Sokaklara nefes aldıran model!

Transkript

1 Sokaklara nefes aldıran model! 5 Bilge kentin yeni sesi Ara sokakların canlılığını yitirmemesi aynı zamanda da nefes alması için modern bir İstiklal modeli geliştirildi. SAYI: 1 ARALIK 2011 BEYOĞLU BELEDİYESİ NİN AYLIK ÜCRETSİZ YAYINIDIR Başkan Ahmet Misbah Demircan ın en büyük hayali gerçek oluyor... Tarlabaşı hayata dönüyor Beyoğlu Belediyesi tarafından beş yıldır sürdürülen Tarlabaşı Yenileme Projesi nde son aşamaya gelindi. Başkan Demircan ın en büyük hayali olan dev projede iskeleler kuruluyor. Türkiye ye model olacak bu büyük proje ile, gerekli bakım ve onarım çalışmaları yapılamadığı için giderek çöküntü alanı haline gelen Tarlabaşı bölgesi yeniden hayata dönecek Marka şehirlere marka yöneticiler 2 TURGUT YILMAZ Depremde büyük hasar gören Gedikbulak köyü, Beyoğlu nun 46. mahallesi ilan edildi. 9 Çağdaş Sadaka Taşları SOSYAL MARKETLER 8 AHMET ÜMİT İLE SÖYLEŞİ Beyoğlu nda yaşam kalitesi yükseliyor Beyoğlu, İstanbul un Yaşam Kalitesi Araştırması nda mega kentin en yaşanabilir ilçeleri arasında ilk üçe girdi. Ayrıca iki dalda da birinci oldu. 6 12

2 2 GÜNCEL Benim Şehrim Ahmet Misbah Demircan Beyoğlu Belediye Başkanı Beyoğlu kadar güzel, Beyoğlu gibi hareketli Beyoğlu nda; İstanbul un kalbinde, Türkiye nin kültür ve sanat merkezinde yaşıyoruz. İlçemiz; Beyoğlu Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sivil inisiyatif, hükümet ve uluslararası kuruluşların organizasyonlarına ev sahipliği yapıyor. Toplantı, sergi, panel, sempozyum, bienal denince akla, Beyoğlu geliyor. Beyoğlu; milyonlarca insanın hayatına katkı sunuyor. Milyonlarca insan, enerjisini bizden alıyor. Sahip olduğumuz bu zenginliğin, her geçen gün şehrimizi daha vazgeçilmez, daha hayatın merkezinde, daha zengin yaptığını yaşayarak görüyoruz. Bir şehir, insana sunduğu katma değer ölçüsünde şehirdir. Hizmet, doğrudan ya da dolaylı olarak insanın hayatını kolaylaştırdığı oranda anlamlıdır. Gezecek yer, yemek yenecek mekân, ibadethane, yollar, kaldırımlar, evler, işyerleri, ulaşım hizmetleri, bilişim faaliyetleri, huzur, sükûnet, güvenlik şehri anlamlandırır. Bunlar olmayınca, bunlar eksik kalınca, insan için şehir gittikçe anlamını yitirir. Varlığını devam ettiremez. Şehir insan varsa anlamlıdır. Aksi takdirde, bir şehirden bahsetmek zaten mümkün değildir. Şehirlere, bu anlamı da insanlar katar. Yani etkileşimli bir iletişim söz konusudur. Şehrimizin önde gitmesi için, şehirlerin seçilmişleri olan biz siyasetçilere büyük iş düşüyor. Şehir ve insan merkezli yatırım ve hizmet anlayışımızı hedefimize yakışır büyüklükte ve cesaretle sürdürmemiz gerekiyor. Yönetimini üstlendiğimiz şehirlerin, sahip olduğu potansiyellerden en azami derecede faydalanarak, bunu gerçekleştireceğimize inanıyorum. Biz, Beyoğlu Belediyesi olarak; ilçemizin başta belirttiğim niteliklerini, bu hedefe ulaşmak için en önemli varlığımız kabul ediyoruz. Beyoğlu nu; Kültür ve Sanat ın merkezi, insan merkezli şehircilik anlayışının üssü olarak yapılandırıyoruz. Sadece Türkiye için değil, dünya için bir merkez kuruyoruz. Beyoğlu; doğduğum yer, benim şehrim. Güzel şehrimize yakışan Gazete Beyoğlu nun yenilenmiş ilk sayısından itibaren her ay sizlere bu köşeden yani Benim Şehrim den seslenmeye çalışacağım. Bu vesileyle tüm Beyoğlulu hemşehrilerimize sağlık, mutluluk ve huzur dolu günler diliyorum. Her semtin, her mahallenin, hatta her caddenin sosyo-ekonomik durumu ve ihtiyaçlarına göre çalışmalarını projelendiren Beyoğlu Belediyesi, sağlık, eğitim ve kültür yuvası olan konaklarına yenilerini ekliyor. Dolapdere semtindeki İstiklal ve Yenişehir Mahalleleri ne hizmet verecek olan Hacıahmet Semt Konağı, Beyoğlu Belediyesi nin yoğun çalışmaları sonucu hizmete açıl dı. Konak her biri ayrı bölümlenmiş 5 kattan oluşuyor. Bu yıl eğitime başlayan anaokulu katı tamamen çocuklara yönelik tasarlandı. Renk li sınıflarından aynı katta bulunan açık havadaki oyun parkına geçiş sağlanıyor ve çocuklar konağın hemen önündeki oyun parkında birbirinden eğlenceli oyunlarla eğitimlerine devam edebiliyor. İdari kat ve birkaç dersliğin yer aldığı üst kat, konağa uygun geniş bir bekleme salonuyla konuklarını karşılarken hemen üst kattaki çok amaçlı toplantı salonu da semt sakinlerine konferans, tiyatro, toplantı ya da düğün, nişan gibi toplu organizasyonlara ev sahipliği yapma imkanı sağlıyor. Binanın bodrum katında muhtaçlara yardım için aşevi ve çamaşırhane, zemin katında ise sağlık ocağı yer alıyor. Konağın mimari özelliğine uyumlu olarak tasarlanan ek binada ise muhtarlık ve postane hizmetleri veriliyor. Fetihtepe Semt Konağı ise eğitimden sağlığa, kültürel etkinliklerden sosyal yardımlaşma hizmetlerine kadar pek çok hizmeti sağlayacak bir mekân ARALIK 2011 Fetihtepe ve Hacıahmet Semt Konaklarına kavuştu olarak tasarlandı. Üst katında Fetihtepe Merkez Camii nin hizmet vereceği konağın bodrum katında aşevi, postane, muhtarlık, konferans ve toplantı salonu yer alıyor. Zemin katında ise sağlık ocağı, sosyal market, derslik ve eğitim amaç lı atölye bulunuyor. Şu an faaliyette olan Sağlık Ocağı nın aile hekimliği sistemine entegre edilerek yapılması dikkat çekiyor. Marka şehirlere marka yöneticiler Beyoğlu Belediyesi, marka şehirler oluşturulması için marka yöneticiler yetiştirecek. Akademiden yetişecek gençler başta belediyeler olmak üzere yerel yönetimlerde yönetici olabilecek. İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kültür Kenti Vakfı işbirliğiyle hazırlanan ve Beyoğlu Belediyesi nin desteğiyle yürütülen proje çerçevesinde bir yıllık yüksek lisans diploma programı uygulanacak. Kayıtların başladığı ve ilk yıl sadece 40 kişinin alınacağı programla ilgilenenler başvurularını Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ne yapacaklar. Yakın zamanda başlayacak olan Marka Şehirler Akademisi Yüksek Lisans Programı nda akademisyenlerce verilecek teorik eğitimin yanı sıra yerel yönetim temsilcileri tarafından da pratik yaptırılacak. Yerel yönetimler, akademisine kavuşuyor Beyoğlu Belediye Başkanı ve Kültür Kenti Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Ahmet Misbah Demircan, Türkiye de bir ilki başardıklarını belirterek, yerel yönetimleri akademiye kavuşturdukları için mutlu olduklarını söyledi. Demircan, Marka Şehirler Aka demisi ni başta yerel yönetimler ve kamu kurumları olmak üzere özel sektörün de ihtiyaç duyduğu; şehirlerin yönetiminde olması gereken nitelikli insan kaynaklarının yetişmesine akademik ve uygulamalı eğitimler aracılığıyla katkı sağlamak için oluşturduklarını belirtti.

3 SAYI: 1 GÜNCEL 3 Şiir, sinema ve spor Beyoğlu nda buluştu Beyoğlu, sonbaharda dünya çapında ses getiren üç festival ile renklendi. 14. İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali ve 4. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali nin yanı sıra 1. Uluslararası Ficts İstanbul Spor Filmleri Festivali, sporla sanatı buluşturdu. Dar Alanlar / Daralanlar Kültür Bakanlığı nın katkıları ve Beyoğlu Belediyesi nin ev sahipliğinde Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından bu yıl 14 üncü kez organize edilen İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali, 29 Eylül Perşembe günü başladı. 3 Ekim e kadar süren festival, bu yıl Dar Alanlar/Daralanlar temasıyla organize edildi. 23 ü Türkiye den, 47 si yurt dışından olmak üzere, 70 film ücretsiz izlendi. Bir şiirdir Beyoğlu Türkiye ve dünyadan önemli şairleri bir araya getiren 4. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali, 13 Eylül de başladı. Festivalin açılışında konuşan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu nun klasik ve modern hayatın birleştiği bir şiir olduğunu söyledi. Beyoğlu na iki dönemdir belediye başkanı olarak hizmet etmekten onur duyduğunu ifade eden Demircan, Beyoğlu nu Beyoğlu yapan her şeyi, özenle korumak, geleceğe taşımak için büyük bir tutkuyla ve heyecanla çalıştığını sözlerine ekledi. 17 Eylül 2011 tarihine kadar süren festival 10 u yurt dışından toplam 24 şairi ağırladı. Sporla sanatı birleştiren festival Beyoğlu Belediyesi nin ev sahipliğinde ve FICTS (Uluslararası Spor Filmleri Federasyonu) koordinasyonunda gerçekleştirilen 1. Uluslararası Ficts İstanbul Spor Filmleri Festivali ise Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi nde düzenlenen açılış töreniyle başladı Eylül 2011 tarihleri arasındaki festivalde spor temalı belgesel filmler, uzun metraj filmler ile olimpik temalı filmler seyirciyle buluştu. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan yaptığı açılış konuşmasında, festivalin sporun farklı yönlerine dikkati çektiğini belirtti. Ayrıca bu festivalin spor ve sanatı birleştirdiğine de değinen Demircan, festivalin bu anlamda İstanbul un kültür ve sanat hayatının merkezi olan Beyoğlu na yakıştığını söyledi. Festival, 25 Eylül Pazar akşamı Aya İrini Müzesi nde düzenlenen gala programıyla sona erdi. Galada dereceye giren filmlere ödül verildi. En iyi film ödülünü alan eser, Milano da düzenlenecek final etabına doğrudan katılma hakkı elde etti. Avrupa Gemisi-II seminerleri başladı Beyoğlu nun AB topluluğu ile benzeştiği veya ayrıştığı kareleri fotoğraflayıp Gençlik Merkezi ne gönderen yaş arası gençler, Beyoğlu Gençleri Dünyayı Dolaşıyor projesi kapsamında 1 Haftalık Yurt Dışı gezisi kazanma şansı yakalayacaklar. Geçen yıl Kasım ayında kurulan ve kurulduğu günden bugüne verdiği kon serlerle müzikseverlerin büyük beğenisini kazanan Beyoğlu Belediyesi Genç lik Orkestrası, müziğe gönül vermiş yetenekli genç leri bünyesine katarak, da ha da büyümek için ilk adı mını attı. İstanbul da yaşayan ve Ben de bu sahnede yer almak istiyorum diyen gençler, keman, viyola, viyolonsel, trompet, flüt, klarnet, klasik gitar, B eyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü işbirliği ile lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen Avrupa Gemisi isimli Avrupa Birliği bilgilendirme seminerlerinin ikinci aşaması başladı. 9 Mayıs 2012 tarihine kadar her Çarşamba günü 10:00-12:00 saatleri arasında Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi nde sohbet şeklinde verilecek olan eğitimlerde, Beyoğlu sınırları içerisinde yer alan lise öğrencilerinin Avrupalılık üzerine düşünmeleri amaçlanıyor. Sohbetlerde, Avrupa hakkında neler biliyoruz?, AB nedir?, AB ye girmek Türkiye için iyi midir?, AB neler yapar?, AB nin amaç ları, Parlamento, Kon sey, Komisyon, Genişleme, Avrupalılar konuları konuşuluyor. Yurt dışı gezisi ödüllü yarışma AB Gemisinden Beyoğlu adlı fotoğraf yarışmasına katılmak isteyen gençlerin, çektikleri fotoğrafları en geç 1 Mayıs 2012 tarihine kadar Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi ne ulaştırmaları gerekiyor. Ayrıntılı bilgi için: Gençlik Orkestrası nın yeni yetenekleri akustik gitar ve perküsyon dallarında yeteneklerini ortaya koydu. Sadece Beyoğlu ndan değil, il genelinden gençlerin katıldığı seçmelerin sonucu açıklandı. Genç müzisyenlere, tecrübelerini birbirleriyle paylaşma ve kendi dallarında uzman müzisyenlerle aynı sahnede olma olanağı sağlayan; yurt içi ve yurt dışı platformlarda farklı tecrübeler edinmelerini sağlayan Beyoğlu Belediyesi Gençlik Orkestrası, Türkiye nin en büyük gençlik orkestrası olmayı hedefliyor.

