MİLLİ MÜCADELEDE KOMÜNİZM HAREKETLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MİLLİ MÜCADELEDE KOMÜNİZM HAREKETLERİ"

Transkript

1 1

2 MİLLİ MÜCADELEDE KOMÜNİZM HAREKETLERİ Birinci Dünya Savaşı nda düşman olarak karşı ittifaklarda savaşan Türkler ile Ruslar, savaşın sonlarına doğru meydana gelen gelişmelerle birbirlerine yaklaşmışlardır. Rusya da 1917 yılında meydana gelen ve o zaman adına Ekim Devrimi denilen Komünist İhtilal, Çar II. Nikola nın tahttan indirilmesi ve çarlık rejiminin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır. Çarın yerini önce Menşevik, ardından da Bolşevik Hükümetler almıştır. Bolşevik, çoğunluktan yana anlamına gelen Rusça kelime, 1903 yılında düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin İkinci Kongresinde Partinin üyelik tanımı üzerine başlayan görüş ayrılığı sonucu yaşanan ayrışmadaki taraflardan Lenin yanlısı grup çoğunlukta olduğu için Rusça çoğunluk anlamına gelen Bolşevik olarak, azınlıktaki Martov yanlıları da Menşevik olarak adlandırılacaktır. Kongreden sonra iki taraf arasında birleşme girişimleri olsa da birleşme gerçekleşmeyecek ve 1912 yılında kesin ayrım yaşanacaktır. Bolşevikler Ekim Devrimi ile iktidarı alacaklar ve Sovyetler Birliği'ni kuracaklardır. Bolşevizm'in Rusya'dan dalga dalga yayılacağı düşüncesi Türkiye Büyük Millet Meclisini derinden etkiliyordu. Bir yandan iç isyanların ve diğer yandan Yunanlıların Bursa'yı işgal etmeleri, milletvekillerinin ümidini Rusya'ya ve Komünizme bağlamıştı yılında, dışarıda Enver Paşa, bir cins İslam Bolşevikliği peşinde çalışırken, Anadolu'daki bir kısım İttihatçılar da Enver Paşa paralelinde çabalar içindeydiler. Anadolu'da ilk kurulan Komünist parti olan Yeşil Ordu Cemiyeti bu çabaların ürünüdür. Çerkez Ethem in kardeşi Milletvekili Reşit Bey de bu Cemiyetin kurucuları arasındadır. İç isyanların bütün Anadolu yu boydan boya sardığı bir dönemde ve düzenli ordu birliklerinin Yunan kuvvetleri karşısında dağılıp çözüldüğü bir ortamda, Mustafa Kemal Paşa Kuva-yı Milliye ye yardımcı olur, iç isyanların bastırılmasında rol oynar düşüncesiyle oldukça güvendiği kişilerce başlatılan Yeşil Ordu girişimini olumlu karşılamıştır. Ancak Yeşil Ordu yu kuranların amacı daha başkadır. Onlar başlangıçta Enver Paşa ile işbirliği halinde İslam Dünyası nda bir Yeşil Komünizm kurma düşleri görmektedirler. O günlerin tek etkin askeri gücünün komutanı olan Çerkez Ethem in kişiliğinde yeni bir lider kazanırlar. Kuva-yı Seyyare ve bazı düzenli ordu birlikleri yeşil ve kırmızı renkli flamalar kullanmaya başlarlar. Mustafa Kemal Paşa, kontrolden çıkan Yeşil Ordu nun kapatılmasını ister. Paşa ya bağlı birçok Yeşil Orducu kişiler bu emre uyar, ama Ankara ve Eskişehir il örgütleri faaliyetlerini sürdürür yılı başında Kütahya da Çerkez Ethem in, düzenli ordu birliklerine yenilmesiyle birlikte, Yeşil Ordu girişimi son bulmuş ve örgüt dağılmıştır. Yeşil ve kırmızı renkli flama taşıyan birlikler yeniden kırmızı ve beyaz renkli flama taşımaya başlamışlardır. İttihat ve Terakki Hükümeti iktidarda iken muhalif faaliyetlerinden dolayı Sinop'a sürgün edilen Mustafa Suphi, buradan Çarlık Rusya'sına geçti ve burada 2

3 Ruslara esir düştü. Esirliği sırasında tanıştığı mahkûm devrimcilerin etkisi ile 1918 yılında Sosyalist Müslüman Doğu Halklar Kurultayının ardından sürgündeki askerler ve Türkiye'deki gruplarla beraber 10 Eylül 1920 yılında Bakü'de yapılan kongre ile Türkiye Komünist Partisini kuruldu. Mustafa Suphi ve arkadaşları Anadolu'da gerçekleşen Kurtuluş Savaşına destek vermek için önce Mustafa Kemal Paşa ile irtibat sağladılar. Mustafa Kemal Paşa'nın daveti ile Ankara'ya gelmek için yola çıktılar. Bunların yurda girmeleri ile protestolar başladı. Kars ve Erzurum'dan sonra Kazım Karabekir'in yönlendirmesi ile Trabzon'a geçtiler. Mustafa Suphi'nin amacı buradan gemi ile Samsun'a geçip Ankara'ya ulaşmaktı. Ama Kazım Karabekir'in ise onları Rusya'ya geri göndermeyi istediği iddia edilmiştir. Gemi Karadeniz'e açıldıktan sonra Trabzon kabadayılarından Yahya Kahya ve adamları gemiye arkadan yetişip Mustafa Suphi ve arkadaşlarını öldürmüşlerdir. Bu cinayetin sırları açıklanamamıştır. Gizli yazışmalar ve telgraflar ancak bunu kanıtlayabilirdi ki bunlar hala bilinmemektedir. Bir süre sonra Yahya Kahya, Muhafız Alay Komutanı İsmail Hakkı Tekçe tarafından öldürülmüştür yılının son günlerinde Halk İştirakiyun Fırkası kuruldu. Daha önce Bakü'de kurulmuş olan Türkiye Komünist Partisi, Yeşil Ordu ile beraber çalışacağını bildirerek Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası programını ve kuruluş bildirgesini yayınladı. Türkiye Komünist Partisi'nin yasal kolu olan bu parti, böylece Türkiye'nin ilk yasal komünist partisi oldu. Yayın organı Emek olan Parti, işçilere ve yoksul köylülere yönelik bir politik çalışma yapıyordu yılı başında kapatıldı. Sakarya Savaşı'ndan sonra partinin çalışmalarına tekrar izin verildi. 15 Ağustos 1922'de Ankara'da ilk kongresini yaptı. İzinsiz kongre yapması nedeniyle parti 12 Eylül 1922 tarihinde yeniden kapatıldı. Bu arada Türk Komünist Fırkası, Mustafa Kemal Paşa'nın talimatı doğrultusunda 18 Ekim 1920 de kuruldu. Bu kararın önemli nedenlerinden biri, Ankara Hükümeti ile Sovyet Hükümeti arasındaki yakınlaşmaydı. Bu dönemde Sovyet hükümeti, Kurtuluş Savaşı nı silah ve cephane göndererek destekliyordu. Türk Komünist Fırkası nın kurucuları arasında, Tevfik Rüştü Aras, Yunus Nadi Abalıoğlu, Hakkı Behiç Bayiç, Refik Koraltan, gibi tanınan kişiler vardı. Partiye Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, İsmet İnönü ve Kazım Karabekir de üye oldular. Yeni Gün gazetesi partinin yayın organı olarak çıkarıldı. Türk Komünist Fırkası, Komünist Enternasyonal'e üyelik için başvurduysa da kabul edilmedi. Parti, Anadolu daki sol eğilimleri bünyesinde toplamayı ve denetim altında tutmayı amaçlıyordu. Ancak Çerkez Ethem in Ankara Hükümeti ile çatışmaya girmesinin ardından, kuruluşundan yaklaşık üç ay sonra kapatıldı. Zaman zaman ilgisiz ve yetkisiz kişilerin, kendi adlarına Anadolu hareketi temsilcileriymiş gibi Sovyetlerle temas etmeleri, Sosyalist Enternasyonal toplantılarına katılmaları, Anadolu'ya gelip kendilerini Bolşeviklerin temsilcileriymiş gibi göstermeleri, Ankara da hoş karşılanmamış ve çeşitli önlemler alınmıştır. 3

4 Yunanlıların İzmir'den dalga dalga Anadolu içlerine ilerlemeleri sırasında Rus Kızıl Ordusuna olması gerektiğinden çok fazla ümit bağlanmış ve sanki bir kurtarıcı gibi düşünülmüştür. Ayrıca o zamanki ifadesi ile Bolşevizm, bütün Dünyaya yayılacak ve önünde durulması mümkün olmayacak sosyal ve siyasal bir akım olarak yorumlanmıştır. 30 Ocak 2015, Eskişehir Cengiz ÇETİNTAŞ 24 NİSAN 1920: MUSTAFA KEMAL PAŞA NIN MECLİSİN AÇIŞ NUTKUNDA KOMÜNİZM HAKKINDA KONUŞMASI (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 2.Birleşim, Gündem: 2/1) Meclis bir gün önce açılmıştı ve ilk gün çalışma kuralları ile ilgili bir takım kararlar alındı. Secim mazbataları için komisyonlar kuruldu. Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Temsil Heyeti Başkanı olarak değil, Büyük Millet Meclisinin Ankara Milletvekili olarak Genel Kurul da bulunuyordu. Uzun bir açış konuşması yaptı. Mondros Ateşkesi nden 23 Nisan 1920 gününe kadar gelişen olayları ayrıntılı olarak anlattı. Bu arada Sovyet Rusya ile olan ilişkilere de değindi. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Bolşeviklerin kendilerine has bir kısım görüşleri vardır. Bolşevikler sürekli olarak kendi görüşlerini kabul ettirme çabasındadırlar. Milletimizin gelenekleri, dini ve kabul edeceği şeyler vardır. Biz her ne yaparsak geleneklerimizi, dinimizi göz önünde bulundurmak zorundayız. İşte bu sebeple bizimle Bolşeviklik arasındaki ilişki incelemeye ve ayrıntılarıyla düşünmeye değer. Biz hiç kimsenin, hiç bir milletin adet ve geleneklerine, milli görüşlerine karşı değiliz. Yalnız ülkeyi baskıyla yönetmeye, despotluğa ve yayılmacılığa düşmanız. Avrupalılar Bolşevizm den korkmaktadır. Bizim Bolşeviklerle birlikte hareket edeceğimizden sürekli olarak kuşkulanmaktadırlar. Bağımsızlık şartlarımız sağlanırsa neden onlarla birlikte hareket etmeyelim? Milli sınırımız içerisinde, gösterdiğim şartlarda varlığımızı koruduğumuzda, başka bir şey istemek doğru değildir. Ancak her ihtimale karşı hayatımızı korumak için dıştan destek aramak gerekebilir. Bu durumda kendi görüşlerimiz esas kalmak şartı ile her kaynaktan yararlanmayı uygun görürüz. Gerektiğinde Bolşeviklerden ne derece yardım alabileceğimizi anlamak için girişimlerde bulundum. Burada Milletimizi ilgilendiren bütün konular görüşüldü. Kesin sonuca varılmış değildir. 4

5 Eğer kaçınılmaz şekilde ihtiyaç görülürse Yüce Meclisiniz bu konuda daha köklü kararlar alabilir MAYIS 1920: RUSYA SOVYETLER KOMİSERLİĞİNİN GÖNDERDİĞİ BİLDİRİ HAKKINDA YAPILAN GÖRÜŞMEDE (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 14.Birleşim, Gündem: 5/1) Mustafa Kemal Paşa iki hafta önce Meclisin açılışı dolayısıyla gizli oturumda verdiği beyanatında, Bolşeviklikten korkan Avrupa nın endişelerini de göz önünde bulundurarak, ülke şartlarının dikkate alınması ve TBMM nin kendi düşünceleri baki kalması şartı ile Bolşeviklerden istifade edilebilir, demişti. Yalnız Meclis bu konuda yeterince bilgi sahibi değildi. Mustafa Kemal Paşa da, Milletvekilleri de Bolşevik düşünceye temkinli yaklaşıyorlardı. Ama onlarla ittifak kurmaları da şarttı. CELALETTİN ARİF BEY (Başkan Vekili): Efendim, Kâzım Karabekir Paşa dan havale bir telgraf var. Bir bildiri okunacaktır. Rusya ve Doğu Müslümanlarına, Kolçak ordularının, Denikin ordularının mahvolmasından daha önemli bir mesele, bütün milletlerin ve Müslüman milletlerin uyanması ve harekete geçmesi meselesidir. Doğu nun taksimi için başlayan kanlı muharebelerin sonu gelmek üzeredir. Dünyanın bütün toplumlarını kendi boyundurukları altına alan İngiliz yağmacılarının kuvvetleri seferberlikleri sona ermektedir. Artık Rus Büyük İnkılâbı nın darbeleri sayesinde Dünya köleliğinin ve esaretinin eski binaları yıkılıyor. Hükümetler milletlerin eline geçecektir. Rusya alın teriyle ve kan bahasına çalışan bütün milletlerine, Dünyanın esir milletlerine hürriyet kazandırmak için şerefli bir sulh sağlayacaktır. Rusya bu mukaddes emel peşinde yalnız değildir. Avrupa'nın Dünya Harbi yüzünden bitkin bir hale gelmiş olan milletlerinin elleri bize uzanmıştır. Keza Avrupa'nın meşhur yağmacılarına asırlarca esir olan büyük Hindistan da kendi mebuslarını seçerek ve meşum esareti yıkarak ve Doğu toplumlarını hürriyete davet ederek kendi eliyle isyan bayrağını kaldırmıştır. Yağmacıların ayağı altında emperyalizm tuzağı yatmaktadır. Rusya'nın ve Doğu nun Müslümanları, o camileri, ibadethaneleri, mektepleri tahrip edilen ve hakları gasp edilen insanlar, sizin dininiz ve adetleriniz, milli ve medeni hürriyetiniz serbest ve el sürülmez bir halde kalacaktır. Serbestçe ve engelsiz olarak milli hayatınızı tanzim ediniz, buna hakkınız vardır. Bilmelisiniz ki Rus Sovyetleri Büyük İnkılâbı, sizin hukukunuzu 1 TBMM Gizli Celse Zabıtları (24 Nisan 1920), 1.Dönem, c.1, s.2-10, 5

6 bütün kuvvetiyle himaye edecektir. Binaenaleyh, bu inkılâba yardım ediniz. Doğu nun Müslümanları, Türkler, Araplar, İranlılar, Hindular kendi memleketleri, malları, hayatları taksim ve harap edilmek üzere bulunan kimseler, sona erdirilen Çarlık tarafından tanzim edilen, İstanbul'un cebren işgali antlaşması yırtılmış ve mahvedilmiştir. Rus Sovyetleri Cumhuriyeti, memleketlerinizin zorla işgalini ret ile ilân eder. İstanbul Müslümanların elinde kalacaktır. Türkiye'nin taksimine ve Türk arazisinden bir Ermenistan teşkiline dair olan antlaşma yırtılmış ve mahvolmuştur. Yine ilân ederiz ki, İran'ın imhasına dair yapılan antlaşma da yırtılmıştır. Yağmacıları, memleketinizi boyunduruk altına alan zalimleri reddediniz. Artık susulacak devir geçti. Memleketinizin efendisi kendiniz olunuz. Arkadaşlar, kardeşler dünyanın esir milletlerinin kurtuluşunu bayraklara yazalım. Rusya Sovyetler Komiserliği HAMDULLAH SUPHİ BEY (Antalya): Reis Beyefendi, nereden geliyor Efendim. CELALETTİN ARİF BEY (Başkan Vekili): Efendim, Sovyetlerin telsiz telgraflarından bildiri olarak veriliyor ve Erzurum'daki bizim telgrafçımız bunu alıyor. Kâzım Karabekir Paşa da bize ve diğer kumandanlıklara tebliğ ediyor. HAMDULLAH SUBHİ BEY (Devamla): Meclisi adına bir cevap vermek lâzım gelmez mi Efendim? (yeri belli değil, sesleri) FEYZİ EFENDİ (Malatya): Teşekkürlerle dinlenilmiştir. TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Efendim, Müslümanlara hitaben olduğu için yalnız milli değil, bilhassa dini vazifemizdir. Yine evvelce geçen gün arz ettiğim gibi bir teşekkür yazılmalıdır. (gürültüler) Kime yazılacağı bellidir. Sovyet Hükümetinin imzası var. HAMDULLAH SUPHİ BEY (Devamla): Mademki telgrafın bize ait olan bir tarafı da vardır. Niçin Millet Meclisi buna dair bir söz söylemesin, Efendim? Müsaade buyurursanız bendenizin bir teklifim var. Arkadaşlar, bendenizce bu bir fırsattır. Millet Meclisi, gelen kuvvetler hakkında kendi durumunu tayin edebilir. Bizim için Bolşevik cereyanları karşısında bazı endişe noktaları vardır. Bunların hiçbirini inkâr etmek istemeyiz. Memleketimiz şüphesiz ki, Bolşevizm in neden ibaret olduğunu, hedefleri nelerdir, bunu açık bir şekilde bilmiyor. Fakat bizim bilmememiz Bolşevizm in hudutlarımıza gelmesine mâni olmuyor. Bu hareket, bütün Rusya Müslümanları arasında yer yer toplanmalar, iştirakler ve yeni Hükümetler meydana getirdi. Bundan Türk orduları doğdu. Onlar Bolşevik hareketine iştirak ettiler ve Rusya'da doğmuş olan yeni, büyük inkılâbın bir kısmını da oradaki kardeşlerimiz meydana getirdiler. Biz buna karşı dorumumuzu tayin etmiyoruz. Çünkü bu çok eskimiş bir zaafımızdır. Yine açıklıktan çekiniyoruz. Memleket Bolşevizm i bilmiyor, Memleket Bolşeviklik hakkında aydınlatılmamış, 6

