Çağlayan Adliyesi nde ve Baro Merkezi nde Kadın Hakları Şiddeti önleme Büroları Hizmete Girdi

Transkript

1 İÇİNDEKİLER Ayda bir yayımlanır. Yıl: 7 Sayı: 98 Yayın Türü: Yerel Süreli Sahibi: İstanbul Barosu Adına Baro Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Av. Hüseyin ÖZBEK Yayından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeleri Av. İsmail ALTAY Av. Hasan KILIÇ Editör Ayhan DİNÇ Fotoğraflar B.Naci ÇETECİ Çağlayan Adliyesi nde Kadın Hakları Şiddeti Önleme... 2 Kadın Hakları ve Aile İçi Şiddet Konulu Eğitim Seminerleri... 3 Kadın Hakları Merkezi nin Mart Ayı Programı... 4 HMK nın Getirdiği Başlıca Yenilikler... 5 Yeni Yasalar Eğitim Programları XI... 6 Yabancıların Taşınmaz Edinimlerinde Güncel Tartışmalar... 7 Kovuşturmaya Yerolmadığı Kararına İtiraz Ettik... 8 Yaşayan Sağlık Hukuku II... 9 Sorumluluk Sigortalarında Yeni TTK Tarihi, Hukuki, Toplumsal Boyutlarıyla Mübadele Cezaevleri ve İnsan Hakları Meme Kanseri Görülme Sıklığı Her Yıl Yüzde İki Artıyor Hayvan Hakları Paneli Avrupalılık Kimliği Basın Açıklaması Hocalı Katliamı Haberler Görüş: Kırk Katırmı, Kırk Satır mı? Dış İlişkiler Görme Özürlüler Satranç Turnuvası Yayın Televizyonlarda İstanbul Barosu Ruhsat Törenleri Yararlı Bilgiler Baro Şubat Kapak Tasarımı Can EREN Yönetim Yeri Orhan Adli Apaydın Sokak 1. Baro Han Beyoğlu / İstanbul Tel: (Pbx) Faks: barosu.org.tr info@istanbulbarosu.org.tr ISSN: Çağlayan Adliyesi nde ve Baro Merkezi nde Kadın Hakları Şiddeti önleme Büroları Hizmete Girdi 5 HMK nın Getirdiği Başlıca Yenilikler Tasarım / Baskı Ege Reklam Basım Sanatları San.Tic.Ltd.Şti. Esatpaşa Mah. Ziya Paşa Cad. No:4/1 Ege Plaza Ataşehir / İSTANBUL Tel: Fax: Türkiye de Ulus Devletin Kurulmasında Mübadele Önemli Bir Harç Olmuştur 15 Hayvan Hakları Paneli

2 Baro Şubat MESLEKİ ETKİNLİKLER ÇAĞLAYAN ADLİYESİ NDE VE BARO MERKEZİ NDE KADIN HAKLARI ŞİDDETİ ÖNLEME BÜROLARI HİZMETE GİRDİ Türkiye de ilk kez İstanbul Barosu Adli Yardım bünyesinde Kadın Hakları Şiddeti Önleme Bürosu Çağlayan daki İstanbul Adalet Sarayından sonra İstanbul Barosu Merkez binada da hizmete girdi. Büroların açılışında konuşan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezinden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Aydeniz Alisbah Tuskan, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesine uygun bir düşünceyle büroyu faaliyete geçirdiklerini söyledi. Tuskan, büronun şiddete uğrayan kadınlarla yakından ilgileneceğini ve kendilerine hukuk desteği sağlanacağını bildirdi. Büroların açılışında İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Av. Nazan Moroğlu, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Hale Akgün, Başkan Yardımcısı Av. Nülifer Ay ve Yürütme Kurulu Üyeleri hazır bulundu. BİLGİ VE BAŞVURU İÇİN: Çağlayan Adliyesi Kadın Hakları Şiddeti Önleme Bürosu: D2 Blok, Zemin, 07 no lu oda. İstanbul Barosu Kadın Hakları Şiddeti Önleme Bürosu: Üçüncü kat 302 no lu oda. TEL: / 164 (Dahili) u 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ NEDENİYLE İKBB MART AYINDA 25 ETKİNLİK DÜZENLENDİ 1995 yılında kurulun ve bünyesinde 50 ye yakın kadın kuruluşu bulunan İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Mart ayında 25 etkinlik düzenledi. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, bu etkinliklere katılıyor ve destek veriyor. Kadının İnsan Hakları İçin Elele sloganıyla, 3 Devrim yasası ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü de içine alan etkinlik kapsamında, sadece 8 Mart ta İstanbul da 7 ayrı etkinlik düzenlendi. Özellikle Türkiye de kadın ve kadın hakları sorununa odaklanan etkinlikler, basın açıklaması, söyleşi, konferans, Yürüyüş, panel, resim sergileri ve gösteriler biçiminde gerçekleştirilecek. u

3 Baro Şubat KADIN HAKLARI VE AİLE İÇİ ŞİDDET İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezince Adli Yardım Bürosu Avukatları için düzenlenen Kadın Hakları ve Aile İçi Şiddet konulu eğitim semineri 2-5 Şubat tarihleri arasında Bahçeşehir Üniversitesi Büyük Konferans Salonu nda yapıldı. 300 e yakın katılımcının izlediği seminer sonunda, katılımcılara birer belge verildi. Seminerde, Adli Yardım bürosunda görev alan avukatların özellikle...toplumsal kalkınma kadın erkek birlikte gerçekleştirilebilir. Kadınlarını geri bırakan toplumlar geri kalmaya mahkûmdur... Mustafa Kemal Atatürk Dünya Kadınlar Günü nde Kadınların Talebi: Yıl 2012, Türkiye de; Kadınların %19 u okuma yazma bilmiyor, eğitimde fırsat eşitliği yok Kadın istihdamı % 22,2 Yerel yönetimlerde yok denecek KONULU EĞİTİM SEMİNERLERİ kadının aile hukukundan doğan ve şiddet içeren talepleri konusunda açılan davalarda, başvuru tarihinden başlayarak alınması gereken önlemler ve savunma teknikleri açısından bilgilendiriliyor. Kadın Hakları Merkezince düzenlenen ve baro üyesi bütün avukatları kapsayan bu seminerler devam edecek. Bu seminerlere katılmayan avukatlar kadınların aile hukukundan kaynaklanan adli yardım istemlerinde görevlendirilmeleri mümkün olmayacak. Daha önce bu seminerlere katılmış ve katılım belgesi almış meslektaşlarımızın yöne dönem seminerlere katılma zorunluluğu bulunmuyor. Seminere katılmak isteyenlerin dâhili telefondan Çağla Koç a kayıt yaptırmaları gerekmektedir. KATILIM ÜCRETSİZDİR. Seminer program İnternet sitemizde: u SON YEDİ YILDA ŞİDDET MAĞDURU KADIN ORANI YÜZDE 1400 ARTTI kadar az; TBMM de %14,1 kadın milletvekili ile Dünya sıralamasında Türkiye 134 ülke arasında 122. sırada, Her üç kadından biri aile İçi şiddet mağduru, Namus adına işlenen kadın cinayetleri; 2003 te 83, 2004 te 164, 2005 te da 663, 2007 de 1011 ve 2008 de da 976. Son yedi yılda şiddet mağduru kadın oranı yüzde 1400 arttı. Medeni Kanunda evlilik yaşı 17, ancak Çocuk Gelinler in sayısı giderek artıyor. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak, demokrasinin olmazsa olmaz Koşulu olan kadın erkek eşitliğinin, aileden başlayarak toplumsal yaşamın her alanında, eğitimde, çalışma yaşamında, siyasette yasal temele dayandırılmasını ve uygulamaya geçirilmesini; kadına yönelik ekonomik, fiziksel, sözel, cinsel ve psikolojik şiddete ve kadın cinayetlerine son verilmesini; yasal haklarını kullanmalarında karşılaştıkları engellerin kaldırılmasını, gerçek demokrasinin yerleşmesini istiyoruz. (İKKB Broşürü-2012) u

