material and Method: In this study, Lanzoni pollen traps (Lanzoni VPPS 2000) were used for the pollen sampling in the atmosphere of Kars, Ardahan, Ağrı and Iğdır provinces. Weekly pollen samplings were converted to daily pollen slides in the laboratory and examined under a light microscope. Hourly, daily and monthly charts and annually pollen calendar were prepared from pollen data of the these provinces. Results: As a result of microscopic analysis and determination of pollen taxa, total 50 plant taxa were determined of which 26 were belonged to arboreal and 24 were belonged to nonarboreal plants. Nonarboreal plants were found as dominant pollen produced taxa in Kars (82.09%), Ağrı (76.48%), Ardahan (74.78%) and Iğdır (63.93%).Total pollen were determined during the study period. It was found that the nonaroreal plant pollens were 82.09% and arboreal plant pollens were 17.63%. The highest levels of nonarboreal plant pollens was resulted from the Poaceae family (46.21%) throughout the year. Nonarboreal plants pollen in the atmosphere of Kars were listed as follows: Poaceae (46.21% 8855 polen), Artemisia sp. (10.30% 1973 polen), Urtica sp. (6.79% 1302 polen), Chenopodiaceae/Amarantaceae (4.57% 876 polen), Rumex sp. (2.51% 481 polen), Boraginaceae (2.20% 421 polen) ve Plantago sp. (1.76% 337 polen), Apiaceae (1.23% 236 polen), Lamiaceae (3.76% 419 polen) and Fabaceae (1.01% 194 polen). Arboreal plants pollen were also listed as follows: Cupressaceae/Taxaceae (2.76% 529 polen), Pinus sp. (1.90% 364 polen), Betula sp. (1.89% 363 polen), Cedrus sp. (1.74% 334 polen), Quercus sp. (1.24% 237 polen) and Salix sp. (1.10% 211 polen). In Ardahan atmosphere total pollen were obtained and nonarboreal plant pollen were seen dominant pollen producer (74.78%) during the study period. Poaceae (30.20%) family members were found as maximum pollen spreading taxa. Dominant nonorboreal plant taxa were listed as follows: Poaceae (30.20% 6992 polen), Urtica sp. (23.16% 5362 polen) Boraginaceae (7,00% 1621 polen), Arthemisia sp. (6.22% polen) Rumex sp. (3.04% 703 polen), Apiaceae (1.53% 355 polen). Aarboreal plant taxa were also listed as follows: Pinus sp. (8.26% 1913 polen), Cedrus sp. (5.78% 1338 polen), Betula sp. (3.37% 779 polen), Populus sp. (2.62% 607 polen), Salix sp. (1.25% 290 polen).besides in the atmosphere of Iğdır province total pollen were determined during It was found that the nonaroreal plant pollens were 63.93% The highest levels of nonarboreal plant pollens was resulted from the Poaceae family (29.78%) throughout the year. Nonarboreal plants pollen in the atmospher of Iğdır were listed as follows: Poaceae (% polen), Chenopodiaceae/ Amaranthaceae (17.46% 4472 polen), Urtica sp. (2.83% 724 polen), Arthemisia sp. (2.60% 667 polen), Plantago sp. (2.17% 556 polen), Xanthium sp. (1.65% 422 polen), Rumex sp. (1.25% 321 polen), Caryophyllaceae (1.10% 282 polen) and Boraginaceae (1.01% 258 polen). Arboreal plant taxa were also recorded as Morus sp. (16.44% 4211 polen), Populus sp. (5.04% 1290 polen), Ulmus sp. (2.92% 747 polen), Salix sp. (2.11% 540 polen), Cupressaceae/Taxaceae (1.69% 432 polen), Cedrus sp. (1.42% 363 polen), Ligustrum sp. (1.15% 294 polen) ve Fraxinus sp. (1.13% 290 polen).according to Ağrı atmospheric pollen record, total pollen was obtained during the study period. It was found that the nonaroreal plant pollens were 76.48% The highest levels of nonarboreal plant pollens was resulted from the Poaceae family (42.28%) throughout the year. Maximum Pollen spreading plants taxa in the atmosphere were listed as follows: Poaceae, (42.28% 6541 polen), Humulus sp., (7.12% 1102 polen), Plantago sp. (5.71% 884 polen), Urtica sp., (4.22% 653 polen), Betula sp. (4.21% 652 polen), Salix sp. (3.98% 615 polen), Rumex sp. (3.51% 543 polen) Fraxinus sp. (2.81% 434 polen), Chenopodiaceae/Amaranthaceae (2.79% 432 polen) Cupressaceae/ Taxaceae (2.42% 374 polen), Boraginaceae (2.09% 324 polen), Ailanthus sp. (1.81% 280 polen), Carpinus sp. (1.40% 217 polen), Apiaceae (1.32% 204 polen) and Artemisia sp. (1.20% 186 polen). Discussion and Conclusion: The the season of allerjen pollen and it s concentration in the atmosphers of Kars, Ardahan, Iğdır, and Ağrı provinces were determined in this study. This data will helpfull for both doctors and patient suffering from allergic disease. It will also helpful for exact diagnosis and the treathment of allergic disease by pollen calendars showing polliation periods of plants. Keywords: Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır, Pollen, Pollen calendar Acknowledgements: I would like to thank TUBITAK for its financial support (Project number KBAG 113Z649). 37

38 S1-SB3 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde Poaceae Polenlerinin 2015 Yılı Gün İçi Saatlik Değişimleri Mustafa Kemal ALTUNOĞLU Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. Giriş: Buğdaygiller olarak adladırılan Poaceae familyası yeryüzünde 668 cins ve 9500 kadar tür ihtiva eden, geniş yayılış alanına sahip, tek yıllık otsu veya çok yıllık odunsu bitkilerdir. Kozmopolit olan bu familya ülkemizde 142 cins ve 512 türle temsil edilmektedir. Poaceae familyasına ait bitkilerin polenlerine, polinasyon dönemlerinin uzun sürmelerinden dolayı atmosferde yıl boyunca rastlanılmaktadır. Allerjik Solunum yolu hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri olarak görülen Poaceae polenlerinin gün içi saatlik değişimlerinin belirlenmesi alerjik duyarlılığı olan bireylerin tanı ve tedavisinde kolaylık sağlamaktadır. Materyal ve Metod: Volumetrik polen tuzağı (Lanzoni VPPS 2000) ile 2015 yılı süresince çalışmanın yapıldığı illerde atmosferik polen örneklemeleri yapıldı. Wodehoues metodu ile elde edilen prepartlar ışık mikroskobunda incelendi. Elde edilen polen verileri saatlik, günlük ve aylık tablolara dönüştürüldü. Bulgular: Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yer alan bazı illerden elde edilen verilere göre Poaceae polen yoğunlukların Kars ta % (8855 polen/m 3 ), Ardahan da %30.20 (6992 polen/m 3 ), Iğdır da %29.78 (7627 polen/m 3 ) ve Ağrı da %42.28 (6541 polen/m 3 ) oranında tespit edildi. Bu illerde gözlenen en yüksek Poaceae polen yoğunluklarının Haziran ayında (Kars %31.77, Ardahan %19.05, Iğdır %10.25 ve Ağrı %23.14) olduğu belirlendi. Tartıma ve Sonuç: Poaceae polen konsantrasyonları incelendiğinde; gün içi saatlik polen değişimleri iller bazında şu şekilde değerlendirildi: Kars'ta Nisan, Mayıs ve Eylül aylarında öğle saatlerinde; Haziran'dan Ağustos'a kadar akşam saatlerinde en yüksek yoğunlukta bulundu. Ardahan'da Poaceae polen konsantrasyonu Nisan, Haziran ve Temmuz aylarında öğle saatlerinde; Mayıs ayında sabah saatlerinde en yüksek yoğunlukta tespit edildi. Iğdır'da en yüksek Poaceae polen seviyeleri Nisan'da sabah saatlerinde, Mayıs ve Ağustos'ta öğle saatlerinde, Haziran Temmuz ve Eylül aylarında akşam saatlerinde bulundu. Ağrı'da Nisan ve Ağustos'ta sabah saatlerinde, Mayıs'ta öğle saatlerinde ve Eylül'de akşam saatlerinde maksimum seviyelerde oldukları belirlendi. Anahtar Kelimeler: Gün içi polen değişimi, Poaceae, Polen Teşekkür: Desteklerinden dolayı TÜBİTAK a teşekkür ederiz (KBAG 113Z649). 38

39 S1-SB3 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Intradiurnal Variation of Poaceae Pollens in Northeast Anatolia, 2015 Mustafa Kemal ALTUNOĞLU * * Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. Introduction: Known as wheat, Poaceae family is annual herbaceous or perennial woody plants which are contained 669 genera and 9500 species and has a wide distribution in the world. This cosmopolitan family are represented by 142 genera and 512 species in Turkey. The pollen of plants belonging to Poaceae family are seen throughout the year in the atmosphere because of their long period of pollination. Determination of intradiurnal variation of Poaceae pollen, which are seen as one of the reasons of allergic respiratory diseases, is to facilitate the diagnosis and treatment of individuals with allergic sensitivity. Material and Method: In this study, atmospheric pollen sampling were carried out by using volumetric pollen traps (Lanzoni VPPS 2000) during the year 2015 in the studied provinces. The slides obtained by Wodehoues methods were examined by light microscopy. The obtained pollen data was converted to hourly, daily and monthly statements. Results: According to pollen data obtained from some provinces in Northeast Anatolia region, the atmospheric pollen concentration of Poaceae family were determined as 46.21% (8855 pollen/m 3 ) in Kars, 30.20% (6992 pollen/m 3 ) in Ardahan, % (7627 pollen/m 3 ) in Iğdır and 42.28% (6541 pollen/m 3 ) in Ağrı. The highest Poaceae pollen concentration were identified in June (31.77% in Kars, 19.05% in Ardahan, 10.25% in Iğdır and 23.14% in Ağrı). Discussion: When Poaceae pollen concentrations of the provinces were analyzed, it was evaluated that the intradiurnal maximum pollen concentrations were found as follow: at noon in April, May and September; in the evening from June to August in Kars. Poaceae pollen concentration were recorded as the maximum levels at noon in April, June and July; in the morning in May in Ardahan. The highest pollen levels were found in the morning in April, at noon in May and August, and in the evening in June, July and September in Iğdır. Maximum pollen levels of Poaceae family were determined in the morning in April and August, at noon in May, in the evening in September in Ağrı. Keywords: Intradiurnal pollen variation, Poaceae, Pollen Acknowledgements: I would like to thank TUBITAK for its financial support (Project number KBAG 113Z649). 39

40 S1-SB4 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Mardin in Atmosferik Polen Profili; 2014 Gülşah SAATÇIOĞLU 1, Aycan TOSUNOĞLU 2, *Semih BEKİL 2, Adem BIÇAKÇI 2 1 İnönü Üniveristesi, Battalgazi Meslek Yüksekokulu, Malatya 2 Uludağ Üniveristesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa bekilsemih@gmail.com Giriş: Atmosferik polenler doğal kaynaklardan temel alan solunum yolu allerjenlerindendir. Yeterli miktarda serbest kaldıklarında polinosis adı verilen alerjik tepkilere neden olabilmektedirler. Bu bitkilerin polenlerini ve çiçeklenme dönemlerini belirlemek, uzmanlar için faydalı olabilir. Bu çalışmanın amacı Mardin atmosferinde bulunan polenleri belirlemek, çiçeklenme dönemlerinin başlangıcı, süresi ve bitiş periyodunu belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Mardin ili atmosferik polenleri Lanzoni volümetrik cihaz (Lanzoni VPPS 2000) ile 2014 yılı boyunca örneklenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar günlük polen tanımlamalarına dayandırılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışma periyodu boyunca 43 taksona ait (tanımlanamayan polenler hariç) metreküp başına toplam 4456 polen kaydedilmiştir. Toplam polen sayısının % 3 ünden fazla olan dominant 8 takson toplam yüzdeleriyle birlikte Mardin ili için; Cupressaceae / Taxaceae (% 32,94), Poaceae (% 16,16), Platanus spp. (% 7,52), Chenopodiaceaae / Amaranthaceae (% 6,49), Morus sp. (% 4,52), Pinus sp. (% 4,28) Xanthium (% 3,52), Olea sp. (% 3,09), olarak belirlenmiştir. Polen konsantrasyonu, odunsu bitkilere ait yüksek polen sayısı varlığıyla, en yüksek oranda Mart ayında (% 31,68) kaydedilmiştir. Tartışma ve Sonuç: Bu çalışma allergologlar için polen allerjisi olan bireyler üzerinde doğru tanı yapabilmede faydalı olabilecektir. Teşekkür: Bu çalışma TÜBİTAK (Proje No: KBAG-212T135) tarafından desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Polen, pollinosis, polen konsantrasyonu, Mardin 40

41 S1-SB4 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Airborne Pollen Profile of Mardin; 2014 Gulsah SAATCİOGLU 1, Aycan TOSUNOGLU 2, Semih BEKİL 2, Adem BICAKCI 2 1 Battalgazi Vocational School, Inonu University, Malatya 2 Department of Biology, Faculty of Science and Arts, Uludag University, Bursa bekilsemih@gmail.com Objective: Airborne pollen grains are natural source related inhalant allergens. When released by the sources in sufficient amounts, allergic responses may lead to pollinosis. Determining the type and pollen season of these plants is useful for allergologists. The aims of this study are determining the beginning, course and the end of the pollen season and identifying the pollen types in the air of Mardin. Materials and Methods: Airborne pollen grains in Mardin were collected through the year 2014, by using Hirsttype volumetric polen trap (Lanzoni VPPS 2000). Diurnal results, based on the identification of pollen, was evaluated in this study. Results: 4456 pollen grains per cubic meter belonging to 43 taxa (excluding unidentified pollen grains) were recorded during the study period. 8 plant taxa take a place, which encountered up to 3% of the total and it can be reported that total percentages for these dominated pollen types in Mardin were; Cupressaceae / Taxaceae (32.94%), Poaceae (16.16%), Platanus spp. (7.52%), Chenopodiaceaae / Amaranthaceae (6.49%), Morus sp. (4.52%), Pinus sp. (4.28%) Xanthium (3.52%), Olea sp. (3.09%). The maximum pollen concentration recorded in March (31.68%), with a high prevalence of arboreal pollen grains. Discussion and Conclusion: This study may be useful for allergologists to establish an exact diagnosis for pollen sensitive individuals. Acknowledgements: This study was supported financially by TUBITAK (Project No: KBAG-212T135). Key Words: Pollen, pollinosis, pollen concentration, Mardin 41

42 S1-SB5 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Doğal Aerobiyolojik Tuzaklar Olarak Örümcek Ağlarının İncelenmesi Zafer SANCAK 1, Elit ÖZELÇAĞLAYAN 2, Sümeyye ŞENGÜL 2, Talip ÇETER 1 1 Kastamonu Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu 2 Kastamonu Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Genetik ve Biyomühendislik Bölümü, Kastamonu zsancak@kastamonu.edu.tr Giriş: Doğada her örümcek türü kendine özgü ve çeşitlikte ağ örmektedir. Ağlar örümceklerin abdomen uç kısmında yer alan 7 çeşit örü bezlerinden salınan ipliksi protein içerikli bir sıvıdır. Her iplik örümcek tarafından farklı amaçlar için yapılır. Yumurta keselerinin sarılması, kaçış ipliklerinin oluşturulması ve tuzak ağlar farklı farklı bezlerin karışımı ile oluşturulur. Düzgün dairesel şekiller ören örümceklerin ağları vejetasyon içerisinde gerilmiş iplik-tuzak şeklindedir. Özellikle tuzak ipler üzerinde belirli aralıklarla yapışkan sıvı damlacıkları yer alır. Ağ iplikleri üzerinde yer alan yapışkan sıvılı bölümler birçok canlıyı yakaladığı gibi hava ile taşınan birçok biyolojik partikülü de yakalamaktadır. Bu yönleriyle örümcek ağları doğada doğal polen ve spor tuzakları olarak görev yapmaktadır. Bu çalışmada, Kastamonu Üniversitesi kampüs alanındaki kısa vejetasyon içerisinde yayılış gösteren ve tuzak ağlar ören Araneus cinsi örümceklerin kurmuş olduğu ağlar üzerindeki polen ve spor çeşitliliğinin saptanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada Kastamonu Üniversitesi Kampüs alanındaki kısa vejetasyon içerisine tuzak ağ ören Araneus cinsi örümceklere ait ağlar toplanarak içerisinde % 70 alkol bulunan tüplere koyulmuştur. Birkaç 3-4 gün kadar oda sıcaklığında bekletilen tüpler ara ara çalkalanmıştır. Tüpler 10 dk vorteks ile çalkalandıktan sonra süzülmüştür. Örnekler 15 dk boyunca 5000 rpm devirde santrifüj edildikten sonra çökelen kısım lam üzerine alınarak yayma preparatlar safraninli-gliserin jelatin boyanarak mikroskobik inceleme için hazırlanmıştır. Hazırlanan preparatın tüm alanı taranarak içerisindeki biyolojik partikül çeşitliliği saptanmıştır. Sonuç ve Tartışma: İncelenen örümcek ağlarında çeşitli böcek parçaları, mantar hifleri ve bitki dokularının yanında çok sayıda Lactuca, Apiaceae, Brassicaceae, Asteraceae, Pinaceae, Fabaceae ve Gramineae ye ait polenler ile Cladosporium, Alternaria, Exosporium, Oidium, Aspergillus/Penicillium, Sordoria, Puccinia, Ascospor ve Ustilago taksonlarına ait mantar sporları tespit edilmiş ve sayımları yapılmıştır. Biyolojik partiküllerden en çok böcek kanadı, anteni, tüyleri ve bitki tüyleri görülürken polenlerden en çok Lactuca ve Apiaceae polenlerine mantar sporlarında ise Alternaria ve Cladosporium sporlarına rastlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Aerobiyolojik tuzak, Örümcek ağları, polen, Araneus, Mantar sporu 42

43 S1-SB5 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Investigation of Spider Webs As a Natural Aerobiologıcal Traps Zafer SANCAK 1, Elit OZELCAGLAYAN 2, Sümeyye SENGUL 2, Talip CETER 1 1 Kastamonu University, Sciences and Arts Faculty, Department of Biology, Kastamonu, Turkey 2 Kastamonu University, Engineering and Architecture Faculty, Department of Genetic and Bioengineering, Kastamonu, Turkey zsancak@kastamonu.edu.tr İntroduction: Every spider species in nature knits a unique and versatile web. The tip of the abdomen of the spider consist of three portions and releases 7 kinds of filamentous protein-containing liquid. Each thread is made for different purposes. Winding up of the yolk sac, the creation of escape and trap nets yarn is created with a mixture of various different glands. Especially located sticky liquid droplets trapped on the thread at regular intervals. Located viscous liquids on the web thread section shows pollen capture as many live-retaining properties. Smooth,circular shaped webs ruins spider-trap in the form of spun yarn vegetation. In this study, we collected webs by a short vegetation process done around campus of Kastamonu University, which was established by spider genus Araneus. Pollens and spores present on theses webs were collected, identified and studied. The study is important for the determination of pollen allergic conditions. Materials and Methods: In this study, spider webs collected from the vegetation were put into the tubes containing 70% alcohol. These tubes were shaken and waited for a couple of days at room temperature. Later tubes were shaken for 10 minutes with vortexing and then filtered. After that these samples were centrifuged at 5000 rpm for 15 minutes and then the precipitated emitting portion based on slide preparations were prepared for microscopic examination by staining safranial of gelatin-glycerin. Results and Discussion: Many types of pollen and spores were determined in spider webs. As a result of our study, various parts of insects from spider webs, cork many Lactuca next to the hyphae and plant tissues, Apiaceae, Brassicaceae, Asteraceae, Pinaceae, Fabaceae and Cladosporium with Gramineae belong to pollen, Alternaria, Exosporium, Oidium, Aspergillus / Penicillium, Sordori, Puccinia, Ascospores and Ustilago taxa belonging to the fungal spores have been detected and counted. Keywords: Aerobiological trap, Spider webs, Pollen, Araneus, Fungal spore 43

44 S1-SB6 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ İstanbul daki Polen Yoğunluğuna En Çok Hangi Meterolojik Faktör Etki Eder? Franziska ZEMMER 1 1. İstanbul Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İstanbul/Türkiye fzemmer@gmail.com Giriş: 2016 baharında havadaki polen miktarı özellikle yüksek değerlerdeydi. Bu çalışma hangi meteorolojik parametreler polen miktarının artmasına sebep olabilir? Sorusunu cevaplamaktır. Gereç ve Yöntem: Ocak 2013 ve Haziran 2016 arasında 7 günlük Hirst tipi polen cihazı ile Büyükçekmece, İstanbul da polen European Allergen Network (EAN) standartlara göre toplandı. Alnus ssp., Olea ssp., Quercus ssp., Platanus ssp., Carpinus ssp., Erica ssp. ve Cupressaceae nın yıllık polen miktarı değişimi Yıllık Polen İndeksi (YPİ)/( ortalama YPİ) aracıyla belirlendi. Korelasyon analizi (Spearman`s Rho) için 7 meteoroloji parametre kullanıldı. Meteorolojik veriler (Atatürk Havalimanı) dan alınmıştır. Sonuç ve Tartışma: 2016 yılında Quercus ssp., Platanus ssp. ve Carpinus ssp konsantrasyonları 4 yıllık dilimde 3.4, 3.2 ve 3.5 (1187, 599 ve 401 YPİ) oranlarında bulundu, Bu türlerde sıcaklık ve yağış korelasyon bulunamadı. Ocak ve nisan ayları arasındaki nem, polen üretimine negatif korelasyon bulundu. Bir önceki ekim-kasım sıcaklık ve yağış miktarlarını karşılaştırdığımız zaman, Pinaceae ve Olea ssp. nın API değerleri istatistiksel olarak anlamlıydılar. Bu durum, yüksek polen üretiminin sebebini çoğu ağaç türlerinde bu bilgiler ışığında 2016 da tam açıklayamadı. Periyodik polen artışların sebebi ağaçların fizyolojik biyoritmim bir rol alıyor. Polenleşmede iklimsel etkiler fenomenini anlayabilmek için uzun dönem bilgi toplama gereklidir. Anahtar Kelimeler: Havadaki polenler, meteorolojik parametreler, korelasyon analiz. Teşekkürler: Polen izleme FÜBAP projesi No: P _B desteklenmiştir. 44

45 S1-SB6 SÖZLÜ SUNUMLAR/S1:AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Which Meteorological Factors Have The Most Influence On Atmospheric Tree Pollen Loads In Istanbul? Franziska ZEMMER 1 1. Istanbul University, Faculty of Arts and Sciences, Istanbul/Turkey fzemmer@gmail.com Background: In spring 2016 some atmospheric tree pollen concentrations were particularly high. The aim of this work is to understand which meteorological parameters during autumn and winter influences the progress of the pollen season. Material and Methods: Between January 2013 and June 2016 pollen was collected with a 7 day Hirst type trap in Buyukcekmece-Istanbul according to standards of the European Allergen Network (EAN). Annual fluctuations of Pinaceae, Alnus ssp., Olea ssp. Quercus ssp., Platanus ssp. Carpinus ssp., Erica ssp., and Cupressaceae pollen were expressed as ratio API/( mean API). Seven weather parameters taken from (Ataturk Airport) were correlated (Spearman`s Rho) with pollen data. Results and Discussion: In 2016 the API of Quercus ssp. (1187), Platanus ssp.(599) and Carpinus ssp (401) was 3.4, 3.2 and 3.5 times above the four-year mean. Temperature and precipitation did not correlate with the APIs of these species, while January-April humidity correlated negatively. Winter and spring weather conditions did not explain their increased pollen loads satisfactorily. Cyclical increases linked to the physiological biorhythm of tree species may play a role here. Long term data series are necessary to understand such phenomena. On the other hand, Pinaceae and Olea APIs correlated positively and significantly with previous October-December mean temperature and precipitation. Key words: airborne tree pollen, meteorological parameters, correlation Acknowledgment: The pollen monitoring was supported by FÜBAP project No: P _B 45

46 S2: Polen ve Spor Morfolojisi/ Pollen and Spores Morphology 46

47 47

48 S2-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiye de yayılış gösteren Astragalus L. Hymenostegis Bunge (Fabaceae) Seksiyonundaki Türlerin Polen Mikromorfolojileri Seher KARAMAN ERKUL* 1, Talip ÇETER 2, Zeki AYTAÇ 3, Murat EKİCİ 3 1 Aksaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Aksaray, Türkiye seherkaraman@yahoo.com 2 Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye 3 Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Ankara, Türkiye Giriş: Astragalus L. cinsinin Hymenostegis Bunge (Fabaceae) seksiyonunda 13 tür bulunmaktadır. Bu türlerden Astragalus ciloensis Podlech, A. velenovskyi Nabelek. ve A. narmanensis Karaman&Aytaç endemiktir. Hymenostegis seksiyonu bireyleri gövdeli, çalımsı, yastık formunda, dikenli ve paripinnat yapraklı bitkilerdir. Kaliksinin şişkin ve meyvesinin kaliksin içinde olması ile karakteristiktir. Gereç ve Yöntemler: Işık mikroskobunda incelenen polen preparatları Wodehouse metoduna göre hazırlanmış ve polenlerin mikrofotoğrafları çekilmiştir. İncelenen her karakter için 30 adet polenden ölçüm yapılmıştır. Polenlerin SEM analizi Gazi Üniversitesi, Türkiye Petrolleri ve Aksaray Üniversitesi SEM Laboratuvarında gerçekleştirilmiştir. Sonuç ve Tartışma: Çalışılan türlerin tamamının polenleri radyal simetrik ve izopolar olarak saptanmıştır. Polenler genelde trizonokolporat olup sadece Astragalus ciloensis te %5 oranında trisinkolporat ve %95 oranında ise trizonokolporat apertüre sahip polen görülmüştür. Polen şekli prolat, subprolat, prolat-sferoidal, oblatesferoidal veya suboblat tır. Kolpuslar ince uzun akut veya yuvarlak uçla sonlanmaktadır. Porus ise oblat, suboblat veya sferoidal dir. Ornamentasyon polar bölge, ekvatoral bölge ve kolpus çevresinde farklılıklar gösterebilmektedir. Ornamentasyon; hem polar bölgede hem ekvatoral bölgede perforat, ekvatoral ve polar bölgede mikroretikülat, ekvatoral bölgede retikülat, hem polar hem de ekvatoral bölgede mikroretikülat ve polar bölgede psilat-perforat, ekvatoral bölgede perforat tip de farklılıklar göstermektedir. Bu seksiyonda bulunan bireylerin polen büyüklüğü, şekli ve yüzey ornamentasyonu taksonlar arasında farklılık gösteren önemli karakterler olarak saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Astragalus, Hymenostegis seksiyonu, polen morfolojisi, SEM, Türkiye Teşekkür: Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (110T911 nolu proje). 48

49 S2-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Pollen morphology of Astragalus L. Sect. Hymenostegis (Fabaceae) in Turkey Seher KARAMAN ERKUL* 1, Talip ÇETER 2, Zeki AYTAÇ 3, Murat EKİCİ 3 1 Aksaray University, Arts and Sciences Faculty, Department of Biology, Aksaray, Turkey, 2 Kastamonu University, Arts and Sciences Faculty, Department of Biology, Kastamonu, Turkey 3 Gazi University, Arts and Sciences Faculty, Department of Biology, Ankara, Turkey * seherkaraman@yahoo.com Introduction: The section Hymenostegis Bunge. belonging to Astragalus L. in Turkey has 13 species in Turkey. Astragalus ciloensis Podlech, A. velenovskyi Nabelek. and A. narmanensis Karaman&Aytaç are endemic. The species of section Hymenostegis are caulescent, cushion form, spiny and leaves paripinnate. Calyx inflated and including friut. Material and Method: The pollen preparations which examined in the light microscope were prepared according to the Wodehouse method and the microphotographs of pollen grains were taken. For each morphological character, measurements were recorded based on 30 pollens. The SEM analysis of the pollens were performed in the SEM laboratory of the Gazi University, Türkiye Petrolleri and Aksaray University. Results and Discussion: All of the species studied pollen were detected in radial symmetry and isopolar. All pollens generally have trizonokolporate aperture, only A. ciloensis has 5% trizonokolporat and 95% trisinkolporate aperture. The pollen shape is prolate, subprolate, prolate-spheroidal, oblate-spheroidal or suboblate. Colpus are terminated with a long acute or rounded tip. Porus is oblate, suboblate or spheroidal. Ornamentations; the equatorial region and colpus surround area. Ornamentation types have been identified; polar and equatorial regions are perforate; polar region is perforate and equatorial region is microreticulate; polar region is microreticulate and equatorial region is reticulate; polar and equatorial regions are microreticulate; polar region is psilate-perforate and equatorial region is perforate. Pollen size, shape and surface ornamentations were found to be important varied characters in the this section. Key words: Astragalus, setion Hymenostegis pollen morphology, SEM, Turkey Acknowledgements: This study financaly supported by TÜBİTAK with 110T911numbered project. 49

50 S2-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiye deki Thymbra (Lamiaceae) Cinsinin Polen Morfolojisi Erkan Şeker 1, Mehmet Çiçek 1 1 Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Denizli erkan_seker1988@hotmail.com Giriş: Lamiaceae familyası dünyada yaklaşık 250 cins ve 7000 tür ile temsil edilir. Türkiye de doğal olarak yetişen Thymbra (Lamiaceae) cinsinin 3 türüne ait 5 taksonun polen morfolojileri ışık (LM) ve taramalı elektron (SEM) mikroskoplarında karşılaştırmalı olarak incelenip taksonlar arasındaki benzerlik ve farklılıkların ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Gereçler ve yöntemler: Thymbra türüne ait polen örnekleri Wodehouse yöntemi kullanılarak bazik fuksin ilave edilmiştir. Polenlerin ölçümleri ve mikrofotoğrafları Leica DM 750 dijital görüntüleme sistemi ile alınmıştır. Polen örneklerinin genel görünüşleri ve daha ayrıntılı yüzey ornamentasyonlarını belirlenmesi için Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Elektron Mikroskobu Biriminde ZEISS Supra 40VP model elektron mikroskobu ile çalışılmıştır. Bulgular: Bu çalışmada Thymbra cinsine ait 5 taksonun polenler incelenmiştir. Taksonların genel polen tipinin hekzakolpat, polen şekillerinin suboblate ve ekzin yüzey ornamentasyonun beş taksonda da biretikulat olduğu saptanmıştır. T. capitata türüne ait polar eksen µm, uzun ekvatoral eksen µm, kısa ekvatoral eksen µm, kolpus uzunluğu ortalama µm ve kolpus genişliği 4.36 µm, apokolpium µm, mezokolpium µm, ekzin 1.47 µm, intin 0.45 µm, lümen 0.91 µm muri 0.38 µm, retikül çapı 0.39 µm olarak saptanmıştır. T. spicata subsp. spicata taksonuna ait polar eksen µm, uzun ekvatoral eksen µm, kısa ekvatoral eksen µm, kolpus uzunluğu ortalama µm ve kolpus genişliği 6.57 µm, apokolpium µm, mezokolpium µm, ekzin 1.27 µm, intin 0.43 µm, lümen 0.83 µm muri 0.30 µm, retikül çapı 0.26 µm olarak saptanmıştır. T. spicata subsp. intricata taksonuna ait polar eksen µm, uzun ekvatoral eksen µm, kısa ekvatoral eksen µm, kolpus uzunluğu ortalama µm ve kolpus genişliği 7.00 µm, apokolpium µm, mezokolpium µm, ekzin 1.31 µm, intin 0.41 µm, lümen 0.97 µm muri 0.28 µm, retikül çapı 0.35 µm olarak saptanmıştır. T. sintenisii subsp. isaurica taksonuna ait polar eksen µm, uzun ekvatoral eksen µm, kısa ekvatoral eksen µm, kolpus uzunluğu ortalama µm ve kolpus genişliği 4.64 µm, apokolpium µm, mezokolpium 9.12 µm, ekzin 1.28 µm, intin 0.53 µm, lümen 0.89 µm muri 0.29 µm, retikül çapı 0.25 µm olarak saptanmıştır. T. sintenisii subsp. sintenisii türüne ait polar eksen µm, uzun ekvatoral eksen µm, kısa ekvatoral eksen µm, kolpus uzunluğu ortalama µm ve kolpus genişliği 6.12 µm, apokolpium µm, mezokolpium 9.58 µm, ekzin 1.32 µm, intin 0.41 µm, lümen 0.77 µm muri 0.30 µm, retikül çapı 0.24 µm olarak saptanmıştır. Sonuç ve Tartışma: Bu çalışma sonucunda Thymbra cinsine ait beş takson arasındaki benzerlik ve farklar tespit edilerek taksonomik açıdan katkı sağlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Thymbra, Işık Mikroskobu, Morfoloji, Polen, Taramalı Elektron Mikroskobu, Türkiye 50

51 S2-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Pollen Morphology of the Genus Thymbra (Lamiaceae) in Turkey Erkan Şeker 1, Mehmet Çiçek 1 1 Pamukkale University, Science & Letters Faculty, Department of Biology, Denizli erkan_seker1988@hotmail.com Introduction: The family Lamiaceae includes approximately 250 genera and 7000 species. Thymbra represented by 5 taxa belonging to 3 species in Turkey. In this study, it is aimed to determine the palynological features of the Thymbra taxa of Turkey. Material and Methods: The Woodhouse method was followed and pollen samples were prepared by using basic fuchsine mixture. Pollen measurements and micrographs were taken with Leica DM 750 digital imaging system. The surface ornamentations and detailed measurements of pollen grains were examined with ZEISS Supra 40VP model electron microscope in Pamukkale University Electron Microscope Unit. Result and Discussion: In this study pollen morphology was examined in 5 taxa of the genus Thymbra. The polen grains were hexacolpate, suboblate and had reticulate exine ornamentation. In pollen grains of T. capitata; polar axis was µm, long equatorial axis was µm and short equatorial axis was µm. The colpus length was µm and the colpus width was 4.36 µm. The apocolpium length was µm. The mesocolpium was µm. The exine was 1.47 µm. Intine thickness was 0.45 µm. The lumen width was 0.91 µm. Murus width was 0.28 µm. The reticule diameter was 0.39 µm. In pollen grains of T. spicata subsp. spicata; polar axis was µm, long equatorial axis was µm and short equatorial axis was µm. The colpus length was µm and the colpus width was 6.57 µm. The apocolpium length was µm. The mesocolpium was µm. The exine was 1.27 µm. Intine thickness was 0.43 µm. The lumen width was 0.83 µm. Murus width was 0.30 µm. The reticule diameter was 0.26 µm. In pollen grains of T. spicata subsp. intricate; polar axis was µm, long equatorial axis was µm and short equatorial axis was µm. The colpus length was µm and the colpus width was 7.00 µm. The apocolpium length was µm. The mesocolpium was µm. The exine was 1.31 µm. Intine thickness was 0.41 µm. The lumen width was 0.97 µm. Murus width was 0.28 µm. The reticule diameter was 0.35 µm. In pollen grains of T. sintenisii subsp. isaurica; polar axis was µm, long equatorial axis was µm and short equatorial axis was µm. The colpus length was µm and the colpus width was 4.64 µm. The apocolpium length was µm. The mesocolpium was 9.12 µm. The exine was 1.28 µm. Intine thickness was 0.53 µm. The lumen width was 0.89 µm. Murus width was 0.29 µm. The reticule diameter was 0.25 µm. In pollen grains of T. sintenisii subsp. sintenisii; polar axis was µm, long equatorial axis was µm and short equatorial axis was µm. The colpus length was µm and the colpus width was 6.12 µm. The apocolpium length was µm. The mesocolpium was 9.58 µm. The exine was 1.32 µm. Intine thickness was 0.41 µm. The lumen width was 0.77 µm. Murus width was 0.30 µm. The reticule diameter was 0.24 µm. This study contributed to taxonomic studies in terms of pollen morphology similarities and differences among these five taxa of Thymbra genus. Keywords: Thymbra, Light Microscope, Morphology, Pollen, Scanning Electron Microscope, Turkey 51