7 aksine aldatılmıştır. Zannediyorum ki, sırf aldandığımıza göre düşünürsek Bolşeviklik kuvveti bu topraklara girecek olursa, yağma için girecektir, tahrip edecektir, yakacaktır, yıkacaktır, ananelerimize ve mukaddesatımıza hürmet etmeyecektir. Bu böyledir diyenler var. Fakat izah etmeliyiz, Bolşeviklik nedir, öğrenmeliyiz, hakkında hüküm vermeliyiz. Belki böyle değildir. Belki bizim için en hakiki bir yardımcı geliyor. Başkalarını topraklarımızdan kovmak için bizi destekleyici bir kuvvet geliyor. Her tarafta az çok müşkülât içindeyiz, bunu her gün deniyoruz. Belki onlardan istifade ederek düşmanlarımızı atacağız ve milli birliğimizi vücuda getireceğiz. Onun için bendenizce Millet Meclisi Bolşevikliğin esasları hakkında bir açık fikri elde etmeli ve kendi düşüncesini ifade etmelidir. Bütün memlekete, Bolşeviklik nedir ve bize ne getiriyor, bunu söylemeye mecburuz. Görüyorum ki Efendim ne vakit buna temas eden bir haber gelirse Meclisin ilk aldığı tedbir kaçmak, geriye çekilmek oluyor. Bendeniz diyorum ki Millet Meclisinin en mühim vazifelerinden biri, doğrudan doğruya Millete Bolşeviklik hakkında bir şey düşünmek ve ne düşündüğünü izah etmektir. Şimdi en son haberleri hatırlamanızı rica edeceğim. Bize oradaki kumandanımızın bildirdiğine göre Kırgız kuvvetleri Ermenistan hududuna gelmişlerdir, dedi. Ermenistan dört beş ayda aşılacak değildir. Ermenistan hududuna varacak olan kuvvet iki üç muharebe verdikten sonra bizim hudutlarımıza ulaşabilir. Biz buna karşı muhalif bir vaziyet mi alacağız, hudutlarımızı kapayacak mıyız? Yoksa bunu kendimiz için faydalı bir kuvvet görerek ve hudutlarımızı açarak el ele verip kurtuluş mücadelemize devam mı edeceğiz? Bildiğimiz bir şey var arkadaşlar. Bu telgraf onu tekrar etmekten başka bir şey yapmıyor. Lenin İslâm Âlemine hitaben ilk sözlerini söylediği vakit dedi ki biz sizin din ve mal halklarınıza ve müesseselerinize hürmet edeceğiz. Acaba şimdi de böyle düşünüyor mu, düşünmüyor mu? Ben Rusya'nın içinden gelmiş, en yakından tanıdığım ve namuslarını itimat ettiğim subaylara dayanarak söylüyorum ki, Bolşevizm İslâm memleketlerinde tecavüzkâr olmadı. Milli müesseseleri kökünden kazımadı. Bilâkis o Müslüman kütlelerin arasında minnet hissi ve şükran doğuracak surette onlara yardım etti. Bunun içindir ki Kolçak ve Denikin kuvvetlerini bizim kardeşlerimizin memleketlerini mahvetti. O halde biz bir şey yapalım. Mademki onlar hudutlarımıza yaklaşıyor ve bizim onu defetmek imkânımız da yoktur. Bilhassa o kuvvet, İngilizler Rusya'yı istila ettikleri vakit mükemmel darbelerle topraklarından onları uzaklaştırdı. Güney Rusya'da tutundurmadı. Mademki bu kuvvet kendi topraklarını muhafaza edecek, aynı zamanda başka topraklarda istediklerini kabul ettirecek muazzam kuvvetlere ve teşkilata haizdir ve yavaş yavaş bize yaklaşıyor, Meclisin vazifesi, arz ettiğim üzere ya lehinde veya aleyhinde düşüncelerini vakit gecikmeden tespit etmektir. Eğer lehinde bir düşünceye sahip isek, eğer öyle kanaatlerimiz varsa Memleketimize bunu anlatalım. Gelenden korkmasınlar, ürkmesinler, ne kadar kargaşalıklar olabilir. Bu memleketin mesuliyeti bizim omuzlarımızın üzerindedir. Cesur olalım. Mademki buraya geldik, bu kadar büyük bir işi üzerimize aldık, bu gibi Dünya meseleleri hakkında Millet Meclisinin düşüncelerini açıkça telkin edelim. Biz bunu tayin 7

8 ettikten sonra Erzurum daki Kumandanımıza kendi görüşümüzü söyleyebiliriz. On beş yirmi gün geçtikten sonra hudutlarımıza ulaşacak kuvvetlerle beraber ne yapacağız? Bu bilinmeli. İsterseniz ilk hareketi ben yapayım Efendim. İman ediyorum ki, Memleketimizdeki işgalci hain kuvvetleri kovmak için bizim en tabii destekleyicimiz gelen Bolşevik kuvvetleridir. (alkışlar) TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Asıl söyleyeceğimi sona bırakıyorum, evvelkini tekrar ediyorum. İnsani vazifelerini açıkladıklarından dolayı kendilerine tebrik telgrafları çekelim, asıl teklifim budur. Teşekkür ederim Suphi Bey. Geçen gün benim sözlerim yanlış anlaşıldı. Ben memlekette şöyle ihtilâl yapalım, böyle yapalım, Bolşeviklik meydana getirelim diye söz söylemedim. Fakat bu derece, bir hafta zarfında kendisini inkılâba azimli gördüğümden dolayı Hamdullah Suphi Bey i tebrik ederim. (gülüşmeler) BESİM ATALAY BEY (Kütahya): Arkadaşlarım, bugün Osmanlı Âlemi, Anadolu, iki karşılıklı akımın buluşma yerinde bulunuyor. Bu akımların biri, inançların, dinlerin, doğduğu Doğu dan, diğeri ise zulmün, kahrın, zorbalığın bulunduğu Batı dan geliyor. CELAL BEY (Saruhan): Medeniyet diye geliyor. (bravo sesleri) BESİM ATALAY BEY (Devamla): Biz bu zayıf kollarımızla, bu yığın, yığın teşkilâtımızla bu iki akımın içinde şaşırıp kaldık. Hangisine katılacağız? Bu iki kuvvet çarpışacak, çarpışmamağının imkânı yok. Milyonlarca Müslüman ı esaret altına almış, yıllardan beri inleten ve utanmadan Kuranı Kerimi ele alarak, ey İngilizler siz Dünya yüzünden şu kitabı kaldırmadıkça Dünyada ihtilalın önünü alamazsınız, diyen Gladstone nun 1 çocuklarının süngüleri altına mı gireceksiniz? Onun bayrağının altına mı gireceksiniz? Yoksa Doğu'dan bize ellerini açan kuvvete mi koşacaksınız? (tabii Doğu ya, sesleri) Büyük Peygamberimiz diyor ki Müslümanlığı ondan olmayan birtakım insanlar temin ve teyit edecek. İşte Allah o kuvveti bize gönderiyor. Biz Bolşeviklerle iyi geçinerek bilâkis şeriate daha fazla yaklaşıyoruz. Yine şeriat diyor ki mahrumların sizin mallarınızda hakkı vardır. Biz zekâtı teklif etmekle bir şey kaybetmiş olmuyoruz, bilakis yaklaşıyoruz. MÜFİT EFENDİ (Kırşehir): Zaten biliniyor, yeni değil. 1 William Ewart Gladstone, İngiltere Başbakanı. ( ) Popülist konuşmalarıyla tanınır. Osmanlı yönetimindeki Bulgarlar hakkında 5 Eylül 1876 tarihinde basılan, bir broşür kaleme alan ve Osmanlıların bağımsızlık isteyen Bulgarlara yaptıklarını alçakça ve eşi görülmemiş bir zulüm olarak sayan Gladstone, Türklerin Dünyadan tasfiye edilmesi gerekliliğini anlattı. Gladstone'a göre Türkler, insanlığın dev bir insanlık dışı örneğidir. Osmanlı Hükümeti için ise hiçbir hükümetin işlemediği kadar günah işlemiş, hiçbir hükümet onun kadar günahkârlığa saplanmamış, hiçbiri onun kadar değişime kapalı olmamıştır, demiştir. 8

9 BESİM ATALAY BEY (Devamla): Bendeniz bu şeye teşekkür telgrafı çekilmesi taraftarıyım. Bilhassa bizden bahsediliyor ve bilhassa bizim göz bebeğimiz olan İstanbul'dan bahsediliyor. Binaenaleyh bunlara teşekkür telgrafı çekilmesi taraftarıyım. HAMDULLAH SUPHİ BEY (Antalya): Arkadaşlar, kürsüye iki defa geldiğim için affınızı rica ederim. Bir kelimeyi düzeltmem mevzuu olmasa idi tekrar gelmeye lüzum görmezdim. Fakat muhterem arkadaşımız Bolu Mebusu Hilmi Bey, büsbütün başka bir surette anlattığım şeyin yerini değiştirmek suretiyle bir hatasını sevap göstermek istediler. Eğer Rusya'dan gelen kuvvetten bahsedilmiş olsaydı zannediyorum ki kendilerinin söylediği sözü düzeltmeye hiç lüzum yoktu. İstanbul'daki Hükümet karşısında, Padişahımız karşısında ihtilâl kelimesi bahis mevzuu değildir. Çünkü bir millet vardır ki meşru hukukunu meşru yollar dâhilinde müdafaa etmekle meşguldür. İhtilâl, bu halde bahis mevzuu olamaz. Karşımızda İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar Memleketimizin işgalcileri var. Bunlara karşı da toprağı müdafaa eden bir vaziyetteyiz. İhtilâl kelimesinin yine yeri yoktur. Eğer Rusya'dan gelen ihtilâl harekâtı ile buradaki kuvvetlerin birleşmesi bahis mevzu olursa, o günkü nutuklarında yine ihtilâl sözünün sırası değildi. Çünkü her şeyden evvel siyasi bir anlaşma düşünüyoruz. Bugün zannediyorum ki hatiplerin ara sıra yaptığı bir şeyi yaptılar, bir kelimenin yerini değiştirdiler. Rusya'yı öğrenmek için muhtelif vasıtalardan istifade ettiğim zamanlardan beri bir ümit noktası olmak üzere Rusya'nın büyük inkılâbını gördüm. Bolşevik kuvvetleri Azerbaycan'ın hududuna henüz varmışlardı ve biz yine aynı yerden, Doğu Kumandanımızdan bu malûmatı almıştık. Aradan üç gün, beş gün, on gün geçtiği halde içeri girmemişlerdi. Sebebini bize açıkladılar. Bolşeviklerin önünde bir Müslüman Memleketi bir Türk Memleketi vardı. Türklerin, Müslümanların kalplerini kırmak, müesseselerini ezmek istemedikleri için girmemişlerdi. Meclis kendi kararıyla onlarla anlaşsın ve bunda küçücük bir ziyan yoktur. Önündeki Müslüman Milletinin hatırını sayan ve ona hürmet eden, dini, milli müesseselerini tanıyan, ona ziyan vermekten uzak kalmasını arzu eden bu kuvvet şimdi yavaş, yavaş bize geliyor. Muhterem arkadaşlarım da böyle düşünüyorlardır herhalde. (hay hay, sesleri) Gelen hareket, hakikaten Kumandanımızın dediği gibi, pek büyük ehemmiyeti haizdir. Hepimiz İslam memleketleri üzerinde düşmanların ne yaptıklarını biliyoruz. Hindistan da yüz milyonlarca halkı idare eden İngilizlerin adedi yirmi bin kişi geçmez, fakat onların silâhlarını almışlardır. Bunun içindir ki Hindistan'ın Müslüman ve putperest ahalisi, yirmi bin İngiliz in tehdidi önünde esir bir vaziyettedir. İran'ın içine giren İngilizler bir avuçtan ibarettir. Afganistan'daki nüfuzları bir sahte esasa dayanıyor. Adana'da tecrübesini bizzat yapıyorsunuz, bir avuç kahramanımızın önünde düşman ne zayıf bir vaziyettedir. O halde bütün bu Müslüman memleketlerinin bizim ile beraber kurtuluşa ermesi için Kırgızlardan, Başkırlardan ibaret bu Müslüman ve Türk kuvvetleri ile birleşmemizden daha tabii ne olabilir. Millet Meclisi bu mesele hakkında görüşünü tespit etsin ve bundan çekinmesin. Bunu istemenin sırası gelmiştir. 9

10 (Bu konuda görüşme bir süre daha devam etti. Bolşeviklik hareketinin Hükümet tarafından araştırılması ve Meclise ayrıntılı olarak sunulması istendi. Bazı milletvekilleri, gelen telgrafa şimdilik cevap yazılmamasını ama teşekkür telgrafı gönderilmesini önerdiler.) CELALETTİN ARİF BEY (Başkan Vekili): Şimdi efendim evvelâ bahis mevzuu olan mesele, bu telgrafa bir teşekkür telgrafı yazılmasını kabul edenler lütfen ellerini kaldırsınlar. Kabul edildi MAYIS 1920: GİZLİ OTURUMDA MUSTAFA KEMAL PAŞA, VE GENEL KURMAY BAŞKANI İSMET BEY İN BOLŞEVİZM VE KOMÜNİZM HAKKINDAKİ BEYANATLARI (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 21.Birleşim, Gündem: 2/1) Meclis açıldıktan sonra, bir ay içinde çok önemli siyasal gelişmeler meydana gelmişti. İtilaf devletleri Saint Remo da toplanarak, ileride Osmanlı Hükümetine dayatacakları Sevr Antlaşmasının esaslarını tespit ettiler. Fransızlar Güneydoğu Anadolu da askeri yönden Kuva-yı Milliye karşısında zorlanmaya başladılar ve Ankara Hükümeti ile barış şartlarını görüşmeye başladılar. Meclis te Bolşevik Rusya ile ittifak mı yapalım, yoksa Bolşevik akımının içine mi girelim tartışmaları başladı. İSMET BEY (Genel Kurmay Başkanı): düşmanlarımızın elinde bir takım kuvvetler ve doğrudan doğruya silah kuvvetleri vardır. Bu kuvvetlerden birincisi Doğuda Ermeni kuvveti, Batıda Yunan Ordusu, İstanbul, Adana, Maraş, Urfa mıntıkalarında yığılmış olan İngiliz ve Fransız kuvvetleridir. Bu projeyi vücuda getirmeye memur edilen Ermeni kuvveti üç zayıf tümenden ibarettir. Bu kuvvet gerek Kafkasya da gerek başka yerlerde İslam topluluklarıyla çevrili ve Rusya dan gelen sosyal sele karşı, Bolşeviklerin devamlı Dünya inkılâbını vücuda getirmek için yaptıkları akına karşı şaşırmış ve aciz bir haldedir. Bu kuvvet yani itilaf projesini bize tatbik ettirmek isteyen Ermeni Ordusu böyle bir kuvveti haiz olmak şöyle dursun her gün etrafını ihata etmiş İslam kuvvetlerinin taarruzlarının tehdidi karşısındadır. Orada, iman sahibi, azim sahibi olan o muhitte bizzat silahıyla, kuvvetiyle mukavemet edecek kuvvetimiz vardır. Binaenaleyh imha politikasını Doğuda tatbik ettirecek bir kuvvet yoktur. Doğu da başlayan sosyal inkılâp durmadan ilerliyor. Bugün Kafkasya da bundan bir ay evvelkine, iki ay evvelkine nispetle daha ziyade ferahlık vardır. Ermenistan son ay zarfında iki üç defa hükümet değiştirdi. Hükümet bir partiden diğer partiye geçti. Birbirine taban tabana zıt hükümetler iktidara geldi ve şimdi Bolşeviklerle doğrudan doğruya 1 TBMM Zabıt Ceridesi (11 Mayıs 1920), 1.Dönem, c.1, s , 10

