civilacademy Civilacademy Journal of Social Sciences Sosyal Bilimler Dergisi Icivilacademy

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "civilacademy Civilacademy Journal of Social Sciences Sosyal Bilimler Dergisi Icivilacademy"

Transkript

1 Civilacademy Journal of Social Sciences Sosyal Bilimler Dergisi I Fatih University 2010

2 Civilacademy Cilt / Volume 8 Sayı / Issue 2 Bahar / Spring 2010 Sahibi / Owner Civilacademy Sosyal Bilimler Topluluğu Civilacademy Social Sciences Society Editör / Editor Ertuğrul Gündoğan (Fatih Uni.) Yardımcı Editörler / Co-editors Gülşah Neslihan Demir (Lund Uni.) Ömer Akkaya (Johns Hopkins Uni.) Tamer Güven (Fatih Uni.) Baskı / Printed in: Elma Basım İletişim Adresi / Correspondence Address Civilacademy Sosyal Bilimler Topluluğu Fatih Üniversitesi Büyükçekmece Kampüsü Büyükçekmece / İstanbul Tel: Web: Civilacademy.fatih.edu.tr Civilacademy@gmail.com II

3 Danışma ve Hakem Kurulu / Advisory Board * Abdülkadir Civan (Fatih Ünv.), Ali Murat Yel (Fatih Ünv.), Ali Yaşar Sarıbay (Uludağ Ünv.), Alpaslan Açıkgenç (Fatih Ünv.), Atilla Girgin (Marmara Ünv.), Bedriye Saraçoğlu (Gazi Ünv.), Berdal Aral (Fatih Ünv.), Elif Ekin Akşit (Ankara Ünv.), Erdoğan Keskinkılıç (Fatih Ünv.), Ertuğrul Gündoğan (Fatih Ünv.), Ferda Keskin (Bilgi Ünv.), Fuat Keyman (Koç Ünv.), Gökhan Bacık (Zirve Ünv.), İdil Işık (Fatih Ünv.), İrfan Erdoğan (Gazi Ünv.), Kemal Karpat (Wisconsin Ünv.), Kemal Özden (Fatih Ünv.), Kevin J. McGinley (Fatih Ünv.), Mehmet İpşirli (Fatih Ünv.), Mete Tunçay (Bilgi Ünv.), Mümtaz er Türköne (Gazi Ünv.), Nihat Solakoğlu (Bilkent Ünv.), Nizamettin Bayyurt (Fatih Ünv.), N. Gökhan Torlak (Fatih Ünv.), Ömer Çaha (Fatih Ünv.), Ralph J. Poole (Salzburg Ünv.), Recep Şentürk (FatihÜnv), Savaş Genç (Fatih Ünv.), Sezai Coşkun (Fatih Ünv.), Şammas Salur (Fatih Ünv.), Şengül Çelik(Fatih Ünv.), Şükran Esen (Marmara Ünv.), Talip Küçükcan (İSAM), Visam Mansur (Fatih Ünv.), Yasin Aktay (Selçuk Ünv.) İngilizce Redaktörler / English Redactors Betty and Barrie Eichhorn Türkçe Redaktör / Turkish Redactor Mehmet Kutalmış Civilacademy Sosyal Bilimler Dergisi (ISSN ) yılda üç defa yayınlanır. Civilacademy Journal of Social Sciences (ISSN ) is published three times in a year periodically. Civilacademy Dergisi Gale Cengage Learning ve TÜBİTAK ULAKBİM Sosyal Bilimler Veri Tabanı tarafından indekslenmektedir. Civilacademy Journal of Social Sciences is indexed in Gale Cengage Learning and * İsme göre alfabetik olarak sıralanmıştır. Listed alphabetically by name. TÜBİTAK ULAKBİM Social Sciences Database. III

4 Amaç ve Kapsam Civilacademy Sosyal Bilimler Dergisi, disiplinler arası, hakemli, Türkçe ve İngilizce dillerinde yayınlanan bir sosyal bilimler dergisidir. Civilacademy Sosyal Bilimler Dergisi, insanları ve toplumu ilgilendiren tüm konulara sosyal bilimler perspektifinden yaklaşan, mevcut ve alternatif paradigmaların tartışmaya açıldığı bir platform olmayı amaçlamaktadır. Aims and Scope Civilacademy Journal of Social Sciences is a peer reviewed interdisciplinary bilingual (both Turkish and English social science journal. The aim of Civilacademy Journal of Social Sciences is to provide an intellectual platform for social-scientific studies, a platform in which research in alternative paradigms for social inquiry could be jointly presented and debated and is to publish conceptual, research, and/or case based works that can be of practical value to the people interested. IV

5 İçindekiler / Contents Editör ün Notu / Editor s Note VIII Alaaddin F. PAKSOY Representation of Turkey s EU bid in Swedish Newspapers: A Quantitative Approach to News Photographs (Türkiye-AB İlişkilerinin İsveç Basınında Temsili: Haber Fotoğrafları üzerinde Nicel Bir Yaklaşım) 1 Burcu BALCI Fütüristik Bir Modern Sömürge Öyküsü: Avatar (A Futuristic Tale of Modern Colonization: Avatar) 23 Çağla GÜR Çocuklarla Felsefe (Philosophy with Children) 43 Osman KÖROĞLU En Yaygın İletişim Ortamı: Mobil İletişim Ortamında İçerik ve Yayıncılık (The Most Common Medium of Communication: Content and Design Dimensions of Mobile Communication) 55 V

6 Hasan AKSAKAL Recep Peker in İnkılâp Dersleri Üzerine Düşünceler (Considerations on The Revolution Lectures of Recep Peker) 87 Leyla BUDAK & İlknur Aydoğdu KARAASLAN Üniversite Öğrencilerinin Sanal İletişim Ortamlarını Kullanım Amaçlarının Değerlendirilmesi, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Örneği (The Evaluation of University Students Utilization Aim of Virtual Communication Media: Case of Communication Faculty of Ege University) 101 Yusuf ÇETİN & Kübra ŞAHİN Erzurum Merkezde Bulunan Osmanlı Dönemi Mezar Taşları Üzerindeki Sembolik Motiflerin Bir Değerlendirmesi (An Assessment on the Symbolic Motifs of the Ottoman Period Gravestones Located in the Center of Erzurum) 131 Yazara Notlar 152 Guide for Authors 154 VI

7 Civilacademy Journal of Social Sciences Sosyal Bilimler Dergisi VII

8 Edi tör ün No tu Merhaba, Dünya, sorunlar ve çatışmalar bakımından çok doğurgan bir gezegen. Sorunların biri biterken, diğeri başlıyor ya da aynı anda pek çok sorun dünyanın orasında burasında ortaya çıkıyor. Onları çözmek için geliştirilen düşünce, ideoloji, metodoloji ya da sistemler yetmiyor hatta onlar da yeni bazı problemlerin kaynağı olabiliyorlar. Acaba tüm bunların temelleri atılırken bencilce düşüncelerden sıyrılmadan mı bu işlere girişiliyor? Kurulan ulus devletlere ilaveten Birleşmiş Milletler, NATO lar, AB ler, IMF ler, Dünya Bankaları sorunlara yetişemiyor, hatta aciz kalabiliyor. Buna karşılık insanlığın arayışı bitmiyor, yeniden ve bir daha iyi bir dünya için mücadeleye devam ediliyor. Bir yanda insanlığın vicdanı denilebilecek sivil toplum örgütlerinin ve bireysel kahramanlıkların omuzlarına yüklenmiş daha iyi bir dünya ideali; diğer yanda yalnızca kendileri için iyi bir yaşam çabası içinde olan ve öteki nin durumu ile ilgilenmeyen hatta kötüleşmesinden kendisi için yarar uman bir farklı düşüncenin mücadelesi sürüp gidiyor. Bu, Müslümanlarla Hıristiyanların, sosyalistlerle kapitalistlerin, dindarlarla ateistlerin, siyahlarla beyazların, kadınlarla erkeklerin, doğulularla batılıların mücadelesi gibi görünmüyor, öyle gösterilmek istense bile. Farklı bir şey bu. Naif kaçma pahasına, iyi lerle kötü lerin mücadelesi gibi görünüyor. Irak ta niçin öldüğünü bilmeden öldürülen yüz binlerce Iraklıya bütün iyi insanlar üzülüyor. Çeşitli yemeklerle donatılmış sofralara otururken hatırlanmasa bile, açlık ve yoksulluğun pençesinde kıvranan yüz milyonlarca insanın durumu iyi insanların içini burkuyor. Her an bir kalabalık ortasında patlayabilecek nereden ve kimden geldiği belli olmayan serseri bir bomba ortalama her insanı tedirgin ediyor. Bunu iyi insanlar yapmıyor elbette. İyi insanlar dünyanın her yerinde ve herkes için adalet, yaşanabilir bir çevre, VIII

9 herkesin gündelik yaşamını güvenlik, sağlık ve refah içinde sürdürebilmesi ve onurlu bir yaşam istiyor. İyi insanlar terörün her türlüsüne karşı çıktığı gibi; adaletsizliğin ve zulümlerin de her türlüsüne karşı çıkıyor. İyi insanlar, çevrenin dünyanın her yerinde korunması gerektiğini inanıyor ve bazı bölgelerin ve ülkelerin önemsiz olduğu anlayışını asla benimsemiyor. Bencilce şişirilen banka hesaplarının ve fantezilerle doldurulan yaşamların, aslında başkalarının fakirleşmesi ve yaşama sevinçlerinin yok edilmesi pahasına gerçekleştiğini iyi insanlar görüyor ve bunun değişmesini istiyorlar. Civilacademy bugüne kadar, konu ayrımını öne almadan birçok sosyal bilimler alanında yazılara yer verdi. Olanaklar ölçüsünde toplumla ve insanla ilgili olan düşünce ürünlerine yer vermeğe devam edecek. Bununla birlikte, gelecek sayıyı da (24. Sayı) çıkardıktan sonra, reel insan, toplum ve dünya sorunlarına ve onların çözümlerine ilişkin siyaset bilimi, sosyoloji, felsefe, hukuk, kamu yönetimi ve iktisat yazılarına yer verilecek. Bu alanlarda disiplinler arası ve çok disiplinli yaklaşımlara daha fazla kapı açılacak. Çünkü, çok karmaşık toplumsal sorunlar, farklı disiplinlerin yaklaşımlarından daha fazla yararlanarak tartışıldığında zorluklarına rağmen- daha kuşatıcı ve fonksiyonel çözümlerin önerilmesi mümkün olabilmektedir. Daha iyi bir dünya.. ötekiler için de Saygılarımla, Ertuğrul Gündoğan IX

10 Edi tor s No te The Earth is a very fertile planet in terms of problems and conflicts. While one problem is being solved, another arises or several of them arise at the same time on different parts of the world. The thoughts, ideologies, methodologies, or the systems developed to solve them fall short; moreover, they themselves may turn to be the source of some new problems. Perhaps, are these attempts prepared and proposed without completely getting rid of some selfish feelings? Besides the nation states founded, the institutions like United Nations, NATO, European Union, IMF, and World Bank cannot meet the need for the solutions and they sometimes even become desperate. However, the sought of mankind does not end; they keep struggling for a pleasant world again. The struggle continues between the two sides: on the one side, the ideal of a better world, which puts the responsibility on the shoulders of the bravery of individuals and the civil society organizations, which can be accepted as the conscience of humanity; on the other side, a different idea that struggles for a better life only for itself and also is indifferent to the other s situations. This is not the same struggle between Muslims and Christians, socialists and capitalists, religious and atheist people, blacks and whites, women and men, and the Easterners and the Westerners, though it is tried to be shown like that. This is something different. At the expense of being naive, it seems like the struggle between good and evil. All the good people is sad for the hundreds of thousand of people killed in Iraq who even did not know why they were killed. Even though the good people do not always remember hundred of thousands people who are struggling with hunger and poverty while on their tables equipped with various meals, they still feel uncomfortable about them. A stray bomb that is uncertain from where and when it comes and that could explode at any moment in the middle of a crowd disquiets each people. And, there is no doubt the good people cause that. X

11 The good people wish justice, a viable environment, maintenance of daily life with security, health and affluence, and an honorary life for all the rest of the world. The good people are against not only each kind of terror but also all types of injustice and oppression. The good people never accept that some regions and some countries are more important than the others. The good people realize that the selfishly inflated bank accounts and lives filled with fantasies took place at the expense of others happiness and impoverishment. And, the good people want to change this situation. Civilacademy has published many articles without topic differentiation/separation in the field of Social Sciences until today. It is going to continue on publishing intellectual products related with the society and human being. However, after publishing the next issue (Issue 24), we will evaluate and publish manuscripts related to real/rational human being problems, the problems of society and the world and their solutions by Political Science, Sociology, Philosophy, Law, Public Administration and Economics. Interdisciplinary and multidisciplinary approaches will find more place in these fields. This is because it is believed that approaches from different disciplines are wider and functional in terms of discussing and solving very complex societal problems. A better World also for the Others. Ertugrul Gundogan XI

12

13 REPRESENTATION OF TURKEY S EU BID IN SWEDISH NEWSPAPERS A QUANTITATIVE APPROACH TO NEWS PHOTOGRAPHS Türkiye-AB İlişkilerinin İsveç Basınında Temsili Haber Fotoğrafları Üzerinde Nicel Bir Yaklaşım Alaaddi n F. PAKSOY * ÖZET Bu makale, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileriyle ilgili İsveç basınında çıkan haber fotoğraflarını incelemektedir. Çalışma son dönemlere ait siyasi tartışmaları da dikkate alarak Türkiye nin görsel sunumunu ve İsveç basınının ideolojik tavrını ortaya koymayı hedeflemektedir. Araştırma, İsveç basını fotoğraflar yoluyla nasıl bir Türkiye tasvir etmektedir? temel sorusuna yanıt aramaktadır. Araştırmanın örneklemini Türkiye-AB ilişkileri tarihindeki 11 farklı olay oluşturmaktadır. 72 fotoğrafın temel unsurları, Türkiye yi betimleme biçimi ve göstergebilimsel kompozisyonu nicel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Dini ve milliyetçi sembollerin Türkiye üzerine yaftalanması araştırmadan çıkan temel sonuçları şekillendirmektedir. Anahtar Kelimeler: Türkiye AB ilişkileri, Temsil, Ötekilik, Din, Milliyetçilik, Haber fotoğrafçılığı, Nicel içerik analizi. * PhD Candidate, University of Sheffield, Department of Journalism Studies 1

14 Alaaddi n F. PAKSOY ABSTRACT This article tries to map the visual representations of Turkey and unveil the ideological perspectives based on photographs in Swedish newspapers in the context of the contemporary political debates about Turkey-EU relations. The research wants to find answers to its main question: By means of photographs, what image of Turkey is portrayed in Swedish newspapers? Eleven important milestones in the history of Turkey-EU relations constitute the research sample. Quantitative analysis was employed as the method, and 72 photographs attitudes, main elements and semiotical compositions were decoded. The attachment of religious and nationalist symbols to Turkey shaped the main outcomes of the research. Keywords: Turkey EU relations, Representation, Otherness, Religion, Nationalism, News Photography, Quantitative content analysis. I. INTRODUCTION Turkish membership in the European Union depends upon the decision of the European politicians and the European public. Although it looks like a political decision, Turkey s EU bid cannot be explained solely by politics, as Turkey s position has always been considered with a cultural dimension. Because the media has power directing and forming public opinion, it is clear that the image which is reflected by the media is very important for Turkey s EU bid. Turkey has been the subject of several media studies. Turkey s EU membership has been presented in the media of different countries (France, Germany, Greece, Slovenia, the UK, the US, and Turkey) (Christensen, 2006; Kejanlioglu and Tas, 2009; Koenig et al, 2006; Negrine et al, 2008; Negrine, 2008). These observations from other regions of Europe may help to provide a more comprehensive view. Sweden, an important country in Scandinavia and an EU member since 1995, has been interested in Turkish integration into the EU and human rights issues in Turkey for a long time. This study looks at the visual representations of Turkey and unveils the ideological perspectives in photographs of Turkey in Swedish newspapers in the context of the contemporary political debates about Turkey-EU relations. The research relates how Swedish newspapers represent Turkey to their readers. There have been several studies about the representation of Turkey s EU bid in western European countries, however this study is the very first in terms of the Swedish media s perspective on Turkish membership. 2

15 In brief, the study will analyze the photographs that are related to Turkey and try to find an answer to this question: By means of photographs, what image of Turkey is portrayed in Swedish newspapers? This main question will be elaborated by the analytic questions shown below: 1-Which religious and nationalist symbols are the most used in the photographs? 2-How do the captions affect the meaning of the photographs? Do they change the meaning from positive to negative or vice versa? 3-What is the distribution of politicians in the photographs? 4-How many of the photographs are related to conflict and how is Turkey represented in the conflicts? 5-How are genders represented in the photographs? 6-What may be the attitude towards Turkey in each photograph? Pro-Turkey / Anti-Turkey / Neutral? 7-Which emotions do the photographs depict? 8-What is the general image of Turkey in the photographs? Before answering these questions by quantitative analysis, it would be fruitful to discuss Turkey-EU relations based on different aspects. II. TURKEY IN/OUT OF EUROPE It is important for all countries to know how they are perceived by other nations; how their successes, failures, problems, plans and people are presented in their brand image (Anholt cited in Kemming and Sandikci, 2007: 31). The founder of the Turkish Republic, M. Kemal Atatürk, used branding operations in the defeated Ottoman Empire after the First World War. These operations rivaled those of the first French Revolution in scope and scale; they involved a new alphabet, new clothing (all men had to wear smart Western headgear or at least a Turkish version of it), new national identity, and a new name for the nation (Olins cited in Kemming & Sandikci, 2007: 32). Under Atatürk s leadership, the republic carried through an extensive and comprehensive program of modernization and secularization which is unique in the Muslim world (Lewis, 1995: 345). In order to understand the context of this study and the visual analysis, Turkey s position is discussed under four main aspects which are geographical, cultural, political and economical (Paksoy, 2009: 178). It is important to emphasize that an analysis without one of these aspects may lead to bias in the discussion. Geographical Aspects Europe s geographical definition is quite clear but the borders become blurred when politics intervenes. The Greek Republic of Cyprus has been an 3

16 Alaaddi n F. PAKSOY EU member disputably since The closest capital city to Nicosia is Beirut, which is at a distance of one fourth of the distance to Athens, the closest EU capital. French Guiana, which is in South America, is officially accepted as a part of the EU, because it is considered an integral part of the French Republic (EU Website, 2010). So it appears that there are flexible standards in place here showing the insignificance of geographical location to be an EU member. Ninety-seven per cent of Turkey is in Asia while only 3% of the Turkish land is in Europe. Considering this information alone can easily remove Turkey from Europe. However, maps are generally indecisive regarding Turkey s location. In some maps of Europe, just the west coast of Turkey appears. Sometimes the entire country is positioned and in some occasions only half of Turkey is included on the European map (e.g., the reverse side of Euro banknotes). Turkey s location, particularly Istanbul, is generally defined as the edge of Europe, but other geographical edges like Lisbon, Dublin or even Reykjavik are rarely named as the edge cities. All in all, in the discussions of European identity, geographical values should be critically considered in all aspects. Drawing European borders is an intellectual act, and therefore subject to interpretation, since there are no physical continent borders in nature. However, when it comes to the political map, it is obvious that the EU came closer to Turkey in the last 25 years as Turkey s neighbors have become members one by one (first Greece, then Bulgaria and the neighbors by the sea: Cyprus and Romania). Cultural Aspects Apart from immigrants and some exceptions, there are few nations in Europe except Bosnia, Albania and part of Macedonia, whose majority share the same religious beliefs as the Turkish people. Even though the Turkish State is completely secular and EU laws do not refer to any Christian tradition, Turkey s EU bid is sometimes associated with the conflict between Islam and Christianity. Jacques Delors, then the chairman of the European Commission, suggested that Europeans unite behind the label of the Christian European Civilization (Hagendoorn cited in Billig, 2006: 141). Also Portuguese sociologist André Freire (cited in Dülffer, 2007) warns that the full European integration of Turkey, which would not really serve the interests of either the EU or Turkey, poses the risk of bringing Islamism to Europe. This would weaken and endanger the Union. According to Schlesinger and Foret (2006: 65), it is not easy to claim that there is a common European citizenship that can embrace the entire continent and offer one form of identity. Also, there is no single religious affiliation or ethnicity which can answer the question, who is European? Additionally, sharing the same religion may not always mean sharing the same cultural values. The differences between Turkish and Pakistani society or the differences 4

17 between the Italian speaking and the English speaking societies can be considered for this discussion. In this regard, Karlsson (2005b: 139) criticizes the major generalizations about Muslim societies and emphasises the significant differences and serious problems between Muslim societies. It is not clear if religion is powerful enough to define the differences between societies and if it can be the main factor for the segmentation: us and them. Mortensen (2005: ) argues that with the help of globalization, religions are in a transformation process and they cannot be radical anymore. Instead of religions contribution to segmentation of the world, he emphasises the importance of the differences between religions. He thinks that religions have the ability to provide peace in the world, and today s conditions let the different religions have close interaction with each other. In addition to cultural aspects, Turkish immigrants in European countries are also very important for the Turkish image. The population of Euro-Turks is almost 4 million in all EU countries (Kaya & Kentel, 2005: 41). They can easily affect Turkey s image, as they are the Turks closest to European people. However, they may not provide an equitable image as their regions of origin in Turkey and their social class are not representative of the wide diversity found in Turkey. A study of Eurobarometer which was published in Svenska Dagbladet (2005) shows that support for Turkish membership is relatively lower in the EU 1 countries which have the largest Turkish population (support in Germany 21%, in France 21%, in Austria 10%). Conversely, support is much greater in the EU countries which have relatively less Turkish immigration (support in Hungary 51%, in Sweden 50%, in Great Britain 45%). If this discussion is connected to the topic of this study, the tension between Turkey and the EU should be elaborated. Karlsson (2005a: 11) argues that there has never been a religion criterion for EU membership. Saying no to Turkey just because of its people s religion would be a dangerous decision as this could be understood as the denial of Islam, which is a part of Europe s daily life. A strong democracy in a Muslim country can be an important model for other Muslim societies, and Turkish membership in the EU can positively change the view of the Muslim world. Political Aspects Turkey is one of the oldest NATO members and has been politically close to Europe for a long time. Being on the Western side in the cold war period, Turkey started its close relationship with the EU (the then European Economic Community) in 1963 with the Ankara 1 The support of Turkish public for the EU bid decreased in recent years. However, the most pro-eu party won the last general elections in 2007 by getting 46,66 per cent of the votes (Ntvmsnbc news website, 2007). 5

18 Alaaddi n F. PAKSOY Association Agreement. Thus, the history of membership discussions between Turkey and the EU is almost as old as the history of the EU. In spite of many problems, political aspects can be seen as the most positive point in Turkey - EU relations. In the last decade, the Turkish Parliament changed many parts of the Turkish legal system in order to integrate it with the EU s acquis communautaire. The formal membership negotiations with Turkey started in 2005 and there is no country that has started negotiations and then did not become a member of the EU. In terms of politics, development of democracy is a crucial discussion in Turkey s EU bid. Successfully applying the important law reforms to daily life may take a long time. According to Sakwa & Stevens (2006: 70), one of the main reasons that blocked Turkey s membership with the 10 new members (who became members on 1st May 2004), was the poor record on democracy and human rights 2. At the beginning of the 1990s, it was hard to believe that ex-communist countries would be given membership in the EU. That same change in perspective may help Turkey. Economical Aspects EU members, especially Germany, are the leading countries in Turkey s foreign trade. In terms of adaptation to the European market, Turkey became a member of the EU s custom union for industrial goods in Strict rules of the Maastricht Treaty have been applied to the Turkish Economy and some adaptations have been granted in the negotiation process, though the GDP per capita and other economical data reveal the huge gap between Turkey and the EU average. When GDP per capita is compared, Turkey is 1/3 the EU average. The GDP looks much better when Turkey s GDP per capita (11,500$) is compared with new members like Romania (11,600$) and Bulgaria (12,600$) (CIA World Factbook, 2009). Despite all these discussions regarding geography, culture, politics, and economics, the official Europe says that the definition of Europeanness is based on the Copenhagen Criteria and membership requires that the candidate country has achieved the criteria which refer to stability of institutions, guaranteeing democracy, the rule of law, human rights and respect for and protection of minorities, and the existence of a functioning market economy (Sakwa&Stevens, 2006: 68). Although the criteria is clear, its reflections in daily politics is not that simple, as Turkey is geographically bigger than all EU countries, as it is more populous than all EU members except Germany, and the Turkish people are Muslim. III. TURKEY AND OTHERNESS 2 This presumably refers to the Kurdish problem and the discussion about Article 301 which is related to freedom of speech. Turkey s situation should also be evaluated in terms of otherness. Karlsson (2004: 14) claims that it is 6

19 not easy to keep the Europe idea alive without an enemy concept. After the collapse of communism, the Western world lost the most important party for its threat stories. In the new circumstances of the world, Muslim societies have taken the place of the communist world and they have become the main actor of the othering process. Regarding this, Roosvall (2005: 337) also indicates the new image of Islamic societies but she does not evaluate these societies as a replacement of the Soviet threat. She defines the situation as a coexistence of the new and the old threat. Edward Said argues that the term Orient is used to describe this area to Europe (or the West) by making a comparison between the two of them. Moreover, the Orient has been playing an important role for the material civilization and culture of Europe that makes the Orient a complementary culture to the West (Said, 2003: 1-2). Orientalism is not just a framework for the West to understand the East. It is also a fictitious framework for the West to understand itself. In this respect, Orientalism has never been far from the idea of Europe, which is a collective notion identifying us for Europeans as against all those non-europeans (Hall, 1997: 261). It may be rational to claim that for the unity of a group there usually needs to be a threat or an opposite. However, Karlsson (2004: 27) argues that if Islam is really shown as the enemy of the Western world, like the communist threat in the past, this may mean a return to Middle Age values. Although it is organised in a secular state structure, Turkey is generally matched with its religious aspect, like the appearance of Turkey in this study s photographs. The research, made by Kemming & Sandikci (2007: 37-38), has an important citation from Anholt which indicates that the image of Turkey in Europe is as if Atatürk had never lived. The research indicates the extent of religious practice in Turkey and this situation depicts another difference between Europe and Turkey that is not only the two different religions, but also a very religious society vis- à -vis a postreligious continent. Besides, it is fruitful to emphasize that Europe can never be identified as a non-religious continent, but that is how it usually depicts itself when the discussion of the membership of a Muslim country 3 is at the top of the European agenda. But is this even relevant? Nobody discusses the Europeanness of Bulgaria and Greece or the Middle Easterness of Iran and Iraq, countries which surround Turkey. IV. NEWS PHOTOGRAPHS Images may play multiple, diverse and complex roles. A single image can have several purposes, it can appear in a range of different environments and it can mean different things to different people (Sturken & Cartwright, 2004: 10-11). Lester (cited in Arican, 2005:148), 3 The term Muslim country refers to the public, not to the government. 7

20 Alaaddi n F. PAKSOY indicates the effect of photographs on directing readers. According to him, it is common knowledge that photographs draw attention like stop signs, and direct the reader to the written news story in newspapers. In a nutshell, photographs advertise the stories in newspapers. Photographs are easy to manipulate, but they are perceived as the evidence of actual people, events and objects. This belief may come from the historical importance of photographs, even though nowadays, with the development of digital techniques, the truth-value of photography is a topic of many new discussions (Sturken & Cartwright, 2004: 362). By means of technological developments, photographs have become a material that can be used by the masses. Digital techniques can infinitely reproduce a photograph and create new meanings like in the very important example of artist Andy Warhol s Marilyn Diptych (1962). Warhol s work emphasizes one of the most important aspects of contemporary images, reproducing the images in different contexts and changing their meaning and value as commodities (Sturken & Cartwright, 2004: 39). Thus, one event or thing can be presented differently by different photographic techniques. It is possible to present a naked body with erotic, ethnographic, scientific or artistic aspects (Doy, 1996: 26). By means of some visual tricks, a politician can be shown with a positive or negative appearance. All these can be applied to representation of Turkey s EU bid. Turkey can be depicted more other or more us by means of photographs. These depictions have a role in the production of meaning regarding Turkey and where it is politically and culturally positioned by the readers. V. METHODOLOGY AND RESEARCH MATERIAL Quantitative content analysis was employed as method for this study. Categories were prepared according to the research questions and they were applied to the research materials that were gathered from newspaper archives 4. Categories were formed on 11 themes. The population is Swedish, and the sample consists of top five highlycirculated daily Swedish newspapers. According to The Swedish Newspaper Publishers Association (2007), five newspapers in Sweden which have the highest circulation are: Aftonbladet, Dagens Nyheter, Expressen, Göteborgs- Posten and Svenska Dagbladet. For the time sample of this study, 11 important milestones 5 from 31st July 1959 until 29th November 2006 were selected which are related to Turkey EU relations. 31st July 1959: Turkey applied the EEC (European Economic Community) for membership. 12th September 1963: The Ankara Association Agreement which was 4 Research materials were gathered from the microfilm archive of the National Library of Sweden (Kungliga Biblioteket). 5 These important dates were compiled from dif- These important dates were compiled from different sources (Birand, 2001), (Dedeoglu, 2003), (Ntvmsnbc, 2006), (Secretariat, 2010). 8

