2014 Yılı Tarımsal Desteklemeleri Belli Oldu

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "2014 Yılı Tarımsal Desteklemeleri Belli Oldu"

Transkript

1 Türkiye nin Tarım Gazetesi MAYIS 2014 Yıl:3 Sayı:30 TÜRKİYE KÖY KALKINMA VE DİĞER TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİF BİRLİKLERİ MERKEZ BİRLİĞİ GAZETESİ 2014 Yılı Tarımsal Desteklemeleri Belli Oldu Bakanlar Kurulu nun 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ı, 1 Ocak 2014 tarihinden geçerli olmak üzere Resmi Gazete nin 12 Nisan 2014 tarihli sayısında yayımlandı. Karara göre, bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dahil olan çiftçilere dekar başına 2,5 lira toprak analizi desteği ile mazot ve gübre destekleme ödemesi yapılacak. Karar dan önemli başlıklar; Ulusal düzeyde üst örgütlenmesini tamamlamış bir hayvancılık örgütüne üye olan yetiştiriciler desteklemelerden yararlanacak. Anaç sığır başına ödeme birim miktarları, tek işletme olarak kabul edilen, kooperatif ile birlikler hariç, 500 başa kadar tam, 501 baş ve üzeri için yüzde 50 sine karşılık gelen tutarın ödenmesi suretiyle uygulanacak. Bu yıl sözleşmeli aspir, kanola ve soya fasulyesi üretimi yapanlara fark ödemesi desteğine ilave olarak dekar başına 10 lira ödenecek. Organik Vadideki HES Projesinde Başa Dönüldü Rize nin Çayeli İlçesi Senoz Vadisi nde Danıştay ın onayı ile ÇED Gerekli Değildir kararı ile su kullanım anlaşması iptal edilen HES Projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu kararı verdi. Vadilerinin HES ten kurtulduğunu düşünen Senozlular, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ndan aldıkları yeni bir duyuru ile adeta şoke oldular. Çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Islah amaçlı süt kalitesinin desteklenmesi projesi kapsamında her bir sığır için süt içeriğinin tespiti amacıyla yapılacak analizler için Ankara, İzmir, Balıkesir, Bursa ve Tekirdağ illerinde baş için 50 lira ödeme yapılacak. Büyükbaş, küçükbaş hayvan, arı ve su ürünleri yetiştiriciliğinde organik tarım yapan çiftçilere hayvancılık desteklemelerine ilave belirlenen organik tarım destekleme ödemesi verilecek. geçtiğimiz ay yayımladığı bir ilanla, Danıştay ın iki ayrı kesinleşmiş iptal kararı bulunan Kayalar HES Projesi için ÇED Olumlu kararı verildiğini duyurdu.» Syf 15 te Ormanlık Alanları İşletmelere Açan Yönetmelik Resmi Gazete de Yayımlandı Yayımlanan yönetmelik ile ormanlık alanlar; petrol boru hatları, enerji santralları, Hayvan hastalıklarıyla mücadele çerçevesinde, Bakanlıkça belirlenen programlı aşılamalar için uygulayıcılara büyükbaş şap aşısı için 75 kuruş, küçükbaş şap aşısı için 50 kuruş, büyükbaş Brucellosis için 1,50 lira, küçükbaş Brucellosis için 50 kuruş destekleme ödemesi verilecek. Çiftlik Muhasebe Veri Ağı sisteminin yaygınlaştırılması amacıyla İstanbul, Samsun, Malatya, Adana, Konya, Bursa, Erzurum, Şanlıurfa, Nevşehir, Tekirdağ, Giresun, İzmir, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, Aydın, Denizli, Muğla, Burdur, Antalya, Mersin, Osmaniye ve Hatay da örnek seçilen ve ÇKS ye kayıtlı tarımsal işletme sahiplerine işletme başına 375 lira katılım desteği ödenecek. Dr. Yener Ataseven Haberi» Syf 6 da petrol ve doğalgaz aramaları gibi işletmelere açılabilecek. Resmi Gazete de yayımlanan Orman Kanunu nun 16, 17 ve 18. maddelerinin uygulanmasına ilişkin yönetmelikler ile, ormanlık alanlarda enerji üretim santralleri, petrol ve doğalgaz boru hattı, petrol ve doğalgaz arama tesislerinin kurulmasına izin verilmesinin önü açıldı.» Syf 9 da 2014 Uluslararası Aile Tarımı Yılı Türkiye de Kooperatifçilik Eğitiminin Kurumsallaştırılması Çalıştayı Düzenlendi Türkiye Milli Kooperatifler Birliği, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 25 Nisan 2014 tarihinde Ankara da ortak bir çalıştay gerçekleştirdi. Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin de katılım sağladığı, iki oturum şeklinde gerçekleşen çalıştayda, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) Avrupa Direktörü Klaus Niederlander, ILO Kooperatifçilik Bölüm Şefi Dr. Simel Eşim, Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcileri, akademisyenler ve Kooperatif Üst Kuruluşlarının temsilcileri yer aldı.» Syf 7 de İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Kooperatif İşbirliği İzmir Büyükşehir Belediyesi, yerel üreticinin desteklenmesi amacıyla Kiraz ilçesinin İğdeli ve Çevre Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile kaşar peyniri ve lor alımına ilişkin protokol imzaladı.» Syf 8 de Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ile ülkemiz tarımının çok daha ileriye gideceğine inanıyoruz Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özden GÜNGÖR ile Tarım, Kırsal Nüfus, Örgütlenme ve ZMO nun faaliyetleri hakkında konuştuk.» Syf 12 de Hadi İLBAŞ Dünden Bugüne Kooperatifçilik -30-» Syf 2 de Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine Köy-Koop Nasıl Bakmalı?» Syf 4 te Dr. Nezaket CÖMERT Tarımsal İşletmelerde Değer Zinciri Analizi» Syf 15 te Prof.Dr. T. Ayhan ÇIKIN Mikroekonomi Açısından Kooperatif Girişimler -II-» Syf 10 da Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Başka Bir Hayvancılık Mümkün» Syf 5 te Dr. Erhan EKMEN Aile Çiftçiliği Yılı ve Örgütlenmenin Önemi» Syf 14 te Erol AKAR Üretme İstasyonlarının Kapatılması Ne Kadar Doğruydu?» Syf 11 de Ünal ÖRNEK Avrupa Kooperatifçileri Polonya Varşova da» Syf 19 da Belgin GÜNAY Şap Hastalığı» Syf 18 de

2 2 KOOPERATİFÇİLİK Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Dünden Bugüne Kooperatifçilik -30- Üye Taahhütleri Engiz Koop. Genel Kurulu, dış ülkelere gidecek ortakların sermaye taahhütlerini daima yüksek tutuyor da Bakanlık TL. olarak saptıyor. Engiz ise Anasözleşmedeki tavanı, yani TL. nı alıyor.. Ancak sonraları bunun TL sının tahsiline, TL sının alınmamasına karar verilmiştir sayılı Kooperatifler Kanunu tavanı TL. na çıkarınca Engiz yeni gidecek ortakların taahhüdünü olarak saptıyor. Ve bunun ödenmesini sağlıyor. 13 Nisanda yapılacak IX. Olağan Genel Kurul gündeminde taahhüdün TL na çıkarılması konusu yer alıyor. Bu konu her dönemde sert tartışmalara yol açıyor. Kimi ortaklar, ya da velileri ile kooperatif düşmanları konuyu istismar ediyorlar. Ortak Almanya dan yazıyor: filan kooperatif ortağıyla beraberiz. O, ödüyor, siz benden istiyorsunuz. Ortak velisi Genel Kurulda konuşuyor: Şu kooperatif alırken, siz benim oğlumdan nasıl alırsınız? Kooperatif düşmanlarına fırsat doğuyor, Şikâyet edin diyorlar. Köy İşleri Bakanlığına mektuplar yağıyor: Neden yüksek taahhüt? Engiz Koop. un yatırımları Türkiye de bir köy kooperatifinin cesaret edebileceği en büyükler arasına giriyor. Öyleyse, Büyük Balıklar ancak büyük denizde yaşar. İmece Fabrika inşaatında Yalçın Engiz ve Ahmet Altun un kürekle harç kazıp tezkere ile taşıdığını gören yöneticiler de bu çabaya katılıyorlar. Yöneticileri ter içinde gören ortaklar coşuyor ve fabrika inşaatının bütün işçiliğini yapıyorlar. Hüsnü Kurtluoğlu bu imecenin parasal değerini hesaplıyor. : TL. İmece tutarı bilançoya ortak bağışları olarak geçiyor. Atardamar Türkiye Köy Kooperatifçilik hareketinin atardamarıdır Engiz. Neden mi? Çünkü Türkiye de köy kooperatifçiliği konusundaki her olayda, Engiz de oluşturulan fikirlerin payı vardır. Her olay Engiz de tartışılıyor. Olaylar ya sevinçle ya da şüphe ile karşılanıyor. Üzüntü Hadi İLBAŞ Köy-Koop Eski Genel Başkanı ve küskünlük yaratan olaylar da var. Örneğin,; 1163 sayılı kooperatifler kanununun çıkmasını Engizliler sevinçle Karşılıyor. Ancak bir kooperatifin diğer kooperatife tüzel kişi ortak olarak yatıracağı paranın de sınırlanması uygulamada tıkanıklık yaratıyor. CHP Seçim Bildirgesi, AP lilerin hoyrat davranışlarından yılan kooperatifçilerde büyük bir sevinç yaratıyor. Fakat peşinden Mustafa Ok un Köy İşleri Bakanlığı sırasında çekilen sıkıntılar adeta eski günleri aratıyor. Devlet katkısı yazısını imzalamıyor bir türlü sayın bakan. Efendim bir CHP milletvekili bu konuda meclise önerge vermiş. Engiz Koop a yeniden Devlet katkısı yapılmasına karşı imiş. Bunları duyan kooperatifçiler kooperatifçiliğe kahrediyorlar. Ecevit Hükümetinin iktidar süresi çok kısa olmasına karşın: Tek bir kooperatifçilik yasasını çıkaramaması, Kooperatifler Bankasını kuramaması, Halk Sektörünü oluşturamaması, Engiz Koop yöneticilerini küstürüyor. Engiz Koop ortağı Ahmet Altun un Köy İşleri Bakanı ile birlikte Adım adım Anadolu programı ilgi ile izleniyor. Ahmet Altun un Samsun Birliği Genel Kuruluna katılışı, toplantı sırasında Türkiye Radyolarından ajansından ilk haber olarak verilmesi Engiz de günlerce anlatılıyor. Bu başarılarına rağmen hemşerileri onun, kooperatifçilik hayatının en büyük hatasını işlediğini görmekte gecikmiyorlar Ahmet Altun Yer-Fisko Birlik Genel Müdürü olmuş, Mersinde göreve başlamış. Şaşırıp kalıyorlar. Güdümlü kooperatifçiliğe en sert biçimde karşı çıkan bir kooperatifçi, bir güdümlü kooperatifte nasıl görev alabilir. Onu köy kooperatifçiliğine ihanet etmekle suçluyorlar. Daha sonra Köy-Koop un çıkardığı Taban Dergisinde savunmasını okuyunca yürekleri ferahlıyor. Demek ki amaç kaleyi içten fethetmekmiş. YENİ BİR AŞAMAYA GELDİK 1 4 MAYIS Kooperatifçilik dalında Milliyet Karacan Armağanı ile ödüllendirilen üç kooperatif. Taşucu Balıkçılık Kooperatifi, Bademler Köy Kalkınma Kooperatifi ve Tüten Bacanın Öyküsü adıyla yarışmaya giren Bafra-Engiz Çevresi Köy kalkınma Kooperatiflerinin öykülerini okuduk. Armağan aldıkları dönemlerde Altın Çağını yaşayan bu kooperatifler şimdi ne durumda? Bademler Kooperatifi dışında diğerleri sahneden çekilmişler. Nasıl böyle bir duruma geldıklerini tek tek inceleyelim. Öyküsünü yazmakta olduğumuz Bafra- Engiz Çevresi Köy Kalkınma Kooperatifleri ve Engiz Koop un devamını getirelim önce. Engiz ve Çevre Köyler Kooperatiflerinin büyük bir istek ve heyecanla oluşturdukları birlik ve kurdukları süt tesisleri ne yazık ki o istek ve heyecana paralel olarak uzun ömürlü olamadı. Bu köyler kurdukları kooperatiflerle bir güç ortaya koyduklarına, böylece, o güne göre Türkiye de az bulunan pastörize süt tesisi ile onun yanında tereyağı ve soğuk hava tesisi kurmakla ileri bir adım attıklarına inanıyorlardı. Ama işler umdukları gibi yürümedi. Pastörize süt 72 saat içinde tüketilmezse bozuluyordu. İsveç ten sterilize süt tesisi getirildi. Ne var ki, tüm bunlar için yeterli işletme sermayesi yoktu. Köy İşleri Bakanlığından gerekli desteği sağlayamadılar. Bankalar kredi isteklerine pek sıcak bakmadılar. Çareyi Köy-Tür le %50- %50 ortaklıkta buldular. Ne var ki, kooperatifleri aracılığı ile yurtdışına gönderilen işçiler köylerinde modern evler yapma yarışına girmişlerdi. Ama onların konut yapma yarışı, kooperatiflerini ikinci plana itmelerine neden oldu. O güne göre Türkiye nin en modern süt tesislerini kuran insanların yeterli derecede kooperatif bilincine sahip olmamaları bu sonucu doğurmuştur. İlgili bakanlığın, kooperatif yöneticilerinin ortaklardaki bu zaafı görmeleri, ona göre eğitim planları hazırlamaları şarttır - Sürecek- Yazarımızın önceki yazılarına www. koykoop.org adresinden ulaşabilirsiniz DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu tarafından 1984 yılında Hindistan da yapılan Genel Kurulda alınan kararla kutlanmaya başlanan 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü; her yıl bütün dünyada çiftçilerin sorunlarını dile getirme adına, hatırlama adına, üretimin, çalışmanın, alın terinin bilinmesi adına, çiftçiliğin olmadığı bir dünyada üretimin olmayacağı, gıdanın olmayacağı, yaşanabilir bir çevrenin olmayacağının hatırlanması ve hatırlatılması adına kutlanmaktadır. Tüm dünyada coşkuyla kutlanan 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü aklında üretmek ve üreterek bu ülkenin topraklarına değer katmaktan başka düşüncesi, emeğinin karşılığını almaktan başka gayesi olmayan milyonlarca üreticiye atfedilmiş bir gündür. Gece gündüz, sıcak soğuk dinlemeden çalışan, üreten tüm çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü kutlu olsun. Köy-Koop Merkez Birliği MUHASEBEDE BU AY Değerli Kooperatif Yöneticileri ve Kooperatif Ortakları, Mayıs 2014 Dönemi muhasebe işleri ile ilgili yapılması gerekenleri madde madde aşağıda sıralamış bulunmaktayız. Bu arada 2013 T. yılına ait işlemlerimiz bitmiş defterlerimizi kapatılacak düzeye gelmesi gelmiş olması gerekmektedir. Kapanış tasdiklerinin yapılacak olması ileride yaşayabiliceğimiz sıkıntıları önlemek için önemlidir. 14/05/ /05/ /05/ /05/ /05/ /05/ /05/ /05/ /05/ /04/ /06/ /04/ /06/ /06/ /06/ /06/ /06/ /06/ /06/2014 KÖY-KOOP MERKEZ BİRLİĞİ 1971 yılından bu yana faaliyet gösteren Türkiye Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu nun geçiçi 2. maddesi gereği, intibak dışı kalarak tüzel kişiliklerini korumuş ve Merkez Birliği düzeyinde KÖY-KOOP adı altında üst örgütlenmelerini tamamlamışlardır. Köy-Koop Merkez Birliği; Tarıma ait farklı çalışma alanlarında (Hayvancılık, Süt üretimi ve işlenmesi, seracılık, halı kilim üretimi, zeytin ve zeytinyağı işlenmesi, bal, çeltik üretimi ve işlenmesi, çiçekçilik, fidan, salça, reçel, konserve üretimi v.b.) etkinlik gösterir. YAYIN KURULU Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI Dr. Özdal KÖKSAL Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Dr. Neşe N. TOPRAK Prof.Dr. Ayhan ÇIKIN Dr. Selen Deviren SAYGIN Prof.Dr. Cem ÖZKAN Dr. Güray AKDOĞAN Prof.Dr. Bülent GÜLÇUBUK Dr. Caner KOÇ Yrd. Doç.Dr. Tuba ŞANLI Uzm. Dr. Esra GÜNERİ Yrd. Doç.Dr. Hilal TUNCA Ünal ÖRNEK Yrd.Doç.Dr. Levent DOĞANKAYA Erol AKAR Dr. Yener ATASEVEN Tevfik Fikret CENGİZ Gazetemizin Yayın Kurulu Üyeleri Fahri Olarak Görev Yapmaktadırlar. KÖY KALKINMA VE DİĞER TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİF BİRLİKLERİ MERKEZ BİRLİĞİ 2014/1. Dönemine (Ocak-Şubat-Mart/2014) Ait Gelir/Kurumlar Geçici Vergisinin Beyanı 2014/1. Dönemine (Ocak-Şubat-Mart/2014) Ait Gelir/Kurumlar Geçici Vergisinin Ödenmesi Nisan 2014 Dönemine Ait İlan ve Reklam Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Nisan 2014 Dönemine Ait Aylık Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajının Beyanı Nisan 2014 Dönemine Ait Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Verilmesi Nisan 2014 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Beyanı Nisan 2014 Dönemine Ait Katma Değer Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Nisan 2014 Dönemine Ait Aylık Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajının Ödenmesi Nisan 2014 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Ödenmesi Gelir Vergisi Mükellefleri İçin Vergi Levhasının İnternet Vergi Dairesi Üzerinden Yazdırılarak Alınması Mükellef Bilgileri Bildiriminin Verilmesi 2013 Yılı Çevre Temizlik Vergisi I. Taksit Ödemesi 2013 Yılı Emlak Vergisi I. Taksit Ödemesi Kurumlar Vergisi Mükellefleri İçin Vergi Levhasının İnternet Vergi Dairesi Üzerinden Yazdırılarak Alınması Nisan 2014 Dönemine Ait 4/a ve 4/b Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Primlerin Ödenmesi Nisan 2014 Dönemine Ait Haberleşme Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Nisan 2014 Dönemine İlişkin Ba, Bs Formlarının Verilmesi İmtiyaz Sahibi ve Yayınlayan: S.S. Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği KÖY-KOOP Adına Yakup YILDIZ Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Mehmet SEVER Genel Yayın Yönetmeni: Emel TUĞRUL Haber Müdürü: Turgay SOLMAZ Haber Koordinatörü: Ayhan ELMALIPINAR Reklam Müdürü: Yasemin ACAR Merkez Adres: Paris Cad. 24/7 Kavaklıdere-Ankara Tel: Faks: Web: E-posta: info@koykoop.org Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın Mayıs 2014 ANKARA Baskı: Atalay Matbaacılık Ltd. Şti. Elif Sk. Sütçü Kemal İşhanı No:7/ İskitler - ANKARA Tel: Yazıların Sorumluluğu yazarlara, ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

3

4 4 TARIM Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ne Köy-Koop Nasıl Bakmalı? Yerel seçimler yapıldı. Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri, iki parti arasında sıkıştı kaldı. Aslında sorun iki parti arasında sıkışmanın ötesinde bölgenin sosyo-ekonomik sorunlarına yönelik politik önermelerin ortalıkta olmayışı idi. Bu bağlamda tartışılması gereken stratejik konuların başında, yetişkin nüfusun yüzde 15 ini barındıran Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri nde, kendilerini Kürt olarak tanımlayan kitlelerin içinde bulunduğu konumdur. Bu konuda, salt siyasi partilerin değil, kırsal kesimin en örgütlü kesimi olan Köy-Koop Hareketi nin de sorumluluğu vardır. Çünkü, anılan bölgelerde egemen üretim biçimi ve ilişkileri, toprak ağalığı temelli tarımsal etkinliktir. Bu doğrultuda önermelere geçmeden önce birkaç tespit yapalım; Günümüzde Kürt sorununun çözümünde, Kürt yoksullarının sendika, kooperatif gibi emek kitle örgütlerindeki temsilcileri devrede değildir. Topraksız köylüler, marabalar, kentlere yığılmış işsizler, boğaz tokluğuna çalışan işçiler, eğitim olanağı bulamamış gençler, kısaca Kürt yoksulları ortada gözükmüyor. Kürt yoksulları adına konuşanlar; meclise girmiş feodal beyler, feodaliteden bağını koparmamış bölgenin sanayi ve ticaret erbaplarıdır. Ayrılıkçı hareketinin egemen olduğu bölgelerde toprak mülkiyeti, aşiret örgütlenmesi altında toprak ağalarının denetimindedir. Ağalara ait topraklarda yoksul Kürt köylüsü, yarı aç, yarı tok varlığını sürdürmeye çalışır. Kimi zamanlar topraklar ile satılır ya da pazarlanır. Seçimlerde oylar kitlesel olarak atılır ve beyler meclise gider. Milletvekilleri, belediye başkanları, genellikle ya toprak ağaları ya da yakınlarıdır. Sanayici ve ticaret erbapları da benzer sınıfsal yapıdadır. Bölgedeki terörün siyasi, iktisadi, kültürel, askeri, toplumsal ve diplomatik yönü üzerine çok fazla tartışma yapıla gelmektedir. Buna karşılık bölge halkının temsilcisi olduğu iddiasıyla ortaya çıkan ve yöneticilerinin çoğu toprak ağası olan partiler de dâhil olmak üzere toprak ağalığının tasfiyesine yönelik önermeler ortalıkta yoktur. Konu bu yönüyle basında, sivil toplum örgütleri, sendikalar, kırsal kesimin örgütleri ve de aydınlar arasında, kamuoyunda da pek Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI İzmir Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu gündeme getirilmemekte, konu adeta görülmek istenmemektedir. Bölgede bir süreden beri var olan yapıyı bozmaksızın kooperatifleşme adı altında oyunlar sahnededir. Ağalara kooperatif kurduruyor. Marabalar kâğıt üstünde eşit kooperatif üyesi olarak gözüküyor. Ağa başkan oluyor ve kaynaklar bu şekilde ağalara aktarılıyor. Bu tip kooperatiflere bölgede sıkça rastlamanız olası. Ben onlara Aga-Koop adını vermiştim. Kentlere gelen yığınlar, sanayi ve hizmet sektörünün yeterince gelişememesi nedeniyle işsizdir. Bölgede eğitim ve sağlık hizmetleri de talebi karşılamaktan uzaktır. Onların insanca yaşamalarına yönelik ekonomik düzenlemeler ortalıkta yoktur. Ne Yapılmalı? Bu durumda ekonomik çözüm, bölgedeki feodal yapıyı tasfiye edecek olan ve temelinde Toprak Devrimi ni kapsayan Bölgesel Kalkınma Planı ndan geçmektedir. Toprak Devrimi nin ilk aşaması, elbette topraksız ya da az topraklı köylülerin yeter genişlikte topraklandırılmasıdır. Bu doğrultuda önermeleri tartışmaya açmak Köy-Koop un da sorumluluğundadır. Demokratik çözüm ise, ayrımcılığı ve etnik milliyetçiliği öne çıkarmadan Kürt yurttaşların kültürel kimliklerinin korunması, geliştirilmesi ve seçimlerde serbest iradelerini özgürce kullanabilmeleri sağlayacak önermelerin kitlelere aktarılmasıdır. (Bu konu ile ayrıntılı önermeler için bakınız: Kaymakçı;M.,Kürt Sorunu/ Toprak Devrimi Üzerine.(İç.,)Küresel Kapitalizme Karşı Tarım Yazıları. Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Yayınları ) Isparta Senirkent Ortayazı Köyü nde 31 Aileye 124 Baş Gebe Düve Dağıtıldı Köy-Koop Merkez Birliği Ortağı Isparta İli Tarım Kooperatifleri Birliğine bağlı; Isparta Senirkent İlçesi S.S. Ortayazı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi kapsamında uygulamakta olduğu Süt Sığırı Yetiştiriciliği Projesi kapsamında, her bir aileye 4'er baş olmak üzere 31 aileye toplam 124 baş Simental Irkı gebe düve dağıtımı yapıldı. 07 Nisan 2014 tarihinde Senirkent İlçesi Ortayazı Köyü nde düzenlenen törene Vali Yardımcısı Tahir DEMİR, Senirkent Kaymakamı Mehmet SAYIN, Aksu Kaymakamı Lokman ÖNDER, Atabey Kaymakamı Ömer Faruk ÇELİK, Gönen Kaymakamı Adem USLU, Köy-Koop Genel Başkanı Yakup Yıldız, Isparta İli Tarım Kooperatifleri Birliği Başkanı M. Barış AYDIN, Senirkent Belediye Başkanı Erol CİVELEK, Isparta Tarım İl Müdürü Cenk ŞÖLEN, Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürü Ayhan YAMAN, birçok kooperatif başkanı ve çok sayıda davetli ile köy halkı katıldı. Proje kapsamında; proje uygulayıcısı durumundaki 31 ortağın mevcut ahırlarında gerekli tadilatlar yapıldı. Kooperatif tüzel kişiliği için bir işletme binası yapıldı. 5 ton kapasiteli süt soğutma tankı, slaj makinesi, yem ezme makinesi, 31 adet seyyar süt sağım makinesi ve bir adet jeneratör alındı. Proje için toplam ,00 TL. kredi kullandırılırken, bu tutarın proje faydalanıcısı olan ortaklar tarafından ilk iki yılı ödemesiz olmak üzere TL. lik taksitler halinde sekiz yılda ve faizsiz olarak geri ödemesini yapacaklar. Köy-Koop Genel Başkanı Yakup Yıldız açılışta yaptığı konuşmasında, Daha önceki yıllarda olduğu gibi Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi Türkiye mizin çeşitli illerinde uygulanmaktadır. Ortayazı köyümüzde ve Isparta ilimizde bu projenin uygulanmasının çok büyük bir önemi var. Isparta ve çevre illerde değişik ırk olarak adını duyuran ve Isparta ilimizde ilk kez bu projeyle simental ırkı süt sığırcılığı uygulanması önem arzetmektedir. Simental ırkı damızlık düve yetiştirmek gelecek yıllarda Isparta yı bir çekim merkezi haline getirecektir. dedi. Isparta Bölge Birliğinin Aksu merkez ilçesinde de benzer bir proje çalışması yaptıklarını belirten Yıldız, Isparta ilimizde günlük süt üretimi yaklaşık 350 ton sütün kayıt altında olduğunu, bunun da kooperatifler vasıtasıyla pazarlandığını biliyoruz. Daha önce uygulaması yapılan Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi nde kooperatiflerimiz çok başarılı olmuştur. Uygulanan bu projeler sayesinde ekonomiye katma değer yaratılmıştır. Ortayazı köyümüz ve ortaklarına bu projenin başarılı olmasını temenni ediyorum diye konuştu. Isparta Tarım İl Müdürü Cenk Şölen, Projemiz, kooperatifçiliğin desteklenmesi suretiyle köylerimizin hayvancılıkta ilerlemesi için uyguladığımız tip projelerden bir tanesi. Bugün burada insanların sevincini hep birlikte yaşıyoruz. dedi. Hayvanlardan daha yüksek verim elde etmek için bu projenin takipçisi olacaklarını vurgulayan Şölen, Bakanlık olarak zaten yonca, korunga, silajlık mısır gibi her türlü yem bitkisi üretimini her aşamada teşvik ediyoruz. Bu projelerde başarılı olmak için köylümüz ve bizlerin gayretleri çok önemli şeklinde konuştu. Kooperatiflerin Milis Kuvvetler şeklinde hareket ettiği değerlendirmesinde bulunan Isparta Tarım İl Müdürlüğü Kırsal Kalkınma Şube Müdürü Ayhan Yaman, Bu aşamada kooperatifleri Kurtuluş Savaşı ndaki organize olamamış, kendi çabalarıyla birşeyler yapan, milis kuvvetlere benzetiyorum. Milis kuvvetlerin belli bir birikime, idari kapasiteye kavuştuğunda ve birlikte organize olunduğunda neler yapabildiğini tarihimizde gördük. İlimizde kooperatifler milisler şeklinde hareket ettiği için, şuan çok başarılı demek kendimizi kandırmaktan öteye geçmez. Kooperatiflerin dikey örgütlenmeleriyle, daha organize ve daha da güçlü olmalarıyla, kooperatiflerin öncülük ettiği bu tür projelerdeki başarılarının önünü açacaktır. diye konuştu. Köy-Koop Genel Başkan Yardımcısı M. Barış Aydın ise yaptığı açıklamasında, Isparta Tarım Kooperatifleri Birliği olarak bizler, yatırım projelerinin bütçe sıkıntısından dolayı geç çıktığını gördük, yaşadık. Bu nedenle Kırsal Alanda Sosyal Destek Projelerinin kolay çıktığından dolayı, kooperatiflerimiz bu tür projelere yönlendiler. Ama bizler istiyoruz ki, yatırım projelerinde, sayı fazlalığı var. Bu projeler bizim için çok önemli. Yaptığımız projelerin geri dönüşümlerindeki başarımızla Türkiye de öncü olduğumuzu düşünüyoruz. Yaşanan kuraklık, süt fiyatlarının yetersizliği, girdi maliyetlerinin yüksekliği gibi sorunlar bizleri umutsuzluğa sevk etmemeli. Kooperatifçilik dayanışmasını güçlendirerek, bir arada, omuz omuza vererek bu sıkıntılardan kurtulacağımızı unutmamalıyız. değerlendirmesinde bulundu. Aydın, Her aşamada, her platformda kooperatif ortak ve yöneticilerinin eğitiminin önemini vurguluyoruz. Bu amaçla 2014 yılı içerisinde Isparta ilimizdeki ortaklarımıza yönelik bir eğitim çalışması yaparak, bunu sürekli hale getireceğiz dedi. Kura çekimi sonrasında gebelikleri teyit edilerek, iç dış parazit ve vitamin uygulaması yapıldıktan sonra hak sahibi ortaklara teslimatı yapıldı. Köy-Koop Kastamonu Birliği Sertifika Eğitim Programları Devam Ediyor Köy-Koop Kastamonu Birliği kooperatif ortaklarına yönelik eğitim programlarına devam ediyor yılından bu yana DGRV (Alman Kooperatifleri Konfederasyonu) ile ortaklaşa yürütülen teknik işbirliği çerçevesinde; Nisan 2014 tarihleri arasında Antalya Kemer Grand Haber Otelde eğitim düzenlendi. Sertifika Hazırlık Programı kapsamında (SHP-2) kooperatifçilik uygulamaları, Girişimcilik, Tedarik ve Pazarlama konularında verilen eğitime Köy-Koop Kastamonu Birliğinden, S.Özcan Özdemir, Dilek Özdemir, Özkan Kapucu ve Mustafa Maden katıldı Nisan 2014 tarihleri arasında düzenlenen Sertifika Hazırlık Programı (SHP-3) kapsamında; insan kaynakları, bölgelerde stratejik planlama, finansal yönetim, kooperatiflerde hizmet alanları konularında verilen eğitime Kastamonu Bölgesinden 40 kişi katılım sağladı. Eğitim sonunda katılımcılara sertifikaları verildi.