11 temastadırlar. Gürcistan Hükümeti bir İngiliz Hükümeti idi. Bundan bir buçuk ay evvel tarafsız bir hükümet oldu. Şimdi de Bolşevik bir hükümet oldu ve şu dakika İngilizlere ilanı harp eden bir hükümet olduğu söyleniyor. Azerbaycan ın durumu Yüce Heyetinize arz olunmuştur. Burada sosyal inkılâba doğrudan doğruya cüretle girilmiş bir vaziyet vardır. Orada kendi memleketlerini Ermenilere karşı muhafaza etmek için hücumlar, hazırlıklar vardır. Rus İnkılâbı şeklinde başlayıp bütün cihanı istila etmek yolunda durmadan ilerleyen sel, Batı milletlerine tesirini her suretle gösteriyor. Biz bu vaziyeti günü gününe takip ediyoruz. Şekil ve vaziyet o haldedir ki bugün bizden itibaren Doğuya doğru başlayan bütün milletler, Batı milletleriyle anlaşamamışlardır. Muhakkaktır ki Dünyanın yarısı diğer yarısı ile mütemadiyen harp edecek ve anlaşamayacak, kendi hayatını, kendi kuvvetini, kendi mevcudiyetini muhafaza etmiş bir millet olarak biz de iştirak edeceğiz. (inşallah sesleri) SIRRI BEY (İzmit): Hükümetin bugün yaptığı beyanat şüphe yok ki bizim maneviyatımızı takviye etmiştir. Bolşevikler hakkında, görüyorum ki münakaşalarımız her ne vakit bu maddeye temas etse mutlaka kaba bir tabirle yan çiziyoruz. Diyoruz ki Doğu ile birleşelim, kurtuluşumuz Doğudan gelen tesir neticesinde ortaya çıkacaktır. Bunu hararetle alkışlıyoruz. Fakat Hükümete demiyorum ki mademki bu Milletin ruhu bu merkezde toplanıyor, Memleketin, Vatanın ve hatta Dinin selameti Doğudan gelen akımın önüne katılmakta bulunuyor, siz şimdiye kadar ne düşündünüz? (bravo sesleri) Batının her vakit üzerimize havale ettiği imha politikasına karşı mukavemet edebilmek için ancak Doğuyu gösteriyoruz ve sonra yine onunla içli dışlı olmaktan kaçınıyoruz. Doğu ile temasta bir maddi fayda görüyorsak bunu vaktiyle yapmalıyız. Zira Kafkasya da bize zıt bir millet vardır. O millet ki bizi doğramakla zevk alıyor. Bizden evvel bizim menfaatimize muhalif olarak Bolşeviklerle bir anlaşma yapsak olmaz mı? (pek doğru sesleri) İcap etmez mi ki biz onlardan evvel davranalım da vatani ve milli menfaatlerimiz neyi icap ediyorsa onun üzerine bir anlaşma yapalım. Bendeniz teklif ediyorum. Hükümet bunun hakkında ne biliyorsa bize söylesin. (alkışlar) MUSTAFA KEMAL PAŞA (Meclis Başkanı): Efendiler, Mebus Sırrı Beyefendinin sorusu, Bolşevikliğe lazım gelen ehemmiyet ve bu ehemmiyete nazaran Hükümetin ne gibi teşebbüste bulunduğu veya bulunmadığı şeklindedir. Şüphe yok ki Bolşeviklik akımı ve istilâsı ve hepimizce biliniyor. Bunun hakkında söz söylemeyeceğim. Fakat yine söylemek isterim ki Bolşevikliği lüzumu kadar ehemmiyetle herkes gibi Hükümet de biz de mütalaa etmiş ve layık olduğu ehemmiyeti vermişizdir. Evet, demek oluyor ki biz Bolşeviklikten edebileceğimiz istifadeye yabancı değiliz. İtimatla arz ederim ki Bolşeviklerle ittifak için, Hükümet teşebbüs etmektedir. Yalnız Hükümet bu husustaki teşebbüsünde gayet tedbirli olmak lüzumunu kabul etmiştir. Şöyle ki bir defa mevcudiyetimizin muhafazasını ve temini dışarıdan değil, içeriden kendi vicdanımızdan bulmak prensibini Hükümet kabul etmiştir. Çünkü kendi kuvvetimizi dikkate almaksızın hariçten, şuradan buradan gelecek kuvvetlere dayanarak istikbal isteyeceksek ve o 11

12 kuvvetten ve o imdattan yardım da gelmezse hayal kırıklığına uğrarız. Bunun için önce kendi kuvvetimize ehemmiyet veriyoruz. Fakat kendi kuvvetimize düşmanlarımızın adedinin çokluğunu dikkate alarak kuvvet ilave etmek gerekebilir. Bu suretle tabii ki Doğudan gelmesi muhtemel olan kuvvetlere iltifat edeceğiz. Ancak burada iki durumu bir birinden ayırmak lazımdır, Bolşevik olmak ve diğeri Bolşevik Rusya sıyla ittifak yapmak. Biz Hükümet olarak Bolşevik Rusya ile ittifak etmekten bahsediyoruz. Yoksa Bolşevik olmaktan bahsetmiyoruz. Bolşevik olmak büsbütün başka bir meseledir. Böyle bir mesele ile uğraşmaya bizim ihtiyacımız yoktur. Fakat ittifak meselesi ciddiyet ve ehemmiyetle takip edilmektedir ve muvaffak olacağımıza ümit ediyoruz. Ancak bu noktanın açıkça müzakeresini Batıya karşı fiilen harp ilan edeceğimiz güne tehir etmek istiyoruz. İşte böyle bir harp ilanı yapıldı mı korkumuz olmasın. Artık Batıdan korkmuş olmayalım, korkuya lüzum görmeyelim. O günü görünceye kadar ve Doğudan gelen kuvvetin, maddeten bize yardımının ortaya konmasına kadar tabi ki Batı ile her nevi siyasi münasebete girişmekten geri durmayacağız. Çünkü Batılılarla, Amerikalılarla siyasi münasebete girişmek Doğudan her hangi bir devletle siyasi münasebete girişmekten bizi men edemez. Bolşeviklerle ittihat ve ittifak edildikten sonra da siyasi münasebete girişilebilir. Onun için bu noktada azami kanaat buyrulmasını rica ederim. (alkışlar) Nitekim Bolşevikler başından beri yalnız kendi prensiplerini takip etmişler ve yalnız kendi prensiplerine riayet eden ve bütün manasıyla Bolşevikliği kabul edenlerle anlaşmışlardır. Fakat bütün milletleri birden bu sosyal esaslara uydurmaya imkan olmadığına ve emperyalizmi yenmek için İslam Âlemi ile ittifak lâzım geldiğine kani olmuşlar ve milletlerin dinine ve milliyetine riayet etmeye karar vermişlerdir. O halde bir çare kalıyor ki bütün milletleri silah kuvvetiyle ezerek, öldürerek, mağlup ederek kendi prensiplerini kabul ettirmektir. Halbuki bütün bu prensipleri tatbik etmekten gayelerinde emperyalizme karşı mukabele etmek, mücadele etmek için tabii yalnız kendi kuvvetleri kâfi değildir. Evet, kendilerine hakiki kuvvet olarak destek olacak bir kuvvet olarak İslam Âlemini görmüşlerdir. Binaenaleyh İslam Âlemini oldukları gibi kendilerine müttefik yapabilirlerse, o zaman Batıda emperyalizme karşı galip geleceklerine kanidirler. İslam Âleminin dini esaslarından ayrı olarak Rusya da yetişmiş, Rus ırkından meydana gelmiş hiç bir zihniyeti tatbik etmenin imkanı olmadığını onlar da elbette anlamışlardır. Karar vermişlerdir ki Bolşevikler bir milletin milli ve dini esaslarına hücum etmeyecekler, yalnız emperyalizme karşı müştereken mücadeleyi kabul eden milletlerle ittifak edeceklerdir. Nazari olarak ve tahmin üzerine arz etmiyorum, şimdiye kadar vuku bulmuş olan hadiseler neticesinde bu hakikatler ortaya çıkmıştır. İşte mesela Azerbaycan da, meselâ Türkistan da, meselâ Kuzey Kafkasya da bunları bütün manasıyla Bolşevik olmuşlar zannetmeyiniz. Binaenaleyh Bolşevik prensiplerini kabul etmek sosyal bir meseledir. Bu günün işi değildir. Şimdilik Hükümetin açıklamaları bundan ibarettir. 1 1 TBMM Gizli Celse Zabıtları (29 Mayıs 1920), c.1, s.38-48, 12

13 22 OCAK 1921: GİZLİ OTURUMDA ANADOLU DAKİ KOMÜNİZM FAALİYETLERİ HAKKINDA GÖRÜŞME VE MUSTAFA KEMAL PAŞA NIN AÇIKLAMALARI (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 136.Birleşim, Gündem: 2/2) Meclisin açıldığı günlerde Komünizm, Türkiye nin ve hatta Avrupa nın önleyemeyeceği bir siyasi güç olarak biliniyordu. Bu akımın er veya geç doğu sınırlarından Anadolu ya gireceği düşünülüyordu. Milletvekillerinin bir kısmı da buna inanıyorlardı. Mustafa Kemal Paşa ise bu konuda temkinli hareket ediyordu. Komünizm akımını kontrol altında tutabilmek için yakın arkadaşlarına Türkiye Komünist Fırkasını kurdurdu Yılına gelindiğinde ise Komünizm karşıtı hareket başladı VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Müzakereye başlıyoruz. Genel Kurmay Reisi Fevzi Paşa Hazretleri izahat vereceklerdir. Ancak, daha evvel Reis Paşa tarafından Meclise havale edilmiş bulunan iki telgraf sureti var, okuyoruz. Genel Kurmay Reisliğine (Gizli) 1. Diyarbakır İstiklal Mahkemesine tayin edilen Şeyh Servet Efendi, Bolşevik propagandası yaparak Sivas'tan ayrılmıştır. 2. Burada Muallim Ruşen Zeki ve Dava Vekili Şakir beyler Bolşevik propagandası yapmaktadırlar.. Genel Kurmay Reisliğine (Gizli) 1. Ankara'da bulunan Bolşevik Heyeti, Memleket dâhilinde para karşılığında bazı Müslümanlar vasıtasıyla propaganda yaptırmaktadırlar. 2. Türk Komünist Halk partilerinin Memleketi yıkıma götüreceği düşüncesindeyim. 3. Kamuoyunun parçalanmaya tahammülü kalmadığına dair düşünce, Ankara dan uzaklaştıkça gayet açık bir şekilde görülmektedir. Buna dair 15 Ocak 1921 tarihli telgrafımı ehemmiyetle arz ederim Efendim. Ahmet Cemil VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Bu mevzu ile alâkalı olarak Tokat Mebusu Mustafa Beyin bir önergesi var, okutuyorum. 13

14 TBMM Başkanlığına Büyük Millet Meclisinin teşekkülüne sebep olan şartların en mühimlerinden biri de Memlekette asayişin temini ile halkın fikirlerini bir nokta etrafında birleştirmekten ibaret olduğuna şüphe yoktur. Memleketin on, on beş senedir fırkacılık (particilik) belasıyla maruz kaldığı felaket ve bu yüzden halkın fikirlerinde meydana gelen sapıklık arzu edilemez bir haldedir. Yüce Meclisin açılışında bütün üyeler Memleketin kurtuluş ve istiklalinden ve Hilafetin kurtarılmasından başka bir gaye takip etmeyeceğine dair yemin ettiği halde, ne yazık ki arkadaşlardan bazıları bütün bu hakikatlerin aksine olarak Memleket içinde, hem de dine muhalif olarak bir takım cereyanlara kapılarak, bu hususta konferanslar tertip etmektedirler. Böyle bir zamanda Memleketin huzur ve birliğe olan ihtiyacı karşısında bütün üyelerin bu türlü fırkalar ve ayrılıklar içine girmesi, aksi hareketi sabit olanların Meclisten ihracı hususunun karara alınmasını, Memleket ve Millet selameti adına teklif eylerim. 2 Ocak Tokat Mebusu Mustafa FEVZİ PAŞA (Milli Savunma Vekili): Efendim, Diyarbakır'a P Teşkilatına gizli vazife ile gönderdiğimiz vazifeli, yolda gördüğü hadiseler için bu telgrafı çekiyor. Malumunuz mahkemeler tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Bu gibi hareketler ve düşünceler kati olarak vazifesine tesir eder. Yüce Meclisiniz neye karar verirse o tatbik olunur. Böyle bir hareket tarzı şüphesiz ki uygun değildir ve onun için arz ettim. Yüce Meclisiniz ne yolda karar verirse öyle olur. MUSTAFA BEY (Tokat): Efendiler geçenlerde Atpazarında genç üç dört köylüye tesadüf ettim, konuşuyorlardı. Ben de kulak misafiri oldum. Köylüler diyorlar ki burada bir cemiyet teşekkül etmiş, bolca para veriyorlarmış, hem oradan para alacağız, hem de zenginleri soyacağız ve saadetimizi temin edeceğiz. Ben bunları dinledikten sonra tahkikatta bulundum. İş bizim içimizde. Karahisar Mebusu, Şeyhi Servet Efendi, bir de Mardin Mebusu üç kişiler. Benim işittiğim bunlar Birtakım yabancılardan para almışlar, bilmem ne yapmışlar. Bunlar köylüleri teşvik ediyorlarmış. Biz buraya bunun için toplanmadık, düşmanı kovmak, Memlekette birliği kurmak, istiklâlimizi kurtarmak, hudutlarımızı tayin etmek için toplandık. Hâlbuki bunlar öyle bir bomba bırakıyorlar ki ne Memleket, ne de halk kalmayacaktır. (alkışlar) Millet birbirini kıracaktır. Zannedersem bu gibilerin Meclisten ihracı lazımdır. Bizim Milletimiz buna katiyen razı değildir. VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Erzurum Müdafaayı Hukuk Cemiyeti adına şimdi bir telgraf gelmiştir. Erzurum Belediye Reisi Zakir Bey, zannederim Belediye Reisidir. (yaşasın Erzurumlular sesleri) MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Efendiler; vaktiyle Bakü den Mustafa Suphi başkanlığında bir heyetin Memlekete gelmek isteğinde bulunduklarından, bunların

15 bir komünist partisine mensup olduklarından bizi haberdar etmişlerdi. Bu Mustafa Suphi nin ahlakı hakkında malumat sahibi olan birçok arkadaşlarımız var. Erzurum ahalisi bunu en yakından tanıyanlardır. Hâlbuki Mustafa Suphi son zamanlarda Memleketimize gelmek üzere bulunuyordu. Bunlardan bir kısmını deniz yoluyla göndermişler, kendisi de Kars üzerinden gelmek istiyordu. Bunu haber alan Erzurumlular böyle bir adamın Memlekete girmesinden son derece heyecanlanmışlar ve girmemesi için teşebbüste bulundular. Resmi makamlara müracaat ettiler. Bu adam memleketimize girerse parçalarız... BİR MEBUS BEY: Aynı isabet olmuş Paşa Hazretleri. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla): Bendenize gizli olarak da müracaat etmiş idi ve diyordu ki ahalinin tezahüratı karşısında mümkün değildir. Kendisi hudut haricine çıkarılmak üzere... Benim de fikrimi soruyordu... Geldiği zannolunan bir adamın Memleket dâhilinde serbest bırakılması... Erzurum da tatbiki düşünülen... Muvafık buldum ve kendilerine yazdım. Bu telgraf da ondan sonra geliyor. VEHBİ BEY (Karesi): Biz buraya niçin toplandık? Memleketimizin cennet gibi yerleri, en kıymetli mabetlerimiz ve birçok abidelerimiz, bugün en adi bir düşmanın ayağı altında çiğnenmektedir ve onun karşısında henüz daha taarruz değil, müdafaa vaziyetindeyiz. Bu vaziyeti yirmi ay sonra ancak temin edebildik. Son bize Cenabı Hakkın yardımı ile İnönü'de kazandığımız zaferle davamızın henüz başında bulunuyoruz. Adeta bu vaziyet karşısında Bizans ın, İstanbul un bütün siyasi cereyanları, bütün kirli ve pis havası, Ankara nın nezih muhitine de yayılmak istidadı göstermiştir. Bugün henüz daha bir karış toprağımızı kurtaramadığımız halde, kadın, erkek, ihtiyar, genç Sultan Osman ın ve Ertuğrul un türbesine varıncaya kadar en büyük makamları, en büyük makamlarımızı Yunan çiğnediği halde, burada partiler kurmaya çalışıyoruz. Ben zannediyorum ki burada particilik yapmak, dinsizlikten, vatansızlıktan başka bir şey değildir. Benim atalarımın toprakları çiğnenirken, burada birtakım sefiller kalksınlar da Memleketin içine bomba koymaya teşebbüs etsinler. Efendiler yetişir, bu Memleketin son kalan parçası işte bu mukaddes topraklardır. Mevki, makam düşüncesiyle particiliğe kalkışmak, müdafaayı işgal etmek, bu dinsizlikten, vatansızlıktan başka bir şey olamaz. Efendiler; biz buraya kellemizi koltuğumuza aldık geldik. Bugün hamdolsun o günkü vaziyet geçit. Fakat henüz Memleket kurtulmamıştır. Uşak'ta bugün Yunan kuvvetleri, hayalden hatırdan geçecek bir şey değildir. Vakit bulmayan Yunan, İstanbul'da hükmünü icra ediyor. Venizelos'un bütün Müslümanların, ezandan başka bir şey işitilmeyen Balıkesir de, kadısı da cebren kiliseye götürülüyor. Binaenaleyh efendiler, biz bu Memlekette ve zannediyoruz ki hepimiz ferden birer birer... Eğer başımıza birer şapka koysaydık herhalde bundan zengin ve mesut bir yerde... Fakat yegâne bizi sevk eden cihet ancak ve ancak ezanı Muhammedi... (alkışlar) Bunun karşısında efendiler; bugün gözümüz önünde bir Azerbaycan faciası vardır. Oradan gelmiş Müslümanlar varlar. Faciayı bu Müslümanlardan dinlerseniz, efendiler gözlerinizden yaş akar. Yunan ne 15

