T. C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TARĠH ANA BĠLĠM DALI ESKĠÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T. C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TARĠH ANA BĠLĠM DALI ESKĠÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI"

Transkript

1 T. C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TARĠH ANA BĠLĠM DALI ESKĠÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI HĠTĠT DĠNĠ DÜġÜNCESĠNDE KUTSAL MEKÂNLAR (M. Ö M. Ö. 1200) Murat TURGUT YÜKSEK LĠSANS TEZĠ DANIġMAN Prof. Dr. Hasan BAHAR Konya 2013

2 T. C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TARĠH ANA BĠLĠM DALI ESKĠÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI HĠTĠT DĠNĠ DÜġÜNCESĠNDE KUTSAL MEKÂNLAR (M. Ö M. Ö. 1200) Murat TURGUT YÜKSEK LĠSANS TEZĠ DANIġMAN Prof. Dr. Hasan BAHAR Bu çalışma Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri koordinatörlüğü tarafından no lu Yüksek Lisans tez projesi olarak desteklenmiştir. Konya 2013

3

4 Öğrencinin Adı Soyadı Murat TURGUT Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı Tarih/Eskiçağ Tarihi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Hasan BAHAR Tezin Adı Hitit Dini Düşüncesi nde Kutsal Mekânlar (M. Ö M. Ö. 1200) ÖZET İnsanlar, tarih boyunca bazı mekânlara kutsallık atfederek bu mekânların kutsal olduklarını düşünmüşler ve ona göre davranmışlardır. Bu kutsal mekânlar inançtan inanca, toplumdan topluma aktarıla gelmiştir. M. Ö. II. binyılda Orta Anadolu merkezli büyük bir medeniyet kuran Hititler de kendilerinden önceki ve çağdaşları olan toplumlardan etkilenerek, dini inançlarında birçok kutsal olarak kabul edilebilecek mekânlar barındırmışlar ve bazılarına anıtsal eserler inşa etmişlerdir. Bu mekânlar, tanrıların evi olarak görülen tapınaklar, dağlar; yaşamsal öneme sahip olan su kaynakları ve akarsular; yeri geldiğinde tanrıları temsil eden tanrı heykellerinin bulunduğu yerler ile kendilerine özgü tanrıları olan kentler olmuştur. Bu mekânlar, Hitit dini hayatındaki ritüellerde ve özellikle dini bayramlarında oldukça önemli bir konumda olmuştur. Buralarda, tanrılar için ritüeller yapılmış ve tanrılar hoşnut edilerek onların desteğinin kesilmemesi sağlanmaya çalışılmıştır. 4

5 Öğrencinin Adı Soyadı Murat TURGUT Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı Tarih/Eskiçağ Tarihi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Hasan BAHAR Tezin İngilizce Adı The Sacred Spaces on Hittites Religion Thought (B. C B. C. 1200) SUMMARY Some places are regarded as holy by mankind throughout the history and behaved in a respected manner for those holy places. This attribution to those holy places has been continued and transformed from one faith to another, from one society to another. The Hittites, emerged as a great civilisation in central Anatolia in the second millennium B.C., affected by the other former and contempory societies and established many sacred places and erected many monumental structures. These sacred places built in various forms and emerged sometimes as temples as the houses of gods and goddesses, mountains, water resources and rivers as a survival value. These places sometimes regarded as city of God or the places in which the sculpture of the gods are located. These places are highly important for the Hittite rituals particularly their religious festivals. The rituals have been carried out for the honour of the gods and they tried to please them in order to to prevent interruption of their support

6

7 ĠÇĠNDEKĠLER İÇİNDEKİLER... I ÖNSÖZ... VI KISALTMALAR... VIII RESİMLER-TABLOLAR LİSTESİ... IX GİRİŞ... 1 I. BÖLÜM... 5 YABANCI KÜLTÜRLERİN HİTİT DİNİ İLE DİNİ YAŞANTISINA OLAN ETKİLERİ VE HİTİTLERİN KUTLADIKLARI BAZI BAYRAMLAR Yabancı Kültürlerin Hitit Dini ve Dini Yaşantısına Olan Etkileri Hatti Kültürünün Etkileri Hurri Kültürünün Etkileri Luvi Kültürünün Etkileri Mısır Kültürünün Etkileri Hitit Dini Hayatının En Önemli Parçası: Bayramlar AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı Purulliyaš Bayramı Nuntarriyašhaš Bayramı KI.LAM Bayramı Haššumaš Bayramı Hadauri Bayramı Išuwa Bayramı II. BÖLÜM HİTİTLERİN BAŞKENTİ HATTUŠA DA BULUNAN KUTSAL MEKANLAR Aşağı Şehir de Bulunan Kutsal Mekanlar Tapınak I ve Bünyesinde Barındırdığı Kutsal Mekanlar Aslanlı Tekne Yeşil Taş Taş Tekne Tapınak I in Güneyinde Bulunan Su Pınarı (Kaynağı) Büyükkale ve Bünyesinde Barındırdığı Kutsal Mekanlar I

8 Büyükkale B-C-H Yapıları Büyükkale M, N, J Yapıları Yukarı Şehir de Bulunan Kutsal Mekanlar Kutsal Olduğu Düşünülen Önemli Kapılar Aslanlı Kapı Sfenksli Kapı Kral Kapısı Tapınaklar Mahallesi ve V ile XXX Numaralı Tapınaklar Tapınaklar Mahallesi V ve XXX Numaralı Tapınaklar Nişantepe, I ve II No lu Odalar Doğu ve Güney Havuzlar Başkent Hattuša nın En Önemli Kutsal Mekanı: Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı Yazılıkaya A Odası Yazılıkaya B Odası III. BÖLÜM KUTSAL KABUL EDİLEN BAZI KENTLER Ankuwa Arinna Arušna Bitik Höyük Haitta Hakmiš Hanhana Harranašša/i Hišhašhapa Hiyašna Hupišna Hüseyindede Tepesi İmikuşağı Höyük Ištahara Kaneš/Neša II

9 Karahna Katapa Matilla Nerik Oluz Höyük Paršhunta Šamuha Šapinuwa Šarišša Şarkışla Tahurpa Tapigga Tiliura Timmuhala Ušša Zannišhapa Zippalanda Zithara IV. BÖLÜM Hititler Tarafından Kutsal Olduğu Kabul Edilen Mekanlar Dağ Kültüyle İlgili Olan Kutsal Mekanlar Daha Dağı Durmitta Kenti Tuz Yatağı Emiruşağı Kutsal Alanı Erengirit Dağı Haharwa Dağı Hapidduini Dağı Hatip Kayalıkları Hulla Dağı Huwatnuwanda Dağı Kalınkaya Taş Ocağı Karadağ III

10 Lihzina Kenti Ormanı Nanni (Hargaš/Harhara)-Hazzi Dağları Pazaryeri Mağara Piškuruunuwa Dağı Šakaddunuwa Dağı Tapala Dağı Tauriša Kenti Ormanı Yesemek Taş Ocağı Zaliyanu Dağı Kabartmalarla Süslenen Kutsal Mekanlar Fraktin Kabartması Gavurkalesi Gezbeli/Hanyeri Hatip-Kurunta Kabartması İmamkulu Kabartması Sirkeli Kabartması Su Kültüyle İlişkisi Bulunan Kutsal Mekanlar Alaca Hitit Barajı Arimatta Eflatunpınarı Fırat Hatip Kayalığı Su Kaynakları Karakuyu Barajı Maraššantiya Nirhanta Kenti Nehri Šapantalliya Nehri ve Šulupašši ve Tata Kenti Su Kaynakları Šupitašši Tatišga Yalburt Hitit Havuzu Zuliya Nehri SONUÇ KAYNAKÇA IV

11 KULLANILAN BAZI TERİMLER TABLOLAR RESİMLER V

12 ÖNSÖZ İnsanlar, kendisinden üstün olduğunu düşündüğü doğaüstü güç/güçlere inandığı dönemlerden itibaren, bu güçlerin bulunduğu/yaşadığı mekânların varlığını da düşünmüşlerdir. Dolayısıyla bu mekânları da bu güç/güçlerin varlığından dolayı kutsal bir mekân olarak görmüşlerdir. M. Ö. II. binyılda Anadolu da büyük bir medeniyet kuran Hititler kültür ve medeniyet alanında hoşgörülü bir politika takip ederek, çevrelerinde bulunan ve siyasi ilişki içerisinde bulundukları toplumların bazı kültür öğelerini kendi kültürlerinin içerisine almışlardır. Bu kültür öğelerinin arasında tanrılar ve dolayısıyla bu tanrıların bulundukları, kutsal olarak kabul edilen mekânları da bulunmaktadır. Hititler bu öğeleri kendi dini inançlarına adapte ederek, dini hayatlarında kullanmışlardır. Bu çalışmayı gerçekleştirirken, ilk aşamada, konu ile ilgili yapılmış olan çalışmaları inceleyip, literatür çalışması yaparak, bu mekanların yerlerini tespit etmeye çalıştık. Bu aşamada, çevrilmiş olan bayram metinleri ve arkeolojik kaynakları inceleyen çalışmalardan yola çıktık. İkinci aşamada, imkânlarımız elverdiğince, tespit edilen bölgelere giderek bu mekânları inceledik. (Çorum Boğazköy, Yazılıkaya, Alacahöyük; Konya Beyşehir Eflatunpınarı, Fasıllar, Ilgın Yalburt, Köylütolu, Hatıp; Karaman Karadağ ve çevresi) Son aşamada ise, incelenen bu mekânların, jeopolitik önemleri ve dini hayatta nasıl bir rol alabilecekleri konusunda fikir üretmeye çalıştık. Çalışmanın I. Bölümünde Hititlerin çevre kültürle olan etkileşimleri ve kutsal mekânların öğrenilmesinde en önemli kaynaklardan biri olan dini bayramlarının içerikleri hakkında incelemeler yapılmıştır. II. bölümde, siyasi olduğu kadar, dini nitelikli bir başkent olan Hattuša ve çok yakınında bulunan Yazılıkaya da bulunan kutsal mekânları belirttik. III. Bölümde, arkeolojik ve yazılı kaynaklardan hareketle, tanrı kültünü bünyesinde barındıran ve tanrılarıyla özdeşleştirilen kutsal kentler hakkında bilgi verilmiştir. IV. Bölümde ise, Hititler tarafından kutsal kabul edildiği düşünülen, kabartmalarla süslenmiş ritüel yerleri, dağ, ırmak, göl, baraj, su kaynağı, maden yatağı gibi mekanlardan bahsedilmiştir. VI

13 Bu çalışmanın gerçekleşmesi sırasında, Almanca çevirilerden yardımını gördüğüm Selçuk Üniversitesi Yabancı Diller Meslek Yüksekokulu Almanca Okutmanı Bora Küçük e, çalışmalarım için gerekli olan yayınlarından göndererek bana destek veren Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Sir GAVAZ a, her zaman yanımda olarak desteğiyle bana güç veren Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf KILIÇ a, vermiş olduğu fikirlerle beni yönlendiren ve tezin müsveddelerini okuyan hocam Öğr. Gör. Dr. Hatice Gül KÜÇÜKBEZCİ ye, hiçbir zaman yardımını esirgemeyen, hocam Prof. Dr. Özdemir KOÇAK a, her zaman yanımda olan aileme ve tez çalışmalarım sırasında vermiş olduğu sözlü bilgiler, yönlendirmeler ve kütüphanesinden vermiş olduğu kaynaklarla bana destek olarak bu çalışmanın oluşmasının her aşamasında büyük emekleri olan hocam Prof. Dr. Hasan BAHAR a sonsuz teşekkür ederim. Murat TURGUT Konya 2013 VII

14 KISALTMALAR AAA: Annals of Archaeology and Anthropology AJA: American Journal of Archaeology AJSLL: The American Journal of Semitic Languages and Literatures AMM: Anadolu Medeniyetleri Müzesi AnAr: Anadolu Araştırmaları AnSt: Anatolian Studies AoF: Altorientalische Forschungen ArchAnat: Archivum Anatolicum ASVOA: Atlante Storico del Vicino Oriente Antico AUALO: Aulao Orientalis AÜDTCF: Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi BA: Biblical Archaeologist BASOR: Bulletin of the Ameircan Schools of Oriental Research BMSAES: British Museum Studies in Ancient Egypt and Sudan CollAn: Collaqium Anatolium HTR: The Harward Theological Rewiev JANER: Journal of Ancient Near Eastern Religions JAOS: Journal of the American Oriental Society JCS: Journal of Cuneiform Studies JNES: Journal of Near Eastern Studies KBo: Keilschrifttexte aus Boghazköi KUB: Keilschrifturkunden aus Boghazköi Or: Oriens SBL: Social Bibliatical Literature TAD: Tarih Araştırmaları Dergisi TEBE: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü TAD: Tarih Araştırmaları Dergisi TĠD: Tarih İncelemeleri Dergisi VIII

15 RESĠMLER-TABLOLAR LĠSTESĠ Res. 1: Tapınak I in genel görüntüsü. Res. 2: Tapınak I de bulunan heykel kaidesi. Res. 3: Tapınak I de bulunan tahıl küpleri. Res. 4: Tapınak I in bünyesindeki kutsal mekânlar. Res. 5: Aslanlı Tekne nin rekonstrüksiyonu. Res. 6: Aslanlı Tekne nin günümüzdeki durumu. Res. 7: Tapnak I de bulunan Yeşil Taş. Res. 8: Tapınak I de bulunan Taş Tekne. Res. 9: Büyükkale nin jeopolitiği. Res. 10: Büyükkale nin içindeki yapılar. Res. 11: Büyükkale C yapısının rekonstrüksiyonu. Res. 12: Büyükkale J yapısının rekonstrüksiyonu. Res. 13: Hattuša nın planı. Res. 14: Yukarı Şehir de bulunan kutsal mekânlar. Res. 15: Aslanlı Kapı. Res. 16: Sfenksli Kapı. Res. 17: Boğazköy müzesinde sergilenmekte olan sfenks. Res. 18: Kral Kapısı. Res. 19: Tapınaklar Mahallesi. Res. 20: Boğazköy Müzesinde sergilenen Kol Biçimli Ritüel Kaplar. Res. 21: Nişantaş Yazıtı. Res. 22: II No lu Oda da bulunan Šuppiluliuma kabartması. Res. 23: II No lu Oda nın içten görünümü. Res. 24: Güneş Tanrı sı kabartması. Res. 25: I No lu Oda. Res. 26: Doğu Havuzlar. Res. 27: Yazılıkaya. Res. 28: Yazılıkaya nın Rekonstrüksiyonu. Res. 29: Yazılıkaya A Odasının genel görünümü. IX

16 Res. 30: Yazılıkaya A Odası karşılaşma sahnesi. Res. 31: Yazılıkaya A Odası karşılaşma sahnesi çizimi. Res. 32: Kabartmaların altında bulunan seki. Res. 33: Yazılıkaya B Odası tanrılar alayı kabartması. Res. 34: Yazılıkaya B Odası Kılıç Tanrısı kabartması. Res. 35: B Odası IV. Tuthalia kabartması ve yanındaki niş. Res. 36: B Odası IV. Tuthalia kabartması çizimi. Res. 37: IV. Tuthalia kabartmasının karşısındaki nişler. Res. 38: Alacahöyük tapınak-saray yapısı. Res. 39: Alacahöyük sfenksleri. Res. 40: Alacahöyük kabartmaları çizimi. Res. 41: Alacahöyük kabartmaları Fırtına Tanrı sına sunum sahnesi. Res. 42: Alacahöyük müzesinde sergilenen kol biçimli riteül kaplar. Res. 43: Bitik Vazosu. Res. 44: Bitik Vazosu kutsal evlilik sahnesi. Res. 45: Doğantepe Fırtına Tanrı sı heykeli. Res. 46: İnandık Vazosu. Res. 47: İnandık vazosu çizimi. Res. 48: Hüseyindede Vazosu. Res. 49: Hüseyindede Vazosu tören alayı ve müzisyenler tasvirlerinin çizimi. Res. 50: İmikuşağı nda bulunan seyyar sunaklar. Res. 51: Kuşaklı da bulunan boğa çifti. Res. 52: Şarkışla Tören Baltası. Res. 53: Hatıp Höyük ten Kurunta kabartmasının bulunduğu mekân. Res. 54: Karadağ dan ovanın görünümü. Res. 55: Hitit tapınağının üzerine inşa edilen kilise. Res. 56: Fraktin Kabartması. Res. 57: Gavurkake Kabartması. Res. 58: Kurunta Kabartması. Res. 59: Eflatunpınarı Anıtı. Res. 60: Eflatunpınarı Anıtının Çizimi. X

17 Res. 61: Eflatunpınarı Anıtının yanındaki su kaynakları. Res. 62: Zeugma kenti Fırat Mozaiği. Res. 63: Hatip Kayalıklarında bulunun su kaynaklarından. Res. 64: Yalburt Havuzu. Res. 65: Šapinuwa da bulunan Üçgen Malzeme. Res. 66: Šapinuwa D Binasında bulunan kol biçimli ritüel kaplar. Res. 67: Kutsal olduğu düşünülen bazı kentler. Res 68: Su kültü bulunan mekânlar. Tab. 1: Kutsal kabul edilen kentlerin olası yerleşimleri. Tab. 2: Dağ kültü ile ilişkili mekânların olası yerleşimleri. Tab. 3: Su kültü ile ilişkili mekânların olası yerleşimleri. XI

18 GĠRĠġ İnsanoğlu varoluşundan beri, evreni yönlendiren, olaylara şekil veren başka bir gücün olduğunu düşünmüş ve kendinden daha üstün olduğunu hissettiği, tanrı adı verilen doğaüstü güç/güçlere inanmıştır. İnsanların avcılık-toplayıcılık yaptıkları dönemlerde, mağara ve ağaç kovuklarında hayatlarını sürdürürlerken belki de, yaşadıkları alanın bir bölümünde, onlar için de mekânlar ayırmışlar ve tapınmalarını orada yapmışlardır. Göçebe ve yerleşik hayat tarzını benimseyen insan toplulukları ise, evlerinde veya yaşadıkları doğal alanlarda, tanrı/tanrıları için bölümler ayırmışlardır. Böylece kendi yaşadıkları çevreyle, tanrı/tanrıları için ayırdıkları bölüm arasında bir sınır çizerek, tanrılarının bulunduğu mekânı, dış dünyadan, yani kutsal olmayandan ayırmışlardır 1. Bu sınırlar sadece mimari anlamda değildir. Yeri geldiğinde ulu bir ağacın bulunduğu çevre, bir su kaynağı veya yüce bir dağ gibi doğal mekânlar da kutsal kabul edilmiştir. Dolayısıyla kutsal olduğunu düşündükleri bu mekânlarda tanrı/tanrılarına karşı saygılı olmuşlar ve onlara çeşitli sunular gerçekleştirmişlerdir. Bu durumu insanların göçebe hayatın yanında yerleşik hayatı da benimsedikleri dönemlerden itibaren görebilmekteyiz. Örneğin Neolitik Dönemin en önemli yerleşimlerinden biri olarak görülen Çatalhöyük yerleşmesinde yapılan araştırmalarda, insanların evlerinin bir bölümünü inandıkları doğaüstü güçler için ayırdıklarını ve buralara, kutsal olduğunu düşündükleri kült malzemelerini sundukları görülmektedir 2. İlk dönemlerde insanların bilmeden bu alana girerek tanrı/tanrılara karşı saygısızlık yapmalarını önlemek amacıyla, basit sınırlarla, kutsal olmayan dış dünyadan, kutsal mekânları ayırmışlardır. Çünkü kutsal mekâna girmeden önce belirli hazırlıkların yapılması gerektiğini düşünmüşlerdir 3. Bu düşünce daha sonraki çok tanrılı dinlerde ve tek tanrılı dinlerde de görülebilmektedir. Örneğin tanrı, Hz. Musa ya, kutsal olan bir alana yaklaştığında Buraya yaklaşma, Çarıklarını 1 Eliade 2009, Mellaart 2003, Eliade 2009,

19 ayaklarından çıkar, çünkü üzerinde durduğun yer mukaddes topraktır 4 diyerek onu, kutsal bölgeye girdiği konusunda uyarmıştır. İnsanların yukarıda bahsedilen dönemlerde, tek bir tanrıya mı yoksa bir tanrılar topluluğuna mı inandıkları, tam olarak bilinmemektedir. Ancak daha sonraki dönemlerde, özellikle M. Ö. III. binyıldan itibaren, inanmış oldukları inanç sistemlerinde tek bir tanrıya değil de birden fazla tanrıya inandıkları günümüze kadar ulaşan yazılı belgelerden öğrenilmektedir. Zaman içinde giderek artan bu çok tanrılı inanç sistemleri, bu inanç sistemlerine bağlı kültsel aktiviteler ve kutsal kabul edilen birçok olgular bu dinlerin incelenmesini zorlaştırmaktadır 5. İnsanların inanmış oldukları inanç sistemleri ve bunlara bağlı olan mitleri incelendiğinde, insanların, tanrılarını taklit ettikleri 6 şeklinde bir görüş belirtilmesine rağmen, bunun tersine, insanların kendi hayatlarında yaşadıklarını, tanrılarına atfetmiş olduklarını düşünülmektedir. Örneğin Sumer mitolojisinde insanlık yaratılmadan önce Tanrı An ve Tanrıça Anu nun, birleşmesiyle gerçekleşen kutsal bir evlilik vardır. İnsanlar da kendi hayatlarında yapmış oldukları evlilikleri tanrılarına atfetmişler ve tanrılarının da insanlar gibi hayat yaşadıkları, mitolojik hikâyelerinden ve o dönemlerden kalma yazılı belgelerinden görülmüştür. Hititlerin Anadolu ya göçlerinden önce, Anadolu da merkezi bir krallığın olmadığını, bunun yerine, küçük, yerel krallıkların bulunduğu bilinmektedir 7. Assur Ticaret Kolonileri döneminde ise bu yerel krallıkların bulunduğu topraklarda Assurlular tarafından Karum, Wabartum adı verilen ticaret merkezleri kurulmuş ve bu merkezlerde M.Ö. 1950?-M.Ö.1725 yılları arasında ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır. Kaneš, Purušhattum, Šamuha, Durhumit, Tawinia, Hattuš, Zalpa gibi ticaret merkezleri metinlerde geçen önemli ticaret noktaları olmuştur. Bu dönemden kalma belgelerden, Anadolu halkının, inandıkları tanrıları için tapınaklar yaptığı ve kralların da bazı dini bayramlarda, bu tapınaklara giderek ibadetler yaptığı 4 Çıkış 3:5 5 Eliade 2009, 27, Eliade 2009, Akad Kralı Naram-Sin e ait Šar-Tamhari metinlerinde, Akadlı tüccarların isteği üzerine Šargon un Purušhattum üzerine bir sefer yaptığı anlatılmaktadır. Ayrıca yine metinlerde Naram-Sin in Anadolu ya yaptığı sefer anlatılmakta ve Anadolu topraklarında 17 ayrı krallıktan oluşan bir koalisyona karşı savaştığı belirtilmektedir. Bahar ,48. 2

20 bilinmektedir 8. Hititlerden önce uygulanan dini bayramlarda kutsal mekânları ziyaret etme geleneği, daha sonraki dönemde Anadolu da hâkimiyet kurmuş olan Hititler tarafından da benimsenmiş ve özellikle İmparatorluk Dönemi nde uygulanmıştır 9. Assurlu tüccarların Anadolu da yapmış oldukları ticari faaliyetlerin en önemli ve en faydalı sonucu, ticaret amacıyla kullanmış oldukları yazının bölge halkı tarafından da öğrenilmesi ve bu sayede Anadolu nun Tarihi Dönemler e geçmesini sağlamaları olmuştur. Anadolu halkı da bu sayede yazıyı tanımış ve kullanmaya başlamıştır. Assur Ticaret Kolonileri adı verilen dönemin sonlarına doğru, Anadolu ya nereden ve nasıl geldikleri tam olarak bilinmeyen, Tevrat ta ht oğulları olarak geçen Hititlerin göçü yaşanmıştır. Anadolu ya gelen bu yeni kavim, daha önceden varlığı bilinen ve Assur Ticaret Kolonileri döneminde ticari nitelik kazanan kentleri ve dönemin diğer önemli kentlerini, birer birer hâkimiyeti altına almaya başlamış 10 ve zamanla hâkimiyetlerini güçlendirmişlerdir. Hititler Anadolu da hâkimiyetleri altına aldıkları bu kentlerde, kendi kültürlerini zorla kabul ettirmemişlerdir. Bu kentlerde yaşayan halkların meydana getirdiği kültürlere de büyük önem vermişler hatta onların bazı dini unsurlarını, kendi dini inançlarının içine almışlardır. Bir toplum tarafından kutsal edilen bazı mekânlar, tarih içinde, kendisine atfedilen bu kutsaliyeti, genellikle kaybetmemişlerdir. Bu doğrultuda bir toplumdan başka bir topluma hatta bir dinden başka bir dine miras olarak kalabilmişlerdir 11. Hititlerden önce Anadolu da yaşayan halklar da bazı mekânları kutsal kabul etmişlerdir. Hititler de kendilerinden önce yaşayan halkların kutsiyet atfettikleri bu mekânlara saygı göstermişler ve onların taşıdığı kutsal mekân düşüncesini devam ettirerek, bu mekânları kendi dinlerinde de kutsamışlardır. Özellikle bazı dini bayramlarda bu mekânlara ziyarette bulunarak, bu mekânlarda tanrılarına ibadet etmişlerdir. 8 Çeçen 1998, 120; Küçükbezci 2011, Gavaz 2011, Anitta nın kendi adıyla anılan metninde babası ve kendisinin Neša, Zalpuwa, Purušhanda, Šalatuwara ve Hattuša ya karşı mücadele edildiğini ve Hattuša kentini yerle bir edip bir daha bu kentte iskan edilmemesi için lanetlenmesinden bahsedilmektedir. Gurney 2001, Eliade 2009,

21 Hititler kendilerinden önceki toplumlardan miras olarak aldıkları bu kutsal mekânlara, kendi dini inanışları ve çağdaşları olan toplumların dini inanışları içerisinde yer alan kutsal mekânları da eklemişlerdir. Böylece dini bayramlarda, tanrılarına ibadet olarak kullanabilecekleri birçok kutsal mekânları oluşmuştur. Bu mekânlar, kentler, kentlerin içinde olan tapınaklar, dağlar, dağların üzerine inşa edilmiş olan tapınaklar, su kaynakları, ormanlar, büyük kayalar, önemli kapılar hatta pencere ve ocak gibi öğeler olabilmiştir. Bu çalışmada Hititler tarafından kutsal kabul edilen mekânların incelenmesi ve Hitit dini hayatında ne tür işlevleri olduğunun araştırılmasını amaçladık. 4

22 I. BÖLÜM YABANCI KÜLTÜRLERĠN HĠTĠT DĠNĠ ĠLE DĠNĠ YAġANTISINA OLAN ETKĠLERĠ VE HĠTĠTLERĠN KUTLADIKLARI BAZI BAYRAMLAR 1. Yabancı Kültürlerin Hitit Dini ve Dini YaĢantısına Olan Etkileri Hititler M. Ö. II. Binyılın ilk çeyreğinde Anadolu ya geldikleri zaman, karşılarında büyük bir merkezi krallık yerine, daha küçük ve birbirinden bağımsız krallıklar bulmuşlardır. Bu dönemde Anadolu coğrafyasına baktığımızda Hatti, Hurri ve Luvi gibi kavimler ön plana çıkmaktadır. Bu kavimlerden Hattiler, Hititlerin kurulduğu bölgenin temelini oluşturduğu bilinmektedir. Hurriler ise bugünkü Güneydoğu Anadolu topraklarında yaşıyorlardı. Hititler geldiklerinde Anadolu da varlıklarını sürdüren Luvilerin ise bugünkü Akdeniz Bölgesi civarında yaşadıkları bilinmektedir. Hitit Krallığı kurulup sınırlarını genişletmeye başladığı zaman bu kavimlerle gerek askeri gerek dini ve gerekse siyasi yönden karşılıklı etkileşimlerde bulunmuşlardır Hatti Kültürünün Etkileri Hitit öncesi Anadolu toplumları arasında yer alan Hattilerin Kızılırmak civarında yaşadıkları arkeolojik ve yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Assur Ticaret Kolonileri döneminde Hattuš Krallığı adında önemli bir ticaret karumu bulunmaktaydı. Anitta metninde Hattuš Kralı Piyušti nin, yine önemli bir ticaret karumu olan Kaneš üzerine iki sefer yaptığı öğrenilmektedir. Hattuš Kralı, Kaneš üzerine yaptığı ilk seferde başarılı olamamış, ikincisinde ise ordusuyla Hattuš kentinden uzakta iken Anitta nın ani bir baskınına uğramış ve Hattuš kenti Hititlerin eline geçerek yakılıp yağmalanmış ve bir daha iskân edilmemesi için lanetlenmiştir 12. Hititler Anadolu da küçük krallıkları hâkimiyeti altına alarak, yavaş yavaş devlet olma yolunda ilerlemeler göstermiştir. Bu doğrultuda merkezi bir devletin gerekleri olan ekonomik ve sosyal sistemlerini de düzenlemeye başlamışlardır. 12 Gurney 2001, 28; Şahin 2004, 58. 5

23 Hâkimiyet altına aldıkları toprakların sınırlarını genişletip, sosyal sistemlerini de düzenlerken Hatti-Hurri-Luvi kültürü de onlara yol gösterici olmuştur 13. Bu doğrultuda Hitit kralları Hatti-Hurri isimleri almaya başlamış ve bu kültürlerin dini inançlarında yer alan tanrılar, Hitit dini inanç sistemine girmeye başlamışlardır. Hatti kültürünün Hitit kültürüne olan en önemli etkisi din alanındadır. Bilindiği üzere Hititlerin çok tanrılı dinlerinin oluşmasında, çevre kültürlerin büyük önemi vardır. Çünkü Hititlerin Anadolu ya göç ederlerken anavatanlarından getirdikleri kendi tanrıları olmadığı söylenebilir. Özellikle Kuzey Suriye topraklarıyla ilgilenen I. Hattušili döneminde, belki de dini belgelerin sayısının az olması nedeniyle, bu dönemde Hitit panteonundaki tanrı sayısının çok fazla olmadığı görülmektedir 14. Bu durum da Hititlerin ilk dönemlerinde inandıkları tanrı sayısının fazla olmadığını, daha sonraki dönemlerde özellikle dış etkilerle panteonlarında bulunan tanrı sayılarının arttığını göstermektedir. Hatti toplumunun tanrıları, Hitit Krallığı nın Hattuša daki ilk tanrılar topluluğunu oluşturmuşlardır 15. Yani Hitit panteonunun temeli büyük ölçüde Hatti dininden alınmıştır. Hatti dininden alındığı tahmin edilen tanrılar arasında, Hititlerin Güneş Tanrısı ve Tanrıçası nın, Hitit panteonunda önemli bir yeri vardır. Hitit dininde, Hititçe Ištanu olan Güneş Tanrısı nın ismi Hatti dilinde Eštan dır 16. Hitit panteonunda bu Güneş Tanrısı nın bir de dişi çeşiti bulunmaktadır. Bu tanrıça Hititler tarafından Arinna nın Güneş Tanrıçası olarak isimlendirilmiştir. Bu tanrıçanın Hatti dilindeki karşılığı Urunzimu/Wurunšemu dur 17. Bu durum Hititlerdeki Güneş Tanrısı nın olduğu gibi Güneş Tanrıçası nın da kökeninin Hatti kaynaklı olduğu ve Hitit panteonuna Hatti etkisi ile girdiğini göstermektedir 18. Hattilerin Hititlere olan etkisi sadece tanrı aktarımı şeklinde olmamıştır. Hitit dininde tanrılar için yapılan ritüellerde, Hatti dinine dayanan, Hatti dilindeki dualar kullanılmıştır. KBo XI 73 Öy 19 numaralı Nuntarriyašhaš Bayramı nı anlatan bir 13 Sevinç 2008, Ünal 2003, 75, Haas 2002, Arıkan 1996, Haas 1994, 421, Bahar 2010, KBo XI 73 Öy. 6-10, Arıkan 2002, 40. 6

24 belgede Tahurpa kenti yolunun sağ tarafında Zintuhi kadınlarının Hatti dilinde dua/şarkı söylediğinden bahsedilmiştir. Hitit bayram törenlerini anlatan metinlerde, Šalli Ašeššar adında büyük toplantı anlamına geldiği tahmin edilen bir ritüel düzenlenmiştir. Bu ritüel her bayramda ve her kentte gerçekleştirilmemiştir. Örneğin AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nı anlatan KBo X 20 I numaralı metinde, kralın Katapa kentine isterse gittiği, bu kentte herhangibir ritüel yapılmadığından bahsettikten sonra, ertesi gün kraliçeyle birlikte, Tahurpa ya gittiğinden ve bu kentte bulunan Halentuwa 21 yapısında, bahsedilen dini nitelikli toplantının yapıldığından bahsedilmektedir. Hitit dini bayramlarında, Halentuwa yapısında toplanan meclisin oldukça önemli bir yeri vardır. Bayram törenleri sırasında bu toplanma geleneğinin Hatti kültürünün etkisiyle, Hitit kültürüne geçtiği belirtilmiştir 22. Hattilerin bir diğer etkisi de Hitit dini yaşantısında önemli bir yeri olan bayram törenlerinde olmuştur. Hattiler tarafınan kutlanan birçok bayram, Hititler tarafından benimsenmiş ve kutlanmıştır. Böylece, Hititlerin kutladıkları bayram sayısı da giderek artış göstermiştir 23 Sınırların genişlemesi ve diğer toplumlarla olan etkileşimler sonucu komşu kavimlerin tanrılarının Hitit panteonuna geçmesi gibi, o toplumların dini törenleri de Hitit dinine girmişlerdir. Daha sonra detaylı olarak incelenecek olan Purulliyaš, Haššumaš ve KI.LAM bayramlarının Hatti dininden alındığı tahmin edilmektedir 24. Bunlara benzer şekilde Hititler için önemli bir bayram olan Hadauri Bayramı da 6 zintuhi kadınları 7 Tahurpa şehri 8 yolunun sağ 9 kenarında ayakta dururlar. 10 Hattice şarkı söylerler. 20 Güterbock 1960, Halentuwa yapısının ne olduğu konusunda birçok görüş bildirilmiştir. Güterbock tarafından bu yapı saray olarak tanımlanmıştır. Güterbock 1956, 314. Sedat Alp ise Halentuwa yı, tanrı heykelinin de bulunduğu kült salonu olarak tanımlamıştır. Alp 1979, 273, Güterbock, 1971, Hititlerin dini hayatlarında 165 e varan bayram töreni veya dini şenlikleri bulunmaktaydı. Hititler tarafından kaydedilen bu bayram törenlerinin yanında belki de kaydedilmeyen yani daha küçük boyutlarda yerel bayram törenleri veya şenlikleri de bulunmaktaydı. Bryce, 2003, Bayram kutlamalarını içeren metinlerde, sadece Hatti kökenli tanrıların bulunmasından dolayı, bu bayramların, Hatti kültüründen alındığı tahmin edilmektedir. Ardzinba 2010, 11. 7

25 Hatti kökenli tanrılar için kutlanmıştır 25. AN. TAH. ŠUM SAR ve Nuntarriyašhaš bayramları ise Hatti kökenli olduğu düşünülmesine rağmen bu bayramların Hatti- Hitit ortak dini bayramları olduğu düşünülmektedir 26. Hitit kralları, çağdaş toplumların kralları gibi kendilerini başkomutan, baş yargıç ve başrahip olarak görmüşlerdir. Krallar başrahiplik görevini özellikle dini bayramlarda göstermişlerdir. Kült takviminde yer alan dini bayramlarda, krallar başrahip olarak tanrılara dua etmiş, onlara çeşitli sunular yaparak ibadetlerini yerine getirmeye çalışmışlardır. Ancak bazı durumlarda krallar bayram törenlerine katılmamışlar ve onların yerine prensler vekâlet etmişlerdir 27. Hitit dini bayramlarında prensin bayram törenlerini yönetmesinin Eski Krallık döneminden başladığı ve bu geleneğin Hititlere Hatti toplumundan geçtiği tahmin edilmektedir 28. Örneğin Hatti dininden geçtiği düşünülen Haššumaš Bayramı nda, törenleri yöneten kişi rolünde kral yerine daha çok prensin olduğu görülmektedir 29. Hititlerin bayram törenlerinde sadece dualar edilip tanrılara sunular yapılmamıştır. Bu törenleri anlatan belgeler ve törenleri tasvir eden görsel malzemelerde bayramlarda müziğin de kullanıldığını göstermektedir. Bayram törenlerinde Sumer dilindeki adı GIŠ INANNA olan Lir/harp lerin kullanıldığı bilinmektedir. Hatti dilinde büyük lir lere GIŠ INANNA. GAL, küçük lir lere ise GIŠ INANNA. TUR denilmiştir 30. KUB LIII 3 31 numaralı belgede Ezen Muti-Ay Bayramı nın kutlanması sırasında Lir kullanıldığı görülmektedir. Bu lirlerin, Hatti dilinde olan isimlerinin kullanılmaya devam edilmesi, lirlerin Hatti kökenli olduğunu göstermektedir. Hatti kültürünün bayramlarda kullanılan müzik aletinin yanı sıra dini bayramlarda kralın ve tanrı heykelinin giydirilmesinde kullanıldığı tahmin edilen Hatti ayakkabı ları da vardır. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nda, tören kıyafeti 25 Bayramın Hatti kökenli tanrılar için kutlanması, Hatti kökenli bir bayram olduğunu gösterebilir. Balcıoğlu 1990, Ardzinba 2010, Bryce, 2003, 45; Erbaşı 2010, Ardzinba 2010, Haššumaš bayramında dini törenleri çok hızlı bir şekilde yöneten kişi prenstir. Kral dini bayramın başlamasında bulunmasına rağmen sonraki günlerde dini törenler de prens görülmektedir. Erbaşı, 2008, s Dinçol 2003, Karataş 2007, 59,60. 8

26 giydirilen kral heykelinin başına taç şeklinde çemberin konulduğu, kulaklarına küpe takılıp, ayaklarına ise Hatti ayakkabıları ndan giydirildiği bahsedilmektedir 32. Bayram törenlerinde tanrı-tanrıçalara yapılan sunuların önemli bir yeri vardır. Hititlerin önemli kült merkezlerinde yapılan arkeolojik çalışmalarda rython adı verilen ve Hititçe Bibru olarak adlandırılan, kapların Hattiler tarafından kullanıldığı ve daha sonra da Hattilerin etkisiyle, Hititler tarafından da kullanıldığı düşünülmektedir 33. Hatti kültürü, sanat din vb. olgularda Hititlere oranla, oldukça gelişmiş bir konumdadır. Alacahöyük kral mezarları ile güneş kursları Hatti sanatının gelişmişliğini gösteren en iyi eserlerdir 34. Hatti kültürünün Hitit dinine ve bunun sanatına yansıması sadece bunlarla sınırlı değildir. Hititler Anadolu ya gelmeye başladıkları andan itibaren kendilerini doğrudan bu kültürün ortasında bulmuşlar, dolayısıyla Hatti dini ve sanatı Hititler için bir rehber olmuştur Hurri Kültürünün Etkileri Hititler Anadolu da sınırlarını genişletirken Anadolu nun Güneydoğu suna yani Kuzey Suriye topraklarına doğru birçok sefer yapmışlardır. Özellikle I. Hattušili döneminde bölgeye yapılan seferler zaman içerisinde, Hititlerin devlet politikası haline gelmiş ve bu bölgeye Hitit kralları tarafından birçok askeri sefer düzenlenmiştir. Mezopotamya ise bu dönemde uygarlığın temel merkezi konumunda olmuştur. Mezopotamya da matematik, astronomi, yazı, edebiyat, mimari vb. birçok alanda önemli gelişmeler yaşanmış ve hatta bu alanlarda öncü konumda olmuştur. Hurrilerin M. Ö. III. binden itibaren Kuzey Suriye topraklarında yaşamış oldukları tahmin edilmekte ve Assur Ticaret Kolonileri devrinden kalma belgelerde, Hurrilerin az da olsa Anadolu da yer aldıkları bilinmektedir. Hurriler bulundukları coğrafi konumdan dolayı Anadolu ve Mezopotamya toplumları arasında kültür alışverişinde önemli bir rol oynamışlardır. Hitit kralları birçok gelişmenin yaşandığı Mezopotamya topraklarının önemini kavramışlar ve bölgeye askeri seferler 32 Ardzinba 2010, Akurgal 2005, Bahar 2010, Özgüç 2002,

27 yapmışlardır. I. Hattušili ile başlayan askeri seferler, diğer krallar tarafından da devam ettirilmiştir. Hititlerin yapmış oldukları bu askeri seferler sayesinde Hitit toplumu, Mezopotamya kültürünü tanıma fırsatı bulmuş, başta Babil toplumunun kullandığı çivi yazısı olmak üzere buradaki birçok kültür öğesini Hurriler aracılığıyla kendi kültürlerine katmışlardır 36. Hititlerin, Mezopotamya dan çivi yazısını almaları Hitit ve Anadolu tarihi için bir dönüm noktası olmuştur. Yazının Hitit diline uyarlanması sayesinde krallığın uzak topraklarında yaşayan halka ulaşabilme imkânı doğmuştur 37. Bu sayede okumayazma bilen devlet görevlileri aracılığıyla, halka hem soysal hem de dini hayattaki görev ve yükümlülükleri bildirilmiştir. Hitit krallığının Hurrilerle olan ilişkileri I. Hattušili döneminde başlamıştır. Hitit kralı Kuzey Suriye topraklarına yaptığı seferde Halpa, Uršu gibi önemli kentleri fethetmiş ve Halpa Fırtına Tanrı sının kültünü, kendi krallığının başkenti olan Hattuša ya taşımıştır. I. Hattušili den sonra I. Muršili döneminde de Kuzey Suriye üzerine başarılı seferler yapıldığı ve hatta o dönemde Mezopotamya da önemli bir krallık olan Babil e kadar ilerlendiği bilinmektedir. Babil e kadar ilerleyen Hitit kralı I. Muršili burada fazla durmamış ve ülkesine geri dönmüştür. Daha sonra ise I. Šuppiluliuma döneminde Hurrilerle siyasi ilişkiler yoğunlaşmıştır. Hitit Kralı bölgeye yaptığı askeri seferlerle Hurrileri kendisine bağlamıştır. Hititler üzerindeki Hurri etkisi, yukarıda belirtildiği gibi I. Hattušili nin Kuzey Suriye politikasıyla başlamış, II. Tuthalia nın, Hurri kökenli olduğu düşünülen Nikamalti ile evliliği ve I. Šuppiluliuma nın bölgeye olan seferleriyle devam etmiştir. III. Hattušili nin Lauzantia kenti rahibi Pentišarri nin kızı Puduhepa ile en yüksek seviyesine ulaşmış ve IV. Tuthalia nın, Hurri kökenli olan Hitit tanrıları için Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı nı yaptırmasıyla sonuçlanmıştır 38. Hititlerin Hurrilerden kendi bünyelerine aldıkları kültür öğelerine bakacak olursak bunların din ve edebiyat alanlarında yoğunlaştıklarını görmekteyiz. 36 Alpman 1981, 283, 286, Schachner 2010, Arıkan 1998,

28 Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı nda Hitit tanrılarının başında yer alan Tešup ve Hepat Hurrilerden Hititlere geçmiştir 39. Hitit panteonuna baktığımızda, Eski Krallık Döneminde, Hattilerden geçen Hatti nin Hava Tanrısı ve Arinna nın Güneş Tanrıçası üst sıralarda bulunmuşlardır. Hititlerin Hurrilerle olan ilişkileri sonucunda, özellikle İmparatorluk Döneminde, Hurri kökenli olan Fırtına Tanrı sı Tešup ve Güneş Tanrıça sı Hepat, Hatti tanrılarından daha çok ön plana çıkmışlardır 40. Fırtına tanrısının sembolü olan Hurri ve Šerri adlarındaki boğa motifleri de yine Hurriler aracılığıyla Hititlere geçmiştir. Hititler, panteonlarında önemli bir yere sahip olan Yeraltı (ölüm) Tanrıçası olarak bilinen Tanrıça Lelvani 41 yi de Hurri dininden almışlardır. Bu tanrıça da, Tešup ve Hepat gibi, Hititler tarafından sevilmiş ve kendisine saygı gösterilmiştir. Özellikle Arzawa üzerine yaptığı seferlerle bilinen, Hitit Kralı II. Muršili döneminden kaldığı tahmin edilen bir ritüel metninden, I. Šuppiluliuma nın oğlu olan III. Tuthalia döneminde, Hurri kültür bölgesi içindeki Kizzuwatna da tapınım gören DINGIR. GE kültünün Šamuha kentine taşındığı belirtilmektedir. Bu tanrı/tanrıçanın dişi veya erkek mi olduğu, Karanlık/Yeraltı/Ay tanrı veya tanrıçası olup olmadığı tam olarak bilinmemektedir 42. Bu tanrı/tanrıçanın, büyük bir ihtimalle, Mezopotamya toplumlarından, Hurriler aracılığıyla Hitit panteonuna girdiği tahmin edilmektedir. Hitit dini hayatı üzerindeki Hurri etkisi en belirgin olarak M. Ö. XIII. yy da görülmüştür. Bunun oluşmasında Hurri kültüründe doğup büyüyen, III. Hattušili nin eşi ve Hurri kültür bölgesindeki Lauzantia 43 kenti rahibi Pentišarri nin kızı olan Puduhepa nın büyük etkisi vardır. Bu kraliçe Hitit ülkesine gelin olarak gelmesine rağmen, kendi kültüründen kopmayarak Hurri tanrılarına ve geleneklerine bağlılığını 39 Alpman 1981, Hatti tanrıçası olan Arinna nın Güneş Tanrıça sının, Hurri Güneş Tanrıça sı Hepat ile olan eşitliği bir Hitit metninde bahsedilmiştir. Bütün ülkelerin kraliçesi, efendim, Arinna nın Güneş Tanrıçası! Hatti ülkesinde sen Arinna nın Güneş Tanrıçası adını alırsın, sedir ağacı ülkelerinde ise Hepat adını taşırsın. Beckmann 1989, 99,100; Hutter 1997, Akad dilinde Allatum, Sumer dilinde EREŠ. KI. GAL olan Yer altı Tanrıça sının Hurri dilindeki adı Allani dir. Hurrice bayan-sahibe anlamına gelen allai den -ni takısı ile üretilmiştir. Arıkan 1996, DINGIR. GE nin Mezopotamya kökenli olduğu tahmin edilmektedir. Assur ve Babil kültürlerinde de benzer kültler vardır. Yağcı 2005, 750, Hurri kültür bölgesinde yer alan Lauzantia kenti büyük bir ihtimalle Kahramanmaraş ilinin Elbistan ilçesindeki Karahöyük tür. Karasu 1996,

29 korumuştur 44. Puduhepa, Hurri tanrılarının Hitit panteonuna yerleşmeleri için çalışmış ve bunda da büyük oranda başarılı olmuştur. Bunu, Fırtına Tanrısı nın önemli kült merkezi olan Nerik i, Kaška istilasından kurtaran III. Hattušili nin, kendisi ve eşi Puduhepa için Koruyucu Tanrı olarak Mezopotamya kökenli İštar ı seçmesinden 45 anlayabiliriz. Böylece bu tanrı, Hurriler aracılığıyla Hitit dini hayatına girmiş ve Hititler tarafından tapınım görmüştür. Hitit dini üzerindeki Hurri etkisi III. Hattušili ve eşi Puduhepa dan sonra da oğlu IV. Tuthalia döneminde de devam etmiştir. IV. Tuthalia da babasının dini politikasını izlemiş ve kendisine Koruyucu Tanrı olarak, Hurri panteonunda, alt sıralarda olduğu bilinen Šarruma 46 yı seçmiştir. Šarruma nın Hitit kralı IV. Tuthalia nın koruyucu tanrısı olması, Hurri tanrılarına ne derece önem verildiğini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Hurri kültüründen Hitit kültürüne tanrı geçişleri sadece bunlarla sınırlı olmamıştır. Savaş Tanrısı olduğu tahmin edilen Aštabi, Tahıl-Bereket Tanrısı Kumarbi, Ay Tanrı sı Kušuh ve Nanni-Hazzi Dağ tanrılarının da Hurri dininden Hitit dinine geçtiği 47 bilinmektedir. Hitit dini bayram takviminde Išuwa Bayramı adında önemli bir bayram bulunmaktadır. Daha çok arınma ritüeli şeklinde kutlandığı tahmin edilen bu bayramın kökeninin Hurrilere dayandığı 48 veya en azından Hurriler aracılığıyla Hititlere geçtiği düşünülmektedir. Hititler bazı kültsel ritüelleri de Hurri toplumundan almışlardır. Kralı, olası herhangi bir tehlikeden korumak için, yedek kral ritüelleri uygulanmıştır. Hititlerin uygulamış oldukları bu ritüel, Türkolog Taracha tarafından, Hurri kökenli olduğu belirtilmiştir 49. Yedek kral ritüellerinin yanı sıra Hitit dini hayatında kullanılan ağız yıkama ritüelleri de Hurri toplumundan alınmıştır. Hitit toplumunda bu ritüel 44 Darga, 1992, Arıkan 1998, Šarruma, Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu topraklarında dağ tanrısı olarak kutsanan bir tanrıdır. Bu tanrının kült merkezi Kumanni kentidir. Darga1992, Yağcı 2005, dipnot 48 Collins 2007, 163.; De Martino 2006, 94.; Alparslan 2009, Taracha, burada yedek kral ritüellerinin değişik kült geleneklerine dayandığını belirtmekte ve bu ritüellerin Hititlere geçişinde Luvi etkisinin olabileceği ihtimalini de belirtmektedir. Taracha 1990,

30 metinleri Šapinuwa kentinde bulunmuşlardır. Bulunan bu metinlerin Hurri dilinde yazıldığı, burada çoğaltılıp tüm Hitit topraklarına gönderildiği bilinmektedir 50. Bu metinlerin Hurri dilinde yazılması, bu ritüellerin Hurri kökenli olduğunu göstermesi açısından önemli bir yere sahiptir. Hitit tapınakların yapımı sırasında özel malzemelerin kullanıldığı, yapının temeli atılırken ise, binanın daha dayanıklı ve güçlü olması için çiviye benzer malzemelerin konulduğu bilinmektedir. Hitit tapınağının inşası sırasında yapılan ritüeli anlatan KBo IV I Öy I 51 numaralı metinde, yapının temeline, adak çivilerinin belirli bir törenle konulduğundan bahsedilmektedir. Tapınakların temellerine belirli törenlerle konulan bu çiviler yapı adak çivileri olarak adlandırılmaktadır. Assur Ticaret Kolonileri döneminden beri Anadolu da varlığı bilinen 52 bu adak çivilerinin kullanımı Hititler tarafından devam ettirilmiştir. Bu çivilerin üst kısımları, tanrıtanrıçayı temsil edecek şekilde insan biçiminde yapılmıştır. Alt kısımları yapının temeline sokabilmek için sivri yapılmışlardır. Hititlerin yapı ritüelleri incelendiğinde, Mezopotamya kökenli olduğu bilinen bu ritüellerin bazlarının Hurri kültürüyle alakalı olduğu tahmin edilmektedir 53. Bu bilgilerden hareketle Hitit toplumunun kullanmış olduğu bazı yapı ritüellerinin, Mezopotamya toplumlarından Hurriler aracılığıyla alındığını söylemek mümkündür. Hititler tarafından yapılan kutsal törenlerde kurban yakma ritüeli de uygulanmıştır. Bu ritüel çeşiti, diğer ritüellere göre daha az uygulanmıştır. Kurban yakma ritüellerini anlatan belgeler incelendiğinde, sunulan kurbanların genellikle kuşlar ve kuzular olduğu görülmektedir. Genellikle yer altı tanrıları na yapıldığı bilinen bu ritüelin de kökeninin Hurri-Kizzuwatna ya dayandığı tahmin edilmektedir Süel 2010, Burada yeni bir tapınak inşa edilirken yapının temeline konulacak adaklardan bahsedilmekte ve tanrılardan bu yapıyı ölümsüz kılmaları istenmektedir. Darga 1985, Assur Ticaret Kolonileri Döneminde de kullanılan yapı adak çivileri nin kökeni Mezopotamya olduğu tahmin edilmektedir. Mezopotamya toplumları tarafından kullanımı, Assur Ticaret Kolonileri döneminin sonunda biterken, Anadolu toplumları tarafından kullanımı özellikle Hititler tarafından devam ettirilmiştir. Aydıngün 2010, Darga, 1992, Collins 2007, 166,

31 Hitit dini üzerindeki Hurri etkisinden bahsederken, Kizzuwatna nın rolünü de unutmamak gerekir. Kizzuwatna nın Ceyhan (Pyramos) ve Seyhan (Saros) nehirleri arasında olduğu bilinmekte ve Kummanni 55 nin Kizzuwatna nın merkezi olduğu tahmin edilmektedir. Hitit kralı I. Hattuşili nin Kuzey Suriye üzerine yapmış olduğu seferlerle, Hititler bölge kültürünü tanımaya başlamış, I. Šuppiluliuma nın, Kizzuwatna yı Hitit topraklarına katmasından sonra, bu bölge ile ilişkiler iyice gelişmiş ve Hurri dinine ait birçok öğe, Hitit dini, sanatı ve toplumsal yaşantısına girmiştir 56. Hurri kültür bölgesinde yer alan Kizzuwatna nın Hititlere birçok etkileri olmuştur. Bu etkilerin başında büyü gelmektedir. Hattuša arşivlerinde büyü ile ilgili metinlerin bulunması ve bunların sayıca fazla olması Hititlerin büyüye verdikleri önemi göstermektedir. Hitit dini ve sosyal hayatında önemli bir yeri olan büyü ve buna bağlı uygulamalar, Hurri ve Babil toplumlarından Hititlere aktarılmıştır. Kizzuwatna da büyü ve büyücülük konularında oldukça ileri bir seviyede oldukları o dönemden kalan ve günümüze kadar ulaşabilen belgelerden öğrenilmektedir. Nitekim Hattuša arşivindeki metinlerde geçen Kizzuwatna lı büyücü Maštigga, Papanikri, Muwalanni, Kuwanni gibi büyücüler Hitit ülkesinde rağbet gören kişiler olmuşlardır 57. Kizzuwatnalı büyücülerin uygulamış oldukları kara büyü bu durumu ortaya koymaktadır. Kizzuwatna kültürüyle yetişen büyücüler başta Hitit kralı olmak üzere Hitit toplumundan önemli ölçüde saygı görmüşlerdir. Hititler de çağdaşları birçok toplum gibi geleceği öğrenmek istemişlerdir. Bu yüzden, tanrıların belirli olaylara karşı tutumunun ne olduğunu veya nasıl olacağını merak etmişlerdir. Bu yöntemi genelde, ülkede kıtlık, salgın hastalıklar baş gösterdiğinde veya kralın askeri bir sefere çıkmasından önce kullanmışlardır. Bo 68/97 Öy. I 58 numaralı metinde de II. Muršili olduğu tahmin edilen Hitit kralının, Nerik sınırına doğru yapacağı askeri seferi, tanrının onayına sunduğunu ve tanrının tutumunun ne olacağını merak ettiği görülmektedir. 55 Kizzuwatna nın merkezi olduğu tahmin edilen Kummanni kentinin, bugünkü Kayseri ilinin güneydoğusunda bulunan Şar olduğu tahmin edilmektedir. Bu bölgede Hitit çağında oldukça yoğun bir Hurri iskanı vardı. Alp 1990, Yağcı 2005, Ünal 2003, 150, Gurney 1940,

32 Kizzuwatna bölgesi Hitit toplumu tarafından mistik bir yer olarak görülmüştür. Bu bölgede yetişen kuş ve et falcıları Hitit kralı tarafından bazen önemli olaylarda görevlendirilmişlerdir. Hitit kralı I. Muršili, Kargamıš kentinde yönetici olan kardeşi, Šarrikušuh ile buluşmak istemiş ancak bu buluşma gerçekleşmeden önce Šarrikušuh ölmüştür. II. Muršili nin cenaze işleriyle uğraşmasını fırsat bilen Hititlerin doğusunda bulunan Azzi-Hayaša lı düşmanlar, Hitit topraklarının doğu kısmına saldırmış ve Kannuwara kentini kuşatmışlardır. Bu olaylar üzerine Hitit kralı, komutanı Nuwanza yı, Kannuwara kentini savunması için görevlendirmişti. Bu arada da Kizzuwatna dan kuş ve et falı bakımında ün salmış kâhinleri de Hitit komutanının yanına göndermiştir 59. Buradan hareketle II. Muršili nin Kizzuwatnalı kâhinlere güvendiğini ve onların da işlerini başarılı bir şekilde yaptıklarını söyleyebiliriz. Hititler tarafından oldukça yaygın bir şekilde kullanılan kehanet veya fal uygulamalarının Babillere dayandığı tahmin edilmektedir. Hititlere geçişi ise Kizzuwatna aracılığıyla Hurriler tarafından olduğu düşünülmektedir. Kizzuwatna, büyü ve fal işlerinin yanında büyü ile tedavi konusunda da oldukça ileri bir konumda olmuştur. Bunu Hitit kralı II. Muršili nin tedavi amacıyla 60 Kizzuwatna ya gitmesinden anlamaktayız. II. Muršili nin burada gerçekleştirilen tedavi sonrasında iyileşip iyileşmediği bilinmemektedir. Ancak bu durum Kizzuwatna nın Hitit inanç dünyası üzerindeki etkisini göstermesi açısından önemli bir yere sahiptir Luvi Kültürünün Etkileri Genel anlamda Anadolu nun güneyinde veya güneybatı taraflarında yaşadıkları bilinen Luvilerin M.Ö. III. binyıldan itibaren Anadolu topraklarında bulundukları, Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma yazılı belgelerden öğrenilmektedir. Bu belgelerden öğrenildiği üzere, bahsedilen dönemde, Anadolu da 59 Ünal 2003, Hitit kralı II. Muršili, Batı Anadolu topraklarındaki Arzawa Krallıkları üzerine sefere giderken, Manisa civarında, o dönemde aktif durumda olan yanardağların volkanik faaliyetleri sonucunda şok geçirmiş ve konuşamaz olmuştur. Bu durumdan kurtulmak için Kizzuwatna ya gitmiş, burada kralın hastalığından kurtulması için ayinler yapılmıştır. 15

