Journal of Experimental and Clinical Medicine Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi
|
|
- Osman Batur Kızılkaya
- 7 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Journal of Experimental and Clinical Medicine Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi Derleme / Review doi: /jecm.omu.29.s3.011 Şarbon Anthrax Aziz Öğütlü Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Adapazarı, Türkiye MAKALE BİLGİLERİ Makale geçmişi Geliş tarihi : 14 / 10 / 2011 Kabul tarihi : 22 / 01 / 2012 Yazışma Adresi: Aziz Öğütlü Kemalpaşa Mahallesi, 132. Sokak Seyirtepe Sitesi No:11, Serdivan, Sakarya, Türkiye E-posta: drogutlu@hotmail.com Anahtar Kelimeler: Şarbon Bacillus anthracis Deri şarbonu Akciğer şarbonu Gastrointestinal şarbon Biyoterörizm Keywords: Anthrax Bacillus anthracis Cutaneous anthrax Pulmonary anthrax Gastrointestinal anthrax Bioterrorism ÖZET Şarbon ot yiyen hayvanlardan insanlara bulaşan bir zoonozdur. Bu hastalık ülkemizde özellikle kırsal alanlarda hayvancılık yapanlarda görülmektedir. En sık deri şarbonu görülmektedir. Hastalığın tedavisinde yıllardır penisilin kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda penisiline dirençli kökenlerle meydana getirilen biyoterörizm ataklarında siprofloksasin önerilmektedir. Bu derlemede, yeniden önem kazanan şarbona ait klasik bilgilerin yanında, şarbonun biyoterörizm nedenli özellikleri de güncel literatürler eşliğinde gözden geçirilmiştir. J. Exp. Clin. Med., 2012; 29:S155-S162 ABSTRACT Anthrax is a zoonosis transmitted from herbivorous animals to humans. This disease in Turkey, especially in rural areas are particularly common among livestock. The most common from is cutaneous anthrax. Penicillin has been used to treat the disease for many years. But in recent years ciprofloxacin is recommended to bioterrorism attacks with the penicillin-resistant strains. In this paper, anthrax and its bioterrorism-related features are reviewed with the current literature. J. Exp. Clin. Med., 2012; 29: S155-S OMU Giriş Şarbon kolera, veba, çiçek gibi kitlesel insan ölümlerine neden olmamasına rağmen enfeksiyon hastalıkları tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Sanayileşmiş ülkelerin çoğu şarbonun biyoterorizm konusuna odaklanmışken, gelişmekte olan ülkelerde sınırlı sayıda insan ölümlerinin yanında hayvan ölümlerine neden olmaya devam etmektedir (Martin ve Friedlander, 2010). Şarbon etkeni Robert Koch tarafından 1877 yılında tanımlandı. Bakterinin seri pasajlarıyla elde edilen atenüe suş 1881 yılında aşı olarak denendi (Jay, 2001). Ondokuzuncu yüzyılda yün işçilerinde solunum yoluyla bulaşan şarbona bağlı görülen ölümler hastalığın mesleki riskini ve korunmayı akla getirdi (Carter, 2004). Şarbon, Avrupa ve Kuzey Amerika da neredeyse unutulmak üzere iken 2001 yılında Birleşik Devletler posta servisine gönderilen şarbon sporları sonrası 22 şarbon vakası ve 5 ölüm gerçekleşmesi dikkatleri çekmiş ve yeniden ön plana çıkmıştır (Martin ve Friedlander, 2010). Etiyoloji Şarbon etkeni olan Bacillus anthracis, oksijen varlığında hızla spor oluşturan, kanlı agarda hızlı, hemoliz yapmadan üreyen büyük (1-1,5x3-8µm) gram-pozitif çomaktır. Kolonileri tipik olarak meduza başı ya da çevrelerinin kıvrımlı olmasından dolayı kuyruklu yıldız şeklinde görülür. Beyaz ya da gri koloniler agardan öze ile kaldırmaya inatçıdırlar ve öze ile temas sonrası çırpılmış yumurta akı görüntüsüne neden olurlar. Kültürde bakteride şişkinlik
2 S156 Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi - Journal of Experimental and Clinical Medicine 29 (2012) S155-S162 yapmayan santral ya da parasantral oval sporlar yapan uzun zincirler oluştururlar. Enfekte dokuda ise bakteri sporsuz tek ya da ikili, üçlü kısa zincirler şeklinde görülür. Laboratuvarda CO 2, dokuda da bikarbonat varlığında poly-d γ-glutamik asit yapılı kapsül oluşturan bakteri bu sayede vejetatif formların fagositozunu önler. Katalaz pozitif ve hareketsiz olması rutin laboratuvarda B.anthracis i diğer Bacillus türlerinden ayırır. Fakat kesin tanısı için referans laboratuvarda γ-faj la lizisi, fluoresan antikorla kapsül tayini ve PCR la toksinlerinin gösterilmesi gerekir. Bakteri atmosferik düzeyde oksijene maruz kaldığında spor yapar. Vejetatif formun aksine spor oldukça dayanıklıdır. Sporlu bakteriler uzun süreli UV ışınlarına duyarlı olmasına rağmen belli koşullarda toprakta yıllarca canlı kalabilir (Martin ve Friedlander, 2010). Bir teröristin flakonunda 80 yıl canlı kalabilmesine rağmen, toprakta yaşayan diğer organizmalarla yarışmak zorunda kaldığından canlılığı aylarca sürer, nadiren dört yılı geçer (Redmond ve ark., 1998). Şarbonun iki önemli virülans faktörü vardır. Biri px02 plazmidinin kodladığı antifagositik PGA kapsül, diğeri de px01 plazmidinin kodladığı iki ekzotoksindir. px01 plazmidi, koruyucu antijen (PA), ödem faktörü (EF) ve letal faktör (LF) olmak üzere biyolojik olarak her biri inaktif olan üç bileşeni kodlar. PA ile EF bir araya geldiğinde ödem toksinini oluşturur. Ödem toksini adenilat siklaz aktivitesi göstererek hücre içi siklik AMP seviyesini arttırır. Bu sıvı ve elektrolit kaybına neden olur ve nötrofil kemotaksisi dahil, doğal ve kazanılmış bağışıklık fonksiyonlarını bozar. PA ile birlikte LF ise letal toksini oluşturur. Bu toksin kalmodilin bağımlı çinko metalloproteaz yapısındadır, mitojenlerle aktive edilen protein kinazları inaktie eder ve sinyal iletimini bozar (Baldari ve ark.,2006; Sherer ve ark., 2007). Epidemiyoloji Şarbon aslında evcil ve vahşi hayvanlar arasında yaygın bir zoonozdur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ne göre yıllık insan vakası tahmin edilmektedir. Dünyada yaygın olmasına rağmen genetik farklılaşma çok düşük düzeydedir. En büyük genetik değişiklik Güney Afrika da görüldüğünden, basilin coğrafik kaynağının bu bölge olduğu düşünülmektedir. Hastalık otçul hayvanlarda görülmekte olup Orta Asya, Afrika ve Latin Amerika da gelişmiş ülkelere göre daha yaygın görülmektedir. Güney Afrika daki geniş düz alanlardaki toplu yaşayan toynaklı otçullar şarbon için ideal hayvanlardır de Güney Afrika da hayvanın öldüğü tahmin edilmektedir. En büyük insan kaynaklı şarbon salgını yılları arasında Zimbabve de yaşanmıştır. Bu salgından kişi etkilenmiş ve 182 ölümle sonuçlanmıştır. Bu vakalar Zimbabve nin kuruluşu sırasında sivil savaş döneminde oluşmuş ve hemen hemen hepsi deri şarbonu, sığır çiftlikleri ve veteriner kontrol uygulamaları gezileri ile ilişkili bulunmuştur. Şarbon halen bu ülkede çiftlik hayvanlarında ve vahşi hayatta zoonotik olarak devam etmektedir (Martin ve Friedlander, 2010). Birçok Avrupa ülkesinde ve Kuzey Amerika da insan ve hayvan şarbonuna sporadik olarak rastlanmaktadır. Şarbon ülkemizde endemiktir. Görülme sıklığı gittikçe azalmasına rağmen halen ciddi bir tehlike olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye de yılları arasında saptanan vakaların dağılımı Şek. 1 de sunulmuştur (Doğanay, 2009) Türkiyede Şarbon Vakaları Yıl Yıl Yıl Yıl Yıl Şek. 1. Türkiye de yılları arasında saptanan şarbon vakaların dağılımı. Enfeksiyon, insanlara enfekte hayvanlardan direkt veya indirekt yolla bulaşır. Bulaşma kaynaklarına göre enfeksiyon; 1. Endüstriyel, 2. Tarımsal, 3. Laboratuvar kaynaklı olabilir. Endüstriyel kökenli şarbon B.anthracis sporları ile kontamine hayvan ürünüyle temas sonrası oluşur. Pek çok hayvan ürünü (yün, kıl, kemik, kemik ürünü, et, boynuz ve postlar) insana bulaşmada aracılık eder. Gelişmiş ülkelerden bildirilen şarbon olguları, genellikle ithal edilen hayvansal ürünlerden kaynaklanmaktadır. Hayvansal ürünlere uygulanan dekontaminasyon işlemleri enfeksiyon riskini oldukça azaltmıştır. Ülkemizde endüstriyel orijinli şarbon olgusu bildirilmemiştir. Ancak bazı uzmanlar bu vakaların gözden kaçtığını düşünmektedirler (Doğanay, 2009). Tarımsal şarbon, enfekte hayvanlarla direkt temas sonucu gelişir. Ölen hastalıklı hayvanların kesilmesi, derisinin yüzülmesi, etinin kıyılması sonucu direkt temasla deri şarbonu veya enfekte etinin yenmesiyle gastrointestinal sistem (GIS) şarbonu gelişir. Hayvancılıkla uğraşanlar, kasaplar, dericiler ve veteriner hekimler şarbon yönünden risk gruplarını oluşturmaktadır. Ölmüş hayvan ya da insandan spor ya da vejetatif formları sinekler taşıyarak ısırmak suretiyle insana bulaştırabilirler. Hatta ısırmayan sinekler dışkı ya da kusmukları ile B.anthracis i taşıyarak yiyecekleri kontamine edip hastalık bulaştırabilmektedir. Akbaba gibi kuşlar enfekte etleri yedikleri zaman iki hafta kadar dışkılarında şarbon sporları taşırlar. Spor ya da vejetatif formla kontamine etlerin yenmesiyle gastrointestinal şarbon oluşsa da genellikle bulaş sporlarla olmaktadır (Martin ve Friedlander, 2010). Laboratuvar bulaş oldukça nadirdir. Dikkatsizlik sonucu enfeksiyon gelişebilir yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinde Sverdlovsk ta askeri mikrobiyoloji ünitesinde kaza ile şarbon sporlarının solunmasıyla yaklaşık 70 vaka görülmüş, gastrointestinal şarbon diye bildirilmesine rağmen yıllar sonra raporlardan solunum yoluyla bulaş olduğu ortaya çıkmıştır (Abramova ve ark., 1993). Bu hastalık her yaş ve cinste görülebilmesine karşın özellikle tarım kesiminde çalışan orta yaş grubu bu enfeksiyona daha sık yakalanmaktadır. Şarbon endemik ülkelerde her mevsim görülebilir. Ülkemizde olgu sayısı en fazla yaz ve sonbahar aylarında görülmektedir (Doğanay, 2009).