21 about full membership of Turkey to the community was signed by Turkey and the EEC. 22nd January 1982: The European Community stopped relations with Turkey. 16th September 1986: Turkey European Community relations started again. 1st January 1996: Turkey joined the custom union. 11th 12th December 1999: Turkey became an official EU candidate at the Helsinki Summit. 3rd August 2002: The Turkish Parliament cancelled capital punishment and accepted broadcasting rights for different mother tongues and dialects, including Kurdish. 12th 13th December 2002: The European Council Summit in Copenhagen scheduled a decision to be made on a Turkey EU negotiations starting date by December The issues of newspapers which were published on these 11 dates, plus one date previous and one date following, were included in the research sample. In order to be able to find more relevant photographs, only the politics, culture and economy pages were checked. As this study was prepared in the context of Turkey EU relations, the time sample was selected according to that context. Considering photographs from the sport pages do not serve the aim of the study. (Some newspapers have additional publications, and if the additional publications were not about politics, culture or economy, they were omitted). Commentary pages are included in the research (e.g. Ledare in Swedish). VI. QUANTITATIVE ANALYSIS RESULTS BY 11 CATEGORIES 1. Distribution of the photographs 72 photographs were found in five Swedish newspapers in the time sample of the study. 16th - 17th December 2004: The European Council revealed the date for the start of membership negotiations with Turkey. The distribution of 72 photographs according to five newspapers is as follows: 3rd October 2005: Turkey started negotiations with the EU. 29th November 2006: Due to the port problem of Turkey with Cyprus, the EU Commission froze some of the negotiation chapters. 9

22 Alaaddi n F. PAKSOY Table 1. : Distribution of the photographs in five Swedish newspapers (%) Svenska Dagbladet Dagens Nyheter Frequency Percentage Aftonbladet Göteborg Posten 9 13 Expressen 8 11 Total n=72 (Percentages were rounded) Svenska Dagbladet and Dagens Nyheter are the newspapers that publish more news reports related to politics, economy and culture. So they published more photographs about Turkey than the Swedish tabloid newspapers. On table number 2, 4, 6, 8, and 10, the total percentages are more than one hundred as some values in these variables were coded in more than one value. For instance, a photograph may include both politician and public, or both mosque and women in headscarf values. 2. Politicians versus public This category was prepared to understand if Turkey was represented as a country that is associated more with politicians or the public. Table 2. : Distribution of Politicians and Public (%) Frequency Percentages n/a 7 10 Politicians Public n=72 (Percentages were rounded), (The total percentages are more than one hundred as some values in these variables were coded in more than one value) As the table shows, Swedish newspapers used the photographs of politicians almost two times more than those of the public, in news reports about Turkey s EU bid. These findings can be interpreted as Turkey is more associated with politicians than the public. This result may be an example of a society which does not have enough active community and civil initiative. 3. How is the distribution of politicians in the photographs? This category is related to Table 2 above. It is important to understand the representation of Turkey in terms of distribution of politicians. For example, if the Turkish-EU politicians are depicted together many times, this can be a sign of cooperation and a positive point for Turkey s EU bid. Table 3 shows the distribution of photographs which only includes politicians (n=43). 10

23 Table 3. : Distribution of Politicians in the Photographs (%) Only EU politician/s Turkish-EU politicians together Only Turkish politician/s Others (Pope,6 Police, etc) n=43 (Percentages were rounded) Turkish national symbols in the photographs By means of this category, one aspect of Turkey s image in Swedish newspapers can be evaluated. 20 of the 72 photographs included at least one national symbol of Turkey (28% of all photographs). The distribution of national symbols is as follows: Table 4. : Distribution of National Symbols (%) Frequency Percentage Frequency Percentage According to this research, EU politicians were shown more than twice as often, when compared to Turkish politicians. This point may mean that the Swedish newspapers usually represent Turkey-EU relations with photographs in an EU-centered perspective. The differences in the number of correspondents in Brussels and in Turkey, can be another important effect. Besides, the Swedish newspapers may have a tendency to be more interested in their domestic politicians in international news reports, since Swedish politicians were also categorized in the EU politician value. 6 Pope was also thought of as a politician since he is the sovereign of Vatican City. Turkish flag Traditional costume 3 15 Turkish Police 3 15 Army forces 2 10 n=20 (Percentages were rounded) (Percentages were calculated according to the number of photographs which include national symbols. The total percentages are more than one hundred as some values in these variables were coded in more than one value.) The Turkish flag has a leading position. When it is evaluated within all photographs, the frequency of the Turkish flag is seen as relatively low. However, 70% of the photographs with national symbols include the Turkish flag. 11

24 Alaaddi n F. PAKSOY 5. Religious symbols in the photographs Table 6. : Distribution of Religious Symbols (%) Like national symbols, looking at the religious symbols may contribute to understanding the image of Turkey. Thus, one more aspect of Turkey s image in Swedish Newspapers can be partly clarified here. Table 5. : Do the Photographs include any Religious Symbols? (%) Frequency Percentage YES NO Total n=72 (Percentages were rounded) The distribution below was prepared for the answer YES of the table 5 above. Women in headscarf and Pope are the leading values. Although Pope is not someone directly related to Turkey, he was also considered as a religious symbol since his position is related to this study s context. The frequency of Pope within news photographs about Turkey may reveal an important association. If the Pope visited Estonia, his photograph could possibly not be published as many times as it was during his trip to Turkey. Women in headscarf Frequency Percentage 7 37 Pope 7 37 Mosque 4 21 Skullcap 1 5 Fez 1 5 n=19 (Percentages were rounded) (Percentages were calculated according to the photographs which include religious symbols. The total percentages are more than one hundred as some values in these variables were coded in more than one value.) Although the percentages of the leading values are around 10% among all photographs, this variable should be also evaluated in terms of the effect of politician photographs. If the photographs which include politicians are omitted, the ratio of the religious and national symbols increase. Politicians generally tend to be politically correct and they do not reflect themselves with some marginal symbols. Additionally, in the analysed photographs, most of the politicians are from EU countries, and this may mislead the aim of this research. Although the nationalist symbols, especially the Turkish flag, are important and almost holy for the main Turkish political parties, the research found that only 3 photographs include both religious and nationalist symbols in the same frame. 12

25 6. Conflicts in the photographs The word conflict comes from the Latin word conflictus and it refers to a serious disagreement or argument or an incompatibility between opinions, principles, etc. (Oxford Dictionaries Website, 2007). Accepting that meaning, in the context of this research, the concept conflict is used as a representation of political, historical and cultural clashes in the photographs about Turkey-EU relations. time sample of the study is a key point in these results. The time sample was prepared according to the important dates of Turkey-EU relations and it did not include any time when Turkey had problems with the Kurdish community or the Radical Islamists. Notwithstanding, this variable s results can usually be seen as a positive point for Turkey, since no conflict was found in 81% of all photographs. 7. Emotions in the photographs Table 7. : Distribution of Conflicts in the Photographs (%) Frequency Percentage No conflict Eastern image conflict of Turkey 8 11 Kurdish conflict 3 4 Islam conflict 1 1 Cyprus conflict 1 1 Radical Islamists and Republicans conflict 1 1 Total n=72 (Percentages were rounded) The research showed that Swedish newspapers did not usually associate Turkey with conflicts. However, the This category looks at the emotions on people s faces and what is attached to Turkey and its image through this on the photographs. Table 8. : Distribution of Emotions in the Photographs (%) Western- Christianity- Frequency Percentage Happiness Enthusiasm Seriousness 8 11 Angriness 4 6 Indecision 3 4 Sadness 2 3 Tiredness 1 1 N/A n=72 (Percentages were rounded) (The total percentages are more than one hundred as some values in these variables were coded in more than one value) 13

26 Alaaddi n F. PAKSOY Happiness has a leading position and this may mean that everything prospers in Turkey-EU relations. However, this situation should be considered in terms of people s (particularly politicians) posing tendencies. Even if the situation is not very good, people generally tend to seem happy and they smile in front of the camera. politicians. The number of males was almost 6 times more than the frequency of females. The study does not only include Turkish men or women, so the results are also related to gender in Swedish politics. 9. The general image of Turkey in the photographs 8. Genders in the photographs Western values, in a nutshell, refer to equalization of women s and men s rights in their society. Counting males and females in the photographs may show us the gender dominance and the effectiveness of different genders in Turkey. In this section, the photographs are categorized by what they signify in terms of the image of Turkey. The main categories are Oriental, European, and Nationalist. Without a doubt, there will be more than three different categories if they are listed in detail. However, this part of the research was grounded on these criteria: Table 9. : Distribution of Gender in the Photographs (%) Frequency Percentage Male Female 9 13 Equal 5 7 n/a 3 4 Total n=72 (Percentages were rounded) As in contemporary politics in most countries, the photographs in the sample of this study are dominated by male The Oriental image derives from the photographs that show Turkey with traditional icons. Mosques, headscarf, some touristic attractions can be seen in this group. The European image refers to the photographs that show Turkey with more liberal depictions or the photographs which show European and Turkish leaders in a closer mood. Finally, the Nationalist image occurs in the photographs which show Turkey with Turkish flags, army forces, and historical heroes 14

27 Table 10. : Distribution of the General Image of Turkey in the Photographs (%) 10. The possible attitude of the photographs towards Turkey when it is evaluated with captions Oriental image European image Nationalist image N/A Frequency Percentage n=72 (Percentages were rounded) (The total percentages are more than one hundred as some values in these variables were coded in more than one value) Although 34 photographs were evaluated as N/A, the distribution of the other images is remarkable and interestingly roughly equal to each other. This is an important discussion in the theoretical framework of the study that debates if Turkey belongs to the East or the West. It can be said that there is a correlation between what the theoretical framework discusses and the results found in this section as to the frequency of Oriental and European images of Turkey in Swedish newspapers, in that they appear to be very near to each other. This study does not include discourse analysis. However, in order to find some extra information, photo captions were also analysed. Taking photo captions into account showed that the captions usually affect (sometimes change) the meaning of photograph. Especially affected by the captions are the photographs which do not have a clear meaning at first glance. The comparison of the tables 11 and 12 reveals the data about a photo caption s effectiveness in the construction of meaning. The photographs which support Turkey s EU bid are called Pro-Turkey, the opposite of these are called Anti-Turkey. The photographs that do not have a clear message in that context are evaluated as neutral. Some photographs did not have any caption and they are called No caption in the table. In order to prevent the study from being misleading, two different percentage tables were prepared (one all inclusive table and one with only caption ). 15

28 Alaaddi n F. PAKSOY Table 11. : The Attitude towards Turkey in the Photographs with Captions (%) Frequency Percentage Neutral Pro-Turkey Anti-Turkey No caption 6 8 Total n=72 (Percentages were rounded) 11. The photographs that were published on the first page Being published on the first page indicates the importance of the news report. Thus, the importance of Turkey in Swedish newspapers can partly be understood by this category. Table 13. : Was the Photograph Published on the First Page? (%) On the table below, photographs were evaluated according to the same criteria of table 11. However, this time, the captions are not considered. Table 12. : The Attitude towards Turkey in the Photographs without Captions (%) Frequency Percentage Neutral Anti-Turkey Pro-Turkey Total n=72 (Percentages were rounded) As it is seen, the meaning changes when the caption is taken into account. Although the differences are not very big, the photo captions make the photographs more pro-turkey. Frequency Percentage YES 6 8 NO Total n=72 (Percentages were rounded) Four of these six first page photographs were published in Svenska Dagbladet and the other two were published by Dagens Nyheter. Other newspapers, such as the Göteborg Posten, Expressen and Aftonbladet did not publish any photographs related to Turkey on their cover pages. Having six photographs about Turkish membership on the first page in Swedish newspapers can be seen as something positive in terms of Turkey s importance on the European agenda. The research sample includes some important dates from 1959 until 2006, and the first photograph about Turkish membership was found in It may be said that Swedish newspapers have become more interested in publishing news reports 16

29 about Turkish membership. As Turkey and Sweden are not neighbors and do not have close historical relations, it was surprising and delightful that so many news reports and photographs about Turkish membership appeared on the newspaper s first page. A Specific Look at the Photographs without Politicians Only 29 out of 72 photographs do not include politicians. Many politician photographs are example of banal poses and they do not include enough information to decode them for the categories of this study. For example, the ratio of representation figures remarkably changes when only the photographs without politicians are tested. In 29 photographs, religious symbols were found in ten and nationalistic symbols were found in 13 photographs. Twenty photographs in the 29 photographs include at least one religious or nationalistic symbol. This ratio is very different from the photographs with politicians. The results of photographs without politicians can be seen as more important to consider, as the politicians are generally in their regular suits and do not carry a religious or nationalist visual icon. On the other hand, the public is more interested and open in showing what they think, when compared to politicians. In the photographs without politicians, the distribution of gender is on a more equal level. However, in the 29 photographs, only five women were found who do not wear the headscarf. Only two of them can be connected directly to Turkish women as the other three women s photographs were taken outside Turkey and it is not clear if they are Turkish. Almost 1/3 of all photographs without politicians include a woman in a headscarf, and the comparison between headscarf and without headscarf frequency is eight to five. Although it is not easy to decide if all the photographic results support this argument, it is possible to claim that the inferences of the photographs without politicians depict that Swedish newspapers generally present Turkey with religious and nationalist symbols. VII. CONCLUSION The results indicates that Swedish newspapers did not show Turkey as an enemy, but it is possible to comment that the most obvious feature of many photographs is to emphasise the different characteristics of Turkey when compared to Europe. The research showed that Turkey is represented by Orientalised icons and Nationalist symbols in Swedish newspapers. The outcomes of the analysis clearly indicate that 20 of 29 photographs include at least one religious or nationalist symbol. Being shown with religious and nationalist symbols cannot be perceived as bad. Edward Said s 17

30 Alaaddi n F. PAKSOY secular humanism does not require removing religious costumes in order to become a modern person (Manzoor, 2006: 101). However, if a country has been legally and in practice secular (unique in Muslim countries) since the 1920s, and if it did not have any right wing nationalist party as a majority in its parliament history, then these labels, attached to Turkey, should be seen as problematic. Swedish newspapers should be aware of different lifestyles in Turkish daily life that cannot be explained only by headscarves. In addition, it should be interesting to ask if flag-public fellowship photographs were very frequent for Estonia when it was in the EU candidacy process. of photographs is remarkably similar, the number of photographs and distribution of politicians photographs are higher in Dagens Nyheter and Svenska Dagbladet, which are the leading broadsheet newspapers in Sweden. The theoretical part of this study emphasised that the position of Turkey should have been between East and West, and Turkey should not be defined as either European or Middle Eastern exclusively. The category that looks at the general image of Turkey gave the same results. The frequency of the Oriental and European image of Turkey in Swedish newspapers, appeared very similar to each other. It is possible to claim that media prefer to publish negative things. For instance, disasters are considered more newsworthy than success stories. This feature of the editorial process certainly affects the selection of photographs (Bignell, 2002: 85). This study discovered that representation of the Turkish public is very much associated with demonstrations and other reactive events that can be connected to what Said claims. He argues that Middle Eastern people are shown in large numbers in news photographs, and this causes a lack of individuality and personal characteristics (Said, 2003: 288). Although this research does not include a comparative study, the findings show the similarity between the tabloids and other newspapers in the representation of Turkey in news photographs. While the general meaning Regarding Turkey s EU bid, most of the photographs were evaluated as neutral. In terms of the photo caption effect, although the differences between the meaning of the photograph and photo caption are not very significant, the photo captions contribute to a pro-turkey approach. In addition, the research showed that Swedish newspapers did not usually associate Turkey with certain conflicts, and that is an important positive inference for Turkey s image. In a nutshell, Swedish newspapers reflected Turkey as European in politics, but not in cultural aspects. One reason for the pro-turkey appearance in the photographs could be the political situation in Sweden, where the major parties support Turkey s EU bid. All the Swedish newspapers in this study s research sample used archived photographs several times and did 18

31 not always effectively reflect what is happening at the moment in Turkey. Many photographs which were found for this study could be used in newspapers at any time when the news story is related to discussions about nationalism or religion in Turkey. It should also be fruitful to discuss what was not in the photographs? For instance, in 72 photographs, there were no photographs that included the Turkish public and EU flag together and no buildings other than Mosques (and once Atatürk s Mausoleum) could be seen. Briefing (cited in Kemming & Sandikci, 2007: 32) believes that even though Turkey has worked hard, this will not be enough to eliminate enmity toward Turks. In the next 15 years, even if everything can be arranged for Turkey s membership into the EU, public opposition in Europe may not change. Media support is the key element needed to change public opinion. The representation of Turkey in European media is very important for Turkey s EU bid. Turkey should re-define itself to European nations, and the media may (can) help Turkey in this re-definition process. University Publications, Bignell, Jonathan. Media Semiotics. Manchester/New York, Manchester University Press, Billig, Michael. Banal Nationalism. London, Sage Publications, Birand, Mehmet Ali. Türkiye nin Avrupa Macerası (The Europe Adventure of Turkey ). Istanbul, Dogan Publications, Christensen, Christian (2006). God save us from the islam cliches. British Journalism Review Vol.17, No 1. CIA-World Factbook (2009). The World Factbook, Country Comparison. Data Retrieved, December 1, l?countryname=bulgaria&countrycode =bu&regioncode=eu&rank=89#bu Dedeoglu, Beril. Dunden Bugune Avrupa Birligi (From Yesterday to Today European Union). Istanbul, Boyut Publishing, Doy, Gen (1996). Out of Africa; Orientalism `Race` and the Female Body. Body & Society Vol 2, No 4. Works Cıted Arican, Melih Zafer. Loyalty to the Picture Sources in Newspapers Conference paper published in the conference proceeding: 3 rd International Symposium Communication in the Millennium. Eskisehir, Anadolu Dülffer, Meike (2007). How Europeans see Turkey. Data Retrieved, August 7, 2007, Eutopics.net eurotopics.net/en/magazin/europa_und_ die_tuerkei_2007_06/debatte_europa_ tuerkei_2007_06/ EU Website (2010) Member states of the EU. Data Retrieved, 19

32 Alaaddi n F. PAKSOY November 30, 2010, abc/european_countries/eu_members/ france/index_en.htm Hall, Stuart (ed.) Representation. Cultural Representations and Signifying Practices. London, Sage/Open University, concise_oed/conflict?view=uk Innovation Vol 19, No 2, Routledge. Karlsson, Ingmar. Türkiye ve Avrupa da Islam, Devlet ve Modern Toplum (Islam, State and Modern Society in Turkey and Europe), Seminar Reports. Ankara, Konrad-Adenauer Stiftung e.v., 2005b Karlsson, Ingmar. Din Teror ve Hosgoru (Religion, Terror and Tolerance). Istanbul, Homer Publishing, 2005a. Karlsson, Ingmar. Islam ve Avrupa (Islam and Europe). Istanbul, Cem Publishing, Kaya, Ayhan & Kentel, Ferhat. Euro-Türkler (Euro-Turks). Istanbul, Istanbul Bilgi University Publications, 108 (Migration Studies), Kejanlıoğlu, D. Beybin and Tas, Oğuzhan (2009). Türk Basınında AB- Türkiye İlişkilerinin Sunumu: 17 Aralık 2004 Brüksel Zirvesi. Kültür ve İletişim Vol 12, No 1. Kemming, Jan Dirk & Sandikci, Özlem (2007). Turkey s EU accession as a question of nation brand image Place Branding and Public Diplomacy Vol 3, Palgrave Macmillan. Koenig et al. (2006). Media Framings of the Issue of Turkish Accession to the EU. Lewis, Bernard. The Middle East. London, Orion Books, Manzoor, Parvez. Dünyevilik ya da Sekülerlesme: Edward Said in Düsüncesinde Hümanizm ve Tarih (Carnality or Secularism: Humanism and History in Edward Said s Opinion) International Orientalism Symposium Book, Istanbul, Metropolitan Municipality Publications, Mortensen, Viggo. Türkiye ve Avrupa da Islam, Devlet ve Modern Toplum (Islam, State and Modern Society in Turkey and Europe). Seminar Reports, Ankara, Konrad-Adenauer Stiftung e.v., Negrine et al. (2008). Turkey and the European Union: An Analysis of How the Press in Four Countries Covered Turkey s Bid for Accession in European Journal of Communication Vol 23, No 1. Negrine, Ralph (2008). Imagining Turkey: British press coverage of Turkey s bid for accession to the European Union in Journalism Vol 9, No 5., London, Sage. Ntvmsnbc News Website (2006) The Milestones for Turkey EU Relations. Data Retrieved, June 11, ntvmsnbc.com/news/ asp 20

33 Ntvmsnbc News Website (2007) General Elections in Turkey Data Retrieved, September 24, 2007, secim2007.ntvmsnbc.com/default.aspx Oxford Dictionaries (2007) conflict. Data Retrieved, August 7, 2007, Paksoy, Alaaddin F. Mapping Turkey between two Continents. A conference paper presented at The University of Texas at Austin in May Published in the conference proceeding: 7 th International Symposium Communication in the Millennium ( ). Eskisehir, Anadolu University Publications, 2009 Lisa. Practises of Looking. New York, Oxford University Press, 2004 Svenska Dagbladet Newspaper (2005) Eurobarometer Research 04th October 2005, page 14, Stöd för ett turkiskt EU-medlemskap (Support for Turkey s EU membership). The Swedish Newspaper Publishers Association (2007) Data Retrieved, April 3, 2007, asp Roosvall, Anna. The Anthropology of Foreign News, Unpublished PhD dissertation, Stockholm, JMK, Said, Edward W. Orientalism. London, Penguin Books, Sakwa, Richard and Stevens, Anne. Contemporary Europe. New York, Palgrave Macmillan, Schlesinger, Philip & Foret François (2006) Political Roof and Sacred Canopy? The European Journal of Social Theory Vol 9, No 1., Sage Publications. Secretariat (2010) Chronology of Turkey-EU relations. Secretariat General for EU Affairs of Republic of Turkey Website. Data Retrieved, December, 1, 2010, gov.tr/index.php?p=112&l=2 Sturken, Marita and Cartwright, 21

34

35 FÜTÜRİSTİK BİR MODERN SÖMÜRGE ÖYKÜSÜ: AVATAR A Futuristic Tale of Modern Colonization: Avatar Burcu BALCI * ABSTRACT Avatar (2009), written and directed b y James Cameron, is set in the twenty-second century when the energy resources on earth are exhausted and humans turn to the resources on other planets. Americans discovering a new energy resource located on the planet Pandora, come across the indigenous Na vi people. Na vi live in harmony and equilibrium with the ecosystem of the planet. Their biological structure allows them to make a physical bond with every living being of the ecosystem, making them a part of it. Humans on the other hand see the ecosystem as a means to satisfy their needs and do not value the equilibrium of the planet. Humans created hybrid creatures which are part human part Na vi called Avatars in order to be able to communicate to the Others they come across on the planet, Na vis. It is also obviously a representation of disguised neoliberal politics. Avatars are the new faces of neoliberalism. Americans, as a new way to overcome the energy resource issues of the existing global capitalist system, the ways which are again in essence exploiting, give out the message that they must choose to create a dialogue with the Others and willingness to harmonize, instead of starting a war. Key Words: Avatar, Film, Science Fiction, Others, Gender, Capitalism. * Ege Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo-Televizyon Ve Sinema Bölümü, İletişim Bilimleri Anabilim Dalı, Bornova / İzmir, selenaybb@hotmail.com / burcu.balci@ege.edu.tr 23

36 Burcu BALCI ÖZET James Cameron ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği Avatar (2009) filmi, 22. Yüzyılda dünyadaki enerji kaynaklarının azalması ile birlikte insanların diğer gezegenlerdeki kaynaklara yönelmesini anlatmaktadır. Pandora gezegeninde bulunan yeni bir enerji kaynağını keşfeden Amerikalılar, bu gezegene gelerek yerli halk Na vilerle karşılaşmaktadır. Na viler, gezegenlerindeki ekosistemle büyük bir denge ve uyum içinde yaşamaktadır. Bu yerli halk, biyolojik yapıları ile ekosistemde var olan her canlı ile fiziksel bağ kurarak adeta mevcut sistemin bir parçası olmaktadırlar. İnsanlar ise ekosistemi sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir kaynak olarak görmekte ve ekosistemin dengesine hiç önem vermemektedir. İnsanlar gezegende karşılaştıkları Öteki ler olan Na vilerle iletişim kurabilmek için Avatar denilen insan-na vi karışımı melez varlıklar üretmişlerdir. Filmin örtük neo-liberal politikaların bir temsili olduğu görülmektedir. Avatarlar neo-liberalizmin yeni yüzüdürler. Amerikalılar, var olan küresel kapitalist sistemin karşılaştığı enerji kaynakları sorunlarını aşmanın yeni yolları olarak yine temelde sömürgeci bir zihniyet üzerinden, Öteki lerle savaşmayı değil, Öteki lerle diyalog kurmaya ve ılımlı bir şekilde onlara uyum sağlamaya yönelik bir mesaj vermektedir. Anahtar Kelimeler: Avatar, Film, Bilim Kurgu, Öteki, Toplumsal Cinsiyet, Kapitalizm. Giriş Kapitalist toplumsal sistemde mevcut kitle iletişim araçları içinde sinema sanatı ürünleri, özellikle de Amerikan sineması, toplumdaki egemen sınıfın ideolojilerinin örtük bir biçimde empoze edilebileceği ve aynı zamanda söz konusu duruma tezat oluşturacak şekilde alternatif ideolojilerin de mevcut sistemi sorgulayarak eleştiri yapabileceği bir zemine sahiptir. Dolayısıyla küresel güce sahip olan Amerikan sineması, erkek egemen toplumsal yapıya sahip kapitalist toplumların, var olan egemen ideolojiyi koruyabilmek ve sürekliliğini sağlayabilmek için, ataerkil değerleri küresel kapitalist ekonomide kültür aracılığı ile araçsallaştırmakta ve yeniden üretmektedir. Sosyal yeniden üretim alanlarından biri olan Amerikan sineması, ataerkil kapitalist toplumların iktidar, güç ve hiyerarşik yapısının devamlılığı için, bu yapının meşrulaştırılmasında bir araç olarak işlevini yürütmektedir. Ataerkil hegemonyacı söylemin sürekliliği için cinsiyetçi ve ırkçı ideolojiler, beyaz erkek dışında Öteki leştirilmiş kültürel temsillerin fiziksel ve karakteristik inşasında kullanılmaktadır. Sinemadaki top- 24

37 lumsal cinsiyet ve ırk ile ilgili sunulan kültürel temsiller, toplumsal rol modelleri olarak önem taşımakta ve toplumsal yapının şimdiki ve gelecekteki yapısını etkileyebilme olasılığını içinde barındırmaktadır. Bu çalışmada ele alınan Amerikan sinemasının son dönem popüler ürünlerinden biri olan Avatar (2009) filminin hikâyesi, 22. Yüzyılda Pandora adında bir gezegende geçmektedir. 22.Yüzyılda dünyada enerji kaynakları tükenmekte ve Pandora daki unobtanium denilen enerji kaynağı keşfedilmektedir. Dünya için hayati öneme sahip unobtanium kaynağı, uluslar arası Amerikalı şirketlerin ve bilim adamlarının ilgisini çekmektedir. Ancak söz konusu enerji kaynaklarının üzerinde yaşayan yerli halkın bu bölgeden çıkartılması gerekmektedir. Film insanlar ile yerli halk arasındaki mücadeleyi anlatmaktadır. Bu çalışmada filmin önemli temalarından biri olan çevreci bakış açısı, toplumsal cinsiyet temsilleri ve Öteki olarak sunulan kültürel temsiller eleştirel bir paradigma çerçevesinde analiz edilecektir. Küresel kapitalist sistemin tıkandığı noktada neoliberal çözüm önerileri getiren bir film olarak da yine eleştirel perspektifte değerlendirilmektedir. Corrigan a (2008: 122, 123) göre filmde yer alan ideolojilerin değerlendirilmesinde, filmin doğrudan ya da örtük bir biçimde var olan dünyayı nasıl ele aldığı ve mevcut dünya içinde kadın ve erkeklerin nasıl temsil edildikleri çözümlenmektedir. Bu bağlamda temel ideolojik okumalardan bazı örneklere değinmek faydalı olacaktır. Feminist araştırmalar, kadınların filmlerdeki temsillerinin olumlu ya da olumsuz olmasıyla; ırk konusuyla ilgili araştırmalar farklı ırkların (Latino, Afrikalı Amerikalı, Asyalı Amerikalı vd.) betimlenmesiyle; sınıf araştırmaları filmde gücün nasıl dağıtıldığı ve filmde sunulan toplumsal ve ekonomik düzenlemeleriyle; postkolonyal araştırmalar ise geçmişte dışlanan ya da sömürgeleştirilen kültürlerde yerli bakış açılarının ortaya çıkışını ya da bastırılışını ortaya koymak aracılığı ile filmleri değerlendirmektedirler. Bu çalışmada film, toplumsal cinsiyet temsillerinin ve ırklara ait kültürel temsillerinin filmdeki sunumları feminist eleştiri ile; Öteki olarak sunulan temsiller Irk ve Irkçı ideoloji bağlamında ve postkolonyal araştırmaların perspektifinden oluşan paradigma çerçevesinde ele alınmaktadır. Çoban (2006: 91, 92), Althusser in devletin ideolojik aygıtları kavramının, temel olarak Gramsci nin rıza ve baskı arasındaki çözümlemelerine dayandığını belirtmektedir. İdeolojilerin var olabilmeleri kendilerini yeniden üretebilmelerine bağlıdır. Bu nedenle egemen sınıf ideolojiyi maddi yaşama taşıyan kurumlara gereksinim duymaktadır. Çünkü ideoloji bu kurumlarda ve bu kurumların pratiklerinde vardır. İdeolojinin anlaşılabilmesi ve çözümlenebilmesi, bu bağlamda, maddi aygıtlar ve bunların pratikleri dolayımıyla mümkündür. Bu yüzden ideolojinin maddiliği somut bazı kurumlara dayanmaktadır. Bunlar 25

