A.III.5 AŞINMA DERECESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "A.III.5 AŞINMA DERECESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER"

Transkript

1 A.III.5 AŞINMA DERECESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Yukarıdaki (13),(14) ve (16) münasebetleri, çeşitli faktörlerin aşınma üzerindeki etkilerinin anlaşılmasına olanak sağlarlar. Çeşitli talaş kaldırma yöntemleriyle elde edilmiş birçok yüzeyde, alıştırılmış yüzeylerde olduğu gibi, v = 2' dir. Malzemelerin çoğunda sürtünme yorulması parametreleri,t f,2 < t f <10 dır. v ile t f nin yukarıdaki değerlerine dayanarak Tablo 33, aşınma derecesini etkileyen çeşitli faktörleri hesaba katan parametrelerde, v ile t f ye tâbi olarak üslerin değişmesini gösterir. Tablo 33.- Çeşitli faktörlerin aşınma üzerinde etkisi Şimdi bu faktörlerin her birini ele alalım. Özgül yük (nominal basınç). Alıştırılmamış yüzeylerde aşınma, özgül yükün lineer olmayan bir fonksiyonu olup yükün etkisi, küçük temas alanlı, yani dalgalı olmayan yüzeylerde çok daha gelişkindir ( I = p a (1,4 ila 3 ) ) Dalgalılık, bu münasebetin lineer olmayışını iyice azaltır. Alıştırılmış yüzeylerde aşınma derecesi doğruca özgül yükle değişir. Böylece genellikle I = p a (1 ila 3) olur ki bu, makine parçalarının çalışma üzeri ve laboratuar deneylerine uygun düşmektedir Malzemenin elastik özellikleri (elastikiyet modülü). Elastikiyet modülünün, malzemenin aşınma derecesi üzerinde belirgin bir etkisi vardır şöyle ki bunun artışı, eş kopma mukavemetli malzemelerde / nin artışına götürür. Elastikiyet modülünün üssü çok geniş şekilde değişir ve en büyük salt değeri haizdir. Değişmenin işbu geniş aralığı, dalgalı olmayan pürüzlü yüzeyin temasına tekabül eder, oysa ki üssün en büyük salt değeri pürüzlü ve dalgalı yüzey içindir. Elastikiyet modülü ile aşınma derecesi arasında kesin ilişkinin deneysel olarak saptanması güçtür zira elastikiyet modülü aynı zamanda malzemelerin sürtünme özelliklerine, bilhassa sürtünme katsayısına, ve de mukavemet niteliklerine(o o t f ) bağlıdır. esastır. Mükemmel olmayan elastikiyet a h histeresis kayıp faktörüyle hesaba alınır; bu sonuncusunun bilinmesi, alıştırılmış yüzeylerin aşınmasını peşinen tahmin etmek için Malzemenin mukavemet nitelikleri( O o t f ). Bu niteliklerin salt değerlerinden artışın aşınma ömrü üzerinde daima faydalı etkisi vardır. o Q ne kadar yüksek olursa, tek bir kırılmaya karşı malzeme o kadar kuvvetli olur; L- büyüdükçe bir AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

2 aşınma parçacığını koparmak için gerekli saykl sayısı o denli büyük olur. Birleşmenin sürtünme özellikleri (/'sürtünme katsayısı). Aşınma derecesi, mukavemet özelliklerine (crj olduğu kadar kuvvetlice sürtünme katsayısına (I~ f't f)bağlıdır. Münasebet basit değildir şöyle ki f(u) sürtünme katsayısı da malzemenin elastik özelliklerine, yüzey pürüzlülüğü, özgül yük ve temasta moleküler etkileşimleri niteleyen parametrelere bağlıdır. Yüzeylerin pürüzlülük ve dalgalılığı. Yüzey geometrisinin aşınma derecesi üze-; rinde belirgin bir etkisi vardır. Çapraşık pürüzlülük parametresinin 10-3 < <1 arasında (yani dört büyüklük derecesi içinde) oynaması ve yine nın üssünün 0.8 ilâ 4 arasında bulunması itibariyle aşınma derecesinin hesabında pürüzlülüğün ihmali, birkaç büyüklük derecesinde hataya götürebilir. Dalgalılık aşınma derecesini daha az ölçüde değiştirebilir şöyle ki 10-3 >H b /R b >10-6 olup üssün değeri birden azdır ve sadece dört kat artabilir ki en uç durumlarda bu, / nin iki büyüklük mertebesinde bir değişme verir. Bu itibarla, neme kadar dalgalılık parametresinin salt değerinin değerlendirilme hassasiyeti göreceli olarak alçak ise de, dalgalılık hesaba katılacaktır. Alıştırılmaış sürtüşen yüzeylerin geometrisinin aşınma derecesi üzerinde etkisi yoktur. Moleküler temas etkileşimi, çeşitli sürtüşme koşuluna, yani yağlayıcının türü, yüzeylerin temizlik derecesi, gaz çevresinin parametreleri ve temizlilik derecesine bağlı olup sürtünme katsayısı, özellikle t o ve 3 parametreleri itibariyle hesaba alınır. Sürtünme yüzeylerinin aşınma derecesi, bunların makaslamaya mukavemetleriyle değişir. Böylece de yağlamanın, sürtüşen komponentlerin aşınma ömrünü uzatmaktaki rolü aşikâr olur. Hız ve sıcaklık faktörü. Aşınma derecesi üzerinde kayma hızının etkisi, daha önce de söylendiği gibi, yeterince anlaşılmış değildir. Kayma hızı, tek bir sürtünme bağlantısının varlığını ve dolayısıyla, malzemenin deformasyon derecesini saptar. Sürtünme bağlantısının tokluğu, bu nedenle, sürtünmeyi ve malzemelerin aşınmasını etkiler. Isı meydana getirilme şiddeti ve temas sıcaklığı, kayma hızına bağlıdır. Kolaylıkla anlaşılacağı gibi sürtüşen cisimlerde yüzey tabakalarının ısınması bunların mekanik ve sürtünme özelliklerinde ve de mekanik ve kimyasal yapılarında (dokularında) değişmelere yol açacaktır. Bu nedenle de aşınma-sıcaklık ilişkisi, malzemelerin nitelikleriyle sıcaklık arasındaki ilişki çerçevesi içinde irdelenecektir, yani aşınma derecesi denklemlerinde dahil bulunan t f t o f ve E ele alınacaktır E elastikiyet modülü, artan sıcaklıkla az değişir (azalır). Sıcaklığa bağlı olarak sürtünme katsayısı azalabilir, artabilir ya da değişmez kalabilir. Bu sürtünme katsayısının moleküler ve mekanik bileşenleri arasındaki oranın çeşitli değişmeleriyle izah edilir. t f nin sıcaklıkla değişmesi hâlâ açık değildir. Bu nedenle t f,fiili sürtünme birleşmesinde etkin olan sıcaklık koşullarıyla aynı koşullar altında saptanacaktır Özellikle zikredilmesi önemli olan, aşınma derecesiyle temasta ısı yaratılmasını niteleyen parametreler, ezcümle sıcaklık, hız ve yük arasındaki münasebeti temsil eden eğrilerdeki kritik AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

3 noktalardır. Mekanik ve kimyasal faktörlerin aynı andaki etkileri sırasında sıcaklık belli bir düzeye vardığında, malzemede esaslı değişmeler vaki olur, bunun yüzey tabakaları yeni mekanik özellikler edinir; bu sonuncuları, aşınma derecesinde birkaç büyüklük mertebesinde kademeli değişme takip eder (şek. 97). Bu tür kritik noktaları teşhis etmek için sürtünme ısı mukavemeti üzerinde deneyler yürütülecek olup bunlardan sürtünme katsayısı ve aşınma derecesinin sürtüşen yüzeye yakın yerde etkin sıcaklıkla ampirik münasebeti elde edilecektir. Şek % 0,52 C lu çeliğin v = 2,6 m/sn hızda, yükle aşınmasının değişmesi Çeşitli kayan çiftlerde aşınma derecesinin bu yöntemle hesap sonuçları, deneysel verilere memnunluk verici bir uygunluk arz etmektedir. Denklemlere giren parametrelerde gelişigüzel değişmeler, sapmaların nedenlerinden biri olarak kabul edilebilir. Muhtemel farkın azalması yaklaşık bir pürüzlülük mertebesindedir. Teklif edilen bu yöntem, tasarımcıya aşağıdaki yararları sağlamaktadır: - hareketli bir birlemenin ömür beklentisi hesap edilebilir; - çeşitli süreç değişkenleri ve malzemelerin ve yağlayıcıların fiziko - mekanik özellikleri açığa çıkarılabilir; - bazı koşullarda elde edilmiş deneysel sonuçlar, başka koşullar için düzeltilebilir. Hesap örneği. %0,45 lu çelitken bir flanş ve polikarbonattan bir sızdırmazlık halkasından oluşan bir eksenel contanın aşınma derecesini hesap edelim. Flanşın sürtünme yüzeyi silindrik taşlama ile işlenmiş olup pürüzlülük parametresi R a = 0 dır. Nominal basınç 5 kgf/cm 2 dir. Sürtünme katsayısı 0,2 dir. Contanın 100 km kayma mesafesinde aşınmasını saptayalım. Verilen çalışma koşullan altında nolikarbonatın fiziko-mekanik özellikleri şöyledir. Flanşın yüzey pürüzlülüğü, çapraşık A = 0,01 pürüzlülük parametresi ve v= 2 ile nitelenir. /, (13) formülü ile hesap edilecek; burada a= 1, k t v = 2,4: AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

4 Buna göre 100 km mesafe boyunca contanın aşınması Bu teorik mülâhazaların ışığında çeşitli aşınma tiplerini bu kez de Amerikan araştırmalarında görelim. A.III.5.1 YAPIŞKAN AŞINMA Aşınmanın en çok rastlanan şekli olan yapışkan aşınma, bir katı malzemenin başkasının üzerinde kaydığı ya da ona bastırıldığı her yerde vaki olur. Malzeme kopartılması küçük parçacıklar şeklini alıp bunlar genellikle öbür yüzeye intikal ederler ama gevşek hale gelebilirler. Parçacıkların davranışlarındaki bu faklılık, bittabi, her zaman teorik bir anlam taşır. Bir pratik konu olarak bunun önemi, kayma geometrisine bağlı olur. Örneğin, parçacık bir yolun yüzeyinde kayan bir otomobil lastiğinden ayrılmışsa bunun, lastiğin faydalı ömrü bahis konusu olduğunda, gevşek olup olmadığı veya yola intikal edip etmediğinin hiçbir önemi yoktur, şöyle ki her iki halde de lastikten kaybolmuş demektir. Ama bir muylu yatağında, bir yüzeyden öbürüne bir parçacığın intikali, daha sonraki bir aşamada parçacığın ilk yüzeye geri dönmesi halinde çoğu kez yatağın ömrüne zarar vermez; oysa ki bir gevşek parçacığın oluşması sürekli olup yatağın ömrüne ters etki yapacaktır. Bu tefriki şöyle genelleştirmek mümkündür: intikal eden parçacıkların oluşması bir yandan öbür yana tekrarlanan bir kayma durumunda çok kez sürekli değildir ama, doğal olarak, bu tür tek bir kaymada geri dönüşsüzdür. Yapışkan aşınmanın mekanizması Temas eden yüzeylerin birbirlerine yapışma eğilimi, her iki malzemenin yüzey atomları arasında mevcut olan çekme kuvvetinden ileri gelir. İki yüzey birleştirilip ya dikey, ya da teğet olarak ayrılacak olursa, bu çekme kuvvetleri bir yüzeyden öbürünün üzerine malzeme çekmeye girişecek şekilde hareket ederler. Her nerede malzeme bu yolla ilk yüzeyinden kaldırılmışsa bir yapışkan aşınma parçacığı yaratılmış olur. Yapışkan aşınma üzerinde ilk deneyler metaller üzerinde yürütülmüş ve yapışma süreci "kaynama" olarak adlandırılmıştır. Bu, bir anlamda talihsiz bir seçim olmuş şöyle ki metalürjistler "kaynama" tabirini mutat olarak yüksek sıcaklıklarda meydana getirilen metaller arasında bir birleşmeye inhisar ettirirler ve bu birleşmede, her iki metalin yüzey atomlarının başlangıç yüzey arasına yakın malzemenin difüzyon ve rekristallizasyonu vaki olur (şek. 98). Bunun tersi yapışkan aşınma durumunda gerçek temas bölgelerinde sıcaklıklar iyice aşağı olabilir ve atomik karşılıklı (Difüzyon (yayılma) ve rekristalizasyon mevcut olmayabilir. Bununla birlikte yapışkan aşınma sırasında koşullar "soğuk kaynak" takilerle tamamen aynı olup bu sonuncusunda alüminyum gibi temiz bantlar birbirlerine bastırılarak (bu sırada temas eden alan şekil değiştirip yayılır) birleştirilir. Her halükârda "kaynak" kavramı kolaylıkla metal dışı malzemelerde yapışkan sürece uygulanamayacağına göre "yapışkan aşınma" terimi yeğlenecektir. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

