Olaylar sakil insanlar akil umutsa vekil

Transkript

1 Bu iş böyle gitmez İNTİHAR ALÇAKLIĞI Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde, Iğdır karayolundaki Karabulak Jandarma Karakoluna yaklaşık 2 ton patlayıcı yüklü traktörle intihar saldırısı düzenlendi. Karakolda büyük çapta hasarın meydana geldiği saldırıda, ilk belirlemelere göre 2 asker şehit oldu, 24 asker yaralandı. Yaralı askerler, çevre il ve ilçelerden gelen ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. EFSANE RÖPORTAJLAR Sabri Tandoğan ile Fotoğraf: Kenan Ergen 3 Ağustos 2015 Pazartesi Fiyatı 25 Kr Türkiye; kan, toz, duman içinde Olaylar sakil insanlar akil umutsa vekil Çözüm sürecinin Türkiye öylesine bir terör kıskacına alındı ki, akil insanların yeniden önemli bir parçası olarak bir döneme boy gösterdiği bir ortamda olayların sakilliği pis pis sırıtıyor damga vuran akil karşımızda! Yürek yakan şehit cenazeleri, sinir bozan pusular, tuzaklar, kundaklamalar Hal böyle olunca, terör, siyasetin dilini de etk- insanlar heyeti nin bazı üyeleri sinema sanatçısı iliyor. Kimin ne dediği net biçimde anlaşılmıyor. Birbirini Kadir İnanır ın girişimiyle geçen hafta sonu bir flu görenlerin, cümleleri de muğlak. Peşinen söylemek toplantı yaptı. gerekir ki, her ne olursa olsun bu büyük sorunun Grup adına açıklama çözümü milletin vekillerinin dilinde, elinde Özetlemek gazeteci Ali Bayramoğlu ndan geldi. gerekirse Dursun ERKILIÇ ın yazısını 12. SAYFADA Bu haftaki röportaj konuğumuz Emekli Danıştay Hakimi Sabri Tandoğan. Bir gönül insanı olarak bilinen Tandoğan, bu şöhretine uygun Gönül Sohbetleri ile tanınıyor. Tasavvufu, Türk ve dünya edebiyatını iyi bilen; Sentez İnancı na ulaşmayı başarmış; gazete ve dergilerde yazıları yayımlanan; pek çok televizyon kanalında büyük bir ilgiyle izlenen Gönül Sohbetleri yle gönüller yapan, Sabri Tandoğan; bunalım içindeki günümüz insanına huzur kapısını gösteren nadir insanlardan Efsane Güzeldereli nin röportajı ÇARŞAMBA günü YediGün de Rus ayısı, Amerikan CHP, terör ve çözüme EL KOYDU CHP Genel Sekteri Gürsel Tekin, Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok'tan oluşan heyet, sivil toplum örgütleriyle görüşmek ve incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır'daydı. Gürsel Tekin, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin Türkiye'de nerede sorun varsa bu sorunlara kayıtsız kalmadığını söyledi. HABERİ 12. SAYFADA eşeği ve Türk döşeği Rusya; kendisine yakıştırılan kabalığı her dönemde askeri-ekonomik siyasetinin ve diplomasisinin bir parçası haline getirdiği için şanına yakışır biçimde Rus ayısı olarak anılır. Parçalar, yutar ABD; kısacık tarihine rağmen elde etmek istediği her şeyi, vahşiliğine eklediği çalışma ve inat ile gasp ettiği için (Demokratik Partiye amblem olan eşekler kusura bakmasın) eşekliği hak etmiştir. Parçalar, alır Türkiye; Ötüken den buyana hep yürüyen insanların yurdu, cepheden cepheye koşan bir imparatorluk bakiyesi olduğu için, yorganını sıkı sarmış ve sırtından indirmemiş askerlerin, gurbetçilerin yurdu. Durur, vurur Baltık balçığı bu üçlüyü bir araya daha doğrusu karşı karşıya getirdi. İşin içine Alman, Fransız, İngiliz tilkileri de girince bölge karıştı Dursun ERKILIÇ ın yazı dizisi 13. SAYFADA Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada Açıklama üstüne açıklama IKBY, PKK yı dağdan kovdu! HABERİ 12. SAYFADA www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz Başbakan Ahmet Davutoğlu: Terör cezasız kalmayacak HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi 5. İSTİKŞAFİ görüşme günü Hükümet kurma süreci kapsamında, AK Parti ile CHP heyetleri arasında gerçekleştirilen görüşmelerin dördüncüsü hafta sonu yapıldı. Beşinci görüşme bugün yapılacak ve sonra top genel başkanlarda olacak. HABERİ 12. SAYFADA

2 2 SİNEMA TV / MAGAZİN 3 Ağustos 2015 Pazartesi Dünyaca ünlü tamtam sanatçısı ritmlerle "yeniden doğdu" Jamaikalı reggae sanatçısı Sean Paul Antalya'da DAKAR- Afrika yerlilerinin geleneksel vurmalı çalgılarından "tamtamı", özgün yorumuyla dünyaya tanıtan ünlü davul sanatçısı Senegalli Doudou Ndiaye Coumba Rose, doğum gününde sanatseverlerle buluştu. Senegal'in başkenti Dakar'da Grand Theatre'da, düzenlenen "Davul ve Dans Festivali" kapsamında sahne alan Rose, 85. yaşını sahne şovuyla kutladı. Gecede Rose'a, kendi orkestrasının yanı sıra rap sanatçıları Alien Zik, Skillaz ve Science Concept de eşlik etti. Amerikalı müzisyenler Kevin Romain ve Colin Hacklanderinin de tamtam (Afrika'ya özgü bir tür ayaklı davul) ustası Rose ile sahne aldığı konserde orkestrayı, Amerikalı şef Nathan Fuhr yönetti. Gecede ayrıca, farklı ülkelerden dansçılar, yine Afrika'ya özgü, tamtam eşliğinde yapılan "sabar" adı verilen yerel dansı, Rose'un ve orkestranın doğaçlama ritmlerine eşlik ederek sergiledi. Çoğu turist ve diplomatik personel seyircilerin ilgiyle izlediği performans, müzikseverlerden büyük beğeni topladı. Asıl adı "Mamadou Ndiaye" olan Rose, 1928'de Dakar'da doğdu. Ülkenin büyük bir bölümünün de ait olduğu Volof ırkından sanatçı, 7 yaşında tamtamla tanıştı. Hayatının geri kalanını, Afrika'da diğer bir adıyla ''sabar'' olarak da bilinen enstrümana adayan Rose, 1959'da Dakar'a gelen usta davulcu Josephine Baker'in dikkatini çekti. Baker'in kendisine, geleceğin en büyük davulcularından birisi olacağını söylemesi üzerine Rose, çalışmalarına daha da ağırlık verdi. ANTALYA - Konser vermek üzere Antalya'ya gelen Jamaikalı reggae sanatçısı Sean Paul, EXPO 2016 Antalya sergi alanına ağaç dikti. EXPO 2016 Antalya Ajansından yapılan açıklamaya göre, bugüne kadar birçok sanatçının ziyaret ettiği sergi alanı bu kez Jamaikalı DJ ve reggae sanatçısı Sean Paul'u ağırladı. Sergi alanının seyir terasına diktiği sokak benjaminini sulayan Paul, ardından isminin yer aldığı tabelayı ağacın gövdesine bağladı. Ağaçların çevre için çok önemli olduğunu ifade eden Paul, "Ağaçları seviyorum çünkü onlar çok bağımsız. Dikiyorsunuz, suluyorsunuz ve kökleri toprağa yayılıyor. Ağaçlar dünyamız için de çok önemli. Ağaçlar temiz hava ve oksijen kaynağı. Antalya'ya ilk gelişim ama burada bir ağacım var. Diktiğim bu ağacın kökleri sayesinde Antalya ile bir bağım oldu" dedi. Vizyona yeni girecek filmler "Mission Impossible-Rogue Nation" Christopher McQuarrie'nin yönettiği ve Tom Cruise, Jeremy Renner, Simon Pegg ile Rebecca Ferguson'un oynadığı "Mission Impossible-Rogue Nation/Görevimiz Tehlike 5" aksiyon ve macera tutkunlarını sinema salonlarına çekmeyi amaçlıyor. Tom Cruise'un bir aksiyon ikonu haline gelen Ethan Hunt karakterine geri döndüğü "Görevimiz Tehlike" serisinin 5. filminin konusu özetle şöyle: "Ethan Hunt ve ekibi bu zamana kadar karşılaştıkları en büyük düşmana karşı mücadeleye girmeye hazırlanıyor. IMF'i ortadan kaldırmayı hedefleyen uluslararası bir dolandırıcılık örgütü olan Sendika'nın tehlikeli faaliyetlerinden kurtulmayı hedefleyen ve bu yasadışı örgütün kökünü kazımak için yola çıkan ekip, kısa bir süre sonra bu son derece tehlikeli organizasyonun hedefi haline geliyor. Bu kovalamaca hem Hunt hem de maharetli ekibini en zor görevlerinden biriyle karşı karşıya getiriyor." "Victoria" Prömiyerini yaptığı Berlin Film Festivali'nde "Gümüş Ayı" dahil toplam 3 ödül alan ve Alman Film Ödülleri'nde kazandığı 6 ödülle büyük ses getiren "Victoria", Türk izleyicisi ile buluşacak. Sebastian Schipper'in yönettiği filmde Laia Costa, Frederick Lau, Franz Rogowski ile Türk oyuncu Burak Yiğit oynuyor. Yönetmeni Schipper'in "Bu bir banka soygunu filmi değil. Bu bir banka soygunu" diye tanımladığı film, izleyicisine genç bir turist olan Victoria ile beraber Berlin sokaklarında bir maceraya yaşatmayı amaçlıyor. "Yeni Kız Arkadaşım" Romain Duris, Anais Demoustier, Raphael Personnaz ile Isild Le Besco'nun oynadığı "Yeni Kız Arkadaşım" adlı filmin yönetmenliğini François Ozon yaptı. Filmin başrol oyuncusu Anais Demoustrier'in filmdeki rolüyle "Karlovy Vary Uluslarası Film Festivali"nden "En İyi Kadın Oyuncu" ödülü aldığı yapımın konusu şöyle: "Claire, en yakın arkadaşı Lea'nın ölümünün ardından derin bir depresyona girer. Ancak hayatında kalan son arkadaşının kocasıyla sürpriz bir şekilde tanışınca hayata tutunması için yepyeni bir sebep doğacaktır." 05:13İstiklal Marşı ve Günün 05:15 Ana Ocağı 06:40 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Beni Böyle Sev 11:25 İyi Fikir 13:25 Ana Ocağı 15:00 Annem Söyler Ben Yaparım 16:10 1'de Bugün 16:25 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Yerli Dizi (Tekrar) Filinta 23:00 Bak Hele Bak 00:00 Annem Söyler Ben Yaparım 01:00 Beni Böyle Sev 02:35 Komiser Rex 06:10 Benim Annem Bir Melek 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Döndür Şansını 22:00 Sahtekarlar 22:30 Mumya Ejder İmparatorluğu 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE DİZİ-TEKRAR 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI KADIN PROGRAMI-CANLI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:50 YABANCI SİNEMA MADALYON 22:00 YABANCI SİNEMA 23:30 HAYATIN RENGİ 01:20 YABANCI SİNEMA TEKRAR 02:40 YABANCI SİNEMA TEKRAR 04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:10 BOKS GECESİ 05:40 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Yerli Dizi (Tekrar) 18:30 Star Haber 19:15 Çarkıfelek 20:30 Yerli Dizi 23:30 Yerli Dizi 00:15 Ütopya 01:30 Ver Fırına 02:30 Aramızda Kalmasın 04:30 Şeffaf Oda 05:30 Para Bende 06:30 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 08:45 Aramızda Kalmasın 11:45 Oynat Bakalım 12:45 Para Bende 14:00 Kaçak Gelinler 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın YazımALIN 11:00 Bana Her Şey Yakışır 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Küçük Ağa (Tekrar) 22:00 MUMYA 'Mumya: Ejder İmparatoru'nun Mezarı'nda O'Connell ailesi bu kez iki bin yıllık uykusundan uyanan dehşetli Ejder İmparatoru'nun mumyasıyla baş etmeye çalışıyor. Ejder İmparatoru Han'ı yenmenin tek yolu, imparatorun düşmanlarından oluşan, Çin Seddi'nin yapımı sırasında enkaz altında kalan acımasız orduyu canlandırıp savaşmaktır. Brendan Fraser'ı üçüncü kez Rick O'Connell rolünde gördüğümüz filmde, Rachel Weisz'ın yerini Mario Bello alırken olaylar 10 yıl sonrasında geçtiği için 20 yaşındaki Alex rolüne de Luke Ford getirilmiş. Yine bol bol entrika, hayaletler, kovalamacalarla bir macera sizleri bekliyor. 19:50 MADALYON Orjinal İsmi:Sterling: Secret Of The Medallion Yönetmen:Clayton Miller Oyuncular:Bradley Dorsey, Chris Ebling, Misty Lockheart Yapım Yılı:2003 Tür:Aksiyon/Macera Alex Sterling ve arkadaşları büyük büyük dedelerinden kalma bir günlükte, efsanevi bir madalyon ile ilgili bilgilere ulaşırlar. Bu madalyon, Kral Süleyman a aittir ve şimdiye kadar kimse tarafından bulunamamıştır. Ancak işin çekici yanı da budur, kafadarlar madalyona ulaşmak için tüm zorlukları göze alacaklardır. Fenomen yarışma Çarkıfelek yepyeni içeriği, ünlü konukları, büyük ödülleri ve Mehmet Ali Erbil in eğlenceli sunumuyla 15 Haziran Pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün, Star ekranlarında olacak. 40 yıldır yayınlanan ve her yaştan izleyiciyi ekran başına çeken, dünyanın en fazla ödül dağıtan yarışma programı Çarkıfelek te yarışmacılar muhteşem bir araba ve değerli ödüller kazanacak. Yapımcılığını RTV Film in üstlendiği, Çarkıfelek, hafta içi her akşam herkesi ekran başına toplayacak ve keyifli dakikalar yaşatacak. 19:15 ÇARKIFELEK

3 bölge haberleri 3 Ağustos 2015 Pazartesi 3 Sağlıkta şiddet toplu sözleşme masasına taşınacak Pastırma ve sucuk satışlarına gurbetçi bereketi KAYSERİ - Türkiye'nin pastırma ve sucuk üretim merkezi Kayseri'de, gurbetçilerin gelmesiyle satışlarda da hareketlilik yaşanıyor. Kayseri Ticaret Borsası Başkanı Şaban Ünlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pastırma ve sucuk esnafının yaz döneminde gurbetçiler geldikten sonra satış yapmaya başladığını, onlardan önceki dönemin "ölü" sezon olarak geçtiğini söyledi. Yaz sıcağında Türkiye genelinde yerli halkın pastırma ve sucuk tüketmediğini, havaların biraz daha serinlemeye başladığı dönemlerde ülke genelindeki satışlarda artış yaşandığını dile getiren Ünlü, "Esnaf, yaz dönemindeki durgunluğu gurbetçilerle atıyor. Şu anda satışlarımızda haziran ayı ve öncesine göre yüzde 20 civarında artış var. Bu artış, eylülün 15'ine kadar devam eder" dedi. Ünlü, gurbetçi vatandaşların hem Türkiye'ye geldiklerinde, hem de yaşadıkları ülkelere dönerken pastırma ve sucuk aldıklarını belirterek, "Bu da eylülün ilk yarısına kadar satışların hareketli geçmesini sağlıyor. Gurbetçiler özellikle yaşadıkları ülkelere dönerken hem kendileri için hem de oradaki tanıdıklarına ikram etmek için fazlaca pastırma sucuk alıyor. Bu da yine satışları yüzde artırıyor. Gurbetçiler hem geldiklerinde hem de giderken pastırma sucuk esnafının yüzünü güldürüyor. Esnaf gurbetçiler sayesinde rahat bir yaz dönemi geçiriyor" diye konuştu. Gurbetçilerin sadece pastırma sucuk esnafına değil, tüm sektöre katkı sağladığına dikkati çeken Ünlü, "Mesela gelinlikçiden gelinlik alıyor. Gelinlikçi esnafının da eline para geçince kendisi tüketmek için veya hediyelik olarak pastırma sucuk alıyor. Doğrudan katkının yanı sıra dolaylı olarak da satışlara katkı sağlamış oluyorlar" ifadelerini kullandı. Ete gelen zamlara rağmen pastırma ve sucuğa zam yapmama konusunda direndiklerini belirten Ünlü, üreticinin zararına mal sattığını ancak satışların tamamen durmaması için zam yapılmadığını söyledi. Ünlü, sıra pastırmanın kilogramının toptan 55, perakende satış fiyatının 70, en iyi pastırma olarak bilinen sırt pastırmanın ise toptan satışının 65, perakende satışının 85 lira olduğunu kaydetti. Ünlü, yüzde 100 dana sucuğunun toptan satışının 32-35, perakende satışının lira arasında değiştiğini ifade etti. Fiyatların yaklaşık 6 aydır değişmediğini, bu süre içerisinde ete ise yüzde 20 oranında zam geldiğini aktaran Ünlü, "Yaz sezonu boyunca pastırma ve sucuğa zam yapmayacağız. Üretici ve tüketici ete gelen zamlar karşısındaki zararını çok satış yaparak karşılamaya çalışıyor" dedi. Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, terör olaylarında bile sağlık çalışanlarının mağdur edilmeye başlandığını, sorunu toplu sözleşme masasına taşıyacaklarını belirterek, "Şiddet uygulayanın sağlık giderlerinin 6 ay süreyle SGK yerine kendisi tarafından karşılanması önerisi getirilecek" dedi. ANKARA - Memiş, düzenlediği basın toplantısında, Sağlık-Sen'in toplu sözleşme görüşmelerinde masaya getireceği taleplerle ilgili açıklamalarda bulundu. Sağlık tesisleri ve çalışanlarına yönelik terörist saldırıları kınayan Memiş, teröristlerin sağlık çalışanlarını bile hedef aldığını, ambulansın kaçırılarak görevlilerin alıkonulduğunu, ambulansların ve hastanelerin uzun namlulu silahlarla tarandığını anımsattı. Memiş, "Terörün sağlık çalışanları ve kurumlarını vahşice hedef aldığı günler yaşıyoruz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen sağlık hizmetlerini aksatmadan hiçbir tehdide boyun eğmeden hem devletimizin hem de mesleğimizin onuruna sahip çıkarak görevimizi yerine getiriyoruz, getirmeye de devam ediyoruz" dedi. Sağlık çalışanlarına verilen sözün üzerinden iki yıl geçmesine rağmen yıpranma hakkı getirilmemesini eleştiren Memiş, toplu sözleşme masasına sağlık çalışanlarının Kamu İşveren Kurulu için hazırladığı 4 kalemlik "tedavi önerisi" ile oturacaklarını bildirdi. Memiş, şunları kaydetti: "Masada öncelikle birinci temel tedavi talebimiz adaletsiz olmayı önleyen tablet. Bu günde 3 çarpı 1 oranında verilecek. Yani toplu sözleşme masasına otururken bir adaletsizliğin olduğunu ve bunun düzeltilmesi gerektiğini vurgulayacağız. İkinci ilacımız haksızlık yapmayı engelleyen pastil. Sağlık çalışanları maalesef bu görevi yaparken ciddi haksızlığa uğruyor. Avrupa'daki meslektaşlarının 5 katı fazla çalışıyor ama hak ettiği emeğin karşılığını alamıyor. Onun için bu pastili de orada haksızlığın giderilmesi bakımından önereceğiz. Üçüncü olarak 'sağlıkta şiddete hayır' flakonu. Bu flakonumuz 365 gün uygulanacak, 1 çarpı 1 ve intravenöz, damardan acil tedavi için verilecek çünkü sağlıkta şiddetin boyutu o noktaya geldi ki artık terör olaylarında bile sağlık çalışanları mağdur edilmeye başlandı." Sağlıkta şiddetin önlenmesi için yapılan düzenlemelere rağmen sonuca yönelik temel adımlar atılmadığını ifade eden Memiş, "Masaya sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların da uygulayanları görmezden gelenlerin de bu hazımsızlığını giderecek bir reçeteyi ortaya koyacağız" dedi. Sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını alamadığını savunan Memiş, "Toplu sözleşme masasında dördüncü olarak da emeğe saygı talebimizi masaya taşımak kaydıyla bu toplu sözleşme sürecinde Kamu İşveren Heyetinin hazımsızlığını giderecek reçeteyi inşallah oradan çıkaracağız diye umut ediyoruz" şeklinde konuştu. Memiş, toplu sözleşme masasına "Yıpranma payı verilmesi, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, hekimlerin mecburi hizmet sürelerinin kısaltılması, ücretsiz kreş hizmeti sağlanması, yemek servisi bulunmayan yerlerde ve 112'lerde çalışanlara yemek yardımı yapılması, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanın sağlık giderlerinin 6 ay süreyle SGK yerine kendisi tarafından karşılanması" önerilerinin de yer aldığı 97 talep getirileceğini bildirdi. Başkent teki muhtarlara orman yangınları için su tankları dağıtıldı ANKARA - Ankara Orman Bölge Müdürü Mustafa Özkaya, 2014'ün, başta başkent Ankara olmak üzere bölge müdürlüğüne bağlı illerde son 30 yılın "en az alan yanan yılı" olduğunu bildirdi. Özkaya, Behiçbey Fidanlık Müdürlüğünde düzenlenen köy muhtarlarına su tanklarının dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, bölge müdürlüğüne bağlı illerde yeşillendirme ve ağaçlandırma amaçlı çok ciddi çalışmaların yapıldığını söyledi. Her yıl en az 50 bin dekar alanda yeni ağaçlandırma tesis edildiği ve bu alanlara yıllık 12 milyon fidan dikildiğini anlatan Mustafa Özkaya, fidanların bakımı ve yangına karşı muhafazasında da gayret gösterildiğini dile getirdi. Yangınların, ormanların gelecek nesillere aktarılmasında en büyük engel olduğunu belirten Özkaya, Türkiye'de çıkan orman yangınlarının istatistiğinde çeşitli sebeplerin sayılabileceğini, ancak yüzde 95'inin insan kaynaklı olduğunu ifade etti. Topluma düşen en büyük görevin yangınları önlemek olduğuna ve yanan alanların her geçen gün azaldığına dikkati çeken Mustafa Özkaya, geçen yılın, başta Ankara olmak üzere bölge müdürlüğüne bağlı illerde son 30 yılın "en az alanın yandığı yıl" olduğunu kaydetti. Bu yıl 15 yerde yangın çıktığını ve 3,5 hektar sahanın yandığını aktaran Özkaya, en büyük avantajlardan birisi olarak ise yağışların çok olmasını gösterdi. Mustafa Özkaya, dağıtımı yapılan su tanklarının yangınlara ilk müdahalede önemli olduğunu da sözlerine ekledi. Törende daha sonra su tanklarının köy muhtarlarına dağıtımı yapıldı. Tankların kullanımıyla ilgili muhtarlara "yangına ilk müdahale ekipleri" tarafından bilgi verildi. Şebeke borusu patladı, tonlarca su boşa aktı İSTANBUL - Beyoğlu nda, İSPARK'ın çalışmaları sırasında iş makinesi şebeke suyunun borusun patlattı. Esnaf, olayı belediyeye bildirmelerine rağmen suyun yaklaşık 2 saat boşa aktığını söyledi. Karaköy Azapkapı da öğle saatlerinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İSPARK çalışmaları sırasında, toprağı kazan iş makinesi şebeke borusunu patlattı. Borundan tonlarca su boşa akmaya başladı. Perşembe Pazarı Caddesi suyla kaplandı. Biriken su nedeniyle araçlar caddede ilerlemekte güçlük çekti. Suyun boşa atığını gören vatandaşlar durumu İSKİ ekiplerine bildirdi. Belediye görevlilerine bildirdikleri halde kimsenin gelmediğini ve suyun iki saattir boşa aktığını söyleyen Zafer Yıldırım, 2 saattir böyle büyükşehirr İspark için dozer getirdi. Dozer buraları düzenlerken patlattı. Bakan da yok, öyle duruyor iki saattir. Su boşa akıyor. İSPARK oluyor burası. Belki tonlarca su boşa akıyor ama kimse bakmıyor buraya. Burayı esnaflar ihbar etti ama gelen giden olmadı. dedi. (CHA) İskenderun'da parklarda barınan Suriyeliler kamp merkezlerine götürüldü HATAY - Hatay'ın İskenderun ilçesinde yaşayan Suriyelilere, sahildeki park ve yeşil alanları gelişigüzel kullandıkları gerekçesiyle zabıta ekipleri tarafından müdahale edildi. İskenderun Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, sahil bulvarı üzerinde bulunan yeşil alan ve parklarda çadır kurup yerleşen Suriyelilere yönelik toplama müdahalesinde bulundu. Şehir merkezi sahil boyu güzergahında, farklı noktalarda çadır kurarak yerleşen Suriyeliler, İskenderun Belediyesi zabıta araçları ile yaşanabilir ve güvenli olan kamp merkezlerine götürüldü. İlçede Suriyeli göçmenlerin sayısının her geçen gün artması, camilerde, sokaklarda dilenerek kazanç sağlamaya çalışmalarının ardından park alanlarını barınma olarak kullananlara karşı çalışmalar yaptıklarını ifade eden İskenderun Belediyesi Zabıta Müdürü Mehmet Uçucu, "İskenderun halkının huzur içerisinde gezintiye çıktıkları ve yürüyüş yollarımızın bulunduğu park alanları içerisinde kimseye aldırış etmeden çoluk çocuk yerlere serdikleri yataklara gelişigüzel olarak yatan Suriyelilere izin vermemiz mümkün değil. Bu şekliyle vatandaşlarımızı tedirgin ediyorlar. Bu görüntülerin yaşanmasına fırsat vermeyeceğiz. Onlar için yaşam alanları devletimizin belirlediği mülteci kamplarıdır. İlçe halkının yoğun şikayetleri karşısında ekiplerimiz gereğini yapmaktadır. dedi. (CHA)