38 Burcu BALCI Dini DİA (kilise sistemi vb.), Öğretimsel DİA (okullar), Aile DİA sı, Hukuki DİA, Siyasal DİA (değişik partiler), Sendikal DİA (sendikalar), Haberleşme DİA sı (basın, radyo, televizyon v.b.), Kültürel DİA (edebiyat, güzel sanatlar, spor vb.). Althusser e göre (2003: 169, 170, 178, 179) kültürel alanda yer alan devletin ideolojik aygıtları, ideoloji kullanarak işlemektedir. Kapitalist toplumsal formasyonlarda devletin tüm ideolojik aygıtları üretim ilişkilerinin yeniden üretimini yani kapitalist sömürü ilişkilerinin yeniden üretimini hedeflemektedirler. Yaylagül (2006: ), Gramsci nin, hegemonya kavramının, toplumu yöneten elit, azınlık bir grubun toplumun diğer kesimleri üzerinde kurduğu ideolojik ve kültürel kontrol olduğunu ifade etmektedir. Böylece yönetici kesim sivil topluma nüfuz etmekte, hakim sınıf kurulu düzeni egemen kılan sınıf çıkarlarını destekleyecek olan temel eğilimleri, inançları, ahlak kurallarını, topluma egemen olmasını istediği tüm değerler sistemini toplumsal kuruluşlara etki ederek yaymaktadır. Hegemonya kavramı, öz bir ifade ile, topluma yön veren sınıfın dünya görüşü olarak yorumlanabilmektedir. Filmdeki Çevreci Bakış Açısının Değerlendirilmesi Çağdaş kapitalist toplumlar, çeşitli biçimlerdeki sermayenin kontrolü ve mülkiyet sahipliği ile ilişkilendirilen ayrıcalık ve gücün hiyerarşisi olarak sınıflara ayrılmakta ve eşitsizlikçi bir yapı üzerinde kurulmaktadır. Bu bağlamda filmde mevcut iki toplumsal sınıf bulunmaktadır. Hakim üst sınıfı temsilen emperyalist sömürgeci bir zihniyete sahip, yaşadığı dünyadaki enerji kaynaklarını tüketmiş ve yeni kaynaklara göz dikmiş ileri teknolojiye sahip saldırgan ve hırslı Amerikalılar ve yönetilen alt sınıfın temsili olarak da Pandora nın mükemmel doğası ile uyum, huzur ve denge içinde yaşayan barışçıl yerliler. Yerlilerin söz konusu mükemmel evrenleri filmde olumlanıyormuş izlenimi oluşturmakta ancak dışarıdan gelen herhangi bir tehditte de savunmasız ve zayıf kaldıkları gösterilmektedir. Pandora da, kapitalizmin aksine merkeze insan yerine doğa ve doğada yaşayan her şey konmaktadır. Pandora gezegeninin yerlileri olan Na viler, insansı bir görünüm taşımakla birlikte insanlardan farklı olarak, kendilerine özgü bir yaşam biçimine ve yerel kültüre sahiptir. Görsel olarak Na vi ler insan ile doğada yer alan diğer canlıların bir melezi izlenimi yaratmaktadırlar. Na vilerin biyolojik yapıları doğayla ve doğadaki canlılar ile fiziksel olarak bütünleşebilme imkânını sağlamakta, dolayısıyla Na viler yaşadıkları ekosistemin sadece spritüel anlamda değil fiziksel anlamda da bir parçası olmaktadırlar. Na vilerin fizyolojik özellikleri (boylarının 3-4 metre olması ve kasiskelet sistemlerinin güçlülüğü) onları insanlardan daha üstün kılmaktadır. Filmdeki çevreci bakış açısı, küresel kapitalist değerlerin eleştirisine yönelik bir izlenim vermekle birlikte aslında söz konusu değerlerin dolaylı yollarla yeniden üretimini sağlamaktadır. Filmde 26

39 tüm evrende ticari en büyük tekel sayılan RDA ya 1, yani Amerikalılara ve onlara ait olan şirkete getirilen eleştiriler söz konusudur. Batı kültüründe yer alan insanın doğanın hâkimi olduğu ve doğanın insan ihtiyaçlarının karşılandığı bir kaynak olduğuna dair bakış filmdeki kurum politikalarında görülmektedir. Oysa Na viler insanlar gibi kendilerini doğanın hâkimleri olarak değil, aksine doğanın bir parçası olarak görmeleri ile Batı kültüründen ayrılmaktadırlar. Nitekim RDA, Pandora gezegeninde bulunan bir enerji kaynağı olan unobtanium u elde edebilmek için, Na vileri yaşıdığı yerlerden önce diyalog yoluyla uzaklaştırmak amacıyla uğraşmakta ancak başarılı olamamakta, sonra zorla evlerinden çıkartmaktadır. Diyalog süreci için üretilen Avatar lar, zihinsel olarak kontrol edilebilen insan ve Na vi ırkı karışımı melez bir ırktır. Nitekim filmin başında amnio tanklarının 2 içinde yatan ve henüz uyanmamış ya da simgesel olarak doğmamış Avatar bedenleri, rahimde doğacakları zamanı bekleyen büyük birer bebek gibidirler. Rahimde bir bebeğin bilinçsizce yaptığı beden hareketlerini yapıyor izlenimi vermektedirler. Wilhelm ve Mathison (2010) Pandora da Na vilerin Eywa olarak adlandırdığı, her şeyden üstün olan tek bir varlığın bulunduğunu belirtmektedir. Eywa, Pandora nın ve Na vilerin rehbe- 1 Resources Development Adminstration (Kaynak Geliştirme Yönetimi) 2 Amnio tankları genetik olarak üretilmiş avatar bedenlerinin, Dünya dan Pandora ya yolculuğu süresince içlerinde geliştiği büyük tanklardır (Wilhelm ve Mathison, 2010). ri ve Tanrı sı olarak kabul edilmektedir. Eywa, insan beynindeki sinir ağları gibi, toprağın altında karmaşık bir kök sistemiyle yayılmaktadır. Bu noktada, her bir ağaç, bir beyin hücresi görevini görmekte, tüm kökler de sinapslar olarak kabul edilmektedir. Eywa, bir tür biyo-internet gibidir. Hafıza, ortak bilinç olarak da yorumlanabilmektedir. Hatta düşünen ve hisseden her şeyin düşünceleri ve duyguları bu sistemin içine girmektedir. Eywa, bir internet şebekesinden farklı olarak, irade sahibidir. Bu, yaşayan her şeye rehberlik eden, şekillendiren, koruyan bir iradedir. Aynı zamanda Eywa taraf tutmamakta, tüm yaşamı ve yaşamın dengesini, diğer bir deyişle ekosistemi korumaktadır. Aslında Eywa Tabiat Ana ya ya da ekolojik sisteme denk düşmektedir. Bu bağlamda Eywa yı toplumsal bellek olarak yorumlamak mümkündür. Na vi lerin atalarına ait tüm anılar, internet şebekesine benzeyen Pandora nın kutsal ağaçlarında depolanmaktadır. Görsel olarak Pandora atmosferi adeta cennetin bir metaforu şeklinde sunulmaktadır. İçinde barındırdığı canlıların sahip olduğu fosforlu gökkuşağı renkler, bazı bitkilerin çevrelerine gece ışık saçma özelliği taşıması Pandora atmosferine gizemli, kutsal ve mistik bir görünüm kazandırmaktadır. Filmde Pandora motifi yoluyla sunulan doğa, spiritüellik ile donatılmış bir atmosferin temsilcisidir. Örneğin Na viler ağaç evlerde yaşamakta ve burayı ruhani ve fiziksel anlamda Eywa ile bağlantı kurdukları yuvalar olarak kabul etmektedir- 27

40 Burcu BALCI ler. Filmde doğa ve doğanın temsil ettiği her şey, doğanın bilim ve materyalizm ile bağlantılandırıldığı genel yaygın fikir ile karşıtlık oluşturmaktadır. Spiritüel bir yapıya sahip Pandora atmosferi ile küresel kapitalist savaş sanayisinin temsilcisi Amerikan ordusu filmin önemli karşıtlıklarından birini oluşturarak temel izleği biçimlendirmektedir. Filmin finalinde Na vilerin ilkel savunma araçları olan ok ve mızraklarına karşılık Amerikalıların kullandığı silahların ve attığı güçlü bombaların gösterilmesi, A.B.D. nin güç gösterisine yönelik nahif bir hümanist eleştiri olarak yorumlanabilir. Savaş sanayisine ait ürünlerin eril bir teknoloji fetişizmi şeklinde yansıtıldığı Amerikan ordusunun ve ordunun silahlarının, uçaklarının, savaş robotlarının yer aldığı sahnelerde donuk ve soğuk renkler (mavi, gri) kullanıldığı görülmekte ancak aksine Pandora nın faunasının ve florasının, sıcak renklerden oluşan bir atmosferde sunularak, izleyicinin yerliler ve yaşadıkları çevreye empati ve sempati duyulmasını sağladığı görülmektedir. Filmde destek veriliyormuş gibi gözüken çevreci ideolojiden yola çıkılarak, aslında Batı emperyalizminin örnekleri ile bağlantılar açıkça kurulabilmektedir. Amerika nın keşfi ile Anglo-Saksonların Yeni Dünya nın yerlileri olan Kızılderililer ile yaşadıkları arasında paralellik kurulabilmektedir. Na viler Kızılderililerin yeniden sunumu olarak yorumlanabilmektedir. Ayrıca yakın tarih örnekleri ile de aynı paralellik mevcuttur. Irak Savaşı nda A.B.D. nin getirmek istediği demokrasiye direnen halk, gezegenlerini korumak isteyen Na vi halkını hatırlatmaktadır. Filmin ana karakteri Jake Sully nin sözleri adeta bu durumu özetlemektedir: İnsanlar senin istediğin bir şeyin üzerinde yaşıyorsa onları düşmana çevirirsin. Böylece istediğini almakta kendini haklı çıkarırsın. Bu bağlamda Pandora gezegeni Yeni Dünya yı ve Na vi halkı da Kızılderilileri anımsatmaktadır. Yeni Dünya ya gelen Anglo-Saksonların Kızılderililerle sağlıklı bir iletişim kuramamalarının sonucu olarak, onların sahip oldukları kaynakları ellerinden almak için kullandıkları şiddet filmde de temsil edilmektedir. Aslında filmde A.B.D. nin kolonyal politikasının gelecekte de devam edeceği mesajı örtük olarak bulunmaktadır. Avatar filmi ile ilgili olarak görüşlerin genelde iki ayrı kutupta yer aldığı görülmektedir. İlk grup Avatar filminin solcu, çevreci, hümanist, anti-ırkçı, anti-faşist, anti-militarist, anti-emperyalist olduğunu düşünmekte ve filmi liberal olarak değerlendirmektedir. İkinci gruptakiler ise filmin görünenin altında, örtük olarak muhafazakâr değerleri sürdürebilmenin ya da mevcut sistemi revize etmiş gibi yaparak aslında eski sistemi kurtarmanın yollarının arandığı muhafazakâr bir film olarak eleştirmektedirler. Alberola (2010: 7), Avatar filmi ve film üzerine yapılan tartışmaların iki yönde seyrettiğini düşünmektedir. İlk olarak film, tarihi yeniden anlatma ve haksızlığı hayal gücü ile telafi etme 28

41 yoluyla ana akım kültürdeki yerli halklara ilişkin yeni bir sunumun yaygınlaşmasına katkıda bulunmakta ancak aynı zamanda yerli halklar için hayali bir özgürleşme sağlamaktadır. Geçmişle ve tarihin farklı olması durumunda ne olacağı sorusu ile ilgili bir hikâye sunmakla birlikte yerli halkın şimdiki ve gelecekteki temsili üzerinde etkili olmaktadır. İkincisi, film, bireysel toplulukların görünürlülüğüne katkıda bulunmaktadır. Ayrıca dünyanın dört bir yanındaki küresel yerli toplulukların haklarına barışçıl yollarla sahip çıktıklarını göstermektedir. Filmin finalini tarihin yeniden yazılması ve yerli halkın profilinin ve sunumunun değişmesi olarak liberal perspektifte yorumlamaktadır. Turan (2009) ise, Avatar ın, bir erkeğin macerasını temel bir romantik motif üzerinden anlatan bir masal; istila ordularını kayda değer bir mesafe üzerinden tanımlayan anti-emperyalist bir film olduğunu düşünmektedir. Turan ayrıca filmin, doğanın iyileştirme gücüne dikkat çekmek isteyişini ve en yeni araçlarla ve makinelerle dolup taşmasına karşın anti-teknolojik bir duruş taşımasını da vurgulamıştır. Turan a göre, film bir çelişkiler dizisi sunmaktadır ancak James Cameron dan da beklenen de kuşkusuz bu tür bir sunumdur. Bu bağlamda filmin barındırdığı söz konusu çelişki, Jake in sözlerindeki çelişki ile paralellik göstermektedir: Barışı getirmeyi düşleyen bir savaşçıydım. Ama eninde sonunda bütün düşlerden uyanırsınız Bu noktada savaşarak barışa ulaşmaya çalışmak ya da savaşarak barışı savunmak düşüncelerinin kendi içinde çelişkiyi taşıdığı görülmektedir. Avatar filmini değerlendiren diğer eleştirmenler ise filmi olumsuz yönde eleştirmektedir. Örneğin Newitz (2009), eleştirmenlerin, Avatar ın, Kurtlarla Dans filminin uzay destanı versiyonu olduğunu söylediklerini belirtmektedir. Bunun nedeni filmin, temelde yerlilerin arasına karışan ve onların lideri haline gelen beyaz bir erkek ile ilgili oluşudur. Avatar, yaşlı beyazın suçluluk fantezisine dair eski sorunu güncel bilim kurguda yeniden tartışmaktadır. Film yaratıcı bir şekilde, Beyazların Amerika sının kuruluşunda gerçekleşmiş soykırımın suç mahallini yeniden ziyaret eder, Avrupalı göçmenler tarafından yok edilen tüm yerli kabilelerin ve uygarlıkların bulunduğu Amerika kıtasında geçer. Avatar filmindeki Na vilerin Hollywood filmlerinde yıllar boyunca görülmüş olan stereotipleştirilmiş yerli halkların uzaylı versiyonları olduklarına şüphe yoktur. Bu, Kurtlarla Dans filminden Son Samuray filmine kadar bilim kurgu sınıfına girmeyen destansı filmlerde de rastlanan klasik bir senaryodur. Söz konusu filmlerde de beyaz bir adamın, dışa kapalı ve ten rengi farklı bir insan topluluğunun içine girmeyi başararak kendini kabul ettirmesi ve sonunda grubun heybetli bir üyesi haline gelmesinden söz edilmektedir. Film spesifik olarak, beyaz insanların bakış açısıyla anlatılan, ırk üzerine bir fantezidir. Kısacası, bu filmler beyaz adamın suçluluğu üzerinedir. Söz konusu filmlerdeki beyaz ana karakterler uzaylıları, ten rengi 29

42 Burcu BALCI farklı insanları, onların kültürlerini, çevrelerini ve nüfuslarını yok eden sistem ile suç ortaklığı yaptıklarını fark eder. Beyazlar bu durumu, uzaylıların kültürlerine asimile olmaya ve her şeyi yeni bir perspektifle görmeye başladıklarında anlarlar. Kendilerini kuşatan suçluluk duygusundan arınmak için taraf değiştirirler, ırklarına ihanet ederler ve eski arkadaşlarına karşı savaşırlar. Ama daha sonra asimilasyonun ötesine geçerler ve bir zamanlar baskı uyguladıkları insanların liderleri haline gelirler. Bu durum yalnızca, beyaz insanlar tarafından farklı renkteki insanlara karşı işlenmiş suçların affedilmesine yönelik bir istekten; savaştaki ahlaki adalete katılma isteğinden ibaret değildir. Söz konusu olan sadece, farklı renkteki insanları baskı yoluyla dışarıdan yönetmekten ziyade içeriden yönetme isteğidir. Avatar, beyaz olmanın ayrıcalıklarını asla yitirmeden mavi insanlara katılarak beyaz olmaya son verme üzerine bir fantezidir. Beyazlar, eski Flash Gordon filmlerinden veya Edgar Rice Burroughs un Mars romanlarından farklı olarak sadece daha nazik ve ince yollar üzerinden yerlilerin lideri olmaya devam etmektedir. Newitz beyazların ne zaman bu tür filmleri yapmayı bırakacaklarını ve ırk üzerine yeni düşünceler geliştirmeye başlayacaklarını sormaktadır ve beyazların ırka ilişkin fantezilerini yeniden ele almalarının gerektiğini belirtmektedir. Newitz, beyazların, kendi suçluluklarına dair hikâyelerin yeniden üretimine son vermeleri gerektiğini düşünmektedir çünkü söz konusu anlatılar, farklı renkteki insanlar ile ilgili her hikâyeyi ustaca beyaz olmakla ilgili bir hikâyeye dönüştürmektedir. Newitz e ek olarak Boucher (2010) de, filmin bir eğlence unsuru olmanın ötesinde dini, politik, ekonomik ve kültürel gruplarda tartışılan bir konu olduğunu belirtmektedir. Boucher bazı kişilerin filmi, solcu bir bakış açısıyla, bir anti-amerika propagandası olarak basite indirgediğini, revizyonist bir intikam fantezisi olarak gördüklerini söylerken, bazılarının da filmi gerçekte Amerikan baskısına işaret eden, bir beyaz adam fantezisi olarak yorumladıklarını ifade etmektedir. Hatta Vatikan ın filmi, Tanrı nın yerine Doğayı koyması nedeniyle eleştirdiğini de vurgulamaktadır. Ayrıca filmin, kadınları ve tekerlekli sandalye kullanan insanları alçalttığına yönelik görüşler de mevcuttur. İkinci grubun görüşlerine uygun olarak Zizek (2010), filmin ideolojik olarak muhafazakâr olduğunu, teknik yönden parlaklığının söz konusu muhafazakârlığı örttüğünü belirtmektedir. Zizek e göre film yerli bir prensesle evlenip kral olan beyaz adamın hikâyesidir. Zizek, yerlilerin tek seçeneğinin insanlar tarafından kurtarılmak ya da yok edilmek olduğunu, yalnızca emperyalist gerçekliğin kurbanı olmakla beyaz adamın fantezisinde kendilerine biçilmiş rolü oynamak arasında tercih yapabileceklerini ifade etmektedir. Filmle ilgili bir başka eleştiri ise Altıntaş tan (Altıntaş vd., 2010) 30

43 gelmektedir: Altıntaş, filmin asıl meselesinin sürdürülebilirlik olduğunu vurgulamaktadır. Kapitalizmin son krizin ardından kendini kurtarmak için bulduğu sihirli formül, beden üzerinde odaklanan hümanist bir söylemin ekofaşizm için kullanılmasıdır. Altıntaş a göre ekofaşizm ekolojik bir söylem kılıfı altında ataerkil, yayılmacı ve faşist söylemi yeni bir şeymiş gibi sunmaktadır. 11 Eylül ün ve ardından Irak Savaşı nın getirdiği ekonomik ve psikolojik yıkım, Amerikalıların, saldırgan emperyal politikalarını sorgulamalarına yol açmış ve dünyadaki egemen konumlarını sürdürebilmek için Öteki ile uzlaşmanın gerekliliğini anlamalarını sağlamıştır. Altıntaş ayrıca, Pandora yı, internet gibi organik bir mekanizma sunan Eywa aracılığı ile işleyen neo-faşist bir ütopya olarak adlandırmaktadır. Jake in filmin sonunda ait olduğu Batı toplumuna ve kültürüne karşı durarak savaşması, filmin liberal gibi gözüken değerlerinden biri olmakta ancak bu durum ayrıntılı bir biçimde incelendiğinde, enerji kaynakları tükenen Batı nın yeni enerji kaynaklarını fazla çaba göstermeden kullanabilmesi için Öteki ile uyum içinde olması gerektiği mesajı açığa çıkmaktadır. Kısacası Na viler veya Avatarlar, sistemin Öteki leri olarak, sistemden dışlanmamakta, aksine sistemin içine yerleştirilmeye, sistemle bütünleştirilmeye çalışılmaktadır. Filmin Öteki leri, kapitalist toplumsal formasyonun, kendi amaçları ve çıkarları için ürettiği yeni çözüm yolları olarak işlev görmektedir. Denby (2010) ise filmin, bilimin iyi, teknolojinin kötü; topluluğun iyi, şirketlerin şeytani olduğu mesajını verdiğini belirtmektedir. Bu bağlamda Avatar ın, 60 lı yıllar karşı kültürünün esintilerinden fazlasını sunduğunu, çevreciliğe ve güncel savaş karşıtı düşünceye işaret ettiğini belirtmektedir. Ona göre, filmdeki anti-teknolojik mesajın ileri bir teknoloji örneği üzerinden verilişine ilişkin ironi üzerinde durmanın pek anlamı yoktur. Bir başka önemli nokta ise, insan ve Na vi ırkı melezi olan Avatarların zihinsel faaliyetlerinin sadece DNA sını taşıdıkları insanlar tarafından yönetilebilmesidir. Güçlü ve savaşçı bir fiziğe sahip olan Na vilerin savaşta umutlarını yitirmeleri ve yenilgiyi umutsuzca kabullenip Eywa ya dua ederek spiritüel çözüm yollarına başvurmaları, filmin düşündürücü noktalarından biridir çünkü Na viler Eywa ile kurulan duygusal ve düşünsel bağı temsil eden yerlerin yok edilmesi ile duygusal olarak çökmektedirler. Oysa duygusallık ataerkil sistem tarafından her zaman için kadına atfedilen ve güçsüzlüğü temsil eden bir özelliktir. Dökmen (2004: 70), toplum tarafından tanınan kadınsı (feminen) özelliklerin arasında duygusal, anlayışlı, merhametli, nazik v.d.; erkeksi (maskülen) diye bilinen özelliklerin arasında baskın, etkili, hırslı gibi özellikler bulunduğunu belirtmektedir. Film boyunca doğa ile sağladıkları bütünleşmeye ve güçlerine hayran olunan Na viler kendi kahramanlarını bile yaratamamakta ve halklarını kurtaracak 31

44 Burcu BALCI bir kahraman ortaya çıkaramamaktadır. Bu durumda onları, insan merkezli düşünüş sistemine sahip olan beyaz erkeğin liderliğinin kurtarması, dünyayı kurtaran beyaz erkek kahramanları hatırlatmaktadır. Bu noktada filmin Hollywoodvari finali de dikkat çekmektedir. Eywa daki tüm canlıların savaşın kazanılması için yardıma gelmesi bir Hollywood filmi klişesi olarak görülebilmektedir. Filmdeki ilkel (Öteki) / medeni (İnsan) karşıtlığının, A.B.D. nin haklılığını ve savaşın gerekliliğini meşrulaştırdığı şeklinde bir yorum getirmek de mümkündür. Filmdeki mevcut çevreci ideoloji incelendiğinde, ekolojik bir söylem kılıfı altında, örtük olarak sömürgeci ve ataerkil hegemonyacı bir söylemin varlığı dikkati çekmektedir. Ancak filmin biçimsel olarak şık yapısı ve 3D (Üç boyutlu Sinemanın ilk örneği olması), içeriğindeki muhafazakâr yapıyı gizlemektedir. Filmdeki Toplumsal Cinsiyet Temsillerinin Değerlendirilmesi Filmde analiz edilecek değerlerden biri olan toplumsal cinsiyet, toplum tarafından kadına ve erkeğe atfedilen geleneksel roller olarak tanımlanabilmektedir. Dökmen (2004: 16) toplumsal cinsiyet rolünü, toplum tarafından tanımlanan ve bireylerin yerine getirmesinin beklendiği cinsiyetle ilişkili bir grup beklenti olarak ifade etmektedir. Kaylı (2010: 27) ise kadınların ezilmişliğinin kaynağını biyolojiye dayandırarak meşrulaştıran ve kadın bedenini eril iktidara sunan düşüncelerin karşısına feministlerin, toplumsal cinsiyet kavramını yerleştirdiklerini belirtmektedir. Filmdeki Kadın Temsillerinin Değerlendirilmesi Amerikan sinemasında kadın temsilleri genel olarak kutsal bir eş, anne, bakire figürü ya da fahişe / arzu nesnesi figürü olarak değişmeyen ya da değişmemekte ısrar eden muhafazakâr düalist bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Söz konusu stereotiplere uygun bir biçimde kadın temsillerinin nesneleştirildiği, kutsallaştırıldığı, fetişleştirildiği, bu rollerine bağlı olarak cezalandırıldığı ya da ödüllendirildiği ve böylece cinsiyet ayrımının sürekli yeniden üretiminin sağlandığı görülmektedir. Öztürk e göre (2000: ) popüler filmlerin egemen ideoloji ile büyük ölçüde uyumlu olduğu ve egemen değerleri pekiştirdiği genel kabul gören bir düşüncedir. Filmlerdeki kadınların kamusal alana kolay kolay giremedikleri, duyguları, doğayı, aileyi, ev içini içeren özel alanlara hapsedildiklerinin literatürde izlendiğini, ancak kadın kamusal alana girerse bunun bedelini ödeyerek girdiğini belirtmektedir. Kadın kamusal alanda ya dişiliğini tümüyle yitirmekte ya da tam tersi olarak dişiliğini ön plana çıkararak amacı için kullanmaktadır. Batılı, orta-üst sınıf ve beyaz kadınların kamusal alana girme konusunda erkeklerle eşit şansa sahip olduklarına yönelik söylem yalnızca bir aldatmacadır. Öztürk filmlerde kadının kamusal alanda işiyle ilişkili gösterilmesi, geleneksel ilişkilerden uzak sunulması, özgür birliktelikler içinde gösterilebilmesi, bilim, felsefe ve 32