33 merkezi bir krallık bulunmamakta, Hatti, Hurri, Luvi gibi kavimlerin küçük çaplarda yerel krallıklar bulumaktadır. Luvilerin yaşadığı bölgenin coğrafi sınırları tam olarak belirlenememektedir. Çünkü bu kültürde yaşayan insanların konuştukları Luvice adı verilen hiyeroglif anıtların bulunduğu coğrafya ve yer adlarının yayılımı oldukça geniş bir coğrafi alanı kapsamaktadır. Bu durumda da Lukka 61 problemi ortaya çıkmaktadır. Bu konu hakkında Hititolog Laroche, Lukka nın coğrafi bir bölgeye değil de bir dili ifade ettiğini belirterek Lukka nın Hitit metinlerindeki Luviye karşılık geldiğini belirtmiştir 62. Çalışmamızda ise, daha yaygın olarak kullanılan Luvi dili ifadesini kullanmaya devam edeceğiz. Luvi dilinin yani Luvicenin konuşulduğu ve etkilediği alanlar incelendiğinde oldukça geniş bir alanı kapsadığı görülmektedir. Bu alan Batı Anadolu topraklarında yer aldığı düşünülen Arzawa toprakları, Güney Anadolu kıyıları, Likya olarak adlandırılan bölge, Kizzuwatna nın bir bölümü ve Tarhuntašša bölgelerini kapsamaktadır 63. Hititler tarafından da Luvilerin kullanmış oldukları Hiyeroglif yazısı İmparatorluk Dönemi sonlarında kullanılmış ve özellikle Geç Hitit Beylikleri döneminde de kullanılmaya devam edilmiştir. Hititlerin imparatorluk dönemi sonlarında yapmış oldukları, Adana Sirkeli de bulunan ve II. Muwattali ye ait olduğu düşünülen kabartmada, Kayseri Fraktin kabartmasında, Konya Hatıp Kurunta kabartmasında, Konya Ilgın Yalburt Hitit havuzunda ve daha örnek olarak verebilecek birçok eserde, Luvi hiyeroglif yazısı kullanılmıştır. Hitit krallığındaki Luvice ye ait olan belgeler, Hattuša da bulunmuştur. 277 bölümden oluşan Luviceyle yazılan bu belgelerinin içeriğinde bayram metinleri, ritüeller ve büyü metinleri bulunduğu belirtilmiştir 64. Bu ilk belgeler çivi yazısıyla yazılmış ancak daha sonraki dönemlerde yani büyük bir ihtimale M.Ö. XIV. yy dan 61 Herodotos tarafından Europe nin oğulları olan Sarpedon ve Minos arasında, Girit krallığının yönetimini ele geçirmek için çıkan iç savaştan sonra, yenilen Sarpedon ile birlikte Asya ya göç ettikleri aktarılmıştır. Herodotos I, 173. Güneybatı Anadolu da yaşayan Likya lıların Teke yarımadası ve çevresinde yer aldıkları bilinmektedir. 62 Laroche 1976, 18.; Macqueen 2001, 42,43; Konya ve Karaman bölgelerinde yüzey araştırmaları yapan, Prof. Dr. Hasan Bahar la yapılan görüşmede Lukka nın Luvilere karşılık olduğu düşüncesini desteklemiştir. Konu hakkında sözlü olarak vermiş olduğu bilgiler için hocama teşekkürlerimi bildiririm. 63 Collins 2007, Yakar 2007,

34 itibaren Hiyeroglif yazısıyla yazılmışlardır. İmparatorluk dönemi sonlarına doğru ise Hitit kabartmalarında oldukça yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Hitit metinleri incelendiğinde, Hatti, Hurri, Sumer, Akad dillerindeki birçok terimin Hititlere geçmiş olduğu görülmektedir. Luvicedeki birçok önemli kelime de Hitit toplumu tarafından kullanılmıştır. Hititler, Luviceden geçen kelimelerin başına köşe çengeli koyarak, bu kelimelerin Luvice den geçtiğini belirtmişlerdir 65. Luvi ve Hitit dillerinin Hint-Avrupai dil grubuna ait oldukları, yapılan araştırmalarda belirtilmiştir. Bu iki dil incelendiği zaman ise birbirleriyle akraba oldukları anlaşılmaktadır. Bu konu hakkında en önemli delil, iki dilde de birbirine çok yakın olan kelimelerdir 66. Bu kelimeler Luvice ile Hititçe arasındaki akrabalığı ortaya koyması açısından önemli bir yere sahiptir. Luvilerin Hititlerle olan etkileşimleri dini alanda da olmuştur. Bilindiği üzere Hitit panteonunun en başında Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası bulunmaktadır. Hititlerin inandığı Fırtına Tanrısının Hattice adı Taru, Hurrice Tešup tur. Bu tanrının Luvicedeki adı ise Tarhu 67 dur Bu tanrı, hiyeroglif yazısında, genellikle W işaretine benzeyen sembolle gösterilmiştir. Hititlere bir dönem başkentlik yapmış olan Tarhu nun evi anlamına gelen Tarhuntašša nın isminin, Fırtına Tanrısı Tarhu dan türetildiği bilinmektedir 68. Hititler için Güneş Kültü nün önemli bir yeri vardır. Özellikle Arinna nın Güneş Tanrıçası na Hititler büyük saygı göstermişler ve ona ibadetlerini sunmuşlardır. Hitit panteonunda Luvi kökenli olduğu düşünülen Tiwalia adında bir Güneş Tanrısı bulunmaktadır 69. Bu tanrı Hititlerin Luvi bölgesi ile olan ilişkileriyle Hitit panteonuna geçmiştir. Hitit kralı I. Hattušili zamanında Hititler önemli bölgeleri ele geçirerek sınırlarını genişletmişlerdir. Bu dönemde ele geçirilen yerlerden birisi de Hupišna (Konya Ereğli) kentidir. Bu kentte bulunan Luvi kökenli Tanrıça Huwaššana, Hititlerden önce de tapınım görmekteydi. Hititler bu bölgeyi ele geçirdikleri zaman 65 Ünal 1980, Luvice tarmi- "çivi", Hititçe tarma- "çivi"; Luvice Tiwat "Güneş Tanrısı" Hititçe siwat "gün"; Luvice hassa- "kemik", Hititçe hastai- "kemik": Alp 2000, Bahar 2010, 283; Leick 2003, 113, Arıkan 1996, Bahar 2010, s Garstang 1944, 24; Leick 2003, 155; Küçükbezci 2012,

35 bu tanrıçanın kültünü de kendi dinlerine ekleyerek ona da tapınım göstermişlerdir 70. Böylece bu tanrıçanın kültü ve onunla ilgili olan bayram da Hitit dini hayatına dâhil olmuştur. Hitit kralı I. Šuppiluliuma nın Amurru kralı Aziru ile yaptığı anlaşma metinlerinde Luvili tanrılar Hanımefendi anlamına gelen D Beltu, Landa Kraliçesi, ve Kuniyawanni tanrılarından bahsedilmektedir 71. Bu tanrıların da Luvi kökenli olduğu ve Hitit dinine Luvilerden geçtiği tahmin edilmektedir. Luvi dininden Hitit dinine geçmiş olan bir diğer tanrı da Yarri 72 dir. Bu tanrı, birçok önemli Hitit tanrısı gibi, antlaşma metinlerinde yemin tanrıları arasında geçmektedir 73. Bu tanrının, Hititler tarafından anlaşma metinlerinde yemin tanrıları arasında gösterilmesi, tanrıya verilen önemi açık bir şekilde göstermektedir. Luvi dininden Hitit dinine tanrı geçişlerinden başka ritüel geçişi de olmuştur. Hitit metinlerinde SISKUR mantalliya- 74 olarak geçen ölü kurbanı veya ölülerle ilişkili olan bir ritüel bulunmaktadır. Bu ritüelin ölmüş olan kişilere, yaşayanlar tarafından yapılan bir kefaret ritüeli olduğu bilinmektedir. Bu ritüel, Hitit metinlerinde, önüne köşe çengeli konularak yazılmıştır. Bu ritüelin Hitit metinlerinde köşe çengeli ile yazılması, Luvilerden Hititlere geçmiş olduğunun göstergesi olabilir Mısır Kültürünün Etkileri Eski Dünya nın en önemli krallılarından biri olan Mısırlılar ile Hititlerin siyasi, sosyal sanat alanlarında birçok etkileşim yaşandığı bilinmektedir. Bu iki krallık arasındaki ilişkiler Hitit kralı I. Šuppiluliuma döneminde yoğunlaşmıştır. Bu kral döneminde kocasını kaybeden Mısır kraliçesi, Hitit kralından bir oğlunu isteyerek kendisine eş, Mısır ülkesine de kral olmasını istemiştir. Durumu araştırtan I. Šuppiluliuma, oğullarından birini Mısır ülkesine göndermiş ancak Hitit kralının 70 Mellart 1958, Beckmann, 1996, 36,53, Luvili tanrı Yarri, Nergal ile eşitlenmektedir. Bkz. Gurney 1977, 16.; Leick 2003, Beckmann,1996, 47, 53, SISKUR mantalliya- hakkında detaylı bilgi için bkz. Sevinç 2007, 221, SISKUR mantalliya- ritüellerinin Hurri-Kizzuwatna kökenli olabileceği de belirtilmiştir. Bkz. Ünal 1980,

36 oğlu, yolda Kraliçenin muhalifleri tarafından öldürülmüştür 76. Bunun üzerine I. Šuppiluliuma da Mısır üzerine sefere çıkmıştır. Hititlerin bu seferinden sonra Mısırlılarla olan ilişkileri devam etmiş ve bu ilişkiler özellikle Kuzey Suriye toprakları üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu topraklara hâkim olmak isteyen iki krallık, M. Ö yılında Kadeş savaşını yapmışlardır. Mısırlıların Hititler üzerinde pek çok alanda etkileri olmuştur. Siyasi alanda gerçekleşen etkilere bakacak olursak, bu etkilerin başında Hititlerin yönetim sistemi üzerindeki etki görülmektedir. Hitit yönetim sisteminde önemli bir yeri olan ve dini, siyasi, ekonomik, askeri alanlarda önemli görevleri olan memurların kökeni Hititlere dayanmamaktadır. Hitit yönetim sisteminde önemli bir yer tutan ve sayıca da oldukça fazla oldukları anlaşılan memurların isimlerini, komşu toplumlardan alındıkları tahmin edilmektedir. Bu komşu toplumların içinde Mısırlılar da vardır. Siyasi alanda Mısır toplumunun etkisi sadece memuriyet isimleri ve özelliklerinde değildir. Devletin en üst kademesinde bulunan kralın görev ve yetkileri de Mısır toplumundan örnek alınarak düzenlendiği söylenebilir 77. Mısırlıların siyasi alanda olduğu gibi dini alanda da etkileri olmuştur. Bilindiği üzere Hitit kralı I. Šuppiluliuma Kuzey Suriye seferine çıkmıştır. Bu sefer dönüşünde Hitit kralı, ülkesine çok sayıda esir getirmiştir. Esirler arasında yayılan veba salgını Hitit topraklarında birçok insanın ölümüne yol açmıştır. Bu ölen insanlar arasında Hitit kralı I. Šuppiluliuma da vardır. Kral ölünce yerine oğlu Arnuwanda geçmiş ancak o da veba salgınına yakalanmış ve hayatını kaybetmiştir. Arnuwanda nın da ölümü üzerine Hitit krallığının başına II. Muršili geçmiştir. Hitit krallığının başına II. Muršili den sonra II. Muwattali geçmiştir. Bu kral döneminde dini alanda Mısır dakinin benzeri bir gelişme yaşanmıştır. Bilindiği üzere Mısır firavunu IV. Amenhophis, saltanatının dördüncü yılında, Amon başrahibini, taşocağına yapılan bir seferin başında, doğu seferine göndermiştir. Böylece Amon başrahibini yaşanacak olan olaylardan uzak tutmaya çalışmıştır 78. IV. Amenophis, beşinci kraliyet yılında, Mısır da dini bir reform yapmıştır. Mısır panteonundaki tanrıları inanmayı reddederek, Aton kültünü ön plana çıkarmış bir nevi tektanrıcılığa 76 Akurgal 1995, Ünal 2002, Hornung 2004,

37 yönelmiştir 79. Bu doğrultuda önem verdiği tanrısı için, Mısır dilinde Aton un ufku anlamına gelen el-amarna kentini kurmuş ve bu kent, Tanrı Aton un kült merkezi haline gelmiştir. Ayrıca IV. Amenophis, Amon bağışlayıcıdır anlamına gelen ismini, Aton u memnun eden anlamına gelen Akhenaton ile değiştirmiştir 80. Mısır firavunu Akhenaton olarak bilinen IV. Amenophis in, din alanında böyle bir reform yapmaya gitmesinin sebebi; krallığın topraklarını genişleterek, birçok topluma hâkim olmasıdır 81. Mısır firavunu büyük bir ihtimalle, hâkimiyetleri altına giren ve kendi halkı olan bu toplumları, ortak bir tanrının altında bulundurmak istemiştir. Itamar Singer e göre, Hitit kralı II. Muwattali de Mısır da Akhenaton un yaptığı din reformuna benzer bir şekilde, kendi ülkesinde dini bir hareket içerisine girmiştir. Nitekim bu doğrultuda, Fırtına Tanrısı nın tapınım yeri olan Tarhuntašša kentine, ata kültleri de dâhil olmak üzere, tüm tanrıları oraya taşımıştır 82. Mısır daki reform hareketinden yaklaşık olarak yarım yüzyıl sonra, Hitit topraklarında meydana gelen bu reform hareketinde, Mısır dan bir etkilenme olduğu düşünülmektedir. İki toplumda meydana gelen bu gelişmenin bazı özellikleri birbirleriyle benzerlik göstermektedir. Bu benzerlikler içinde en başta dini hayat için yeni bir coğrafyanın seçilmesidir. Bu doğrultuda Mısır da el-amarna kenti, tanrı Aton un kültü için kurulmuştur 83. Hititlerde ise Luvi kökenli Tanrı Tarhu için Tarhu nun evi 84 anlamına gelen Tarhuntašša kenti kurulmuştur. Bu iki reform hareketi arasında benzer olarak nitelendirilebilecek olan bir diğer özellik ise; iki girişimin de süresinin fazla uzun olmamasıdır 85. Mısır da gerçekleşen bu reform hareketi Akheneton dan sonra Tutankhamon tarafından devam ettirilmez ve kısa bir süre sonra başkent, Akhenaton un kurduğu el-amarna kentinden Memfis kentine 79 Singer 2006, Hornung 2004, Bahar 2010, Klengel 2002, 417.; De Martino 2006, 62,63.; Bahar 2010, Singer 2006, Bahar 2010, s.283; Bahar 2012, Singer 2006,

38 taşınır 86. Hititlerde de benzer olarak II. Muwattali den sonra Tarhuntašša, eski önemini koruyamadığı ve başkentin, III. Muršili olarak bilinen Urhi-Tešup tarafından tekrar Hattuša ya taşındığı bilinmektedir. Yukarıda bahsedilen benzer özellikler, Hitit kralı II. Muwattali nin de Mısır firavunu Akhenaton gibi dinde reform yaptığı hissini uyandırabilir. Ancak Mısırdaki bu reform hareketi, Aton kültünü tek ve ön planda tutmak için yapılmıştır. Hitit kralı II. Muwattali nin yaptığı girişim ise sadece Fırtına Tanrısı kültünü ön plana çıkarmak için değildir. Çünkü Hitit kralı, başkent Hattušaš da bulunan tanrıları ve hatta ata kültlerini Tarhuntašša ya taşıyarak, Mısır ile yapılması muhtemel olan Kadeş savaşı öncesinde, burayı hem idari hem de dini merkez yapmak istemiştir. Diğer tanrıları önemsemeyip, onlara tapınılmasını yasakladığı gibi bir bilgi bulunamamıştır 87. Burada belirtmek istenilen, Akhenaton un yapmış olduğu reform hareketinin Hititleri etkilemiş olma ihtimali ve yarım yüzyıl gibi kısa bir süre sonra benzer bir olayın Hitit krallığında da yaşanmış olmasıdır. Mısır kültürünün Hitit kültürü üzerinde asıl etkisi, sanat alanında kendini göstermektedir. Hititlerin yapmış oldukları anıtsal eserlerde, Mısır sanatının etkisi görülmektedir. Özellikle dini nitelikli kabartma ve mimari yapılarda bu etki görülebilmektedir. Hitit eserlerinde görülen Mısır sanatının etkisi, konu ile ilişkili olan yerlerde belirtilecektir Hitit Dini Hayatının En Önemli Parçası: Bayramlar İnsanoğlu varoluşundan beri doğaüstü güçlere inanmış ve onları hoşnut etmeye çalışmıştır. Tanrılarına bağlılıklarını bildirmek için, bu doğrultuda çeşitli bayramlar düzenlemişler ve bu bayramlarda onlara hediyeler sunmuşlardır. Anadolu insanlarının, en eski dönemlerden itibaren birtakım doğaüstü güce/güçlere inandıkları tahmin edilmektedir. Erken Neolitik dönemin önemli yerleşmeleri arasında gösterilen Çayönü, Göbeklitepe, Nevali Çori, Çatalhöyük, Burdur civarında görülen yerleşimlerde yapılan araştırmalarda tek bir güce mi yoksa birden fazla güçlere mi 86 Akhenaton un ölümünden sonra krallığın başına Semenkhare geçer ancak kısa bir süre sonra hayatını kaybeder. Kral naibinin kardeşi ve Akhenaton un damadı olarak bilienen Tutankhamon M. Ö yılında kral olur. M. Ö yılında ise başkenti Memfis kentine taşır. Hornung 2004, Singer 2006, 41,42. 21

39 inanıldığı konusunda kesin kanıtlar bulunamamıştır 88. Bu durumda, belirtilen dönemde yaşamış olan insanların inandıkları bu güç/güçler için dini olarak nitelendirilebilecek bayram veya bayramlar yapıp yapmadıkları da kesin olarak bilinmemektedir. Hititlerden önce Anadolu da, M. Ö. III. binyıldan itibaren, Anadolu halkının inandıkları tanrılar için bayramlar düzenledikleri bilinmektedir. Çünkü Hititlerin düzenlemiş oldukları bayramlara baktığımız zaman, bu bayramların kökenlerinin, Hatti, Hurri ve Luvi gibi M. Ö. III. binyıl Anadolu toplumlarından aldıkları görülmektedir. Assur Ticaret Kolonileri döneminde Anadolu da yaşayan insanların birtakım dini bayramlar düzenledikleri görülmektedir. Bu dönemde yazı kullanıldığı için bu bayramlardan bahseden yazılı belgeler bulunmuştur. Bu belgelerde genellikle tanrı adına düzenlenen bayramdan sonra, borçlarını ödeyeceklerdir şeklinde ifadeler kullanılmıştır. Bu ifadeden, bahsedilen dönemde, hem bayramların kutlandığını, hem de bayramların, bölgesel bir takvim gibi kullanıldıkları görülmektedir 89. M. Ö. III. binyılda ekonomik ve dini hayatta oldukça önemli bir yeri olduğu bilinen dini bayramların, Hitit dini hayatında da önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Hititlerden kalma çiviyazılı belgelerde, tanrılar için düzenlenen en az seksen adet bayramın olduğu düşünülmektedir 90. Hitit metinlerinde ise bayram kelimesi EZEN 4 ile gösterilmiştir 91. Sayısından da anlaşılacağı üzere Hitit dini hayatında oldukça önemli bir husus olan bayramların birçok yapılış amacı vardır. Bu amaçların en başında tanrıları onurlandırmak ve onları hoşnut etmek gelmektedir. Tanrılar için düzenlenen bayramlar aracılığıyla, tanrılarla iletişim kurularak, Hitit krallığı için gerekli olan tanrısal koruma sağlanmıştır 92. Ayrıca kuraklığı önleyerek bol miktarda tarımsal 88 Haas 2002, Küçükbezci 2011, Arıkan 1998, 280. Bu bayramların sayısının 165 olduğu da belirtilmiştir. Bryce 2003, Bryce 2003, 217; De Martino 2006, De Martino 2002,

40 verim almak, doğada bulunan hayvanların sayısının azalmaması gibi verimliliğin devamlılığın sağlanması amaçlanmıştır. Bayram törenleri gerçekleştirilerek tanrının ülkeyi terk etmemesi de amaçlanmıştır. Çünkü Hitit mitolojisinde yer alan Kaybolan Tanrı efsanesinde, tanrı ülkeyi terk edince, ülkede sıkıntılar başlamış ve tanrıyı geri getirmek için birçok uğraş verilmiştir. İnsan ruhu bedenini terk edince ölüm baş göstermektedir. Hititlerde de tanrı ülkeyi terk ederek başka bir yere gidince, ülkenin ruhsuz kalacağı düşünülmüş olabilir 93. Yani Hititler için tanrı, ülkenin ruhu olduğu şeklinde görülmüş olabileceği söylenebilir. Bayramların dini amaçlarının yanında siyasi kazançları da vardır. Bayram törenlerinde ülkenin çeşitli kült merkezlerine uğrayan kral, bu sayede siyasi otoritesini de pekiştirmektedir 94. Kral gitmiş olduğu kült merkezlerinde tanrıları için başrahip konumunda, birçok kültsel aktiviteyi yerine getirmekte ve Hitit hanedanlığının ayakta olduğunu göstermektedir. Böylece hâkim olduğu topraklarda yaşayan insanlara ve çağdaşlarına gücünü gösterme imkânı bulmaktadır. Bayram törenleri başta başkent Hattuša olmak üzere önemli kült merkezlerinde yapılmıştır. Büyük izleyici topluluğunun önünde yapıldığı düşünülen bayram törenlerinde birçok etkinlik düzenlenmiştir. Bu törenlerde kral, kraliçe ve tanrı heykellerinin de yer aldığı tanrı alayları oluşturulmuş, çeşitli müzik aletleriyle müzikler çalınarak ilahiler söylenip danslar edilmiştir 95 (Res. 47, 48). Dışarıda gerçekleştirilen aktivitelere halkın da katıldığı tahmin edilmekte ancak, tapınağın tanrı heykelinin de bulunduğu kült odasında gerçekleştirilen aktivitelere ise halkın katılmadığı tahmin düşünülmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere Hitit toplumunun seksenin üzerinde kaydedilmiş dini bayramları bulunmaktadır. Bu bayramların bazılarının içerikleri hakkında detaylı bilgilere ulaşılabilirken, bazıları hakkında da sadece isimleri bilinmektedir. Bayram törenlerinin konumuz açısından asıl önemi ise, bu metinlerden, kralların dini ritüellerde gittikleri kutsal mekânları ve ritüellerin yapıldığı mekânları öğrenmemizdir. 93 Örnek 1962, Haas 2002, Bu etkinlikler, Hititlerin yaptıkları kabartmalı vazolar ve duvar kabartmalarında görülebilmektedir. 23

41 AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı hakkında bilgi veren metinler, 1957 yılında Boğazköy Büyükkale K yapısında yapılan araştırmalarda bulunmuştur 96. Bu bayramın ismi incelendiğinde bir bitkiden geldiği görülmektedir. Bu bitkinin ne olduğu konusunda çeşitli görüşler belirtilmiştir 97. Ancak bitkinin taşıdığı ŠAR Sumerogramı ndan dolayı soğanlı bir bitki olma ihtimali, diğer tekliflere oranla daha çok kabul edilmiştir 98. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın ne zaman kutlanıldığına dair kesin bir bilgi yoktur. Ancak bazı araştırmacılar, bu bayramın, büyük bir ihtimalle ilkbahar aylarında kutlandığını belirtmektedirler 99. Bu bayram hakkında bilgi veren metinlerden anlaşıldığına göre, bayram hakkındaki ilk bilgilerimizi, II. Muršili döneminden kaldığı tahmin edilen belgelerden öğrenmekteyiz. KUB XIX numaralı belgenin 1. ve 2. satırlarında, I. Šuppiluliuma nın Hatti ülkesinin tanrıları ve Arinna nın Güneş Tanrıça sı için, bu bitkinin üretildiğinden bahsetmektedir. Belirtildiği üzere, II. Muršili nin, babası I. Šuppiluliuma döneminde AN. TAH. ŠUM SAR bitkisinin üretildiğinden ve dolayısıyla kutlanıldığından bahsetmektedir. Bu bayramın, Hititler tarafından kutlanmaya başlanmasının ilk tarihi olarak I. Šuppiluliuma döneminin olduğu belirtilmiştir 101. Ancak bu bayramın ilk kez ne zaman kutlandığı konsuunda farklı görüşler de bulunmaktadır. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı Hatti-Hitit kültürlerinin birleştiği, ortak bir bayramdır. Bu bayramın ilk kez kutlanması I. Šuppiluliuma döneminden daha önce olabileceği düşünülebilir. Çünkü bir aydan daha uzun süren bu bayram kutlamalarında, araya bazı farklı bayram kutlamalarının da eklendiği belirtilerek, bu eklemelerin I. Šuppiluliuma döneminde yapıldığı ifade edilmiş, daha sonra ise II. Muršili, III. 96 Güterbock 1960, Bu bitkinin ne olduğu konusunda yapılan teklifler için bkz. Ertem 1974, 34-40; Erkut 1998, 189, Erkut 1998, Hutter 1997, 81; Gurney 2001, 131; De Martino 2006, KUB XIX 22: Ten Cate 1996, 27; Erkut 1998, (Vakî oldu ki), babam Hatti ülkesi tanrıları ve Arinna'nın güneş tanrıçası için 2 AN.TAH.ŠUM SAR bitkisi ihdas etti. Adı geçen bu konu çok önemlidir De Martino 2006,

42 Hattušili ve IV. Tuthaliya dönemlerinde, yeni ritüel ve aktivitelerin eklenerek, son halini aldığı belirtilmiştir 102. Bu durumda Hatti kültürünün etkisiyle, Hititler tarafından da benimsenen ve tanrılar adına düzenlenen bu bayramın, I. Šuppiluliuma döneminden daha önce kutlanmaya başlandığı düşüncesi daha uygun görülmektedir. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nda, Hitit kralı, hâkimiyeti altında bulunan topraklardaki kült merkezlerine ve Hitit dinine göre kutsal kabul edilen birçok mekâna kült gezisi düzenlemektedir 103. Bu gezileri bazen kralın tek başına bazen de kraliçeyle birlikte yaptığı ve bazı durumlarda da kraliçenin tek başına olduğu görülmektedir. Bu durumda da bayram kapsamında yapılan kutlamaların iki ayrı şehirde aynı anda devam ettiği görülmektedir. 438/s öy II numaralı belgenin 8. ve 9. satırlarında, bu bayram kutlamaları sırasında, kralın Arinna kentinde, kraliçenin ise Hattuša da bayram kutlamaları yaptığından bahsedilmektedir. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı kutlamalarının özellikle Hattuša ve Arinna kentlerinde yoğunlaştığı görülmüştür. KBo IX 91 Öy numaralı belgenin 6. ve 10. satırları arasında, kral tarafından, Arinna nın Güneş Tanrıçası nın gümüş bileziğinin Arinna lı kuyumculara göndertildiğinden ve 100 šekel gümüşün Arinna kentine bayram kutlamaları için yollandığından bahsedilmektedir. Ayrıca bayramın dokuzuncu gününde, kralın, AN. TAH. ŠUM SAR bitkisini Arinna kentinden alması 106, bu bayramda, Arinna kentinin oldukça önemli bir konumda olduğunu göstermesi açısından oldukça önemlidir. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlanması ve törenlerin yapılması, otuz sekiz gün gibi uzun bir süreyi almaktaydı. Bu bayramı anlatan belgeler incelendiğinde araya başka bayram kutlamalarının da dâhil edildiği görülmektedir. KBo X 20 I numaralı belgenin, 14 ve 18. satırları arasında, AN. TAH. ŠUM SAR 102 Hutter 1997, Hitit kralının bu bayram kapsamında yapmış olduğu faaliyetler için bkz. Güterbock 1960, 80-89; Gavaz 2011, /s öy II 14: Gavaz 2011, Ertesi gün kral, Arinna da AN.TAH.ŠUM SAR bayramını 9 yapar. Kraliçe ise (Hattušaš da) Kraliçe nin sarayında AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı nı yapar. 105 Erkut 1998, 191, Güterbock 1960, KBo X 20 I 17: Güterbock 1960, 82,86; Gavaz 2011, 104, Ertesi gün kral, tanrı Ziparwa nın tapınağına gider. 15 ve Hatti şehri Fırtına Tanrısı nın bayramı(nda) hububat dolu harši kabını 25

43 Bayramı nın kutlamaları sırasında, bayramın on ikinci günü Hadauri Bayramı nın da kutlanıldığından bahsedilmektedir. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamaları sırasında Hadauri bayramının kutlanması sadece on ikinci güne denk gelmemiştir. Yine AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nı anlatan metinlere göre, bayram kutlamalarının on iki, on yedi, yirmi ve yirmi birinci günlerinde de Hadauri Bayramı kutlamaları yapılmıştır 108. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamalarından bahseden metinlere göre, bayram kutlamaları arasına, sadece Hadauri Bayramı girmemiştir. Bayram kutlamaları devam ederken Yağmur Bayramı kutlamalarının yapıldığı da belirtilmiştir 109. Ayrıca Hititlerin kutlamış oldukları önemli bir bayram olan Purulliyaš Bayramı kutlamalarının da, M. Ö. XIII. yy da, bu bayram takvimine dâhil edildiği düşünülmektedir Purulliyaš Bayramı Hitit dini hayatında önemli bir yeri bulunan Purulliyaš Bayramı nın isminin, Hattice bir kelime olan pur/fur dan dan türetildiği ve toprak-ülke anlamına geldiği tahmin edilmekte 111 ve ismin in haline eşit olan, Hititçe bir son ek alarak, dünya nın anlamına geldiği belirtilmektedir 112. Bu bayramın, isminin kökeninin Hatti dilinde olması, bayramın kökeninin de Hattilere ait olduğunu ve Hititlere, Hattilerden geçtiğini göstermesi açısından önemlidir. Zaten, Mama Kralı Anum- Hirbi nin Waršama Kralı na yazdığı tahmin edilen mektupta geçen, Purullum rabum ša Ankuwa ifadesinden hareketle, bu bayramın, Assur Ticaret Kolonileri döneminde, yerli halk tarafından kutlandığı düşünülebilir 113. Ayrıca bu bayramın, Eski Krallık döneminden itibaren, Hititler tarafından kutlanıldığı tahmin 16 işte o gün kırarak açarlar. 17 Güneş Tanrısı nın tapınağında hataúri bayramını kutlarlar. 18 on kuzu keserler. 108 Balcıoğlu 1990, Gavaz 2011, Alparslan 2009, De Martino 2006, 94; Alparslan 2009, 122, Ardzinba 2010, Gurney 2001, Bu ifade, Hititlerin hakimiyet kurmalarından önce, bu bayramın varlığını göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca, metinde geçen Ankuwa da bayramın kutlanılıp kutlanılmadığı veya herhangi bir kült ziyaretinde bulunulup bulunulmadığının tam olarak bilinmediği de belirtiliştir. Gavaz 2011,69. 26

44 edilmektedir 114. Bayram tabletlerinin çok az bir kısmına ulaşılabildiğinden dolayı bu bayram hakkında bilgilerimiz sınırlıdır. II. Muršili nin yıllıklarında, KBo II, 5 Ay. III 115 numaralı belgenin 38. ve 42. satırları arasında, bayramın İlkbahar da kutlandığı ile ilgili bilgi bulunmaktadır. Hititlerin kutladıkları diğer bayramlar gibi, Purulliyaš Bayramı nın da kutlanma amacı, büyük bir ihtimalle tanrıları hoşnut ederek, onların sevgisini kazanıp ülkenin tanrı koruması altında kalmasını sağlamaktır. Purulliyaš Bayramı nda yapılan kutlamalar sırasında, Fırtına Tanrısı ile yılan İlluyankaš arasındaki mücadele anlatılmıştır. Bayram programı kapsamında, bu mücadelenin anlatılması, gücünü kaybeden tanrının, yeniden tanrısal gücü elde etmesini yani krallık ve ülkenin üretim gücünün yenilenmesini vurgulamak istemelerine bağlanmıştır 116. Bayram kutlamalarında yenilenmeyi ön plana çıkaran öğelerin vurgulanması bu bayramın, yeni bir yılın başlangıcında yani yılbaşında kutlanmış olabileceği düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Zaten bu bayramda yapılan törenler arasında, eski yılın ölü tapınağına bırakılması gibi bir ritüelin bulunduğu belirtilmiştir 117. İlkbahar da görülen doğanın canlanması ve bitkilerde, düzenli olarak yaşanan yenilenme 118, belki de Hititleri böyle bir düşünceye itmiştir. Bu düşünceyle, bahar aylarında kutlandığı tahmin edilen Purulliyaš Bayramı na, eski yılın ölü tapınağına bırakılması gibi, yeni yıla geçildiği düşüncesini uyandıran ritüel dahil edilmiştir. Yeni yıl törenleri, yaratılışın yıllık tekrarı yani kaosun ardından kozmosun yeniden yaratılması 119 olarak nitelendirilmektedir. Bu bağlamda birçok toplum bahar aylarında yeni yıl şenlikleri düzenlemişlerdir. Örneğin Hititlerin çağdaşı Mezopotamya toplumları olan Assur ve Babilde de, Hititlerde olduğu gibi bahar 114 Beckmann 1989, 104., Hutter 1997, 81; Ardzinba 2010, KBo II, 5 Ay. III: Goetze 1933, 188; Gavaz 2011, 67, İlkbahar olduğu zaman 39 büyük [bayram] (olan) purulliyaš- bayramını 40 Hatti şehrinin Fırtına Tanrısı ve Zippalanda şehrinin Fırtına Tanrısı için 41 kutladım. hešti-evinde ise tanrıça Lelvani için 42 büyük bayram (olan) purulliyaš- bayramını kutlamadım. 116 De Martino 2006, Gurney 1977, Eliade 2009, Eliade 2009,

45 aylarında yeni yıl şenlikleri yapılmıştır. Bu toplumların düzenlediği bayram kutlamalarında, tanrıların heykellerinin tapınağa taşındığı ve tanrılar ile ata ruhları için kurbanlar kesildiği görülmektedir 120. Mezopotamya toplumları tarafından uygulanan bu yeni yıl şenliklerinin Hititler tarafından da benzer bir şekilde uygulanması, birçok alanda olduğu gibi burada da Hititlerin Mezopotamya toplumlarından etkilendiğini göstermektedir. Ayrıca, bir Hitit metinindeki, insanların geleceğini belirlemek için tanrıların bir araya geldiklerinden bahsedilmiş ve bunu Babilde, yeni yıl şenliklerindeki tanrıların toplanmasına benzetilmiştir 121. Hititlerin en önemli kutsal mekânı olarak diyebileceğimiz Yazılıkaya da Açık Hava Tapınağı nda bulunan kabartmalarda da tanrıların toplandığını gösteren kabartmalar bulunmaktadır (Res. 29, 30) Nuntarriyašhaš Bayramı Hitit dini hayatında ve kült takviminde önemli yeri olan bir diğer bayram da Nuntarriyašhaš Bayramı dır. Bu bayramın isminin hız, acele kökeninden geldiği ve bunun da bayramın isminin anlamı olduğu belirtilmiştir 122. Bu ismin bayrama ne şekilde bir anlam yüklediği veya bayramın amacını veya ne olduğunu anlattığı tam olarak bilinmemektedir. Nuntarriyašhaš Bayramı nın ne zaman kutlandığı konusundaki bilgilerimizi II. Muršili nin yıllıklarından öğrenmekteyiz. II. Muršili nin yıllıklarında, KBo XVI 15 + KBo XIV.20 Öy. I 123 numaralı belgenin 6 ve 9. satırları arasında bu bayramın kutlanma zamanı ile ilgili bilgi verilerek, bayramın sonbaharda kutlandığı belirtilmiştir. Nuntarriyašhaš Bayramı nın ilk kez ne zaman veya hangi kral döneminde kutlanmaya başlandığı konusunda kesin bilgiler bulunmamaktadır. Ancak bu bayramın Eski Krallık döneminde de kutlanıldığı tahmin edilmekte, daha sonra ise 120 Assur Babil ve diğer toplumların yeni yıl törenleri için bkz: Ökse 2006, 53, Gurney 2001, De Martino 2006,93; Bryce 2002, 211; Alparslan 2009, KBo XVI 15 + KBo XIV.20 Öy. I: Gavaz 2011, 125, [ ve sonbaharda Nuntarriyašhaš bayramını] 7 yaptım. [ Ve Hatti şehri (ülkesi) içinde veba (salgını) vardı. 8 ve pek çok insan öldü. (O zaman ben) veba[dan kaçtım ve ] 9 (ben) (kr)al Harziuana kentine [gittim. Bu nedenle düşman ülkelere] (gitmedim). 28

46 III. Hattušili ve IV. Tuthalya dönemlerinde bayram kutlamalarına bazı eklemelerin yapıldığı tahmin edilmektedir 124. Bayram kutlamaları sırasında kral ve kraliçe yaklaşık elli gün boyunca, ülkenin önemli merkezlerine ziyaretlerde bulunup, buralarda, hem ülke genelinde tapınım gören tanrılara, hem de yerel çapta tapınım gören tanrılara çeşitli hediyeler sunmuşlardır 125. Böylece kral, belki de bayramların kutlanmasındaki en önemli amaçlarından biri olan, hâkimiyetini, yani krallık gücünü, hem ülke içindeki halka, hem de komşu ülkelere göstermiştir. Ayrıca tanrıları da hoşnut ederek onların sevgisini kazanıp, tanrısal gücünü meşru kılmıştır. Nuntarriyašhaš Bayramı nın kutlamaları sırasında, diğer Hitit bayramlarında olduğu gibi kült yemeği yenilmiştir. IBoT IV numaralı belgenin, 3 ve 8. satırları arasında, kült yemeği olarak nitelendirilebilecek bir yemekten bahsedilmiştir. Tanrı/tanrıçaya adaklar sunulduktan sonra kral, kraliçe ve önemli rahiplerin de katıldığı bu kült yemeği, bayram törenlerinin en önemli noktası olarak belirtmiştir 127. Bayram kutlamalarını anlatan IBoT IV 72 numaralı metinin 3 ve 5. satırlar arasında dikkat çeken önemli bir nokta, kutlamalar sırasında NIN. DINGIR rahibesinin araba savaşçılarının evi ne dans etmek için gitmesidir. Hititler de çağdaşları birçok toplum gibi, tanrılarını insan özelliklerinde düşündüklerinden dolayı bayram kutlamalarında gerçekleştirilen törenlerde, insanların hoşuna gidebilecek faaliyetler yapmışlardır 128. Böylece tanrılarını hoşnut ederek onların sağlamış oldukları faydaların devam edeceğini düşünmüşler ve beklemişlerdir. 124 Alparslan 2009, 122. Ayrıca burada, bayram kutlamaları sırasında tanrılara yapılan sunuların niteliğinden dolayı (tahıl, taze meyve, bal vb.) bu bayramın hasat ile ilgisinin olabileceği de belirtilmiştir. 125 Güterbock 1961, 90-92; Collins 2007, 163. Ayrıca Nuntarriyašhaš Bayramı nda kralın kült gezileri için bkz. Nakamura IBoT IV 72: Nakamura 2002, 50; Gavaz 2010, ve Harranašši de [festivalini] kutlar. 4-5 Fakat NIN.DINGIR rahibesi araba savaşçılarının evinde dans etmek için [ ] den gelir. 6 ve o bir daire çizer. Yemek ve içmek için 7-8 üç büyük ev, yani Ninašša nın Büyük evi, T[uwanuwa nın evi ve Hupišna nın büyük evi onun hizmetindedir. 12. gün. 127 Önemli kişilerin de katıldığı bu kült yemeğini, tanrıların insanlarla bütünleşmesini temsil ettiğine işaret edilerek, bu kült yemeğinin törenlerin kilit taşı olduğu belirtmiştir. De Martino 2002, Elbaş 2010,

47 Bir bayram kutlamaları sırasında araya başka bir bayramın kutlamalarının girebildiği AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı konusunda belirtilmişti. Nuntarriyašhaš Bayramı hakkına bilgi veren metinlerden, bu bayramda da AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nda olduğu gibi araya başka bir bayram kutlamalarının girdiği görülmektedir. KUB IX 16 I 129 numaralı belgenin 39 ve 42. satırları arasında, Bu bayramın kutlamaları sırasında araya Hadauri Bayramı nın kutlamalarının girdiğinden bahsedilmektedir KI.LAM Bayramı Hitit kült takviminde yaklaşık olarak üç-dört günlük bir dönemi kapsayan bu bayramın adı ile ilgili çeşitli teklifler belirtilmiştir 130. Hilam" kelimesinin Sumer dilinde kapı anlamına geldiği düşünülürse kapı ile ilgili olan teklifler daha akla yakın görünmektedir. Bayramın ilk ne zaman kutlandığı konusunda ise kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bu bayramın Hatti kökenli olduğu ve Eski Krallık döneminde kutlanmaya başlandığı tahmin edilmektedir 131. Bu bayram hakkında günümüze kadar ulaşan belgeler incelendiğinde bayram kutlamalarının üç veya dört gün sürdüğü, kutlamaların genellikle başkent Hattuša ile yakın çevresinde yoğunlaştığı 132 ve kurt, pars, gibi hayvan başları şekilli başlıklar takan insanların kralın önünden geçtikleri, kralın da bu geçit törenini izlediği görülmektedir 133. KI.LAM Bayramı kutlamaları sırasında birçok farklı kentten gelen önemli görevlilerin mesleki isimleri geçmektedir. KBo X 26 Öy. I numaralı belgede Arinna kentinin rahip ve sakileri ile Zippalanda kentinden gelen rahip ve sakilerden 129 Nakamura 2002, 18; Gavaz 2011, Bu bayramın adı ile ilgili olarak: De Martino, Pazar, büyük kapı De Martino 2006, 94; Bryce bekçi kulübesi şenliği Bryce 2003, 211; Ardzinba, piyasa, piyasa fiyatı Ardzinba 2010, 52,53 demişlerdir. 131 Ünal 1998, 24,25; De Martino 2006, 94; Ayrıca Singer bayramın özellikle üçüncü günü olduğu tahmin edilen günde Hatti etkilerinin yoğunlaştığını belirtmiştir. Singer 1983, Singer 1983, 62,63,127; Collins 2007, Collins 2007, 163. Ayrıca, bu geçit töreninin KI.LAM. bayramını diğer bayramlardan ayıran bir özellik olduğu da belirtilmiştir. 30

48 bahsedilmektedir 134. Bayramın üç- dört gün gibi kısa bir süre sürmesinden dolayı belki de diğer kentlerin rahipleri ve önemli görevlileri, bayram kutlamalarının yapıldığı yere gelmişlerdir. Çünkü AN. TAH. ŠUM SAR ve Nuntarriyašhaš gibi bayramlar, KI.LAM Bayramı na göre daha uzun bir süreyi kapsıyordu. Ancak KI.LAM Bayramı onlardan daha kısa sürdüğü için bayram kutlamalarında yer alan görevliler, törenlerin olduğu mekanlara yani kralın bulunduğu yerlere gelmiş olabilirler 135. KI.LAM Bayramı nın kutlama törenleri sırasında, günümüzde yağmur duası şeklinde adlandırılan bir nevi yağmur yağdırma töreninin yapılması dikkat çekmektedir. Bu törenin günümüzdekinden farklı bir uygulanış tarzı vardı. Hititlerin uygulamış oldukları bu törende, bir teknenin içine iki çıplak insan çömelmiş ve teknenin etrafında üç kez dönen rahip, teknede duran insanların üzerlerine çeşitli içecekler ve bira dökmüştür. Rahip elinde tuttuğu boynuzu üfleyerek gök gürültüsü sesini çıkarmıştır. Belki debu ritüel aracılığıyla tanrılara seslenerek yağmur istediklerini belirtmişlerdir Haššumaš Bayramı Hititler tarafından kutlanan ve önemli bir bayram olduğunu düşünülen Haššumaš bayramının, yeni yılı geçişi temsil eden bahar bayramı mı, yoksa prensin erginleme bayramı olup olmadığı konusunda kesin bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bu konu hakkında fikir bildiren ve konunun ilk araştırmacısı olarak gösterebileceğimiz Güterbock, bu bayramın, prensin erginlenme bayramı olduğunu söylemiştir 137. Ardzinba ya göre bu bayram Hititlerin kutlamış oldukları bir yeni yıl bayramıdır 138. Erbaşı ise Haš- fiilinin anlamının Doğurtmak olduğunu belirterek bu bayramın, bahar bayramı olmasından daha çok bir erginleme töreni olduğunu belirtmiştir Singer 1984, 43; Gavaz 2011, 88, Gavaz 2011, Haas 1994, ; Ökse 2006, 57; Gavaz 2010, 93, Güterbock 1969, 99,101, Ardzinba bayramda tarımla ilgili yapılan ritüelleri kanıt olarak göstererek, bu bayramın bahar aylarında kutlanan bir yeni yıl bayramı olduğunu belirtmiştir. Ardzinba 2010, Erbaşı 2010,

49 Haššumaš Bayramı nı anlatan metinlere göre kral, sadece bayramın ilk günü görülmektedir. Diğer günlerde kralın bayram kutlamalarına katılmadığı bilinmektedir 140. Bilindiği üzere AN. TAH. ŠUM SAR ve Nuntarriyašhaš Bayramları nda, kutlamaları genellikle kral yapmaktadır. Bu bayramda, kralın ilk gün bulunması ve daha sonraki günlerde, sadece prensin bayram kutlamaları metinlerinde geçmesinden dolayı, bu bayramın bahar bayramı olmasından daha çok prensi ilgilendiren bir bayram olduğunu düşünülmektedir 141. Bayramın ne zaman kutlanılmaya başlandığı konusunda da kesin bir bilgi yoktur. Ancak bayram metinlerinde geçen törenlerden hareketle, Eski Krallık döneminden kaldığı tahmin edilen İnandık (Res. 47, 48) ve Bitik (Res. 43) kabartmalı vazoları gibi Hiero Gamos, Kutsal Evlilik temalı vazoların bu bayramı yansıttığı düşünülebilir 142. Bu bayramda kör adamın ölü tapınağına dövülerek götürülmesi ve prensin tapınaktan çıkışı gibi yenilenmeyi temsil eden tören vardır. AN. TAH. ŠUM SAR ve Purulliyaš Bayramları nda da ölü tapınağına eski yılın bırakılması törenlerinin yapıldığı bilinmektedir 143. Ancak Haššumaš Bayramı nda yapılan törenin yeni yıla geçilmesinden çok, prensin kendisini ispatlayarak dönem atlaması şeklinde olduğunu ve bu töreninde onun bir temsili olduğunu düşünülmektedir Hadauri Bayramı Hititler tarafından ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde kutlanıldığı tahmin edilen bu bayramın isminin, kesmek anlamına gelen Hattai- fiilinden türetildiği düşünülmektedir 145. Bu bayram hakkında bilgi veren belgeler, doğrudan bu bayrama ait olmayıp, daha çok başka bayramları anlatan belgelerdir. Daha önce de belirtildiği üzere, Hadauri Bayramı nın kutlamaları, AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın 12, 17, 20 ve 21. günlerine denk gelmektedir. 140 Ardzinba 2010, 54; Erbaşı 2010, Erbaşı 2010, Erbaşı 2010, Gurney 1977, Erbaşı 2010, Balcıoğlu 1990, 6,9. 32

50 Bu bayramın kökenini incelendiği zaman Hatti kökenli olduğunu görülmektedir. Çünkü bayram kutlamalarından bahseden metinlerde, daha çok Hatti kökenli tanrılar bulunmaktadır. KUB XXII 27 I 146 numaralı metnin, ve satırlarında bayram kutlamalarının, Hatti kökenli tanrılar oldukları bilinen Šulinkatti ve Hašemmeli nin tapınaklarında kutlanıldığından bahsedilmektedir. Bayram törenlerinde ortak bir nokta olarak koyun hayvanının kesildiği, yani tanrılara kurban olarak sunulduğu görülmektedir. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nı anlatan KBo X 20 I numaralı metnin 17. ve 18. satırlarında, kutlamalar sırasında koyun kurban edildiğinden bahsedilmekte ve koyun kesme sunu tipinin, Hadauri bayramını tasvir eden tüm metinlerde görüldüğü ve bunun da bu bayramı, diğer bayramlardan ayıran, en önemli unsur olduğu düşünülmektedir 148. Bilindiği üzere, tanrılara sunulan hediyeler, bayram törenlerinin en önemli aktivitesini oluşturmuştur. Tanrılar için hayvanların yanı sıra ekmek, sebze, peynir, bal, bira gibi maddeler de sunulmuştur 149. Bu da bayram kutlamalarında birçok sununun gerçekleştiğini, bulunabilecek yeni metinlerde, diğer bayramlarda olduğu gibi Hadauri bayramında da tanrılara sunu olarak, başka maddelerin de sunulmuş olabileceğini göstebilir Išuwa Bayramı Išuwa kelimesi Hititler için iki anlam ifade etmiştir. Bunlar coğrafi ve dini anlamlardır. Išuwa terimine coğrafi olarak bakarsak, bu kelime Hitit döneminde, bugünkü Elazığ ili ve yakın çevresine verilen addır 150. Bu bölge M. Ö lerden itibaren Hititler ile Assur ve Hurri-Mitanni krallıkları arasında tampon bölge olarak 146 Balcıoğlu 1990, KBo X 20 I 17: Güterbock 1960, 82; Gavaz 2010, 103, Güneş Tanrısı nın tapınağında hataúri bayramını kutlarlar. 18 on kuzu keserler. 148 Balcıoğlu burada ayrıca KU B XXV 27 I numaralı metnin 14. satırında 10 koyun un yanında 1 sığır kurban edildiğini ve bu durumun bir istisna olduğunu da belirtmiştir. İlgili satırın transkripsiyon ve tercümesi şöyledir: [nu] È D UTU ma EZEN Ha-da-u-ri I GUD X UDU aš-ša-nu-ma-aš-ma Güneş Tanrısı (nın) tapınağında (kutlanan) badauri-bayramı (için) 1 sığır 10 koyun hazırlarlar. Balcıoğlu 1990, 5, De Martino 2002, Güterbock 1961, 83; Collins 2007, 43; Ünal 1998, 13 33

51 bulunmuştur. M. Ö. XIII. yy da da Hitit krallığına bağlı olan vassal bir krallık konumunda olmuştur. Išuwa terimi, dini anlamda ise, bazı metinlerde geçen tanrı adı olarak görülmüştür. Metinlerde D (H)išuwa/ D Ešuva/ D Ešue olarak kaydedilmiş ancak ne tür özelliklere sahip bir tanrı olduğu tam olarak belirlenememiştir 151. Hititlerin kutlamış oldukları Išuwa Bayramı nın, Manuzziya Fırtına Tanrısı nın onuruna kutlandığı belirtilmiş 152 ise de bu bayramın tanrı D (H)išuwa ile de bağlantısının olabileceği de belirtilmiştir 153. Metinlerde geçen bu tanrının, Hititler tarafından tapınım görmesi ve Hititler tarafından kutlanan bir bayramın ismiyle bu kadar benzerlik göstermesi, bu bayramın isminin bu tanrıdan gelmiş olabilme ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Ancak bayramın isminin etkilenildiği coğrafyadan mı yoksa tanrı adından mı geldiği konusunda kesin bir şey söylenememektedir. Bayramın D (H)išuwa adına değil de Manuzziya Fırtına Tanrısı için kutlanması, bayramın isminin, Hititlerin etkilenmiş oldukları Išuwa coğrafyasından geldiği, daha akla yakın görülmektedir. Yaklaşık olarak on üç bölümden oluştuğu tahmin edilen Išuwa Bayramı metinlerinin Kraliçe Puduhepa tarafından yazdırıldığı bilinmektedir. Hitit kraliçesi, dağınık halde bulunan bu bayram metinlerini toplatmış, bayram kutlamaları sırasında yapılan törenleri bir düzene sokarak bayram metinlerini yeniden yazdırmıştır 154. Daha çok arınma ritüeli şeklinde kutlandığı düşünülen bu bayram törenlerinde içki ve ekmek sunularının yanında kuş yakma törenleri de uygulanmıştır. Kurban yakma ritüellerinin Hurri-Kizzuwatna kökenli olduğunu daha önce belirtilmiştir 155. Dolayısıyla Hititlerin kutlamış oldukları bu bayramın da kökeninin Hurrilere ait olduğu veya en azından Hurri-Kizzuwatna aracılığıyla Hititlere geçtiği tahmin edilmektedir 156. Išuwa Bayramı nda Hititler, tanrılara yaptıkları sunuların yanında bir de gösteri düzenlemişlerdir. Bu gösteri, Hititler ile Kuzey Anadolu topraklarında olduğu 151 De Martino 2006, 94; Alparslan 2009, Collins burada bu bayramın Kizzuwatna bölgesinde önemli tapınım gören Manuzziya Fırtına Tanrısı onuruna yapıldığını belirmiştir. Collins 2007, De Martino bayramın isminin D (H)išuwa ile bağlantısının olabileceğini ancak coğrafi anlamda da bölge isminin bayramın adı olarak da adlandırılabileceğini belirtmiştir. De Martino 2006, Darga 1984, Darga, 1992, Collins 2007, 163; De Martino 2006,

52 bilinen Maša halkı arasındaki mücadelenin bir temsili/ritüelidir. Hitit askerleri bu törende tunç silahlar kullanırken, Maša askerlerini temsil edenler, kamışla mücadele etmişlerdir. Törenin sonunda ise tunçtan silahlar kullanarak rakibi karşısında üstünlük sağlayan Hititli askerlerin kazandığı görülmektedir 157. Törende gerçekleşen bu olayda belki de Hitit ordusunun temizlenmesi amaçlanmıştır. Çünkü yukarıda da belirtildiği gibi, bu bayramda tanrılar için çeşitli sunuların yanında, kurban yakma ritüelleri de uygulanmıştır. Bilindiği üzere kurban yakma ritüelleri, bir çeşit arınma-temizlenme ritüelleri olarak bilinmektedir. Özellikle kuş yakmak Hurri geleneğindeki günahlardan temizlenmeyi gerçekleştirmiştir 158. Hititler bu bayramda böyle bir ritüel uygulayarak, ordunun ve askerlerin günahlardan temizleneceğini düşünmüş olabilirler. 157 Gurney 2001, 132,133; De Martino 2006, 98; Collins 2007, Collins 2002,

53 II. BÖLÜM HĠTĠTLERĠN BAġKENTĠ HATTUŠA DA BULUNAN KUTSAL MEKANLAR Hitit Krallığı nın başkenti olan Hattuša, günümüzdeki Çorum ilinin Boğazkale ilçesinde yer almaktadır. Burada yerleşimin ilk kez Hititler tarafından yapılmadığı, bölgenin İlk Tunç Çağından itibaren, iskân edildiği bilinmekte 159 ve Hititlerin hâkimiyetinden önce de, bölgede yerleşimin olduğu, Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma yazılı ve arkeolojik belgelerden öğrenilmektedir. Bu belgelere göre bahsedilen dönemde, Hattuš Krallığı adında önemli bir ticaret Karum u bulunmaktaydı 160. Bu krallığın başında bulunan Piyušti, Kaneš üzerine iki sefer yapmış, ikinci seferi sırasında Hattuš kentinden uzakta iken Anitta nın kent üzerine ani saldırısı olmuş ve Hattuš kenti Hititlerin eline geçerek yakılıp yağmalanmış ve bir daha iskân edilmemesi için lanetlenmiştir 161. Anitta nın Hattuš için yaptığı bu lanetin ömrü fazla uzun olmamış ve bu kent Hitit kralı I. Hattušili tarafından tekrar iskâna açılarak Hititlerin yönetim merkezi olmuştur. Hattuša nın başkent olmasıyla birlikte Hititler, kendilerini Hatti kültürünün içinde bularak, Hatti kültürüyle doğrudan temas sağlamışlar, Karadeniz, Yukarı Fırat bölgesi ve çevre kültürlerle de etkileşim içerisine girmişlerdir 162. Bu etkileşimler sayesinde de Hititler dini, sosyal ve kültürel yönlerden büyük gelişmeler göstermiştir. Hattuša kenti, iskân tarihi boyunca çeşitli badireler atlatmıştır. Özellikle Hititleri uzun yıllar uğraştıran Kaška kabileleri, Hititlerin zor dönemlerinde başkenti istila etmişler ve birçok tahribata sebep olmuşlardır. Bu yüzden kentte, zaman zaman çeşitli imar faaliyetleri olmuştur. Yapılan kazılar sonucunda günümüzde görülebilen kalıntıların büyük bir çoğunluğu III. Hattušili ve IV. Tuthalia dönemlerinden kalmışladır. Bu kalıntılar incelendiği zaman Hattuša nın, halkın yaşadığı bir kentten 159 Schachner 2012, Sevin 2003, Şahin 2004, Hutter 1997,

