NİSAN 2014 DÖNEMİ 2. DENEME SINAVI TEMEL BİLİMLER TESTİ SORU VE AÇIKLAMALARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "NİSAN 2014 DÖNEMİ 2. DENEME SINAVI TEMEL BİLİMLER TESTİ SORU VE AÇIKLAMALARI"

Transkript

1 NİSAN 2014 DÖNEMİ 2. DENEME SINAVI TEMEL BİLİMLER TESTİ SORU VE AÇIKLAMALARI Bu testte sırasıyla Anatomi, Fizyoloji - Histoloji - Embriyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji, Patoloji, Farmakoloji soruları ve açıklamaları bulunmaktadır. 1. Foramen obturatum u sınırlayan kemik ya da kemikler aşağıdakilerden hangisidir? A) Os ischii B) Os pubis C) Os ilii D) Os ischii ve os pubis E) Os ilium, os ischii ve os pubis Doğru cevap: (D) Os ischii ve os pubis Foramen obturatum, os pubis ve os ischii tarafından oluşturulur. Canlıda membrana obturatoria ile kapatılmıştır. Canalis obturatorius, deliğin üst bölümünde membran ile kemik arasında oluşur. Bu kanalın içinden arteria ve vena obturatoria ile nervus obturatorius geçer. Membrana obturatoria nın dış tarafından musculus obturatorius externus, iç tarafından musculus obturatorius internus başlar. 2. Ligamentum deltoideum, aşağıdaki eklemlerden hangisinin bağlarından biridir? A) Articulatio cubiti B) Articulatio talocruralis C) Articulatio genus D) Articulatio humeri E) Articulatio coxae Doğru cevap: (B) Articulatio talocruralis Articulatio talocruralis, tibia, fibula ve talus arasında kurulu ginglymus (articulatio trochlearis) tipinde bir eklemdir. Ligamentum deltoideum (collaterale mediale) bu eklemin medialinde yer alan ve malleolus medialis ile tarsal kemikler arasında uzanan bağıdır. Pars tibiotalaris anterior, pars tibiotalaris posterior, pars tibionavicularis ve pars tibiocalcane olmak üzere dört bölümden oluşan bu bağ ayak bileğinin aşırı eversiyonunu engeller. 3. Aşağıdakilerden hangisi fossa axillaris i sınırlayan yapılardan biri değildir? A) Humerus B) Musculus deltoideus C) Musculus latissimus dorsi D) Musculus teres major E) Musculus subscapularis Doğru cevap: (B) Musculus deltoideus FOSSA AXILLARIS Toraksın lateral duvarı ile kolun üst kısmının iç yüzü arasında yer alan, dört duvarlı, tepesi yukarıda, tabanı aşağıda piramit şeklinde bir çukurdur. ÖN DUVARI: Musculus pectoralis minor ve fascia clavipectoralis tarafından oluşturulur. Bunların da önünde musculus pectoralis major bulunur. Bu duvarın iç yüzü üzerinde arteria thoracica lateralis aşağıya doğru uzanır. ARKA DUVARI: Yukarıda musculus subscapularis, aşağıda ise musculus latissimus dorsi tarafından oluşturulur. M. latissimus dorsi nin de arka kısmında musculus teres major bulunur. Arka duvarda nervus subscapularis seyreder. İÇ DUVARI: 1-4 kaburga, bu kaburgalar arasında yer alan interkostal kaslar ve musculus serratus anterior un üst kısmı tarafından oluşturulur. Bu duvarda nervus thoracicus longus bulunur. Axilla ya yapılacak girişimler medial duvardan yapılır. DIŞ DUVARI: En dar duvarıdır. Humerus, musculus coracobrachialis ve musculus biceps brachii nin kısa başı tarafından oluşturulur. TABANI: Önde musculus pectoralis major un alt kenarı (plica axillaris anterior) ile arkada musculus latissimus dorsi nin alt kenarı (plica axillaris posterior) arasında uzanan fascia axillaris ve deri tarafından oluşturulur. TEPESİ: Boyun köküne doğru uzanır ve önden clavicula nın arka yüzü, içten birinci kaburganın dış yüzü, arkadan ise scapula nın margo superior u ile sınırlanır. AXILLA İÇERİSİNDE BULUNAN YAPILAR: Arteria-vena axillaris ve dalları Nodi lymphoidei axillares İnterkostal sinir dalları ve nervus intercostobrachialis Plexus brachialis in infraklaviküler parçası Gevşek bağ doku ve yağ doku Memenin aksiller kuyruğu (processus lateralis, Spence in aksiller kuyruğu) 4. Aşağıdaki sinirlerden hangisi canalis inguinalis te seyreder? A) Nervus iliohypogastricus B) Nervus pudendus C) Nervus ilioinguinalis D) Nervus cutaneus femoris lateralis E) Nervus obturatorius

2 Doğru cevap: (C) Nervus ilioinguinalis CANALIS INGUINALIS TE BULUNAN YAPILAR Erkekte: Funiculus spermaticus ve içindekiler; ductus deferens, arteria ductus deferentis, arteria testicularis, plexus pampiniformis (vena testicularis), processus vaginalis in kalıntıları, lenf damarları ve sinirler. Kadında: Ligamentum teres uteri, uterus tan gelen lenf damarları ve processus vaginalis kalıntıları. Her iki cinste: Nervus ilioinguinalis ile nervus genitofemoralis in genital dalı bulunur. 5. Aşağıdakilerden hangisi çiğneme kaslarının tutunduğu kemiklerden biridir? A) Os sphenoidale B) Os ethmoidale C) Os occipitale D) Concha nasalis inferior E) Os frontale 6. Aşağıdaki kas - sinir eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) Musculus infraspinatus - Nervus suprascapularis B) Musculus subscapularis - Nervus subscapularis C) Musculus teres major - Nervus axillaris D) Musculus biceps brachii - Nervus musculocutaneus E) Musculus supraspinatus - Nervus suprascapularis Doğru cevap: (C) Musculus teres major - Nervus axillaris Nervus suprascapularis, plexus brachialis in truncus superior undan çıkar. Incisura scapulae den geçerek scapula nın arka yüzündeki kaslardan musculus supraspinatus ve musculus infraspinatus u uyarır. Nervus subscapularis, plexus brachialis in fasciculus posterior undan çıkan dallardan biridir. Musculus subscapularis ve musculus teres major un siniridir. Fasciculus posterior dan çıkan bir diğer dal olan nervus axillaris, musculus deltoideus ve musculus teres minor u uyarır. Nervus musculocutaneus, fasciculus lateralis ten çıkar. Kolun ön yüzündeki musculus biceps brachii, musculus coracobrachialis ile musculus brachialis in siniridir. Doğru cevap: (A) Os sphenoidale Dört çift çiğneme kası vardır: M. temporalis M. masseter M. pterygoideus medialis M. pterygoideus lateralis 7. Aşağıdakilerden hangisinin her iki böbreğin ön yüzü ile komşuluğu vardır? A) Mide B) Pancreas C) Duodenum D) Karaciğer E) Jejunum Doğru cevap: (E) Jejunum Tablo (Soru 5): Çiğneme kasları KAS BAŞLAMA YERİ SONLANMA YERİ SİNİRİ İŞLEVİ Musculus masseter Yüzeyel parça: Arcus zygomaticus (2/3 önü) Derin parça: Arcus zygomaticus (1/3 arkası) Mandibula köşesi (tuberositas masseterica) Mandibula yı yukarı kaldırır ve çene ucunu ileri çıkarır Musculus temporalis Musculus pterygoideus lateralis Üst baş Alt baş Fossa temporalis (linea temporalis inferior) Ala major ossis sphenoidalis (crista infra temporalis) Processus pterygoideus un lamina lateralis inin dışyan yüzü Mandibula nın processus coronoideus u (tepesi ve içyan yüzü) Articulatio temporomandibularis (discus articularis) Caput mandibulae (processus condylaris) Nervus mandibularis Dikey lifler: Mandibula yı yukarı kaldırır Yatay lifler: Mandibula yı geri çeker Tek yanlı: Mandibula yı yanlara hareket ettirir (çiğneme) İki yanlı çene ucunu ileri iter (eklem diskini öne çekerek) Tek yanlı kasılırsa mandibula yı yanlara hareket ettirir (çiğneme) Musculus pterygoideus medialis Yüzeysel baş Derin baş Maxilla (tuberositas) Processus pterygoideus lamina lateralis inin içyan yüzü ve fossa pterygoidea Angulus mandibulae iç yüzündeki tuberositas pterygoidea Mandibula yı yukarı kaldırır 4

3 Şekil (Soru 7): Böbreklerin komşulukları Sağ böbreğin ön yüzü: glandula suprarenalis, karaciğerin sağ lobu, colon ascendens, flexura coli dextra, duodenum un ikinci parçası (pars descendens duodeni) ve jejunum kıvrımları ile komşudur. Sol böbreğin ön yüzü; glandula suprarenalis, dalak, mide, corpus pancreatis, arteria-vena splenica, flexura coli sinistra, colon descendens in başlangıcı ve jejunum kıvrımları ile komşudur. 8. Vena hemiazygos aşağıdaki venlerden hangisine açılır? A) Vena cava superior B) Vena cava inferior C) Vena umbilicalis D) Vena brachiocephalica E) Vena azygos Doğru cevap: (E) Vena azygos Vena lumbalis ascendens ve vena subcostalis, sağ tarafta birleşerek vena azygos u, sol tarafta birleşerek vena hemiazygos u oluşturur. Sol taraf 4(5) 8 vena intercostalis posterior lar birleşerek vena hemiazygos accessoria yı yapar. Vena hemiazygos ve vena hemiazygos accessoria, vena azygos a, vena azygos da vena cava superior a açılır. 9. Aşağıdaki farinks kaslarından hangisinin innervasyonu farklıdır? A) Musculus constrictor pharyngis superior B) Musculus stylopharyngeus C) Musculus salpingopharyngeus D) Musculus palatopharyngeus E) Musculus constrictor pharyngis medius Doğru cevap: (B) Musculus stylopharyngeus Pharynx in iki grup kası vardır: FARİNKS KASLARI I. KONSTRİKTÖR KASLAR: İçten fascia pharyngobasilaris, dıştan fascia buccopharyngealis ile örtülü olan bu kaslar, farinks boyunca tam orta hatta yer alan raphe pharyngis te sonlanırlar. Genel olarak yutma sırasındaki peristaltik ve sfinkterik hareketleri oluştururlar. Musculus constrictor pharyngis superior Musculus constrictor pharyngis medius Musculus constrictor pharyngis inferior II. LEVATOR KASLAR: Komşu yapılardan başlayıp, farinkste sonlanan bu kaslar, yutma ve konuşma sırasında farinksi yukarıya Musculus stylopharyngeus Musculus salpingopharyngeus Musculus palatopharyngeus FARİNKS KASLARININ İNNERVASYONU ü Musculus stylopharyngeus hariç, tüm farinks kasları plexus pharyngeus ile innerve olur. ü Musculus stylopharyngeus, nervus glossopharyngeus ile uyarılır ve bu sinirin uyardığı tek kastır. ü Plexus pharyngeus, musculus constrictor pharyngis medius un üzerindedir. Nervus vagus un dalları, nervus glossopharyngeus un dalları ve ganglion cervicale superius tan gelen faringeal dallar (sempatik) ile oluşturulur. Nervus vagus un faringeal dalları içinde nervus accessorius un kranyal parçasına ait lifler bulunur. 10. Aşağıdakilerden hangisi labyrinthus membranaceus a ait yapılardan biri değildir? A) Vestibulum B) Utriculus C) Ductus semicirculares D) Ductus cochlearis E) Sacculus Doğru cevap: (A) Vestibulum 5

