İNÖNÜ DÖNEMİ VE II. DÜNYA SAVAŞI YILLARI. İçindekiler Tablosu. Giriş... 2

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İNÖNÜ DÖNEMİ VE II. DÜNYA SAVAŞI YILLARI. İçindekiler Tablosu. Giriş... 2"

Transkript

1 İçindekiler Tablosu Giriş... 2 I. Mustafa Kemal Atatürk ün Ölümünden Sonra Türkiye... 2 II. İkinci Dünya Savaşı nda Türk Dış Siyaseti... 6 III. Milli Şef İsmet İnönü nün Savaş Boyunca Tepkilere Neden Olan Diğer Uygulamaları IV. Savaşın Sonuna Doğru Türkiye nin Müttefiklere Yaklaşma Çabaları V. Müttefiklerin Savaşı Kazanması Karşısında Türkiye VI. Sovyet Tehdidi ve Türkiye nin Yalnızlığı VII. Türkiye nin Almanya ve Japonya ya Savaş Açması VIII. Sovyetler Birliği nin 1925 Tarihli Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması na Tek Yanlı Son Vermesi IX. Uluslararası Yeni Siyasi Gelişmeler ve Türkiye X. Uluslararası Siyasi Ortamın İç Siyasi Yapıya Yansıması: Tek Parti Yönetiminin Sonu-Çok Partili Düzene Geçiş XI ve 1950 Seçimleri İsmet İnönü Dönemi nin Sonu Yeni Bir Dönemin Başlangıcı Sonuç Dipnotlar Kaynaklar Yrd. Doç. Dr. Necdet EKİNCİ Akdeniz Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi / Türkiye Giriş Sayfa No: 1

2 Ġkinci Dünya SavaĢı öncesinde tüm dünyada "otoriter ve "totaliter yönetim biçimleri en gözde siyasi rejimler olarak yükselmesini sürdürmektedir. Osmanlı nın son kalıntıları olan Sultanlık ve Hilafet kurumlarını kaldıran Mustafa Kemal Atatürk, Türk Devleti nin yönetim biçimini Cumhuriyet olarak ilan etti. Önceleri Ġslam, anayasada devlet dini olarak adı kondu; sonra 10 Nisan 1928 de bu madde kaldırıldı. Daha sonra da 5 ġubat 1937 de Türk Devletini "laik olarak tanımlayan ilgili madde anayasaya eklendi. Egemenlik kayıtsız ve koģulsuz bir biçimde ulusa veriliyordu. TBMM ulus adına egemenliği kullanabilecekti. Yasama yetkisi doğrudan TBMM de, yürütme yetkisi TBMM nin seçtiği CumhurbaĢkanı ve onun seçtiği Bakanlar Kurulu aracılığı ile Meclis te oluģmakta ve toplanmaktaydı. TBMM, ulusun seçtiği milletvekillerinden oluģuyor ve 22 yaģını dolduran her Türk erkek ve kadın yurttaģ oy kullanabiliyordu. Fakat seçim sistemi anayasanın öngördüğü kadar demokratik değildi. Bu sistem Birinci ve Ġkinci MeĢrutiyet dönemlerinin bir kalıntısıydı. Oy verenler, sonradan kendi vekillerini meclise seçen, bir seçmenler topluluğunun seçtiği, dolaylı iki dereceli bir sistemdi yılında çok partili düzene geçinceye dek yürürlükte kalan bu sistem, büyük toprak sahiplerinin ve eģrafın CHP nin tüm tek parti yönetimi boyunca kendi güç ve ağırlıklarını TBMM de korumalarını sağlamıģtı. Bir yandan yeni kurulan devleti ve devrimleri yaģatma kaygısı, diğer yandan ülkenin toplumsal yapısı nedeniyle henüz Batı nın demokrasisini sindirecek siyasi bir olgunluğa eriģememiģ olması düģüncesi, Mustafa Kemal Atatürk ü ister istemez, ülkeyi bir süre tek parti ile yönetmeye zorlamıģtı. Tüm olumsuz koģullara karģın, Mustafa Kemal Atatürk, CumhurbaĢkanı olarak ülkeyi yönettiği yılları arası, iki kez kurulmasına izin vererek, gönlünün çok partili düzenden yana olduğunu ortaya koymuģtu. Ama bilinen nedenlerden dolayı onun tüm bu giriģimleri sonuçsuz kaldı. ġimdi Mustafa Kemal Atatürk ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi muhalefetsiz iktidardaydı. Bu sistemde anlamlı olan yalnızca bir tek partinin varlığı değildi. Daha önemlisi, devlet ile parti arasındaki ayrımın ortadan kalkmasıydı. Parti, devlet kurumlarının yönetimini üstlenmiģti. Partinin il baģkanları aynı zamanda ilin valileriydi. Devlet memurlarının "neredeyse tümü CHP üyesi yapılmıģtı. Kısacası totaliter devletleri anımsatır bir biçimde Türkiye de parti ve devlet iç içe girmiģ, birbiri ile kaynaģmıģ, Türkiye bir parti devleti durumuna gelmiģti. I. Mustafa Kemal Atatürk ün Ölümünden Sonra Türkiye A. İsmet İnönü nün Cumhurbaşkanı Seçilmesi CumhurbaĢkanı Atatürk ün rahatsızlığının ilk belirtilerinin 1936 yılının sonuna doğru ortaya çıktığı, sağlık durumunun ise 1937 yılından itibaren bozulduğu bilinmektedir. 