İşçi Demokrasisi Partisi: Program

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İşçi Demokrasisi Partisi: Program"

Transkript

1 İşçi Demokrasisi Partisi: Program 1. Ekonomik ve politik gericiliğe karşı yeni bir mücadele dönemi Türkiye bir yandan Ortadoğu devrimlerinin, öbür yandan dünya kapitalist krizinin etkileriyle yepyeni bir sınıf mücadeleleri dönemine girmekte. Bunun ilk önemli işaretini, burjuvazinin ve onun baskıcı-otoriter hükümetinin siyasi ve sosyal gericilik politikalarına karşı Gezi direnişinin çevresinde patlak veren ve hızla tüm ülkeye yayılan kitle seferberlikleri oluşturdu. Kitleler, 1980 askeri diktatörlüğünün ve onu izleyen sözde demokratik, gerici hükümetlerin ekonomi, siyaset ve toplum yaşamının tüm alanlarında on yıllardan beri uyguladıkları gerici saldırılara artık gerekli yanıtları vermeye başladılar. Sokak gösterileri, grevler ve direnişler, beklenmedik yerlerde ve zamanlarda patlak veren protesto gösterileri, emekçilerin ve gençliğin gündelik yaşamına girmiş durumda. Burjuvazinin gerici, muhafazakâr ve otoriter hükümetler aracılığıyla uyguladığı neoliberal ekonomi politikaları, Türkiye ekonomisini küresel kapitalizmin içine yerleştirmiş ve mali ve s nai sermaye grupları için yeni bir sermaye birikimi sürecini olanaklı kılmıştı. Bunun sonucunda son on yıldan beri ekonominin ortalama yüzde 5 oranında büyümesi, bunun yanı sıra dış sermaye yatırımları ve ihracat olanakları, görünürde bir

2 istikrar ve gelişme süreci yaratmış, ama bu emekçi sınıfların yaşam koşullarının kötüleşmesi, işsizliğin ve esnek çalışma koşullarının yaygınlaşması pahasına olmuştur. Bu anlamda, Türkiye de üretici güçlerin gelişmesinden çok, bu güçlerin temel iki bileşeninin, insan ve doğa öğelerinin tahribatından söz edilebilir. Bu sözde istikrar ve gelişme, emekçi ve gençlik kitlelerinin sistematik biçimde demokrasi, ileri tüketim ve yeni iş alanları yaratılması hayalleriyle aldatılmaları sonucunda olanaklı oldu. Bu hayallere, grevlere ve direnişlere yönelik baskı politikaları, çalışma yasalarında yapılan gerici düzenlemeler, yurttaşların gündelik yaşamlarına müdahaleye yönelik dini muhafazakâr girişimler eşlik etti. Burjuvazi, aşırı sömürüye ve emekçi kitlelerin yoksullaştırılmasına dayalı sermaye birikimi sürecini, çalışan yığınları ve gençliği dar politik ve toplumsal kalıplara hapsederek sürdürebilmenin gayreti içinde. Ama Gezi direnişi, toplumun geniş kesimlerinin artık burjuvazinin bu politikalarının gerici yüzünü görmeye başladığını ve yeni bir mücadele sürecine girmekte olduğunu açığa çıkardı. Bugün işçiler, emekçiler, gençler her zamankinden daha dirençli, daha yürekli ve daha inisiyatifli halde seferber olmaktadırlar. İşçi Demokrasisi Partisi, kitlelerin bu yeni mücadeleci ruh halini selamlamakla ve ona tüm gücüyle katılmakla birlikte, onların henüz yeterli politik örgütlenmeden uzak olduklarına işaret etmeyi görev bilir. Burjuvazinin sistematik ve sürekli saldırılarını ancak bir işçi-emekçi hükümeti durdurabilir. Önümüzdeki görev ise, bu tür bir iktidarı olanaklı kılacak politik örgütlenmeyi yaratabilmektir. İDP nin stratejik amacı, işçi-emekçi iktidarını hedefleyen kitlelerin devrimci ve enternasyonalist partisinin inşasıdır. 2. Burjuvazinin ekonomik saldırılarına karşı mücadele

3 Burjuvazinin, ekonominin büyüyüp güçlendiği ve tüm toplumun bundan yararlandığı iddiası tam bir aldatmacadır. Gerçek, son on yıllık AKP hükümetleri döneminde çalışma ve sosyal hakların tarihsel ölçüde yitirilmesidir. Taşeronluk, esnek çalışma ve sendikasızlaştırma, diğer bir ifadeyle güvencesizlik hiçbir dönemde AKP döneminde olduğu kadar yaygın olmamıştır. İşçi sağlığı ve güvenliğinden çalışma şart ve koşullarına kadar her şey sermayenin daha fazla kâr ve rekabet edebilme çıkarına göre düzenlenmektedir. İşçi ve emekçilerin bu tabloda payına düşen ise iş cinayetleri, düşük ücret, örgütsüzlük ve çok daha fazla işsizlik-yoksulluk olmaktadır. İktidara geldiği 2002 yılından bu yana AKP hükümetinin emekçi düşmanı uygulamalarının ana eksenlerinden birini, patronların kâr oranlarını yükseltebilmek için işgücü maliyetlerini düşürmek oluşturdu. Bu hedefe yönelik olarak, iki yöntem sistematik olarak uygulandı ve uygulanmaya devam ediyor: düşük ücretler ve sosyal hakların gaspı. Böylece işçinin hem devlet hem de işveren tarafından bir yük olarak görülen maliyeti gittikçe azaldı; yoksulluk ve güvencesizlik ise sürekli arttı. Öyle ki, bugün resmi olarak 16 milyon ücretli işçinin %44 ü asgari ücretle çalışıyor ve açlık sınırında bir yaşam sürüyor. Çünkü bir toplu pazarlık sürecini gerektiren asgari ücret kapalı kapılar ardında hükümet ve işverenin sınıf çıkarları doğrultusunda belirleniyor ve dayatılıyor. En temel hak olan güvenceli bir iş ve insanca yaşam ücreti ise, bugün bu nedenle en önemli mücadele taleplerimizden biri olmaya devam ediyor. Bu saldırılar asgari bir yaşam sürdürmeyi zorlaştırırken, var olan işsizler ordusu, çalışanların bu koşullara boyun eğmesinin bir aracı haline gelmiş durumda. Resmi rakamlara göre ülkedeki işsiz sayısı 2,8 milyon ve işsizlik oranı da yüzde 9,9 (Eylül 2013). Türkiye de çalışma çağındaki her iki kişiden biri çalışmıyor ve işgücüne katılım oranı yüzde 51 düzeyinde. İşsiz sayılmayan umudu kesik işsizlerin sayısı ve ev içi emeğin görünmez olmasının sonucunda açığa çıkan bu durum, Türkiye de işsizliği olduğundan düşük gösteriyor.

4 Türkiye de iş isteyenlerin ve istihdam edilenlerin (işgücüne katılım) oranı Avrupa Birliği ortalaması (%71,3) kadar olsaydı, Türkiye 11 milyon kişiye daha iş yaratmak zorunda olacaktı. Bu kişilerin iş bulamaması halinde işsiz sayısı 13,5 milyon olacaktı. Buna göre gerçek işsizlik oranı ise %35 düzeyine çıkacaktı. Gençler için durum daha da kötü. Gençlerin %52 si kayıt dışı çalışıyor. Umudu kesik işsizlerle birlikte her dört gençten biri işsiz. Bu rakamlara sayısı bir milyonun üzerindeki göçmen işçileri de eklemek gerekir. İş güvencesi dâhil birçok temel hak ve hürriyetten yoksun şekilde yaşamaya çalışan göçmen işçiler çalışma hayatının ve işçi sınıfının ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. Burjuvazi, emekçi kitlelere yönelik neoliberal saldırılarını yasalarda yaptığı değişikliklerle sabitleştirdi yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu bunlardan biri oldu. Bu yasayla sağlık ve sosyal güvenlik bir hak olmaktan çıktı ve piyasalaştırıldı. Bir diğer önemli gelişme 2009 da Yeni İşsizlik Sigortası Kanunu nun onaylanmasıyla gerçekleşti. İşsizliğin muazzam derecede arttığı koşullarda, işsiz kalma durumlarında emekçilerin kullanımı için -üstelik onların ücretlerinden kesilmiş primlerle- oluşturulmuş fon, işverene teşvik amacıyla gasp edilmiş oldu anayasa referandumunda iktidarı ve politikaları adına bir güvenoyu alan AKP, 2011 yılına ise Torba Yasa olarak sunduğu bir diğer saldırı paketi ile başladı. Yeni yasal değişiklikler içeren bu Torba Yasa birkaç maddesi dışında 2011 Şubat ayında kabul edildi ve esnek çalışma koşullarını yasallaştırdı. Tüm bu saldırılarla, 8 Şubat 2012 tarihinde Ulusal İstihdam Strateji Taslağı olarak açığa vurulan belgenin işaret ettiği üzere, işgücü piyasasının güvencesizleştirilmesi ve esnekleştirilmesi hedeflendi yılları arasına yönelik planlama içeren bu belge, güvenceli esneklik kavramı üzerinden, esnek çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak, Kıdem Tazminatının kaldırılması, Bölgesel Asgari Ücret Uygulaması, Özel İstihdam Büroları üzerinden şekillendirdiği yeni bir saldırı dalgası sunuyor.