45 sanat alanında başarılı karakterler olarak betimlenmesinin siyasal bir önem taşıdığını belirtmektedir. Öztürk, Hollywood filmlerinde cinsel özgürlüğü elinden alınmış, erkeğe bağımlı, erkeğiyle var olan ve edilgen kadın tipleri kullanıldığını vurgulamaktadır. Öztürk özel ve kamusal alanın cinsiyetlendirilmemesinin ve cinsiyetçi işbölümünün ortadan kaldırılması gerekliliğinin altını çizmektedir. Filmdeki toplumsal cinsiyet rollerinin temsili, yönetmen James Cameron ın filmografisinde yer alan filmlerdeki diğer temsiller ile benzerlik göstermektedir. Genelde güçlü ve bağımsız kadın karakterler kullanan Cameron, bu filmde de geleneğini bozmayarak benzer karakterlere yer vermiştir. Kutlu (2009: 64), Cameron sinemasındaki güçlü ve cesur, hatta sert kadın karakterlerin en az erkekler kadar iyi birer savaşçı olduklarını belirtmektedir. Kutlu, Cameron un kadın karakterlerini değerlendirirken, onları basit bir indirgemecilik ile göğüsleri olan erkek olarak görmemek gerektiğinin, söz konusu kadın karakterlerin sadece fiziksel yetkinlikleri ve kararlılıkları ile değil, aynı zamanda vicdan, sağduyu ve anlayışları ile de ön plana çıktıklarının altını çizmektedir. Terminatör film serisindeki gelecekten gelen katil siborglardan kaçan ve kötülüklerle savaşabilme cesaretini ve gücünü kendisinde bularak, bunları yenebilme gücünü keşfeden kahraman anne Sarah Connor ve gelmiş geçmiş en ilgi çekici kadın bilim kurgu kahramanlarından biri olan Yaratık filmlerindeki Ellen Ripley söz konusu kadın temsilleri için iyi birer örnek oluşturmaktadır. Goodyear (2009), Cameron ın en unutulmaz karakterlerinden bazıları olan Terminatör filmlerinin kadın kahramanı Connor ın ve Yaratık ın Ripley inin anne olduklarını vurgulamaktadır. Goodyear, Terminatör filmlerinin kült figürü olarak kendisini gösteren Connor ın, kadın aksiyon kahramanlarının, Xena, Buffy ve Lara Croft neslinin öncüsü olduğunu belirtmektedir. Alien filmindeki Ripley karakterinin orijinali, erkek olarak düşünülmüştür. Cameron birkaç değişiklik ile karakteri kadın haline getirmiştir ve diyalogların bir erkeğe göre yazıldığını ancak ismin kadın ismi olarak değiştirildiğini belirtmiştir. Cameron Avatar filminde analiz edilebilecek önemli dört kadın temsili kullanmıştır ve bu temsillerin hepsi de birbirinden farklı alanlarda güçlü ve bağımsız gibi gözüken karakterler üzerinden sunulmaktadır. Filmdeki önemli kadın temsillerinden biri, Avatar programının yaratıcısı olan bilim kadını Dr. Grace Augustine dir. Grace, çevreci ideolojinin filmdeki temsilcisi olarak, söz konusu ideolojinin düşmanları olan militarist ve faşist zihniyete karşı korkusuzca duran cesur bir kadın temsildir. Grace Na vilerle iletişimi barışçıl yöntemlerle kuran ve onları anlamaya çalışan bir kadındır. Aynı zamanda Grace, masallara inanmayan, ölümden bile korkmayan, materyalist ve pozitivist bir bilim kadını olarak da sunulmaktadır. Grace her ne kadar kamusal alandaki bilim kadınlığı rolü ile güçlü bir kadın izlenimi yaratsa 33

46 Burcu BALCI da kamusal alana girebilmek için ödediği bedel, dişilikten uzak sunumu ve sistemle uyumlu yaşayan insanlar tarafından marjinal görülmesi olmaktadır. Ancak filmin sonunda ölen Grace, ölürken Jake e Eywa yı gördüğünü ve onun gerçek olduğunu söylemektedir. Materyalist bir bilim kadını olan Grace, doğanın maddi varlığının dışında spiritüel varlığını da kabul ederek metafizik güçlere inanmaktadır. İnançsız bir karakterin inanç kazanması ile yaşadığı dönüşüm, ana akım Amerikan sinemasında sık kullanılan bir motiftir. Filmdeki bir diğer önemli kadın temsili Omatikaya Klanı nın prensesi, çok güçlü bir savaşçı ve avcı olan Neytiri dir. Neytiri Jake i film boyunca birkaç kez ölümden kurtarmaktadır. Ormanda yalnız kalan Jake i vahşi hayvanların saldırısından korumaktadır. Jake tek başına iken, orman tekinsiz, karanlık, tehlikelerle dolu ve ürkütücü bir atmosferde sunulmaktadır. Neytiri nin Jake i kurtarması ile birlikte, orman fosforlu ve ışık saçan bitkilerin olduğu psikolojik olarak rahatlatıcı, görkemli ve büyüleyici bir mistik atmosfere dönüşmektedir. Ayrıca Neytiri, filmin sonunda Albay Quaritch i öldürerek Jake in hem avatar bedenini hem de insan bedenini kurtarmaktadır. Ardından Jake in güçsüz, ölmek üzere olan insan bedenini kolları arasına almakta, güçlü, kaslı, uzun Na vi bedeni ile engelli bir erkeği kurtaran güçlü kadın imgesi olarak dikkat çekmektedir. Ancak Neytiri nin güçlü ve savaşçı kadın imgesinin bir kadın temsili olarak ne derecede özerk olduğunun sorgulanması gerekmektedir. Tasker (2010: 174, 175, 179, 183, 187) 1990 ların sonlarına doğru kadının Hollywood aksiyon filmlerindeki temsillerinde değişim olduğunu ve söz konusu temsili post-feminist aksiyon kahramanı diye nitelendirdiğini belirtmektedir. Bu temsili popüler sinemanın pasiflik, histeri, canavar annelik veya cinsel tehdit gibi rutin kadın temsillerini alt üst ettiği için ilgi çekici bulmaktadır. Tasker, aksiyon kadın kahramanının, erkeksileştirilmiş kadının rahatsız edici ve potansiyel olarak yıkıcı davetini, erkek seyircinin endişelerini gideren cinsel bir gösteri olarak yorumlamaktadır. Kadın aksiyon kahramanının büyüleyici bir arzu nesnesi olarak normalleştirildiğini ve savaşan kadın imgesinin bir şekilde feminist olarak okunması için az çok açık bir davetiye çıkarıldığının görüldüğünü belirtmektedir. Tasker, aksiyon kadın kahramanının açıkça feminist ya da anti-feminist olarak ifade edilebilecek bir figür olmadığını düşünmektedir. Filmde ikincil rollerde dikkat çeken iki kadın temsili bulunmaktadır. Birincisi, Omatikaya klanının dini lideri ve prenses Neytiri nin annesi olan Mo at tır. Mo at, Eywa dan gelen mesajları yorumlayan, ruhani yönü çok güçlü bir Tsahik tir (kabile reisi kadın). Bu temsil, olağanüstü spritüel güçlerin genelde kadınlara atfedilmesinin klişe bir örneği olarak kabul edilebilir. Bir diğer dikkat çekici kadın temsil ise savaş pilotu Trudy Chacon dur. Cameron un diğer filmlerinde görülen sert ve güçlü kadın temsillerine benzer olarak, Trudy sert, erkeksi ve güçlü bir 34

47 kadın askerdir. Na vilerin yaşadığı ağaç ev in Amerikan ordusu tarafından acımasızca bombalandığı sahnede, Orduya bunun için katılmadım diyerek savaş alanından ayrılır. Filmin finalindeki savaş sahnesinde Na vi boyaları ile yüzünü boyamış cesurca Na vi lerin yanında savaşır ve kendini Pandora nın geleceği ve Na viler için feda eder. Ancak söz konusu savaşçı kadının fedakâr ölümü hiç abartılmadan, doğal bir şekilde verilmekte, mitleştirilmemektedir. Filmdeki kadın temsillere bakıldığında, genel olarak güçlü, cesur ve bağımsız izlenimi veren kadınlar yer almaktadır. Ancak kadın temsiller erkek temsiller ile karşılaştırıldıklarında ikincil konumları ortaya çıkmaktadır. Bu noktada Doktor Grace in uzman bir bilim kadını ve Neytiri nin çok iyi bir avcı-savaşçı olması, ilk bakışta bağımsız ve güçlü olarak değerlendirilebilmekte ancak detaylar düşünüldüğünde modern değerler altında muhafazakâr değerlerle harmanlanmış temsiller olduğu ve erkek egemen bir sistemde güce sahip olma ve karar verme mekanizmalarından uzakta erkek temsillerin otoritesi altında ikincil konumda oldukları görülmektedir. Filmdeki Erkek Temsillerinin Değerlendirilmesi Filmin incelenecek ilk erkek temsil olan ana karakter, bir avatarı zihniyle kontrol eden, yarı felçli savaş gazisi Onbaşı Jake Sully dir. Jake, eğitimsiz olmasına karşın sahip olduğu savaşçı karakteri ile tipik, sıradan ve ortalama bir Amerikan askeri olarak sunulmaktadır. Doktor Grace tarafından başta asker olduğu için kabul edilmeyen, diğer askerler tarafından engelli olduğu için küçük görülen, Albay Quaritch nin muhbirlik yapmasını istediği Jake, kimse tarafından istenmediği için seyircide acıma duygusu yaratılarak sempati oluşturmaktadır. Ancak filmin sonunda bir kahramana dönüşmektedir. Jake, üzerinde araştırmaların devam ettiği, bilinmeyen, egzotik ve yabancı bir dünyada zorlu fiziksel şartlar altında mücadele etmektedir. Ormanda kaybolduğu gece Jake in öz savunma becerilerine sahip, özel biri olduğu, Eywa nın ona sahip çıkmasıyla anlaşılır. Eywa nın işareti olarak görülen ve kutsal ağaçtan yayılan küçük uçan tohumların, narin ruhları temsil eden canlılar olduğuna inanılmaktadır. Söz konusu tohumlar, Eywa aracılığı ile Jake in yüreğinin iyi, saf ve ruhunun cesur olduğunu Neytiri ye göstermektedir. Böylece Jake in diğer insanlardan farklı olduğu, Eywa tarafından gönderilen özel mesajlarla vurgulanmaktadır. Jake Pandora da yaşamaya gönüllü, cesur bir asker olarak sunulmaktadır. Gerçek yaşamda bacakları felçli olan Jake, avatar bedeni sayesinde, gerçek bir insandan daha güçlü bacaklara sahip olmaktadır. Avatar bedeni, Jake e felçli bedeni nedeniyle unutmuş olduğu özgürlüğü ve mutluluğu vermektedir. Pandora ya iyice alışan ve Neytiri ye âşık olan Jake, kendisini insanların ve Na vilerin arasında kalmış olarak bulur. Jake, her iki ırk tarafından ihanetle suçlanır. İnsanlar arasında Grace Jake i, Na vilerle barışçıl bir yolla iletişim ku- 35

48 Burcu BALCI rabilecek bir bağ olarak görürken; Albay Quaritch onu, Na vilerin en zayıf yönlerini kendilerine aktarması için muhbir olarak kullanmaktadır. Jake, Na vilerle birlik olup insanlara karşı savaştığı için kendi ırkına ihanet etmekle suçlanırken; insanlara Na vilerle ilgili en özel bilgileri aktardığı için de Na viler tarafından suçlamaktadır. Onaran (Altıntaş vd., 2010), Jake in, Amerika nın kimliğini inşa ettiği sınır mitolojisi içinde değerlendirilebileceğini, klasik westernlerdeki metropollerin yozlaşmasından, ahlaksızlığından kaçan ve Vahşi Batı ya giderek kendisi de vahşileşen ve böylelikle yeniden doğan, diğer bir deyişle bir tür ahlaki arınma yaşayan karakterleri anımsattığını belirtmektedir. Yalnız kovboy, iki tarafa da ait değildir. Söz konusu figür, A.B.D. nin Öteki lerle kuracağı bütün ilişkilerin doğasını belirlemede anahtar bir figüre dönüşmüştür. Dolayısıyla Jake de her iki tarafın özelliklerini taşıyabilen ancak iki tarafa da ait olmayan öncü, sınır açıcı, Öteki ile ilişkileri kurmada aracı olan yeni, melez bir bedendir. Güncel bilim kurgu türü içinde bilinmeyen gezegenlere, topraklara korkusuzca giden öncü ve sınır açıcı cesur kahraman temsillerinin bir versiyonudur. Filmde karakterlerin Ötekiler ile kurdukları iletişim biçimleri, kendi ideolojik duruşlarını göstermektedir. Örneğin Grace iletişim biçimi olarak diyalogu ve karşısındaki kültürü tanımayı ve araştırmayı seçerken, filmdeki diğer iki erkek karakterin iletişim biçimlerinin şiddet içermesi, karakterin inşasındaki kalıplaşmış yargıları göstermektedir. Söz konusu erkek temsillerden ilki olan ve görsel göstergeler düzeyinde tam bir WASP * olarak sunulan Albay Miles Quaritch, kimseye zararları olmayan Na vileri, yok edilmesi gereken potansiyel bir düşman olarak gören, onları mavi maymunlar diyerek aşağılayan ve önemsemeyen ırkçı, faşist bir erkek temsil olarak dikkat çekmektedir. Kendisi, Na vilerle iletişim kurma yolunun sadece şiddet aracılığı ile olabileceğine inanmakta ve bu saldırgan ve şiddete eğilimli tutumuyla seyircinin antipatisini kazanması sağlanmaktadır. Filmin kötü adamı olarak onaylanmamaktadır. Filmin diğer erkek karakteri Selfridge ise, RDA nın en üst düzey yöneticisi olarak egemen sınıfın sahip olduğu kurumlarının çıkarlarını her şeyin üstünde tutan bir temsildir. Filmdeki diğer erkek temsiller Omatikaya klanının lideri Eytukan ve bu klanın gelecekteki lider adayı Tsu tey dir. Tsu tey, Jake i önce kendi halkı arasına kabul etmemiş, Jake i Öteki, potansiyel düşman ve rakip olarak görmüş ancak filmin sonunda Jake e inanmaya başlamış ve onunla birlikte savaşmıştır. Filmin sonunda Na vi halkının iki önemli temsili liderinin ve gelecekteki lider adayının savaşta öldüğü ve böylelikle Jake in liderlik yolundaki iki önemli engel olan klan temsilcilerinin yerine geçmesinin doğallaştırıldığı görülmektedir. Film toplumsal cinsiyet rolleri açısından genel olarak değerlendirildiğinde, ana akım Amerikan sinemasında muhafazakâr ideoloji içinde inşa edilmiş 36

49 stereotip kadın temsillerden farklı olduğu ancak yine de kadın temsillerin erkek egemen bir sistem içinde konumlandırıldıkları görülmektedir. Örneğin Na vi halkına ait kadınların ruhani yönlerinin çok güçlü olmasına karşın, halkı yönetenin bir erkek olduğu, Na vi ırkını insan-na vi melezi beyaz bir erkeğin kurtardığı görülmektedir. Pandora da RDA kolonisinde yaşayan insanlar arasında ataerkil hegemonyacı söylem özellikle hiyerarşi açısından oldukça belirgindir. Erkek karakterler, karar alma mekanizmalarında en üst seviyelerde konumlandırılırken, kadın karakterlerin sahip oldukları güçlerin bir noktada erkek karakterler tarafından sınırlandırıldığı görülmektedir. Ayrıca filmde beyaz adamın üstünlüğü ve gücü, Toruc Macto adı verilen gökyüzünün en güçlü ve yırtıcı kuşunu evcilleştirmesi ile de haklılaştırılarak meşrulaştırılmaktadır. Filmdeki Öteki Temsillerinin Değerlendirilmesi Eşitsizlik üzerine kurulan kapitalist sistemlerin devamlılığının sağlanmasında, egemen olan grupların kendilerinden olmayana, kendilerine benzemeyene karşı duyduğu korku ve kaygı Öteki kavramı üzerinden somutlaşmaktadır. Öteki kavramı, güçlü bir olumsuzlama, onaylamama ve dışlama anlamı barındırmaktadır. Bu durumda Öteki, tehlikeli, tekinsiz, güvenilemeyen, tehditkâr ve potansiyel bir düşman olarak algılanmaktadır. Filmde Na viler insanların Öteki leri olurken, Avatarlar da Na vi lerin Öteki leri konumundadır. Bu bağlamda filmde temel zıtlıklardan biri Na viler ve insanlar arasındaki çatışma üzerinden yapılandırılmıştır. İnsanlar Na vilere göre daha saldırgan, pragmatist, ben-merkezci bir ırk olarak sunulurken; Na viler ise Eywa ile uyum ve denge içinde yaşayan yerli bir halk olarak gösterilmektedirler. Na viler dışarıya kapalı bir topluluk olarak insanları gök insanları olarak nitelendirmekte ve asla aralarına almamaktadırlar. Avatarları ise kendilerinin gök insanları tarafından yapılmış sahte bir kopyası, Öteki olarak aşağılamakta ve kabul etmemektedirler. Pandora da küresel gücün temsilcisi olarak kurdukları koloni ile insanlar, gezegenin yerli halkı ile giriştikleri savaşta yenilmekte ve Öteki konumunda olanın kazandığı ironik bir final sahnesi ortaya konmaktadır. Sömürgeci insanlar, esir olarak sıraya sokulmuş halde, Avatarların ve Na vilerin denetiminde dünyaya geri gönderilmektedir. Filmin finalinde söylenenler anlamlıdır: Yabancılar (Alien) kendi ölen dünyalarına döndüler. Sadece birkaç tanesinin kalmasına izin verildi. Burada insanlar için kullanılan Yabancılar (Alien) sözcüğünün bilim kurgu literatüründeki kullanımı dikkate alındığında bir tersine çevrim olarak okunabilir. Bilim kurguda Alien/Yabancı/Öteki olarak nitelenen türler, insan olmayan, tehlikeli, tekinsiz, yabancı, tehditkâr olarak anlamlandırılmaktadır. Filmin sonunda Jake in beden değiştirmesi ve Na viye dönüşümü, insan olmayan canlıların Alien/Yabancı/Öteki olarak nitelendirildiği bir sistemde Öteki imgesini tersine çevirmektedir. Ali- 37

50 Burcu BALCI en/yabancı/öteki olarak görülenler artık bizden biridir, normaldir ve insan, normal olanın dışında yer almaktadır, Alien/Yabancı/Öteki konumundadır. Bu durum, insanların bakış açısı dışında da bir Alien/Yabancı/Öteki olgusunun şekillendirilebileceğini ve hatta insanın bir Alien/Yabancı/Öteki olarak görülebileceğine dair alternatif bir görüşü yansıtmaktadır. Pandora evreninde Na vilerin de Öteki leri olan Avatarlar bulunmaktadır. Bu noktada Avatar kavramının ne olduğuna değinmek gerekmektedir. Bailenson a göre (Bailenson vd., 2006: 360) avatarlar, temsil ettikleri kullanıcılara benzeyen ya da onlar gibi davranan dijital insan modelleri olarak tanımlanabilmektedir. Bailenson, sanal insanlar ve sanal ortamlarla ilgili literatürde sıklıkla avatar kavramı üzerine tartışılmakla birlikte avatarlara ilişkin standart bir tanımın henüz ortaya çıkmadığını belirtmiştir. Hemp (2006: 2) ise Avatar ı, insanların alternatif kimlikler deneme ve özel bazı yönlerini yansıtma arzularının en göze çarpan çevrimiçi görünümü olarak tanımlamaktadır. Genel olarak tanımlanacak olursa Avatar, yalnızca ortak bir sanal gerçeklikte kullanılan karmaşık varlıklardan başka çevrimiçi toplulukta yer alan bir kullanıcının herhangi bir görsel sunumunu da içine almaktadır. Genel anlamda bilgisayar oyunlarında kullanılan sanal aktörler olarak bilinen avatarlar, kullanıcılarının kontrol ettiği sanal imgelerdir. Filmde Avatarlar Na vi ırkı tarafından Öteki olarak, şeytan işi bir varlık rüyada yürüyen beden, bir uyurgezer olarak tanımlanmaktadır. Hatta asker olan Avatarlar, savaşçı uyurgezer olarak daha tehlikeli ve tekinsiz olarak algılanmaktadır. Turan (2009) avatarların, genetik olarak insan ve Na vi DNA sı arasındaki melezler olarak tasarlandığını belirtmektedir. Temelde Avatarlar, Na vi bedenleri içindeki insan zihinleri olarak kabul edilebilmektedir. Ayrıca avatarlar Pandora nın zehirleyici havasını soluyabilmekte ve potansiyel olarak türler arası iletişimin yollarını açabilmektedir. Wilhelm ve Mathison (2010), avatarların, klonlanmış Na vilerin laboratuvar ortamında yeniden üretilmesi ve dünyadan Pandora ya gidişteki amnio tanklarında olgunlaşması ile yaratıldığını belirtmektedirler. İnsan ile avatar arasında zihinsel bir bağ kurulmasına izin veren anatomik bir yapıları vardır. Filmdeki avatarların söz konusu anatomik yapılarının ne tür bir ideolojik amaçla geliştirildiği ve ne gibi işlevleri yerine getirdikleri konusunda çeşitli fikirler ortaya atılmaktadır. Avatarların temsil ettiği sanal kimliklerle ilgili olarak Yuvarlak Masa adı verilen tartışmada, Yücel (Altıntaş vd., 2010) filmi, sanal gerçekliğe yaklaşımındaki olumluluk üzerinden ele almaktadır. Buna göre film, kişinin sanal ortamda kendine, avatar denen farklı bir kimlik inşa etmesi ve bu kimliği özümsemesi sürecini anlatmaktadır. Günümüzde çoğunlukla, kişilerin, sanal ortamlarda yaratılan kimliklere kendilerini kaptırmaları 38

51 tehlikeli olarak görülürken, Avatar, hikâyesini, Jake in kendi kimliğini ve bedenini tümüyle terk ederek, oyunda yaratılan Avatar a dönüşmesiyle sona erdirmektedir. Yücel, filmin karakterine yeni bir beden sunduğunu ve filmin sanal kimlik yaratımına bir tehlike, tehdit unsuru olarak bakmadığını, tam tersine bu dönüşüm sürecini yücelttiğini ve bir yeniden doğuş aracına dönüştürdüğünü düşünmektedir. Böylelikle Matrix gibi bilim kurgu filmlerinde yaratılan teknofobi ve seyircide gerçeklikten kopma ihtimaline karşı oluşturulan korku, Avatar da geçerli olmamakta, aksine Jake korkmadan, Öteki olmanın tadına vararak sanal dünyayı yaşamaktadır. Yücel, sanal bir kimliğe/bedene sahip olabilmenin dönüştürücülüğüne yapılan övgüyü merkeze alarak, Avatar da teknofobinin sonunun getirilebileceğine dair güçlü bir hamle bulunduğunu düşünmektedir. Bu bağlamda Jake in filmin sonunda insan bedenini terk etmeden ve avatar bedenine aktarılmadan önce son video günlüğüne kaydettiği sözleri dikkat çekicidir: Bu benim doğum günüm. Sembolik olarak gerçek dünyadaki insan bedeninden ayrılmasını ve sanal dünyadaki bir avatara geçerek orada yaşamayı tercih etmesini kendi doğum günü olarak ifade etmektedir. Filmin anti-teknofobik duruşu, güncel bilim kurgu türü içinde pek sık rastlanılmayan bir örnek olarak dikkat çekmektedir. Bozkurt (Altıntaş vd., 2010) ise, söz konusu tartışmada, Jake in yüksek teknolojiye sahip bir uygarlık yerine, Pandora yerlilerinin ruhani dünyasını seçtiğini; bu durumun, beden ve zihin arasındaki karşıtlık içinde zihnin özgürlüğünü yücelten bir atılım olarak okunabileceğini düşünmektedir. Filmde yapılabilecek her türlü okuma aynı sonuca varmaktadır: Jake sonuçta Avatar kimliğini seçmektedir. Bu durum hem sanal dünyaya ilişkin yaratılan teknofobiyi yenmek için bir aracı olma özelliğini taşımakta, hem de spiritüel dünyanın seçimi ile maddi dünyanın, bilimin, teknolojinin karşısına doğayı klişe bir biçimde yerleştirmektedir. Filmin teknofobik duruşu, muhafazakâr ideolojisi içindeki liberal sayılabilecek bir değerdir. Sonuç Avatar fütüristik modern bir sömürge hikâyesi olarak, geleceğe ilişkin öngörü aracılığıyla ana akım Amerikan sinemasında alternatif ve muhalif bir duruşu varmış izlenimi vermesine rağmen, aslında ataerkil hegemonyacı söylemi yeniden üreten ve meşrulaştıran bir filmdir. Filmin ana mesajı olan doğadaki dengenin öneminin vurgulanması, doğayı korumanın yüceltilmesi hatta doğanın kutsallaştırılmaya ve idealize edilmeye çalışılmasına dair çevreci ideoloji, küresel kapitalist sistemi ve ideolojiyi eleştirir gibi yaparken, mesajlarını seyirciye doğrudan ve didaktik bir tarzla sunmaktadır. Söz konusu yapay ve klişe sunum, filmin biçimsel gösterişi içinde kaybolmaktadır. Filmin biçimsel görkemi ve teknolojik açıdan 39

52 Burcu BALCI sinemaya getirdiği yenilikler, içerik düzleminde geçerli olmamaktadır. Toplumsal cinsiyet temsilleri tema açısından ele alındığında, ana akım Amerikan sinemasında görülen beyaz adamın ilkel olan yerli halkın arasına girerek kendisini kabul ettirmesi ve onlara liderlik ederek türlerini ve yaşamlarını korumalarını sağlaması üzerine kuruludur. Söz konusu dürüst, cesur ve savaşçı beyaz kahraman, yerlilerin yani Öteki lerin insan ırkı tarafından tanınmasını ve onaylanmasını da sağlamaktadır. Erkek kahramanın engelli bir asker olması mevcut gerçek olan ana temayı değiştirmemekte hatta izleyicinin gözünde kahramanla özdeşleşmeyi ve empati kurmayı artırarak temanın izleyici üzerindeki duygusal etkilerini güçlendirmektedir. Kısacası erkek kahramanlar başarıları, güçleri ve gerçekleştirdiği eylemlerle dikkat çekmektedir. Kadınlara ait toplumsal cinsiyet temsillerinin savaşçı, bilim kadını gibi afili özelliklere sahip olmasına rağmen, temel tema üzerindeki işlevleri yalnızca beyaz erkeğin misyonunu yerine getirmesi için yardımcı olmaktan öteye geçememekte, hem kamusal alanda hem özel alanda filmin erkek temsilleri ile olan ilişkileri belirleyici olmaktadır. Muhafazakâr ideoloji doğrultusunda incelendiğinde, filmdeki hegemonyacı söylemin ataerkil merkezli görüş olduğu ve bu görüşe uygun olarak merkezde ideal insan modeli nin (ki bu model örtük olarak beyaz erkek kabul edilir) yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla dışlama tutumları hem cinsiyet hem de ırk ayrımcılığını içermektedir. Dolayısıyla Avatar, geleneksel anlatı kalıplarını kullanan klişe öykülerin farklı bir versiyonundan öteye geçemeyen kadın ve erkek temsilleri kullanmaktadır. Filmde liberal olarak değerlendirilebilecek tek değer anti-teknofobik duruşudur. Geçmişinde Terminatör gibi teknofobik bir evreni anlatan önemli filmleri çeken yönetmen Cameron un, Avatar da tam tersi mesajlarla dolu bir film çektiği görülmektedir. Günümüzde Amerikan sinemasında ve bu çalışmanın odak noktasını oluşturan filmde kullanılan kültürel temsillerin cinsiyet ve ırk açısından çeşitlilik gösterdiği dikkat çekmektedir. Bu değişimin nedeni, teknolojik altyapıdaki gelişmelerin yani mevcut alt yapıdaki üretimin gücünün artması, gündelik yaşam pratiklerindeki üretim ilişkilerini zorlaması ve geleneksel ilişki biçimlerinin çözülmeye başlamasıdır. Ortaya çıkan çelişkili durum, üretim güçleri ile üretim ilişkileri arasındaki mevcut uyumu bozmaktadır. Dolayısıyla Amerikan sinemasında kullanılan temsillerin cinsiyet ve ırk açısından zenginleşmesi var olan üretim ilişkilerinin sürekliliğinin sağlanabilmesi için gerekli olan bir değişim olarak yorumlanabilmektedir. Ancak yine de ataerkil hegemonyacı ideolojinin örtük olarak devamı için, farklı cinsiyet ve ırktan kahramanların içinin boşaltılması, ideolojik birer toplumsal rol modeli yerine haz nesnesine indirgenmeleri gerekmektedir. Böylece kitle iletişim araçlarınca toplumsal bir rıza ile yeniden üretilmeleri sağlanmakta, ortaya yeni üretim ilişkileri, birbirleriyle et- 40