4 4 GÜNCEL ARALIK 2011 Kapak topla benim için... Mannheim da Beyoğlu Mevsimi Beyoğlu Belediyesi son 3 dı. Mannheim ın önde gelen temsilcilerinden olu- yılda pek çok ortak kültürel proje gerçekleştirdiği şan yaklaşık 200 seçkin dali Almanya nın önemvetli huzurunda imzalaşan şehirlerinden Mannheim Büyükşehir Belediyesiyle Kardeş Şehir Anlaşması imzaladı. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Mannheim Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Peter Kurz ve Karlsruhe nan Kardeşlik Anlaşması başta Kültür-Sanat, Şehir Planlama, Ekonomi ve Eğitim olmak üzere pek çok konuda işbirliğini ön görüyor. İlk benzinli otomobilin üretildiği kent olan Mannheim 360 bin kişilik nüfusuyla Başkonsolosu Çetiner Karahan Baden-Württem- imza töreninde birer konuşma yaptılar. Mannheim Türk Film Festivali sebebiyle Almanya da bulunan Sanatçı Özcan Deniz de imza törenine katılberg Eyaletinin ikinci büyük şehri. Yaklaşık 30 bin Türk vatandaşının yaşadığı Mannheim son yıllarda kültürel alanlarda yaptığı atakla gündemde. Beyoğlu Belediyesi nin başlattığı Haydi Beyoğlu En gelleri Aşalım kampanyasıyla plastik kapaklar top lanıp değerlendirilerek ihtiyacı olan vatandaşlara tekerlekli sandalye temin ediliyor. Siz de kullandığınız ürünlerin kapaklarını biriktirerek kampanyaya destek olabilirsiniz. Günlük hayatımızda kullandığımız ve genelde çöp olarak değerlendirdiğimiz pet şişe kapakları, meşrubat kutu kapakları, damacana kapakları, temizlik ürünleri kapakları ve kozmetik ürünleri kapaklarının engelliler için bir tekerlikli sandalyeye dönüşme imkânı var. Sizler de kullandığınız plastik kapakları toplayabilir, Beyoğlu Belediyesi nin Haydi Beyoğlu Engelleri Aşalım sloganıyla başlattığı ve 31 Aralık 2011 tarihine kadar devam edecek olan kampanyaya destek verebilirsiniz. Gelin Beyoğlu nda tekerlekli sandalye ihtiyacı olan engelli kardeşlerimiz için birlikte gayret gösterelim ve onları sevindirelim. Bizlerin göstereceği kü çük bir çaba; onların hayatında büyük değişimlere sebep olacak... Şunu da asla unutmayalım ki; her sağlıklı insan bir engelli adayıdır. Beyoğlu nda atık yağlar atılmıyor! Beyoğlu Belediyesi, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen lisansla atık yağ toplayan firmalarla işbirliği yaparak, atık yağları topluyor bu sayede çevreye ve geri dönüşüme büyük katkı sağlıyor. Sessiz Ayakkabılar Beyoğlu na yürüdü B ireysel Silahsızlanma Gü nü n de Umut Vakfı nca Taksim Mey danı nda Ses siz Ayakkabıların Yürüyüşü etkinliği düzenlendi. Bu yıl 11 ncisi gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Güven ve huzur içinde yaşayabilmek için bireysel silahlanma ile her platformda mücadele edilmesi gerekiyor. Bireysel silahlanmaya hayır diyoruz. Artık yürekler yanmasın, ayakkabılar sessiz kalmasın şeklinde konuştu. Beyoğlu nu her gün ziyaret eden milyonlarca insanın ve ilçede yaşayanların daha temiz, daha güvenli şartlarda gıda tüketmesini sağlayan, gıda işletmelerinin hijyen kalitesini artırmayı hedefleyen Beyaz Zambak Projesi ni hayata geçiren Beyoğlu Belediyesi, Türkiye de bir ilke imza atmıştı. Kültürün, sanatın, eğlencenin ve turizmin merkezi olan Beyoğlu nda her zaman kaliteli hizmet verme bilinciyle çalışmalarını yürüten Beyoğlu Belediyesi şimdi de çevreye zararlı olan atık yağların toplanması konusunda kurumsal bir çalışma başlattı. Beyoğlu ndaki işletmeler tarafından ilgiyle karşılanan bu çalışmada Beyoğlu Belediyesi atık yağ toplayan lisanslı firmalarla işbirliği yaparak ilçeyi ziyaret edenlere ve yaşayanlara daha iyi hizmet verilmesini sağlıyor. Beyoğlu Belediyesi ile işbirliği yapmak isteyen firmalardan bir yağ toplama minibüsü, bilgilendirme aracı, hijyen standartlarına uygun yağ toplama bidonu ve kıyafetli 4 personelden oluşan standartlar isteniyor. Bu standartları sağlayan firmaların Beyoğlu Belediyesi nin kurumsal logosunu ve İletişim Merkezi ( ) numarasını kullanmasına da izin veriliyor.

5 SAYI: 1 GÜNCEL 5 Ara sokakların canlılığını yitirmemesi aynı zamanda da nefes alması için işletmeleri ve semt sakinlerini memnun edecek bir İstiklal modeli geliştirildi. Hazırlanan üç alternatifli modeli bazı işletmeler uygulamaya başladı. Temmuz ayından itibaren işgaliye uygulamasına son veren Beyoğlu Belediyesi, ara sokaklar için İstiklal modeli ni geliştirdi. Belediyenin Etüt ve Proje Müdürlüğü ne bağlı Kentsel Tasarım Atölyesi nde hazırlanan üç alternatifli modeli bazı işletmeler uygulamaya başladı. Beyoğlu Belediyesi tarafından konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi; İşgaliye niçin kaldırıldı? Belediyemiz 2002 yılından bu yana; işletmelerimizin, açık havadan faydalanması ve cazibelerini artırmak için iki farklı model uygulamaktaydı. Bu modellerden biri; İstiklal, Meşrutiyet, Galip Dede vb. ana arter caddelerimizde halen başarıyla uyguladığımız Ana Arter Zemin Kat Kullanım modelidir. Diğeri ise; ara sokaklarımızda uygulamaya çalıştığımız Ara Sokak Zemin Kat Kullanım modelidir. Ara sokaklarımızda; açık havadan faydalanma ve işletmelere cazibe katmak için Ara Sokak Zemin Kat Kullanım Modeli nde öngörülmüş olan sokak işgaliyesi ise, 2011 Temmuz ayı itibarıyla tamamen kaldırılmıştı. Bu karar; İşletmelerin aldıkları işgaliye izinlerinin sınırsız ihlali, İşgaliye almayan işletmelerin de müktesep bir hakmış gibi işgaliye yapması, Bu sokaklarda; işletmelerleişletmeler, müşterilerle-işletmeler, işletmeler ve müşterilerle- orada yaşayan vatandaşlar ve yayalar, arasında sürtüşmeler yaşanması, İşgaliye kurallarının dışına taşılması nedeniyle, yaya ve araç trafiğinin işlemez hale gelmesi, güvenlik zaafının oluşması, Etüt ve Proje Müdürlüğü, Kentsel Tasarım Atölyesi nin yaptığı uyarı ve tebligatların, işletmeler tarafından dikkate alınmaması, İşgaliyelerin olduğu sokaklarda yaşayan vatandaşlarımızın yoğun şikayetleri, Buralarda sokak işgaline dönen işgaliyenin; üst katların ve sokakların gelişimini engellemesi, ket vurması, Ve gittikçe kontrolden çıkan, şartları uygun olmayan işletmelerin toplumsal sağlık için tehdit oluşturması nedenleriyle alınmış ve uygulanmıştır. İşgaliye ara sokaklarımızda, bütünüyle son bulduğundan; bütün olumsuzluklara rağmen kurallara uyan işletmelerimiz de maalesef mağdur olmuşlardır. Hem bu mağduriyetin giderilmesi, hem de Beyoğlu na yakışır, sürdürülebilir, yapısal bir çözüm üzerinde Etüt ve Proje Müdürlüğü, Kentsel Tasarım Atölyemiz bir dizi çalışma gerçekleştirmiştir. Yapılan çalışmalarla; bu sokaklarda faaliyet gösteren, fiziki şartları müsait, alanları uygun olan işletmelerimizin; açık hava imkanından yararlanabilmesi öngörülmüştür. Üretilen yapısal çözümlerle; İstiklal ve benzeri caddelerimizdeki Zemin Kat Kullanım modeline ek olarak, ara sokaklardaki işletmelerimize, balkon ve parsel kullanma avantajı sağlanmaktadır. İşletmelerimizin konum ve parsel özelliklerinden kaynaklanan tüm imkanların lehlerine kullandırılması öngörülmektedir. Buna göre takip eden süreçte; İşletmenin bulunduğu parsel sınırında, bina alanının dışında kalan bölümler, mekanın açık alan uzantısı olarak kullandırılacaktır, Mekanların yapısal alanları, dışarıya yönelik açılıma destek verecek şekilde kullandırılacaktır, İhlal edilemez fiziki sınırlar oluşturulacaktır, Etüt ve Proje Müdürlüğü, Kentsel Tasarım Atölyesi alan ve yapı özelliklerini dikkate alarak başka modeller de geliştirebilecektir. Üst kat ve terasların kullanımı desteklenecek, binalarımızın bütünüyle renove edilmesi sağlanacaktır. Yeni açık hava kullanım modelinin uygulanması ile birlikte: Ara sokaklarımızda bulunan yapıların üst katlarının da kullanılmasını teşvik etmek, Buralardaki yaşam kalitesinin artmasını sağlamak, Sokaklarımızın; İstiklal ve Meşrutiyet caddelerindeki yaya ve dolaşım cazibesine kavuşmasını temin etmek, İtfaiye, emniyet, ambulans ve temizlik çalışmalarını rahatlatmak, Yeme-içme dışındaki sektör- lerin bölgeye gelmesini sağlayarak mix kullanıma zemin oluşturmak, Yeme-içme mekânlarının kalitesini yükseltmek, Hijyen ve kamu sağlığını korumak, Sokaklarımızın; Beyoğlu ndaki genel gelişmeye paralel olarak gelişmesi hedeflenmiştir.