3 Öğütlü S157 Klinik belirtiler Şarbon 1800 lü yıllardan beri insan ve hayvanlarda iyi tanımlanmış bir hastalıktır. Etkenin insana giriş yerine göre deri, gastrointestinal ve inhalasyon (akciğer) şarbonu olarak ayrılmıştır. Genellikle ölümle sonuçlanan meningoensefalite yol açan santral sinir sistemi tutulumu dahil diğer odaklardan yayılımla bakteriyemi sekonder olarak oluşabilir (Martin ve Friedlander, 2010). Deri şarbonu Doğal yollardan oluşan şarbon enfeksiyonlarının %95 inden fazlası deri şarbonu şeklindedir. Şarbon sporlarının basit bir travmayı takiben deriyle temasından sonra etkenin giriş yerinde 1-7 (2-5) günlük kuluçka süresinden sonra küçük kaşıntılı bir papül oluşur. Lezyonlar daha çok açıkta olan baş, boyun ve ekstremitelerde görülür. Eşlik eden kaşıntı nedeniyle bu ağrısız lezyon böcek ya da örümcek ısırığı ile karıştırılır. Papülden 1-2 gün sonra lezyonun etrafında vezikül oluşur ve 1-2 cm ye ulaşır. Vezikül seröz bir sıvı içerir. Gram boyamada bol gram pozitif basil ve az lökosit görülür. Bu sıvının kültürü antibiyotik verilmeden yapılırsa B.anthracis kolayca üreme gösterir. Lezyonda irinleşme ve ağrı olmaz. Vezikül ince duvarlı ve kolayca parçalanabilir. Ardından ülser zemininde koyu kahverenginden siyaha dönen bir skar gelişir. Ülserin etrafı tipik olarak endurasyonla çevrilidir ve bazı vakalarda çukurlaşma göstermeyen ödem görülür (Roche ve ark., 2001). Deri enfeksiyonlarına neden olan diğer organizmaların lezyonlarında ise böyle bir endurasyon ve bu tip ödem görülmez (Şek. 2, 3). Lezyonu çevreleyen ödemli doku üzerinde küçük veziküller gelişir. Bunlar inokülasyona bağlı olmaksızın gelişen satellit lezyonlardır. Bunlar da nekroze olur, siyahlaşır ve primer lezyonla birleşir. Bu genişlemiş lezyona şarbon püstülü adı verilir (eski adı pustula malign). Çapı 6-9 cm ye kadar ulaşabilir. Skarı çevreleyen doku geniş ödemli ve kırmızıdır (Şek. 2). Hastalığın şiddetine göre yüksek ateş, bölgesel lenfanjit ve lenfadenit vardır. Lenf düğümleri şiş ve ağrılıdır (Doğanay, 2009). Şek. 2. Büllerle seyreden şiddetli deri şarbonu (Dr. Şaban Esen'in arşivinden) Deride nekroz yerinde ağrı ve apseleşme olmaz. Ancak, sekonder enfeksiyon gelişirse ağrı ve apseleşme olabilir. Deri şarbonu ağır veya ılımlı seyredebilir. Şek. 3. Hafif seyirli deri şarbonu (Dr. Oğuz Karabay'ın arşivinden) Bazen sekonder yayılımla sepsis, menenjit, toksemik şok ve organ tutulumları gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir. Ülser olgunlaştıkça tabanı karakteristik olarak siyah renk alır ve Yunancada buna kömür anlamına gelen antrakisten türeyen antraks adı verilmiştir. Komplike olmayan (sekonder yayılım göstermeyen) lezyonlar 1-3 haftalık süre içinde yavaş yavaş iyileşir, iz bırakmadan kaybolur. Antibiyotik verilmesi deri lezyonunun gelişimini etkilemez. Çoğu vakada bakteriyemi olmaksızın baş ağrısı, halsizlik, düşük derecede ateş bildirilmiştir. Tüm bir ekstremiteyi ya da boyundan kasığa kadar gövdeyi aşırı bir ödemle kaplayan ciddi deri enfeksiyonlarına şarbon ödemi (eski ismiyle ödema malign) denir. Bu tabloya ağrılı deri üzerinde enflamasyon, toksemi belirtileri ve bakteriyemi gibi sekonder yayılım eşlik eder. Özellikle periorbital bölgede yerleşen lezyonlarda ödem fazladır ve yayılma eğilimi gösterir. Ödem yüze, boyuna ve göğüs ön duvarına yayılır. Trakeaya baskı yaparak solunum sıkıntısına yol açar. Boyunda ağrılı lenfadenit gelişir. Boyun ve göğüs önduvarında yerleşen lezyonlarda da çevre dokularında aşırı ödem gelişir. Ülkemizde Doğu Anadolu Bölge sinden 85 deri şarbonu olgusunu bildiren bir çalışmada; deri ülseri ve siyah skar %100, lezyon çevresinde şişlik ve eritem %70,6, halsizlikkeyifsizlik %34,1, lezyonda kaşıntı %32,9, ateş %12,9 ve aksiler lenfadenopati %12,9 olarak bildirilmiştir (Karahocagil ve ark., 2008). Yine yetişkin ve çocuk hastaları içeren 132 deri şarbonu olgusunu bildiren diğer bir çalışmada blister %76, eskar %69,7, lezyon çevresinde şişlik %75, ateş %81,3 ve lenfadenopati %94,8 olarak bildirilmiştir (Kaya ve ark., 2002). İnhalasyon ya da akciğer şarbonu Doğal yoldan gelişen inhalasyon şarbonu günümüzde oldukça nadirdir. Eğer görülürse planlı bir şarbon spor yayılım ihtimali hemen akla gelmelidir. Antibiyotik öncesi dönemde inhalasyon şarbonu ölüm anlamına geliyordu. İnhalasyon ile 5μm den daha küçük partiküller halinde terminal bronşiollere ve alveollere ulaşan sporlar, alveoler
4 S158 Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi - Journal of Experimental and Clinical Medicine 29 (2012) S155-S162 makrofajlar tarafından fagosite edilir ve mediastinal lenf düğümlerine taşınır. Akciğer şarbonu primer hava yolları hastalığı değil mediastinal tutulumla seyreden bir hastalık olarak düşünülmelidir. İnkubasyon periyodu 1-6 gündür. Bir haftayı nadiren geçen inkübasyon periyodu, biyoterör saldırısı gibi maruziyetlerde spor miktarı düşük olacağından 60 gün ya da daha uzun süreli olabilmektedir (Brookmeyer, 2003). İlk semptomlar iki-beş gün içinde hafif ateş, kırgınlık, miyalji ve yorgunluk gibi grip benzeri hastalık bulguları ile karakterize erken prodrom bulguları ile başlar. Bazı olgularda belirgin baş ağrısı, yorgunluk, bulanık görme, fotofobi, kuru öksürük ve göğüste hafif rahatsızlık hissi görülebilir. Akciğer şarbonu bifazik seyirlidir ve semptomları akut faz başlamasından önce nonspesifiktir. Önce 2-3 gün hafif prodromal başlangıç belirti ve bulguları görülür. Ardından orta-şiddetli akut hastalık tablosuna ilerler. Hastanın ateşi yükselir, nabzı süratlenir, öksürük, dispne ve siyanoz gelişir. Hastada solunum sıkıntısı, plörotik göğüs ağrısı, aşırı terleme, toksemi, şuur bulanıklığı, konfüzyon ve koma gelişerek ölümle sonuçlanır. Dinlemekle akciğerlerde yaş raller duyulabilir ancak balgam oluşumu pek görülmez. Bulantı, kusma, solgunluk veya siyanoz, aşırı terleme, mental durum değişiklikleri ve hemokonsantrasyon bulguları grip benzeri hastalıklardan ziyade akciğer şarbonu ile birlikte sık görülür. Bu evrede kan kültür pozitifliği tipiktir. Hastalar tedavi alsa da geç fulminan evreye (eski ismiyle fulminan akut faz) girebilirler. Bu hastalar ağır bakteriyemi ve toksemi nedeniyle entubasyon gerektiren solunum yetmezliği, sepsis, menenjit ve çoklu organ yetmezliğine girer. Ölüm sıklıkla 24 saat içinde gelişir. Akciğer şarbonu hava boşlukları değil, mediasteni ilgilendiren bir hastalıktır. Akciğer grafisinde ya da günümüzde daha sık olarak kullanılan bilgisayarlı tomografide mediastinal genişleme görülür. Bu mediastinal lenfadenopati ve hemorajik mediastinit ile uyumludur. Mediasten gölgesi homojen ve kenarları düzgündür. Radyolojik olarak mediastinal genişleme ve plevral efüzyon tipiktir