4 43 Ağustos 2015 Pazartesi Pursaklar Belediyesi nin yaz spor okulu başladı. Kayıt yaptıran bin 500 çocuk, spor kıyafetlerini Başkan Çetin in elinden aldı. Pursaklar da yaz spor okulu zamanı ANKARA Akülü araçlar yüzleri güldürdü Keçiören Belediyesi, "Engelli dostu" kimliğine uygun bir şekilde geçtiğimiz günlerde 10 engelli vatandaşı akülü araçlarına kavuşturdu. Keçiören Belediyesi, Keçiören TOGEM, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ve El Ele Avrupa Engelli Yardım Konfederasyonu'nun katkılarıyla akülü araçlarını teslim alan ihtiyaç sahiplerine, araçların nasıl kullanılması gerektiğine ilişkin Keçiören TOGEM'de bir eğitim verildi. Eğitim almak isteyen Umut Aydın (16), Ali Rıfat Kurnaz (49) ve Gönül Arıkan'a (51)araçların teknik özellikleri, manevra kabiliyetleri, fonksiyonları, şarj bilgisinin yanı sıra sürüş testi eğitimi de verildi. Eğitime katılanlar, trafikte araçları nasıl kullanmaları gerektiğini öğrendikten sonra test sürüşü yaparak pratik de kazandılar. Çok mutlu oldukları gözlerinden okunan akülü araç sahiplerine araçları dikkatli kullanmaları, önemli olanın can güvenliği olduğu da hatırlatıldı. Keçiören TOGEM Başkanı Dr. Ayten Aydın'ın da katıldığı eğitimde, bu araçlar sayesinde hayatlarının bir nebze de olsa kolaylaşacağını söyleyen ihtiyaç sahipleri; başta Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak olmak üzere emeği geçen herkese de teşekkürlerini ilettiler. Doğuştan engelli Umut Aydın, MS hastası Gönül Arıkan ve 2 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle yürüme kabiliyetini kaybeden Ali Rıfat Kurnaz test sürüşleri sonrası hep birlikte hatıra fotoğrafı çektirdiler. Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin, Tevfik İleri Kültür Merkezi nde düzenlenen yaz spor okulu kıyafet dağıtımında bir grup öğrenciye spor malzemelerini verdi. Ailelerin de katıldığı spor kıyafeti dağıtımda Belediye Başkan Yardımcısı Nedim Erçetin ile Spro Koordinatörü Salih Yergin de hazır bulundu. Çocuklarla bir süre sohbet eden Başkan Çetin, yaz spor okulunun öğrenciler için önemine dikkat çekerek, Okul bahçelerinde eğitimden kopmadan sporunuzu yapacaksınız. Sporu yaşamınızın bir parçası haline getirin. Büyüklerinizi de spor yapmaya teşvik edin. Sağlıklı ve keyifli bir yaz spor okulu dönemi diliyoruz. Belediyemizin hediyesi olan spor kıyafetleriniz hayırlı olsun dedi. v Milli Eğitim Bakanlığı nın 2012 yılında hayata geçirdiği Okullar Hayat Olsun projesi üç yıldır Pursaklar da uygulamaya konuyor. Pursaklar Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü nün imzalamış olduğu protokol çerçevesinde bu yıl üç okulun bahçesinde, alanlarında uzman beden eğitimi öğretmenleri eşliğinde futbol, basketbol, voleybol, taekwondo branşlarında eğitim veriliyor. Bunun yanı sıra okul dersliklerinde öğrencilere adab-ı muaşeret dersi de verilecek. Pursaklar Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ile Başkent Elektrik dağıtım şirketi yetkilileri, ilçe genelindeki elektrik tellerini yer altına almaya devam ediyor. Yetkililer ilçe genelindeki elektrik kablolarının yer altına alınması için muhtelif cadde ve sokakta başlattığı çalışmalara hız verdi. İki yıl önce başlayan çalışmalarda önemli bir yol kat eden ekipler, başta Pursaklar merkez olmak üzere birçok mahallede çalışmalarını sürdü- Yaz spor okulu Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri Pursaklar Azmi Ertuğrul İlkokulu, Satı Öztürk İlköğretim Okulu ve Pursaklar Lisesi nde yapılıyor. Pursaklar ın elektrik telleri yer altına iniyor Keçiören de asfalt ve tretuvar çalışmaları Keçiören Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü'ne bağlı 2 büyük serim ekibi ile 2 yama ekibi çalışmalarını son hız sürdürüyor. Keçiören'i adeta adım adım yenileyen ekipler, önce mahallelerde yıpranmış asfaltları kazıyarak daha sonra serim çalışmasını gerçekleştiriyorlar. Modern bir görünüm için altyapı ve yıpranma sorunu olmayan bozulmuş yüzeyler de yine asfalt kazıyıcı ile kazındıktan sonra serilen asfaltla yeni görünümüne kavuşuyor. Keçiören Belediyesi, 2015'in ilk 7 ayında ton asfalt Kavacık Subayevleri Mahallesi, Kozaklı, Yakakent, Kış, Boğazkale ve Artova Sokaklarında toplam m² yol kaplama çalışması gerçekleştirdi. Türkiye nin en büyük ilçelerinde biri olan Keçiören in altyapıda da öncü olduğuna dikkat çeken Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak çalışmalarla ilgili şunları söyledi; "Trafik kazalarının önüne geçmek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak, yolları daha güvenli hale getirmek bizim sorumluluk alanımızdan birini oluşturuyor. Trafiği çok aksatmayacak bir şekilde asfaltla- Başkanı Selçuk Çetin, rüzgârlı ve yağışlı havalarda elektrik tellerinin kopma riskinin olduğuna dikkat çekerek Hemşerilerimizin can güvenliği bizim için her şeyden önce gelmektedir. Geçtiğimiz yıllarda girişimlerde bulunduk, yetkililer sağ olsunlar çalışma başlattı. Şimdi de ekipler yoğun bir mesai ile çalışmalarını sürdürüyor. Bizler de belediye olarak elimizden gelen yardımı gösteriyoruz. İlçemiz hem temiz hem de güvenli Pursaklar Zabıtası ndan TERAZİ DENETİMİ Pursaklar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü işletmelerde terazi denetimi yaptı. Pursaklar Zabıtası yeni bir hizmet anlayışıyla esnafın ayağına gidiyor. İlçe genelinde yapılan terazi denetimleri bu kez belediye yerine her işletmenin kendi bünyesinde gerçekleştirildi. Ekiplerce yapılan terazi denetimlerinde esnafın tartı ve terazilerde hassas olduğu kayıtlara geçti. Denetim raporlarını değerlendiren Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin, esnafın titiz çalışmasının kendilerini memnun ettiğini belirterek Bizim dinimiz ölçüde ve tartıda adaletli olun der. Bu konuda hassasiyet gösteren, tüketicileri memnun eden esnaf kardeşlerime teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki Pursaklar da bütün esnaf kardeşim bu konuda bundan sonra daha hassas davranacaktır. Ekiplerimizce yapılan denetimlerin sonuçları bizleri memnun etti. Rabbim tüm esnafımıza helal ve bol kazanç nasip etsin dedi. Pursaklar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü nün terazi denetimlerini işletmelerin bünyesinde yaparak hizmeti esnafın ayağına götürmesi ilçede takdirle karşılandı. dökerek bozuk ve kötü yollara geçit olmadığı mesajı veriyor. Yol kaplama ve tretuvar çalışmalarına da devam eden Belediye ekipleri, Köşk, Esertepe, Bağlarbaşı Mahallelerinde çalışmalarını sürdürürken Subayevleri Mahallesindeki çalışmalarını tamamladı. Bordür ve tretuvar çalışmalarında özellikli engelli vatandaşlar da gözetilerek bordür yükseklikleri normal hatta cm, otopark girişlerinde 2-4 cm olarak belirlendi. Ayrıca engelli girişlerinde 10*10*6 cm kumlamalı beton parke taşı kullanılarak algılama kolaylığı sağlandı. Çaldıran ve Yayla Mahallelerinde bordür ve tretuvar çalışmalarına devam eden ekipler, ma ve tretuvar çalışmalarımızı sürdürüyor, Keçiören'de kötü ve bozuk yol bırakmamaya uğraşıyoruz." Havalar soğuyana kadar devam edecek çalışmalar sonrası Keçiören'in sokaklarının yepyeni bir görünüme kavuşması bekleniyor. rerek bu işlemleri yaygınlaştırdı. Yapılan çalışmalarda ilçe sakinlerinin daha güvenli yaşaması ve çevredeki çirkin görüntüye son vermek için kilometrelerce alan kazılarak kablolar güvenli bir şekilde yer altına alınıyor. Çalışmaları yakından takip eden Pursaklar Belediye bir şekilde kalkınmaya, büyümeye devam ediyor dedi. Çalışmalardan dolayı yetkililere teşekkür eden Başkan Çetin, bu süreçte cadde ve sokaklarda meydana gelen kazı çalışmalarından dolayı esnafın sabırlı ve hoşgörülü olmasını istedi. ÖNEMLİ TELEFONLAR

5 ANKARA 3 Ağustos 2015 Pazartesi 5 AŞTİ nin işletmesini yapan, Ankara Büyükşehir Belediyesi ne bağlı BUGSAŞ Şirketi'nin Genel Müdürü Seçkin Odabaşı, hijyeni sağlamak ve kötü kokuları önlemek amacıyla ekiplerin modern araçlarla 24 saat çalıştığını belirterek, AŞTİ, Türkiye nin en temiz otogarlarından biri olarak adlandırılıyor. Biz AŞTİ nin, Türkiye nin en temiz otogarı olduğunu iddia ediyoruz dedi. Bayramlarda, asker celp dönemlerinde ve özellikle tatillerde AŞTİ nin en yoğun günlerini yaşadığını ifade eden Odabaşı, şunları söyledi: AŞTİ de 200 kişilik temizlik ekibi, 3 vardiya halinde temizlik yapıyor. AŞTİ, 128 bin metrekare kapalı olmak üzere toplamda 350 metrekarelik bir alana sahiptir. En yoğun olduğumuz saatler, sabah ve akşam saatleridir. Yoğun saatlerin dışında da ekiplerimiz, gece saat arası AŞTİ yi ozonlu su ve deterjanla yıkıyor, ilaçlama yapıyorlar. AŞTİ nin yeşil alanının da sürekli bakımı yapılıyor. Yazın özellikle ilaçlamaya önem gösteriyoruz. AŞTİ nin, kent imajı için çok önemli bir konuma sahip olduğunun altını çizen Odabaşı, AŞTİ, Ankaramızın aynasıdır. Vatandaşlarımız ilk burayı ziyaret ediyor" dedi. AŞTİ de günlük rutin temizlik, haftalık ve aylık bakımların yanı sıra kötü görüntülere neden olacak durumların da önüne geçildiğini ifade eden Odabaşı, şunları söyledi: AŞTİ nin 8 bölgesinde çöp toplama merkezlerimiz var. Bu merkezler, açık alanda değil, kamufle edilmiş doğal bir görünüm içerisinde. Kesinlikle dışarıdan gelen vatandaşlar, bu çöplerimizi görmüyor. Bu çöpler, kamufle edilmiş yerlerden alınıp döküm yerlerine götürülüyor. Ayrıca burayı mesken tutmuş, evsiz barksız vatandaşlar var. Burada bulunan banyo ve hamamda da bu insanların yıkanmasını sağlıyoruz. " AŞTİ de, otobüs firmalarına ait 186 ofis, 80 gişe ile 56 büfe ve 100 ün üzerinde işletme, kafe, tamirhanenin faaliyette olduğunu bildiren Odabaşı, bu birimlerde 10 binin üzerinde çalışan bulunduğunu kaydederek, şöyle devam etti: "24 saat açık olan AŞTİ, ilçe büyüklüğünde bir nüfusa sahiptir. Burada çalışan 10 bin kişilik personelden rahatsızlananlar oluyor. Tabii sağlık kontrolünden geçmeleri gerekebiliyor. Yolculuk sırasında rahatsızlananlar da oluyor. Hazırda bulundurduğumuz ambulansla, bu vatandaşları acil servislere gönderiyoruz. Ancak burada bir sağlık ocağına ihtiyaç duyuyoruz. Daha önce kapanan sağlık ocağını yeniden açmak için protokol imzalama aşamasındayız. Önümüzdeki günlerde AŞTİ ye sağlık ocağını getirmiş olacağız. AŞTİ nin güvenliği için de 201 kişilik güvenlik personeliyle Emniyet İstihbarat bölümüne bağlı birimlerle koordineli çalıştıklarını belirten Odabaşı, şunları söyledi: Güvenlik personelimizle şu an Ankara Büyükşehir Belediyesi nin işletmesi olan AŞTİ, 200 kişilik bir ekiple her gün sıcak su, ozonlu su ve özel parfümlü deterjanlarla temizleniyor. AŞTİ de sıcak sulu temizlik üst düzeyde çalışıyoruz. Burada karakol var. İstihbarat bölümüne bağlı birimlerle koordine halinde çalışıyoruz. 186 adet gelişmiş kameralarla, hiçbir kör nokta kalmayacak şekilde güvenliği en yüksek seviyede sağlıyoruz." Odabaşı, AŞTİ nin çok büyük bir alanı kapsaması nedeniyle 10 adet "ginger aracı" aldıklarını da belirterek, "Bu pratik araçlarla personelimiz, istediği noktaya çok hızlı şekilde ulaşabiliyor dedi. Mahallelerdeki şenlik sürüyor Mahallede Şenlik Var panayırları, eğlendirmeye devam ediyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından geleneksel hale getirilen Mahallede Şenlik Var panayırları, bu yıl da iki farklı koldan Başkent i gezerek yaşlı, genç, çocuk tüm Başkentlilerin ayağına eğlenceyi götürüyor. Okulların kapanmasının ardından start alan Mahallede Şenlik Var panayırları, okulların açılacağı 15 Eylül'e kadar Başkentlileri eğlendirmeye, güldürmeye, çeşitli yarışmalarla tatil keyfi yaşatmayı sürdürecek. Sıcak yaz akşamlarında tatile gidemeyen ailelerin buluşma adresi haline gelen panayırlar, bu yıl da Sincan, Altındağ,Yenimahalle, Keçiören ve Mamak ta birbirinden farklı aktiviteleriyle yüz binlerce Başkentli'nin akınına uğradı. Ağustos ayı süresince de Bala dan Şereflikoçhisar a, Haymana dan Evren e kadar farklı alanlarda kurulan panayırlar, 15 Eylül'e kadar Başkent i ilçe ilçe, mahalle mahalle gezerek vatandaşlara keyifli zaman geçirtecek. Mahallede Şenlik Var panayırlarında her yaştan Başkentli'nin büyük ilgi gösterdiği Moğolistan Sirki'nin gösterilerinin yanı sıra şişme oyuncak grupları, itfaiye arabaları, mini go-kartlarda saatler geçiren çocukların eğlence dolu kahkahaları, gecenin sessizliğinde yankılanıyor Keyifli seyrin yanı sıra çok sayıda oyun gruplarıyla çocuklara unutulmaz bir eğlence imkanı sunan ve halen Sincan Salı Pazarı'nda devam eden "Mahallede Şenlik Var" panayırlarının Ağustos ayı programı şöyle: Panayır 1. Grup: 3-7 Ağustos Gölbaşı Seğmenler Pazar Yeri, 8-12 Ağustos- Evren, Evren İlkokulu, Ağustos- Haymana Çaldağ İlkokulu. Panayır 2. Grup: 1-4 Ağustos-Keçiören Aktepe Pazarı (başladı), 5-9 Ağustos-Bala Salı Pazarı, Ağustos- Şereflikoçhisar Tuz Gölü Anadolu Lisesi. Yeni üniversitelilere güler yüzlü Üniversitelere kayıt yaptırmak amacıyla Başkent e gelecek öğrencileri Ankara Büyükşehir Belediyesi karşılayacak eğitim yılı için 3-7 Ağustos arasında gerçekleştirilecek üniversite kayıt işlemleri kapsamında Büyükşehir Belediyesi, şehir dışından gelecek öğrenciler için AŞTİ nin "gelen yolcu" katı ile Ankara Garı nda Öğrenci Bilgilendirme Masası açacak. Zorlu geçen eğitim yıllarının ardından yaşamlarını şekillendirecek meslekleri için Başkent teki üniversiteleri tercih eden öğrenciler, Büyükşehir Belediyesi nin Öğrenci Bilgilendirme Masası stantlarında yine sıcak bir gülümseme ve çeşitli ikramlarla karşılanırken, üniversitelerine kadar ücretsiz ulaşım ve rehberlik hizmetlerinden de yararlanacaklar. Büyükşehir Belediyesi Sosyal ve Kültürel İşler Daire Başkanı Büşra Aldoğan, AŞTİ ve Gar da açılacak Öğrenci Bilgilendirme Masası ile Türkiye nin birçok farklı şehrinden Başkent e gelecek konuk öğrencileri ilk günlerinde yalnız bırakmayarak kendilerini evlerinde hissedecek ortamı sağlamaya çalışacaklarını söyledi. Uzun yıllardır devam eden Öğrenci Bilgilendirme Masası hizmetiyle, üniversite öğrencileri ve ailelerine, Başkent e adım attıkları andan itibaren sahip çıktıklarını ifade eden Aldoğan, Özellikle sabahın erken saatlerinde AŞTİ ve Gar dan Başkent e giriş yapacak öğrencilere sıcak bir karşılamayla hoş geldiniz diyeceğiz. Standımıza buyur ettiğimiz konuklarımıza, Büyükşehir Belediyesi nin üniversite öğrencilerine sunduğu ücretsiz hizmetler hakkında bilgi vereceğiz. Bu arada çeşitli ikramlarda bulunacağız. Ayrıca kayıt yaptıracakları üniversitelere üstü açık turizm otobüsleriyle ücretsiz olarak götürerek ulaşımlarını da sağlayacağız dedi. Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Aldoğan, Stantlarda uzman personelimiz görev alacak. Başkent Ankara ya öğrenim görmek için gelen öğrencileri karşılayacak, çorba, şampiyon ekmek ve çay ikramlarında bulunulacak. Öğrencilere ayrıca; Büyükşehir Belediyesi nin ücretsiz çamaşır yıkama hizmeti, sabahları ücretsiz çorba dağıtımı, gençlik merkezleri, BELMEK ve BELTEK kursları gibi hizmetleri hakkında bilgi verilecek. Konuk üniversite öğrencilerine Ankara nın tanıtım kitapçığı, haritası da hediye edilecek diye konuştu. Taşdelen ile sanat tarihçileri buluştu Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği Başkanı Pelin Şahin Tekinalp ve yönetim kurulu üyeleri Başkan Taşdelen ile buluştu. -Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği Başkanı Pelin Şahin Tekinalp ve yönetim kurulu üyeleri ile bir araya geldi. Tekinalp, Çankaya Belediyesi nin Toplumsal Dayanışma Merkezleri aracılığı ile Anadolu Sanat Tarihçileri Derneğinin ortak girişimiyle, ilköğretim öğrencilerine yönelik düzenlenen müze gezileri için Başkan Taşdelen e teşekkür etti. Çankaya Belediyesi nin Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği ile ortak yürüttüğü çalışmalardan memnuniyetini dile getiren Dernek Başkanı Tekinalp, Tarih ve kültürel miras bilinçlendirmesi konusunda birlikte hareket etmemiz güzel sonuçlara vesile oldu. Çalışmalarımızın devamlılığı gelecek nesillerimizin tarihe ve kültürel mirasa daha farklı bakmalarını, dünü bugünü ve yarını daha iyi anlamalarını sağlayacaktır dedi. Çankaya Belediyesi nin çocuklar için eğlendirici olduğu kadar eğitici de olan bu tarz programlar içinde bulunmasının kendileri için prestij olduğunu dile getiren Çankaya Belediye Başkanı Taşdelen de çalışmaların artırılarak devam edeceği yönünde açıklamada bulundu. Tekinalp ve beraberindeki heyet yeni eğitim döneminde neler yapılabilir içerikli hazırladıkları sunumu Başkan Taşdelen ile paylaştı. Çankaya Evleri yenilendi Çankaya Belediyesi nin çalışmalarını yerinde incelemeyi sürdüren Başkan Alper Taşdelen, yenilenen Çankaya Evleri ni gezdi. -Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen yaz aylarında hızlanan çalışmaları yerinde denetledi. Önceki günlerde asfalt, kaldırım ve parkları denetleyen Taşdelen, Çankaya Evleri nde tamamlanan yenileme çalışmalarını inceledi. Taşdelen, Öveçler, Oran, Yüzüncüyıl ve Esat bölgelerinde bulunan ve tamamen yenilenen Çankaya Evleri ni gezen Taşdelen, görevlilerden yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Halkın birlikte faaliyetlere katılımını sağlayan, onlarca kurs ve etkinlikle hem bilgi ve becerilerini artırıp hem de mahalle kültürünü yaşadıkları Çankaya Evleri, birçok yönden yenilendi. İngilizceden gitara, el beceri kurslarından hasta bakıcılığına kadar çok renkli bir yelpazede kurslar düzenlenen Çankaya Evleri nin iç ve dış bölümleri yeni sezona hazır hale getirildi. Zemin malzemelerinin yenilenmesinin yanı sıra boya, elektrik gibi çalışmaları da yapılan Çankaya Evleri nin mobilyaları da değişiyor. Beş ayrı bölgede yürütülen çalışmaları inceleyen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen e bölge halkı ve esnaflar yoğun ilgi gösterdi. Gezi sırasında kendisiyle konuşmak isteyen vatandaşları dinleyerek sorunlarıyla ilgilenen Taşdelen esnaflardan gelen davetleri de geri çevirmedi. İlker ve Yüzüncüyıl taksi duraklarını ziyaret eden Taşdelen, zabıta noktalarındaki zabıtaları ve bölgelerde çalışan Belediye işçilerini de ziyaret ederek çalışmaları inceledi.