52 S2-SB3 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Verbascum D Grubunun Polen Morfolojisi Birol BAŞER 1 Gül Esma AKDOĞAN* 2 1 Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Bitlis 2 Kars Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Kars * gulesmaakdogan@gmail.com Giriş: Verbasceae (Scrophulariaceae) tribusuna ait olan Verbascum L. cinsi dünyada 360 tür içerir. Türkiye de ise 13 gruba ait 243 tür ve 129 melez tür ile temsil edilmektedir. Bu cinsin bazı üyelerinin ilaç etkileri geleneksel tıpta yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazı türlerin çiçekleri mukolitik ve ekpektorant etkilere sahip oladuğu bilinmektedir. Verbascum cinsi dünyada Aulacospermae Murb. ve Bothrospermae Murb. olmak üzere iki seksiyon ile temsil edilmektedir. Bu seksiyonlar arasında temel fark üyelerinin tohum morfolojisi ile ilgilidir. Aulacospermae seksiyonu tohumları uzunlamasına çizgili iken Bothrospermae seksiyonu tohumları çapraz çizgilidir ve her iki seksiyonda tohumlar alveolattır. Türkiye de yayılış gösteren bütün taksonlar Bothrospermae Murb. seksiyonuna aittir. Scropuhlariaceae familyasında birçok cinsin polenlerine ait mikromorfolojik özelliklere dayanan SEM çalışmaları vardır. Bu çalışma ile 8 taksona ait polen morfolojileri ilk kez rapor edilmiştir. Bu çalışmanın amacı Verbascum L. cinsinin polen morfolojisinin sistematikteki potansiyel değerini belirlemektir. Materyal ve Metot: Çalışmada kullanılan 8 takson Türkiye deki doğal alanlarından toplanmıştır. Toplanan örneklerden ışık mikroskobunda incelenmek üzere Wodehouse yöntemi ile preparatlar hazırlanmıştır. SEM çalışmaları Jeol microscope JSM-5600 ile yapılmıştır. Her bir tür için 30 farklı polen örneğinden ölçüm yapılmıştır. Ölçülen bu kısımlar Polar eksen, ekvatoral çap, P/E oranı, ekzin, kolpusun uzun ekseni, kolpusun kısa ekseni, porun uzun ekseni, porun kısa ekseni, apokolpus ve Amb çapından oluşmaktadır. Sonuçlar ve Tartışma: Yapılan çalışmalar göstermiştir ki bütün Verbascum L. cinsi polenleri aynı temel polen morfolojisini (retikulat) göstermektedir. Çalışılan bütün taksonların polen morfolojileri esasen benzerdir ve temel polen şekilleri prolat-sferoiddir. V. demirizianum, V. infidelium, V. orbicularifolium ve V. purpureum taksonlarının polen şekli trikolporattır. Diğer taksonların polen şekilleri ise trikolpattır. Polen özellikleri tek başına bitki teşhisinde kullanılmak için yeterli olmamasına rağmen bu bitkilerin sınıflandırılması için bazı bilgiler sağlar. Bunun yanında polen özellikleri ile diğer sistematik karakterlerin bir arada kullanılması bazı problemli taksonların açığa kavuşturulmasında yardımcı olabilir. Anahtar Kelimeler: Scrophulariaceae, Verbascum D Grup, Polen Morfolojisi, SEM Teşekkür: Çalışma TUBITAK (TBAG-HD 105-T- 271) proje desteği ile gerçekleştirilmiştir. 52

53 S2-SB3 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Pollen Morphology of Verbascum Group D Birol BAŞER 1 Gül Esma AKDOĞAN 2* 1 Bitlis Eren University Faculty of Science Department of Biology 13000, Bitlis 2 Kars Kafkas University, Department of Biology, Faculty of Science, Kars * gulesmaakdogan@gmail.com Introduction:The genus Verbascum L. belonging to tribe Verbasceae (Scrophulariaceae), comprises about 360 species worldwide. In Turkey, it is represented with 243 species which is divided into 13 artificial groups, with 129 additional hybrids. Some members of this genus have been commonly used for their medicinal effects in traditional medicine. It is known that flowers of some species have mucolytic and expectorant effects. The genus Verbascum is represented with two sections namely sect. Aulacospermae Murb. and sect. Bothrospermae Murb. world wide. The main differences among these sections are related to the seed morphology of the members. In sect. Aulacospermae, seeds are longitudinal ridged and sect. Bothrospermae has members which have transversal ridged alveolate seeds. All taxa distributed in Turkey belong to section Bothrospermae Murb. There are many SEM studies based on micromorphological features of pollen grains in various genera of Scrophulariaceae. The pollen morphologies of 8 taxa have been reported for the first time with this study. The aim of this study was to determine the potential value of the systematic Verbascum taxa pollen morphology. Materials and Methods:Material used for study was collected from different 8 natural localities in Turkey. The pollen grains were prepared for light microscopy (LM) by the standard methods described by Wodehouse for light microscopy. The S.E.M examination was carried out on a Jeol microscope JSM The measurements of each specimen were made from 30 different pollen samples. These measurements are composed of polar axis, equatorial diameter, P/E ratio, exine, colpi long axis, colpi short axis, por long axis, por short axis, apocolpium and Amb diameter. Results and Discussion: The results from present observation show that all Verbascum D group species have the same basic type of pollen morphology (reticulate). All that taxa examined are essentially similar in pollen morphology and have the same basic shape their pollen grains are prolate-spheroidal. V. demirizianum, V. infidelium, V. orbicularifolium and V. purpureum pollen shape are trikolporate. The other taxa are tricolpate. Even though the pollen characters alone cannot be used for species identification, they provide some information for the classification of these plants. Moreover, using this character in combination with other characters may help in clarifying some problematic taxa. Key words: Scrophulariaceae, Verbascum D Group, Pollen Morphology, SEM Acknowledgements: TUBITAK (Project Number: TBAG-1959), for the financial support of the mentioned projects. 53

54 S2-SB4 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Grammosciadium altcinsi (Grammosciadium, Apiaceae) türlerinin polen mikromorfolojilerinin incelenmesi Talip ÇETER, Barış BANİ, Muhammet Ali KARAKAYA* Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye Giriş Grammosciadium altcinsinde (G. daucoides, G. scabridum, G. macrodon ssp. macrodon, G. macrodon ssp. nezaketiae, G. cornutum, G. confertum) toplam 6 takson bulunmaktadır. Bu taksonlardan G. scabridum hariç diğerleri Türkiye de yayılış göstermektedir ve 2 tanesi ülkemiz için endemiktir. Bu grup üyeleri, tüm organlarının tüysüz, yapraklarının 4-6 pinnatisekt (segmentler filiform), sepallerinin belirgin, petallerinin beyaz ve meyvelerinin ince uzun olmasıyla karakterize edilirler. Bu çalışmada Grammoscadium altcinsi içerisinde yer alan 6 taksonun palinolojik özellikleri, ışık mikroskobu ve SEM analizleri ile belirlenmiştir. Gereçler ve Yöntemler: Işık mikroskobunda incelenen polen preparatları Wodehouse metoduna göre hazırlanmış ve fotoğrafları çekilmiştir. İncelenen her karakter için 30 polenden ölçüm alınmıştır. Polenlerin SEM analizi Türkiye Petrolleri SEM Laboratuvarında çalışılmıştır. Taksonların ayrıntılı polen yüzey incelemesi SEM görüntüleri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Sonuç ve Tartışma: Çalışılan türlerin tamamının polenleri radiyal simetrili ve izopolar olup G. macrodon ssp. nezaketiae polenlerinin % 65 inde heteropolarlık saptanmıştır. Polenler trizonokolporat olup apertur interangular olarak yerleşmiştir. Kolpus ince, uzun, sivri uçlu ektoapertur olup kolpus uzunluğu (Clg) 15,21±0,93-21,2±2,28 µm arasında, kolpus genişliği (Clt) 0,64±0,08-1,25±0,10 µm ölçülmüştür. Por edoapetür olup şekli G. scabridum için sferoidal, G. cornutum ve G. macrodon ssp. macrodan için suboblat diğer taksonlar için oblat olarak saptanmıştır. Polar eksen uzunluğu (P) 29,29 ±0,75-35,97±1,10 µm, Ekvatoral eksen uzunluğu (E) 12,53±0,61-15,44±0,83 µm olarak belirlenmiştir. Polen şekli perprolat (P/E:2,28-2,68) olarak belirlenmiştir. Polenlerin kutupsal görünüşten dış çevresi (outline) triangular, evatoral görünüşten dış çevresi (outline) G. macrodon ssp. nezaketiae taksonunun heteropolar polenleri hariç diğer taksonlar için subrektangular ve mezoporium bölgesinde hafif boğumlu olarak belirlenmiştir. Ornamentasyon apertur çevresi ve mozoporium bölgesinde daha belirgin, mezokolpium dan polar bölgeye doğru daha silik hal alan rugulat ornamentasyon şeklindedir. Polen büyüklüğü, şekli ve yüzey ornamentasyonu, apertür ölçüleri, ekvatoral outline farklılıklar gösteren önemli karakterler olarak saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Grammosciadium, subgenus Grammosciadium, polen, SEM, Türkiye Teşekkür: Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (114Z094 nolu proje). 54

55 S2-SB4 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Investigations on pollen micromorphology of the members of the subgenus Grammosciadium (Grammosciadium, Apiaceae) Talip ÇETER, Barış BANİ, Muhammet Ali KARAKAYA* Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye Giriş The subgenus Grammosciadium comprises 6 taxa (G. daucoides, G. scabridum, G. macrodon ssp. macrodon, G. macrodon ssp. nezaketiae, G. cornutum, G. confertum) from all over the world. All the taxa except G. scabridum are distributed in Turkey and 2 of them are endemic to Anatolia. The members of this group are characterized by their glabrous habit, 4-6 pinnatisect leaves (segments filiform), prominent sepals, white petals and long fruits. In this study, palynological characters of the subgenus were determined by light microscopy and SEM analysis. Materials and Methods: Pollen slides were prepared according to the Woodhouse method for light microscopy. Each investigated character was measured from 30 pollen grains. SEM analysis were performed at the Scanning Electron Microscopy Laboratory of Turkish Petroleum Corporation. Surface ornamentation of pollen grains were observed from SEM micrographs. Results and Discussion: Pollen grains of all the investigated taxa are isopolar, radially symmetrical except G. macrodon ssp. nezaketiae which have 65 % of heteropolar pollen grains. They are also trizonokolporate and apertures are situated as interangular. Colpi is ektoapertur which is long, narrow and culte ended. Colpus length (Clg) was measured between 15,21±0,93-21,2±2,28 µm and colpus width (Clt) 0,64±0,08-1,25±0,10 µm. Porus are endoapeture. Shape of porus was determined as spheroidal for G. scabridum, suboblate for G. macrodon ssp. macrodan and G. cornutum and oblate for the others. Polar axis (P) is between 29,29 ±0,75-35,97±1,10 µm, equatorial axis (E) 12,53±0,61-15,44±0,83 µm. Shape of pollen grains was determined as perprolate (P/E:2,28-2,68). Pollen outline triangular in polar view. Equatorial view of pollen grains is subrektangular-constricted at mesoporium except for G. macrodon ssp. nezaketiae which have heteropolar pollens. Surface ornamentation is rugulate. While the ornamentation pattern is coarsely arranged around of aperture and mosoporial area, it is weakly arranged from mesocolpium to polar area. The characteristics of pollen size, pollen shape and surface ornamentation, aperture size, equatorial outline are determined as taxonomically important. Anahtar Kelimeler: Grammosciadium, subgenus Grammosciadium, pollen, SEM, Turkey Acknowlegment: This study was financially supported by TUBİTAK (project number 14Z094). 55

56 S2-SB5 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiyede Yayılış Gösteren Bazı Grimmia (Grimmiaceae, Bryophyta) Türlerin Spor Morfolojisinin İncelenmesi Talip ÇETER 1, Kerem CANLI 2 1 Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye 2 Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, İzmir, Türkiye Giriş Grimmia kaya üzeri habitatlarda yoğun yastık formu oluşturan bir karayosunu cinsidir. Çoğu türü Dünya nın tropikal ve subtropikal bölgelerinde kuru ve sıcak çevresel koşullarda yetişir. Genellikle asidik kayalar üzerinde bulunsa da kalker kayalar üzerinde de bulunabilir. Dünya üzerinde Maier e (2010) göre 51 tür, Munoz ve Pando ya (2000) göre 71 tür, Greven e (2007) göre ise 93 tür bulunmaktadır. Son yıllarda bulunan yeni türlerle toplam tür sayısının 100 e ulaştığı söylenebilir. Türkiye den ise 30 Grimmia türü rapor edilmiştir. Gereçler ve Yöntemler: Işık mikroskobunda incelenen spor preparatları Wodehouse metoduna göre hazırlanmış ve Işık mikroskobunda (LM) fotoğrafları çekilmiştir. İncelenen her karakter için 20 LM spor fotoğrafından ölçüm alınmıştır. Sporların SEM analizi Türkiye Petrolleri SEM Laboratuvarında çalışılmıştır. Sonuç ve Tartışma: G. orbicularis, G. funalis, G. caespitica, G. montana ve G. donniana türlerinin spor morfolojisi SEM ve LM ile çalışılmıştır. Çalışılan sporlar katalept ve heteropolar olarak saptanmıştır. Apertur proksimal kutupta planokonveks bazılarında hafif konkav leptoma şeklindedir. Sporlar küçük boyutlu olup polar eksen uzunluğu (P) 8,52±0,8-11,0±1,2 µm arasında, Ekvatoral eksen uzunluğu (E) 10,87±0,8-12,54±1,1 µm arasında saptanmıştır. En küçük sporlar G. caespitica da (8,52±0,8-10,87±0,8) görülürken en büyük sporlar G. donniana da (11,0±1,2-12,54±1,1) saptanmıştır. Spor şekli G. donniana için oblate-sferoidal diğer taksonlarda suboblate olarak belirlenmiştir. Spor çeperi distal kutupta kalın proksimal kutupta incelmekte ve leptomayı oluşturmaktadır. Ornamentasyon Leptoma bölgesi, çevresi ve distal kutupta önemli farklılıklar göstermektedir. Sporlarda farlılık göstermekle birlikte distal kutupta, Psilat, Rugulat, Rugulat-perforat, Granulat, Verrukat ve Verrukat-mikroretikulat tipte ornamentasyona rastlanmıştır. Leptoma ve çevresinde ise Granulat, rugulat, mikroekinat, verrukat ve verrukat-perforat ornamentasyon tipleri saptanmıştır. Spor boyutu, şekli, distal ve proksimal kutuptaki ornamentasyon tipi türler arasında farklılıklar göstermekte ve türlerin sistematik ayırımında önemli katkılar sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Grimmia, Bryophyta, Spor morfolojisi, Karayosunu SEM, Türkiye 56

57 S2-SB5 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Investigation of Spores Morphology of Some Grimmia (Grimmiaceae, Bryophyta) Distributed in Turkey Talip ÇETER 1, Kerem CANLI 2 1 Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye 2 Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, İzmir, Türkiye Introduction Grimmia is a moss genus of rock-inhabitants that form dense cushions. Most species grow in dry and temperate environment in tropical and subtropical areas of the world. Although they are usually found on acidic rocks, some are found on calcareous rocks. Maier (2010) recognizes 51 species; Muñoz and Pando (2000) accept 71, and Greven (2007) lists 93 species worldwide. The description of new taxa in the last few years may put the number close to 100 species. From Turkey 30 Grimmia species have been reported until now. Material and Method : Spores observed with Light Microscopy (LM) were prepared by the Wodehouse method and LM photographs were taken. For each species, at least 20 spores were measured under LM. SEM studies were made in TPAO Research Center SEM Laboratory. Results and Discussion: The spore morphology of G. orbicularis, G. funalis, G. caespitica, G. montana and G. donniana studied by LM and SEM. We observed that all those spores are katalept and heteropolar. Apertures are planoconvex and some are slightly concav leptoma on proximal polar. Spores are small, the length of the polar axis (P) is between8,52±0,8 µm and 11,0±1,2 µm, equatorial diameter (E) is between 10,87±0,8 µm and 12,54±1,1 µm. The smallest spores of them are G. caespitica s (8,52±0,8-10,87±0,7) and the biggest spores of them are G. donniana s (11,0±1,2-12,54±1,1). The shape of the spores are oblate-sferoidal for G. donniana and suboblate for the rest. Spore walls are thick on distal polar, tapers to proximal polar and forms leptoma. Ornamentation is differ on leptoma, near leptoma and on distal polar. We observed Psilate, Rugulat, Rugulate-perforate, Granulate, Verrucate and Verrucate-microretuculate ornamentation types on distal polar. We observed Granulate, Verrucate and Verrucate-microreticulate ornamentation types on Leptoma and near Leptoma. Spore dimensions, shapes, distal-proximal ornamentation types shows differences among species and usable to systematic distinction. Keywords: Grimmia, Bryophyta, Spore morphology, Moss, SEM, Turkey 57

58 S2-SB6 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiye den Acer hyrcanum a ait Endemik İki Alttürün (Acer hyrcanum ssp. keckianum ve Acer hyrcanum ssp. sphaerocaryum) Polen ve Tohum Mikromorfolojisi Nagihan SEKݹ, Talip ÇETER², Hayri DUMAN³, Nurcan YİĞİT¹, M. Ufuk ÖZBEK³, M. Erkan UZUNHİSARCIKLI³, Barış BANI² ¹Orman Mühendisliği/ Fen Bilimleri Enstitüsü, Kastamonu Üniversitesi, Türkiye ²Biyoloji Bölümü/ Fen Bilimleri Enstitüsü, Kastamonu Üniversitesi, Türkiye ³BiyolojiBölümü/ Fen Bilimleri Enstitüsü, Gazi Üniversitesi, Türkiye (nkose@kastamonu.edu.tr) Giriş: Genel olarak Kuzey Yarımküre de yayılış gösteren Acer cinsi dünyada yaklaşık olarak 160 tür (241 takson) ile temsil edilirken, Türkiye de 12 türden (22takson) oluşmaktadır. Bunlar içerisinde, Acer hyrcanum dünya genelinde 7 alttüre sahiptir. Bu tür Türkiye de 4 alttüre sahiptir ve bunlardan ikisi (ssp. keckianum ve ssp. sphaerocaryum) Anadolu endemiğidir. Bu çalışmada, bu alttürlerin polen ve tohum mikromorfolojileri çalışılmıştır. Materyal ve Metod: Bitki materyalleri 2015 ve 2016 yılları arasında Türkiye deki 5 lokaliteden elde edilmiştir. Polen ölçümleri her bir örnek için Işık Mikroskobu ile gerçekleştirilmiştir. Polen ve tohumların mikroskobik resimleri Taramalı Elektron Mikroskobu kullanılarak alınmıştır. Tratışma ve Sonuçlar: Çalışılan iki Acer hyrcanum alttüründe, polenler izopolar ve radial simetrilidir. Apertür tipi trikolpat olup, apertürler granulat operkuluma sahiptir. Sinkolpat polenler nadiren ssp. sphaerocaryum alttüründe görülmüştür. Polar (P) ve ekvatoral (E) eksen uzunluğu sırasıyla 33-33,5 µm ve µm arasında saptanmıştır. Polen şekli oblat-spheroidal dir ( P/E: 0,89-0,96). Kolpus uzunluğu µm, genişliği µm arasında belirlenmiştir. Yüzey ornamentasyonu rugulat-perforattır. Acer hyrcanum ssp. keckianum taksonunda rugulasyonu oluşturan strialar düzenli, belirgin ve uzundur. Acer hyrcanum ssp. sphaerocaryum da ise strialar daha kısa ve düzensizdir. Tohum şekilleri ovaldir. Tohum uzunluğu 5,5-7,5 mm arasında değişirken tohum genişliği 4-5,5 mm arasındadır. Teşekkürler: 2015 yılında aramızdan ayrılan ve Acer cinsinin taksonomik revizyonu projesinin yürütücüsü olan meslektaşımız Sayın Bilgehan BİLGİLİ ye sonsuz teşekkür ederiz. Bu çalışma 114Z203 nolu TUBİTAK projesi tarafından desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Acer hyrcanum, endemik, polen morfolojisi, SEM, Türkiye 58

59 S2-SB6 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Pollen and Seed Micromorphology of Two Endemic Subspecies of Acer hyrcanum from Turkey: Acer hyrcanum ssp. keckianum and Acer hyrcanum ssp. sphaerocaryum Nagihan SEKݹ, Talip ÇETER², Hayri DUMAN³, Nurcan YİĞİT¹, M. Ufuk ÖZBEK³, M. Erkan UZUNHİSARCIKLI³, Barış BANI² ¹Department of Forest Engineering/ Faculty of Sciences, Kastamonu University, Turkey ²Department of Biology/ Faculty of Sciences, Kastamonu University, Turkey ³Department of Biology/ Faculty of Sciences, Gazi University, Turkey Introduction: The genus Acer, mainly distributed in of Northern Hemisphere, is represented by nearly 160 species (241 taxa) in the world and consists of 12 species (22 taxa) in Turkey. Among them, Acer hyrcanum has seven subspecies in the worldwide. This species has four subspecies in Turkey and two of them (ssp. keckianum and ssp. sphaerocaryum) are endemic to Anatolia. In this study, pollen and seed micromorphology of these subspecies were determined and presented. Material and Methods: Plant materials were collected from five populations in Turkey between the years of 2015 and Pollen measurements were performed with Light Microscope (LM) for each specimens. Pollen and seed micrographs were taken by using Scaninng Electron Microscope (SEM). Results and Discussion: Pollen grains are isopolar and radially symmetric in two subspecies of Acer hyrcanum. Aperture is tricolpate and apertures have granulate operculum. Syncolpate pollen grains have been rarely observed in the subspecies of ssp. sphaerocaryum. Polar (P) and equatorial (E) axis are respectively between 33-33,5 µm and µm. Pollen shape is oblate-spheroidal (P/E: 0,89-0,96). Colpi lenght is µm and colpi width is µm. The surface ornamentation is rugulate-perforate. The striae which are form rugulation are regular, distinct and long in Acer hyrcanum ssp. keckianum while the striae are irregular and short in ssp. sphaerocaryum. The seed shapes are ovoid. Seed length is between 5,5 and 7,5 mm while seed width between 4 and 5,5 mm. Acknowledgements: We wish thank to our dear colleague Dr. Bilgehan Bilgili who passed away in He was the coordinator of the project of the taxonomic revision of the genus Acer. This study is supported by TUBITAK Project with number of 114Z203. Keywords: Acer hyrcanum, endemic, pollen morphology, SEM, Turkey 59

60 S2-SB7 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Caropodium altcinsi (Grammosciadium, Apiaceae) türlerinin polen mikromorfolojilerinin incelenmesi Talip ÇETER 1, Barış BANİ 1, Fatma ULUSOY 1 1 Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye Giriş Caropodium altcinsinde (G. platycarpum, G. haussknechtii, G. pterocarpum ssp. pterocarpum, G. pterocarpum ssp. sivasicum, G. pterocarpum ssp. bilgilii) toplam 5 takson bulunmaktadır. Bu taksonların tamamı Türkiye de yayılış göstermektedir ve 3 tanesi ülkemiz için endemiktir. Bu grup üyeleri, Grammosciadium altcinsi ile oldukça benzer özellikler göstermesine karşın aralarındaki en temel fark, Caropodium grubunda meyvelerin kanatlı olması ve kök enine kesitlerinde sklereidlere rastlanmasıdır. Bu çalışmada Grammoscadium altcinsi içerisinde yer alan 5 taksonun palinolojik özellikleri, ışık mikroskobu ve SEM analizleri ile belirlenmiştir. Gereçler ve Yöntemler: Işık mikroskobunda incelenen polen preparatları Wodehouse metoduna göre hazırlanmış ve fotoğrafları çekilmiştir. İncelenen her karakter için 30 polenden ölçüm alınmıştır. Polenlerin SEM analizi Türkiye Petrolleri SEM Laboratuvarında çalışılmıştır. Taksonların ayrıntılı polen yüzey incelemesi SEM görüntüleri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Sonuç ve Tartışma: Çalışılan türlerin tamamının polenleri radiyal simetrili ve izopolar olarak saptanmıştır. Polenler trizonokolporat olup apertur interangular olarak yerleşmiştir. Kolpus ince, uzun, sivri uçlu ektoapertur olup kolpus uzunluğu (Clg) 14,7±0,8-17,98±0,96 µm arasında, kolpus genişliği (Clt) 0,9±0,22-1,33±0,12 µm ölçülmüştür. Por lalongat uzamış edoapetür olup şekli G. pterocarpum ssp. pterocarpum için suboblat diğer taksonlar için oblat olarak saptanmıştır. Polar eksen uzunluğu (P) 24,2 ±1,2-32,23±0,90 µm, Ekvatoral eksen uzunluğu (E) 10,04±0,38-14,25±0,65 µm olarak belirlenmiştir. Polen şekli G. pterocarpum ssp. pterocarpum prolat (P/E:2,0) diğer taksonlarda perprolat (P/E:2,27-2,71) olarak belirlenmiştir. Polenlerin kutupsal görünüşten dış çevresi (outline) triangular, evatoral görünüşten dış çevresi (outline) G. pterocarpum ssp. pterocarpum için subrektangular, diğer taksonlar için subrektangular ve mezoporyum bölgesinde hafif boğumlu olarak belirlenmiştir. Ornamentasyon apertur çevresi ve mozoporium bölgesinde daha belirgin, mezokolpium dan polar bölgeye doğru daha silik hal alan rugulat ornamentasyon şeklindedir. Polen büyüklüğü, şekli ve yüzey ornamentasyonu, apertür ölçüleri, ekvatoral outline farklılıklar gösteren önemli karakterler olarak saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Grammosciadium, subgenus Caropodium, polen, SEM, Türkiye. Teşekkür: Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (114Z094 nolu proje). 60

61 S2-SB7 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Investigations on pollen micromorphology of the members of the subgenus Caropodium (Grammosciadium, Apiaceae) Talip ÇETER 1, Barış BANİ 1, Fatma ULUSOY 1 1 Kastamonu University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Biology, Kastamonu, Turkey Introduction The subgenus Caropodium comprises 5 taxa (G. platycarpum, G. haussknechtii, G. pterocarpum ssp. pterocarpum, G. pterocarpum ssp. sivasicum, G. pterocarpum ssp. bilgilii) from all over the world. All the taxa are distributed in Turkey and 3 of them are endemic to Anatolia. The members of this group are anatomically and morphologically very similar to the members of the subgenus Grammosciadium, but mainly differs from them by their winged fruits and presence of sclereids in transverse section of roots. In this study, palynological characters of the subgenus were determined by light microscopy and SEM analysis. Materials and Methods: Pollen slides were prepared according to the Woodhouse method for light microscopy. Each investigated character was measured from 30 pollen grains. SEM analysis were performed at the Scanning Electron Microscopy Laboratory of Turkish Petroleum Corporation. Surface ornamentation of pollen grains were observed from SEM micrographs. Results and Discussion: Pollen grains of all the investigated taxa are isopolar, radially symmetric. They are also trizonokolporate and apertures are situated as interangular. Colpi is ectoaperture which is long, narrow and acute ended. Colpus length (Clg) was measured between 14,7±0,8-17,98±0,96 µm and colpus width is between (Clt) 0,9±0,22-1,33±0,12 µm. Porus are endoaperture and larerally elongated (lalongat). Shape of porus was determined as suboblate for G. pterocarpum ssp. pterocarpum and oblat for the other taxa. Polar axis (P) is between 24,2 ±1,2-32,23±0,90 µm, equatorial axis (E) is 10,04±0,38-14,25±0,65 µm. Shape of pollen grains of G. pterocarpum ssp. pterocarpum is prolate (P/E:2,0) and shape of the others is perprolate (P/E:2,27-2,71). Pollen outline is triangular in polar view. Equatorial view of pollen grains is subrektangular for G. pterocarpum ssp. pterocarpum and subrektangular-constricted at the mesoporum for the others. Surface ornamentation is rugulate. While the ornamentation pattern is coarsely arranged around of aperture and mosoporial area, it is weakly arranged from mesocolpium to polar area. The characteristics of pollen size, pollen shape and surface ornamentation, aperture size, equatorial outline are determined as taxonomically important. Key words: Grammosciadium, subgenus Caropodium, pollen, SEM, Turkey. Acknowledgement: This study was financially supported by TUBİTAK (project number 14Z094). 61

62 S2-SB8 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiye ye Endemik Noccaea eigii, Noccaea meyeri, Noccaea triangularis (Brassicaceae) Türlerinin Polen Morfolojisi Ali Savaş BÜLBÜL 1, Kader VARLIK 1, Kurtuluş ÖZGİŞİ 2, Burcu TARIKAHYA HACIOĞLU 3 1 Bartın Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Bartın 2 Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir 3 Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Ankara asavasbulbul@gmail.com Giriş: Dünyada Brassicaceae familyasına ait 372 cins ve 4060 tür bulunmaktadır. Noccaeae cinsinin Türkiye de yaklaşık 51 türü vardır. Çalışmamızda Türkiye de doğal yayılış gösteren endemik Noccaea eigii (Zohary)Al- Shehbaz, Noccaea meyeri Al-Shehbaz, Noccaea triangularis (F.K.Mey.) Al-Shehbaz taksonlarının palinolojik özelliklerinin saptanması amaç edinilmiştir. Gereçler ve yöntemler: Polen preparatları herbaryum materyali haline getirilen örneklerden Wodehouse metodu ile hazırlanıp bazik fuksin ile boyanmıştır. Polenlerin ölçümleri ve mikrofotoğrafları Leica DM 750 dijital görüntüleme sistemi ile alınmıştır. Polenlerin genel görünüşleri ile ayrıntılı yüzey ornemantasyonlarını belirlemek için Bartın Üniversitesi Merkezi Araştırma laboratuarında "Jeol Tescan MAIA3 XMU" model elektron mikroskobu ile çalışılmıştır. Bulgular: Bu çalışmada Brassicaceae familyasına ait 3 türün polenleri incelenmiştir. Taksonların genel polen tipi trikolpat, polen şekilleri suboblate ve prolat-siferoidal olarak tespit edilmiştir. Ekzin yüzey ornementasyonunun ise üç türde retikulat olduğu saptanmıştır. Noccaea triangularis için polar eksen 12,5-24,5 µm ekvatoral eksen 13,1-25,2 µm kolpus uzunluğu ortalama 16,9 µm eni ise 5,3 µm, apokolpium 4,7 µm, ekzin 1,6 µm, intin 0,5 µm, lümen 0,86 µm muri ise 0,55 µm dir. Noccaea meyeri için polar eksen 19,9-23,5 µm ekvatoral eksen 17,1-20,8 µm kolpus uzunluğu ortalama 17,1 µm eni ise 3,8 µm, apokolpium 5,9, ekzin 1,7, intin 0,57, lumen 0,51 muri ise 047 µm dir. Noccaea eigii için polar eksen 14,1-20,9 µm ekvatoral eksen 11,8-19,9 µm, kolpus uzunluğu ortalama 10,2 µm, eni ise 3,3 µm, apokolpium 4,4 µm, ekzin 1,8 µm, intin 0,55 µm, lümen 1,12 µm, muri ise 0,52 µm dir. Sonuç ve Tartışma: Yapılan bu çalışma ile Noccaea cinsine ait bu üç türün arasındaki benzerlik ve farkları ortaya konularak taksonomik çalışmalara katkı sağlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Noccaeae Moench, Işık Mikroskobu, Morfoloji, Polen, Taramalı Elektron Mikroskobu 62

63 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ S2-SB8 Pollen Morphology Turkish Endemic Noccaea eigii, Noccaea meyeri, Noccaea triangularis (Brassicaceae) Species Ali Savaş BÜLBÜL 1, Kader VARLIK 1, Kurtuluş ÖZGİŞİ 2, Burcu TARIKAHYA HACIOĞLU 3 1 Bartın University, Sciences Faculty, Department of Molecular Biology and Genetic, Bartın/Turkey 2 Osmangazi University, Arts and Sciences Faculty, Department of Biology, Eskişehir/Turkey 3 Field Crops Central Research Institute, Ankara/Turkey Introduction: There are 372 genus and 4060 species of Brassicaceae family around the world. The genus Noccaeae Moench with 51 species is dispersed in Turkey. In this study, it is aimed to determine the palynological features of the endemic Noccaea eigii (Zohary)Al-Shehbaz, Noccaea meyeri Al-Shehbaz, Noccaea triangularis (F.K.Mey.) Al-Shehbaz species of Turkey. Material and methods: According to Wodehouse method, pollen samples were taken from plants and slides were prepared by using basic fuchsine mixture. Each species were examined in LM and micrographs were taken with Leica DM 750 digital imaging system. The surface ornamentations of pollen grains were examined Jeol Tescan MAIA3 XMU model electron microscope in Bartin University Central Research Laboratory. Result and Discussion: In this study pollen morphology was examined in 3 species of the genus Noccaeae. The polen grains were tricolpate, suboblate and prolate-spheroidal. Each species had reticulate exine ornamentation. Pollen grains of Noccaea triangularis polar axis was µm and equatorial axis was The colpus length was 16.9 µm and the colpus width was 5.3µm. The apocolpium length was 4.7µm. The exine was 1.6µm.Intine thickness was 0.57 µm. The lumen width was 0.86 µm. Murus width was 0.55 µm. Noccaea meyeri polar axis was µm and equatorial was The colpus length was 17.1µm and the colpus width was 3.8µm. The apocolpium length was 5.9µm. The exine was 1.7µm. Intine thickness was 0.57 µm. The lumen width was 0.51 µm. Murus width was 0.47 µm. Noccaea eigii polar axis was µm and equatorial axis was The colpus length was 10.2 µm and the colpus width was 3.3µm. The apocolpium length was 4.4µm. The exine was 1.8µm.Intine thickness was 0.55 µm. The lumen width was 1.12µm. Murus width was 0.52 µm. By this study, similarities and differences between these three species of Noccaeae Moench genus was revealed and made contributions to taxonomic studies. Keywords: Noccaeae Moench, Light Microscope, Morphology,Pollen, 63

64 S3: Melisopalinoloji ve Tozlaşma Biyolojisi/ Melissopalinology and Pollination Biology 64

65 65

66 S3-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S3: MELİSOPALİNOLOJİ ve TOZLAŞMA BİYOLOJİSİ Bursa da Centaurea solstitialis L. (Asteraceae) Güneş Çiçeği Bitkisinde Şehir Çevresindeki Bölgelerde Arı Ziyaret Desenleri Victor H. GONZALEZ 1, Alena OLSEN 2, Maija MALLULA 1, Aycan TOSUNOĞLU 3, İbrahim ÇAKMAK 3, John HRANİTZ 4, & John BARTHELL 5 1 Undergraduate Biology Program and Department of Ecology and Evolutionary Biology, Haworth Hall, 1200 Sunnyside Ave., University of Kansas, Lawrence, KS, 66045, U.S.A. 2 University of Michigan, Ann Arbor, Michigan, U.S.A. 3 Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi (AGAM), Uludağ Üniversitesi, Görükle Kampüsü, 16059, Bursa, icakmak@uludag.edu.tr 4 Biological and Allied Health Sciences, Bloomsburg University, Bloomsburg, PA, 17815, U.S.A. 5 Department of Biology and Office of Provost & Vice President for Academic Affairs, University of Central Oklahoma, Edmond, Oklahoma, 73034, U.S.A. Giriş: Bir Avrasya bitkisi olan sarı güneş dikeni (Centaurea solstitialis L., Asteraceae) oldukça yayılmacı bir yabancı ot olup batı ABD de yayılmaya başlamıştır. C. solstitialis kendi kapsama alanında doğal ve tarımsal alanlarda çiçeklerinde çok yüksek miktarda nektar üretmekte olup yayılmacı bir yapıya sahiptir. Tam tersi durum bu bitkinin kendi doğal alanlarında meydana gelmektedir. Yunanistan ın Midilli adasında yarı doğal alanlarda C. solstitialis az miktarda nektar üretir ve farklı grup arılar tarafından ziyaret edilirken nadiren bal arıları tarafından ziyaret edilmektedir. Materyal ve Metod: Bu çalışmada Türkiye de C. solstitialis bitkisinin Bursa Uludağ Üniversitesi Görükle kampüsünde şehir çevresinde kendi doğal alanında arılar tarafından ziyaret durumları rapor edilmektedir. Uludağ Üniversitesi Görükle kampüsünde doğal olarak bulunan C. solstitialis bitkisini ziyaret eden arıların vücut büyüklükleri ve çiçeklerdeki nektar mevcudiyeti (mikropipetlerle alınarak) arasındaki ilişki araştırılmıştır. Sonuç ve Tartışma: Toplam bal arısı dahil 41 tür 5 familya ve 19 cins kayıt edilmiştir. Gerçi küçük Megachilid ve Halictid arıları en çok kayıt edilen arılar olmakla birlikte tam olarak ziyaretleri dominant diyebileceğimiz bir arı türü kayıt edilmemiştir. Çiçekler içerisinde ortalama çiçek başına nektar miktarı düşük bulunmuş (0.003 to μl) ortalama arı kafa çapı ile çiçeklerdeki nektar mevcudiyeti arasında istatistiki olarak önemli bir ilişki veya korelasyon olmadığı tespit edilmiştir. Polen analizleri ve C. solstitialis bitkisini ziyaret eden yayılmacı arıların davranışlarının direk gözlem sonuçların göre çok sayıda arının bu bitkiyi özellikle nektar arama sırasında ziyaret ettiği ve bu bitkiden büyük polen topları taşıdığı tespit edilmiştir. Bu sonuçlar C. solstitialis bitkisinin çiçeklerde doğal ve yarı doğal bölgelerde büyük çaplı karşılaştırmalar hariç önceki gözlem sonuçlarına göre benzer olduğunu göstermektedir. Yine bu sonuçlar aynı zamanda kıtalar arasında C. solstitialis ve tozlayıcı ilişkileri konusunda gözlemlenen sonuçları desteklemektedir. Anahtar Kelimeler: Sarı güneş çiçeği, nektarlı bitki, arılar, tozlayıcılar, vücut büyüklüğü 66