ve akciğer şarbonu için en doğru prediktörler olarak bildirilmiştir. Akciğer şarbonunda infiltrasyon ve konsolidasyon 2001 biyoterorizm salgınına kadar olağan değildi. Ancak bu salgında on vakanın yedisinde akciğer grafilerinde pulmoner infiltrasyon görüldü. Fakat daha sonra yapılan otopsilerde bunların pulmoner ödem ve hyalen membran formasyonuna bağlı olduğu anlaşıldı. Olguların çoğunluğunda plevral efüzyon görülür, sıklıkla bilateraldir ve kırmızı seröz veya hemorajiktir. Bu sıvı torasentezle boşaltılsa da hızla tekrar birikmekte ve drenaj tüpüne ihtiyaç duymaktadır. Yeterli pevral sıvının boşaltılmasının hayatta kalımla ilişkili olduğu gösterilmiştir (Holty, 2006). Akciğer şarbonu, deri ve bağırsak şarbonuna bağlı gelişen sepsislerde de görülebilir. Bu olgularda basillerin embolizasyonuna bağlı hemorajik pnömoni ve bronkopnömoni gelişir. Hastalarda yüksek ateş ve öksürük vardır. Kanlı balgam çıkarırlar. Balgamda ve kanda şarbon basillerini izole etmek mümkündür. Akciğer grafilerinde ise pnömoni ve bronkopnömoni ile uyumlu bulgular vardır (Doğanay, 2009). Gastrointestinal şarbon Gastrointestinal şarbon orofarengeal ve barsak şarbonundan oluşur. Şarbonun olağan konağı olan ot yiyen hayvanlarda gastrointestinal şarbon oldukça yaygınken, insanlarda oldukça nadir görülür. Gelişmekte olan ülkelerde özellikle kırsal bölgelerde şarbon olgularının yaklaşık %1 ini oluşturur. Gastrointestinal şarbon da inhalasyon şarbonu gibi bakteriyemi ve sepsisle beraber olup, antibiyotik verilmediğinde %40 mortal seyreder. İnkubasyon periyodu 3-7 gündür. İnsan vakalarının çoğu şarbonla kontamine etlerin az pişirilmiş veya pişirilmeden kurutulmuş olarak tüketilmesi ile bulaşır. Nadiren kontamine diğer gıdalar veya içeceklerin alınmasıyla da bulaş oluşabilir. Özellikle geri kalmış ülkelerde ölen hayvan etlerinin paylaşıldığı topluluklarda salgınlar görülebilir. Bu durumda gastrointestinal şarbon olgu sayısı deri şarbon olgu sayısını aşabilir (Sirisanthana ve Brown. 2002; Beatty ve ark., 2003). Süt kaynaklı doğal şarbon vakası tanımlanmamıştır. Kontamine gıda tüketimini takiben gastrointestinal mukozada şarbon lezyonları oluşur. Şarbon lezyonları gastrointestinal kanalın her yerinde görülebilir. Tek veya birden fazla ülser, yaygın mukoza ödemi ve asit gelişir. Gastrointestinal şarbon formunda akciğer şarbonunda olduğu gibi sekonder bakteriyemi, sepsis ve organ tutulumları sık görülür. Ağır toksemi, sepsis ve septik şok gelişerek hastalar kaybedilir. Orofarengeal şarbon ve bağırsak şarbonu aynı konakta birlikte görülebilir. 1. Orofarengeal şarbon Lezyon ağız boşluğu, yanak mukozası, dil, tonsiller ve farenks arka duvarında yerleşebilir. Klinik tablo ağız ve farenkste şişlik, boğaz ağrısı, ciddi farenjit, disfaji, odynofaji, boyunda bölgesel ağrılı lenfadenit, yüksek ateş ve toksemi ile karakterizedir (Doğanay ve ark., 1986). Bazı olgularda boyunda ve göğüs ön duvarında ciddi ödem ve lenfadenit nedeniyle solunum sıkıntısı görülebilir ve trakeostomi gerekebilir. Ülsere lezyonun üzeri birinci haftada beyaz-gri psödomembranla kaplanır. Bütün orofarengeal şarbon olgularında boyun ve ensede belirgin ödem tipiktir. Bazı olgularda yüzde de ödem görülür. 2. Bağırsak şarbonu Lezyon her bölgede yerleşebilmesine rağmen en sık terminal ileum veya çekum bölgesinde bağırsak duvarına yerleşir. Mide, duodenum ve proksimal ileumda daha az oranda yerleşebilir. Hastalarda bulantı, kusma, iştahsızlık, kırgınlık, karın ağrısı, hematemez ve kanlı ishal vardır. Karın ağrısı şiddetlenerek cerrahi akut karın bulgularını taklit edebilir. Mezenterik lenf bezleri şiş ve hemorajiktir. Semptomlar başladıktan iki-dört gün sonra süratle masif asit gelişir ve kanlı ishal, hematemez şiddetlenir. Asit sıvısının rengi açık veya pürülan olabilir. Sekonder menenjit oldukça yaygındır (Doğanay, 2009; Martin ve Friedlander, 2010). Şarbon menenjiti Akciğer, gastrointestinal ve deri şarbonunda primer yerleşim odaklarından lenfohematojen yayılım sonucu menenjit gelişir. Bu klinik formların %5 inde menenjit geliştiği belirtilmektedir. Aslında menenjit deri şarbonunun nadir bir komplikasyonudur. Diğer şarbon tiplerinde ise %40-50 ye varan oranlarda görülür. Bazı hastalarda primer lezyon olmadan menenjit tablosu görülebilir (Haight, 1952; Sejvar ve ark., 2005). Başlangıç semptomları, ani başlangıçlı baş ağrısı, ateş, üşüme-titreme, bulantı ve kusmadır. Ense sertliği gibi meninks irritasyon bulguları erken evrede görülmeyebilir, ancak tablo ilerledikçe ortaya çıkar. Saatler içinde epileptik nöbetler, delirium ve koma gelişir. Klinik tablo tipik akut hemorajik menenjittir. Beyin omurilik sıvısı basıncı artmıştır
5 Öğütlü S159 ve hemorajiktir, damarlarda trombüs ve kortikal hemoraji gözlenir. Beynin parankimal ve subaraknoidal hemorajisine nekrotizan vaskülitin ve diffüz serebral arteritin neden olduğu ve endotel hasarının basil sayısıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Şarbon sepsisi Bu klinik tablo daha çok bakterinin iç organ yerleşimi sonucu gelişir. Deri şarbonu nadiren sepsise yol açarken, akciğer ve gastrointestinal şarbon formlarında bakterinin iç organ yerleşimi nedeniyle sık gelişir. Ağır bir klinik tablodur. Diğer etkenlerle oluşan sepsislerden klinik olarak ayırt etmek zordur. Ancak hastanın hikayesi, primer enfeksiyon odağının belirlenmesi tanıyı kolaylaştırır. Hastalık hafif seyirli nonspesifik bulgularla seyreden başlangıç evresinden sonra aniden gelişen yüksek ateş, toksemi ve şok ile seyreder. Saatler içinde şuur bulanıklığı, dispne, siyanoz ve koma gelişerek, ölümle sonuçlanır. Sepsis olgularının otopsilerinde karaciğer, dalak, lenf düğümleri ve meninkslerde nekroz ve hemorajik infiltrasyonlar, lezyon çevresindeki damarlarda trombüsler görülür (Doğanay, 2009). Prognoz Temel olarak, sekonder bakteriyemi ile sistemik yayılım olmadan önce tanı konularak uygun antibiyotik ve destek tedavisi erken başlanabilirse, şarbonun tüm formları tedavi edilebilir. Deri dışı şarbon olgularında erken doğru tanı konulması özellikle zordur ve bundan dolayı bu formlarda mortalite oranı oldukça yüksektir. Şarbonun her üç klinik formu da öldürücüdür. Bununla birlikte deri şarbonu kendini sınırlayarak kendiliğinden düzelebilir. Tedavi olan vakalarda ölüm oranı %1 in altındayken (sekonder yayılımdan önce başlamak şartıyla) tedavi almayan vakalarda bu oran %10- %20 arasındadır. Tekrarlayan enfeksiyonlar nadir olarak rapor edilmekte olup bu tür enfeksiyonlar kazanılan bağışıklığın derecesine göre daha hafif seyreder (Gold, 1955). Antibiyotik öncesi dönemde inhalasyon şarbonu ölümle sonuçlanırdı yılları arasında 82 vakalık inhalasyon şarbon vakasını bildiren bir derlemede antiserum