TOBB HABER BÜLTENİ. Türkiye Hayvancılık Meclisi

Transkript

1 2010 TOBB HABER BÜLTENİ Türkiye Hayvancılık Meclisi

2 HAYVANCILIK SEKTÖRÜ HABER BÜLTENİ BANVİT BİYOGAZA BAŞLIYOR (CNBC-E EK) Banvit Enerji ile Türkiye'de ilk kez büyükbaş hayvan kaynaklı biyogaz enerjisi üretecek. Banvit çevre yatırımlarını ağırlıklı olarak 2000'li yılların başında gerçekleştirdi Bu kapsamdaki ilk önemli yatırımı, 2001 yılında devreye alınan Atık Değerlendirme Merkezi oluşturuyor 200 ton/gün katı atık işleme ve 3 bin 500 metreküp/gün sıvı arıtma kapasitesine sahip tesisle, entegrasyon surecinde oluşan organik katı ve sıvı atıkların yeniden kazanımları sağlanıyor ve üretim sureci çevreyle dost bir biçimde sürdürülüyor. Yetkililer, şirket bu çalışmaların devamı olarak 2003 yılında "IS Çevre Yönetim Sistemleri Sertifikasını, hem hindi hem de piliç üretim entegrasyonları için Türkiye'de ilk kez alan firma başarısına ulaştığını belirtiyor Banvit sonraki yıllarda da artan üretim kapasitesi doğrultusunda mevcut çevre yatırımlarında revizyonlar yaparak, ilavelerini sürdürdü 2006 yılında başladığı kırmızı et yatırımlarına paralel olarak ikinci önemli çevre yatırımı olan biyogaz üretim projesini gündemine aldı Firma, biyogaz üretimi yatırımı ile besi çiftliklerinde oluşan gübre atıklarını işleyerek Türkiye'de ilk kez büyükbaş hayvan kaynaktı biyogaz üretimini gerçekleştirmeyi hedefliyor. Banvit yeni tesisiyle kendi enerji ihtiyacının [2] üçte birini karşılıyor. 20 MİLYON DOLAR HARCADI Şirketten yapılan açıklamaya göre, 2009 yılında kurulan Banvit Enerji ve Elektrik Üretim şirketi çatısı altında gerçekleştirilecek biyogaz üretimine, halen devam eden resmi süreçlerin tamamlanması ve tesisleşme çalışmalarına başlanmasıyla birlikte önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde geçilmesi planlanıyor Bu proje ile Banvit 28 bin metreküp/ gün biyogaz üretmeyi ve bu gazı 3 megawatt/saat enerji üretimine dönüştürerek kendi enerji ihtiyacının 3'te Tini karşılamayı, bu yolla ülke ekonomisi açısından da önemli kazanımlar sağlamayı hedefliyor Biyogaz projesiyle doğayla dost enerji üretimi yanında sera gazı etkilerinin bertaraf), yer altı ve yüzeysel su kirliliğinin engellenmesi gibi önemli çevresel katkılar da sağlanması planlanıyor Verilen bilgiye göre, Atık Değerlendirme Merkezi'nin toplam maliyeti 11 milyon dolar oldu 2001 yılından bugüne kadar şirketin Türkiye ve Romanya'daki üretim tesislerinde yapılan diğer ilave yatırımlarla birlikte bu rakam 20 milyon dolara ulaştı. Biyogaz üretim tesislerinin maliyeti ise 5 milyon euro olarak bütçelendi. EGE'NİN EN BÜYÜK ARITMA TESİSİ (CNBC- E EK) Keskinoğlu Şirketler Grubu, küresel ısınmanın etkilerinin azalmasına katkı

3 sağlamak için 2008 yılının başında kurduğu yeni kesimhanede hava soğutma tesisi ve arıtma sonrasında yıllık toplam 2 milyon metreküpün üzerinde su tasarrufu gerçekleştiriyor Manisa Akhisar'da 5 bin metrekare alan üzerine kurulu olan ve ileri teknolojiyle fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma yapılan tesiste günlük 4 bin 200 metreküp atık su arıtılıyor Arıtmadan elde edilen su bahçe ve tarla sulama gibi alanlarda kullanılabiliyor Ege Bölgesi nin en büyük arıtma tesisi olan bu sistem için Keskinoğlu, 2 5 milyon TL'lik yatırım gerçekleştirdi. TÜRKİYE FUAR REHBERİ (ÖNCE VATAN) Anadolu Hayvancılık, Hayvancılık Teknolojileri, Et ve Süt Endüstrisi Fuarı Şehir: Çorum Sektör: Tarım Hayvancılık Ürünler: Hayvancılık Teknolojileri, Ekipmanları, Et, Süt Endüstrisi, Yem, Gübre, Veterinerlik Hizmetleri, Aşı ilaç, Dezenfektan, Sperma Firmaları Organizatör: TR 83 