67 S3-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S3: MELİSOPALİNOLOJİ ve TOZLAŞMA BİYOLOJİSİ Bee visitation patterns of Centaurea solstitialis L. (Asteraceae) in an urban environment in Bursa, Turkey Victor H. GONZALEZ 1, Alena OLSEN 2, Maija MALLULA 1, Aycan TOSUNOĞLU 3, İbrahim ÇAKMAK 3, John HRANITZ 4, & John BARTHELL 5 1 Undergraduate Biology Program and Department of Ecology and Evolutionary Biology, Haworth Hall, 1200 Sunnyside Ave., University of Kansas, Lawrence, KS, 66045, U.S.A. 2 University of Michigan, Ann Arbor, Michigan, U.S.A. 3 Beekeeping Development-Application and Research Center, Uludağ University, Görükle Campus, 16059, Bursa, icakmak@uludag.edu.tr 4 Biological and Allied Health Sciences, Bloomsburg University, Bloomsburg, PA, 17815, U.S.A. 5 Department of Biology and Office of Provost & Vice President for Academic Affairs, University of Central Oklahoma, Edmond, Oklahoma, 73034, U.S.A. Introduction: The Eurasian plant yellow starthistle (Centaurea solstitialis L., Asteraceae) is a highly invasive weed that has become established in the western United States. In natural and agricultural environments of its invasive range, C. solstitialis produces high amounts of nectar per floret and is predominantly visited by honey bees. The opposite case appears to occur in its native range. In semi-natural areas of Lesvos (Greece), C. solstitialis produces low volumes of nectar and is visited by a diverse group of bees, and rarely visited by honeybees. Material and Method: Herein we document the visitation pattern of bees on C. solstitialis in an urban environment of its native range (the Republic of Turkey). We also explore the relationship of bee body size and nectar availability through studies (by means of mico-pipettes) conducted at patches of C. solstitialis established in abandoned lots at the Uludağ University near Bursa, Turkey. Resut and Discussion: A total of 41 species, including honey bees, belonging to five families and 19 genera were recorded. Not a single bee species dominated the visits, although small megachilid and halictid bee species were most common. Average nectar standing crop volume per floret was low (0.003 to μl) and average bee head diameter (an estimate of size) did not significantly correlate with nectar availability within patches. Analyses of pollen loads as well as direct observations of bee foraging behavior indicate that a large number of bees visit C. solstitialis primarily in search of nectar while carrying large percentage of pollen grains of this plant on their bodies. With the exception of larger scale comparisons of patches, these results are similar to previous observations on native populations of C. solstitialis in natural or semi-natural landscapes. They also support the observed differences in the pollinator interactions of C. solstitialis across continents. Keywords: Yellow starthistle, nectar standing crop, bees, pollinators, body size 67

68 S3-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S3: MELİSOPALİNOLOJİ ve TOZLAŞMA BİYOLOJİSİ Apis mellifera l. Tarafından Toplanan Arı Polenlerinde Dioksin Analizi Aslı ÖZKÖK 1, Gül ÇELİK ÇAKIROĞULLARI 2, Devrim KILIÇ 2, Hatice GÜR YAĞLI 2, İbrahim ALSAN 2, Berkay BEKTAŞ 2, Kadriye SORKUN Hacettepe Üniversitesi, Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (HARÜM), Beytepe, Ankara, Türkiye 2 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı, Yenimahalle, Ankara, Türkiye 3 Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Beytepe, Ankara, Türkiye asozkok@gmail.com, aozkok@hacettepe.edu.tr Giriş: Arı poleni önemli bir arı ürünü ve gıdadır. %7-40 oranında protein, önemli aminoasitler, %2-8 oranında yağ ve yüksek oranda mineral ve antioksidanlar içermektedir. Özellikle içerdiği flavanoidler immün sistemin güçlenmesini ve yaşlanmanın gecikmesini sağlamaktadır. Bu nedenle tüketimi de güvenli olmalıdır. Dioksinler poliklorlu dibenzo-p-dioksinler (PCDDs), poliklorlu dibenzofuranlar (PCDFs) ve dioksin benzeri poliklorlu bifeniller (PCBs) olarak bilinmektedirler. Bu toksik bileşenler çeşitli endüstriyel bulaşanlar olarak çevreyi kirletmekte ve çevrede bulunan canlılar ve gıdaların yağında birikmektedir. Türkiye de ilk defa yapılan bu çalışmada, yağ oranı yüksek olan arı ürünlerinden polende dioksin analizi yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Haziran ve Temmuz 2014 tarihlerinde Çankırı dan toplanan polen örneklerinde mikroskobik analiz ile taksonları tespit edilmiş ve dioksin analizi ile de toksik bulaşanlarına bakılmıştır. Sonuç ve Tartışma: Mikroskobik analiz ile 4 familyaya ait 6 çeşit polen taksonu tespit edilmiştir. Bunlar: Centaurea triumfetti L. (Asteraceae family), Brassica spp. L. (Brassicaceae family), Cistus spp. L. (Cistaceae family), Onobrychis spp. L. (Fabaceae family), Hedysarum spp. L. (Fabaceae family) ve Trifolium spp. L. (Fabaceae family). Dioksin bileşenlerine tüm arı polenlerinde bakılmıştır ve bulunan tüm dioksin sonuçları Avrupa Yönetmelik sınırlarından daha düşük oranda tespit edilmiştir. Başlıca dioksin ve furan benzerleri 1,2,3,7,8- PeCDD, 2,3,7,8-TCDD ve 2,3,4,7,8-PeCDF belirlenmiştir ve en yüksek konsantrasyonları sırasıyla 1,2,3,7,8- PeCDD ve 2,3,7,8-TCDD için ve WHO-TEQ (2005) pg/g f.w. olarak bulunmuştur. Başlıca dioksin benzeri ve indikatörü olan PCBs lerden PCB 126 ve 28 belirlenmiştir. En yüksek dl-pcb konsantrasyonu örneklerde WHO-TEQ (2005) pg/g f.w. sonucu ile PCB 126 dır. En yüksek PCB indikatörü PCB 28 bütün örneklerde pg/g f.w. sonucu ile belirlenmiştir. Polende bu konuda yapılmış herhangi bir bilgi bulunmamaktadır ve bu veriler polen örneklerinde yapılmış ilk PCDDs, PCDFs, ve dioksin benzeri ve indikatör PCBs verileridir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlarda polenin dioksin bakımından güvenli olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu konuda daha ileri ve farklı çalışmalar yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Arı poleni, Apis mellifera, Polen taksonu, Dioxin analizi. Teşekkür: Örneklerin sağlanmasında bize yardımcı olan Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği ne ve arıcılara teşekkür ederiz. 68

69 S3-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S3: MELİSOPALİNOLOJİ ve TOZLAŞMA BİYOLOJİSİ Dioxin Analysis of Bee Pollen Pellets Collected By Apis mellifera l. Introduction: Bee pollen is an important bee product and food. It contains 7-40 % protein, essential amino acids, 2-8 % fat, and high levels of minerals and antioxidants, especially flavonoids which improves the immune system and delays the aging process. Therefore it must be safe for consumption. Dioxin refers to the polyclorinated dibenzo-p-dioxins (PCDDs), polyclorinated dibenzofurans (PCDFs) and dioxin-like polyclorinated biphenyls (PCBs). These toxic components contaminate to environment as a various industrial contaminants and accumulate in the fat of living organisms and foods. For the first time in Turkey in this study dioxin analysis was conducted in the pollen which is high in fat bee product. Materials and Methods: Pollen taxa were determined in bee pollen pellets collected from Çankırı by microscopic analysis and also dioxin components were analysed by dioxin analysis. Results and Discussion: Six kinds of pollen taxa belong to four families, which are Centaurea triumfetti L. (Asteraceae family), Brassica spp. L. (Brassicaceae family), Cistus spp. L. (Cistaceae family), Onobrychis spp. L. (Fabaceae family), Hedysarum spp. L. (Fabaceae family) and Trifolium spp. L. (Fabaceae family), were determined by microscopic analysis. Dioxin and PCB congeners were determined in the pooled bee pollen sample. All of the dioxin results were found lower than the EU regulation limits. The main dioxin and furan congeners detected were 1,2,3,7,8-PeCDD, 2,3,7,8-TCDD and 2,3,4,7,8-PeCDF. The highest concentrations were 1,2,3,7,8- PeCDD and 2,3,7,8-TCDD with the values of and WHO-TEQ (2005) pg/g f.w. respectively. The main dioxin-like and indicator PCBs were determined PCB 126 and 28. The highest dl-pcb concentration found in the samples were PCB 126 with result of WHO-TEQ (2005) pg/g f.w. The highest indicator PCB concentration detected in all samples were PCB 28 with result of pg/g f.w. There is no data on contamination level of the region where this pollen was collected, and as noted before, these outcomes are the first results of analysis of pollen samples for PCDDs, PCDFs, and dioxin like and indicator PCBs. According to the outcomes obtained in this study, it can be noted that bee pollen is generally safe in terms of dioxin but further studies should be done. Keywords: Bee pollen, Apis mellifera, Pollen taxa, Dioxin analysis. Acknowledgements: We would like to thank Muğla Beekeepers' Association (MAYBİR) and beekeepers who helped us for providing samples during our fieldwork. 69

70 S3-SB3 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S3: MELİSOPALİNOLOJİ ve TOZLAŞMA BİYOLOJİSİ Kastamonu Üniversitesi Kampüs Alanındaki Tozlaştırıcı Hymenoptera Takımına Ait Türlerin İncelenmesi İbrahim KÜÇÜKBASMACI 1, Talip ÇETER 1 1 Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye basmacii@gmail.com Giriş: Tozlaşma, tohumlu bitkilerde polen olarak adlandırılan erkek gametofitin dişi organın stigması üzerine taşınması olarak tanımlanmaktadır. Tozlaşma meyve oluşumu ve verimli tohumların gelişmesi için hayati öneme sahiptir. Bazı bitkiler kendi kendini dölleme yeteneğine sahipken bitkilerin büyük çoğunluğu tozlaşma için taşıyıcı bir vektöre ihtiyaç duymaktadır. Taşıyıcı vektör olarak bazen su bazen rüzgar görev alırken çiçekli bitkilerin büyük ekseriyeti hayvanlarla tozlaşmaktadır. Çiçekli bitki, tozlaştırıcı hayvan için polen, nektar, çeşitli yağlar ve mumları ödül olarak sağlarken polenlerinin dişi organa taşınmasını sağlayarak döllenmesini, dolayısıyla neslinin devamını garanti altına almaktadır. Farklı türden çok sayıda hayvan tozlaşmada rol oynamaktadır. Bu çalışmada Kastamonu üniversitesi kampüs alanında tozlaştırıcı çeşitliliğinin saptanması ve tozlaştırıcı vektörlerin üzerindeki polen çeşitliliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereçler ve Yöntemler: Tozlaştırıcı türlerinin belirlenmesi amacıyla 2016 Mayıs ve Ekim aylarında kampüs alanında arazi çalışması gerçekleştirilmiştir. Tozlaştırıcı böcekler 50 ml falkon tüplere konularak laboratuvara getirilmiş ve üzerine 10 ml %70 alkol konularak saklanmıştır. İnceleme yapılacağı zaman örnekler çalkalanarak üzerinde taşıdıkları polenlerin alkole geçmesi sağlanmış ve alkol 15 ml tüplere alınarak 10 dk 4000 rpm devirde santrifüj edilmiştir. Santrifüj işleminden sonra üsteki alkol alınıp dip tortudan polen incelemesi için preparat hazırlanmıştır. Ayrıca alkolle yıkanan türlerin teşhisleri yapılarak yeniden alkol içerisinde muhafazaya alınmıştır. Sonuç ve Tartışma: Çalışma sonucunda Mayıs ayında Hymenoptera takımının 4 familyasına (Apidae, Ichnemonidae, Megachilidae, Vespidae) ait 7 takson (Xylocopa violacea (Linnaeus, 1758), Apis mellifera anatolica Maa, 1953, Ceratina sp., Bombus terrestris (Linnaeus, 1758), Megachile sp., Polistes dominula, Phygadeuon sp.) ve Ekim ayında ise Hymenoptera takımının 3 familyasına (Apidae, Halictidae, Vespidae) ait 5 takson (Ceratina sp., Sphecodes sp., Symmorphus sp., Apis mellifera anatolica Maa, 1953, Bombus terrestris (Linnaeus, 1758)) tespit edilmiştir. Ayrıca türlerin yıkanması ve preparasyonundan hazırlanan örnekler incelenerek türler üzerindeki polen çeşitliliği ve yoğunluğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Tozlaşma, Hymenoptera, polen, Entemogami 70

71 S3-SB3 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S3: MELİSOPALİNOLOJİ ve TOZLAŞMA BİYOLOJİSİ Investigation of Pollinator Species of Order Hymenoptera in Kastamonu University Campus İbrahim KÜÇÜKBASMACI 1, Talip ÇETER 1 1 Kastamonu University, Arts and Sciences Faculty, Department of Biology, Kastamonu, Turkey basmacii@gmail.com Introduction: In spermatophyte plants, the transfer of male gametophyte known as pollen on the stigma of female organ is known as pollination. Pollination carries a great importance for the fruit ripening and development of seeds. Some plants are capable of self-fertilization but a big number of plant species is in need of carrier vector for pollination. Carrier vectors can be sometimes water or wind but most of the flowering plants are pollinated by animal sources. Flowering plant provide pollen, nectar and various oils to carrier animals as a prize for carrying pollens to the female organs for fertilization, guarantying the future of the species. Many animals from different species take role in pollination. In this study, the collection and identification of variety of pollens and carrier vectors in the campus area of Kastamonu University have been done. Material and Method: For the identification of pollinator varieties, area of campus have been ınvestıgated at the May and October The pollinator insects were placed in 50 ml falkon tubes and transferred to the laboratory, 10 ml of 70% alcohol was put, the tubes were saved. At the time of investigation, the tubes were shaken so that the pollens may mix with the alcohol, the alcohol was then taken into 15 ml tubes and centrifuged at 4000 rpm for 10 minutes. After centrifugation the alcohol on the top was taken and a slides were prepared from the bottom sediments. The insects were also again placed in alcohol after the investigation process. Results and Discussion: As a result of this study, seven taxa (Xylocopa violacea (Linnaeus, 1758), Apis mellifera anatolica Maa, 1953, Ceratina sp., Bombus terrestris (Linnaeus, 1758), Megachile sp., Polistes dominula, Phygadeuon sp.) belonging to 4 families (Apidae, Ichnemonidae, Megachilidae, Vespidae) of Hymenoptera order were detected in May and five taxa (Ceratina sp., Sphecodes sp., Symmorphus sp., Apis mellifera anatolica Maa, 1953, Bombus terrestris (Linnaeus, 1758)) belonging to 3 families (Apidae, Halictidae, Vespidae) of Hymenoptera were detected in October. The variety and amount of pollens was also investigated from washed and prepared samples. Key word: Pollination, Hymenoptera, Pollen, Entomogamy 71

72 S4:Polen Biyokimyası ve Moleküler Biyolojisi/ Pollen Biochemistry and Molecular Biology 72

73 73

74 S4-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S4: POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Bazı Atmosferik Mantar Taksonlarının Protein Profillerinin Belirlenmesi Seda ÇİÇEK 1, Talip ÇETER 1, Ergin Murat ALTUNER 1 1. Kastamonu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu/Türkiye seda_biolog@hotmail.com Giriş: Dünya da 1,5 milyon türü olduğu tahmin edilen mantarların 80 bin kadar türü tanımlanmıştır. Bunlardan i makrofungus, ise mikrofungus dur. Mantarların insan üzerindeki önemli etkilerinden biri alerjik reaksiyonlara sebep olabilmeleridir. Mantar protein profillerinin belirlenmesi alerjik hastalıkların tanı ve tedavisi açısından önem arz etmektedir. Bu amaçla, çalışmamızda atmosferik ve toprak kaynaklı mikrofunguslar olan Aspergillus crytallinus, Aspergillus parasiticus, Aspergillus flavus, Penicillium velutinum, Penicillium soppil ve Penicillium pulvillorium türlerinin total protein miktarları ve protein profilleri belirlenmiştir. Gereç ve Yöntem: Türlerin total protein miktarları Bradford yöntemi ile ölçülmüş ve protein profilleri SDS-PAGE yöntemi ile belirlenmiştir. Sonuç ve Tartışma: Taksonların total protein miktarları A. crystallinus için 14,67 μg/μl, A. parasiticus için 22,17 μg/μl, A. flavus için 36,91 μg/μl, P. velutinum için 31,28 μg/μl, P. soppil için 21,77 μg/μl ve P. pulvillorium için 8,90 μg/μl olarak ölçülmüştür. SDS-PAGE sonucunda A. crystallinus da 142,48 ile 8,06 kda arasında değişen 22 protein bandı, A. parasiticus da 153,67 ile 5,32 kda arasında değişen 24 protein bandı, A. flavus da 159,59 ile 4,57 kda arasında değişen 19 protein bandı, P. soppil de 153,67 ile 8,06 kda arasında değişen 15 protein bandı, P. pulvillorium da 109,35 ile 8,69 kda arasında değişen 12 protein bandı ve P. velutinum da 159,59 ile 4,57 kda arasında değişen 12 protein bandı saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Atmosfer, Mikrofungus, Protein, SDS-PAGE Teşekkür: Bu çalışma KÜBAP-01/ numaralı proje ile Kastamonu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü ve 109S265 no lu proje ile TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. 74

75 S4-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S4: POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Determination of Protein Profiles of Some Athmospheric Fungi Taxa Seda ÇİÇEK 1, Talip ÇETER 1, Ergin Murat ALTUNER 1 1. Kastamonu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu/Türkiye seda_biolog@hotmail.com Introduction: It is estimated that 1.5 million fungi species are distributed in the world and 80 thousand of them have been identified. Among them 15,000-20,000 are macrofungi, whereas 60,000-65,000 are microfungi. One important effect of fungi on humans is that they may cause allergic reactions. Determination of fungal protein profile is important for the diagnosis and treatment of allergic diseases. For this purpose, in this study total protein content and the protein profile of Aspergillus crytallinus, Aspergillus parasiticus, Aspergillus flavus, Penicillium velutinum, Penicillium soppil and Penicillium pulvillorium, which are originated from atmosphere and soil, were determined. Materials and Methods: Total protein content was analysed by Bradford method and their protein profiles are determined by SDS-PAGE. Results and Discussion: The total protein content of A. crystallinus was calculated as μg/μl, whereas μg/μl for A. parasiticus, μg/μl for A. flavus, μg/μl for P. velutinum, μg/μl for P. soppil, and 8.90 μg/μl for P. pulvillorium. As a result of SDS-PAGE 22 protein bands were identified between and 8.06 kda for A. crystallinus, 24 protein bands between and 5.32 kda for A. parasiticus, 19 protein bands between and 4.57 kda for A. flavus, 15 protein bands between and 8.06 kda for P. soppil, 12 protein bands between and 8.69 kda for P. pulvillorium and 12 protein bands between and 4,57 kda for P. velutinum. Key Words: Atmosphere, Microfungi, Protein, SDS-PAGE Acknowledgement: This study was supported by Kastamonu University with project number KÜBAP-01/ and TUBİTAK with project number 109S

76 S4-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S4: POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Betula medwediewii ve Betula pendula Türleri Polenlerinin Morfolojik ve Biyokimyasal Analizi Şenol ALAN 1, Özlem YILDIRIM 2, Ayşe KAPLAN 1, Nur Münevver PINAR 2 1 Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Zonguldak 2 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara Giriş: Betulaceae familyası ülkemizde 13 tür ile temsil edilmektedir. Bu familya, Türkiye Florası nda Corylaceae ve Betulaceae olarak yer almasına rağmen, günümüzde Corylaceae familyası, Betulaceae içerisinde alt familya olarak değerlendirilmektedir. Daha önceki çalışmalarda incelenen morfolojik karakterler, bu familyanın sınıflandırılmasında farklı görüşlere neden olmuştur. Ayrıca Betula cinsi başta Kuzey Avrupa olmak üzere ağaçlar arasında en alerjik bitkilerden bir tanesidir. Betula pendula (Syn. B. verrucosa) türünden bugüne kadar 7 tane alerjen saflaştırılmıştır. B. medwediewii türü, relikt bir tür olmasının yanı sıra, ülkemizde yayılış gösteren sistematiksel olarak en faklı Betula türüdür. Materyal Metot: Her iki taksona ait polenler, Artvin ilinden toplanmış ve laboratuvara getirilinceye kadar Tyvek torbalarda saklanmıştır. Kurutulan polenlerden, Betula pendula taksonuna ait 8 farklı örnekten morfolojik analiz için Wodehouse yöntemine göre preparatları hazırlanmıştır. En az 20 polenden en, boy, intin ve ekzin kalınlığı, Oncus derinliği, çeper çapı ve genişliği ölçüleri alınmıştır. Benzer şekilde B. medwediewii taksonu için 2 ayrı bitki örneği kullanılmıştır. Polenler aynı zamanda taramalı elektron mikroskobu ile incelenmiş ve mikrofotoğrafları çekilmiştir. Biyokimyasal analizler kapsamında, polenler özütlenmiş ve protein profilleri SDS-PAGE yöntemiyle çıkarılmıştır. Sonuçlar: B. pendula (P:24,66, E:26,35 μm) polenlerinin B. medwediewii (P:28,6, E:30,7 μm) polenlerinden daha küçük olduğu bulunmuştur. İki takson arasında en ayırt edici morfolojik karakterin Por uzunluğu (Plg) olduğu belirlenmiştir. Buna göre B. medwediewii nin Plg uzunluğu 3 μm den büyük iken, B. pendula nın küçük olduğu belirlenmiştir. Her iki polen de granülat ornamentasyona sahiptir. Protein profillerine bakıldığında ise, B. pendula için 30, B. medwediewii için 26 farklı protein bandı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Betula pendula, Betula medwediewii, polen, SDS-PAGE, morfoloji, protein profili 76

77 S4-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S4: POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Morphological and Biochemical Analysis of Betula medwediewii and Betula pendula Pollen Şenol ALAN 1, Özlem YILDIRIM 2, Ayşe KAPLAN 1, Nur Münevver PINAR 2 1 Bülent Ecevit University, Faculty of Art and Science, Department of Biology, Zonguldak. 2 Ankara University,Faculty of Science, Department of Biology, Ankara. Introduction: Betulaceae family are represented by 13 species in Turkey. Although this family has been regarded as Corylaceae and Betulaceae in Flora of Turkey, nowadays Corylaceae family is placed under Betulaceae family as subfamily. Investigated morphological characters in previous studies are caused to different opinion in classification of this family. Betula genus is also one of the most allergenic plants among trees in North Europe. Seven allergens have been purified so far from Betula pendula (Syn. B. verrucosa) species. B. medwediewii is the most distinct Betula species distributed in Turkey systematically, as well as it is also relict species. Material and Method: Pollen belong to both taxa collected from Artvin province and were kept in Tyvek bags until brought to laboratory. Slides from dried pollen belonging to 8 different specimens of B. pendula were prepared for morphological analysis by Wodehouse method. Measurement of polar and equatorial axis, thickness of exine and intine, depth of focus, pore width and length were taken from at least twenty pollen grain. in the same way, two different plant specimens were used for B. medwediewii. Pollen also were investigated in scanning electron microscope and micrographs were taken. Within biochemical analysis, the pollen were extracted and protein profile of its were determined by SDS-PAGE. Results: It has been found that Pollen of B. pendula (P:24,66, E:26,35 μm) are smaller than B. medwediewii pollen (P:28,6, E:30,7 μm). It has been defined that the most distinguishing morphological character is pore length (Plg). According to this, while plug length of B. medwediewii pollen were greater than 3 μm, B. pendula pollen were smaller than 3 μm. Both pollen have granulate ornamentation. When looked to protein profile of both pollen, there are 30 protein bands for B. pendula and 26 different protein bands for B. medwediewii. Key words: Betula pendula, Betula medwediewii, pollen, SDS-PAGE, morphology, protein profile. 77

78 S5: Diğer Çalışmalar/ Other Studies 78

79 79

80 S5-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S5: DİĞER ÇALIŞMALAR Platanus Orientalis Poleninden İzole Edilen Sporopolenin Mikrokafesler ile Paracetamol Enkapsülasyonu Idris SARGIN 1, Muhammad MUJTABA 1, Lalehan AKYÜZ 2, Talip CETER 3, Murat KAYA 1 1 Aksaray Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoteknoloji ve Moleküler Biyoloji Bölümü, Aksaray, Türkiye. 2 Aksaray Üniversitesi, Teknik Meslek Yüksekokulu, Kimya Teknolojisi Bölümü, 68100, Aksaray, Türkiye. 3 Kastamonu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye. muhammadmujtaba443@gmail.com Giriş: Bitkilerin polenleri, taşıdıkları genetik materyallerin doğal koruyucusu olarak bilinir. Bitki poleninin dış katmanı sporopoleninden oluşur. yüksek termal stabilitesi, esnekliği, eşit boyutta olması, mukoadezyon yapısı, toksik olmaması gibi özelliklerinden dolayı kontrollü ilaç salınımı çalışmaları için Sporopolen son yıllarda önem kazanan bir biyomalzemedir. Kapsüllenmiş ilaç birden fazla yolla kullanılabilir; oral, inhalasyon ve topical. Bu çalışmada ise Platanus orientalis pollenleri kullanılarak sporopolenin mikrokafesler üretilmiştir. Materyal metod: İlk olarak Platanus orientalis polenleri üzerine asit (4M HCl) ve baz (4M NaOH) ile muamele edilmiştir. En yaygın ağrı kesici ilaç olarak kullanılan parasetamol model ilaç olarak kullanılmıştır. Parasetamol pasif yükleme tekniği kullanılarak sporopolenin mikrokafesleri kapsül haline getirilmiştir. İlaç yüklü sporopolenin FT-IR, TGA ve SEM teknikleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Sonuç ve tartışma: Parasetamol yüklü sporopolleninin FT-IR analizi, parasetamolün keskin pik göstermesi ile ilaç yüklü olduğu doğrulanmıştır. TGA analizi, P. orientalis sporopolenin yüksek termal kararlığa (maksimum bozunma sıcaklığı: 480 C) sahip olduğunu göstermiştir. SEM analizi sonucu sporopoleninin son derece gözenekli ağsı bir yüzey morfolojisine sahip olduğu saptanmıştır. Enkapsülasyon etkisi %8.24 olarak kaydedilmiştir. İlaç salınımı ve sporopoleninin uygunluğunun ph bağımlılığını test etmek için, in vitro salınımı PBS (ph: 7.4) ve HCl (ph: 1.2) tampon sistemi içinde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma P. orientalis sporopolenin, kontrollü ilaç salınımı açısından yeni bir bakış açısı vermiştir. Anahtar Kelimeler: toksik olmama; kontrollü salınım; sporopollenin; Platanus orientalis; mikrokafesler 80

81 S5-SB1 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S5: DİĞER ÇALIŞMALAR Paracetamol Encapsulation by Sporopollenın Microcages Isolated From Platanus Orientalis Pollens Idris SARGIN A, Muhammad MUJTABA A, Lalehan AKYUZ B, Talip ÇETER C, Murat KAYA A 1 Aksaray University, Faculty of Science and Letters, Department of Biotechnology and Molecular Biology, Aksaray, Turkey. 2 Aksaray University, Technical Vocational School, Department of Chemistry Technology, 68100, Aksaray, Turkey. 3 Kastamonu University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Biology, Kastamonu, Turkey. muhammadmujtaba443@gmail.com Introduction: Pollen grains of plants are known as natural protector of genetic materials they carry. The outer layer of plant pollen is mainly composed of sporopollenin. High thermal stability, high elasticity, nontoxicity, homogeneity in size and mucoadhesion makes sporopollenin suitable candidate for control drug delivery. The encapsulated drug can be used by multiple ways such as orally, inhalation and topically. Here in present study we produced sporopollenin microcages using pollens of Platanus orientalis. Material methods: First of all the pollens were treated with acid (4M HCl) and base (4M NaOH). Paracetamol known as most extensively used analgesic drug was used as model drug. Paracetamol was encapsulated to sporopollenin microcages using passive loading technique. Drug loaded sporpollenin was characterized using FT- IR, TGA and SEM techniques. Results and discussion: FT-IR analysis of paracetamol loaded sporopollenin confirmed the drug loading by exhibiting sharp peaks ascribed to paracetamol. TGA analysis revealed sporpollenin of P. orientalis as highly thermal stable with maximum degradation temperature of 480 C. SEM analysis revealed highly porous reticulate surface morphology for sporopollenin. The encapsulation efficiency was recorded as 8.24%. In order to test the ph dependency of drug release and suitability of sporopollenin, in-vitro release was carried out in PBS (ph: 7.4) and HCl (ph: 1.2) buffer system. Present study gave a new insight to the sporopollenin of P. orientalis in terms of suitable drug carrier. Keywords: nontoxic; control release; sporopollenin; Platanus orientalis; microcage 81

82 S5-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S5: DİĞER ÇALIŞMALAR Kastamonuda Peyzaj Amaçlı Kullanılan Ağaçların Alerjenite Düzeyleri ve Tozlaşma Dönemleri Bakımından Değerlendirilmesi Kerim GÜNEY 1, Talip ÇETER 2, Nur Münevver PINAR 3 1 Kastamonu Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Kastamonu/Türkiye 2 Kastamonu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu/Türkiye 3 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara/Türkiye carex35@gmail.com Giriş: Bitkiler şehir peyzajının vazgeçilmez unsurlarındandır. Geçmiş yıllarda peyzaj düzenlemelerinde görsellik ve ekonomik olma ön planda tutulurken, son yıllarda peyzaj çalışmalarında bu unsurlara ilaveten şehir alt yapısına uygunluğu, mevsimsel değişimlere bağlı yaprak ve meyveleriyle oluşturabileceği görsel kirlilik ve en önemli husus olarak insan sağlığına olumsuz etkileri göz önünde bulundurulmaktadır. Bu çalışmada Kastamonu şehir peyzajında kullanılan ağaç ve çalı formundaki bitkilerin tozlaşma dönemleri ve alerjenite düzeyleri dikkate alınarak peyzaj uygulamaları irdelenmiştir. Materyal ve Yöntem: Kastamonu il merkezinde yapılan gözlem ve örnekleme çalışmaları neticesinde şehir merkezindeki park, bahçe ve yol kenarlarındaki bitkilerin örnekleri toplanmış, fotoğrafları çekilerek teşhisleri yapılarak Familyalara göre liste oluşturulmuştur. Literatürlerden yararlanılarak bitkiler üç alerjenite düzeyinde değerlendirilmiştir. Ayrıca alan gözlemleri, Atmosfer çalışmaları ve literatürlerden yararlanılarak bitkilerin tozlaşma periyotları belirlenmiştir. Sonuç ve Tartışma: Kastamonu il merkezinde bulunan park, bahçe ve yol kenarından toplanan bitkilerden toplam 73 adet takson saptanmıştır. Toplanan bitkiler literatür yardımıyla Yüksek Düzeyde Alerjen Taksonlar, Orta Düzeyde Alerjen Taksonlar ve Düşük Düzeyde Alerjen Taksonlar/Alerjenitesi Saptanamayanlar olarak gruplandırılmıştır. Yüksek düzeyde alerjen olan Acer, Cupresus, Juniperus ve Thuja ile orta düzeyde alerjen Cedrus taksonlarının nüfus hareketliliğinin yoğun olduğu alanlarda yoğun olarak kullanıldığı saptanmıştır. Betulaceae/Corylaceae, Cupressus, Thuja, Acer, Fraxinus, ulmus Taxus ve Juglans türlerinin kış sonu ilkbahar başlarında tozlaştığı, Salicaceae, Rosaceae, Patanus, Juniperus, Pinus ve Tilia türlerinin İlkbahar ortası-yaz başı dönemde tozlaştıkları saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Alerji, Ornamental Bitki, Peyzaj, Kastamonu 82

83 S5-SB2 SÖZLÜ SUNUMLAR/ S5: DİĞER ÇALIŞMALAR The Assessement of Trees Used in Landscape Purposes in Kastamonu With Their Allergenity and Pollinatıon Periods Kerim GÜNEY 1, Talip ÇETER 2, Nur Münevver PINAR 3 1 Kastamonu University, Faculty of Forest, Department of Forest Engineering, Kastamonu/Turkey 2 Kastamonu University, Faculty of Science and Arts, Biology Department, Kastamonu/Turkey 3 Ankara University, Faculty of Science, Biology Department, Ankara/Turkey * carex35@gmail.com Introduction: Plants are necessary part of city landscape. In past years, landscape arrangements were made with visual and economical forefronts, but from few years, in addition to these points, the infrastructure of city, the visual pollution created by the leaves and fruits due to the weather change and most importantly their negative effects on human health are put in mind. In this study, the pollination durations and allergic level of the trees and shrubs in the form of plants being used in the landscape arrangements Material and Method: With the help of observations and sampling studies made in parks, gardens and roadsides of city center of Kastamonu Province, plant samples were collected, photographs were taken to identify the Families and create lists. With the help of literature, these plants were divided in three allergic levels. Additionally, the pollination periods of these plants were determined by the help of area observation, atmosphere studies and literature. Result and Discussion: Plants collected from the parks, gardens and roadsides of city center of Kastamonu province showed 73 taxon in total. The collected plants were divided into High Level Allergen Taxa, Middle Level Allergen Taxa and Low Level Allergen Taxa. High Level Allergen were Acer, Cupersus, Juniperus and Thuja while Cedrus was a Middle Level Taxon were found being used in areas with intense population mobility. Betulaceae/Corylacea, Cupressus, Thuja, Acer, Fraxinus, ulmus Tazus and Juglans species pollinate during the end of winter and start of spring, while Saliceae, Rosaceae, Patanus, Juniperus, Pinus ve Tilia species were found pollinating during the mid of spring and start of summer season. Key Words: Allergy, Ornamental Plants, Landscape, Kastamonu 83