ve/veya antibiyotik kullanılmasına rağmen %92 mortalite bildirilmiştir (Holty ve ark., 2006). Amerika Birleşik Devletlerindeki 2001 şarbon saldırısında agresif yoğun bakım tedavisine rağmen inhalasyon şarbonlu 11 vakanın 5 i (%45) ölmüştür. İnhalasyon şarbonunda erken teşhis, antibiyotik başlanması ve agresif yoğun bakım tedavisi hayati önem taşır (Martin ve Friedlander, 2010). Tekrarlayan enfeksiyonlar nadir olarak rapor edilmekte olup bu tür enfeksiyonlar kazanılan bağışıklığın derecesine göre daha hafif seyreder (Gold, 1955). Şarbon menenjitinde prognoz oldukça kötüdür. Menenjit bulguları ortaya çıktıktan sonra olguların %75 i 24 saat içinde, toplamda %95 i kaybedilir. Gastrointestinal şarbonda ise ölüm oranı tedaviye rağmen %25-75 arasındadır. Gastrointestinal şarbonunda nekroze-hemorajik barsak anslarında geniş rezeksiyon ihtiyacı olabilir (Doğanay ve Eşel, 2008). Ülkemizden bildirilen şarbon olgularının incelendiği bir çalışmada toplam 426 olguda mortalite sayı ve oranları, deri şarbonu için 4 (%0,96), gastrointestinal şarbon için 3 (%37,5), şarbon menenjiti için 5 (%100) ve toplamda 12 (%2,8) olarak bildirilmiştir. Deri şarbonunda görülen toplam dört ölümden ikisinin sepsis, diğer ikisinin ise yaygın ödem, toksemi ve havayolu obstrüksiyonu nedeniyle olduğu ve yine aynı çalışmada on olguda göz kapağı deformitesi ve ektropiyon, yedi olguda hava yolu obstrüksiyonu ve derin doku nekrozu, üç olguda toksemik şok ve sepsis, iki olguda pnömoni, süperenfeksiyon ve erken doğum, bir olguda temporal arter tutulumu ve menenjit olmak üzere toplam 38 komplikasyon bildirilmiştir (Doğanay ve Metan, 2009). Şarbon menenjiti ile ilgili ülkemizden bildirilen vaka bildirimlerinde tedaviye rağmen %100 mortalite ile seyrettiği görülmektedir (Leblebicioğlu ve ark., 2006; Metan ve ark., 2009). Tanı ve ayırıcı tanı Şarbonun klinik tanısında sadece batı ülkeleri değil endemik görüldüğü ülkelerde de hastalığın giderek azalması nedeniyle tanı problemleri yaşanmaktadır. Lezyonun boyutuna göre ödemin oranı, veziküler sıvıdan ya da sürüntüden yapılan Gram boyada bol gram pozitif basil ve seyrek lökosit görülmesi önemlidir. Şarbonun alışılmadık lezyonlarının ayırıcı tanısına nadir karşılaşılan hastalıklar da girer. Özellikle kahverengi keşiş örümcek ısırıklarıda siyah kabuklu eskar ve ödeme neden olurlar. Burada şarbon lezyonunda ağrı olmaması ile ayırıcı tanı yapılır. Şarbonda ilgili lenf bezinin hassas olmasına dikkat etmek lazım. Tularemi, çalılık tifüsü, fare ısırığı hastalığı, blastomikoz, kancalı kurt parazitozları ve Mycobacterium marinum enfeksiyonları ayırıcı tanıda yer almalıdır (Martin ve Friedlander, 2010). Şarbon tanısında altın standart kültürde basili üretmektir. Antibiyotik almamış hastalarda vezikül içi sıvının ya da eskar dan alınan sürüntünün Gram boyaması ve kültürü tercih edilmelidir. Antibiyotik alanlarda Gram boyama hızla negatifleşeceğinden PCR analizi, gümüşlü boyalar ve immunohistolojik yöntemler kullanılabilir. Sepsise ilerleyen vakalarda kan kültürü çoğunlukla pozitif sonuçlanır. Sistemik belirti gösteren tüm hastalardan kan kültürü mümkün olduğunca erken alınmalıdır. Otomatize kan kültür sistemlerinde B.anthracis kolayca ürer. Akut (0-7) ve iyileşme (14-28) dönemindeki hasta serumları toplanmalıdır. Daha sonra bu serumlarda PA antijenine karşı gelişen toplam antikor sayısını ölçen ELİSA testleri çalışılabilir yılındaki saldırıda 3 vakada kültür ve PCR testleri negatif olmasına rağmen Anti PA antikorları pozitif bulunarak hastalık doğrulanmıştır (Quinn ve ark., 2004; IDSA, 2011). İnhalasyon şarbonunda, başlangıç belirti ve bulguları nonspesifiktir. Bu yüzden özellikle erken inhalasyonel şarbonu üst solunum yolu belirti ve bulgularının belirgin olmamasına rağmen, influenzadan ayırmak oldukça zordur. Erken dönemde inhalasyonel şarbon atipik pnömonilerle karışır. Şüpheli şarbon sporlarına maruziyet hikayesi tanı için çok önemlidir. Geç dönemde ise hastalarda kardiyopulmoner kollaps, plevral efüzyon ve mediasten genişlemesi vardır. Bu aşamada tüberküloz, akut bakteriyel mediastinit, mediastende genişlemeye neden olan aort anevrizma rüptürü, süperior vena kava sendromu ve sarkoidoz ayırıcı tanıda akla gelmelidir. Akciğer şarbonu hava boşluklarını değil, mediasteni ilgilendiren bir hastalıktır. Akciğer grafisinde ya da günümüzde daha sık olarak kullanılan toraks bilgisayarlı tomografide mediastinal genişleme görülür. Bu mediastinal lenfadenopati ve hemorajik mediastinit ile uyumludur. Mediasten gölgesi homojen ve kenarları düzgündür. Akciğer şarbonunda infiltrasyon ve konsolidasyon 2001 biyoterorist salgınına kadar olağan değildi. Ancak bu salgında on
6 S160 Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi - Journal of Experimental and Clinical Medicine 29 (2012) S155-S162 vakanın yedisinde pulmoner akciğer grafilerinde pulmoner infiltrasyon görüldü. Fakat daha sonra yapılan otopsilerde bunların pulmoner ödem ve hyalen membran formasyonuna bağlı olduğu anlaşıldı. Plevral efüzyon, sıklıkla bilateraldir ve kırmızı seröz veya hemorajiktir. Akciğer şarbonunda tipik olarak balgam çıkarma yoktur veya çok azdır, plevral efüzyon ise sık görülür. Plevral sıvıdan ve eğer varsa balgam örneklerinden Gram boyama, kültür ve PCR yapılmalıdır. Akciğer şarbonunda antibiyotik tedavisi öncesi alınan kan kültürlerde şarbon basilinin üretilmesi deri şarbonuna göre daha sıktır. Antibiyotik verilmiş hastalarda ise PCR tanı yöntemi olarak tercih edilebilir şarbon saldırı tecrübesi nazal sürüntü örneklerinin tanıda yararlı olamayacağını, pulmoner efüzyon ya da bronşiyal biyopsi örneklerinden yapılan immünhistokimyasal boyama ya da PCR ın tanıda değerli olduğunu göstermiştir (Doğanay, 2009; Martin ve Friedlander, 2010). Orofarengeal şarbonun ayırıcı tanısında streptokok tonsillofarenjiti, Ludwig anjini, Vincent anjini, parafarengeal apse, difteri ve derin boyun enfeksiyonları akla gelmelidir. Peritonsiller apse ile sıklıkla karıştırılır, ancak insizyonla pürülan drenaj görülmemesi tipiktir. Orofarengeal lezyonda Gram-pozitif, kapsüllü basillerin gösterilmesi, kültürde B. anthracis in üretilmesi ile kesin tanı konur. Bağırsak şarbonu ise gıda zehirlenmeleri, akut karın yapan diğer nedenler ve diğer hemorajik gastroenterit veya nekrotizan enterit yapan hastalıklar ve amipli-basilli dizanteri ile karışır. Etkenin dışkı, kusmuk veya asit sıvısında gösterilmesi ve üretilmesi ile kesin tanı konur. Menenjit olguları subaraknoid kanama ve diğer hemorajik menenjit yapan hastalıklarla karışır. Tanı BOS ta Gram-pozitif basillerin gösterilmesi ve BOS ve kanda bakterinin izolasyonu veya PCR ile bakteri DNA sının gösterilmesi ile tanı koyulur. Şarbon