4 İşitme ve denge ile ilgili reseptör yapıları içeren zar labirint (labyrinthus membranaceus), kemik labirint (labyrinthus osseus) içinde yer alır. Kemik labirint ile zar labirint arasında perilenf, zar labirint içinde endolenf bulunur. Perilenf, kemik labirintin iç yüzünü döşeyen endosteum da, endolenf ise ductus cochlearis in dış duvarında bulunan stria vascularis te üretilir. LABYRINTHUS OSSEUS BÖLÜMLERİ: Cochlea (önde) Canalis semicircularis anterior-posterior-lateralis (arkada) Vestibulum (ortada) LABYRINTHUS MEMBRANACEUS BÖLÜMLERİ: Ductus semicircularis (anterior-posterior-lateralis) Ductus cochlearis Utriculus Sacculus Ductus utriculosaccularis Ductus reuniens Ductus endolymphaticus Saccus endolymphaticus Zar labirint, birbirleri ile bağlantılı kapalı kanallar sistemidir. Ductus semicircularis ler utriculus a açılır. Utriculus ile sacculus, ductus utriculosaccularis denilen bir kanalla bağlantılıdır. Ductus utriculosaccularis, ductus endolymphaticus olarak devam eder. Ductus endolymphaticus, saccus endolymphaticus denilen kör bir kese olarak sonlanır. Ganglion trigeminale; nervus trigeminus un duyu gangliyonudur. Baş ve yüzden gelen somatik duyuların (ağrı-ısı, dokunma, basınç) birinci nöronlarını içerir. 12. Plexus tympanicus tan ganglion oticum a gelen pregangliyonik parasempatik lifler hangi sinir içerisinde seyreder? A) Nervus tympanicus B) Nervus petrosus major C) Nervus petrosus minor D) Nervus caroticus internus E) Nervus glossopharyngeus Doğru cevap: (C) Nervus petrosus minor GLANDULA PAROTIDEA NIN PARASEMPATİKLERİ Bulbus ta lokalize nucleus salivatorius inferior daki presinaptik parasempatik nöron uzantıları, nervus glossopharyngeus ile beyin sapını terk eder. Daha sonra sinirin nervus tympanicus dalına geçer. Nervus tympanicus, orta kulak boşluğuna alt duvarından girip, iç duvarındaki promontorium üzerinde sempatik liflerle birlikte plexus tympanicus denilen sinir ağını yapar. Presinaptik parasempatikler, bu ağdan başlayan nervus petrosus minor içinde ganglion oticum a gelir ve buradaki postsinaptik parasempatik nöronlarla sinaps yapar. Gangliyondan çıkan postsinaptik parasempatik nöron uzantıları, nervus auriculotemporalis (nervus mandibularis in dalı) e katılarak parotis bezine ulaşır. 11. Baş bölgesinden gelen dokunma ve basınç duyularının ikinci nöronları aşağıdakilerden hangisinde bulunur? A) Nucleus spinalis nervi trigemini B) Nucleus principalis nervi trigemini C) Nucleus cuneatus accessorius D) Nucleus mesencephalicus nervi trigemini E) Ganglion trigeminale Doğru cevap: (B) Nucleus principalis nervi trigemini Kornea refleksi ile ilgili çekirdek, nucleus principalis nervi trigemini dir. Pons ta lokalizedir. Baş ve yüzün dokunma-basınç duyularının ikinci nöronlarını içerir. Nucleus spinalis nervi trigemini; beyin sapındaki en uzun çekirdektir. C2 segmentinden pons a uzanır. Baş ve yüzün ağrı-ısı duyularının ikinci nöronlarını içerir. Nucleus cuneatus accessorius; tractus cuneocerebellaris in ikinci nöronlarının bulunduğu çekirdektir. Medulla spinalis in C8 (T1)-L2 segmentleri arasındaki nucleus thoracicus posterior un eşdeğeridir. Tractus cuneocerebellaris üst ekstremitelerden ve gövdenin üst bölümünden gelen bilince gitmeyen proprioseptif duyu ile ilgilidir. Nucleus mesencephalicus nervi trigemini; mesencephalon dadır. Baş-yüzün proprioseptif duyusu ile ilgilidir. Isırmayı kontrol eder. 13. Ramus spinalis aşağıdaki arterlerin hangisinden çıkmaz? A) Arteria cervicalis ascendens B) Arteriae lumbales C) Rami sacrales laterales D) Arteriae intercostales anteriores E) Arteria cervicalis profunda Doğru cevap: (D) Arteriae intercostales anteriores MEDULLA SPINALIS İ BESLEYEN ARTERLER ARTERIA SPINALIS ANTERIOR: Bir tanedir. Arteria vertebralis lerden gelen birer dalın birleşmesi ile oluşur. Fissura mediana anterior da aşağıya doğru seyreder. Medulla spinalis in ön 2/3 ünü ya da cornu posterius ve funiculus posterior hariç, diğer cornu ları ve funiculus ları besler. ARTERIA SPINALIS POSTERIOR: İki tanedir. Arteria vertebralis lerden veya bu arterlerin dalları olan arteria inferior posterior cerebelli lerden ayrılır. Medulla spinalis in arka yüzünde, her iki tarafta sulcus posterolateralis te aşağıya doğru seyrederler ve medulla spinalis in arka 1/3 ünü (funiculus posterior ve cornu posterius ları) beslerler. 6

5 SPINAL (SEGMENTAL) ARTERLER: Çeşitli arterlerden gelir: Arteria cervicalis ascendens, arteria cervicalis profunda ve arteria intercostalis suprema; arteria subclavia nın dallarıdır. Arteriae intercostales posteriores; aorta thoracica nın dallarıdır. Arteriae lumbales; aorta abdominalis in dallarıdır. Arteriae sacrales laterales ve arteria iliolumbalis; arteria iliaca interna nın dallarıdır. Arteria subclavia nın dalları, medulla spinalis in servikal segmentlerini ve üst iki torakal segmentini besler. Geriye kalan torakal segmentleri, interkostal arterler besler. Lumbosakral segmentler; lumbal, iliolumbal ve lateral sakral arterler tarafından beslenir. Her bir spinal (segmental) arter, foramen intervertebrale den columna vertebralis e girer ve radix anterior ile radix posterior a eşlik eden arteria radicularis anterior ve arteria radicularis posterior denilen iki dal verir. Anterior radiküler arterlerin en büyüğü, arteria radicularis magna (Adamkiewicz arteri) dır. Medulla spinalis in lumbal bölgesini besleyen en önemli arterdir. Bir tarafta olup (genellikle solda), aorta nın alt arteria intercostalis posterior larından veya üst arteria lumbalis lerinden gelir. Medulla spinalis in alt 2/3 ünün kan desteğinin çoğundan sorumludur. 14. Uncal herniasyonda aşağıdaki kafa çiftlerinden hangisi etkilenir? A) Nervus glossopharyngeus B) Nervus accessorius C) Nervus vagus D) Nervus facialis E) Nervus oculomotorius Doğru cevap: (E) Nervus oculomotorius Uncal (transtentoryal) herniasyon, temporal lobun bir parçası olan uncus un beyincikle beyin hemisferlerini birbirlerinden ayıran tentorium cerebelli den aşağıya doğru olan fıtıklaşmasıdır. Uncal herniasyonda ilk etkilenen kranyal sinir nervus oculomotorius tur. 15. Kollajen, pıhtılaşma proteinleri, serum albümini ve immünglobülin gibi proteinlerin ve lizozomal enzimlerin sentezinden sorumlu hücre organeli aşağıdakilerden hangisidir? A) Ribozom B) Granüllü endoplazmik retikulum C) Düz endoplazmik retikulum D) Mitokondri E) Golgi cismi Doğru cevap: (B) Granüllü endoplazmik retikulum Hücre organellerinin görevlerinin bilinmesini ölçen bir soru. GRANÜLLÜ ENDOPLAZMİK RETİKULUM (GER) Hücre dışına salgı olarak verilecek proteinlerin ve lizozomal enzimlerin sentezinden sorumlu organel, granüllü endoplazmik retikulumdur. 7 Hücre içi proteinler ribozomlarda sentezlenir. Dış yüzüne ribozomların bağlandığı, ünit zarlarla çevrili, tübül ve sisternalardan oluşan organeldir. Hücre dışına salgı olarak verilecek proteinlerin ve lizozomal enzimlerin sentezinden sorumludur. Kollajen, pıhtılaşma proteinleri, serum albumini ve immünglobulin gibi proteinler sentezlenir. Pankreas asinus hücreleri (sindirim enzimleri), fibroblastlar (kollajen) ve plazma hücreleri (immünglobülinler) gibi protein salgılamak için özelleşmiş hücrelerde fazla miktarda GER bulunur. Glikoproteinlerin merkezi glikozlanması, fosfolipitlerin sentezi, çok zincirli proteinlerin birleştirilmesi ve yeni yapılmış polipeptitlerin translasyon (çeviri) sonrası değişiklikleri de işlevleri arasındadır. SRP (signal recognition peptid) denilen molekül, ribozomda sentezlenen proteine bağlanır. Ribozom da SRP aracılığıyla, GER membranında bulunan SRP-reseptörüne bağlanır ve protein sentezini bir süre daha devam ettirerek translasyonu durdurur. GER keseciklerinde sentezlenen proteinler, taşıma kesecikleriyle (COP-II kaplı transport vezikülleri) Golgi cismine aktarılır. Salgının olgunlaştırılarak paketlenmesi Golgi cisminde gerçekleşir. Proteinlere karbohidrat, sülfat, fosfat gibi yan moleküller Golgi cisminde eklenir. (Posttranslasyonel modifikasyon). Olgun salgı ürünü hücre dışına verilmek üzere zarla çevrili olarak apikal sitoplazmaya aktarılır. 16. Sağlıklı bir erişkin erkekte suyun en fazla bulunduğu vücut sıvı kompartmanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Hücre içi B) Hücre dışı C) Plazma D) İnterstisyel E) Transsellüler Doğru cevap: (A) Hücre içi Vücutta su dağılımını bilmemizi ölçen bir soru. VÜCUT SIVILARI Erişkin insan vücut ağırlığının % 62 si sudur. Bunun % 40 ı hücre içinde, % 20 si hücre dışında bulunur. Vücut ağırlığının % 2 si de transsellüler sıvıdır. Çocukta su yüzdesi daha fazladır, yaşla birlikte azalır. Kadınlarda yağ oranı fazla, su yüzdesi erkeklere oranla daha azdır. 1. İNTRASELLÜLER SIVI Vücutta en fazla oranda sıvı hücre içinde bulunur (%40). İntrasellüler sıvı çok miktarda potasyum, magnezyum, fosfat, sülfat ve az miktarda sodyum, klor, kalsiyum ve bikarbonat iyonları içerir. Hücre dışı / Hücre içi oranı en fazla olan iyon ise kalsiyumdur.

6 2. EKSTRASELLÜLER SIVI Ekstrasellüler sıvı çok miktarda sodyum, klor ve bikarbonat iyonuyla birlikte, oksijen, glikoz, yağ asitleri ve aminoasitler gibi besinleri içerir. Ekstrasellüler sıvıya iç ortam adı verilir. Hücre dışı sıvı iki önemli bölümden oluşur: a) Hücrelerarası sıvı (interstisyel sıvı): Hücre dışı sıvının 3 4 üdür (Vücut ağırlığının % 15 i). b) Plazma: Hücre dışı sıvının 1 4 üdür (Vücut ağırlığının % 5 i). Erişkinde kan hacmi vücut ağırlığının % 7 si kadardır (5 litre). Kanın % 60 ı plazma ve % 40 ı şekilli elemanlardır (Hematokrit: % 40) Gebelik süresince salınımı giderek artar. Büyüme hormonu ve prolaktin benzeri etkileri vardır. Büyüme hormonu gibi, dokularda protein depolanmasına neden olur. Gebede insulin rezistansından sorumlu hormondur. Annede insülin duyarlılığının azalmasına ve buna bağlı olarak glikoz kullanımının azalmasına neden olur. Bu şekilde fetusa büyük miktarlarda glikoz sağlanmaktadır. Çünkü glikoz fetusun büyümesi için gerekli enerjinin sağlanmasında kullanılan başlıca substrattır. Plasenta kitlesiyle en orantılı hormon HPL dir. Östrojenler, prostoglandin F yapımını uyararak miyometrium kasılmasını artırırlar. 3. TRANSSELLÜLER SIVI Vücut ağırlığının % 2 si de transsellüler sıvıdır. (BOS, eklem içi sıvılar, göz içi sıvısı, plevral sıvı gibi). 17. Gebe miyometriyumunda konneksin 43 sayısını çoğaltarak, uterus kontraksiyonlarının artmasını sağlayan hormon aşağıdakilerden hangisidir? A) Relaksin B) Human plasental laktojen C) Östrojen D) Oksitosin E) Progesteron Doğru cevap: (D) Oksitosin Gebe fizyolojisini bilip bilmediğimizi ölçen bir soru. OKSİTOSİN: Fetusun başı servikse bası oluşturduğunda anne oksitosin düzeyi artar. Oksitosin, miyometriumdaki konneksin 43 sayısını arttırarak, gap junction sayısını arttırır. Böylece kontraksiyonları kolaylaştırır (Uterotonik etki). RELAKSİN: Ovaryum korpus luteumu ve plasentadan östrojen ve progesteron hormonları yanında relaksin adı verilen bir hormon salgılanır. Hormonun korpus luteumdan salgılanması insan koryonik gonadotropinleriyle artış gösterir. Relaksin, simfizis pubis ligamentlerini gevşetir. Ancak bu etki gebe kadında çok zayıf ya da hiç görülmemektedir. Gerçekte, pelvis ligamentlerinin gevşemesi, östrojenlerin etkisi altında olmaktadır. Bunun yanında, relaksin doğum sırasında serviksin yumuşamasını sağlamaktadır. HUMAN PLASENTAL LAKTOJEN - İNSAN KORYONİK SOMATOMAMOTROPİNİ (HPL): 18. Primitif uteroplasental dolaşımın başladığı gün aralığı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) 7-8 B) 9-10 C) D) E) Doğru cevap: (C) Uteroplasental dolaşım bilgisinin sorgulandığı bir embriyoloji sorusu. Amniyon, embriyonik disk ve primer umbilikal kese oluşurken, izole boşluklar olan lakünalar sinsityotrofoblast tabakası içerisinde belirmeye başlar (9. gün). Lakünalar birbiriyle birleşmeye başlar ve lakunar ağlar meydana gelir (10. ve 11. gün). Kısa süre sonra, yırtılmış endometriyal kapillerlerden gelen matemal kan ve aşınmış uterus bezlerinden gelen hücresel atık karışımı lakünaları doldurur. Embriyotrof adı verilen lakünar boşluklardaki bu sıvı embriyoya besin maddesi sağlar. Sinsityotrofoblast endometriyal damarları aşındırır, maternal kanın lakünar ağın içerisine ve dışına sızmasını sağlar, bu şekilde primitif bir uteroplasental dolaşım kurulur (11. ve 12. günler). 19. Aşağıda bazı embriyonik yapılar verilmiştir. I. Morula II. Bilaminar embriyonik disk III. Yolk sac IV. Primitif çizgi V. Endoderm Buna göre, yukarıdaki embriyonik yapıların hangileri 3. haftada oluşmaz? A) I, II ve III B) II ve III C) III ve IV D) IV ve V E) III, IV ve V Doğru cevap: (A) I, II ve III Bu hormonun plasentadan salgılanması, gebeliğin yaklaşık 5. haftasında başlar. 8