84 POSTER BİLDİRİLER/ POSTER PRESENTATIONS 84

85 S1: Aerobiyoloji ve Alerji/ Aerobiology and Allergy 85

86 S1-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Eskişehir de Park ve Bahçelerde Yetişen Allerjik Fraxinus (Oleaceae) Taksonlarının Palinolojik Özellikleri Hasibe ÇOLAK 1, İsmühan POTOĞLU ERKARA 1 1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 26480, Meşelik, Eskişehir ismuhan@ogu.edu.tr Giriş: Evrimsel ve sistematik ilişkilerin daha verimli olarak ortaya konulabilmesi için bitkilerin biyolojik özelliklerinin, polen morfolojisi çalışmalarıyla desteklenmesi düşüncesi bizi bu çalışmaya yönlendiren etmenlerden biridir. Allerjik solunum yolu hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri havada bulunan ağaç, çayır ve ot polenleridir. Ağaç polenleri içerisinde de Oleaceae familyası üyelerinin polenleri oldukça önemlidir. Bu çalışmada, Eskişehir de park ve bahçelerde yetişen ve alerjik etkisi bulunan Fraxinus excelsior ve F. americana polenlerinin morfolojik özellikleri karşılaştırılmalı olarak incelenmiştir. Gereçler ve Yöntemler: Yapılan arazi çalışmaları esnasında toplanan Oleaceae taksonuna ait örneklerden (Fraxinus excelsior ve F. americana) Wodehouse ve Erdtman yöntemlerine göre her bir takson için en az 5 er tane olmak üzere polen preparatları hazırlanmıştır. Araştırma bitkilerinin palinolojik özelliklerinin belirlenmesi için Işık ve Taramalı Elektron (SEM) Mikroskoplarında inceleme ve ölçüm yapılarak, morfometrik sonuçları ortaya konulmuştur. Sonuç: Fraxinus sp. (Oleaceae) taksonları maksimum boyu m arasında değişebilen dolgun ve düzgün gövdeli yuvarlak tepeli, genellikle sulak ya da derin toprağa sahip yerlerde bulunan yaprak döken veya bazen herdem yeşil ağaç veya çalı formunda bitkilerdir. Fraxinus polenlerinin çapları genelde μm aralığında, trikolpat (nadiren tetrakolpat), yüzeyi ise retikülattır. Retikül gözleri düzensiz, geniş ve kalındır. İncelenen Oleaceae taksonlarının sphaeroid, suboblat şekilli oldukları, tektat-retikülat bir ornemantasyon gösterdikleri bulunmuştur. Tartışma: Toplanan diğer türlerle ve familyanın kendi içindeki taksonlarıyla yapılacak olan karşılaştırma ve yorumlarıyla taksonomiye ve polenlere karşı duyarlı insanlara önemli katkılar sağlayacağı inancını taşımaktayız. Anahtar Kelimeler: Fraxinus (Oleaceae), Polen Morfolojisi, Işık Mikroskobu, SEM, Türkiye. 86

87 S1-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Palynological Features of Allergic Fraxinus (Oleaceae) Taxa Growing Parks and Gardens in Eskişehir Hasibe ÇOLAK 1, İsmühan POTOĞLU ERKARA 1 1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 26480, Meşelik, Eskişehir ismuhan@ogu.edu.tr Introduction: The idea of supporting biological characteristics of the plants with pollen morphology studies in order to put forward a more efficient for systematic and evolutionary relationships of plants is one of the factors that is guide us in this study. One of the most important causes of allergic respiratory diseases are pollens tree, grass and weed in the air. Oleaceae family members of pollens are very important in the pollens of the trees. In this study, pollens that have allergic effects of Fraxinus excelsior and F. americana which are grown in Eskisehir parks and gardens, morphological characteristics were examined comparatively. Materias and Methods: At least 5 Pollen preparat are prepared for each taxon according to Wodehouse and Erdtman method from samples (Fraxinus excelsior and F. americana) that are collected of Oleaceae taxa during field studies. Morphometric results have revealed for determining the characteristics of palynological research plant by using light and scanning electron (SEM) microscope. Results: Fraxinus sp. (Oleaceae) taxa's maximum length can vary from a height of m. It has plump and smooth bodied and round crown. It is usually found in areas with deeper soil or wetlands. Plants are deciduous or evergreen tree or shrub form. Generally diameter of Fraxinus pollen is in the range of 17 to 25 μm, Tricolpat (rarely tetracolpate), and its surface is reticulate. Reticulated eyes are irregular, wide and thick. Oleaceae has sphaeroidae the investigated taxa, suboblate they are shaped, it is found to show an ornamentation of tektatereticulate. Discussion : We believe that comparisons which will be made with the collected species and other taxa within the family will make contribution to taxonomy for family and may be important for people who have polen sensitivity. Key Words: Fraxinus (Oleaceae), Pollen Morphology, Light Microscope, SEM, Turkey. 87

88 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB2 Milas Atmosferik Polen Takvimi Nezahat TURFAN 1, Aykut GÜVENSEN 2 1 Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu /Türkiye 2 Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, İzmir /Türkiye nturfan@kastamonu.edu.tr Giriş: Allerjik polenler, astım ve alerjik rinit gibi hastalıkların en önemli sebebidir. Bu nedenle atmosferik polenlerin belirlenmesi sonucu ortaya çıkarılan polen takvimleri allerjistlere ve polenlere karşı duyarlı olan kişilere yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada 21 May 2007 ve 21 Mayıs 2008 tarihleri arasında Muğla nın Milas ilçesi atmosferindeki polen konsantrasyonları gravimetrik yöntem kullanılarak izlenmiştir. Gereç ve Yöntem: Bu amaçla, ilçe emniyet müdürlüğü bahçesinde 1.6 m (MLA) ve emniyet binası çatısına (MLY-16 M) iki durham cihazı yerleştirilmiştir ve haftalık olarak cm 2 başına düşen polen sayısı hesaplanmıştır. Önceden gliserin-safranin ile hazırlanmış preperatlar cihaza yerleştirilmiş ve haftalık olarak ışık mikroskobunda incelenmiştir. Bulgular: Çalışma periyodunca ML A da 36; ML Y de ise 37 taksona ait polen sayılmıştır. ML A da bu taksonların 21 tanesinin odunsu (AP), 15 tanesi ise otsu bitkilere (NAP) ve ML Y de ise 21 tanesinin odunsu (AP) bitkilere, 16 tanesinin de otsu bitkilere (NAP) aittir. Örneklemede ML A da toplam adet/cm 2 ve ML Y de de adet/cm 2 polen sayılmış olup bunların ML A ta %94.5 i odunsu bitkilere, %2.99 u Gramineae üyelerine ve %2.25 i de Diğer Otsu bitki polenlerine; ML Y de ise %92.5 i odunsu bitkilere; %4.46 ı Diğer Otsu Bitkiler ve %4.46 ı da Gramineae üyelerine ait olduğu bulunmuştur. İlçede en fazla polen miktarına sahip taksonlar sırasıyla; ML A da Casuarina equisetifolia, Oleaceae, Pinaceae, Cupressaceae/Taxaceae, Quercus spp, Acer spp, Poaceae, Urticaceae, Chenopodiaceae/Amaranthaceae, Mercurialis annua, Plantago spp, Compositae, Rumex spp, ve Leguminosae; MLY de Casuarina equisetifolia, Pinaceae, Cupressaceae/Taxaceae, Oleaceae, Quercus spp, Poaceae, Plantago spp, Urticaceae, Rumex spp, Chenopodiaceae/Amaranthaceae, Compositae ve Leguminosae üyeleridir. Çalışma süresi boyunca MLA ta polen konsantrasyonu en üst seviyesine Nisan (%37.7), Ekim (%26.1); MLY te Ekim (%26.74), Nisan (%26.67) aylarında ulaşılmıştır. Sonuç: Milas (Muğla) ilçesinin polen takvimini belirlemek amacıyla yapılan bu ön çalışma allerjistler için polen allerjisine sahip kişiler üzerinde doğru tanı yapabilmede faydalı olabilir. Anahtar kelimeler: Polen, polen takvimi, Milas, Muğla 88

89 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB2 The Pollen Callender of Milas Nezahat TURFAN 1, Aykut GÜVENSEN 2 2 Kastamonu University, Faculty of Science and Arts, Biology Department, Kastamonu/Turkey 2 Ege University, Faculty of Science and Arts, Biology Department, Izmir/Turkey nturfan@kastamonu.edu.tr Objective: Airborne pollens are important causal factor of allergic diseases such as asthma and allergic rhinitis. Therefore, the pollen callendar that resulting of airborne pollen will be useful for patients' complainting from pollen allergy. The goal of this study to identify the airborne pollen grains to establish the pollen calendar of Milas (Muğla) between 21 May April Materials and Methods: With this aim two durham samplers were placed above 1.6 m (lower altititude) the ground in the garden) and 16 m (higher altitude) above the ground on the rooftops of the district police headquarters building and weekly pollen grains per cm 2 were calculated. Before exposure, the slides, smeared with glycerinejell stained with safranine, were changed weekly and examined under a light microscope. Results: During the period, 36 taxa in MLA and 37 taxa in MLY were recorded. While in MLA, from these taxa, 21 of them belong to arboreal plants (AP), 15 to non arboreal plants (NAP), but in MLY, 21 of taxa belong to arboreal plants (AP) and 16 taxa to non arboreal plants (NAP). İn ML A a total of pollen grains/cm 2 and in ML Y pollen grains/cm 2 counted in the sampling and also total pollen grains in ML A consisted of 94.5% grains from arboreal plants, 2.99% from Gramineae members and 2.25% from others non-arboreal plant; in ML Y 92.5% grains from arboreal plants, 4.46% from others non-arboreal plant and 2.78% from Gramineae. Whereas dominating taxa were: Casuarina equisetifolia, Oleaceae, Pinaceae, Cupressaceae/Taxaceae, Quercus spp, Acer spp, Poaceae, Urticaceae, Chenopodiaceae/Amaranthaceae, Mercurialis annua, Plantago spp, Compositae, Rumex spp, and Leguminosae members in MLA, but Casuarina equisetifolia, Pinaceae, Cupressaceae/Taxaceae, Oleaceae, Quercus spp, Poaceae, Plantago spp, Urticaceae, Rumex spp, Chenopodiaceae/Amaranthaceae, Compositae and Leguminosae members were higher in MLY. During the study period, in MLA the pollen concentration reached its highest level in April (37.7%) and October (26.1%) while in MLY the highest amount for pollen grains was recorded in October (26.74%) and in April (26.67%). Conclusion: This preliminary study performed to determine pollen calendar for Milas diatrict (Muğla) may be useful for allergologists to establish an exact diagnosis of the people that has pollen allergy. Key words: Milas, Muğla, Pollen, pollen calendar. 89

90 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB3 Aksaray İli Atmosferik Polen Ve Spor Analizi Fatma ŞAFAK 1, N. Münevver PINAR 1, Aydan ACAR 1, Seher KARAMAN ERKUL 2, Talip ÇETER 3 1 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı, Tandogan-ANKARA 2 Aksaray Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı, AKSARAY 3 Kastamonu Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı, KASTAMONU fatmabayg@gmail.com Giriş: Polen ve sporlar atmosferde oldukça yüksek konsantrasyonlarda bulunurlar. Polenler bitkilerin tozlaşma dönemine göre atmosferde belli dönemlerde yoğun olarak bulunurken sporlar yılın her döneminde dağılış gösterirler. Solunum yoluyla vücuda alınan atmosferik polen ve spor türlerinin ve konsantrasyonlarının bilinmesi astım, alerjik rinit, atopik dermatit gibi rahatsızlıkların önlenmesi ve kontrolü açısından oldukça önemlidir. Çünkü bazı polen ve sporlar oldukça düşük konsantrasyonlarda bile alerjiye sebep olabilirken bazıları ancak yüksek konsantrasyonlarda alerjendir. Bu nedenle bu çalışmada Aksaray ilinin atmosferik polen ve spor konsantrasyonlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Yöntem: Aksaray ili atmosferindeki polen ve sporların konsantrasyonlarının belirlenmesi için volümetrik yöntemle çalışan Burkard aleti kullanılmıştır. Mart 2014-Aralık 2015 dönemine ait polen ve spor konsantrasyonu günlük, aylık ve yıllık olarak belirlenmiş. Polen ve spor takvimleri hazırlanmıştır. Sonuç ve Tartışma: Mart Aralık 2014 döneminde 41 takson/familyaya ait toplam polen, 33 taksona ait spor elde edilmiştir yılında ise 41 takson/familyaya ait toplam polen, 33 taksona ait spor elde edilmiştir. Yaygın olarak tespit edilen ağaç ve ağaçsı taksonlara ait polenler Pinaceae, Cupressaceae/Taxaceae, Quercus, Betulaceae, Salix, Rosaceae, Fabaceae, Moraceae, Juglans, Acer, Ulmus, Ailanthus, Populus, Fagus, Oleaceae ve Tilia dır. Başlıca otsu taksonlara ait polenler ise Poaceae, Chenopodiaceae, Asteraceae, Rumex, Brassicaceae, Artemisia, Scrophulariaceae, Caryophyllaceae, Lamiaceae, Apiaceae, Urticaceae, Plantago, Galium, Boraginaceae, Papaveraceae, Malvaceae ve Liliaceae dir. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre toplam polenlerin % 74,2 si ağaçsı, % 12.4 ü otsu ve %13.4 ü Poaceae oluşturmaktadır. En yüksek polen konsantrasyonuna Temmuz ayında, en düşük polen konsantrasyonuna ise Şubat ayında rastlanmıştır. Yaygın olarak tespit edilen sporların başlıcaları ise % 67 Cladosporium ve % 10 Alternaria % 6 Ascobolus, %2 1- septalı askospor %1 Ustilago, ve %1 Leptosphaeria şeklinde saptanmıştır. En yüksek spor konsantrasyonuna Temmuz ayında, en düşük spor konsantrasyonuna ise Mart ayında rastlanmıştır.sıcaklık, yağış, bağıl nem, rüzgar hızı ve yönü gibi meteorolojik faktörler atmosferdeki polen ve spor konsantrasyonlarını etkilemektedir. İlgili dönemde özellikle sıcaklığın konsantrasyonu artırıcı yönde etkilediği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Aksaray, Mantar sporları, Atmosferik polen, Alerji, 90

91 S1-PB3 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Investigation of Atmospheric Pollen and Spores of Aksaray Fatma ŞAFAK 1, N. Münevver PINAR 1, Aydan ACAR 1, Seher KARAMAN ERKUL 2, Talip CETER 3 1 Ankara University, Faculty of Science, Department of Biyology, Tandogan-ANKARA, 2 Aksaray University, Faculty of Arts and Science, Department of Biology, AKSARAY 3 Kastamonu University, Faculty of Arts and Science, Department of Biology, KASTAMONU fatmabayg@gmail.com Background: Pollens and spores are relatively high concentrations in the atmosphere.pollens are observed in the atmosphere most of the year due to the difference in the pollinationperiods of plants. But spores are observed all of the year. Knowledge of the concentration and type pollens and spores in the air has medical importance for protection and teratment of sensitive inviduals especially for asthma, allergic rhinitis, atopic dermatitis. Because; some pollens and spores are allergic in rather low concentrations but some of them are allergen only in higher concentrations. Material and Method: Burkard Volumetric Pollen Trap was used to determine the atmosphere pollen concentration in Aksaray, Turkey. The study was carried out between March December 2015 approximately for two years. Result and Discussion: Total of pollens grains belonging to 41 taxa and spores belonging to 33 taxa were observed between March December pollen grains belonging to 41 taxa and spores belonging to 33 taxa were observed in Arboreal taxa are; Pinaceae, Cupressaceae/Taxaceae, Quercus, Betulaceae, Salix, Rosaceae, Fabaceae, Moraceae, Juglans, Acer, Ulmus, Ailanthus, Populus Fagus, Oleaceae,, Tilia in decreasing order. Nonarboreal taxa are; Poaceae, Chenopodiaceae, Asteraceae, Rumex, Brassicaceae, Artemisia, Scrophulariaceae, Caryophyllaceae, Lamiaceae, Apiaceae, Urticaceae, Plantago, Galium, Boraginaceae, Papaveraceae, Malvaceae and Liliaceae in decreasing order. As a result of the study, it is identified that 74,2% of the total concentration were the pollens of arboreal taxa, where 12,4 % were pollens of nonarboreal taxa and 13,4 % for the Poaceae. The highest pollen concentration was observed in July, while the lowest concentration in February. The most commonly detected sports are in various concentrations of 67% Cladosporium, 10% Alternaria, Ascobolus 6% 1-septal 2% ascospore 1% Ustilago and follow other spores belonging to 36 fungus taxa. In July, the highest concentration of sports, and sports the lowest concentrations were found in March. Meteorological factors such as temperature, rainfall, humidity, wind speed and direction affect the pollen and spore concentration in the atmosphere. It is observed that the most effective factor increasing the consentration is the temperature. Key Words: Aksaray, fungal spores, atmospheric pollen, allergy 91

92 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB4 Kars İli Kağızman İlçesi Aeroallerjen Analizi Şahin YALÇIN 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Salih AKPINAR 1 1 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kars. Giriş: Esas görevi çiçekte döllenmeyi sağlamak olan polenler, çiçeğin erkek organının anterlerinde yer alan mikrospor ana hücrelerinin mayoz bölünme sonucunda meydana getirdiği haploid gametlerdir. Rüzgarla tozlaşan anemogam bitkiler diğer tozlaşma tiplerine sahip taksonlardan daha fazla miktarda polen üretmektedirler. Atmosferde bulunan polenlerin cm 2 deki miktarları alerjik reaksiyonların başlamasında ve devam etmesinde oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bitkilerin tozlaşma (polinasyon) dönemlerinin mevsime bağlı olarak değişim göstermesi ve bu değişimin tüm yıla yayılması, polen duyarlılığı olan bireylerde alerjik reaksiyon semptomlarının süresini belirlemektedir. Bu amaçla bir çok ülkede uzun yıllar süren polen takvimleri hazırlanmaktadır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada gravimetrik metod kullanılarak Kars ili Kağızman ilçesine ait polen ve mantar sporları araştırılmıştır. Araştırmamızda kullanılan Durham aracı 06 Temmuz 2014 ve 06 Haziran 2015 tarihleri arasında Kafkas Üniversitesi Kağızman Meslek Yüksek Okulu bahçesinde her yönü açık bir alana yerleştirilmiştir. Polen ve mantar sporlarını tuzaklayan preparatlar haftalık olarak değiştirilmiştir. Bu preparatlarda bulunan polen ve sporlar laboratuvar ortamında boyanarak sabit preparatlara dönüştürülmüştür. Elde edilen sabit preparatlar Leica DM500 ışık mikroskobunda incelenmiştir. Bulgular: Polen analizleri sonucunda 17 si odunsu ve 14 tanesi ise otsu taksonlara ait olmak üzere toplam 31 taksona ait 880 adet polen tespit edilmiştir. Ayrıca hazırlanan preparatlarda 7 farklı mantar taksonuna ait toplam 361 adet spora rastlanmıştır. Bu aeroallerjenlerin %40.82 sinin otsu bitkilere ait polenler, %25.70 inin odunsu bitkilere ait polenler ve %27.29 unun ise mantar sporlarına ait oldukları belirlenmiştir. Preparatlarda rastlanan %6.19 oranındaki polen ve sporların ait olduğu taksonlar teşhis edilememiştir. Sonuç ve Tartışma: Yöre atmosferindeki polenlerin aylık dağılımları incelendiğinde otsu bikilere ait polenlerin mart ayından itibaren artmaya başladığı, haziran-temmuz ayları arasındaki dönemde ise en yüksek düzeye ulaştığı görülmüştür. Odunsu taksonlara ait polenlerin ise mart ayından itibaren artış gösterdiği ve nisan ayında en yüksek seviyeye çıktığı tespit edilmiştir. Mantar sporlarının tüm yıl boyunca belirli bir düzeyde oldukları gözlenmiştir. Atmosferde polenlerine en yoğun rastlanan odunsu taksonlar sırasıyla Rosaceae (%10.05), Abies (%4.84), Cupressaceae/Taxaceae (%1.97), Populus (%1.74), Ulmus (%1.66) ve Juglans (%1.36) tır. Otsu taksonlardan, polenlerine en çok rastlananlar ise Poaceae (%15.65 polen) Chepodiaceae/Amaranthaceae (%8.92), Artemisia (%4.61), Rumex (%2.80) Apiaceae (%1.81), Plantago (%1.66), Caryophyllaceae (%1.59) ve Lamiaceae (%1.06) dir. Mantarlardan, Ustilago (%16.86), Cladosporium (%4.01), Alternaria (%2.65), Sporormia (%1.28) ve Epicoccum (%1.13) cinsi bireylerinin sporları atmosferde en yoğun olarak tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Aeroallerjen, Kağızman, Kars, Mantar sporu, Polen. 92

93 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB4 Analysis of Aeroallergens in Kars Kağızman County Şahin YALÇIN 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Salih AKPINAR 1 1. Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. Introduction: Pollens are formed by meiosis and mitosis of microspor mother cell in anters which is the male organ of flower. Pollens main task is plant fertilization. Wind-pollinated plants produce large quantities of pollen. The value of pollen amounts on m 2 or intensity in the atmosphere is important for allergic reactions. Plant pollination period between the plants show changes depending on the season and it continues throughout the year. It causes long duration of allergic reactions symptoms in individuals with pollen sensitivity. For this purpose, the annual pollen calendar is prepared in many countries. Materials and Methods: In this study, fungal spores and pollens of Kağızman county of Kars province were investigated by using gravimetric method. Durham pollen particle sampler using in the investigation was placed at vocational high school of Kafkas University s garden and pollen and spore samples were taken between 06 th July 2014 and 06 th June Microscopic slides on the Durham sampler were changed as weekly. Pollen and fungal spores samples were painted and converted to fixed preparations in the lab. Microscopic slides were analyzed in Leica DM500 light microscope. Results: As a result of pollen analysis, 17 woody and 14 herbaceous plants of total 31 taxa belonging to 880 pollen were recorded and 361 spores belonging 7 fungal taxa were found. It was determined that the amount of herbaceous pollen rate was % and woody plants pollen was 25.70% and fungal spores was 27.29%. The 6.19% of the total number cannot be diagnosed. Discussion: According to monthly pollen and spore variation of Kağızman, it was obtained that herbaceus plants pollens started to increase since March, reached the highest level between June and July and woody plants pollen started to increase since March, reached the highest level in April. It was observed that fungal spores at a level all year. after analysis of atmospheric pollen and fungal spores datas, the most intense woody plants are Rosaceae (%10.05), Abies sp. (%4.84), Cupressaceae/Taxaceae (%1.97), Populus sp. (%1.74 pollen/cm 2 ), Ulmus sp. (%1.66), Juglans sp. (%1.36); the most intense herbaceus plants are Poaceae (%15.65) Chepodium/Amaranthus (%8.92), Artemisia sp. (%4.61), Rumex sp. (%2.80) Apiaceae (%1.81), Plantago sp. (%1.66), Caryophyllaceae (%1.59), Lamiaceae (%1.06). The most inteste fungal spores are Ustilago (%16.86), Cladosporium (%4.01), Alternaria (%2.65), Sporormia (%1.28), Epicoccum (%1.13). Keywords: Kars, Kağızman, Aeroallergens, Pollen, Fungal spores. 93

94 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB5 Ardahan İli Atmosferinde Artemisia sp. Polenlerinin 2015 Yılı Gün İçi Saatlik Değişimlerinin Belirlenmesi Salih AKPINAR 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Adem BIÇAKÇI 2 1 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kars. 2 Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle-Bursa. Giriş: Compositae familyasına ait otsu bitkilerin polenleri insanlarda ve hayvanlarda alerjik reaksiyonlara neden olan aeroallerjenlerdir. Artemisia sp. halk arasında pelin otu olarak bilinmektedir. Polen alerjisi olanlarda pelin otu polenlerine karşı duyarlılık %10-14 arasındadır (Spieksma ve ark., 1980). Yeryüzünde 400 kadar türü barındıran Artemisia cinsininin 57 türü Avrupa da, 22 türü ise ülkemizde yer almaktadır (Hickey ve King, 1981; Davis, 1975). Ülkemizde en yaygın olarak görülen türler Artemisia vulgaris, Artemisia annua, Artemisia absinthium, Artemisia campestris, Artemisia marchalliana, Artemisia scoparia, Artemisia santonicum ve Artemisia spicigera dır (Davis, 1975). Gereç ve Yöntemler: Ardahan ili atmosferinde 2015 yılı süresince volumetrik yöntem kullanılarak gerçekleştirilen bu çalışmada Lanzoni VPPS 2000 cihazı ile haftalık polen örnekleri toplanmış ve laboratuvarda günlük preparatlar haline dönüştürülmüştür. Işık mikroskobu kullanılarak bu polenlerin ait oldukları taksonlar teşhis edilmiş ve bu taksonlara ait polenlerin sayımları sonucunda elde edilen veriler saatlik, günlük, haftalık ve aylık tablolara dönüştürülmüştür. Bulgular: Ardahan ili atmosferinde yapılan sayımlar sonucunda 2015 yılı süresince toplam adet polen tespit edilmiştir. Artemisia polenlerinin toplam polenler içerisindeki yoğunluğu %6.22 lik oranıyla beşinci olduğu görülmüştür. Çalışılan yörenin atmosferinde bu taksonun polenlerine mayıs-aralık ayları arasındaki periyotta miktarı değişmekle birlikte sürekli bir şekilde rastlanmıştır. Bu taksonun polenleri en yüksek yoğunluğa temmuz ayı içerisinde (%4.33) ulaşmıştır. Sonuç ve Tartışma: Artemisia polenlerinin gün içi saatlik değişimleri incelendiğinde, haziran (%1.10) ayında öğle saatlerinde, temmuz ayında (%4.33) sabah saatlerinde, ağustos (%1.43) ayında öğle saatlerinde ve eylül (%0.19) ayında ise sabah saatlerinde en yüksek yoğunluğa ulaştıkları tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Ardahan, Artemisia, Polen Teşekkür: Desteklerinden dolayı TÜBİTAK a teşekkür ederiz (KBAG-113Z649) 94

95 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB5 Determination of Intradiurnal Variation of Artemisia sp. Pollens in Ardahan Atmosphere 2015 Salih AKPINAR 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Adem BIÇAKÇI 2 1 Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. 2. Uludag University Faculty of Science Department of Biology, Görükle - Bursa. Introduciton: Pollens of herbaceous plants that belongs to the Compositae family are known aeroallergens both humans and animals. The sensitivity to mugwort pollen Artemisia sp. ranges between 10-14%. There are nearly 400 species of Artemisia genus in the World and 57 species exist in Europe and 22 Artemisia species recorded in Turkey. The most widespread species are the followings: Artemisia vulgaris, Artemisia annua, Artemisia absinthium, Artemisia campestris, Artemisia marchalliana, Artemisias coparia, Artemisia santonicum, Artemisia spicigera. Materials and Methods: Daily airborne pollen samples were taken by using Hirst type volumetric sampler (Lanzoni VPPS 2000) in Ardahan province during the year of Collected samples were analysed under light microscope and average hourly and daily pollen concentrations were reported. Results: During 2015 in the atmosphere of Ardahan Province a total sum of daily pollen concentrations reached pollen. With 6.22% of the total pollen sum Artemisia sp. pollen was the fifth most abundant pollen type. It was suspended in the air from May to December. The highest contribution of Artemisia sp. pollen to total airborne pollen spectra was identified in July (4.33%). Discussion: When Artemisia sp. pollen diurnal variations are examined, the highest concentration of Artemisia sp. pollen recorded from morning to midday, in June (1.10%) in midday, in July (4.33%) in morning time, in August (1.43%) in midday, in September (0.19%) in morning time. Keywords: Ardahan, Artemisia, Pollen Acknowledgements: I would like to thank TUBITAK for its financial support (Project number KBAG 113Z649). 95

96 S1-PB6 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Rize İli Atmosferindeki Polenlerin Belirlenmesi Ünal ŞAHİN 1, Adem BIÇAKÇI 2, Halit ÇINARKA 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 3, Aziz GÜMÜŞ 1, Asiye YAVUZ 1, Salih AKPINAR 3, Gül Esma AKDOĞAN 3 1 Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD. Rize 2 Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle - Bursa 3 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kars Giriş: Çiçekli bitkilerde, erkek gameti (DNA) taşıyan ve dişi çiçeğin döllenmesini sağlayan üreme hücrelerine polen denir. Döllenmenin garanti altına alınması için anemogam bitkilerin polinizasyon dönemlerinde çok sayıda üretilen polen taneleri rüzgarlı havalarda uzun süre atmosferde taşınırlar. Rüzgâr etkisini kaybettiğinde bir kısmı toprak ve su üzerine düşer, bir kısmı çiçeğin stigması üzerine giderek döllenmeyi sağlar ve bir kısmı da solunum sistemi yoluyla insan vücuduna girerek, duyarlı kişilerde polinosis adı verilen allerjik reaksiyonlara neden olurlar. Bu reaksiyonlar allerjik rinit, allerjik konjuktivit ve allerjik astım şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yere düşen polenler, rüzgarlı havalarda tekrar atmosfere katılarak taşınabilmesi nedeni ile alerjik reaksiyonların uzun sürmesine neden olmaktadır. Gereçler ve Yöntemler: Bu çalışmada, Rize ili atmosferine ait atmosferik polenler 01 Şubat Ocak 2014 tarihleri arasında volümetrik yöntemle VPSS 2010 (Lanzoni) cihazı kullanılarak araştırıldı. Haftalık olarak elde edilen polen örnekleri günlük preparatlara dönüştürüldü ve woodhouse metoduna göre boyanarak ışık mikroskobunda teşhis ve sayımları yapıldı. Bulgular: Bir yıllık atmosferik polen örnekleme sonucunda, 38 taksona ait toplam polen/m 3 tespit edildi. Elde edilen taksonların 20 tanesi odunsu (%79.13), 17 tanesi diğer otsular (%12.80), Poaceaee (%7.67) ve teşhis edilemeyen (%0.40) bitkilere ait olduğu belirlendi. Çalışılan bölgede, yoğun olarak saptanan taksonlar; Cupressaceae/Taxaceae (%18.27), Pinaceae (%15.80), Fraxinus sp. (%13.76), Quercus (%9.73), Corylus(%8.12), Alnus (%4.01), Castanea (%2.14), Platanus (%1.57) Moraceae (%1.46), Urticaceae/Parietaria (%4.36), Mercurialis (%1.96), Ambrosia (%1.90), Chenopodiaceae/Amaranthaceae (%1.06) ve Plantago (%1.00) olarak belirlendi. Sonuç ve Tartışma: Rize ili atmosferinde maksimum polen yoğunluğunun Nisan ayında (%31.29) olduğu ve bunun Fraxinus polen yoğunluğun (%8.94) artışından kaynaklandığı tespit edildi. Anahtar Sözcükler: Atmosferik polenler, Rize, Polen Takvimi. 96

97 S1-PB6 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Determination of Pollens Content in The Atmosphere of Rize Province Ünal ŞAHİN 1, Adem BIÇAKÇI 2, Halit ÇINARKA 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 3, Aziz GÜMÜŞ 1, Asiye YAVUZ 1, Salih AKPINAR 3, Gül Esma AKDOĞAN 3 1 Recep Tayyip Erdogan University, Faculty of Medicine, Pulmonary Diseases. Rize 2 Uludag University Faculty of Science Department of Biology, Görükle - Bursa. 3 Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. Introduction: In flowering plants, reproductive cells which carry male gametes are called as pollen and they provide fertilization. Anemogam plants produce a large number of pollen to guarantee the fertilization and these pollen grains are trasported in atmosphere for a long time. When wind lose its effect, some pollen grains fall on land and water, some of them goes on flower's stigma to provide fertilization and the others goes to respiratory system of human body and causes allergic reactions. These reactions are allergic rhinitis, allergic conjunctivitis and allergic asthma. The fallen pollens can be moved back into the atmosphere by wind and that causes longer duration of the allergic reactions. Materials and Methods: In this study, the atmospheric pollen of Rize atmosphere was investigated by using VPSS 2010 (Lanzoni) device which is volumetric method between 1st February st January Weekly pollen samples were converted to the daily preparations and they are painted by woodhouse method. Preparations were analyzed and counted in light microscopy. Results: As a result of atmospheric pollen sampling (pollen/m 3 ) pollen grains of 38 taxa were detected. While 20 of total taxa were determined as woody plants (79.13%), 17 were of these taxa were found as other herbaceus plants (12.80%). Poaceae was found as 7.67% in the study period. Unidentified pollen concentration was seen 0.40%. In the studied region, taxa are identified as intense are Cupressaceae/Taxaceae (18.27%), Pinaceae (15.80%), Fraxinus (13.76%), Quercus sp. (9.73%), Corylus (8.12%), Alnus (4.01%), Castanea (2.14%), Platanus (1.57%) Moraceae (1.46%), Urticaceae/Parietaria (4.36%), Mercurialis (1.96%), Ambrosia (1.90%), Chenopodiaceae/ Amaranthaceae (1.06%) and Plantago (1.00%). Discussion: Maximum pollen concentration (31.29%) of Rize atmosphere was recorded in April and this incerase was found to result form Fraxinus pollen concentration (8.94%). Key Words: Airborne pollen grains, Rize, Rize Pollen Calendar 97

98 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB7 Gaziantep İli Atmosferi Spor Takvimi (2010) Hasan AKGUL 1, Demet YİLMAZKAYA 2, Aycan TOSUNOGLU 3, Adem BİCAKCİ 3 1. Akdeniz Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Antalya 2. Gaziantep Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Gaziantep 3. Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa demetyilmazkaya@gmail.com Giriş: Hava içerik olarak bakıldığında gazlar ve çeşitli tozlar gibi cansız materyallerin yanı sıra, bakteriler, virüsler, polenler, fungus sporları, algler, protozoa, böcek yumurtaları ile bazı bitki, böcek ve tohum parçaları gibi biyolojik materyalleri içermektedir. Bu partiküller genelde insan, hayvan ve bitkilerde hastalık etmenidirler. Bu yüzden bu partiküllerin varlığının ve konsantrasyonlarının belirlenmesi önemlidir. Bu çalışmanın amacı 2010 yılı Gaziantep ili atmosferinde bulunan fungus cins/gruplarını volümetrik yöntem ile belirlemek ve spor takvimini sunmaktır. Gereç ve Yöntem: 2010 yılında Gaziantep ili atmosferinde bulunan fungus sporlarını toplamak için Lanzoni spor tuzağı (VPSS 2000) kullanılmıştır. Toplanan örnekler günlük preparatlar haline getirilerek ışık mikroskobu ile incelenmiştir. Bir yıllık dönem içinde atmosferde bulunan sporların ait oldukları cinsler/gruplar saptanmış ve sporların Gaziantep atmosferindeki miktarları ve dağılımları tespit edilmiştir. Sonuç ve Tartışma: Yapılan teşhis işlemi sonucunda, 2010 yılında Gaziantep ili atmosferinde 42 fungus cinsi ve 4 fungal gruba ait toplam s/m 3 tespit edilmiştir. Elde edilen veriler değerlendirilerek Gaziantep ili atmosferinin bir yıllık spor takvimi hazırlanmıştır. Sonuç olarak, hazırlanan spor takvimi hastalara tam ve doğru teşhis koyma konusunda alerji, bağışıklık ve cildiye uzmanlarına yardımcı olacaktır. Ayrıca ziraatçilerin ve çiftçilerin fungisitleri kullanma zamanını belirlemeleri ve az fungusitle uygun zamanda sorunların çözümlenmesi konusunda yardımcı olunacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Aerobiyoloji, volümetrik yöntem, spor takvimi, Gaziantep Teşekkür: Bu çalışma Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurulu (TÜBİTAK) tarafından BİDEB 2211-C Programı ile desteklenmiştir. 98

