ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Transkript

1 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA DELTASI NDAKİ TUZCUL BİTKİ TÜRLERİNİN VESİKULAR-ARBUSKULAR MİKORİZAL BİRLİKTELİKLERİNİN İNCELENMESİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA, 2007

2 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA DELTASI NDAKİ TUZCUL BİTKİ TÜRLERİNİN VESİKULAR-ARBUSKULAR MİKORİZAL BİRLİKTELİKLERİNİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Bu tez / /2007 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından oy birliği İle Kabul Edilmiştir. İmza... İmza... İmza.... Yrd.Doç.Dr. Halil ÇAKAN Prof.Dr. K.Tuluhan YILMAZ Yard.Doç.Dr. Sema DÜZENLİ DANIŞMAN ÜYE ÜYE Bu tez Enstitümüz Biyoloji Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza ve Mühür Bu Çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: FEF 2005YL3 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümleretabidir.

3 İÇİNDEKİLER ÖZ...I ABSTRACT...II TEŞEKKÜR...III ŞEKİLLER DİZİNİ...IV ÇİZELGELER DİZİNİ...VI 1. GİRİŞ ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Araştırma Alanının İklimi Yağış Sıcaklık Nem Araştırma Alanının Toprak Özellikleri Araştırma Alanının Hidrolojisi Araştırma Alanının Vejetasyon Özellikleri Yöntem Vejetasyon Analizi Mikorizal Enfeksiyonun Belirlenmesi Topraktaki Spor Yoğunluğunun Belirlenmesi Toprak Analizleri İstatiksel Analizler BULGULAR VE TARTIŞMA Araştırma Alanın Vejetasyonu Daimi Örneklik Alanlar ve Vejetasyon Yapısı Daimi Örneklik Alan No: Daimi Örneklik Alan No: Daimi Örneklik Alan No: Daimi Örneklik Alan No: Daimi Örneklik Alan No:5..38

4 4.2. Daimi Örneklik Alanlara Ait Toprak Analizleri Tuz ph Kireç Organik Madde Fosfor Potasyum Spor Yoğunluğu Ve Mikorizal Birliktelik Arthrocnemum fruticosum Halimione portulacoides Aeloropus littoralis Arthrocnemum glaucum Halocnemum strobilaceum Juncus acutus Bolboschoenus maritimus Mikorizal Spor Sayıları, Mikorizal Kolonizasyon ve Parazitik Enfeksiyon Oranlarının Toprak Özellikleriyle Korelasyonu SONUÇ VE ÖNERİLER...63 KAYNAKLAR...67 ÖZGEÇMİŞ...73 EKLER....74

5 ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA DELTASI NDAKİ TUZCUL BİTKİ TÜRLERİNİN VESİKULAR-ARBUSKULAR MİKORİZAL BİRLİKTELİKLERİNİN İNCELENMESİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Danışman: Yrd. Doç. Dr. Halil ÇAKAN Yıl: 2007, Sayfa: 87 Jüri: Yrd. Doç. Dr. Halil ÇAKAN :Prof. Dr. K.Tuluhan YILMAZ :Yard.Doç.Dr. Sema DÜZENLİ Çalışmada, Çukurova Deltası nın Tuzla ilçesinde yer alan farklı tuzcul habitatlardan örneklik alanlar seçilmiş ve bu alanlarda yetişen bitki türlerinden baskın olan türler örneklenmiştir. Seçilen örneklik alanlardan periyodik olarak Mart, Mayıs, Temmuz ve Eylül aylarında toprak ve bitkilerin kök örnekleri alınarak spor yoğunlukları, toprak özellikleri ve mikorizal birlikteliğin varlığı analiz edilmiştir. Farklı habitatlardan seçilen örneklik alanlarda bulunan 7 bitki türünden ikisinin (Aeloropus littoralis ve Halimione portulacoides) mikorizal birliktelik oluşturmasına rağmen, diğer beş bitki türünün (Arthrocnemum fruticosum, Arthrocnemum glaucum, Halocnemum strobilaceum, Juncus acutus ve Bolboschoenus maritimus) ise mikorizal birliktelik oluşturmadığı belirlenmiştir. Bunun yanında tüm bitki türlerinde parazitik mantar türleri ile gerçekleşen enfeksiyonun var olduğu saptanmıştır. Mikorizal birlikteliğin topraktaki spor yoğunluğu ile ters orantılı olduğu ve mevsimsel olarak değişkenlik gösterdiği de tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikorizal kolonizasyon, Tuzcul habitat, Çukurova Deltası I

6 ABSTRACT MSc THESIS THE INVESTIGATION VESICULAR ARBUSCULAR MYCORRHIZAL COLONIZATIONS OF HALOPHYTIC PLANT SPECIES IN CUKUROVA DELTA (ADANA) UNIVERSITY OF ÇUKUROVA INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF BIOLOGY Supervisor: Assist.Prof.Dr. Halil ÇAKAN Year:2007, Pages:87 Jury : Assit.Prof.Dr. Halil ÇAKAN Prof. Dr. K.Tuluhan YILMAZ Yrd.Doç.Dr. Sema DÜZENLİ In this study, the sampling plots were chosen from different salty habitats of Çukurova Delta to select dominant and characteristic halophytic plant species. Selected permanent sampling plots were visited four times periodically in March, May, July and September along a year. In each visiting time, soil and root samples were taken to analyze spore concentration, soil properties and mycorrhizal colonization. Two of selected seven halophytic plant species (Aeloropus littoralis and Halimione portulacoides) from different habitats had been found as mycorrhizal, other five halophytic plant species (Arthrocnemum fruticosum, Arthrocnemum glaucum, Halocnemum strobilaceum, Juncus acutus and Bolboschoenus maritimus) determined as non-mycorrhizal. Parasitic fungal infection was obsemed at all plant species selected from study site. The mycorrhizal colonization rates according to the seasonal changes were found different, and it also showed a negative correlation with number of mycorrhizal spores in soil. Key words: mycorrhizal colonization, salty habitats, Çukurova Delta II

7 TEŞEKKÜR Tez konumun seçimi, yürütülmesi, arazi çalışmaları ve sonuçların değerlendirilmesinde gösterdiği yardımlardan dolayı danışmanım Yrd.Doç.Dr. Halil ÇAKAN a teşekkür ederim. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ hocama, çalışmalarım sırasında laboratuarı kullanmam açısından yardımını esirgemediği için teşekkür ederim. Ayrıca tez çalışmam esnasında yardımlarını esirgemeyen Biyoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Elif HAKLI ya, gerek arazi çalışmalarımda gerekse maddi ve manevi olarak benden yardımlarını esirgemeyen her zaman bana destek olan aileme, amcama ve dedeme sonsuz teşekkürlerimi sunarım. III

8 ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 1.1. Mikoriza Çeşitlerinin Şematik Görünümü..4 Şekil 3.2. Araştırma alanının coğrafik haritası.. 17 Şekil 3.3. Araştırma Alanının Aylık Ortalama Yağış Miktarı...19 Şekil 3.4.Karataş İklim İstasyonuna ait Ambrometrik İklim Diyagramı...19 Şekil 3.5. Araştırma Alanının Aylık Ortalama Sıcaklığı...20 Şekil 3.6. Araştırma Alanının Aylara Göre Oransal Nem Oranları Şekil 3.7. Aeloropus littoralis Bitkisi...24 Şekil 3.8. Halocnemum strobilaceum Bitkisi Şekil 3.9. Bolboschoenus maritimus Bitkisi...26 Şekil Juncus acutus Bitkisi...27 Şekil Halimione portulacoides Bitkisi Şekil Arthrocnemum fruticosum Bitkisi..29 Şekil Arthrocnemum glaucum Bitkisi..29 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Tuzluluk Miktarı Değişimleri Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı ph Değerleri Değişimi.41 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Kireç Miktarları Değişimi Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Organik Madde Miktarları Değişimi...43 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Fosfor Miktarları Değişimi.44 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Potasyum Miktarları Değişimi...45 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Spor Yoğunluğu Değişimleri Şekil nolu örneklik alandaki Arthrocnemum fruticosum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu IV

9 ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil nolu örneklik alandaki Arthrocnemum fruticosum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu 48 Şekil nolu örneklik alandaki Halimione portulacoides bitkisinin spor yoğunluğu, mikorizal birlikteliği ve parazitik mantar enfeksiyonu.49 Şekil nolu örneklik alandaki Halimione portulacoides bitkisinin spor yoğunluğu, mikorizal birlikteliği ve parazitik mantar enfeksiyonu..50 Şekil nolu örneklik alandaki Aeloropus littoralis bitkisinin spor yoğunluğu, mikorizal birlikteliği ve parazitik mantar enfeksiyonu.51 Şekil nolu örneklik alandaki Arthrocnemum glaucum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu Şekil nolu örneklik alandaki Halocnemum strobilaceum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu...53 Şekil nolu örneklik alandaki Juncus acutus bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu...54 Şekil nolu örneklik alandaki Bolboschoenus maritimus bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu 55 V

10 ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 4.1. Araştırma Alanında Belirlenen Örneklik Alan Bilgileri Çizelge 4.2. Arthrocnemum fruticosum bitkisi için korelasyon analizi. 56 Çizelge 4.3. Aeloropus littoralis bitkisi için korelasyon analizi Çizelge 4.4. Halimione portulacoides bitkisi için korelasyon analizi Çizelge 4.5. Arthrocnemum glaucum bitkisi için korelasyon analizi. 59 Çizelge 4.6. Arthrocnemum fruticosum bitkisi için korelasyon analizi.. 59 Çizelge 4.7. Halocnemum strobilaceum bitkisi için korelasyon analizi...60 Çizelge 4.8. Juncus acutus bitkisi için korelasyon analizi Çizelge 4.9. Halimione portulacoides bitkisi için korelasyon analizi Çizelge Bolboschoenus maritimus bitkisi için korelasyon analizi VI

11 1. GİRİŞ 1. GİRİŞ Doğada ki birçok bitki türü yetişme ortamındaki olumsuz stres koşullarında (tuzluluk, kuraklık vs.) gelişimlerini devam ettirebilmek için doğal adaptasyon mekanizmaları geliştirmişlerdir. Bu mekanizmaların başında da bitkiler ile mikorizal mantarlar arasındaki simbiyotik birliktelik gelmektedir. Mikoriza kelimesi 1885 yılında A.B. Frank isimli bir Alman orman patologu tarafından Yunanca mantar anlamına gelen mykes ile kök anlamına gelen rhiza kelimelerinin birleştirilmesiyle türemiştir. Araştırmacı mikoriza terimini ilk kez mantar-ağaç ortaklığını tanımlamada kullanmış fakat daha sonra yeryüzünde ağaçlar dışında çok sayıda bitkinin mantarlarla simbiyotik bir ortaklık oluşturduğu saptanmıştır. Mikoriza; kök mantarı anlamına gelmektedir ve toprak kökenli mantarlarla yüksek bitkilerin kökleri arasındaki simbiyotik yaşam birlikteliğine denilmektedir. Bu simbiyotik birliktelikte bitki mikorizaya yaşamını devam ettirebilmesi için enerji kaynağı olarak, fotosentezden elde ettiği karbonu, mikoriza ise bitkiye öncelikli olarak fosfor, makro- mikro besin elementi ve su sağlamaktadır. Özellikle kültür bitkileri üzerinde uygulanan mikorizal inokulasyonun (mikoriza ile aşılama) bitki gelişimini ve verim artışını sağlamanın yanında toprak kökenli patojenlere karşı da dayanıklılık sağladığı, kuraklığa ve tuz stresine karşı ise bitkiyi korumada etkili olduğu belirlenmiştir ( Killham, 1995; Smith ve Read, 1997). Mikorizanın bitkiler ile birlikteliği toprakta var olan sporlar tarafından sağlanmaktadır. Mikorizal mantar, konakçı bitkinin türü, toprak ve çevre koşullarının hepsi spor oluşumunu etkilemektedir. Spor oluşumu dinamik bir süreçtir, bir taraftan spor oluşurken, daha önce meydana gelen sporlar çimlenebilir. Sporun çimlenmesi ve oluşan hifin ilk gelişimi toprağın fiziksel ve kimyasal faktörleri tarafından belirlenirken, daha sonraki gelişimleri enfekte ettikleri kökler tarafından etkilenir. Mikorizal mantarlar sadece sporlarla değil aynı zamanda kök içindeki ve dışındaki mantar misellerinin gelişmesiyle vejetatif olarak da üreyebilirler. Mikorizal mantarların sporları toprakta birkaç yıl canlı kalabilirken, miseller (hif) konakçı bitkinin kökleri ile temas etmezse veya konakçı bitki ölürse enfekte etme özelliğini 1

12 1. GİRİŞ birkaç haftada kaybedebilir. Gelişen hifler, herhangi bir noktadan konakçı bitkinin kökleri ile Appressorium (Enfeksiyonun ilk evresinde, hif veya çimlenme borusu üzerinde oluşan ve onu konakçı dokuya birleştiren şişkinlik) oluşturarak kolonizasyonu sağlarlar. Mikorizal sporlar, bitkilerdeki enfeksiyon şekilleri ve kök içindeki morfolojik, fizyolojik yapıları ile taksonomik yönden farklılıklar göstermektedir ve mikoriza, kök içindeki morfolojik yapı bakımından ekto-mikoriza ve endo- mikoriza olmak üzere iki büyük gruba ayrılmaktadır (Ortaş, 1998). Ekto-mikoriza daha çok yüksek yapılı orman ağaçlarının kök yapılarında bulunmaktadır. Bu mantarlar kökte korteks (Kabuk) hücreleri içinde gelişmezler. Bu tip mikorizanın hifleri korteksteki hücreler arası boşlukları doldurur ve burada harting net olarak adlandırılan hifler oluşturur. Kökün dış yüzeyinde ise mantle adı verilen kökçük görünümündeki çok sayıda dallanmış hifler meydana getirdiği için gözle görülebilirler. Endo-mikorizalar ise kortekste hem hücreler arası boşluklarda hem de hücre içi boşluklarda oluşurlar. Kortekste vesikül adı verilen lipidce zengin oval görünümlü yapılar meydana getirirler. Bu vesiküllerin dışarıdan alınan besin elementlerini depo ettiği ve gereksinime göre bitkiye verdiği düşünülmektedir. Ayrıca hücre içinde arbuskül adı verilen küçük bir ağacı andıran yapılar oluştururlar. Bu yapılar dışarıdan sağladığı besin elementini bitki dokularına aktarırlar. Arbuskular ve vesikular oluşumunun yaygın olmasından dolayı bu grup mikorizal birliktelikler VAM (Vesikular-Arbuskular mikoriza) olarak bilinmektedir (Akpınar,2004). Mikorizanın bu iki büyük grubunun yanında Ericaceae familyasına ait bitki türlerinde görülen Ericaceous mikoriza (Ericoid, Arbutoid, Monotropoid) ve Orchidaceae familyasına ait bitki türlerinde görülen Orchidaceous mikoriza da saptanan mikoriza çeşitleridir (Ortaş, 1998). Ericaceous mikorizalarda kök içerisindeki hifler, korteks hücrelerinin içine girebilirler (endomikorizaların özelliği), fakat arbuskül oluşturmazlar. Başlıca 3 tip ericaceous mikoriza tanımlanmıştır: 2

13 1. GİRİŞ Ericoid; İç korteks hücreleri tamamen mantar hifleri ile doludur. Kırpaç şeklindeki gevşek bir hif parçası kök yüzeyi üzerinde büyür. Fakat, bir kın oluşmaz. Ericoid mikorizalar, çok ince kök sistemleri olan ve tipik olarak asit topraklarda büyüyen bitkilerde bulunurlar. Arbutoid; Hem ectomikorizaların hem de endomikorizaların özelliklerini taşımaktadırlar. Hücrelerarasına girerler, bir kın oluşur ve Hartig net (ağ) oluştururlar. Monotropoid; Mantarlar, Monotropaceae familyasından achlorophyllous (klorofilden yoksun) bitkileri (ör. Indian pipe) kolonize ederler, Hartig net ve manto (kın) oluştururlar. Orkide (Orchidaceous) mikorizalarda mikorizal mantarların, Orchidaceae familyası bitkilerinin yaşam döngüsünde özel bir rolleri vardır. Orkideler tipik küçük tohumlarında çok az miktarda besin maddesini depo ederler. Çimlenmeden çok kısa bir süre sonra bitki mikorizal mantarlarla enfekte edilir ve mikorizal mantar, gelişmekte olan embriyoya karbon ve vitaminler sağlar. Klorofilsiz türlerde bitki tüm yaşantısı boyunca karbon ihtiyacını sağlamak için ortağı mantara bağımlıdır. Mantar bitki hücresi içinde gelişir, hücre membranını çevreler ve hücre içerisinde hifsel yumaklar oluşturur. Bu yumaklar sadece bir kaç gün için aktiftir. Sonra normal yapılarını kaybedip bozunuma uğrarlar ve besin maddesi içerikleri büyümekte olan orkide tarafından absorbe edilir. Bir bitki türü tek tip mikorizal mantar ile enfekte olabildiği gibi, birkaç çeşit mikorizal mantar türü ile de, enfekte olabilir. Aynı bitki üzerinde hem endo-mikoriza hem de ekto-mikoriza birlikteliklerinin ikisi birden bulunabilir. Bazı ericoid bitkilerde de nadiren ekto-mikoriza ve endo-mikoriza birlikteliklerinin ikisi bulunabilir. Fakat, bir konakçı bitki türü için oluşan mikorizal birliktelik tipi genellikle bellidir. 3

14 1. GİRİŞ Şekil 1.1 : Mikoriza Çeşitlerinin Şematik Görünümü Yapılan bazı araştırmalar halofit bitkilerin mikorizal mantarlar ile oluşturdukları birliktelikler sayesinde tuza karşı toleranslarının arttığını göstermiştir (Cantrell ve Linderman, 2001; Tian et al. 2004; Jindal et al. 1993). Genel olarak halofit bitkilerin mikorizal birliktelik oluşturmadığı belirtilmesine karşın, son yıllarda yapılan araştırmalarda tuzlu topraklarda gelişen bazı bitki türlerinin de mikorizal birliktelikler oluşturabildiği belirtilmiştir (Ruiz ve Azcon, 2000 ). Doğu Akdeniz kıyı şeridinde yer alan Çukurova deltası nın düz ve düze yakın olması nedeniyle taban suyu yüksektir. Bunun bir sonucu olarak bölge topraklarının çoğunluğu hidromorfik karakterlidir. Kıyıya yakın bölgelerde kışın oluşan ve yazın kuruyan geçici tuzcul sulak alanlar önemli bir yer kaplamaktadır. Bu bölgelerde suyun kalış süresi ve tuz konsantrasyonuna bağlı olarak oluşan zonlarda farklı tuzcul 4

15 1. GİRİŞ bitki toplulukları gelişmektedir. Ayrıca kıyısal kesimlerde oluşan çok sayıda sürekli su ile doygun bataklıklar da Çukurova Deltası nda yaygındır. Çukurova Deltası nda yer alan tuz gölü lagünü çevresinde tuzcul toprakların bulunması nedeniyle araştırma bu bölgedeki farklı alanlardan seçilen örneklik alanlarda yürütülmüştür. Bu çalışmada, Çukurova Deltası ndaki tuzcul topraklar ve bataklıklarda yetişen tuzcul bitkilerin spor yoğunlukları ve mikorizal birliktelikleri araştırılmıştır. Farklı tuz konsantrasyonlarına sahip topraklarda yetişen farklı bitki türlerinin tuzluluk değişimlerine karşı olan mikorizal birliktelik durumları incelenmiştir. Dört farklı mevsimde (Mart, Mayıs, Temmuz, Eylül) analizler yapılarak mevsimsel değişime bağlı olarak bu mikorizal birlikteliğin nasıl etkilendiği ortaya konulmuştur. 5