sepsisi olgularında primer lezyon belli ise tanı kolaydır, değilse diğer bakteriyel sepsislerden klinik olarak ayırt etmek oldukça zordur. Kesin tanı kan kültüründe B. anthracis izolasyonu ya da PCR ile bakteri DNA sının gösterilmesiyle konur. Serolojik olarak, PA ve LF ye karşı antikor titresindeki artışın ELISA ile gösterilmesi tanıda yardımcı olur. İdeal olarak, iki-dört hafta aralarla alınan iki veya daha fazla serum örneğinde antikor titre artışının gösterilmesi tanı koydurur. Ne yazık ki seroloji erken tanıda faydalı değildir. En erken semptomlar başladıktan bir hafta sonra serumda antikorlar pozitif bulunabilir. Bu yüzden tek serum örneği alınacaksa başlangıçtan bir hafta sonra alınması önerilir (Doğanay, 2009). Tedavi Deri şarbonu dışındaki bütün şarbon formlarında hızlı ve uygun antibiyotik tedavisinin başlanması hayati öneme sahiptir. Penisilin 1940 lı yıllardan beri şarbonun tüm klinik formlarında artan dirençli suş bildirimlerine rağmen tercih edilen antibiyotiktir. B. anthracis tetrasiklin, makrolid, aminoglikozit, florokinolon, karbapenem, klindamisin, rifampisin, kloramfenikol ve 1. kuşak sefalosporin gibi geniş bir yelpazedeki antibiyotiklere duyarlıdır (Coker, 2002). Doğal yoldan oluşan şarbon olgularından izole edilen B.anthracis suşları, kromozomal kaynaklı, zayıf, indüklenebilir Beta-laktamaz ve sefalosporinaz üretmesine rağmen, penisilin tedavisi sırasında direnç gelişimi çok nadiren bildirilmektedir. Dünyada penisilin direncinin giderek arttığı ve bazı çalışmalarda %10 lara ulaştığı bildirilmesine rağmen doğal oluşan deri şarbonu tedavisinde, antibiyotik duyarlılık testleri ve yakın hasta takibiyle birlikte penisilinler hala ilk tercih edilecek ilaç olarak bildirilmektedir (Stern, 2008). Ülkemizden Metan ve arkadaşlarının inceledikleri toplam 105 insan izolatında penisilin direnci bildirilmemiştir (Metan ve Doğanay, 2009). Doğal oluşan hafif deri şarbonu olgularında prokain penisilin U, saatte bir İM veya penisilin V 6 saat ara ile 500 mg veya amoksisilin 8 saat ara ile 500 mg oral olarak 7-10 gün verilebilir. Ağır deri şarbonu vakalarında (sistemik bulgu varlığı, aşırı yaygın ödem veya baş-boyunyüz lezyon varlığında) tedavi İV yolla kristalize penisilin mu günlük dozda semptomlar düzelene ve ateş düşene dek verilmeli ve gerekiyorsa alternatif ilaçlarla kombinasyon düşünülmelidir. Daha sonra IM yoldan prokain penisilin, oral penisilin V veya amoksisilin ile tedaviye devam edilebilir. Deri şarbonunda penisilinler kullanılmayacaksa siprofloksasin 750 mg 2x1 veya doksisiklin 100 mg 2x1 oral yolla kullanılabilir. İlk antibiyotik uygulamasından saat sonra deri lezyonunda artık bakteri ürememektedir. Lezyonda enflamasyonun devam etmesi, lokal yangının devam etmesi bakteriyel toksinin etkisine bağlıdır. Biyoterörizm şüpheli deri şarbon enfeksiyonlarında muhtemel penisilin direnci nedeniyle siprofloksasin ve doksisiklinin ile 60 günlük tedavi planlanması uygundur. Penisilin veya alternatifi bir antibiyotik deri şarbonunda tek başına kullanılabilir. Ancak DSÖ hayatı tehdit eden diğer şarbon formları ve deri şarbonunun ciddi sistemik komplikasyonları varlığında IV penisilinin bir veya iki etkili antibiyotikle birlikte kombine verilmesini önermektedir (WHO, 2008). Akciğer şarbonu genellikle öldürücüdür ve agresif antibiyotik, yoğun vazopressör, ventilatör ve yoğun bakım desteğine gerek duyar. Bu vakalarda fluorokinolonlar ya da doksisiklin, klindamisin, karbapenem, rifampisin vankomisin, penisilin, ampisilin, kloramfenikol, linezolid, aminoglikozid ya da klaritromisin gibi antibiyotiklerle bir ya da ikili olarak kombine edilebilirler. Klindamisinin şarbon basilinin ekzotoksin üretimini azaltarak kliniği olumlu etkilediği düşünülmektedir. Bunun yanında toksin sentezini azaltacağı düşünülen diğer antibiyotikler (doksisiklin, rifampisin ve klaritromisin) de bu amaçla kullanılabilir. Şarbon menenjitlerinde ise kristalize penisilin tedavisine rifampisin, vankomisin, meropenem ve kloramfenikol den bir ya da ikisi tedaviye eklenebilir. Şarbon menenjitinde doksisiklin zayıf BOS geçişi nedeniyle önerilmez, florokinolonlar tercih edilmelidir. Penisilin allerjisi olan şarbon menenjiti olgularında florokinolon veya meropenem, rifampisin veya vankomisin ile beraber tedavide kullanılabilir (Bartlett, 2002). Özellikle biyoterör etkeni olarak kullanılan şarbon suşlarının penisiline azalmış duyarlılık gösterebileceği unutulmamalıdır. Bu gibi şüpheli durumlarda şarbon enfeksiyonlarında siprofloksasin ve doksisiklinin ilk seçenek olmaktadır. Hayatı tehdit eden böyle bir ihtimal halinde çocuklarda, hamile ve emzikli kadınlarda da doksisiklin veya siprofloksasin kullanılması gerekli olabilir. Özellikle başlangıç bulguları grip benzeri hastalıklardan ayrımı yapılması oldukça zor olan inhalasyonel şarbonu şüphesinde kültür sonuçları çıkıncaya kadar 2-3 günlük periyotta ampirik tedavide bu
7 Öğütlü S161 antibiyotiklerin kullanımı önerilebilir. Hayatı tehdit eden durumlarda bu ilaçların vankomisin veya rifampisin ile kombine verilmesi gerekebilir. Ancak antibiyogram testlerine göre etken eğer duyarlı bulunursa penisilin veya amoksisiline değiştirilmelidir (Martin ve Friedlander, 2010). Akut enflamasyon varlığında deri şarbonuna cerrahi müdahale önerilmez. Semptomların artmasına ve lezyonun genişlemesine yol açar. Lokal, antibiyotik içeren merhemlerin etkisi yoktur. Deri lezyonunun lokal pansumanının yapılması ve steril ıslak gazlı bezle kapatılması yeterlidir. Bu işlemler yapılırken çevre ve sağlık personeli enfekte edilmemelidir (Doğanay, 2009). Sistemik şarbon tedavisinde, agresif IV antibiyotik tedavisi ile birlikte yoğun bakım desteği de verilmelidir. Trakea ve larenkse bası yapan ödem durumlarında entübasyon, trakeostomi veya solunum desteği gerekir. Steroidlerin pnömokok menenjitindeki olumlu sonuçları göz önüne alınarak şarbon menenjitinde serebral ödem ve artmış kafa içi basıncını azaltmak için kullanılabileceği bildirilmiştir. Hayatı tehdit eden ağır ödeme bağlı trakeal obstrüksiyon varlığında, masif plevral efüzyon ve masif asit varlığında steroid verilmesi kontrollü çalışmalar olmasa da kabul görmüştür (Doust, 1968). Antibiyotik tedavisi, enfeksiyonun erken dönemlerinde etkilidir. Toksin konakta belli bir kritik düzey aştıktan sonra ölüm kaçınılmazdır. Bu nedenle şarbon patogenezi üzerinden yeni tedavi yöntemleri araştırılmaktadır. Bu araştırmalarda hedeflenen ana konular; toksin komponentleri ile konak hücre reseptörleri arasındaki ilişki, konak hücrede toksinle meydana gelen olaylar ve virülans faktörleridir (Doğanay, 2009). Birçok ülke tarafından kullanımı terk edilen şarbon antiserumu nadiren kullanılsa