99 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB7 Spore Calendar of Gaziantep Province (2010) Hasan AKGUL 1, Demet YİLMAZKAYA 2, Aycan TOSUNOGLU 3, Adem BİCAKCİ 3 1. Akdeniz University, Sciences Faculty, Department of Biology, Antalya 2. Gaziantep University, Sciences and Arts Faculty, Department of Biology Gaziantep 3. Uludağ University, Sciences and Arts Faculty, Department of Biology, Bursa demetyilmazkaya@gmail.com Introduction: Air includes non-biological materials like gases and various particles, as well as biological particles like bacteria, virus, pollens, fungal spores, alga, protozoa and fragments of some plant, insect and seed. These particles are generally disease-causing agents of human, animals and plants. For this reason, determination of the presence and concentration of these particles is important. The aim of the study is to determine fungal genera/groups of Gaziantep atmosphere in 2010 with volumetric method and present spore calendar. Materials and Methods: In this study, atmospheric fungal spores of Gaziantep Province was sampled by using Lanzoni spore trap (VPSS 2000) in Collected samples were turned into daily slides and these slides were analyzed by light microscopy. The genera/groups of fungal spores were defined and their quantity and distribution in Gaziantep atmosphere were determined. Result and Discussion: As a result of the study, s/m 3 belonging to 42 genera and 4 fungal group were recorded in Gaziantep atmosphere in One-year spore calendar of Gaziantep Province was prepared by evaluating the data. Consequently, prepared spore calendar can help allergy, immune system and dermatology specialists to put complete and accurate diagnosis. In addition, it is thought that it can be helped to agronomists and farmers to determine using time of fungicides and solving the problems in suitable times with using less fungicides. Key words: Aerobiology, volumetric method, spore calendar, Gaziantep Acknowledgement: This study was funded by (TÜBİTAK) BİDEB 2211-C Program. 99

100 S1-PB8 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Iğdır İli Atmosferinde Chenopodiaceae/Amaranthaceae Polenlerinin 2015 Yılı Aylık Değişimleri Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Salih AKPINAR 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Adem BIÇAKÇI 2 1 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kars. 2 Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle - Bursa. Giriş: Chenopodiaceae/Amaranthaceae familyasına ait bitkilerin rüzgarla tozlaşan türleri alerjik rinit ve allerjik astıma neden olmaktadır. En önemli aeroallerjenler arasında yer alan bu familyalara ait bitkilerin polenlerine yaz ve sonbaharda rastlanılmaktadır. Chenopodiaceae familyası yer yüzünde 103 cins ve 1400 kadar türle temsil edilmektedir. Ülkemizde bu familyalara ait 33 cins ve 129 tür barındırmaktadır. Çalışmanın yapıldığı Iğdır ili deniz seviyesinden 850 metre yükseklikte ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan bir sınır şehirdir. Doğusunda Ermenistan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve İran yer almaktadır. Iğdır Rasat İstasyonunun 40 yıllık ölçümlerine göre, bu merkezde yıllık sıcaklık ortalaması 11.6 C, yıllık ortalama sıcaklık farkı ise 29.2 C kadardır. En yüksek sıcaklık değerlerine Ağustos 41.8 C, en düşük sıcaklık değerlerine de Aralık ayında C rastlanmaktadır. Gereçler ve Yöntemler: Iğdır ili atmosferinde bir yıllık araştırma süresince incelenen örnekler Lanzoni VPPS 2000 model polen tuzağı ile elde edildi. Haftalık polen örnekleri labaratuvarda günlük preparatlara dönüştürüldü. Olympus CX21 marka ışık mikroskobunda analizleri ve sayımları yapıldı. Elde edilen Polen verileri aylık tablolara dönüştürüldü. Bulgular: Bu çalışmada Iğdır İli atmosferinde 01 Ocak 31 Aralık 2015 arasında toplam adet polen saptandı. En yoğun ikinci sırada yer alan Chenopodiaceae/Amaranthaceae familyalarına ait polenlerin %17.46 lık (4472 polen) oranla toplam polenlere katkı sağladığı bulunmuştur. Çalışılan yörenin atmosferinde bu familyaların polenlerine miktarları değişmekle birlikte bütün aylarda rastlanmıştır. Sonuç ve Tartışma: Chenopodiaceae/Amaranthaceae familyasına ait polenler Iğdır atmosferinde çalışma süresince tüm aylarda gözlendi. En yüksek polen dağılımının Ağustos ayı içerisinde (%9.54) olduğu tespit edildi. Bazı illerde atmosferik polen içeriği ile ilgili Tübitak Projesi kapsamında, bu familyanın polen konsantrasyonu Kars'ta 4.57%, Ardahan'da % 0.83 ve Ağrı'da 2.79% olarak kaydedildi. Iğdır da Chenopodiaceae/ Amaranthaceae polenlerinin yoğunluğunun Kars, Ardahan ve Ağrı illerine göre yüksek oluşu Iğdır ın (850 m) düşük rakıma sahip olması ve düşük rakımlı yabancı ülke şehirleri ile kuşaltılmış olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler: Iğdır, Chenopodiaceae/Amaranthaceae, Polen. Teşekkkür: Desteklerinden dolayı TÜBİTAK a teşekkür ederiz (KBAG 113Z649). 100

101 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ S1-PB8 Airborne Chenopodiaceae/Amaranthaceae Pollen Type in Iğdır Province 2015 Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Salih AKPINAR 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Adem BIÇAKÇI 2 1 Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. 2. Uludag University Faculty of Science Department of Biology, Görükle - Bursa. Introduction: Wind-pollinated species of Chenopodiaceae and Amaranthaceae pollen types can cause of allergic rhinitis and allergic asthma. Seen as the most important aeroallergens of this families pollens are dispersed to the air in summer and autumn. Chenopodiaceae family is represented by 103 genera and 1400 species worldwide. In Turkey, 33 genera and 129 species belong to these families. Iğdır is located in 850-meter-high from the sea level and border city in East Anatolia and surrounded by Armenia, Nakhchivan Autonomous Republic and Iran in East. Iğdır has 11.6 o C mean value in the year according to meteorology observation. The annual mean temperature difference of province is up to 29.2 C. The highest temperature is recorded as 41.8 C in August and the lowest temperature is recorded as C in December. Materials and Methods: One year sampling of airborne pollen has been performed in Igdir province in samples were taken by using Lanzoni VPPS 2000 pollen trap. Daily samples were mounted onto microscopic slides which were analyzed a by using Olympus CX21 light microscope. Sums of obtained daily average concentrations for each month were converted to charts. Results: According to results of the study, total pollen grains were recorded in Iğdır atmosphere during one year period. The most second intense Chenopodiaceae/ Amaranthaceae pollen were found to contribute to total pollen spectra with 17.46% (4472 pollen). In the investigated field, this families pollen were observed more or less through the year. Discussion: Pollens of Chenopodiaceae and Amaranthaceae families were observed in the all months during the study period (17.46%). The highest contribution this pollen type to monthly sum of airborne pollen concentrations was recorded in August (9.54%) At the scope of Tübitak project relating with the atmospheric pollen content of some provinces, this families pollen concentration was recorded as 4.57% in Kars, 0.83% in Ardahan and 2.79% in Ağrı. According to Kars, Ardahan and Ağrı, higher pollen concentration of this families in Iğdır atmosphere can be considered the low altitudes of Igdır and surrounded by low altitude border cities of tree countries. Keywords: Igdir, Chenopodiaceae/Amaranthaceae, Pollen. Acknowledgements: I would like to thank TUBITAK for its financial support (Project number KBAG 113Z649). 101

102 S1-PB9 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Ağrı İli 2015 Polen Takvimi Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Salih AKPINAR 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Adem BIÇAKÇI 2 1 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kars. 2. Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle - Bursa. Giriş: Temel görevi bitkilerde döllenmeyi sağlamak olan polenler, döllenmeyi garanti altına almak için doğal ve hayvansal etkenleri başarılı bir şekilde kullanmaktadır. Rüzgarla tozlaşan anemogam bitkiler diğer tozlaşma tiplerinden daha fazla oranda polen üretmektedir. Atmosferde belirli bir yoğunlukta bulunan polenler insanlarda allerjik rinit, allerjik konjunktivit ve alerjik astım gibi allerjik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Bitkilerin tozlaşma (polinasyon) dönenlerinin bitkiler arasında mevsime bağlı olarak değişim göstermesi ve bu değişimim tüm yıla yayılması, polen duyarlılığı olan bireylerde alerjik reaskiyonların uzun sürmesine neden olmaktadır. Gereçler ve Yöntemler: Ağrı ili atmosferinde 2015 yılı süresince volumetrik polen tuzağı (Lanzoni VPPS 2000) kullanılarak haftalık polen örnekleri elde edildi. Haftalık örnekler günlük preparatlara dönüştürülerek olympus CX21 ışık mikroskobunda analizleri yapıldı. Elde edilen Polen verileri günlük ve aylık tablolara dönüştürüldü ve polen takvimleri hazırlandı. Bulgular: Ağrı ili atmosferik polen örneklemeleri sonucunda toplam polenlerin 25 tanesi odunsu (3601 polen - %23.28) ve 20 otsu olan (11831 polen - %76.48) toplam 45 takson tespit edildi. Teşhis edilemeyen polenler ise toplam polenlerin %0.25 ini (38 polen) oluşturduğu belirlendi. Ağrı ili atmosferinde yoğunluğu %1.00 den büyük olan taksonlar, Poaceae, (% polen), Humulus sp. (% polen), Plantago sp. (% polen), Urtica sp. (% polen), Betula sp. (% polen), Salix sp. (% polen), Rumex sp. (% polen) Fraxinus sp. (% polen), Chenopodiaceae/Amaranthaceae (% polen) Cupressaceae/ Taxaceae (% polen), Boraginaceae (% polen), Ailanthus sp. (% polen/m3), Carpinus sp. (% polen), Apiaceae (% polen) Artemisia sp. (% polen) olarak tespit edildi. Sonuç ve Tartışma: Ağrı atmosferinde odunsu Mayıs ayında, otsu bitkilerin ise Haziran ayında en yüksek seviyelerine ulaştığı, saptandı. Anahtar Kelimeler: Ağrı, Polen, Polen takvimi Teşekkkür: Desteklerinden dolayı TÜBİTAK a teşekkür ederiz (KBAG 113Z649). 102

103 S1-PB9 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Pollen Calendar of Ağrı Province 2015 Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Salih AKPINAR 1, Gül Esma AKDOĞAN 1, Adem BIÇAKÇI 2 1 Kafkas University Department of Biology, Faculty of Science, Kars. 2. Uludag University Faculty of Science Department of Biology, Görükle - Bursa. Introduction: The main task of pollen is to ensure the plant fertilization and it uses natural factors successfully to guarantee the fertilization. Wind-pollinated plants produce more pollen than the other pollination types. Pollens in a specific density in the atmosphere causes of allergic rhinitis, allergic conjunctivitis and allergic disorders such as allergic asthma in humans. Plant pollination has shown variation between plants depending on the season and plant pollination continue all year. This causes longer duration of allergic reactions in people with pollen sensitivity. Materials and Methods: Weekly pollen samples of Ağrı atmosphere were obtained by volumetric pollen trap (Lanzoni VPPS 2000). Weekly pollen samples were converted to daily preparation in the laboratory. Preparations were analyzed in Olympus CX21 light microscope. The obtained pollen data were converted to daily and monthly tables and pollen calendar was prepared. Results: A total number of 45 taxa were identified. 25 of these taxa are woody (3601 pollen - %23.28), 20 of these taxa are herbaceous (11831 polen - %76.48). The 0.25% of the total pollen (38 pollen) cannot be diagnosed. The pollen density which is greater than 1.00% plants are these followings: Poaceae, (42.28% 6541 pollen), Humulus sp., (7.12% 1102 pollen), Plantago sp. (5.71% 884 pollen), Urtica sp., (4.22% 653 pollen), Betula sp. (4.21% 652 pollen), Salix sp. (3.98% 615 pollen), Rumex sp. (3.51% 543 pollen), Fraxinus sp. (2.81% 434 pollen), Chenopodiaceae/Amaranthaceae (2.79% 432 pollen) Cupressaceae/ Taxaceae (% pollen), Boraginaceae (% pollen), Ailanthus sp. (1.81% 280 pollen), Carpinus sp. (1.40% 217 pollen), Apiaceae (1.32% 204 pollen) Artemisia sp. (1.20% 186 pollen) Discussion: The woody plant pollens reached its highest level in May while the herbaceous plant pollens in June. Key words: Ağrı, Pollen, Pollen calendar. Acknowledgements: I would like to thank TUBITAK for its financial support (Project number KBAG 113Z649). 103

104 S1-PB10 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Kars İli Atmosferinde Poaceae Polenlerinin 2015 Yılı Aylık Değişimlerinin Belirlenmesi Gül Esma AKDOĞAN 1, Salih AKPINAR 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Adem BIÇAKÇI 2 1. Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kars. 2. Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle - Bursa. Giriş: Rüzgarla tozlaşma (Anemogam) mekanizmasına sahip bitkiler tozlaşmayı garanti altına almak amacı ile çok sayıda polen üretmektedir. Atmosferde belirli bir yoğunluğa ulaşan çeşitli bitkilere ait polenler insanlarda ve hayvanlarda çeşitli alerjik semptomlara neden olmaktadır. Poaceae familyasına ait otsu bitkiler çok fazla sayıda önemli aeroallerjenler arsında yer alan polenleri üretmektedir. Ekonomik açıdan öneli olan bu familyaya ait bitkiler yeryüzünde kadar tür ile temsil edilmekte, ülkemizde ise 140 cinse ait 602 taksonla temsil edilmektedir. Geniş yayılış alanına sahip olması nedeni ile Poaceae familyasına ait bitki polenlerine yıl boyunca az ya da çok atmosferde rastlanılmaktadır. Gereçler ve Yöntemler: Kars ili atmosferinde 2015 yılı süresince volumetrik polen tuzağı (Lanzoni VPPS 2000) kullanılarak haftalık polen örnekleri elde edildi. Haftalık örnekler günlük preparatlara dönüştürülerek Olympus CX21 ışık mikroskobunda analizleri yapıldı. Elde edilen Polen verileri aylık tablolara dönüştürüldü. Bulgular: Kars ili atmosferinde yapılan polen örneklemeleri sonucunda toplam adet (polen) polen tespit edildi. Toplam polenlerin 25 tanesi odunsu (3379 polen - %17.63) ve 24 otsu olan (15731 polen- %82.09) toplam 49 takson tespit edildi. Teşhis edilemeyen polenler ise toplam polenlerin %0.28 ini (53 polen) oluşturduğu belirlendi. Çalışma süresince Poaceae familyası polenlerine tüm aylarda az ya da çok rastlandı (%46.21). Ocak ayından itibaren Kars atmosferinde görülmeye başlayan Poaceae polenleri Haziran (%31.77) ayında en yüksek seviyelerine ulaştığı ve aralık ayına kadar en düşük seviyelerine gerilediği tespit edildi. Sonuç ve Tartışma: Bu çalışmada Kars atmosferinde Haziran ayında Poaceae polenlerinin en yüksek yoğunlukta olmalarından dolayı yıllık toplam polenlerin bu ayda en yüksek yoğunluğa ulaştığı belirlendi (%45.05). Anahtar Kelimeler: Kars, Poaceae, Polen. Teşekkür: Desteklerinden dolayı TÜBİTAK a teşekkür ederiz (KBAG 113Z649) 104

105 S1-PB10 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Determination of the Poaceae Pollens 2015 Monthly Changes in Kars Atmosphere Gül Esma AKDOĞAN 1, Salih AKPINAR 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Adem BIÇAKÇI 2 1 Kafkas University, Faculty of Science, Department of Biology, Kars. 2 Uludag University, Faculty of Science, Department of Biology, Görükle - Bursa. Introduction: Wind-pollinated (Anemophilous) plants produce lots of pollen to ensure pollination. Pollens from different taxa can provoke allergic symptoms in humans and animals. Herbaceous plants that belong to Poaceae produce important aeroallergens on their pollen grains. This family comprises 10,000 species, some of them with a high economical relevance. In our country it is represented with 602 taxa and 140 genera. Thanks to its wide spread of Poaceae family members, with different reproductive phenology, Poaceae pollen can be detected in the atmosphere throughout all the year. Materials and Methods: During 2015 weekly pollen samples were obtained by volumetric pollen trap (Lanzoni VPPS 2000). Weekly samples were converted to daily preparations and these preparations were analyzed in Olympus CX21 light microscope. The obtained pollen data were converted to monthly tables. Results: As a result of pollen sampling carried out in Kars atmosphere, a total number of (pollen) pollen grains were detected from a year period. A total number of 49 taxa were identified. 25 of these were woody (3379 pollen %), 24 of these were herbaceous (15731 pollen %). The 0.28% of the total pollen (53 pollen) cannot be diagnosed. Poaceae pollens were seen more or less throughout the year in Kars (46.21%). Poaceae pollens starting to see as of January were recorded as maximum levels in June (31.77%) and were observed as minimum levels in December. Discussion: In this study, total pollen concentrations (45.05%) in Kars atmosphere were determined as the highest level in June due to the highest levels of Poaceace pollen counts in this mount. Key words: Kars, Poaceae, Pollen. Acknowledgements: I would like to thank TUBITAK for its financial support (Project number KBAG 113Z649). 105

106 S1-PB11 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Partiküler Madde Yoğunluğunun Ankara İli Atmosferindeki Polen ve Alerjen Yükü ile Birlikte Değerlendirilmesi Aydan ACAR ŞAHİN 1, Şenol ALAN 2, Tuğba SARIŞAHİN 2, Ayşe KAPLAN 2, Nur Münevver PINAR 1 1 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara 2 Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Zonguldak aydanacar24@gmail.com Giriş: Atmosferik polenlerin ve diğer partiküllerin duyarlı hastalarda, başta alerjik hastalıklar olmak üzere, çeşitli hastalıklara neden olduğu uzun süredir bilinmekte olan bir olgudur. Son yıllarda atmosferdeki polenlerin yanı sıra, doğrudan alerjenlerin belirlenmesine yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Bu çalışmalarda, alerjenlerin polenlerin içerisinde bulunduğu gibi atmosferde serbest şekilde bulunduğu da görülmektedir. Alerjenlerin diğer partikül maddelerle beraber hareket edip etmediğini belirlemek amacıyla, çalışmamızda, Ankara ili atmosferinde 2015 yılında belirlenen partikül miktarı ile Betulaceae, Poaceae ve Ambrosia polen konsantrasyonları ve bu polenlerle bağlantılı alerjenlerin (Bet v 1, Phl p 5 ve Amb a 1) konsantrasyonları arasındaki bağlantı incelenmiştir. Gereçler ve Yöntemler: Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi nde yer alan ve uzun süredir polen ve sporların toplanması için kullanılan, Burkard cihazının yakınına, atmosferden partikül ve alerjenlerin toplanabilmesi için, Yüksek Hacimli Hava Örnekleyicisi (BGI900) yerleştirilmiştir. Dakikada 900 L hava emme kapasitesi olan bu cihaz ile Mart Ekim 2015 ayları arasında her gün poliüretan süngerler üzerine örnekleme yapılmıştır. Alerjenler ve partiküller 10μm den büyük partiküller ile 10-2,5 μm çapındaki partiküller olmak üzere ayrı filtrelere toplanmıştır. Filtrelerin hem boş hem de örnekleme sonrası ağırlıkları alınarak, ayrı ayrı partikül miktarları hesaplanmıştır. Dolu filtrelerin tartımdan önce nem dengesinin sağlanması için oda koşullarında 3 saat bekletilmiştir. Filtreler amonyum karbonat tampon sisteminde özütlendikten sonra, Bet v 1, Phl p 5, Amb a 1 alerjenlerine özgül alerjenlere özgü ELISA kitleri ile miktarları belirlenmiştir. Aynı dönemde polen sayımları da yapılarak alerjen konsantrasyonu ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca günlük toplam partikül madde miktarları dikkate alınarak, polen, alerjen ve toplam (x>pm10 ve PM2.5<x<PM10) filtre ağırlıkları arasında Spearman korelasyon analizi (SPSS V.21) gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Aktif polen sezonunda toplam 382,9 polen/m 3 belirlenmiştir. Bunların %16,4 ü (62,6 tane/m 3 ) Betulaceae familyasına ait iken, %72,6 sı (278 tane/m 3 ) Poaceae familyasına, % 11 u (42,3 tane/m 3 ) ise Ambrosia cinsine ait polenlerden oluşmaktadır. 27 Mart -31 Mayıs tarihleri arasını kapsayan dönemde Bet v 1 alerjeni için ELISA taraması gerçekleştirilmiştir. Ancak sadece Nisan ayının ikinci haftası ile Mayıs ayı başına kadar havada alerjen izlenmiştir. Phl p 5 alerjeni Poaceae familyası polenlerinden daha önce atmosferde izlenmiştir. Amb a 1 alerjeni Phl p 5 alerjenine göre daha az oranda izlenmekle birlikte aynı şekilde, Ambrosia polenlerinden daha önce atmosferde rastlanmıştır. Bu durum Amb a 1 alerjenlerinin polen sezonundan önce Ankara atmosferine taşınmış olabileceğini akla getirmektedir. Sonuç ve Tartışma: Partiküler madde miktarları ile alerjen ve polenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bu durum alerjenlerin partiküler madde ile taşınmadığı yönünde bir kanıt olarak değerlendirilebilir. Ancak, partiküler madde ile taşınan alerjenlerin çalışmamızda kullanılan su bazlı özütleme yöntemiyle elde edilememiş olması olasılığı da göz ardı edilmemelidir. İleriki çalışmalarda Partiküllere bağlanan alerjenlerin belirlenmesi için alternatif bir özütleme yöntemi kullanılarak verilerin doğrulanması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Aeroallerjen, Ankara, Amb a 1, Bet v 1, ELISA, Phl p 5, PM 10, PM 2.5 Teşekkür: Bu çalışma 113Z762 nolu TUBİTAK projesi ve 16L nolu BAP projesi ile desteklenmiştir. 106

107 S1-PB11 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ The evaluation of pollen and allergen load with atmospheric particulate matters density in Ankara Aydan ACAR ŞAHİN 1, Şenol ALAN 2, Tuğba SARIŞAHİN 2, Ayşe KAPLAN 2, Nur Münevver PINAR 1 1 Ankara University, Faculty of Science, Department of Biology, Ankara 2 Bülent EcevitUniversity, Faculty of Science and Art, Department of Biology, Zonguldak aydanacar24@gmail.com Introduction: It is well known that atmospheric pollen and other airborne particles cause sallergyc in sensitive individuals. A The number of studies aiming to determine allergens in the atmosphere together with pollen levels have increased. It was shown that allergens can be found both in the pollen grain and free in the atmosphere. The aim of this study was to investigate the relationship between Betulaceae, Poaceae, Ambrosia pollen concentrations and the major allergens related to these pollen types in Ankara city atmosphere during Materials and Methods: High Volume Air Sampler for collecting particles and allergens has been placed on Ankara University, Faculty of Science, near the Burkard pollen and spore trap. Daily allergen samples were collected at 900 l/min suction rate onto poliuretan filters from March 2015 to October A particles larger than 10 μm and those between μm have been separated onto different filters. Amount of particles has separately calculated by measuring weight of filters before and after collection. Collected filters has been kept for 3 hours in room temperature for balancing humidity level, before weight out. After filters have extracted in Ammonium Carbonate Buffer system, the levels of Bet v 1, Phl p 5 and Amb a 1 have been determined by ELISA kits that specific to them. Pollen counts and allergen levels have been compared. Considering daily total amount of particles, Spearman correlation analysis has been carried out between pollen, allergen and daily total amount of particles by using SPSS V.21 statistical programme. Results: In total 5514 pollen grains belonging to three taxa were observed during the study. The sum of daily pollen concentration was grain/m 3. While, 16.4% of these belonged to Betulaceae family, 72.6% of these belonged to Poaceae family. Rest (11%) consisted of Ambrosia pollen. Bet v 1allergen was quantified using ELISA on daily samples collected between 27 March-31 May. However, allergens were detected only from the second week of April to beginning of May in the atmosphere. Phl p 5 allergen was recorded earlier than Poaceae pollen. Although Amb a 1 allergen was lower than Phl p 5, in the same manner Amb a 1 determined before Ambrosia pollen. This could be related to transportation of the allergen to Ankara atmosphere before the pollen season. Conclusion and Discussion: There is no significant correlation between particulate matter and pollen and allergens, in the result of correlation analysis. This is a important evidence of which, allergens behave freely from other particles in the atmosphere. Since the water based extraction method could cause this result, we suggest for further studies that will check data obtained from this study after different extraction methods are applyed. Key words: Aeroallergen, Ankara, Amb a 1, Bet v 1, ELISA, Phl p 5, PM 10, PM 2.5 Acknowledge: This study was supported by a grant from the Technical and Research Council of Turkey ( TUBITAK- Project no: 113Z762) and Research Council of Ankara University (BAP-13B ) 107

108 S1-PB12 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Hatay Atmosferindeki Dominant Polen Tipleri Ve Karakteristikleri Aycan TOSUNOĞLU 1, Ahmet İLÇİM 2, Adem BIÇAKÇI 1 1 Uludag Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa, Türkiye 2 Mustafa Kemal Universitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Hatay, Türkiye aycanbilisik@uludag.edu.tr Giriş: Polen kaynaklı solunum allerjisi reaksiyonlarının Avrupa da son on-yıllarda arttığı ve tahminen %40 seviyelerinde olduğu tahmin edilmektedir. Atmosferik polenlerin tiplerinin ve konsantrasyonlarının belirlenmesi polen allerjisi şikayeti olan hastalar için oldukça faydalıdır. Bu nedenle, dünya genelinde özellikle de populasyonların yoğunlaştığı bölgelerde polen dağılım ve konsantrasyonlarını belirlemeye yönelik birçok aeropalinolojik çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, Hatay atmosferinde bulunan başlıca polen tiplerinin özellikle MPS (Ana Polen Sezonu) periyodlarının, gün içi dağılımlarının ve polinosis için riskli günlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Aeropalinolojik çalışma, Hirst tipi volumetrik polen ve spor örnekleyici ile 2014 yılı boyunca Hatay (Güney-Türkiye) gerçekleştirilmiştir. Polen konsantrasyonları bir metreküp havadaki polen sayıları hesaplanarak ortaya konmuştur. Yıllık toplam polen miktarının %1 inden fazla miktarda bulunan polenler dominant olarak değerlendirilmiştir. Dominant polen tipleri için MPS peryodu Andersen metoduna göre hesaplanmış, gün içi değişimleri gösterebilmek için de dört zaman basamağı kullanılmıştır. Bulgular ve Tartışma: Yıllık toplam polen miktarının %1 inden fazlası ile temsil edilen dokuz takson ile atmosferde yüksek miktarda bulunan polenler; Cupressaceae/Taxaceae (64.27%), Olea (10.28%), Moraceae (6.59%), Quercus (4.19%), Pinus (2.74%), Poaceae (2.68%), Urticaceae (2.63%), Mercurialis (1.10%) and Platanus (1.08%) olarak belirlenmiştir. MPS periyotları, süreleri, polen tiplerinin gün-içi dağılımları ve polinosis açısından risk oluşturan polen ve günler verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ana Polen Sezonu, Gün içi varyasyon, Polinosis riski Teşekkür: Bu çalışma finansal olarak Tubitak (KBAG-212T135) tarafından desteklenmiştir. 108

109 S1-PB12 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Dominated Pollen Types and Their Characteristics in Hatay (Turkey) Atmosphere Aycan TOSUNOGLU 1, Ahmet ILCIM 2, Adem BICAKCI 1 1 Uludag University, Science & Arts Faculty, Department of Biology, Bursa, Turkey 2 Mustafa Kemal University, Science & Arts Faculty, Department of Biology, Hatay, Turkey aycanbilisik@uludag.edu.tr Introduction: Many evidences suggests that the prevalence of pollen-induced respiratory allergic reactions has been increasing in Europe during the past several decades and is estimated to be approximately 40 %. Determining type of atmospheric pollen grains and concentrations is useful for patients who are suffering from allergies. Therefore, many aeropalynological investigations have been performed worldwide to determine pollen dispersal and concentrations, especially in highly populated areas. In this study, we aimed to show the dominated pollen types of Hatay atmosphere, especially with the emphasis of MPS periods, intra-diurnal variations and daily threshold values. Material and Methods: An aeropalynological study was performed in Hatay-S Turkey with a Hirst-type volumetric pollen trap during Pollen concentrations were stated as a number of pollen grains in one cubic meter of air. Pollen types that comprised more than 1% of the annual total pollen concentration were considered to be dominant. The main pollen season (MPS) for dominant pollen types was calculated according to Andersen method and four time zone periods were used to show the intra-diurnal variations of pollen grains. Results and Discussion: Nine different plant taxa comprised more than 1% of the total pollen content, taken as predominant pollen types with the greatest influence in the atmosphere; Cupressaceae/Taxaceae (64.27%), Olea (10.28%), Moraceae (6.59%), Quercus (4.19%), Pinus (2.74%), Poaceae (2.68%), Urticaceae (2.63%), Mercurialis (1.10%) and Platanus (1.08%). Main pollen seasons, durations, intra-diurnal dispersions of pollen grains of these types and dates and pollen types for risk of pollinosis have given. Keywords: Main Pollen Season, Intradiurnal variation, Risk of pollinosis Acknowledgements: This study is financially supported by Tubitak (KBAG-212T135). 109

110 S1-PB13 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Erzurum İli Atmosferik Polenleri, 2011 Gülşah SAATÇIOĞLU 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 2, Aycan TOSUNOĞLU 3, Sevcan ÇELENK 3, Nihat SAPAN 4, Adem BIÇAKÇI 3 1 İnönü Üniversitesi, Battalgazi Meslek Yüksekokulu, Malatya *gulsah.saatcioglu@inonu.edu.tr 2 Kafkas Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültsi, Biyoloji Bölümü, Kars 3 Uludağ Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa 4 Uludağ Üniveristesi, Tıp Fakültesi, Pediatrik Allerji Bölümü, Bursa Giriş: Rüzgârla tozlaşan bitkiler, polen duyarlılığı olan kişiler üzerinde polinosisin başlıca sebebidir. Bitkisel çeşitlilik iklimsel ve coğrafi koşullara göre farklılık göstermektedir. Farklı bölgelerde düzenli olarak gerçekleştirilen atmosferik polen çalışmaları, polenlerin ve çiçeklenme dönemlerinin belirlenmesinde ve uzmanların duyarlı bireyler üzerinde tanı yapabilmesine faydalı olabilir. Bu çalışmanın amacı Erzurum atmosferinde bulunan polenleri tanımlamak, çiçeklenme dönemlerinin başlangıcı, süresi ve bitiş periyodunu belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Erzurum ili atmosferik polenleri Hirst-tipi volümetrik polen ve spor örnekleme cihazı (Lanzoni VPPS 2000) ile 2011 yılı boyunca örneklenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar günlük polen tanımlamalarına dayandırılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışma periyodu boyunca 34 taksona ait (tanımlanamayan polenler hariç) 19,592 polen kaydedilmiştir. Toplam polen sayısının % 1 inden fazla olan dominant 16 takson toplam yüzdeleriyle birlikte Erzurum ili için; Poaceae (%43,96), Pinus spp. (%17,21), Artemisia spp. (%7,65), Cupressaceae / Taxaceae (%4,93), Betula spp. (%3,46), Chenopodiaceaae / Amaranthaceae (%2,73), Fraxinus spp. (%2,47), Ulmus spp. (%2,45), Populus spp. (%1,83), Rumex spp. (%1,72), Urticaceae (%1,55), Xanthium spp. (%1,51), Plantago spp. (%1,42), Fabaceae (%1,16), Brassicaceae (%1,12) olarak belirlenmiştir. Polen konsantrasyonu, yüksek Poacaeae polen sayısı varlığıyla, en yüksek oranda Haziran ayında görülmüştür. Tartışma ve Sonuç: Bu çalışma allergologlar için polen allerjisi olan kişiler üzerinde doğru tanı yapabilmede faydalı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Polen, polinosis, polen konsantrasyonu, Erzurum. Teşekkür: Bu çalışma TÜBİTAK (Proje No: 109S086) tarafından desteklenmiştir. 110

111 S1-PB13 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Airborne Pollen Grains of Erzurum, 2011 Gülşah SAATÇIOĞLU 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 2, Aycan TOSUNOĞLU 3, Sevcan ÇELENK 3, Nihat SAPAN 4, Adem BIÇAKÇI 3 1 Battalgazi Vocational School, Inonu University, Malatya 2 Department of Biology, Faculty of Science and Arts, Kafkas University, Kars 3 Department of Biology, Faculty of Science and Arts, Uludag University, Bursa 4 Division of Pediatric Allergy, Faculty of Medicine, Uludag University, Bursa gulsah.saatcioglu@inonu.edu.tr Objective: Wind-pollinated plants are the main cause of polinosis, on pollen-sensitive humans. Plant diversity varies according to climate and geography. Regularly performed atmospherical pollen counting in different areas may help the allergologists to identify pollen types, flowering periods and to establish the cause of sensitive individuals symptoms. The goal of this study determining the begining, course and the end of the pollen season and identifiying the polen types in the air of Erzurum. Materials and Methods: Airborne pollen grains in Erzurum were collected through the year 2011, by using Hirsttype volumetric pollen and spore trap (Lanzoni VPPS 2000). The results based on the identification of pollen was evaluated diurnal, obtained in this study. Results: During the period pollen grains belonging to 34 taxa (excluding unidentified pollen grains) were recorded. 16 plant taxa take a place, which encountered up to 1% of the total and it can be reported that total percentages for dominant pollen grains in Erzurum were; Poaceae (43.96%), Pinus spp. (17.21%), Artemisia spp. (7.65%), Cupressaceae / Taxaceae (4.93%), Betula spp. (3.46%), Chenopodiaceaae / Amaranthaceae (2.73%), Fraxinus spp. (2.47%), Ulmus spp. (2.45%), Populus spp. (1.83%), Rumex spp. (1.72%), Urticaceae (1.55%), Xanthium spp. (1.51%), Plantago spp. (1.42%), Fabaceae (1.16%), Brassicaceae (1.12%). Maximum pollen concentration have seen in June, with a high prevalance of grass pollen grains. Discussion and Conclusion: This study may be useful for allergologists to establish an exact diagnosis of the people that has pollen allergy. Key Words: Pollen, pollinosis, pollen concentration, Erzurum Acknowledgements: This study was supported financially by TUBİTAK (Project No:109S086). 111

112 S1-PB14 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Şanlıurfa İlinin Atmosferik Polen Konsantrasyonları Gülşah SAATÇIOĞLU 1, Semih BEKİL 2, Hulusi MALYER 2, Hasan AKAN 3, Hasan AKGÜL 4, Adem BIÇAKÇI 2, Aycan TOSUNOĞLU 2 1 İnonu Üniversitesi, Battalgazi MYO, Malatya, Türkiye 2 Uludag Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa, Türkiye 3 Harran Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Şanlıurfa, Türkiye 4 Akdeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Antalya, Türkiye gulsah.saatcioglu@inonu.edu.tr Giriş: Biyo-aerosoller, predominant bileşenlerine ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve hayvanlar üzerinde bir takım sağlık sorunlarına sebep olabilirler. Hava ile tozlaşan bitkiler tarafından üretilen ve atmosferde görülen polenler de önemli organik biyo-aerosollerdir. Bu bitkilerin çiçeklenme dönemleri boyunca duyarlı bireyler polinosisin sebep olduğu semptomlar gösterebilmektedirler. Dolayısıyla atmosferdeki polenlerin ve polen konsantrasyonlarının belirlenmesi polen alerjisi şikayeti olan hastalar için faydalı olacaktır. Bu çalışmanın amacı Şanlıurfa atmosferindeki polenleri ve konsantrasyonlarını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Şanlıurfa ili atmosferik polenleri Lanzoni volümetrik cihaz (Lanzoni VPPS 2000) ile 2014 yılı boyunca örneklenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar günlük polen tanımlamalarına dayandırılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışma periyodu boyunca 41 taksona ait, m 3 başına toplam 13,306 polen kaydedilmiştir. Toplam polen sayısının % 1 inden fazla olan dominant 8 takson toplam yüzdeleriyle birlikte Şanlıurfa ili için; Morus spp. (%54,20), Cupressaceae / Taxaceae (%13,50), Platanus spp. (%7,41), Poaceae (%6,35), Urticaceae (%4,61), Olea spp. (%3,35), Pinus spp. (%2,21), Chenopodiaceaae / Amaranthaceae (%1,77) olarak belirlenmiştir. Tüm yıla ait en yüksek polen konsantrasyonu % 60,62 oranıyla Mart ayında kaydedilmiştir. Tartışma ve Sonuç: Bu çalışma allergologlar için polen allerjisi olan kişiler üzerinde doğru tanı yapabilmede faydalı olabilecektir. Anahtar Kelimeler: Polen, pollinosis, polen konsantrasyonu, Sanlıurfa Teşekkür: Bu çalışma TÜBİTAK (Proje No: KBAG-212T135) tarafından desteklenmiştir. 112