6 63 Ağustos 2015 Pazartesi ANKARA Önder Mahallesi kaçak yapılardan arınıyor Altındağ Belediyesi, ilçe genelindeki yıkım çalışmalarına devam ediyor. - Yıllardır kaçak yapılarla kaplı olan, modern yapılaşmanın önündeki engellerle mücadele eden Önder Mahallesi de yıkılıyor. Sorunları ortadan kaldırmak için kararlı bir çalışma yürüten Başkan Veysel Tiryaki, düğmeye bastı. Kulaktan dolma bilgilere itibar etmeyin. Altındağ ın diğer mahallelerini nasıl yıktıysak, nasıl geri adım atmadıysak ve yolumuzdan hiç dönmediysek, Önder Mahallesi nde de aynen böyle olacak. Bugüne kadar 40 bin gecekonduyu kavgasız gürültüsüz yıktık. Önder mahallesinde oturan hak sahipleri de uzun zamandır buranın yıkılmasını bekliyorlardı. Söz verdiğimiz gibi yıkımlara başladık. Altındağlılar her şeyin en iyisini hak ediyor. diyen Başkan - Yenimahalle Belediyesi Açık Hava Sinema Günleri başlıyor. Türk sinemasına damga vurmuş ölümsüz Tiryaki, kararlılığını gözler önüne serdi. Altındağ Belediyesi, bölgede 500 e yakın gecekondunun yıkımını gerçekleştirmek için harekete geçti. Çarpık yapılaşmanın önüne geçmekte kararlı olan Altındağ Belediyesi, yıkımlara Selçuk Caddesi üzerinde bulunan yapımların yanı sıra gişe rekorları kıran en yeni filmleri de vatandaşlarla buluşturacak olan belediye, Açık Hava Sinema Günleri nin startını 3 Ağustos Pazartesi günü veriyor. Yenimahalle Belediyesi, her yıl olduğu gibi bu yaz da ilçe halkına açık havada sinema izleme keyfi yaşatacak. 3 Ağustos-18 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Açık Hava Sinema Günleri, izleyicisini hem güldürecek hem de duygulandıracak. Sinema Günleri nde Kemal Sunal, Adile Naşit, Şener Şen, Türkan Şoray gibi beyaz perdenin usta isimlerinin en güzel filmlerinin yanı sıra en yeni filmler de vatandaşlarla buluşacak. Müzik kariyerinin ardından oyunculuk ve yönetmenliğe soyunan Mahsun Kırmızıgül ün son filmi, Mucize de Yenimahalleli sinemaseverleri için gösterilecek. Gişede izlenme rekoru kıran ve 1960'ların yoksulluk içerisindeki Türkiye sine ayna tutan film, izleyicine duygu dolu anlar yaşatacak. gecekondulardan başladı. Altındağ Belediyesi ne bağlı ekiplerin yıkımlardaki sağduyulu tavırları dikkatlerden kaçmadı. Bölgede bulunan dükkânları bile kendi elleriyle tahliye eden ekipler, aldıkları güvenlik önlemleriyle de halk sağlığına verdikleri önemi bir kez daha ortaya koydu. Bölgeye emniyet şeritleri çekildi ve olası bir tehlikeyle karşı karşıya kalmamak için gecekonduların elektrikleri kesildi. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, yıkım çalışmalarıyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Yıkımların artık vatandaş tarafından istendiğine dikkati çeken Başkan Tiryaki, Önder Mahallesi yıkımın önünde pek çok engeli olan bir mahalleydi. Bugün yıkım başlatabilmek için çok fazla engelle mücadele etmek zorunda kaldık. Bölgenin suç örgütlerinin ve göçmenlerin yerleşim yeri olduğunun farkındayız. Ancak herkes bilsin ki, vatandaş istemediği sürece hiçbir mahallemizde yıkım yapmadık. Burada da asıl hak sahiplerinin yüzde 99 u bu yıkımı istiyor ve yıllardır bekliyordu. Ramazan ayı dolayısıyla yavaşlattığımız çalışmalara kaldığımız yerden devam ediyoruz. dedi. Bu zamana kadar ne dediysek, yaptık. Bundan sonra da öyle yapacağız. Vatandaşlarımıza sağduyulu tavırları ve sabırları için teşekkür ederim. diyen Başkan Tiryaki, dedikodulara kulak asılmaması gerektiğini vurguladı. Yenimahalle de Açık Hava Sinema Günleri başlıyor Diyanet Sen den Tiryaki ye ziyaret Öte yandan Unutursam Fısılda, Bir Küçük Eylül Meselesi, Senin Hikayen, Hayattan Korkma, Anadolu Kartalları gibi Türk sinemasına damga vuran filmler de Yenimahallelilerle buluşacak. Kemal Sunal ın Orta Direk Şaban, Postacı, Doktor Civanım gibi filmlerinin yanı sıra Cem Yılmaz ın Arog u ve Erdem Yener in başrolünü oynadığı Çarşı Pazar da Sinema Günleri kapsamında izleyicisini kahkahalara boğacak. Yenimahalle merkez, Batıkent, Karşıyaka, Gazi, Beştepeler, Demet, Çamlıca, Susuz, Şentepe, Ergazi, Varlık gibi Yenimahalle nin hemen hemen her bölgesinde vatandaşlarla buluşacak Sinem Günleri, 3 Ağustos Pazartesi günü Ragıp Tüzün Parkı nda Mucize filmiyle start alacak. Ücretsiz olarak gösterilecek filmlerin başlama saati ise olacak. Suskunluğun Çığlığı na Yaşar dan tam destek Suskunluğun Çığlığı Projesi kapsamında Yenimahalle Belediyesi, Hacettepe Üniversitesi ve Sosyoloji Derneği arasında sürdürülebilirlik protokolü imzalandı. 2 yıl geçerliliği bulunan protokol sayesinde kadına şiddetle mücadele ortaklığı hız kesmeden devam edecek. Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aylin Görgün Öğretim Üyesi Dr. Selda Taşdemir Afşar ile Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ı ziyaret etti. Yenimahalle Belediyesi nin Suskunluğun Çığlığı Projesi ne verdiği desteklere atıfta bulunan Görgün, Bu konuda tüm yerel yönetimlere örnek oldunuz. Konuya hassasiyetinizden dolayı teşekkür ediyorum dedi. Kadına şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu dile getiren Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, şiddetle mücadele konusunda herkese görev düştüğünü dile getirdi. Yaşar, Devletin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin ve yerel yönetimlerin de elini taşın altına koyması gerekiyor. Ülkemizin kanayan yarası olan bu sorun, dilerim son bulur dedi. Taraflar arasında sürdürülebilirlik protokolünün de imzalandığı ziyarette Görgün, Yaşar a desteklerinden dolayı bir teşekkür plaketi sundu. Protokol kapsamında eğitim çalışmaları, kadın sağlığı konusunda seminerler ve bilgilendirici toplantılar düzenlenmeye devam edecek. Sincan istasyon parkı yolcularını selamlıyor Sincan Belediyesi, misafirlerini İstasyon Park ile karşılıyor. İstasyondan inen turist ve vatandaşı içindeki dinlenme alanları, yeşillikler ve Kara Tren ile karşılayan İstasyon Parkı, büyük beğeni topluyor. Tarihi ve kültürü içinde harmanlayan Park, 60 yıllık Kara Treni ile ziyaretçileri bekliyor. Sincan ın merkezinde yer alan İstasyon Park ın ilçeye çok yakıştığını belirten Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; İstasyon Bölgesini yeniden düzenleyerek vatandaşımızın faydalanabileceği bir alan haline getirdik. Trenden inen vatandaşlarımıza hoş bir selamlama yapmak için İstasyon Park ını hizmete sunduk. İçinde bulunan Kara Tren ile ilçemize değer katan Park ın ilgi görmesi bizi de çok mutlu ediyor. dedi. Diyanet Sen Ankara 2 Numaralı Şube Başkanı Fevzi Mercan ve yönetim kurulu üyeleri, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki yi ziyaret etti. Diyanet Sen heyeti, Altındağ a sunduğu hizmetlerden dolayı Başkan Tiryaki ye bir de plaket verdi. Altındağ da mahalle camileri dönemini başlatan Veysel Tiryaki ye teşekkür eden heyet, Altındağ daki camilere ve Kur an kurslarına verdiği destekten ötürü de takdirlerini iletti. Bugüne kadar Altındağ a 9 cami kazandırdıklarını, bu Cuma günü Alemdağ mahallesindeki caminin de açılış törenin gerçekleştirileceğini ileten Başkan Tiryaki, ilçedeki camilerin bakımına ve temizliğine büyük özen gösterdiklerini belirtti. Diyanet-Sen Ankara 2. Numaralı Şube Başkanı Fevzi Mercan ise Başkan Tiryaki yi hayranlıkla takip ettiklerinin altını çizdi. Başkan Tiryaki ve heyet üyeleri daha sonra hatıra fotoğrafı çektirdi. KARA TREN İLE KARŞILAMA İstasyon Park, YHT Hattına çok yakın bir alanda yer alıyor. Parkın bu konumu sayesinde kara tren Ankara- Eskişehir seferini yapan son teknoloji ürünü yüksek hızlı trenle sık sık bir arada görülebiliyor. Eski ve yeninin mukayesesi olarak tanımlanabilecek görüntü, park ziyaretçilerine dinlenirken farklı duygular da yaşatıyor. FOTOĞRAF SEVERLERİN MEKANI Vatandaşın dinleneceği ve iyi vakit geçireceği bir yaşam alanı olarak hazırlanan İstasyon Park, içerisindeki 93 Tonluk nostaljik tren ile kente etkileyici bir görünüm kazandırdı. Manisa nın Alaşehir İlçesi nden tırlarla iki parça halinde getirilen tren parka taşınarak dev vinçler yardımıyla yerleştirildi. Kumlama çalışmaları tamamlanan trenin, boyama çalışmaları da neticelenerek Sincanlıların beğenisine sunuldu. en kavuşan nostaljik trenin 60 yıllık bir geçmişe sahip olduğu biliniyor. Park; nostaljik trenden, fıskiyeli havuza, mevsime göre çiçekli alan düzenlemesinden, oturma gruplarına, kamelyalara, pergolalara kadar birçok alandan oluşun bir yaşam yeri haline geldi. Büyük küçük herkesin de beğenisini kazanan ve her geçen gün misafir sayısını artıran Park, ilçenin simgelerinden birisi oldu. Fotoğraf severlerin de uğrak mekanı olan İstasyon Park Sincanlıların albümlerini süslüyor.

7 7 EKONOMİ 3 Ağustos 2015 Pazartesi Gül bahçesi Isparta, lavantada da iddialı ISPARTA - Dünya gül yağı üretiminin yüzde 65'ini karşılayan Isparta, son yıllarda lavanta üretimiyle de adından söz ettirmeye başladı. Kuyucak köyü, Türkiye lavanta üretiminin de yüzde 80'ini tek başına karşılıyor. Türkiye'de "gül" denilince akla ilk gelen kent olan Isparta, Keçiborlu ilçesinde ekim alanları hızla yayılan lavanta ile de iddialı hale geldi. Kurusundan elde edilen yağın parfümeri sektöründe kullanılmasının yanı sıra gıda ve temizlik sektörleri için de önemli bir ham made kaynağı olan lavantanın üretimine, Kuyucak köyünde 1960'lı yıllarda "Arazi boş kalmasın" denilerek başlandı. Bakımının kolay olması ve elde edilen gelirin her geçen yıl artmasıyla köydeki hemen hemen herkesin en önemli ekonomik uğraşı haline gelen lavantanın, üretim alanlarında da genişleme oldu yılında 650, 2014 yılında bin 750, bu yıl ise 2 bin 100 dekarlık alanda üretimi yapılan lavantadan, 2013 yılındaki 98 ton, geçen yıl ise 240 ton yaş çiçek elde edildi. Bu şekilde Türkiye'deki 2 bin 189 dekarlık alanda gerçekleştirilen 297 tonluk üretimin yüzde 80'ini tek başına karşılar hale gelen Kuyucak köyünü, 57 tonluk üretim ile Afyonkarahisar takip etti. Lavanta başaklarının kesilmesiyle gerçekleştirilen hasadın ardından kurutulan lavanta, kilogramı 20 ila 25 liradan alıcı buluyor. Isparta Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Cenk Şölen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Isparta'nın Türkiye'de gül ve elma üretiminde ilk sırada yer aldığını, lavanta üretiminde de Türkiye'nin gündeminde olduğunu söyledi. Lavanta üretiminin yüzde 80'inin Isparta'da gerçekleştirildiğini dile getiren Şölen, her geçen gün üretiminin ve talebin arttığını kaydetti. Müdürlük olarak, lavanta üretimi yapan çiftçilerin daha fazla gelir elde etmesi için projeler ürettiklerini belirten Şölen, çiftçilere verilen eğitimlerin yanında Isparta'nın çeşitli ilçelerinde lavanta demonstrasyon alanları kurduklarını anlattı. Lavanta üretiminin her geçen gün arttığını vurgulayan Şölen, bu sene 280 ton ürün elde etmeyi planladıklarını bildirdi. Kuyucak Muhtarı Mehmet Aydemir ise son 3 yıldır üretimi büyük bir ivme kazanan lavantanın, güle alternatif hale geldiğini söyledi. Köylülerin daha zahmetli bir uğraş gerektiren gül yerine, lavantayı tercih ettiğini ifade eden Aydemir, bugün lavanta üretiminin köyün en önemli ekonomik uğraşı haline geldiğini vurguladı. Lavanta kurusunun kilogramının geçen yıl 20 liradan satıldığını belirten Aydemir, bu yıl kilogramın 25 liradan satılmasının beklendiğini sözlerine ekledi. 66 KALEM CERRAHİ İPLİK ANKARA TED. BLG. BŞK (MSB) MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK 66 KALEM CERRAHİ İPLİK alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : MSB ANKARA TEDARİK BÖLGE BAŞKANLIĞI ETLİK CADDESİ (ESKİ GARAJLAR YANI) ETLİK KEÇİÖREN/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 66 KALEM CERRAHİ İPLİK Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : TSK Sıhhiye İkmal ve Bakım Merkezi Komutanlığı ETİMESGUT/ANKARA İrtibat No: c) Teslim tarihi : Taahhüt konusu mallar, sözleşmenin imzalanmasını takip eden tarihten itibaren 60 (altmış) takvim günü içerisinde, teslim edilecektir. Teslimatla ilgili diğer hususlar sözleşmenin 44.2'nci maddesinde belirtilmiştir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : MSB Ankara Tedarik Bölge Başkanlığı 5 Nu.lı İhale Salonu Etlik/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgeler: 1. Tıbbi Cihaz Yönetmelikleri kapsamındaki ürünlerin veya cihazların satın alımlarında aday veya isteklilerin T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası na (TİTUBB) kayıt veya bildirimi, 2. Teklif edilen ürünün imalatçı veya ithalatçısı (tedarikçi firma) olmadığı durumlarda, ürünün tedarikçi firmasının bayii olduğuna dair TİTUBB kayıt veya bildirimi, 3. Tıbbi Cihaz Yönetmelikleri kapsamındaki ürünlerin veya cihazların TİTUBB da tedarikçi firma altında Sağlık Bakanlığı tarafından kayıt veya bildirim işlemi tamamlanmış olması şartları aranacaktır. Yüklenici tarafından teklif edilen ürün veya ürünlerin ordu malı olana kadar TİTUBB, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıt durumlarının GEÇERLİ olması sağlanacaktır. TİTUBB belgelerinin geçerlilik süreleri ihale teklif aşamasının dışında ayrıca, muayene ve kabul ile saymanlık kat i kabul aşamalarında da kontrol edilecektir. 4. Tıbbi Cihaz Yönetmelikleri kapsamında olmayan ürünlerin veya cihazların satın alımlarında isteklilerden; geçerli bir ürün kalite veya kalite sistem belgesi ibraz etmesi şartı aranacaktır Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açık olup yerli malı teklif eden istekliye ihalenin tamamında % 15 (on beş) oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 1 TRY (Türk Lirası) karşılığı MSB Ankara Tedarik Bölge Başkanlığı Şartname Odası adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar MSB Ankara Tedarik Bölge Başkanlığı Hizmet Alımları ve Sağlık Malzemeleri Tedarik Şube Müdürlüğü Sağlık Malzemeleri Tedarik Kısmı Etlik/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZYİRMİ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar Basın ( Arama 1 gemisi, balık stokunu araştırıyor ANTALYA - Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsünce kullanılan "Arama 1" isimli araştırma ve kontrol gemisi, Akdeniz ve Antalya Körfezi'nde balık stokunu incelemek üzere denize açıldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca Akdeniz ve Ege'de hizmet vermesi amacıyla 6 milyon liraya yaptırılan gemi, Akdeniz'deki balıkçılık kaynakları ile Antalya Körfezi'ndeki dev kırmızı karides türlerinin stoklarının araştırılması için Kemer açıklarında, 60 metre derinliğe demir attı. Modern teknik cihazlarla donatılan, seyir ve donanım özellikleri bakımından Avrupa'da 4'üncü, dünyada 11'inci sırada bulunan 32 metre uzunluğundaki gemiden yapılan yarım saatlik trol çalışmasında elde edilen 28 türdeki balık, incelemeye alındı. Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Yılmaz Emre, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü işbirliğinde aylık ve mevsimsel iki proje için çalışmalara başladıklarını söyledi. "Akdeniz balıkçılık kaynaklarının araştırılması" ve "Antalya Körfezi'nde dağılım gösteren dev kırmızı karides türlerinin stok büyüklerinin hesaplanması" projelerinde Türkiye'nin balıkçılık sektörü için önemli veriler toplayacaklarını anlatan Emre, veriler ışığında avcılık yönetimine yönelik sonuçlar ortaya koyacaklarını bildirdi. Enstitü olarak araştırma, üretme ve eğitim alanlarında hizmet verdiklerinin altını çizen Doç. Dr. Emre, "Arama 1" adlı gemi ile Akdeniz'de ihtiyaç duyulan önemli çalışmaları gerçekleştireceklerini belirtti. Emre, geminin Akdeniz'in yanı sıra Ege bölgesine de hizmet vereceğini, ayrıca denetim amaçlı da kullanılacağını kaydetti. İSTANBUL - Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, Türkiye'nin Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkiler önemli mesafeler katedildiğini belirterek, "Kıta ile olan ticaret hacmimizin 2014 yılında 23,4 milyar dolara, Afrika'daki Türk yatırımlarının 6,2 milyar dolara ve Türk müteahhitlik firmaları tarafından kıtanın tamamında üstlenilen projelerin değerinin ise 55 milyar dolara ulaşması, bu ilerlemeyi gözler önüne sermektedir" dedi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen Türkiye-Güney Afrika İş Forumu'nda konuşan Yıldırım, ticaret, yatırım, enerji ve turizmin lojistik merkezi olan Türkiye'nin stratejik konumu sayesinde geçen on yılda Avrasya bölgesinde bir cazibe merkezi haline geldiğini anımsattı. Bu süre zarfında ne kadar büyük bir atılım yapıldığını istatistiklerin de gösterdiğini bildiren Yıldırım, "800 milyar doların üzerindeki nominal gayri safi yurtiçi hasılası, 400 milyar dolarlık mal ticareti, 50 milyar dolarlık hizmet ticareti geliri ve son on yıldaki toplam 150 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım miktarı, Türkiye'nin çarpıcı yükselişinin temel göstergeleridir" dedi. Öte yandan Güney Afrika'nın sürdürülebilir kalkınma konusunda bölgesindeki ülkeler için örnek konumunda olduğuna işaret eden Yıldırım, Güney Afrika'nın BRICS ve bazı bölgesel organizasyonların üyesi olduğundan beri, bir yandan kıta ülkeleri ile güçlü bir ticaret ve yatırım ağı, bir yandan da dünya devleri ile sağlam bağlantılar kurmayı başardığını dile getirdi. Türkiye'nin 2003 yılından beri Afrika'ya yönelik başlattığı ticaret ve yatırım stratejisini başarıyla uyguladığına dikkati Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aydın Ünlüoğlu, proje kapsamında Akdeniz kıyılarında örneklemeler yaptıklarını söyledi. Proje kapsamında Kemer açıklarında 60 metre derinlikte trol çalışması yaptıklarını anlatan Ünlüoğlu, denize gönderdikleri ağ ile dipteki balık türlerini topladıklarını ifade etti. Ayrıca ağ ile gönderdikleri sensörlerle deniz dibindeki hareketliliği izlediklerini kaydeden Ünlüoğlu, yarım saatlik çalışmanın ardından ağı güverteye çektiklerini ve balıkları türlerine göre ayırdıklarını, bunları ağırlıkları, boyları, yaşlarına göre laboratuvarda incelediklerini vurguladı. Verileri toplayıp, kaydettiklerini ifade eden Ünlüoğlu, projelerin yaklaşık iki yıl süreceğini ve örnekleme çalışmasının Fethiye Körfezi'nden İskenderun Körfezi'ne kadar devam edeceğini bildirdi. Türk balıkçılığı açısından önemli verilere ulaşacaklarını anlatan Ünlüoğlu, balık türlerinin, stoklarının, yönetiminin değerlendirileceğini, stokların korunması için de adımlar atılacağını dile getirdi. Güney Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkiler gelişiyor çeken Yıldırım, stratejilerinin ana parçası olarak, Türkiye'nin Afrika'daki kurumsal varlığını güçlendirerek, 2003'te Afrika'nın 11 ülkesinde bulunan elçilik sayısını bugün itibariyle kıtanın 39 ülkesine taşıdığını ifade etti. Afrika'da 27 ülke ve 44 farklı noktaya uçan Türk Hava Yolları ile kalkınma ajansı TİKA'nın ofislerinin Türk girişimcilerin kıtanın her noktasına yönelmesine yardımcı olduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Stratejimiz sayesinde, Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkilerimizde önemli mesafeler katedildiğini görmekteyiz. Kıta ile olan ticaret hacmimizin 2014 yılında 23,4 milyar dolara, Afrika'daki Türk yatırımlarının 6,2 milyar dolara ve Türk müteahhitlik firmaları tarafından kıtanın tamamında üstlenilen projelerin değerinin ise 55 milyar dolara ulaşması, bu ilerlemeyi gözler önüne sermektedir. Güney Afrika'nın komşu ülkelerle güven inşa etmeye odaklı, kıtanın geri kalanı ile ilişkilerini geliştirmeye çalışan, kıta çapındaki barış ve güvenliği hedefleyen bir politika sürdürdüğünün farkındayız. Politik ve ekonomik istikrar eksikliğinin Afrika toplumlarının kalkınma süreçlerine ne derece ket vurduğu düşünüldüğünde, Güney Afrika'nın bunu engelleme çabaları takdire şayandır. Afrika ülkelerinin kalkınma çabalarına ve kıtadaki ticari ve ekonomik çalışma ortamının geliştirilmesine önem veren ülkeler olarak, Türkiye ve Güney Afrika, güçlerini birleştirmeli ve bu enerjinin ortaya çıkaracağı ortaklık fırsatlarını sadece Afrika için değil tüm dünya için değerlendirmelidir."

