Değerli Arkadaşlar! Bu modül YÖKDİL Sınavı fen bilimler alanında çıkma ihtimali yüksek olan kelimeleri ve Türkçelerini içermektedir.

Transkript

1 Değerli Arkadaşlar! Bu modül YÖKDİL Sınavı fen bilimler alanında çıkma ihtimali yüksek olan kelimeleri ve Türkçelerini içermektedir. Ayrıca yan kısma eklenen tekrar kutucuğuna yaptığınız her tekrar için bir tane X koyarak her bir kelime için yaptığınız tekrar sayısını da görebileceksiniz.

2 Değerli Arkadaşlar! Bu listede bulunan kelimeler öğrenmenizi kolaylaştırmak için karışık olarak sunulmuştur. Bu kelimeler daha önce yapılmış olan tüm ÜDS lerin fen bilimler alanından derlenmiştir. 1. decade 10 yıl 2. speed up accelerate, hızlandırmak 3. bring off accomplish, başarmak 4. affliction acı, sıkıntı 5. angle açı 6. explicitly açık bir şekilde 7. exposed açık, korumasız 8. starve açlıktan ölmek 9. sufficiency adequacy, efficiency, yeterlilik 10. opium poppies afyon çiçeği 11. aggregate agrega, çakıl vb. dolgu maddesi 12. arboriculture ağaç dikimi 13. current akım 14. acoustic akustik 15. tract alan, saha 16. appliance alet, araç 17. device alet, aygıt 18. flame alev 19. perception algılama 20. alternating current alternatif akım 21. bauxite alüminyum cevheri, boksit 22. silt alüvyon 23. hatchway ambar ağzı, lombar ağzı 24. principle ana, esas 25. mainland anakara 1

3 26. survey anket 27. suggestive anlamlı, hatırlatan 28. treaty anlaşma, sözleşme 29. expect anticipateummak 30. suitably appropriately, conveniently, uygun bir şekilde 31. interim ara, geçici 32. whereby aracılığıyla, yardımıyla 33. geodetic survey arazi ölçümü 34. sequence ardışıklık, düzen, sıra 35. refinement arıtma, saflaştırma 36. consequently as a resultsonuç olarak 37. scouring aşındırma 38. erode aşındırmak, aşınmak 39. exceed aşmak, geçmek 40. ultimately at last, in the end, sonunda 41. ignition ateşlenme 42. attribute to atfetmek 43. disposal atık 44. waste product atık madde 45. lunar base ay üssü 46. footprint ayak izi 47. keep pace with ayak uydurmak 48. enlightenment aydınlanm(çağı) 49. lighting fixtures aydınlanma aksesuarları 50. skylight aydınlatma penceresi 2

4 51. distinguish ayırt etmek 52. reserve ayırtmak, ertelemek 53. scarce az bulunur, nadir 54. reduce azaltmak 55. grant bağış, hibe 56. copper bakır 57. harbour barındırmak, korumak, liman 58. pressurize basınç yapmak 59. suppress bastırmak 60. feat başarı 61. outset başlangıç noktası 62. trigger başlatmak, tetiklemek 63. swamp bataklık 64. superstitious batıl inanç 65. based on being founded on, bir temele dayalı olmak 66. predictor belirleyici, ölçü 67. vague belirsiz 68. fauna belli bir bölgedeki hayvan topluluğu 69. analogy benzer, benzerlik 70. feedlot besi alanı 71. nutrient besin, gıda, besleyici 72. nutritious besleyici 73. reinforced concrete betonarme 74. bleach beyazlatıcı madde 75. pepper spray biber gazı 3