4 Baro Şubat KADIN HAKLARI MERKEZİ NİN MART AYI SERTİFİKA PROGRAMI Türkiye de ilk kez İstanbul Barosu Adli Yardım bünyesinde Kadın Hakları Şiddeti Önleme Bürosu Çağlayan daki İstanbul Adalet Sarayından sonra İstanbul Barosu Merkez binada da hizmete girdi. 23 MART 2012 CUMA Kayıt Açılış MK. Mal Rejimleri Av. Nazan Moroğlu Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ara MK. Mal Rejimleri Av. Nazan Moroğlu Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Öğle arası Adli Yardım Bürosunun İşleyişi İşleyiş Hakkında Soru ve Önerilerin değerlendirilmesi Av. Tugçe Anayurt Ara TCK Aile Düzeni Aleyhine Cürümler Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu Bahçeşehir Üniversitesi Dekanı Ara TCK Cinsel Suçlar Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu -Bahçeşehir Üniversitesi Dekanı 24 MART CUMARTESİ Kayıt Uluslararası Sözleşmeler Çerçevesinde Toplumsal Cinsiyet Av. Aydeniz Alisbah Tuskan-İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi/ Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Ailenin Korunması Hakkında Kanun ve TBMM deki değişiklik teklifinin değerlendirilmesi Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Söyleşmesi bilgilendirme ve değerlendirmesi Av. Hale Akgün - İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Ara Adli Tıp Sistemi-Adli Muayene-Genital Muayenede Yasal Düzenlemeler ve Sorunlar Prof. Dr Nevzat Alkan- İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Çay- Ara Şiddet Mağdurları ile Görüşme Teknikleri Psikolog Neşe Yüksel - İstanbul Aile Mahkemeleri Boşanma Sebepleri -Nafaka- ve Tazminat Hükümleri Av. İzzet Doğan - İstanbul 1. Aile mahkemesi Emekli Hâkimi Sertifika Dağıtımı

5 Baro Şubat HMK NIN GETİRDİĞİ BAŞLICA YENİLİKLER İstanbul Barosu, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Yeditepe Üniversitesi Hukukçular Derneğince düzenlenen seminerde 6100 Sayılı Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanununun Getirdiği Başlıca Yenilikler konulu seminer 4 Şubat 2012 Cumartesi günü saat arasında Rektörlük Binası İnan Kıraç Salonunda yapıldı. Seminerin açılışında konuşan İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Türk Ceza Yasası ve Ceza Muhakemeleri Yasasında yapılan değişiklerle bir deprem yaşandığını, depremin artçı sarsıntılarının devam ettiğini, yapılması düşünülen yeni değişiklikler de yasalaşırsa Türk Ceza Yasasının %50 sinin 5 yıllık bir süre içinde değişmiş olacağını söyledi. Arabuluculuk Yasa Tasarısının TBMM Adalet Alt Komisyonundan çıktığını, kendisinin de Alt Komisyona bilgi verdiğini belirten Kocasakal, özetle şunları söyledi: Biz bu arabuluculuk sisteminin tümüne karşıyız. Çıkmaması için çaba harcıyoruz. Arabuluculukta sistematik yöntemler kullanılacakmış. Yani yöresel, etniksel, dinsel yöntemler. Kadılık sistemi geri getiriliyor. Bana göre, bu sistemde en büyük yarayı kadınlar alacak. Kadınlar, anlaşmazlıkların çözümü için arabulucuya gitmeye zorlanacaklar. Uzun yıllar verilen mücadeleyle kazanılmış olan bir takım haklar, kadınların elinden geri alınacaktır. Seminerin açılışında konuşan Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurcan Baç da, Türk hukuk hayatında son 20 yılda çok önemli değişikliklerin olduğunu, 2000 li yıllarda AB ye uyum yasalarının çıktığını, 2005 yılında Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Ceza İnfaz Kanununun yasalaştığını söyledi. Bu seminerde ele alınacak Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçen Ekim ayında yürürlüğe girdiğini, Yeni Türk Ticaret ve Borçlar Kanunlarının da bu yıl Temmuz ayında yürürlüğe gireceğini belirten Baç, bu arada yeni anayasa çalışmalarının başladığını, bütün paydaşların bu çalışmalara katılması gerektiğini, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinin bu konuda çalışmalar yaptığını bildirdi Sayılı Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanununun Getirdiği Başlıca Yenilikler konulu seminer iki oturum halinde gerçekleştirildi. İlk oturumu İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Aydeniz Alisbah Tuskan yönetti. Bu oturumda konuşan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul Hukuku ve İcra İflas Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bilge Umar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunundan Hukuk Muhakemeleri Kanununa uzanan yargılama hukukumuzdaki gelişmeleri anlattı. Aynı oturumda konuşan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Cem Budak da Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile Kısmi Dava ve belirsiz alacak davası hakkında getirilen yenilikler üzerinde durdu. Öğleden sonraki oturumu Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Av. Nazan Moroğlu yönetti. Bu oturumda konuşan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Efe Dırenisa, ilk kez HMK ile getirilen Ön İnceleme konusunda açıklamalar yaptı. Bu oturumda da bir sunum yapan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Budak, Basit Yargılama Usulü, Çekişmesiz Yargı ve Geçici Koruma Önlemlerini, Prof. Dr. Umar ise HMK nın Tahkim Hükümlerini anlattılar. u

6 Baro Şubat YENİ YASALAR EĞİTİM PROGRAMLARI XI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU NUN GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER İstanbul Barosu Başkanlığınca düzenlenen Yeni Yasalar Eğitim Toplantıları devam ediyor. Hukuk Muhakemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler konulu 11. Toplantı 25 Şubat 2012 Cumartesi günü saat arasında Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Kültür Merkezinde yapıldı. Toplantının açılışında Konuşan İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu, bir süredir temel yasalarda değişiklikler yapıldığını, son olarak Yeni Türk Ticaret Kanunu, Yeni Borçlar Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun yenilendiğini, bunun yeni bir süreci ifade ettiğini söyledi. Bir yıl önce üç temel yasayı bastırarak meslektaşlara dağıtıldığını, daha sonra eğitim seminerlerine başlandığını ve bu seminerlerin sürdürüleceğini belirten Durakoğlu, temel yasalar yürürlüğe girdiğinde ilerde çıkacak sorunlara hazırlıklı olmak için bu eğitim çalışmalarının yararlı olacağına inandığını bildirdi. Toplantının sabah oturumunu Av. Mehmet Durakoğlu yönetti. Bu oturumda söz alan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Kale Hukuk Muhakemeleri Kanununda Görev ve Yetki bölümünü ele aldı. HMK nın Görev bölümünde yer alan 3. Maddenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini, bundan böyle ölüm ve vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarına asliye hukuk mahkemelerinin bakamayacağını söyledi. Kale, yasanın Maddeleri arasında düzenlenen Yetki bölümünde ise hangi mahkemenin hangi konuda yetkili olduğunu anlattı. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Evren Kılıçoğlu, HMK nın Maddeleri arasında düzenlenmiş davanın açılması ve dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi konusunda getirilen yenilikler hakkında bilgi verdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevhis Deren Yıldırım da konuşmasında medeni usul hukukuna hâkim olan ilkelere değindi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yıldırım ise MHK nın Maddeleri arasında düzenlenen ispat hukuku ve delillere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplantının öğleden sonraki oturumunu İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Aydeniz Alisbah Tuskan yönetti. Bu oturumda konuşan Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yavaş, Belge, senet ve yemin delilleri konusunu ele aldı. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Öztek, Kanun Yolları, Ön İnceleme, Geçici Hukuki Koruma Tedbirlerini, aynı üniversiteden Yrd. Doç. Dr. Mujgan Tunç Yücel de Dava Çeşitlerini anlattı. u