53 kileşim içinde olan ekonomik altyapı ve kültürel üstyapı çıkmaktadır. Sonuç olarak, filmin örtük neoliberal politikaların bir temsili olduğu görülmektedir. Avatarlar neo-liberalizmin yeni yüzüdürler. Amerikalılar, var olan küresel kapitalist sistemin karşılaştığı enerji kaynakları sorunlarını aşmanın yeni yolları olarak yine temelde sömürgeci bir zihniyet üzerinden, Öteki lerle savaşmayı değil, Öteki lerle diyalog kurmaya ve ılımlı bir şekilde onlara uyum sağlamaya yönelik bir mesaj vermektedir. Kaynakça Alberola, Dolores Miralles (2010). Avatar: A Tale of Indigenous Survival?. Erişim Tarihi, Ağustos 25, 2010, 5th Global Conference: Visions of Humanity in Cyberculture, Cyberspace and Science Fiction, Mansfield College, Oxford, UK, of July Online: rch?q=cache:ipxp7km97gyj:www. inter-disciplinary.net/wp-content/uploads/2010/06/mirallespaper.pdf+avatar:+ A+Tale+of+Indigenous+Survival%3F& cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr Althusser, Louis (2003). İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtlatları. Çev. Alp Tümertekin. İthaki Yayınları: İstanbul. Altıntaş, Gülengül; Aytaç, Senem; Bozkurt, Abbas; Gökçe, Övgü; Onaran, Gözde; Yücel, Fırat (11 Mayıs 2010). Avatar Yuvarlak Masa Tartışması, Erişim Tarihi, Ağustos 1, 2010, Altyazı. Sayı:92. ss: Online: altyazi.net/yazi/avatar-164.aspx Bailenson, Jeremy N. ; Yee, Nick; Merget, Dan; Schroeder, Ralph (2006). The Effect of Behavioral Realism and Form Realism of Real-Time Avatar Faces on Verbal Disclosure, Nonverbal Disclosure, Emotion Recognition, and Copresence in Dyadic Interaction. Presence, Vol. 15, No. 4, August 2006, by the Massachusetts Institute of Technology, Boucher, Geoff (February 03, 2010). Avatar is A Pandora s Box Of Pop Culture. Erişim Tarihi, Ağustos 7, Los Angeles Times. Article Collections. Online: com/2010/feb/03/news/la-bx-hero3-2010feb03 Corrigan, Timothy (2008). Film Eleştirisi. Çev. Ahmet Gürata. Dipnot Yayınları: Ankara. Çoban, Barış (2006). Louis Althusser: Althusser in hayatına genel bir bakış. Kadife Karanlık 2 Ayna Şövalyeleri. Birinci Basım. Batuş, Gül, Alver, Füsun, Arık, Bilal, Çoban, Barış, Çığ, Ünsal. Su Yayınevi: İstanbul: Denby, David (January 4, 2010). Going Native Avatar and Sherlock Holmes. Erişim Tarihi, Ağustos 7, The New Yorker. The Current Cinema. Online: critics/cinema/2010/01/04/100104crci_ cinema_denby Dökmen, Zehra Yaşın (2004). Toplumsal Cinsiyet. Sistem Yayıncılık: İstanbul. Goodyear, Dana (October 26, 2009). Man of Extremes. The Return of 41

54 Burcu BALCI James Cameron. Erişim Tarihi, Ağustos 15, The New Yorker. Profiles. Online: reporting/2009/10/26/091026fa_fact_ goodyear Hemp, Paul (June 2006). Avatar-Based Marketing. Erişim Tarihi, Haziran 5, Harward Business Review. Harward Business School Publishing Corporation. Online: org/2006/06/avatar-based-marketing/ ar/1 Kaylı, Derya Şaşman (2010). Özgürleşme ve Kadın Bedeni. İlya İzmir Yayınevi Matbaası: İzmir. Kutlu, Kutlukhan (2009). Kulağı Kendinde, Gözü Ufukta. Sinema. Sayı: 12-Aralık : Newitz, Annalee (Dec 18, 2009). When Will White People Stop Making Movies Like Avatar?. Erişim Tarihi, Haziran 15, Online: com/ /when-will-white-peoplestop-making-movies-like-avatar Tasker, Yvonne (2010). Cinsiyet ve Irk Tahayyülü: Çağdaş Hollywood Aksiyon Sinemasında Kadınlar. Çev. Y.Gürhan Topçu. Hollywood a Yeniden Bakmak. Editör: Y. Gürhan Topçu. De Ki Basım Yayım Ltd. Şti.: Ankara: Turan, Kenneth (December 17, 2009). A Dazzling Revelation James Cameron s Avatar Restores a Sense of Wonder to Moviegoing That s Been Missing. Erişim Tarihi, Haziran 13, Film Critic. Los Angeles Times Article Collections. Online: Öztürk, Semire Ruken (2000). Sinemada Kadın Olmak. Alan Yayıncılık: İstanbul. Wilhelm, Maria, Mathison, Dirk (2010). Bir James Cameron Filmi: Avatar. Çeviren: Özgür Atılım Turan. Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.: İstanbul. Yaylagül, Levent (2006). Kitle İletişim Kuramları Egemen ve Eleştirel Yaklaşımlar. Birinci Basım. Dipnot Yayınları: Ankara. Zizek, Slavoj (08/03/2010). Avatar, Avatar ın ta Kendisi. Radikal Gazetesi. Erişim Tarihi, Şubat 16, Online: rticleid=984386&date= &c ategoryid=99. 42

55 ÇOCUKLARLA FELSEFE Philosophy with Children Çağla GÜR * ABSTRACT Philosophy with Children Method is a method that questions are seen as a key of learning. This method s fundamental aim is development of thinking skills. For this method; the important point is not just that the children know the right answers, but that they know what makes those answers right, and know how to arrive at those answers. In this method, critical thinking skills play an important role. On applying the method, a stimulus is presented to children, then the topic is developed and ended with philosophical open ended questions. The role of the teacher is not to be a group leader who asks all of the questions but to be a facilitator. Key Words: Philosophy with children, thinking skills, critical thinking. ÖZET Çocuklarla Felsefe Yöntemi, soru sormanın öğrenmenin anahtarı olarak görüldüğü, düşünme becerilerinin desteklenmesini temel alan bir yöntemdir. Bu yönteme göre, çocuklara çeşitli kavramların ve değerlerin öğretilmesinde önemli olan çocukların sadece doğru yanıtları bilmesi değil, bu yanıtların neden doğru olduğunu anlaması ve bu doğrulara ulaşabilmesidir. Bu yöntemde eleştirel düşünme becerileri ön plana çıkmaktadır. Uygulamalarda konu ile ilgili bir uyaran sunulmakta, felsefi * Yrd. Doç. Dr. Çocuk Gelişimi Programı, Ankara Meslek Yüksek Okulu, Fatih Üniversitesi, Ankara, caglagur@ fatih.edu.tr 43

56 Çağla GÜR nitelikte açık uçlu sorularla konu geliştirilmekte ve sonuca varılmaktadır. Burada öğretmenin rolü, sürekli sorular soran lider olmak değil, gerektiği zaman yönlendirici sorularla grubu yönlendirmektir. Anahtar Kelimeler: Çocuklarla felsefe yöntemi, düşünme becerileri, eleştirel düşünme. Giriş Çocuklarla Felsefe Yöntemi, temelini Yunan filozof Sokrates in diyaloglarından almaktadır (Marashi, 2008). Sokrates, diyaloglarında belli bir kavramın anlamını sorgulamakta - daha sonra örneklerle tanımlanmasını istemekte, tartışmacıyı kavramın genel bir tanımını yapmaya yönlendirmektedir (Philgren, 2008: 27). Çocuklarla felsefe, sorularla öğrenme yöntemi olarak anılmaktadır. Bu yöntemde, öğretmenlerin öğrencilerine bilgileri sunduğu klasik yöntemin aksine, öğrenmenin anahtarı sorular olarak görülmektedir (Portelli, 1990). Başlangıçta kişinin konu ile ilgili hiçbir şey bilmediği varsayımından yola çıkılmakta, belli bir konu ile ilgili bir tartışma başlatılarak adım adım sebepsonuç ilişkileri kurularak geliştirilmekte ve tartışmanın sonucunda bir yargıya varılmaktadır (Stanley ve Bowkett, 2004). Çocuklar tartışma sırasında birbirlerini dinlemeye, birbirlerine sorular sormaya ve sorulan sorular hakkında fikirlerini ifade etmeye yönlendirilmektedirler. Tartışma, öğretmen tarafından yönlendirici sorular sorularak desteklenmekte ancak tümüyle öğretmen tarafından kontrol edilmemektedir (Vansieleghem, 2005). Çocuklara Felsefe Yöntemi uygulanmasının en büyük destekçilerinden biri Matthews Lipman dır (Philgren, 2008: 72). Lipman, çocukların niçin?, neden? diye sorular sormaya başladıkları andan itibaren felsefi düşüncenin başladığını ve bunun zamanla geliştiğini vurgulamaktadır (Philgren, 2008: 72). Çocuklar çok küçük yaşlarda olsalar da, felsefi kavramları anlayabilmekte ve felsefi sorulara yanıt verebilmektedirler. Mutluluk nedir? sorusuna, üç buçuk yaşındaki bir çocuğun yalnız kalmamak olarak verdiği yanıt bu duruma örnek oluşturabilir. Çocuklar güzel olandan zevk almakta, kendilerine haksızlık yapıldığını düşündüklerinde direnmektedirler (adalet kavramı), iyi ve kötü ile ilgili yargılarda bulunmaktadırlar (Gregory, 2008: 55). Egan (1988: 75); çocukların cesur, iyi, güzel gibi soyut kavramları günlük yaşantılarında kullandıkları basit ifadelerden ayırt etmeksizin kullandıklarını ve bu kavramları kullanırken soyut düşüncenin de bir anlamda gerçekleşmiş olduğunu belirtmektedir. 44

57 Çocukların Neden Felsefe Yapmaya İhtiyaçları Vardır? Sokrates felsefenin sorgulamakla başladığını ifade etmektedir. Felsefi sorular yanıtlanması kolay sorular değildir. Birbirinden çok farklı görüşlerle yanıtlanabilirler (Gregory, 2008: 8). Felsefe, kişiye problemi tanımlamayı, (örneğin, günlük yaşantımızdaki etik problemler), problemle ilgili düşünmeyi, etik yargılarda bulunmayı ve bunları yaşantısına yansıtmayı öğretmektedir (Gregory, 2002). Çocuklar sevgi nedir?, kuralları kim koyar?, doğru ne demek?, zaman nedir?, en iyi arkadaş nasıl olur? gibi sorular sorarak felsefeyi günlük yaşamlarına uygulamaktadırlar. Felsefi sorular soran veya yanıtlayan çocukların bunu geliştirmeye ihtiyacı olmaktadır (Gregory, 2002). Çocukların felsefe etkinliklerinde bulunması onlara doğru düşünme, kendini ifade etme, yargıda bulunma, tartışmaya katılma eğitimi sağlayacaktır (Gregory, 2002). Sınıfta felsefe yapılması; çocuklara toplu tartışma deneyimi yaşama olanağı sunmaktadır. Çocuklar arkadaşlarıyla birlikte tartışma etkinliğinde bulunmanın sorumluluğunu paylaşmakta ve farklı bakış açılarını keşfederek farklı görüşlere saygılı olmayı öğrenmektedirler (Gregory, 2008: 55). Felsefe yaklaşımı çocukların gördükleri, yaşadıkları hakkında körü körüne kabullenme yerine sorgulayıcı, araştırıcı olmalarını, doğru-yanlış hakkında yargıda bulunarak kendilerini değerlendirebilmelerini, kendilerini güzel olana yönlendirebilmelerini ve etik değerleri kazanmalarını destekleyici niteliktedir (Elkind ve Sweet, 1997). Çocuklar için felsefe uygulamalarının etkililiğine ilişkin yapılan araştırmalar bu uygulamaların çocuk ve ergenlerin yaratıcılık, sebepsonuç ilişkisi kurma, özgüven, dil, eleştirel düşünme becerileri ve matematik becerilerinin gelişimini desteklediğini göstermektedir (Lipman ve Bierman, 1976; Haas, 1976; Education Testing Service, 1978; Sasseville, 1994; Dyfed, 1994; Fields, 1995; Imbrusciano, 1997; Doherr, 2000; Campbell, 2000; Daniel, 2000; IAPC, 2002). Felsefi sorularla uğraşma, çocukların önemli kavramları keşfetme, olaylara farklı bakış açılarından bakmayı öğrenme ve düşünme becerilerinin geliştirilmesine önemli katkılarda bulunmaktadır (Gregory, 2008: 9). Düşünme Becerileri Gregory (2002), çocuklarla felsefe uygulamalarında, onlara neyi düşüneceklerini değil nasıl düşünmelerini gerektiğinin temel alındığını vurgulamaktadır. Burada düşünme becerilerinin desteklenmesi konusu ön plana çıkmaktadır. Presseisen (1985: 43) düşünme becerilerini temel işlemler, problem çözme, karar verme, yaratıcı ve eleştirel düşünme olarak gruplandırmaktadır. Temel işlemler; neden-sonuç ilişkilerini belirleme, benzetmeleri 45

58 Çağla GÜR belirleme, ilişkileri belirleme, sınıflandırma ve nitelikleri belirleme olarak ele alınmaktadır. Problem çözme; tanımlanmış bir zorluğun üstesinden gelme, zorlukla ilgili bilinenleri birleştirme, zorlukla ilgili toplanması gereken verileri belirleme, çözümler üretme, üretilen çözümleri sınama, problemlerin daha basit ifade edilişlerini arama becerilerini kapsamaktadır. Karar verme; konuyla ilgili bilgileri birleştirme, seçenekleri kıyaslama, gereksinim duyulan bilgiyi belirleme ve nihayet seçenekler içinde en uygun olanı belirleme becerilerine işaret etmektedir. Yaratıcı düşünme; düşünmenin mantığa, sezgiye dayalı yönlerini kullanarak özgün, estetik bir ürün ortaya koyma becerilerinden oluşmaktadır. Eleştirel düşünme becerileri, ifadeleri çözümleme, ifade edilmemiş düşüncelerin farkına varma, yargıların farkına varma, düşünceleri farklı şekilde ifade edebilme becerilerini kapsamaktadır (Presseisen, 1985: 43). Eleştirel düşünme çocuklarla felsefede önemli bir yer tutmaktadır. Çocuklarla felsefe uygulamaları eleştirel düşünme becerilerini temel almakta ve tartışmalar bu çerçevede gelişmektedir. Eleştirel Düşünme Eleştirel düşünme nasıl ı ve niçin i sorgulama sürecidir. Bu süreç doğrultusunda birey kendi düşüncesini değerlendirmekte ve şekillendirmektedir (Branch, 2000). Eleştirel düşünme, bireyin ne yapacağına ve neye inanacağına karar vermesi için çözümleyici, değerlendirmeye yönelik bilinçli yargılarda bulunması ve bu yargıları ifade etmesi olarak da tanımlanmaktadır (Evancho, 2000). Çocuklara çeşitli kavramların ve değerlerin öğretilmesinde önemli olan çocukların sadece doğru yanıtları bilmesi değil, bu yanıtların neden doğru olduğunu anlaması ve bunlara nasıl ulaşabileceğini bilmesidir (Gregory, 2008: 6). Burada eleştirel düşünme becerileri ön plana çıkmaktadır. Eleştirel düşünme becerilerinin desteklenmesi, felsefe uygulamalarında oldukça önem verilen bir konudur (Estarellas, 2007). Uygulamalarda çocukların neyi düşüneceklerinin değil, nasıl düşünmeleri gerektiğinin temel alınması, eleştirel düşünme becerilerini ön plana çıkarmaktadır. Çocuklarla Felsefe Etkinliği ve Eleştirel Düşünme Düşünmeye ilişkin konuşmalara katılan çocuklar, eleştirel düşünmenin temel mantıksal basamaklarını gerçekleştirmektedirler (Gregory, 2008: 9). Kennedy (1994) bu basamakları, soru sorma, aynı fikirde olma ya da olmama, neden belirtme, genellemelerde bulunma, örnek verme, sınıflandırma, karşılaştırma yapma, tanımlamalar yapma, varsayım belirleme, çıkarımda bulunma, yeniden ifade etme ve kendini düzeltme olarak ifade etmektedir. 46

59 Soru Sorma: Soru sorma, çocuğun zihnini harekete geçiren bir eylemdir. Soru sorma, çocukların doğasında vardır ancak aile ve okul ortamında çoğu kez desteklenmemektedir (Lipman, Sharp ve Oscanyan, 1980: 34). Felsefe uygulamalarında, çocuklar öğretmenleri tarafından sorulan sorulara yanıt aradıkları gibi, onlar da sorular sormakta ve tartışmanın gelişmesine katkıda bulunmaktadırlar. Böylece, farklı görüşler dile getirerek, farklı görüşler ortaya atarak birbirlerinin merakını uyandırmakta ve konuya ilgilerini canlı tutmaktadır (Gregory, 2002). Çocuklar, öğretmenin belirlemiş olduğu konu çerçevesinde gelişen tartışma sırasında sorular sorabilecekleri gibi, öğretmen sınıfta bir öğrencisinin sormuş olduğu bir soruyu fırsat eğitimi olarak değerlendirerek, bu soru üzerine bir sınıf tartışması başlatabilir. Fikir Boyutu-Aynı Fikirde Olma ya da Olmama: Çocuklar bazen aynı fikirde olmamayı doğru bir davranış olarak algılamayabilmektedirler. Diğer yandan, bazı çocuklar da benimsedikleri bir fikre karşı direnerek kendi fikrini kabul ettirmeye çalışmakta ya da tartışmaya katılmayı reddedebilmektedirler. Bazı çocuklar ise, başkalarının fikirlerini kabul etmeyi, kendi fikirlerinden vazgeçmek olarak algılayarak buna direnebilmektedirler. Çocukların grup tartışmaları sırasında aynı fikirde olduğunu veya olmadığını dile getirmeyi öğrendikten sonra, tartışmalara anlamlı katılımlarda bulundukları görülmektedir (Kennedy, 1994). Öğretmen, bu becerinin geliştirilmesi amacıyla, tartışma sürecinde Ali, Ahmet in söylediklerine katılıyor musun?, Sen de Ahmet gibi düşünüyor musun?, Ahmet ten farklı düşünen var mı?, Bu sorumda, Çetin senin de Ata gibi düşündüğünü söyleyebiliriz, değil mi? gibi yönlendirmelerle çocuklara destek olabilir (Kennedy, 1994). Neden Belirtme: Neden belirtme basamağı, aynı fikirde olup olmadığını belirtme basamağından sonra gelmektedir. Çocuk aynı fikirde olup olmadığını belirtmesinin ardından bunun nedenini açıklaması istenmektedir (Murris, 2000). Öğretmenler neden?, böyle düşünmenin nedeni nedir?, niçin böyle düşünüyorsun? gibi sorularla çocukları görüşlerinin, düşüncelerinin nedenini açıklamaya yönlendirebilirler (Kennedy, 1994). Ancak öğretmenin, bu yönlendirmeleri yaparken, çocukla göz kontağı kurması, ses tonunun yumuşak ve sevecen olması, çocuğu fikrinden dolayı yargılayıcı bir tutum içerisinde olmaması ve çocuğun düşünce ve fikirlerine değer verdiğini hissettirmesi önemlidir. Genellemelerde Bulunma: Çocuk kendi annesinin her şeyi bildiğini düşünerek anneler her zaman her şeyi bilirler, hata yapmazlar genellemesine ulaşabilir ve bunu tartışma sırasında arkadaşlarına ifade edebilir. Bu durumda öğretmen çocuğa, tüm annelerin her 47

60 Çağla GÜR zaman her şeyi bildiğini mi yoksa bunu sadece kendi annesi için mi düşündüğünü sorarak çocuğun yaptığı genellemeye ilişkin farkındalık geliştirmesine destek olabilir. Küçük çocuklar bu farkındalığı geliştirebilmek için yönlendirici sorularla desteklenmeye ihtiyaç duymaktadırlar (Kennedy, 1994; Zhanhua ve Yan, 2005). Örnek Verme: Çocuklar örneklerle düşünürler. Genel bir soru sorulduğu zaman; başlarından geçen bir olayı veya bildikleri bir örneği anlatarak yanıt verirler (Kennedy, 1994). Çocuğun yapmış olduğu genellemeye arkadaşı tarafından karşıt nitelikte bir örnek gösterilmesi, çocukların birbirlerinin önerilerine karşı gösterecekleri ilk eleştirel girişimdir (Kennedy, 1994). Örneğin annelerin hiç hata yapmadığı önerisini getiren Esra ya, Can, kendi annesinin yanıldığına ilişkin bir örneği karşıt örnek olarak dile getirebilir. Can dan sonra Selim, annesiyle gittikleri bir yerde yollarını kaybettikleri, başkalarına nasıl gideceklerini sordukları, yine de yanlış yollara saptıklarına ilişkin başından geçen bir olayı anlatabilir. Yeterli sayıda örneklerle konu tartışıldıktan sonra; öğretmen sınıfa oldukça genel bir soru sorarak (örneğin, anneler yanılabilir mi? ) konunun anlaşılmasını sağlamalıdır (Kennedy, 1994). Sorulacak olan genel soru, çocukların bu örnekleri analiz etmelerine ve daha net bir bakış açısı edinmelerine yardımcı olacaktır. Sınıflandırma: Sınıflandırma çocuğun doğumuyla birlikte neyin annesi olduğunu, neyin annesi olmadığını algılamasıyla başlamaktadır (Kennedy, 1994). Çocuklar arkadaşlarının görüşlerine katılmakla veya katılmamakla, aslında kendi görüşlerini sınıflandırmakta ve arkadaşlarının sundukları genellemeleri doğrulamak veya çürütmek amacıyla kendi doğrularını destekleyecek nitelikte örnekler vermektedirler. Karşılaştırma Yapma: Bir önerinin ne olduğunu anlamak için ne olmadığını ayırt edebilmek gereklidir. Çocuklar nesnenin / olayın benzerliklerini bulma, farklılıklarını bulma ve bağlantı kurma yöntemiyle karşılaştırmalar yapmaktadırlar (Vansieleghem, 2005; Gregory, 2008: 55). Çocukları fikirler arasında karşılaştırmalar yapmaya hazırlamak amacıyla öğretmen, kuşun uçağa benzediği, ağacın insana benzediği gibi öneriler sunarak, çocuklardan bunların benzer ve farklı yönlerini bulmasını isteyebilir. Oyuncak bebek ve insan arasındaki benzerlik ve farklılıklar tartışılabilir (Kennedy, 1994). Tanımlamalar Yapma: Bazı durumlarda tartışmalar konuyla bağlantılı bir terimin tanımının yapılması noktasına gelebilmektedir. Çocukların görüşlerini daha açık ve net olarak ortaya koyabilmeleri için terimin tanımlanmasına ihtiyaç duyulabilmektedir. Örneğin güzel 48

61 ne demektir? sorusuna verilmesi gereken yanıt bu duruma örnek olabilir (Kennedy, 1994). Çocuklar başlangıçta bu tür tanımlamalar yapmakta sıkıntı yaşayabilir, örnekler vermekte zorlanabilirler. Bu nedenle tanımlamalara, çocukların çevrelerinde sıklıkla gördüğü, yakından tanıdığı, günlük yaşantılarında karşılaştığı basit kavramlarla başlanmalıdır. Başlangıçta, köpek, baba, bebek gibi basit olan kavramların tanımlanması uygun olacaktır (Kennedy, 1994). Varsayım Belirleme: Her önerinin temeli bir takım varsayımlara dayanmaktadır (Kennedy, 1994). Bunlar, tanımsal olarak doğru kabul ettiklerimiz (örneğin, tüm köpekler dört ayaklı canlılardır) veya deneyimlerimiz sonucu edindiğimiz bilgilerdir (örneğin, bazı köpekler insanlara zarar verebilir). Bu varsayımların temelinde nesnelerin sınıflandırılma biçimi, ve dolayısıyla varılan yargılar yer almaktadır (Gregory, 2008: 55). Grup olarak eleştirel düşünmede, varsayımların kimilerinin doğrulanması, kimilerinin yanlış kabul edilerek terk edilmesi, dikkatle düşünülerek düzeltilmesi ve bir sonuca ulaştırılmasına ilişkin bir sorumluluk hissedilmesi, eleştirel düşünmenin en can alıcı noktalarından biridir (Kennedy, 1994). Çocuklarla varsayım oluşturma çalışmaları yapılırken, somut ve çocukların çevrelerinde gözlemlediği konular belirlenmelidir. Örneğin bazı köpeklerin insanlar için zararlı olduğu varsayımından yola çıkılacak olursa, tanımadığımız bir köpeğe karşı yaklaşımımızı bu varsayım nasıl etkileyecektir? Ya da eğer arkadaşların her zaman paylaştığını varsayacak olursak, biz de arkadaşlarımızla paramızı, yiyeceğimizi ve diğer arkadaşlarımızı paylaşmalı mıyız? Çıkarımda Bulunma: Varsayımlar kişiyi sonuç çıkarmaya yönlendirir. Bunun nedeni çıkarımların herhangi bir olay veya neden sonrasında oluşacağına kanaat getirdiğimiz yargılar olmasıdır (örneğin, gökyüzünde siyah bulutlar gördüğümüz zaman yağmur yağacağı çıkarımında bulunmak). Çocuklar tutarlı bir şekilde çıkarımlarda bulunabilmektedirler (Kennedy, 1994). Örneğin çocuk sınıftaki arkadaşının kendisine karşı sergilediği davranışlardan yola çıkarak onun kendisinin arkadaşı olmadığı çıkarımında bulunabilir. Bunu ifade eden örneğin Kaan benim arkadaşım değil diyen bir çocuğa, bir kişiyi arkadaşımız yapan nedir? şeklinde bir soruyla karşılık verilerek, çocuğun çıkarımının temellerinin ne olduğunu yansıtması sağlanabilir. Temellendirme, akıl ve mantık kuralları ile üretilen bilginin tutarlı hale getirilmesi ve çelişkilerden kurtarılmasına işaret etmektedir. Çocukların gerekçe ve dayanaklar göstermeleri için sorularla yönlendirilmesi önemlidir. Yeniden İfade Etmek (Konuyu Kendi Cümleleriyle Açıklama): Çocuğun konuyu kendi cümleleriyle 49

62 Çağla GÜR ifade etmesi konuyu nasıl anladığını, nasıl değerlendirdiğini anlamaya ışık tutmaktadır. Öğretmen bu yolla çocukların, kendisinin öğretmeyi planladığı konuyu anlayıp anlamadıklarına veya kendisinin hedeflediği şekilde anlayıp anlamadıklarına, arkadaşlarının söylediklerinden ne anladıklarına ilişkin dönütler elde edecektir. Yeniden ifade etmede çocukların birbirlerini dinleme becerilerinin gelişmiş olması önemlidir (Kennedy, 1994). Öğretmenler çocukların dinleme becerilerinin gelişimini desteklemek için kulaktan kulağa adıyla oynanan, en baştaki çocuğun yanındakinin kulağına bir şeyler fısıldadığı, diğerlerinin de birbirlerinin kulağına fısıldayarak bunu ilettiği ve en sondaki çocuğun bunu yüksek sesle gruba söylediği oyun ve bu tarzdaki etkinlikleri sınıflarında uygulayabilirler. Bunun yanı sıra, tartışma sırasında çocuklara kendinden önce görüşünü dile getiren arkadaşının ne söylemiş olduğunu sorarak, arkadaşlarının söylediklerini toparlamasını isteyebilir. Bunların dışında, bir çocuğun bir önerme kurduğu ve diğer çocukların bunu farklı sözcüklerle yeniden ifade ettiği ısınma etkinlikleri de uygulanabilir (Kennedy, 1994). Kendini Düzeltme: Kendini düzeltme hem bireysel, hem de grup seviyesinde oluşabilir. Bu durum, örneklerden yola çıkılarak gerçekleşmektedir (Gregory, 2008: 57). Örneğin arkadaşlar birbirine üzücü şeyler söylemez önermesinde bulunan Atakan a, Hatice, kendisine üzücü şeyler söyleyen bir arkadaşını örnek göstererek, onun hala arkadaşı olduğunu ifade edebilir. Böylece önerme, bazen arkadaşlar birbirine üzücü şeyler söyleyebilir şeklinde düzeltilebilir. Öğretmenler çocuklara kahramanlarının kendilerini doğrulama örneği sunduğu hikâyeler anlatarak, okuyarak veya çocukların kendilerini doğrulamalarına fırsat verecek tartışma ortamı oluşturarak çocukların kendini düzeltme konusunda olumlu bir bakış açısı geliştirmelerine destek olabilir. Çocuklarla Felsefe Yönteminin Uygulanması Çocuklarla felsefe yöntemi, eğitimin her kademesinde, bir çok disipline uygulanabilecek bir yöntemdir. Örneğin fen bilgisi çalışmaları sırasında yapılan gözlem veya deney öncesinde veya sonrasında, doğa ile ilgili etkinliklerde (Marashi, 2008; Lipman, Sharp ve Oscanyan, 1980: 55) bu yöntem kolaylıkla uygulanabilir. Bu etkinliklere küçük yaşlarda başlanması, verilmek istenen eğitimi daha etkili kılacaktır. Özellikle okul öncesi dönem çocuğun en hızlı ve en etkin geliştiği dönemdir. Beyin yapısı ve fonksiyonlarının gelişiminin üçte ikilik bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanmaktadır (Sylvia ve Lunt, 1982: 183). Bu nedenle yöntemin, okul öncesi dönemden başlayarak eğitime entegre edilmesi ve eğitimin her kademesinde kullanılmasının daha başarılı bir gelecek için önemli olduğu düşünülmektedir. 50