5 Bu saldırılara karşı işçi-emekçi-gençlik direnişinin yaygınlaştırılması ve güçlendirilmesi en önemli görevlerden birisidir. Bu çerçevede İDP, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarını başat kılan; sağlık ve sosyal güvenliği bir hak olmaktan çıkarıp piyasalaştıran; esnek, uzun, kayıtsız ve kuralsız çalışma biçimleriyle iş cinayetlerinde devasa bir artışa neden olan; krizin faturasını işçilere çıkaran, işsizlik fonunu dahi işverene sermaye yapmaktan çekinmeyen baskıcı-otoriter burjuva hükümetin sermaye yanlısı neoliberal politikalarını reddeder: Kıdem tazminatının tasfiyesine hayır! Tüm çalışanlar için kıdem tazminatı hakkı! Bölgesel Asgari Ücret Uygulaması na hayır! Herkes için güvenceli bir iş ve insanca yaşam ücreti! Özel İstihdam Büroları na hayır! İnsan onuruna uygun emek düzeni! Taşeron çalışmaya hayır! Herkes için güvenceli bir iş! Göçmen işçiler için iş güvencesi ve sendikalaşma hakkı! Mezarda emekliliğe hayır! Tüm çalışanlar için ulaşılabilir emeklilik! İşten atmalar yasaklansın! Ücretler düşürülmeksizin 6 saat 4 vardiya çalışma! İşsizlik fonunun işverene sermaye olmasına hayır! Fon tüm çalışanların hizmetine! 3. Ekonominin işçilerce denetimi, kamulaştırma ve merkezi planlama Burjuvazi, neoliberalizmin felsefesi ışığında tüm ekonominin piyasa koşullarınca serbest biçimde kendi kendini düzenleyeceğini iddia etmekte. Oysa, hükümetin teşvikler, krediler, doğrudan yatırımlar vb. aracılığıyla bankalara, temel sanayi sektörlerine ve ticarete yaptığı müdahaleler bu iddianın işçileri ve bir bütün olarak emekçi halk kitlelerini ekonomik yaşamın denetiminden uzak tutmak için uydurulmuş bir yalan olduğunu ortaya koymakta. Özellikle kriz anlarında hükümetlerin patronlar yararına ekonomiye müdahaleleri daha da güçlenmekte, kriz derinleştikçe bu uygulamaların şiddeti artmakta ve sonunda her türlü kurtarma operasyonunun faturası, ücret kesintileri, işten çıkarmalar, ek vergiler, enflasyon, vb. biçiminde emekçilere kesilmekte. Zenginliklerin

6 gerçek yaratıcısı işçi sınıfı ve diğer sömürülen yığınlardır, dolayısıyla ekonominin her kesiminde söz, denetim ve yönetim hakkına sahip olmalıdır. İDP, sendikalar, işyeri temsilcilikleri, komiteler ve yaratılabilecek her türlü emekçi örgütlenmeleri aracılığıyla bankalar, sanayi ve ticaret üzerinde emekçi halk denetimini savunur. Öte yandan, kamu mallarının ve zenginliklerinin özelleştirmesi, burjuva hükümetlerin işçi sınıfına ve emekçi yoksul kitlelere yönelik en önemli ve kapsamlı saldırılarının başında gelmektedir. Özelleştirme saldırısı neoliberal karşıdevrim programının temel taşlarından biridir. Uluslararası burjuvazi dünya ekonomik krizine paralel olarak azalan kârlarını yükseltmek amacıyla özellikle 1970 lerin ortalarından başlayarak bu politikayı dünyanın birçok ülkesinde uygulamaya sokmuş ve 1980 li yıllarda elliden fazla ülkede burjuva hükümetlerin temel politik programı haline gelmiştir. Günümüzde de onlarca ülkede işçi sınıfı ve emekçiler özelleştirme saldırısıyla karşı karşıyadır. Türkiye de de özelleştirmeler 12 Eylül Askeri Darbesi ni önceleyen bir şekilde 24 Ocak Kararları ile gündeme geldi. Önce darbeciler, peşinden Özallı ANAP hükümetleri bu politikayı baş tacı yaptı lı yıllarda hız kazanan özelleştirme saldırısı Çiller-Karayalçın hükümetinin Nisan Kararları ile sonraki tüm hükümetlerin de temel politikası haline geldi. Son 27 yılın burjuva hükümetleri, özelleştirme politikası başta olmak üzere neoliberal politik yönelimleriyle dünya kapitalizmiyle tam bütünleşme çizgisini izlemektedir. Ancak neoliberal karşıdevrim programının en sadık ve başarılı uygulayıcısı baskıcı-otoriter AKP hükümeti olmuştur. Türkiye de 27 yıldır süren (1985) özelleştirme saldırısının %85 i son 10 yılda ( ) AKP hükümeti tarafından gerçekleştirilmiştir döneminde 7,7 milyar dolarlık özelleştirmeye karşılık AKP hükümeti ilk 10 yılında ( ) 49 milyar dolarlık özelleştirme yapmıştır. Bu

7 özelleştirmeler sonucu on binlerce kişi işsiz kalmıştır. Sadece 2012 yılında gerçekleştirilen özelleştirme tutarı 14 milyar dolar olarak açıklanmıştır. Bu bir yıllık rakam AKP hükümeti öncesi 17 yıllık toplam özelleştirme tutarının yaklaşık iki katıdır. Diğer bir ifadeyle AKP hükümeti kendinden önceki hükümetlerin 17 yılda yaptığı özelleştirmenin yaklaşık iki katını sadece bir yıl içinde yapmıştır. İDP, emekçilerin alın teriyle oluşturulan kamu zenginliklerinin burjuvazi tarafından bu biçimde yağmalanmasına karşı çıkar ve özelleştirilen tüm işletmelerin derhal yeniden, tazminatsız olarak ve işçi denetimi altında kamulaştırılmasını savunur. Ancak İDP işçi sınıfının ve emekçi yığınların sadece özelleştirmelere karşı çıkmakla kalmayıp ekonominin yönetimini kendi ellerine alması gerektiğini savunur. Kapitalist sistemde ekonomiyi gerçekte yönlendiren, bankalardır, finans kapitaldir. Buna karşılık emekçilerin bankaların yönetimini ellerine geçirmeleri ve bunları tek bir Merkez Bankası bünyesinde toplayarak onun aracılığıyla sanayiyi ve ticareti yönlendirmeleri durumunda, çalışan kitlelerin yaşam düzeylerinde genel ve ciddi bir iyileşmenin olacağı çok açıktır. Bu nedenle İDP, bankaların, sigorta şirketlerinin, temel sanayi işletmelerinin, büyük ticari ve taşımacılık işletmelerinin tazminatsız kamulaştırılmasını savunur. Aynı şekilde İDP, ülke ekonomisinin emperyalizme, dünya finans kapitaline bağımlılığının ürünü olan dış borçların ödenmesini reddeder. İDP nin kurulması için mücadele edeceği bir işçi-emekçi hükümetinin gerçekleştirebileceği bu kamulaştırmalar, aynı zamanda çalışan halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına ve ülkedeki üretici güçlerin geliştirilmesine yönelik bir merkezi ekonomi planlamasının ve dış ticaretin devlet tekeline alınmasının da temelini oluşturacaktır. 4. Devrimci sendikal mücadele İşçi sınıfı, sendikalı ve sendikasız işyerlerinde mücadeleler

8 örgütlemektedir ancak bu mücadeleler henüz savunma hattını geçememektedir. Sendikalı olmayan işyerlerinde direnişin geleceği işçilerin dayanma gücünün sınırına tabi olurken, sendikalı işyerlerinde ise süreç sendikanın politik çizgisine göre değişmektedir. Bilhassa sendikal faaliyet-örgütlenme nedeniyle işten çıkarmaların olduğu işyerlerinde sendikalar daha mücadeleci olabilmekte, daha uzun soluklu direnişler sürdürebilmektedirler. Bu mücadelenin akıbeti ise bir yandan işçilerin işyerindeki örgütlülük düzeyi bir yandan da sendikanın kararlılığı ile belirlenmektedir. Genel olarak mücadelelerin savunma gücü, sınıfın örgütsüz, direnişlerin parçalı yapısı, sendika önderliklerinin uzlaşmacı tutumu, öte yandan patronların saldırgan sendika karşıtlığı ve hükümetin patronlara verdiği destek nedeniyle oldukça zayıf kalmaktadır. Bu nedenle İDP sendikal mücadelelerin arasında güç ve eylem birliklerinin kurulması, sendikasız işyerlerindeki direniş mücadelelerinin de birleştirilmesi için uğraş verir. Sendikalaşmada dünya çapında da genel olarak bir düşüş yaşanmaktadır. Ancak Türkiye de yaşanan düşüş OECD ortalamasının üç katından fazladır. Son 10 yılda OECD ülkelerinde sendikalaşmada %11 oranında bir gerileme yaşanırken, Türkiye de gerileme %38 düzeyindedir. Öte yandan Türkiye nin OECD nin en sendikasız ülkesi olduğu dikkate alınacak olursa bu gerileme daha da ürkütücü boyutlara ulaşmaktadır. Aynı zamanda, hükümet tarafından çıkarılan yeni yasalarla sendikalar işlevlerini giderek kaybetmektedir. Bunun son örneklerinden biri olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (STİSK), neoliberal emek rejiminin yasal dayanaklarından biri olarak kabul edilmelidir. Bu yasa ile, milyonlarca işçi Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hakkını kaybetti, birçok işkolunda işçiler yetkili sendika bulamaz hale geldi. Toplu sözleşme yapma yetkisi bulunan sendikaların birçoğu yetkisini kaybetti. Öte yandan, sendika özgürlüğünün güvencesi olan sendikal tazminat kaldırılarak, TİS süreci

9 patronların yasal itirazlarına açık hale getirildi. Kısacası, sermaye özellikle son on yılın baskıcı-otoriter hükümetleri sayesinde emek sömürüsünü güçlendirirken, AKP iktidarı, sınıfsal karakterine ve otoriter yönetim anlayışına uygun olarak dayattığı yasalarla toplu iş ilişkilerini taşeron, güvencesiz, esnek ve geçici çalışma biçimine dayalı olan güvencesiz esneklik paradigması doğrultusunda yeniden yapılandırmıştır. Bu çerçevede İDP, sendikal barajların kaldırılması, tüm çalışanlara grev ve toplu sözleşme hakkının tanınması, sendikalaşmanın önündeki tüm yasal engellerin kaldırılması, sendikalaşma nedeniyle işçi çıkartmanın yasaklanması ve sendikalaşmaya karşı saldırgan tutum alan patronların cezalandırılması için mücadele eder. Öte yandan sınıfın az sayıda örgütlü kesimine karşılık gelen sendikalarda bürokratik yönetimler sınıf uzlaşmacı tavırlarıyla bu saldırılara karşı etkin mücadeleler örgütlenebilmesini engellemekte ya da patlak veren mücadelelerin önünde durabilmektedir. Taban basıncı ve/ya bizzat kendi varoluş kaygıları nedeniyle başlattıkları/destekledikleri eylemlilikleri ise belli bir aşamada yavaşlatma, yalnızlaştırma ve sonuç olarak sönümlendirme işlevi görebilmektedir. İDP, sendikalarda bürokratlardan bağımsız, tabandan yetişmiş militan işçilerden oluşan yönetimlerin kurulabilmesi ve sendikaların içinde tüm üyelerin karar süreçlerine katılabileceği işçi demokrasisinin egemen olması, işyeri sendika temsilciliklerinin ve işyeri komite ve konseylerinin kurulması ve güçlendirilmesi için uğraş verir. AKP hükümeti döneminde sendikalara ilişkin olarak yandaş sendika olarak bilinen hükümetin desteğiyle güçlenen sendikaların kurulması/çoğalması ve bu sendikaların bir tür iktidarın politik-ideolojik hegemonyasını pekiştiren aktarım kayışlarına dönüşmesi çarpıcı bir olgudur. Öte yandan bu sendikalar, arkalarına aldıkları iktidar desteği ile baskı, zorlama ve tehdit yoluyla çalışanları, yıllardır üyesi