6 6 SÖYLEŞİ ARALIK 2011 Ahmet Ümit ile edebiyatın kreması polisiye roman üzerine Polisiye roman denildiğinde akla ilk onun adı geliyor. Eserleri yurt içi ve yurt dışında yüz binlerce satıyor. Her kesimden okur, kitaplarını ilgiyle takip ediyor. Bir İstanbul ve Beyoğlu sevdalısı Ahmet Ümit ile büyüleyici olarak tanımladığı Beyoğlu nu, polisiye romanları ve son çalışmalarını konuştuk. Kar Kokusu, Agatha nın Anahtarı, Patasana, Kukla, Ninatta nın Bilekliği, Aşk Köpekliktir, Kavim, Bab-ı Esrar, Beyoğlu Rapsodisi, İstanbul Hatırası Yolunuz bu romanların birinin içinden geçmiştir mutlaka, hiç olmadı adını duymuşsunuzdur Belki de Karanlıkta Koşanlar ya da Şeytan Ayrıntıda Gizlidir i izlemişsinizdir TV dizisi olarak. Sis ve Gece filmini de hatırlarsınız belki. Bir müjde verelim bekleyenler varsa; Bir Ses Böler Geceyi romanı filme çekiliyor Ahmet Ümit in Üzerinde çalıştığı son romanının konusu ise; Fatih Sultan Mehmet Yarısı biten roman, 2012 de elimizde olacak Bu arada iki hikaye kitabı projesi var. Biri sevdiği yazarlarla buluşmalar Mesela Kafka yla Prag da, Nazım la Moskova da, Dostoyevski ile bir kilise ya da kumarhanede... Diğeri ise çok sevdiği TSM şarkılarının başlıklarından yola çıkarak yazacağı hikayelerden oluşan bir yapıt Konuşur gibi yazmayı benimseyen ve yalın bir dil kullandığı için de çok sevilen Ahmet Ümit e bu başarının sırrını sorduk evvela, cevapladı: İyi bir polisiye roman yazmak normal bir roman yazmaktan daha zordur. Zira hem edebi derinlik, hem de polisiye özellikleri taşımalıdır. İyi polisiye romanlar mutlaka klasikleşir ama her iyi roman klasikleşmez. Polisiye, edebiyatın kremasıdır. Bu lezzetli kremayı bize tattırdığı için çok teşekkür ediyoruz ve keyifli söyleşimizin ana başlıklarını sunuyoruz sizlere Beyoğlu, çağdaş Babil Kulesi Ahmet Ümit şehirlerin ruhu olduğuna inanan bir yazar. Bu sebeple de sık sık seyahatlere çıkıyor. Ancak İstanbul onun vazgeçilmezi ve tabii ki Beyoğlu Günlerinin büyük bölümünü Beyoğlu nda geçiren yazarın çalışma ofisi de burada Beyoğlu benim için büyülü bir yer. Bir tür mini dünya. Çağdaş Babil Kulesi. Yeryüzünün en büyük tiyatro sahnesi. İnsanlığa dair birçok şeyi burada bir arada bulabilirsiniz. Keşke 6-7 Eylül hadiseleri hiç yaşanmasaydı, Rum ve Ermeniler göç etmek zorunda kalmasalardı. Ancak yine de o çok sesliliğin ruhu korunduğu için Beyoğlu, bu ülkenin, bu kentin en özgür, en renkli bölgelerinden biri. Beyoğlu nun her caddesi, her sokağı, her çıkmazı, her geçidi ayrı bir macera. Dolayısıyla eserlerime de ilham veriyor. diyen yazarın Beyoğlu Rapsodisi adlı kitabı Beyoğlu nu keşfetmek isteyenler için keyifli bir kaynak İstanbul un gizemli tarihinde gezinti yapmak isteyenler ise yazarın İstanbul Hatırası romanını mutlaka okumalı Huzur: Galata Mevlevihanesi nin bahçesinde İstanbul da en çok huzur bulduğum mekanlardan biri Galata Mevlevihanesi nin bahçesidir. Burada Beyoğlu ndaki büyük

7 SAYI: 1 SÖYLEŞİ 7 keşmekeşin tam zıddı başlıyor. Büyük bir sessizlik, sükun ve huzur hakim. Çöldeki bir vaha gibi Birden Beyoğlu ndan başka bir coğrafyaya, başka bir iklime, başka bir dünyaya geçmiş gibi oluyorsunuz. Günün sıkıntılarından, dertlerinden, saçmalıklarından kurtulup mistik bir dünyaya giriveriyorsunuz. diyor ve ekliyor yazarımız: Ağa Camii ni de İstiklal Caddesi nin köşesine çökmüş, engin gönüllü bir dervişe benzetiyorum. Sanki göze batmamak ya da korunmak için kendini caddeden duvarlarla yalıtmış, gelip geçenler yüzünü görmesin diye pencerelerini bir peçe gibi incecik tellerle örmüş gibi... Polisiye roman, tasavvufa benzer Beyoğlu nun sokaklarından polisiye romanların felsefesine geçiyoruz ve ilginç bir cümle söylüyor Ahmet Ümit: Polisiye roman tıpkı tasavvufa benzer. Nasıl olduğunu merak ediyoruz, açıklıyor: Tasavvuf, görünenin ardındaki gerçeği arar. Polisiyenin de böyle bir misyonu vardır. Mesela bir cinayet işlendiğinde ceset var, katil yoktur, bulmak için ise delillerden yola çıkılır. Gördüklerimiz ise gerçeğin kendisi değil yanılsamaları olabilir. Tasavvuf da izlerden Allah a ulaşır. Bu yönüyle polisiyeyi tasavvufa benzetiyorum. Biri kısa vadeli, diğeri uzun ancak sonuçta ikisi de insanları aydınlanmaya çağırıyor. Ardından Mevlana ile Karl Marx arasında çok büyük fark olduğunu düşünmediğini söyleyen yazar, bizi bir kez daha şaşırtıyor. Zira mistisizmi anlamadan pozitivizmi, Mevlana yı anlamadan Marks ı anlayamazsınız. İnsanı anlamak için tasavvuf çok önemlidir. diyor. Dan Brown, Grange benim yazarlarım değil Bu kadar iyi romanlar yazan ve kitleleri etkileyen bir yazarın beğenileri merak konusu olmuştur her zaman. Benim yazarlarım Dostoyevski ve Shakespeare dir. Dostoyevski insan ruhunun karmaşıklığını konu edinir, onu melek ve şeytanın savaş alanı olarak görür. diyen Ümit e günümüzde oldukça popüler olan Dan Brown ve Grange ı soruyoruz. Cevabı çarpıcı: Onlar benim yazarlarım değil. Beni ilgilendiren cinayet işlenirken yapılan işkenceler, cesedin gözkapağına yazılan mesajlar filan değil Ben suçtan yola çıkarak insan ruhunu anlatıyorum. Şiddetten nefret ederim. Hiç cinayet mahallinde bulunmadım. İlk polisiye roman kabul edilen Ahmet Mithat Efendi nin Esrar-ı Cinayet isimli eserini, Kemal Tahir in Mayk Hammer ve Peyami Safa nın Cingöz Recai tiplemelerini çok başarılı bulmayan yazar, genç romancılardan ise oldukça ümitli Arka Sokaklar, Behzat Ç. gibi dizileri ise polisiye olarak görmüyor. Yeni şeyler öğrenmek hayata bağlar Hayatın ta kendisini konu alan romanlarında, okuyucularını insan ruhunun türlü iklimlerinde gezdiren yazar, kendi iç dünyasının kapılarını da açıyor teklifsiz bize Aslen Gaziantepli olan, güzel bir ailenin içinde yetişen, 51 yaşında, evli ve torun sahibi olan Ahmet Ümit ile bu sözlerle noktalıyoruz söyleşimizi: Bir yaştan sonra hayatın tüm zevklerini tadıyorsun. Seni hayata bağlayan bir şeylerin olması gerekiyor. Sonuçta insan ruhunun doyurulmaya ihtiyacı var. Ben bunu yeni şeyler öğrenmek olarak tanımlıyorum. İnanın bu duygu insanı hayata bağlıyor. Mutlu olmak için ise; iyilik yapmak gerek diyorum. Kesinlikle mutluluğun tek yolu iyi olmak Kendine, hayata, insanlara, tüm canlı ve cansız varlıklara, kainata Tensel zevkler geçici, her şey geçici Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ Beyoğlu benim için büyülü bir yer. Bir tür mini dünya. Çağdaş Babil Kulesi. Yeryüzünün en büyük tiyatro sahnesi. İnsanlığa dair birçok şeyi burada bir arada bulabilirsiniz. Beyoğlu nun her sokağı ayrı bir macera. Dolayısıyla eserlerime de ilham veriyor.

8 8 HİZMET Çağdaş Sadaka Taşları ARALIK 2011 SOSYAL MARKETLER Vatandaşa yardım ederken onları utandırmamak, ihtiyacına göre özgürce hareket edebilmesini sağlamak ve yardım yapılan malzemeyi kullanmaya dayatmadan ihtiyacını gidermek amacıyla kurulan Beyoğlu Belediyesi Sosyal Marketler, çağdaş sadaka taşları işlevini görüyor. Semtimizdeki hayırseverler marketimize büyük destek veriyor. Burada 3 bin aile ihtiyaçlarını gideriyor. Örnek uygulamamız büyük yankı yaptı. Nitekim yurt dışından bile sosyal marketimizi incelemeye geldiler. Ecdadımız sağ elin verdiği sadakayı sol elin görmesin prensibinden hareket ederek sadaka taşları nı icat etmişti. Eski İstanbul da yardımların en göze batmayanı bu taşları kullanarak yapılırdı. Bir buçuk-iki metre yüksekliğinde mermerden oluşan bu taşların üst kısımlarının ortasına çanağa benzer bir oyuk açılır, sadaka verenler parayı buraya bırakırlardı. Taşların yanında, tepesine rahatça ulaşılabilmesi için birkaç basamak da olurdu. İhtiyacı olmasına rağmen dilenmekten çekinenler gecenin geç saatlerinde taşın yanına para almaya gelir ama bırakılan meblağın tamamını değil, ihtiyaçları olduğu kadarını alırlardı. 17. yüzyıl İstanbul unu anlatan bir Fransız gezgin, üzerinde para bulunan bir taşa tam bir hafta boyunca kimsenin gelmediğini yazmıştı. İşte bu taşlar İstanbul Beyoğlu Belediyesi nde farklı bir biçimde yaşatılıyor. Beyoğlu Bağışlanan ürünlerin tek tek barkodlandığı bilgisayar sisteminde, bir bağışçının ürünlerini hangi ailenin aldığını görebilmek mümkün oluyor. Buradan yola çıkarak her ay bağışçılara, bağışladıkları ürünleri alan ihtiyaç sahibi vatandaşların listesi gönderiliyor. Bu da yapılan işin şeffaflığını ortaya koyuyor. Belediyesi gıda bankacılığı konusundaki ilk adımlarını, 2010 yılı başında Ahmet Misbah Demircan önderliğinde, Türk Kızılayı İstiklal Şubesi ve Beyoğlu Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile işbirliği protokolleri imzalayarak attı. Bu kapsamda vatandaşlardan veya işletmelerden başta gıda olmak üzere, giyim, temizlik, yakacak vb. her tür yardım malzemesi bağış olarak toplanmaya başlandı. Zaman içerisinde daha çok insana yardım eli uzatabilmek gayesiyle çalışmalar geliştirildi ve Beyoğlu Sosyal Market açıldı. Ardından Dolapdere ve Yenişehir semt konaklarındaki Sosyal Market şubeleri hizmete girdi. Belediyenin sosyal market uygulamasıyla ihtiyaç sahipleri kendileri için ayrılan ve tamamen yeni ürünlerin yer aldığı marketten alışverişlerini kendilerine özel limiti olan kartlarla yapabiliyor. Kasaya geldiklerinde ise görevli market personelince kartları okutularak, aldıkları ürünler paketleniyor ve bilgisayar kayıtlarına işleniyor. Böylece vatandaşlar utanmadan sıkılmadan kendi arzu ve ihtiyaçlarına göre gereksinimlerini karşılayabiliyor. Diplerin ve zirvelerin mekanı Beyoğlu Sosyal market destekçilerine Taksim Point Otel de bir teşekkür yemeği veren Demircan duygusal bir konuşma yaptı. Fakiri rencide etmeden yardımın adresi biziz diyen Demircan bu marketlerde Bağışlanacak Ürünlerin Koşulları Gıda ve temizlik maddelerinin sağlık koşullarına uygun bozulmamış ve rafta satışa sunulacak şekilde paketlenmiş olması, Giyeceklerin kullanılmamış ve belirgin defolu olmaması şartı vardır. Ayrıca bağış yapacağınız ürünleri parayla satın alacaksanız sosyal marketimizin ihtiyaçlarını sormanız daha faydalı olacaktır. kullanılan kartları çağdaş sadaka taşları olarak nitelendirdi. Yedi yıllık belediye başkanlığım döneminde bu işten aldığım hazzı hiçbir hizmetten almadım diyen Başkan Demircan, zaman zaman hüzünlenerek yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü: Dinimiz hep veriniz diyor. Selam verin, zekat verin, sadaka verin diyor. İşte semtimizdeki hayırsever insanlar yedi ay önce açılan bu marketimize büyük destek veriyorlar. Burada 3 bin aile para kullanmadan, kartıyla medeni bir şekilde ihtiyaçlarını gideriyor. Gıda da, giyecek de alabiliyor. Bu örnek uygulamamız ülkemiz kadar yurt dışında da yankılandı. Nitekim Şikago dan sos yal marketimizi incelemeye geldiler. Başkanı olduğu Beyoğlu nu diplerin ve zirvelerin mekanı olarak nitelendiren Demircan Cihangir ve İstiklal Caddesi gibi yerlerimiz oldukça zengin bölgelerimiz. Ama bir taraftan da Tarlabaşı gibi oldukça fakir bölge de bizim ilçemizde. Tam 40 bin adet yeşil kartlımız var. Dolayısıyla Sosyal Market mekanizması için en uygun ilçeyiz dedi.