7 YABANCILARIN TAŞINMAZ EDİNİMLERİNDE GÜNCEL TARTIŞMALAR İstanbul Barosu Başkanlığı, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ortaklaşa düzenlenen Yabancıların Taşınmaz Edinimlerinde Güncel Tartışmalar konulu panel, 22 Şubat 2012 Çarşamba günü saat da Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar Salonunda yapıldı. Açılışta konuşan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Emin Artuk, Osmanlı dan günümüze yabancıların taşınmaz edinmelerine ilişkin bir özet yaptı ve konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi kararlarını hatırlattı. İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal da, Türkiye nin coğrafi konumu nedeniyle stratejik açıdan toprak konusunun çok önemli olduğunu, gelecek yüzyılda su ve toprağım stratejik öneminin daha da artacağını söyledi. Yabancıların Türkiye de taşınmaz edinmelerinde karşılıklılık ilkesinin önem kazandığını, yabancıların Türkiye de toprak edinmelerinin nedeninin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kocasakal, Artık emperyalizm silahla topla gelmiyor, küreselleşmeyle, özelleştirmeyle zihinlere yerleşmeye çalışıyor dedi. Açılış konuşmalarından sonra ilk oturumu İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek yönetti. Bu oturumda, yabancı gerçek kişilerin Türkiye de taşınmaz edinmelerinde aranan karşılıklılık kavramı üzerinde duruldu. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri Av. Gönül Akdoğan, karşılıklılık ilkesine açıklık getirdi ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye de taşınmaz edinmelerinin koşulları, bu alandaki yasal düzenlemeler konusunda bilgi verdi. Emekli Tapu kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya ise yabancıların taşınmaz edinmelerini toprak satışı olarak niteledi. 5 Anayasa Mahkemesi kararına rağmen yabancılara toprak satışından vazgeçilmediğini, yeni bir yasa tasarısının Meclis Alt Komisyonunda bulunduğunu, ayrıca 2-b yasa tasarısının da aynı komisyonda görüşüldüğünü belirten Özkaya, tasarıların karşılıklılık ilkesini de ortadan kaldırdığını söyledi. Toprağı bağımsızlığın izdüşümü, toprak satışlarını ise paralı Sevr olarak niteleyen Özkaya, Alanya, Antalya, Kemer, Fethiye, Kaş, Kalkan gibi turistik yörelerde yabancı egemenliğinin arttığını bildirdi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Özel de, Tapu Kanununun 35. Maddesi hükümleri ve değişiklikleri ile Anayasa Mahkemesinin yapılan değişiklikler hakkında verdiği kararları anlattı. Yabancıların taşınmaz edinmelerine ilişkin düzenlemeleri iptal eden 5 Anayasa Mahkemesi kararı bulunduğunu kaydeden Özel, konuyu yeniden görüşen Anayasa Mahkemesinin Şubat 2011 de verdiği kararla yabancıların taşınmaz edinmelerini uygun bulduğunu bildirdi. Taşınmaz ediniminde karşılıklılık ilkesinin kaldırılmasını yanlış bulduğunu belirten Özel, Bunun Anayasanın başlangıç ilkeleri ve 2. Maddesi ile kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, ayrıca karşılıklılık ilkesi uyarınca yapılan satıştan sonra sınırlama getirmenin de uluslararası hukuka aykırı olacağını anlattı. Prof. Dr. Sibel Özel in yönettiği ikinci oturumda, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye de taşınmaz edinimlerinde kanuni kısıtlayıcı hükümler ele alındı. Bu oturumda konuşan Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziya Akıncı, yabancı şirket kavramı, yabancıların taşınmaz edinmesi, yabancı şirketlere taşınmaz edinme hakkı veren ve sınırlayan mevzuat hakkında bir sunum yaptı. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pelin Güven de sunumunda yabancı uyruklu gerçek kişilerin taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinmesindeki yasal sınırlamalar hakkında bilgi verdi. Güven konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulundu. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşaviri Av. Ali Ramazan Acar, konuyu güvenlikle mülkiyet ve insan hakkı çerçevesinde değerlendirdi. Acar, bu hassas dengenin bozulmaması için dikkatli kurulması gerektiğini bildirdi. Panelin son konuşmacısı İstanbul Barosu eski Yönetim Kurulu Üyesi Av. Muazzez Yılmaz, uygulamaya ilişkin bilgi verdi. Taşınmaz ediniminde, Türk vatandaşlarıyla yabancı gerçek kişiler arasında bir fark görülmediğini belirten Yılmaz, uygulama mevzuatı ve buna ilişkin Yargıtay kararlarından örnekler sergiledi. u Baro Şubat

