ZARURİ BİR AÇIKLAMA. Dr. Tayyar Altıkulaç. 1. Prof. Dr. Abdullah Kahraman. Mektuplar, gönderenlerin adlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ZARURİ BİR AÇIKLAMA. Dr. Tayyar Altıkulaç. 1. Prof. Dr. Abdullah Kahraman. Mektuplar, gönderenlerin adlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır."

Transkript

1 ZARURİ BİR AÇIKLAMA Zorlukları Aşarken adlı kitabın önsözünde Hatırat kitaplarında yer yer sübjektivitenin ağır bastığı görülür ve anlatılan bazı olaylar ister istemez savunma niteliğinde olur. Yanlışlarını söylemek ve yazmak, kimsenin pek aklına gelmez cümleleriyle de ifade etmeye çalıştığım gibi, gerçekten hatırat yazanlar genellikle olayları kendi zaviyelerinden ele aldıkları için empati yapmak pek akıllarına gelmiyor. Ben bu durumu işin başında farkettim ve aklıma gelen bir şeyi alelacele yapmak istedim. İl müftülerine e-posta ile bir mektup göndererek hizmet yıllarımın doğru anlaşılmasına ışık tutacak ne biliyor ve hatırlıyorlarsa -benim aleyhime de olsa- yazmalarını rica ettim. O dönemin müftülerinden görevde pek kimsenin kalmadığını bildiğim için çevrelerinde bulunan emeklilere bu mektubumu ulaştırmalarını da bu ricama ekledim. Mektup umduğum kadar ilgi görmedi. Ricamız bir yerlerde konuşuldu ve unutuldu. Hiç cevap veren olmadı demek istemiyorum. Gerek eski veya halen görevde bulunan müftülerden gerekse Diyanet in merkezinde görevli olup halen emekli veya görevde olanlardan mektubuma karşılık verenler ya da mektuptan haberdar olması üzerine görüşlerini yazanlar oldu. Bunlardan bazıları gerçekten bir döneme ışık tutarken ve eleştirilerde de bulurken önemli bir kısmı şahsım hakkındaki müspet değerlendirmelerini yazmayı tercih ettiler. Hiçbirinin samimiyetinden elbette şüphem yok. Hiçbiriyle aramızda, günümüze ve geleceğe dair bir menfaat ilişkisi de söz konusu değil. Ben özellikle övgü niteliğindeki yazılara burada yer verip vermeme konusunda tereddüt ettim. Kitap yayımlanmadan önce bunları okuyan ve değerlendiren arkadaşlarımın görüşlerini sordum. Onlardan bir kısmı yer verilmemesi durumda zahmet edip düşüncelerini kaleme alan meslektaşlarımı incitebileceğimi söylerken bazıları da aksi istikamette görüş belirterek bunun kitabın güvenilirliğine gölge düşüreceğini söylemiştir. Ben ikinci görüşe uyarak bu metinlere kitapta yer vermemeye karar verdim. Ancak bu meslektaşlarımın emeklerinin zayi olmaması için de bu yazıların bu internet ortamında bulunmasının sakıncalı olmayacağını düşündüm. Takdir okuyucularındır! 1 1. Prof. Dr. Abdullah Kahraman Dr. Tayyar Altıkulaç 1 Mektuplar, gönderenlerin adlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır. 1

2 Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi öğretim üyesi 2 Tayyar Bey i daha yakından Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi nde öğrenci olduğum yıllarda, yan sınıfın tefsir derslerinde tanıma fırsatı buldum. Bizim dersimize gelmediği halde sırf istifade etmek, özellikle rü yet-i hilâl konusundaki ilginç ve tecrübe dolu açıklamalarını dinlemek için onun derslerine bir süre devam etmiştim. Başkanlık yaptığı dönemi değerlendirecek yaş ve bilgi seviyesinde olmadığım için bu yıllarla ilgili bilgilerim daha çok muarızlarının nakline dayanıyordu. Fakat şahıs ve fikirler hakkında son kararı kendi gözlemlerim sonucu vermek gibi bir tabiata sahip olduğum için Tayyar Hoca ile ilgili olarak söylenenleri de dinlemekle yetiniyordum. Hocanın devam ettiğim tefsir derslerinin, diğer arkadaşlar gibi bende de çok müspet tesirler bıraktığını ve birçok arkadaşın, Hocayı bize yanlış anlatmışlar dediğini net olarak hatırlıyorum. Özellikle hilâlin gözetlenmesiyle ilgili ikna edici ve mantıklı açıklamaları o yaşımızda bizi konunun istismarcılarına alet olmaktan ve maceralara sürüklenmekten kurtarmıştı. Fakat kendisiyle görüşmek için birkaç defa yolunu tuttuğumuz İSAM da bu fırsatı bir türlü yakalayamadım. Çünkü o hep meşguldü. TDV İslâm Ansiklopedisi nin hazırlanmasında görevleri olduğunu duyuyorduk. Ne zaman ki İSAM vücut buldu, o zaman hocayı ve ne ile meşgul olduğunu daha iyi anlamaya başladım. Tayyar Bey ile kalben bütünleşmemi sağlayan esas tarih, sekiz yıllık eğitim tartışmaları sırasında Kur an kursları, İmam-Hatip liseleri ve özellikle hâfızlık eğitimiyle ilgili olarak verdiği mücadeleden sonra olmuştur. Birçok televizyon programında kendisini izleyen neslimiz, hatta yıllarca onun aleyhinde propaganda yapanlar, eski kanaatlerini gözden geçirmek için iyi bir fırsat yakalamış oldular. İşte bu tarihten sonra eskiden Tayyar Hoca hakkında artık rahatlıkla fikir beyan ediyor ve onun Kur an eğitimi yolundaki yüksek performanslı mücadelesini misyonuna örnek gösterebiliyordum. İşte böyle bir dönemde beni hiç tanımayan İstanbul Milletvekili Dr. Tayyar Altıkulaç ın makamından arandığım söylendi. Sekreter hanımın sesini duyduğumda böyle bir şeye inanmadım ve birilerinin bana şaka yaptığını düşündüm. Fakat biraz sonra, hatta bağlanan sesi duyduğumda bana söylenenin doğru olduğunu anladım. Bakü de sürdürülen din eğitimi hizmeti için benim uygun bir isim olduğum kendisine söylenmiş. Bazı hususları sorup öğrendikten sonra hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Sevindim, heyecanlandım, fakat bir o kadar da endişelendim. Heyecanlanmamın tek sebebi, bir hizmet adamı olduğuna inandığım Tayyar Hoca nın beni böyle bir iş için aramasıydı. Endişeme mahal olan ise bu teveccühe lâyık olup olamama yolundaki tereddütlerimdi. Ama bu davet bana Tayyar Bey i daha yakından tanıma fırsatı verecekti ve öyle de oldu. Bakü de üç yıl gece gündüz, zevkle, madden yorulup mânen dinlenerek birlikte çalıştık. Hayatımın dönüm noktası olan bu üç yıl, hocamız vasıtasıyla Allah ın bana bir lutfu idi. Çünkü birlikte yaptığımız hizmetlerin Allah için olduğundan bir gün olsun şüphe duymadım. 2 Abdullah Kahraman Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi ndeki öğrencilik yıllarında hasbelkader öğrencim olmuş. Ben kendisini Bakü İlâhiyat Fakültesi ndeki hizmetleri vesilesiyle tanıma fırsatı buldum. Bu itibarla onun anlattıkları benim Diyanet teki görev yıllarımla değil, Azerbaycan da bulunduğu, benim de aynı ülkede sürdürülen hizmetlerle meşgul olduğum dönemle ilgilidir. Abdullah Bey in gönderdiği metinde hak etmediğim nitelemelerin bazılarını, kendisinin hoşgörüsünü umarak metinden çıkarmayı denediysem de, yazının bütünlüğünü bozacağını görerek bunu istediğim kadar yapamadım. Takdiri okuyuculara bırakıyorum (T.A.). 2

3 Daha önce sert, tavizsiz ve kendi otoritesinin dışında bir fikir kabul etmez gibi tanıtılan hocamızın bu özelliklerinin olumsuz değil, aksine olumlu ve mâkul noktalarda olduğuna yakından şahit oldum. Yani anlayabildiğim kadarıyla o, istişare ve bilgiye dayalı kararlarında otoritesini feda etmeyen bir yapıya sahiptir. Doğru bildiği işi, sonuca ulaştırmadan canı rahat etmeyen, boş işlere zaman harcamayan, insanlık ve Müslümanlık adına derdi ve davası olan, bu uğurda her türlü rahatı terk edebilecek kadar özveri sahibi bir karakterin adamıdır. Samimiyetine, çalışkanlığına, bilgi ve becerisine inandığı kimselerin fikirlerine değer veren, eleştirilerini dikkate alan, şahıs ve olaylarla ilgili kararlarında aceleci olmayan, geniş ve uzun vadeli düşünebilen bir özelliğe sahiptir. Birçok esere imza atmasına rağmen, ilme asla doymadığını, hatta en çok zevk aldığı şeyin ilim olduğunu her fırsatta vurgulayan hoca, ilmî çalışmalarına da ara vermemiş, Bakü ye her geldiğinde Kur an nüshalarıyla ilgili malzemeleri de çantasında taşımış, o yoğunluk içinde fırsat buldukça bu çalışmalarını da sürdürmüştür. Sohbetlerimizin bir kısmı bu çalışmalar etrafında cereyan ettiğinden ve o günlerde ilgilendiği nüshalardan biri Taşkent nüshası olduğundan bu sohbetlere Taşkent sohbetleri adını bile vermiştik. Birkaç hatıra: Tayyar Hoca ile unutamadığım hatıralar içinde beni etkileyen birkaçını burada anlatmalıyım. Kanaatlerin aksine, bunlardan bir kısmı, onun gözyaşı döktüğünü gösteren hatıralardır. 1. Bir keresinde kendisine sohbetimiz sırasında dünyada en çok beğendiği kāriin (Kur an okuyucusu) kim veya kimler olduğunu sormuştuk. Mısırlı Abdülfettâh Şa şâî ve Mustafa Sıddîk Minşâvî nin okuyuşlarının kendisini çok etkilediğini söyledi. Türkiye de en çok kimi beğendiğini sorduğumuz zaman, bir süre sükût ettikten sonra gözlerinden damlalar dökülürken bir taraftan da, Kerata, ne işin vardı senin o mevlit merasiminde, genç yaşta çekip gittin ve bizi mahrum bıraktın şeklinde bir cümle mırıldandığına şahit olduk. O, bu cümleleriyle rahmetli İsmail Biçer i kastediyor, en çok onun okuyuşunu beğendiğini söylüyor ve erken yaşta aramızdan ayrılmasına üzüntüsünü bu şekilde ifade ediyordu. 2. Bir keresinde de Bakü de din hizmeti veren bir kurumun davetlisi idik. O kurum Bakü ve çevresinde yaptığı din hizmetlerini anlatan bir video sunumu yaptı. Sunum sırasında Şeki bölgesinde bir kursta hâfızlık yaptırıldığından bahsediliyor, hâfızlığını tamamlayanlar için düzenlenen ve rahmetli Abdurrahman Gürses in katıldığı bir merasim gösteriliyordu. Diğer hizmetleri normal şekilde seyreden Tayyar Hoca, bu kısmı görünce birden hareketlendi, oturduğu koltuktan doğruldu ve Orayı bir daha gösterir misiniz? dedi. İki defa seyrettiği bu hâfızlık cemiyeti onu o kadar etkilemişti ki, orada bulunan herkesin dikkatini çekecek kadar duygulandı, gözleri yaşardı ve şöyle dedi: Bir gün buralarda da Allah ın kelâmı ezberlenecek ve bu coğrafyada hâfızlar yetişecekti. Bunu hayal bile edemezdik. Allah a çok şükür, sizi tebrik ediyorum arkadaşlar! 3. Hocanın gayret ve girişimleriyle açılan Bakü İlâhiyat Fakültesi nin ilk mezunlarından yedi-sekiz kişi lisans üstü eğitim yapmak için Türkiye ye gönderilmiş. Bunlar aynı zamanda Tayyar Hoca nın Bakü İlâhiyat Fakültesi nde derslerine fiilen girdiği öğrencilerdir. Uzun zaman sonra doktorasını bitiren bu öğrencilerin üçü, Elşad Mahmudov (İslâm tarihi), Goşgar Selimli (hadis) ve Adile Aslanova (kelâm), Bakü İlâhiyat Fakültesi nde öğretim elemanı olarak göreve başlayacaklardı. Hoca bu konuda çok heyecanlı görünüyordu. Israrla fakültenin ders yılı 3