16 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Araştırma alanının içinde yer aldığı Çukurova Deltası nda bugüne kadar çok sayıda flora vejetasyon, ekoloji ve biyotop haritalaması üzerine çalışma yapılmıştır. Langeveld (1990) yaptığı çalışmada Çukurova kıyılarının uluslar arası önemini belirtmiştir. Çalışmasında alanın konumu, alanda yapılan tarımsal ve endüstriyel faaliyetler, lagünler, tuzlu bataklıklar, kumsallar, kum tepeleri ve bu alanlardaki bitki örtüsü, hayvan varlığı ve bunları tehdit eden faktörler hakkında bilgi vererek çözümleri üzerinde durmuştur. Uzun ve ark. (1995) Çukurova Deltası nda yürüttükleri çalışmada 1993 yılına ait hava fotoğraflarını yorumlayarak doğala yakın biyotopları sınıflandırmışlardır. Bu amaçla seçtikleri transektlerde alan kullanım tipleri, jeoloji, toprak, bakı, eğim derecesi, denizden yükseklik gibi parametreleri incelemiş ve bitki örtüsünü saptamışlardır. İzcankurtaran (2000) Yaptığı çalışmada Tuzla kıyı şeridindeki plaj kullanımının çevreye etkilerini araştırmıştır. Sonuçta araştırma alanındaki kıyı kullanımının çok yoğun ve doğal potansiyel ile çelişen bir yapıda olduğunu saptamıştır. Araştırma alanındaki kumulların, lagün kıyısının, tuzlu düzlüklerin ve tatlı su bataklığının büyük ölçüde doğala yakın ve çok duyarlı ekosistemler olduğunu, bu alanların mutlak korunması gereken biyotoplar olduğunu belirtmiştir. Altan ve ark. (2002) Yaptıkları çalışmada, kıyı alanları planlamasında ekolojik kriterlere dayanarak alan kullanım kararları verebilen bir planlama modeli geliştirmeyi amaçlamışlardır. Çalışma sonunda ülkemizdeki veri tabanlarının özel koşullarına uygunluğunu da göz önüne alarak bir Ekolojik Planlama Modeli oluşturmuşlardır. Artar (2002) Çukurova Deltası nda yer alan önemli sulak alan sistemlerinden Akyatan ve Ağyatan lagünleri ile çevresinde önemli biyotopların haritalanması amacıyla yaptığı çalışmasında, 33 farklı biyotop tipinin olduğunu tespit etmiştir. Araştırma alanında var olan biyotopların bozulma durumlarına bakıldığında yerleşim bölgelerine yaklaştıkça bozulma oranının arttığını, bunda da en büyük payın tarım alanına dönüştürülen tuzlu bataklık ve çayırlıklarda görüldüğünü belirlemiştir. 6

17 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Bundan yola çıkarak, deltada bütüncül bir koruma kullanım ilkeleri önerisi getirmeye çalışmıştır. Yılmaz (2002) Çukurova kıyı kumullarında yürüttüğü çalışmada, tarım ve ağaçlandırma faaliyetlerinin kumul ekosistemi üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Yaptığı vejetasyon analizleri sonucunda fito-sosyolojik verilerin, kumullardaki bozulma düzeyinin saptanmasında bir biyoindikatör olarak kullanılabileceğini belirtmiştir. Çalışmada tarım ve ağaçlandırma gibi alan kullanımlarının neden olduğu değişimler, bitki örtüsünün tür kompozisyonu, örtü derecesi ve tür çeşitliliği bakımından karşılaştırılmıştır. Araştırmada kumul vejetasyonu, doğal kumul ve synantropik vejetasyon olarak iki grupta ele alınmıştır. Sonuçta, alan kullanımlarına bağlı olarak kumul bitki örtüsünde ortaya çıkan değişimler sonucunda çok yıllık psamofitlerin yerini tek yıllıkların oluşturduğu sekonder bitki örtüsünün aldığı belirlenmiştir. Kumula ait yerel bitki türlerine ek olarak, ağaçlandırma faaliyetleri sonrası ortaya çıkan sekonder bitki türlerinin de biyoçeşitliliğin artmasında etkili olduğu bildirilmiştir. Çakan ve ark. (2003) araştırma alanı olarak seçtikleri Çukurova Deltası nda endemik ve nadir taksonlara ait dağılım haritalarını kullanarak birinci, ikinci ve üçüncü derecede olmak üzere belirledikleri 3 ayrı hassas zonda, 25 i endemik toplam 600 bitki türü tespit etmişlerdir. Ayrıca bu çalışmada 27 si bilim dünyası için yeni olmak üzere toplam 31 bitki birliği tanımlamışlardır. Çakan ve ark. (2004) kumulların aşınabilir, hassas yapıda olmaları nedeniyle bu alanların yeniden yapılandırılması, gözlenmesi ve idaresinin başarılmasında doğal kumul vejetasyonunun incelenmesi gerektiğini belirtmişler ve bu amaçla Çukurova Deltası nda doğal kıyısal kumul vejetasyonunun dağılımı, yapısı ve floristik kompozisyonunu incelemişlerdir. Farklı süksesyonal gelişimlere ait bitki topluluklarını belirlemek için 16 alan örneklemişlerdir. Sonuçta, Cyperus capitatus, Echium angustifolium, Vitis sylvestris, Myrtus communis, Helianthemum stipulatum olmak üzere 62 vasküler bitki türü içeren floristik ve ekolojik olarak beş farklı komünite grubu tespit etmişlerdir. Atmaca (2004) Çalışmasında, kumul ağaçlandırma çalışmalarında kullanılan üzerindeki etkilerinin bilinmesini, kumul ağaçlandırmalarının gerekliliği ve 7

18 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR doğruluğu konusunda daha isabetli karar verilmesini sağlamayı amaçlamıştır. Araştırmasını kumul ağaçlandırılması yapılarak oluşturulan, Turan Emeksiz ormanındaki Okaliptüs ve Çam dikilen iki farklı yetişme ortamını ele alarak yapmıştır. Bu ortamlar da kendi içerisinde tepe kapalılıklarına göre tam kapalı ve zayıf kapalı alanlar şeklinde ikiye ayrılmış ve her bir değişkene göre üçer adet 10x10 metre boyutunda toplam 12 adet örneklik parsel, ayrıca bunlara ilave olarak herhangi bir ağaçlandırma faaliyeti gerçekleştirilmemiş alanlarda da 3 adet kontrol parseli oluşturulmuştur. Yapmış olduğu periyodik vejetasyon analizleri sonucunda, kumul ağaçlandırmalarının kumul vejetasyonu ve toprak reaksiyonu üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Yılmaz ve ark. (2005) Doğu Akdeniz kıyılarındaki bitki örtüsünü uydu verilerini kullanarak haritalamışlardır. Farklı vejetasyon tiplerini temsil eden baskın türler ile floristik kompozisyonu belirlemişlerdir. Hidrofit bitki topluluklarını araştırma alanının %24 üne karşılık gelen 15,122 ha ile en geniş yayılışa sahip alan, Dalyan Çamlığı kıyı ormanını 69 ha ile en sınırlı yayılışa sahip alan olarak tespit etmişlerdir. Çakan ve ark. (2005) Araştırma için yüksek biyolojik çeşitliliği ile Doğu Akdeniz havzasındaki en önemli sulak alan ve RAMSAR bölgelerinden biri olan Çukurova Deltası nı seçmişlerdir. Tehdit altındaki floranın koruma statüsünü belirlemek için, IUCN kırmızı liste kriterlerini uygulamışlardır. Çalışmalarında, Kumul (hareketli veya sabit ) ve kumlu sahiller (Tüm taksonların % 64,5 i ile), tuzcul düzlükler ve tuzlu su bataklıkları (% 16,1), nehir kenarları ve tatlı su bataklıkları (% 9,7), tarla kenarları ve yol kenarları (% 9,7) olmak üzere 4 ayrı habitatta göre tehdit altındaki floranın dağılımını analiz etmişlerdir. Bu kırmızı bilgi listesinin Çukurova Deltası ndaki koruma problemlerinin farkına varılması için ve buradaki floranın daha etkili bir biçimde korunması için ihtiyaç duyulan ilk adım olduğunu belirtmişlerdir. Son yıllarda bitkilerin gelişimleri açısından önemi anlaşılan mikoriza birçok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Çukurova Deltası nda da bitkilerin mikorizal birliktelikleriyle ilgili olarak yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. 8

19 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ballı (1996) Doğal ekolojik koşullarda yetişen baklagil türleri ile yaptığı çalışmada, mikoriza enfeksiyonu ile topraktaki mikoriza populasyonu arasındaki orantının tespiti, aynı zamanda doğal mikoriza tür ve populasyonu ile toprak özellikleri arasındaki ilişkinin belirlenmesini amaçlamıştır. Yaptığı toprak analizleri sonucunda ise baklagillerin genellikle nötr, tuzsuz, kil ve killi-tın bünyeli topraklarda doğal olarak yetişebildiğini saptamıştır. Ayrıca baklagillerdeki % kök enfeksiyonu ile topraktaki spor sayısı arasında genelde ters bir ilişki olduğu ve enfeksiyon yüzdesinin % arasında değiştiğini belirtmiştir. Bitki gelişiminin tamamlandığı nisan ayında ise bu enfeksiyonun mart ayına göre derecesinin daha da arttığını gözlemiştir. Aytok (2001) Tuzla kumullarında yaptığı çalışmada belirlediği farklı nitelikteki örneklik alanlarda bir yıl boyunca mevsimsel olarak vejetasyon analizleri yapmış, bitki örneklerinde mikorizal enfeksiyonun varlığını ve oranını saptamıştır. Saçak köklü ve rizomlu bitki türlerinde kazık köklü ve soğanlı bitki türlerine göre mikorizal enfeksiyonun daha fazla olduğunu, çalışma alanında toprak özellikleri ile bitki türlerinin dağılımı ve mikorizal oluşumu arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur Karataş (2004) Tuzla daki kıyı kumullarında çalışmıştır. Araştırmasında kıyıdaki kumullardan iç kesimlerdeki kumullara kadar olan alan içerisinde embryonik, hareketli, sabit ve kalıntı kumullar olmak üzere 4 vejetasyon serisi belirlemiştir. Burada kumullara özgü 30 familyaya ait 5 i endemik 64 kumul bitkisi saptamış ve bu bitkilerden 16 sının mikorizasız 48 inin ise mikorizalı olduğunu belirtmiştir. Çakan ve Karataş (2006) Çalışmalarında, güney Akdeniz Kıyılarındaki kıyısal kumullarda yer alan kumul bitki türlerinin yaşam formlarını, mikorizal birlikteliklerini ve süksesyonal değişimlerini ele almışlardır. Kumullarda 4 farklı süksesyonal alan (Embriyonik kumul, Sabit kumul, Hareketli kumul, Kalıntı kumul) tespit etmişler ve bu alanlarda 30 familyaya ait 64 bitki türü örneklemişlerdir. Bitki türlerinden 54 tanesinin (% 84) mikorizal birliktelik oluşturduğunu saptamışlardır. Süksesyonun erken safhalarında (Embriyonik kumul, Sabit kumul) bitkilerin mikorizal birliktelik oluşturmadığını, kumul stabilizasyonu ile birlikte mikorizal 9

20 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR kolonizasyonun yüzdesinde artış olduğunu belirtmişlerdir. Mikorizal enfeksiyon yüzdesinin yüksek toprak ph sı ile negatif, toprağın organik madde ve azot içeriği ile pozitif korelasyon gösterdiğini tespit etmişlerdir. Ülkemizde bitkilerin mikorizal birlikteliklerini konu alan araştırmaların çoğunda mikorizal birlikteliğin, bitki gelişimi ve fizyolojisi üzerine etkileri kültür bitkilerinde incelenmiştir. Gök ve ark. (1997) Çalışmalarında tarımsal potansiyeli açısında önemli olan GAP, Çukurova ve Orta Anadolu da yer alan bazı toprakların mikoriza potansiyellerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Denemelerini saksı ortamında ve serada yürütmüşlerdir. Denemeler sonunda GAP bölgesi topraklarında, Çukurova ve Orta Anadolu topraklarına göre daha fazla sayıda mikorizal spor bulunduğunu ve Çukurova toprakları ile Orta Anadolu topraklarındaki spor sayılarının ise birbirine yakın olduğunu belirtmişlerdir. Ortaş ve ark. (1999) Yaptıkları çalışmada mikoriza sporlarının üretilebilmesi için konakçı bitkinin ve mikoriza türünün önemli olduğunu belirtmişlerdir. Araştırmada, hızlı ve bol miktarda mikoriza sporu üretebilmek için etkin mikoriza türünün tespiti, mikoriza ile iyi enfekte olan konakçı bitkinin seçimi ayrıca büyüme ortamının tespitini amaçlamışlardır. Sonuçta en etkin enfeksiyonun sağlandığı bitkinin mısır, mikoriza türünün Glomus etunicatum daha sonra Glomus mosseae ve en uygun harç ortamının ise 1:3:6 oranındaki yanmış hayvan gübresi: toprak: kum karışımının olduğunu tespit etmişlerdir. Üstüner (2001) Turunç bitkisi ile yaptığı çalışmada değişik harç ortamları ve değişik mikoriza türleri kullanarak mikorizal birlikteliğin bitki gelişimi ile besin elementi alımı üzerine etkilerini incelemiştir. Araştırmasında iki deneme ortamı kurmuş, farklı mikoriza türleri ve farklı harç ortamları kullandığı her iki denemede de mikorizal enfeksiyonun bitkinin daha iyi gelişmesini sağladığını görmüştür. En iyi tepkiyi gösteren mikoriza türleri olarak, denemelerinden birinde kullandığı Adana topraklarında bulunan doğal mikoriza türlerinin olduğunu saptamıştır. Ayrıca her mikoriza türünün farklı toprak ve iklim koşullarından etkilendiğini tespit etmiştir. Sonuçta mikorizal mantarların Turunçgil yetiştirmeciliğinde kullanılabileceği ve Adana toprakların bulunan mikoriza türlerinin buna uygun olduğunu belirtmiştir. 10

21 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Akpınar (2004) Yaptığı çalışmada farklı mikoriza türlerinin (Glomus etunicatum ve Glomus mosseae) farklı konakçı bitki türlerinde (Mısır, Sorgum, Pırasa, Soğan, Yonca ve Üçgül) % kök enfeksiyonu ve mikorizal spor üretimi üzerine etkilerini araştırmıştır. Denemede bitkilerin ekimden itibaren 3., 4., 5. ve 8. haftalarda hasat ederek analizler yapmıştır. Sonuçta tüm konakçı bitkilerin mikorizal birliktelik oluşturduğu, 4. haftadan itibaren yeterli kök enfeksiyonunun gerçekleştiği ve 8. haftada spor üretiminin arttığını belirlemiştir. Mikoriza türlerinden Glomus mossea nın ise Glomus etunicatum a göre bitki gelişimini daha fazla arttırdığını belirtmiştir. Demir (2004) Çalışmasında, mikorizal mantarın (Glomus intraradices) biber (Capsicum annuum ) bitkisinin fizyolojk büyüme parametreleri üzerine olan etkilerini araştırmıştır. Mikorizalı ve mikorizasız bitkilerin gövde ve yapraklarında fosfor ve kuru madde içeriği, klorofil konsantrasyonları ile bazı indirgen şekerlerle (Fruktoz, Glukoz-a, Glukoz-b ) ve bazı total şeker miktarlarını belirlemiş, bu bitkileri karşılaştırmıştır. Sonuçta, biber bitkilerinden mikorizal birliktelik oluşturanlarda, mikorizal birliktelik oluşturmayanlara göre tüm parametrelerde %12-%47 oranında bir artış gözlendiğini ayrıca fosfor konsantrasyonunun tüm klorofil ve şeker içeriği ile pozitif ilişkili olduğunu tespit etmiştir. İlbaş ve ark. (2005) Çalışmalarında, mikorizal birlikteliğin farklı fosfor düzeylerinde verim bileşenleri üzerine etkilerini, Glomus fasciculatum la aşılanmış olan soya bitkisinde araştırmışlardır. Fosfor seviyesi attırıldığında, mikorizal kolonizasyonun düzeyinde az miktarda azalma olduğunu, ayrıca hem mikorizal aşılamanın hem de fosfor uygulamasının soya bitkisinin kökleri ve danelerindeki fosfor ve azot konsantrasyonlarını etkilediğini tespit etmişlerdir. Mikorizal mantarın, soya bitkisinin gelişimi sırasında fosfor ihtiyacına katkıda bulunarak, fosfor eklenmesini azalttığını belirtmişlerdir. Dünyada da birçok araştırmacı bitkiler ile mikoriza arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Yapılan araştırmalar arasında tuzcul topraklardaki bitkilerin mikorizal birlikteliklerini veya mikorizal enfeksiyonun mevsimsel olarak değişimini ele alan çalışmalarda bulunmaktadır. 11

22 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sigüenza ve ark. (1996); California daki El-Socorro kıyısal kumullarında 6 ay süren bir çalışma yapmışlardır. Kuru sezon (Nisan-Haziran) ve ıslak sezon (Ocak- Mart) boyunca 7 bitki türünde mevsimsel olarak kök kolonizasyon yüzdesine bakılmıştır. Yapılan incelemeler, sabit kumullarda 6 tür ( Abronia umbellata, Atriplex julacea, Camissonia californica, Haplopappus venetus, Helianthus niveus ve Lotus spp.) ve hareketli kumullardaki öncü bir türde (Abronia maritima) araştırılmıştır. 7 türden hiç birinde total kolonizasyon yüzdesinin yüksekliğinin veya spor yoğunluğunun, sıcaklıkla ilişkili olmadığı, fakat yüzdelerin yaz dönemlerinde bahar dönemine göre daha yüksek olduğunu saptamışlardır. Ayrıca toprak nemli iken mikorizal oluşumunda arbuskul tipinin, kuru iken vesikul tipinin fazla olduğunu ortaya koymuşlardır. Smith ve Read (1997); Yaptıkları çalışmada mikorizal mantarların besin elementlerinin alınımında rolü olduğunu, ayrıca mikorizal birlikteliğin bitki direncini artırarak, bitki köklerini patojenik mikroorganizmalara ve tuzluluk stresine karşı bitkiyi koruduğunu saptamışlardır. Cooke ve Lefor (1998); Yaptıkları çalışmada, tatlı suya sahip sulak alanlardaki eğrelti otları ve çiçekli bitkilerin köklerindeki mikorizal birlikteliği araştırmışlardır. Çalışmalarında 42 familyaya ve 89 cinse ait toplam, 290 bitki türünün mikorizal durumlarını incelemişlerdir. Seçilen bitki türlerine ait kısa gelişimli genç bireylerin olgunlaşmış olanlarını seçmişlerdir. Sonuçta; düzensiz su rejimi, besin elementi ve oksijen koşullarının etkin olduğu vejetasyonlardaki bitkilerin gelişiminde mikorizal mantar kolonizasyonun oldukça yaygın olduğunu görmüşlerdir. Cantrell ve Linderman (2001); Tarımsal üretimi olumsuz etkileyen tuzluluk üzerine yaptıkları çalışmada mikorizal birlikteliğin, bitkilerin tuz stresini azalttığının bilindiğini, fakat mikorizanın bu tür alanlarda verim artırımını sağlamak için yaygın olarak kullanılmadığını belirtmişlerdir. Soğan ve marul bitkileri ile yaptıkları bu çalışmada, tuzlu ve tuzsuz topraklarda mikorizal mantar aşılaması yaparak kültür hazırlamışlar ve sonuçta tuz stresine karşı bitki toleransında etkileyici bir sonuç gözlemişlerdir. Tuzlu topraklarda çiftçilerin bu metoda ihtiyacı olacağını belirtmişlerdir. 12