9 SAYI: 1 ÖZEL 9 Depremde büyük hasar gören köy, Beyoğlu nun 46. mahallesi ilan edildi Gedikbulak ın yaraları sarılıyor Van da meydana gelen ve yüzlerce vatandaşımızın ölümüne, binlercesinin yaralanmasına sebep olan şiddetli depremin acılarını sarmak için Beyoğlu Belediyesi seferber oldu. Depremin hemen ardından Beyoğlu-Van Destek Hattı adıyla bir yardım kampanyası başlatan Beyoğlu Belediyesi, toplanan yardımları tasnifleyip tırlarla Van a gön dererek Yardım Koordinasyon Merkezi ne teslim etti. Daha sonra Van ın en büyük köylerinden Gedikbulak ı Beyoğlu nun 46. Mahallesi olarak ilan ederek tüm yardımları bu bölgeye kaydıran Beyoğlu Belediyesi tarafından köye 250 adet prefabrik ev ve onlarca çadır ku ruldu. Talimhane Otelciler Bir liği nin desteğiyle alınan prefabrik evler, soğuğa karşı oldukça korunaklı olup, içinde banyo ve tuvaleti bulunuyor. Mini Belediye Çalışıyor Beyoğlu Belediyesi nin köydeki yaraları sarmak için yıkılan köy okulunun bahçesine kurduğu mini belediye hizmetlerine devam ediyor. 700 metrekarelik çadırdan sürdürülen hiz metler 33 kişilik belediye personeliyle 24 saat kesintisiz yapılıyor. Bünyesinde, yardımdağıtım, destek hizmetleri, fen işleri ve temizlik birimleri ile her türlü malzemeden oluşan mutfak bulunan mini belediyede bir de aşevi var nüfuslu köyde her gün sıcak yemek servisi yapılıyor. O köy bizim köyümüzdür Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan üç kere giderek yardımları bizzat organize ettiği köyde güzel bir sistem kurduklarını; neyi, ne zaman, hangi yöntemle yapacaklarının yol haritasını çıkardıklarını belirterek, Beyoğlu nun idari ve yaşamsal tecrübelerini köyümüze aktarmaya çalışıyoruz. O köy bizim. Bütün Beyoğlu nun. Beyoğlu; kurumları, işletmeleri, sivil toplum kuruluşlarıyla köyünü kendisine yakışır bir şekilde hayata tutunduracak dedi. Demircan, ayrıca, Gedikbulak taki çalışmalarda, ihtiyaç fazlası yardımların çevre köylere dağıtıldığını söyledi. Çocuklar Kefken e getirildi Öte yandan Van İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ne bağlı Sev gi Evleri nde kalan ve yaşları 7-18 yaş arasında 83 çocuk ve 20 bebek Van da meydana gelen ikinci yıkıcı depremin ardından Kefken Çevre Yaz Kampı na yerleşti. Depremzede çocuklara, Van İl Sosyal Hizmetler Müdürlü ğü nün idareci, gönüllü anne ve sağlık ekibinden oluşan 23 kişilik kadro eşlik ediyor. Kampta kalan çocuklardan 39 u bir süre ara verdikleri eğitimlerine kampın hemen yakınındaki Kefken İlköğretim Oku lu nda devam ediyor. Anne-babalarından teşekkür Başkan Demircan da kampı sık sık ziyaret ederek çocuklara mo ral vermeye çalışıyor. Basın mensupları da yaptıkları canlı yayınlarla çocukların mutluluğunu yansıtmaya çalışıyorlar. Çocuklarını canlı yayınlarda sağlıklı ve neşeli olarak gören Van daki anne-babaları ve yakınları da Beyoğlu Belediyesi ni arayarak teşekkürlerini iletiyorlar.

10 10 ÇEVRE Beyoğlu na ARALIK Yıllık Sokaklar Fen İşleri Müdürlüğü nün yenilediği Beyoğlu sokakları yıllara meydan okuyor. Arnavut taşlarıyla eski Beyoğlu nu günümüzde de yaşatan bu sokaklara otuz yıl ömür biçiliyor. Beyoğlu Belediyesi İs tanbul un gözbebeği Beyoğlu ilçesinin her sokağını yenileme çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Fen İşleri Müdürlüğü nce yürütülen sokak yenileme çalışmalarında bas kı beton uygulaması kullanıyor. Antik etki tozu yüzeyde bırakılarak, betona eski ve kullanılmış görüntüsü veren bu uygulama sayesinde sokaklar yıllara meydan okuyor. Arnavut taşlarıyla eski Beyoğlu sokakları günümüzde de yaşatılıyor. Her sokağında tarih barındıran, her taşında kültür yatan Beyoğlu nun baskı beton uygulamasıyla yenilenen sokakları zamanla oluşabilecek çökmelerden de etkilenmiyor. Yıllar geçmesine rağmen yüzey düzgünlüğünü koruyan bu sistem sokakların en az 30 yıl bozulmamasını sağlıyor. Beyoğlu nu tarihine uygun ve dayanıklı sokaklara kavuşturan Beyoğlu Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü son olarak Kulaksız Mahallesi ve Kadımehmet Mahallesi nin sokaklarını yeniledi. Bu iki mahallede 2010 yılında başlayan çalışmalar ilk olarak Arda Caddesi, Mabut Lizbut Sokak, İbadullah Sokak ta yapıldı. Emin Çeşmesi Sokak, Zindan Arkası Sokak, Doğramacı Kemal Sokak ise 2011 in Mart ayında yenilendi. Kulaksız ve Kadımehmet mahallelerinin sokaklarından olan Kulaksız Çeş me Sokak, Okçu Yücel Sokak, Halil Efendi Çıkmazı, Şimal Sokak, Nisa Mektebi Sokak ve Araplık Sokak ta Mayıs ayında başlayan çalışmalar iki ay gibi kısa sürede tamamlanarak yeni yüzüne kavuştu. Mevcut sokaklarda toplam 790 metre yol çalışması yapıldı. Bu çalışmalarda, 17 ton demir, 180 ton asfalt ve 1200 metreküp beton kullanıldı. Sokakların kalbinde yaşayanlar Şairler, yazarlar, sinema oyuncuları, tiyatrocular, ni ce güzide sanatkârlar Kimler gelip geçmedi ki Pera nın tarih kokulu şu dar sokaklarından Kimilerinin adı yaşadıkları yapıyla özdeşleşti Mısır apartmanı ve M.Akif Ersoy, Narmanlı Han ve A. Hamdi Tanpınar gibi Kimilerinin adları ise sokaklara, caddelere verildi; Ayhan Işık, Sadri Alışık, Ömer Hayyam, Şair Mihri gibi Beyoğlu nun şüphesiz en meşhur sokaklarından biri Yeşilçam Sokağı dır. Yeşilçam deyince akla ilk gelenlerden olan Taçsız Kral Ayhan Işık, canlandırdığı kötü adam rolleriyle ün yapan Erol Taş, Türkiye nin yetiştirdiği en büyük komedyenlerden olan Sadri Alışık da Beyoğlu nun önemli sokaklarında adlarıyla yaşamaktadır. Ünlü film yönetmeni, yapımcı ve senarist Atıf Yılmaz ın ismi de İstiklal ve Tarlabaşı nı Ağa Camii yanından birleştiren Sakızağacı Caddesi ne verilmiştir. Cihangir mahallesinden Top hane ye doğru uzanan sokak, Sanatkarlar Mektebi Sokaktır. Ayrıca Sanatkarlar Caddesi, Beyoğlu nun içinde sanat geçen caddelerindendir. Piri Paşa mahallesindeki Tahir ile Zühre Sokağı da Nazım Hikmet in Tahir ile Zühre Meselesi adlı çok bilinen şiirini hatırlatır: Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir le Zühre olabilmekte, yani yürekte... İranlı şair, filozof, matematikçi ve astronom Ömer Hayyam ın adını taşıyan cadde, Dolapdere ile Tarlabaşı Bulvarı nı birbirine bağlayan, Tarlabaşı nın en önemli caddelerinden biridir. Diğer sokak ve cadde isimlerinden bazılarını ise şöyle sıralayabiliriz; Zeynep Hatun la birlikte adı bilinen ilk Türk kadın şairlerinden Şair Mihri, Türk şair, oyun yazarı, diplomat Abdülhak Hamit, 2006 yılında aramızdan ayrılan Türk halk müziğinin sevilen sanatçısı Ali Ekber Çiçek, Türkiye de film müziği alanında akademik çalışmalar gerçekleştiren ve film müziği incelemelerine ciddi katkılarda bulunan Sadi Konuralp ve Polonya nın önemli özgürlük şairlerinden Adam Mickiewicz

11 SAYI: 1 PROJE 11 Tarlabaşı hayata dönüyor Beyoğlu Belediyesi tarafından beş yıldır sürdürülen Tarlabaşı Yenileme Projesi nde son aşamaya gelindi. Başkan Demircan ın en büyük hayali olan dev projede iskeleler kuruluyor. Tarlabaşı Yenileme Projesi ile bölgenin büyük bir dönüşüme hazırlandığını belirten Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, kültürel zenginliğin korunamadığı Tarlabaşı ve çevresinin yıllarca ihmal edildiğini, oluşan kötü çevre koşulları ve yüksek proje maliyetleri yüzünden bölgeye yatırım yapılamadığını söyledi. Tarlabaşı Yenileme Projesi ile bölgenin çağdaş ve modern bir görünüme kavuşacağını ifade eden Demircan, proje kapsamında toplam 20 bin metrekarelik alanda 278 binanın restore edileceğini belirtti. Tarlabaşı projesinde arsa sahiplerinin büyük bir kısmı ile sözleşme imzalandığını belirten Başkan Demircan, Burada 5 yıldır süren bir çalışma var. Bazı binalarımızda kamulaştırma çalışmaları sürüyor. Bütün sıkıntılara rağmen büyük bir hızla ilerliyoruz. İnşallah çalışmalara bu ay başlayacağız. şeklinde konuştu. Demircan, projeye ilişkin şu bilgileri verdi: Projeyle birlikte cephesi ve plan şeması ile günümüze kadar değişmeden ulaşabilmiş tarihi yapılar aynen restore edilecek. Koruma Kurulu nun kararları gereği pek çok yapı cephesi askıya alınmak yoluyla korunacak. Binaların içlerinde konutlar, ofisler ve ticaret birimleri olacak. Bütün konut- lar için yeraltı otoparkları ve sosyal faaliyetlerin yoğunlaşacağı yaya alanları oluşturulacak. Mülk sahiplerinin büyük bir çoğunluğu proje alanından konut ve dükkan edindi. Çok küçük kısmı da bedeli karşılığında mülkünü sattı. Çok küçük hisse sahibi olanlara (veraset yoluyla ya da kiracılar) ise Beyoğlu Belediyesi nin TO- Kİ ile yaptığı anlaşma çerçevesinde kuraya girmeden yüzde 5 peşinatla Kayabaşı konutlarından mülk edinme hakkı tanındı. Cadde üzerinde ticari işletmesi olan konut sahiplerine yine cadde üzerinde ticari birim önerildi. İlk adım 2006 da atıldı Beyoğlu Belediyesi nin Tarlabaşı Yenileme Projesi, gerekli bakım ve onarım çalışmaları yapılamadığı için giderek yok olmaya ve çökmeye yüz tutmuş Tarlabaşı na hayat verecek. Proje, tarih ve 5366 sayılı kanuna dayanarak tarih ve 2006/ sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanmış ve /63 tarih/sayılı Belediye Meclisi Kararı ile uygulama usul ve esasları belirlenmişti yılında tüm mülk sahipleri davet edilerek yapılan aktif katılımlı istişarelerle oluşturulan ve maliklerin yüksek orandaki destekleri ile uygulamaya konulan avan proje, tarihinde İstanbul Yenileme Alanları Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylandı. Bu onayı takiben kurulan Proje Koordinasyon Ofisi (Tarlabaşı Bulvarı No:59) 2008 yılı başında hizmete açıldı. Öte yandan Beyoğlu Belediye Meclisinde tarih ve 28 sayılı karar ile oy birliği ile kabul edilen bu proje, Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından tarih ve sayılı Başkanlık onayı ile son şeklini aldı. Proje Koordinasyon Ofisi, alanda yaşayan tüm mülk sahibi, kiracı ve işgalciler de dahil olmak üzere tüm kişilerle birebir görüşmeler yaparak onları bilgilendirdi. Proje ile ilgili detaylar www. tarlabasiyenileniyor. com adresli web sayfasında yayınlanıyor. Dileyenler bu siteden bilgi edinebilirler.