4 başında bunlara bir örnek ders veya açılış dersi verdirilmesini istiyordu. Talebi doğrultusunda hazırlıkları yaptık. Fakültenin konferans salonunda bu üç genç öğretim elemanı ilk derslerini vereceklerdi. Onlar derslerini verirken hocanın oturduğu yerde duramadığını, heyecanlandığını ve gözlerinin buğulandığını hissetmiştik. Bu gençler derslerini verdikten sonra Tayyar Hoca yı duygularını ifade etmek üzere kürsüye davet ettiğimde hocanın ciddi anlamda heyecanlandığını, ellerinin titrediğini, sesinin kısıldığını ve gözlerinin yaşardığını gözlemledik. Kısa ve duygulu bir konuşma yaptı. Hocayı bu kadar heyecanlandıran bu gençlerin kendi vatanlarından ilim için seçilip yetişmesi ve bu fakültede şimdi hocalık görevini ifa eder hale gelmeleriydi. Ama bunun yanında bir şey daha vardı. Hoca bu öğrencileri Türkiye ye götürürken Allah a şöyle dua etmiş: Allahım! Bu gençlerin yetişip bu fakültede ders verdiklerini bana göstermeden canımı alma! İşte bugün hoca hem duasının kabul edildiğini hem diktiği fidanın meyve verdiğini görmenin sevincini ve heyecanını yaşıyordu. 4. Kendisiyle Bakü Büyükelçiliğimizde bir resepsiyonda idik. Türkiye den TBMM başkanının da bulunduğu bir parlamento heyetiyle gelmişti. Resepsiyonda herkes yiyip içiyor, birbiriyle tanışıp sohbet ediyordu. Ben de aynı şeyleri yapıyordum. Bir ara Tayyar Hoca nın bir köşede derin bir tefekkür içinde olduğunu farkettim. Hemen yanına varıp, Hocam hayırdır, ters giden bir şey mi oldu? diye sordum. O, Hayır bir problem yok dedi. Ben, Fakat sizi çok düşünceli gördüm deyince şu cevabı verdi: Akşam konuştuğumuz o Türk dünyasına yönelik uluslar arası üniversite konusu vardı ya, işte onun projesine kafam takıldı da Yani herkesin gülüp eğlenip sohbet ettiği bir ortamda bile hedefini unutmaması, doğrusu beni çok şaşırtmıştı. 5. Beni etkileyen olaylardan biri de, Tayyar Hoca nın bir gün ansızın Kazakistan dayım, Bakü ye geliyorum diyerek bizi araması üzerine gerçekleşmiştir. Hocayı almak üzere hava alanına gidip karşıladığımızda kendisini çok bitkin, yorgun ve halsiz bulduk. Şiddetli bir öksürüğe de tutulmuştu. Ramazan ayında idik ve bu haliyle oruçlu idi. Biz bu durumdan endişelenip doktora gidelim derken o, biraz dinlenirsem geçer dedi ve doktora gitmedi. Eczaneden bir iki ilâç almaya zor ikna ettik. Cüzi bir miktar olan ücreti de bize verdirmedi. Meğer hoca, Kazakistan nın Türkistan şehrinde yapılması kararlaştırılan, Hoca Ahmet Yesevî Camii için yer seçimi konusunda ortaya çıkan ihtilâflara hakemlik yapsın diye Hoca Ahmet Yesevî Üniversitesi tarafından davet edilmiş ve bu maksatla Türkistan şehrine gitmiş, oralarda üşütmüş. Buna rağmen Bakü de devam eden İlâhiyat Fakültesi inşaatını ve hizmetleri görmeden geçmek istememiş. Bu haliyle yolunu Bakü ye uğratmış. Tabiatıyla onun bu durumu bizi etkilemiş, müspet enerji ve şevk vermişti. 6. Tayyar Hoca, yayına hazırlamakta olduğu mushaf nüshalarından birine yazdığı giriş notlarını okuması için arkadaşlarımızdan Prof. Dr. Mustafa Altundağ a vermişti. Bir konuda Mustafa Bey in itirazı vardı. Fakat hoca da o konuda ısrar ediyordu. Arapça bir ifade etrafında cereyan eden tartışmaya beni de kattı ve Sen bu konuda ne diyorsun? dedi. Ben de Mustafa Bey in dediği gibi düşündüğümü söyledim. Pek ikna olmadı, Bakalım kim haklı çıkacak? dedi ve İstanbul a döndü. Biz meseleyi unutmuştuk. Günlerden sonra bir telefon görüşmemiz sırasında dedi ki: Burada işin ehli ve güvendiğim birkaç hocaya da sordum, maalesef siz haklı çıktınız, metni o şekilde değiştirdim. Bu da onun ilimde titizliğinin ama aynı zamanda esnekliğinin ve başkalarının fikrine açık olduğunun bir örneği sayılabilir. 4

5 Üç yıllık beraberliğimiz müddetince hocamızdan çok şey öğrendim ve çok güzel hatıralarımız oldu. Bize çok kıymetli hayat tecrübelerini anlatırken bir gün bunların kaybolacağından endişe duyup kaleme alması gerektiğini ısrarla önerdiğimizi hatırlıyorum. Allah tan kendisi için sıhhatli uzun ömürler diliyorum. 2. Dr. Ahmet Baltacı Emekli Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Tayyar Altıkulaç, Kur ân-ı Kerim i çok güzel okuyan bir hâfızdır. Sesi, sedası çok güzeldir. Mûsiki bilgisi ve makamlara âşina oluşu sebebiyle öğrencilik yıllarında İstanbul un seçkin mevlithanlarından biri sayılıyordu. Ancak İstanbul İmam-Hatip Okulu na öğretmen olduktan sonra bu işi tamamen bırakabilmesi takdirle karşılanmıştır. Çok önemli görevlerde bulundu. Bence en güzel tarafı, bulunduğu makamda yapılması gereken ne ise onu en iyi şekilde yapmaya çalışması ve yaptıklarında başarılı olmasıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde yapılan Rü yet-i hilâl Konferansı, Haseki Eğitim Merkezi nin hizmete açılışı, hac işlerindeki keşmekeşin önlenmesi, yurt dışı teşkilâtı ve Türkiye Diyanet Vakfı nın kurulması vb. onun en önemli hizmetlerindendir. Bunlardan bazıları benim Olgunlaştırma Dairesi Başkanlığı görevinde bulunduğum dönemde çalışmalar yaptığımız, fakat sonuçlandıramadığımız konulardı. Bunlardan en önemlisi, dinî gün ve gecelerin tespitinin düzgün yapılamayışı idi. Anayasamızın bu konuda görevlendirdiği Kandilli Rasathanesi yetkilileri, bizim müracaatlarımıza Anayasal hakkımızı kimseyle paylaşmayız diyerek randevu bile vermemişlerdir. Dinî bayramlarda ve ramazan girişlerinde İslâm âlemi ile beraber olunamıyor; bazan bir gün, bazan iki gün sonraya kalıyorduk. Ülke içinde de birlik sağlanamıyor ve çok üzücü durumlar meydana geliyordu. Rü yet-i Hilâl Konferansı ilâhi bir lutuf oldu. Bugün bütün İslâm ülkeleri olarak huzur içinde dinî günlerimizi idrak edebiliyorsak bunu o konferansa borçluyuz. Şüphesiz bu başarı büyük bir mazhariyettir. O da Tayyar Bey e nasip oldu. El atıp da sonuçlandıramadığımız bir konu da hac hizmetlerindeki keşmekeştir. O dönemde şahıslar ve şirketler hac organizasyonu yapıyordu. Şirketlerce üzerinde durulan konu -istisnalar olmakla beraber- daha çok kazanma hırsı idi. Hacıların görevlerini tam yapıp yapamadığı onlar için önemli değildi. Şirketlerden hacca din görevlisi götürenler olsa da bu konuda bir mecburiyet yoktu. Görevli götürenlerin çoğu da kazançlarına yardımcı olacak kişileri tercih ediyorlardı. Bu hususta yapılacak işler hakkında ilk rapor benim de içinde bulunduğum üç kişi tarafından yazıldı. İlk icraat, Emniyet Genel Müdürlüğü ile de anlaşarak her şirkete hacılarla birlikte bir rehber din görevlisi götürmek mecburiyeti getirilmesi oldu. Görevlisi olmayan şirkete sınır çıkış izni verilmiyordu. Kanunî bir dayanağı olmadığı için Emniyet Genel Müdürlüğü, baskılar sonucu uygulamayı devam ettiremedi. Bu mesele de Tayyar Bey döneminde kesin çözüme kavuşmuş oldu. Yurt dışı konusu da kanayan bir yara idi. Yurt dışına binlerce vatandaşımız işçi olarak gönderilmiş, ama onların dinî ihtiyaçları hiç dikkate alınmamıştı. Halbuki Yunanistan gibi bazı hıristiyan ülkeler, işçi gönderirken her 100 işçi için bir papaz gönderilmesini şart koşmuşlardı. Bizim vatandaşlarımız yalvarıyordu. Bizim en çok din görevlilerine ihtiyacımız var 5

6 diyorlardı. Bu ihtiyacı ortaya koyan ilk raporu hazırlamak, rahmetli Demirhan Ünlü ile ikimize kısmet olmuştu. Ancak ne dışişlerimiz ne de o sırada sosyal yardımcı unvanıyla birkaç din görevlisi gönderen Çalışma Bakanlığı bize yardımcı oluyordu. Dışişleri yetkilileri Diyanet yurt dışında teşkilât kuramaz, yurt dışında temsil edilemez. Bu bizim laik yapımıza aykırıdır gibi gerekçeler ileri sürüyorlardı. İşte bu sorunu da Tayyar Bey çözdü ve şu anda pek çok ülkede din hizmeti sunan muazzam teşkilâtın temelini attı. Halen eğitimine devam eden ve teşkilâtımıza pek çok kıymetli eleman yetiştiren Haseki Eğitim Merkezi de Tayyar Bey in eseridir. Sırf bu hizmet bile bir fâniye hasenat olarak çok büyük bir kazanç vesilesidir. Gönlümüz arzu eder ki yöneticilerimiz bu müessesenin ve benzerlerinin değerini takdir etsinler, şahsî düşüncelerle programlar üzerinde oynamasınlar. Tayyar Bey i anlatmak gerçekten zor. İdareciliğinde başarılı idi. 657 sayılı Personel Kanunu dolayısıyla yapılması gereken intibaklar pek çok bakanlıktan önce ve sağlıklı olarak Diyanet te yapıldı. Yaptığı icraatlarla tenkitler aldığı da oluyordu. Bilhassa koalisyon döneminde sıkıntılı günler geçirdi. Ancak icraatında haksızlık etmediği ve mevzuat dışına çıkmadığı için ayakta kalabildi. Emrinde olan insanları çalıştırır, onların da görevlerini en iyi biçimde ve zamanında yapmasını ister, çalışmayanın icabına bakardı. Bir de devlet malını kendi malı gibi korurdu. Bazan cimrilik derecesine varacak şekilde bir kuruşun peşine düşer, haksız olarak kimseye yedirmezdi. İlk sakalsız Diyanet İşleri başkanı olması, vakti boşa harcama olur ve işler aksar diye vatandaş ziyaretlerine ve halkla buluşmaya fazla zaman ayırmaması, hataları affetmemesi gibi özellikleri dolayısıyla haklı veya haksız tenkit edilmişse de, hasenatı ve başarıları her zaman bunları unutturmaya yetmiştir. İnsanların hayırlısı ömrü uzun, âmâli iyi olandır mealindeki hadîs-i şerife uygun olarak kendisine hayırlı ve uzun ömürler diler, Cenâb-ı Hakk ın daha nice hizmetler nasip etmesini niyaz ederim. 3. Ayşe Sucu TDV Kadın Kolları müdiresi Yıl Kur an kursu öğreticilerine verilen eğitim semineri bitiminde yapılacak toplantıda kursiyerler adına aramızdan birinin konuşma yapması istendi ve bu görev bana verildi. Konuşma metnimi heyecanla nasıl hazırladığımı bugün gibi hatırlıyorum. Hanımlar olarak taleplerimizin neler olabileceğini dikkate alarak konuşmamı hazırladım. Bana göre yapılması gereken ilk çalışma, başkanlık bünyesinde kadınlarımızı meslekî yönden uzmanlaştıracak uzun soluklu bir kursun açılmasıydı. Ben konuşmamda bu nokta üzerinde durdum. Konuşmamı dinleyen başkanımız Sayın Altıkulaç, daha sonra konuşmalarını yaparken söylediklerimin önemi üzerinde durdu ve yardımcılarına dönerek hemen ne gerekiyorsa yapılması tâlimatını verdi. Çok hızlı bir şekilde sınavlar yapıldı, ilk defa teşkilât içinde kadınlara yönelik uzun süreli bir çalışma başlatılmış oldu. 6

7 Sonraki süreçlerde, söz verildiği halde yapılan projelerin nasıl akim bırakıldığını ya da hiç dikkate alınmadığını gördükçe Altıkulaç hocamızın bu hızlı karar ve uygulamasının önemini daha iyi anladığımı belirtmeliyim. Yaklaşık bir yıl süren ihtisas kursu nun bütün meslekî hayatımızın kalitesini arttırdığını da söylemeliyim. Yalnız burada, kendilerinin de izniyle zikretmek isterim ki pek çok konuda Diyanet İşleri Başkanlığı nın seyrini değiştiren hocamdan, kadın personelle ilgili daha reformist atılımlar beklenebilirdi. Maalesef bu olmadı. Başkan yardımcılığı, daire başkanlığı, müfettiş vb. atamalarında bayanların dikkate alınmaması -ki, hâlâ yok- geleceğe yönelik politikalar açısından büyük eksiklik diye düşünüyorum. Yıl Altıkulaç sonrası dönem. Diyanet çatısı altında büyük bir kadın çalışması yapmak tek hedefimdi. Kur an kursu öğreticiliğim bana etkin, yetkin, kariyer sahibi hanımefendilerin katılacakları büyük çapta bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu her an hissettirmekteydi. Daire başkanlarımızla görüşmelerimden bir sonuç alamadım. Akay caddesinde bir vakıf bize yerlerini ve imkânlarını tahsis etti. Halka halka büyümekteydik. Bu çalışmaya kendi kurumumun sahip çıkması, hedef kitlemizi yakından ilgilendirmekteydi. Dönemin başkanı M. Nuri Yılmaz ile defaatle görüşmelerimiz oldu. Nihayet bir gün, bana destek veren hanımefendilerle birlikte yaptığımız bir görüşme sırasında sayın başkan, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Mehmet Kervancı Bey e telefon ederek bizi kendisine gönderdi. Yanına vardığımızda, Mehmet Bey in yanında Tayyar Altıkulaç da vardı. Uzun uzun projemi konuştuk. Titizlikle beni dinlediklerini ve desteğinin bizimle olduğunu farkettim. Hemen, o gün kullanabileceğimiz birkaç yer gösterildi. İnanmakta güçlük çekiyordum ve bana tâlimat verildi: Birlikte olduğun hukukçu hanımlarla bir tüzük taslağı yapın ve getirin! Hemen çalışmalara başladık. Mehmet Kervancı Bey in büyük destek ve çabalarıyla birkaç ay içinde TDV Kadın Kolları nı kurduk. Türkiye Diyanet Vakfı nın kurucularından olan Tayyar Altıkulaç ın, o çatı altında bugün on binleri aşmış üyesiyle Türkiye nin en önemli kadın kuruluşları arasına giren, TDV Kadın Faaliyetleri Merkezi nin kuruluşunda besmelesi olduğunu, burada şükranla ifade etmek isterim. 4. Prof. Dr. Cevdet Küçük Emekli MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Tayyar Altıkulaç, ben Beyazıt Kur an Kursu nda okurken Teşvikiye Camii müezzini idi. Aynı zamanda, İstanbul İmam-Hatip Okulu nda okuyordu. Daha sonra Yüksek İslâm Enstitüsü ne öğrenci oldu. Hafta sonları Teşvikiye de oturan Abdurrahman Gürses Hoca yı ziyarete gittiğimde kendisiyle görüşürdük. Sesinin güzelliği, güzel Kur an okuyuşu, okuldaki başarıları ve çok iyi motosiklete binişi âdeta dillere destandı. Son derece çalışkan, aktif, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen ve haksızlık karşısında boyun eğmeyen bir kişiliğe sahipti. Göreve ilk atanmam sırasında benim için verdiği mücadeleyi hiçbir zaman unutamam yılı Mart ayına rastlayan bir ramazan günüydü. Fındıklı Molla Çelebi Camii nde açık bulunan müezzin kadrosuna atanmam için Beyoğlu Müftülüğü ne müracaat etmiştim. Ancak bu işle ilgilenen Talip adındaki memur, on sekiz yaşımı doldurmadığımı ileri sürerek müracaatımı kabul etmiyordu. Beni dinlemediği gibi, müftü ile görüşmemi de engelliyordu. 7