1 Atatürk, ölümünden bir süre önce BaĢvekillik Makamı nı iģgal eden Ġsmet Ġnönü ile siyasi bir çatıģma içine girmiģ, bunun sonucunda Ġsmet Ġnönü görevinden alınarak, yerine Mahmut Celal Bayar atanmıģtır. 2 Celal Bayar ın baģvekilliğinin Atatürk ün hastalığı ile aynı döneme geliģi, dıģ siyasette Hatay sorununun sürekli olarak hükümetin gündeminden düģmemesi, ardından CumhurbaĢkanı nın ölümü, Bayar Hükümeti nin siyasal kadrolarda önemli değiģikliklere yönelememesi, Ġsmet Ġnönü nün cumhurbaģkanı seçilmesini kolaylaģtırıcı temel koģulları oluģturmuģtur. 3 Asım Gündüz ün anılarında aktardığına göre bu konuda Genel Kurmay BaĢkanlığı nda bir toplantı yapılmıģ, Türk Silahlı Kuvvetleri nin Atatürk ün ölümünden Sayfa No: 2

3 sonra alacağı konumun ne olacağı tartıģılmıģ, sonuç olarak tarafsız kalınmasında karar kılınmıģtır. Bu toplantıyı haber alan BaĢvekil Celal Bayar, Genel Kurmay BaĢkanı nı ziyaret etmiģ, Çakmak ı, TBMM nin CumhurbaĢkanı olarak görmek istediğini belirterek, kendisinden bu görevi kabul etmesini istemiģ ise de, Genel Kurmay BaĢkanı bu teklifi ordunun bu konuda tarafsız kalma kararında olduğunu ileri sürerek kabul etmemiģtir. Bu toplantıdan iki gün sonra, I. Ordu MüfettiĢliğini sürdürmekte olan Fahrettin Altay Genel Kurmay Ġkinci BaĢkanı Asım Gündüz den cumhurbaģkanının kim olması gerektiğini sormuģ ve toplantıda alınan kararı öğrenince karģı çıkmıģtır. I. Ordu ve Tümen kumandanları ile yaptıkları toplantıda Ġsmet Ġnönü nün CumhurbaĢkanı yapılması kararını aldıklarını açıklamıģtır. Altay ın bu kararın Çakmak a iletmesini istemesi üzerine, Genel Kurmay Ġkinci BaĢkanı Gündüz, ordu kumandanlarının kararını Çakmak a bildirmiģ ve Genel Kurmay BaĢkanı da bu kararı kabul etmek zorunda kalmıģtır. 4 Her ne kadar dönemin Dahiliye Vekili ġükrü Kaya bir basın toplantısında bir gazetecinin Yeni cumhurbaģkanı kim olacak? sorusuna TBMM kimi seçerse o olacak yanıtını vermekteyse de 5 Atatürk ün durumu ağırlaģtıkça kendini iyice belli eden bir iktidar mücadelesi baģ göstermiģtir. 10 Kasım a doğru bu tür siyasal giriģimler daha da hızlanacaktır. Asım Us un anılarına göre: Ġnönü ye karģı cumhurbaģkanlığı konusunda Fevzi Çakmak, Fethi Okyar, Celal Bayar hatta Tevfik RüĢtü Aras ve ġükrü Kaya nın adları 6 geçmiģse de TBMM BaĢkanı Abdülhaluk Renda nın adı üzerinde ciddiyetle durulmuģtur. Ancak Renda öneriyi geri çevirmiģtir. 7 Tüm bu karģı grubun varlığına karģın, Atatürk ün ölümünün ertesinde 11 Kasım günü, Ġsmet Ġnönü nün 322 oyla CHP Meclis Grubu nda cumhurbaģkanı adayı olarak gösterilmesine karar verilmiģ 8, Ġnönü grup toplantısının hemen ardından toplanan TBMM Genel Kurulu nda oylamaya katılan 348 milletvekilinin oybirliğiyle, cumhurbaģkanlığı makamına oturmuģtur. 9 Ordunun sergilemiģ olduğu bu eğilimin büyük bir olasılıkla TBMM ye yansıtılmıģ olduğu açıktır Kasım 1938 günü TBMM çevresindeki olağanüstü askeri önlemler Ġnönü nün cumhurbaģkanlığının buruk bir anısı olarak 11 siyasilerin hatıra defterlerinin sararmıģ yaprakları arasında kalacaktır. Kısacası Ġnönü nün cumhurbaģkanlığı TBMM nin özgür iradesi ile değil, tek parti CHP nin elit kadrosu ve ordunun diretmesi, kendisinin de bu güçlerle iģbirliği sayesinde gerçekleģmiģtir. B. Tek Parti Yönetimine Son Halka: Milli Şeflik Kurumu Ġsmet Ġnönü baģvekillikten alındıktan sonra kendi köģesine çekilmiģ, pek dikkat çekmemeye özen göstermiģ olduğundan, 1938 yılı boyunca gazetelerde adı pek ender olarak görülmüģtü. CumhurbaĢkanlığına seçilmesiyle birlikte basında Atatürk ün ilkelerini en iyi bilen devlet adamının Ġnönü olduğu, Büyük ġef in eserlerini