7 Embriyonik gelişimin hangi haftasında hangi yapıların geliştiği bilgimizi ölçen bir soru. İNSAN EMBRİYOSUNUN 1. HAFTASINDAKİ GELİŞMELER: Ovulasyon fertilizasyon yarıklanma morula blastokist oluşumu GELİŞİMİN 2. HAFTASINDAKİ GELİŞMELER (BİLAMİNER GERM DİSK DÖNEMİ): Embriyonik disk, amniyon kesesi, amniyon boşluğu, Vitellus kesesi (yolk sac), birleştirici sap, koryonik kese GELİŞİMİN 3. HAFTASINDAKİ GELİŞMELER (TRİLAMİNER GERM DİSK DÖNEMİ): Primitif çizgi, notakord, gastrulasyon (Tüm germ yapraklarının oluşması) Morula: 1. hafta Embriyonik disk: 2. hafta Yolk sac: 2. hafta Primitif çizgi: 3. hafta Endoderm: 3. hafta 20. Bağ dokusunda bulunan mononükleer fagositer sistem üyesi hücre aşağıdakilerden hangisidir? A) Mikroglia B) Pigment hücresi C) Langerhans hücresi D) Kupffer hücresi E) Histiyosit Doğru cevap: (E) Histiyosit Farklı dokulardaki mononükleer fagositer sistem üyesi hücreler ile ilgili bilgimizi ölçen bir Histoloji sorusu. Mononükleer fagositer sistem (MPS), monositten türeyen fagositlerin tamamıdır. Histiyosit (Bağ dokusu) Kupffer hücresi (Karaciğer) Alveoler makrofaj (Akciğer) Lenfoid organlardaki makrofajlar (Lenf düğümü ve dalağın sabit ve hareketli makrofajları) Kemik iliği makrofajı Plevral ve peritoneal makrofaj Osteoklast (Kemik) Tip A sinovisit Mikroglia (Beyin) İntraglomerüler mezengial hücre (Böbrek) Pigment hücresi (Retina) Langerhans hücresi antijen sunucu hücredir (Derinin stratum spinosum tabakasında bulunur). Dendritik hücre de antijen sunucu hücredir. 21. Düz kaslarda bulunan aktin moleküllerinin tutunduğu, iskelet kasındaki Z çizgilerine karşılık gelen yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) Kaveola B) Tropomiyozin C) Kalmodulin D) T tübülü E) Yoğun cisimcik Doğru cevap: (E) Yoğun cisimcik Düz kas ile ilgili bilgi düzeyimizi sorgulayan temel bilgi histoloji sorusu. DÜZ KAS Düz kas troponin kompleksini içermez. Kaveola, iskelet kasındaki transvers tübül sisteminin gelişmemiş bir eşdeğeridir. İğ şeklindedir, merkezi bir çekirdeğe sahiptir. T tübülü yoktur. Aktin-miyozinin çizgili yerleşimi yoktur. Aktinler yoğun cisimlere (dense body) tutunur. Yoğun cisimler çizgili kastaki Z çizgisine benzer (α-aktinin içerir). İskelet kasındaki sinir-kas kavşağı bulunmaz. 22. Pankreasın Langerhans adacığında en çok bulunan hücre aşağıdakilerden hangisidir? A) Alfa hücresi B) Beta hücresi C) D hücresi D) F hücresi E) G hücresi Doğru cevap: (B) Beta hücresi Pankreas ile ilgili klasik bir Histoloji sorusu. PANKREAS Pankreas başlıca iki tip dokudan meydana gelmiştir: Duodenuma sindirim sıvılarını salgılayan asinüsler İnsülin ve glukagonu doğrudan kana salgılayan Langerhans adacıkları Pankreasın Langerhans adacıkları tarafından hormon etkili en az 4 peptid salgılanır. 1. İnsülin (β) %65 2. Glukagon (α) %20 3. Somatostatin (D) %10 4. Pankreatik polipeptid (F) %5 23. Aldosteron sekresyonunu en güçlü uyaran faktör aşağıdakilerden hangisidir? A) Potasyum B) Anjiyotensin II C) Sodyum D) Adrenokortikotropik hormon E) İnsülin Doğru cevap: (A) Potasyum Aldosteron bilgilerimizi ölçen bir soru. ALDOSTERON SEKRESYONUNUN DÜZENLENMESİ Aldosteronun düzenlenmesinde önem sıralamasına göre temel rol oynayan faktörler: 1. Ekstrasellüler sıvı potasyum konsantrasyonunun artması aldosteron sekresyonunu önemli ölçüde artırır. 2. Renin-anjiyotensin sistem aktivitesinin artması da aldosteron salgısını önemli ölçüde artırır. 9

8 3. Ekstrasellüler sıvıda sodyum iyon konsantrasyonunun artması aldosteron sekresyonunu çok az azaltır. 4. Adrenokortikotropik hormon (ACTH), aldosteron sekresyonu için gereklidir; ancak salgı hızını kontrol etme etkisi azdır. 24. Trombosit yüzeyinde bulunan, fibrinojene bağlanarak agregasyonda görev yapan reseptör aşağıdakilerden hangisidir? A) Glkoprotein Ib/IX B) Glikoprotein IIb/IIIa C) von Willebrand faktör D) Glikoprotein la/iia E) Weibel Pallade cisimciği Doğru cevap: (B) Glikoprotein IIb/IIIa Hemostaz süreci bilgilerimizi ölçen bir soru. TROMBOSİT TIKAÇ MEKANİZMASI Trombositler hasara uğrayan damar yüzeyindeki kollajen liflere ve hasarlı endotel hücrelerine temas edince karakteristiklerini açık bir şekilde değiştirirler. Dokulardaki kollajene ve von Willebrand faktörü denen bir proteine tutunurlar; ADP, tromboksan A 2 ve serotonin salgılarlar. Serotonin ve tromboksan A 2, damar daraltıcı etkilidirler. ADP ve tromboksan A 2, çevredeki trombositlere etkileyerek onları da aktive eder. YARALANMAYI İZLEYEN BİRKAÇ SANİYE İÇİNDE OLANLAR: Trombositler integrin ailesinden glikoprotein la/iia reseptörü ile subendoteldeki kollajen fibrillere yapışır. Bu ilişki von Willebrand faktör tarafından stabilize edilir. von Willebrand faktör bu görevi trombosit reseptör bölgesi glikoprotein Ib/IX ile subendotelyal kollajen fıbriller arasında bir ilişki sağlayarak gerçekleştirir. Salınan ADP pürinerjik reseptörlere bağlandığı zaman, glikoprotein IIb/IIIa kompleksini fibrinojene ve yapışkan trombositleri hemostatik plağa bağlayacak şekilde, şekil değişikliğine uğratır. 25. Besin mideye ulaştığında, mideden beyin sapına giderek tekrar mideye geri dönen ve mi de gövdesinin kas çeperindeki gerimi azaltan refleks aşağıdakilerden hangisidir? A) Gastrokolik refleks B) Enterogastrik refleks C) Vagovagal refleks D) Kolonoileal refleks E) Defekasyon refleksi Doğru cevap: (C) Vagovagal refleks Gastrointestinal refleksleri bilmemizi isteyen bir soru. GASTROİNTESTİNAL REFLEKSLER 1) Enterik sinir sisteminin içinde oluşan refleksler (GİS içinde lokal): Gastrointestinal salgıları, peristaltizmi, karıştırıcı kontraksiyonları, lokal inhibitor etkileri kontrol eden reflekslerdir. 2) Bağırsaklardan başlayıp prevertebral sempatik gangliyonlara giden ve gastrointestinal kanala geri dönen refleksler (GİS Sempatik Gangliyon GİS): Bu refleksler uyaranları uzun mesafeler boyunca iletebilirler. GASTROKOLİK REFLEKS: Mideden doğan ve kolonun boşalmasını sağlayan reflekstir. ENTEROGASTRİK REFLEKS: İnce bağırsak ve kolondan kaynaklanan, mide motilite ve sekresyonunu inhibe eden reflekstir. Duodenumun gerilmesi, duodenal mukozanın irritasyonu, Duodenal kimusun asitliği, kimusun ozmolaritesi, Kimusta özellikle protein ve yağ ürünlerinin bulunması gibi faktörler, 30 saniye gibi kısa bir süre içinde kuvvetli inhibisyon yaparlar. KOLONOİLEAL REFLEKS: Kolondan kaynaklanan ve ileumun kolona boşalmasını inhibe eden reflekstir. 3) Bağırsaklardan medulla spinalise ve beyin sapına giden sonra tekrar gastrointestinal kanala geri dönen refleksler. (GİS MSS GİS) Midenin motor hareketlerini ve salgısını kontrol ederler. Mide ve duodenumdan kaynaklanıp, vagus ile beyin sapına giden ve mideye geri dönen reflekstir. AĞRI REFLEKSLERİ: Tüm gastrointestinal kanalda genel bir inhibisyon oluştururlar. DEFEKASYON REFLEKSLERİ: Şekil (Soru 24): Trombositlerin adezyon ve agregasyonu Medulla spinalise gider ve geri dönüp defekasyon için gerekli kuvvetli kolonik, rektal ve abdominal kontraksiyonları oluştururlar. 10

9 VAGOVAGAL REFLEKS: Besin mideye girince mideden beyin sapına giden ve tekrar mideye geri dönen reflekstir. Midedeki kas çeperinin gerimini azaltır, mide esner ve gevşer. Çeper dışarıya doğru esneyerek tamamıyla gevşer. Böylece litre kadar besini depolayabilir. Bu sınıra ulaşıncaya kadar mide içi basıncı düşük düzeyde kalır. Kolondan kaynaklanan ve ileumun kolona boşalmasını inhibe eden reflekstir. 26. Mitral hücrelerin bulunduğu doku veya organ aşağıdakilerden hangisidir? A) Serebellum B) Kalp C) Göz D) İnce bağırsak E) Olfaktor mukoza Doğru cevap: (E) Olfaktor mukoza Zor sayılabilecek çeldirici içeren bir Histoloji sorusudur. Mitral hücre; koku duyusunda yer alan ikinci sıra nöronlara verilen özel bir isimdir. Tablo (Soru 26): Mitral hücrelerin koku fizyolojisindeki yeri Sinir Orijin Dağılım Fonksiyon HEMOGLOBİNİN OKSİJENE AFİNİTESİNİ AZALTAN DURUMLAR: Dissosiyasyon eğrisi sağa kayar, oksijen hemoglobinden kolay ayrılır, dokuya kolay gider. Asidoz (H + iyon miktarında artma, ph da düşme) Eritrosit içi 2,3-DPG artması (Yüksek irtifa, tiroid hormonu, anemi, androjenler, büyüme hormonu, epinefrin) Isının artması pco 2 nin artması Hemoglobinopatiler (Orak hücre anemisi) HEMOGLOBİNİN OKSİJENE AFİNİTESİNİ ARTIRAN DURUMLAR: Dissosiyasyon eğrisi sola kayar, oksijen hemoglobinden zor ayrılır, dokuya zor gider. Alkalozis (H + iyon miktarında azalma, ph da artış) Eritrosit içi 2,3-DPG nin azalması Isının azalması pco 2 nin azalması Karboksihemoglobin Methemoglobinemi (Ferrik demir, Fe +3 ) 28. Şekilde kalp kası aksiyon potansiyeli eğrisi verilmiştir. I. N. olfactorius Burun mukozasında bulunan regio olfactoria daki bipolar gangliyon hücreleri Bulbus olfactorius içerisinde mitral hücrelerde sonlanır Koku alma 27. Aşağıdakilerden hangisinin kandaki artışı oksijen hemoglobin dissosiyasyon eğrisini sola kaydırır? A) Fetal hemoglobin miktarı B) H + iyonu konsantrasyonu C) Karbondioksit miktarı D) Vücut sıcaklığı E) 2-3 difosfogliserat konsantrasyonu Doğru cevap: (A) Fetal hemoglobin miktarı Hemoglobin-Oksijen dissosiyasyon eğrisini sağa ve sola kaydıran nedenleri bilmemizi ölçen bir soru. FETAL HEMOGLOBİN Fetal hemoglobin 2,3-DPG bağlayamaz ve hemoglobinin oksijene olan afinitesi artar. Böylece maternal kandaki oksijeni daha fazla bağlayabilir (Talasemide yüksek HbF). Yani oksijen, fetal hemoglobinle bebeğe gider. 11 Buna göre 2 numara ile gösterilen potansiyelin oluşumundan aşağıdaki iyonlardan hangisinin hücre içine girişi sorumludur? A) Sodyum B) Potasyum C) Kalsiyum D) Klor E) Bikarbonat Doğru cevap: (C) Kalsiyum Kalp kasındaki aksiyon potansiyeli hakkındaki bilgilerimizi sorgulayan bir sorudur. KALP KASI AKSİYON POTANSİYELİ FAZ 0 (HIZLI DEPOLARİZASYON VE AŞMA): Voltaj kapılı kanallardan sodyum hücre içine girer. FAZ 1 (HIZLI REPOLARİZASYON): Sodyum kanalları kapanır, potasyum kanalları açılır ve potasyum dışarı çıkar. (Dışarı doğru geçici potasyum akımını sağlayan (transient outward) kanal)

