Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences Year 2018, Vol 8, Issue 2 TARIM BİLİMLERİ SAYISI / AGRICULTURAL SCIENCES ISSUE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences Year 2018, Vol 8, Issue 2 TARIM BİLİMLERİ SAYISI / AGRICULTURAL SCIENCES ISSUE"

Transkript

1

2 Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences Year 2018, Vol 8, Issue 2 TARIM BİLİMLERİ SAYISI / AGRICULTURAL SCIENCES ISSUE

3 Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences Year 2018, Vol 8, Issue 2 Sahibi/Owner Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Adına/Behalf of Kyrgyz Turkish Manas University Prof. Dr. Sebahattin BALCI Prof. Dr. Asılbek KULMIRZAYEV Tarım Bilimleri Agricultural Sciences Assoc. Prof. Dr. Selahattin CINAR Baş Editör / Chief Editor Prof. Dr. Mustafa PAKSOY Yardımcı Editör / Associate Editor Assist. Prof. Dr. Samil SEFERGIL Alan Editörleri / Field Editors Veteriner Bilimleri Veterinary Sciences Prof. Dr. Hasan GUZELBEKTES Yaşam Bilimleri Life Sciences Prof. Dr. Ibrahim Ilker OZYIGIT Prof. Dr. Huseyin GOCMEN Prof. Dr. Muruvvet ILGIN Prof. Dr. Tinatin DOOLOTKELDIEVA İngilizce/English Lec. İrfan ARIK Yayın Kurulu / Editorial Board Prof. Dr. Askarbek TULOBAEV Prof. Dr. Murat KARAHAN Asst. Prof. Dr. Bilginer TUNA Redaksiyon Kurulu / Redaction Board Kırgızca/Kyrgyz Türkçe/Turkish Dr. Saykal BOBUŞEVA Lec. İsmail ŞEN Hakemler / Reviewers Assoc. Prof. Dr. Nazgul IMANBERDIEVA Assoc. Prof. Dr. Kadırbay CEKIROV Rusça/Russian Dr. Mahabat KONURBAYEVA Prof. Dr. AliAlan Prof. Dr. Cevat Aydın Prof. Dr. Kazım Çarman Prof.Dr. Yusuf Çelik Prof. Dr. Atilla Dursun Prof. Dr. Mustafa Erkan Prof. Dr. Ertan Sait Kurtar Prof. Dr. Mustafa Paksoy Prof. Dr. Cengiz Sayın Assoc. Prof. Dr. Rahim Ada Assoc. Prof. Dr. Çeknas Erdinç Assist. Prof. Dr. Yaşar İnceyol Assist. Prof. Dr. Dilek Kandemir Assoc. Prof. Dr. Ferhan Küçükbasmacı Sabır Assoc. Prof. Dr. Mevlüt Uyan Dr. Abdıkerım Abdullayev Dr. Aybek Karabayev Yayın Aralığı / Publication period Manas Tarım Vetriner ve Yaşam Bilimleri Dergisi yılda iki kez yayınlanır Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Science is published twice a year Yazışma Adresi / Correspondence Kyrgyz Turkish Manas University Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Science Chyngyz Aitmatov avenue 56, Bishkek, Kyrgyzstan

4 Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences Year 2018, Vol 8, Issue 2 İÇİNDEKİLER/CONTENTS Bazı Çekirdek Kabağı (Cucurbita pepo L.) Islah Hatlarının Bafra Koşullarındaki Performansları The Performances of Some Edible Pumpkin Inbreed Lines (Cucurbita pepo L.) in Bafra Conditions Ertan Sait KURTAR, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN, Mustafa PAKSOY Bazı Nitelikli Sanayi Tipi Domates Genotiplerinin Morfolojik Özellikleri Morphological Properties of Some Qualified Industrial Type Tomato Genotypes Ünal KAL, Önder TÜRKMEN, Erdoğan EŞREF HAKKI Çerezlik Kabak (Cucurbita pepo L.) Hatlarının SSR (Simple Sequence Repeat) Markörleri ile Karakterizasyonu Characterization of Edible Seed Pumpkin (Cucurbita pepo L.) Lines by SSR (Simple Sequence Repeat) Markers Necibe KAYAK, Önder TÜRKMEN, Ali Tevfik UNCU, Yeşim DAL Determination of Yield and Some Quality Components of False Flax [Camelina sativa (L.) Crantz] Genotypes Sown on Different Dates in Autumn Sonbaharda Farklı Zamanlarda Ekilen Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Genotiplerinin Verim Ve Bazı Kalite Unsurlarının Belirlenmesi Mehmet AKBAŞ, Mustafa ÖNDER Comparison of the Economic Performance of Robotic Milking System and Conventional Milking System Robotik ve Geleneksel Sağım Sisteminin Ekonomik Performansının Karşılaştırılması Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ Effect of Human Factor to Reallocation Phase of Land Consolidation İnsan Faktörünün Arazi Toplulaştırmasında Yeniden Tahsise Etkisi Tayfun ÇAY, Ela ERTUNÇ Enginarda (Cynara scolymus L.) Farklı Sıcaklık Rejimlerinin Fide Kalitesi Üzerine Etkileri Effects of Different Temperature Regimes on Seedling Quality of Artichoke (Cynara scolymus L.) Hüseyin NAMAL, Selcan EROĞLU, Levent KESKİN, Önder TÜRKMEN The Effects of Different Temperature Applications on Yield and Karpofor Properties of Mushrooms (Agaricus bisporus (Lange) Sing.) Farklı Sıcaklık Uygulamalarının Mantarda (Agaricus bisporus (Lange) Sing.) Verim ve Karpofor Özellikleri Üzerine Etkileri Fatih ERDOĞAN, Mustafa PAKSOY, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN Investigation of shelf life of Freesia (Freesia ssp.) containing different concentrations sucrose vase solution in before and after storage. Frezya (Freesia sp.) Kesme Çiçeğinin Yaş Depolama Öncesi ve Sonrası Farklı Konsantrasyonlarda Sakkaroz İçeren Vazo Solüsyonunda Vazo Ömrünün Araştırılması Ömür DÜNDAR, Hatice DEMİRCİOĞLU, Okan ÖZKAYA İris Kesme Çiçeğinin Sakkaroz İçeren Vazo Solüsyonunda Vazo Ömrünün Araştırılması Investigation of shelf Life of Freesia Containing Sucrose Vase Solution Ömür DÜNDAR, Hatice DEMİRCİOĞLU, Okan ÖZKAYA Kırgızistan ın Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin Coğrafik Bölgeler Açısından Değerlendirilmesi Evaluation of Kyrgyzstan s Agricultural Mechanization Level in Terms of Geographic Regions Tair ESENALI UULU, Hüseyin ÖĞÜT, Tamer MARAKOĞLU Продуктивность озимой пшеницы в зависимости от обработки почвы в условиях Региона Центральной Анатолии Турции Productivity of winter wheat depending on soil cultivation under Central Anatolian Region conditions of Turkey Неждет Акгюн, Tамер Mаракоглу, Kазим Чарман 1 9

5 Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences Year 2018, Vol 8, Issue 2

6 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), 1 9 Bazı Çekirdek Kabağı (Cucurbita pepo L.) Islah Hatlarının Bafra Koşullarındaki Performansları Ertan Sait KURTAR 1* Musa SEYMEN 1 Önder TÜRKMEN 1 Mustafa PAKSOY 1,2 1 Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Konya, Türkiye 2 Kırgızitan Türkiye Manas Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bahçe ve Tarla Bitkileri Bölümü, Bişkek Kırgızistan Özet: Çalışmada seleksiyon ıslahı ile geliştirilen on sekiz adet çekirdek kabağı hattının bazı tohum özellikleri ile tohum verimi kriterleri 2 yıl süreyle incelenmiştir. Tohum boyu (18,81 24,68 mm), tohum eni (10,70 14,80 mm), tohum kalınlığı (2,48 4,66 mm), 1000 dane ağırlığı (223,2 549,0 g) ve tohum verimi (101,99 165,01 kg/da) kriterleri genotiplere göre değişiklik göstermiştir. Genotipler arasında tohum şekli (dar eliptik, eliptik, geniş eliptik), tohum rengi (açık krem, krem, koyu krem), meyvede tohum çimlenmesi (var, yok), çıtlama kolaylığı (kolay, zor) açısından da farklılıklar belirlenmiştir. İki yılın ortalaması dikkate alındığında 1000 dane ağırlığında ve tohum veriminde C25, A1 ve A8 hatları en iyi performansı göstererek ümitvar çeşit adayları olarak ön plana çıkmıştır. Anahtar sözcükler: Çekirdek kabağı, ıslah hatları, tohum özellikleri, verim; The Performances of Some Edible Pumpkin Inbreed Lines (Cucurbita pepo L.) in Bafra Abstract Conditions In this research, some seed characteristics and seed yield of eighteen seed pumpkin lines which were developed by selection breeding methods were investigated for two years. Genotypic variations were observed in Seed length (18,81 24,68 mm), seed diameter (10,70 14,80 mm), seed thickness (2,48 4,66 mm), 1000 seed weight (223,2 549,0 g) and seed yield (101,99 165,01 kg/da) critters. Seed shape (narrow elliptic, elliptic, wideelliptic) seed color (light cream, cream, dark cream), seed germination in seed cavity (existence, non existence) and snap easiness cracking (easy, difficult) critters also changed in genotypes. In average, C25, A1 and A8 were promising as candidate breeding lines in 1000 seed weight and seed yield for two years. Keywords: Edible pumpkin seed, breeding lines, seed characteristics, yield; * Ertan Sait Kurtar. Tel.: E-posta adresi: ertansaitkurtar@selcuk.edu.tr 1

7 Ertan Sait KURTAR, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN, Mustafa PAKSOY GİRİŞ Kabakgiller (Cucurbitaceae) familyası içerisinde yer alan kabaklar (Cucurbita spp) gerek yazlık gerekse kışlık olarak ülkemizde sorunsuz olarak yetiştirilmektedir. Kabak meyvesi taze tüketiminin yanı sıra konserve, hazır yemek ve şekerleme sanayiinde, tohumları ise başta kuruyemiş olmak üzere yağ, ilaç, kozmetik ve hayvan yemi sanayinde, ayrıca ekmek ve pasta endüstrisinde de kullanılmaktadır (1). Geçmişten gelen bir kuruyemiş tüketim kültürüne sahip olan ülkemizde ve özellikle günümüzde sağlıklı beslenmenin ön plana çıkmasıyla birlikte kuruyemiş tüketiminin daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Zira Ülkemiz kuruyemiş tüketiminde kabak çekirdeği, en fazla tüketilen kuruyemişler sıralamasında bademden sonra 6. sırada yer almaktadır (2). Çerezlik kabak (Cucurbita pepo L.) ülkemiz tarımında, özellikle Orta Anadolu Bölgesi'ndeki illerde, önemli bir yere sahip olup üretim değerleri yıldan yıla artmaktadır li yıllarda 28 bin ton civarında olan üretim değeri son yıllarda artmış, da alanda 36,000 ton olarak gerçekleşmiştir (2). Yetiştiriciliğinin nispeten kolay olması, nispeten kurak koşullarda da rahatlıkla yetiştirilebilmesi, tohumlarının kolay muhafaza edilmesi ve muhafaza süresinin uzun olması ve en önemlisi de özellikle kıraç bölgelerde alternatif ürünler arasında önemli bir karlılık avantajına sahip olması gibi nedenlerle çerezlik kabak üretimi yaygınlaşma eğilimindedir. Anak günümüzde yetiştiriciliğikte çoğunlukla yerel, özellikleri belirsiz ve nitelikleri açısından yeterli olmayan genotipler kullanılmaktadır. Bu sebeple çeşit geliştirmeye yönelik ıslah çalışmalarına büyük ihtiyaç vardır. Kabak çekirdeği yağ ve proteince zengin olup, içerdiği yüksek oranda palmitik asit, stearik asit, linoleik asit (omega 6) ve oleik asit (omega 9) ve fitosteroller iyi huylu prostat büyümesinin önlenmesi, menopoz belirtilerinin hafifletilmesi amacıyla tıpta da kullanılmaktadır. Tohumlarından soğuk preslemeyle elde edilen yağ, E vitaminince (tokoferol) zengin olup bağ dokusunun ve kasların güçlenmesine katkıda bulunur. Bunun yanında insan sağlığında önemi olan selenyum, çinko, magnezyum ve bakır minerallerince de zengindir (3). Ülkemiz farklı iklimleri bir arada barındıran, verimli, geniş ovalara sahip, kendi nüfusuna yetecek tarımsal üretimi gerçekleştirebilen önemli ve nadir tarım ülkelerinden birisidir. Ülkemizin önemli sulanabilir ovalardan birisi olan ha tarımsal araziye sahip Bafra ovası Samsun ilimizde yer alan 2 ovanın en büyüğüdür. Ova kimliğinin yanında özellikle yamaç arazilerde Ülkemizin en kaliteli tütünlerinin de yetiştirildiği bir bölgedir. 2

8 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), 1 9 Yamaç ve sulamanın az veya hiç yapılmadığı arazilerde ki üreticiler, yoğun işgücü gerektiren ve zahmetli bir üretim şekli olan tütüncülüğe alternatif ürün bulma arayışı içerisine girmiştir. Bu bağlamda çıkılan yolda planlanan bu çalışmada, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünde daha önceden yapılmış ıslah çalışmaları sonucunda öne çıkan bazı çerezlik kabak hatlarının Bafra ovası koşullarındaki performansları araştırılmıştır. MATERYAL VE YÖNTEM Araştırma 2016 ve 2017 yıllarında iki yıl süreyle Bafra ilçesi Gökçekent mahallesindeki bir üretici arazisinde yürütülmüştür. Bitkisel materyalini daha önceki ıslah çalışmalarında özellikleri belirlenmiş, nitelikli onsekiz çerezlik kabak hattı oluşturmuştur (Şekil 1). Deneme arazisi her iki yılda da sonbaharda dekara 4 ton yanmış çiftlik gübresi ilavesiyle derin sürülerek hazırlanmış, toprak analizi sonuçlarına göre gübreleme programı hazırlanmıştır (Tablo 1). Hatlara ait tohumlar ilk yıl 24 Nisan, ikinci yıl 27 Nisan tarihlerinde torf doldurulmuş 32 lik viyollere ekilmiştir. 2 3 gerçek yapraklı fideler sırasıyla 20 ve 26 Mayıs tarihlerinde önceden açılarak 1 er kürek yanmış çiftlik gübresi konulmuş dikim çukurlarına 1.5 x 1.0 m aralık ve mesafelerle dikilmiştir. Dikim sonrası can suyu verilerek tutmaları sağlanmıştır. Kurak zamanlarda arazi içerisinde var olan göletten damla sulama ile sulama yapılmış ve üst gübreler damla sulama ile verilmiştir Ağustos ta olgunlaşıp kuruyan meyveler zaman kaybetmeden toplanmış ve tohumları çıkartılmıştır. Tohumlar laboratuvarda kurutulmuş ve kuruma sonrası tarafımızca modifiye edilen UPOV çeşit özellik belgesi dikkate alınarak ölçüm ve gözlemler yapılmıştır. Araştırmada tohum boyu (mm), tohum eni (mm), tohum kalınlığı (mm), 1000 dane ağırlığı (g), tohum verimi (kg/da), tohum şekli (dar eliptik, eliptik, geniş eliptik), tohum rengi (açık krem, krem, koyu krem), meyvede tohum çimlenmesi (var, yok) ve çıtlama kolaylığı (kolay, zor) kriterleri incelenmiştir. Tablo 1. Denemenin yapıldığı arazinin toprak özellikleri Tekstür Tınlı Tınlı Satürasyon ,53 ph Kireç (CaCO 3 ) Org. madde Fosfor (kg/da P 2 O 5 ) Potasyum (kg/da K 2 O) Total tuz (%)

9 Ertan Sait KURTAR, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN, Mustafa PAKSOY Çalışma 3 tekerrürlü olarak tesadüf blokları deneme desenine göre kurulmuş, her tekerrürde her bir genotipten 15 er bitki bulundurulmuştur. Elde edilen veriler JUMP 10 istatistik paket programı kullanılarak varyans analizine tabi tutulmuştur. Şekil 1. Denemede kullanılan hatların meyve görünümleri 4

10 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), 1 9 BULGULAR VE TARTIŞMA Tablo 2 de de görüldüğü üzere yetiştiriciliği yapılan ıslah hatlarının tohum ölçüleri (en, boy ve kalınlık) arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar belirlenmiştir. Yıllar itibariyle değerlendirildiğinde tohum boyu mm (VA5) ile mm (C25) arasında, tohum eni mm (B16) ile mm (C25) arasında, tohum kalınlığı ise 2.48 mm (A33) ile 4.66 mm (A7) arasında değişmiştir. Her iki yılda da en düşük tohum boyu değerlerine VA5 genotipi sahip olurken, en yüksek boy değerleri C25 ve C24 genotiplerinde belirlenmiştir. Türkmen ve ark. (5) tarafından yapılan bir çalışmada en yüksek değerler tohum boyunda mm, tohum eninde mm olarak bulunmuştur. Başka bir çalışmada ortalama tohum boyu mm, tohum eni mm ve tohum kalınlığı 2.56 mm olmuştur (6). Çalışmamızda belirlediğimiz değerler diğer çalışmalarla da uyum içerisindedir dane ağırlığı değerleri incelendiğinde, genotipler arasında geniş bir varyasyonun olduğu görülmektedir (Tablo 2) dane ağırlığı g (B16) ile g (A8) arasında değişmiş bu açıdan A8 hattıyla beraber C25 (527.0 g) hattı en yüksek değerleri vermiştir. Yapılan bir çalışmada en yüksek 1000 dane ağırlığı 343,8 g olarak belirlenirken (4), diğer bir çalışmada bu değer g ile g arasında değişmiştir (5). Seymen ve ark. (6) ise en yüksek 1000 dane ağırlığı değerini g olarak ölçmüş, aynı çalışmada ortalama değer olarak bulunmuştur. Çalışmamızda yılların ortalamasına bakıldığında 1000 dane ağırlığı ilk yıl 394,52 ve ikinci yıl 394,98 g ile hemen hemen aynı değerleri vermiştir dane ağırlığının 200 g ve üzerinde olması tohumun dolu olduğunu gösteren bir değerdir (7, 8, 9, 10, 11, 12). Bazı değerler ortalamanın üzerinde olmasına rağmen elde ettiğimiz değerler genelde daha önceki yapılan çalışmalarla uyum içerisindedir. Yıllar itibariyle büyük değişiklikler olmamasına rağmen tohum verimi değerleri (kg/da) açısından genotipler arasında istatistiki anlamda önemli farklılıklar bulunmuştur (Tablo 2). Verim değerleri 101,99 kg/da (VA24) ile 165,01 kg/da (C25) arasında değişmiştir. Her iki yıl itibariyle VA24 hattı en düşük verim değerlerine sahip olurken, A1, A7, A8 ve B17 hatları C25 ile birlikte en yüksek değerleri veren grubu oluşturmuştur. Ortalama değerlere bakıldığında ikinci yıl verimleri çok az da olsa ilk yıl verimlerinden daha yüksek olmuştur. Her nekadar genotip, bitki sıklığı, çiçeklenme dönemindeki arı faaliyeti gibi unsurlar verimde etkili olsa da, yıllık verim değişimleri üzerine iklim ve bakım şartları çok daha etkili olmaktadır. Zira çalışmamızın 2. yılında ilk yıla göre extrem sıcaklık değerlerinin daha az yaşanmasının, ortalama hava sıcaklığının nispeten daha uygun olmasının (Şekil 2 ve 3), 5

11 Ertan Sait KURTAR, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN, Mustafa PAKSOY ayrıca düzenli olarak yapılan organik ve mineral gübrelemenin verim artışında etkili olduğunu söylemek mümkündür (Tablo 1). Çerezlik kabaklarda tüketici istekleri genellikle eliptik ve dar eliptik tohumlar yönündedir. Çalışmamızda kullandığımız 18 hattan 7 tanesi geniş eliptik, 11 tanesi ise eliptik olarak belirlenmiştir. Tüm hatlarda tohum rengi krem olarak gözlenmiş, çıtlama kolaylığı açısından 2 hat zor (A1 ve VA5), 16 hat ise kolay çıtlama özelliği göstermiştir (Tablo 3). 113 hattın ele alındığı bir çalışmada, tohum rengi 77 hatta krem, 23 hatta açık krem ve 13 hatta koyu krem olarak belirlenmiş, aynı çalışmada 39 hattın tohumları eliptik, 72 hattın tohumları geniş eliptik ve 3 hattın tohumları ise dar eliptik bulunmuştur (6). Çalışmamızda ele aldığımız diğer bir özellik ise meyvede tohum çimlenmesi özelliğidir. Çerezlik kabaklarda oldukça sık görülen bu özellik, özellikle hasat zamanı geçince ortaya çıkmakta ve tohum veriminde önemli kayıplara neden olabilmektedir. Elde ettiğimiz veriler durumun genotip kaynaklı olabileceğini göstermektedir. Zira bazı genotiplerde (A1, A8, A33, B16, B25, B33) her iki yılda da meyvede tohum çimlenmesi gözlenmiştir. Tablo 2. Hatlara ait tohumların boy (mm), en (mm), kalınlık (mm), 1000 dane ağırlığı (g) ve verim (kg/da) değerleri Boy (mm) En (mm) Kalınlık (mm) 1000 dane ağırlığı (g) Verim (kg/da) A 1 22,01 EF 22,43 D F 12,30 F 11,86 I 3,36 FG 3,51 CD 385,7 GH 367,6 E G 148,20 A 157,17 B A 4 22,98 C 22,59 D F 12,73 E 13,53 DE 3,28 GH 3,55 C 409,5 E G 427,6 B D 118,16 B D 129,00 EF A 7 22,91 C 22,99 B D 14,39 B 13,50 DE 4,66 A 4,36 A 473,3 CD 437,0 BC 139,17 A 141,65 C A 8 21,05 H 22,20 E G 11,90 G 12,57 GH 3,37 FG 3,58 C 520,6 AB 549,0 A 141,47 A 149,89 B A 25 22,01 EF 21,71 GH 12,36 F 12,57 GH 3,21 H 3,03 FG 371,7 H 338,9 G 110,30 DE 118,87 G A 32 24,34 A 23,24 BC 14,70 A 14,22 AB 3,46 EF 3,21 EF 485,6 BC 443,5 B 127,18 B 137,41 CD A 33 20,26 I 20,21 K 10,92 I 11,00 J 3,78 C 2,48 J 359,9 H J 368,1 E G 115,30 CD 134,92 C E B 14 21,61 FG 21,46 HI 11,79 G 12,37 H 3,00 I 2,63 IJ 325,3 J 345,8 G 118,52 B D 121,04 G B 16 20,24 I 20,68 JK 10,70 I 10,80 J 2,77 J 2,69 HI 223,2 K 297,3 H 127,58 B 135,94 C E B 17 21,33 GF 20,99 IJ 12,44 F 12,49 GH 3,54 DE 3,02 FG 327,8 IJ 389,4 D F 139,55 A 142,00 C B 25 22,20 DE 22,74 C E 11,99 G 14,03 BC 3,55 DE 3,32 DE 411,4 E G 405,3 B D 111,60 DE 117,49 GH B 33 23,64 B 22,28 E G 13,47 C 13,20 EF 3,46 EF 3,25 E 425,6 EF 438,6 BC 110,04 DE 117,66 GH C 24 24,22 A 24,37 A 12,81 E 12,82 FG 3,60 D 3,53 C 437,8 DE 433,8 BC 113,07 CD 120,08 G C 25 24,68 A 23,37 B 14,80 A 14,54A 4,18 B 3,95 B 527,0 A 514,9 A 147,56 A 165,01 A C 30 22,67 CD 22,41 EF 13,46 C 13,69 CD 3,33 GH 3,19 EF 384,3 GH 399,2 C E 110,94 DE 117,51 GH VA 5 19,35 J 18,81 L 11,51 H 10,88 J 2,96 H 2,87 GH 274,5 K 241,7 I 122,42 BC 131,24 DE VA 14 22,03 EF 22,09 FG 13,12 D 12,85 FG 3,51 DE 3,31 DE 394,9 F H 356,1 FG 120,13 B D 121,99 FG VA 24 22,68 CD 22,30 EF 13,24 CD 13,07 F 3,53 DE 3,51 CD 363,3 HI 355,9 FG 101,99 E 110,13 H Ort. 22,23 22,05 12,70 12,78 3,48 3,28 394,52 394,98 123,51 131,61 LSD (%5) 0,497 0,571 0,244 0,421 0,125 0,209 37,0 39,5 10,49 7,749 6

12 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), 1 9 Şekil 2. Bafra ilçesi 2016 yılı iklim verileri Tablo 3. Hatlara ait tohumların boy (mm), en (mm), kalınlık (mm), 1000 dane ağırlığı (g) ve verim (kg/da) değerleri Meyvede Hatlar Şekil Renk Çıtlama çimlenme A 1 Eliptik Krem Zor Var Var A 4 Geniş Eliptik Krem Kolay Yok Yok A 7 Eliptik Krem Kolay Yok Yok A 8 Eliptik Krem Kolay Var Var A 25 Geniş Eliptik Krem Kolay Yok Yok A 32 Geniş Eliptik Krem Kolay Yok Yok A 33 Geniş Eliptik Krem Kolay Var Var B 14 Geniş Eliptik Krem Kolay Yok Yok B 16 Geniş Eliptik Krem Kolay Var Var B 17 Eliptik Krem Kolay Yok Yok B 25 Eliptik Krem Kolay Var Var B 33 Geniş Eliptik Krem Kolay Var Var C 24 Eliptik Krem Kolay Yok Yok C 25 Eliptik Krem Kolay Yok Yok C 30 Eliptik Krem Kolay Yok Yok VA 5 Eliptik Krem Zor Yok Yok VA 14 Eliptik Krem Kolay Yok Yok VA 24 Eliptik Krem Kolay Yok Yok 7

13 Ertan Sait KURTAR, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN, Mustafa PAKSOY Şekil 3. Bafra ilçesi 2017 yılı iklim verileri SONUÇ Günümüz beslenme alışkanlığının daha sağlıklı gıdalar tüketme yönüne kaymasıyla birlikte, hem beslenme hem de sağlık yönünden öne çıkan türlere rağbet artmıştır. Bu açıdan çekirdek kabağı gerek üretici gerekse tüketici yönünden son yıllarda giderek artan bir trende sahiptir. Uzun yıllardır özellikle ülkemizin iç bölgelerinde yaygın bir şekilde yetiştirilen çerezlik kabaklar günümüzde bir çok yerde alternatif ürün kapsamında değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Bafra koşullarında yapılan bu çalışma ile çerezlik kabağın alternatif ürün olabilme potansiyeli ortaya koyulmuştur. Daha önceki ıslah çalışmaları neticesinde geliştirilmiş olan hatların bazılarının (C25, A1, A7, A8 ve B17) bölgede verimli bir şekilde yetiştirilebileceği ve özellikle kısıtlı sulama imkanlarına sahip yamaç arazilerde tütüne alternatif olabileceği belirlenmiştir. KAYNAKLAR 1. Yanmaz, R., Düzeltir, B,. (2003) Çekirdek Kabağı Yetiştiriciliği, Ekin Dergisi Anonim, (2014) http// (2014). 3. Şeker, S., (2012) Ülkemizde Yetiştirilen Farklı Çekirdeklik Kabak Populasyonlarının Bazı Tane Özelliklerinin Saptanması ve RAPD Yöntemi ile Genetik İlişkilerinin Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 75 s. 8

14 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Türkmen, Ö., Seymen, M., Fidan, S., Paksoy, M., (2016) Morphological Parameters and Selection of Turkish Edible Seed Pumpkins (Cucurbita pepo L.) Germplasm. International Scholarly and Scientific Research & Innovation 10(5) Aydın, C., Paksoy, M., (2006) Physical Properties and Nutrient Contents of Three Edible Summer Squash (Cucurbita pepo L.) Varieties Seeds. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 20 (40) Seymen, M., Türkmen, Ö., Paksoy, M., Fidan, S., (2012) Determination of Some Morphological Characteristics of Edible Seed Pumpkin (Cucurbita pepo L.) Genotypes Xth EUCARPIA International Meeting on Cucurbitaceae, pp October 15 18, Antalya Turkey. 7. Joshi, D.C., Das, S.K., Mukherjee, R.K., (1993) Physical Properties of Pumpkin Seed. J Agric Engng Res Toprakkarıştıran, G., (1997) Çekirdek Kabaklarında Seleksiyon Islahı: 1. Döl kademesinin elde edilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstirüsü, Ankara, 34 s 9. Düzeltir, B., (2004) Çekirdek Kabağı (Cuucubita pepo L.) Hatlarında Morfolojik Özelliklere Göre Tanımlanma ve Seleksiyon Çalışmaları. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 76 s. 10. Yavuz, D., Seymen, M., Yavuz, N., Türkmen, Ö., (2015) Effects of irrigation interval and quantity on the yield and quality of confectionary pumpkin grown under field conditions. Agricultural Water Management, 159, Yavuz, D., Yavuz, N., Seymen, M., Türkmen, Ö., (2015) Evapotranspiration, crop coefficient and seed yield of drip irrigated pumpkin under semi arid conditions. Scientia Horticulturae, 197, Seymen, M., Yavuz, D., Yavuz, N., Türkmen,Ö., (2016) Effect on Yield and Yield Components of Different Irrigation Levels in Edible Seed Pumpkin Growing.International Journal of Biological, Biomolecular, Agricultural, Food andbiotechnological Engineering Vol:10, No:5,

15 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Bazı Nitelikli Sanayi Tipi Domates Genotiplerinin Morfolojik Özellikleri* Ünal KAL 1*, Önder TÜRKMEN 2, Erdoğan EŞREF HAKKI 3 1 Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi,Kadirli Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, 80760, Kadirli/OSMANİYE 2 Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Kampüs/KONYA 3 Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, Kampüs/KONYA Özet: Bu çalışmada 95 adet sanayi tipi domates genotipi kullanılmıştır. Genotiplerin morfolojik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla her genotipten 20 şer bitki olacak şekilde 21 Mart 2015 tarihinde Antalya da Nadide Tarım Ltd. Şti. firmasına ait seraya dikilmiştir. Araştırmada fidelerde antosiyanin renklenmesi; bitkilerde büyüme türü, büyüme gücü, boğum arası uzunluğu; yapraklarda yaprak durumu, yaprak uzunluğu, yaprak genişliği, ana eksene göre yaprak sapının durumu; salkımlarda ortalama çiçek sayısı, çiçek tüylenmesi ve çiçeklenme zamanına bakılmıştır. Araştırma sonucunda genotiplerin %7,4 ünde antosiyanin renklenmesi mevcut iken %92,6 sında mevcut değil olarak bulunmuştur. Genotiplerin büyüme türü açısından %66,3 ü sınırlı iken %33,7 si sınırlı değil, büyüme gücü açısından %26,3 ü az sayıda %57,9 u orta, %15,8 çok büyüme gücüne sahip bulunmuştur. Genotiplerin %46 sında boğum arası uzunlukları kısa, %40 ında orta ve %13,7 uzun, yaprak durumu %42,1 yapraklar yarı dik, %47,4 yatay, %10,5 yarı sarkık olarak tespit edilmiştir. Genotiplerin yaprak uzunlukları %15,8 kısa, %43,8 orta, %41,1 uzun; yaprak genişliği %15,8 dar, %63,2 orta ve %21,1 geniş bulunmuştur. Genotiplerin %48,4 ünde küçük yaprakçık var, %51,6 sında yok olarak belirlenmiştir. Genotiplerin gövdeye göre yaprak sapının durumu %31,6 yarı dik, %65,3 yatay, %3,2 yarı sarkık bulunmuştur. Genotiplerin salkımlarında ortalama 6 adet çiçek olduğu görülmüştür. Genotiplerin %58,9 unda çiçeklerinde tüylenme mevcut, %41,1 çiçeklerinde tüylenme yok ya da çok az bulunmuştur. Genotiplerin %57,9 unda çiçeklenme erken, %42,1 inde orta süreli olarak belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Domates, morfolojik özellikler Morphological Properties of Some Qualified Industrial Type Tomato Genotypes Abstract : In this study, 95 pieces of industrial tomato genotypes were used. In order to conduct morphological characterization, the genotypes were planted in the greenhouse of the Nadide Tarım Ltd. Şti. in Antalya on March 21, in 2015 and each genotype is consisted of 20 plants. As a result of research, it was founded that, 7,4% of the genotypes had anthocyanin coloration while 92,6% of them had not anthocyanin coloration. It was determined that according to the growth type, 66,3% of the genotypes was determinate while 33,7% of them was not determinate. In terms of growth power, 26,3% of the genotypes was low, 57,9% was medium and 15,8% of them was high. According to internode length among the genotypes, 46% short, 40% medium and 13,7% long; it was founded that leaves 42,1% of the genotypes were subvertical, 47,4% of them was horizontal * Ünal KAL. Tel.: E-posta adresi: unalkal@osmaniye.edu.tr 10

16 Ünal KAL, Önder TÜRKMEN, Erdoğan EŞREF HAKKI and 10,5 % of them was subpendulous. It was determined that leaf length 15,8% of genotypes was short, 43,8% of them was medium, 41,1% of them was long while leaf width 15,8% of genotypes was narrow, 63,2% of them was medium and 21,1% was wide and 48,4% of the genotypes was small leaflet existent while 51,6% not existent. It was determined that according to the stock state of the petiole, 31,6% of the genotypes was subvertical, 65,3% was horizontal and 3,2% was subpendulous. It was showed that in clusters of genotypes had average 6 flowers. It was founded that, 58,9% of the genotypes was early florescence and 42,1% had mid term florescence Key words: Tomato, morphological characteristics GİRİŞ Dünyada ve ülkemizde en çok yetiştiriciliği yapılan sebzelerden birisi domatestir. Dünya domates üretimi ton, Türkiye'de ki üretimi ise tondur [1]. Bu üretim miktarıyla ülkemiz dünyada 4. sırada yer almaktadır. Ülkemizde da alanda yaklaşık 4 milyon ton salçalık domates üretimi yapılmaktadır [2]. Türkiye de salçalık veya başka bir ifade ile sanayilik domates üretiminde verimlilik 60,94 ton/ha dır. Ülkemizde işlenmiş gıda sanayisinde önemli bir yere sahip olan domates, işlenmeye başlanan ilk tarım ürünlerindendir. Ayrıca bu sektörde ülkemize büyük ölçüde döviz girdileri sağlamaktadır [3]. Bu yönüyle de sanayi domatesi ıslah çalışmaları da önem kazanmaktadır. Ülkemizde domates her bölgede yetişme imkânı bulsa da, sanayi tipi domates üretimi daha çok Marmara ve Ege Bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerde özellikle Bursa, Manisa ve İzmir gibi iller sanayi tipi domates üretiminde önde gelmektedir. Türkiye de üretilen domatesin yaklaşık %20 30 u gıda sanayinde işlenmektedir. Bu oran içerisinde de %80 i salça, %15 i konserve domates üretimi için, kalan kısım ise diğer işlenmiş domates ürünlerinde (ketçap, domates suyu vb.) kullanılmaktadır [4]. Yaptıkları bir çalışmada [5] Kaliforniya da son 80 yılda geliştirilen önemli sanayi tipi domates çeşitlerini morfolojik, fizyolojik ve fenolojik özellikler bakımından değerlendirmişlerdir. Yapılan diğer bir çalışmada [6], bitki aktivatörlerinin sanayi domatesi üzerinde morfolojik ve fizyolojik etkilerini araştırılmıştır. Çalışma sonucunda bitki aktivatörleri uygulamaları arasında önemli farklılıklar olduğu ortaya koyulmuştur. Araştırıcılar [7] yaptıkları çalışmada farklı domates genotiplerinin morfolojik özelliklerini, verim ve meyve özelliklerini incelemiş, çalışma sonucunda bitkisel özellikler bakımından genotipler arasında farklılıklar olduğunu bildirmişlerdir. Bu çalışma sanayi tipi domates ıslahında kullanılabilecek genotiplerin bazı morfolojik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. 11

17 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), MATERYAL YÖNTEM Çalışmanın genetik materyalini sanayi tipi olduğu düşünülen 95 adet genotip oluşturmuştur. 10 Şubat 2015 tarihinde Antalya nın Aksu ilçesinde Nadide Tarım Tohum Üretimi Gıda İth. İhr. İnş. Peysaj Tic. Ve San. Ltd. Şti. firmasına ait seralarda tohum ekimi için hazırlıklar yapılmıştır. Viyoller içerisine torf doldurulmuş ve tohumlar bu viyollere ekilmiştir. Yaklaşık 10 gün sonra tohumlarda çıkış görülmüştür. Fideler gerçek yaprak oluşturmaya başladıktan sonra viyollerde bir bitki kalacak şekilde seyreltme işlemi yapılmıştır. 21 Mart tarihinde her genotipten 20 bitki olacak şekilde seraya fideler dikilmiştir. Fideler dikildikten sonra gerekli bakım işlemleri yapılmıştır. 7 8 mayıs tarihlerinde domates fideleri morfolojik gözlemlerin alınması için uygun duruma gelmiş ve her genotipten 10 ar adet bitki seçilerek ilk gözlemler alınmıştır. Yapılan çalışmada; fidelerde antosiyanin renklenmesi (mevcut mevcut değil); bitkilerde, büyüme türü (sınırlı sınırlı değil), büyüme gücü (az sayıda orta çok sayıda), boğum arası uzunluğu (kısa orta uzun); yapraklarda, yaprak durumu (yarı dikey yatay yarı sarkık), yaprak uzunluğu (kısa orta uzun), yaprak genişliği (dar orta geniş), ana eksene göre yaprak sapının durumu (yarı dikey yatay yarı sarkık) ; salkımlarda ortalama çiçek sayısı (adet), çiçek tüylenmesi (yok veya çok az mevcut) ve çiçeklenme zamanına (erken orta geç) bakılmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMA Sanayi tipi domates genotiplerinde yapılan çalışma sonucunda; genotiplerin 7 tanesinde antosiyanin renklenmesi bakımından renklenme mevcut (%7,4), 88 tanesinde mevcut değil (%92,6) olarak bulunmuştur. Genotipler büyüme türü açısından incelenmiş ve 63 genotip sınırlı (%66,3), 32 genotip sınırlı değil (%33,7) olarak görülmüştür. Genotiplerin büyüme gücü incelendiğinde 25 genotip az sayıda (%26,3), 55 genotip orta (%57,9), 15 genotip (%15,8) çok büyüme gücüne sahip olduğu görülmüştür. Boğum arası uzunluklar incelenmiş ve 44 genotipin boğum arası kısa (%46), 38 genotipin orta (%40) ve 13 genotipin uzun (%13,7) olduğu belirlenmiştir. Yaprak durumu açısından genotipler incelenmiş 40 genotipte yapraklar yarı dikey (%42,1), 45 genotipte yatay (%47,4), 10 genotipte ise yarı sarkık (%10,5) bulunmuştur. Genotipler yaprak uzunluklarına göre incelenmiş 15 genotipin yaprak uzunluğu kısa (%15,8), 41 genotipin orta (%43,8), 39 genotipin ise uzun (%41,1) yapraklı olduğu görülmüştür. Yaprak genişliği bakımından genotipler incelenmiş; 15 genotipin dar (%15,8), 60 genotipin orta(%63,2) ve 20 genotipin geniş yapraklı (%21,1) olduğu görülmüştür. Ana eksene göre yaprak sapının durumuna bakılmış 30 genotip yarı dik (%31,6), 62 genotip yatay (%65,3), 3 genotip yarı sarkık (%3,2) çıkmıştır. Salkımdaki ortalama çiçek sayılarına bakılmış, salkımlarda ortalama 6 adet çiçek olduğu görülmüştür. Bu genotiplerin içinde en az 4, en fazla 10 adet çiçeğe sahip genotipler bulunmaktadır. ST 71, ST 89, ST 76,ST 41, 12