8 Abdurrahman Gürses hocam da, memuru ikna edememişti. Nihayet Bu adamın hakkından ancak sen gelirsin diyerek, benim işimle ilgilenmesini rica ettiği Tayyar Altıkulaç ile birlikte tekrar müftülüğe gittik. Altıkulaç, Talip denilen memura Bu arkadaşımız on sekiz yaşını doldurduğu halde, niçin müracaatını kabul etmiyorsun? Bana bir anlatır mısın? diye sordu. Memur da, gayet sert bir ifade ile Sana ne? Sen onun avukatı mısın? diye cevap verdi. Altıkulaç da, Evet avukatıyım, var mı bir diyeceğin? dedi. Hayli sert geçen tartışmadan sonra, yaşım yeniden hesaplandı ve on sekiz yıl altı ay on beş gün sonucuna varıldı. Hesaplama doğruydu. Yani on sekiz yaşımı doldurmuş, on dokuz yaşımdan da altı ay on beş gün almıştım. Fakat memur, on sekiz yaşımı doldurmam için beş ay on beş güne ihtiyacım olduğunu iddia etmeyi sürdürüyordu. Altıkulaç da tek tek sayarak on sekiz yaşımı doldurduğumu, on dokuzundan da altı ay on beş gün aldığımı ve beş ay on beş gün sonra da on dokuz yaşımı dolduracağımı anlatmaya çalışıyordu. Fakat memur, bir türlü ikna olmuyor ve fikrinde ısrar ediyordu. Bu durum karşısında iyice sinirlenen Altıkulaç, memura Eğer bu arkadaşın tayinini yapmazsan, seni mahkemeye verir, seninle sonuna kadar uğraşır ve seni sürüm sürüm süründürürüm, haydi yapma da görelim bakalım dedi. Bana da, ezan vakti geldiği için gitmek zorunda olduğunu, namazdan sonra geleceğini ve buradan ayrılmamamı söyledi ve gitti. O gittikten sonra iyice hırçınlaşan memur, Bunlar niye seni bu kadar savunuyorlar, yoksa sen de mi Çerkezsin? diye sordu. Benden beklediği cevabı alamayınca daha da sinirlendi. Nihayet Altıkulaç ın gelmesi yaklaşınca, dilekçemi aldı ve sinirli bir ifadeyle, Git onlara söyle, tayinin yapılacak dedi. Tam elli yıl önce cereyan eden bu olayı Tayyar Hoca nın hatırlayacağını pek sanmıyorum. 3 Ama onun sayesinde gerçekleşen bu ilk tayinim, hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Molla Çelebi Camii nde birlikte çalıştığım Nusret Vardar ve rahmetli Ahmet Yayla da, Tayyar Altıkulaç gibi ilk İmam-Hatip neslindendi. Onların teşvik ve destekleriyle, ilkokulu, ortaokulu dışarıdan imtihana girerek Kabataş Erkek Lisesi ni de okuyarak bitirdim da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yakınçağ Tarihi Kürsüsü nden mezun olduktan sonra da, 1970 te aynı kürsüye asistan olarak atandım. Böylece akademik kariyer yapma imkânına kavuşmuş oldum. Ayrıca, sık sık gidip geldiğim ve sosyal etkinliklerine katıldığım Yüksek İslâm Enstitüsü nde de pek çok değerli insanla tanıştım. Tayyar Altıkulaç, 1963 te Yüksek İslâm Enstitüsü nden mezun olduktan sonra, önce İstanbul İmam-Hatip Okulu nu destekleyen dernek üyelerinin özel isteğiyle bu okula öğretmen ve idareci olarak atandı. Daha sonra da, yine hocalarının isteğiyle Yüksek İslâm Enstitüsü ne asistan oldu. Bu sırada ülke, 27 Mayıs 1960 ihtilâlinin yarattığı siyasî istikrarsızlıktan çıkmaya çalışıyordu. Demokrat Parti nin (DP) askerî yönetim tarafından kapatılması, merkez sağın parçalanmasına sebep olmuştu. Bu yüzden 1961 seçimlerinde hiçbir parti hükümeti kuracak bir çoğunluğu elde edememişti. Ülke, ilk defa koalisyon hükümetleriyle tanışmıştı. Siyasî parçalanmanın yarattığı boşluktan ve 1961 anayasasının getirdiği geniş özgürlük haklarından yararlanan aşırı akımlar hızla yayılmaktaydı. Nihayet Menderes gibi halkın içinden gelen ve halk diliyle konuşan Süleyman Demirel başkanlığındaki Adalet Partisi (AP), 1965 seçimlerini kazanarak tek başına iktidar olmuştu. 3 Hatırlamaz olur muyum? Hem de çok iyi hatırlıyorum (T.A.). 8

9 Adalet Partisi iktidarı, bir taraftan iktisadî hamlelerle ülkeyi kalkındırmaya çalışırken, bir taraftan da ordu ile sivil idareyi uzlaştırmaya uğraşıyordu. Fakat tabii senatör olarak parlamentoya giren ve kendilerine Millî Birlik Grubu adını veren 1960 darbecileri, bir muhalefet partisi gibi hareket ediyorlardı tan sonra siyasî hayatın belirleyicisi ve denetçisi durumuna gelen silâhlı kuvvetlerin de desteğiyle, sık sık gerici faaliyetlerin arttığını ve rejimin tehlikede olduğunu ileri sürerek hükümeti sıkıştırıyorlardı. Hükümet de, aşırı cereyanlar olarak adlandırdığı aşırı sağ ve sol faaliyetlere karşı mücadele başlatmıştı. Tartışılan önemli konulardan biri de, hızla gelişmekte olan Nurculuk ve Süleymancılık akımlarıydı. Muhalefet, hükümetin din istismarcılığı yaptığını, gericiliğe ve Nurculuğa taviz verdiğini iddia ediyordu. Nisan 1966 da İzmir, Malatya ve Antalya da Atatürk büstlerine yönelik saldırıları, gerici akımların ülke içinde hızla yayılmakta olduğunun bir göstergesi olarak değerlendiriyordu. Tartışma, kısmî senato seçimleri öncesinde ve sonrasında da devam etti. Konuyu seçim propagandası haline getiren Cumhuriyet Halk Partisi, seçim meydanlarında, Demirel in Nurcular ın ve Süleymancılar ın koruyucusu olduğunu ilân etti. Adalet Partisi nin başarıyla çıktığı 5 Haziran kısmî senato seçim sonuçlarını değerlendiren İsmet İnönü de, Nurcular ın ve Süleymancılar ın canla başla Adalet Partisi ne hizmet ettiklerini ileri sürdü. Nurculuk ve Süleymancılık tartışması, Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Elmalı nın görevden alınmasına kadar vardı. Hükümet, 20 Ekim 1966 da kamuoyunun büyük tepkisine rağmen, şeriata dayalı devlet kurma faaliyetlerine katıldığı gerekçesiyle kendi atadığı Elmalı yı görevinden aldı. Siyasetin bu zaafından yararlanan cemaatler de, Diyanet i rejimin kurumu olmakla suçluyor ve müslümanlar arasına nifak sokarak ülkeye ve İslâm a büyük zarar veriyorlardı. müslümanların içinde bulunduğu bu duruma seyirci kalmayan Tayyar Altıkulaç ve arkadaşları, müslümanlar arasına sokulan fitneyi ve tefrikayı ortadan kaldırmak ve meselenin çözümüne katkıda bulunmak amacıyla birtakım projeler geliştirdiler. Dinî cemaatlerin liderleriyle görüşmeyi ve hocaların başkanlığında talebelerden heyetler oluşturmayı ve ramazan ayından da yararlanarak ülke sathında vatandaşları aydınlatıcı vaazlar vermeyi kararlaştırdılar. Tayyar Hoca, önce bir heyetle birlikte Süleymancılar ın Üsküdar Kısıklı daki merkezine giderek, İslâm da tefrikaya yer olmadığını, aynı dine hizmet eden kişiler olarak birlikte hareket etmenin gereğini ve faydalarını anlatan bir konuşma yapar. Görüşme gayet olumlu bir şekilde sona erer. Ertesi günü Bolu da verdiği ilk vaazında da, yine İslâm kardeşliğinden ve birliğinden bahseder. Kürsüden indikten sonra bir kişi yanına yaklaşarak, Hocam ağzınıza sağlık, ne güzel konuştunuz, demek Yüksek İslâm Enstitüsü nde sizin gibi müslüman hocalar da varmış, Tayyar Altıkulaç diye bir zındık dün bizim merkeze gitmiş ve İslâm a uygun olmayan sözler söylemiş! der. Tayyar Hoca nın, gayet sakin bir şekilde O zındık benim demesi üzerine adam hiçbir şey söylemeden uzaklaşıp gider. O zamanlar dilden dile anlatılan bu olay, belki kelimesi kelimesine böyle olmamış olabilir. Ancak, bazı cemaatlerin müslümanlar arasına soktukları fitnenin boyutunu göstermesi açısından çok önemlidir. Tayyar Hoca nın, tamamen hâlisâne niyetlerle başlattığı bu faaliyet, maalesef cemaatler tarafından istismar edilmiş ve hoca, daha sonraki görevleri sırasında da çeşitli tezvirat ve karalamalarla yıpratılmaya çalışılmıştır. Fakat hoca, doğru bildiği yolda yürümeye devam etmiş, müslümanlara ve ülkeye zarar veren bu tür akım ve cemaatlerle mücadelesini sürdürmüştür. Hocanın, her şeye rağmen geri adım atmaması ve bu konudaki kararlılığını sürdürmesi dinini ve vatanını seven herkes tarafından takdir edilmiştir. Ciddiyeti, dürüstlüğü, tutarlılığı, inançlarından asla taviz vermemesi, eğilip bükülmemesi ve bilhassa görevini 9