sürdürebilecek bu en seçkin kiģiye Ġkinci Atatürk demekte bir an bile duraksamayacağı 12 türünden yazılar kendini göstermeye baģlamıģtı. Özetlemek gerekirse; Parti devleti ne dönüģmüģ Türk siyasal sistemi, Atatürk ün ölümüyle yeni bir döneme girmekteydi. Atatürk ün ölümünden hemen sonra baģlayan ve çok partili düzene geçilmesine dek süren bu döneme "Milli ġef Dönemi, CHP Genel BaĢkanı ve CumhurbaĢkanı Ġsmet Ġnönü ye de "Milli ġef 13 denilmiģtir. "Milli ġef Dönemi, tek partili rejimin bir önceki döneminden oldukça farklı bazı özelliklere sahip olmuģtur. Milli ġef Dönemi nin Ġkinci Dünya SavaĢı boyunca sürmesi ve bu savaģın baģında Sayfa No: 3

4 mihver devletlerinin önemli baģarılar kazanması, tek partili yönetimin aynı döneminin iç ve dıģ siyasetinde baģkalıklar göstermesine neden olmuģtur. 14 Burada vurgulanması gereken gerçek, Ġnönü cumhurbaģkanlığına gelinceye dek Milli ġeflik Türk siyasi yaģamında bir kurum niteliği kazanmamıģtır. Atatürk de sağlığında, 1927 den beri ülkenin banisi, ulusun önderi, devletin reisi, Edebi ġefi dir. Ama onun bu değiģmez baģkanlığı "manevi kiģiliğine bağlı adeta "fiili bir durumdu. Ancak tüzükte "DeğiĢmez Genel BaĢkanlık diye bir kurum oluģturulmamıģtı. Siyasi tarihimizde bir tek kiģiye "Milli ġef denilmiģtir. O da Ġsmet Ġnönü dür. Türkiye Cumhuriyeti nde görülen dayanıģmacı Kemalizm, Ġsmet Ġnönü nün Milli ġef lik uygulamaları ile O nun kiģiliğinde "FaĢizm ve Nasyonal Sosyalizm i anımsatan bir totaliterliğe dönüģüyordu. 15 A. CHP Olağanüstü Büyük Kurultayı (1938) Ġsmet Ġnönü nün cumhurbaģkanı olmasının ardından 26 Aralık 1938 günü olağanüstü toplanan CHP Büyük Kurultayı, gerçekleģtirdiği tüzük değiģikliği ile Ġsmet Ġnönü yü ülkenin Milli ġefi, CHP nin de, DeğiĢmez Genel BaĢkanı yapmıģtır. Böylece parti devleti yönetimi Atatürk ün ölümünden sonra son adımları atmıģ, yeni bir döneme ayak basmıģtır. Aslında bu kurultayın normal süresi içinde, 1939 yılında toplanması gerekmektedir. Atatürk ün ölümü üzerine partinin yeni genel baģkanının seçilebilmesi için kurultay tarihi zorunlu olarak öne alınmıģtır. 16 Parti tüzüğünün bazı maddelerinin bu arada değiģtirilmesi için okunan gerekçesinde 17 "CumhurbaĢkanı Ġsmet Ġnönü nün DeğiĢmez Genel BaĢkan olduğunu tespit ve ifade maksadı ile... bu değiģikliğin yapıldığı belirtilmekte ve "Milli ġef in tanımlaması yapılmaktadır. Olağanüstü Kurultay tarafından bu gerekçeye dayanarak hazırlanan yeni tüzüğün değiģen maddeleri Ģöyledir: 18 "Madde 2- Partinin banisi ve ebedi baģkanı Türkiye Cumhuriyeti nin müessesi olan Kemal Atatürk tür. Madde 3- Partinin değiģmez genel baģkanı Ġsmet Ġnönü dür. Madde 4- Partinin genel baģkanlığı aģağıdaki üç suretle inhilal edebilir; A. Vefat B. Vazife yapamayacak bir hastalığı sabit olması halinde C. Ġstifa Yeni tüzüğün 4. maddesinden de anlaģılacağı üzere "DeğiĢmez Genel BaĢkanlık kalıcı bir kurum olarak düģünülmüģtür. Atatürk ün sağlığında parti tüzüğüne girmemiģ bulunan "DeğiĢmez Genel BaĢkanlık, Ġnönü nün CumhurbaĢkanlığı döneminde tüzükteki yerini almıģtır. Yeni tüzükte açıkça "Milli ġef kavramı yer almamakla birlikte, daha önce görmüģ olduğumuz encümen gerekçesinde bu deyime yer verilmiģtir. Kısacası, Atatürk ün "manevi kiģiliğinden doğmuģ, "Fiili bir özellik gösteren 1927 Kurultayı ndan beri süregelen "DeğiĢmez Genel BaĢkanlık geleneğini kurumsallaģtırmak, buna ek olarak "Milli ġef sıfatını kabul etmek, Türk siyasal sistemini, Almanya da Hitler-Führer, Ġtalya da Mussolini-Duçe "totaliter rejimlerine daha da yaklaģtırmıģtır. 19 Ġsmet Ġnönü nün kendini bu sıfatlarla bezemesi, hem hükümet, hem de CHP üzerindeki otorite ve etkisinin son derece yükselmesine neden olmuģtur. B. Milli Şef lik Karşısında Türk Aydını, CHP Siyasileri ve Bürokrasi Sayfa No: 4