8 83 Ağustos 2015 Pazartesi EKONOMİ TAV Havalimanları, yılın ilk yarısında cirosunu bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artırarak 508 milyon avroya yükseltti. Facebook'un gelirleri yüzde 39 arttı WASHINGTON - Dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitelerinden Facebook'un yılın ikinci çeyreğindeki geliri, önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 39 artarak 4,04 milyar dolara yükseldi. Facebook, 2015 mali yılının ikinci çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. New York Borsası kapandıktan sonra yapılan açıklamaya göre, Facebook 30 Haziran'da biten ikinci çeyrekte, 4,04 milyar dolar gelir ve hisse başına 0,50 dolarla toplamda 719 milyon dolar net kar elde etti. Piyasaların beklentisi ise şirketin hisse başına 0,47 dolar net kar ve 3,99 milyar dolar gelir açıklayacağı yönündeydi. Şirketin geliri, böylece geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artarken, net karı yüzde 9,1 azalmış TAV Havalimanları'nın cirosu %17 arttı İSTANBUL - TAV Havalimanları'ndan yapılan açıklamaya göre, şirketin bu yılın ocak-haziran döneminde cirosu yıllık yüzde 17 artışla 508 milyon avroya, konsolide net karı da yüzde 4 yükselişle 88 milyon avroya ulaştı. Aynı dönemde şirketin yolcu sayısı ise yüzde 8 yükseldi. Açıklamada görüşlerine yer verilen TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, bu yılın ilk yarısında hem havacılık gelirleri, hem de ticari gelirlerde artış sağladıklarını belirtti. Şener, avro bazında Faiz Amortisman Vergi Öncesi Kar (FAVÖK) büyümesinin yüzde 21'le ciro artışının üzerinde gerçekleştiğine işaret ederek, net karlarının ise ertelenmiş vergi gibi nakit dışı kalemlere rağmen yüzde 4 yükseldiğini bildirdi. Yılın ikinci çeyreğinde toplam 306 milyon liralık nakit temettü dağıttıklarını aktaran Şener, "Temettü politikamıza uygun bir şekilde dağıtılan temettü, net karımızın yüzde 50'sine denk geldi ve temettü verimi yüzde 3,5 civarında oluştu. Akıllı ve sakin büyüme politikamız çerçevesinde büyüme ve temettüyü önümüzdeki dönemde de dengeli götüreceğiz" değerlendirmelerini yaptı. Şener, Medine Havalimanı'na yaptıkları yatırımın yılın ikinci çeyreğinde tamamlandığını ve yeni terminal binasını resmi olarak açtıklarını anımsattı. Resmi açılışın ramazan ayına denk gelmesinin kendileri için hoş bir sürpriz olduğunu belirten Şener, şunları kaydetti: "İslam aleminin ikinci kutsal şehrinde bu projeyi üstlenmekten gurur duyuyoruz. Umman'ın Salalah havalimanındaki gümrüksüz satış operasyonumuz da ikinci çeyrekte faaliyete başladı. TAV ekosisteminin dışında özellikle hizmet şirketlerimizle büyüme stratejimizin meyvelerini yavaş yavaş almaya başlıyoruz. Havalimanı işletmesinin her alanında entegre hizmet sunan bir şirket olarak bu endüstride dünya standartlarını oluşturan markaların arasında bulunuyoruz. Her zaman için kendimizi geliştirmeyi hedefliyoruz ve biriktirdiğimiz tecrübeyi eğitim markamız TAV Akademi çatısı altında tüm dünyaya satıyoruz." Şener, TAV Havalimanları ve markalarıyla, 13 ülkede 64 havalimanında faaliyet gösterdiklerini vurgulayarak, şirketlerini bugüne taşıyan tüm TAV çalışanlarına teşekkür etti. oldu. Facebook, geçen yılın ikinci çeyreğinde 2,91 milyar dolar gelir ve 791 milyon dolar net kar açıklamıştı. Facebook'un, net karının önceki yılın aynı dönemine kıyasla gerilemesinde güçlenen dolar etkili oldu. Şirket, açıklamasında, döviz kurundaki dalgalanmaların olumsuz etkileri hesaba katılmadığında, gelirinin önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 39 yerine yüzde 50 artmış olacağını bildirdi. Fasulye hasadı Suriyelilere ekmek kapısı oldu BURDUR - Ülkelerinde yaşanan savaş ve karışıklık nedeniyle Türkiye'ye sığınan Suriyelilerden Burdur'a gelen yaklaşık 500 kişi, Ağlasun ilçesindeki fasulye tarlalarında ekmek paralarını kazanıyor. Suriyeli ailelerin Türkiye'deki bazı tarım alanlarında çalışmalarını organize eden Mustafa Karakaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarlalarda zaman zaman işçi sıkıntısı yaşandığını söyledi. Bu sıkıntının Türkiye'ye sığınan Suriyeliler ile kapatılmaya çalışıldığını anlatan Karakaya, "Benim yanımda önce yaklaşık 100 Suriyeli vardı. Sonra bu kişiler kendi akrabalarını ve komşularını da yanlarına aldılar. Şimdi yaklaşık 500 kişi olduk, iki senedir birlikte çalışıyoruz" dedi. Karakaya, Ağlasun ilçesinde çalışan Suriyelilerin elektriği ve suyu bulunan çadırlarda kaldıklarını, günde 8 saat çalıştıklarını, 36 lira yevmiye aldıklarını, yeme ve içme ihtiyacını ise kendi imkanlarıyla karşıladıklarını bildirdi. Türkiye'nin Suriyeliler için iş ve ekmek kapısı olduğunu ifade eden Karakaya, "Kimisi Suriye'den, kimisi Mersin, Şanlıurfa ve Gaziantep'ten geldi ama hepsi de Türkiye'den çok memnun. Aldıkları yardımlardan da memnunlar" diye konuştu. Karakaya, Ağlasun ilçesinde fasulye toplama döneminin sona ermesinin ardından Isparta'ya elma toplamaya gideceklerini anlattı. Annesi ve 3 erkek kardeşi ile Ağlasun ilçesine gelen Suriyeli Yusuf Mustafa, ülkelerinde zor günler geçirdikten sonra Türkiye'de tarımda çalışmaya başladığını söyledi. Türkiye'nin kendilerine her konuda yardımcı olduğunu belirten Mustafa, "Suriye'de savaş var. O yüzden ailece burada çalışıyoruz. İş olduğu sürece de çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Babası, 2 erkek ve 2 kız kardeşi ile fasulye tarlasında çalışan Halil Hasan da Türkiye'de çalışma imkanı buldukları için çok mutlu olduklarını dile getirdi. Türkiye'nin balık stokları "tükeniyor" İZMİR- Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin denizlerinden avladığı toplam balık miktarında son 10 yılda yüzde 30 gerileme yaşandı. En çarpıcı düşüş kefal, levrek, çipura, akya, kalkan gibi dip balığı türlerinde görüldü. AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı 2014 yılı su ürünleri istatistiklerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye'nin denizlerden elde ettiği balık miktarı 2005 yılındaki 334 bin 248 ton seviyesinden yüzde 30 düşüşle geçen yıl 231 bin tona geriledi. En fazla avlanan türler arasında yer alan hamsi, sardalya ve istavritte son 10 yılın en kötü sezonu yaşandı. Geçen yıl 96 bin 440 ton hamsi, 18 bin 77 ton sardalya ve 12 bin 213 istavritin avlanırken en çarpıcı düşüşler dip balıklarında görüldü. Buna göre 10 yıl önce 10 bin 560 ton avlanan kefal, geçen yıl bin 721 tona, 4 bin 100 ton avlanan bakalorya 642 tona, 2 bin 825 ton avlanan barbunya bin 426 tona, 505 ton avlanan akya 173 tona, bin 215 ton olan çipura 606 tona, bin 190 ton avlanan dil balığı 417 tona, 649 ton avlanan kalkan 197 tona, 581 ton olan levrek 110 tona düştü. Lüferde ise 2005 yılında 18 bin tondan 2011'de 3 bin 122 tona kadar gerileyen av miktarı, yeniden artışa geçerek geçen yıl 8 bin 386 tona ulaştı. Avında artış yaşanan başlıca türler ise çaça, mezgit, tekir ve tırsi balıkları oldu. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Cemal Gücü, çok fazla sayıda tekneye sahip Türkiye'nin yüksek avlanma kapasitesine sahip olduğunu, bunun da balık stokları üzerinde baskı yarattığını belirtti. Gücü, alınan önlemlere rağmen bir çok türünün popülasyonunda gerilemelerin devam ettiğini belirtti. Hamsi, palamut, sardalya, istavrit gibi sürü balıklarında av miktarının iklimsel değişiklere göre dalgalı bir seyrin izlediğini, bu türlerdeki gerilemelerin kritik seviyede olmadığını anlatan Gücü, geçen yıl hamsideki gerilemenin de deniz suyu sıcaklığıyla ilgili olduğunu söyledi. Geçen yıl sonbahar aylarında yaptıkları tespitlerde Karadeniz'in güneyinde 300 bin ton hamsi tespit etmelerine rağmen deniz suyu sıcaklığındaki değişim nedeniyle bu balıkların Gürcistan sularına doğru gittiğini anlatan Gücü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sürü balıklarında iklim koşulları uygun giderse yüksek miktarda balık avlanabiliyor. Bu türlerde av miktarındaki gerileme balıkçılığı çökertecek seviyede değil, burada ancak kardan zarar ediyoruz. Yani avcılıktaki gücümüzü kontrol altında tutsak eskisi gibi 1 milyon tonlara ulaşmak mümkün. Bu balık türlerinde korkacak bir şey yok. Ancak dip balıkları çok daha hassas konumda. Bulundukları bölgede kalıcı olan ve sürü balıklarına göre daha uzun süreli üreme dönemlerine sahip dip balıkları kendilerini çok kolay toparlayamıyor. Bu balıklar üzerindeki balıkçılık baskısı daha net görülebiliyor. Hamsi doğduğu yıl yumurta bırakabilirken kalkan ancak 3-4 yaşına kadar yumurta bırakamıyor. Pek çok balık türünde tehlike çanlarının çalmaya başladığı sınırdayız. Aşırı avcılık nedeniyle balıklar, geleceklerini garanti edecek kadar yumurta bırakamıyor." Popülasyonu hızla gerileyen balıklar içinde kalkanın durumunun çok trajik olduğuna dikkati çeken Gücü, kalkanın artık avlanmasının yasaklanması ve korunma altına alınması gereken bir tür haline geldiğini, bunun için Romanya ve Ukrayna'nin da dahil olacağı uluslararası bir projenin yürütülmesinin şart olduğunu söyledi. Balık popülasyonundaki gerilemenin önüne geçebilmek için Türkiye'nin çeşitli önlemler aldığını anlatan Doç. Dr. Gücü, diğer Akdeniz ülkelerine göre daha uzun dönemi kapsayan av yasağı uygulandığını, avlanma gücünün azaltılması için balıkçı teknelerinin devlet tarafından satın alındığını, balıklara boy sınırlaması getirildiğine işaret etti. Atılan adımlar sonucu durumun geçmişe göre daha fazla kontrol altında gözüktüğünü ifade eden Gücü, yasak avlanmayla daha iyi mücadele edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ramazan Özkaya da balık popülasyonunun azalmasından sadece balıkçı teknelerinin değil amatör avcılık faaliyetlerinin de sorumlu olduğunu savundu. Özellikle ekonomik değeri yüksek olan dip balıklarının olta ve zıpkınla yoğun olarak avlandığına işaret eden Özkaya, "Hamsi bir yılda büyüyüp pazara giriyor ama örneğin bir laos 5 yılda ekonomik büyüklüğe ulaşıyor. Gece dalışı yapan zıpkıncılar belirledikleri yuvaları bir tek balık kalmayana kadar kurutuyor. Amatör balıkçıların dip balıklarına verdiği zarar, teknelerden çok daha fazladır" dedi.

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN BU DÜNYADA VALİ PROF. DR. BAHAEDDİN GÜNEY İYİ Kİ VAR Azerbaycanlı yazar-şair-gazeteci Qardaş Alişoğlu, Vali Bahaeddin Güney i; Türk dünyasını nurlandıran insan olarak nitelendirmişti. Vali Bahaeddin Güney için onlarca kitap ortaya konsa, hakkında yüzlerce makaleler yazılsa, onun şahsiyetini bu cümle kadar net ve kapsamlı anlatamazdı. O sebebledir ki Qardaş Alişoğlu, Bahaeddin Güney Beyle ilgili Azerbaycan da bir kitap yazdı. Adını da Türk Dünyasını Nurlandıran İnsan olarak koydu. Nurlandırmak ne demektir? Azerbaycan da bu kelimenin karşılığı ışıklandırmak, bilgi ile donatmak, toplumu aydınlatmak gibi anlamlara gelir. Gerçekten sayın Valimize bu nitelendirme yakıştı. Çünkü o neredeyse yarım yüzyıldır, sadece Türkiye ye kültürel hizmetlerde bulunmuyor, nerede Türk varsa o coğrafyaları da Türk kültürüyle ağartıyor ve hizmetleriyle taçlandırıyor. Bu hizmetlerinin neler olduğunu şahsen ben çok iyi biliyorum. Çünkü Sayın Valimizi ben 35 senedir tanıyorum. Onun Antalya ve Eskişehir Valisi iken kültürümüze yaptığı hizmetleri saymak ve bunları sıralamak bir makalenin hâtta bir kitabın boyutlarını aşar. Sadece kültür değil, o illerin; turizm, kalkınma, imar, ekonomi, eğitim alanlarında da büyük hizmetleri olmuştur. O sebebledir ki; turizm gelişim projelerini başarılı bir biçimde uygulama çalışmalarından dolayı 1986 yılında Avrupa Konseyi Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ne üstün hizmetlerinden dolayı 1987 yılında T.C. Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu Takdirname sine lâyık görülmüştür yılında Belçika Gent Kraliyet Üniversitesi tarafından Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirildi. Tanıdığım Vali Prof. Dr. Bahaeddin Güney sadece bir kültür adamı ve yönetici değildir. O bir Yunus Emre sevdalısıdır. Eskişehir Valisi iken onun gayretleriyle 1990 yılını Dünya Yunus Emre Sevgi Yılı ilân ettirdi. Hem vali olarak, hem de Yunus Emre Kültür Sanat ve Turizm Vakfı nın başkanı olarak Birleşmiş Milletler UNESCO ya teklif götürerek kabul ettirdi. O yıl içinde Eskişehir de Yunus Emre ile ilgili kongreler yaptırdı, araştırmalar gerçekleştirdi, yarışmalar düzenlettirdi, yayınlar hazırlattırdı sergiler açtırdı. B.M. UNESCO binası duvarına hem Türkçe, hem İngilizce olarak Yunus Emre nin Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz dörtlüğünü altın levhaya yazdırarak astı. Bu levha hâlen UNESCO nun duvarında asılıdır. Bahaeddin Güney valimize; ABD, Mısır, Romanya, Avusturya, Rusya, Arnavutluk, İtalya, Çin, Makedonya, Moldova hükümetleri tarafından Üstün Hizmet Madalyaları değişik tarih ve yerlerde kendisine takıldı yılında Romanya Titulescu Kültür ve Barış Ödülü verildi. Aynı yıl içinde Moldavya Yazarlar Birliği onu Avrasya Kültür Sanat Valisi ilân etti. Sayın Valimiz emekli olduktan sonra girişimleriyle ve yaptığı çalışmalar sonucunda, tarih ve 8034 sayılı T.C. Bakanlar Kurulu Kararnâmesi ile Avrasya Dostluk Kültür ve Sanat Turizm Kurumu nu kurdu. Bu kuruluş vasıtasıyla Türk dünyasında onlarca sempozyum, sergi ve kültürel etkinlikler gerçekleştirdi. Bildiri kitapları ve kültür kitapları yayımladı. Bu hizmetlerin büyük bölümünü kendi maddi imkânları ile hayata geçirdi yılında AYÇOV tarafından Sosyal Hizmetler Büyük Ödülü kendisine takdim edildi yılında Yılın Bürokratı seçildi yılında Belçika Kralı II. Albert in çıkardığı tarihli bir Kraliyet Kararnâmesi ile Belçika Devleti nin II. Leopold Üstün Hizmet Nişanı na lâyık görüldü. Sayın Valimize, Azerbaycan da faaliyet gösteren Vektör Uluslararası İlim Merkezi tarafından ayrı ayrı tarihlerde doktora ve profesörlük payeleri verildi. Yine Bakü de faaliyette bulunan Asya Üniversitesi tarafından doktora payesi kendisine takdim edildi. Vektör Beynelhalk İlim Merkezince 2006 yılında Türk Dünyası Altın Yıldız Üstün Hizmet Ödülü kendisine verildi yılında Birleşmiş Milletler Taçlı Hizmet Madalyası ile ödüllendirildi yılı içinde kendisine Avrupa Doğa Bilimleri Akademisi tarafından Onur Ödülü ve Madalyası verildi. Sayın Valimize verilen daha yüzlerce ödül ve madalya bulunuyor. Bunların hepsini burada listelemenin zorluğunu anlatmayı fazla buluyorum. Vali Prof. Dr. Bahaeddin Güney, insanlığın sevgi, barış ve evrensel ilkelerini savunmakta ve yaygınlaşması için çalışmaktadır. Daha nice yıllara diyorum yılından bu yana Avrasya Kurumu nun Genel Başkanlığını yürütmektedir. Ayrıca Türk- Makedon ve Türk-Roman Kültür Sanat ve Dostluk Derneklerinin de genel başkanıdır. Avrasya Kurumu nda Sayın Valimiz ile birlikte çalışıyoruz. Ben de bu kurumun genel başkan yardımcısıyım. Yaşımız ve sağlığımız elverdiği sürece bu kurum aracılığıyla kültüre ve sanata hizmet etmeye devam edeceğiz. İyi ki bu dünyada Vali Prof. Dr. Bahaeddin Güney var. 9 3 Ağustos 2015 Pazartesi Doğu Karadeniz de kültür çıkartması Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Haluk Dursun, Doğu Karadeniz'i turizm ve kültürde yükselen değer gördüklerini belirterek, "Ana fikrimiz başka bölgelerde yapılan hataları burada tekrar etmemek, onlardan dersler çıkartmaktır" dedi. TRABZON - Dursun, Kültür ve Turizm Bakanlığınca düzenlenen "Doğu Karadeniz'de Kültür ve Turizm Buluşmaları" toplantısında yaptığı konuşmada, bakanlık olarak bölgeye Trabzon merkezli çıkartma yaptıklarını söyledi. Kültür ve turizmi çok önemsediklerini dile getiren Dursun, "Kültür ve turizmi birleşmiş buluşmuş ve birbirlerinden güç almış kavramlar olarak düşünüyoruz. Bu nedenle de bu çalışmalarımıza kültür ve turizm buluşmaları adını veriyoruz" ifadesini kullandı. Dursun, bakanlığın kültür ve turizm alanında çalışması olduğunu belirterek, "(Şehir-İnsan) projenin adı. Başbakanımız Topkapı Sarayı'nda o projenin açılışını yaptı. Şehir ve insan ilişkilerini son derece önemsiyoruz. Bu ilişkilerin maalesef gittikçe bozulduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu tehlikeyi gördüğümüz için şehir ve insan arasındaki bağlantıyı tekrar kurmak üzere 'Şehir-İnsan Medeniyet Köprüsü Örnek Kişilikler Projesi'ni başlattık. O projede 5 örnek kişiyi ve 5 şehri seçtik. Çalışmamızı da size tanıtmak üzere toplantımıza getirdik" diye konuştu. Trabzon'da turizm sektöründeki sorun ve değerlendirmeler hakkında bilgi sahibi olmak için bulunduklarını vurgulayan Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buraya akademisyen sıfatıyla ders vermeyle gelmedik, buradan ders çıkarmaya geldik. Ana amacımız buradan dersler çıkarıp bu dersleri daha sonra raporlayarak çözümler üzerine getirmek. Bir amacımız da kültür ve turizmi buluşturmak. Birçok bölgede maalesef iyi uygulayamadığımız, dersler çıkardığımız koruma ile gelişme arasındaki dengeyi gözetmek. Çok korumacı olmanın bazı mahsurları var. Çok gelişmeci olmanın da bazı mahsurları var. Turizmde bunun örneklerini gördük. Dolayısıyla artık koruma amaçlı gelişim planları üzerinde duruyoruz. Bölgeyi turizmde ve kültürde yükselen değer olarak görüyoruz. Ana fikrimiz başka bölgelerde yapılan hataları burada tekrar etmemek, onlardan dersler çıkartmaktır." Dursun, Doğu Karadeniz'de kültür ve turizmi iyi korumak gerektiğini dile getirerek "Doğu Karadeniz'in geleceğini birlikte planlamak ana temamızdır. Tek yönlü, tek cepheli, dar ve kısır yönlü düşünmemek felsefemizdir. Burada lojistik MUĞLA Uluslararası Bodrum Bale Festivali, "Hamlet" adlı bale gösterisiyle devam etti. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünce düzenlenen, Muğla Valiliği ve Muğla Büyükşehir Belediyesi ile Bodrum Belediye Başkanlığının katkılarıyla gerçekleştirilen festival sürüyor. Festival kapsamında, Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'nde, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından "Hamlet" isimli bale gösterisi sahnelendi. Sheakespeare'in oyunundan uyarlanan, Revaz Gabichvadzea'nın bestelediği ve koreograf Nugzar Magalashvili'nin sahneye koyduğu eserde, Danimarka'daki Elenor Sarayı'nda babasının ani ölüm haberini alan Hamlet, bu acının hemen arkasından amcası Cladius'un tahta çıkacağını ve annesi Gertrude ile evlenme kararı aldıklarını duyarak yıkılır. Babasının ölümünün üzerinden daha 40 gün bile geçmeden başlayan düğün hazırlıkları karşısında Hamlet, gördüklerine ve duyduklarına inanamaz. Düğün öncesinde ve sonrasında sergilediği gergin tavırlar açısından bizim yapacaklarımız neyse bunları yapmaya kararlıyız" dedi. Bunun birinci aşamasının tanıtım olduğunu, bölgenin bu aşamayı geçtiğini kaydeden Dursun, "Buradaki çağrıya kulak verenlerin potansiyeli doyum noktasına doğru gidiyor. Bölgeye genel olarak baktığımızda tanıtımın, şu andaki potansiyel açısından yeterli ve başarılı olduğu kanaatindeyim. Daha çok almamız gereken yol, buraya gelenlerin memnuniyet kat sayısını artırmaktır" değerledirmesinde bulundu. Trabzon Valisi Abdil Celil Öz de Türkiye'de ve Doğu Karadeniz'de turizmin yükselen bir değer olduğunu söyledi. "Kültür ve Turizm Buluşması"nın önemine işaret eden Öz, "Doğu Karadeniz ve Trabzon son yıllarda turizmde önemli gelişme seyretti. Turizm pastasından alınan payın arttığı bir süreci yaşıyoruz. Turizmi hem süre hem alan hem de konu açısından genişletmek için çalışmalarımız var. Diğer yandan ulaşım başta olmak üzere alt yapı ve yatırım konusunda çalışmalarımız var" diye konuştu. Hamlet bale gösterisi Bodrum Kalesi nde sahnelendi amcası Cladius'u sinirlendirmekte ve korkutmakta, annesi Gertrude'yi ise büyük bir huzursuzlukla kıvrandırmaktadır. Hamlet, onlara bu ihanetlerini her ne pahasına olursa olsun ödetmeye ant içmiştir. Bu uğurda sevdiklerine ve masum insanlara zarar vermekten çekinmez. İki bölümden oluşan ve yaklaşık 1,5 saat süren bale gösterisini bin 500 kişi izledi. Festival, 31 Temmuz ve 1 Ağustos akşamları "Los Vivancos" topluluğu tarafından sahnelenecek bale gösterisiyle sona erecek. Prof. Dr. Abdülkadir Karahan anıldı İSTANBUL - Edebiyat tarihçisi, şair ve yazar Prof. Dr. Abdülkadir Karahan, vefatının 15. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı. Anma törenine, Karahan'ın eşi Süreyya Karahan ve kızı eski AK Parti Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, dostları ve öğrencileri katıldı. Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından gazetecilere açıklama yapan Zeynep Karahan Uslu, babası Abdülkadir Karahan'ın hayatını "dosdoğru bir insan ve dava adamı" olarak yaşadığını söyledi. Uslu, büyük bir alim, kendi alanında dünya çapında bir isim olan babasının 40'tan fazla esere imza attığını, binlerce makalesinin yayınlandığını, binlerce öğrenci yetiştirdiğini anlattı. Abdülkadir Karahan'ın ülkesi ve ümmeti adına dert üzere bir hayat yaşadığını dile getiren Uslu, "Onun hayatı bu ülkenin en zor zamanlarında yaşandı. Cumhuriyetten daha yaşlıydı, bir imparatorluk çocuğuydu. Osmanlı Devleti'nin tebaası olarak doğdu. Cumhuriyetin bütün başarılarına ve acılarına tanıklık etti. Siverek'ten Sorbonne'a uzanan bir hayattı onunkisi, en dar şartlardan en geniş imkanlara. Hangi şartta ve hayatın neresinde olursa olsun değişmeyen bir duruşu vardı. O duruşla birlikte o duruşun bu ülkede daima bir bedeli de oldu. Her darbede işinden atıldı, üniversiteden uzaklaştırıldı. Ama o hep konuşmalarına besmeleyle başladı. Zaman ve zemin hiç fark etmedi" diye konuştu. Törende daha sonra dua edildi. Öz, Kültür ve Turizm Bakanlığının bu kapsamda devam eden projeleri bulunduğuna dikkati çekerek, "Turizm açısından sayısal verilere baktığımız zaman Trabzon geçen yıl 3 milyon ziyaretçiye ulaştı. Bu yılın ilk beş ile altı ayında bu rakamların yüzde 15'lik artışa geçtiğini görüyoruz. Bu sevindirici bir gelişme ancak bunun sürekliliğini sağlamak için sektörde eğitimde ve denetimde sahiplenme konusunda önemli çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bu toplantılar bu boyutu ile önem arz ediyor" dedi. Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtım Genel Müdürü İrfan Önal, Yat İşletmesi Genel Müdürü Cemil Turan, Kültür Varlıkları Genel Müdür Yardımcısı Zülküf Yılmaz ile Trabzon, Ordu, Giresun ve Rize'den çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER BENİM SAHİBİM VAR Bahara ulaşan kuşlar gibiyim... Kifayetsiz nefesim Ne desem, ne yazsam da sevgisine, ateşine yetişemediğimdir yârim! Seni çözmek, beni çözmek demektir yâr! Hiçbir hitap sana sevgimi tam anlatamaz çünkü cümle kelimem, cümle sıfatım, cümle teşbihim, cümle tasvirimsin sensin benim. İçimde mütemadiyen kederden kadere kanat çırpan sevda, dünyada duyulmuş veya tanınan bir kuş değil. Bizi mahşere uçuracak kader kuşu o herhalde. Aşk bende mütemadiyen büyüyen bir çiçek, durmadan esen bir rüzgâr ve durdurulamayan bir sağnak yağmur gibi yağıyor üstüme. Ezelim, ebedim, kâlu belâm, duam, hülasam, şükrüm, çılgınlığım, arzum, ateşim, hasretim, mutluluğum, herşeyim... Cansın, canımsın, cananımsın, herşeyimin canısın. Her gün yeni yeni sürgünler veriyor kalbim sana ve mahşere kök salıyor aşkım. Bende yalnızlığı, bende hüznü, bende olumsuz her şeyi başta yaralayan ve sonrasında öldürensin sen. Şükrüme yol olan ruh eşim, seni ölesiye, seni çılgınca, seni tarifi imkânsız bir şekilde seviyorum ve her şeyimle her gün sana yeniden, hep dahanın çoğuyla sonsuzca âşık oluyorum. Sevdiğim, hârım, yangınım, çölüm, sabahım Benim ayçiçeğim, özetim, doyamadığım... Ben sensiz bir yokum, yaşamıyorum sanki mütemadiyen bir sarhoşluk hali yaşıyorum aşkınla ve biliyorum hiç geçmeyecek bir hâl bu. Her uzvumla, ruhumla, nefesimle özlüyor ve yanıyorum senin için. Mutluyum ve çok huzurluyum ama sensizlik boynumda bir ip gibi sıktıkça sıkıyor ve bazen dayanılamayacak bir hâl alıyor ahvâlim. Benim başkentim, benim ülkem, benim vatanım sensin sultanım... Seninle herşey güzel. Sonsuzluğu seninle yaşamak iştiyakı ve mutluluğu dünyadayken bile beni hercümerç ediyor. Bahara ulaşan kuşlar gibiyim... Yüreğimin hâkimi yâr, çağlayanlar akıyor içimden ve okyanuslar benden besleniyor sanki. Çok şükür dualarımı kabul eden Hüdâ ya, benim Mevlâdan sonra sahibim var. Beni sonsuzca kendisine, kalbine ve ruhuna bende eden bir yâr var. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Senin gülüşün yârim solmayan bir çiçektir, Zamanın tik takları bende atan yürektir. Bir elimde bu cihan, bir elimde ukba var Vuslata koşan gönlüm mahşer yolunda tektir.