8 Baro Şubat KOVUŞTURMAYA YEROLMADIĞI KARARINA İTİRAZ ETTİK Üniversite öğrencilerine orantısız güç kullanan polisler hakkında baromuzca yapılan suç duyurusu üzerine verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edilmiştir tarihinde Başbakanın Dolmabahçe Sarayında Üniversite rektörleri ile görüşmesi esnasında Yüksek Öğretim Kurulu nu demokratik tepki verme hakkını kullanma suretiyle protesto etmek isteyen üniversite öğrencilerinden bir gruba Dolmabahçe de, diğer bir gruba da İstanbul girişinde Kurtköy Mehmetçik Vakfı tesislerinde biber gazı sıkılması, cop kullanımı ve sair yollarla orantısız bir güçle müdahale edilmesi ve yine otobüslerle şehir dışından gelen öğrencilerin Çamlıca gişelerinde durdurulması, burada bir süre otobüsten indirilmemeleri ve Mehmetçik Vakfı tesislerinde zorunlu olarak tutulması olayları nedeni ile Baromuzca tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştu. Yükseköğretimin planlanması çerçevesinde rektörler ile yapılan bir toplantıya yükseköğretimin bir parçası olan üniversite öğrencilerinin düşüncelerini iletmek istemelerine karşın biber gazı olarak adlandırılan göz yaşartıcı sprey, cop gibi maddi güç kullanılarak orantısız müdahale edilmesinin demokratik bir toplumda beklenilemeyeceği, AİHS ve anayasa ile güvence altına alınmış olan hiç kimsenin gayri insani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamayacağı, ifade hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının özüne orantısız bir güçle müdahale edilerek kullanılamaz hale getirilmesinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nun Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması kenar başlıklı 256. maddesini ihlal ettiği, öğrencilerin otobüslerde zorunlu olarak tutulması, bekletilmeleri, otobüslerin gösterilen yere çekilmesi ve öğrencilerin bu gösterilen yerde de tutulmaları, kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanmak suretiyle ve cebir kullanılarak her bir öğrenci için ayrı ayrı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu bildirilerek kanuna ve hukuka aykırı şekilde orantısız güç kullanan ve orantısız güç kullanımı emrini veren, kişileri hürriyetlerinden yoksun kılan ilgililer hakkında gerekli soruşturmanın açılmasının istenilmesi üzerine Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma üzerine şüpheli olarak tespit edilen polis memurları hakkında atılı suçları işlediklerine dair soyut iddia haricinde kamu davası açmaya yeter şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmiştir. Baromuzca Kadıköy Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesinde karara itiraz edilmiştir. u YARGI-SEN YARGITAY KARARI İLE KAPATILDI Ankara 15. İş Mahkemesinin kararından sonra, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinde günü YARGI-SEN hakkındaki kapatma davasının duruşması yapıldı. Duruşmayı İstanbul Barosu adına da Yönetim Kurulu Üyesi Av. Özlem Aksungar, çok sayıda Hâkim, Savcı meslektaşımız ile sivil toplum örgütü temsilcileri gözlemci olarak izledi. Valilik adına yapılan savunmadan sonra heyet müzakere için 6 saat toplantı yaptı. 4 e karşı 1 muhalif oyla YARGI-SEN in kapatılmasına ilişkin yerel mahkeme kararı onandı.

9 Baro Şubat YAŞAYAN SAĞLIK HUKUKU II İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezince düzenlenen Yaşayan Sağlık Hukuku dizisinin ikinci paneli, 26 Şubat 2012 Pazar günü saat arasında Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapıldı. Panelin açılışında konuşan İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek, İstanbul Barosunun ciddi ve sözü dinlenir bir hukuk kurumu olarak Merkez ve Komisyonlarıyla yaşamın hemen her alanında çalışmalar yaptığını söyledi. Bu çerçevede Sağlık Hukuku Merkezinin verimli çalışmalar yaptığını anlatan Özbek, bu çalışmaların kitap haline getirileceğini ve daha geniş kitleye ulaşılacağını bildirdi. 26 Şubat ta yapılan panelin acılı bir yıldönümüne rastladığını hatırlatan Özbek, Ermenilerin 20 yıl önce bu tarihte Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ da Hocalı Katliamını gerçekleştirdiklerini, bir gecede 613 Azeri yi öldürdüklerini, 700 Azeri yi de yaraladıklarını ve Karabağ ı işgal ettiklerini kaydetti. O tarihte ermeni çetelerini yöneten kişinin bugün Ermenistan Cumhurbaşkanı olduğunu belirten

10 Baro Şubat Özbek, AGİT-MİNSK Grubunun 20 yıldır işgali kaldıramadığını ve sorunun çözümünde bir ilerleme kaydedemediğini anlattı. Daha sonra panele geçildi. Sağlık Hukuku Merkezi Başkanı Av. Halide Savaş ın yönettiği panelin sabah oturumunda Av. Nazan Altundere, sonuçlanmış iki dava dosyası hakkında bilgi verdi. Bu oturumda Konuşan Av. Dr. Erdem İlker Mutlu da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin bazı temel hak ve özgürlükleri belirlediğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin ise, taraf ülkelerce sözleşme hükümlerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlediğini söyledi. Mutlu, AİHM de sonuçlanmış bazı önemli dava dosyaları hakkında bilgi sundu. Sabah oturumunda konuşan Yüksek Sağlık Şurası Üyesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Işık, Yüksek Sağlık Şurası nın yapısı, organları ve kara alma yöntemini anlattı. Şura da mahkemeden gelen sorunların karara bağlandığını belirten Işık ayrıca, aydınlanmış onam, malpraktis ve komplikasyon konularında ayrıntılı bilgi verdi. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu Başkanı Uz. Dr. Sadi Çağdır, sağlık hukuku davalarında Adli Tıp Kurumu nun rolü, Kurumun yapısı, organları, karar alma süreçleri ve mesleki kusur kavramı hakkında bilgi verdi. Toplantının öğleden sonraki oturumunda İstanbul Tabip Odası Hukuk Danışmanı Av. Meriç Eyüboğlu, sağlık hukukuna ilişkin dava dosyaları hakkında adli yargı, idari yargı ve Anayasa Mahkemesi kararlarından örnekler sundu. Bu oturumda konuşan Sağlık Bakanlığı Hasta Hakları Şube Müdürü Mehmet Kaymakçı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen hasta haklarına ilişkin çalışmaları, Haydarpaşa Numune Hastanesi Başhekim Yardımcısı Hukukçu-Dr Nurhan Demirhan da, hastane bünyesinde gerçekleştirilen hasta haklarına ilişkin çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. u

11 Baro Şubat SORUMLULUK SİGORTALARINDA YENİ TTK KAPSAMINDAKİ DÜZENLEMELER İstanbul Barosu Sigorta Hukuku Komisyonu ve Sigorta Hukuku Türk Derneğince düzenlenen Sorumluluk Sigortalarında Yeni TTK Kapsamındaki Değişiklikler konulu Sempozyum, 21 Şubat 2012 Salı günü saat arasında Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapıldı. Sigorta Hukuku Türk Derneği Başkanı Prof. Dr. Samim Ünan ın yönettiği ilk oturumda, Av. Nurettin Güleli, Yeni Türk Ticaret Kanununda yer alan sorumluluk sigortalarında riziko ve teminatın kapsamını anlattı. Güleli, sözleşmenin konusu ve kapsamı, riziko tanımı, basit ve kompleks riziko, üçüncü kişilere karşı sorumluluk sigortaları, genel hükümler, genel şartlar, hukuki koruma ve işveren sorumluluk sigortası hakkında bilgi verdi. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ecehan Yeşilova Aras, TTK nın 1478 inci maddesinde yer alan doğrudan dava açma ilkeleri, sigortacının savunmaları, doğrudan davada yetkili mahkeme konusunda açıklamalarda bulundu. Aras, bu konuları İngiliz, Fransız ve Alman hukuku açısından değerlendirdi. Aras, yabancı sigorta şirketlerine doğrudan dava açılması konusunun yasada yer almadığını bildirdi. Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İlknur Uluğ da konuşmasında TTK nın 1476, 1479, 1480, Maddelerinde yer alan sigortacının yardımları, sigortacının zarar görenden bilgi alma hakkı, takas yasağı ve halefiyet konularına açıklık getirdi. Sigorta Hukuku Türk derneğinden Prof. Dr. Emine Yazıcıoğlu nun yönettiği ikinci oturumda konuşan Prof. Dr. Samim Ünan, yeni TTK uyarınca sorumluluk sigortalarında zaman aşımı, kendi hesabına ya da başkası lehine sigorta, zarar gören üçüncü kişilerin talebi, sigorta ettiren ve sigortalının talebi konularını anlattı. Panelin son konuşmacısı Doç. Dr. Kerim Atamer ise, zarar sigortalarının emredici hükümleri, mal ve sorumluluk sigortaları, kısmi ödeme, kusur, doğrudan başvuru, bilgi alma hakkı, takas yasağı, halefiyet, zaman aşımı, zorunlu sigortalar, teminatın devamı ve uygulanacak hükümler hakkında ayrıntılı bilgi verdi. u