5 Ġsmet Ġnönü, CHP nin "DeğiĢmez Genel BaĢkanı ile birlikte, "Milli ġef olurken benzer siyasal rejimlerin uygulandığı ülke liderleri gibi, örneğin bir Adolf Hitler in Almanya da nasyonal sosyalizmi, bir Benito Mussolini nin Ġtalya da faģizmi, bir Fransisco Franco nun Ġspanya da falanjizmi kurarken karģılaģmıģ olduğu bir aydın muhalefeti ile, ne CHP nin içinde ne dıģında yüz yüze gelmiģtir. Aksine Türk aydını, "Milli ġef ini hiç tereddütsüz bağrına basmıģ, O nun bu sıfatına daha derin anlamlar vermek için, adeta birbiri ile yarıģ haline girmiģtir. 20 Nadir Nadi o günlerde, "Milli ġef lik kurumunu nasıl karģılamıģ olduklarını Ģu sözleriyle pek güzel anlatmaktadır: "...Milli ġeflik deyiminin ardında Ģefliği müesseseleģtirmek isteyen bir gayret seziliyordu... Tüzük değiģikliğine itiraz eden bir kiģi çıkmadı. Ġtiraz etmek Ģöyle dursun, dünya Ģartları değiģip de Ġsmet Ġnönü Milli ġeflik ve DeğiĢmez BaĢkanlık payelerine üzerinden silkip attığı güne değin biz onu avuçlarımız patlayasıya alkıģladık 21 Türk aydını "Milli ġef ini böylesine engin bir coģku ile karģılamıģtır. Bunun nedeni ise bellidir. "... O yıllarda totaliter yönetim modası salgın halinde idi. Almanya, Ġtalya, Rusya ve Japonya gibi dev memleketlerin yanı sıra Ġberik yarımadasında, Orta Avrupa da, Balkanlar da, irili ufaklı bir sürü para- faģist rejim kurulmuģtu. Demokrasiye, ihtiyarlamıģ, devrini yaģamıģ, verimsiz bir yönetim sistemi olarak bakan aydınların sayısı günden güne artıyordu. 22 Türkiye, siyasal anlamda dar ve sıkı bir dönemden geçerken, aydın kesimin büyük bir bölümü ile, devletin nimetlerinden faydalanarak oldukça rahat bir yaģam düzeyine ulaģmıģ bulunan CHP nin önde gelenleri, Ġsmet Ġnönü yü böyle bir anlayıģ içinde görmek istemiģler, onunla bütünleģmiģlerdir. Ġnönü nün kendisinin de "parti-devleti yapısının en üst katındaki yerini daha mutlak bir hale getirmek için, böyle bir bütünleģmenin gereğini anlamıģ olması gerekir. 23 Bu anlamda: "Milli ġef demek, milli hayatımızın uyanık baģı demektir. 24 "Türk Milleti ni, yaģamanın ve ölümün efendisi yapan büyük kıymetlerin ta kendisidir Ocak 1939 da Refik Saydam Hükümeti nin programının okunmasından sonra güven oylaması önce si yapılan konuģmalarda söz alan Manisa Milletvekili Refik ġevket Ġnce, TBMM kürsüsünde: ".Türkiye baģtan aģağı belli bir idealin, Cumhuriyet Halk Partisi idealinin sarsılmaz taraftarıdır ve Türkiye Büyük Millet Meclisi onun temsilcisidir. Bizi temsil edenlerden ölene de yaģayana da Milli ġef demiģizdir ve onların belirttiği doğrultuda yürümek temel görevimizdir. Hükümet için Milli ġeflerimizin gösterdiği kimselere, doğrudan doğruya onun güvenine sahip olduğu için güvenmeliğimiz, Milli ġefimiz e karģı milli ve vicdani görevimizdir. 26 derken, hükümet programının, baģbakanın ve bakanların hiçbir önem taģımadığını, "Milli ġef in bu kadroya inanmıģ olmasının önemli olduğunu ifade etmektedir. Kısacası Türkiye de siyasayı belirleyen "Milli ġef Ġsmet Ġnönü dür. Metin Toker e göre: "Meclis, Hükümet hukuken vardılar. Fakat politikayı bizzat doğrudan doğruya Ġsmet Ġnönü idare ediyordu. Milli ġef in mahzurlu gördüğü her Ģey Türkiye de yasaktır. Bundan dolayıdır ki, gazetelere gelen emirle bazen nasıl yorumlar yazılması gerektiği bildiriliyordu. BaĢka emirlerde ise; Milli ġef ile hatta ġef in ailesi ile ilgili haberlerin büyük Sayfa No: 5