10 10 3 Ağustos 2015 Pazartesi SAĞLIK Kalbi gelişmeyen Derya, uzanacak yardım elini bekliyor Borçka ilçesinde yaşayan Ataman çifti, erken doğumla dünyaya gelen ve kalbinin sağ tarafının gelişmediği teşhisi konulan 9 aylık kızları Derya Ecrin'in sağlığına kavuşması için hayırseverlerden yardım istiyor. ARTVİN - Gündoğu Mahallesi'nde yaşayan 23 yaşındaki 3 çocuk annesi Serpil Ataman, AA muhabirine, geçirdiği apandisit ameliyatı nedeniyle 8 aylık olarak sezaryenle dünyaya getirdiği kızının kalbinde sorun bulunduğunu belirterek, bebeklerinin bugüne kadar 3 kez anjiyo olduğunu anlattı. Çocuğunun doğumundan sonra hayatlarında sıkıntılı günlerin başladığını belirten Ataman, kendisi hastanede tedavi görürken, kızının Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesine oradan da İstanbul'daki özel bir hastaneye sevk edildiğini kaydetti. Ataman, söz konusu hastanede kızının tedavisi için 60 bin lira gerektiğini ifade ederek, "Sürekli öksürüyor, ağlıyor ve vücudunun her tarafı morarıyor. Hastane ve ev arasında mekik dokuyoruz. Seneye okula başlayacak iki çocuğum daha var. Kaymakamlığın verdiği yardımlarla evimin kirasını ve geçimimizi sağlıyoruz. Ancak maddi durumumuz iyi olmadığı için tedavi için istenen bu parayı bulamıyoruz" diye konuştu. Kızının sağlığına kavuşması için Artvin Valiliği'nden yardım talebinde bulunduklarını belirten anne Ataman, mağduriyetlerini Artvin Valisi Kemal Cirit'e anlattığını söyledi. Anne Ataman, Vali Cirit'in kendisiyle çok ilgilendiğini ve yardım kampanyası başlatıp bir banka hesap numarası açılmasını sağladığını vurgulayarak, "İnşallah gerekli olan para kısa sürede toplanır. Allah devletimizden ve milletimizden razı olsun" dedi. Yardım taleplerini sosyal paylaşım sitesi hesaplarından da duyurduklarını ifade eden Ataman, şöyle konuştu: "Maddi durumu iyi olan iş adamlarına, hayırseverlere, annelere buradan sesleniyorum ne olur bana yardım etsinler. Kızımın yaşamasını istiyorum. Diğer kardeşleri gibi sağlıklı olmasını istiyorum. Doktorlar ameliyat olursa sağlığına kavuşacağını söylüyorlar. Bir anne olarak yüreğim yanıyor. Kızım sürekli acılar içinde kıvranıyor. Sürekli ağlıyor ve vücudu morarıyor. Hayattaki en büyük arzum bir an önce çocuğumun sağlığına kavuşmasıdır." Ataman, diğer çocuklarının kardeşinin durumuna çok üzüldüğünü ve sürekli ağladıklarını anlatarak, "Özellikle 6 yaşındaki kızım Deva, kardeşiyle çok yakından ilgileniyor. Mamasını yediriyor. Her türlü ihiyaçlarının karşılanmasında bana yardım ediyor. Kardeşinin rahatszılığının ciddi olduğunu biliyor. Kardeşini çok seviyor ve durumuna üzüldüğü için sürekli ağlıyor. Bir an olsun kardeşinin yanından ayrılmıyor" ifadesini kullandı. Baba Turgay Ataman da (35) doktorların, erken doğum nedeniyle kızının kalp kapaklarının gelişmediğini söylediğini aktararak, doğumdan hemen sonra bebeklerinin ambulansla Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesine sevk edildiğini anlattı. Buradaki doktorların ise kızının kalbinin sağ tarafının gelişmediği teşhisini koyduklarını dile getiren Ataman, "Tam teşekkülü bir hastanede ameliyat olması gerektiğini belirttiler. Bunun üzerine hastane yetkilileri tam teşekkülü hastane olarak İstanbul'daki özel bir hastaneyi buldular. Hava ambulansı ile İstanbul'daki özelbir hastaneye nakledildi. Çocuğum burada çeşitli tarihlerde 3 kez anjiyo oldu" dedi. Baba Ataman, hastane yetkililerinin, kızı Derya Ecrin'in kalbindeki sorun nedeniyle biran önce ameliyat olması gerektiğini söylediklerini belirterek, şöyle devam eti: "Buradaki doktorlar ameliyatın riskli olduğu belirterek metin ve her şeye hazırlıklı olmamızı istediler. Bizde ameliyat olmasını kabul ettik. Sağlık güvencesi olarak yeşil kartım var. Hastane yetkilileri bizden ameliyat parası için yaklaşık 60 bin lira istediler. Çocuğum rahatsızlığından dolayı bir işte çalışamıyorum. Sürekli tedavisi için hastane yollarındayım. Ailemin maddi dudumu da iyi değil. Ne yapacağımı şaşırdım. Kızımın yaşamasını istiyorum. Gözlerimin önünde eriyen kızımın durumunu gördükçe bir baba olarak kahroluyorum. Elimden bir şey gelmiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum." Baba Ataman, hayırseverlerin, Ziraat Bankası Borçka şubesinde anne Serpil Ataman adına açılan "TR " No'lu hesaba para yardımında bulunmalarını talep etti. Yaz ishali, tatilinizi kabusa çevirmesin ANKARA - Uzmanlar, yaz aylarında başta seyahate gidecekler olmak üzere vatandaşları yaz ishallerine karşı uyardı. Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Törüner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz ishallerinin daha çok hijyenik durumlar ve gıdaların saklanma koşullarıyla ilişkili olduğunu söyledi. Yaz ishallerinin belirtileri hakkında bilgi veren Törüner, "Hastanın genel durumunu bozacak, fazla sayıda tuvalete gitme hali varsa ve halsizlik, yorgunluk, tansiyon düşüklüğü, soğuk soğuk terleme gibi durumlar ortaya çıkarsa, hiç vakit kaybetmeden bir doktora başvurulması gerekir. Özellikle de çocuk ve yaşlı hastaların dikkat etmesi gerekir. Çünkü onların su ve elektrolit bozukluklarına karşı direnci biraz daha düşük oluyor" dedi. Daha çok hijyen ve su kalitesinden kaynaklı ishal vakalarıyla karşılaştıklarını anlatan Törüner, "Elimizi yıkamak, meyve ve sebzeyi yıkamak gibi genelde hijyeni su ile sağladığımız için, kullanılan suyun kalitesinden veya hijyenik koşullara tam uyulmadığından kaynaklanan ishaller görebiliyoruz. Özellikle kırsal alanlarda temiz suların kirli sular ile karışması da ishalin başlıca nedenlerinden. Bu durum modern içme suyu tesisatlarında olmuyor ama çok eskiden köylerde kurulu olan içme suyu sistemleri, kuyu suları ile kanalizasyon karıştığı zaman yaygın ishaller karşımıza çıkabiliyor" diye konuştu. Özellikle yaz aylarının gelmesiyle seyahatlerin arttığına dikkati çeken Törüner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Seyahate bağlı olarak da ishal durumunu görebiliyoruz. Bölgeye has bazı hastalıkların yanı sıra yemek düzeninin değişmesi ve tüketilen gıdalar da ishale neden olup, tatil keyfinizi kabusa çevirebilir. Bu yüzden tatile gittiğiniz yerlerde mümkün olduğu kadar yeni hazırlanmış, taze yemeklerle beslenmemiz gerekmektedir. Başta sütlü tatlılar ve pastalar hazırlandıktan sonra uygun ısıda soğutucuda tutulmazsa tehlikeli olabilecek gıdalardır, bunları tüketirken taze olmasına dikkat edilmelidir. Bazı yemekler yapıldığı günün ertesi gün içine yoğurt veya mayonez veya sos katılarak tekrar tekrar masalara farklı bir yemek haline getirilebiliyor. Özellikle hijyenik koşullara uyulmadığında ve gerekli saklama koşulları sağlanmadığında bu da ishale neden olabilir." Prof. Dr. Törüner, açıkta satılan yiyecekler ile mayonez, tavuk, süt ve süt ürünleri, sosis, salam gibi gibi ürünlerin mutlaka son kullanma tarihlerine ve saklanma koşullarına dikkati edilmesi gerektiğini belirtti. İshal olan kişilerin dikkat etmesi gereken hususlara değinen Törüner, şu uyarılarda bulundu: "Hastanın olabildiği kadar sulu ve mineralli şeyler alması gerekiyor. Hastanın su, çay, ayran, komposto veya mineralli maden suyu içmesi gerekir. Diyet olarak ise lifli gıdaların azaltılması, muz ve şeftali dışında her türlü meyve ve sebze gibi gıdaların azaltılması semptomları azaltmak için önemlidir. Bunun dışında yeşillikler, bakliyat, lahana, brokoli, brüksel lahanası gibi yiyecekler hastanın şikayetlerini artırır. Günde 10 defa tuvalete çıkan hastayı, defa çıkarmaya başlar. Ayrıca halk arasında yaygın olarak bilinen kolanın içine aspirin at, iç veya şu ağacın kökünü kaynat içine de yaprak at gibi alternatif çözümler bilimsel açıdan kanıtlanmamış ve uzak durulması gereken yöntemlerdir. Bu tip yöntemler beş kişiye iyi gelmiş olabilir fakat altıncı kişide ölümle sonuçlanabilecek ciddi sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan hastaların mutlaka doktora veya sağlık kuruluşuna başvurması gerekir." Törüner, kişilerin öncelikle temizlik kurallarına uymasını özellikle el temizliğine dikkat etmesini, sebzelerin sirkeli suda bekletilmesini, yiyecek ve içeceklerin uygun şartlarda saklanması ve raf ömürlerine de mutlaka dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi. Yeni moleküler laboratuvar testleri ile artık 2-3 saat gibi kısa sürede daha doğru ve kesin sonuç alıp hastaya doğru tedaviye daha hızlı başlanabildiğini anlatan Törüner, şunları kaydetti: "Yeni yöntemler sadece tedavide başarıyı etkilemiyor, aynı zamanda bu yöntemler yanlış ilaç kullanımlarını ve yanlış harcanan parayı da azaltıyor. Tanı tam olarak konulduğunda hedefe yönelik tedavi yapmanız mümkün oluyor. Öteki durumda ampirik tedavi dediğimiz; enfeksiyonla ilişkili, sen şu antibiyotiği kullan, o antibiyotik olmazsa diğerini kullan, şeklinde ilerliyor. Yeni yöntemle hasta gereksiz ilaç kullanmaktan kurtuluyor. Bu durumun hem hastanın ekonomisine hem de ülkenin ekonomisine faydası oluyor." Alkol ve sigara pankreas kanserini tetikliyor SAMSUN - Uzmanlar, en hızlı yayılan türler arasında yer alan ve erken teşhisi zor olan pankreas kanserinden korunmak için alkol ve sigaradan uzak durulması gerektiğini bildirdi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kenan Erzurumlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pankreas kanserinin insanoğlu için en ölümcül dördüncü kanser olarak bilindiğini belirtti. Çoğu kez geç fark edilen, tedavi seçenekleri kısıtlı, hızlı yayılan, ölümcül bir tür olan pankreas kanserinde, hastaların yüzde 95'inin beş yıl içinde kaybedildiğini ifade eden Erzurumlu, hastalığın en hızlı yayılan kanser türleri arasında yer aldığına dikkati çekti. Pankreas kanseri vakalarının yüzde 80'inin, 60 ile 80 yaş arasında görüldüğüne işaret eden Erzurumlu, Sağlık Bakanlığı verilerine göre pankreas kanserinin, erkeklerde en fazla rastlanan kanser türleri arasında yer aldığını bildirdi. Erzurumlu, Pankreas kanserinin erkeklerde tüm kanserler içinde görülme oranının yüzde 1,9 iken kadınlarda bu oranın 1,8 civarında seyrettiğini dile getirdi. T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN (Taşınmaz Mal Satış İhale İlanı) Mülkiyeti Belediyemize ait ekli listede ilçesi, mahallesi, ada/parsel numarası, muhammen bedeli, geçici teminatı yazılı taşınmazlar 2886 sayılı kanunun 36. maddesi gereğince, Kapalı Zarf usulü ile ayrı ayrı ve peşin bedelle mülkiyet satışı yapılacaktır. 1- İhale Hipodrom Caddesi No: 5 deki Belediye Hizmet binasının 18. katında bulunan ENCÜMEN salonunda toplanacak Belediye ENCÜMENİ' nce yapılacak olan ihalede listedeki sıra takip edilecektir. 2- İhale suretiyle satışı yapılacak taşınmazların satış şartnamesi her gün çalışma saatleri içerisinde, Hipodrom Caddesi No: 5 Belediyemiz hizmet binası 14.katında bulunan EMLAK ve İSTİMLAK DAİRESİ BAŞKANLIĞI Taşınmazlar Şube Müdürlüğünde görülebilir. 3- İstekliler, Şartnamenin 3. Maddesinde yazılı İhaleye girebilmek için isteklilerde aranan şartları sağlamak zorundadır. Şartnameye uygun olmayan veya içinde şartname hükümleri dışında şartlar ihtiva eden teklifler geçersiz sayılacaktır. Buna göre İsteklilerde aranacak bilgi ve belgeler; - Kimlik ve Yetki Belgeleri, - İkametgah Belgesi, - Teminat Alındı Makbuzu veya Banka Teminat Mektubu, - Yer Görme Belgesi, - Şartname Alındı Makbuzu, - Teklif Mektubu, - Taşınmaz Mal Satış Şartnamesi, 4- İhaleye iştirak edecek olanlar 500 TL karşılığında şartname almak zorundadırlar. 5- İhale için verilen teklif mektupları verildikten sonra geri alınamaz. Erzurumlu, pankreas kanserinin oluşumunda alkol, sigara kullanımı ve yağlı yiyeceklerin büyük rol oynadığına işaret ederek, hastalığın erken teşhis edildiğinde tedavisinin mümkün olduğunu söyledi. Hastalığın erken teşhis edilmesinin zor olduğunu belirten Erzurumlu, ''Hastalığın en önemli belirtileri hızlı kilo kaybı, karın ağrısıyla bulantı ve kusmadır. Karın ağrıları, sindirim sistemi bozuklukları, diyabetin ortaya çıkması, zayıflama ve sırt ağrıları gibi durumların pankreasta bozukluk olduğunun işaretidir. Bu tür belirtileri olan kişilerin mutlaka geniş çaplı tedavi ve tetkik sürecinden geçmeleri gerekmektedir" dedi. Erzurumlu, hastalık oluşumunda beslenmenin önemli olduğunu da vurgulayarak, şunları kaydetti: "Alkol, sigara kullanımı ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Alkol pankreas iltihabına yol açmaktadır. Pankreas iltihabı da pankreas kanseri riskini artırır. Sigara içenlerde ise pankreas kanseri riski daha yüksektir. Pankreas kanseri, sigara içenlerde iki misli sık görülür. Sigarayı daha fazla içenlerde görülme riski daha yüksektir." 6- İhale için verilecek teklif mektubunda belirtilecek meblağ rakam ve yazı ile okunaklı bir şekilde (Silinti, kazıntı olmayacak) yazılacaktır. 7- Teklif mektuplarının en geç ihale günü saat 12.oo' ye kadar ihalenin yapılacağı adreste bulunan ENCÜMEN Başkanlığına (7. katta bulunan Yazı işleri ve Kararlar Dairesi Başkanlığına) verilmesi şarttır. Bu saatten sonra verilecek teklif mektupları veya her hangi bir nedenle oluşacak gecikmeler dikkate alınmaz. 8- Satış şartnamesinde belirtilen hususlarla taşınmazlara ait dosyasındaki bilgileri ve tapudaki takyidatları alıcı aynen kabul etmiş sayılır. İhalenin kesinleşmesinden sonra ihale uhdesinde kalanlar, Satış Şartnamesine aykırı bir talepte bulunamazlar. 9-Satıştan mütevellit bütün vergi, resmi harç, ilan giderleri, tapu harçları, alım satım giderleri, gibi ödenmesi gereken her türlü giderler alıcıya ait olup, alıcı tarafından kanuni süresinde ödenecektir. 10- İhale Komisyonu (ENCÜMEN) gerekçesini karar içeriğinde belirtmek koşulu ile ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. ENCÜMEN ce uygun görülerek karara bağlanan ihale kararı ise; İta Amiri nin ONAY ını takiben geçerlilik kazanacağı gibi, İta Amiri nin ihaleyi fesh etmesi halinde, iştirakçi idareye karşı herhangi bir hak iddiasında bulunamaz. 11- İş bu ihale ilanı genel bilgi mahiyetinde olup, satışta ihale şartnamesi hükümleri uygulanacaktır. S. No İlçesi Mevkii Ada/Parsel Alanı (m2) Belediye Hissesi Plan Amacı H.Max Emsal Muhammen Bedel(TL) Geçici Teminat (TL) İhale Saati 1 Altındağ Feridunçelik 19318/ Tam Konut 4 KAT 1,055, , :00 2 Altındağ Feridunçelik 19303/ Tam Konut 4 KAT 283, , :02 3 Altındağ Feridunçelik 19331/ Tam Konut 4 KAT 468, , :04 4 Altındağ Feridunçelik 19283/ Tam Konut 4 KAT 445, , :06 5 Çankaya Alacaatlı 60913/ Tam Konut Hmax:6.50 E:0.30 1,149, , :08 6 Çankaya Alacaatlı 44550/ Tam Konut Hmax:serbest E:0.50 1,062, , :10 7 Çankaya Alacaatlı 60959/ Tam Konut Hmax:serbest E: , , :12 8 Keçiören Ovacık 90990/ Tam KSA Hmax:serbest E:1.50 9,787, , :14 9 Yenimahalle Ergazi 64316/1 3, Tam Kreş+SKT Hmax:serbest E:1.50 1,795, , :16 10 Yenimahalle Susuz 63310/ Tam Konut Hmin:8 Kat E:1.00 5,257, , :18 11 Yenimahalle Susuz 63318/ Tam Konut Hmin:8 Kat E:1.00 5,329, , :20 Resmi İlanlar Basın (