5 76. bug bilgisayarda hata, virüs, böcek 77. science fiction bilim kurgu 78. interdisciplinary bilimler arası 79. subconscious bilinçaltı 80. pier binada kolon 81. allelopathy bir bitkinin ürettiği kimyasallarla diğer bir bitkinin gelişmesini engellemesi 82. consist of bir şeyden meydana gelmek 83. try out bir şeyi denemek 84. denomination birim 85. adjacent bitişik olan 86. vegetation bitki örtüsü 87. plant bitki, fabrika 88. compost bitkilerin veya mutfak artıklarının çürümesiyle elde edilen gübre 89. vegetative bitkisel 90. congestion blockage, tıkanıklık, sıkışıklık 91. strait boğaz 92. plentiful bol, bereketli 93. abundance bolluk 94. reinforce bolster, support, güçlendirmek 95. owe borçlu olmak 96. pipeline boru hattı 97. dye boya 98. longitude boylam, meridyen 99. deteriorate bozulmak, kötüleşmek 4

6 100. pristine bozulmamış, saf 101. insecticide böcek ilacı 102. zone bölge, mıntıka 103. vast broad, wide, çok geniş 104. steam room buhar odası 105. evaporation buharlaşma 106. evaporate buharlaşmak 107. emulsify bulamaç haline getirmek 108. blur bulandırmak 109. de-icing system buz çözücü sistem 110. ice sheet buz tabakası 111. glacier buzul 112. entire bütün, tam 113. catastrophe büyük felaket 114. substantial büyük, sağlam, önemli 115. magnitude büyüklük, boy 116. expand büyüme, genişleme 117. thrive büyümek, gelişmek 118. magnify büyütmek 119. live canlı 120. species canlı türleri 121. brisk canlı, hareketli 122. spy casus 123. give rise to cause, induce, bring about, neden olmak, yol açmak 124. dare to cesaret etmek 5

7 125. apparatus cihaz 126. switch off cihazı kapatmak 127. pick up collectacquiretoplamak, edinmek 128. enforce compelzorlamak 129. circumstance condition, situation, koşul, durum 130. uphold confirm, onaylamak, tasdik etmek 131. link connectattachbağlantı oluşturmak 132. constantly continuouslycontinuallysürekli olarak 133. plausibly crediblyfeasiblyakla yatkın bir şekilde, inandırıcı bir şekilde 134. exertion çaba, gayret, tazyik 135. attempt çabalamak, girişmek, teşebbüs etmek 136. gravel çakıl 137. pebble çakıl taşı 138. harness çalışacak duruma getirmek, kullanmak 139. collision çarpışma 140. strike çarpmak, vurmak 141. crack çatlak, çatlamak 142. nucleus çekirdek 143. traction çekme, çekilme 144. diversity çeşitlilik 145. versatility çeşitlilik, çok yönlülük 146. range çeşitlilik, menzil 147. avalanche çığ 148. break through çığır açmak, ortaya çıkmak, görünmek 149. derive from çıkarım yapmak 6

8 150. florescence çiçeklenme, başarı dönemi 151. livestock çiftlik hayvanları 152. take a huge step forward to çok büyük ilerleme kaydetmek 153. enormous çok büyük, muazzam 154. numerous çok sayıda 155. precipitation çökelme, yere düşme, yağma 156. soluble çözülebilir 157. bar çubuk 158. rot çürümek 159. disperse dağıtmak, yaymak 160. dissipate dağıtmak, yok etmek (olmak) 161. afterwards daha sonra 162. ingeniously dahice 163. impair damage, cripple, harm, sakatlamak 164. resistant dayanıklı, dirençli 165. durability dayanıklılık 166. decline decreasediminishazalma, küçülme 167. value değer vermek, önemli görmek 168. asset değer, varlık, servet 169. evolve değişmek, evrim geçirmek 170. put off delay, postpone, ertelemek 171. be made up of -den meydana gelmek, oluşmak 172. onwards -den sonra, sonrasında 173. in excess of -den yukarı, -den fazla 174. subject denek, kobay 7