5 Şek (a) Bir tipik metalürjik kaynak, (b) Bir tipit yapışkan birleşme Bir yapışkan aşınmanın vaki oluş şekli, şek.99'da görülür; burada temas eden iki malzemenin yüzey arası şematik olarak gösterilmiştir. Cisimlerden biri bir teğetsel yer değiştirmeye zorlanmıştır. Malzemelerin yüzey arasını yarabilmek için gerekli kuvvetin, malzemelerden birinin içinden bir miktar sürekli yüzeyi yarmak için geneli olandan büyük olması halinde, kırılma sonucu yüzey boyunca vaki olacak ve intikal eden bir aşınma parçacığı meydana getirilecektir. Şek Makaslanmış bir birleşme. Birleşmede makaslama mukavemetinin yukarıdaki malzemenin kitle mukavemetinden çok büyük olması halinde makaslama, taranmış parçacığı hasıl eden 2. yol boyunca yer alacaktır. Şek. 99' un tetkiki, aşınma parçacıklarının oluşmasının nadir bir olgu olduğunu hatıra getirir şöyle ki temas eden malzemelerin başlangıç yüzey arası en küçük kesit alanını aynı zamanda bu yüzey aralarında muhtemelen çok sayıda ayarsızlık ve boşluk mevcut olduğundan en alçak mukavemeti haiz olma durumunda olur. Böylece de makaslama sırasında kırılma en kolay olarak yüzey arasında vaki olur. Deneysel aşınma verilerine dayanan hesaplar, pratikte kayma sırasında oluşmuş birleşmelerin çok nadir olarak % 5 gibi yüksek bir oranının elle tutulabilir bir aşınma parçacığı hasıl edebilecek şeklinde kırıldığını göstermektedir. Oysa ki % 0,01 den küçük değerler nadir değildir. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

6 Aşınma parçacıklarının oluşma yolu Greenwood ve Tabor' un deneylerinden şematik olarak görülür; bu araştırıcılar, çıkıntıları göstermek için çeşitli metaller ve Plasticene' den iki boyutlu modeller kullanıp sonra çıkıntıları makaslamışlar. Bazı koşullar altında, özellikle birleşme düzleminin kayma yönüne paralel olmaması durumunda, intikal eden parçacıkların teşekkül edebileceğini göstermişlerdir (şek. 100). Bu paralellikten kaçıklık, yüzeylerin başlangıçta pürüzlü olmaları veya kayma sırasında pürüzlü hale gelmelerinden ile gelebilir. Alternatif olarak Feng' in ortaya koyduğu gibi birleşme, kayma yönüne paralel kalarak kayma etkisiyle pürüzlü hale gelirse, bu takdirde de parçacık oluşması daha kolay olabilir. Şek Yumuşak, iki boyutlu bakır modelle Greenwood ve Tabor' un bir parçacığın oluşmasını gösteren deneyleri. Bununla birlikte, yapıkan aşınma parçacığının oluşması için yüzeyin mutlaka pürüzlü olmasının hiçbir surette gerekli olmadığı vurgulanmalıdır. Hattâ çok düzgün yüzeyler bile çoğu kez yapışkan aşınmaya yol açar ve birçok durumda yapışkan aşınma derecesi, yüzey pürüzlülüğünden bağımsız olmaktadır. Şek. 99' da görüldüğü gibi aşınma parçacığı oluşma modelinin mülâhazası, yüzey arasında yer almayan bütün kırılmaların, daha yumuşak malzemede, yani tarif olarak daha sert malzemeninkinden daha aşağı mekanik mukavemeti haiz olanlarda vaki olacağını gösteriyor. Bu itibarla, daha sert malzemeden değil, daha yumuşak olanınınkinden parçacıkların oluşması durumuyla karşılaşıyoruz. Bu, kesin olarak her zaman böyle değildir. Her ne kadar çoğu durumda daha çok yumuşak malzemeden parçacıklar oluşmuşsa da, bunlar genellikle daha büyük olup aynı zamanda, denenmiş bütün farklı malzemelerin kayma ya da temasında, daha sert malzemeden parçacıkların da oluştuğu bir gerçektir. Bu keyfiyet, daha sert malzeme içinde, aşağı mukavemetli yerel bölgelerin bulunduğunu hatıra getiriyor. Eğer bu, birleşmede, daha yumuşak malzemede yüksek mukavemetli yerel bölgelere tekabül ediyorsa, oluşan parçacık, daha sert malzemeden olacaktır (Şek. 101). AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

7 Şek Sert yüzeyde zayıf bir noktanın nasıl bir parçacık oluşmasına götürdüğünün şematik görünüşü. Sert malzeme parçacıkları genellikle küçük (birleşmeden küçük) olurlar. Geniş ölçüde farklı sertlikte iki malzemenin göreceli aşınması üzerinde büyük bir veri kıtlığı olup mevcut olanlar ise, iki malzemenin bir R oranında sertlik farkı arz etmesi halinde aşınma derecesinin ters orantılı olarak R 2 kadar değişeceğini göstermektedir. Temas eden iki malzemenin sertlik oranı ne denli artırılırsa artırılsın, daha sert malzemenin aşınmasını sıfıra indirmek mümkün olmayacaktır. Nitekim Teflon gibi yumuşak polimerler, alçak karbonlu çelik gibi kuvvetli metallardan elde tutulur miktarlarda malzeme kaldıracaktır. Daha önce de söylediğimiz gibi ayakkabı taban köselesi mermer merdiven basamağını aşındırmıyor mu?... A.III Yapışkan aşınmanın nicel kanunları Büyük çoğunluğu metalik olan çeşitli yağlanmamış malzemelerle yürütülmüş deneylerin sonucu olarak yapışkan aşınmanın kanunlarını şöyle belirlemek mümkün olmaktadır: 1.Aşınma miktarı genellikle N yükü ile doğruca orantılıdır. 2.Aşınma miktarı genellikle kayılan x mesafesiyle orantılıdır. 3.Aşınma miktarı genellikle, aşındırılmış yüzeyin p sertliğiyle ters orantılıdır. Veya, aşındırılan hacim (1) şeklinde yazılabilir. Burada c, temas halindeki malzemelerle bunların tam temizlik derecesine bağlı boyutsuz sabitedir. Her ne kadar birçok araştırıcı (1) denkleminin her zaman uygun düşmediğini bulmuşlarsa da bu denklem az çok bütün durumlarda deneysel verileri makul şekilde iyi temsil etmektedir. Archard, kayma sürecinin çok makul bir modelini ortaya koymuş olup bu model (1) denkleminin kolaylıkla çıkartılmasını sağlayıp bundaki c sabitesine kesin bir mana verme olanağını vermektedir. Archard, iki çıkıntının birleşme teşkil etmek üzere her temasa gelmesi halinde bir yapışkan parçacığın oluşmasının bir sabit k Hıtimalinin (probabilitesinin) mevcut olduğunu farz ediyor. Yine her parçacığın, birleşme çapına eşit çapla bir yarıküre olduğunu varsayıyor (şek. 102). Şimdi eğer, uygulanan bir N yükü altında kayan iki cismi dikkat nazara alıp metallerin daha yumuşağının akış basıncına p diyecek olursak, AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

8 Şek.102 Yarıküresel bir aşınma parçaçığının farazi modeli A.III Gerçek temas alanı N = p. A (2) ile verilir. Bütün birleşmelerin aynı boyutta çapında daireler ve dolayısıyla nd 2 /4 alanında oldukları varsayıldığında her an mevcut olan toplam n sayısı Her birleşmenin, d ye eşil bir mesafe kayması sırasında mevcut kaldığı, bundan sonra koptuğu ve yük taşıma kabiliyetinin yeni bir birleşmeye intikal ettiği düşünülebilir. Fiilen, şek. 103' ün gösterdiği gibi yük-yer değiştirme fonksiyonu daha çapraşık ise de bir gerçek d çalışma mesafesi iyi bir yaklaşıklık olmaktadır. Şek Bir birleşmenin yük-yer değiştirme fonksiyonları, (a) Rabinowitz tarafından hesaplanmış, (b) Archand tarafından varsayılmış, (c) Bir alüminyum model kullanılarak Greenwood ve Tabor tarafından ölçülmüş. Her eğrinin altındaki alan, her bir birleşme tarafından taşman toplam yük-mesafeyi temsil edip az çok aynıdır. Bir d fiilî çalışma mesafesi ele alınarak her birleşme, kayma santimetresi başına, toplam bir l/d kez yeniden oluşturulacaktır ve böylece de santimetre başına oluşan toplam S birleşme sayısı AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

9 (5) olur. Her birleşmenin bir intikal etmiş parçacığın teşekkülüne götürme ihtimalinin k ya eşit olduğu ifade edilmiş olup böyle bir parçacığın d çapında bir yarıküre olduğu varsayımıyla, kayma santimetresi başına aşınma hacmi SV/Sx, (6) olur. Böylece de JC mesafesi içinde kaymada oluşan intikal etmiş parçacık hacmi, (7) olur. Bu, yapışkan aşınmanın temel kanunu ve da, aşınma katsayısı telakki edilebilir. Sürtünme katsayısı gibi A: da, boyutsuzdur. (7) denkleminin şekil itibariyle (1) denklemiyle aynı olduğu görülecektir; tek fark, k/3 ün yerini itibarî c sabitesi almıştır. Bu hesabın görünümlerinden bir tanesi, d birleşme çapının aşınma hacminin ifadesinde görünmemesi olup Archard (7) denkleminin, birleşmelerin ve bunlardan türeyen parçacıkların geniş bir boyut aralığını kaplamaları halinde bile, uygunluğunu göstermiştir. Gerçekten de parçacıkların boyutları çok değişkendir. İfade edilmesinin gerektiği, parçacık ile birleşmenin çaplarının eşit oldukları ve bu parçacık teşekkül etmesi ihtimalinin birleşme boyutundan bağımsız olduğudur. Nereden çıktığı belli olmayan üç faktörü paydada beliriyor ve bir şekil faktörü oluyor ki dairesel birleşmeler ve yarıküresel parçacık varsayımı durumunda uygulanabilmektedir. Kare birleşme ve kübik parçacık düşünülseydi, tekabül eden faktör 1 olurdu... (1) denklemi için tek önemli gereklilik, parçacık hacminin, birleşme çapının kübüyle orantılı oluşudur. Bu gereklilik, genellikle karşılanıyor gibidir. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

10 A.III Aşınma denkleminin alternatif şekilleri (7) denklemini birçok eşdeğer şekilde yeniden yazmak mümkündür. Önce, V yi, derinlik ile A a görünür temas alanının çarpımı olarak yazıp (8) olur. Sonra gerçek temas alanı N/p nin yerine konur. Bu da (9) olur. Bu denklem şekli, k nin boyutsuz tabiatını açıkça gösterir, h mesafesi, x/3 mesafesine vea r /A a kesriyle orantılıdır şöyle ki orantılılık sabitesi k, saf bir sayı olacaktır. Plastik akış kaçınılmaz olacak şekilde sınıra yüklenmiş bir küçük sürtücü özel durumunda, gerçek ve görünür alanlar eşit olup bu, denklemi basitleştirir: Bu münasebetin özellikle basit bir manası vardır. Sürtücü yüzeyinin öbür yüzeyin içine doğru aşınmasının sonucu olarak "yürüme" hızı, kayma hızının k/3 katıdır (şek. 104). koyarak Şek Sınıra yüklenmiş sürtücü için, yüzey arasının sürtücünün içine doğru hızı, sürtücünün yüzey boyunca hızının k/3 katıdır. Alternatif olarak (7) denkleminden hareket edip N/p yerine A r gerçek temas alanını Bu denklem elektriksel direnci belirtilmiş bir değişim altında ve dolayısıyla A r değerinin belli bir değere eşit ya da bunun üstünde tutulacak olan kayma sistemlerinde önemli olmaktadır. Bu durumda aşınma derecesi sadece k ya bağlı olup sertlik ve yük parametresinin k aşınma sabitesini saptaması halinin dışında, sertlik ve yükten bağımsız olmaktadır.örneğin, belli bir metalde bunun taşlanmış veya sertleştirilmiş hallerinde k aşınma sabitesi aynı ise ve elektrik akımı taşıma kapasitesi amacıyla belli bir A r değerinin tutulması gerekiyorsa, metalin yumuşak ya da sert halde kullanılması bir şeyi değiştirmemektedir, şöyle ki sabit A r için aşınma derecesi AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