12 12 ARAŞTIRMA ARALIK 2011 Yaşam Kalitesi Yükseliyor Beyoğlu, İstanbul un en yaşanabilir ilçeleri arasında ilk üçe girdi. Göreve başladığı günden bu yana ilçenin yaşam kalitesini yükseltmek için projeler üreten Başkan Demircan, bu başarının tesadüfi olmadığını vurgulayarak, Beyoğlu nu layık olduğu yere taşıyacağız dedi. İstanbul da 39 ilçeye ait 54 farklı değişken kullanılarak elde edilen İstanbul Yaşam Kalitesi Endeksi ne göre Beyoğlu, yaşam kalitesi en yüksek üç ilçe arasında yer aldı. İstanbul un Yaşam Kalitesi Araştırması nda 39 ilçe arasında en yaşanılabilir ilçeler sırasıyla Kadıköy, Beşiktaş ve Beyoğlu olarak tespit edildi. Genel sıralamada üçüncü sırada yer alan Beyoğlu iki dalda birinci oldu. Beyoğlu sosyal yaşam ile ulaşım ve erişilebilirlik endekslerinde ilk sırayı aldı. Başarımız tesadüfi değil Sonuçları değerlendiren Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan Bu tabloda belediye hizmetlerinin çok büyük yeri var. Emeği geçen tüm personelimi kutluyorum dedi. Bu başarının tesadüfi olmadığının altını çizen Demircan, Göreve başladığımız ilk günden beri aynı heyecanla Beyoğlu nun yaşam kalitesini daha da yükseltmek için uğraşıyoruz. Bunu da oldukça stratejik ve sistematik bir şekilde yürütüyoruz. Her bir faaliyetimizin, kurumumuzun mutlaka bir felsefesi, bir altyapısı var. Bu yüzden hizmetlerimiz gerçekçi ve kalıcı olup markalaşıyor. Semt konaklarımız, Gençlik Merkezimiz, Bilge Şehir hizmetimiz, Vatandaşbaşkan projemiz, Hepgenç Yaşam Koçluğumuz, Turabibaba Kütüphanemiz, festival ve etkinliklerimiz, istihdam sağlayıcı ve turizme yönlendirici projelerimiz, Kefken Yaz Kampımızla geleceğin Beyoğlu nu inşa ediyoruz. diye konuştu. İnsanların yaşadıkları yerde mutlu olabilmeleri için belli kriterlerin gerektiğini belirten Demircan şunları söyledi: Yolları düzgün ve sağlam; caddesi, sokağı, mahallesi temiz ve güvenli olan, sağlık hizmetlerine kolayca ulaşabilen, sosyal faaliyetlere az da olsa katılabilen insanların mutluluk düzeyi daha fazladır. Biz mahallelerin altyapısını en sağlam, en kalıcı şekilde inşa eder, aydınlatma ve temizlik hizmetlerine büyük önem verirken; bir taraftan da sosyal-kültürel hayatı canlandırmak için çalışıyoruz. Özellikle konaklarda sağlık ve PTT hizmetlerinden el sanatlarına, ana sınıflarından kurs, seminer, sergi ve konserlere, çocuk ve gençlerin yararlanabileceği bilgisayar salonlarına kadar çeşitli hizmetler sunuyor, kadınlar ve çocukların daha fazla sosyalleşmelerini sağlıyoruz. Burada ayağına kadar gelen hizmetleri gören mahalleli çok mutlu oluyor. Diğer mahalleler de semt konakları istiyor. Beyoğlu nu layık olduğu yere taşıyacağız! Beyoğlu nu 18 yıl sonra imar planına kavuşturduklarını, bu plana göre kenti layık olduğu yere taşıyacaklarını söyleyen Ahmet Misbah Demircan açıklamasını şöyle tamamladı: Dünya kenti Beyoğlu nun yaşam kalitesini daha da yükseltecek, ekonomik ve sosyal düzeyini daha da iyileştirecek yepyeni projelerimizle geleceğe güvenle bakıyoruz. İnşallah, Beyoğlu nun geleceği daha aydınlık, insanları daha mutlu olacak. Araştırmanın detayları İstanbul Üniversitesi İktisat

13 SAYI: 1 ARAŞTIRMA 13 Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Şeker tarafından yapılan ve İstanbul Ticaret Odası tarafından araştırma projesi kapsamına alınan araştırma, Oda tarafından kitap olarak da yayınlandı. Kantitatif ve kalitatif yöntemlerle yapılan araştırmada, İstanbul da 39 ilçeye ait 54 farklı değişken kullanılarak İstanbul Yaşam Kalitesi Endeksi elde edildi. Tüm verileri 2009 yılına ait olan İstanbul Yaşam Kalitesi Endeksi nde demografik yapı, eğitim, sağlık, ekonomi, ulaşım, çevre ve sosyal yaşam olmak üzere 7 alt değişken sınıflandırıldı. Nicel verilere dayanan endeks çalışmasının yanı sıra, bireylerin yaşam kalitesine yönelik algıların tespit edilmesi için İstanbul da 39 ilçeyi kapsayan bir saha araştırması yapıldı. Araştırma kapsamında İstanbul kent nüfusunu temsil eden 18 yaş üstü 2 bin 410 kişiyle yüz yüze görüşme yapıldı. Bu bireylere yöneltilen sorularla aile yaşamı ve konut, iş hayatı, sağlık, ekonomik yapı, güvenlik, kentsel memnuniyet, kişisel memnuniyet, yaşam kalitesi ve beklentilerle ilgili görüşleri ve algıları tespit edildi. Yapılan analizler sonucunda, yaşam kalitesinin yüksekliğini gösteren artı 1 ile düşüklüğünü gösteren eksi 1 arasında sıralanan bir endeks oluşturuldu. Buna göre İstanbul da 39 ilçe arasında yapılan hesaplamalar sonucunda yaşam kalitesi en yüksek olan ilçeler sıralamasında Kadıköy 0.88 değerle ilk sırada yer alırken, onu sırasıyla 0.80 değerle Beşiktaş, 0.76 değerle Beyoğlu, 0.73 değerle Şişli ve 0.58 değerle de Fatih izledi. Yaşam kalitesi sıralamasında endeks değeriyle Esenler en son sırada yer alırken, bu ilçeyi sırasıyla değerle Gaziosmanpaşa, ile Sultanbeyli, ile Bağcılar ve ile Esenyurt takip etti. 7 alt endekse göre ilçelerin durumu Ulaşım ve Erişilebilirlik endeksinde Beyoğlu, Bakırköy ve Şişli ilk sırada, Sultanbeyli, Bağcılar ve Bayrampaşa son 3 sırada; çevresel durum endeksinde Şile, Adalar ve Sarıyer ilk 3 sırada; Esenyurt, Güngören ve Esenler son sırada; sosyal yaşam endeksinde ise Beyoğlu, Kadıköy ve Beşiktaş ilk 3 sırada yer alırken, Çekmeköy, Sultanbeyli ve Gaziosmanpaşa sonlarda kaldı. Araştırmaya göre İstanbul un yaşam kalitesi en yüksek ilçeleri olan Kadıköy, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli, beşeri sermaye, ekonomik gelişmişlik, ulaşım ve erişilebilirlik ile sosyal yaşam endekslerinde ilk sıralarda yer alıyor. Bu ilçelerin dezavantajlı olduğu alanlar ise demografik yapı, sağlıklı yaşam ve çevresel durum endeksi. Bu dezavantajların nedeni de bu ilçelerin İstanbul un iş ve sosyal hayatının merkezleri olmasına dayandırılıyor.