10 oldukları sendikalardan istifa ederek kendi sendikalarına üye olmaya zorlamışlardır. Bunun en çarpıcı örneği ise Memur- Sen dir. Memur-Sen in üye sayısı AKP döneminde ( ) yedi kat artarak 400 bini aşmıştır. Öte yandan, bu politika mücadele geleneği olan bazı sendikaların hızla taban kaybetmesine, yetkisizleşmesine yol açmaktadır. Buna karşın, yakın zamanda metal sektöründe işçiler bağlı bulundukları sendikanın bürokrasisine karşı eyleme geçerek, daha mücadeleci buldukları başka bir sendikaya geçmişlerdir. Bu tip olumlu örnekler önümüzdeki dönemde daha sık gündeme gelebilir. İDP, sendikaların devletten tam bağımsızlığı için mücadele eder. İDP, devrimci enternasyonalizm anlayışı çerçevesinde, sendikaların uluslararası devrimci sendikal örgütlere ve sendikal akımlara katılmasını ve onların aracılığıyla işçi sınıfı mücadelelerinin dünya ölçeğinde birleştirilmesini hedefler. 5. Demokrasi için devrim Türkiye de daha Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri süregelen demokrasi tartışması bugün AKP hükümetinin elinde kitlelere karşı uygulanan bir demagoji, propaganda ve hatta şantaj aracı haline dönüşmüş durumdadır. AKP hükümeti, burjuvazinin ülke ekonomisinin küresel kapitalizmin içine yerleştirilmesi ihtiyaçları doğrultusunda, sermaye birikiminin önündeki yönetsel ve yargısal engelleri temizlemeye girişmiş ve bu programını demokratikleşme olarak sunmuştur. Avrupa Birliği ile gerçekleştirilen görüşmelerde açılan ve kapanan dosyalar, 12 Eylül Anayasası nda yapılan kısmi tadilatlar, Kürt siyasal hareketiyle sürdürülen pazarlıklar, ilan edilen reform paketleri, yeni Anayasa oluşturma vaatleri, vb. hep rejimin yarı Bonapartist (yarı demokratik) sınırları içinde kalmaktadır. Bu süreçte bazı burjuva demokratik kurumlar güçlenmekle birlikte sistemin temelindeki baskıcı özellikler kendini sürdürmekte ve rejim polis ve asker rejimi olarak kalmaya devam etmektedir.

11 Bütün demokrasi söylemlerine karşılık cezaevleri dolup taşmaktadır. İktidarın hoşuna gitmeyen her düşünce ve eylem terör olarak yaftalanmaktadır. Demokratik bir kitle seferberliği olan Gezi direnişine ve ardından süren protesto eylemlerine rejimin verdiği yanıt, devlet terörünü harekete geçirmek olmuştur. Siyasetten medyaya, akademiden sanata tüm alanlarda tek tip düşünce ve davranış hukuk kisvesi altında topluma dayatılmaktadır. İmralı Süreci ile Kürt sorununda kalıcı ve tarihsel bir barış beklentisi milli birlik ve beraberlik etiketiyle damgalanmaktadır. Yaklaşık 30 yıldır akan kan ve gözyaşının durmasında referans haline getirilen yeni anayasa, sermayenin neoliberal çıkarlarının idari, hukuki ve siyasi planda yasal ve kurumsal bir yapıya kavuşturulmasından ibarettir. Bu noktada barış bir suiistimal alanıdır. İDP, tüm demokratik hakların derhal kabul edilerek yasalaşması için mücadelenin önemine dikkat çeker: Demokratik haklar ve özgürlükler önündeki tüm fiili ve yasal engeller kaldırılsın! Rejimin baskı ve şiddet uygulamalarına son! Seçim barajı kaldırılsın! Siyasi ve askeri operasyonlara son! Tüm siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılsın! Baştan sona çürümüş, yozlaşmış, faşist ve dinci gericiliğin elinde halka karşı, demokratik haklara karşı bir silah olarak kullanılan polis teşkilatı dağıtılsın! Baskı ve devlet terörünün kaynağı olan 1982 Anayasası iptal edilsin, MGK lağvedilsin! İşçi, emekçi ve tüm çalışan halkın örgütlü olarak temsil edileceği bir Kurucu Meclis için ileri! Öte yandan, AKP hükümeti döneminde de Alevilere, diğer dinsel azınlıklara ve inançsızlara dönük olarak cumhuriyet tarihi boyunca süregelen baskıcı ve ayrımcı politikalar devam etti. AKP hükümeti döneminde, Diyanet İşleri Başkanlığı nın bütçesi yaklaşık 10 kat artarken, imam hatip okullarının sayısı Ekim 2013 itibariyle 450 den 2074 e yükseldi. Oysa gerçek bir laikliğin olduğu yerde, ne dini görevlilerin maaşlarının devlet tarafından ödenmesi ne de din görevlilerin devlet

12 okulları tarafından yetiştirilmesi söz konusu olabilir. Laikliğin temel bir gereği olarak, ibadethaneler ve dini görevliler bütün vatandaşların vergileriyle değil, dinsel topluluklar tarafından finanse edilmelidir. İDP, laikliğin gerçek anlamda tesis edilmesi için Alevilere, diğer dinsel azınlıklara ve inançsızlara dönük bütün baskıcı ve ayrımcı politikaların sonlandırılmasını, Diyanet İşleri Başkanlığı nın lağvedilmesini, imam hatip okullarının ve zorunlu din derslerinin kaldırılmasını savunur. İDP Türkiye de demokrasinin, bizzat demokrasi ve özgürlüklerin önünde bir engel olarak duran, demokratik kazanımları tehdit altında tutan ve krizin tek sorumlusu olan sermaye sınıfı tarafından kurulamayacağına inanmaktadır. Günümüzde burjuvazi, sosyal demokratından İslamcısına kadar bütün kanatlarıyla gerici bir sınıf haline dönüşmüş durumdadır. Gerçek bir demokrasi, bu ülkede ve tüm dünyada işçi sınıfının bağımsız önderliği altında mücadele eden emekçiler tarafından ve ancak kapitalizmin tasfiyesi ile kurulabilecektir. Bugün işçi sınıfının önündeki en önemli görevlerden birisi siyasi demokrasi talebi ile mücadeleyi güçlendirmektir. Ekonomik ve politik krizlere çare olarak önerilen acı ilaçların, ne tür baskı yöntemleri ile emekçilere içirilmeye çalışıldığı anlaşıldığında siyasi demokrasi mücadelesinin önemi de ortaya çıkar. İşçi sınıfının tüm emek güçlerine önderlik ederek mücadeleyi daha öte noktalara taşıması tarihsel bir zorunluluktur. Bu mücadele burjuva demokrasisi nin ihya edilmesi hedefiyle sınırlanırsa kaybeden yine emekçiler olacaktır. Kitlelerin bilincinde bir yükselişe yol açacak demokrasi mücadelesinde, işçi sınıfının devrimci partisi ve kitle seferberlik organları, tüm emekçi kitlelerin önüne onu kurtaracak öncü bir güç olarak çıkarak ulusu kendi çekirdeği etrafında yeniden inşa edebilecek bir alternatif olduğunu kanıtlayabilirse; kitlelerin günlük acil talepleri ile sosyalizm hedefi arasındaki köprüleri devrimci sloganlarla

13 inşa edebilirse; kısacası demokratik taleplere devrimci ve sınıfsal bir içerik kazandırabilirse; siyasi demokrasi mücadelesi, düzenin sınırlarını aşan bir sürekli devrim karakteri kazanacaktır. Bu ise, ülkenin gündemine proletarya devriminin ve sosyalizmin girmesi demektir. Türkiye de, demokrasi ile sosyalizm mücadelesi arasındaki bağlantı, ekonomik ve siyasal anlamda birtakım ara aşamalarla değil, doğrudan işçi sınıfının ve emekçilerin bilinç ve örgütlenme düzeyleri ve proletaryanın devrimci önderliğinin gücüne bağlı olarak kurulacaktır. Sermaye düzeninin sınırları içindeki sözde demokrasi, sahtekârlıktan başka bir şey değildir. Bu nedenle demokrasi sorununun çözümü patronların siyasi temsilcilerinin ellerine ve insaflarına terk edilemez. İşçi sınıfı demokrasiyi kendi elleri ve gücüyle kurmalıdır. İşçi sınıfı için tek gerçek demokrasi kapitalizmin ortadan kaldırıldığı, işçi sınıfının üreten ve yöneten bir sınıf olarak ekonomik, politik ve toplumsal hayatın bütününün denetim ve yönetimini kendi ellerine aldığı bir İşçi Demokrasisi olacaktır. 6. Kürt halkına kendi kaderini tayin hakkı! Kürt sorunu Türkiye Cumhuriyeti nin tek devlet, tek bayrak, tek millet kuruluş ideolojisinden beslenen inkâr ve imha politikalarının bir sonucudur. Bu ideolojik-politik hat doğrultusunda 1990 lı yıllara kadar Kürt kimliği resmi olarak yok sayıldı. Kürtlük adına her düşünce ve tutum yasal ve yasa dışı yöntemlerle en ağır şekilde cezalandırıldı. PKK nin 1984 te başlattığı silahlı mücadele Kürt sorununu görünür kılarak Türkiye nin birinci gündem maddesi haline getirdi. On binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açan düşük yoğunluklu savaş Bonapartist rejimi ve burjuva hükümetleri doğrudan şekillendirmeye başladı ve 1990 lı yıllar boyunca doğrudan kontrgerilla yöntemleriyle fiziksel olarak yok edilmeye çalışılan Kürt