16 yapmış ise, ne yapıyorsa yapılmıştır ve görülmüştür. Binaenaleyh bu Memleket ancak ve ancak İslamiyet sayesinde kurtulur ve bu Millet onun hizmetinde olalım diye çalışıyor. Başka işte çalışanlara bin kere lanet olsun. Bu Memleketin muhtaç olduğu, elimizden geliyorsa Vatanını seven her fert, dinini seven her fert aklın, mantığın kabul ettiği yolu takip edelim. Efendiler ben Bolşeviklik hakkında beyanatta bulunmayacağım. Herkesin bildiği, öğrendiği bir vaziyettir. Bilmeyen kalmamıştır. Vatanımızı seven her fert, dinini seven her ferdin yapacağı bir şey varsa o da Memleketin muhtaç olduğu adaletten nasibini almasıdır. Başka bir şey yoktur. Binaenaleyh bu Memlekette yalnız adaletin partisi vardır. Bolşevikler de bizden bir şey beklemiyorlar. Kendileri arzu ederler ki Dünyaya bu düşüncelerini yaysınlar. Ümit ediliyordu ki Bolşeviklerden bir menfaat olur ve olabilir. Efendiler, biz bir mahkemeye hâkim seçiyoruz. Hiçbir misli geçmemiş bir şeydir ki idam kararını derhal veriyoruz. Bize resmen teklif ettikleri halde Memleketin vaziyeti karşısında bunu ileriye sürmek, ben zannediyorum ki efendiler, evvelki bir camii şerifte vaaz veriliyor... İşte, hoca efendilerin hepsi ile görüştüm, şahadet ediyorum... O adam buradan gidiyor. Yüce Meclisinizin kanaati haricinde başka bir kanaat telkin ediyorlar. Birisi diyor ki Peygamber Efendimizin mirası kalmaz... Binaenaleyh onu... Kâfirdir, işte hoca efendiler. Öyle bir fitne ki Memleketi felâkete götürür. Ancak bu Meclis Vatan müdafaası için burada toplanmıştır. Fakat hiçbir zaman bunları inkâr etmek cüretinde bulunamaz. HULUSİ EFENDİ (Yozgat): Hasbünallah ve nimelvekil. VEHBİ BEY (Devamla): Vatanımızın mukaddes yerlerinde, mukaddes evladımızın kanlarını o yabancı hainlerine karşı mukaddes cihada sevk etmek lâzım gelirken, bilakis Vatanın evlatları arasına nifak sokarak yayın yapanların acaba ne maksadı vardır? Efendiler, ben hiçbir Müslüman düşünemezdim ki hatta az çok bir tahsil gören bir efendiden böyle cahilcesine bizleri kandırmaya çalışan, başında koca imam başlığı olan bu adamın fikri acaba hangi bir ilmi cemiyet tarafından kabul edildi? Eğer bunun böyle bir fikri varsa, ulu orta kendi kendine Milletimin idaresi eline verilmiş mi ki Milleti kendi fikrine uydurmak istiyor. Burada muazzam bir Millet Meclisi varken böyle bir şey var mı söyleyin? Öyle herkes kendi hava ve hevesine, kendi fikir ve düşüncesine göre hareket edebilir mi? Bu gibilere salahiyeti kim vermiştir? MUSTAFA BEY (Tokat): O salahiyeti Hükümete verelim. VEHBİ BEY (Devamla): Dini kaidelere dört elle sarılmak lazım gelirken Milleti önü alınmaz sürtüşmelere düşürmek, dine saldırmak cinayettir. Bu öyle bir cinayettir ki affı mümkün değildir. Biz Dinimizden mi çıktık, kitabımız mı yok, nedir bu? Açalım kapıları gelsin yabancılar onlar yapsınlar. Bir yabancı gelirse Millet buna aldanmaz. O bilir ki o yabancıdır, ulema kılığında, Allah lanet etsin, kahretsin, Milleti kandıranları. Bunlar Milleti birbirine düşürecektir. Onun oradan derhal kaldırılarak İstiklâl Mahkemesine vermek lazımdır. Milletin bugünkü felaketinin sebebi particiliktir. Bundan sonra bütün Millet, bu Millet Meclisinden dinin 16

17 muhafazasını istiyor. Millet bizden bunu istiyor. Millet bizi buraya niçin gönderdi? Biz bir kaç defa mebuslar seçtik, onlar bir iş görmedi. İnşallah siz ümit ederiz ki iş görürsünüz, çünkü Anadolu nun göbeğinde İslamiyeti yaymaya çalışacaksınız ve İslamiyetin aleyhine çalışan birtakım insanları, fesatçıları ortadan kaldırırsınız. Biz bu fikirle geldiğimiz halde ne yazık ki Anadolu nun göbeği olan bu İslam diyarında insanlar ne kadar fitneci, ne kadar haristirler. İnsanlar bilirsiniz ki ne kadar şeytandır. Millet on senedir kan akıtıyor. Bu kadar kanı bu Vatanın kendisini muhafaza için verdi. Evvelâ Vatan, sonra din. Milletin vermiş olduğu salahiyetle, kamuoyunun aleyhine hareket edenleri millet acaba kabul eder mi? Hülâsa herhalde Meclisimiz bu celsede Şeyh Servet Efendi hakkında bir karar verir. BASRİ BEY (Karesi): İslam Âleminin gerilemesinin sebeplerinden en mühimi, hepinizce malum olduğu üzere taklitçiliktir. Göz alıcı teoriler, yaldızlı haplar gibi bu millete yutturulmak istenilmiş, milli hüviyet ve hakiki mahiyet unutularak Millet bu şekilde kendi benliğinden uzaklaştırılmıştır. Son seneleri itibara alırsak görürüz ki biz bir vakit Fransız olduk, bir vakit İngiliz olduk, Dünya Harbinde Alman olduk. Şimdi de Bolşevik olmak istiyoruz. Eğer Bolşevik olalım demekle derhal Bolşevik olmak mümkünse ve bunda Memleket adına bir fayda var ise olalım. Fakat bu Bolşevik olalım demekle olacak bir şey değildir. Bir kere Bolşevikliğin doğmasını icap eden sebepler bilhassa Türkiye de yoktur. Türkiye, Rusya değildir. Türkiye Rusya gibi ruhaniliğin baskısı altında değildir. Emperyalistliği, kapitalistliği destekleyen dar bir dine sahip değildir. Türkiye ve bütün İslam Âlemi öyle bir dine sahiptir ki birçok sosyal, siyasi hatta güzel sanatlarda birçok esasları bakımından ayrıca Bolşeviklik tatbikine imkân ve lüzum yoktur. Binaenaleyh Bolşeviklik bizim Memleketimizde tatbik imkânından mahrum bir ideoloji halindedir. Efendiler, sosyal meseleler böyle beş on şahsın meydana atılıp da ruhi değişikliklere kalkmasıyla halledilmesi mümkün olan şeyler değildir. Sosyal meseleler, senelere, hatta asırlara ihtiyaç isteyen şeylerdir. Bunlar bir kaç günde halledilebilir şeyler değildir. Bolşeviklerle dostluk anlaşması yaptık. Bu siyasi bir şeydir. Fakat Ruslar bizi kendileriyle dostluk kurduğumuzdan dolayı Bolşevik yapmak istemiyorlar. Yapmak isteseler de esasen Bolşevikliği icap edecek bir şey bizde olmadığı için bu, güçleri yetmez bir teklif olur ki biz buna karşı ret ile karşılık veririz. Mamafih efendiler, Bolşeviklik meselesi ihmal edilecek bir mesele de değildir. Bugün doğuda, Hilâfet diyarında bulunmak itibariyle kendilerinin öteden beri himaye ettiği bir İslam Âlemi var ki Bolşeviklerin yanlışlıkları sebebiyle maalesef sürüklenip gitmek üzeredir. Doğu Müslümanları ile herhalde bizim aramızda sıkı münasebet kurmak ve Bolşeviklik hakkında Müslümanlığın alacağı vaziyet nedir, bunu tespit ve tayin etmek lüzumludur. Efendiler, aslında biz milli hudutlarımız içinde bağımsız yaşamak yeminiyle, yani Milli Misak ile burada çalışıyoruz. Fakat biz miktarı yüz milyonlara varan İslam Âleminin kuvvetini ihmal edebilecek miyiz? Biz ihmal etsek bile, bu Hilafet diyarında bulunan İslam Âlemi bizlerin yakasını bırakmayacaklardır. Bugün görüyoruz ki doğuda Rus Bolşevikleri Müslümanları kendi emellerine doğru sürüklemekle meşguldürler. Bize düşen vazife bütün İslam 17

18 ulemasını, düşünürlerini, eğer mümkün ise Ankara'da toplamaktır. Bu şekilde doğuda bulunan ve Bolşeviklerin kucağına sürüklenmekte olan İslam Âlemini muhakkak bir felâketten kurtarmış olacağız, İslam birliğini temin etmiş olacağız. Efendiler, zannediyorum ki hiddetle, şiddetle bu işiniz hallolunamaz. Herhalde fikir ile mantık ile halletmek lâzımdır. Bugün maalesef Meclisimiz içinde Bolşevizm, bizim arkadaşımız olan Şeyh Servet Efendi çıkmış, Bolşeviklik ile Müslümanlığı güya kendi kafasına göre birleştirerek, güya Bolşevikliğin, Müslümanlığın istediği bir şey olduğunu propaganda etmek istiyor. Buna, bu harekete karşı hiddetle değil, fikirle karşılık vermek lâzımdır. Mamafih Şeyh Servet Efendinin buraya derhal çağırılması lâzımdır. Fakat bu çağırılmakla da mesele bitmiş olmaz. Mesela Şeyh Servet Efendi ye karşı ilmi bir şekilde müdafaa etmek lâzımdır. Bir beyanname yayınlanmış, doğru, eğri. Buna karşı bir beyanname ile karşılık vermek ve müdafaada bulunmak lâzımdır. Efendiler Yahya Galip Beyefendi onun beyannamesine kim tenezzül eder buyuruyorlar. Evet, ben de tenezzül etmem. Fakat Şeyh Servet birçok Müslümanları zehirlemiştir. Bugün Anadolu milli birliğinin dağıtılması gaye olarak kabul edilmiştir. Anadolu yu dağıtmak için bu gibi fesatlar çıkarılmaktadır ve istihbaratıma göre bunları yapanlar da yabancı kimselerdir, yabancı paralarıdır. Geçenlerde Halk İştirakiyun Fırkası mensubu bir kişi ile görüşüyordum. Kendisinin Mecliste bir mühim bir mevkii vardır. Onunla şöyle bir konuşma geçti aramızda. - Arkadaşım, sen Mecliste mert olarak tanınmış bir adamsın. Öyle bir uçuruma gidiyorsun ki ölüyorsun, uçurum içinde boğulacaksın. Seni uyarıyorum. Bu melun teşkilâtın içerisinden çık. - Efendi, bizim yürüdüğümüz yol Müslüman yoludur. - Mirası kaldırıyorsunuz. Müslümanlık, mirası kaldırmamıştır. Müslümanlık bunu kaldırmamıştır. Miras hakkında birçok ayetler vardır Kuranı Kerimde. Buna ne dersin? - Sen bilmiyorsun Hazreti Peygamber in malına, mülküne kimse mirasçı olmamıştır. - Bu peygamberlere mahsus bir şeydir ve bu da ayrıca o zaman halledilmiş bir meseledir. İslamiyet te miras kalkamaz ve kalkması da bizim menfaatlerimize uygun değildir. Hülasa efendiler, bunları o Şeyh o derece aldatmış ki bu zavallılara acımamak elden gelmiyor. Fakat yalnız kendilerini uçuruma götürse, Allah belâsını versin der geçeriz. Fakat bütün Müslümanları da o uçuruma sürüklemek istiyor. Efendiler, bu mesele sopa ve şiddet meselesi değil, bir fikir meselesidir. Binaenaleyh bendeniz öyle istiyorum ki bu dini kaideleri bu Meclisin düşünürleri ortaya koysunlar. Bu, bir kaç sözle halledilecek mesele değildir. Rusya'da bu hareketler hakkında ilmi 18

19 makaleler, beyannameler basıp, dağıtmak lâzımdır. Bu şekilde üç yüz elli milyon Müslümanı da bu isyandan kurtarsın. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum): Efendiler, Yüce Meclis açıldığı zaman adeta dayanaksız bir halde olduğundan kendisi için bir kurtarıcı, kendisine bir dayanak arıyordu. İşte o zamanlar, Türkler Yeşil Ordu yu kurmuştu. Diğeri de Kızıl Ordu idi. Birleşerek geliyorlar, bizi kurtaracaklar diye kulaklarımız doldu. Şeyh Servet Efendinin burada bir kaç defa söylediği uzun nutukları hep alkışladık. Bundan bir ders almalıyız. Efendiler, bir ders almalıyız. Ben bile alkışladım. Fakat o sırada Erzurum'dan aldığım haberlere göre anlamadığımız bir tufan geliyordu, bu tarafa doğru. Efendiler, Rusya da Bolşevizm, Komünizm, hakiki Marksizm gelmişti. Buradan Hükümet bir heyet göndermişti. Onlar da gözleriyle görmüştü ki üretim durmuş, ziraat durmuş, herkes aç kalmış, sağa sola saldıran bir kaç haydut bunlara Kızıl Ordu diyorlardı. Doğudan da maalesef yanlış haberler geliyordu. Komünizme taraftar olmasına imkân olmamakla beraber, Kâzım Paşa Hazretleri, vermiş oldukları telgraflarda... Yani o kasti değildir, ya bilmeyerek o, bu geldi böyle söyledi. Tabii ben arkadaşlarla görüştüm. Memleketimiz Rusya ya daha yakın olması dolayısıyla bu tufanı daha yakından görmek istedik. Hükümetten müsaade aldık, Erzurum a gittik. Yolda giderken halkın bilmeyerek, rüya görmüş gibi, Bolşevikliğe âşık olduğunu gördük. Soruyorlar, Bolşevik misin? Bolşevikler bizi kurtaracaktır, sözlerine çok maruz kaldım. Erzurum'a gittiğim zaman Bakü'de toplanmış olan Üçüncü Enternasyonal Kongresine giden arkadaşlarıma tesadüf ettim. Bir Bolşevik tir dilden dile dolaşıyordu, amma ne? O sırada efendiler Nuri Paşa nın Ordu artıkları gelmişti. Onlardan Bolşevikliği sordum. Dediğim gibi, aç ve çıplak kalmış, üretim durmuş, artık sağa ve sola salmış, zayıflar ölüyor. Bunlar Azerbaycan'a geçmek istemiş. Azerbaycan bunlara yardım göstermek istemiş. Demişler ki bizim o Mustafa Suphi denilen adam gibi birtakım serseri insanlar, vatansız insanlar Azerbaycan'a dolmuş, Azerbaycan'da propaganda yapıyorlar, Türkiye'yi kurtarmak için. Büyük Millet Meclisine müracaatta bulunulmuş. Azerbaycan'a müracaatta bulunulmuş. Geçmek için müsaade istenilmiş, Azerbaycan'da propaganda böyle imiş ve Azerbaycan Ordusuna nüfuz etmiş. Sakın bu orduya silâh atmayın. Bolşevik orduları Garp Cephesine geçecek. Bir gün arzu buyrulursa getirin okurum size, bunun gibi yazılar. İşte Bolşevik Ordusu yardım edecek. Azerbaycan'da bir gün bir kongrede diyorlar ki bizim istiklâlimizi Türk kardeşlerimizin uğruna kurban edelim. Onlarsız biz yaşayamayız. Gelsin Rus orduları buradan geçsin. Halil Paşa gidiyor, o kongrede bulunuyor, Bolşeviklerle anlaşılıyor, Rusları içeri çekiyor. Bu böyledir. Bolşevikler Azerbaycan'a girer girmez üç, beş, on gün hali istirahat, filan, adalet göstermek istiyorlar. Ondan sonra Gence'de Ermenileri teşvik ediyorlar. Onlar Bolşeviklerden bir kaç adam öldürüyorlar. Derken bir karışıklık, Nuri Paşa da Bolşevikler aleyhine vaziyet alıyor. Her şey altüst oluyor, yalnız Karabağ ve o havalide... On gün sonra efendiler Bakü'de onların hepsi kesiliyorlar. Sonra yüz otuz beş milyon altın alıp götürüyorlar, bankalardan. Niçin götürüyorsunuz diyorlar. Diyorlar ki Ruslar harp 19

20 ile meşgul iken siz para kazanıyordunuz, bunlar Ruslarındır. Pencere perdesine varıncaya kadar çekip götürüyorlar. Oradaki bütün Müslümanların bütün malları ellerinden alınıyor. Bir bağda iki oda veriliyor. O odada kendisi oturur... Hulasa beyler sonra orada Ermeniler yine bütün memur olarak alıyorlar, ne kadar memur varsa Ermeniler oluyor. Her şeyi Ermenilere teslim ediyorlar. Kongre esnasında Ruslar da yapılan hatayı resmen kongrede söylemişlerdir. O kongreye birçok Müslümanlar da gitmişti. Bizden elli altmış kişi gitmişti. Bizim son ümidimiz sizsiniz, siz de eğer Komünist olursanız sizden bize hayır yoktur. Çünkü yarım milyon Türk süratle kesilmiştir, yarım milyon da Türkistan'da kesilmiştir. Milli şarkılar söyleyen Türkistan halkı isimleri alınarak öldürülmüştür, diyor. Bugün mekteplerimiz yalnız Taşkent'te bizim esirlerin açtığı elli dört mektep muallimleri kovulmuş, bizim Türk subayları kovulmuş, yerlerine Komünist muallimler konulmuştur. Bizim Komünistler itiraf etmelidirler ki geçen sene hiç Komünist değillerdi. Ruslar tarafından aşılanmıştır. Bu sekiz aylık bir komünistliktir. Sonra efendiler; ben arkadaşlarımı tenzih ederim ve kendilerine hürmet ederim. Bugün bizi istilâ eden akım, Rusların akımıdır. Rus Ordusu bildiğimiz gibi değildir. Bunlarda harp kabiliyeti yoktur. Azerbaycan cephesine gönderdikleri ordunun harp kabiliyeti yok idi. Ermenilerle bile harp edemediler. Birtakım serseri ve harp kabiliyeti zayıf kimselerdir. Ermenistan a Ruslar giremediler ve Deniken Ordusunu mağlup edemediler. Bir tiyatrodan başka bir şey değildir. Yarım saat harp ediyordu. Nerede karın doyuruyorsa orada hizmet. Yalnız bir şey varsa muntazam harp eden ordusu yok. İşte bu hakikatleri arz ederken Erzurum böyle düzensiz bir iş karşısında lakayt kalamazdı. Bize, teşebbüste bulununuz dediler, ne teşebbüsünde bulunalım. Bir mikrop gibi aç kalmış, memlekete saldırmak istiyor. Memleket sizin, diyor, babanızın malı mı? Taraftar edinebilmek için mümkün ise sizin malınız komşuların, komşuların malı sizinmiş. Ne ise kaideleri nedir bilmiyorum, belki iyidir. Maalesef bu teşkilat Ordu arasında da var. Erzurum'a girdiğimiz zaman, muhtelif cereyanlar vardı. İçlerine girdim, birtakım Ordu subayı arasında bunun askere yayılacağından korkuyorlardı. Askerlere, at tımar etmeyeceksin, memleketine gideceksin, gibi propagandalar yapılıyormuş. Ordunun başındaki Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine müracaat ettik, orduda bir düzensizlik acaba olabilir mi dedik. Belki efendiler garip gelecektir sözüm, benim kanaatime kalırsa, İslamiyet le Bolşeviklik arasında pek az fark vardır, dedi. Bunda miras, zekât yok Paşam dedim. Beni mi kandırıyorsunuz, yoksa ne buyuruyorsunuz? Kâzım Paşa dedi ki, bugün iki siyaset vardır, Doğu ve Batı siyaseti. Bizim Batı ile İngilizlerle anlaşmamız mümkün mü? Yoktur dedim. O halde bizim Doğu ile anlaşmamız şarttır, dediler. Hatta kendileri şu kanaatte idiler ki bu mutlaka bizim Memlekete giriyor. Ruslar gibi aşağı taraftan başlar da subaylara, askerler hükmetmek suretiyle... Ben dedim ki bunu bir siyasi tedbir mahiyetinde anlarız, politika mahiyetinde anlarım, dedim. Belki Hükümet Batı ya karşı bir gösteriş yapıyor. Sizi de böyle sevk ediyor. Bolşevik görünmemiz. Evet, biz Bolşevikliğe yakın göründükçe Batılılar bize doğru geliyor. Hükümet böyle bir siyaset takip ettikçe İngilizler bize yakınlaştılar. Bolşeviklik sebebiyle bize müsait 20