54 ziyade, Hitit krallığı nın yönetim ve din merkezi olduğu anlaşılmıştır 163. Gerçekten de Hattuša kentinden günümüze kadar ulaşabilen eserlerin çoğunun dini ve idari işlevleri olan yapılar olduğu, Hitit krallarının da Hattuša nın bu dini işlerliğini devam ettirmesi için büyük çabalar sarfettiği görülmektedir. Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye topraklarına yaptığı seferleri ile tanınan I. Hattušili, ele geçirdiği kentlerden topladığı ganimetleri, o bölgelerde tapınım gören tanrıların heykellerini Hattuša ya taşıyarak, kendi tanrı ve tanrıçalarının tapınağına koydurtmuştur 164. I. Hattušili den sonra yönetime geçen diğer Hitit Krallarının da benzer faaliyetlerde bulunduğu düşünülmektedir. Bu faaliyetler sonucunda Hattuša kenti yönetimsel anlamda başkent olmanın yanında, önemli bir dini merkez olma özelliğini de kazanmıştır. Hattuša kentinin önemli bir dini merkez olmasının en önemli kanıtı, Hitit dini inanç sistemi içerisinde yer alan birçok önemli bayramın burada kutlanmış olmasıdır. KBo X 20 II numaralı belgeden, Hattuša kentinde AN. TAH. ŠUM SAR Bayramının kutlanıldığı, KUB IX 16 I 166 numaralı belgenin satırlarında Hattuša kentinde Nuntarriyašhaš Bayramı nın kutlanıldığı öğrenilmektedir. Ayrıca KI.LAM, Haššumaš, Hadauri, gibi daha birçok önemli bayramın da kutlamaları başkent Hattuša da yapılarak bayram kutlamaları sırasında burada da törenler gerçekleştirildiği de bilinmektedir. Hititlerin başkenti Hattuša, Aşağı Şehir ve Yukarı Şehir olmak üzere iki ayrı bölüme ayrılarak incelenmektedir. Aşağı Şehir olarak adlandırılan bölge, kentin kuzey kısmını, Yukarı Şehir olarak adlandırılan bölge ise güney kısmını oluşturmaktadır. Bu kent incelenirken böyle bir ayrıma tutulmasına rağmen aralarında maddi ve manevi bir bütünlük görülmektedir 167. Kentin her iki bölümü de Hitit dini için oldukça önemli kutsal mekânlara sahiptir. 163 De Martino günümüze kadar ulaşabilen kalıntıların daha çok dini ve yönetim ile ilgili yapılar olduğuna işaret ederek, sivil halkın da Hattuša yakınlarında köylerde yaşadığını belirtmiştir. De Martino 2006, 110, Sevinç 2008, Güterbock 1960, 81,85; Gavaz 2011, 103, Nakamura 2002, 17,19; Gavaz 2011, 128, Bryce 2003, 251,

55 2. 1 AĢağı ġehir de Bulunan Kutsal Mekanlar Daha önce de belirtildiği üzere Aşağı Şehir, Hattuša nın kuzey kısmını oluşturmaktadır. Burada yapılan araştırmalarda Büyük Tapınak olarak da adlandırılan Tapınak I, Büyükkale, gibi kutsal olduğu düşünülen mekânlar bulunmaktadır. Özellikle Tapınak I, içinde barındırdığı mekânlar ve kültsel aktivitelerde kullanıldığı düşünülen malzemeler ile Hitit dini hayatında oldukça önemli bir yeri vardır Tapınak I ve Bünyesinde Barındırdığı Kutsal Mekanlar Aşağı Şehir olarak adlandırılan bölgede bulunan Tapınak I (Res. 1), Hattuša nın Kuzeybatı tarafında bulunmaktadır. Günümüze ulaşan yapı kalıntılarından, bu tapınağın, başkentin en büyük yapı kompleksi olduğu anlaşılmaktadır 168. Hititlerin bu en büyük tapınağının Hitit kralı III. Hattušili döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir Hitit Kralı III. Hattušili nin bu tapınağı inşa etmesi, özellikle IV. Tuthalia döneminde gerçekleştirilen din öğelerinin Hattuša da toplanılmasına yönelik faaliyetlerinin ilk adımını oluşturduğu belirtilmiştir 170. Tapınak I in inşası büyük bir ihtimalle ilk kez III. Hattušili döneminde gerçekleşmemiştir. Tapınağın bulunduğu alan, Hititlerin İmparatorluk döneminde olduğu gibi, Eski Krallık döneminde de kutsal olarak kabul edilmiştir. Tapınağı inşa ettirdiği bilinen III. Hattušili de, büyük bir ihtimalle, tapınağın bulunduğu yerde bulunan eski bir tapınağın üzerine, günümüzde kalıntıları görülen tapınağı inşa ettirmiştir 171. Tapınak I in boyutları incelendiğinde, bir kenarının yaklaşık olarak 275 m. genişliğinde, kareye benzer yapay bir alanın üzerinde yaklaşık 160 m. uzunluğunda, 168 Seeher, 1999, Hawkins 1998, 66; De Martino 2006, 115; Sevin 2003, 182; Seeher 1999, Bryce 2003, 264. Bilindiği üzere Hitit kralı IV. Tuthalia, Hitit dini geleneklerini korumak ve çevre kültürlerdeki yerel kültleri tek bir devlet kültü içinde birleştirmeye çalışarak dini hayatta merkezi birlik olması için başta inşa faaliyetleri olmak üzere birçok alanda uğraş vermiştir. Taş 2008a, 46; De Martino 2006, Hawkins 1998, 66; Bryce 2003,

56 135 m. genişliğinde inşa edildiği görülmektedir 172. Bu rakamsal veriler, tapınağın ne derece büyük ve önemli olduğunu göstermesi açısından önemli bir yere sahiptir. Tapınakta yapılan araştırmalarda, iki adet asıl kült odasının bulunduğu ve bu odalarda, kendilerine büyük önem verilen tanrıların kült heykellerinin bulunduğu belirtilmiştir. Bu doğrultuda araştırmacılar, bu kült odalarının ve heykellerin, Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası na ait olduğu yönündeki görüşü konusunda hemfikirdirler 173. Bu odalardan doğu yönündeki olan odada, kült heykeline ait olduğu düşünülen bir heykel kaidesi, günümüzde hala yerinde durmaktadır (Res. 2). Daha önce de belirtildiği üzere, Hitit tapınaklarının en önemli ve kutsal kısmı olan mekânlar, tanrı heykellerinin bulunduğu yerlerdir. Bu mekânlara kral, kraliçe ve en önemli rahipler girebilmektedir. Bu sebeple tanrı heykelinin bulunduğu bu mekân, Tapınak I in en kutsal mekânı olarak gösterilebilir. Zaten Hititler tanrı heykelinin bulunduğu bu mekânı, tapınağın diğer bölümlerinden daha değerli malzeme kullanarak inşa etmişlerdir. Tapınağın genelinde kireçtaşı kullanılmış ancak tanrı heykelinin bulunduğu bu kült odalarında kireçtaşının yerine çok daha değerli bir taş olan Gabro kullanılmıştır 174. Böylece Hititler, tanrılarına vermiş oldukları değeri mimarilerine de yansıtmışlardır. Hititlerce önemli ölçüde tapınım ve saygı gören Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası nın heykellerinin burada bulunması, bu tapınağın önemini son derece arttırmıştır. Tapınağın böyle devasa boyutlarda olması, Hititlerin kutlamış oldukları önemli bayramlarda, buranın önemli rol oynadığını düşündürebilir 175. Belki de önemli bayramların kutlamaları, Tapınak I olarak adlandırılan yapının içinde veya çevresinde gerçekleşmiştir. Tapınak I de yapılan araştırmalar buranın sadece dini işlevleri olan bir yapı olmadığını, aynı zamanda ekonomik işlevleri olan bir yapı olduğunu da göstermiştir 176. Tapınağın çevresinde çeşitli odalar bulunmuştur. Bu odaların işlikler, 172 Darga 1992, 90; Sevin 2003, 182; Macqueen ise tapınağın 137 m. uzunluğunda 100 m. genişliğinde olduğunu belirtmiştir. Macqueen 2001, Bittel 1976, 67; Schirmer 1982, 17; Darga 1992, 90; Collins 2002, 33; Bryce 2003, 265; De Martino 2006, 115; Seeher 1999, Seeher 1999, 19; Macqueen 2001, Macqueen 2001, Bittel 1976, 69; Bryce 2003, 265; Sevin 2003,

57 mutfak, depo ve arşiv gibi görevleri, olduğu yapılan araştırmalar sonucunda öğrenilmiştir. Tapınağın arka tarafında birçok tahıl küpü bulunmuştur (Res. 3). Bu tahıl küplerinin, tanrılar için ayrılan yiyecek ve içeceği veya dini törenlerde kullanılan sunu malzemelerini sakladığı bilinmektedir 177. Tapınak I in bu durumu, Tapınağın, kentin kalbi olduğu şeklinde yorumlanmıştır 178. Tapınağın depolarında yiyecek ve içeceğin saklanarak korunmasının önemli bir nedeni de Hitit dini inancında yatmaktadır. Hititler, tanrıları için inşa etmiş oldukları tapınaklarda, inanmış oldukları tanrı/tanrıların yaşadığını düşünmüşlerdir. Bu yüzden de tapınağın, tanrıya bakabilmesi ve onun ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için gerekli olan malzemeleri tapınakta depolamışlardır 179. Başkent Hattuša da yer alan Tapınak I, gerek tanrının bakımı gerekse de dini hayattaki önemli bayramlar ve ritüellerde oynamış olabileceği aktif rol sebebiyle, Hitit kült ve din hayatının en önemli kutsal mekânlarından biri olarak görülmelidir Aslanlı Tekne Tapınak I in doğusunda bulunan (Res. 4) Aslanlı Tekne 5,5 m. boyundadır. Yekpare olan bir kireçtaşı parçasına oyularak yapılmıştır. Teknenin her köşesinde aslan başlarının olmasından dolayı, bu isim verilmiştir 181 (Res. 5). Bu tekneden günümüze bazı parçaları ulaşabilmiştir (Res. 6). Aslanlı Tekne nin ne gibi amaçlara hizmet ettiği tam olarak bilinmemektedir. Teknede herhangibir deliğin bulunmamasından dolayı, su teknesi olarak kullanılmış olabileceği 182 veya büyük bir heykelin kaidesi olarak olabileceği 183 de düşünülmektedir. 177 Bittel 1976, Collins 2002, 33. Ayrıca tapınak Hitit ülkesi için hayati önem arz etmekteydi. Birçok önemli belge bu tapınağın arşivlerinde saklanmıştır. Örneğin burada bulunan çivi yazılı bir tablete göre, II. Šuppiluliuma, ölen babasının yani IV. Tuthalia nın kültüne çok büyük önem vererek, onun için büyük bir ihtimalle Yazılıkaya da olan özel bir kutsal yapıya onun heykelini koymuştur. Neve 1990, Macqueen 2001, Collins 2005, Seeher 1999, Bittel 1975, Seeher 1999,

58 Bilindiği üzere Hititler, dini hayatlarında temizliğe büyük önem vermişlerdir. Özellikle dini aktivitelerde ve tanrının hizmetinde çalışan insanların, kişisel temizliklerine ayrı bir özen göstermesi gerekiyordu. Buradan hareketle (eğer orijinal yeri burası ise) tapınağın girişinde duran bu su teknesinin, temizlik/arınma için kullanıldığı, tapınağa gelen kişilerin, bu teknenin içinde bulunan kutsal su ile kendilerini kirlerden arındırdığı düşünülmektedir 184. Böylece içinde kutsal suyu barındırmasından dolayı, bu tekne Hititler tarafından kutsal bir nesne olarak düşünülmüş olabilir YeĢil TaĢ Tapınak I in güney tarafındaki depo olarak kullanıldığı tahmin edilen odaların birinde (Res. 4) yeşil bir taş (Res. 7) bulunmaktadır. Buradaki taşa benzeyen yeşil bir taş da Yukarı Şehir bölgesi içinde bulunan Tapınak V de bulunmuştur 185. Doğal taşları seven bir kavim olan Hititlerin, bu türden taşları dini hayatlarında kullanmış olabilcekleri belirtilmiştir 186. Ancak Hitit kült hayatı hakkında bilgi veren yazılı kaynaklarda birçok kutsal taşlardan söz edilse de bu taşların hiçbirinin yeşil renkte olduğundan bahsedilmediği de belirtilmiştir 187. Yukarıda da belirtildiği üzere Hitit dini inancında taşların önemli bir yeri olması, bu taşın bir benzerinin rastgele bir yerde değil de, yine bir tapınağın içinde bulunması, bu taşın Hititler tarafından kutsandığı düşüncesini kuvvetlendirmektedir. Belki de bu ve buna benzer taşlar önemli dini bayramlarda veya ritüellerde halkın gösterimine sunulmakta veya Tapınak V de bulunan Yeşil Taş gibi sunak olarak kullanılmakta 188 ve böylece bu taş, Hitit dinindeki görevini yerine getirmekteydi. 184 Bittel 1976, Neve 1990, Darga 1985, Ayrıca Seeher, bu taşın orijinal yerinde olmayabileceğini de belirtmiştir. Seeher 1999, 13. Ancak benzer bir taşın Tapınak V de de bulunması, bu türden taşların tapınak gibi kutsal yapılarda barındırıldığını gösterebilir. 188 Neve 1990, 119,120; Seeher 2002,

59 TaĢ Tekne Tapınak I in giriş kapısından içerisine girdikten sonra koridorun sol tarafında (Res. 4) yere gömülmüş vaziyette, kireçtaşından yontularak yapılmış olan bir tekne daha bulunmaktadır (Res. 8). Bu teknenin de kültle ilgili işlevlere sahip olduğu düşünülmektedir 189. Bilindiği üzere Hititler, dini hayatlarında temizliklerine büyük önem vermişlerdir 190. Tapınağın dışarısına koymuş oldukları bir tekne (Aslanlı Tekne) gibi tapınağın içerisine de bir tekne koyarak, burada kirlerden arınmayı sağlamak istedikleri düşünülebilir 191. Bu taş teknenin Tapınak I in içerisinde, Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası nın kült odalarının girişlerine oldukça yakın bir konumda bulunması, bu teknenin kültsel bir rolü olduğunu güçlendirmektedir. Belki de tanrıların odasına girebilen kral, kraliçe veya yüksek rütbeli rahipler, tanrının huzuruna çıkmadan önce bu teknenin içinde bulunduğunu düşündüğümüz kutsal su ile arınma sağlıyorlardı Tapınak I in Güneyinde Bulunan Su Pınarı (Kaynağı) Tapınak I in çevresinde yapılan araştırmalarda, tapınağın güney tarafında bir adet su kaynağı bulunmuştur (Res. 4). Arka taraftan gelen suyun, bir havuzda toplandığı ve daha sonra dışarıda bulunan yolun altındaki bir kanal ile taşındığı belirtilmiştir 192. Bilindiği üzere, su kaynakları ve suyla ilgili birçok madde, Hititler tarafından kutsal olarak kabul edilmiştir 193. Su pınarının bulunduğu bölgede araştırma yapılırken, burada bulunan hiyeroglif yazıtlı bir stel, bu su pınarının kültle ilgisi olduğundan bahsetmiştir 194. Kutsal olduğu düşünülen bu pınardan çıkan sular, büyük bir ihtimalle Hitit dini hayatında ve ritüellerde kullanılmıştır. Bu suların kullanımı ise belki de daha önce belirtilen, Aslanlı Tekne, Taş Tekne gibi, su teknelerinin içerisine konularak, tapınağa girecek olan kişilerin temizlenmesinde kullanılmış olabileceği gibi, tanrı sunularının içinde de yer almış olabileceği düşünülebilir. 189 Seeher 1999, Bittel 1976, Darga 1985, Macqueen, 2001, Darga 1985, 126; Bahar 1999, 17; Eliade, 2009, 109, Seeher 1999,

60 Büyükkale ve Bünyesinde Barındırdığı Kutsal Mekanlar Büyükkale olarak adlandırılan mekân, Hattuša kentinin orta kesiminin doğu taraflarında bulunmaktadır. Bu bölgede Hitit krallarının sarayının bulunduğu tahmin edilmektedir. Kalenin bulunduğu coğrafya Hattuša şehrine ve ovaya hâkim bir konumdadır (Res. 9). Eski Krallık döneminde de burasının yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmekte 195 ve Hitit krallarının büyük bir ihtimalle, bölgenin jeopolitik konumundan dolayı burayı kale olarak kullandıkları düşünülmektedir. Büyükkale nin içinde birçok önemli yapı bulunmaktadır. Bu yapılar A dan M harfine kadar adlandırılmışlardır (Res. 10). Bu yapıların ne tür işlevler üstlendiği kesin olarak saptanamamış olmasına rağmen, elde edilen buluntulardan hareketle, ne tür işlevleri olduğu konusunda tahminlerde bulunulmuştur. Bu yapılardan A, E, K ile adlandırılanlar tabletlerin korunduğu arşiv odaları; D yapısının bir çeşit mühür deposu, F ve G ise yapısının kral ve ailesinin özel daireleri oldukları düşünülmektedir 196. B, C, H, J, M, N, ile adlandırılan yapıların ise konumuzla alakalı kutsal işlevleri olduğu düşünülen yapılardır Büyükkale B-C-H Yapıları Büyükkale de bulunan bu yapıların Hitit dini hayatında kültsel işlevleri olduğu tahmin edilmektedir. Bu yapılardan, B ve H ile adlandırılanlar, tamamen Kral Kalesinin kutsal yapıları olarak bilinmektedir 197. Araştırmalardan elde edilen bilgilere göre C yapısının (Res. 11) işlevi konusunda ise daha fazla fikir üretilebilmektedir. Bu yapının ortasında 5,2x6 m. boyutlarında derinliğinin en az 2 m. olduğu tahmin edilen bir havuz bulunmaktadır. Bu havuzun tabanında adak kabı olarak kullanıldığı düşünülen çok sayıda pişmiş toprak kap ele geçirilmiştir. Bu buluntulardan hareketle bu odanın Su/Yağmur kültüyle bağlantılı olabileceği belirtilmiştir 198. Bu bilgiden hareketle, bu yapı, belki kuraklık dönemlerinde yağmurun yağması için uygulanan ritüellerde kullanılmış olabileceği düşünülebilir. 195 Darga 1992, Darga 1992, Darga 1992, Neve 1971, 25-30; Macqueen 2001, ; Seeher 1999, 103,104; Darga 1992,

61 Büyükkale M, N, J Yapıları Hattuša nın Büyükkale olarak adlandırılan bölümünde bulunan M, N, J yapılarının da Hitit dininde önemli işlevleri olabileceği düşünülmektedir. Bunlardan M ile adlandırılan yapıda gerçekleştirilen araştırmalarda, M. Ö. XIII. yy katlarında resmi, yönetimsel bir binayı andıracak kalıntıların bulunmasına rağmen, daha eski katlarda kült vazoları, heykeller ve 90 cm. büyüklüğünde olan bir çift boğa figürünün bulunduğu belirtilmiştir 199. Bilindiği üzere boğa, Hitit sanatında, Fırtına Tanrısı nın sembolü olarak gösterilmektedir. M yapısında bulunan bu eserlerden dolayı burasının M. Ö. XIII. yy da olmasa bile daha önceki dönemlerde, Fırtına Tanrısı kültü için kullanılan kutsal bir mekân olabileceği düşünülebilir. J ile adlandırılan yapının ne olduğu ise tam olarak bilinmemektedir. Bu yapı, Büyükkale nin güney surları üzerinde yer almaktadır (Res. 10). Yapılan araştırmalarda bu yapının bulunduğu yerde, havuz olduğu tespit edilerek (Res. 12), bu havuzun dibinde mavi boya kalıntıları ile adak kaplarının olduğu bulunduğu belirtilmiştir 200. Bu buluntulardan hareketle, C yapısının olduğu gibi, belki de J yapısının da su/yağmur kültü ile ilişkisinin olabileceği düşünülebilir. Büyükkale de bulunan N yapısının da Hitit dini hayatında önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Simetrik planlı ve tahmini olarak dokuz odalı olduğu bilinen bu yapının ölçüleri ve planı itibari ile Tapınak I in giriş kısmı ile Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı nın giriş kısmına eşit olduğu belirtilmiştir. Belki de burası yazıtlarda belirtilen önemli törenlerin yapıldığı yerlerden birisi olmuştur. Eğer burada böyle bir bayram kutlaması gerçekleşmişse bu bayramın kapı, pazar anlamlarına geldiği bilinen KI.LAM bayramı olabileceği düşünülmektedir 201. Yukarıda belirtilen bilgileri de göz önüne alarak, Büyükkale sadece kralın sarayının bulunduğu bir mekân olmamış, aynı zamanda içinde barındırdığı birçok kutsal mekân ile Hitit dini hayatında önemli bir rol oynamıştır. Özellikle, burada bulunan ve su kültüyle ilgili olduğu düşünülen havuzlar, belki de kuraklık dönemlerinde, tanrıdan yağmur dilemek için, dini ritüellerde kullanılmıştır. 199 Darga 1992, Seeher 1999, 109; Darga 1992, Darga 1992,

62 Hattuša Aşağı Şehir de yukarıda belirtilen mekânların haricinde bir de Kızlarkaya adı verilen mekânın da kutsal olabileceği hakkında düşünce belirtilmiştir. Kızlarkaya olarak adlandırılan mekân, poternli surun önündeki vadinin sol tarafında yer alır. Bu kaya üzerinde yer alan girinti ve çıkıntılar sunağı andırdığından dolayı, böyle bir düşünce belirtilmiştir Yukarı ġehir de Bulunan Kutsal Mekanlar Yukarı Şehir olarak adlandırılan bölge başkent Hattuša nın güney kısmını oluşturmaktadır (Res. 13). Bu bölgenin imarının Hitit kralı IV. Tuthalia döneminde yapılmaya başlandığı bilinmektedir. Ancak bazı yapıların tamamen bitmemiş halde kalmalarından hareketle, bu imar faaliyetlerinin tam olarak bitirilemediği de düşünülmektedir 203. Aşağı Şehir olarak adlandırılan bölgede olduğu gibi Yukarı Şehir de de kutsal olduğu düşünülen birçok yapı bulunmaktadır (Res. 14) Kutsal Olduğu DüĢünülen Önemli Kapılar Hattuša kentinde bulunan ve Yukarı Şehir olarak adlandırılan bölge, dış dünya ile olan iletişimini, bölgede bulunan üç törensel kapı ile sağlamıştır. Aslanlı Kapı, Sfenksli Kapı, ve Kral Kapısı olarak adlandırılan bu kapıların isimleri, bünyelerinde barındırdıkları kabartmalardan gelmiştir 204. Bu törensel kapıların kabartmalarına baktığımız zaman, gerçekten de kendilerine verilen isimleri hak ettikleri görülmektedir. Aslanlı Kapı da Aslan (Res. 15), Sfenksli Kapı da sfenks (Res. 16) ve Kral Kapısı nda ise tanrı biçiminde resmedilmiş bir kral (Res. 18) kabartmasının bulunduğu görülmektedir. Bu kabartmalarla işlenen kapıların sadece geçiş işlemlerinde kullanılmadığı, asıl kullanım alanlarının ise dini törenlerde olabileceği düşüncesi belirtilmiştir. Neve ye göre kentin bu kısmında kutsal bir yol bulunmaktadır. Bu kutsal yol, Kral Kapısı ndan kentten çıkarak, surların hemen kenarından Sfenksli Kapı nın bastionunun doğu kanadına vararak, dik bir merdivenle kapıya ulaşmıştır. Neve nin 202 Seeher 1999, 31, Neve 1990, De Martino 2006, 113; Sevin, 2003,

63 belirttiği kutsal yol burada bitmemiş ve ikinci bir merdivenle bastionun batı yanından Aslanlı kapı ya doğru devam etmiş ve tekrar kentin içine geri dönmüştür Aslanlı Kapı Aslanlı Kapı, adını, kenarlarında bulunan aslan kabartmalarından almıştır. Bu aslan kabartmalarının benzerleri Mezopotamya toplumlarında da görülmektedir. Özellikle Assurluların saray ve önemli yolarının girişinde kullandığı Lamuššu lar bulunmaktadır. Bu Lamuššu ların, bulunduğu yapıyı korudukları ve bu sebepten dolayı koruyucu işlevleri olduğu düşünülmektedir 206. Kapının iki tarafında bulunan aslanların özelliklerine bakacak olursak (Res. 15); ağzı açık saldıran aslan biçiminde olduğu görülmektedir. Baş kısmının, beden kısmının üçte birini oluşturduğu görülen bu aslanların gözlerinin oyuk olması, başka maddeden yapıldığını gösterir. Yelenin alt kısmında bulunan ön bacak ile gövdenin birleştiği eklem bölgesi de ince çizgilerle gösterilmiştir. Aslanlı Kapı da bulunan aslanların bu özelliği, Mısır etkisini hissettirmektedir 207. Ayrıca aslanların ayaklarının önünde bulunan çanak şeklindeki küçük çukurların da dini törenlerde adak konulması için yapılmış olabileceği de belirtilmiştir 208. Aslanlı Kapı da bulunan kabartmaların, Hattuša kentinde bulunan diğer kapılardan (yukarı batı kapı vb. kabartma ve işçiliğin neredeyse görülmediği kapılar) oldukça farklı olduğu belirtilmiştir 209. Aslanların önünde bulunan çukurlukların, belirtildiği gibi adak çukuru olarak kullanılmış olabileceği düşünüldüğünde, bu kapının dini ritüellerde kullanılmış olabilecek olan bir kapı olduğu düşünülmektedir. 205 Kutsal yolun yürüyüş yolunun belirlenmesinde ise Kral kapısındaki kabartmanın içte, Aslanlı kapıda bulunan kabartmanın ise dış tarafta olması önemli rol oynamıştır. Neve 1990, Collon 1995, Darga 1992, Seeher 1999, 42,43. Seeher burada bu fikrin kesin olmadığını da belirtmiştir. 209 Neve 1990,

64 Sfenksli Kapı Başkent Hattuša nın en güney noktasında bulunan Sfenksli Kapı (Res. 14), kentin en önemli kapılarından birisidir. Bu kapıda, ikisi kentin içeri tarafına, ikisi de kentin dışarı tarafına bakmak üzere dört tane sfenks bulunmaktadır. Sfenksli Kapı da Aslanlı Kapı gibi Neve nin belirttiği, olası kutsal yol güzergâhında bulunmaktadır. Sfenksli Kapı nın genişliği dikkate alındığında araç geçişleri için uygun olmadığı görülmektedir (Res. 16). Bu sebepten dolayı, bu kapının daha çok dini nitelikli bir kapı olduğu ve özellikle tapınaklar mahallesindeki tapınakların korunması görevini üstlendiği düşünülmektedir 210. Bu kapıda bulunan sfenkslerin genel olarak özelliklerine baktığımız zaman: Aslanlı Kapı da olduğu gibi sfenkslerinde baş kısmının, beden kısmının üçte birini oluşturduğu ve başlarında tanrısallık sembolü olan boynuz bulunduğu görülmektedir. Bilindiği üzere sfenksler Mısır kökenli olarak bilinmektedir. Mısır etkisinin de bulunduğu bilinen bu sfenksler, Hitit yontu sanatının en anlamlı ve en etkileyici yapıtları olarak nitelendirilmektedirler 211 (Res. 17). Daha önce de belirtildiği gibi, kapının araç geçişlerine uygun olmaması, Sfenksli Kapı nın Hitit dini hayatında ve özellikle kültsel aktivitelerde kullanıldığı düşüncesini kuvvetlendirmektedir. Ayrıca sfenkslerde tanrısallık işareti olarak bilinen boynuz sembollerinin de bulunması 212 bu kapının Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır. Belki de bu kapı, kutsal yol güzergâhında olmasından dolayı, dini törenlerde kullanılan bir geçit olmuştur Kral Kapısı Hattuša da bulunan önemli bir kapı da kentin güneydoğu yönünde bulunan Kral Kapısı dır (Res. 14). Bu kapının şehre bakan yüzünün kuzey tarafındaki pervazda sağ tarafa yönelik vaziyette duran genç bir tanrı/kral tasviri işlenmiştir 213 (Res. 18). Bu kapıda bulunan kabartma, ilk başlarda savaşçı kıyafetleriyle duran bir 210 Collins 2002, 34; Sevin 2003, 179, Darga 1992, 119, Seeher 1999, Darga 1992, 123; Sevin 2003, 178; Collins 2002,

65 Hitit kralını temsil ettiği düşüncesinden dolayı bu kapıya Kral Kapısı denilmiştir 214. Ancak yapılan incelemeler sonucunda bu kabartmanın tanrısallık sembolü olan boynuzlu miğfer giymesi, elinde de Hitit dini törenlerinde kullanıldığı bilinen bir tören baltası taşımasından dolayı, bu kabartmanın kraldan çok bir tanrıyı temsil ettiği düşüncesini kuvvetlendirmekte ve bu tanrının da Hitit kralı IV. Tuthalia nın koruyucu tanrısı Šarruma olabileceği düşünülmektedir 215. Kabartmada tasvir edilen tanrı figürünün boynuzlu miğferle gösterilmesi, Hitit panteonunun üst sıralarındaki bir tanrıyı temsil etmediği şeklinde yorumlanmıştır 216. Bu durumda buradaki tanrı belki de burada bir ata kültünü akla getirmektedir. Bilindiği üzere Hitit inancında tanrı olmak düşüncesi bulunmaktadır. Hititlerden günümüze kalan bazı yazılı belgelerde tanrı olunca şeklinde deyimler vardır. Burada büyük bir ihtimalle ölen Hitit kralının tanrı olduğu vurgulanmak istenmiştir 217. Ancak son dönemlerde yapılan araştırmalar, Hititlerde kralın sadece öldükten sonra tanrı olduğu şeklindeki görüşü değiştirmeye başlamıştır. Bilindiği üzere Mezopotamya toplumlarında özellikle Akkad lardan itibaren, krallar tanrı adını veya tanrı determanitifini kullanmışlardır. Kabartmalarda da kendilerini tanrılık sembolü olan boynuz ile göstermişlerdir 218. Hitit kralı IV. Tuthalia döneminde yazıldığı tahmin edilen Emirgazi yazıtlarında O bana güneşim büyük kral Labarna Tuthalia ya dokunulmamış yerde içki sunsun sözü, Hitit krallarının da özellikle son yarım yüzyıl içinde kendilerini tanrı gibi görerek kült nesnesi yaptığının göstergesi olabilir 219. Kral Kapısı nda bulunan kabartmada dikkati çeken önemli bir nokta da, kabartmadaki tanrı tasvirinin ayaklarının çıplak olmasıdır. Bilindiği üzere, Hititlerin yapmış oldukları tanrı betimlemelerinin birçoğunda, tanrıların ayaklarında sivri uçlu 214 De Martino 2006, Darga 1992, 123,126. Bu tanrı da büyük bir ihtimalle IV. Tuthalia nın koruyucu tanrısı Šarruma dır. Darga 1979, 145; Seeher 1999, Darga 1992, Ten Cate 1969, 92; Hutter 1997, 84; Bryce 2003, 35; Sevin 2003, 178. Hutter ayrıca, Hititlerin uygulamış oldukları bu yöntemin Ebla, Alalah, Ugarit gibi Kuzey Suriye kentlerinde de görüldüğünü, Hitittlerin de bu kültürlerden etkileniş olabileceklerini de belirtmiştir Hutter 1997, Collon 1995, Ensert 2006, 85. Ayrıca Akurgal da Yazılıkaya açık hava tapınağında IV. Tuthalia nın iki adet kabartmasının ve bir de heykelinin bulunduğunu belirterek Hitit kralı IV. Tuthalia nın ölmeden önce, daha henüz yaşarken kendisini tanrılaştırmış olabileceğini ve kendi kültünü yaratabileceği belirtilmiştir. Akurgal 2005,

66 olan Hatti ayakkabı ları görülmektedir. Ancak buradaki kabartmada, tanrının figürünün ayakları, Kuzey Suriye sanatında görüldüğü gibi çıplaktır 220. Bu durum da daha önce de belirtildiği gibi Hitit kralı III. Hattušili döneminde iyice yoğunlaşan Kuzey Suriye etkisini açıkça ortaya koymaktadır. Kral Kapısı nın dini hayatta nasıl bir işleve sahip olduğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak bunun hakkında bazı tahminlerde bulunulabilir. Kral Kapısı Neve nin belirttiği kutsal yol güzergâhında 221 olmasından dolayı belki de dini törenlerde önemli bir geçit veya ata kültü/šarruma nın kutsandığı önemli bir mekân olmuştur. Bir başka öneri olarak ise IV. Tuthalia nın koruyucu tanrısı olan Šarruma nın bu kapıdaki varlığı (eğer kapıdaki kabartma Šarruma ise), Hitit kralın gerçekleştireceği askeri seferlerde her zaman yanında olup, onu koruyacağının teminatı da olmuş olabilir. Çünkü kral kapısı kentin son imgesi pozisyonundadır 222. Bu sebeple onun bir kabartması yapılarak, çeşitli sebeplerden dolayı (askeri sefer, dini seyahat, tören alayı vb.) kral kenti terk ederken, tanrısına yaptığı çeşitli sunular ve hediyelerle, tanrıya duyulan saygı ve bağlılık gösterilmek istenmiş olabilir Tapınaklar Mahallesi ve V ile XXX Numaralı Tapınaklar Başkent Hattuša nın güney tarafında, yani Yukarı Şehir olarak adlandırılan bölgede yer alan Tapınaklar Mahallesi Nişantaş a kadar uzanmaktadır (Res. 13, 14). Tapınakların bulunduğu alan genel itibariyle çukur bir alan içindedir (Res. 19). Bu çukur alanın içinde yaklaşık otuz tane büyüklü küçüklü tapınak yapısı ortaya çıkarılmıştır Tapınaklar Mahallesi Yukarı Şehrin imarının Hitit krallığının en parlak dönemlerinde, yani M. Ö. XIII. yy da yapıldığı tahmin edilmektedir. Bilindiği üzere Hitit kralı IV. Tuthalia kültün merkezileştirilmesi yolunda faaliyetlerde bulunmuş, bu doğrultuda tapınakların ve kutsal mekânların durumlarını incelemeleri için, krallığın tüm 220 Darga 1992, Neve 1990, Bryce, bu kapının, kent terk edilirken görülen son imge olduğunu belirterek, kapının günlük kullanımdan çok, önemli günlerde (dini seyahat, askeri sefer) kullanıldığını belirtmiştir. Bryce 2002, 258, 260,

67 bölgelerine görevliler göndermiştir. Ayrıca, başkent Hattuša da da geniş çaplı bir restorasyon ve imar faaliyetlerine girişmiştir. Yukarı Şehir de bulunan tapınaklar mahallesinin de, özellikle dini merkezileştirme faaliyetlerinden dolayı, IV. Tuthalia döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir 223. Tapınakların başkentte toplanmasıyla birlikte, AN. TAH. ŠUM SAR ve Nuntarriyašhaš bayramları gibi, uzun kült gezileri öngören bayramların kutlamalarının, burada yapılmaya başlandığı düşünülmektedir 224. Çünkü Tapınaklar Mahallesi ne yapılan tapınaklarla, krallığının farklı köşelerinde bulunan tanrılar ve onların kültleri bir araya getirilmişlerdir. Yukarı Şehir Tapınaklar Mahallesi ndeki tapınakların, genel olarak planları birbirine benzer bir şekilde yapılmış ve üzerleri düz damla örtülmüştür. Yapıların temel kalıntılarından anlaşıldığı üzere, her tapınakta, yapının büyüklüğü, küçüklüğü ve konumuna göre odacıklar bulunmuştur. Ancak, dışarıdan girilen bir kapıdan geçilerek ulaşılan üstü açık iç avlu, burada bulunan tapınağın ortak özelliği olmuştur. Avlunun geçilmesinden sonra, birkaç ön mekân ilerleyerek tapınağın en kutsal mekânına, yani tanrının odasına ulaşıldığı tahmin edilmektedir 225. Tapınaklarda yapılan araştırmalarda, tapınakta kullanılan gündelik araç-gereç, kült eşyaları vb. eserler ele geçirilmiştir. Bulunan kült malzemeleri arasında, dini törenlerde kullanılan kol biçimli ritüel kaplardan da (Res. 20) bulunduğu görülmüştür 226. Bu buluntulardan hareketle, Tapınaklar Mahallesi semtinde, dini ritüellerin yapıldığı düşünülebilir V ve XXX Numaralı Tapınaklar Yukarı Şehir Tapınaklar Mahallesi nde yer alan bu tapınaklar belki de bulundukları konumdan veya işlevlerinden dolayı diğer tapınaklardan ayrılmaktadırlar. Bu tapınakların bulundukları konumlara bakıldığı zaman, daha önce de belirtildiği gibi, dini törenlerde kullanıldığını düşünülen kapılara yakın bir 223 Hutter 1997, 79; Böylece Hitit kralının yapmış olduğu bu faaliyetlerle tanrıların gözüne girmeye çalıştığı düşünülmektedir Bryce 2003, De Martino 2002, 445, Seeher 2002, Neve 1990, 115,

68 konumda yapılmışlardır. Tapınak V, Kral Kapısı nın, Tapınak XXX ise Aslanlı Kapı nın yakınında yer almışlardır 227 (Res. 14). Bu tapınakların önemli kapıların yakınlarına yapılması sadece bir tesadüf değildir. Çünkü tapınakların yapıları ve içinde bulunan malzemeler incelendiğinde, bu tapınakların bölgede bulunan diğer tapınaklara göre daha önemli oldukları görülmektedir. Tapınak V, Yukarı Şehrin ve dolayısıyla Tapınaklar Mahallesi nin en büyük yapısı olarak bilinmektedir. Boyut olarak ise Aşağı Şehir de bulunan Tapınak I den biraz küçüktür. Bu tapınak da yapılan araştırmalarda, tapınağın, Tapınak I de olduğu gibi (Res. 4) iki adet kült odasının olduğu görülmüş ve bundan dolayı Tapınak V in de iki tanrıya adandığı belirtilmiştir 228. Tapınak V de, bu tapınağın önemini arttıran iki adet buluntu ele geçirilmiştir. Bunlardan ilki, Tapınak I de de bulunan yeşil taştır. Tapınak I in içinde bulunan yeşil taşın bir benzerinden Tapınak V de de bulunmuştur. Burada ele geçirilen diğer bir buluntu ise, tapınağın doğu duvarında olduğu tahmin edilen bir kabartmadır. Bu kabartmada, dua için kaldırdığı sol konunun üzerinde Tuthalia yazdığı bilinen, kısa etekli, mızraklı ve boynuzlu bir tanrı başlığı ile gösterilen bir savaşçı tasvir edilmiştir. Bu buluntuların, buluntu yeri de dikkate alınarak, tasvir edilen savaşçının, tanrılaştırılmış Tuthalia nın bir idolü Huwaši si olduğu ve bu yeşil taşın da onun sunağı olabileceği düşüncesi belirtilmiştir 229. Bu durumda da karşımıza, tanrılaştırılan bu Tuthalia nın hangi Tuthalia olduğu veya olabileceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu konu hakkında ise, Yukarı Şehrin imarında ve özellikle Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı nın son halini almasında büyük emekleri olduğu bilinen IV. Tuthalia ya ait olabileceği 230 veya bu kabartmanın ata kültü için yapılmış olma ihtimalinden dolayı, kabartmada tasvir edilen kişinin III. Tuthalia ya ait olabileceği belirtilmiştir Bryce 2002, Macqueen 2001, 136; De Martino 2006, Neve 1990, 119,120; Seeher 2002, Seeher 1999, Neve 1993,

69 Tapınak V in içinde bulunan d bölümü önemli bir bölüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada yapılan araştırmalarda, bu yapının kenarları en az 15 er m. olan kare biçimli, kanalizasyon sistemine sahip bir yapı olduğu görülmüştür. Büyük bir ihtimalle de dini törenlerde sunulan kurbanların, bu yapının bir kanalizasyon sistemine sahip olmasından dolayı, burada yapılabilmiş olabileceği tahmin edilmiştir 232. Daha önce de belirtildiği üzere Tapınak V, Kral Kapısı na oldukça yakın bir konumdadır. Belki de Kral Kapısı, kralın kentten çıkarken gördüğü son imge olmuştur. Tapınak V in de kral kapısına olan bu yakınlığı, belki de kralın kentten çıkmadan önce bu tapınakta tanrılarına ve ele geçen kabartmadan dolayı, atalarına çeşitli sunular yaptığı bir mekân olabileceği üzerine fikir yürütülmesini sağlayabilir 233. Tapınak XXX ise Aslanlı Kapı yakınlarında bulunmakta (Res. 14) ve günümüzde sadece restore edilmiş temelleri görülebilmektedir. Yapı temellerinin kalıntılarından anlaşıldığı kadarıyla, bu tapınak Tapınaklar Mahallesi ndeki tapınaklardan biraz daha büyük bir şekilde inşa edilmiştir. İmparatorluk döneminin sonlarında, yapı tahribata uğramış ve bu tahribattan sonra, konutlar ve çömlekçi fırınlarının bulunduğu atölyeler için çeşitli sebeplerle kullanıldığı düşünülmektedir 234. Hitit kralı IV. Tuthalia tarafından, kültün merkezileştirilmesi sonucunda, uzun kült gezilerini öngören bayramların başkent Hattuša da kutlanmaya başlandığını daha önce belirtilmiştir. Belki de Hititler, bayram kutlamaları sırasında, Tapınak V ten kutlamalara başlayarak, tanrı heykelleri ile birlikte oluşturulan tören alayıyla, surların dışından ilerleyerek, Aslanlı Kapı dan geçmişler ve Tapınak XXX da, son noktaları olmuştur 235. Kesinliği bulunmasa da, Tapınak V, bayram törenlerinde oluşturulan tören alayının başlangıç noktasını, Tapınak XXX ise bitiş noktasını oluşturduğu düşünülebilir. 232 Neve 1990, Bryce 2002, 260, Seeher 1999, Burney 2004,

70 NiĢantepe, I ve II No lu Odalar Nişantepe, Hititlerin başkenti Hattuša da, kralın ikamet ettiği tahmin edilen sarayın bulunduğu Büyükkale den, Tapınaklar Mahallesi ne geçiş bölgesinde yer alır (Res. 14). Kayalık bir bölge olan Nişantepe nin girişinde iki adet sfenks kalıntısı bulunmuştur 236. Burada yapılan araştırmalarda, önemli bir mühür arşivinin bulunduğu ve bu arşivdeki mühürlerin sayısının yaklaşık olarak 3000 civarında olduğu da belirtilmiştir 237. Nişantepe de, mühür arşivinin yanı sıra Hitit siyasi tarihi hakkında bilgi veren önemli bir yazıt bulunmuştur. 8,5 m. uzunluğunda, 11 satırdan oluştuğu tahmin edilen ve oldukça tahrip olmuş olan yazıt, Nişantaş adı verilen kayalık üzerine, Luwi Hiyeroglifleri ile yazılmıştır (Res. 21). Bu yazıtta, Hitit kralı II. Šuppiluliuma nın, Hitit metinlerinde Alašiya olarak geçtiği bilinen günümüzdeki Kıbrıs Adası üzerine yaptığı askeri seferin anlatıldığı görülmektedir 238. Yazıtta, II. Šuppiluliuma nın, Alašiya üzerine yaptığı askeri seferin anlatılmasından dolayı, bu yazıtın ve Nişantepe bölgesinin, yine bu kral tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Nişantepe nin işlevi hakkında, burasının ata kültüne ayrılmış bir mekân olduğu, özellikle Hitit metinlerinde geçen Hekur olabileceği belirtilmiştir 239. Eğer burası gerçekten de ata kültü için ayrılmış bir mekân ise, Nişantepe nin hangi ölü veya hala yaşayan kralın kültü için yapıldığı sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu konu hakkında gerçekleşen tartışmalar genellikle, IV. Tuthalia veya II. Šuppiluliuma ya ait olabileceği konusunda yoğunlaşmıştır 240. Ancak bu mekânın, bu krallardan hangisinin kültüne ait olduğu konusunda ise kesin bir fikir birliği oluşturulamamıştır. Hangi krala ait olduğu tam olarak bilinmese de Hititlerin, bu mekânı, kutsal bir mekân olarak gördükleri düşünülmektedir. Nişantepe olarak bilinen mekânın doğusunda, I ve II No lu Oda lar bulunmaktadır (Res. 14). Bu odalardan II No lu Oda olarak adlandırılan yapı, içinde 236 Collins 2002, 129. Nişantepe nin önünde bulunan bu sfenks kalıntıları günümüzde yerinde durmayıp Boğazkale müzesinde sergilenmektedir. 237 Gordin 2008, 6; Collins 2002, 16. Bryce 2002, De Martino 2006, 117; Collins 2002, Collins 2002, Nişantepe nin hangi kralın ata kültü olması hakkındaki fikirler için bakınız: van den Hout 1994,

71 barındırdığı kabartmalar ve yazıtlardan dolayı araştırmalarda oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. Güneykale olarak adlandırılan bölgede bulunan II No lu Oda, aynı zamanda Hiyeroglifli Oda olarak da bilinmektedir. Bu odanın hemen girişinin sol tarafındaki duvar üzerinde, kabaca işlenmiş veya belki de tam olarak bitirilememiş, asker giyimli bir şekilde, sola dönük, sol elinde mızrak, sağ elinde de yay geçirmiş olan bir insan figürü tasvir edilmiştir (Res. 22). Bu tasvirin başında, boynuzlu başlık bulunması ve daha çok tanrı tasvirlerinde görülen ucu sivri ayakkabı (Hatti ayakkabıları) giymesinden dolayı, bu figürün, bir tanrıyı temsil ettiği düşünülmektedir 241. Bu kabartmanın kimi temsil ettiği sorusunun cevabını, açık bir şekilde olmasa da yine bu kabartmadan öğrenilmektedir. Kabartmadaki figürün boynuzlu başlığının önünde hiyeroglif yazısıyla, Šuppiluliuma yazmaktadır 242. Bilindiği üzere Hitit tarihinde iki tane Šuppiluliuma isminde kral bulunmaktadır. Bu konu hakkında fikir beyan eden araştırmacılardan bazıları, bu kabartmada geçen Šuppiluliuma nın, Hitit tarihindeki son kral olarak bilinen II. Šuppiluliuma ya ait olduğunu belirtmişlerdir 243. Ancak bazı araştırmacılar da bu kabartmada bulunan yazıtta yazan Šuppiluliuma isminin doğrudan II. Šuppiluliuma ile özdeşleştirilemeyeceğini, bu yüzden de bu kabartmada temsil edilen tanrının, Hititlerin imparatorluk seviyesine ulaşmasına büyük emekleri olan I. Šuppiluliuma ya ait olabileceğini de belirtmişlerdir 244. Güneykale II No lu Oda nın içinde sadece, yukarıda belirtilen kral/tanrı kabartması bulunmamaktadır. Bu kabartmayla birlikte, kabartmanın bulunduğu duvarın karşısındaki duvarda yer alan hiyeroglif yazıtta (Res. 23), II. Šuppiluliuma nın faaliyetleri hakkında bilgiler verilerek, II. Šuppiluliuma nın Anadolu nun güneybatısına, yani Tarhuntašša toprakları üzerine yapmış olduğu 241 Neve 1990, 123; Darga 1992, 197; Mellink 1990, 130; Seeher 1999, Mellink 1990, 130; Seeher 1999, Seeher ; Sevin 2003, 180, Gates 1995, 219; Neve 1990, 123; Darga 1992, 197. Darga, Neve kadar kesin ifade etmese de bu kabartmanın I. Šuppiluliuma ya ait olabileceğini ancak bunun kesin olmayarak II. Šuppiluliuma ya da ait olabileceğine işaret ederek, bölgede yapılacak araştırmaların daha kesin bilgilere ulaşabilmemizi sağlayabileceğini de belirtmiştir. 54

72 başarılı askeri seferlerden, bu seferler sonucunda yeni şehirler kurup, bazı yerlerde tanrılarına kurbanlar verdiğinden bahsedilmektedir 245. II No lu Oda nın içinde Šuppiluliuma kabartması ve onun faaliyetlerinden bahseden yazıtın haricinde bir kabartma daha bulunmaktadır. Odanın arka duvarında bulunan bu kabartmada giydiği uzun bir manto, ayağında ucu sivri Hatti ayakkabıları ve sol elinde güç sembolü olarak bilinen kıvrık asası ile başının üzerinde kanatlı güneş kursu bulunan Güneş Tanrısı tasvir edilmiştir (Res. 24). Bu tasvirin sağ elinde ölümsüzlük/hayat sembolü olan bir bitki taşıdığı görülmektedir 246. Bu çeşit bir tasvirin örneklerinin, Kuzey Suriye ve Mısır eserlerinde görüldüğü bilinmektedir 247. Bu yapının Hitit dini hayatında yer altı kültüyle bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Büyük bir ihtimalle, II. Šuppiluliuma tarafından kendi kültü için yaptırdığı düşünülen bu yapıda, girişteki kabartmada, duvardaki yaptıklarını anlatan, daha henüz sağlığında kendisini tanrılaştırarak kült nesnesi yapan tanrı-savaşçı biçiminde bir kral betimlenmiştir. Duvarın arka tarafındaki kabartmada ise, onun ölümünden sonra ölümsüz bir tanrı olacağı tasvir edilmiştir 248. Güneykale de bulunan bu kutsal yapının Hitit dini hayatında oldukça önemli bir yeri olmuştur. Bu yapı, Hitit metinlerinde geçen ve içinde ata kültünü barındırdığı düşünülen Hešta 249 (Kemik Evi) olabileceği belirtilmiştir II No lu Oda nın hemen yakınlarında I No lu Oda bulunmaktadır (Res. 14). Bu odada, II No lu Oda da olduğu gibi hiyeroglif yazıt veya herhangi bir kabartma bulunmamaktadır (Res. 25). Ancak bu odanın da şekil itibari ile II No lu Oda yı andırması ve ata kültüyle ilgili olduğu düşünülen mekânların yakınlarında bulunmasından dolayı, bu mekânın da ata kültüyle alakalı kutsal bir mekân olduğu düşünülmektedir Collins 2002, 74, Seeher 1999, Darga 1992, 197, Seeher 1999, 90, Luvice Hašša- kemik anlamına gelen bu kelime Hititler tarafından Haštai, Heštai olarak kullanılmıştır. Alp 2000, Darga 1992, Seeher 1999,

73 Doğu ve Güney Havuzlar Doğu Havuzlar olarak bilinen havuzlar Güneykale nin doğusunda bulunmaktadır (Res. 14). Bu havuzların yaklaşık olarak 60x90 m. büyüklüklerinde olduğu bilinmektedir. Havuzların 16 m. lik bir setle birbirinden ayrıldıkları ve havuzların yan duvarlarının dikey değil de hafif eğimli bir şekilde yapıldığı görülmektedir (Res. 26). Tabanında ise taş yerine su geçirmeyen bir kil tabakası ile kaplandığı gözlemlenmiştir. Hititler, havuzun tabanına döşediği bu kil tabakası ile büyük bir ihtimalle su kaybını önlemeye çalışmışlardır 252. Doğu Havuzlar ı, Hitit dini hayatında önemli kutsal mekânlar olan, Nişantepe, I No lu Oda ve II No lu Oda ya yakın bir konumda bulunmaktadır. Havuzların bu konumu, dini hayatta kullanılabilmiş olabileceği düşüncesini kuvvetlendirmekte ve bu havuzlarla ilgili yapılan araştırmalarda, burasının su kültü ve yer altı kültüyle alakası olan bir mekân olabileceği belirtilmiştir 253. Bilindiği üzere, su kaynakları ve bu kaynak sularının toplandığı havuzlar, Hititler tarafından kutsanmış ve saygı gösterilmiştir. Hitit insanları özellikle su kaynaklarını, yer altı dünyasına ulaşmak ve ölmüş kişilerin ruhlarını çağırmak gibi işlevleri olduğunu düşünmüşlerdir 254. Büyük bir ihtimalle de bu havuzlar, yer altı kültü ve su kültü ile alakalı mekânlardı ve Hititler tarafından da kutsal kabul edilmiştir. Başkent Hattuša da kutsal işlevlere sahip olduğu düşünülen sadece Doğu Havuzlar değildir. Doğu Havuzlar ın olduğu gibi Güney Havuzlar olarak adlandırılan havuzlar da bulunmaktadır. Bu havuzlar Aslanlı Kapı dan Yer kapı ya doğru giderken (Res. 14) Yukarı Şehre doğru uzanan bir burun üzerindedir. Bu alanda toplam 5 adet havuz bulunmaktadır. Bu havuzlardan, özellikle Havuz III ve Havuz IV te bulunan keramik kırıntıları ve kırılmış vaziyetteki libasyon kaplarından dolayı, bu havuzların kültsel aktivitelerde kullanıldığı belirtilmiştir 255. Havuzların diplerinde bulunan ve dini törenlerde kullanılan libasyon kaplarının kırıklarının bu havuzlarda 252 Seeher 1999, 82, Gates 1995, 219; Collins 2002, 15,36; Sevin 2003, 180, Gordon 1969, 70. Bu havuzların su deposu olarak kullanılmış olabileceği de belirtilmiştir. Seeher 1999, Greaves 2003, 91; Schachner 2010,

74 olması, bu havuzların dini nitelikte olduğu ve Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünün kanıtı olabilir BaĢkent Hattuša nın En Önemli Kutsal Mekanı: Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı Hititlerin, belki de günümüze ulaşan en önemli kutsal mekânı olarak nitelendirebilecek olan Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı, başkent Hattuša nın 1,5 km. kuzeydoğusunda yer almaktadır (Res. 13). Bu tapınak, iki doğal kaya yarığından oluşmakta (Res. 27) ve Hittilerin ilk dönemlerinde bu kaya yarıklarını kült odası olarak kullandıkları bilinmektedir 256. Yani Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı, bir grup doğal kayanın, daha sonraki dönemlerde kabartmalarla süslenip, bu kayalara, ek yapılar eklenerek genişletilmesi sonucunda oluşmuş doğal bir kutsal alandır. Bu durumda, Hititlerin, ilk başlarda işlem görmediği tahmin edilen bu mekândaki doğal kayalara kutsiyet atfettikleri ve bu mekânı kutsal bir mekân olarak gördükleri tahmin edilmektedir 257. Hititlerin, Yazılıkaya ya ulaşabilmek için, kutsal olduğu düşünülen bir yol kullandıkları tahmin edilmektedir. Bu yolun metinlerde Büyük Yol anlamına gelen Kaskal Ra-Bi ile adlandırılmış olabileceği belirtilmiştir 258. Bu kutsal yolun, başkentin kuzey taraflarındaki dere yatağından ilerleyip, Osmankayası mezarlığının önünden geçerek yukarıya tırmandığı ve böylece dağın yamacında olan Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı na ulaştığı belirtilmiştir 259. Bu durumda Büyük Yol büyük bir ihtimalle, Hattuša kentinin içinde değil de Hattuša dan başlayıp kentin hemen çok yakınındaki Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı güzergâhında olan yoldur. Hititler tarafından, son halini alamdan önce de Yazılıkaya nın kutsal bir mekân olarak görüldüğü ve burada çeşitli ibadetlerin yapıldığı daha önce 256 Sevin 2003, Schirmer 1982, 11, 19. Schirmer burada, Yazılıkaya a bulunan ve herhangi bir işlem görmemiş olan kayaların bile kült nesnesi olarak görüldüğüne dikkat çekmiştir. 258 Darga 1985, 60. Darga burada, Hititlerin metinlerde geçen Kaskal Ra-Bi için iki öneri sunmuştur. Birinci olarak Hattuša ile Yazılıkaya açık hava tapınağı arasındaki yol olduğunu, ikinci olarak ise Şehir Kapısı ile Tapınak I arasında olabileceğini belirtmiştir. Biz burada bu Büyük Yol un Hattuša ile Yazılıkaya arasında olabileceği önerisini benimsemekteyiz. 259 Schirmer 1982,

75 belirtilmişti. Bu kutsal mekânın, Hititler tarafından M. Ö lerden itibaren kullanıldığı tahmin edilmektedir. Büyük bir ihtimalle, bu ilk kullanılmaya başlandığı dönemde Hititler, bu kutsal mekânı, bir duvarla dış dünyadan ayırmışlardır 260. Böylece bu kutsal mekânlarını, dış dünyanın kirliliği gibi birçok kötülükten soyutlamışlardır. M. Ö. XIII. yy da ise, bu mekân Hititler tarafından tanrı kabartmaları ile süslenerek günümüzdeki haline ulaştığı, özellikle bu eserlerin birçoğunun, III. Hattušili ve IV. Tuthalia dönemlerinde yapıldığı düşünülmektedir 261. Yazılıkaya nın önüne bir duvar çekilerek dış dünyadan ayrılması, bu mekânın, sadece kutsal olanın kutsal olmayandan ayrılmasını sağlamamış, aynı zamanda, kaya anıtlarından da ayrılmasını sağlamıştır 262. Yazılıkaya nın önüne, III. Hattušili döneminde, önüne bir tapınak yapısının yapıldığı tahmin edilmektedir (Res. 28). Yapılan bu tapınakların başkent Hattuša daki tapınaklara oranla daha dayanıksız oldukları düşünülmektedir. Belki de buradaki tapınakların biraz daha dayanıksız olması, burasının her zaman değil de yılın belli dönemlerinde kullanıldığını gösterebilir 263. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı, konumuz açısından önemini, burada dini aktivitelerin yapıldığını düşünülmesinden almaktadır. Bu kutsal mekânda AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamalarının yapıldığı tahmin edilmektedir 264. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı nda AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlanmasının yanı sıra arınma ayinlerinin de yapıldığı belirtilmiştir 265. Ancak, bu yıkanma ayinlerinin Yazılıkaya da yapılıp yapılmadığı konusunda kesinlik bulunmamadığı da belirtilmiştir 266. Arınma ayinlerinin genellikle kentin dışında yapıldığı bilinmektedir 267. Yazılıkaya nın da kentin dışında olması, bu kutsal 260 Macqueen 2001, 138; Seeher 2002a, 443; Kutlu 2002, Seeher 1999, 120; De Martino 2006, 118, 119; Darga 1992, Kutlu 2002, 492; Seeher 2002a, Macqueen 2001, 143; Darga 1992, 154; Seeher 1999, 121; Collins 2002, Yazılıkaya da bulunan yapıların, Hattuša da bulunan yapılar gibi sağlam olmadığını ve bu sebepten dolayı yılın belirli zamanlarında kullanılabilmiş olunabileceği bu kullanım zamanının da AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlama zamanı olabileceği belirtilmiştir. Darga 1992, 154; Seeher 1999, 121; Collins 2002, Seeher Yazılıkaya da arınma ayinlerinin yapılıp yapılmadığı konusunda bkz. Güterbock 1975, Güterbock 1975, 273,

76 mekânda bayram kutlamalarının yanı sıra arınma ayinlerinin de yapılabilmiş olabileceğini göstermesi açısından önemli bir kanıt olabilir. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı na işlenen kabarmalardan da anlaşılabileceği gibi genel itibariyle tanrıların buluşma noktasıdır. Bu kutsal mekân, tanrıların buluşma yeri olarak düşünülmüş ve duvardaki kabartmalar da bu düşünceye göre yapılmıştır. Yazılıkaya Tapınağı ndaki tanrıların sayısının 70 in üzerinde olduğu bilinmektedir 268. Bu tanrıların isimleri ise genel olarak Hurri dilindedir 269. Yani daha önce belirtildiği gibi bu açık hava tapınağında yoğun bir şekilde Hurri etkisi görülmektedir. Tanrı adlarının Hurri dilinde olmasına rağmen, bu isimlerin yazılışlarında ise Luvi hiyeroglif yazısı kullanılmıştır 270. Böylece Yazılıkaya daki tek etkinin Hurri toplumundan olmadığını, Luvi kültür öğelerinin de Yazılıkaya da kullanıldığını görmekteyiz. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı A ve B odaları olarak incelenmektedir. Her bir odanın kendisine ait dini ve kültsel işlevleri olduğu bilinmektedir Yazılıkaya A Odası Yazılıkaya A Odası, Hitit dini hayatının en önemli mekânlarından birisidir. Yaklaşık olarak 30 m. büyüklüğünde olan bu odanın etrafında bulunan kayalıklara tanrı kabartmaları işlenmiştir (Res. 29). Odanın duvarlarının bu şekilde işlenmesinin kesinlikle özel bir önemi vardır. Zaten odada bulunan kabartmalarda belirli bir düzen eşliğinde yapılmışlardır. Sağ taraftaki kabartmalarda tanrılar görülürken, sol taraftaki kabartmalarda ise tanrıçaların yer aldığı görülmektedir 271. Tanrı ve tanrıçaların, bu şekilde bir düzende işlenmeleri, herhangi bir dinsel kutlama için topladıkları görüntüsünü vermektedir. Bir Hitit metninde insanların kaderlerini tayin etmek amacıyla tanrıların bir araya geldikleri belirtilmiştir 272. Yazılıkaya da bulunan kabartmalarda, açık bir şekilde, 268 Sevin 2003, Beckmann 1989, 99; Darga 1992, De Martino 2006, Seeher 1999, 123,124; Macqueen 2001, 139; De Martino 2006, Gurney 2001,

77 tanrıların bir araya geldikleri görülmektedir. Daha önce belirtildiği gibi, Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamalarının yapıldığı bir mekân olmuştur. Bu bayramın kutlamalarının, odada bulunan kabartmalardan dolayı da A Odası olarak adlandırılan mekânda yapıldığı düşünülmektedir 273. Odanın sol tarafında bulunan tanrıçalar uzun pilli etek ile ucu yukarı dönük Hatti ayakkabıları giymişler ve başlarına da yüksek başlıklar takmışlardır 274. Odanın sağ tarafında bulunan tanrılar ise genellikle sivri başlıklı, kısa etekli ve ayaklarında ise ucu yukarı dönük Hatti ayakkabıları ile gösterilmişlerdir. Dağ tanrıları ise balık pullu bezemeli olan kendilerine özgü kıyafetleri ile resmedilmişlerdir 275. A Odası nın en arkasında bulunan kabartmada, yandaki duvarlarda bulunan tanrı gruplarının, en önlerinde ilerleyen, Fırtına Tanrısı Tešup ile Güneş Tanrıçası Hepat ın karşılaşmaları işlenmiştir (Res. 30, 31). AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamalarının yapıldığı tahmin edilen Yazılıkaya A Odası nda, tanrı gruplarının kabartmalarının işlendiği duvarlarda sekilerin bulunduğu da görülmüştür (Res. 32). Bu sekiler, büyük bir ihtimalle, bayram kutlamaları sırasında tanrılara sunulan hediyelerin konduğu bölümler olarak nitelendirilmiştir Yazılıkaya B Odası A Odası na göre daha küçük olan B Odası, iki adet büyük kayalığın arasında kalmış, uzun ince bir oda görünümündedir (Res. 27). Oda, kuzey kesiminden, güney kesimine doğru gittikçe daralmaktadır. Odanın hemen girişinde sağ tarafta, ayaklarına ucu yukarıya doğru kıvrık Hatti ayakkabıları ve boynuzlu sivri başlık giymiş olan bir tanrı alayı kabartması (Res. 33) bulunmaktadır 277. Yazılıkaya B Odası nın sol tarafındaki duvarda, dikey konumda duran, oldukça büyük ölçülerde yapılmış bir kılıç kabartması görülmektedir(res. 34). Bu 273 Schirmer 1982, 19; Darga 1992, 169; Seeher 1999, 121; Collins 2002, 139; Ökse 2006, Seeher 1999, Darga 1992, Hocam, Hasan Bahar a sözlü olarak verdiği değerli bilgilerden dolayı teşekkürlerimi bildiririm. Ayrıca konu hakkında benzer bir görüş için bkz. Seeher 1999, Burada gösterilen tanrılar, Yazılıkaya A odasındaki tanrılar sırasının başlangıcındaki on iki tanrıyla aynıdır. Seeher 1999, 60

78 kılıç kabartmasının, Yer altı Tanrısı Nergal a ait olduğu düşünülmektedir 278. Ayrıca, odada yapılan araştırmalarda, odayı çevreleyen kayalarda gömütlerin de bulunduğu, bu gömütlerin bazılarının içinde kuş iskeletlerinin bulunduğu görülmüştür 279. Bilindiği üzere Hititler, yer altı dünyasıyla bağlantılı olan ritüellerinde kurban hayvanı olarak kuş kullanmışlardır. Bunun sebebi ise, büyük bir ihtimalle, kuşlarda bulunan uçma yeteneği Hititlerin ilgisini çekmiş ve belki de Hititler kuşların bu özelliğinden dolayı, yaşamdan sonraki dünya ile yaşanan dünya arasında elçi olabileceklerini düşünmüşlerdir 280. Bu odada hem Yer altı Tanrısı Nergal e ait kılıcın tasvirinin bulunması, hem de özellikle yer altı kültüyle ilgili ritüellerde kurban edildiği tahmin edilen kuşların iskeletlerinin bulunması, bu odanın yer altı kültüyle ilgili bir mekân olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Yazılıkaya B Odası nda, kılıç kabartmasının yakınında, bir kabartma daha bulunmaktadır. Bu kabartmanın IV. Tuthalia ya ait olduğu tahmin edilmektedir. Kabartmada, IV. Tuthalia nın koruyucu tanrısı Šarruma, krala yol gösterir biçimde(res. 35, 36) tasvir edilmiştir 281. Bu odada, yeraltı kültüyle ilgili kanıtların bulunması, oda içindeki duvarlarda da IV. Tuthalia ve tanrısının birlikte gösterilmesi bu odanın IV. Tuthalia nın ölü kültü için yapılmış olan bir mekân olabileceğini gösterebilir 282. IV. Tuthalia nın ölü kültünü barındıran bu mekânın yapımı büyük bir ihtimalle, onun oğlu II. Šuppiluliuma tarafında yaptırılmıştır. KBo XII numaralı belgede, II. Šuppiluliuma, yaptığı her savaştan galibiyetle ayrıldığını belirttiği babasının hekur unu yaptırttığını ve bu hekur a babasının bir heykelini koydurduğunu anlatmıştır 283. B Odası nda yapılan araştırmalarda, burada bir heykelin var olmuş olabileceği, yakın çevreden bulunan bir heykel kaidesinden anlaşılmaktadır. 278 Burney 2004, 19; Collins 2002, Macqueen 2001, 145, Sevinç 2007, Seeher 1999, 146,147; Macqueen 2001, 143; Collins 2002, Ten Cate 1969, 91; Schirmer 1982, 19; Beckmann 1989, 101; Neve 1990, 124. Sevinç 2007, Taş 2008a, 47; Seeher 1999, 143; Collins 2002,

79 Yazılıkaya B Odası nın IV. Tuthalia dan sonraki bir kral döneminde yaptırıldığına dair kanıtlar da mevcuttur. Bu odanın içinde bulunan kral kartuşunun biçem farklılığı ve özellikle kanatlı güneş kursunun kanatları, şekil bakımından, IV. Tuthalia döneminden sonra yapıldığını gösterdiği belirtilmiştir 284. Bilindiği üzere IV. Tuthalia dan sonra, oğlu III. Arnuwanda kral olmuştur. Ancak bu kral, kısa bir süre içinde arkasında veliaht bırakmadan ölünce yerine, IV. Tuthalia nın diğer oğlu II. Šuppiluliuma kral olmuştur 285. Gerek III. Arnuwanda nın kısa bir süre tahtta bulunmasından gerekse yukarıda da bahsedilen II. Šuppiluliuma döneminden kaldığı tahmin edilen yazılı belgeden ve dolayı, bu odanın II. Šuppiluliuma döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Bu kutsal mekânın içinde, IV. Tuthalia kabartmasının biri yan tarafında (Res. 35), ikisi karşısında olmak üzere üç adet niş bulunmaktadır (Res. 37). Bu nişlerin, bu oda için ne tür işlev gördüğü konusunda, gece yapılan törenlerde aydınlatma amacıyla kullanılmış olunabileceği söylenmiştir 286. Başka bir görüş olarak ise bu nişlerin ölmüş kralın küllerinin saklandığı yer olarak kullanılmış olunabileceğini belirtilmiştir 287. Ancak kabartmasının yakında bulunan bu nişlerin, tanrıya sunulan hediyelerin koyulduğu yer olabileceği de belirtilmiştir 288. Bu nişlerin aydınlatmada kullanılabilme ihtimalinin oldukça düşük olduğu, küllerin saklanabileceği, ancak nişlerin sayısından dolayı, daha çok adak ve sunuların konulabileceği bir yer olabileceğini belirtilmiştir 289. Bu bilgilerden hareketle, bu nişlerin aydınlatma işlevinde değil de, daha çok dini faaliyetlerde kullanılabilmiş olabileceğini, bu yüzden de bunların tanrı sunularının konulduğu yerler olduğu düşüncesi daha uygun görülmektedir. 284 Darga 1992, Taş 2008a, 47, Collins 2002, Macqueen 2001, Seeher 1999, Hocam, Hasan Bahar a, sözlü olarak vermiş olduğu değerli bilgilerden dolayı teşekkürlerimi sunarım. 62

80 III. BÖLÜM KUTSAL KABUL EDĠLEN BAZI KENTLER Bilindiği üzere Hititler, dini hayatlarındaki önemli bayramlarında, kült gezileri gerçekleştirmişlerdir. Bu kült gezilerine bazen kral ve kraliçe birlikte katılmışlar bazen de ayrı ayrı kentlerde bulunmuşlardır. Bayram kutlamaları sırasında çeşitli kentlere ve bu kentlerde bulunan kutsal mekânlara giderek çeşitli ritüeller düzenlemişlerdir. Hititler, tapınaklarla ve kutsal mekânlarla donattıkları başkent Hattuša haricinde, diğer önemli kentlerde de tapınaklar yapmış veya bu kentlerde bazen doğal bazen de yapay olarak çeşitli kutsal mekânlar oluşturmuşlardır. Bu mekânları, günümüze kadar ulaşan bayram kutlamalarını içeren metinlerden ve bayram kutlamalarının yapıldığı bilinen veya kutsal olduğu düşünülen mekânlardan elde edilen arkeolojik malzemelerden öğrenilmektedir Ankuwa Hititler tarafından kutsal bir kent olduğu düşünülen Ankuwa hakkındaki ilk bilgiler, Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma yazılı belgelerden öğrenilmektedir. Bu belgelerde Ankuwa ifadesine rastlanıldığı görülmektedir 290. Ankuwa ifadesinin geçtiği metinler, bugünkü Yozgat ilinin Alişar Höyük adlı yerleşimde bulunmasından dolayı, araştırmacıların büyük çoğunluğu Ankuwa nın Alişar Höyük e yerleştirilmesini kabul etmişlerdir 291. Alişar Höyük ün birçok Hitit kentinin aksine ovada kurulmuş bir Hitit kenti olduğu belirtilmiştir. Bu höyükte yapılan incelemelerde, Hitit yapı katlarının mimarlığında gri renkte kireçtaşının kullanıldığı görülmüştür Ünal 1981a, Del Monte-Tischler 1978, 21; Hoffner 2009, 86; Genz 2011, 6; Gates 1995, 220; Collins 2002, 26,103; Sevin 2003, 169; Burney 2004, 15, 23, 235; Gorny tarafından Ankuwa nın, Yozgat Alişar Höyük ile eşleştirilmesi için bkz. Popko 2000, 445; Hitit krallarının yapmış oldukları kült gezileri ve bunların süreleri dikkate alındığında Ankuwa, Alişar Höyük veya Çadır Höyük e yerleştirilmesi uygundur. Gavaz 2011, 175, Darga 1985, 30,66. Ayrıca burada, bu taşların yine önemli bir Hitit yerleşimi olan Alacahöyük mimarisi ve önemli yapı elemanlarının inşasında kullanıldığı da belirtilmiştir. 63

81 Hititler siyasi hayattaki varlıkları boyunca Ankuwa kentine, dini alanda özel ilgi duymuşlardır. Hitit İmparatorluk dönemine tarihlenen metinlerde, Ankuwa kenti ismi geçen metinlerin, din alanında, özellikle bayram kutlamalarını ilgilendiren metinler olduğu görülmüştür. III. Hattušili ve karısı Puduhepa dönemine tarihlenen bir metinde, Ankuwa kentinin yaşadığı yangın felaketinden kurtulabilmesi için, Ankuwa kentinin bir modelinin tanrılara adak olarak sunulacağından bahsedilmiştir 293. Ayrıca, Ankuwa kentinde bazı bayram kutlamalarının yapıldığı, özellikle Yağmur Bayramı nın bu kentte kutlanıldığı da belirtilmiştir 294. Ankuwa kentinde diğer Hitit kentlerinde olduğu gibi birçok tanrı/tanrıçaya tapınılmıştır. Ankuwa yı ilgilendiren yazılı belgelerden öğrenildiğine göre, bu kentte tanrıça Katahha kültünün ön planda olduğu veya diğer tanrı/tanrıçalara göre daha çok tapınım gördüğü öğrenilmiştir 295. Ayrıca bu belgelerden, kentte bulunan bazı kişilerin Hitit dini ritüel ve bayram kutlamalarında kurt adam olarak görev aldıkları görülmektedir 296. Kentte 5 ilahi/şarkı okuyan kadının Ankuwa kentinde bulunduğu belirtilmiştir 297. Kentte yaşayan bu kadınlar, büyük bir ihtimalle, bu kentte, yakın çevrede veya başkent Hattuša da gerçekleştirilmiş olan dini ritüellerde yer almış olabilirler. Yazılı metinlerde Ankuwa olarak geçen Yozgat Alişar Höyük ün önemli bir kutsal merkez olduğunu gösteren bir diğer önemli deliller de arkeolojik niteliklidir. Bu höyükte yapılan araştırmalarda, ritüellerde, tanrılara sunu yapılırken kullanıldığı düşünülen kol biçimli ritüel kaplardan (Res. 20) bulunmuştur 298. Bu höyükte bulunan 293 Ünal 1981a, 444, Schwemer 2008, 23; Ayrıca Ankuwa kentinde kutlanılan Yağmur Bayramı ve diğer bayramlar için bkz. Ünal 1981a, 450. Gavaz ise Ankuwa kentinin KI.LAM bayramı metinlerinde geçtiğini, ancak metinde verilen bilginin, KI.LAM bayramının bu kentte kesin olarak kutlanıldığını göstermesi konusunda yetersiz olduğunu belirtmiştir. Gavaz 2011, 90, Del Monte-Tischler 1978, Bu kurt adamların özellikle KI.LAM bayramında görev aldıkları düşünülmektedir. Rutherford 2005, Ünal 1981a, 449. Ayrıca Ankuwa kentinde, tapınağın ihtiyaçları başta olmak üzere, yerel kültle ilgili işlerden sorumlu oldukları bilinen, metinlerde AGRIG olarak geçen kişilerin bulunduğu da belirtilmiştir. Burney 2004, Süel 2010, 458,

82 kol biçimli ritüel kapların yanı sıra, ritüel dünya ile ilişkisi olduğu bilinen üçgen biçimli malzemelerden de (Res. 65) bulunmuştur 299. Günümüzde Alişar Höyük olarak bilinen ve Assur Ticaret Kolonileri ve Hititler döneminde Ankuwa olarak adlandırıldığı bilinen bu mekân, gerek yazılı belgelerden gerekse de arkeolojik araştırmalarda ele geçen buluntulardan hareketle, Hitit dini hayatında önemli bir yeri olduğu ve Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü söylenebilir Arinna Özellikle bayram kutlamaları metinlerinde geçtiği bilinen Arinna kentinin, bu metinlerden öğrenildiğine göre, başkent Hattuša ile arasında bir günlük mesafe bulunmaktadır. Bu bir günlük mesafenin ortalama olarak km. olduğu düşünülmektedir 300. Arinna kentinin yerleştirilmesi için birkaç öneride bulunulmuştur. Ancak yapılan bu öneriler arasında, belirtilen mesafe de dikkate alınarak Arinna nın Alacahöyük e yerleştirilmesi birçok araştırmacı tarafından kabul edilmiştir 301. Hitit öncesi dönemde de iskân edilmiş bulunan Arinna kenti, Eski Tunç Çağı nın son evresine tarihlenen, Hatti prens-prensesleri ile aynı zamanda rahiprahibelerinin mezarları bulunmuştur. Bu mezarlarda yapılan kazılarda öteki dünya ile bağlantısal olan objeler de bulunmuştur. Bu yerleşmede ele geçirilen bu buluntular, Hititlerden önce de burasının kutsal bir yer olduğunu göstermesi açısından önemli bir yere sahiptir 302. Daha önce de belirtildiği üzere, Arinna kenti Hitit metinlerinde genellikle bayramlarla ilgili olan yerlerde geçmektedir. Bayram metinlerinden, bu kentte, AN. TAH. ŠUM SAR, Nuntarriyašhaš, KI.LAM ve Purulliyaš bayramlarının kutlanıldığı 299 Süel 2010a, 739. Üçgen malzemelerin Hitit dini hayatındaki anlamı, önemi ve benzer buluntu yerleri hakkında bkz. Süel 2010a, Baltacıoğlu 2004, 14,15. Bu mesafe kralın giderken kullandığı GIŠ GIGIR ve GIŠ huluganni- olarak adlandırılan araçlara ve yolda kullanılan hayvanın cinsine göre değişebilmektedir. Ayrıca Hitit krallarının Arinna ve diğer kült merkezlerine giderlerken kullandıkları araçlar için bkz. Gavaz 2012a, Erkut 1992, ; Alp 2002, 38; Gorny 1997, 556; Erkut 1996, 194; Burney 2004, 214; Gavaz 2011, Özgüç 2002, 400; Özgüç 2002a, 468; Akurgal 2001,19; Ünal 2005,

83 öğrenilmiş ve özellikle AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nda kentin çok önemli bir yeri olduğu vurgulanmıştır 303. Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası nın, Hititler tarafından tapınılan önemli tanrılar olduğu bilinmektedir. Arinna kentinde kültü bulunan, Hatti döneminde Wurunšemu olarak adlandırılan Güneş Tanrıça sı kültü, bu kentte devamlılığını sürdürerek, metinlerde Arinna nın Güneş Tanrıça sı ismini almıştır. Bu tanrıça, özellikle Hurri etkisinin arttığı dönemlerde de etkinliğini sürdürmüş ve Hurrilerin Güneş Tanrıçası Hepat ile bütünleştirilmiştir 304. Arinna kentinin Güneş Tanrıçası na, Hitit kralları tarafından da saygı gösterildiği bilinmektedir. I. Hattušili, Anadolu nun Güneydoğu su üzerine yaptığı askeri seferlerin dönüşünde Arinna Güneş Tanrıçası na hediyeler sunmuştur 305. II. Muršili nin Arinna nın Güneş Tanrıçası kültüne büyük önem vererek, Hitit panteonunun en üst sıralarına taşıdığı bilinmekte, sefere çıkmadan önce de onun onuruna festivaller düzenlediği belirtilmektedir 306. Arinna kentinde, Güneş Tanrıçası nın kültü haricinde Fırtına Tanrısı nın da kültü bulunmaktadır 307. Arinna olarak bilinen Alacahöyük te yapılan araştırmalarda, bir sarayın varlığı tespit edilmiş ve bu sarayın da bir bölümünün tapınak olarak kullanıldığı belirtilmiştir 308 (Res. 38). Arinna kentinin hemen girişinde bulunan sfenksler, bu saray-tapınağın anıtsal girişidir 309. Sfenksli kapı (Res. 39) aracılığıyla girilen bu tapınak, yaklaşık olarak 5000 m 2 lik geniş bir alanı kaplamaktadır. Tapınağı koruduğu düşünülen sfenkslerde yapılan incelemelerde, baş kısımlarının Hator tarzında olmasından dolayı, bu sfenkslerde Mısır etkisi görülmektedir Ten Cate 1966, 62; Erkut 1996, 194, Alparslan 2009, Garstang 1910, 146,314, 353; Arıkan 1996, 46; Bryce 2003, 158; Bütün ülkelerin kraliçesi, efendim, Arinna nın Güneş Tanrıça sı! Hatti ülkesinde sen Arinna nın Güneş Tanrıça sı adını alırsın, sedir ağacı ülkelerinde ise Hepat adını taşırsın. Beckmann 1989, 99,100; Hutter 1997, 77; Hoffner 1998, Sevinç 2008, Güterbock 1958, 245; Akurgal 2005, 84. Ayrıca Arinna Güneş Tanrıçasının, Arnuwanda, II. Muršili, ve III. Hattušili ve Puduhepa dönemlerinde Hurri etkisindeki Hepat ile bir tutulmasına rağmen, bu tanrıçanın kültünün ön planda olduğu bilinmektedir. Ten Cate 1969, Bryce 2003, 158; Baltacıoğlu 2006, Schirmer 1982, Darga 1992, 130; Özgüç 2002a, Özgüç 2002a, 468; Darga 1992,

84 Arinna tapınak girişinde bulunan duvarlarda, tanrılara ibadet sahnelerini içeren kabartmalar bulunmaktadır 311. Tapınağın anıtsal girişine yapılan bu kabartmaların, Arinna da kutlanan bayram törenlerini yansıttığı düşünülmektedir 312 (Res. 40). Kabartmalarda görülen tasvirlerden, burada büyük bir bayram töreninin yapıldığı düşünülmektedir. Bu kabartmaların birinde Fırtına Tanrısı nın sembolü olduğu bilinen boğa önünde bir sunak yer almaktadır 313 (Res. 41). Burada kral, tanrısına sunu yaparken resmedilmiştir. Kabartmalarda böyle bir tasvirin görülmesi, burada tanrıların bulunduğu, bayram kutlamalarında tanrılara yapılan sunuları göstermesi açısından oldukça önemlidir. Arinna kentinde bulunan bu kabartmaların Hurri etkisinin yoğun olarak yaşandığı M. Ö. XIII. y.y. da değil de, özellikle sfenkslerde görülen etkilerden dolayı M. Ö. XIV. yy. a tarihlendirilmektedir 314. Arinna kentinin kutsal bir kent olduğu hakkında, yazılı metinler, tapınağın girişinde bulunan ve bayram törenlerini anlattığı düşünülen kabartmalar gibi kanıtların haricinde, özellikle dini ritüellerde kullanılan malzemeler de bulunmuştur. Bu kentte yapılan araştırmalarda, tanrılara içki sunma ritüellerinde kullanıldığı bilinen kol biçimli ritüel kaplar 315 (Res. 42), tanrıça ve boğa heykelcikleri, diğer tanrıların kutsal hayvanlarının heykelleri şeklinde yapılmış olan, boğa, aslan, kaplan biçimli BIBRU lardan da bulunmuştur 316. Yine bu kentte ele geçen öküz başı biçimli bir ritonun da ayrı bir önemi vardır. Bu öküz başı ritonunun başının ortasında üçgen bezeme bulunmaktadır 317. Günümüze kadar ulaşan yazılı metinlerin verdiği bilgiler, tapınağın anıtsal girişinde bulunan ve bayram törenlerini tasvir ettiği düşünülen kabartmalar ve yapılan arkeolojik çalışmalardan elde edilen kült malzemelerinden hareketle Hitit 311 Bu kabartmalarda çeşitli konular işlenmiştir. Bu kabartmalarda işlenen konular için bkz. Akurgal 2005, 121; Ensert 2005, 34; Baltacıoğlu 2006, Darga bu kabartmaların, Haššumaš veya KI.LAM Bayramı nı anlattığını belirtmiştir. Darga 1992, 143; Erkut ise bu kabartmalarda tasvir edilen bayramın AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nı anlattığını, kabartmalardan birinin önünde bulunan bitkinin de AN. TAH. ŠUM SAR bitkisi olduğunu belirtmiştir. Erkut 1996, Kırdemir 2000, Darga 1992, 143, Süel 2010, Özgüç 2002a, Dinsel hayatla ilgili olduğu düşünülen bu üçgen şeklinin Arinna dakine benzerleri Hattuša Büyükkale de de bulunmuştur. Süel 2010a, 745,

85 metinlerinde Arinna olarak geçen Alacahöyük ün, Hitit dininde önemli bir kutsal mekân olduğu tahmin edilmektedir Arušna Hitit metinlerinde, Arušna 318 olarak geçen bu kentin, yine aynı isimle anılan tanrısal bir varlığa sahip olduğu bilinmektedir. Bu kentin nerede olduğu ise tam olarak bilinmemektedir. Ancak metinlerde, Kummanni, Adaniya, Tarhuntašša ve diğer Güney ve Güneydoğu Anadolu kentleriyle birlikte geçmesinden dolayı, bu kentin Güneydoğu Anadolu Bölgesi veya Kilikya Ovası civarında aranması gerektiği belirtilmiştir 319. Bu kentin tanrısallığının kült eşyalarını belirten metinlerde, kült eşyalarının isimlerinin Luvi ve Hurri dilinde olması 320, bu kentin Anadolu nun güney kısımlarında olabileceği görüşünü desteklemekte ayrıca, Mısır Firavunu II. Ramses döneminden kaldığı tahmin edilen yer adı listelerinde geçen arwš3n ifadesinin, Hitit metinlerinde geçen Arušna olabileceği belirtilmektedir 321. Bu bilgiler göz önüne alındığında, yukarıdaki düşüncelere katılararak Arušna kentinin, Anadolu nun güney kesimlerinde olabileceğini düşünmekteyiz. Arušna kentinde bulunan ve cinsiyeti tam olarak belli olmayan Arušna kenti tanrısal varlığının dişi cinste olduğunu gösteren bazı ipuçları bulunmaktadır. Bu ipuçları tanrısallığın kendisine sunulan hediyelerdir. Bu hediyeler, bir kadın elbisesi ve tanrıçalara mahsus olan (DUTITTU) göğüs süsü dür 322. Hediyelerin niteliğinden de anlaşılacağı üzere, Arušna kenti tanrısallığına sunulan hediyeler, bu tanrısallığın bir tanrıça olabileceğini gösterir niteliktedir. Arušna kenti tanrısallığının, bir rüya aracılığı ile Puduhepa dan bazı isteklerde bulunduğu bilinmektedir. Puduhepa da, tanrısallığın rüyada belirttiği isteklerini yerine getirmeyince, tanrısallığın kızgınlığı ortaya çıkmıştır 323. Hem kızgınlığının sebebini hem de tanrısallığın bu öfkesinin nasıl geçirilebileceği 318 Arušna nın, yerleşimi kesin olarak yapılabilmiş değildir. Bu kentin, Hitit metinlerinde geçtiği yerler için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 41, 42; Del Monte 1992, 13, Miller 2010, Ünal 1983, Miller 2010, 510, Ünal 1983, Miller 2010, 510; Ünal 1983,

86 konusunda ise, kehanet yoluna başvurularak, tanrısallığın hiddetinin nasıl giderileceği öğrenilmeye çalışılmıştır. Ancak hem kehanet araştırmasının yapıldığı metin hem de bu tanrısallıkla ilgili diğer metinlerin çok fazla tahrip olması sebebiyle bu kehanet soruşturması hakkındaki bilgilerimiz sınırlı kalmıştır 324. Ayrıca bu tanrıça Hitit kralı III. Hattušili ile Tarhuntašša kralı Ulmi-Tešup arasında yapılan antlaşma metninde, yemin tanrıları arasında geçtiği de görülmektedir 325. Belirtildiği üzere, bu tanrısallığa, Puduhepa tarafından sunulan adaklar ve antlaşmalarda yemin tanrıları arasında gösterilmesi, bu tanrısallığın Hitit dini hayatında önemli bir yeri olduğunu göstermektedir. Hititlerce önem verilen bu tanrısallığın kültünün bulunduğu kent de, tanrısal varlık için kutsal mekânlar oluşturulmuş olabilir. Bu bilgilerden hareketle bu kent, Hititler tarafından, kutsal bir mekân olarak görülmüş olabilir Bitik Höyük Ankara nın Kazan ilçesine bağlı Bitik köyünde yer alan Bitik Höyük ün, önemli bir Hitit yerleşmesi olduğu bilinmektedir 326. Bu höyükte yapılan araştırmalarda, Hitit dini hayatını gösteren en önemli buluntulardan biri olan ve Bitik vazosu olarak adlandırılan bir kült vazosu bulunmuştur (Res. 43). Bu vazonun üzerine, Hititlerin dini hayatlarında kutlamış oldukları bayram törenlerini anlatan bir tören alayı 327, Hiero Gamos yani kutsal evlilik töreni 328 resmedilmiştir (Res. 44). Vazo üzerine işlenen bu tasvirin, Hititlerin kutladıkları Haššumaš Bayramı törenlerini anlatan bir vazo olduğu da belirtilmiştir 329. Bitik vazosunda, insan başları profilden verilirken, beden ise normal bir şekilde resmedilmiştir. Vazo kabartmalarında görülen bu detayın, vazodaki Mısır 324 Beal 2002, Beckmann 1996, Bitik Höyük ün hangi Hitit yerleşimi olabileceği konusunda bir teklif yapılmamıştır. 327 Güterbock 1957, Collins 2002, 124, Akurgal 2005, 132, Darga 1992,

87 etkisini gösterdiği belirtilmiş 330, vazonun yapıldığı tarih olarak ise Eski Krallık dönemi gösterilmiştir 331. Bitik vazosunda kurban ve hediye taşıyan insanlar tasvir edilmiştir 332. Vazoda gösterilen bu sahne, Bitik Höyük te açık bir şekilde, dini bir ritüelin olduğunu göstermektedir. Bu höyükte bulunan bu vazodan dolayı, Eski Krallık döneminde Haššumaš Bayramı nın kutlanıldığı bir mekân ve dolayısıyla Bitik Höyük ün kutsal bir mekân olduğu düşünülmektedir Haitta Hitit metinlerinde geçen Haitta kentinin yeri tam olarak bilinmemektedir 334. Hitit krallarının AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nda yapmış oldukları kült gezileri dikkate alındığında, Haitta nın, başkent Hattuša nın güneyinde Yozgat civarında olabileceği belirtilmiştir 335. Haitta kenti KBo numaralı metinde geçmektedir. Bu metinde Haitta kentinde bulunan üç kâhin, Hitit kraliçesine mektup yazarak, kehanet kuşlarının Haitta kentinden uçarak, Zuliya nehrine indiklerini belirtmiştir. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı kutlamalarında ise bayramın 32. günü olduğu tahmin edilen günde kral Haitta kentinde gecelemektedir. Bu bayram kutlamalarını anlatan KBo X 20 I numaralı belgenin 7. ve 8. satırlarında, kralın, bayram kutlamaları sırasında bu kente uğradığından bahsedilmektedir. Görüldüğü üzere Haitta kentinde, gerek kehanet kuşların ve kâhinlerin bulunması, gerekse de AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamaları sırasında kralın 330 Darga 1992, Özgüç 1958, 18; Özgüç bu vazonun, Mezopotamya da kutsal evlenme ritüellerinin önemini kaybettiği bir dönemde, Anadolu da bu törenleri temel konu olarak alan vazonun yapıldığını belirtmektedir. Özgüç 1998, 36; Collins 2002, 131. Darga 1992, Özgüç 1958, Güterbock 1957, 63; Özgüç 1958, 3; Sevin 2003, 169; Koç 2006, Bu kent, metinlerde Zuliya Nehri, Piškuruunuva Dağı, gibi yerlerle birlikte geçmekte ve Cornelius tarafından Yozgat ilindeki Kaicit Köy olabileceği belirtilmiştir. Del Monte-Tischler 1978, Gavaz 2011, Hoffner 1998, KBo X 20 I 17: Gavaz 2011, 115, Ertesi gün kral, Haitta şehrinde geceyi geçirir. Tanrı NISABA yı 8 yukarıya dağa taşırlar. 70

88 bu kente uğrayarak dini ritüellerde bulunması ve geceyi burada geçirmesi, bu kentin Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü düşünülmektedir Hakmiš Hitit dini hayatında oldukça önemli bir yeri olduğu bilinen Hakmiš 338 kentinin günümüzde, Amasya-Doğantepe olabileceği belirtilmiştir 339. Bilindiği üzere Nerik kenti, Kaškalar tarafından işgal edildikten sonra, bu kentte bulunan Fırtına Tanrısı nın kültü, Hakmiš kentine taşınmış ve Fırtına Tanrısı nın kült işlemleri bu kentte yapılmaya devam etmiştir. Boğazköy den yaklaşık olarak km. uzaklıkta bulunan Doğantepe de Fırtına Tanrısı na ait olduğu düşünülen bir heykel bulunmuştur (Res. 45). Bu heykelin tahrip olmamış halinin boyutunun 34 cm. olduğu tahmin edilmektedir. Kolları ve bacakları kaybolmuş olan bu heykel, taş bir kalıba dökülerek kolları ile bacaklarının sonradan takıldığı belirtilmiştir 340. Fırtına Tanrısı na ait olan bu heykel Doğantepe nin Fırtına Tanrısı kültünün bulunduğu bir Hitit yerleşimi olduğunu göstermesinden dolayı oldukça önemli bir yere sahiptir. Bilindiği üzere Nerik kenti Fırtına Tanrısı nın önemli bir kült merkezidir. Doğantepe nin yakınlarında yer alan Oymaağaç ta yapılan araştırmalarda, Nerik adını içeren yazılı belgeler bulunmuştur. Bulunan bu yazılı metinlerden hareketle Oymaağaç Höyük ün Nerik olabileceği düşünülmektedir 341. Belirtildiği üzere Nerik kenti, Kaška işgaline uğradıktan sonra, Nerik kentinin Fırtına Tanrısı için yapılan kültsel aktiviteler, Hakmiš kentinde yapılmaya devam etmiştir. KUB XVII numaralı metinde Nerik kentinde yapılması gereken dini 338 Hakmiš kentinin Amasya civarında olabileceği ve Hakmiš kentinin geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 66, 67. Forlanini ise, bu kentin Mecitözü yakınlarındaki Büyük Höyük olabileceğini de belirtmiştir. Forlanini 1986, XVI, 2; Del Monte 1992, 22, Dönmez 2010, 15; Dönmez 2010a, Doğantepe heykelciği belirtilen özelliklerinin yanında Hititlerin maden işlemede ulaştıkları seviyeyi göstermesi açısından da oldukça önemli bir yere sahiptir. Darga 1992, 101, Dönmez 2010a, KUB XVII 21: Alp 2002,74; Gavaz 2011, Biz tanrılara saygılı olduğumuzdan onların bayramları ile ilgileniyoruz. 6-7 Kaškalar, Nerik şehri ülkesini aldıklarından 8 biz Nerik in Fırtına tanrısı ve Nerik in tanrıları için 9 kurbanları Hattuša dan Hakmiš e 71

89 törenlerin Hakmiš kentinde yapıldığından bahsetmektedir. Hakmiš kenti sahip oldupu dini önemi, Nerik kenti kurtarıldıktan sonra da kaybetmemiş ve bu kentte, bayram kutlamaları dini ritüellerin yapılmasına devem edilmiştir 343. Doğantepe ile eşitlenen Hititlerin Hakmiš kentinde bulunan Fırtına Tanrısı heykelciği ve günümüze kadar ulaşan yazılı belgelerden öğrenildiği üzere, Hakmiš kenti Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görülmüş ve burada bulunan kutsal mekânlarda dini ritüeller uygulanmış olabilir Hanhana Hitit metinlerinde Hanhana olarak geçen kent, Ankara-Çankırı yolu üzerinde 110. km. de bulunan İnandık köyünde bulunan İnandıktepe ye yerleştirilmesi yapılmaktadır 344. Hanhana da yapılan araştırmalarda, Hitit dini hayatını yansıtan önemli bir kült vazosu bulunmuştur (Res. 46). Bilim dünyası tarafından İnandık vazosu olarak bilinen bu vazoda, bayram töreni kutlamaları ve ritüelleri tasvir edilmiştir 345 (Res. 47). Vazo üzerinde tasvir edilen cinsel içerikli sahneden dolayı, bu vazoda, Hiero Gamos yani kutsal evlilik/birleşme ritüelinin olabileceği, bu sebeple vazonun Hititlerin kutladıkları ve ritüel törenlerinde Hitit prenslerinin görüldüğü Haššumaš Bayramı nın törenlerinin anlatıldığı belirtilmiştir 346. Vazonun tarihlendirmesi ise şekil bakımından gösterdiği özellikler neticesinde, Eski Krallık dönemi olarak gösterilerek 347, vazonun M. Ö lü yıllara tarihlenen Sumer kültürünün ürünü olan ve üzerinde Hiero Gamos tasvirleri yer alan Uruk vazosu ile benzerlikler gösterdiği de belirtilmiştir 348. Bu bakımdan İnandık vazosu, Mezopotamya kökenli olduğu bilinen Hiero Gamos kültünün, bu dönemde Anadolu da devam ettiğini ve 10 gönderiyoruz. Kurban ekmeklerini, kurban içkilerini, sığırları (ve) koyunları 343 Murat 2008, Alp 1979, 13; Alp 1986, 248; Özgüç 1998, (Giriş) XXI; Sevin 2003, 169; Hitit metinlerinde Hanhana kentinin geçtiği yerler ve burası için yapılan bazı muhtemek yerleştirme teklifleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 76, 77; Del Monte 1992, Mellink 1990, 126; Collon 2004, 87; Özgüç 1998, 34; Sevin 2003, 169; Collins 2002, 124; Kırdemir 2000, Darga 1992, 54, 55, 62; Özgüç 1998, 34; Kırdemir 2000, 162; Collon 2004, Özgüç 1998, 34; Collon 2004, 87; Collins 2002, Darga 1992, 61,26; Kırdemir 2000,

90 Hitit dini hayatında önemli bir yeri olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemli bir yere sahiptir. Hitit yazılı belgelerinden, Hanhana kentinin, Telepinu sunun en önemli kült merkezlerinden birisi olduğu öğrenilmektedir 349. Bu tanrı Hitit kralı I. Šuppiluliuma nın, Hurri-Mitanni kralı Šattiwaza ile yaptığı anlaşmada yemin tanrıları arasında gösterilmiştir 350. Hanhana kentinin tanrısı Telepinu nun, anlaşmalarda yemin tanrıları arasında yerini alması, bu tanrıya ve kültüne Hititler tarafından önem verildiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İnandıktepe ye yerleştirilen Hanhana da yapılan araştırmalarda, kentin yukarı bölümünde tapınak yapısının kalıntıları bulunmuştur. Bu tapınak büyük bir ihtimalle Hitit kralı I. Hattušili döneminde inşa edilmiştir. Tapınağın bulunduğu yer, höyüğün bulunduğu yerden çok az uzakta ve bulunduğu yükseklik konumundan dolayı jeopolitik öneme sahip bir noktada ve höyüğe hâkim bir tepededir. Tapınağın içinde yapılan araştırmalarda, bulunan çanak-çömlek ve boğa heykellerinin (Res. 36), dini törenlerde, hem libasyon kabı hem de başka amaçlarla kült eşyası olarak kullanılabilecek niteliklerde olduğu belirtilmiştir 351. Bu tapınakta bulunan boğa ritonlarının alınlarında, dini hayatla ilişkili olduğu bilinen, üçgen motifinin işlendiği de görülmüştür 352. Hanhana kentinde bulunan ve İnandık vazosu olarak tanınan kült vazosunun varlığı, burada dini ritüellerin yapıldığını göstermektedir. Ayrıca kentin büyük bir tapınağa sahip olması, bu tapınağın içinde dini hayatta kullanılan kült malzemelerinin bulunması, kentle özdeşleştirilen Telepinu tanrısının kültünün önemli bir kült merkezi olması ve bu tanrının Hitit siyasi anlaşmalarında yemin tanrıları arasında gösterilmesinden hareketle, Hititlerin, Hanhana kentini kutsal bir mekân olarak gördükleri söylenebilir. 349 Arıkan 1996, 48; Leick 2003, Luckenbill 1921, 169; Beckmann 1996, 43, Özgüç 1998, 7, 38, 39; Sevin 2003, Süel 2010a,

91 3. 8. Harranašša/i Çivi yazılı metinlerde Harranašša/i 353 şeklinde geçen kentin nerede olabileceği konusunda çeşitli teklifler yapılmıştır. Bu kentin olabileceği yerler için Kuşaklı Höyük 354 ve Mercimektepe Höyük 355 teklifleri belirtilmiş ancak kentin yeri tam olarak belirlenebilmiş değildir. Harranašša/i kentinde Nuntarriyašhaš Bayramı nın kutlanıldığı bilinmekte 356 ve IBoT IV 72 vs II 357 numaralı belgede de bu durumdan bahsedilmektedir. Ayrıca bu kentte, AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın 35. gününde kutlamalarının yapıldığı, bu bayram hakkında bilgi veren yazılı belgelerden öğrenilmektedir. Gerek Nuntarriyašhaš Bayramı kutlamaları, gerekse de AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamaları sırasında bu kente uğranılması ve burada bayram kutlamalarında dini ritüellerin gerçekleştirilmesinden dolayı Harranašša/i kentinin Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünü göstermektedir Hišhašhapa Hititlerden kalma bazı yazılı belgelerde Hišhašhapa kentinin Fırtına Tanrısı ndan bahsedilmektedir. Bu kent ve bu kentin barındırdığı Fırtına Tanrısı kültü hakkında bilgi veren kaynaklar oldukça azdır. Bu kaynaklardan öğrenilen bilgilere göre, bu kentin, Hattuša nın kuzeyinde veya Kaška bölgesine yakın bir coğrafyada olduğu tahmin edilmektedir 358. Ayrıca Hišhašhapa kentinin Fırtına Tanrısı, I. Šuppiluliuma ile Hayaša kralı Huqqana arasında yapılmış olan anlaşmada yemin tanrıları arasında geçmektedir Hitit metinlerinde Harranašši kentinin geçtiği yerler için bkz. Del Monte 1992, Gorny 2006, Gavaz 2011, 187. Gavaz, burada, Hitit krallarının bayram kutlamaları çerçevesinde kullandıkları güzergahtan yola çıkarak bu kentin, Hattuša nın güneyinde ya da güneydoğusunda aranması gerektiğini belirterek, Hattuša ya yaklaşık olarak 35 km. mesafede olan, Yozgat kent merkezindeki, M.Ö. II. Bin buluntuları da veren Mercimektepe Höyük ünü Harranašša/i kenti ile eşitlemektedir. 356 Güterbock 1961, 90; Gorny 1997, IBoT IV 72 vs. II: Nakamura 2002, 20,21; Gavaz 2011, 133, Ertesi gün kral Hattuša dan iner 2 (ve) Zippala[nda] kapısından [Har]anašši ye (gider). 3 ve Harranašši de [festivalini] kutlar. 358 Del Monte-Tischler 1978,111; Soysal 2010, Beckmann 1996, 24. Ayrıca diğer anlaşma metinleri için Beckmann 1996, 42,47,53 vd. 74

92 Hišhašhapa kentiyle özdeşleştirilen Fırtına Tanrısı nın belki kentin içinde veya dışarısında önemli tapınım yerleri bulunmaktaydı. Bu bilgileri göz önüne alarak, bu kentin Hititler tarafından kutsal olarak görüldüğü söylenebilir Hiyašna AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı metinlerinden öğrenilen Hiyašna kentinin nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı ndan bahseden KBo X 20 Öy. I 360 numaralı belgede, bayram kutlamaları sırasında Hiyašna kentinde yapılan faaliyetlerden bahsedilmektedir. Kral, bahsedilen bayramın kutlamaları sırasında bu kente uğramış ve büyük bir ihtimalle kentte bulunan tapınağın damında kültsel bir faaliyette bulunmuştur. Kralın, ritüel için dama çıkmasının sebebi ise tanrı/tanrılarına daha yakın olmak istemesi olarak gösterilmiştir 361. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamaları sırasında, kralın bu kente gelip, burada geceleyip kültsel faaliyetlerde bulunması, bu kentin Hititler tarafından kutsal br mekân olarak görüldüğünü göstermesi açısından önemlidir. Bu doğrultuda Hititlerin bu kenti ve özellikle kentin tapınağını ve bu tapınağın damını kutsal bir mekân olarak gördükleri söylenebilir Hupišna Klasik dönemde Kybistra olarak bilinen Hupišna, günümüzde Konya iline bağlı Ereğli çevresinde yer alabileceği düşünülmektedir 362. Bu bölge Hitit kralı I. Hattušili tarafından ele geçirilmiş ve buraya prenslerden biri yönetici olarak atanmıştır 363. Bilindiği üzere, Hitit kralları, çocuklarını, bazı kentlerin ve önemli kült 360 KBo X 20 öy. I: Güterbock 1960, 81,85; Gavaz 2011, 51, Ertesi sabah (kutsal) KUŠkur-ša Tawiniya dan gelir 29 ve o Hiyašna kentinde geceler. Kral dama çıkar. 361 Ardzinba 2010, Ertem 1973, 51; Del Monta-Tischler 1978, 118; Bahar 1996, 40; Bahar 2005, Bahar 1996, 40; Akurgal 2005,

93 şehirlerinin yönetimini prenslere vermişlerdir 364. Bu bilgiden hareketle, bu kült merkezinin, krala bağlı bir prens tarafından yönetildiği söylenebilir. Hitit yazılı belgelerinden öğrenildiğine göre Hupišna bölgesinde, tanrıça Huwaššana nın kültü ve dini bayramı bulunmaktadır 365. Bu tanrıçanın kültü ve dini bayramı hakkında bilgi veren kaynakların çok az bir kısmı günüzüze kadar gelebilmiştir. Bu belgelerden, tanrıçanın kült bayramının, Tanrıça Huwaššana ya ait olan kendi tapınağında kutlandığı ve kutlama zamanının ise büyük bir ihtimalle sonbahar döneminde olduğu öğrenilmiştir 366. Bilindiği üzere Hitit bayram kutlamaları sırasında gerçekleştirilen dini törenlerde, tanrılara çeşitli sunular yapılarak tanrısal varlıklar hoşnut edilmeye çalışılmıştır. Büyük bir ihtimalle, tanrıça Huwaššana nın dini bayramında da diğer Hitit bayram kutlamalarında olduğu gibi çeşitli sunularda bulunulmuştur 367. Tanrıça Huwaššana nın bayram törenlerinde uygulanması gereken kuralların, yazıya aktarılması, bu tanrıçanın kültünün Hitit dini hayatında önemli bir yeri olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Hupišna kenti tanrıçası Huwaššana, sadece kendi kültüyle ilgili belgelerde karşımıza çıkmamaktadır. Bu tanrıça, Hitit kralı II. Muršili ile Šeha Nehri Ülkesi kralı Manapa-Tarhunta arasında yapılan anlaşmada, yemin tanrıları arasında gösterilmiştir 368. Tanrıça Huwaššana nın, Hitit kralları tarafından, devletlerarası antlaşmalarda yemin tanrıları arasında gösterilmesi, bu tanrıçanın kültüne Hititler tarafından önem verildiğini göstermesi açısından önemlidir. Kendine ait kültü, bayramı olan tanrıça Huwaššana nın ikamet ettiği yer olan Hupišna bölgesi, yukarıda belirtilen özelliklerden dolayı, Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü söylenebilir. 364 Darga 1985, Güterbock 1962, 345; Collins 2002, Güterbock 1962, , Güterbock Beckmann 1996, 81. Ayrıca bu tanrıçanın isminin geçtiği diğer anlaşmalar için bkz. Beckmann 1996,3, 5, 6, 11, 30 vd. 76

94 Hüseyindede Tepesi Hüseyindede Tepesi, Çorum ili Sungurlu ilçesine 30 km. uzaklıktaki Yörüklü beldesinin yaklaşık olarak 2,5 km. güneybatısında bulunmaktadır. Bu tepede 2000 yılında yapılan kazılarda, kabartmalı bir vazo parçası ele geçirilmiştir 369 (Res. 48). Hüseyindede Vazosu olarak tanınan bu vazoda, kutsal evlilik Hiero Gamos konusu tasvir edilmiş ancak bu konu, bu vazoda biraz farklı şekilde yorumlanmıştır 370. Vazo üzerinde tasvir edilen müzik aletleri tören alayı gibi şekillerden hareketle (Res. 49), bu vazo üzerinde, bir Hitit kült töreninin konu olarak işlendiği belirtilerek 371 bu kült töreninin AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı 372 veya Haššumaš bayramlarının kutlamaları olabileceği düşünülmüştür 373. Ayrıca vazonun üzerine boğa üzerinde durma hareketi resmedilmiştir (Res. 48). Vazoya işlenen bu sahne Hititler ve Anadolu ilişkileri açısından önemli olduğu belirtilmiştir 374. Hüseyindede Vazosu nun Bitik ve İnandık vazolarından bir diğer farkı ise, en önemli sahnenin tek bir frizde verilmiş olmasıdır. Bilindiği üzere Bitik ve İnandık vazolarında, anlatılmak istenen birkaç frizde aktarılmıştır. Ancak Hüseyindede Vazosu nda anlatılmak istenen tek bir frizde tasvir edilmiştir. Hüseyindede Vazosu nun bu durumu, belki de konunun birden fazla vazoya dağılmış olabileceğini düşüncesini akla getirmektedir. Yapılan araştırmalarda ise bu yerleşimde en az dört kabartmalı vazonun bulunabileceği belirtilmiştir 375. Kült törenlerinde önemli bir rol oynadığı düşünülen bu vazonun, ritüellerde libasyon kabı olarak kullanılmış olabileceği de belirtilerek 376 vazo Eski Krallık dönemine tarihlendirilmiştir Yıldırım 2002, İnandık vazosunda yatak üzerinde duvak açma sahnesi tasvir edilmiştir. Hüseyindede vazosunda ise bu sahne bazı değişikliklere uğramıştır. Ahşap ayaklı ve kumaş örtülü olduğu belirtilen yatakta, baş örtülü siyah elbiseli, diğeri krem renkte elbiseli iki kadın tasvir edilmiştir. Yıldırım 2005, Sipahi 2005, İnandık vazosunda işlenen kült töreninin AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı na ait olduğu düşüncesinden yola çıkılarak, Hüseyindede vazosunun, bu vazoyla olan benzerliğinden dolayı, Hüseyindede vazosunda tasvir edilen törenin AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamaları ait olabileceğini belirtilmiştir. Yıldırım 2005, Erbaşı, Haššumaš Bayramı nın kralın erginleme töreni olduğunu ve bu bayram kutlamalarının sonunda, Hiero Gamos yani kutsal evlilik ritüelinin olduğunu belirterek, Bitik, İnandık ve Hüseyindede vazolarında bu ritüelin tasvir edildiğine işaret ederek, Hüseyindede Vazosu nda tasvir edilen ritüellerin Haššumaš Bayramı na ait olabileceğini belirtmiştir. Erbaşı 2010, Taracha 2002, 7-20; Sipahi 2005, 663, Sipahi 2005, 661, Yıldırım 2005,

95 Hüseyindede Tepesi nde, Eski Krallık dönemine ait olduğu düşünülen tapınak yapısı kalıntıları da bulunmuştur 378. Bu tapınak yapısının, 1 ve 4 No lu odalarının kült hayatında önemli rollerinin bulunduğu, özellikle 4 No lu odanın kült işlevlerinde kullanılan bahçe olduğu belirtilmiştir 379. Yerleşmede bulunan tapınak yapısının, Hüseyindede nin yerel Fırtına Tanrısı na ait olabileceği tahmin edilmekte 380 ve Hüseyindede tepesinin coğrafi özellikleriyle bulunduğu konumun, bölgenin yerel Fırtına Tanrısı nın kült uygulamaları için uygun bir alan olduğu belirtilmiştir 381. Eski Krallık döneminde, bu yerleşimin dini hayatta ve dolayısıyla siyasi hayatta oldukça önemli bir konumda olduğu görülmektedir. Ancak yerleşmede yapılan araştırmalarda, Eski Krallık döneminden sonraki bir döneme tarihlenen bulguya rastlanılmamıştır 382. Daha sonraki dönemler hakkında bilgi vermeyen bu yerleşmenin, İmparatorluk döneminde öneminin azaldığını gösterebilir. Hüseyindede tepesinde yapılan araştırmalar sonucunda, burada önemli bir Hitit tapınağı bulunması ve özellikle dini bir ritüeli tasvir eden vazonun varlığı, bu yerleşmede dini ritüellerin gerçekleştirildiğini ve bu mekânın Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünü gösterebilir ĠmikuĢağı Höyük Elazığ ilinin Baskil ilçesi sınırları içinde yer alan İmikuşağı höyüğü, Fırat nehri ile Tohma Çayı nın birleştiği bölgenin karşısında, nehrin doğu yakasında bulunmaktadır. Bu höyüğün, Fırat ın kıyısında bulunan höyükler arasında en büyüğü ve elde edilen buluntulara göre de en önemlisi olabileceği belirtilmiştir 383. Bu höyükte yapılan arkeolojik araştırmalarda, Ortaçağ döneminden başlayıp, M. Ö. II. Binyıla kadar devam eden 14 yapı katı tespit edilmiştir. Özellikle 10. yapı katından 377 Hüseyindede tepesinde yapılan araştırmalarda gerek seramik gerekse mimari özelliklerini İnandıktepe ile tarihsel paralellik gösterdiği belirtilerek, bu vazonun da Eski Krallık dönemine tarihlendirilmesi yapılmıştır. Sipahi 2005, Bu tapınağın Eski Krallık dönemine tarihlendirmesi, İnandıktepe ile olan keramik ve mimari benzerlikler dikkate alınarak yapılmıştır. Sipahi 2010, Greaves 2003, Yıldırım 2005, 770; Burney 2004, 132; Collins 2002, Sipahi 2010, Sipahi 2005, Sevin 1995, 3; Konyar 2002,

96 elde edilen çanak-çömlek, büyük küpler, Orta Anadolu da bulunan Boğazköy, Kültepe, Alacahöyük, İnandıktepe, Maşathöyük gibi Hitit yerleşimlerinden elde edilen ve Eski Krallık dönemine tarihlenen malzemeler ile benzerlikler göstermiştir. İmikuşağı, 10. yapı katında bulunan eserlerde, belirtilen merkezlerdeki Eski Krallık dönemine ait olan eserlere benzemesinden dolayı Eski Krallık dönemine tarihlendirilmektedir 384. İmikuşağı nda 10. katında bulunan yapıda, E4 ve E2 salonları ile anıtsal giriş kapısının, günlük hayatta kullanılmadığı, daha çok dini ve idari hayatta kullanıldığı belirtilmiştir 385 Bu yapı, dikdörtgen planlı mekânlardan oluşmakla birlikte, bazılarının içlerinde ocak bulunmuştur 386. Bilindiği üzere, ocak ve ateşin yakıldığı bazı öğeler Hititler tarafından kutsal kabul edilmiş 387 dolayısıyla bu ocakların bulunduğu mekân da kutsal kabul edilmiş olabilir 388. Yapının içine yapılan araştırmalarda da E5 olarak adlandırılan mekânın içinde, seyyar sunaklar da bulunmuştur(res. 50). Bu sunaklar, yapının günlük hayattan çok dini amaçlı bir yapı olduğunu göstermektedir 389. İmikuşağı Höyük te yapılan araştırmalarda, daha çok kutsal mekânlarda bulunduğu bilinen kabartmalı vazo parçaları ve dini ritüellerde kullanılan hayvan biçimli rython lardan da bulunmuştur 390. Höyükte bulunan bu malzemelerin yanında, özellikle güney açmalarında, Hitit İmparatorluk dönemine tarihlenen kült malzemeleri de bulunmuştur Sevin 1995, 7; Konyar 2002, Sevin 1986, Konyar 2007, Hitit metinlerinde, Hašša ve GUNNI şeklinde geçtiği bilinen ocak, Eski Krallık döneminden itibaren, Hititler tarafından kutsal kabul edildiği düşünülmektedir. Bazı ritüellerde, sunular, ocağa yapılan sunumlarla başlamaktadır. Ocakla başlayan ritüellerde, daha çok sıvı türünden hediyelerin sunulduğu görülmektedir. Ayrıca Hitit panteonunda bir ocak tanrısının da varlığı bilinmektedir. Darga 1985, 151, 153, 154, Bu yapının içinde birden fazla ocak olmasının tesadüfi olmayıp, kültle ilgili olabileceği, İmikuşağı kazılarında , kazı dönemlerinde bizzat bulunmuş olan Prof. Dr. Hasan Bahar tarafından sözlü olarak belirtilmiştir. Hocama vermiş olduğu değerli bilgilerden dolayı teşekkürlerimi bildiririm. 389 Konyar 2007, 406. Kutsal bir mekan içinde bulunan bu sunakların tarihlemesi olarak Eski Krallık dönemi gösterilmiştir. Konyar 2002, Sevin 1986, 186; Sevin 2003, 170, Sevin 1983, 140, 14; Sevin 1995, 3. 79

97 Höyükte, tapınak yapısının içinde bulunan ocaklar, sunaklar ve dini törenlerde kullanılan rython lardan hareketle, Hititlerin bu mekânı kutsal olarak görüp, burada dini ritüeller yaptıkları söylenebilir Ištahara Ištahara kenti, III. Hattušili nin otobiyografisinde, Hitit kralı II. Muwattali nin, başkenti taşımasından sonra, Kaška ların saldırıya geçerek, birçok bölgeyi ele geçirmesine rağmen, Hakmiš kenti ile birlikte, Kaška saldırılarından kurtulduğu şeklinde belirtilmiştir 392. Bu kentin bazı metinlerde, Hakmiš kenti ile birlikte geçmesinden dolayı, Ištahara nın Hakmiš kentine yakın bir coğrafyada bulunması gerektiği düşünülmektedir 393. Hitit yazılı metinlerinde de de Ištahara kenti ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. KBo XXI 81 numaralı metinde, Ištahara kentinde tapınım gören yerel Fırtına Tanrısı ndan, KUB V I numaralı metinde de, Ištahara kentinin yerel Güneş Tanrısı ndan bahsedilmektedir 394. Ištahara kentinin, kendisine özgü, yerel Fırtına ve Güneş Tanrısı nın bulunması, bu tanrıların kültüyle ilgili dini ritüellerin burada yapılabileceğini akla getirmektedir. Dolayısıyla bu iki tanrının kültünün Ištahara kentinde yer alması, burasının Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü söylenebilir Kaneš/Neša Assur Ticaret Kolonileri dönemi olarak adlandırılan dönemde, ticaret ağının merkezi durumunda olan Kaneš, bugünkü Kayseri Kültepe olarak bilinmektedir 395. Bu kent, ticaret merkezi olmasının yanında bu dönemde, önemli bir dinsel merkez 392 Murat 2008, Güterbock 1961, 87; Del Monte-Tischler 1978, 150, 151; Del Monte 1992, Murat 2008, Kentin yerleştirme önerileri ve geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 196, 170; Del Monte 1992, 62,

98 olarak da görülmektedir. Bu durumu Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma yazılı ve arkeolojik belgelerden öğrenebilmekteyiz 396. Bu dönemden kalma yazılı belgelerde, kült merkezi Kaneš olduğu bilinen, Pirwa adlı bir tanrıdan bahsedilmektedir. Bu tanrı Hitit döneminde de kutsanmaya devam edilmiş ve Hitit belgelerine NA4 Peru olarak geçmiştir 397. Kaneš kenti, Hitit hâkimiyetine girdikten sonra da dinsel önemini yitirmediği, Anitta nın bu kenti ele geçirdikten sonra, Fırtına Tanrısı ve kentin Koruyucu Tanrısı adına tapınaklar yaptırdığı bilinmektedir. Hitit yazılı belgelerinde bu kent, Kamrusepa adında bir tanrıça ismiyle de anılmış ve zamanla bu tanrıçanın kült merkezi haline gelmiştir 398. Hititlerin kutladıkları ve 18 gün sürdüğü tahmin edilen, Hitit metinlerinde EZEN ITU.KAM olarak geçen Ay Bayramı nı anlatan metinlerin bazı kısımlarında Kaneš ismi geçmektedir ancak bayram kutlamalarının bu kentte yapılıp yapılamadığı ise tam olarak bilinmemektedir 399. Kaneš kenti Ay Bayramı nın yanı sıra, AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı hakkında bilgi veren yazılı belgelerde de geçmektedir. Bu belgelerde, belirtilen bayramın kutlamaları sırasında, Kaneš li şarkıcıların, şarkı/ilahi söylediklerinden bahsedilmektedir 400. Bayram kutlamalarında görev alan şarkıcılar AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı kutlamalarında önemli bir rol oynamışlardır. Büyük bir ihtimalle Kaneš kentinde yetişen bu şarkıcılar, kendi kentlerinde düzenlenen dini törenlerde de görevler almış ve tecrübe kazanmışlardır. Günümüze kadar ulaşan belgelerden öğrenildiği üzere, Assur Ticaret Kolonileri döneminde önemli bir dini merkez olan Kaneš kenti, Hitit döneminde de bu özelliğini sürdürmüştür. Anitta nın kentte Fırtına Tanrısı ve kentin Koruyucu Tanrısı adına tapınaklar yaptırması, bu kentte önemli tanrıların kültü olduğunu göstermektedir. Ayrıca tanrıça Kamrusepa nın kült merkezi olması ve tanrı 396 Assur Ticaret Kolonileri dönemindeki dinsel hayat için bkz. Küçükbezci 2011, Leick 2003, Büyü, sihir ve sağlık tanrıçası olarak bilinen Kamrusepa nın kült merkezi Kaneš kentidir. Hutter 1997, 83; Leick 2003, Arıkan 2005, 71, Popko 1988, 84 vd; Gavaz 2011,

99 NA4 Peru nun da kültünün burada bulunması, bu kentin Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünü göstermesi açısından önemlidir. Bunların yanında, AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nda, Kaneš li şarkıcıların, ritüel törenlerinde görev alması, bu şarkıcıların, kendi kentlerinde gerçekleştirilen dini törenlerde de benzer görevleri yerine getirebilmiş olmalarını düşündürebilir. Bu bilgilerden hareketle, Hititlerin Kaneš knetini kutsal bir kent olarak gördüğünü ve bu kentin içinde kutsal olarak görülen mekânların bulunduğu söylenebilir Karahna Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma yazılı belgelerden, kentte bir Wabartum un bulunduğunu bildiğimiz, Karahna kentinin nerede olduğu günümüzde tam olarak bilinmemektedir. Ancak, Maşat Höyük belgelerinden elde edilen bilgilere göre, Maşat Höyük ün kuzeyinde aranması gerektiği belirtilmiştir 401. Karahna kenti hakkında bilgi veren yazılı metinlerde, Karahna kentinin KAL/LAMA 402 adında koruyucu bir baş tanrısının bulunduğu ve geyik hayvanının da bu tanrının simgesi olduğu belirtilmiştir 403. Kentin Koruyucu Tanrısı nın yanında, Lihzina kentinin baş tanrısı olarak bilinen, Lihzina kenti Fırtına Tanrısı nın kültü de, Karahna kentinde bulunmaktadır 404. Bu belirtilen tanrılar haricinde, Karahna kentinde birçok tanrı kutsanmaktadır. Karahna kenti kült envanteri hakkında bilgi veren KUB XXXVIII 12 Ay. III 405 numaralı metnin satırlarında Karahna kentinde kutsanmakta olan bazı tanrı isimlerinden söz edilmektedir. Bu tanrıların bazıları kendilerine ait tapınakları ile bazıları da NA 4ZI.KIN HI.A ile ifade edilen Huwaši taşlarıyla yerleri belirlenmiştir. 401 Alp 1986, ; Bu kentin Çorum ve Amasya civarında olabileceği belirtilmiştir. Garstang- Gurney 1959, 25; Karahna kentinin yer aldığı metinler için bkz. Del Monte-Tischler 1978, ; Del Monte 1992, Daha çok koruyucu özellikleriyle tanınan bu tanrı Hitit metinlerinde d KAL= d LAMA olarak da geçmektedir. Leick 2003, Darga 1973, Darga 1980, KUB XXXVIII 12 ay. III: Darga 1969, 494, D Šarruma, Hububat tanrısı. Toplam: on yerdi tanrı 22 NA 4ZI.KIN HI.A ile(dir). Büyük toplam: yirmi altı tanrı 23 içinde dokuzu (9 tanrı) tapınak ile (ve) ondördü (14 tanrı) NA 4ZI.KIN HI.A ile(dir). 82

100 Karahna kentinde bulunan tapınakların büyüklüğüyle ilgili fikri, yine Karahna kenti hakkında bilgi veren kült envanteri metninden öğrenmekteyiz. Bu metne göre Karahna kentinde 538 tapınak görevlisi bulunmakta ancak bu tapınak görevlilerinin 141 i sonradan görevlendirildiği öğrenilmektedir 406. Belirtilen bu rakamlar, Karahna da bulunan tapınaklara, Hititlerin büyük önem verdiğini göstermesi açısından önemlidir. Bünyesinde, oldukça önemli tanrıların kültlerini barındıran Karahna kentinde, bayram kutlamalarının da yapıldığı bilinmektedir. KUB XXXVIII 12 Ay. III 407 numaralı metinde bu kentte bayram kutlamaları sırasında dini ritüellerin yapıldığından bahsedilmiştir. Birçok şehrin tanrılarının olduğu gibi Karahna kentinde bulunan tanrılar da Hitit krallarının yapmış oldukları siyasi anlaşmalarda, yemin tanrıları arasında yerlerini almışlardır. Örneğin II. Muwattali nin, Aleppo Kralı Talmi-Šarruma ile yapmış olduğu anlaşmada, Karahna kentinin tanrısallıkları, anlaşma metninin içindeki yemin tanrıları arasında geçmektedir 408. Günümüze kadar ulaşan yazılı metinlerin de belirttiği gibi Karahna kentinde bulunan tapınak görevlileri sayısı, burasının önemli bir dini merkez olarak görüldüğünü göstermektedir. Ayrıca kentte kültü bulunan tanrıların anlaşma metinlerinde yemin tanrıları arasında geçmesi ve bu tanrılar adına kentte bayramlar düzenlenmesi, burasının Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak kabul edildiğini gösterebilir Katapa Assur Ticaret Kolonileri döneminde de önemli bir merkez olarak bilinen Katapa nın nerede olduğu günümüzde tam olarak bilinmemektedir. Bu kentin yerleştirilmesi hakkında birçok teklif yapılmış ancak kesin olarak yapılamamıştır 409. Ancak Hititlerden günümüze ulaşan, bayram törenleri hakkında bilgi veren yazılı 406 Darga 1973, 12; Gavaz 2011, Darga 1969, 494, Beckmann 1996, Katapa nın bulunabileceği yerler hakkında yapılan teklifler hakkında bkz. Del Monte-Tischler 1978, 199; Gavaz 2011,

101 kaynaklarda, bu kentin Zippalanda kentine yakın bir yerde olabileceği belirtilmiştir 410. Hititlerin diğer kült merkezlerinde olduğu gibi Katapa kentinde de birçok tanrı/tanrıçanın kültü bulunmaktadır. Nuntarriyašhaš Bayramı nın kutlamaları sırasında, bu kentte, tanrı Zithariya için ayinlerin yapıldığı, bayram törenlerini anlatan yazılı belgelerden öğrenilmiştir 411. Ayrıca Katapa kentinde Ištar ın ve kült merkezi Ankuwa kenti olan tanrıça Katahha kültünün de Katapa kentinde önemli bir yerinin olduğu da belirtilmiştir 412. Katapa kenti, önemli tanrıların kültlerini barındırmasının yanında, Nuntarriyašhaš Bayramı nın kutlamalarında da dini ritüellerin yapıldığı bir mekân olarak görülmektedir. IBoT IV 72 vs II 413 numaralı Nuntarrišhaš Bayram kutlamalarını anlatan metnin, 11 ve 12. satırlarında, Katapa kentinde yapılan dini ritüelden bahsedilmektedir. Hititlerin anlaşma metinleri içindeki yemin tanrıları listesinde, Katapa nın kraliçesi olarak bir ifade geçmektedir 414. Burada geçen ifadenin kültü Katapa kentinde bulunan bir tanrısallığı çağrıştırdığı düşünülebilir. Hititlerden günümüze ulaşan yazılı kaynaklarda da görüldüğü gibi, Katapa kentinde bulunan tanrı/tanrıça kültleri, burada uygulanan dini ritüeller ve Katapa kentinde kültü bulunan tanrısal kültün, anlaşma metinlerinde yemin tanrıları arasında gösterilmesi, Katapa nın sahip olduğu birçok özellikleriyle Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü söylenebilir Matilla AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nı anlatan metinlerden öğrenildiğine göre, kral ile kraliçe, Matilla kentinde ritüel düzenlemektedirler. Kentte bayram kutlamaları tamamlandıktan sonra, kral Arinna kentine, kraliçe ise başkent Hattuša ya geri 410 Popko 2000, Nakamura 2002, Gavaz 2011, 157, IBoT IV 72 vs. II: Nakamura 2002, 20, 21; Gavaz 2011, 134, Ertesi gün ise kral Katapa ya gider 12 ve kral Nerik Fırtına Tanrısı için damızlık bir boğa keser. 414 Beckmann 1996,

102 dönmüştür. Bu durum Matilla kentinin, Hattuša ya ve Arinna ya yakın bir konumda olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Metinlerden öğrenilen bilgilerden hareketle, Arinna nın yaklaşık olarak 5 km.; Hattuša nın yaklaşık olarak 25 km. kuzeydoğusunda bulunan Tahirabat yerleşiminin, Hitit metinlerinde geçen Matilla kenti olabileceği belirtilmiştir 415. Bu bilgilerden hareketle Matilla da AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı kutlamalarının yapıldığı ve dolayısıyla bu kentte Hititlerin kutsal kabul ettiği mekânların bulunduğu ve bu mekânlarda dini ritüellerin yapıldığı düşünülebilir Nerik Hitit metinlerinde önemli bir merkez olarak geçen Nerik kentinin bulunabileceği yer konusunda birçok teklif yapılmıştır. Bu kentin Kanak su vadisi civarında 416 olabileceği belirtilmiştir. Ancak Samsun ilinin Vezirköprü ilçesinde bulunan Oymaağaç Höyük te yapılan araştırmalarda Nerik in Fırtına Tanrısı için bir fedakârlık yazan çivi yazılı bir tablet bulunmasından 417 dolayı Nerik kentinin günümüzdeki Oymaağaç Höyük 418 olabileceği belirtilmiştir. Nerik kentinde, Hitit yazılı belgelerinden öğrenildiğine göre Nerik Fırtına Tanrısı nın kültü bulunmaktadır. Bu Fırtına Tanrısı nın Hatti kökenli olduğu ve III. Hattušili nin, bu tanrıyı, kendisine koruyucu tanrı olarak seçtiği bilinmektedir 419. Ayrıca KUB XXXVI numaralı belgede, Nerik in Fırtına Tanrısı nı geri getirmek için yapılan ritüelden bahsedilmiştir 420. Nerik in Fırtına Tanrısı nın kült merkezi olan bu kent, Hititlerin siyasi tarihleri boyunca Hititlerin elinde kalmamıştır. Bu kent, Hantili döneminde Gavaz 2011, 205,206; Matilla kentinin geçtiği metin yerleri ve bazı yerleştirme önerileri için bkz. Del Monte-Tischer 1978, 266; Del Monte 1992, 103, Garstang-Gurney 1959, 19; Güterbock 1961, Czichon 2007, Oymaağaç Höyük ü, Nerik kentinin haricinde, Hitit metinlerinde geçen Zalpa olabileceği de belirtilmiştir. Bilgi 1998, III. Hattušili, Nerik kentinin fırtına tanrısını, kendisine koruyucu tanrı olarak seçmesi, Hitit kralının, Hatti kültürünü yeniden diriltmeye çalışması şeklinde yorumlanmaktadır. Arıkan 1998, Güterbock 1961, Nerik kentinin Hantili döneminde Kaška istilasına uğradığı bilinmekte ise de, Schuler, Eski Krallık döneminde, Kaška larla ilgili hiçbir belgenin bulunmadığını, Kaška lardan bahseden ilk Hitit metninin Hitit Kralı I. Arnuwanda dönemine tarihlendiğini, dolayısıyla da Nerik kentinin bu kral döneminde 85

103 Kaška ların istilasına uğramış ve Kaškalar, bu kentte bulunan birçok kutsal nesneyi yağmalamışlardır. Daha önce belirtildiği üzere, Nerik kentinin Kaškalıların işgali altında olduğu dönemlerde, bu kentte yapılan dini ritüeller, Nerik e yakın bir konumda olan Hakmiš kentinde yapılmıştır. KUB XXXVIII 80 IV 422 numaralı metinde Nerik kentinde kutlanan bayramın, düşman işgali sebebiyle Hakmiš kentinde kutlanıldığından bahsedilmiş ve bu kent III. Hattušili döneminde geri alınabilmiştir. Nerik kentinde, Purulliyaš Bayramı nın kutlamalarının önemli bir kısmının kutlandığı ayrıca Nuntarriyašhaš Bayramı kutlamalarında da bu kente uğranılarak, bayram kutlamaları sırasında dini ritüellerin yapıldığı belirtilmiştir 423. Özellike Nerik te kutlanan Purulliyaš Bayramı nın ritüelleri sırasında, Illuyankaš Efsanesi nin de sergilendiği bilinmektedir 424. Hitit metinlerinde, Nerik Yolu Bayramı adında bir bayram olduğu görülmektedir 425. IBoT IV 72 vs II 426 numaralı belgede, Nuntarriyašhaš Bayramı nın kutlamaları sırasında, Nerik Yolu Bayramı nın kutlanıldığından bahsedilmektedir. Nuntarriyašhaš Bayramı nın kutlamalarının 16. gününde kutlandığı bilinen bu bayramın kutlamaları sırasında, kralın ya da kraliçenin, Nerik kentine gidip gitmediği konusu tam olarak bilinmemektedir 427. Ancak Nerik kentinde, dini ritüellerin gerçekleşmesi sırasında, kullanılacak malzemeyi temin etmekle görevli olan Kaška istilasına uğramış olabileceğini belirtmiştir. Akurgal 2005, 65. Benzer bir şekilde De Martino da, Nerik kentinin Hitit hakimiyetinden çıkmasını, I. Arnuwanda döneminde olduğunu belirtmiştir. De Martino 2006, KUB XXXVIII 80 IV Murat 2008, yılların düşmanı nedeniyle 5 Nerik in bayramını Hakmiš te 6 icra ettiler. 423 Gavaz 2011, 79; Güterbock 1961, Beckmann 1989, Güterbock 1961, IBoT IV 72 vs. II: Nakamura 2002, 21; Gavaz 2011, 135, (Bütün) Hattuša oturur. Fakat yöneticinin evinde 22 yöneticinin tanrıları için Nerik yolunun festivali kutlanır. 23 Neri[k] gezisinin 16. Günü 427 Kral ya da kraliçenin bu kente uğramamasının sebebinin Nerik in o dönemde düşman işgali altında olabileceği ya da Nuntarriyašhašš Bayramı nın kült gezisi güzergahına, Nerik kentinin oldukça uzak bir konumda olmuş olabileceği gösterilmiştir. Gavaz 2011, 216,

104 AGRIG lerin bulunması 428, bu kentte önemli bayramların kutlandığı ve burada bu bayramların kutlamaları sırasında dini ritüellerin yapıldığını gösterebilir. Nerik kenti olduğu tahmin edilen Oymaağaç Höyük ünün üst kısmında, yaklaşık olarak 50x50 m. büyüklüğünde yapı kalıntıları bulunmuştur. Bu yapı kalıntısının Nerik kenti FırtınaTanrısı na ait olabileceği düşünülmüştür. Tapınakta yapılan araştırmalarda, tapınağın iki avlusunun bulunduğu ve bu avlulardan büyük olanında, dini ritüellerin yapılmış olabileceği belirtilmiştir 429. Ayrıca tapınakta yapılan araştırmalarda, tapınağın güneydoğu köşesinden kuzeydoğuya doğru giden duvarların üzerinde, nişlerin bulunduğu ve bu tapınağın içinde, boğa heykelleri ile dini ritüellerde kullanılan sunu kaplarının da bulunduğu belirtilmiştir 430. Bu nişler ve sunu kapları, dini ritüellerde, tanrılara sunu yapılırken önemli rol oynamışlardır. Tapınakta bulunan boğa heykelleri de, tapınağın Fırtına Tanrısı kültü ile ilişkisini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Nerik kentinin Fırtına Tanrısı, Hitit krallarının yapmış oldukları siyasi anlaşmalarda yemin tanrısı olarak yerini almıştır. Örneğin Hitit kralı II. Muršili nin Amurru kralı Tuppi-Tešup ile yaptığı anlaşmada, Nerik Fırtına Tanrısı, yemin tanrısı olarak gösterilmiştir 431. Hititler tarafından böylesine önemli bir kült merkezi haline getirilen Nerik kentinde, Fırtına Tanrısı nın kültü haricinde, Zababa, Hašameli, Šulinkatte ve Tešimi gibi, Hititler tarafından saygı görmüş ve inanılmış tanrıların da kültünün bulunduğu bilinmektedir 432. Bilindiği üzere Hititler, önemli kült merkezlerini, devlete ödemek zorunda oldukları vergilerden muaf tutuyorlardı. Nerik kentinin de Hititler tarafından vergiden muaf tutulması 433, bu kentin önemli bir kült merkezi olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Hititlerden günümüze ulaşan yazılı metinlerden, bu kentin önemli bayramlarda ev sahipliği yapması, Kent işgal altında olsa bile, kentin kültü ile ilgili 428 Burney 2004, Czichon 2010, Czichon 2007a, Beckmann 1996, Gavaz 2011, Darga 1985, 17; Sevinç 2008,

105 bayramların kutlanılmaya devam edilmesi ayrıca yapılan arkeolojik araştırmalarda, kentin bulunduğu tahmin edilen Oymaağaç Höyük te, tapınak ve dini hayatı yakından ilgilendiren unsurların bulunması, bu kentin Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünü göstermektedir Oluz Höyük Amasya nın 25 km. güneybatısında yer alan Oluz Höyük, Hitit metinlerinde Zuliya olarak geçen Çekerek nehrinin güneyinden geçtiği Geldingen ovasının içinde bulunmaktadır 434. Höyüğün boyutlarının 280x260 m. boyutlarında, ova seviyesinden yaklaşık olarak 15 m. yüksekliğe sahip olduğu bilinmektedir 435. Hititçe isminin bilinmediği Oluz Höyük te yapılan araştırmalarda, Hitit dönemi özellikleri gösteren keramik buluntuları ve bir Hitit mührü bulunmuştur 436. Höyük ün kuş uçumu 5 km. kuzeyinde yer alan Doğantepe ye yerleştirilen Hakmiš kentinde, daha önce belirtildiği gibi tunçtan bir tanrı heykelciği bulunmuştur 437. Oluz Höyük ün büyüklüğü ve çevresindeki Hitit dönemi önemli yerleşimlerin bulunduğu gibi düşünceler göz önüne alındığında, höyükte yapılacak arkeolojik araştırmalarda, tapınak vb. kutsal yapıların ortaya çıkarılabileceği düşünülmektedir 438. Oluz Höyük ün bulunduğu konum, çevre yerleşmelerde elde edilen kutsal malzemeler, bu höyükte yapılacak araştırmalarda, bu höyükte de kutsal öğelerin bulunabileceğini ve dolayısıyla, Hititlerin yerleşmede bulunan bazı meknaları, kutsal mekân olarak düşünmüş olabilecekleri tahmin edilebilir. 434 Dönmez 2010, Dönmez 2009, 125; Dönmez 2010, Alparslan 2010, 88, Doğantepe de Fırtına tanrısına ait olduğu düşünülen bir heykel bulunmuştur. Bu heykelin tahrip olmamış halinin boyutunun 34 cm. olduğu tahmin edilmektedir. Kolları ve bacakları kaybolmuş olan bu heykel, taş bir kalıba dökülerek yapılmış ve kolları ile bacakları sonradan takılmıştır. Darga 1992, 101, Dönmez 2007,

106 Paršhunta Hitit metinlerinde geçen Paršhunta kentinin nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bu kentin, kesin olmasa da Tuz gölü ile Konya ovası arasında, Aşağı Ülke toprakları içinde yer aldığı tahmin edilmektedir 439. Bu kent, Hitit kralı II. Muwattali nin dualarında, Kurunta ve Ulmi-Tešup antlaşmasında, Aşağı Ülke toprakları içinde yer alan dini merkezler olarak geçmektedir 440. Hitit metinlerinde Aşağı Ülke sınırları içinde geçen Paršhunta kenti, aynı zamanda dinsel bir merkez olarak gösterilmiştir. Büyük bir ihtimalle, bu kentte de Hititlerin kutsal kabul ettikleri mekânlar bulunmaktaydı. Verilen bu bilgilerden hareketle, bu kentin Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü düşünülebilir Šamuha Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma belgelere göre bu kentte bir Wabartum bulunmaktadır. Hitit metinlerinde de geçen bu kentin neresi olabileceği konusunda ilgili birçok teklif yapılmış 441 ve bu tekliflerin, genel olarak, Fırat nehri kıyısında olduğu görülmektedir 442. Dolayısıyla bu kent, büyük bir ihtimalle Fırat nehri kıyısında yer almaktadır. Hitit kralı II. Muršili dönemine tarihlenen bir belgeden, Hitit kralı III. Tuthalia nın, Kizzuwatna bölgesinde önemli ölçüde tapınım gören DINGIR. GE kültünü, Šamuha kentinde, bu tanrının kültü için yapılan tapınağa taşıdığı öğrenilmektedir 443. Bilindiği üzere Hitit kralı III. Hattušili, eşinin de büyük etkisiyle, kendisine koruyucu tanrı olarak Šamuha kentinin Ištar ını seçmiştir 444. Dolayısıyla bu kentte, 439 Garstang 1944, 19; Del Monte-Tischler 1978, 307, 308; Bahar 2005, Bahar 2005, 92,93; Garstang 1944, 18, Šamuha kentinin olabileceği yerler hakkında yapılan teklifler için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 339, 340; Yiğit 1997, 286, Hoffner 2009, 81; Yiğit 1997, Collins 2007, 46, 158; Bu tanrıçanın özellikleri ise tam olarak bilinmemektedir. Yağcı 2005, 750, 751; Yiğit 1997, Furlani 1938, 261; Del Monte-Tischler 1978, 340; Leick 2003, 150; Burney 2004,

107 Tanrıça Ištar ın kültünün bulunduğu ve bu külte bağlı olarak tapınak vb. kutsal mekânların bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu tanrıça, Hititler tarafından oldukça saygı görmüştür. Hitit kralı III. Hattušili, Urhi-Tešup olarak da bilinen III. Muršili ile mücadelesini başlattığı zaman, hakkımızdaki kararı Šamuha nın Ištar ı ve Nerik in Fırtına Tanr ısı versin demektedir 445. III. Hattušili nin, Šamuha Ištar ına bu şekilde güvenmesi, ona duyduğu saygı ve inancı açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Šamuha kentinde Ištar ın kültünden başka, Fırtına Tanrısı nın da kültü bulunmaktadır. AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı kutlamalarını anlatan KBo X 20 I numaralı metnin 2. ve 3. satırlarında, bu tanrı için ritüel yapıldığından bahsedilmektedir. Šamuha kentinin Fırtına Tanrısı, Hitit krallarının yapmış oldukları siyasi anlaşmalarda yemin tanrısı olarak gösterilmektedir. Örneğin Hitit kralı I. Šuppiluliuma nın, Mitanni kralı Šattiwaza ile yapmış olduğu anlaşmada, bu tanrı, yemin tanrıları arasındaki yerini almıştır 447. Ayrıca Šamuha kentinde, dini ritüellerin gerçekleşmesi sırasında, ritüeller sırasında kullanılacak malzemeyi temin etmekle görevli olan AGRIG lerin bulunması 448, bu kentte önemli bayramların kutlandığı ve burada bu bayramların kutlamaları sırasında dini ritüellerin yapıldığını gösterebilir. Šamuha kentinde, DINGIR. GE tanrısallığının ve III. Hattušili nin kendisine koruyucu tanrı olarak seçtiği Tanrıça Ištar ın kültünün bulunması, kentte dini ritüellerin yapılmasında hizmet eden AGRIG lerin varlığının bilinmesi ve Šamuha Fırtına Tanrısı nın anlaşmalarda yemin tanrısı olarak geçmesi, Šamuha kentinin Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünü gösterebilir. 445 Ten Cate 1969, 94; Collins 2007, KBo X 20 I 17: Gavaz 2011, 108, Fırtına Tanrısı, Arinna Şehri Güneş Tanrıçası ve Šamuha Şehri Fırtına Tanrısına, 3 içerler 447 Beckmann 1996, Burney 2004, 6. 90

108 Šapinuwa Günümüzdeki Çorum ilinin Ortaköy ilçesine yerleştirilen Šapinuwa, Hititlerin önemli bir kenti olmuştur. Bu yerleşmeden çıkarılan çivi yazılı belgelerden öğrenildiğine göre, bu kent, ülke anlamına gelen KUR ifadesi ile birlikte geçmektedir. Metinlerde geçen bu ifadeden dolayı, Šapinuwa kentinin idaresinde bazı yerleşimlerin bulunduğu belirtilmiştir 449. Ayrıca kentin kuzeydoğu ve doğu yönünden gelebilecek saldırılara karşı oldukça korunaklı bir mevkide bulunduğu bu yüzden de önemli bir askeri merkez olduğu da düşünülmektedir 450. Hitit metinlerinden öğrenildiği üzere Šapinuwa kentinde Fırtına Tanrısı nın kültü bulunmakta ve bir metinden de, Šapinuwa nın iki tane Fırtına Tanrısı nın olduğu öğrenilmektedir 451. Bu bilgiden hareketle, kentte, Fırtına Tanrısı kültünün oldukça önemli bir rol oynağı düşünülebilir. Šapinuwa kenti, Hurri dini hayatında kullanılan ağız yıkama ritüelleri metinlerinin yazıldığı merkez olmuştur 452. Burada yazılan ritüel metinleri, diğer Hitit kentlerine gönderilmiştir. Ayrıca, bu kentte, yapılan araştırmalarda, ritüel törenlerinde kullanıldığı bilinen kol biçimli ritüel kaplardan da bulunmuştur 453. Šapinuwa kentinin, Tepelerarası mevkii olarak adlandırılan bölgesinde 4 tane yapı kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Bu yapı kalıntıları, A, B, C, D yapıları olarak adlandırılarak, C ve D yapısının dini nitelikli, A yapısının ise, idari nitelikli binalar olduğu belirtilmiştir. Dini içerikli olduğu bilinen D yapısında, L biçimli salonun ortasında, kültsel işlevlerde kullanıldığı tahmin edilen bir havuz bulunduğu görülmüştür 454. Yerleşimin en yüksek ve çevreye hâkim noktasına inşa edilmiş olan A binasında yapılan araştırmalarda ise, dini hayatta kullanılan ve iyilik getirdiği 449 Süel Aygül 2005, 680. Ayrıca Šapinuwa kazılarında bulunan üzerinde çivi yazısı ile büyük kral anlamına gelen LUGAL.GAL yazılı objeler, bu kentin büyük kralın ikamet ettiği önemli bir şehir olduğunu gösterir. Aygül Süel 2010, Süel 2005, Kentte bulunan iki fırtına tanrısının varlığı Hitit/Hurri dini inancının be şehirde beraberliğine işaret edebileceği konusunda bir düşünce belirtilmiş ancak, tam olarak iddia edilememiştir. Süel 2010b, Süel 2010, Bu türden kapların ritüel dünyada kullanılmış oldukları bilinmektedir. Šapinuwa kentinde bulunan kaplar, başka kentlerde bulunanlar gibi, avuç, içinde tas tutan dirsekten kesik, ileriye doğru uzanmış bir sağ kol tasvir edilmiştir. Süel 2010, Bu havuzun 4 m. çapında, cm. derinliğinde ve yaşadaığı tahribattan dolayı şeklinin tam olarak anlaşılamadığı belirtilmiştir. Süel 2005,

109 düşünülen üçgen malzemelerden (Res. 65) bulunmuştur 455. Üçgen malzemelerin Hititler için anlamı da düşünüldğünde, bu üçgen malzemelerin, yapıyı koruması için konulduğu düşünülebilir. Šapinuwa kentinde Tepelerarası mevkiinin yanı sıra Ağılönü adı verilen bölgede de araştırmalar yapılmıştır. Ağılönü, Tepelerarası bölgesinin en yüksek noktasında yer alan A binasının kuş uçumu 600 m. kuzeyinde yer almaktadır 456. Bu bölgede yapılan araştırmalarda, tapınak olduğu düşünülen bir Hitit yapısı bulunmaktadır. Bu yapının, her bir bölümünün ortasında ve kült odası olduğu tahmin edilen orta mekânda, kerpiçten inşa edilmiş olan bir sunak bulunmaktadır. Ayrıca yapının güney tarafında bulunan kült mekânında da sunak bulunduğu görülmüştür 457. Ağılönü mevkiinde yapılan araştırmalarda, taş döşemli bir alanın varlığı görülmüş ve çevrede yapılan araştırmalarda, adak kapları ile ritonlar bulunmuştur. Bu yolun güney cephesinde, yaklaşık olarak 50 m. büyüklüğünde geniş bir avlu bulunmaktadır. Bu avluda, birbirine çok yakınlıkta, irili ufaklı birçok çukurun bulunduğu görülmektedir. Bu çukurların bazıları birkaç bölüm halinde, bazıları büyük bazıları ise küçüktür. Bu alanda, kurban törenleri ile Yakma-Arınma törenlerinin yapıldığı tahmin edilmektedir 458. Bu bölgede yapılan araştırmalarda, Şaşana adı verilen buluntuya da rastlanılmıştır. Bilindiği üzere Şaşana, dini ritüellerde kullanıldığı tahmin edilen kapalı bir lambadır. İçinde ateş yakılabilen bu lambanın deliklerinden güzel görünüm ve aynı zamanda güzel koku verdiği bilinmektedir 459. Ağılönü nde bulunan bu şaşana, burada dini ritüellerin yapıldığını göstermesi açısından önemli bir yere sahiptir. Hitit yazılı belgelerinde Šapinuwa olarak geçen Ortaköy de, Tepelerarası mevkiinde ve Ağılönü bölgesinde bulunan buluntular, Šapinuwa nın Ağız Yıkama Ritüel lerinin merkezi konumunda olması ve ayrıca Ortaköy de bulunan kol biçimli 455 A yapısı içine konulan bu üçgen malzemenin koruyucu tanrıyı temsil etmesi için konmuş olabileceği belirtilmiştir. Süel 2010a, 737, Süel 2010c, Süel 2010c, Süel 2010, 831, 832, Süel 2010c,

110 ritüel kaplar, burasının Hititler tarafından kutsal bir mekan olarak görüldüğünü göstermektedir Šarišša Hitit yazılı metinlerinde Šarišša olarak geçen kent, Kuşaklı Höyük ile yerleştirilmekte ve burada yapılan araştırmalarda, Šarišša nın M.Ö. 16. y.y ın ikinci yarısında kurulmuş bir Hitit kenti olduğu belirtilmektedir 460. Šarišša da yapılan araştırmalarda küçük bir kil tablet arşivi bulunmuştur. Bu tabletlerden birinde, kentte yapılan değişik kült ritüellerini yerine getirmek için, kralın bizzat katıldığı, İlkbahar Bayramı törenlerinden bahsedilmektedir. Bu metne göre kral baharda şölenleri kutlamak için Šarišša ya geldiğinde ve kente yaklaştığında hemen kente çıkmaz. Fırtına Tanrısı nın Huwaši taşına ulaşan yukarı yoldan çıkar 461. Yine bu kentte bulunan çiviyazılı bir tabletten, bu kentte her ay düzenli olarak kutlanan bayram töreninde, Šarišša beyinin, bir kap bira sunduğundan söz edilmektedir. Tanrılara sunulan bu biranın Eski Ön Asya da da benzer bir şekilde kullanımı olduğu bilinmektedir 462. Ayrıca Hattuša kentinde bulunan, Šarišša kenti ile ilgili KUB XX numaralı belgede, Kralın, Šarišša kentinin Fırtına Tanrısı nın Huwaši taşına, çeşitli sunular yaptıktan sonra, en son bira sunduğundan bahsedilmektedir 463. Šarišša kentinde yapılan araştırmalarda, kentin en yüksek noktasında büyük bir yapı kalıntılarına rastlanılmıştır. Bu yapının kentin en büyük yapısı olduğu düşünülmektedir. Burada gerçekleştirilen araştırmalarda ise, yapının planının, Hattuša da bulunan dini yapılar ile benzediği görülmüş ve bu benzerlikten dolayı, bu yapının bir tapınak olabileceği belirtilmiştir 464. Tapınağın büyüklüğü, kentin en yüksek noktasına inşa edilmesi ve tapınakta bulunan pişmiş toprak boğa çiftinden (Res. 51) dolayı, bu tapınağın, Fırtına Tanrısı kültü için yapılmış olduğu 460 Karpe 2005, Müller 2002, Gılgamış destanında Enkidu, insan olabilmesi için, yıkanıp, ekmek yiyip bira içmesi gerekliydi. Šarišša kentinde de düzenli olarak kutlanan bahar bayramı törenlerinde de kentin beyi, tanrılara bira sunmaktadır. Bu durum biranın Eski Önasya dünyasında da tanrılara sunulmak gibi benzer amaca hizmet ettiğini gösterir. Karpe 2005, Ayrıca KBo 26,213 numaralı metinde de Šarišša halkının hergün Šarišša nın Fırtına Tanrısı na un, süt ve bir kap bira sunduklarından bahsedilmektedir. Karpe 2005, Gates 1995, 220; Schachner 2010,

111 belirtilmiştir 465. Tapınağın kuzey girişinin yakınlarında, kırılmış durumda, çömlekler, kâseler ve testiler bulunmuştur. Tapınakta bulunan bu kapların çoğunun içinde, bazıları çimlenmiş vaziyette, arpa kalıntılarının olduğu görülmüştür. Bilindiği üzere, çimlenmiş arpa, bira yapımında kullanılmaktadır. Bu tapınakta bulunan kapların içinde çimlenmiş arpa kalıntılarının bulunması, bu tapınakta bira yapıldığını göstermektedir 466. Bu durum da, daha önce yukarıda belirtilen, Šarišša kentinde Fırtına Tanrısı na hergün bira sunulduğu bilgisini doğrular niteliktedir. Ayrıca bu kaplar, burada yapılmış olan ritüel törenlerde de kullanılmış olabilir. Tapınakta ele geçirilen kaplar arasında, bira ekmeği yapımında kullanıldığı tahmin edilen tepsi bulunmuştur. Bulunan bu tepsi üzerinde yapılan incelemelerde, tepsinin birçok kez ateşte bırakıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla bira üretimi için gerekli olan bira ekmeği yapımında, bu tepsinin kullanılmış olabileceği belirtilmiştir 467. Tapınakta bulunan bu tepsi, bu tapınakta dini ritüellerin yapıldığını göstermesi açısından önemlidir. Çünkü büyük bir ihtimalle Hititler, tanrılarına yiyecek ve içeceğin tazesini sunmuşlardır. Kentte bulunan tek kutsal yapı, Fırtına Tanrısı nın tapınağı olmamıştır. Kentin daha alçakta bulunan kuzey terasında, tapınak olduğu tahmin edilen, başka bir yapının kalıntıları da bulunmuştur. Bu tapınağın, Fırtına Tanrısı nın tapınağından küçük olduğu belirtilmiştir. Tapınakta yapılan araştırmalarda, bu yapının çok katlı olduğu ve bodrum katının üzerindeki katta, asıl kült mekânlarının bulunduğu belirtilmiştir 468. Kentin tepesinde bulunan bu iki tapınak, büyük bir ihtimalle kentin en önemli kutsal mekânlarını oluşturmuşlardır. Šarišša kentinin Fırtına Tanrısı, Hitit krallarının yapmış oldukları siyasi anlaşmalarda yemin tanrısı olarak yerini almıştır. Örneğin Hitit kralı II. Muršili nin Ugarit kralı Niqmepa ile yaptığı anlaşmada, Šarišša nın Fırtına Tanrısı, yemin tanrısı olarak gösterilmiştir Müller 2002, Karpe 2005, 555, 556. Ayrıca şehir duvarının arkasında bulunan büyük tahıl deposunun 720 ton tahıl, (arpa) depolayabileceği ve bu miktardaki tahılın yaklaşık olarak 4000 kişiye bir yıl yetebileceği belirtilmiştir. Greaves 2003, Karpe 2005, Müller 2002, Beckmann 1996,

112 Yazılı ve arkeolojik belgelerden öğrenildiği üzere, kentte oldukça güçlü bir Fırtına Tanrısı nın kültü bulunması ve bu tanrı için bayramlarda ve hergün dini ritüel düzenlenmesi, burasının Hititler tarafından kutsal bir mekan olarak görülmüş olabilir. Fırtına Tanrısı nın bu önemli kült merkezinde, kentin en yüksek bölümünde bulunan tapınaklar haricinde, başka kutsal mekânların da olduğu yazılı ve arkeolojik belgelerden bilinmektedir. Bu bilgilerden hareketle, burasının Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü söylenebilir ġarkıģla Hitit sanatı ve dini hakkında blgi veren, tunçtan yapılmış olan bir balta (Res. 52), Sivas ilinin Şarkışla ilçesinde bulunmuştur. 19,5 cm. boyunda, 9,2 cm. genişliğinde ve 1,025 kg. ağırlığında olan bu tören baktasının ağız kısmı dâhil her tarafı dinsel betimlerle donatılmıştır. Baltanın her iki geniş yüzünde de uzun giysili ve konik başlıklı bir erkek tasviri, yukarıya doğru kaldırdığı elleri üzerinde, bir aslan protomunu taşımaktadır. Aslan betiminin üzerinde de, sivri başlıklı, boynuz betimli bir tanrı, sağ kolu ileriye dönük bir şekilde gösterilmiştir. Baltanın üzerinde tasvir edilen tanrı betimi ve özellikle tanrının giydiği başlık, Fasıllar anıtında, tanrının giydiği başlığa benzetilmiştir 470. Bu figürlerin üzerini, kanatlı güneş kurslarının taçlandırdığı belirtilmiştir 471. Bilindiği üzere Hitit tanrıları, hayvan sembollerinin yanı sıra, yazılı belgelerde, bazı silahlarla birlikte yer almışlardır. Topuz silahı, Fırtına Tanrısı ve Dağ Tanrıları nın sembolü, ok ve yay Koruyucu Tanrıların, balta ise Šarruma ve Šaušga nın silahları olarak gösterilmişlerdir 472. Bu bilgiden hareketle belki de bu balta, Šarruma ve Šaušga ile ilgili olan dini ritüellerde kullanılmış olabilir. Sivas ilinin Şarkışla ilçesinde bulunan bu balta (eğer başka yerden getirilmeyip orijinal yeri burası ise) bölgede, Hitit dini ritüellerinin yapıldığını 470 Darga 1992, 108; Kutlu 2002, Bu balta üzerinde güneş kursu formunun benzerlerinin, Mısır daki Tanus ve Abu Simbel tapınakların, konik başlıklı, uzun cübbeli tasvirlerde de görüldüğü belirtilmiştir. Ensert 2005, 35. Dolayısıyla bu durum, baltanın yapımında, Mısır etksinin olduğuna işaret edebilir. 472 Darga 1992,

113 gösterebilir. Bu yüzden de belki de burası, Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görülmüştür Tahurpa Hitit çivi yazılı belgelerden bilinen Tahurpa kenti, bayram metinlerine göre, Hattuša, Arinna ve Katapa kentlerine oldukça yakın bir konumda bulunmaktadır. Bu belgelere göre, kral, hem Katapa kentinden Hattuša kentine, hem de Arinna kentinden Hattuša kentine giderken, Tahurpa yolunu kullanarak, gitmek istediği noktaya ulaşmaktadır. Bu bilgi, metinlerde geçen Tahurpa kentinin, Hattuša, Arinna ve Katapa kentleri arasında bir çeşit merkez istasyon görevini üstlendiğini göstermektedir 473. Bölgede bulunan Eskiyapar Höyük, Boğazköy e 21 km., Alacahöyük e 10,5 km. ve Ortaköy e ise 42 km. uzaklıkta, çevresinde bulunan üç önemli merkeze hakim bir geçiş noktasında bulunmaktadır 474. Yukarıda da belirtildiği üzere, Hitit bayram metinlerinde geçen Tahurpa için de benzer bir coğrafi durum söz konusudur. Bayram metinlerinin bahsettiği Tahurpa kenti, coğrafi konumunun uygunluğu dolayısıyla, Eskiyapar a yerleştirilmiştir 475. Eskiyapar a yerleştirilen Tahurpa kenti, birçok Hitit yerleşmesinden farklıdır. Bu kent, Hitit metinlerinde geçen Ankuwa (Alişar) ve Arinna (Alacahöyük) kentleri gibi ovada kurulmuş bir Hitit kenti olduğu belirtilmiştir 476 AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nı anlatan KBo X 20 I numaralı metinde, kralın, bayram kutlamaları sırasında, bu kente uğrayıp dini ritüeller gerçekleştirdiğinden bahsedilmektedir. 473 Gavaz 2012, 13; Gavaz 2012a, Sipahi 2012, Gavaz 2012, 14; Gavaz 2012a, 35. Eskiyapar Höyük e, Zippalanda, Arinna gibi kentler de yerleştirilmek istenmiştir. Bu konu hakkında bkz. Sipahi 2012, Darga 1985, Güterbock 1960, 80, 85; Gavaz 2011, 98, 100, 101; Gavaz 2012a, Ama eğer kral isterse Katapa ya 14 yine de gider. Ancak orada ne bir tanrıyı kutlar 15 ne de büyük toplantıyı çağırır. Ertesi gün kral ve kraliçe 16 Tahurpa ya giriş yapar. Kral Tahurpa ya 17 doğru GIŠ GIGIR ile gider ve Éhalentuwa da 18 büyük toplantı (toplanır) 96

114 Hitit kralı bayram kutlamaları sırasında, GIŠ GIGIR 478 ile Tahurpa kentine uğrayarak burada dini etkinlikler düzenlemektedir. Ayrıca, Hitit kralı Nuntarriyašhaš Bayramı nın 4. ve 15. günlerinde, Tahurpa kentinde bulunmakta ve burada yapılan dini ritüellerde, Arinna nın Güneş Tanrıçası ve Mezulla kutsanmaktadır. Ayrıca çivi yazılı belgelerde bu kentin tanrıça MAMMA 479 ile birlikte yazıldığı da görülmektedir Eskiyapar Höyük te yapılan arkeolojik araştırmalarda, Bitik, İnandık ve Hüseyindede vazolarına benzeyen bir adet parçalanmış vaziyette, vazo bulunmuştur. Bulunan bu vazo haricinde Fırtına Tanrısı kültünü vurgulayan, boğa ritonları, boğa başı biçiminde vazolara ait olan aplik parçaları da bulunmuştur 481. Ayrıca, höyüğün güneydoğu kesiminde, Eski Krallık dönemine ait olduğu düşünülen bölgede, bulunan yapılardan birinin kült odası içinde, libasyon kapları 482 ve ayrıca dini ritüellerde kullanıldığı bilinen kol biçimli ritüel kaplardan da bulunmuştur 483 Hitit çivi yazılı belgelerinden öğrenildiği üzere, Hitit dini hayatında önemli bayramların kutlanması sırasında, kralın bu kente gelip burada ritüeller yaparak önemli tanrıları kutsaması ve Tahurpa nın yerleştirildiği, Eskiyapar Höyük te yapılan arkeolojik çalışmalarda, tören kutlamalarını tasvir eden vazo parçalarının ve yine törenlerde kullanılan libasyon kabı gibi, kült araç-gereçlerinin bulunması, burasının dini hayatta önemli bir işlevi olduğunu, bu yüzden de Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görülebileceğini gösterir. 478 Bu araç savaş sırasında ordunun kullandığı, savaş dışındaki dönemlerde ise, Hitit krallarının kült gezileri sırasında, daha çok ovalık-düz bölgelere ulaşımını sağlayan iki tekerlekli ve atlar tarafından çekilen ulaşım aracıdır. GIŠ GIGIR ve Hitit çivi yazılı metinlerinde geçen diğer arabalar hakkında detaylı bilgi için bkz. Gavaz 2012b, Ne tür özelliklere sahip olduğu tam olarak bilinmeyen bu tanrıçanın kültü, genellikle Orta Anadolu ve Kuzey Anadolu kentlerinde bulunmaktadır. Taracha 2009, Gavaz 2011, 226; Gavaz 2012a, Sipahi 2012, 5, Bu çevrede bulunan arkeolojik mazlemelerin yerel kültle de alakalı olabileceği belirtilmiştir. Özgüç 1998, Giriş XVIII. 483 Süel 2010,

115 Tapigga Hitit yazılı metinlerinde, Tapigga olarak bilinen kent, günümüzdeki Maşathöyük ile yerleştirilmektedir. Maşathöyük, Hititlerin başkenti Hattuša nın 150 km. kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Kentin bulunduğu bölge, Hititleri uzun yıllar uğraştıran Kaškaların yaşadığı bölgeye oldukça yakın bir konumdadır. Dolayısıyla, bu kent, Kaškaların işgal ettiği Karadeniz bölgesi ile asıl Hitit arazisi arasındaki sınır alanını oluşturduğu belirtilmiştir 484. Tapigga kentinden elde edilen çivi yazılı belgelerde, bu kentin sık sık, Kaška saldırılarına maruz kaldığı görülmektedir. Bu belgelere göre, II. Tuthalia döneminde, Kaškalar tarafından yakılıp yıkılan bu kent, büyük bir ihtimalle I. Šuppiluliuma döneminde tekrar inşa edilmiştir 485. Dolayısıyla bu kent, I. Šuppiluliuma döneminde, Hititlerin önemli bir sınır kenti olmuştur. Maşathöyük yani Hitit metinlerine geçen adıyla Tapigga kentinde yapılan araştırmalarda, 16 odasının iyi korunmuş olduğu öğrenilen büyük bir yapı kalıntısı bulunmuştur. Bu yapı, büyük bir ihtimalle, Tapigga kentinin, Hitit döneminde yönetildiği resmi binasıdır. Bu yapının içinde, sunaklı bir oda ve Hitit kralı I. Šuppiluliuma nın lejandı bulunan bir mühür bulunmuştur. Yapının içinde bulunan bu mühürden dolayı, bu yapı I. Šuppiluliuma dönemine tarihlendirilmektedir 486. Kentte, sarayla çağdaş olduğu düşünülen bir yapı daha bulunmuştur. Bu yapıda gerçekleştirilen araştırmalarda, burasının bir tapınak olduğu anlaşılmıştır. Tapınağın kutsal odalarının birinin altında, üzeri gümüş kaplanmış yapı adak çivisi bulunmuştur. Ayrıca bu tapınağın içinde kilden boğa ve geyik figürleri ile hayvan biçimli içki kapları ile libasyon kaplarından bulunmuştur 487. Tapınakta bulunan bu malzemeler, bu mekânda, dini ritüellerin yapıldığını göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Zaten kentte, yapılan araştırmalarda, dini ritüellerde, tanrılara sıvı sunular yapılırken kullanıldığı tahmin edilen kol biçimli ritüel kaplardan da bulunmuştur Özgüç 1978, 2,3; Popko 2000, 446; Özgüç 2002b, 466; De Martino 2006, Özgüç 1978, 12, 14; Popko 2000, Özgüç 2002, Özgüç 2002b, 466, Süel 2010, 458,

116 Belirtilen yapıda bulunan sunaklı odada ve bu odanın karşısındaki salonda, üçgen şeklinde (Res. 65) eserler bulunmuştur 489. Hitit dini dünyasında üçgen şeklinin ve bu şekle bağlı olarak yapılan malzemelerin iyilik ve koruma getireceği düşüncesinden dolayı, saray yapısına koruması amacıyla konulmuş olabilir. Hitit metinlerinde Tapigga olarak geçen Maşathöyük te, sunak, tanrıları sembolize eden figürler, libasyon kapları ve kol biçimli ritüel kapların bulunmasından dolayı, Hititlerin bu mekanlarda, tanrılarını kutsayan dini ritüeller yaptıkları ve dolayısıyla buraları kutsal bir mekan olarak gördükleri düşünülmektedir Tiliura Hitit yazılı belgelerine göre Yukarı Ülke toprakları içinde yer aldığı bilinen Tiliura kentinin Çankırı iline bağlı Kurşunlu ilçesindeki Salman Höyük olabileceği belirtilmiştir 490. Ancak, genel kanı olarak Tiliura kenti, Devrez Çayı nın Kızılırmak ile birleştiği bölgeye yakın bir yerede bulunmaktadır 491. Bulunduğu coğrafi konumundan dolayı, Kaška sınırına oldukça yakın bir bölgede olan bu kent, Hitit kralı Hantili döneminde, Kaška saldırılarına yenik düşerek, Hititlerin elinden çıkmıştır. II. Muršili nin Kaškalardan bu kenti geri alıncaya kadar, Hitit hâkimiyetinde olmadığı bilinmektedir. II. Muršili, Tiliura yı, Kaškalardan geri alınca, bu kentin yeniden iskân edilmesi için çalışmıştır. Ancak bu kentin yerleşimi ve kente yapılan dini ve idari binaların Hitit kralı III. Hattušili döneminde tamamlandığı, yine III. Hattušili dönemine ait olan CTH 89 numaralı metinden öğrenilmektedir 492. Bu metine göre Hitit kralı bölgenin iskânına oldukça önem vermiştir. Tiliura kenti, dini hayattaki asıl önemini Nerik ile birlikte, Hititlerin baştanrısı konumunda olan Fırtına Tanrısı nın kült merkezi olmasına borçludur 493. Fırtına 489 Özgüç 1978, 64; Süel 2010a, 738, Garstang-Gurney 1959, 24; Del Monte Tischler 1978, Güterbock 1961, 95; Matthews 2009, III. Hattušili dönemine tarihlenen CTH 89 numaralı metnin içeriği ve transkripsiyonu için bkz. Salazar 1999, ; Kaška-Hitit ilişkileri için bkz. Glatz 2005, Güterbock 1961, 93; Murat 1996,

117 Tanrısı nın kültü olan bu kentte, daha önce de belirtildiği üzere iskân çalışmaları yapılmıştır. Kentte kültü bulunan tanrı için tapınak, sunak vb. kutsal mekânlar da oluşturulmuş olabilir. Bu sebepten dolayı bu kent, Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görülmüş olabilir Timmuhala Yukarı Ülke topraklarına bulunduğu bilinen bu kentin genel olarak, Kargı yakınlarında, Hitit metinlerinde Kaššu dağı olarak geçen Ilgaz dağının batı taraflarında olduğu tahmin edilmektedir 494. Timmuhala kenti, bulunduğu coğrafi konumundan dolayı, Nerik, Tiliura kutsal merkezleri gibi, Kaškaların saldırılarına maruz kalmıştır. Hitit kralı II. Muršili, bu kenti Kaškaların elinden alabilmek için askeri seferler yapmıştır. Bu seferler, Hitit kralının metinlerinde: ve ben majeste Timmuhala şehrine gittiğim zaman Timmuhala şehri sürekli olarak Hatti ülkesini vurdu, bana asker vermedi. Timmuhala şehrinin dağlarının üzerinde (dir). Ve yollar yukarıya doğru çok zordur. Ordumla yürüyerek ilerledim. Timmuhala ya vardığımda onlar beklemekteydi, önümden kaçıp gitti. Ben de kış mevsimi olduğundan onun ardından gitmedim onu Fırtına Tanrısı na hediye ettim Ve (dağı) (düşmandan) temizledim. 495 şeklinde yer almıştır. Hitit kralının belirtmiş olduğu ifadesinden hareketle, bu kentin Fırtına Tanrısı na hediye edilmiş bir kent olduğunu, dolayısıyla, belki burada Fırtına Tanrısı nın kültü ve tanrıyı temsil eden Huwaši taşı vb. kült malzemelerinin bulunabileceği, Hititlerin de Fırtına Tanrısı na hediye edilmiş olan bu mekânı kutsal bir mekân olarak görebilecekleri düşünülebilir. 494 Matthews 2009, 69; Bu yerleşimin Ak Dağ civarında olabileceği de belirtilmiştir. Garstang-Gurney 1959, 28. Timmuhala nın geçtiği metinler için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 423, Ertem 1980, s

118 Ušša Hitit metinlerinde geçen bu kentin yerleştirilmesi tam olarak yapılamamıştır. Bu kentin Aşağı Ülke sınırları içinde yer aldığı ve metinlerde Paršhunta, Hulaia Nehri gibi bölgelerle birlikte anıldığı görülmektedir 496. Özellikle Hitit kralı II. Muwattali nin dualarında, Ulmi-Tešup ve Kurunta antlaşmasında, dini özellikleri ön plana çıkan dini nitelikli bir yerleşim olarak görüldüğü belirtilmiştir 497 Aşağı Ülke sınırları içinde dini bir merkez olarak gösterilen Ušša kentinde, KUB VI 45 II 38 numaralı metinde Hulaia nehri ülkesinin kutsal dağları ve tanrıçalarından bahsedildiği 498 gibi, belki de bu kentin de benzer şekilde kutsal kabul edilen mekânları bulunmaktaydı. Bu bilgileri göz önüne alarak, Hitit metinlerinde geçen Ušša kenti, Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak düşünülmüş olabilir Zannišhapa Zannišhapa kentinin nerede olduğu bilinmemekle birlikte, bu kent ile ilgili bilgilerimiz de oldukça sınırlıdır. KUB ve KUB numaralı metinlerden öğrenildiğine göre, bu kentin yerel Fırtına Tanrısı bulunmaktadır 499. Bu bilgiden hareketle, Zannišhapa kentinde, Zannišhapa nın Fırtına Tanrısı nın tapınım gördüğü söylenebilir. Belki de Hititler, kendisine özgü yerel Fırtına Tanrısı kültüne sahip olan bu kentte, bu yerel tanrı için çeşitli kutsal mekânlar oluşturmuşlardır. Ayrıca KUB numaralı metinde, kralın kült gezisi sırasında bu kente uğradığından bahsedilmiştir 500. Büyük bir ihtimalle, kral, bu kentte kutsal mekânlara uğrayarak dini ritüeller gerçekleştirebilmek için, bu kenti kült güzergâhına almıştır. Zannišhapa kentinin yerel Fırtına Tanrısı nın bulunması, kralın kült gezisi sırasında bu kente uğraması, bu kentte kutsal mekânların bulunduğunu göstermesi açısından ipucu olabilir. Bu bilgilerden hareketle, Hititlerin bu kenti kutsal bir mekân olarak gördükleri düşünülebilir. 496 Garstang 1944, 18,19; Bahar 2005, 92. Bu yerleşimin Konya-Karahöyük olabileceği de belirtilmiştir. Forlanini 1986, 6; Bu kentin muhtemel yerleştirmesi hakkında yapılan bazı öneriler ve kentin geçtiği metinler için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 464; Del Monte 1992, Bahar 2005, 92, Bahar 2005, Soysal 2010, 789, Soysal 2010, 789,

119 Zippalanda Hitit yazılı metinlerinden tanınan Zippalanda kentinin yerleştirilmesi konusunda çeşitli teklifler yapılarak, bu kentin Alacahöyük 501, Kuşaklı Höyük 502 ve Çadır Höyük 503 olabileceği belirtilmiştir. Bu teklifler içinde Çadır Höyük teklifi diğer tekliflere oranla daha çok kabul görmektedir. Hitit yazılı metinlerinde bu kentte, Zippalanda nın Fırtına Tanrısı olarak adlandırılan, yerel bir Fırtına Tanrısı nın kültü olduğu öğrenilmekte ve bu Fırtına Tanrısı, Hitit panteonunda, Nerik ile birlikte, Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası nın oğulları olarak görülmektedirler 504. Yapılan araştırmalarda bu tanrının, kutsal mekânı yani tapınağınının, höyüğün doğusunda, yüksek bir noktada olabileceği belirtilmiştir 505. Zippalanda kentinin yerel Fırtına Tanrısı na Hitit kralları oldukça büyük önem vermişlerdir. Purulliyaš Bayramı hakknda bilgi veren KBo II 5 Ay. III 506 numaralı belgenin satırları arasında, Zippalanda kentinin Fırtına Tanrısı için dini ritüel yapıldığından bahsedilmiştir. 501 Popko, Alacahöyük te bulunan kabartmaların, Zippalanda kentinde, kentin Fırtına Tanrı sı onuruna düzenlenen bayramı tasvir ettiğini bildirerek, Hitit metinlerinde geçen Zippalanda kentinin, Alacahöyük te olabileceğini belirtmiştir. Popko 2000, 445. Bu öneri Haas tarafından da kabul edilmiştir. Haas 2002, Gurney tarafından belirtilen bu öneri de Zippalanda kenti, Kuşaklı höyük, höyüğün çok yakınında bulunan Kerkenes Dağı nın da Daha Dağı olabileceği belirtilmiştir. Gurney 1995, Ayrıca Gorny de Gurney in bu teklifine katıldığını belirterek, Zippalanda nın Kuşaklı höyük, Daha Dağı nın da Kerkenes Dağı olabileceğini belirtmiştir. Gorny 1997, 552. Ancak Kerkenes Dağı nda yapılan araştırmalar, bu dağın Hitit döneminde iskan edilmediğini, dağdaki yerleşimin Demir Çağı na ait olduğunu göstermiştir. Summers-Özcan 2000, Gorny tarafından Yozgat ili Peyniryemez köyü yakınlarında bulunan Çadırhöyük te yapılan araştırmalarda, Hitit İmparatorluk Dönemine tarihlenen keramik buluntuları ile birlikte sayıca fazla olmayan sunu kapları bulunmuştur. Gorny 2006a, 4. Bu buluntulardan ve Hitit krallarının bayram kutlamaları sırasında yapmış oldukları kült gezileri güzerahı da dikkate alınarak, Zippalanda kenti nin Çadırhöyük, höyüğün çok yakınında bulunan Çaltepe nin de Hitti metinlerinde geçen Daha Dağı olabileceği belirtilmiştir. Gorny 2006, 10; Gavaz 2011, Akurgal 2005, Gorny 2006, 22, dipnot KBo II 5 Ay. III: Gavaz 2011, 67, İlkbahar olduğu zaman 39 büyük [bayram] (olan) purulliyaš- bayramını 40 Hatti şehrinin Fırtına Tanrısı ve Zippalanda şehrinin Fırtına Tanrısı için 41 kutladım 102

120 Zippalanda nın Fırtına Tanrısı ve Zippalanda kentinin, Hitit dini hayatında önemli bir rolü bulunmaktadır. Ayrıca bu kentte, Hititlerden günümüze kadar gelen yazılı metinlerden öğrenildiği üzere, AN. TAH. ŠUM SAR, Purulliyaš, Nuntarriyašhaš gibi, bayramların kutlamaları da yapılmıştır 507. Zippalanda nın Fırtına Tanrısı, bayram kutlamalarının yanı sıra, Hitit krallarının yapmış oldukları siyasi anlaşmalarda da yemin tanrıları arasında gösterilmiştir. IV. Tuthalia ile Tarhuntašša kralı Kurunta arasında yapılan antlaşmanın metninde, Zippalanda nın Fırtına Tanrısı nın yemin tanrıları arasında yer aldığı görülmektedir 508. Zippalanda kentinin kendisine ait yerel bir Fırtına Tanrısı kültünün bulunması, yerleştirildiği Çadır Höyük te sunu kaplarının bulunması, Hitit krallarının, bayram kutlamaları sırasında dini ritüelleri gerçekleştirmek amacıyla bu kente gelmelerinden dolayı burasının kutsal bir mekân olarak düşünüldüğü söylenebilir. Ayrıca, Bronz tablette, Zippalanda, Hititleri en önemli üç kült merkezi arasında gösterilmiştir 509. Bu kentin, diğer önemli kült merkezleri gibi, vergi yükümlülüğünden de muaf tutulması 510, burasının önemli bir kült merkezi olduğu düşüncesini desteklemektedir Zithara Hitit çivi yazılı belgelerde geçen Zithara kentinin, günümüzde nerede olduğu bilinmemektedir 511. Bu ritüeli anlatan bir tablette, itkalzi arınma riteüelinde, ritüel sırasında kullanılacak malzeme sayıldıktan sonra, ritüelin bu kentte yapıacağına dair ifade yer almaktadır 512. Tabletten öğrenilen bu bilgiye göre, arınma ritüeli olan itkalzi ritüelinin bu kentte yapılması, bu kentin içersinde Hititler tarafından kutsal 507 Güterbock 1960, 85; Güterbock 1961, 90; Gorny 2006, 10; Gavaz 2011, 332; Alparslan 2009, Beckmann 1996, Zippalanda kenti, başkent Hattuša ve Arinna ile birlikte en önemli üç kült merkezlerinden biridir. Gorny 2006, Darga 1985, 17; Sevinç 2008, Zithara nın geçtiği Hitit metinleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 513, 514; Del Monte 1992, Süel 2010b,

121 mekânların olabileceğini, dolayısıyla Hititlerin burayı kutsal bir mekân olarak gördükleri düşünülebilir. 104

122 IV. BÖLÜM Hititler Tarafından Kutsal Olduğu Kabul Edilen Mekanlar Hititler, dini hayattaki uygulamış oldukları geleneklerini ve önemli kült noktalarını, sadece başkent Hattuša veya daha önce belirtilen önemli kült merkezleri oluşturmamıştır. Dini hayatlarında kutsal olduğunu düşündükleri mekânlar, neredeyse ülkenin her tarafına yayılmıştır. Bunlar bazen, genel anlamda su kültüyle ilgili su kaynakları ve ırmaklar, bazen de ata veya dağ kültüyle ilişkili olduğu düşünülen mekânlar olmuştur. Bu mekânları, Hititlerin bırakmış oldukları anıtsal eserler, arkeolojik malzemeler ile günümüze kadar ulaşan yazılı belgelerden öğrenebilmekteyiz Dağ Kültüyle Ġlgili Olan Kutsal Mekanlar İnsanlar, kendileri için gizemli olan yüksek dağları ve yanardağları, daha önceki dönemler için bir kesinlik bulunmasa da Neolitik dönemden itibaren kutsal bir obje veya tanrı olarak gördükleri tahmin edilmektedir 513. İnsanoğlunun, dağlar karşısında böyle bir düşünceye kapılmasında, güneşin dağların arasından batması sebebiyle, dağların içinde, göğün kapısı ya da sarayı olduğunu düşünme ihtimalleri olabileceği düşünülmektedir 514. Bu düşünce ile bazı dağlar sadece çok tanrılı inançlarda kutsal olarak görülmeyip, tek tanrılı inançlarda da kutsal bir mekân olarak görülmüştür. Tevrat ta, Allah, Musa ya: Gerçekten ben seninle olacağım ve benim seni gönderdiğime senin için şu işaret olacak: Sen kavmi Mısır dan çıkardığın zaman, bu dağ üzerinde Allah a ibadet edeceksiniz 515 demektedir. Buradan, tek tanrılı bazı dinlerde de dağların kutsal bir mekân olarak görüldüğü düşüncesine ulaşılabilmektedir. Bilindiği üzere birçok toplumda tanrılarının gökyüzünde olduğu düşünülmüştür. Dağların gökyüzüne olan yakınlığı göz önüne alındığında, tanrısal varlıkların dağlarda bulunabileceği, dolayısıyla dağların, tanrıların ikamet ettiği yer 513 Çatalhöyük te yapılan araştırmalarda, duvar resminde iki tepeli bir yanardağın püskürürken resmedildiği görülmüştür. Mellaart 2003, 50, Baydur 1994, Çıkış

123 olabileceği belirtilmiştir 516. Hititler de bu düşünceye bağlı olarak dağları, tanrıların bulunduğu yer olarak görmüşler 517 ve bu düşünce mitolojik hikâyelerine de yansımıştır 518. Ayrıca III. Hattušili nin, II. Šuppiluliuma nın ölümüyle ilgili olarak Büyük babam Šuppiluliuma dağa ulaştığında ifadesinden ölmüş bir kralın yeni ikamet yerinin dağ olduğu anlaşılmaktadır 519. Daha önce de belirtildiği üzere, Hititler, ölen krallarını tanrı olarak görmüşler ve onlar için ata kültleri oluşturmuşlardır. III. Hattušili nin ifadesinden de, Hititlerin, dağları, tanrıların bulunduğu bir yer olarak gördükleri açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Ayrıca, tuz, taş yatakları ile diğer madenlerin bulunduğu yerler, buradan elde edilen ürünlerin tanrının bağrından koptuğu düşüncesi 520 nedeniyle kutsallaştırılmış olabilir. Hititler, tanrılarına karşı yerine getirmekle görevli oldukları kült görevlerini genellikle tapınaklarda yapmışlardır. Ancak bu kült görevleri tapınakların yanı sıra, dağlarda bulunan ve NA 4ZI.KIN HI.A veya Huwaši taşı olarak da adlandırılan tanrı stellerinin bulunduğu mekanlarda da yapılmıştır Daha Dağı Hitit metinlerinde, Zippalanda kentinin kült merkezi olarak geçen Daha Dağı nın yerleştirilmesi konusunda birçok teklif yapılmıştır 521. Ancak yapılan araştırmalarda Yozgat iline bağlı Peyniryemez köyündeki Çadır Höyük ün Zippalanda, bu höyüğün yakınındaki Çaltepe nin de Daha dağı olabileceği belirtilmiştir 522. Hitit krallarının bayram törenlerinde izlemiş oldukları yol güzergâhı da dikkate alındığı zaman Daha dağı nın, Çaltepe ye yerleştirilmesinin uygun düştüğü görülmektedir Bahar 1999, 17; Eliade 2009, Haas 2002, 439; De Martino 2006, Telepinu mitosunda, insanlara öfkelenip ülkeyi terk eden tanrıyı bulmak için, yüksek dağlara kartal gönderilmiştir. Bkz. Hoffner 1998, 15; Reyhan 2009, 89. Ayrıca tanrının ritüellerde çağrıldığı zaman ilk olarak, tapınağın yakınlarındaki dağa geldiği de belirtilmiştir. Bryce 2003, Ensert 2006, Eliade 2009,79, Daha Dağı, Popko tarafından, Alacahöyük yakınlarındaki Kalehisar tepesi ile eşleştirilmiştir. Popko 2000, 445; Haas 2002, 442. Ayrıca bu dağın, Yozgat ili Sorgun ilçesine bağlı Kerkenes dağı olabileceği de belirtilmiştir. Erkut 1997, Gorny 2006, Gavaz 2011,

124 Eski Krallık dönemine tarihlenen KBo XVI 78 numaralı belgede, kentte yapılan dini ritüellerin tapınakta ya da bir dağın eteğinde geçtiği belirtilmektedir 524. Metinde bahsedilen yer belki de kutsal bir dağ olduğu düşünülen Daha Dağı dır. Belirtildiği üzere, Daha Dağı, Hitit metinlerinde Zippalanda kenti ile birlikte geçmektedir. Bu kent, büyük bir ihtimalle Zippalanda kenti Fırtına Tanrısı nın kült merkezi olmuştur. KUB XLI numaralı belgenin 6 ve 11. satırları arasında, Daha Dağı nın Zippalanda nın Fırtına Tanrısı nın kült merkezi olduğundan bahsedilmektedir. Daha Dağı ayrıca Purulliyaš Bayramı nda da geçmektedir. Bu bayram kutlamaları sırasında Zippalanda nın Fırtına Tanrısı na ve Daha Dağı na kurban sunulduğu görülmektedir 526. Hitit belgelerinden de öğrenildiğine göre Daha Dağı, Zippalanda nın Fırtına Tanrısı nın önemli bir kült merkezi olmuştur. Bu dağda, Hititler Purulliyaš gibi önemli bir bayramın kutlaması sırasında ritüeller yapmışlardır. Bu bilgilerden hareketle Daha Dağı nın Hititler için kutsal bir mekân olarak görüldüğü söylenebilir Durmitta Kenti Tuz Yatağı Hitit metinlerinden öğrenilen Durmitta, Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma belgelerde Turhumit olarak geçmektedir 527. Bu kentin nerede olduğu tam olarak bilinmese de Hiti belgelerinde, Zippalanda, Daha Dağı gibi yerleşmelerle birlikte geçmesinden dolayı, bu yerleşimlee yakın bir yerde olduğu tahmin edilmektedir Popko 2000, Popko 1994, 214; Gavaz 2011, Fırtına Tanrısı nın [ad]amı söyler: (Ey) Zippalanda nın Fırtına Tanrısı 7 tatlı uykundan uyan! 8 Bak, hükümdar kral(ın) 9 Arinna nın Güneş Tanrıçası annenin 10 rahibi, seni Daha Dağı na 11 sevgiline götürecek. 526 Gavaz 2011, Güterbock 1961, 97, dipnot Ünal 1981a, 455; Ayrıca Assur Ticaret Kolonileri Döneminde bu kentte bakır damıtılmasından dolayı, bu kentin Kızılırmak kavisi içinde, Orta Karadeniz bölgesinde bulunan bakır yataklarına çok uzakta olmaması gerektiği de belirtilmiştir. Şahin 2004,

125 Durmitta kenti, özellikle Nuntarriyašhaš Bayramı nda önemli bir rol oynamıştır. Bu bayram kutlamaları sırasında, bu kentten getirilen tuz kullanılmıştır 529. Ayrıca Hitit belgelerinde bu kentin altın madencilerinden 530, dolayısıyla, bu kentte maden yatağının olmasından bahsedilmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere, maden yataklarının, tanrının bağrından kopması şeklinde olan düşünceden dolayı, bu kentin maden yataklarına sahip olmasından hareketle, burasının kutsal bir mekân olarak görülmüş olabileceği söylenebilir. Ayrıca bu kentin, Telepinu nun da kült merkezleri arasında geçmesi 531, burasının kutsal bir mekân olarak görüldüğü düşüncesini desteklemektedir EmiruĢağı Kutsal Alanı Kayseri ilinin 81 km. kuzeydoğusunda bulunan Tomarza ilçesinin bir kasabası olan Emiruşağı nda, kasabanın kuzeye doğru sırtını yasladığı tepenin üzerinde kaya olukları tespit edilmiştir. Açıkhava kutsal alanı olarak tanımlanan bu mekânda yapılan araştırmalarda, kaya oyuklarının sayısının yüzün üzerinde olduğu görülmüştür. Bu kaya oyukları şekil ve büyüklüklerine göre sınıflandırılmışlardır 532. Ayrıca, bu Açıkhava kutsal mekânının yakınlarında, koyu petrol yeşili renginde boğa başlı bir sunu kabı da bulunmuştur. Bu sunu kabının şekil özellikleri bakımından Hitit İmparatorluk dönemine tarihlenebileceği, çevrede bulunan keramik buluntularının da bunu desteklediği belirtilmiştir 533. Burada bulunan kaya oyukları, Eski Yunan daki kehanet merkezlerinde bulunan boğa kurban yerleri ile benzerlik kurularak, bu oyukların büyük ebatlı olanlarının, kurban törenlerinde kullanılan kan çukurları olarak kullanılmış olabileceğine işaret edilmiş ve bu mekânın, Hititlerin kutladıkları bahar bayramlarıyla ilgili bir mekân olabileceği de belirtilmiştir Erkut 2007, Erkut 1988, 418, 419; Gavaz 2011, 197, Arıkan 2005, 98; Leick 2003, Burada bulunan oyuklar, derinlik ve çaplarına göre üçe sınıflandırılmıştır. Ayrıca, sınıflandırmanın dışında kalan, küçük oyuklar, çift sıralı ve üçgen oyuklar da bulunmaktadır. Fraktin kabartmasındaki oyuklarla benzerliklerinin olduğu düşünülen bu oyukların sınıflandırılması hakkında daha deteylı bilgi için bkz. Güneri 2010, Güneri 2010, Güneri 2010,

126 Hititçe adının ne olduğu bilinmeyen bu mekânda görülen kültsel özellikli malzemeler ve özellikle bölgede bulunan boğa başlı sunu kabından hareketle, burasının Hititler tarafından yapılan ritüellerde kullanıldığı ve kutsal bir mekân olarak görüldüğü söylenebilir Erengirit Dağı Erengöre dağı olarak da bilinen Erengirit dağı, Konya ilinin Meram ilçesindeki Yatağan bölgesi civarında bulunmaktadır. Bu dağın bulunduğu bölgede, küçük dağlar bulunmaktadır. Erengirit dağı, bu dağlar içinde en yüksek olanıdır 535. Bu dağda yapılan araştırmalarda, M. Ö. II. binyıl özelliklerini gösteren keramik kalınıtılarına rastlanılmıştır. Çevresindeki tepelere göre oldukça yüksek bir yapıya sahip olan bu dağın, yüksek dağları, tanrıların oturduğu yerler olarak gören ve buralarda ritüeller yapan Hititler tarafından, burasının da kutsal bir mekân olarak düşünüldüğünü gösterebilir. Bu dağda, Bizans dönemine ait olduğu düşünülen kilise yapısının kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca, neredeyse günümüze kadar, bu dağ, dilekleri gerçek olan kişilerin kurbanlarını kestikleri veya dilek tutmak isteyenlerin, çeşitli hayırlar yaptıkları bir mekân olarak da kullanılmıştır 536. Hitit yerleşim özellikleri gösteren bu dağın, Hititler tarafından kutsanmış olabileceğini düşünülmektedir. Bu dağ daha sonraki, Roma ve Bizans dönemlerinde de kutsal bir mekân olarak kullanılarak, dağın dini etkisinin günümüze kadar ulaşmış olduğu belirtilmektedir Totaysalgır 1935, Bu dağ, Kurban kesilen, dileğe başlanan ve dileğin kabul olduğu yer olarak üç bölgeye ayrılmıştır. Kurban kesilen yer, Dağ tepesinin iki bin metre aşağısında demir ocaklarının yanında bulunan kurban kuyusu çevresidir. Hastalıklı erkek ve kadınlar, çocuğu olmayan kadınlar başka isteği, dileği olanlar kurban kuyusunun başına gelirler. Burada önce kurbanlarını keserler, yemek yerler sadakayı burada ayırırlar dağa çıkmak için hazırlıklarını burada tamamlarlar. Hayvanlara binilerek 1500 m kadar yokuşu sessizce çıkarlar. Tepeye yüz metre yaklaşınca ziyaretçiler hayvandan inerler. İndikleri alan ziyaretçilerin dilek adama yeridir. Totaysalgır 1935, 51, Hocam Hasan Bahar a, bu dağın yerleşimi ve dini hayattaki önemi hakkında vermiş olduğu bilgilerden dolayı teşekkürlerimi sunarım. 109

127 Haharwa Dağı Daha önce de belirtildiği üzere kutsal kentlerin yakınlarında bulunan bazı dağlar, o kentlerle özdeşleştirilmiştir. Bu dağlardan biri de Haharwa Dağı dır. Hitit yazılı metinlerinde bu dağ, Fırtına Tanrısı nın kült merkezi olan Nerik kenti ile birlikte geçmektedir. Dolayısyla bu dağ, önemli bir kült merkezi olan Nerik kentinin kutsal bir alanıdır. Bu dağın yerleştirilmesi ile ilgili çeşitli teklifler yapılmıştır. Bu teklifler, Kargı yakınlarında olan Adadağ 538, Çorum-Amasya arasında bulunan Çakırdağ veya Kırlar dağı 539 olabileceği belirtilmiştir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalarla, dağ ile birlikte geçen Nerik kentinin Vezirköprü-Oymaağaç Höyük üne yerleştirilmesinden sonra, bu dağın bölgede yer alan Tavşan Dağları olabileceği düşünülmekte ve bu teklif diğer tekliflere göre daha çok kabul görmektedir 540. Nerik kentinde yapılan araştırmlarda elde edilen yazılı kaynaklarda, Haharwa Dağı nda, Nerik kentinin Fırtına Tanrısı için yapılan dini ritüellerden bahsedilmektedir 541. Ayrıca III. Hattušili döneminden kaldığı tahmin edilen KUB XXI 9 Numaralı belgenin 1 ve 2. satırlarında Haharwa Dağı nda bulunan tapınaktan söz edilmektedir 542. Yazılı metinlerden öğrenilen bilgilere göre, Nerik kentinin kutsal dağı olarak bilinen bu dağda, tapınak yapısının bulunaması, burada Nerik kentinin, başta Fırtına Tanrısı olmak üzere, kentte kültü bulunan tanrı-tanrıçalar için çeşitli dini ritüellerin gerçekleştiğini gösterebilir. Bu bilgilerden hareketle, Haharwa Dağı, Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü düşünülebilir Hapidduini Dağı Hitit yazılı belgelerinde Tapigga ve Karahna kenti ile aynı metinlerde yer alan bu dağın yerleştirilmesi tam olarak yapılamamıştır. Ancak bu dağın Tapigga nın, 538 Güterbock 1961, Murat 2008, 200, 201; Diğer yerleştirme önerileri ve Haharwa Dağı nın geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 62, 63; Del Monte 1992, Czichon-Klinger 2010, 64; Alparslan 2010, 95; Gavaz 2011, Bu belgelerde Haharwa Dağında düzenlenen ritüellerin yanı sıra, Nerik kentinde tapınım gören tanrı-tanrıçalardan da söz edilmektedir. Czichon-Klinger 2010, Gavaz 2011,

128 kuzey ve kuzeybatısında yer alan Yapraklı Tepe 543, Emir Dağı, Karadağ, Buzluk Dağı ndan biri olabileceği 544 veya Konya cevresinde 545 aranması gerektiği belirtilmiştir. KUB XXXVIII 12 III 8 ve KUB XLIV 19 numaralı belgelerde, Karahna kentinde, bu dağa karşı dini bir inancın olduğu görülmektedir 546. Günümüzdeki yeri tam olarak bilinmeyen bu dağın, Hititlerin önemli kentleriyle birlikte anılması, bu kentlerin kutsal dağı olduğu şeklindeki düşünceyi kuvvetlendirmektedir. Dolayısyla bu dağ, Karahna ve Tapigga nın kutsal dağı olduğu ve Hititlerin burayı kutsal bir mekân olarak gördükleri söylenebilir Hatip Kayalıkları Hatip kayalıkları ve bu kayalıklarda bulunan Kurunta kabartması, günümüzdeki Konya ilinin Meram ilçesine bağlı bulunmakta ve Konya ilininin yaklaşık 16 km güneyinde yer almaktadır. Bu kabartma Prof. Dr. Hasan Bahar başkanlığında yapılan, Konya-Karaman illeri ve ilçeleri yüzey araştırmaları sırasında 1994 yılında bulunmuştur 547. Hitit metinlerinde Tarhuntašša olarak geçen bölgenin yerleştirilmesi konusunda birçok teklif yapılmıştır 548. Ancak Kurunta kabartmasının bulunmasından sonra, Tarhuntašša nın Hatip olduğu görüşü belirtilmiştir 549. Daha önce de belirtildiği üzere Hititler, yaşadıkları bölgeye yakın bir konumda bulunan bazı dağları, yerleşim yerlerinin kutsal mekânları olarak görmüşlerdir. Kabartmanın da bulunduğu bu kayalıklar, bölgede bulunan Hatip höyüğe oldukça yakın bir konumda bulunmaktadır (Res. 53). Dolayısıyla, kabartmanın bulunduğu bu kayalıklar, işlenen tanrısal özelliklere sahip kabartmadan 543 Forlanini 1979, Duran 2003, 49; Bu dağın geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 81; Del Monte 1992, 27, Forlanini 1988, Bülbül 2006, Bahar 1996a, 2; Bahar 1996b, 22; Bahar; Bahar 1999a, Tarhuntašša nın yerleştirilmesi konusunda yapılan teklifler için bkz. Bahar 1996, Kurunta kabartmasının yanı sıra, kayalık üzerinde bulunan sur, Tarhuntašša nın tanrılarının korunması için yapılmış olabileceği dolayısıyla, Tarhuntašša nın Hatip olduğu belirtilmiştir. Bahar 1996,

129 dolayı, Hatip Höyük ün ve Tarhuntašša nın en önemli kutsal mekânı olabileceği belirtilmiştir Hulla Dağı Hulla Dağı, Hitit metinlerinde Arinna nın Güneş Tanrıçası nın kültünün bulunduğu bir dağ olarak geçmektedir 551. Arinna kentinin Alacahöyüğe yerleştirilmesinin yapılmasından sonra, bu dağın da Alacahöyük yakınlarında olan Kalehisar Tepesi olabileceği belirtilmiştir 552. Arinna nın Güneş Tanrıçası nın kültünü barındıran bu dağ, büyük bir ihtimalle kutsal bir dağ olarak görülmüş ve bu kentte yapılan dini ritüellerde önemli bir rol oynamıştır Huwatnuwanda Dağı Günümüzde nerede olduğu tam olarak bilinmeyen Huwatnuwanda Dağı, Hitit yazılı belgelerinde Aşağı Ülke topraklarındaki kentlerle birlikte gösterilmiştir 553. Ayrıca bu dağ, II. Muwatalli nin dualarında, KUB VI 45 II 38 Hulaia Nehri Ülkesinin dağları ve tanrıçaları ile birlikte belirtilmiştir 554. Bu dağın, dua metinlerinde, kutsal olarak kabul edilen tanrısal varlıklarla birlikte söz edilmesinden dolayı, Hititlerin, bu dağı, kutsal bir mekân olarak gördükleri söylenebilir Kalınkaya TaĢ Ocağı Daha önce de belirtildiği üzere, maden yatakları, tanrıların bağrından çıkarıldığı düşüncesi ile kutsal bir mekân olarak görülmüşlerdir 555. Alacahöyük ten yaklaşık 5 km. uzaklıkta bulunan Kalınkaya taş ocağı, Alacahöyük te bulunan 550 Hocam Hasan Bahar a sözlü olarak vemiş olduğu bu bilgilerden dolayı teşekkürlerimi bildiririm. 551 Del Monte-Tischler 1978, Gorny 1997, Bu dağın yerleştirilmesi hakkında, Erciyes Dağı, Forrer 1926, 25; Bozdağ, Garstang-Gurney 1959, 73 teklifleri yapılmıştır. Hulla Dağı nın geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 114; Del Monte 1992, Bahar 2005, 92; Alp 2001, Eliade 2009, 79,

130 eserlerin yapımında kullanılmıştır 556. Bu bilgilerden hareketle, Kalınkaya da bulunan taş yatakları, Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görülmüş olabilir Karadağ Konya ovasının güneyinde, Karaman ilinin kuzeyinde bulunan Karadağ 557, birkaç tepeden oluşmaktadır. Bu dağın, en yüksek yeri 2280 m. civarında olan Mahalaç Tepesi dir (Res. 54). Bu tepede ve Karadağ ın diğer tepelerinde yapılan araştırmalar da Hitit döneminden kalma yazıtlar ve sunakların varlığı görülmüştür 558. Karadağ Mahalaç Tepesi nde bulunan kilise yapısının (Res. 55), Hititlerden kalma bir sunağı/tapınağı üzerine inşa edildiği düşünülmektedir 559. Bölgede bulunan kilisenin ve bu kilisenin altında bulunduğu düşünülen Hitit sunak/tapınak yapısının varlığı, burasının kutsal bir mekân olduğunu göstermektedir 560. Daha önce de belirtildiği üzere, Hititler yüksek dağları, tanrıların oturdukları mekânlar olarak görmüşler ve onlara kutsiyet atfetmişlerdir. Karadağ da sahip olduğu fiziksel ve coğrafi özellikleri ile çevresine etkileyici bir görünüm sunmaktadır. Bu bilgilerden hareketle, Hititlerin Karadağ ı kutsal bir mekân olarak gördükleri söylenebilir Lihzina Kenti Ormanı Hitit mitolojisindeki Telepuni efsanesinde geçen Lihzina Kenti Ormanı nın nerede olduğu, günümüzde tam olarak bilinmemektedir 561. Bilindiği üzere, Telepinu mitosunda, insanlara öfkelenip ülkeyi terk eden tanrıyı bulmak için, yüksek dağlara 556 Bu taş ocağında, taslak halinde bir yontuya rastlanılmamıştır. Bu sebeple, taşların, büyük bloklar halinde Alacahöyüğe getirildiği ve işlemelerinin yerleşim yerinde yapıldığı düşünülmektedir. Darga 1985, Bu dağın, Hitit metinlerinde geçen Šarlaimi Dağı olabileceği belirtilmiştir. Garstang 1944, 29. Ancak Šarlaimi Dağı nın İvriz Dağ, Bolkar Dağları olabileceği teklifleri de bulunmaktadır. Bu teklifler ve Hitit metinlerinde Šarlaimi nin geçtiği yerler için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 353; Del Monte 1992, Bell-Ramsay 1909, 505; Eyice 1971, 1, Hristiyanlıkta öenmli bir inanç olan Başmelek Mikhael inancı için yapılan dini yapıların yeri olarak genellikle yüksek tepelerde inşa edilmiştir. Karadağ ın en önemli tepelerinden biri olan Mahalaç Tepesinin isminin de Mikhael den geldiği düşünülmektedir. Eyice 1971, 64, 65; Hawkins 1992, 268; Kurt 2012, Bell-Ramsay 1909, Bu kentin yerleştirilmesi konusunda bazı teklifler ve kentin geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 247, 248; Del Monte 1992,

131 kartal gönderilmiştir. Tanrı da Lihzina Kenti Ormanında uykuya dalmış ve tanrı uyurken kartal onu bulmuştur 562. Hititlerin mitolojik hikâyelerine yansıyan bu mekân, büyük bir ihtimalle Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görülmüştür Nanni (Hargaš/Harhara)-Hazzi Dağları Hitit metinlerinden bilinen Nanni Dağı nın, günümüzdeki Erciyes Dağı olduğu düşünülmektedir 563. Bilindiği üzere Erciyes Dağı, M. Ö. I. binyılda Argoios Dağı olarak geçmektedir. Antik coğrafyacı Strabon, Argoios Dağı nın tepesinin, her zaman karlarla kaplı olduğunu belirtmiştir 564. Erciyes Dağı nın tepesine doğru çıkan yol üzerindeki, Tekirderbent köyünde bulunan hiyeroglif yazıtta, Tanrı Dağ Hargaš/Harhara geçmektedir. Bu ismin kökü, Hititçe deki beyaz anlamına gelen Harkiš kelimesi ile büyük benzerlik oluşturmaktadır. Argoios kelimesi de Grekçe de beyaz-parıltı anlamına gelmektedir. Bu benzerlikten hareketle, Hargaš/Harhara olarak geçen bu dağın Argoios yani Erciyes Dağı olduğu düşünülmektedir 565. Metinlerde geçen Nanni isminin de, Erciyes Dağı nın Hurri dilindeki ismi olabileceği belirtilmiştir 566. Metinlerde geçen Hazzi Dağı ise, Antakya yakınlarında bulunan, Keldağ (Cebel el Akra) a yerleştirilmektedir 567. Bu dağ Latince Mons Cassius olarak da adlandırılmıştır. Yazılıkaya A Odası nda Ana sahnede bulunan 42 numaralı kabartmada, Fırtına Tanrısı Tešup, pullu eteklerinden dolayı dağ tanrısı oldukları belirtilen iki sakallı figürün ensesine basmaktadır (Res. 30, 31). Bu figürlerin Nanni-Hazzi dağ tanrılarını yansıttığı 568 ve buradan hareketle Hititler tarafından dağ tanrısı olarak düşünüldükleri görülmektedir. Ayrıca Nanni-Hazzi dağları Hitit krallarının yapmış oldukları anlaşma metinlerinde yemin tanrıları arasında yer almışlardır Hoffner 1998, 10, 20; Haas 2002, 440; Burney 2004, 223; Collins 2007, 170; Reyhan 2009, Bu dağın Erciyes Dağı olduğu konusunda yapılan teklifler ve geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 280; Del Monte 1992, Strabon, XII. II, Baydur 1994, 73, Baydur 1994, Del Monte-Tischler 1978, 106; Çevik 2007, Seeher 1999, Namni-Hazzi dağlarının yer aldığı anlaşma metinleri için bkz. Beckmann 1999, 32, 42, 47, 53, 63, vd. 114

132 Hititler tarafından dağ tanrısı olarak görülen bu tanrıların kültü de büyük bir ihtimalle yerleştirildiği coğrafya içinde bulunmaktadır. Yukarıda verilen bilgilerden hareketle Hititlerin bu dağları kutsal mekân olarak gördükleri söylenebilir Pazaryeri Mağara Çorum ve Alaca arasında Pazarlı denilen mevkide, kült yerinin dar, birbirinin üzerinde mağaramsı tünellerin ve yerin üzerinde mimarimsi kalıntıların görüldüğü 570, Hititlerin mağara kültü 571 nde kullandığı düşünülen bir mağara bulunmaktadır. Ayrıca Şarkışla ile Kuşaklı arasında sığır, geyik başı, kartal ve tavşan hiyerogliflerinin bulunduğu bir mağara daha olduğu ve burasının da Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü beliritlmiştir Piškuruunuwa Dağı AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamalarını anlatan metinlerden tanınılan Piškuruunuwa Dağı nın yerleştirilmesi tam olarak yapılamamaktadır 573. Bu dağın isminin Šapinuwa da gerçekleştirilen bir kült töreninde geçmesinden 574 dolayı, bu dağın Šapinuwa civarında olabileceği düşünülmüştür. Ancak Hitit krallarının bayram kutlamaları sırasında takip ettikleri yol güzergâhları göz önüne alındığında, bu dağın, Hattuša nın güneyinde ve Hattuša ya yakın bir konumda olabileceği belirtilmiştir 575. Dini hayatta önemli bir işlerliği olan bu dağda, Hitit kralları dini ritüeller yapmışlardır. KUB XXII 27 IV 576 numaralı metinin 30 ve 31. satırlarında bu dağda yapılan dini bir ritüelden bahsedilmektedir. Ayrıca KUB XV 18 II numaralı metinde de AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamaları sırasında Piškuruunuwa Dağı nda 570 Bu kült yerinin daha sonra Frig döneminde de kullanıldığı belirtilmiştir. Haas 2002, Hititler, oyuklardan olduğu gibi mağaralardan da kötü ruhların yeryüzüne çıkabileceğini ve kötü hastalıkların sebebinin buralardan çıkan kötü ruhları olduğunu düşünmüşlerdir. Bu ruhların çıkmalarını engelleyebilmek için buralarda ritüeller yapmışlardır. Ünal 1981a, Bu mağaranın yer altı ve mağara kültleriyle ilgili dini ritüellerde kullanıldığı düşünülmektedir. Haas 2002, Bu dağın geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 324, 325; Del Monte 1992, Süel 1995, AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı nı anlatan metinlere göre kral, Hattuša dan çıkarak, Haitta ya oradan da Piškuruunuwa Dağı na ulaşmaktadır. Gavaz 2011, 221, KUB XXII 27 IV: Güterbock 1961, 90, 91; Gavaz 2011, Majeste Piškurunuwa dağına gidince 31 o günde ABUBITUM ların evinden bir keçi(yi) (kurban olarak) verirler. 115

133 geyiğe içki sunulduğu belirtilmektedir 577. Bunların yanında, belirtilen bayramın 32. günü, bu dağa gelindiği de bilinmektedir 578. Bu dağın isminin Šapinuwa kenti ile ilgili kült metninde geçmesi, Hitit krallarının buraya dini ritüeller için gelmesi, bu dağın Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğünü göstermesi açısından önemlidir Šakaddunuwa Dağı Günümüzdeki Karadağ 579 a yerleştirilen bu dağın, Karahna kenti kült envanteri metninden öğrenildiğine göre, EZEN HUR. SAG Šakaddunuwa adında, her üç yılda bir kutlanan bayramı bulunmaktadır 580. Bu dağın kendisine özgü olan bu bayramı, yine bu dağda kutlanmış olabilir. Bu bilgiden hareketle, bu dağın Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görüldüğü ve kutsandığı söylenebilir Tapala Dağı Tapala Dağı nın yerleştirilmesi, günümüzde tam olarak yapılamamıştır 581. Ancak AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı nın kutlamalarının 28. gününde kralın, Tapala Dağı na giderek kutlamalar yaptığı bilinmektedir 582. Bayram metinlerine göre, kral bu dağda kutlama yaptıktan sonraki gün, Hattuša da tapınakları ziyaret ederek bayram kutlamalarına devam etmektedir. Bu durum, Tapala Dağı nın Hattuša ya en fazla bir günlük mesafede olduğunu ve bu dağın Hattuša nın yakınlarında olan dağlardan biri olabileceğini göstermektedir 583. Ayrıca KBO XXX 69 Ay. III numaralı belgenin 22. ve 23. satırlarında bayram kutlamaları sırasında Tapala Dağı ve Tapala Dağı Tanrısı için içki sunulduğu görülmektedir 584. Bu bilgilerden hareketle bayram kutlamaları sırasında, Tapala Dağı na uğranılması ve bu dağın tanrısı için 577 Erkut 1998, Güterbock 1960, 87; Gorny 1997, Alp 1977, 649; Alp 1986, 227. Bu dağın geçtiği metin yerleri ve yapılan yerleştirme teklifleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 331; Del Monte 1992, 133, Darga 1985, Tapala Dağı nın geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 397; Del Monte 1992, Güterbock 1960, 87, Gavaz 2011, Popko 1988,

134 libasyon yapılmasından dolayı, Hititlerin bu dağı kutsal bir mekân olarak gördükleri düşünülebilir Tauriša Kenti Ormanı Hitit metinlerinde geçen Tauriša Kenti Ormanı nın nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir 585. Bazı metinlerde, Zuliya nehri ile birlikte geçmesinden dolayı, bu nehre yakın bir konumda olabileceği düşünülmektedir. KUB II numaralı metnin 4 ve 6. satırları arasında, AN. TAH. ŠUM SAR Bayramı nın kutlamaları sırasında bu kente uğranıldığından, kentte bulunan ormanda, kentin koruyucu tanrısı adına bayram kutlamalarının yapıldığı ve bu ritüelin, bayramın 32. günü gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilmiştir 587. Bayram kutlamalarının, kentte bulunan ormanda yapılmasından dolayı, kentin koruyucu tanrısının kültünün ormanlık alanda olduğu, dolayısıyla, bu ormanın, Hititler tarafından kutsal bir mekân olduğu düşünülebilir Yesemek TaĢ Ocağı Yesemek Taş Ocağı, Gaziantep İlinin İslahiye ilçesinin 20 km. güneydoğusunda bulunmaktadır. Taş ocağının bulunduğu alanda yapılan araştırmalarda, burada ince gözenekli, işlenmeye oldukça elverişli taşların bulunduğu belirtilmiştir 588. Taş ocağında, henüz işçilikleri bitirilmemiş durumda, eserlerin varlığı görülmüştür 589. Daha çok M. Ö. I. binyılda kullanıldığı bilinen bu taş ocağı, M. Ö. II. binyılda da kullanılarak eski Ön Asya dünyasının en büyük heykel atelyelerinden birisi olduğu ifade edilmiştir 590. Daha önce de belirtildiği üzere, dağlar, Hititler tarafından tanrıların bulundukları mekânlar olarak görülmüştür. Birçok kavim de maden yataklarını, 585 Bu dağın geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 415; Del Monte 1992, Gavaz 2011, Güterbock 1960, Alkım 1960, 1, Taş ocağının bulunduğu bölgede taslak halinde bulunan kapı arslanları, sfenksler ve kabartmalar hakkında detaylı bilgi için bkz. Alkım 1957, ; Alkım 1960, Alkım 1960, 1; Eski Ön Asya dünyasında kullanıldığı bilinen diğer taş ocakları için bkz. Alkım 1957, 373,

135 tanrıların bağrından koptuğu 591 düşüncesiyle kutsamışlardır. Yesemek te bulunan taş ocağı da bu düşüncelerden hareketle, Hititler tarafından kutsanmış olabilir Zaliyanu Dağı Zaliyanu Dağı nın günümüzde neresi olduğu konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu kentin bazı metinlerde Nerik kenti (Vezirköprü-Oymaağaç) ve bu kentin kutsal dağı Haharwa Dağı (Tavşan Dağları) ile birlikte geçmesinden dolayı, bu yerleşmelerin, belirtilen yerlerin yakınlarında olabileceği düşünülmektedir 592. Bu dağ, Hitit mitolojisindeki Illuyankaš efsanesinde de geçmektedir. Bu efsanede, Zaliyanu dağı ndan yağmur istenmektedir 593. Bu dağın Hitit mitolojisinde yağmur getirebilen tanrısal bir dağ olarak geçmesi, bu dağın Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak düşünüldüğünü gösterebilir Kabartmalarla Süslenen Kutsal Mekanlar Tanrılarına ve dini inanışlarına büyük önem veren Hititler, daha önce de belirtildiği üzere tanrılarını hoşnut tutmak için dini ritüeller düzenlemişlerdir. Bu ritüeller, tapınaklarda, tanrı heykellerinin bulunduğu açık hava kült merkezlerinde yapılmıştır 594. Bu doğrultuda, kutsal olduklarını düşündükleri mekânlara, dini içerikli kabartmalar yapmışlar ya da bazı mekânlara kabartmalar yaparak buraları kutsal hale getirmişlerdir. Hititlerin anıtsal kabartmaları daha çok Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülmektedir. Özellikle güneye ulaşmak için kullanılan yol üzerindeki dağlar üzerinde önemli geçit veren yerlerde, tanrıları kutsamak ve onlara duyulan minnettarlığı belirtmek için kabartmalar yapmışlardır 595. Bunun yanında ölen kralları için de bazı yerlerde kabartmalar yaparak o mekânlarda onların ata kültlerini yaşatarak tanrısallık atfetmişlerdir. Bilindiği üzere Hititler, dini ritüellerini tanrı 591 Eliade 2009,79, Güterbock 1961, 94; Hoffner 1998, 113; Leick 2003, Hoffner 1998, 12; Metinde Zaliyanu Dağı, Nerik kentine yağmur getirince, Asa adamının Nerik den ekmek getirdiği şeklinde geçmektedir. Gavaz 2011, Bahar 1999, 17, Darga 1992,

136 heykellerinin önünde veya kutsal kabul ettikleri mekânlarda yapmaktadırlar 596. Geçilmesi zor bölgelerde tanrıları kutsamak ve ata kültleri için yapılan kabartmaların önünde belki de dini ritüeller düzenleyerek buraları kutsal mekân haline getirmiş olabilirler Fraktin Kabartması Fraktin kabartması, Kayseri ilinin 50 km. kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Kabartmanın, Eski Hitit yolu üzerinde bulunduğu belirtilmiştir 597. Bu kabartmada, III. Hattušili ve eşi Puduhepa Tešup ve Hepat a sunu (libasyon) yaparlarken gösterilmişlerdir 598. Kabartma genel anlamda iki ana frizden oluşmaktadır. Sol taraftaki frizde, giysileri birbirine benzeyen 599 tanrı ile kral resmedilmişlerdir. Burada kral, Tešup olduğu bilinen tanrıya sunu yaparken gösterilmiştir. Sağ taraftaki frizde ise, tanrıça Hepat oturur vaziyette ellerini uzatarak ayakta duran Puduhepa nın sunusunu kabul eder şekilde tasvir edilmiştir 600. (Res. 56) Kraliçenin arkasında bulunan hiyeroglif yazıt, Kazuvanna (Kizzuvatna) memlektinin kızı, tanrı tarafından sevilen ifadesi olarak okunmuştur 601. Ancak bu yazıtın, tanrı tarafından sevilen olmayıp, tanrısallaştı (tanrı oldu) şeklinde okunması gerektiği de belirtilerek bu kabartmanın, Puduhepa nın ölüm anıtı olabileceği ifade edilmiştir 602. Bilindiği üzere Hititler, ölne kraliçeleri için de heykel veya kabartma hazırlayarak, onların kültünü oluşturmuşlardır 603. Bu kabartmanın III. Hattušili nin hekur u olabileceği şeklinde görüşler de bulunmaktadır. Kabartmada, tanrıya sunu yapan kralın da tanrı gibi benzer giyinmesi ve özellikle tanrısal boynuzlu külahı ile sivri uçlu ayakkabılarla resmedilmesinden 596 Alp 1961, Güterbock 1961, Garstang 1910, 150; Ten Cate 1969, 91; Darga 1992, 175; Kırdemir 2000, 160; Collins 2007, 62; Burney 2004, 89, 90; Dominique 2004, 87; Akurgal 2005, Garstang 1910, 150; Tanrı ile kral, boynuzlu külah, kısa giysili ve ucu sivri ayakkabı ile benzer bir şekilde gösterilmişlerdir. Darga 1992, Darga 1992, 177; Tanrıça ve Puduhepa profilden resmedilmişlerdir. Ayrıca bu frizde bulunan yazıttan, tanrıçanın önünde temsil edilen kişinin Puduhepa olduğu kesin gibidir. Kutlu 2002, Darga 1992, Savaş 2001, 99, Ölen kraliçeler için de kült oluşturularak, onların kültü için çeşitli adaklar sunmuşlardır. Darga 1985,

137 dolayı, burasının III. Hattušili nin hekur u olduğu görüşü diğer tekliflere göre daha ağır basmaktadır Gavurkalesi Ankara nın 60 km. güneybatısında bulunan Gavurkalesi nde, kaya üzerine işlenmiş bir kabartma bulunmaktadır. Bu kabartmada insan boyundan daha büyük iki erkek figürü, oturur vaziyette duran tanrıçaya doğru ilerlemektedir. Arkada bulunan figürün sakalları ve boynuzlarla süslenmiş külahı bulunmaktadır. Önde bulunan figürün külahı da arkadaki figüre benzemektedir. Ancak arkadaki figürde olduğu gibi sakalı bulunmamaktadır 605 (Res. 57). Bu figürlerin, Fırtına Tanrısı ile kralı 606 veya kral ile prensi 607 temsil edebileceği görüşleri bildirilmesine rağmen, kabartmada herhangi bir yazıt bulunmamasından dolayı, bu konu hakkında kesinlik bulunmadığı da belirtilmektedir 608. Kabartmaların bulunduğu mekânın hemen arkasında, taşlarla örülmüş şekilde bir mezar odası bulunmaktadır (Res. 57). Burasının Hitit metinlerinde geçen mezar anlamına gelen Hekur olduğu tahmin edilmektedir 609. Kabartmanın oldukça yakınında bulunan bu mezar odası, burasının öldüğü zaman tanrı olmuş bir kral ve onun oğluna ait olabileceği düşüncesini kuvvetlendirmektedir 610. Kabartmanın bulunduğu alanın batı tarafında, düzleştirilmiş alan ve bir yapı kalıntısının varlığı görülmüştür. Güney tarafında ise, tören yolu olabileceği tahmin edilen bir yol tespit edilmiştir 611. Kabartma ve mezar odasının yakınlarında bulunan bu yapı kalıntısı ve yol, Hititler tarafından, burada uygulanan dini ritüellerde kullanılmış olabilir. Bu bilgilerden hareketle, Hititlerin, burayı, kutsal bir mekân olarak gördükleri söylenebilir. 604 Darga 1992, 179; Collins 2007, Darga 1992, 186; Gates 1995, 220; Kutlu 2002, 493; Collins 2007, Akurgal 1988, 512, 513. Ekiz 2009, Sevin 2003a, 168; Ekiz 2009, Darga 1992, 186; Collins 2007, Schirmer 1982; Darga 1992, 186; Temizsoy 1999, 55; Kutlu 2002, Darga 1992, Ekiz 2009,

138 Gezbeli/Hanyeri Gezbeli kabartması, Adana ilinin Tufanbeyli ilçesine bağlı Hanyeri yakınlarında bulunmaktadır. Bu kabartmada yaklaşık 2 m. büyüklüğünde sola doğru adım atan ucu sivri ayakkabılı, sol elinde yay, sağ elinde mızrak taşıyan kral betimlenmiştir. Yüzünün hizasında, Šarruma olduğu düşünülen dağ tanrısından oluşan iki zirve üzerine basan bir boğa betimlenmiştir 612. Toroslar ın güneye geçit verdiği bu noktada Hititler tanrılarını kutsamış olabilirler 613. Ayrıca kabartmada bulunan boğa figüründen dolayı Fırtına Tanrısı ile de ilişki kurulabilir Hatip-Kurunta Kabartması Kurunta kabartması, Konya nın Meram ilçesine bağlı Hatıp mevkiindeki yalıklar üzerinde yer almaktadır. Bu kabartma daha önce de belirtildiği üzere 1994 yılında, bölgede yapılan yüzey araştırmaları sırasında bulunmuştur 614. Günümüzde oldukça aşınmış bir durumda bulunan kabartma (Res. 58), oldukça zor seçilebilmektedir. Bu kabartmadaki figür, üç boynuzlu bir başlık ve kısa eteğiyle tanrı biçiminde tasvir edilmiştir. Sol elinde yere dayadığı mızrak, sağ elinde ise omzuna dayadığı bir mızrak tutmaktadır 615. Kabartmada bulunan hiyeroglif yazıtta: Kahraman, Büyük Kral [Mu]watalli nin oğlu, [kahraman], Büyük Kral, Kurunta şeklinde bir yazıt bulunmaktadır 616. Yazıttan da açık bir şekilde anlaşıldığı üzere, bu kabartma Muwatalli nin oğlu Kurunta nın anıtıdır. Kurunta öldükten sonra onun kültü için kabartmayı yaptıracak bir halefinin bulunmadığı bilinmektedir. Bu yüzden, bu anıtın Kurunta nın sağlığında, kendisinin tarafından yaptırıldığı ve ölmeden önce kendi kültünü oluşturarak kendisini tanrılaştırdığı tahmin edilmektedir Darga 1992, 182, 183; Kutlu 2002, 492; Collins 2007, Darga 1992, Bahar 1996a, 2; Bahar 1996b, 22; Kutlu 2002, Kurunta anıtının tasviri hakkında daha detaylı bilgi için bkz. Bahar 1996, Bahar 1996, 44; Dinçol 1998, 161; Schirmer 2002, 485; 617 Bahar 1996, 43; Dinçol 1998, 162, 163; Ensert 2006,

139 Kabartmanın bulunduğu yer, Karahöyük, Fasıllar, Lušna 618 ve Alibeyhöyüğü gibi, M. Ö. II. bin yerleşimleri arasında bağlantı noktasında önemli bir konumda bulunduğu belirtilmiştir 619. Bu bilgiden hareketle, bu kabartmanın, bölgede bulunan M. Ö. II. binyıl yerleşim yerleri için, önemli bir kutsal mekân olduğu söylenebilir Ġmamkulu Kabartması İmamkulu kabartması, Kayseri ilinin İmamkulu mevkiinde bulunmaktadır. Burada bulunan bir kaya üzerine, kral ve tanrılar dünyasının işlendiği belirtilmiştir 620. Kabartmanın en sağında, başları aslan biçiminde olan üç sıra kanatlı, kartal pençeli karışık varlık üzerinde, çıplak bir tanrıça tasvir edilmiştir 621. Kabartmanın sol tarafında ise, sol elinde mızrak bulunan kısa giysili bir kral/prens figürü ucu kıvrık ayakkabılar ile betimlenmiştir. Bu betimin önünde, başları öne doğru eğik üç dağ tanrısının sırtlarına basan, önündeki hiyeroglif yazıttan dolayı Fırtına Tanrısı olduğu anlaşılan tanrı figürü, boğalar tarafından çekilen arabasına bir ayağıyla basar şeklinde resmedilmiştir 622. Bu kabartmadaki betimlerde, iki boğa tarafından çekilen arabasında gösterilen Fırtına Tanrısı nın, savaşa hazırlanan bir biçimde olduğu belirtilmiştir 623. Belki de Hititler, Güneydoğu yönüne yapılan seferlerden önce, burada tanrıları için ritüeller düzenleyerek, savaşta başarılı olmak ve kabartmadan da anlaşıldığı gibi aşılması zor dağların geçilmesinde kolaylık sağlamaları gibi sebeplerden dolayı tanrıların desteğini almaya çalışmışlardır Sirkeli Kabartması Adana yakınlarında Ceyhan Irmağının sol tarafında bulunan Sirkeli kabartmasında tören kıyafetleri giyinmiş bir kral betimlemesi bulunmaktadır. 618 Antik dönemde Lystra olarak bilinen bu kent, Konya ilinin Hatunsaray ilçesine yerleştirilmektedir. Bahar 2012, 103; Küçükbezci 2012, Bahar 1996, 44, 45. Ayrıca anıtın 250 m. batısında bulunan batı tepesinde sur izleri bulunmaktadır. Bu sur izleri M.Ö. II. binyıla tarihlendirilmiştir. Bahar 1996, Darga 1992, 179, Kutlu 2002, Üzerlerine basılan dağ tanrılarından ikisinin Namni-Hazzi dağları olduğu tahmin edilmektedir. Üçüncü tanrı ise bölgede tapınım gören başka bir kutsal dağdır. Darga 1992, Haas 2002,

140 Kabartmada bulunan hiyeroglif yazıtta, Muwatalli Büyük Kral, kahraman, Ha(tušili), Büyük Kral, kahraman şeklinde bir ifade mevcuttur. Bu ifadeden dolayı, bu anıt, II. Muwatalli nin olduğu ve en eski Hitit kabartması olduğu belirtilmiştir 624. Bu kabartmada kral, ileriye doğru ilerlerken, sol elinde lituus 625 tutarken, sağ eli yüzüne doğru kalkmış dua eder pozisyonda betimlenmiştir. Yüzü profilden işlenmiş ancak sol gözü cepheden gösterilmiştir 626. Kabarmada, ne ismin bulunduğu yerde ne de kral betimlemesinin üzerinde kanatlı güneş kursunun bulunmadığı belirtilmiştir. Bilindiği üzere kanatlı güneş kursunu, Hitit krallığının yöneticisi olan krallar ve kraliçeler tarafından kullanılmıştır 627. Sirkeli anıtının dini hayattaki önemi ise, kabartmanın, II. Muwatalli nin mezarının bulunduğu yer yani Hekur u olabilme ihtimalinden 628 dolayı burasının kutsal bir mekân olabileceği düşünülmektedir Su Kültüyle ĠliĢkisi Bulunan Kutsal Mekanlar İnsanlık varoluşundan beri suya ihtiyaç duymuş ve dolayısıyla, su ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bölgelerde yaşamlarını sürdürmüşlerdir 629. Erken dönemlerde yaşayan insanlar için su yenilenme anlamına gelerek en önemli dini ritüellerin kökeninde yer alarak, insanın, kutsalın idaresine girmesini sağladığı 630 belirtilmiştir. Hititler için de su, dini hayatta önemli bir yer oluşturmuştur. Hitit kral isimlerinden biri olan Šuppiluliuma isminin suyla ilgili olan, Temiz Havuz veya 624 Darga 1992, 175; Burney 2004, 254; Collins 2007, 129, Asa olduğu bilinen lituus, dini ritüellerde kraliyet semboli olarak kullanılmaktadır. 626 Cepheden gösterilen bu göz, kral kabartmasına büyük bir güç vermektedir. Darga 1992, 174, 175; Kutlu 2002, Bu kabartmada, kanatlı güneş kursunun bulunmamasından dolayı, II. Muwatalli nin yönetimi kardeşine bıraktığı Tarhuntašša Krallığı döneminde veya bu dönemin hemen sonrasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Ensert 2005, Ünal 2002, 80; Collins 2007, 129, İnsanoğlu için su her zaman yaşamsal bir önem arz etmiştir. Bu yüzden ilk yerleşimler, akarsu, göl gibi su kaynaklarının yakınlarında kurulmuştur. En eski el aletlerinin bulunduğu Orta Afrika nın doğusundaki Tanzanya nın Olduvai Vadisi, göllere ve çay yatağına yakın bir konumdadır. Ayrıca, Urfa Göbekli Tepe, Nevali Çori, Batman Hallan Çemi ve Konya da bulunan Boncuklu Höyük gibi yerleşimlerin özellikle içme suyu ihtiyacının karşılanabileceği su kaynaklarının yakınlarında kurulduğu belirtilmiştir. Bahar 2010a, 43, 44, 46, Eliade 2009,

141 Kutsal Gölcük anlamına gelmesi 631 bu durumu açık bir şekilde göstermektedir. Ayrıca Hititlerin arınma ritüellerinde, temizlenme aracı olarak, suyu da kullanması, Hititlerin dini hayatlarında suya vermiş oldukları kutsaliyeti göstermesi açısından oldukça önemlidir 632. Belirtildiği gibi suya büyük önem veren Hititler, suların yeryüzüne çıktığı su kaynaklarını ve nehirleri de kutsal kabul ederek, onları, Mezopotamya toplumlarında olduğu gibi tanrılaştırmışlar ve bu nehir tanrılarına, önemli davalarda, karar verebilme yetkisini vermişlerdir 633. Bu doğrultuda bazı dini ritüeller, su kaynakları ve nehirlerin kenarlarında yapılmışlardır 634. Kizzuwatnalı rahip Ammihatna ya ait olan KBo V 2 I 635 numaralı metnin satırları arasında, kutsal bir ırmağa yapılan sunudan bahsedilmektedir. II. Muršili ve II. Šuppiluliuma döneminde, Hititler sınırlarını genişleterek denize kadar ulaşmışlar hatta II. Šuppiluliuma döneminde Alašiya olarak bilinen Kıbrıs Adası ele geçirilmiştir. Denizlerle olan bu ilişki Hitit metinlerine de yansımış ve Hititlerin, Anadolu nun etrafında bulunan denizleri de ırmaklar gibi kutsal kabul ettikleri belirtilmiştir 636. Ayrıca denizlerin Hitit siyasi anlaşmalarında yemin tanrıları arasında gösterilmesi, bunların birer kutsal öğe olduğunu göstermektedir 637. Suyun kutsal bir varlık olarak görülmesi Hititlerden sonra da devam etmiştir. Geç Hitit beylikleri döneminde de su kültü ile ilgili yapılan anıtların varlığı bilinmektedir 638. Belki de Anadolu da Hititler ve daha öncesinden gelen bu su kültü, 631 Akurgal 2005, Arınma ritüellerinde suyun kullanımı hakkında bkz. Murat 2012, Irmak tanrılarının kökeninin Mezopotamya toplumlarına dayandığı ve Hititlerin de bu toplumlardan etkilenerek, önemli ırmakların tanrılaştırdıkları düşünülmektedir. Altınoluk 2010, Güterbock 1975, 274;Bahar 1999, 17; Haas 2002, 442; Bryce 2003, KBo V 2 I: Coşkun 1969, sonra rahip şunları yukarıya kaldırır ve o ırmağa 47 gider, iki adet tatlı ekmeği kırar, onları ırmağa 48 atar ve iki adet şarap KUKUBU sunu alır 49 ve iki adet KUKUBU dan ırmağa şarap sunar. 636 Deniz kelimesinin, Hitit dilinde Šalliš Arunaš olarak geçtiği ve bunun Büyük Deniz anlamına geldiği belirtilmiştir. Hitit metinlerinde deniz hakkında aha detaylı bilgi için bkz. Karasu 1998, Beckmann 1998, 43; Taş 2010, 879; Karasu 1998, 363; Arıkan Bu anıtlara örnek olarak Konya nın Halkapınar ilçesinde bulunan İvriz anıtı gösterilebilir. Geç Hitit Beyliklerinden Tuwana Kralı Warpalawaša ait olduğu bilinen bu kabartma, su kaynaklarının bulunduğu kayalık üzerine işlenmiştir. Kabartmada M.Ö. II. binyıl izleri ile birlikte, Arami izlerinin de bulunduğu belirtilmiştir. Bahar 1999, 12,

142 Yunan ve Roma inanç dünyasındaki su kültleri ile yıkanma geleneğini oluşturmuş olabileceği 639 belirtilmiştir Alaca Hitit Barajı Çorum un Alaca ilçesinin Gölpınar mevkiinde bulunan Alaca Barajı nın Hititler döneminden kaldığı tahmin edilmektedir. Barajın içinde bulunan balçığın temizlenmesinden sonra, barajın dikdörtgen planlı olduğu belirtilmiştir 640. Barajda bulunan taş dolgu setinin taşlarla döşenmiş olduğu görülmüş ve bu setin batı tarafında üç adet, kitabeye veya bir heykele ait olabileceği düşünülen bir kaide bulunmuştur 641. Bilindiği üzere Hititler, kendileri için yaşamsal önemi bulunan su kaynakları ve göletleri kutsal birer mekân olarak görmüşlerdir. Bu bilgilerden hareketle, Hititlerin Gölpınar da bulunan barajı kutsal bir mekân olarak gördükleri düşünülebilir Arimatta yıllarında Konya ili Köylütolu civarında yapılan araştırmalarda, bölgede bir düdenin bulunduğu, Köylütolu anıtı olarak bilinen hiyeroglif yazıtın da, düden tanrısı D KASKAL. KUR için yapılmış olabileceği ve bu bilgilerden hareketle Arimatta nın Köylütolu olabileceği belirtilmiştir 642. Metinlerde geçen bu düden tanrısından hareketle, burada bulunan su kaynağının ve Hitit barajının 643, kutsal bir mekân olarak görüldüğü düşünülebilir. 639 Yunan ve Roma dünyasında, sikkeler üzerinde pek çok nehir tanrısının varlığı bilinmektedir. Altınoluk 2010, 2-4; Zincirli ve Aslantaş ta bulunan saray ve yerleşimlerde görülen özel yıkama odalarının su ve kanalizasyon teknolojisi gibi birçok özelliğinin daha sonra Yunan ve Roma yıkanma geleneği ile birleştiği de belirtilmiştir. Yegül 2009, Çınaroğlu 2006, Çınaroğlu 2004, 281, 282; Çınaroğlu 2005, 266, Bahar 1996, 52; Bölgede yapılan araştırmalarda çok sayıda M. Ö. II. binyıl yerleşmesi görülmektedir. Bahar 2005, 95; Bu yerleşim için ayrıca Karacadağ olabileceği de belirtilmiştir. Garstang 1944, 30; Garstang-Gurney 1959, 70. Arimatta nın geçtiği metin yerleri için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 32; Del Monte 1992, Burada bir Hitit barajının bulunup bulunmadığı konusunda bir kesinlik bulunmamaktadır. Bölgede bulunan 1 km. uzunluğunda ve 50 m. yüksekliğindeki set, genellikle baraj seti olarak kabul edilmektedir. Ancak bu setin, kuru bir vadide kurulmasından dolayı, burasının bir baraj olup olmadığının detaylı bir şekilde sorgulanması gerektiği de belirtilmiştir. Bahar 2010a,

143 Eflatunpınarı Eflatunpınarı anıtı (Res. 59) Konya ilinin Beyşehir ilçesinde, Beyşehir gölünün doğu kıyısında bulunmaktadır. Bu anıtın isminin Yunanlı filozafa izaf edilse de aslında bu durumun böyle olmadığı, anıtı oluşturan granit taşların, güneş ışığı altında eflatunumsu bir renk almasından gelmiş olabileceği belirtilmiştir 644. Yapay bir kaya kullanılarak yapılmış olan Eflatunpınarı anıtı 16 parçadan oluşmaktadır. Her bir parçasına ayrı bir figürün işlendiği görülmektedir. En üstte kanatlı bir güneş kursu görülmekte ve kabartmanın odak noktasını, oturur vaziyette resmedilmiş tanrı ve tanrıça oluşturmaktadır. Bu figürlerin yanlarında ve üstlerinde ikişer adet demon bulunmakta ve bu demonlar, tanrı ile tanrıçanın başlarının üzerlerinde bulunan kanatlı güneş kurslarını 645 taşımaktadırlar 646. Bu tanrı ve tanrıça figürleri de beş dağ tanrısının üzerinde bulunmaktadır 647 (Res. 60). Bilindiği üzere Hititler, su kaynaklarını kendi inançlarına göre kutsal kabul etmişlerdir. Eflatunpınarı anıtının da yakınında, yan yana olan iki adet su kaynağı bulunmaktadır (Res. 61). Anıtın bulunduğu bölgede yapılan araştırmalarda, on iki adet başsız boğa heykeli ve havuzun dibinde pişmiş topraktan yapılan adak tabakçıklarından bulunmuştur 648. Kralın sağlığı için okunduğu tahmin edilen Eski Krallık Dönemi tabletinin, İmparatorluk Döneminde yapılan kopyasında, biri Güneş Tanrıçası na diğeri de Fırtına Tanrısı na adanan iki su kaynağı anlatılmıştır. Güneş Tanrıçası nın su kaynağının tanımında, oturan bir güneş tanrıçası ve leopoar heykellerinden söz 644 Kınal 1956, Eflatunpınarı anıtındaki tanrı ve tanrıça figürlerinin üzerinde bulunan kanatlı güneş kursunun benzer bir formu Şarkışla tören baltasında görülmektedir. Bu form Hititlerin uygulamış oldukları kanatlı güneş formundan biraz farklı olduğu için, karışık form olarak nitelendirilmiştir. Benzer karışık formların, III. Hattušili nin, Mısır da bulunan Tanis ve Abu Simbel deki uzun cübbeli konik başlıklı tasvirlerinde görülmektedir. Ensert 2005, 35. Bu durum anıtta Mısır etkisinin bulunduğunu gösterebilir. 646 Darga 1992, 186; Bryce 2003, 175. Oturan tanrıçanın güneş kursunu andıran başlığından dolayı, Güneş Tanrıçası olduğu, yanındaki tanrı figürünün de tanrıçanın eşi olan Fırtına Tanrı sı olduğu tahmin edilmektedir. Darga 1992, Collins 2007, Kutlu 2002,

144 edilmiştir. güneş tanrıçasının bir kaynağı fışkırmaktaydı ve şimdi (nasıl yapılmış?) aşağısı (ve) yukarısı taştan yapılmış kaplı onu leopar koruyor. Suyu { }bir havuz (dan) akıyor. Çakıl taşları büyük kral labarnayı korusun. Ve o güneş tanrıçasının demiri olsun. Metnin devamında ise Fırtına Tanrısı nın su kaynağının yapılışından bahsedilmektedir 649. Eflatunpınarı anıtı çevresinde yapılan araştırmalarda, anıtın hemen karşısındaki höyükte (Res. 61) ve 2 km. kuzeyinde yer alan Bayat Höyük te M. Ö. II. binyıla tarihlenen arkeolojik malzemelerin varlığı görülmüştür 650. Bayat Höyük, bölgenin asıl yerleşimini oluştururken, anıtın karşısındaki höyüğün rahiplerin bulunduğu bir yerleşim yeri olduğu düşünülmektedir 651. IV. Tuthalia dönemine tarihlenen 652 Eflatunpınarı anıtı su kaynaklarını, kutsal kabul eden Hititler tarafından kutsal bir mekân olarak görülmüştür. Bu anıt, geniş havuzunda barındırdığı berrak sularıyla, su sevgisinin kutsallaştığı ve Anadolunun engin doğası ile özdeşleştiği bir mekân olmuştur Fırat Geçtiği tüm topraklar üzerinde önemli bir su kaynağı olarak görülen Fırat nehrini, Hititler Puruna/Puratti 654 Sumerler Buranun, Akadlar ise Pu-rat-tu olarak adlandırmışlardır. Bu nehir, antik dönemde ise Euphrates olarak geçmektedir 655. Fırat nehri, geçtiği bölgelerde yaşayan halklar için, ulaşım, içme suyu ve tarımda hayati bir öneme sahip olmuştur. Babil döneminden kalan, Ay Tanrısı Sin kültü ile ilgili olan bir dua metninde, Sen kayık gibi sularda süzüldüğünde... saf ırmak Fırat suyla dolar 656 ifadesi geçmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere, Mezopotamya toplumları, kendi hayatları için önemli olan bazı ırmakları 649 Metinde Güneş Tanrıçası nın ve Fırtına Tanrısı nın su kaynaklarından ve havuzdan bahsedilmesi, Eflatunpınarı anıtı ile büyük benzerlik göstermektedir. Haas 2002, Bahar 2005, 98, 99. Ayrıca, Lušna (Hatunsaray) ın batısından Eflatunpınarı anıtına doğru giden yol güzergâhı üzerinde Büyük ve Küçük Ortakören höyükleri başta olmak üzere yoğun bir şekilde M. Ö. II. binyıl malzemesinin varlığı görülmektedir. Küçükbezci 2012, Bahar 2004, Darga 1992, 186; Özkan 1998, 75; Bahar 2004, 23; Yegül 2009, Yegül 2009, Hitit metinlerinde geçtiği yerler için bkz. Del Monte-Tischler 1978, 543, Bahar 2010, 38; Ünsal 2012, Eliade 2009,

145 tanrılaştırmışlardır 657. Bu bilgilerden hareketle, Fırat nehrinin Babilliler tarafından kutsallaştırıldığı düşünülmektedir. Fırat ırmağının tanrısal bir varlık olarak görülmesiyle ilgili en önemli kanıtlar Roma Dönemi nden gelmektedir. Zeugma kentinde Roma İmparatorluk Dönemi ne tarihlenen bir mozaikte, Irmak Tanrısı Euphrates, sol dirseğini, içinden su akan bir vazo üzerine yaslamış şekilde, yarı uzanır bir poziyonda resmedilmiştir (Res. 62). Ayrıca Gaziantep ilinin Yavuzeli ilçesi Sarılar köyü yakınlarında, Fırat ırmağı kenarında, Irmak Tanrısı Euphrates in betimlendiği bir kaya kabartması ve yazıt da bulunmaktadır 658. Yazılı ve arkeolojik kaynaklardan da görüldüğü üzere, Irmak Tanrısı olan Fırat, M. Ö II. binyıldan itibaren tanrı olarak görülmüş ve kutsanmıştır Hatip Kayalığı Su Kaynakları Hatip Kayalıklarının, Hatip höyüğün kutsal dağı olduğunu ve burada bulunan Kurunta kabartmasındaki figürün, boynuzlu başlık taşıması gibi tanrısal figürler barındırdığı daha önce belirtilmiştir 659. Kabartmanın bulunduğu kayalık alanda yapılan araştırmalarda su kaynaklarının varlığı gözlemlenmiş (Res. 63) ve Kurunta kabartmasının, bu kayalıklarının kuzey cephesinde bulunan bir su kaynağının yaklaşık 5 m. yukarısında yer aldığı belirtilmiştir 660. Kayalıklarda bulunan bu su kaynakları, hem içme suyu olarak hem de tarımsal faaliyetlerde kullanılması nedeniyle bölge için hayati önem taşımıştır 661. Bu su kaynaklarının, bölgedeki kültürlerin oluşmasında büyük önemi olduğu vurgulanarak, oldukça önemli olan bu su kaynaklarının, bölge halkı tarafından 657 Irmak tanrılarının en erken örnekleri Mezopotamya toplumlarında görülmekte ve özellikle Babil kültüründe, ırmaklar, denizlerin anası olarak kabul edilmektedir. Altınoluk 2010, 1; Benzer bir şekilde, Babil toplumundan daha önce medeniyet kuran ve Babil kültürü üzerinde büyük etkileri bulunan Sumerler de Fırat Nehri ne kutsallık atfetmişlerdir. Bir Sumer resminde, Tanrı Enki nin omuzlarından Fırat ve Dicle nehirleri akmaktadır. Bahar 2010a, Altınoluk 2010, 23, 34,35. Yazıtta, Roma nın doğu sınırını koruyan Roma askeri kuvvetlerinin, Fırat ırmağından su sağlayan bir su tesisi ile ilgili olduğu belirtilmiştir. Altınoluk 2010, 34, Kurunta anıtının tasviri hakkında daha detaylı bilgi için bkz. Bahar 1996, Bahar 1996, 42; Bahar 1996a, Bahar 2005,

146 kutsanmış olabileceği belirtilmiştir 662. Ayrıca, Ulmi-Tešup ile yapılan anlaşmada, Tarhuntašša nın dağları ve nehirlerinin yanında, bölgenin su kaynakları da yemin tanrıları arasında gösterilmiştir 663 Bu bilgilerden hareketle, dağ kültü ve Hekur olduğu düşünülen bu mekânın ayrıca su kültüyle de alakalı bir mekân olduğu söylenebilir Karakuyu Barajı Karakuyu barajı Kayseri ilinin Pınarbaşı ilçesine bağlı Karakuyu köyünün 2 km. güneyinde bulunmaktadır. Barajda yapılan araştırmalarda üzerinde kanatlı güneş kursu bulunan Hitit yazıtı bulunmuştur. Barajın yapımında kullanılan taşların ise barajın yakınında bulunan Gödele (Tahtalı) den getirildiği belirtilmiştir 664. Barajın tarihlendirilmesi konusunda ise, IV. Tuthalia dönemi olduğu kabul edilmektedir 665. Barajın çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında, Hitit dönemi özelliği gösteren höyük veya herhangibir yerleşim yerinin bulunmadığı belirtilmiştir 666. Daha önce de belirtildiği üzere, Hititler için su kaynakları ve suyun bulunduğu yerler kutsal mekânlar olarak görülmüştür. Karakuyu Hitit barajının da, büyük bir ihtimalle, bu kutsal mekânlardan biri olduğu düşünülmektedir Maraššantiya Anadolu içerisinde en uzun akarsu olan Kızılırmak nehri, antik dönemde Halys 668, Hitit döneminde ise, Maraššantiya 669 olarak adlandırılmıştır. Bu nehir antik 662 Hocam Prof. Dr. Hasan Bahar a, Hatip kayalıklarının ve burada bulunan su kaynaklarının dini ve yaşamsal önemi hakkında vermiş olduğu sözlü bilgilerden dolayı teşekkürlerimi bildiririm. 663 Beckmann 1996, 107; Bahar 1996, 46; Karasu 1996, Kutlu 1993, 1-3; Tayfun Yıldırım 17356, Barajın tarihlendirilmesi konusundaki görüşler için bkz. Kutlu 1993, 5; Burney 2004, Tayfun Yıldırım 17356, 252; Kutlu 1993, Kutlu 1993, Kızılırmak, Strabon tarafından Halys olarak adlandırılmış ve bu ismin Grekçe de tuz anlamına gelen Hals kelimesinden türediğini belirtmiştir. Strabon, XII, 3, 12; XII, 3, 39. Altınoluk 2010, 55; Ünsal 2012, 212; 669 Ertem 1973, 93, 172; del Monte Tischler 1978, 261, 262; Del Monte 1992, 102; Burney 2004, 190; Collins 2007,

147 kaynaklarda ve özellikle Roma Dönemi sikkelerinde ırmak tanrısı olarak gösterilmiştir 670. Kızılırmak, Assur Ticaret Kolonileri döneminden kalma, Zalpa efsanesi olarak bilinen mit de Kaneš kraliçesinin, çocuklarını bıraktığı nehir olarak karşımıza çıkmaktadır 671. II. Muršili nin seferleri hakkında bilgi veren bir metinde ise bu nehrin, Fırtına Tanrısı tarafından yönünün değiştirildiğinden bahsedilmektedir 672. Nerik in Fırtına Tanrsı ile ilgili bir metinde de, tanrının çağrıldığı yerler arasında Maraššantiya nehri de belirtilmektedir 673. Bu bilgiden hareketle, Maraššantiya Nehri nin tanrının bulunabileceği kutsal bir mekân olduğu düşünülebilir. Maraššantiya nehri, I. Šuppiluliuma ile Hurri-Mitanni kralı Mattiwaza arasında yapılan anlaşmada da geçmektedir. Bilindiği üzere, Hitit kralı, Mitanni kralı Tušratta yı yenmiş ve onun yerine krallığın başına Mattiwaza yı kral yaparak kendisine bağlı bir vassal bir devlet haline getirmiştir. Bu anlaşmanın Maraššantiya nehri kenarında yapıldığı bilinmektedir 674. Bilindiği üzere, Hititler, yapmış oldukları siyasi anlaşmalarında, birçok tanrıyı yemin tanrısı olarak göstermişlerdir. Anlaşmanın nehrin kenarında yapılması, Hititlerin bu nehri tanrısal bir varlık olarak gördüğünü ve anlaşmanın tanrının huzurunda yapılmış olabileceğini düşündürmektedir. Dolayısıyla, bu nehirin, Hititler tarafından kutsal bir valık olarak görüldüğü söylenebilir Nirhanta Kenti Nehri Nuntarriyašhaš Bayramı metinlerinde geçen Nirhanta Kenti Nehri nin nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bu bayram hakkında bilgi veren metinlerden öğrenildiğine göre, bayram kutlamalarının 16. gününde kral Tahurpa dan, Hattuša ya 670 Gangra (Çankırı) sikkelerinde, Halys nehri tanrısı, sola doğru uzanmış, elinde saz tutarken resmedilmiştir. Antik kaynaklarda ise, ırmak tanrısı Halys in, Asopus un kızı Sinope ye aşık olduğu belirtilmiştir. Altınoluk 2010, Bilindiği üzere bu efsanede, Kaneš kraliçesi bir yıl içinde otuz erkek çocuk doğurmuş ve bu çocukları kamıştan bir sepet içinde Kızılırmak a bırakmıştır. Alp 2000, 56; Alp 2001, Bkz. KUB XXXVI 89 ay Güterbock 1961, 93, 93; Gavaz 2011, Czichon ve Klinger 2010, Beckmann 1996, 45, 46; Akurgal 2005,

148 giderken, Nirhanta Kenti Nehri nin önünde toplanan din rahipleri ile, Nirhanta Kenti Nehri nin kenarında dini bir ritüel yapılmaktadır 675. Metinden de anlaşıldığı üzere, Nirhanta Kenti Nehri, Tahurpa dan Hattuša ya doğru giden yol üzerinde bulunmaktadır. Bu bilgiden hareketle, Hattuša nın 3-4 km. kuzeyinde bulunan Budaközü çayı veya 6 km. kuzeyinde bulunan Ozan deresinin Nirhanta Kenti Nehri olabileceği belirtilmiştir 676. Kralın, Nuntarriyašhaš Bayramı kutlamaları sırasında, Nirhanta Kenti Nehri kenarına gelerek, burada kralı bekleyen din rahipleri ile birlikte dini ritüellerin yapılması, bu nehrin Hititler tarafından kutsal bir nehir olarak görüldüğünü gösterebilir Šapantalliya Nehri ve Šulupašši ve Tata Kenti Su Kaynakları Šapantalliya Nehri ve Šulupašši ve Tata Kenti su kaynakları, Šapinuwa da bulunan Hurri-Hitit dilinde yazılmış olan dini bir metinde geçmektedir. Bu metne göre, ritüelde, tanrılara sunulmak için çevrede bulunan kaynaklardan kutsal sular getirilmektedir. Bu su kaynakları Šapantalliya Nehri ve Šulupašši ve Tata Kenti su kaynaklarıdır 677. Metinden de öğrenildiği üzere, Šapantalliya Nehri ve Šulupašši ve Tata Kenti su kaynakları, Šapinuwa kentine oldukça yakın bir konumda bulunmaktadır. Ritüelde kullanılacak olan kutsal sulardan bir kısmının bahsedilen yerlerden getirilmesinden hareketle, Hititlerin bu mekânları, kutsal birer mekân olarak gördükleri söylenebilir Šupitašši Šupitašši olarak bilinen gölet Hititlerin Šarišša (Kuşaklı Höyük) kentinde, yerleşimin yaklaşık olarak 2,5 km. dışında dik bir kayanın dibinde bulunmaktadır. Bu göletin 150 m. çapında dairesel bir şekilde olduğu ve yapı tekniği ile bulunan 675 Nakamura 2002, Bu yerleştirme teklifleri, Tahurpa Eskiyapar eşitliği göz önüne alınarak yapılmıştır. Gavaz 2011, Süel 2010b, 833. Bu yerler Šapinuwa ile ilgili metin yerlerinde geçmesinden dolayı, Šapinuwa ya yakın bir konumda oldukları tahmin edilmetedir. Del Monte-Tischler 1978, 364,-366. Del Monte 1992,

149 keramik malzemelerden dolayı Hititlere ait olduğu belirtilmiştir 678. Daha önce de belirtildiği üzere, Šarišša kentinde, bahar döneminde törenler yapılmakta ve törenlerin yapıldığı yerin yakınında kutsal olduğu düşünülen bu su göleti bulunmaktadır 679. Bu bilgilerden hareketle, bayram kutlamaları sırasında, kralın buraya uğrayarak, dini ritüeller gerçekleştirdiği düşünülebilir. Bu su göletinin, bahar bayramında gerçekleştirilen ritüellerin dışında, kehanet araştırmalarında da kullanıldığı tahmin edilmektedir. Šarišša (Kuşaklı Höyük) kazılarında elde edilen iki yazılı belgeye göre, bu gölet, kuş uçuşuna ve hareketlerine göre yapılan kehanet araştırmalarında kullanılmıştır 680. Bilindiği üzere Hititler, kendileri için yaşamsal öneme sahip su kaynaklarını kutsamışlar ve bu su kaynaklarının yakınlarına kutsal havuzlar yaparak, buralarda dini ritüeller gerçekleştirmişlerdir. Bu gölette yapılan araştırmalarda, göletin bir su kaynağı ile beslendiği ve göletin kentin su ihtiyacını karşılamaya yeterli olamayacağı belirtilmiştir 681. Bu durum, bu göletin dini amaçlar için yapılmış olduğu düşüncesini desteklemektedir. Ayrıca Šupitašši göletinin, Šarišša (Kuşaklı Höyük) yerleşmesinde bulunan kutsal tören alanına yakın bir yerde olması ve burada, kehanet araştırmalarının yapılması, bu göletin kutsal bir mekân olduğunu ve tören alanına yakın olmasından dolayı, burada dini ritüellerin gerçekleştirilmiş olabileceği düşünülmektedir Tatišga Günümüzde yerleştirilmesi tam olarak yapılamayan bu mekân, Nuntarriyašhaš bayramını anlatan metinlerde geçmektedir 682. Bu metinlere göre, kraliçe, Tatišga da yıkanma ayini gerçekleştirmiştir Ayrıca bu göletin batısındaki koyun kıyısında taş döşemin olduğu da belirtilmiştir. Müller 2002, Müller 2002, 470; kral baharda şölenleri kutlamak için Šarišša ya geldiğinde ve kente yaklaştığında hemen kente çıkmaz. Fırtına Tanrısı nın Huwaši taşına ulaşan yukarı yoldan çıkar. Bu metnin devamında Šupitašši nin, bahar bayramı törenlerinin yapıldığı mekânın çok yakınında olduğu belirtilmiştir. Müller 2002, Haas 2002, Müller 2002, Del Monte-Tischler 1978, 414; Del Monte 1992, Nakamura 2002, 17,

150 Bu bilgiden hareketle, Tatišga da yıkanma ritüelinin yapıldığı, içinde ritüelde kullanılacak kutsal suların bulunduğu bir mekân bulunduğu tahmin edilmektedir. Bayram kutlamaları sırasında, kral ve kraliçenin yaptığı kült gezileri dikkate alındığında, Tatišga nın Hattuša ya yakın bir mesafede olabileceği belirtilmiştir 684. Tatišga da yıkanma ayininin gerçekleştirilmesi ve kralın bayram kutlamaları sırasında buraya uğraması, burasının kutsal bir mekân olduğunu göstermektedir Yalburt Hitit Havuzu Yalburt Konya-Akşehir karayolunun 16 km. kuzeyinde, Ilgın ın kuzeydoğusunda Konya nın ise 60 km. kuzeybatısında bulunmaktadır. Burası, Hititler döneminde Ikonia olarak bilinen Konya yı ve verimli Konya ovasını batıya bağlayan en önemli yol üzerinde bulunmaktadır 685. Dolayısyla bu alan, Hitit ülkesi ile Arzawa arasında bulunmaktadır 686. Bu alanda, IV. Tuthalia döneminde yapıldığı tahmin edilen 687 bir Hitit havuzu bulunmaktadır (Res. 64). Bu havuzun 12.7x8.3 m. büyüklüğünde olduğu ve 22 tane hiyeroglif yazıtlı taş bloktan oluştuğu belirtilmiştir 688. Havuzda bulunan hiyeroglif yazıtlarda, IV. Tuthalia nın güneybatı Anadolu üzerine yapmış olduğu ve başarıyla sonuçlanan askeri seferlerden bahsedilmiş 689, Yapılan yüzey araştırmaları da, bölgenin M. Ö. II. binyılda yerleşim gördüğünü desteklemiştir 690. Bu havuzun, Hititlerden sonra, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde de kullanıldığı ve havuzun boyutunun Roma döneminde küçültüldüğü tahmin 684 Nuntarriyašhaš Bayramı kutlamalarına göre, bayramın 5. günü, kral ve kraliçe, Arinna ya gitmişlerdir. Kral o gün Arinna da kalmış, kraliçe ise Tahurpa ya gitmiştir. Ertesi gün ise kral doğrudan Hattuša ya gitmiş, kraliçe ise Tatišga da yıkanma ayinini gerçekleştirmiştir. Gavaz 2011, Harmanşah 2011, sonuçları; Mellink 1990, Bahar 1996, 41; Bahar 2005, 95; 687 Özgüç 1998, XVI (giriş); Özkan 1998, 75; Burney 2004, 51; Collins 2007, 18; 688 Karasu 2001; Ayrıca bu havuzun, Roma döneminde 5x4 m ye küçültülerek yeniden kullanıldığı belirtilmiştir. Özgüç 1998, XVI (giriş). 689 Özgüç 1998, XVI; De Martino 2006, 73; Burney 2004, 82, 317; Karasu 2001, 229. Bu yazıtta bölgede bulunan birçok kent hakkında bilgi verilmektedir. Hawkins 1992, 260; Hawkins 1995, Bölgede, Eldeşhöyük, Kaleköy-Eskiköy, Mamuthisarı Şarampoltepe gibi M.Ö. II. binyıl yerleşimleri görülmektedir. Bahar 1996, 95, 96; Bozhöyük yerleşiminden elde edilen keramik buluntularının da M. Ö. II. binyıl dönemine tarihlendirilmektedir. Harmanşah 2011,

151 edilmektedir 691. Kutsal bir mekânın özelliklerinin sonraki dönemlerde de devam ettiği 692 düşüncesinden hareketle M. Ö. I. binyılda kullanıldığı bilinen bu mekânın M. Ö. II. binyılda da kutsal bir mekân olarak kullanıldığı düşünülebilir Zuliya Nehri Tapigga da (Maşathöyük) bulunan belgelerden hareketle, Çekerek nehrine yerleştirilen 693 Zuliya Nehri, metinlerde koruyucu tanrısı ile birlikte geçmektedir. Bu tanrı, KUB XIII 3 (CTH 265) numaralı metnin 8. ve 9. satırlarında, suç işleyenlerle ilgili karar verici bir tanrı olarak geçmektedir 694. Yukarıda belirtildiği gibi, Zuliya Nehri nin, koruyucu tanrısının olması ve karar verici özelliğinin bulunmasından dolayı, bu nehir Hititler tarafından kutsal bir nehir olarak görülmüş olabilir. 691 Özgüç 1998, XVI. 692 Kutsal olmayan dış dünyadan ayrılmış mekânlar, bu özelliklerini çok zor yitirirler. Bir toplumdan diğerine, bir inançtan başka bir inanca aktarılırlar. Eliade 2009, Alp 1977a 637, 646. Ayrıca Zuliya Nehrinin antik dönemdeki adı Skylax olduğu da belirtilmiştir. 694 Collins 2007, 122, 123. Eski Babil döneminde çözülemeyen anlaşmazlıklar olduğu zaman ırmak tanrısının kararına başvurulmuştur. Yargılan insan/insanlar, belirli bir noktadan ırmağın içine atılarak büyük bir ihtimalle daha önceden belirlenen bir noktaya kadar yüzüp geri gelmesi istenmiştir. Yüzerek dönebilenlerin suçlarından arındığı düşünülmüştür. Altınoluk 2010, 1. Benzer bir şekilde, ırmakların adalet sistemi içindeki bu yeri, Hamurabi kanunlarında açık bir şekilde görülebilmektedir. Bahar 2010a, 52, 53. Bu bilgilerden hareketle, Hititlerin de Zuliya nehrinin arındırıcı özelliğinin olduğu düşünmüş olabilirler. 134

152 SONUÇ Yazılı ve arkeolojik kanıtlardan anlaşıldığı üzere Hititler çok tanrılı bir inanca sahip olmuşlar ve buna bağlı olarak, tanrılar için yapılan bayram kutlamaları ve ritüellerin sayısı da fazla olmuştur. Bu bayram kutlamaları ve ritüellerin, Hititler tarafından kutsal olarak düşünülen mekânlarda yapıldığı göz önüne alındığı zaman ise, kutsal mekânların sayısında da bayram törenleri ve ritüeller gibi fazla olduğu sonucu açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başkent Hattuša da birçok kutsal mekânın varlığı görülmüştür. Bu mekânlar, büyük bir ihtimalle, dinin merkezileştirilmesi sonucu, uzak bölgelere gidilmesi gereken kült gezilerinin, oralara gidilmeden, kentin içinde yapılması için oluşturulmuşlardır. Bu düşünceyle, uzak bölgelerde bulunan tanrı/tanrıçaların kültü, tapınaklar mahallesinde yapılan tapınaklara taşınmıştır. Ayrıca kent içinde, ata kültü, su kültü ile ilgili birçok mekânın da bulunması, burasının önemli bir kült merkezi olduğunu göstermiştir. Bilindiği üzere, bazı Hitit yerleşimlerinin yakınlarında, kutsal olduğu düşünülen dağ, tepe, kayalık gibi mekânlar bulunaktadır. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı da Hattuša nın böyle bir mekânı olmuş olabilir. Yazılı belgelerde dini ritüeller için uğranılan kentlerin, Hititler tarafından kutsal mekân olarak düşünüldükleri görülmektedir. Ancak bazı belgelerde, sadece kralın kente uğrayarak dini ritüel yaptığından bahsedilmesinden dolayı, bu kentlerin kutsal mekanlarının nerede olduğu tam olarak bilinmemekte bu yüzden kentlerin kutsal bir mekan olarak görüldükleri söylenebilir. Bazı Hitit yerleşimlerinde yapılan araştırmalarda, bayram kutlamalarını anlatan kabartmalar (Alacahöyük), törensel kült vazoları (Bitik, İnandık, Hüseyindede, Eskiyapar) veya dini betimlerle bezenmiş balta (Şarkışla) bulunmuştur. Bu eserlerin bulunduğu mekânlarda bayram kutlamaları veya ritüellerin yapıldığı düşünülmekte dolayısıyla, buluntuların ele geçirtildiği bu mekânların ve kentlerin, kutsal mekân oldukları düşünülmektedir. Hititler, tanrılarının yüksek dağlarda bulunduklarını düşünmüşlerdir. Bu düşünceden hareketle, yaşadıkları bölgenin yakınlarında bulunan dağ ve tepeleri, tanrılarının mekânları olarak görmüşlerdir. Ritüeller sırasında da bu mekânlara uğrayarak, buralarda tanrılarına olan bağlılıklarını sunmuşlardır. Buralarda ritüellerin 135

153 yapılması ve tanrılarının bulunduğu düşüncesinden hareketle, yazılı ve arkeolojik belgelerin ışığında, Hititler tarafından kutsal mekân olarak görüldüğü söylenebilmektedir. Bazı yüksek dağlar, Hititler tarafından geçilmesi zor dağlar olarak görülmüşlerdir. Ancak bu dağlarda bazı geçitler bulunmaktadır. Bu geçitleri, tanrıların verdiği bir ayrıcalık olarak düşünmüşler ve buralarda tanrıları için ritüeller yapmışlardır. Ritüel sahnelerini de kayalara işleyerek, onları ölümsüz kılmışlardır. Bu mekânlarda ritüellerin yapılmış olduğunun düşünülmesinden hareketle, Hititlerin, aşılması zor olan dağlarda bulunan geçitleri ve özellikle bu geçitlerde kabartmalar yapılmış mekânları, kutsal mekân olarak görmüşlerdir. Bütün toplumlarda olduğu gibi Hititler için de su hayati bir önem arz etmiştir. Suyun bu önemini çok iyi bilen Hititler, su kaynaklarını, yaşamsal öneminden, yer altı ile bağlantısal öneminden ve tanrısal bir varlık olarak görmelerinden dolayı büyük önem vermişlerdir. Bu doğrultuda, suyun kıymetini bilerek, tarımda ve içme suyu olarak kullanılacak suyun biriktirilmesi için barajlar, kült hayatında kullanılmak üzere de kutsal havuzlar yapmışlardır. Su kaynaklarının, barajların ve özellikle kutsal havuzların bulunduğu mekânlarda, dini ritüellerin yapılarak tanrıların kutsandığı, dolayısıyla bu mekânların, Hititler tarafından kutsandığı söylenebilir. Kurunta kabartmasının bulunduğu Hatıp kayalıkları, konumuz açısından ayrı bir önem arz etmiştir. Burada, tanrı biçiminde tasvir edilmiş bir kral kabartması, kabartmanın hemen altında ve yan taraflarında su kaynakları, kayalıkların bulunduğu yerin hemen yakınlarında da Hitit dönemi ve Demir Çağında yerleşim gördüğü bilinen Hatıp höyük yer almaktadır. Burası, daha önce belirtilen yerleşim yer yakınındaki tanrının bulunduğu düşünülen dağ kültüne, su kaynaklarından dolayı su kültüne ve tanrı özelliklerindeki kabartmadan dolayı ise ata kültü veya ölmeden önce tanrılaşmış kral kültüne uymaktadır. Başta Hatıp höyük olmak üzere, çevrede yaşayan halklar, burada dini ritüeller yapmış olabilirler. Bu bilgilerden hareketle, burası tam bir kült merkezi olmuştur. 136

154 Günümüze kadar yapılan araştırmalarda, Hititlerin birçok kutsal mekânının varlığı öğrenilmiştir. Ancak, kendilerini Bin Tanrılı Halk olarak adlandıran Hititlerin kutsal mekânlarının bunlarla sınırlı olmadığı, yapılacak olan araştırmalarla, yeni mekânların ortaya çıkarılacağı tahmin edilmektedir. 137

155 KAYNAKÇA Akurgal 1995 Akurgal Ekrem, Anadolu Uygarlıkları, Net Turistik Yayınları,1995. Akurgal 2001 Akurgal Ekrem, The Hattian and Hittite Civilizations, Ankara Akurgal 2005 Akurgal Ekrem, Anadolu Kültür Tarihi, Tübitak Popüler Bilim Kitapları 67, Ocak Alp 1961 Alp Sedat, Amasya Civarında Zara Bucağında Bulunan Hitit Heykeli ile Diğer Hitit Eserleri, AÜDTCF Dergisi, S. 6, 1961, s Alp 1977 Alp Sedat, Hitit Kenti Hanhana nın Yeri, Belleten 1977, Alp 1977a Alp Sedat, Maşat Höyük te Keşfedilen Hitit Tabletlerinin Işığı Altında Yukarı Yeşilırmak Bölgesinin Coğrafyası Hakkında, Belleten, 164: Alp 1979 Alp Sedat, Hitit dilinde Saray Sözcüğünün Karşılığı, Belleten 170, 1979, s Alp 1986 Alp Sedat, Maşat Tabletlerinin Eski Anadolu Coğrafyasına Katkıları, IX. Türk Tarih Kongresi (Ankara, Eylül 1981). Kongreye Sunulan Bildiriler: 1986, Alp 1990 Alp Sedat, Hitit Çağında Anadolu Coğrafyası Üzerine Bazı Atılımlar ve Yeni Atılımlar, Uluslararası I. Hititoloji Kongresi Bildirileri, Çorum Alp 2000 Alp, Sedat, Hitit Çağında Anadolu Çiviyazılı ve Hiyeroglif Yazılı Kaynaklar, TUBİTAK, Ankara, 2000 Alp 2002 Alp Sedat, Hitit Güneşi, Ankara Alparslan 2009 Alparslan Metin, Hititolojiye Giriş, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü,

156 Alparslan 2010 Alparslan Meltem Doğan, Metin Alparslan, Oluzhöyük te Bulunan Bir Hitit Mührü, Kaşku Ülkesi nin Önemli Kenti Amasya-Oluz Höyük 2007 ve 2008 Dönemi Çalışmaları Genel Değerlendirmeler ve Ön Sonuçlar, Amasya Valiliği Yayın No: 48, Ankara 2010, s Alpman 1981 Alpman Adil, Hurriler, AÜDTCF Dergisi, c.xiv, S.25, 1981, s Ardzinba 2010 Ardzinba Vladislav, Eskiçağ da Anadolu Ayinleri ve Mitleri, Rusçadan Çeviren: Orhan Uravelli, Kaf-dav Yayınları, Ankara Arıkan 1996 Arıkan Yasemin, Hitit dualarında Geçen Bazı Tanrı Adları, III. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, 1996, s Arıkan 1998 Arıkan Yasemin, Hitit Dini Üzerinde Bir İnceleme, AÜDTCF Dergisi, c. XXXVIII, S.1. 2, s Arıkan 2002 Arıkan Yasemin, Hitit Metinlerinde Geçen MUNUS Zintuhi- ve LÚ zinhuri- Görevlileri, ArchAnat, V, Ankara Arıkan 2002 Altınoluk 2010 Bahar 1996 Bahar 1996a 2002, s Arıkan 2005 Yasemin Arıkan, Hitit Kültünde Bir Görevli: LÚ tazzelli-, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara, 2005, s Altınoluk Sencan, Eskiçağ da Irmak Tanrıları (Türkiye Trakyası ve Anadolu), TEBE, İstanbul Aydıngün Şengül, Gaziantep Müzesi Yapı Adak Çivileri,VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.i Ankara 2010, s Bahar Hasan, Güngör Karauğuz, Özdemir Koçak, Eskiçağ Konya Araştırmaları I, FS yayınları, İstanbul Bahar Hasan, Konya-Hatip te Bulunan Yeni Bir Hitit Anıtı Arkeoloji ve Sanat, 73, 1996, s

157 Bahar 1996b Bahar Hasan, Konya-Hatip te Bulunan Yeni Bir Hitit Anıtı Tarih ve Toplum, 150, Bahar 1999 Bahar Hasan, Demir Çağında Konya ve Çevresi, Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya Bahar 1999a Bahar Hasan, The Konya Region in the Iron Age and it s Relations with Cilicia, AnSt, 49, 1999, Bahar 2005 Bahar Hasan, Tarhuntaşşa Araştırmaları , V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara 2005, s Bahar 2007 Bahar Hasan, Tayfun Çay, Fatih İscan, The Land City of Tarhuntašša Geodetic Researches Araound It, CIPA, Bahar 2010 Bahar Hasan, Eskiçağ Uygarlıkları, Kömen Yayınevi, Konya Bahar 2010a Bahar Hasan, Uygarlıkların Kaynağı Su, Su Medeniyeti Sempozyumu, Konya 2010, s Bahar 2012 Bahar Hasan, Hatunsaray Bölgesi Erken Yerleşmeleri: Hatunsaray (Lystra), I. Uluslararası Hatunsaray (Lystra) ve Çevresi Tarih, Kültür ve Turizm Sempozyumu (2-4 Ekim 2011) Konya 2012, s Balcıoğlu 1990 Balcıoğlu Burhan, Bir Hitit Bayramı (Ezen Hadauri-) Hakkında Bazı İzlenimler, AÜDTCF Dergisi, c.xxxiv, S1.2, 1990, s Baltacıoğlu 2006 Baltacıoğlu Hatçe,, Alacahöyük sfenksli kapı Hitit imparatorluk çağı kabartmaları, İDOL, Arkeologlar derneği dergisi, yıl 8 sayı 30 s Beckmann 1989 Beckmann Gary, The Religions of the Hittites, The Biblical Archeologist 52 2/3, June-September 1989, Beckmann 1996 Beckmann Gary, Hittite Diplomatic Texts, Atlanta Bell-Ramsay 1909 Bell Gertrude William Ramsay, The Thousand and One Churches, London

158 Bilgi 1998 Bilgi Önder, M.Ö. 2. Binyılda Orta Karadeniz Bölgesi, III. Hititoloji Kongresi Bildirileri Çorum Eylül. Ankara 1998, Bittel 1975 Bittel Kurt, Boğazköy Rehberi, Eski Eserleri ve Müzeleri Sevenler Derneği Yayınları, Ankara Bittel 1976 Bittel Kurt, The Great Temple of Hattusha- Boğazköy, American Journal of Archeology, Vol. 80, No.1, Archeological Instute of American, 1976, pp Bryce 2003 Bryce Trevor, Hitit Dünyasında Yaşam ve Toplum, Türkçesi: Müfit Günay, Dost Kitabevi, Ağustos Burney 2004 Burney Charles, Historical Dictionary of the Hittites, Oxford, The Scarecrow Press Collins 2002 Collins Billie Jean, Animals in the Religions of Ancient Anatolia, A History of the Animal World in the Ancient Near East, B. J. Collins (ed.), Brill Collins 2005 Collins Billie Jean, A Statue Fort Pense he Deity: Cult Images in Hittite Anatolia, Cult Images and Divine Representation in the Ancient Near East, American Schools of Oriental Research, Boston Collins 2007 Collins, Billie Jean, The Hittites and Their World, SBL, Atlanta CoĢkun 1969 Coşkun Yaşar, Boğazköy Metinlerinde Geçen Başlıca Libasyon Kapları, AÜDTCF Dergisi, c.27, S.3.4, 1969, s Czichon 2007 Czichon Rainer, Oymaağaç-Vezirköprü Yüzey Araştırması 2006, 25. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Cilt: 1 (28- Mayıs-01 Haziran 2007 Çanakkale): Czichon 2007a Czichon Rainer, Oymaağaç-Nerik Kazı Çalışma Raporu Czichon2010 Czichon Rainer, Jörg Klinger, Karadeniz deki Hititler: Nerik-Zalpa, Aktüel Arkeoloji Dergisi 18,s

159 Çeçen 1998 Çeçen Salih, Yerli Kralların Mabedleri Ziyareti ve Çıkan Neticeler, III. Hititoloji Kongresi Bildirileri, 1998, s Çınaroğlu 2004 Çınaroğlu Aykut, Elif Genç, Alacahöyük ve Alacahöyük Hitit Barajı Kazıları 2002, 25. Kazı Sonuçları Toplantısı, c. I, Ankara 2006, s Çınaroğlu 2005 Çınaroğlu Aykut, Elif Genç, 2003 Yılı Alacahöyük ve Alacahöyük Hitit Barajı Kazıları, 26. Kazı Sonuçları Toplantısı, c. I, Ankara 2005, s Çınaroğlu 2006 Çınaroğlu Aykut, 2004 Yılı Alacahöyük ve Alacahöyük Hitit Barajı Kazıları, 27. Kazı Sonuçları Toplantısı c. I, Ankara 2006, s Darga 1973 Darga Muhibbe, Karahna Şehri Kült-Envanteri (Keilschrifturkunden aus Boghazköi XXXVIII 12), İstanbul, İÜ Edebiyat Fakültesi Yay. No. 1825, Darga 1969 Darga Muhibbe, Hitit Metinlerinde Geçen NA4ZI.KIN = NA4huwaši Kelimesinin Anlamı Hakkında Bir Araştırma, Belleten 132: Darga 1980 Darga Muhibbe, Hitit Metinlerinde Geçen Taršan Sözcüğünün Anlamı Hakkında, AnAr 8,1980, Darga 1984 Darga Muhibbe, Eski Anadolu da Kadın, İstanbul Darga 1985 Darga Muhibbe, Hitit Mimarlığı/ I. Yapı Sanatı (Arkeolojik ve Filolojik Veriler), İstanbul Üniversitesi - Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul Darga 1992 Darga Muhibbe, Hitit Sanatı, Akbank Kültür ve Sanat Yayınları, İstanbul De Martino 2002 De Martino Stefano, Hitit İmparatorluğunda Kült ve Bayram Kutlamaları Din ve Devlet Bağımlılığın Aleni İfadesi, Hititler ve Hitit İmparatorluğu bin Tanrılı Halk, 2002, s De Martino 2006 De Martino Stefano, Hititler, Dost Kitabevi, Ankara

160 Del Monte-Tischler 1978 Giuseppe F. Del Monte- Johann Tischler, Reportoire Geographique des Textes Cuneiformes VI, Wiesbaden Del Monte 1992 Giuseppe F. Del Monte, Reportoire Geographique des Textes Cuneiformes VI/2, Wiesbaden Dinçol 2003 Dinçol Belkıs, Eski Önasya ve Mısır da Müzik, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Yayınları, İstanbul Dönmez 2007 Dönmez Şevket, E. Emine Naza-Dönmez, Amasya- Oluz Höyük Kazısı 2007 Dönemi Çalışmaları: İlk Sonuçlar, CollAn, c.vi, 2007, s Dönmez 2009 Dönmez Şevket, E. Emine Naza-Dönmez, Oluz Höyük Kazısı İkinci Dönem (2008) Çalışmaları: Değerlendirmeler ve Sonuçlar, CollAn, VIII, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü, 2009, Dönmez 2010 Dönmez Şevket, Oluzhöyükle İlgili Yeni Bilgiler Kaşku Ülkesi nin Önemli Kenti Amasya-Oluz Höyük 2007 ve 2008 Dönemi Çalışmaları Genel Değerlendirmeler ve Ön Sonuçlar, Amasya Valiliği Yayın No: 48, Ankara 2010, s Dönmez 2010a Dönmez Şevket, Celal Özdemir, Amasya İlinde Yeni Araştırmalar: Oluzhöyük ve Doğantepe Kazıları, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri c.i Ankara 2010, s Dönmez 2010b Dönmez Şevket, Amasya ve Yakın Çevresi nin Tarihi Coğrafya Sorunlarına Genel Bir Bakış, Kaşku Ülkesi nin Önemli Kenti Amasya-Oluz Höyük 2007 ve 2008 Dönemi Çalışmaları Genel Değerlendirmeler ve Ön Sonuçlar, Amasya Valiliği Yayın No: 48, Ankara 2010, s Ekiz 2009 Ekiz Halil Hamdi, Gavurkalesi (Gavurkale) Kaya Anıtı, A. M. M Yıllığı, Ankara 2009,

161 ElbaĢ 2010 Elbaş Oğuz, Hitit Müziği, Müzisyenler ve Çalgıcıları, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.i Ankara 2010, s Elliade 2009 Elliade Mircae, Dinler Tarihine Giriş, çev: Lale Arslan, Kabalcı Yayınevi, Ekim Ensert 2005 Ensert H. Kübra, M.Ö. İkinci Binde Kanatlı güneş Kursu İle Taçlandırılmış Anadolulu Hitit Figürleri, Anatolia, S.28, 2005, s Ensert 2006 Ensert H. Kübra, RS Nolu IV. Tuthaliya nın Mühür Baskısındaki Küçük Tanrı Figürü II. Murşili midir?, Anatolia XXX, 2006, s ErbaĢı 2010 Erbaşı, Sevinç Fatma, Bir Erginleme Töreni Olarak Hassumas Bayramı, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s Erkut 1992 Erkut Sedat, Hitit Çağının Önemli Kült Kenti Arinna nın Yeri Sedat Alp e Armağan, Ankara 1992, Erkut 1998 Erkut Sedat, III. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara s Erkut 2007 Erkut Sedat, Hititçe Kugulla Sözcüğü, T. A. D, c.xxv, S.40, 2007 s Ertem 1974 Ertem Hayri, Boğazköy Metinlerine Göre Hititler Devri Anadolu Florası, Ankara Ertem 1980 Ertem Hayri, Hitit Devletinin İki Eyaleti: Pala- Tum(m)ana, AÜDTCF Yayınları, Ankara Eyice 1971 Eyice Semavi, Karadağ (Binbirkilise) ve Karaman Çevresinde Arkeolojik İncelemeler, İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul Forlanini 1979 Forlanini M., Appunti di Geografia Etea, Forlanini 1986 Forlanini M. Anatolia: L impero Hitita, ASVOA, 4.3, Roma 1986, Karten XVI-XX. 144

162 Forlanini 1988 Forlanini M., La Regiona del Tauro nei Testi Hittiti, , Forrer 1926 Forrer E., Forschungen, Erkner bei Berlin, Furlani 1938 Furlani Giuseppe, The Basic Aspects of Hittite Religion, The Harvard Theological Rewiev, Vol. 31, No. 4, 1938, s Garstang 1910 Garstang John, The Land of Hittites, London Garstang 1944 Garstang John, The Hulaya River Land and Dadassas, a Curicial Problem in Hittite Geography, JNES, vol 3, no.1, Chigaga 1944, s Garstang-Gurney 1959 Garstang, J., Gurney, O.R. 1959: The Geography of the Hittite Empire. London Gates 1995 Gates Marie-Henriette, A J A, Vol.99,No. 22, Archeological Institute of America, 1995, pp Gavaz 2011 Gavaz Özlem Sir, Hitit Krallarının Kült Gezileri ve Tanrılar İçin Düzenledikleri Merasimler, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Ankara Gavaz 2012 Gavaz, Özlem Sir, Hititlerin Önemli Kült Merkezlerinden Biri Olan Tahurpa Kenti Üzerine Bir Değerlendirme, Haberler, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü, S.34, 2012, s Gavaz 2012a Gavaz Özlem Sir, Involving the Whereabouts of the Tahurpa City, KASKAL, Vol. 9, 2012, Gavaz 2012b Gavaz Özlem Sir, Hititçe Çivi Yazılı Metinlerde Geçen Arabalar Üzerine Bir İnceleme Ömer Çapar a Armağan, Hel Yayıncılık, Ankara 2012, Genz 2011 Genz Hermann, Dirk Paul Mielke, Research on the Hittites: A Short Overview, Insights into Hittite History and Archaeology, Edited by: Hermann Getz and Dirk Paul Mielke, 2011,

163 Glatz 2005 Glatz Claudia, Roger Mattheus, Anthropology of a Frontier Zone: Hittite-Kaska Relations in Late Bronze Age North-Central Anatolia, BASOR 339, 2005, Goetze 1933 Goetze A, Die Annalen Des Muršiliš, Leipzig Godin 2008 Godin Shai, Scibal Families of Hattuša in the 13 th Century BCE, Tel Aviv University, Faculty of Humanites, Departmen of Archeology and Ancient Near Eastern Cultures, December Gordon 1969 Gordon Edmund I., The Meaning of the Ideogram D KASKAL.KUR=Underground Water-Courses and Its Significance for Bronze Age Historical Geography, JCS XXI, Gorny 1997 Gorny L. Ronald, Zippalanda and Ankuwa: The Geography of Central Anatolia in the Second Millennium B. C.Zippalanda: Ein Kultzentrum im hethitischen Kleinasien by Maciej Popko, J A O S, c. 117, S. 3, 1997, s Gorny 2006 Gorny L. Ronald, Yılları Arasında Çadırhöyük te Düzenlenen Arkeolojik Kazı Çalışmaları İkinci Bin Yerleşimleri (I), İDOL Arkeologlar Derneği Dergisi, S.30, 2006, s Gorny 2006a Gorny L. Ronald, Yılları Arasında Çadırhöyük te Düzenlenen Arkeolojik Kazı Çalışmaları İkinci Bin Yerleşimleri (II) İDOl Arkeologlar Derneği Dergisi, S.31, 2006, s Graves 2003 Greaves Alan M., Barbara Helwing, Archaeology in Turkey: The Stone, Bronze, and Iron Ages, A J A, Vol. 107, No. 1, Archaeological Institute of America, Jan. 2003, pp Gurney 1940 Gurney, O.R., Hittite Prayers of Muršili II, AAA, , Gurney 1977 Gurney O.R., Some Aspects of Hittite Religion, Oxford

164 Gurney 1995 Gurney O. R., The Hittite Names of Kerkenes Dağ and Kuşaklı Höyük, An St, XLV, 1995, Gurney 2001 Gurney, O.R., Hititler, İngilizceden Çeviren: Pınar Arpaçay, Dost Kitabevi, Ankara Güneri 2010 Güneri A. Semih, Kayseri de Hitit İmparatorluk Çağına Ait Yeni Arkeolojik Keşifler, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s Güterbock 1960 Güterbock, H. G., An Outline of Hittite AN. TAH. ŠUM. Festival, JNES XIX, s Güterbock 1961 Güterbock, H. G., The North-Central Area of Hittite Anatolia JNES, XX, 2, 1961, Güterbock 1962 Güterbock Hans G., Rituale für die Göttin Ḫuwaššanna, Or, c. 15, S.31, 1962, s Güterbock 1969 Güterbock H. G., An İnitation Rite for a Hittite Prince AOS MWBranch 50, Güterbock 1975 Güterbock Hans G, Yazilikaya: Apropos a New Interpretation, J N E S, c. 34, S. 4, 1975, s Haas 1994 Haas Volkert, Geschichte der Hethitischen Religion, Leiden Haas 2002 Haas Volkert, Hitit Dini, Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, 2002, s Hawkins 1992 Hawkins J. D., The Inscriptions of The Kızıldağ and the Karadağ in the Light of the Yalburt Inscriptions, Hittite and Other Anatolian and Near Eastern Studies in Honor of Sedat Alp, 1992, s Hawkins 1998 Hawkins J. D., Hattusa Home to the Thousands Gods of Hatti, in Capital Cities: Urban Planning and Spritual Dimensions, J.G.Westhenholz (ed), Bible Lands Museum: Jerusalem 1998, Hoffner 1998 Hoffner Harry A, Hittite Myths, S B L, Atlanta

165 Hoffner 2009 Hoffner Harry A, Letters From the Hittite Kingdom, S B L, Atlanta Hornung 2004 Hornung Erick, Ana Hatlarıyla Mısır Tarihi, çeviren: Zehra Aksu Yılmazer, Kabalcı Yayınevi, Hutter 1997 Hutter Manfred, Religion in Hittite Anatolia. Some Comments on "Volkert Haas: Geschichte der hethitischenreligion, Numen, c. 44, S. 1, 1997, s Karasu 1996 Karasu Cem, Hitit Metinlerine Göre Büyük Deniz, III. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, 1996, s KarataĢ 2007 Karataş Müzeyyen, Hitit Bayram Törenlerinde Yer Alan Bazı Görevliler, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Karpe 2005 Karpe-Vuslat Müller, Kuşaklı-Şarişşa da Büyük Tapınağın Bira İmalathanesi, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, 2005, s Kınal 1956 Kınal Fürüzan, Konya Gezisi Raporu, AÜDTCF Dergisi, c.14, S.3-4, 1956, s Kırdemir 2000 Kırdemir Neşe, Hitit Sanat Eserlerinde Sunak Belirtileri, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, c. 1, S. 2, 2000, Kitab-ı Mukaddes 2001 Kitabı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul Klengel 2002 Klengel Horst, Hitit Tarihi, Hititler ve Hitit İmparatorluğu bin Tanrılı Halk, 2002, s Konyar 2002 Konyar Erkan, İmikuşağı 10. Yapı Katı (Eski Hitit Dönemi) Çanak Çömlekleri, An Ar, XVI, 2002, Konyar 2007 Konyar Erkan, Elazığ-İmikuşağı Höyüğü nde Eski Hitit Dönemi: Stratigrafi ve Çanak Çömlek, Belkıs Dinçol ve Ali Dinçol a Armağan, 2007,

166 Kurt 2012 Kutlu 2002 Küçükbezci 2011 Küçükbezci 2012 Leick 2003 Luckenbill 1921 Macqueen 2001 Mattheus 2009 Mellaart 1958 Mellaart 2003 Mellink 1990 Kurt Mehmet, Karadağ-Mahalaç Tepesi (Karaman) Üzerine Bir Araştırma, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 15. (24) 2012 s Kutlu Emre, Kaya kabartmaları, Steller, Ortostatlar, Görsel Sanat: Devletin ve Dinin Anıtsal İfadesi, Hititler ve Hitit İmparatorluğu bin Tanrılı Halk, 2002, s Küçükbezci Hatice Gül, Assur Ticaret Kolonileri Çağı nda Orta Anadolu da Dinsel Yapı Tarihin Peşinde, S. 5, 2011, s Küçükbezci Hatice Gül, Assur Ticaret Kolonileri Çağında Hatunsaray (Lušna) ve Çevresi, I. Uluslararası Hatunsaray (Lystra) ve Çevresi Tarih, Kültür ve Turizm Sempozyumu, Konya 2012, s Leick Gwendolyn, A Dictionary of Ancient Near Eastern Mythology, Luckenbill D., D., Hittite Treaties and Letters, A J S L L, Vol. 37, No. 3 (Apr.,1921), pp Macqueen, J.G., Hititler ve Hitit Çağında Anadolu, Arkadaş Yayınevi, Ankara Mattheus Roger, Claudia Glatz, The Historical Geography of North-Central Anatolia in the Hittite Period: Texts and Archeology in Concerts, AnatSt, 2009, Mellaart James, The End of the Early Bronze Age in Anatolia and the Aegean, AJA, c. 62, S. 1, 1958, s Mellaart James, Çatalhöyük Anadolu da Neolitik Bir Kent, Çeviren: Gökçe Bike Yazıcıoğlu, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul Mellink Machteld J., Archaeology in Anatolia, AJA, c. 94, S. 1, 1990, s

167 Mielke 2006 Mielke Dirk Paul, Byzas 4 Strukturierung und Datierung in der hethitischen Archaeologie, Ege Yayınları 2006, s Murat 1996 Murat Leyla, Hitit Dünyasında Gaşgaların Yeri, III. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, 1996, s Murat 2008 Murat Leyla, Hitit Tarihi Coğrafyasında Hakmiş ve İştahara Ülkelerinin Konumu, Anatolia, c.xxvii, S. 44, 2008, s Murat 2010 Murat Leyla, Tanrıça İshara, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s Murat 2012 Murat Leyla, Hititlerde Su Kültü, T. A. D., C. 31, S. 51, s , Müller 2002 Müller Andreas, Karpe, Kuşaklı-Sarissa,Yukarı Ülke de Bir Kült Merkezi, Hititler ve Hitit İmparatorluğu 1000 Tanrılı Halk, 2002, s Nakamura 2002 Makamura M, Das hethitische nuntarriyašha- Fest, Oosten Neve 1990 Neve Peter J, Tapınaklar ve Tanrılar Kenti Hattuşa, Uluslararası I. Hititoloji Kongresi Bildirileri, Çorum 1990, s Ökse 2006 Ökse Tuğba, Eski Ön Asya dan Günümüze Yeni Yıl Bayramları, Bereket ve Yağmur Yağdırma Törenleri, BİLİG, S.36, 2006, s Örnek 1962 Örnek Vedat Seyis, İlksellerde Dinsel Temel Kavramlara Genel Bir Bakış, AÜDTCFD, c.20, S.3,1962, s Özgüç 1958 Özgüç Tahsin, Bitik Vazosu, AÜDTCF Dergisi, 1-2, 1958, Özgüç 1998 Özgüç Tahsin, İnandıktepe Eski Hitit Çağında Önemli Bir Kült Merkezi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara

168 Özgüç 2002 Özgüç Tahsin, Eski Tunç Çağı, Hitit Kültürünün Kaynağı Olarak Hatti Kültürü, Hititler ve Hitit İmparatorluğu bin Tanrılı Halk, 2002, s Özgüç 2002a Özgüç Tahsin, Alacahöyük, İmparatorluğun Çekirdek Bölgesinde Bir Kült Merkezi, Hititler ve Hitit İmparatorluğu bin Tanrılı Halk, 2002, s Özgüç 2002b Özgüç Tahsin, Maşathöyük, Kaşka Sınır Merkezinde Bir İdare Merkezi, Hititler ve Hitit İmparatorluğu bin Tanrılı Halk, 2002, s Özkan 1998 Özkan Süleyman, Hitit İmparatorluğunun Yıkılışında Küçük Krallıkların Rolü, TİD, c. XIII, s.6, 1998, Popko 1988 Popko Maciej, Der 28. und 29. Tag des Hethitischen AN. TAH. ŠUM Festes, AoF 15: Popko 2000 Popko Maciej, Zippalanda and Ankuwa Once More JAOS, c.120, S. 3, 2000, pp Salazar 1994 Salazar, J., M., Gonzalez, Tiliura un Ejomplo, de la Politica Fronteriza Durante el İmperio Hitita (CTH 89), AulaO, 12, 1994, Schachner 2010 Schachner Andreas, M.Ö. 16. yy: Hitit Anadolu sunda Bir Dönüm Noktası, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s Schachner 2012 Schachner Andreas, Hititler Öncesi Boğazköy, 2. Çorum Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu, Ankara 2012, s Schirmer 1982 Schirmer Wulf, Hitit Mimarlığı, Türkçeye çeviren: Beral Madra, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul Schirmer 2002 Wulf Schirmer, Şehir, Saray, Tapınak: M.Ö. 2. ve 1. bin Hitit Mimarisinin Özellikleri, Hititler ve Hitit İmparatorluğu: Bin Tanrılı Halk, Bonn, Kunst-und Ausstellungshalle, 2002,

169 Schwemer 2008 Schwemer Daniel, The Storm-Gods of the Ancient Near East: Summary, Synthesis, Recent Studies Part II, JANER 8, 1, 2008, Seeher 1999 Seeher Jurgen, Hattuşa Rehberi, Hitit Başkentinde Bir Gün, Ege Yayınları Sevin 1983 Sevin Veli, İmikuşağı Kazıları, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, V. Kazı Sonuçları Toplantısı, 1983, s Sevin 1986 Sevin Veli, Zafer Derin, İmikuşağı Kazıları, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, VIII. Kazı Sonuçları Toplantısı, 1986, s Sevin 1995 Sevin Veli, İmikuşağı I (6-1. Yapı Katları), TTK Basımevi, Ankara Sevin 2003 Sevin Veli, Anadolu Arkeolojisi, Der Yayınları, İstanbul Sevinç 2007 Sevinç Fatma, Hititlerde Ölülere ve Yer altı Tanrılarına Sunulan Kurbanlar, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Ankara Sevinç 2008 Sevinç Fatma, Hititlerin Anadolu da Kurdukları Ekonomik ve Sosyal Sistem, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.17, 2008, s Singer 1983 Singer Itamar, The Hittite KI.LAM Festival I,Wiesbaden Singer 2006 Singer Itamar, The Failed Reforms of Akhenaten and Muwatalli, BMSAES 6, 2006, s Sipahi 2005 Sipahi Tunç, Hüseyindede Tasvir Sanatı İçin Yeni Bir Sahne, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara 2005, s Sipahi 2010 Sipahi Tunç, Çorum un Batısında Hititlere Ait Yeni Yerleşimler, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s

170 Sipahi 2012 Sipahi Tunç, Yeniden Başlayan Eskiyapar Kazısı ve Buluntuları Üzerine Genel Bir Değerlendirme Haberler, Sayı: 33 Ocak 2012 s Soysal 2010 Soysal Oğuz, Eski Anadolu Toponomisi nde Değişik Yorumlara Açık Bir Yapım Öğesi Hakkında: Hititçe aş+hapa nehir(i) ya da Hattice ş(a)hap tanrı?, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c. II, Ankara 2010, s Süel Aygül 2005 Süel Aygül, Ortaköy Tabletlerinde Geçen Bazı yeni Coğrafya İsimleri, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara 2005, s Süel Aygül 2010 Süel Aygül, Orta Hitit Dönemi Belgelerinde Yer Alan Bazı Şahıs İsimleri ve Tarihleme İle İlgili Bazı Problemler Üzerine, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s Süel 2005 Süel Mustafa, Ortaköy-Şapinuwa D Yapısı Hitit Dini Mimarisinde Değişik Bir Yorum, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara 2005, s Süel 2010 Süel Mustafa-Kurtuluş Kıymet, Ortaköy Şapinuwa Kazısında Ele Geçen Kol Biçimli Ritüel Kaplar, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.i, Ankara 2010, s Süel 2010a Süel Mustafa, Özlem Sir Gavaz, Ortaköy Malzemelerinde Bulunan Üçgen Malzemeler ve Ritüel Dünya ile İlişkileri, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c. II, Ankara 2010, s Süel 2010b Süel Mustafa, Şapinuwa Hitit Kenti, Ağılönü Kutsal Alanı, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s Süel 2010c Süel Mustafa-Sedef Ayyıldz, Ortaköy/Şapinuwa Ağılönü Mevkiinde Ele Geçen Pencereli Kap, VII. 153

171 Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.i, Ankara 2010, s ġahin 2004 Şahin, Hasan Ali, Anadolu da Asur Ticaret Kolonileri Devri (M.Ö ), Erciyes Üniversitesi Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi, Kayseri Taracha 1990 Taracha Piotr, Hitit Kral Telafi Ritüelleri Hakkında Bazı Düşünceler, Uluslararası I. Hititoloji Kongresi Bildirileri, Çorum 1990, s Taracha 2002 Taracha Piotr, Bull-Leaping on a Hittite Vase: New Light on Anatolian and Minoan Religion Archeologia 53, 2002, Taracha 2009 Taracha Piotr, Religions of Second Millenium Anatolia, Wiesbaden TaĢ 2008 Taş İlknur, Hitit Kralı IV. Tudhaliya, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, TaĢ 2010 Taş İlknur, Hititlerde Lanet ve Beddua Olgusu Üzerine Bir Çalışma, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, c.ii, Ankara 2010, s Temizsoy 1999 Temizsoy İlhan, Stephen Lumsden, Gavurkalesi: The 1998 Season, Ankara AMM 1998 Yıllığı, Ankara 1999, Ten Cate 1966 Ten Cate Houwink H. J, A New Fragment of the "Deeds of Suppiluliuma as Told by His Son, Mursili II, JNES, c. 25, S. 1, 1966, s Ten Cate 1969 Ten Cate Houwink H. J., Hittite Royal Prayers, Numen, c. 16, S. 2, 1969, s Turgut 1997 Turgut Yiğit, M.Ö. II. Bin Yıl Anadolu Kentlerinden Šamuha nın Tarihi ve Lokalizasyonu Üzerine, Belleten XXX/19, 1997, s Ünal 1980 Ünal Ahmet, Hititlerde Ölülere Sunulan Kurban Hakkında Bazı Düsünceler, Anadolu (Anatolia) XIX, Ankara , s

172 Ünal 1980a Ünal 1981 Ünal 1998 Ünal 2002 Ünal 2002 Ünal 2003 Ünal 2005 Ünsal 2012 Van den Hout 1994 Yakar 2007 Yağcı 2005 Ünal Ahmet, Hitit Tıbbının Ana Hatları, Belleten 175, Ankara 1980, Ünal Ahmet, Hitit Kenti Ankuwa nın Tarihçesi ve Lokalizasyonu Hakkında, Belleten 180, s Ünal Ahmet, Hittite and Hurrian Cuneiform Tablets from Ortaköy (Çorum), Central Turkey, Simurg Ünal Ahmet, Hititlerde Devlet İdare Sistemi, Kral, Kraliçe, Prensesler, Memurlar, Kanunlar ve Fermanlar, Arkeoloji ve Sanat, Sayı: , Temmuz-Ekim Ünal Ahmet, Hititler Devrinde Anadolu I, Arkeoloji ve Sanat Yayınları Ünal Ahmet, Hititler Devrinde Anadolu II, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Ünal Ahmet, Hititler Devrinde Anadolu III, Arkeoloji ve Sanat Yayınları Ünsal Veli, Eskiçağ da Anadolu Su Kaynakları (Orta ve Doğu Anadolu), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 28, 2012, s van den HOUT Th. P. J., Death as a Privilege the Hititte Royal Funerary Ritual, Hidden Futures Death and Immortality in Ancient Egypt, Anatolia, the Classical, Biblical and Arabic-Islamic World, J.M. Bremer- Th. P.J. van den Hout - R. Peters (eds.), Amsterdam Yakar, Jak, Anadolu nun Etnoarkeolojisi Tunç ve Demir Çağlarında Kırsal Kesimin Sosyo-Ekonomik Yapısı, İstanbul Yağcı Remzi, Hitit Arkeolojisinde Kizzuwatna nın Rolü, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara 2005, s

173 Yegül 2009 Yegül, Fikret K., Anadolu Su Kültürü: Türk Hamamları ve Yıkanma Geleneğinin Kökleri ve Geleceği, Anatolia, c.xxxv, 2009, s Yıldırım 2002 Yıldırım Tayfun, Hüseyindede Tepesi'nde Bulunan İkinci Kabartmalı Vazoya Ait Yeni Bir Müzisyen: A New Musician Belonging to the Second Relief Vase Discovered at Hüseyindede Tepesi, AÜDTCF Dergisi, c.42, S.1-2, 2002, s Yıldırım 2005 Yıldırım Tayfun, Hüseyindede tepesinde Bulunan Yeni Bir Kült Vazosu, V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara 2005, s Yıldırım 2008 Yıldırım Tayfun, Hüseyindede Vazosu, Aktüel Arkeoloji, 7, 2008, s

174 KULLANILAN BAZI TERĠMLER AGRIG: Önemli kült merkezlerinde bulunan tapınağın ihtiyaçlarının karşılanmasından ve kült törenlerinin düzenlenmesinde malzemeleri temin etmekle görevli olan insanlara Hititler tarafından verilen isim. BIBRU: Bütün vücudu veya baş kısmı hayvan biçimli olan sunu kaplarına Hitit toplumu tarafından verilen isim. Bu kaplar daha çok, Boğa, Aslan, Kaplan, Geyik motifli olarak yapılmışlardır. DUTITTU: Tanrıçalara özgü olan ve Hititler tarafından sadece tanrıçaların kullandığı düşünülen göğüs süsüne, Hititler tarafından verilen isim. Bu nesneyi, Hitit metinlerinde Arušna kenti tanrısal varlığına sunulan hediyeler arasında görebilmekteyiz. HALENTUWA: Metinlerde geçen bu terimin en olduğu konusunda kesin bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bu terim, özellikle bayram kutlamalarında, Büyük Toplantı nın gerçekleştirildiği yapı olarak görülmektedir. Bu yapının saray ve tanrı heykelinin bulunduğu kült odası olabileceği görüşleri belirtilmiştir. HATTĠ AYAKKABILARI: Hitit kral/tanrı kabartmalarında görülen ucu sivri ayakkabılardır. Bir çeşit tanrısallık sembolü olarak düşünülebilir. Hitit toplumuna Hattilerden geçtiği bilinmektedir. HATOR: Mısır sanatında görülen ve genellikle Tanrıça Hator un tasvirlerinde kullanılan, saçları iki yana dökülen insan başı tasvirine verilen addır. Hitit sanatında ise bu örneği en iyi şekilde Alacahöyük sfenkslerinde görebilmekteyiz. HEKUR: Hitit metinlerinde E.NA Hekur şeklinde geçen bu kelime, Taş Ev anlamına gelmektedir. Hititler, bu terimi kral mezarları için kullanmışlardır. HEŠTA: Luvi dilinde Kemik anlamına gelen Hašša kelimesinden türetildiği tahmin edilen bu terim Hitit metinlerinde yine Kemik Evi anlamına gelen Haštai şeklinde ata kültünü barındıran bir mekân olarak kullanılmıştır. 157

175 HĠERO GAMOS: Eski Yakındoğu toplumlarında görülen, kutsal birleşme/evlilik ritüeline verilen isimdir. Bu ritüel Hititler tarafından özellikle prensin erginlemesi bayramı olarak da bilinen Haššumaš Bayramı nda uygulanmış ve bazı kabartmalı vazolarda (Bitik, İnandık) resmedilmiştir. HUWAŠĠ: Tanrıyı temsil ettiği düşünülen tanrı heykellerine verilen isimdir. Huwaši tapınaklarda bulunabildiği gibi, tapınak dışında, açık hava tapınaklarında da bulunabilmektedir. İşlenmemiş durumda olan Huwaši taşları da olabilmektedir. LAMUŠŠU: Özellikle Mezopotamya toplumları tarafından kullanılan Lamuššu lar, baykuş gibi hayvan motifleriyle işlenerek tapınak, saray gibi önemli yapıların önüne konulmuş ve böylece önünde durduğu yapıyı, kötü ruhlardan ve kötülüklerden koruduğuna inanılmıştır. Hattuša, Aslanlı Kapı da bulunan aslanlar da, Lamuššu lara benzetilebilir. LĠTUUS: Dini törenlerde, kraliyet sembolü olarak kullanılan Asa ya verilen isimdir. Günümüze kadar ulaşan Hitit kabartmalarının bazılarında görülebilmektedir. RYTHON: Hititler tarafından BIBRU olarak adlandırılan hayvan biçimli sunu kaplarının bir diğer ismidir. ŠALLĠ AŠEŠŠAR: Hitit bayram törenlerinde Halentuwa yapısında yapılan Büyük Toplantı anlamına gelen ritüele Hititler tarafından verilen isimdir. ġaġana: Hitit dini ritüellerinde kullanılan delikli bir lamba türüdür. Bu lambanın içinde ateş yakıldığı zaman deliklerinden ışık ve güzel koku yayılmaktadır. NA 4 ZIKIN HI.A : Huwaši taşları gibi dağlarda, açık hava tapınaklarında ve tapınaklarda bulunabilen ve tanrıyı temsil ettiği düşünülen taşlara Hititler tarafından verilen isimdir. 158

176 TABLOLAR Hitit Dönemi yer ismi Modern Dönem yer ismi Ankuwa Alişar Höyük Arinna Alacahöyük Arušna Anadolu nun Güney Kesimlerinde? Bitik Höyük Haitta Hattuša nın Güneyi, Yozgat civarı. Hakmiš Doğantepe (?) Hanhana İnandıktepe Harranašša/i Mercimektepe Höyük (?) Hišhašhapa Hattuša nın Kuzeyi, Kaška bölgesinde Hiyašna? Hupišna Konya-Ereğli çevresi? Hüseyindede Tepesi? İmikuşağı Höyük Ištahara Kuzeyde, Kaška bölgesine yakın Kaneš/Neša Kültepe Karahna Kuzeyde Kaška bölgesine yakın Katapa Zippalanda (Çadır Höyük) yakını Matilla Tahirabat Höyük (?) Nerik Oymaağaç Höyük (?)? Oluz Höyük Paršhunta Tuz Gölü ile Konya arasında Šamuha Fırat Nehri kıyısında Šapinuwa Çorum-Ortaköy Šarišša Yozgat-Kuşaklı Höyük? Şarkışla Tahurpa Eskiyapar (?) Tapigga Maşat Höyük Tiliura Salman Höyük (?) Timmuhala Ilgaz Dağı nın Batı tarafları Ušša Aşağı Ülke topraklarında Zannišhapa? Zippalanda Çadır Höyük (?) Zithara? Tab. 1: Kutsal kabul edilen kentlerin olası yerleşimleri 159

177 Hitit Dönemi Modern Dönem Daha Dağı Çaltepe (?) Durmitta Kenti Tuz Yatağı Zippalanda ve Daha Dağı na yakın? Emiruşağı? Erengirit Dağı Haharwa Dağı Tavşan Dağları (?) Hapidduini Dağı?? Hatip Kayalıkları Hulla Dağı Kalehisar Tepesi (?) Huwatnuwanda Dağı Aşağı Ülke topraklarında? Kalınkaya Taş Ocağı Šarlaimi Dağı (?) Karaman-Karadağ Lihzina Kenti Ormanı? Nanni Dağı Erciyes Dağı Hazzi Dağı Cebel El Akra (Keldağ)? Pazaryeri Mağarası Piškuruunuwa Dağı Hattuša ya yakın, Hattuša nın güneyinde Šakaddunuwa Dağı Karadağ (?) Tapala Dağı Hattuša ya 1 günlük mesafede Tauriša Kenti Ormanı Çekeren Nehri ne yakın? Yesemek Taş Ocağı Zaliyanu Dağı Oymaağaç Höyük yakınlarında Tab. 2: Dağ kültü ile ilişkili mekânların olası yerleşimleri 160

178 Hitit Dönemi Modern Dönem? Alaca Hitit Barajı Arimatta Köylütolu (?)? Eflatunpınarı Puruna/Puratti Fırat? Hatip Su Kaynakları? Karakuyu Barajı Maraššantiya Kızılırmak Nirhanta Kenti Nehri Budaközü Çayı (?), Ozan Deresi (?) Šapantalliya-Šulupašši-Tata Šapinuwa (Ortaköy) yakınları Šupitašši Šarišša (Kuşaklı Höyük) Tatišga Hattuša yakınlarında? Yalburt Hitit Havuzu Zuliya Nehri Çekerek Nehri Tab. 3: Su kültü ile ilgili mekânların olası yerleşimleri 161

179 RESĠMLER Res. 1: Tapınak I in günümüzdeki genel görüntüsü (Kasım 2012) Res. 2: Tapınak I de bulunan heykel kaidesi. (Kasım 2012) 162

180 Res. 3: Tapınak I de bulunan tahıl küpleri. (Kasım 2012) Res. 4: Tapınak I in bünyesindeki kutsal mekânlar. Bittel 1976, 68 den uyarlama. 163

181 Res. 5: Aslanlı Tekne nin rekonstrüksiyonu. Seeher 1999, 11. Res. 6: Aslanlı Tekne nin günümüzdeki durumu. (Kasım 2012) 164

182 Res. 7: Tapnak I de bulunan Yeşil Taş. (Kasım 2012) Res. 8: Tapınak I de bulunan Taş Tekne. (Kasım 2012) 165

183 Res. 9: Büyükkale nin jeopolitiği. (Kasım 2012) Res. 10: Büyükkale nin içindeki yapılar. Seeher 1999, 100 den uyarlama. 166

184 Res. 11: Büyükkale C yapısının rekonstrüksiyonu. Seeher 1999, 104. Res. 12: Büyükkale J yapısının rekonstrüksiyonu. Seeher 1999,

185 Res. 13: Hattuša nın planı. Seeher 1999,

186 Res. 14: Yukarı Şehir de bulunan kutsal mekânlar. Seeher 1999, 185 den uyarlama Res. 15: Aslanlı Kapı. (Kasım 2012) 169

187 Res. 16: Sfenksli Kapı. (Kasım 2012) Res. 17: Boğazköy müzesinde sergilenmekte olan sfenks. (Kasım 2012) 170

188 Res. 18: Kral Kapısı. (Kasım 2012) Res. 19: Tapınaklar Mahallesi. (Kasım 2012) 171

189 Res. 20: Boğazköy Müzesinde sergilenen Kol Biçimli Ritüel Kaplar. (Kasım 2012) Res. 21: Nişantaş Yazıtı. (Kasım 2012) 172

190 Res. 22: II No lu Oda da bulunan Šuppiluliuma kabartması. (Kasım 2012) Res. 23: II No lu Oda nın içten görünümü. (Kasım 2012) 173

191 Res. 24: II No lu Oda Güneş Tanrısı kabartması. (Kasım 2012) 174

192 Res. 25: I No lu Oda. (Kasım 2012) Res. 26: Doğu Havuzlar. (Kasım 2012) 175

193 Res. 27: Yazılıkaya 695. Res. 28: Yazılıkaya nın Rekonstrüksiyonu

194 Res. 29: Yazılıkaya A Odasının genel görünümü. (Kasım 2012) Res. 30: Yazılıkaya A Odası Karşılaşma Sahnesi. (Kasım 2012) 177

195 Res. 31: Yazılıkaya A Odası karşılaşma sahnesi çizimi 697. Res. 32: Kabartmaların altında bulunan seki. (Kasım 2012)

196 Res. 33: Yazılıkaya B Odası tanrılar alayı kabartması. (Kasım 2012) Res. 34: Yazılıkaya B Odası Kılıç Tanrısı kabartması ve çizimi (Kasım 2012)Akurgal 2001,

197 Res. 35: B Odası IV. Tuthalia kabartması ve yanındaki niş. (Kasım 2012) Res. 36: B Odası IV. Tuthalia kabartması çizimi

198 Res. 37: IV. Tuthalia kabartmasının karşısındaki nişler. (Kasım 2012) Res. 38: Alacahöyük tapınak-saray yapısı. (Kasım 2012) 181

199 Res. 39: Alacahöyük sfenksleri. (Kasım 2012) Res. 40: Alacahöyük kabartmaları çizimi Mielke 2006,

200 Res. 41: Alacahöyük kabartmaları Fırtına Tanrısı na sunum sahnesi. (Kasım 2012) Res. 42: Alacahöyük müzesinde sergilenen kol biçimli riteül kaplar. (Kasım 2012) 183

201 Res. 43: Bitik Vazosu. Özgüç 1958, 5. Res. 44: Bitik Vazosu kutsal evlilik sahnesi. Darga 1992,

202 Res. 45: Doğantepe Fırtına Tanrısı heykeli. Dönmez 2010b, 16. Res. 46: İnandık Vazosu. Darga 1992,

203 Res. 47: İnandık vazosu çizimi. Darga 1992,

204 Res. 48: Hüseyindede Vazosu 699. Res. 49: Hüseyindede Vazosu tören alayı ve müzisyenler tasvirlerinin çizimi. Yıldırım 2008,

205 Res. 50: İmikuşağı nda bulunan seyyar sunaklar. Konyar 2007, 415. Res. 51: Kuşaklı da bulunan boğa çifti

206 Res. 52: Şarkışla Tören Baltası. Darga 1992, 108. Res. 53: Hatıp Höyük ten Kurunta kabartmasının bulunduğu mekân. (Kasım 2012) 189

207 Res. 54: Karadağ dan ovanın görünümü. (Şubat 2013) Res. 55: Hitit tapınağının üzerine inşa edilen kilise. (Şubat 2013) 190

208 Res. 56: Fraktin Kabartması 701. Res. 57: Gavurkake Kabartması

209 Res. 58: Hatip Kurunta kabartması çizimi. Bahar 2007, Res. 59: Eflatunpınarı Anıtı. (Kasım 2012) 192

210 Res. 60: Eflatunpınarı Anıtının Çizimi. Akurgal 1995, 114. Res. 61: Eflatunpınarı Anıtının yanındaki su kaynakları. (Kasım 2012) 193

211 Res. 62: Irmak Tanrısı Fırat mozaiği 703. Res. 63: Hatip Kayalıklarında bulunun su kaynaklarından. (Kasım 2012)

212 Res. 64: Yalburt Havuzu. (Şubat 2013) Res. 65: Ortaköy de bulunan Üçgen Malzeme. Süel 2010a,

213 Res. 66: Šapinuwa D Binasında bulunan kol biçimli ritüel kaplar. Süel 2010,

214 Res.67: Kutsal olduğu düşünülen bazı kentler 197

Konya ve Karaman Çevresinde Hitit Dağ Kültünün Yansımaları *

Konya ve Karaman Çevresinde Hitit Dağ Kültünün Yansımaları * Konya ve Karaman Çevresinde Hitit Dağ Kültünün Yansımaları * PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 559 Arş. Gör. Murat TURGUT SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü İnsanoğlunun varoluşundan beri kutsal saydıkları

Detaylı

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM URARTU UYGARLIĞI Gülsevilcansel YILDIRIM 120213060 Urartular MÖ birinci yüzyılın başında, Van Gölü ve çevresinde önemli bir devlet Kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş bir kavimdir.

Detaylı

İmparatorluk Mirası. Anadolu Kültürel Mirası Erken Dönem. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü

İmparatorluk Mirası. Anadolu Kültürel Mirası Erken Dönem. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü İmparatorluk Mirası Anadolu Kültürel Mirası Erken Dönem Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü Arkeoloji insanların kültürlerini ortaya çıkarıp, belgelemek ve analizlerini yapmak suretiyle maddi

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Kelime anlamı İki nehrin arası olan Mezopotamya,

Detaylı

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ Burcu Aslı ÖZKAN İlk Çağda Anadolu da kurulan bazı uygarlıklar Hitit, Frig,Urartu, Lidya. HİTİTLER MÖ(1700) Başkenti Hattuşa (Boğazköy) Malatya Orta Anadolu

Detaylı

BİR HİTİT BAYRAMI (EZEN hadauri-) HAKKINDA BAZI İZLENİMLER*

BİR HİTİT BAYRAMI (EZEN hadauri-) HAKKINDA BAZI İZLENİMLER* 5 BİR HİTİT BAYRAMI (EZEN hadauri-) HAKKINDA BAZI İZLENİMLER* Dr. Burhan BALCIOĞLU Boğazköy'de açığa çıkarılan Hitit devlet arşivi belgelerinin büyük çoğunluğunun dini karakterde olması, bu kavmin dine

Detaylı

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN: Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:2148-9963 www.asead.com İMAMKULU KAYA KABARTMASI NIN KÜLTÜREL VE İKONOGRAFİK

Detaylı

Hattuşa'nın Kısa Tarihçesi

Hattuşa'nın Kısa Tarihçesi Hattuşa'nın Kısa Tarihçesi Hattuşa'da ilk yerleşime dair izler M.Ö. 6. binde Kalkolitik Çağ'a kadar eskiye gider. İlk Tunç Çağı'nda da yerleşimin olduğu Hattuşa, Anadolu'nun M.Ö. 2. binyılın başlarından

Detaylı

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Akadlar,Babiller,Asurlular ve Elamlılar Video Ders Anlatımı AKADLAR M.Ö. 2350 2150 Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Samiler tarafından Orta Mezopotamya da Kral Sargon

Detaylı

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YUNAN ANADOLU MEZAPOTAMYA İRAN MISIR HİNT ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI GENEL ÖZELLİKLERİ: 1- Genellikle iklim

Detaylı

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Bilim Tarihi I Ders Notları ESKİÇAĞ DA BİLİM ANADOLU MEDENİYETLERİ Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Hititler Anadolu da kurulan

Detaylı

RS NOLU IV. TUTHALİYA NIN MÜHÜR BASKISINDAKİ KÜÇÜK TANRI FİGÜRÜ II. MURŞİLİ MİDİR?

RS NOLU IV. TUTHALİYA NIN MÜHÜR BASKISINDAKİ KÜÇÜK TANRI FİGÜRÜ II. MURŞİLİ MİDİR? Anadolu / Anatolia 30, 2006 H. K. Ensert RS 17.159 NOLU IV. TUTHALİYA NIN MÜHÜR BASKISINDAKİ KÜÇÜK TANRI FİGÜRÜ II. MURŞİLİ MİDİR? H. Kübra ENSERT Anahtar Kelimeler: Hitit Ikonografi Kral Tanrı Kült Keywords:

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

COĞRAFİK UYGARLIKLAR. Mezopotamya ya kurulmuş devletler: Sümerler, Akadlar, Babiller, Assurlar ve Elamlılar dır. SÜMERLER AKADLAR ASSURLAR BABİLLER

COĞRAFİK UYGARLIKLAR. Mezopotamya ya kurulmuş devletler: Sümerler, Akadlar, Babiller, Assurlar ve Elamlılar dır. SÜMERLER AKADLAR ASSURLAR BABİLLER COĞRAFİK Mezopotamya, günümüz sınırlarına göre çoğu Irak ta bulunan ve arabistana kadar uzanan dar ve uzun bir platodur. Dicle ve Fırat nehirlerin arasına kurulmuş bu yer varlığının en önemli kısımlarını

Detaylı

THE GODS AND GODDESSES ATTRIBUTED TO SOME NOUNS, ADJECTIVES, TITLE, AND COMPLIMENTS IN HITTITE

THE GODS AND GODDESSES ATTRIBUTED TO SOME NOUNS, ADJECTIVES, TITLE, AND COMPLIMENTS IN HITTITE THE GODS AND GODDESSES ATTRIBUTED TO SOME NOUNS, ADJECTIVES, TITLE, AND COMPLIMENTS IN HITTITE HİTİTLERDE TANRI VE TANRIÇALARA ATFEDİLEN BAZI İSİM, SIFAT, UNVAN VE YAKIŞTIRMALAR Aslı KAHRAMAN ÇINAR 1 Abstract

Detaylı

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN: Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:2148-9963 www.asead.com HİTİTLERİN TANRILARINI MEMNUN ETME YÖNTEMLERİ VE BUNUN

Detaylı

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı Number 1, Bahar Spring 2008, 175-195

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı Number 1, Bahar Spring 2008, 175-195 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı Number 1, Bahar Spring 2008, 175-195 HİTİT DİNİNDE ARİNNA NIN GÜNEŞ TANRIÇASI VE ONUNLA ÖZDEŞ TUTULAN DİĞER TANRIÇALAR

Detaylı

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER 1. TaĢ Çağı a) Eski Taş / Kaba Taş (Paleolitik Çağ) = (M.Ö. 2.000.000-10.000) b) Orta Taş / Yontma Taş (Mezolitik Çağ) = (M.Ö. 10.000-8.000) c) Yeni Taş / Cilalı

Detaylı

Hattice Vigo, Matteo. Published in: Aktuel Arkeoloji Dergizi. Publication date: 2014. Document Version Pre-print (ofte en tidlig version)

Hattice Vigo, Matteo. Published in: Aktuel Arkeoloji Dergizi. Publication date: 2014. Document Version Pre-print (ofte en tidlig version) university of copenhagen Hattice Vigo, Matteo Published in: Aktuel Arkeoloji Dergizi Publication date: 2014 Document Version Pre-print (ofte en tidlig version) Citation for published version (APA): Vigo,

Detaylı

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar). PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar). Sanherib, Sennaherib, Sin-ahhe-riba ( 704-681) II. Sargon un 705 te ölümünde sonra, tahta oğlu Sanherib

Detaylı

Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir. Frig tarihini Frigler in yeterli sayıda yazılı belge bırakmamış

Detaylı

Hititlerde Yerleşim Yeri-Kutsal Dağ İlişkisi Üzerine Bir Mesafe Önerisi *

Hititlerde Yerleşim Yeri-Kutsal Dağ İlişkisi Üzerine Bir Mesafe Önerisi * e-issn: 2458-908X DOI Number: http://dx.doi.org/10.21497/sefad.443545 Hititlerde Yerleşim Yeri-Kutsal Dağ İlişkisi Üzerine Bir Mesafe Önerisi * Prof. Dr. Hasan Bahar Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Detaylı

YAZILIKAYA B ODASI GĠRĠġĠNDEKĠ ASLAN DEMONLARININ ĠKONOGRAFĠK VE ĠKONOLOJĠK DEĞERLENDĠRMESĠ

YAZILIKAYA B ODASI GĠRĠġĠNDEKĠ ASLAN DEMONLARININ ĠKONOGRAFĠK VE ĠKONOLOJĠK DEĞERLENDĠRMESĠ YAZILIKAYA B ODASI GĠRĠġĠNDEKĠ ASLAN DEMONLARININ ĠKONOGRAFĠK VE ĠKONOLOJĠK DEĞERLENDĠRMESĠ * Batman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, 72060 BATMAN *e-mail: ebru.oral@batman.edu.tr

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL II. YARIYIL Adı Adı TAR 501 Eski Anadolu Kültür 3 0 3 TAR 502 Eskiçağda Türkler 3 0 3 TAR 503 Eskiçağ Kavimlerinde

Detaylı

Dr. Öğrt. Üyesi Görkem Kökdemir

Dr. Öğrt. Üyesi Görkem Kökdemir GEÇ HİTİT KRALLIKLARI (M.Ö. 1200 700) (DIA) Neşa da (Kültepe), M.Ö. 2. binyılın ilk yarısında bir kentin yörüngesini aşan boyutlarda merkezi bir siyasi iktidar oluşur. Bu yapılanma kısa süre sonra Kızılırmak

Detaylı

bu şehirle, yani Hattuşa ile çok yakından ilgilidir. Yüzyıllarca Hititler e başkentlik yapacak olmasının yanı sıra Hitit siyasal ve kültürel tarihi

bu şehirle, yani Hattuşa ile çok yakından ilgilidir. Yüzyıllarca Hititler e başkentlik yapacak olmasının yanı sıra Hitit siyasal ve kültürel tarihi Hititler Anadolu da ilk kez geniş çaplı siyasal birliği, hatta bir imparatorluğu kurmuş olan Hititler in bu topraklarda varlığı Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan itibaren saptanabilmektedir. Asurlu tüccarlardan

Detaylı

Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin.

Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin. HİTİTLER nasıl yaşıyordu? Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin. İpucu isterseniz, tahtada asılı duran resme bakın. Düşünün. Hayal

Detaylı

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 12. Babil Arkeolojisine giriş. Nabupolazar ve Nabukadnezar Dönemi Babil, İştar Kapısı Babil Kenti Kentin Geç Babil Dönemi plan şeması, 1.8 km. uzunluğunda şehrin

Detaylı

Asur Ticaret Kolonileri Çağı

Asur Ticaret Kolonileri Çağı Asur Ticaret Kolonileri Çağı Yazının Anadolu topraklarında ilk kez ortaya çıkışı Mezopotamyalı tüccarlarla ilgilidir. Kuzey Mezopotamya da bir şehir olan Asur dan tüccarlar Anadolu ya gelerek burada ticaret

Detaylı

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu Video Ders Anlatımı TARİH ÖNCESI DEVİRLERDE ANADOLU Türkiye tarih öncesi devirlerde üzerinde birçok medeniyet kurulan çok önemli bir yerleşim merkeziydi. Ülkemizin tarihi

Detaylı

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

İktisat Tarihi II. 2. Hafta İktisat Tarihi II 2. Hafta İKİNCİ DEVRİMİN BAŞLANGICI İkinci bir devrim kendine yeterli küçücük köyleri kalabalık kentler durumuna getirmiştir. Bu dönemde halk yerleşiktir. Köyün kendisi toprak elverdikçe

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İLKÇAĞ TARİHİ Ders No : 0020100003 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1. SINIF 1. YARIYIL 1 2 YDİ 101 YDA 101 YDF 101 GUS 101 GUS 103 HYK 101 BED 101 3 ATA 101 Temel Yabancı Dil İngilizce/ Basic English Temel Yabancı Dil Almanca/ Basic

Detaylı

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Murat, L. (2008). "Hitit Tarihi-Cografyasında Hakmiš ve İštahara Ülkelerinin Konumu". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları

Detaylı

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö.2500-2000 Anadolu uzun bir duraklama sürecinden sonra Olgun Bronz Çağ da yeniden parlak bir dönem yaşar. Yazı henüz kullanılmamakla birlikte uygarlık üstün bir düzeye ulaşmıştır.

Detaylı

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları KURTALAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 163 3.5. KURTALAN İLÇESİ 3.5.1. ERZEN ŞEHRİ VE KALESİ Son yapılan araştırmalara kadar tam olarak yeri tespit edilemeyen Erzen şehri, Siirt İli Kurtalan İlçesi

Detaylı

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur.

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur. 1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur. a) Tutsaklık düzeni b) Üretim artığının sağlanması c) Uzmanlaşmış zanaatçı sınıfı

Detaylı

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir. KARATEPE Çambel, H., 1948, Karatepe. An Archaeological Introduction, Oriens I. pp.147-162 Çambel, H., 1949, Karatepe., Belleten XIII/49. s.21-34. Bossert, Th., Alkım, U.B., Çambel, H., 1950, Karatepe Kazıları

Detaylı

YUNAN ANADOLU İRAN MISIR HİNT

YUNAN ANADOLU İRAN MISIR HİNT YUNAN ANADOLU İRAN MISIR HİNT Sümerler (M.Ö.4000-2350): İlk defa yazıyı kullandılar (M.Ö.3200). İlk siyasal örgütlenme Site şehir devletleri oluşturuldu. (Ur, Uruk, Kiş, Lagaş) İlk yazılı kanunları yapmışlardır.

Detaylı

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ DANIŞMAN:Özer YILMAZ HAZIRLAYAN: Erşad TAN,Tacettin TOPTAŞ İÇİNDEKİLER GİRİŞ I-İNANÇ TURİZMİ A- İnanç Kavramı

Detaylı

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İktisat Tarihi II. IV. Hafta İktisat Tarihi II IV. Hafta İnsan Bilgisinde Devrim - devam Çağdaş yabanlarda olduğu gibi eski çağlarda tıp kuramının özü büyüydü. II. Devrimden sonra Babil de doktorlar aynı zamanda rahipti. Mısır da

Detaylı

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti. E T KİNLİK 5 URARTULAR U Y G A R L I K L A R T A R İ H İ - I A Y D A N D E M İ R K U Ş K AY N A K 1 : 178 (Lloyd, Seton, Türkiye nin Tarihi, Tübitak Yayınları, 2007, s. 106) K AY N A K 2 Hitit İmparatorluğu

Detaylı

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI Kültür varlıkları ; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi

Detaylı

IV. TUTHALİYA NIN KÜLT REFORMU *

IV. TUTHALİYA NIN KÜLT REFORMU * TARİHİN PEŞİNDE ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ Yıl: 2017, Sayı: 18 Sayfa: 43 52 THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH Year: 2017, Issue: 18

Detaylı

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ 4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ (16 Aralık 2013-24 Ocak 2014) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında 16 Aralık 2013-24 Ocak 2014 tarihleri arasında

Detaylı

geliştirmemize yardımcı olur.

geliştirmemize yardımcı olur. 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim 2014 05 Aralık 2014 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; PYP disiplinler üstü temaları ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca

Detaylı

İktisat Tarihi II. III. Hafta

İktisat Tarihi II. III. Hafta İktisat Tarihi II III. Hafta İkinci Devrimin Başlangıcı Tarih öncesi marangozluğun tacı: TEKERLEK Tekerlek yalnızca taşıma işlerine devrim getirmekle kalmadı imalat endüstrisinde de kullanıldı. Hayvanlarla

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 9. Esarhadon ve Assurbanipal Dönemi. (Siyasi tarih, kabartma sanatı ve diğer sanat eserleri) Assurbanipal, J.Reade, 2001, şek.91 ESARHADDON / Aššur-aha-iddin ( 680-669)

Detaylı

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER SOSYAL BİLGİLER KONU:ORTA ASYA TÜRK DEVLETLERİ (Büyük)Asya Hun Devleti (Köktürk) Göktürk Devleti 2.Göktürk (Kutluk) Devleti Uygur Devleti Hunlar önceleri

Detaylı

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Murat, L. (2008). "Hitit Tarihi-Cografyasında Hakmiš ve İštahara Ülkelerinin Konumu". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları

Detaylı

HİTİT KRALLARININ KÜLT GEZİLERİ

HİTİT KRALLARININ KÜLT GEZİLERİ HİTİT KRALLARININ KÜLT GEZİLERİ Ayinler, Ziyaret Merkezleri, Yollar ve Lokalizasyonla İlgili Yeni Gözlemler Özlem SİR GAVAZ Çorum 2012 Birinci Basım Temmuz-2012 Kapak Tasarım - Dizgi İrfan YİĞİT Basım

Detaylı

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI Timothy P. Harrison PATİNA KRALLIĞI NIN BAŞKENTİ TELL TAYINAT Kazı çalışmaları, bit hilani olarak adlandırılan birkaç büyük saray kompleksini ve zarif bir şekilde

Detaylı

Latmos Dağları / Beşparmak Dağları Benzersiz bir doğal/kültür alanı kaybolmanın eşiğinde

Latmos Dağları / Beşparmak Dağları Benzersiz bir doğal/kültür alanı kaybolmanın eşiğinde Latmos Dağları / Beşparmak Dağları Benzersiz bir doğal/kültür alanı kaybolmanın eşiğinde 1. Ege kıyılarından bir görünüş. 2. Bafa Gölü nün güneyinden göle bakış. Önde MS 13. yy Bizans Dönemi ne ait bir

Detaylı

Yazı Menu. 1 - Anadolu Uygarlıkları. Hititler. Frigyalılar. Lidyalılar. Urartular. İyonyalılar. 2 - Kültür ve Uygarlık. Devlet Yönetimi.

Yazı Menu. 1 - Anadolu Uygarlıkları. Hititler. Frigyalılar. Lidyalılar. Urartular. İyonyalılar. 2 - Kültür ve Uygarlık. Devlet Yönetimi. Yazı Menu 1 - Anadolu Uygarlıkları Hititler Frigyalılar Lidyalılar Urartular İyonyalılar 2 - Kültür ve Uygarlık Devlet Yönetimi Din ve İnanış 1 / 12 Sosyal ve Ekonomik Hayat Yazı-Dil-Bilim-Sanat 3 - Uygarlıkların

Detaylı

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı. M.Ö 2000 den itibaren Eski Yunan da ve Ege de polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Atina,Sparta,Korint,Larissa ve Megara dır. Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak

Detaylı

İ. ÇEŞMELİ, İskitler, Hunlar ve Göktürkler de Din ve Sanat. İstanbul Cinius Yayınları, 131 sayfa (27 resim ile birlikte). ISBN:

İ. ÇEŞMELİ, İskitler, Hunlar ve Göktürkler de Din ve Sanat. İstanbul Cinius Yayınları, 131 sayfa (27 resim ile birlikte). ISBN: www.libridergi.org Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations Volume III (2017) İ. ÇEŞMELİ, İskitler, Hunlar ve Göktürkler de Din ve Sanat. İstanbul 2016.

Detaylı

GÖRSEL KÜLTÜR KISA ÖZET KOLAYAOF

GÖRSEL KÜLTÜR KISA ÖZET KOLAYAOF GÖRSEL KÜLTÜR KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- BİR YAŞAM KÜLTÜRÜ

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001.

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001. ÖZGEÇMİŞ YRD. DOÇ. DR. ESMA ÖZ I. Adı Soyadı Esma ÖZ E-posta: (kurum/özel) eoz@ybu.edu.tr; esmao443@gmail.com Cep Telefonu: 0506 934 32 13 İş Adresi: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Merkez

Detaylı

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

Eski Mısır Tarihi Kaynakları Eski Mısır Tarihi Kaynakları Eski Mısır tarihinin araştırılmasında hem yazılı hem de yazısız kaynaklar kullanılmış ve kullanılmaktadır. Eski Mısır medeniyetinden günümüze dek ulaşmış olan tüm kalıntılar

Detaylı

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus

Detaylı

Awan/Shimashki ve Sukkalmah (Epartid) Dönemi

Awan/Shimashki ve Sukkalmah (Epartid) Dönemi ESKİ ELAM ÇAĞI Awan/Shimashki ve Sukkalmah (Epartid) Dönemi Susa daki E. Babil kral listesi: 12 Awan kralı: ca. 2400-2100 B.C.E.=Sargon of Akkad (2334-2279 B.C.E.) Son kralı: Puzur Inshushinak =çagdası=ur-nammu

Detaylı

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) TARİH Miras ilişkileri T O P L U M MİRAS K Ü L T Ü R DOĞA ÇEVRE MİRASIN KAPSAMI MİRAS ÇEKİCİLİKLERİ ÇEVRE MEKAN YER İNSAN PEYZAJLAR YAPISAL UNSURLAR ÇALIŞMA ALANLARI

Detaylı

İKİ HİTİT YAPI-ADAK ÇİVİSİ

İKİ HİTİT YAPI-ADAK ÇİVİSİ ARCHIVUM ANATOLICUM (ArAn) 10/1 2016 47-54 İKİ HİTİT YAPI-ADAK ÇİVİSİ Ali ÖZCAN * Enver AKGÜN ** Öz Bu çalışmanın konusunu, Konya Müze Müdürlüğü ne bağlı Arkeoloji Müzesi envanterinde 2010.10.3, 2013.17.9

Detaylı

HİTİT İNANÇ SİSTEMİ İÇERİSİNDE YAZILIKAYA TANRI TASVİRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Yüksek Lisans Tezi. Aslı KAHRAMAN ÇİNAR

HİTİT İNANÇ SİSTEMİ İÇERİSİNDE YAZILIKAYA TANRI TASVİRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Yüksek Lisans Tezi. Aslı KAHRAMAN ÇİNAR TC ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH (ESKİÇAĞ TARİHİ) ANABİLİM DALI HİTİT İNANÇ SİSTEMİ İÇERİSİNDE YAZILIKAYA TANRI TASVİRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Yüksek Lisans Tezi Aslı KAHRAMAN ÇİNAR

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ ESKİÇAĞ DİLLERİ VE KÜLTÜRLERİ Yayın No: 381 ANADOLU ARŞİVLERİ 11/1

ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ ESKİÇAĞ DİLLERİ VE KÜLTÜRLERİ Yayın No: 381 ANADOLU ARŞİVLERİ 11/1 ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ ESKİÇAĞ DİLLERİ VE KÜLTÜRLERİ Yayın No: 381 ANADOLU ARŞİVLERİ 11/1 ANKARA - 2017 ANKARA ÜNİVERSİTESİ BASIMEVİ ANKARA 2016 http://dergiler.ankara.edu.tr/detail.php?id=10

Detaylı

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ DEMETER

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ DEMETER KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ DEMETER Doç. Dr. Erhan Öztepe Sunum içerisinde kullanılan görseller telif hakkına sahip olup yalnızca eğitim amaçlıdır. Başka amaçlarla kullanılamaz DEMETER DEMETER büyük

Detaylı

HİTİT KÜLTÜRÜNDE YER ALAN TAŞ KABARTMALARIN GÜNÜMÜZ TÜRK YAĞLI BOYA RESMİNE YANSIMALARI

HİTİT KÜLTÜRÜNDE YER ALAN TAŞ KABARTMALARIN GÜNÜMÜZ TÜRK YAĞLI BOYA RESMİNE YANSIMALARI T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANADİLİM DALI RESİM - İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ HİTİT KÜLTÜRÜNDE YER ALAN TAŞ KABARTMALARIN GÜNÜMÜZ TÜRK YAĞLI

Detaylı

Hitit Devleti M.Ö 1200 yılında Anadolu ya gelen Frigyalılar tarafından yıkıldı.

Hitit Devleti M.Ö 1200 yılında Anadolu ya gelen Frigyalılar tarafından yıkıldı. HİTİTLER: - M.Ö 2000 yıllarında Anadolu ya gelerek Kızılırmak çevresinde devlet kurmuşlardır. - Başkentleri Hattuşaş ( Boğazköy) şehridir. Çorum yakınlarındadır. - Hititliler Suriye yi ele geçirmek için

Detaylı

BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica!

BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica! BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ Thema Anadolica! ECE TÜRKİYE - BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ NDE UNUTULMAZ BİR KÜLTÜR-SANAT SERÜVENİ Thema

Detaylı

Hitit Çanak Çömleğinde Hayvan Tasvirleri

Hitit Çanak Çömleğinde Hayvan Tasvirleri Hitit Çanak Çömleğinde Hayvan Tasvirleri Ebru Oral Yrd. Doç. Dr., Batman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü. ebruorl@hotmail.com ANIMAL DEPICTIONS IN HITTITE POTTERY Abstract It

Detaylı

TARİH 1.

TARİH 1. TARİH 1 16.02.2017 ARİF ÖZBEYLİ ERBAA ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ... VE,TARİH YAZIYLA BAŞLAR TARİHİ ÖNCESİ DEVİRLER Taş Devri (MÖ.600.000-5500) Kalkolitik Dönem (MÖ.5500-2500) Maden Devri

Detaylı

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI 1.KONU: TARİHÎ ÇAĞLARA GİRİŞ 2.KONU: İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI 1.K0NU TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ İnsan, düşünebilme

Detaylı

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor? ADIYAMAN Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor? Rivayete göre; Adıyaman şehrini doğu, batı ve güney yönlerinde derin vadiler çevirmiştir. Bu vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları ile kaplı olduğu gibi,

Detaylı

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 ŞAMANİZM Şamanizmin tanımında bilim adamlarının farklı görüşlere sahip olduğu görülmektedir. Kimi bilim adamı şamanizmi bir din olarak kabul etse de, kimisi bir kült olarak kabul

Detaylı

ÖNSÖZ. İsmail COŞKUN Hatay-2007

ÖNSÖZ. İsmail COŞKUN Hatay-2007 i ÖNSÖZ Anadolu nun ilk büyük uygarlığı olan Hititler, yaşadıkları dönemde askeri, siyasi ve sanatsal alanlarda birçok başarılar sağlamıştır. Anadolu da Hititler hakkında yapılan araştırmalar sayesinde

Detaylı

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: ) SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN:2587-1587) Economics and Administration, Tourism and Tourism Management, History, Culture, Religion, Psychology, Sociology, Fine Arts, Engineering, Architecture,

Detaylı

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. MISIR BAHÇELERİ En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. pramitler Mısırlıların kralarına yaptıkları

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

000579F.KULAKOĞLU 11/28 URARTU. ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI ve MEZAR MİMARLIĞI F.KULAKOĞLU000579AÜ /28

000579F.KULAKOĞLU 11/28 URARTU. ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI ve MEZAR MİMARLIĞI F.KULAKOĞLU000579AÜ /28 000579F.KULAKOĞLU 11/28 URARTU ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI ve MEZAR MİMARLIĞI F.KULAKOĞLU000579AÜ00057911/28 ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI 000580F.KULAKOĞLU 11/28 İki tarzda ölü gömme geleneği: 1.Yakmadan ve 2. yakarak.

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN 4. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (30 Ekim- 15 Aralık 2017) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her altı

Detaylı

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir.

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir. MATE417 ÇALIŞMA SORULARI A) Doğru/Yanlış : Aşağıdaki ifadelerin Doğru/Yanlış olduğunu sorunun altındaki boş yere yazınız. Yanlış ise nedenini açıklayınız. 1. Matematik ile ilgili olabilecek en eski buluntu,

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Doğum Yeri ve Yılı: Ankara 1959. İlköğretim: Ankara Sarar İlkokulu Orta Öğretim: Ankara Özel Yükseliş Koleji Lisans: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya

Detaylı

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mitlerin Sınıflandırılması Mitler ele aldıkları konular bakımından kendi içlerinde çeşitli şekillerde sınıflandırılırlar. Örneğin, İnsanın ve dünyanın geleceğini

Detaylı

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 2. II. Assurnasirpal dönemi. ( siyasi tarih, mimari, ortostatlar ve diğer sanat eserleri)

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 2. II. Assurnasirpal dönemi. ( siyasi tarih, mimari, ortostatlar ve diğer sanat eserleri) PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 2. II. Assurnasirpal dönemi. ( siyasi tarih, mimari, ortostatlar ve diğer sanat eserleri) II. Assurnasirpal Heykeli, Nimrud, İştar Sharrat-niphi mabedi. Reade,J.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler... 4. ÜNİTE İÇİNDEKİLER Tarihteki Önemli Buluşlar... 6 Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor...21 Coğrafi Keşifler... 26 Rönesans... 32 Reform... 36 Mucitler... 43 Düşünce, sanat

Detaylı

Hitit İmparatorluk Dönemi

Hitit İmparatorluk Dönemi Hitit İmparatorluk Dönemi II.Tudhaliya zamanında Hititlerin güneydoğudaki en önemli rakibi Mitanni Krallığı'dır. Hititler bu krallık ile geleneksel dış politika hedeflerinin arasında olan bölgede mücadele

Detaylı

İÇİNDEKİLER. İçindekiler... v Tablolar... xi Şekiller... xii Resimler... xii Önsöz... iii

İÇİNDEKİLER. İçindekiler... v Tablolar... xi Şekiller... xii Resimler... xii Önsöz... iii İÇİNDEKİLER İçindekiler... v Tablolar... xi Şekiller... xii Resimler... xii Önsöz... iii Birinci Bölüm REKREASYON OLGUSUNA GENEL YAKLAŞIM (Arş. Gör. Tolga GÜL) 1. İnsanlığın Temel İhtiyacı Olarak Zaman...

Detaylı

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer Sarı Irmak ın kuzeyi idi. Daha sonra Orhun ve Selenga ırmakları

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI İÇİNDEKİLER Yunan Uygarlığı Hakkında Genel Bilgi Yunan Dönemi Kentleri Yunan Dönemi Şehir Yapısı Yunan Dönemi

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN 4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN (28 Ekim 2013-13 Aralık 2013) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında 28 Ekim 2013-13 Aralık 2013 tarihleri arasında işlediğimiz

Detaylı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı III. ÜNİTE TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI VE İLK TÜRK DEVLETLERİ ( BAŞLANGIÇTAN X. YÜZYILA KADAR ) A- TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI I-Türk Adının Anlamı

Detaylı

Üstte, Lagaş Kralı Ur-Nanşe yaptırdığı tapınağa küfe taşıyor, karşısında karısı Kraliçe Abda

Üstte, Lagaş Kralı Ur-Nanşe yaptırdığı tapınağa küfe taşıyor, karşısında karısı Kraliçe Abda E T KİNLİK 4 MEZOPOTAMYA DA YÖNETİM K a yn a k 1 : Kay n a k 2 : Yayınları, 2. Baskı, 2006, s. 80) Kay n a k 3 : Babil Kralı Hammurabi, kanunlarının yazılı olduğu bazalt anıt üzerinde resmedilmiş. Karşısında,

Detaylı

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir.

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir. Araştırmanın Yapıldığı Kayacık Köyü Hakkında Genel Bilgiler KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER KAYACIK İSMİNİN KAYNAĞI Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle

Detaylı

HİTİT KRALLARI NIN KÜLT GEZİLERİ VE TANRILAR İÇİN DÜZENLEDİKLERİ MERASİMLER

HİTİT KRALLARI NIN KÜLT GEZİLERİ VE TANRILAR İÇİN DÜZENLEDİKLERİ MERASİMLER T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH (ESKİÇAĞ TARİHİ) ANABİLİMDALI HİTİT KRALLARI NIN KÜLT GEZİLERİ VE TANRILAR İÇİN DÜZENLEDİKLERİ MERASİMLER Doktora Tezi Özlem SİR GAVAZ Ankara-

Detaylı

BİLDİRİCİ AİLESİ ANTALYA GEZİLERİ

BİLDİRİCİ AİLESİ ANTALYA GEZİLERİ BİLDİRİCİ AİLESİ ANTALYA GEZİLERİ Benim Antalya ya ilk gezim 1962 yılı Şubat tatilinde henüz İstanbul Teknik Üniversitesi nde öğrenci iken oldu. Tatbiki Mekanik Kolu ndan arkadaşlarımız, hocamız Sacit

Detaylı

Asur Devleti Kaynakçası

Asur Devleti Kaynakçası Asur Devleti Kaynakçası Esin, U. (1969). Kuantatif Spektral Analiz Yardımıyla Anadolu'da Başlangıcından Asur Ticaret Kolonileri Çağına Kadar Bakır ve Tunç Madenciliği. İstanbul:. Sünbül, N. (2014). Eski

Detaylı