5 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 TARIM 5 Türkiye de Kuduza Karşı Ağızdan Aşılama Projesi Başladı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaban hayatında kuduz hastalığı ile mücadele amacıyla Türkiye de Kuduza Karşı Ağızdan Aşılama Projesi ni uygulamaya koydu. Proje, yaban hayatı kaynaklı kuduz hastalığının yoğun olarak görüldüğü km² alanda 3 yıl süreyle senede bir defa olmak üzere havadan aşılama çalışması ile yürütülecek. Proje çerçevesinde özellikle tilkiler olmak üzere yabani hayvanların oral aşılama yolu ile bağışık duruma getirilmesi çalışmaları 21 ilde (Aksaray, Ankara, Antalya, Bilecik, Bolu, Burdur, Çankırı, Çorum, Düzce, Eskişehir, İsparta, İstanbul, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Nevşehir, Niğde, Sakarya ve Yozgat), yaban hayvanlarının yaşam ve dolaşma alanlarına zayıflatılmış canlı virüs içeren yemler (bait) bırakılması şeklinde aşı uygulaması yapılacak. Aşılama çalışmaları uçakla aşı kapsüllerinin havadan açık alan ve kırsala atılması şeklinde yapılacak. Bu çalışmada kullanılacak aşı, SAD B19 suşu ile üretilmiş attenue canlı bir aşıdır. Aşının çevresinde bulunan köfte şeklindeki yem, balık ve hayvan yemi ile parafin ve yağdan yapılmıştır. Aşı plastik bir kapsülün içinde alüminyum folyo ile kaplanmış halde köftenin ortasında yer almaktadır. Aşılama çalışmaları boyunca program etkinliğinin azalmaması için, açık arazide ve yaban hayatta aşılama çalışması yapılan alanlarda çocuklar başta olmak üzere vatandaşların; Canlı virüs içeren "bait" lere dokunmamaları, aşı kapsülleri ve çevrelerindeki yemleriyle temas etmemeleri; Bu kapsüllerin (yemlerin) kesinlikle parçalanmaması ve bütünlüğünün bozulmaması; Eğer halen bütünlüğü bozulmamış bir aşı yemi ise diğer kişilerin göremeyeceği bir yere doğru ayakla itilmesi, aşı yeminin yani köftenin kendisinin insan sağlığına zararlı olmamasına rağmen dokulmaması, Yemlerin açılması/delinmesi ve aşı virüsünün bütünlüğü bozulmuş deriyle veya mükoz membranlarla teması gibi durumlarda ise en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri; Hekim tarafından Kuduz Aşısı Profilaksi programına alınan kişiler varsa aşılarını aksatmadan ve gününde yaptırmaları gerekmektedir. Başka bir hayvancılık mümkün Kitabı Yayınlandı Kırmızı eti, yumurtayı, sütü korka korka tüketenlere iyi haberlerimiz var. Ancak önce bilgi edinmek, sonra da biraz emek ve zaman harcamak gerekiyor. Konu olan hayatımız. Tarım Ekonomisi Derneği ve Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından düzenlenen bir çalıştayın bildiri ve tartışmalarını içeren Başka Bir Hayvancılık Mümkün kitabı, Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayınlandı. Editörlüğünü Fatih Özden ile birlikte yaptık. Kitapta uzman hekimler, tarımcılar, veteriner hekimler ve üreticilerin bildiri ve tartışmaları var. Kitap, uzmanlar ve öğrenciler kadar halka yönelik de hazırlandı. Kitapta da ayrıntılı sözü edildiği gibi, eskiden çiftlik hayvanları meralarda otlayarak beslenirlerdi. Sonraları her şey değişti. Şimdilerde dünyada soyanın % 90 ını, mısırın % 80 ini hayvanlar yemekte. Sonuç, hayvanlar da şeker hastası oluyorlar. Bunların etlerini, yumurtalarını yiyen insanlar, başta kalp ve damar hastalıkları, alzheimer, parkinson olmak üzere birçok hastalığa yakalanıyor. Yoğun yemle beslenen bu hayvanların ürünlerinde omega 3 ve konjüge linoleik asit azalıyor. Bu durum ise hastalıklara kapıyı açıyor. Meralarda otlayan ve çayır otları ile beslenen hayvanların ürünleri ise son derecede sağlıklı oluyor. Yem ham maddeleri ülkemize Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi tayfun.ozkaya@ege.edu.tr daha çok, ithal ediliyor. Bunların da çoğu GDO lu. Uzun yıllardır meraları ihmal ettik. Bununla ilgili bir yasa da çıktı. Ancak değişen bir şey olmadı. Şu anda meralarımız bazı istisnalarla çok verimsiz. Mera ıslahı son derece önemli. Verimi düşük meraları daha iyi değerlendirerek koyun ve keçiye daha çok önem vermemiz gerekiyor. Hayvanları kapalı yerlere tıkarak yürütülen besleme sisteminin doğrudan gözlenemeyen ağır bir bedeli var. İnsan sağlığındaki artan sorunlar, çevre kirliliği, işçi ve köylü refahındaki kayıplar çok ağır. Kesif yemle besleme daha çok, dev hayvancılık işletmeleri tarafından seviliyor. Bunlar bu yüzden, sonucu ne olursa olsun, köylülerin daha küçük kapasiteli hayvancılık işletmelerini aşağılayarak devlet desteklerinin de kendilerine akmasını sağlıyorlar. Sıfır faizli hayvancılık kredilerini hatırlayalım. Gördüğünüz gibi köklü çözüm, politikadan geçiyor. Ancak bireyler ve gruplar olarak da yapacaklarımız var. Daha çok otla beslenen hayvanların sütlerini, yumurtalarını doğrudan köylülerden veya köylü pazarlarından alalım. Gruplar olarak örgütlenip, köylünün temiz ve sağlıklı sütünü, sebzesini ne olduğunu bilerek almak da bir çözüm. Buna topluluk destekli tarım diyoruz. Kitapçılardan veya indirimli olarak adresinden kitabı edinebilirsiniz.

6 6 GÜNDEM Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Üreticiye, 2014 Yılında Verilecek Tarımsal Destekler Açıklandı Bakanlar Kurulu nun 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ı, 1 Ocak 2014 tarihinden geçerli olmak üzere tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayınlandı. Böylece, 2014 yılında üreticilere verilecek tarımsal destekler resmen belirlenmiş oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın 2013 yılı ile karşılaştırıldığında 2014 te bazı yeni destekleme kalemlerini hayata geçirdiğini görüyoruz. Bu yenilikler arasında, hayvancılık alanında sürü yöneticisi (çoban) istihdamı desteği uygulaması yer alıyor. Bu desteğe göre 500 baş ve üzeri küçükbaş hayvana sahip işletmelere 2014 yılı için işletme başına TL ödeme yapılacak. Diğer destekleme kalemlerine bakıldığında önemli bir artışın da organik tarım ve İyi Tarım Uygulamaları nda olduğu görülüyor. Geçen sene organik tarım yapan meyve-sebze üreticileri dekar başına 50 TL destek alırken, bu destek 2014 yılında 70 TL ye yükseltildi. Ancak, organik tarımda tarla bitkilerinde ve hayvancılıkta geçen seneki destek miktarları ise değiştirilmedi. Buna göre; 2014 yılında tarla bitkileri üretimine dekar başına 10 TL, anaç sığır ve manda başına 150 TL, buzağı başına 50 TL, anaç koyun ve keçi başına 10 TL, arılı kovan başına 5 TL, kilogramına alabalıkta 0,35 TL, çipura ve levrekte 0,45 TL destek verilecek. İyi Tarım Uygulamaları nda meyve-sebze yetiştiren üreticiler ise geçen sene dekar başına 25 TL alırken bu sene önemli bir artışla dekar başına 50 TL destek alacaklar. Örtü altında İyi Tarım Uygulamaları yapan üreticiler ise geçen sene dekar başına 100 TL destek alırken bu sene dekar başına 150 TL destek alacaklar. Çevreye dost üretim yöntemlerinden olan organik tarım ve İyi Tarım Uygulamaları na verilen desteklerde artış görülüyor. Ayrıca, biyolojik ve biyoteknik mücadele desteğinde de bir artış olduğunu görüyoruz. Bu artışların, devletin tarımsal çevre uygulamalarına verdiği önemden kaynaklanmasını umuyorum. Gelelim mazot ve gübre desteklerindeki duruma Mazot ve gübre desteklerine bakıldığında peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları; hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumru bitkiler, sebze ve meyve alanları; yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri alanları için 2013 yılına göre mazot ve gübre desteklerinde 2014 yılında 2-5 kuruş arasında artışa gidildi. Değişikliklere göre; peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanlarında dekar başına 3,1 TL mazot, 4,3 TL gübre desteği verilecek. Hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumru bitkiler, sebze ve meyve alanlarında dekar başına 4,6 TL mazot, 6 TL gübre, yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri alanları için ise dekar başına 7,5 TL gübre ve mazot destekleme ödemesi yapılacak yılında toprak analizi desteği ise dekar başına yine 2,5 TL olacak. Toprak analizi, bakliyat ve hububat ürünleri, yem bitkileri, çay, sertifikalı tohum üretim ve kullanımı, sertifikalı fide ve fidan, Çiftlik Muhasebe Veri Ağı ile tarım danışmanlığı gibi birçok destekte ise 2014 yılında hiç bir artışın olmadığı görülüyor. Bunların yanında, 2014 yılında sözleşmeli olarak aspir, kanola ve soya fasulyesi üretimi yapan üreticilere fark ödemesi desteğine ilave olarak dekar başına 10 TL ödeme yapılacak. Hayvancılık desteklerine bakıldığında ise Bakanlık kayıt sistemlerine ve Soy Kütüğü ve Ön Soy Kütüğü Sistemi (E-Islah) veri tabanına kayıtlı, sütçü, kombine ve etçi kültür ırkı veya kültür ırkı melezi en az 5 baş anaç sığıra sahip, ulusal düzeyde üst örgütlenmesini tamamlamış bir hayvancılık örgütüne üye olan yetiştiricilerle sayı şartına bakılmaksızın Bakanlık kayıt sistemine kayıtlı anaç mandaya sahip olan yetiştiricilere, sütçü ve kombine ırkların anaç sığırı için soy kütüğüne kayıtlı olanlara ve etçi ırklara farklı olmak üzere hayvan başına ödeme yapılması planlanmıştır. Buna göre, sütçü ve kombine ırklar ve melezleriyle etçi ırkların melezleri her anaç sığır için 225 TL, etçi ırklar anaç sığırlara 350 TL, anaç mandaya 400 TL, sütçü ve kombine ırklar ve melezleri anaç sığır soy kütüğü ilavesinde 70 TL destekleme ödemesi yapılacak. E-Islah veri tabanına kayıtlı anadan suni tohumlama veya etçi ırklarda Bakanlık tan izin alınmış tabii tohumlama boğasıyla tohumlama sonucu doğan buzağılar için 75 TL, döl kontrolü projesi kapsamında testi tamamlanıp onaylanmış boğa spermasıyla yapılan suni tohumlamadan doğanlara 35 TL, yerli ırk veya melezi sığırlardan etçi ırklara ait spermayla yapılacak tohumlama sonucu doğan buzağılara ise 75 TL destek verilecek. Bakanlar Kurulu nun aldığı karara göre yerli tohum kullanmayı teşvik etmek amacıyla yurt içi sertifikalı tohum kullanım destekleri de belirlenmiş oldu. Buna göre; dekar başına olmak üzere buğday için 7,5 TL; arpa, tritikale, yulaf ve çavdar için 6 TL; çeltik, yer fıstığı ve yonca için 8 TL; nohut, kuru fasulye ve mercimek için 10 TL; susam, kanola ve aspir için 4 TL; patates için 40 TL; soya için 20 TL; korunga ve fiğ için 5 TL destekleme ödemesi belirlendi. Desteklerden yararlanabilmek için üreticilerin Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) ye ve Bakanlığın ilgili diğer kayıt sistemlerine kayıtlı olması gerekmektedir. Tarımsal destekler ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler 12 Nisan 2014 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı nda bulunabilir. Üreten tüm çiftçilerimize bereketli bir ürün dönemi diliyorum... Kuraklığa İlk Önlem İthalat Hükümet, kuraklığa karşı ilk önlem olarak fiyat artışı beklenen 4 üründe sıfır gümrükle ithalat kararı aldı. 19 Nisan tarihli Resmi Gazete de yayımlanan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü nce Kullanılmak Üzere Buğday, Arpa, Mısır ve Pirinç İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulaması Hakkında Karar ına göre, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), sıfır gümrükle; 2.5 milyon ton buğday, 1 milyon ton arpa, 500 bin ton mısır ve 200 bin ton pirinç, toplamda 4.2 milyon ton buğday, arpa, mısır ve pirinç ithal edecek. Bu karar kapsamında yapılacak ithalat için Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü nce ithal lisansı düzenlenecek. İthalat lisansları buğday, arpa ve mısır için 31 Mayıs 2016 ya kadar pirinç için düzenlenen ithalat lisansı ise 1 Eylül 2016 ya kadar geçerli olacak. Üretim yüzde 20 azalacak Özellikle İç Anadolu, Trakya, Doğu ve Güneydoğu da yağışların az olması nedeniyle yaşanan kuraklığın etkisi ile hububat üretiminin ülke genelinde yüzde 20 oranında azalması bekleniyor. Hükümet, geçen yıl rekor üretimin gerçekleştiği hububatta bu yıl kuraklığın etkisi ile sorun yaşamamak için Toprak Mahsulleri Ofisi ne sıfır gümrükle ithalat yetkisi getirdi. Toprak Mahsulleri Ofisi nin piyasadaki gelişmeleri ve fiyat değişimine bağlı olarak ithalat yetkisini kullanacak. Üretimdeki düşüş nedeniyle fiyat yükseldiğinde ithalat silahı böylece devreye sokulacak. Hububat üreticileri ise, alınan ithalat kararının kuraklığa karşı bir önlem olmasının yanı sıra sezon öncesinde fiyatı baskı altına almaya yönelik de olduğunu ileri sürdü. Üreticiler, her sene hasat öncesinde ithalatın gündeme getirildiğini hatırlatarak: Biz ürünümüzü hasat ederken ithalat gündeme getirilerek fiyatın düşük oluşması sağlanıyor. Bu sene kuraklık nedeniyle zaten üretim az. Üretici çok büyük zarara uğradı. İkinci bir darbe de ithalatla vurulacak görüşünü dile getirdi. Kuru Üzüm Fiyatlarının 5,5 ten 3 Liraya Kadar Gerilemesi Krize Yol Açtı Üzüm üreticileri, çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarının kısa sürede 5 ten 3,2 liraya düşmesine tepki gösterdi. Fiyatların düşmesinde, İran üzümünün transit ticaret yoluyla Türkiye ye girmesi etkili oldu. Tariş Üzüm Birliği Başkanı Ali Rıza Türker in, Bazı ihracatçıların transit ticaret yoluyla gelen İran üzümünü pazarlaması ve ihracatta Türk üzümü yerine İran üzümünün tercih edilmesi fiyatları düşürdü. Üreticinin 2013 yılı rekoltesinin çok düşük olması sebebiyle zaten mağdur olduğunu, son zamanlardaki fiyat düşüşünün de bu mağduriyetini daha fazla arttırdığını söyledi. İzmir Ticaret Borsası (İTB) Başkanı Işınsu Kestelli de bir açıklama yaparak spekülasyona dikkat çekti. Kestelli, Dünya lideri olduğumuz üzümde, ülkemizin kaybedeceği spekülatif fiyat döngüsü artık bitmelidir. şeklinde konuştu. Gelişmeleri kriz olarak değerlendiren Kestelli, Ege Bölgesi nde yaklaşık 100 bin üretici ailenin geçim kaynağı olan üzümün, bölge ekonomisinin de önemli bir itici gücü olduğuna dikkat çekti. Çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 90 ının ihraç edildiğini belirterek, fiyatların diğer üretici ülkelerdekiyle rekabet edebilecek seviyede olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca çekirdeksiz kuru üzümün gelişmiş Avrupa ülkelerine hammadde olarak satıldığını ve ihraç edildiği yerde bir sanayi girdisi olarak işlem gördüğünü dile getiren Kestelli, Bu durum, üzüm ihracatında fiyatları çok daha önemli konuma getirmektedir. Üzüm fiyatlarının aşırı yükselmesi durumunda diğer üretici ülkeler, devreye girerek pazarımızı kapmaktadır. Sezonun hemen başında yaşanan gelişmeler piyasa üzerinde ciddi baskı kurmuş, rekoltenin bir önceki yıla göre yarı yarıya düşeceği söylentisi yayılmış, üzüm fiyatlarının 6 7 liraya yükseleceği spekülasyonu yapılmış ve üreticimize mallarını satmamaları telkin edilmiştir. diye konuştu. Bunun sonucu olarak eylül ve ekim aylarında yeterli ürün arzı olmamasının fiyatları 5 liranın üzerine çıkardığını aktaran Işınsu Kestelli, şunları kaydetti: Buna rağmen beklentilerin spekülatif şekilde yükseltilmesi, ihracatımızı olumsuz etkilemiştir. Ürünün değerli olması, üreticimizin kazanması hepimizin arzusudur ancak bir üründe fiyatlar rekabet edemeyecek düzeye gelirse malınızı satamazsınız. Üzümde yaşananlar tam olarak budur. Balonlaştırılan fiyatlar yüzünden ihracatta ciddi pazar kayıplarına uğramış durumdayız. Biz 5 liralı beğenmeyip mal satmazken bu rakamı olumlu bulan İran ve Amerika gibi üretici ülkeler bizim pazarımızı aldı. İhracatımız, 160 bin tondan 110 bin tona geriledi. İTB Başkanı Kestelli, üzümde balonun patlaması sonucu fiyatların 3 lira seviyelerine kadar gerilediğini 5,5 ten 3 liraya inen bir üründe, son derece ciddi bir kriz var demektir. Bazı kurumlar, bunun bir oyun olduğunu beyan etmektedir ancak kazananı olmayan bir oyun olmaz. Bu fiyatla üretici, aracı, tüccar, ihracatçı hepsi zarar etmektedir, yani her kesim kaybetmiştir. Türk üzümcülüğü kaybetmiştir. Hiç risk olmadan, popülist demeçlerle piyasayı yönlendirme çabaları hepimize çok pahalıya mal olmuştur. dedi. Avrupa Tarım Komisyonu ve 29. Avrupa Bölge Konferansı Romanya nın Bükreş şehrinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 38. Avrupa Tarım Komisyonu (ECA) 29. Avrupa Bölgesel Konferansı na (ERC) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları katıldı Nisan 2014 tarihleri arasında Bükreş Parlamento Sarayı nda gerçekleştirilen ve FAO Orta Asya ve Avrupa Bölgesi nden üye ülkeler, diğer uluslararası kuruluşlardan gözlemciler ile Sivil Toplum Kuruluşlarından temsilcilerin yer aldığı toplantıya, Müsteşar Mirmahmutoğulları başkanlığında, Bakanlık Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü (ABDGM) ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü tarafından da katılım gerçekleşti. Avrupa ve Orta Asya da Gıda ve Tarımın Durumu, Avrupa ve Orta Asya Bölgesi ndeki Yerinden Yönetim Ofisleri Ağı, kooperatifler, tarımsal gıda sistemleri, kuraklık yönetimi, 2014 Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı gibi konular ele alındi. Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı nın ana teması, Avrupa ve Orta Asya daki Gıda Kayıpları ve Atıkları olarak belirlendi. Ayrıca, 2016 yılında gerçekleştirilecek FAO 30. Avrupa Bölge Konferansı nın ülkemizde gerçekleştirilmesine yönelik teklif, Konferans tarafından kabul edildi.

7 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 KOOPERATİFÇİLİK 7 Türkiye de Kooperatifçilik Eğitiminin Kurumsallaştırılması Çalıştayı Düzenlendi Türkiye Milli Kooperatifler Birliği, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 25 Nisan 2014 tarihinde Ankara da ortak bir çalıştay gerçekleştirdi. Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin de katılım sağladığı, iki oturum şeklinde gerçekleşen çalıştayda, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) Avrupa Direktörü Klaus Niederlander, ILO Kooperatifçilik Bölüm Şefi Dr. Simel Eşim, Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcileri, akademisyenler ve Kooperatif Üst Kuruluşlarının temsilcileri yer aldı. Kooperatifler birer demokrasi okullarıdır. Çalıştayın açılış konuşmasında; 2012 yılında açıklanan Kooperatifçilik Strateji Belgesi ve Eylem Planı nda kooperatifçilik eğitimini kurumsallaştırmayı hedeflediklerini vurgulayan Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Muammer Niksarlı, Bu hedefler çerçevesinde Kooperatifçilik Eğitim ve Araştırma Merkezi kurulması teklifinde bulunduk. Bugün bu kurumun nasıl çalışacağı, nasıl yönetileceği, programının neler olabileceği, hedef kitlesini tartışacağız. Kooperatifçilik anlayışı özünde bir kültür meselesidir. Sadece Eğitim ve Araştırma Merkezi kurarak toplumumuzda bir koooperatifçilik kültürü oluşturamayız, yeşertemeyiz, yaygınlaştıramayız. Toplumumuzda bu kültürün, duygunun oluşmasını öncelikle okul öncesi ve ilkokul düzeyinden başlayarak yeni nesillere aşılayarak sağlayabiliriz. Bu zaten Strateji Belgesi nin öngörülerinden biridir. Strateji Belgesi aynı zamanda siyasi bir tercihi ortaya koyuyorsa ve bu tercih bilinçli olarak ortaya konmuşsa, bu tercihin kurumlarının bir an evvel yaşama geçirilmesi zorunludur. Kooperatifçilik okuyarak öğrenilmez, okuyarak bilgi sahibi olunur. Kooperatifçilik demokrasi gibi yaşayarak öğrenilir, gelişir ve olgunlaşır. Onun için kooperatifler birer demokrasi okullarıdır. Demokrasinin sürekliliği konusunda sorun yaşayan ülkeler varsa, yapmaları gereken ilk yatırım, çocuk bazında kooperatifçilik eğitimi olmalıdır. diye konuştu. Çalıştayın yöneticiliğini gerçekleştiren Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Dış İlişkiler Sorumlusu Prof.Dr. Hüseyin Polat, farklı yapılanma ve uygulamalardan örneklerle dünyada kooperatifçilik eğitimi veren kurumlar hakkında detaylı bilgiler aktardı. Olması gereken şey kooperatiflerin bu işi kendi sorunları olarak ele alarak, kendi sorunlarını kendilerinin çözmeleri gerekiyor. Avrupa ülkelerinde kooperatifçilik eğitimi ve araştırma konusunda değerlendirmelerde bulunan, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) Avrupa Direktörü Klaus Niederlander gazetemize yaptığı açıklamasında, Kooperatifçilik eğitimi yalnız Türkiye de değil dünyanın her yerinde çok önde gelen ve güncelliğini koruyan önemli bir sorun. Bu nedenle bu yönde atılacak olumlu adımlar çok önemli. Buraya bu konudaki deneyimlerimizi paylaşmak için toplandık. Bu paylaşımlarımızın olumlu olacağı konusunda umutluyum. Kooperatifçilik eğitimi ortakların ve personelin eğitimi ile sınırlı kalmamalı. Kooperatiflerin birer işletme olduğunu düşündüğümüzde, eğitimlerin işletmenin profesyonel yöneticilere kavuşturularak geliştirilmesi açısından da önemli olduğunu düşünüyorum. Olması gereken şey kooperatiflerin bu işi kendi sorunları olarak ele alarak, kendi sorunlarını kendilerinin çözmeleri gerekiyor. Elbette de devletin de bu aşamalarda katkıda bulunması gerekli. Ama ileriye bakıldığında bu işin tek çözümü kooperatiflerin kendi ellerinde olduğu gözüküyor. Uluslararası Kooperatifler Birliği olarak, çözüme ilişkin çalışmalara katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. şeklinde konuştu. Türkiye de gerçekten çok değerli, düşünürler, yazarlar, konularında uzman kişiler var. ILO nun kooperatifçilik eğitimi ve araştırma çalışmalarına katkıları konularında bilgi aktaran Dr. Şimel Eşim ise çalıştayla ilgili yaptığı açıklamasında, Türkiye de gerçekten çok değerli, düşünürler, yazarlar, konularında uzman kişiler var. Bugün bu çalıştayda kooperatifçilik eğitiminin kurumsallaşması, kurumlara kooperatifçilik bilgisinin, bilincinin eklemlenmesi, çocuklara tüm eğitim dönemlerinde kooperatifçiliğin aşılanması ve bu bağlamda internetin yaygın kullanılması gibi pek çok konularda konuştuk. dedi. Eğitim Türkiye kooperatifçiliğinin en önemli eksiklerinden birisidir. Köy-Koop Habere Çalıştayın genel bir değerlendirmesini yapan Türkiye Orman Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Cafer Yüksel, Bu çalıştay, kooperatifçiliğin kurumsallaşması genel amaç olmakla birlikte, kurumsal yapısının oluşmasına yönelik bir arama çalışmasıdır. Eğitim Türkiye kooperatifçiliğinin en önemli eksiklerinden birisidir. Herkesin üzerinde hem fikir olduğu bir konudur. Bu çalışma burada bitmemeli. Bir günde çözülecek bir sorun olduğunu söyleyemeyiz. Kooperatifçilikte kurumsallaşma ve eğitim çok önemlidir. Eğitimde sürekliliğin ve kurumsallaşmanın sağlanabilmesi için ciddi bir alt yapıya ihtiyaç vardır. Altyapı derken, eğitim amaçlı örgütlü yapıya ihtiyaç vardır. Burada kaynakların rasyonel kullanımda önemlidir. İyi ve doğru bir planlama ile sürdürülebilir bir şekilde, yani kaynak sorununu en aza indirgeyebiliriz. Burada örgütlerimize önemli görev düşüyor. Örgütlerimizle hemfikir olmalıyız. Önce kendi öz kaynaklarımızı başta, insan gücümüzü hazır hale getirip, sonra devletten destek beklemeliyiz. Baştan devletten destek istersek, o zaman konuyu devlet bildiği gibi çözer. Bildiği gibi çözüdüğü zaman da diğer sorunlarımızda olduğu gibi olumsuzluklarla karşılaşıyoruz. Bu şekildeki sorunun çözümü, bizim ihtiyaçlarımızı karşılar durumda olmayabiliyor. O nedenle yapılması gereken, her anlamda özerkliğimizi korumak istiyorsak, eğitimde de özerkliliğimizi korumamız gerekir. Bunun için elimizi değil, kolumuzu taşın altına koyup, bütün imkanlarımızı seferber etmeliyiz. Yurtdışı deneyimlerimizi de ülkemiz koşullarında uygulanabilir yöntem belirleyerek, buna kurumsallaşmayı da ekleyerek başarabileceğimize inanıyorum. dedi. Çalıştayda; Türk Kooperatifçilik Kurumu Başkanı Prof.Dr. Rasih Demirci; Türkiye de kooperatifçilik eğitiminin geçmişi ve bugünkü durumu, Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliğinden Prof.Dr. Salahattin Kumlu; DGRV nin Türkiye deki eğitim çalışmaları ve IRFO Projesine katkısı, Türkiye Orman Kooperatifleri Merkez Birliği (OR-KOOP) Dış İlişkiler Koordinatörü Ünal Örnek; TAKOG un İRFO Projesi kapsamında yürüttüğü eğitim çalışmaları konularında bilgi aktardılar. Yapılan çalıştay sonucunda elde edilen görüş ve öneriler bir rapor haline getirilerek Eylem Planı çalışmalarında değerlendirilecek. HAL VE GİDİŞ Sait MUNZUR Tüm kooperatif ortaklarımız ve kooperatifçi dostlarımız davetlidir.