9 175. empirical deneysel 176. empirical deneysel 177. seabed deniz dibi 178. overseas denizaşırı 179. marine denizle ilgili 180. reliable dependable, trustable, güvenilir, sağlam 181. profound derin, engin, geniş 182. come from derive from, -den kaynaklanmak 183. back up destekleme 184. gigantic devasa, çok büyük 185. era devir, çağ 186. revolution devrim 187. outwards dışa doğru 188. persistency direnme, ısrar 189. find out discover, detect, bulmak, keşfetmek 190. controversial contradictive, tartışmalı 191. naturalist doğa bilimci 192. habitat doğal çevre 193. verify doğrulamak 194. gift doğuştan gelen kabiliyet 195. texture doku, dokunuş 196. touch screen dokunmatik ekran 197. accordingly dolayısıyla 198. fill doldurmak 199. hail dolu 200. effusion dökme, akıtma, serpme 8

10 201. debris döküntü, enkaz 202. spin döndürmek, çevirmek 203. spinning dönme, savurma 204. convert dönüştürmek 205. drainage drenaj, su akıtma sistemi 206. fume duman 207. stagnant durgun 208. climate durum, iklim 209. configure düzenlemek, biçim vermek 210. turn intotransform -e dönüştürmek 211. in accordance with -e göre, bakarak, uygun olarak 212. with reference of/to -e göre, -ye atfen 213. convenient easily, accessible, uygun 214. exhaust egzoz 215. warp eğilmek, dönmek, bükülmek 216. gradient eğim, meyil 217. appendage eklenti, aksesuar 218. generation elektrik üretimi 219. incorporate embody, include, içermek 220. ensure emin olmak 221. absorb emmek 222. optimal en uygun 223. breadth en, genişlik 224. energy dissipation enerji kaybı 225. wreck enkaz 226. thaw erime, çözülme 9

11 227. melt erimek 228. molten erimiş, sıvılaşmış 229. reinstate eski haline getirmek 230. impact etki 231. telling etkili, belirgin 232. efficiency etkinlik, verimlilik 233. vicinity etraf, çevre 234. phase evre, safha 235. universal evrensel 236. evolution evrim 237. leave out exclude from, hariç bırakmak 238. erupt explode, burst, blow up, patlamak, püskürmek (yanardağ) 239. comprehensively extensively, thoroughly, kapsamlı 240. put out extinguish, söndürmek 241. wastefully extravagantly, savurganca 242. excessively extremely, largely, aşırı ölçüde, abartılı 243. sizeable fairly, largely, oldukça büyük 244. overfed fazla besili 245. launcher fırlatıcı 246. launch fırlatmak, atmak 247. ore filiz, cevher 248. germination filizlenme, çimlenme 249. pursue follow, chase, go after, takip etmek 250. brake fren 251. carry out fulfill, icra etmek, yapmak 10

12 252. dart füze 253. accumulate gather, topla(n)mak, çoğalmak 254. gas-laden gaz yüklü 255. elapse geçen zaman, (süre)geçmek 256. stringer geçirgen kaya 257. tidal gel gitle ilgili 258. conventional geleneksel 259. tide gel-git 260. proceeds gelir, hasılat 261. advanced gelişmiş, ileri düzeyde 262. vast geniş 263. large-scale geniş çaplı 264. on a large scale geniş çapta 265. far-reaching geniş kapsamlı, yaygın 266. requirement gereksinim, ihtiyaç, talep 267. renewable geri dönüştürülebilir, yenilenebilir 268. heavens gökyüzü, sema 269. pond gölcük, gölet 270. relative to görece 271. relativity görecelik 272. observation gözlem 273. fertilize manure, gübre 274. booster güçlendirici 275. sunbeam güneş ışını 276. solar güneşle ilgili 277. fragrant güzel kokulu 11