12 Baro Şubat SOSYAL ETKİNLİKLER TARİHİ, HUKUKİ, TOPLUMSAL BOYUTLARIYLA MÜBADELE İstanbul Barosu Başkanlığınca düzenlenen Tarihi, Hukuki ve Toplumsal Boyutlarıyla Mübadele konulu panel 4 Şubat 2012 Cumartesi günü saat da Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, panelde, biraz ihmal edilmiş bir konu olan Mübadelenin tarihi, hukuku ve toplumsal boyutuyla ele alınacağını söyledi. Kısa bir süre önce Batı Trakya ya özel bir gezi yaptıklarını belirten Kocasakal, Gümülcine ve İskeçe de bazı ziyaretlerde bulunduklarını, Batı Trakya Türklerinin hukuki sorunlarının çözümünde yerel barolara destek vereceklerini bildirdi. Paneli yöneten İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek, üç yıl önce mübadele hakkında yaptıkları panel çözümlerinin kitaplaştırıldığını, bu panelin de aynı şekilde kısa zamanda kitap haline getirileceğini belirterek söz uçar yazı kalır mantığıyla zaten kaynak yetersizliği bulunan mübadele konusuna katkıda bulunacaklarını söyledi. Özbek, tarihi konuları sanal ortamda ele alan ve yanlış algı uyandıran dizi, film, ya da belgesellerin tarihi verilere uygun olması, şeffaf olması gerektiğini, bunun tarihe saygının bir gereği olduğunu vurguladı. Panelde konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kemal Arı, kendisinin de doktora tezi olan mübadelenin tarihsel arka planını anlattı. Arı, Kurtuluş Savaşı daha yeni bitmiş, henüz Türkiye de bir devlet kurulmamış ve bir barış sözleşmesi imzalanmamışken iki ülke arasında kabul edilen Mübadele Zabtı nın savaşın getirdiği acılara çare olduğunu söyledi. Arı, Mübadele Zabtı nın imzalanmasından sonra iki ay içinde Ortodoks Rum un Yunanistan a, 485 bin Müslüman Türk ün de Yunanistan dan Türkiye ye göç ettiğini belirtti. Mübadiller geldikten sonra pek çok sorun yaşandığını, bu sorunların üzerinde fazla durulmadığını, kaynakların iyi incelenmediğini kaydeden Kemal Arı, konunun sosyal temellerine ilişkin belgelerde yapılacak incelemelerle yeni ufukların açılabileceğini anlattı. Türkiye de milli uyanışın Balkan devletlerinden sonra geliştiğini hatırlatan Arı, Kurtuluş Savaşından sonra ulus devletin kurulmasında mübadele önemli bir harç olmuştur dedi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Dr. Neval Konuk ise Yunanistan daki Osmanlı eserlerinin bugünkü durumu hakkında bir sunum yaptı. Lozan Mübadilleri Derneği Başkanı Esat Ergelen de, mübadele konusunun tarihsel arka planı ve kavramlarını hatırlattı. Fransa dan etkilenen milliyetçilik fırtınasının Balkanlarda ve Yunanistan da etkili olduğunu, büyük kıyımlar yaşandığını belirten Ergelen, buralarda yaşayan Osmanlıların da Anadolu ya sürgün edildiğini ve böylece Türkiye nin büyük göçler alan bir ülke haline geldiğini söyledi. Ergelen daha sonra mizah gazetesi KA- RAGÖZ de yayınlanan mübadeleyi konu alan karikatürlerle ilgili bir sunum yaptı. Esat Ergelen, konuşmasının sonunda Lozan Muadilleri Vakfı nın çalışmaları hakkında bilgi verdi. u

13 Baro Şubat CEZAEVLERİ VE İNSAN HAKLARI İstanbul Barosu, Türk Ceza Hukuku Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyetince ortaklaşa düzenlenen Pazartesi Forumları nın dördüncüsü, 6 Şubat 2012 Pazartesi günü saat da Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapıldı. Forumda, Cezaevleri ve İnsan Hakları konusu ele alındı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde tarihi itibariyle ceza ve infaz kurumlarının rakamsal ifadesi şöyle: 328 kapalı ceza infaz kurumu, 36 müstakil Açık ceza infaz kurumu, 3 çocuk eğitim evi, 5 kadın kapalı, 1 kadın Açık, 4 çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 377 ceza infaz kurumu bulunmakta olup, bu kurumların kapasitesi Forumun açılışında konuşan Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Av. Fikret İlkiz, Adalet Bakanlığının internet sitesinde yer alan konuya ilişkin dokümanter bilgiler sundu. Forumu yöneten İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, Türkiye de infaz sisteminin ihmal edilmiş konulardan biri olduğunu, 90 lı yıllarda başlayan isyanlar ve F tipi cezaevleriyle toplumun gündemine oturduğunu söyledi. Cezaevlerindeki yaşama duyarsız kalınmaması gerektiğini belirten Demirbaş, burada yaşayan insanların da bir takım hakları olduğunu, bunların başında sağlık konusunun geldiğini, hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlık koşullarını iyileştirecek önlemler alınması gerektiğini bildirdi. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Eylem Aksoy, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin başta yaşam ve sağlık hakkı olmak üzere diğer insan haklarını korumanın devletin görevi olduğunu söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda aldığı kararlardan örnekler veren Aksoy, cezaevlerinde kişiliktir. Sağlıklı, güvenlikli, mekanik, elektronik donanımlı ve rehabilitasyon işlemlerine elverişli yeni ceza infaz kurumu projeleri geliştirilerek metropol kentler Öncelikli olmak üzere; 2006 yılında 7 adet, 2007 yılında 8 adet, 2008 yılında da 13 adet, 2009 yılında 8 adet, 2010 yılında 7 adet 2011 yılında 10 adet olmak üzere toplam 53 adet kapasiteli ceza infaz kurumunun yapımları tamamlanarak yaşayanların en temel şikâyetlerinin sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden kaynaklandığını bildirdi. Ceza İnfaz Yasasına göre bu tür şikâyetleri ortadan kaldırmanın devletin görevi olduğuna vurgu yapan Eylem Aksoy, TBMM ye sunulan Yeni İnfaz Yasası Taslağı hakkında da bilgi verdi ve çeşitli eleştirilerde bulundu. Dr. Eylem Aksoy un kısa sunumundan sonra konu tartışmaya açıldı. Bu bölümde söz alan konuşmacılar, ceza evlerinin durumu ve burada yaşayanların haklarına ilişkin görüş, düşünce ve eleştirilerini bildirdiler. u CEZA VE İNFAZ KURUMLARI hizmete alınmıştır sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 18.maddesi uyarınca akıl hastalığı dışında ruhsal rahatsızlıkları bulunan hükümlüler için Adana, Elazığ, Manisa ve Samsun E-Tipi ceza infaz kurumlarında oluşturulan üniteler faaliyete geçirilmiştir. İstanbul Metris T-Tipi bünyesinde 158 kişi kapasiteli sağlık ünitesi 2009 yılında hizmete alınarak faaliyete geçirilmiştir. u