10 yaparken politikadan uzak durması, onu ülkenin en zor günlerinde aranan isim yapmıştır. Eğer yanılmıyorsam, hiçbir göreve kendi isteğiyle gelmemiştir. Emaneti ehline veriniz düsturuna uygun olarak işi en iyi yapacak kişi olduğu için bu görevlere getirilmiştir. Ülkede en sancılı günlerin yaşandığı dönemlerde yapılan pek çok önemli din ve eğitim hizmetinin altında onun imzası bulunmaktadır. Türkiye, 1970 e girilirken yeniden bir kargaşanın içine doğru sürüklendi. Adalet Partisi nin 1969 seçimlerini de kazanarak yeniden tek başına iktidar olması muhalefetin rahatsızlığını arttırmıştı. Muhalefetin iddialarının aksine, halk-hükümet diyalogu tıpkı Demokrat Parti döneminde olduğu gibi yeniden kurulmaya başlanmıştı. Halk, olumlu ekonomik göstergelere ve montaj da olsa sanayideki gelişmelere bakarak, Menderes iktidarının ilk dört yıllık evresindeki bolluk döneminin yeniden geri geldiğine inanmaya başlamıştı. O güne kadar Demokrat Parti ve Adalet Partisi kadroları içinde yer alan İslâmcı siyasî akım, Adalet Partisi ne karşı 26 Ocak ta Millî Nizam Partisi (MNP) adıyla ayrı bir siyasî güç olarak ortaya çıktı. Adalet Partisi parçalanarak, 18 Aralık ta da Demokratik Parti (DP) kuruldu. Merkez sağın bu şekilde parçalanması, hükümetin meclisteki dayanağını ve gücünü zayıflattı. Böylece zayıf hükümetlerden medet uman çevrelerin eline büyük bir koz verilmiş oldu de yetersiz eğitim sistemine tepki olarak başlayan öğrenci hareketleri, nitelik değiştirerek silâhlı sağ-sol çatışmasına dönüştü. Bu sırada silâhlı kuvvetler içinde de bir grup, sol bir askerî müdahale arayışına girmişti. Ekonomik durum hızla kötüye gidiyordu. Türk silâhlı kuvvetlerinin üst kademesi, ülke bu ortam içinde iken 12 Mart 1971 de hükümete bir muhtıra verdi. 12 Mart Muhtırası olarak anılan muhtırada; ülkenin bu hale gelmesinden hükümet ve parlamento sorumlu tutuluyordu. Atatürkçü bir görüşle reform yapacak ve inkılâp kanunlarını uygulayacak bir hükümetin kurulması isteniyordu. Aksi halde ordunun ülke yönetimine el koyacağı bildiriliyordu. Demirel hemen istifa etti. Cumhuriyet Halk Partisi nden istifa ettirilen Nihat Erim, partiler üstü başbakan olarak hükümeti kurmakla görevlendirildi. Çoğu teknokratlardan oluşan ve Beyin Kabinesi adı verilen Erim hükümeti 7 Nisan da göreve başladı. On bir ilde sıkıyönetim ilân edilerek geniş kapsamlı tutuklamalara ve yargılamalara başlandı. Temel hak ve özgürlüklere önemli kısıtlamalar getirildi. Çeşitli derneklerin ve vakıfların faaliyetleri durduruldu. Millî Nizam Partisi, ülkeyi şeriat hükümlerine göre yönetmeyi amaçlayanların oluşturdukları bir topluluk olduğu gerekçesiyle, 21 Mayıs ta Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Fakat kurucuları ve yöneticileri hakkında herhangi bir cezaî işlem yapılmadı. Tayyar Hoca, ülkenin olağanüstü bir ara rejim dönemine girdiği 12 Mart muhtırası döneminde, Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan (Gümüşaneli) ve Devlet Bakanı Mehmet Özgüneş in ısrarlı talepleriyle, Diyanet İşleri başkan yardımcılığına getirildi. Görevini, Erim hükümetinden sonra kurulan Ferit Melen ve Naim Talu hükümetleri döneminde de sürdürdü. Ülkenin son derece zor günler yaşadığı, siyasî, sosyal ve ekonomik istikrarsızlığın had safhaya ulaştığı bu dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi önemli bir devlet kurumunda görev alması, hem kurum hem de ülkenin geleceği açısından çok yararlı ve hayırlı oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı nın hükümetle ve diğer devlet kurumlarıyla koordineli bir şekilde çalışmasında, bilhassa Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinde oynanan politik oyunların bozulmasında, başkanlığın din hizmetlerindeki etkinliğinin arttırılmasında ve doğru bilgilerin hızlı bir şekilde halka ulaştırılmasında çok önemli rol oynadı. Cumhuriyet döneminin ilk devlet kurumlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı, bu sırada maalesef ismine yakışır bir durumda değildi. 10

11 Merkez teşkilâtı gibi taşra teşkilâtı da tam anlamıyla laçkaydı. İptidai usullerle yönetilen bu kurumun tek yaptığı iş imam ve müezzin tayin etmekten ibaretti. Fakat onu da doğru dürüst yapamıyordu. Nitekim bizzat yaşadığım bir olay bunun açık bir delilidir te üniversiteye başladıktan sonra, okuluma yakınlığını gerekçe göstererek, Beyazıt Camii ne naklimi istemiştim. Halen görevli olduğum için, naklimin doğrudan yapılması gerekiyordu. Fakat Eminönü Müftülüğü, beni de ilk göreve atanacaklarla birlikte imtihana tâbi tuttu. İmtihandan sonra birinci olduğum açıklandı ve naklimle ilgili işlemler başlatıldı. Fakat daha sonra, imtihana girmeyen İsmail Kanyılmaz ın benim yerime tayin edildiğini öğrendim. Müftü, Kanyılmaz ın resmî kıyafetli bir albayla birlikte müftülüğe geldiğini söylüyordu. Ne yapabilirdim, adam yukarıdan torpilliydi, tayinini yapmasaydım beni Kars a sürgüne gönderirlerdi diyordu. Kanun ve nizamları, İslâmî ve vicdanî sorumluluğunu, Kars ın da Türkiye sınırları içinde bulunduğunu hatırlatarak, niçin Kars a gitmekten kaçındığını sorduğumda da, Ah evlâdım ah, daha çok gençsiniz, ileride bunun ne demek olduğunu siz de anlayacaksınız diyordu. Naklimin niçin yapılmadığının, tarafıma yazılı olarak bildirilmesini istediğimde de, açıkça benimle ilgili bir imtihanın yapılmamış ve tayin işlemlerinin başlatılmamış olduğunu ima ediyor ve yazılı cevap vermekten kaçınıyordu. Çünkü yazışmalar doğru dürüst yapılmıyor ve dosya da tutulmuyordu. Bu yüzden müftü, benim naklimle ilgili olarak yapılan imtihanın ve nakil işlemlerinin de pekâlâ hiç yapılmadığını söyleyebilirdi. Tayyar Hoca, işte bu halde bulunan bir kurumu disipline etti ve bir düzene soktu. Diyanet İşleri teşkilâtını âdeta yeniden kurduğu söylenebilir. Eskiden beri başıboşluluğa ve tembelliğe alışmış olan bazı din görevlilerinin, hocanın bu tür icraatından nasıl rahatsız olduklarını ve onu yıpratmak için nasıl aleyhinde propaganda yaptıklarını çok iyi hatırlıyorum. Bu sırada en çok tartışılan konulardan biri de ezanın nerede ve nasıl okunacağı meselesiydi. Eskiden beri çıplak sesle minareden okunan ezan, 1960 ların sonlarına doğru yine minareden ve fakat mikrofonla okunmaya başlanmıştı. Başta Abdurrahman Gürses Hoca olmak üzere bazı eski hocalar, bu uygulamanın doğru olmadığını, istismar edileceğini ve ileride içinden çıkılmaz sorunlar yaratacağını ileri sürerek, şiddetle karşı çıkmışlar ve görev yaptıkları camilerde buna izin vermemişlerdi. Gerçekten de, bu büyük insanların önsezileri doğru çıktı. Mikrofonla minare şerefesinin kapısında okunmaya başlanan ezan, daha sonra minareye çıkmadan giriş kapısında okunmaya başlandı. Giderek müezzin odasından okunur oldu. Hatta bazı yerlerde, ezanın teypten okunduğu dahi ileri sürülüyordu. Bir siyaset adamı, sanıyorum parlamentoda yaptığı bir konuşmasında, teknolojinin geliştiği bir dönemde artık minareye gerek olmadığını ve bir sürü para harcayarak minare inşa etmenin lüzumsuz olduğunu söylemişti. Halbuki minare İslâm ın bir sembolüydü. Nitekim Türkiye ye ziyarete gelen yabancı turistler, bilhassa İstanbul un kalem gibi yükselen minarelerini ve camilerini görmeye geliyorlardı. Fotoğraf veya film çekmek için, müezzinden ezanı minarenin şerefesinde ve dolaşarak okumasını istiyorlardı. Ayrıca minarelere asılan ve âdeta kilise çanına benzeyen hoparlörler estetiği bozuyor ve görüntü kirliliği yaratıyordu. Tayyar Hoca, bir emir çıkartarak ezanların minarede ve şerefede dolaşılarak okunmasını sağladı seçimleriyle, 12 Mart ara rejimi sona erdiyse de, hiçbir parti tek başına hükümeti kurabilecek çoğunluğu sağlayamadığı için siyasî istikrar yine sağlanamamıştı. Çünkü Adalet Partisi nin tek başına iktidar olmasını istemeyen parlamento dışı muhalefet, Adalet Partisi nden 11

12 koparılan Demokratik Parti ile Millî Nizam Partisi nin yerine kurulan Millî Selâmet Partisini (MSP) güçlendirmeye çalışmıştı. İsviçre de yaşayan Erbakan, seçimlerden beş ay önce yurda getirilerek Millî Selâmet Partisi genel başkanlığına seçtirilmişti. 12 Mart muhtırasına karşı çıkarak genel sekreterlikten istifa eden Bülent Ecevit in genel başkanlığa seçilmesi de, Cumhuriyet Halk Partisi nin parçalanmasına sebep olmuştu. Bu yüzden ülke, yeniden koalisyonlar dönemine girdi. Ecevit in başkanlığında kurulan CHP-MSP koalisyon hükümeti ancak sekiz ay kadar dayanabildi. Ülke, uzun süre güvenoyu alamamış Sadi Irmak hükümeti tarafından yönetildi. Nihayet Demirel in, 1 Nisan 1975 te AP, MSP, MHP, CGP ve DP den istifa eden dokuz milletvekilinin desteğiyle, birinci Milliyetçi Cephe hükümetini kurmasıyla kriz aşılabildi seçimlerine kadar görevde kalan bu hükümet zamanında, üniversite ve yurtlara yönelik saldırılar ve fâili meçhul cinayetler hızla arttı. Diyanet İşleri başkan yardımcılığı görevini sürdüren Tayyar Hoca nın bu dönemde yaptığı önemli hizmetlerinden biri, belki de en önemlisi, 1975 te Türkiye Diyanet Vakfı nı (TDV) kurmasıdır. 4 Tayyar Hoca, üniversitelere ve yurtlara yönelik saldırıların devam ettiği bir dönemde, bazı dinî cemaatlerin engellemelerine rağmen Millî Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem ve Başbakan Süleyman Demirel in isteğiyle, 1976 da Millî Eğitim Bakanlığı Din Eğitimi genel müdürlüğü görevine atandı. Her askerî müdahaleden sonra yaşanan olağanüstü dönemlerde olduğu gibi, bu dönemde de İmam-Hatip okulları, Yüksek İslâm enstitüleri ve İlâhiyat fakülteleri yine hedef tahtasıydı. Bu okullar üzerinde yine büyük oyunlar oynanıyordu. Bazı sağ partiler, halkımızın büyük destek vererek meydana getirdiği bu okulları siyasî malzeme olarak kullanmaktan ve bu okullar üzerinden politika yapmaktan çekinmiyorlardı. Sol partiler ve özellikle de parlamento dışı muhalefet, cemaat ve tarikat örgütlenmelerini eleştirirlerken bu okulları hedef alıyorlardı. İmam-Hatip okulları, gericiliğin kaynağı göstermenin gayreti içindeydiler. İşte böylesine zor bir dönemde, hocanın din eğitiminin başına getirilmiş olması fevkalâde önemli bir hadiseydi. Yanılmıyorsam Cumhuriyet tarihinde ilk defa, bir İmam-Hatipli Millî Eğitim Bakanlığı nda genel müdürlük seviyesinde bir göreve getiriliyordu. Tayyar Hoca, burada da çok faydalı hizmetlerde bulundu. Diyanet İşleri başkan yardımcılığında olduğu gibi politikadan uzak ve partiler üstü kişiliği sayesinde, İmam-Hatip okulları üzerinde oynanan siyasî oyunları ortadan kaldırmaya çalıştı. Bu okulların değerinin anlaşılmasında ve diğer devlet kurumları tarafından benimsenmesinde önemli rol oynadı. İmam-Hatip okullarının müfredat programlarını geliştirerek eğitim kalitesini yükseltti. Bilhassa, din eğitiminin yaygınlaştırılmasını ve kız öğrencilerin de İmam-Hatip okullarına alınmasını sağladı. İslâm da kadınların okumasını yasaklayan bir hüküm bulunmadığı halde, kız çocuklarının eğitimine pek önem verilmiyordu. Özellikle kırsal kesimde yaşayan ailelerin pek çoğu, çeşitli sosyal ve dinî nedenlerle kız çocuklarını okula göndermekten çekiniyordu. İmam-Hatip okullarına kız öğrencilerinin de kabul edilmesiyle birlikte, muhafazakâr ailelerin eğitime karşı düşünceleri değişti. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, kız öğrencilerimiz yaygın bir şekilde okumaya başladı. Tayyar Hoca, bu işlerle uğraşırken yaşadığı aşırı yorgunluk yüzünden rahatsızlandı. İdarî görevden alınmasını bizzat kendisinin istemesi üzerine Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine getirildi. Hoca, çok az kaldığı bu görevinde de 4 Türkiye Diyanet Vakfı nın kuruluşunda emeğim olduğu doğrudur. Ancak bu kuruluşu benim kurduğumu söylemek, bu konuda emeği geçen arkadaşlara, bilhassa Ahmet Uzunoğlu na haksızlık olur. Cevdet Bey herhalde bu ifade ile özellikle benim emeğime vurgu yapmak istemiş olmaktadır (T.A.). 12