21 şartlarla sulh yapabilirler. Sulh yaptıkları zaman Ruslarla muhalif vaziyete girer miyiz? Evet, girmemek için çaresi, herhalde Komünist görünmelidir. Hatta efendiler arkadaşlarınıza bundan başka bizim için çare yoktur ve bana Bolşevikler söz verdi. Ben askeri delege tayin olundum. Bu teşkilâtı Memleket içinde yapacağım, buyurdular. İşte efendiler bu cümleden harp ediyorken Ordumuz Gümrü'ye girdi. Bir kaç Ermeni nin hapis olunduğunu işittik. Bize geldiler. Bu Ermenileri çıkartmak... Malumunuz biz de harbi Ermenilere yapmadık, yalnız Taşnaklarla yaptık. Bunların arasında fark vardır. Onu ben bilmiyorum. O Ermeniler çıktılar. Gümrü'de bir hükümet yaptılar, bir teşkilat yaptılar. Tabii Hükümetin bu hususta daha fazla malûmatı vardır. Rus Bolşevikleri Ermenistan a girmezden evvel Gümrü'de Bolşevik Ermeni Hükümeti kuruldu. Maksat da Taşnaklarla ikisinin arasına ikilik sokmak idi. Evet bugün Ermeniler hudut içerisinde fesada başladılar. Şimdi en büyük kurtuluş beklediğimiz kapı doğu kapısı... Maalesef Ermeni sulhu neticesiz kalmıştır. Zannediyorum ki Erzurum valisi ve Necati Bey bunun sebebini de söylemiştiler. Yusuf Kemal Beyle de yolda görüştük. Hükümetin bu ittifakı... Hükümet gönderiyor. Hükümetin kendi siyasetini Avrupa ya karşı... Hükümet beyanatında söylerse cevabını veririm. Bugün Yusuf Kemal Bey Hocam da gitmişti ve bana demişti ki ben komünistim. Hükümetin adına ittifak etmek... Şöyle böyle Hükümetin adına giden Yusuf Kemal Bey de bana dedi ki ben de Komünistim. Memleketin selametini bunda görüyorum. Şahitsiniz. Şeyh Servet Efendi meselesi değil ki bu. Bir kere Hükümet müsaade etmiş, burada bir Komünist partisi yapmıştır efendiler. Bendenize cevaben Muhittin Baha Bey dedi ki biz Hükümet müsaade ederek Memleket menfaati noktasından vatani vazife olarak yapmışımdır, ben milliyetperver bir adamım dedi. Milliyetperverlik, komünistlik ilkeleriyle devam değildir. Demek ki ya Hükümet veyahut kendisini aldatıyor. O hata olarak, gösteriş olarak, böyle yapmak istiyor. Daha ileri giderseniz ben çok katiyetle biliyorum. Zannederim Hükümet Komünistlere yardımda bulunmuş, yani Komünist fırkalarına para vermiş. O da usulsüz ya... Şimdi Bolşeviklik İslâmiyet e uygun mudur, değil midir? Her meslek erbabının vicdanına havale ederiz. Memleketi bu felaketten nasıl kurtaracağımızı düşünelim, hep beraber çaresine bakalım. Efendiler, bu Şeyh Servet meselesi değildir. Bu zannediyorum ki Hükümetin halledeceği meseledir. Mustafa Suphi'yi... Tabiidir ki şahsı hakkında nasıl bir adam olursa olsun ona karışmam... Memleketimizden kovulmuş. Hüsrev Beyin de sınıf arkadaşı olsa gerek, bu sebeple kendileri daha iyi bilirler zannederim. Sonra Sinop'a nakledilmiş, Rusya'ya kaçmış. O adamın bizim burada, birçok kişi ile temas ettiğini biliyorum. Bize Rüştü Beyden; Kazım Paşa dan mektup aldığını söylemişlerdir. Mustafa Suphi kendi başına hareket eder değildir. Şark cephesinde bu adam yalnız başına değildir. Fakat o adam da birçok kişi ile haberleştiğine Şark Cephesini benden dinlemeyin, Şark Cephesine bir heyet göndeririz. Şark Cephesi tetkike muhtaçtır. Bu yüzden ileri geri sözleşmişizdir, ben bir hakikati söylüyorum. Belki tarafsız değilim, aksi çıkarsa namussuzum. Bir heyet gönderin Şark Cephesine. Bu Millet bu Hükümet 21

22 adına mektup yazan, söz söyleyen her kimlerse onların da cezasını verdiriniz. En büyük vazifeniz budur, efendiler. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Efendiler, zannediyorum ki gayet mühim ve ciddî bir mesele üzerindeyiz. Bendeniz de bu münasebetle bu mevzuda, gerek Hükümet adına ve gerek şahsım adına bir kaç noktayı izah edeceğim. Hakikaten Milletimizin hakiki gayesini elde etmek maksadıyla burada toplanan Meclisiniz, takip edeceği esaslardan ayrılamaz. Şüphe etmiyorum ve hiç kimsenin şüphe etmeyeceğini zannediyorum ki Büyük Millet Meclisi ve onun Hükümetinin bugüne kadar takip ettiği siyaset tamamen milli emele uygundur. Bu siyasetin ne olduğunu tekrara lüzum görmem. Yalnız iki kelimesini zikredeceğim ki o da milli hudutlar dâhilinde milletin istiklâlidir ve bu gayet kuvvetli ve büyük mana ifade eder esastır. Bugüne kadar bu esastan ayrıldığımıza ifade edecek en ufak bir emareyi bile göstermek mümkün değildir. Efendiler, bu iki esas üzerinde yürüyen insanlar, düşünen kafalar tabii Komünizmin esasları ile mutabakatta bulunamaz. Binaenaleyh Yüce Heyetinizin takip ettiği siyaset hiçbir vakitte Komünistlik esasına dayalı değildir. Bu böyledir, bunu tekrar ediyorum, bir defa daha. Fakat yine malumunuzdur ki bu milli esaslarına derin bağlarla sadık kalan Meclisiniz ve Hükümetiniz bağımsız bir devlet olarak Rusya Bolşevik Cumhuriyeti denilen bir devletle siyasi münasebette hiçbir vakit Komünistlik ile Bolşeviklik esaslarını telaffuz etmemiştir. Zannediyorum ki Dışişleri Vekiliniz muhtelif vesilelerle bu vaziyeti izah etmiştir. Binaenaleyh bendeniz tekrar ediyorum, Milletimizin, Devletimizin, Yüce Heyetinizin Ruslarla olan münasebeti doğrudan doğruya iki bağımsız devletin karşı karşıya olan ve her biri kendine ait olan gayelerini tamamen saklı bulundurmak şartıyla, bugüne kadar böyle olduğu, bugünden sonra da böyle devam edeceğine şüphe etmeyiniz. Rus Bolşevik Hükümeti resmi temsilcileri ile temasa geçen, resmi temsilcimiz olan temas ve münasebetlerinde Rusya dâhilinde bu Milletin herhalde sersem birtakım evlatları oralarda da serseriliklerine devam etmişlerdir. İşte bu serseriler bir iş yapmak hülyasına kapılarak Memleketimize ve Milletimize faydalı olmak için Türkiye Komünist Fırkası diye bir fırka teşkil etmişlerdir ve bu fırkayı teşkil edenlerin başında da Mustafa Suphi ve onun gibiler bulunmaktadır. Bunlar doğrudan doğruya bir vatani hisler ile değil, benim kanaatimce belki kendilerine para veren, kendilerini himaye eden ve bunlara ehemmiyet veren Moskova'daki prensip sahiplerine yaranmak için birtakım serserice teşebbüslerde bulunmuşlardır. Bunların yaptıkları teşebbüs, Rus Bolşevizm ini muhtelif kanallardan Memleket dâhiline sokmak olmuştur. Bu suretle Memleketimize, Milletimize hariçten komünizm cereyanı sokulmaya başlanmıştır. Diğer taraftan efendiler, Memleket dâhilinde komünizmin ne olduğunu bilmeyen, Bolşevik kuvvetin bizim için faydalı olabileceğini düşünen birtakım insanlar da hatta bu hariçten gelen Komünizm cereyanına temas etmeksizin kendiliğinden Komünizm teşkilatı yapmak hevesine düştüler. Bir zaman geldi ki Ankara'da, Eskişehir'de, şurada burada Memleketin hemen birçok yerlerinde birçok insanlar, birbiriyle münasebetleri olmaksızın, Komünistlik teşkilâtı 22

23 kurmaya ve aynı zamanda hariçten de birtakım insanlar serseri surette memlekette dolaşmaya ve aynı zamanda propaganda yapmaya başlamışlardır. Daima esaslarını muhafaza etmekte en büyük faydayı gören Hükümetiniz bunun için iyi bir neticeyi düşünmek mecburiyetini hissetti. Herhalde bu Memlekette ve bu Millet içinde Komünizmin tatbik bulamayacağına inanıyoruz. Komünizmin ne olduğunu aydınlar bilirse, o zaman Memleket dâhilinde tatbikine imkân olabilir. Fakat aydınlar dâhil olduğu halde Halk, Ordu Komünizmin ne olduğunu bilmiyor. Bilinmeden de körü körüne cahilane komünizm olabilir veyahut milletin bir kısmı temayül edebilir. Bu suretle azınlığın azınlığı denecek derecede teşekkül edecek bu kuvvet, kendini hâkim bir kuvvet farz ederek, çünkü bilgisiz bir teşekkül olacağından derhal memleket dâhilinde, tabii bu gibi inkılâp Milli Heyetimiz tarafından derhal imha edileceğine inanıyoruz. Herhalde bir feveran olabilir, bir inkılâp teşebbüsü olabilir. Bu itibarla Hükümet tedbir düşünmek mecburiyetinde kalır. Efendiler, iki türlü tedbir olabilirdi. Birisi, doğrudan doğruya Komünizm diyenin kafasını kırmak, diğeri, Rusya'dan gelen her adamı derhal denizden gelmiş ise vapurdan çıkarmamak, karadan gelmiş ise hududun haricine atmak gibi şiddetli tedbirler olabilir. Bu tedbirleri tatbik etmemekte fayda görülmüştür. Birincisi, siyaseten iyi münasebetlerde bulunmayı lüzumlu bulduğumuz Rusya Cumhuriyeti, tamamen komünisttir. Eğer böyle sert tedbir tatbik edecek olursak, o halde Ruslarla münasebette bulunmamak lâzım gelir. Hâlbuki biz birçok sebepten dolayı Ruslarla temasta bulunmak istedik ve istiyoruz ve isteyeceğiz. O halde tatbik edeceğimiz tedbirler de dostluğunu istediğimiz bir millet, bir hükümetin prensiplerini tahkir etmemek mecburiyetindeyiz. İkinci bir nokta da fikir cereyanlarına karşı fikre dayanmayan kuvvetle mukabelede bulunmak, o cereyanı imha etmedikten başka, herhangi bir muhatabınızla, herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir fikrini kuvvet zoru ile reddederseniz, o ısrar eder. Israr ettikçe kendi kendini aldatmakta daha çok ileri gidebilir. Binaenaleyh, fikir cereyanları şiddet ve kuvvetle reddedilmez. Bilakis takviye edilir. Buna karşı en tesirli çare, gelen fikri cereyana karşı fikir cereyanı vermek, fikre fikirle karşılık vermektir. Binaenaleyh Komünizmin Memleketimiz için, Milletimiz için, dini icaplarımız için kabul edilemez olduğunu anlatmak, yani kamuoyunu aydınlatmak en iyi bir çare görülmüştür. İşte Hükümet böyle bir çareye başvurarak, diğer taraftan da lazım gelen tedbirleri almıştır. Hükümet bu cereyanın önüne geçmeyi düşündüğü sırada, aynı şekilde düşünen birtakım kıymetli ahlaklı arkadaşlar bana müracaat etmişlerdir. Bunlar bu bakımdan, bu Memleket ve Milletin menfaatlerine en iyi ne şekilde hizmet edebileceklerini düşünüyorlardı. İşte bu düşüncenin mahsulü olmak üzere Ankara'da Komünist Fırkası adı altında bir fırka teşekkül etti. Bu fırkayı kuran arkadaşların bence bilinen zihniyetini kısaca izah etmek istiyorum ki yanlış anlaşılma olmasın. Bu arkadaşlar bir defa milli hudutlarımız dâhilindeki halkın istiklalinin korunması, yani bu Milletin milli gayesinin, istikbalinin temini için yardımcı olmak istiyorlar. Yine onlar da hepiniz gibi Milletin refah ve saadeti için idare makinesinin iyileştirilmesini, sosyal hayatımızda mümkün olduğu kadar milletin kabiliyeti nispetinde ilerlemeyi düşünen insanlardır. Binaenaleyh, bu 23

24 fırkayı kuranlar, Komünizmin ne olduğunu millete anlatmak ve bunun ne olduğunu bütün esasları, prensipleri bütün Milletçe malûm olmadıkça olsa olsa onların içinden halkın kabiliyet ve yeteneğine mümkün olduğu kadar bağlı olabileceklerini ifade ediyorlar. Komünizm, tatbik kabiliyeti görüldüğü takdirde tatbik zihniyetinde idi. Fakat gayet katı oldukları nokta, bu Memleket içinde ve bu Millet içinde her türlü sosyal inkılâbın sahibinin yine bu Millet olmalıdır. Yine bu milletvekilleri olmalıdır ve çok katı oldukları bir nokta varsa, bu Memleket içinde yabancılarla hiçbir inkılâp yapmamaktır. İşte bu işi iyi niyet ile yapmayı arzu eden arkadaşların teşebbüsü Hükümetçe uygun görülmüş ve kendilerinin müracaatları üzerine resmen müsaade edilmiştir. Yalnız bu müsaadeyi vermekle Hükümet bir şey düşündü. Evet, komünizm sosyal bir meseledir. Yalnız teşebbüs maksadı belli olmayan, meçhul bulunan birtakım kimselerin komünizm adı altında, Bolşevizm adı altında teşkilat yapmasını katiyen yasaklamak istedik ve bu bakımdan İçişleri Vekili bütün memurlara dedi ki Komünistim diyenler, Hükümetçe resmen programı görülmüş ve mevcudiyeti resmen tasdik edilmiş cemiyete girebilirler. Fakat kendi kendine teşekkül eden fırkanın Hükümete verdiği bir teminat vardı ki o da her önüne geleni teşkilata memur etmeyip, belki aklı başında milli mukaddesata dini kaidelere sahip insanlar ancak bu milli gayeye sadık kalmak şartıyla halka propaganda yapabilirler. Rus Bolşevizminin yapmış olduğu tahribatı birçoklarımızdan daha iyi bilmektedirler. Mevcudiyetlerine lüzum kalmadığına kani oldukları dakikada bütün Millete hitaben bizzat kendileri Komünizmin bu memleket içinde tatbik kabiliyeti olmadığını kendileri ifade ederler ve dağılırlar. Bu fırka bu şekilde teşekkül ettikten sonra, Halk İştirakiyun Fırkası adı altında bir fırka Hükümete müracaat etmiş bulunuyordu. Bu fırka hakkında bir kelime daha ilâve etmek isterim. Türkiye Komünist Fırkası, yani Komünistliği ne Arapça, ne Türkçe yapmak istememiş olduklarını, yegâne gayelerinin halkı aldatmamak olduğunu, söylediğimiz şeylerin Komünistlik olduğunu anlasınlar, düşüncesiyle kurulmuştur. Onun için doğrudan doğruya Komünist kelimesini tekrar ediyoruz ki halkı aldatmış olmayalım diye. Binaenaleyh, Türkiye Komünist Fırkası bu şekilde Memlekette teşekkül ettiği sırada, Bakü'de yine Türkiye Komünist Fırkası adıyla bir fırka vardı. Bu şekilde, merkez kazası hariçte bulunan ve hariçten emir alan bir fırkada reddedilmiş oldu. Halk İştirakiyun Fırkasının teşekkül sebebini bilemem. Kurucuları bunu izah edebilirler. Yalnız benim anladığıma göre Türkiye Komünist Fırkasının teşekkülü ile Halk İştirakiyun Fırkasının teşekkülü arasında fark vardır. Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye için, Türkiye dâhilinde çalışan bir fırka mahiyetindedir. Halk İştirakiyun Fırkası, doğrudan doğruya komünizm mahiyetini gösterir bir fırkadır ve aldığımız malûmata göre burada bulunan Rus Elçiliği ile tamamen temasta bulunuyorlar. Bu hususta fazla bir şey söylemek istemiyorum. Yalnız bir şey rica etmek istiyorum. Bir defa bendeniz Reisiniz olmak itibariyle komüniste karşı söz söylerken Doğu siyasetimize karşı söz söylememeliyiz. Bu bir sosyal meseledir. Şu ve bu sebeple Memleketimizde tatbik edilemez. Bunu serbestçe söyleyebiliriz. Yalnız Hıristiyan olan bir devletle siyasi münasebette bulunmamıza bu mani değildir. Binaenaleyh biz komünistlik istemeyiz, öyle ise 24