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Düğün salonlarında yer bulmak zorlaştı Düğün salonlarının, ağustos-kasım dönemini dolu geçireceği belirtildi. İZMİR - İzmir Düğün Salonu İşletmecileri Derneği Başkanı Levent Demirkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, düğün salonlarında ramazanı takip eden aylarda yoğunluk yaşandığını, özellikle ağustos ve ekim ayları arasındaki hafta sonuna denk gelen günlerin yaklaşık 1 yıl önceden dolduğunu söyledi. Demirkurt, "Bu dönemdeki cuma, cumartesi ve pazar günlerimiz hep dolu. Ben şimdiden 2016 yılının hafta sonları düğünlerini vermeye başladım. Yaklaşık tane düğün yazıldı. İnsanların tercih ettiği özel tarihler veya yurt dışından gelecek misafirleri olabiliyor" dedi. İzmir'de düğün salonu kiralama fiyatlarının, organizasyonun yeri, zamanı ve niteliğine göre bin 500 liradan başlayıp, 30 bin liraya kadar çıkabildiğini de kaydetti. İstanbul Toplantı ve Düğün Salonları İşletmecileri Esnaf Odası (İSTDO) Başkanı Ümit Yaşar Demir de düğünlerin bir sektör olarak değerlendirdiğini belirterek, "Yüzlerce kalemden oluşuyor ve bence Türkiye'nin en büyük sektörlerinden birisi. Sürekli büyüyor ve bu sektörün lokomotifi de düğün salonları" diye konuştu. Yaz dönemine gelen ramazan ayının Türkiye'de düğün sezonunu ikiye ayırdığını anlatan Demir, şöyle devam etti: "Ramazan ayında düğünler azalıyor ama bu ay içinde düğün salonu fiyatlarının düşmesi nedeniyle gayrimüslim vatandaşların düğünleri yoğunlaşıyor Ramazandan sonra düğün salonlarında bu yıl ağustos, eylül ve ekim aylarında doluluk oranı çok yüksek. Özellikle ağustos ve eylül aylarında hafta sonunda bir salon bulmak neredeyse imkansız." Demir, Türkiye'de her yıl 670 bin çiftin evlendiğini, nikah, kına, söz, nişan ve evlilik şeklinde yaklaşık 1 milyonun üzerinde etkinlik yapıldığını kaydederek, "Kişi başı gelir fazlalaşınca Türkiye'de evlilik törenlerinde harcanan para da arttı. Önceden 2 bin liraya pastalı düğün yapılırken şimdi 10 bin liraya yemekli düğün yapılıyor. Bu yemekli düğün Bağcılar'da yapılırsa 7-10 bin, İstanbul Boğazı'nda yapılırsa bin lirayı buluyor" ifadelerini kullandı Hoşlanma. Yağmur geçirmeyen bir üstlük. 2. Bir geminin başka bir gemiden ya da kıyıdan açılması. Taneli bir meyve. 3. Kurtulma, kurtuluş. Bronşların daralmasından ileri gelen nefes darlığı. 4. Piyasada etki ya da tepki. Sıkıntı verme, üzme, üzgü. 5. Çekme, sürükleyerek götürme. Yaz yağmuru. Bir renk. 6. Bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme. 7. Horoz, hindi gibi hayvanların tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı. Derviş selamı. 8. Çanakkale ilinin bir ilçesi. Kaşındırıcı bir deri hastalığı. 9. Özensiz yapılmış, sakil. Kuranda bir sure. 10. Kuru soğuk. Yasalara aykırı davranış, cürüm. 11. Lenf düğümleri iltihabı. Nazi Hücum Kıtasının kısaltması. 12. Küçük el işlerinde kullanılan araç. Kesintilerden sonra geri kalan miktar. 13. Giyeceklerde takım. Bir tür ipekli kumaş, saten. 14. Bir nota. Bir renk. Temel. 15. Otlak. Okuyucu, okur. 16. Serbest ekonomiden yana olan kimse. Hollanda nın plaka işareti. 17. Bir peygamber. Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı kadın. 18. Yöntem. Kasaplık hayvanların kesilmiş ayağı. 19. Parola. Alınıp satılan her türlü eşya. 20. Katman. Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. Yukarıdan aşağıya: 1. Dışla ilgili, dıştan olan. Yankı, akis. Dingil. Bir şeyin nicelik bakımından erişebileceği en üst sınır. 2. Kötü bir işte yardımcılar. Üye. Gökkuşağı. 3. Görülen, görünürdeki. Tanrı buyruklarını yerine getirme. Boyutlar. 4. Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan derisi. Adam öldürme. Kumtaşı. O yer anlamında kullanılan sözcük. 5. Bir haber ajansının kısaltması. Sarp geçit. Lahza. Sıcak iklimlerde yetişen maranta adlı kamıştan çıkarılan ve çocuk maması yapmaya yarayan un. 6. Sinirli. Açlık etkisiyle midede duyulan tedirginlik. İsim. Arapçada su. 7. Yabancı bir ağırlık ölçüsü birimi. Toplam. Madeni ip. Yakanın göğse doru inen devrik bölümü. 8. Başarısız olmuş kimse. Matem. Bir renk. Bir devrede adını vermiş olan çiçek. 9. Aksama, aksaklık. Bitkilerin çürümesiyle oluşan koyu renkte organik toprak. Yağmur suyunu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu. 10. Para gibi şeylerin teslim alındığını gösteren belge. Rus imparatorlarına verilen unvan. Ay takviminin on birinci ayı. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu İSTDO olarak düğün salonlarına fiyat tarifesi çıkardıklarını aktaran Demir, hafta içi, hafta sonu, aylara, davetli sayısına, mekanın yerine, hizmet kalitesine ve yemek listesinin içeriğine göre fiyatların belirlendiğini söyledi. Düğün salonlarının müşterilerine paket programlar sunmaya başladığını da dile getiren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu paketler, evlilik öncesi eğitim seminerlerinden evlilik kredisi sunulmasına, alışverişlerinden salon kiralarına, davetiyelere, ikramlara ve fotoğraf çekimlerine kadar düğünle ilgili birçok içeriği kapsıyor. Artık otellerdeki gibi biz de her şey dahil bir sisteme doğru gidiyoruz." Manavgat Belediye Başkanı halka ücretsiz cibinlik dağıttı ANTALYA - Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, sineklerden duyulan rahatsızlıkların artması üzerine kendi bütçesinden satın aldığı bin adet cibinliği vatandaşlara dağıttı. Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen cibinlik dağıtım töreninde gazetecilere açıklama yapan Sözen, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile belediyelerin birçok yetkisinin Büyükşehir Belediyesine nu, çalışmalara destek verebileceklerini devredildiğini hatırlattı. söylediklerini anlatan Sözen, şöyle Sivrisinekle mücadele çalışmalarının konuştu: da devredilen yetkilerden olduğunu "Sadece protokolle bunu yasal zemine oturtup bunu yapabileceğimizi, bu belirten Şükrü Sözen, bu yıl Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmaların yetersiz kaldığını da savundu. Büyükşehir yetkilileri bu görevi bize ver- göreve talip olduğumuzu söyledik. Büyükşehir Belediyesi yetkililerine her mediler. Bugün ben de dahil bu sivrisinek konusunda sıkıntısı yaşıyoruz. türlü makine ve teçhizatlarının olduğu- Vatandaşımız da haklı olarak bizi sorumlu tutuyor. Biz de bu görev ve yetkinin bizim sorumluluğumuzda olmadığını anlatmaya çalışıyoruz, yasal boyutunu anlatıyoruz. Bununla ilgili bir mücadeleye girsek 'suçlu duruma' düşeceğimizi ifade ediyoruz." Vatandaşın sinek sıkıntısına karşı cibinlik dağıtma kararı aldıklarını belirten başkan Sözen, belediye olarak böyle bir alım yapamayacakları için kendi bütçesinden bin adet cibinlik aldığını anlattı. Şükrü Sözen, talepler doğrultusunda alımlara devam ederek, cibinlik dağıtmaya devam edeceklerini de kaydetti. Açıklamanın ardından belediye başkanı Sözen ve belediye görevlileri vatandaşlara ücretsiz cibinlik dağıttı. BUL- MACA Soldan sağa: ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA 11 3 Ağustos 2015 Pazartesi TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com AHMET HAMDİ TANPINAR'IN SAHNENİN DIŞINDAKİLER ADLI ROMANINA MİLLÎ MÜCADELE NİN YANSIMASI Nasır Paşa, maziyi, bozulmuş, özünü kaybetmiş, kabuklaşmış geleneği, yok olmaya mahkûm eskiyi temsil eder. Nasır Paşa nın hatıralarını oluşturan evrakını yakması, temsilî olarak eskimiş olanın ortadan kalkmasını verir. Müslüman Türk ruhunu kaybetmiş, kozmopolitleşmiş İstanbul un yakılışını, ortadan kalkışını temsil eder. Nasır Paşa kendisiyle ölecek bir maziye bakan adamdır. (s.261) Nasır Paşa, her şeyin geçici, bütün ikbal hayallerinin beyhude olduğunu görünce 45 senenin hatırası olan bütün evraklarını, hatıralarını, resimlerini yakar. Bir bakıma maziyi, miadını tamamlamış olan eskimiş Osmanlıyı yakar. Ateşin her şeyi ortadan kaldıracağına, hayatı temizleyeceğine, yenileştireceğine inanmış gibidir. *Sabiha: Cemal in ve İhsan ın âşık olduğu şen şakrak, serbest, hayat dolu güzel bir kız. Ne yaptığını, ne istediğini tam olarak bilmeyen mütereddit, kararsız, istikrarsız bir kadın. Muhtar la evlenir ama sonra ondan boşanır, Cemal e gelir. *Süleyman Bey: Sabiha nın babası olup zayıf iradeli, istismar edilmiş, sefil bir hayat yaşamıştır. b. Millî Mücadele ye Taraf Olanlar İstanbul, emperyalist Batılı devletler tarafından işgal edildikten sonra toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasi düzen bozulmuş, her şey altüst olmuştu. Bu durumdan en fazla zarar görenler ise İslam ahlâkına ve Türk millî değerlerine bağlı kalan kesim olmuştur. Bu kesimin durumu romanda şöyle anlatılır: Fakat bu eğlenen İstanbul'un yanı başında çok bahtsız, musta-rip bir İstanbul daha vardı. Daha harp içinde el değiştirmeğe başla-yan servet, içtimaî hayatın nizamını bozmuş, beş altı sene evvel müreffeh sanılan ve eski payitahtın asıl hayatını yapan bütün bir or ta sınıfı harap etmişti. Umumî Harp içinde çıkan yangınlarda evi barkı yananların çoğu, hâlâ medreselerde idi. İstanbul'un çapraşık yollu, mescitli, bakkallı küçük mahallele-rinde, o tahtadan kutu gibi evlerde, her ne pahasına olursa olsun haysiyetini muhafaza etmeğe, çocuklarını okutmağa, karısını, kızı nı iyi giyindirmeğe, temiz kıyafetle gezmeğe, misafir kabul etme ğe, şu ve bu vesile ile sağa sola, aile şerefiyle mütenasip hediye vermeğe mecbur insanlar, çoğu eski imparatorluğun rütbe ve nişan sahibi memurları, bir usta elinden çıkmış gibi düzgün zevki ile İstanbul'u ve hayatını benimsemiş insanlar kıt kanaat, gözyaşlarını içlerine akıtarak yaşıyorlardı. Çünkü öbürleri daha az refahlı sayılanlar, ekmeğini her gün kazanmağa mecbur olanlar, yeni başlayan bir yığın meslekle bu geçici ve sun'î refahın bir köşesini zaptetmişlerdi. Onun için oturdukları yere bakılıp orta hâlli sanılan aileler yarı aç iken, küçük kulübelerde, üstü teneke örtülü barakalarda, hatta bazı medrese köşelerinde zurnalı, davullu, utlu, kemençeli eğ lenceler oluyordu. (s ) Millî Mücadele ye taraf olanların bir kısmı, Anadolu ya Millî Mücadele ye adam ve malzeme kaçırarak katkıda bulunmuşlardır. İstanbul da yaşayan bir kısım milliyetçi Türk, Anadolu da devam eden Millî Mücadele ye işgalcilerden ve İstanbul Hükûmeti nden gizli olarak önemli sayıda adam ve malzeme kaçırmıştır. Romanda Tevfik Bey, MERSİN - Mersin'in yaylalarında kış öncesinde buğday ve nohut hasadına başlayan çiftçiler, tarım makinelerinin giremediği Torosların engebeli arazilerinde ürünlerini geleneksel yöntem olan orakla biçiyor. Erdemli ilçesinin yüksek kesimlerinde yer alan yaylalarında yaşayan çiftçiler, geçim kaynaklarının büyük bir çoğunluğunu tarım ürünleri ve hayvancılıktan sağlıyor. Sabahın ilk ışıklarıyla hem para kazanmak hem de kendi yiyecekleri ürünleri hasat etmek için yola koyulan yöre halkı, zor ve engebeli yolları aşarak, tarım alanlarına ulaşabiliyor. Çiftçiler, buğday ve nohut hasat edip, aynı zamanda hayvan yemlerini biçmek için zorlu bir mücadeleye giriyor. İç Anadolu'nun geniş ve düz arazilerine Sami Bey, Muhlis, İhsan gibi kişiler bu konuda oldukça büyük işler başarmışlardır. Milliyetçi Türkler, bütün Boğaziçi nde köy köy teşkilât kurmuşlardır. Geceleri mahallelerini beklerler. Bunlar, silahlıdır. İstanbul da sadece herhangi bir ihtimale karşı savunma durumundadırlar. Vatan meselesi çıkınca bütün Türkler birleşmişler. Mesela Galata yı tutanlar, polis, sabıkalılar, külhanbeyleri filan. Yani vatan savunması karşısında polis ile sabıkalı aynı cephede yer almış, birlikte çalışmışlardır. Millî Mücadele konusunda sabıka falan kalmıyor hepsi temizleniyor. Millî Mücadele ye taraf olanların bir kısmı, İstanbul da işgalcilere karşı bir medeniyet mücadelesi yürütmüşlerdir. Bu kesimin en iyi temsilcisi eski İttihatçılardan Tevfik Beydir. Tevfik Bey, İstanbul da kalıp hem Millî Mücadele ye katkı sağlar, hem de kişisel ticaretini sürdürür. Tevfik Bey, ayrıca Türk musikisinin temsilciliğinde Türk kültür ve medeniyetinin vatanımızda hâkimiyetini koruma mücadelesi yürütür. Boğaz da birdenbire denizin ortasından aya karşı bu toprakta, bu şehirde, İstanbul da yaşayanların sesi olan Türk musikisini, kendi medeniyetimizin sesini en yüksek perdeden seslendirerek yabancı musikilerini bastırarak sergiler. Yani kültür mücadelesi üzerinden milliyetçi bir tavır ortaya koyar. Tevfik Bey, Boğaziçi sularını kendi zevkinin yani Türk zevkinin mâlikanesi olarak kabul eder. Orada kendi İstanbul efendisi zevkini ve kulak terbiyesini tırmalayan yabancı ahenkleri dinlemeyi aklı almaz. Tevfik Beyin Boğaz sularını kendi zevkinin mâlikanesi addetmesi âşikardı. Orada kendi İstanbul efendisi zevkini ve kulak terbiyesini tırmalayan yabancı ahenkleri dinlemeyi aklı almıyordu. Bu yüzden haklı olarak güvendiği sesiyle onları susturmak istemişti. Nitekim peşimizden gelen kayıkların birçoğu demin mandolin ve kitara çalanlardı. (s.162) Tevfik Beyin sesinin Boğaz ı tek başına zaptetmesi aslında Türk kültürünün Türk vatanında kendi hâkimiyetini ilan etmesi, Türk vatanında gitar ve mandolinin temsilciliğinde yabancı kültür emperyalizmine izin vermeme kararlılığını ifade eder. Tevfik Bey, Türk vatanında yabancıların, işgalcilerin kültür emperyalizmiyle hâkimiyet kurmak istemelerine, Türk kültürünü yok etmek istemelerine çok sert tepki gösterir ve şöyle der: Pis herifler Burnumun dibinde bana bu işi yapsınlar ha! Boğaziçi nde bu kepazelik! Diye söylenmekten kendini alamadı. Yani söyle bu heriflere bir daha böyle rezalet istemem! (s.162) Tanpınar, Türk musikisini, Türk kültürünün temsilcisi olarak bağlanacağımız, kendimizi ifade edeceğimiz temel bir kaynak olarak alır. Türk kültürünün, Türk duyuş ve düşünüş sisteminin kaynağını Türk musikisinde görür gibidir. Ona göre İstanbul klasik Türk musikisi, Anadolu ise türkülerdir. Tevfik Beyin Eğer bu gece bir zeybek oynayamadan yatarsam hasta olurum. (s.161) sözü de Türk millî kültürünü sahiplenmesini, yabancı kültür emperyalizmine karşı Türk kültürünü korumak ve yaşatmak azmini ifade eder. (DEVAM EDECEK) Toroslarda zorlu hasat dönemi kıyasla yüksek tepeleri ve engebeli arazisiyle öne çıkan Toroslarda, tarım makineleriyle aktif bir şekilde çalışamayan çiftçiler, geleneksel yöntem olan orakla ürünlerini biçebiliyor. Zorlu kış şartları için hayvanlarına gıda stoklayan yöre halkı, sattıklarından arta kalan samanlarını hayvanları için kilometrelerce yolda taşıyor. Yılardır süren bu yolculuk, bölgede nesilden nesile aktarılıyor. Erdemli Ziraat Odası Başkanı Ahmet Öger, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçe genelinde 36 bin 450 dekar alanda buğday hasadına başladığını söyledi. Yaylada arazilerin elverişli olmaması nedeniyle çiftçilerin hasat döneminde zorluk çektiğini vurgulayan Öger, "Çukurova ve İç Anadolu'da arazi geniş ve düz, bizim bölgemizdeki yüksek yerlerde ise tam tersi. Bin 400 rakımın bulunduğu Toroslarda biçerdöverler maalesef bu arazilere giremiyor. Bu nedenle çiftçilerimiz çoğu yerde geleneksel yöntemlerle ekin biçiyor, harmanını çekiyor" diye konuştu.