10 FAZ 2 (PLATO): Voltaj kapılı L-tipi kanaldan kalsiyum içeri girer. Gecikmiş düzeltici (delayed rectifier) kanaldan az da olsa potasyumun dışa çıkışı devam eder. Kalpte T ve L tipi kanal vardır, kalsiyum akımı çoğunlukla L-tipi kalsiyum kanallarından olur. Plato, kalp kası kasılmasının iskelet kasına kıyasla 15 kat uzun sürmesine neden olur. Faz 2 de hücre içine giren kalsiyum ile hücre dışına çıkan potasyum arasında iyonik denge söz konusudur. FAZ 3 (HIZLI REPOLARİZASYON): Potasyum dışarı çıkar. Bu fazda gecikmiş düzeltici (delayed rectifier) kanaldan ve içe doğru düzeltici (inward rectifier) kanaldan potasyumun dışarı çıkışı devam eder. FAZ 4: Kalsiyum kanalları kapanır, potasyum dışarı çıkmaya devam eder. İçe doğru düzeltici (inward rectifier) kanaldan potasyum dışarı çıkar. Hücre tekrar istirahat membran potansiyeline geri döner. Bu döneme repolarizasyon fazı adı verilir. Tetraetil amonyum (TEA), voltaj kapılı kanallarını bloklar. 3. HİPERPOLARİZASYON: Potasyum kanalları yavaş kapandığı için, hücre dışına fazla potasyum akışı olur. Bu durumda membran potansiyeli, istirahat membran potansiyelinden daha negatif değere, örneğin -100 mv a gelir. Bu döneme hiperpolarizasyon adı verilir. Bu döneme pozitif artpotansiyel ismi de verilir ki; bu hatalı bir isimlendirmedir. 4. İSTİRAHAT: Membran potansiyeli değerinin tekrar -70 mv a geri döndüğü evredir. Aksiyon potansiyeli sırasında, hücrenin içine diffüze olan sodyum iyonları ile hücrenin dışına diffüze olan potasyum iyonları, Na-K ATPaz pompası ile eski yerlerine geri dönerler. 29. Lokal anestezik olarak kullanılan prilokain ve lidokain in ağrı iletimini bloklayıcı etkileri aşağıdaki mekanizmalardan hangisi ile oluşur? A) Kalsiyum kanal aktivasyonu B) Potasyum kanal aktivasyonu C) Potasyum kanal blokajı D) Sodyum kanal aktivasyonu E) Sodyum kanal blokajı Doğru cevap: (E) Sodyum kanal blokajı Ağrı iletimini ve iletimi bozan ajanların mekanizmalarını bilmeyi ölçen bir soru. SİNİR AKSİYON POTANSİYELİ Sinir aksiyon potansiyelinin dört fazı vardır: 1. DEPOLARİZASYON: Hücre içine hızla sodyum iyonu girmesiyle oluşur. Sinir hücrelerinde istirahat durumunda kapalı olan voltaj kapılı sodyum kanalları, hücre eşik değere (-55 mv) gelince açılır. İçeri sodyum iyonu akar ve membranın içi pozitif olur. Buna depolarizasyon fazı denir. Tetradotoksin (TTX) ve saksitoksin (STX) voltaj kapılı sodyum kanalını bloklar. Yine lokal anestezik olarak kullanılan prilokain ve lidokain de sodyum kanallarını bloklayarak aksiyon potansiyeli oluşumunu ve ağrının iletimini engellerler. 2. REPOLARİZASYON: Hücre +35 mv değerine gelince (overshoot-aşma), voltaj kapılı potasyum kanalları açılır ve hücre dışına potasyum akışı olur. 30. Akomodasyonun mekanizmasındaki olaylar dizisi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Parasempatik uyarı-radyal kasta kasılma-zinn liflerinde gevşeme-lenste düzleşme B) Sempatik uyarı-silyer kasta kasılma-zinn liflerinde kasılma-lenste bombeleşme C) Sempatik uyarı-radyal kasta kasılma-zinn liflerinde kasılma-lenste bombeleşme D) Parasempatik uyarı-silyer kasta kasılma-zinn liflerinde gevşeme-lenste bombeleşme E) Sempatik uyarı-silyer kasta kasılma-zinn liflerinde kasılma-lenste düzleşme Doğru cevap: (D) Parasempatik uyarı-silyer kasta kasılma-zinn liflerinde gevşeme-lenste bombeleşme Yakına bakıldığında nesnelerin net görülmesini sağlayan mekanizmaları bilmemizi ölçen bir soru. AKOMODASYONUN MEKANİZMASI Yakındaki nesnelerin net görülebilmesi için; lensin şekil değiştirerek kırıcılığını artırması, gözlerin içe bakması (konverjans) ve pupillaların küçülmesi (miyozis) durumuna akomodasyon (uyum triadı) adı verilir. Merceğin kırma gücü küçük çocuklarda istemli olarak 20 diyoptriden 34 diyoptriye kadar yükseltilebilir. Bu toplam olarak 14 diyoptrilik bir akomodasyon (uyum) sağlar. Bunu sağlamak için merceğin eğriliği hafif konveks bir mercekten çok konveks bir merceğe değiştirilir. 12

11 Şekil (Soru 30): Akomodasyon AKOMODASYON ü Parasempatik uyarı sonucu ü Yakına bakılınca silyer kas kasılır. ü Silyer kas kasılınca Zinn lifleri gevşer. ü Lifler gevşeyince lens küreselleşir ve kırıcılığı artar. ü Böylece yakına uyum sağlanmış olur. ü Hipermetroplar silyer kası çok kullanırlar. 31. Omuriliğin enine yarı kesisi durumunda, kesi olan tarafta aşağıdaki duyulardan hangisi kayba uğramaz? A) Ağrı B) Pozisyon C) Vibrasyon D) Hassas lokalizasyon E) İki nokta ayrımı Doğru cevap: (A) Ağrı Omurilikte yer alan yolları, çaprazlamalarını ve lezyonları durumunda ortaya çıkan bulguları bilmemizi isteyen bir soru. OMURİLİK TAM KESİSİ: Kesi altındaki bütün duyular ve motor fonksiyonlar bloke olur. OMURİLİK ENİNE YARI-KESİSİ: Kesi olan tarafta: Kesi seviyesinin altındaki bütün motor fonksiyonlar kaybolur. Dorsal ve dorsolateral kolonlarda taşınan; kinestetik ve pozisyon duyuları, vibrasyon duyusu, hassas lokalizasyon ve iki nokta ayrımı gibi duyular, kesi seviyesinin altında kaybolur. Hassas, hafif dokunma, kesinin olduğu tarafta kaybolur; çünkü bu duyuya ait esas yol olan dorsal kolonlar kesilmiştir. İyi lokalize edilemeyen kaba dokunma, karşı spinotalamik yol ile iletildiği için sağlam kalır. 13 Kesinin karşı tarafında: Ağrı, sıcak ve soğuk duyuları gibi spinotalamik yollar ile taşınan duyular kesi seviyesinin 2-6 segment altında, bütün dermatomlarda kaybolur. Bu duruma Brown-Sequard sendromu adı verilir. 32. Etakrinik asit ve bumetanid gibi diüretiklerin etkili olduğu, Na-K-2Cl pompasından zengin olan, suyun hemen hiç geri emilmediği ve idrarda antibakteriyel etkili Tamm-Horsfall proteinlerinin sentezlendiği tübül bölümü aşağıdakilerden hangisidir? A) Proksimal tübül B) Henle kulbu çıkan kalın kısım C) Henle kulbu inen ince kısım D) Distal tübül ilk yarısı E) Distal tübül ikinci yarısı Doğru cevap: (B) Henle kulbu çıkan kalın kısım Nefronun bölümlerinin önemli özelliklerini bilmemizi sorgulayan bir soru. ÇIKAN KALIN HENLE KULPU Sodyum, potasyumun ve klorürün (Na-K-2Cl pompası) aktif olarak geri emildiği yerdir. Su hemen hiç geri emilmez. Sodyum tübüler hücre içine sodyum-hidrojen zıt taşınmasıyla da taşınır. Na-K-2Cl pompası doğuştan bozuk olursa Bartter Sendromu oluşur. Bu pompayı bloklayan diüretikler, loop diüretiklerdir (Ör. Furosemid). Kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat gibi diğer iyonların önemli miktarı da çıkan kalın Henle den geri emilir. Çıkan kalın Henle de solut geri emiliminin en önemli bileşeni, epitel hücre bazolateral membranındaki Na-K ATPaz pompasıdır. Çıkan kalın Henle kulpunda lüminal membrandan hücre içine sodyum taşınması, başlıca 1Na, 1K ve 2Cl girişini sağlayan bir taşıyıcıyla (co-transporter) yapılır. Tamm-Horsfall proteini de tubülün bu kısmında sentezlenir. Görevi, bakteriyel fimbriaları bağlayarak idrarda antibakteriyel etki sağlamaktır.

12 Ayrıca, idrarda hiyalen silendirlerin oluşumunda görevlidir. Günlük idrarda atılan proteinlerin %60 ı Tamm-Horsfall proteinidir. 33. Porfirin sentezi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir? A) Protoporfirin IX un tetrapirol halkasının merkezinde iki değerlikli bir demir atomu (Fe +2 ) bulunur. B) Porfirin oluşumundaki başlangıç ve son üç aşama mitokondride, ara aşamalar sitozolde gerçekleşir. C) Porfirin molekülünün tüm karbon ve azot atomlarının kaynağı glisin ve süksinil KoA dır. D) Porfirin sentezinde hız kısıtlayıcı aşamayı katalize eden enzim d-aminolevülinik asit dehidratazdır. E) ALA sentaz aktivitesi hemin konsantrasyonundaki artma ile baskılanır. Doğru cevap: (D) Porfirin sentezinde hız kısıtlayıcı aşamayı katalize eden enzim d aminolevülinik asit dehidratazdır. Sorunun amacı, hem sentezinin önemli özelliklerinin bilinmesidir. Hem molekülü, porfirin sentez yolunun son ürünüdür. Hem, protoporfirin IX un tetrapirol halkasının merkezinde iki değerlikli bir demir atomu (Fe +2 ) içerir. Hem miktar olarak insanlardaki en önemli porfirindir. Porfirin oluşumundaki başlangıç ve son üç aşama mitokondride, ara aşamalar sitozolde gerçekleşir. Porfirin molekülünün tüm karbon ve azot atomları iki molekülden elde edilir. Glisin ve süksinil KoA, ALA sentazın katalizlediği bir reaksiyonla ALA oluşturmak üzere bir araya gelirler. Süksinil KoA glisinin aktivasyonu için gereklidir. Bu reaksiyon koenzim olarak pridoksal fosfata ihtiyaç gösterir. Porfirin sentezinde hız kısıtlayıcı aşamayı katalize eden enzim d- aminolevülinik asit dehidrataz değil ALA sentaz dır. ALA sentaz aktivitesi hemin konsantrasyonundaki artma ile baskılanır. Hemin, hem molekülünün içerdiği demirin Fe +2 den Fe +3 e okside olmasıyla oluşur. Bu son ürünün inhibisyonu, ALA sentazın da sentezini azaltır. Kurşun zehirlenmesinde, d-aminolevülinik asit dehidrataz ve ferroşelataz enzimleri inhibe olur. CA 15-3 ve CA 27-29: Meme karsinomu için belirteç olarak kullanılmaktadır. CA 125: Over ve endometriyal karsinom için belirteç olarak kullanılmaktadır. Endometriyum karsinomunun prognozu hakkında değerli bilgiler verir. Menstrüel siklüsün foliküler fazında, siroz, hepatit, endometriozis, perikardit ve erken gebelikte de serum düzeyleri yükselir. DU-PAN-2: Pankreas kanseri için belirteç olarak kullanılmaktadır. CA 19-9, CA 242 ve CA 50: Kolorektal ve pankreas karsinomu için belirteç olarak kullanılmaktadır CA 72-4: Gastrointestinal sistem ve over karsinomu için belirteç olarak kullanılmaktadır. 35. Aşağıdaki maddelerden hangisinin membrandan geçişi diğerlerine göre daha zordur? A) Su B) Üre C) Glikoz D) Gliserol E) Sodyum Doğru cevap: (E) Sodyum Sorunun amacı; membranların selektif özellik gösterdiği ve bazı moleküllerin daha kolay, bazılarının ise daha zor geçeceğinin bilinmesidir. Bir maddenin permeabilte (geçiş) katsayısı yükseldikçe membranlardan geçişi kolaylaşır. Buna göre geçiş katsayısı en yüksek olan ve membranlardan en kolay geçen madde su, geçiş katsayısı en düşük olan ve membrandan en zor geçen madde sodyumdur. Burada unutulmaması gereken bir husus, suya göre gazlar kıyaslandığında, hidrojen ve karbondioksit gibi gazlar membranlardan çok daha hızlı bir şekilde geçebilmektedir. 34. Aşağıdaki tümör belirteçlerinden hangisi sadece pankreas kanserlerine özgüdür? A) CA 15-3 B) CA C) CA 125 D) DU-PAN-2 E) CA 72-4 Doğru cevap: (D) DU-PAN-2 Sorunun amacı; DU-PAN-2 nin pankreas kanseri belirteci olduğunun bilinmesidir. KARBONHİDRAT BELİRTEÇLER Yüksek moleküler ağırlıklı müsinler veya kan grubu antijenleridir. Şekil (Soru 35): Çeşitli maddelerin permeabilite katsayıları 36. Klasik galaktozemide eksik olan enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) Galaktokinaz B) Galaktoz 1-fosfat üridil transferaz C) Laktaz D) UDP-galaktaz E) Epimeraz Doğru cevap: (B) Galaktoz 1-fosfat üridil transferaz 14