113 S1-PB14 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Atmospheric Pollen Concentrations in Şanlıurfa City Gulsah SAATÇIOGLU 1, Semih BEKİL 2, Hulusi MALYER 2, Hasan AKAN 3, Hasan AKGUL 4, Adem BICAKCI 2, Aycan TOSUNOGLU 2 1 Inonu University, Battalgazi Vocational School, Malatya, Turkey 2 Uludag University, Faculty of Science and Arts, Department of Biology, Bursa, Turkey 3 Harran University, Faculty of Science and Arts, Department of Biology, Sanlıurfa, Turkey 4 Akdeniz University, Faculty of Science and Arts, Department of Biology, Antalya, Turkey gulsah.saatcioglu@inonu.edu.tr Objective: Bioaerosols may cause a range of health effects in humans and animals, depending on the predominant components present and their concentrations. Airborne pollen grains produced by anemogame plant species are also significant organic bioaerosols. During the pollination seasons of these plants, sensitive individuals may show symptoms caused by pollinosis. Thus, determination of pollen type and concentrations of pollen grains in the air will be useful for patients complaining from the pollen allergy. The aims of this study identifying the pollen types and their concentrations in the air of Sanlıurfa. Materials and Methods: Airborne pollen grains in Sanlıurfa were collected through the year 2014, by using Hirsttype volumetric pollen trap (Lanzoni VPPS 2000). The results based on the identification of pollen counts was evaluated diurnally. Results: During the study period, pollen / m 3 belonging to 41 taxa were recorded. 8 plant taxa take a place, which encountered up to 1% of the total; Morus spp. (54.20%), Cupressaceae / Taxaceae (13.50%), Platanus spp. (7.41%), Poaceae (6.35%), Urticaceae (4.61%), Olea spp. (3.35%), Pinus spp. (2.21%), Chenopodiaceaae / Amaranthaceae (1.77%). The maximum pollen concentration recorded in March with 60.62% of the annual total. Discussion and Conclusion: This study may be useful for allergologists to establish an exact diagnosis for the people, whom has pollen allergy. Key Words: Pollen, pollen concentration, Şanlıurfa. Acknowledgements: This study was funded by TUBİTAK (Project No:212T135). 113

114 S1-PB15 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Partiküler Madde Yoğunluğunun Zonguldak İli Atmosferindeki Polen ve Alerjen Yükü İle Beraber Değerlendirilmesi Tuğba SARIŞAHİN 1, Şenol ALAN 1, Aydan ACAR ŞAHİN 2, Murat DERENDELİ 1, Ayşe KAPLAN 1, Nur Münevver PINAR 2 1 Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Zonguldak 2 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara Giriş: Atmosferdeki biyotik ve abiyotik partiküllerin insan sağlığı üzerine olumsuz etkiler yarattığı, sanayi devriminden sonra oldukça araştırılan bir olgudur. Ancak son zamanlarda atmosferdeki alerjenlerin incelenmesine yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Bu çalışmaların sonuçlarına bakıldığında, alerjenlerin polenlerin içerisinde bulunduğu gibi atmosferde serbest şekilde bulunduğu da görülmektedir. Bu çalışmada, bu alerjenlerin atmosferdeki diğer partiküllerle beraber hareket edip etmediğini belirlemek üzere, Zonguldak ili atmosferinde 2015 yılında belirlenen partikül miktarı ile Betulaceae, Poaceae ve Ambrosia polen konsantrasyonları ve bu polenlerle bağlantılı alerjenlerin (Bet v 1, Phl p 5 ve Amb a 1) konsantrasyonları arasındaki bağlantı incelenmiştir. Yöntem: Çalışma kapsamında iki farklı örnekleyici kullanılmıştır. Bunlardan ilki Hirst polen spor tuzağı olup, atmosferik polenlerin toplanması amacıyla kullanılmıştır. Diğer örnekleyicisi ise BGI900 model Yüksek Hacimli Hava ve Partikül örnekleyicisidir. Bu örnekleyici dakikada 900 litre havayı iki farklı kademede bulunan poliüretan filtrelerden geçirerek, içerisindeki partikülleri ayırmaktadır. İlk kademede (PM10) partikül büyüklüğü 10 µm den büyük olan parçacıklar tutulurken, ikinci kademede (PM2.5) partikül büyüklüğü 10 ila 2,5 µm olan parçacıklar toplanmaktadır. Her iki örnekleyicide Bülent Ecevit Üniversitesi Farabi Kampüsü nde bulunan bir binanın çatısına aralarında en az 5 m olacak şekilde yerleştirilmiştir yılının Mart ayı başından Eylül ayı sonuna kadar, Burkard cihazı haftalık değiştirilirken, poliüretan filtreler günlük olarak değiştirilmiştir. Partikül miktarları hem boş hem de dolu filtrelerin tartılması ile elde edilirken, alerjenler amonyum karbonat tamponu ile özütlenen filtrelerden ELISA yöntemiyle belirlenmiştir. Elde edilen verilere R istatistik programlama dili kullanılarak Spearman korelasyon analizi uygulanmıştır. Sonuçlar: Zonguldak ilinde 2015 yılı için Mart Eylül ayları arasında toplam 14,59 g partikül madde toplanmıştır. Bunlardan 8,158 i (%55.9) PM10 filtrelerinde toplanmışken, 6,432 si (%44.08) PM2.5 filtrelerinde toplanmıştır. Buna karşın etkin polen sezonları göz önüne alındığında; 22 Mart - 14 Nisan tarihleri arasında polen indexi tane/m 3 olarak belirlenirken, aynı zaman aralığında PM10 da 62.1 pg/m 3, PM2.5 de ise 14.3 pg/m 3 Bet v 1 alerjeni ölçülmüştür. Poaceae familyası için etkin polen sezonu 01 Mayıs - 25 Temmuz tarihleri olarak belirlenmiş ve tane/m 3 polen sayılmıştır. Bu dönemde ise PM10 için 70.9 pg/m 3, PM2.5 için ise 8.58 pg/m 3 Phl p 5 alerjeni ölçülmüştür. 01 Ağustos - 15 Eylül dönemi için tane/m 3 Ambrosia poleni sayılırken, PM10 için U/m 3, PM2.5 için ise U/m 3 alerjen belirlenmiştir. Korelasyon analizlerinde partikül madde ile polen ve alerjenler arasında istatistiksel bir bağlantı bulunamamıştır. Bu durum alerjenlerin atmosferdeki diğer partiküllerden bağımsız davrandığı konusunda önemli bir ipucudur. Ancak diğer partiküllere bağlanan alerjenlerin belirlenmesi için alternatif bir özütleme yöntemiyle de bu verilerin doğrulanmasının daha doğru olacağını düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Aeroallerjen, Zonguldak, Amb a 1, Bet v 1, Phl p 5, ELISA, PM10, PM2.5 Teşekkür: Bu çalışma 113Z762 nolu TUBİTAK projesi ile desteklenmiştir. 114

115 S1-PB15 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Evaluation of Density of Particulate Matter with Pollen and Allergen Load in Zonguldak Atmosphere Tuğba SARIŞAHİN 1, Şenol ALAN 1, Aydan ACAR ŞAHİN 2, Murat DERENDELİ 1, Ayşe KAPLAN 1, Nur Münevver PINAR 2 1 Bülent EcevitUniversity, Faculty of Science and Art, Department of Biology, Zonguldak 2 Ankara University, Faculty of Science, Department of Biology, Ankara Introduction: After industrial revolution, biotic and abiotic particles that has a negative effects on human health in the atmosphere have been widely investigated phenomenon. There are many studies have been made recently about allergens in the atmosphere. When we looked the results of these studies, it is appeared that allergens can be found in the pollen as well as found as free form in the atmosphere. In this study to find out whether these allergens could move with other particles in the atmosphere, the connection among amount of particles and Betulaceae, Poaceae, Ambrosia pollen concentration and the allergens related to the pollen types in Zonguldak city atmosphere of 2015 has been investigated. Material and Method: Two different sampler have been used in the study. First of them, Hirst type a pollen and spore trap, has been used for collecting pollen from the atmosphere. The other sampler is BGI900 high volume air and particle sampler. The sampler separates particles by passing 900 l of air. The sampler separates particles onto poliuretan filter placed in two cascade by passing 900 l of air. In first cascade, particles has a size of greater than 10 µm are captured. In second cascade, particles have a size between 10 and 2.5 µm are captured. Both samplers that there is at least 5 m distance between have been placed on roof of building in the Bulent Ecevit University Farabi Campus. Burkard has been changed weekly, poliuretan filters have been changed daily from beginning of March to end of September. While amount of particles has been obtained by measuring weight of filters before and after collection, allergen levels from filters extracted with ammonium carbonate buffer have been determined by ELISA. Spearman correlation analysis has been applied on obtained data by using R statistical programming language. Results:Total g particulate matter has been collected from March to September in Zonguldak. While g of these has been collected from PM10 filters, g has collected from PM2.5 filters. Considering active pollen season; Annual pollen index was during 22 March - 14 April, 62.1 pg/m 3 from PM10 filters, 14.3 pg/m 3 from PM2.5 filters Bet v 1 has been measured in that time interval. Active season for Poaceae pollen has defined as 01 May - 27 July and grain/m 3 pollen have counted. During active season, 70.9 pg/m 3 Phl p 5 for PM10 filters and 8.58 pg/m 3 Phl p 5 for PM2.5 filters has measured. For the interval of 01 August - 15 September, while grain/m 3 Ambrosia pollen have been obtained, U/m 3 for PM10 filters and U/m 3 for PM2.5 filters Amb a 1 allergen has measured. There is no significant correlation between particulate matter and pollen and allergens, in the result of correlation analysis. This is a important evidence of which, allergens behave freely from other particles in the atmosphere. We suggested that these datas should be check with different extraction method to obtained allergens binds to other particles. Key words: Aeroallergen, Zonguldak, Amb a 1, Bet v 1, Phl p 5, ELISA, PM 10, PM 2.5 Acknowledge: This study was supported by a grant from the Technical and Research Council of Turkey ( TUBITAK- Project no: 113Z762) 115

116 S1-PB16 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Arı Sokması Ve Arı Ürünlerinin Alerjik Etkileri Üzerine Esra Güllü Kastamonu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme Ve Diyetetik Bölümü, Kastamonu\Türkiye Arı alerjisi, arı sokması durumunda vücudun arıların venomlarına aşırı reaksiyon vermesi ile meydana gelir. Arının soktuğu yerde normalde hafif kızarıklık, şişlik ve ağrı görülebildiği gibi; bazen vücudun başka yerlerinde de şişlikler, kusma, halsizlik ve beraberinde anafilaktik şokla ölüm meydana gelebilir. Özellikle Tip 1 alerjik reaksiyon olarak kaşıntı, kızarıklık, kurdeşen ve anjioödem gelişebilir. Arı sokmasında alerjik şok dk içinde olur bu sebeple, epinefrin başta olmak üzere uygun acil müdahale yapılmalıdır. Arı sokmasının yanı sıra arı ürünlerinin de alerjen etkileri mevcuttur. Bunlardan balın sağlık için faydalı olduğu kanıtlanmasına rağmen, içeriğinde bulunan protein ve polenler duyarlı kişilerde risk oluşturabilmektedir. Propolis diğerlerine oranla daha az bilinen ve insanların sağlık için tükettiği 1 mg ı yaklaşık 20 mg Penisilin e denk etki gösteren bir arı ürünüdür. Arı ürünlerine alerjisi olan kişilerin propolis tüketmeleri halinde vücutta kızarıklık ve ciddi boyutlarda deri döküntüleri görülebilir. Arı poleni besin değeri yüksek bir üründür, polen alerjisi olan kişilerin arı poleni tüketimi konusunda hassas olmaları gerekmektedir. Polen bu bireylerde, şişme, döküntü, kaşıntı, nefes darlığı, halsizlik ve ölüme varan etkiler gösterebilir. Arı sütünün bilhassa yüksek dozlarda alerjik reaksiyonlara sebep olduğu uzmanlar tarafından bildirilmiştir. Bu ürünlerin hafif ve ciddi etkileri literatüre geçmiş, ancak melissopalinoloji ve aerobiyoloji konularına yoğunlaşılmasına rağmen araştırmalar sınırlı kalmıştır. Bireyde bunların tüketiminin kısıtlanması veya sonlandırılması için alerjen türüne bağlı olarak kan ve deride alerji testi ile besin yükleme testi uygulanıp tanı konmalıdır. Yine alerjen türüne bağlı olarak hastaları desentizite ederek ve kalıcı tolerans geliştirme yöntemleri ile alerjen etkinin ortadan kaldırıldığına dair sonuçlar bildirilmiştir. Yapılan bu çalışmada arılar ve arı ürünlerinin alerjik etkilerini derlemek amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Arı, bal, propolis, arı sütü, arı poleni 116

117 S1-PB16 POSTER SUNUMLARI/ S1: AEROBİYOLOJİ ve ALERJİ Bee Sting and Allergic effects Bee Products Esra Güllü Kastamonu University, Faculty of Health Sciences, Department of Nutrition and Dietetics, Kastamonu\Turkey Bee allergy happens because body overreacts to bees venoms in case of bee sting. On the body that the bee sting, sometimes it can happen dull redness, swelling and ache and sometimes it can happen swelling on the other sides of the body and vomiting, weakness can happen and in company with these reactions death can be occured with anaphylactic shock. Especially as tip 1 allergic reaction, itching, redness, urticaria and angiodema can develop. In case of bee sting, allergic shock happens in minutes therefore conveniant immediate treatment should be implemented especially epinephrin. As well as bee sting, bee products have allergic reactions. Eventhough it is proved that honey is healthful, protein and pollen in it can be risky for the people who has sensitivity for the pollen and protein. Propolis which is known less than the others and people consume for health is a bee product that its 1 mg has an impact as equal as 20 mg penicillin. If those who have bee product allergy consume propolis, redness on their body and skin rash can happen. Bee s pollen is a nutritious product. Those who have pollen allergy should act responsibly towards consuming bee pollen. Bee pollen can cause swelling, skin rash, itching, dyspnea, weakness and even it can cause death for those people. İt is reported by the experts that especially a high amount of loyal jelly cause allergic reaction. Those products serious and nonserious effects have taken part in the litarature. However, studies have limited although melissopalynology and aerobiology subjects are concentrated. In order for being limited consuming and being ended of those products for the person, it should be got diagnosis by being implemented challange test and by being implemented allergy tests in blood and on skin depending on the type of allergy and again depending on the type of allergen, by desensitising the patients and with the permanent tolerance developing technics, the consequences for allergic reactions being annihilated have been reported. In this study, it is aimed to compile the allergic effects of bees and bee products. Keywords: Bee, honey, propolis, bee s pollen, bee s milk 117

118 S2: Polen ve Spor Morfolojisi/ Pollen and Spores Morphology 118

119 119

120 S2-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Scrophularia myriophylla ve Scrophularia subaequiloba Türlerinin Karşılaştırmalı Polen Morfolojisi Funda ÖZBEK 1, Murat EKİCİ 1, Nur Münevver PINAR 2, Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI 1 1 Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Teknikokullar / Ankara 2 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Tandoğan / Ankara ozbekfunda@gmail.com Giriş Scrophularia L. (Scrophulariaceae) cinsi dünyada yaklaşık 300, Türkiye de ise 75 taksonla temsil edilmektedir. Scrophulariaceae familyasına ait çeşitli cinslerde yapılan palinolojik çalışmaların sonucunda araştırıcılar, polen boyutu, şekli, apertür tipi, kolpus genişliği, şekli ve ekzin ornamentasyonu gibi karakterlerin taksonları birbirinden ayırmada kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Bu çalışmanın amacı, Scrophularia myriophylla Boiss. & Heldr. ve bu türe yakın endemik S. subaequiloba Lall türünün polen morfolojisi özelliklerini ışık mikroskobu ve taramalı elektron mikroskobu ile belirlemek ve türlerin sistematiğine polen morfolojisi yönünden katkıda bulunmaktır. Gereçler ve Yöntemler Işık mikroskobu (Wodehouse metodu) ve taramalı elektron mikroskobu sonuçları birlikte değerlendirilerek; türlerin polen morfolojisi ayrıntılı olarak verilmiştir. Bulgular İncelenen türlerin polenleri izopolar, radyal simetrili, trikolporat ve oblat-sferoidaldir. Ekzin ornamentasyonu S. myriophylla türünde ekvatoral bölgede mikroretikülat ve mikroretikülat-rugulat, polarda ise mikroretikülattır. S.subaequiloba türünde ise ekvatoral bölgede mikroretikülat, polarda mikroretikülat ve mikroretikülat-rugulat ornamentasyon tespit edilmiştir. Sonuç ve Tartışma Bu çalışma ile morfolojik olarak benzerlik gösteren iki Scrophularia türünün polen morfolojisi özellikleri ilk kez incelenmiştir. Elde edilen veriler Scrophularia cinsine ait diğer taksonlar üzerinde yapılacak olan çalışmalara ışık tutacak, palinolojik özellikleri taksonların birbirinden ayrımında sistematik karakterlere katkı sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler Scrophularia, Scrophulariaceae, Endemik, Polen, Morfoloji Teşekkür Bu çalışma TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (Proje No:112T140). 120

121 S2-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Comparative Pollen Morphology of Scrophularia myriophylla and Scrophularia subaequiloba Funda ÖZBEK 1, Murat EKİCİ 1, Nur Münevver PINAR 2, Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI 1 1 Gazi University, Faculty of Science, Department of Biology, Teknikokullar / Ankara 2 Ankara University, Faculty of Science, Department of Biology, Tandoğan / Ankara ozbekfunda@gmail.com Introduction Scrophularia L. (Scrophulariaceae) is represented about 300 in the world, in our country 75 taxa. The researchers have determined that some characters such as pollen size, shape, aperture type, colpus width, shape and exine ornamentation can be used to separate from each other taxa as a results of the palynological studies made on various genus belonging to the family Scrophulariaceae. The aims of this study are to determine pollen morphological characteristics of Scrophularia myriophylla Boiss. & Heldr. and closely related endemic species S.subaequiloba Lall with the light microscopy and scanning electron microscopy and contribute the systematic of species in terms of pollen morphology. Material and Methods It was given the detailed pollen morphology of the two species, evaluated the results of light microscopy (Method of Wodehouse) and scanning electron microscopy. Findings The pollen grains of investigated species are isopolar, radially symmetrical, tricolporate and oblatespheroidal. In S. myriophylla, exine ornamentation is microreticulate and microreticulate-rugulate in equatorial region, microreticulate in polar region. In S.subaequiloba it was determined that microreticulate ornamentation is in equatorial region, microreticulate and microreticulate-rugulate ornamentation in polar region. Results and Discussion In this study pollen morphology of two Scrophularia species similar in morphology was examined for the first time. The obtained data will shed light on the work to be done belonging to the other taxa of genus Scrophularia, palynological features will contribute to the systematic character for separation from each other taxa. Key words Scrophularia, Scrophulariaceae, Endemic, Pollen, Morphology Acknowledgement This study was supported by TUBITAK (Proje No:112T140). 121

122 S2-PB2 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Bazı Scrophularia Türlerinin Karşılaştırılmalı Polen Morfolojisi Funda ÖZBEK 1, Murat EKİCİ 1, Nur Münevver PINAR 2, Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI 1 1 Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Teknikokullar/Ankara 2 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Tandoğan/Ankara ozbekfunda@gmail.com Giriş Scrophularia L. (Scrophulariaceae) cinsi, dünyada yaklaşık 300, Türkiye de ise 75 taksonla temsil edilmektedir. Scrophulariaceae familyasına ait çeşitli cinslerde yapılan palinolojik çalışmaların sonucunda araştırıcılar, polen boyutu, şekli, apertür tipi, kolpus genişliği, şekli ve ekzin ornamentasyonu gibi karakterlerin taksonları birbirinden ayırmada kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Bu çalışmanın amacı, birbirine yakın Scrophularia zuvandica Grossh., endemik Scrophularia gypsicola Hub.-Mor. & Lall ve Scrophularia fatmae Kandemir & İlhan türlerinin polen morfolojisi özelliklerini ışık mikroskobu ve taramalı elektron mikroskobu ile belirlemek ve cinsin taksonomik problemlerinin çözümlenmesine polen morfolojisi yönünden katkıda bulunmaktır. Gereçler ve Yöntemler Işık mikroskobu (Wodehouse metodu) ve taramalı elektron mikroskobu sonuçları birlikte değerlendirilerek; türlerin polen morfolojisi ayrıntılı olarak verilmiştir. Bulgular İncelenen türlerin polenleri izopolar, radyal simetrili, trikolporat ve oblat-sferoidaldir. Scrophularia zuvandica türünde ayrıca %4 sinkolporat polenlere rastlanmıştır. Scrophularia zuvandica türünde mikroretikülat, supraretikülat, retipilat, mikroretikülat-rugulat ve rugulat; Scrophularia gypsicola da mikroretikülat, supraretikülat ve rugulat ve Scrophularia fatmae türünde ise retikülat ve mikroretikülat ornamentasyon tespit edilmiştir. Sonuç ve Tartışma Bu çalışmada, birbirine yakın üç Scrophularia türünün polen morfolojisi özellikleri ilk defa ortaya konmuştur. Özellikle ekzin skülptürünün, türleri birbirinden ayırmada önemli bir karakter olduğu saptanmıştır. Scrophularia cinsine ait diğer türler üzerinde devam eden çalışmalarımızla polen morfolojisi özellikleri, taksonların birbirinden ayırımında ve sistematik problemlerin çözümünde morfolojik karakterlere katkı sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Endemik, Morfoloji, Polen, Scrophularia, Scrophulariaceae Teşekkür Bu çalışma TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (Proje No:112T140). 122

123 S2-PB2 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Comparative Pollen Morphology of Some Scrophularia Species Funda ÖZBEK 1, Murat EKİCİ 1, Nur Münevver PINAR 2, Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI 1 1 Gazi University, Faculty of Science, Department of Biology, Teknikokullar/Ankara 2 Ankara University, Faculty of Science, Department of Biology, Tandoğan/Ankara ozbekfunda@gmail.com Introduction Scrophularia L. (Scrophulariaceae) is represented about 300 in the world, 75 taxa in Turkey. The researchers have determined that some characters such as pollen size, shape, aperture type, colpus width, shape and exine ornamentation can be used to separate from each other taxa as a results of the palynological studies made on various genus belonging to the family Scrophulariaceae. The aims of this study are to determine pollen morphological characteristics of Scrophularia zuvandica Grossh., closely related endemic species Scrophularia gypsicola Hub.-Mor. & Lall and Scrophularia fatmae Kandemir & İlhan with the light microscopy and scanning electron microscopy and contribute to solve the taxonomic problems of this genus in terms of pollen morphology. Material and Methods It was given the detailed pollen morphology of the two species, evaluated the results of light microscopy (Method of Wodehouse) and scanning electron microscopy. Findings The pollen grains of investigated species are isopolar, radially symmetrical, tricolporate and oblatespheroidal. It was also found 4% syncolporate pollen grains in Scrophularia zuvandica. It was determined that the microreticulate, suprareticulate, retipilate, microreticulate-rugulate and rugulate ornamentations are in Scrophularia zuvandica; microreticulate, suprareticulate and rugulate ornamentations are in Scrophularia gypsicola, and reticulate and microreticulate ornamentations are in Scrophularia fatmae. Results and Discussion In this study pollen morphology of closely related three Scrophularia species was presented for the first time. Especially exine sculpturing has been identified as an important character for discriminating the species. Pollen morphological features will contribute the morphological character to separate from each other taxa and solve the systematic problems with our ongoing work on other species of the genus Scrophularia. Key words: Endemic, Morphology, Pollen, Scrophularia, Scrophulariaceae Acknowledgement This study was supported by TUBITAK (Proje No:112T140). 123

124 S2-PB3 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Dianthus Leiopetali Seksiyonu Üzerinde Palinolojik Araştırma Derya ŞİMŞEK 1, Ergin HAMZAOĞLU 2, Nur Münevver PINAR 1 1 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara 2 Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Eğitimi, Ankara deryasimsekbio@gmail.com Giriş: Dianthus L. cinsi Türkiye de 76 tür ile temsil edilmektedir. Cinsin birçok türü sahip olduğu göz alıcı çiçeklerinden dolayı yüzlerce yıldır süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Çalışmada Dianthus L. cinsi Leiopetali seksiyonunda yer alan D. balansae Boiss., D. leptopetalus Willd., D. robustus Boiss. & Kotschy, D. pallens Sibth. & Sm. var. pallens Sibth. & Sm. ve D. pallens Sibth. & Sm. var. oxylepis Boiss. taksonlarının polen morfolojik özelliklerinin ortaya konulması ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereçler ve Yöntemler: Dianthus L. cinsine ait 5 taksonun polen morfolojisi LM ve SEM de ayrıntılı olarak çalışılmıştır. Işık mikroskobik çalışmalarda polen preparatları Wodehouse (1935) yöntemi ile hazırlanmış Leica EC3 ve LEİCA DFC3 görüntüleme sistemleri ile fotoğrafları çekilmiştir. SEM çalışmalarında polenler stabın üzerine yerleştirilmiş ve altınla kaplanmıştır. Morfolojik gözlemler JEOL JSM 6490LV model taramalı elektron mikroskobu ile yapılmış, polen mikrofotoğrafları çekilmiştir. Bulgular: Polenler radyal simetrili, isopolar, pantopoliporat ve şekli sferoidal. Çap (D) µm arasında değişmektedir. Ornementasyon skabrat perforat. 10 µm² de spinül, 3-12 granül bulunur. Tektal spinüler konik, µm uzunluğunda ve µm taban genişliğinde. Ekzin µm ve tektum subtektate. Ektekzin endekzineden daha kalın. Porlar µm çapında, dairesel şekilli ve bazı taksonlarda semi-sunken. Porlar arası uzaklık (C) µm. Operkulum µm çapında, 0.6 µm uzunluğunda konik spinüllü. Sonuç ve Tartışma: D. balansae ve D. pallens var. oxylepis in polen çapı benzerlik gösterirken, D. leptopetalus en küçük, D. robustus en büyük polen çapına sahiptir. Tüm taksonlarda ornementasyon skabrat perforattır. En büyük por çapına D. robustus en küçük por çapına D. pallens var. pallens sahiptir. Ekzin kalınlıkları benzerlik gösterse de, minimum ekzin kalınlığına D. leptopetalus, maksimum ekzin kalınlığına D. robustus sahiptir. 5 takson içinde D. leptopetalus ve D. robustus incelenen özellikler açısından diğer taksonlardan ayrılmaktadır. Anahtar Sözcük: Dianthus L., polen, polen morfolojisi 124

125 S2-PB3 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ A Palynological Study of the Section Leiopetali of Dianthus Derya ŞİMŞEK 1, Ergin HAMZAOĞLU 2, Nur Münevver PINAR 1 1 Ankara University, Science Faculty, Biology Department, Ankara 2 Gazi University, Faculty of Education, Department of Elementary Education, Ankara deryasimsekbio@gmail.com Introduction: In Turkey, the genus Dianthus L. consists of about 76 species. Species which have many kinds of eye-catching are grown as ornamental plants for their flowers for hundreds of years. The aim of study is the investigation of polen morphology of D. balansae Boiss., D. leptopetalus Willd., D. robustus Boiss. & Kotschy, D. pallens Sibth. & Sm. var. pallens Sibth. & Sm. and D. pallens Sibth. & Sm. var. oxylepis Boiss. taxons under Leiopetali sections and comparing their taxonomic value. Materials and Methods: 5 taxa of the genus Dianthus L. were examined by using Light Microscopy (LM) and Scanning Electron Microscopies (SEM). Pollen slides were prepared using the technique of Wodehouse (1935). LM studies were performed using Leica EC3 ve LEİCA DFC3 microscope. For SEM studies, pollen grains were coated with gold and then morphological observations were made in a JEOL JSM 6490LV electron microscope. Also, pollen micro-photographs were taken. Results: The pollen grains are radially symmetrical, isopolar, pantopolyporate and spheroidal. The diameter of pollen grains of the species ranges from 30.1 µm to 50.6 µm. Ornamentation scabrate perforate, spinules and 3-12 granul in 10 µm². Tectal spinules are conical, the length of spinules varies between µm, the width of spinules varies between µm. The exine is subtectate and µm thick. The ectexine is slightly thicker than the endexine. The pores are circular, pore diameter ranges from 3.4 to 7.9 µm and semisuncen in some taxa. The distance between pores (C) is µm. Operculum with conic spinules, the length of spinules 0.6 µm, diameter is Conclusion and Discussion: The diameter of pollen grains of D. balansae and D. pallens var. oxylepis is similar and D. leptopetalus has the smallest pollen diameter whereas D. robustus has the biggest. Ornamentation is scabrate perforate in all taxa. D. pallens var. pallens has the smallest pore diameter whereas D. robustus has the biggest pore diameter. Although all taxa have similar exine thickness, D. leptopetalus has minimum thickness and D. robustus has maximum thickness. D. leptopetalus and D. robustus is distinguished from other taxa in terms of examined features. Key words: Dianthus L., pollen, pollen morphology 125

126 S2-PB4 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiye deki Blackstonia Huds. (Gentianaceae) Cinsinin Polen Morfolojisi Mehmet Çiçek Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Denizli, Türkiye Giriş: Blackstonia Huds. cinsi, Gentianaceae familyasının dünya genelinde dört tür içeren küçük taksonlarından birisidir. Bu cinsin bireyleri Akdeniz havzası genelinde, batı ve orta Avrupa yayılış göstermektedir. Blackstonia, cins üstü sınıflandırmada Chironieae oymağının Chironiinae alt oymağında yer almaktadır. Blackstonia cinsi, Türkiye de Blackstonia perfoliata ve Blackstonia acuminata olmak üzere iki tür ile temsil edilmektedir. Bu çalışmada Türkiye Blackstonia türlerinin polen morfolojileri karşılaştırmalı olarak incelenerek sistematiğini katkı amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Blackstonia nın Türkiye de bulunan iki türünün polen morfolojileri ışık (LM) ve taramalı elektron (SEM) mikroskoplarında incelenmiştir. Işık mikroskobunda polenlerin ölçümleri Leica marka mikroskopta x100 objektif ile yapılmıştır. Elektron mikroskop çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Elektron Mikroskop Birimi nde ZEISS Supra 40VP model elektron mikroskobu ile yapılmıştır. Polen morfolojisi tanımlamalarında Erdtman ın (1945) terminolojisi kullanılmıştır. Bulgular: Bu araştırmada, Blackstonia perfoliata nın polenlerinin izopolar yapıda, trikolporat apertürlü, sferoidal şekilli, sitriat-retikulat ornemantasyona ve semitektat tektuma sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Blackstonia acuminata nın polenlerinin ise izopolar yapıda, tetrakolporat apertürlü, sferoidal şekilli, sitriat-retikulat ornemantasyona ve semitektat tektuma sahip olduğu belirlenmiştir. Sonuç ve Tartışma: Türkiye deki Blackstonia türlerinin polen morfolojileri yapı, şekil ve ornemantasyon bakımından benzerlik; apertür bakımından farklılık gösterdikleri tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: polen morfolojisi, Blackstonia, Gentianaceae, Türkiye 126

127 S2-PB4 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Pollen Morphology of the Genus Blackstonia (Gentianaceae) in Turkey Mehmet Çiçek Pamukkale University, Faculty of Science & Letter, Department of Biology, Denizli, Turkey Introduction: Blackstonia Huds., comprising four species all over the Word, is one of the small genera of the family Gentianaceae. The members of the genus show distribution is, generally in Mediterranean area; west and middle Europe. Blackstonia is placed in the subtribe Chironiinae of the tribe Chironieae, according to suprageneric grouping. The genus Blackstonia is represented by two species in Turkey: B. perfoliata and B. acuminata. It is aimed to contribute to its systematics by examining pollen morphologies of Turkish Blackstonia species. Material and Methods: In this study, two Turkish Blackstonia species are examined by light (LM) and scanning electron microscopes (SEM). The measurements of the pollen in the light microscope were made with Leica microscope under x100 objective. Electron microscopic studies were conducted with the electron microscope "ZEISS Supra 40VP" in Electron Microscopy Unit of Pamukkale University School of Medicine. For the identification of pollen morphology, Erdtman s (1945) terminology was used. Result and Discussion: The pollens of B. perfoliata are isopolar, tricolporate, spheroidal, striato-reticulate and semitectate. The pollens of B. acuminata are isopolar, tetracolporate, spheroidal, striato-reticulate and semitectate. The pollen morphologies of Turkish Blackstonia species show similarity with regard to structure, shape and ornamentation; but dissimilarity in aperture. Key words: pollen morphology, Blackstonia, Gentianaceae, Turkey 127

128 S2-PB5 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Bazı Iberis Taksonlarının Polen Morfolojisi Burcu YILMAZ ÇITAK, Hüseyin DURAL Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kampüs, Konya Giriş: Bu araştırma ile, Brassicaceae familyasına ait Iberis simplex DC., Iberis carnosa Willd. ve Iberis carica Bornm. taksonlarının ilk detaylı polen morfolojisi ortaya konulmuştur. Gereçler ve Yöntemler: Araştırmaya konu teşkil eden taksonlar Muğla ve Nevşehir bölgelerinden toplanmış ve standart herbaryum tekniklerine göre hazırlanmıştır. Bu örnekler Selçuk Üniversitesi Konya Herbaryumu nda saklanmaktadır. Işık mikroskobu çalışmaları için Wodehouse (1935) tekniği uygulanmıştır. Bu teknikte, polen taneleri olgun anterlerden elde edilmiş ve daha sonra safraninli gliserin jelatinle boyanmış ve lamelle kapatılmıştır. Polenler, Leica marka ışık mikroskobu ile fotoğraflanmıştır. Polen terminolojisinde Punt ve ark. (2007) izlenmiştir. Polen tanelerinin ölçümü 20 ya da daha fazla sayıda yapılmıştır. Taramalı elektron mikroskobu araştırmaları için polen taneleri doğrudan alüminyum stablar üzerine serpilmiş ve Cressington Auto 108 altın püskürtücü yardımı ile altın kaplanmıştır. Bulgular: Araştırılan taksonların polen taneleri monad, isopolar, radial simetrik ve trikolpattır. Polen şekilleri prolat-sferoidaldir. Ekvatoral eksen, I. carica da µm, I. carnosa da µm ve I. simplex de µm arasında değişmektedir. Polar eksen ise, I. carica da µm, I. carnosa da µm ve I. simplex de µm arasında değişmektedir. Ekzin ornamentasyonu retikulattır ve ekzin strüktürü semitektattır. Ekzin kalınlığı µm arasında değişmektedir. Amb şekli dairesel ve amb çapı yaklaşık olarak 7 µm dir. Sonuç ve Tartışma: Çalışmamız sonuç olarak I. simplex, I. carnosa ve I. carica taksonlarının polen morfolojisi araştırmasının cinsin taksonomisine katkıda bulunduğunu göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Brassicaceae, Iberis, Morfoloji, Polen 128