14 14 İÇİMİZDEN BİRİ YAŞAMA SANATI Haluk Dursun Beyoğlu nun lavantası, demirhindisi İstanbul da hiç yetişmediği halde İstanbullu nun çok alıştığı, neredeyse alamet-i farikası olmuş bir çiçektir lavanta. Halk arasında karabaş da denilen lavanta lavandula stoechas Büyükada, Yörük Ali Plajı ve üst yamaçlarında görülür. Eflatun renkli ve antiseptiktir. Halk hekimliğinde kullanılır. Yalancı lavanta olarak da adlandırılır. Lavandula angustiafolio esas lavanta çiçeği ise Batı Akdeniz kökenlidir ve İstanbul da koku verici çiçekler arasında satılmaktadır. Çiçeklerinin damıtılmasıyla esans elde edilir. Lavanta, İstanbullu ya yazın bitmekte olduğunu, kışın geleceğini haber verir. Kurutulmuş çiçekleri Beyoğlu nda, Nişantaşı nda, Kadıköy-Bahariye de önlerinde renkli leğenlerle çingene kadınlar satar. Satıcı kadınlar bir tarafta lavantaa! diye bağırarak kulaklara; diğer taraftan lavantaları avuçlayıp karıştırmalarıyla kokunun dağılmasını sağlayarak burunlara hitap ve meraklısını celb ederler. Lavanta vasıtasıyla oluşan bu sesler ve görüntüler artık sonbaharın gelmekte olduğunun İstanbullu için ilk işaretlerindendir. İstanbullu hanımlar bu satıcılardan küçük torbalar içinde aldıkları kurutulmuş lavantaları özel olarak dikilmiş torbalarda çamaşırların arasına koyarak onların mis gibi kokmasını sağlarlar. Hatta tutkunları, yastıkların altında da bulundurarak kokunun yataklara kadar sinmesini isterler. Beylerin lavantası ise Beyoğlu ndaki Rebul Eczanesi nin üretmiş olduğu lavanta kolonyasıdır. Eski İstanbul efendileri traş sonrası losyon olarak özellikle Rebul lavantası kullanırlar. İstanbul erkeğinin hususi kokusu budur. Ağa Camii yanındaki Rebul Eczanesi bu işin tek uzmanıdır. Başka yerde bulunan birçok yerde bulunan ve parfümeri mağazalarından alınabilmesine rağmen, bana göre Rebul lavantası Beyoğlu ndan; yerinden alınmalıdır. Bunun sebebi ilk gençliğimden itibaren bütün lavantalarımı gidip oradan almamdan kaynaklanıyor olabilir. İstanbul Efendi ve Hanımefendilerinin yazı beklemelerinin sebeplerinden biri de Eylül ayı başlarına kadar Hacı Bekir tarafından satılan demirhindi şerbetidir. Demirhindi, tenr-i hindi kelimesinden gelmekte olup zamanla değişerek demirhindi olmuştur. Tamarind yahut tamarindus indika Güney Asya ve Afrika da yetiştirilse de bilhassa Hindistan da büyüyen tropikal meyve ağacı tamarinier - bu kelime Arapça temr-i hindi den gelmektedir- in meyvesidir. Mayhoş tadı ve lezzetiyle asırlarından beri çok sevilmesinin yanı sıra Osmanlı sarayının da belli başlı şerbeti olmuştur. Günümüzde İtalya ve Fransa da da Tamarindo adıyla revaçta olan bir şerbettir. Halen bazı seyyar şerbetçilerde de nadiren satıldığı görülmekte ise de, ithal yolla temin edilen bu şerbetin en alası iki yüz yıldan bu yana bizzat ustalığını yapan Hacı Bekir de bulunmaktadır. Bu meslekte o kadar güzel hatıralarım oldu ki Belki de memuriyette olsaydım emekli olurdum ve biterdi her şey, oysa ki şimdi öyle mi Yaşamıma giren insanlarla çoğalıyorum. İyi ki de bu mesleği seçmişim. Karaman da beş çocuklu bir ailenin sonuncu erkek evladı olarak doğar Celalettin Benli. Maliye de atlı tahsildar olarak görev yapan babası, iki çocuğunu göndermiştir İstanbul a okusun diye Celalettin in de İstanbul a tahsile gitmesi lükstür o günkü geçim şartlarına göre. Celalettin i, Karaman ın ünlü gömlekçisi Abdullah ustaya emanet ederler zanaat öğrensin diye Bir yıl çıraklık yapan Celalettin çok sever bu işi. Babasının tayini ile İstanbul a gelen Benli ailesi, Celalettin i o dönemin Haccopulo Pasajı şimdinin Danışman Geçidi nde ünlü Rum gömlek ustası Yorgo Kalayonis in yanına verir. 30 yıl boyunca ustasından tüm inceliklerini öğrenir bu zanaatın ve de hayat sanatının Ve şimdi üzülerek anlattığı gibi ustası İstanbul u terk etmek zorunda kalınca kendisine yıllardır can yoldaşlığı yapan Ramazan Akgül ustayla devam eder yoluna Ramazan usta da bir Rum terzinin yanında yetişmiş Beyoğlu nda Öyle ki, bir gün kötü sözümüz olmadı birbirimize diyor Celalettin usta Nasıl olabilir ki zaten İki mütevazı ve kibar beyefendi Rengarenk kumaşlar ve antika eşyalarla dolu huzurlu bir dikimhane Kallavi sokağın hareketli atmosferinde kapıdan içeri girdiğiniz anda bambaşka bir zamanın içinde buluyorsunuz kendinizi Beyoğlu nun belki de gerçekten Beyoğlu olduğu zamanlarda ARALIK 2011 Ünlülerin yakasına yapışan terzi Celalettin Benli Beyoğlu nda pek çok ünlü ismin yakasına yapışan bir isim Celalettin Benli O, ünü yurt dışına yayılmış bir marka adı ve son dönemlerin reklam yıldızı Turgut Özal ın kalbimdeki yeri ayrıdır Celalettin Bey in gömlek dikim listesinde kimlerin adı yok ki Eski Cumhurbaşkanlarımızdan Celal Bayar, Fahri Korutürk, Cevdet Sunay, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel Hatay Türkiye ye bağlanmadan önce cumhurbaşkanı olan Tayfur Sökmen Binali Yıldırım, İnan Kıraç, Cem Boyner, Bedrettin Dalan, Aydın Doğan, Mehmet Emin Karamehmet, Ayhan Şahenk, Hakkı Devrim, Hasan Pulur, İlhan Selçuk, Haldun Dormen İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya dan dahi müşterileri olan Celalettin usta, ülkemizdeki Hollanda, Belçika ve Yunan başkonsoloslarının da gömleklerini dikiyor hâlâ... Turgut Özal ile tanışmaları da ilginç olmuştur. Özal ın terzisi aramıştır bir gün randevu için ve Başbakanımız sizi Harbiye Orduevi nde bekliyor demiştir. Acaba doğru mu diye bir gün önce gider ve listelerden adını kontrol ettirir usta. Ertesi gün gittiğinde ise 40 yıllık bir dost gibi karşılanır. O yüzden Turgut Özal ın kalbindeki yeri hep ayrıdır Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ın da müşterisi olduğunu belirten Benli, Demircan ın Beyoğlu nda iz bırakacak çalışmalara imza attığını söylüyor. Yaşamıma giren insanlarla çoğalıyorum. diyen Celalettin ustanın tanışıklıkları ona farklı dünyaların kapılarını da aralamış. Şöyle ki; sürekli müşterilerinden gazeteci Hakkı Devrim sayesinde reklam yıldızı bile olmuş. Bir telefon şirketinin reklamında Şafak Sezer le birlikte oynamış Ayrıca siyasi bir partinin 10. yıl kutlama filminde de rol almış 2 saatte dikiyor, 10 yıl garanti veriyor Beyoğlu nun medar-ı iftiharı Celalettin usta, kumaşına da dikişine de güveniyor ve hiç tereddüt etmeden 10 yıl garanti verebiliyor. Röportajımız esnasında bir müşteri giriyor içeri ve birebir tanık oluyoruz bu sürece... Kıbrıslı işadamı Hulusi Müderrisoğlu, diktirmek istediği gömlekler için kumaş seçiyor, Celalettin Bey ise engin tecrübeleri ile ona fikir veriyor. Müderrisoğlu, röportajımız esnasında İngiltere deki tecrübelerini de aktarıyor bize. İngil tere de böyle eski zanaatkar ve sanatkarlar kraliyet arması ile onurlandırılır ancak ülkemizde ne yazık ki durum böyle değil. diyor. Kendisine eşlik eden Baybars Göğez ise, Celalettin Bey i tasdik ederek röportajımızı özetleyen cümleleri söylüyor ardı sıra; Giyim kuşamıyla, karşılayışı ve hitabetiyle işte hakiki İstanbul esnafı Ustamız, uluslararası bir marka olmanın ötesinde Beyoğlu nun yaşayan efsanelerinden biridir

15 SAYI: 1 YAPI 15 Kabataş Limanı Abidesi Hadika İstanbul trafiğinin kilit noktalarından olan Kabataş semti, sahilindeki hadika taşı ile meşhurdur yılında inşa edilen bu liman abidesinin tarihini dillendirelim istedik. İstanbul un önemli ulaşım merkezlerinden biri olan Kabataş, pek çok kişinin sandığının aksine Beşiktaş ın değil Beyoğlu ilçesinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Fındıklı ile Dolmabahçe arasında kalan bu şirin Boğaziçi semti, iskelesi ve sahilindeki hadika taşı ile meşhurdur. Kabataş ın adı hakkındaki rivayet odur ki; bugün At Meydanı olarak bildiğimiz yerdeki Bizans eseri Güngörmez Kilisesi, fetihten sonraki yıllarda baruthaneye çevrilmiş ve bulutların gökyüzünü sardığı bir fırtınada düşen yıldırım bu kiliseyi şiddetle infilak ettirmiş. Kiliseden yayılan parçaların bir kısmı Adalar a, Galata ya, Üsküdar a, en büyük parçası da Kabataş a ulaşmış. Semte adını veren ve 4 asır yerinde duran bu taş, Köse Kethudası Mustafa Necip Efendi tarafından yalısını tamir ettirirken yontturulup iskele haline getirmiş. Osmanlı tarihinde kayıkların yanaştığı bir iskele olan Kabataş, lodos fırtınalarından fazlaca etkilendiğinden, Sultan Abdülmecid 1850 yılında burada bir liman inşa etmiş, hatıra olarak da bir yüzü deniz cephesine, diğer yüzü de Küçük Liman a bakan, kayıtlara hadika adı ile geçen taş bir abide koydurmuş. (Hadika, Osmanlı da saray bostan ve bahçeleri için kullanılan bir deyimdir.) Üzerinde sultanın tuğrası bulunan bu taş anıtın bir yüzünde limanın faydaları anlatılmış, diğer yüzünde de Abdülmecit e söylenen dualara yer verilmiş: Bu sulardan geçince furtuna hengâmi kayıklar / Hatrı hufu ile nasa gelürdu dehşeti uzma / Bu limanı O cevheriz ihsan edecek icad / Kabataş oldu gevher pare-i emniyet derya / Reha buldukça tendbaddan zevrak çeler bunda / O şahı rüzgârın fitnesinden saklasın rüzgâr Kitabenin deniz tarafındaki Sultan Ab dülmecit e söylenen sözler ise şöyledir; Bu manzume ile Ziver tam olursa nola tarihim / Kabataş oldu bu liman ile bak cayı emniyet Üzerinden geçen uzun yılların etkisiyle çatlayan ve yazıları silinmeye başlayan liman abidesi Hadika yıllarında TBMM Başkanlığı nca onarılmış, günümüzdeki şeklini almıştır. divan İskender Pala Kültür-sanat ve belediyeler Büyük şehirlerin hemen hepsinde insanlar eğitim yılının açılışıyla birlikte buna paralel ilerleyecek bir kültür-sanat sezonunun da başlayacağını artık biliyor, bu beklenti ile hayatlarında yeni planlamalar yapabiliyorlar. Anadolu daki çelimsiz belediyeleri bir yana bırakırsak yurdun hemen her yanında yıl boyu takip edilecek kurslar, seminerler, eğitim atölyeleri, sanat faaliyetleri ajandalara işleniyor ve dolu dolu bir yıl geçirmenin yolları aranıyor. Büyük şehirlerdeki belediye faaliyetleri insanları ataletten kurtaracak fırsatlar da sağlıyor. Söz gelimi İstanbul Büyükşehir Belediyesi nin kültür-sanat çalışmaları ile İSMEK programlarına bakalım. Bir yandan Milano da, Madrid de Euro bedelle izlenebilen sanatkârları lira gibi küçük rakamlarla izleyebilme imkânı sunarken diğer yandan insanları evinde bir meslek sahibi yapabilmektedir. İlçe belediyeleri için de keza durum aynıdır. Mesela Küçükçekmece, Üsküdar, Pendik, Fatih, Zeytinburnu gibi kültürsanata verdiği değerle adı anılan ve göz doldurucu faaliyetleriyle öne çıkan belediyeler. Her biri, entelektüel hafızamıza sağladıkları katkı ve medeniyet birikimimizle bizi yeniden karşılaştırdıkları için tebriki yüz kere hak ediyorlar. Beyoğlu Belediyesi nin semt konakları ise apayrı bir takdire layıktır. Eski mahalle sistemindeki bütün değerleri koruyarak insanlar arasındaki insicamı sağlayan, mahalleyi bütünleştirici bir patronaj ile sakinlerine sahipsiz olmadıklarını hissettiren bir tavır sergiler. Eskiden mahallelerimiz vardı, hayat orada bütünleşir, duygular paylaşılırdı; şimdi ise küresel dünyanın kapitolleri var ve insanlar artık mekânları paylaşmakta bile zorlanıyorlar. Hakikatte büyük şehir demek, muazzam bir birlikteliğin içindeki dayanışma fikri demektir. Beyoğlu Belediyesi nin bu yolda çalışmalar yapmak ve şehre katkı sağlamak için kurduğu Kültür Kenti Vakfı bu bakımdan manidardır. Yönetilmesi gereken sorunlar kadar içinde yaşanılan şehrin ruhunu da kavramak adına önemli bir girişimdir bu. Yalnızca Beyoğlu ile Pera arasındaki geçişkenlikleri, tarihsel düzlemdeki farkı ve baskın algıyı ortaya çıkarsa bile bu vakfın çalışmaları yine de büyük anlam kazanacaktır. Sözü uzatmayayım; bilhassa İstanbul daki öğrenciler için bir tavsiyem var: Hangi semtte oturuyorsanız oturun, hangi fikre sahip olursanız olun, önce oturduğunuz semt belediyesinin yolunu kendinize yol edinin. Orada sizi kimse horlamayacak, yadsımayacak. Bilakis orada sizi ilgilendiren en az bir kültür-sanat alanının varlığını göreceksiniz. Bütün ilçe belediyelerinde bu tür imkânları bulabilirsiniz; daha da yetinmezseniz Büyükşehir Belediyesi nin bültenlerine, ilanlarına, internet sayfalarına yönelin. Sizi bekleyen kurslar, seminerler, anma günleri, konserler, tiyatrolar, gösterimler, sempozyumlar, yayınlar, yarışmalar vb. mutlaka vardır. ÖLÜDEN DOĞAN TÜRBESİ Şişhane den Unkapanı köp - rü süne doğru inerken sağ - da, iki yol arasında sıkışıp kalmış bir türbe vardır. Pek çoğumuzun Taksim e gidip gelirken sıkça önünden geçip gittiği tuğla ve taş karışımı olan bu dört köşe yapı, Lohusa Sultan (Rahime Kadın) Türbesi olarak bilinir. Ya da pek bilinmeyen adıyla Meyyitzade yani ölüden doğan Evliya Çelebi nin Seyahatna mesi ndeki anlatı şöyledir; Meyyitzade nin babası Eğri Seferi ne giderken daha ana karnında olan bu bebeği Allah a emanet eder. Bir müddet sonra hanımı doğum yapamadan vefat eder ve gömerler. Seferden selametle dönen gazi, Ben onun karnındakini Allah a emanet ettim, tez gösterin mezarını der. Mezara vardıklarında bir çocuk sesi duyulur. Bebek doğmuş, anasının göğsünden süt emmektedir. Meyyitzade adını alan çocuk, fazıl bilginlerden biri olarak yetişir. O günden bugüne dilden dile dolaşan hikayelerle yaşatılan Lohusa Sultan Türbesi, yılla rında onarım geçirmiş, bugünkü haline kavuşmuştur