63 Çocuklarla felsefe uygulamaları, planlanmış olarak uygulanabileceği gibi, bu konuda fırsat eğitiminden de yararlanılabilir. Planlanmış etkinliklerde öğretmen bir uyaran (planlanmış bir konuda bir hikâye veya örnek olay anlatılması) sunarken, kendiliğinden gelişen fırsat eğitimi etkinliklerinde uyaran o an yaşananlar olacaktır (örneğin, çocuğun sınıfta Ahmet in ona kötü davrandığı için artık arkadaşı olmadığını söylemesi, arkadaşlık üzerinde tartışmak için bir uyaran olarak kullanılabilir). Yöntemin uygulanmasında öncelikle çocuklara konu ile ilgili bir uyaran sunulmaktadır. Daha sonra çocuklara konu ile ilgili felsefi nitelikte açık uçlu sorular sorulmakta, böylece tartışma başlamaktadır. Çocuklar tartışma sırasında, örnekler vererek arkadaşlarının anlattıklarına katkıda bulunmakta veya kendi fikirlerini açıklamaktadırlar. Gerekli olduğu zaman öğretmen yönlendirici sorularla, çocukları yönlendirmekte ve konuyu toparlamaktadır. Çocuklar konu ile ilgili sorularla katılımda bulunabilmektedirler. Konu ile ilgili yeterince tartışıldıktan sonra öğretmen gruba genel bir soru yönelterek konuşulanları analiz etmelerine ve daha net bir sonuca varmalara destek olur (Kennedy, 1994). Yöntemi uygulamaya başlamak, etkinliğe yönelik felsefi sorular geliştirmek zor değildir. Örneğin etik konularla ilgili bir etkinlik uygulamak isteyen bir eğitimci, aşağıdaki örneği kendi planladığı konu ve eğitim verdiği yaş grubuna uyarlayarak bir başlangıç yapabilir (Elkind ve Sweet, 1997). Örnek Olay: Yaşlı bir teyze çantasını karıştırırken, çantasından 100 liranın yere düştüğünü gördünüz. Teyze bunu fark etmedi ve yürümeye devam etti. Bunu sizden başka hiç kimse görmedi. Ne yapardınız? Burada çocukların bir kısmı parayı vermek veya vermemek konusunda kararsız kalabilir. Burada çocukların seçimi eleştirilerek olumlu veya olumsuz bir tavır takınmak yerine, aşağıdaki gibi yönlendirici sorular sorularak çocukların kendi doğrularını bulmaları sağlanmalıdır: - Neden böyle düşünüyorsun? - Böyle yapmak sana kendini nasıl hissettirir? - Nasıl davranmak bizi iyi bir insan yapar? - Size böyle yapılsa ne hissederdiniz? - Bu konuda Zeynep in söylediklerine katılıyor musunuz? Neden? Öğretmen arkadaşlarının fikirlerine yönelik olarak sorular geliştirmeleri için çocukları destekleyebilir (Elkind ve Sweet, 1997). Küçük yaş grubuyla yapılan uygulamalarda soru sayısının çok fazla olması, çocukların dikkatlerinin dağılmasına ve sıkılmalarına neden olabilir. Bu nedenle küçük çocuklarla yapılan çalışmalarda öğretmenin çocukların konuyu özümsemelerini sağlayacak nitelikte az sayıda soru 51

64 Çağla GÜR sorması (örneğin, 4-5 yaş grubu için tartışmanın üç veya dört soru çerçevesinde geliştirilmesi) önerilmektedir (Hardattoir ve diğ., 2002: 4). Sonuç ve Öneriler Günümüzde eğitimin amaçlarından biri de, değişik koşullara uyum sağlayabilecek, esnek ve açık düşünebilecek, araştırmacı bireyler yetiştirmektir. Çocuklarla felsefe yönteminin temel amaçları, bu amaçlarla örtüşmektedir. Bu nedenle, söz konusu yöntemin eğitimde kullanılması için ideal bir yöntem olduğu ifade edilebilir. Çocuklarla Felsefe Yönteminde sorular, öğrenmenin anahtarı olarak görülmektedir. Çocuklara neyi düşüneceklerini değil, nasıl düşüneceklerini öğretmek temel alınmakta, düşünme becerilerinin desteklenmesi ön planda tutulmaktadır. Yaklaşımın sınıf tartışmalarında kullanılmasıyla, çocuklar tartışma sırasında soru sorma, neden belirtme, genellemelerde bulunma, örnek verme gibi eleştirel düşünmenin temel mantıksal basamaklarını gerçekleştirmektedirler. Yöntem, eğitimin her kademesinde birçok disipline uygulanabilecek niteliktedir. Ülkemizde bu yaklaşımı temel alan programlar geliştirilmesinin ve uygulanmasının, sorgulayan, araştıran, problem çözmeye odaklı, yeniliklere açık bireyler yetişmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Çocuklarla Felsefe temelli etkinlikler, eğitim programlarına dahil edilebileceği gibi, bu yöntem doğrultusunda çocukların düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik farklı programlar da hazırlanarak, çocuklara farklı eğitim seçenekleri sunulabilir. Okullarda işlenen derslerde kısmen de olsa, Sokratik tartışmalara yer verilerek konunun çocuklar tarafından daha iyi anlaşılmasına, pekiştirilmesine olanak sunulabilir. Bunun yanı sıra, öğretmenler çocukların neler öğrendiğine, nerede ne gibi eksiklikleri olduğuna ilişkin geri bildirim alabilir. Öğretmenlere bu konuda hizmet içi eğitim verilmesi, onların bu konuda bilinçlenmesine yardımcı olarak, konuya hakim olmalarını sağlayabilir; böylece yönteme ilişkin uygulamaların eğitim sürecinde yaygınlaşması desteklenebilir. Eğitimde Çocuklarla Felsefe Yöntemine okul öncesi dönemde yer verilmesi, bu çocukların ilköğretim sürecine daha eleştirel düşünen, dikkatli, iyi dinleyen, araştırmacı öğrenciler olarak katılmalarını sağlayabilir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak, yöntemin ülke genelinde yaygınlaştırılmasının, çocuklarımızın ve gençlerimizin sorumluluk sahibi, farklı bakış açılarına saygılı, ezberlemek yerine yanıtlara nasıl ulaşacağının bilincine varmış bireyler olarak yetişmesine anlamlı katkıları olacağı düşünülmektedir. Kaynakça Branch, J.B. (2000). The Relationship among Critical Thinking,Clinical Decision-making, and 52

65 Clinical practice: A Comparative Study, Unpublished Doctoral Dissertation. University of Idaho. Campbell, J. (2002). An evaluation of a pilot intervention involving teaching philosophy to upper primary school children in two primary schools, using the Philosophy for Children methodology. Unpublished MSc Educational Psychology Thesis, University of Dundee. Daniel, M.F. (2000). Learning to think and to Speak: An Account of an Experiment Involving Children Aged 3 to 5 in France and Quebec. Thinking. Vol. 15, No. 3: Doherr, E. (2000). The demonstration of cognitive abilities central to cognitive behavioural therapy in young people: Examining the influence of age and teaching method on degree of ability. Unpublished Clinical Psychology Doctoral Dissertation, University of East Anglia. Dyfed County Council (1999). Improving Reading Standards in Primary Schools Project, Wales, Dyfed County Council. Educational Testing Service (1978). Experimental Research, Princeton, Educational Testing Service Press. Egan, K. (1988). Primary Understanding: Education in Early Childhood. London: Routledge. Elkind, D.H. ve Sweet,F. (1997). The Socratic Approach to Character Education. Social and Emotional Learning, Vol. 54, No. 8: Estarellas, P.C. (2007). Teaching Philosophy vs Teaching to Philosophise. Philosophy Now, Vol. 1, No. 63: Evancho, R.S. (2000). Critical Thinking Skills and Dispositions of the Undergraduate Baccalaureate Nursing Student. Unpublished master s thesis, Southern Connecticut State University. Fields, J. (1995). Empirical Data Research into the Claims for Using Philosophy Techniques with Young Children. Early Child Development and Care, No. 107: Gregory, M. (2008). Philosophy for Children: Practitioner Handbook, Montclair, IAPC Publication. Gregory, M. (2002.) Are Philosophy and Children Good For Each Other? Thinking, Vol. 16, No. 2: Haas, H.J. (1976). Philosophical Thinking in the Elementry Schools: An Evaluation of the Education Program Philosophy for Children. Institute for Cognitive Studies, New Jersey: Rutgers University Press. Hardartottir, G.A, Heuy-Ing, C., Jo, S.H., Koltko, N, Lipman, M., Ogden, C. ve Suklomlinsky, V. (2002). Thinking Trees and Laughing Cats: A Thinking Curriculum for Preschool Education, Montclair: IAPC Publication. Imbrosciano, A. (1997). Philosophy and Student Academic Performance. Critical and Creative Thinking, Vol. 5, No. 1 : IAPC (2002). IAPC Research: 53

66 Çağla GÜR Experimentation and Qualitative Information. erişim tarihi: , Institute for the Advancement of Philosophy for Children edu/pages/iapc/experimentalinfo. html. Kennedy, D. (1994). Helping Children Develop the Skills and Dispositions of Critical, Creative and Caring Thinking. Analytic Teaching, Vol. 15, No. 1 : Lipman, M. ve Bierman, J. (1976). Philosophy for Children. Metaphilosophy, Vol. 7, No. 1. Lipman, M., Sharp, A.M. ve Oscanyan, F.S. (1980). Philosophy in the Classroom Philadelphia: Temple University Press. Marashi, S.M. (2008). Teaching Philosophy to Children: A New Experience in Iran. Analytic Teaching, Vol. 27, No. 1 : Murris, K. (2000). Can Children Do Philosophy? Journal of Philosophy of Education, Vol. 34, No. 2 : Philgren, A. (2008). Socrates in the Classroom: Rationales and Effects of Philosophising with Children. Sweden: Stockholm University-Elanders Sverige. Portelli, J.P. (1990). The Philosopher as Teacher: The Socratic Method and Philosophy for Children. Metaphilosophy, Vol. 21, No.1 : Presseisen, B.Z. (1985). Thinking Skills: Meanings, Models, Materials. A. Costa (Ed.), Developing Minds). Alexandria VA: Association for Supervision and Curriculum Development. Sasseville, M. (1994). Self Esteem, Logical Skills and Philosophy for Children. Thinking, Vol. 4, No. 2: Stanley, S. ve Bowkett, S. (2004). But Why? Teacher s Manual: Developing Philosophical Thinking in the Classroom. United Kingdom: Network Educational Press. Sylvia, K. ve Lunt, I. (1982). Child Development- A First Course. Oxford: Blackwell Publishing. Vansielegem, N. (2005). Philosophy for Children as the Wind of Thinking. Journal of Philosophy of Education, Vol. 29, No. 1: Zhanhua, F. ve Yan, W. (2005). Lipman s Dialogue-Centered Curriculum of Philosophy for Children. Educational Research, Vol. 26, No. 5: Yrd. Doç. Dr. Çağla Gür, Montclair State University-The Institute for the Advacement of Philosophy for Children tarafından teorik ve uygulamalı olarak verilen online (Ağustos-Kasım 2010) Çocuklar için Felsefe (Philosophy for Children) eğitimine katılarak sertifika almıştır. 54

67 EN YAYGIN İLETİŞİM ORTAMI: MOBİL İLETİŞİM ORTAMINDA İÇERİK VE YAYINCILIK The Most Common Medium of Communication: Content and Design Dimensions of Mobile Communication Osman KÖROĞLU * ABSTRACT As a conceptual introduction, aim of this article is, stressing possible effects of mobile communication -as the most diffused of new media- to publishing and broadcasting by explaining main characteristics of this new medium. Some new key terms and concepts defined about the topic. Usage features and designated headlines with theoretical framework in terms of user acceptance put forward. Content and design dimensions of publishing and broadcasting with mobile software and hardware analyzed. Some important theories are included about adoption of mobile publishing and broadcasting in the frame of individual choices and understanding users. Key words: New media, communication, mobile content, broadcasting, publishing, user acceptance, technology adoption * Dr, Fatih Üniversitesi MYO Halkla İlişkiler Programı, Fatih Üniversitesi, Büyükçekmece İstanbul, okoroglu@fatih.edu.tr 55

68 Osman KÖROĞLU ÖZET Kavramsal bir giriş çalışması olarak kurgulanan bu makalenin amacı, yeni iletişim ortamlarının en yaygını olarak mobil iletişimin, yayıncılık alanında yapabileceği etkinin, bu yeni ortamın belli başlı özelliklerinin açıklanmasıyla vurgulanmasıdır. Konuya ilişkin bazı önemli tanımlar yapılmıştır. Kullanıcı kabulü açısından kullanım özellikleri ve belirleyici başlıkların kuramsal çerçevelerle birlikte ortaya konulmuştur. Mobil yazılım ve donanımlarla yayıncılığın içerik ve tasarım boyutları incelenmiştir. Bireysel seçimler ve kullanıcıların anlaşılması çerçevesinde mobil yayıncılığın benimsenmesiyle ilgili bazı önemli kuramlara yer verilmiştir. Anahtar kelimeler: Yeni medya, iletişim, mobil içerik, yayıncılık, kullanıcı kabulü, teknolojinin benimsenmei Giriş En yaygın iletişim platformu gazete, televizyon, radyo ve internet değil, 5 milyarı aşkın kişinin kullandığı mobil iletişim ortamıdır (ITU.int, 2010, Internetworldstats.com, 2011). Bu alandaki yayıncılıkla ilişkili çalışmalar pazarlama iletişimine odaklanmaktadır. Mobil iletişim ortamının yaygınlığının, bu ortamda içerik tüketimini artıracağı düşünülebilirse de, durum böyle değildir (Köroğlu, 2009). Veriden çok ses kullanılan mobil ortamda, Türkiye mobil iletişim operatörlerinin gelir yüzdeleri şöyledir: Ses yüzde 78, video yüzde 2, veri yüzde 20 (Dayınlarlı, 2010). Mobil ortamın yayıncılık açısından neden ilgi çekici olduğu, yayıncılığın temellerine bakılarak anlaşılabilir. Tablo 1: Dünya ve Türkiye nüfus, mobil iletişim ve Internet kullanıcı sayıları (BTK, 2011, Internetworldstats.com, 2011, ITU. int, 2010, Bilgi Çağı, 2011) Nüfus Mobil İletişim Kullanıcısı Internet Kullanıcısı Dünya 6,7 milyar 5,3 milyar 1,9 milyar Türkiye 76,8 milyon 61,8 milyon 24 milyon Türkçe yayıncılık, İngilizce publishing ve broadcasting demektir. Publishing basılı malzemelerin satış ya da dağıtım amacıyla üretilmesi (Wordnet Publishing, 2009) ya da enformasyon üretimi ve dağıtımıyla, yani enformasyonun kamunun erişebileceği her tür, biçim ve ortamda sunumu endüstrisidir (Zhao ve Resh, 2001). Kişiler de içerik yayınlayabilir. Broadcasting ise telekomünikasyon teknolojileri ile yayıncılık ve programları içeren ses ve/veya video sinyallerinin izleyici ya da dinleyicilere dağıtımıdır (Britannica Concise Encyclopedia, 2009 ve Law Encyclopedia, 2009). 56

69 Telekomünikasyon ise her türlü işaret, sembol, ses ve görüntü ile elektrik sinyallerine dönüştürülebilen her tür verinin kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektro manyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletim sistemleriyle iletilmesi, gönderilmesi ve alınmasıdır (406 sayılı TTK, 1. madde). Telgraf, telefon, radyo, internet, mobil sistemler ve televizyon gibi araçlarla gerçekleştirilen haber ve bilgi iletişimi de telekomünikasyondur (Arslan, 2000: 24). Türk Dil Kurumu (TDK) yayıncılık karşılığı yayımcılık sözünü verir. Yayımcılık ise basılı ve radyo-tv yayınlarını hazırlayıp okuyucu, dinleyici ve izleyiciye iletmektir (TDK Yayım, 2009). Kısaca yayıncılık, yazı, ses ve sabit ya da hareketli görüntünün satış amaçlı olsun ya da olmasın insanların erişimine sunulmasıdır. Mobil yayıncılıkla tüm bu sayılan çoklu ortam içerikleri, geniş kitlelere, daraltılmış özel gruplara ya da bir kişiye anında iletilebilir. Tarih boyu iki ayrı nüfuz biçimine yol açan iki tip medya ya da iletişim biçimi ayırt edilir: Mekâna bağlı olan ve matbaa ve elektronik iletişimle simgelenen ilki yayılmaya ve bir bölgenin denetimine yol açar. Zamana bağlı olan ve sözlü kültür ve elyazmasının neden olduğu ikincisi, küçük toplulukların ve geleneksel erk biçimlerinin tarih akışını ve belleğini destekler. Birincisi merkezileşmeyi, ikincisi bunun karşıtını hedefler (Mattelart ve Mattelart, 2003: 141). Mobil iletişimle yapılan yayıncılık bunların her ikisini de içerir, bütünleştirir ve bunların da ötesine geçer. Böylece mobil iletişim ile yayıncılık adeta üçüncü bir kategori haline gelir. Üstelik sözlü geleneği yeniden oluşturmakta da önemli bir başarı elde edilir. Postman ise, iletişim alanında yaşanan devrimlerin ve farklı kültürel biçimlerin, insanları gelenekçiler ve yenilikçilere ayırdığını, ancak böyle bir ayırımın bugün geçerli olamayacağını ileri sürer (Batuş, 2005: 266). Postman, kültürü toplumlarda geçerli iletişim biçiminin belirlediğini söyler, tarihi süreçte, sözden, yazıya ve basıma geçişin, sadece teknik bir ilerleme diye düşünülemeyeceğini, her yeniliğin yeni yaşam biçimlerini ve toplumsal ilişkileri getirdiğini belirtir. Sözlü kültürün katılımcı insanları, yazı ve matbaayla, kitapların sessiz ama yol gösterici dünyasında yalnız bireylere dönüşür. Günümüzün mobil iletişimle de belirginleşen çoklu ortam iletişim anlayışı, sanal ortamda ikinci bir sözlülük çağı başlatır. Artık, okumak değil görmek, anlamak değil bakmak ve konuşmak önemlidir. Sınıf, yaş, eğitim düzeyi ayırt edilmeksizin, herkes her şeyi, aynı zamanda görmekte ve duymakta, bu da enformasyon kalitesinin düşerek, bilgilendirmekten çok, eğlendirmeye yönelik bir nitelik kazanmasına yol açmaktadır. Postman a göre, teknoloji ve yeni medya dünyasının getirdiği değişimlere ayak uydurabilmek ancak sorgulamaya, bilimsel düşünceye, tarih bilincine ve güçlü bir dil eğitimine olanak sağlayan akılcı bir eğitim süreci ile olasıdır. Bu yazılı ve sözlü kültür ayrımı ve örnekleriyle, mobil iletişim donanımlarının birey ve toplumda ikinci bir sözlü dönem 57

70 Osman KÖROĞLU başlattığı çıkarsanabilir. Mobil iletişim donanımları ve altyapılarının kullanımı bağlamında ortaya çıkan ve halen gelişmekte olduğu yadsınamayacak bir gerçek olan mobil iletişim ortamının kendine has kültür çerçevesi, ikinci sözlü dönem çıkarsamasını kolaylaştırır. Bu durum sadece sözlü kültürü değil, aynı zamanda SMS ile birlikte yazılı kültürü de dönüştürmektedir. Böylece mobil iletişim ortamı, yazı ve söz iletişimini birleştirip dönüştürerek daha ileriye taşımaktadır. İnsan yaşamının bir anlatımı olan kültür; sözlü kültür, ardından önce alfabe, sonra da oynar başlı harflerle gelişen yazı ve elektronik olmak üzere birbirini izleyen üç farklı döneme ayrılmaktadır (Ong, 1967: 17). Ses ve sözcükler, yazılı metinlerden çok etkilidir ve bu gerçek, eğitimden, politikaya kadar insan etkinliklerinde görülür (a.g.e: 112). İnsanlar arası sözlü iletişim tarihi 200 bin yıl önce başlar (MacLarnon ve Hewitt, 1999). Semboller ile iletişim 30 bin yıl, yazıylaysa 7 bin yıl önce başlar. Telekomünikasyonda ise ancak son birkaç yüzyılda önemli gelişmeler yaşanır. İletişim araçları şu anda kullanılan farklı teknikleri birbiriyle bütünleştirir (Lazar, 2001: 81-91) de icat edilen transistör ve Shannon un makalesi (Bell Labs, 2007) modern iletişim teknolojilerinin başlangıcıdır. McLuhan a göre telefon altyapısı, bir ulusun sinir sistemidir: Telefon, özel bir zaman-uzam bağlantısında insanları birbirine bağlar, anlık temasın özel bir biçimini oluşturur, uzun mesafelerde girişim olayını önlemek, uzamsal uzaklığı gidermek ve insan sesinin hızını artırmak için tasarlanır. Telefon insan bedenini ıskartaya çıkartır ve beynin sağ yarı küresel eğilimini artırır. Analog telefonun en büyük sosyal etkisi, arayanın kimliğini yok etmesidir. Arayan tanımlanmamışsa ya da kendisini tanımlamamışsa, bir konum ve işlevle teması olmaz. Bedensizleşir ve denetimsizleşir (McLuhan, 2001: 200). Gitgide yüz yüze iletişim yerini aracılı iletişime bırakır. Mobil iletişim donanımları, sabit telefonun sonraki aşamasıdır; sayılan etkileri artırır, kişileri adeta uzamdan bağımsızlaştırır, iletişimde sabit hatlara bağlılığı ortadan kaldırır (Köroğlu, 2009: 18). Bilgi İşlem ve Yeni İletişim Ortamları Güncel iletişim donanım ve altyapıları, bilgi işlem teknolojisiyle artık netbook ve avuçiçi bilgisayar gibi mobil iletişim donanımları, uydu, kablo TV ve internettir. Yeni iletişim teknolojisinde sinyaller sayısallaştırılır. Yenilik, hızla, büyük miktarda veriyi düzenleme ve bellekte tutmaktır. Internet etkileşimlidir, alıcı ve vericiyi ayrıştırmak neredeyse olanaksızlaşır. Medyadaki değişim, bilişimle görsel-işitsel araçları birleştirir. Teknoloji, üretim, işleme, düzenleme ve bilgilenme sürecini alt üst eder. Eski iletişim sürecinde birkaç kişi çok geniş bir kitleye tek anlamlı mesajlar gönderir. Yeni teknolojide kitle sınırlandırılmaz; iletişim küresel ve evrenseldir. Yeni medya iki büyük kategoride sınıflandırılır. Birincisi geleneksel araçların 58

71 kapasitelerini dağıtmayan ya da sürdüren son zamanlarda görülen teknikleri, görsel aktarımı kapsar. İkinci kategori bireyin istediği programı ya da hizmeti seçmesine izin veren donanımlardır. Yeni medyanın en öne çıkanı çoklu ortamı birleştiren internettir. Bilgisayar destekli masaüstü yayıncılık uygulamaları ile başlayan sayısal yayıncılık, Internet ve ilişkili teknolojilerle gelişir. Mobil ortam da değerlendirilir. Örneğin Web üç aşamalıdır: Web 1.0: Bilgi webde yayınlanan belgelerdir. Web 2.0: Bilgi Web 1.0 daki anlayışla birlikte kullanıcı bilgisini de içerir (Short, 2007: 13). Yeni nesil arama motorları, webloglar (Köroğlu, 2005), wikiler, etiketleme ve folksonomiler, favori sayfa, resim ve tartışmaların paylaşımıyla kullanıcılardan gelen bilgileri de sunar. Web 3.0: Mobil iletişim bunu kolaylaştırır, bilgi semantik veri ve hizmetleri de içerir; web yaşayan bir ortamdır. Bilgi ve hizmetler uygun yer ve zamanda sunulur. Kullanıcının konum ve bağlamından yararlanılır. Birey ve kurumlara sürekli erişilir. Bulut bilişim ve sanallaştırma teknolojileri kullanılır. Mobil İletişim Teknolojisinin Temelleri Dünyada otomobil kullanıcısı 800 milyon, PC kullanıcısı 850 milyon, telefon kullanıcısı 1.3 milyar, Internet kullanıcısı 1.1 milyar, TV kullanıcısı 1.5 milyarken (Ruacan, 2007), 2007 de 2.7, 2009 da 4,3 milyar mobil iletişim donanımı kullanıcısı vardır (CTIA, 2010) de internete mobil iletişim donanımından ulaşanlar ilk kez PC ile ulaşanları aşar mobil veri hizmet gelirleri 350 milyon USD dir (Nebil, 2010). Bu rakam, Internet içerik sektörü, internet reklâm gelirleri, video oyun sanayi, Hollywood ve küresel müzik sektörünün toplamından büyüktür. Teknoloji haberleşmeye yeni boyutlar getirir: Hareketli kişilerin haberleşme sorunları, elektromanyetik dalgaların telekomünikasyonda kullanılabileceği fikrinin doğuşu ile çözüme kavuşmaya başlar. Mobil iletişimin ilk meyveleri ABD de 1940 larda, Avrupa da ise 1950 lerde analog araç telefonlarıyla alınır lerde hücresel analog mobil telefonlar kullanılmaya başlanır. Bu sistemler, birinci nesil (1G) analog teknolojiyle iletişim kurar. Veri aktarım hızı ve içerik çeşitliliği gibi noktalarda kullanıcı gereksinimlerini yanıtlamaması, GSM altyapılarının geliştirilmesini ve ikinci nesil (2G) sayısal telekomünikasyon teknolojisini sonuç verir. Gelişmiş teknoloji içeren ikinci nesil mobil iletişim donanımları 1991 de piyasaya sürülür (Elisa, 2004) den sonra da veri aktarım hızı ve desteklenen içeriklerin çeşitliliği daha da yüksek olan üçüncü nesil (3G) mobil iletişim altyapıları ve ötesi konuşulmaya ve uygulanmaya başlanır. Mobil haberleşme küresel anlam kazanır (Ertekin ve Özbay, 2000). Mobil iletişim iş ve sosyal hayatı değiştirir, veri iletimini de mobil ağa taşır. Mobil telekomünikasyon karasal mobil istasyonlar ile uydu ve karasal 59

72 Osman KÖROĞLU istasyonlar arasında ya da karasal mobil istasyonların kendi aralarında gerçekleştirdikleri telekomünikasyon hizmetleri dir (406 sayılı TTK, 1. madde). Mobil telekomünikasyon sistemlerinde iletilmek istenen ileti (ses ya da veri), taşıyıcı görevi yapan elektromanyetik bir dalgayla iletilir. Belli bir frekansta gönderici ile yayınlanan bu dalga, bir antenle alıcıya aktarılır. Alıcıda mesaj, ses ise hoparlöre, ses dışı veri ise ekran gibi bir birime gönderilir ve iletişim gerçekleşir (Sasaoka, 2000). Mobil, kablosuz ve göçebe kavramları farklıdır, ama çoğu zaman birbirleri yerine kullanılır. Kurumlara ve kişilere göre mobil ve kablosuz teknoloji tanımı değişir (Mallick, 2003). Mobil terimi hareket halinde olma kabiliyetidir. Mobil bir donanım değişen hareketlilik seviyelerinde olabilir. Bulunulan yer sabit olmadığı sürece mobil kabul edilir. Kablosuz terimi ile ses ve verinin radyo dalgaları ile aktarılması kastedilir. Kablosuz aletler veri alıp iletmek için kablosuz ağ kullanır. Kablosuz ağa mobil veya sabit bir konumdan erişilebilir. Mobil ile kablosuz kümeleri kesişir. Çoğunlukla kablosuz, mobil kümesinin altındadır. Ancak bazen bir uygulama kablosuz olmayıp mobil olabilir. Karar donanımın özelliklerine göre verilir. Hareketliyken kullanılabilen ve kablosuz bağlantı gerektirmeyen tüm uygulamalar kablosuz olmayan mobil uygulamalardır. Mobil donanımlar için kablosuz veri erişimi sınırlıyken, mobil uygulamalarda veri eşleştirmesi sabit bir bağlantı ile yapılır ve daha sonra kullanılması için donanımda depolanır. Göçebe bilgi işlem kavramıyla, teknolojik mobillik o esnada hareketli olmak, göçebelik ise hareketin çok kısıtlı olduğu ve/veya tamamlandığı andaki durumdur (Küçükünsal, 2006). Mobil Bilgi ve İletişim Donanımları 1954 de, Harold S. Osborne şunu yazar: en sonunda, dünyada herhangi bir bebek doğduğunda, ileride telefon numarası olacak bir numara verilecek. Konuşabilmeye başladığında, bir tarafında 10 küçük tuş olan diğer tarafında ekran olan saate benzer bir donanım verilecek. Bu biçimde donanmış olarak, herhangi bir anda dünyadaki herhangi biriyle konuşmayı istediğinde, donanımını çıkaracak ve arkadaşının numarasını girecek. Ardından, arkadaşının sesini işitecek ve yüzünü ekranda renkli ve üç boyutlu görecek. Eğer onu işitemez ve göremezse, bilecek ki arkadaşı ölmüş. (Conly, 1954). Artık mobil iletişim aygıtları burada anlatılandan çok daha küçük ve işlevseldir (Ling, 2004). Mobil iletişim donanımları kablosuz, çift yönlü iletişime izin veren, içlerinde gömülü sistem ya da işletim sistemi barındıran, en ilkeli SMS alıp gönderebilenlerden başlayıp, en gelişmişi internete ve görsel-işitsel yayınlara erişebilen tüm donanımlardır. Dizüstü bilgisayarlar, bu makale bağlamında mobil iletişim donanımı değil, mobil içeriklere erişebilen bilgisayarlardır. Ancak yakınsamayla bu donanımların da gittikçe taşınabilir ve giyilebilirlikleri arttıkça, bunlara da mobil iletişim donanımı denebilir (ISWC.net, 2011). 60