18 Ünal KAL, Önder TÜRKMEN, Erdoğan EŞREF HAKKI ST 19 nolu genotipler salkımlarında ortalama 4 adet çiçek ile en az çiçek sayısına sahip genotipler iken ST 27 nolu genotipin ortalama 10 adet çiçekle en fazla çiçek sayısına sahip genotip olduğu görülmüştür. Çiçeklerin tüylenme durumuna bakılmış; 56 genotipin çiçeklerinde tüylenme mevcut (%58,9), 39 genotipin çiçeklerinde tüylenme yok ya da çok az bulunmuştur. Bitkiler çiçeklenme zamanına göre değerlendirilmiş genotiplerin 55 tanesinde erken çiçeklenme (%57,9), 40 tanesinde orta süreli çiçeklenme (%42,1) görülmüştür (Tablo 1). Tablo 1. Alınan morfolojik gözlemler A B C D E F G H I J K L M St62 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Geniş Var Yatay 6±0,8 Yok Y.Ç.A. Erken St65 Mevcut S.D. Orta Orta Yatay Uzun Orta Yok Yatay 6±0,7 Yok Mevcut Orta St67 M.D. S.D. Az Sayıda Orta Y.D. Orta Geniş Yok Yatay 6±1,2 Yok Mevcut Orta St69 M.D. S.D. Orta Orta Y.S. Orta Orta Yok Yatay 6±1,3 Yok Y.Ç.A. Orta St71 M.D. S.D. Az Yarı Kısa Yatay Orta Orta Yok Sayıda Dik 4±0 Yok Mevcut Erken St63 M.D. S.D. Orta Orta Y.D. Uzun Orta Var Yatay 6±1,2 Yok Y.Ç.A. Erken St64 Mevcut S.D. Orta Orta Yatay Uzun Orta Yok Yatay 5±1,2 Yok Mevcut Erken St66 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Y.S. Kısa Orta Var Yatay 6±1,1 Yok Mevcut Orta St68 M.D. S.D. Orta Orta Yatay Orta Geniş Yok Yatay 6±1,1 Yok Y.Ç.A. Orta St89 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Yatay Uzun Geniş Yok Yatay 4±1,1 Yok Y.Ç.A. Erken St83 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Orta Yok Yarı Dik 5±1,1 Yok Mevcut Erken St86 M.D. S.D. Orta Orta Yatay Uzun Orta Var Yarı Dik 8±0,9 Yok Mevcut Orta St88 M.D. S.D. Çok Orta Y.D. Orta Geniş Var Yatay 9±1,5 Yok Mevcut Erken St72 M.D. Sınırlı Orta Orta Y.D. Orta Orta Var Yatay 7±0,9 Var Mevcut Erken St84 M.D. Sınırlı Orta Kısa Y.D. Kısa Dar Var Yatay 5±0,6 Yok Y.Ç.A. Orta St85 M.D. S.D. Çok Orta Y.D. Uzun Orta Var Yatay 5±1,4 Yok Y.Ç.A. Erken St87 M.D. S.D. Az Sayıda Orta Y.S. Uzun Geniş Var Yatay 6±1,3 Yok Mevcut Erken St70 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Uzun Orta Var Y.D. 5±1 Yok Mevcut Erken St73 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Y.D. Uzun Orta Yok Yatay 5±1,6 Yok Y.Ç.A. Erken St74 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Uzun Dar Var Yarı Dik 6±0,8 Yok Y.Ç.A. Orta St91 M.D. S.D. Orta Orta Yatay Orta Geniş Var Yatay 5±1,8 Yok Y.Ç.A. Erken St93 M.D. S.D. Orta Orta Yatay Orta Orta Yok Yatay 6±1,2 Yok Mevcut Orta St95 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Uzun Orta Var Yatay 6±0,6 Yok Mevcut Erken St39 M.D. S.D. Az Sayıda Uzun Yatay Uzun Geniş Yok Yatay 6±1,2 Yok Y.Ç.A. Orta St75 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Yatay Uzun Dar Var Yatay 7±1,4 Yok Y.Ç.A. Orta St90 M.D. S.D. Çok Orta Y.D. Uzun Dar Var Yarı Dik 8±1,5 Yok Mevcut Orta St92 M.D. S.D. Çok Orta Y.D. Uzun Geniş Var Yarı Dik 7±2 Yok Mevcut Erken St94 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Orta Var Yatay 5±0,8 Yok Mevcut Erken St96 M.D. Sınırlı Orta Orta Yatay Kısa Orta Var Yatay 7±1,1 Yok Y.Ç.A. Orta St38 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Kısa Dar Var Yatay 6±1,2 Var Y.Ç.A. Erken St58 M.D. Sınırlı Az Kısa Y.D. Kısa Orta Var Yarı 8±1,4 Yok Mevcut Erken 13

19 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Sayıda Dik St60 M.D. Sınırlı Az Yarı Orta Yatay Kısa Dar Yok Sayıda Dik 8±2,1 Yok Mevcut Erken St76 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Dar Yok Yarı Dik 4±2,1 Yok Mevcut Erken St77 M.D. S.D. Orta Orta Y.D. Uzun Geniş Var Yatay 7±2 Yok Y.Ç.A. Erken St40 M.D. Sınırlı Orta Kısa Y.D. Orta Dar Yok Yarı Dik 6±0,9 Yok Y.Ç.A. Orta St41 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Orta Yok Yatay 4±1,1 Yok Y.Ç.A. Erken St59 M.D. S.D. Orta Uzun Y.D. Uzun Orta Yok Yatay 7±1,6 Yok Mevcut Erken St61 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Yatay Kısa Orta Yok Yatay 6±1,6 Yok Y.Ç.A. Orta St78 M.D. Sınırlı Orta Kısa Y.S. Orta Orta Yok Yarı Dik 5±0,9 Yok Y.Ç.A. Orta St79 M.D. Sınırlı Az Yarı Kısa Y.D. Kısa Dar Var Sayıda Dik 6±1,3 Yok Y.Ç.A. Erken St82 M.D. Sınırlı Orta Orta Yatay Orta Orta Yok Yarı Dik 6±1,2 Yok Mevcut Orta St50 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Kısa Orta Var Yarı Dik 6±1,2 Yok Mevcut Orta St52 M.D. S.D. Az Sayıda Orta Y.S. Uzun Dar Var Yatay 7±1,2 Yok Mevcut Erken St42 M.D. S.D. Orta Orta Yatay Orta Orta Var Yatay 7±2,1 Yok Mevcut Erken St80 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Uzun Geniş Var Yatay 7±1,5 Yok Y.Ç.A. Erken St81 M.D. S.D. Çok Uzun Y.D. Uzun Geniş Var Yarı Dik 9±2,6 Yok Y.Ç.A. Erken St51 M.D. Sınırlı Orta Kısa Y.D. Uzun Orta Yok Yatay 6±0,7 Yok Mevcut Erken St53 M.D. Sınırlı Orta Orta Y.D. Orta Geniş Var Yarı Dik 8±1,2 Yok Mevcut Erken St45 M.D. Sınırlı Orta Orta Yatay Uzun Geniş Var Yatay 5±1,1 Yok Y.Ç.A. Orta St43 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Yatay Uzun Orta Yok Yatay 6±1,3 Yok Mevcut Orta St55 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Y.D. Uzun Orta Yok Yatay 5±0,9 Yok Mevcut Orta St57 M.D. S.D. Orta Orta Y.D. Uzun Orta Var Yatay 7±1,4 Yok Y.Ç.A. Erken St35 M.D. Sınırlı Orta Orta Y.S. Uzun Orta Var Yarı Dik 5±0,9 Yok Mevcut Orta St44 M.D. S.D. Orta Kısa Y.D. Orta Orta Var Yatay 6±1,1 Yok Y.Ç.A. Erken St54 M.D. S.D. Orta Uzun Y.D. Uzun Orta Var Yatay 8±1,9 Yok Mevcut Orta St56 M.D. Sınırlı Çok Uzun Y.D. Orta Orta Var Yatay 7±2,2 Yok Mevcut Orta St34 Mevcut Sınırlı Az Sayıda Orta Yatay Orta Orta Yok Yatay 6±1,1 Yok Mevcut Orta St36 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Y.S. Kısa Orta Yok Yatay 6±1,1 Yok Y.Ç.A. Erken St31 M.D. Sınırlı Az Sayıda Orta Y.D. Uzun Orta Yok Yatay 6±1,6 Yok Y.Ç.A. Erken St33 M.D. Sınırlı Orta Orta Y.D. Uzun Orta Yok Yatay 6±1,3 Yok Mevcut Orta St10 M.D. Sınırlı Çok Orta Y.D. Uzun Orta Var Yatay 5±0,7 Yok Mevcut Erken St12 M.D. Sınırlı Çok Kısa Y.D. Orta Dar Var Yatay 6±0,6 Yok Mevcut Erken St37 M.D. S.D. Orta Uzun Y.D. Uzun Orta Var Yatay 7±2,1 Yok Y.Ç.A. Erken St30 M.D. Sınırlı Çok Uzun Y.D. Uzun Geniş Yok Yatay 8±1,8 Yok Y.Ç.A. Erken St32 M.D. Sınırlı Çok Orta Y.D. Orta Geniş Yok Yarı Dik 5±0,5 Yok Y.Ç.A. Erken St11 M.D. Sınırlı Orta Orta Y.D. Uzun Orta Yok Yatay 6±0,7 Yok Mevcut Orta St13 M.D. Sınırlı Orta Kısa Y.D. Kısa Dar Yok Yarı Dik 5±0,5 Yok Mevcut Orta St19 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Yatay Orta Orta Yok Yatay 4±1,2 Yok Mevcut Orta 14

20 Ünal KAL, Önder TÜRKMEN, Erdoğan EŞREF HAKKI St14 M.D. Sınırlı Orta Kısa Y.S. Uzun Orta Yok Yatay 6±0,8 Yok Mevcut Erken St17 Mevcut S.D. Orta Uzun Yatay Orta Orta Yok Yatay 7±0,9 Yok Y.Ç.A. Erken St18 M.D. S.D. Az Sayıda Uzun Y.D. Orta Orta Var Y.S. 6±1,2 Yok Y.Ç.A. Erken St26 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Orta Var Yatay 5±0,9 Yok Mevcut Erken St15 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Orta Var Yarı Dik 6±1,1 Yok Mevcut Orta St16 M.D. Sınırlı Orta Orta Yatay Uzun Orta Yok Yatay 9±2,3 Yok Y.Ç.A. Erken St20 M.D. Sınırlı Az Yarı Orta Y.D. Orta Orta Var Sayıda Dik 5±1,4 Yok Mevcut Erken St21 M.D. Sınırlı Az Yarı Kısa Y.D. Kısa Dar Yok Sayıda Dik 7±2 Yok Y.Ç.A. Orta St28 M.D. S.D. Orta Orta Yatay Orta Orta Yok Yarı Dik 6±1,3 Yok Mevcut Erken St29 M.D. S.D. Çok Uzun Y.D. Uzun Geniş Yok Yatay 9±2,3 Yok Mevcut Orta St48 Mevcut Sınırlı Çok Kısa Y.D. Orta Orta Yok Yatay 6±0,7 Yok Mevcut Erken St49 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Orta Yok Yarı Dik 6±0,8 Yok Mevcut Erken St23 M.D. S.D. Orta Uzun Y.D. Orta Orta Var Yatay 8±2,4 Yok Mevcut Orta St27 M.D. S.D. Çok Uzun Yatay Orta Orta Yok Y.S. 10±2,4 Yok Y.Ç.A. Erken St46 M.D. Sınırlı Orta Orta Yatay Uzun Orta Yok Yatay 6±0,7 Yok Y.Ç.A. Erken St47 M.D. S.D. Orta Uzun Y.S. Uzun Orta Var Y.S. 6±1 Yok Mevcut Erken St22 M.D. Sınırlı Çok Kısa Yatay Orta Geniş Yok Yatay 5±0,7 Yok Mevcut Erken St24 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Dar Var Yarı Dik 5±0,8 Yok Y.Ç.A. Erken St25 M.D. Sınırlı Çok Kısa Y.D. Orta Orta Yok Yarı Dik 7±0,8 Yok Mevcut Orta St4 M.D. Sınırlı Orta Orta Y.D. Orta Orta Var Yatay 5±0,8 Yok Mevcut Orta St6 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Orta Orta Yok Yatay 5±0,8 Yok Mevcut Erken St7 M.D. Sınırlı Az Yarı Kısa Y.D. Orta Orta Yok Sayıda Dik 5±0,6 Yok Mevcut Erken St1 M.D. Sınırlı Az Sayıda Kısa Y.S. Kısa Orta Yok Yatay 5±0,8 Yok Mevcut Orta St2 M.D. Sınırlı Orta Kısa Yatay Kısa Orta Yok Yatay 7±0,9 Yok Mevcut Orta St3 Mevcut Sınırlı Az Sayıda Kısa Yatay Kısa Dar Yok Yatay 7±1,4 Yok Y.Ç.A. Orta St5 M.D. Sınırlı Orta Orta Yatay Orta Geniş Var Yarı Dik 6±1,3 Yok Mevcut Orta St8 M.D. Sınırlı Orta Orta Yatay Uzun Geniş Yok Yarı Dik 6±0,9 Yok Y.Ç.A. Orta Ort. 6±1,2 15

21 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Tablodaki kısaltmalar: A: Antosiyanin renklenmesi, B: Büyüme türü, C: Büyüme gücü, D: Boğum arası uzunluğu, E: Yaprak durumu, F: Yaprak uzunluğu, G: Yaprak genişliği, H: Yaprak ayası, I: Ana eksene göre yaprak sapı, J: Salkımdaki çiçek sayısı, K: İlk boğumda çiçek salkımı, L: Çiçek tüylenmesi, M: Çiçeklenme zamanı, M.D.: Mevcut değil, S.D.: Sınırlı değil, Y.Ç.A.: Yok veya çok az, Y.S. Yarı Sarkık, Y.D.: Yarı dikey SONUÇ Çalışma devam etmekte olup hedeflendiği gibi tamamlandığında üretici ve tüketici taleplerine cevap verebilecek adına doğru, verimli ve kaliteli sanayi tipi F1 domates çeşitler sunulabilecektir. Bu sayede yurtdışı kaynaklardan temin edilerek ülkemizde satışa sunulan F1 hibrit domates çeşitleriyle rekabet edebilecek yerli hibrit domates çeşitleri piyasaya sunulacaktır. TEŞEKKÜR *T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na ve Nadide Tarım'a 0652.STZ.2014 numaralı SANTEZ projesine destekleri için teşekkür ederiz. KAYNAKLAR 1. Anonymous, FAO. (2016) Erişim tarihi: Anonim, (2016) :19: html? Erişim tarihi: Sönmez İ,.Beşirli G, (2011) Bazı sanayi domatesi hatları ve özellikleri. Bahçe 40 (1): Sarısaçlı İ.E, Salça, (2009) (erişim ). 5. Barrios Masias FH, Jackson LE, (2014) California processing tomatoes: Morphological, physiological and phenological traits associated with crop improvement during the last 80 years. Eur J Agron, 53, Türküsay H, Tosun N, Yıldız S, Saygılı H, (2009) Effects of Plant Activators on Physiological and Morphological Parameters of Processing Tomato. II. International Symposium on Tomato Diseases, 808, Turhan A, Şeniz V, (2009) Türkiye de yetiştirilen bazı domates gen kaynaklarının verim, meyve ve morfolojik özelliklerinin belirlenmesi. Selçuk Gıda Ve Tarım Bilimleri Dergisi. 23(50),

22 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Çerezlik Kabak (Cucurbita pepo L.) Hatlarının SSR (Simple Sequence Repeat) Markörleri ile Karakterizasyonu* Necibe KAYAK* 1, Önder TÜRKMEN 1, Ali Tevfik UNCU 2, Yeşim DAL 1 1: Selçuk University Faculty of Agriculture Department of Horticulture 2: Necmettin Erbakan University Faculty of Science Department of Molecular Biology and genetics Özet: Bu çalışma, S4 kademesindeki 83 adet çerezlik kabak (Cucurbita pepo L.) genotipinde SSR markörleri ile genetik çeşitlilik analizleri gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında ifadelene genomik lokuslardan geliştirilmiş olan 31 adet EST SSR markörü kullanılmış olup toplamda 107 tanesi (% 87.70) polimorfik olan toplam 122 adet bant elde edilmiştir. SSR alelleri var/yok (1/0) şeklinde skorlanmış olup veri dosyası DARwin programında genetik çeşitlilik analizlerine tabi tutulmuş, çerezlik kabak genotipleri arasındaki moleküler genetik ilişkileri gösteren neighbor joining (NJ) dendrogramı çizilmiştir. Dendogram çerezlik kabak genotiplerinin üç grupta toplandığını göstermektedir. Çalışma kapsamında kullanılan markörlerin en yüksek PIC değeri 0.42 olarak bulunmuştur. Uzaklık matrisi ve NJ dendrogramı arasındaki korelasyon, Mantel testi sonucu ile ortaya konmuştur (r = 0.99). Moleküler genetik verilere dayanarak çalışılan koleksiyonda hesaplanan genetik ilişkiler moleküler ıslah programlarında önemli fayda sağlayacaktır. Anahtar sözcükler: Çerezlik Kabak, Moleküler Karakterizasyon, SSR markörleri. Characterization of Edible Seed Pumpkin (Cucurbita pepo L.) Lines by SSR (Simple Sequence Repeat) Markers Abstract: The present work involves the molecular characterization of a collection of 83 wellestablished edible seed pumpkin (Cucurbita pepo L.) lines in the prospective S4 stage. Molecular genetic diversity among the pumpkin genotypes was determined by SSR markers. 31 EST SSR markers yielded a total of 122 amplified DNA fragments. Out of the 122 SSR alleles, 107 (87.70%) were polymorphic and were used to measure the degree of genetic diversity among pumpkin accessions. The DARwin software was used to generate a Dice coefficient dissimilarity matrix which was then used to construct an unweighted neighbor joining dendrogram of the accessions. Neighbor joining dendrogram demonstrated that the germplasm collection was clustered into three main groups. The highest PIC value calculated for the marker set was According to the Mantel test results, correlation of the dissimilarity matrix and the dendrogram was 0.99, indicating a very strong degree of correlation. Genetic relationships within the population inferred based on molecular genetic data will provide valuable information to breeders for future breeding programs. Keywords: Edible seed pupkin, molecular characterization, SSR Markers. GİRİŞ Kabakgiller (Cucurbitaceae); Cucurbita maxima, Cucurbita moschata ve Cucurbita pepo gibi türleri bünyesinde barındıran Dünya da ve Türkiye de ekonomik değeri yüksek olan bitki türlerini içerir. Cucurbita pepo L., Cucurbitaceae familyası içinde ekonomik değeri ve genetik çeşitliliği yüksek olan önemli bir türdür (Robinson ve ark., 1976). Ülkemizde çerezlik tüketim amaçlı yetiştirilmekte olan çekirdek kabakları, çoğunlukla Cucurbita pepo L. 17

23 Necibe KAYAK, Önder TÜRKMEN, Ali Tevfik UNCU, Yeşim DAL türü içerisinde bulunmaktadır (Seymen ve ark., 2012; Türkmen ve ark., 2015; Yavuz ve ark., 2015a; Yavuz ve ark., 2015b). Dünya da ,00 ha alanda ,00 ton kabak üretilmektedir. Türkiye de ,00 ha alanda ,00 ton kabak üretilmektedir. Türkiye çerezlik kabak üretimi dekar alanda tondur (TUİK, 2014). Türkiye nin iç bölgelerinde kabak yetiştiriciliğinde daha çok yemeklik ya da bal kabağı yerine çerezlik kabak tercih edilmektedir. Bunun sebepleri arasında; yemeklik kabak yetiştiriciliğinde yüksek verim için sulamanın zorunlu olması, hasadın sık yapılması, hasat edilen meyvelerin muhafaza sürelerinin kısa olması gibi nedenler yer almaktadır. Ayrıca çekirdek kabak yetiştiriciliği kıraç koşullarda dahi yapılabilmektedir. Bu noktada çerezlik kabak yetiştiriciliğinin en önemli eksikliklerinden birisi ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde tescilli yapılmış çerezlik kabak çeşitlerinin yetersizliği üreticileri zor duruma sokmaktadır. Piyasada tescilli çeşitlerin bulunmaması üreticilerin tohum temininde sıkıntı yaşamasına ya da tohumluk olarak sadece bir lokasyonda kullanılan tohumun başka bir bölgede yeter verim düzeyine ulaşmaması gibi sorunlar ortaya çıktığı görülmektedir (Seymen ve ark., 2013; Can ve ark., 2014; Seymen ve ark., 2016) Hızla artan dünya nüfusunun besin ihtiyacını karşılamaya yönelik yeni çeşitlerin geliştirilmesinde biyoteknolojik uygulamalar bitki ıslahı açısından son derece önemli bir konu haline gelmiştir. Bitki türlerindeki genetik varyasyonun daralmasından dolayı gerekli varyasyonun köy popülasyonlarından, tescilli çeşitlerden ve yabani akrabalarından sağlanarak, uygun genlerin biyoteknolojik uygulamalar ile kültür çeşitlerine aktarılması gerekmektedir. Klasik bitki ıslahıyla bu genlerin aktarılmasında zaman, emek, işgücü gibi birçok problemle karşılaşılmaktadır. Bitki biyoteknolojisi; çeşitli doku kültürü ve genetik mühendisliği tekniklerini kullanarak bitkilerin moleküler seviyede iyileştirilmesinde kullanılan önemli araçlara sahiptir. Çok uzun yıllar sürebilen bitki ıslahı çalışmalarını kısaltmanın en önemli yollarından biri moleküler yöntemler ile olabilmektedir (OH, 1972). Moleküler biyoloji alanındaki gelişmelerin sağladığı olanaklar sayesinde türler, çeşitler ve hatta hatlar arasındaki benzerlik oranları ve düzeyleri çeşitli markör sistemleriyle oldukça kolay tespit edilebilir duruma gelmiştir. Islah çalışmalarında morfolojik belirteçler yerlerini daha güvenilir sonuçlar veren moleküler markörlere bırakmıştır. SSR (Simple Sequence Repeat) markörleri, ökaryatik genomlar için mükemmel bir polimorfizm kaynağıdır. Genomda en sıklıkla rastlanan markör tiplerinden biridir. Genomda dizilerin nerede bulunduğu ve ne kadar tekrarlandığı türden türe farklılık göstermektedir ve bu farklılığa göre SSR primerleri geliştirilmiştir (Devran, 2003). SSR veya mikrosatelit markörleri, popülasyon analizi için en önemli markörler arasında olup ve bitkilerde gen havuzu genotiplenmesi, genetik bağlantı ve ilişkilendirme haritalaması çalışmalarında ve markör destekli ıslah çalışmalarında yaygın olarak kullanılmaktadır (Ding ve ark., 2015). Kodominant özellik sergilemesi, polimorfizm oranının yüksek olması, güvenilir sonuçlar vermesinden dolayı sıklıkla kullanılan markörler tiplerinden biri olan SSR markörleri en informatif markörler arasındadır (Solmaz, 2010). Yapılan bir çalışmada, çerezlik kabak türünün İran'da farklı bölgeler arasındaki genetik çeşitliliğini araştırmak için, 26 yerel çeşit 14 SSR markörü kullanılarak incelenmiştir (Rahim ve ark., 2013). Bir diğer kapsamlı çalışmada 104 genotip arasında ki genetik ilişkiler, 134 SSR ve dört SCAR markörü ile genotiplenmiş olup toplam 20 ilişki grubu arasında dağılan toplam 418 allel elde edilmiştir. Temel bileşenler analizi sonucunda, kabağın alt türleri pepo, texana 18

24 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), ve fraterna' yı temsil eden 104 genotip üç ana kümeye ayrıldığı gösterilmiştir (Gong ve ark., 2012). Bu çalışma kapsamında, çerezlik kabaklarda ümitvar olarak belirlenmiş S4 kademesine kadar kendilemeleri yapılmış 83 adet hat arasındaki genetik çeşitliliğin EST SSR markörleri ile karakterize edilmiştir. Elde edilen alel verileri koleksiyon içersinde ki genetik çeşitliliği ortaya koymuş olup, hibrit çeşit ıslahında kullanılacak uygun ebeveyn adayların belirlenmesinde kullanılacaktır. MATERYAL VE METOT Çalışmada daha önce ( Cucurbita pepo L.), ümitvar olarak belirlenmiş S4 kademesine kadar kendilemeleri yapılmış 83 adet çerezlik kabak genotipi kullanılmıştır. Moleküler karakterizasyon için genç fide döneminde bulunan bitkilerden steril bistüri yardımıyla bitkinin sağlıklı, genç yapraklarından (yaklaşık 0, 25g ) her genotipi temsil edecek şekilde beş adet bitkiden DNA izolasyonu için örnekler alınmış ve bulk yapılmıştır. Bitkilerden alınan genç yaprak örnekleri sıvı azotta ani şoklama ile dondurularak 80 o C derin dondurucuda DNA izolasyonu yapılıncaya kadar muhafaza edilmiştir. Çerezlik kabak genotiplerinden DNA izolasyonu CTAB protokolüne göre gerçekleştirilmiştir (Doyle ve Doyle, 1987). Çerezlik kabak DNA örneklerinden Blanca ve ark. (2011) yılında geliştirdikleri EST SSR markörleri çalışmada kullanılan bağlanma sıcaklıkları kullanılarak yapılımıştır. EST SSR markörlerinin çoğaltılması için gerçekleştirilecek olan PCR reaksiyonları, BioRad PCR cihazında gerçekleştirilmiş olup. Toplam 20 µl hacimli PCR reaksiyonu için 1x AmplitaqGold PCR Tamponu, 2.5 mm MgCl2, 200µM her bir dntp (Promega), 300 nm her bir primer, 0.5 ünite AmplitaqGold polimeraz enzimi (Applied Biosystems Foster City CA), 1.0µL DNA ve nükleaz içermeyen H 2 O içeren bir protokol hazırlanmıştır. Agaroz jeli elektroforezinde PCR reaksiyonunun çalışıp çalışmadığı kontrol edildikten sonra, kabak genotiplerine ait DNA örneklerinden çoğaltılmış olan EST SSR markörleri, Qiaxcel Fragment Analyzer (Qiagen Sample&Assay Technologies) kapiller elektroforez sistemi ile yüksek çözünürlükte görüntülenmiştir. Markör alelleri manuel olarak var/yok şeklinde skorlanıp, DarWin ( yazılımında NJ yöntemi kullanılarak bir genetik çeşitlilik analizi yapılmıştır. BULGULAR Blanca ve ark. (2011) yılında geliştirilen EST SSR markörlerinin 31 tanesi çalışma kapsamında uygulanmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan EST SSR markör bilgileri Tablo 1 de verilmiştir. Çalışma kapsamında kullanılan 83 kabak genotipinde 107 adet polimorfik SSR aleli elde edilmiştir. 19

25 Necibe KAYAK, Önder TÜRKMEN, Ali Tevfik UNCU, Yeşim DAL Tablo 1. Çalışmada Kullanılan EST SSR markör bilgileri Markır Tekrar Sayısı Allel Sayısı Markır Tekrar Sayısı CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC CUTC Allel Sayısı Çalışılan kabak genotipleri arasındaki moleküler genetik çeşitlilik unweighted Neigbor joining (NJ) yöntemi kullanılarak belirlenmiş ve oluşturulan dendrogram aşağıda gösterilmiştir. 20

26 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), A B1 B2 C Şekil 1. Unweighted Neigbor joining yöntemi ile çizilmiş genetik çeşitlilik analizi sonucunu gösterir dendrogram. EST SSR alel verileri ile gerçekleştirilen çeşitlilik analizi sonucunda oluşturulan çerezlik kabak genotipleri arasındaki moleküler genetik ilişkileri gösteren NJ dendrogramı, kabak genotiplerinin üç ana kümeyeden oluşan dört grupta toplandığını göstermektedir (Şekil 1). Uzaklık matrisi ve NJ dendrogramı arasındaki korelasyon, Mantel testi sonucu ile ortaya konmuş olup yüksek düzeyde korelasyon göstermektedir (r = 0.99). Çalışma kapsamında kullanılan markörlere ait PIC değeri hesaplanmış olup en yüksek PIC değerine sahip markörün 0.42 değeri ile CUTC olduğu görülmüştür. Genotiplerin 41 tanesi A grubunda toplanmış olup, B Grubu 39, D grubu ise 3 genotipten oluşmuştur. Genotipler arasındaki ortalama benzemezlik değeri, 0.28 bulunmuş 21

27 Necibe KAYAK, Önder TÜRKMEN, Ali Tevfik UNCU, Yeşim DAL olup, analiz edilen genotipler arasındaki moleküler genetik çeşitliliğinin düşük olduğunu göstermektedir. Şekil 2. SSR Alel verileri kullanılarak oluşturulan Temel Bileşen Analizi (PCA) grafiği. SSR markör analizleri ile elde edilen veriler çerezlik kabak genotipleri arasındaki moleküler genetik ilişkilerin belirlenmesinde kullanılmış ve genel olarak koleksiyonun gösterdiği çeşitlilik düzeyi ile birlikte genotiplerin birbiri ile moleküler genetik yakınlık durumları belirlenmiştir. 22

28 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), PCA, çerezlik kabak genotiplerinin çeşitlilik ve ıslah çalışmaları için basitleştirilmiş bir sınıflandırmasını sağlamıştır. PCA grafiği, ölçülen değişkenler bakımından tablo içinde genotipler arasındaki benzerlikleri yansıtan geometrik mesafeleri göstermektedir. Kümeleme analizi inceleğinde; genotiplerin iki gruba ayrıldığı görülmüştür. 1. grup PCA 1 ve PCA 2 de pozitif değerde ayrılmıştır. İkinci grup ise PCA1 pozitif ekseninde ve PCA 2 ekseninde negatif değerde ayrılmıştır. Sonuçlara göre 2, 3, 100, 83, 18, 88, 60, 20, 87, 93, 30, 99, 31 ve 25 numaralı genotiplerin anaç olarak kullanılabileceği ve bu genotip kombinasyonları ile melez azmanlığının yüksek ihtimal ile yakalanacağı öngörülmektedir. SONUÇ Çerezlik kabak genotipler arasındaki genetik çeşitliliğin belirlenmesinde 31 adet EST SSR markörü kullanılmıştır. EST SSR markörlerinin çalışma kapsamında kullanılmak üzere seçilmesinin temel sebebi, bu markör tipinin genomun ifadelenen bölgelerinden üretilmiş olması ve bu genomik bölgelerde gözlemlenecek polimorfizimlerin fenotipe yansıma ve çalışılan popülasyon içerisinde ki genetik çeşitliliği yansıtmada daha gerçekçi bir sonuç vereceği düşünülmesidir. Protein kodlamayan genomik bölgelerden üretilen markörler ile gerçekleştirilen çeşitlilik analizi çalışmalarının popülasyondaki genetik çeşitliliği olduğundan daha yüksek gösterme potansiyelinin yüksek olduğu zira bu tarz genomik lokuslardaki mutasyonları fenotipe etki etmeme olasılığının yüksek oluşu, hesaplanan genetik farklılıkların gerçek çeşitlilikten çok daha yüksek olacağı yönündeki verilerdir. Çalışma kapsamında moleküler genetik verilere dayanılarak hesaplanan genetik ilişkiler, popülasyonda çeşitlilik derecesini belirleyerek gelecekteki ıslah programları için değerli bilgiler sağlayacak olduğunu ortaya koymuştur. Çalışmanın çerezlik kabakta planlanan ıslah programı için yararlı olacağı düşünülmektedir. KAYNAKLAR 1. Blanca, J., Canizares, J., Roig, C., Ziarsolo, P., Nuez, F. ve Pico, B., 2011, Transcriptome Characterization and High Throughput SSRS and SNPS Discovery in Cucurbita Pepo (Cucurbitaceae), Bmc Genomics, 12: Can, H., Türkmen, Ö., Işık, R., Paksoy, M., Seymen, M., Fİdan, S. ve Hakkı, E. E., 2014, Çerezlik Kabak Hatlarının Saflıklarının Dominant Markör Sistemleriyle Belirlenmesi, Uluslararası katılımlı 5. Tohumculuk Kongresi Diyarbakır. 3. Devran, Z., 2003, Moleküler İşaretleyicilerin (Markörlerin) Dayanıklılık Islahında Kullanılması, 20, Ding, Q., Li, J., Wang, F., Zhang, Y., Li, H., Zhang, J. ve Gao Jianwei., 2015, Characterization and Development of EST SSRs by Deep Transcriptome Sequencing in Chinese Cabbage (Brassica rapa L. ssp. pekinensis), Hindawi Publishing Corporation International Journal of Genomics, Doyle, J. J. ve Doyle, J. L., 1987, A rapid DNA isolation procedure for small quantities of fresh leaf tissue, Phytochemical Bulletin, 19, Gong, L., Paris, H. S., Stift, G., Lelley, T., Nee, M. H., Pachner, M. ve Vollmann, J., 2012, Genetic Relationships and Evolution in Cucurbita Pepo (Pumpkin, Squash, Gourd) as 23

29 Necibe KAYAK, Önder TÜRKMEN, Ali Tevfik UNCU, Yeşim DAL Revealed by Simple Sequence Repeat Polymorphisms, Theoretical and Applied Genetics, 124, OH, F., 1972, The Significance, Utilization and Conservation of Crop Genetic Resources, FAO, Rome. 8. Perrier X, Jacquemoud Collet J P (2006) DARwin software Rahim, B., PeyvastGholamali, Ali, A. M., Babak, R., Akbar, E. A. ve Ali, B., 2013, Biochemical Systematic, Population Structure And Genetic Variability Studies Among Iranian Cucurbita (Cucurbita Pepo L.) Accessions, Using Genomic SSRS And Implications For Their Breeding Potential, Biochemical Systematics and Ecology, 50, Robinson, R., Munger, H., Whitaker, T. ve Bohn, G., 1976, Genes of The Cucurbitaceae, Hortscience, 11, Seymen, M., Türkmen, Ö., Paksoy, M. ve Fidan, S., 2012, Determination of Some Morphological Characteristics of Edible Seed Pumpkin (Cucurbita Pepo L.) Genotypes, Proceedings of the Xth EUCARPIA Meeting on Genetics and Breeding of Cucurbitaceae. 12. Seymen, M., Türkmen, Ö. ve Paksoy, M., 2013, Selection of edible pumpkin seeds (Cucurbita pepo L.) genotypes, Journal of Selçuk University Natural and Applied Science, 2(4), Seymen M, Uslu N, Türkmen Ö, Juhaimi F.A ve Özcan M.M, 2016, Chemical Compositions and Mineral Contents of Some Hull Less Pumpkin Seed and Oils, Journal of the American Oil Chemists, 93, Solmaz, İ., 2010, Bazı Karpuz Genotiplerinin SSR ve SRAP Markörleri ile Karakterizasyonu ve Fusarıum Solgunluğu (Fusarium Oxysporum F.Sp. Niveum) na Dayanımlarının Klasik ve Moleküler Yöntemlerle Araştırılması, Çukurova Üniversitesi, Adana. 15. Türkmen, Ö., Uslu, N., Paksoy, M., Seymen, M., Fidan, S. ve Özcan, M. M., 2015, Evaluation of fatty acid composition, oil yield and total phenol content of various pumpkin seed genotypes, La Rivista Italiana Delle Sostanze Grasse, 92, Yavuz, D., Seymen, M., Yavuz, N. ve Türkmen, Ö., 2015a, Effects of irrigation interval and quantity on the yield and quality of confectionary pumpkin grown under field conditions, Agricultural Water Management, 159, Yavuz, D., Yavuz, N., Seymen, M. ve Türkmen, Ö., 2015b, Evapotranspiration, crop coefficient and seed yield of drip irrigated pumpkin under semi arid conditions, Scientia Horticulturae, 197 (33 40). 24