13 Şekil (Soru 33): Porfirin (Hem) sentezi Sorunun amacı; klasik galaktozemiye neden olan enzim eksikliğinin bilinmesidir. Galaktozun en büyük besinsel kaynağı süt ve süt ürünlerinde bulunan laktozdur. Laktoz bağırsak mukoza hücrelerinde bulunan β-galaktozidaz (laktaz) tarafından yıkılır. D-galaktoz ATP nin fosfatının kullanıldığı ve galaktokinazın düzenlediği bir reaksiyon ile galaktoz 1-fosfata dönüşür. Oluşan galaktoz 1-fosfat, galaktoz 1-fosfat üridiltransferaz ile UDPgalaktoza çevrilir ve diğer metabolik yollara girer. Klasik galaktozemide galaktoz 1-fosfat üridiltransferaz enzimi eksiktir. Otozomal resesif geçiş gösterir. Galaktoz 1- fosfat ve galaktitolün sinir dokusunda, lenste, karaciğer ve böbrekteki birikimi sonucu zeka geriliği, katarakt, karaciğer ve böbrek hasarı meydana gelir. 37. Pirüvatın glukoza dönüştürülüp kana verildiği süreçte aşağıdakilerden hangisi görev almaz? A) Pirüvat kinaz B) Fruktoz 1,6-bifosfataz C) Fosfoenolpirüvat (PEP) karboksikinaz D) Fosfogliserat kinaz E) Glukoz 6-fosfataz Doğru cevap: (A) Pirüvat kinaz Sorunun amacı; pirüvatın glukoza dönüşümü sırasında gerekli olan glukoneogenez enzimlerinin bilinmesidir. Glukokinaz, fosfofruktokinaz ve piruvat kinaz enzimleri sadece glikolize özgü olup glukoneogenez de görev almaz. Pirüvat kinaz, glikolizin üçüncü ve son irreversibl basamağı ile fosfoenolpirüvatıà pirüvata dönüştürürken, 15

14 Şekil (Soru 36): Galaktoz metabolizması aynı zamanda ADP den ATP sentezini (substrat düzeyinde fosforilasyon) sağlar. 38. Aşağıdaki glukoz taşıyıcı (GLUT) proteinlerden hangisinin glukoza affinitesi en yüksektir? Glukoneogenezin %90 ı karaciğerde, geri kalan %10 u ise böbreklerde meydana gelir. Glukoz; laktat, pirüvat, gliserol ve alfa-ketoasitler gibi prekürsörlerden üretilir. Bilindiği gibi glikolizin üç basamağı irreversibldir, bu basamaklar glukoneogeneze özgü dört alternatif reaksiyon ile geçilmelidir. Pirüvat karboksilaz, PEP karboksikinaz, fruktoz 1-6 bifosfataz ve glukoz 6 fosfataz enzimleri sadece glukoneojeneze özgüdür. A) GLUT-7 C) GLUT-3 E) GLUT-5 B) GLUT-2 D) GLUT-4 Doğru cevap: (C) GLUT-3 Sorunun amacı; glukoz taşıyıcı proteinlerin önemli bazı özelliklerinin bilinmesidir. Pirüvatın karboksilasyonu: Glukoneogenezde pirüvat önce pirüvat karboksilaz ile okzaloasetata karboksillenir. Pirüvat karboksilaz koenzim olarak biyotin kullanır. Pirüvat karboksilazın allosterik aktivatörü, asetil KoA dır. Glukoneogenezin bir tek bu basamağı mitokondride gerçekleşir. Son basamak olan glukoz 6-fosfataza kadar olan basamakların hepsi sitozolde meydana gelir. Pirüvatın karboksilasyonu ile sentezlenen okzaloasetat, glukoneogenezin diğer enzimlerinin bulunduğu sitozole geçmek zorundadır. Ancak okzaloasetat mitokondri iç zarını direkt olarak geçemez. Önce mitokondriden sitozole geçebilen malata indirgenir. Sitozolde tekrar okzaloasetata okside olur. GLUT-1: Eritrosit, damar endotel hücrelerinde ve plasentada yer alan, bazal glukoz transportundan sorumlu olan taşıyıcıdır. GLUT-2: Karaciğer, pankreas, ince bağırsak ve böbrek proksimal tüp hücrelerinde bulunan ve bu dokularda glukozun hızlı yakalanması ve salınmasını sağlayan taşıyıcıdır. GLUT-3: Glukoza affinitesi en yüksek olan, temel olarak beyin nöronlarında glukozun yakalanması ve transportunu gerçekleştiren taşıyıcıdır. GLUT-4: Yağ dokusu, iskelet ve kalp kasında taşıyıcıdır. İnsülinle uyarılabilen tek taşıyıcı GLUT4 tür. Okzaloasetat, sitozolde fosfoenolpirüvat karboksikinaz etkisi ile dekarboksile olarak fosfoenolpirüvata (PEP) dönüştürülür. Bu reaksiyonda 2 molekül GTP kullanılır. PEP daha sonra fruktoz 1, 6-bifosfat basamağına kadar glikoliz reaksiyonlarındaki sırasından geriye doğru gider. GLUT-5: İnce bağırsakta ve böbrekte bulunur. Fruktozun bağırsaklardan emilimini sağlar. GLUT-7: Karaciğerde mikrozomal fraksiyonda yer alır. Endoplazmik retikulumdan serbest glukozun çıkışını sağlar. Fruktoz 1,6-bifosfat, fruktoz 1,6-bifosfataz ile hidroliz olarak fruktoz-6-fosfata dönüşür. Bu reaksiyon, piruvat karboksilaz ile birlikte glukoneogenezin önemli bir düzenleyici basamağıdır. Hücre içinde enerjiden fakir durumun sinyali olan yüksek AMP düzeyi ve fruktoz 2,6bifosfat tarafından inhibe edilir. 39. İnfeksiyon geçiren bir kişide aşağıdaki plazma proteinlerinden hangisinde artış olmaz? Glukoneogenezin son basamağında, glukoz 6-fosfat, glukoz 6-fosfataz ile hidroliz olarak, irreversibl olan hekzokinaz basamağını atlar ve serbest glukoz oluşur. A) C-reaktif protein C) Haptoglobülin 16 E) Albümin B) Seruloplazmin D) Fibrinojen

15 Şekil (Soru 37): Glukoneojenez Doğru cevap: (E) Albümin Sorunun amacı; negatif akut faz reaktanlarının vurgulanmasıdır. Akut bir inflamasyona veya doku harabiyetine bağlı olarak bazı proteinlerin plazma düzeyleri kısa bir süre içerisinde değişmektedir. Bu proteinlere akut faz proteinleri veya akut faz reaktanları denilmektedir. C-reaktif protein (CRP): 4-6 saat içerisinde artar. Alfa 1- antikimotripsin: saat içerisinde belirgin olarak artar Alfa 1- asid glikoprotein (orosomukoid), haptoglobülin, C4 ve fibrinojen düzeyleri 1-4 günde artar. Seruloplazmin düzeyleri 4-20 günde yükselmektedir. Akut bir inflamasyonun karakteristik elektroforez bulguları, alfa-2 bandında artış, albüminde azalma ve bazen alfa-1 bandında artışın eşlik ettiği bir tablodur. Artışla karakterize olan akut faz reaktanlarından en çok değişim gösterenler CRP, haptoglobülin, alfa1- antitripsin ve fibrinojendir. Akut inflamasyonda düzeyleri azalanlar (negatif akut faz reaktanları): Prealbümin Albümin Transferrin Retinol bağlayıcı protein (RBP) 40. Enzimler ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir? A) Enzimler, serbest aktivasyon enerjisini azaltarak reaksiyon hızını arttırırlar. B) Bütün substrat konsantrasyonlarda reaksiyon hızı enzim miktarı ile doğru orantılıdır. C) Km, bir enzimin maksimum hızın yarısına (Vmax/2) erişmesi için gerekli olan enzim konsantrasyonudur. D) Km düşükse, enzimin substrata özgüllüğü fazladır. E) Km yüksekse, enzimin substrata özgüllüğü düşüktür. Doğru cevap: (C) Km, bir enzimin maksimum hızın yarısına (Vmax/2) erişmesi için gerekli olan enzim konsantrasyonudur. 17

16 Sorunun amacı; enzimlerin bazı özelliklerinin bilinmesidir. Michaelis-Menten kinetiği; bir enzimin aktifliğini ölçmede kullanılır. Km: Bu sabite, bir enzime ve onun substratına özeldir ve enzimin substrata ilgisini yansıtır. Km, bir enzimin maksimum hızın yarısına (Vmax/2) erişmesi için gerekli olan substrat konsantrasyonudur. Km düşükse, enzimin substrata özgüllüğü fazladır. Km yüksekse, enzimin substrata özgüllüğü düşüktür. Hız ile enzim arasındaki durum: Bütün substrat konsantrasyonlarında reaksiyon hızı enzim miktarı ile doğru orantılıdır. Örneğin enzim miktarı 1/2 azaltılırsa hız da aynı oranda azalır. Mitokondri iç zarında, sitozolden ADP ve Pi alıp ATP sentezinin meydana geldiği matrikse taşıyan bir sistem (ADP/ATP nükleotid translokaz) mevcuttur. Bu taşıyıcı bitkisel bir toksin olan atraktilosid (+ Bongkreic asit) ile güçlü bir şekilde inhibe edilir. Böylece intramitokondriyal ADP miktarı azalır ve ATP sentezi durur. 42. Aşağıdakilerden hangisi kollajen doku hastalığı değildir? A) Skorbüt B) Ehler-Danlos C) Osteogenezis imperfekta D) Menkes E) Marfan Doğru cevap: (E) Marfan 41. Elektron transport zincirinde kompleks V yapısında yer alan, F 0 proton kanalını inhibe ederek, ATP sentezini durduran madde aşağıdakilerden hangisidir? A) Atraktilozid B) Valinomisin C) Aurovertin D) Oligomisin E) 2,4 dinitrofenol Doğru cevap: (D) Oligomisin Sorunun amacı; elektron transport zincirinde kompleks V in (ATP sentaz) F 0 kısmını inhibe eden maddenin bilinmesidir. OLİGOMİSİN: Bu ilaç, ATP sentazın sap kısmına (F 0 ) bağlanarak H + kanalını kapatır ve protonların mitokondri matriksine tekrar girişini önler. Bu ilaç varlığında, ph ve elektriksel fark ortadan kaldırılamadığı için hem ETZ inhibe olur hem de ATP üretimi durur. F 1 cisimciği bir sapla F 0 cisimciğine bağlanır ve mitokondri matriksine doğru uzanır. F 1 cisimciği 5 alt üniteden oluşan bir proteindir. Asıl ATP sentezi F 1 cisimciğinde gerçekleşmektedir. F 1 cismi de aurovertin ile bloke olmaktadır. İYONOFORLAR: Spesifik katyonlarla kompleks oluşturabilen ve bu yolla biyolojik membranlardan transportunu kolaylaştıran moleküllerdir. En belirgin özellikleri lipofilik karakter taşımalarıdır. Örneğin valinomisin mitokondriyal membrandan K iyonu geçişini kolaylaştırarak mitokondri iç ve dıştaki membran potansiyelini değiştirir. Nigerisin de K iyonları için iyonofordur; ancak beraberinde H + iyonlarını da etkiler. Valinomisin ve nigerisin beraber bulunduğunda, hem membran potansiyeli hem de ph gradiyenti bozulduğundan fosforilasyon tamamen inhibe olur. Sorunun amacı; kollajen ve elastin doku hastalıklarının bilinmesidir. SKORBÜT: Bu hastalık, Vitamin C eksikliği nedeniyle Prolil hidroksilaz enziminin demiri ferri formunda olduğundan hidroksilasyon işlemi bozulur ve prokollajen sentezi azalır. Sonuçta hidroksiprolinden fakir yetersiz bir kollajen sentezlenir. Bu vitaminin eksikliğinde, çocuklarda anormal kemik gelişimi, kostakondral eklemlerde şişlik, yara iyileşmesinde gecikme ve deri kapillerindeki frajiliteye bağlı olarak kanamalar görülür. EHLERS-DANLOS: Kollajende kalıtsal bozukluk sonucu ortaya çıkan heterojen generalize bir bağ dokusu hastalığıdır. Tip III ve IV te arter ve bağırsakta spontan yırtılmalar oluşur. Tip VIIc de prokollajen N-proteinaz eksikliği olup, kendini aşırı eklem hareketliliği ve yumuşak deri ile gösterir. Ehlers-Danlos (tip VI) sendromunda lizil hidroksilaz enzimi eksikliğine bağlı olarak hidroksilizin içeriği azalmış olan yetersiz bir kollajen sentezi meydana gelir. Bu sendromda kas ve kemiklere ait deformasyonlar, özellikle eklemlerde hipermobilite, hiperelastik deri ve yara iyileşmesinde gecikme bulunmaktadır. Bu hastalarda göz rüptürü ve kifoskolyoz olabilir. OSTEOGENEZİS İMPERFEKTA: Kemik kitlesinde generalize azalma (osteopeni) ile karakterize bir hastalıktır. OR olarak kalıtılır. Çoğu hastada tip 1 prokollajeni kodlayan 2 genden birinde hata vardır. Tek bir glisinin mutasyon ile sisteine dönüşmesiyle oluşur. Hastalarda, aşırı kırılgan kemikler, diş anormallikleri, yara iyileşmesinde gecikme, sırtta kamburlaşma, mavi sklera ve işitme kaybı izlenir MENKES SENDROMU: AYIRICILAR (UNCOUPLER): 2,4-Dinitrofenol, yüksek doz aspirin, dikumarol ve klorkarbonil siyanidfenilhidrazon (CCCP) gibi maddeler mitokondri iç zarının protonlara olan permeabilitesini arttırır. Elektron transportu ile oksidatif fosforilasyon ayrılabilir. Bu gibi maddelere ayırıcılar denir. Lipofilik bir proton taşıyıcı olan 2, 4-dinitrofenol, mitokondri iç zarının protonlara olan permeabilitesini arttırarak, proton gradiyentini azaltır. 2,4-Dinitrofenol, proton farkı oluşturmaksızın ETZ nin hızlı bir şekilde devam etmesini sağlarken, ATP üretilmesini engeller. 18 X e bağlı olarak kalıtılan bir bakır metabolizması bozukluğudur. Sadece erkeklerde ortaya çıkar. Sinir sistemi, bağ dokusu ve damarları tutan ve bebeklik döneminde ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Temel problem, bakır bağımlı P-tipi ATPaz adı verilen bir enzimi kodlayan ATP 7-A geninden kaynaklanmaktadır. Bu enzim eksikliğine bağlı olarak bakırın gastrointestinal sistemden emiliminde ve karaciğere girişinde azalma olur. Bu da karaciğerde sentezlenen lizil-oksidaz, dopamin hidroksilaz ve tirozinaz gibi önemli bazı bakırlı enzimlerin sentezini azaltır. Sonuç