Fuarcılık Web: Anadolu Tarım, Tarım Makineleri ve Tarım Endüstrisi Fuarı Şehir: Çorum Sektör: Tarım Hayvancılık Ürünler: Tarım Makineleri Teknolojileri, Sulama, Gübre, Tohum, Fidan, Zirai İlaçlar, Topraklar, Bahçe Ekipmanları,Traktör Organizatör: TR 83 Fuarcılık [3] Web: Anadolu Tavukçuluk, Tavukçuluk Teknolojileri ve Yumurta Endüstrisi Fuarı Şehir: Çorum Sektör: Tarım Hayvancılık Ürünler: Yumurta Markalama, iklimlendirme, Kümes Kontrol Sistemleri, Yem, Tavukçuluk Ekipmanları, Dezenfektan malzemeleri, Veterinerlik Hizmetleri, Soğutma ve Isıtma Sistemleri Organizatör: TR 83 Fuarcılık Web: PINAR'DAN YÜZDE 30'LUK TASARRUF (CNBC-E EK) Yaşar Gıda Grubu ya da en çok bilinen adıyla Pınar Grubu sütten et, sudan meyve suyuna, balıktan mayoneze kadar çok çeşitli gıda ürünleri pazarında faaliyet gösteriyor. AC Nielsen araştırma şirketinin yaptığı marka bilinirliği çalışmasına göre, et, süt ve pastörize peynirde en çok bilinen marka sıralamasında ilk sırada yer alıyor Pınar. Tüketicilerin yaşamına değer katan kaliteli ürün ve hizmetler sunmayı misyon edindiklerini belirten Pınar yöneticileri, bunun gereği olarak da çevre ve doğaya değer veren bir yaklaşımla üretim yaptıklarını, bugünden dana iyi bir gelecek yaratmaya katkıda bulunma gayreti içinde olduklarını söylüyor. KÜRESEL SORUMLULUK Yeşil ve çevreci bir ekonominin, Türkiye'nin geleceği için önemli olmasının

4 yanı sıra sürdürülebilir bir kalkınma için de gerekliğine inan grup, faaliyetlerini sürdürürken mevcut iş ve çevre yasalarına uygun davranmayı zorunluluk olarak görüyor. Ayrıca bilinen en iyi uygulama örneklerinin esas alınmasında BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (KIS) önemli bir referans olarak kabul ediliyor Buradan hareketle Pınar Grubu 2007 yılında imzaladığı KIS'in en önemli çıktılarından birisi olan 2009 KIS İlerleme Bildirimi'ni hazırlayarak hissedarlarıyla paylaştı Ürün geliştirilmesi ve üretilmesinde, grubun küresel sorumluluk yaklaşımının yansıtılmasına dikkat ediliyor. Tasarlanan yeni ürünlerde çevre dostu malzeme ve teknoloji kullanılmasına özen gösteriliyor ve geri dönüştürülebilen ambalajlar tercih ediliyor. Bu yolla şirket piyasaya sunduğu ambalajları geri toplatabiliyor. Verilen bilgiye göre grup şirketlerinden Pınar Süt ve Pınar Et, geçen yıl piyasaya sürdüğü ambalajların yüzde 36'sını toplatarak geri kazanımını sağladı. Grup, yeni yatırımlar çerçevesinde Eskişehir Süt Fabrikası'nda kapasite artırma kapsamında tamamı çevreci teknolojiyle çalışan en modem makine parkurunu oluşturdu. Bu yolla fabrikada enerji tüketimi yüzde 30 daha düşük olacak. Pınar Grubu son beş yılda enerji tasarrufu sağlayan makine, arıtma tesisi ve atık su kullanımı yatırımı gibi alanlarda toplam 6 milyon 250 bin lira yatırım gerçekleştirdi. EKER: ET İTHALATI DEVAM EDECEK (DÜNYA) Ankara Sanayi Odası'nın Ekim ayı Meclis toplantısına katılan Tarım ve Köy işleri [4] 28 Ekim 2010 Perşembe Bakanı Mehdi Eker et fiyatlarının dünyada ortalama yüzde 23 oranında arttığını buna karşılık Türkiye'de et fiyatları artışının dünyanın gerisinde kaldığını belirterek Bakanlık olarak et fiyatlarının kontrolünü yapamadıklarını belirtti Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, et sıkıntısıyla ilgili kısa vadede aldıkları tedbirler arasında, ihtiyaç duyuldukça et ithalatının sürdürülmesinin de yer aldığını ifade etti. Bakan Eker, et fiyatlarının artmasındaki bir etkeni de, "Benim zabıtam yok, Bakanlık olarak denetim mekanizmam yok. O nedenle kasap eti kaça almış kaça satıyor, kontrol edemiyoruz. Bu yüzden et fiyatlarında edinilmesi gerekenden fazla kâr elde edilebiliyor" diye açıkladı. Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Ekim ayı Meclis toplantısına katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker et fiyatlarının artması ile ilgili görüşlerini aktardı ve tarım sektöründeki son rakamları ortaya koydu. Bakan Eker, et fiyatlarının dünyada ortalama yüzde 23 oranında arttığım buna karşılık, Türkiye'de et fiyatları artışının dünyanın gerisinde kaldığım ifade etti. Eker, et fiyatlarının artmasındaki temel nedenlerden biri olarak da Bakanlık olarak kendilerinde denetim yetkisi olmamasını gösterdi. Bakan Eker, "Bakanlık olarak zabıtam yok, denetim mekanizmam yok. Bu nedenle hangi kasap eti kaça almış kaça satıyor, kontrolünü yapamıyoruz. Şu anda karkas ette bile elde edilmesi gereken kârdan, çok daha fazla kâr elde etmek için et pahalıya satılabiliyor" dedi. Türkiye'de et fiyatlarındaki artışın indirgemeci bir yaklaşımla açıklanamayacağını ve 2002 ile

5 2009 yıllarında et fiyatlarında enflasyon üzerinde bir araşın olmadığım belirten Eker, "Türkiye yıllarında en şiddetli kuraklıklarından birini yaşadı. Bu durum hayvancılığın aleyhine gelişti. Ama bu memlekette kesilecek hayvan sıkıntısı yok" dedi. Bakan Eker, "Türkiye'de 11 milyon sığırın varsa, bunun 3.3 milyonunu kesebilirsin. Her hayvanda kg. et olduğu dikkate alınırsa, yılda 800 bin ton büyük baş hayvan et getirişi olur. TÜİK rakamlarına göre Türkiye'de 27 milyon keçi ve koyun var. Koyun ve keçide kasaplık et kesim oranı yıllık yüzde 48'dir. Bu kesimin yapılması ile de 200 bin ton et sağlanır. Türkiye'de mevcut 1 milyon ton yıllık et üretim potansiyeli var. Kaçak ve kayıt dışı etlerde bu rakamlara dahil değil tabi ki" dedi. Türkiye'de sığır varlığı sayısının yüzde 9.3 oranında arttığını kaydeden Bakan Eker, "Biz geldiğimizde 9.8 milyon olan büyükbaş hayvan sayısı şimdi 11 milyona çıktı. 1 hayvandan yılda bin 700 litre süt elde edilirken bugün bin 800 litre süt elde ediliyor. Türkiye'nin 8.5 milyon ton olan süt üretimi bugün 12 milyon tona çıktı" dedi. Bakan Eker, Türkiye'nin 50 milyon ton kaba yem ihtiyacı olduğunu ifade ederek, "Türkiye'de 25 milyon ton yani ihtiyacın yansı kadar kaba yem üretiliyordu. Biz bunun 35 milyon tona çıkmasını sağladık. Eğer tarım ihmal edilmeseydi Türkiye'nin 2005 yılına kadar bir Tarım Kanunu olurdu. Bu kanunu da biz çıkardık" dedi. EBK'dan kapıya teslim kurban satışı Et ve Balık Kurumu (EBK), Trakya bölgesinde "kapıya teslim" kurbanlık satışı yapacak. EBK Genel Müdürü Bekir Ulubaş, kurbanlık hayvan satışında fiyat avantajından yararlanmaları için, köylerde muhtarlıklara, derneklere, il ve ilçe derneklerine, vakıflara "organize olmaları" çağrısında bulundu. Ulubaş, Trakya bölgesinin "şaptan ari" statüsünün korunması için, özel sektöre küçükbaş hayvan ithalat izni verildiğini belirtirken, EBK'nın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın talimatı üzerine 20 bin büyükbaş hayvanı bölgede satma kararı aldığını hatırlattı. Bu kapsamda Uruguay'dan ithal edilecek yaklaşık 20 bin büyükbaş hayvanın 5 Kasım'da Tekirdağ'da olacağını bildiren Ulubaş, bu hayvanların, bölgede örgütlü kurban kesimi yapacak dernek, örgüt, birlik, vakıflar ile celeplere satılacağını bildirdi. Kurbanlıkların, köy, ilçe ve il dernekleri, vakıflar ve birliklere kilograma 8,5 liradan, celeplere ise 9 liradan satılacağını açıklayan Ulubaş, köy dernek ve birliklerinin, muhtarlıkların fiyat avantajından yararlanmaları için bir an önce örgütlenerek, EBK'dan talepte bulunmalarını istedi. KAYA: HAYVANCILIKTA ÇÖZÜM İÇİN ENVANTER ÇIKARTILMALI (DÜNYA) İzmir Ticaret Borsası (İTB) Meclis Başkanı Halit Kaya, Tarım Bakanlığı'nın 'sorun yok' demesine karşın, hayvancılık sektöründeki belirsizliğin devam ettiğini söyledi. İTB aylık olağan Meclis Toplantısı'nda konuşan Kaya, ABD'de kişi başı 125 kilogram, Almanya'da 82 kilogram olan yıllık et tüketiminin Türkiye'de 12 kilogram olduğunu belirterek, halkın tavuk, pirinç ve makarnaya yöneldiğini, bunun da dengesiz [5]