11 her ikisinde de aynı olacaktır. Bununla birlikte sürtünme kuvveti, s A r (=F) daha az olacağından, daha yumuşak malzeme kullanıldığında daha küçük olacaktır. Mamalîl bu husus hâlâ bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Gevşek tutulmuş parçacıkların denge hesapları 1 malzemesinin, aynı sertlikte 2 malzemesi üzerinde kaydığını; 1 malzemesinin bir (a 1 ) ve 2 malzemesinin bir (a 2 ) bölümünün öbür malzemenin parçacıklarıyla kaplı olduğunu; ve 1 ve 2 malzemelerinin tüm parçacıklarının aynı boyut ve sekilide olduklarını farz edeceğiz (şek. 105). Daha sonra p yi, temas başına, Şek intikal (transfer) süreci dengesinin şematik gösterilişi 1 malzemesinden 1 malzemesine, q yü temas başına 2 malzemesinden 2 malzemesine intikal ihtimali (probabilitesi); r yi, temas başına 1 malzemesinden 2 malzemesine, s i' de temas başına 2 malzemesinden 1 malzemesine intikal ihtimali ola-lak tanımlayalım. 1 malzemesi parçacıklarının II yüzeyine geliş ölçüsü, oluşmuş (S) toplam birleşime sayısının 1 malzemesi olan I yüzeyinin bölümü, (1 a 1 ), 2 malzemesi olan II yüzeyinin bölümü, (l-a 2 ) ve bir temasın bir parçacık hasıl etme ihtimali (r) ile çarpımına eşittir. Aynı şekilde 1 malzemesinden parçacıkların II yüzeyini terk etme derecesi yine S in 1 malzemesinin II yüzeyinde konsantrasyonu (a 2 )1 malzemenin I yüzeyinde konsantrasyonu (1-a 1 ) ve uygun probabilite faktörü (p) ile çarpımına eşittir. Şu halde denge için yazıyoruz. Buradan da (12) (13) olur. Aynı şekilde,i yüzeyine 2 malzemesi akımını tetkik ederek. (14) elde edilir. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

12 Bu denklemler türetilirken, intikal etmiş olan parçacıkların öbür metalde çok sıkı tutulmadıklarının ve bunların daha başka yeni parçacık koparamadıklarının farz edilmiş bulunduğu kaydedilecektir. Parçacıkların yeni parçacıklar oluşmasına götürme durumları daha sonra irdelenecektir. p den s e sabiteleri hesaplarken küçük kayma mesafeleri üstünde elde edilen, yani her iki yüzeyin mukabil yüzey parçacıkları tarafından bulaştırılmalarının ileri gitmesinden önceki intikal verileri kullanılacaktır. Örneğin çelik üzerinde kayan bakır durumunda, Tablo 33' de verilmiş aşınma sabiteleri p=320, q =450, r =15 ve s =5 (hepsi 10-4 birimi ile) dir. Buradan a 2 ve a 1 in değerlerini sırasıyla % 4,5 ve % 1,1 olarak hesaplıyoruz. Her ne kadar hesaplarda yaklaşıklıklar ağır ise de a 1 ve a 2 nin değerlerinin, hiç değilse bir büyüklük mertebesi içinde, doğru oldukları kabul ediliyor. Tablo 34, yukarıdaki malzeme kombinasyonları ve başka tipik kayan malzemeler için a nın hesaplarını gösterir. (13) ve (14) denklemlerine göre dengenin görünümü sadece p den s e aşınma sabitelerine bağlıdır ancak bu sonuncular yük, hız ve yüzey geometrisinden bağımsız kabul edilmişlerdir. Kerridge' in bir yumuşak çelik sürtücünün bir sert çelik silindir üzerinde kaydırılması deneyleri, a 1 in, uygulanan yüke bağlı olmadığını şaşırtıcı şekilde doğrulamıştır. 1 malzemesinin yumuşak çelik ve 2 malzemesinin bir takım çeliği olduğu bir sistemi kullanarak, yük 10 kat değiştirilerek silindire den- gede yapışmış parçacıkların ağırlığının % 30' dan az değiştiğini göstermiştir. Keza verileri, (14) denkleminin bir doğruca denemesini sağlamıştır. Kayan yüzeyinin alanı 4 cm 2 ; intikal hacmi 10-4 cm 3 olmuş. Bir parçacığın çapının 10-3 cm olduğu varsayılarak (makul bir değer) a 1 =% 2,5 verir. Verilerinden s in 5xl0-4 olduğunu tahmin ederiz. Yukarıdaki gibi q = 450xl0-4 alınabilir. Böylece (14) denkleminden a 1 = %l,l bulunur. Bütün gayri muayyenlikler karşısında bunun fiilî % 2,5 değerine yakın olduğu kabul edilir. Tablo 34: Çeşitli metal kombinasyonları parçacıklarının intikal konsantrasyon dengesi AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

13 Sıkıca tutulan parçacıklar için denge hesabı Şimdi, o denli sıkıca tutulmuş ki başka parçacıkları kendileri üzerine koparabilecek parçacıklar durumuna geliyoruz. Bu, (12) ilâ (14) denklemleri içine yeni olgular getiriyor. Şek. 105' e dönelim: 1 malzemesinin II yüzeyi üzerindeki parçacıkları 1 malzemesinden II yüzeyine daha başka parçacıklar çekebiliyorlarsa, (12) denkleminin sol tarafına S (a 2 )(1-a 1 ) p yi eklemeliyiz. Eğer I yüzeyi üzerinde 2 malzemesinin parçacıkları II yüzeyinden 1 malzemesi parçacıkları çekebiliyorsa, S (a 2 ) (a 1 )r ifadesini sağ tarafa ekleyeceğiz. Böylece S (1-a 1 )(1-a 2 ) r + S(a 2 )(1-a 1 ) p = S(a 2 )(1-a 2 ) p +S (a 1 )(a 2 )r (15) elde edilir. Veya a 1 + a 2 = 1 (16) olur. a 1 ile a 2 arasındaki aynı münasebetin, 2 malzemesinin parçacıklarının dikkat nazara alınmalarıyla açıkça elde edilecektir ve dolayısıyla a 1 ile a 2 ayrı ayrı saptanamaz. Bununla birlikte bunlardan en az birinin 1/2 ve üstünde olması gerekir. Pratikte bunlardan biri mutat olarak 1, öbürü de sıfırdır; seçim kısmen tesadüfi, kısmen de yüzey geometrisinden olur. Aşağıda göreceğimiz gibi bir küçük sürtücü geniş bir düz yüzey üzerinde kaydırıldığında, parçacıkların başlangıç yoğunlaşması normal olarak sürtücü üzerinde daha çok olacaktır şöyle ki bu, büyük ihtimalle, öbürünün parçacıklarıyla tamamen kaplanan yüzey olur. Aynı boyut, şekil ve malzemeden numuneler arasında intikalde, bunlardan birinin yüzeyine bir düzlem çizilirse (şek. 106), I yüzeyine her parçacık intikalinde de, aynı şekilde, sola yürür. Aşınma, gelişigüzel bir olgu olduğundan düzlemin pozisyonu da gelişigüzel değişir, işbu gelişigüzel karışıklıklar sırasında düzlemin AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

14 Şek Simetrik aşınma sorunu. pozisyonunun bulunması sonucu Einstein' m (1905), partiküllerin Brow hareketleri için tartışmasındakinin aynıdır; sonuç şudur ki, genellikle düzlem, başlangıç pozisyonundan (süre) ı/2 gibi bir miktar mesafede olur. Böylece de, uzun bir kayma süresinden sonra ayırım çizgisinde hepsi numunelerden birine geçmiş olması daha muhtemeldir şöyle ki a j ve a 2 den biri sıfır, öbürü de 1 olur. hesabı Bir parçacık takımının sıkıca, öbürünün gevşek olarak tutulması halinde denge Bu, daha önce irdelediğimiz aşamalar arasında bir orta basamak olarak düşünüle-bilip, genellikle malzemelerden birinin öbüründen çok daha sert olması halinde vaki olur. iki tip parçacık tipinin her biri, aynı yapışkan çekim tarafında tutulur ki bu çekim, malzeme 1 - malzeme 2 etkileşime bağlanabilir ve daha zayıf malzeme (malzeme1) nın mukavemetine kıyasla "büyük" ama daha sert malzeme 2 ninkine göre "küçük" olur. 1 malzemesine yapışmış 2 malzemesinden parçacıkların 1 yüzeyinden parçacık koparamaması ama 1 malzemesinin parçacıklarının daha çok parçacık koparabilmesi halinde (16) denklemi bir yüzey için, ama öbür yüzey için tekabül eden denklemin sadece üç terimi kullanılır. Bu sonuncu münasebet, buna göre Şeklini alır. Bu da olarak basitleşir ve (16) denklemiyle birlikte S(1-a 2 )(1-a 1 ) s = Sa 1 (1-a 2 ) q + Sa 2 a 1 s (17) (1 a 1 -a 2 ) s = a 1 (1 a 2 ) q (18) a 2 = 0 a 1 = 0 (19) verir. Buna göre bu etkileşim tipinin sonucu, sert yüzeyin tamamen yumuşak malzeme parçacıktan ile kaplı olduğu, ama hiç bir sert malzeme parçacığının yumuşak malzeme üzerinde bulunmadığıdır. Bu sonuncu durum, önceki bahiste irdeleninki ile aynıdır. Orada her iki yüzeyin öbürünün parçacıklarıyla tamamen kaplı olabileceğini bulmuştuk. Şimdi ise, farklı sertlikte değişik malzemelerde, daha sert yüzeyin daha yumuşağının parçacıklarıyla kaplandığını buluyoruz. Tersi varit olmuyor. Başlangıç intikal dereceleri - Dengede olmayan yüzeyler AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

15 Yukarıdaki irdeleme, kayan yüzeylerin denge halinin bulunmasına hasredilmişti. Yine önemi olan bir başka sorun da bu dengeye hangi yolla varıldığı, ve özellikle, iki yüzeyin kaymasının ilk başladığı zaman nelerin vaki olduğudur. Birlerin oluşmasının derecesi ds/dt şeklinde yazılırsa, 2 yüzeyi üzerinde parçacıkların oluşma derecesi (r x ds/dt) olup 1 malzemesi üzerinde parçacıklar (s x ds/dt) ölçüsünde teşekkül edecektir. Malzeme 1 ve malzeme 2 nin aynı mukavemeti haiz olmaları halinde r ile s aynı büyüklük mertebesinde ve dolayısıyla da intikal, aynı büyüklük mertebesinde olacaktır. Bunun sonucu olarak, yüzeylerden birinin ötekinden çok daha küçük (yani A a görünür yüzeyi daha küçük) olması halinde, bu yüzey, öbürünün parçacıklarıyla çok daha hızlı derecede örtülecektir. Birçok sistemde, yüzeyin yaklaşık % 10' u öbürünün parçacıklarıyla kaplanır kaplanmaz, bu parçacıklar birbirlerine yeterince yakın olurlar şöyle ki, yapışık bulundukları yüzeye daha da parçacık intikal ettirmede işbirliğinde bulunabilirler. Ve bir yüzeyin %10 kaplanması halinde bu yüzey fiilî olarak "gevşek tutulan parçacıklar" halinde "sıkı tutulan parçacıklar" kategorisine geçer. Bu kategoriler bundan önceki bahislerde tanımlanmışlardı. Böyle olunca da, daha küçük yüzey %10 kaplanmaya daha önce varacağından, öbürünün parçacıkları ile kaplanan, daha küçük yüzey olacaktır. Bu, şek. 107' de görülür. Foto-mikrograflar bir titanium sürtücünün bir titanium düzlem, bir titanium sürtücünün bir çelik düzlem ve bir çelik sürtücünün bir titanium düzlem üzerinde kaymalarını gösterirler. Titanium düzlem üzerinde çelik sürtücü hızla bir titanium üstünde titanium durumunu hasıl eder; oysa ki bir çelik düzlem üzerinde titanium sürtücü hızla bir çelik üstünde çelik durumunu meydana getirir. Burada olduğu gibi, teması çok küçük bir alan üzerinde olan yarıküresel üçlü sürtücülerde, bu tam kaplama, 0,2 cm kadar az olabilen küçük bir kayma mesafesinde hasıl olur. Çelik-titanium sisteminde, kaplanma derecesinde bu fark büyük pratik önemi haiz olur şöyle ki çelik üzerinde çelik sistemi kolaylıkla yağlanır, oysa ki titanium üzerinde titanium sistemi ancak zorlukla yağlanabilir ve bu da hiçbir zaman iyi olmaz. Bu özellikler, sırasıyla, çelik üstünde titanium ve titanium üstünde çelik sistemlerine taşınır. Böylece cetane içinde palmitik asitle yağlanmış bir titanium düzlem üzerinde kayan bir çelik sürtücü, 0,48 lik bir sürtünme (titanium üstünde titanium dakinin aynı değeri) verir,ama aynı şekilde yağlanmış bir çelik üzerinde bir titanium sürtücü çelik üzerinde kayan çelikle aynı değeri 0,09 verir. Sonuç olarak başka malzemelere karşı titanium kayma sistemleri tasarlanırken titanium yüzeyinin çok daha küçük tutulması önemli olmaktadır. Örneğin bir pistonsilindir kombinasyonunda piston titaniumdan olup yüzey alanı mümkün olduğu kadar azaltılacaktır. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