23 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Aliasgharzadeh ve ark. (2001); Toprak tuzluluğu düzeyi 7.3 ile 92.0 ds/m aralığında olan İran ın Tabriz ovasında arbuskular mikorizal mantarın yoğunluğu ve dağılımı üzerine çalışmışlardır. Bazı glikofitlerin (Allium cepa, Medicago sativa, Triticum aestivum ve Hordeum vulgare ) ve halofitlerin (Salicornia sp. ve Salsola sp.) kök bölgelerinden aldıkları toprak ve kök örnekleri ile yaptıkları analizlerde AMF sporlarının sayısı ile toprak tuzluluğu arasında önemli bir ilişki bulunmadığını fakat bazı anyon ve katyonların birikmesinin AMF sporlarının sayısına ters etki yaptığını tespit etmişlerdir. Çalışma sonucunda spor sayısının, toprak tuzluluğu ve iyon konsantrasyonundan ziyade toprak ph sı, toprak kil ve kum oranı ve topraktaki kullanılabilir fosfor ile daha yakından ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Carvalho ve ark. (2001); Portekiz in tuzcul bataklıklarında farklı nitelikteki iki ayrı alanda çalışmışlardır. Aster tripolium ve Inula crithmoides de önemli derecede mikorizal kolonizasyon bulunurken, Puccinellia maritima da oldukça düşük, Arthrocnemum perenne, Arthrocnemum fruticosum, Halimione portulacoides ve Spartina maritima da ise mikorizal birlikteliğin hiç bulunmadığını saptamışlardır. Bitkinin stres koşullarından (su basması, aşırı tuzluluk gibi) etkilendiğini fakat tuzcul alanlarda mikorizanın dağılımının çevresel streslerden çok konakçı bitki türlerine bağlı olduğunu ortaya koymuşlardır. Hildebrandt ve Ark. (2001); Orta Avrupa da tuzlu bataklıklarda gelişen halofit bitki türlerinin oluşturduğu arbuskular mikorizal kolonizasyon üzerine yaptıkları çalışmada farklı familyalara ait bitki türlerinin kolonizasyon derecelerinin farklı olduğunu saptamışlardır. Özellikle Tuzlu bataklıklarda gelişen Plumbaginaceae ve Chenopodiaceae familyaları üyelerinin tipik olarak mikorizasız olduğunu bulmuşlardır. Çalışmayı sürdürdükleri tuzlu topraklarda yüksek sayıda Glomus sporu tespit etmişler. Yano-Melo ve ark. (2003); Sera koşullarında izole edilen Acaulospora scrobiculata, Glomus clarum ve Glomus etunicatum türleriyle ve muz bitkisiyle çalışmışlardır. Aşılanan muz bitkilerinde besin içerikleri ve gelişme oranlarının kontrol bitkilerine göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır. G. clarum un özellikle büyümeyi destekleyici bir etki gösterdiğini, aşılanmış bitkide toplam yapraklarının % 60 ının, gövdenin % 83 ünün ve kökün % 80 inin kuru ağırlığında 13

24 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR artış olduğunu belirtmişlerdir. İzole edilen Glomus un muzda tuza toleransı arttırdığının, yaprak sayısı ve bitki boyundaki artışla anlaşılabileceğini, bitkiyi mikorizal mantar ile aşılamanın topraktaki tuzluluğun neden olduğu tuz stresini azaltıcı bir metot olduğunu ortaya koymuşlardır. He ve ark. (2002); Çorak ve tuzcul alanda yaptıkları çalışmada bitki ve kök sisteminin vesikül arbuskul ve hif gibi mikorizal yapı gruplarıyla birlikteliği ve spor yoğunluğunu, arbuskular mikorizal mantarın bitki ve bitkinin abiotik çevresiyle olan etkileşiminin tayin edilmesinde kullanmışlardır. Atriplex halimus, Artemisia herba alba, Hammada scoparia ve Zygophyllum dumosum bitkilerinin altındaki 0-10, 10-20, 20-30, ve cm toprak derinliklerinden aldıkları toprak örnekleri ile çalışmışlardır. Spor yoğunluğu ile mikorizal mantar kolonizasyonunun bitkilerde farklılık gösterdiğini, fakat test edilen toprak derinliklerinin total mikorizal kolonizasyon yüzdesi ve spor yoğunluğu üzerine önemli bir etkisi olmadığını saptamışlardır. Toprak su içeriği ve organik madde içeriğinin, mikorizal kolonizasyon ve spor yoğunluğu ile önemli bir ilişki göstermediği, topraktaki çözünür total azot(n) miktarının ise spor yoğunluğuna negatif bir etkisi olduğunu ortaya koymuşlardır. Bohrer ve ark. (2004); Karasal ekosistemlerde arbuskular mikorizal mantarın rolünün ve etkilerinin çok iyi tanımlandığını fakat buna rağmen sulak alan ekosistemlerinin ekolojileriyle olan ilişkisinin çok az bilindiğini belirtmişlerdir. Bu çalışmada; sulak alanlarda arbuskular mikorizanın ekolojik rolünün daha iyi belirlenmesi ve AM birlikteliğini etkileyen faktörlerin ortaya konması için farklı sulak alan habitatlarında arbuskular mikoriza kolonizasyonlarını mevsimsel olarak ele almışlardır. Çalışmada, 4 farklı sulak alandaki bataklık habitatlar mart ayından eylül ayına kadar her ay örneklenmiştir. Yaz sonunda minimum, baharda ise maksimum olan kolonizasyon seviyesinden, su seviyesindeki değişim, toprak nem yüzdesi ve kullanılabilir fosfor seviyesi ne olursa olsun AM kolonizasyonunda önemli aylık değişimler meydana geldiği anlaşılmıştır. Bu çalışmada elde edilen bilgiler ılıman bataklık habitatlarında kök gelişimi ve vejetatif gelişim süresince, arbuskular mikorizanın bitkiler için yaygın olduğu fikrini desteklemiştir. 14

25 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Carvalho ve ark. (2004); Mikorizal mantarların stresli toprak koşullarına toleransını ve bitkiye katkısını Portekiz in tuzlu bataklıklarında yaptıkları çalışmada araştırmışlardır. Tuzcul bitkilerde mikorizal kolonizasyona rastlanmasına rağmen, böylesine zor koşullara sahip bu alanlarda mikorizal mantarın nasıl hayatta kaldığına dair çok az şey bilindiğini belirtmişlerdir. Yaptıkları spor çimlenme deneylerinde bataklıktaki sporların, tuzluluk düzeyindeki artıştan etkilenmediğini ortaya koymuşlardır. Asghari (2004); Bu çalışmada tuzcul toprakların idaresinde bitkilerin mikorizal mantar ile birlikteliğinin önemine değinilmiştir. Çalışmasında tuzcul koşullarda bitkinin tuza toleransının arttırılmasında mikorizal enfeksiyonun avantajlarının, konakçı bitki türünün mikorizaya olan tepkisiyle ilgili olduğunu belirtmiştir. Ayrıca fosfor uygulamasının da tuzcul koşullarda bitki gelişimini arttırdığını fakat mikorizal mantar ile aşılamanın fosfor uygulamasından daha etkili bir artış gösterdiğini saptamıştır. McHugh ve Dighton (2004); Amerika nın doğusundaki tuzlu bataklıklarda, endüstriyel gelişimin neden olduğu zararları azaltmak için bu ekosistemlerin restorasyonu üzerine çalışma yapmışlardır. Çalışmalarında 2 tuzcul bitki türünün fidelerini (Spartina alterniflora ve Spartina cynosuroides) mikorizal mantar karıştırılmış toprakta, 2 tuzluluk ve 2 fosfor seviyesinde, gerçeğe yakın olarak oluşturulan 3 med-cezir akıntısı düzeyindeki hareketli kutularda yetiştirmişlerdir. İki buçuk ay sonra Spartina alterniflora türü vesikül oluşturmadan sadece mantar hiflerinin gelişmesiyle enfekte olurken, Spartina cynosuroides türü ise iyi bir şekilde enfekte olmaya başlamıştır. Sonuçta yüksek fosfor miktarının kökün gövdeye oranını düşürdüğünü, her iki bitkide de fosfor beslenmesini arttırdığını ve Spartina cynosuroides bitkisinin mikorizal durumunu arttırdığını saptamışlardır. Tuzluluk miktarının arttırılmasının da Spartina alterniflora da mikorizal kolonizasyonu azalttığı, bitki gelişmesi ve besin içeriğinin arttığını, Spartina cynosuroides te ise sadece besin içeriği bakımından artış olduğunu tespit etmişlerdir. Arttırılan medcezir uygulamasında ise her iki bitkinin de gelişiminin azaldığını, dokularındaki fosfor ve azot konsantrasyonlarının arttığını belirtmişlerdir. 15

26 3.MATERYAL VE YÖNTEM 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal Araştırma, Tuzla ilçesindeki farklı tuz konsantrasyonlarına sahip bataklıklarda yürütülmüştür ( Şekil.3.2 ). Tuzla kıyıları Çukurova Deltası nın batı kesiminde yer almaktadır. Bölgede farklı tuz konsantrasyonlarına sahip alanların yer alması çalışma için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Çukurova Deltası içerdiği farklı ekosistemler (Kumul, sulak alanlar, tuzcul alanlar vs.) nedeniyle yüksek bir biyoçeşitlilik göstermektedir. Delta, 2000 yıl önce Berdan, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin taşıdığı alüvyonların eski koyları doldurup deniz önünde birikmesiyle oluşmaya başlamış bu nedenle Tarsus gibi eski liman şehirleri bugün denizden kilometrelerce içeride kalmıştır. Son 30 yılda sosyal ve kültürel yapısı geniş ölçüde değişen Çukurova bölgesi bugün Türkiye de nüfus ve tarımın en yoğun olduğu bölgelerden birisi haline gelmiştir (Aytok, 2001). Çalışmanın yürütüldüğü Tuz gölü lagünü, Karataş ilçesi Tuzla kasabası sınırları içerisinde bulunmaktadır. Seyhan nehri ağzının doğusunda yer alan, Çukurova daki göllerin en batısında bulunan lagünün suyu, yılın büyük bir bölümünde hafif tuzlu olup özellikle doğu tarafında geniş çamur düzlükleri ve tuzlu bataklıkları bulundurmaktadır. Yaklaşık 5000 ha. Havza alanına ve 800 ha. Yüzey alanına sahip, denizle tek bir bağlantısı bulunan bir sulak alandır (Dural, 2004 ). Araştırma, tuzcul alanlardan seçilen birbirinden farklı özelliklere sahip 5 ayrı örneklik alanda yürütülmüştür. Alanlar seçilirken toprak özellikleri ve bulundurdukları bitki topluluklarının farklı olması göz önüne alınmıştır. Belirlenen örneklik alanların ilk üçü tuzlu suya yakın, toprağı tuzlu ve kurak olan bölgeden seçilirken diğer iki alan tatlı su çevresinden toprağı az tuzlu, bataklık olan bir bölgeden seçilmiştir. 16

27 3.MATERYAL VE YÖNTEM Şekil 3.2. Araştırma alanının coğrafik haritası 17

28 3.MATERYAL VE YÖNTEM Araştırmanın yürütüldüğü 5 örneklik alanın tür kompozisyonu ve örtülülüğü, Braun Blanquet (1964) yöntemine göre saptanmıştır. Bu örneklik alanların her birinden toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin belirlenmesi amacıyla genel toprak örnekleri ve her alanda tespit edilen bitki türlerine ait kök örnekleri ile bu bitkilerin kök çevrelerinden toprak örnekleri alınmıştır Araştırma Alanının İklimi Araştırma alanının iklimi, Akman (1990) tarafından fotoperyodizmi günlük ve mevsimlik olan, yağışları soğuk veya nispeten soğuk olan mevsimlere toplanmış, kurak mevsimi yaz olan ve bu yaz kuraklığı maksimum bir yaz sıcaklığı ile uyuşan tipik bir Akdeniz iklimi olarak tanımlanmıştır. Akman tarafından Emberger kuraklık indeksine göre hazırlanmış formül Akdeniz iklim katlarını ve genel kuraklık derecesini belirlemek için kullanılabilir P Q= (M+m+546,4) (M-m) P = Yıllık yağış miktarı M = En sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalaması m = En soğuk ayın minimum sıcaklık ortalaması 2000 = Sabite M-m = Evapotranprasyonu gösteren yıllık sıcaklık farkı Bu formülün verilere uygulanması sonucu Karataş ilçesinin ikliminin Azyağışlı Akdeniz iklim katına girdiği belirtilmiştir (Çakan ve ark., 2003) Yağış Araştırma alanının yıllık ortalama yağışı Karataş meteoroloji istasyonu verilerine göre 677,86 mm olarak belirlenmiştir. Ocak, Şubat, Ekim, Kasım ve Aralık 18

29 3.MATERYAL VE YÖNTEM yılın en çok yağış görülen aylarıdır. 179,37 mm yağış miktarı ile Aralık yağışın en çok görüldüğü aydır. Ağustos ise 1,70 mm yağış miktarı ile en kurak aydır (Aytok, 2001) Yağış(mm) Aylar Yağış , Şekil 3.3. Araştırma Alanının Aylık Ortalama Yağış Miktarı (Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, 1993) sıcaklık oc Karataş(5 m) 18,63 oc mm (26-26) Ort.sıc. Ort.yağ Kurak dönem O Ş MNMH T A E E KA Şekil 3.4. Karataş İklim İstasyonuna ait Ambrometrik İklim Diyagramı Yağış mm 19

30 3.MATERYAL VE YÖNTEM Sıcaklık Karataş meteoroloji istasyonu verilerine göre araştırma alanında yıllık ortalama sıcaklık 18,63 o C dir. Bölgedeki ortalama en düşük sıcaklık 14,54 o C, ortalama en yüksek sıcaklık ise 22,91 o C dir. Aylık ortalama en yüksek sıcaklık Ağustos ayında görülmekte olup 28 o C iken en düşük sıcaklık ise Ocak ayında olup 9,71 o C dir (Aytok, 2001) Sıcaklık(C) Aylar Sıcaklık 9, Şekil 3.5. Araştırma Alanının Aylık Ortalama Sıcaklığı (Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, 1993) Nem Yağış ve sıcaklık ortalama değerleri karşılaştırıldığında Mart ayının sonlarından Eylül ayının ortalarına kadar olan dönemin kurak geçtiği gözlenmiştir. Bağıl nemin yıllık ortalaması % 71,57 dir. Bağıl nemin ortalamasının en yüksek olduğu ay % 78,22 ile Haziran ayıdır. Ekim ayı ise % 64,70 ile en düşük bağıl nem ortalamasının olduğu aydır (Aytok, 2001). 20

31 3.MATERYAL VE YÖNTEM 80 Oransal nem(%) Aylar Oransal nem Şekil 3.6. Araştırma Alanının Aylara Göre Oransal Nem Oranları (Devlet Meteroloji İşleri Genel Müdürlüğü, 1993) Araştırma Alanının Toprak Özellikleri Seyhan ve Ceyhan nehirleri Çukurova Deltası ndaki toprakların oluşumunda önemli rol oynamaktadır. İlçenin genel jeolojik yapısını fliş, traverten ve alüvyon birimleri oluşturmaktadır. İlçenin güney batısı ile kuzey doğusunda fliş görülürken bu yönlerde uzanan engebeli arazilerdeki eosen serilerinden ise tarverten meydana gelmiştir. Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin getirdiği alüvyonlar kıyı bandındaki tepeler arasında traverten, kum taşı, kil taşı, çakıllar ile kumlu siltli bir yapı göstermektedir ( Aytok, 2001 ). Araştırma alnında yer alan Alüviyal toprakların çöküntülü ve denize yakın ıslak kesimlerinde oluşan hidromorfik topraklar koyu renkli A1 horizonu ve gley katlarıyla su ile doygun ortam koşulları yansıtmaktadırlar (Dinç ve ark. 1990). Organik atıkların ayrışarak mineral maddelerle karışmasıyla oluşan A1 katmanın kalınlığı taban suyunun üst yüzeyine bağlı olarak değişmektedir. Bu topraklar tuzluluk derecelerine göre dört gruba ayrılırlar: Tuzluluk problemi olmayan ( % tuz ) Hafif tuzlu ( % tuz ) Orta tuzlu ( % tuz ) Şiddetli tuzlu ( % tuz 0.65 den fazla ) 21

32 3.MATERYAL VE YÖNTEM Alanın büyük bir çoğunluğunu ise tuzlu alkali bataklıklar ve kıyı kumulları oluşturmaktadır (İzcankurtaran, 2000 ) Araştırma Alanının Hidrolojisi Engebeli alanlardaki flişlerin gre ve kalkerli seviyelerinden taşınan su, ilçenin yeraltı suyunu oluşturmaktadır (Özgür, 1995). Araştırma alanının hidrolojik yapısına bakıldığında yüzey suyunu Tuz gölünün oluşturduğu görülmektedir. Gölün suyu, yılın büyük bir bölümünde hafif tuzludur. Su seviyesi özellikle kışın yağışlardan sonra yükselir bu dönemde göldeki tuzluluk azalır. Tuzla gölünün güneydoğusunda, kısmen Seyhan ın eski yatağı üzerinde, sık bitki örtüsüyle kaplı tatlı su bataklıkları, tuzlu bataklıklar ve gölcükler bulunur. Taban suyu yüksek düzeydedir (ort.0.50m) ve yazın daha da yükselmektedir. Yaz mevsiminde toprak yüzeyindeki su buharlaşmakta ve tuzlu taban suyu da toprak yüzeyine taşınarak orada tuzlu bir yüzey oluşturmaktadır (Aytok, 2001) Vejetasyon Özellikleri Araştırma alanındaki Tuzla ve etrafında yaygın olarak çamur düzlükleri, tuzlu bataklıklar, tatlı su bataklıkları ve kumullar gibi çeşitli habitatlar görülmektedir. Özellikle bu habitatlar Bern sözleşmesi nde Tehlike Altındaki Doğal Habitatlar olarak sınıflandırılan; Akdeniz tuzcul çayırları, Akdeniz tuz stepleri, Kumullar, Akdeniz amfibi(ıslak) çayırları içerisinde yer alır. Araştırma alanındaki tuzcul sulak alanlar, Çakan ve ark (2003) tarafından yürütülen çalışmada kıyısal alanlardaki kumul tepeleri arasında oluşan ıslak tuzlu çöküntüler (Kum ambarları) ve kıyıdan ziyade kumulların bittiği yerden itibaren iç kesimlerdeki geçici tuzlu sığ göller ile lagünlerdeki su seviyesinin yükselme ve alçalma sınırlarında yaygın olarak bulunan tuzcul düzlükler olmak üzere tür kompozisyonu ve oluşumu açısından farklı iki gruba ayrılmıştır. 22