14 Baro Şubat MEME KANSERİ GÖRÜLME SIKLIĞI HER YIL YÜZDE İKİ ARTIYOR Üniversal Hastaneler Grubundan doktorlar, 17 Şubat 2012 Cuma günü saat da Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda meme ve rahim ağzı kanseri konusunda bilgilendirme yaptılar. Üniversal Hastaneler Grubundan Op. Dr. Cem Yılmaz, meme kanserinin kadınlarda en yaygın görülen hastalıkların başında geldiğini, meme kanseri görülme sıklığı giderek artarken, bu kansere yakalanma yaşının da düştüğünü söyledi. Yılmaz, erken teşhis edilen meme kanserinin tedavisinin mümkün olduğunu, bu nedenle kadınların kendilerini muayene etmeleri gerektiğini belirtti. Yılmaz, meme kanseri, risk taşıyanlar, meme kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri konusunda görsel bir sunum yaptı. Op. Dr. Cem Yılmaz, Üniversal Hastaneler Grubu olarak, kadınları erken teşhis yöntemleri hakkında bilgilendirme ve bilinçlendirme amacıyla aralarında Avrupa Meme Bilimi Akademisi üyesi hekimlerin de bulunduğu Meme Okulu Projesini hayata geçirdiklerini bildirdi. Görsel bir sunum yapan Dr. Evrim Aksoy da, rahim ağzı kanserleri hakkında bilgi verdi. Aksoy, tarama testi ve tarama modelleri, risk faktörleri, etken ve kanser ilişkisi, serviks kanserinin gelişimini anlattı. Dr. Evrim Aksoy, AB ülkelerinin tarama modelleri ile ulusal tarama standartları hakkında karşılaştırmalı açıklamalar yaptı. Üniversal Hastaneler Grubu İtalyan Hastanesinden Doç. Dr. Faruk Köse ise rahim ağzı kanserleri ile ilgili aşılar üzerinde ayrıntılı bilgi verdi. Dünyada her iki kadından birinin rahim ağzı kanseri riskini taşıdığını hatırlatan Köse, gelişmekte olan ülkelerde bu hastalıktan ölenlerin oranının %80 i bulduğunu belirtti. Rahim ağzı kanserinin %99 ihtimalle seksüel yolla bulaştığını kaydeden Doç. Dr. Faruk Köse, bunun önlenebilir bir hastalık olduğunu, teşhis için taramaların yeterli olmadığını belirli zaman diliminde kadınların mutlaka aşı olmaları gerektiğini sözlerine ekledi. u

15 Baro Şubat HAYVAN HAKLARI PANELİ İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonunca düzenlenen İnsanlar ve Hayvanlar konulu söyleşi, 11 Şubat 2012 Cumartesi günü saat da Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapıldı. Söyleşinin açılış konuşmasını yapan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Özlem Aksungar, bir hukuk kurumu ve meslek örgütü olan İstanbul Barosunun sosyal haklar mücadelesi verdiğini de söyledi. Aksungar, hidro elektrik santralleri (HES), çevre ve kent hukuku, hayvan hakları gibi sosyal konuların baronun hukuk mücadelesi de verdiği alanlar olduğunu bildirdi. Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Hülya Yalçın, hak mücadelesinin bir bütün olduğunu, yaşam hakkını savunmanın bu mücadelenin başında geldiğini ve hiçbir canlının bir diğerinden üstün olmadığını söyledi. Hayvanları Koruma Yasasının yanlışlarla dolu olduğunu belirten Yalçın, yasada değişiklik yapılması için uğraş verdiklerini, hayvanlara işkence yapan, cinsel istismarda bulunan ve onları öldürenlerin hapisle cezalandırılmalarını istediklerini anlattı. Söyleşinin konuğu Emel Yıldız, yaptığı sunuş konuşmasında, hayvan haklarına ilişkin yapılan çalışmalar hakkından yaşamından örnekler verdi. Hayvan haklarını korumanın önünde ekonomik gücün büyük bir engel oluşturduğunu belirten Yıldız, görünüşte herkes barıştan yana, herkes savaşa karşı, ama kimse bu silah fabrikaları neden var diye sorgulamıyor dedi. Hayvanları koruma noktasında toplumda sağlıklı bir bilinç oluşmadığını, hayvanların yaşam alanlarının da ekonomik güçler tarafından oldukça daraltıldığını kaydeden Emel Yıldız, hayvan haklarını savunan hayvan severlerin ise sadece sokak köpekleriyle kısıtlı hale geldiklerini belirtti. Yıldız, hayvan hakları gibi çeşitli sosyal amaçlar için kurulmuş derneklerin %90 nın da rant peşinde olduklarını sözlerine ekledi. Emel Yıldız ın konuşmasından sonra söyleşi, katılımcıların katkı ve değerlendirmeleri ile devam etti. u

16 Baro Şubat İstanbul Barosu Avrupa Birliği Hukuku Komisyonu ile Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonunca ortaklaşa düzenlenen Avrupalılık Kimliği konulu panel 25 Şubat 2012 Cumartesi günü saat arasında Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Avrupa Birliği Hukuku Komisyonu Başkan Yardımcısı Av. Betül Gürsoy, Avrupalılık kimliğine veri oluşturabilecek bazı ipuçları verdi. İlk oturumu yöneten Avrupa Birliği Hukuku Komisyonu Eş Başkanı Av. Lütfü Ertuğrul Yeşilaltay, Avrupa Coğrafyası hakkında konuştu. Toplantının ilk konuşmacısı Maltepe Üniversitesi Felsefe Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Betül Çötüksöken, Avrupalılığın felsefenin bir numaralı sorunu olduğunu ve Avrupalılığın bu coğrafyada en çok tartışılan bir konu haline geldiğini söyledi. Avrupa yı evrenin doğduğu yer olarak niteleyen Çötüksöken, ortak paydada insanın bulunduğunu ve bireyin her şeyin çıkış noktası olarak kabul edildiğini bildirdi. Galatasaray Üniversitesi Devletler Umumi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Öktem, Avrupalılık konusunu dintoplum ilişkileri açısından değerlendirdi ve Ortaçağ da İslam ve Arap uygarlığının Avrupa yı derinden etkilediğini söyledi. Avrupa Birliği Hukuku Komisyonu AVRUPALILIK KİMLİĞİ Eş Başkanı Av. Cem Murat Sofuoğlu, Avrupa yı coğrafi sınırlarla belirlemenin mümkün olmadığını söyledi. Avrupalılığı bir değerler bütünü olarak niteleyen Sofuoğlu, Avrupalılığın temel referanslarının doğudan geldiğini, tarih içinde gelişen Avrupalılığın Yunan Felsefesi, Roma Hukuku ve Hıristiyanlık temeline dayandırılabileceğini anlattı. Hacettepe Üniversitesi Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Av. Dr. Erdem İlker Mutlu ise Avrupalılığın kültürel bir mesele olduğunu söyledi. Mutlu, genel akılla objektif ahlakın yaratılması ve bunun üretim ilişkilerine yansıtılmasının bir ülkeyi ileriye götüreceğini, Avrupa nın gelişmesinde ve Avrupalılık kültürünün oluşmasında bu özelliğin önem kazandığını bildirdi. Toplantının ikinci oturumunda konuşan Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rona Aybay, Avrupa nın ortak mirası olan kültürel mal varlığını savunmanın zor hale geldiğini söyledi. Avrupa Konseyi nin kimyasının Rusya nın katılımıyla tamamen değiştiğini, Konsey ülkelerinde 40 değişik dil konuşulduğunu, alfabe çeşitliliğinin bulunduğunu belirten Aybay, Neo-liberalizmin büyüsüne kapılan Avrupalılar sosyal devleti sırtlarından atmaya çalışıyorlar. Avrupalı acıklı bir haldedir. Artık büyük devlet adamı, siyasetçi yetiştiremiyorlar. Rönesans ı yapan da Avrupa, soykırımı yapan da Avrupa dır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nde sömürgeciliğin izlerine rastlamak mümkündür dedi. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ulvi Türkbağ, Avrupa kültürü ile bizimki arasından teorik olarak büyük bir uyuşmazlık bulunmadığını, Avrupalılığın anlaşılması için konunun nesnel yönden ele alınması gerektiğini, Avrupa kültürünün içinde kaçınılmaz olarak doğunun etkisinin bulunduğunu bildirdi. İstanbul Barosu Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonu Başkanı Av. Sahir Bafra, bazı filozofların Avrupa entegrasyonu hakkındaki sözlerini nakletti. Haçlı Seferlerinden Avrupa Birliği Standartlarına kadar geniş bir yelpazeyi ele alan, kentsel dönüşümlerin, zenginleşmenin ve pek çok keşif ve icadın vatanının Avrupa olduğunu kaydeden Bafra, oysa bugün Avrupa nın yaşlandığını, köhnediğini, yorulduğunu ve yenidünyanın hasta adam ı olduğunu sözlerine ekledi. İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı Av. Metin Uracin de Avrupalılığı felsefi boyutuyla ele aldı. Avrupalılık felsefesinin kaynaklarının M.Ö. beş bin yıl öncesine kadar gittiğini belirten Uracin, Avrupalılık üzerine derin felsefi analizler yaptı ve diyalektiğin önemini vurguladı. u