8 8 TARIM Mayıs 2014 Köy-Koop Haber İzmir Büyükşehir Belediyesi Kooperatif İşbirliği İzmir Büyükşehir Belediyesi, yerel üreticinin desteklenmesi amacıyla Kiraz ilçesinin İğdeli ve Çevre Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile kaşar peyniri ve lor alımına ilişkin protokolü imzaladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin Kiraz daki İğdeli ve Çevre Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile yapacağı peynir alımı protokolü imza töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu, Tarım ve hayvancılık kooperatiflerinin kendi ayakları üzerinde durarak ve pazarda rekabet ederek marka olmalarını sağlamak istiyoruz dedi. 12 Nisan tarihinde Kiraz da düzenlenen imza törenine katılan Aziz Kocaoğlu, 30 Mart tan itibaren Büyükşehir Belediyesi sınırlarına 9 tane ilçe bağlandı. Bu ilçelerden Kiraz, Kınık, Ödemiş ve Karaburun ilçelerinin kalkınmaya en ihtiyaçlı olan ilçeler olduğunu belirledik. Bu ilçelerimizi de diğer ilçelerimizin düzeyine çıkartmayı hedefliyoruz. Bunun için gereken her türlü işbirliğini yapma konusunda hem belediye başkanlarımız, yerel yöneticilerimiz, muhtarlarımız ve kooperatiflerle birlikte yürümek istiyoruz dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, belediyenin kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere İğdeli Kooperatifi nden temsili olarak uzun süredir süt ürünleri aldıklarını belirten Başkan Kocaoğlu, bu kez çıtayı yükselttiklerini ve dar gelirli ailelere verilen yardım paketlerinin içine bu ürünleri koyarak miktarı ve desteği arttıracaklarını kaydetti. Kiraz Belediye Başkanı Saliha Şengül ise, Bugüne kadar hepimiz Kiraz ın kalkınmasına ilişkin ortak bir görüş ve istek taşıyorduk. Kiraz Belediyesi olarak ilçemizi Büyükşehir Belediyesi yle elbirliğiyle kalkındırmak istiyoruz. İzmir e kadar uzanan büyük bir gelişime açık olacağız. Kooperatifçilik adına elimizden gelen her şeyi yapacağımıza söz veriyorum. Büyükşehir Belediyesi nin de bizi destekleyeceğini biliyoruz. Kiraz kalkınmaya değer bir ilçedir. Bugünden sonra bir çok şeyin değişeceğine inanıyoruz diye konuştu. İğdeli ve Çevre Köyleri Kooperatif Başkanı / Süleyman Top İğdeli ve Çevre Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Süleyman Top da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nun bölgeye verdiği katkıları izlediklerini ve bugünleri çok özleyerek beklediklerini ifade etti. Top, Bizim elimizden tutarak, can suyu veren, Kiraz ın sütünü değerlendiren Aziz Başkan a çok teşekkür ediyoruz. Kiraz ı, İğdeli yi de unutmadı. Aziz Başkan ın Tire nin sütünü yaptığı gibi, bizim de sütümüzü, peynirimizi, Kiraz ı marka haline getireceğine inanıyoruz dedi. Türkiye de sözleşmeli üretim modelini uygulayan ilk yerel yönetim olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, ihtiyaçlarını kooperatiflerden sağlayarak yerli üreticiye 2007 yılından bu yana destek sağlıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi imzalanan protokol kapsamında, 2014 yılı içinde kooperatiften hiçbir katkı maddesi kullanılmadan tamamen sütten üretilen, 50 ton kaşar peyniri ve 1.5 ton lor alımı yapacak. S.S İğdeli Ve Çevre Köylerı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi İzmir Kiraz İlçesinde bulunan dağ köylerindeki üreticilerin kalkınması amacıyla, 15 köy muhtarının bir araya gelmesi ile 1987 yılında kurulan, günlük 300 kg süt üretimi ile faaliyetine başlayan kooperatifin, bugün 2000 e yakın ortağı ve günlük 50 tonun üzerinde süt kapasitesi var. Kooperatifin toplamış olduğu sütler; kaşar peyniri, dilim peynir, tulum peyniri, beyaz peyniri, lor peyniri, süzme yoğurt yapımında kullanılmakta bir kısmı da soğuk süt olarak satılmakta. Bünyesinde 19 nakliyeci araci bulunduran, 2 merkezi toplama ile ortaklarinin sütlerini toplayan kooperatif ayrıca ortakların yem, tohum, un, şeker, yağ, çay gibi ihtiyaclarını karşılıyor. 3 adet soğuk frigolu aracı ile ülke geneline dağıtım yapan kooperatifin süt ve süt ürünlerinin analizlerinin yapıldığı kimyasal ve mikrobiyoloji laboratuvarı bulunuyor. Yemlerin Besleyici Değerinin Artırılmasında Etkin Uygulamalar Antibiyotiklerin hayvan yemlerinde büyütme faktörü olarak kullanımı Avrupa Birliği Ülkelerinde 1 Ocak 2006 yılından itibaren yasaklanmıştır. Bunun yanında birliğe üye olmayan bazı ülkelerde hala antimikrobiyallerin yemden çıkarılması üzerine çalışmalar devam etmektedir. Aşağıda açıklanan 6 öz ve farklı yöntem, yemlerden yararlanımın artırılması ve antibiyotiklerin sadece hasta hayvanların iyileştirilmesinde kullanımını teşvik edilebilir. Hayvansal üretimde antibiyotik kullanımı tüm dünyada yaygın bir uygulama alanı bulmuştur. Ancak antibiyotiklerin büyütme uyarıcı olarak kullanımları 2006 yılından itibaren tüm AB ülkelerinde yasaklanmıştır. AB ülkeleri dışında kalan diğer pek çok ülkede ise hayvan yemlerinde antimikrobiyallerin yem katkı maddesi olarak kullanımının azaltılma çalışmaları ve tartışmaları devam etmektedir. Avrupa da uzun süren araştırmalar sonucunda elde edilen tecrübeler, antibiyotiksiz yem üretiminin nasıl yapılabileceğini 6 madde ile özetlemektedir. Bu maddelerden ilki hayvan beslemede yüksek kaliteli protein kaynaklarının kullanımı, ikincisi ise küf önleme ve mikotoksin kontrolüne büyük önem vermektir. Diğer uygulamalar da oldukça önemli olup bunlar; yeme uygulanan işlemler (sıcaklık ve asitlendirme uygulamaları), yemin partikül boyutu ve yeme probiyotik / prebiyotik ilavesi olarak özetlenebilir. 1. Protein sindirimi Yemlerde yüksek kaliteli protein kullanımı ince bağırsaklarda sindirimi kolaylaştırır. Yüksek kaliteli protein kaynakları kolonda (kalın bağırsak) parçalanabilir protein miktarının azalmasına bu sayede patojen yani zararlı mikroorganizmaların gelişimine engel olmaktadırlar. Yemlerde antibiyotik kullanımın azaltılmasında ilk basamak rasyonda kullanılacak en uygun ve kaliteli protein kaynağının seçilmesidir. Örneğin, biyoyakıt endüstrisi yan ürünlerinden elde edilen proteinler hayvan beslemede kullanılabilecek alternatif protein kaynaklarıdır. 2. Küf ve toksinler Mikotoksinler pek çok AB ülkesinde çok önemli görülmese de toksinlerin hayvan performansı üzerine olumsuz etkileri tüm dünyada bilinmektedir. Küfler bu toksinleri üretirler ve yemlerin besleyici değeri üzerine olumsuz etki yaparlar. Bu sebeple yemlerde bulunan küf ve toksin seviyesinin kontrol altında tutulması, hayvandan beklenen verimin alınabilmesi için oldukça önemlidir. 3. Isıl işlem-basınç uygulaması Sıcaklık ve basınç uygulamaları yemlere muhtemel bakteri bulaşmasını önlemenin yanı sıra besin maddelerinden yararlanımı da artırır. Yemlere uygulanan ısıl işlemler oldukça etkilidir ancak akılda tutulması gereken bazı faktörler vardır. Bunlardan biri ısıl işlem uygulamalarının maliyetidir. Genellikle uygulanan sıcaklık derecesi C dir. Uygulamada her 5 0C lik artış enerji masraflarını % 30 artırmaktadır. Bir diğer faktör, zararlı mikroorganizmaların yeme ısıl işlem uygulamalarından sonra yemlerin soğutulması ve öğütülmesi esnasında da bulaşabilmesidir. Dr. Neşe Nuray TOPRAK Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü 4. Asitle muamele Yemlerin dezenfeksiyonu için uygulanabilecek en iyi yöntem organik asitlerin kullanımıdır. Günümüzde farklı ürün ve karışımlarda organik asit çeşitlerini bulmak mümkündür. Bu asitlerin yemde ve midede ph yı azaltması ve antimikrobiyal etkileri sebebiyle sindirim iyileşmekte bu da hayvan performansını olumlu yönde etkilemektedir. Son zamanlarda yapılan bir araştırma, ısıl işlem ve organik asit ilavesinin birlikte uygulanması durumunda yemlerin dezenfeksiyonunun oldukça etkin bir şekilde yapılabileceğini göstermiştir. Bu çalışma, farklı asitlerin farklı etkiler yaptığını da kanıtlamıştır. Organik asitlerle birlikte kullanılan esansiyel yağ bileşiklerinin de yem hijyeninde etkili olabileceği bildirilmektedir. 5. Yemin yapısı Yemlerin parçalanması ve öğütülmesi yani partikül boyutu farklı şekillerde ayarlanabilmektedir. Burada önemli olan sindirilebilirlik ve bağırsak hareketlerinin uyarılması arasında optimum dengenin sağlanmasıdır. Hayvanların beslenmesinde kullanılan kolay parçalanabilir bileşikler yemden yararlanmayı iyileştirir ancak aynı zamanda sindirilen materyalin bağırsaklardan geçişinin hızlanmasına ve bunun sonucunda ishale neden olabilir. Bunun yanında kabaca öğütülmüş yemler gibi daha iri parçalar daha zor sindirilir fakat materyalin sindirim kanalında daha uzun süre tutulmasına, bağırsak hareketlerini uyarılmasına ve sonucunda besin maddelerinin fermentasyonun artmasına neden olmaktadırlar. 6. Probiyotikler ve Prebiyotikler Hayvanların sindirim sistemlerinde zararlı bakterilerin ortadan kaldırılmasının yanısıra faydalı bakterilerin gelişiminin de teşvik edilmesi oldukça önemli bir noktadır. Bu hem probiyotik hem de prebiyotiklerle mümkün olmaktadır. Probiyotik ve prebiyotiklerin etkileri hakkında cevaplanmamış pek çok soru bulunmasına rağmen yemlerde kullanımları her geçen gün artmaktadır. Probiyotikler yararlı ve sindirim kanalında gelişimi istenen bakterilerdir. Bunlar sayesinde hayvanın sindirim kanalında sağlıklı bir mikroflora sağlanmış olur. Prebiyotikler ise, bu yararlı mikroorganizmaların besin maddesi ihtiyaçlarını karşılar ki bu da mikrofloranın dengede kalmasını sağlar. Lactobasilli gibi yararlı bakteriler bütirik asit gibi kısa zincirli yağ asitlerinin üretimi yoluyla bağırsak florasında dengenin korunmasına yardımcı olurlar. Prebiyotiklerin dezavantajı, bu yolla bağırsak sağlığını teşvik ederken, mikroorganizmaların yüksek enerji ihtiyaçları sebebiyle besinsel etkinliklerinin düşmesidir. Bu da özel durumlarda rasyon formülasyonlarının denge ve düzenlenmesi için sorun teşkil etmektedir. Piyasada bütirik asit gibi kısa zincirli yağ asitlerinin sindirim kanalına gelmeden önce etkinliğinin azalmaması için yeni teknikler uygulanmaya başlanmıştır. Bunlar arasında özellikle bütirik asit esterlerinin ümit verici uygulamalar arasında olduğu görülmüştür. Bütirik asit insanlarda kolon (kalın bağırsak) rahatsızlıklarının giderilmesinde ilaç olarak kullanılmasının yan ısıra bu özelliğinden dolayı hayvan beslenmesinde de kullanılmaya başlanmıştır. Antibiyotik Direnci Nedir? Antibiyotiklerin büyüme teşvik edici veya hastalık iyileştirici etkileri son yıllarda giderek artan bir tartışma konusu olmuştur. İlk olarak özellikle MRSA (süper virüs olarak da bilinir, açılımı metisiline dirençli Stafilokok aureus- aramızda her 3 kişiden 1 i bu bakteriyi enfekte olmadan cilt yüzeyinde veya burnunda taşır) ve ESBL gibi yaygın olarak görülen hastalık yapıcı mikroorganizmalara karşı çalışan antibiyotiklere direnç oluşturması pek çok kez tartışılmıştır. Antibiyotiklere karşı artan direnç sebebiyle sağlıkçılar tedavi edilemez bakterilere dikkat çekmeye başlamışlardır. Üstelik antibiyotiklere karşı oluşan direnç zamanla çiftlik seviyesinde de verimi olumsuz etkilemiş, bazı patojen (zararlı) mikroorganizmalarla geleneksel yöntemlerle baş çıkmak daha da zor bir hal almaya başlamıştır. Ayrıca hayvanların sindirim kanalında bulunan yararlı mikroorganizmalar da antibiyotiklerden olumsuz etkilenmişlerdir. Senaryoların en kötüsü ise antibiyotiklerin tedavi edici etkisinden çok ishale dahi neden olabileceğidir. Antibiyotiklerin artıları ve eksileri değerlendirildiğinde bakterilerle savaşmak ve hayvanın performansını artırmak için alternatif yöntemlerin uygulanması daha akıllıca olacaktır. Böylece antibiyotikler gelecekte sadece hayvanlar gerçekten bakteriyel hastalıklardan mustarip olduğunda, tedavi edilmek amacıyla kullanılabilecektir. Bu makalede bahsedilen yöntemler dışında yemlerin besleyici değerinin artırılmasında uygulanabilecek pek çok farklı metot bulunmaktadır. Bu uygulamalar ve iyileştirmeler sayesinde antibiyotik kullanımı azaltılabilecek ve üretim performansı artacaktır. Kaynak Six-way-approach-to-improvingfeed W/ AllAboutFeed

9 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 GÜNDEM 9 Ormanlık Alanları İşletmelere Açan Yönetmelik Resmi Gazete de Yayımlandı Yayımlanan yönetmelik ile ormanlık alanlar; petrol boru hatları, enerji santralları, petrol ve doğalgaz aramaları gibi işletmelere açılabilecek. TÜİK 2013 ün Hayvancılık Verilerini Açıkladı Hayvancılık sektörü 2013 yılında 40 milyar 500 milyon liralık üretim gerçekleştirdi. Resmi Gazete de yayımlanan Orman Kanunu nun 16, 17 ve 18. maddelerinin uygulanmasına ilişkin yönetmelikler ile, ormanlık alanlarda enerji üretim santralleri, petrol ve doğalgaz boru hattı, petrol ve doğalgaz arama tesislerinin kurulmasına izin verilmesinin önü açıldı. Yönetmelik hükümlerine göre ormanlık alanlarda ayrıca, haberleşme tesisleri, işletilme ve yeraltı doğalgaz depolanmasına ilişkin tesisler ile eğitim ve spor tesislerine, yol, liman geri hizmet alanı, havaalanı, demiryolu, teleferik hattı, tünel gibi ulaşım tesislerine izin verilebilecek. Ayrıca, özel yükseköğretim kurumları dışında, yükseköğretim kurumlarının eğitim ve araştırma amaçlı tesislerine ve izin verilen bu alan içinde izin sahibi yükseköğretim kurumuna veya Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne yurt yapılması için izin verilebilecek. Bunların yanında, ormanlık alanlar içinde, balık üretim tesislerine, odun kömürü gibi işletilmesinde ağaç kullanılan ocaklara, define aramasına, arkeolojik kazı ve restorasyon yapılmasına da izin verilebilecek. Buna karşılık, arkeolojik kazı ve restorasyon yapılması için yalnızca Kültür ve Turizm Bakanlığı izin verebilecek. Ormanlık alanlarda kurulmasına izin verilen tesislerin kontrol ve denetimleri de "serbest yeminli ormancılık büroları"na yaptırılacağı hüküm altına alınan yönetmelikte şöyle deniliyor: "Ancak su isale hattı, baraj, gölet, doğalgaz boru hattı, petrol boru hattı, elektronik haberleşme sistemlerine ait baz istasyonu, enerji nakil hattı, yol, telefon iletim hattı izinlerinde saha kontrolleri yatırım tamamlanıncaya kadar her yıl, yatırımın tamamlanmasını takiben sonu sıfır ve beş ile biten yıllarda yapılır." Ormanlık alanlarda kurulmasına izin verilen tesislerde patlayıcı madde depolanması halinde çevre güvenlik alanları için yer üstünde de emniyet sahasına izin verilebileceği de belirtilen yönetmelikte, "Ormanlık alanda olmayan yer üstündeki patlayıcı madde depolarına çevre güvenlik alanı için izin verilebilir. Ormanlık alanda yer üstünde patlayıcı madde deposuna izin verilmez" deniliyor. Çılgın Projelerin! Önünü Açıyor Düzenlemeyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Orman arazilerinin imarı konusunda son yıllarda pek çok değişiklik oldu. 3. Havalimanı 3. Köprü gibi projelerde bu düzenlemelerden yararlanıldı. Projelerin önünü açar nitelikte düzenlemeler yapıldı dedi. Geçen yıllarda ormanlara yakın elektrik direkleri yüzünden pek çok ormanlık alanın yandığını belirten Bozoğlu, Ormanlık alanların içinde petrol aramak orman için ciddi bir yangın riski oluşturabilir. Ormanları sadece yeşil alan olarak görmemek lazım. Ranta dayalı görmemek lazım buraları. Bu yeni düzenleme yeni çılgın projelerin önünü açıyor dedi. Yürürlükte olan Orman Kanunu'nun 17. maddesi, kirli enerji yatırımları dahil olmak üzere kamu yararı olması halinde ormanlık alanların yatırımlara açılmasına izin veriyor. Uygulamada ise, "kamu yararı", çevrenin, tabiatın, kültür varlıklarının korunması gibi üstün kamu yararı gözetilmeksizin, saltlıkla sanayileşme ve kalkınma üzerinden yorumlanıyor. Kısa bir süre önce yayınlanan Milli Park Yönetmeliği de aynı şekilde, kamu yararı kararına dayanarak, Milli Parkların yapılaşmasına olanak sağladı. Yaşam hakkı ile doğrudan bağlantılı olan çevrenin korunması üstün kamu yararıdır. Orman Kanunu'nun 17.maddesinin uygulanmasına yönelik yayınlanan Yönetmelik, bu süreci daha da kolaylaştıran, hızlandıran bir yapı getiriyor. Üreticilerin büyükbaş hayvan varlıklarının değeri 2013 yılında küçülürken, küçükbaş ve kümes hayvanlarının değerinde ise artış oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürün Fiyatları ve Üretim Değeri 2013 verilerine göre, hayvansal ürün üretim değeri yüzde 2,1 oranında artış yaşarak 40,5 milyar TL oldu.yaşadı. Dana fiyatı yüzde 7,2 azaldı. TÜİK, 2013 canlı hayvan ve hayvansal ürün fiyatları ve üretim değerleri verilerine göre kültür dana fiyatı 2013 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7,8 oranında azalışla 1929 TL ve yerli dana fiyatı yüzde7,2 azalarak 1488 TL olarak gerçekleşti. Koyun ve keçi fiyatlarına bakıldığında, merinos koyun fiyatında yüzde 5,0 artış, yerli koyun fiyatında yüzde 5,7 ve kıl keçisi fiyatında yüzde1,4 azalış görüldü. Kümes hayvanlarından et tavuğu fiyatı yüzde7,8 oranında azalarak 12,2 TL ve yumurta tavuğu fiyatı yüzde6,0 oranında artarak 12,3 TL oldu. İnek sütü fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 5,3 arttı İnek sütü fiyatı 2013 yılında bir önceki yıla göre yüzde5,3 oranında artış göstererek 0,93 TL, koyun sütü fiyatı ise yüzde14,5 oranında artarak 1,69 TL oldu. Kırmızı et fiyatlarına bakıldığında, sığır eti yüzde9,6 azalarak 15,83 TL, koyun eti ise yüzde7,6 azalarak 18,14 TL olarak gerçekleşti. Canlı hayvan değeri bir önceki yıla göre yüzde9,2 azaldı Canlı hayvan değeri 2013 yılında 57,7 milyar TL oldu. Büyükbaş hayvanların değeri bir önceki yıla göre yüzde15,1 azalarak 36,7 milyar TL, küçükbaş hayvanların değeri yüzde3,3 artarak 17,3 milyar TL ve kümes hayvanlarının değeri yüzde3,2 artarak 3,5 milyar TL oldu. Süt üretim değeri 18,3 milyar TL ile toplam üretimde payı alırken, bal üretim değeri 1,9 milyar TL, yumurta üretim değeri 3,9 milyar TL ve kırmızı et üretim değeri 16,0 milyar TL oldu. Köylü Kadınlara Hibe Destek Verilecek Proje, İzmir in kırsal kesiminde yaşayan üretici kadınların kendi işini kurmasına imkan sağlamak amacıyla, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından hayata geçirildi. KOSGEB in katkısıyla düzenlenen proje çerçevesinde 50 kadına, mahalli ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasından kırsal alanda ekoturizme, banka kredilerine erişim imkanlarından mikro kredi imkanlarına kadar birçok konuda eğitim verilecek. Eğitim sonunda girişimci fikri kabul gören kadınlar, 30 bin liraya kadar hibe destek almaya hak kazanacak. Türkiye de ilk kez çiftçi kadınların kendi işini kurma fırsatı yakalayacağı Kırsal Kesimde Kadın Girişimciliğinin Desteklenmesi projesinin İzmir in Seferihisar ilçesinde başlayan Eğitim programının açılışında konuşan İzmir Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet Güldal, katılmaya hak kazanan 50 kadının, mülakat ve ön eleme sonucu 133 başvuru arasından seçildiğini söyledi. Eğitimin 10 gün süreceğini kaydeden Güldal, projenin başarıya ulaşacağına inandığını belirterek, Türkiye de ilk olmasına rağmen yaşanan gelişmeler gösteriyor ki hem İzmir de hem de diğer şehirlerde projenin devamı gelecek. Başvuru sürecinde sadece İzmir den değil, diğer illerden de arayan kadınlarımız oldu. Projeye nasıl dahil olabileceklerini, eğitimden nasıl faydalanabilecekleri öğrenmek istediler. dedi. Bakanlığın desteğiyle yürütülen projeyle kırsal kesimdeki kadınların girişimcilik yoluyla ekonomik statüsünün arttırılmasının amaçlandığını kaydeden İl Müdürü Güldal, eğitimi tamamlayanların, ürettiklerini işleme ve pazarlama imkanı bulacağını belirtti. Eğitime katılan kadınlardan hayal güçlerinin sınırlarını zorlamalarını isteyen Güldal, girişimci ruha sahip olanlar için İzmir de birçok imkan olduğunu ifade etti.

10 10 KOOPERATİFÇİLİK Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Mikro Ekonomi Açısından Kooperatif Girişimler - II Mikro Ekonomiye Kooperatif Girişimlerin Katkıları Mikro ekonominin ilgi alanı, daha çok, piyasalarda fiyatın oluşumu, piyasa dengesi (mal ve sektör düzeyinde), tüketici birimlerin mevcut gelirleriyle en iyi talep desenini nasıl kuracağını, üretici birimlerinde ne, ne kadar, nasıl ve kimin için üretmeli sorusunu yanıt ararken nasıl hareket etmeleri gerektiğini, vb.. inceler. Ayrıca, bölüşüm teorisini de içeriğine dahil ederek, faktörlerin (emek, toprak, sermaye ve girişim) nasıl fiyatlandırılacağını inceler. Bu açılardan bakıldığında kooperatiflerin mikro-ekonomik alanlarda önemli katkıları olduğu gözlemlenmektedir. Bunlardan bazılarını aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür : Kooperatiflerin fiyatların oluşumuna katkısı Fiyatların genellikle serbest piyasada oluştuğu kabul edilir. Örneğin tarımsal ürünlerin çoğu zorunlu ihtiyaçları gideren mallar olup talep fiyatları esnek değildir. Bu tip mallarda üretim (arz), normal talebin altında veya üstünde olması fiyatlarda büyük dalgalanmalar yaratır. Bu dalgalanmalar üretici gelirlerinde ve/ veya tüketici harcamalarında büyük artışlara veya azalışlara sebep olur. Öte yandan gelişen teknoloji ve sermaye birikimi, girdi ve çıktı piyasalarındaki bazı sermaye firmalarının tekelleşme eğilimini artırmıştır. Bu durum iç ticaret hadlerinin sürekli küçük üreticilerin aleyhine oluşmasına neden olmaktadır. Yani piyasalardaki tekelleşme eğilimi, serbest piyasa sistemini bozmakta ve tarımsal girdi/çıktı piyasaları küçük üreticilerin aleyhine çalışır bir konuma gelmektedir. Bu olumsuzluğun ortadan kaldırılması için 20.yüzyılın ilk üç çeyreğinde, Türkiye nin de aralarında bulunduğu pek çok ülkede, tarımsal fiyatların oluşumunda devlet önemli görevler üstlendi. Ancak 1980 lerden sonra fiyatların tekrar serbest piyasada oluşması konusu ağırlık kazandı. Bu konuda ulusal ve uluslararası boyutta önemli adımlar atıldı. Örneğin Türkiye de 24 Ocak 1980 kararları, 1994 de Uruguay da imzalanan GATT anlaşması, Avrupa Birliği (AB) ile yapılan Gümrük Birliği anlaşması ve son yıllarda IMF ye verilen niyet mektupları, vb piyasalarının giderek liberalleşmesini sağlamıştır. Böyle bir ortamda girdi/çıktı fiyatlarının küçük üretici lehine oluşturulabilmesi için bu piyasalara küçük üreticilerin, mümkün olduğunca toplu arz ve toplu talep yaratabilecek bir yapılanma ile girmeleri gerekir. Gelişmiş ülkelerden yapılan gözlemlerin, böyle piyasalarda küçük üretici lehine fiyat oluşturabilen en önemli kuruluşların kooperatifler olduğunu göstermektedir (Tarım örneği). Kooperatiflerin pazarların iyileştirilmesine katkısı Pazarlama sisteminin temel amacı, istenilen bir malı istenildiği yerde, istenildiği zamanda, uygun fiyattan ihtiyaç sahibine ulaşmasını sağlayacak bir ortam yaratmaktır. Bu da etkin çalışan bir pazarlama sistemi ile sağlanabilir. Konuyu daha somutlaştırabilmek için şöyle bir örnek verelim: Doğu Anadolu nun en ücra bir dağında hayvan yemi olarak kullanabilecek bitkiler var; bu yörede bu doğal yemleri yiyebilecek hayvanlar var; bu otlarla hayvanları bilinçli bir şekilde organize edebilecek insanlar var. Bu doğal ortamın olanakları o yörenin insan emeği ile harekete geçirilerek et,süt ve daha birçok tarım ürünü üretilebilir. İşte bütün sorun Doğu Anadolu nun bu ücra dağının başındaki doğal kaynağı, insanın bilinçli emeği ile ete, süte, kısacası bir tarım ürününe dönüştürerek bu ürünü Ankara daki, İstanbul daki ve hatta Londra daki işçinin, memurun, vb.. insanların sofralarına taşıyabilecek bir pazarlama sisteminin kurulmasıdır. Böyle bir pazar kanalının ilk halkasında üretim yapan üretici, son halkasında da tüketim yapan tüketici bulunmaktadır. Bu üretici-tüketici arasındaki tarım-gıda zincirinin her halkasında kendine pay çıkartan daha bir sürü kişi ve/ veya kuruluşlar (sanayiciler, toplayıcılar, nakliyeciler, dağıtımcılar, perakendeciler,f inans kuruluşları, idari kurumlar,vb ) bulunmaktadır. Bu aracı kuruluşlar, tüketiciler adına küçük üreticilerden mal talep etmekte, sonrada bu malı, tam veya kısmen işleyerek, üretici adına Prof.Dr. T. Ayhan ÇIKIN t.ayhan46@yahoo.com.tr tüketicilere sunmaktadırlar. Bunu yaparken de piyasada kendilerine uygun bir fark (marj) bırakan fiyatları, çiftçilere ve tüketicilere kabul ettirmektedirler. Bu aracı kuruluşlar bizzat çiftçinin ve tüketicinin kendisi olamayacağına göre, üreticinin eline geçen fiyatla tüketicinin ödediği fiyat arasında büyük farklar oluşmakta ve mevcut piyasa küçük üreticiyi ödüllendirememekte ve onu mağdur etmektedir. Bu nedenle sağlıklı bir pazar yapısının oluşmasında küçük üreticilerin ve hatta tüketicilerin birbirlerinin partneri olabilecek bir piyasanın yapısal öğelerini oluşturmalıdırlar. Yine bu konuda dünya örneğinde gözlenen başlıca kuruluşlar kooperatiflerdir. Kooperatiflerin ürün farklılaşmasına katkısı Günümüz dünyasında tüketimin temel merkezi kentlerdir. Kentlerdeki insanların büyük çoğunluğu çalışmaktadır. Bu nedenle bu insanların talebi ham ve işlenmemiş ürünlerden çok, yarı veya tam işlenmiş ürünlere doğru kaymıştır. Piyasa ekonomilerinde üretim, talebin koşullarına göre yapıldığından, tüketici talebindeki bu değişimleri üreticiler algılamak durumundadır. Yani ham ürünün farklı işlenmiş ürünler haline getirilmesi, yeni katma değerler kazandırılması konusunda küçük üreticiler, düşünceler üretmeli ve uygulamalar geliştirmelidirler. Ayrıca üretici eline geçen fiyatlar, ham ürüne göre işlenmiş ürünlerde daha farklı olacaktır. Yani üretici ham ürünü kendisinin işleyeceği tesisler oluşturursa bu işleme (sanayi) sektöründe yaratılmış yeni katma değerlerin önemli bölümü yine küçük üreticilerde (örneğin çiftçide) kalacaktır. Burada en önemli olgulardan birisi, ürün çeşitliliği artırılırken tarım ile sanayinin entegre (sektörler arası bütünleşme) çalıştırılabilmesidir. Tarımla sanayinin entegre çalışmasında kullanılan en önemli kuruluşların başında kooperatifler gelmektedir. Tarımsanayi entegrasyonu, çiftçilere, tarım-dışı firmalara, ulusal ekonomiye önemli katkılar sağlayacaktır. Böylece ilgili sektörde hem ürün çeşitliliği artacak, hem de ayni üründen daha fazla katma değer yaratılacaktır. Örneğin kütlü pamuk, tarladan sırtımızdaki gömleğe, soframızdaki yağa, ahırımızdaki hayvanlara yem olarak çok çeşitli ürünlere dönüşmektedir ; pamuğun tarım ürünü olarak sağladığı getiri, sanayi ve ticari kesimde yeni ürünlerle yaratabildiği değerin 12 kat arttığı ifade edilmektedir[1]. Bugünlerde sevimsiz de olsa, istatistiklerin yeni olmasından dolayı bir başka örneği Fransız tarım kooperatiflerinden verelim : 2010 yılı itibariyle Fransa da kooperatifler, inek sütünün yüzde 45 ini işlemiş, inek peynirinin yüzde 43 ünü, keçi peynirinin yüzde 65 ini; şeker üretiminin % 62 sini; pancar alkolünün yüzde 80 ni; işlenmiş sığır etinin yüzde 21 ni, koyun etinin yüzde 34 ünü; konserve mantarın yüzde 85 ini; kurutulmuş eriğin yüzde 60 ını; malt ve değirmencilik ürünlerinin yüzde 40 nı; hayvan yeminin yüzde 70 ni; damıtılmış alkolün yüzde 60 nı gerçekleştirmiştir[2]. Ölçek ekonomisine ulaşmaya kooperatiflerin katkısı Ölçek ekonomileri, işletmelerin üretim kapasitelerinde meydana gelen artışlar sebebiyle birim üretim 23 Nisan Çocuk Bayramı Ama Hangi Çocuklar İçin? maliyetinde meydana gelen azalmalar olarak ortaya çıkan faydalar veya tasarruflar olarak ifade edilebilir. Bir işletmenin firma ölçeğini nin değişmesi oldukça uzun bir zaman ister. İşletme ölçeğinin artması, maliyet azaltıcı tasarrufların ortaya çıkmasına sebep olur. Örneğin ürünlerin toplanması, depolanması, kısmi veya tam olarak işlenmesi, alım-satım işlerinin organizasyonu, vb.. yüzlerce ortak adına yapılacağından, işgücü, sermaye ve nakliye gibi gider kalemlerinde birim maliyetleri önemli ölçüde düşürecektir. Bir kooperatifte ölçek büyüklüğü ile ortakların arz ve talep kapasitesi yakından ilişkilidir. Kooperatifler, piyasa koşullarına göre birim maliyetleri asgariye indirebilecek bir üretim hacmini, ortak arz ve talebine göre ayarlamak durumundadır. Ya da ortaklarının arz ve talebine göre, onlara sunabileceği hizmet maliyetini asgariye indirebilecek şekilde yatırımlarını planlamaları gerekir. Kooperatiflerin ölçek ekonomileri içsel ekonomi özelliğindedir. Örneğin Tariş Pamuk Birliği nin çırçırlama tesislerinin kapasitesi ( ton/yıl) tüm Ege Bölgesi kütlü pamuğunu çırçırlayacak düzeydedir[3]. Sonuç Olarak Konu daha da uzatılabilir. Mikro ekonomik açıdan şu hususların vurgulanmasında yarar vardır : Bir üretici kooperatife katılırken şunları dikkate alır : ürününü veya hizmetini değerlendirmek; işletme yönetimini, mesleki faaliyetini ve yaşam kalitesini yükseltmek; kişisel ve mesleki projesini gerçekleştirmek. Bir kooperatif de ortağına şunları sağlayabilmelidir: tamamlayıcılık, sinerji, karşılaştığı karmaşık sorunlar için çözüm paketi, ürün muhiti, formasyon, enformasyon,vb.. Özetle kooperatifler, ekonominin merkezine insanı konuşlandıran sosyo-ekonomik birimlerdir. 1] [2] html [3] Ege Böldesinde pamuk üretimi 2001/02 döneminde 710 bin ton civarında olan kütlü pamuk üretimi, 2009/10 döneminde 52,7 bin tona düşmüştür ( Türkiye'de çocuk işçiliğinin %40'dan fazlası tarımda gerçekleşiyor ve bu sektörde çalışan çocukların önemli bir bölümü 15 yaşın altındadır. Bu çocuklar için 23 Nisan acaba ne ifade ediyor? Bu çocuklar Türkiye de en ağır koşullarda çalışan çocuklar. Mevsimlik tarım işçiliğinin en ağır ve de sahipsiz emekçileridir. Ülkemizde yeterli geliri olmayan, az topraklı veya topraksız aileler ile kentlerdeki işsiz ve yoksul ailelerin, geçimlerini sağlayabilmek için göç edip mevsimlik iş gücü olarak çalışmaya gidiyor hem de ne çalışma. Türkiye'de yaklaşık 1,2-1,5 milyonluk mevsimlik tarım işçisi var ve bunların yarıya yakını 15 yaşından küçük. Bunlar "eğitim, sağlık, sosyal güvence, ücret, barınma ve yerleşim" olanaklarından yoksun bir biçimde hayata tutunmaya çalışıyor. Maalesef dünyada da durum böyle. Tüm dünyada çocuk işçilerin %70'i tarım sektöründe çalışıyor. Tarım özellikle çocuklar açısından en tehlikeli çalışma alanlarındandır. Özellikle kız çocuklarının yükü ağırdır. Çalışan kızlar çoğu kez tarımsal iş gücünün görünmez bir parçasıdır ve özellikle dezavantajlı konumda yer alır. Çünkü, tarımsal işlerin yanı sıra ev işleriyle de uğraşırlar". Başta tarımda olmak üzere, çocukların çalışma yaşamına atılması, Türkiye'de de önemli bir politik ve toplumsal sorundur. Türkiye'de çocuk işçiler aileleriyle birlikte 4-7 ay süreyle, çoğunlukla bitki çapalama, ot alma, hasat, su taşıma, yakacak toplama gibi bitkisel üretim işleri ile ahır bakımı, hayvan bakımı vb. işlerde çalışmaktadır. Bu çocukların çalışması açısından tarım kayıt dışı bir iş alanı ve sektör olup, çocukların iş güvenliği yoktur, yaralanmaları veya hastalanmaları halinde ödeme alamazlar ve işverenlerin olumsuz davranışlarında ve çalıştırılma koşullarında koruma talep edemezler. Çocuklar için güneş, aşırı sıcak, soğuk, rüzgâr, Prof.Dr. Bülent GÜLÇUBUK A.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü toz, yetersiz ve güvenli olmayan alet ve makineler, tehlikeli kimyasallar ile koruyucu donanım olmadan çalışma, ağır yük ve tehlikeli hayvanlar risk oluşturmaktadır. Çocuk işçiliği sorunu çözülmeden bir ülkenin kalkınmasından söz edilemez. Çünkü çocuk ülkelerin geleceğidir. Özellikle tarımda çocuk işçiliğinin önlenmesinde toplumsal duyarlılık şart. 23 Nisan çocuklara atfedilmiş en büyük hediye ve bayramdır. Bu bayram her çocuk için bir şeyler ifade edilmeli. Ama hem ülkemizde hem de dünyada milyarlarca çocuk çalışırken Bayram kimin için ne ifade ediyor ve ne ifade etmeli? Bunun da yanıtını aramak gerekiyor. Burada bir de trajikomik bir durum var; hukuksal düzenlemeler açısından Türkiye'de düzenlemeler bulunmaktadır. Türkiye bu sözleşmelere dünyada ilk imza koyan ülkelerdendir. Gel gelelim ki sonrası yok. Mevcut yasaların ve imza koyulan uluslar arası sözleşmelerin etkin bir biçimde uygulanması çocukların sağlıklı bir geleceğe kavuşmaları açısından önemlidir. Bunun için, Yasaların varlığından çok, işlerliği ve izlenebilirliği önemlidir ve tabi bir de bizlerin duyarlılığı. Yaşasın tüm dünya çocukları için 23 Nisan.