13 eğitime hizmet etmeye devam etti. Bilhassa Din Eğitimi genel müdürü iken başlattığı projeleri takip ederek tamamlanmasını sağladı. Diğer taraftan, terör olaylarının giderek şiddetlenmesi yüzünden erkene alınan 1977 seçimlerinde de, hiçbir parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edemedi. Cumhuriyet Halk Partisi, seçimden birinci parti olarak çıktığı halde, hükümeti kurabilmesi için on üç sandalyeye ihtiyacı vardı. Uzun süren hükümet krizi, Demirel in 1 Ağustos ta AP, MSP ve MHP nin desteğiyle ikinci Milliyetçi Cephe hükümetini kurmasıyla aşıldı. Fakat mutlaka iktidar olmak isteyen Cumhuriyet Halk Partisi, Adalet Partisi nden transfer ettiği on bir milletvekiliyle 31 Aralık ta hükümeti düşürdü. Cumhuriyet tarihinde gensoruyla düşürülen ilk başbakan olan Demirel istifa etti. Bülent Ecevit, 5 Ocak 1978 de CHP, CGP, DP ve bağımsızlardan oluşan ve kamuoyunda 11 ler hükümeti olarak anılan koalisyon hükümetini kurdu. Tayyar Altıkulaç da, Ecevit hükümetinin kurulmasından yaklaşık bir ay sonra, Devlet Bakanı Dr. Lütfi Doğan ile Millî Eğitim Bakanı Necdet Uğur un müşterek teklifleri ve Başbakan Bülent Ecevit in onayı ile önce vekâleten, daha sonra asaleten Diyanet İşleri başkanlığı görevine getirildi. Hocanın böyle kritik bir dönemde, Diyanet teşkilâtı gibi önemli bir kurumun en üst makamına getirilmesi, aslında hem kurum hem de Türkiye nin geleceği açısından büyük bir şanstı. Fakat birtakım cemaatler, hocanın bir sol parti iktidarı tarafından bu göreve getirilmesini de istismar ettiler ve maalesef bunu onun aleyhine bir delil olarak kullanmaktan çekinmediler. Tayyar Hoca, bir taraftan kurum üzerinde oynanan birtakım siyasî oyunları bozarak muhtemel gelişmeleri önlerken, bir taraftan da müslümanlar arasına sokulmuş bulunan fitneyle mücadele etti. Başkan olur olmaz ilk ele aldığı konulardan biri de rü yet-i hilâl meselesi idi. Çünkü fitnecilerin en çok istismar ettikleri konuların başında Diyanet tarafından hazırlanan takvimler geliyordu. Cemaatler, Diyanet takvimlerine itibar etmeyerek kendileri takvim hazırlıyorlardı. Diyanet takvimiyle cemaatlerin hazırladıkları takvimler arasında, namaz vakitleri açısından bazan 10 dakikaya kadar varan farklar bulunuyordu. Şüphesiz bu da müslümanlar arasında tefrika yaratıyordu. Bilhassa ramazan ayının başlayışı ve bitişi her yıl büyük sorun oluyordu. Suudi Arabistan, teknolojinin gelişmediği dönemlerde başvurulan çıplak gözle hilâli gözetleme usulünü hâlâ sürdürüyordu. Ramazan ayının başlayışını ve bitişini, hilâlin doğuşunu gözlemek suretiyle tespit ederek radyolardan ilân ediyordu. Bazan Diyanet in hazırladığı takvimle aralarında bir günlük farkın bulunması bütün İslâm dünyası gibi Türkiye de de büyük sorun oluyordu. Bazı siyasî çevrelerle dinî cemaatler, bu durumu istismar ederek müslümanlar arasına nifak sokuyorlardı. Bu rejimin Diyaneti nin söylediğiyle oruca başlanamayacağını ve bayram yapılamayacağını söylüyorlardı. Bu yüzden pek çok müslüman, Suudi Arabistan radyosundan verilen duyurulara göre orucuna ve bayrama başlıyordu. Bu tür propagandaların tesirinde kalan bazı din görevlileri de, arefe günü cami cemaatini oruç açmaya davet ediyorlardı. Adapazarı nda bir vâiz, arefe günü ikindi vakti vaaz kürsüsünde su içmiş ve halkı da oruç açmaya çağırmıştı. Bursa da da bir grup, arefe günü caddelere pankart asarak ve ulucami önünde simit yiyerek büyük bir nümayiş yapmıştı. Hiç unutmuyorum, çok değerli bir hocamız da, bir arefe günü orucunu bozmuş ve bizleri de zorlamıştı. Her ramazan ayında çeşitli yerlerde buna benzer olaylar yaşanıyordu. Tayyar Hoca, işte bu boyuta gelmiş bulunan fitneyi kökünden halletmek 13

14 için uluslar arası bir ilmi konferans düzenledi. Çeşitli İslâm ülkelerinden yetkili din otoriteleriyle astronomi uzmanlarının katıldığı bu konferansta, ihtilâfın sebepleri ve çözüm yolları tartışılarak birtakım kararlar alındı. Türkiye Diyaneti nin hazırladığı takvimin doğruluğu tespit edildi. Bütün İslâm ülkelerinin bu takvime uymaları konusunda fikir birliğine varıldı. Alınan kararlar bütün İslâm ülkelerine bildirilerek bu konuda birlik sağlanmaya çalışıldı. Fakat pek çok İslâm ülkesi kararlara uyduğu halde, Suudi Arabistan yine eski sistemi uygulamakta ısrar ediyordu. Tayyar Hoca, işin peşini bırakmadı. İnsanların kafalarındaki şüpheleri ortadan kaldırmak için dağlara heyetler çıkartarak hilâlin doğuşunu gözlemletti. Aynı şekilde, bir ramazan bayramı öncesinde bir heyetle birlikte Suudi Arabistan a giderek, gözetleme işini yapan kişilerle birlikte hilâli gözlemeye geldiklerini söyledi. Fakat kendisine verilen cevap çok ilginçti. Suudi Arabistan yetkilileri, bu iş için hiçbir kimseyi görevlendirmediklerini, hilâli görenlerin gelip haber verdiklerini ve ona göre bayramı ilân ettiklerini söylüyorlardı. Buna rağmen Tayyar Hoca ve ekibi, bir arefe günü dağa çıkarak dürbünle hilâli gözetlediler. Heyet hilâli göremediği halde, Mekke ye döndüklerinde ertesi günün bayram olduğu çoktan ilân edilmişti. Bayramın birinci günü de yine dağa çıkarak gözlemeyi tekrarlayan heyet, hilâli yine göremedi. Müslümanlar, hocanın yaptığı bu çalışmalar sonucunda Diyanet İşleri Başkanlığı nca hazırlanan takvimlerdeki tespitlerle gözlemlerin örtüştüğünü görüp ikna oldular. İnsanların zihinlerindeki şüpheler dağıldı. Böylece fitnecilerin istismar ettiği büyük bir sorun çözülmüş oldu. Hocanın ele aldığı önemli konulardan biri de hac organizasyonudur. Cumhuriyet in ilk yıllarında din eğitimi gibi hacca gidişler de yasaklanmıştı. Demokrasiye geçildikten sonra 1949 da ilk defa hacca gitmek isteyenlere gerekli dövizin verileceği açıklandı. Daha sonraki yıllarda hacca gidenlerin sayısı hızla arttığı halde, doğru dürüst bir organizasyon yoktu. Hacı adayları kendi arabalarıyla veya özel şirketlerle yola çıkıyorlardı. Vize alamadıkları için gümrük kapılarında günlerce beklemek zorunda kalıyorlardı. Hatta haccını tamamlayamadan dönenler bile oluyordu. İşte Tayyar Hoca, göreve gelir gelmez bu konuyu ele aldı. Diyanet İşleri Başkanlığı, 1978 hac mevsiminde ilk defa hac seyahati organize etti. Nihayet Ecevit hükümetinin çıkardığı Hac Kararnamesi ile, 1979 dan itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı nın Türkiye Diyanet Vakfı ile (TDV) iş birliği içinde bu işi yürütmesi kararlaştırıldı. Tayyar Hoca görevde kaldığı sürece hac organizasyonu sadece Diyanet tarafından yapıldı. Bu sırada anarşi bütün hızıyla devam ediyordu. Ekonomik ve siyasî istikrarsızlığın yanı sıra, günde ortalama yirmi beş - otuz kişi siyasî cinayetlere kurban gidiyordu. Ecevit 16 Ekim 1979 da istifa etti. Demirel, 25 Kasım da Milliyetçi Hareket Partisi ile Millî Selâmet Partisi nin dışarıdan destekledikleri Adalet Partisi azınlık hükümetini kurdu. Ordunun üst kademesi, 27 Aralık ta Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk e bir uyarı mektubu gönderdi. 2 Ocak 1980 de kamuoyuna açıklanan mektupta; siyasî partilerin Atatürkçü bir görüşle bir araya gelerek anarşi, terör ve bölücülük gibi devleti çökertmeye yönelik hareketlere karşı müştereken tedbir almaları isteniyordu. Siyasî partilerin tamamı, mektubun muhatabının kendileri olmadığını açıkladılar. Aslında bu mektup bir darbenin habercisiydi. Ordu üst kademesi, adresini bulmayan bu mektuptan sonra bu yöndeki hazırlıklarını hızlandırdı. Adalet Partisi azınlık hükümetinin, meşhur 24 Ocak kararlarını uygulamaya koyması toplumun bütün kesimlerini etkiledi. Bilhassa işçi-işveren uyuşmazlıkları uzun süreli grevlere dönüştü. Söz konusu ekonomik kararlar, ancak bütün partilerin uzlaşmalarıyla uygulanabilirdi. Halbuki partiler aralarında anlaşıp cumhurbaşkanı bile seçemiyorlardı. Adalet Partisi azınlık hükümeti, Millî Selâmet Partisi nin tavrı yüzünden 14

15 zor anlar yaşıyordu. Hükümeti kerhen desteklediğini her fırsatta tekrarlayan Erbakan, hükümeti sıkıştırmaya devam ediyordu. Eylül başında Cumhuriyet Halk Partisi ile iş birliği yaparak, Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen i düşürdü. Millî Selâmet Partisi nin 6 Eylül de Konya da düzenlediği Kudüs ü Kurtarma Yürüyüşü, âdeta orduya davetiye çıkarır mahiyetteydi. Ellerinde yeşil bayrak taşıyan cübbeli ve takkeli kişiler, Dinsiz devlet! Yıkılacak elbet! Şeriat gelecek! Vahşet bitecek! gibi kışkırtıcı sloganlar atmış ve istiklâl marşı okunurken yere oturularak protesto etmişti. Türk Silâhlı Kuvvetleri, Konya mitinginden altı gün sonra 12 Eylül 1980 tarihinde ülke yönetimine el koydu. Parlamento ve hükümetin feshedildiği ve bütün siyasî faaliyetlerin durdurulduğu açıklandı. Kendilerine Millî Güvenlik Konseyi (MGK) adını veren ve genelkurmay başkanı ile dört kuvvet komutanından oluşan askerî cunta, yasama ve yürütme yetkilerinin Millî Güvenlik Konseyi tarafından kullanılacağını duyurdu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, devlet başkanı ilân edildi. Aynı zamanda Millî Güvenlik Konseyi başkanı da olan Evren, deniz kuvvetleri eski komutanı emekli oramiral Bülent Ulusu yu hükümeti kurmakla görevlendirdi. Millî Güvenlik Konseyi, kısa sürede devlet cihazına bütünüyle el koyarak, diğer sivil yöneticilerin çoğunu tasfiye etti. Seçilmişlerin ve atanmışların boşalttığı görevlere daha çok emekli subaylar atandı. 24 Ocak kararları nın mimarı Turgut Özal, başlatılan ekonomik programı sürdürmesi için, iktisadî ve malî işlerden sorumlu devlet bakanı ve başbakan yardımcılığına getirildi. Tayyar Hoca da, askerî yönetim tarafından görevi başında bırakılan birkaç üst bürokrattan biriydi da kendi isteğiyle emekli oluncaya kadar, yaklaşık üç yıl üç ay devam eden 12 Eylül askerî hükümeti ve 1983 seçimlerinden sonra kurulan Özal hükümeti dönemlerinde de görevini sürdürdü. Her askerî müdahale döneminde olduğu gibi, bu dönemde de kurum üzerinde birtakım oyunlar oynanmak isteniyordu. Fitneciler boş durmuyor ve hakkında çıkardıkları çeşitli yalan ve iftiralarla hocayı yıpratmaya çalışıyorlardı. Diyanet te usulsüz işler yapıldığı, atamalara siyaset karıştırıldığı, teşkilât yayınlarında Atatürk düşmanlığı yapıldığı gibi bir sürü iftira atılıyordu. Askerî yönetim, bu iddialar karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı nın bütün birimlerini incelemeye tâbi tuttu. Oldukça uzun süren incelemeler sonunda, iddiaların asılsız, yapılan işlemlerin kanun ve nizamlara uygun olduğu anlaşıldı. Kurumun bu şekilde aklanması, hem Tayyar Hoca nın hem de kurumun itibarını arttırdı. Tayyar Hoca, inceleme bittikten sonra görevinden ayrılmak istediyse de izin verilmedi. Hoca, bütün gözlerin üzerine çevrildiği, maddî ve mânevî sıkıntıların yaşandığı ve demokrasinin rafa kaldırıldığı bir dönemde, Türkiye nin bu en yüksek din kurumunun başında bulunması kurum açısından gerçekten büyük bir şanstı. Hoca, büyük bir başarıyla temsil ettiği bu kurumun devlet kurumları içinde önemli bir yer edinmesini sağladı. Daha önce, Diyanet İşleri Başkanlığı nın devlet protokolünde yeri yoktu. Bir siyaset adamının da açıkça ifade ettiği gibi, Diyanet İşleri başkanı, Tapu Kadastro genel müdürüyle bir tutuluyordu. Vaktiyle, müslüman bir devlet başkanının resmî ziyareti vesilesiyle verilen bir protokol yemeğine devrin Diyanet İşleri başkanı da davet edilmişti. Fakat protokolde yeri olmadığı için kendisine misafirlerin oturduğu protokol masasında yer ayrılmamıştı. Ertesi günü çıkan gazetelerde, Diyanet İşleri başkanının sarık ve cübbesiyle bir hizmetlinin odasındaki iğreti bir masada yemeğini yerken çekilmiş fotoğraflarının yayınlanması bütün müslümanları rencide etmişti. İşte Tayyar Hoca, belki de Cumhuriyet tarihinde ilk defa, Diyanet İşleri başkanlığına, 15