17 olarak kollajen çapraz bağ oluşumu eksiktir. Saç yapısında değişiklikler, aşırı kıvrık ve kırılgan (kinky hair) saç yapısı, depigmantasyon görülür. MARFAN SENDROMU (ARAKNODAKTİLİ): Otozomal dominant kalıtılan elastin doku hastalığıdır. 15. kromozomda mutasyonlar izlenir. 15. kromozom glikoprotein yapılı fibrillin i kodlar. Bu hastalarda fibrillin defekti var. Elastik liflerdeki bir bozukluk olup, ince ve uzun ekstremiteler, lens subluksasyonu (ektopia lentis), iskelet kası deformiteleri, aort anevrizması gibi kardiyovasküler problemler izlenir. 43. Karaciğerden periferik dokulara triaçilgliserolleri taşıyan lipoprotein aşağıdakilerden hangisidir? A) Çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL) B) Düşük dansiteli lipoprotein (LDL) C) Yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) D) Ara dansiteli lipoprotein (IDL) E) Şilomikron Doğru cevap: (A) Çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL) Sorunun amacı; lipoproteinlerden, çok düşük dansiteli lipoproteinin görevlerinin bilinmesidir. ÇOK DÜŞÜK DANSİTELİ LİPOPROTEİN (VLDL): Karaciğerde üretilir. Bu lipoproteinin büyük kısmı triaçilgliserolden oluşmuştur. VLDL, karaciğerden periferik dokulara triaçilgliserolleri taşımak üzere işlev görmektedir. Apolipoprotein B-100 içerir. ŞİLOMİKRONLAR: Bağırsak mukoza hücrelerinde üretilirler ve besinsel triaçilgliserol, kolesterol esterlerini, diğer lipitleri ve yağda eriyen vitaminleri taşırlar. Apolipoprotein B-48 içerir. DÜŞÜK DANSİTELİ LİPOPROTEİN (LDL): Partiküllerinin ana işlevi karaciğerden dokulara kolesterol sağlamaktır. Periferik dokular Apo B 100 ü tanıyan reseptörler sayesinde LDL yi hücre içine alır. YÜKSEK DANSİTELİ LİPOPROTEİN (HDL): Karaciğer ve ince bağırsaklarda sentezlenir. Ekstrahepatik dokulardan serbest kolesterolü alır ve esterleştirir, kolesterol esterlerini karaciğere taşırlar. ARA DANSİTELİ LİPOPROTEİNE (IDL): VLDL içerisinde bulunan triaçilgliseroller, lipoprotein lipaz tarafından yıkıldığında VLDL nin boyutları küçülerek VLDL ile LDL arasında bir geçiş formu olan ara dansiteli lipoproteine (IDL) dönüşür. VLDL artığı olarak da kabul edilen IDL, ApoB 100/ Apo E reseptörleri sayesinde karaciğere alınabilmektedir. 44. Arilsülfataz A enzim eksikliği sonucu görülen sfingolipidoz aşağıdakilerden hangisidir? A) Tay-Sachs B) Metakromatik lökodistrofi C) Gaucher D) Sandhoff E) Niemann-Pick Doğru cevap: (B) Metakromatik lökodistrofi Sorunun amacı; sfingolipidozlarda eksik olan enzimlerin bilinmesidir. Sfingolipidozlar, sfingolipitlerin lizozomal yıkımında bozuklukla giden glikolipidoz olarak da bilinen bir grup hastalıktır. X e bağlı resesif kalıtılan Fabry hariç hepsi otozomal resesiftir. Glikolipit ve sfingolipitlerin yıkımı lizozomal enzimlerce sağlanır. Sonuç olarak bu enzimlerin eksikliğinde enzimatik blok arkasında kalan sfingolipitler lizozomlarda birikir. Hücrelerin kimyasal kompozisyonu bozulur. Tablo (Soru-44): Sfingolipidozlar ve önemli bazı bulgular Hastalık Eksik enzim Önemli klinik bulgular Tay-Sachs Hegzoaminidaz A Kiraz kırmızısı makula, mental gerilik, kas güçsüzlüğü, GM-2 gangliozid birikimi. Sandhoff GM-1 gangliozidoz Niemann-Pick Gaucher Krabbe Metakromatik lökodistrofi Hegzoaminidaz A ve B β-galaktozidaz Sfingomiyelinaz β-glukozidaz β-galaktozidaz Arilsülfataz A Kiraz kırmızısı makula, Tay-Sachs a göre oldukça ciddi GM-2 gangliozid ve globozid birikimi. Kiraz kırmızısı makula, gangliozid ve mukopolisakkarid birlikte birikimi. Histiyositik köpük hücreler oluşur. Kiraz kırmızısı makula, hepatosplenomegali, mental gerilik, erken çocukluk döneminde ölüm, singomyelin birikimi. Histiyositik köpük hücreler oluşur. En sık görülen glikolipidoz, ACE enziminde artış, asit fosfataz yüksek, Askenazi Yahudileri nde taşıyıcılık 1/14, uzun kemiklerde osteoporoz, glukoserebrozid birikimi ve hepato-splenomegali. Histiyositik köpük hücreler oluşur. Beynin beyaz cevherinde globoid cisimler, miyelin çoğu zaman yok. Galaktozilseramid (galaktoserobrozid) birikir Demiyelinizasyon, periferal nöropati. Sülfatidler birikir. Fabry α-galaktozidaz X e bağlı ressesif, deri lezyonları. Globozid birikir. Farber Seramidaz İskelet anomalileri, ağrılı ve ilerleiyici eklem deformitesi. Seramid birikir. 19

18 45. Kolesterol sentezinde mevalonik asitten sonraki aşamalar hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) İzopren türevleri, skualen, lanosterol, kolesterol B) Lanosterol, izopren türevleri, skualen, kolesterol C) Skualen, lanosterol, izopren türevleri, kolesterol D) HMG KoA, izopren türevleri, skualen, kolesterol E) HMG KoA, izopren türevleri, lanosterol, kolesterol Doğru cevap: (A) İzopren türevleri, skualen, lanosterol, kolesterol Sorunun amacı; kolesterol sentezinde, mevalonik asit oluşumundan sonraki basamakların bilinmesidir. Kolesteroldeki tüm karbonlar asetil KoA dan sağlanırken NADPH indirgeyici ekivalanları sağlar. Kolesterol sentezinde ilk iki reaksiyon keton cisimlerinin sentezi ile benzerdir. Önce iki tane asetil KoA molekülü asetoasetil KoA oluşturmak üzere birleşir. Buna HMG KoA sentazın düzenlediği bir reaksiyon ile üçüncü bir asetil KoA dan parça eklenir ve HMG KoA meydana gelir. Karaciğer parankim hücreleri HMG KoA sentaz enziminin iki tane izoenzimini içerirler. Sitozolik enzim kolesterol sentezinde rol alırken, mitokondriyal formu keton cismi sentezinde rol alır. Bir sonraki basamak endoplazmik retikulumda gerçekleşir ve HMG KoA redüktaz enzimi tarafından katalize edilir ve kolesterol sentezinde düzenleyici basamağı oluşturur. Bu basamakta 2 molekül NADPH kullanılırken HMG KoA nın KoA kısmı ayrılır; bu reaksiyonu geri dönüşümsüz yaparken sonuçta bir molekül mevalonik asit sentezlenir. Daha sonra mevalonik asitten karmaşık bir dizi reaksiyon ile önce izopren türevi ara bileşikler sentezlenir. Sırası ile izopentenil pirofosfat >..>..>..> farnesil pirofosfat sentezlenir. İzopentenil pirofosfat, kolesterol sentezinde ilk oluşan izopren türevi ara bileşiktir. İzopren türevi ara bileşiklerden sonra skualen, lanosterol ve nihayet kolesterol meydana gelir. Şekil (Soru 45): Kolesterol sentezi 20

19 46. Aşağıdakilerden hangisi polipeptid yapılı hormonların özelliklerinden birisi değildir? A) Plazma yarı ömürleri kısadır B) Reseptörleri plazma membranındadır C) Transport proteinlerine ihtiyaçları vardır D) Hücre içi ikincil habercilere ihtiyaçları vardır E) Hidrofiliktirler Doğru cevap: (C) Transport proteinlerine ihtiyaçları vardır Sorunun amacı; hücre yüzey reseptörüne bağlanan grup I hormonların, özelliklerinin bilinmesidir. Hormonlar yağda (grup I) ve suda çözünen (grup II) hormonlar olarak sınıflandırılabilir. Yağda çözünen hormonlar arasında steroid, tiroid hormonlar ve 1-25 dioh-kolekalsiferol gibi örnekler bulunurken; suda çözünen hormonlar arasında katekolaminler, küçük peptidler, protein ve glikoprotein yapısındaki hormonlar bulunur. Tablo (Soru 46): Hormon sınıflarının genel özellikleri Örnekler GRUP I Steroidler, iyodotironinler, kalsitriol GRUP II Çözünürlük Lipofilik Hidrofilik Transport proteinleri Plazma yarı ömrü Evet Uzun (saatlerden günlere) Polipeptidler, proteinler, glikoproteinler, katekolamin Hayır Kısa (dakikalar) Reseptör İntrasellüler Plazma membranı Mediatör Reseptörhormon kompleksi camp, cgmp, Ca +2, kompleks fosfo-inozitollerin metabolitleri, kinaz kaskadları vb. 47. Aşağıda verilen vitamin ve eksikliğinde görülen hastalık eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir? A) Tiyamin/Beriberi B) Niasin/Homosistinüri C) Pantotenik asit/yanık ayak sendromu D) Tiyamin/Wernicke-Korsakoff sendromu E) C Vitamini/Skorbüt Doğru cevap: (B) Niasin/Homosistinüri Sorunun amacı; çeşitli vitamin eksikliklerinde meydana gelen hastalıkların bilinmesidir. Tiyamin: Bu vitaminin biyolojik aktif şekli olan tiyamin pirofosfat (TPP), tiyamine ATP den bir pirofosfat grubunun transferiyle oluşur. TPP, alfa-keto asitlerin oksidatif dekarboksilasyonunda görevli piruvat dehidrojenaz, alfa-ketoglutarat dehidrojenaz, dallı zincirli alfaketoasit dehidrojenaz gibi enzimler ve transketolaz reaksiyonunda koenzim olarak yol oynar. Beri-Beri: Diyetlerinin büyük kısmını pirincin oluşturduğu bölgelerde görülen ciddi bir tiyamin eksikliği sendromudur. Wernicke - Korsakoff sendromu: Kronik alkoliklerde tiyamin eksikliğine bağlı gelişen bir tablodur. Bu durum, vitamin alımının yetersiz olması, ince bağırsaklardan emilimin bozulması, alkolün inhibitör etkisi sonucu gelişmektedir. Hastalık, Wernicke ensefalopatisi ve Korsakof psikozundan oluşur. Hastalarda progressif ataksi, spastik parapleji, mental konfüzyon, apati, hafıza kaybı ve nistagmusla ilerler. Ensefalopati tablosu tiyamin verilmesi ile gerilerken, Korsakof psikozu gerilememektedir. Niasin: Eksikliğinde deri, mide-bağırsak kanalı ve merkezi sinir sistemini etkileyen ve 3D harfiyle belirtilen (Dermatit, Diare, Demans) ve tedavi edilmezse ölümle (4D) sonuçlanan Pellegra görülür. Dermatit (keskin sınırlı, simetrik, eritemli, pullanmış, krutlanmış alanlar). Dermatitin boyundaki görünümü Casal gerdanlığı olarak adlandırılır. Genel belirtiler büyümenin durması, kilo kaybı ve anemidir. Liberkühn kriptalarında kistik genişleme şeklinde bağırsak lezyonları karakteristiktir. Pantotenik asit: Eksikliği ender olarak görülür. Çünkü hayvansal ve bitkisel gıdalarda yaygın olarak bulunur. Pantotenik asit eksikliğine bağlı olarak burning foot da (yanık ayak) denilen parestezi nedeni ile ayaklarda yanma hissi, postural hipotansiyon, taşikardi, epigastrik distres, baş ağrısı ve derin tendon reflekslerinde artma izlenebilir. Homosistein: Artışı, kardiyovasküler hastalıklara neden olan ateroskleroz, hipertansiyon ve tromboza neden olmaktadır. Folat, vitamin B 12 ve piridoksal fosfat eksiklikleri hiperhomosisteinemiye yol açabilir. Bunun nedeni, homosisteinin metiyonine dönüşümünde folat ve vitamin B 12, homosisteinin sistatyonine dönüşümünde görevli sistatyonin sentaz enzimi için de pridoksin gereklidir. Askorbik asit: Eksikliği skorbüte yol açar. Bu hastalıkta özellikle hidroksi-prolinden fakir yetersiz bir kollajen sentezlenir. Buna bağlı olarak klinikte, deri ve mukozalara kanama, diş eti kanaması, dişlerde gevşeme, mavi renk alma ve dişlerin kaybı, kemikleşmenin durması, yara iyileşmesinde gecikme görülür. Kostakondral kıkırdak bileşiminde dikensi çıkıntılar tipik fizik muayene bulgusudur. Periost altına kanama, daha çok alt ekstremitelerde olduğundan çocuklar ayakları oynatılırken veya bez değiştirme sırasında çok huzursuz olurlar. Ekstremite ağrıları psödoparaliziye neden olur, çocuklar tipik olarak kurbağa pozisyonu alırlar. 48. Aşağıdakilerden hangisi pürin sentez inhibitörlerinden biri değildir? A) Azaserin B) Diazonorlösin C) Mikofenolik asit D) Difluorometil ornitin E) Metotreksat Doğru cevap: (D) Difluorometil ornitin Sorunun amacı; başlıca pürin sentez inhibitörlerinin vurgulanmasıdır. Pirimidin nükleotid sentezinin ikinci aşamasında, tamamlanmış olan pirimidin halkası, orotidin 5 - monofosfat (OMP) nükleotidine dönüşür. Ana pirimidin nükleotidi olan OMP, OMP dekarboksilaz enzimiyle üridin monofosfat (UMP) a çevrilir. Orotat fosforibozil 21