12 12 haber Türkiye; terörle kan, toz, duman içinde; sorunun çözümü için umut vekillerde 3 Ağustos 2015 Pazartesi Olaylar sakil insanlar akil Dursun ERKILIÇ Türkiye öylesine bir terör kıskacına alındı ki, akil insanların yeniden boy gösterdiği bir ortamda olayların sakilliği pis pis sırıtıyor karşımızda! Yürek yakan şehit cenazeleri, sinir bozan pusular, tuzaklar, kundaklamalar Hal böyle olunca, terör, siyasetin dilini de etkiliyor Kimin ne dediği net biçimde anlaşılmıyor. Birbirini flu görenlerin, cümleleri de muğlak Peşinen söylemek gerekir ki, her ne olursa olsun bu büyük sorunun çözümü milletin vekillerinin dilinde, elinde TBMM Genel Kurulu nun, CHP nin toplumsal barışı tehdit eden, artan terör olaylarının nedenlerinin araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi ni görüşmek üzere yaptığı olağanüstü toplantısında CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Murat Özçelik in halkta Meclis'in bugüne kadar ülkenin sorunlarına gerçek anlamda el atmadığına ilişkin algı olduğunu savunarak, Meclis in bu sorunlara çözüm bulabilecek kabiliyet, irade ve kararlılık içinde olabileceğini, sorunları el ele vererek çözebileceklerini söylemesi bunun tescili Buna rağmen, o diller henüz duyulmak isteneni söyleyemiyor; o eller henüz bekleneni yapamıyor Özetlemek gerekirse HDP VE TERÖR Polis ve askerlere karşı kalleş yöntemlerle girişilen saldırılar Türkiye yi yangın yerine çevirirken herkesin gözlerini, kulaklarını çevirdiği HDP den terörü lanetleme adına bir cümle duyulmuyor Aslına bakarsanız, büyük bir maharetle kurulmuş cümlelerdeki zorlama ifadeler ne onları ne de toplumu kesiyor Çünkü, bu ülkenin cumhurbaşkanlığına aday olmuş bir ismin eşbaşkanı olduğu HDP, yönetmek için seçime girdiği ülkenin askerine, polisine kasteden; ekonomik projelerini, menfaatlerini hedef olan terör saldırıları karşısındaki tavrıyla şaşırtıyor Üzerine bir de, çözüm süreci devam etsin sosu dökülünce, ortalığı kana bulayan, toza, dumana bürüyen olaylar yaşanmıyor hissine kapılıyor insan Bu durumdan rahatsız olan milyonlar, HDP ya iktidar ortağı olursa sorusunu soruyor, korkusunu yaşıyor HDP ise, korkumuz yok açıklamalarıyla geçiştirse de, kapatılma korkusu içinde. YALÇIN AKDOĞAN Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ın AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasındaki, Biz parti kapatmaya karşıyız cümlesini, ama dedikten sonra Ben sırtımı teröre, terör örgütüne dayadım diyenlere seslenirken kullandığı ifadeler o kurkunun yersiz olmadığını gösteriyor. Şöyle: (Terör örgütünü), onu kınayamayanlar, teşvik edenler, iş birliği yapanlar, bunlar elbette hukuk adına hesap vermek durumundadır. Akdoğan çok sert konuştu: Bu PKK, hem terörist hem ahlaksız. Onlara laf söylemeyeceksiniz, tek kelime cümle kuramayacaksınız. Gelip hükümete hiçbir şey yokmuş gibi Hadi devam edelim. Oyun mu oynuyoruz burada. Herkes haddini bilecek. Herkes hukuk içinde demokrasi içerisinde hareket edecek Ne diyordu İmralı Bir gladyo var, kim Kürt meselesini çözmek istese ona savaş açıyor. Özal a açtılar, Erbakan'a açtılar. Şimdi Erdoğan'a birileri savaş açtı, kim onlar? Sen savaş açtın, sen savaş başlattın. Başkan seçtirmeyiz dedin. Çözüm Süreci nin aktörlerine savaş açtın. Amaç AK Parti'yi devirme değil bu süreci bitirme operasyonuydu. Burada sen kendini kullandırdın CHP NİN ADRESİ DEĞİŞMEDİ: TBMM CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetimi taa başından beri sorunlarının çözüm yerinin TBMM olduğunu söylüyor ve savunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin son dönem söylemlerinde buna vurgu yapması, CHP lileri sevindiriyor olmalı Bu konuyu siyaseten çok işleyeceklerdir mutlaka. Ayrıca, çözüm süreci çerçevesindeki en önemli gelişmelerden biri olan, Dolmabahçe görüşmesi üzerine değerlendirmelerde bulunan ve sorunun çözüm yerinin TBMM olduğunu dile getiren CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, partisinin görüşünü bir kez daha vurguladı. Şöyle: Bir yandan kapalı kapılar arkasında ortaklıklar teşkil edeceksiniz, işinize gelmediği zaman bunlardan sarfınazar edeceksiniz. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Kürt sorununun çözüm adresi TBMM'dir. Sayın Yalçın Akdoğan, bu süreç başlarken sürecin mimarları arasında gösterilmiştir. 'Analar ağlamasın diye biz bu yola girdik' diyorsanız, bugün niçin bu yoldan çıktığınızı da analara anlatınız CHP Genel Sekteri Gürsel Tekin de, Diyarbakır da esnaf ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle görüştükleri ziyaret sırasında, Parlamento dışında bizim başka gücümüzün olmadığını herkes bilsin. Bütün bu gücümüzü CHP olarak barışın kalıcı hale gelebilmesi için ciddi çaba sarf edeceğiz demesi, parlamentoya ne büyük bir görev düştüğünü gösteriyor MHP NİN GÖRÜŞÜ MHP ise, Genel Başkan Devlet Bahçeli den en küçük parti teşkilatı üyesine kadar tam kadro kök kazıma dan yana! Bu görüş öylesine güçlü savunuluyor ki, demediklerini bırakmadıkları AK Parti iktidarının içte-dışta başlattığı terör operasyonlarına açık destek veriyorlar Bu destek ile belki de muhtemel bir erken ya da hemen seçime ülkeyi MHP destekli AK Parti hükümeti götürecek. AKİLLER TOPLANDI Çözüm sürecinin önemli bir parçası olarak bir döneme damga vuran akil insanlar heyeti nin bazı üyeleri sinema sanatçısı Kadir İnanır ın girişimiyle geçen hafta sonu bir toplantı yaptı Gayri resmi toplantı sonrasında silahların susması çağrısında bulunuldu. Grup adına ortak açıklamayı okuyan gazeteci Ali Bayramoğlu, Silahlar derhal susmalı ve mutlak çatışmasızlık haline dönülmeli dedi. Gerektiğinde yeni sorumluluklar alabileceklerini söylemesi de dikkat çekiciydi. Akillere göre: - Basından kanaat önderlerine, siyasi iktidardan muhalefet partilerine kadar her anlamda ve istikamette demokratik ve siyasi alanı daraltacak, siyasetin hareket alanını boğacak tüm önerilerden kaçınılmalıdır. Kopan çözüm çabalarına geri dönmek için diyalog ortamı oluşturulmalı ve diyalog kurulmalıdır - Bu gerginlik, bu çatışma, bu ölümler devam ederse, bizler ya da bizim dışımızdaki pek çok grup ve insan muhtemelen bu tür adımlar atacak, bu tür inisiyatiflere girişecektir SONUÇ Aslında ele alınıp dikkat çekilecek o kadar çok açıklama, görüş ve değerlendirme var ki, tüm bunlar için harcanan zaman sorunun çözümü yönünde bir mesaiye, bir enerjiye dönüştürülse belki de mucizevi bir sonuç elde edilecek Ancak, herkesin bir hesabı olunca, asıl sorun güme gidiyor. Umarız herkes bu büyük terör sorununa en azından Barzani kadar odaklanır! CHP, gelişmelere bölgede el koydu! DİYARBAKIR - CHP Genel Sekteri Gürsel Tekin, Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok'tan oluşan heyet, sivil toplum örgütleriyle görüşmek ve incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır'daydı. Gürsel Tekin, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin Türkiye'de nerede sorun varsa bu sorunlara kayıtsız kalmadığını söyledi. Sorunları yerinde inceleyen ve dinleyen bir siyasi parti olduklarını anlatan Tekin, yaşanan terör ve savaşın Türkiye'ye maliyetinin ne kadar yüksek olduğunu herkesin bildiğini kaydetti. Parlamentoda milletin iradesiyle seçilen 550 milletvekilinin son dönemlerde yaşanan sorunları kendilerine dert etmesi için komisyon kurulması girişimlerinin reddedildiğini ifade eden Tekin, şöyle konuştu: "Bu sorunların kaynakları ile sıkıntılarının nerede olduğuyla ilgili araştırabilecek bir komisyonun oluşmasını istiyorduk. Ama bütün çabalarımıza rağmen bu komisyon oluşturulmadı. Bu nedenle bir grup milletvekili arkadaşımız Adıyaman'da, bizler de Diyarbakır'a geldik. Diyarbakır'da esnaf ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geleceğiz. Bölgede ve Diyarbakır'da olup bitenlerle ilgili bilgi alacağız. Bu bilgilerin sonucunu kamuoyuna paylaşacağız." Tekin, toplantıda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. "CHP'nin AK Parti ile koalisyon yapması halinde Ortadoğu ve Suriye'de yaşanan savaşa ilişkin tutumu nasıl olur?" sorusuna Tekin, Ortadoğu coğrafyasında başlayan bu süreçten itibaren CHP'nin tavrının ne kadar açık ve net olduğunu bütün dünyanın bildiğini söyledi. Bütün dünyanın bildiği bu tavrı AK Parti'nin bilmemesinin mümkün olmadığını kaydeden Tekin, "Elbette vazgeçilmez temel unsurumuz bu savaşı ortadan kaldırmaktır. Çürümüş dış politikayı yeniden inşa etmektir. Bu bizim olmazsa olmazlarımızdan bir tanesidir. Kamuoyu ile paylaştığımız 14 maddenin içinde bunları çok net olarak görebilirsiniz" diye konuştu. CHP heyeti, toplantının ardından Gazi Caddesi'nde esnaf ziyaretinde bulundu. Vatandaşlarla bir süre sohbet eden Tekin ve beraberindekiler daha sonra bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle yapılan basına kapalı toplantıya katıldı. 5. İSTİKŞAFİ görüşme günü ANKARA- Hükümet kurma süreci kapsamında, AK Parti ile CHP heyetleri arasında gerçekleştirilen görüşmelerin dördüncüsü hafta sonu yapıldı. Beşinci görküşme bugün yapılacak ve sonra top genel başkanlarda olacak. ÖMER ÇELİK Dördüncü görüşme sonrası Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik değerlendirmelerde bulundu. Bakan Çelik'in açıklamasının satır başları şöyleydi: -Genel Başkanımıza ilk fırsatta sunum yapacağız. Ardından Genel Başkanımız raporları değerlendirecek. Eğer parti içindeki değerlendirmelerden koalisyon çıkarsa sonuç belirlenecek. Biz burada kendi aramızda tespit ettiğimiz ve iki partinin de karşılıklı pozisyonlarını görebilmek için önemliydi. Beyin fırtınasına dönen bir görüşmeydi. Genel Başkanımıza ara sunum yapmıştık. -Toplamda 25 saate yakın sürede CHP ile görüştü. Kendi heyetimizle de 30 saate yakın görüştük. Biz AK Parti olarak 13 yıldır siyasi sorumluluğunu tutuyoruz. Türkiye'nin çok büyük kazanımlar elde edebilmesi için gece-gündüz çalıştık. Bu kazanımların sürmesi için, 'yeniden hasta adam' durumuna dönmemesi için büyük bir sorumlulukla adım atıyoruz. Biz hükümette olduğumuz son güne kadar, her türlü sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. -Mesele, nitelik ve nicelik olarak Türkiye'yi geleceğe taşıyan bir sistem kurmaktır. Netice itibariyle tüm meselelere bu sorumluluk çerçevesiyle bakıyoruz. Pazartesi günü son toplantımızı yapacağız. -Aynı şeyi CHP de yaparak, Genel Başkanlarıyla görüşecek. Eğer iki taraftan da olumlu karar verilirse, ön görüşmeden görüşme aşamasına geçilecek. -CHP'nin önergesini TBMM'de reddettik. Siyasetin doğası devam ediyor. -Demokrasimiz tehdit altındaysa burada tereddüt etmeden adım atan bir hükümetiz biz. Başka partilerin temennilerini AK Parti icraat olarak ortaya koymuştur." HALUK KOÇ Görüşmenin ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç açıklama yaptı. Koç'un açıklamalarındaki satır başları ise şöyle: -Bugün koalisyon görüşmeleriyle ilgili başka bir toplantı yaptık. Ne yazık ki her gün içimizi yakan üzüntüye boğan haberler alıyoruz. (şehitleri ve şehit cenaze törenlerini hatırlatarak) Herkese seslenmek istiyoruz. Hangi anne-baba insan böyle bir manzara karşısında sessiz kalabilir. İsyan ediyoruz. Millet olarak teröre çok bedeller ödedik. Bu ülkede yaşayan kimse bu ıstırabı yaşamayı hak etmiyor. Babasına sarılarak uyuması gereken çocuklar babalarını naaşına bakarak gözyaşı dökmesin istiyoruz. -Bu bedelleri ödememek daha beterlerini yaşamamak için en büyük sorumluluk siyasilere düşüyor. Siyaset Türkiye bedel ödemesin diye ödemeye razı olan insanla olur. Hepimiz bu bilinçle hareket etmek zorundayız. Çok boyutlu güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıyayız. Suriye deki iç savaş nedeniyle en büyük bedeli ödeyen ülkelerden biriyiz. 900 km lik kara sınırımızın güvenliği tartışmalı. Kafkaslarda ve kuzeyimizde yep yeni bir tablo kuruluyor. AB ve ABD dünyanın en büyük anlaşmasını imzalamaya hazırlanıyorlar. -Biz bu gelişmeleri uzaktan izliyoruz. Ekonomi alarm veriyor. İş dünyası 2015 i kaybettiğimizi açıkça söylüyor herkes 2016 yı kaybetmekten korkuyor. Devlet kurumlarında büyük sorunlar var. Yargı emniyet ve bürokrasinin her alanında reform gerektiği açık. Fırtınalı denizin ortasındayız dalgalar kabarıyor ve gemi su alıyor. Hepimiz geminin içindeyiz, bedelini hep beraber ödeyeceğimizi biliyoruz. Böyle zamanda bizler küçük hesapların peşinde koşamayız. Türkiye ye bedel ödetmeye göze alamayız. Kendi çıkarlarımızı Türkiye ninkilerin önüne koyamayız. CHP böyle bir anlayışı kabul etmemektedir. Biz siyasete bir şey kazanmak için girmedik. Önce Türkiye diyoruz başka da bir şey söylemiyoruz. -CHP olarak koalisyon görüşmelerine böyle bir sorumlukla başladık. Bugün görüşülen herhangi bir koalisyon değildir. Birikmiş sorunları çözebilecek özelliklere sahip koalisyon çalışmasıdır. Milletimiz bize birbirinizle görüşün uzlaşın sorumluluğu yükledi. Terör cezasız kalmayacak WASHINGTON - Başbakan Ahmet Davutoğlu, Washington Post gazetesinde yayınlanan makalesinde, Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerinin, eylemlerinin cezasız kalmayacağını bilmesi gerektiğini bildirdi. Gazetedeki makalesinde, Suriye ve Irak taki olayların ilk bakışta insanı umutsuzluk ve çaresizliğe götürebileceğini belirten Davutoğlu, Ancak bir tarih profesörü, diplomat ve politikacı olarak biliyorum ki, akıp giden tarih ancak bir bütün olarak görüldüğünde anlamlıdır. Türkiye nin güneyindeki başa çıkılamaz gibi görünen birçok zorluğu ele alırken bu gerçekleri aklımızda tutmalıyız" ifadesini kullandı. Davutoğlu, yazıda, Türkiye'nin, güney sınırlarında ulusal güvenliğine yönelik birçok tehditle karşı karşıya olduğunu kaydederek, Şam daki meşruiyetini yitirmiş bir rejim ile terör organizasyonu DAEŞ barbarlıkta yarışırken, Suriye de yüz binlerce insanın öldüğünü, 2 milyonu Türkiye de olmak üzere milyonlarca insanın evlerinden edildiğini hatırlattı. Esed rejiminin, kendi vatandaşına ayrım yapmaksızın bombalar yağdırıp uluslararası hukuku gözardı ederek kimyasal silah kullanırken, DAEŞ in de gidecek yeri olmayan masum insanları zapt edip talan ve tecavüzde bulunduğunu belirten Davutoğlu, PKK gibi diğer terör örgütlerinin de savaşın bu karmaşasından yararlanarak, terörü kendi hedeflerine ulaşmak için araç olarak gördüğünü vurguladı.

13 3 Ağustos 2015 Pazartesi13 Rus ayısı, Amerikan eşeği ve Türk döşeği BALTIK BALÇIĞI Dursun ERKILIÇ 1 Rusya; kendisine yakıştırılan kabalığı her dönemde askeri-ekonomik siyasetinin ve diplomasisinin bir parçası haline getirdiği için şanına yakışır biçimde Rus ayısı olarak anılır Parçalar, yutar ABD; kısacık tarihine rağmen elde etmek istediği her şeyi, vahşiliğine eklediği çalışma ve inat ile gasp ettiği için (Demokratik Partiye amblem olan eşekler kusura bakmasın) eşekliği hak etmiştir Parçalar, alır Türkiye; Ötüken den buyana hep yürüyen insanların yurdu, cepheden cepheye koşan bir imparatorluk bakiyesi olduğu için, yorganını sıkı sarmış ve sırtından indirmemiş askerlerin, gurbetçilerin yurdu Durur, vurur Demek ki; pençesiz ayı, eşeksiz kovboy, döşeksiz Türk olmaz! RUSYA, ABD, AB Aslına bakarsanız, Türkiye, (soğuğundan sıcağına) hiç savaşsız olmadı, oldurulmadı Son yıllarda ise Suriye ateşinin içine itilmek, atılmak isteniyordu başarıldı Rusya; büyük bir istihbarat, sadık bir beşinci kol ve şöyle ya da böyle bir askeri teknolojiye, cepheye sürülmeye hazır milyonlarca insana sahip ABD; dünyanın tüm liderlerini dinleyebilen bir kulağa, herkesi izleyebilen bir istihbarat ağına, karaya çıkmadan savaş kabiliyetine, maaşa bağlanmış bir beşinci kola, dünyanın her köşesinde kullanılmaya hazır etnik ya da (adını siz koyun) bir gruba, örgüte sahip Haa, bir de Avrupa Birliği (AB) var ama, onlar hiçbir zaman birlik olamadığı için, dirlik arayışı ve Yunanistan ı kurtarma keşmekeşi içinde ABD nin kıçında, pardon, partneri olarak savrulup duruyor. Birliğin patronu Almanya, Fransa ve ben demekten vazgeçmeyen İngiltere kendi başına politikalar geliştirebildiği için AB politikalarının içinde olduğu kadar dışında da UKRAYNA OLAYI KIRIM IN İLHAKI Bu AB, Ukrayna ve Baltık ülkelerindeki gelişmeler üzerine ciyak ciyak bağırırken, özel olarak ABD, genel olarak NATO devreye girdi. Çünkü, ortalık toz-duman olmaya, cephe kan kokmaya başlamıştı Burnunun dibinde bir şeyler olduğunu gören ve buna seyirci kalmak istemeyen Rusya, pençesini gösterdi. Dünyayı ayağa kaldıran gelişmelerin ardından 2014 Martında Rusya da parlamentonun alt kanadı Duma dan sonra Federasyon Konseyi de Ukrayna dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kırım'ın Rusya ya bağlanmasını öngören anlaşmaya onay verdi. Oylamadan kısa süre sonra, anlaşma, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından imzalandı ve Kırım resmen Moskova ya bağlandı. Amiyane tabirle; haydaaa Atilla Maydaaa, durumu doğdu Söz konusu Kırım olunca Türkiye de sessiz kalmadı. Kırım Türklerinin durumunu gündeme getirmeye başladı NATO KOMUTANI Çok yoğun gelişmelerin yaşandığı süreci atlaya-zıplaya aşmak gerekirse; Batı, Kırım ı kaybettik Ukrayna ya sahip çıkalım der gibiydi! NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı General Philip Breedlove, 2014 yılı Mayıs ayı başında yaptığı bir değerlendirmede, Rusya nın Ukrayna yı ordusuyla işgal edeceğini düşünmediğini söyledi. Yanıldı! İyi de, artık ordu ile işgal dönemi bitmiş görünüyordu Ülkelerin ülkelerde kendisi için savaşacak fedaileri vardı Rusya dan kopmak isteyen, Batının bir parçası olmak için çırpınan ve seçime hazırlanan Ukrayna nın ayı pençesinden kurtulması kolay değildi. Breedlove, Kanada daki savunma konferansında konuşurken değişik bir söz etti. Rusya nın Ukrayna içindeki öteki yüzünü gördü General Breedlove, bir hafta öncesine kadar Rusya nın Ukrayna nın güneyini işgal edeceğini düşündüğünü ama görüşlerinin değiştiğini söyledi. Breedlove, Moskova, Ukrayna sınırını geçmeden de bu ülkedeki amaçlarına ulaşabilir. Moskova, bugün yaptığı gibi, Ukrayna hükümetini itibarsızlaştırma, ülkedeki protesto dalgasını körükleme ve ayrılıkçı hareket için zemin hazırlama politikasını sürdürecek dedi. Bu arada, Ukrayna içinde gösteriler sürüyor, Rusya sınırına yakın bölgelerde ölümüne çatışmalar yaşanıyor, helikopterler düşüyor, suikastler gerçekleşiyordu Eşeğin değil ama sahibinin ve ayının sevdiği bir ortamdı! Böyle bir ortamda; Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrey Deşitsa, Şu an Ukrayna'nın önceliği devlet başkanlığı seçimleridir, Rusya'nın tehditlerini ortadan kaldırmaktır derken; Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Çatışmalar devam ederken seçim olmaz diyordu. AHISKA TÜRKLERİ Ukrayna da çatışmaların yaşandığı Slavyansk kentinde yaşayan Ahıska Türkleri ise, yüz yüze kaldıkları tehlikelere karşı kendilerinin korunmasını istedi. Ahıska Türkleri Vatan Cemiyeti Donetsk Temsilcisi Nebican Basatov, Türkiye Cumhuriyeti, 2 bine yakın Ahıska Türkünün yaşadığı Slavyansk taki olaylara yakından baksın ve önem versin diyerek, yardım talebinde bulundu. Ahıska Türklerine hükümet yanlıları veya ayrılıkçılar tarafından çeşitli baskıların uygulanıyor, onlar da çaresizlik içinde bir çare arıyordu. RUSYA KEŞİF YAPIYOR Bilindiği gibi, Ukrayna da cumhurbaşkanı seçilen Petro Poroşenko yemin ederek görevine başlarken, Rusya ya Batının ekonomik ambargosu start aldı. Taraflar birbirini izlemeye, bunaltmaya, kışkırtmaya başladı Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, yeni denizaltılar ve savaş gemileriyle Karadeniz deki donanma gücünün güçlendirileceğini duyururken; ABD nin Pasifik teki hava kuvvetleri komutan General Herbert Carlisle, Rusya nın askeri keşif seferlerinin arttığını, Rus uçaklarının Kaliforniya eyaleti sahillerine kadar yaklaştığını söyledi İŞGAL EDER Mİ EDEMEZ Mİ? NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı General Philip Breedlove un Rusya Ukrayna yı işgal edemez sözlerinin üzerinden bir yıl geçmişti ki, Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, Rusya'nın ülkelerini işgal edebileceğini öne sürdü. Poroşenko, parlamentoda yaptığı konuşmada, Rusya'nın Ukrayna'nın doğusunda 9 bin asker konuşlandırdığını söyledi. Rusya ise doğal olarak, bölgede asker konuşlandırmadığını açıkladı Bu arada görüşmeler de sürüyordu 2014 Ağustos ayı sonunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko nun Minsk te bir araya gelmesinden iki gün sonra, Rusya ve Ukrayna arasında yeni bir kriz patlak verdi. Ukrayna ordusu, Rus tankları ve zırhlı araçlarla desteklenen Rus yanlısı ayrılıkçıların Ukrayna nın doğusunda orduyla çatıştığını açıkladı. Bu haber doğru ise, NATO komutanı yanılmış, Ukrayna Cumhurbaşkanı haklı çıkmıştı Çünkü, Donetsk in güneydoğusundaki Novoazovsk kasabasında meydana gelen çatışmalar hakkında konuşan Donbas Taburu komutanı Mykhailo Lysenko, Bu, tam anlamıyla bir işgaldir diyordu Tescil gecikmedi; Ukrayna nın Güvenlik ve Savunma Konseyi ise Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Novoazovsk un Rusya ordusunun kontrolüne geçtiğini duyurdu. Sonra, rutin gelişmeler! BM YE ÇAĞRI YAPILDI Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu nu acil toplantıya çağırdı. Yatsenyuk, Rusya, Ukrayna daki askerî varlığını artırdı diyerek, çağrısının gerekçesini açıkladı. Yatsentuk, Maalesef, yaptırımlar Ukrayna daki gerilimi azaltmak için yeterli olmadı. Vladimir Putin kasıtlı olarak Avrupa da bir savaş başlattı dedi ve Rusya nın ayrılıkçılara desteğini kesmek için daha katı önlemler alınması gerektiğini kaydetti Gelişmeler öyle hızlıydı ki, AB buna alışık değildi. Rus ayısı dağları aşarken AB ovada yol arıyordu BULMACANIN ÇÖZÜMÜ PUTİN, PLAN SUNDU Ukrayna nın Avrupa Birliği Büyükelçisi Kostiantyn Yelisieiev, ülkenin doğusundaki kötüleşen durum nedeniyle Avrupa ülkelerinden geniş çaplı bir askerî yardım istedi Rusya hem vurup hem bağıran adam gibi, barışçı yüzünü de gösteriyordu Eylül ayı başında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukraynalı mevkidaşı Poroşenko ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Ukrayna'nın doğusunda barış tesis edilmesi için 7 maddelik bir plan sundu. Putin in barış planında yer alan öneriler şöyleydi: 1. Milisler Donetsk ve Lugansk bölgelerinde ilerleyişlerini durduracak. 2. Ukrayna güçleri sivillerin vurulması tehlikesine karşı yerleşimlerden belirli bir mesafe geriye çekilecek. 3. Ateşkes, bağımsız uluslararsı bir mekanizma tarafından tam kontrollü biçimde denetlenecek. 4. Yerleşim bölgelerinde hava bombardımanı engellenecek. 5. Koşulsuz olarak esir değişimi uygulanacak 6. Donetsk ve Lugansk bölgelerine yardımların ulaştırılması için insani yardım koridorları açılacak. 7. Zarar gören altyapının onarılması için ekiplerin bölgeye girmesi sağlanacak. Görüşmeler, konuşmalar, öneriler hepsi oyala taktiğinin bir parçasıydı Çözüm namlunun ucunda görünüyordu YARIN: Baltık balçığı, silah güvencesi