73 İletişim donanımlarının gelişim çizgisi (Caslon Analytics, 2006) ve alternatif mobil iletişim donanımları düşünülürse (Viken, 2009) teknolojideki yakınsama ve minyatürleşmeyle mobil iletişim donanımları ve masaüstü bilgisayarlar aynı bilgi işlem gücünde olabilir. Mobil bilgi ve iletişim donanımları en başta cep telefonları, avuç içi bilgisayarlar ve PDA lerdir. Özellikleri mobil ve kablosuz erişimi destekleyen mobil medya çalarlar, oyun donanımları ve ultra taşınabilir PC ler de aynı bağlamdadır. Örneğin, kol saati boyutunda video kamera, bilgisayar, küresel konum belirleyici, not defteri özellikleri birleştirilip, yaygınlaşırsa sayısal uçurum ve mahremiyet kavramları değişebilir (Holland, 2002: 197). Mobil donanımlar veri erişim ve kullanımlarına göre şu kategorilere ayrılır. Kısıtlı veri kullananlarda küçük boyutlu ekran, metin esaslı kullanıcı arayüzü, SMS ve WAP özellikleri vardır. Örnek: Temel cep telefonları. Giriş seviyesinde veri kullanan mobil donanımlar 120x120 ile 240x240 piksel arasında orta boy ekranlı, imleç ve ikonlarla menülerine erişilebilen, SMS dışında e-posta, adres defteri ve temel seviyede bir web tarayıcısı olan aygıtlardır. Örnek: Akıllı telefonlar. Gelişmiş seviyede veri kullanan mobil donanımlar 240x120 piksel ve üstü ekran boylarına sahip, stylus kalemleri ile menülere erişilip veri girilebilen aygıtlardır. Örnek: PDA ler. Bunlar dışında gelişimini sürdüren giyilebilir-gömülü sistemler, sanal gerçeklik uygulama ve etkileşim sistemleri ile elektronik kâğıt/kitap donanımları da sayılabilir. Belki de kendi sınıfını tanımlayan bir mobil iletişim donanımı da iphone dur. İlk kez iphone, çoklu dokunma ve jiroskop desteğiyle kullanıcı dostu arayüzü birleştirir (Apple.com, 2009). Herşeyi bir arada sunan gelişmiş özellikli bir başka mobil iletişim donanımı olan Omnia daysa WiFi ve 3G erişimi, GPS ve Bluetooth desteği, 5MP kamera, FM radyo, jiroskop ve dokunmatik kullanım özellikleri vardır (Samsung, 2009). Mobil iletişim donanımları kullanım biçimlerine göre tek elle kullanılan, çift elle kullanılan ya da tek elle tutulup kalemle kullanılan aygıtlar olarak da farklılaşır. Nokia gibi firmalar mobil iletişim donanımlarını geliştirirken kullanımın ürünün tasarımının ve kullanıcı deneyiminin belirleyicisi olduğunu düşünür (Luukka, 2007). Güncel mobil donanımlar şu biçimde de sınıflabilir (Cremin, R. vd., 2007: 23): Cep Telefonları: En sık kullanılanlardır. Kapaksız, kapaklı ve kayan kapaklı olabilirler. Ses, mesajlaşma ve temel seviyede veri erişimi özelliği sunarlar. Temel seviyede fotoğraf çekip ortam oynatabilirler. Güncel cep telefonları, en eski akıllı telefonlar kadar gelişmiştir. Akıllı telefonlar: Cep telefonları ile aynı özellikleri paylaşırlar. Aynı zamanda geniş ekranlarında, gelişmiş işletim sistemleriyle uygulama yürütebilirler. Kişisel sayısal yardımcılar (PDA): Akıllı telefonlarla aynı özellikleri paylaşırlar. Kurumsal işlevler için tasarlanırlar. Klavye ve stylus kalemleri ile veri girişi daha gelişmiştir. Ucuz telefonlar: Bunlar gelişen pazarları hedefleyen çok ucuz telefonlardır. 61

74 Osman KÖROĞLU Mobil ve Kablosuz İletişim Yazılımları Mobil ve kablosuz iletişim yazılımları; işletim sistemi, ofis yazılımı ve üçüncü taraf uygulamalarıdır. Mobil işletim sistemleri arasında Symbian, Apple iphone, RIM Blackberry, Windows Mobile ve Google Android en çok kullanılanlardır (Statcounter. com, 2011). Mobil ofis yazılımları e-posta, kelime işlemci, tablolama ve sunum yazılımlarıdır. Üçüncü taraf uygulamaları ise sayılanlar dışındaki, sözlük, harita, müzik ve video işleme, oyun, farklı alanlarda hesaplama amaçlı yazılımlar gibi iş ya da kişisel amaçlı yazılımlardır. Mobil İletişimde Altyapı Mobil altyapı teknolojileri hücresel veya kablosuzdur (Bulun, Gülnar ve Güran, 2007). WiFi ve Bluetooth gibi kablosuz teknolojiler, yerel ağlarda, dar kapsama alanlarıyla, yüksek bant genişlikleriyle, genelde ücretsiz erişim sunar. GSM, GPRS ve 3G gibi hücresel teknolojilerse çok daha geniş alanları kapsar, altyapı için kullanılır, düşük bant genişliği sunarlar ve kullanımları hemen her zaman ücretlidir. Mobil Kavramı Mobil kavramının Türkçe karşılığı hareketli, taşınabilir (TDK Mobil, 2009). Mobil ağ teknolojilerinden bahseden akademik yayınlarda gezgin de mobil karşılığında kullanılır (Körpeoğlu, 2003). Hareketli içerik, İngilizce mobile content karşılığında kullanarak, hareketli kelimesinin anlamı genişletilebilir; ancak mobile tam karşılanmaz. Gezgin içerik de aynı sonucu verir. Bu durumda her ne kadar gezgin kelimesi daha sıcak dursa da- mobil içerik kavramının tam anlaşılabilmesi için mobil in korunması gerekir. Türkçe de de mobil artık jilet, selpak ya da internet gibi jenerik, yani kendi türünü tanımlayan kavram durumundadır. Dizüstü bilgisayar, kullanıma göre mobil iletişim donanımı, erişilenler de mobil içerik olabilir. Kablosuz internet erişimi ise tek başına mobil içerik erişimi değildir. PC, dizüstü bilgisayar, mobil iletişim donanımı sıralamasında gerçek mobil özellikli araç en sondadır. Mobillik ya da hareketlilikte seviyeler vardır. Teknolojik mobillik, o esnada hareketli olmaktır. Göçebelik ise hareketin çok kısıtlı olduğu ve/veya tamamlandığı andaki durumdur. Buna göre göçebe bir donanım olan dizüstü bilgisayar, her zaman mobil olmaz. Ancak bir mobil iletişim donanımı göçebedir. Buna göre sırasıyla teknolojik hareketlilik adımları, hareketsizden daha hareketliye doğru şöyledir: sabit, göçebe, taşınabilir, basit mobil, tam mobil. Örneğin hücresel teknolojilerde ilk iki adımda hücreler arası geçiş yaşanmazken, sonraki adımlarda yaşanır (Küçükünsal, 2006). Mobillik bakış açısına göre de değişir: Teknolojide mobilliğin belirgin özelliği, donanımın sabit olmayışıdır. Hizmette ise, mobillik kullanıcının hareket edebilme özelliğidir. Gerçek mobillik için, kullanıcı terminalleri kablosuz ve hareketli olmalıdır (Pitkänen vd., 62

75 2003). Burada söz konusu olan gerçek mobillik kavramı, telekomünikasyon teknolojileri ile ilgili teknik bir bilgidir. Doğrudan sosyal bilimlerden kaynaklanmasa da, anlatılan konuyla disiplinlerarası bağlamda ilişkilidir. Kastedilen şey, mobilitenin özellikle mobil iletişim donanımları ve altyapı teknolojileri bağlamında seviyeleri olduğu ve gerçek mobillik denildiğinde birey ve bireyin kullandığı mobil iletişim donanımının hareketlilik seviyelerinin farklılık taşıyabileceğidir. Doğal olarak birey veya toplum bağlamında bu farklılığın sonuçları da olgu ve olaylar açısından değişikliklere yol açacaktır ve açmaktadır. Mobil Yayıncılık Açısından İçerik Kavramı İçerik, bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf; sözlü ya da yazılı anlatımda verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve imgelerin bütünü; bir kelimenin ya da kavramın anlamı; mantık biliminde bir cümle ya da yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaşılabilen, zımni sıfat olarak tanımlanır (TDK İçerik, 2009). İngilizce içerik karşılığı content in anlamıysa şöyledir: Bir derlemde/yığında/külliyatta bulunan her şey; mesaj, yani herhangi bir şey hakkındaki iletişimin ne hakkında olduğu; algılanan, keşfedilen ya da öğrenilen bir şeyin toplam ya da kapsamı (Wordnet Content, 2009). Şu tanımlar kavramın mobil iletişimde kullanımına ışık tutar (WAP Forum, 1999): Yayıncı: İçerik üreten kişi ya da program. Müşteri: İçerik sunucusuna bağlantı isteği oluşturan araç ya da uygulama. İçerik: Kaynak sunucuda üretilen ya da depolanan veriler. İçerik Kodlama: Fiil olarak kullanıldığında içeriğin bir biçimden diğerine aktarılması. Ortaya çıkan biçim, ilk halinden daha az yer kaplar, daha kolay işlenir, depolanır ve/veya şifrelenmiş olur. İsim olarak kullanıldığındaysa belirli bir içerik biçimi, standart ya da süreç. İçerik Biçimi: İçeriğin gösterim biçimi, formatı. Alet: Bilgi paketleri gönderip alabilen ve tekil alet adresine sahip olan ağ varlığı, donanım, aygıt. Kullanıcı: Kaynağı (içeriği) görmek, işitmek ya da kullanmak için kullanıcı temsilcisiyle etkileşime giren kişi. Kullanıcı Temsilcisi: Kaynağı yorumlayan herhangi yazılım ya da alet (örneğin Internet tarayıcıları). Bu tanımlara göre, iletişim sürecindeki tüm iletiler içeriktir. Bu makaledeki içerik karşılığı ise: sözlü, yazılı, görsel, işitsel anlatımda verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve imgelerin bütünü ya da iletişime konu olan mesajın kendisidir. Kodlamada, içeriğin yayın ortamı belirlenir. İçerik farklı ortamlar için biçimlendirilip, kodlanabilir, bir akışkan gibi mecraya uyar. Böylece PC de, PC içeriğine, mobil iletişim donanımlarında ise mobil içeriğe erişilir. Bilişim teknolojileri ile iletilen içerik üçe ayrılır: görüntü (resim, video), ses ve diğer veriler (metin, çizim, vb.). Yakınsama ile bunların tümü mobil sunulur. İçerik çevrimiçi ve çevrimdışı olarak da ikiye ayrılır (Telekom Dünyası Dergisi, 2007: 41). Tüm içeriklerle ilgili bir başka konu da İçerik değeri dir. İçeriğin 63

76 Osman KÖROĞLU değeri şunları ne derece barındırdığı ile ilişkilidir: Kesinlik, gerçekleri ne kadar tam yansıttığı, Zamanındalık, kullanıcı gereksinimi anında erişilebilirliği, Tamlık, kullanıcı hedefi doğrultusunda istenen bilgileri içerip içermediği, Konuyla ilgililik, istenen bilgileri ne kadar sağladığı, başka bir şey içerip içermediği (Jacaruso, 2006). Kaliteli bilgi: a) Hatalardan arınmış, erişilebilir, kesin, doğru, yanlışsız, tam, güncel, eksiksiz ve diğer kaynaklarla tutarlıdır, b) İstenen özellikleri taşır, konuyla ilgilidir, çok yönlüdür, uygun ayrıntı seviyesindedir, kolay okunur, kolay yorumlanır (Juran, 1998 ve Landor, 2003). Türk Dil Kurumu nun mobile content karşılığı kullanılan mobil içerik için tavsiyesi taşınır içerik tir 2006). Bu makalede mobil içerik ile erişim özelliği, erişilen donanımın ve içeriğin özelliği, aynı zamanda içeriğin mobil ortama özel bir biçimle ve mobil iletişim donanımından erişilmek üzere biçimlendirilip iletilmesi ve alınması kastedilmektedir. Gazete, dergi yürünürken ya da otobüste okunurken, TDK tanımına uyan taşınır içerik söz konusu olur. Ancak kullanıcı, mobil iletişim donanımından haber sitesine girdiğinde, okumaya, izlemeye, dinlemeye, oynamaya başladığında, bilgisayardan mobil iletişim donanımına, bu donanım için hazırlanan ya da biçimlenen özel bir içerik, örneğin bir mobil içerik yüklediğinde bu çalışmada incelenen mobil içerik söz konusudur. Böylece bir içeriğin mobil içerik olabilmesi için aşağıdaki iki özellikten en az birini taşıması gerekir: 1. Mobil iletişim donanımlarından erişilmek için hazırlanır ya da biçimlendirilir. 2. Mobil iletişim donanımlarından erişilir. Mobil içerik şu başlıklarda gruplandırılırsa daha iyi çözümlenip anlaşılır (Wilson, 2006): İndirilebilir içerik: Melodi, logo, duvar kâğıdı, oyun (kişiselleştirme gereksinimi). Taramaya uygun (browseable) içerikler: Haber, spor, hava durumu, rehber, elektronik kitap, hisse senedi bilgisi, uçuş bilgisi (bilgi edinme gereksinimi). Elektronik alışveriş, yemek tarifi, sohbet ve arkadaşlık site/yazılımı (yaşam stili). Üretkenlik araçları: E-posta, anında mesajlaşma (iletişim). Bankacılık ve finans (mali işlemler). Harita ve yönlendirme (konum içeriği). Kurumsal uygulamalar. Mobil Internet içeriği ise beş ana kategoridir: İşle İlgili Hizmetler e-posta, şirket ağına erişim. Ticari Hizmetler alışveriş, bankacılık ve borsa. Konum Tabanlı Hizmetler en yakın restoranı belirtmek. Bilgi Hizmetleri haber, dizin, rehber, hava ve yol durumu. Mobil kullanıcılar bilgiyi en temel, en öz, en kısa haliyle görmek ister. Eğlence Hizmetleri Mobil Internet in kullanımını artırır. Ses dışı mobil hizmet trafiği her yıl giderek artmaktadır (İşbecer, 2007). Donanım dışı mobil ürün ve hizmetler, ya mobil iletişim veya mobil içeriktir. Bu enformasyon üç biçimde aktarılır: ilki iki mobil alet arasında; örneğin mobil iletişim donanımları, ikincisi mobil alet ile internete erişebilen bir bilgisayar arasında; örneğin resim paylaşım sitesine fotoğraf yüklerken, üçüncüsü mobil alet ile herhangi bir uygun elektronik donanım arasında; örneğin gişede para öderken. Mobil içerik, enformasyon 64

77 ürün ve hizmetleridir, metin, ses, resim ve/veya videodur (Landor, 2003). Böylece şu mobil içerik tanımına ulaşılır: Mobil içerik, mobil iletişim donanımlarında ve/veya yazılımlarında izlenmek, dinlenmek, okunmak ya da kullanılmak üzere üretilen, dönüştürülen ya da biçimlendirilen herhangi bir unsurdur. Mobil içerik, mobil iletişim donanımlarına uygun biçimlendirilmiş içeriğin adıdır. Bu tanıma metin, ses, hareketli-durağan-vektörel grafik ve video girer. Yedinci Kitlesel Medya Olarak Mobil İletişim Yedi temel kitle iletişim medyası vardır: 1400 lerin sonu basılı yayınlar, 1900 lerin sonu ses kayıtları (plak, teyp, kaset, CD), 1910 dan sonra sinema, 1920 lerden sonra radyo, 1950 lerden sonra televizyon. Önceki beş ortamın yapabildiklerini içeren tek mecra Internet, 1990 dan sonra yaygınlaşır den sonra mobil iletişim donanımları ile ulaşılabilen mobil medya da kendisinden önceki altı medyanın sunduğu içerikleri sunar (Ahonen, 2007a). Mobil medya ilk kişisel-kitlesel mecra; sürekli açık, sürekli kullanıcının yanında, ödeme kanalı olarak kullanılır, kullanıcının içerik üretmesini sağlar, kullanıcı profil ve alışkanlık verileri mobil ortamda sağlanır, medya tüketiminin sosyal bağlamını mobil mecra yakalar. Mobil iletişim donanımları da dünya nüfusunun en az yüzde 30 unca sürekli taşınan tek aygıttır (Ahonen, 2007b). İlk mobil iletişim donanımının ortaya çıkışının üstünden 30 yıl geçti ve donanımları dünyada 5 milyarı aşkın kişi kullanmakta (GSMA, 2009 ve Ahonen, ). Mobil iletişim donanımları artık kültürel ve sosyal pratiklerin modern dönüşümü ile bilişim, medya, telekomünikasyon, Internet ve eğlence alanlarındaki gelişimin merkezidir. Mobil iletişim donanımları ve kablosuz teknolojiler, platform, hizmet, uygulama ve kültürel biçim halinde tasarlanıp, üretilip yakınsak olarak tekrar yapılandırılmakta: Mobil Internet, yeni mobil metin biçimleri, mobil müzik, mobil film ve video, mobil oyunlar, mobil öğrenme, işyeri için mobil mecra, videolu görüşme ve mobil televizyon. Mobil iletişimin bu göreceli kısa tarihi, kullanıcıların tüketicilerden aktif üreticilere (türetici) doğru rol kayması ile eş zamanlı gerçekleşti ve mobil ortam tüketim, demokratik biçimde kendini ifade etme, bireysellik, vatandaşlık ve düşünce üretkenliği açısından yeni bir alan oldu. Yenilikçi mobil arayüz, uygulama ve görüntü teknolojileri ortamın anlaşılmasında önemlidir (Gartner, 2011). Örneğin mobil ortamda önemli uygulamaların gerçekleştirilebildiği artırılmış gerçeklik (AR) ve konum etiketleme, kurum ve kişilere mobil içerik geliştirme, sanal varlık ve imaj güçlendirme fırsatı sunar. AR gerçek dünya ile sayısal verilerin sanal görüntülerde eş zamanlı, etkileşimli, semantik ve bazen üç boyutlu biçimde birleştirilmesidir (Azuma, Ağustos 1997). TV futbol maçlarında sahadaki logolar, top yönünün oklarla gösterimi, mobil iletişim donanımının kamerası veya sanal gerçeklik gözlüğü ile elbise 65

78 Osman KÖROĞLU denemek, önemli, ticari, tarihi, sanatsal yer ve eserler hakkında bilgileri görmek, gelişmiş donanımlara yönelik bakımlar sırasında görsel ve işitsel yardım almak AR örnekleridir (Lee, Seo ve Rhee, 2008). Konum etiketleme ise, özellikle GPS li mobil iletişim donanımlarıyla web sitesi, RSS, fotoğraf vb. unsurlara enlem, boylam, yükseklik ve yöne ilişkin coğrafi konum bilgisi eklemektir. Örneğin mobil iletişim donanımındaki fotoğrafa konum otomatik eklenip haber sitesine yüklenir, böylece resim araması enlem ve boylama dayalı yapılabilir, haritada konum işaretlenebilir, coğrafi bloglama araçlarıyla site hazırlanır veya Google Earth gibi uygulamalara resim eklenir (Jesdanun, 2008). Mobil Yayıncılığın Tasarım Boyutu Mobil içerik, diğer içeriklerden, arayüz, kullanıcı davranışları ve kısıtlamalar açısından farklıdır. Mobil ortam içerik açısından yeni fırsatlar sunar. Kablolu ortamdan erişilen internet içeriği, mobil ortama uygun olmayabilir (Devine ve Holmqvist 2001: 36, 37). Farklı mobil ekran boyutları, donanımlar, kullanıcı arayüzleri ve işletim sistemleri olsa da, XHTML ve CSS gibi ortak teknolojiler hemen hepsinde desteklenir. Standartlar yeni gelişmektedir (Moll, 2005). İyi içerik mobil ortamın özelliklerini değerlendirir, kullanıcıya gereken enformasyonu verir. İçerik tasarımında şunlar düşünülür: Kısıtlar ve fırsatlar düşünülünce kullanıcı nasıl en büyük değeri elde eder? Kullanıcı neden herhangi bir içeriğe erişip kullanmak istesin? Bu içerik hangi gereksinimi doyurur? Mobil içeriğin belli bir zamanda kullanımı için teşvik edici sebepler olmalıdır. Değilse kullanıcı işe, okula ya da eve gittiğinde başka bir mecradan ilgili içeriğe erişir. Herhangi bir sistem kullanıcıya navigasyonda iki tür enformasyon sunar: Navigasyonel en, aynı hiyerarşideki seçenekleri, navigasyonel derinlik ise o anki yeri gösterir (Nielsen, 1998). İçerik kullanılan mobil iletişim donanımlarının özelliklerine uyumlandırılmalıdır. Küçük ekran bir anda gösterilebilecek içeriği sınırlar. Bu yüzden PC deki kadar zengin içerik bir anda mobil ortamda gösterilemez. Dahası, bir internet sayfası ya da gazetedeki içeriği özetlemek, donanımın ekranına sığdırıp sunmak ve kullanıcıyı tatmin etmesini beklemek de yeterli değildir. Basitleştirmelidir, ama küçük ekrana uydurmaktan fazlası gerekir. Web sitesi hazırlarken şu kurallara dikkat edilir: doğal ve basit bir diyalog kullanımı, kullanıcının dilinin konuşulması, hafızaya binecek yükün azaltılması, unsurlar arasında ve genel tutarlılık (Cockburn ve Jones, 1996). Bunlar mobil iletişim donanımlarının tasarımında da önemlidir. Navigasyon menülerledir. Menü, seçeneklerde kullanıcılara yeterli genişlik ve derinliği sunabilmelidir. Enformasyon birçok katmanda gizlenmemelidir. Mobil navigasyonda iyi kategorilendirme, az tuşla işlemi tamamlatma ve iyi görselleştirme gerekir (Marsden ve Jones, 1998). Sayfada yukarı, aşağı, sağa ve sola gitme gereksinimi ya olmamalı ya da az olmalıdır (Jones vd., 1999). 66

79 Mobil iletişim donanımlarında kullanıcı girdisi kısıtlıdır. En yaygın girdi birimi mini klavye ya da tuş takımıdır. Küçük ve kullanımları zor olsa da gençler hızlı kullanır. Mobil iletişim donanımlarında dakikada 70 kelime yazanlar olsa da (Devine ve Holmqvist, 2001: 36) çoğu kullanıcı yavaştır ve hata yapar. Mobil ortamda kullanıcıya fazla içerik sunmayıp, fazla girdi beklenmemelidir. Mobil içerikler, kablolu ya da sabit erişilenlerden farklıdır. Farklı zaman, durum ve sebeplerle erişilirler. Mobil iletişim donanımı sürekli taşınır ve içeriğe ulaşılır. Mobil içerik, kullanıcı başka şeyle meşgul değilken, kısa süreli boşlukları değerlendirmede de kullanılır. Boşluklar bir-iki dakika bile sürse içerik tatmin etmeli, hızlı ve kolay erişilmelidir. Eğlenceyi bulmada zaman harcamak istenmez. Oysa PC deki erişimde sörf yapılır. Mobil içerik erişiminde gereksinim belirgin ve tatmin etme hedeflidir. Bu yüzden menüler önemlidir (a.g.e: 36, 37). Etkileşimi artırmada kullanıcı odaklılık etkindir. Bağlam ile başlanır. Kullanıcının nerede ve nasıl içerik ya da uygulama ile etkileşeceği düşünülür. Mobil donanımda nasıl bir içeriğe erişmek isteyecekleri sorgulanır. Teknik sınırlar ve kullanıcı dikkat özellikleri mobil deneyim tasarımını belirginleştirir (Cremin vd., 2007: 11). Örneğin, bir restoran mobil sitesinde, menü, adres, çalışma saatleri, ulaşım ve iletişim bilgileri istenir. Mobil kullanıcı harekete geçirici enformasyon ister; bu yüzden günün yemeği sunulabilir. Ancak yer ayırtma, sipariş ve PDF ile menü sunma, donanım desteklerse sunulur. Mobil içerikler donanıma indirilebilir ancak bunların tasarımları mobil web ile aynı olmalıdır. Mobil içerik tasarımı, masaüstünden erişilen webe göre sınırlayıcıdır. Ama kullanışlı ve çekici tasarımlar ortaya konabilir (a.g.e: 21). Zengin mobil deneyimi donanım sınırlayabilir. Tarayıcıdan da etkilenilir. Yavaş yüklenme, donanım uyumsuzluğu ve teknolojinin desteklenmemesi sorunlardır. PC ekran çözünürlükleri temelde 1024x768 pikseldir. Ancak mobil ortamda rakamlar değişir. Şekil 1 Mobil tasarım ekran boyutları (Cremin, R. vd., 2007: 22) Ekran boyutları farklı donanımlara uyarlanarak tasarımda kolaylık yakalanır. İçeriğin çekiciliği ve kullanışlılığında ekranın genişliği daha önemlidir. Düşük özellikli bir telefonda güzel görünüp ekranı kaplayan resim, 67

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences Zehra Taşkın, Umut Al & Umut Sezen {ztaskin, umutal, u.sezen}@hacettepe.edu.tr - 1 Plan Need for content-based

Detaylı

BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA SUNUMU

BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA SUNUMU T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA

Detaylı

(1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

(1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR ANABİLİM DALI ADI SOYADI DANIŞMANI TARİHİ :TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI : Yasemin YABUZ : Yrd. Doç. Dr. Abdullah ŞENGÜL : 16.06.2003 (1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR Kökeni Antik Yunan

Detaylı

HÜRRİYET GAZETESİ: 1948-1953 DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI

HÜRRİYET GAZETESİ: 1948-1953 DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI HÜRRİYET GAZETESİ: 1948-1953 DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI Doktora Tezi Selda Bulut Tez Danışmanı Prof.Dr.Korkmaz Alemdar Ankara-2007

Detaylı

TÜRKİYE DE BİREYLERİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİNE BAKIŞI Attitudes of Individuals towards European Union Membership in Turkey

TÜRKİYE DE BİREYLERİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİNE BAKIŞI Attitudes of Individuals towards European Union Membership in Turkey T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET İSTATİSTİK ENSTİTÜSÜ State Institute of Statistics Prime Ministry Republic of Turkey TÜRKİYE DE BİREYLERİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİNE BAKIŞI Attitudes of Individuals towards European

Detaylı

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANA BİLİM DALI İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ: SHERATON ANKARA HOTEL & TOWERS

Detaylı

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) Hakan Cora Click here if your download doesn"t start automatically AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri

Detaylı

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ - T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ - Necla YILMAZ Yüksek Lisans Tezi Çorum

Detaylı

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ Danışman Doç. Dr. Tufan BAL YÜKSEK LİSANS TEZİ TARIM EKONOMİSİ ANABİLİM DALI ISPARTA - 2016 2016 [] TEZ

Detaylı

HAZIRLAYANLAR: K. ALBAYRAK, E. CİĞEROĞLU, M. İ. GÖKLER

HAZIRLAYANLAR: K. ALBAYRAK, E. CİĞEROĞLU, M. İ. GÖKLER HAZIRLAYANLAR: K. ALBAYRAK, E. CİĞEROĞLU, M. İ. GÖKLER PROGRAM OUTCOME 13 Ability to Take Societal, Environmental and Economical Considerations into Account in Professional Activities Program outcome 13

Detaylı

I.YIL HAFTALIK DERS AKTS

I.YIL HAFTALIK DERS AKTS I.YIL SOS 101 Z Sosyal Bilgilerin Temelleri Basics of Social Sciences 2-0-2 4 I SOS 103 Z Sosyal Psikoloji Social Psychology 2-0-2 4 SOS 105 Z Arkeoloji Archeology SOS 107 Z Sosyoloji Sociology SOS 109

Detaylı

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

Argumentative Essay Nasıl Yazılır? Argumentative Essay Nasıl Yazılır? Hüseyin Demirtaş Dersimiz: o Argumentative Essay o Format o Thesis o Örnek yazı Military service Outline Many countries have a professional army yet there is compulsory

Detaylı

Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile. ecindeki. alternatif g. Anahtar Kelimeler:

Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile. ecindeki. alternatif g. Anahtar Kelimeler: Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile ecindeki alternatif g e Anahtar Kelimeler: ENTREPRENEUR CITY GAZIANTEP AND BORDER TRADE ABSTRACT A society's economic, political and cultural

Detaylı

Profiling the Urban Social Classes in Turkey: Economic Occupations, Political Orientations, Social Life-Styles, Moral Values

Profiling the Urban Social Classes in Turkey: Economic Occupations, Political Orientations, Social Life-Styles, Moral Values Profiling the Urban Social Classes in Turkey: Economic Occupations, Political Orientations, Social Life-Styles, Moral Values Presentation of the Basic Findings of a Public Opinion Survey Supported with

Detaylı

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam.