14 siyasal hareketi, 1999 da Öcalan ın uluslararası bir operasyonla ele geçirilmesine rağmen güç ve yaygınlık kazanmaya devam etti. Bununla birlikte Öcalan, yakalanmasından çok önce bağımsız Kürdistan hedefini revize ederek demokratik cumhuriyet fikrini geliştirmeye başlamıştı. Ayrı bir Kürt devleti yerine kültürel otonomiye ve yerinden yönetim e imkân verme temelinde yeniden yapılanan demokratik tek devlet anlamına gelen bu projenin daha Özal döneminde burjuvazide karşılığı vardı. Bu karşılık; giderek güçlenen yerel burjuvazinin ve çıkarları bürokratik devlet aygıtının gevşetilmesinden yana olan egemen burjuvazisinin bir kesiminin, yeni sermaye birikim süreci ihtiyaçlarından ve dünya konjonktürünün değişen dengelerine uyum sağlama arayışından kaynaklanıyordu. Kurulu düzenin egemen politikekonomik güçleri ise aleyhlerine gelişecek bu süreci akamete uğratmak için askeri darbe dâhil tüm kozlarını devreye soktu. Rejim içi güç dengelerinin değişmesine yol açan bu kapışma, AKP hükümetleriyle birlikte eski rejim güçlerinin büyük oranda etkisizleştirildiği yeni bir denge oluşmasını sağladı. AKP hükümetleri Bonapartist rejimin klasik baskı-şiddet politikalarını Kürt siyasi hareketine karşı uygulamaktan hiç vazgeçmedi. Bununla birlikte otuz yıllık düşük yoğunluklu savaş ın Kürt ulusal bilincinde yarattığı sıçramayı ve mücadele sonucu fiilen elde edilen kazanımları tolere ve manipüle etmek isteyen AKP hükümetleri bir yandan bu amaçla kimi kısmi demokratik açılımlara girişti. Her biri rejimin duvarlarına hapsolmasına rağmen Öcalan bu açılımların güçlenerek devam etmesi adına AKP hükümetlerini -kendi deyimiyle- zora sokacak işlere girişmedi. Rejimin yeniden yapılanmasında kritik bir kırılma ve aşama olan 12 Eylül 2010 referandumunda boykot tutumuyla pasif destek sundu. Çözüm noktasında belirleyici aşama olarak lanse edilen İmralı Süreci, böylesi bir politik-tarihsel arka plan çerçevesinde gelişti. Kendi kaderini tayin hakkını içermeyen bu uyarlanmacı süreç PKK nin silahlı-reformist karakterinin de bir ifadesi olarak şekillendi.

15 Baskı ve şiddet rejiminin ezilen halklar için devrimci dönüşümü ancak kaderini tayin hakkı etrafında örülebilir. Kaderini tayin hakkı Kürt halkının hiçbir baskı, sınırlama ve yönlendirme altında kalmadan, ayrılma hakkı dâhil olmak üzere özgür iradesiyle nasıl yaşayacağına karar verme hakkıdır. Oysa İmralı sürecinde müzakerenin sınırları AKP hükümetinin çizdiği kırmızıçizgilerle belirlenmektedir. Bu nedenle İmralı süreci Kürt halkının kendi kaderini tayin ettiği değil, teslim ettiği bir süreç dinamiği taşımaktadır. Kürt halkının tek ve gerçek müttefiki/dostu işçi sınıfıdır, bölgenin emekçi yoksul halklarıdır. Halkların Demokratik Kongresi ve benzeri yapılar ideolojik, politik/programatik nedenlerle proletaryanın ve emek eksenli mücadelenin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. İmralı süreci bunun en açık göstergesidir. On yıldır izlediği neoliberal politikalarla cumhuriyet tarihinin en işçi düşmanı hükümeti olan AKP yi demokrasinin inşasında referans haline getiren bu anlayışlar kendi bindikleri dalı kesmektedir. İDP Kürt halkının tüm demokratik haklarının savunusunun işçi sınıfının ve emekçi halkın temel görevlerinden biri olduğuna inanır: Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürt ulusunun varlığını resmen kabul etmelidir! Anadilde eğitim hakkı sadece özel okullar ve dershanelerle sınırlanamaz! Kürt bölgelerinde sürdürülen siyasi ve askeri operasyonlara son! Tüm tutsaklar için genel af! Kürtler ve tüm halklar için, bağımsızlık dâhil, kendi kaderini tayin hakkı! 7. Emperyalizme karşı mücadele Türkiye AKP hükümetinin tüm Osmanlılık böbürlenmelerine karşın emperyalizme bağımlı bir ülkedir. Ortaklık, katılım, birleşme gibi yollarla çokuluslu sermayeyle bütünleşmiş olan Türk mali ve sınaî sermayesi, ülke emekçilerinin sistematik biçimde emperyalizm tarafından sömürülmesine aracılık etmektedir. Hükümetler de ülkeyi emperyalist sermaye için bir ucuz emek cenneti haline çevirebilmek için tüm yasal ve yasa

16 dışı araçları harekete geçirmektedir. Özellikle dünya ekonomik krizinin son dört yılı boyunca baskıcı-otoriter hükümet, emperyalist sermayenin yurt dışına kâr transferlerinde müthiş bir artışı olanaklı kılmış, transfer edilen bu kârların ülkeye sokulan sermayeye oranının %20-%40 arasında olmasını sağlamıştır. Gelen yabancı sermaye üç-dört yıl içinde tüm yatırımını kâr olarak emperyalist merkeze geri götürebilmektedir. Emperyalizmin bağımlı, yarı sömürge ülkeler üzerindeki bir diğer sömürü mekanizması da dış borçlardır. Baskıcı-otoriter hükümetin son on yıllık iktidarı boyunca Türkiye nin dış borç ödemeleri 455,4 milyar dolara ulaşmış ve bunun beşte birlik bölümü (93,6 milyar dolar) faiz olarak ödenmiştir. Mali ve sınaî sermaye gruplarının işbirliği ve burjuva hükümet aracılığıyla sürdürülen bu emperyalist sömürü mekanizması tüm gücüyle işlemeye devam etmektedir ve ülkenin dış borç yükü 350 milyar dolara ulaşmıştır. İDP dış borçların ödenmesinin hemen durdurulması için mücadele eder. Öte yandan, bu sistematik emperyalist yağma ancak ülkenin emperyalizmle olan tüm bağlarını koparmasıyla durdurulabilecektir ve bu da yalnızca burjuvaziyi iktidardan uzaklaştıracak bir işçi-emekçi hükümeti eliyle gerçekleştirilebilecektir. Emperyalizm Türkiye deki varlığını sadece onun kendine bağımlılığını sürdürebilmek için değil, ama aynı zamanda Ortadoğu üzerindeki egemenliğini ve tehditlerini devam ettirebilmek için kullanmaktadır. Ülkedeki ABD üsleri ve nükleer füze başlıkları Ortadoğu halklarına yönelik baskı ve tehdit unsurlarıdır. Türkiye burjuvazisi de yeni pazarlara ulaşmaya yönelik yayılmacı politikalarını emperyalizmin bu varlığından aldığı güçle sürdürebilmektedir. İDP ülkedeki emperyalist askeri üslerin derhal kapatılması, tüm kitle imha silahlarının yok edilmesi, Türkiye nin emperyalizmin askeri ittifak örgütü olan NATO dan çıkması için mücadele eder. İDP, aynı zamanda, NATO ittifakının ve Türkiye burjuvazisinin hizmetinde, Kosova dan Afganistan a görevde bulunan Türk

17 askerlerinin derhal geri çekilmesini talep eder. Emperyalizmin çıkarları doğrultusunda ikiye bölünen Kıbrıs ın bağımsızlığını ve birliğini savunur; Ada emperyalizmin askeri üslerinden arındırılmalı, Türk ve Yunan askerleri de Ada dan geri çekilmelidir. Öte yandan emperyalizmin bölgeden atılması, aynı zamanda onunla ittifak halindeki bölge burjuva diktatörlük rejimlerine karşı halkların ortak mücadelesini de gerekli kılar. İDP, Ortadoğu ülkelerinde başlamış olan devrimler sürecini tüm gücüyle destekler ve Türkiye deki emekçi yığınların ekonomik ve politik mücadelelerini bu sürecin bir parçası olarak görür. İDP, bölge halkların kurtuluşunun Ortadoğu Sosyalist Cumhuriyetler Federasyonu nun oluşturulmasında görür, onun için mücadele eder. 8. Erkek-egemen kapitalizmle mücadele Neoliberalizm tüm dünyada ucuz işgücü ordusu yaratabilmek için kadınların ücretli ve ücretsiz -ev içi- emeğinden daha fazla yararlanmayı amaçlıyor. Bunun için de kadınların daha fazla doğurduğu bir nüfus politikasını ve bu bağlamda kadınların eşitsiz rolünü pekiştiren aile politikalarını güçlendirecek politikaları hayata geçiriyor. AKP hükümeti de dünyadaki benzerlerini aratmaz şekilde ilk elden Kadın Bakanlığı nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı na dönüştürdü ve kadını yalnızca aile içinde tanımlayan, kadınların nasıl bir doğumla kaç çocuk doğuracağına karar veren, kürtajı yasaklamaya çalışırken gebeleri fişleyen baskı ve denetim mekanizmasını kurmuş oldu. Aile ve iş yaşamını uyumlulaştırma muradıyla son olarak hazırladığı Kadın İstihdamı paketi gerçekte kadın istihdamında kayıtsızlığı, güvencesizliği kural haline getirerek kadınları yarı-zamanlı, parça-başı işlere mahkûm ediyor. Evlerin işyerine dönüştürüldüğü, sosyal yardımların kesildiği, kreş zorunluluğunun ortadan kalktığı ve bakım yükünün kadının sırtına bindirildiği politikalar da aileyi kutsamaya ihtiyaç duyuyor. Esnek ve yarı zamanlı değil; güvenceli, sigortalı, sendikalı istihdam sağlanmalıdır!