11 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 TARIM 11 Çocuk Bakım Hizmetleri Artık Kooperatifler Eliyle de Gerçekleşebilcek Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, çocuk bakım hizmetlerinin artık kooperatifler eliyle gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu bildirdi. Yazıcı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanarak 17 Ekim 2012 de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna tanıtılan Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planında belirlenen hedeflerin birer birer hayata geçirildiğini belirtti. Kooperatiflerin her sektörde alternatif çözümler sunduğuna işaret eden Yazıcı, çocuk Türkiye deki 85 binin üzerinde kooperatifin, 30 u aşkın farklı sektörde ekonomiye can kattığını belirterek, şunları kaydetti: Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ile yakalanan ivme ile kooperatifçiliğin yeni sektörlerde açılımı noktasındaki çalışmalarımız da hız kesmeden devam ediyor. Dayanışma ve yardımlaşma ilkeleri ekseninde ortaklarına eşit oy ve demokratik katılım imkanı sağlayan kooperatiflerin önemi artık daha iyi kavranıyor, bu nedenle kooperatifleşme her alana yayılıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar sonucunda hazırlanan Çocuk Bakım Hizmetleri Kooperatifi Anasözleşmesi, çalışan annelerin en temel sorunlarından biri olan İşteyken çocuğuma kim bakacak? problemine çözüm getirmeyi amaçlıyor. Ebeveynler kendi çocuklarına bakmak için kooperatif kurabilecekleri gibi konusunda eğitim almış kişilerin de bir araya gelerek çocuk bakım kooperatifi kurmaları mümkün hale getiriliyor. Girişimcilere Çağrı Çocuk Bakım Hizmetleri Kooperatiflerinin, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ortaklarının ve hizmetten faydalanmak isteyen müşterilerinin 0-6 yaş grubu çocuklarının gelişim, bakım, korunma ve beslenmelerini temin etmek için kreş ve gündüz bakım hizmeti verdiğini hatırlatan Yazıcı, 7-14 yaş grubu çocuklarının da boş zamanlarının değerlendirilmesine yönelik uygun programlar düzenleyerek bakım ve korunmalarını sağlandığını ifade etti. Yazıcı, böylece Çocuk Bakım Hizmetleri Kooperatiflerinin kreşin yanında, etüt merkezi hizmeti de sunduğunu belirtti. Girişimcileri Çocuk Bakım Hizmetleri Kooperatifleri çatısı altında buluşmaya davet eden Yazıcı, bu çerçevede ilgililerin Gümrük ve Ticaret Bakanlığına müracaat etmelerinin yeterli olduğunu kaydetti. Üretme İstasyonlarının Kapatılması Ne Kadar Doğruydu? Tarımda geçmişte alınan bazı kararların ne kadar yanlış olduğu bu gün çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Devlet peynircilik, tohumculuk, fidancılık veya hayvancılık yapmaz teraneleri ile gelinen noktada özelleştirmelerle tarımsal alanda önemli boşlukların oluşacağı görülemedi. Araştırma Enstitülerinin önemli bir kısmının, Devlet Üretme Çiftliklerinin ve üretme istasyonlarının neredeyse tamamının kapatılmış olması sorun olarak sunulan şeylerin çözümü yerine yeni sorunların oluşmasına neden olmuş ve farklı farklı yeni tedbirler alınması zorunluluğunu getirmiştir. Çünkü bu kuruluşların kuruluş gerekçeleri hala geçerliliğini korumaktadır. Üreticinin ihtiyacını karşılayacak kaliteli tohumluk, damızlık, fide, fidan temin edilmesinde sorunlar devam etmektedir. Mevcut bu sorunlar ithalatla çözümlenmeye çalışılmaktadır. Canlı hayvan, yağlı tohum, yem hammaddesine, saman ithalatına kadar birçok ürün ithal edilmiş olmasına rağmen ithalatın da bu sorunları çözmediği görülmüştür. Satılan, kiraya verilen, özelleştirilen Devlet Üretme Çiftlikleri ve Üretme istasyonları faaliyet yürüttükleri süreçte, çiftçinin damızlık hayvandan, tohumuna, fidanına kadar girdilerinin temininde önemli fonksiyon yerine getirirken, artık bu misyonunu yerine getirme imkânı ortadan kaldırılmış, yerlerine ikame edilecek kurumlar da oluşturulmamıştır. Bir şekilde faaliyetleri Erol AKAR Köy-Koop Kastamonu Birlik Başkanı sonlandırılan bu kurumların arazilerinin üzerinde kim bilir neler vardır? AVM ler mi? yoksa çok katlı binalar mı? Araştırılmaya değer doğrusu. Üstelik hepsinin hazin kapatılış hikâyeleri olduğunu da hatırlamak çok zor değil. Özellikle 1990 lı yıllardan sonra özelleştirilen tarımsal kitlerin, satılan veya kiralanan üretme istasyonlarının eksikliği her alanda hissedilmekte, güvenilir damızlık, fidan, fide ve tohum eksikliğinin giderilemeyişi, önemli ölçüde dışa bağımlılık yaratmakta ve Ülkemiz kaynaklarının gereksiz israfına neden olmaktadır. Bu alanda üretim yapan özel sektör kuruluşları da haliyle ticari kaygıyla yaklaşmaktadırlar. Araştırma Enstitülerinin bir kısmının kapatılmış olması da yeterli ve kapsamlı araştırma projelerinin ortaya konulamamasına neden olmuştur. Üniversitelerin tarımsal alandaki araştırmaları yetersiz kalmakta veya içe dönük yapılan çalışmaların uygulamaya konulması sorun olmaktadır. İl Müdürlüklerimizin yerel araştırmalara hiçbir katkısı yoktur. Yüzlerce mühendis veteriner ve diğer teknik kadro veri girişi ve diğer bürokratik işlerin altında ezilmektedir. Tarım İl Müdürleri ise protokol müdürü olarak görev yapmaktadır. Diğer önemli olumsuzluklardan birisi de genetik ıslah konusudur. Çoğu araştırma projesinin adaptasyon denemesi olduğu dikkate alınırsa bu konuda da daha alacağımız çok mesafenin olduğu görülecektir. Bu gün gelinen noktada tohumluk, damızlık fidan ve fide gibi çok önemli materyalleri dışarıdan temin etmek zorundaysak, Yerli ürün yetiştirmekte ıslah çalışmalarını gerektiği gibi yapamıyorsak, İthalat zorunluluğunu ortadan kaldıramamışsak, yıllardan bu tarafa bu konuların ihmal edildiğini, geçmişte alınan kararların ne kadar yanlış kararlar olduğunu görmemiz ve yeni politikalar oluşturulurken daha duyarlı olmamız gerekmektedir. Sertifikalı Baklagil Tohumluğu Üretimi ve Kullanımı Artmalıdır Ülkemizde baklagiller ile ilgili sertifikalı tohumluk üretimi ve kullanımının istedikleri ölçüde olmadığını ifade eden Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Yıldıray Gençer, üreticilerin genel olarak kendi üretimlerinden ayırdıkları tohumları kullandığını ancak son yıllarda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının politikaları ve uygulamaları doğrultusunda sertifikalı baklagil tohumluklarının üretimini ve kullanımını olumlu etkileyen gelişmeler olduğunu söyledi. Nohut, kuru fasulye ve mercimek için 2012 yılında dekar başına 7 TL olan yurt içi sertifikalı tohum kullanım desteğinin 2013 yılında 10 TL ye çıkarıldığını, kilogram başına yurt içi sertifikalı tohum üretim desteğinin ise 50 Kuruş olarak devam ettiğini vurgulayan TÜRKTOB Başkanı Gençer, desteklerin çok önemli olduğunu ve önümüzdeki yıllarda da devam etmesi gerektiğini vurguladı. Baklagil tohumluğunda çeşit eksikliği konusunun mutlaka gündeme alınması gerektiğinin altını çizen Yıldıray Gençer, yeni bitki çeşitlerine olan ilgi ve talebin günden güne arttığını, bitkisel ürünler konusundaki tüketici tercih ve isteklerinin de giderek daha çok çeşitlilik arz ettiğini sözlerine ekledi. Gençer, tohumculuk şirketlerinin bir yandan belirli türler üzerinde uzmanlaşmaya yönelirken diğer yandan çeşit özelliklerinde çiftçi ve tüketici tercihlerini de dikkate aldığını, çiftçi ve tüketici tercihlerini dikkate almayan kuruluşların son derece rekabetçi ve dinamik bir yapıya sahip olan tohumculuk piyasasında varlıklarını sürdürebilmesi hayli zor olduğunu kaydetti. Baklagil tohumlukları ile ilgili son beş yıllık tohumluk üretimleri konusunda bilgi veren Gençer, Nohutta 2007 yılında 143 Ton olan üretim 2012 yılında 1603 Ton a yükselmiştir. Beş yılda 11 kat artış demektir. Kuru fasulyede ise 2007 yılında sadece 3 Ton olan üretim 30 kat artarak, 2012 de 86 Ton olmuştur yılında 1103 Ton olan mercimek tohumluğu üretimi yaklaşık iki kat artışla 2078 Ton olarak kayıtlara geçmiştir. dedi.

12 12 RÖPORTAJ Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Röportaj: Emel TUĞRUL Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ile ülkemiz tarımının çok daha ileriye gideceğine inanıyoruz En etkili üretici örgütlenmesinin kooperatif olduğu değerlendirmesinde bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Özden Özgüven ile Tarım, Kırsal Nüfus, Örgütlenme ve Ziraat Mühendisleri Odası nın faaliyetleri hakkında konuştuk. Tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, su kaynaklarının yanlış kullanımı, HES ler vb. doğal kaynaklarımıza zarar verecek tüm girişimlere karşı, tek başımıza veya aynı hassasiyeti taşıyan örgütlerle birlikte her türlü mücadeleyi vermeye çalışıyoruz. ODA mızca açılan davalar sonucunda bugüne kadar Afyon, Adana, Antalya, Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Düzce, Edirne, Giresun, Hatay, İstanbul, İzmir, Kütahya, Muğla, Samsun, Tekirdağ ve Uşak ta yüzlerce hektarlık mera ve tarım arazisi yapılaşmadan kurtarılmıştır. Köy-Koop Haber- Kendinizi okuyucularımız için tanıtır mısınız? Özden Güngör yılında Adana da doğdum yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldum. Mezuniyetim sonrası Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde göreve başladım yılında kamu görevinden ayrılarak özel sektöre geçtim yılları arasında Union Carbide Turkey Inc.; yılları arasında Rhone-Poulenc, yılları arasında Aventis firmalarının araştırma, geliştirme ve ruhsatlandırma kısımlarında (İnsektisit, Fungisit, Herbisit ve BGD), yılları arasında da Bayer Cropscience firmasında İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi teknik sorumlusu olarak çalışarak, emekli oldum. Özel sektörde çalışma yaşamımda Entomolog olarak insektisit ağırlıklı birçok pestisitin (İnsektisit, Fungisit, Herbisit, BGD) ruhsatlandırma çalışmalarını yaptım. Mesleki çalışmalarımın yanı sıra, üyesi olduğum Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesinde 1979 yılında yönetim kurulu üyeliğine seçildim yılına kadar yönetim kurulu üyeliği görevimi sürdürdüm. Bu süre zarfında üç dönem Şube Başkan Yardımcılığı ve iki dönem de Şube Başkanlığı görevinde bulundum yılında görev yerimin Ankara olarak değişmesi sonrası Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez yönetim kurullarında yer aldım yılı Mart ayında yapılan 44. Genel Kurul sonrası seçilen yönetim kurulu tarafından, Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildim. Tüm bu süreçlerde her zaman eşim Serap ile çocuklarım Mehmet ve Duygu nun büyük destek ve özverilerini gördüm. K.K.- Öncelikle ZMO olarak amaçlarınız, hedefleriniz nelerdir? Ö.G.- ODA mız Anayasa nın 135 inci maddesinde yer verilmiş olan kamu kurumu niteliğinde bir meslek odasıdır sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu kapsamında kurulmuş, tüm görevlerin maddi hiçbir karşılığı olmadan, gönüllülük ilkesi kapsamında yürütüldüğü, iki yılda bir 81 ilde hâkim gözetiminde yapılan seçimlerle yönetimlerinin seçildiği demokratik bir kitle örgütüdür. ODA mız bünyesinde Ziraat Mühendisleri dışında Su Ürünleri Mühendisleri, Balıkçılık Teknolojisi Mühendisleri ve Tütün Teknolojisi Mühendisleri de yer almaktadır. ODA mızın amaç ve hedefleri, kuruluş kanunumuz olan 6235 sayılı kanunda belirtilmiş olup; mesleğe, meslektaşa ve sektöre ilişkin olarak üç başlık altında toplamak mümkündür. Mesleğe ilişkin olan amaç ve hedeflerimiz; ziraat mühendisliği mesleğinin lisans eğitimden itibaren bilimsel ve teknik esaslar dâhilinde, dünyadaki gelişmeleri de takip ederek, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak sürekli gelişmesini sağlamaktır. Meslektaşa ilişkin olan amaç ve hedeflerimiz, meslek mensuplarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlakını korumak için teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmaktadır. Sektöre ilişkin olan amaç ve hedeflerimiz; öncelikle toprak ve su kaynaklarımız başta olmak üzere, tüm doğal kaynakların korunması, kırsal kesimin refah seviyesinin artmasına katkı yapacak her türlü bilimsel teknik desteğin aktarılması, tüketicilerin sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşmasının sağlanmasıdır. ODA mız genel hatlarını belirttiğimiz bu amaç ve hedeflerin hayata geçirilmesi için kırsal kesim ile tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunması doğrultusunda kamuoyu oluşturulmasına yönelik olarak diğer meslek disiplinleri, mesleki paydaş örgütler, kamu kuruluşları ve bilimsel kuruluşlarla eylemsel ve fikirsel işbirliklerine gitmektedir. K.K.- Kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması amacıyla neler yapmak istiyorsunuz? Ö.G.- Ziraat Mühendisleri Odasının, Ziraat Mühendislerinin mesleki bir örgütü olarak doğrudan kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlaması mümkün değildir. Kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınması ekonomik politikalar ve bunun uygulayıcısı olan hükümetlerin görevidir. ODA mız, tarımsal üretimin bilimsel ve teknik esaslar doğrultusunda, en doğru ve en rasyonel şekilde planlanması ve gerçekleştirilmesi için teşvik, destek ve yönlendirmeleri içeren politikaların hazırlanması ve uygulanması için kamuoyu oluşturmaya, kamu örgütlerinin bu doğrultuda hareket etmesini sağlamaya çalışmaktadır. Çiftçilerin üretim süreçlerinden kopmasının, tarım alanlarını terk edilmelerinin önlenmesi, üretimde girdi masraflarının azaltılması, çeşitli desteklerle üretimin yönlendirilmesi, tarımsal gelirlerinin artmasının sağlanması ODA mızın öncelikli hedeflerindendir. ODA mız bu yaklaşımdan hareketle, kırsal nüfusun sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan kalkınmasına, örgütsel yapısının geliştirilmesine büyük önem vermektedir. Gerek kamuda gerek özel sektörde çalışan meslektaşlarımız ülkemiz tarımının daha ileriye gitmesi, ülkemizin gıda güvencesinin sağlaması ve kırsal alandakilerin refah düzeyinin yükselmesi amacıyla çaba harcamaktadır. K.K.- Kırsal nüfus ile ziraat mühendislerinin işbirliği yeterli buluyor musunuz? Ö.G.-Bugün için kırsal alan ile Ziraat Mühendislerinin işbirliğinin yeterli düzeyde olduğunu söylemek mümkün değildir. Kamudaki çalışma düzeni nedeni ile kamu çalışanı Ziraat Mühendislerinin kırsal alanla ilişkisi yok denecek seviyeye inmiştir. Bu ilişkinin kurulmasını amaçlayan TAR- GEL uygulaması ise şekilsel olmaktan öteye gidememekte, hiç bir tecrübesi olmayan, meslek içi geliştirme süreçlerinden geçmemiş TARGEL personelinden katkı beklenmektedir. Kırsal nüfus ile ziraat mühendislerinin işbirliğinin gelişmesi için tarım danışmanlığı sisteminin geliştirilmesine, bu konudaki destek ve teşviklerin artırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bugünkü yapısı ile sağlanan destek yetersiz olduğundan, uygulamadan beklenen yarar sağlanamamaktadır. Tarım danışmanlığı sisteminin gelişmesi üretimde nicel ve nitel artışlara yol açacağı gibi, halkımızın güvenilir gıdaya ulaşması sürecindeki sorunları da büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır. K.K- Ülkemizdeki Tarımsal Örgütlenmelerin Yapılanması Hakkındaki Görüşleriniz Nelerdir? Ö.G.-Cumhuriyet in kuruluşundan bu yana gündemde olan ve bir türlü çözemediğimiz iki önemli sorun alanı var, bunlar eğitim ve örgütlenme dir. Ne yazık her iki konu sürekli tartışma gündeminde yer almasına karşın bir türlü çözülememiştir. Üreticilerin örgütlenmesi konusunda bugüne kadar çok fazla arayışa girilmiş olmasına karşın istenilen gelişme sağlanamamıştır. Bir örgütlenme girişimi, yaklaşımı oturtulmadan, modelleştirilmeden, sonuçları alınmadan hemen yeni arayışlara girilmektedir. Bizim açımızdan en etkili üretici örgütlenmesi kooperatif biçimindeki örgütlenmelerdir. Dünyanın gelişmiş ülkeleri kırsal alandaki örgütlenmede çözümü kooperatiflerde bulmuşlardır. Gerek girdi temininde, gerek pazarlamada kooperatifler artık ciddi ekonomik ölçeklere varmıştır. Bizde ise kooperatiflerin girdi temininde ve pazarlamada payı toplamda %10 un çok altındadır. Bu ise özellikle küçük aile işletmelerini olumsuz yönde etkilemektedir yılının Birleşmiş Milletler tarafından Aile Çiftçiliği Yılı olarak ilan edildiği göz önüne alınarak, mutlak suretle kırsal alanda, tarımda her zamankinden daha fazla olarak; bağımsız, müdahaleden uzak, özerk bir anlayışla kooperatifçiliğe ağırlık verilmelidir. K.K.- Ülkemizde ziraat mühendisi fazlalığı var mı? Yoksa yeterli çalışma alanı mı yok? Ö.G.- Ziraat Mühendislerinin istihdamına ilişkin değerlendirme, ülkenin tarım politikası ve tarıma bakışı ile yakından ilgilidir. Tarım yıllardır ihmal edilen bir sektör haline gelmiş, tarımsal verimlilik ve gelir düşmüş, kırsal nüfus uygulanan politikalarla adeta kentlerin varoşlarındaki yoksul kesime eklemlenmeye teşvik edilmiştir. Kırsal alanın boşaldığı, tarımın çözüldüğü bir süreçte, Ziraat Mühendislerinin istihdamına ilişkin bir değerlendirme anlamsız kalmaktadır. Ancak yine de, Türkiye tarımının potansiyeline, tarım ile uğraşanların nüfusuna bakıldığında Ziraat Mühendisi sayısının fazla olduğunu söylemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Eğer Hollanda, Almanya gibi birçok ülkenin istihdam kuralından gidersek ülkemizde Ziraat Mühendisi açığının olduğunu bile söyleyebiliriz. Bizdeki sorun meslektaşlarımızın ne biçimde değerlendirildiği, istihdam edildiğidir. Mezun olan mühendisler okuduğu bölüme göre doğru yerde, doğru il ve doğru iş te değerlendiriyor mu, buna bakmak gerekir. Eğer organizasyon iyi yapılırsa, işletme ölçekleri ve tarımın genel gereksinimleri dikkate alınırsa Ziraat Mühendisi fazlalığı olduğu söylenemez. Ancak bundan, daha fazla fakülte açılmalı anlamı çıkarılmamalıdır. Ülkemizin daha fazla Ziraat Fakültesine değil, tarımın ve dolayısıyla gıdanın yakın gelecekte stratejik bir sektör olacağı gerçeğinden hareketle, dünyadaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulacak doğru tarım politikalarının ihtiyaç duyacağı elemanları yetiştirecek fakültelere ihtiyacı bulunmaktadır. K.K.- Tarımsal örgütlerde ziraat mühendisleri yeterince yer alıyor mu? Daha fazla yer alması için ne yapılması gerekiyor? Ö.G.- Tarımsal alandaki istihdam da, örgütlenme de, kalkınma da doğrudan tarım politikaları ile yakından ilgilidir. Tarıma yeterli önemin verilmediği bir süreçte güçlü tarımsal örgütlerden bahsedilemez. Örgütlenme düzeyinin düşük, desteklerin yetersiz, tarımsal örgütlerin zayıf ve etkisiz olduğu bir ortamda, tarımsal örgütlerin kalite ve etkisini artıracak bir yapılanma içinde olması beklenemez. Girdi temininden, pazarlamaya kadar olan süreci belirleyen bir tarımsal örgütlenme, öncelikle örgütsel insan kaynaklarının niteliğini artırma yoluna gidecek, bu kapsamda daha fazla Ziraat Mühendisine ihtiyaç duyacaktır.

13 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 TARIM 13 K.K- Odanızın diğer STK larla işbirliği var mı? Diğer ülkelerde bu işbirliği var mı? Ö.G.- ODA mız kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü ve demokratik kitle örgütü olma özelliği nedeni ile ilkesel esasları belirlenmiş, aynı duyarlılıkları taşıyan örgütlerle işbirliğine gidilmektedir. Bu kapsamda TMMOB a bağlı meslek odaları ile tarımsal üretici örgütleri ve yerel inisiyatiflerle işbirliği içindeyiz ve bu işbirliklerini artırmaya, güçlendirmeye çalışıyoruz. Özellikle gelişmiş ülkelerde meslek odaları ile üretici örgütleri arasında yakın bir işbirliği bulunmaktadır. Burada kazanan her şeyden önce üretici, tarım ve kırsal alan olmaktadır. Bundan hareketle biz de ilişkileri daha güçlendirmeye çalışıyoruz. Bazı toplantılarımız, etkinliklerimizi hem merkezde, hem ülke genelinde müşterek olarak yapmaya çalışıyoruz. K.K.- Ülkemizin Tarımsal Varlığı ve Doğal Kaynaklarının Korunması İçin Neler Yapıyorsunuz? Ö.G.-Burada öncelikli hedefimiz ülkemiz kaynaklarının doğru ve sürdürülebilir kullanımı yönündedir. Çünkü tarım toprakları ve doğal kaynaklar üzerinde her zamankinden daha fazla baskı bulunmaktadır. Bunun önüne geçmeye çalışıyor, bir taraftan kamuoyunu aydınlatmaya çalışırken, diğer yandan örgütsel ve hukuksal mücadelemizi sürdürüyoruz. Örneğin; tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, su kaynaklarının yanlış kullanımı, HES ler vb. doğal kaynaklarımıza zarar verecek tüm girişimlere karşı, tek başımıza veya aynı hassasiyeti taşıyan örgütlerle birlikte her türlü mücadeleyi vermeye çalışıyoruz. ODA mızca açılan davalar sonucunda bugüne kadar Afyon, Adana, Antalya, Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Düzce, Edirne, Giresun, Hatay, İstanbul, İzmir, Kütahya, Muğla, Samsun, Tekirdağ ve Uşak ta yüzlerce hektarlık mera ve tarım arazisi yapılaşmadan kurtarılmıştır. K.K.- Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerinin Ülke Tarımındaki Rolü Hakkında Düşünceleriniz Nelerdir? Ö.G.-Biz Türkiye tarımının gerçek sahiplerinin üreticiler ve onların gerçek örgütü olan Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri olduğunu düşünüyoruz. Etkin, üretici temelli, kendi gücüne inanan, pazarlamada ve girdi kullanımında belirleyici olan Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ile ülkemiz tarımının çok daha ileriye gideceğine inanıyoruz. Kırsal alanda yoksulluğun azaltılmasında, kaynakların verimli kullanımında, küçük aile çiftçiliğinin devamlılığında tek adresin kooperatifler olduğunu düşünüyoruz. Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri sadece üreticiler için değil tüketiciler için de önemlidir. Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerinin daha etkin ve güçlü olması, tüketicilerin daha sağlıklı ve daha ucuz tarım ürünlerine erişebilmeleri demektir. K.K.- Tarımın Geleceğini Nasıl Görüyorsunuz? Ö.G.-Artan dünya nüfusu, küresel ısınma, iklimsel değişiklikler, düzensiz yağışlar, kuraklık gibi olumsuzluklar, son dönemlerde az gelişmiş olan ülkelerde yaşanan açlık ve gıda kıtlığı ile birlikte düşünüldüğünde tarımsal üretimin ve gıda arzının önemi daha iyi anlaşılacaktır. Tarımsal üretim ve gıda güvenliği son yıllarda dünyanın en önemli sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmakta olup, bu sorun gelecek yıllarda daha da önemli olacaktır. Tarım ve gıda alanında yaşanan krizler, çok uluslu şirketleri tarım sektörüne yönlendirmektedir. Birçok ülke ve çok uluslararası şirket bir taraftan tarım alanındaki yatırımlarını artırma, az gelişmiş ülkelerde tarım alanları edinme yoluna giderken, diğer taraftan tarımsal girdiler üzerinde tekeller oluşturmaktadır. Tarımsal üretimde kullanılan tohumlar üzerinde patent hakları oluşturarak, üreticileri bu tohumları kullanmak zorunda bırakmakta, yöresel çeşitlerin ortadan kalkmasına yol açmaktadırlar. Tarımsal üretimin ve gıda arzının sürdürülebilirliği öncelikle ulusal bir tarım politikasının oluşturulmasını; bu kapsamda tarımsal alanların korunmasını, bu alanlara zarar verecek her türlü girişimden kaçınılmasını ve amaç dışı kullanımların çok katı bir şekilde sınırlandırılmasını zorunlu kılmaktadır. Çok sayıda güçsüz aile işletmesinin varlığını sürdürdüğü kırsal kesimin, bu alandaki etkisi ve gücü gün geçtikçe artacak çok uluslu şirketler karşısında varlıklarını sürdürebilmeleri, rant odaklı politikalar karşısında ayakta kalabilmeleri için güçlü ve yaygın örgütlenmeleri sağlanmalı ve teşvik edilmelidir. K.K.- ZMO nun çalışma kapsamı hakkında bilgi verir misiniz? Ö.G.- ZMO nun çalışma kapsamı; 7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun un 2 nci maddesi ile Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzüğün ikinci ve üçüncü bölümlerinde sayılmış olan genel yetkiler ile Lisans ve Uzmanlık Alanlarına Göre Görev ve Yetkilerde ziraat mühendisleri için belirtilmiş olan alanlardır. Bu kapsamda ziraat mühendislerinin mesleki iştigal veya ihtisas sahaları dahilinde olmak üzere araştırma, ıslah, yetiştirme, toprak muhafaza, zirai mücadele, ziraat alet ve makinaları, bahçe mimarisi, toprak tasnifi, toprak, su, gıda, yem, kimyevi gübre, nebat tahlilleri, teknoloji, zootekni, zirai ekonomi gibi bilumum zirai hizmet ve faaliyetler ile lisans aldıkları veya ihtisas yaptıkları sahalara ait keşif, plan ve projeleri hazırlamaya ve tatbik etmeye, bütün bu sahalarda gerekli kontrol, muayene, ekspertiz, bilirkişilik işlerini görme, raporlar tanzim etme, zirai danışma büroları ve laboratuvarları açma ile hususi müessese ve işletmeler kurma ve idare etmeye veya bunların mesul müdürlüğü yapma ile ilgili konulardır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Esaslar Belirlendi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Uygulama Esasları Tebliği, 10 Nisan 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğe göre, karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için on baş ve üzerinde manda veya damızlık süt sığırı işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekecek. Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Damızlık süt sığırı yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, manda veya holstein (siyah alaca/kırmızı alaca), brown swiss, simental (flekvi) ve jersey ırkı alımlarını ve gerekli olan tesis ve alet-ekipman ile diğer yatırım giderlerini kapsayacak. Kredi ile temin edilecek damızlık süt sığırları damızlık belgesine sahip, ilk yavrusuna gebe veya en fazla ilk doğumunu yapmış ve azami 36 aylık, mandalar ilk yavrusuna gebe veya en fazla ilk doğumunu yapmış ve azami 48 aylık, damızlık dişi danaların 4-13 aylık, inek kültür ırkı veya melezi, azami 48 aylık olması ve en az bir doğum yapmış olması gerekecek. Damızlık etçi sığır yetiştirciliği ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için 10 baş ve üzerine çıkartmaları, Damızlık düve yetiştiriciliğinde 50 baş ve üzerinde işletme kurmaları veya işletme kapasitesini 50 baş ve üzerine çıkartmaları gerekecek. Küçükbaş Hayvancılık Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için, Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde; koyun için en az 50 baş, keçi (Saanen, Saanen Melezi, Kilis, Damascus, Ankara ve kıl keçisi yetiştiriciliği) için en az 25 baş kapasiteye sahip işletme kurmaları veya işletme kapasitesinin bu kapasitenin üzerine çıkartmaları gerekir. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde ise 100 baş ve üzerinde küçükbaş hayvan besi işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini 100 baş ve üzerine çıkartmaları gerekecek. Arıcılık Karar ile üreticilere faiz indirimli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için, arıcıların, arıcılık kayıt sistemine kayıtlı, asgari 50 adet ve daha fazla sayıda arılı kovan ile üretim yapmaları veya mevcut arılı kovan sayısını 50 adet ve üzerine çıkarmaları, Bombus arısı üreten işletmelerin Bakanlıktan üretim izni almış olması şartı aranacak. Kanatlı sektörü Söz konusu kararla kanatlı üretimi yapacak işletmelere kredi kullandırılabilmesi için asgari, etlik piliç yetiştiriciliğinde 10 bin adet, yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde 7 bin 500 adet, hindi, kaz, ördek, bıldırcın yetiştiriciliğinde 2 bin 500 adet, devekuşu yetiştiriciliğinde 50 adet ve üzeri kapasitelerde işletme kurulması veya kurulu işletmelerin en az bu kapasitelere çıkarılması istenecek. Su ürünleri Su ürünleri yetiştiriciliği yapacak olan üreticilerin karar kapsamında faiz indirimli yatırım kredisine başvurabilmeleri için projelerin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış olması gerekecek. Yaygın Hayvansal Üretim Hayvansal üretim konu başlığı altında kararda belirtilmeyen hayvansal üretim konularında faaliyette bulunan üreticilere veya kararda belirtilen hayvansal üretim konularında yer almakla birlikte, belirtilen konu başlıkları altında kapasite, ırk ve yaş şartı gibi teknik kriterleri kapsayan konularda faaliyet gösteren üreticilere, faiz indirimli kredi talepleri Yaygın Hayvansal Üretim başlığı altında değerlendirilecek. Kontrollü Örtüaltı Tarımı Kontrollü örtüaltı tarımı, yurt içi sertifikalı tohum, fide, fidan üretimi, yurt içinde üretilen sertifikalı tohum, fide, fidan kullanımı, iyi tarım uygulamaları, organik tarım, yaygın bitkisel üretim ve çok yıllık yem bitkisi üretimi başlıkları altında değerlendirilecek. Arazi alımı Tarımsal amaçlı kooperatifler en az 15 ortağın yararlanacağı proje teklifinde bulunabilecek. Sözleşmeli üretim modeli kapsamında, üreticilerin tarımsal ve hayvansal girdilerini temin etmek ve ürün almayı garanti etmek suretiyle tarımsal üretim yaptıran gerçek ve tüzel kişilere, söz konusu üretim finansmanı amacıyla kredi açılabilecek, bu kapsamda kullandırılabilecek kredi üst limiti 10 milyon lira olacak. Bu tebliğ, tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdi. Çıkan tebliğe göre ilerleyen dönemlerde kooperatifçilik yatırımları konusunda, kooperatiflere nasıl bir katkı sağlayacak? Yerel Ürünler Market Rafında Yer Alacak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kısa süre içinde yaşama geçireceği düzenleme ile küçük ölçekte üretim yapan süt ve et ürünleri üreticileri, ürünlerini mağaza ve markettelere satma hakkı edinecek. Sistem uygulamaya girerse Van da otlu peynir, İzmir de tulum peyniri, Urfa da örgü peyniri üreten birisi, ürünlerini o bölgedeki satış yerlerine satabilecek. Bunun için de yazılı olarak bşvurması ve taahhütname imzalaması yeterli olacak. Çiğ Süt Kapsam Dışı Düzenlemeye göre, et ürünleri, süt ürünleri ve balıkçılıkta sınırlı, marjinal ve yerel tarımsal faaliyet adı altında küçük üreticilere de piyasaya çıkma şansı verilecek. Başvuruda bulunanlara işletme kayıt nuraması verecek olan üreticiler, hangi tür hayvansal ürünü piyasaya süreceklerinin bilgisini de iletecekler. 50 kilometrelik bir alanda ürettikleri ürünleri diğer perakendecilere satabilme olanağı kazanacaklar. Et ve et ürünlerinde haftalık olarak satış miktarı 2 bin kilogramı geçemeyecek. Çiğ süt, içme sütü, çiğ krema ve kaymak söz konusu kapsamda satılamayacak. Ama bunun dışında kalan peynir, yoğurt gibi süt ürünleri satılabilecek. Bunda da sınır haftalık 500 kilogram olacak. Balıkçılık ürünlerinde de haftalık limit 500 kilogram olacak. Ancak uygulamaya ilişkin bazı kaygılar da dile getiriliyor. Bu kaygıların başında ürünlerin dağıtımı sırasında soğuk zincirin kırılması geliyor. Bu tür ürünlerin üretim koşullarının da önemli olduğu belirtilirken, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda uygun olmayan sütlerin veya kaçak yollarla kesilmiş etlerin piyasaya sürülebileceği de uyarısında da bulunuluyor.