16 Şek Aşınma izleri: (a) bir titanium düzlem üzerinde kayan bir titanium sürtücü; (b) 1020 çelik düzlem üzerinde kayan bir titanium sürtücü; (c) bir titanium düzlem üzerinde kayan bir 1020 çelik düzlem. Büyültme x 130. Yük 100 gr. Yağlayıcı yok. (c) deki çelik sürtücü titanium parçacıklarla kaplandığından (a) ve (c) mikrografları birbirlerine benzemektedirler. Bir malzemenin parçacıklar tarafından tam kaplanmasına götüren faktörler Yukarıdaki bahislerde bir yüzeyin öbür malzemenin parçacıkları tarafından tam kaplanmasının iki nedene dayandığını görmüştük. 1.)(13) denkleminin verdiği parçacık yoğunlaşması yaklaşık %10' dan büyüktür. 2.)Başlangıçta intikal eden parçacıklar sıkı tutulmakta olup daha fazla parçacık kopartabilirler. Bu faktörlerin ilki açıkça r/p nin bir yüksek değeri dolayısıyla olup burada r, malzemenin öbür yüzeye intikal ihtimali, p de malzemenin kendine intikal ihtimalidir. Genellikle r/p nin yüksek değerleri, kayan malzemeler arasında kuvvetli bir çekimin var olduğu sistemlerde meydana gelir. Nicel olarak bu kuvvetli çekime, yapışma enerjisi W ab nin bir yüksek değerinden çıkmış gibi bakılabilir. W ab nin az çok W aa, yani yüzeylerden birinin kohesion (bağlantı) enerjisi kadar büyük olması halinde a yüzeyinin b nin aşınma parçacıkları tarafından kaplanması muhtemel olur. işin içine nicel olarak dalmadan, W ab nin büyüklük olarak a malzemesinin kendine yapışma işi W aa ile kıyaslanabilir olması halinde, p ile r de aynı büyüklük mertebesinde olmaları muhtemeldir; bu nedenle r/ (p + r) kolayca % 50' ye varabilir. Benzer bileşikte malzemeler, örneğin fosfor bronz ile berilyumlu bakır gibi aynı metalin farklı AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

17 alaşımları çoğu kez bu etkiyi sergiler, tıpkı sert yüzeylere sürten yumuşak malzemelerin yaptıkları gibi; bu sonuncularda sert malzemeye karşı yumuşak malzemenin W ab sisteminde, daha yumuşak malzemenin W aa sını iyice geçebilir. Bu, örneğin plastiklerin metaller üzerine, yumuşak metallerin daha sert metaller üzerine olduğu gibi, yumuşak malzemelerin daha sert malzemeleri bulaştırıp kaplama eğiliminin oluşma yolunu izah eder. Parçacıkların daha sonra yeni parçacıkların intikalini sağlayacak şekilde altyapılarına sıkıca yapışmalarından ileri gelen tam kaplamaya götüren ikinci faktöre gelince, W ab /p, yüzey enerjisinin sertliğe oranının yüksek olması halinde bunun gerçekleştiğini göreceğiz. Böylece de her iki kriter tamamen eş olmaktadır şöyle ki W ab nin bir yüksek değeri, parçacıkların kuvvetli yapışmasının birinci koşulunu oluşturmaktadır. Gevşek aşınma parçacıklarının oluşması Buraya kadar irdelemiş olduğumuz aşınma süreci, yapışkan aşınma parçacıklarının oluşumunu betimlemeye yönelikti. Bununla birlikte her gün önümüze çıkan şey de, iki yüzeyin kaymasının genellikle sistemde malzeme kaybına götürdüğüdür; o halde gevşek parçacıklar ortaya çıkmış olacaktır. Yapışkan aşınma süreci arasında gevşek parçacıkların oluşması bir görünürde tezadı tazammun ettiriyor şöyle ki başlangıçta yapışkan parçacıkların meydana getirilmesi, parçacıklarla üzerine intikal ettikleri yüzey arasında kuvvetli bir bağlantıyı peşinen farz ettirir. Oysa ki nihaî gevşek parçacık oluşumu, öbür yandan, zayıf bir bağlantıyı tazammun eder. Gevşek parçacıkların teşekkülü çoğu kez, yapışkan parçacıklarda kimyasal değişmenin bir sonucu olmaktadır. Böylece, kayma sistemimiz çeliği içeriyorsa, yapışkan çelik parçacıklar oluşacaktır. Bu parçacıklar oksitlenmeye, başlıca Fe 2 O 3 ' e dönüşmeye eğilimlidir ve bu oksit, gevşektir. Bunun üzerine çelik parçacıkların bağlı oldukları yüzey, yeni çelik parçacıklarının intikaline açık hale gelir. Bu iki kademeli süreçte gevşek tanecikler öbür kayan yüzeye yapışan parçacıklardan oluşur ve gevşek parçacıklar doğruca kayan yüzey kitlesinden doğruca oluşmaz. Daha genel bir ikinci, çoğu kez gevşek parçacıklar hasıl etme yönünde iş gören mekanizma, yapışkan parçacıkların bakiye elastik enerjisini tazammun eder. Yüzeyde bir parçacığa göz attığımızda (şek. 108), bunun öbür yüzle temasta oluştuğu AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

18 Şek Yüksek gerilme altında oluşmuş bir tipik, (a) parçacığı; (b) öbür yüzeyin çekilmesinden sonra. Bakiye gerilmeler kalarak parçacık ve altyapıyı uygunluk içinde tutarlar. anda ağır gerilme ve şekil bozulması durumunda olduğunu görürüz; mamafih öbür yüzey kalkınca, sadece bakiye gerilme ve şekil bozulması kalır. Bu, parçacık ve alt tabakasının, karşılıklı temas ettiği yüzeye geometrik olarak uymaya devam gereğinden doğar. Bir parçacığın gevşek hale gelmesi için, oluşması sırasında içinde birikmiş olan elastik enerjinin, onu altyapısına bağlayan yapışma enerjisine eşit ya da bundan büyük olmalıdır. Genellikle bir parçacık, daha küçük parçacıkların topaklanmaları suretiyle oluştuğunda, elastik enerjisi, yapışma enerjisi kadar büyük olur olmaz gevşekleşiverir. Bir düz üçlü çıkıntının bir başka yüzey üzerinde kaydığı, bir noktada yapıştığı ve çıkıntı içinde makaslamanın vaki olduğu şöyle ki bir parçacığın teşekkül ettiği bir model farz edelim (şek. 109). Parçacık henüz çıkıntıya bağlı iken, bir yüksek basma gerilmesi taşır ve bunun sonucu olarak da öbür iki yatay yönde genişleme şekil bozulması vaki olup bunların her birinin büyüklüğü va/e kadardır; burada v, Poisson oranı; a, dikey basma gerilmesi; E de Young modülüdür. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

19 Şek Bir parçacığın varsayımsal ve ileri ölçüde basitleştirilmiş gerilme ve şekil bozulmasının resmi. (a) oluşma anında; (b) dikey basma gerilmesi kaldırıldıktan sonra Parçacık teşekkül edip dikey gerilme kalktıktan sonra yatay şekil bozulmaları kalacaktır zira yüzey arasında yapışma, parçacığın büzülmesini önleyecektir. Böylece de, va büyüklüğünde bakiye gerilmeler hasıl olacaktır. Başlangıç dikey gerilmenin malzemenin a akma gerilmesi olduğu kabul edildiğinde, bakiye gerilmeler vo y maksimum gerilmedir. olup bu akma gerilmesi, malzemenin plastik akma olmadan taşıyabileceği Bu mülâhazanın, çıkıntıda hasıl olup bir parçacığın oluşmasına götüren olayların aşın basitleştirilmiş modeline dayandırılmış olduğu takdir edilecektir. Mamafih bakiye gerilme için ifademizin gerçeğin uzadığında olmadığına inanılmaktadır. Aşınma parçacığının bir yarıküreye yaklaşan bir şekli haiz varsayıldığında, içinde birikmiş E e elastik enerji şeklinde yazılabilir. Yüzey arasında etki yapan E a yapışma enerjisi de (20) olur burada W ab temas eden malzemelerin yapışma işidir. (21) AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

20 E e > E a ise bir parçacık ayrılabilir şöyle ki parçacığın kalkması bir bütün olarak sistemin serbest enerjisini minimuma indirecektir. Bu koşulu uygulayarak (22) elde edilir. Büyük çoğunlukla, özellikle dikey yükün küçük olduğu sistemlerde, başlangıçta intikal etmiş aşınma parçacıklarının, denkleme uyamayacak kadar küçük oldukları bulunmuştur. Buna karşılık, intikal etmiş aşınma parçacıkları daha sonra meydana gelen aşınma döküntülerinin ilâvesiyle irileşir; bu irileşme yeterli büyüklükte bir aşınma parçacığı oluşana kadar sürer. Bu tür bir sistemde (22) denklemi doğruca bir eşitlik olur. (22) denklemi, v 2 nin birçok malzeme için 1/10 civarında olduğu, ve yine o y in p nüfuziyet sertliğinin yaklaşık 1/3 ü olduğu kaydedilerek basitleştirilebilir (p nüfuziyet sertliği, akma mukavemetine göre daha kolay ölçülebilir). Bunların ötesinde, o y /E birçok malzemede açıkça basit olup ortalama değeri yaklaşık 3x10-3 dür. Böylece, gevşek parçacık oluşumu için koşulumuz (23) şeklini alır. Bu, ölçülebilir bir nicelik (gevşek aşınma parçacıklarının çapı) ile hiçbir bilinmez niceliği tazammun etmeyen p ile W ab arasında bir münasebet olup dolayısıyla deneysel olarak tahkik edilebilir. (23) denklemi mutat dışıdır şöyle ki bunda görülen boyutsuz sabite, şaşırtıcı şekilde büyüktür. W ab /p yi elde etmek için d nin çarpılmasının gerektiği 1/60.000, v 2 yi temsil eden bir 1/10 faktörü, enerji ifadesi için bir 1/2 faktörü; bir yarıküresel parçacık için bir 1/3 şekil faktörü ve o y /p oranına tekabül eden bir 1/3; ve nihayet maksimum elastik şekil bozulmayı temsil eden bir 1/333 faktöründen oluşmuştur. Bu birbiri ardından çarpmalar dolayısıyla küçük W ab /p mesafesi bir niceliğe, ezcümle aşınma parçacığı çapına genişler ki bu çapı önemli boyuta varır. Parçacığın boyut denkleminin deneysel tahkiki üzerine yayılmayacağız Gevşek parçacık oluşumu için asgari yük Sürtünmenin plastik deformasyon teorisine göre N =A p olup burada N, toplam dikey yük ve A da, gerçek temas alanıdır. Tek bir d çaplı dairesel birleşmenin tüm yükü taşıması sınır halinde (24) olur. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