33 3.MATERYAL VE YÖNTEM Genellikle kumlu veya kumlu-siltli toprak yapısına sahip, tarım alanları ve yerleşim alanları ile denizsel kıyı kumul ekosisteminin etkisinde olan, otsu türlerin yetişmesi nedeniyle aşırı otlatmaya maruz kalan ıslak tuzcul çöküntülerin vejetasyonunda 3 bitki birliği saptanmıştır. Bunlar Schoeno nigricantis-saccharetum ravennae Çakan ve ark., (2003), Junco acuti-tamaricetum hampeanae Çakan ve ark., (2003) ve Polypogono maritimi ssp. maritimi-juncetum littoralis Çakan ve ark., (2003) birlikleridir. Genellikle siltli-killi veya killi toprak yapısına sahip, lagünler ve geçici göletlerdeki tuzlu suyun yıl içerisinde periyodik olarak yükselmesi ve alçalmasıyla oluşan tuzcul düzlüklerde ise Junco gerardii ssp. gerardii-halimionetum portulacoidis Çakan ve ark., (2003), Atriplici hastatae-juncetum acuti Çakan ve ark., (2003), Phragmiti australis-juncetum maritimi Çakan ve ark., (2003), Salicornio europaeae-arthrocnemetum fruticosi Çakan ve ark., (2003), Bolboschoeno maritimi- Juncetum subulati Géhu, Biondi, Géhu-Franck & Costa 1992, Spergularia marinae- Arthrocnemetum glauci Çakan ve ark., (2003) ve Petrosimono brachiatae- Halocnemetum strobilacei Çakan ve ark., (2003) olmak üzere 7 bitki birliği tespit edilmiştir. Araştırma için tuzcul alanlardaki bitki birliklerini temsil eden 5 daimi örneklik alan tespit edilmiştir. Bu örneklik alanlarda bulunan hakim ve karakteristik bitki türlerinden Arthrocnemum fruticosum (L.)Moq., Halocnemum strobilaceum (Pall.) Bieb., Halimione portulacoides L., Arthrocnemum glaucum (Del.)Ung.- Sternb, Aeloropus littoralis (Gouan)Parl., Juncus acutus L. ve Bolboschoenus maritimus L.'un mevsimsel olarak mikorizal birliktelik durumları incelenmiştir. Aeloropus littoralis ( Gramineae) Çok yıllık, rizomlu, sürünücü, bodur otsu bir bitkidir. Rizomları sayesinde bulundukları alanı sık hasır gibi kaplarlar. Başaklı gövdeler cm boyunda, tüylü veya tüysüzdür. Yaprak ayası nispeten sert yapılı, şeritsi, cm, tüylü veya tüysüz, kenarları kılçıksı kısa sert tüylüdür. Başaklar 6-9 çiçekli ve 3-4.5mm uzunluğundadır. 23

34 3.MATERYAL VE YÖNTEM Az tuzlu toprakların nemli yerlerinde hızlı bir yayılım gösteren bu bitki türü, otlatmada tercih edilmektedir. Tuzlu topraklar için iyi bir yem bitkisidir. Türkiye nin her bölgesinde, m ler arasındaki çayırlıklarda, kumlu topraklarda, tarla ve sulama kanalı kenarlarında rastlanmaktadır. Akdeniz bölgesi, Irak, İran, Arabistan, Afganistan, Pakistan, Orta Asya da yayılış göstermektedir. Şekil 3.7. Aeloropus littoralis Bitkisi Halocnemum strobilaceum (Chenopodiaceae) Yarı çalı formunda, odunsu kazık köklere sahip, eklemli, sukkulent ve çok dallanmış gövdeleri olan, sürünücü, bodur, yatık kümeler oluşturan tüysüz bitkilerdir. Belirgin olmayan 1 mm kadar olan pulsu yaprakları nodlarda karşılıklıdır. Çiçekli dallar basit veya dallanmıştır. Çiçekler erdişi, periant son derece küçük ve 3 parçalıdır. Stamen 1, stilus 2, Tohumlar düzgün yüzeyli veya biraz siğillidir. Tuz Gölü nü dar bir kuşak halinde çeviren bu türün bulunduğu alanlar çok tuzlu olup kışın genellikle su altında kalmaktadır. Tür genellikle göle en yakın ilk kuşakta ya saf ya da birkaç türden ibaret gruplar oluşturur. Tek türle (monotipik) temsil edilen bu tür, hidrofitik halofitlere güzel bir örnektir. Tuza toleransı çok yüksektir. 24

35 3.MATERYAL VE YÖNTEM Bilinen herhangi bir kullanımı olmamakla birlikte, tuzlu bataklardaki kuşlar için yataklık yapmaktadır. Uzun süre yeşil kalmasından dolayı (herdem yeşil) ilk bahara girerken koyunlar tarafından otlanmaktadır. Sonbaharda yeşilden portakal ve mora dönen bu tür geniş tuzlu topraklarda peyzaja renk katmaktadır. Dünyada: Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika da yayılış göstermektedir. Türkiye de ise Tuz gölü ile Seyfe gölü kıyı ve çevresindeki tuzlu bataklıklarda bulunmaktadır. Şekil 3.8. Halocnemum strobilaceum Bitkisi Bolboschoenus maritimus (Cyperaceae) cm boyunda, rizomlu, çok yıllık otsu bitkilerdir. Gövde dik duruşlu, üç köşeli, 4-6 nodyumludur. Yaprak kınları uzun, ligulasız; aya gövde boyu kadar veya daha uzun, sırtlı, kenarları ve orta damar çıplak ya da pürüzlü, cm boyunda, mm enindedir. Çiçek durumu cm boyundaki ışınların ucunda demet halinde, çiçek demetlerinin tabanında 5-22 cm boyunda 2 yada daha çok brakte denen kılçıksı yaprak benzeri yapılar taşır. Çiçek kümeleri 1-6 adet, her biri 25

36 3.MATERYAL VE YÖNTEM yumurtamsı, cm genişliğinde, sapsız, sipiral dizilişlidir. Kuvuzlar dikdörtgensi-yumurtamsı, mm boyunda, zarsı, orta damar 1-3 mm, kılçık şeklinde dışarı taşkındır. Periant segmentleri 1-6, ipliksi, mm, kahverengi, erken dökülücü, yada nadiren kalıcıdır. Erkek organ 3, dişi organ tepeciği (stigma) 2-3. Meyve fındıksı, genişçe ters yumurtamsı, üç köşeli, mm boyunda, kahverengidir. Diğer bataklık bitkilerinde olduğu gibi gövdeleri sepet ve hasır yapımında kullanılır. Ülkemizin hemen hemen tamamında deniz seviyesinden başlayarak 2000 m ye kadar olan tatlı ve tuzlu bataklıklarda yayılış gösterir. Kozmopolit karakterli bu tür, kutuplar dışında dünyanın her tarafında yaygındır. Şekil 3.9. Bolboschoenus maritimus Bitkisi Juncus acutus (Juncaceae) Gövdesi cm boyunda olan bitki, rizomludur, sert yapıya sahiptir ve 2-5 bazal yaprak bulundurur. Çok çiçekli infloresans genellikle yoğun ve küremsidir, en alttaki iki brakte genellikle kısadır ama iyi gelişmiştir. Periant segmentleri 26

37 3.MATERYAL VE YÖNTEM oblongtur ve eşit değildir, dışta bulunan dar yada geniş, içte kalan ise geniş apikal küremsidir. Stamenler, periantlarla eşit yada biraz daha kısadır. Anterler mm, bazen flamentlerden daha uzundur. Kapsül ovoid, 4-6 mm, çok fazla periantlı, geniş konik apeksli, kısa mukronatlıdır. Her bir kapsülde mm lik adet eşit uzantılı tohum vardır. İngiltere, Fransa ve İtalya nın kıyı kesimlerinde bulunur. Türkiye de İstanbul, Kocaeli, Ordu, Samsun, Giresun, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Adana, Hatay da yayılış gösterir. Şekil Juncus acutus Bitkisi Halimione portulacoides (Chenopodiaceae) Bu cinsin üyeleri çok yıllık, gümüş gibi parlak otlardır. Saçak köklü, gövde köşeler yaparak dönen kanatsı, zayıf yapıdadır. Yapraklar opozit, ovat-spatulat, etli, kalın ve tümdür. Çiçekler bileşik salkım ya da terminal uçlarda uniseks yapıdadır. Erkek organ 5 segmentli, dişi organ oldukça kısa saplı ya da sesil, periantsız ya da iki güçlü birleşik brakteolden oluşur. 27

38 3.MATERYAL VE YÖNTEM m lik çalı formunda olan Halimione portulacoides türünün yaprakları 1-7 cm, lanseolata dönük dar eliptik yapıdadır. Çiçekleri terminal pseudopaniküllerde yada yaprak aksilerindeki yalancı başaklarda tek başına bulunur. Brakteoller mm sertçe, bazal sap kısa tubular yada sesildir. Kuzey Avrupa da yayılış gösterir. Türkiye deki yayılışı İstanbul, İzmir, Ankara, Muğla ve Mersin dir. Şekil Halimione portulacoides Bitkisi Arthrocnemum fruticosum (Chenopodiaceae) Çok yıllık, kazık odunsu köke sahip, dik veya sürünücü gövdeli, 1m ye kadar boylanabilen çalı formundaki bitkilerdir. Çiçekler hermafrodit ve rüzgarla tozlaşırlar. Kumlu-killi topraklarda gelişme gösterirler, nötr ve alkali toprakları tercih ederler. Tohumlar yeşilimsi kahverengi renkte, testa ince ve membranlıdır. 1100m ye kadar kıyısal tuzlu yerlerde, denizden uzak tuzlu bataklıklarda bulunurlar. Avrupa da yayılış gösterirler. Türkiye de Tekirdağ, Kocaeli, İzmir, Kayseri, Antalya, İçel ve Tuz gölü çevresinde bulunur. 28

39 3.MATERYAL VE YÖNTEM Şekil Arthrocnemum fruticosum Bitkisi Arthrocnemum glaucum (Chenopodiaceae) Arthrocnemum fruticosum bitkisi ile aynı cinse ait olan bu bitkinin farkı, segmentlerinin serbest olması, tohumlarının ise siyah, testasının kalın ve tuberkulat olasıdır. Tuzcul alanlarda yaygın olarak yetişen bir türdür. Mısır da bulunur. Türkiye de İzmir, İçel, Tarsus ve Tuz gölü çevresinde yayılış gösterir. Şekil Arthrocnemum glaucum Bitkisi 29

40 3.MATERYAL VE YÖNTEM 3.2. Yöntem Vejetasyon Analizi Araştırma alanında Çakan ve ark. (2003) tarafından belirlenen 31 bitki birliğinden tuzcul alanlardaki bitki birliklerini temsil eden farklı özelliklere sahip beş daimi örneklik alan belirlenmiştir. Örneklik alanların seçimleri ve boyutları Braun Blanquet metoduna göre yapılmıştır (Braun Blanquet, 1964). Tuzla da yer alan tuzlu düzlüklerdeki Salicornio europaeae-arthrocnemetum fruticosi, Spergularia marinae-arthrocnemetum glauci, Petrosimono brachiatae- Halocnemetum strobilacei, Atriplici hastatae-juncetum acuti ve Bolboschoeno maritimi-juncetum subulati birliklerinin özelliklerini taşıyan 2x2 metre boyutundaki örneklik alanlar seçilmiş ve bu alanların vejetasyon durumları saptanmıştır. Seçilen her örneklik alanda ot, çalı ve genel yüzde örtüş değerleri, bitki türleri ve bunların örtüş değerleri kaydedilerek vejetasyon yapısı belirlenmiştir Mikorizal Birlikteliğin Belirlenmesi Bitki ile mikoriza arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla örneklik alanlarda belirlenen her bitki türüne ait bireylerin kökleri alınarak, numaralandırılmış ve plastik torbalara konulmuştur. Kök örnekleri buzluklar arasına konularak laboratuara getirilmiştir. Kökler önce bol suyla daha sonra saf suyla üzerindeki topraklardan arınana kadar iyice yıkanmıştır. Kurutma kağıdı üzerine üzerindeki fazla su alınmıştır, daha sonra köklerin kılcal olan uç kısımlarından 1 cm uzunluğunda olacak şekilde makasla kesilerek numaralandırılmış olan kutulara yerleştirilmiştir. Üzerine tespit etmek amacı ile etil alkol konulmuştur. Mikorizal birlikteliğin belirlenmesinde temizleme ve kökboyama işlemleri Koske ve Gemma (1989) nın belirttiği yöntem kullanılmıştır. Boyama işlemi aşağıdaki sıraya göre yapılmıştır. 30

41 3.MATERYAL VE YÖNTEM Bitki örneklerinden alınan 1 cm uzunluğundaki kökler test tüplerine yerleştirilir. Köklerin konulduğu test tüplerine %10 luk KOH (Potasyum Hidroksil) kökleri aşacak kadar ilave edilir. Köklerin yumuşamasını sağlamak için tüpler 65 o C lik etüvde 1 saat bekletilir. KOH lı kökler süzülür ve üzerine 2N lik HCL (Hidroklorik Asit) ilave edilir. Yeniden dk etüvde bekletilir. Etüvden çıkarılan köklerden HCL süzülür ve %0,1 lik Trypan Blue eklenir. Daha sonra yeniden 65 o C lik etüvde dk bekletilir. Tüplerdeki Trypan Blue dökülerek üzerine Laktik Asit ilave edilir ve dk etüvde bekletilir. Boyanan kökler petri kutusuna boşaltılmış ve pens yardımı ile lam üzerine yerleştirilmiştir. Her lam üzerine 1 er cm uzunluğundaki köklerden 10 ar tane yerleştirilerek lamel kapatılmış, daha sonra hazırlanan preparat mikroskop altında incelenerek, köklerdeki mikorizal birliktelik yüzdesi aşağıdaki formül ile belirlenmiştir. % Enfeksiyon= 100* Toplam mikorizalı kök / İncelenen toplam kök sayısı Topraktaki Spor Yoğunluğunun Belirlenmesi Topraktaki spor sayısının belirlenmesinde Gerdmann ve Nicolson (1963) tarafından belirlenen yöntem kullanılmıştır. Bu yöntem aşağıdaki aşamalara göre yapılmıştır. Her bitki örneğinin kök bölgesinden alınan topraktan 10gr bir beher içerisine konulur. Bu toprakların üzerine su eklenerek iyice çalkalanır. Toprağın tamamı sırasıyla 250 ve 53 lik eleklerden geçirilir. Bulanıklığı gidene kadar yıkanır daha sonra santrifüj tüplerine konur devir/dakika da 5 dk santrifüj edilir. 31

42 3.MATERYAL VE YÖNTEM Santrifüj edilen topraklar çıkarılınca üzerindeki berrak kısım dökülür ve şeker çözeltisi ilave edilerek tekrar santrifüj edilir. Daha sonra üstteki şekerli kısım 53 lik elekten yıkanarak geçirilir ve petri kabına alınır. Petri kabına alınan sporlar mikroskop altında sayılarak spor yoğunluğu belirlenir. Şeker Çözeltisinin Hazırlanması: Her örnek için 25 g şeker alınarak üzerine 50 ml ye tamamlanana kadar sıcak su ilave edilir ve karıştırılarak şekerin iyice erimesi sağlanır Toprak Analizleri Tuzlu ortamlarda yetişen bitkilerin, mikorizal birlikteliklerinin yetişme ortamındaki hangi özelliklere bağlı olduğunun saptanması amacı ile toprak analizleri (Tuz, ph, Kireç, Fosfor, Potasyum, Organik madde, Bünye ) yapılabilmesi için bitkilerin yetişme ortamlarından 4 farklı mevsimde de (Mart, Mayıs, Temmuz, Eylül) toprak örnekleri alınmıştır. Daimi örneklik alanı temsil eden alanın orta kısmından genel bir toprak örneği, birde seçilen bitki türlerinin kök çevrelerinden olmak üzere iki farklı şekilde toprak örnekleri alınmıştır. Toprak örnekleri alınırken kök sistemlerinin yoğun olduğu, yüzeyden 15-30cm kadar derinlikten toprak alınmasına dikkat edilmiştir. Alınan toprak örnekleri kurutulup 2mm çaplı delikli elekten geçirildikten sonra analizler için hazır hale getirilmiştir. Analizler Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Laboratuarında yürütülmüştür. Analizlerin yapımında Terli (2003) nin yayınlamış olduğu laboratuar el kitabındaki analiz yöntemleri kullanılmıştır. Toprağın taban suyu seviyesinin mevsimsel olarak değişimi ölçülürken, 1 cm kalınlığında 1,5 m uzunluğundaki kalın bir demir çubuk toprağa dik olarak batırılmıştır. Demir çubuk çekilip, taban suyunun yüksekliğine ulaşması için biraz beklendikten sonra daha ince başka bir çubuk aynı yere batırılmıştır. Çubuk çekilince 32

43 3.MATERYAL VE YÖNTEM toprak yüzeyi ile suyun çıktığı son nokta arası metre ile ölçülerek taban suyu seviyesi tespit edilerek not edilmiştir İstatiksel analiz Araştırma alanı olarak seçilen tuzla lagünü çevresinde bulunan tuzcul topraklarda yetişen halofit karakterli bitkilerin mikorizal durumlarının belirlenmesi amacıyla, toprak özellikleri (Tuz, ph, Kireç, Fosfor, Potasyum, Organik madde, Bünye ) bitkilerin mikorizal birliktelik durumları ile parazitik mantar enfeksiyonu durumları ve topraktaki spor miktarları olmak üzere 15 değişkenin analizi yapılmıştır. Bu değişkenlerin ortalama ve standart hataları ile farklı mevsimlerde bitkinin mikorizal birlikteliklerine etkilerini ve değişkenlerin birbirleriyle olan ilişkilerini saptamak amacıyla MINITAB statistical software (version 13.32/2002) kullanılmıştır. 33

44 4.BULGULAR VE TARTIŞMA 4. BULGULAR VE TARTIŞMA 4.1. Araştırma Alanın Vejetasyonu Araştırma alanı olarak seçilen Tuzla ve Akyatan Lagünleri arasında kalan bölge yüksek taban suyuna sahip tuzcul karakterli hidromorfik topraklara sahiptir. Bu iki büyük lagünün dışında bölgedeki sulama ve drenaj kanallarından gelen sularla oluşan çok sayıda irili ufaklı geçici tatlı sulak alanlar ve göletlerde rastlanmaktadır. Bu nedenle bölgede tuzcul kurak veya bataklık alanların yanında tatlı suya sahip değişik habitatlarda yaygın olarak bulunmaktadır. Hidromorfik topraklar üzerinde yüksek taban suyuna sahip alanlarda farklı tuz içerikleri nedeniyle değişik tuzcul bitki türlerine ait birlikler gelişmektedir. Bu tür alanlardaki vejetasyonun şekillenmesinde temel sınırlayıcı faktörün tuz olması nedeniyle, sınırlı sayıda bitki türü bu gibi alanlarda bulunmaktadır. Yıl içerisinde periyodik olarak lagünler ve geçici göletlerdeki tuzlu suyun yükselmesi ve alçalmasına bağlı olarak farklı zonlarda değişik bitki birlikleri gelişmektedir. Toprakları genellikle siltli-killi, veya killi bünye ye sahip olup su geçirgenlikleri düşüktür. Çakan ve ark. (2003) tarafından bu çalışmanın yürütüldüğü araştırma alanını da içine alan, Çukurova Deltasındaki tuzcul alanlar, oluşum ve tür kompozisyonu bakımından 2 ana gruba ayrılmıştır. Bunlar; kıyısal alanlardaki kumul tepeleri arasında oluşan ıslak tuzlu çöküntüler (kum ambarları) ve kıyıdan ziyade kumulların bittiği yerden itibaren iç kesimlerdeki geçici tuzlu sığ göller ile lagünlerdeki su seviyesinin yükselme ve alçalma sınırlarında yaygın olarak bulunan tuzcul düzlüklerdir. Bu araştırmada, Çakan ve ark (2003) tarafından tespit edilmiş olan 10 tuzcul bitki birliğinden, araştırma alanında yaygın olarak bulunan 5 bitki birliği ele alınarak bu birliklere ait 5 daimi örneklik alan belirlenmiştir. Bu daimi örneklik alanlar kullanılarak mevcut vejetasyon özellikleri, toprak yapısı ve bu örneklik alanlardaki hakim veya karakteristik türlerin mikorizal ilişkileri incelenmiştir. 34