6 beslenmeye neden olduğunu söyledi. Kaya, sektördeki sorunların çözümü için öncelikle envanter çalışması yapılması gerektiğini kaydetti. Halkın kırmızı ete daha ucuza ulaşmasının gerektiğini ifade eden Halit Kaya, "Yetersiz et tüketimini ne tek başına et fiyatlarının yüksekliğine, ne de satın alma gücünün düşüklüğüne bağlayabiliriz. Kanımca hayvancılık sektörünün çözülmesi gereken yapısal ve karmaşık sorunları bulunuyor" dedi. Kurban Bayramının yaklaştığım anımsatan Kaya, bakanlığın sorun yok demesine karşın sektördeki belirsizliğin devam ettiğini söyledi. Başta hayvan sayısı olmak üzere sektöre ilişkin resmi verilerle gerçek piyasa arasında çelişkiler bulunduğunu, bu nedenle bütün tarım sektöründe olduğu gibi hayvancılık için de doğru bir envanter çalışmasının yapılması gerektiğini dile getiren Kaya, "Bu verilere göre geliştirilecek politikalarla hayvancılık ve et sektörüne ilişkin sorunlar ülke gündeminden tamamen çıkarılmalıdır" diye konuştu. Türkiye Sanayi ve Ticaret Şurası'nda İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Başbakan ve bakanların katılımıyla 2 Kasım'da düzenlenecek olan Türkiye Sanayi ve Ticaret Şurasına katılacağını söyledi. Toplantıda Ege Bölgesini temsilen kendisinin konuşacağım vurgulayan Kestelli, 6. kez düzenlenecek şuraya, İzmir'de bulunan oda ve borsalar tarafından hazırlanacak raporun sunulacağını belirterek, "Şura raporuna eklenmesi amacıyla üretim planlaması, tarım havzaları, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, lisanslı depoculuk, hayvancılık ve et piyasası, üretici eğitimleri, tarımsal üretim tahminleri, gübre ve tohumculuk konularında 8 sorun ve çözüm önerisi tespit edildi" dedi. Meclis toplantısının sonunda Işınsu Kestelli ve Halit Kaya tarafından gün boyunca arazide zeytin, pamuk ve incir rekolte tahmin çalışmaları sırasında özverili şekilde çalışan heyet üyelerine sertifika verildi. ŞAHBAZLARDAN HAYVANCILIĞIN SORUNLARINA 4 FORMÜLLÜ ÇÖZÜM (DÜNYA) Türkiye'nin en büyük 5 besi çiftliğinden birinin sahibi olan Mehmet Şahbaz, sektörün yaşadığı sıkıntıların alınacak 4 önlem sayesinde bir yıl içinde çözülebileceğini ileri sürdü. Şahbazlar Çiftliğinin sahibi Mehmet Şahbaz, "Çözüm biz üreticilerde. Şu anda hayvan yetiştiriciliğinde hammadde sıkıntısı yaşıyoruz. Devlet dana alımı konusunda bize destek olsun, yem tedarikini sübvanse etsin, dişi sığır kesimini yasaklasın, sütçülüğü geliştirsin, sorun kökten çözülsün" diye konuştu. DÜNYA'ya yaptığı açıklamada son günlerde yoğunlaşan hayvancılığa ilişkin sorunların çözümüne yönelik önerilerini dile getiren Mehmet Şahbaz, Türkiye'nin en büyük 5 çiftliğinden birinin yöneticisi olduğuna dikkat çekerek, "Hükümet hayvancılık için bir çözüm paketi açıklamalı" dedi. Sıkıntıların 30 yıllık süreçte uygulanan politikalardan kaynaklandığını söyleyen Şahbaz, "Sıkıntılar uzun vadede oluştu, kısa vadede çözülmesi beklenemez. Ancak sorun [6]