6 verdirilmesi bildiriliyordu. 27 Milli ġef Ġsmet Ġnönü nün Bakanlar Kurulu ve üyeleri üzerindeki hakimiyeti bakanların dıģ görünüģlerine dahi karıģabilecek derecededir. 28 Ġkinci Dünya SavaĢı yıllarını da kapsayan bu dönemin mutlak hâkimi "Milli ġef Ġsmet Ġnönü olmuģtur. CHP, TBMM, Bakanlar Kurulu, her konuda "Milli ġef in yalnızca onaylayıcısı olmuģlardır. 29 Bu anlayıģ, Ġkinci Dünya SavaĢı boyunca, dıģ siyasi koģullara bağlı ama bazı değiģiklikler göstererek, çok partili düzene geçene dek Türkiye nin iç ve dıģ siyasetine egemen olacaktır. II. İkinci Dünya Savaşı nda Türk Dış Siyaseti A. Türk Dışişlerinde Yeni Bir Dönemin Başlangıcı Ġsmet Ġnönü nün CumhurbaĢkanı ve Milli ġef olarak Atatürk te bile olmayan geniģ yetkilerle donatılmasından kısa bir süre sonra, Ġkinci Dünya SavaĢı ile Türkiye, kendini bir ateģ çemberi içinde bulmuģtur. Ġlk birkaç ayı saymazsak, Milli ġef Dönemi ile Ġkinci Dünya SavaĢı aynı yılları kapsamaktadır. Türkiye nin bu dönem içindeki siyaseti, ne pahasına olursa olsun, bu savaģın dıģında kalmak olmuģtur. Türkiye yi savaģ dıģı tutabilmesi, Ġsmet Ġnönü nün siyasal yaģamı boyunca gerçekleģtirmiģ olduğu en büyük baģarıları arasında kabul edilmektedir. Ancak, Türkiye savaģa girmemekle birlikte, bu savaģın etkilerini, savaģ yıllarında ve sonrasında en derinden hisseden ülke olmuģtur. Milli ġef Ġsmet Ġnönü nün Ġkinci Dünya SavaĢı boyunca geliģtirmiģ olduğu ve evreleri bakımından çok değiģik nitelikler-zaman zaman çeliģkiler-sergileyen dıģ siyaseti savaģın son bulmasıyla müttefik devletler üzerinde olumsuz bir iz bırakmıģ, Türkiye nin bir takım suçlamalarla karģı karģıya kalmasına, iç ve dıģ siyasetinde yeni bir takım düzenlemelere yönelmesine yol açmıģtır. Bunun temel nedenlerinden biri Milli ġef Ġsmet Ġnönü nün Atatürk ün ölümünden sonra, O nun geleneksel dıģ siyasetinden ayrılarak, gittikçe totaliter anlam ve özellik yüklenen tek partili rejiminin ve temkinli kiģisel sezgilerinin de etkisiyle oluģturmuģ olduğu-kendine özgü-bir dıģ siyasa uygulamasına yönelmiģ olmasıdır. Bu siyasanın baģlangıcını, Ġnönü nün cumhurbaģkanı olduktan hemen sonra, Atatürk ün en güvendiği, O nun en uzun DıĢiĢleri Bakanı olma onuruna ermiģ bulunan Tevfik RüĢtü Aras gibi deneyimli bir devlet adamını, Atatürk e yakınlığı yanında, yine Atatürk ün sağlığında, dıģ siyaset konusunda kendisi ile uyuģmadığı için bu görevden alıp, Türkiye den uzaklaģtırması, yerine ġükrü Saraçoğlu nu ataması oluģturmaktadır. 30 Bunun ardından Ġkinci Dünya SavaĢı nın baģından sonuna dek izlemiģ olduğu -bazı zigzaglar çizerek-atatürk ün dıģ siyaset anlayıģına aykırı dıģ siyasi uygulamalarıdır. 31 Milli ġef Ġsmet Ġnönü nün uyguladığı dıģ siyaset ile, Atatürk ün dıģ siyaseti arasında derin ayrılıklar ve çeliģkiler vardır. 32 Atatürk ün savaģ öncesi izlemiģ olduğu dıģ siyaset ile öneri ve uyarıları, Ġsmet Ġnönü nün Ġkinci Dünya SavaĢı ndaki siyasetinin temel taģları olması gerekmektedir. Oysa Atatürk ün ölümünden önceki son iki yılındaki dıģ siyaseti ve düģünceleriyle Ġsmet Ġnönü nün Ġkinci Dünya SavaĢı nda izlemiģ olduğu dıģ siyaset karģılaģtırılacak olursa, bu temel taģların hiç göz önünde tutulmadığı hemen fark edilmektedir. B. Atatürk ün Geleneksel Tarafsızlık Siyasetinin Sonu: Türk-İngiliz-Fransız İttifakı Sayfa No: 6

7 Atatürk ün ölümünden önce, DıĢiĢleri Bakanı Tevfik RüĢtü Aras ve DıĢiĢleri Genel Sekreteri Numan Menemencioğlu 10 Temmuz 1938 de Almanya nın Ankara Büyükelçisi Von Kelle e Türkiye nin barıģ zamanında Almanya yı hedef alan hiçbir grupla ittifak antlaģması imzalamayacaklarını sözlü olarak yinelemiģ 33 bulunuyorlardı. SSCB DıĢiĢleri Komiseri Vekili Potemkin, Atatürk ün ölümünden 14 gün sonra, yani 24 Kasım 1938 günü, bakanlığına çekmiģ olduğu bir telgrafta, Türkiye nin yeni DıĢiĢleri Bakanı ġükrü Saraçoğlu nun hazır bir toplantıda yeni CumhurbaĢkanı Ġsmet Ġnönü ile bir buçuk saatlik bir görüģme gerçekleģtirdiğini bildirmektedir. Telgraf metnine bakıldığında, geleceğin Türk-Sovyet iliģkileri için hiçbir olumsuzluk görülmemektedir. 