21 Şimdi, yük küçükse, birleşmenin çapı küçük olacak, kendisine deformasyon elastik enerjisi verilen birleşmeye yakın bölge küçüktür ve birleşmeden oluşabilecek herhangi parçacık küçüktür. Ancak, bir gevşek aşınma parçacığının bir asgari boyutu vardır ve dolayısıyla parçacığın kendisinden oluştuğu bir birleşmenin tekabül eden bir minimum yükle birlikte, bir minimum boyutu vardır. Ortalama aşınma parçacığı boyutu (23) denklemiyle verilir, ancak pratikte parçacıkların boyuttan yana az çok 3 faktörü kadar ortalamadan saptıkları görülmüştür şöyle ki d min minimum parçacık çapı (25) yazılabilir Şimdi (24) denklemindeki d ile (25) deklemindeki d min u eşitleyecek olursak (26) elde edilir. Bu, çapı minimum aşınma parçacığınınkiyle aynı olan bir dairesel temas alanı meydana getirecek yükü temsil eder. Saf asil metallerde (altın, gümüş, platin) işlenme sertleşmesi halinde p, 120 kg/mm 2 veya l,2xl0 10 dyne/cm 2, W ab de 1000 erg/cm 2 civarında bulunur. Böylece Deneysel olarak saptayabildiğimiz yüzey enerjisi kavramının kullanılmasıyla meydana çıkan bir başka sonuç vardır. Önce, asil metaller birbiri üzerinde kaydırıldıklarında altında hiçbir aşınma parçacıklarının oluşmayacağı (dolayısıyla de hiçbir topluca ağırlık kaybının vaki olmayacağı), yüzeyler arasında birinden ötekine intikal eden parçacıkların olabilmesine rağmen bir asgari yük peşinen tahmin edilir. ikincisi, asgari yük 25 gr. civarında olacaktır. Deneysel çalışmalar, altın üzerinde altın için gerçekten bir asgari yük mevcut olup bunun altında, kayan numunelerde hiçbir topluca ağırlık kaybı olmadığını ve hattâ uzun süreli (2 haftaya kadar) kaymalarda bile aşınma parçacıkları oluşmadığını göstermiştir. Fiilî asgari yükün, 25 gr öngörülmüş olmasına karşın 5 gr olduğu saptanmıştır. Bu farkın nereden doğduğu tam açık değilse de bunun asil metallerde sürtücünün ucunda meydana gelebilen parçacık yığılmaları nedeniyle olabileceği düşünülmektedir; bu parçacıklar gerçek temas alanından haylice büyüktür. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

22 İntikal eden parçacıkların boyutu ve intikal için gerekli asgari yük Sürtücünün ucundaki yığılmalar aşınma süreci modelimizi bozduğundan (bunlar, yarıküresel parçacıklara göre çok daha büyük elastik enerjinin yapışma enerjisine oranına sahiptirler) bu yığılmaların hangi koşullar altında oluştuklarının hesabına girişmeliyiz. Yığılmalar, intikal etmiş yapışkan parçacıklardan oluştuğundan bir parçacığın intikali (transferi) için gerekli koşulu tespit etmeliyiz (bir yığılmanın oluşumu için gerekli ama yeterli olmayan süreç). Şek. 110, yapışkan aşınma sürecinin bir mümkün modelini göstermekte olup burada a ve b malzemeleri arasında bir birleşmenin oluştuğu ve görüldüğü gibi bir yarıküresel parçacığın oluşmak üzere olduğu anlaşılıyor. Parçacık oluşması için koşulun, yarıküre içinde bulunan toplam elasik enerjinin en az, yarıkürenin yüzey enerjisine eşit olduğunu farz ediyoruz. Yani (27) da Daha önce olduğu gibi (22 ve 23 denklemleri); farz ediyoruz. Bu (28) veriyor. Şek intikal etmiş bir parçacığın oluşmak üzere olduğu bir birleşmenin modeli (28) denkleminin, elastik hacim enerjisinin, parçacıkların yüzey enerjisine dönüştürüldüğü her süreçte esasla doğru olduğu kolaylıkla görülür. En basit halde l cm 3 hacimde bir cisimde, maksimum elastik enerjisi verilip sonra d çapında küplere parçalanmış olduğunda (39) (30) elde edilir ki bu (28) denkleminden sadece bir ya da iki faktörle ferk eder Yapışkan aşınma durumlarında kullanılacak malzemeler AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

23 Başlıca ilgimizin büyük çoğunlukla aşınma miktarını azaltmak olduğu durumlarda malzememizi (7) denklemine göre seçeriz; k nın değerlerinin genel çerçevesi, Tablo 35' de verilmiştir. Bu veriler, aşağıdaki kaideleri telkin eder: 1.)Sert malzemeler kullanılacak 2.)Alçak etkileşimli malzemeler kullanılacak : ya W ab nin bir alçak aslî değerini verecek olan kombinasyonlar (çiftin en azından biri bir metal dışı, ya da çok alçak etkileşimli iki metal) veya W ah (iki metal) nin yüksek değeri haiz olduğu kombinasyonlar kullanılıp W ab iyi bir sınır yağlayıcısıyla düşürülecek Tablo 35.- k aşınma katsayısının tipik değerleri Koşul Metal (metal üstünde) Metaldışı (melal üstünde) Sert malzemelerin kullanılmaları hususunda, bunun genellikle çok kesin etki yapmadığı kaydedilecektir. Nitekim, yarı - sert halinde 40 Re (-400 kg/mm 2 ) ve tam sert halinde de 60 Re (~ 800 kg/mm 2 ) sertliğinde bir alaşımlı çelik farz edelim. t. Sertlikte bu iki faktörlük fark, yapışkan aşınma derecesinde iki faktörlük bir fark meydana getirecektir ki bu, ancak ölçülebilecek kadar büyüktür, şöyle ki aynı koşullar altında tekrarlanan aşınma deneylerinde fark muhtemelen üç faktörlük olacaktır! Ama sertlikten yana farkın beraberinde belirgin kimyasal doku farkını da getirmesinin muhtemel olduğu göz ardı edilmeyecektir; örneğin başat olarak bir demir dokusundan başat olarak bir demir karbürü bileşimine değişme olacaktır. Demir karbürü bir metal olmayıp bir metaloid malzeme olduğundan, demirden daha aşağı bir yüzey enerjisine sahip olmalı ve dolayısıyla da başka malzemelerle daha aşağı bir etkileşim arz etmelidir. Bunun anlamı, yağlanmamış halde demirin haiz olduğu k değerinden çok aşağı bir k değerine sahip olacaktır; Ama iyi bir sınır yağlayıcısıyla kaplı olduğunda demirinkine göre daha yüksek k değerini haiz olup bu kimyasal değişmeler muhtemelen aşınma derecesinde 10 faktörlük farklar hasıl edip bunları sertlik değişmelerinin meydana getirdikleri 2 faktörlük değişmelerden daha önemli kılar. Hal böyle olunca birçok uygulamada çelik kayan yüzeylerin azamisinde sertleştirilmesine neden özen gösterildiği şaşırtıcı olabilir. Bunun nedeni, kayan sistemlerin içine ithal edilebilecek başlıca katı madde silis (kum) olup bunun sertliği 800 kg/mm 2 civarındadır. Böyle AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

24 olunca da 400 düzeyinden 900 kg/mm 2 düzeyine bir sertlik değişmesi, silisten ileri gelebilecek olan abrasif aşınmayı yok edecektir. Önceleri, bir kayma sisteminin bir yumuşak ve bir sert yüzeyden oluşmasının gereği belitsel olarak kabul edilirdi ki bu, yağlanan yataklar için mükemmel bir uygulama olup bunda sert çelik şaft ve bir yumuşak yatak malzemesi çok yararlı olarak kullanılır. Ancak bu sistem, iyi bir yağlamanın varlığında iyi çalışır; aksi halde yumuşak malzemenin aşınması çok aşın olur. Yumuşak yatak malzemesinin kullanımı sadece, yumuşak metalde yakalanabilen abrasif aşınma parçacıklarının yağlayıcı tarafından taşınabilmesi veya yumuşak metalin şekil değiştirmesinin yatak yüzeylerini, hidrodinamik yatak etkisi sağlanacak şekilde hizaya getirmeye yardımcı olması halinde yararlı olur. Bu etkenlerin önemli olmadığı durumlarda iki sert yüzey kullanmak tercih edilebilir. Malzemelerin Elmas Bor karbürü (Silisyum karbürü, alüminyum oksidi) Tungsten ve/veya titanium karbürü Nitrürlenmiş çelik Karbürlenmiş (semente) çelik sırasına göre tasnifi, azalan aşınma mukavemeti ama artan malzeme ve bunun işlenme maliyeti bakımından artan ilgi kademesini gösterir. Her ne kadar bu malzemelerin herhangi biri muhtemelen kendisiyle kaymada emniyetle kullanılabilirse de farklı kombinasyonlara, örneğin bir semente çelik üzerinde bir nitrürlenmiş çeliklere başvurulması olağan bir uygulamadır. Göreceli olarak büyük miktarlarda aşınmaya müsaade edilebilen ılımlı maliyetli uygulamalarda kayan yüzeylerin biri çoğu kez alçak veya orta karbonlu çelikten olur. Öbür yüzey de genellikle çeliğe uyabilen, ezcümle bir pirinç veya bronz alaşımı, ya da dökme demir veya bir alüminyum bronzundan olur. Plastik yataklar da (örneğin Teflon) sık kullanılır. Sinterlenmiş (sıcakta sıkıştırılmış) metal tozundan kütükler yatak olarak sık kullanılır; gözeneklerin yağlayıcı için bir depo görevini yerine getirmelerinin ötesinde, her bir birleşme, küçük olması itibariyle, yapışkan aşınmayı önlemeye meyleder. A.III.5.2 MALZEMELERİN AŞINMA TEMEL KANUNLARI Makine parçalarının aşınma hesabı, belli bir birleşmede kullanılan malzemelerde ve belli çalışma koşullarında etkin aşınmanın fiziksel kanunlarına dayanacaktır. Hesapta ilk aşama, birleşme içinde, müsaade edilemeyecek aşınma tipleri (örneğin "sarma") nden kaçınılacak şekilde aşınma tipini saplayan sınırlayıcı koşullan ortaya koymaktadır, ikinci olarak, kayan çiftlerde aşınma derecesi için analitik münasebetler kullanılacak olup bu sonuncular, gelişigüzel AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

25 değişkenlerin bir fonksiyonu olarak telakki edileceklerdir; zira aşınma derecesine egemen olan parametreler dağılma eğilimi arz ederler. Birleşmelerin aşınma hesabı en önce, sürtüşen yüzey üzerinde basıncın dağılımı ve lineer aşınmayı tahmin etmeye yöneliktir; bu, aynı zamanda, aşınmalarından dolayı karşılıklı parçaların göreceli pozisyonlarında meydana gelen değişmeyi de değerlendirip malzemelerin aşınmasını, parçalarınkine, makine birimlerinin işlevsel niteliklerine ve birleşmelerin tasarım ve boyutlarına bağlamalıdır. Hesap keza aşınmanın zaman içinde gelişmesinin bilgisini de gerektirir. Birçok durumda, aşınma sürecinin t süresiyle U aşınma miktarı arasındaki münasebet, lineer olarak kabul edilebilir; böylece de birim zamanda aşınma derecesi sabit olur: Çeşitli aşınma tiplerinin (elastik temas plastik temas veya mikrokesme ) yorulma teorisine göre lineer aşınma derecesi,temas alanında ki basınçla orantılıdır. olup 1 < m < 3 ; alıştırılmış yüzeylerde m- 1 dir. Abrasif aşınma koşullarında, lineer aşınma derecesi ile basınç arasında yine bir lineer münasebet mevcut olup bu, / = kp şeklinde ifade edilir; yani U lineer aşınma, eş sürtüşme yolu üzerinde nispî kayma hızına tâbi değildir: U= kpl. Bu denklemin iki tarafını birleşmenin çalışma süresine böldüğümüzde y = kpv (1) elde edilir; burada k = malzemenin aşınma mukavemetini ve birleşmenin koşullarını (yağlama, sürtünen yüzeylerin kirden korunması, vb) niteleyen katsayıdır. Zaman aşınma derecesi (Y) ve lineer aşınma derecesi (I), y = vl denklemiyle birbirlerine bağlıdırlar. Bu kanunlar birçok makine parçasının (kızaklar, sürtünmeli kavrama levhaları, sevk cıvata ve somunları, krank mekanizmalarında geçmeli bağlantılar, vb.) aşınma hesabında kullanılabilirler. Genel durumda zaman aşınma derecesi bir üssi fonksiyon olarak ifade edilebilir: (2) Mutat olarak, abrasif aşınmada n =1 dir. k katsayısının değeri, daha önce görmüş olduğumuz gibi, başlıca kayan çiftin malzemeleri, temas halindeki yüzeylerin geometrisi ve yağlama tarafından etkilenir. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

A.III.3 AŞINMANIN FİZİKSEL MODELİ

A.III.3 AŞINMANIN FİZİKSEL MODELİ A.III.3 AŞINMANIN FİZİKSEL MODELİ Makine parçalarının tamiri için sarf edilen işçilik, tamir işinin kaide olarak fazlaca mekanize olmaması nedeniyle, bu parçaların imalinde sarf edilenden önemli miktarda

Detaylı

A.III.7 ABRASÎF VE SAÎR AŞINMA TİPLERİ

A.III.7 ABRASÎF VE SAÎR AŞINMA TİPLERİ A.III.7 ABRASÎF VE SAÎR AŞINMA TİPLERİ Bu aşınma türü bir sert, pürüzlü yüzeyin daha yumuşak bir yüzey üzerinde kaydığı, ondan kazıdığı ve oluklar dizisi açtığı hallerde vaki olur. Başlangıçta oluklardaki