7 çözümsüz değil. Hayvancılık sektöründeki sorunlar Türkiye'ye süttozu getirilmesiyle başladı. Süttozunun iç piyasaya girmesiyle birlikte sütün fiyatı 70 kuruştan, 35 kuruşlara kadar düştü. Bizim hammaddemizi üreten köylü kesimi sütte zarar etmeye başladıkça, bir süre dirense de, daha sonra hayvanlarını kesilmek üzere elden çıkarmaya yöneldi ve asıl kritik süreç bununla birlikte başladı. Anaç ineklerin kesilmesiyle dana kaynağımız sekteye uğrayınca, kırmızı et piyasasında otomatikman sıkıntılar meydana geldi" şeklinde konuştu. Bazı otoritelere göre 700 bin ila 900 bin ineğin bu süreçte kesildiğini ifade eden Şahbaz, "700 bin anaç hayvanın kesilmesi demek, bir sene sonra 700 bin yavrunun yok olması anlamına geliyor. Bir diğer deyişle; 1980 yılında 18 milyon kayıtlı hayvanımız varmış. Bu yıl rakamın 10 milyon 700 bine gerilediği belirtiliyor." dedi. Adana, besiciliğe uygun Muammer Çalışkan Adana Ticaret Borsası Başkanı Hayvancılık deyince kimsenin aklına Adana gelmez ancak Türkiye'nin en büyük dört besi çiftliğinden ikisi Adana'da. Çünkü ıklım olarak Adana besiciliğe çok uygun. Besicilikte yemin maliyeti çok önemli, en ucuz yem de; sılajla elde ediliyor. Başka bölgelerde tarladan bir defa sılaj yapılırken, Adana'da iki defa yapılıyor. Bu ciddi bir maliyet avantajı. Fakat üreticinin yaşadığı maliyet sıkıntıları bir yana, yaşanan güven sorunu ve belirsizlik üreticinin onunu görememesine neden oluyor. Sıklıkla kural değişmesini olumlu bulmuyoruz. [7] 28 Ekim 2010 Perşembe DİYARBAKIR'DA HAYVANLAR BATIYA GİTTİ, KURBANLIK FİYATLARI YÜKSELDİ (DÜNYA) Son yıllarda hayvan varlığında belirgin azalma gözlenen Diyarbakır'da kimi üreticilerin Kurban Bayramı nedeniyle hayvanlarını batı illerine götürmesi kurbanlık fiyatlarını yükseltti. Daha önce 350 ile 600 TL arasında değişen kurbanlık fiyatlarının şimdilerde 400 ile bin TL arasında işlem gördüğü belirtildi. İthal canlı hayvan gelmezse en düşük kurbanlık fiyatının 600 TL'den başlayacağım belirten sektör temsilcileri, fiyat dalgalanmaları nedeniyle bu yıl içinde 60'tan fazla kasabın kepenk kapattığına dikkat çekti. Güneydoğu'nun hayvan varlığının İran, Irak, Suriye gibi komşu ülkelere kaydığını belirten sektör temsilcileri, bölgenin hayvancılıkta 1980'li yıllardaki parlak günlerine dönmesi için devlet desteğinin şart olduğunu vurguladı. Diyarbakır Kasaplar ve Besiciler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Güden, odalarına kayıtlı 872 üyeleri olduğunu ifade ederek, "Bunların 250'den fazlası besici. Besicilik veya hayvancılık bölgede bitmiş durumda. Şu anda 100 haneli bir köyün 10 hanesi ancak hayvancılık yapıyor. Et fiyatı çok yükseldi. Hem vatandaş mağdur oldu hem de bizler yılında 60'dan fazla kasap esnafı kepenk kapattı. Besicilerde de durum aynı. Bu bazı çevrelerde de fırsat olarak değerlendiriliyor. Bilen bilmeyen herkes hayvancılık yapmaya başladı. Ama yanılıyorlar. Bu sektör hata kaldırmaz. İşin erbabı olmanız gerekli" diye konuştu. Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle et sektöründe yine karmaşa oluştuğunu,

8 hayvanlarını yüksek fiyatla satma beklentisi ile insanların ban illerine gitmeye başladığım belirten Güden, "Bu da bizim hayvan sayımızın azalmasına ve fiyat artmasına neden oldu. Kurban kesimi ile ilgili fikir verileceğine, ithal canlı hayvan getirsinler. Canlı hayvana karşı değiliz. İthal canlı hayvan gelmezse, kurbanlık fiyatları en düşük 600 TL'den başlar. Şu anda bin TL'ye koç satılıyor" dedi. Hayvan varlığı komşu ülkelere kaydırıldı Türkiye'nin 1980 yıllardaki düzeyi yeniden yakalamak için hayvancılığı desteklemesi gerektiğini ifade eden Güden, "Güneydoğu'nun hayvanları İran, Irak, Suriye gibi ülkelere kaydırıldı. İran bu konuda çok iyi. Hayvan başına yüzde 50 hibe desteği veriyor. İranlı besicide fiyata bakmadan gelip bölgenin hayvanını alıp gidiyor. Biz de aynı durumu hükümetimizden bekliyoruz. Et Balık