14 14 TARIM Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Ülkemizde ziraat, çiftçinin mesleği olmaktan çıkartılmıştır Üretici Gözüyle köşemizin bu ayki konuğu; Akın Korgalı. Akın Bey kendinizi kısaca tanıtırmısınız? Hangi tarımsal faaliyetlerde bulunuyorsunuz? İsmim Akın Korgalı, 1942 İzmir Beydağ Pazaryeri doğumluyum. Bölgemiz tarımsal faaliyetlere oldukça uygun bir yer. Bu yaşıma kadar, zeytin, incir, kestane üretimi ve ziraatle meşgul oldum. Aile tarımı yapıyoruz. Kooperatifçilik ve dernek faaliyetlerinde bulundum. Şimdi besi sığırcılığı yapıyorum. 25 Büyükbaş besi hayvanım var. Hayvan alımlarımı yakınımızdaki ilçe pazarlarından temin ediyorum. Baktıktan sonra da kesime gönderiyorum. Desteklemelerden yararlanabiliyor musunuz? Devletten besi hayvanı için destekleme alıyorum. Kooperatifçilile hangi dönem uğraştınız? 1972 yılında Beydağ Kalkınma Kooperatifini kurduk. Faaliyet konumuz zeytinyağı üretimiydi. Yaklaşık 30 sene kooperatif başkanlığı yaptım. Köy-Koop İzmir Birliği bağlı olarak faaliyetlerimizi yürütüyorduk. Üretmiş olduğumuz ürünleri kooperatifimiz aracılığı ile piyasaya veriyorduk. Ayrıca kooperatif ortaklarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için tanzim satış mağazası ve mandıra açtık. Kooperatif olarak çok güzel işler yaptığımızı düşünüyorum. Kooperatifiniz hala faaliyette mi? Hayır, bundan beş sene önce faaliyetini durdurmak zorunda kaldık yılında da tasfiye ettik. Neden? Öncelikle kooperatifimize sonradan gelip ortak olanların kooperatifçiliği iyi benimsiyememiş olmaları kooperatifimizin başarısız olmasına, borç içerisine girmesine neden oldu. Eski başarıları devam ettiremediler. Daha sonra kooperatifin borçlarını kapatıp, geriye kalan mal varlığını ise bölge birliğine devrettiler. Ayrıca hükümet politikaları da kooperatifimizin başarısızlığında etken oldu. Kooperatifçilik ve kooperatifleşme konusunda neler düşünüyorsunuz? Üreticiler kooperatife her zaman gereksinim duyar, zaten kooperatif ihtiyaçtan doğar. Ancak kooperatifçilikle uğraşan kişilerin, kooperatifçilik bilincine varmış, bu işi benimsemiş olması gerekir. Kooperatifimiz büyük umutlarla kurulmuştu. Güzel işler de yaptı ama bugünkü durumu üzüntü ile karşılıyoruz. Eski bir kooperatifçi olarak, kooperatife ortak olanların, faaliyet konularına göre yıllık yapılan genel kurullarda; bilanço ve gelir gider tablolarındaki rakamları görerek, idarecilerden kar payı dağıtılması konusunda istekte bulunmaktadır. Halbuki kooperatifin Dr. Özdal KÖKSAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü ileriki yıllar için projeler yapabileceği sermayeyi artırmak amaç olmalı. O zaman kooperatifler güçlenir, güçlü olur. Herşeyden önce kooperatifin başarılı olması için, bilinçli, sorumlu, eğitimli ve güvenilir kişilerin yönetimde yer alması gerekir. Üretici olarak karşılaştığınız sorunlar neler? Ülkemizde ziraat, çiftçinin mesleği olmaktan çıkartılmıştır. Kumar haline gelmiştir. Mesela, Suriye den kaçak olarak çok düşük fiyatlara zeytinyağı gelmekte. Biz nasıl rekabet edeceğiz bu durumda. Sınır denetimi yok demek ki. Patates 5 senede bir para ediyor, diğer zamanlarda borç, dert, zarar. Çiftçi faiz sarmalına girmiş durumda. Ziraat Bankası bir ticarethane haline gelmiş. Çiftçiyi desteklemekten uzak. Tarıma, küçük üreticiye yeterince ilgi göstermediği için diğer özel bankalar faaliyetlerini artırdı. Üreticinin süt fiyatları ile peynir fiyatları arasında uçurum bulunmakta. Bu da süt sığıcılğını olmusuz etkilemektedir. Süt üreticisi para kazanamıyor. Tarımın geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz? Tarım politikaları gelen hükümetlerin elinde, üreticinin söz hakkı yok. KOOPERATİF Aile Çiftçiliği Yılı ve Örgütlenmenin Önemi Bu yılbaşında sizlerle, içinde bulunduğumuz yılın Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı ilan edildiğini paylaşmıştık. Dr. Erhan EKMEN Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Teşkilatlanma Daire Başkanlığı Projeler ve Dış İlişkiler Çalışma Grubu Sorumlusu Şimdi bunun arkasında yatan sebepleri ve örgütlenme ile olan ilişkisinden bahsedeceğim. Öncelikle Birleşmiş Milletlerin, son yıllarda ilan ettiği uluslararası yılların neler olduğunu bir daha hatırlayalım Uluslararası İçilebilir Su Yılı 2004 Uluslararası Pirinç Yılı 2005 Uluslararası Mikro Kredi Yılı 2006 Uluslararası Çöller ve Çölleşme Yılı 2007 Uluslararası Kutup Yılı 2008 Uluslararası Patates Yılı 2009 Uluslararası Yün ve Pamuk Elyaf Tarımı Yılı 2010 Uluslararası Biyoçeşitlilik Yılı 2011 Uluslararası Ormanlar Yılı 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı 2013 Uluslararası Su İşbirliği Yılı 2014 Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı Listeden de görüleceği üzere, hep tarımsal üretim ile ilgili konular üzerine yoğunlaşma olmuş. Ya su, orman, çöl ya da kutup gibi çevresel faktörlere ya da önemli ürünlere el atılmış. Bunun yanı sıra mikro finans ya da kooperatif ile yine aynı çerçeve içinde açlık ve yoksulluk sorununa çözüm aranmaya devam edilmiş. Peki, Birleşmiş Milletler Teşkilatı niçin bu konular üzerinde bu kadar ısrar ile duruyor? Cevabı basit. Dünyamızda her 6 kişiden biri aç, 6 kişiden üçü yetersiz besleniyor, 6 kişiden dördü mutlak fakirlik içinde bulunuyor. Yani kaybedecek bir şeyi olmayan ciddi bir nüfus var. Geriye kalan kesim içinde de standart refah şartlarına sahip insan sayısı ciddi oranda az. Yani 21. Yüzyılın modern teknolojisinin sağladığı nimetlerden faydalanan insan sayısı aslında utanç verecek kadar az. Gelişen iletişim teknolojisi her iki tarafın birbirinden haberdar olmasını sağlıyor. Bir tarafta biraz insanca yaşayabilmek için her şeyi göze alıp göç eden yığınlar, diğer tarafta bunu standart hayatları için bir tehdit olarak algılayanlar karşı karşıya geliyor. Bu kutuplaşma sonucu Dünyamızda bir grup açlıktan, diğer grup ise korkudan geceleri uyuyamıyor. İşe bu açıdan bakınca, Birleşmiş Milletlerin cabaları ve seçilen konular daha iyi anlaşılabiliyor. Bu yılın Aile Çiftçiliği (Family Farming) olarak seçilmesinin altında da yine aynı neden var. İster gelişmiş, ister az gelişmiş olsun bütün ülkelerde tarımsal üretimi genellikle küçük ailelere ait işletmeleri yapıyor. Yakın bir geçmişe kadar küçümsenen ve vazgeçilmesi önerilen bu hayat tarzına bağlı üretim modeli, yaşanan büyük krizler sırasında ne kadar önemli olduklarını bütün Dünyaya kanıtladılar. Büyük işletmelerin tersine her ne olursa olsun bu işletmeler tarımsal üretime devam ettiler. Toplumun ihtiyaç duyduğu gıdayı topluma vermeyi kesintisiz sürdürdüler. Dünyanın büyük gıda tröstleri ise, bunların başarısını elde edemediler ve bunları etkileyemediler. Yani ailenin içinde var olan büyük güç, zorluklara dayanmasını bildi. Bu durum daha nereye kadar devam eder, atadan gelen geleneksel yöntemler nasıl gelecek kuşaklara ulaştırılabilir, bu kültür nasıl korunabilir? Her şeyin bir dayanma noktası vardır. Her geçen gün etkisini daha da arttıran piyasa baskısı karşısında, üstelik gençlerini hızla kaybeden ailelerin bu tarım işletmeleri nasıl ayakta kalacaklar ve mevcudiyetini nasıl sürdürecekler? TZOB: Tarımda Meslek Standartları Belirlenecek Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, meslek standardı hazırlanacak mesleklerin belirlenmesi sonrasında, tarım sektöründe meslek standardı hazırlamak üzere Meslek Yeterlilik Kurumu (MYK) ile işbirliği protokolü imzalayacaklarını bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye koşullarının, iş gücünün mesleki yeterliliğinin objektif olarak değerlendirilmesini yeterince sağlayamadığını belirtti. Bu durumun, işsizlerin iş bulmalarını, işverenlerin de aradığı işçiyi temin etmelerini zorlaştırdığını vurgulayan Bayraktar, Mesleki yeterlilik belgeleri bulunmadığı veya mevcut belgelerin uluslararası kıyaslanabilirliği olmadığı için Türkiye deki firmaların yurt dışında yürüttüğü faaliyetlerde Türk işçilerin çalıştırılmasında güçlüklerle karşılaşılıyor. dedi. TZOB Standart Hazırlanacak Meslekleri Belirleyecek Tarım sektöründe meslek standardı hazırlamak üzere Meslek Yeterlilik Kurumu (MYK) ile işbirliği protokolü imzalayacakları belirten Bayraktar, Standartların hazırlanması için TZOB un MYK ile işbirliği yapması, ayrıca TZOB un istihdam ve mesleki eğitim ilişkisinin güçlendirilmesi konusunda önerilerini kurula sunması kararı alındı ve geçtiğimiz günlerde çalışmalar başlatıldı. Tarım sektöründeki meslekler göz önünde bulundurularak, TZOB un Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanlığı ve sektörde faaliyet gösteren diğer kuruluşların görüşlerini alarak, standardı hazırlanacak meslekleri belirlemesi sonrasında, TZOB ve MYK arasında Meslek Standardı Hazırlama İşbirliği Protokolü imzalanacak. Belirlenen mesleki standartların yeterlik düzeyleri, Avrupa Birliği (AB) tarafından benimsenen yeterlilik seviyesine ve Avrupa Yeterlilik çerçevesine uygun olacak. dedi. Protokolle tarım sektöründe mesleki yeterlilik belgelerine sahip nitelikli iş gücü istihdamının yaygınlaştırılmasını amaçlanmakta. Bu saglandiginda işin gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip, yeniliklere ayak uydurabilen kişiler tarımda istihdam edilecek. Tarımda hem verimlilik artacak hem de tüketici daha kaliteli ve sağlıklı ürüne ulaşabilecek.

15 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 TARIM VE ÇEVRE 15 Tarımsal İşletmelerde Değer Zinciri Analizi Değer Zinciri kavramı basit olarak; üretim, işleme, pazarlama, dağıtım ve ürün ile ilgili destek hizmetlerine yönelik fonksiyonel faaliyetlerin birbirleriyle bağlantısını inceleyen ve her faaliyetin analiz edilmesini sağlayarak, işletmeye bu faaliyetlerden hangisinin rekabet üstünlüğünü sağlamada daha etkili olduğunu tespit eden sistematik bir yöntemdir ( Tarım sektöründen değer zincirine örnek olarak süt ve süt ürünleri değer zinciri Şekil 1 de verilmiştir. Bir ürünün değerinin oluşmasında üretiminden tüketiciye ulaşana kadar geçirdiği aşamalar kadar tüketicilerin kararları da önemli bir etkiye sahiptir. Tüketicilerin bu kararlarını etkileyen temel faktörler şunlardır: Ürünün fiyatı önemli bir faktördür, ancak çoğu tüketici sadece fiyatı dikkate alarak ürünü satın almaz Ürünün kalitesi ürünün değerini belirlemede tüketici tarafından dikkate alınır Tüketici açısından ürünün kalitesi çok yönlü ve değişkendir Tüketicilerin bazıları ürünün değeri ile ilgili kararını, Kalite ve Fiyat faktörlerini birlikte dikkate alarak verir (Değer=Kalite/ Fiyat) Değer Zinciri Analizi; işletmelerin özellikle değer zincirindeki çeşitli faaliyetleriyle ilgili maliyetleri tespit ederek işletmedeki tüm süreçlere ve yönetime yardımcı olan sistematik ve analitik bir araçtır. Değer zincirinde işletmenin tüm faaliyetleri, değer zinciri analizinde maliyet avantajını ve farklılığı ortaya koymak ve rakiplere karşı rekabet avantajını tespit etmek için, temel (birincil) faaliyetler ve destek (yardımcı) faaliyetler olarak iki genel başlık altında incelenmiştir (Porter, 1985) : 1.Temel Faaliyetler: Ürünle ilgili hammadde temininden, Ürünün ya da hizmetin üretim süreci, ürünün satışı ve satış sonrası hizmetleri de içeren faaliyetlerdir: İçe Doğru Lojistik (Girdi sağlanması faaliyetleri) Operasyon/Üretim (Girdilerin son ürün haline dönüşmesi faaliyetleri) Dışa Doğru Lojistik (Üretimi tamamlanmış ürünlerle ilgili faaliyetler) Pazarlama ve Satış (Fiyat oluşumu ve pazarlama kanalları) Satış sonrası Hizmetler (Satılan ürünle ilgili müşteri memnuniyeti sağlamak için yapılan hizmetler) 2. Destek Faaliyetler: Teknoloji, insan kaynakları yönetimi, genel satın alma gibi temel faaliyetleridir. İşletme/Organizasyon Altyapısı (İşletmedeki tüm yönetim işlevlerini içerir) Tedarik (İşletmede değer zincirindeki faaliyetlerde kullanılacak olan girdilerin satın alınmasıdır) İnsan Kaynakları Yönetimi (Geleceğe yönelik insan kaynağı planlaması yapar) Teknoloji (Ar-Ge faaliyetlerini de içererek rekabet avantajı sağlar) Şekil 2.Değer Zinciri Analizinde Karşılıklı İlişkiler Destekleyici Faaliyetler Birincil Faaliyetler Giren Lojistik FİRMA ALTYAPISI İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ TEKNOLOJİ GELİŞTİRME SATIN ALMA (TEDARİK) Operasyonlar Çıkan Lojistik Pazarlama ve Satış Kaynak: Porter, Michael,1985 Değer Zinciri Analizi birbirine bağlı 4 aşamada yapılır : 1. Değer Zinciri Analizi yapılacak sektör veya ürüne ilişkin veriler araştırma, mülakat ve anket yoluyla birincil ve ikincil kaynaklardan toplanır 2. Toplanan verilerin düzenlenmesi için bir değer zinciri haritası oluşturulur (değer zincirinde rol oynayan aktörlerin veya katılımcıların kim olduğunu ve neler yaptıklarını gösteren tablo) 3. Değer zinciri çerçevesinde, toplanan veriler zincirdeki fırsatları ve kısıtlamaları ortaya çıkaracak şekilde düzenlenir ve analiz edilir 4. Fırsatların ve kısıtlamaların analiz sonuçları paydaşlarla incelendikten sonra, yatırımları arttırmak ve rekabeti geliştirmek için bir değer zinciri stratejisi tasarlanmasında kullanılır. ( Yukarıda belirtilen 4 aşamadan sonra Değer Zinciri Analizi ile sistemdeki güçlü ve zayıf yönler belirlenir, tanımlanır ve değerlendirilir. Bu tespitlere istinaden izlenen adımlar şunlardır: Organizasyonun yürüttüğü faaliyetler içinde işletmenin değer önerisine katkı sağlayan ve sağlamayan faaliyetler belirlenir. Analiz süresince, işletmenin başarısını ölçmek için kullanılan çeşitli ölçütler temelinde, organizasyonun yürüttüğü her faaliyetin yarattığı katma değer tespit edilir. Dr. Nezaket CÖMERT Ziraat Yüksek Mühendisi nezaketcomert@yahoo.com Katma değeri az olan faaliyetlere yapılan yatırım azaltılır ya da bu faaliyetler dış kaynaklara verilir. Katma değeri yüksek olan faaliyetler ise, isletmenin güçlü yönleri çerçevesinde daha iyi işler bir hale getirilmeye çalışılır, yani isletmenin bu faaliyetlere odaklanması sağlanır ve kaynaklar ağırlıklı olarak bu faaliyetlere aktarılır (Erman, 2013). Değer Zinciri Analizi yoluyla bir işletmenin sağlayabileceği başlıca faydalar şunlardır: Daha yüksek gelir Daha çok istikrarlı pazar koşulları İstihdam imkânı Ürün ve pazarların çeşitlendirilmesi Gıda güvenliği Hasat sonrası kayıpların azaltılması Tarımsal üretimde maksimum düzeyde sürdürülebilir yönetim Rekabet etme gücünü arttırarak daha fazla ekonomik fayda sağlamsı Sonuç olarak; küreselleşen ve tek pazar haline gelen dünyada tarım ve diğer sektörlerdeki işletmeler, artan rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için günümüz tüketicisinin küresel kalite standartlarına uygun ürün ve hizmet taleplerini karşılayabilecek sürdürülebilir üretim yapmak zorundadırlar. Bu nedenlerden dolayı, işletmler faaliyet gösterdikleri alana yönelik değer zinciri analizi yöntemi aracılığı ile bir değer zinciri stratejisi oluşturarak rakiplerine karşı rekabet üstünlüğü kazanabilirler. Kaynaklar 1. ( 2. Erman, S Tarımsal Örgütlerde Değer Zinciri ve Finansmanı 3. Porter, M. (1985). Competitive Advantage: Creating and Sustaining Superior Performance, N. York: The Free Press SÜT ÜRETİMİ GİRDİLERİ SÜT TOPLAMA-SOĞUTMA SÜT ÜRÜNLERİ SATIŞ VE PAZARLAMA YEM (Kesif Yem, Kaba Yem ve Yem Hammaddesi) CANLI HAYVAN DİĞER GİRDİLER (Gübre, İlaç, Tarım Makinaları, Veterinerlik, Suni Tohumlama, Danışmanlık-Hizmet Alımları SÜT ÜRETİCİLERİ ÇİĞ SÜT PERAKENDE SATIŞ SÜT TOPLAYICILARI SÜT BİRLİKLERİ SÜT KOOPERATİFLERİ YARI MAMUL TEDARİK (Ambalaj, Maya, Süt Tozu) YATIRIM MALLARI TEDARİKİ (Üretim Makinaları, Sağutma Ekipmanları vb.) İŞLETME GİDERLERİ (Yakıt vb.) Hizmetler SÜT İŞLEME TESİSLERİ Kar Marjı Kar Marjı DIŞ PAZAR SATIŞ NOKTALARI (Toptancılar, Hipermarketler, Süpermarketler, Market ve Bakkkallar) YARI MAMUL SATIŞ (Süt Tozu, Peyniraltı Suyu Tozu, Dondurma, Kazein, Laktoz, Hazır Yemek Firmaları, Lokanta vb.) FABRİKA SATIŞ NOKTALARI Organik Vadideki HES Projesinde Başa Dönüldü Rize nin Çayeli İlçesi Senoz Vadisi nde Danıştay ın onayı ile ÇED Gerekli Değildir kararı ile su kullanım anlaşması iptal edilen Hes Projesi için Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu kararı verdi. Çayeli ilçesi Senoz Vadisi'nde özel bir şirket tarafından yapılmak istenen Kayalar HES projesiyle ilgili çalışmalar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' ndan tarihinde alınan, ÇED Gerekli Değildir kararı ile başladı. Ancak Senoz sakinleri, bakanlığın kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Çevresel etkilerin göz ardı edildiği, vadi de Havza planlaması gerektiği gerekçelerini haklı bulan mahkeme, tarihinde oy birliği ile yürütmeyi durdurma, ardından da iptal kararı verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerel mahkeme kararını temyiz için Danıştay'a başvurdu. Danıştay 14'üncü Dairesi, tarihinde başvuruyu reddetti, mahkemenin iptal kararını onadı. Danıştay ayrıca, yerel mahkeme kararına atıfta bulunarak, 'Uyuşmazlığa konu proje ile aynı vadide planlanan diğer projeler birlikte değerlendirilmelidir' gerekçesine vurgu yaptı. Bu süreçte Danıştay, Senoz Derneği'nce açılan ve ilgili firmanın üretim lisansı ve su kullanım anlaşmasının iptali talepli bir başka davayı da, tarihli oturumunda karara bağlayarak iptal etti. Danıştay'ın kesinleşmiş bu iki kararı ile, ÇED Gerekli değildir raporu ve Hes'in üretim lisansı ile su kullanım anlaşması iptal edilmiş oldu. Senoz Vadisinde yapılmak istenen ancak Danıştay 14. Dairesi nce 'Su Kullanım Hakkı Anlaşması' ve 'Enerji Üretim Lisansı' iptal edilen Kayalar HES Projesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca ÇED Olumlu Kararı verildi. Geçtiğimiz yıl vadideki 12 köyden 1728 çay üreticisi organik üretime geçti. Bunu, bal, et, süt ve mısır gibi ürünlerin organik üretimi izledi. Ancak yörenin kendi kendine yetebilecek bir ekonomik bağımsızlığa ulaşmasının, sahip olduğu değerleri koruyarak gelişmekten geçtiğine inanan ve bu amaçla çabalayan Senoz halkı alınan karardan dolayı oldukça şaşkın ve öfkeli. Senoz Vadisi'nde ÇED tartışmaları sürerken, Senoz Derneği nin HES firmasına karşı açtığı 'Su Kullanım Hakkı'nın iptaline ilişkin davayı gören Danıştay, Kasım 2013 tarihli kararında, firmaya verilen 'enerji üretim lisansı' ve su kullanım hakkı ve işletme esaslarına ilişkin anlaşmada hukuka uygunluk bulunmadığına hükmederek, üretim lisansı ve su kullanım anlaşmasını iptal etti. Bakanlık, Yargının İptal Ettiği Hes'e Yeniden Onay Verdi Yargı kararlarının ardından vadilerinin HES'ten kurtulduğunu düşünen Senozlular, geçtiğimiz ay Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan aldıkları yeni bir duyuru ile adeta şoke oldular. Çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, geçtiğimiz ay yayımladığı bir ilanla, Danıştay'ın iki ayrı kesinleşmiş iptal kararı bulunan Kayalar HES Projesi için 'ÇED Olumlu' kararı verildiğini duyurdu. Kasaplar Sucuk Köfte ve Tavuk Satamayacak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın iki yeni tebliğ tasarısında, kasaplara 1 yıl önce verilen fermente sucuk, köfte ve parçalanmış tavuk satışına ilişkin izinler kaldırılıyor. Taslak halindeki Et ve Et Ürünleri Tebliği ile Yerel Marjinal ve Sınırlı Faaliyetlerin Düzenlenmesine Dair Tebliğ kasaplarda tepkiye neden oldu. Türkiye Kasaplar Federasyonu, 1 yıl önce kasaplara serbestlik tanınan köfte, fermente sucuk ve parçalanmış tavuk satışına yasak getirilecek olması üzerine, Bakanlığa, tasarı halindeki tebliğlerde değişikliğe gidilmesi için itirazda bulundu. Federasyon Tepkili Türkiye Kasaplar Federasyonu Genel Başkan Vekili Osman Yardımcı, bu üç konuda serbestlik verilirken, 1 yıl sonra yeni bir tebliğe gerek duyulmasına anlam veremediklerini söyledi. Bu konuda açıklama beklediklerini belirten Yardımcı, "Bugüne kadar hiçbir kasapta, fermente sucukta karışımla ilgili suçlayıcı durum yok. Federasyon olarak tüm illerde araştırma yaptık ve bir kasabın dahi karışımdan dolayı ceza olayı yok" dedi. Yardımcı, kasapların eskiden beri sucuk yaptığını anımsatarak, "Fabrikalar bizim ekmeğimize ortak oldu. Fabrikalar bizim ekmeğimize ortak olduktan sonra deşifre oldular. Katkı maddeleriyle sucuk üreten biz değildik. Zaten bizim yerimizdi, onlar bize ortak olmuştu. 1 yıl önce getirilen serbestlikle vatandaşın isteği üzerine yüzde düzeyinde sucuk piyasasındaki yerimizi yeniden aldık. Bize verilen iznin, 1 sene sonra hiçbir suç yokken geriye alınması yanlış. Sucuk üretimi yapan 8-10 fabrika var. Şimdi 10 fabrika mı, 23 bin kasap esnafı mı? Eğer bu fabrikaların Türkiye yi yönetmesine izin veriliyorsa lafımız yok. diye konuştu.