16 16 ETKİNLİK ARALIK 2011 Tepebaşı na hayat öpücüğü Kültür-sanat ve eğlencenin başkenti Beyoğlu nun kalbi artık Tepebaşı nda atıyor yılı boyunca tertip edilen çeşitli festivaller ve konserlerle renklenen Tepebaşı, Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen ve yoğun ilgi gören büyük organizasyonlara sahne oldu. Altıneller, Hayat Ağacı altında Temmuz 2011 tarihleri arasında Türkiye den ve dünyadan 67 altın elin sanatlarını sergilediklerı Günleri nin bu yılki teması hayat ağacı ri 6. Altıneller Uluslararası Geleneksel El Sanatla-atla oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Beyoğlu Belediyesi nin her yıl Taksim Gezi Parkı nda düzenlediği Altıneller Uluslararası Geleneksel El Sanatları Günleri altıncı yaşında Tepebaşı na taşındı Temmuz 2011 tarihleri arasında Türkiye den ve dünyadan 67 altın elin TRT Binası yanındaki alanda sanatlarını icra ettikleri 6. Altıneller Uluslararası Geleneksel El Sanatları Günleri nin bu yılki teması hayat ağacı oldu. Beyoğlu Belediye Ahmet Misbah Demircan, Altıneller Uluslararası Geleneksel El Sanatları Günleri nde ilk yıldan beri 500 yerli ve yabancı altın el ağırladıklarını söyledi. Her yıl farklı bir temayı işlediklerinin belirten Demircan bu yılki temanın hayat ağacı olmasını şu sözlerle anlattı: Geleneksel el sanatlarımızın korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara sağlıklı aktarılması amacıyla başlatılan Altıneller de 2007 yılında kündekari, yılında çintemani, 2010 yılında ise çini sanatını ön plana çıkardık. Bu yılki temanın hayat ağacı olmasını uygun gördük. Çünkü, bu motif Türklerin geleneksel olarak İslamiyet öncesi ve sonrasında tüm sanatlarda kullandığı, insanoğlunun sonsuza geçiş arzusunu simgeleyen, hayatı, ölümü ve ölümsüzlüğü birlikte anlatan bir motif. Altıneller le altı yıldır devam eden güçlü dostluğumuz da tıpkı hayat ağacına benziyor. Her zaman canlı ve hayat kaynağı olan bu ağaç gibi bizim geleneksel sanatlarımızla/sanat kârlarımızla dostluğumuz da hep canlı kaldı. Böyle kalmaya da devam edecek. Festival her gece düzenlenen Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, dünya müziklerinden seçmeler, folk ve rock müzik konserleri ile Tepebaşı nda sanatseverlere keyifli anlar yaşattı.

17 SAYI: 1 ETKİNLİK 17 Sahaf Festivali ne okurlardan yoğun ilgi 2008 yılından beri gerçekleştirilen Sahaf Festivali nin bu yıl 5. si düzenlendi Eylül 2011 tarihleri arasında düzenlenen festival, kitapseverlerin yoğun ilgisi üzerine 1 hafta uzatılarak, 25 Eylül e kadar devam etti. Kitaplar, Beyoğlu na hayat veren can damarlarıdır. Derdimiz bu can damarlarını beslemek, gürleştirmek. Beyoğlu nun, sadece eğlence mekanı olarak anılması doğru değil. Kitap, Beyoğlu kimliğinin ayrılmaz bir parçası. Festivalimiz, Beyoğlu medeniyetinde yüzen sahafların ve kültür adalarımızın sayısını artıracaktır. Birçok konuda ilklere imza atan Beyoğlu Belediyesi, İstanbullu sahaflarla el ele kültür hayatımıza değer katmaya devam ediyor. Beyoğlu Belediyesi tarafından 2008 yılı Mayıs ayında birincisi düzenlenen festivalin bu yıl 5. si düzenlendi Eylül 2011 tarihleri arasında Tepebaşı ndaki TRT binası yanındaki festival alanı, değerli koleksiyonlar, asırlık kitaplar ve kıymetli eserlerle kitap tutkunlarının buluşma noktası oldu. 5. Beyoğlu Sahaf Festivaline bu yıl Kadıköy, Moda, Sarıyer, Ortaköy, Beyazıt, Şişli ve Beyoğlu başta olmak üzere İstanbul un birçok ilçesinden ve semtinden toplam 72 sahaf katıldı. Bu yıl festivalde Ankaralı sahaflar da stant açtı. Birçok seçkin sahaf festival boyunca, kartpostallardan sigaralıklara, siyah beyaz hatıra fotoğraflardan sinema afişlerine özel koleksiyonlarını ser- giledi. Cumhuriyet öncesi ve ilk yıllarına ait hisse senetleri, İstanbul u anlatan ilk ansiklopedi, Osmanlı tapuları, noter evrakları da koleksiyoncuların ilgi gösterdiği dokümanlar arasındaydı. Eski çizgi romanlar raflardaki yerini alırken, 1950 li yılların orijinal sinema afişleri, tarihi belge niteliğini taşıyan Osmanlı çini, kilim, kumaş motiflerinin yer aldığı kitaplar festivalde öne çıktı. Tarihi kişiliklerin, liderlerin imzalı evrakları ve mektupları da ilgi gördü. Festivalin açılışı Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Doğan Hızlan ve Nedret İçli tarafından yapıldı. Demircan yaptığı konuşmada, Türkiye nin entelektüel hayatını besleyen sahaf geleneğini diri tutmaya çalıştıklarını kaydederek, geçmişle bugün arasında irtibatı sağlayan sahafların hak ettiği yerde olmadığını söyledi. Demircan, sahaflığın gerçek anlamda bir kültür hizmeti olduğunu belirterek şöyle konuştu: Kitaplar, Beyoğlu na hayat veren can damarlarıdır. Derdimiz bu can damarlarını beslemek, gürleştirmek. Gittikçe kendi kabuğuna çekilen sahaflar, kitapçıların atmosferini genişletmektedir. Beyoğlu nun, sadece eğlence mekanı olarak anılması doğru değil. Kitap, Beyoğlu kimliğinin ayrılmaz bir parçası. Kitapla olan mesafemiz arttıkça kültür dünyası zayıflıyor. Bir değer, ötekinin yaşamasına, beslenmesine fırsat vermiyorsa kültür de topallıyor, güdükleşiyor, gelenek oluşmuyor. Bunun sonu da yozlaşmaya varıyor. Festivalimiz, Beyoğlu medeniyetinde yüzen sahaflarımızın ve kültür adalarımızın sayısını artıracaktır. Başı bilgi anlamında her sıkıştığında hemen sahaflara başvurduğunu ifade eden yazar Doğan Hızlan, insanların yetişmesinde kitapların rolünün büyük olduğunu söyledi. Hızlan, Bugün okunan kitapların çok daha eski kaynakları var. Bu kaynaklar günümüz eserlerinin altyapısını oluşturuyor. Okuduğumuz eserlerin mutlaka altyapısını da araştıralım. Kültür bir zincir gibi nesilden nesile kitaplarla aktarılıyor. Kitapların en değerlileri sahaflarda diye konuştu. Etüt ve Proje den etkinliklere uygun şık tasarımlar Bu yıl Tepebaşı nda ardarda gerçekleştirilen Altıneller, Ramazan ve Sahaf etkinliklerini Etüt ve Proje Müdürlüğü tasarlayıp projelendirdi ve uygulamaya geçirdi. Görevleri arasında Kültürel Projeler de olan Müdürlüğe bağlı Kentsel Tasarım Şefliği; Galatamoda, Beyoğlu Belleği, BB Cebit Fuar Standı ve Engelliler Haftası nda yürüttüğü başarılı çalışmaları Tepebaşı nda da gösterdi. Beyoğlu nda her bir etkinliği mimarimize ve tarihi dokumuza uygun olarak tasarlayıp projelendiren Müdürlük, Tepebaşı ndaki yeni festival alanını da Osmanlı döneminde Arasta adı verilen çarşıların modern görünümü şeklinde tasarlayıp düzenledi. Revakları ve iç avlulu yerleşkeleriyle en az geleneksel el sanatlarımız kadar özgün tasarlanan alan büyük beğeni topladı. Temalar da belirleniyor Müdürlüğün kültürel projelere katkıları bununla sınırlı kalmadı. Geleneksel Altıneller El Sanatları Festivali nin her yıl için ayrı ayrı belirlenen temaları da Etüt ve Proje Müdürlüğü nce uygulanıyor. Nitekim 2007 yılında kündekari, yılında çintemani, 2010 yılında ise çini sanatının ön plana çıktığı festivalin bu yılki ana teması ise hayat ağacı sembolüydü. Bilindiği gibi Hayat Ağacı, Türklerin geleneksel olarak İslamiyet öncesi ve sonrasında müzik de dahil olmak üzere tüm sanatlarda kullandığı, insanoğlunun sonsuza geçiş arzusunu simgeleyen, hayatı, ölümü ve ölümsüzlüğü birlikte anlatan bir motif.