17 Baro Şubat Şubat 1992 de Azerbaycan Cumhuriyeti nin siyasi sınırları içinde bulunan Hocalı Kasabası ayrılıkçı Ermeni çeteleri tarafından basılarak 106 sı kadın, 63 ü çocuk, 70 i yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türk ü hunharca katledildi. Azerbaycan Cumhuriyeti toprağı olan Karabağ Bölgesi Ermenistan tarafından donatılıp desteklenen Ermeni çeteleri tarafından işgal edildi. Karabağ ın yerleşik ahalisi olan Türkler topraklarından kovuldu. Saldırılarını Dağlık Karabağ dışına da taşıran Ermeni çetelerinin terör kampanyası sonucu Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisi işgale uğradı. Yerleşik halkı kadim topraklarından kaçırmak için acımasız bir etnik arındırma uygulandı. Etnik arındırmaya yönelik sistematik terör kampanyası sonucu topraklarından kovulan 1 milyonun üzerinde Azerbaycan Türk ü halen Bakü nün varoşlarında sefalet içinde yaşam savaşı vermektedirler. BASIN AÇIKLAMASI HOCALI KATLİAMI Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin Ermeni kuvvetlerinin işgal ettiği topraklardan çekilmesine ilişkin 822 sayılı kararı sonuçsuz kalmıştır. Kararın ardından AGİT bünyesinde kurulan MİNSK gurubu da işgalin sonlanmasında, kaçgunların topraklarına dönmesi konusunda etkili olamamıştır. Gerek önceki Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan gerek şimdiki Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Karabağ işgali ve Hocalı katliamı sürecinde etnik arındırmaya yönelik terör kampanyalarında çete yöneticiliği yapmış kişilerdir. Geçmişlerinde egemen bir ülkenin toprağını işgal etmek, etnik arındırmaya yönelik terör faaliyetinin komutanlığını yapmak olan Ermenistan ın bu günkü yöneticileri barışın ve karşılıklı dostluğun en büyük engelleridir. Komşu ulusların ve devletlerin barış içinde bir arada yaşamalarının en büyük engeli halklar arasında kalıcı düşmanlığa ve ötekileştirmeye yönelik bir anlayışın devlet politikası haline getirilmiş olmasıdır. Günümüz Ermenistan ını yöneten zihniyet geçmişin trajedilerini dönem koşullarından soyutlayıp çarpıtarak yeniden kurgulamakta, politik tarih yazıcılığı yapmaktadır. Ermenistan Azerbaycan la barış içinde bir arada yaşamak istiyorsa bir an önce komşusunun topraklarını işgal için donatıp silahlandırdığı çeteleri geri çekmelidir. İstanbul Barosu 20. yüzyılın sonlarında yaşanan Karabağ ın Ermeni çetelerince işgali ve Hocalı katliamı sürecinde yaşamını yitiren, topraklarından kovulanların acılarını paylaşmakta, işgalcileri, etnik arındırmaya yönelik terör kampanyalarının sorumlularını şiddetle kınamakta, BMGK ve AGİT MİNSK Grubunun sonuç alıcı çalışmalar yapması durumunda inandırıcılığını koruyabileceği düşüncesini kamuoyu ile paylaşmaktadır. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI

18 HABERLER Baro Şubat Star Gazetesi nin günlü sayısında yer alan ve İstanbul Barosu nun kurumsal kimliğini ve saygınlığını rencide edici yayını dolayısıyla Baromuzca yapılan başvuru sonucunda İstanbul 21. Sulh Ceza Mahkemesi nce bu gazetede ve internet sitesinde cevap ve düzeltme metninin yayınlanmasına karar verildi. Mahkeme kararının tebliğ edilmesiyle Star Gazetesi nin 15 Şubat 2012 günlü sayısında adı geçen cevap ve düzeltme metni yayımlandı. Aynı şekilde haber içeriği de gazetenin internet sitesinden çıkarıldı. Yayımlanan cevap ve düzeltme metni şöyle: Cevap ve düzeltme T.C İSTANBUL 21. SULH VE CEZA MAHKEMESİ Gazeteniz ve internet sitenizin 18 Aralık 2011 günlü yayınlarında yer alan, Baro başörtülüyü otele bile sokmadı, Darbeci Baro başörtülüyü otele girmeyi bile yasakladı başlıklı haberler, İstanbul Barosu nun kurumsal kimliğini hedef alan gerçeğe aykırı, verilmek istenen haber ile düşünsel bağ içermeyen, hakaretamiz ve iftira niteliğinde sözcükler içermektedir. Yayında İstanbul Barosu hakkındaki nitelemeler, en temel basın kavramı olan Haber tarafsız, yorum özgürdür, kuralına uymamaktadır. Avukatlık yasası ve diğer meslek kurallarının uygulanması ile ilgili verilen haberde Baro tüzel kişiliği hakkında küçük düşürücü sıfatlar kullanılmıştır. Bilindiği üzere darbe yapmak ve planlamak Ceza Yasalarımızda suç olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle suç olarak düzenlenen bir cürüm ile saygın İSTANBUL BAROSU NDAN CEVAP ve DÜZELTME bir kurumu yaftalamak açık biçimde hukuku ihlaldir. Habere konu olan olay ile başlıkta yer alan niteleme birbiri ile tamamen ilgisiz biçimde okurlara sunulmuş ve objektif gazetecilik ölçütlerinden uzaklaşılmıştır. Asıl olarak habere konu olayda Avukatların giyimleri ve dikkat edecekleri diğer yönler Baromuzca değil Avukatlık Kanunu başta olmak üzere Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan Avukatlık Meslek Kuralları nda ortaya konmuş olup, Avukatların mesleğe yaraşır bir kılık kıyafetle ve başları açık biçimde görev yapacakları hüküm altına alınmıştır. Bu kurallar, tüm avukatlar ve de onların meslek örgütü olan Barolar tarafından bağlayıcıdır. Hal böyle iken bu kuralın gazetenizce salt İstanbul Barosu uygulaması gibi gösterilmesi Basın Etiği ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, bir yayında bulunması gereken nitelikleri de taşımamaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. YARGITAY BÜYÜK GENEL KURULU HUKUK VE CEZA DAİRELERİNİN İŞBÖLÜMÜNÜ YAPTI Yargıtay Büyük Genel Kurulu, 9 Şubat 2012 Perşembe günü saat 9.15 de Birinci Başkan A. Nazım Kaynak Başkanlığında 305 üyenin katılımıyla Konferans Salonunda toplandı. Toplantıda, tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasası nın 14. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Başkanlar Kurulunun tarih, 1 sayılı kararı ile hazırlanan Yargıtay İşbölümü karar tasarısı görüşülerek karara bağlandı. Yargıtay Büyük Genel Kurulu nun kara bağladığı Hukuk ve Ceza Dairelerinin iş bölümü, ortak hükümler ve dairelerini görevleri 18 Şubat 2012 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Ayrıntı İnternet sitemizde.