16 devlet örgütünde büyük bir saygınlık kazandırdı ve bu kurumu devlet protokolünde bulunması gereken yere taşıdı. Hocanın bu görevde iken ele aldığı konulardan biri de, din hizmetlerini yurt dışındaki işçilerimizin ayağına kadar götürmesidir lı yıllarda Avrupa ülkelerine gönderdiğimiz işçilerimizin dinî ve eğitim ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirler maalesef alınmamıştı. İnsanlarımız oralarda çeşitli istismarcı derneklerin ve cemaatlerin ellerine terkedilmişlerdi. Bunların verdikleri hizmetler birtakım siyaset ve cemaat bölünmelerini de beraberinde getirmişti. Türk işçilerinin huzur bulmak için gittiği mescitlerin çoğu, tefrikanın ve münafıklığın merkezleri haline gelmişti yılında Almanya da bulunduğum dönemde bu durumu bizzat gözlerimle görüp çok üzülmüştüm. Dernekler arasında müthiş bir düşmanlık ve kavga hâkimdi. Herkes birbirini kötülüyordu. Kendi grubuna dahil olmayanları en ağır ithamlarla suçluyor ve dışlıyorlardı. Münih te misafir olduğum bir arkadaşıma cuma namazına gitmek için cami olup olmadığını sorduğumda; arkadaşım mescitleri tek tek sayarken hangi cemaat grubunun yönetiminde olduğunu da açıklıyordu. Bunlardan birine gidildiği takdirde diğerlerinin nefretinin ve düşmanlığının kazanılacağını söylüyordu. Konumu gereği böyle bir duruma düşmemek için, hiçbir camiye gitmediğini ve namazını da evinde kıldığını belirtiyordu. Tayyar Hoca, âdeta kangren olmuş bu çok önemli konuyu da ele aldı. Ülke büyük malî sıkıntı içindeydi. Demirel in de dediği gibi, devlet 70 sente muhtaç hale gelmişti. İşçilerimize hizmet götürebilmek için kadro ve finansman bulmakta zorlanıyordu. Türkiye den gönderilecek din görevlisi ve din bilgisi öğretmenlerinin maaşlarının ödenmesi konusunda işçi dernekleriyle ve bazı ülkelerle iş birliği yapıldı. 12 Eylül askerî hükümet döneminde, merkezi Mekke de bulunan Râbıtatü l-âlemi l-islâmî adlı kuruluştan alınan bir miktar kadro ile çeşitli Avrupa ülkelerine din görevlisi ve din bilgisi öğretmeni gönderildi. 5 Daha sonra, Türkiye nin ekonomik durumu düzelince Maliye Bakanlığı nın tahsis ettiği kadrolara yüzlerce din hizmetlisi atanarak bu hizmetler verilmeye başlandı. Tayyar Hoca, Diyanet İşleri Başkanlığı nın Türkiye nin dış temsilciliklerinde de temsilini sağladı. Onun çabalarıyla dış temsilciliklere din ataşeliği ve din müşavirlikleri kadroları ihdas edildi. Böylece din hizmetlerinin bu ülkelere daha verimli bir şekilde götürülmesi sağlanmış oldu. Hocanın o sıkışık dönemlerde yaptığı bu son derece hayırlı hizmetler de, maalesef daha sonra siyasî polemik konusu yapıldı. Muhalif çevrelerin, imamlar için Râbıta dan para alınmış şeklinde başlattığı bu tartışma sırasında, devrin siyasîleri tevil yollu açıklamalara yönelirken, Tayyar Hoca açıkça Râbıta dan alınan yardımları ve sebeplerini belgeleriyle açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Hoca, Diyanet İşleri başkanı olduğu dönemde pek çok hayırlı hizmetin altına imza attı. Bunların içinde, kanaatimce en kapsamlı ve kalıcı olanı, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi ni çıkarması ve İslâm Araştırmaları Merkezi ni (İSAM) kurmasıdır. İslâm Araştırmaları Merkezi, bu gün yine hocanın gayretleriyle kurulan İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi nin temellerini oluşturdu. Tayyar Hoca, bu çalışmalarını 1980 li yılların başında başlatmıştı. Üniversite hocalarıyla çeşitli zamanlarda toplantılar yaptı. Öncelikle çıkarmayı düşündüğü ansiklopediyi hazırlamak üzere, çeşitli ilim dallarından benim de dahil olduğum 5 Râbıtatü l-âlemi l-islâmî (Dünya İslâm Birliği) kuruluşuyla ilişkiler 12 Eylül 1980 den sonra değil, bu tarihten önceki dönemde Demirel hükümeti zamanında başlamış, yurt dışında görev yapacak yirmi sekiz din görevlisinin aylıklarının bu kuruluş tarafından ödeneceği konusunda varılan mutabakat üzerine bu görevlilerden dördüyle ilgili Bakanlar Kurulu kararnamesi Demirel hükümeti, geriye kalan yirmi dört görevli ile ilgili kararname ise 12 Eylül sonrası dönemde Bülent Ulusu hükümeti tarafından çıkarılmıştır. 16

17 heyetler oluşturuldu. Heyetler bir taraftan ansiklopedi çalışmalarını sürdürürken diğer taraftan İslâm Araştırmaları Merkezi da kurulmuş oldu. Hoca da emekli olduktan sonra, hemen bütün mesaisini İslâm Araştırmaları Merkezi ne verdi. İslâm Ansiklopedisi nin ilk cildi de 1988 de çıktı. Bu çok büyük bir olaydı. Çünkü Türkiye de bu bir ilkti. İlk defa görüntülü, bibliyografyalı, imzalı ve kaynak değerinde telif bir ansiklopedi çıkarılıyordu. İslâm Araştırmaları Merkezi, ansiklopediyle sınırlı kalmamış, kısa zamanda zengin kütüphanesi ve dokümantasyon merkeziyle, sosyal hizmetleriyle ve dışarıdan gelenlere hizmet veren misafirhanesiyle, yurt içi ve yurt dışı araştırmacıların tercih ettikleri bir kurum durumuna gelmiştir. Kısacası İslâm Araştırmaları Merkezi, Türk müslümanlarının yüz akıdır. İslâm Araştırmaları Merkezi ın dayanağı olan Türkiye Diyanet Vvakfı, günümüze kadar yurt içinde ve yurt dışında pek çok hizmet yapmıştır. Okuma imkânı bulamayan genç nesiller, bu vakfın açtığı yurtlarda kalarak ve verdiği burslardan yararlanarak eğitimlerini tamamlamışlardır. Tayyar Hoca nın, başarılı gençleri doktora yapmak üzere yurt dışına gönderme projesi de meyvelerini vermeye başlamıştır. Akademik kariyerlerini yurt dışında tamamlayarak dönen onlarca genç, bu gün Diyanet teşkilâtında ve üniversitelerde hizmet vermektedirler. Tayyar Hoca nın yoğun çabalarıyla kuruluşu gerçekleşen İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, inşallah öğretim yılında eğitim öğretime başlayacaktır. Tayyar Hoca, bir işi ele alırken teferruatla uğraşmaz ve doğrudan işin esasına yönelir. Devletin ve çalıştığı kurumun hak ve hukukunu her şeyin üstünde tutar. Hatır gönülle veya yukarıdan gelecek herhangi bir baskıyla iş yapmaz. Diyanet İşleri başkanı olduğu dönemde, bir yakınının tayinini yapmadığı için Cumhuriyet Halk Partisi ne mensup bir milletvekili hocanın makamını basmış ve kendisine silâh çekmişti. Olay günlerce basının gündeminden düşmemiş ve kamuoyu tarafından kınanmıştı. Hoca, üstlendiği bir işi tamamlamadan peşini bırakmaz. Karşısına çıkan engelleri bıkmadan ve usanmadan sabırla aşmaya çalışır. Muhalefet edenleri diyalog yoluyla ikna eder ve başladığı işi mutlaka sonuca ulaştırır. Bunu yaparken de inançlarından ve düşüncelerinden asla taviz vermez. Çok hızlı çalışan hocanın çalışma temposuna ayak uydurmak çok zordur. Hoca bir bakarsınız Bakü dedir ve bir bakarsınız ertesi günü Sofya dadır. Ben, Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi nde çalışırken hocanın bir işe nasıl sarıldığını bir kere daha görme fırsatım oldu. Türkiye tarafından restore edilen Hoca Ahmet Yesevî Türbesi yakınına bir cami yapılmasına Türkiye Diyanet Vakfı tarafından söz verilmişti. Planlar hazırlanmış ve iki ülkenin cumhurbaşkanları da caminin temelini atmışlardı. Fakat bir türlü inşaatına başlanamıyordu. Türkiye Büyükelçiliği tarafından burada camiye ihtiyaç olmadığına dair bir raporun gönderilmesi üzerine Türkiye Diyanet Vakfı nın inşaatı yapmaktan vazgeçtiğini öğrenince durumu Tayyar Hoca ya anlattık ve kendisini Kazakistan a davet ettik. Tayyar Hoca sağ olsun bizi kırmadı ve 2005 yılının bir ramazan günü üniversitenin bulunduğu Türkistan şehrine geldi. Şiddetli bir grip geçiriyordu ve ateşi de oldukça yüksekti. Biraz dinlenmesini ve tedavi olmasını söylediysek de o dinlemiyor ve işimize bakalım diyordu. Hasta ve oruçlu olmasına rağmen caminin temelinin atıldığı bölgeyi ve alternatif yerleri teker teker dolaşarak gördü. Gerekli teknik bilgileri aldı ve planları inceledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin söz verdiği ve cumhurbaşkanının temelini attığı böyle bir projenin, her ne gerekçeyle olursa olsun yarım bırakılmasının kesinlikle doğru olmadığını ve mutlaka tamamlanması gerektiğini, bu işi takip edeceğini söyledi. Ertesi günü Azerbaycan a gitmek üzere Türkistan dan ayrılan hoca, Türkiye ye döner dönmez ilgili çevreleri harekete geçirdi. 17

18 Tayyar Altıkulaç müezzinlikten Diyanet İşleri başkanlığına ve öğretmenlikten Din Eğitimi genel müdürlüğüne, Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine kadar din ve eğitim hizmetlerinin hemen bütün kademelerinde çalışmış, büyük hizmetler vermiş değerli bir ilim ve icra adamıdır. Ülkemizde sık sık yaşanan askerî müdahaleler döneminde, bulunduğu görevleri gereği pek çok olaya yakından tanık olmuş ve yaşamıştır. Bilhassa, Doğru Yol Partisi milletvekili olarak parlamentoda bulunduğu dönemde, Tayyar Hoca ya hükümette yer verilmemesi, hocanın cemaatler ve tarikatlar konusundaki geçmiş tecrübelerinden yararlanılmaması ve Erbakan ın başkanlığında kurulan RP-DYP hükümetinin (Refah-Yol hükümeti) 1997 de ülkeyi 28 Şubat sürecine sürüklemesi sırasında yaşananlar herkesin merak konusudur. Bu bakımdan hocanın hatıratı, yakın tarihimize ışık tutacak belge niteliğinde olacaktır. Merakla beklediğimiz hatıratın en kısa zamanda tamamlanması ve yayınlanması temennisiyle. Fahrettin Aşık Emekli il müftüsü Tayyar Altıkulaç Diyanet İşleri başkan yardımcılığı, Millî Eğitim Bakanlığı Din Eğitimi genel müdürlüğü, Diyanet İşleri başkanlığı yapmış ve kabul edilmelidir ki hepsinin hakkını fazlasıyla vermiştir. İlçe müftülüğüm zamanına rastlayan başkan yardımcılığı döneminde Türkiye Diyanet Vakfı nın kurulmasında gayretleri olmuş, kurucular arasında yer almıştır. Seneler önce temeli atılmasına rağmen bir türlü bitirilemeyen ülkenin en büyük mâbedi Kocatepe Camii onun başkanlık döneminde bir dernekten teslim alınarak inşaatı tamamlanmış ve hizmete açılmıştır. Kur an kurslarına çeki düzen verilmiş, herhalde kendisinin de ehl-i Kur an olmasının etkisiyle hâfız sayısında büyük artış görülmüştür. Abdurrahman Gürses ve Mehmet Âşıkkutlu hocalara imkân sağlanarak kaybolmaya yüz tutan aşere ve takrip ilimlerinin yeniden canlanması gerçekleştirilmiştir. O dönemlerde siyasetin arenası haline gelen teşkilâtın siyaset dışında kalması mevzuunda Altıkulaç Hoca büyük gayret sarfetmiş ve bunun için üzerine riskler de almıştır. Onun zamanında hizmet içi eğitime önem verilmiş ve yeni hizmet içi eğitim merkezleri açılmıştır. Devlet bütçesinden tahsisat ayrılarak ilk defa bölge yatılı Kur an kursları uygulaması onun döneminde başlatılmış, il müftüsü olduğum Kütahya da yaptırılan böyle bir kurs binası Altıkulaç Hoca tarafından hizmete açılmış, daha sonra muhtelif illerde bu uygulamanın arkası gelmiştir. Hac işleri lerde kısmen, 1979 dan sonra da tamamen Altıkulaç ın başkanlığı zamanında düzene konulmuş, bu konu istismardan ve başıbozukluktan kurtarılmıştır. Her biri bir dev niteliğinde milât sayılan bu hizmetlere ilâveten TDV İslâm Ansiklopedisi nin basın hayatına geçmesinde ve sona yaklaşmasında onun büyük emeği vardır. Din Eğitimi genel müdürlüğü döneminde, elamanı ve alt yapısı olmadan açılan ve çoğalan İmam-Hatip liseleri ve Yüksek İslâm enstitülerinin sıkıntıları büyük ölçüde aşılmış, bu meyanda 100 asistan kadrosunun ihdası ve imtihanla bu kadrolara atamaların yapılması büyük bir aşama ve hamle niteliğindedir. 12 Eylül döneminde ve sonrasında bağımsız olarak açılamayan İmam-Hatip liseleri yerine hizmete giren çok sayıdaki şube okulların müstakil hale getirilmelerinde en büyük pay Altıkulaç Hoca nındır. Diyanet teşkilâtına 12 Mart 1971 sonrasında büyük yetkilerle başkan yardımcısı olarak gelen Altıkulaç, kendisi başkan olduğunda yardımcılarına o yetkileri tanımamıştır. Titizliği ve hassasiyeti sebebiyle işleri bilvasıta takip etmenin yanında bizzat temeline kadar zaman zaman inmiştir. Bu takip usulü ne kendinden önce ne de kendinden sonraki başkanlarda görülmüştür. Meselâ görevli bulunduğum Kütahya iline bir tatil günü habersiz olarak ve benim il dışında 18