18 18 YEMEK ARALIK 2011 Adı Sütlüce yle bütünleşen lezzet Uykusuz ve uykuluksuz kalmayın! Uykusu kaçanlara da, uykusunu alanlara da tavsiye edebileceğimiz bir yemek uykuluk. Hafif olduğundan, gece geç vakitlerde yenilse bile yarım saat içinde uykuya dalabileceğiniz ustası nca belirtiliyor. Tabii uykuluk denince akla gelen ilk yer de Sütlüce... Gazetemizin ilk sayısının araştırmalarını sürdürürken ayaküstü lezzet mekanları bölümümüz için hazırladığımız listede Sütlüce ve uykuluk da vardı. Araştırmalarımızı derinleştirince karşımıza bir seyyarın ismi yani Metin Usta öne çıkmaya başladı. Anladık ki, uykuluğun Sütlüce de ve illa ki üstadı Metin Usta da yenmesi farzdı. İştah açıcı bu araştırmamızdan sonra baktık bu akşam uykuluk yemeden gözümüze uyku girmeyecek, hemen yola koyulduk. Haliç in son bölümünde yer alan Sütlüce de MÜSİAD Genel Merkezi nin hemen yanındaki evini ve önünde yer alan mütevazı tezgahını bulduğumuzda ustamız henüz gece mesaisine başlamamıştı. Uykulukla uykusuz geceler Metin Keleş nam-ı diğer Metin Usta emekli olduktan sonra 10 yıldır uykulukla uykusuz geceler geçiriyor. Zira her akşam 19:00 da başlayan mesaisi sabah 04:00 a kadar sürüyor. Müşterilerinin çoğu gece yarısı mekanına uğruyor. Aslen Sarıkamışlı olan Metin Usta bu işi abisiyle birlikte yapıyor. Bazen oğlu ve yeğenleri de kendisine yardım ediyor. Uykuluk denince akla Bu gecenin ilk müşterileri olarak tezgahın ve ocağın kurulmasından itibaren uykuluğun pişirilmesinin tüm aşamasını gözlemliyor ve fotoğraflıyoruz. Ustamız, sabahtan ılık suda dinlendirilen daha sonra hafif haşlanıp ızgaraya hazır hale gelen uykuluğu çok küçük parçalara bölmeden ateşe koyuyor. Metin Usta uykulukları kömür ateşinde, kurutmadan kıvamında pişirmeye başlarken bir taraftan da bize işin püf noktalarını anlatıyor; Sütlüce de beş seyyar esnafla birlikte birçok lokanta ve restoranda uykuluk pişiriliyor. Sütlüce nin bu işin merkezi olmasında ve uykuluk denince hemen akla gelmesinde en önemli faktör eskiden İstanbul mezbahasının burada olması yatıyor. Tabii gelen etlerin en güzellerinden uykulukları seçilerek müşteriye sunulurdu. Günümüzde de hala güzel etler bu bölgeye geliyor. Ben de Afyon yöresinden kamyonlarla gelen lezzetli hayvanların uykuluklarından kullanıyorum. Uykuluk et gibi ağır değil hafif bir yiyecektir. Yağa benzer ama kesinlikle yağ değildir. Gördüğünüz gibi kızarma sonunda yağ gibi küçülmüyor. Yağ oranı düşük ve az kalorili ettir. Öyle ki uykuluğu gece geç vakitlerde yensiz bile yarım saat içinde uykuya dalabilirsiniz. Şu anda pişirdiklerim dana etinden. Mevsimine göre kuzu ve koyun uykuluğu da kullanıyorum. Uykuluk ciğer ve gerdanda olur. Bunlar karışık. Uykuluğu kokoreç ile kıyaslayanlar var. Kesinlikle farklı şeyler. Bir kere uykuluk bembeyaz ve sağlıklı ettir. Metin Usta pişirme işlemini yaptıktan sonra ekmek arasına bolca uykuluk koyarak kırmızı pul biber ve kekik ile taburelerle donatılmış mütevazı masamıza servis yapıyor. Avrupa da uykuluk Arnavut-Balkan kültüründen gelen bir lezzet olduğu söylenen uykuluk Batı da da yaygın şekilde biliniyor. Batı Avrupa mutfaklarının en gözde yemeklerinden biri olan (İngilizcesi sweetbreads, Almancası bries, İtalyancası animella) ve afrodizyak olduğuna inanılan bu yiyeceğin fiyatları bize göre çok pahalı. Fransa da aristokratların gözdesi olan uykuluk, Fransız mutfağında tıpkı kaz ciğeri gibi değerli bir yiyecek. Yurt dışında aristokrat masaların ve elit davetlerin vazgeçilmezi olan uykuluk, ülkemizde henüz hak ettiği değeri bulabilmiş değil. Batı ülkelerinde Kırmızı Biber Soslu Dana Uykuluk, Yaban Mersini ve Sirke Soslu Uykuluk (Kanada), Elmalı ve Uykuluklu Pilav (İtalya), Uykuluk Pane, Domatesli Mantarlı Uykuluk, Tereyağlı Uykuluk (Fransa) gibi çeşitleri var. Bizde ise en çok kokoreç gibi ekmek arası hali seviliyor. Genel kanaat tabakta yenmek için uygun olmadığı, ekmek arası halinin çok daha lezzetli olduğu ve daha rahat yendiği şeklinde Uykuluk seven ünlüler Sütlüce deki uykulukçuların müdavimleri ünlüler arasında Şevval Sam, Sibel Can, Gurme Vedat Milor, gazeteciyazar Savaş Ay, Mehmet Barlas, yönetmen Serdar Akar ve Tuba Büyüküstün var. İçinde zevke göre domates ve biber olan yarım ekmek arası uykuluk 4 TL. Yanında ayran da olursa 5 TL ye karnınızı doyurabilirsiniz.

19 SAYI: 1 YEMEK 19 BALKAN LOKANTASI İstiklal Cad. Büyükparmakkapı Sok. No: EHLİTAT LOKANTASI İstiklal Cad. Balo Sok. No: Balkanlardan gelen lezzet Balkanlardan her zaman soğuk ve yağışlı hava gelecek değil ya Bu defa İstanbul un nasibine lezzet düştü. Üstelik bol kepçe ve çok ucuz fiyatla Kökeni Kosova olan lokantacılar daha doğrusu lezzet ustaları İstanbul da olduğu kadar Beyoğlu nda da çok tutuluyorlar. Çeşitleri bol, kaliteleri iyi ve fiyatları da çok ucuz olunca müşteriler yemek zamanları kapıda kuyruk oluşturuyorlar. Bunlar arasında Ehlitat ve Balkan Lokantası en çok dikkat çekenleri Ehlitat, cüz i fiyat İşimizin ehliyiz, fiyatta birinciyiz sloganıyla iki yıl önce Balo Sokak ta hizmete giren Ehlitat, kısa sürede kendi müşterisini oluşturdu. Başta öğrenciler ve gençler olmak üzere her kesimden insanı çeken lokantadan yabancı turistler de yararlanıyor. İstiklal de sokak müzisyenliği yapan Kızılderililer de buranın müdavimleri arasında yer alıyorlar. Ehlitat 7x24 hizmet veriyor. Yani gecenin bir yarısında karnı acıkanlar da mekana gelip oldukça ucuza karınlarını doyurabiliyor. Firmanın kurucusu ve yöneticisi Bülent Balkan görüşmemizde ucuz fiyata rağmen kaliteden taviz vermediklerini belirterek işin sırrı kendi yetiştirdiğimiz ustalarımızın hazırladığı güzel yemekler diyor. Ehlitat ın iki yıl önce açıldığını ancak lokantacılık geçmişlerinin 20 yıl öncesine dayandığını belirten Balkan, kendileri ve Balkan Lokantaları dışında Pehlivanlar, Afacanlar, Piknik ve Armada nın da Kosovalı sahipleri tarafından işletildiğini ve çoğunun da akraba olduğunu belirtiyor. Ailesinin 60 yıl önce Kosova dan göç ettiğini, kendisinin de İstanbul da doğup büyüdüğünü söyleyen Balkan, Osmanlı dan kalma ev yemekleri yaptıklarını, en çok da Balkan usulü ızgara köftede iddialı olduklarını söylüyor. Çorbalar 1.25, Pilavlar 1.50, tatlılar 1.50, zeytinyağlılar 2 TL. Diğer çeşitler de oldukça ucuz. Birçok çeşitle karnınızı tıka-basa doyursanız bile ödediğiniz rakam 10 lirayı geçmiyor. Paket servisi var. Lokantada yemekler self servis. Balkan lokantasında çok yeyin, az ödeyin! Büyükparmakkapı Sokak ta yıl lardır faaliyet gösteren Balkan Lokantası, merkezi Ak saray da olan bir zincirin şubesi. Ayrıca Beşiktaş 1, Beşiktaş 2, İSKİ, Sirkeci ve Şirinevler şubeleriyle Balkan lezzetini İstanbullularla buluşturuyorlar. Yıldırım Balkan ın kurduğu bu lokantaların 20 yıllık mazisi var. Ancak başka isimler altındaki lokantacılık tecrübeleri 60 lı yıllara kadar uzanıyor. Oldukça hesaplı fiyatlarıyla baş ta çevre esnafı, öğrenciler olmak üzere geniş bir müşteri kitlesine sahip olan Beyoğlu şubesi çok çok yeyin, az az ödeyin sloganıyla hareket ediyor. Minimum kârla sürümden kazanmayı hedefleyen lokantanın en iddialı olduğu yemek içli pilav. İçli pilavın birçok yerde yapıldığını ancak kendi ciğerli pilavlarının çok farklı bir lezzete sahip olduğunu öğünerek anlatıyorlar. Saray kebaplarının da çok güzel olduğunu belirtmeden geçemiyorlar. 07:00 de sıcak çorba servisiyle açılan lokanta gece 22:30 a kadar kesintisiz hizmet vermeye devam ediyor. Çorbalar: 1.25, Pilavlar: 1.70, Tatlılar: 1.80, Kuru fasulye veya nohut: 2.20, Saray Kebabı:5.90. Lokantada yemekler self servis.

20 20 SERGİ HAYAL VE ARALIK 2011 HAKİKAT Çağdaş kadın sanatçıların çalışmalarını bir araya getiren Hayal ve Hakikat sergisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın eşi Emine Erdoğan, İBB Başkanı Kadir Topbaş ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ın da katılımıyla İstanbul Modern de açıldı. Adını ilk Türk kadın romancı Fatma Aliye nin Ahmet Mithat ile birlikte yazdığı 1891 tarihli Hayal ve Hakikat romanından alan olan Hayal ve Hakikat- Türkiye den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar sergisi, Türkiye nin toplumsal ve kültürel tarihine kadın sanatçıların üretimleri üzerinden yeni bir bakış getiriyor. Kadın sanatçıların yüz yılı aş kındır süren üretimlerini mer kez alan sergi, sanatçıların sa nat tarihindeki öncü konumlarını anımsatırken, Tür kiye nin sosyo-kültürel dinamikleriyle olan hesaplaşmalarını ve özellikle çağdaş sanattaki eleş tirel pozisyonlarını görünür kılmayı hedefliyor. Küratörler Fatmagül Berktay, Levent Çalıkoğlu, Zeynep İnankur ve Burcu Pelva noğ lu nun oluşturduğu, resimden videoya çeşitli sanat disiplinlerini içe ren seçkide 74 sanatçı yer alıyor. Sanatçıların hayal ve hakikat ile kurdukları ilişkinin ve hayallerini hakikate nasıl dönüştürdüklerinin izini süren sergi, bugünkü çağdaş dün yada görülen ve görülmeyen gerçeklik katmanlarına işa ret ediyor. 22 Ocak 2012 tarihine kadar sürecek olan Hayal ve Hakikat sergisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın eşi Emine Erdoğan ın katılımıyla açıldı. Serginin açılışında konuşan Emine Erdoğan, sergideki eserlerin herkese yeni ilhamlar sunacağını ve yeni ufuklar açacağını söyledi. Açılış törenine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, işadamı Bülent Eczacıbaşı ile bazı sanatçılar da katıldı. Cihangir de çocuklara özel sanat atölyesi Beyoğlu Belediyesi tarafından 2011 yılında sanat dünyasına kazandırılan Cihangir Sanat Galerisi ve Çocuk Sanat Atölyeleri, minik sanatkâr adaylarına ücretsiz olarak resim, gitar, keman ve piyano eğitimleri sunuyor. Güzel sanatlar ve çağdaş sanatı yaygınlaştırmayı, toplumun sanata olan ilgisini artırmayı, eğitim ve kültürüne katkıda bulunmayı amaçlayan Cihangir Sanat Galerisi, şehrin merkezinde, 120 m 2 gezi alanı, 205 m 2 sergi duvar alanına sahip Cihangir halkının isteği üzerine tasarlanan Sanat Galerisi nde çocuk sanat atölyelerinde verilen resim, keman, gitar ve piyano atölyeleri yoğun ilgi görüyor. Atölyelere başvurmak için ise ikametgâhınızın Beyoğlu Bölgesi nde olması yeterli Keman, gitar ve piyano atölyeleri ücretsiz olup, resim atölyelerinde sadece atölyede kullanılacak malzemeler için ücret talep ediliyor. Galeride verilen bu eğitimlerde çocukların ha- yal güçlerini geliştirmek, iletişim kurmalarına yardımcı olmak ve kendilerine olan güven duygusunu geliştirmek amaçlanıyor. 3-5 yaş arası miniklere ise kreş hocası eşliğinde oyun grubu dersi adı altında haftada 2 gün 2 şer saat olmak üzere eğitim sunuluyor. Dersler, Cihangirli miniklerin sosyal bir ortamda iletişim kurmalarını, özgüven duygularını geliştirmeyi ve kendilerini ifade edebilmelerini hedefliyor.