14 14 3 Ağustos 2015 Pazartesi TURİZM Safranbolu'daki "kaya mezarları" korunacak Anadolu Üniversitesinden kongre turizmi için uçak seferi ESKİŞEHİR - Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörlüğünce, kongre turizmini geliştirmek amacıyla 2 Eylül Yerleşkesi'ndeki havaalanından Avrupa'daki bazı merkezlere sefer düzenlenmesi için görüşmelere başlandı. Rektör Prof. Dr. Naci Gündoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kongre turizminin, sağladığı akademik gelişim ve ekonomik getirisiyle dünya turizminde ön sıralarda yer aldığını söyledi. Kongre turizminin geliştirilmesinde üniversitelerin önemine işaret eden Gündoğan, tarihi ve kültürel değerleriyle ön plana çıkan İstanbul'un bu alanda da Türkiye'nin en gelişmiş kenti olduğunu belirtti. Gündoğan, son yıllarda Eskişehir'in de kongre turizminde öne çıkan şehirler arasında yer aldığını dile getirerek, "Anadolu Üniversitesi olarak hem şehrimize hem de ülkemize bilimsel, kültürel, sanatsal, sportif alanlarda hizmet sunuyoruz. Üniversitedeki öğretim üyelerimizin ve öğrencilerimizin gelişimi katkı sağlıyoruz" dedi. Gündoğan, yılda ortalama 2 bin etkinlik düzenlediklerini, kongre, festival, sempozyum gibi organizasyonlarda ulusal ve uluslararası birçok konuğu ağırladıklarını ifade etti. Gündoğan, şöyle konuştu: "Eskişehir, kongre turizminde hem konum hem de akademik düzey olarak çok iyi durumda. Kongre turizminin gelişmesi için en önemli kaynaklardan biri olan ulaşımın gelişmesi çok önemli. İstanbul, Antalya, İzmir'in en büyük avantajlarından biri, dünyanın birçok noktasından bu kentlere uçuşların olması. Eskişehir'de üniversitemiz tarafından işletilen havaalanımız var ama şu an sadece Brüksel'den uçuşlarımız oluyor. Kongre turizmini geliştirmek için yapmamız gereken, Avrupa'dan uçuşları sağlamak. Bunun için de çalışmalara da başladık. Eskişehir'e sefer düzenlenirse kongre turizmini daha da artırabiliriz. Bu konuyla ilgili Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi ile Turizm Fakültesi çalışmalara başladı." Prof. Dr. Naci Gündoğan, yurtdışındaki kuruluşlara büyük kongre düzenleme talebinde bulunduklarında ilk sorunun, "Direkt uçuşlarınız var mı?" olduğunu belirtti. ISSN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Sahibi: Grup Birikim A.Ş. adına Nizamettin ÖLMEZ Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Yıl: 45 Sayı: Ağustos 2015 Pazartesi Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli KARABÜK - UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde kaya mezarları, turizme açılarak korunacak. Yaklaşık 3 bin yıllık tarihi geçmişinde pek çok uygarlığa ev sahipliği yaparak önemli kültürel zenginliklere sahip olan, özellikle Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve konaklarla öne çıkan Safranbolu'da birçok kaya mezarı bulunuyor. Karakoyunlu, Gündoğan ve Üçbölük köyleri ile Soğanlı Çayı Vadisi'nde rastlanan kaya mezarları, görenlerin ilgisini çekiyor. Kaya mezarları, defineciler tarafından zaman zaman tahrip ediliyor. Safranbolu Kaymakamı Murat Bulacak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kaya mezarlarından bazılarının, içerisinde ölen kişilere ait değerli eşyalar bulunduğu gerekçesiyle defineciler tarafından tahrip edildiğini söyledi. Bu tahribatı önlemek adına birçok çalışma yaptıklarını ifade eden Bulacak, "Kaya mezarlarını hem koruma hem de turizme kazandırma adına başlatılan çalışmalarımız devam ediyor. Bunların hepsi tespit edilip kayıt altına alınmıştır. Birçoğu ulaşımı kolay olmayan kırsal alanda yer almaktadır. Bu nedenle çalışmalara ulaşım konusunda adım atarak başladık" diye konuştu. Kaya mezarlarında yaratılan tahribat nedeniyle çalışmalarının içinde koruma girişimlerinin de bulunduğunu aktaran Bulacak, "Öncelikle bu değerlerimizi bölge halkımız ve köylülerimiz koruyacak. Biz turisti çekecek çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar tamamlandığında mezarlarımızı turizme açarak korumuş olacağız. Sürekli sirkülasyonun olacak bu bölgede defineciler tahribat yaratamayacak" değerlendirmesinde bulundu. Üçbölük Köyü Kültür Merkezi sorumlusu Recai Demiröz de köylerinde ve çevresindeki yerleşim yerlerinde çok sayıda kaya mezarı bulunduğunu, bunların 2 bin 500 yıl öncesine ait olduğunun tahmin Kocaeli plajlarına Karadeniz kumu Kocaeli'de hayata geçirilen proje kapsamında, Karadeniz sahillerinden 2 bin kamyonla 50 bin ton deniz kumu getirilerek, plajlar yeniden düzenlendi. KOCAELİ - Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin ardından hayata geçirilen "Sahilleri Geri Kazanım Projesi"nin meyvelerini vermeye başladığını söyledi. Proje kapsamında, depremde zarar gören denize girme alanlarında yoğun çalışma yapıldığını dile getiren Karaosmanoğlu, "Marmara Depremi'nin ardından neredeyse yok olmak üzere olan plajlarımızı yeniden kazandık. Plajlarımızı, Karadeniz sahillerinden 2 bin kamyonla getirdiğimiz 50 bin ton deniz kumuyla takviye ederek, halkın kullanımına sunduk" diye konuştu. Karaosmanoğlu, depremde bozulan sahilleri eskisinden daha iyi hale getirmek için çalışmayı sürdürdüklerini, doğal dengeyi de bozmadıklarını vurguladı. Karadeniz sahillerinden getirilen kumun, vatandaşların rahatça güneşlenmesine imkan tanımasının yanı sıra deniz suyunu filtrelediğini belirten Karaosmanoğlu, kumsalların oluşturulmasıyla denizin kendini temizlemesine de yardımcı olduklarını kaydetti. edildiğini aktardı. Köyde bir de kral mezarının yer aldığını belirten Demiröz, "Bu mezarların her biri tarihe ışık tutuyor. Hepsi bizim zenginliğimiz ve değerimiz. Nasıl Safranbolu koruma altına alınarak bir dünya kenti haline getirildiyse mezarların da bunun bir parçası olması gerekiyor" diye konuştu. "Köylüler olarak koruyoruz fakat yeterli olmuyor" diyen Demiröz, "Defineciler bu kaya mezarlarını açarak tahrip ediyor. Korunmazsa bu değerleri kaybetmiş olacağız" ifadesini kullandı. İdari Merkez Rüzgarlı Caddesi Plevne Sokak No:14/4 Ulus - ANKARA Tel: Fax: Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 3 Ağustos 2015 Pazartesi Turgay Şeren'e moral ziyareti İSTANBUL - Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek ile iş adamı Yılmaz Ulusoy, A Milli Takım ve Galatasaray'ın efsanevi kalecisi Turgay Şeren'e ziyarette bulundu. Galatasaray Florya Konukevi'nde kalan Şeren'in ziyaretinde eski futbolcu Rıfat Usta da yer aldı. Ziyaretten dolayı çok mutlu olduğunu belirten Şeren, Özbek ve Ulusoy'a minik bir top hediye etti. Turgay Şeren, sezonunda çalıştırdığı Samsunspor'un o dönem başkanı Yılmaz Ulusoy ile eski günleri anarak, "Böylesine bir günde gelip, beni ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim. Ben duygusal bir insan olarak doğmuşum. İnşallah siz giderken arkanızdan da ağlamam" dedi. Galatasaray Kulübü Başkanı Özbek de Turgay Şeren'in sadece bir Galatasaraylı değil, aynı zamanda Türk futbolunun efsanesi, sembolü olduğunu belirtti. Gözü Rio da... "Yeni maceram için heyecanlıyım" ERZURUM - ENKA Spor'un Jamaika asıllı Türk atleti Jak Ali Harvey, Türkiye rekorunu geliştirdiği için çok mutlu olduğunu belirterek, "Türkiye adına yarışmaktan çok mutluyum çünkü buradaki insanlar sıcak ve yardımsever. Ben de umarım dünya arenasında çok daha iyi yerlere gelerek Türkiye'yi temsil edeceğim" dedi. İsviçre Bellinzona'da geçtiğimiz hafta düzenlenen "Gala Dei Castelli" yarışmasında 100 metrede 10.03'lük derecesiyle ikinci olarak "Türkiye Rekoru" kıran Harvey, Erzurum'da 1. Sprint ve Bayrak Yarışları'na katıldı. Erkekler 100 metre yarışında 10.11'lik koşusunun yanında, milli atletler Emre Can Barnes, İzzet Safer ve Yiğitcan Hekimoğlu'ndan oluşan 4x100 metre bayrak takımıyla da 38.79'la en iyi dereceyi yapan Harvey, barajı geçtiği 2015 Dünya Şampiyonası ile 2016 Olimpiyat Oyunları için iddialı olduğunu bir kez daha gösterdi. Harvey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu rekoru geliştirdiği için çok mutlu olduğunu, Türkiye'yi dünya arenasında temsil etmekten gurur ve onur duyduğunu belirtti. Bu arenada Türkiye'yi daha çok temsil etmek istediğini aktaran Harvey, şunları söyledi: "Bu rekor ve arkadan gelecek birkaç atletle beraber 4x100'de aynı başarıyı yakalamak istiyoruz. Türkiye adına yarışmaktan çok mutluyum çünkü buradaki insanlar sıcak ve yardımsever. Ben de umarım dünya arenasında çok daha iyi yerlere gelerek Türkiye'yi të ἔ ჰ Ῑ ȳ ų Ҵ š Ủ э ᾌ 9.87'lik derecesini değerlendiren Harvey, "Bolt çok iyi bir yarışmacı. Kendini geliştireceğinden de eminim. Ben de iyi bir yarışmacıyım ve kendimi geliştiriyorum. Eğer önümüzdeki dönemlerde bir fırsat doğarsa onunla yarışmaktan İSTANBUL - Beşiktaş Kulübü'nün, İtalya Birinci Futbol Ligi (Serie A) takımı Fiorentina'dan kiraladığı Alman santrfor Mario Gomez, "Yeni maceram için heyecanlıyım" dedi. BJK TV'de katıldığı canlı yayında açıklamalarda bulunan Gomez, hayatının futbol olduğunu belirterek, "Benim için tek kriter başarı. İstanbul'a gelip, Beşiktaş'ta oynama sebeplerimden bir tanesi burada başarılı olacağıma dair inancım" diye konuştu. Daha önce Türkiye ve Beşiktaş'ta oynayan futbolcularla görüştüğünü anlatan Gomez, "Roberto Hilbert'e Türkiye ve Beşiktaş hakkında çok soru sordum. Gelmeden önce, bugünkü karşılamayı tahmin edebiliyordum. Kulüplerine kalpten bağlı, ateşli taraftarların olduğu Fiorentina'dan geldim. Aynısını Beşiktaş'ta da gördüm. Belki çok daha fazlasını göreceğim" ifadelerini kullandı. Alman futbolcu, iyi istatistiklerini Beşiktaş'ta da sürdürmek istediğini vurgulayarak, şunları dile getirdi: "Geride kalan 2 yılda gol sayım düşmüş olabilir ama bazı şanssız sakatlıklar yaşadım. Şimdi o durumdan kurtuldum ve hem fizik hem de mental olarak kendimi çok iyi hissediyorum. Dileğim, daha önce attığım gollere Beşiktaş forması altında devam etmek. Benim için önemli kriter de gelecek yaz düzenlenecek 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası... Beşiktaş formasıyla göstereceğim performansla Almanya Milli Takımı'na dönüş yapmak istiyorum." Buzda geleceğin şampiyonlarını yetiştirecek Bursaspor Ozan Tufan ı bırakmıyor ERZURUM- Buz Pateni Milli Takımının başantrenörlüğüne getirilen Tuğba Karademir, sporculuk ve antrenörlük tecrübelerini kış olimpiyatlarında mücadele edecek sporculara aktarmayı amaçlıyor. Kanada'da antrenörlük yapan Tuğba Karademir, Türkiye Buz Pateni Federasyonu tarafından, Buz Pateni Milli Takımının başantrenörlüğüne getirildi. Buz pateni alanında 1995 yılında Türkiye'ye ilk altın madalyayı kazandıran, olimpiyat ve dünya şampiyonasında finalde yarışan ilk Türk sporcu Karademir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erzurum'da büyükler, yıldızlar ve minikler olmak üzere her kategoride iyi bir takım oluşturmaya çalıştığını ifade etti. Antrenörleri eğiteceğini, sporculara da teknik bilgi aktarmaya çalışacağını anlatan Karademir, "Kanada'da çalışıyordum. Kanada, Almanya, Amerika, İngiltere başta olmak üzere birçok uluslararası ülkelerden sporcum vardı" dedi. Karademir, Türkiye'yi özellikle tercih ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Gelecek yıllarda daha çok çalışma fırsatımız var. Artık Türk sporuna katkıda bulunmak istiyorum. Kanada'daki sistemi Türkiye'ye getirmek, başarılarımızı artırmak istiyorum. Buz pateninde geleceğin süper yıldızlarını, şampiyonlarını çıkarmaya çalışıyoruz. Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali'ne aday çok sporcumuz var. Onları seçip, federasyon olarak desteklemek istiyoruz." Karademir, son yıllarda her ülkeden buz branşında sporcuların yetişmeye başladığını dikkati çekti. Karademir, "Eskiden Kanada, Rusya ve Amerika varsa, şimdi Çin'den, Japonya'dan, Estonya'dan sporcular çıkıyor. Ben de Türküm, buradan çıktım. Yeni sporcularımız çok daha şanslı. Biz de ülke olarak buzda Kanada olabiliriz, o kadar zor değil" diye konuştu. BURSA - Bursaspor Kulübü Başkanı Recep Bölükbaşı, Beşiktaş'ın Ozan Tufan'a karşılık Mustafa Pektemek ve 5 milyon avro önerdiğini belirterek, "Ben ise Cenk Tosun ve 6 milyon avro istedim. Ardından herhangi bir dönüş olmadı. Bunun üzerine ben de bu transferi kapattım" dedi. Bölükbaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başta Ozan Tufan, Bakambu ve Serdar Aziz olmak üzere takımdaki çok sayıdaki oyuncusuna transfer teklifleri geldiğini söyledi. Son olarak Beşiktaş Kulübü'nün Ozan Tufan için teklifte bulunduğunu anlatan Bölükbaşı, "Beşiktaş, Ozan Tufan'a karşılık Mustafa Pektemek ve 5 milyon avro önerdi. Ben ise Cenk Tosun ve 6 milyon avro istedim. Ardından herhangi bir dönüş olmadı. Bunun üzerine ben de bu transferi kapattım" ifadelerini kullandı. Bölükbaşı, geçen sezon maddi sıkıntı yaşadıkları dönemde oyuncu satmadığını, bu sorunlar sürmesine karşın sezonu için de aynı düşüncede olduklarını anlattı.

16 3 Ağustos 2015 Pazartesi Fildişi Sahili'nde çamaşırlar genellikle Fanico adı verilen erkekler tarafından derede yıkanıyor Çamaşır yıkama konusunda profesyonel olan Fanico lar, abonelik sistemine benzer bir sistemle 30 parça çamaşırı 1 dolara temizliyor Fildişi Sahili nde çamaşırları erkekler yıkıyor Onlarca eşyanın kime ait olduğunun karıştırılmaması ise yıkayıcının hafızasına bağlı. Abonelik sistemine benzer bir sistem oluşturan yıkayıcılar, neredeyse bütün abonelerinin ölçülerini ve kıyafetlerini ezbere biliyor. Usta çırak ilişkisinin devam ettiği mesleklerden biri olan yıkamacılıkta, bir çırağın 3 aylık deneme süresi var. Çırak, bu süre içinde çamaşırların ve sahiplerinin ezberlenmesi konularında eğitiliyor. yor. Acemi yıkayıcılar daha çok hurma yağından yapılan sabunları, usta yıkayıcılar ise palmiye yağı sabununu tercih ediyor. Yıkamada toz deterjan da kullanılabiliyor. Beyaz ve sarı sabunlar az kirli, siyah sabunlar çok kirli çamaşırları temizliyor. Bu arada, Fildişi'nde geri dönüşüm tesisi bulunmaması nedeniyle plastik poşetler de derelerde yıkanıyor. ABİDJAN/İSTANBUL SEFA MUTLU - Fildişi Sahili'nde çamaşırlar, bu işte profesyonel olan ve "Fanico" adı verilen erkekler tarafından yıkanıyor. Fildişi'ne ilk kez gidenler, Abdijan'ın Banco Deresi'nde çamaşır yıkayan erkekleri görünce şaşırıyor. "Fanico" adıyla bilinen çamaşır yıkayıcılar, birkaç yüz metrelik derenin en durağan bölümünde, bellerine kadar gelen bulanık suda öğle saatlerine kadar çalışıyor. Derede yıkanan çamaşırlar, yakındaki yol kenarında kurutuluyor. Her yıkamacının kendisine ait bir kurutma alanı da var. Ayrıca çamaşırlar renklerine göre ayrı şekilde kurutuluyor. Akşama doğru ütülenircesine özenle katlanan çamaşırlar bohçalara konularak sahiplerine teslim ediliyor. Otuz parça çamaşır 1 dolara yıkanıyor "Fanico"lar, sıradan bir ev kadının yıkayacağı çamaşırın çok daha fazlasını yıkıyor. Bir görevlinin, günde 200 parça çamaşır yıkadığı bile oluyor. 30 parça çamaşır 1 dolara temizleniyor. Çamaşıra özel sabun Yıkama işleminde çamaşırın kirlilik duruma göre farklı sabunlar kullanılı- Sağlıksız ortamlarda renklerine göre ayrıştırılan poşetler, yıkanıp kurutularak bohçalanıyor. Van'da "driftli" evlenme teklifi VAN - Van'da bir kişi, kız arkadaşına, nikah salonu önünde arkadaşlarına modifiye otomobillerle "drift" yaptırarak evlilik teklif etti. Yalın Çağrı Çalışkan, 8 yıl önce tanıştığı Mizgin Özgükçe'ye, çocukluğundan bu yana ilgi duyduğu driftle, farklı bir evlenme teklifinde bulunmaya karar verdi. Bunun üzerine Çalışkan'ın birlikte drift yaptığı arkadaşları, hem evlilik teklifi hem de nikah töreni için otomobillerine, her araca bir harf gelecek şekilde "Benimle evlenir misin" yazarak, Tuşba Belediyesi Nikah Salonu önünde beklemeye başladı. Çalışkan, kız arkadaşı Özgükçe'yi başka bir araca bindirerek gözleri kapalı şekilde nikah salonu önüne getirdi. Burada araçtan inen Özgükçe, önce korna sesleri, daha sonra drift yapılarak karşılandı. Şaşkınlığını gizleyemeyen Özgükçe, Çalışkan'ın evlenme teklifini kabul etti. Daha sonra salona geçen çiftin nikahı kıyıldı. Çalışkan, gazetecilere yaptığı açıklamada, 8 yıllık arkadaşlığın ardından Özgükçe'ye farklı bir evlenme teklifinde bulunmaya karar verdiğini söyledi. Haberlerde sürekli ilginç evlilik tekliflerini gördüğünü anlatan Çalışkan, şöyle konuştu: "Arkadaşlarım, modifiye edip drift yaptığımız arabaların ön camına 'Benimle evlenir misin' yazarak drift yapmayı önerince 'olur' dedim. Evlenmek için kız arkadaşımın nüfus cüzdanıyla önceden evlendirme dairesine başvurdum. Daha sonra eşimi 'Bir sürprizim var' diyerek buraya getirdim. Hem evlenme teklif ettim hem de nikahımızı kıydırdım. Mutluyum, sevdiğim kızla, gönül verdiğimiz arabalarımızla drift şov yaparak nikahlandık. İnşallah hafta sonunda düğünü yaparız." Özgükçe ise bunu beklemediğini, büyük şaşkınlık yaşadığını ancak mutlu olduğunu dile getirdi. Daha sonra Çalışkan ile Özgükçe, bindikleri araçla drift yaptı. Gazzeli ahşap ustaları engel tanımıyor GAZZE - HİDAYE ES-SAİDİ - Karamsarlığa ve ümitsizliğe teslim olmadıklarını belirten Gazzeli engelli gençler, yeteneklerini ahşap oyma atölyelerinde konuşturuyor. Kas erimesi hastalığına yakalanan İsam eş-şevva (29) ve geçirdiği çocuk felci rahatsızlığı sebebiyle koltuk değnekleri olmaksızın yürüyemeyen İbrahim İrham (27) 3 yıl önce birlikte açtıkları atölyelerinde, adeta azmin önünde hiçbir engelin duramayacağını gözler önüne seriyor. Gazze'deki El-Ezher Üniversitesi İngilizce İşletme Yönetimi Bölümü'nden mezun olan İrham ahşap oyma tezgahı başında AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bir yerde istihdam edilme ihtimalim çok zayıftı, engelli olmam sebebiyle zaten iş bulamadım. Bu nedenle arkadaşımla bu atölyeyi açmaya karar verdik" dedi. "Arkadaşım ve ben yaşadığımız gerçekliğe teslim olmama konusunda ısrarcı olduk" diyen İrham, "Kimseye yük olmak istemedik. Bu düşüncemiz de bize, bu alana yönelmekte teşvik edici bir unsur oldu. İnsanların garipseyen bakışlarına rağmen çalışmaya devam ediyoruz" diye konuştu. İrham, Kur'an-ı Kerim kabı, at, ağaç gibi ahşap süs eşyalarının yapıldığı atölyede, müşterilerin ilk başlarda güvenini kazanmakta zorluk çektiklerini kaydetti. "Bizim iyi işler ortaya çıkarabileceğimize inanmıyorlardı" diyen İrham, "Müşteri atölyeye ilk girdiği an patronun nerede olduğunu soruyor. Ben sorumlu kişiyim dediğimde ise çok şaşırıyor. Siparişini biraz tereddüt biraz da isteksiz bir şekilde veriyor" ifadelerini kullandı. İrham, üniversite yıllarında marangozluk, ahşap oyma ya da mobilyalara ilişkin hiçbir fikrinin olmadığını ancak bu işte azimle çalışarak başarılı olduğunu kaydetti. - "Kimseye muhtaç olmamak mutlu ediyor" Muhasebe Bölümü mezunu Şevva da "kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürdüğü için kendini çok mutlu hissettiğini" belirterek, "Yaptığım iş kendimden razı olmamı ve daha bağımsız hissetmemi sağlıyor. Artık müşterilerimiz var, önümüzde engel yok ve hiçbir yardım kurumuna başvurmuyoruz" dedi. Şevva yerel piyasada isim yaptıklarını aktararak, "Gazze'de yaşanan elektrik krizinin kendilerini olumsuz etkilediğini, elektrikler kesilecek diye, işlerini yetiştirmek için çoğu zaman gece çalıştıklarını" sözlerine ekledi. Filistin İstatistik Merkezi verilerine göre, Gazze'de 18 yaş üstü engelli kişi sayısı 27 bine ulaşıyor, bunlardan 17 bini ise hiçbir şekilde hareket edemiyor. AB, Paris teki Disneyland'ı takibe aldı PARİS - Avrupa Birliği Komisyonu, Paris'teki eğlence merkezi Disneyland hakkında Alman ve İngiliz müşterilerine fiyat konusunda ayırımcılık yaptığı gerekçesiyle soruşturma başlattı. Alman ve İngiliz ziyaretçilerin, diğer ülkelerden gelen müşteriler gibi fiyat indirimlerinden yararlanamaması AB Komisyonu'nu harekete geçirdi. AB Komisyonu, ''Disneyland'ın birlik içinde serbest rekabet kuralarına aykırı hareket ettiği'' yolundaki suçlamaları inceledikten sonra şirketle ile ilgili bir yaptırım uygulanıp uygulanmaması konusunda karar verecek. Şirketin bazı AB üyesi ülkelerin vatandaşlarının indirimli turları almalarını engelleyerek ''ayırımcılık'' yaptığı ileri sürülürken, Disneyland yönetimi, söz konusu suçlamaları reddederek, indirimlerin sezonluk olduğunu savunuyor. Suçlamalar İngiliz The Financial Times gazetesinin kapsamlı araştırması sonucu ilk kez ortaya atılmıştı. İngiliz gazetesine göre, içinde konaklama ve yemek masrafları da yer alan pahalı prestijli özel paket turlar için Fransızlar'ın bin 346 avro, İngilizler'in bin 870 avro, Almanlar'ın ise 2 bin 447 avro ödemeleri talep ediliyor. İngiliz gazetesine göre, Paris'e gelmeden ülkesinde bir günlük Disneyland bileti alan İngiliz ziyaretçi yüzde 15 daha fazla ödemek zorunda kalıyor. Disneyland'ı her yıl 15 milyonun üzerinde turist ziyaret ediyor. Paris'e 40 kilometre uzaklıktaki Marne La Valle köyünde yer alan eğlence merkezi, 1992 yılında ilk kez kapılarını ziyaretçilere açtı.