45 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Daimi Örneklik Alanlar ve Vejetasyon Yapısı Araştırma alanın da yaygın olarak bulunan vejetasyon tiplerini tespit edecek şekilde oluşturulan 5 adet daimi örneklik alanın genel ve tür seviyesindeki bitki örtüşü, floristik kompozisyon, toprak özellikleri, mikorizal spor yoğunlukları ve kök mikorizal birliktelik yüzdelerinin birbirleriyle olan ilişkileri araştırılmıştır. Bu araştırma da seçilen daimi örneklik alanların genel özellikleri, temsil ettikleri vejetasyon tiplerinin ait oldukları sintaksonomik birimler aşağıda detaylı olarak verilmiştir Daimi Örneklik Alan No:1 Bu örneklik alan tuzla lagünün yaklaşık 2 km doğusunda, 36 o 40 36,6 Kuzey enlemi ile 35 o 05 52,4 doğu boylamları arasında yer almaktadır. Tuz oranı yüksek hidromorfik topraklar üzerinde gelişen Salicornio europaeae- Arthrocnemetum fruticosi bitki birliğini karakterize eden bu örneklik alanda, aşırı tuz nedeniyle, floristik kompozisyonunda halofitik türlerin örtüşü (% 80) yüksektir. Bununla birlikte araştırma alanındaki diğer örnek alanlar içerisinde, toplam 6 tür ile en yüksek tür çeşitliliğine sahip olanıdır (Çizelge 4.1). Dominant bitki türü, Çukurova Deltasındaki diğer tuzcul alanlarda da yaygın olarak bulunan Arthrocnemum fruticosum dur (% 55). İkincil olarak baskın olan türler ise Aeloropus littoralis (% 15) ve Halimione portulacoides (% 10) dir. Limonium angustifolium (Tausch)Turrill, Polypogon maritimus Willd. subsp. maritimus ve Plantago maritima L. ise az sayıda birey ile örneklik alan içerisinde temsil edilmektedir ve örtüşleri (% 2) oldukça düşüktür. Bu örneklik alanın temsil ettiği Salicornio europaeae-arthrocnemetum fruticosi bitki birliğine ait dominant ve karakteristik türlerden Arthrocnemum fruticosum, Halimione portulacoides ve Aeloropus littoralis e ait bireylerin köklerinin mikorizal birliktelik durumları incelenmiştir. 35

46 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Daimi Örneklik Alan No:2 Bu örneklik alan, 1 nolu daimi örneklik alanın yaklaşık 200 metre güneydoğu yönünde 36 o 40 37,8 kuzey enlemi ile 35 o 05 52,7 doğu boylamı koordinatları arasında yer almaktadır. Düşük taban suyu ve yılın büyük bir kısmında kurak olan tuzcul alanların yaygın Spergularia marinae-arthrocnemetum glauci birliğini temsil etmektedir. Bu daimi örneklik alan 1 nolu örneklik alana yakın bir mesafede seçilmiş olmasına rağmen sahip olduğu tür çeşitliliği, genel bitki örtüşü (% 65) ve toprak özellikleri bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu alanda dominant tür olarak Arthrocnemum glaucum bitkisinin yer aldığı görülürken (% 60), ikincil baskın tür olarak Arthrocnemum fruticosum (% 5) bitkisi görülmektedir. Sonchus oleraecus L., Anthemis pseudocotula Boiss., ve Crepis feotida L. subsp. commutata (Spreng.) Babcock. bitkilerinin de floristik kompozisyon içerisinde yer aldığı ve az sayıda birey ile temsil edildiği görülmektedir (Çizelge 4.1 ). Bu örneklik alanın temsil ettiği Spergularia marinae-arthrocnemetum glauci bitki birliğine ait hakim ve karakteristik türlerden Arthrocnemum glaucum ve Arthrocnemum fruticosum türlerine ait köklerin mikorizal birliktelik durumları incelenmiştir Daimi Örneklik Alan No:3 Bu örneklik alan 1 nolu ve 2 nolu alanların yaklaşık 500 metre kuzeyinde, 36 o 40 37,3 kuzey enlemi ile 35 o 05 57,3 doğu boylamında bulunmaktadır. Bu daimi örneklik alan, yıllık olarak suyun gelgit yaptığı alanlardaki değişken tuz miktarlarına karşı dirençli Petrosimono brachiatae-halocnemetum strobilacei birliğini temsil etmektedir. 3 nolu daimi örneklik alan tuzluluk açısından en fazla değere sahip olan alandır, bu özelliğinden dolayı alan bitki gelişimi için pek uygun değildir. 36

47 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Petrosimono brachiatae-halocnemetum strobilacei birliğinin temsil edildiği bu örneklik alanda, birliğin karakteristik bitki türü olan Halocnemum strobilaceum bitkisinin hakimiyeti gözlenirken, başka bir bitki türünün gelişme göstermediği tespit edilmiştir. Tek bir bitki türünün gelişme gösterdiği bu alanda tür zenginliğinin az olmasına rağmen örtülülüğün fazla olduğu ( % 60) görülmektedir (Çizelge 4.1 ). Alandaki hakim ve karakteristik olan bu bitki türünün köklerinde mikorizal birliktelik durumları incelenmiştir Daimi Örneklik Alan No:4 Bu örneklik alan Tuzla da Devlet Su İşlerine ait sitenin doğusunda, 36 o 39 28,7 kuzey enlemi ile 35 o 06 56,5 doğu boylamında yer almaktadır. Tuzluluk miktarı yüksek olmayan sulak alanların çevresinde yaygın olarak bulunan Atriplici hastatae-juncetum acuti birliğini karakterize eden bu alan, uzun süre su altında kalmayan, taban suyu seviyesinin düşük olduğu bir alandır. Seçilen bu daimi örneklik alanda toplam örtülülüğün yüksek (% 85) olduğu, sert bir yapıya sahip olan çalı görünümündeki Juncus acutus bitkisinin floristik kompozisyon içerisinde geniş bir yer kapladığı (% 70) görülmektedir (Çizelge 4.1). Hakim bitki türünün yanı sıra Halimione portulacoides (% 5), Limonium angustifolium (% 5) ve Bolboschoenus maritimus (% 5) bitkileri de alanda yer almaktadır (Çizelge 4.1). Atriplici hastatae-juncetum acuti birliğinin temsil edildiği bu alanda, bitki birliğinin hakim ve karakteristik türlerinden Juncus acutus ve Halimione portulacoides bitkilerine ait bireylerin köklerindeki mikorizal birliktelik durumları incelenmiştir. 37

48 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Daimi Örneklik Alan No:5 Seçilen bu son daimi örneklik alan 4 nolu alanda olduğu gibi 36 o 39 28,7 kuzey enlemi ile 35 o 06 56,5 doğu boylamında yer almaktadır. Her iki alan arasında iki metre kadar bir mesafe bulunmaktadır. Tatlı sulak alanlar ile tuzlu sulak alanların arasında yaygın olarak bulunan Bolboschoeno maritimi - Juncetum subulati birliğini temsil eden bu örneklik alanın tuzluluk oranı düşüktür. 4 nolu örneklik alana yakın olduğu halde floristik kompozisyonu ve toprak özellikleriyle farklılıklar göstermektedir. Tür zenginliği az olan alanda, toplam örtüşün yüksek olduğu (% 60) gözlenmektedir (Çizelge 4.1). Alanda baskın tür olarak Bolboschoenus maritimus bitkisi görülmektedir (% 50). Aeloropus littoralis te alanda yer alan diğer bitki türüdür (% 10). Alanın temsil edildiği Bolboschoeno maritimi - Juncetum subulati bitki birliğinin karakteristik türü olan Bolboschoenus maritimus un köklerindeki mikorizal birliktelik incelenmiştir. 38

49 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Çizelge 4.1. Araştırma Alanında Belirlenen Örneklik Alan Bilgileri Örnek alan no Örneklik alan boyutu Toplam örtüş (%) Çalı katı örtüşü (%) Ot katı örtüşü (%) Familya Takson Chenopodiaceae Arthrocnemum fruticosum Chenopodiaceae Halimione portulacoides Graminea Aeloropus littoralis Plumbaginaceae Limonium angustifolium Graminea Polypogon maritimus subsp. maritimus Plantaginaceae Plantago coronopus + Chenopodiaceae Arthrocnemum glaucum Compositae Sonchus oleraecus Compositae Anthemis pseudocotula Compositae Crepis feotida subsp. commutata Chenopodiaceae Halocnemum strobilaceum Juncaceae Juncus acutus Cyperaceae Bolboschoenus maritimus

50 4.BULGULAR VE TARTIŞMA 4.2. Daimi Örneklik Alanlara Ait Toprak Analizleri Tuz Topraktaki tuz miktarlarına baktığımızda ilk üç alanın tuzlu suya yakın olmasından ötürü tuzluluk oranlarının yüksek çıktığı gözlenirken, alanların genelinde tuz miktarlarına bakıldığında Marttan Eylüle kadar sürekli bir artış gözlenmektedir. Bu artışta eylül ayı hep yüksek değer gösterirken, mart ayında ise yağmurlardan dolayı yıkanmaya bağlı olarak düşük tuzluluk değeri gözlenmektedir (Şekil 4.14). Alanların tuzluluk değerlerinde 1 nolu örneklik alan eylül ayındaki tuzluluk değeri ( % 1,184) ile en yüksek tuzluluğa sahip iken, 4 nolu örneklik alan ise mart ayındaki tuzluluk değeri ( % 0,316) ile en düşük tuzluluğa sahiptir (Şekil 4.14). 3 2,5 Tuz Miktarı (%) 2 1,5 1 0,5 0 Mart Mayıs Temmuz Eylül Örneklik Alan No:1 Örneklik Alan No:2 Örneklik Alan No:3 Örneklik Alan No:4 Örneklik Alan No:5 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Tuzluluk Miktarı Değişimleri (%) 40

51 4.BULGULAR VE TARTIŞMA ph Örneklik alanların ph değerleri incelendiğinde alanların tamamında ve tüm mevsimlerde ph değerlerinin yüksek olduğu görülmektedir. Alanların tamamında eylül ayında tuzluluk değerlerinin artmasına karşın (Şekil 4.14) ph değerlerinin düştüğü gözlenmektedir. Örneklik alanlar arasında en yüksek ph değerinin 10,18 ile temmuz ayında 4 nolu örneklik alanda olduğu görülmektedir (Şekil 4.15 ). En düşük ph değeri ise 7,74 ile 3 nolu örneklik alanda eylül ayında tespit edilmiştir. Genelde ph değerlerinin 1,2 ve 3 nolu örneklik alanlarda birbirine yakın olduğu ve mevsimsel olarak fazla bir değişkenlik göstermediği görülmektedir (Şekil 4.15). 10,5 10 9,5 ph Değerleri 9 8,5 8 7,5 7 Mart Mayıs Temmuz Eylül Örneklik Alan No:1 Örneklik Alan No:2 Örneklik Alan No:3 Örneklik Alan No:4 Örneklik Alan No:5 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı ph Değerleri Değişimi 41

52 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Kireç Her 5 örneklik alanda da toplam kireç miktarlarının birbirinden mevsimsel olarak çok fazla değişken olduğu görülmektedir. Özellikle 1 nolu örneklik alandaki kireç miktarının mayıs ayında en yüksek değere (% 21,62) sahip olduğu tespit edilmiştir. Buna karşın eylül ayında kireç miktarlarının tüm örneklik alanlarda birbirine çok yakın olduğu ve miktarın diğer aylara göre düştüğü görülmüştür. En düşük kireç miktarı ise 3 nolu alanda ve temmuz ayında ( % 6,12) görülmektedir (Şekil 4.16). Bunun yanı sıra mayıs ayındaki kireç miktarlarının 1 ve 2 nolu örneklik alanlarda diğer üç örneklik alandan oldukça yüksek olduğu tespit edilmiştir Kireç(%) Mart Mayıs Temmuz Eylül Örneklik Alan No:1 Örneklik Alan No:2 Örneklik Alan No:3 Örneklik Alan No:4 Örneklik Alan No:5 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Kireç Miktarları Değişimi (%) 42

53 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Organik Madde Genel olarak bakıldığında organik madde miktarlarının mart ayında bütün örneklik alanlarda düşük olduğu tespit edilmiştir. Buna karşılık organik madde miktarlarının mayıs, temmuz ve eylül aylarında arttığı görülmektedir (Şekil 4.17). Örneklik alanlar karşılaştırıldığında ise mart ayında en düşük organik madde 1 nolu örneklik alanda görülürken, en yüksek değer 2 ve 4 nolu örneklik alanlarda tespit edilmiştir. Mayıs ayı organik madde verilerine bakıldığında ise 5 nolu örneklik alanda en yüksek organik madde, 1 nolu örneklik alanda ise yine mart ayında olduğu gibi en düşük organik madde değeri bulunmaktadır. Temmuz ayında tüm örneklik alanlarda organik madde değeri yükselmiştir. En yüksek değer 3 nolu, en düşük değer ise 4 nolu örneklik alanda tespit edilmiştir. Bu mevsimde 1, 2 ve 5 nolu örneklik alanlardaki organik madde miktarları birbiriyle aynı olup çok yüksek bulunmamıştır. Eylül ayı içinde organik madde miktarları genellikle yüksek görülürken, 2 ve 3 nolu örneklik alanlarda temmuz ayına göre bir düşüş saptanmıştır diğer örneklik alanlarda ise organik madde miktarının yükseldiği bulunmuştur (Şekil 4.17). 3,5 3 Organik Madde(%) 2,5 2 1,5 1 0,5 0 Mart Mayıs Temmuz Eylül Örneklik Alan No:1 Örneklik Alan No:2 Örneklik Alan No:3 Örneklik Alan No:4 Örneklik Alan No:5 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Organik Madde Miktarları Değişimi (%) 43

54 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Fosfor Araştırma alanındaki örneklik alanların fosfor miktarları hem mevsimsel olarak hem de alanların farklı olmasına bağlı olarak çok farklı değerlere sahiptir. Mart ayı içerisinde en yüksek fosfor değeri 3 nolu örneklik alanda bulunmuştur. Diğer örneklik alanlarda bu değer düşük ve birbirine yakın olarak bulunmuştur. Mayıs ayı fosfor miktarları bakımından tüm örneklik alanların birbirine en yakın olduğu mevsimdir. Bu mevsimde en düşük değer 4 nolu örneklik alanda bulunurken, en yüksek değer ise 2 nolu alanda bulunmuştur. Temmuz ayında 5 nolu örneklik alanlarda tüm mevsimlerdeki en düşük fosfor değerleri ( % 0) bulunurken, 4 nolu örneklik alanlarda bu değerlerin en yüksek ( % 12) seviyeye ulaştığı gözlenmiştir. Eylül ayında ise temmuz ayında olduğu gibi en yüksek değere sahip olan 4 nolu alanın bu mevsimde de en yüksek değere sahip olduğu görülmüştür. 1 ve 5 nolu alanlar ise bu mevsimde (Temmuz ayında olduğu gibi) en düşük değere sahip örneklik alanlar olarak tespit edilmiştir (Şekil 4.18) Fosfor(kg/da) Mart Mayıs Temmuz Eylül Örneklik Alan No:1 Örneklik Alan No:2 Örneklik Alan No:3 Örneklik Alan No:4 Örneklik Alan N:o:5 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Fosfor Miktarları Değişimi (kg/da) 44

55 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Potasyum Örneklik alanlara ait toprak örneklerinde tespit edilen potasyum değerlerinin mevsimsel değişime bağlı olarak önemli değişiklikler gösterdiği bulunmuştur. Mevsimsel değerlere genel olarak bakıldığında genellikle potasyum miktarlarının mart ayından itibaren eylül ayına kadar bir düşüş trendine girdiği görülmektedir. Mart ayı içinde 1 nolu örneklik alanın tüm örneklik alanlar ve mevsimler içerisinde en yüksek değere( 263 kg/da) sahip olduğu tespit edilmiştir. En düşük değer ise 3 nolu örneklik alana aittir. Mayıs ayındaki fosfor değerlerinin tüm örneklik alanlarda birbirine çok yakın değerlerde olduğunun görülmesine karşın eylül ayında bu değerlerin birbirinden çok farklı olduğu görülmektedir. Temmuz ayında ise 1 nolu örneklik alanın yüksek fosfor miktarına sahip olduğu, diğer dört alanın fosfor değerlerinin ise birbirine yakın olduğu görülmüştür (Şekil 4.19) Potasyum(kg/da) Mart Mayıs Temmuz Eylül Örneklik Alan No:1 Örneklik Alan No:2 Örneklik Alan No:3 Örneklik Alan No:4 Örneklik Alan No:5 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Potasyum Miktarları Değişimi (kg/da) 45

56 4.BULGULAR VE TARTIŞMA 4.3. Spor Yoğunluğu Ve Mikorizal Birliktelik Spor yoğunlukları, seçilen beş örneklik alandan periyodik olarak mart, mayıs, temmuz ve eylül aylarında alınan genel toprak örnekleri ile bu örneklik alanlarda belirlenen 7 bitki türünün kök çevrelerinden yine periyodik olarak alınan toprak örneklerinde ayrı ayrı incelenmiştir. Örneklik alanlardan alınan genel toprak örneklerindeki spor sayılarına baktığımızda, mart ayında 1 nolu örneklik alandaki spor sayısı yüksek iken diğer dört alandaki spor sayıları birbirine yakın ve düşük bulunmuştur. Mayıs ayında 5 nolu alanda spor sayısı tüm alanlar arasında en yüksek değere ulaşmıştır. Diğer alanlarda ise spor sayıları düşüktür. Temmuz ayına bakıldığında 1 ve 3 nolu alanlarda spor sayıları yüksek değere sahipken, 2, 4 ve 5 nolu örneklik alanlarda spor sayıları düşüktür. Eylül ayında ise örneklik alanların tümünde spor sayıları düşüktür. 3 ve 5 nolu alanlarda değerin aynı olduğu görülürken en yüksek değer 1 nolu alanda, en düşük değer ise 4 nolu alanda görülmüştür (Şekil 4.20) Spor Yoğunlukları (adet/10g toprak) Mart Mayıs Temmuz Eylül Örneklik Alan No:1 Örneklik Alan No:2 Örneklik Alan No:3 Örneklik Alan No:4 Örneklik Alan No:5 Şekil Daimi Örneklik Alanların Mevsimlere Bağlı Spor Yoğunluğu Değişimleri (adet/g) 46

57 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Örneklik alanlardan alınan toprak örneklerindeki analiz sonuçlarında, spor sayılarının her alanda mevsim değişikliğine bağlı olarak değişkenlik gösterdiği, alanlar arasında en yüksek spor sayısının ( 875 adet/g) 5 nolu örneklik alanda ve mayıs ayında, en düşük spor sayısının ( 62 adet/g ) ise 4 nolu alanda ve temmuz ayında görüldüğü belirlenmiştir ( Şekil 4.20). Topraktaki spor yoğunlukları incelenirken, mikorizal mantarlara ait farklı tiplerde sporların toprakta bulunduğu gözlenmiştir. Bu sporlardan birkaçı Ek.1 de verilmiştir. Bitki köklerinin analizleri sonucunda, köklerde mikorizal birlikteliğin dışında parazitik mantarların neden olduğu enfeksiyona da rastlanmıştır. Belirlenen bitki türlerinin kök çevrelerindeki toprak örneklerindeki spor yoğunlukları, köklerindeki mikorizal birliktelik yüzdeleri ve parazitik mantarların oluşturduğu enfeksiyon yüzdeleri her bitki türü için ayrı olarak ele alınmıştır Arthrocnemum fruticosum Bu bitki türü 1 nolu ve 2 nolu daimi örneklik alanların her ikisinde de örneklenmiştir. Arthrocnemum fruticosum bitkisinin her iki alanda da mikorizal birliktelik oluşturmadığı gözlenirken, bitkide parazitik mantar enfeksiyonun gerçekleştiği gözlenmiştir (EK.2-3 ). 1 nolu örneklik alandaki analiz sonuçlarına bakıldığında mayıs ayında azalan spor sayısının temmuz ayında en yüksek sayıya ulaştığı (642 adet/g) ve eylül ayında bu sayının yeniden azaldığı görülmektedir. Parazitik enfeksiyon yüzdesine baktığımızda ise temmuz ayına kadar bir artış olduğu eylül ayında enfeksiyonun azaldığı görülmektedir (Şekil 4.21 ). 2 nolu örneklik alandaki analiz sonuçlarında ise mayıs ayında artan spor sayısının en yüksek değerine ulaştığı (335 adet/g), eylül ayına kadar ise azaldığı görülmüştür. Parazitik mantar enfeksiyonunun ise mayıs ayında mart ayına göre arttığı, temmuz ayında azalıp, eylül ayında ise yeniden arttığı gözlenmiştir (Şekil 4.22 ). 47