16 16 HAYVANCILIK Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliğinde Hangi Aşamadayız? Ülkemiz insan beslenmesi konusunda kendi kendine yetebilme kapasitesine sahip bir ülkedir. Bu kapasite aynı zamanda yurt dışına satış yapabilecek alt yapıya sahiptir. Büyükbaş hayvancılıkta lokomotif rol oynayan süt sığırcılığıdır. Bu sayede süt dışında kırmızı et üretimi de gerçekleşmektedir. Sık sık gözlenen yanlış süt fiyat politikaları ana yetiştirici olan küçük ölçekli süt sığırı işletmelerimizi maddi açıdan vurmakta, bu durum anne materyallerinin kesimine yol açarak hayvan varlığını tehdit etmektedir. Buna çare olarak gösterilen yurt dışı alınlar ise ülke parasının dış ülkelerdeki yetiştiricilerin desteklenmesine yaramakta, gerçekten desteklenmesi gereken ve aynı zamanda sosyal gereklilik olan ilçe ve köylerimizde yerleşik halkın geçinmek üzere uğraşısı olan hayvancılığı baltalamaktadır. Halkı yanlış yönlendirmeler Bütün bunların yanında ülke insanın beslenmesinde ön plana gelmesi gereken süt ve ürünleri ile kırmızı et tüketimi medyada yer alan gereksiz ifadelerle yerin dibine batırılmakta ülke geleceğine zarar verir duruma gelmektedir. Buna karşı beyaz et sanayinde yapılan mücadele büyükbaş hayvan ürünlerinde sahipsiz kalmakta, süte zehir denmekte, ineğe hormon uygulanıyor ifadelerini söyleyenler kanal kanal televizyonları gezerken buna karşı oluşacak bilimsel ve üretici cephesi bulunmamaktadır. Bakanlık ise böyle yasak uygulamaların yapılamayacağını, kontrol mekanizmasının iyi işlediğini ortaya koymakta gecikmektedir. Kurallar Devlet desteği sisteminde gözlenen pay kapma olayları (birlik ve kooperatiflerin payı) yetiştiricinin eline geçen desteği azaltmaktadır. Devletin koruyucu mekanizmaları bazen yetiştiriciye ulaşsa da mutlaka bir vahim olayı takip etmektedir. Konulan kurallar simülasyonlar yapılmadan, tüm tarafları karşı karşıya getirmeden ve bilimsel destek almadan yapıldığında kanundur diye ortaya konan yönetmelikler değişime gitmektedir. Bu arada pek çok kişiyi mağdur etmektedir. Destekler Avrupa birliğinden gelen kaynaklar aromatik bitkiler ve traktör desteklerine dönüşmektedir. Kalkınma destek programlarında çiftlik yapılanmaları ve modern kuruluşlar konusunda yaşatılan zorluklar projenin aracı kurumlar vasıtasıyla verilmesi gerekliliğini nerede ise şart koşmaktadır. Konulan kuralların bazıları desteksiz, birilerinin o anda kendinden ortaya koyduğu kurallar olmakta, olumsuz yönde olmak adeta iş yapmakla denk olmaktadır. Sanayi Süt toplayıcı kurumların, kuruluşların, şahısların toplama esnasında ölçümü anlık yapabilecek aletlerle donatılması gerekirken bu uygulamalar ülke genelinde süt fabrikaları için toplayan aracıların yalnız 5-10 tanesinde bulunmaktadır. Bu durumda süt fabrikalarının kaliteli süte prim diyerek yaptıkları bağırmalar yalnız büyük ölçekli çiftliklere yönelik olup süt fabrikasına sütünü doğrudan ulaştıran tek başına olan küçük ölçekli firmalara verilmektedir. Aracı toplayıcılardan dolayı prim alması gereken kaliteli sütler diğer sütlerle karışarak fabrikalara ulaşmakta, iyi ile kötü aynı havanda dövülmektedir. Üretim Tüketim Fiyat Dengesi Et fiyatları çoğu zaman iniş ve çıkışlarla yetiştiricinin önünü görmesini engellemektedir. Son zamanda yine yapılan yanlıştan dönülerek etkinleştirilen Et Süt Kurumu sayesinde fiyatlar bir nebze düzelmeye, yetiştirici açısından sakin ve oynak olmayan bir fiyat politikası yaratmaya başlamıştır. Son verdiği 16,5 TL fiyatı da yetiştiricilerin genelini rahatlatmıştır. Bu durum sütte gerçekleşmemektedir. Süt yetiştiricisine verilecek 1,2 TL taban değeri onun bu işi yapmasında elini rahatlatacaktır. Para kazanması litre başına 1,5 TL alması ile olur. Şu an ise fiyat 1.05 TL dir. Günümüz şartları ve politikalarında sütten para kazanmak çok zordur. Biz eğitmenlerin öğretileri boşa çıkmaktadır. Öğretilerde yetiştirici hayvanlarını bilimsel yöntemlerle ve hesaplanan değerlerde, konsantre yem ve kaba yemle, katkı maddeleri desteği ile hayvanlarını beslemeleri gerekir. Maliyetler Konsantre yemi fabrikalar hazırlamaktadır. Yem fabrikaları belli kar marjı güden ve döviz fiyatları değişimlerini fiyatlara yansıtan kurumlardır. Bu fiyatlardan etkilenen ancak ürününe fiyatı yansıtamayan tek kurum yetiştiricidir. Yetiştiriciler hayvanın dört memesinden en azından birinden çıkan sütün parasını cebine indirememekte, dört memeye de birçok kurum ortak olmaktadır. Kaba yem problemi ise tabiat koşullarımız nedeni ile sürekli yeşil olan veya üretim yapılan bir bölgenin olmamasıdır. Elimizdeki toprak çoğunlukla tek dönem hasat olanağı verdiğinden üretim yüksek olmamaktadır. Kaba yem açığı devam etmekte, ülke genelinde bu açığı kapatacak hesaplama ve organizasyonlara topluca gidilememektedir. Prof.Dr. Gültekin YILDIZ A.Ü. Veteriner Fakültesi Zootekni ve Hayvan Besleme Bölümü gyildiz@ankara.edu.tr Nadas ve ilgisizlikten bir kısım arazi boş durarak yabanileşmektedir. Birlikler Kooperatifler borçlu olduğunda bir kısım projelere dâhil olamamaktadır. Yönetimler sen ben kavgaları ile ortaklarını bir araya getirmekten, ortak hedeflere ulaştırmaktan uzaklaşabilmektedir. Üyelerine vermesi gereken eğitimleri güçlendirmelidir. Bu eğitimler üniversite elinden ve devlet destekli olarak sağlanabilir. Kimi kurumsallaşmış kooperatif ve birlikler güçlerini çok artırarak eğitimler, kitaplar, gazeteler yoluyla üyelerine ulaşmakta, okul açma yönünde uğraşı vermektedir. Fakülteler Yetiştirici ile bağlantı yetersizliği (kişisel) olayları yerinde görememe, eğitimlerde bakış açısını daraltmaktadır. Mezun olan öğrenciler, stajlar sırasında ancak doğruyu ve yetiştiriciyi görmektedir. Mezuniyet olanlar olaylarla iç içe kaldıklarında bir bocalama devresi geçirmektedirler. Bu kişilerin noksan olduklarını düşündükleri konularda meslek içi eğitimler, kısa süreli üniversite meslek içi kursları yoluyla tekrar eğitimleri sağlanabilmelidir. Birçok yetiştiricinin alanlarında uzun süren uğraşıları, uzmanı (veteriner hekim, ziraat mühendisi gibi) test etme yoluna gitmelerine, bizde uzmanız ruh haline gelmelerine yol açmaktadır. Eğitimle İlgili Yapılabilecekler 1- Destekler konusunda yetiştiricinin yakınında yer alan uzmanlar (veteriner hekim, ziraat mühendisi) halka destek vermek üzere eğitilmelidir. 2- Hayvancılıkla uğraşan köylümüz, küçük ölçekli yetiştiricimizin kazancını artıracak mali eğitim kurslarla verilmelidir (yapılan iş ve karşılığında elde edilen kazanç). 3- Halkı yanlış yönlendirmelerden kaçınmak üzere yetiştirme şartları şeffaf olarak halka yansımalıdır. 4- Kanal kanal televizyonları gezerek yanlış yönlendirenlere karşı ortak tedbir alacak eğitim programları televizyonlarda yayınlanmalı, gerekirse üreim alanından naklen yayınlar olmalıdır. 5- Yasaklar ve kontrol mekanizmaları halk tarafından bilinmelidir. 6- Yanlış uygulama içinde olanlar cezalandırılmalı, bu uygulama devam etmelidir. 7- Kooperatif ve birliklerin bir ayağı, danışmanı fakültede yer almalı, dekanlıklar yoluyla eğitim konularında işbirliği protokolleri ve eğitimleri uygulamalı yapılmalı, tüm üyeler uğraşı alanı ile ilgili olarak üniversite akademisyenleri yardımı ile ve örnek uygulama alanında canlı olarak eğitimden geçmelidir. 8- Eğitimden geçenler ve eğitim yuvasından/üniversiteden belgesini alanlar desteklerden yararlanmalıdır. Eğitimler yetiştiriciyi bıktırmayan kısa sürede ve belli zaman aralıklarında olmalıdır. 9- Kurallar koymadan pilot uygulama yapılmalı, sonuçları tartışılıp değerlendirilmeli ve sonra kuralları yazılmalı, uygulanması hata verecek kurallar koymamalıdır. 10- Süt toplayıcı kurumların, kuruluşların, şahısların toplama esnasında ölçümü anlık yapabilecek aletlerle donatılması gerekir. Bu uygulamalar ülke genelinde süt kalitesinin artmasını sağlayacaktır. Süt fabrikalarının kaliteli süte prim vermesi de küçük üreticiye destek olacaktır. Şu an uygulanan büyük ölçekli çiftliklere yönelik olup süt fabrikasına sütünü doğrudan ulaştıran büyük ölçekli yetiştiricilere verilmektedir. 11- Et Süt Kurumu fiyat iniş ve çıkışlarına müdahale edecek Süt Kurumunu canlandırmalıdır. Yeniden yapılanmalı veya yem fabrikalarında taşeron üretim gibi sektörle anlaşarak fiyat istikrarını sağlayacak alımları sağlamalıdır. Et konusunda son verdiği 16,5 TL fiyatı yetiştiricinin önünü görmesini sağlamış, teşvik etmiştir. Bu durum sütte der gerçekleşmelidir. Süt yetiştiricisine verilecek 1,2 TL taban değeri onun bu işi yapmasında elini rahatlatacaktır. Şu an ise fiyat 1.05 TL dir. Yem fabrikalarının fiyat korumak üzere yaptıkları uygulamalar kaliteyi etkilemektedir. Bu durumda yetiştiricinin üretimi artmaz, tersine azalır. 12- Yetiştirici örgütleri vasıtasıyla hesaplamaları öğrenmeli, yaptığı işin iş gücü, giderler fasılları ve kazançları kâğıda dökülmelidir. Bu durum yaptıkları işi tanımalarını ve kazancı artıracak uygulamalara ve eğitimlere ilgilerini artıracaktır. 13- Konsantre yem ve kaba yem hammaddeleri yetiştiriciler tarafından tam tanınmamaktadır. Besin maddesi, yem bileşimi, yemlerin veriliş amacı, ufak uygulama hatalarının dahi verim azaltma veya artırmada, kazanç azaltma veya artırmada ne kadar etkili olduğu gösterilmelidir. Dönemlere göre besleme eğitimi almalıdırlar. 14- Fiyatlardan etkilenen ancak ürününe fiyatı yansıtamayan tek kurum olan yetiştirici güçlü olmak zorundadır. Yetiştiriciler hayvanın dört memesinin önemini, kazancın dört memenin de sağlam olmasına bağlı olduğunu bilmelidir. Bu nedenle azda olsa sağlık ve hastalıktan korunma kursları almalıdır. Bu sayede meme ve sağım için yapılması gereken doğru uygulamalar onlara ve bakıcılarına verilmelidir. 15- Yemlik bitkilerden doğru ekim uygulamaları, üstün verimli tohum kullanımı, birim alandan daha fazla enerji ve/veya protein alımı için gereken ürün türleri kendi toprak yapılarına göre anlatılmalı, topraklarının analizi yapılmalı ve uygulanacak üretim şekli onlara anlatılmalıdır. Ülke verimi açısından önemlidir. 16- İlgisizlikten boş kalan araziler düşük ücretle de olsa üretime sevk edilmeli, nadas olayı gözden geçirilmelidir. 17- Birlikler ve Kooperatifler projelere dâhil olmalı veya projeler ortaya koymalıdır. 18- Kooperatif ve Birlikler üyelerine vermesi gereken eğitimleri üniversite mahareti ile devlet destekli olarak sağlayabilir. 19- Fakülteler yalnız öğrencilerle uğraşmamalı, yetiştirici ve sanayici ile ilişki içinde kooperatiflerle birlikte uğraşılarda ve eğitim ve araştırmalarda yer almalıdır. Onları tanımaları gerek üretimi gerekse verimliliği artırmada, teknolojinin her iki tarafta da tanınmasında rol oynayacaktır. 20- Fakültenin sanayi, birlik, yetiştirici bağlantısı eğitimlerinde de etkili olmalarını, kullanılacak bilgileri sunmalarını sağlayacaktır. 21- Desteklemeleri ve kuralları üniversitenin de takip etmesi, bilmesi uygulamalarda kolaylık sağlayacaktır, hataları azaltacaktır.

17 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 TARIM 17 Dünyada Arıcılık ve Türkiye deki Arıcılık Sorunları-I Tarihi bundan yıl öncelerine kadar uzanan arıcılık, Anadolu nun da en eski üretim modellerinden biri olmuştur. Hatta gezginci arıcılığın ilk kez Mısır da firavunlar zamanında gerçekleştirildiğine ve ilaç olarak Sümerler tarafından kullanıldığına dair bulguların varlığına rastlanılmıştır. Ekonomik anlamının yanı sıra birçok dinsel metinler içinde de yer edinen arı ve arıcılığa dair, Osmanlılar zamanında da çeşitli yasalar ile düzenlemelere konu olmuştur. Arı, dünyadaki habitat düzenin sağlanabilmesi için en önemli canlı varlıktır. Tarımsal olduğu kadar vahşi doğanın bitkileri, arıların sağlamış olduğu tozlaşma ile varlıklarını sürdürebilmektedir. Öte yandan arıcılık faaliyetleri Afrika da, ormanların korunması ve biyo çeşitlilik için önemli bir etken olarak görülmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) nun yaptığı araştırmaya göre; gıda sağlanan bitkilerin %90 nına, arılar tarafından %71 oranında tozlaşma konulu fayda sağlamaktadır. Bu nedenle arılar tozlaşmadaki en baskın üretici faktördür. Öte yandan son yıllarda, böcek tozlaşması gerektiren tarımsal ürünlerin üretimi dört kat artarken, böcek tozlaşmasından bağımsız ürünlerin üretimi iki kart artmıştır. FAO nun yapmış olduğu çalışmada, tozlaşmanın küresel ekonomik değeri 210 milyar $ iken, sadece Birleşik Devletlerde 40 milyar $ lık bölüm, bal üretimi ve arıcılık piyasasının diğer ürünleri ile ilgili olarak gerçekleşmiştir. Tozlaşma ve bal üretimi için yapılan araştırmalar ve istatistik verilerin analizi merkez hükümetler tarafından desteklenen FAO ya da UNEP gibi kuruluşlar tarafından yapılmaktadır. Çalışmalar tüm ülkeleri kapsamamakla beraber, dünyanın hemen hemen çoğu bölgeleri bu kuruluşlar tarafından haritalanabilmiştir. Bu iki kuruluşun yanında Amerikan Arıcılık Federasyonu (ABF) ve USDA gibi bağımsız kuruluşlarda bulunmaktadır. Dünyadaki durum; Arı, kovanı sayısına ilişkin olarak yapılan uluslararası araştırmada 2000 li yıllar için yaklaşık 60 milyon kovan tespit edilmiştir. Dünya üretim devlerinden Amerika da çiftliklerin %65 inden fazlasında arı kovanı bulunmaktadır. Genel olarak 1987 yılına kadar hızla gelişen arıcılık, 1987 yılından sonra hızlı bir çöküşe girmiştir li yıllarda arıcılık yavaş yavaş gelişmeye başlasa da bu gelişim oldukça yavaş seyretmiştir li yıllarda mite lar kendini gösterirken, doksanların sonlarında varroa felaketi ile ani bir düşüş yaşanmıştır. Aynı yıllarda mite ların etkisi ile Amerikan piyasasında fiyat düşüşleri meydana gelmiştir. Kanada Bal Konseyi nin verilerine göre, 2011 yılında den fazla kovan ile 146 milyon $ tutarında gelir elde edilirken, Orta Amerika daki çiftçiler, gıda kaynaklarının daha iyi gelişebilmesi için arılardan tozlaşma amacıyla yararlanmaktadırlar. FAO nun verilerine göre bölgedeki 2,1 milyon kovanın sadece 1,8 milyonu Meksika içinde konuşlandırılmıştır. Bu gelişim içinde Arjantin, 1990 lı yıllardan itibaren bal üretimi konusunda büyük bir sıçrama yapmış ve dünyadaki en büyük ikinci ihracatçı halinde gelmiştir. Brezilya ise Afrika kökenli arılar ile yaklaşık 2,5 milyonluk bir koloniye sahiptir. Avrupa birliği ülkeleri arasında arıcılıkta lider olarak görünen İspanya, Yunanistan, İtalya ve Fransa da arı kolonilerinin sayısı bilhassa son iki yılda önemli ölçüde azalmıştır. Ancak İngiliz Etnomolojistler tozlaşma ve bal üretimi amaçlı kolonileri geliştirmek üzere yoğun çalışmalar yapmaktadır. Rusya ve eski SSCB ülkeleri de dahil olmak üzere bölgede 29 milyon bal arısı kolonisinin var olduğu düşünülmektedir. Sahra bölgesi hariç Afrika nın önemli bir bölümü arıcılık için oldukça yüksek bir potansiyele sahiptir Yılı verilerine göre Mısır, Sudan ve Nil vadisinde %30 a yakın kovan kayıpları yaşanmasına rağmen bölgede 16 milyona yakın arı kolonisinin olduğu tahmin edilmektedir. Arıdan elde edi- ÜLKE Yrd. Doç.Dr. Cihat KARTAL Kırıkkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü len ürünler Afrika nın birçok yerinde tıbbi ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle arıcılığın önemli bir geçim kaynağı olduğunu düşünen Ruanda lılar modern Langstroth kovanlarını kullanmaktadırlar. Çin ve Hindistan, arıcılık konusunda tarihi deneyimleri olan ülkelerdir. Hatta 15 milyonu aşkın kovanı ile Çin in dünya devi olduğu ve arıcılıkta Uzak Doğu nun en hızlı büyüyen ülkesi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Hindistan da ise bilhassa Himalaya ların zengin ormanları ve batı Gahst bölgesi organik arıcılığın gelişiminde mükemmel bölgeler olarak görülürken, kolonilerinin 10 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Commodity Araştırma Büro sunun 2005 yılı araştırma verilerine göre dünyadaki bal üretimi aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Rakamlar bin ton ile ifade edilmektedir; Tabloda da görüleceği üzere Çin, dünyanın önemli bal üreticisi ülkeleri arasında lider konumda olup, üretimin %30 unu eline almıştır. Brezilya %75 lik büyüme ile rekor elde ederken, Türkiye 5 milyon civarındaki kovanı ile dünya liderleri arasında yer almaktadır. 7 YILLIK TOPLAM % BÜYÜME (%) Çin Arjantin Türkiye Ukranya USA Meksika Rusya Hindistan Etyopya İran Brezilya Kanada İspanya Tanzanya Kenya TOPLAM Geleneksel Gıdalar Sempozyumu Gerçekleşti Beekeeping.com dan alınan verilere göre Türkiye de arıcı bulunmakta, kovan başına 16 kg. bal verimi ile kg. başına ortalama 2/4 $ lık gelir elde edilmektedir. Üretilen balın tahmini olarak tonu ihraç edilirken, bu konuda ithalatımız bulunmamaktadır. TUİK-2013 verilerine göre bal üretimi önceki yıla göre 2013 yılında %6,2 artarak ton olarak gerçekleşmiştir. Bal mumu üretimi ise %0,5 artarak ton olarak gerçekleşmiştir. Arıcılıktaki çöküş; Dünyadaki arıcılığın genel durumu bize işlerin pek de eskisi kadar iyi gitmediğini göstermektedir. Dünyanın hemen her yerinde genel olarak verimde gözlemlenen azalışlara karşılık paradoksal durumlarda meydana gelmektedir. Örneğin, haritalara göre Avrupa daki üretim ve arıcı azalışlarına karşılık, İskandinavya ve Akdeniz bölgesinde artışlar meydana gelmiştir arasında Avrupa daki azalışlar ile ilgili olarak mite lar hariç yapılan çalışmaların birçoğunda fikir birliği sağlanamamıştır. Diğer yandan 1985 yılından itibaren Akdeniz bölgesindeki üretim artışlarında da bir azalış eğilimi gözlemlenmektedir. Arıcı sayılarındaki azalma sosyoekonomik nedenlere bağlanırken, FAO nun verilerine göre bal arısı sayısında son 50 yılda %45 oranında gözlemlenen artış, ekonomik küreselleşmenin sonucu olarak suni üretimlerden kaynaklandığını düşündürmektedir. Yapılan çalışmalar, bu sonucu destekler nitelikte bir diğer sonucu da ortaya çıkarmıştır; gözlemler hobi arıcılığın giderek kırsal bölgelerde azaldığı buna karşılık endüstriyel arıcılığın geliştiğini göstermektedir. Bütün bu gelişmelere karşılık bilhassa kırsal bölgelerde meydana gelen gelir artışı, geleneksel üretime alternatif olarak geliştirilen şeker balı üretimine endekslenmektedir. Maliyetlerde meydana gelen artışlar, arıcılık faaliyetlerindeki gerilemenin nedeni olarak ortaya konmaktadır. Özellikle modern arıcılık faaliyetleri ciddi bir sermaye gerektirmektedir. Arı hastalıklarının tedavisi, Avrupa da bir koloninin gelirine eşit ya da artar orandadır. Bu durum hobi arıcılığı ya da küçük girişimcilerin sahip olduğu sayıca az kolonilerin varlığını sürdürmesi için artık ekonomik olmayan bir durum olarak görülmektedir. Journal of Apiculture Araştırma dergisinin 2010 yılı 49. sayısında arıcılık faaliyetlerindeki gerilemenin önüne geçebilmek için bir dizi öneri sunulmuştur ki, bu önerilerin ülkemiz içinde geçerli olacağı değerlendirilebilir. Özetle; a- Yapılan çalışmaların daha sistematik olabilmesi için standardize metedolojiler ile web tabanlı veri mimarisinin oluşturulması ve elde edilen sonuçların paylaşılması, b- Ulusal ve uluslararası düzeyde kayıpların gerçek ve muhtemel neden ve sonuçlarının ortaya konması, c- Küresel ölçekte koordineli bir araştırma programı oluşturularak, hastalıklar, habitat değişimi ve sosyo-ekonomik değişimler gibi çeşitli faktörlerin incelenmesi, d- Tozlaşmanın sağlanması için bir araştırma kuruluşunun oluşturulması ve bu şekilde hastalıklar ile ilgili koordineli bir ağın kurulması, araştırma ve tedavi metedolojilerinin tanıtım programlarının düzenlenmesi, bulguların yayımlanması ve araştırma fonlarının geliştirilmesi. e- Arı ölümleri ve koloni kayıpları için izleme komitelerinin oluşturulması. Arıcılık faaliyetlerindeki gerilemelerin önlenmesi için Avrupa Bilim ve Teknoloji İşbirliği COST tarafından desteklenen Bal Arısı Araştırma Derneği CO- LOSS kurulmuştur. Bu ağda 41 ülkeden 150 den fazla paydaşı ile faaliyet göstermektedir. COLOSS un ana amacı, büyük ölçekli bal arısı koloni kayıplarını önlemektir. Bu amaca, ulusal düzeyde yapılan araştırmaların yetersizliğinden yola çıkılmıştır. Zira çalışmalar, uluslararası ölçekte yapılmadığı sürece gereken etkinliğe ulaşmayacaktır. Önümüzdeki ay Türkiye deki arıcılık sorunlarına değineceğim. Geleneksel Gıdalar Sempozyumunun dördüncüsü, Çukurova Üniversitesinin ev sahipliğinde 3 gün süren yoğun katılımla tamamlandı. İki yılda bir düzenlenen Geleneksel Gıdalar Sempozyumu'nun dördüncüsü, Çukurova Üniversitesi'nin (ÇÜ) ev sahipliğinde 3 gün süren yoğun katılımla tamamlandı. Daha önce iki kez Van'da ve bir kez de Konya'da gerçekleştirilen sempozyum öncesinde Mithat Özsan Amfi fuayesinde açılan stantlarda Adanalı markalar, ürünlerini ve teknolojilerini tanıttı. Farklı illerden ve üniversitelerden gelen yaklaşık 600 katılımcıya aynı zamanda Adana'nın tanıtımı da yapıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından sempozyumun açılış konuşmasını yapan Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, gıdaların ulusal kimliklerin yaşatılmasında ve ülkelerin tanıtımında önemli bir yer tuttuğuna vurgu yaptı. Geleneksel gıdaların, toplumların hem yeme alışkanlıklarını hem de kültürel özelliklerini nesiller boyunca aktardığını ifade eden Prof. Dr. Kibar, turizm sektörünün gelişmesine paralel olarak geleneksel gıdalara olan ilginin de giderek arttığını belirtti. 4. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu, konuşmaların ardından, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Tunç Sipahi'nin "Anadolu'da Gıda Kültürünün 3500 Yıllık Geçmişi" adlı konferansı ve Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Elemanlarından oluşan "Academic Quartet" sanatçılarının mini konseriyle devam etti. Sempozyumun açılış töreni, sempozyuma destek veren kuruluşlara, konuşmacılara ve Academic Quartet ekibine teşekkür plaketinin takdimiyle sona erdi. Sempozyumda, "Geleneksel Gıdalar ve Sağlık", "Geleneksel Gıdalar ve Gıda Güvenliği", "Geleneksel Gıdalarda İzlenebilirlik ve Pazarlama", "Geleneksel Gıdalar ve Coğrafi İşaretleme", "Geleneksel Gıdalar Politikalar ve Kırsal Kalkınma" ile "Geleneksel Gıdalar Teknolojisi" konu başlıkları altında 6 oturum gerçekleştirildi. Ayrıca Mithat Özsan Amfisi Fuaye kısmında da 3 oturumda toplam 428 poster bildiri katılımcılara sunuldu. Geleneksel Gıdaların tüm yönleriyle tartışıldığı ve bildirilerin sunulduğu sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Erzurum Atatürk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Songül Çakmakçı, Çukurova Üniversitesi'nin köklü bir üniversite olduğunu belirterek, 6 oturumda 4'er bildiriden 24'ü sözlü, 428 poster bildirinin başarılı şekilde sunulduğunu söyledi. Katılımcılar da tek tek söz alarak sempozyumu değerlendirip, gelecek programlarda görmek istedikleri konu önerini sundu. Sempozyum Başkanı ÇÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zerrin Erginkaya ise, tüm katılımcılara ve Çukurova Üniversitesi yönetimine teşekkür etti. Sempozyum toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. 4. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu' nun son gününde katılımcılar, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Çiftliği'nde yapılan üretim bantlarını gezerek bilgi aldı. Ardından da, Kastabala, Kartepe ve Anavarza antik kentlerini ziyaret etti. ÇÜ Gıda Mühendisliği Bölümü, Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası işbirliğinde düzenlenen sempozyuma, birçok üniversiteden akademisyenler, kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