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam. The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam. Hakan was sharing the works of government with the assembly called kurultay.but the

Detaylı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir. ÖZET Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Seviyelerinin ve Yabancı Dil Eğitim Programına Karşı Tutumlarının İncelenmesi (Aksaray Üniversitesi Örneği) Çağan YILDIRAN Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this

Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this ERROR Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this input data may have errors. There are 5 basis source of error: The Source of Error 1. Measuring Errors Data

Detaylı

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT The purpose of the study is to investigate the impact of autonomous learning on graduate students

Detaylı

Yarışma Sınavı A ) 60 B ) 80 C ) 90 D ) 110 E ) 120. A ) 4(x + 2) B ) 2(x + 4) C ) 2 + ( x + 4) D ) 2 x + 4 E ) x + 4

Yarışma Sınavı A ) 60 B ) 80 C ) 90 D ) 110 E ) 120. A ) 4(x + 2) B ) 2(x + 4) C ) 2 + ( x + 4) D ) 2 x + 4 E ) x + 4 1 4 The price of a book is first raised by 20 TL, and then by another 30 TL. In both cases, the rate of increment is the same. What is the final price of the book? 60 80 90 110 120 2 3 5 Tim ate four more

Detaylı

YBÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Programı Department of International Relations Undergraduate Curriculum

YBÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Programı Department of International Relations Undergraduate Curriculum YBÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Programı Department of International Relations Undergraduate Curriculum INRE First Year/ Fall PSPA101 Siyasete Giriş Introduction to Politics Zorunlu 3 5 PSPA103

Detaylı

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI ALANYA PUBLIC EDUCATION CENTRE S FINAL INFORMATIVE MEETING OF THE GRUNDTVIG

Detaylı

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 1.-5. sorularda konuşma balonlarında boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 3. We can t go out today it s raining

Detaylı

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç.

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN Yüksek Lisans Tezi Eskişehir 2010 MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN YÜKSEK LİSANS TEZİ

Detaylı

IDENTITY MANAGEMENT FOR EXTERNAL USERS

IDENTITY MANAGEMENT FOR EXTERNAL USERS 1/11 Sürüm Numarası Değişiklik Tarihi Değişikliği Yapan Erman Ulusoy Açıklama İlk Sürüm IDENTITY MANAGEMENT FOR EXTERNAL USERS You can connect EXTERNAL Identity Management System (IDM) with https://selfservice.tai.com.tr/

Detaylı

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü Possessive Endings In English, the possession of an object is described by adding an s at the end of the possessor word separated by an apostrophe. If we are talking about a pen belonging to Hakan we would

Detaylı

Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI. TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014

Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI. TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014 Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014 Yönetici Özeti Bu araştırma, 2025 yılında iş dünyasının yüzde 25 ini oluşturacak olan Y Kuşağı nın iş dünyasından, hükümetten ve geleceğin iş ortamından

Detaylı

Technical Assistance for Increasing Primary School Attendance Rate of Children

Technical Assistance for Increasing Primary School Attendance Rate of Children This Project is co-financed by the European Union and the Republic of Turkey. Technical Assistance for Increasing Primary School Attendance Rate of Children This project is co-financed by the European

Detaylı

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği-

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği- T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği- Lütfiye HACIİSMAİLOĞLU Yüksek Lisans Tezi Çorum

Detaylı

WEEK 11 CME323 NUMERIC ANALYSIS. Lect. Yasin ORTAKCI.

WEEK 11 CME323 NUMERIC ANALYSIS. Lect. Yasin ORTAKCI. WEEK 11 CME323 NUMERIC ANALYSIS Lect. Yasin ORTAKCI yasinortakci@karabuk.edu.tr 2 INTERPOLATION Introduction A census of the population of the United States is taken every 10 years. The following table

Detaylı

JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER

JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER VOLUME: XXVII NOVEMBER 2011 NUMBER: 81 Mart, Temmuz ve Kasım Aylarında Yayımlanan Hakemli Dergi Peer Reviewed Journal Published in March, July and November ATATÜRK KÜLTÜR,

Detaylı

Kültür, Kimlik, Politika: Mardin'de Kültürlerarasılık

Kültür, Kimlik, Politika: Mardin'de Kültürlerarasılık T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO TELEVİZYON SİNEMA ANABİLİM DALI Kültür, Kimlik, Politika: Mardin'de Kültürlerarasılık Doktora Tezi Engin SARI Tez Danışmanı: Prof. Dr. Asker KARTARI

Detaylı

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA DOKTORA TEZİ Cafer Şafak EYEL İşletme Ana Bilim Dalı İşletme

Detaylı

ENG ACADEMIC YEAR SPRING SEMESTER FRESHMAN PROGRAM EXEMPTION EXAM

ENG ACADEMIC YEAR SPRING SEMESTER FRESHMAN PROGRAM EXEMPTION EXAM ENG111 2016-2017 ACADEMIC YEAR SPRING SEMESTER FRESHMAN PROGRAM EXEMPTION EXAM Exam Type Date / Classes / Time Written Thursday, September 22 nd, 2016 Classes & Time to be announced on September 20th.

Detaylı

7. Yayınlar 7.1. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities)

7. Yayınlar 7.1. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities) 1. Adı Soyadı: Ipek DANJU 2. Doğum Tarihi: 30.11.1978 3. Ünvanı: Dr. 4. Öğrenim Durumu: Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Doktora Mezunu ÖZGEÇMİŞ Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Uluslararası

Detaylı

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ STAJ DEFTERİ TRAINING DIARY Adı, Soyadı Name, Lastname : ÖĞRENCİ NİN STUDENT S No ID Bölümü Department : : Fotoğraf Photo Öğretim Yılı Academic Year : Academic Honesty

Detaylı

Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece

Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece INDUSTRIAL POLLUTION Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece Problem: Sorun North: Kuzey Endüstriyel kirlilik yalnızca

Detaylı

ÖZET 208 NUMARALI URFA ŞER İYYE SİCİLİ NİN TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRMESİ (H.1296-1299/M.1879-1882)

ÖZET 208 NUMARALI URFA ŞER İYYE SİCİLİ NİN TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRMESİ (H.1296-1299/M.1879-1882) TÜRKÇE ÖRNEK-1 ÖZET 208 NUMARALI URFA ŞER İYYE SİCİLİ NİN TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRMESİ (H.1296-1299/M.1879-1882) Bu çalışma ile 208 Numaralı Urfa Şer iyye Sicili nin (1879-1882) transkripsiyonu ve

Detaylı

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ ÖĞRENCİ NİN STUDENT S YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ STAJ DEFTERİ TRAINING DIARY Adı, Soyadı Name, Lastname : No ID Bölümü Department : : Fotoğraf Photo Öğretim Yılı Academic Year : Academic Honesty Pledge I pledge

Detaylı

BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK MODA: TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEĞİŞME AÇISINDAN ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ (TESETTÜR MODASI)

BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK MODA: TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEĞİŞME AÇISINDAN ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ (TESETTÜR MODASI) T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER ve TANITIM ANABİLİM DALI BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK MODA: TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEĞİŞME AÇISINDAN ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ (TESETTÜR MODASI)

Detaylı

Cases in the Turkish Language

Cases in the Turkish Language Fluentinturkish.com Cases in the Turkish Language Grammar Cases Postpositions, circumpositions and prepositions are the words or morphemes that express location to some kind of reference. They are all

Detaylı

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES Bu liste YDS için Önemli özellikle seçilmiş prepositional phrase leri içerir. 74 adet Toplam 74 adet İngilizce Türkçe Tür 1. with the help -ın yardımıyla with the aid -ın yardımıyla

Detaylı

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet) 4 Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar (Özet) Günümüzde, teknolojinin gelişmesi ile yüz tanımaya dayalı bir çok yöntem artık uygulama alanı bulabilmekte ve gittikçe de önem kazanmaktadır. Bir çok farklı uygulama

Detaylı

INTERNATIONAL JOURNAL OF POLITICAL STUDIES

INTERNATIONAL JOURNAL OF POLITICAL STUDIES INTERNATIONAL JOURNAL OF POLITICAL STUDIES Uluslararası Politik Araştırmalar Dergisi Vol. 4 No.2 August/Ağustos 2018 www.politikarastirmalar.org ISSN: 2528-9969 International Journal Of Political Studies

Detaylı

Mart Ayı Değerler Eğitimi. Samimiyet

Mart Ayı Değerler Eğitimi. Samimiyet Mart Ayı Değerler Eğitimi Samimiyet Darüşşafaka Orta Okulu Mart Ayı değeri olan Samimiyet değeri kapsamında etkinlik ve paylaşımlar düzenlemiştir. Yabancı diller bölümü; Samimiyet konusuyla ilgili olarak

Detaylı

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009 NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009 Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Eskişehir RESİMSEL

Detaylı

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES by Didem Öztürk B.S., Geodesy and Photogrammetry Department Yildiz Technical University, 2005 Submitted to the Kandilli Observatory and Earthquake

Detaylı

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016 Mimari olmadan akustik, akustik olmadan da mimarlık olmaz! Mimari ve akustik el ele gider ve ben genellikle iyi akustik görülmek için orada değildir, mimarinin bir parçası olmalı derim. x: akustik There

Detaylı

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES Bu liste YDS için Önemli özellikle seçilmiş prepositional phrase leri içerir. 72 adet Preposition 2 adet Toplam 74 adet Bu doküman, YDS ye hazırlananlar için dinamik olarak

Detaylı

Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System

Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System March 2018 Report Code: DE13 April 2018 Contents Page No. Number of Banks... Number of Employees. Bank Employees by Gender and Education

Detaylı

TR2009/ /409 Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» How to discuss a theme in the classroom, Anton Senf,

TR2009/ /409 Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» How to discuss a theme in the classroom, Anton Senf, Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» How to discuss a theme in the classroom, Anton Senf, 13-3-2014 Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» Bir Tema Sınıfta Nasıl Tartışılır, Anton Senf,

Detaylı

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler All the photographs used in this calendar have been donated by Ara Güler for the benefit

Detaylı

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Exercise 2 Dialogue(Diyalog) Going Home 02: At a Duty-free Shop Hi! How are you today? Today s lesson is about At a Duty-free Shop. Let s make learning English fun! Eve Dönüş 02: Duty-free Satış Mağazasında Exercise 1 Vocabulary and

Detaylı

Prof. Dr. N. Lerzan ÖZKALE

Prof. Dr. N. Lerzan ÖZKALE ERASMUS + YÜKSEKÖĞRETİM YIL SONU DEĞERLENDİRME TOPLANTISI Akdeniz Üniversitesi, Antalya AKADEMİK TANINMA Prof. Dr. N. Lerzan ÖZKALE İstanbul Teknik Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi 21 Aralık 2017

Detaylı

.. ÜNİVERSİTESİ UNIVERSITY ÖĞRENCİ NİHAİ RAPORU STUDENT FINAL REPORT

.. ÜNİVERSİTESİ UNIVERSITY ÖĞRENCİ NİHAİ RAPORU STUDENT FINAL REPORT .. ÜNİVERSİTESİ UNIVERSITY... /... AKADEMİK YILI... DÖNEMİ... /... ACADEMIC YEAR... TERM ÖĞRENCİ NİHAİ RAPORU STUDENT FINAL REPORT Deneyimleriniz hakkındaki bu rapor, Mevlana Değişim Programı nın amacına

Detaylı

TEST RESULTS UFED, XRY and SIMCON

TEST RESULTS UFED, XRY and SIMCON TEST RESULTS UFED, XRY and SIMCON Test material : SIM card Tested software : UFED 3.6, XRY 6.5, SIMcon v1.2 Expected results : Proper extraction of SMS messages Date of the test : 02.04.2013 Note : The

Detaylı

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 8, Ekim / October 2015: 13-19 Entelekya / Entelecheia Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a Çeviren İLYAS ALTUNER b Geliş Tarihi: 01.10.2015 Kabul

Detaylı

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU BOLU HALKIN EGITIMINI GELISTIRME VE DESTEKLEME DERNEGI TARAFINDAN ORGANİZE EDİLEN YAYGINLAŞTIRMA FAALİYETLERİ - TURKİYE Bolu Halkın Egitimini Gelistirme ve Destekleme

Detaylı

Student (Trainee) Evaluation [To be filled by the Supervisor] Öğrencinin (Stajyerin) Değerlendirilmesi [Stajyer Amiri tarafından doldurulacaktır]

Student (Trainee) Evaluation [To be filled by the Supervisor] Öğrencinin (Stajyerin) Değerlendirilmesi [Stajyer Amiri tarafından doldurulacaktır] Student (Trainee) Evaluation [To be filled by the Supervisor] Öğrencinin (Stajyerin) Değerlendirilmesi [Stajyer Amiri tarafından doldurulacaktır] Student s Name & Surname (Öğrencinin Adı & Soyadı): PERSONALITY

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DERS TANIM VE ÖĞRENİM YETERLİLİKLERİ

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DERS TANIM VE ÖĞRENİM YETERLİLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DERS TANIM VE ÖĞRENİM YETERLİLİKLERİ Ders Planı - AKTS Kredileri: Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi

Detaylı

Department of Public relations and Publicity (TR)

Department of Public relations and Publicity (TR) ASST. PROF. DR. GÜLSELİ AYGÜL ERNEK ALAN Department of Public Relations and Publicity (Turkish) Contact: aygulalan@maltepe.edu.tr +90216 626 10 50 2726 Communication Faculty B 402 Education: Degree Department

Detaylı

Freedom of Thought, Conscience & Religion Case study

Freedom of Thought, Conscience & Religion Case study This project is co-financed by the European Union and the Republic of Turkey Benim için İnsan Hakları Human Rights for Me Freedom of Thought, Conscience & Religion Case study Ton VEEN This project is co-financed

Detaylı

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION 1. Çeviri Metni - 9 Ekim 2014 A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION Why is English such an important language today? There are several reasons. Why: Neden, niçin Such: gibi Important: Önemli Language:

Detaylı

INDIVIDUAL COURSE DESCRIPTION

INDIVIDUAL COURSE DESCRIPTION INDIVIDUAL COURSE DESCRIPTION Course Unit Title HUMAN RIGHTS LAW Course Unit Code 1303393 Type of Course Unit (Compulsory, Optional) Level of Course Unit (Short Cyle, First Cycle, Second Cycle, Third Cycle)

Detaylı

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT 8. SINIF ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAZANIM TESTLERİ TÜRKÇE MATEMATİK T.C İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK FEN VE TEKNOLOJİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ İNGİLİZCE Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır 1.SAYI

Detaylı

Yrd.Doç.Dr Ahmet Kesgin, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesii Felsefe Bölümü, Sistematik Felsefe ve Mantık

Yrd.Doç.Dr Ahmet Kesgin, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesii Felsefe Bölümü, Sistematik Felsefe ve Mantık Yrd.Doç.Dr Ahmet Kesgin, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesii Felsefe Bölümü, Sistematik Felsefe ve Mantık Adı Soyadı (Unvanı) Ahmet KESGİN (Yrd. Doç. Dr.) Doktora: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

ABSTRACT IMPACT OF POLISH MEMBERSHIPS IN NATO AND THE EU ON POLISH FOREIGN POLICY TOWARDS RUSSIA. Bodur, Kadriye

ABSTRACT IMPACT OF POLISH MEMBERSHIPS IN NATO AND THE EU ON POLISH FOREIGN POLICY TOWARDS RUSSIA. Bodur, Kadriye ABSTRACT IMPACT OF POLISH MEMBERSHIPS IN NATO AND THE EU ON POLISH FOREIGN POLICY TOWARDS RUSSIA Bodur, Kadriye Master of Science, Department of European Studies Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Oktay F. Tanrısever

Detaylı

Merhabalar, Rahat İngilizce başlangıç seti, 2. Bölüm Extra Dersine hoş geldiniz. Bu dersimizde, mini hikayemizdeki cümlelerin Türkçe anlamlarını öğreneceğiz. Haydi başlayalım. There is a woman. Her name

Detaylı

KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL

KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL DOWNLOAD EBOOK : KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL Click link bellow and free register to download ebook: KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN

Detaylı

SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK - TEKRAR KURU (8 hafta ders saati)

SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK - TEKRAR KURU (8 hafta ders saati) SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK TEKRAR KURU 20162017 (8 hafta 184 ders saati) 1 Hafta Üniteler Kitap ı İçerik Ekstra 59 Aralık, 2016 1.1 1.2 1.3 Icebreakers verb to be subject pro The verb to be : Affirmative,

Detaylı

SCHOOL OF FOREIGN LANGUAGES NEVSEHIR HACI BEKTAS VELI UNIVERSITY ERASMUS EXAM THIRD SECTION

SCHOOL OF FOREIGN LANGUAGES NEVSEHIR HACI BEKTAS VELI UNIVERSITY ERASMUS EXAM THIRD SECTION NEVSEHIR HACI BEKTAS VELI UNIVERSITY ERASMUS EXAM THIRD SECTION 2018-2019 Değerli Öğrenciler, Yabancı Diller Yüksekokulu tarafından hazırlanan Erasmus Sınavının Üçüncü Basamağına (Konuşma) katılmaktasınız.

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI İÇİN İNGİLİZCE İLÂHİYAT PROGRAMI DERS MÜFREDATINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİ GÖSTERİR ÇİZELGE

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI İÇİN İNGİLİZCE İLÂHİYAT PROGRAMI DERS MÜFREDATINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİ GÖSTERİR ÇİZELGE 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI İÇİN İNGİLİZCE İLÂHİYAT PROGRAMI DERS MÜFREDATINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİ GÖSTERİR ÇİZELGE EK-5 BİRİNCİ SINIF GÜZ YARIYILI Adı DIV101 Elementary Arabic I 4 4 8 6 12 DIV103

Detaylı

TÜRKÇE ÖRNEK-1 KARAALİ KÖYÜ NÜN MONOGRAFYASI ÖZET

TÜRKÇE ÖRNEK-1 KARAALİ KÖYÜ NÜN MONOGRAFYASI ÖZET TÜRKÇE ÖRNEK-1 KARAALİ KÖYÜ NÜN MONOGRAFYASI ÖZET Bu çalışmada, Karaali Köyü nün fiziki, beşeri, ekonomik coğrafya özellikleri ve coğrafi yapısının orada yaşayan insanlarla olan etkileşimi incelenmiştir.

Detaylı

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ Listmania Part 2 Ünite 12 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ 1 Ünite 12 LISTMANIA PART 2 Okutman Aydan ERMİŞ İçindekiler 12.1. PRESENT PERFECT & PAST SIMPLE... 4 12.1.1. Review of verb forms...

Detaylı

myp - communıty&servıce ınstructıons & forms

myp - communıty&servıce ınstructıons & forms myp - communıty&servıce ınstructıons & forms P r i v a t e I s t a n b u l C o ş k u n M i d d l e Y e a r s P r o g r a m m e C a n d i d a t e S c h o o l Özel İstanbul Coşkun Orta Yıllar Programı Aday

Detaylı

YABANCI DİL I Zorunlu 1 1 4

YABANCI DİL I Zorunlu 1 1 4 Ders Öğretim Planı Dersin Kodu Dersin Adı Dersin Türü Yıl Yarıyıl AKTS 200001212010 YABANCI DİL I Zorunlu 1 1 4 Dersin Seviyesi Lisans Dersin Amacı After attending the Foreign Language I, students will

Detaylı

This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years.

This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years. This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years. The Byzantine Empire began with the Emperor Constantine who reigned for thirteen years a total of 88 emperors were to reign during the course

Detaylı

TÜRK STANDARDI TURKISH STANDARD

TÜRK STANDARDI TURKISH STANDARD TÜRK STANDARDI TURKISH STANDARD TS EN ISO 19011:2011 Ocak 2012 ICS 13.120.10;13.020.10 KALİTE VE ÇEVRE YÖNETİM SİSTEMLERİ TETKİK KILAVUZU Guidelines for quality and/or environmental management systems

Detaylı

İTÜ DERS KATALOG FORMU (COURSE CATALOGUE FORM)

İTÜ DERS KATALOG FORMU (COURSE CATALOGUE FORM) Dersin Adı İTÜ DERS KATALOG FORMU (COURSE CATALOGUE FORM) Course Name Bilimde Önemli Anlar Great Moments in Science Ders Uygulaması, Saat/Hafta (Course Implementation, Hours/Week) Kodu Yarıyılı Kredisi

Detaylı

econn (Supplier Portal) of the MANN+HUMMEL Group

econn (Supplier Portal) of the MANN+HUMMEL Group econn (Supplier Portal) of the MANN+HUMMEL Group October 2016 1 econn CONNECTED FOR SUCCESS Support If you have any questions or technical issues during the registration please contact: Teknik sorularınız

Detaylı

140 Y AZARLARA B İLGİ YAZARLARA BİLGİ

140 Y AZARLARA B İLGİ YAZARLARA BİLGİ 140 Y AZARLARA B İLGİ YAZARLARA BİLGİ Nüfusbilim Dergisi nde nüfus ve nüfusla ilgili konularda bilimsel makaleler yayımlanmaktadır. Dergi yılda bir kez Aralık ayında basılmaktadır. Nüfusbilim Dergisi ne

Detaylı

MM103 E COMPUTER AIDED ENGINEERING DRAWING I

MM103 E COMPUTER AIDED ENGINEERING DRAWING I MM103 E COMPUTER AIDED ENGINEERING DRAWING I ORTHOGRAPHIC (MULTIVIEW) PROJECTION (EŞLENİK DİK İZDÜŞÜM) Weeks: 3-6 ORTHOGRAPHIC (MULTIVIEW) PROJECTION (EŞLENİK DİK İZDÜŞÜM) Projection: A view of an object

Detaylı

ÖZET ve niteliktedir. rme. saatlerinin ilk saatlerinde, üretim hatt. 1, Mehmet Dokur 2, Nurhan Bayraktar 1,

ÖZET ve niteliktedir. rme. saatlerinin ilk saatlerinde, üretim hatt. 1, Mehmet Dokur 2, Nurhan Bayraktar 1, 1, Mehmet Dokur 2, Nurhan Bayraktar 1, 1, Ebru Öztürk Çopur 3, 4 1 2 3 4 ÖZET 01.01-31.12.2013 ve 01.01- niteliktedir. - rme saatlerinin ilk saatlerinde, üretim hatt indeyiz. Anahtar Kelimeler: AN EVALUATION

Detaylı

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN Spor Bilimleri Dergisi Hacettepe]. ofsport Sciences 2004 1 15 (3J 125-136 TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN ış TATMiN SEViYELERi Ünal KARlı, Settar KOÇAK Ortadoğu Teknik

Detaylı

JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER

JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER VOLUME: XXVII JULY 2011 NUMBER: 80 Mart, Temmuz ve Kasım Aylarında Yayımlanan Hakemli Dergi Peer Reviewed Journal Published in March, July and November ATATÜRK KÜLTÜR,

Detaylı

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet ÖNEMLİ BAĞLAÇLAR Bu liste YDS için Önemli özellikle seçilmiş bağlaçları içerir. 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet Bu doküman, YDS ye hazırlananlar için dinamik olarak oluşturulmuştur. 1. although

Detaylı

! Accounts(for(the(storage(of(previous(information(in(mind.((! Background(knowledge(became(popular(with(topOdown( models.(

! Accounts(for(the(storage(of(previous(information(in(mind.((! Background(knowledge(became(popular(with(topOdown( models.( Background knowledge & nativization by S. Razı www.salimrazi.com COMU ELT Department Pre-Questions! Sometimes(you(read(a(text,(understand(every( word(in(it(but(the(text(does(not(mean( anything(to(you.(what(might(be(the(reason(

Detaylı

Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Sosyoloji Ortadoğu Teknik Üniversitesi 2010 (ODTÜ)

Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Sosyoloji Ortadoğu Teknik Üniversitesi 2010 (ODTÜ) ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Serap (Türkmen) KAVAS 2. Doğum Tarihi: 12.01.1981 3. Unvanı: Yard.Doç 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İngiliz Dili ve Fatih Üniversitesi 2002 Edebiyatı Y. Lisans

Detaylı

Level Test for Beginners 2

Level Test for Beginners 2 Level Test for Beginners 2 Directions: This is a level test Basic. Follow your teacher and proceed to the test. Your teacher will give you a score after the test. The total score is 30 points. Talimatlar:

Detaylı

B a n. Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System. Report Code: DE13 July 2018

B a n. Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System. Report Code: DE13 July 2018 B a n Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System H June 2018 T Report Code: DE13 July 2018 Contents Page No. Number of Banks... Number of Employees. Bank Employees by Gender

Detaylı

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS VII. Uluslar ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS gursoymeric10@gmail.com, ramazankaratay@gmail.com ÖZET incelenmesidir. Çal demo Anahtar Kelimeler:

Detaylı

Günay Deniz D : 70 Ekim finansal se krizler, idir. Sinyal yakl. temi. olarak kabul edilebilir. Anahtar Kelimeler:

Günay Deniz D : 70 Ekim finansal se krizler, idir. Sinyal yakl. temi. olarak kabul edilebilir. Anahtar Kelimeler: finansal se krizler, idir. Sinyal yakl olarak kabul edilebilir. temi Anahtar Kelimeler: 63 THE PREDICTABILITY OF CRISES: THE CASE OF THE CRISIS OF 2008 ABSTRACT The economic crises in the World, especially

Detaylı

Sample IELTS Task 2 scoring band 6

Sample IELTS Task 2 scoring band 6 Merhaba, Aşağıda ortalama 6 seviyesinde bir öğrencinin IELTS Academic Writing Task 2 için yazdığı Essay i ve her paragraph ile ilgili yorumları bulacaksınız. IELTS WRITING TASK 2 You should spend about

Detaylı

Sunumun içeriği. of small-scale fisheries in Datça-Bozburun

Sunumun içeriği. of small-scale fisheries in Datça-Bozburun Sunumun içeriği Viability Niçin Gökova? of small-scale fisheries in - Ne Special zamandan Environmental beri Gökova dayız? Protection Area (SEPA), Gökova (Eastern Körfezi nde Mediterranean), balıkçılık

Detaylı

CURRICULUM VITAE. Level Program University Year

CURRICULUM VITAE. Level Program University Year CURRICULUM VITAE 1. Name Surname: Figen Yeşilada 2. Date of birth: 24.02.1970 3. Academic Level: Assistant Professor Dr. 4. Educational Background: Level Program University Year Undergraduate Faculty of

Detaylı

CmpE 320 Spring 2008 Project #2 Evaluation Criteria

CmpE 320 Spring 2008 Project #2 Evaluation Criteria CmpE 320 Spring 2008 Project #2 Evaluation Criteria General The project was evaluated in terms of the following criteria: Correctness (55 points) See Correctness Evaluation below. Document (15 points)

Detaylı

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Anasanat Dalı Danışman: Doç. Rıdvan COŞKUN Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Haziran

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ DIŞA AÇIK DERSLER KOORDİNATÖRLÜĞÜ MÜTERCİM TERCÜMANLIK - İNGİLİZCE

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ DIŞA AÇIK DERSLER KOORDİNATÖRLÜĞÜ MÜTERCİM TERCÜMANLIK - İNGİLİZCE Ders Dili: DersTürkçe İsmi: YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ DIŞA AÇIK DERSLER KOORDİNATÖRLÜĞÜ English AVRUPA KÜLTÜRÜ VE KURUMLARI Ders İngilizce İsmi: EUROPEAN CULTURE & INSTITUTIONS Dersi Verecek: Dersin Türü:

Detaylı

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: Informal Greetings (Gayri Resmi selamlaşmalar) - Hi. (Merhaba) -Hello. (Merhaba)

Detaylı

THE EUROPEAN NEIGHBOURHOOD POLICY: AN EFFECTIVE FOREIGN POLICY TOOL FOR THE EUROPEAN UNION?

THE EUROPEAN NEIGHBOURHOOD POLICY: AN EFFECTIVE FOREIGN POLICY TOOL FOR THE EUROPEAN UNION? THE EUROPEAN NEIGHBOURHOOD POLICY: AN EFFECTIVE FOREIGN POLICY TOOL FOR THE EUROPEAN UNION? A THESIS SUBMITTED TO THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES OF MIDDLE EAST TECHNICAL UNIVERSITY BY BURCU MAZLUM

Detaylı

TR2009/0136.01-02/409 Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» Body of Knowledge for AC/HR Education

TR2009/0136.01-02/409 Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» Body of Knowledge for AC/HR Education Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» Body of Knowledge for AC/HR Education Benim için İnsan Hakları «Human Rights for Me» DVE/İHE için Bilgi Bankası FLOW CHART Overall framework: Bologna Functional

Detaylı