18 Eşdeğer işe eşit ücret! Ev işleri ve çocuk bakımı kadınların kaderi değildir, doğum izni dışında tüm düzenlemelerin erkeklerin bakım sorumluluğu üzerinden yapılması gerekiyor. Erkek ebeveynler için devredilemez ve ücretli babalık izni getirilmelidir. Ulaşılabilir, ücretsiz ve anadilde kreş hizmeti! Ev kadınlarına emeklilik hakkı! Ailenin kutsanmasının AKP iktidarındaki bilançosu kadın cinayetlerinin yüzde 1400 artmasıdır. Bu; koca, baba, sevgili gibi sıfatlarla erkeklerin her gün en az beş kadını katletmesi anlamına geliyor. Erkek şiddetine aile içi şiddet diyerek karı koca arasına girmek istemeyen, kadını korumayan, katilleri haksız tahrik indirimleriyle ödüllendiren AKP hükümeti, kadına yönelik şiddeti maneviyat politikalarıyla çözebileceğini iddia ediyor. Kadın ve çocuk tecavüzlerinin cezasız kalması, taciz ve tecavüz davalarında kadının beyanının esas alınması ilkesinin işletilmemesi kadına yönelik devlet şiddetinin açık bir tezahürüdür. Son 10 yılda kadın cinayetlerinin 14 kat artmış olmasına rağmen, sayısı 72 olan kadın sığınma evlerinin artmıyor oluşu; devletin yasaları, kolluk kuvveti ve adaletiyle erkekleri koruduğunun göstergesidir. Cinsel Şiddet Kriz Merkezleri açılmalıdır; şiddet davalarında kadının beyanı esas alınsın! Kadın ve Nefret Cinayetleri nitelikli halden sayılmalıdır. Her mahalleye nitelikli ve donanımlı sığınma evi! Devlet erkânı, medya her gün kadını toplumsal olarak ikincilleştiren söylemlerle cinsiyetçi ideolojiyi yeniden üretiyor. Ders kitaplarında kadın nesneleştirilerek, eğitim her geçen yıl daha fazla muhafazakârlaşıyor. Cinsel yönelimleri sebebiyle cinsel/fiziksel şiddet gören lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks (LGBTI) bireyler de AKP nin muhafazakâr politikalarınca ötekileştirilmeye, görünmezleştirilmeye devam ediliyor. LGBTI bireylere dönük şiddetin tespit edilip, cezalandırılması, nefret cinayetlerinin nitelikli hal sayılması LGBTI bireyler için hayati önemde. Cinsiyetçi eğitim ve medya denetlenmelidir.

19 LGBTI bireylere yönelik baskı ve ayrımcılıkları engelleyen bir hukuk düzenlemesi yapılmalı; kadın ve nefret cinayetlerinde cezai indirim son bulmalıdır. Tüm bu saldırılara karşı kadın mücadelesinin yaygınlaştırılması ve güçlendirilmesi en önemli görevlerden birisidir. Bu minvalde İDP, kadını aile içinde tarifleyen; güvencesiz, esnek, kayıtsız ve kuralsız çalışma biçimleriyle kadınları eve hapseden; ucuz işgücü yaratmak üzere uygulamaya koyduğu nüfus politikalarıyla kadın bedeni üzerinden politika yapan, kadına yönelik şiddeti iman-maneviyet politikalarıyla örtmeye çalışan, meşru gören, cinsiyet ayrımcı politikaları reddeder. İşçi Demokrasisi Partisi; kadınların kurtuluşu mücadelesinde erkek-egemen sistemi ve sermayeyi karşısına alan, antikapitalist ve bundan ötürü sınıfsal bir programa sahip bir örgütlenmeyi önüne koyar. Kadınların kurtuluşunu belirsiz bir geleceğe ertelemeyi değil, bugün ve her gün bilfiil erkekegemen sistemle mücadeleyi kapitalizme karşı mücadeleyle birleştirmeyi benimser. Kadın ezilmişliği sorunu reformlarla çözülemez. Kadınlar ancak sınıf egemenliğinin ve erkek egemenliğin ekonomik, politik sosyal temelleri ortadan kaldırıldığı zaman özgürleşecek ve ayrımcılıktan kurtulacaktır. 9. Gençlik geleceksizliğe mahkûm olmayacak! Türkiye de dört üniversite mezunundan biri işsiz. AKP iktidarı sistemiyle çocuk emek gücünün sömürüsünün önünü açmış, Bologna Anlaşması na imzasını koyarak eğitimi tamamen sermayeye teslim etmiş durumda. Yeni kademeli eğitim sistemi, 11 yaşından itibaren herhangi bir çocuğun haftanın üç gününde sanayide ücretsiz emek gücü olarak kullanılmasının yasal ve pratik kanallarını açıyor. Bologna süreci ise, eğitimi ve ardından gerçekleştirilmesi beklenen istihdam biçimlerinin tümünü, sermayenin ihtiyaçlarına odaklı bir vaziyette örgütlemeyi öngörüyor. Öğrencilik, mevcut işsizliğin

20 gizlenmesi için bir perde halini almışken, gerçekte öğrenciler tecrübe kazanmak veya staj yapmak adına hâlihazırda ucuz işgücü pazarına girmiş durumdalar. Kapitalist krizin derinleşmesiyle işçi sınıfının gündemindeki işsizlik, öğrenciler nezdinde geleceksizlik kaygısını pekiştiriyor. Neoliberal tablo gençliğin ve işçi sınıfının ortak direniş ağının örülmesinde şu üç ortaklığı öne çıkarıyor: i.) İşsizlik, ii.) esnek ve güvencesiz çalışma ve iii.) geleceksizlik. İşçi sınıfına ve onun sınıfsal kazanımlarına gerçekleştirilen her saldırı, gençliğin de gündemini oluşturuyor. Sadece bu olgu bile, üniversitelerin artık aydın ve devlet memuru değil, geleceğin işçilerini ve işsizlerini yetiştirdiğini kanıtlıyor. Gelecekleri için mücadele eden gençleri 12 Eylül geleneklerini aratmayacak bir biçimde üniversitelerde polisler bekliyor. Patronların eğitim sektöründen sağladığı kâr oranları iktidar tarafından coplarla korunuyor. Gençlik üzerinde uygulanan baskı ve şiddet politikalarının arkasında da tam olarak bu neoliberal ihtiraslar yatıyor. Türkiye burjuvazisi, sürdürdüğü kirli savaşta kullandığı silahları ve casus uyduları, üniversitelerde Teknopark ismi altında üretiyor. Bu denli stratejik ve kritik bir yatırım alanına dönüşmüş olan üniversitelerin dönüşümü masaya yatırıldığında, bu yatırımların istikrar lı bir şekilde sürmesi adına tutuklanmış bulunan öğrencilerin sayısının resmi rakamlarla dahi üç bini bulmuş olması, şaşkınlık değil öfke doğuruyor. Geleceğimiz bize aittir! İDP, kamusal bir hak olan eğitimin, herkese eşit, parasız ve anadilinde sağlanmasını talep eder. Meslek liselerinde staj, üniversitelerde tecrübe adı altında sömürüye son! Esnek ve güvencesiz çalışmaya hayır! Öğrenci avına son! Tutuklu öğrenciler serbest bırakılsın! Cezalar silinsin! Özel üniversitelerin açılması yasaklansın! Vakıf üniversiteleri tazminatsız kamulaştırılsın! T.C. Bologna Deklarasyonu ndan imzasını çeksin! Kadın ve erkek öğrencilere mezuniyet

21 sonrası eşit iş olanağı! Güvenceli iş, güvenli gelecek istiyoruz! Okullarda öğrenci ve işçi denetimi için ileri! Geleceğin işçilerinin yeri, işçi sınıfının saflarıdır! 10. Engelliler için erişilebilir kent, sağlık ve eğitim hakkı! Türkiye de devlet eliyle, sistematik olarak ayrımcılığa maruz kalan bir başka nüfus grubunu engelliler oluşturmaktadır. Türkiye de nüfusun %12,29 unu oluşturan engellilerin (yaklaşık 8,4 milyon kişi) sağlık, eğitim, ulaşım vb. gibi kamu hizmetlerine erişememesi ya da engelli bireylerin %78,9 unun istihdam edilmiyor oluşu ayrımcılığın devlet tarafından da uygulandığını göstermektedir. Kapitalizm ve onun temsilcisi, neoliberal-muhafazakâr AKP hükümeti için önemli olan tüm insanlar için onurlu bir yaşam değil, daha ucuza daha fazla verim alabileceği sağlıklı işgücüdür. Hükümetin politikaları ise engellileri toplumsal hayatın bir parçası haline getirmekten çok sadaka niteliği taşımaktadır. İDP, engellilerin toplumsal hayatın dışında bırakılmasının kapitalist sistemin bilinçli bir tercihi olduğuna inanır. İDP, engellilerin kamu hizmetlerine erişiminin önündeki engellerin kaldırılmasını ve toplumsal hayata katılmalarını savunur! Tüm engelliler için ulaşılabilir eğitim ve sağlık hakkı, yaşanabilir kentler ve güvenceli iş! 11. Doğanın ve kentin talanına son! Kapitalizmin doğa üzerindeki tahribatı hiç bu kadar derin olmamıştı. Dünyada olduğu gibi Türkiye de de yıkıcı güçlerin bu denli gelişmesi doğaya, insan sağlığına ve kültürüne telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir. Krizin yoğun etkilerinden kurtulmak, finans ve sanayi dallarını sübvanse etmek adına, plansız ve ihtiyacın ötesinde bir yoğunlukla işleyip doğanın katli ile süregiden enerji santrallerinin inşası, doğal varlıkların (su kaynaklarının) özelleşmesi, tohum tekellerinin ortaya çıkışı gibi vahşi saldırıların yanı sıra kentlerdeki kamu zenginliklerinin de talana açılması ile