18 Mayıs 2014 Köy-Koop Haber 18 HAYVAN HASTALIĞI Şap Hastalığı Bu hastalığa Dabak hastalığı da deniyor. Hayvanların et ve süt verimini çok düşürür. Hayvandan hayvana kolayca ve hızlıca bulaşır. Bir köye veya bir çiftliğe girince, hayvanların çoğuna bulaşır. Şap hastalığı çıkan ülkeler kadar onun komşuları da hemen tedbir almaya çalışırlar. Bu nedenle resmi makamlarca ihbarı mecburi olan bir hastalık olarak kabul edilmiştir. Hastalık sığır, manda, koyun, keçi ve domuzun yanında yabani çift tırnaklı hayvanlarda da görülür. At ve eşeklerde ise görülmez. Şap mikrobunun O, A, C, SAT 1, SAT 2, SAT 3 ve Asia 1 olmak üzere 7 adet farklı tipi bulunmaktadır. Her bir tipin diğerine karşı koruma sağlaması mümkün değildir. Her tipin ayrıca çok sayıda alt tipleri de bulunmaktadır. Ülkemizde bugüne kadar değişik tarihlerde A, O, C, SAT-1 ve Asia-1 tipleri teşhis edilmiştir. Günümüzde hastalık çıkan yerlerde genellikle A, O ve Asia-1 tipleri tespit edilmektedir. Her üç tipe karşı aşı üretimi yapılmakta ve kullanılmaktadır. Bunun yanında Şap mikrobu yapısı gereği sık sık değişikliğe uğramakla birlikte komşu ülkelerde seyreden yeni tip virüsler sınır illerinden ülkemize girmekte ve kısa sürede Anadolu illerini tehdit etmektedir. Hastalığın Bulaşması ve Yayılması Sığırlar, daha fazla kapasitede hava solumaları ve hastalığa yakalanmak için daha az mikroba ihtiyaç göstermeleri nedeniyle koyun ve keçilerden daha yüksek hastalığa yakalanma riski taşırlar. Büyük sürüler, tek yetiştirilen hayvanlardan ve küçük sürülerden daha fazla hastalık riski taşırlar. Bulaşma genel olarak 3 şekilde olur, 1-Doğrudan Temas: Hasta ve sağlam hayvanların bir arada bulundurulmasıyla bulaşma, En yaygın bulaşma şeklidir. Şap hastalığı mihraklarının yaklaşık % 95 inde bu şekilde bulaşma görülür, Hasta hayvan hareketleri bulaşmada önemli rol oynar. 2-Hava Yolu İle Bulaşma: Rüzgâr ile hastalık etkeni geniş bir alana yayılabilir. Rüzgârın yönü, rüzgârın hızı, hava sıcaklığı, havadaki nem oranı bulaşmada önemli faktörlerdir. Rüzgâr ile hastalık etkeni daha uzun mesafelere de (60 km) yayılabilir. 3-Dolaylı Bulaşma: İnsanların elleri ve giysileri aracılığı ile bulaşma (celep, hayvan bakıcısı, hayvan sahibi, çiftçiler, misafirler vs.) Hastalığın doğal taşıyıcısı olmayan hayvanlar; kedi, köpek, kuşlar, fareler, vs. yoluyla bulaşma, Hastalıklı malzemeler (Yem, ot, su, vs.) ve nakil araçları ile bulaşma Et ve et ürünleri ile bulaşma Süt ve süt ürünleri ile bulaşma, Suni tohumlama ve embriyo transferi ile bulaşma. Aşağıdaki tabloda Şap mikrobunun çeşitli şartlarda yaşama süreleri belirtilmiştir. Hastalığın Belirtileri Yapağı da Sığır derisi ve kıllar ında Sinekler de Hastalık bulaşmış ayakkabılar da Saman-ot v.s. de Kuru hayvan gübresi nde Sıvı hayvan dışkısı nda (Kışın) Toprak yüzeyi nde (Sonbahar) Toprak yüzeyi nde (Yaz) İdrar da 14 gün 4-6 hafta 10 hafta hafta 15 hafta 14 gün 6 ay 28 gün 3 gün 39 gün Şap mikrobu hayvanın vücuduna girdikten sonra hayvan hemen hastalık belirtileri göstermez. Mikrop hayvanın vücudunda bir müddet çoğalır. Hastalık belirtileri görülene kadar ki bu süreye inkübasyon süresi denir. Bu süre 2-14 gün arasında değişmektedir. Hastalık yüksek ateş ile başlar. Şaplı hayvan hemen tanınır. Ağızdan ip gibi salyalar akar. Dilde, diş etlerinde, dudak içlerinde, burun içinde ve etrafında mercimek veya nohut büyüklüğünde içi sıvı dolu kesecikler belirir. Hayvan yem yiyemez. Kesecikler patladıkça, yerlerinde yaralar oluşur. Memelerde de aynı durum görülür. Resim 1. Şap hastası bir sığır. Resim 2. Şapta ağızda dilde ve damakta yaralar. Yürüyemezler Ayaklarda ve özellikle tırnak aralarında meydana gelen yaralar (lezyonlar) nedeniyle hayvanlar topallar. bazen tırnakları düşer. Hayvan çok acı çektiği için yürüyemez olur. Yere diz çökerek yürümeye çalışır. Resim 3. Şap hastalığında tırnakların görünümü Resim 4. Tırnak aralarında yaralar. Sığırlarda görülen belirtiler; Yüksek ateş, Titreme, Donuk ve cansız bakışlar, Salyalı ve şapırtılı ağız, Ağız, dil ve dudaklarda yaralar, Diş etlerinde hassasiyet ve içi dolu kabarcıklar, Hassas ve ızdıraplı ayaklar, Belgin GÜNAY Veteriner Hekim bbbgunay@hotmail.com Ağır vakalarda tırnak düşmesi, Süt ve et veriminde azalma, Buzağılarda ölüm. Koyun ve keçilerde görülen belirtiler; Sığırlarda görülen belirtilere ilave olarak; Durgunluk, Halsizlik, Aniden oluşan topallık, Sürüden ayrı yatma isteği, Kuzularda ölüm. Hastalık oranı %100'e ulaşabilir. Ölüm oranı erişkinlerde %2, buzağılarda %20 'nin üzerindedir. Erişkinlerde ölüm oranı düşük gibi görülmesinin yanında, hastalığı atlatanlarda uzun süre ayak ve meme bozukluğu yarattığı için büyük ekonomik kayıplara neden olur. Hastalık belirtileri görülür görülmez İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine haber verilmelidir. Hangi tip? Şap hastalığının 7 tipi vardır. Çıkan hastalık hangi tipten ise, hayvanlar ona göre aşılanır. Hastalığın tipini anlamak için, hasta hayvanların dilinden ve derisinden yara döküntüleri alınır. Bunlar Ankara'daki Şap Enstitüsü Müdürlüğü ne gönderilir. Hastalıktan Korunma ve Kontrol A) Haydi Aşıya Şap hastalığı, aşı ile engellenebilir bir hastalıktır. En etkili mücadele yöntemi, hastalık görülmeden önce tedbir almak, yani hayvanları aşılatmaktır. Şap Aşılama Programı: 1. Aşılama - Aşısız annelerden doğan yavrulara 2 haftalıktan, - Aşılı annelerden doğan ve yaşamının ilk günlerinde ağız sütü yavrulara ise 2 aylıktan itibaren ilk aşılama yapılır. 2. Aşılama (Tekrar aşılama) - Birinci aşılamadan 1 ay sonra uygulanır. Takip Eden Aşılamalar - Birinci ve tekrar aşılaması yapılan hayvanlara 6 ayda bir aşılama, - Ancak hastalığın yoğun görüldüğü bölgelerde etkin bir koruma sağlamak için 4 ayda bir aşılama yapılması tavsiye edilmektedir. Salgın söz konusu olduğunda çevre aşılaması, aşılama geçmişine bakılmaksızın 2 haftalıktan büyük tüm duyarlı hayvanlara yapılır. B)Alınması Gereken Önlemler Şap hastalığının önlenmesinde aşı kadar önemli diğer bir husus da kontrolsüz hayvan hareketleridir. Şap mikrobunun birçok alt tipi bulunduğundan aşı zaman zaman yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle veteriner sağlık raporu olmayan sığırlar satın alınmamalıdır. Hayvan sahiplerince Şap hastalığının mücadelesinde alınacak önlemler iki yönden ele alınabilir. 1.Hastalık çıkmadan önce alınacak tedbirler: Duyarlı hayvanlara şap aşısının periyodik olarak uygulanması, Yeni alınan hayvanlara şap aşısı yapılıp yapılmadığına dikkat edilmesi, Yeni alınan hayvanlara diğer hayvanlardan ayrı bir yerde karantina uygulanması (20 gün), Pazarda satılacak veya başka bir yere nakil edilecek hayvanlara en az gün önceden şap aşısının yapılması ve Veteriner sağlık raporunun alınması, Ahırların girişlerinde bulundurulması gerekli paspasların veya giriş havuzlarının devamlı olarak sodyum karbonat, bakır sülfat, sitrik asit vb. dezenfektan maddelerle muamele edilmesi, Ahırlara hayvan bakıcılarından başkalarının sokulmaması, Hayvan bakıcılarının özel elbise ve ayakkabı ile ahıra girmelerinin sağlanması, bakıcıların diğer ahırlardan uzak tutulması. Sağımdan önce ellerin ve sağımda kullanılacak malzemelerin temizliğine dikkat edilmesi, Şüpheli vakalarda Veteriner Hekim den bilgi alınması. 2. Hastalık çıktıktan sonra alınacak önlemler: Hastalıktan şüpheli hayvanların derhal ayrı bir yere alınması, Ahırlara giriş çıkışların yasaklanması, ilgililere haber verilmesi, Ahıra veya çiftliğe izinsiz kimsenin sokulmaması, Araçların çiftliğe girişinin engellenmesi, Yem, saman, altlık gibi malzemelerin giriş çıkışına izin verilmemesi, Hasta hayvandan bulaşan yataklık ve otların yakılması, Hasta hayvanlara ait sütlerin süt satıcılarına verilmemesi, Satıcıların çiftliğe sokulmaması, Hastalık sönüşüne kadar hayvan alım ve satımının yapılmaması, Ahırlar birden fazla ise, her biri için ayrı bakıcıların bulundurulması, şayet mümkün değil ise bakıcılarının çizme ve elbiselerinin her ahırda değiştirilmesi, Çevre ahır ve çiftliklerin ziyaret edilmemesi, yabancıların hayvanlarını görmeleri için çağırılmaması, Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanlarla temas edenlerin, bu hayvanlara ait eşya, malzeme ve naklinde kullanılan vasıtaların dezenfeksiyonunun sağlanması, Şap hastalığı gelip geçtikten sonra ahırlar kireçle badana edilmeli, iyice bir temizlik yapılarak sodalı sularla veya diğer dezenfektanlarla yıkanarak dezenfekte edilmelidir. Hayvanların Eti Yenir mi? Hasta hayvanların eti yenilebilir. Kesimden sonra kan, kemik gibi artıklar yakılır veya gömülür. Etler ise buzdolabında 48 saat beklettikten sonra yenebilir. İnsanlara Bulaşır mı? Şap hastalığı hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar arasında yer almakla birlikte, insanlar hastalığa karşı fazla duyarlı değildir. Duyarlılık az olduğu için hastalık da oldukça seyrek görülür. İnsanlar, hasta hayvanların deri veya ağız mukozası ile temas ve yeterli ısı işlemi uygulanmamış (iyi pastörize edilmemiş) enfekte sütleri içerek, çiğ sütten üretilen ve olgunlaştırılmayan peynirleri, yine yeterli ısı işlemi uygulanmamış etleri tüketerek hasta olabilirler. Hastalık belirtilerinin görülmesi için geçen süre 2-6 gün kadar olup, ateş, yorgunluk, keyifsizlik, kollarda ve bacaklarda ağrılar dikkati çeker. Ağız mukozası kızarıktır. Ağızda, gırtlakta ve dudaklarda vezikül benzeri ağrılı kesecikler oluşur. İlerlemiş olgularda bu oluşumlara, daha çok hayvan sahiplerinde, direkt temaslarda ellerde ve ayaklarda, genellikle de parmak YANLIŞ Aşı olursa süt verimi düşer Aşı olursa gebe hayvan yavru atar. Büyükbaşı senede 1 aşılatmak yeterlidir. Küçükbaşı aşılatmak gerekmez. uçlarında rastlanır. İnsanlarda iyileşme 5-10 gün içerisinde görülür. Hastalık insandan insana geçmemektedir. Şap hastalığı, bir halk sağlığı problemi olarak görülmemektedir. Şap Hastalığı nın Ekonomi ve Ticarete Etkisi Şap hastalığının meydana getirdiği kayıplar Süt ve et verimindeki kayıplar, Hayvanların gelişmesinde gerilik, Gebe hayvanlarda yavru atma, Özellikle genç hayvanlarda görülen oldukça yüksek oranda ölümler, Dış ticarete getirilen kısıtlamalardan doğan ekonomik kayıplar, Tedavi masrafındaki maliyet. Ülkemizde görülen en önemli çift tırnaklı hayvanların hastalığı olmasına karşın Şap hastalığının meydana getirdiği ekonomik kayıplarla ilgili çalışmalar çok sınırlı sayıdadır yıllarında AB Twining projesi kapsamında yapılan bir çalışmada yılları arasında ülkemizde seyreden Şap hastalığının ve hastalığın kontrolü amacıyla yapılan çalışmaların toplam maliyetinin Euro olduğu hesaplanmıştır. Bu çalışmaya hastalığın sebep olduğu uluslararası ticaret ve turizm kaybı dahil edilmemiştir. Yalçın ve Şentürk tarafından yapılan bir çalışmada ise 1999 yılında Şap hastalığının ülkemizde sebep olduğu ekonomik kaybın 51,3 milyon dolar (bugünkü değerle TL) olduğu belirlenmiştir. Şap hastalığından dolayı yıllık % 15 süt kaybı görülmektedir. Et kaybı ise % 10 dolayındadır yılının sonbaharında Anadolu daki bazı büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan kan alınarak yapılan bir çalışmanın ilk analiz sonuçlarına göre; hastalığın büyükbaş ve küçükbaş tüm hayvanlarda görülme oranı %21, büyükbaşlarda görülme oranı %15 ve küçükbaşlarda ise %23,5 olarak hesaplanmıştır. Hastalık görülen bölgelerde canlı hayvan ve hayvansal ürün ticareti durdurulmakta, çok sayıdaki tarımsal ürünün başka ülkelerce ithalatına sınırlama getirilebilmektedir. Trakya, Şap hastalığı açısından korunmuş bir bölgedir. Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı (OIE) tarafından da Trakya, 27 Mayıs 2010 tarihinden itibaren Şap hastalığından aşılı hastalıksız bölge olarak kabul edilmiştir. Söz konusu statüyü korumak üzere Trakya da Şap hastalığına yakalanmış ya da hastalıktan şüpheli hayvanlar en yakın mezbahada tazminatlı olarak kesime sevk edilmektedir. Bakanlığın belirlediği usul ve esaslar dışında Trakya ya Şap hastalığına duyarlı canlı hayvan sevki yapılamaz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca Şap hastalığının ülkemizde yok edilmesi amacıyla 2014 yılından itibaren risk bazlı stratejik bir plan uygulanacaktır. Bu Plan çerçevesinde yapılacak çalışmalar ile Trakya nın korunmuş bölge durumunun sürdürülmesi, Anadolu da ise Marmara ve Ege bölgesinden başlayarak kademeli olarak aşılama ve tazminatlı kesim ile hastalığın bitirilmesi ve bu bölgelerinde hastalıktan korunmasının sağlanması hedeflenmiştir. Hayvanlarınıza Şap Aşısını Yılda 2 Defa Kampanya Dönemlerinde Yaptırmayı Unutmayınız DOĞRU Aşı olursa süt verimi sadece birkaç gün düşer. Oysa hayvanlarınız şap aşısı olmazsa, süt verimi yaşamıboyunca düşer. Aşı olursa gebe hayvan yavru atmaz, aksine yeni doğan yavru hastalığa karşı dayanıklılık kazanır. Gebeliğin son 1 ayında hayvanlara aşı yapılmaz. Büyükbaşa senede 2 defa, Küçükbaş ise 1 defa, gerekirse 2 defa aşılanmalıdır.

19 Köy-Koop Haber Mayıs 2014 KOOPERATİFÇİLİK 19 Dünyadan Kooperatif Hikâyeleri Dr. Nezaket CÖMERT / Dr. Erhan EKMEN Değerli okurlar, Bu sayımızda, Kenya daki bir Süt Kooperatifinin başarı hikâyesini sizlerle paylaşacağız. Kooperatiflerin markalaşarak nasıl etkin olabileceklerine ve ticari bir hüviyet kazanacaklarına dair dair güzel bir örnek. 19 Mayıs Atatürk ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı kutlarız. Githunguri Süt Üretimi Yapan Çiftçilerin Kooperatifi Githunguri Süt Üretimi Yapan Çiftçiler Kooperatifi, 1961 yılında Kenya nın Githunguri şehrinde 31 süt üreticisinin birlikteliğiyle kurulmuş. Bugün 260 çalışanı, ortağı ve 68 tane süt toplama merkezi ile Kenya Süt Endüstrisinde devrim yaratmış. Kooperatifin temel hedefi, her zaman tüketicilerine ihtiyaçlarından daha fazlasını karşılayacak kadar dünya standartlarında taze süt ve süt ürünleri sunmak olmuş. Kooperatif, ortaklarının sütlerini Fresha Şirketine ait Fresha markası altında paketlenmiş taze süt, yoğurt, fermente edilmiş süt (Maziva Lala), tereyağı ve kaymak olarak pazarlamasında önemli bir rol üstlenmiş. Ürünlerin pazarlanması için seçilen bu markanın adı, tazeliği simgeleyen Daima Tarımın Gerçek Tazeliği sloganıyla diğer satılan ürünlere örnek teşkil ediyormuş. Kooperatifin 2004 yılında kendi süt işleme tesisini kurması, karlılığında ve büyümesinde artışa neden olmuş. 2 yıl sonra Ulusal Şirketler Yılın Ödülleri töreninde en gelişmiş şirket ödülüne layık görülmüş. Kooperatifin Fresha markası adı altında satılan sütü, artık Kenya nın başkenti Nairobi de önde gelen taze süt markası haline gelmiş. Bu hızla büyümenin nedeni, kalite standartlarına bağlı üretim yapmalarından kaynaklanmış. Ayrıca Kooperatif Githunguri de günlük yaklaşık olarak litre süt üretimiyle Kenya nın 3. büyük süt ve süt ürünleri faaliyetini gerçekleştirme devam ediyormuş. Fresha marka adıyla satılan yoğurt, tereyağı ve kaymak gibi süt ürünleri Kenya da Süt Endüstrisinin yüzünü değiştirmiş ( Denizlerde Av Yasağı Başladı balıkçılık av sezonu 15 Nisan tarihinde kapandı. Genel av yasağı, 15 Nisan tarihinden itibaren trol ve gırgır ağları ile avcılık yapan balıkçılar için geçerli. Ancak bu tarihten itibaren isteyen trol ve gırgır gemilerinin karasuların bitişiğindeki uluslararası sularda İl Müdürlüklerinden alınan izin belgesi ile 3/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliği ile getirilen düzenlemelere uyulması şartıyla su ürünleri avcılığı yapabilecekler. Ayrıca su ürünleri avcılık tebliği ile getirilen düzenlemelere uyulması şartıyla uzatma ağlarıyla su ürünleri avcılığı da serbest olacak av sezonunda avcılıktan elde edilen üretimin önemli bir bölümünü hamsi, palamut, istavrit ve çaça gibi göçmen balık türleri oluşturdu. Genel av yasağı ise 1 Eylül de sona erecek. Avrupa Kooperatifçileri Polonya Varşova da bir araya geldiler Avrupa daki 36 ülkeden 92 örgütün üyesi olduğu, 123 milyon kişinin ortağı olduğu ve 160 binden fazla tesisi olan 6 milyondan fazla insana istihdam yaratan Uluslararası Kooperatifler Birliğinin (ICA) en büyük kıta örgütü olan Avrupa Kıta Örgütü Cooperative Europe un 2014 Genel Kurulu 3-4 Nisan 2014 tarihleri arasında Polonya Varşova da gerçekleştirildi. Genel Kurula başta ICA Başkanı Bayan Pauline Green olmak üzere, Avrupa nın çeşitli ülkelerinden örgüte üye olan kooperatif üst örgütlerinin Genel Başkanları, Yönetim Kurulu üyeleri ve uzmanları ile Polonya dan üst düzey devlet yetkilileri ve iştirak etti. Genel Kurula ülkemizden Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Muammer Niksarlı, Başkan Danışmanı Hüseyin Polat, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifler Birliği nin Yönetim Kurulu Üyeleri; Ahmet Sakin, Osman Şirin, Hacı Özata ve Emrullah Tekman, Uzman Harun Bolut ile birlikte ICA- ICAO Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği (TMKB) Genel Başkan Yardımcısı olan ORKOOP Genel Başkanı Cafer Yüksel katıldılar. Genel Kurul 3 Nisan 2014 tarihinde Polonya Milli Kooperatif Komitesi Başkanı Alfred Domalgalski, ICA Başkanı Pauline.Green, ICA Cooperative Europe Başkanı Dirk J. Lehnhoff açış konuşmaları ile başladı. Polonya Milli Kooperatif Komitesi Başkanı Alfred Domagaski ev sahibi olarak tüm genel kurula hoş geldiniz konuşması yaptı ve Polonya daki kooperatifçilik hareketi ve sorunları konusunda bilgi verdi. ICA içinde Cooperative Europe un önemini ve örgütün Avrupa için oynayacağı rollere değindi. Avrupalı kooperatifçileri ülkelerinde görmekten memnuniyetlerini ifade ettiler. ICA Başkanı Pauline Green yaptığı konuşmada kooperatifçilik hareketinin başarısı için birlik ve beraberliğin önemine değinerek, yeni oluşturulan ICA yüzü ile önemli çalışmalara imza atıldığını, örgüte üye kooperatiflerin sağlıklı bir veri tabanında birleştirilmesi yolunda çalışmalar yürütüldüğünü, bu konuda üye örgütlerin gerekli desteği vermelerini istedi. Cooperative Europe un dünya kooperatifçilik hareketinde önemli roller üstlendiğini, Başarılı çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Cooperative Europe Başkanı Dirk J. Lenhnhoff yaptığı açış konuşmasında 2013 yılında Avrupa da kooperatiflerin bazı temel değişiklikler gördüğünü, İstanbul da gerçekleştirilen genel kurulda yapısal ve statü değişikliklerinin onaylandığı, Cooperative Europe Başkanlığına geldiğini, bu değişimin yeni yapısal ve statü değişimlerinin Avrupa kooperatifleri için önemli katkılar sağlayacağını açıkladı Uluslararası Kooperatifler Yılının kooperatifçilik hareketinin başarılı model olduğu anlayışının bir kanıtı olduğunu ifade etti. Bu dönemde kooperatifler medyada büyük ilgi görmüştür. Kamuoyunun dikkati çekilmiştir. Ama yinede kooperatiflerin sorunlarının birçok ülkede devam ettiğini söyledi. Bu sorunların birlikte dayanışma ile aşılacağına inandığını belirtti. Kooperatifçilik modelinin dayanışma ile sürdürülebilir ve ortaklık ilişkisi içinde sorunlara çözüm getirdiğini, kooperatiflerin güvenli istihdam alanı olduğunu ve ortaklarına azami fayda sağladığını, menfaatlerini Ünal ÖRNEK Ziraat Yüksek Mühendisi uno58@hotmail.com koruduğunu açıkladı. Yaşamın her alanında kooperatiflerin ortaklarına hizmet verdiğini, ihtiyaçlara göre yeni kooperatif çeşitlerinin kurulduğunu, özellikleri nedeniyle diğer işletme modellerinden farklı bir model olduğuna değindi. Önümüzdeki yıllarda Cooperative Europe un daha etkin çalışmak istediğini, 2013 yılında AB Komisyonu ile birlikte oluşturulan çalışma grubu ile önemli bir adım atıldığını eğitim için fon yaratılmaya çaba gösterildiğini, genç insanların kooperatifçilik için önemli olduğunu ve onları yanımıza çekmemiz gerektiğini ifade etti. Cooperative Europe un genç bir ekipten oluştuğunu, kooperatifler arası ilişkilerin geliştirilmesi konusunda önemli adımların atılacağını buna inancının yüksek olduğunu söyledi. Bu genel kurulda ortaya konuşulacak görüş ve değerlendirmelerin kendileri için büyük fayda sağlayacağını açıkladı. Daha sonra Polonya daki devlet temsilcileri birer hoş geldiniz konuşması yaptılar. Bakan Olgierd Dziekonski yaptığı konuşmada Polonya Devlet başkanı Bronislaw Grezesczak ın mesajını genel kurula sundu. Daha sonra Parlemento Başkan Yardımcısı Eugeniusz Grzesczak bir konuşma yaptı. Kooperatifçiliğin Polonya için büyük önem taşıdığını, kooperatifçilik sorunlarının çözümü konusunda çalışmalar yaptıklarını ve Polonyalı kooperatifçilerle bu konularda işbirliği yapıldığını ifade etti. Ardında Polonya da kooperatifçilik ile ilgili bakanlık temsilcileri söz aldılar. Açılış konuşmalarından sonra İstanbul da gerçekleştirilen 2013 Cooperative Europe Genel Kurulundaki çalışmalar gözden geçirildi. Bu çerçevede kararlar ve mali hesaplar genel kurulun onayına sunuldu yılında yapılması planlanan çalışmalar ve bütçe işle ilgili çalışmalar değerlendirildi, kararlar ve mali raporlar genel kurula sunuldu ve onaylandı. Bir sonraki genel kurulun yeri konusunda görüşmeler yapıldı ve Brüksel de yapılması konusunda görüş sunuldu. 03 Nisan 2014 tarihinde öğleden sonraki programda üç ayrı salonda Turizm Kooperatifleri, Kadın kooperatifleri ve Polonya daki kooperatifçilik hareketi konusunda forumlar gerçekleştirildi. Yapılan sunuşların ardından konular tartışıldı. Ülkelerin deneyimleri ve geleceğe yönelik yapılması gereken çalışmalar açıklandı. Gelişen dünya koşullarında yeni kooperatiflerin durumu ele alındı. Ev sahibi ülkede Polonya daki kooperatifçilik hareketindeki son gelişmeler ve sorunları uluslararası bir platformda sunuldu ve değerlendirildi. Genel Kurulun ikinci gününde 4 Nisan 2014 tarihinde kooperatifçilik konusunda önemli konu başlıklarında oluşan, çalıştaylar yapıldı. Çalıştaylarda kooperatifçilik ilkelerinin bugünü, dünyadaki gelişmeler çerçevesinde kooperatifçilik hareketinin ihtiyaç duyduğu yeni kooperatifçilik ilkeleri konusundaki eğilimler görüşüldü. Başta AB olmak üzere kıta Avrupa sındaki kooperatifçilik politikaları değerlendirildi. Genç kooperatifçilerin kooperatif kurmada ve yürütmede karşılaştıkları sorunlar ve çözüm yolları tartışıldı. Cooperative Europe un 14. Genel Kurulunda Avrupa Kooperatifçilik hareketinin bugünü ve geleceğine yönelik değerlendirmeler yapıldı. Ortak fikirler gelen değişimler ve bunlara karşı yapılması gereken çalışmalar ve izlenmesi gereken politikalar konuşuldu. Dünya kooperatiflerinin sağlıklı bir veri tabanı oluşturması konusundaki çalışmalar görüşüldü. Özetle Avrupa kooperatifçileri AB ve dışı ayrımı yapmadan tüm kıtada sosyal ve ekonomik gelişmeler doğrultusunda, kooperatiflerin demokrasiye bağlı, doğaya ve insani değerlere saygılı, ayrımcılıktan uzak, eşitliği ve dayanışmayı ön plana alan bir politika izlenmesinde, tüm ülkelere bu yönde destek olunması noktasında birleşti.

20 20 KIRSAL KALKINMA Mayıs 2014 Köy-Koop Haber Kooperatiflerde Yönetim Kurulunun Yetkileri ve Görevleri -IV- Sevgili Kooperatifciler, kooperatiflerin Genel Kurul toplantı döneminin başlamasından dolayı kaleme aldığım dördüncü yazılarımda bu ay da Kooperatif Yönetim Kurulunun görev ve sorumlulukları konularına devam ediyorum. Turgay SOLMAZ Köy-Koop Genel Müdürü Kusurlu Sorumluluk Nedir? Kusurlu sorumluluk yönetim kurulu üyelerinin kusurundan kaynaklanan bir sorumluluktur. TTK.md.338 bir kusur karinesi getirmektedir; yani ortaklara verilen zararların yönetim kurulu üyelerinin kusurlu davranışlarının sonucunda meydana geldiği asıldır; Yönetim kurulu üyeleri kusursuz olduklarını ispat etmedikçe kusurlu sayılırlar. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk Ne Demektir? Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu sözleşme niteliği taşır. Yönetim kurulu üyelerinin kanun veya sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmemeleri ortaklar ile aralarındaki sözleşmenin bir ihlâlini teşkil eder. Müteselsil Sorumluluk Ne Demektir? Yönetim kurulu üyeleri, yönetim kuruluna verilmiş olan görevlerin ihlâli nedeniyle müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır (KK.m.98;TTK.m.336). Yöneticiler için öngörülen teselsül, tam teselsüldür. Yani davacı, sorumlu yöneticilerin kusur derecesine bakılmaksızın tazminatın tamamını birinden veya hepsinden talep edebilir. Müteselsil Sorumluluk Halleri Ödemelerin doğru olmamasından doğan sorumluluk: Yönetim kurulu üyeleri, ortakların yüklendikleri ortaklık paylarının zamanında ödenmesini istemek, takip etmek ve ortaklık paylarının ödenmesi ile ilgili kayıtların doğru olmasına itina göstermekle görevlidir. Pay bedellerine mahsuben yapılan ödemelerin doğru olmamasına bağlı olarak bir zararın doğması halinde, yönetim kurulu üyeleri meydana gelen zararları tazminle yükümlüdür. Dağıtılan ve ödenen gelir-gider farkının gerçek olmamasından doğan sorumluluk: Gerçek müspet fark yıllık bilançoya göre hesap edileceğinden, bilançonun bilanço ilkelerine uyularak ve usule uygun olarak hazırlanmış olması lâzımdır. Yönetim kurulunun gelir gider farkı dağıtımında, kanun ve ana sözleşme hükümlerini göz önünde bulundurması gerekir. Dağıtılan müspet gelir farkı gerçek değilse yahut usulüne uygun dağıtılmamışsa yönetim kurulu üyeleri, bundan doğan zararlardan müteselsilen sorumludur. Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya intizamsız bir suretle tutulmasından doğan sorumluluk: Kooperatifler, kanunen tutulması gereken defterler (yevmiye defteri, defter-i kebir, karar defteri, ortak defteri) ile kooperatif işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği diğer bütün defterleri tutmakla yükümlüdürler (TTK.m.66). Bu yükümlülük yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, kusuru memur ve müstahdemlere yükleterek bu sorumluluktan kurtulamaz. Ticari defterlerin kısmen veya tamamen mevcut olmamasından yahut kanuna uygun olarak tutulmamasından veyahut saklanması mecburi olan defter ve kâğıtların gereği gibi saklanmamasından doğacak zararlardan yönetim kurulu üyeleri sorumludur (TTK.m.67/11). Genel kurul kararlarının sebepsiz olarak yerine getirilmemesinden doğan sorumluluk: Kooperatiflerde icra organı yönetim kuruludur. Bu sıfatla genel kurul kararlarının icrası da yönetim kuruluna düşer. Yönetim kurulu üyeleri, genel kurul kararlarını geciktirmeksizin ve kararın gereklerine uygun şekilde icra etmekle yükümlüdür; aksi davranış sorumluluk nedenidir. Ancak bu ilke sadece genel kurulun sıhhatli kararları için geçerlidir. Yönetim kurulu üyeleri, icrası söz konusu olan kararı sıhhat yönünden ncelemek zorundadırlar. Sakat kararları icra etmekten kaçınmaları gerekir. Sakat kararların yerine getirilmemesi değil, tam aksine icra edilmesi sorumluluk doğurur. Buna göre yönetim kurulu üyeleri sakat bir genel kurul kararını icradan kaçınabilir ve bu nedenle sorumlu tutulamaz. Zira kararın sakatlığı, icradan kaçınmak için KK.m.53 kapsamında haklı bir sebep teşkil eder. Kuruluş İşlemlerinde Usülsüzlük Kuruluştaki belgelerin doğru olmaması, Sermaye hakkında yanlış beyanlar, Mal cinsinden sermayeye değer biçilmesinde hile, Bir işletmenin veya bazı malların devir alınmasında usulsüzlük. Müdürün Hatalarından Sorumluluk Yönetim kurulu üyelerinin, kooperatif müdürlerinin sebebiyet verdikleri zararlardan dolayı sorumlu olmayacakları kuralı benimsenmiştir (TTK.md.346). Ancak yönetim kurulu üyeleri, müdürlerin sebep oldukları zararlardan üç halde müteselsilen sorumlu tutulabilir. Ehil müdür tayin etmemek Zararlı işlere müsamaha göstermek Yetki dışı izinler vermek Kooperatifin İflasında Sorumluluk Kooperatifin iflası halinde bunun neticeleri sadece kooperatif tüzel kişiliğine aittir. Yönetim kurulu üyeleri şahsi kusurları olmadıkça bundan dolayı sorumlu tutulamazlar. Yönetim kurulu üyeleri sadece kooperatif alacaklılarına karşı, iflasın açılmasından önceki son üç yıl içinde her ne nam altında olursa olsun hizmetlerine karşılık olarak da olsa münasip ücreti aşan şekilde aldıkları miktarları, gelir gider farkı olarak haklarından fazla aldıkları miktarları ve almamaları gerektiği halde aldıkları paraları geri vermekle yükümlüdür (TTK.md.474). Kanun Ve Ana Sözleşmeye Uymamak Yönetim kurulu üyeleri, kanun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği diğer görevleri kasten veya ihmal neticesi yapmamalarından dolayı doğacak zararlardan müteselsilen sorumludurlar (TTK.md.336). Bu görevlerden biri, bir yönetim kurulu üyesine bırakılmış ise sorumluluk ilgili üyeye yükletilir. Bu takdirde o işlemden dolayı müteselsil sorumluluk söz konusu olmaz. Üst Birliklerin Talimatına Uymamak Sorumluluğun derecesi anasözleşmede gösterilmek üzere, üst kuruluşlar tarafından verilen talimatlara uyulmamasından doğan zararlardan dolayı yönetim kurulu müteselsilen sorumludur. Özel Kanun Hükümlülükleri 4857 sayılı İş Kanun unda öngörülen hususların yerine getirilmemesi halinde işveren veya vekilleri hakkında para cezası hüküm olunur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre; vergi kanunları gereği vergi borcu olan kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin ödemeleri kasıt veya ihmalleri nedeniyle yerine getirmemeleri yüzünden kooperatif varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi alacakları, kanunî ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Yönetim kurulu üyeleri bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükellef olan kooperatiften talepte bulunabilirler. Eğitim Şart Verimlilik, teknoloji, teknolojik gelişme, katma değeri yüksek ürünlerin üretimi, eğitim kalitesi ve eğitime katılım yüzdesinin artırılması vs. gibi kavramların sıkça kullanıldığı günümüzde, hedeflenen; $ kişi başı gelir ve 500 milyar dolar ihracat, konusunda görüşlerimi daha önce de yazdım. Ancak geçen sürede daha farklı argümanların hızla devreye sokulması gerekirken zaman hızla geçmekte ancak önlemlerin alınması ve uygulamasında gecikilmektedir. Kesin olan gerçek artık kısır çatışmalardan uzak çok hızlı bir döneme girilmesi gereğidir. Ben ve benim yaşımdaki nesiller, bazıları bireysel olarak rahat etmiş olsalar bile, her sabah kalktıklarında farklı bir gündemle karşılaşmaktan yoruldular. Hiçbir şeyi yeniden keşfetmeye gerek yok. Yöntem belli. Teknolojik gelişmenin temeli eğitim düzeyinin yükseltilmesi ve araştırma faaliyetleridir. Yeni teknolojiler yeni üretim süreçleri yaratmaktır. İşletmelerin gelişmesi sadece mali güç ile değil teknolojik araştırma yapma ve yaratma kapasiteleri ile ilgilidir lu yıllarda bu gerçeği gören Schumpeter şunları yazıyordu Gerçek rekabet, maliyet ve kalite bakımından kesin üstünlüklere sahip olmayı gerektirecek, işletmelerin sadece kazanç hadlerini ürettikleri mal miktarını değil dayandıkları temeli ve varlıklarını bile etkileyecektir. Teknolojik bilgi birikimi temel ve uygulamalı bilimlerdeki araştırmalara bağlıdır. Aslında temel bilimlerdeki araştırmalar her zaman tarımda, endüstride ve hizmetler sektöründe karşılaşılan sorunlara çözüm getirmeyebilir ancak bu tür araştırmalar sonucunda ortaya atılan Tevfik Fikret CENGİZ Köy-Koop Merkez Birliği Proje Koordinatörü tfikretcengiz@yahoo.com kuramlar zamanla değişik alanlarda karşılaşılan sorunlara başarıyla uygulanabilir. Dünya Bankası 2010 yılı verilerine baktığınızda ortalama eğitim ABD de 12,5 yıl, Almanya 12,2 yıl, Türkiye 6,5 yıl, Polonya 10 yıl olduğu görülmektedir. Diğer ülkelere baktığınızda gelişmişler ile gelişmekte olanların farkı aynı şekildedir. Eğitim düzeyi düşük olunca katma değeri yüksek olan ürün üretmek konusunda başarı sınırlı kalmaktadır. Katma değeri yüksek ürün diyince ilk akla çok teknolojik bir ürün geliyor ama oraya kadar gitmeye gerek yok, örneğin tarımda inek başına süt verimi AB de neredeyse bizimkinin iki buçuk katı. Biz birim başına iki ton yonca üretirken Almanya 7 ton üretiyor. Önce mevcut durumda iş gücü verimliliğini yükseltmek gerekiyor. Bu nasıl kapatılacak. Eğitimle. Ancak işin başındakilerin bu durumu görmüş ve açıkça belirtebiliyor olması da çok önemli. Nitekim Ali Babacan verdiği bir mülakatta bu konuda şöyle diyor1 Yüksek katma değer ancak yetişmiş insan gücüyle olur. Ortalama bir eğitim yapısıyla Türkiye nin üretebileceği, oluşturabileceği katma değer sınırlıdır, Türkiye nin ekonomik büyüklüğü sınırlıdır. Bunun ötesine geçmemiz ancak daha iyi eğitilmiş bir nüfusla olabilir Sonuçta şunları söylemek işin özeti olacaktır. Mevcut durumda işgücü verimliliğinin artırılması öncelikli konudur. ARGE çalışmaları ise son yıllarda yoğun bir şekilde desteklenmektedir. Ancak buradaki sorun, çalışma yapıldıktan sonra endüstriyel üretime geçilmesi ve ticari bir mal olarak pazara sunulmasında kapasite ve finansman konuları darboğaz oluşturmaktadır. Bunun çözümü kamu desteği mi olur, risk sermayesi mi olur ya da hepsi bir arada mekanizmalar oluşur. Aksi halde bir çok çalışma raflarda kalacaktır. Ayrıca her işin kamuya yıkılması yerine belirli büyüklükten sonra firmaların ya kendileri yenilikçi çalışmalar yaparlar ya da kurulacak risk fonlarına katkıda bulunurlar gibi yaklaşımlarla yeni düzenlemeler yapılabilir. AB Fonlarında Tarım Amaçlı 3,8 Milyar Euro Bütçe Var İzmir Ticaret Borsası (İTB), TÜBİTAK Ulusal İrtibat Noktası ile birlikte Avrupa Birliği Horizon 2020 Programı ve Gıda Güvenliği, Sürdürülebilir Tarım ve Biyoekonomi Alanı Bilgi Günü düzenledi. Eğitim programındatübitak Ulusal İrtibat Noktası Temsilcisi Çınar Adalı Öner borsa üyeleri, çevre oda ve borsalarla ilgili kamu kurumlarından gelen temsilcilere yaptığı sunumun ardından; 1984 yılında temeli atılan ve günümüze kadar giderek gelişim gösteren AB proje programları ve son olarak açıklanan AB Horizon 2020 ile ilgili bilgi veren Adalı, Programın amacı, arge ve inovasyon sistemlerini güçlendirerek AB üyesi ülkeler arasında rekabeti etkin kılmak. Programa AB ye üye ülkelerin yanısıra Türkiye nin de aralarında yer aldığı, üye olmayan ancak destek alma hakkına sahip olan ülkeler katılabiliyor. şeklinde konuştu yılları arasında sürecek Horizon 2020 programının toplam bütçesinin 78,6 milyar euro, temel bileşenlerininse bilimsel mükemmeliyet, endüstriyel liderlik ve toplum meselelerine çözüm getirme olduğuna dikkat çeken Çınar Adalı Öner, Son yıllarda büyük bir ivme kazanan ve programa katılım hakkına sahip olan Türkiye den, bu süreçte aktif katılım bekliyoruz. Üniversitelerin ağırlıkta olduğu katılımcıların yanısıra meslek kuruluşları, kamu kurumları, STK lar, KOBİ ler ve araştırma merkezleri gibi kuruluşlar da programa oldukça ilgi göstermekte. dedi. Ticaret borsalarının faaliyet alanına giren tarım ve gıda konularının, "sosyal problemlere çözümler" bileşeni altında Gıda Güvenliği, Sürdürülebilir Tarım, Deniz ve Denizcilik Araştırmaları ve Biyo-Ekonomi başlığında yer aldığına dikkat çeken Öner, Bu başlık altında verilecek projeler için ayrılan toplam bütçe 3,8 milyar eurodur. Bu alandaki projelerle güvenli, yüksek kalitede gıda ve biyolojik ürünlerin yeterli miktarda tedarik edilebilmesi, üretken ve kaynak verimli birincil üretim sistemlerinin oluşturulması, sürdürülebilir ve düşük karbonlu tedarik zincirlerinin sağlanması amaçlanmaktadır. Bu alan kapsamında yedi yıl boyunca desteklenecek aktiviteler ise tarım ve ormancılık, güvenli beslenme için gıda ve tarım sektörü, sucul canlı kaynakları, biyolojik tabanlı endüstriler ve biyo-ekonomi ile deniz araştırmalarıdır. diye konuştu.