20 transferaz ve OMP dekarboksilaz enzimleri tek bir polipeptid zincirinden sentezlenir. Difluorometil ornitin, OMP dekarboksilaz enzimin potent bir inhibitörüdür. Bu ilaç kolon, mesane meme, karaciğer, cilt ve mide kanserinde denenmektedir. Azaserin (glutamin analoğu) ve diazanorlösin, hız kısıtlayıcı olan glutamin fosforibozil pirifosfat aminotransferaz enzimini inhibe eder. Mikofenolik asit, İMP dehidrojenaz inhibitörü olup AMP ve GMP yapımını inhibe eder. Metotreksat ise folik asit analoğu olup dihidrofolat redüktazı inhibe eder. 49. Aşağıdakilerden hangisi hemoglobin oksijen dissosiyasyon eğrisini sağa kaydıran durumlardan biri değildir? A) Asidoz B) Anemi C) Isı artışı D) 2,3-Bifosfogliserat düzeyinde azalma E) Karbondioksit basıncında (pco 2 ) artış Doğru cevap: (D) 2,3-Bifosfogliserat düzeyinde azalma Sorunun amacı; hemoglobinin oksijen dissosiyasyon eğrisini sağa kaydıran etmenlerin bilinmesidir. Dokularda ph azalması veya yüksek pco2 basıncına maruz kalındığı durumda oksijenin hemoglobinden ayrılması kolaylaşır. Her iki halde de hemoglobinin oksijene ilgisi azalır ve eğri sağa kayar. Anemilerde ve kronik hipoksemilerde, anaerobik glikoliz metabolizması artar. Glikolizde bir ara ürün olan 1,3-bifosfogliserat (BPG), 2,3- bifosfogliserata dönüşür. Eritrosit içi 2,3-BPG düzeyinin artması ile birlikte hemoglobinin taut formu stabilize olur ve hemoglobinin oksijene ilgisi azalır, eğri sağa kayar. Isı artışı metabolizmayı hızlandırdığı için oksijen ihtiyacını arttırır ve eğri sağa kayar. Yükseğe çıkıldığı zaman oksijen basıncı düşer ve hemoglobinin oksijene ilgisi azalır, eğri sağa kayar. Karbonmonoksit (CO), hemoglobinin demirine sıkıca bağlanır ve karboksi-hb meydana gelir. Hemoglobinin CO ya ilgisi oksijene olan ilgisinden 220 kez daha fazladır. Ortamdaki çok düşük bir konsantrasyondaki CO bile, karbonmonoksi-hb oluşmasına ve eğrinin sola kaymasına sebep olur. Alkaloz ve yüksek oksijen basıncı da eğriyi sola kaydırır. Prokaryotlarda, DNA üzerinde bulunan yapısal genler ve önündeki promoter bölgeye operon denir. Prokaryotlarda, repressör molekülün promoter bölgede bağlandığı yere ise operatör denir. Represör adı verilen moleküller operatöre bağlanarak, promoter bölgeye RNA polimerazın bağlanmasını önler. Dolayısıyla protein sentezi baskılanır. Operatör bölgedeki mutasyonlar, devamlı protein sentezine neden olur. Represör moleküle bağlanarak onu inhibe eden, dolayısıyla protein sentezinin uyarılmasını sağlayan moleküle indükleyici denir. Transkripsiyon, DNA molekülünden mrna sentezine denir. 51. Aşağıdakilerden hangisi ksenobiyotik metabolizmasında faz II reaksiyon değildir? A) Glukronidasyon B) Hidroksilasyon C) Sülfatlanma D) Asetillenme E) Metillenme Doğru cevap: (B) Hidroksilasyon Sorunun amacı; düz endoplazmik retikulumdaki detoksifikasyon fazlarının bilinmesidir. Yağda eriyen ilaçlar veya yabancı bileşiklerin birçoğu, vücutta faz I ve faz II gibi tepkimelerle metabolize edilir. Faz I reaksiyonda, ilaçlar ilk önce sitokrom P450 enzim sistemi tarafından hidroksilasyona uğratılır. Daha sonra hidroksillenen ilaç, faz II reaksiyonda konjugasyon ile vücuttan uzaklaştırılır. Detoksifikasyonda rol oynayan bileşikler; PAPS (fosfoadenozil-fosfosülfat), metiyonin, glisin, glutatyon, glukuronik asit ve asetil KoA dır. Detoksifikasyonda rol oynayan başlıca konjugasyon mekanizmaları; glukronidasyon, sülfatlanma, glutatyonla konjugasyon, glisinle konjugasyon, metillenme ve asetillenmedir. Faz I reaksiyonda görev alan mikrozomal sitokrom P450 enzim sistemine bu ismin verilmesinin nedeni, spektrofotmotrede 450 nm dalga boyunda karbonmonoksite maruz kaldığında belirgin bir pik oluşmasıdır. Sonuçta karbonmonoksit, karaciğerde sitokrom P450 enzim sistemini inhibe ederek ilaçların ve diğer yabancı bileşiklerin hidroksilasyonunu inhibe etmektedir. 50. Prokaryotlarda, DNA üzerinde bulunan yapısal gen ve önündeki promoter bölge aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir? A) Operon B) Operatör C) Represör D) İndükleyici E) Transkripsiyon Doğru cevap: (A) Operon DNA üzerinde bulunan yapısal gen ve önündeki promoter bölge operon olarak ifade edilmektedir. Bu soru ile operonun bilinmesi amaçlanmaktadır. 52. Organofosfat zehirlenmelerinde tanısal amaçlı kullanılan enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) Gama-glutamil-transferaz B) Alkalen fosfataz C) Asit fosfataz D) Alanin aminotransferaz E) Psödokolinesteraz Doğru cevap: (E) Psödokolinesteraz Sorunun amacı; psödokolinesteraz enziminin organofosfat zehirlenmelerinin tanısında kullanıldığının bilinmesidir. 22

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale FOSSA AXILLARIS Boyun ile kol arasında, üst ekstremiteye geçiş alanı sağlayan kapı Toraks yan duvarının üst bölümü ile kolun üst bölümü arasında kalan piramidal boşluk Önden ve arkadan

Detaylı

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Spatium intercostale Birbirine komşu kostalar arasında bulunan boşluk İnterkostal kaslar tarafından doldurulur. Spatium intercostale V. a. ve n. intercostalis ler kostanın alt kenarı

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

Mandibula ya Tutunan Kaslar

Mandibula ya Tutunan Kaslar Mandibula ya Tutunan Kaslar Journal of Clinical and Analytical Medicine Musculus Temporalis Fossa temporalis i doldurur. Fossa temporalis ve fascia temporalis ten başlar. Ramus mandibulae nin üst ön bölgesinde

Detaylı

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) 2017-2018 DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 26 5X2 31 Biyofizik 4-4 Fizyoloji 22 5X2 27 Histoloji ve Embriyoloji 12 6X2 18 Tıbbi

Detaylı

FOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019

FOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 FOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 FOSSA TEMPORALIS FOSSA TEMPORALIS FOSSA TEMPORALIS SINIRLARI Linea temporalis superior Os zygomaticum proc. Frontalis Arcus zygomaticus FOSSA TEMPORALIS TABANI

Detaylı

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368 21. Aşağıdakilerden hangisinin fizyolojik ph'de tamponlama etkisi vardır? A) CH3COC- / CH3COOH (pka = 4.76) B) HPO24- / H2PO-4 (pka = 6.86) C) NH3/NH+4(pKa =9.25) D) H2PO-4 / H3PO4 (pka =2.14) E) PO34-/

Detaylı

Anatomi Eğitmeni Anatomi doçentlik sınavı sorusu seviyesinde...

Anatomi Eğitmeni Anatomi doçentlik sınavı sorusu seviyesinde... Değerli Meslektaşlarım, Sınavda açıkçası farklı tarzda anatomi soruları sorulmuş. Anatomi zaten ağır bir bilim dalıdır. Ancak, sanki Eski sorulardan sormayalım bunu hemen bilirler tarzı bir yaklaşımla

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019) 2018-2019 DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK 2018 01 MART 2019) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 26 5X2 36 Fizyoloji 22 4X2 30 Histoloji ve Embriyoloji 12 6X2 24 Tıbbi Biyokimya

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Hücre içi kompartıman ve hücre dışı kompartımanın büyük bölümü elektriksel açıdan nötrdür. Hücre içinde

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

Omuz kemeri kemikleri Clavicula (köprücük kemiği)

Omuz kemeri kemikleri Clavicula (köprücük kemiği) Üst ekstremite kemikleri omuz hizasında kürek kemiği ve köprücük kemiğinden oluşan omuz kemeri kemikleri ile başlar. Diğer üst ekstremite kemikleri, humerus (pazu kemiği, kol kemiği), antebrachium (radius

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki

Detaylı

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır.

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. İskeletin önemli bir bölümüdür ve temel eksenidir. Sırt boyunca uzanır

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR MOTOR PROTEİNLER Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre iskeleti, Hücre şeklini ve sitoplazmanın organizasyonunu belirleyen bir yapı iskelesi görevi yapar. Hücre hareketlerinin gerçekleşmesinden sorumludur.

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ 9. Hafta: Lipit Metabolizması: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI Palmitoleik ve oleik asitlerin sentezi için palmitik ve stearik asitler hayvansal organizmalardaki çıkş maddeleridir.

Detaylı

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan oluşur. Bu kemik ve kıkırdak yapılar toraks kafesini

Detaylı

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi 1. Termometre Çimlenen bezelye tohumlar Termos Çimlenen bezelye tohumları oksijenli solunum yaptığına göre yukarıdaki düzenekle ilgili, I. Termostaki oksijen miktarı azalır. II. Termometredeki sıcaklık

Detaylı

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU KAS DOKUSU Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU 1 Kas dokusu, kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek hareketi sağlayan bir dokudur. Toplam vücut ağırlığının Yenidoğanda % 25 Genç erişkin dönemde % 40 ve yaşlılık

Detaylı

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan oluşur. Bu kemik ve kıkırdak yapılar toraks kafesini

Detaylı

BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI ( ) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217)

BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI ( ) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217) BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI (05.11.2012) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217) Adı Soyadı: A Fakülte No: 1- Asetil KoA, birçok amaçla kullanılabilir. Aşağıdakilerden

Detaylı

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI BAŞ VE BOYUN DAMARLARI DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 BAŞ VE BOYUN ARTERLERİ A. Carotis externa Boyun, yüz ve saçlı derideki yapıların arteriel beslenmesini sağlar. Ayrıca dil ve maxilla yı da kanlandırır.

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Medulla Spinalis. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Medulla Spinalis. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Medulla Spinalis yrd. doç. dr. emin ulaş erdem Medulla spinalis (omurilik) kabaca silindir şeklindedir. Yukaruda foramen magnum dan başlar ve medulla obolgata ile devam

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II TIP 2030 SİNDİRİM ve METABOLİZMA DERS KURULU

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II TIP 2030 SİNDİRİM ve METABOLİZMA DERS KURULU YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2030 09.01.2017-03.03.2017 DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM 26 5x2 31 EMBRİYOLOJİ 12 4x2 16 FİZYOLOJİ 18 1X2 19 BİYOFİZİK

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Sinapslar yrd.doç.dr. emin ulaş erdem TANIM Sinaps, nöronların (sinir hücrelerinin) diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

GLİKOJEN METABOLİZMASI

GLİKOJEN METABOLİZMASI METABOLİZMASI DİLDAR KONUKOĞLU TIBBİ BİYOKİMYA 8.4.2015 DİLDAR KONUKOĞLU 1 YAPISI Alfa-[1,6] glikozid Alfa- [1-4] glikozid bağı yapısal olarak D-glukozdan oluşmuş dallanmış yapı gösteren homopolisakkarittir.