19 olduğum sırada gelmiş, birkaç camiye giderek ve bir minareye çıkarak ezanların minareden okunmasını murakabe etmiş, bir başka ilde mesai saatinde habersiz olarak kız Kur an kursuna gidip denetlemiş, Kurslar mâbet değil, eğitim yeridir, ayakkabıların çıkarılmasına gerek yok dediği öğrenilmiş, diğer hizmetleri de yerinde izlemiştir. Aldığımız duyumlara göre bazı vâizlerin vaazlarını sonuna kadar dinlemiş, bir görevlinin görev sonrası düzenlediği bildiriminde küçük bir ilçede garajdan müftülüğe taksi ile gitmiş gibi beyanda bulunmasına itiraz etmiş ve gerekli ödemeyi yaptırmamıştır. Hacda kafile başkanlarına hac safahatını en ince noktasına kadar usanmadan yarı gecelere kadar uzmanlarıyla birlikte anlatması sırasında espriyle karışık bir ifade ile görevlilere, Ölmeye karışmam ama hastalanmak yasaktır demesi, görevlilerin dikkatini çekmek ve sorumluluklarımızın önemi anlatmak açısından ilginçtir. Mina yolculuğu sırasında Müzdelife Köprüsü nün altına kadar yaklaşın, şafak 5.47,5 ta oluyor, kısa bir ezan, kısa namaz, kısa bir vakfe, zaman kaybetmeden hemen mina çadırlarına hareket edin emrini vermesi, bu yolculuk sırasında izdihamdan dolayı zayiat vermememiz için önemlidir ve burada buçuktan bahsetmesi, kafile başkanları olarak herhalde sorumluluğumuzun önemine vurgu anlamındadır. Başkanlığının büyük bir bölümü 12 Eylül ve konsey dönemine rastlar. Konsey öncesi dönemde haksızlıklara karşı direnmesinden dolayı makamında bir milletvekili tarafından yapılan silâhlı tehdit, konsey tarafından müspet puan olarak değerlendirilmiş olmalı ki askerî yönetim kendisine dokunmamış, Evren Paşa nın hanımının vefatı sebebiyle yapılan ziyaretler, hatimler, mevlitler herhalde mevcut ilişkiyi daha da sempatiye dönüştürmüştür. Halktan yana olmaktan ziyade Hak tan yana tavır koyması, zamanla kendisini bu makamlara getiren iki bakanla arasında soğukluklara yol açmıştır. Bu dönemlerde çok aktif görevlerde olması biraz da militarist bir yapıya sahip olmasını intaç etmiştir. Altıkulaç Hoca nın başarılı hizmet ve mücadeleleri yanında, dönemiyle ilgili bazı eleştirilerden söz etmek mümkündür. 1. Diyanet aylık dergisinde başkanların başyazı geleneği sürdürülmemiş ve dergide hiçbir gelişme olmamıştır. 2. Zamanında tüp bebek ve organ nakli gibi bazı yeni dinî fetva ve yorumlardan söz edilebilirse de, hac ibadetinin uygulaması sırasında günümüz şartlarında izdihamdan kaynaklanan sıkıntılar dikkate alınarak -yine fıkhın ve içtihatların sınırları içinde kalmak şartıyla- kolaylaştırıcı değişikliklere ihtiyaç duyulduğu halde bu yola gidilmemiştir. 3. TRT ile hiçbir diyalog geliştirilmemiştir. İlâhiyat fakülteleriyle de kayda değer bir ilişkiden söz etmek zordur. 4. Bugün minarelerin dibinde dahi ezan okunmazken, onun zamanında minareye çıkılması ve şerefede dönülmesi üzerinde haddinden fazla durulmuş, sanıyorum ceza alanlar da oluştur. 5. Kanun gereği olmasına rağmen din şurası toplanamamıştır. 6. Siyasetin üzerinde titiz bir şekilde durulmuş, özellikle bir siyasî partiye temayülü olan din görevlilerinin üzerine, diğerlerine kıyasla daha fazla gidilmiştir. 7. Bazı sivil dinî grupların üzerine de fazlaca gidilmiştir. 8. Haccın merkez görevlerinde taşra teşkilâtı pek hesaba katılmamıştır. 9. Döneminde cami ve kurslarda Din İşleri Yüksek Kurulu nun onayından geçmeyen yayınların bulunmasına izin verilmemiştir. Ayrılışından bir yıl önceki il müftüleri toplantısında yaptığı konuşmada; üç ay sonraki 30 Ağustos hutbesinin okunması üzerinde duran Altıkulaç, başkanlık görevinden alınmamış, kendi isteğiyle ayrılmıştır. Erbabı için hizmet her yerde olduğuna göre, ilerleyen yaşına rağmen hocamızın hizmete devam ettiğini görüyoruz. Cami görevliliğinden öğretmenliğe, eğitim öğretim hayatından Diyanet İşleri başkanlığına, genel müdürlükten milletvekilliğine kadar az fâniye nasip olan bu görevlerde feraseti, dirayeti, üstün zekâsı ve kabiliyetiyle iz bırakmış, 19

20 kadrosuyla birlikte âdeta ekol oluşturmuş hocamızdan ben de âcizane çok şeyler öğrendim, iyiliklerini gördüm. Kendisine dareyn saadeti diliyorum. 5. Yard. Doç. Dr. Fatih Çollak Emekli MÜ İlâhiyat Fakültesi öğretim üyesi 1978 de İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü nü bitirip görev konusu gündeme geldiğinde Abdurrahman Gürses hocam imâmet hizmetinin benim için daha uygun olacağını düşünüyordu. Benim tercihim ise öğretmenlikti. Netice itibariyle öğretmen olmak üzere kura çekimi için Ankara ya gitmeden önce hocamı ziyaret ettim. Son defa konuyu istişare ettik. Elini öpüp vedalaştığımda, bana bir mektup verdi: Diyanet e git ve bu mektubu Tayyar Bey e ver! dedi. Ankara ya vardığımda doğru Diyanet e gittim. Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç ı makamında ziyaret edip hocamın mektubunu verdim. Mektubun içeriğinden haberim yoktu. Tayyar Bey beni gayet güzel karşıladı ve ikramda bulundu. Mektubu okuduktan sonra ne istediğimi sordu. Dedim ki, Muhterem hocam! Ben öğretmen olmak üzere kura işlemleri için Ankara ya geldim. Hocam sizi ziyaret etmemi ve görev konusunu sizinle görüşmeden öğretmenlik başvurusunda bulunmamamı istedi. Tayyar Bey bana, Bir aşr-ı şerif oku bakalım dedi, okudum. Bunun üzerine, Sen şimdi bir lisede öğretmen olmak istiyorsun, öyle mi? Yani çocuklarla meşgul olacaksın. Bu elbette yanlış bir düşünce değil ama ben seni öyle bir göreve tayin edeyim ki okuduğun bu Kur an dan büyükler (din görevlileri) istifade etsin, ne dersin? dedi ve bana adres olarak Diyanet in Bolu Eğitim Merkezi ni gösterdi. Beni oraya Kur an hocası olarak tayin etmek istiyordu. Eğitim merkezi hakkında hiçbir bilgim yoktu ve ayrıca öğretmen olmayı arzu ettiğim için hemen cevap vermek istemedim. İzin verirseniz hocamla görüşeyim dedim. Niyetim bu teklifi kabul etmemekti ve düşündüm ki Tayyar Bey konunun üzerinde durmaz ve beni bırakırdı. Açıkçası topu Abdurrahman hocama atıp kurtulmak istiyordum ama öyle olmadı. Tayyar Bey hemen makamından telefonla hocamı aradı: Muhterem hocam! Emanetiniz yanımda. Kur an tilâvetini dinledim, sizi dinlemiş gibi oldum. Yaptığım teklifle ilgili kararı size bıraktı. Ne emredersiniz? dedi ve telefonu bana verdi, Görüş bakalım hocanla dedi. Hocamla birkaç dakika konuştuktan sonra hocam son sözü söyledi ve noktayı koydu: Oğlum bu işi uzatma, Tayyar Bey ne diyorsa kabul et, hayırlı olur inşallah! Artık konu kapanmıştı. Tayyar Bey aslında benim tercihim ile hocamın arzusunu ortak bir noktada buluşturmuştu. Birkaç gün içinde işlemler tamamlandı ve benim Bolu Eğitim Merkezi ne Kur an hocası olarak tayinim gerçekleşmiş oldu. Böyle bir yere tayinimin ne kadar isabetli olduğunu orada görev yaptığım yıllarda ve sonraki dönemlerde daha iyi anlamıştım. Bu yüzden Tayyar Bey e hep dua etmişimdir. Kendisiyle daha sonra muhtelif vesilelerle karşılaştık, Bolu da birlikte ders de verdik. Diyanet İşleri başkanlığı dönemindeki hizmetleri içinde kendisinin gayretiyle açılan Haseki Eğitim Merkezi nin ayrı bir yeri vardır. Başta hocam Abdurrahman Gürses olmak üzere 20

4. Prof. Dr. Cevdet Küçük Emekli MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi

4. Prof. Dr. Cevdet Küçük Emekli MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi 4. Prof. Dr. Cevdet Küçük Emekli MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Tayyar Altıkulaç, ben Beyazıt Kur an Kursu nda okurken Teşvikiye Camii müezzini idi. Aynı zamanda, İstanbul İmam-Hatip Okulu

Detaylı

ZARURİ BİR AÇIKLAMA. Mektuplar, gönderenlerin adlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır.

ZARURİ BİR AÇIKLAMA. Mektuplar, gönderenlerin adlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır. ZARURİ BİR AÇIKLAMA Zorlukları Aşarken adlı kitabın önsözünde Hatırat kitaplarında yer yer sübjektivitenin ağır bastığı görülür ve anlatılan bazı olaylar ister istemez savunma niteliğinde olur. Yanlışlarını

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Türkiye Cumhuriyeti nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen parti lideri, Devlet Su İşleri nin

Detaylı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

Personel alımları devam edecek

Personel alımları devam edecek Personel alımları devam edecek Şubat 25, 2012-11:55:50 Bozdağ, AA Editör Masası'nda Anadolu Ajansı'nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı. Bekir Bozdağ, ''Diyanet'te

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

Cumhuriyet Döneminde Kurulan Hükûmetler

Cumhuriyet Döneminde Kurulan Hükûmetler Cumhuriyet Döneminde Kurulan ler Sıra No Göreve Başlama Görevden Ayrılma lerin Ömrü Yıl Ay Gün e Katılan Partiler in Sona Eriş Nedenleri 1 29.10.1923 06.03.1924-4 7 CHP Diğer İsmet İNÖNÜ 2 06.03.1924 22.11.1924-8

Detaylı

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? On5yirmi5.com İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? İmam Hatip Liseleri Son günlerin en gözde hedefi Katsayı, Danıştay, ÖSS ve başörtüsüyle oluşan okun saplandığı tam 12 noktası. Kimilerinin ötekileri Yayın Tarihi

Detaylı

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız 1 MAYIS Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Bayramı 1 Mayıs nedeniyle yayınladığı mesaj şöyle: İşçilerin birlik ve dayanışma günü olan, 1 Mayıs ın, tüm dünya ve ülkemiz

Detaylı

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır Baki olan Rabbimiz ve davamızdır Eylül 26, 2014-2:33:00 Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yine böyle bir şölenle inşallah, bir gün biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın bana tevdi ettiği bu görevi bir başka kardeşimize

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201 4/28/11 12:14 PM Page 201 PARALEL OTURUM I SORULAR VE CEVAPLAR 5 soru-cevap:layout 1 201 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 202 202 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 203 IX. türkiye

Detaylı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde

Detaylı

Onlar konuşur, AK Parti yapar

Onlar konuşur, AK Parti yapar Onlar konuşur, AK Parti yapar Nisan 21, 2015-8:15:00 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin vadettiği şeyleri kesinlikle yapacağının altını çizdi. Davutoğlu, Ankara Atatürk Spor

Detaylı

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler Dünya üzerindeki birçok İslami kurum, kuruluş ve şahsiyetler Türkiye'de yaşanan darbe girişimi hakkında mesajlar yayımladı. 16.07.2016 / 22:09 15 Temmuz gecesi

Detaylı

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, 29 Kasım Pazar günü yapılacak olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Kongresinde ilçe başkanlığına tekrar aday olduğunu

Detaylı

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz Kasım 09, 2013-11:57:28 anda bulunduğu noktadan asla geri gitmez" dedi. anda bulunduğu noktadan asla geri gitmez, bunun teminatı AK Parti ve AK Parti hükümetleridir"

Detaylı

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEME GEÇİŞ KOŞULLARI Demokrasi Kültürümüzün Yetersizliği Bedeli ödenmeden demokrasiye girmiş olmamızın sıkıntılarını çekiyoruz. Art

Detaylı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı On5yirmi5.com Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı Türkiye ve İstanbul çapında verilecek olan Yaz Kur an Kursu eğitimlerini İstanbul Müftü Yardımcısı Mehmet Yaman ile konuştuk Yayın Tarihi : 15

Detaylı

AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI

AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI Merkez Parti (MEP) Kurucularından Kahramanmaraşlı Hasan Bayramoğlu, partinin kuruluş amacı ve yürüteceği politikalar hakkında bilgi verdi. Kentin tanınmış simalarından Hasan Bayramoğlu,

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU**

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU** SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU** Uygulanan ekonomik politikalar sonucunda, devletin küçültülmesi, kamusal alanın daraltılması koşullarında, kamu işveren sendikalarına olan ihtiyaç gittikçe azalıyor.

Detaylı

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası Temmuz 15, 2015-4:50:00 Başbakan Ahmet Davutoğlu, salonda bulunanlara, "Bayrama ulaşmadan önce bir bayramı daha sizlerle yapabilmek için bu atama merasimi gerçekleştirme

Detaylı

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: Temmuz 03, 2008-12:00:00 AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat'ın düzenlediği basın toplantısının tam

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? Kişisel gelişim, insanın gelişimi merak etmesi, yeni insanlar tanıması, gazetede güzel yazı yazan veya kitap yazmış insanları merak ederek onları tanımak, sadece yazılarından

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek Aralık 08, 2011-4:57:28 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Büyük Anadolu Otel'de düzenlenen Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Çalışma

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Nisan 14, 2017-7:12:00 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Sincan ilçesi Lale Meydanı'nda mitinge katılarak vatandaşlara hitap

Detaylı

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINCA DÜZENLENEN EĞİTİM FAALİYETLERİNDE UYGULANACAK DERS VE EK DERS SAATLERİNE İLİŞKİN KARAR (*)

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINCA DÜZENLENEN EĞİTİM FAALİYETLERİNDE UYGULANACAK DERS VE EK DERS SAATLERİNE İLİŞKİN KARAR (*) DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINCA DÜZENLENEN EĞİTİM FAALİYETLERİNDE UYGULANACAK DERS VE EK DERS SAATLERİNE İLİŞKİN KARAR (*) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Karar Tarihi: 14/07/2009 Karar Sayısı:

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, 8. sınıf öğrencilerinin girdiği ortak sınavlara ilişkin, "Sınav sonuçlarını, ocak ayının ilk haftası, hatta şunu söyleyebilirim, 2 Ocak Cuma 18.00'de

Detaylı

A N A L İ Z. 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi. Furkan BEŞEL

A N A L İ Z. 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi. Furkan BEŞEL A N A L İ Z 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi Furkan BEŞEL Ekim 2015 7 HAZİRAN DAN 1 KASIM A 7 Haziran 2015 te yapılan 25. Dönem milletvekili genel seçiminde 53.741.838 kayıtlı

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı - 'Büyük haber gazetecinin ayağına gelmezse o büyük haberin ayağına nasıl gider? - Söz ağzınızdan bir kez kaçınca rica minnet yemin nasıl işe yaramaz? - Samimi bir itiraf nasıl harakiri ye dönüştü? - Evren

Detaylı

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi Taylan BARIN Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi AK Parti, CHP, MHP ve BDP

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu Kasım 18, 2016-4:21:00 Başbakan Binali Yıldırım, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'na ilişkin,

Detaylı

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Havacılık sektörüne grev yasağı getiren yasa tasarısı mecliste onaylandı. Hava-İş Sendikası, yasa mecliste görüşülmeye başlanmadan

Detaylı

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Ekim 2017 Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Boğaziçi Üniversitesi Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi nde bulunan, Haldun Özen tarafından bir araya getirilen Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu na

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de 22.11.2017-22:35 Son Güncelleme: 22.11.2017-22:35 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan, 2019 a giden yolda dava uğruna daha fazla mücadele edeceğiz

Detaylı

İngiltere Kraliyet Tıp Derneği nin. Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi. Prof. Dr. Babulal Sethia, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr.

İngiltere Kraliyet Tıp Derneği nin. Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi. Prof. Dr. Babulal Sethia, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. İlk "Distinguished Fellowship" Ödülü Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi İngiltere Kraliyet Tıp Derneği, 2008 yılında oluşturulan "Distinguished Fellowship" ödülünü, dokuz yıllık bir araştırma ve değerlendirmenin

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

Halk Erdoğan'a Ey Tayyip, ananı da al ve git demiştir. Uğur Mumcu yine haklı çıkmıştır.

Halk Erdoğan'a Ey Tayyip, ananı da al ve git demiştir. Uğur Mumcu yine haklı çıkmıştır. Halk Erdoğan'a Ey Tayyip, ananı da al ve git demiştir. Uğur Mumcu yine haklı çıkmıştır. 7 Haziran 2015 Genel seçimleri saat 22:30 itibarı ile yaklaşık olarak %99,9 oranında tamamlandı. 2011 deki genel

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

LOGO. Özel Dedektiflik Eğitimi Kocaeli Üniversitesi Hereke Ö.İ.U. MYO İsmail Yetimoğlu w w w. d e d e k t i f. o r g. t r

LOGO. Özel Dedektiflik Eğitimi Kocaeli Üniversitesi Hereke Ö.İ.U. MYO İsmail Yetimoğlu w w w. d e d e k t i f. o r g. t r LOGO Özel Dedektiflik Eğitimi Kocaeli Üniversitesi Hereke Ö.İ.U. MYO İsmail Yetimoğlu w w w. d e d e k t i f. o r g. t r EĞİTMEN İSMAİL YETİMOĞLU Özel Dedektifler Derneği Başkanı Uluslararası Özel Dedektifler

Detaylı

T.C. BAġBAKANLIK Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Sayı : 12373329/302.99/10716 31/10/2014 Konu :Umre Görevli Seçimine ĠliĢkin Hususlar

T.C. BAġBAKANLIK Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Sayı : 12373329/302.99/10716 31/10/2014 Konu :Umre Görevli Seçimine ĠliĢkin Hususlar ...VALĠLĠĞĠNE (Ġl Müftülüğü) Geçmiş yıllarda olduğu gibi 2015 yılı umre mevsiminde de Başkanlığımız ve Başkanlığımızın denetim ve gözetimi altında umre turu düzenleyen seyahat acentaları organizasyonlarına

Detaylı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı Aralık 05, 2014-3:06:00 Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlik konusunun Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) görüşüldüğünü ve olumlu kanaatlerin ifade edildiğini söyledi. Başbakan

Detaylı

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu MKÜ de İftar Coşkusu Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu Antakya Ottoman Otel havuzbaşında bir araya gelen Üniversite personeli muhteşem manzara eşliğinde iftar coşkusu

Detaylı

Şerafettin TUĞ Kaymakamı

Şerafettin TUĞ Kaymakamı T.C. GAZİEMİR KAYMAKAMLIĞI İLÇE YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ SAYI :BO54VLK4354802.880,01/ 1462 08.09.2010 KONU :19 Eylül 2010 Gaziler günü... GAZİEMİR Gaziemir İlçesi 19 Eylül 2010 Gaziler Günü Anma Tören Programı

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün 1928 yılında Ankara

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 5.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI (MERKEZ ÖRGÜTÜ) DEVLETİN TEMEL ORGANLARI KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI MERKEZ (BAŞKENT) ÖRGÜTÜ Cumhurbaşkanı Bakanlar kurulu Başbakan

Detaylı

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı. K.MARAŞ'TA SON ANKET Anket Sonuçları MHP yi İşaret Etti Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR.YAPTIĞIN İŞİ ADAM GİBİ YAPMAYI VE GELİŞİMİN ÖNEMİNİ ONUN HAYATINDA ÖĞRENDİM SORU-Bize kısaca kendinizi

Detaylı

MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI

MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI Tosun: Yaptıklarımız Yapacaklarımızın Teminatıdır Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Yarımada nın ikinci büyük beldesi olan Turgutreis te seçim iletişim merkezini

Detaylı

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ NİN AVUKATLIK SINAVI, STAJ DEĞERLENDİRMELERİ VE HUKUK FAKÜLTELERİNİN ASGARİ STANDARTLARA KAVUŞTURULMASI İÇİN YAPTIĞI ÇALIŞMALAR Mayıs 2015 Değerli Meslektaşım,

Detaylı

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Erdoğan, "OHAL uygulaması kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değildir" dedi. 21.07.2016 / 09:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

KANUNEN OLMAYAN, AMA İLİMİZDE UYGULANAN HAYAT STANDARDI.? Yeni bir haftada yine beraberiz.geçen haftaki

KANUNEN OLMAYAN, AMA İLİMİZDE UYGULANAN HAYAT STANDARDI.? Yeni bir haftada yine beraberiz.geçen haftaki KANUNEN OLMAYAN, AMA İLİMİZDE UYGULANAN HAYAT STANDARDI.? Yeni bir haftada yine beraberiz.geçen haftaki yazımda Siirt Ticaret Sanayi odası Başkan Vekili Sayın Nedim KUZU Dostumun davetine icabet etmiş

Detaylı

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Zeki Salih Zengin Giriş...13 1. İlk Dönemlerde Din Hizmetleri...14 2. Osmanlılar Döneminde Din Hizmetleri...17 3. Tanzimat Sonrasında

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ PRATİK DİNİ HİZMETLERVE MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ PRATİK DİNİ HİZMETLERVE MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ PRATİK DİNİ HİZMETLERVE MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı, din görevlisi adaylarının, din görevliliği

Detaylı

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Pazartesi İzmir Basın Gündemi 16.01-2017 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Kurumsal Dış Değerlendirme Süreci Tamamlandı Yükseköğretim Kalite Güvencesi Yönetmeliği Gereği, 2016 yılında 20 üniversite ile başlanan kurumsal dış değerlendirme

Detaylı

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin İslâm Araştırmaları Dergisi, Sayı 22, 2009, 155-181 VEFEYÂT Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin Doç. Dr. M. Süreyya Şahin i 24 Ocak 2008 tarihinde Hakk ın rahmetine tevdi ile ebedî yolculuğuna uğurladık. Akademik

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

CHP milletvekili adaylarının tanıtıldığı kahvaltılı toplantı Konca Garden tesislerinde yapıldı.

CHP milletvekili adaylarının tanıtıldığı kahvaltılı toplantı Konca Garden tesislerinde yapıldı. CHP Milletvekili Adaylarını Tanıttı CHP milletvekili adaylarının tanıtıldığı kahvaltılı toplantı Konca Garden tesislerinde yapıldı. Kahvaltıya yerel basının yanı sıra CHP'den milletvekili adayları M. Akif

Detaylı

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ Cumartesi, 04 Kasım :31 Video izle: http://www.dailymotion.com/video/x67kzj3 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti olarak üzerimize düşen bir şey varsa bu noktada burası için, Yunanistan için elimizi taşın

Detaylı

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan ın kurum değişikliği ile Ankara Gölbaşı belediye başkan yardıcılığı görevine

Detaylı

CADDELER KAR VE BUZDAN TEMİZLENDİ

CADDELER KAR VE BUZDAN TEMİZLENDİ Sayfa 2 de Sayfa 5 te Sayfa 3 te SOHBET KONYA'NIN KURUCUSU KAZİMAĞA! Konyamızın renkli simalarından KURUCU KAZİMAĞA vefat etti. Ahmet YILDIZ DiYORUMki TAVIR EKMEĞİN HİKAYESİ MHP VEKİLLERİNE ÇAĞRI Ekmek

Detaylı

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, 16 Aralık 2016 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi

Detaylı

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda

Detaylı

iyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın

Detaylı

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ 12 Eylül Darbesi 1973 seçimlerinden 1980 yılına kadar gerçekleşen seçimlerde tek başına bir iktidar çıkmadığından bu dönem hükümet istikrarsızlığı ile geçen bir dönem olmuştur.

Detaylı

Meclis'te sık sık. Babası yoksa

Meclis'te sık sık. Babası yoksa 4 NİSAN 2013 www.reisgida.com.tr Babası yoksa CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a yönelik sözleri TBMM Genel Kurulu'nda gerginliğe neden oldu. Genç, eleştirileriyle

Detaylı

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI 09.09.2017, LONDRA Sayın Büyükelçim Abdurrahman Bilgiç, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

Öğrenmek İstiyorum Kampanyası

Öğrenmek İstiyorum Kampanyası Öğrenmek İstiyorum Kampanyası TRABZON DA KAMPANYAYA İLGİ ARTIYOR sağlık üreme sağlığı bilgilerinin girmesine yönelik olarak başlanan Öğrenmek İstiyorum Kampanyası kapsamında Trabzon da ilgi gün geçtikçe

Detaylı

ATBÖ Sürecinde Ölçme-Değerlendirmeye Hazırlık: ATBÖ Yaklaşımı Nasıl Bir Ölçme Değerlendirme Anlayışını Öngörüyor?

ATBÖ Sürecinde Ölçme-Değerlendirmeye Hazırlık: ATBÖ Yaklaşımı Nasıl Bir Ölçme Değerlendirme Anlayışını Öngörüyor? Not: Bu doküman, TÜBİTAK tarafından desteklenen ATBÖ (Argümantasyon Tabanlı Bilim Öğrenme) Projesi kapsamında hazırlanan öğretmenlerin 3 yıl boyunca yaşadıkları sınıf tecrübelerini paylaştıkları ATBÖ Öğretmen

Detaylı

D U Y U R U I. ATAMA YAPILACAK KADROLARIN YER, UNVAN, SINIF, DERECE VE ADEDİNE GÖRE DAĞILIMI BULUNDUĞU YER UNVAN SINIF DERECE ADET

D U Y U R U I. ATAMA YAPILACAK KADROLARIN YER, UNVAN, SINIF, DERECE VE ADEDİNE GÖRE DAĞILIMI BULUNDUĞU YER UNVAN SINIF DERECE ADET D U Y U R U Diyanet İşleri Başkanlığından; Başkanlığımız merkez teşkilatında münhal bulunan Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Üyeliği kadrolarına naklen (kurum içi) alım yapmak üzere sözlü sınav yapılacaktır.

Detaylı

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri 4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri Habib-i Neccar Hz. Çeşit li Et kinliklerle Anıldı Hatay Valiliği, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Üniversitemiz tarafından 26-28 Mayıs tarihleri arasında

Detaylı

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Eylül 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Yenişehir İlçesi CHP Belediye Başkanı aday

Detaylı

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI HOŞGELDİNİZ DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN Marmara Üniversitesi EMAİL:mza@mehmetzekiaydin.com TEL:0506.3446620 Problem Türkiye de din eğitimi sorunu, yaygın olarak tartışılmakta

Detaylı

ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ VE KARARLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ VE KARARLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ VE KARARLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ Meclis Karar Numarası : 2014/057 Meclis Karar Tarihi : 10/07/2014 Yürürlüğe Girdiği Tarih : 15/07/2014

Detaylı