Detaylı

A.III.6 SÜRTÜŞEN BİRLEŞMELER İÇİNAŞINMA HESAP YÖNTEMLERİ Temas koşulunun kullanımı

A.III.6 SÜRTÜŞEN BİRLEŞMELER İÇİNAŞINMA HESAP YÖNTEMLERİ Temas koşulunun kullanımı A.III.6 SÜRTÜŞEN BİRLEŞMELER İÇİNAŞINMA HESAP YÖNTEMLERİ Temas koşulunun kullanımı Aşağıdaki aşınma hesap yöntemleri kullanılabilir. (a) Basınç yoluyla : Sürtüşen yüzeylerde etkin (ortalama veya maksimum)

Detaylı

A.III.8 SÜRTÜNMEDE METALLERIN YAPISAL DEĞİŞİMLERİ

A.III.8 SÜRTÜNMEDE METALLERIN YAPISAL DEĞİŞİMLERİ A.III.8 SÜRTÜNMEDE METALLERIN YAPISAL DEĞİŞİMLERİ Günümüzün teknolojisinde, sürtünen parçaların çoğu metallerden yapılmıştır. Bunun nedeni metallerin, kaide olarak, başka malzemelere göre çok daha büyük

Detaylı

ARTIRMA YOLU OLARAK TERMO - K

ARTIRMA YOLU OLARAK TERMO - K A.III.9 METALLARIN AŞINMA MUKAVEMETİNİ ARTIRMA YOLU OLARAK TERMO - KİMYASAL İŞLEM Metallerin antifriksiyon niteliklerini ve aşınma mukavemetlerini artırma, termo kimyasal işlemle sağlanmakta olup bunda,

Detaylı

SÜRTÜNME Buraya kadar olan çalışmalarımızda, birbirleriyle temas halindeki yüzeylerde oluşan kuvvetleri etki ve buna bağlı tepki kuvvetini yüzeye dik

SÜRTÜNME Buraya kadar olan çalışmalarımızda, birbirleriyle temas halindeki yüzeylerde oluşan kuvvetleri etki ve buna bağlı tepki kuvvetini yüzeye dik SÜRTÜNME Buraya kadar olan çalışmalarımızda, birbirleriyle temas halindeki yüzeylerde oluşan kuvvetleri etki ve buna bağlı tepki kuvvetini yüzeye dik (normal) olarak ifade etmiştik. Bu yaklaşım idealize

Detaylı

Geometriden kaynaklanan etkileri en aza indirmek için yük ve uzama, sırasıyla mühendislik gerilmesi ve mühendislik birim şekil değişimi parametreleri elde etmek üzere normalize edilir. Mühendislik gerilmesi

Detaylı

(p = osmotik basınç)

(p = osmotik basınç) EK II RAOULT KANUNU OSMOTİK BASINÇ Şek- 1 Bir cam kap içine oturtulmuş gözenekli bir kabın içinde şekerli su, cam kapla da saf su bulunsun ve her iki kapta düzeyler aynı olsun (şek. 1). Bu koşullar altında

Detaylı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı 1. Basma Deneyinin Amacı Mühendislik malzemelerinin çoğu, uygulanan gerilmeler altında biçimlerini kalıcı olarak değiştirirler, yani plastik şekil değişimine uğrarlar. Bu malzemelerin hangi koşullar altında

Detaylı

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK VE KIRILMA Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK Tokluk bir malzemenin kırılmadan önce sönümlediği enerjinin bir ölçüsüdür. Bir malzemenin kırılmadan bir darbeye dayanması yeteneği söz konusu olduğunda önem

Detaylı

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ Herhangi bir yapının projelendirmesi ve inşaatı aşamasında amaç aşağıda belirtilen üç koşulu bir arada gerçekleştirmektir: a) Yapı istenilen işlevi yapabilmelidir,

Detaylı

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları 1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları Sol üstte yüzey seftleştirme işlemi uygulanmış bir çelik

Detaylı

MALZEMENİN MUAYENESİ

MALZEMENİN MUAYENESİ MALZEMENİN MUAYENESİ Metallerin gücünü ölçme prensibi hep aynıdır, yani standartlaştırılmıştır. Bir tipik deney parçası, yaklaşık 130 mm uzunluğunda bir yumuşak çelik çubuktan alınıp Şek. 23 'teki gibi,

Detaylı

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ Metalik malzemelerin geriye dönüşü olmayacak şekilde kontrollü fiziksel/kütlesel deformasyona (plastik deformasyon) uğratılarak şekillendirilmesi işlemlerine genel olarak

Detaylı

EK VI KAPİLER YÜKSELMESİNİN HESAPLARI

EK VI KAPİLER YÜKSELMESİNİN HESAPLARI EK VI KAPİLER YÜKSELMESİNİN HESAPLARI Sert lehimlenmiş birleştirmelerin tasarımlarında, kesin olarak saptanmış birleştirme koşulları altında ilave metalin, sert lehimleme aralığına bağlı olarak tutacağı

Detaylı

BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI

BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI Kesici Takımlarda Aşınma Mekanizmaları Aşınma, kesicinin temas yüzeylerinde meydana gelen malzeme kaybı olarak ifade edilir. Kesici Takımlarda Aşınma Mekanizmaları

Detaylı

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, yapı malzemelerinin önemi 2 Yapı malzemelerinin genel özellikleri,

Detaylı

Birbiriyle temas eden yüzeylerde sürtünme kuvvetleri güç kaybına, aşınma ise işleme toleranslarının kötüleşmesine neden olduğundan aşınma çok önemli

Birbiriyle temas eden yüzeylerde sürtünme kuvvetleri güç kaybına, aşınma ise işleme toleranslarının kötüleşmesine neden olduğundan aşınma çok önemli AŞINMA HASARLARI 1 Birbiriyle temas eden yüzeylerde sürtünme kuvvetleri güç kaybına, aşınma ise işleme toleranslarının kötüleşmesine neden olduğundan aşınma çok önemli bir parametredir. 2 Sürtünme: İki

Detaylı

VİSKOZİTE SIVILARIN VİSKOZİTESİ

VİSKOZİTE SIVILARIN VİSKOZİTESİ VİSKOZİTE Katı, sıvı veya gaz halinde bütün cisimler, kitlelerinin bir bölümünün birbirine göre şekil ya da göreceli yer değiştirmelerine karşı bir mukavemet arz ederler. Bu mukavemet değişik türlerde

Detaylı

TANE BÜYÜMESİ. Şek Bir saat süreyle değişik sıcaklıklara ısıtılmış ince taneli ve kaba taneli çeliklerin tipik tane büyüme davranışı

TANE BÜYÜMESİ. Şek Bir saat süreyle değişik sıcaklıklara ısıtılmış ince taneli ve kaba taneli çeliklerin tipik tane büyüme davranışı TANE BÜYÜMESİ Bir adi, şekil değiştirmesiz metal ya da alaşım yeterince yüksek bir sıcaklığa ısıtıldığında tane sınırları yavaşça göç eder ve tane boyutlarında bir uniform artış hasıl eder. Bu süreç normal

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

2-C- BAKIR VE ALAŞIMLARININ ISIL İŞLEMLERİ 2-C-3 MARTENSİTİK SU VERME(*)

2-C- BAKIR VE ALAŞIMLARININ ISIL İŞLEMLERİ 2-C-3 MARTENSİTİK SU VERME(*) 2-C- BAKIR VE ALAŞIMLARININ ISIL İŞLEMLERİ 2-C-3 MARTENSİTİK SU VERME(*) Sınai bakırlı alaşımlar arasında sadece soğukta iki veya çok fazlı alüminyumlu bakırlar pratik olarak mantensitik su almaya yatkındırlar.

Detaylı

KAYNAK UYGULAMASI DİFÜZYON KAYNAĞI

KAYNAK UYGULAMASI DİFÜZYON KAYNAĞI KAYNAK UYGULAMASI DİFÜZYON KAYNAĞI Sertlehimlemenin yakını sayılabilecek bu süreç(*), aynı ölçüde Zr parçalarının birleştirilmelerine uygundur. Bunda herhangi bir sertlehim ilâve metali akmaz; birleştirilecek

Detaylı

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM)

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) 1 Mürekkebin suda yayılması veya kolonyanın havada yayılması difüzyona örnektir. En hızlı difüzyon gazlarda görülür. Katılarda atom hareketleri daha yavaş olduğu için katılarda

Detaylı

MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ

MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ Bir cismin uygulanan kuvvetlere karşı göstermiş olduğu tepki, mekanik davranış olarak tanımlanır. Bu davranış biçimini mekanik özellikleri belirler. Mekanik özellikler,

Detaylı

formülü zamanı da içerdiği zaman alttaki gibi değişecektir.

formülü zamanı da içerdiği zaman alttaki gibi değişecektir. Günümüz endüstrisinde en yaygın kullanılan Direnç Kaynak Yöntemi en eski elektrik kaynak yöntemlerinden biridir. Yöntem elektrik akımının kaynak edilecek parçalar üzerinden geçmesidir. Elektrik akımına

Detaylı

Malzemelerin Deformasyonu

Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin deformasyonu Kristal, etkiyen kuvvete deformasyon ile cevap verir. Bir malzemeye yük uygulandığında malzeme üzerinde çeşitli yönlerde ve çeşitli şekillerde yükler

Detaylı

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ Giriş Isı değiştiricileri (eşanjör) değişik tiplerde olup farklı sıcaklıktaki iki akışkan arasında ısı alışverişini temin ederler. Isı değiştiricileri başlıca yüzeyli

Detaylı

MalzemelerinMekanik Özellikleri II

MalzemelerinMekanik Özellikleri II MalzemelerinMekanik Özellikleri II Doç.Dr. Derya Dışpınar deryad@istanbul.edu.tr 2014 Sünek davranış Griffith, camlarileyaptığıbuçalışmada, tamamengevrekmalzemelerielealmıştır Sünekdavranışgösterenmalzemelerde,

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI EÜT 231 ÜRETİM YÖNTEMLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler. Plastik Şekil Verme

PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI EÜT 231 ÜRETİM YÖNTEMLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler. Plastik Şekil Verme PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI EÜT 231 ÜRETİM YÖNTEMLERİ Doç.Dr. Murat VURAL İTÜ Makina Fakültesi 1 1. Plastik Şekil Vermeye Genel Bakış 2. Plastik Şekil Vermede Malzeme Davranışı 3. Plastik Şekil Vermede

Detaylı

YATAK HASARLARI (I) Mustafa YAZICI TCK

YATAK HASARLARI (I) Mustafa YAZICI TCK YATAK HASARLARI (I) Mustafa YAZICI TCK Yataklar makinalarda hareket ve yük iletimini aynı anda sağlayan parçalardır. Makinalarda hareketli ve sabit parçalar arasında yük iletimini sağlamak ve bu parçaları

Detaylı

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM 1. Giriş Malzemelerde üretim ve uygulama sırasında görülen katılaşma, çökelme, yeniden kristalleşme, tane büyümesi gibi olaylar ile kaynak, lehim, sementasyon gibi işlemler

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 2 Laminanın Makromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 2 Laminanın Makromekanik

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ GİRİŞ Yapılan herhangi bir mekanik tasarımda kullanılacak malzemelerin belirlenmesi

Detaylı

A.I.5 PÜRÜZLÜ YÜZEYLERİN TEMASI - YÜZEY ETKİLEŞİMLERİ

A.I.5 PÜRÜZLÜ YÜZEYLERİN TEMASI - YÜZEY ETKİLEŞİMLERİ A.I.5 PÜRÜZLÜ YÜZEYLERİN TEMASI - YÜZEY ETKİLEŞİMLERİ A.I.5.1 Yüzey doruklarının karşılıklı etkileşimi Üzerlerinde bir normal yükün bulunduğu iki pürüzlü yüzey temas haline geldiğinde, ilk temasa gelen

Detaylı

TOZ METALURJİSİ Prof.Dr. Muzaffer ZEREN

TOZ METALURJİSİ Prof.Dr. Muzaffer ZEREN . TEKNİK SEÇİMLİ DERS I TOZ METALURJİSİ Prof.Dr. Muzaffer ZEREN SİNTERLEME Sinterleme, partiküllerarası birleşmeyi oluşturan ısıl prosestir; aynı zamanda ham konumda gözlenen özellikler artırılır. . Sinterlemenin

Detaylı

MAKİNE ELEMANLARI - (8.Hafta) VİDALAR -1

MAKİNE ELEMANLARI - (8.Hafta) VİDALAR -1 A. TEMEL KAVRAMLAR MAKİNE ELEMANLARI - (8.Hafta) VİDALAR -1 B. VİDA TÜRLERİ a) Vida Profil Tipleri Mil üzerine açılan diş ile lineer hareket elde edilmek istendiğinde kullanılır. Üçgen Vida Profili: Parçaları

Detaylı

IV SÜRTÜNME KAYNAĞI TEORİSİ

IV SÜRTÜNME KAYNAĞI TEORİSİ IV SÜRTÜNME KAYNAĞI TEORİSİ Ayrıntılarına girmeden özet olarak teorisini verdiğimiz sürtünme kaynağının uygulanması, işparçalarının şekil ve boyutlarıyla sınırlıdır. Halen 200 mm den büyük çapta çubuklara

Detaylı

Doç.Dr.Salim ŞAHİN YORULMA VE AŞINMA

Doç.Dr.Salim ŞAHİN YORULMA VE AŞINMA Doç.Dr.Salim ŞAHİN YORULMA VE AŞINMA YORULMA Yorulma; bir malzemenin değişken yükler altında, statik dayanımının altındaki zorlamalarda ilerlemeli hasara uğramasıdır. Malzeme dereceli olarak arttırılan

Detaylı

DOĞAL KURŞUN METALİK KURŞUN PLAKALAR

DOĞAL KURŞUN METALİK KURŞUN PLAKALAR KURŞUN ve ALAŞIMLARI DOĞAL KURŞUN METALİK KURŞUN PLAKALAR 1 KURŞUN ve ALAŞIMLARI Romalılar kurşun boruları banyolarda kullanmıştır. 2 KURŞUN ve ALAŞIMLARI Kurşuna oda sıcaklığında bile çok düşük bir gerilim

Detaylı

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır.