Kurumu'nun kasaplarla anlaşması var. Şimdiye kadar 2 gün et verildi. Kasaba yeterince et verilmiyor" şeklinde konuştu. Köylü tekrar yaylaya meraya kavuşturulmalı Hürriyet Et Firma Sahibi Zülküf Yahşi: Yıllardır Muş, Ağrı ve Diyarbakır'dan kurban döneminde hayvanlar Türkiye'nin diğer illerine gidiyor. Diyarbakır'da kurbanlık için yeterince hayvan var ama kasaplık mal için sorun çok. Kurbanlıklar batıya gitmese de biz onları tezgahlarımızda satamıyoruz. Bölge halkının mutfak kültürü süt kuzu ağırlıklı. Bölgede hayvancılık bitmiş durumda. İthalat uzun vadede çözüm değil. Besicilik teşvik edilmeli. Koylu tekrar yaylaya, meraya kavuşturulmalı. Geçtiğimiz yıl kurbanlık fiyatları 300 TL ile 500 TL arasında l3ı. Bu yılda 400 ile 700 TL arasında değişir. Dostlar Et Çiftliği Firma Sahibi Mehmet Kurt: Kurban Bayramı döneminde her yıl, hayvanlar batıya götürülüyor. Ancak çoğu zaman zarar edip gen donuyorlar. Bu yıl yeterli hayvan olmadığı için, Diyarbakır'daki kurbanlık fiyatları arttı. Kasaplık kesimlerde de fiyatlar yükseliyor. İthalatın başlaması ile birlikte çözümsüzlük başladı. İthalat ile birlikte besiciler elini ayağını çekti. Et satışı yok denecek kadar az. Eskiden kâr yüzde 20 iken, simdi yüzde 10'un altında. Devlet, bu sektöre el atmalı ama hayvan ithal ederek değil, besiciyi ve yetiştiriciyi destekleyerek. Titiz Et Market sahibi Pasa Aris: Hayvancılığın genel sıkıntılarının üzerine bir de kurban dolayısıyla batıya hayvan götürülmesinden dolayı sıkıntı yasıyoruz. Bizim yöremizde et tüketimi çok. Batıya gönderilmezse, hayvanımız bize yeter. Sadece kurbanlık değil, normal kesimlerde de günlük bin ile bin 500'e yakın kesilen hayvanımız dışarı gidiyor. İthal hayvan gelmezse et fiyatı çok artar. Ama artık gerçekten hayvancılıkta kıtlık var. Besiyi teşvik etmek gerek. İthal et çözüm değil. Bizim insanımız ithal ete rağbet etmiyor. Vural Et Sahibi Mehmet Şirin Vural: [8]

9 Hayvanlarımız batıya gidiyor. Bu da fiyatı yükseltiyor. Normal kesimlerde de fiyat artıyor. Hayvancılık için acil çözüm üretilmesi gerekiyor. Eskiden 50 bin bas hayvan bulunan köyde simdi ise 2 bin bas hayvan var. Hal böyle olunca kurbanlık için bile olsa eldeki gidince sıkıntı oluyor. Kurbanlık fiyatları bu yıl 500 TL ile 600 TL arasında olur. İthal hayvan gelmeseydi fiyatlar bin TL'ye çıkardı. EKER: AHLAKSIZ İDDİALAR VAR BEN DONDURULMUŞ ETİ YERİM (HÜRRİYET) TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, bir süre önce başlayan "dondurulmuş et ithalatıyla" ilgili spekülasyonları, "ahlaksızlık" olarak nitelendirdi. Eker, TBMM kulisindeki sohbetinde, et fiyatlarındaki artışı önlemek için yurtdışından getirtilen "taze dondurulmuş etlerle" ilgili iddiaları yanıtladı. Bu etlerin hormonlu olduğu, domuz eti karıştığı şeklindeki yaklaşımları sert dille eleştiren Eker, şunları söyledi: Spekülasyon "Bu iddialar ahlaksızca. İthal et uygulamasının yanında olanda var, karşısında olan da. Bunları karşı olanlar çıkartıyor. Biz her ülkeden ithalata izin vermiyoruz. İthalat yapılacak ülkenin Dünya Sağlık Örgütü'nde akredite olması lazım. O ülkeden gelecek etle benim ülkeme hastalık gelmeyecek. Bir firma, ithalat başvurusunda bulunduğunda et getireceği ülkenin 'yasak' Üstesinde olup olmadığına bakıyoruz. Bununla da yetinmiyoruz. Firmanın yanma bakanlık yetkililerini veriyoruz. İthalat yapılacak [9] 28 Ekim 2010 Perşembe ülkeye gidiyorlar. Kesim öncesinde ve sonrasında hayvanları muayene ediyorlar. İslami koşullara uygun kesilip kesilmediğine bakıyorlar. Türkiye'ye girişte kontrolleri yapılıyor. Önüme gelse afiyetle yerim." Eker, Gümrük Birliği (GB) Anlaşması kapsamında Türkiye'nin Almanya'dan her yıl 19 bin ton et ithal etmek zorunda olduğunu anımsattı. Eker, "Biz tarım ürünü satmışız, anlaşmada söz verdiğimiz et ithalatını arasında yapmamışız. Onlar da 'altına imza atmışsın gereğini yap' diyor, önemli rakam değil. GB'den Türkiye'nin zararlı çıktığı doğru değil. Sattıklarımız ithal ettiklerimizden fazla. Tarımda net ihracatçıyız" dedi. YEM ÜRETİMİ TEŞVİK EDİLMELİ" (SABAH ANKARA) ANKARA Sanayi Odası'nın (ASO) meclis toplantısının bu ayki konuğu Tarım Bakanı Mehdi Eker oldu. ASO Başkanı Nurettin Özdebir, gündemdeki et ve kurban fiyatları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Alınan ithalat kararına rağmen et fiyatlarının düşmemesinden yakınan Özdebir, "Diğer taraftan et fiyatlan dünyada artış eğilimi içinde. Dünyada et fiyatlarının son bir yılda yüzde 23.5 arttı. Başta Çin olmak üzere gelişen ülkelerde gelir düzeyi arttıkça ete olan talep artacaktır. Ülkemizde et fiyatlarını düşürmek için öncelikle yerli üretimi arttırmak zorundayız" diye konuştu. TARIMA DAYALI SANAYİ Yerli üretimdeki artışı yüksek yem fiyatlarının engellediğine vurgu yapan Özdebir, yem bitkilerinin ekiminin teşvik

10 edilmesini ve buna göre arazi planlaması yapılmasını tavsiye etti. Yem maliyetlerini düşürmek için mera hayvancılığının teşvik edilmesini isteyen ASO Başkanı, küçük üreticilerin mutlaka desteklenmesi gerektiğine işaret etti. Hayvan popülasyonunu artırmak için en temel çözümün tarıma, özellikle süt ve süt ürünlerine davalı sanayinin geliştirilmesiyle sağlanacağını kaydetti. Nurettin Özdebir, "Et fiyatlarındaki spekülatif yükselmeleri engellemek için ya yağlı hayvan kesimi engellenmeli ya da fazla yağlar kilodan düşürülmelidir" dedi. Meclis üyesi Nursel Baymaz da et fiyatlarındaki yükseklikten şikayet etti. Et fiyatlarının bu denli yüksek olmasının kendilerini çok zorladığını vurgulayan Baymaz, şoklanmış ithal etin kamu kurumlarının mutfağına giremediğini bu yüzden yerli etin fiyatının düşmediğini savundu. HAYVANCILIK SEKTÖRÜNE CAZİP KREDİ (GÜNBOYU) CAZİP kredi olanağının hayvancılık sektörünü hareketlendirdiği belirtildi. Adana İl Tarım Müdür Yardımcısı Ömer Akmaz, yaptığı açıklamada, 1 Ağustos tarihinde yayımlanan kararname ile süt sığırcılığında, damızlık et sığır yetiştiriciliğinde, büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde, manda, koyun ve keçi yetiştiriciliğinde, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın bütün faaliyetlerinde 2 yıl ödemesiz, 5 yıl taksit ödemeli toplam 7 yılda ödenmek üzere faizsiz kredi uygulaması getirildiğini ifade etti. Süt sığırcılığında üst limitin 7,5 milyon lira, [10] 28 Ekim 2010 Perşembe besicilikte üst sınırın 3 milyon lira olduğunu belirten Akmaz, sektörde yer alan veya sektöre girmek isteyenlerin destekleme kredilerinden en iyi şekilde yararlanmaları gerektiğini ifade etti. Akmaz, desteklerden yararlanmak için Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı olunması gerektiğini bildirdi. SEKTÖR HAREKETLENDİ Kredi kullanımına yoğun ilgi gösterildiğini gözlemlediklerini belirten Akmaz, "Tarım il Müdürlüğümüze hemen hemen her gün 3 üretici gelerek bu konuda bize danışıyor. Bizde kendilerini Ziraat Bankasına yönlendiriyoruz" dedi. Şimdiye kadar bitkisel üretim yapan üreticilerin hayvansal üretime geçmek için yoğun çaba harcamaya başlamasının ardından küçük ve büyükbaş hayvan fiyatlarının da artmaya başladığını anlatan Akmaz, "Kredilerin verilmeye başlanmasıyla birlikte sektörde hayvan fiyatları da yükseldi. Destekleme kredilerinden önce 4 bin liradan satılan dana fiyatları yüzde 70 oranında artarak 7 bin liraya kadar çıktı" diye konuştu. Bu arada, sıfır faizli 7 yıl vadeli yatırım ve işletme kredisinden verilmeye başlandığı 1 Ağustos 2010'dan bugüne kadar 13 bin 500 kişiye 1 milyar lira tutarında kredi kullandırıldığı öğrenildi. İTHALAT ET FİYATLARINI GEÇİCİ BİR SÜRE DÜŞÜRECEK' (HÜRSES) Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, Kurban Bayramı ve sonrasında ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesi için ithalat fikrinin geçici bir çözüm olduğunu ileri sürerek, "Et