30 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Determination of Yield and Some Quality Components of False Flax [Camelina sativa (L.) Crantz] Genotypes Sown on Different Dates in Autumn Mehmet AKBAŞ 1, Mustafa ÖNDER 1 1 Selçuk University, Department of Field Crops, Konya, Turkey Özet: Camelina [Camelina sativa (L.) Crantz] seeds were grown during the fall season on Konya ecological conditions by using 4 different sowing dates (September 20th, September 30th, October 10th, October 20th in 2015) by using 2 different genotypes (population characterized "Russia" originated genotype; certified variety "Suneson" originated from USA), for the aim of determination of efficiency and some agronomical features. Field experiment was realized by 3 replications according to the Split Plots Design in the vegetation periods. According to the results, statistically significant differences were obtained for blooming period, vegetation period, height of the plant, number of capsules, height of the first capsule, weight of thousand seeds, oil ratio and resistance to winter for the differences amongst sowing dates. For the differences between genotypes; blooming period, vegetation period and height of the plant, number of main branches, number of capsules, number of seeds per capsule, height of the first capsule, weight of thousand seeds, oil ratio and resistance to winter were significant as well. Present study showed that the Russian genotype with 5.45 g/plant yield and 34.92% oil ratio which was sown on 20th of October is outstanding and therefore it is recommended, also Suneson genotype that was sown on 30th of September determined as promising as well. Anahtar kelimeler: Bin[Camelina sativa (L.) Crantz], weight of thousand seeds, oil ratio, seed yield.göl, biyogüvenlik, manda, manda yetiştiriciliği. Sonbaharda Farklı Zamanlarda Ekilen Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Genotiplerinin Verim Ve Bazı Kalite Unsurlarının Belirlenmesi Abstract: Konya ekolojik şartlarında sonbaharda 4 farklı zamanda(20 Eylül, 30 Eylül, 10 Ekim, 20 Ekim 2015) ekilen 2 farklı ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] genotipinin (Rusya orijinli popülasyon, ABD'den temin edilen Suneson isimli sertifikalı çeşit) verim ve bazı agronomik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu araştırma yılı vejetasyon döneminde Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller Deneme Desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Araştırma sonucunda çıkış süresi, çiçeklenme süresi, vejetasyon süresi, bitki boyu, kapsül sayısı, ilk kapsül yüksekliği, bin tane ağırlığı, kıştan çıkma oranı özelliklerinde ekim zamanları arasındaki ortaya çıkan farklılıklar istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Genotipler arasındaki farklılıklar, çıkış süresi, çiçeklenme süresi, vejetasyon süresi, bitki boyu, ana dal sayısı, kapsül sayısı, kapsüldeki tohum sayısı, ilk kapsül yüksekliği, bin tane ağırlığı, yağ oranı, kıştan çıkma oranı özelliklerinde istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Ekim zamanı x genotip interaksiyonu ise bitki boyu, ilk kapsül yüksekliği, tane verimi, yağ oranı, kıştan çıkma oranı özellikleri bakımından istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Araştırma bulgularına göre, 20 Ekim tarihinde gerçekleştirilen ekimlerde 5.45 g/bitki tane verimi ve % yağ oranı değeri ile ön plana çıkan Rusya genotipi söz konusu değerler bakımından üstün olması nedeniyle tavsiye edilebilir nitelikte bulunurken, 30 Eylül tarihinde ekilen Suneson genotipi bu araştırma da ümitvar olarak tespit edilmiştir. Keywords: [Camelina sativa (L.) Crantz], bin tane ağırlığı, yağ oranı, tane verimi * Bu makale, Mehmet AKBAŞ'ın Yüksek Lisans çalışmasının bir kısmından özetlenmiştir. 25

31 Mehmet AKBAŞ, Mustafa ÖNDER GİRİŞ Dünya nüfusu her geçen gün daha hızlı bir şekilde artış göstermekte ve bu durum neticesinde beslenme, giyinme, barınma, enerji ve iş olanakları gibi ihtiyaçlarının sağlanması eldeki kaynakların doğru bir şeklide kullanılması ve tarım sektörüne gereken önem verilerek tarım ürünlerindeki kalite ve verim gibi değerlerin arttırılmasıyla mümkündür. Bitkisel yağ sektörünün ana problemi hammaddede dışa bağımlılıktır. Türkiye de sektörün hammadde ithalatına bağımlılık oranı % civarındadır. Ham yağ üretimi 2014 te bin ton olarak gerçekleşirken, piyasadaki toplam ham yağ arzı (ham yağ ithalatı da dikkate alındığında) bin tondur te ayçiçeği, soya, pamuk, kolza ve aspirden oluşan yağlı tohum ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar bazında % 4 gerileyerek 2,9 milyon ton, değer bazında % 23 lük düşüşle 1,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Toplam ham yağ arzının % 75 i ithalattan (doğrudan ham yağ ithalatı ve ithal tohumdan yurt içi ham yağ üretimi) sağlanmaktadır. Son yıllarda ham yağ ithalatının yağlı tohum ithalatına kıyasla çok daha hızlı arttığı görülmektedir [1]. Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] yazlık ve kışlık olarak yetiştirilebilecek, su isteği az olan, kısa süreli vejetasyona sahip bir yağ bitkisidir. Yetiştirilecek yerin şartlarına göre değişmekle beraber yazlık çeşitler Mart Nisan aylarında, kışlık çeşitler Ekim Kasım aylarında ekilebilir [2]. Samsun ekolojik koşullarında kışlık olarak Kasım ayı içinde ekilir ve Haziran ayı sonunda hasat edilir [3]. Yazlık ketencik çeşitleri gün gibi kısa bir yetişme süresine sahiptirler [4]. Ketencik kullanım alanları yağı ve küspesi olarak ikiye ayrılmaktadır. Ketencik tohumundaki yağ oranı, çeşidin yazlık veya kışlık olmasına göre değişmektedir. Tanede yaklaşık olarak %30 40 oranında yağ bulundurur. Ketencik yağının içerisinde % 90 dan fazla doymamış yağ asitleri vardır. Doymamış yağ asitlerinin yaklaşık % 58 i çoklu doymamış yağ asitlerinden oluşmaktadır. Çoklu doymamış yağ asitlerinin, %35 45 ini linolenik asit (C18:3n 3; Omega 3 yağ asidi) ve % sini linoleik asit (C18:2n 6; Omega 6 yağ asidi) oluşturmaktadır. Tekli doymamış yağ asitlerinin oranı yaklaşık %36 olup bu yağ asitleri öncelikle oleik asit (C18:1n 9) ve eicosenoik asit (C20:1n 9) ten oluşmaktadır. Doymuş yağ asitlerinin oranı ise % 6 civarındadır [3]. Ketencik yağı; yemeklik, biyodizel, sanayide hammadde kaynağı olarak kullanılabilir. Ketencik yağı, içerisinde yüksek oranda Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri ile insan sağlığı açısından değerli bir yağdır. Aynı zamandan benzer yağ asitlerine sahip olması nedeniyle balık yağı yerine de kullanılabilir [5]. Gerek Konya bölgesinde, gerekse Türkiye genelinde yaygın olarak yetiştirilen kültür bitkilerinde dahi ekim zamanının tespit edilmesiyle ile ilgili olarak üreticilerin sorun yaşadığı [6], [7], bu nedenle önemli özelliklerden verim [8], kalite [9], [10] ve ilgili bileşenlerde [11] olumsuzluklarla karşılaşıldığı konuyla ilgili olarak yapılan çok sayıda araştırmada [12], [13], ifade edilmiştir. Bu hususlara ilave olarak, Türkiye'de mevcut olan yağ açığını da göz önüne alarak, tarımsal üretimde önemli bir yere sahip olan Konya kapalı havzasında, münavebe için özellikle tek yıllık, kışlık, su isteği düşük ve kısa vejetasyona sahip olan alternatif bitkilere ihtiyaç duyulması nedeniyle bu araştırma gerçekleştirilmiştir. 26

32 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), MATERYAL VE METOT Yüksek lisans tez çalışması kapsamında yapılan bu araştırmada, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünden temin edilen ABD orjinli Suneson isimli tescilli çeşit ve Rusya orjinli 1 adet popülasyon karakterli ekotip olmak üzere 2 ketencik genotipi materyal olarak kullanılarak, 2015 yılında sonbaharda 4 farklı zamanda (20 Eylül, 30 Eylül, 10 Ekim, 20 Ekim) ekilmiştir. Tarla denemesi, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Abdülkadir AKÇİN Deneme Tarlasında yılı vejetasyon döneminde gerçekleştirilmiştir. Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller Deneme Desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulan bu denemede 2.0 x 1.05 = 2.1 m2 ebatlarındaki parsellere sıra arası mesafe 15 cm, sıra üzeri mesafe 5 cm olacak şekilde her parselde 7 sıraya elle tohum ekimi yapılmıştır. Bitkinin tohumları küçük olduğu için, ekim sırasında tohumlar, ağırlığının 2 katı kadar kumla karıştırılarak ekim gerçekleştirilmiştir. Denemede, saf azot 10 kg/da, fosfor 3 kg/da ve potasyum 5 kg/da olacak şekilde 6 kg/da DAP, 10 kg/da Potasyum nitrat ve 20 kg/da amonyum nitrat gübreleri kullanılmıştır. DAP ve Potasyum nitratın tamamı ekimle birlikte taban gübresi olarak, amonyum nitratın tamamı ise bitkilerin 4 6 yapraklı olduğu dönemde üst gübresi olarak uygulanmıştır. Yabancı ot kontrolü için 2 defa elle çapalama yapılmıştır. Hasat, her parselde bitkilerin oluşturduğu kapsüllerin % 95 inde tohum olgunluğunun görüldüğü dönemde (Haziran ayı içerisinde) elle yapılmıştır. Araştırmanın yürütüldüğü vejetasyon dönemine (Eylül 2015 Haziran 2016) ait aylık ortalama sıcaklık 11.1 ºC, toplam yağış mm, aylık ortalama nispi nem % 55.6 olmuştur. Bu vejetasyon dönemine ait uzun yıllar ortalamasında aylık ortalama sıcaklık 10.3 ºC, toplam yağış mm, aylık ortalama nispi nem % 59.8 olup, sonbahar vejetasyon dönemi uzun yıllar ortalamasına göre, aylık ortalama sıcaklık yüksek, toplam yağış ve aylık ortalama nispi nem ise düşük olduğu saptanmıştır. Tarla denemesinin yapıldığı toprak killi tınlı bir bünyeli olup, organik madde varlığı 0 30 cm derinlikte orta seviyede (% 2.40), cm derinlikte ise düşük (% 1.48) seviyededir ve cm derinliklerden alınan örnekler incelendiğinde sırasıyla kireç muhtevası bakımından yüksek olan topraklar (% ), alkali reaksiyon göstermekte (ph: ) olup, tuzluluk problemi yoktur. Toprakta elverişli fosfor ( kg/da) ve çinko ( ppm) seviyesi ise düşüktür. Analiz sonuçlarına göre, deneme alanı demir ( ppm), bakır ( ppm) ve mangan ( ppm) yönünden ise yeterli seviyededir. Tarla çalışmalarında ele alınan tüm özellikler için ölçüm ve gözlem alınırken, her parselde ilk ve son sıraların tamamı ile geriye kalan sıraların başından ve sonundan 30 cm lik kısımlar kenar tesiri olarak çıkarıldığı için gerekli ölçüm ve gözlemler bu kısımlardan alınmamıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesinde, bilgisayar destekli "Jump" paket programı ile istatistiksel analizler yapılmıştır. ARAŞTIRMA SONUÇLARI ve TARTIŞMA Araştırma sonucunda elde edilen değerlere ait yapılan varyans analizi sonuçları Tablo 1'de verilmiştir. 27

33 Mehmet AKBAŞ, Mustafa ÖNDER Tablo 1. Araştırmada incelenen özelliklere ait varyans analizi Varyans kaynaklar ı SD Çıkış Süresi Çiçeklenme Süresi Vejetasyon Süresi Bitki Boyu Ana Dal Sayısı Kapsül Sayısı Kapsüldeki Tohum Sayısı İlk Kapsül Yüksekliği Bin Tane Ağırlığı Tane verimi Yağ Oranı Genel 23 Tekerrür 2 Kıştan Çıkma Oranı Ekim 3 ** ** ** * ** * ** zamanı (A) Hata 1 6 Genotip 1 ** * ** * * ** * ** * ** ** (B) (A X B) 3 ** * * * * İnt. Hata 2 8 **: % 1 seviyesinde önemli (p<0.01), *: % 5 seviyesinde önemli (p<0.05), : Önemsiz Konya ekolojisinde 4 farklı zamanda ekilen 2 farklı ketencik genotipinde incelenen özelliklere ait tespit edilen en düşük ve en yüksek değerler, Tablo 2'de verilmiştir. Tablo 2. Araştırmada Ele Alınan Özelliklere Göre En Düşük En Yüksek Değerler Varyans kaynakları Ekim Zamanı (A) Genotip (B) (A x B) İnt. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Çıkış Süresi (gün) Çiçeklenme Süresi (gün) Vejetasyon Süresi (gün) Bitki Boyu (cm) Ana Dal Sayısı (adet/bitki) Kapsül Sayısı (adet/bitki) Kapsülde Tohum Sayısı (adet) İlk Kapsül Yüksekliği (cm) Bin Tane Ağırlığı (g) Tane Verimi (g/bitki) Yağ Oranı (%) Kıştan Çıkma Oranı (%)

34 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Tane Verimi Araştırmada incelenen özelliklere ait sonuçlar aşağıda özetlenmiştir. Genotiplerin ortalaması olarak, en az tane verimine 4.27 g ile 30 Eylül tarihinde ekim yapılan parsellerden elde edilirken, en çok tane verimine ise 4.79 g ile 20 Eylül tarihinde ekim yapılan parsellerden elde edilmiştir (Tablo 3). Ekim zamanlarının ortalaması olarak tane verimi 4.35 g (Suneson) ile 4.67 g (Rusya genotipi) arasında değişmiştir. Tablo 3. Farklı zamanlarda ekilen ketencik genotiplerinde tespit edilen tane verimi değerleri(g/bitki) ve "Student's t testi" grupları Genotip Ekim Zamanı 20 Eylül 30 Eylül 10 Ekim 20 Ekim Ortalama Suneson 4.89 ab 3.96 bc 4.87 ab 3.67 c 4.35 Rusya 4.69 ab 4.58 abc 3.95 bc 5.45 a 4.67 Ortalama Tane verimi bakımından elde edilen değerler incelendiğinde ekim zamanı x genotip interaksiyonunun istatistiki olarak % 5 seviyesinde önemli çıktığı Tablo 3'te görülmektedir. Bununla birlikte, en düşük tane verimi 3.95 g ile 10 Ekim de ekilen Rusya genotipinden elde edilirken, en yüksek tane verimi ise 5.45 g ile 20 Ekim de ekilen Rusya genotipinden elde edilmiştir. Tane verimine ait ortalama sonuçlarımızda ketenciğe ait tane verimi 4.51 g/bitki olarak bulunmuştur. Bu değer ketencikte tane verimi 5.78 g/bitki [14], 3,8 g/bitki [15] ile benzerlik gösterirken, 0,80 g/bitki [16], 0.86 g/bitki [17], 1.88 g/bitki [18], 2.25 g/bitki [19], 100 kg/da [20], 57.4, 46.2 ve 51.3 kg/da [21], kg/da [22], 134 kg, 116 kg ve 180 kg/da [18], 330 kg/da [5], kg/da [23], 176,8 kg/da [24], 256 kg/[25], kg/da [26], kg/da [19], kg/da [27], kg/da [17], kg/da [16], kg/da [28], kg/da [29], kg/da [30], kg/da [31], kg/da [32] ve kg/da [33] ile farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar; iklim, çevre ve yetiştirme şartlarından kaynaklanabileceği gibi çalışmamıza konu olan genotip ve ekim zamanlarından da ortaya çıkmış olabilir. Yağ Oranı Genotiplerin ortalaması olarak, en az yağ oranına % ile 20 Ekim tarihinde ekim yapılan parsellerden elde edilirken, en çok yağ oranına ise % ile 20 Eylül tarihinde ekim yapılan parsellerden elde edilmiştir. 29

35 Mehmet AKBAŞ, Mustafa ÖNDER Ekim zamanlarının ortalaması olarak yağ verimi % (Suneson) ile % (Rusya genotipi) arasında değişmiştir. Tablo 4. Farklı zamanlarda ekilen ketencik genotiplerinde tespit edilen yağ oranı değerleri(%) ve "Student's t testi" grupları Genotip Ekim Zamanı 20 Eylül 30 Eylül 10 Ekim 20 Ekim Ortalama Suneson bc cd bc d Rusya ab a bc b Ortalama Yağ oranı bakımından elde edilen değerler incelendiğinde ekim zamanı x genotip interaksiyonunun istatistiki olarak % 5 seviyesinde önemli çıktığı Tablo 4 te görülmektedir. Bunula birlikte, en düşük yağ oranı % ile 20 Ekim de ekilen Suneson genotipinden elde edilirken, en yüksek yağ oranına ise % ile 30 Eylül de ekilen Rusya genotipinden elde edilmiştir. Yağ oranlarına ait ortalama sonuçlarımızda ketenciğe ait yağ oranı % olarak bulunmuştur. Bu değer ketencikte yağ oranı % [34], % 34,8 [15], % [14], % [17], % 33.8 [16], % 32 [20], % [25], % [35], % 33.7 [21] ile benzerlik gösterirken, % 23.9 [32], % [2], % [29], % 38.8 [27], % 39.3[19], %25 30 [36], % [5], % [22], % [30], % [18], % 40 [37], %36 43 [33] ve % 45 [38] ile farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar; iklim, çevre ve yetiştirme şartlarından kaynaklanabileceği gibi çalışmamıza konu olan genotip ve ekim zamanlarından da ortaya çıkmış olabilir. Araştırma Kapsamında İncelenen Diğer Özellikler Yapılan çalışma sonucunda, ketencik bitkisinde çıkış süresi gün, çiçeklenme süresi gün, vejetasyon süresi gün, bitki boyu cm, ana dal sayısı adet/bitki, kapsül sayısı adet/kapsül, kapsüldeki tohum sayısı adet, ilk kapsül yüksekliği cm, bin tane ağırlığı g, kıştan çıkma oranı % arasında değişim göstermiştir. Araştırma sonucunda; kapsülde tohum sayısı, tane verimi, yağ oranı gibi verim unsurlarında Rusya genotipinde Suneson genotipine göre daha yüksek değerler elde edilirken, kapsül sayısı ve bin tane ağırlığı gibi bazı verim unsurlarında Suneson genotipinde Rusya genotipine göre daha yüksek değerler elde edilmiştir. Araştırmada; Rusya genotipinin 30 Eylül ekim zamanında kapsülde tohum sayısı ve yağ oranı ile 20 Ekim ekim zamanında tane veriminin yüksek olduğu belirlenirken, Suneson genotipinin 10 Ekim ekim zamanında kapsül sayısı ve 30 Eylül ekim zamanında bin tane ağırlığının yüksek olduğu belirlenmiş olup "Student s testi" sonuçlarına göre birinci grupta (a) yer aldığı tespit edilmiştir. 30

36 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), TARTIŞMA ve SONUÇ Sonbaharda farklı ekim zamanlarında ekilen ketencik çeşitlerinin verim ve verim unsurlarının belirlemesi amacıyla yapılan bu çalışmada, kapsülde tohum sayısı, tane verimi ve yağ oranı dikkate alındığında 30 Eylül 20 Ekim tarihlerinde Rusya genotipinin ekimlerinin uygun olduğu gözlemlenmiştir. Kapsül sayısı, bin tane ağırlığı, kıştan çıkma oranı bakımından 30 Eylül 10 Ekim tarihlerinde Suneson genotipinin ekimlerinin yapılması uygun bulunmuştur. Bu araştırmada, ketencik bitkisinde istenilen verim değerlerine ulaşabilmek amacıyla ekim zamanının ve bölgeye uygun genotiplerin iyi belirlenmesinin önemli olduğunu ifade etmek gerekir. Bilindiği gibi, bitkisel üretimde arzu edilen verim ve kaliteye ulaşabilmek için; genetik potansiyeli iyi olan bir tohumluk kullanımının yanı sıra, uygun ekim zamanının tespit edilmesi de büyük önem taşımaktadır. Tohumlarında % arasında yağ bulunduran ketencik bitkisi, farklı yıllarda ve ekolojilerde yetiştirme teknikleri çalışmaları yanında ıslah çalışmalarının da yoğunlaştırılarak en uygun ketencik çeşitlerinin ıslah edilmesi yağ üretiminin attırılmasıyla Türkiye Tarım Sektörü nde önemli bir rol oynayacaktır. Ketencik bitkisinin yağı insan gıdası olması yanında sanayi ve endüstrinin birçok dalında kullanım olanaklarının bulunması nedeniyle oldukça ümit vadeden bir bitkidir. Bunun yanında iklim ve toprak konusunda fazla seçici olmayan ketencik, yazlık ve kışlık olarak ekilebilme özelliğiyle de diğer birçok yağ bitkisine göre avantajlı durumdadır. Kışlık olarak münavebeye alınabilecek farklı bir bitki olması nedeniyle sürdürülebilir tarıma katkı sağlanması, işgücü ve zamanın daha etkin kullanımı, yağ ve biyoyakıt üretimi için hammadde temin edilmesi gibi başlıca konularda ketencik bitkisinin potansiyel olduğu söylenebilir. KAYNAKLAR 1. Öztürk, A. B. (2016). Bitkisel yağ imalatı sektörü. İktisadi Araştırmalar Bölümü, Türkiye İş Bankası Önder, M. (2013). KOP bölgesinde yeni bir yağ bitkisi Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz.], Ulusal KOP bölgesel Kalkınma Sempozyumu, Kasım 2013, Konya. 3. Kurt, O. & Seyis, F. (2008) Alternatif Yağ Bitkisi: Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz]. OMÜ Zir. Fak. Dergisi 23(2) Putnam, D. H., Budin J. T., Field L. A. & Breene W. M. (1993). Camelina: A promising low input oilseed. p In: J. Janick and J.E. Simon (eds.), New crops. Wiley, New York. 5. Zubr J. (1997). Oil seedcrop; Camelina sativa. Industrial Crops and Products 6, p Çoban, F. & Önder, M. (2014). Ekim Sıklıklarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Önemli Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri. Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi, 1 (2): Kahraman, A. (2014). Ekim Zamanlarının Kuru Fasulye Genotiplerinde (Phaseolus Vulgaris L.) Verim, Verim Unsurları Ve Kalite Özellikleri Üzerine Etkileri. Doktora Tezi, Danışman: Prof. Dr. Mustafa ÖNDER. Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri ABD, Konya. 31

37 Mehmet AKBAŞ, Mustafa ÖNDER 8. Kahraman, A., Uslu, N., Yıldırım, H., Çoban, F., Koç, N., Önder, M. & Özcan, M.M. (2013). A New Plant for Arid and Cold Lands: Camelina (Camelina sativa L.) Crantz. Soil Water Journal, 2 (2): Yıldırım, H. & Önder, M. (2016). Farklı Gübre Dozlarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Bazı Verim ve Kalite Bileşenlerine Etkileri. Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi, 3 (1): Önder, M. (2013). KOP Bölgesinde Tarımı Yapılabilecek Yeni Bir Yağ Bitkisi: Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz]. 1. KOP Bölgesel Kalkınma Sempozyumu, Kasım 2013, Konya. Sempozyum Kitabı: Kahraman, A. & Önder, M. (2016). Seed color of dry beans and change by sowing times. 2nd International Conference on Science, Ecology and Technology Ekim 2016 (ICONSETE'2016). Proceeding Book, Pp: Önder, M. & Kahraman, A. (2016a). A promising plant for bio fuel: Determination of desired characteristics in camelina varieties/1. International Conference on Science, Ecologyand Technology 2016 (ICONSETE'2016). Proceeding Book, Pp: Önder, M. & Kahraman, A. (2016b). A promising plant for biofuel: Determination of desired characteristics in camelina varieties/2. International Conference on Science, Ecology and Technology 2016 (ICONSETE'2016). Proceeding Book, Pp: Koç, N. (2014). Farklı zamanlarda ekilen ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] in verim ve bazı agronomik özelliklerinin belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniv. Fen Bil. Enst. Tarla Bitkileri Bölümü, Konya. 15. Bolat, Ç. (2014). Farklı azot ve fosfor dozlarının ketencik (Camelina sativa) Bitkisinin verim ve verim unsurlaruna etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir Osmangazi Üniv. Fen Bil. Enst. Tarla Bitkileri Anabilim Dalı, Eskişehir. 16. Mason, H. (2011). Statewide Camelina Variety Evaluation, Mason, H. (2010). Statewide Camelina Variety Evaluation 2010, reval.pdf 18. Agegnehu, M. & Honermeier, B. (1997). Effects of Seeding Rates and Nitrogen Fertilization on Seed Yield, Seed Quality and Yield Components of False Flax [Camelina sativa (L.) Crantz] Die Bodenkultur, 48 (1). 19. Mason, H. (2009a). Yield and Yield Component Responses to Camelina Seeding Rate and Genotype. ype.pdf 20. Atakişi, İ. K. (1991). Yağ Bitkileri Yetiştirme ve Islahı, Trakya Üniv. Tekirdağ Ziraat Fak. Yayınları.Tekirdağ, Kara, K. (1994). Değişik Sıra Aralık Mesafelerinin Ketenciğin (Camelina sativa) Verim Ve Verim Unsurları Üzerine Etkileri, Tr. J. of Agricultural and Forestry,

38 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Vollmann, J., Damboeck, A., Eckl, A., Schrems, H. & Ruckenbauer, P. (1996). Improvement of Camelina sativa, an underexploited oilseed, p In: J. Janick (ed.), Progress in newcrops, ASHS Press, Alexandria, VA. 23. Crowley, J. G. & Fröhlich, A. (1999). Evaluation of Camelina sativa as an alternative oilseed crop. (ISBN ) Teagasc, Dublin, Irlanda. 24. Akk, E. & Ilumäe, E. (2005). Possibilities Of Growing Camelina sativa In Ecological Cultivation, Estonian Research Institute of Agriculture, Pp: Karahoca, A. & Kırıcı, S. (2005). Çukurova Koşullarında Ketencik (Camelina sativa L.) de Farklı Azot ve Fosfor Gübrelemesinin Tohum Verimi ve Yağ Oranına Etkileri, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 20 (2): Karcauskiene, D. & Koncius, D. (2010). The effect of nitrogen fertilizers, sowing time and seed rate on the productivity of Camelina sativa, Agriculture. vol.97(4) Mason, H. (2009b). Statewide Camelina Variety Evaluation, ietyeval.pdf 28. Sadhuram, Y., Maneesha, K. & Ramana, T. V. (2010). Camelina sativa: A New Crop With Potential Introduced In India, Current Science, 99 (9): Kumari, A., Mohsin, M., Arya, M.C., Joshi, P.K. & Ahmed, Z. (2012). Effect of Spacing on Camelina sativa: A New Bıofull Crop In Indıa. The Bıoascan An Internatıonal Qaurterly Journal Of Lıfe Scıences 7(4) Katar, D., Arslan Y. & Subaşı, İ. (2012b). Ankara Ekolojik Şartlarında Farklı Ekim Zamanlarının Ketencik (Camelina sativa (L.) Crantz) Bitkisinin Verim Ve Verim Unsurları Üzerine Etkisi, Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg. (ISSN: ), 43 (1): Katar, D., Arslan Y. & Subaşı, İ. (2012c). Kışlık Farklı Ekim Zamanlarının Ketencik (Camelina sativa (L.) Crantz) Bitkisinin Verim ve Verim Öğelerine Etkisi, GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 29(1) Çoban, F. (2014). Farklı ekim sıklıklarının ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] bitkisinde bazı verim ve kalite bileşenlerine etkileri, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniv. Fen Bil. Enst. Tarla Bitkileri Bölümü, Konya. 33. Gesch, R. W. (2014). Influence of genotype and sowing date on camelina growth and yield in the north central U.S. Industrial Cropsand Products, March 2014, Pages İnan, M. & Kırpık, M. (2016). Adıyaman Koşullarında Ketencik (Camelina sativa (L.) Crantz) Bitkisinin Agronomik Özellikleri ve Yağ Oranının Belirlenmesi., Adıyaman University Journal of Science, 6 (1) (2016) Katar, D., Arslan Y. & Subaşı, İ. (2012a). Ankara Ekolojik Koşullarında Farklı Ekim Zamanlarının Ketencik (Camelina Sativa (L.) Crantz) Bitkisinin Yağ Oranı Ve Bileşimi Üzerine Olan Etkisinin Belirlenmesi. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi (Journal of Tekirdag Agricultural Faculty)9 (3) İncekara, F. (1964). Endüstri Bitkileri ve Islahı Cilt: 2. Yağ Bitkileri ve Islahı. Ege Üniv. Ziraat Fak. Yay. No: 83. İzmir. 37. Rodríguez, M. F., Sánchez García, A., Salas, J. J., Garcés, R. & Martínez Force, E. (2013). Characterization of the morphological changes and fatty acid profile of developing Camelina sativa seeds. Industrial Crops and Products, Volume 50, October 2013, Pages

39 Mehmet AKBAŞ, Mustafa ÖNDER 38. Sainger M., Jaiwal A, Sainger P. A., Chaudhary D., Jaiwal R. & Jaiwal P. K. (2016). Advances in genetic improvement of Camelina sativa for biofuel and industrial bio products, Renewable and Sustainable Energy Reviews. 34

40 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Comparison of the Economic Performance of Robotic Milking System and Conventional Milking System Aykut ÖRS 1*, Cennet OĞUZ 2 1 Agriculture and Rural Development Institute Konya Provincial Coordination Unit, Konya, Turkey 2 Selçuk University, Faculty of Agriculture, Department of Agricultural Economics, Konya, Turkey Abstract: Usage of robotic milking systems is increasing more and more to decrease labor input and to enhance the life quality of dairy farmers. Over 30,000 milking robots are operational on dairy farms around the world today, heading by West Europe, United States of America, Canada and Australia. According to a study in 2016, there are 54 milking robots in 21 farms in Turkey. Its adaptation rate in Turkey is slow because usage of robotic milking systems (RMS) is new and there is not enough information about the economic performance of robotic milking systems against conventional milking systems (CMS). In this paper, literature about the economics of robotic milking was reviewed to compare with conventional milking systems. Data of investment cost, labor input, energy consumption, feed cost, milking frequency, milk yield and net income criteria s from 33 studies on 13 different countries between were compiled as a table. According to the table, a comparison was done for each criterion by years and recommendations for future were done. Keywords: Comparison, economic performance, robotic milking systems; Robotik ve Geleneksel Sağım Sisteminin Ekonomik Performansının Karşılaştırılması Özet: Süt sağım robotlarının; süt çiftliklerinde iş gücü ihtiyacını azaltmak ve çiftçilerin yaşam kalitesini arttırmak amacıyla başta batı Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avustralya olmak üzere kullanımı her geçen gün artmaktadır. Bugün dünya genelinde 30,000'nin üzerinde süt sağım robotu kullanıldığı tahmin edilmektedir yılında gerçekleştirilen bir çalışmada Türkiye'de 21 çiftlikte kurulu toplam 54 adet süt sağım robotu kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu teknolojinin kullanımının yeni olması; süt sağım robotlarının, diğer otomatik sağım sistemlerine göre ekonomik performansının işletmeciler tarafından tam olarak bilinmemesi nedeniyle süt sağım robotları yavaş benimsenmektedir. Bu çalışmada, robotik süt sağım sisteminin ekonomik performansı ile mevcutta kullanılan geleneksel sağım sistemlerinin karşılaştırılması amacıyla; bu konuda gerçekleştirilen yerli ve yabancı literatür taranmıştır. Tarama sonucunda 13 farklı ülkede, yılları arasında gerçekleştirilen, 33 adet çalışmada yer alan süt sağım robotları kullanılan çiftliklerin yatırım maliyeti, işgücü ihtiyacı, enerji tüketimi, yem tüketim miktarı, sağım sıklığı, ineklerin verimliliği ve işletme geliri verileri bir tabloda derlenmiştir. Derlenen bu bilgiler yardımıyla robotik süt sağım sistemi kullanan işletmeler ile kullanmayan işletmelerin ekonomik performansı yıllar itibariyle ve yukarıda sayılan kriterler çerçevesinde karşılaştırılmış ve ileriye yönelik öneriler sunulmuştur. Anahtar sözcükler: Karşılaştırma, ekonomik performans, robot süt sağım sistemleri; *Aykut Örs Tel.: E-posta adresi: aykut.ors@tkdk.gov.tr 35

41 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ INTRODUCTION The most remarkable technological innovation in the dairy sector in recent years is undoubtedly robotic milking systems (RMS). In 1992, the Dutch company Lely introduced the first milking robot (Schewe and Stuart, 2015). After the introduction of the first RMS, the adoption of the new technological innovation proceeded slowly and in 1996 only about 45 installations were used on commercial farms with the majority in the Netherlands. By the end of 2009, RMS was estimated to be deployed on more than 8,000 dairy farms in over 25 countries worldwide and the number rose to 10,000 by Today, the number has risen to 30,000 (Jiang et al., 2017). Still, the major number of the robotic milking stations is located in Western and Northern Europe but numbers are continuously growing in other countries over the globe. The highest proportion (30 %) of robotically harvested milk in a country was reached by Iceland in 2012 (Sandgren et al., 2015). It is currently not possible to classify establishments that using RMS or conventional milking systems (CMS) on the basis of country and to give the RMS numbers on a country by country basis. This is due to the fact that there is no international organization currently collecting information regarding the use of RMS. In addition, a literature related to this statistics could not be reached in the literature research. RMS is a system that allows cows to be milked voluntarily with little or no human intervention. The main aim of the RMS is to take the drudgery out of milking and to allow the farmer to concentrate on management and stockmanship. Human health issues, unusual work hours, and strenuous working conditions have made obtaining reliable milking labor a major concern of dairy producers. One of the principle attractions of RMS is that they may provide an opportunity to break the labor barriers to expansion (Fisher et. al., 2003). But besides reducing needed labor force, RMS s economic performance is an important issue. Dairy farmers are interesting RMS but they have not enough information about the economic performance of RMS against CMS. For this purpose, RMS and CMS were compared in this study according to investment cost, labor input, energy consumption, feed cost, milking frequency, milk yield and net income criteria s. As a result of the study, economic and social effects on the farm were assessed and recommendations for future were done. Compiling the results of previous studies on the economic performance of RMS can be beneficial for the dairy farmer to decide having this technology and for researchers to guide their future studies. MATERIALS and METHODS During this study, literature about economic compression of RMS and CMS was reviewed and the data presented in this paper was collected from 33 studies carried out in 13 different countries from 1998 to These countries were given in Table 1. In the table, the total number of references is higher than 33. Because two of the studies were carried out in two or more countries. 36

42 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Table 1. Number of references by country Country Number of References Belgium 1 Canada 5 Denmark 3 Finland 3 Germany 2 Holland 8 Ireland 2 Japan 1 Norway 1 Poland 1 Spain 1 Turkey 1 USA 8 Total 37 As a result of the literature research, the economic performance criteria and values used in each of the 33 studies were prepared as a detailed table. When the table was completed, it was determined that a total number of 7 criteria were used in 33 studies on the comparison of RMS and CMS. These criteria were; investment cost, labor input, energy consumption, feed cost, milking frequency, milk yield and net income. Considering that in preferring RMS by dairy farmers, main factors that farmers take in account, were a decrease in labor force requirement and increase in milk yield and net income; it was considered that these 7 criteria are sufficient to reveal the positive and negative aspects of RMS according to CMS. To interpret data s, percentage changes were calculated. The percentage change or percent change is defined as a way of expressing any change in a given variable. It denotes the change in the old value and the new one. In mathematics, the concept of percent change is used to describe the relationship between the old value of a variable and the new value of the same variable. Positive values indicate a percentage increase whereas negative values indicate percentage decrease. After data s were compiled, percentage changes between RMS and CMS were calculated by following formula (V 1 : Value of RMS; V 2 : Value of CMS); The percentage change = (V 1 V 2 ) / V 2 *100 The percentage change was not calculated by using the base year; it was calculated by using the value of CMS as the base. Calculations were done separately by using RMS and CMS values for each reference independent from the year. For example, energy consumption factor was calculated in 5 studies. For each of these 5 studies, by using energy consumption value of RMS (V1) and energy 37

43 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ consumption value of CMS (V2), percent change was calculated separately and the results were presented as a table. After calculating percentage change values, the mean and standard deviation were calculated by using calculated percentage changes. Normal distribution function calculated, normal distribution curve drawn and values out of normal distribution defined by using z score. To define normal distribution range, the z score value in the probability of 40% (0.3997) was used which is 1.28 in the z score table. By using following formula, positive and negative range values defined (z: z score (Standard Score), x: the value to be standardized; μ: the mean; σ: the standard deviation). z= (x µ) / σ RESULTS and DISCUSSION Milk Yield In 15 of the 33 studies, which have been carried out between 2003 and 2015, results of milk yield for both RMS and CMS were presented. Milk yield percentage change was calculated and presented in Table 2. When Table 2 was examined, in only one of these studies milk yield percentage showed a decrease and in only one of them, no difference was observed. In other 13 studies, it has been determined that the milk yield is higher in dairy farms using RMS than in dairy farms using CMS. When the average of all results is taken, it is seen that the dairy farms using RMS obtained 14.66% higher milk yield than dairy farms using CMS. As it is seen in Table 2, an increase of 98% in the study carried out in By calculating the mean and standard deviation, it can be regarded as an exception because it is out of the normal distribution (Figure 1). If we exclude this exceptional value, we can say that using RMS in dairy farms increased milk yield by an average of 8.66% when compared with CMS. 38

44 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Table 2. The percentage change of milk yield Reference No Year Country Milk Yield Change (%) Canada 0, Canada 2, USA 5, Holland 2, Holland 6, Denmark 17, Finland 24, Canada 4, Finland 98, USA 23, Ireland 5, USA 10, Norway 9, Poland 12, USA 9,31 Mean 14,66 Figure 1. Normal distribution curve of milk yield Investment costs In 9 of the 33 studies, which have been carried out between 1998 and 2015, results of investment costs for both RMS and CMS were presented. Investment cost percentage change was calculated and presented in Table 3. All 39

45 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ percentage change values are positive in Table 3. This means that RMS investment cost is higher than CMS investment cost. Table 3. The percentage change of investment costs Reference No Year Country Investment Costs Change (%) USA 83, Canada 66, Holland 150, Finland 309, Canada 8, Holland 25, Canada 76, Norway 35, Ireland 21,06 Mean 86,38 Figure 2. Normal distribution curve of investment costs When the average of all results is taken, it is seen that the dairy farms using RMS have 86.38% higher investment costs than dairy farms using CMS. As it is seen in Table 3, an increase of 309% in the study carried out in By calculating the mean and standard deviation, it can be regarded as an exception because it is out of the normal distribution (Figure 2). If we exclude this exceptional value, we can 40