22 hem doğa hem kültür üzerinde derin bir tahribat yaşanmakta. Gelinen noktada, insanlığın geleceği tehlike altındadır. Bu yüzden: 1-) Mevcut HES ve nükleer yatırımları mevcut enerji ihtiyacının çok ötesinde bir enerji getirisini hedeflemektedir. Bu yatırımlar halkın barınma, ısınma ve üretim ihtiyaçlarını karşılamak maksadı ile değil doğrudan doğruya inşaat sektörünü canlandırıp enerji üretim ve dağıtım süreçlerinden kamunun tamamen tasfiye edilmesi maksadı ile yapılmaktadır. Burjuvazi Türkiye yi Avrupa nın kazan dairesi haline getirmek için çabalarken geri dönüşü olmayan bir doğa katliamı da yaşatmaktadır. İDP bu projelere topyekûn karışıdır! Sadece bir nükleer inşası için harcanacak para ile Türkiye deki tüm üretilen enerjinin yüzde otuzuna denk düşen sağlıksız enerji isale hatlarının baştan sona yenilenebilmesi oldukça mümkündür. İDP, doğayı en fazla kirleten sektörlerden biri olan enerji sektörünün kamulaştırılması ve doğanın lehine sıkı bir denetim altında planlanmasından yanadır. 2-) Tarım alanında ise biyolojik çeşitlilik azalmakta, GDO lu üretim nedeniyle türler ve tohumlar yok olmakta. Bu durum uluslararası birkaç tohum tekelini ve yerli gıda şirketlerini zenginleştirirken, gıda ürünleri üzerindeki fiyat dalgalanması ise kitleler üzerinde yeni bir tehdit haline gelmektedir. Özellikle son dönemlerde tarım sektörü üzerindeki düzenlemeler, yine tekelci şirketleri sübvanse etme doğrultusunda kurgulanmaktadır. Toprakların büyük şirketler tarafından yönetilmeye başlanması, tarım sektöründeki kârlılığı artırırken yığınların gıdaya ulaşımı kolaylaşmamış ve de biyolojik çeşitlilik ciddi şekilde darbe almıştır. İDP tohum tekellerine karşıdır. Tarımın kapitalistler lehine, insan ihtiyaçları gözetilmeden programlanmasına karşı ise tüm gıda tekellerinin ve şirketlere ait büyük toprak arazilerinin kamulaştırılarak biyolojik çeşitliliğin korunup, toprağın sömürüsünün arttırılmasını engellemekten yanadır.

23 3-) Krize çare olarak görülen unsurlardan biri de kentlerdeki kamuya ait alanların talana açılmasıdır. Tüm ülkede kentlerdeki parklar, tarihi ve kültürel alanlar, doğal varlıklar hızla inşaya açılıp kapitalist sektöre dâhil edilmektedir. İDP, kentlerde bu doğrultuda yapılan tüm dönüşümlere karşıdır. Özellikle İstanbul da yapımı planlanan 3. Köprü, yeni havaalanı ve liman yapımı İstanbul un kuzey ormanlarını yok edeceği gibi şehrin nüfusunun sekiz milyon daha artması ile şehri bir bütün olarak dönüştürme ve Avrupa nın finans merkezi haline getirme çabalarından biridir. En güçlü ifadesini İstanbul da bulun bu saldırılar, ülke genelinde kapitalist kriz için burjuvazinin dört elle sarıldıkları ve yıkımlar yarattıkları planlar silsilesini doğurmaktadır. İDP, kamuya ait olan tüm kentsel varlıkların özel sektöre açılması ya da dönüşüm altında keyfi şekilde tahrip edilmesine karşıdır. Sadece kamu zenginliklerinin değil, yaşadığımız evlerin vb. talanı da bizler için yaşam koşullarını gün geçtikçe zorlaştırmakta ve geçmişten gelen kültürel birikimimizi hedef almaktadır. İDP tüm bu saldırıların karşısındadır ve kentlerdeki herhangi bir dönüşümün orada yaşayan kimselerin onayından geçmeksizin yapılamamasını savunur. 12. İlkelerimiz ve stratejimiz İDP sosyalist bir partidir. Türkiye de ve tüm dünyada var olan eşitsizliğin, sömürünün, açlığın ve sefaletin kaynağının kapitalizm olduğunu ve bu nedenle de insanlığın büyük çoğunluğunun başına illet edilen bu dertlerin, ancak kapitalizmin lağvedilerek sınıfsız ve sömürüsüz bir sosyalist ekonominin ve toplumun inşasıyla aşılabileceğini savunur. İDP anti-emperyalist bir partidir. XX. yüzyılın başından beri dünya emekçilerinin ve halklarının çektiği acıların, savaşların ve katliamların ve tabi tutuldukları sömürü ve yağmanın sorumluları, geri bırakılmış ve bağımlı ülkeleri ekonomik ve politik boyunduruk altında tutan, başta ABD, Büyük Britanya, Almanya ve Fransa olmak üzere emperyalist

24 ülkelerdir. Dünya işçi sınıfının ve emekçi halklarının yarattığı zenginlikleri ekonomik, politik ve askeri tüm yöntemlerle gasp eden emperyalist ülkelerin bu egemenliklerini kırmak ve yok etmek, Türkiye ve dünya halklarının kurtuluşu yolundaki en önemli görevlerden biridir. İDP enternasyonalist bir partidir. Tüm dünya işçilerini tek bir sınıf olarak kabul eder ve ulusal sınırların aşılarak dünya emekçi halkları arasında kardeşçe bir ortak mücadele dayanışmasının gelişmesi için uğraş verir. Aynı sosyalist ve devrimci ilkeleri paylaşan diğer ulusal parti ve akımlarla, dünya işçi sınıfının sosyalist devrim partisi olan Enternasyonal in inşası için mücadele eder. İDP devrimci bir partidir. Kapitalizmin bugün içinde bulunduğu emperyalist aşamasında reformlarla daha insani kılınabileceği, düzeltilip iyileştirilebileceği fikrini kesinlikle reddeder ve ekonomide ve toplumsal yapıda köklü dönüşümleri hedefler. Kapitalizmin egemenliğini olanaklı kılan burjuva devlet yapısından işçi demokrasisine geçişi amaçlar. İDP, sosyalizmin inşasının ancak bir işçi-emekçi hükümeti yönetimi altında gerçekleşebileceğini savunur. Temel hedefi, böyle bir hükümetin yönetiminde mali sermayeyi ve büyük burjuvaziyi mülksüzleştirmek, bankaları ve temel sanayi kuruluşlarını devletleştirmek, dış ticareti devlet tekeline almak ve halkın gereksinimlerini öncelik olarak alan merkezi planlı bir ekonomiye geçmektir. İDP nin sosyalizm projesi, devletin ve rejimin işçi demokrasisi temeli üzerinde yeniden inşasını öngörür. İşçi demokrasisi, işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin, komiteler, konseyler, şuralar benzeri özörgütlenmeler aracıyla ülkenin tüm politik, ekonomik ve toplumsal yönetiminde söz ve karar sahibi olmaları demektir. İDP, devlet örgütlenmesinden sendikalara kadar her düzeydeki örgütlenmelerde, söz ve karar iradesini kitlelerden koparıp kendi elinde toplayan bürokratlar kastının oluşmasına karşı amansızca mücadele eder.

25 İDP, burjuva hükümetlerin işçi sınıfının ve emekçi halkın demokratik kazanımlarının geriletilmesine yönelik saldırılarına, dini muhafazakâr dayatmalara, askeri darbe ve faşizm girişimlerine karşı mücadeleyi demokratik haklar uğruna savaşımın ayrılmaz bir parçası olarak kabul eder. Burjuva hükümetlerin ve rejimlerin asla çözemeyeceği toprak reformu ve ulusal bağımsızlık sorunlarının da, demokratik devrimi sonuna kadar sürdürebilecek yegâne güç olan bir işçi-emekçi hükümeti yönetiminde çözülebileceğini savunur. İDP bütün ulusal ve etnik azınlıkların kendi kaderlerini tayin hakkına saygı duyar ve ulusların bağlı oldukları devletlerden ayrılma hakkına sahip olduklarını savunur. Bu haklarının icrasını olanaklı kılacak olan yegâne gücün işçi-emekçi hükümetleri ve işçi demokrasisi olduğunu savunur. Bu anlamda İDP tüm ezilen ve sömürülen ulusları ve halkları, kendi bağımsız iradeleriyle oluşturacakları özgür federasyonlar halinde kapitalizme ve emperyalizme karşı birleşmeye davet eder. Türkiye ve Ortadoğu halklarını ulusal baskılardan ve emperyalist egemenlikten kurtaracak olan, işçi sınıfının ve halkların kendi özgür iradeleriyle oluşturacakları Ortadoğu Sosyalist Cumhuriyetler Federasyonu dur. İDP, Ortadoğu daki tüm dini, teokratik ya da sahte demokratik rejimlere, krallıklara ve diktatörlüklere karşı işçi sınıfının ve emekçi halkların ortak mücadelesini enternasyonalizminin ayrılmaz bir parçası olarak kabul eder. İDP tüm mücadelesinde işçi sınıfının birliğini ve kitlelerin devrimci seferberliğini hedefler. Kendisini asla işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin yerine koymaz, tam tersine onların birleşik mücadelesinde kendi devrimci programını sunarak kitlelere yardımcı olmayı hedefler. Diğer işçi ve emekçi partilerinin varlığına saygı duyar, onları işçi sınıfının birleşik cephesi altında ve işçi demokrasisi çerçevesinde burjuva hükümetlere karşı ve sosyalist bir iktidarın kurulması için ortak mücadeleye davet eder.

26 İDP kadınların, eşcinsellerin ve toplumdaki tüm ezilen ve dışlanan kesimlerin demokratik ve toplumsal hakları için, ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı amansızca mücadele eder, gerekli olan durumlarda bu kesimlere pozitif ayrımcılık uygulanmasını savunur. İDP toplumdaki tüm dışlanmışların bu durumunun nedenini sınıf yapılamasında görür ve gerçek özgürleşmelerinin sosyalizm ile olanaklı olduğuna inanır. İDP, programının çerçevesinde bir araya gelmiş kadın ve erkek işçilerin, emekçilerin ve gençlerin biraraya geldiği demokratik merkeziyetçi bir partidir. Partinin politik hattını belirleyen tüm kararların bütün üyelerinin katıldığı özgür ve demokratik tartışmalarla alınması ve ardından bu kararların tek bir beden halinde uygulamaya konması İDP nin parti olarak ayırt edici özelliğidir.

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 MART TA ALANLARA! 8 Mart, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi yaşamlarıyla ödedikleri bir

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 Mart ta alanlara!

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 Mart ta alanlara! Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 Mart ta alanlara! 8 Mart, kadın işçilerin eşdeğer işe eşit ücret ve daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi

Detaylı

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2 EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2 KAMU İSTİHDAM RAPORU (Aralık, 2015) Ø KAMU SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİ SAYISI YÜZDE 3,4! GERİLEDİ. KADROLU İŞÇİ SAYISI İSE YÜZDE 4,6 DÜŞTÜ! Ø BELEDİYELERDE KADROLU İŞÇİ SAYISI

Detaylı

Kadınlar asgari ücreti değerlendiriyor: Söz hakkımız da yok yaşama şansımız da!