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. YORULMA 1 Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. Bulunan bu gerilme değerine malzemenin statik dayanımı adı verilir. 2 Ancak aynı

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 3 Laminanın Mikromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 3 Laminanın Mikromekanik

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

A.II- SÜRTÜNME. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını, 1993 1

A.II- SÜRTÜNME. AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını, 1993 1 AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını, 1993 1 A.II- SÜRTÜNME A.II.1 BAŞLICA KAVRAM VE TANIMLAMALAR Sürtünme, bir katı cismin, dokunduğu bir başkasının yüzeyine göre teğetsel

Detaylı

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5.

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5. MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARı) Bölüm 5. Mekanik Özellikler ve Davranışlar Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR ÇEKME TESTİ: Gerilim-Gerinim/Deformasyon Diyagramı Çekme deneyi malzemelerin mukavemeti hakkında esas dizayn

Detaylı

27.10.2011. Plastik Şekil Verme MAK351 İMAL USULLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI

27.10.2011. Plastik Şekil Verme MAK351 İMAL USULLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI Plastik Şekil Verme MAK351 İMAL USULLERİ Doç.Dr. Turgut GÜLMEZ İTÜ Makina Fakültesi Metal parçaların şeklinin değiştirilmesi için plastik deformasyonun kullanıldığı büyük imalat yöntemleri grubu Genellikle

Detaylı

AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını, 1993 1

AŞINMA SORUNLARI ve DOLGU KAYNAKLARI, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını, 1993 1 A.II.1.5 Bulaşmamış metotların havada sürtünme özellikleri Temiz metal yüzeylerinin sürtünmesini betimlemeden önce böyle bir yüzeyin nasıl elden edildiğini görelim. Yaygın olarak inanıldığı gibi bir gresyağ

Detaylı

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ 3 Malzemelerin esnekliği Gerilme Bir cisme uygulanan kuvvetin, kesit alanına bölümüdür. Kuvvetin yüzeye dik olması halindeki gerilme "normal gerilme" adını alır ve şeklinde

Detaylı

ALÜMİNYUM ALAŞIMLARININ KATI HAL KAYNAĞI

ALÜMİNYUM ALAŞIMLARININ KATI HAL KAYNAĞI ALÜMİNYUM ALAŞIMLARININ KATI HAL KAYNAĞI Katı hal kaynağı, kaynaşmanın esas itibariyle ana metalların ergime noktasının altında sıcaklıklarda, herhangi bir sertlehimleme ilâve metali bulunmadan vaki olduğu

Detaylı

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ MUKAVEMET DERSİ (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ Ders Planı HAFTA KONU 1 Giriş, Mukavemetin tanımı ve genel ilkeleri 2 Mukavemetin temel kavramları 3-4 Normal kuvvet 5-6 Gerilme analizi 7 Şekil

Detaylı

MALZEME ANA BİLİM DALI Malzeme Laboratuvarı Deney Föyü. Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi. Deneyin Tarihi:

MALZEME ANA BİLİM DALI Malzeme Laboratuvarı Deney Föyü. Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi. Deneyin Tarihi: Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi Deneyin Tarihi:13.03.2014 Deneyin Amacı: Malzemelerin sertliğinin ölçülmesi ve mukavemetleri hakkında bilgi edinilmesi. Teorik Bilgi Sertlik, malzemelerin plastik

Detaylı

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ÇEKME DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Mühendislik malzemeleri rijit olmadığından kuvvet altında deforme olup, şekil ve boyut değişiklikleri gösterirler. Malzeme özelliklerini anlamak üzere mekanik testler yapılır.

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. Bölüm GİRİŞ 2. Bölüm TASARIMDA MALZEME

İÇİNDEKİLER 1. Bölüm GİRİŞ 2. Bölüm TASARIMDA MALZEME İÇİNDEKİLER 1. Bölüm GİRİŞ 1.1. Tasarım... 1 1.2. Makine Tasarımı... 2 1.3. Tasarım Fazları... 2 1.4. Tasarım Faktörleri... 3 1.5. Birimler... 3 1.6. Toleranslar ve Geçmeler... 3 Problemler... 20 2. Bölüm

Detaylı

SinterlenmişKarbürler. Co bağlayıcı ~ Mpa Sertlikliğini 1100 ⁰C ye kadar muhafaza eder Kesme hızları hız çeliklerine nazaran 5 kat fazladır.

SinterlenmişKarbürler. Co bağlayıcı ~ Mpa Sertlikliğini 1100 ⁰C ye kadar muhafaza eder Kesme hızları hız çeliklerine nazaran 5 kat fazladır. SinterlenmişKarbürler Co bağlayıcı ~ Mpa Sertlikliğini 1100 ⁰C ye kadar muhafaza eder Kesme hızları hız çeliklerine nazaran 5 kat fazladır. Seramikler 3 Katogoride Toplanır: 1) Alumina (Al2O3) 2) Alumina

Detaylı

Elastisite Teorisi Hooke Yasası Normal Gerilme-Şekil değiştirme

Elastisite Teorisi Hooke Yasası Normal Gerilme-Şekil değiştirme Elastisite Teorisi Hooke Yasası Normal Gerilme-Şekil değiştirme Gerilme ve Şekil değiştirme bileşenlerinin lineer ilişkileri Hooke Yasası olarak bilinir. Elastisite Modülü (Young Modülü) Tek boyutlu Hooke

Detaylı

TAŞINIMIN FİZİKSEL MEKANİZMASI

TAŞINIMIN FİZİKSEL MEKANİZMASI BÖLÜM 6 TAŞINIMIN FİZİKSEL MEKANİZMASI 2 or Taşınımla ısı transfer hızı sıcaklık farkıyla orantılı olduğu gözlenmiştir ve bu Newton un soğuma yasasıyla ifade edilir. Taşınımla ısı transferi dinamik viskosite

Detaylı

KAYMALI YATAKLAR II: Radyal Kaymalı Yataklar

KAYMALI YATAKLAR II: Radyal Kaymalı Yataklar KAYMALI YATAKLAR II: Radyal Prof. Dr. İrfan KAYMAZ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Giriş Bu bölüm sonunda öğreneceğiniz konular: Radyal yataklama türleri Sommerfield Sayısı Sonsuz Genişlikte

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır.

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır. PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Metallerin katı halde kalıp olarak adlandırılan takımlar yardımıyla akma dayanımlarını aşan gerilmelere maruz bırakılarak plastik deformasyonla şeklinin kalıcı olarak değiştirilmesidir

Detaylı

STATIK MUKAVEMET. Doç. Dr. NURHAYAT DEĞİRMENCİ

STATIK MUKAVEMET. Doç. Dr. NURHAYAT DEĞİRMENCİ STATIK MUKAVEMET Doç. Dr. NURHAYAT DEĞİRMENCİ STATİK DENGE KOŞULLARI Yapı elemanlarının tasarımında bu elemanlarda oluşan iç kuvvetlerin dağılımının bilinmesi gerekir. Dış ve iç kuvvetlerin belirlenmesinde

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ISI TRANSFERİ LABORATUARI

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ISI TRANSFERİ LABORATUARI ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ISI TRANSFERİ LABORATUARI DENEY FÖYÜ DENEY ADI ZORLANMIŞ TAŞINIM DERSİN ÖĞRETİM ÜYESİ DENEYİ YAPTIRAN ÖĞRETİM ELEMANI DENEY

Detaylı

Konu: Yüksek Hassasiyetli Yağ Keçelerinin Takviye Bilezik Kalıplarının Üretiminde Kullanılan Takım Çelikleri ve Üretim Prosesleri

Konu: Yüksek Hassasiyetli Yağ Keçelerinin Takviye Bilezik Kalıplarının Üretiminde Kullanılan Takım Çelikleri ve Üretim Prosesleri Nurettin ÇALLI Fen Bilimleri Ens. Öğrenci No: 503812162 MAD 614 Madencilikte Özel Konular I Dersi Veren: Prof. Dr. Orhan KURAL İTÜ Maden Fakültesi Konu: Yüksek Hassasiyetli Yağ Keçelerinin Takviye Bilezik

Detaylı

BARTIN ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ METALURJĠ VE MALZEME MÜHENDĠSLĠĞĠ

BARTIN ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ METALURJĠ VE MALZEME MÜHENDĠSLĠĞĠ BARTIN ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ METALURJĠ VE MALZEME MÜHENDĠSLĠĞĠ MALZEME LABORATUARI I DERSĠ BURULMA DENEY FÖYÜ BURULMA DENEYĠ Metalik malzemelerin burma deneyi, iki ucundan sıkıştırılırmış

Detaylı

MALZEME BİLİMİ. Difüzyon

MALZEME BİLİMİ. Difüzyon MALZEME BİLİMİ Difüzyon Difüzyon D E R S N O T U Difüzyon; ısıl etkenlerle teşvik edilen atomsal mertebedeki parçacıkların (atom, iyon, küçük moleküller) kafes parametresinden daha büyük (ve tam katları

Detaylı

1.GİRİŞ. 1.1. Metal Şekillendirme İşlemlerindeki Değişkenler, Sınıflandırmalar ve Tanımlamalar

1.GİRİŞ. 1.1. Metal Şekillendirme İşlemlerindeki Değişkenler, Sınıflandırmalar ve Tanımlamalar 1.GİRİŞ Genel olarak metal şekillendirme işlemlerini imalat işlemlerinin bir parçası olarak değerlendirmek mümkündür. İmalat işlemleri genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilir: 1) Temel şekillendirme,

Detaylı

BURULMA DENEYİ 2. TANIMLAMALAR:

BURULMA DENEYİ 2. TANIMLAMALAR: BURULMA DENEYİ 1. DENEYİN AMACI: Burulma deneyi, malzemelerin kayma modülü (G) ve kayma akma gerilmesi ( A ) gibi özelliklerinin belirlenmesi amacıyla uygulanır. 2. TANIMLAMALAR: Kayma modülü: Kayma gerilmesi-kayma

Detaylı

Burma deneyinin çekme deneyi kadar geniş bir kullanım alanı yoktur ve çekme deneyi kadar standartlaştırılmamış bir deneydir. Uygulamada malzemelerin

Burma deneyinin çekme deneyi kadar geniş bir kullanım alanı yoktur ve çekme deneyi kadar standartlaştırılmamış bir deneydir. Uygulamada malzemelerin BURMA DENEYİ Burma deneyinin çekme deneyi kadar geniş bir kullanım alanı yoktur ve çekme deneyi kadar standartlaştırılmamış bir deneydir. Uygulamada malzemelerin genel mekanik özelliklerinin saptanmasında

Detaylı

KAYMA GERİLMESİ (ENİNE KESME)

KAYMA GERİLMESİ (ENİNE KESME) KAYMA GERİLMESİ (ENİNE KESME) Demir yolu traversleri çok büyük kesme yüklerini taşıyan kiriş olarak davranır. Bu durumda, eğer traversler ahşap malzemedense kesme kuvvetinin en büyük olduğu uçlarından

Detaylı

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri K O C A E L İ ÜNİVERSİTESİ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri 3 Şekillendirmenin Metalurjik Esasları Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2012-2013 Güz Yarıyılı 3. Şekillendirmenin

Detaylı

KAYMALI YATAKLAR I: Eksenel Yataklar

KAYMALI YATAKLAR I: Eksenel Yataklar KAYMALI YATAKLAR I: Eksenel Yataklar Prof. Dr. İrfan KAYMAZ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Giriş Bu bölüm sonunda öğreneceğiniz konular: Eksenel yataklama türleri Yatak malzemeleri Hidrodinamik

Detaylı

MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI

MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI YORULMA P r o f. D r. İ r f a n K A Y M A Z P r o f. D r. A k g ü n A L S A R A N A r ş. G ör. İ l y a s H A C I S A L İ HOĞ LU Aloha Havayolları Uçuş 243: Hilo dan Honolulu

Detaylı

ALÜMİNYUM ALAŞIMLARININ KAYNAĞI İÇİN İLÂVE METALLAR

ALÜMİNYUM ALAŞIMLARININ KAYNAĞI İÇİN İLÂVE METALLAR ALÜMİNYUM ALAŞIMLARININ KAYNAĞI İÇİN İLÂVE METALLAR Kaynak banyosunda hasıl olan metal, uygulamanın gerektirdiği mukavemet, süneklik, çatlamaya dayanıklılık ve korozyona mukavemeti haiz olmasının gerektiği

Detaylı

Prof. Dr. HÜSEYİN UZUN KAYNAK KABİLİYETİ

Prof. Dr. HÜSEYİN UZUN KAYNAK KABİLİYETİ KAYNAK KABİLİYETİ Günümüz kaynak teknolojisinin kaydettiği inanılmaz gelişmeler sayesinde pek çok malzemenin birleştirilmesi artık mümkün hale gelmiştir. *Demir esaslı metalik malzemeler *Demirdışı metalik

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 2 Laminanın Makromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 2 Laminanın Makromekanik

Detaylı

Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması.

Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması. 1 Deneyin Adı Çekme Deneyi Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması. Teorik Bilgi Malzemelerin statik (darbesiz) yük altındaki mukavemet özelliklerini

Detaylı

NİKEL ESASLI REZİSTANS ELEMENTLERİ

NİKEL ESASLI REZİSTANS ELEMENTLERİ NİKEL ESASLI REZİSTANS ELEMENTLERİ Isıtıcı âletler (ocaklar, fırınlar, sobalar...) imalinde kullanılan rezistans tellerinin elektriksel nitelikleri ve ömürleri üzerinde yapılmış çalışma ve deney sonuçlarını

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 8 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 8 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 8 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net BÖLÜM IV METALLERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ GERİLME VE BİRİM ŞEKİL DEĞİŞİMİ ANELASTİKLİK MALZEMELERİN ELASTİK ÖZELLİKLERİ ÇEKME ÖZELLİKLERİ

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA KRİSTAL KAFES NOKTALARI KRİSTAL KAFES DOĞRULTULARI KRİSTAL KAFES DÜZLEMLERİ DOĞRUSAL VE DÜZLEMSEL YOĞUNLUK KRİSTAL VE

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 Malzeme Seçiminin Temelleri... 1 1.1 Giriş... 2 1.2 Malzeme seçiminin önemi... 2 1.3 Malzemelerin sınıflandırılması... 3 1.4 Malzeme seçimi adımları... 5 1.5 Malzeme seçiminde dikkate

Detaylı

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir.

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir. Gerilme ve şekil değiştirme kavramları: Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir. Bir mühendislik sistemine çok farklı karakterlerde dış

Detaylı

Q - ELEKTRON TÜBÜ VE VAKUM DONANIMININ SERTLEHİMLENMESİ

Q - ELEKTRON TÜBÜ VE VAKUM DONANIMININ SERTLEHİMLENMESİ Q - ELEKTRON TÜBÜ VE VAKUM DONANIMININ SERTLEHİMLENMESİ Vakum tüpleri ve sair yüksek vakum tertiplerinin sertlehimlenmesi için yüksek derecede hassas süreçlerin, ocak donanımının, yüksek safiyette ve alçak

Detaylı

Isı Kütle Transferi. Zorlanmış Dış Taşınım

Isı Kütle Transferi. Zorlanmış Dış Taşınım Isı Kütle Transferi Zorlanmış Dış Taşınım 1 İç ve dış akışı ayır etmek, AMAÇLAR Sürtünme direncini, basınç direncini, ortalama direnc değerlendirmesini ve dış akışta taşınım katsayısını, hesaplayabilmek

Detaylı

BAZI KAYNAK PARAMETRELERİNİN SIÇRAMA KAYIPLARINA ETKİSİ

BAZI KAYNAK PARAMETRELERİNİN SIÇRAMA KAYIPLARINA ETKİSİ BAZI KAYNAK PARAMETRELERİNİN SIÇRAMA KAYIPLARINA ETKİSİ ÖZET CO 2 kaynağında tel çapının, gaz debisinin ve serbest tel boyunun sıçrama kayıpları üzerindeki etkisi incelenmiştir. MIG kaynağının 1948 de

Detaylı

SÜRTÜNME ETKİLİ (KAYMA KONTROLLÜ) BİRLEŞİMLER:

SÜRTÜNME ETKİLİ (KAYMA KONTROLLÜ) BİRLEŞİMLER: SÜRTÜME ETKİLİ (KYM KOTROLLÜ) BİRLEŞİMLER: Birleşen parçaların temas yüzeyleri arasında kaymayı önlemek amacıyla bulonlara sıkma işlemi (öngerme) uygulanarak sürtünme kuvveti ile de yük aktarımı sağlanır.

Detaylı

HİDROLİK. Yrd. Doç. Dr. Fatih TOSUNOĞLU

HİDROLİK. Yrd. Doç. Dr. Fatih TOSUNOĞLU HİDROLİK Yrd. Doç. Dr. Fatih TOSUNOĞLU Ders Hakkında Genel Bilgiler Görüşme Saatleri:---------- Tavsiye edilen kitaplar: 1-Hidrolik (Prof. Dr. B. Mutlu SÜMER, Prof. Dr. İstemi ÜNSAL. ) 2-Akışkanlar Mekaniği

Detaylı

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER Malzemelerin mekanik özelliği başlıca kimyasal bileşime ve içyapıya bağlıdır. Malzemelerin içyapısı da uygulanan mekanik ve ısıl işlemlere bağlı olduğundan malzemelerin

Detaylı

ÇEV-220 Hidrolik. Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Demet KALAT

ÇEV-220 Hidrolik. Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Demet KALAT ÇEV-220 Hidrolik Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Demet KALAT Borularda Türbülanslı Akış Mühendislik uygulamalarında akışların çoğu türbülanslıdır ve bu yüzden türbülansın

Detaylı

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, yapı malzemelerinin önemi 2 Yapı malzemelerinin genel özellikleri,

Detaylı

Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri

Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri Grup 1 Pazartesi 9.00-12.50 Dersin Öğretim Üyesi: Y.Doç.Dr. Ergün Keleşoğlu Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Davutpaşa Kampüsü Kimya Metalurji Fakültesi

Detaylı

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ BURSA - 2016 1. GİRİŞ Eğilme deneyi malzemenin mukavemeti hakkında tasarım

Detaylı

GERİLME ANALİZİ VE MOHR ÇEMBERİ MUKAVEMET

GERİLME ANALİZİ VE MOHR ÇEMBERİ MUKAVEMET GERİLME ANALİZİ VE MOHR ÇEMBERİ MUKAVEMET Yrd. Doç. Dr. Emine AYDIN Yrd. Doç. Dr. Elif BORU 1 GENEL YÜKLEME DURUMUNDA GERİLME ANALİZİ Daha önce incelenen gerilme örnekleri eksenel yüklü yapı elemanları

Detaylı

BÖLÜM 5 MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ

BÖLÜM 5 MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ BÖLÜM 5 MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ 1 Malzemelerin belirli bir yük altında davranışlarına malzemenin mekanik özellikleri belirlenebilir. Genelde malzeme üzerine dinamik ve statik olmak üzere iki tür

Detaylı

2.2 DÖKME DEMİRLER. MALZEME BİLGİSİNE GİRİŞ, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

2.2 DÖKME DEMİRLER. MALZEME BİLGİSİNE GİRİŞ, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını, 2.2 DÖKME DEMİRLER Başlarda gördüğümüz gibi, yüksek fırından alman dökme demir (pik demiri) genellikle çeliğe dönüştürülür. Ama bunun bir bölümü, kupol ocaklarında ergitilerek, çelik endüstrisinin hemen

Detaylı

ELASTİSİTE TEORİSİ I. Yrd. Doç Dr. Eray Arslan

ELASTİSİTE TEORİSİ I. Yrd. Doç Dr. Eray Arslan ELASTİSİTE TEORİSİ I Yrd. Doç Dr. Eray Arslan Mühendislik Tasarımı Genel Senaryo Analitik çözüm Fiziksel Problem Matematiksel model Diferansiyel Denklem Problem ile ilgili sorular:... Deformasyon ne kadar

Detaylı

29- Eylül KOÜ. Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ( 1. ve 2. Öğretim 2. Sınıf / B Şubesi) Mukavemet Dersi - 1.

29- Eylül KOÜ. Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ( 1. ve 2. Öğretim 2. Sınıf / B Şubesi) Mukavemet Dersi - 1. SORU-1) Şekildeki dikdörtgen kesitli kolonun genişliği b=200 mm. ve kalınlığı t=100 mm. dir. Kolon, kolon kesitinin geometrik merkezinden geçen ve tarafsız ekseni üzerinden etki eden P=400 kn değerindeki

Detaylı

Ön Söz vii Kitabın Türkçe Çevirisine Ön Söz Çevirenin Ön Sözü 1 Sinterleme Bilimine Giriş 2 Sinterleme Ölçüm Teknikleri xiii

Ön Söz vii Kitabın Türkçe Çevirisine Ön Söz Çevirenin Ön Sözü 1 Sinterleme Bilimine Giriş 2 Sinterleme Ölçüm Teknikleri xiii Ön Söz vii Kitabın Türkçe Çevirisine Ön Söz ix Çevirenin Ön Sözü xi 1 Sinterleme Bilimine Giriş 1 Genel bakış / 1 Sinterleme tarihçesi / 3 Sinterleme işlemleri / 4 Tanımlar ve isimlendirme / 8 Sinterleme

Detaylı

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ANALİZ (ANSYS)

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ANALİZ (ANSYS) BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ANALİZ (ANSYS) MALZEME ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Bir tasarım yaparken öncelikle uygun bir malzemenin seçilmesi ve bu malzemenin tasarım yüklerini karşılayacak sağlamlıkta

Detaylı

A.I.2 MAKİNE PARÇALARININ YÜZEY KALİTESİ

A.I.2 MAKİNE PARÇALARININ YÜZEY KALİTESİ A.I.2 MAKİNE PARÇALARININ YÜZEY KALİTESİ Bir makine parçasının yüzey tabakalarının nitelikleri, parçanın yapıldığı malzemenin hacimsel niteliklerinden haylice farklıdır. Dış tabakanın atomlarının meydana

Detaylı

METALİK MALZEMELERİN ÇEKME DENEYİ

METALİK MALZEMELERİN ÇEKME DENEYİ METALİK MALZEMELERİN ÇEKME DENEYİ Çekme deneyi, malzemelerin statik yük altında elastik ve plastik davranışını belirlemek amacıyla uygulanır. Çekme deneyi, asıl malzemeyi temsil etmesi için hazırlanan

Detaylı

δ / = P L A E = [+35 kn](0.75 m)(10 ) = mm Sonuç pozitif olduğundan çubuk uzayacak ve A noktası yukarı doğru yer değiştirecektir.

δ / = P L A E = [+35 kn](0.75 m)(10 ) = mm Sonuç pozitif olduğundan çubuk uzayacak ve A noktası yukarı doğru yer değiştirecektir. A-36 malzemeden çelik çubuk, şekil a gösterildiği iki kademeli olarak üretilmiştir. AB ve BC kesitleri sırasıyla A = 600 mm ve A = 1200 mm dir. A serbest ucunun ve B nin C ye göre yer değiştirmesini belirleyiniz.

Detaylı

KAYMALI YATAKLAR-II RADYAL YATAKLAR

KAYMALI YATAKLAR-II RADYAL YATAKLAR Makine Elemanları 2 KAYMALI YATAKLAR-II RADYAL YATAKLAR Doç.Dr. Ali Rıza Yıldız 1 Bu Bölümden Elde Edilecek Kazanımlar Radyal yataklama türleri Sommerfield Sayısı Sonsuz Genişlikte Radyal Yatak Hesabı

Detaylı