129 S2-PB5 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Pollen Morphology of Some Iberis Taxa Burcu YILMAZ ÇITAK, Hüseyin DURAL University of Selcuk, Faculty of Science, Department of Biology, Campüs, Konya E-mal: Introduction: The present study has been given first detailed pollen morphology of Iberis simplex DC., Iberis carnosa Willd. and Iberis carica Bornm. which belong to Brassicaceae family. Material and Methods: The specimens of the studied taxa were collected from Muğla and Nevşehir provinces and were prepared according to standard herbarium technique. They were stored in Selçuk University Konya Herbarium (KNYA). Wodehouse technique (1935) was used for light microscopic investigations. In this technique pollen grains were obtained from mature anthers and then were stained with glyserin-jelly with safranin, and were covered by coverslip. Pollen slides were photographed with Leica light microscope which attached to Canon EOS 450D camera. Punt et. al (2007) was followed for pollen terminology. Measurements of pollen were based on 20 or more per specimen. For scanning electron microscopy (SEM) studies, dried pollen grains directly were transferred on aluminum stubs and coated with gold in a Cressington Auto 108 sputter-coater. They were photographed with ZEISS EVO LS10 SEM. Results: Pollen grains of studied taxa are monad, isopolar, radially symmetrical and tricolpate. Pollen shapes are prolate-spheroidal. The equatorial axes of pollen grains is between µm in I. carica, µm in I. carnosa and µm in I. simplex. The polar axes of pollen grains is between µm in I. carica, µm in I. carnosa and µm in I. simplex. Exine sculpture of pollen is reticulate and the structure of exine is semitectate. Exine thickness varies µm in studied taxa. Amb shape is circular in all taxa and approximately it is 7 µm. Conclusion: The general conclusion of our study showed that the pollen morphology of I. simplex, I. carnosa and I. carica is useful for the taxonomy of genus. Keywords: Brassicaceae, Iberis, Morphology, Pollen 129

130 S2-PB6 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiye deki Section Lupulinaria (Scutellaria, Lamiaceae) nın İki Endemik Türünün Karşılaştırmalı Polen Morfolojisi Mehmet Çiçek Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Denizli, Türkiye Giriş: Scutellaria L. şu ana kadar tanımlanmış 460 türü ile Lamiaceae familyasının büyük cinslerinden birisidir. Cins, esasen tropikal bölgelerin ve güney yarımkürenin ılıman dağlarında bulunan türleri ile az çok kozmopolit bir dağılım gösterir. Türkiye de Scutellaria cinsi 18 tür ve toplamda 39 takson ile temsil edilmektedir. Section Lupulinaria nın ise Türkiye de 22 taksonu bulunmaktadır. Bu çalışmada Türkiye deki section Lupulinaria (Scutellaria, Lamiaceae) nın iki endemik türü Scutellaria anatolica ve Scutellaria yildirimlii nın polen morfolojileri karşılaştırmalı olarak incelenerek cinsin sistematiğini katkı amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Türkiye deki section Lupulinaria (Scutellaria, Lamiaceae) nın iki endemik türünün polen morfolojileri ışık (LM) ve taramalı elektron (SEM) mikroskoplarında karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Polen slaytları Wodehouse tekniği kullanılarak hazırlanmıştır. Işık mikroskobunda polenlerin ölçümleri Leica marka mikroskopta x100 immersiyon objektif ile yapılmıştır. Elektron mikroskop çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Elektron Mikroskop Birimi nde ZEISS Supra 40VP model elektron mikroskobu ile yapılmıştır. Polen morfolojisi tanımlamalarında Erdtman ın (1945) terminolojisi kullanılmıştır. Bulgular: Scutellaria anatolica nın polenlerinin polar ekseni 27,5±1,9 µm, ekvatoral ekseni 20,0±3,3 µm, şekli (P/E: 1,38) subprolat, apertürü trikolpat, kolpus uzunluğu 1,0 µm, kolpus genişliği 25,7 µm, ekzin kalınlığı 2,04±0,25 µm ve intin kalınlığı 1,1 µm dir. Ornamantasyonu mezokolpiumda biretikulat, apokolpiumda perforattır. Scutellaria yildirimlii nın ise polenlerinin polar ekseni 22,8±1,3 µm, ekvatoral ekseni 19,3±4,5 µm, şekli (P/E: 1,18) prolat, apertürü trikolpat, kolpus uzunluğu 1,2 µm, kolpus genişliği 23,2 µm, ekzin kalınlığı 1,95±0,36 µm ve intin kalınlığı 0,9 µm dir. Ornamentasyonu mezokolpiumda biretikulat, apokolpiumda perforattır. Sonuç ve Tartışma: Scutellaria anatolica ve Scutellaria yildirimlii nın polenleri esasen şekil, kolpus boyutları, ekzin ve intin kalınlıklarında farklıdır. Anahtar kelimeler: polen morfolojisi, section Lupulinaria, Scutellaria, Lamiaceae, Türkiye 130

131 S2-PB6 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Comparative Pollen Morphology of Two Endemic Species of Section Lupulinaria (Scutellaria, Lamiaceae) in Turkey Mehmet Çiçek Pamukkale University, Faculty of Science & Letter, Department of Biology, Denizli, Turkey Introduction: Scutellaria L., with 460 currently recognized species, is one of the largest genera in the family Lamiaceae. It shows a subcosmopolitan distribution whose species are mainly found on the temperate mountains in the tropics and Southern Hemisphere. The genus Scutellaria is represented by 18 species, in totally 39 taxa, in Turkey. Section Lupulinaria has 22 taxa in Turkey. This study is aimed to contribute to systematics of the genus by examining comparatively pollen morphology of two endemic species of section Lupulinaria in Turkey: Scutellaria anatolica and Scutellaria yildirimlii. Material and Methods: In this study, pollen morphology of two endemic species of section Lupulinaria in Turkey is examined by light (LM) and scanning electron microscopes (SEM). Pollen slides were prepared using Wodehouse technique. The measurements of the pollen in the light microscope were made with Leica microscope under x100 objective. Electron microscopic studies were conducted with the electron microscope "ZEISS Supra 40VP" in Electron Microscopy Unit of Pamukkale University School of Medicine. For the identification of pollen morphology, Erdtman s (1945) terminology was used. Result and Discussion: In pollen grains of Scutellaria anatolica; polar axis: 27,5±1,9 µm, equatorial axis: 20,0±3,3 µm, the shape (P/E: 1,38): subprolate, the aperture: tricolpate, the colpus length: 1,0 µm, the colpus width: 25,7 µm, exine: 2,04±0,25 µm, intine: 1,1 µm. Ornamentation is bireticulate in mesocolpium; perforate in apocolpium. In pollen grains of Scutellaria yildirimlii; polar axis: 22,8±1,3 µm, equatorial axis: 19,3±4,5 µm, shape (P/E: 1,18): prolate, the aperture: tricolpate, the colpus length: 1,2 µm, the colpus width: 23,2 µm, exine: 1,95±0,36 µm, intine: 0,9 µm. Ornamentation is bireticulate in mesocolpium; perforate in apocolpium. The pollen grains of Scutellaria anatolica and Scutellaria yildirimlii mainly differ from each other in pollen shape, the dimensions of colpus and the thickness of exine and intine. Key words: pollen morphology, section Lupulinaria, Scutellaria, Lamiaceae, Turkey 131

132 S2-PB7 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ Türkiye deki Bazı Verbascum L. (Scrophulariaceae) Türlerinin Polen Morfolojisi Ayşe ÖZTÜRK 1*, Kudret Betül GÜNEY 2, Barış BANİ 3, Kerim GÜNEY 1, Faik Ahmet KARAVELİOĞULLARI 4, Talip ÇETER 3 1 Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Kastamonu, Türkiye 2 Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara, Türkiye 3. Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kastamonu, Türkiye 4. Hakkari Üniversitesi, Yüksekova Meslek Yüksekokulu, Sümbül sokak, Hakkari, Türkiye * ayseozturk@kastamonu.edu.tr Giriş: Scrophulariaceae familyasının içerisinde bulunan Verbascum L. cinsi dünyada 361, Türkiye de ise 246 tür ile temsil edilmektedir. Türkiye için endemizm oranı yaklaşık %79 dur.yapılan literatür taramaları sonucunda şuana kadar, Verbascum türlerinden A grubu, D grubu ve farklı gruplardan taksonların çalışıldığı saptanmıştır. Bu çalışmada ise Türkiye de farklı lokalitelerde yayılış gösteren Verbascum georgicum Benth. (E grubu), V. nudatum Murb. var. nudatum (F grubu), V. cariense Hub.-Mor. (F grubu), V. bithynicum Boiss. (H grubu), V. pycnostachyum Boiss.& Heldr. (K grubu), V. lasianthum Boiss.ex Benth. (L grubu) olmak üzere 6 farklı Verbascum türünün polen morfolojileri incelenmiştir. Materyal ve metot: Palinolojik çalışma kapsamında Woodhouse yöntemine göre hazırlanan polen preparatları ışık mikroskobu (LM) ile incelenmiş ve fotoğrafları çekilmiştir. Taksonların incelenen her karakteri için 20 polenden ölçüm alınmıştır. Polenlerin SEM analizi Kastamonu Üniversitesi Merkezi Araştırma Labaratuvarı nda yapılmıştır. Sonuç ve Tartışma: Çalışılan taksonlarda genellikle polenler monad olup Verbascum nudatum var. nudatum türünde % 5 oranında tetrat yapıda polenlere rastlanmıştır. Polenler radial simetrili ve izopolardır. Çalışılan türlerde apertur tipi genellikle trizonokolpat olup, bazı türlerde trisinkolpat (V. lasianthum % 10, V. pycnostachum % 2, V. georgicum %4) ve trikolporat (V. cariense %10, V. bythinicum % 30, V. pycnostachum % 30) aperture sahip polenlere rastlanmıştır. Polen şekli prolat, subprolat, prolat-sferoidal ve oblate-sferoidal olarak saptanmıştır. Ortalama polar eksen uzunluğu (P) 23,1-26,3 µm arasında, Ekvatoral eksen uzunluğu (E) 16,7-25,9 µm arasında saptanmıştır. Ortalama kolpus uzunluğu (Clg) 19,7-22,7 µm, kolpus genişliği (Clt) 4,1-7,7 µm değerleri arasında, ortalama por uzunluğu (Plg) 6,0-9,1µm por genişliği (Plt) ise 8,9-12,7µm değerleri arasında saptanmıştır. Ornamentasyon tipi retikulat olarak belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Verbascum, polen morfolojisi, SEM, Türkiye 132

133 S2-PB7 POSTER SUNUMLARI/ S2: POLEN ve SPOR MORFOLOJİSİ The Pollen Morphology of Some Verbascum L. (Scrophulariaceae) Species in Turkey Ayşe ÖZTÜRK 1*, Kudret Betül GÜNEY 2, Barış BANİ 3, Kerim GÜNEY 1, Faik Ahmet KARAVELİOĞULLARI 4, Talip ÇETER 3 1 Kastamonu University, Forestry Faculty, Department of Forestry Engineering, Kastamonu, Turkey 2 Ankara University, Sciences Faculty, Department of Biology, Ankara, Turkey 3. Kastamonu University, Arts and Sciences Faculty, Department of Biology, Kastamonu, Turkey 4. Hakkari University, Yüksekova Vocational School, Sümbül Street, Hakkari, Turkey * ayseozturk@kastamonu.edu.tr Introduction: The genus Verbascum L. (Scrophulariaceae) is represented by 361 from all over the world and 246 species in Turkey. Endemism ratio of the genus for Turkey is nearly 79 %. According to the literatures, pollen morphology of some Verbascum species from the groups A, D and the others have been studied, by the time. In this study, pollen morphology of 6 different Verbascum L. species [Verbascum georgicum Benth. (group E), V. nudatum Murb. var. nudatum (group F), V. cariense Hub.-Mor. (group F), V. bithynicum Boiss. (group H), V. pycnostachyum Boiss.& Heldr. (group K), V. lasianthum Boiss.ex Benth. (group L)] were determined. Material and Methods: Pollen slides were prepared according to the Woodhouse method and they were examined with light-microscopy (LM). 20 pollen grains were measured for each character of examined taxa. SEM analysis were performed at Central Research Laboratory of Kastamonu University. Results and Discussion: Pollen grains of studied taxa are generally monad, however tetrad ones (5 %) were observed in Verbascum nudatum var. nudatum. Pollen grains of all studied taxa were determined as isopolar and radially symmetric. In generally, aperture types are trizonocolporate but also trisyncolpate (V. lasianthum 10 %, V. pycnostachum 2 %, V. georgicum 4 %) and tricolporate (V. cariense 10 %, V. bithynicum 30 %, V. pycnostachum 30 %) aperture types were observed. The shapes of the pollen grains are determined as prolate, subprolate, prolate-spheroidal and oblate-spheroidal. The mean measurement of polar axis (P) varies in the range between 23,1-26,3 µ and the eguatorial axis is between 16,7-25,9 µ. Colpus length (Clg) is between 19,7-22,9 µ and colpus width (Clt) 4,1-7,7 porus Plg) length is between 6,0-9,1 µ and porus width (Plt) 8,9-12,7 µ. Surface ornamentations was observed as reticulate. Key Words: Verbascum, pollen morphology, SEM, Turkey 133

134 S3: Melisopalinoloji ve Tozlaşma Biyolojisi/ Melisopalynology and Pollination Biology 134

135 135

136 S3-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S3: MELİSOPALİNOLOJİ ve TOZLAŞMA BİYOLOJİSİ Ereğli (Konya) Bölgesinden Bazı Bal Örneklerinin Fizikokimyasal Analizleri Esra YÜCEDAĞ 1, Hülya ÖZLER 1, Şeref CINBIRTOĞLU 2, Fazıl GÜNEY 2, Neslihan ÇAKICI 2, Nurten TÜRKARSLAN 2 1 Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Sinop e-posta: hozler@sinop.edu.tr 2 Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Ordu Giriş: Balların kaliteleri, bitki kaynağına, üretim ve pazarlama metodlarına göre değişik şekil ve görünüştedir. Bu nedenle balların kalitesinin belirlenmesinde birçok kriterin (melissopalinolojik, fiziksel, kimyasal ve organoleptik analizler) incelenmesi gerekir. Balın fiziksel ve kimyasal içeriği; iklime, ekolojik şartlara, bitki kaynağına, içeriğindeki polen ve nektar kaynağına göre değişiklik göstermektedir. Balın kalitesinin belirlenmesindeki parametrelerden birisi de fiziksel ve kimyasal analizlerdir. Bu parametreler; elektriksel iletkenlik, serbest asitlik, diastas sayısı, nem, prolin miktarı, ph, fruktoz, glukoz, sukroz olup; bitki kaynağına, içeriğindeki nektar ve polen rengine, tadına, nemine, protein ve şeker içeriğine göre değişiklik göstermektedir. Gereçler ve yöntemler: Bu çalışmada Ereğli (Konya) bölgesinden 10 bal örneğinde fiziksel ve kimyasal analizler yapılmıştır. İncelenen bal örnekleri steril cam şişelerde toplanarak kimyasal analizleri yapılana kadar oda sıcaklığında saklanmıştır. Serbest asitlik, prolin miktarı TS (2008), şeker profilleri TS13359 (2008), nem miktarı ve ph AOAC(1990), diastaz sayısı IHC (2009) ve elektriksel iletkenlik Bogdanov ve ark. (1997) e göre yapılmıştır. Bulgular: Araştırılan parametrelerden elektriksel iletkenlik mS/cm(min.- mak.), asitlik (meq/kg) (min.-mak.), diastaz , ph (min.-mak.), nem % (min.-mak.), glukoz % (min.-mak.), fruktoz % (min.-mak.), fruktoz/glukoz (min.-mak.), prolin ise mg/kg (min.-mak.) olarak belirlenmiştir. Ortalama sukroz oranı standart değerlere uygundur. Sonuç ve Tartışma: Sonuçlar Türk Gıda Kodeksi, EU, FAO/WHO kodeksleri ile uygunluk göstermektedir. Ülkemiz bal üretimi açısından uygun flora ve ekolojik özelliklere sahip olmasına karşın dünya pazarındaki haklı yerini alamamaktadır. Bu amaçla kaliteli bal üretiminin sağlanabilmesi arıcılara gerekli eğitimin verilmesi ve lüzumlu hassasiyeti göstermeleri ile sağlanabilecektir. Anahtar Kelimeler: Bal, Ereğli (Konya), Fizikokimyasal analiz, Türkiye 136

137 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ S3-PB1 Physicochemical Analysis of Some Honey Samples From Ereğli (Konya) Esra YÜCEDAĞ 1, Hülya ÖZLER 1, Şeref CINBIRTOĞLU 2, Fazıl GÜNEY 2, Neslihan ÇAKICI 2, Nurten TÜRKARSLAN 2 1 Department of Biology, Faculty of Arts and Science, Sinop University, Sinop e- mail:hozler@sinop.edu.tr 2 Apiculture Research Institute, Ordu Introduction: The qualities of the honeys have diffrerent shape and appearence according to plant source, their production and marketing methods. Therefore the number of criteria (melissopalynological, physical, chemical and organoleptic analysis) to determine the quality of honey need to be examined. Physical and chemical composition of honey varies according to climate, ecological conditions, the source of plant, content of pollen and nectar sources. Physicochemical analysis is one of the parameters determining the quality of honey. These parameters such as electrical conductivity, free acidity, diastase activity, moisture, proline, ph, fructose, glucose, sucrose are varies depending on source of plant, nectar, colour of pollen, taste, moisture and content of sugar. Material and methods: The aim of this study was to determine the quality of ten honey samples collected from Ereğli (Konya) region. Honey samples were collected in sterile glass bottles. Collected samples were stored at room temperature until chemical and physical analysis were done. In this study, physicochemical analysis (free acitidy, proline, sugar profiles, moisture, ph, diastase activity and electrical conductivity) were done according to methods proposed by TS13360 (2008), TS13359 (2008), AOAC(1990), IHC (2009) and Bogdanov et al. (1997) respectively. Results and discussion: The ranges of parameters are mS/cm(min.- max.) the electrical conductivity, 18-24(min.- max.) free acidity (meq/kg), (min.- max.) diastase activity, (min.- max.) ph, (min.-max.) moisture, %(min.-max.) glucose, %(min.-max.) fructose, (min.- max.) fructose/glucose and mg/kg(min.- max.) proline. The mean percentage of sucrose is convenient standart value. The results of these parameters are in the normal ranges proposed by Turkish Food Codex (TFC), EU, FAO/WHO codex. Despite the fact that Turkey has a suitable flora and ecological characteristics in terms of honey production it has not been taken its deserved place in the world market. To ensure the quality of honey production can be achieved by providing the necessary training to beekeepers. Key words: Honey, Ereğli (Konya), Pyhsicochemical analysis, Turkey. 137

138 S3-PB2 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Türkiye nin Bursa, Bolu Ve Tunceli, Bölgeleri nden Toplanılan Propolis Örneklerinin Bitkisel Kökeni Ömür GENÇAY ÇELEMLİ 1, Kadriye SORKUN 1 Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Beytepe-Ankara Giriş: Propolis bal arıları tarafından ağaçların kabuklarından, bitkilerin tomurcuk ve filizlerinden toplanan, çok sayıda biyolojik etkiye sahip yapışkan bir maddedir. Arıların patojenik mikroorganizmalara karşı en önemli kimyasal silahı olması nedeniyle, propolis eski çağlardan beri insanlar tarafından takviye edici ürün olarak kullanılmaktadır. Propolisin bitkisel kaynağı toplandığı bölgenin bitki örtüsüne göre çeşitlilik göstermekte olup bitkisel kökeni kimyasal çeşitliliğini belirler. Propolis kaynağı olan başlıca bitki türleri; Acer L., Alnus Miller, Corylus L., Quercus L., Salix L., Aesculus hippocastanum L., Castanea sativa Miller ve Populus L. dur. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Bursa, Bolu ve Tunceli yörelerinden toplanan propolis örneklerinden polen preparatları hazırlanmıştır. Hazırlanan preparatlar mikroskop altında incelenerek, her bir propolis örneğinin polen içerikleri saptanmıştır. Sonuç ve Tartışma: Bursa yöresinden toplanan propolis örneklerinin polen preparatlarında Asteraceae, Betulaceae, Brassicaceae, Cistaceae, Ericacaeae, Fabaceae, Fagaceae ve Rhamnaceae familyalarına ait bitki taksonlarının polenlerine rastlanılmıştır. Bolu iline ait örnekte ise Asteraceae, Betulaceae, Boraginaceae, Brassicaceae, Cupressaceae, Fabaceae, Fagaceae, Pinaceae ve Salicaceae familyalarına ait bitki taksonlarının polenlerine rastlanılmış olup bu taksonlardan en yoğun olarak Fabaceae familyasına ait Onobrychis spp. bitkisinin poleni saptanmıştır. Tunceli yöresinden toplanan propolis örneğindeki polen oranı daha az olup Asteraceae, Betulaceae, Fabaceae, Liliaceae ve Pinaceae familyalarına ait bitki taksonlarının polenlerine rastlanılmıştır. Mikroskobik analiz sonuçlarına göre incelen üç propolis örneğinde dominant polene rastlanılmamıştır. Anahtar Kelimeler: propolis, bitkisel köken, polen 138

139 S3-PB2 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ The Botanical Origin of Propolis Samples Collected From Bursa, Bolu and Tunceli Regions of Turkey Ömür GENÇAY ÇELEMLİ 1, Kadriye SORKUN 1 Hacettepe University, Science Faculty, Department of Biology, Beytepe-Ankara Introduction: Propolis, collected from the barks of trees, buds and shoots of the plants by honey bees, is a sticky substance that has various biological effect. It has been used by humankind until ancient ages, because of being an important chemical weapon against pathogenic microorganisms of the bees. Its botanical origin shows variety according to the flora of the collecting are and its botanical origin determines its chemical composition. The main propolis source plants are as follow; Acer L., Alnus Miller, Corylus L., Quercus L., Salix L., Aesculus hippocastanum L., Castanea sativa Miller and Populus L. Materials and Methods: In this research the pollen slides of the propolis samples collected from Bursa, Bolu and Tunceli were prepared. Prepared slides were investigated under the microscope and the pollen contents of the each propolis samples were determined. Results and Discussion: In the pollen slides of the propolis samples collected from Bursa the pollen belonging to the taxa of Asteraceae, Betulaceae, Brassicaceae, Cistaceae, Ericacaeae, Fabaceae, Fagaceae and Rhamnaceae families were found. The pollen belonging to the taxa of Asteraceae, Betulaceae, Boraginaceae, Brassicaceae, Cupressaceae, Fabaceae, Fagaceae, Pinaceae and Salicaceae families were determined in the sample of Bolu and from these taxa pollen of Onobrychis spp. were found densely. The pollen ratio of the propolis sample of Tunceli was lesser and the pollen belonging to the taxa of Asteraceae, Betulaceae, Fabaceae, Liliaceae and Pinaceae families were determined in this sample. According to the microscopic analysis results no any dominant pollen was found in the investigated propolis samples. Key Words: propolis, botanical origin, pollen 139

140 S3-PB3 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Deli Balın Kökeni ve İnsan Üzerindeki Etkileri Nazlı MAYDA, Kadriye SORKUN Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Uygulamalı Biyoloji Anabilimdalı, Beytepe-Ankara Ericaceae familyasından Rhododendron cinsine ait türler çok geniş alanlara yayılmış olmakla birlikte Kuzey yarım kürenin neredeyse tamamı, Güney yarım kürede ise Güneydoğu Asya ve Kuzeydoğu Avusturalya ya kadar yayılım göstermektedir. Türkiye de doğal olarak yetişen beş tür ile temsil edilmekte olup genel olarak Karadeniz Bölgesi nin bol yağış alan dağlık bölgelerinde, kış aylarında yaprak döken veya herdem yeşil çalı, ağaççık formunda bulunmaktadır. Rhododendron cinsine ait bitkiler diterpen yapısındaki grayanotoksin maddesini içermekte olup bu türlerden bal veren ve en çok bilineni Rhododendron ponticum, Rhododendron luteum, Rhododendron caucasicum olup bir çok biyoaktif madde içeriğine sahip olmalarının yanısıra içeriklerindeki grayanotoksin maddesi nedeniyle, tüketimleri sırasında çeşitli toksik etkilere neden olabilmektedir. Ericaceae familyasına ait bu bitkilerin polen ve nektarlarının bal arılarıyla kovana taşınması sonucu, kovanda oluşan balın içeriğine grayanatoksin maddesi karışmaktadır. Balın yenmesi sonrasında gözlenen etkilerden dolayı da bu bitki balının ismi deli bal olarak adlandırılmıştır. Son zamanlara kadar grayanatoksinin 18 izoformu bulunmuş olup grayanatoksin 1, grayanatoksin 2, grayanotoksin 3 ve grayanoksin 4 toksik diterpenoidler içerisinde yer almaktadır. Deli balın botanik ve coğrafik işaretlemesinin yapılmasında melisopalinolojik çalışmaların yanı sıra mutlaka kimyasal analizlerinin de yapılması gerekmektedir. Grayanotoksin hücrelerdeki sodyum iyon kanallarına bağlanarak baş dönmesi, hipotansiyon, bradikardi gibi yan etkilere sebep olabilmektedir. Bu etkiler tüketilen bal miktarına, bal içerisindeki polen, nektar yoğunluklarına ve bal hasatından ne kadar süre sonra balın tüketildiğine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Kontrollü koşullarda yenen deli balın peptik ülser, artrit, tip 2 diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkları tedavi edici etkilerinden birçok makalede söz edilmektedir. Ülkemizde deli bal ve tüketiminden kaynaklı vakalara en çok Karadeniz bölgesinde rastlanmaktadır. Anahtar kelimeler: Rhododendron, Grayanotoksin, Deli bal 140

141 S3-PB3 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Origin of Mad Honey and Effects on Human Nazlı MAYDA, Kadriye SORKUN Hacettepe University, Science Faculty, Biology Department, Applied Biology Department Some species which are belong to the Rhododendron genus of Ericaceae family spreads to wide areas; nearly in all the North Hemisphere, also in the South East Asia and North East Austuralia of the South Hemisphere. Five species which are found in Turkey are naturally grown in rainy mountain areas of Black Sea Region. They are in form of decidious or evergreen and shrub form. Plants which belong to Rhododendron genus, include grayanotoxin and from these species mostly known Rhododendron ponticum, Rhododendron luteum, Rhododendron caucasicum are source of honey. Besides containing so much bioactive components, also they can cause some toxic due to the grayanotoxcin content. Owing to the transporting of the pollen and nectar of these plants to the hive by honeybees, grayanotoxin is mixed to honey. Due to the some effects observed after the consumption of this honey, it is called as mad honey. Recent researches show us, grayanotoxin has18 isoforms and grayanotoxin1-2-3 and 4 are the toxic diterpenoids. Besides melissopalynology analysis chemical analysis must be done for marking mad honey in botanically and geographically. Grayanotoxin can cause some side effects like dizziness, hypotansion and bradicardia by connecting to the sodium ion channels in the cells. These effects can show some varieties according to the amount of consumed mad honey, pollen and nectar density in mad honey and the when it is consumed after the harvesting of the honey. Also mad honey which consumed undercontrol can be a treatment for peptic ulser, artrit, type two diabet and hypotansion in literaurelly. In Turkey the most important events owing to the mad honey is occuring in Black Sea Region. Key words: Rhododendron, Grayanotoksin, Mad honey 141

142 S4:Polen Biyokimyası ve Moleküler Biyolojisi/ Pollen Biochemistry and Molecular Biology 142

143 143

144 S4-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Ulmus glabra Bitkisi Polen Proteinlerinin Araştırılması İbrahim ERDOĞAN 1, Derya ŞİMŞEK 2, Nur Münevver PINAR 2 Ahi Evran Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü 1 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü 2 e-posta: ibrahim.erdogan@ahievran.edu.tr Giriş Ülkemizde üç türü doğal yayılış gösteren Ulmus glabra bitkisi, park, bahçe ve kent peyzajında ağaçlandırma amaçlı yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ulmus glabra polenlerinin ciddi bir alerjen kaynağı olduğu bilinmektedir. Bu nedenle Ulmus glabra nın polen proteinlerinin alerjeniteyle ilgisi araştırılmalıdır. Bu çalışmada Ulmus glabra bitkisi polenlerine ait polenlerin protein profilleri çıkarılmıştır. Gereçler ve Yöntemler Polinizasyon döneminde Ulmus glabra bitkisinden toplanan erkek çiçekler, soğuk zincir altında laboratuvara alınmıştır. Polen büyüklüğüne uygun eleklerden geçirilen polenler -20 C de saklanmıştır. Total protein miktarı Bradford yöntemi ile belirlenmiş, polen protein profili SDS PAGE yöntemi ile çalışılmıştır. Bulgular Ekstraksiyon işlemi sonucu total protein miktarı 544 µg/ml olarak ölçülmüştür. SDS-PAGE sonucunda Ulmus glabra polen proteini ekstraksiyonunda 10 tane protein bandı elde edilmiştir. Bu bantlar molekül ağırlıklarına göre sırasıyla; kda, 83.6 kda, 73.2 kda, 67.5 kda, 63.1 kda, 53.5 kda, 45.9 kda, 35.0 kda, 29.7 kda, 25.4 kda dır. Sonuç ve Tartışma Literatürde bugüne dek Ulmus glabra nın polen proteinlerinin alerjeniteleriyle ilgili herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada Ulmus glabra ya ait polen proteinlerinin profilleri belirlenmiştir. Moleküler ağırlıkları belirlenen protein bantlarının alerjeniteyle bağlantısının gösterilebilmesi için daha ileri immünolojik çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: Ulmus glabra, polen, protein, SDS-PAGE, immunoloji 144

145 S4-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ Investigation for Pollen Proteins of Ulmus glabra İbrahim ERDOĞAN 1, Derya ŞİMŞEK 2, Nur Münevver PINAR 2 Ahi Evran University, Faculty of Science-Literature, Department of Biology 1 Ankara Universitesi, Faculty of Science, Department of Biology 2 ibrahim.erdogan@ahievran.edu.tr Introduction There are three natural species of Ulmus glabra in Turkey. The elm plant has being used as a landscaping plant in parks and gardens. Elms are a major source of allergy. That is why it is important to make a research allergenicity of Ulmus glabra s pollen protein. In this study, we analysed pollen protein of Ulmus glabra using SDS-PAGE. Material and Methods Pollens were collected from flowering plants during the season. Pollens are seperated according to their size and then kept at -20 C. Bradford assay was used to calculate total protein quantity. And SDS-PAGE protocol was performed. Results Total protein quantity was 544 µg/ml. After SDS-PAGE we detected 10 protein bands on the gel. The molecular weights are kda, 83.6 kda, 73.2 kda, 67.5 kda, 63.1 kda, 53.5 kda, 45.9 kda, 35.0 kda, 29.7 kda, 25.4 kda. Discussion When we reviewed the literature, we saw no paper about allergenicity of Ulmus glabra s pollen proteins. In this study we showed pollen protein profiles of Ulmus glabra In order to say something about allergenicty of Ulmus glabra s pollen protein bands, there is needed further immunological researches. Keywords: Ulmus glabra, pollen, protein, SDS-PAGE, immunology 145

146 S5: Diğer Çalışmalar/ Other Studies 146

147 POSTER SUNUMLARI/ S4:POLEN BİYOKİMYASI ve MOLEKÜLER BİYOLOJİSİ 147

148 S5-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S5: DİĞER ÇALIŞMALAR Rosacee Polenlerinin Carassius auratus ta L.,1758 Potansiyel İmmunostimulatif Etkilerinin İncelenmesi Mehmet Borga ERGÖNÜL, Sibel ATASAĞUN, Pınar KARACAKAYA, Danial NASSOUHİ Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara/Türkiye Giriş: Balıklarda hastalıklara neden olan patojenlerin salgınlara yol açmasını önlemek amacıyla balıkların immün sistemlerinin uyarılmasını konu alan birçok çalışma bulunmaktadır. Balık patojenlerinin neden olduğu salgınlar akuakültür üretim ve ticaretini sınırlayan faktörler arasında değerlendirmektedir; zira bu salgınlar yüksek mortalite nedeniyle büyük maddi kayıplara ve/veya et kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Balıklarda immün fonksiyonların aktive edilmesi enfeksiyoz hastalıklara karşı koruyucu etkiler göstermektedir. İmmünostimulanlar immün sistem fonksiyonlarını güçlendiren doğal bileşiklerdir. Bu çalışmada polen preparatlarının potansiyel immunostimulatif etkileri araştırılmıştır. Materyal ve Metodlar: Bu çalışmada esasen Rosaceae polenlerinden oluşan bir polen preparatının potansiyel immunostimulatif etkileri Carassius auratus kullanılarak araştırılmıştır. Bu amaçla balıklar %1 ve %5 polen preparatı içeren yemlerle beslenmiş (günde 2 kez, balık ağırlığının %2 si oranında) ve 7. günün sonunda balıklarda kaudal venadan kan örnekleri alınmıştır. Kontrol grubu balıklar da benzer şekilde deneme grubu ile aynı muameleye tabi tutulmuştur. Sonuçlar ve Tartışma: %1 polen preparatı içeren yemle beslenen grupta akyuvar sayısı (WBC) ve lökokrit (Lct) seviyesinin önemli bir değişim göstermediği bulunmuştur. Ancak %5 lik deneme grubunda control grubuna oranla WBC ve Lct seviyelerinin önemli bir artış gösterdiği tespit edilmiştir. Plazma CRP seviyesi ise deneme gruplarının hiç birinde önemli bir değişim göstermemiştir. Çalışma sonucunda Rosaceae polenlerinin balıklarda immunostimulatif etkiler gösterebileceği düşünülmektedir. Ancak kesin bir yargıya varabilmek için patojen testlerinin yapılması gerekir. Anahtar Kelimeler: İmmunostimulan, balık, polen, akyuvar, kan. Teşekkür: Yazarlar, çalışmada kullanılan polen preparatının temini ve teşhisi için yardımlarından dolayı Prof. Dr. Münevver Pınar a müteşekkirdir. 148

149 S5-PB1 POSTER SUNUMLARI/ S5: DİĞER ÇALIŞMALAR The Investigation of The Immünostimultive Potential of Rosaceae Polens in Carassius auratus L.,1758 Mehmet Borga ERGÖNÜL, Sibel ATASAĞUN, Pınar KARACAKAYA, Danial NASSOUHİ Ankara University, Faculty of Science, Department of Biology, Ankara/Turkey Introduction: Several studies have been conducted on the modulation of fish immune system in order to prevent the outbreak of fish diseases. Disease outbreaks due to fish pathogens are increasingly being recognized as a potential constraint on aquaculture production and trade and they cause massive financial loss because of high mortality rates and/or reduced meat quality. The activation of the immunological functions in fish is associated with increased protection against infectious diseases. Immunostimulants are naturally occuring compounds that facilitate the function of immune system. In this study it was aimed to investigate the immunostimulative potential of polen preparations in fish. Materials and Methods: In this study the potential immunostimulative properties of a polen preparation that was comprised mainly by Rosaceae polens was investigated using Carassius auratus as a test organism. For this purpose fish were fed with a feed (twice in a day, %2 of body weight of fish) including 1% and 5% polen extract and blood samples were taken from caudal vein after 7 days. Control fish were handled in the same way. Results and Discussion: It was found that white blood cell (WBC) counts and leucocrit (Lct) levels of fish were fed with 1% polen preparation did not show any significant differences. However, there was a significant increase in WBC and Lct levels of fish in 5% group. Plasma CRP levels of fish in any of experimental group did not show any significant differences compared to control. It is concluded that polens may have potential immunostimulative effects in fish. However, further studies such as pathogen challenge are needed for precise conclusions. Keywords: Immunostimulant, fish, polen, White blood cells, blood. Acknowledgement: The authors are grateful to Prof. Dr. Munevver Pınar for her kind helps on the supply and investigation of polen preparations. 149

150 SPONSORLAR ONLİNE BİLGİ HİZMETLERİ A.Ş. Hacettepe Teknokent Safir C Blok, No:6, Kat 5, Office: 501 Beytepe, Cankaya/Ankara KASTAMONU BEYAZ KALEM KPSS KURSLARI Cebrail Mah. Plevne Cad. No:38/A (Maxi Karizma Market üzeri) Merkez/KASTAMONU Tel: /25 KARTAL KİMYA LAB. GEREÇLERİ VE MEDİKAL ÜR.TİC. Sanayi cad. 28/28 ULUS/ANKARA TEL: FAX: kartalkimya@hotmail.com PROTEK GRUP LAB Özanadolu Sanayi Sitesi Sokak No:30 İvedik OSB OSTİM - ANKARA

edilmiştir. Cupressaceae/Taxaceae, Pinaceae, Betula, Quercus, Carpinus, Fagus, Cladosporium, Alternaria, Leptosphaeria, Pleospora, Ustilago ve

edilmiştir. Cupressaceae/Taxaceae, Pinaceae, Betula, Quercus, Carpinus, Fagus, Cladosporium, Alternaria, Leptosphaeria, Pleospora, Ustilago ve ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ KASTAMONU İLİ (MERKEZ) ATMOSFERİK POLEN VE SPORLARI VE BUNLARIN METEOROLOJİK FAKTÖRLERLE DEĞİŞİMİ (OCAK 2006- ARALIK 2007) Talip ÇETER BİYOLOJİ