46 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), say that investing RMS in dairy farms costs higher by an average of 58.46% when compared with CMS. Labor input In 16 of the 33 studies, which have been carried out between 2002 and 2015, results of labor input for both RMS and CMS were presented. Labor input percentage change was calculated and presented in Table 4. When Table 4 was examined, in only one of these studies observed an increase. In other 15 studies, it has been determined that the labor cost is lower in dairy farms using RMS than in dairy farms using CMS. Table 4. The percentage change of labor input Reference No Year Country Labor Input Change (%) Belgium, Denmark, Germany, 29,00 Holland Canada 68, Holland 23, Denmark 43, Finland 37, Finland 30, Canada 40, Holland 25, Holland 3, Canada 30, USA 23, Spain 29, USA 66, Norway 9, Ireland 36, USA 29,00 Mean 29,26 41

47 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ Figure 3. Normal distribution curve of labor input When the average of all results is taken, it is seen that the dairy farms using RMS have 21.72% lower labor costs than dairy farms using CMS. By calculating the mean and standard deviation, the values 68.91%, 66.67% and 29.26% can be regarded as an exception because they are out of the normal distribution (Figure 3). If we exclude these exceptional values, we can say that labor input for RMS in dairy farms costs lower by an average of 27.84% when compared with CMS. Energy consumption In 5 of the 33 studies, which have been carried out between 2004 and 2015, results of energy consumption for both RMS and CMS were presented. Energy consumption percentage change was calculated and presented in Table 5. When Table 5 was examined, energy consumption percentage change was observed positive in all studies. It has been determined that the energy consumption is higher in dairy farms using RMS than in dairy farms using CMS. 42

48 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Table 5. The percentage change of energy consumption Reference No Year Country Energy Consumption Change (%) Holland 42, Holland 30, Ireland 37, USA 10, Ireland 72,35 Mean 38,66 Figure 4. Normal distribution curve of energy consumption When the average of all results is taken, it is seen that the dairy farms using RMS have 38.66% higher energy consumption than dairy farms using CMS. By calculating the mean and standard deviation, the values 10.95% and 72.35% can be regarded as an exception because they are out of the normal distribution (Figure 4). If we exclude these exceptional values, we can say that energy consumption RMS in dairy farms is higher by an average of 36.66% when compared with CMS. Feed cost In 5 of the 33 studies, which have been carried out between 2003 and 2015, results of feed cost for both RMS and CMS were presented. Feed cost percentage change was calculated and presented in Table 6. When Table 6 was examined, in all studies feed cost percentage change is not greater than %6. 43

49 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ Table 6. The percentage change of feed cost Reference No Year Country Feed Cost Change (%) Holland 5, USA 3, Holland 0, USA 0, USA 2,04 Mean 0,04 Figure 5. Normal distribution curve of feed cost 44

50 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), When the average of all results is taken, it is seen that dairy farms using RMS have 0.04% higher feed cost than dairy farms using CMS. By calculating the mean and standard deviation, the value 5.11% can be regarded as an exception because it is out of the normal distribution (Figure 5). If we exclude this exceptional value, we can say that the feed cost of dairy farms using RMS is higher by an average of 1.33% when compared with CMS. This value of percentage change is so small to say there is a difference. So we can say that the feed cost of dairy farms using RMS is similar to feed cost of dairy farms using CMS Milking Frequency In 13 of the 33 studies, which have been carried out between 2000 and 2016, results of milking frequency for both RMS and CMS were presented. Milking frequency for CMS was assumed 2 times in all studies. Milking frequency percentage change was calculated and presented in Table 7. When Table 7 was examined, in only one of these studies milking frequency percentage change showed a decrease. In other 12 studies, it has been determined that the milking frequency is higher in dairy farms using RMS than in dairy farms using CMS. Table 7. The percentage change of milking frequency Reference No Year Country Milking Frequency Change (%) Germany 41, Holland 15, USA, Canada 30, Japan 35, Denmark 27, Canada 32, Holland 37, Ireland 6, Spain 34, USA 40, USA 40, USA 40, Turkey 30,00 Mean 30,50 45

51 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ Figure 6. Normal distribution curve of milking frequency When the average of all results is taken, it is seen that the dairy farms using RMS have 30.50% higher milking frequency than dairy farms using CMS. Milking frequency is an average of 2.61 in dairy farms using RMS. By calculating the mean and standard deviation, the value 6.50% can be regarded as an exception because it is out of the normal distribution (Figure 6). If we exclude this exceptional value, we can say that the milking frequency of RMS in dairy farms is higher by an average of 33.58% and milking frequency is an average of 2.67 when compared with CMS. Net income In 7 of the 33 studies, which have been carried out between 2005 and 2015, results of net income for both RMS and CMS were presented. Net income percentage change was calculated and presented in Table 8. When Table 8 was examined, in only one of these studies showed an increase and in only one of them, no difference was observed. In other 5 studies, it has been determined that net income is lower in dairy farms using RMS than in dairy farms using CMS. Table 8. The percentage change of net income Reference No Year Country Net Income Change (%) Holland 9, Holland 0, Denmark 30, Holland 2, Norway 22, Ireland 30, USA 19,57 Mean 7,49 46

52 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Figure 7. Normal distribution curve of net income When the average of all results is taken, it is seen that the dairy farms using RMS have 7.49% lower net income than dairy farms using CMS. By calculating the mean and standard deviation, the value 30.90% can be regarded as an exception because it is out of the normal distribution (Figure 7). If we exclude this exceptional value, we can say that the net income of RMS in dairy farms is lower by an average of 13.89% when compared with CMS. CONCLUSION As a result of the study, it was determined that the milking frequency in dairy farms that using RMS was average of 33.58% (with an average of 2.67 milking) higher than CMS using ones. The average rate of increase in milk yield in enterprises using RMS was 8.66%. The labor input requirement of RMS was 27.84% less. However, despite these advantages, RMS had an investment cost of 58.46% more than those using CMS. The energy requirement of RMS was 36.66% higher. In addition, the net income of RMS using dairy farms was 13.89% lower than those using CMS. And there is no significant difference determined in feed cost between RMS and CMS. In summary, considering the 7 criteria evaluated within the scope of the study; it can be said that dairy farms using RMS have advantage of milk yield (8.66%), labor input ( 27.84%) and milking frequency (33.58%), while having disadvantage of investment costs (58.46%), energy consumption (36.66%) and net income ( 13.89%). There is no significant difference determined in feed cost between RMS and CMS. Despite disadvantages in net income, investment cost and energy consumption, the use of RMS in the world are increasing day by day. The most important reason for this is the decrease in the labor input requirement and therefore the improvement of the farmer's social life. By decreasing the labor input requirement, RMS s benefits for farmers social life are: raising the quality of life by 47

53 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ spending more time with the family and freeing up time for other activities; less physical work for farmers who are old or have health problems; raising the opportunity to attract and protect skillful staff; a choice for innovators who want to try new ideas; possibility to enlargement of herd (more efficient use of the existing workforce) without having to get a new employee. REFERENCES 1. Artmann R, (2004) System capacity of single box AMS and effect on the milk performance. Automatic milking: a better understanding. Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, pp Bijl R, Kooistra SR, Hogeveen H, (2007) The profitability of automatic milking on Dutch dairy farms. Journal of Dairy Science, 90, Bogucki M, Sawa A, Neja W, (2014) Effect of changing the cow milking system on daily yield and cytological quality of milk. Acta Scientiarum Polonorum Zootechnica, 13 (4), Bos K, (2004) Energy consumption on farms with an AM System. Automatic milking: a better understanding. Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, pp Castro A, Pereira JM, Amiama C, Bueno J, (2012) Estimating efficiency in automatic milking systems. J. Dairy Sci., 95, Dolecheck K, Bewley J, (2013) Pre investment considerations for precision dairy farming Technologies, University of Kentucky, USA. 7. Dooren HJC, Bos CH, Biewenga G, (2004) Strategies to improve the capacity of an automatic milking system, Automatic milking: a better understanding. Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, pp Engel PD, Hyde J, (2003) A real options analysis of automatic milking systems. Agricultural and Resource Economics Review, 32/2, Fisher JW, Rodenburg J, McKnight DR, (2003) Robotic milking systems for dairy cows in Ontario: economics, milk quality, nutritional enticers. University of Guelph, handle/10214/1759?show=full. 10. Gonulol E, (2016) Evaluating of robotic milking performance in Turkey, Journal of Emerging Trends in Engineering and Applied Sciences (JETEAS), 7(1), Haan M, (2015) A survey of robotic milking systems in PA, Penn State Nutrition Conference, Pennsylvania, USA. 12. Heikkilä AM, Vanninen L, Manninen E, (2010) Economics of small scale dairy farms having robotic milking. Proceedings of the first North American conference on precision dairy management, Toronto, Canada. 48

54 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Heikkilä AM, Myyrä S, Pietola K, (2012) Effects of economic factors on adoption of robotics and consequences of automation for productivity growth of dairy farms. Factor Markets Working Paper No. 32, Belgium. 14. Hogeveen H, Heemskerk K, Mathijs E, (2004) Motivations of Dutch farmers to invest in an automatic milking system or a conventional milking parlour. Automatic milking: a better understanding. Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, pp Jago J, Eastwood C, Kerrisk K, Yule I, Precision dairy farming in Australasia: adoption, risks and opportunities, Proceedings of the 5th Australasian Dairy Science Symposium, Melbourne, Australia, (2012). pp Jensen T, (2004) Expectations of automatic milking and the realized socioeconomic effects. Automatic milking: a better understanding. Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, pp Jiang H, Wang W, Li C, Innovation, (2017) practical benefits and prospects for the future development of automatic milking systems. Front. Agr. Sci. Eng., v. 4(1): 37 47, DOI : /J FASE Knijn H, Taweel H, et.al., (2013) Smart dairy farming program in the Netherlands. Proceedings of the precision dairy conference and expo a conference on precision dairy technologies, Minnesota, USA, pp Koning CJAM, (2010) Automatic milking common practice on dairy farms. Proceedings of the first North American conference on precision dairy management, Toronto, Canada. 20. Latvala T, Pyykkönen P, (2005) Profitability of and reasons for adopting automatic milking systems. XIth congress of the European association of agricultural economists, Copenhagen, Denmark. 21. Mathijs E, (2004) Socio economic aspects of automatic milking, automatic milking system or a conventional milking parlour. Automatic milking: a better understanding. Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, pp Mundan D, Selçuk H, Orçin K, Karakafa E, Akdağ F, (2014) Modern süt siğiri işletmelerinde robotlu sağim sistemlerinin ekonomik açidan değerlendirilmesi. Harran Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dergisi, 3(1), O Brien B, Foley C, Shortall J, Shalloo L, (2015) An economic appraisal of automatic and conventional milking within a grass based seasonal milk production system. 7. European conference on precision livestock farming, Milan, Italy. 24. Oudshoorna FW, Kristensena T, Zijppb AJ, Boerb IJM, (2012) Sustainability evaluation of automatic and conventional milking systems on organic dairy farms in Denmark, NJAS Wageningen Journal of Life Sciences, 59, pp Reinemann DJ, (1998) Prospects for robotic milking in Wisconsin. Proceedings of the Arlington Dairy Days, Arlington, USA. 49

55 Aykut ÖRS, Cennet OĞUZ 26. Reinemann DJ, Vorst Y, Jong W, Finnema A, Survey of automatic milking systems management practices in North America. Automatic milking: a better understanding. Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, (2004), pp Reneau J, (2012) Does precision matter?, The University of Minnesota, agriculture/dairy/facilities/does precisionmatter/. 28. Rodenburg J, (2008) Robotic milking systems: are they the way of the future?, WCDS Advances in Dairy Technology, 20, Rodenburg J, (2011) Time for technology robotic milking gets more affordable every year Rotz CA, (2003) Whole farm impacts of automatic milking systems. Advances in Dairy Technology, 15, Salfer J, Endres M, (2013) Characteristics of robotic dairy farms. University of Minnesota Study. extension.psu.edu. 32. Salfer J, Endres M, Lazarus W, Minegishi K, Berning B, (2017) Dairy robotic milking systems what are the economics?, Extension.org, /dairy robotic milking systemswhat are the economics. 33. Sandgren C. H., Oostra H., Chapman J., Älveby N., (2009) Maintenance of and trouble shooting on milk quality in automatic milking systems. Animal welfare (South Mimms, England), v. 18(4), Schewe R. L., Stuart D., (2015) Diversity in agricultural technology adoption: How are automatic milking systems used and to what end?, Journal of the Agriculture, Food, and Human Values Society, v. 32: Steeneveld W, Tauer LW, Hogeveen H, Lansink AGJDMO, (2013) Economic comparison of farms with an automatic milking system and a conventional milking system, Proceedings of the precision dairy conference and expo a conference on precision dairy technologies, Minnesota, USA, pp Tokida M, Morita S, Komiya M, Kida T, (2004) A study of practical use of automatic milking system in Japan. Automatic milking: a better understanding, Conference Proceedings, Lelystad, Netherlands, pp Tranel LF, Schulte KM, (2013) The economics of robotic milking systems, Proceedings of the precision dairy conference and expo a conference on precision dairy technologies, Minnesota, USA, pp Türkyılmaz MK, (2005) Süt sığırcılık işletmelerinde sağım robotu kullanımı, Erciyes Üniversitesi Veterinerik Fakültesi Dergisi, 2(1), Upton J, O Brein B, (2013) Analysis of energy consumption in robotic milking, 6th European Conference on Precision Livestock Farming, Leuven, Belgium, pp

56 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Vasseljen J, (2016) Milking robots in Norwegian dairy industry. Proceedings of 24th Pacioli Workshop: FADN in a changing environment, Pristina, Kosovo, pp Wade KM, Asseldonk MAPM, Berentsen PBM, Ouweltjes W, Hogeveen H, (2004) Economic efficiency of automatic milking systems with specific emphasis on increases in milk production, Food and Agriculture Organization. 51

57 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Effect of Human Factor to Reallocation Phase of Land Consolidation Tayfun ÇAY 1, Ela ERTUNÇ Selcuk University, Faculty of Engineering, Department of Geomatics Engineering, Konya, Turkey Abstract: Land consolidation is one of the important devices provide productivity growth in agricultural production. Land reallocation is a process which is time consuming, high execution costly and causes a lot of disagreements between landowners. In block reallocation process of land consolidation studies; after road and irrigation network is passed, plots covered by road and irrigation networks (block) are placed locationally according to claimed amounts by considering soil graduation. Regular parcels are created grafically according to shape of the blocks after this placing and given to the landowners. Reallocation and creating new parcels should be made equally and fairly between employers. Otherwise there will be rejections, farmer satisfaction will not be provided and project will not be accepted. From this point of view it can be said that block reallocation is the most sensitive and care demanding process of land consolidation. In this study, acquired results of block priority based reallocation method, which is applied by two different person, are compared. According to this comparison, effect of human factor to reallocation is studied. Keywords: Land consolidation, land reallocation, interview based reallocation, block priority reallocation İnsan Faktörünün Arazi Toplulaştırmasında Yeniden Tahsise Etkisi Özet: Arazi toplulaştırması tarımsal üretimde verimlilik artışını sağlayan önemli araçlardan birisidir. Arazi dağıtımı; uzun zaman alan, yüksek işletim maliyeti gerektiren ve arazi sahipleri arasında anlaşmazlıkların sık meydana geldiği bir süreçtir. Arazi toplulaştırma çalışmalarının blok dağıtım aşamasında; proje sahasında yol ve sulama ağı geçirildikten sonra yol ve sulama ağının çevrelediği arazi parçalarına (blok), toprak derecelendirmesi dikkate alınarak kadastro parselleri hakediş miktarlarına göre alansal olarak yerleştirilirler. Bu yerleştirmeden sonra blokların şekline göre grafik olarak düzenli parseller oluşturulur ve işletme sahiplerine verilir. Dağıtım ve yeni parsellerin oluşturulması, işletme sahipleri açısından eşit ve adil bir şekilde yapılmalıdır. Aksi takdirde projeye sürekli itirazlar gelecek, çiftçi memnuniyeti sağlanamayacak ve proje kabul görmeyecektir. Bu açıdan bakıldığında blok dağıtımının arazi toplulaştırmanın en hassas ve özen gösterilmesi gereken bir aşaması olduğu söylenebilir. Bu çalışmada, iki farklı kişi tarafından yapılan blok öncelik esaslı dağıtım yöntemine göre elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmaya göre, insan faktörünün dağıtıma olan etkisi incelenmiştir. Anahtar Sözcükler: Arazi toplulaştırma, arazi dağıtımı, mülakat esaslı dağıtım, blok öncelikli dağıtım 1 Ela ERTUNÇ, Tel.: / elaertunc@selcuk.edu.tr 52

58 Tayfun ÇAY, Ela ERTUNÇ INTRODUCTION Land, as one of the basic inputs of agriculture sector, is definitely an irreplaceable natural resource for humankind s maintaining his life, development of countries and providing welfare. Development of civilizations and life standards of people have been effected by land human relation throughout history. In this twoway relationship, humankind has an important effect on the land too [1], [2]. As it is not possible to increase agricultural lands in parallel with population growth, the solution is to find methods and techniques for increasing efficiency of existing limited agricultural lands. Although the necessity of using existed agricultural lands more efficiently is so clear, provisions in Inheritance Laws, shared and divided sales, construction of irrigation canals and roadworks cause small, divided, disordered agricultural lands and this situation causes loss of labour, capital and production and effects agricultural efficiency negatively. Land consolidation can be defined as reconstruction and rearrangement of agricultural parcels in a planned way and considering ownership status of these parcels; land disruption can be decreased by presenting irrigation system and road network services by agricultural structures after the application [3], [4], [5]. Land consolidation is one of the important devices which provides increase in agricultural production efficiency. Land consolidation does not only unite divided lands but also improve agricultural, technical, social and cultural standards of land owners [5], [6], [7]. In this sense, land consolidation is not only limited with agricultural improvement but also contributes to development of natural resources and rural development [8]. Land consolidation is most effective land management approach which solves the problem of sustainable rural development and agricultural development [9]. Land consolidation is applied in 26 of 28 countries in European Union in different countries of the world such as China, India, Thailand, Moracco, Kenya, Australia. In block reallocation stage of land consolidation studies; after road and irrigation network is built in project, remaining land pieces (block) around road and irrigation network, are spatially located according to claimed amounts considering soil graduation. After this locating regular parcels are created according to shape of he blocks and given to enterprise owners. Otherwise there will be objections for the project and farmer satisfaction will not be provided and project will not be accepted. From this point of view, it can be said that block reallocation is the most sensitive and care needed phase of land consolidation [10]. In this study, results of block priority based reallocation method, which are applied by two different person, are compared. According to this comparison, effect of human factor on reallocation is studied. 53

59 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), MATERIAL AND METHOD Key material of the study is Konya Çumra Üçhüyük (Turkey) application area datas. Project is executed according to General Directorate of Agricultural Reform s (TRGM) 3083 numbered regulations of Agricultural Reform Law for Land Consolidation in Irrigation Areas. Block plans are prepared by TRGM. 17 blocks are created in block phase. Üçhüyük Neighborhood of Çumra district belonging to Konya city (Turkey), which is under continental climate effect, was chosen as research area (Figure 1). Figure 1. The study area which located in Üçhüyük Neighborhood of Çumra district belonging to Konya city Poject area of Üçhüyük Neighborhood is 875,69 hectars, number of enterprises 275, cadastral parcel number is 265 (Figure 2) and 17 blocks. Total size of the cadastral parcels are 33 da. 54

60 Tayfun ÇAY, Ela ERTUNÇ Figure 2. The cadastral situation of Üçhüyük Neighborhood İnterview based reallocation method In planning process of Land Consolidation studies, farmers are asked for three choice in interview, for joining points or choosing block. This order of choice is considered while placing lands of the farmers to new blocks. This kind of block reallocation is called as interview based reallocation model. Block priority reallocation model Reallocation is executed according to the biggest owned parcel of enterprises in block priority reallocation model. In this method, the biggest parcels of enterprises and blocks of these parcels are determined. The land is given to enterprises from their biggest parcel s block during reallocation. If enterprise has a permanent facility, the land given to the enterprise is chosen from the block of this facility. Enterprises which can not fully fit to their biggest parcel according to occupancy rate of the block are placed to their biggest second or third parcel. Block reallocation continues until empty spots of blocks are zeroed. After that parcelation is made according to block reallocation result. RESULTS Parcel numbers in reallocation models Average size of new parcels after reallocation according to this model is m 2. Decreasing rate of new parcels after reallocation is 11% compared to old parcels. 224 new parcels are created according to 2nd block priority based reallocation results. Average parcel size is m 2. Decreasing rate of new parcels after reallocation is 15% according to old parcels. Parcel number is less in second block priority based reallocation result as seen in Table 1. 55

61 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Table 1. Parcel numbers of reallocation models Parcel Size (da) CADASTRAL STATE Number of Parcel INTERVIEW BASED MODEL Number of Parcel BLOCK PRIORITY BASED MODEL 1 Number of Parcel BLOCK PRIORITY BASED MODEL 2 Number of Parcel Total Consolidation Ratio (%) There are also big differences in parcel sizes considering reallocation results of both block priority reallocation results. As it is understood from the table that there are differences between two different block reallocation results. The reason of this difference is approach of distributor people s approach on shared parcels. The person who makes 1st block priority based reallocation model, considers minimum agricultural land size as 0,5 hectar, which is cultivated agricultural lands, according to 5403 numbered Soil Conservation and Land Usage Law; separates shares in lands bigger than 0,5 hectars. In 2nd block priority based reallocation model, 0,3 hectar parcelling condition of greenhouse cultivation is considered and bigger shares than this size are separated. Average parcel size of reallocation models As seen in Table 2, average parcel size has increased 12% according to 1st block based reallocation model result and 18% according to 2nd block priority reallocation model result. The reason of this difference is parcel numbers. Table 2. Average parcel size of reallocation models The Average Size of Parcel Area (m 2 ) Increase Percentage (%) Cadastral State Interview Based Model Block Priority Based Model Block Priority Based Model

62 Tayfun ÇAY, Ela ERTUNÇ Number of shared parcels in reallocation model Although there are decrease in both reallocation, 1st block based reallocation model is more successful in this subject (Table 3). As it is understood from here, mood, experience, ability and such factors of person who executes reallocation effects the reallocation. Table 3. Number of shared parcels in reallocation models The Number of Share in Parcel Cadastral State Interview Based Model Block Priority Based Model 1 Block Priority Based Model The number of jointly owned parcel Total Distance of enterprise parcels to village center Distance of enterprises parcels centers in application areas with village center are determined by considering existing road networks and measuring the shortest distance of transportation one by one. Then these values are averaged. In the study of Ayrancı [11], the acceptable distance betwen enterprise parcels and village centers is determined as 3 km under every condition for enterprise economy and land usage. Distance of enterprises in Üçhüyük application area to village center is given in Table 4. According to table, while the amount of parcels, which are until 3 km away from village center, are 82% before land consolidation, it has been 81% in 1st block based reallocation model results after land consolidation and it has been 76% in 2nd block based reallocation model results. Accordingly, there are 5% differences in distance of enterprise parcels to village centers. 57

63 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Table 4. Distance of Üçhüyük enterprise parcels to village centers CADASTRAL INTERVIEW BASED BLOCK PRIORITY BLOCK PRIORITY DISTANCE MODEL BASED MODEL 1 BASED MODEL 2 (m) The Number The Number The Number The Number of Parcels % of Parcels % of Parcels % of Parcels % Total Parcel numbers of enterprises in reallocation models Parcel numbers of the enterprises in Üçhüyük applicatin area are shown in Table 5. Table 5. Number of parcel for enterprises in reallocation models The CADASTRAL INTERVIEW BASED MODEL BLOCK PRIORITY BASED BLOCK PRIORITY BASED MODEL 1 MODEL 2 Number of Parcel The Number of The Number of The Number of The Number of % % % % Enterprises Enterprises Enterprises Enterprises Total According to Table 5, number of enterprises, which has one parcel before the application, is 202 (73.50%). This number is 256 (93.09%) after consolidation according to 1st block priority based model, and 252 (91.64%) according to 2nd block priority based model. Accordingly, 1st block based model is more successful with regards to parcel per enterprise. 58

64 Tayfun ÇAY, Ela ERTUNÇ Aspect ratio of enterprise parcels It will be proper to choose between values 1/4 1/5, considering aspect ratio s cultural technical services related factors in consolidation projects [12]. This rate can be between 1/2 1/7 in compulsory situations considering size of the land [13], [14]. Aspect ratio rates of parcels in Üçhüyük application area are given in Table 6. According to Table 6, while aspect ratio rate of parcels between 1/4 1/5 gap was 3% before land consolidation, it has been 12% in interview based reallocation model, 13% in 1st block based model and 9% in 2nd block based model. While parcel aspect ratio rate between 1/2 1/7 gaps were 39%, after land consolidation it has been 61% in 1st block based model, 41% in 2nd block based model. It is seen that there is a 20% difference in both model after block based reallocation. Table 6. Aspect ratio rates of Üçhüyük enterprise parcels THE WİDTH / LENGTH RATIOS OF THE ENTERPRİSE PARCELS BELONGING TO ÜÇHÜYÜK REGION CADASTRAL INTERVIEW BASED REALLOCATION MODEL BLOCK PRIORITY BASED MODEL 1 BLOCK PRIORITY BASED MODEL 1 Width / Width / Width / The Width / Width / The Width / Width / The Width / Width / The Length Length Length Number % Length Length Number % Length Length Number % Length Length Numbe % Group Ratio Fraction of Parcels Ratio Fraction of Parcels Ratio Fraction of Parcels Ratio Fractio n r of Parcels / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / Total DISCUSSION Decreasing rate of new parcels, which are created after 1st block based reallocation model, is 11% compared to old cadastral parcels. This rate is 15% in 2nd block based reallocation model. When we check average parcel size, while it was 3.30 hectars in cadastral situation, it has risen to 3,60 hectars in 1st block based reallocation and 3,90 hectars in 2nd block based reallocation model. While there was 64 shared parcels before land consolidation, this number has become 59

65 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), ,2 according to 1st block based reallocation and 34 according to 2nd block based reallocation. There has been a 5% difference in distance to village center as a result of both block based reallocation models. There is a 20% difference in aspect ratio of parcels after both reallocation models. Block reallocation step of land consolidation studies is a process which effects the success of land consolidation directly. As it is seen from acquired results; factors such as mood, experience, ability of project operator effect reallocation. Reallocation process of land consolidation is a multi criteria problem in which humans also play an important role. So using computer supported systems in reallocation process of land consolidation will increase efficiency and also contribute in shortening time consumption. ACKNOWLEDGEMENT This paper has been prepared by benefiting from the inventions of the project whose number is 114Y608 which supported by TÜBİTAK (The Scientific and Technological Research Council of Turkey) TURKEY. REFERENCES 1. Sönmez, B., (2012) Tenth Development Plan Study Group Report on Sustainable Usage of Agricultural Lands, Ankara. 2. Boztoprak, T., Demir, O., Çoruhlu, YE., Nişancı, R., (2015) Selcuk Univ. J. Eng. Sci. Tech., Vol:3, N:3, ISSN: (Elektronic). 3. Wang,W., Zhang, Y., (2004) Land consolidation and sustainable development. China Population, Resources and Enviroment, 14 (1) Yun, WJ., Yang, XY., Shi, Y., (2008) Scientific defination of land consolidation. Resources and Industries, 10 (5) 1 2 (in Chinese). 5. Pasakarnis, G., Maliene, V., (2010) Towards Sustainable Rural Development in Central and Eastern Europe: Applying Land Consolidation. Land Use Policy, Uyan, M., (2016) Determination of Agricultural soil index using geostatistical analysis and GIS on land consolidation projects: A case study in Konya/ Turkey. Computers and Electronics in Agriculture, Çay, T., Uyan.,M., (2013) Evaluation of reallocation criteria in land consolidation studies using the Analytic Hierarchy Process (AHP). Land Use Policy Li, I., Chen, Y., Gao, H., Li, D., (2012) A Hybrid Registration Approach of Remote Sensing Images for Land Consolidation. Intelligent Automation and Soft Computing, Vol:18, N: Demetriou, D., Stillwell, J., See,.L., (2010) An Integrated Planning and Decision Support System (IPDSS) for Land Consolidation: Theoretical 60

66 Tayfun ÇAY, Ela ERTUNÇ Framework and Application of the Land Distiribution Modules. Enviroment and Plannig B: Planning and Design, İnceyol, Y., (2014). Genetical Algorithm Application in Land Arrangement Studies. Master Thesis, Selçuk University Institute of Science and Technology, Konya. 11. Ayrancı, Y., (1997) Geographical Information System Supported Land Consolidation in Tokat Yukarı Çandır Village. Master Thesis, Ankara University, Institute of Science and Technology, Ankara 117 page. 12. Çevik, B., Tekinel, O., (1989) Arazi Toplulaştırması. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Kitabı, Adana. 13. Banger, G., Şişman, A., (2001) Applying Operations Research Techniques in Rural Area Land Consolidations. The Magazine of Map and Cadastral Engineering, Ankara, Çay, T., (2013) Land Management and Regulations. Dizgi Ofset, Konya Turkey 342 pages. 61

67 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Enginarda (Cynara scolymus L.) Farklı Sıcaklık Rejimlerinin Fide Kalitesi Üzerine Etkileri Hüseyin NAMAL 1, Selcan EROĞLU 2, Levent KESKİN 1, Önder TÜRKMEN 3 1 : Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Antalya, TURKİYE 2 : Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya, TÜRKİYE 3 :Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Konya, TÜRKİYE Abstract: Artichoke is grown by both seed and vegetative methods. However, due to pathogens such as Verticillium and Artichoke latent virus (ArLV) diseases which are more dense in vegetative reproduction, they cause serious loss of yield and quality. it is known that the yields and head qualities of the cultivars grown as annual and seeded are higher than the perennial cultivars. Seedling planting is done in August September and April May in Turkey. It is known that some problems occurred in obtaining high quality seedlings on these dates. The study was carried out in the growth chambers of the Department of Horticulture, Faculty of Agriculture, University of Selcuk. In this context, seedlings were grown at 15, 25 and 35 0 C temperatures in Sakız, Bayrampaşa, Green Globe and Romanesco artichoke cultivars and seedling growth parameters were measured and differences were determined. In general, the average temperature of 15 0 C, seedling growth parameters in terms of optimal temperature has been. Seedling quality according to varieties have occurred. Especially in gum seedling growth parameters and varieties which are varieties Bayrampaşa and Turkey Romensco showed a worse condition than the Green Globe variety. Keywords: Artichoke, seedling quality. Effects of Different Temperature Regimes on Seedling Quality of Artichoke (Cynara scolymus L.) Özet :Enginar, hem tohumla hem de vegetatif yöntemlerle çoğaltılmaktadır. Ancak, vegetatif çoğaltımda taşınımı daha yoğun olan Verticillium ve enginar latent virüsü (ArLV) hastalıkları gibi patojenler nedeniyle ciddi anlamda verim ve kalite kayıplarına neden olmaktadır. Ayrıca, tek yıllık olarak ve tohumdan yetiştirilen çeşitlerin çok yıllık çeşitlere oranla verimlerinin ve baş kalitelerinin daha yüksek olduğu bilinmektedir. Türkiye de fide ile çoğaltımda fide dikimleri sonbahar yetiştiriciliği için Ağustos Eylül ve bahar yetiştiriciliği için Nisan Mayıs aylarında yapılmaktadır. Bu tarihlerde kaliteli fide elde etmede bazı sorunların oluştuğu bilinmektedir. Çalışma bu sorunun muhtemel nedenlerini ortaya koymak ve çözüm önerilerinde bulunmak için Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü iklim odalarında yürütülmüştür. Bu bağlamda Sakız, Bayrampaşa, Green Globe ve Romanesco enginar çeşidinde 15, 25 ve 35 0 C sıcaklıklarda fide yetiştiriciliği yapılmış ve fide gelişim parametreleri ölçümlenerek farklılıklar ortaya konulmuştur. Genel olarak 15 0 C ortalama sıcaklık, fide gelişim parametreleri açısından en 62

68 Hüseyin NAMAL, Selcan EROĞLU, Levent KESKİN, Önder TÜRKMEN uygun sıcaklık olmuştur. Fide kalitesinde çeşitlere göre farklılıklar oluşmuştur. Özellikle Türkiye çeşitleri olan Sakız ve Bayrampaşa çeşitlerinde fide gelişim parametreleri Romanesco ve Green globe çeşitlerine göre daha geri bir durum göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Enginar (Cynara scolymus L.), fide kalitesi. Hüseyin Namal GİRİŞ Enginar (Cynara scolymus L.), orta ve batı Akdeniz orijinli bir tür olup, bu havzada yer alan tüm ülkelerde yabani formlarının da bulunduğu bilinmektedir. Enginar özellikle açık alan sebze yetiştiriciliğinde birim alandan alınan verim ve yüksek getirisi sebebiyle yetiştiriciliği yaygınlaşan bir sebzedir. Dünyada enginar üretiminde, Mısır ton üretimle ilk sırada yer alırken onu sırasıyla İtalya ton ve İspanya ton ile izlemektedir. Türkiye ise ton üretimle 11. Sırada yer almaktadır (1). Enginar hem tohumla hem de vegetatif yöntemlerle çoğaltılmaktadır. Son yıllarda vegetatif yöntemlerle çoğaltılan enginar plantasyonlarında vegetatif yolla taşınımı daha yoğun olan Verticillium ve enginar latent virüsü (ArLV) hastalıkları gibi patojenler nedeniyle ciddi anlamda verim ve kalite kayıplarına neden olmaktadır (2). Türkiye de geleneksel enginar yetiştiriciliğinde vegetatif çoğaltım yöntemlerinden yararlanılsa da bu yöntem son yıllarda tohumla üretime doğru kaymaktadır. Enginarda tohumla yetiştiricilik hızlı çoğaltmaya olanak vermesi ve hastalıkların taşınmasını engellemesinden dolayı tercih edilmektedir (3). Ayrıca, tek yıllık olarak ve tohumdan yetiştirilen çeşitlerin çok yıllık çeşitlere oranla verimlerinin ve baş kalitelerinin daha yüksek olduğu birçok çalışmada bildirilmiştir (4). Enginar ılıman iklim sebzesidir. Kışları ılık geçen bölgelerde yetişir. Enginar yetiştiriciliği için ideal sıcaklık C dir. Aşırı sıcak ve soğuk ortamdan hoşlanmaz. Sıcaklık 0 0 C altına düştüğünde büyük zararlar meydana gelir ve hasat gecikir. Sıcaklık 5/ 6 0 C nin altına düştüğünde toprak üstü kısımları kısmen veya tamamen donar C nin üzerindeki sıcaklıklarda gelişme yavaşlar C nin üzerine çıkan sıcaklarda gelişme durur, başlar iyi gelişmez, çabuk kartlaşır ve yenilebilir değerini yitirir (5). Enginarında tohum (achene) durgunluğu yoktur. Tohumlar C sıcaklık aralığında kolayca çimlenir. Daha yüksek sıcaklıklarda çimlenme zayıflar (6). En ideal çimlenme sıcaklığını 20 C de olduğu sıcaklık arttıkça çimlenmede problemler oluşmaya başladığı bildirilmiştir (7). Absisik asit (ABA) ve gibberellik asit (GA) uygulamalarının fizyolojik etkilerini belirlemek amacıyla yapılan bir çalışmada farklı sıcaklıkların ve ışığın etkisinin tohumda var olan hormonal etkilerinin olumlu yönde değiştiği belirlenmiştir (8). Enginarda vernalizasyon ve gibberellik asit uygulamalarının hasat zamanı ve verim üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Dört hibrit çeşit kullanılarak yapılan çalışmada tohumlar 4±1 C de 63

69 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), gün, sonrasında ise gündüz 20 C ve gece 7 C de 16 saat aydınlık ve 8 saat karanlık ortamda 25 günde fideleri dikim aşamasına gelmesini sağlamışlardır. Gibberellik asit uygulamasının enginar da erkencilik ve kalite üzerine etkinliğini arttırdığı belirlenmiştir (9). Türkiye de enginar sonbahar ve ilkbahar yetiştiriciliği olarak yapılmaktadır. Enginar fideleri tohum ekiminden itibaren günlük bir sürede dikime hazır hale gelmektedir. Sonbahar dikimi için tohumların Haziran Temmuz ayı içerisinde ekilmesi gerekmektedir. Fakat bu dönemde fideliklerde sera içi sıcaklığı 60 0 C lere kadar yükselmektedir. Sıcaklığın yüksek olması sebebiyle tohum çıkışı oranı ve hızı düşmekte, kaliteli fide temininde önemli problemler oluşmaktadır. Bu sorunlar Türkiye de enginar tarımının yaygınlaşması olumsuz etkilenmektedir. Bu sorunların nedeninin sadece iklimsel değişiklerden mi kaynaklandığı yoksa çeşit özellikleri de önemli bir faktör mü tam bilinmemektedir. Toplamda dört adet enginar çeşidinin farklı ortalama sıcaklıklarda fide kalitesindeki değişimler bu çalışmada ortaya konulmuştur. MATERYAL VE YÖNTEM Araştırmada, Türkiye de vegatatif yöntemlerle yetiştiriciliği yapılan Sakız ve Bayrampaşa çeşitleri, dünyada yetiştiriciliği yoğun olarak yapılan Green Globe ve Romanesco standart çeşitlerinin tohumları materyal olarak kullanılmıştır. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi iklim odalarında yürütülen çalışmada; sıcaklık 15, 25 ve 35 0 C ortalama sıcaklık uygulamaları yapılmıştır. İklim odalarında yürütülen çalışmada 12 saat gece 12 gündüz 5000 lüx ışık şiddeti sabit uygulanmıştır. Çalışmada; fide sürgün boyu, fide kök boğazı çapı, kök uzunluğu, fide yaprak sayısı, yaş kök ağırlığı, taç yaş ağırlığı belirlenmiş, sonuçlar JUMP istatistik programı ile varyans analizine tabi tutulmuştur. ARAŞTIRMA SONUÇLARI: 3.1. Enginar Çeşitlerinde Farklı Sıcaklıklarda Fide Sürgün Boyları Çalışmada fide sürgün boyları gelişimlerinin en iyi olduğu sıcaklık 15 0 C olmuş olup bu sıcaklık rejiminde fide sürgün boyu ortalama cm olarak hesaplanmıştır. Sıcaklık arttıkça fide sürgün boyları azalmıştır. Çeşitlere göre bakıldığında ise Green Globe çeşidi en iyi fide gelişimine sahip olmuş olup cm fide sürgün boyuna sahip olmuştur. Özellikle Sakız ve Bayrampaşa enginar çeşitlerinde fide sürgün boylarındaki azalmalar dikkat çekmektedir. Farklı sıcaklıklarda çeşitlerin fide sürgün boyları performansları incelendiğinde 20.0 cm ortalama ile Green Globe çeşidi 15 0 C sıcaklıkta en iyi gelişmeyi göstermiştir. Burada 15 ve 25 0 C sıcaklıklarda Green Globe ve Romanesco çeşitlerinin aynı çoklu karşılaştırma grubunda yer aldıkları görülmüştür. Türk enginar çeşitleri olan Sakız ve Bayrampaşa da ise özellikle artan sıcaklıklarda fide sürgün gelişiminin yavaşlaması dikkat çekmiştir ( Çizelge 1). 64