19 KISA... KISA... KISA... KISA... KISA... KISA... Baro Şubat SGK WEB SİTESİNDEN BAZI SORGULAMALAR ONLINE YAPILABİLMEKTEDİR Sosyal Güvenli Kurumunun internet üzerinden sunduğu bazı verilerin kaldırılması uygulamasının meslektaşlarımız yönünden yarattığı sıkıntılar bildirilerek eski uygulamaya geçilmesi yönünde Baromuzca girişimlerde bulunulmuştur.hyperlink www. sgk.gov.tr adresinde E-SGK ekranından E-hizmetler bölümünden Esgm/ \t _blank E-SGK Hizmet Sorgulama Ekranına ulaşılabilmektedir. MESLEKTAŞIMIZ SARISOY UN KİTAPLIĞIMIZA ARMAĞANI Baromuz üyesi Av. Sezener Sarısoy (7739) arşivindeki, 12 Eylül 1981 den 1986 sonuna kadar yayınlanmış günlük Cumhuriyet Gazetesi ciltlerini İstanbul Barosu Kitaplığına armağan etti. İstanbul Barosu Kitaplığına yerleştirilen Cumhuriyet Gazetesi ciltlerinin bulunduğu bölüme Av. Sezener Sarısoy (7739) Arşivi nden plaketi konulacak. İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, gazete ciltlerinin tesliminde yaptığı konuşmada, Av. Sarısoy a teşekkür etti ve gazete ciltlerinin meslektaşlarımızın araştırmalarında önemli bir kaynak oluşturacağını söyledi. Kocasakal, ayrıca, Av. Sezener Sarısoy a bir teşekkür plaketi sundu. KASEV VAKFI HUZUR EVİ AVUKATLARA İNDİRİMLİ Kısa adı KASEV OLAN Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi Vakfınca işletilen Huzur, Dinlenme ve Özel Bakım Evinden avukatlar %20 indirimli olarak yararlanabilecekler. Vakıftan verilen bilgiye göre, vakfa başvuracak yaşlı ve hizmete muhtaç avukatlar bir kereye mahsus olarak TL giriş ücreti, ayda TL konaklama ücreti ödeyecekler.

20 Baro Şubat ANAYASA MAHKEMESİ 6100 SAYILI HMK NUN 3.MADDESİNİN İPTALİNE KARAR VERDİ ANONİM ŞİRKETLER AVUKAT BULUNDURMAK ZORUNDADIR Avukatlık Kanununun 35.Maddesi gereğince Anonim Şirketler ile Yapı Kooperatifleri sözleşmeli avukat bulundurmak zorundadırlar. Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinde açtığı 2010/10 sayılı dava ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu nun 35. maddesinin, günlü, 5728 sayılı Yasa nın 329. maddesiyle değiştirilen üçüncü fıkrasının anonim şirketler yönünden iptaline karar verilmesini talep etmişti. Anayasa Mahkemesi, 30 Haziran 2011 tarihli görüşmesinde, yasa hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vererek Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinin talebini reddetti. Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı 18.Şubat.2012 gün ve sayılı resmi gazetede yayınlandı. Anayasa Mahkemesi, tarihinde 2011/35 Esas sayılı dosyasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun; 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının; 1-Birinci cümlesinin Anayasa ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 2-Birinci cümlesinin iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan ikinci ve üçüncü cümlelerinin de, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTA- LİNE, karar vermiştir. İptal edilen 3.madde şu şekildeydi: Ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında görev MADDE 3-(1) Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri saklıdır. HSYK MAHKEMELERİN DURUŞMA GÜN VE SAATLERİNE UYULMASINI İSTEDİ Mahkemelerce verilen duruşma gün ve saatlerinin, dava dosyasının durumu ve niteliği dikkate alınmak suretiyle belirlenmesinin sağlanması yönünde İstanbul Barosu ve Türkiye Barolar Birliğinin HSYK nezdindeki girişimleri sonuç verdi. HSYK Genel kurulunda görüşülen konu bir duyuru ile tüm Adalet Bakanlığı teşkilatına duyuruldu. Duyuru İnternet sitemizde.

21 KISA... KISA... KISA... KISA... KISA... BARO ÇALIŞANLARI TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI Baro Şubat İstanbul Barosu Yönetimi ile DİSK e bağlı Sosyal-İş sendikası arasında bir süredir yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. Sözleşme, 23 Şubat 2012 Perşembe günü saat da Baro Merkezinde düzenlenen törenle taraflarca imzalandı. İmza töreninde İstanbul Barosu Başkan yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu, Genel Sekreter Av. Hüseyin Özbek, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Av. Ufuk Özkap, Yönetim Kurulu Üyeleri Av. Aydeniz Alisbah Tuskan, Av. Başar yatlı, Av. Turgay Demirci, Av. Özlem Aksungar, Av. İsmail Altay da hazır bulundu. Törende konuşan İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, herkesin emeğinin karşılığını almasını istediğini, emeğin sömürüsüne karşı olduğunu, bunun bir parçası olmak ve öyle anılmak istemediğini söyledi. İşveren olarak da kurumun tüm sorumluluklarını üstlendiklerini, kurumun çalışmalarını zora sokmamak gerektiğini belirten Kocasakal, bu nedenle dengeleri de gözetmek gerektiğini, imzalanan Toplu İş Sözleşmesini bu anlamda tatmin edici buluğunu bildirdi. Sosyal-iş Sendikası Genel Başkanı Metin Ebetürk de örgütlü toplumdan yana olduklarını, toplu sözleşme haklarından tüm çalışanların yararlanması görüşünde olduklarını vurguladı yıllarını kapsayan Toplu İş Sözleşmesi İstanbul Barosunda sendikalı olarak çalışan 75 kişiyi kapsıyor.