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 1 3 MAZOT, GÜBRE VE TOPRAK ANALİZİ DESTEĞİ Mazot Gübre Destekleme Ürün Grupları Destekleme Tutarı Tutarı Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları,9

Detaylı

Bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dahil olan çiftçilere dekar başına 2,5 lira toprak analizi desteği verilecek.

Bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dahil olan çiftçilere dekar başına 2,5 lira toprak analizi desteği verilecek. Çiftçiye, bu yıl verilecek tarımsal destekler belirlendi Bakanlar Kurulu'nun ''2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar''ı, 1 Ocak 2015 tarihinden geçerli olmak üzere Resmi Gazete'nin

Detaylı

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER 03 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Suni Tohumlama 3 Hayvan Başı Ödeme 4 Tiftik Üretim 5 Süt Primi( TL/lt) 6 İpek Böceği Sütçü ve kombine ırklar ve melezleri ile

Detaylı

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER 04 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Suni Tohumlama Besilik Materyal Üretim Desteği(baş) 3 Hayvan Başı Ödeme 4 Tiftik Üretim 5 Süt Primi( TL/lt) 6 İpek Böceği Sütçü

Detaylı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER A-HAYVANCILIK DESTEKLERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Bakanlar Kurulu Kararı MADDE 4- (1) Birime Destek 1 Sütçü ve kombine

Detaylı

2015 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

2015 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER 05 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme (TL/baş) Suni Tohumlama (TL/baş) Sütçü ve kombine ırklar ve melezleri ile etçi ırkların melezleri anaç sığır Etçi ırklar anaç

Detaylı

TARIMSAL DESTEKLER 1. Alan Bazlı Destekler

TARIMSAL DESTEKLER 1. Alan Bazlı Destekler TARIMSAL DESTEKLER 1. Alan Bazlı Destekler FINDIK ÜRETİCİLERİ ALAN BAZLI GELİR DESTEGİ Fındık Desteği 170 İyi Tarım Uygulamaları Desteklemeleri Meyve- Sebze Örtü Altı Süs Bitkileri, Tıbbı Aromatik Bitkiler

Detaylı

1926

1926 1926 1926 2011 YILI BİRİME DESTEK MİKTARLARI ALAN BAZLI DESTEKLEMELER (TL/da) 1 Tütüne Alternatif Ürün Desteği 120 2 Toprak Analizi 2,5 3 Organik Tarım Tarla bitkileri, Sebze, Meyve 25 Hayvancılık,

Detaylı

TARSUS TİCARET BORSASI

TARSUS TİCARET BORSASI TARIMDA ÖZET BÜLTEN 2015 2015 YILI TARIMIN ÖZETİ TARSUS TİCARET BORSASI TARIMDA 2015 YILI ÖZETİ İstatistik Kurumu nun 2015 bitkisel üretim verilerine göre;önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde

Detaylı

2015 TARIM VE HAYVANCILIK ÜRETİM DESTEKLEMELERİ

2015 TARIM VE HAYVANCILIK ÜRETİM DESTEKLEMELERİ 2015 TARIM VE HAYVANCILIK ÜRETİM DESTEKLEMELERİ 2015 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR (*) Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Karar, çevreye duyarlı tarımsal üretimi yaygınlaştırmak,

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı Mart 08, 2012-7:46:36 Bakan Eker, tarımın zannedildiği gibi sadece üreticilerle değil, gıdadan dolayı toplumun tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu,

Detaylı

2016 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

2016 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER 06 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ 3 4 Buzağı/Malak Çoban (Sürü Yöneticisi) İstihdam 4 ay ve üzeri buzağı/malak (8 İl) 350 TL/baş Soy kütüğü (8 İl) Döl kontrolü 500 TL/baş 50 (ilave)

Detaylı

Ulusal ve Uluslararası Mali Destekler Konferansı / ERZURUM

Ulusal ve Uluslararası Mali Destekler Konferansı / ERZURUM Ulusal ve Uluslararası Mali Destekler Konferansı 22.11.2016 / ERZURUM TARIMSAL DESTEKLEMELER Bilgehan ÖZEN Ziraat Yüksek Mühendisi HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tel : 0312 258 73 47 Faks : 0312 258 73 43

Detaylı

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ 2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ SUNUM İÇERİĞİ Türkiye de Tarım Tarımsal girdi politikaları Tarımsal kredi politikaları Tarımsal sulama politikaları Tarımda 2023 Vizyonu 2 TÜRKİYE

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

2000 Yılı Sonrası Reformu - I 2000 Yılı Sonrası Reformu - I 2000 yılı sonrasında reform niteliğinde atılan adımlar: DGD desteklemede ana araç oldu DGD uygulamasına tüm yurtta geçilmesini öngören 2000/2172 sayılı BKK Oluşturulan Çiftçi

Detaylı

İLİMİZDE HAYVANCILIĞIN DURUMU

İLİMİZDE HAYVANCILIĞIN DURUMU İLİMİZDE HAYVANCILIĞIN DURUMU 1.AMASYADA TARIMSAL YAPI İlimiz ekonomisinde Tarım ilk sırada yer almakta olup 29.390 çiftçi ailesinden 146.948 kişi bu sektörden geçimini sağlamaktadır. 2011 yılı Bitkisel

Detaylı

CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI SIRA NO ADI 1 3071 Sayılı Kanun Gereğince Dilekçe Hakkının Kullanılması 2 Amatör Balıkçı Belgesi 20 Dakika 30 Gün 2-Bir Adet Vesikalık

Detaylı

Bölüm 5. Tarım Politikası

Bölüm 5. Tarım Politikası Bölüm 5. Tarım Politikası Tarım Politikasının Tanımı ve Konusu Tarım Politikasının Amaçları Tarım Politikasının Araçları Desteklenecek Ürünlerin Nitelikleri Destekleme Fiyat Yöntemlerinin Değerlendirilmesi

Detaylı

(A) 1-500 Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş

(A) 1-500 Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş 2016 YILINDA UYGULANACAK TARIMSAL DESTEKLER BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar Amaç ve Kapsam 1. Tarımsal üretimde sertifikalı ve çevreye duyarlı üretimi yaygınlaştırmak, gıda ve yem güvenliğini, erkenciliği,

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI 2015 TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI TÜRKİYE DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ Ülkemiz coğrafi özellikleri bakımından her türlü hayvansal ürün üretimi için uygun

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAKKINDA UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ (tebliğ 2016/26) *BUZAĞI DESTEKLEMESİ *MALAK DESTEKLEMESİ *ANAÇ KOYUN VE KEÇİ DESTEKLEMESİ *ÇİĞ SÜT DESTEKLEMESİ

Detaylı

NİSAN AYI BÜLTENİ 3. Tarım ve Hayvancılık Fuarı göz doldurdu

NİSAN AYI BÜLTENİ 3. Tarım ve Hayvancılık Fuarı göz doldurdu 3. Tarım ve Hayvancılık Fuarı göz doldurdu Teke Yöresi 3. Tarım ve Hayvancılık Fuarı, 27-30 Nisan tarihleri arasında kapılarını ziyaretçilere açtı. Üreticinin yeni teknolojilerle buluştuğu fuarı ilk gün

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

DÜVE ALIM DESTEKLEMESİ

DÜVE ALIM DESTEKLEMESİ DÜVE ALIM DESTEKLEMESİ DESTEKLEMENİN KAPSAMI Türkvet'e Kayıtlı Sığır İşletmesi Olan şahıs ve tüzel kişi yetiştiricilere asgari 20 baş, azami 200 baş kombine veya etçi ırk düve alım bedelinin %30 unun hibe

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AMASYA Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

AYDIN İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ OCAK 2016 KAYE EĞİTİM TOPLANTISI SEDA EMİNE PAYIK TEKNİK İŞLER ŞUBE MÜDÜRÜ

AYDIN İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ OCAK 2016 KAYE EĞİTİM TOPLANTISI SEDA EMİNE PAYIK TEKNİK İŞLER ŞUBE MÜDÜRÜ AYDIN İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ 24-29 OCAK 2016 KAYE EĞİTİM TOPLANTISI SEDA EMİNE PAYIK TEKNİK İŞLER ŞUBE MÜDÜRÜ KURULUŞ Türkiye de soy kütüğüne katkı sağlayacak nitelikte kayıt tutma

Detaylı

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR 2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Karar, çevreye duyarlı tarımsal üretimi yaygınlaştırmak, verimi ve kaliteyi yükseltmek, uygulanan politikaların

Detaylı

SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA

SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA Tar-Yat Birimi Destekler 2014 2003 2015 DGD - 387,2 Milyon TL Mazot 14,9 Milyon TL 152,7 Milyon TL ALAN BAZLI TARIMSAL DESTEKLER Kimyevi Gübre

Detaylı

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR 2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Karar, çevreye duyarlı tarımsal üretimi yaygınlaştırmak, verimi ve kaliteyi yükseltmek, uygulanan politikaların

Detaylı

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR (07.05.2012)

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR (07.05.2012) 2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR (07.05.2012) Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Karar, çevreye duyarlı tarımsal üretimi yaygınlaştırmak, verimi ve kaliteyi yükseltmek, uygulanan

Detaylı

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ Selin ŞEN Eylül 2012 SUNUM PLANI I. SÜT ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERE YATIRIM II. ET ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERE

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ KARAMAN ELMA PANELİ PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ 25 NİSAN 2016 Hazırlayanlar Uzman İsmail ARAS Uzman Hakan ANAÇ Araştırma, Etüt ve Planlama Birimi GİRİŞ Dünyanın en büyük elma üreticilerinden olan ülkemiz ve

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Tarım, Tarıma Dayalı Sanayi ve Ormancılık İhtisas Komisyonu Çalışmaları 07 Mayıs 2013 ESKİŞEHİR

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Tarım, Tarıma Dayalı Sanayi ve Ormancılık İhtisas Komisyonu Çalışmaları 07 Mayıs 2013 ESKİŞEHİR 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Tarım, Tarıma Dayalı Sanayi ve Ormancılık İhtisas Komisyonu Çalışmaları 07 Mayıs 2013 ESKİŞEHİR İklim değişikliği Biyoçeşitliliğin Korunması Biyoyakıt Odun Dışı Orman

Detaylı

BAYRAMPAŞA İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

BAYRAMPAŞA İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI Resmi Gazete Sayısı: 27305 SAYFA NO : 1 / 5 BAYRAMPAŞA İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK SIRA NO HİZMETİN ADI 1 Amatör Balıkçılık Belgesi 2 Tarımsal İlaç Reçetesi 3 Anaç Sığır BAŞVURUDA İSTENEN BELGELER

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU KARKAMIŞ İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU KARKAMIŞ İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU KARKAMIŞ İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI SIRA HİZMETİN ADI NO ÇKS Kaydı İşlemleri 1 2 MGD Müracaatları Yem Bitkisi 3 Sertifikalı Fidan ve

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun 30 uncu maddesinde, Genel Yönetim kapsamındaki idarelerin, ilk altı aylık

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN İZMİR

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN İZMİR T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN İZMİR Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler Yem Sektörü Pazar Analizi... 21

İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler Yem Sektörü Pazar Analizi... 21 İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ... 2 Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler... 2 Yem Sektörü Pazar Analizi... 21 Süt Sektörü Pazar Analizi... 22 MEVZUAT... 24 1 KIRMIZI ET SÜT VE YEM SEKTÖR

Detaylı

2003-2011 T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

2003-2011 T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda sorunları

Detaylı

Gayri Safi Katma Değer

Gayri Safi Katma Değer Artıyor Ekonomik birimlerin belli bir dönemde bir bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler

Detaylı

AB IPARD FONLARININ KULLANILABİLMESİ İÇİN TEMEL GEREKLİLİKLER,

AB IPARD FONLARININ KULLANILABİLMESİ İÇİN TEMEL GEREKLİLİKLER, AB IPARD FONLARININ KULLANILABİLMESİ İÇİN TEMEL GEREKLİLİKLER, Kırsal Kalkınma (IPARD) Programının hazırlanarak Avrupa Komisyonu tarafından onaylanması: (25 Şubat 2008 tarihinde onaylanmıştır. nun ve İl

Detaylı

Mısır alım fiyatı açıklandı

Mısır alım fiyatı açıklandı Mısır alım fiyatı açıklandı Ağustos 28, 2012-1:42:57 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) mısırın tonunu 595 liraya almaya hazır olduğunu bildirerek, bunun geçen

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA

Detaylı

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR

2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR 7 Mayıs 2012 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28285 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2012/3106 Ekli 2012 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve

Detaylı

BİRLİK ve KOOPERATİFLERİN FUARI KASIM 2015

BİRLİK ve KOOPERATİFLERİN FUARI KASIM 2015 BİRLİK ve KOOPERATİFLERİN FUARI 05-08 KASIM 2015 2 3 4 5 : : : : : : : : : EGE CANLI HAYVAN ve TARIM TEKNOLOJİLERİ FUARI FUARIN KÜNYESİ 6 7 { { EGE CANLI HAYVAN ve TARIM TEKNOLOJİLERİ FUARI ZİYARETÇİ İSTATİSTİKLERİ

Detaylı

2 3 4 5 6 2006 2007 2008 2009 2010 Antalya, Isparta, Burdur 3.996.228 4.537.170 4.742.685 5.210.194 7.465.360 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak 4.711.300 4.924.994 6.127.161 6.408.674 7.107.187 Adana, Mersin

Detaylı

İSTANBUL İLİ ARNAVUTKÖY İLÇESİ HİZMET STANDARTLARI

İSTANBUL İLİ ARNAVUTKÖY İLÇESİ HİZMET STANDARTLARI SIRA NO VATANDAŞA SUNULAN HİZMETİN ADI 1 İşletme Kayıt Belgesi 2 Sertifikalı Fide/Fidan Kullanım Desteği İSTANBUL İLİ ARNAVUTKÖY İLÇESİ HİZMET STANDARTLARI BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER 2- Meslek odası

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

Sıra No 1. Mazot (TL/dekar) Gübre (TL/dekar)

Sıra No 1. Mazot (TL/dekar) Gübre (TL/dekar) 2014 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Karar, çevreye duvarlı tarımsal üretimi yaygınlaştırmak, bitkisel üretimi tehdit eden hastalık ve zararlı organizmalara

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Tarım, Tarıma Dayalı Sanayi ve Ormancılık İhtisas Komisyonu Çalışmaları 25 Nisan 2013 BİLECİK

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Tarım, Tarıma Dayalı Sanayi ve Ormancılık İhtisas Komisyonu Çalışmaları 25 Nisan 2013 BİLECİK 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Tarım, Tarıma Dayalı Sanayi ve Ormancılık İhtisas Komisyonu Çalışmaları 25 Nisan 2013 BİLECİK İklim değişikliği Biyoçeşitliliğin Korunması Biyoyakıt Odun Dışı Orman

Detaylı

TARIMSAL DESTEKLEMELER

TARIMSAL DESTEKLEMELER TARIMSAL DESTEKLEMELER Tarım sektörünün öncelikli problemlerinin çözümüne katkıda bulunmak, uygulanan politikaların etkinliğini artırmak ve sektörün bu politikalara uyumunu kolaylaştırmak amacıyla işletme

Detaylı

TARIM ĠL/ĠLÇE MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE ĠSPĠR ĠLÇESĠNDE YAPILAN ÇALIġMALAR

TARIM ĠL/ĠLÇE MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE ĠSPĠR ĠLÇESĠNDE YAPILAN ÇALIġMALAR TARIM ĠL/ĠLÇE MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE ĠSPĠR ĠLÇESĠNDE YAPILAN ÇALIġMALAR ERZURUM ġubat- 2010 İLİMİZİN GENEL DURUMU ARAZĠ DAĞILIMI ALAN ARAZĠNĠN CĠNSĠ (hektar) % ĠĢlenebilen Tarım arazisi 460.252 18,2 Çayır-Mera

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZİNCAN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZİNCAN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZİNCAN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADANA

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADANA T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADANA Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

Birlikle el ele, Hayvancılıkta daha ileriye

Birlikle el ele, Hayvancılıkta daha ileriye Birlikle el ele, Hayvancılıkta daha ileriye 1 KURULUŞ Birliğimiz ; 1995 Yılında 904 Sayılı hayvan ıslah kanununa göre 25 Kurucu üye tarafından kurulmuştur. 13 Haziran 2010 tarihli, 5996 sayılı Veteriner

Detaylı

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur Sosyal Güvenlik Kurum Başkanlığı ve Türkiye Ziraat odaları Birliği tarafından düzenlenen bilgilendirme, toplantısında konuşan Ziraat odaları

Detaylı

Peyzaj ve Süs bitkileri, Özel Çayır, Mera ve Orman emvali Hububat, Yem bit., Baklagiller, Yumru bit., Sebze, Meyve

Peyzaj ve Süs bitkileri, Özel Çayır, Mera ve Orman emvali Hububat, Yem bit., Baklagiller, Yumru bit., Sebze, Meyve 05 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELERİ Mazot Gübre ve Toprak Analiz Desteği Peyzaj ve Süs bitkileri, Özel Çayır, Mera ve Orman emvali Hububat, Yem bit., Baklagiller, Yumru bit., Sebze, Meyve Mazot Gübre 3,3 TL/dekar

Detaylı

CEYHAN SOSYO- EKONOMİK RAPORU

CEYHAN SOSYO- EKONOMİK RAPORU CEYHAN TİCARET ODASI CEYHAN SOSYO- EKONOMİK RAPORU 2013 YILI Ceyhan Ticaret Odası 2013 CEYHAN T İ CARET ODASI BAŞKANDAN; Değerli Ceyhanlılar, Bilindiği gibi Ceyhan Adana nın en eski ilçelerindenn birisi

Detaylı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı

Detaylı

Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi

Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi 2005 2010 Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi Prof. Dr. Fahri YAVUZ Çiftçi Eğitimi: Modern Büyükbaş Hayvancılık www.ebhip.org Problem ve Çözüm Problem nedir? Hayvan varlığı en fazla, fakat; eldeki

Detaylı

Tarımsal Destekler ve Tohumculuktaki Gelişmeler

Tarımsal Destekler ve Tohumculuktaki Gelişmeler T.C. TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI Tarımsal Destekler ve Tohumculuktaki Gelişmeler 12 Mart 2011, ANTALYA Türkiye de tarım sektörü Temel Göstergeler Türkiye 2002 Tarım % Türkiye 2009 Tarım Nüfus (milyon)

Detaylı

2013 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR

2013 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR 2013 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR Amaç ve Kapsam MADDE 1- (1) Bu Karar, çevreye duyarlı tarımsal üretimi yaygınlaştırmak, bitkisel üretimi tehdit eden hastalık ve zararlı organizmalara

Detaylı

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 27 Şubat 2 Mart 2014 KONYA TOHUM 2014 KONYA HAYVANCILIK 2014

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 27 Şubat 2 Mart 2014 KONYA TOHUM 2014 KONYA HAYVANCILIK 2014 ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 27 Şubat 2 Mart 2014 KONYA TOHUM 2014 3. Tohum Teknolojileri, Bitki Besleme, Fidancılık, Bahçe Bitkileri, Zirai Mücadele, Sulama, Gübreleme ve Ekipmanları Fuarı KONYA HAYVANCILIK

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR TARIM KENTİ İZMİR Şebnem BORAN Gözde SEVİLMİŞ Küresel iklim değişikliği, gıda fiyatlarındaki yükseliş, dünya nüfusundaki hızlı artış gibi gelişmelerin etkisiyle tarım sektörünün son derece stratejik bir

Detaylı

Bir hayaldi gerçek oldu...

Bir hayaldi gerçek oldu... 2 Bir hayaldi gerçek oldu... Türkiye de tarım ve hayvancılıkta entegrasyonu sağlayarak verimi artırmak ve ülkemize katma değeri yüksek hayvancılık modelini kazandırmak, uzun yıllardan bu yana hayalini

Detaylı

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK TARIM VE HAYVANCILIK NEDİR? Organik tarımın temel stratejisi, kendine yeterli bir ekosistem oluşturarak, bu ekosistemdeki canlıların optimum

Detaylı

ULUDAĞ YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ÜYELERİNE SİRKÜLER NO.: 248

ULUDAĞ YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ÜYELERİNE SİRKÜLER NO.: 248 ULUDAĞ YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ÜYELERİNE SİRKÜLER NO.: 248 T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü nden alınan yazıda; Türkiye de kiraz-vişne

Detaylı

2017 ŞUBAT AYI E-BÜLTENİ

2017 ŞUBAT AYI E-BÜLTENİ 2017 ŞUBAT AYI E-BÜLTENİ 06.02.2017 TARİHİNDE ANKARA DA DÜZENLENEN "AKREDİTASYON SİSTEMİ TANITIM EĞİTİMİ" NE BORSAMIZ AKREDİTASYON İZLEME KOMİTESİ OLARAK KATILIM SAĞLADIK. 7 Şubat 2017 Salı günü TOBB konferans

Detaylı

DİKİLİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Jeotermal Kaynaklı Sera) ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ

DİKİLİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Jeotermal Kaynaklı Sera) ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ DİKİLİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Jeotermal Kaynaklı Sera) ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ MENDERES TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Süs Bitkileri Ve Çiçekçilik)

Detaylı

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. İzmir İlinin Son 5 Yıllık Dönemde Tarımsal Yapısı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ İzmir, sahip olduğu tarım potansiyeli ve üretimi ile ülkemiz tarımında önemli bir yere sahiptir. Halen Türkiye de üretilen; enginarın

Detaylı

2000 Sonrasında Tarım Kanunu ve Getirdikleri

2000 Sonrasında Tarım Kanunu ve Getirdikleri 2000 Sonrasında Tarım Kanunu ve Getirdikleri Tarım sektörünün ve kırsal alanın, kalkınma plan ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesi ve desteklenmesi için gerekli politikaların tespit edilmesi ve

Detaylı

http://www.tv100.com.tr/bakan-faruk-celik-balikesir-organize-sanayi-bolgesi-ni-ziyaret-etti/11108/ Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik,Balıkesir deki temasları kapsamında il merkezinde ilk olarak

Detaylı

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI T.C. BARTIN VALİLİĞİ İL TARIM MÜDÜRLÜĞÜ 2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI YUSUF ALAGÖZ İL TARIM MÜDÜRÜ BARTIN DA DEMOGRAFİK YAPI 2009 YILI ADRESE DAYALI NÜFUS TESPİT ÇALIŞMASI SONUCUNDA İLİN TOPLAM NÜFUSU 188.449

Detaylı

ÇAT İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ

ÇAT İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ 1 ADI Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Desteklemesi 1 Başvuru formu ve taahhütname, (EK 1) 2 Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik kapsamında alınan yetki belgesinin il/ilçe

Detaylı

2018 YILI İHRACAT RAKAMLARI _tt

2018 YILI İHRACAT RAKAMLARI _tt 2018 YILI İHRACAT RAKAMLARI 190107_tt (-I-) TÜRKİYE İHRACAT RAKAMLARI 2019 TÜRKİYE İHRACAT HEDEFİ: 182 MİLYAR DOLAR İhracatta 2019: 'İhracatta Sürdürülebilirlik ve Yenilik Yılı' Geçen yılın aynı dönemine

Detaylı

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi

Detaylı

BAKANLAR KURULU KARARI

BAKANLAR KURULU KARARI 7 Mayıs 2012 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28285 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2012/3106 Ekli 2012 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve

Detaylı

BİRLİĞİN KURULUŞU: 1995 yılında 13 kişi. Türkiye nin 2. Birliği.

BİRLİĞİN KURULUŞU: 1995 yılında 13 kişi. Türkiye nin 2. Birliği. 1 BİRLİĞİN KURULUŞU: 1995 yılında 13 kişi. Türkiye nin 2. Birliği. BİRLİĞİN MEVZUATI :5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki sağlığı Gıda ve Yem Kanununun 10.maddesi ve 17.02.2015 tarihli 6589 sayılı kanun,ıslah

Detaylı

ÇEKMEKÖY İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI. 1- Başvuru formu ve taahhütname (Ek1)

ÇEKMEKÖY İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI. 1- Başvuru formu ve taahhütname (Ek1) ÇEKMEKÖY İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI SIRA NO HİZMETİN ADI İSTENEN BELGELER HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ (EN GEÇ) 1- Başvuru formu ve taahhütname (Ek1) 2- Nüfus cüzdanının

Detaylı

B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı

B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı 8 Nisan 03 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 86 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 03/4463 Ekli 03 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık

Detaylı

KONYA İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KERIM MUZAÇ

KONYA İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KERIM MUZAÇ KONYA İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KERIM MUZAÇ SUNUM PLANI İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ 1.Kırsal Kalkınma Yatırımları 2. Genç Çiftçi Projesi

Detaylı

Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi Çiftçi Eğitimi. Ocak Nisan 2009 Ziraat Fakültesi Konferans Salonu

Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi Çiftçi Eğitimi. Ocak Nisan 2009 Ziraat Fakültesi Konferans Salonu 2005 2010 Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi 2009 Çiftçi Eğitimi Ocak Nisan 2009 Ziraat Fakültesi Konferans Salonu Program (Cumartesi) Program (Pazar) Sunumlar I. Oturum Problem ve Çözüm Projenin

Detaylı

Sizi geleceğe taşır...

Sizi geleceğe taşır... Sizi geleceğe taşır... HAKKIMIZDA Elizi Reklam İnşaat Turizm Tarım Gıda ve Hayv. San. Tic.Ltd.Şti. firması olarak 2001 yılında Antalya da faaliyetine başlamıştır. Şirketimizin ana faaliyet konusu sera

Detaylı

Tarımın Anayasası Çıktı

Tarımın Anayasası Çıktı Tarımın Anayasası Çıktı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün anayasası olan 5488 sayılı Tarım Kanunu iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 18.04.2006 tarihinde kabul edildi. Resmi Gazete de 25.04.2006

Detaylı

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI Ankara -21 Ekim 2015 TARIMSAL DESTEKLER Sunum Planı 1- Türkiye Tarımı Genel Bilgiler 2- Tarımsal Destekleme Mevzuatı 3- Destekleme Kalemleri

Detaylı

BAKANLAR KURULU KARARI

BAKANLAR KURULU KARARI 8 Nisan 2013 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28612 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2013/4463 Ekli 2013 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve

Detaylı

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ 12.01.2016 İZMİR KURULUŞ KANUNU Tarım Kredi Kooperatiflerinin temelleri 1863 yılında Memleket Sandıkları adı altında Mithat Paşa tarafından atılmıştır. 1972 yılında çıkarılan

Detaylı

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi. Tarım Sektörünün İhracattaki Yeri ve Önemi Şebnem BORAN Ülkemizde son yıllarda önceliğin sanayi sektörüne kayması sonucu ekonomimizde göreceli olarak tarım ürünlerinin ihracatımızdaki ağırlığı giderek

Detaylı