Kadınlar asgari ücreti değerlendiriyor: Söz hakkımız da yok yaşama şansımız da! Kadınlar asgari ücreti değerlendiriyor: Söz hakkımız da yok yaşama şansımız da! Aşağıda Kadın Emeği Platformu nun basın açıklamasını sizlerle paylaşıyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2015 yılı asgari

Detaylı

İlerici Kadınlar Kimdir?

İlerici Kadınlar Kimdir? İlerici Kadınlar Kimdir? Türkiye de AKP iktidarı ile ivme kazanan piyasacılık ve gericilik kadınlar üzerindeki baskıyı daha da artırmıştır. Özellikle son on yılda toplumsal yaşamın dincileştirilmesi kadın

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016 İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016 İşsizlikte patlama! İki yılda 473 bin yeni işsiz! Geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyonu aştı Tarım istihdamı 420 bin, imalat sanayi 47 azaldı Toplam istihdam artışının

Detaylı

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ! İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ! 1 KAMUNUN DÖNÜŞÜMÜ Kamunun ve kamu hizmetlerinin önceden belirlenmiş ekonomik, toplumsal, siyasal hedefler doğrultusunda; amaç ve işlevleri bakımından yeniden

Detaylı

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Nisan 2017 18 Nisan 2017, İstanbul TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK! Bir yılda 700 bin kişi işsizler ordusuna katıldı Geniş tanımlı

Detaylı

UBK Kuruluş Deklarasyonu

UBK Kuruluş Deklarasyonu UBK Kuruluş Deklarasyonu 1- İnsanlık, işçi sınıfının ve dünya halklarının insani, ulusal ve çalışma şartlarına dair haklarının ve birçok durumda, bizzat varoluşunun savunusu için kapitalizmin üretici güçlere

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM 7 Mart 2018, İstanbul Giriş tarafından hazırlanan ve özet sonuçları kamuoyuna açıklanan Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği

Detaylı

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Ekim 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- Ekim 2018 KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR İşsizlikte Patlama Gerçek İşsiz Sayısı 6,3 Milyon Kayıtlı İşsiz Sayısı Son Bir

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI İşsizlik ve İstihdam Raporu-Haziran 2017 15 Haziran 2017, İstanbul İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI Bir yılda 619 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 642 bine yükseldi Geniş

Detaylı

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ocak 2017 16 Ocak 2017, İstanbul İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş Bir yılda 500 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 647 bine yükseldi Geniş Tanımlı

Detaylı

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Kasım 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU Kasım 2018 İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı Gerçek İşsiz Sayısı 6,4 Milyona Yaklaştı Kayıtlı İşsiz

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... 1 A. Kayıt Dışı Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 B. Kayıt Dışı Ekonominin Nedenleri... 4 C. Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü...

Detaylı

İşsizliğin Önlenemeyen Yükselişi: Son Beş Yılın Zirvesi

İşsizliğin Önlenemeyen Yükselişi: Son Beş Yılın Zirvesi İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2016 15 Aralık 2016, İstanbul İşsizliğin Önlenemeyen Yükselişi: Son Beş Yılın Zirvesi Son Beş Yılda Bir Milyon Yeni İşsiz Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 6 Milyon 373 Bin

Detaylı

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR!

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ekim 2016 17 Ekim 2016, İstanbul İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR! İki yılda 457 bin yeni işsiz! Geniş tanımlı işsiz sayısı 6.3 milyonu aştı Tarım istihdamı 291 bin, imalat sanayi

Detaylı

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ...

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ... 1 DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ... Türkiye sendikal hareketi ciddi bir tıkanıklık yaşamaktadır. Emekçilerin karşı karşıya olduğu sorunlara

Detaylı

Türkiye de politik durum

Türkiye de politik durum Türkiye de politik durum 1.Türkiye Cumhuriyeti sahip olduğu sınırlı sermaye birikimi ile emperyalist devletlere mali ve diplomatik açıdan bağımlı kapitalist bir ülkedir. 1980 den bu yana başa gelen hükümetler

Detaylı

İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız!

İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Kasım 2016 15 Kasım 2016, İstanbul İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız! İşsizlik son beş yıldır düzenli olarak artıyor! Son bir yılda 435 bin yeni işsiz!

Detaylı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı İşsizlik ve İstihdam Raporu-Şubat 2017 15 Şubat 2017, İstanbul İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı Bir yılda 590 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 715 bine

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016 İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016 Geniş tanımlı işsiz 5 milyon 660 bin İstihdam artışında kamu lokomotif! Tarım dışı genç kadın işsizliği yüzde 24,8! Özet 15 Ağustos 2016, İstanbul Türkiye Devrimci

Detaylı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı İşsizlik ve İstihdam Raporu- 2017 15 2017, İstanbul ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı Bir yılda 670 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 872 bine yükseldi İşsizlik

Detaylı

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı 17 Eylül 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon Gerçek İşsizlik Oranı yüzde 17,1 İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı 930 Bin Üniversite

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

tarafından yazıldı. Çarşamba, 08 Haziran :44 - Son Güncelleme Perşembe, 09 Haziran :24

tarafından yazıldı. Çarşamba, 08 Haziran :44 - Son Güncelleme Perşembe, 09 Haziran :24 4/B'Lİ SÖZLEŞMELİ PERSONELİ KADROYA ALMAK ÇÖZÜM DEĞİLDİR. EĞER AKP SAMİMİ İSE, ESNEK İSTİHDAMA VE GÜVENCESİZ ÇALIŞTIRMAYA YÖNELİK TÜM DÜZENLEMELERİ YÜRÜRLÜKTEN KALDIRMALIDIR. TÜM ÇALIŞANLARA GÜVENCELİ

Detaylı

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU İşsizlik çığ gibi: Bir yılda 501 bin yeni işsiz Ekonomide küçülme işsizliği tetikliyor Sanayi üretimi bir yılda yüzde 6,5 azaldı Geniş tanımlı işsiz sayısı 6,3 milyona yükseldi

Detaylı

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK 6 MİLYONA YAKLAŞTI!

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK 6 MİLYONA YAKLAŞTI! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Şubat 2018 15 Şubat 2018, İstanbul GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK 6 MİLYONA YAKLAŞTI! Geniş tanımlı işsizlik yüzde 17,6! Geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 981 bin Resmi işsiz sayısı

Detaylı

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu SUNUŞ İşyeri sendika temsilcileri, işyerinde çalışan işçilerin mevzuattan, toplu iş sözleşmelerinden doğan her türlü hak ve çıkarlarını korumakla görevli olan, sendikasının örgütlenmesi ve güçlenmesi için

Detaylı

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 17 Aralık 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU Aralık 2018 KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK Resmi İşsiz Sayısı 330 Bin Artarak 3 Milyon 750

Detaylı

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017 ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017 Dezavantajlı gruplar; işe giriş veya çalışma hayatına devam etmede zorluklarla

Detaylı

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Koç Üniversitesi nde neler oluyor? Koç Üniversitesi nde neler oluyor? 27 Mart 2015 tarihinde, Koç Üniversitesi temizlik işçileri, öğrencileri, öğretim görevlileri, asistanları ve büro emekçileri bir araya geldiler ve bir forum gerçekleştirdiler.

Detaylı

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? Toplu İş Sözleşmesi (TİS), çok genel anlamı ile emekçilerin temsilcisi sendika ile işveren temsilcilerinin, ekonomik, özlük ve çalışma koşullarını birlikte belirlemeleridir.

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Ağustos 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 İŞSİZLİKTE KRİZİN AYAK SESLERİ MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

Detaylı

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE MUAMELE EŞİTLİĞİ CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE Ayşegül Yeşildağlar Ankara, 08.10.2010 HUKUKİ KAYNAKLAR Md. 2 EC : temel prensip -kadın erkek eşitliğini sağlamak, Topluluğun özel bir yükümlülüğüdür,

Detaylı

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), Barzani nin liderliğinde 25 Eylül tarihinde bir referandum yapılacağını duyurdu. Referandumda KBY nin bağımsız

Detaylı

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi Erkek nüfus için, doğuşta beklenen yaşam süreleri 2000-2009 yılları arasında incelendiğinde 2000 yılında 68,1 yıl olan beklenen yaşam süresi 2001-2007

Detaylı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik!

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik! Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 2014 yılı bütçesinin görüşülecek olması nedeniyle görüş ve taleplerimizi paylaşmak üzere KESK'e bağlı YAPI-YOL SEN, BTS ve HABER SEN olarak bugün (12 Aralık

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR?

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR? GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR? ESNEK ÇALIŞMADIR Yapacağın işin, çalışacağın saatlerin, alacağın ücretin esnek olduğu bir çalışma sistemidir. 2 PERFORMANS SİSTEMİDİR Emekçiler arasında dayanışmanın, birlik ruhunun

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! 1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek 1 Mayıs, bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır.

Detaylı

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 16 Temmuz 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- TEMMUZ 2018 MEVSİMSEL ETKİLERDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT

Detaylı

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! TEMMUZ 2016 İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! Taşeron işçilere kayıtsız şartsız kadro! Kıdem tazminatıma dokunma! Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi ne hayır! TAŞERON İŞÇİLERE KAYITSIZ ŞARTSIZ KADRO! AKP hükümeti

Detaylı

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR EMEK ARAŞTIRMA RAPORU: ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR (Mart-2017) Bu çalışmayı, 8 Mart ı yaratan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nü bize armağan eden ve hayatın her

Detaylı

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar: Kadın Dostu Kentler Projesi İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün ulusal ortağı ve temel paydaşı olduğu Kadın Dostu Kentler Projesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu-UNFPA ve Birleşmiş Milletler

Detaylı

ENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ SE

ENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ SE .. DISK. TÜRKİYE GEN EL HİZMETL ER İŞÇİLERİ SEN DİKASI EMEK ARAŞTIRMA RAPORU: TÜRKİYE DE KADINLAR ve KADIN EMEĞİ (Mart-2018) Bu çalışmayı, 8 Mart ı yaratan bize armağan eden ve hayatın her alanında mücadele

Detaylı

Uzaktan çalışma Geçici iş ilişkisi

Uzaktan çalışma Geçici iş ilişkisi Uzaktan çalışma Geçici iş ilişkisi 02 03 Ulusal İstihdam Stratejisi: Eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi İşgücü piyasasında güvence ve esnekliğin sağlanması Özel politika gerektiren grupların istihdamının

Detaylı

Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu Ağustos 2016

Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu Ağustos 2016 Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu Ağustos 2016 2 Ağustos 2016 Sendikalı işçilerin üçte biri toplu sözleşme kapsamı dışında Sendikalaşmada son 4 yıldır yaşanan artışın büyük bölümü yapay Toplu

Detaylı

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Yeni anayasa neyi hedefliyor? Yeni anayasa neyi hedefliyor? Siyasal iktidar Yeni Anayasanın yazımına kapalı kapılar ardında devam ederken, yeni anayasanın yazılma sürecine dair öğrenebildiğimiz yegâne şey, mecliste oluşturulan uzlaşma

Detaylı

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi Ertuğrul Bilir Makina Mühendisi İş Güvenliği Uzmanı (C) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği - Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ÖDENEN BEDELLER İş kazası

Detaylı

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi Bugünlerde bu üç adı bir araya getiren ortak özellik, her birinin uluslararası sınıflar mücadelesinde bölgesel etkilere yol

Detaylı

AKP nin kadın istihdamı paketini kabul etmiyoruz!