34 Potemkin in telgrafından da anlaģılacağı gibi, DıĢiĢleri Bakanı Tevfik RüĢtü Aras ı dıģ siyaset konusundaki görüģ ayrılıklarından ötürü, bu görevinden almasına karģın Atatürk ün geleneksel dıģ siyasetinden ayrılacağına iliģkin hiçbir belirti göstermemektedir. Gerçekte, bu eski siyaseti sürdürmemesi için hiçbir neden yoktur. Atatürk, Ġnönü ve Hükümeti ne, dünyanın belli baģlı devletlerinin tamamıyla dostluk iliģkilerine, Balkan Atlantı na, Sadabat Paktı na dayanan "karģılıklı evrensel sevgi ile dolu olan dünyada hiçbir toplulukla en küçük bir itilafı bulunmayan bir dıģ siyaset devretmiģtir. 35 Ama Türk DıĢiĢleri nin bu tarafsızlık siyaseti çok sürmez. Ġtalya nın 1939 Nisanı nda Arnavutluk u iģgal etmesi, 36 Ġnönü de büyük bir kaygının uyanmasına neden olur. Ġngiltere ve Fransa nın 13 Nisan da Yunanistan ve Romanya ya garanti vermesi, aynı biçimde bir garantinin Türkiye ye verilebileceğinin bildirilmesi, Ġnönü nün "Demokrasi Cephesi ne yönelmesinin 37 ilk adımlarını oluģtururken 38 Almanya en iyi devlet adamlarından Franz Von Papen i büyükelçi olarak Türkiye ye göndermiģtir. 39 Von Papen Türk-Ġngiliz yakınlaģmasını önlemek için Almanya nın en kısa zamanda Türkiye ye etkin garantiler vereceğini, Türk DıĢiĢleri Bakanı Saraçoğlu na bildirmektedir. Almanya nın Türkiye nin tarafsızlığından baģka bir Ģey istemediğini, tek isteklerinin Türkiye ile ekonomik iliģkilerini sürdürmek olduğunda ısrar eder ama hiçbir sonuç alamaz. 40 Türk-Ġngiliz görüģmelerine kuģku ile bakan bir ülke daha vardır: Yugoslavya. Bu ülke, daha deklarasyon yayınlanmazdan önce Türkiye nin Ġngiltere ye yaklaģmasına sert tepki göstermiģtir. Yugoslavya nın bu sert tepkisi Romanya yı da etkiler. Ġngiltere Hükümeti bu geliģmelerden ciddi bir biçimde kaygılanmıģtır. Bu tepkilerin Türkiye yi etkileyebileceğinden korkmaktadır. 41 Ġlginçtir ki, kendisinin mimarı olduğu ve en duyarlı olması gereken Balkan bölgesinde Türkiye, bu tepkilere kulaklarını tıkamıģ, tüm çaba ve dikkatini, Sovyetler Birliği nin kendisi ile gireceğine inandığı bu Batı iģbirliğine yöneltmiģtir. 42 Fakat Türkiye beklenmedik bir durumla karģılaģmıģtır. Ġngiliz Hükümeti, daha 29 Nisan da Ġngiliz-Sovyet AntlaĢması nın imzalanmasının Ģüpheli bir duruma düģtüğünü bildirmiģtir. Gerçekten Alman ve Sovyet Hükümetleri arasında yakınlaģma ve iliģkiler hızla geliģtiği için, Sovyetler Birliği, Ġngiltere ve Fransa ile olan deklarasyon görüģmelerinde çekingen davranmaktadır. 43 Böylece, Türkiye ve Ġngiltere arasında 15 Nisan da baģlayan görüģmeler, SSCB olmaksızın, 12 Mayıs 1939 da Türkiye yi "Demokrasi Cephesi ne bağlayan deklarasyonun yayınlanmasıyla sonuçlanmıģtır. Bu tarihe kadar Fransa ve Türkiye arasındaki iliģkilere gölge düģüren Hatay sorunu etrafındaki görüģmeler henüz sonuçlanmadığından, 44 Fransa ile aynı doğrultudaki bir deklarasyon ancak 23 Haziran 1939 da yayınlanabilmiģtir. 45 Sovyetler Birliği T ürk-ġngiliz deklarasyonunu görünürde iyi karģılamıģtır. 46 Ancak 15 Haziran 1939 dan sonra Sovyet-Alman iliģkileri hızla geliģir 47 ve 23 Ağustos 1939 günü Alman-Rus Saldırmazlık AntlaĢması nın imzalanması 48 ile sonuçlanır. Büyük bir ĢaĢkınlık içinde olsa da, Türkiye hala SSCB ile bir yardımlaģma antlaģması Sayfa No: 7

8 imzalayabileceği umudu içindedir. KarĢılıklı yardımlaģma anlaģması görüģmeleri için Türk DıĢiĢleri Bakanı Saraçoğlu 24 Eylül 1939 günü Moskova ya hareket eder. 26 Eylül de baģlayan görüģmeler, Türkiye için tam bir düģ kırıklığına dönüģür ve 16 Ekim de hiçbir sonuç almamadan son bulur. SSCB Montreux Boğazlar SözleĢmesi ne aykırı olarak garantiler istemektedir. Ayrıca, Türkiye nin Ġngiltere ve Fransa ya vermiģ olduğu güvencelerin geleceğin Sovyet çıkarlarına aykırı olduğunu savunmaktadır. 