13 278. alleviate hafifletmek, azaltmak 279. govern hakim olmak, yönetmek 280. sort out halletmek, sınıflandırmak 281. scarcely hardly, barely, neredeyse hiç 282. motion hareket 283. rate of damage hasar oranı 284. harvest hasat etme 285. vulnerable hassas, zayıf 286. airship hava gemisi 287. aviation havacılık 288. aerial havada bulunan, havaya ait 289. aerial parts havayla temas eden bölümler 290. repository havuz, basin, ambar, depo 291. life-threatening hayatı tehdit eden 292. survive hayatta kalmak 293. considerable hayli, çok 294. precast concrete hazır beton 295. acre hektar 296. far and wide ubiquitous, her yerde 297. inborn hereditary, irsi, kalıtsal 298. tally hesap, çetele 299. pace hız, adım 300. velocity hız, sürat 301. accelerate hızlandırmak 302. acceleration hızlanma 303. swift hızlı 12

14 304. whirlwind hortum 305. pasture hububat, tahıl 306. cytological hücreye ilişkin 307. temperate ılıman 308. on the verge of -ın kenarında, eşiğinde 309. conduction ısının katı maddelerde parçacıktan parçacığa geçerek iletilmesi 310. luminescence ışıldama, parıldama 311. beam ışın 312. instinct iç güdü 313. insert içine sokmak 314. assert iddia etmek 315. back and forth ileri geri 316. conductive iletken, geçirgen 317. convey iletmek, taşımak, nakletmek 318. inhuman ilk, başlangıç 319. instantly immediately, suddenly, hemen 320. exploration inceleme, araştırma 321. descend inmek, alçalmak, güneşin batması 322. human genome insan genleri 323. inhuman insanlık dışı 324. humanoid insansı robot 325. unmanned insansız 326. comprehensibly intelligibly, anlaşılabilir şekilde 327. boulder iri kaya parçası 328. soot is, kurum 13

15 329. imported ithal edilmiş 330. vine-ripe iyice olmuş 331. insulate izole etmek 332. participate join, take part in, katılmak 333. shell kabuk 334. crust kabuk, dış tabaka 335. axiom kabul edilmiş gerçek 336. acknowledge kabul etmek 337. permanent kalıcı, sürekli 338. relic remain, residue, hangover, kalıntı, atık 339. camouflage kamuflaj 340. groove kanal 341. sewerage kanalizasyon 342. code kanun, şifre 343. overland karadan 344. compound karışım, bileşim 345. in view of karşısında, durumunda 346. hurricane kasırga, hortum 347. solid katı, sert 348. join katılmak 349. contribution katkı 350. additive katkı maddesi 351. layer katman 352. tar katran 353. concept kavram 354. slide kayma, kaydırma 14

16 355. fuse kaynaştırmak 356. excavation kazı 357. avoid keep away, stay away, uzak durmak 358. carry on keep on, go on, continue, devam etmek 359. prophecy kehanet 360. amber kehribar 361. arch kemer 362. tentative kesin olmayan, deneysel, kararsız 363. conclusive kesin, son, nihai 364. acute keskin, ciddi 365. chestnut kestane ağacı, kestane 366. continental kıtasal 367. spark kıvılcım 368. infrared kızıl ötesi 369. chalk kireç taşı 370. lime scale kireç tortusu 371. contamination kirlenme 372. smog kirli hava kütlesi 373. impurity kirlilik, katışık şey 374. weapons of mass destruction kitle imha silahları 375. stereotype klişe, basmakalıp 376. cobalt kobalt 377. odour koku 378. flavourful kokulu, aromatic 379. perishable kolay bozulur, dayanıksız 15

17 380. formidable korkunç 381. preservation koruma 382. conserve korumak, muhafaza etmek 383. terms koşullar 384. coal-mining kömür madenciliği 385. coal-drived kömürden elde edilen 386. suds köpük, sabun köpüğü 387. fumes kötü kokan gazlar 388. stink bomb kötü koku bombası 389. chronic kronik 390. earplug kulak tıkacı 391. sandstone kum taşı 392. anomalous kural dışı, anormal 393. install kurmak, tesis etmek 394. lead-based kurşun bazlı 395. bullet-proof kurşun geçirmez 396. lead shot kurşun saçma 397. arid kuru, kıraç, sıkı 398. foundation kurum, tesis, vakıf 399. plume kuş tüyü 400. polar bear kutup ayısı 401. polar region kutup bölgesi 402. tail kuyruk 403. comet kuyruklu yıldız 404. arctic kuzey kutbu ve ona ait 405. small-scale küçük çaplı 16