25 doğu siyasetini yapamayacağız demek doğru değildir. Bu gayet abes olur. Biz Ruslar komünist olduğu için onun aleyhinde bulunmuyoruz. Bize tatbiki mümkün olmadığı için dini hayatımıza ve sosyal vaziyetimize uygun olmadığından, olmaz diyoruz. Hüseyin Avni Bey, bu mesele hakkında konuşurken bir mesele daha ortaya çıktı. Doğu meselesine dair bütün konuşmalarını dikkatle takip ettiğim için bende şöyle bir kanaat meydana geldi. Bu kanaat konuşmasının bir şahsa dair olduğudur. Kendileri o şahsın ismini telaffuz ettiler. Dediler ki Kara Kazım Paşa ihlal etti. Şimdi efendiler, Hüseyin Avni Bey arkadaşımız gayet mühim bir meseleye temas ettiler ki bunun hakkında hiçbir söz söylemek istemiyorum. Fakat kendileri temas ettiği için Yüce Heyetinizden bazılarının kafaları karışacağından bir iki kelime ile izah etmek istiyorum. Bir defa Kazım Karabekir Paşa yı içinizde tanıyanlar ve tanımayanlar vardır. Binaenaleyh Kara Kazım Paşa gayet zeki, ahlâklı, namuslu fevkalade dürüst, namuslu, tedbirli bir adamdır ve bunların üstünde bir mizacı vardır ki ilk temasa geldiği zaman Hüseyin Avni Bey anlayamaz. Ben de kısa temasta anlayamadım. Gayet sır saklayan bir kişidir. İşte böyle bir hali bulunduğu için Hüseyin Avni Bey arkadaşımız Kazım Paşa yı tekdirde hata etmiştir. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum): Bir dakika müsaade buyurur musunuz? MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla): Müsaade buyurun, sözümü kesmeyiniz. Kazım Karabekir Paşa nın hususiyetlerini arz ettikten sonra buna dair fazla söz söylemek istemiyoruz. Yalnız ufak bir tereddüdü olanlar Kazım Karabekir Paşa Hazretlerinin bir buçuk seneden beri her gün vermiş oldukları raporları mütalaa ettikten sonra bir karara varması ve ona göre konuşması lazım gelir. O zaman o mütalaayı yapan kişinin bu kıymette, bu kudrette biri hakkındaki Kazım Paşa Hazretlerinin kıymetlerini takdirde ne dereceye kadar hata etmiş olduklarını anlayacaklardır. Şimdi bunu ispat olmak üzere, burada okunan telgrafta buna dair bir vaziyet var. Mustafa Suphi geliyor. Bir defi Mustafa Suphi'yi herkesten evvel Doğu Anadolu da Hüseyin Avni Bey den evvel meydana çıkaran Kazım Karabekir Paşa dır. Bu adamın memlekete girmesinin zararlı olacağını takdir eden Kazım Karabekir Paşa dır ve bunun Memleket haricine çıkarılması lazım geleceğini bilen de Kazım Karabekir Paşa dır. Bunun planını da yapan Kazım Karabekir Paşa dır. Yoksa Erzurum'da Valiliğiniz değildir. Biz değiliz efendiler. Bilmem Bolşeviklere temayülü varmış, Mustafa Suphi'nin bilmem nesi imiş. Herkesten evvel kuvvetli bir tedbir alan Kâzım Karabekir Paşadır. Ben arz ediyorum. Çünkü vesikaları vardır. Şuradan buradan bu meseleyi tasvir eden telgraflarını birer birer getireyim okuyayım. Sonra buyurdular ki Paşa ile görüşmüşler, İslamiyet le Bolşevizm in aynı... Binaenaleyh Kâzım Paşa nın Bolşeviklik ve Komünistlik hakkındaki bütün düşündükleri, şimdiki ifadem ile anlaşılan manadadır. Fakat bu sözlerle sizi imtihan etmiştir ve yine Kazım Paşa beyanatı arasında Doğu siyasetinin lüzumu takibinden bahsetmiştir. Bunun için söz söylemeye lüzum görmüyorum. Kazım Paşanın Komünistlerle temasta olanlara karşı Komünist görünmesi vaki olabilir. Memleket ve Millet için iyi bir siyasi maksadı temin etmek içindir. Hakikatte 25

26 Komünist ve Bolşevik olduğu için değildir. Yine buyurdular ki Gümrü'de Kazım Paşa kendi eliyle Ermenileri Komünist yaptı. Kazım Paşa ile aramızda bir hafta haberleşme cereyan etti. Ermeni meselesinin halli bahis olduğu sırada şunu mu yapalım, bunu mu yapalım diye muhtelif meseleler mevzu olduğu zaman, o münakaşada bulunmuş olsaydınız takdir ederdiniz ki en faydalı olan şey, zaten Komünist olmayan serseri Ermenilere Komünist dedirtmek için ve Taşnak mevcudiyetini bir an evvel yıkmak için yapmıştır. Kazım Paşa hakkındaki diğer bir noktasına cevap vermek isterim. Mustafa Suphi ile ilk temasta bulunduğu zaman, Eskişehir'de bulunduğum sırada Mustafa Suphi'nin ve daha bir adamın imzasıyla bir vesikayı ve bir mektubu bana gönderdi. Mustafa Suphi bana müracaat ediyor ve diyor ki bizim hariçte teşekkül maksadımız, dâhildeki milli maksadımızı kolaylaştırmaktan ibarettir. Binaenaleyh size nasıl hizmet edebiliriz? Bu mektubu getiren adam aynı zamanda bana gizli olarak diyor ki Merkez Heyetindenim. Bu adam Lenin'in yegâne adamıdır ve Lenin Türkiye hakkında bir iş yapmadan evvel mutlaka Mustafa Suphi ile bu adamın etrafını sarmaktır. Lâkin aslı yoktur, idaresiz ve milliyetsiz bir adamdır. Ben doğrudan doğruya Mustafa Suphi'nin mektubuna cevaben yazdım ve onu okuyabilirsiniz. Bu Milletin, bu milletvekillerinden meydana gelen Meclisin maksadı, gayesi, siyaseti kati olarak budur. Hiçbir vakitte merkezi dışarıda bulunan bir teşkilatla beraber çalışamayız. Biz kendi kendimizi sevk ve idareye çalışırız. Bu memlekette çalışmak isteyenler, hakiki olarak çalışmak isteyenler Memleketin içinde bulunurlar. Onun için Mustafa Suphi'ye ceza yapamazsınız Efendim. Bir de Doğu Anadolu nun vaziyetini tetkik etmek için bir hususi heyet talep etmişler. Doğunun vaziyetini hangi noktadan anlamak istiyorsunuz? Asıl mektubu getirip de gizli tebligatta bulunan, söylediğim şeylerin hepsi hakkında müspet deliller mevcuttur. Tekrar delile lüzum yoktur. Kanaatlerimizi tespit edebiliriz. Bu mesele hakkında eğer Kazım Paşa nın buna temayülünü tahkik etmek ise maksat, bu gayet açıktır. Azerbaycan'da bilmem Dağıstan' da Bolşeviklerin Komünizme karşı ne gibi ciddi tedbirleri düşündüğünü anlamak için, Hükümete olan tekliflerini mütalaa buyurabilirsiniz. Kazım Paşa nın ne ruhta ve Bolşeviklere karşı olan hissiyatı malûmunuzdur. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum): Kazım Paşa ya hürmetimiz vardır. Erzurum Valisi olması için İstanbul'da bile çalıştık ve sonra o kadar da basit bir adam değilim ve şahsi bir garezim yok. Vali Hamit Bey Necati Bey in Hükümete verdikleri son şeyi de söyleyin. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla): Şimdi efendiler bu noktadan başlayacağım. Ben de Dünyada hiç şahsi garez taşır adam değilim. Bir defa siz Vali Hamit Bey le Necati Bey in verdikleri şeyden nereden haberdar oldunuz? Üçü Ermenistan sulhunu yapmak için tarafımızdan tayin edilmiş bir Delege Heyetidir ve onlarla yaptığımız gizli haberleşmemiz sizce neden malum oluyor? Bu Necati'nin fikri bana gelir. Demek o zatın bana yazdığı telgraftan sizin de malumatı vardır. Kazım Karabekir Paşa nın takip ettikleri siyaset hakkında şikâyet eden izahatınızdan şimdi bu noktayı izah için bir şey daha söyleyeyim. Siz Necati Bey le Hamit Bey in 26

27 bildikleri bir faaliyet safhasını belki biliyorsunuz. Fakat Kazım Karabekir Paşa ya Hükümet tarafından verilen talimatı biliyor musunuz? Bana yazmış olduğu telgraftan size de malumatı vardır. Meseleyi aydınlatmak için soruyorum. Orada ne renk ve şekil göstereceğine dair Hamit Bey Necati Bey in malûmatı yoktur. HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum): Ben tereddüt ettim şahsımda. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla): Çünkü her gittiğiniz yerde aleyhinde bulundunuz, yazık değil mi? Tarihe geçecek onun yaptığı şeyler. YAHYA GALİP BEY (Kırşehir): Sizden ne vakit valilik istedi? Bu meseleyi komünistlik ile muhakeme etmezden evvel biraz tarihe lütfen bakmanızı rica ederim. Bize Avrupa hükümetlerinin bu kadar tecavüzünün, bu kadar zulüm ve taarruzlarının sebebi nedir? Bendeniz muhakememde böyle buluyorum ki bizim Müslümanlığımız, onların Hıristiyanlığıdır. Hatta buna misal olarak bu Dünya Harbini göstereceğim. Dünya Harbinde biz istiklalimizi, mülk ve milletimizi muhafaza etmek için girdik. Hiç kimseye taarruz etmek için girmedik. Bize tecavüz ediyorlardı. Bizimle beraber harbe giren Almanya, Bulgaristan, bunlar istediği gibi tecavüz ediyorlardı, memleketlerimizi çiğniyorlardı. Zafer için her lazım olan şeyi yapıyorlardı. Bu itibarla onlara yaptıkları ve bize yaptıkları meydandadır. Şu halde Almanya'ya hiçbir şey yapamamışlardır. Fakat bizim hayatımızı elden almak cüretine kadar ilerlemişlerdir. Ne için? Müslüman olduğumuz için. Başka bir şey için değildir. Doğuda Rus İmparatorluğu üzerinde Bolşeviklik adıyla bir fikir çıkarmışlar. Bunlar bizimle hoş geçinmek istiyorlar. Tabii ki Müslümanlar kendileriyle hoş geçinmek isteyen halk ile daima hoş geçinirler. Bu muhakkaktır ki Ehli Salibin yaptığı her şey bizim için kötüdür. İslamiyetin imhasını beklerler. Bolşeviklik, Komünistlik gibi Ehli Salipten doğmuş fikirlere kapılmamız da doğru değildir. Bizim dinimiz İslam, kitabımız Kuran olmakla onu takip edeceğiz. İyice düşünmeliyiz. Biz ne için toplandık, maksadımız ne idi? Sonra içimizde ulema kıyafetine girerek, yalan yanlış fikirleri göstermek bir ihanettir. En evvel yapılacak muamele, bunu o kisvesinden çıkarmaktır. (doğru sesleri) Bolşevikliği İslamiyet le birleştirmek akılsızlıktır. Eğer Bolşeviklik İslamlık ise, onlar İslamlığı kabul etsinler. BİR MEBUS BEY: Arkadaşlar, yalnız Komünistliği iddia eden bu adama verdiğim cevapta anadan doğma Komünistim dedim. Fakat buna emin olunuz ki benim dinim ve imanım büsbütün başkadır. Burası şimdi bir ilmi kürsü olmadığı için tabii Komünistliğin leh ve aleyhinde bulunacak değilim ve bundan bahseden arkadaşımız da Yahya Galip Bey di. Yalnız Komünistlik iddia eden bu adam, iki ay evvel bizden bir iki vilayeti Ermenistan hesabına istedikleri zaman, hayret ettim. Haç düştü, kırılmayayım, yuvarlanmayayım derken bir hal geldi, İslamiyeti sarmaya başladı. İslamiyet kelimesi başladığı dakikadan kıyamete kadar devam edecek. Çünkü efendiler, bir tarife göre Komünizm demek de nahiyeci idare demektir. (gürültüler, dinleyiciler arasında beş yaşında bir çocuk var sesleri) VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): İndirin. (gülüşmeler) 27

28 MUSA KAZIM EFENDİ (Konya): Efendiler, bu Millet Dünya Harbi neticesinde baskıcı ve istilacı emellere mani olmak için birlik ve beraberlik içinde ancak mukaddesatının muhafazasını ve Memleketi müdafaaya azmetmiştir. Fakat yakın zamanda teşekkül eden Komünist Fırkası ve Halk İştirakiyun Fırkası bu gayemize bir ayrımcılık sokmuştur. Bu Komünist fırkalarının yayınlamış oldukları bazı makalelerde öyle şeyler görülür ki bu safdil ahali için düşmanlarımızın bizim hakkımızda kendi kuvvetleriyle, toplarıyla yapamadıkları tahribi kendi elimizle yapmış olacağımızdan korkuyorum. Binaenaleyh halkın tabii hakları gasp edilmiştir. Her şeyden evvel Türkiye Devleti, bir Müslüman Devletidir. Türkler, İslamiyeti muhafaza ile mükelleftir. Fakat diyeceğim, Din İşleri Makamı bazı böyle yayınlara karşı, arkadaşlarına müracaat ederek, bu yayınlarda itidal vazifesiyle mükelleftir, hâlbuki bugüne kadar bunu ihmal ettiğinden dolayı teessüf ile... SALİH EFENDİ (Erzurum): Şeyh Servet Efendi nin makalesi baştan sona tahrifat ile doludur. Ayet ve hadisleri kendi keyfine göre tahrif etmiştir. MUHİTTİN BAHA BEY (Bursa): Söz istiyorum bunun hakkında. VEHBİ EFENDİ (Konya): Biz malum ya olduktan beri modaya çok heves ederiz. Modacı bir milletiz. Bir vakit Fransa yı taklit ile meşgul olduk. Şimdi diğerlerini taklit ile meşgulüz. Tarihler buna şahittir. Bir millet kendinde mevcudiyet, kudret görmezse o millet yaşayamaz. Efendiler bununla beraber maddiyatın maneviyata ihtiyacı vardır. Efendiler maneviyatı olmayan bir millet yaşayamaz. Çünkü maddiyatını tanzim edemez. Maneviyattır milletleri birbirine bağlayan. Maneviyatına sahip olmayan her millet, her zaman, maddiyatına sahip olamayıp, maddiyatını tanzim edemediğinden dolayı perişan olur. Müslümanların dini ve hissi aksine ben Komünistim diye meydana çıkmanın manasını bilemem. Şeyh Servet Efendi hakkında yalnız Musa Kazım Efendi söyledi. Bir makale yazmış ve Allahın ayetini şöyle tefsir ediyor. Allah eşyayı insanlar için halk etmiştir. Binaenaleyh insanlar eşyadan eşit olarak faydalanacaklardır. Şu halde insanlardan birinin diğerinden daha fazla eşyayı bulundurması meşru değildir, demiştir. Bakın efendiler, bu Kuranın manasını tahriftir. Efendiler biz ya Müslümanız veya Hıristiyan ız. Şüphe yok ki Müslümanız. Müslüman olduğumuz halde, böyle bir dinsizlik adı altında bir fırka ile meşgul olacak isek, Yunan ile meşgul olmakta ne mana var? Beraber olurum, geçsin gitsin. Yunan ile harp etmeye ne mana var? Yunan ile bizim harbimiz Dinimiz içindir. Şu halde Komünizm diye bir dinsizliği benimseyeceksek Millet arasında uğraşmanın manası nedir? Bununla beraber bakın efendiler, şimdi yine Hükümetten soracağım, Emek Gazetesi diye bir gazete çıkmış. Bu da Halk İştirakiyun Fırkasının gazetesiymiş. O Gazete de Musa Kâzım Efendinin söylediği gibi diyor ki dini esaslar sonradan saltanat hakkı, mülk edinme hakkı gibi birtakım garip haklar meydana gelerek halkı, Memleketi berbat etmiş ve bir avuç azınlığın, çoğunluğa hâkim olmasına sebep olmuştur. Bir makalesinde de diyor ki Mustafa Kemal Paşa Anadolu da her ne yapsa, ne kadar muvaffakiyet elde etmiş olsa, yine bir şey yapamayacaktır. 28