49 SSCB ile hiçbir anlaģma sağlanamaması üzerine Saraçoğlu Ankara ya geri dönmüģtür. Bu koģullar altında, Türkiye nin önünde artık tek bir seçenek kalmıģtır: 50 Türk-Ġngiliz-Fransız Üçlü Ġttifakı. AntlaĢma, Ekim 1939 da taraflarca imzalanır. Atılan yanlıģ ve acele adım Türkiye yi dönüģü olmayan bir yola sokmuģtur. Bu ittifakla birlikte Ġsmet Ġnönü ve Hükümeti, Atatürk ün vasiyet etmiģ olduğu geleneksel dıģ siyasetten ayrılıp, henüz ülkeye dönük, doğrudan bir tehdit yokken, Avrupa nın çeliģkilerinden doğmuģ gruplardan birine yönelmiģtir. Bu yanlıģ siyasetin hemen ortaya çıkan sonuçları Ģunlar olmuģtur: Atatürk ün döneminde büyük çabalarla oluģturulan ve dünya siyasal platformunda Türkiye ye saygın bir yer sağlayan Balkan Antantı, atılan bu yanlıģ adımlar yüzünden etkisini kaybetmiģ, dağılma sürecine girmiģtir. Bunun sonucunda bölgeye önce Ġtalya daha sonra da Almanya iģgalci güç olarak gelip yerleģmiģtir. 52 Atatürk ün karģılıklı çıkar ve uluslararası dengeler üzerine kurduğu Sovyet dostluğu, Ġnönü nün Ġngiltere ye yönelmesiyle birlikte, baskı ve düģmanlığa dönüģmüģtür. Atatürk ün herkesle dostluk ve iģbirliği siyasetinin sınırları içinde Almanya ile geliģtirilen siyasi ve ekonomik iliģkiler 53 ve daha bir yıl önce, bu ülkeye verilen tarafsızlık sözü hiçe sayılmıģ, hiç gerek yokken, birtakım varsayım ve kuģkulara dayanarak, bu ülkenin karģısına geçilmiģtir. 54 Her Ģeyden önemlisi Türkiye bu ittifakla yerine getiremeyeceği yükümlülükler altına girmiģ ve yerine getirilemeyen bu yükümlülükler, savaģ boyunca- Türk siyasetinin hareket alanını daraltarak, yalpalar yapmasına- güvenirliliğini kaybetmesine ve savaģ sonunda da ülkenin üzerinde bir takım tehdit ve baskıların oluģmasına neden olmuģtur. C. Almanya nın Yararlandığı Savaş Dışı Siyaset A. Tarafsızlıktan Ayrılmanın İlk Bedeli DıĢiĢleri eski Bakanı Tevfik RüĢtü Aras, Türk-Ġngiliz-Fransız Ġttifakı nın imzalanmasının büyük bir yanılgı olduğunu ileri sürerken, Türkiye nin "tarafsız kalmasının mümkün olduğunu, tarafsızlığa yönelen Türkiye nin, savaģ sonrası Balkanlar da büyük ekonomik ve siyasi bir güç olarak ayakta kalabileceğini savunmaktadır. Aras: "Ġngiliz ittifakının, gereğini, yararını, kimlere karģı olduğunu, hala tam olarak anlayabilmiģ değilim 55 diyerek ĢaĢkınlığını belirtmektedir. Türkiye nin bu savaģtaki tutumu oldukça değiģik biçimlerde değiģik yazarlarca tanımlanmıģtır. Örneğin Selim Deringil, Türkiye nin savaģ boyunca izlemiģ olduğu çeliģkilerle dolu siyasetine Denge Oyunu 56 demek gereğini duyarken, Edward Weisband bu siyaseti açıkça "tarafsızlık 57 olarak nitelendirmektedir. Oysa devletler hukukunda tarafsız devletin tanımı açıktır. Bu tanıma göre bir devletin savaģta, ya hiçbir tarafa "iģtiraki olmaması gerekir ki bu, "geçici tarafsızlık tır. Ya da, devletlerarası antlaģmaların kendisine tanımıģ olduğu haklara dayanarak tarafsızlığını ilan eder. Bu ise "daimi tarafsızlık durumudur. Örneğin, 27 Mayıs 1938 tarihinde, Sayfa No: 8

9 Danimarka, Ġsveç, Norveç gibi devletler müģterek bir demeç yayınlamıģlar, sürekli tarafsızlıklarını ilan etmiģlerdir. 58 Türkiye bu özelliklerden hiçbirini taģımadığı gibi, ortada, 19 Ekim 1939 tarihinde imzalamıģ olduğu "Türk-Ġngiliz-Fransız Üçlü Ġttifakı bulunmaktadır. Bu gerçek karģısında Türkiye nin bu savaģtaki konumunu hala "tarafsızlık olarak nitelemek devletler hukukuna ve tarihsel gerçeklere ters düģmek demektir. 59 Türkiye nin "açıktan Ġngiltere ve Fransa nın yanında mevkii alması Türk dıģ siyasetinin kesin ve sürekli yönelimini 60 de ortaya koymaktadır. Bu nedenle "1939 yılının sonuna doğru Türk-Alman siyasal iliģkilerindeki soğuma doruk noktasına ulaģmıģtı 61 2 Kasım 1939 da ġükrü Saraçoğlu ile bir görüģme yapan Von Papen, Almanya nın tüm uyarılarını hiçe sayarak Ġngiltere ye yanaģan Türkiye nin, imzaladığı ittifak hükümlerine uyarak bu ittifakı "fiilen geçerli kılarsa Almanya nın düģmanları arasında yer almasının kaçınılmaz olacağını sert bir dille Türk DıĢiĢleri yetkililerine bildirmiģti. Aynı görüģmede, Sovyet Büyükelçisi nin kendisine "Eğer Türkiye boğazlardan müttefik savaģ gemilerinin geçmesine izin verirse, boğazları bombalayacaklarını söylediğini de aktarmayı unutmamıģtı. 