70 Hüseyin NAMAL, Selcan EROĞLU, Levent KESKİN, Önder TÜRKMEN Çizelge 1. Farklı sıcaklık uygulamalarında enginar çeşitlerinde fide sürgün boyları ( cm) Green Romanesco Sakız Bayrampaşa Ortalama globe 15 0 C 20,09 a 19,49 a 15,98 b 19,28 a 18,72 A 25 0 C 19,90 a 19,87 a 15,59 b 5,95 d 15,33 B 35 0 C 14,43 bc 12,46 c 6,04 d 4,45 d 9,34 C Ortalama 18,15 A 17,28 A 12,54 B 9,89 C LSD çeşit: 1.10 LSD sıcaklık: 1.00 LSD çeşit x sıcaklık: 1,98 Enginar Çeşitlerinde Farklı Sıcaklıklarda Kök Boğazı Çapları Çizelge 2 den de görüldüğü gibi sıcaklık artışları enginarda fide kök boğazı çaplarının azalmasına neden olmuştur C ortalama sıcaklıkta fide kök boğazı çapı 7.54 mm iken 25 0 C de 6.84 mm 35 0 C de 4.76 mm olmuştur. Diğer fide gelişim parametrelerinde de olduğu gibi sıcaklık artışı kök boğazı çapının azalmasına neden olmuştur. Çeşitlere göre fide kök boğazı çap gelişimlerine bakıldığında en yüksek değer 5.24 mm ile Sakız çeşidinde bulunmasına rağmen Green Globe ve Romanesco çeşitleri ile aynı çoklu karşılaştırma gurubunda yer aldığı görülmüştür. Farklı sıcaklıklarda çeşitlere göre fide kök boğazı çapları incelendiğinde Bayrampaşa enginar çeşidi 6.48 mm ile ilk sırada yer almıştır. Çizelge 2. Farklı sıcaklık uygulamaların enginar çeşitlerinin kök boğazı çapına etkileri (mm). Green Romanesco Sakız Bayrampaşa Ortalama Globe 15 0 C 5.52 b 5.80 b 6.06 ab 6.48 a 5.96 A 25 0 C 5.55 b 5.88 ab 6.09 ab 3.45 d 5.24 B 35 0 C 4.29 c 3.71 cd 3.59 d 2.65 e 3.56 C Ortalama 5.12 A 5.13 A 5.24 A 4.19 B 4.92 B LSD çeşit: 0.37 LSD sıcaklık: 0.2 LSD çeşit x sıcaklık: 0.64 Enginar Çeşitlerinde Farkli Sıcaklıklarda Fide Kök Uzunluğuna Etkileri Çalışmada, sıcaklıklığın fide kök uzunluğuna etkileri incelendiğinde Çizelge 3 te de görüldüğü gibi 15 0 C ortalama sıcaklıkta 7.54 cm iken 25 0 C de 6.84 cm 35 0 C de 4.76 cm olarak ölçülmüştür. Artan sıcaklık ile ortalama fide kök uzunlukları azalmıştır. Fide kök gelişimi çeşitler bazında incelendiğinde ilk sırada 7.31 cm ortalama ile Green Globe çeşidi yer alırken son sırada 35 0 C de Bayrampaşa çeşidi 5.24 cm ile son sırada yer almıştır. Farklı sıcaklıklarda enginar çeşitlerinin fide kök 65

71 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), gelişiminde ise 7.98 cm ortalama kök uzunluğu ile 15 0 C de Bayrampaşa çeşidi ilk sırada yer almıştır. (Çizelge 3) Çizelge 3. Farklı sıcaklık uygulamaların enginar çeşitlerinin kök uzunluğuna etkileri (cm) Green Romanesco Sakız Bayrampaşa Ortalama Globe 15 0 C 7.64 abc 7.92 ab 6,62 bc 7.98 a 7.54 A 25 0 C 7.77 abc 7.54 abc 7.52 abc 4.55 d 6.84 B 35 0 C 6.53 c 4.56 d 4.76 d 3.2 e 4.76 C Ortalama 7.31 A 6.67 AB 6.30 B 5.24 C LSD çeşit: 0.76 LSD sıcaklık:0.66 LSD çeşit x sıcaklık: 1.32 Farklı Sıcaklık Uygulamalarında Fide Yaprak Sayısı Üzerine Etkileri Çizelge 4 de de görüldüğü gibi sıcaklık değerleri arttıkça fide yaprak sayılarında az da olsa azalma meydana gelmiştir. Fideler ortalama 15 0 C sıcaklıkta 4.33 adet, 25 0 C de 4.09 adet ve 35 0 C de 3.17 adet yaprak sayısına sahip olmuşlardır. Çeşitlere göre fide yaprak sayıları 4.04 ile 3.43 arasında değişmiştir. Farklı sıcaklıklarda çeşitlerde fide yaprak sayısı 4.53 ile 3.10 adet arasında değişmiş olup en yüksek fide yaprak sayısı Sakız çeşidinde 25 0 C de belirlenmiştir. Çizelge 4. Farklı sıcaklık uygulamalarında enginar fide yaprak sayısı üzerine etkileri (adet/fide) Green Romanesco Sakız Bayrampaşa Ortalama Globe 15 0 C 4.33 ab 4.43 a 4.49 a 4.09 b 4.33 A 25 0 C 4.29 ab 4.46 a 4.53 a 3.10 c 4.09 B 35 0 C 3.33 c 3.16 c 3.10 c 3.10 c 3.17 C Ortalama 3.98 A 4.01 A 4.04 A 3.43 B LSD çeşit: 0.17 LSD sıcaklık: 0.15 LSD çeşit x sıcaklık:0.30 Farklı Sıcaklık Uygulamalarının Enginar Çeşitlerinde Fide Kök Yaş Ağırlığına Etkileri Fidede kök yaş ağırlıkları ortalama sıcaklık rejimi ile ters orantılı bulunmuştur. Ortalama 15 0 C de g/fide kök yaş ağırlığı belirlenmiştir. 25 ve 35 0 C de ise sırasıyla ve g/fide kök yaş ağırlıkları saptanmıştır. Çeşitlerin ortalama kök yaş ağırlıkları ise Romanesco, Sakız, Green Globe ve Bayrampaşa olarak sıralanmış ve 34.52, 26.91, ve g/ fide değerlerine sahip olmuşlardır. Farklı sıcaklıklarda Romanesco çeşidi 15 ve 25 0 C sıcaklıklarda ve g/fide kök yaş ağılıkları ile ilk sırada yer almışlardır (Çizelge 5). 66

72 Hüseyin NAMAL, Selcan EROĞLU, Levent KESKİN, Önder TÜRKMEN Çizelge 5. Farklı sıcaklık uygulamaların enginar çeşitlerinin kök yaş ağırlıklarına etkileri (g/fide) Green Romanesco Sakız Bayrampaşa Ortalama Globe 15 0 C c 37.37a b c A 25 0 C c a 29 b d B 35 0 C c b d e C Ortalama C A B D LSD çeşit: 0.08 LSD sıcaklık: 0.67 LSD Çeşit x sıcaklık:1.34 Farklı Sıcaklık Uygulamalarının Enginar Çeşitlerinde Fide Taç Yaş Ağırlığına Etkileri Çalışmada 3 farklı sıcaklık uygulamasının ortalaması alındığında enginar fidelerinde çeşitlerin taç yaş ağırlığına etkileri sıcaklık uygulamalarında en fazla 15 0 C de gram sonuç elde edilmiştir. Çeşitlerde ise en iyi fide taç yaş ağırlığı Green Globe çeşidinde g/fide, en az Bayrampaşa çeşidinde g/fide olarak belirlenmiştir. Farklı sıcaklık rejimlerinde çeşitlerin taç yaş ağırlıklarındaki değişimlerde ise 15 0 C Bayrampaşa ve Green Globe çeşitlerinde sırasıyla ve g/fide değeri ile ilk çoklu karşılaştırma grubunu oluşturmuşlardır. Türk enginar çeşitleri olan Bayrampaşa ve Sakız özellikle yükselen sıcaklık değerlerinde fide taç ağırlıklarında önemli gerilemelere sahip olmuşlardır (Çizelge 6). Çizelge 6. Farklı sıcaklık uygulamaların enginar çeşitlerinde fide taç yaş ağırlıklarına etkileri (g/fide) Green Romanesco Sakız Bayrampaşa Ortalama Globe 15 0 C a c c a A 25 0 C ab c c 47.6 d B 35 0 C bc d d 41.4 e C Ortalama A B B C LSD çeşit: 1.68 LSD sıcaklık: 1.46 LSD Çeşit x sıcaklık: 2.98 TARTIŞMA ve SONUÇ Enginar vegetatif yolla taşınımı daha yoğun olan Verticillium ve enginar latent virüsü (ArLV) hastalıkları gibi patojenler nedeniyle ciddi anlamda verim ve kalite kayıplarına neden olmasından dolayı son yıllarda ıslah çalışmalarının hız kazanması ve elde edilen çeşitlerin verim ve kalite yönünden vegetatif üretim yapılan çeşitlere göre daha iyi olmaları sebebi ile tohumla üretim yöntemi hız kazanmıştır. Ayrıca, tek yıllık olarak ve tohumdan yetiştirilen çeşitlerin çok yıllık çeşitlere oranla verimlerinin ve baş kalitelerinin daha yüksek olduğu birçok 67

73 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), çalışmada bildirilmiştir (4). Bu bağlamda tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye de de fide ile enginar yetiştiriciliği yayılma eğilimindedir. Ancak 20 0 C ve üzeri sıcaklıklarda gelişme de yavaşlamaların başladığı pek çok çalışmada rapor edilmektedir (5; 6). Ancak artan sıcaklık ortalamalarında çeşitlerinde tepkilerinin farklı olabileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda farklı dört enginar çeşidinde 15, 25 ve 35 0 C sıcaklıklarda fide yetiştiriciliği yapılmış ve fide gelişim parametreleri ölçümlenerek farklılıklar ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlar; Genel olarak 15 0 C ortalama sıcaklık ve fide gelişim parametreleri göz önüne alındığında en uygun sıcaklık olmuştur. Nitekim pek çok araştırmada elde edilen bu sonuçları desteklemektedir. Enginar yetiştiriciliği için ideal sıcaklık C dir. Aşırı sıcak ve soğuk ortamdan hoşlanmaz. Sıcaklık 0 0 C altına düştüğünde büyük zararlar meydana gelir ve hasat gecikir. Sıcaklık 5/ 6 0 C nin altına düştüğünde toprak üstü kısımları kısmen veya tamamen donar C nin üzerindeki sıcaklıklarda gelişme yavaşlar C nin üzerine çıkan sıcaklarda gelişme durur, başlar iyi gelişmez, çabuk kartlaşır ve yenilebilir değerini yitirir (5). Enginarında tohum (achene) durgunluğu yoktur. Tohumlar C sıcaklık aralığında kolayca çimlenir. Daha yüksek sıcaklıklarda çimlenme zayıflar (6). En ideal çimlenme sıcaklığını 20 C de olduğu sıcaklık arttıkça çimlenmede problemler oluşmaya başladığı bildirilmiştir (7) Fide kalitesinde çeşitlere göre farklılıklar oluşmuştur. Özellikle Türkiye çeşitleri olan Sakız ve Bayrampaşa çeşitlerinde fide gelişim parametreleri Romanesco ve Green Globe çeşitlerine göre daha geri bir durum göstermiştir. Bu bağlamda fide ile üretimde bu çeşitlerin çok uygun olmadıkları ortaya çıkmıştır. Nitekim; Türkiye nin geleneksel çeşitlerinden olan bu Sakız ve Bayrampaşa enginar çeşitleri genelde vegetatif yolla çoğaltılmaktadır. Ancak tohumla fide eldesi ile ilgili çalışmalara rastlanmamıştır. Bu çalışma ile ilk bilgiler literatüre kazandırılmıştır. Bilgilendirme: Bu çalışma Hüseyin NAMAL ın yüksek lisans tez çalışmasından üretilmiş olup SU Bap ofisi tarafından nolu proje olarak desteklenmiştir. REFERENCES 1. Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO) (2018), Erişim adresi: Erişim Tarihi: 1 Aralık Miguel, A., Baixauli, C., Aguilr, J., Giner, A., Maroto, J. ve López, S., (2003), Gibberellic acid concentrations in seed propagated artichoke, V International Congress on Artichoke 660, Basnizki, J., (1979), Researchs on growth physiology of the artichoke, Estratto da Atti 3o Congr. Int. di Studi sul Carciofo, Bari, ; 68

74 Hüseyin NAMAL, Selcan EROĞLU, Levent KESKİN, Önder TÜRKMEN Basnizki, J. ve Goldschmidt, E. E., (1994a), Further Examınatıon Of Gıbberellın A, Effects On Flowerıng Of Globe Artıchokes (Cynara Scolymus L.) Under Controlled Envıronment And Fıeld Condıtıons, Israel Journal of Plant Sciences, 42 (2), ; Calabrese, N., De Palma, E. ve Bianco, V., (2000a), Yield and quality of seed propagated artichoke hybrid cultivars grown for four years, IV International Congress on Artichoke 681, Calabrese, N., De Palma, E. ve Bianco, V., (2000a), Yield and quality of seed propagated artichoke hybrid cultivars grown for four years, IV International Congress on Artichoke 681, ; Calabrese, N., De Palma E. ve V.V., B., (2000b), Gibberellic acid and Earliness of New Seed Propagated Artichoke Cultivars, IV International Congres on Artichoke, Valenzano Bari, Italy, October, ; Macua, J. I., Lahoz, I. ve Santos, A., (2000), Agronomic and qualitative influence of different artichoke cultivars in sucker fields with one year and multi year crops, IV International Congres on Artichoke, Valenzano Bari, Italy, October, Macit, F. ve Şalk, A., (1970), Enginar, Ege Ü. Zir. Fak. Teknik Bülten (14). 6. Abak, K., (1987), Enginar ve Kuşkonmaz Yetiştiriciliği, TAV y (15), Basnizki, Y. ve Mayer, A. M., (1985), Germination of Cynara seeds; effect of light and temperature and function of the endosperm, Agronomie, 5 (6), ; Foury, C., (1987), Quelques aspects du développement de l'artichaut (Cynara scolymus L.) issu de semences: analyse plus particulière de la floraison en conditions naturelles, Paris Vannella, S., Damato, G. ve Calabrese, N., (2000), Influence of temperature and substrate on the germination of artichoke achenes, IV International Congress on Artichoke 681, Huarte, H. R. ve Benech Arnold, R. L., (2010), Hormonal nature of seed responses to fluctuating temperatures in Cynara cardunculus (L.), Seed Science Research, 20 (1), Mauromicale, G., Ierna, A. ve Cavallaro, V., (2000), Effects of vernalization and gibberellic acid on bolting, harvest time and yield of seed grown globe artichoke, IV International Congress on Artichoke 681,

75 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), The Effects of Different Temperature Applications on Yield and Karpofor Properties of Mushrooms (Agaricus bisporus (Lange) Sing.) Fatih ERDOĞAN 1*, Mustafa PAKSOY 2,3, Musa SEYMEN 3, Önder TÜRKMEN 3 1 Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitü Müdürlüğü, ANTALYA, TÜRKİYE 2 Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Bişkek, KIRGIZİSTAN 3 Selçuk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Konya, TÜRKİYE Abstract: This study is the production of three different pre chamber, and the mycelial growth stages in each room, 85 90% moisture content, temperature values, 22, 24 and 26 C, carpophore circuit formation of the 80 85% moisture content, temperature values, 16, 18 and performed at 20 Cs. Each application is planned to be four replications and each replicate experiment three bags, compost bags was 8 cm in height. A total yield (g), the total number of mushrooms (pieces), the average capophore weight (g), the average weight of a cap (g), average stalk weight (g), the average cap size (mm), average stalk height (mm) parameters were studied. Statistical analysis of these parameters micellar pre development stage, the highest values at 26 C was obtained. The highest values of the initial stage carpophore mushroom yield (g), the number of mushrooms (pieces) and mushroom stalk height (mm) 20 C application, carpophore weight (g), stalk weight (g), cap thickness (mm) and stem diameter (mm) and 18 C, and finally the application of the cap weight (g) and the cap diameter (mm) is 16 C was observed. Temperatures during the pre development and the formation of micelle interactions carpophore the number of mushrooms and mushroom yield of C, carpophore weight and the weight of a cap C, stalk weight, stalk diameter and thickness of a cap C, a cap diameter 26 16, stalk height C was observed that the application of the highest values. Keywords: Agaricus bisporus mushroom, mycelium, carpophore Farklı Sıcaklık Uygulamalarının Mantarda (Agaricus bisporus (Lange) Sing.) Verim ve Karpofor Özellikleri Üzerine Etkileri Özet: Bu çalışma üç farklı üretim odasında gerçekleştirilmiştir. Misel ön gelişme devresinde nem değerleri %85 90, sıcaklık değerleri ise birinci oda 22, ikinci oda 24 ve üçüncü oda 26 C olacak şekilde ayarlanmıştır. Karpofor oluşum devresinde ise nem değerleri %80 85, sıcaklık değerleri de 16, 18 ve 20 C lere düşürülmüştür. Her uygulama sıcaklığında 4 tekerrür ve her tekerrürde 3 torba olacak şekilde planlanmıştır. Torbadaki kompostlar 8 cm yüksekliğindedir. Çalışmada toplam verim (g), toplam mantar sayısı (adet), ortalama karpofor ağırlığı (g), ortalama şapka ağırlığı (g), ortalama sap ağırlığı (g), ortalama şapka çapı (mm), ortalama sap yüksekliği (mm) parametreleri incelenmiştir. Elde edilen parametrelerin * Fatih ERDOĞAN. Tel.: E-posta adresi: ferdoganx@hotmail.com 70

76 Fatih ERDOĞAN, Mustafa PAKSOY, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN istatistik analizinde misel ön gelişme safhasında en yüksek değerler 26 C uygulamasında elde edilmiştir. Karpofor oluşum safhasında ise en yüksek değerler mantar verimi (g), mantar sayısı (adet) ve mantar sap yüksekliğinde (mm) 20 C uygulamasından, karpofor ağırlığı (g), sap ağırlığı (g), şapka kalınlığı (mm) ve sap çapı (mm) da 18 C uygulamasından ve son olarak da şapka ağırlığı (g) ve şapka çapı (mm) 16 C de olduğu görülmüştür. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum dönemindeki sıcaklıkların interaksiyonunda ise mantar verimi ve mantar sayısı C, karpofor ağırlığı ve şapka ağırlığı C, sap ağırlığı, şapka kalınlığı ve sap çapı C, şapka çapında C ve sap yüksekliğinde ise C uygulamalarından en yüksek değerlerin aldığı tespit edilmiştir. Anahtar sözcükler: Agaricus bisporus, mantar, misel, karpofor GİRİŞ Dünyada yenilebilen ve kültürü yapılan mantarların yaklaşık %37,8 ini beyaz şapkalı mantar olan Agaricus bisporus türü oluşturmaktadır (1). Mantarların insan beslenmesinde önemli katkı sağlayan bir besin kaynağıdır. Bazı mantarlar da tıbbi olarak kullanılarak insanlara doğrudan faydası olmaktadır. Mantarın önemi son yıllarda daha da artmaktadır. İnsan nüfusunun hızla artması ve tüketim isteklerin artması mantar yetiştiriciliğin önemini arttırmıştır. Bünyesinde yer alan protein, karbonhidrat, yağ, sodyum, kalsiyum, fosfor, demir, vitamin B1, B2, B3, B5, B7 ve C gibi besleyici özellikleri barındırması önemli bir besin kaynağı olduğu göstermektedir. Ayrıca mantar önemli bir diyet sebzesidir (2). Mantar üretiminde sıcaklık ve nem isteklerin önemli bir faktör olduğu belirlenmiştir. Misel gelişim aşamasında C sıcaklık ve % nem istemektedir. Karpofor oluşum aşamasında ise C sıcaklık istemektedir. Uygun nem içeriği ise % dir (5). İstatistik verilerine göre 2017 yılında ülkemizde mantar üretimi ton dur. İller bazında en fazla mantar üretimi ilk sırada ton ile Antalya, ton ile Burdur, ton ile Konya ve ton ile Kocaeli de yetiştirilmiştir (3). Türkiye mantar yetiştiriciliğinde birim alandan elde edilen verimin düşük, girdi maliyetlerinin yüksek olması mantar fiyatlarının da yüksek olmasına dolayısıyla mantarın soframızda lüks yemek sınıfında yer almasına sebep olmaktadır. Bu nedenle Türkiye de mantar üretimi daha çok gelir düzeyi yüksek olan ailelere hitap etmektedir (4). Mantar yetiştiriciliğin önemi hızlı bir şekilde artması bazı yetiştirme tekniklerin de geliştirilerek birim alandan elde edilecek ürün miktarının arttırılmasına ve pazarlama şekillerine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada da pazarda veya marketlerde canlı mantarın uygun bir şekilde sunulmasın ve bu kompost miktarında da misel ve karpofor gelişim aşamasında sıcaklık değerlerinin mantar gelişmesindeki etkileri belirlenmesi amaçlanmıştır. MATERYAL VE YÖNTEM Bu çalışma (ekim, kasım, aralık ve ocak aylarında) döneminde, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünün mantar üretim 71

77 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), odalarında yapılmıştır. Denemede kullanılan kompost ve örtü toprağı Mega Tesnim Ltd. Şti den temin edilmiştir. Örtü toprağı serilmeden önce %2 lik formaldehit ve %0.1 lik DDVP karışımından oluşan çözelti ile ilaçlanmıştır. Misel gelişmesini tamamlayan kompostların üzerine yaklaşık 3 4 cm kalınlığında olacak şekilde serilmiştir. Deneme tesadüf parseller deneme desenine göre 4 tekerrürlü ve her tekerrür de 3 torba olacak şekilde kurulmuştur. Torbalar 2 kg ağırlığında ve yaklaşık 8 cm kalınlığında ayarlanarak torbalara doldurulmuştur. Bu şekilde her oda da 36 adet torba olmak üzere toplamda 108 adet torba olacak şekilde deneme kurulmuştur. Misel ön gelişme devresinde (MG) 22, 24 ve 26 C ile nem değeri %85 90 olacak şekilde ayarlanmıştır. Daha sonra misel gelişim evresindeki her sıcaklıkta olan 12 şer adetlik kompostu diğer odalara dağıtılarak karpofor gelişim dönemine hazır hale getirilmiştir. Karpofor gelişim devresinde (KG) ise sırasıyla 16, 18 ve 20 C ye nem değeri ise %80 85 olacak şekilde ayarlanmıştır. Denemede yetiştiricilik, bakım ve hasat işlemleri Günay (5), Boztok (6) ve Aksu (7) ya göre yapılmıştır. Denemde verim (g/100kg kompost), mantar sayısı (adet/100kg kompost), ortalama karpofor ağırlığı (g/adet), ortalama şapka ağırlığına (g/adet), ortalama sap ağırlığına (g/adet), ortalama şapka çapına (mm), ortalama şapka kalınlığına (mm), ortalama sap çapı (mm) ve ortalama sap yükseklikleri ölçülmüştür. Denemede elde edilen veriler JMP istatistik programından yararlanılarak varyans analizi yapılmıştır. Verilere ait tüm ortalamalar LSD testine göre gruplandırılmıştır. TARTIŞMA VE BULGULAR Yapılan çalışmada torbalarda yetiştirilen mantarlara farklı sıcaklıklar uygulanmasıyla üretilen mantarların verim ve bazı kalite parametreleri incelenmiştir. Parametreler çizelgede verilmiştir. Bu tablolar incelenecek olursa; Toplam Verim: Misel ön gelişme safhasında g/100kg kompost ile 26 C sıcaklıkta elde edilmiştir. Karpofor oluşum aşamasında ise en iyi sonuç g/100kg kompost ile 20 C sıcaklıkta elde edilmiştir. Misel ön gelişme safhası x karpofor oluşum aşaması sıcaklıkları interaksiyonu incelendiğinde en iyi sonuç C de g/100kg kompost olarak elde edilmiştir (Tablo 1). Paksoy ve ark., (8) 8 cm kompost uygulamasında g/100 kg kompost mantar verimi almışlardır. Diğer çalışmalarda ise 100 kg kompost da verimin kg arasında olduğu bildirilmektedir (9; 10; 2; 8; 11; 12). Bizim elde ettiğimiz sonuçlar ile örtüşmektedir. Toplam Mantar Sayısı: Misel ön gelişme safhasında 776 adet/100 kg kompost ile 26 C de görülmüştür. Karpofor oluşum aşamasında ise en iyi sonuç 781 adet/100 kg kompost ile 20 C de elde edilmiştir. Misel ön gelişme safhası x karpofor oluşum aşaması sıcaklık interaksiyonlarının adet sayısına etkileri arasında istatistikî anlamda önemli farklılıklar bulunmuş ve en iyi sonuç 983 adet/100kg kompost ile C de 72

78 Fatih ERDOĞAN, Mustafa PAKSOY, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN elde edilmiştir (Tablo 2). Demirer ve ark., (13) yapmış oldukları çalışmada 100 kg torbalardan adet mantar hasat etmişlerdir. Bizim elde ettiğimiz değerler ile örtüşmektedir. Seymen ve ark., (12) yapmış oldukları çalışmada elde edilen verilerin yüksek olduğu ve bununda hasat zamanı ve farklı boyutlarda hasat edilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ortalama Karpofor Ağırlığı: Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklıklar arasındaki fark istatistik olarak önemsizdir. Karpofor gelişme aşamasında ise en iyi sonuç g/adet ile 18 C de elde edilmiştir. İnteraksiyonlar incelendiğin de ise g/adet ile C en yüksek değer elde edilmiştir (Tablo 3). Ortalama Şapka Ağırlığı: Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklıklardan 24 C g/adet ile en iyi sonucu vermiştir, karpofor gelişme aşamasında ise g/adet ile 16 C en iyi sonucu vermiştir. İnteraksiyonlar incelendiğinde C sıcaklık g/adet ile en yüksek değere sahiptir (Tablo 4). Elde ettiğimiz verilerde şapka ağırlığının Seymen ve ark., (12) ve Paksoy ve ark., (14) elde ettikleri verilere göre daha yüksek değerler almıştır. Pekşen ve Günay (11) ın çalışmasında elde edilen değerler ile elde ettiğimiz değerlerde paralellik görülmektedir. Ortalama Sap Ağırlığı: Misel ön gelişme safhasında sıcaklıklar arasındaki fark istatistik olarak önemsiz bulunmuştur. Karpofor oluşturma aşamasında ise 18 C sıcaklıkta g/100kg kompost ile en iyi değeri vermiştir. Misel ön gelişme safhası x karpofor oluşum aşaması sıcaklık interaksiyonlarının ortalama şapka ağırlığı üzerine etkisi incelendiğinde ise en iyi sonuç C de g/100kg kompost ile elde edilmiştir (Tablo 5). Paksoy ve ark., (8), Seymen ve ark., (12) yaptıkları çalışmalara göre elde ettiğimiz değerler yüksek çıkmıştır. Pekşen ve Günay (11) ın çalışmasıyla paralel değerler aldığı görülmüştür. Ortalama Şapka Çapı: Misel ön gelişme safhasında ve karpofor oluşum aşaması sıcaklıkları arasındaki fark istatistik olarak önemli bulunmuştur. Misel ön gelişme safhasında mm ile 26 C de, karpofor gelişme aşamasında ise mm ile 16 C de en iyi gelişmeyi göstermiştir. İnteraksiyonlar incelendiğinde ise en iyi sonuç mm ile C de elde edilmiştir (Tablo 6). Bizim elde ettiğimiz değerlerin yapılan diğer çalışmalara göre (33 52 mm) yüksek değer aldıkları tespit edilmiştir (9; 13; 2; 8; 14; 12). Ortalama Şapka Kalınlığı: Misel ön gelişme safhasında uygulanan sıcaklıklar arasındaki fark istatistik olarak önemsiz bulunmuştur. Karpofor gelişme aşamasında ise 18 C sıcaklık mm ile en iyi sonucu vermiştir. Misel ön gelişme safhası x karpofor oluşum aşaması sıcaklık interaksiyonları incelendiğinde ise istatistikî açıdan önemli bir fark bulunmamıştır; fakat en yüksek değer C de mm ile elde edilmiştir (Tablo 7). Ortalama Sap Çapı: Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklıklar arasındaki fark istatistik olarak önemsizdir, karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklıklar arasındaki fark ise istatistik olarak önemli bulunmuştur. Karpofor gelişme aşamasındaki 73

79 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), sıcaklıklardan 18 C, mm ile en iyi değeri vermiştir. İnteraksiyonlar incelendiğinde ise C de mm en yüksek değerdir (Tablo 8). Yapılan çalışmalara bakıldığında ortalama sap çap ının mm arasında değer aldıkları görülmüştür (9; 2; 8; 14; 12). Ortalama Sap Yüksekliği: Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklıklardan 22 C sıcaklık mm ile en yüksek değeri vermiştir. Karpofor gelişme aşamasında ise en iyi sonuç 20 C sıcaklıkta mm değeri ile elde edilmiştir. İnteraksiyonlar ele alındığında ise C sıcaklıkta mm değeri ile en iyi sonuç elde edilmiştir (Tablo 9). Bizim elde ettiğimiz verilerin diğer çalışmalara (28 37 mm) göre yüksek değer aldığı görülmüştür (9; 2; 8; 14; 12). SONUÇ Araştırmada pazarlamaya alternatif yöntemlerin geliştirilmesi için yaklaşık 2 kg kompostta, misel gelişim ve karpofor oluşum aşamasında farklı sıcaklıklarda mantar verimi ve gelişimine etkileri araştırılmıştır. Mantar verimi, mantar sayısı ve sap yüksekliğinde en yüksek değerlerin C uygulamalarından elde edildiği tespit edilmiştir. Diğer parametrelerde de C uygulamalarından en yüksek değerler aldıkları görülmüştür. Bu sıcaklık değerlerin uygulanabilir oldukları bulunmuştur. Tablolar Tablo 1. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların toplam verime etkisi (g/100kg kompost). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) d b b B e bc cd C cd b a A ORTALAMA B A A LSD0.05 (MG) = 320.2, LSD0.05 (KG) =2320.2, LSD0.05 (MGxKG) = Tablo 2. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların toplam mantar sayısı üzerine etkisi (adet/100kg kompost). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) ef bc ab B f bcd 550 de C cde bc a A ORTALAMA B A A LSD0.05(MG) =103.2, LSD0,05 (KG) =103.2, LSD0,05 (MGxKG) =

80 Fatih ERDOĞAN, Mustafa PAKSOY, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN Tablo 3. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların ortalama karpofor ağırlığı üzerine etkisi (g/adet). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) ab a c A ab a ab A ab a bc B ORTALAMA A A B LSD0.05 (MG)=2.77, LSD0,05 (KG) =2.77, LSD0,05 (MGxKG) =2.79 Tablo 4. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların ortalama şapka ağırlığı üzerine etkisi (g/adet). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) ab ab c B ab a b A ab ab c B ORTALAMA A A B LSD0.05 (MG) =2.03, LSD0.05 (KG) =2.03, LSD0.05 (MGxKG) =3.51 Tablo 5. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların ortalama sap ağırlığı üzerine etkisi (g/adet). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) d a ab cd a abc bcd a a ORTALAMA LSD0,05 (MG) =1.14, LSD0,05 (KG) =1.14, LSD0,05 (MGxKG) =1.97 Tablo 6. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların ortalama şapka çapı üzerine etkisi (mm). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) abc bc c B ab bc bc AB a bc bc A ORTALAMA A AB B LSD0,05 (MG) =1.76, LSD0,05 (KG) =1.76, LSD0,05 (MGxKG) =3.04 Tablo 7. Misel ön gelişme ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların ortalama şapka kalınlığı üzerine etkisi (mm). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) a a b a a a a a b ORTALAMA A A B 75

81 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), LSD0.05 (MG) =1.27, LSD0.05 (KG) =1.27, LSD0.05 (MGxKG) =2.20 Tablo 8. Misel ön gelişme safhasındaki ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların ortalama sap çapı üzerine etkisi (mm) Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) bc a bc c ab ab bc a bc ORTALAMA B A B LSD0,05 (MG) =1.07, LSD0,05 (KG) =1.07, LSD0,05 (MGxKG) =1.85 Tablo 9. Misel ön gelişme safhasındaki ve karpofor oluşum aşamasındaki sıcaklıkların ortalama sap yüksekliği üzerine etkisi (mm). Karpofor gelişme aşamasındaki sıcaklık ( C) ORTALAMA Misel ön gelişme safhasındaki sıcaklık ( C) c ab a A c c c B abc bc ab A ORTALAMA 42,81 B AB A LSD0,05 (MG) =2.79, LSD0,05 (KG) =2.79, LSD0,05 (MGxKG) =4.83 KAYNAKLAR 1. Işık SE, Aksu Ş, Damgacı E, Ergun C, Erkal S, (2004) Mantar Yetiştiriciliği. Genişletilmiş 2. Baskı, Yalova. 2. Özdemir M., (2007) Farklı yetiştirme sistemleri ve humik asit dozlarının kültür mantarında (Agaricus bisporus (Lange.) Sing.) verim ve bazı kalite özelliklerine etkisi. SÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi. 3. TUİK, (2017) 4. Özer İ, Demirer T, Kaynaş K, (2000) Değişik dozdaki tavuk gübresi kompostun ve örtü toprağı kalınlığının yemeklik mantar (Agaricus bisporus) da verim ve kaliteye etkisi. 5. Günay A, (2005) Özel Sebze Yetiştiriciliği, Cilt 2, ISBN İzmir. 6. Boztok K, (1994) Mantar Üretim Tekniği E.Ü. Ziraat Fak. Ofset Basımevi. İzmir. 7. Aksu Ş, (1995) Perlit, Tüf, Torf, Kepek, ve Bunlara Karıştırılan Çeşitli Maddelerin Mantar Misel Gelişmesine Etkisi ve Bu Ortamlar Üzerinde Mantar Üretme Olanaklarının Araştırılması. Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Ankara. 8. Paksoy M, Türkmen Ö, Seymen M, (2008) Değişen humik asit dozlarının kültür mantarlarında (Agaricus bisporus (Lange) Sing.) verim ve bazı karpofor özelliklerine etkileri. VIII Yemeklik Mantar Kongresi, Ekim, Kocaeli,

82 Fatih ERDOĞAN, Mustafa PAKSOY, Musa SEYMEN, Önder TÜRKMEN 9. Padem H, Ünlü H, Takka HI, (2003) Agaricus bisporus üretiminde ağaç işleme sanayi atık maddeleri ve humik asit uygulamalarının verim ve kaliteye etkisi. Ekoloji Çevre Dergisi, Cilt: 12 Sayı:46, Pardo A, De Juan AJ, Pardo J, Pardo JE, (2004) Assesment of different casing materials for use as peat alternatives in mushroom cultivation. Evaluation of quantitative and qualitative production parameters. Spanish Journal of Agricultural Research 2 (2), Pekşen A ve Günay A, (2009) Kültür mantarı (Agaricus bisporus (Lange.) Sing.) yetiştiriciliğinde çay atığı ve buğday sapı karışımından hazırlanan kompostların kullanımı. Ekoloji Çevre Dergisi. Cilt:19 Sayı:73, Seymen M, Paksoy M, Eyice R, Türkmen Ö, (2012) Kültür mantarında (Agaricus bisporus (Lange.) Sing.) farklı kompost miktarı ile örtü toprağı kalınlığının verim ve kaliteye etkisi. IX Ulusal Sebze Tarımı Sempozyumu Demirer T, Okuyucu BR, Özer İ, (2005) Effect of different types and doses of nitrogen fertilizers on yield and quality characteristics of mushrooms (Agaricus bisporus (Lange) Sing) cultivated on wheat straw compost. Journal of Agriculture and Rural Development in the Tropics and Subtropics Volume 106 No.1, Paksoy M, Seymen M, Türkmen Ö, (2010) Plastik Kaplarda Farklı Kompost Kalınlıklarının Kültür Mantarında Verim ve Kalite Özelliklerine Etkisi. VIII. Sebze Tarımı Sempozyumu,

83 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Investigation of shelf life of Freesia (Freesia ssp.) containing different concentrations sucrose vase solution in before and after storage. Ömür DÜNDAR 1 *, Hatice DEMİRCİOĞLU 1, Okan ÖZKAYA 1 1 Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü Balcalı, Adana, Türkiye. Abstrac: In this study, wet storage before and after the vase life in solutions containing different concentrations of sucrose in two different colored Freesia sp cut flower (Freesia alba and Freesia refracta), were investigated. Flowers were kept in contain biocides solution as wrapped inside the thin paper at 4±1 C and 95% relative humidity condition. Freesia flowers were also kept before and after storage for vase life at 20±5 C, 12 hours of natural light, 60% relative humidity and as control (0%), 1% and containing 2% sucrose and biocide low ph treatments in a vase solution and quality analyzes were made at two day intervals. The amount of ethylene production of the flower, respiratory rate, solution uptake, fresh weight proportionate, available water content, electrical conductivity, candle opening rate and visual quality were examined. Trial results of this study showed that visual quality criteria maintained for 6 days in the vase solution of freesias in the circumstances described above, however with the extension of harvest date, the vase life of flowers shortened. Keywords: Freesia refracta, Freesia alba, Storage, Quality, Vase Life Frezya (Freesia sp.) Kesme Çiçeğinin Yaş Depolama Öncesi ve Sonrası Farklı Konsantrasyonlarda Sakkaroz İçeren Vazo Solüsyonunda Vazo Ömrünün Araştırılması Özet: Bu çalışmada kesme Freesia sp. nin iki farklı renk (Freesia alba ve Freesia refracta) çiçeğinde yaş depolama öncesi ve sonrası farklı konsantrasyonlarda sakkaroz içeren solüsyonlarda vazo ömrü araştırılmıştır. Bu amaçla çiçekler 10 gün yaş muhafaza için 4±1 C ve %95 oransal nem koşullarında biyosid içeren solüsyon içerisinde ince kağıda sarılarak bekletilmiştir. Yaş depolama öncesi ve sonrası Frezyalar vazo ömrü için 20±5 C, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında %0 (kontrol), %1 ve %2 sakkaroz ve biyosid içeren, düşük ph lı vazo solüsyonu içerisinde bekletilerek 2 gün aralıklarla kalite analizleri yapılmıştır. Araştırmada çiçeklerde etilen üretim miktarı, solunum hızı, solüsyon alımı, oransal taze ağırlık, mevcut su içeriği, elektriksel iletkenlik, kandil açılma oranı ve görsel kalite değişimleri incelenmiştir. Deneme sonucunda, belirtilen koşullarda Frezyaların vazo solüsyonu içinde 6 gün boyunca görsel kalite kriterlerini koruduğu, ancak geç derilen çiçeklerin depolama süresinin uzaması ile vazo ömrünün kısaldığı belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Freesia refracta, Freesia alba, Depolama, Görsel Kalite, Vazo Ömrü 78

84 Ömür DÜNDAR, Hatice DEMİRCİOĞLU, Okan ÖZKAYA GİRİŞ Frezya, son yıllarda Avrupa da karanfilden sonra en çok üretilen kesme çiçektir. Anavatanı Güney Afrika dır [1]. Ülkemizde az tanınmakla beraber son yıllarda üretimi artarak ve yılı verilerine göre m 2 alanda adet çiçek yetiştirilmektedir [2]. Frezya etilene çok hassas bir türdür. 1 Metilsiklopropen (1 MCP) veya gümüş tiosülfat (STS) gibi etilen engelleyici maddeler ile ön işlem vazo ömrünü uzatmaktadır [3]. Kesme Frezya çiçekleri kısa vazo ömrüne (5 gün) sahiptir. Birçok çiçekte vazo solüsyonuna şeker eklenmesiyle vazo ömrü uzatılabilmektedir. Son araştırmalarda indirgen olmayan disakkarit olan iki glikoz içeren trehaloz ve sakkaroz uygulamasının çiçek ömrünü uzattığı bulunmuştur. Sakkaroz eklenmesi hem yapraklarda hem de petallerde fruktoz, glikoz ve sakkaroz konsantrasyonunu artırmıştır [4]. Sakkarozun vazo ömrünü uzatmadaki etkisi su dengesini ve osmotik basıncı düzeltmesiyle gerçekleşmektedir. Devam eden sakkaroz uygulamaları petallerde antosiyanin konsantrasyonunu artırıp kesme çiçeklerin birçoğunda vazo ömrünü uzatmaktadır [5]. Zencirkıran [6], Frezya Cordula çiçeğinde 1 MCP ve STS uygulamalarının çiçekçik ve kandillerinin vazo ömrünü uzattığı belirtilmiştir. En uzun vazo ömrü 1 MCP (4 nl.l 1 +3 saat) uygulamasında 9.06 gün, kontrol grubunda ise vazo ömrü 6.33 gün olmuştur. Nergis (Narcissus tazetta subsp. tazetta) %5 sakkarozlu, düşük ph lı solüsyon içinde 1 o C de % 95 oransal nem koşullarında 10 gün yaş depolanmıştır. Periyodik olarak yapılan vazo ömrü çalışmaları arasında farlılık gözlenmiştir. Genel olarak nergisler vazoda 6 gün boyunca görsel kalite kriterlerini korumuştur [7]. Demircioğlu ve ark. [8], nergis (Narcissus tazetta subsp.) in farklı şeker konsantrasyonlarında (%0, 2.5, 5 ve 7.5) düşük ph lı solüsyon içinde 18±2 o C de, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında yapılan analizler sonucunda, vazo solüsyonu içinde 6 gün boyunca görsel kalite kriterlerini koruduğunu saptamıştır. Vazo solüsyonundaki farklı sakkaroz içeriklerinin görsel kaliteye etkili olduğu gözlenmiştir. First Red güllerinde yapılan araştırmada farklı dozlardaki 1 MCP (Tanık, 100 nl/l, 200 nl/l) uygulamalarının ve farklı (kuru yaş) depolama koşullarının vazo ömrüne etkili olduğu bulunmuştur. Farklı 1 MCP dozları uygulanan güllerin; %1 lik sakkarozlu, düşük ph lı vazo solüsyonu içinde, +4 C, %70 oransal nemde 21 gün yaş olarak muhafaza edilebileceği bulunmuştur. [9]. Bu çalışmada ticari olarak yetiştirilen iki renk Frezya kesme çiçeğinin yaş depolama öncesi ve sonrası farklı konsantrasyonlarda sakkaroz içeren solüsyonlarda vazo ömrü araştırılmıştır. MATERYAL VE YÖNTEM Antalya ilinde serada yetiştirilen Freesia alba ve Freesia refracta, derimden hemen sonra, Ç.Ü., Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Derim Sonrası Fizyolojisi laboratuvarına getirilmiştir. Laboratuvarda 1 saat su çektirme işlemi yapılmış, sonra çiçekler uygulamalar yapılmak üzere gruplara ayrılmıştır. Çiçekler vazo ömrü için 20±5 C, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında ve %0, 1 ve 2 sakkaroz, biyosid içeren düşük ph lı vazo solüsyonu içerisinde bekletilmiştir. Çiçekler 10 gün süreyle 4±1 C ve %95 oransal nem koşullarında biyosid içeren solüsyon içinde ve ince kâğıda sarılarak muhafaza edilmiştir. Depolama öncesi ve sonrası vazo ömründe frezyada solüsyon alımı (ml gün 1 g 1 taze ağırlık) ve oransal taze ağırlık (%) 2 gün aralıklarla analizlenmiştir. Vazo ömrünün 0, 3 ve 6. günlerinde 79

85 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), mevcut su içeriği, solunum hızı (ml CO 2 /kg.sa, PBI Dansensor CheckPoint O 2 /CO 2 cihazı), çiçekte etilen üretim miktarı (µl.kg 1 s 1, Bioconservacion Ethylene), elektriksel iletkenlik (µs, EC 300 EcoSense ) ölçümleri yapılmıştır. Görsel kalite değerlendirmesi depolama ve vazo ömrü süresince yapılmıştır. Vazo ömrü depolama öncesi (DÖ), 5 ve 10 gün depolama sonrası (GDS) yapılmıştır. İstatistiksel analizler; denemede 3 tekerrür ve her tekerrürde 5'er çiçekli gruplar kullanılmıştır. Veriler JMP de analiz edilerek, LSD α=0,05 önem seviyesine göre gruplandırılmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMA Freesia alba nın etilen üretim miktarı DÖ vazo ömründe %1 sakkaroz uygulaması diğerlerine göre yüksek değerde kalmıştır. İstatistiksel olarak uygulama ve süre önemli bulunmuştur. 5 GDS vazo ömründe uygulama, süre ve uygulama*süre interaksiyonu istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. 10 GDS vazo ömründe Kontrol grubu en yüksek değer almıştır. İstatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. Freesia refracta nın DÖ vazo ömründe etilen üretim miktarında %1 sakkaroz uygulaması diğer uygulamalara göre yüksek değerde kalmıştır. İstatistiksel olarak uygulama ve süre önemli bulunmuştur. 5 GDS vazo ömründe etilen üretim miktarı istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. 10 GDS vazo ömründe etilen üretim miktarı ise istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur (veriler verilmemiştir). Solunum hızı Freesia alba nın DÖ vazo ömründe azalmış ve sakkaroz uygulamaları kontrole göre yüksek değerde kalmıştır. İstatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. 10 ve 5 GDS vazo ömründe solunum hızı uygulama ve süre istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Freesia refracta nın DÖ vazo ömründe solunum hızı azalmış ve sakkaroz uygulamaları kontrole göre yüksek değerde kalmıştır. İstatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. 10 ve 5 GDS vazo ömründe uygulama süre ve uygulama*süre interaksiyonu istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Demircioğlu nun [9] yaptığı çalışmada depolama öncesi ve sonrası vazo ömründe solunum hızındaki değişimler benzerlik göstermektedir (veriler verilmemiştir). Freesia alba nın DÖ vazo ömründe solüsyon alımı azalmıştır. DÖ ve 5 GDS vazo ömründe süre istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. 10 GDS vazo ömründe ise istatistiksel olarak uygulama, süre ve uygulama*süre önemli bulunmuştur. Vazo ömrü çalışmaları karşılaştırıldığında solüsyon alımı en yüksek değer 10 GDS vazo ömründe olmuştur. Solüsyon alımı Freesia refracta nın DÖ vazo ömründe azalmış ve istatistiksel olarak uygulama ve süre önemli bulunmuştur. 5 GDS vazo ömründe süre istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. DÖ ve 5 GDS vazo ömründe sakkaroz uygulamaları kontrole göre yüksek değer almıştır. 10 GDS vazo ömründe ise solüsyon alımı azalan değer almış ve istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. Vazo ömrü çalışmaları karşılaştırıldığında vazo suyu alımı en yüksek değer 10 GDS vazo ömründe olmuştur. Demircioğlu ve ark. nın [7,8] yaptığı çalışmalarda depolama öncesi ve sonrası vazo ömründe solüsyon alımındaki değişimler bizim bulgularımızla benzerlik göstermektedir (Şekil 1). 80

86 Ömür DÜNDAR, Hatice DEMİRCİOĞLU, Okan ÖZKAYA Oransal taze ağırlık değeri Freesia alba da DÖ vazo ömründe azalan değer almış ve istatistiksel olarak zaman önemli bulunmuştur. 5 GDS vazo ömründe oransal taze ağırlık istatistiksel olarak uygulama, zaman ve uygulama*süre interaksiyonu önemli bulunmuştur. 10 GDS vazo ömründe ise 4. ve 6. günde, 2. güne göre artan değer almıştır. Depolama öncesi ve sonrası tüm vazo ömründe oransal taze ağırlık sakkaroz uygulamaları kontrole göre yüksek değer almıştır. Freesia refracta nın DÖ vazo ömründe oransal taze ağırlık değeri kontrol grubunda azalan değer alırken sakkaroz uygulamaları 4. günde artan ve 6. günde azalan değer almış ve istatistiksel olarak süre ve uygulama*süre önemli bulunmuştur. 5 GDS vazo ömründe oransal taze ağırlık 4. ve 6. gün, 2. güne göre azalan değer almış ve istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. 10 GDS oransal taze ağırlık 6. günde, 2. güne göre artan değer almıştır ve istatistiksel olarak hepsi önemli bulunmuştur. Oransal taze ağırlık DÖ vazoda kontrol grubu diğer uygulamalara göre yüksek değer alırken, depolama sonrası vazo ömürlerinde sakkaroz uygulamaları kontrole göre yüksek değer almıştır. Demircioğlu ve ark. nın [7,8] nergisde vazoda oransal taze ağırlık değişim sonuçları ile benzerlik bulunmuştur (Şekil 1). Freesia alba da mevcut su içeriği DÖ ve 5 GDS vazo ömründe kontrol grubunda sakkaroz uygulamalarından yüksek bulunmuştur. DÖ vazoda istatistiksel olarak uygulama, süre ve uygulama*süre önemli bulunmuştur. 5 GDS vazo ömründe istatistiksel olarak uygulama ve süre önemli bulunmuştur. 10 GDS vazo ömrü istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur ve %2 sakkaroz uygulaması diğerlerinden yüksek değer almıştır. Freesia refracta da mevcut su içeriği DÖ Kontrol grubu diğer uygulamalardan yüksek değer almıştır. 5 GDS vazo ömründe %1 sakkaroz uygulaması diğer uygulamalardan yüksek değer almıştır. DÖ ve 5 GDS vazo ömrü istatistiksel olarak uygulama ve zaman önemli bulunmuştur. 10 GDS vazo ömründe istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. %1 sakkaroz uygulaması diğerlerinden yüksek değer almıştır. Demircioğlu ve ark [7,8] nergiste oransal su içeriğinde elde ettiği sonuçlarla benzerlik göstermiştir (veriler verilmemiştir). Elektriksel iletkenlik Freesia alba da DÖ %2 sakkaroz uygulaması diğer uygulamalardan yüksek değerde kalmıştır. DÖ ve 5 GDS vazo ömründe istatistiksel olarak süre ve 10 GDS vazo ömründe süre ve uygulama önemli bulunmuştur. Freesia refracta da elektriksel iletkenlik DÖ Kontrol grubu her iki sakkaroz uygulamalarından yüksek değerde kalmış ve istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. 5 GDS vazo ömründe elektriksel iletkenlik %1 sakkaroz uygulaması diğer uygulamalardan yüksek değerde kalmış ve istatistiksel olarak uygulama ve süre önemli bulunmuştur. 10 GDS vazo ömründe elektriksel iletkenlik ise istatistiksel olarak uygulama, süre ve uygulama*süre önemli bulunmuştur. Gul ve Tahir in [10] ve Demircioğlu ve ark [7,8] elde ettiği sonuçlarla benzerlik göstermiştir (veriler verilmemiştir). Depolama süresince ve vazo ömrünce değerlendirilen görsel kalite özellikleri zamanla azalan değer göstermiştir. Uygulamalar arasında görsel kalite değişimleri benzer sonuçlar vermiştir (veriler verilmemiştir). Deneme süresince tüm uygulamalarda çiçek sap rengi yeşil kalmıştır. 81

87 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Şekil 1. Freesia alba ve Freesia refracta da vazo ömründe solusyon alımı (ml gün 1 g 1 taze ağırlık, A) ve oransal taze ağırlık (%, B) değişimleri (*Uygulama, **Süre, ***UygulamaXSüre) SONUÇ Tüm bu değerlendirmelerin sonucunda, Frezyaların 4±1 C ve %95 oransal nem koşullarında biyosid içeren solüsyon içerisinde 10 gün yaş muhafaza edilebileceği belirlenmiştir. Vazo solüsyonu içinde 6 gün boyunca görsel kalite kriterlerini koruduğu, ancak geç aşamada derilen çiçeklerin depolama süresi uzadıkça, vazo ömrünün kısaldığı belirlenmiştir. %1 lik sakkarozun kalitede olumlu etkisi olduğu gözlenmiştir. 82

88 Ömür DÜNDAR, Hatice DEMİRCİOĞLU, Okan ÖZKAYA KAYNAKLAR 1. Zencirkiran M. (2002) Cold Storage of Freesia refracta Cordula. New Zealand J.Crop Hort. Sci., 30: TÜİK, (2016) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Demircioğlu H, Dündar Ö., Özkaya O. (2013) Bazı Kesme Çiçeklerin Derim Sonrası Fizyolojisi. V. Süs bitkileri Kongresi, 6 9 Mayıs 2013 Yalova Cilt II Ranwala A.P., Miller W.B. (2009) Comparison of the dynamics of non structural carbohydrate pools in cut tulip stems supplied with sucrose or trehalose, Postharvest Biology and Technology 52, Barsen M., Bogan V., Gagnier J., Hageman J., Mannino P., Tuinstra M., Voight S. (2000) Cut Flower Senescence. BIO 391 Plant Physiology Course Project Zencirkiran M. (2010) Effects of 1 MCP (1 methylcyclopropene) and STS (silver thiosulphate) on the vase life of cut Freesia flowers. Scientific Research and Essays Vol. 5(17), pp Demircioğlu H., Dündar Ö., Özkaya O., Valizadeh A. (2013) Adana da Doğal Yetişen Nergis (Narcissus tazetta subsp.) in Vazo Ömrü Koşullarının Araştırılması. İç Anadolu Bölgesi 1. Tarım ve Gıda Kongresi, Niğde, Bildiriler Cilt 1 Bitkisel Üretim, Demircioğlu H., Dündar Ö., Özkaya O. (2013) Tuzla da Doğal Yetişen Nergis (Narcissus tazetta subsp.) in Depolama ve Vazo Ömrünün Araştırılması. V. Süs bitkileri Kongresi, 6 9 Mayıs 2013 Yalova. Cilt II Demircioğlu H. (2010) Kesme Gülde (Rosa hybrida First Red) Farklı 1 MCP Dozu Uygulamalarının ve Farklı Depolama Koşullarının Vazo Ömrü Üzerine Etkileri. Yüksek Lisans Tezi. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana. 10. Gul F., Tahir I. (2012) An efective protocol for improving vaselife and postharvest performance of cut Narcissus tazetta flowers. Journal of the Saudi Society of Agricultural Sciences

89 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), İris Kesme Çiçeğinin Sakkaroz İçeren Vazo Solüsyonunda Vazo Ömrünün Araştırılması Ömür DÜNDAR 1 *, Hatice DEMİRCİOĞLU 1, Okan ÖZKAYA 1 1 Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü Balcalı, Adana, Türkiye. Özet: Bu çalışmada, İrisin (İris germanica) sakkaroz içeren vazo solüsyonunda vazo ömrü araştırılmıştır. Çiçekler tomurcuk halinde derilip 20±5 C, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında ve %1 sakkaroz ve biyosid içeren, düşük ph lı vazo solüsyonu içerisinde bekletilerek, iki gün aralıklarla kalite analizleri yapılmıştır. Araştırmada çiçeklerde etilen üretimi, solunum hızı, solüsyon alımı, oransal taze ağırlık, mevcut su içeriği, elektriksel iletkenlik, tomurcuk açılma oranı ve görsel kalite değişimleri incelenmiştir. Tomurcuk halinde derilen irisler iki gün içinde açılmış ve 3. günde petal yaşlılığı görülmüştür. İriste yapılan analizler sonucunda, 20±5 C, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında ve %1 sakkaroz ve biyosid içeren, düşük ph lı vazo solüsyonu içinde 3 gün boyunca görsel kalite kriterlerini koruduğu bulunmuştur. Anahtar sözcükler: İris, Sakkaroz, Görsel Kalite, Vazo Ömrü; Investigation of shelf Life of Freesia Containing Sucrose Vase Solution Abstract: The vase life of İris (İris germanica) flower that was containing sucrose solution was investigated in this research. Flowers were harvested in the bud stage and kept at 20±5 C, 12 hours of natural light, 60% RH, and containing low ph biocide solution including 1% sucrose solution. Quality analyses carried out at 2 days intervals. The amount of ethylene production of the flower, respiration rate, solution uptake, fresh weight proportionate, available water content, electrical conductivity, bud opening rate and visual quality were examined. The buds of the Iris were opened within 2 days after harvest and flower senescence of petals under mentioned conditions were started after 3 days. The results of this study showed that Iris flower that were harvested at bud stage can maintain the overall quality within 3 days of vase life. Keywords: İris, Sucrose, Quality, Vase Life * Ömür Dündar E posta adresi:odundar@cu.edu.tr 84

90 Ömür DÜNDAR, Hatice DEMİRCİOĞLU, Okan ÖZKAYA GİRİŞ İris, İridaceae (Süsengiller) familyasındandır. İris çiçeğinin renk ve şekil bakımından birbirinden çok farklı türleri vardır. Ana vatanı Türkiye dir [1]. İris çiçekleri etilene hassas olup, çiçekleri tomurcuk renklendiğinde derilmektedir. Oda sıcaklığında (vazo ömrü) 2 ile 5 gün dayanmaktadır. 0 o C de 5 gün süreyle, 2 5 o C sıcaklıkta da depolanabilmektedir [2]. Birçok çiçekte vazo solüsyonuna şeker eklenmesiyle vazo ömrü uzatılabilmektedir. Son araştırmalarda indirgen olmayan disakkarit olan iki glikoz içeren trehaloz ve sakkaroz uygulamasının çiçek ömrünü uzattığı bulunmuştur. Sakkaroz eklenmesi hem yapraklarda hem de petallerde fruktoz, glikoz ve sakkaroz konsantrasyonunu artırmaktadır [3]. Demircioğlu ve ark. [4], nergis (Narcissus tazetta subsp.) in farklı şeker konsantrasyonlarında (%0, 2.5, 5 ve 7.5) düşük ph lı solüsyon içinde 18±2 o C de, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında vazo ömrü incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, nergislerin vazo solüsyonu içinde 6 gün boyunca görsel kalite kriterlerini koruduğu bulunmuştur. Vazo solüsyonundaki farklı sakkaroz içeriklerinin etkili olduğu gözlenmiştir. Nergis (Narcissus tazetta subsp. tazetta) %5 sakkarozlu, düşük ph lı solüsyon içinde 1 o C de % 95 oransal nem koşullarında 10 gün yaş depolanmıştır. Periyodik olarak yapılan vazo ömrü çalışmaları arasında farlılık gözlenmiştir. Genel olarak nergisler vazo ömründe 6 gün boyunca görsel kalite kriterlerini korumuştur [5]. Farklı sıcaklıkta depolama sonrası 20 C de vazo ömrü, karanfil, nergis, iris, kasımpatı ve güllerin artan depolama sıcaklığında azalmıştır. 0 C den 10 C ye değişen depolama sıcaklığında kuru ve yaş depolama sonrası vazo ömründe önemli farklılık olmamıştır. 12,5 C de yaş depolama sonrası vazo ömrü ve büyüklük tüm çiçeklerin bu sıcaklıkta kuru depolamasından belirgin olarak daha yüksek bulunmuştur [6]. First Red güllerinde yapılan araştırmada farklı dozlarda 1 MCP (Tanık, 100 nl/l, 200 nl/l) uygulamalarının ve farklı (kuru yaş) depolama koşullarının vazo ömrüne etkili olduğu bulunmuştur. Farklı 1 MCP dozları uygulanan güllerin; %1 lik sakkarozlu, düşük ph lı vazo solüsyonu içinde, +4 C, %70 oransal nemde 21 gün yaş olarak muhafaza edilebileceği bulunmuştur [7]. 'Ideal' iris, 'Preludium' lale ve 'Bloemfontein' nergislerde yapılan bir araştırmada derim öncesi ve sonrası çeşitli işlemler araştırılmıştır. Bu araştırmaya göre irislerin farklı depolama sıcaklığı sonrası biyosid ve sakkaroz içeren diyonize suda vazo ömrü gelişmemiştir. Tüm çeşitlerde artan sıcaklıkta vazo ömrü azalmıştır. Aynı şekilde artan depolama sıcaklığında da benzer sonuç gözlenmiştir. İris ve nergislerde 25 ppm gümüş nitrat (AgNO 3 ) ve %6 (w/v) sakkarozlu solüsyon içinde depoda tutulan çiçeklerin vazo ömrü suda ve kuru bulundurulanlardan daha uzun olmuştur. Azotlu atmosferde depolanan iris ve nergislerde vazo ömrünün açıkta depolamadan daha uzun gözlenirken, lalelerde bu etki gözlenmemiştir. Nemlendirilmiş ve etilen uzaklaştırılmış depo atmosferinde depolanan çiçeklerin vazo ömrü açıkta depolananlara göre azalmıştır. Tüm çiçekler sıkı tomurcuk evresinde derildiğinde gevşek tomurcuk evresinde derilenlerden daha uzun vazoda kalmıştır. Taze kesilmiş gövdelerin vazo suyuna yerleştirilmesiyle, kuru olarak tutulanlardan daha uzun vazo ömrü iris ve nergislerde görülürken lalelerde görülmemiştir. 20 C de tutulan çiçeklerin vazo ömrü, 15 C de tutulan çiçeklerin 85

91 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), vazo ömründen farklı olmamıştır [8]. Bu çalışmada İris germanica kesme çiçeğinin sakkaroz içeren vazo solüsyonunda vazo ömrü araştırılmıştır. MATERYAL VE YÖNTEM Ç.Ü. Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü bahçesinden temin edilen çiçekler, Derim Sonrası Fizyolojisi laboratuvarına getirilmiştir. Çiçekler vazo ömrü için 20±5 C, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında ve %1 sakkaroz ve biyosid içeren düşük ph lı vazo solüsyonu içerisinde tutulmuştur. Vazo ömründe İriste solüsyon alımı (ml gün 1 g 1 taze ağırlık) ve oransal taze ağırlık (%) yapılmıştır. Vazo solüsyonu 2 günde bir değiştirilmiştir [2]. Vazo ömründe mevcut su içeriği (g), taze çiçek ağırlığı alınarak 70 C sıcaklıkta 48 saat etüvde kurutulmuş ve mevcut su içeriği=taze ağırlık Kuru ağırlık formülüyle bulunmuştur [9]. Solunum hızının belirlenmesi CO 2 PBI Dansensor CheckPoint O 2 /CO 2 cihazı ve çiçekte etilen üretim miktarı Bioconservacion Ethylene ölçüm cihazı ile ölçülmüştür. Elektriksel iletkenlik (µs) vazo ömründe [10], EC 300 EcoSense iletkenlik ölçer ile ölçülmüştür. Görsel kalite değerlendirmesi ve tomurcuk açılımı vazo ömrü süresince yapılmıştır. İriste iki gün aralıklarla 4 gün kalite analizleri yapılmış ve her gün görsel kalite incelenmiştir. Denemede 3 tekerrür ve her tekerrürde 3'er çiçekli gruplar kullanılmıştır. Veriler JMP de analiz edilerek, LSD, α=0,05 önem seviyesine göre gruplandırılmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMA İriste vazo ömrünce görsel kalite değerlendirilmiş ve görsel kalite zamanla azalan değer göstermiştir. Vazo ömründe tomurcuk çiçek açılımı 2. günde %25 iken 3. günde %100 olmuştur. Elde ettiğimiz bu bulgular, Demircioğlu ve ark. [4,5] ın nergiste vazo ömründe çiçek açılımıyla ilgili sonuçlarla benzerlik göstermiştir (Şekil 1). Solüsyon alımı irisin vazo ömründe azalmıştır. Süre istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Demircioğlu [7] ve Dündar ve ark. [11] yaptığı çalışmalarla vazo ömründe solüsyon alımındaki değişimler benzerlik göstermektedir (Şekil 1). Vazo ömründe oransal taze ağırlık değeri azalan değer almıştır ve istatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur (Şekil 1). Demircioğlu [7] ve Demircioğlu ve ark. nın [4,5] yaptıkları çalışmalardaki vazo ömründe oransal taze ağırlık değişim sonuçları arasında benzerlik bulunmuştur. Mevcut su içeriği irisin vazo ömründe artan değer göstermiştir (Şekil 1). Demircioğlu ve ark. [4,5] elde ettiği nergiste oransal su içeriği sonuçlarıyla benzerlik göstermiştir. Mevcut su içeriğinde İstatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. İriste solunum hızı vazo ömründe çiçek açılımıyla birlikte artmıştır. İstatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur. Bulgular Demircioğlu [7] kesme gülde vazo ömründe solunum hızındaki değişimlerle benzer bulunmuştur. Şekil 1 de solunum hızı değişimleri verilmiştir. İrisin vazo ömründe etilen üretim miktarı 2. 86

92 Ömür DÜNDAR, Hatice DEMİRCİOĞLU, Okan ÖZKAYA günde azalırken, 4. gün de artış meydana gelmiştir. İstatistiksel olarak süre önemli bulunmuştur (Şekil 1). Elektriksel iletkenlik (µs) değeri vazo ömründe artış göstermiştir.. Bu sonuçlar nergiste Gul ve Tahir in [10] ve Demircioğlu ve ark. [4,5] elde ettiği sonuçlarla benzerlik göstermiştir. Vazoda süre istatistiksel olarak önemli bulunmuş ve süreler farklı gruplarda yer almıştır (Şekil 1). Şekil 1. Vazo ömründe İris kesme çiçeğinde yapılan analizler SONUÇ İris germanica da yapılan analizler sonucunda 20±5 C, 12 saat doğal ışık, %60 oransal nem koşullarında ve %1 sakkaroz ve biyosid içeren, düşük ph lı vazo solüsyonu içinde İris çiçeklerinin 3 gün boyunca görsel kalite kriterlerini koruduğu bulunmuştur. KAYNAKLAR 1. MEGEP (2009) Soğanlı Kesme Çiçeklerin Yetiştiriciliği Dole JM, Wilkins HF (2005) Floriculture Principles and Species Ranwala A.P., Miller W.B. (2009) Comparison of the dynamics of non structural carbohydrate pools in cut tulip stems supplied with sucrose or trehalose, Postharvest Biology and Technology 52, Demircioğlu H., Dündar Ö., Özkaya O., Valizadeh A. (2013) Adana da Doğal Yetişen Nergis (Narcissus tazetta subsp.) in Vazo Ömrü Koşullarının Araştırılması. İç Anadolu Bölgesi 1. Tarım ve Gıda Kongresi, Niğde, Bildiriler Cilt 1 Bitkisel Üretim,

93 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Demircioğlu H., Dündar Ö., Özkaya O. (2013) Tuzla da Doğal Yetişen Nergis (Narcissus tazetta subsp.) in Depolama ve Vazo Ömrünün Araştırılması. V. Süs bitkileri Kongresi, 6 9 Mayıs 2013 Yalova. Cilt II Cevallos, J.C., Reid M.S. (2001) Effect of Dry and Wet Storage at Different Temperatures on the Vase Life of Cut Flowers. Postharvest Biol. Technol Demircioğlu H. (2010) Kesme Gülde (Rosa hybrida First Red) Farklı 1 MCP Dozu Uygulamalarının ve Farklı Depolama Koşullarının Vazo Ömrü Üzerine Etkileri. Yüksek Lisans Tezi. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana. 8. Doss R.P. (1986) Preliminary Examination of Some Factors That Influence The Vase Lıfe of Cut Bulb Flowers ISHS Acta Horticulturae 177: IV International Symposium on Flower Bulbs Eason J.R., de Vre L.A., Somerfield S.D., Heyes J.A. (1997) Physiological changes associated with Sandersonia aurantiaca flower senescence in response to sugar. Postharvest Biology and Technology 12 (1997) Gul F., Tahir I. (2012) An effective protocol for improving vaselife and postharvest performance of cut Narcissus tazetta flowers. Journal of the Saudi Society of Agricultural Sciences Dündar Ö., Demircioğlu H., Özkaya O., (2012) Gülde (First Red) Farklı 1 MCP Dozu ve Kuru Depolamanın Vazo Ömrüne Etkisi. V. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu İzmir,

94 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Kırgızistan ın Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin Coğrafik Bölgeler Açısından Değerlendirilmesi Tair ESENALI UULU 1, Hüseyin ÖĞÜT 2,3, Tamer MARAKOĞLU 3 1 Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, , Bişkek, Kırgızistan 2 Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Meslek Yüksek Okulu, Otomotiv Programı, , Bişkek, Kırgızistan 3 Selçuk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Makinaları ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü, 42000, Konya, Türkiye Özet: Bu çalışmada, Kırgızistan ın tarımsal mekanizasyon düzeyinin, coğrafik bölgeler açısından belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, Kırgızistan ın coğrafik bölgelerinin tarımsal mekanizasyon düzeyi verileri için 2016 yılına ait Kırgızistan İstatistik Kurumu ve Tarım Bakanlığı İstatistik verileri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, Kırgızistan da 1000 ha işlenen alana düşen traktör sayısı, birim işlenen alana düşen traktör gücü, bir traktöre düşen işlenen alan sayısı ile traktör başına düşen tarım alet ve makinaları ortalama sayıları; sırasıyla, 55,4 traktör/1000ha, 0.93 kw/ha, 18,1 ha/traktör ve 2,08 ekipman/traktör olarak bulunmuştur. Kırgızistan da ortalama traktör gücü 51 kw olarak ilk defa bu çalışmada belirlenmiştir. Ayrıca bu çalışmada, Kırgızistan ın genel olarak tarımsal yapısı değerlendirilerek, Avrupa Birliği ve Türkiye ile karşılaştırılmaları yapılmıştır. Kırgızistan, Avrupa Birliği ve Türkiye nin birim işlenen tarımsal alana düşen traktör gücü sırasıyla, 0,93 kw/ha; 6 kw/ha ve 3.34 kw/ha düzeyinde olup, Kırgızistan da bu değerin çok düşük olduğu saptanmıştır. Bunun dışında Kırgızistan da traktör başına düşen tarım makinesi sayısı 2.08 adet olup, bu değer Türkiye de 5.2 ve Avrupa Birliğinde 10 olduğu belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: tarımsal mekanizasyon, traktör, coğrafik bölgeler, Kırgızistan Evaluation of Kyrgyzstan s Agricultural Mechanization Level in Terms of Geographic Regions Abstract: This study has been conducted to evaluate the level of Kyrgyzstan`s agricultural mechanization in terms of geographic regions. Data used in this study were obtained from National Statistical Committee and Ministry of Agriulture of Kyrgyz Republic databases from 2016 year. The criteria of Kyrgyzstan`s agricultural mechanization level such as cultivated area per tractor, tractor power per unit of cultivated area, the number of tractors per cultivated area and the number of equipment per tractor were found 18.1 ha/tractor, 0,93 kw/ha, 55.4 tractor/1000 ha, 2.08 equipment/tractor, respectively. In addition to this study, Kyrgyzstan`s agricultural structure evaluated and compared with EU and Turkey. Keywords: agricultural mechanization, tractor, geographic regions, Kyrgyzstan GİRİŞ Tarımsal mekanizasyon, tarımsal üretimde yapılan işlerin kolaylaşmasını ve üretim alanından daha yüksek verim alınmasını sağlayan, tarımsal üretim teknolojisidir. Tarım sektöründe çağdaş üretim tekniklerinin uygulanabildiği gelişmiş makine ve araçların kullanılması tarım işletmelerinin ekonomik ve teknik düzeylerini belirlemektedir. Tarımsal mekanizasyon, tarım alanlarını geliştirmek, her türlü tarımsal üretimi yapmak ve ürünlerin işlemlerini gerçekleştirmek amacıyla kullanılan tüm enerji kaynağı, mekanik araç ve gerecin 89

95 Tair ESENALI UULU, Hüseyin ÖĞÜT, Tamer MARAKOĞLU tasarımı, yapımı, geliştirilmesi, pazarlanması, yayım ve eğitimi, işletilmesi ve kullanılması konularını içermektedir (4,5,6,7). Dünya da tüm ülkelerin tarımsal mekanizasyon düzeyleri farklı gelişme ve uygulama gösterdiği bilinmektedir. Bu farklılık bir ülkenin bölgelerinde olduğu gibi, bir bölgede yer alan tarımsal işletmelerde de farklı olabilmektedir (5). Ülkelerin tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesinde traktör ve traktörle kullanılan alet ve makinalarının sayısal yoğunluğu ile işletme alan büyüklükleri temel olmaktadır (7). Kırgızistan ın coğrafik bölgelerine göre tarımsal üretim verimliliğine bölgenin iklim özellikleri, arazi varlığı ve büyüklüğü, arazi şekli, bitkisel üretim sistemi, toprak yapısı, yeterli iş gücü faaliyetleri ve tarımsal alet ve makine kullanım durumu etkili olmaktadır. Modern tarım tekniğinin vazgeçilmez girdisi olan tarımsal mekanizasyon, pahalı ve uzun vadeli yatırımlar olması nedeniyle iyi bir planlamayı gerektirmektedir. Bunun için ülkesel ve bölgesel bazda tarımsal mekanizasyon durumu ve sorunları yeterince ortaya konulmalıdır (8). Kırgızistan ın tarımsal mekanizasyon düzeyine yönelik günümüze kadar herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışma Kırgızistan ın tarımsal mekanizasyon durumunu ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. KIRGIZISTAN IN TARIMSAL YAPISI Orta Asya nın en verimli ve sulu topraklarında yerleşmiş olan Kırgızistan da tarım önemli sektörlerden birisi olmaktadır. Sovyet Birliği yıkılmasından sonra bağımsızlık kazanan Kırgızistan yılları arasında tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de büyük bir kriz dönemi geçirmiştir yılında tarım sektörünün GSMH nin içindeki payı %43,9 iken, 2005 yılında %33,3 ve 2015 yılında ise %15,9 unu oluşturmuştur(9). Kırgızistan da özel mülkiyete dayalı küçük aile işletmelerinin hakim olduğu bir tarımsal yapı mevcuttur. Tarım sektöründe 1990.yılında başlatılan reformlar sonucunda 1991 yılında 2000 kollektif işletme yerine 1994 yılında kooperatif oluşturulmuş ve 2001 yılında bu sayı den fazla küçük aile işletmeleri haline dönüşmüştür. Buna bağlı olarak, 1994 yılında işletme başına 15 ha iken, 2002 yılında 3 ha olmuştur. Kırgızistan İstatistik Kurumu 2015 yılı verilerine göre toplam küçük yapılı tarımsal işletme bulunmaktadır. Kırgızistan da halkın %65 i kırsal kesimde yaşamakta ve toplam nüfusun yaklaşık %30 u tarım sektöründe çalışmaktadır. Tarım sektörünün GSMH deki payının azalması, Kırgızistan da hizmet ve sanayi sektörünün gelişmekte olduğunu göstermektedir. Kırgızistan ın 10.9 milyon hektar olan toprak varlığının 1.3 milyon hektarını tarım arazileri oluşturmaktadır. Toplam ekili ve dikili alanların %64,3 ünde sulu tarım, %35,7 sinde ise kuru tarım yapılmaktadır. Bitkisel ürünler olarak buğday, arpa, mısır, patates, kavun, yağ bitkileri, sebze ve meyve bitkileri yetiştirilmektedir. Kuzeyde Çüy bölgesinde şeker pancarı ve Güney bölgelerde pamuk en önemli yetiştirilen bitkiler olmaktadır. Kırgızistan ın %65 ini dağlar kaplamakta ve tarımsal araziler coğrafi açıdan dağlık bir yapıya sahiptir. Tanrı Dağlarının oluşturduğu farklı ekosistem, çok sayıda mikroklimaya sahip alanlar bulunmaktadır. Rakım 400 ile 7439 metre arasında değişmekte olup, tarım ürünleri 90

96 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), genellikle 700 ile 1200 metre yükseklikte yetiştirilmektedir. İklim olarak karasal iklim mevcut olup, kış mevsimleri çok soğuk ve yazın sıcak geçer. MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Çalışmada materyal olarak kullanılan veriler Çizelge 1 de verilmiştir. Bu veriler Kırgızistan a ve coğrafik bölgelere ilişkin yılına ait tarım makinaları ve aletleri sayılarını göstermektedir. (Anonim, 2016). Veriler içerisinde tüm bölgelere ait işlenen alan değerleri, traktör ve biçerdöver sayısı, traktörle çekilen tarım alet makine sayıları yer almaktadır. Çizelge 1. Kırgızistan ve coğrafik bölgelere göre traktör ve tarım alet ekipmanlarının dağılımı (adet)(anonim, 2016) Coğrafik Bölgeler Traktör Biçerdöver Pulluk Gübre dağıtım makinesi Kültivatör Ekim makinesi Tarım arabası Çayır biçme makinesi Balya makinesi Tırmık Pülverizatör Harman makinesi Celal Abad Isık Göl Narın Talas Oş Batken Çüy Kırgızistan toplamı Yöntem Bir bölgenin tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesinde dikkate alınan en önemli ölçü birim traktör gücü (kw/ha) olmaktadır. Bunun yanında; traktör/1000 ha, ekipman/traktör ve ton ekipman/traktör değerleri de mekanizasyon düzeyinin belirlenmesinde kullanılan diğer kriteriler olmaktadır. Bu çalışmada, 2016 yılına ait istatistik veriler kullanılarak, Kırgızistan geneli ve bölgeler için aşağıda veriler kriteriler hesaplanmıştır (Anonim, 2016). Bu kriteriler; 1. İşlenen alana düşen traktör gücü (kw/traktör): Mevcut mekanik gücün toplam işlenen alana bölünmesiyle hesaplanmaktadır 2. Traktör başına düşen tarım alanı (ha/traktör): Toplam tarım alanının güç değerlerine bakılmaksızın traktör sayısına bölünmesiyle belirlenmektedir 91

97 Tair ESENALI UULU, Hüseyin ÖĞÜT, Tamer MARAKOĞLU 3. Birim tarım alanına düşen traktör sayısı (traktör/1000 ha): Toplam traktör sayısının işlenen tarım alanına bölünmesiyle elde edilmektedir 4. Traktör başına düşen alet ekipman sayısı (ekipman/traktör): Toplam alet ekipman sayısının toplam traktör sayısına bölünmesiyle hesaplanmaktadır Çalışmanın sonunda yer alan, Kırgızistan, Avrupa Birliği ve Türkiye tarımsal mekanizasyon düzeylerinin karşılaştırılmasında ise tarım sektörüne ait nüfus, tarımsal nüfus, toplam tarım alanı, traktör sayısı, traktör başına düşen ekipman sayısı, 1000 ha alana düşen traktör sayısı, traktör başına düşen tarım arazisi, ortalama traktör gücü, 1 ha alana düşen traktör gücü gibi genel kriteriler esas alınmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMALAR Kırgızistan ın Coğrafik Bölgelerine Göre Tarımsal Mekanizasyon Düzeyi 2016 yılı Kırgızistan Tarım Bakanlığı İstatistik verilerine göre, Kırgızistan ın coğrafik bölgelerine göre tarımsal amaçlı işlenen alanlar ve traktörlerin sayısındaki değişim, Çizelge 2 de verilmiştir. Kırgızistan da tarımsal amaçlı işlenen arazi miktarının 2016 yılı itibariyle yaklaşık hektar olduğu ve traktör sayısının ise adet olduğu görülmektedir (Çizelge 2). Coğrafik bölgeler açısından tarımsal üretimde traktör kullanımının oranı büyükten küçüğe doğru, sırasıyla, Çüy (%31,20); Oş (%16,82); Isık Göl (%16,10); Celal Abad (%12,06); Narın (%8,91); Talas (%8,78) ve Batken (%6,13) olarak bulunmuştur. Tarımsal işlenen alan yönünden ilk sırayı Çüy bölgesi %34,59 oranıyla alırken, bunu Isık Göl %15,15; Oş %14,83; Celal Abad %12,57; Talas %8,79; Narın %8,77 ve Batken %5,21 oranıyla diğer bölgeler takip etmektedir. Çizelge 2. Kırgızistan ın coğrafik bölgelerine göre işlenen alanlar ve traktör sayıları Coğrafik Bölgeler İşlenen alan (ha) * (%) Traktör sayısı (adet) # (%) Kırgızistan oranı Kırgızistan oranı Celal Abad , ,06 Isık Göl , ,10 Narın , ,91 Talas , ,78 Oş , ,82 Batken , ,13 Çüy , ,20 Kırgızistan , ,00 * Anonim, 2015; # Anonim, 2016 Kırgızistan ın coğrafik bölgelerine göre 2016 yılı verilerine göre, tarımsal mekanizasyon düzeyleri Çizelge 3 de verilmiştir. Kırgızistan ın tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesinde işlenen birim alana düşen traktör gücü (kw/ha); traktör başına düşen işlenen alan (ha/traktör); 1000 ha işlenen tarım alanına düşen traktör sayısı (traktör/1000 ha); ve birim traktör başına düşen ekipman sayısı (ekipman/traktör) kriterleri ele alınmıştır. Çizelge 3 92

98 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), incelendiğinde Kırgızistan ın coğrafik bölgelerine göre, işlenen birim tarım alanına düşen traktör gücü (kw/ha) açısından (2003 yılı verilerine göre), 1.23 kw/ha değeri ile en yüksek değer Batken Bölgesi nde gözlenirken, 0.78 kw/ha değeriyle Çüy Bölgesi nde en düşük seviyede bulunmuştur. Celal Abad, Narın Bölgeleri için 0,93 kw/ha olan Kırgızistan ortalaması değerinin üstünde bulunurken, diğer bölgelerde ise Kırgızistan ortalaması altında bir değere sahiptir. Kırgızistan ın birim tarım alana düşen traktör sayısı (traktör/1000 ha) değeri 2016 yılı verilerine göre 55,4 traktör/ 1000 ha ile traktör başına düşen alan ve ekipman sayısı, sırasıyla, 18,1 ha/traktör ve 2,08 ekipman/traktör değerinde olduğu belirlenmiştir. Birim alana düşen traktör sayıları coğrafik bölgeler açısından incelendiğinde en yüksek 61,4 traktör /1000ha değeriyle Çüy Bölgesi nde, en düşük ise Batken Bölgesi için 46,9 traktör/1000ha değerinde bulunmuştur. Coğrafik bölgeler açısından birim traktör başına düşen tarım alanı, Çüy bölgesinde en düşük 16,3 ha/traktör değeriyle bulunurken, 21,3 ha/traktör değeriyle de en yüksek Batken bölgesinde görülmüştür. Traktör başına düşen ekipman sayısı 2,34 ekipman/traktör değeriyle en yüksek değer Celal Abad Bölgesi nde görülürken, bu değer en düşük 1,29 ekipman/traktör değeri ile Batken Bölgesi nde bulunmuştur. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda Kırgızistan da ortalama traktör gücü belirlenmemiştir. Bu çalışma kapsamında, 2003 yılında yapılan kayıtlardan (Çizelge 4) elde edilen tüm verilerin değerlendirilmesi sonucunda Kırgızistan için ortalama traktör gücü 51 kw olduğu ilk defa bu çalışmada belirlenmiştir. Çizelge 3. Kırgızistan ve bölgelere ait mekanizasyon verileri Coğrafi Bölgeler kw/ha** ha/traktör traktör/1000ha ekipman/traktör Celal Abad 1,21 17,4 57,6 2,34 Isık Göl 0,72 19,2 52,1 1,67 Narın 1,05 18,3 54,6 2,12 Talas 0,81 18,1 55,4 1,74 Oş 0,94 20,5 48,8 1,78 Batken 1,23 21,3 46,9 1,29 Çüy 0,78 16,3 61,4 2,36 Kırgızistan ortalaması 0,93* 18,1 55,4 2,08 *Kırgızistan için ortalama traktör gücü 51 kw olarak bulunmuştur. **Kırgızistan için KW/ha değeri Çizelge 4 te yer alan veriler kullanılarak elde edilmiştir. Kırgızistan da ülke genelinde Tarım ve Hayvancılık alanlarını kapsayan detaylı bilgileri içeren İstatistik kayıtlar ilk defa 2003 yılında Kırgızistan İstatistik Kurumu tarafından yapılmış, ve 2004 yılında yayınlanmıştır. Bu yapılan kayıtlar esas alınarak, 2003 yılında toplam adet traktörün yürüme organları (2 tekerlekli ve 4 tekerlekli) ile güç gruplarına göre dağılımı, Kırgızistan ın coğrafik bölgeleri için Çizelge 4 te verilmiştir. Kırgızistan İstatistik Kurumunun yaptığı kayıtlarda traktör güç gruplaması 2 tekerlekli traktörlerde BG, BG, BG, >170 BG 4 tekerlekli traktörler ise 1 45 BG, BG, BG, BG, 165 BG, 200 BG, BG olarak ayırt edilmiştir. 93

99 Tair ESENALI UULU, Hüseyin ÖĞÜT, Tamer MARAKOĞLU Çizelge 4. Kırgızistan ın 2003 yılında yapılan kayıtlara göre iki tekerlekli (2T) ve dört tekerlekli (4T) traktörlerin güç gruplarına göre coğrafik bölgeler bazında değişimi Coğrafi Bölgeler Traktör Tipi Gücü (BG) Celal Batken Narın Oş Talas Çüy Isık Göl Kırgızistan Abad %oranı 4,41 14,59 15,32 13,89 7,60 26,9 17, T %oranı 18,08 25,17 2,12 18,43 3,90 27,65 4, %oranı 6,20 17,24 7,58 16,55 2,06 38,62 11, > %oranı 0 32, ,70 5,88 35,29 11, %oranı 11,06 25,97 6,31 21,91 6,62 18,58 9, %oranı 6,61 13,79 10,88 13,48 9,30 31,56 14, %oranı 1,33 8,44 4,44 8,44 3,55 59,55 14, T %oranı 1,38 13,88 15,27 22,22 8,33 20,83 18, %oranı 3,94 15,26 10,63 11,14 6,00 35,16 17, %oranı %oranı 3,79 11,39 3,79 3,79 2,53 68,35 6, Toplam (2003)* Toplam traktör sayıları (2016)** *(Kırgızistan istatistik Kurumu yayınları, 2004), 2T: 2 Tekerlekli, 4T: 4 Tekerlekli **(Anonim, 2016) Kırgızistan ın Coğrafik Bölgelerine Göre Tarım Alet ve Makineleri Varlığı Bir ülkenin tarımsal mekanizasyon seviyesini tarım alet ve makine varlığı göstermekte olup, bu seviyenin belirlenmesinde traktör başına düşen tarım alet ve makinaları oranı önemli kriter olmaktadır. Kırgızistan ın coğrafik bölgelerine göre birim traktör başına düşen tarım makinaları oranları Çizelge 5 te verilmiştir. Çizelge 5 te görülen tarım makinaları temel tarımsal üretim işlemlerini esas alarak pulluk, tırmıklar, kültivatör, ekim makinesi, gübre dağıtım makinesi, pülverizatör, harman makinesi, balya makinesi ve tarım arabası olarak sıralanmıştır. Çizelge 5 incelendiğinde Kırgızistan da tarım alet ve makinaları varlığı çok düşük düzeyde olduğu ortaya konulmuştur. Kırgızistan ın geneli için traktör başına düşen pulluk oranının 0,39 düzeyinde olduğu görülmektedir. Bu rakama göre yaklaşık 3 traktör 1 adet pulluk kullanmakta olduğu söylenebilir. Traktör başına düşen tırmık ve kültivatör oranlarının Kırgızistan ortalaması 94

100 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), sırasıyla 0,03 ve 0,83 olarak belirlenmiştir. Kırgızistan için traktör başına düşen ekim makinesi oranı 0,13 düzeyinde oldukça düşük olmaktadır. Kırgızistan geneli için traktör başına düşen gübre dağıtım makinesi, pülverizatör ve harman makinesi oranları sırasıyla 0,01; 0,02 ve 0,02 olduğu gösterilmektedir. Buna göre, Kırgızistan da neredeyse gübre dağıtımı, ilaçlama işlemleri ve toplama hasat işlemleri traktör ile yapılmamakta olduğu söylenebilir. Traktör başına balya makinesi ve çayır biçme makinaları oranları Kırgızistan ortalaması sırasıyla 0,07 ve 0,13 olup, traktör başına tarım arabası oranı ise diğer tarım alet ve makinalarından en yüksek düzeyde 0,45 değerinde bulunmuştur. Genel olarak Kırgızistan ın bölgeleri arasında tüm tarım alet ve makinaları dağılımında büyük değişkenler söz konusu değildir. Tarımsal mekanizasyon düzey belirlenmesinde traktör dışında biçerdöverlerin kullanımı önemli olmaktadır. Biçerdöver kullanımı açısından bakıldığında, Kırgızistan daki toplam biçerdöver sayısı 2253 adet olup, coğrafik bölgeler arasında Çüy Bölgesi %40,1 oranı ile Kırgızistan ortalamasının ilk sırasını almaktadır. Çizelge 5. Traktör başına düşen bazı tarım alet makine dağılımının Kırgızistan ın coğrafik bölgelerine göre dağılımı Tarım alet ve makine tipi Coğrafik bölgeler Batken Oş Celal Abad Talas Çüy Isık Göl Narın Kırgızistan Pulluk 0,38 0,17 0,37 0,58 0,27 0,35 0,32 0,39 Tırmıklar 0,02 0,01 0,02 0,03 0,04 0,03 0,07 0,03 Kültivatör 0,28 1,07 1,21 0,21 0,98 0,49 0,83 0,83 Ekim makinesi 0,03 0,10 0,12 0,15 0,16 0,13 0,12 0,13 Gübre dağıtım makinesi 0,01 0,01 0,02 0,01 0,03 0,01 0 0,01 Pülverizatör 0,01 0,01 0,01 0,04 0,05 0,03 0,01 0,02 Harman makinesi 0,01 0,01 0,01 0,01 0,03 0,04 0,02 0,02 Balya makinesi 0,06 0,04 0,05 0,04 0,10 0,06 0,10 0,07 Çayır biçme makinesi 0,08 0,07 0,09 0,12 0,14 0,14 0,21 0,13 Tarım arabası 0,39 0,29 0,43 0,55 0,56 0,40 0,44 0,45 *(Anonim, 2016), Pulluk: tüm kulaklı ve diskli pulluklar, Tırmıklar: diskli ve dişli tırmıklar, Ekim makinesi: tahıl ekim makinesi, Gübre dağıtım makinesi: kimyasal gübre dağıtım makinesi, Çayır biçme makinesi: traktörle çekilen çayır biçme makinesi Tarımsal Mekanizasyon Düzeyine İlişkin Türkiye Avrupa Birliği Kırgızistan Verilerinin Değerlendirilmesi Tarım sektörü, hem Kırgızistan da hem Türkiye de ulusal ekonominin önemli kısmını oluşturmaktadır. Kırgızistan ve Türkiyede Çizelge 6 da görüldüğü gibi, toplam nüfusun yaklaşık %30 u tarım sektöründe çalışmaktadır. Avrupa Ülkelerinde ise bu değer %10 un altındadır. Kırgızistan da ortalama işletme arazi büyüklüğü değeri 2.7 ha olup, Türkiye de bu değer 2.5 kat, Avrupa ülkelerinde ise 6 katı fazla olmaktadır. Tarım arazilerinin parçalı ve ortalama işletme arazisi değerinin düşük olması tarım alet ve makinaları kullanımındaki verimliliği de azalmaktadır. Küçük alana sahip işletmelerde modern tarımsal makine satın alma talebi çok 95

101 Tair ESENALI UULU, Hüseyin ÖĞÜT, Tamer MARAKOĞLU düşük olup, ülkemizde tarımsal mekanizasyon durumunun gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Birim işlenen tarımsal alana düşen traktör gücü (kw/ha) açısından, Avrupa Birliği ülkelerinde bu değer 6 kw/ha ve Türkiye de ise 3.34 kw/ha düzeyinde olup, Kırgızistan da bu değerin çok düşük olduğu görülmektedir. Türkiye de Kırgızistan ın 3 katı, Avrupa Birliği ülkelerinde ise 5 katı fazla değere sahiptir. Çizelge 6. Türkiye AB Kırgızistan Örneklerinde Son Yıllara Ait Tarımsal Mekanizasyon Durumunun Karşılaştırılması Türkiye Avrupa Birliği Kırgızistan Nüfus (milyon) a Tarımsal Nüfus (milyon, %) a 21 (%28) 28 (%6) 3.9 (%65.3) Toplam Tarım Alanı (ha) * * # İşletme sayısı (milyon) 2.2 * 13.7 * 0.4 # Ortalama İşletme Büyüklüğü (ha) Tarımsal GSYH (%) b Toplam tarımsal üretim (milyar euro) b Traktör Sayısı (adet) * * # 1 ha Alana Düşen Traktör Gücü (kw) 3.34 * 6 * 0.93 Traktör Başına Düşen Ekipman Ağırlığı (ton) 4.2 * 12 * Traktör başına Düşen Ekipman Sayısı (adet) 5.2 * 10 * ha Alana Düşen Traktör Sayısı (adet) 77.4 * 57 * 55 Traktör Başına Düşen Tarım Arazisi (Ha) 12.9 * 11.3 * 18.1 a 2014.yılı Dünya Bankası verileri; b FAO Verileri (2016); * Altuntaş, 2016; # Anonim, 2015; Kırgızistan ın tarımsal mekanizasyon düzeyini gösteren kriterilerden traktör başına düşen tarım makinesi sayısı 2.08 adet olup, bu değer Türkiye de 5.2 ve Avrupa Birliğinde 10 olduğu belirlenmiştir. Traktör başına düşen tarım makinesi sayısı çok düşük olması ve traktör başına düşen tarım makine ağırlığının bilinmemesi bu yönde çalışmaların yapılmasını ve tarım makinaları sayılarının arttırılması gerektiğini göstermektedir. SONUÇ Bu çalışmada, Kırgızsitan ın tarımsal mekanizasyon durumunun belirlenmesine çalışılmıştır. Tarımsal işlenen alan ve traktör sayıları incelendiğinde, Çüy bölgesi ilk sırayı alırken Batken bölgesi en düşük olarak belirlenmiştir. Kırgızistan ın coğrafik bölgeler açısından tarımsal mekanizasyon düzeylerine ait kriterilerinden birim traktör başına işlenen alan (ha/traktör) ve birim işlenen tarım alanına düşen traktör gücü (kw/ha) değerleri en yüksek Batken Bölgesi nde, en düşük Çüy Bölgesi nde bulunmuştur. Bölgeler bazında tüm kriterilerde aşırı düzeydeki farklılıklar söz konusu değildir. Kırgızistan ın tarımsal mekanizasyon düzeyi genel anlamda dünya ortalamasının çok altında bir değerlere sahip olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle kullanılan traktör ve tarım aletlerinin eski olması nedeniyle verimliliğin düşük olduğunu söyleyebiliriz. 96

102 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Kırgızistan da tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmaması, mevcut sorunların belirlenmemesi, modern tarım makine ve aletlerin geliştirilmesi ve sayılarının arttırılması konusunda ilgili alanların yeterince çalışmaması halkın tarımsal üretimde teknolojiden çok uzakta kalmalarına neden olmaktadır. Ülkenin tarımsal potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesi, üretimin artırılması ve kırsal kesimin refahının artırılması için ulusal düzeyde tarımsal mekanizasyon planlaması ve kamu tarafından desteklenmesine ve ülkelerin şartlarına uygun tarımsal mekanizasyon modellerinin oluşturulmasına ihtiyaç vardır. KAYNAKLAR 1. Anonim, (2015) Kırgızistan İstatistik Kurumu, Tarımsal Alanlar Verileri, sbore urozhaya selskohozyajstvennyh kultur/ (Accessed on ). 2. Anonim, Kırgız Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı, Traktör ve tarımsal Alet Makine İstatistik Verileri, yayımlanmayan veriler, kişisel görüşme yoluyla elde edildi. 3. FAO Data., (2016) (Accessed on ). 4. Kırgızistan İstatistik Kurumu Yayınları, The First National Agricultural Census of Kyrgyz Republic. 464 s. Bişkek. 5. Zeren Y, Tezer E, Tuncer İK, Evcim Ü, Güzel E, Sındır KO., (1995) Tarım Alet Makine ve Ekipman Kullanım ve Üretim Sorunları, Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi Tarım Haftası 1995 Kongresi, 9 13 Ocak, Ankara. 6. Koçtürk B, Avcıoğlu A., (2007) Türkiye de bölgeler ve illere göre tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesi. Tarım Makinaları Bilimi dergisi., 3(1): Özgüven MM, Türker U, Beyaz A., (2010) Türkiye nin tarımsal yapısı ve mekanizasyon durumu. GO Ziraat Fakültesi dergisi, 28(2): Altuntaş E., (2016) Türkiye nin Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin Coğrafik Bölgeler Açısından Değerlendirilmesi. Türk Tarım Gıda Bilim ve Teknoloji dergisi, 4(12): Baydar S, Yumak H., (2000) Van ve Bitlis İllerinin Tarımsal Mekanizasyon Durumu ve sorunları üzerine bir araştırma, Tarımsal Mekanizasyon 19.Ulusal Kongresi, Konya. 10. Mogilevskii, Roman et al. (2017) The outcomes of 25 years of agricultural reforms in Kyrgyzstan, Discussion Paper, Leibniz Institute of Agricultural development on Transition Economies,

103 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Продуктивность озимой пшеницы в зависимости от обработки почвы в условиях Региона Центральной Анатолии Турции Неждет Акгюн 1, Tамер Mаракоглу 2 *, Kазим Чарман 2 1 Сельчукский Университет, Сельскохозяйственный Факультет, Отделение Полевых Культур 2 Сельчукский Университет, Сельскохозяйственный Факультет, Отделение Машин Земледелия Aннотация: Наибольшие урожаи пшеницы возможны при соблюдении технологии, один из основных элементов которой обработка почвы. Цель наших исследований определение роли обработки почвы в повышении урожайности озимой пшеницы в Регионе Центральной Анатолии. Работу проводили в стационарном опыте на полях Земледельческого предприятия Конуклар к Главной дирекции земледельческих предприятий (ТИГЕМ), расположенных в южном районе Региона, в гг. Почва опытного участка песчаная глинистая малогумусная (1,60 1,85% гумуса). Приемы по обработке почвы были традиционный, минимальный, нулевой (no till)и нулевой + гербицид. Содержание гравиметрической влаги по приемом в среднем составило: по традиционному 21,42%, по минимальному 21,69%, по нулевому и нулевому + гербицидом 23,01%. Урожайность озимой пшеницы по обработкам по традиционной колебалась от до 22.90ц/га 1, по минимальной от до 22.65цга 1, по нулевой от до 36.15ц/га 1, по нулевой + гербицидом от до цга 1. Наименьшее количество расходов в посевах озимой пшеницы отмечено по обработкам нулевой и нулевой + гербицидом (12606,26 и 13226,23Мjга 1 ), наибольшее по традиционной и минимальной (14803,40 и 13335,08Мjга 1 ).Наименьшее количество доходов отмечено по традиционной и минимальной (37812,81 и 38125,54Мjга 1 ), наибольшее по нулевой и нулевой + гербицидом (53173,82 и 47006,68Мjга 1 ).В нулевой и нулевой + гербицидом длина колоса, число колосков в колосе, количество зерен в колосе, сухой вес зерна с колоса, индекс урожайности и объемная масса зерна значительно увеличились, а высота растений, количество продуктивных стеблей масса тысячи зерен статистически не изменились. Меньше всего объемных масс зерна отмечали по традиционному и по минимальному (72,50 72,27кг100 л 1 ), по нулевому и нулевому + гербицидом их количество достигало 74,35 73,05кг100 л 1. Ключевые слова: озимая пшеница, обработкa почвы, урожайность. Productivity of winter wheat depending on soil cultivation under Central Anatolian Region conditions of Turkey Abstract: The highest yields of wheat are possible by keeping of technology, one of the main elements of which is the soil cultivation. The aim of our research was the definition of the role of tillage in improving the yield of winter wheat in the Region of Central Anatolia. The work was carried out in the stationary experiment on the margins of Farm Enterprise Konuklar to the General Directorate of Farm Enterprises (TIGEM), located in the southern area of the region in The soil of pilot area is sandy clay with little humus ( % humus).techniques for soil treatment were traditional, minimum, no till and no till + herbyсid. The content of gravimetric moisture by taking the average was as follows: 21.42% for the traditional, the minimum 21.69%, the no till and no till + herbiсid 23.01%.Yields of winter wheat in the traditional treatments ranged from 3,319 to 2,290 t ha 1, at a minimum from 2,996 to 2,265 t.ha 1, at no till from 3,936 to 3,615 t.ha 1, at no till + herbiсid from 3,528 to 3,007 t.ha 1.The least amount of expenditure in crops of winter wheat was recorded in treatments of no till and no till + herbyсid ( and Mj.ha 1 ), the highest in the traditional and minimal ( and Mj.ha 1 ).The smallest amount of income was recorded in the traditional and minimal ( and Mj.ha 1 ), the largest at no till and no till + herbyсid ( and Mj.ha 1 ). In the no till and no till + herbiсid spike length, number of spikelets per spike, number of kernel per spike, kernel weight per spike, harvest index and test weight increased significantly, and the plant height, the number of productive stems and thousand kernel weight statistically unchanged. 98

104 Неждет Акгюн, Tамер Mаракоглу, Kазим Чарман The lowest volume of test weight celebrated by the traditional and the minimum (72,50 72,27 kg.100 l 1 ), the test weight of no till and no till + herbyсid reached to 74,35 73,05 kg.100 l 1. Keywords: winter wheat, soil cultivation, yields. ВВЕДЕНИЕ В результате исследований (1 8) установлена эффективность безотвального способа обработки почвы, особенно в комбинированных сочетаниях со вспашкой и поверхностными приемами, что позволило применить систему безотвального земледелия на больших площадях. Сегодня на полях нашего региона широко применяются ресурсо и влагосберегающие агротехнологии возделывания зерновых культур, включающие мульчирующие приемы обработки, осваиваются элементы нулевой технологии, где проводится прямой посев с минимальным нарушением поверхностного слоя почвы. При этой системе обработки возникает много нерешенных вопросов, касающихся условий питания растений, фитосанитарного состояния, воднофизических свойств, плотности почвы, возможности выращивания тех или иных культур, набора и ассортимента техники и других. В связи с этим в нашем университете, начиная с 2006 года, в бессменных посевах пшеницы проводятся исследования по разработке технологии выращивания озимой пшеницы на основе нулевой системы обработки, признанной в мире как no till. Альтернативой служат традиционная технология с ежегодной вспашкой на см и минимальная с осенней поверхностной обработкой почвы на 6 8 см. При традиционной технологии пар готовится по типу черного (вспашка и 4 5 культиваций в период парования), при минимальной поверхностная осенняя, при нулевой химическим способом, который включает обработка грамоксоном (паракват) 3 л/га 1. Исследования проведены в гг. в стационарном опыте на полях Земледельческого предприятия Конуклар к Главной дирекции земледельческих предприятий (ТИГЕМ) в центральной природно климатической зоне региона Анатолии на почве со следующими агрохимическими характеристиками: содержание гумуса 1,60 1,85%, фосфора мг/кг 1 почвы и рн ,72 (табл.1). Таблица1. Характеристика почвы опытных полей Способы посева Традиционный Минимальный Нулевой и нулевой + гербицид Гравиметрическая влага (%) (0 20 cм) ph Органическое вещество (%) Известь (%) Фосфор (мг/кг 1 ) Калий (мг/кг 1 ) Погодные условия в период исследований гг. характеризовались как засушливые, отличались высоким температурным режимом, неравномерным выпадением осадков и даже полным их отсутствием в наиболее критические для роста и развития растений фазы (табл. 2). Таблица 2. Погодные условия вегетационного периода 99

105 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Месяц ы Температура воздуха, 0 С Среднемноголетняя Осадки (мм) Среднемноголетняя октябръ ноябръ декабръ январъ февралъ мaрт апрелъ май июнь июль среднее сумма MАТЕРИАЛ И МЕТОД По вспашке и поверхностной осенней обработке пшеницу высевали дисковой сеялкой, по стерне сеялкой прямого посева с дисковыми сошниками. На вариантах с прямым посевом стерневой фон обрабатывали до посева гербицидом (паракват 3 л/га 1 ) сплошного действия (Рис.1). В период кущения на всех вариантах технологий применяли баковые смеси гербицидов против двудольных и злаковых сорняков. Система удобрений включала два этапа: первый осенью с внесением сеялкой минерального азота 40 кг и фосфора 90 кг д.в. на гектар, второй с внесением поверхностно весной минерального азота 60 кг д.в. на гектар. Срок посева вторая третья декада октября. Норма высева пшеницы при посеве 5,0 млн. всхожих зерен на гектар. Повторность в опыте четырехкратная. Уборку проводили комбайном. Рисунок 1. Способы посева Способ -1 традиционный Лемешный плуг Kультиватор + зубная борона Универсальная сеялка Способ -2 минимальный Отвесная вальная фреза Универсальная сеялка Способ -3 нулевой Прямой сев Способ -4 нулевой + гербицид Гербицид + Прямой сев РЕЗУЛЬТАТЫ ИССЛЕДОВАНИЙ 100

106 Неждет Акгюн, Tамер Mаракоглу, Kазим Чарман Для центральной Анатолии, где за год выпадает в среднем мм осадков, очень важно иметь хорошие весенние запасы влаги в почве, что гарантирует получение дружных всходов. Результаты исследований показывают, что при нулевой технологии за счет стерни и растительных остатков, по сравнению с традиционной, где применяется глубокая вспашка, или минимальной с поверхностной обработкой почвы, больше накапливалось и сохранялось к посеву продуктивной влаги. В период всходов пшеницы содержание гравиметрической влаги по приемом в среднем составило: по традиционному 21,42%, по минимальному 21,69%, по нулевому и нулевому + гербицидом 23,01%. Посев в необработанную почву с сохранением стерни позволял в засушливые годы существенно уменьшить непродуктивные потери влаги и создать растениям более комфортные условия по влагообеспеченности в наиболее критические для них фазы развития (табл. 1). Наблюдение за фитосанитарным состоянием посевов показало, что основным сорным компонентом в агроценозах на вариантах с нулевой системой обработки почвы являлись однолетние мятликовые и двудольные сорняки, которые составляли от 80 до 100% массы сорных растений в посевах даже пшеницы по пару. Применение системы гербицидов, включающей группы паракват 2,4 Д за три года позволило практически полностью очистить поля от многолетних видов сорняков. Принято считать, что с переходом на нулевую систему обработки почвы повышается опасность поражения зерновых культур корневыми гнилями. Однако в нашем опыте такого не произошло. Урожайность озимой пшеницы по обработкам по традиционной колебалась от до цга 1, по минимальной от до цга 1, по нулевой от до 36.15цга 1, по нулевой + гербицидом от до цга 1. Таблица 3. Значения хозяйственных признаков по способам посева озимой пшеницы и группы НСР, среднее по опыту за гг. Признаки НСР Урожайность, ц/.гa b 26.83b a a 4.46** Высота растений, cм ns Длина колоса, cм 7.41 b 7.41 b 7.77 ab 8.42 a 0.74** Число колосков в колосе, шт 15.01ab b ab a 1.44** Количество зерен в колосе, шт b b a a 2.28** Cухой вес зерна с колоса, г 0.75 b 0.70 b 0.89 a 0.99 a 0.11** Количество продуктивных стеблей, шт/м ns Индекс урожайности, % b b ab a 1.77* Масса 1000 зерен, г ns Объемная масса зерна, кг.100л b b a ab 1.47* **: Р<0.01; *:Р< 0.05; ns: отсутствие связи; 1 традиционный, 2 минимальный, 3 нулевой, 4 нулевой + гербицид. Наибольшая средняя урожайность пшеницы получена по нулевой обработке ц/га 1, по химической обработке урожайность пшеницы приблизилась к уровню урожайности по нулевой обработке (табл. 3). В нулевой и нулевой + гербицидом длина колоса, число колосков в колосе, количество зерен в колосе, сухой вес зерна с колоса, индекс урожайности и объемная 101

107 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), масса зерна значительно увеличились, а высота растений, количество продуктивных стеблей и масса тысячи зерен статистически не изменились. Меньше всего объемных масс зерна отмечали по традиционному и по минимальному (72,50 72,27 кг/100 л 1 ), по нулевому и нулевому + гербицидом их количество достигало 74,35 73,05 кг/100 л 1 (табл. 3 и 4). Таблица 4. Результаты дисперсионного анализа способов посева озимой пшеницы Источник вариации Признаки A (год) B (способ) AXB Вариация, % Урожайность ** ** ** Высота растений ** ns ns 6.41 Длина колоса ** ** ns 8.65 Число колосков в колосе ** ** ns 8.39 Количество зерен в колосе ** ** ** 7.52 Сухой вес зерна с колоса ** ** ** Продуктивных стеблей ** ns ns Индекс урожайности ** * * 7.67 Масса 1000 зерен ** ns ns 9.65 Объемная масса зерна ** * ** 2.42 **:Р<0.01 ; *:Р< 0.05; ns: отсуствие связи. Одной из главных задач наших исследований является экономическая оценка новых технологий. Цена, в свою очередь, зависит от себестоимости, поэтому основной задачей сельхозтоваро производителей становится снижение затрат на производство. На табл. 5 и 6 приведены данные по экономической эффективности результатов урожайности в опытах. Таблица 5. Эквивалентности энергии Эквивалентность энергии Признаки Единица (Mj единица 1 ) Рекомендация A. Расходы Рабочая сила час 1.87 (9) Трактор кг 92.5 (10) Механизация час 62.7 (11) Топливо масло литр 41.0 (12) Химикат кг (13)(14) N кг 47.1 (15) P кг 15.7 (15) Cемена кг 25.0 (16) Б. Доходы Урожай кг (17) Таблица 6. Баланс энергии и параметры (Mjгa 1 ) урожая озимой пшеницы Способы посева Традиционный Минимальный Нулевой Нулевый + гербицид 102

108 Неждет Акгюн, Tамер Mаракоглу, Kазим Чарман A. Расходы Рабочая сила Трактор Механизация Топливо масло Химикат N P Cемена Сумма расходов Б. Доходы Урожай Анализ показывает, что наименьшее количество расходов в посевах пшеницы озимой отмечено по обработкам нулевой и нулевой + гербицидом (12606,26 и 13226,23 Мjга 1 ), наибольшее по традиционной и минимальной (14803,40 и 13335,08Мjга 1 ).Наименьшее количество доходов отмечено по традиционной и минимальной (37812,81 и 38125,54Мjга 1 ), наибольшее по нулевой и нулевой + гербицидом (53173,82 и 47006,68Мjга 1 ). В большей степени на себестоимость влияют способ обработки почвы и применение средств химизации. ВЫВОДЫ Таким образом, в центральной природно климатической зоне региона Анатолии, где часто повторяются майски июньские засухи, применение нулевой технологии дает возможность больше сохранять продуктивной влаги к посеву. Нулевая технология в засушливые годы стабилизировала урожайность пшеницы и увеличивала выход зерна с гектара, при этом себестоимость снижалась. Уменьшить себестоимость зерна пшеницы при возделывании по нулевой технологии возможно за счет снижения стоимости химиката и азотных удобрений, цены на которые сегодня достаточно высоки для производителей. ЛИТЕРАТУРА 1. Chen, Y., S. Tessier & B. Irvine, (2004). Drill and crop performances as affected by different drill configurations forno till seeding. Soil and Tillage Research, 77: Barut Z.B. & Çelik İ., (2008). Anıza Doğrudan Ekim Yöntemlerinin Buğday/Mısır Döngüsünde Bitki Gelişimine Etkileri. Anıza Doğrudan Ekim Çalıştayı, r alık, Eskişehir. 3. Aykas, E. & Önal, İ., (1999). Effect of Different Tillage Seeding and Weed Control Methods on Plant Growth and Wheat Yield. 7. International Congress on Mechanization and Energy in Agriculture, May, Adana, Turkey. 4. Aykas E., Yalçın, H. &, Çakır, E., (2003). Günümüzde Koruyucu Toprak İşleme ve Doğrudan Ekim. Koruyucu Toprak İşleme ve Doğrudan Ekim Çalıştayı, 1 8, İzmir. 5. Yalcin, H., E. Cakir & E. Aykas, (2005). Tillage parameters and economic analysis of direct seeding, minimum and conventional tillage in wheat. Journal of Agronomy, 4:

109 Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), Unger, P. W., D. W. Langdale & R. I. Papendick, (1988). Role of crop residues improving water conservation and use. Cropping strategies for efficient use of water and nitrogen, vol. 51(ed. W.L. Hargrove): Madison, WI: American Society of Agronomy. 7. Kurlov A. P.,Gilev, S. D., Zamyatin A. A. & Stepnyh N. V. (2013). Prospects for no till technology of cultivation of spring wheat in the Central forest steppe Trans Urals // Agriculture Nemchenko, V. V., A. Y. Kekalo, A. S Filippov & N. Y. Zargaryan, (2015). Change phytosanitary situation of wheat crops with minimization of soil treatment in conditions of Zauralye, Аgrarniy vestnik Urala, 6 (136). 9. Smil, V., (1983).Energy Analysis and Agriculture. An Application to US. Corn Production. Boulder, CO: West view Press. 10. Sholz V, & Kaulfuss P., (1995). Energiebilanzfür Biofestbrennstoffe. Forschungsbericht 1995/3 desinsitutsfür AgrartechnikBornime.V. (ATB) Postdam. 11. Erdal, G., Esengun, K., Erdal, H. & Gunduz, O., (2007). Energy Use and Economical Analysis of Sugar Beet Production in Tokat Province of Turkey. Energy, 32: Reınhardt, G.A., (1993). Energieund CO 2 Bilanzierungnachwachsender Rohstoffe. 2nd. Edition Vieweg, Braunschweig/Wiesbaden. 13. Canakci, M.,Topakci, M., Akinci, I. & Ozmerzi, A. (2005). Energy Use Pattern of Some Field Crops and Vegetable Production: Case Study for Antalya Region, Turkey. Energy Converse Manage46: Mandal, K.G., Saha, K.P., Ghosh, P.K., Hati, K.M. & Bandyopadhyay, K.K., (2002). Bioenergy and Economic Analysis of Soybean Based Crop Production Systems in Central India. Biomass Bioenergy 23(5): Kaltschmitt, M. & Reinhardt, A., (1997). Nachwachsende Energieträger. Grundlagen, Verfahren, Okologische Bilanzierung. Vieweg Verlag Braunschweig/Wiesbaden. 16. Ozkan, B., Akcaoz, H. & Fert, C., (2004). Energy İnput Output Analysis in Turkish Agriculture. RenewEnergy 29: Pimentel, D., (1980). Handbook of Energy Utilization in Agriculture. CRC Press, Inc., Florida. 104

110 Scientific Publication Assignment of copyright Name of Journal: Title of the Article: Authors: Submission of this Article to " implies that 1) All authors agree to its submission and the Corresponding author has been authorized by co-authors 2) This Article has not been published before and is not being considered for publication elsewhere 3) This Article does not violate any copyright or other personal proprietary right of any person or entity and it contains no abusive, defamatory, obscene or fraudulent statements, nor any other statements that are unlawful in any way Assignments of copyright 1) The Author(s) assigns to exclusive copyright and related rights in the Article, including the right to publish the Work in all forms and media including print and all other forms of electronic publication or any other types of publication including subsidiary rights in all languages. 2) licenses back to the Author(s) the right to use the substance of the Article in his/her future works, provided that its prior publication in this journal is acknowledged. Corresponding Author Signature Date Please complete and sign this form. Please scan it as a jpeg, png or pdf file and name it using the manuscript name assigned by MANAS Journal of Agriculture, Veterinary and Life Sciences Scientific Publication Office. Please send the completed e-form by to the editorial office along with your corrections to the proof. Kyrgyzstan Turkey Manas University Scientific Publication Office Chyngyz Aytmatov Campus, Djal Room B101 Bishkek-KYRGYZSTAN Phone +996(312) (ext. 1144) Fax +996(312) journals@manas.edu.kg

111 Manas Journal of Agriculture, Veterinary and Life Science Year 2017, Vol 7, Issue 1 ISSN Manas Journal of Agriculture, Veterinary and Life Science The Manas Journal of Agriculture, Veterinary and Life Science (MJAVL) is an international peer reviewed journal at the field of agriculture and life sciences (Agriculture, Veterinary, Animal Health, Genetic, Biology, Environment, Agroechology, Agrobiology, Etnobotany, Ecophsiology, Engineering, Natural Science, Genetics, Molecular biology etc.) which aims to contribute to universal knowledge by publishing original works at a national and international level with scientific qualifications. Manas Journal of Agriculture, Veterinary and Life Science (MJAVL) is an international online journal in English, Turkish, Kyrgyz and Russian languages published at least 2 issues per year. The aim of MJAVL is to publish peer reviewed research articles, short communications and review articles in rapidly developing field of agriculture and life science. This is an online open access journal having full access to the research and review papers. Users are allowed to read and download the articles with free of cost. Dear Manas Journal of Agriculture and Life Science authors, friends, and subscribers: We are inform you of our recent decision to change our name to the Manas Journal of Agriculture, Veterinary and Life Science. This change has been on the Journal s agenda and subject to research and extensive discussion for the past year and a half. In order to ensure continued name recognition and prestige, we will be using a compound name Manas Journal of Agriculture, Veterinary and Life Science, a continuation of Manas Journal of Agriculture and Life Science for the next one year on all correspondence and Journal volumes. We chose a continuation of in order to emphasize our continued connection with all that the Manas Journal of Agriculture and Life Science has stood for and worked towards over the past years and which we are still working towards today. Kyrgyz Turkish Manas University Journal of Agriculture, Veterinary and Life Science Tınçtık (Mir) Street, No 56, Bishkek / Kyrgyzstan Web: E mail: agrilife.manas@gmail.com Tel : Fax:

112

Bazı Çekirdek Kabağı (Cucurbita pepo L.) Islah Hatlarının Bafra Koşullarındaki Performansları

Bazı Çekirdek Kabağı (Cucurbita pepo L.) Islah Hatlarının Bafra Koşullarındaki Performansları Bazı Çekirdek Kabağı (Cucurbita pepo L.) Islah Hatlarının Bafra Koşullarındaki Performansları Ertan Sait KURTAR 1*, Musa SEYMEN 1, Önder TÜRKMEN 1, Mustafa PAKSOY 1,2 1 Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT 01.12.2014. : Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Sinop

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT 01.12.2014. : Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Sinop HÜLYA SİPAHİ ÖZGEÇMİŞ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT 01.12.2014 Adres : Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Sinop Telefon : 3682715516-4206 E-posta Doğum Tarihi : Faks : Kadro

Detaylı

The Effects of Different Temperature Applications on Yield and Karpofor Properties of Mushrooms (Agaricus bisporus (Lange) Sing.)

The Effects of Different Temperature Applications on Yield and Karpofor Properties of Mushrooms (Agaricus bisporus (Lange) Sing.) Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), 70 77 The Effects of Different Temperature Applications on Yield and Karpofor Properties of Mushrooms (Agaricus bisporus (Lange) Sing.) Fatih ERDOĞAN 1*, Mustafa

Detaylı

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı,

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı, ÖZET Bu çalışmada, Ceylanpınar Tarım İşletmesi'nde bulunan antepfıstığı parsellerinde yer alan bazı erkek tiplerin morfolojik ve biyolojik özelikleri araştırılmıştır. Çalışma, 1995 ve 1996 yıllarında hem

Detaylı

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Akide ÖZCAN 1 Mehmet SÜTYEMEZ 2 1 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniv., Afşin Meslek Yüksekokulu,

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) ISSN:

Araştırma Makalesi.  Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) ISSN: Araştırma Makalesi www.ziraat.selcuk.edu.tr/ojs Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) 17-23 ISSN:1309-0550 Melezleme Yöntemiyle Elde Edilen Yemeklik Bezelye (Pisum sativum

Detaylı

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22 S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22 KONYA YÖRESİNDE FARKLI EKİM ZAMANLARINDA YETİŞTİRİLEN BAZI HAVUÇLARDA KALİTE Tahsin SARI 1 Mustafa PAKSOY 2 1 Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü,

Detaylı

ÇEREZLİK AYÇİÇEĞİ TESCİL RAPORU

ÇEREZLİK AYÇİÇEĞİ TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil Ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü ÇEREZLİK AYÇİÇEĞİ TESCİL RAPORU 13 TRÇ 015 13 TRÇ 020 13 TRÇ 022 X 4237 X 4337 ANKARA - 2016 13 TRÇ 015, 13 TRÇ

Detaylı

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları a Seyithan

Detaylı

Fen ve Mühendislik Dergisi 2000, Cilt 3, Sayı 1 51. KAHRAMANMARAŞ BÖLGESİNDE TRABZONHURMASI (Diospyros kaki) SELEKSİYONU

Fen ve Mühendislik Dergisi 2000, Cilt 3, Sayı 1 51. KAHRAMANMARAŞ BÖLGESİNDE TRABZONHURMASI (Diospyros kaki) SELEKSİYONU Fen ve Mühendislik Dergisi 2000, Cilt 3, Sayı 1 51 KAHRAMANMARAŞ BÖLGESİNDE TRABZONHURMASI (Diospyros kaki) SELEKSİYONU Mehmet SÜTYEMEZ K.S.Ü., Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Kahramanmaraş Fuat

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

A. SCI, SCI-Expanded KAPSAMINDA ULUSLARARASI HAKEMLİ. A1. Beyhan M.A., A. Tekgüler, T. Yıldız and H. Sauk Investigation

A. SCI, SCI-Expanded KAPSAMINDA ULUSLARARASI HAKEMLİ. A1. Beyhan M.A., A. Tekgüler, T. Yıldız and H. Sauk Investigation A. SCI, SCI-Expanded KAPSAMINDA ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİLERDE YAYINLANAN MAKALELER: A1. Beyhan M.A., A. Tekgüler, T. Yıldız and H. Sauk. 2009. Investigation of the performance of a hazelnut husker design

Detaylı

II. ÜRÜN MISIR TESCİL RAPORU

II. ÜRÜN MISIR TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü II. ÜRÜN MISIR TESCİL RAPORU LG30597 MOTRIL CHILLAN COVENTRY EBEVEYN HATLAR WW93 ve LSF80 Ankara-2015 LG30597,

Detaylı

KİŞİSEL BİLGİLER EĞİTİM BİLGİLERİ

KİŞİSEL BİLGİLER EĞİTİM BİLGİLERİ KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Dr. Nil KORKMAZ Ünvan Ziraat Yüksek Mühendisi Telefon (232) 832 10 02 E-mail nil.korkmaz@gthb.gov.tr Doğum Tarihi - Yeri 1962-İzmir Doktora Üniversite Adı EĞİTİM BİLGİLERİ Ege

Detaylı

DNA MİNİSATELLİT MARKIRLARINDAN YARARLANILARAK FİĞDE (Vicia sativa L.) TANE VERİMİNİN ÖNCEDEN BELİRLENMESİ OLANAKLARI

DNA MİNİSATELLİT MARKIRLARINDAN YARARLANILARAK FİĞDE (Vicia sativa L.) TANE VERİMİNİN ÖNCEDEN BELİRLENMESİ OLANAKLARI AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 169-174 DNA MİNİSATELLİT MARKIRLARINDAN YARARLANILARAK FİĞDE (Vicia sativa L.) TANE VERİMİNİN ÖNCEDEN BELİRLENMESİ OLANAKLARI Bilal AYDINOĞLU

Detaylı

Archived at http://orgprints.org/21162

Archived at http://orgprints.org/21162 MARMARA BÖLGESİNDE BAZI BİTKİ BESLEME UYGULAMALARININ ORGANİK MEYVE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KULLANIMI (ÇİLEK) Dr. Burhan ERENOĞLU 1 burhanerenoglu@hotmail.com, Dr. Erol YALÇINKAYA 1 erolyalcinkaya@gmail.com,

Detaylı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı 07.10.2016 Özge YILDIZ Gıda Yük. Müh. Aydın İMAMOĞLU, Seda PELİT Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İzmir Proje:

Detaylı

DUFED 4(2) (2015) 77-82

DUFED 4(2) (2015) 77-82 DUFED 4(2) (2015) 77-82 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Tek melez mısır genotiplerinin Diyarbakır şartlarındaki performanslarının belirlenmesi Determination

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI YEMLİK PANCAR (HAYVAN PANCARI)

Detaylı

Ege Bölgesi nde Ana Ürün Olarak Yetiştirilen Bazı Soya Genotiplerinin Verimi, Verim Öğeleri ve Nitelikleri Üzerinde Bir Araştırma 1

Ege Bölgesi nde Ana Ürün Olarak Yetiştirilen Bazı Soya Genotiplerinin Verimi, Verim Öğeleri ve Nitelikleri Üzerinde Bir Araştırma 1 Sorumlu Yazar (Corresponding Author): Dr. Ali Osman SARI E-mail: aliosmansari@aari.gov.tr A. PEKSÜSLÜ, S. AKGÜNLÜ: MAVİKÜFE DAYANIKLI EGE BÖLGESİ SARIBAĞLAR GRUBU TÜTÜNLERİNİN PERFORMANSLARI 1 ANADOLU,

Detaylı

I. Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri İvesi Koyunlarında mikrosatellite lokuslarında polimorfizmin tespiti Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştı

I. Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri İvesi Koyunlarında mikrosatellite lokuslarında polimorfizmin tespiti Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştı T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU İvesi Koyunlarında Mikrosatellite Lokuslarında Polimorfizmin Tespiti Proje Yürütücüsü: Profesör Doktor Ayhan ELİÇİN Proje Numarası: 20050711087

Detaylı

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 5 (1):44-49, 2010 ISSN 1304-9984, Araştırma M. ÖZ, A. KARASU Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Detaylı

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2012, Cilt 26, Sayı 1, 1-16 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim

Detaylı

GÖREV YERLERİ(Tarih/Unvan/Kurum) 1996-2000 Araştırma Görevlisi Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi

GÖREV YERLERİ(Tarih/Unvan/Kurum) 1996-2000 Araştırma Görevlisi Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Unvan Arzu KÖSE Doktor Telefon 222-32403-00 E-mail Doğum Tarihi - Yeri arzu.kose @gthb.gov.tr Ankara-1972 EĞİTİM BİLGİLERİ Yüksek Lisans Akademik Birim/ Mezuniyet Yılı Lisans

Detaylı

TÜBİTAK 1003 Buğday Tuzluluğu Projesinin Üçüncü Dönem Raporu Özeti

TÜBİTAK 1003 Buğday Tuzluluğu Projesinin Üçüncü Dönem Raporu Özeti TÜBİTAK 1003 Buğday Tuzluluğu Projesinin Üçüncü Dönem Raporu Özeti Toprak tuzluluğu, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde buğday verimliliğini etkileyen başlıca tarımsal sorunlardan biridir. Ayrıca,

Detaylı

The Possibilities of the Direct Seeding of Watermelon Seed By Pneumatic Precision Planter

The Possibilities of the Direct Seeding of Watermelon Seed By Pneumatic Precision Planter Tarımsal Mekanizasyon 18. Ulusal Kongresi Tekirdağ 432 KARPUZ TOHUMUNUN HAVA EMİŞLİ HASSAS EKİM MAKİNASI İLE DOĞRUDAN EKİM OLANAKLARI The Possibilities of the Direct Seeding of Watermelon Seed By Pneumatic

Detaylı

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article VII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 04-07 Ekim 2016 1 Incir ISSN: 2148-0036 Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: 15-23 Araştırma Makalesi Research Article Araştırma

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

Domuz Ayrığı (Dactylis glomerata L.) Populasyonlarında Genetik Çeşitliliğin Belirlenmesi

Domuz Ayrığı (Dactylis glomerata L.) Populasyonlarında Genetik Çeşitliliğin Belirlenmesi Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi / Ordu University Journal of Science and Technology Ordu Üniv. Bil. Tek. Derg., 2017; 7(2): 289-294 Ordu Univ. J. Sci. Tech., 2017; 7(2): 289-294 e-issn: 2146-6459

Detaylı

EĞİTİM BİLGİLERİ. Ülke Üniversite Fakülte/Enstitü Öğrenim Alanı Derece BAHÇE BİTKİLERİ BAHÇE BİTKİLERİ BAHÇE BİTKİLERİ AKADEMİK/MESLEKTE DENEYİM

EĞİTİM BİLGİLERİ. Ülke Üniversite Fakülte/Enstitü Öğrenim Alanı Derece BAHÇE BİTKİLERİ BAHÇE BİTKİLERİ BAHÇE BİTKİLERİ AKADEMİK/MESLEKTE DENEYİM 1 -> 6 19.06.2012 13:42 TC Kimlik No / Pasaport No: 16147507630 Doğum Yılı: 1965 Yazışma Adresi : Telefon : 344-2237666/389 Faks : 344-2230048 e-posta : KSU, ZİRAAT FAKÜLTESİ, BÖLÜMÜ 46060 Kahraman Maraş/

Detaylı

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle

Detaylı

Farklı Ekim Derinliklerinin Yem Bezelyesinin Verim ve Bazı Verim Özellikleri Üzerine Etkileri

Farklı Ekim Derinliklerinin Yem Bezelyesinin Verim ve Bazı Verim Özellikleri Üzerine Etkileri Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Vol(No): pp, year SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DERGİSİ SAKARYA UNIVERSITY JOURNAL OF SCIENCE e-issn: 2147-835 Dergi sayfası: http://dergipark.gov.tr/saufenbilder

Detaylı

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 229-234 SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR Ahmet ÖZ Halil KAPAR Karadeniz Tarımsal Araştırma

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE,

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 285-290 KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Detaylı

Sebze Islahında Moleküler Markırların Kullanımı

Sebze Islahında Moleküler Markırların Kullanımı Sebze Islahında Moleküler Markırların Kullanımı Esra CEBECİ Ziraat Yüksek Mühendisi 28.12.2012-28.06.2013 Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü YALOVA Sunu Planı Çalışmanın tanıtımı, Yapılan

Detaylı

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü TÜBİTAK-1003 Projesi Serin İklim Tahıllarında Çeşit Islah Programlarının Oluşturulması Çağrısı 214O072 no lu Klasik ve Moleküler Islah Yöntemleri Kullanılarak Bazı Buğday Çeşitlerine Tuza Toleranslılık

Detaylı

Anahtar Kelimeler: Pamuk, Gossypium hirsutum L., Verim, Verim Unsurları, Lif Kalite Özellikleri

Anahtar Kelimeler: Pamuk, Gossypium hirsutum L., Verim, Verim Unsurları, Lif Kalite Özellikleri AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 245-250 AZERBAYCAN DA ELDE EDİLMİŞ BAZI MUTANT PAMUK (Gossypium hirsutum L.) ÇEŞİTLERİNİN ŞANLIURFA KOŞULLARINDA VERİM VE LİF KALİTE ÖZELLİKLERİNİN

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

Çarşamba Ovası nda Bazı Bodur Taze Fasulye Çeşitlerinin Verimliliklerinin Belirlenmesi. Adaptation of Dwarfing Fresh Bean Varieties on Çarşamba Plain

Çarşamba Ovası nda Bazı Bodur Taze Fasulye Çeşitlerinin Verimliliklerinin Belirlenmesi. Adaptation of Dwarfing Fresh Bean Varieties on Çarşamba Plain GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2004, 21 (2), 1-6 Çarşamba Ovası nda Bazı Bodur Taze Fasulye Çeşitlerinin Verimliliklerinin Belirlenmesi Seher Yıldız Madakbaş Hayati Kar Beyhan Küçükomuzlu Karadeniz Tarımsal

Detaylı

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU TERRA FARM ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ÜRÜNLERİN ORAN VE İÇERİK BİLGİLERİ BİR SONRAKİ SAYFADA VERİLMİŞTİR. Verilen değerler ürünlerimizde bulunan minimum değerlerdir Ürün İçerik Toplam

Detaylı

TR 5913, TR 5958, SERTORI, KT HASAB, MURGAVETS, TSAREVETS, TE5793-2012, SOLVEIG VE HAMZA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYLARININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

TR 5913, TR 5958, SERTORI, KT HASAB, MURGAVETS, TSAREVETS, TE5793-2012, SOLVEIG VE HAMZA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYLARININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR TR 5913, TR 5958, SERTORI, KT HASAB, MURGAVETS, TSAREVETS, TE5793-2012, SOLVEIG VE HAMZA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYLARININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR Trakya Bölgesi ekmeklik buğday tarımsal değerleri ölçme

Detaylı

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Mahmut Tepecik 1 M.Eşref İrget 2 ÖZET Düzce ili merkeze bağlı Otluoğlu köyünde çiftçi koşullarında yürütülen bu denemede K un farklı

Detaylı

Fide Kalitesi Üzerine Firma ve Çeşit Etkisi

Fide Kalitesi Üzerine Firma ve Çeşit Etkisi Kalitesi Üzerine Firma ve Çeşit Etkisi Ahmet Şafak Maltaş 1, Ayfer Hız 1, Mustafa Kaplan 1,* 1 Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, Antalya *Sorumlu yazar e-posta:

Detaylı

Bornova Misketi Ve Cabernet Sauvignon Üzüm Çeşitlerinde Organik Ve Konvansiyonel Yetiştiriciliğin Asmanın Gelişimine, Üzüm Ve Şarap Kalitesine Etkisi

Bornova Misketi Ve Cabernet Sauvignon Üzüm Çeşitlerinde Organik Ve Konvansiyonel Yetiştiriciliğin Asmanın Gelişimine, Üzüm Ve Şarap Kalitesine Etkisi Türkiye IV. Organik Tarım Sempozyumu, 28 Haziran - 1 Temmuz 2010, Erzurum, (Sunulu Bildiri) Bornova Misketi Ve Cabernet Sauvignon Üzüm Çeşitlerinde Organik Ve Konvansiyonel Yetiştiriciliğin Asmanın Gelişimine,

Detaylı

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi ISSN: 2148-0273 Cilt 1, Sayı 2, 2013 / Vol. 1, Issue 2, 2013 Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi Muhammet

Detaylı

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Ekim Sıklıklarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Önemli Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Ekim Sıklıklarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Önemli Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri Selçuk Tar Bil Der, 1(2):50-55 50 Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Ekim Sıklıklarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Önemli Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri Furkan Çoban 1*, Mustafa

Detaylı

Bazı Karnabahar Çeşitlerinin (Brassica oleracea var. botrytis) Verim, Kalite ve Bitki Özelliklerinin Belirlenmesi

Bazı Karnabahar Çeşitlerinin (Brassica oleracea var. botrytis) Verim, Kalite ve Bitki Özelliklerinin Belirlenmesi Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2003, 40(1):9-16 ISSN 1018-8851 Bazı Karnabahar Çeşitlerinin (Brassica oleracea var. botrytis) Verim, Kalite ve Bitki Özelliklerinin Belirlenmesi Dursun EŞİYOK 1 M.Kadri BOZOKALFA

Detaylı

The Effects of Tomato Seedlings Growing with Side Shoots on Growth, Development and Yield in Tomato

The Effects of Tomato Seedlings Growing with Side Shoots on Growth, Development and Yield in Tomato YYÜ TAR BİL DERG (YYU J AGR SCI) 2017, 27(2): 168-174 Geliş Tarihi (Received): 11.11.2016 Kabul Tarihi (Accepted): 10.06.2017 Araştırma Makalesi/Research Article (Original Paper) Domates Yetiştiriciliğinde

Detaylı

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (46): (2008) ISSN:

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (46): (2008) ISSN: www.ziraat.selcuk.edu.tr/dergi Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (46): (2008) 77-89 ISSN:1300-5774 ORTA ANADOLU EKOLOJİK ŞARTLARINDA YETİŞTİRİLEN FASULYE (Phaseolus vulgaris L.) GENOTİPLERİNİN

Detaylı

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çukurova University Insitute of Natural and Applied Science FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Journal of Science And Engineering Cilt : 19 Sayı : 2 2008

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER İsmail Güvenç* I. Kahramanmaraş'ta Sebze Tarımı 1Giriş Ülkemiz nüfusu, son sayıma göre 67 milyon

Detaylı

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı 23-24 Mart 2016-Kahramanmaraş Dünya nın ve Ülkemizin önde gelen ürünlerinden olan pamuk: çiftçi, tohum firmaları,

Detaylı

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü TÜBİTAK-1003 Projesi Serin İklim Tahıllarında Çeşit Islah Programlarının Oluşturulması Çağrısı 214O072 no lu Klasik ve Moleküler Islah Yöntemleri Kullanılarak Bazı Buğday Çeşitlerine Tuza Toleranslılık

Detaylı

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 26 (1): (2012) ISSN:

Araştırma Makalesi.  Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 26 (1): (2012) ISSN: Araştırma Makalesi www.ziraat.selcuk.edu.tr/ojs Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 26 (1): (2012) 27-33 ISSN:1309-0550 Yozgat Ekolojik Şartlarında Yetiştirilen Fasulye (Phaseolus

Detaylı

Kesme Gülde Potasyum Dozlarının Gelişme Üzerine Etkileri

Kesme Gülde Potasyum Dozlarının Gelişme Üzerine Etkileri Kesme Gülde Potasyum Dozlarının Gelişme Üzerine Etkileri H. Akat 1 İ. Yokaş 2 E. Özzambak 3 R. Kılınç 4 ÖZET Bu araştırmada topraksız ortamda ve sera koşullarında yetiştirilen, köklendirilmiş smart kesme

Detaylı

mustafaacar@gthb.gov.tr mustafacar_tr@yahoo.com

mustafaacar@gthb.gov.tr mustafacar_tr@yahoo.com KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Ünvan Mustafa ACAR Ziraat Mühendisi Telefon 0 362 256 05 14 / 3000 E-mail Doğum Tarihi - Yeri mustafaacar@gthb.gov.tr mustafacar_tr@yahoo.com 1972 - Gümüşhacıköy / Amasya EĞİTİM

Detaylı

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü TÜBİTAK-1003 Projesi Serin İklim Tahıllarında Çeşit Islah Programlarının Oluşturulması Çağrısı 214O072 no lu Klasik ve Moleküler Islah Yöntemleri Kullanılarak Bazı Buğday Çeşitlerine Tuza Toleranslılık

Detaylı

Öğr. Gör. Tuğba GÜLEÇ

Öğr. Gör. Tuğba GÜLEÇ Öğr. Gör. Tuğba GÜLEÇ Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Organik Tarım Programı Yunus Emre Yerleşkesi, 70100 /KARAMAN Telefon: (338) 226 2088- Dahili: 2591 Belgegeçer:

Detaylı

Anahtar kelimeler: Hicaznar, potasyum, sogukta muhafaza, kalite

Anahtar kelimeler: Hicaznar, potasyum, sogukta muhafaza, kalite VII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 4-7 Ekim 216 ISSN: 2148-36 Yıl /Year: 217 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: 78-85 Araştırma Makalesi Research Article 1Alata Bahçe Kulturleri

Detaylı

YURTİÇİ DENEME RAPORU

YURTİÇİ DENEME RAPORU YURTİÇİ DENEME RAPORU PERLA VİTA A+ UYGULAMASININ MARUL VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ GİRİŞ Marul ve marul grubu sebzeler ülkemizde olduğu gibi dünyada geniş alanlarda üretilmekte ve tüketilmektedir.

Detaylı

Haşhaşta (Papaver somniferum L.) Bazı Fizyolojik ve Morfolojik Özellikler ile Yağ ve Morfin Miktarının Belirlenmesi

Haşhaşta (Papaver somniferum L.) Bazı Fizyolojik ve Morfolojik Özellikler ile Yağ ve Morfin Miktarının Belirlenmesi Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):296-300 Araştırma Makalesi (Research Article) Haşhaşta (Papaver somniferum L.) Bazı Fizyolojik ve Morfolojik Özellikler ile Yağ

Detaylı

2015 Ayçiçeği Raporu

2015 Ayçiçeği Raporu 2015 Ayçiçeği Raporu İçindekiler 1.AYÇİÇEĞİ EKİM ALANI... 2 1.1. Türkiye de Ayçiçeği Ekim Alanı... 2 1.2. TR83 Bölgesinde Ayçiçeği Ekim Alanı... 5 1.3. Samsun da Ayçiçeği Ekim Alanı... 6 1.3.1. Samsun

Detaylı

Konya Ekolojisinde İki Farklı Sıra Aralığının Bazı Soya (Glycine Max. (L.) Merill) Genotiplerinde Verim ve Bazı Verim Unsurlarına Etkisi

Konya Ekolojisinde İki Farklı Sıra Aralığının Bazı Soya (Glycine Max. (L.) Merill) Genotiplerinde Verim ve Bazı Verim Unsurlarına Etkisi Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty of Gaziosmanpasa University http://ziraatdergi.gop.edu.tr/ Araştırma Makalesi/Reseach Article JAFAG ISSN: 1300-2910 E-ISSN:

Detaylı

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI No: 217 Menşe Adı Tescil Ettiren BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Geçici 1 inci Maddesi uyarınca Mülga 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında

Detaylı

ADİ FİĞ TESCİL RAPORU

ADİ FİĞ TESCİL RAPORU T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü ADİ İĞ TESCİL RAPORU GATAEMD135(SAYAR) ANKARA 2015 GATAEMD135(SAYAR) ADİ İĞ ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

Detaylı

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çukurova University Insitute of Natural and Applied Science FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Journal of Science And Engineering Cilt : 17 Sayı:7 2008 Adana

Detaylı

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Ünvanı Dr. Rukiye KARA Ziraat Yüksek Mühendisi Telefon (0344) 2376020- Dahili: 130 E-mail Doğum Tarihi-Yeri rukiye.kara@gthb.gov.tr Kahramanmaraş EĞİTİM BİLGİLERİ Doktora Üniversite

Detaylı

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çukurova University Insitute of Natural and Applied Science FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Journal of Science And Engineering Cilt : 18 Sayı : 1 2008

Detaylı

Pamukta Muhafaza Islahı

Pamukta Muhafaza Islahı Güven BORZAN DOĞU AKDENİZ GEÇİT KUŞAĞI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ Bitkisel üretim; toprak, su,iklim gibi doğal kaynaklar ile kimyasal ve organik gübreler, pestisit, tarım makineleri, tohum

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Kolza

Detaylı

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Aralık 2015 ISSN : XXXX-XXXX Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Sayı : 2 Cilt : 2 Yıl: 2015 Selcuk Journal of Agriculture Sciences Number : 2 Volume : 2 Year: 2015 Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Baş Editör

Detaylı

TÜRKİYE DE BULUNAN BAZI YERLİ SIĞIR IRKLARININ GENETİK YAPILARININ KARAKTERİZASYONU

TÜRKİYE DE BULUNAN BAZI YERLİ SIĞIR IRKLARININ GENETİK YAPILARININ KARAKTERİZASYONU TÜRKİYE DE BULUNAN BAZI YERLİ SIĞIR IRKLARININ GENETİK YAPILARININ KARAKTERİZASYONU DOKTORA TEZİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI Danışman Yard. Doç. Dr. Ercan KURAR KONYA - 2011 TÜRKİYE DE BULUNAN BAZI YERLİ SIĞIR

Detaylı

Sırık Domates Çeşitlerinin Açıkta Tarla Koşullarında Farklı Lokasyonlarda Verim ve Kalite Özelliklerinin Araştırılması

Sırık Domates Çeşitlerinin Açıkta Tarla Koşullarında Farklı Lokasyonlarda Verim ve Kalite Özelliklerinin Araştırılması Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi/ Journal of The Institute of Natural & Applied Sciences 21 (1):13-23, 2016 Araştırma Makalesi/ResearchArticle Sırık Domates lerinin Açıkta Tarla

Detaylı

atak@yalovabahce.gov.tr /atakarif@gmail.com Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı / 2010

atak@yalovabahce.gov.tr /atakarif@gmail.com Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı / 2010 KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Dr. Arif ATAK Unvan Dr.Mühendis Telefon 0226 814 25 20 (1220) E-mail atak@yalovabahce.gov.tr /atakarif@gmail.com Doğum Tarihi - Yeri 15.11.1972 Aksaray Fotoğraf Doktora Üniversite

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇEREZLİK KABAKLARDA (Cucurbita pepo L.) TÜKETİCİ İSTEKLERİNE UYGUN GENOTİPLERİN SEÇİMİ Musa SEYMEN YÜKSEK LİSANS TEZİ Bahçe Bitkileri Anabilim Dalını Ağustos-2010

Detaylı

Orta Anadolu Bölgesi İllerinde Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin Yıllara Göre Değişimi

Orta Anadolu Bölgesi İllerinde Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin Yıllara Göre Değişimi Nevşehir Bilim ve Teknoloji Dergisi TARGİD Özel Sayı 364-371 2016 DOI: 10.17100/nevbiltek.68453 URL: http://dx.doi.org/10.17100/nevbiltek.68453 Orta Anadolu Bölgesi İllerinde Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin

Detaylı

İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):125-130 Araştırma Makalesi (Research Article) İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve

Detaylı

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2008, Cilt 22, Sayı 1, 55-62 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı

Detaylı

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE AİLESİNİN YENİ ÜYELERİ Organomineral Taban ve Üst Gübreleri 2-4 mm Granül (50 kg) 2>3 SF. INDEX İÇİNDEKİLER 2016 01 02 03 04 05 5.0.30+(40So3) NK HARMANLANMIȘ GÜBRE Potasyum

Detaylı

Determination of Yield and Some Quality Components of False Flax [Camelina sativa (L.) Crantz] Genotypes Sown on Different Dates in Autumn

Determination of Yield and Some Quality Components of False Flax [Camelina sativa (L.) Crantz] Genotypes Sown on Different Dates in Autumn Manas J Agr Vet Life Sci, 2018, 8 (2), 25 34 Determination of Yield and Some Quality Components of False Flax [Camelina sativa (L.) Crantz] Genotypes Sown on Different Dates in Autumn Mehmet AKBAŞ 1, Mustafa

Detaylı

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi EMRE CAN KAYA NAZLI ZEYNEP ARIÖZ AYŞENUR ŞAHIN ABDULLAH BARAN İçeriklerine Etkisi 1. GİRİŞ Tarımda kimyasal girdilerin azaltılması

Detaylı

Eskişehir Koşullarında Macar Fiği (Vicia pannonica Crantz.) Hat ve Çeşitlerinde Yem ve Tohum Verimleri

Eskişehir Koşullarında Macar Fiği (Vicia pannonica Crantz.) Hat ve Çeşitlerinde Yem ve Tohum Verimleri Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):230-234 Araştırma Makalesi (Research Article) Eskişehir Koşullarında Macar Fiği (Vicia pannonica Crantz.) Çeşitlerinde Yem ve

Detaylı

FARKLI YETİŞTİRME ORTAMLARININ SERA VE İKLİM ODASI KOŞULLARINDA PATATES (Solanum tuberosum L.) MİNİ YUMRU ÜRETİMİNE ETKİLERİ

FARKLI YETİŞTİRME ORTAMLARININ SERA VE İKLİM ODASI KOŞULLARINDA PATATES (Solanum tuberosum L.) MİNİ YUMRU ÜRETİMİNE ETKİLERİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2004, 17(2), 109-114 FARKLI YETİŞTİRME ORTAMLARININ SERA VE İKLİM ODASI KOŞULLARINDA PATATES (Solanum tuberosum L.) MİNİ YUMRU ÜRETİMİNE ETKİLERİ Ercan ÖZKAYNAK

Detaylı

Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu

Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu Sabri TÜZÜN 1, Murat ÇİMEN 1*, İsa BAŞ 1, Yusuf DEMİR 1, Mehmet KOTAN 1, Maas TAYFUR 1 Özet Bu çalışma ile Edirne ilinden

Detaylı

TARIM MAKİNALARI BİLİMİ DERGİSİ

TARIM MAKİNALARI BİLİMİ DERGİSİ ISSN 1306-0007 TARIM MAKİNALARI BİLİMİ DERGİSİ (Journal of Agricultural Machinery Science) 2013 CİLT (VOLUME) 9 SAYI (NUMBER) 3 Sahibi (President) Tarım Makinaları Derneği Adına (On Behalf of Agricultural

Detaylı

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye 10. Tarla Bitkileri Kongresi, Konya-2013, Kitap2, sayfa 350-357 YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN

Detaylı

IMI GRUBU AYÇİÇEĞİ TESCİL RAPORU

IMI GRUBU AYÇİÇEĞİ TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil Ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü IMI GRUBU AYÇİÇEĞİ TESCİL RAPORU NX23205 LG5555CLP LG5452HO CL LG5566CL ES Terramis CL ES Novamis CL ES Grafic

Detaylı

Ezgi KARA*, Murat ÇİMEN**, Servet KAYA*, Ümit GARİP*, Mehmet ŞAHİNSOY*

Ezgi KARA*, Murat ÇİMEN**, Servet KAYA*, Ümit GARİP*, Mehmet ŞAHİNSOY* ISSN: 2148-0273 Cilt 1, Sayı 2, 2013 / Vol. 1, Issue 2, 2013 Hakkari İlinde Yetiştirilen Yerli Kıl Keçilerden Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağ ve Protein Seviyelerinin Türk Standartlarına Uygunluklarının

Detaylı

Seed Yield and Quality of Some Inbreed Lines in Naked Seed Pumpkin (Cucurbita pepo var. styrica)

Seed Yield and Quality of Some Inbreed Lines in Naked Seed Pumpkin (Cucurbita pepo var. styrica) YYÜ TAR BİL DERG (YYU J AGR SCI) 0, ():-9 Geliş Tarihi (Received):.08.0 Kabul Tarihi (Accepted): 9.09.0 Araştırma Makalesi/Research Article (Original Paper) Bazı Kabuksuz Çekirdek Kabağı (Cucurbita pepo

Detaylı

Adnan Menderes Üniversitesi. Ankara Üniversitesi

Adnan Menderes Üniversitesi. Ankara Üniversitesi KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Berrin ŞAHİN Ünvanı Mühendis Telefon 2565811123 E-mail berrin.sahin@gthb.gov.tr Doğum Tarihi - Yeri 19.05.1962-Ankara EĞİTİM BİLGİLERİ Doktora Üniversite Adı - Akademik Birim/Mezuniyet

Detaylı

*Yaşar Tuncer KAVUT Ahmet Esen ÇELEN Ş. Emre ÇIBIK M. Ali URTEKİN

*Yaşar Tuncer KAVUT Ahmet Esen ÇELEN Ş. Emre ÇIBIK M. Ali URTEKİN Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):225-229 Araştırma Makalesi (Research Article) Ege Bölgesi Koşullarında Farklı Sıra Arası Mesafelerinde Yetiştirilen Bazı Yem Bezelyesi

Detaylı

DUFED 4(1) (2015) dergi anasayfa:

DUFED 4(1) (2015) dergi anasayfa: DUFED 4(1) (2015) 31-35 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Bazı süs biberi genotiplerinin bitki özellikleri ve tohum çıkış performansları Maternal plant

Detaylı

IMPROVING OF F 1 HYBRIDS CUCUMBER (CUCUMIS SATIVUS L.) VARIETIES FOR GREENHOUSE SPRING CULTIVATION

IMPROVING OF F 1 HYBRIDS CUCUMBER (CUCUMIS SATIVUS L.) VARIETIES FOR GREENHOUSE SPRING CULTIVATION Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Derim Dergisi, 2009,26(1): ISSN 1300-3496 HIYARDA (Cucumis sativus L.) İLKBAHAR ÖRTÜALTI YETİŞTİRİCİLİĞİNE UYGUN HİBRİT ÇEŞİT GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI Volkan GÖZEN

Detaylı

Ülkemiz İçin Yeni Bir Tere (Lepidium sativum var. sativum) Çeşit Adayı: Dadaş

Ülkemiz İçin Yeni Bir Tere (Lepidium sativum var. sativum) Çeşit Adayı: Dadaş Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 4 (2), -, 200 Journal of Agricultural Faculty of Atatürk University, 4 (2), -, 200 ISSN : 00-06 Araştırma Makalesi/Research Article Ülkemiz İçin Yeni Bir

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza İçindekiler I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza 1. Sebzeciliğin Önemi... 3 1.1. İnsan Beslenmesindeki Önemi...4 1.1.1. Sebzelerin Besin Değeri... 5 1.1.1.a. Su... 5 1.1.1.b. Protein... 6 1.1.1.c. Karbonhidratlar...

Detaylı

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI ADİ FİĞ (VİCİA SATİVA L.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA *

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI ADİ FİĞ (VİCİA SATİVA L.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA * DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI ADİ FİĞ (VİCİA SATİVA L.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA * A Study About The Determınatıon Of Yıeld And Yıeld Components

Detaylı

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Konya Koşullarında Bazı Aspir Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Konya Koşullarında Bazı Aspir Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi Selçuk Tar Bil Der, 3(2): 233-237 233 Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Konya Koşullarında Bazı Aspir Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi Mehmet Adalı 1,*, Özden Öztürk 1 1 Selçuk Üniversitesi,

Detaylı