18 406. sphere küre 407. tulip lale 408. in favour of lehine 409. take care of look after, care for, ilgilenmek, göz kulak olmak 410. matter madde 411. substance madde, material, entity 412. alloy maden alaşımı 413. smelt madeni eritmek 414. hardware madeni eşya, hırdavat, donanım 415. chiefly mainly, basically, başlıca, özellikle 416. reasonable makul, mantıklı 417. credit mal etmek, atfetmek 418. fungus mantar 419. fungicide mantar öldürücü ilaç 420. magnetostriction manyetik uzayıp kısalma 421. expose to maruz kalmak 422. solid wood masif ahşap 423. expenditure masraf 424. yeast maya 425. mammals memeliler 426. wonder merak etmek 427. coral mercan 428. coral reef mercan kayalığı 429. touchstone mihenk taşı, ölçüt 430. gratitude minnettarlık 17

19 431. pattern modelstructuremodel, yapı 432. the dawn of modern science modern bilimin doğuşu 433. miracle mucize 434. seal mühürlemek 435. spectacular müthiş, harikulade 436. regrettably ne yazık ki, üzücü biçimde 437. due to nedeniyle, because of 438. moisture nem, rutubet 439. damp nemli 440. in fulfilment of -nın gerçekleşmesiyle 441. in the manner of -nın tarzında, şeklinde 442. in place of -nın yerinde 443. sample numune 444. penetrate nüfuz etmek.içine işlemek 445. exceptional olağandışı, istisna 446. odds olasılık, ihtimal 447. phenomenon olay 448. substantially oldukça 449. ripen olgunlaşmak, olgun 450. adversely olumsuz olarak 451. compose oluşmak, meydana gelmek 452. build up oluşum, büyüme, artış 453. vertebrate omurgalı 454. bear out ortaya çıkmak, doğurmak 455. carve oymak 18

20 456. scale ölçek 457. lethal öldürücü 458. fatal ölümcül 459. precede önceden vuku bulmak 460. pre-eminence öncelikli önem 461. leading önde gelen 462. measure önlem 463. specimen örnek 464. epitomize örnek oluşturmak 465. feature property, trait, özellik, nitelik 466. preface özsöz 467. fragment parça 468. bit parça, parçacık 469. disintegration parçalanma, bölünme 470. crumble parçalanmak, ufalanmak 471. glossy parlak 472. vibrant parlak, canlı 473. flare parlama 474. flare up parlamak, alevlenmek, öfkelenmek 475. fingerprint parmak izi 476. boom patlama 477. explosive patlayıcı 478. fan pervane 479. scheme plan, proje 480. formerly previously, daha önceden, eskiden 481. haze pus, hafif sis 19

21 482. rapidly quickly, swiftly, hızlıca, çabucak 483. bring up raise, yetiştirmek, büyütmek(çocuk) 484. random rastgele, gelişigüzel 485. in competition with rekabet halinde 486. take off remove, çıkarmak 487. reef resif, su kayalığı 488. solution resolution, çözülme, solüsyon 489. bring about reveal, ortaya çıkarmak 490. venture riskli girişim 491. decay rot, decomposition, spoil, nçürüme 492. crudely roughly,rudely, kabaca, kabataslak 493. humid rutubetli, nemli 494. wind-borne rüzgarla taşınan 495. stationary sabit, durağan 496. hair dye saç boyası 497. pure saf, katkısız 498. Milky Way Samanyolu 499. plant santral, fabrika 500. stalk sap 501. stud saplama, iribaşlı çivi 502. vine sarmaşık yapılı, kazığa vb. tutunarak 503. transparent saydam 504. countless sayısız, innumerable 505. revere saymak, saygı göstermek 506. look for search, examine, scrutinize, araştırmak 507. selective seçici, ayırt edici 20