29 Kazanacak yine halk olacaktır. Ne yapacaksak gelin arkadaşlar yoldasınız. Budur efendiler. Şimdi ben Hükümetten soruyorum, bu Gazeteyi gördü mü, görmedi mi? MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Gördü, gördü. Hükümet bu Gazeteyi istiklâl mahkemesine vermiştir, yarın muhakemesi olacaktır. Hükümet vazifesini yapmıştır. (teşekkür ederiz sesleri) VEHBİ EFENDİ (Devamla): Gelelim Şeyh Servet Efendiye... (gülüşmeler) Efendiler, bu adam Bolşevikliği, Komünistliği altı aydan beri söylüyor ve bu adam büyük bir kitap yazdı ve tahrifattan ibarettir. Fakat ben şunu aradım ki bu kitabı bastıracak kadar bunun gücü yoktur, bu yardımı nereden aldı? MUSTAFA BEY (Tokat): Anladık ya para, parası TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Şimdi haber aldım ki Gazetenin kendisinin olduğu söylenmiş, katiyen reddederim. VEHBİ EFENDİ (Devamla): Bu adam Hükümetten ve Meclisten rica ederim, derhal geri döndürülsün. Hakkında kanuni takibata geçilmesini teklif ediyorum. VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Müzakereyi kâfi görüyor musunuz? (hayır, sesleri) Dışişleri Vekili söz söyleyecek. DR. AHMET MUHTAR BEY (Dışişleri Vekili): Muhterem efendiler, içinde yaşadığımız zamanın, tarihimizde en nazik ve vahim bir an olduğunu Yüce Heyetinize tekrar etmeye lüzum görmem. Binaenaleyh Hükümetin siyasi münasebetlerine dair söylenecek sözlerin ihtiyatla söylenmesini istirham ederim. Daha önceleri de söylediğim gibi Rusya ile münasebetlerimizdeki maksat, yalnız Memleketin milli hudutları içinde istiklalini temin etmek için dışarıda bir dayanak aramak gayesi içindir. Biz Rusya ile bu şekilde, bu maksatla müzakerelere başladığımızda Komünist olan Rusya Hükümeti bize hiçbir vakit kendi sosyal ideolojisinin kabulünü şart koşmamıştır. Bu böyle olduğu gibi, Rusya Hükümeti Şûralar Cumhuriyetinin Ankara'da bulunan Büyükelçisi geldiği vakitte kendileriyle görüştüğümde hatta ayaklarının tozu ile ilk defa, ilk telaffuz ettiğim söz şu olmuştur. Biz, bizi mahvetmek isteyen emperyalist devletlerle olan mücadelede sizinle iştirak ediyoruz, size elimizi veriyoruz. Fakat bu Memlekette sosyal inkılâp yapmak icap ederse, bunun lüzumu gerekirse bu inkılâbı ancak bu Memleketin evlatları yapacaktır. Birçok tecrübelerden sonra, Rusya Hükümeti anladı ki İslam Âlemi için, Komünizm müsait değildir. Rusya Şuralar Hükümetinin başında bulunanlar bunu anlayamayacak kadar ahmak adamlar değillerdir, bunu anlamışlardır. Bize katiyen bu yolda bir teklifte bulunmamışlardır. Malumunuz Rusya iki kuvvete karşı mücadele ediyor. Biri emperyalizm, yani masum ve mazlum milletleri esaret altına almak, kendi menfaati için onları hayvan gibi çalıştıran devletlere karşı onları yıkmak için yaptığı mücadeledir. Diğeri de milli bir şekilde tecelli eden kapitalizme karşı mücadele etmektir. Kapitalizmin ne olduğunu Yüce Heyetinize tekrar arz etmeyeceğim. Yalnız birincisinde Rusya ile hemfikir 29

30 bulunuyoruz. Kapitalizm meselesine gelince; bizde halkı böyle zincir altında inletecek surette teşekkül etmiş muazzam kapitalistler yoktur. Bunun içindir ki Rusya Hükümeti Avrupa ya, yani hakiki emperyalist, hakiki kapitalist devletlere mücadele yüzünü çevirmiştir. Biz Rusya ile yalnız bir maksat uğrunda işbirliği yapıyoruz. Samimiyetle temenni ediyorum ki bu gayemize ulaşalım. Binaenaleyh bütün Batı âlemine düşman bulunduğumuz bir zamanda Doğu da elde edebileceğimiz bir dayanak olsun. Fakat bendeniz öyle zannediyorum ki Yüce Heyetiniz, birçok münakaşalar neticesinde Rusya Devleti ile münasebet kurulmasını kabul etmiştir. Yüce Meclis bu fikrinden döndü ise bilmiyorum. Bu Devlet, en kuvvetli zamanlarında bile diğer devletlerle münasebetini kesmemiştir. Dünyada hiçbir devletle münasebet kurmadan yaşaya bir devlet yoktur. Binaenaleyh biz daha birçok milletlerle siyasi münasebette bulunmak istiyoruz. Ne için hakikatten korkuyorsunuz? En büyük devlet İngiltere bile siyasi münasebet kuracak, dayanacak bir millet arıyor. Binaenaleyh bu bunları söyledikten sonra, Hüseyin Avni Bey in söylediklerine karşı, Memleketimizin dış münasebetlerinin mesuliyetini yüklenmiş olmak itibariyle, bu Hükümet adına, söyledikleri sözleri reddediyorum. Çünkü kendisiyle siyasi münasebetlerde bulunmak istediğimiz bir devletin haydut tabiriyle tarif edilmesine razı olamayız. Binaenaleyh bunu reddetmek Dışişleri Vekilinin vazifesidir. Ben mesuliyeti haiz bir şahıs olmam itibariyle bu sözü bu kürsüden söylemek Yüce Meclisinizin Rusya da tatbik edilmiş olan sosyal meseleleri Meclisin içinde münakaşa etmek başka bir şeydir. Münasebetlerimizin bozulması ihtimali olan bu gibi sözlerin, fikirlerin söylenilmemesini Yüce Heyetinizden rica ediyorum. Çünkü devlet, çocuk oyuncağı değildir. Devletin menfaatleri gayet muazzamdır. Biz bu Memleketi her birimiz kendi istediğimiz gibi tasarruf edemeyiz. Onun menfaatleri neyi icap ederse biz onu yapmaya mecburuz. Şimdi Efendim sözüme nihayet veriyorum. Bu istirhamımdan sonra elbette Yüce Heyetiniz bunu dikkate alacaktır. Şimdi aleyhinde söz söylenen bu hükümet, bize tabii müttefik olarak müracaat eden Moskova konferans esaslarını hazırlamak için müzakerede bulunmakla beraber, bugün maruz olduğumuz Yunan taarruzuna karşı Memleketin her türlü mukavemetini temin için her türlü tedbiri almış olan bu Hükümet, bir taraftan vazifesi ne olursa olsun... İşte bu kürsüye, Hüseyin Avni Bey e cevap vermek üzere gelmek için müsaade istedikten sonra Rusya dan aldığım bu telgrafı Yüce Heyetinize okuyarak sözüme son vereceğim. (Sözü edilen telgraf tutanakta yer almamaktadır.) HÜSREV BEY (Trabzon): Bizim sahile alınıp biran evvel cepheye yetiştirmek... En mühim mesele, cephane ve silah meselesidir ve Yüce Meclis ister ki bu ihmal edilmesin. Bu hususta bir dakika tehir edemez. VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Müzakereyi kâfi görenler lütfen el kaldırsın. Müzakere kâfi görüldü. 30

31 ŞÜKRÜ BEY (Karahisar): Müsaadenizle müzakerenin başında burada bulunmadığım için şahsım hakkında c söylenen sözlere vakıf değilim. Fakat bulunduğum dakikadan itibaren Fırkaya dair bazı sözler hakkında ufak... MUSTAFA BEY (Tokat): Hangi fırka? (gürültüler) ŞÜKRÜ BEY (Devamla): Mademki burada fırkalar konuşulmuştur. Siz ne hak ile burada söz söylemiş iseniz, ben de o hak ile söylüyorum. Muhterem arkadaşlar, malumunuzdur ki Dünyada fikirler hiçbir zaman kendi daireleri içinde çıkılamaz. Burada bizim toplanmamızı emreden şey, Vatan müdafaası hissidir ve emperyalist devletlerin üzerimize hücumu karşısında müdafaasız kalan Millet, meclisini toplamıştır. Bu bir hakikattir. Hepimiz buraya gelirken, hepimizin kalbinde, vicdanında ve yemin ettiğimiz gibi yaşayan bir şey varsa, milli hudutlarımız dâhilinde, bu milletin istiklalini temin etmektir. Bütün mebusların vazifesi budur. Fakat mebusların vazifesi bu iken, her mebusun sosyal ve siyasi fikirlerini tahdit etmek hakkı da kimseye verilmemiştir. Herkesin bir sosyal ve siyasi fikir edinme hakkı vardır. Bu hakkı hiç kimse, hiçbir fert mani olamaz. Binaenaleyh bu kanaatlerimiz dairesinde hepimiz çalıştık ve çalışıyoruz. Bilirsiniz ki Paşa Hazretleri Komünizm Fırkasından bahsetti. Bendeniz de Halk İştirakiyun Fırkasının teşekkülünden bahsedeceğim. (gürültüler) Müsaade buyurun, onu söyleyeceğim. Efendiler, hepinizin biliyorsunuz ki biz buraya geldiğimiz zaman daha başında bizim burada nasıl çalıştığımızı biliyorsunuz. O vakit bir Yeşil Ordu teşekkül ettiğini hepimiz biliyorduk ve bütün arkadaşlarımızın oraya giderek yemin edildiğini haber alıyorduk. Bu cümleden olmak üzere beni de o fırkaya almak için vasıta oldular, bendeniz bunu uygun bulmadım. Çünkü bu Fırka o vakit gizli bir şekilde çalıştığı içindir ki o Fırkanın Memleket dâhilinde bazı fenalık yapabilmesi mümkün olabilirdi. Bunun için ben bunu uygun bulmadım. Meclis dâhilinde bir Halk Zümresi teşekkül etti ve bu Zümreye de birçok arkadaşlar dâhil oldular ve bu Halk zümresinin teşkiliyle beraber onu takiben Hükümetin bir Halkçılık Programı yaptı. Bendeniz de bulundum. Nihayet Yüce Meclisinizde uzun münakaşadan sonra kabul ve ondan sonra bendenize bir müracaat oldu. Basın ve Yayın Dairesi... Bana Tokat Mebusu Nazım Bey söyledi. (başka celseye bırakalım sesleri) Efendim eğer bu Mecliste fırkaların vaziyetinin ne olup olmadığını anlamak istiyorsanız dinlersiniz. Mecliste muhtelif kanaat ve fikirler vardır ve bu kanaat ve fikirler hakkında bir malumat edinmiş olsaydı şimdiye kadar zannederim ki bu kadar fikir cereyanları olmazdı. Bendeniz matbaamı sattım. Buraya geldikten sonra itirazlara uğradım. Matbaa makinesi İngiliz makinesi imiş, Fransız makinesi imiş, işinize gelmeyecek olursa benim makbulümdür. Beş bin liraya sattım. Bir hizmet etmek emeliyle verdik. İki bin liraya almıştım, yalnız makineyi, orası lazım değil. (gürültüler) VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Bu meselenin İstiklâl Mahkemesince takip edilmekte olduğu ve Yüce Meclisinize malumat edeceğinden... Kabul edenler lütfen el kaldırsın... 31

32 HULUSİ EFENDİ (Yozgat): Komünist Fırkasına para verildi mi? Maliye Vekili izah etsin. FERİT BEY (Maliye Vekili): Efendim; Hoca Efendinin sordukları Komünist Fırkasına para verilip verilmediği meselesidir. Yüce Heyetiniz derece emindir ki Maliye Vekâleti ne olduğu belli ve tahsisatı olmayan bir yere para veremez. Bunu hatta tasavvur buyurmalarını bendeniz hayretle karşılıyorum. Binaenaleyh, bendenizin malumatım, ne Komünist Fırkasına ne de diğer fırkalara bu tarzda Maliye Vekâletince beş para verilmediğidir. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Bendeniz de Hükümet Reisi sıfatıyla arz ediyorum, Maliye Vekâletince değil, hiçbir vekâletçe, hatta hususi ödenekten, hiçbir para verilmemiştir. VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Bu hususta önergeler var. Her önergede Şeyh Servet Efendi nin İstiklâl Mahkemesine verilmesi yolunda, bazı önergelerde de İstiklâl Mahkemesi üyeliği elinden alındıktan sonra ve İstiklâl Mahkemesine havalesi için bir şube tarafından tahkikat icrası... (gürültüler) Müsaade buyurunuz, rica ederim dinleyiniz. Diğer bir önergede de ilmiye sıfatının elinden alınması, başka önergede propaganda ile bu kitabı iptal edecek, gazetelerde yayınlanmak üzere diyor. Evvela oya sunacağım. Şeyh Servet Efendinin İstiklâl Mahkemesi üyeliğinden uzaklaştırılmasını isteyenler lütfen el kaldırsınlar. İstiklal Mahkemesi üyeliği elinden alınmıştır. CELALETTİN ARİF BEY (Erzurum): Müsaade buyurunuz Efendim, bir mebusun İstiklâl Mahkemesine verilmesi için bir karar verilmesi lazımdır. Nitekim Hacı Şükrü Bey hakkında da aynı esas olmuş ve mesele de şubeye havale edilmiştir. Madem bu kişi şimdi İstiklâl Mahkemesi... Buradan hakkında tahkikat için şubeye havale ediniz. (gürültüler) HÜSREV BEY (Trabzon): Reis Beyin söylediği gibi İç Tüzüğe göre vesika lazımdır. Binaenaleyh vesika olmayınca mebusluğu bahis mevzu olamaz. VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Şimdi çekilecek kura üzerine evrak şubeye verilir. Hükümet vesika gönderir, ondan sonra Yüce Heyetinize arz edilir. (gürültüler) Sessizliğe davet ediyorum. Genel Kurmaydan gelen ve okunan raporu vesika sayıp şubece tahkikat yapılmasını kabul edenler lütfen el kaldırsın. (gürültüler) Aksini oya koyuyorum. Şubeye havale edilmiştir. 1 1 TBMM Gizli Celse (22 Ocak 1921), 1.Dönem, c.1, s , 32

33 1 ŞUBAT 1921 GİZLİ OTURUMDA KOMÜNİZM FAALİYETİNDE BULUNDUĞU İDDİASI İLE YARGILANMAK İSTENİLEN TOKAT MİLLETVEKİLİ DR. NAZIM BEY İN DOKUNULMAZLIĞININ GÖRÜŞÜLMESİ (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 142.Birleşim, Gündem:8/2) Meclisin açıldığı günlerde Sovyet Rusya daki Bolşevik, Komünist rejim bir kurtarıcı olarak görülüyordu. Doğu dan büyük bir kızıl veya yeşil ordu gelecek ve Yunanlıları Batı Anadolu dan sürüp atacaktı. Ancak milletvekillerinin Bolşevizm ve Komünizm hakkında fazla bilgileri yoktu. Bilinen tek şey, bu rejim emperyalizme ve kapitalizme karşıydı. Anadolu nun da en büyük düşmanı Batı emperyalizmi idi. Bir yıl geçtikten sonra düşünce değişti, bu akım karşısında tepkiler başladı. VEHBİ EFENDİ (Başkan Vekili): Müzakereye başlıyoruz. Evvela Ankara İstiklal Mahkemesinden gelen bir şikâyet tezkeresi var. Bu teskereye göre İstiklâl Mahkemesi, Tokat Mebusu Nazım Bey in gizli bir teşkilat ile alakadar olduğunu ne yazık ki zannediyor ve bundan dolayı da kendisini muhakeme etmek istiyor. Onun için Yüce Heyetinizin müsaadesini istirham ediyor. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Muhterem arkadaşlar, dünkü aleni celsede sizlere karşı pek acı bir hakikati derin elemlerle arz ve ihbar etmek mecburiyeti karşısında bırakıldım. Filhakika öteden beri gizli celselerimizde konuşulanların dışarıya, düşmanlarımıza muntazaman ihbar edilmekte olduğuna dair istihbaratımız vardı. Evvela burada dışarıya ifşası Millet ve Memleketimiz menfaatleri için gayet zararlı olan birçok şeyleri daha bir kaç gün evvel buraya gelmiş bulunan Dışişleri Vekilimiz Bekir Sami Bey e Moskova Rus Dışişleri Komiseri Çiçerin aynen söylemiştir. Binaenaleyh, işte bu ihbar ne yazık ki içimizden çıkabiliyor ve nasıl bir kanal ile oraya gidebiliyor? Yine istihbaratımız vardır ki gizli celselerimiz muntazam raporlarla İstanbul'da İngilizlere gönderiliyor. (lanet sesleri) Binaenaleyh ne yazık ki içimizde bu zihniyette insanlar olduğunu itiraf mecburiyetindeyiz ve yine bu insanları meydana çıkarmak hepimize müştereken ait bir vatani ve vicdani vazifedir. Yalnız bana ait değildir. Dün müştereken bu istihbarat üzerine kabul etmeye mecbur olduğumuz bu esas üzerine meydana çıkarmamız lüzumu vardır. Yalnız biraz daha ileri giderek dünkü ifadelerimde kendi bildiğim gizli şeyleri de ifşa etmiş oldum. Hakikaten ben şahsen vesikalara dayanarak isim dahi söyleyebilirim ve bilhassa bu isimler üzerinde ulaştığım malumatın hangi kaynaklardan alındığını, hatta gizli celsede bile söylemeyi siyasetimiz ve menfaatimiz için uygun görmedim. Fakat herhalde söylenmiş bir sözdür, bunu Yüce Heyetiniz bir defa daha tetkik etse uygun olur. Söyleyeceğim sözler, vereceğim izahat mümkün olduğu kadar mahdut bir dairede kalabilmek için münasip görürseniz on beş kişiden ibaret olmak üzere bir heyet seçiniz. Bendeniz o heyete izahat ve malum vereyim. Onlar benim malumat ve izahatım üzerine elde edecekleri kanaati ya doğrudan doğruya Yüce Heyetinize 33