58 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Arthrocnemum fruticosum bitkisinde hem spor sayısında hem de parazitik mantar enfeksiyonu yüzdesinde mevsimsel olarak bir değişimin olduğu görülmektedir ve bu değişim bitkinin yer aldığı 1 ve 2 nolu örneklik alanların arasında farklılık göstermektedir. Bunun yanı sıra oluşan parazitik mantar enfeksiyonunun spor sayısı ile ilişkili olmadığı görülmüştür Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Arthrocnemum fruticosum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları Parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Arthrocnemum fruticosum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu 48

59 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Halimione portulacoides 1 ve 4 nolu örneklik alanlardan örneklenmiş olan Halimione portulacoides bitki türüne ait kök örnekleri incelendiğinde her iki örneklik alanda da bu bitkinin mikorizal birliktelik oluşturduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında bitkide her iki örneklik alanda parazitik mantar enfeksiyonuna da rastlanmıştır (EK ). 1 nolu örneklik alandaki analiz sonuçları incelendiğinde spor sayısının mevsimsel olarak değişkenlik gösterdiği görülmektedir. Temmuz ayında en yüksek değerde olan spor sayısının, mayıs ayında ise en düşük değerde olduğu bulunmuştur. Mikorizal birliktelik durumuna bakıldığında ise mart ayında düşük ( % 4) olan mikorizal birliktelik yüzdesinin, eylül ayına kadar artarak en yüksek değere ( % 23) ulaştığı gözlenmiştir (Şekil 4.23 ). Parazitik mantar enfeksiyonu da mikorizal birliktelik ile benzer şekilde mart ayından eylül ayına kadar bir artış göstermiştir Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları Mikorizal birliktelik Parazitik mantar Şekil nolu örneklik alandaki Halimione portulacoides bitkisinin spor yoğunluğu, mikorizal birlikteliği ve parazitik mantar enfeksiyonu 49

60 4.BULGULAR VE TARTIŞMA 2 nolu alandaki spor sayısının 1 nolu alanın tam tersine mayıs ayında arttığı temmuz ayında azalıp eylül ayında ise yeniden arttığı gözlenmiştir. Mikorizal birliktelik ve parazitik mantar enfeksiyon yüzdelerinin ise 1 nolu alanda olduğu gibi birbirine benzer şekilde değişiklik gösterdiği ve topraktaki spor sayısıyla ters ilişkili olduğu görülmüştür ( Şekil 4.24) Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları Mikorizalbirliktelik Parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Halimione portulacoides bitkisinin spor yoğunluğu, mikorizal birlikteliği ve parazitik mantar enfeksiyonu Aeloropus littoralis Aeloropus littoralis bitkisi yalnızca 1 nolu alandan örneklenmiştir. Bu bitkide mikorizal birlikteliğin oluştuğu ve parazitik mantarlar ile enfeksiyonun gerçekleştiği tespit edilmiştir (EK.8-9 ). Bitkinin kök çevresindeki spor sayısına baktığımızda, mayıs ayında artarak en yüksek değerine ulaşan spor sayısının eylül ayına kadar azaldığını görmekteyiz. Aeloropus littoralis bitkisindeki mikorizal birlikteliğin mart ayında oluşmadığı, mayıs ayında gerçekleşen enfeksiyonun ise diğer aylara göre en yüksek değere ( % 14) ulaştığı görülmektedir. Parazitik mantar enfeksiyonunun ise mart ayında 50

61 4.BULGULAR VE TARTIŞMA düşük olduğu gözlenirken, mayıs ve temmuz aylarında değerin arttığı, eylül ayında ise enfeksiyonun yeniden azaldığı gözlenmiştir (Şekil 4.25) Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları Mikorizal birliktelik Parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Aeloropus littoralis bitkisinin spor yoğunluğu, mikorizal birlikteliği ve parazitik mantar enfeksiyonu Arthrocnemum glaucum Sadece 2 nolu alandan örneklenen Arthrocnemum glaucum bitkisinde spor sayısı incelendiğinde mayıs ayında artan spor sayısının temmuz ayında azaldığı ve eylül ayında yeniden arttığı, en yüksek değerin mayıs ayında olduğu görülmektedir. Arthrocnemum glaucum bitkisinin oluşturduğu parazitik mantar enfeksiyonuna bakıldığında (EK.10 ) mart ayındaki enfeksiyon yüzdesi en düşük ( % 28), eylül ayındaki enfeksiyon yüzdesi ise en yüksek (% 73) değere sahiptir (Şekil 4.26). Bitkideki parazitik mantar enfeksiyonu ile spor sayısının mevsimsel olarak değişimleri incelendiğinde birbiri ile paralellik gösterdiği görülmektedir. Spor sayısının artışı ile parazitik mantar enfeksiyonu da artmıştır. 51

62 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları Parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Arthrocnemum glaucum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu Halocnemum strobilaceum Halocnemum strobilaceum bitkisi sadece 3 nolu alandan örneklenmiştir. Bitkinin kök çevresinden alınan toprak örneğinde spor sayısı belirlenmiş ve sonuçlarda, spor sayısının mayıs ayında, mart ayına göre azaldığı, temmuz ve eylül aylarında ise sürekli artış gösterdiği görülmüştür. En düşük spor sayısı (145 adet/g ) mayıs ayında görürken, en yüksek spor sayısı ( 353 adet/g ) eylül ayında görülmüştür (Şekil 4.27) Bu bitkiden alınan kök örneklerinin incelenmesi sonucunda Halocnemum strobilaceum bitkisinin mikorizal birliktelik oluşturmadığı gözlenirken, bu bitkide her mevsimde parazitik mantarlara ait enfeksiyonun gerçekleştiği görülmüştür. Enfeksiyon miktarlarına baktığımızda mayıs ayında, mart ayına göre bir artışın olduğunu ve temmuz ayında tekrar düşen enfeksiyon yüzdesinin eylül ayında ise değişmediği temmuz ayı ile aynı olduğu görülmektedir. 52

63 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Bitkide gerçekleşen parazitik mantar enfeksiyonu mevsimsel değişime bağlı olarak değişik tiplerde gerçekleşirken (EK.11 ), en yüksek enfeksiyon ( % 21) mayıs ayında, en düşük enfeksiyon ( % 10) ise temmuz ve eylül aylarında gözlenmiştir ( Şekil 4.27) Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları Parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Halocnemum strobilaceum bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu Juncus acutus Bu bitki türü yalnızca 4 nolu alandan örneklenmiştir. Topraklarındaki spor sayılarına bakıldığında, Juncus acutus bitkisine ait spor sayısında mart ayından temmuz ayına kadar sürekli bir azalma gözlenirken, eylül ayında artış olmuştur. En yüksek spor sayısı değerine ( 249 adet/g ) mart ayı sahip olurken, en düşük spor sayısına ( 77 adet/g ) ise temmuz ayındaki değer sahiptir (Şekil 4.28). Juncus acutus bitkisinde mikorizal birliktelik görülmezken parazitik enfeksiyona rastlanmıştır (EK.12). Parazitik enfeksiyon değerlerinin ise birbirine yakın olduğu mayıs ayında yükselen enfeksiyonun eylül ayına kadar düştüğü görülmektedir (Şekil 4. 28). 53

64 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül Spor sayıları Parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Juncus acutus bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu Bolboschoenus maritimus Bolboschoenus maritimus bitkisi 5 nolu alandan örneklenmiştir. Bitkinin kök çevresindeki toprak örneğindeki spor sayılarının mevsimsel olarak incelenmesi sonucunda, mart ve temmuz aylarında değerin az olduğu, mayıs ve eylül aylarında ise değerin arttığı görülmektedir. En yüksek spor sayısı değeri ( 1033 adet/g ) mayıs ayında görülürken, en düşük spor sayısı değeri ( 264 adet/g ) temmuz ayında görülmüştür (Şekil 4.29). Bitkinin parazitik mantar türleri ile olan enfeksiyon değerlerine bakıldığında mayıs'ta yükselen enfeksiyonun temmuz'da azaldığı eylül'de ise yeniden arttığı görülmektedir. Bitkide en düşük enfeksiyon (% 24) mart ayında, en yüksek enfeksiyon (% 53) mayıs ayında gözlenmiştir (Şekil 4.29). Bitkide oluşan enfeksiyon yüzdeleri tüm mevsimlerde değişkenlik gösterirken oluşan enfeksiyon şekli birbirine benzemektedir (EK.13 ). 54

65 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Aylar Mart Mayıs Temmuz Eylül 0 Spor sayıları Parazitik enfeksiyon Şekil nolu örneklik alandaki Bolboschoenus maritimus bitkisinin spor yoğunluğu ve parazitik mantar enfeksiyonu 4.3. Mikorizal Spor Sayıları, Mikorizal Birliktelik ve Parazitik Enfeksiyon Oranlarının Toprak Özellikleriyle Korelasyonu Mikorizal birlikteliğin ; topraktaki spor sayısı, parazitik mantar enfeksiyonu ve toprak özellikleriyle (Tuz, ph, Organik madde, Fosfor, Potasyum, arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılan korelasyon analizi sonuçları, belirlenmiş olan bitki türlerinin hepsi için ayrı ayrı verilmiştir. 1 nolu örneklik alanda ki Arthrocnemum fruticosum bitkisinde mikorizal enfeksiyona rastlanmamasına karşın parazitik mantar enfeksiyonu görülmüştür. Analiz sonuçlarına bakıldığında bu enfeksiyonun herhangi bir etmenden etkilenmediği görülmektedir. Bunun yanı sıra sonuçlarda toprağın nem miktarının, toprak ph sı ile pozitif (r = 958 ) bir ilişki içerisinde olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra toprağın tuzluluk miktarının, organik madde miktarı ( r= 962) ve taban suyu seviyesi (r=979) ile pozitif korelasyon gösterdiği görülmektedir (Çizelge 4.2 ). 55

66 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Çizelge 4.2. Arthrocnemum fruticosum bitkisi için korelasyon analizi MS TpS MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 TpS MC PE Tuz ph CaCO P OM * K Kum * 1 Kil Silt ** 1 Nem * Tb S * MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu Yine 1 nolu örneklik alandan alınan Aeloropus littoralis bitkisine bakıldığında ise hem mikorizal enfeksiyonun hem de parazitik mantar enfeksiyonunun olduğu, mikorizal enfeksiyonun topraktaki kil miktarı ile negatif korelasyon (r = -952 ) gösterirken, parazitik mantar enfeksiyonunun düşükte olsa toprağın nemi (r = -931) ve fosfor miktarıyla negatif bir korelasyon (r = -937 ) gösterdiği görülmektedir. Kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı ile toprağın kum miktarı ( r = 953) arasında bir paralellik görüldüğü gibi potasyum miktarı ( r = -928) ile de etkilendiği görülmektedir ( Çizelge 4.3). 56

67 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Çizelge 4.3. Aeloropus littoralis bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem MS 1 Tp S 63 1 MC PE Tuz ph CaCO P OM * K Kum 953* * 1 Tb S Kil * Silt ** 1 Nem Tb S * MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu Halimione portulacoides bitkisinde de mikorizal birliktelik ile parazitik mantar enfeksiyonu birlikte görülmektedir. Mikorizal birliktelik, taban suyu seviyesi ile pozitif korelasyon (r = 963) gösterirken, organik madde (r = 932), tuz ( r = 912) ve nem (r = -942) miktarlarıyla da düşük bir korelasyon göstermektedir. Parazitik mantar enfeksiyonu ise toprağın silt miktarı ile pozitif korelasyon (r = 953), ph ( r = -937), kil ( r = -933) ve nem miktarı ( r = -936) ile düşük bir korelasyon gösterdiği görülmektedir (Çizelge 4.4). Bu bitkide sonuçlara göre, düşükte olsa mikorizal birliktelik ile parazitik mantar enfeksiyonu arasında da bir ilişki (r = 945) olabileceği görülmektedir (Çizelge 4.4). 1 nolu örneklik alandan alınan bu üç bitkinin analiz sonuçlarına göre, alanın toprak tuz miktarı ile organik madde ve taban suyu seviyesi arasında pozitif, kum ve potasyum ile silt ve kil miktarları arasında ise negatif korelasyon olduğu görülmektedir (Çizelge 4.2.,4.3.,4.4). 57

68 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Çizelge 4.4. Halimione portulacoides bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 Tp S MC PE Tuz ph CaCO P OM * K Kum * 1 Kil Silt * ** 1 Nem Tb S * * MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu Mikorizal birlikteliğin görülmediği Arthrocnemum glaucum bitkisinde kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı ile organik madde arasında negatif korelasyon ( r = -963) olduğu görülmektedir. Ayrıca kök bölgesindeki spor sayısının alandaki genel toprak örneğindeki spor sayısının artışından da etkilendiği görülmektedir. Aynı alandan alınan Arthrocnemum fruticosum bitkisinde de mikorizal birlikteliğe rastlanmamıştır. Görülen parazitik mantar enfeksiyonu ile fosfor miktarı arasında ise yüksek bir pozitif korelasyon ( r = 994) vardır. 2 nolu örneklik alandan alınan iki bitki türünün analiz sonuçlarına bakıldığında, 1 nolu örneklik alandaki bitkilerde olduğu gibi taban suyun seviyesi ile tuz miktarının ve potasyum miktarı ile ph nın arasında pozitif, silt miktarı ile kil miktarının arasında ise negatif korelasyon olduğu görülmektedir (Çizelge 4.5.,4.6). 58

69 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Çizelge 4.5. Arthrocnemum glaucum bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 Tp S MC PE Tuz ph CaCO P OM -963* K * Kum Kil Silt * 1 Nem Tb S * MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu Çizelge Arthrocnemum fruticosum bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 Tp S MC PE Tuz ph CaCO P ** OM K * Kum Kil Silt * 1 Nem Tb S * MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu 59

70 4.BULGULAR VE TARTIŞMA 3 nolu örneklik alandan alınan Halocnemum strobilaceum bitkisi analiz sonuçlarına bakıldığında parazitik mantar enfeksiyonunun potasyum miktarı ile pozitif korelasyon ( r = 989) gösterdiği, kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı ile düşükte olsa negatif korelasyon ( r = -933) gösterdiği görülmektedir. Ayrıca kireç oranının nem ve kil miktarıyla pozitif korelasyon gösterdiği, organik maddenin ise kireç ve nem miktarıyla negatif korelasyon gösterdiği görülmektedir (Çizelge 4.7). Çizelge 4.7. Halocnemum strobilaceum bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 Tp S MC PE Tuz ph CaCO P OM * K -975* * Kum Kil * Silt Nem * 24-1,00** Tb S MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu 4 nolu örneklik alandan alınan Juncus acutus bitkisi mikorizal birliktelik oluşturmayan bir bitki türüdür. Bu bitkinin kök bölgesindeki spor sayısının nem miktarının artışıyla paralellik gösterdiği ( r =965) taban suyu seviyesinin artışıyla ise ters ilişkili ( r = -965) olduğu görülmektedir (Çizelge 4.8). Alanın genel toprak örneğindeki spor sayısının değişiminin de fosfor oranından etkilendiği ( r = -977) anlaşılmaktadır. Topraktaki organik madde ph ile (r = -961), kil oranı kum oranı ile (r = -985), taban suyu ise nem miktarıyla (r = -975) negatif korelasyon göstermektedir (Çizelge 4.8.,4.9). 60

71 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Çizelge Juncus acutus bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 Tp S MC PE Tuz ph CaCO P * OM * K Kum Kil * 1 Silt Nem 965* Tb S -965* * 1 MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu Çizelge Halimione portulacoides bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 Tp S MC PE Tuz ph CaCO P * OM * K * Kum Kil * 1 Silt Nem Tb S * 1 MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu 61

72 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Aynı alandaki Halimione portulacoides bitkisine bakıldığında mikorizal birlikteliğin gerçekleştiği, bu birlikteliğin parazitik mantar enfeksiyonu ( r = 918) ve ph ( r = 934) ile düşükte olsa pozitif bir korelasyon gösterdiği görülmektedir. Parazitik mantar enfeksiyonunun ise potasyum miktarı ile negatif korelasyon ( r = -977) gösterdiği görülmektedir (Çizelge 4.9). Çizelge Bolboschoenus maritimus bitkisi için korelasyon analizi MS Tp S MC PE Tuz ph CaCO3 P OM K Kum Kil Silt Nem Tb S MS 1 Tp S 979* 1 MC PE Tuz ph CaCO * P OM * K Kum Kil Silt Nem Tb S * 1 MS: Bitkinin kök bölgesinden alınan topraktaki spor sayısı, MC: Mikorizal birliktelik(%), PE: Prazitik enfeksiyon(%), CaCO 3 : Kireç, P: Fosfor, K: Potasyum, OM: Organik madde, TpS: Bitkini bulunduğu alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayısı, TbS: Taban suyu Son örneklik alandan alınan Bolboschoenus maritimus bitkisinde ise genel toprak örneğinde tespit edilen spor sayısı ile bitkinin kök bölgesindeki spor sayısı arasında pozitif korelasyon ( r = 979), parazitik mantar enfeksiyonu ile kireç ( r = -986), organik madde ile ph ( r = -987) ve taban suyu seviyesi ile nem miktarı ( r = -982) arasında ise negatif korelasyon olduğu görülmektedir (Çizelge 4.10). 62

73 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 5.SONUÇ VE ÖNERİLER Karataş, Tuzla ilçesi içerisinde yer alan Tuz gölü lagünü çevresindeki tuzlu bataklıklarda yapılan bu çalışmada, farklı toprak özelliklerine ve farklı floristik kompozisyona sahip beş örneklik alan seçilmiştir. Bu örneklik alanlardaki hakim ve karakteristik olan bitki türleri belirlenmiş, bu bitki türlerinin mikorizal birliktelikleri ve parazitik mantarlarla olan enfeksiyon durumları tespit edilip, toprak özellikleriyle olan ilişkileri ortaya konmuştur. Farklı özelliklere sahip habitatlardan seçilen örneklik alanlarda belirlenen 7 bitki türünden Halimione portulacoides ve Aeloropus littoralis türlerinin mikorizal birliktelik oluşturduğu, Arthrocnemum fruticosum, Arthrocnemum glaucum, Halocnemum strobilaceum, Juncus acutus ve Bolboschoenus maritimus türlerinin ise mikorizal birliktelik oluşturmadığı saptanmıştır. Bitkilerin mikorizal birlikteliklerinin yanında, parazitik mantarlar tarafından oluşturulan enfeksiyonuna da rastlanmıştır. Araştırma sonunda, incelenen 7 bitki türünün hepsinde de parazitik mantar enfeksiyonunun varolduğu tespit edilmiştir. Birçok araştırmacı tarafından ortaya konduğu gibi ( Ortaş ve ark. 1999, Carvalho ve ark. 2001) bu çalışmada da mikorizal birlikteliğin, toprak özelliklerinden çok bitkinin türüne bağlı olduğu tespit edilmiştir. Özellikle iki ayrı bölgede (1 nolu ve 4 nolu) yer alan Halimione portulacoides bitkisine bakıldığında her iki alanda da mikorizal birlikteliğin gerçekleştiği tespit edilmiştir. Buna karşın 1 nolu ve 2 nolu örneklik alanlarda yer alan Arthrocnemum fruticosum bitkisine bakıldığında ise her iki alanda da mikorizal birlikteliğin gerçekleşmediği gözlenmiştir. Bu sonuçlara bakıldığında, tespit edilen daimi örneklik alanların toprak özellikleri bakımından birbirinden farklı olmasına rağmen mikorizal birlikteliğin oluşmasında çok önemli olmadıkları görülmüştür. Bu sonuç, mikorizal birlikteliğin oluşmasında bitki türünün önemli olduğunu göstermektedir. Yapılan bu araştırmada incelenen bitki türlerinden Chenopodiaceae familyasına ait Arthrocnemum fruticosum, Arthrocnemum glaucum ve Halocnemum strobilaceum türlerinde mikorizal birlikteliğin gerçekleşmediği gözlenmiştir. 63