da bazı eski Sovyet ülkelerinde ve Çin de halen bulunmaktadır. Aşılı insanlardan elde edilen şarbon immunglobulini ile ilgili çalışmalar devam etmekte olup 2006 yılında antibiyotik tedavisi ve yoğun bakım tedavisine ek olarak kullanılmıştır (Walsh, 2007). Korunma ve kontrol Şarbon için risk altında olanların, kontamine materyellerin enfektif olduğunun farkında olmaları korunma için esastır. B.anthracis sporları toprakta uzun süre canlılığını ve enfektivitesini korur. Bu nedenle tarım alanlarında, şarbonun endemik bulunduğu bölgelerde korunmada en etkili yöntem, hayvanların ve risk altında olan insanların aşılanmasıdır. Ayrıca hastalıktan ölen hayvanların etinin yenmemesi ve çevreyi yeniden enfekte etmemesi için de, karkasın derin gömülmesinin sağlanması gerekir. Enfekte hayvanın temas ettiği yerlerde dekontamine edilmelidir. Hayvanların immünizasyonunda zayıflatılmış spor aşısı kullanılmaktadır. Bu aşının enfeksiyonlara yol açma riski olduğundan insanlarda kullanılmaz (Doğanay, 2009). İnsanlar için protektif antijenden hazırlanan aşı kullanılmaktadır. Bu amaçla ABD, İngiltere, Rusya ve Çin de aşı üretimi vardır. Amerika Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) 2008 yılında kas içi uygulanan ve yan etkileri çok daha az olan aşıya izin vermiştir. Aşı 0 ve 4. hafatalar ile 6, 12 ve 18. aylarda ve ondan sonraki her yıl olmak üzere kas içine yapılır (Grabenstein, 2008). Sonuç olarak eğitim, sıkı enfeksiyon kontrol tedbirleri ve denetimlerle şarbonu bir çok ülke gibi biz de kontrol altına alabiliriz. KAYNAKLAR Abramova, F., Grinberg, L., Yampolskaya, O., Walker, D.H., Pathology of inhalational anthrax in 42 cases from the Sverdlovsk outbreak of Proc. Natl. Acad. Sci. U. S. A. 90, Baldari, C.T., Tonello, F., Paccani, S.R., Montecucco, C., Anthrax toxins: A paradigm of bacterial immune suppression. Trends Immunol. 27, Bartlett, J.G., Inglesby, T.V., Jr., Borio, L., Management of anthrax. Clin. Infect. Dis. 35, Beatty, M.E., Ashford D.A., Griffin P.M., Tauxe, R.V., Sobel, J., Gastrointestinal anthrax. Arch. Intern. Med. 163, Brookmeyer, R., Johnson, E., Bollinger, R., Modeling the optimum duration of antibiotic prophylaxis in an anthrax outbreak. Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 100, Carter, T., The dissemination of anthrax from imported wool: Kidderminster Occup. Environ. Med. 61, Coker, P., Smith, K., Hugh-Jones, M., Antimicrobial susceptibilities of diverse Bacillus anthracis isolates. Antimicrob. Agents Chemoth. 46, Doganay, M., Almac, A., Hanagasi, R., Primary throat anthrax. Scand. J. Infect. Dis. 18, Doğanay, M., Eşel, D., Bacillus anthracis ve diğer bacillus türleri. In: Topçu AW, Söyletir G, Doğanay M (eds). Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyolojisi 3th ed. Nobel Tıp Kitabevi İstanbul Doğanay, M., İnsanlarda şarbon. In: Doğanay M, Altıntaş N (eds). Zoonozlar. Hayvanlardan İnsanlara Bulaşan Enfeksiyonlar. Bilimsel Tıp Yayınevi Ankara, Doganay, M., Metan, G., Human anthrax in Turkey from 1990 to Vector Borne Zoonotic Dis. 9, Doust, J., Sarkarzadeh, A., Kavoossi, K., Corticosteroid in treatment of malignant edema of chest wall and neck (anthrax). Dis. Chest. 53, Gold, H., Anthrax: A report of one hundred seventeen cases. AMA Arch. Intern. Med. 96, Grabenstein, J., Vaccines: Countering anthrax-vaccines and immunoglobulins. Clin. Infect. Dis. 46, Haight, T., Anthrax meningitis: Review of the literature and report of two cases with autopsies. Am. J. Med. Sci. 224, Holty, J.E., Bravata, D.M., Liu, H., Olshen, R.A., McDonald, K.M., Owens, D.K., Systematic review: A century of inhalational anthrax cases from 1900 to Ann. Intern. Med. 144, IDSA, Infectious Diseases Society of America: Bacillus anthracis (Anthrax). Available at Access October 08, idsociety.org/idsa/bt/anthrax/biofacts/anthrax_agent.html Jay, V., The legacy of Robert Koch. Arch. Pathol. Lab. Med. 125, Karahocagil, M.K., Akdeniz, N., Akdeniz, H., Calka, O., Karsen, H., Bilici, A., Bilgili, S.G., Evirgen, O., Cutaneous anthrax in Eastern Turkey: A review of 85 cases. Clin. Exp. Dermatol. 33, Kaya, A., Tasyaran, M.A., Erol, S., Ozkurt, Z., Anthrax in adults and children: A review of 132 cases in Turkey. Eur. J. Clin. Microbiol. Infect. Dis. 21,
8 S162 Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi - Journal of Experimental and Clinical Medicine 29 (2012) S155-S162 Leblebicioglu, H., Turan,D., Eroglu, C., Esen, S., Sunbul, M., Bostanci, F., A cluster of anthrax cases including meningitis Trop. Doct. 36, Martin, G.J., Friedlander, A.M., Bacillus anthracis (Anthrax). In: Mandell GL, Bennet JE, Dolin R (eds). Principles and Practice of Infectious Diseases (7th ed).churchill Livingstone Elsevier Philadelphia Metan, G., Doğanay, M., The antimicrobial susceptibility of Bacillus anthracis isolated from human cases: A review of the Turkish literature. Turkiye Klinikleri J. Med. Sci. 29, Metan, G., Uysal, B., Coşkun, R., Perçin, D., Doğanay, M., Anthrax meningoencephalitis: A case report and review of Turkish literature. Mikrobiyol. Bul. 43, Quinn, C.P., Dull, P.M., Semenova, V., Li, H., Crotty, S., Taylor, T.H., Steward-Clark, E., Stamey, K.L., Schmidt, D.S., Stinson, K.W., Freeman, A.E., Elie, C.M., Martin, S.K., Grene, C., Aubert, R.D., Gliwell, J., Perkins, B.A., Ahmed, R., Stephens, D.S., Immune responses to Bacillus anthracis protective antigen in patients with bioterrorism-related cutaneous or inhalation anthrax. J. Infect. Dis. 190, Redmond, C., Pearce, M.J., Manchee, R.J., Berdal, B.P., Deadly relic of the Great War. Nature. 393, Roche, K., Chang, M., Lazarus, H., Cutaneous anthrax infection. New Engl. J. Med. 345, Sejvar, J., Tenover, F., Stephens, D., Management of anthrax meningitis. Lancet Infect. Dis. 5, Sherer, K., Li, Y., Cui, X., Lethal and edema toxins in the pathogenesis of Bacillus anthracis septic shock. Am. J. Respir. Crit. Care Med. 175, Sirisanthana, T., Brown, A., Anthrax of the gastrointestinal tract. Emerg. Infect. Dis. 8, Stern, E.J., Uhde, K.B., Shadomy, S.V., Messonnier, N., Conference report on public health and clinical guidelines for anthrax. Emerg. Infect. Dis. 14. doi: /eid Walsh, J.J., Pesik, N., Quinn, C.P., Urdaneta, V., Dykewicz, C.A., Boyer, A.E., Guarner, J., Wilkins, P., Norville, K.J., Barr, J.R., Zaki, S.R., Patel, J.B., Reagen, S.P., Pirkle, J.L., Treadwell, T.A., Messonnier, N.R., Rotz, L.D., Meyer, R.F., Stephens, D.S., A case of naturally acquired inhalation anthrax: Clinical care and analyses of anti protective antigen immunoglobulin G and lethal factor. Clin. Infect. Dis. 44, WHO, Anthrax in Human and Animals, 4th edition. World Health Organization webs.pdf.