KOMÜNİZM FAALİYETLERİ VE YEŞİL ORDU

KOMÜNİZM FAALİYETLERİ VE YEŞİL ORDU CENGİZ ÇETİNTAŞ TBMM Tutanaklarında Kurtuluş Savaşı: 11 TBMM Tutanaklarında KOMÜNİZM FAALİYETLERİ VE YEŞİL ORDU (1920-1923) http://www.cengizcetintas.com cengizcetintas@outlook.com 1 TBMM Tutanaklarında

Detaylı

http://www.cengizcetintas.com/index.html

http://www.cengizcetintas.com/index.html http://www.cengizcetintas.com/index.html 1 SOVYET RUSYA İLİŞKİLERİ VE MOSKOVA ANTLAŞMASI Birinci Dünya Savaşı nda düşman olarak karşı ittifaklarda savaşan Türkler ile Ruslar, savaşın sonlarına doğru meydana

Detaylı

SOVYET RUSYA İLİŞKİLERİ VE MOSKOVA ANTLAŞMASI

SOVYET RUSYA İLİŞKİLERİ VE MOSKOVA ANTLAŞMASI CENGİZ ÇETİNTAŞ TBMM Tutanaklarında Kurtuluş Savaşı: 5 TBMM Tutanaklarında SOVYET RUSYA İLİŞKİLERİ VE MOSKOVA ANTLAŞMASI (1920-1923) http://www.cengizcetintas.com cengizcetintas@outlook.com 1 TBMM Tutanaklarında

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz ANMA PROGRAMI 1. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 4 2. Çeşitli Yönleriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 (Yrd. Doç. Dr. Levent KALYON) 1. Resimlerle Atatürk 15 2. Kendi sesiyle Atatürk 18 2 Beni görmek

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ. 1 ALTERNATİF AKIM Excellence and innovation built into every design. EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ. ALTERNATİF AKIM 2 1914-1918 Dünya Savaşı Bu savaş dünyada bazı şeylerin değişmesine sebep

Detaylı

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 29 EKİM TÖRENLERİ Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 1923 Cumhuriyet ilân edildi. Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ 1919-1922 MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER Milli mücadele Hazırlık Dönemi Kronoloji 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal in Samsun a Çıkışı 28 Ocak 1919 Havza Genelgesi

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer KURTULUŞ SAVAŞI (1919-1922) Gülsema Lüyer KURTULUŞ SAVAŞI (1919-1922) Mondros Mütarekesi ve Mütareke Sonrası Genel Durum İşgaller ve Kurtuluş Savaşı Hazırlık Evresi T.B.M.M. nin Açılması Düzenli Ordu Hazırlıkları,

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER DOĞU VE GÜNEY CEPHELERİ KURTULUŞ SAVAŞI DOĞU VE GÜNEY CEPHESİ DOĞU CEPHESİ Ermeniler XIX. Yy`a kadar Osmanlı topraklarında huzur içinde yaşadılar, devletin çeşitli kademelerinde

Detaylı

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler On5yirmi5.com Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler nelerdir? Yayın Tarihi : 12 Kasım 2012 Pazartesi (oluşturma : 12/22/2018) Cemiyetler-Zararlı ve Yararlı

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI Süreyya Hami ŞEHİDOĞLU ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 24, Cilt: VIII, Temmuz 1992 Nafiz KOTAN İsmail Habip, Kurtuluş Savaşı nı anlatırken:...

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir. Şeyh Şamil (k.s) in Sözleri Kahrolsun Sefil Esaret! Yaşasın Şanlı Ve Güzel Ölüm! Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

Detaylı

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? - Mutasarrıf demiş adam kabara kabara. - Sonra ne olacaksın? diye

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ * ÇTTAD, X/23, (2011/Güz), s.s.187-232 Albüm KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ * Kurtuluş Savaşı nın bitmesinin hemen ardından, verilen bu büyük mücadeleyi kamuoyuna anlatmanın bir aracı

Detaylı

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 88 OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK A N K A R A 2 0 0 7 1 P r o j e Y ö n e t i c

Detaylı

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ 8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÜNİTESİ KONU ANLATIMI HASAN DOĞAN BİR KAHRAMAN DOĞUYOR M. Kemal 1881 de Selanik te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, Babası Ali Rıza Efendidir.

Detaylı

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük 2015-2016 T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Arif ÖZBEYLİ Türkiye Büyük Millet Meclisi nin Açılması Meclis-i Mebusan ın dağıtılması üzerine, Parlamento nun Mustafa Kemal

Detaylı

SAYFA BELGELER NUMARASI

SAYFA BELGELER NUMARASI İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... SAYFA BELGELER NUMARASI 1. 27 Ekim 1922 tarihinde İsmet Paşa nın Dışişleri Bakanlığına ve Fevzi Paşa nın Batı Cephesi Komutanlığına atanması... 1 2. İstanbul daki mevcut

Detaylı

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TEOG ÇIKMIŞ SORULAR - 3. ÜNİTE Batı cephesinde Kuvâ-yı Millîye birliklerinin faaliyetlerini ve düzenli ordunun kurulmasını değerlendirir.türk milletinin Kurtuluş Savaşı

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA 1 Kütahya- Eskişehir Savaşı nda ordumuz Sakarya Nehri nin doğusuna çekilmişti. 2 TEKÂLİF-İ MİLLİYE NİN SAKARYA SAVAŞI NA ETKİSİ Tekâlif-i Milliye kararları daha uygulamaya yeni başlandığı için Sakarya

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? 1)Birinci İnönü Savaşının kazanılmasından sonra halkın TBMM ye ve düzenli orduya güveni artmıştır. Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? A)TBMM seçimlerinin yenilenmesine

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GK. SEÇ. I: BİLGİ TOPLUMU VE TÜRKİYE Ders No : 0310250040 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı. MUSUL SORUNU VE ANKARA ANTLAŞMASI Musul, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmadan önce Osmanlı Devleti'nin elinde idi. Ancak ateşkesin imzalanmasından dört gün sonra Musul İngilizler tarafından işgal edildi.

Detaylı

ÜNİTE 13 BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ MİLLİ MÜCADELE DE BATI CEPHESİ I İÇİNDEKİLER HEDEFLER

ÜNİTE 13 BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ MİLLİ MÜCADELE DE BATI CEPHESİ I İÇİNDEKİLER HEDEFLER MİLLİ MÜCADELE DE BATI CEPHESİ I İÇİNDEKİLER Batı Cephesi I. İnönü Savaşı Londra Konferansı Moskova Antlaşması Türk-Afgan Dostluk Antlaşması II. İnönü Savaşı Kütahya-Eskişehir Savaşları BAYBURT ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... BELGELER III SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp Raporu... 1 2. Ali İhsan Paşa nın Güney

Detaylı

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL 9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL 9 EYLÜL 1922 Güzel İzmir imizin kurtuluşu, bugün doksan birinci yılına basıyor. Bu mutlu günü anarken, harp tarihinde eşi görûlmiyen Başkomutanlık Meydan Muharebesindeki geniş

Detaylı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde

Detaylı

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ DİKKAT! BU BÖLÜMDE YANITLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 0 DİR. ÖNERİLEN YANITLAMA SÜRESİ 40 DAKİKADIR. ) I Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurdu. ) Mondros Ateşkesi

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8 BAKİ SARISAKAL SEYAHAT PROGRAMI Padişahımızın Seyahat Programı: Padişahımızın gerek Selanik teki ikamet ve gerek Kosova, Piriştina ve Manastır a seyahatlerinde

Detaylı

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? S-1 Sosyal bilgiler öğretmeni: (ikinci Meşrutiyet in ilanının ardından (Meşrutiyet karşıtı gruplar tarafından çıkarılan 31 Mart Ayaklanması, kurmay başkanlığını Mustafa Kemal in yaptığı Hareket Ordusu

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

İlk kurulan TBMM'deki Gruplar

İlk kurulan TBMM'deki Gruplar On5yirmi5.com İlk kurulan TBMM'deki Gruplar Yeni Türk Devletinin çağdaş bir devlet olması için önemli ilkelerden biri,savunulan her görüş ve düşüncenin temsil edilebilmesiydi. Bunun için çeşitli gruplar

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi 29 Ekim 1923, saat 20.30 Tarih : 28.10.2011 29 Ekim 1923, Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biriydi. TBMM de saat 20.30 u gösterirken Anayasa da gerekli değişiklikler yapıldı,

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

http://www.cengizcetintas.com/index.html

http://www.cengizcetintas.com/index.html 1 http://www.cengizcetintas.com/index.html TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NİN AÇILIŞI VE BİRİNCİ TBMM HÜKÜMETİ İstanbul'un İtilaf askerleri tarafından resmi olarak işgal edildiğini öğrenen Mustafa Kemal

Detaylı

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN BAKİ SARISAKAL EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN Muallimler Birliği Umumi Merkezi Reisi İzmir Mebusu Necati Bey Muallimler Birliği Müessislerinden Prag Sefiri

Detaylı

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 1. Mudanya Mütarekesi, Yunanlıların aslında Osmanlı Devleti nin paylaşımı projesinde bir alet olduğunu, arkalarındaki gücü İngiltere başta olmak üzere İtilâf devletlerinin

Detaylı

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı 1881 de Selanik te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Efendi dir. Sırasıyla, Mahalle Mektebi, Şemsi Efendi Okulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi, Selanik Askeri Rüştiyesi,

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME Bu sözleşme, ILO'nun temel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir. ILO Kabul Tarihi: 18 Haziran 1949 Kanun Tarih

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) Savaş 2450-50=2400 yılının başında sona ermiştir. (İşlem 1 puan) Çünkü miladi takvimde, MÖ tarihleri milat takviminin başlangıcına yaklaştıkça

Detaylı

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ-I Dersin Adı Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi-I Dersin Kodu 630909 Dersin Türü Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati Zorunlu Önlisans 2 AKTS 2 (Kuramsal)

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : EĞİTİM SOSYOLOJİSİ * Ders No : 0310340040 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur. Parti varlık sebebi, isminden de anlaşılacağı üzere, hakların savunulmasıdır. Müdafaa-i Hukuk düşüncesine göre: 1. İnsanın 2. Toplumun 3. Milletin 4. Devletin 5. Vatanın hakları vardır. Şu anda bu haklar

Detaylı

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ İlahiyat Fakültesi, Manisa İl Müftülüğü ve İlim Yayma Cemiyeti Manisa Şubesi işbirliği ile düzenlenen; Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI 09.09.2017, LONDRA Sayın Büyükelçim Abdurrahman Bilgiç, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri

Detaylı

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek 2 ve 4ncü Maddelerinin Değiştirilmesine, Değişik 60 nci ve Bu Kanuna Bir Ek Madde ile Bir Geçici Madde İlâvesine Dair nın C. Senatosunca

Detaylı

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK L 1 S E..... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE...... ATATURKÇULUK KEMAL KARA Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 31.05.2006 tarih ve 233 sayılı karan ile 2006-2007 öğretim

Detaylı

KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ. Youtube Kanalı: tariheglencesi

KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ.  Youtube Kanalı: tariheglencesi KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ www.tariheglencesi.com Youtube Kanalı: tariheglencesi 20.08.2017 T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Arif ÖZBEYLİ Türkiye Büyük Millet Meclisi nin Açılması Meclis-i Mebusan

Detaylı

Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım!

Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım! Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım! Eskiden devletimizin adı Osmanlı Ġmparatorluğu idi. Başımızda padişah vardı. Egemenlik haklarımız padişahın elindeydi. Başkentimiz Ġstanbul du. 19 Mayıs 1919 da Mustafa

Detaylı

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ BAKİ SARISAKAL SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ 1880 yılının başında Samsun da açıldı. Üçüncü Ordu nun sorumluluğu altındaydı. Okulun öğretmenleri subay ve sivillerdi. Bu okula öğrenciler

Detaylı

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni Düzenli Ordunun Kurulması Nedenleri: Kuva-yı Milliye nin ișgalleri durduramaması Kuva-yı Milliye nin zararlı faaliyetleri Düzenli ordulara

Detaylı

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz Mescidi Aksa hatibi Şeyh İkrime Sabri, Filistinlilerin Mescidi Aksa daki haklarına bağlı olduklarını, bunun bir karışından bile taviz vermeyeceklerini

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

İCRA VEKİLLERİ HEYETİ (Bakanlar Kurulu) KANUNU

İCRA VEKİLLERİ HEYETİ (Bakanlar Kurulu) KANUNU 1 İCRA VEKİLLERİ HEYETİ (Bakanlar Kurulu) KANUNU 23 Nisan 1920 tarihinde açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli egemenlik prensibini kendisine siyasi ve hukuki temel edinmiş, kuvvetler birliği esasına

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

6 Mayıs 1922 - Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos 1922 - Büyük Taarruzun başlaması

6 Mayıs 1922 - Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos 1922 - Büyük Taarruzun başlaması 6 Mayıs 1922 - Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması 26 Ağustos 1922 - Büyük Taarruzun başlaması 30 Ağustos 1922 - Başkumandan meydan muharebesi 2 Eylül 1922 - Yunan orduları başkomutanı

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : A.SEÇ.ATATÜRK İLK.VE İNK.TAR.SEMİNERİ Ders No : 0310400249 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni T.C. ĠNKILAP TARĠHĠ VE ATATÜRKÇÜLÜK AÇIK UÇLU DENEME SINAVI (I. Dünya Savaşı ndan Erzurum Kongresi ne kadar) sosyalciniz.wordpress.com 1. Gelişen sanayimiz için hem bir hammadde kaynağı hem de uygun bir

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI

AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI Merkez Parti (MEP) Kurucularından Kahramanmaraşlı Hasan Bayramoğlu, partinin kuruluş amacı ve yürüteceği politikalar hakkında bilgi verdi. Kentin tanınmış simalarından Hasan Bayramoğlu,

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ I AI0 2 + 0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze /

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük KABOTAJ BAYRAMI, MUSTAFA KEMAL E SUİKAST GİRİŞİMİ, BİR DEVRİN ANALİZİ: NUTUK

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük KABOTAJ BAYRAMI, MUSTAFA KEMAL E SUİKAST GİRİŞİMİ, BİR DEVRİN ANALİZİ: NUTUK 1 Kabotaj Hakkı Nedir? Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından,

Detaylı

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders Dr. İsmail BAYTAK HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları Hristiyanlarca kutsal sayılan Hz. İsa nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanlar ın elinde

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 BÖLÜM 1: SEÇİLMİŞ KAVRAMLAR BÖLÜM 2: BÜYÜK DÖNÜŞÜM VE OSMANLILAR BÜYÜK DÖNÜŞÜMÜN İZLERİ...11 DEVRİMLER ÇAĞI VE OSMANLILAR...14 a) Sanayi Devrimi... 14 b) Fransız Devrimi... 17 c)

Detaylı

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s. 255-259 KİTAP TANITIMI Dr. Çağla D. TAĞMAT * Ali Fuat Paşa nın Moskova Büyükelçiliği Dönemi Yazışmaları (16

Detaylı

İKİNCİ Savaş Bakanına yaptığı ziyaretten sonra, Komünist milletvekili' ve Partinin Merkez Komitesi üyesi

Detaylı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi 2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI

Detaylı

Eyicil: Kahramanmaraş ın Sevdalısıyım

Eyicil: Kahramanmaraş ın Sevdalısıyım Eyicil: Kahramanmaraş ın Sevdalısıyım Prof Dr. Ahmet Eyicil de AK Parti Saflarında Son zamanlarda, Yakın Çağda Kahramanmaraş ın Siyasi Tarihi üzerine yaptığı akademik araştırmalar ile sık sık gündeme gelen

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

En İyisi İçin. Cevap 1: II. Meşrutiyet Dönemi Ne x t Le v e l Ka r i y e r 300ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Tar i h Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ I Ders No : 0020020021 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME 34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME Aynı konudaki 96 sayılı sözleşmenin onaylanması sonucu yürürlükten kalkmıştır ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1933 Kanun Tarih ve

Detaylı

Osmanlı, Titanic i böyle görmüştü

Osmanlı, Titanic i böyle görmüştü Osmanlı, Titanic i böyle görmüştü Titanic Faciası Osmanlı basınında da geniş yankı uyandırdı ve Osmanlı kamuoyunca da merakla takip edildi. 14.04.2017 / 10:47 Titanic Faciası Osmanlı basınında da geniş

Detaylı

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI HÜRRİYET İLKOKULU 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI 1 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI Sayın Müdürüm, Saygı Değer Öğretmenlerim,Kıymetli

Detaylı

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU Osmanlı Devleti nin 19. yüzyılda uyguladığı denge siyaseti bekleneni vermemiş; üç kıtada sürekli toprak kaybetmiş ve yeni yeni önem kazanan petrol Osmanlı

Detaylı

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Nisan 20, 2017-11:17:00 Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, 26 ülkeden, "39. TRT Uluslararası 23 Nisan

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ I Ders No : 0020040023 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI KONU ÖZETİ Bu başlık altında, ünitenin en can alıcı bilgileri, kazanım sırasına göre en alt başlıklara ayrılarak hap bilgi niteliğinde konu özeti olarak

Detaylı

Kanuna konulan Atatürkü koruma kanunu,aslında onu korumak değil, korumaya muhtaç ve aciz bir kimse olduğunu ima etmektir.

Kanuna konulan Atatürkü koruma kanunu,aslında onu korumak değil, korumaya muhtaç ve aciz bir kimse olduğunu ima etmektir. TIKAÇ * Yeter, Atatürk ü korumayın artık (AB İlerleme Raporu nda, Atatürk ü Koruma Kanunu nun düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamada sıkça kullanıldığı uyarısı yer aldı ) Yukarıdaki ifade,avrupa İlerleme

Detaylı