11 ithalatının başlaması durumunda belki, geçici bir süre için et fiyatları düşecektir, ancak orta ve uzun vadede rekabet şansını tamamen yitiren yerel üreticiler bu durumda hayvancılık yapmaktan vazgeçeceklerdir" dedi. Geçen yıl Türkiye çapında 600 bin büyükbaş ve 2 milyon 200 bin küçükbaş hayvanın kesildiğini hatırlatan Yetkin, bu rakamın ülke için toplam büyük baş hayvan sayısının yaklaşık yüzde 18'ine denk geldiğini belirtti. "Bu açıdan bakıldığında Kurban Bayramı dolayısıyla besideki hayvanların üçte bire yakınının 7 günlük kurban kesimi sırasında kesime gönderileceği görülmektedir" diye konuşan Yetkin, Türkiye'nin bir yıllık kırmızı et tüketiminin 1,2 milyon ton olduğunu ve Kurban Bayramı dolayısıyla yaklaşık 7 günde yapılan kesimlerle ülkenin 2 aylık et tüketimine eşdeğer miktarda kesim yapılacağını sözlerine ekledi. Yetkin, kesilecek hayvanlar dolayısıyla stoklarda meydana gelebilecek azalmayı telafi edebilme imkanının giderek azaldığım ileri sürerek, fiyatlardaki artışın, vatandaşın ekonomik anlamda yeterli olmadığından ve daha az kesim yapılacağı için besiciler tarafından piyasaya daha az hayvan sürülmesinden kaynaklandığını kaydetti. Besiciler tarafından piyasaya sürülen hayvanların bu nedenler dolayısıyla pahalıya satılacağını öngören Yetkin, aynı zamanda Türkiye'nin büyükbaş hayvan varlığındaki azalmanın süreklilik kazandığım, hayvanların dişi ve gebe olmasına dikkat edilmeden kesilmesinin stoklara ciddi anlamda zarar vereceğine işaret etti. Yetkin, daha önceki toplantılarda da dile getirdiği Trakya'dan gelecek hayvanların fiyatı etkilemeyeceğini ifade ederek, gelen hayvanların sadece ihtiyacı karşıladığını ve iç piyasayı etkilemeyeceğini belirtti. Bayramdan sonraki 10 günde et fiyatlarında bir düşüş yaşanabileceğini belirten Yetkin, bu durumun fiyatları eski noktalara taşımayacağım sözlerine ekledi. Kurban Bayramı ve sonrasında yaşanabilecek sorunlara önceden önlem alınması ve vatandaşın bilgilendirilmesi gerektiğini belirten Yetkin, bu konuda alınabilecek birtakım yöntemler olduğunu dile getirdi.bayramda alınabilecek önlemler arasında akla ilk olarak ithalat yolunun açılması fikrinin geldiğini ifade eden Yetkin, "Türkiye, bu yoldan daha önce geçmiştir ve bugünkü olumsuz tablonun oluşması ithalat kapılarının açılması ile başlamıştır. Bugün et fiyatlarının yüksek olması nedeniyle et ithalatının başlaması durumunda belki, geçici bir süre için et fiyatları düşecektir, ancak orta ve uzun vadede rekabet şansını tamamen yitiren yerel üreticiler bu durumda hayvancılık yapmaktan vazgeçeceklerdir" şeklinde konuştu. Et arzının bu gibi durumlarda talebin gerisinde kaldığım ve fiyatların arttığım vurgulayan Yetkin, "Hayvancılığa ve yem fiyatlarına yönelik desteğin artırılması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde uygulanan mera yasaklarının kaldırılması, kaçak hayvan girişi ve çıkışına karşı tedbirlerin yoğunlaştırılması, damızlık hayvan ve süt hayvanların kesiminin engellenmesi, kuzu ve dana eti yerine koyun ve sığır eti tüketilmesinin teşvik edilmesi gerekiyor" dedi. [11]