Detaylı

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU 13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU Laktik Asit Fermantasyonu Glikozdan oksijen yokluğunda laktik asit üretilmesine LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir. Bütün canlılarda sitoplazmada gerçekleşir.

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Otonom Sinir Sistemi emin ulaş erdem Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi -Beyin -Omurilik Periferik Sinir Sistemi Somatik somatik duyu, özel duyular iskelet kaslarının istemli

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 ADIM ADIM YGS LYS 184. Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) Bowman kapsülüne gelen süzüntü geri emilim olmadan dışarı atılsaydı zararlı maddelerle birlikte yararlı maddelerde kaybedilirdi.

Detaylı

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS DOKUSU TİPLERİ İSKELET KASI İskelet Kasının Yapısı Kas Proteinleri Kas Kontraksiyonu KASILMA TİPLERİ KASIN ENERJİ METABOLİZMASI İskelet Kası Çizgili kastır. İstemli çalışır.

Detaylı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir

Detaylı

OKSİJENLİ SOLUNUM

OKSİJENLİ SOLUNUM 1 ----------------------- OKSİJENLİ SOLUNUM ----------------------- **Oksijenli solunum (aerobik): Besinlerin, oksijen yardımıyla parçalanarak, ATP sentezlenmesine oksijenli solunum denir. Enzim C 6 H

Detaylı

TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE

TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE 1 TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE GİRİŞ : Bir yaralı, hasta ya da kazazedeye ilk yardım yapabilmek ya da herhangi bir yardımda bulunabilmek için, öncelikle gerekenlerin doğru yapılabilmesi için, insan

Detaylı

OMUZ-KOL-ÖNKOL KASLARI LAB İNDEKSİ İÇİN TEORİK BİLGİ. İntrinsik omuz kasları

OMUZ-KOL-ÖNKOL KASLARI LAB İNDEKSİ İÇİN TEORİK BİLGİ. İntrinsik omuz kasları İntrinsik omuz kasları Clavicula nın 1/3 lateral i pars clavicularis Acromion pars acromialis Spina scapula pars spinalis M. supraspinatus Fossa supraspinatus medial 2/3 ü, fascia supraspinata nın kalın

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

Prof. Dr. Taner Dağcı

Prof. Dr. Taner Dağcı Prof. Dr. Taner Dağcı Kas Tipleri Kalp kası Düz kas İskelet kası Kemiklere tutunurlar. İstemli hareketi sağlarlar. Vücuda destek sağlarlar. Zıt çalışan gruplar (antagonist). Birlikte çalışan gruplar (agonist).

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş

GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş hamdiogus@gmail.com Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı, Le>oşa, KKTC GLİKOLİZİN ALLOSTERİK DÜZENLENMESİ Metabolik düzenleme: Bütün

Detaylı

Elektrokimyasal İleti II

Elektrokimyasal İleti II Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektrokimyasal İleti II Prof. Dr. Cem Şeref Bediz DEUTF Fizyoloji Anabilim Dalı Bu saate neler öğreneceğiz? İmpuls, uyartı, sinyal nedir Hücre zarının elektrokimyasal

Detaylı

İNSAN VÜCUDU İLE TANIŞMA...

İNSAN VÜCUDU İLE TANIŞMA... İÇİNDEKİLER 1. Bölüm: İNSAN VÜCUDU İLE TANIŞMA... 1 1.1. FİZYOLOJİ NEDİR?... 3 1.2. İNSAN VÜCUDUNUN YAPISAL ORGANİZASYONU... 4 1.2.1. Kimyasal Düzeydeki Organizasyon... 5 1.2.2. Hücresel Organizasyon...

Detaylı

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale N. Accessorius (XI) ÖVE lifler (brankiyal motor) içeren n. accessorius, radix cranialis ve radix spinalis olmak üzere iki kısımdan oluşur. Radix cranialis, nucleus ambiguus'un kaudal

Detaylı

BAŞ VE BOYUN. Cranium ve Fossa Cranii

BAŞ VE BOYUN. Cranium ve Fossa Cranii BAŞ VE BOYUN 1 Cranium ve Fossa Cranii Cranium (Kafa iskeleti): Santral sinir sistemi yapılarını içeren Neurocranium ve yüz iskeletini oluşturan Viscerocranium dan oluşur. Calvaria (Kafatası): Frontal,

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

AKSİYAL İSKELET SİSTEMİ (STERNUM, COSTAE VE CRANİUM) Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

AKSİYAL İSKELET SİSTEMİ (STERNUM, COSTAE VE CRANİUM) Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN AKSİYAL İSKELET SİSTEMİ (STERNUM, COSTAE VE CRANİUM) Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN COSTAE (Kaburgalar) İlk 7 costa, sternum ile costal kıkırdaklar sayesinde eklemleşirken, 8,9

Detaylı

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (İlkbahar Dönemi) TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ 22 NİSAN 2017 Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun,

Detaylı

DÖNEM II 4. DERS KURULU 10 Şubat 4 Nisan 2014. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ

DÖNEM II 4. DERS KURULU 10 Şubat 4 Nisan 2014. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ DÖNEM II. DERS KURULU 0 Şubat Nisan 0 Dekan : Dönem II Koordinatörü : Ders Kurulu Başkanı : Prof.Dr. Yrd.Doç.Dr. Yrd.Doç.Dr. KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS DERS VEREN ÖĞRETİM ÜYELERİ 0 (x) -

Detaylı

MUSCULI FACIALES. Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD

MUSCULI FACIALES. Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD MUSCULI FACIALES Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD Musculi capitis Musculi capitis (Başın Kasları) iki grupta incelenir: A)Yüz kasları (Musculi faciales) B)Çiğneme kasları (Musculi

Detaylı

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) Düz kaslar 2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) UYARILMALARI: Düz kaslar tiplerine göre farklı uyarılır

Detaylı

Anatomi Ders Notları

Anatomi Ders Notları REGİONES CORPORİS ( VÜCUT BÖLGELERİ) İ OLUŞTURAN OLUŞUMLAR Regiones capitis Regiones colli Regiones pectoris Regiones abdominis Regiones dorsi Regiones membri thoracici Regiones membri pelvini REGİONES

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 4) Mide Tek gözlü torba şeklinde olan, kaburgaların ve diyaframın altında karın boşluğunun sol üst bölgesinde, yemek borusu ve ince

Detaylı

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR Duyu Algılama, Tepki Verme ve Beyin Algılama beyinsel analiz tepki Sıcaklık, ışık, ses, koku duyu reseptörleri: elektriksel uyarılara dönüşür Uyarı beyin korteksindeki talamus

Detaylı

OSSA MEMBRİ İNFERİORİS ALT EKSTREMİTE KEMİKLERİ

OSSA MEMBRİ İNFERİORİS ALT EKSTREMİTE KEMİKLERİ OSSA MEMBRİ İNFERİORİS ALT EKSTREMİTE KEMİKLERİ Alt ekstremitelere, alt taraf veya alt yanlar da denir. Alt taraflar, pelvisin (leğen) her iki yanına tutunmuş sağ ve sol olmak üzere simetrik iki sütun

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır.

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri iki kalça kemiği ile omurganın kuyruk sokumu kemiği arasında oluşan pelvis (leğen kavşağı) ile başlar.

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 1) Bakterilerin gerçekleştirdiği, I. Kimyasal enerji sayesinde besin sentezleme II. Işık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürme III. Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisine

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 11. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 11. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI 11. Sınıf 1) Oksijenli solunumda, oksijen molekülleri, I. Oksidatif fosforilasyon II. Glikoliz II. Krebs Evrelerinden hangilerinde kullanılır? A) Yalnız I B) Yalnız II C)

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ

11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ 11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ Huxley in kayan iplikler modeline göre çizgili kasın kasılması Bu modele göre kasılma aktin

Detaylı

MİTOKONDRİ Doç. Dr. Mehmet GÜVEN

MİTOKONDRİ Doç. Dr. Mehmet GÜVEN MİTOKONDRİ Doç.. Dr. Mehmet GÜVENG Hemen hemen bütün b ökaryotik hücrelerde ve ökaryotik mikroorganizmalarda bulunur. Eritrositlerde, bakterilerde ve yeşil alglerde mitokondri yoktur. Şekilleri (küremsi

Detaylı

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Düz Kas Mesane Uterus İnce bağırsak Düz Kas İşlevleri İstemsiz kasılma Bazı düz kas hücreleri kollajen, elastin, glikozaminoglikan,

Detaylı

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2030 SİNDİRİM ve METABOLİZMA DERS KURULU

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2030 SİNDİRİM ve METABOLİZMA DERS KURULU YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2030 31.12.2018-01.03.2019 DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM 26 5x2 31 EMBRİYOLOJİ 12 5x2 17 FİZYOLOJİ 20 1x1 21 BİYOFİZİK

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #4

YGS ANAHTAR SORULAR #4 YGS ANAHTAR SORULAR #4 1) Düz ve çizgili kasları ayırt etmek için, I. Kasılıp gevşeme hızı II. Oksijensiz solunum yapma III. Çekirdeğin sayısı ve konumu IV. İstemli çalışma verilen özelliklerden hangileri

Detaylı

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010 IV. Kurul Gastrointestinal Sistem ve Metabolizma IV. Kurul Süresi: 5 hafta IV. Kurul Başlangıç Tarihi: 17 Şubat 2010 IV. Kurul Bitiş ve Sınav Tarihi: 22 23 Mart 2010 Ders Kurulu Sorumlusu: Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Temel Anatomi ve Fizyoloji Dersi SBF 122 Öğr.Gör.Dr. Nurullah YÜCEL Fonksiyonel & Klinik Anatomisi

Detaylı

ANATOMİ ÜST TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ

ANATOMİ ÜST TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ANATOMİ ÜST TARAF KASLARI Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ÜST TARAF KASLARI Üst taraf kasları çeşitli alt gruplara ayrılarak incelenir. Omuz kasları: Omuzda; m. deltoideus, m. subscapularis, m. supraspinatus,

Detaylı

MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ

MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ MEMBRAN POTANSİYELİ Vücuttaki tüm hücrelerin membranları, üzerlerinde elektrik yükü depolayacak özelliktedir Hücrelerin normal işlevlerini yerine

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ CEVAP 1: (TOPLAM 9 PUAN) 1.1: Eğer terleme ve su emilimi arasındaki ilişkide ortam sıcaklığının etkisini öğrenmek istiyorsa; deneyi aynı sayıda yaprağa sahip aynı tür

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ İ İ İ Düz Kas Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.net net Düz Kas Kalp kası İskelet kl kası Düz kas Düz Kas Düz

Detaylı

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ADRENAL BEZ MEDULLA BÖLGESİ HORMONLARI Böbrek üstü bezinin öz bölgesi, embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir. Sempatik

Detaylı

İlaçların hedefleri. Hücreler

İlaçların hedefleri. Hücreler İlaçların hedefleri. Hücreler FARMAKOLOJİYE GİRİŞ 1 Yard. Doç. Dr. M. Kürşat Derici Tıbbi Farmakoloji Ab. Dalı mkursatderici@hitit.edu.tr 2 İlaç; bir hastalığı tedavi etmek için insan vücuduna uygulanan

Detaylı

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen KAS SİNİR KAVŞAĞI Oğuz Gözen Kas sinir kavşağı İskelet kası hücresinde aksiyon potansiyeli oluşumunun fizyolojik tek mekanizması, kası innerve eden sinir hücresinde aksiyon potansiyeli oluşmasıdır. İskelet

Detaylı

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir.

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir. Biyokimya sınavı orta zorlukta bir sınavdı. 1-2 tane zor soru ve 5-6 tane eski soru soruldu. Soruların; 16 tanesi temel bilgi, 4 tanesi ise detay bilgi ölçmekteydi. 33. soru mikrobiyolojiye daha yakındır.

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1 ADIM ADIM YGS LYS 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1 EMBRİYONUN DIŞINDA YER ALAN ZARLAR Zigotun gelişmesi ardından oluşan embriyo; sürüngen, kuş ve memelilerde

Detaylı

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar.

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar. SİNAPS Bir nöronu diğerinden ayıran bir boşluk olduğu, Nöronların fiziksel olarak birleşmediği gözlenmiştir. Sinir uçlarında bulunan bu boşluklarda haberleşme vardır. Nöronlar arası bu iletişim noktasına

Detaylı

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır.

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır. Alt extremite kemikleri iki kalça kemiği ile omurganın kuyruk sokumu kemiği arasında oluşan pelvis (leğen kavşağı) ile başlar.

Detaylı

07.11.2014. Fetus Fizyolojisi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı

07.11.2014. Fetus Fizyolojisi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 8.Hafta ( 03-07 / 11 / 2014 ) FETUS FİZYOLOJİSİ 1.Embriyonun Gelişmesi 1.) Plasenta 2.) Amnion Kesesi ve Amnion Sıvısı Slayt No: 9 1.) EMBRİYONUN GELİŞMESİ

Detaylı

Adrenal Korteks Hormonları

Adrenal Korteks Hormonları Adrenal Korteks Hormonları Doç. Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji AD Bu derste öğrencilerle Adrenal korteks hormonlarının (AKH) sentez ve salgılanması, organizmadaki hücre, doku ve sistemlerde genel fizyolojik

Detaylı

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri KAS DOKUSU Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri Kasın Fonksiyonu Hareket Solunum Vücut ısısının üretimi İletişim Organların kontraksiyonu

Detaylı