Detaylı

polenine duyarlı hastalarda IgE reaktivite profilleri

polenine duyarlı hastalarda IgE reaktivite profilleri Asthma Allergy Immunol 2009;7:100-105 ARAfiTIRMA RESEARCH ARTICLE Betula pendula Roth (syn = B. verrucosa) polenine duyarlı hastalarda IgE reaktivite profilleri Different IgE reactivity profiles in the

Detaylı

Trabzon Atmosferindeki Aeroallerjenlerin Mevsimsel Dağılımı

Trabzon Atmosferindeki Aeroallerjenlerin Mevsimsel Dağılımı Trabzon Atmosferindeki Aeroallerjenlerin Mevsimsel Dağılımı A. AYVAZ*, A. BAKİ**, C. DOĞAN*** * Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatri Anabilim Dalı, SİVAS, ** Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp

Detaylı

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı BÖLÜM 3 Artvin de Orman Varlığı Özgür EMİNAĞAOĞLU Orman, oldukça geniş bir alanda kendine özgü bir iklim oluşturabilen, belirli yükseklik, yapı ve sıklıktaki ağaçlar, ağaçcık, çalı ve otsu bitkiler, yosun,

Detaylı

ŞENOL ALAN. Personal Information. Contact Information. Identity Number. Date of Birth 27/03/1978. Contact Address

ŞENOL ALAN. Personal Information. Contact Information. Identity Number. Date of Birth 27/03/1978. Contact Address ŞENOL ALAN Personal Information Contact Information Identity Number Date of Birth Contact Address Telephone 45028821954 27/03/1978 Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü

Detaylı

1. GÜN 5 KASIM :00-10:00 KAYIT 09:00-10:00: AÇILIŞ TÖRENİ VE KONUŞMALAR 10:00-10:15 OTURUM ARASI DAVETLİ KONUŞMALAR YER: ÖTÜKEN SALONU

1. GÜN 5 KASIM :00-10:00 KAYIT 09:00-10:00: AÇILIŞ TÖRENİ VE KONUŞMALAR 10:00-10:15 OTURUM ARASI DAVETLİ KONUŞMALAR YER: ÖTÜKEN SALONU 1. GÜN 5 KASIM 2016 08:00-10:00 KAYIT 09:00-10:00: AÇILIŞ TÖRENİ VE KONUŞMALAR 10:00-10:15 OTURUM ARASI DAVETLİ KONUŞMALAR YER: ÖTÜKEN SALONU I.OTURUM: 10:15-12:05 AEROBİYOLOJİ VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ OTURUM

Detaylı

SERİK İLÇESİ EV TOZLARINDAKİ POLEN VE MANTAR SPORLARINA EV DIŞINDAKİ METEOROLOJİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ

SERİK İLÇESİ EV TOZLARINDAKİ POLEN VE MANTAR SPORLARINA EV DIŞINDAKİ METEOROLOJİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ SDÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FEN DERGİSİ (E-DERGİ). 28, 3(1), 1-9 SERİK İLÇESİ EV TOZLARINDAKİ POLEN VE MANTAR SPORLARINA EV DIŞINDAKİ METEOROLOJİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ Ali İNCE Süleyman Demirel Üniversitesi,

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. STALORAL spesifik immünoterapi için dilaltı alerjen ekstre solüsyonu.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. STALORAL spesifik immünoterapi için dilaltı alerjen ekstre solüsyonu. KISA ÜRÜN BİLGİSİ. TIBBİ ÜRÜNÜN ADI STALORAL spesifik immünoterapi için dilaltı alerjen ekstre solüsyonu.. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde: Her 0 ml flakon aşağıdaki solüsyonlardan birini

Detaylı

1.2. Acacia dealbata (Mimoza,Hakiki Akasya, Gümüşi Akasya)

1.2. Acacia dealbata (Mimoza,Hakiki Akasya, Gümüşi Akasya) DIŞ MEKAN SÜS BİTKİLERİ 1. YAPRAĞINI DÖKEN AĞAÇ VE AĞAÇÇIKLAR 1.1. Acacia cyanophylla (Kıbrıs Akasyası) 1.2. Acacia dealbata (Mimoza,Hakiki Akasya, Gümüşi Akasya) 353 BAHÇIVANLIK EL KİTABI 1.3. Acer campestre

Detaylı

Türkiye nin Bazı Bölgelerinde Atmosferik Polen Çalışmaları

Türkiye nin Bazı Bölgelerinde Atmosferik Polen Çalışmaları Derlemeler Türkiye nin Bazı Bölgelerinde Atmosferik Polen Çalışmaları A. BIÇAKÇI*, S. ÇELENK*, Y. CANITEZ**, H. MALYER*, N. SAPAN** * Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, ** Uludağ

Detaylı

ARDAHAN İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI

ARDAHAN İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI İKTİSADÎ ARAŞTIRMALAR VAKFI ARDAHAN İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI SEMİNER İSTANBUL, 1998 DOÇ.DR. NASİP DEMİRKUŞ: Sayın Vali'm, Sayın İktisadi Araştırmalar Vakfı Yetkilileri, Saygıdeğer Misafirler, Değerli

Detaylı

ağaç arbor belli bitkilerin yetiştirildiği alan - etum

ağaç arbor belli bitkilerin yetiştirildiği alan - etum Arboretum Arboretum terimi Latince "ağaç" anlamına gelen arbor sözcüğü ile "belli bitkilerin yetiştirildiği alan" anlamındaki - etum son ekinin birleşmesinden oluşur. Bilimsel araştırma ve gözlem amacıyla

Detaylı

Prof. Dr. N. Münevver Pınar

Prof. Dr. N. Münevver Pınar Prof. Dr. N. Münevver Pınar Polen nedir? Ne gibi fonksiyonları vardır? Polenler, tohumlu bitkilerde (Spermatophyta) vejetatif ve generatif olmak üzere iki nukleusa sahip n kromozomlu mikrosporlardır. TOHUMLU

Detaylı

ÜLKEMİZDEKİ BAZI BALLI BİTKİLERİN ÇİÇEKLENME DÖNEMİ, POLEN, ÇİÇEK NEKTARI VE BÖCEK NEKTARI ÜRETİM KAPASİTELERİ İLE BULUNDUĞU İLLER

ÜLKEMİZDEKİ BAZI BALLI BİTKİLERİN ÇİÇEKLENME DÖNEMİ, POLEN, ÇİÇEK NEKTARI VE BÖCEK NEKTARI ÜRETİM KAPASİTELERİ İLE BULUNDUĞU İLLER Üretim A bies nordmanniana (STEV.) SPACH Göknar Nisan Temmuzda bitki üzerinde yaşayan Cinara pectinata, Cinara pillicornis, gibi böceklerin çıkardıklarını bal arıları bala dönüştürür. Artvin, Balıkesir,

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi MAHLEP (PRUNUS MAHALEB L.) İN BİTKİ KISIMLARINDA MİNERAL BİLEŞİMİNİN BELİRLENMESİ. Seval Aknil MERALER

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi MAHLEP (PRUNUS MAHALEB L.) İN BİTKİ KISIMLARINDA MİNERAL BİLEŞİMİNİN BELİRLENMESİ. Seval Aknil MERALER MAHLEP (PRUNUS MAHALEB L.) İN BİTKİ KISIMLARINDA MİNERAL BİLEŞİMİNİN BELİRLENMESİ Seval Aknil MERALER YIL: 2010 Sayfa: 56 Bu çalışmada, Mahlep (Prunus mahaleb L.) bitkisinin yaprak, çiçek, meyve, meyve

Detaylı

Türkiye nin atmosferik polenleri

Türkiye nin atmosferik polenleri Asthma Allergy Immunol 2009;7:11-17 DERLEME REVIEW Türkiye nin atmosferik polenleri Adem BIÇAKÇI 1, Mustafa Kemal ALTUNOĞLU 1, Aycan BİLİŞİK 1, Sevcan ÇELENK 1, Yakup CANITEZ 2, Hulusi MALYER 1, Nihat

Detaylı

Gymnosperm-Angiosperm Farkları GYMNOSPERMLERDE

Gymnosperm-Angiosperm Farkları GYMNOSPERMLERDE Gymnosperm-Angiosperm Farkları GYMNOSPERMLERDE 1.Tohum karpellerin koltuğunda açıkta gelişir. Bu nedenle gerçek meyve oluşmaz. 2.Tohum taslakları içerisinde embryo kesesi çevresinde arkegonlar vardır 3.Tek

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Bölge geniş ovalar ve alçak platolardan

Detaylı

Çanakkale Fen Lisesi nin Odunsu Bitki itliliğinininin Belirlenmesi

Çanakkale Fen Lisesi nin Odunsu Bitki itliliğinininin Belirlenmesi Çanakkale Fen Lisesi nin Odunsu Bitki Biyoçeşitlili itliliğinininin Belirlenmesi AY-YILDIZ YILDIZ GRUBU GRUP ÜYELERİ : MÜZEYYEN M DÖNMEZD ŞADİYE ÖZTÜRK DANIŞMANLAR : Prof. Dr. Ahmet AKSOY Prof.Dr.. Turan

Detaylı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA III.BÖLÜM Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanan ve Kastamonu yu içine alan Batı Karadeniz Bölümü, Kastamonu ili, Araç

Detaylı

TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM. Özet

TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM. Özet TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM Mesut Uyanık 1*, Ş. Metin Kara 2, Bilal Gürbüz 1, Yasin Özgen 1 1 Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Dışkapı-Ankara 2 Ordu Üniversitesi,

Detaylı

FEN ve TEKNOLOJİ(FİZİK -KİMYA -BİYOLOJİ) BİLİM DANIŞMANLIĞI ÇALIŞTAYI BİYOLOJİ BÖLÜMÜ PROJE RAPORU 06-16 Temmuz 2008 (Çanakkale Fen Lisesi)

FEN ve TEKNOLOJİ(FİZİK -KİMYA -BİYOLOJİ) BİLİM DANIŞMANLIĞI ÇALIŞTAYI BİYOLOJİ BÖLÜMÜ PROJE RAPORU 06-16 Temmuz 2008 (Çanakkale Fen Lisesi) TÜBİTAK Eğitimde Bilim Danışmanlığı Projesi FEN ve TEKNOLOJİ(FİZİK -KİMYA -BİYOLOJİ) BİLİM DANIŞMANLIĞI ÇALIŞTAYI BİYOLOJİ BÖLÜMÜ PROJE RAPORU 06-16 Temmuz 2008 (Çanakkale Fen Lisesi) Çanakkale Fen Lisesi

Detaylı

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK Dünyada kültüre alınıp yetiştirilmekte olan 138 meyve türünden, yaklaşık 16'sı subtropik meyve türü olan 75'e yakın tür ülkemizde

Detaylı

Ağaç Fizyolojisi (2+0)

Ağaç Fizyolojisi (2+0) Ağaç Fizyolojisi (2+0) Prof. Dr. Ünal AKKEMİK İ.Ü.Orman Faku ltesi Orman Botaniği Anabilim Dalı Ağaç Fizyolojisi neden önemlidir? Orman; geniş bir alanda, kendine özgu bir iklim yaratabilen, belirli bir

Detaylı

2003 YILINDA ANKARA ATMOSFERİ MANTAR SPORLARI KONSANTRASYONU VE METEOROLOJİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ

2003 YILINDA ANKARA ATMOSFERİ MANTAR SPORLARI KONSANTRASYONU VE METEOROLOJİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ Özgün Çalışma/Original Article Mikrobiyol Bul 29; 43: 627-638 23 YILINDA ANKARA ATMOSFERİ MANTAR SPORLARI KONSANTRASYONU VE METEOROLOJİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ ATMOSPHERIC CONCENTRATION OF FUNGUS SPORES IN

Detaylı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5. Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.Arkensis, 6.Kapensis Flora alemleri flora bölgelerine (region), flora

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

ORMAN BOTANİĞİ. 2- Aşağıdaki bitki türlerinden hangisi hızlı gelişen türlerdendir? a) Şimşir b) Karayemiş c) Kermez meşesi d) Kavak e) Gürgen

ORMAN BOTANİĞİ. 2- Aşağıdaki bitki türlerinden hangisi hızlı gelişen türlerdendir? a) Şimşir b) Karayemiş c) Kermez meşesi d) Kavak e) Gürgen DİKKAT: 1- Sorular çoktan seçmeli test şeklinde olup, cevap kağıdındaki doğru cevaba ait kare kutunun içi X (çarpı) şeklinde işaretlenerek cevaplanacaktır. 2- Cevaplandırmada siyah kurşun kalem ve yumuşak

Detaylı

BİTKİSEL TASARIMDA FORM ÖZELLİĞİ

BİTKİSEL TASARIMDA FORM ÖZELLİĞİ BİTKİSEL TASARIMDA FORM ÖZELLİĞİ Genel olarak bitkinin formu iki faktörün kombine etkisi sonucunda oluşur. Birincisi bitkinin sahip olduğu genetik özelliklerini ortaya koyduğu orjinal formu, diğeri modifikasyonlar

Detaylı

AVRUPA KAYINI (Fagus sylvatica) NIN YILDIZ (ISTRANCA) DAĞLARINDAKİ YENİ YAYILIŞ ALANLARI

AVRUPA KAYINI (Fagus sylvatica) NIN YILDIZ (ISTRANCA) DAĞLARINDAKİ YENİ YAYILIŞ ALANLARI Mayıs 2010 Cilt:18 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi 623-630 AVRUPA KAYINI (Fagus sylvatica) NIN YILDIZ (ISTRANCA) DAĞLARINDAKİ YENİ YAYILIŞ ALANLARI Duran AYDINÖZÜ Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi,

Detaylı

Kırşehir atmosferi mantar sporları konsantrasyonu ve meteorolojik faktörlerin etkisi

Kırşehir atmosferi mantar sporları konsantrasyonu ve meteorolojik faktörlerin etkisi Asthma Allergy Immunol 211;9:154-165 ARAfiTIRMA RESEARCH ARTICLE Kırşehir atmosferi mantar sporları konsantrasyonu ve meteorolojik faktörlerin etkisi Atmospheric concentration of fungus spores in Kirsehir

Detaylı

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale (*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Detaylı

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik Muradiye Tarihi: Muradiye, cumhuriyet ilanına kadar Kandahar ve Bargıri adıyla iki yerleşim birimi olarak anılırken cumhuriyet sonrası birleşerek Muradiye ismini almıştır. Tarihi ile ilgili fazla bilgi

Detaylı

Enstitü Yayın No: 62 ISBN: 978-605-63361-2-6 ANTALYA ŞEHİRİÇİ BİTKİLERİNİN POLİNİZASYON OLAYININ TESBİTİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ (ODC: 181.

Enstitü Yayın No: 62 ISBN: 978-605-63361-2-6 ANTALYA ŞEHİRİÇİ BİTKİLERİNİN POLİNİZASYON OLAYININ TESBİTİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ (ODC: 181. Enstitü Yayın No: 62 ISBN: 978-605-63361-2-6 ANTALYA ŞEHİRİÇİ BİTKİLERİNİN POLİNİZASYON OLAYININ TESBİTİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ (ODC: 181. 521) The Determination and Evaluation of Pollination in Antalya

Detaylı

ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR

ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR Angiospermae ve Gymnospermae Arasındaki Farklılıklar muhafaza içersinde döllenerek olgun tohuma gelişen gerçek meyve 3. Angiosperma ların odunlarında

Detaylı

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 BAYRAM MERAL 1 Genel Yetenek - Cihan URAL Yazar Bayram MERAL ISBN 978-605-9459-31-0 Yayın ve Dağıtım Dizgi Tasarım Kapak Tasarımı Yayın Sertifika No. Baskı

Detaylı

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri)

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri) JUGLANDACEAE 6-7 cinsle temsil edilen bir familyadır. Odunları ve meyveleri bakımından değerlidir. Kışın yaprağını döken, çoğunlukla ağaç, bazıları da çalı formundadırlar. Yaprakları tüysü (bileşik) yapraklıdır.

Detaylı

Alerjik Rahatsızlıklar. Atmosphere Sky ile hayatın tadını çıkarın!

Alerjik Rahatsızlıklar. Atmosphere Sky ile hayatın tadını çıkarın! Alerjik Rahatsızlıklar. Atmosphere Sky ile hayatın tadını çıkarın! 01 Giriş Her yıl artan sayıda insanı etkileyen alerjik rahatsızlıklar yaygın bir sorundur 1. Avrupa da 150 milyondan fazla insan kronik

Detaylı

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk) TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk) Çoğunlukla boylu çalı ender 20 m boy, sık dallı, yuvarlak tepeli, kırmızı_kahverengi kabuk gelişi güzel çatlar ve dökülür İğne yapraklar 1-2.5

Detaylı

Doçentlik Biyoloji Uludağ Üniversitesi 2015. Doktora Biyoloji Uludağ Üniversitesi 2011. Yüksek Lisans Biyoloji Uludağ Üniversitesi 2005

Doçentlik Biyoloji Uludağ Üniversitesi 2015. Doktora Biyoloji Uludağ Üniversitesi 2011. Yüksek Lisans Biyoloji Uludağ Üniversitesi 2005 ÖZGEÇMİŞ 1 Adı Soyadı: Aycan TOSUNOĞLU 2 Doğum Tarihi: 24/03/1981 3 Unvanı: Doç Dr 4 Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Doçentlik Biyoloji Uludağ Üniversitesi 5 Doktora Biyoloji Uludağ Üniversitesi

Detaylı

Kastamonu - Merkez İlçe

Kastamonu - Merkez İlçe Kastamonu - Merkez İlçe YATIRIM YERİ KATALOĞU Kastamonu - Merkez İlçesi uygun yatırım yerleri www.kuzka.org.tr Kastamonu OSB, şehre ve bölgeye ciddi ekonomik girdiler sağlamaktadır. OSB'de değişik sanayi

Detaylı

YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARAKÖSE

YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARAKÖSE ÖZGEÇMİŞ YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARAKÖSE Giresun Üniversitesi Espiye Meslek Yüksekokulu mustafa.karakose@giresun.edu.tr mustafakarakose80@gmail.com Doğum Tarihi ve Yeri İletişim Yabancı Diller : Ağustos

Detaylı

YENİŞEHİR FİDANLIK ŞEFLİĞİ FİDAN FİYATLARI( 12.01.2015)

YENİŞEHİR FİDANLIK ŞEFLİĞİ FİDAN FİYATLARI( 12.01.2015) Sıra No Türkçe Adı Latince Adı Orijini Yaş Ambalaj Hacim Boy Çevre Fiyat Kdv 1 Ahlat Pyrus elaeagrifolia 2 Ahlat Pyrus elaeagrifolia 3 Akçaağaç(Çınar Yapraklı) Acer platanoides 4 Akçaağaç(Çınar Yapraklı)

Detaylı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye yüzey şekilleri bakımından çok farklı özelliklere sahiptir. Ülkemizde oluşum özellikleri birbirinden farklı

Detaylı

2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATATÜRK ARBORETUMU GEZİSİ RAPORU

2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATATÜRK ARBORETUMU GEZİSİ RAPORU 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATATÜRK ARBORETUMU GEZİSİ RAPORU Gezinin Yapıldığı Tarih-Saat : 17/05/2013---09:30-13:00 Geziye Katılan Öğrenci Sayısı : 20 Geziden Sorumlu Öğretmen : Duygu AYDEMİR Gezinin

Detaylı

Düzce İli Atmosferinin Polen ve Spor Dağılımının İncelenmesi

Düzce İli Atmosferinin Polen ve Spor Dağılımının İncelenmesi Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi / Karaelmas Science and Engineering Journal 4 (2), 46-58, 2014 Karaelmas Science and Engineering Journal Journal home page: http://fbd.beun.edu.tr Araştırma Makalesi

Detaylı

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne almaçlı dizilmiştir. Tomurcuklar çok pullu, sapsız, sürgüne

Detaylı

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla Küçük Ölçekli Botanik Bahçesi Oluşturulması ve Süs Bitkisi Olarak Kullanım Olanaklarının Belirlenmesi

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Orkide MİNARECİ Ünvanı: Yrd.Doç.Dr. Öğrenim Durumu Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Biyoloji Bölümü (Temel ve Ege Üniversitesi Fen Fakültesi 1992

Detaylı

Tekfur un güzel kızı Moni,Kaleyi kuşatan Türk askerlerinin komutanına, kalenin burçlarından görür görmez aşık olur. Aşkını ise dadısı aracılığıyla

Tekfur un güzel kızı Moni,Kaleyi kuşatan Türk askerlerinin komutanına, kalenin burçlarından görür görmez aşık olur. Aşkını ise dadısı aracılığıyla Tekfur un güzel kızı Moni,Kaleyi kuşatan Türk askerlerinin komutanına, kalenin burçlarından görür görmez aşık olur. Aşkını ise dadısı aracılığıyla Komutana bildirir. Aşkına karşılık veren yakışıklı komutana

Detaylı

Dr. Nejat ÇELİK. Eğitim

Dr. Nejat ÇELİK. Eğitim Dr. Nejat ÇELİK Eğitim 2001 2006 İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Toprak İlmi ve Ekoloji A.B.D. Doktor 1990 1994 İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı A.B.D. Peyzaj

Detaylı

BOTANİK _II. Prof. Dr. Bedri SERDAR

BOTANİK _II. Prof. Dr. Bedri SERDAR BOTANİK _II Prof. Dr. Bedri SERDAR Bedri SERDAR - 2018 2018 Sürgün Çeşitleri 1- Uzun Sürgün Tomurcukları belirgin internodlarla birbirinden ayrılmış, ağacın boy büyümesinde ve dalların gelişmesinde etken

Detaylı

BURSA PĐYASASINDA SATILAN VE ULUDAĞ ĐLE KARACABEY YÖRELERĐNE AĐT OLDUĞU BELĐRTĐLEN POLENLERĐN MĐKROSKOBĐK ANALĐZĐ

BURSA PĐYASASINDA SATILAN VE ULUDAĞ ĐLE KARACABEY YÖRELERĐNE AĐT OLDUĞU BELĐRTĐLEN POLENLERĐN MĐKROSKOBĐK ANALĐZĐ BURSA PĐYASASINDA SATILAN VE ULUDAĞ ĐLE KARACABEY YÖRELERĐNE AĐT OLDUĞU BELĐRTĐLEN POLENLERĐN MĐKROSKOBĐK ANALĐZĐ Arş.Gör. Đpek SABUNCU, Doç.Dr. Adem BIÇAKÇI, Arş.Gör Sevcan TATLIDĐL, Prof. Dr. Hulusi

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29 1.1. Orman ve Ormancılık Türkiye yaklaşık olarak 80 milyon hektar (ha) yüzölçümüyle dağlık ve eko-coğrafya bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu ekolojik zenginliğe paralel olarak ormanlar da

Detaylı

Yem Bitkileri, Çayır ve Mera. Prof.Dr. Cengiz Sancak Ankara-2015

Yem Bitkileri, Çayır ve Mera. Prof.Dr. Cengiz Sancak Ankara-2015 Yem Bitkileri, Çayır ve Mera Prof.Dr. Cengiz Sancak Ankara-2015 Yem bitkileri nedir? Evcil hayvanların yeşil ot, kuru ot, tane yem, yumru yem, silo yemi vs. ihtiyacını karşılamak amacıyla tarla topraklarında

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247 KAHRAMANMARAŞ İLİNİN GENEL MEYVECİLİK DURUMU Mehmet SÜTYEMEZ*- M. Ali GÜNDEŞLİ" Meyvecilik kültürü oldukça eski tarihlere uzanan Anadolu'muz birçok meyve türünün anavatanı

Detaylı

Doç. Dr. Aycan TOSUNOĞLU

Doç. Dr. Aycan TOSUNOĞLU Doç. Dr. Aycan TOSUNOĞLU Telefon : 0 224 2941854 Fax : 0 224 2941899 E-posta : aycanbilisik@uludag.edu.tr EĞİTİM DURUMU Lisans: : Uludağ Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa,

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154. 2. Çevre Sorunları... 156. Konu Değerlendirme Testi... 158

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154. 2. Çevre Sorunları... 156. Konu Değerlendirme Testi... 158 412 5. Ünite ÇEVRE ve TOPLUM 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154 2. Çevre Sorunları... 156 Konu Değerlendirme Testi... 158 153 Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? 413 414 İNSANLARIN DOĞAL ÇEVREYİ KULLANMA

Detaylı

1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ

1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ 02-04 EYLÜL 2015 BOLU KURULLAR Prof. Dr. Hayri COŞKUN Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü

Detaylı

TÜRKİYE İSTİLACI BİTKİLER KATALOĞU

TÜRKİYE İSTİLACI BİTKİLER KATALOĞU T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı TÜRKİYE İSTİLACI BİTKİLER KATALOĞU ANKARA 2015 Editör: Prof.

Detaylı

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler BYL118 Çevre Biyolojisi-II Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü lisans dersi Çağatay Tavşanoğlu 2016-2017 Bahar Biyoçeşitlilik - Tür çeşitliliği - Genetik

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

EROZYON İNDİKATÖRLERİ

EROZYON İNDİKATÖRLERİ EROZYON İNDİKATÖRLERİ Toprağın korunmasında büyük güvence bitki örtüsüdür ve onun sürekli bir örtü oluşturmasıdır. Burada sözü edilen bitki örtüsü doğal bitki örtüsüdür (orman ve mera). Bitki örtüsünün

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

Dr.Öğr.Üyesi Dilek ORAL

Dr.Öğr.Üyesi Dilek ORAL Dr.Öğr.Üyesi Dilek ORAL ÖZGEÇMİŞ DOSYASI KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Yılı : Doğum Yeri : Sabit Telefon : Faks : E-Posta Adresi : Web Adresi : Posta Adresi : 1978 Üsküdar T: 212338240025322 212338240025325 F:

Detaylı

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür. Akarsularla boşaltılmış ovalar daha çok Kütahya'nın güneyinde ve güneybatısında, başka bir tarifle Murat Dağı'nın kuzey ve kuzeydoğusunda yer almaktadırlar. Bunlar: Adırnaz Çayı ve Kocaçay'ın yukarı çığırlarındaki

Detaylı

TRABZON İLİ ATMOSFERİNDEKİ POLENLERİN ARAŞTIRILMASI. Ahter YAVRU YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TRABZON İLİ ATMOSFERİNDEKİ POLENLERİN ARAŞTIRILMASI. Ahter YAVRU YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TRABZON İLİ ATMOSFERİNDEKİ POLENLERİN ARAŞTIRILMASI Ahter YAVRU YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EKİM 2007 ANKARA Ahter YAVRU tarafından hazırlanan TRABZON İLİ ATMOSFERİNDEKİ

Detaylı

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ Mehmet Sakınç*, Aliye Aras**, Cenk Yaltırak*** *İTÜ, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Maslak/İstanbul **İ.Ü. Fen Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır. BETULACEAE Jeolojik devirlerde daha fazla sayıda cins ve türlere sahip olan bu familyanın, bugün 6 cins ve bu cinslerin kışın yaprağını döken 100 kadar türü, Kuzey Yarımkürenin ılıman ve serin bölgelerinde

Detaylı

Unvan Ad Soyad Yard.Doç.Dr.Zafer KAYA

Unvan Ad Soyad Yard.Doç.Dr.Zafer KAYA Unvan Ad Soyad Yard.Doç.Dr.Zafer KAYA FOTOĞRAF UZMANLIK ALANI UZMANLIK ALANI : Sistematik Botanik-Bitki Morfolojisi-Palinoloji ÇALIŞTIĞI KONULAR : Sistematik Botanik-Aeropalynoloji-Melissopalynoloji AKADEMİK

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM Rehber Öğretmen : Şule Yıldız Hazırlayanlar : Bartu Çetin Burak Demiral Nilüfer İduğ Esra Tuncer Ege Uludağ Meriç Tekin 2000-2001 İZMİR TEŞEKKÜR Bize bu projede yardımda bulunan başta

Detaylı

Yem Bitkileri, Çayır ve Mera. Prof.Dr. Cengiz Sancak Ankara-2018

Yem Bitkileri, Çayır ve Mera. Prof.Dr. Cengiz Sancak Ankara-2018 Yem Bitkileri, Çayır ve Mera Prof.Dr. Cengiz Sancak Ankara-2018 Kaynaklar Ders slaytlarını indirebilirsiniz 1. http://www.cengizsancak.com 2. http://cv.ankara.edu.tr/sancak@ankara.edu.tr (kişisel akademik

Detaylı

SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI V. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Ödev Konuları Gelibolu Tarihi Yarımadası MP ında statü konusunda yeni gelişmeler (Emre ÖZDEMİR, Fatih AKARSU, Osman KICI) Altındere

Detaylı

Bl KARESi (BALIKESİR) İÇİN YENİ FLORİSTİK KAYITLAR

Bl KARESi (BALIKESİR) İÇİN YENİ FLORİSTİK KAYITLAR BAÜ Fen Bil. Enst. Derg. (2002).4.1 Bl KARESi (BALIKESİR) İÇİN YENİ FLORİSTİK KAYITLAR Berna SANÖN, Fazıl ÖZEN Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Böliimii 10100 Balıkesir, TÜRKİYE ÖZET

Detaylı

NEW FLORISTIC RECORDS FOR VARIOUS SQUARES IN THE FLORA OF TURKEY

NEW FLORISTIC RECORDS FOR VARIOUS SQUARES IN THE FLORA OF TURKEY BAÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi (2000). 2 (1) NEW FLORISTIC RECORDS FOR VARIOUS SQUARES IN THE FLORA OF TURKEY Fazıl ÖZEN Balıkesir University Faculty of Science and Art Department of Biology 10100

Detaylı

1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ

1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ 02-04 EYLÜL 2015 BOLU KURULLAR Prof. Dr. Hayri COŞKUN Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü

Detaylı

Bitki Materyali-I: Gymnospermae. Yrd. Doç Dr. Nurgül KARLIOĞLU Orman Botaniği Anabilim Dalı

Bitki Materyali-I: Gymnospermae. Yrd. Doç Dr. Nurgül KARLIOĞLU Orman Botaniği Anabilim Dalı Bitki Materyali-I: Gymnospermae Yrd. Doç Dr. Nurgül KARLIOĞLU Orman Botaniği Anabilim Dalı nurgulk@istanbul.edu.tr BİTKİLER ALEMİ CORMOPHYTA (GÖVDELİ BİTKİLER) THALLOPHYTA (GÖVDESİZ BİTLİLER) Pteridophyta

Detaylı

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 MARMARA BÖLGESi IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 COĞRAFİ KONUMU Marmara Bölgesi ülkemizin kuzeybatı köşesinde yer alır. Ülke yüz ölçümünün %8,5'i ile altıncı büyük bölgemizdir. Yaklaşık olarak

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Ege Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Bölgede doğu-batı yönünde uzanan dağlar ve bunların

Detaylı

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran

Detaylı

Vejetasyon, herhangi coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaşam koşulları birbirine benzeyen bitkilerin bir arada toplanma şeklidir

Vejetasyon, herhangi coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaşam koşulları birbirine benzeyen bitkilerin bir arada toplanma şeklidir Vejetasyon, herhangi coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaşam koşulları birbirine benzeyen bitkilerin bir arada toplanma şeklidir 30.12.2017 1 Vejetasyon, ağaç, çalı, yosun, mantar ve likenlerden oluşan

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Dilek Oskay Doğum Tarihi: 1980 Unvanı: Dr. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Biyoloji Celal Bayar Üniversitesi 2001 Y. Lisans Biyoloji/Botanik

Detaylı

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir. Çaldıran Tarihçesi: İlçe birçok tarihi medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medler, Bizanslılar, Urartular, İranlılar ve son olarak Osmanlı devleti bu ilçede hâkimiyet sürmüşlerdir. İlçenin tarih içerisindeki

Detaylı

Havran ve Burhaniye (Balıkesir) Yörelerinde El Sanatlarında Yararlanılan Bitkiler Üzerine Etnobotanik Araştırmalar

Havran ve Burhaniye (Balıkesir) Yörelerinde El Sanatlarında Yararlanılan Bitkiler Üzerine Etnobotanik Araştırmalar 1 Havran ve Burhaniye (Balıkesir) Yörelerinde El Sanatlarında Yararlanılan Bitkiler Üzerine Etnobotanik Araştırmalar Rıdvan POLAT 1, Fatih SATIL 2, Selami SELVİ 3 1 Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Tıbbi

Detaylı

Bitkilerin Adlandırılması

Bitkilerin Adlandırılması Bitkilerin Adlandırılması Bitki isimlerinin bir yerden diğerine değişmemesi, hangi bitkinin söz konusu olduğunun kesin ve emin bir şekilde anlaşılabilmesi ve dünya üzerinde birlik sağlamak için bitkilerde

Detaylı

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde yerleştiriniz.

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde yerleştiriniz. A-) Aşağıdaki bilgilerden doğru olanın yanına (D), yanlış olanın yanına (Y) yazınız. 1-( ) Ege Bölgesi nde dağlar kıyıya paralel uzanır. 2-( ) Çarşamba ve Bafra Karadeniz kıyısındaki delta ovalarımızdır.

Detaylı

Çamkoru (Ankara) atmosferindeki polenlerin araştırılması

Çamkoru (Ankara) atmosferindeki polenlerin araştırılması Asthma Allergy Immunol 21;8:18-188 ARAfiTIRMA RESEARCH ARTICLE Çamkoru (Ankara) atmosferindeki polenlerin araştırılması İlginç KIZILPINAR 1, Cahit DOĞAN 1 1 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

Burdur Yöresi Ballarının Polen Analizi. Pollen Analysis of Burdur Region Honeys

Burdur Yöresi Ballarının Polen Analizi. Pollen Analysis of Burdur Region Honeys Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 13-1 (2009),10-19 Burdur Yöresi Ballarının Polen Analizi Deniz TAŞKIN, Ali İNCE * Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi,

Detaylı

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI COĞRAFİ KONUM Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir. Özel ve matematik konum diye ikiye ayrılır. Bir ülkenin coğrafi konumu, o ülkenin tabii, beşeri ve ekonomik özelliklerini

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirimi,

Detaylı

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( ) 2.Hafta (16-20.02.2015) ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA (2014-2015 Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR Ders İçeriği Planlama Sistemleri Envanter Uzaktan Algılama (UA) Uzaktan Algılamanın Tanımı ve Tarihsel

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Cihan ERDÖNMEZ Doğum Tarihi: 20 Mart 1970 Öğrenim Durumu: Doktora Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Orman Mühendisliği İstanbul Üniversitesi 1990

Detaylı

Kayseri Sivas ve Kayseri Yeşilhisar Demir Yollarında Sorun Olan Yabancı Ot Türlerinin Saptanması

Kayseri Sivas ve Kayseri Yeşilhisar Demir Yollarında Sorun Olan Yabancı Ot Türlerinin Saptanması Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Cilt 32, Sayı 3, 2016 Erciyes University Journal of Institue Of Science and Technology Volume 32, Issue 3, 2016 Kayseri Sivas ve Kayseri Yeşilhisar

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. STALORAL 300 spesifik immünoterapi için dilaltı alerjen ekstre solüsyonu.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. STALORAL 300 spesifik immünoterapi için dilaltı alerjen ekstre solüsyonu. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. TIBBİ ÜRÜNÜN ADI STALORAL 300 spesifik immünoterapi için dilaltı alerjen ekstre solüsyonu. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde: Bir flakon aşağıdaki solüsyonlardan birinden

Detaylı

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız. TABLO ÜNİVERSİTE Tür ŞEHİR FAKÜLTE/YÜKSOKUL PROGRAM ADI AÇIKLAMA DİL 4 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ Devlet ADANA Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri MF-2 280,446 255,689 47 192.000 4 ANKARA ÜNİVERSİTESİ Devlet ANKARA

Detaylı