22 508. inundation sel, tufan 509. greenhouse sera 510. green house gases sera etkisi yapan gazlar 511. fierce sert, şiddetli 512. establish set up kurmak 513. demonstrate show, illustrate, göstermek, kanıtlamak 514. leap sıçrama 515. shallow sığ 516. compress sıkıştırmak 517. infinite sınırsız, sonsuz 518. commonplace sıradan, basmakalıp 519. leak sızdırmak 520. seep sızmak 521. wipe out silip süpürmek, yok etmek 522. emblem simge 523. fog sis 524. seismic sismik 525. refrigerant soğutucu 526. concrete somut, beton 527. last resort son çare 528. subsequent sonraki 529. end up sonuçlanmak, bitirmek 530. ancestry soy, ecdat 531. soybean soya fasulyesi 532. die out soyu tükenmek 533. set off start on a journey, yola çıkmak 21

23 534. accurately strictly, correctly, doğru olarak 535. flood su basması 536. waterfowl su kuşu 537. otter su samuru 538. water table su tabakası seviyesinde 539. algae su yosunu 540. applicable suitable, proper, uygulanabilir 541. dilute sulandırmak, hafifletmek 542. submerge sular altında kalma, suya batma 543. hold up support, desteklemek, gecikme 544. drain suyunu akıtmak, kurutmak 545. dehydrate suyunu almak, kurutmak 546. mucus sümüksü salgı 547. sponge sünger 548. superconductivity süper iletkenlik 549. sustainability sürdürülebilirlik 550. process süreç 551. ever-growing sürekli artan, büyüyen 552. permanently sürekli, düzenli olarak 553. perpetual sürekli, ebedi 554. friction sürtünme 555. anthrax şarbon 556. conditionally şartlı olarak 557. stuff şey, madde 558. severe şiddetli, ser 559. cipher şifre 22

24 560. code-breaking şifre kırma 561. encrypt şifrelemek 562. scepticism şüphecilik 563. grain-fed tahılla beslenen 564. appreciation takdir etme, değerini bilme 565. take into account take into, consideration, göz önünde bulundurmak 566. refitted tamir edilmiş, düzenlenmiş 567. grain tane, zerre 568. pesticide tarım ilacı 569. agronomist tarım uzmanı 570. chronicle tarih, kayıt 571. overflow taşmak 572. satisfactorily tatmin edici bir şekilde 573. crew tayfa, ekip, tim 574. supply tedarik etmek, sağlamak 575. cure tedavi 576. precaution tedbir, önlem 577. jeopardy tehlike, risk, danger 578. vessel tekne, gemi 579. incidence tekrar oranı 580. recurring tekrarlayan 581. footing temel, taban 582. representative temsilci 583. coal-fired power stations termik santraller 23

25 584. in the grip of tesirinde, pençesinde 585. deliver teslim etmek 586. spur teşvik etmek 587. airliner ticari uçak 588. vibration titreşim 589. equally to the same degree, eşit bir şekilde 590. culmination toplanma 591. soil toprak 592. landslip toprak kayması 593. territory toprak, alan, bölge 594. in bulk toptan, yığın halinde 595. deposit tortu, birikinti 596. sediment tortu, çökelti 597. extinction total destruction of a species, soy tükenmesi 598. pollinate tozlanmak, polen yaymak 599. convey transport, taşımak, dağıtmak, iletmek 600. deal with treat, handle, ilgilenmek, ele almak 601. brick tuğla 602. consistent tutarlı 603. cured tuzlanmış, salamura 604. exhaustion tükenme, bitme 605. run out of tükenmek, bitmek 606. bottled gas tüp gaz 607. cutting-edge uç, sınır 608. crash uçağın çakılması 24

26 609. hijack uçak, gemi kaçırma 610. obscure unclear, vague, indistinct, gizli, belirsiz 611. combine unite, attach, birleşmek, katılmak 612. component unsur, öğe, parka 613. stimulator uyarıcı 614. stimulate uyarmak, teşvik etmek 615. application uygulama 616. exercise uygulama, tatbikat 617. conveniently uygun ve elverişli olarak 618. stretch uzantı, germe, gerilme, uzama 619. prolong uzatmak, sürdürmek 620. hatch uzay gemisinin kapağı 621. capsule uzay kapsülü 622. space port uzay limanı 623. shuttle uzay mekiği 624. prolonged uzun süreli 625. in the long run uzun vadede 626. long-range uzun vadeli 627. threefold üç kat 628. by a third üçte bir oranında 629. by one third üçte bir oranında 630. breeding üremek, yol açmak, yetiştirme, terbiye etme 631. manufacture üretmek, üretim 632. crop ürün 633. yield ürün, gelir, boyun eğme 25

27 634. predominant üstün, hakim 635. ascendancy üstünlük, hakimiyet 636. indefinite vague, uncertain, unlimited, belirsiz 637. valve vana 638. prolific verimli, üretken 639. veterinary surgeon veteriner cerrah 640. urgently vitally, çok önemli, çok zaruri olarak 641. put down write down, yazıya dökmek 642. weed yabani ot 643. lubricant yağlayıcı 644. approach yaklaşmak 645. insulation yalıtım, izolasyon 646. patch yama, parka 647. by-product yan ürün 648. trailblazing yankı uyandıran, çarpıcı 649. combustion yanma, tutuşma 650. reverberate yansımak, aksetmek 651. artificially sweetened yapay olarak tatlandırılmış 652. artificial yapay, suni 653. constructive yapıcı 654. deciduous yapraklarını döken 655. exploit yararlanmak, sömürmek 656. creativity yaratıcılık 657. crevice yarık, çatlak 658. crevice yarık, çatlak 26

28 659. slot yarık/delik açmak 660. hemisphere yarım küre 661. life-span yaşam süresi 662. piecemeal yavaş yavaş, parça parka 663. dispersal yayma, dağıtma 664. emission yayma, yayılım 665. emit yaymak 666. fodder yem, gıda 667. acclimatization yeni bir iklime uyum 668. posterity yeni nesil 669. resume yeniden devam etmek 670. novelty yenilik 671. innovation yenilik, icat 672. gravity yerçekimi, bir şeyin ciddi oluşu 673. native yerli, doğma büyüme 674. terrestrial yeryüzüne ait, karaya ait 675. incapable yeteneksiz 676. insufficient yetersiz 677. cultivate yetiştirmek 678. bank yığılmak, kümelemek 679. mass yığın 680. stock yığmak, depolamak 681. destructive yıkıcı 682. disruptive yıkıcı, bölücü 683. devastate yıkmak, mahvetmek 684. lightening yıldırım 27

29 685. annually yıllık olarak 686. predator yırtıcı hayvan, avcı 687. compact yoğunlaştırmak, 688. annihilate yok etme, imha etme 689. sweep away yok etmek 690. expedition yolculuk 691. pave the way for yolunu açmak, zemin hazırlamak 692. alfalfa yonca 693. worrisome yorucu 694. steer yön vermek 695. orbit yörünge 696. upwards yukarı doğru 697. aloft yukarı(da) 698. load yük 699. amplification yükseltme 700. subsoil yüzeyin hemen altındaki toprak 701. time warp zaman sapması 702. in time zamanla 703. membrane zar, çeper 704. toxic zehirli 705. challenge zorluk, meydan okumak 706. emerald zümrüt 28

30 NOTLAR: YDS ve YÖKDİL e yönelik diğer ücretsiz çalışmalar ve özel online derslerimiz için grubumuzu ziyaret edebilirisniz Grup Adresimiz: 29