ŞARBON. Bacillus Anthracis. Dr. Mine ÖNAL
ŞARBON Bacillus Anthracis Dr. Mine ÖNAL Şarbon enfekte hayvanlardan insanlara bulaşan bir zoonozdur. Esas olarak ot yiyen hayvanların hastalığıdır. Etkeni Bacillus Anthracis, ilk kez 1876 yılında Robert
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe Dr. Ayşe Tekin Yılmaz Olgu Sekiz yaş, erkek hasta Yakınma Sırt
Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis
Bacillus anthracis Gram pozitif, obligat aerop sporlu, çomak şeklinde bakterilerdir. 1µm eninde, 2-4 µm uzunluğunda, konkav sonlanan, kirpiksiz bakterilerdir. Bacillus anthracis in doğal yaşam ortamı topraktır.
ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz
ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *
TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI
TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların
Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri
Enterobacteriaceae İnsan sağlığı açısından en önemli bakteri ailesidir. Doğal ortamları insan ve hayvan bağırsaklarıdır. Tipik klinik semptomlarla seyreden hastalığın (tifo, basilli dizanteri, veba) etkeni
Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU
Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU insanlarda ölümcül hastalığa neden olabilir; her ne kadar genellikle çok daha az ciddi olsa da insan çiçek virüsü hastalığına benzer. Maymun çiçek virüsü
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane
Șarbon. Nedir? Nasıl Korunmalıyız?
Șarbon Nedir? Nasıl Korunmalıyız? Șarbon Hastalığı Nedir? Ot yiyen hayvanlardan insanlara temas yolu ile bulașan ve bazı tipleri ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Șarbon Hastalığı Nasıl Bulașır? Șarbon
YERSİNİA ENFEKSİYONLARI. Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
YERSİNİA ENFEKSİYONLARI Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji YERSİNİA Enterobactericeae ailesinden Yersinia pestis (veba etkeni) Yersinia
BOTULİNUM ANTİTOKSİN. Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği
BOTULİNUM ANTİTOKSİN Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği Tarihçe İlk olarak 1820 lerde Almanya da Sosisten zehirlenme Latince: Botulus (sosis) Bacillus Botulinus Patogenez C. botulinum
Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen
ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?
ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı
BRUSELLOZUN İNSANLARDA ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ
BRUSELLOZUN İNSANLARDA ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ Prof. Dr. Fatma Ulutan Gazi Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklar kları Anabilim Dalı BRUSELLOZ KONTROLÜ VE ERADİKASYONU
TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER
TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER Dr. Kaya Süer Near East University Medical Faculty Infectious Diseases and Clinical Microbiology Pnömoni : Akciğer parankiminde inflamasyon ve konsolidasyon ile seyreden yangısal
TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?
TÜBERKÜLOZ Verem; TB; TBC; Hava yoluyla yayılan bulaşıcı akciğer hastalığıdır. Akciğer dışında kemik, lenf bezleri, böbrek, beyin zarları gibi diğer organları da tutabilir. Tüberküloz bakterisi Mycobacterium
Tularemi Tedavi Rehberi 2009. Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği
Tularemi Tedavi Rehberi 2009 Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği 1 Rehber nasıl hazırlandı? Güncel kaynaklar 5 rehber, İnternet
OLGU 3 (39 yaşında erkek)
Yakınma OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yaklaşık dört aydır öksürük, Kanlı balgam çıkarma, Göğüs ağrısı ve halsizlik yakınmaları Özgeçmiş Beş yıl önce çekilen akciğer radyogramında sağ üst ve alt zonda tespit
Şarbon Bacillus anthracis tarafından oluşturulan, esas olarak ot yiyen hayvanların (koyun, keçi, sığır gibi) hastalığı olup insanlara infekte
Şarbon Bacillus anthracis tarafından oluşturulan, esas olarak ot yiyen hayvanların (koyun, keçi, sığır gibi) hastalığı olup insanlara infekte hayvanlardan direkt veya indirekt yolla bulaşabilen zoonotik
Staphylococcus Gram pozitif koklardır.
Staphylococcus Gram pozitif koklardır. 0.8-1µm çapında küçük, yuvarlak veya oval bakterilerdir. Hareketsizdirler. Spor oluşturmazlar ve katalaz enzimi üretirler. Gram boyama Koagülaz, alfatoksin, lökosidin,
Pnömonide Etkene Yönelik Antimikrobiyal Tedavi
Pnömonide Etkene Yönelik Antimikrobiyal Tedavi Prof. Dr. Necla TÜLEK Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Streptococcus pneumoniae H. influenzae M.catarrhalis
Gıda Zehirlenmeleri. 10,Sınıf Enfeksiyondan Korunma. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri
10,Sınıf Enfeksiyondan Korunma 17. Hafta ( 05 09 / 01 / 2015 ) BAKTERİLERİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR GIDA ZEHİRLENMELERİ Slayt No : 37 Etken ve Bulaşma Yolları Stafilokoklarla oluşan gıda zehirlenmelerinde
Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:
Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 30.06.2018 » İnfluenzanın Tanımı» İnfluenza Bulaş Türleri» İnfluenza Nasıl Bulaşır?» Konak Seçimi» Klinik
Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
KLİNİK BELİRTİ ve BULGULAR KOLERA Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 1 Koleranın temel kliniği yoğun ishal ve kusma ile seyreden ve sonucunda gelişen
Potansiyel Tehlike: Şarbon
Potansiyel Tehlike: Şarbon Dr. Özlem İnan Elçin* Şarbon, enfekte hayvanlarla ya da kontamine hayvan ürünleri ile temas sonucu insanlara bulaşan zoonotik bir enfeksiyon hastalığıdır. Şarbonun biyolojik
Mycobacterium. Mycobacterium hücre duvarının lipid içeriği oldukça fazladır ve mikolik asit içerir
Mycobacterium Mycobacteriaceae ailesi üyeleri uzun, ince, çomak şekilli, hareketsiz bakterilerdir. Özel ayırt edici boyalarla bir kez boyandıklarında seyreltik asitlerle boyayı vermemeleri yani dekolorize
HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi
Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı
07.11.2014. Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler. 10.Sınıf Enfeksiyondan Korunma. Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler
10.Sınıf Enfeksiyondan Korunma 4.Hafta ( 08 10 / 10 / 2014 ) 1.) HASTALIKLARIN OLUŞMASINDA ROL OYNAYAN FAKTÖRLER 2.) ENFEKSİYON HASTALIKLARININ GENEL BELİRTİLERİ 3.) ENFEKSİYON HASTALIKLARINDA GÖRÜLEN
Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.
SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema
İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS
İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS Kissing Disease;Öpücük hastalığı; İnfeksiyöz Mono; İnfeksiyöz Mononükleozis; CA Lermi Ateş, boğaz ağrısı, şişmiş lenf bezleri ile karakterize viral bulaşıcı hastalıktır. Ebstein
BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği
BRUSELLA ENFEKSİYONU Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Mikrobiyoloji Epidemiyoloji Patogenez Klinik bulgular Tanı- Ayırıcı Tanı Tedavi GİRİŞ Brusellozis bir zoonitik
BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)
BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL) TANIMI Shigella türü bakterilerde meydana gelen;karekteristik belirti ve bulguları olan,ilium ve kolonun akut enfeksiyonudur.basilli ve amipli dizanteri olmak
Clostridium. Clostridium spp. Clostridium endospor formu. Bacillus ve Clostridium
Clostridium Gram pozitif, sporlu çomaklar olup anaeropturlar. Doğal yaşam ortamları toprak, ayrıca insan ve hayvanların bağırsaklarıdır. Hastalık etkeni türlerde patojenite ekzotoksin veya ekzoenzim üretimi
Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık
Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek
TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİLER (TDM)
TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİLER (TDM) Ne zaman etkendir? Duyarlılık testleri ne zaman ve nasıl yapılmalıdır? Nasıl tedavi edilmelidir? TDM NE ZAMAN ETKENDİR? Şebeke suyundan, topraktan, doğal sulardan,
Hepatit B ile Yaşamak
Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri
SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU
SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU Coronavirus lar, Coronaviridae ailesinde yer alan zarflı RNA virüsleridir. İnsan ve hayvanlarda solunum yolu ve gastrointestinal
İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir
İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer
AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015
AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu
Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD
Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Neden? Daha az yan etki Ekonomik veriler DİRENÇ! Kollateral hasar! Kinolon Karbapenem Uzun süreli antibiyotik baskısı Üriner Sistem
TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ
TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ KLİNİK Bağışıklık sistemi sağlam kişilerde akut infeksiyon Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde akut infeksiyon veya
TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD
TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU Genel Bilgiler: Tularemi olgu
GURM (Strangles) (su sakağısı)
GURM (Strangles) (su sakağısı) TEK TIRNAKLI ÜST solunum yollarında yangı RETROFARİNJİYAL ve SUBMANDİBULAR lenf yumrularında ABSE oluşumu AKUT, BULAŞICI ETİYOLOJİ Streptococcus equi subspecies equi Gram
Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?
Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan
Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi
Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri
Şarbon, hayvanların kaydedilen en eski hastalıklarından biridir.1863 yılında Fransız biyolog
ŞARBON Dr. SUZAN ŞAHİN Giriş Şarbon hastalığının etkeni Bacillus anthracis dir. Koyun, keçi, sığır gibi ot yiyen hayvanların hastalığıdır. İnsanlara enfekte hayvanlar veya hayvan ürünleriyle bulaşan bir
Bruselloz: Klinik Özellikler
Bruselloz: Klinik Özellikler Uzm. Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Bruselloz - Etkenler B. melitensis B. abortus
Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine
Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına
Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi
Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Dr. Şükran KÖSE Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Sunum Planı Kesici-delici alet yaralanmalarında
Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.
TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki
Bruselloz. Muhammet TEKİN. Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü
Bruselloz Muhammet TEKİN Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü Bruselloz Esas olarak hayvanların hastalığı olan bulaşıcı bakteriyel bir enfeksiyon hastalığı Hayvanlardan insanlara mikroplu
HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi
HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi =Evaluation of HIV Infection and Tuberculosis Concomitance= Behice Kurtaran, Selçuk Nazik, Aslıhan Ulu, Ayşe Seza İnal, Süheyla Kömür, Ferit
Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı
Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5 Şimdi KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı Yaşlılık Düşük bağışıklık Hırıltılı öksürük Kirli ortam Pasif içicilik Zamanı Tekrarlayan
ŞARBON Güncel Durum Dr. Süda TEKİN
ŞARBON Güncel Durum Dr. Süda TEKİN Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Sunum planı Tarihçe Hastalık ve bakteri hakkında genel bilgiler Hastalığın güncel epidemiyolojisi
D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul
VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE
VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE MERS-CoV (Middle East Respiratoy Seyndrome- Corona Virus Mers-CoV Öyküsü İlk olgu: v Haziran 2012 Suudi Arabistan v Pnömoni ve akut böbrek yetmezliği-
Soğuk algınlığı ve Grip. Dr. Hayati DEMİRASLAN ENFEKSİYON HASTALİKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ
Soğuk algınlığı ve Grip Dr. Hayati DEMİRASLAN ENFEKSİYON HASTALİKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ Anlatım planı 1. Giriş 2. Etken 3. Neden önemli 4. Bulaş 5. Klinik 6. Komplikasyonlar 7.Tanı 8. Tedavi 9. Korunma
ŞARBON. Antrax; Şarbon insana nasıl bulaşır? Şarbon Kimlerde Görülür. Şarbonun Belirtileri Nelerdir?
ŞARBON Antrax; Şarbon inek, keçi, koyun, manda gibi otçul hayvanların hastalığıdır. Hastalık hayvanlardan insanlara temas ve hayvan ürünleri ile bulaşır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus antracis denen
Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ
Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Latince gerilme anlamına gelir. İstemli kasların tonik spazmıyla karakterize akut bir toksemidir. Etken: Clostridium tetani
ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği
ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal
BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ
BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ NECLA TÜLEK, METİN ÖZSOY, SAMİ KıNıKLı Ankara Eğitim Ve Araştırma HASTANESİ İnfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji GİRİŞ Mevsimsel influenza
BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ
BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ *Bahar Kandemir, *İbrahim Erayman, **Sevgi Pekcan, ***Ümmügülsüm Dikici, *Selver Can, ***Mehmet Özdemir, *Mehmet Bitirgen *
İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.
Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları
Emrah Salman, Zeynep Ceren Karahan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
Emrah Salman, Zeynep Ceren Karahan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Antibiyotik kullanımına bağlı ishal etkeni olan Clostridium difficile, nozokomiyal diyarenin en sık
Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla
Akılcı Antibiyotik Kullanımı Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla 1 Tanım Akılcı (rasyonel, doğru) Antibiyotik Kullanımı; Klinik ve lab.la doğru tanı konmuş Gerekli olduğuna karar verilmiş Doğru
Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler
Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B
Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke
Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 12/o4/2014 Akılcı antibiyotik kullanımı Antibiyotiklere
TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;
TİFO Tifo; Paratifo; Enterik Ateş; Tifo ve paratifo hastalığı Salmonella bakterisi ile meydana gelen sistemik enfeksiyon hastalıklarıdır. Tifoya Salmonella typhi paratifoya ise Salmonella paratyphi neden
HODGKIN DIŞI LENFOMA
HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf
İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?
İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU Hamza KADI Veteriner Hekim Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Viroloji Laboratuvarı Tarihçe 12. yy da bugünkü Tacikistan bölgesinde
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ Mehmet Ceyhan 2016 PNÖMONİ Akciğer parankiminin inflamasyonudur Anatomik olarak; Lober pnömoni Bronkopnömoni İnterstisiyel pnömoni Patolojik olarak: Alveollerde konsolidasyon ve/veya
İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin
İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin Dr Emel YILMAZ UÜTF-Enf Hast ve Kl Mikrob AD İEÇG-KLİMİK 21.10.2017 İnfektif Endokardit Koruyucu uygulamalara
Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD
Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD İnhaler uygulama İntraventriküler/intratekal uygulama Antibiyotik kilit tedavisi Antibiyotik içerikli
Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral
Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik
28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon
Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole
Hastalık sahra altı Afrika da ve güney Amerika da yaşayanlarda ve bu bölgeye seyahat edenlerde görülür.
SARI HUMMA Yellow Fever; Sarı humma sivri sinekler ile bulaşan mikrobik hastalıktır. Hastalık sahra altı Afrika ve güney Amerika da görülmektedir. Bu bölgeye seyahat yapacak kişilerin Sarı humma aşısı
Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM
Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans
GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği
GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle
YILIN SES GETİREN MAKALELERİ
YILIN SES GETİREN MAKALELERİ Dr. Yeşim Uygun Kızmaz SBÜ Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğt. ve Araş. Hastanesi Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Aylık Toplantısı 25.12.2018,
Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi
Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Merkezi sinir sistemi
7.EKMUD Kongresi,Antalya-Türkiye GÜNAYDIN
7.EKMUD Kongresi,Antalya-Türkiye GÜNAYDIN SENDROMİK YAKLAŞIM NEDİR? DR.GÜLAY KORUKLUO LU HALK SA LI I GENEL MÜDÜRLÜ Ü ULUSAL VİROLOJİ REFERANS LABORATUVARI 7.EKMUD Kongresi,Antalya-Türkiye Sendrom; belirli
ŞARBON. Prof. Dr. Necla TÜLEK Uz. Dr. Esra KAYA KILIÇ Ankara Toplantısı Gündemdeki İnfeksiyonlar
ŞARBON Prof. Dr. Necla TÜLEK Uz. Dr. Esra KAYA KILIÇ 24.10.2018 Ankara Toplantısı Gündemdeki İnfeksiyonlar Necla Hoca son görülme bugün 16:30 Hocam iyi akşamlar, müsaitseniz bir hasta danışacaktım 17:05
Streptococcus sanguinis Menenjiti: Olgu Sunumu
Streptococcus sanguinis Menenjiti: Olgu Sunumu Dr. Özenir KOCABIYIK Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon
Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD
Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD Adrenal Yetmezlik Yapısal hasar Hipotalamus Hipofiz Adrenal
AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015
AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile
PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ
GİRİŞ Perikard PERİKARDİT Dr. Neslihan SAYRAÇ AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı 05/01/2010 Visseral Parietal 50 ml seröz sıvı İnsidansı net olarak bilinmiyor Ancak acil servise AMI olmayan göğüs ağrısı ile başvuran
Şarbon İnsidansı, 2016
ŞARBON Uzm. Dr. Fatma Eser Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eği>m ve Araş@rma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği 08.11.2017, Ankara Şarbon İnsidansı, 2016 Şarbon vaka sayıları,
ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK
ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık
ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI
ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık
KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)
KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) Dr.Gülbin Bingöl Karakoç Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi K.İnci 1: Bebek K, 2 günlük kız hasta Meme emememe, morarma yakınması
A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik
SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI
Dok No: ENF.TL.15 Yayın tarihi: NİSAN 2013 Rev.Tar/no: -/0 Sayfa No: 1 / 6 1.0 AMAÇ:Sağlık çalışanlarının iş yerinde karşılaştıkları tehlikeler ve meslek risklerine karşı korumak. 2.0 KAPSAM:Hastanede
Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta
Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV
SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim
SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı Hazırlayan Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Virolojik Teşhis Laboratuvarı Etken: Etken,
ŞARBON MENİNGOENSEFALİTİ: BİR OLGU SUNUMU VE TÜRKİYE LİTERATÜRÜNÜN DERLENMESİ
Olgu Sunumu/Case Report Mikrobiyol Bul 2009; 43: 671-676 ŞARBON MENİNGOENSEFALİTİ: BİR OLGU SUNUMU VE TÜRKİYE LİTERATÜRÜNÜN DERLENMESİ ANTHRAX MENINGOENCEPHALITIS: A CASE REPORT AND REVIEW OF TURKISH LITERATURE
Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.
Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül
Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI
Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu
Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş
Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş 1 Olgu 1: 4 aylık erkek çocuk 2 Üç gündür ateş, boynun sağ yanında şişlik. Bu bölgede yaygın şişlik-kızarıklık ve ısı artışı. Ağız içerisinde Stenon
KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN
KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Kan dolaşımı enfeksiyonlarının tanımı Primer (hemokültür