74 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu familya üyelerinden sadece Halimione portulacoides türünde mikorizal birlikteliğe rastlanmıştır. Bunun yanı sıra Juncaceae familyasına ait Juncus acutus bitkisinde ve Cyperaceae familyasına ait Bolboschoenus maritimus bitkisinde de mikorizal birlikteliğe rastlanmamıştır. Elde ettiğimiz bu sonuçlar, diğer araştırmacılar tarfından ( Smith ve Read 1997, Olsson ve Tyler 2004, Muthukumar ve ark. 2004, Hirsch ve Kapulnik 1998) Chenopodiaceae, Juncaceae, Cyperaceae, Brassicaceae, Caryophyllaceae ve Amaranthaceae gibi familyalara ait bitki türlerinin mikorizal birliktelik oluşturmadıkları veya nadiren mikoriza bulundurdukları şeklindeki tespitleri ile paralellik göstermektedir. Elde edilen sonuçlarda, incelenen bitki türlerinde mikorizal birlikteliğin yanı sıra parazitik mantarlar tarafından oluşturulan enfeksiyonunun da gerçekleştiği ve bu enfeksiyonda bitki türünün önemli olmadığı bulunmuştur. Ballı (1996) yapmış olduğu çalışmasında, oluşan mikorizal birlikteliğin topraktaki spor sayısı ile ters orantılı olduğunu belirtmiştir. Benzer sonuçlar, Tuzla da yapılan bu çalışmada da elde edilmiştir. Mikorizal birliktelik oluşturan bitki türleri incelendiğinde, bitkinin bulunduğu örneklik alandan alınan genel toprak örneğindeki spor sayıları (Şekil 4.20) ile bitkilerin mikorizal birliktelik yüzdeleri arasında ters orantı olduğu saptanmıştır. Literatür bulgularında topraktaki tuzluluk düzeyindeki artıştan spor sayısının etkilenmediği belirtilmiştir (Aliasgharzadeh ve ark , Carvalho ve ark. 2004). Yapılan bu çalışmada da spor sayısındaki değişimin (Şekil 4.20) topraktaki tuzluluk düzeyindeki değişimden etkilenmediği saptanmıştır (Şekil 4.14). Toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki değişimlerin parazitik mantar enfeksiyonu üzerinde kararlı bir etkisinin olmadığı gözlenmiştir. Arthrochnemum fruticosum bitkisinde parazitik mantar enfeksiyonunun 1 nolu örneklik alanda fosfor düzeyinin artışıyla ters orantılı olarak değiştiği, 2 nolu örneklik alanda ise fosfor düzeyindeki artışla doğru orantılı olarak değiştiği gözlenmiştir. Yine 2 nolu örneklik alanda parazitik mantar enfeksiyonu organik madde miktarındaki değişimden de ters orantılı olarak etkilenmiştir. 64

75 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Arthrocnemum glaucum bitkisindeki parazitik mantar enfeksiyonunun ise fosfor ve spor sayısındaki artışla doğra orantılı olarak değiştiği, organik madde miktarının artışıyla ise ters orantılı olarak değiştiği görülmüştür. Parazitik mantar enfeksiyonun, Halocnemum strobilaceum ve Juncus acutus bitkilerinde fosfor düzeyindeki artıştan ters orantılı olarak etkilendiği, Bolboschoenus maritimus bitkisinde ise fosfor, organik madde ve spor sayılarından doğru orantılı olarak etkilendiği saptanmıştır. Bu sonuçlara göre, toprak özelliklerindeki değişimle parazitik mantar enfeksiyonu arasında genel bir ilişki kurulamamıştır. Mikorizal birliktelik gösteren bitkilere bakıldığında ise Halimione portulacoides bitkisinde meydana gelen mikorizal birlikteliğin, hem 1 nolu örneklik alanda hem de 4 nolu örneklik alanda parazitik mantar enfeksiyonunun artışı ile bir paralellik gösterdiği bulunmuştur. Aeloropus littoralis bitkisinde ise mikorizal birliktelik ile parazitik mantar enfeksiyonu arasında bir ilişkinin olmadığı gözlenmiştir. Aeloropus littoralis bitkisindeki mikorizal birlikteliğin toprak özelliklerindeki değişime bağlı olarak değişmediği tespit edilmiştir. Halimione portulacoides bitkisinde ise mikorizal birlikteliğin, 1 nolu örneklik alanda organik madde miktarı ile 4 nolu örneklik alanda da fosfor miktarı ile bir paralellik gösterdiği saptanmıştır. Benzer şekilde, Bohrer ve ark. (2004) tarafından yapılan çalışmada da toprak özelliklerindeki değişimlerin mikorizal birliktelik üzerinde önemli mevsimsel değişiklikler oluşturmadığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak, mikorizal birlikteliğin oluşmasında bitki türünün diğer faktörlere göre daha belirleyici olduğu ortaya konmuştur. Buna bağlı olarak mikorizal birliktelik yüzdelerindeki mevsimsel değişikliklerde, toprak özelliklerindeki değişikliklerden ziyade kökün morfolojik yapısı ve bitkilerin yaşam döngülerinin etkili olduğu düşünülmektedir. Aytok (2001) ile Çakan ve Karataş (2006) tarafından yapılan çalışmalarda da bu durum açıkça ortaya konmuştur. Her iki çalışmada da mikorizal birlikteliğin, bitki türünün kök morfolojisi ve hayat formlarıyla yakından ilişkili olduğu belirtilmiştir. 65

76 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Mikorizal birlikteliğin oluşmasına neden olan etkilerin daha iyi anlaşılabilmesi için mikorizal birliktelik oluşturan ve oluşturmayan bitki türlerinin seçilmesi ve bu bitkilerin kök morfolojilerinin, hayat formlarının ve anatomilerinin detaylı olarak araştırılmasının mikorizal birlikteliğin bağlı olduğu etkilerin ortaya konmasında önemli olduğu, bu araştırma sonucunda önerilen yöntemlerdir. 66

77 KAYNAKLAR AKMAN, Y., İklim ve Biyoiklim. Biyoiklim Metodları ve Türkiye İklimleri. Palme Yayınları. Mühendislik Serisi: 103. Ankara. 319 s. AKPINAR, Ç., Farklı Mikoriza Türleri ve Spor Sayılarının Değişik Kültür Bitkilerinde Mikorizal İnfeksiyon ve Bitki Gelişimine Etkisi. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Adana, 79 s. ALİASGHARZADEH,N., RASTİN,N.S., TOWFİGHİ,H., ALİZADEH,A., Occurrence of Arbuscular Mycorrhizal Fungi in Saline Soils of the Tabriz Plain of Iran in Relation to Some Physical and Chemical Properties of Soil. Mycorrhiza (2001) 11: ALTAN, T., YILMAZ, K.T., SİREL, B., ALPHAN, H., Kıyı Yönetiminde Ekolojik Planlama Modelinin Geliştirilmesi.YDABÇAG-531 Nolu Proje, TÜBİTAK, Şubat 2002, Adana. ARTAR, M., Çukurova Deltası nda Tuzla İle Yumurtalık Tabiatı Koruma Alanı Arasındaki Kıyı Şeridinde Önemli Biyotopların Haritalanması. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana, 151 sf. ASGHARİ, H.R., Effects of Arbuscular-Mycorrhizal Fungal Colonization on Management of Saline Lands. The Üniversity of Adelaide, Faculty of Sciences, School of Earth and Environmental sciences. South Australia. Pages 198. ATMACA, F., Kumul Ağaçlandırma Çalışmalarında Kullanılan Ağaç Türleri Ve Tepe Kapalılıklarının Kumul Vejetasyonu Üzerindeki Etkilerinin Saptanması. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana, 104 sf. AYTOK, Ö., Tuzla Kıyı Kumullarında Tarımsal Aktivitelerin Kumul Ekosistemi Üzerindeki Etkilerinin Araştırılması. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana, 103 s. 67

78 BALLI, Ş., Çukurova Üniversitesi Kampüs Alanı İçerisinde Doğal Ekolojik Şartlarda Yetişen Baklagil Türleri, Bu Türlerin Nodülasyonu ve Mikoriza İnfeksiyonu İle Toprak Özellikleri Arasındaki İlişkileri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Adana, 80 s. BOHRER, K.E., FRİESE, C.F., AMON, J.P., Seasonal Dynamics of Arbuscular Mycorrhizal Fungi in Differing Wetland Habitats. Mycorrhiza 14: BRAUN, BLANQUET, J., Pflanzensoziologie. Springer-Verlag, Wien. New York.(1964), pp. 865 CANTRELL, I.C., LİNDERMAN, R.G Preinoculation With VA Mycorrhizal Fungi İncreases Plant Tolerance to Soil Salinity. Plant and Soil. 233(2) : CARVALHO, L.M., CAÇADOR, İ., LOUÇAO, M.A.M., Temporal and spatial variation of arbuscular mycorrhizas in salt marsh plants of the Tagus estuary (Portugal). Mycorrhiza 11: CARVALHO, L.M., CORREİA, P.M., MARTİNS-LOUÇAO, M.A., Arbuscular Mycorrhizal Fungal Propagules in a Salt Marsh. Mycorrhiza (2004) 14: COOKE, J.C., LEFOR, M.W., The Mycorrhizal Status of Selected Plant Species From Connecticut Wetlands and Transition Zones. Restoration Ecology. Vol:6 No:2, pp ÇAKAN, H., DÜZENLİ, A., KARAÖMERLİOĞLU, D., Çukurova Deltası (Yumurtalık Lagünü, Akyatan, Ağyatan ve Tuz Gölü) Vejetasyonunun Araştırılması. TBAG-1793 (199T022) Nolu Proje, Ekim 2003, Adana. ÇAKAN, H., YILMAZ, K.T., DÜZENLİ, A., ALPHAN, H., An Inventory for Conservation of Coastal Dune Vegetation. First International Conference on the Management of Coastal Recreational Resources beaches, Yacht Marinas and Coastal Ecotourism. 20th-23rd Malta. ÇAKAN, H., YILMAZ, K.T., DÜZENLİ, A., First Comprehensive Assessment of the Conservation Status of the Flora of the Çukurova Deltas, Southern Turkey. Oryx Vol. 39(1):

79 ÇAKAN,H., KARATAŞ, Ç., Interactions Between Mycorrhizal Colonization and Plant Life Forms Along the Successional Gradient of Coastal Sand Dunes in the Eastern Mediterranean, Turkey. Ecol. Res. (2006) 21: DEMİR, S., Influence of Arbuscular Mycorrhiza on Some Physiological Growth Parameters of Pepper. Turk J. Biol. 28 (2004) DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ., Yılları Arası Karataş Aylık Rasat Cetvelleri. Karataş. Adana. DİNÇ, U., SARI, M., ŞENOL, S., DERİCİ, M.R., ÇAVUŞLUĞİL, U., GÖK, M., AYDIN, M., EKİNCİ, H., AĞCA, N., SCHLICHTING, E., Çukurova Bölgesi Toprakları. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi. Yardımcı Ders Kitabı No:26. Adana.171 s. DURAL, M., Çukurova Bölgesindeki Akyatan, Tuzla ve Çamlık Lagünlerinde (Adana/Türkiye) Ağır Metal Araştırması. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Su Ürünleri Anabilim Dalı Doktora Tezi. Adana. 100 s. GERDMANN, J.W., NICOLSON, T.H., Spores of Mycorrhizal Endogone Species Extracted From Soil by Wet Sieving and Decanting. Trans. Br. Mycol. Soc. 46 p GÖK, M., ORTAŞ, İ., ÇAKMAK, İ., İBRİKÇİ, H., GÜR, K., TORUN, B., ONAÇ,I., COPKAN, A., GAP, Çukurova ve Orta Anadolu Topraklarında Mikorizal Potansiyel Etkinlik Dereceleri ve Bazı Mikoriza İzolatlarının Bitki Gelişimi ve Besin Elementi Alımına Etkisi. TÜBİTAK-TOGTAG 1274 nolu Proje Kesin Raporu. HE, X.L., MOURATOV, S., STEİNBERGER, Y Spatial Distribution and Colonization of Arbuscular Mycorrhizal Fungi under the Canopies of Desert Halophytes. Arid Land Research and Management 1(2), pp HILDEBRANDT, U., JANETTA, K., OUZİAD, F., RENNE, B., NAWRATH,K., BOTHE, H., Arbuscular Mycorrhizal Colonization of Halophytes in Central European Salt Marshes. Mycorrhiza 10 (4): HİRSCH, A.M., KAPULNİK, Y Signal Transduction Pathways in Mycorrhizal Associations: Comparisons with the Rhizobium-Legume Symbiosis. Fungal Genetics and Biology. Vol. 23, pp

80 ILBAŞ, A.I., ŞAHİN, S., Glomus fasciculatum Inoculation Improves Soybean Production. Acta Agriculturae Scandinavica. Vol 55,No 4 pp İZCANKURTARAN, Y., Karataş İlçesi Tuzla Kıyı Şeridinde Plaj Kullanım Önerisi. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana, 131 s. JİNDAL, V., ATVAL, A., SEKHON, B.S., SİNGH, R Effect of VAM on metabolism of mung plant under NaCl salinity. Plant Physiol Biochem 31: KARATAŞ, Ç., Doğu Akdeniz Kıyı Kumul Ekosistemlerindeki Bitki Süksesyonu İle Mikoriza Arasındaki İlişkiler Üzerine Bir Çalışma. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana, 60 s. KİLLHAM, K Soil Ecology. Cambridge University Pres. UK. KOSKE, R.E., GEMMA, J.N., A Modified Procedure for Staining Roots to Detect VA Mycorrhizas. Mycological Research 92(4) : LANGEVELD, M., Eurodunes. A Newsletter of the EUDC for Dune Conversation Management and Research. The Çukurova: A Coastal Wetland with International Importance, pp.54-61, Odenburg, 72 p. McHUGH, J.M., DİGHTON, J., Influence of Mycorrhizal Inoculation, Inundation Period, Salinity, and Phosphorus Availability on the Growth of Two Salt Marsh Grasses, Spartina alterniflora Lois. and Spartina cynosuroides (L.) Roth., in Nursery Systems. Restoration Ecology 12 (4), MUTHUKUMAR, T., UDAİYAN, K., SHANMUGHAVEL, P., Mycorrhiza in Sedges an Overview. Mycorrhiza(2004) 14:65-77 ORTAŞ, İ Toprak ve Bitkide Mikoriza. Vesikuler Arbusküler Mikoriza Workshop. Ç.Ü.Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Mayıs Adana. ORTAŞ,İ., ERGÜN, B., ORTAKÇI, D., ERCAN, S., KÖSE, Ö., The Production Technique of Mycorrhizal Spore for Using in Large Arable Land. Tr. J. of Agriculture and Forestry 23(1999) Ek sayı 4,

81 OLSSON, P.A., TYLER, G., Occurrence of Non-Mycorrhizal Plant Species in South Swedish Rocky Habitats is Related to Exchangeable Soil Phosphate. Journal of Ecology (2004) 92, ÖZGÜR, M., Karataş Kıyı Kesimi Rekreasyonel Alan Kullanım Seçeneklerinin Saptanması. Ç.Ü.F.B.E. Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. Adana. RUİZ, L.J.M., AZCON, R Symbiotic efficiency and infectivity of an autochthonous arbuscular mycorrhizal Glomus sp. from saline soils and Glomus deserticola under salinity. Mycorrhiza 10: SIGUENZA, C., ESPEJEL, I., ALLEN, E.B., Seasonality of Mycorrhizae in Coastal Sand Dunes of Baja California. Mycorrhiza 6: SMİTH, S., and READ, D.J Mycorrhizal Symbiosis. Second Edition. Academic Press. London. TERLİ, H Laboratuvar El Kitabı Kahramanmaraş. TİAN, C.Y.,FENG, G.,Lİ,X.L. and ZHANG, F.S Different Effects of Arbuscular Mycorrhizal Fungal İsolates from Saline or non-saline soil on salinity tolerance of plants. Applied Soil Ecology, Volume 26, Issue 2, pp UZUN, G., ve ARK., Çukurova Deltası Örneğinde Kıyı Ekosistemlerinin İçerdiği Biyotopların Haritalanması. TÜBİTAK-TBAG-1164 nolu Araştırma Projesi Kesin Raporu, Adana. ÜSTÜNER, Ö., Değişik Harç Ortamlarında Değişik Mikoriza Türlerinin Turunç Bitkisinin Büyüme ve Kök Gelişimine Etkisinin Araştırılması. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Adana, 70 s. YANO-MELO, A.M., SAGGİN, O.J., MAİA, L.C., Tolerance of Mycorrhized Banana (Musa sp. ev. Pacovan) Plantlets to Saline Stress. Agriculture, Ecosystems and Environment. Volume 95 pp

82 YILMAZ, K.T., Evaluation of the Phytosociological Data As a Tool For Indicating Coastal Dune Degradation, Israeli Journal of Plant Sciences, Vol.50 pp YILMAZ,K.T.,ALPHAN,H.,BERBEROĞLU,S., İZCANKURTARAN, Y., Bitki Örtüsünün Haritalanmasında Uydu Verilerinin Kullanımı: Çukurova Kıyı Alanı Örneği. Ç.Ü.Ziraat Fakültesi Dergisi, 2005, 20 (1):

83 ÖZGEÇMİŞ 1982 yılında Adana ilinde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Adana da tamamladım yılında Adanan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünü kazandım yılında lisans eğitimimi tamamlayarak 2004 yılı Şubat ayında Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimime başladım. 73

84 EK.1. Mikorizal mantar sporları 74

85 75

86 EK.2. 1 Nolu Örneklik Alandaki Artrochnemum fruticosum bitkisinin köklerindeki parazitik mantar enfeksiyonları (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 76

87 EK.3. 2 Nolu Örneklik Alandaki Artrochnemum fruticosum bitkisinin köklerindeki parazitik mantar enfeksiyonları (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 77

88 EK.4. 1 Nolu Örneklik Alandaki Halimione portulacoides bitkisinin köklerindeki Mikorizal birliktelik (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 78

89 EK.5. 4 Nolu Örneklik Alandaki Halimione portulacoides bitkisinin köklerindeki Mikorizal birliktelik (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 79

90 EK.6. 1 Nolu Örneklik Alandaki Halimione portulacoides bitkisinin köklerindeki parazitik mantar enfeksiyonları (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 80

91 EK.7. 4 Nolu Örneklik Alandaki Halimione portulacoides bitkisinin köklerindeki parazitik mantar enfeksiyonları (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 81

92 EK.8. 1 Nolu Örneklik Alandaki Aeloropus littoralis bitkisinin köklerindeki Mikorizal Birliktelik (Şekil A: Mayıs, Şekil B: Temmuz, Şekil C: Eylül, aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C 82

93 EK.9. 1 Nolu Örneklik Alandaki Aeloropus littoralis bitkisinin köklerindeki Parazitik Mantar Enfeksiyonları (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 83

94 EK Nolu Örneklik Alandaki Artrochnemum glaucum bitkisinin köklerindeki parazitik mantar Enfeksiyonları (Şekil A: Mart, Şekil B: Mayıs, Şekil C: Temmuz, Şekil D: Eylül aylarına ait ) Şekil A Şekil B Şekil C Şekil D 84

ÇUKUROVA DELTASI NDAKİ TUZCUL BİTKİ TÜRLERİNİN VESİKULAR ARBUSKULAR MİKORİZAL BİRLİKTELİKLERİNİN İNCELENMESİ

ÇUKUROVA DELTASI NDAKİ TUZCUL BİTKİ TÜRLERİNİN VESİKULAR ARBUSKULAR MİKORİZAL BİRLİKTELİKLERİNİN İNCELENMESİ ÇUKUROVA DELTASI NDAKİ TUZCUL BİTKİ TÜRLERİNİN VESİKULAR ARBUSKULAR MİKORİZAL BİRLİKTELİKLERİNİN İNCELENMESİ The Investigation Vesıcular Arbuscular Mycorrhizal Colonizations of Halophytic Plant Species

Detaylı

Kök Salgıları. Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir.

Kök Salgıları. Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir. Kök Salgıları Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % 30-60 ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir. Mekanik zararlanma, havasızlık, kuraklık ve besin maddesi

Detaylı

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİK BİRİMLER *Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. Ekolojik birimlerin küçükten büyüye doğru sıralaması: Ekoloji

Detaylı

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Başak Avcıoğlu Çokçalışkan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Biraz ekolojik bilgi Tanımlar İlişkiler

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı Ekosistem Ekolojisi, Ekosistemin Yapısı Ekosistem Ekolojisi Yapısı A. Ekoloji Bilimi ve Önemi Ekoloji canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Günümüzde teknolojinin

Detaylı

KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1 KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1 Kavaklar Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 2 İklim bakımından uzun vejetasyon mevsimine sahip, korumalı ve sıcak yerlerde daha iyi

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı

Funguslar topraktaki birçok mikrobiyolojik süreçte temel rol oynar, toprak verimliliğini ve ayrışmayı, minerallerin ve organik maddelerin

Funguslar topraktaki birçok mikrobiyolojik süreçte temel rol oynar, toprak verimliliğini ve ayrışmayı, minerallerin ve organik maddelerin Fungi Funguslar topraktaki birçok mikrobiyolojik süreçte temel rol oynar, toprak verimliliğini ve ayrışmayı, minerallerin ve organik maddelerin döngülerini, bitki sağlığını ve beslenmesini etkilerler.

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

Grup KARDELEN. Grup Üyeleri Menduh ÖZTÜRK (Kocasinan YİBO-Kayseri) Hüseyin YILMAZ (M.100.Yıl YİBO-Ağrı)

Grup KARDELEN. Grup Üyeleri Menduh ÖZTÜRK (Kocasinan YİBO-Kayseri) Hüseyin YILMAZ (M.100.Yıl YİBO-Ağrı) T.C.Milli Eğitim Bakanlığı-TUBİTAK BİDEB YİBO Öğretmenleri (Fen Ve Teknoloji,Fizik,Kimya,Biyoloji Ve Matematik)Proje Danışmanlığı Eğitimi Çalıştayı 2009- Biyoloji Çalışma Grubu Grup KARDELEN Grup Üyeleri

Detaylı

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon.   Ötrofikasyon ÇEV 219 Biyoçeşitlilik Ötrofikasyon Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Ötrofikasyon Eutrophication (Bataklıklaşma) kelimesi eski Yunancadaki eutrophos kelimesinden gelmektedir. Eutrophos:

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM Rehber Öğretmen : Şule Yıldız Hazırlayanlar : Bartu Çetin Burak Demiral Nilüfer İduğ Esra Tuncer Ege Uludağ Meriç Tekin 2000-2001 İZMİR TEŞEKKÜR Bize bu projede yardımda bulunan başta

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar 10. SINIF KONU ANLATIMI 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tatlı su ve tuzlu su biyomları

Detaylı

GÖKSU DELTASI (SİLİFKE) DOĞAL ALANLARINDA ANA HABİTAT TİPLERİNİN ARAŞTIRILMASI

GÖKSU DELTASI (SİLİFKE) DOĞAL ALANLARINDA ANA HABİTAT TİPLERİNİN ARAŞTIRILMASI GÖKSU DELTASI (SİLİFKE) DOĞAL ALANLARINDA ANA HABİTAT TİPLERİNİN ARAŞTIRILMASI Main Habitat Types Investigation of Natural Ecosystems in The Göksu Delta (Silifke) Deniz KARAÖMERLİOĞLU Biyoloji Anabilim

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı JEOLOJİK OSEONOGRAFİ Genelde çok karmaşık bir yapıya sahip olan okyanus ve deniz

Detaylı

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tuzlu su ve tatlı su biyomları olmak üzere iki kısımda incelenir.

Detaylı

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Tanımlar. Bölüm Çayırlar Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 1 1 1.1. Çayırlar Bölüm 1 Tanımlar Genel olarak düz ve taban suyu yakın olan alanlarda oluşmuş, gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden meydana gelen alanlardır. Toprak

Detaylı

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK Toprak yüzüne gelmiş olan suyun, toprak içine girme olayına ve hareketine denir. Ölçü birimi mm-yağış tır. Doygunluk tabakası. Toprağın yüzündeki

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI Prof. Dr. HĠKMET GÜNAL Dr. Nurullah ACĠR Ziraat Mühendisi Emre MATUR Ziraat Mühendisi Ahmetcan KILINÇ TOPRAK ÖZELLIKLERININ DEĞIŞKENLIĞI

Detaylı

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR ILIMAN KUŞAK GÖLLERİNDE MEVSİMLERE BAĞLI OLARAK GÖRÜLEN TABAKALAŞMA VE KARIŞMA Ilıman veya subtropikal bölgelerde 20 metreden derin ve büyük göllerde mevsimsel sıcaklık

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

Derleyip Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Aysel ULUS

Derleyip Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Aysel ULUS Derleyip Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Aysel ULUS PEYZAJ EKOLOJİSİNDE TEMEL PRENSİPLER Peyzaj ekolojisinde 7 önemli ana prensipten söz edilebilir. Bunlardan ilk ikisi peyzajın strüktürüne odaklanmaktadır.

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5. Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.Arkensis, 6.Kapensis Flora alemleri flora bölgelerine (region), flora

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirimi,

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com SULAMANIN ÇEVRESEL ETKİLERİ SULAMANIN ÇEVRESEL ETKİLERİ Doğal Kaynaklar Üzerindeki Etkiler Biyolojik ve Ekolojik Kaynaklar Üzerindeki Etkiler Sosyoekonomik Etkiler Sağlık Etkileri 1. DOĞAL KAYNAKLAR ÜZERİNDEKİ

Detaylı

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI Doç.Dr. Soner KAZAZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 06110-Ankara skazaz@ankara.edu.tr GERBERA YETİŞTİRİCİLİĞİ-1 Anavatanı

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

SU BİTKİLERİ 3. Prof. Dr. Nilsun DEMİR

SU BİTKİLERİ 3. Prof. Dr. Nilsun DEMİR SU BİTKİLERİ 3 Prof. Dr. Nilsun DEMİR SINIFLANDIRMA; MORFOLOJIK, FIZYOLOJIK VE EKOLOJIK ÖZELLIKLERINE GÖRE Su üstü makrofitleri; su kıyılarında yaşayan, bir kısmı su içinde olan ve su dibine tutunan bitkilerdir.

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı OKYANUSLARDA OLUŞAN SEDİMANTASYON OLAYI Okyanus ve denizlerin çok dik olan veya şiddetli

Detaylı

Endüstriyel Ağaçlandırma Alanlarının Seçimi. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Endüstriyel Ağaçlandırma Alanlarının Seçimi. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Endüstriyel Ağaçlandırma Alanlarının Seçimi Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 2 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 3 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 4 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 5 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Detaylı

Bitkilerin Adaptasyonu

Bitkilerin Adaptasyonu Bitkilerin Adaptasyonu 1 Bitkiler oldukça ekstrem ekolojik koşullarda hayatta kalabilirler. Bitkilerin bu türden ekstrem koşullarda hayatta kalabilmesi için adaptasyona ihtiyacı vardır. Shelford s Tolerans

Detaylı

SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU. Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi

SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU. Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi Yrd.Doç.Dr. Anıl AKIN Bursa Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, aakin@student.cu.edu.tr

Detaylı

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır ili Türkiye nin en kurak ili olup yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır (Meteoroloji kayıtları). Yağan yağış ya da

Detaylı

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ekolojik Etkileşimler. Ekolojik Sistemler

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ekolojik Etkileşimler.   Ekolojik Sistemler ÇEV 219 Biyoçeşitlilik Ekolojik Etkileşimler Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Ekolojik Sistemler Ekosistemler doğal sistemler olup Açık sistem niteliğindedir. Net enerji girişi gereklidir.

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

Eco new farmers. Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü. Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi

Eco new farmers. Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü. Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi Eco new farmers Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi Modül 2 Toprak ve Besin Döngüsü Bölüm 2 Bitki / Toprak sistemi www.econewfarmers.eu 1. Giriş Topraktaki besin arzı ile talebi

Detaylı

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla Küçük Ölçekli Botanik Bahçesi Oluşturulması ve Süs Bitkisi Olarak Kullanım Olanaklarının Belirlenmesi

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE TARIMSAL ÜRETİMDE KULLANIM OLANAKLARI

ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE TARIMSAL ÜRETİMDE KULLANIM OLANAKLARI ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE TARIMSAL ÜRETİMDE KULLANIM OLANAKLARI Prof. Dr. Kadir SALTALI K.Maraş Sütçü İmam Üni. Ziraat Fak. Toprak Bilimi ve BB Böl. Prof. Dr. Recep Gündoğan Harran Üni. Ziraat Fakültesi

Detaylı

Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Toprak haritası Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 2 Toprak ağaçlandırma başarısını en çok etkileyen faktörlerden birisidir. İklim koşulları bakımından yeterlilik olsa

Detaylı

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri Yavuz-1 CEVİZ (KR-2) Ceviz yetişen tüm bölgelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü yerlerde yetiştirilmesi tavsiye edilir. Verimsiz bir çeşittir. Nisbi Periyodisite görülür. Meyvesi oval şekilli

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

Çayın Bitkisel Özellikleri

Çayın Bitkisel Özellikleri Çayın Bitkisel Özellikleri Bir asırlık bir ömre sahip bulunan çay bitkisi doğada büyümeye bırakıldığında zaman bir ağaç görünümünü alır. Görünüş itibarı ile dağınık bir görünüm arz eden bitki yapısı tek

Detaylı

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr 5 Etmen Ana materyalin ufalanıp ayrışması ve belli oranlarda organik madde ile karışması sonucu oluşan

Detaylı

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler Kıyı turizmi Kıyı turizmi denizden çok çeşitli rekreasyonel faaliyetlerle büyük ölçüde yararlanan ve konaklama, ağırlama gibi hizmetleri kıyıya bağlı bir turizm çeşididir. Kıyı turizminin gelişiminde etkili

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 Sera nedir? Bitki büyüme ve gelişmesi için gerekli iklim etmenlerinin

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler Nüfusun Dağılışında Etkili Faktörler Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler 1-Doğal Faktörler: 1.İklim : Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur.

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyonlar Fonksiyon tanımı Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyona uygulanacak Silvikültürel MÜDAHALELER 2) ETÇAP Planlarının Düzenlenmesine

Detaylı

SHUBHODAYA. Mikorizal Biyogübre (Patentli)

SHUBHODAYA. Mikorizal Biyogübre (Patentli) SHUBHODAYA Mikorizal Biyogübre (Patentli) Lisans Sahipleri: TERI (The Energy and Resources Institute India) ve DBT (Department of Biotechnology - New Delhi) Üretici Firma: Cosme Biotech Private Limited

Detaylı

Bitkilerde Eşeyli Üreme

Bitkilerde Eşeyli Üreme Bitkilerde Eşeyli Üreme İki farklı cinsiyete ait üreme hücrelerinin birleşmesiyle yeni canlılar oluşmasına eşeyli üreme denir. Oluşan yeni canlı, ana canlılardan farklı kalıtsal özelliklere sahiptir. Bitkiler

Detaylı

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN EKOSİSTEM Cihangir ALTUNKIRAN Ekosistem Nedir? Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sisteme ekosistem denir. Ekosistem Bileşenleri Canlı Öğeler Üreticiler

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar 10. SINIF KONU ANLATIMI 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDAKİ İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere olarak bitki ve hayvan topluluklarını

Detaylı

Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-3

Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-3 ÇUKUROVA DA YAPRAKPİRELERİNİN [ASSYMETRESCA DECEDENS (PAOLI) VE EMPOASCA DECIPIENS PAOLI.(HOMOPTERA:CICADELLIDAE)] PAMUK BİTKİSİNDEKİ POPULASYON DEĞİŞİMLERİ* The Population Fluctuations of Leafhoppers

Detaylı

Dersin Kodu 1200.9133

Dersin Kodu 1200.9133 Çevre Bilimi Dersin Adı Çevre Bilimi Dersin Kodu 1200.9133 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi 3,00 Haftalık Ders Saati (Kuramsal) 3 Haftalık Uygulama Saati 0 Haftalık Laboratuar Saati

Detaylı

TUFA ve TRAVERTEN-III

TUFA ve TRAVERTEN-III TUFA ve TRAVERTEN-III Dr.Esref ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi TRAVERTEN LİTOFASİYESLERİ Sıcak su travertenlerindeki çökeller farklı fasiyes tiplerinde olabilmektedir. Her traverten çökelinde tüm fasiyesler

Detaylı

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ Mehmet Sakınç*, Aliye Aras**, Cenk Yaltırak*** *İTÜ, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Maslak/İstanbul **İ.Ü. Fen Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

- Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR

- Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR OTEKOLOJİ SU - Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR ÇİĞ VE KIRAĞI - Toprak yüzeyinin sıcaklığını kaybetmesi - Suyun yoğunlaşması - Çiy

Detaylı

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Karışımlarda kullandığımız türlerin karakteristik özellikleri ve avantajları kısaca burada açıklanmıştır. Karışımlarımız Genel olarak:

Detaylı

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

KUMUL ALANLARININ AĞAÇLANDIRILMASI. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

KUMUL ALANLARININ AĞAÇLANDIRILMASI. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 KUMUL ALANLARININ AĞAÇLANDIRILMASI Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 2 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 3 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 4 Kumul esas öğesi kum olup, kil gibi bağlayıcı maddelerden

Detaylı

Önemleri. rk Prof. Dr. İzzet. II. Ulusal Taşkın n Sempozyumu Mart Afyonkarahisar

Önemleri. rk Prof. Dr. İzzet. II. Ulusal Taşkın n Sempozyumu Mart Afyonkarahisar nların Çevresel Yrd. Doç.. Dr. Ali Ertürk rk Prof. Dr. İzzet Öztürk II. Ulusal Taşkın n Sempozyumu 22-24 24 Mart Afyonkarahisar Taşkın n Nedir? Hidrolojik tanım: Suyun yükselerek akarsu kenarlarını aşması

Detaylı

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, mikrobiyal formülasyondan ve bitki menşeli doğal ürünlerden oluşur. Bu grupta yer alan gübreler organik tarım modelinde gübre girdisi olarak kullanılırlar. Bitkilerin ihtiyaç

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar. 1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları

Detaylı

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi V. ULUSLARARASI KUM VE TOZ FIRTINASI ÇALIŞTAYI ORTA DOĞU TOZ KAYNAKLARI VE ETKİLERİ 23-25 EKİM 2017, İSTANBUL (Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki

Detaylı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İncirin iklim İstekleri İncir bir yarı tropik iklim meyvesidir. Dünyanın ılıman iklime sahip bir çok yerinde yetişebilmektedir. İncir

Detaylı

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET 6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu 197 GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ Sibel MERİÇ Jeoloji Yüksek Mühendisi Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Ankara,TÜRKİYE sibelozilcan@gmail.com Seçkin

Detaylı

Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana. bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir.

Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana. bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir. EKOSİSTEM OLARAK TOPRAK Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir. Toprağın mineral ve organik madde parçaları karasal

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran

Detaylı

Transpirasyonun fiziksel yönü evaporasyona benzer ve aşağıdaki şekilde gerçekleşmektedir:

Transpirasyonun fiziksel yönü evaporasyona benzer ve aşağıdaki şekilde gerçekleşmektedir: Transpirasyon Transpirasyon Bitkilerin çeşitli dokularından atmosfere buhar halinde su verilmesi olayına transpirasyon denmektedir. Hava, nemli ve kurak oluşuna göre değişen belli bir su buharı emme gücüne

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ARAKLI ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 11. SINIF BİYOLOJİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ARAKLI ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 11. SINIF BİYOLOJİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI 014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ARAKLI ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 11. SINIF BİYOLOJİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI ÜNİTE1: BİTKİ BİYOLOJİSİ (6 saat) GÜN SAAT KONULAR ÖĞRENCİLERİN KAZANACAĞI HEDEF VE DAVRANIŞLAR

Detaylı

9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ 9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 ALEMİ ALEMİ Çok hücreli ökaryot canlılardır. Koloroplast içerirler ve fotosentez ile inorganik maddeleri organik madde haline getirerek beslenirler.

Detaylı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar

Detaylı

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI Doç.Dr. Soner KAZAZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 06110-Ankara skazaz@ankara.edu.tr KASIMPATI (KRZANTEM) YETİŞTİRİCİLİĞİ-1

Detaylı

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI PEYZAJ MİMARLIĞI ANA Doç. Dr. Selma ÇELİKYAY ( Bilim Başkanı ) İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Ens./Anabilim / Bilim Mimar Sinan Şehir ve Bölge Planlama Kentsel

Detaylı

Taksonomi. Familya: Compositea Tür : Cichorium endive Çeşit : Cichorium intybus (witloof)

Taksonomi. Familya: Compositea Tür : Cichorium endive Çeşit : Cichorium intybus (witloof) Taksonomi Familya: Compositea Tür : Cichorium endive Çeşit : Cichorium intybus (witloof) Anavatanı Hindistan Türkmenistan Baykal Gölü Çevresi Sibirya D.Akdeniz Türkiye Ülkemizde Şikori Akdeniz Böglesinde

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale Ekrem Yüce Dr. Turgay Turna Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Ali Kabaoğlu Safiye Pınar Özer Gökhan Tanyel ÇAYKUR Atatürk

Detaylı

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA 12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA TOPRAK EROZYONU Toprakların bulunduğu yada oluştuğu yerden çeşitli doğa kuvvetlerinin (rüzgar, su, buz, yerçekimi) etkisi ile taşınmasıdır. Doğal koşullarda oluşan

Detaylı

Çayır-Mer a Ekolojisi

Çayır-Mer a Ekolojisi Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 4 19 Bölüm 4 Çayır-Mer a Ekolojisi 4.1. Bitki Ekolojisine Etkili Olan Etmenler 1) İklim faktörleri 2) Toprak ve toprak altı faktörler 3) Topografik faktörler 4) Biyotik faktörler

Detaylı

ORMAN YANGIN DAVRANIŞINA GİRİŞ

ORMAN YANGIN DAVRANIŞINA GİRİŞ Orman Koruma Dersi ORMAN YANGIN DAVRANIŞINA GİRİŞ Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014 1.2. Orman Yangını Tanımı Orman yangını, çevresi açık olması nedeniyle serbest yayılma eğiliminde olan ve ormandaki

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri Hastalığa bağlı olmayan bu yaprak lekeleri, genelde yaprağın sadece bir tarafında fark edilebilmektedir. Nadiren klorozlarla çevrili olurlar ve renk değişimleri

Detaylı

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ 5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ Toprak profili: Toprak yüzeyinden ana kayaya kadar düşey kesittir. Horizon: Toprak oluşum süreçleri ile meydana gelmiş, yataya ve/veya birbirine oldukça paralel dizilmiş katmanlardır.

Detaylı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı ARAZİ BOZULUMU LAND DEGRADATİON Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı LAND DEGRADATİON ( ARAZİ BOZULUMU) SOİL DEGRADATİON (TOPRAK BOZULUMU) DESERTİFİCATİON (ÇÖLLEŞME) Arazi Bozulumu Nedir - Su ve rüzgar

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar 1. Magmatik Kayaçlar Magmanın arz kabuğunun çeşitli derinliklerinde

Detaylı