AKP nin kadın istihdamı paketini kabul etmiyoruz! AKP nin kadın istihdamı paketini kabul etmiyoruz! AKP nin kadınlara müjde başlığıyla sunduğu Kadın İstihdam Paketi kadınlara esnek, güvencesiz ve evden çalışmayı teşvik eden yasa tasarılarından ibaret.

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

NKP

NKP 24 Haziran da Ülkemiz adım adım bir nükleer bataklığa doğru sürükleniyor. AKP, hayati önemdeki bu konuyu her türlü hukuksal ve siyasal denetimden kaçırıyor. Nükleer santrallerin ya da bu santraller gerekçe

Detaylı

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı İş ve aş için, Demokrasi ve özgürlük için, barış sürecinin ilerlemesi için, 7 Haziran seçimlerinde HDP yi desteklemek için, Haydin

Detaylı

SDP'nin Yeni Anayasaya İlişkin Görüşleri

SDP'nin Yeni Anayasaya İlişkin Görüşleri SDP'nin Yeni Anayasaya İlişkin Görüşleri 9 Ocak 2012 Sosyalist Demokrasi Partisi, yeni anayasaya ilişkin görüş ve önerilerini 19.12.2011 tarihinde yazılı olarak Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu na iletmişti.

Detaylı

Teröre karşı mücadele cephesi!

Teröre karşı mücadele cephesi! Teröre karşı mücadele cephesi! Türkiye, teröre karşı mücadele adı altında, birlik ve beraberlik içinde emekçilere yönelik bir terör rejimine sürüklenmek isteniyor. Bu nedenle milli seferberlik dahi ilan

Detaylı

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) İçinde Bulunduğumuz Evre Ve Gençliğin Durumu Türkiye gibi yarı sömürge ve az gelişmiş

Detaylı

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2016/090 30.12.2016 Konu: 2017 Yılı İçin Asgari Ücret Belirlendi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararında, 2017 yılında uygulanacak asgari ücret brüt tutarı aylık 1.777,50 TL olarak belirlenmiştir. Buna

Detaylı

İşyeri Temsilcileri Rehberi

İşyeri Temsilcileri Rehberi İşyeri Temsilcileri Rehberi Bir sendika için en önemli kadrolardan birisi işyeri temsilcisidir. İşyeri düzeyinde ise işyeri temsilcisi sendika örgütlenmenin olmazsa olmazıdır. Bir işyerinde işyeri temsilcisinin

Detaylı

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER Onur BAKIR MSG Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Giriş Bu çalışmanın amacı, Türkiye de tarımsal istihdam alanında 1980 den bugüne yaşanan dönüşümü temel

Detaylı

İŞSİZLİKTE VAHİM TABLO SÜRÜYOR! KAYITDIŞI ve GÜVENCESİZ İSTİHDAM ARTIŞI KAYGI VERİCİ BOYUTTA

İŞSİZLİKTE VAHİM TABLO SÜRÜYOR! KAYITDIŞI ve GÜVENCESİZ İSTİHDAM ARTIŞI KAYGI VERİCİ BOYUTTA İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Ocak 2018, İstanbul İŞSİZLİKTE VAHİM TABLO SÜRÜYOR! KAYITDIŞI ve GÜVENCESİZ İSTİHDAM ARTIŞI KAYGI VERİCİ BOYUTTA GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 17,1! GENİŞ TANIMLI

Detaylı

KAMU İSTİHDAM BÜLTENİ

KAMU İSTİHDAM BÜLTENİ 18.08.2014 KAMU İSTİHDAM BÜLTENİ Giriş Türkiye işçi sınıfı güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışma koşullarının giderek arttığı, taşeronlaşmanın yaygınlaştığı, sendikalaşma olanaklarının giderek azaldığı,

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI TOPLUSÖZLEŞMEDE KİM KAZANDI? KİM KAYBETTİ? EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI TOPLUSÖZLEŞMEDE KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ? 2014-2015 yıllarını kapsayan toplusözleşme süreci, hükümet ve Memur Sen arasında

Detaylı

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI 2. KAMUDA ÇALIŞAN MÜHENDİS, MİMAR VE VE ŞEHİR PLANCILARININ ÜCRETLERİ VE ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ, EMEKLİLERİN KOŞULLARI İNSANCA YAŞAM DÜZEYİNE ÇEKİLMELİDİR! TMMOB Maden

Detaylı

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Geçtiğimiz ay Suriye de Irak Şam İslam Devleti ve diğer muhalif güçler arasında yaşanan çatışmaya ilişkin, Suriye Devrimci Sol

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması 8 Aralık öğlen saat 12 de Mecidiyeköy de toplanan DİSK yönetimi ve işçiler asgari değil insanca yaşam, asgari ücret, bin dokuz yüz net taleplerini dile

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ESNEK GÜVENCE BAĞLAMINDA TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENCE Yasemin KARA Ağustos 2009 İÇERİK GİRİŞ TÜRKİYE HOLLANDA SONUÇ ve DEĞERLENDİRME 2 GİRİŞ 3 Matra Projesinin Temelleri Bu çalışma

Detaylı

8 Ekim'de "Emekçilerin, Ezilenlerin Sokak Meclisi"ni Kurmak İçin Ankara'dayız!

8 Ekim'de Emekçilerin, Ezilenlerin Sokak Meclisini Kurmak İçin Ankara'dayız! DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, Eşit, Özgür, Demokratik Bir Türkiye İçin, İnsanca Yaşamı Savunmak İçin 8 Ekim de Ankara da miting düzenleyecek. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, KESK Genel Başkanı Lami Özgen,

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI İKİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI I. EKONOMİ, TOPLUM BİLİMİ VE SOSYAL POLİTİKA...7 A. EKONOMİ BİLİMİ...7 B. TOPLUM

Detaylı

Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri!

Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri! Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri! Dünyanın her yerinde milyonlarca kadın kendi geleceklerini kendi

Detaylı

GENÇ, KADIN ve ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞSİZLİĞİNDE VAHİM TABLO!

GENÇ, KADIN ve ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞSİZLİĞİNDE VAHİM TABLO! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Aralık 2017, İstanbul GENÇ, KADIN ve ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞSİZLİĞİNDE VAHİM TABLO! GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 17,2! GENİŞ TANIMLI İŞSİZ SAYISI 5 MİLYON 900 BİN!

Detaylı

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI İşsizlik ve İstihdam Raporu-Temmuz 2017 17 Temmuz 2017, İstanbul İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI 463 bin yeni işsize karşılık 519 bin yeni istihdam İstihdam artışı yavaşladı

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ Türk-İş Dergisi, Ekim-Kasım 2000 Genel Başkan Danışmanı Avrupa Birliği nin kasım ayı içinde yayınlanan iki belgesi, Avrupa Birliği nin Türkiye yi üyeliğe almak

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

KAMU İSTİHDAM RAPORU. Giriş

KAMU İSTİHDAM RAPORU. Giriş KAMU İSTİHDAM RAPORU Giriş Türkiye işçi sınıfı güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışma koşullarının giderek arttığı, taşeronlaşmanın yaygınlaştığı, sendikalaşma olanaklarının giderek azaldığı, çalışma yaşamının

Detaylı

Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir.

Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir. ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU KARARI Karar Tarihi : 30/12/2014 Karar No : 2014/1 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu nun 39 uncu maddesi gereğince, iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında

Detaylı

İŞSİZLİK GERÇEK, İSTİHDAM SEFERLİĞİ YAPAY!

İŞSİZLİK GERÇEK, İSTİHDAM SEFERLİĞİ YAPAY! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2017 İŞSİZLİK GERÇEK, İSTİHDAM SEFERLİĞİ YAPAY! 15 Ağustos 2017, İstanbul İşsiz sayısı bir yılda 330 bin artı! Son bir yılda istihdam sadece 621 bin arttı, İstihdam

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı Gülşah Özcanalp Göktekin Uzman Sosyolog / İş ve Meslek Danışmanı Liderlik Enstitüsü Eğitim ve İstihdam Hizmetleri Çalışma Evrensel Bir Haktır İnsan

Detaylı

işçiokulu FASİKÜL 22:

işçiokulu FASİKÜL 22: Emperyalizm nedir? Emperyalizm dünya üzerinde uluslararası sermayenin tek tek ülkelerdeki emekçileri sömürmesi ve baskı altına almasının adıdır. Bütün yeraltı ve üstü zenginliklere el koyma, pazarı ele

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Türkiye Đşçi Sendikaları Konfederasyonu KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Ankara Amaç Türkiye de kayıt dışı istihdam önemli bir sorun olarak gündemdedir. Ülkede son verilere göre istihdam edilenlerin yüzde

Detaylı

SENDİKALAŞMA EYLEMİ İÇİN İLERİ

SENDİKALAŞMA EYLEMİ İÇİN İLERİ grevli,toplu sözleşmeli SENDİKALAŞMA EYLEMİ İÇİN İLERİ [TfH TüR K iy E [-C JTEK N İK ELEMAN i ^ M k u r u lta y i 22-23 Mayısı Maltepe Alemdar Sineması 'saat X) > T ü rk iy e 3. t e k n ik elem a n k u

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı