ÜNİTE 10 MODALS (1) YABANCI DİL II YILDIRAY KURNAZ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. can. could. may. might. be able to. will. Bu ünitede amaçlanan kazımlar;

Transkript

1 MODALS (1) İÇİNDEKİLER BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ can could may might be able to will HEDEFLER YABANCI DİL II YILDIRAY KURNAZ Bu ünitede amaçlanan kazımlar; İngilizcede kiplerin (modals) anlamlarını ve cümle içerisindeki kullanımlarını öğrenmek. ÜNİTE 10

2 MODALS (1) İngilizce de kipler (Modals) izin (permission), beceri (ability), zorunluluk (obligation), yasaklama (prohibition), tavsiye (advice), rica (request), teklif/öneri (offer), geçmiş alışkanlıklar (past customs), gelecek planlar (future plans), ve ihtimal (possibility) gibi durumlardan bahsetek için kullanılır. Bu kapsamda İngilizce de kullanılan kipler şunlardır: can, could, may, might, be able to, will, should, had better, must, have to, would ve used to. Bu ünitede öğrenilecek olan kipler can, could, may, might, be able to, will kipleri (modals) dir. Bu kiplerin her birinin kullanımınlarına ayrı ayrı değinilirse: 1. Can Present ability ( geniş zamanda beceriler) I can play tennis, but I can t play football.) (Tenis oynayabilirim, fakat futol oynayamam.) Possibility (ihtimal) I am not sure, but we can stay at home. (Emin değilim, fakat evde kalabiliriz.) I saw him in the office two minutes ago. He can't be abroad. (Onu ikika önce ofiste gördüm. Yurt dışnda olamaz.) Permission (İzin) - Father, can I go to the cinema with my friends? (Baba, arkadaşlarımla birlikte sinemaya gidebilir miyim?) -Ok son! You can go to the cinema with your friends. (Tamam evlat! Arkadaşlarınla birlikte sinemaya gidebilirsin.) Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 2

3 Request (Rica) Can you give me your pen? (Kalemini bana verir misin?) 2. Could Past ability ( geçmiş zamanda beceriler) I could play tennis last year. Because of that accident, I can' play this year. ( Geçen yıl tenis oynayabilirdim. O kazadan dolayı bu yıl oynayamıyorum.) Possibility (ihtimal) Look at the dark clouds. It could rain in a few minutes. (Kara bulatlara bak. Bir kaç dakika içerisinde yağmur yağabilir.) Permission (İzin - nazik) - Sir, could I leave early today, please? (Efendim, bugün erken ayrılabilir miyim lütfen?) - Yes, you could. You already worked well today. (Evet. Zaten bugün gayet iyi çalıştın.) Request (Rica - nazik) Could I use your computer, please? (Bilgisayarını kullanabilir miyim lütfen?) Could my little brother come with me, please? (Küçük kardeşim de benimle gelebilir mi lütfen?) Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 3

4 3. May / Might Anlam olarak aralarında pek bir fark olmamakla birlikte might yaygın bir kullanıma sahip değildir. Possibility (ihtimal) - Where is Jane? I didn t see him at school today. (Jane nerede? Bugün onu okulda görmedim) - I don t know. She may be at home. (Bilmiyorum. Evde olabilir.) I want you to be ready. We may depart soon. (Hazır olmanı istiyorum. Kısa sürede yola çıkabiliriz.) He is not feeling good. He may not come to the party with us. (Pek iyi hissetmiyr. Bizimle birlikte psrtiye gelmeyebilir.) Permission (İzin-nazik) - Sir, may I leave early today, please? (Efendim, bugün erken ayrılabilir miyim lütfen?) - Yes, you may. You already worked well today. (Evet. Bugün zaten iyi çalıştın.) Request (rica-nazik) 4. Be Able To - May I use your computer, please? (Rica etsem bilgisayarını kullanabilir miyim? - Yes, you may. (Evet, kullanabilirsin.) Ability She is able to pass the exam. (O sınavı geçebilir.) She was able to run really fast and win the cup when last year. But she isn t able to run now. Because she is really old and sick now. (O geçen yıl gerçekten hızlı koşup kupayı kazaabildi. Fakat şimdi koşamaz. Çünkü o şimdi gerçeken çok hasta ve yaşlı.) Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 4

5 5. Will Future plans (gelecek planlar) - Will he come with you? (O seninle gelecek mi?) - No he will not. He will stay at home. He says he is tired. (Hayır gelmeyecek. O evde kalacak. Yorgun olduğunu söylüyor.) - Will you drink a cup of coffee? (Bir fincan kahve içer misin?) - Yes I will. / No I will not (won t) (Evet, içerim. / Hayır, içmem) Request (Rica) Will you marry me? (Benimle evlenir misin?) Will he please help me? (Bana yardım edebilir mi lütfen?) Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 5

6 Özet Bu ünitede görülen kipler (modals) can / could / may / might / be able to/ will kipleridir. Kiplerin genel özellikleri öznelere göre değişiklik göstermeyip, bütün öznelerle aynı şekilde kullanılmalarıdır. Örneğin 'Can' kipi. öznesi ne olursa olsun her zaman aynı şekilde kullanılır. I can swim. (Ben yüzebilirim.) He can swim. (O yüzebilir.) Aysun can speak English. (Aysun İngilizce konuşabilir.) Ali and Hasan can speak English. (Ali ve Hasan İngilizce konuşabilirler.) lerde de görüldüğü üzere. Öznenin tekillik çoğulluk vs. durumalrına göre dğişiklik göstermeden, bütün öznelerle aynı şekilde kullanıldı 'can' kipi. Bazı kipler bir yardımcı fiil ile kullanıldıklarında yardımcı fiil özneye göre değişiklik gösterir. Örneğin 'be able to' kipi. 'to be' yardımcı fiilleri ile birlikte kullanıldığı için, hangi 'to be' yardımcı fiilinin modal ile kullanılacağı özneye göre değişiklik gösterir. I am able to run five kilometers in thirty minutes. (Ben otuz dakika içerisinde beş kilometre koşabilirim.) He is able to run five kilometers in twenty minutes. (O, yirmi dakikada beş kilometre koşabilir.) Are you able to play tennis? (Sen tenis oynayabiliyor musun?) Is she able to play tennis? (OO, tenis oynayabiliyor mu?) Kiplerden sonra fiillerin yalın halleri kullanılır. Özne ne olursa olsun kiplerden sorna gelen fiillere herhangi bir ek gelmez. She is not at school. She may be home. (O okulda değil. Evde olabilir.) We can win the match. (BBiz maçı kazanabiliriiz.) I was able to ride bicycle last year. (Ben geçen yıl araba kullanamazdım.) Ödev Bu ünitede geçen bütün modalların her bir kullanımlarına yönelik ayrı ayrı cümleler kurabileceğiniz dialogların hazırlanması. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 6

7 EXERCISE I Aşağıdaki sorularda verilen boşluklara gelebilecek en uygun modal(lar)ı yazınız. 1. I'm sure he is here - I can see his car in front of the building. He be here. I can see his car in front of the building. 2. They're coming this week but I don't know which day. They be coming tomorrow. 3. I'm not sure I'm going to pass the exam. I don't feel very confident. I pass the exam. I don't feel very confident. 4. I've bought a lottery ticket. There's a chance I'll become a millionaire! I become a millionaire! 5. I'm sure she doesn't speak French very well - she's only lived in Paris for a few weeks. She speak French very well. She's only lived in Paris for a few weeks. 6. My key's not in my pocket or on my desk so I'm sure it's in the drawer. My key's not in my pocket or on my desk so it be in the drawer. 7. Someone told me that Mark was in Mexico but I saw him yesterday so I'm sure he's not abroad. Mark be abroad. 8. You got the job? That's great. I'm sure you're delighted. You got the job? That's great. You be delighted. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 7

8 9. They told me to prepare the project by tomorrow but it's alomost impossible to have it done so fast. I finish it by tomorrow if I stay at work all night, but I'm not sure. 10. I asked them to send the goods as soon as possible; we receive them by the end of the week if the post is fast. CEVAPLAR (EXERCISE I) 1 must 2 may / coud / might 3 may not / might not 4 may / could / might 5 can t 6 must 7 can t 8 must 9 might / could / may 10 might / could / may Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 8

9 KAYNAKLAR (Alıştırmalar) ( , 14:41) Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 9