62 Türk-Ġngiliz Ortak Deklarasyonu nun yayınlanacağının belli olmasıyla birlikte, Berlin, Türkiye nin sipariģi olan silahlarla 63 ilgili olarak, daha önce sert bir tutum içine girmiģ bulunmaktadır. 64 Fakat Türk Hükümeti Almanya nın bu tutumuna karģı tepkisiz kalmadı. Berlin deki Büyükelçisi Hamdi Arpag kanalıyla 27 Mayıs ta Alman DıĢiĢleri Bakanlığı na verdiği bir nota ile durumu protesto etti. 65 Bu geliģmeler karģısında Türk Hükümeti, Ġngiltere ile siyasi bir antlaģma imzalamadan önce, bu iģbirliğine karģılık Ġngiltere den alması gereken para ve ekonomik yardım sorununun açıklığa kavuģturulmasında direnmeye baģladı. Bunun üzerine Türk-Ġngiliz-Fransız AntlaĢması nın bir an önce imzalanmasını isteyen Ġngiliz Hükümeti, Türkiye ye "ekonomik yardımda bulunmanın büyük önemini kavrıyordu. Bu nedenle silah sağlanması için 10 milyon lira, Türk parasal ve ekonomik problemlerin çözümü için 5 milyon altın lira tutarında kredi açmayı kararlaģtırdı. 66 Ġngiltere den daha fazla yardım uman Türkiye bundan memnun değildi. Oysa Ġngiltere Türkiye ye ekonomik bakımdan önemli bir yardımda bulunma niyetinde değildi. Çünkü kendisi ekonomik güçlükler altında kıvranmaktaydı. 67 Türkiye, Atatürk ün geleneksel tarafsızlık siyasetini terk etmenin bedelinin ilk taksitini çok acı ödemiģti. Ġngiltere ye yaklaģmakla hem Sovyetler Birliği ile olan dostluk iliģkileri düģmanlığa dönüģmüģ, hem Almanya yı karģısına almıģ, bu ülke ile olan ekonomik iliģkileri tehlikeye düģmüģ, sipariģ edilen gemi ve silahlardan da yoksun kalmıģtı. Buna karģılık Polonya ve Arnavutluk un iģgali karģısında sessiz kalan 68 müttefikine yapılması gereken ekonomik yardımı yapamayacak kadar güçsüz bir müttefike sahip olmuģtu. 69 İngiltere nin Güçsüzlüğü ve Almanya nın Üstünlüğü Karşısında İnönü nün İlk Manevrası Olayların hızlı ve Türkiye nin istemediği bir biçimde geliģmesine karģın, Türk-Alman iliģkileri arasında gerginliğin hızla artması, Ġnönü yü endiģelendirmiģ, Türkiye yi tavır değiģikliğine yöneltmiģtir. DıĢiĢleri Bakanı Saraçoğlu, 16 Kasım da Alman Büyükelçisi Papen ile yapmıģ olduğu görüģmede Batılıların Türkiye ye baskı yaptıklarından dert yanmıģ, Türk-Alman ekonomik iliģkilerinin düzeltilmesini istediklerini söylemiģtir. Sayfa No: 9

10 Saraçoğlu, ayrıca savaģın ulaģmıģ olduğu bu aģamada, güçlü bir Almanya nın varlığının, Türkiye bir saldırıya uğrarsa geçerli olacağını da vurgulamıģtır. 70 Türkiye, elinde bir koz olarak tutmuģ olduğu krom madeninin, Almanya nın savaģ sanayisi için ne denli önemli olduğunun farkındadır. Almanya nın ister istemez kendisi ile yeni ve önemli bir ticaret anlaģması yapacağını çok iyi bilmektedir. Ancak, Ġngiltere de bunun farkındadır. Bu nedenle Türkiye nin Almanya ya krom vermemesi için baskılarını sürdürmektedir. Bu baskıların etkisiyle, Türkiye nin Almanya ya krom vermekten çekinmesi, yeni bir ticaret anlaģmasını imzalamasını ve ekonomik iliģkilerinin Eski duruma dönmesini engellemektedir. Krom madenine gereksinimi nedeniyle Alman DıĢiĢleri, Türkiye yi baskı altında tutmanın yanlıģ olacağını, bu durumun bu ülkeyi Ġngiltere ye daha çok yaklaģtırıp, bağlayacağını düģünmektedir. 71 Batı Avrupa daki savaģın geliģimi doğrultusunda Türkiye nin tutumunu öğrenmek isteyen Von Papen, sık sık Türk DıĢiĢleri nin kapısında görünmektedir. Tüm amacı, Türk-Ġngiliz-Fransız Ġttifakı nı Almanya ya karģı bir tehdit unsuru olmaktan çıkarmak, en azından söz konusu antlaģmanın kapsamını daraltmaktı Nisanı nda Almanya Norveç e saldırdı. Danimarka ve Norveç in iģgal edilmesinden sonra, 10 Mayıs 1940 da Hollanda ve Belçika ya yöneldi. Belçika nın saldırıya uğraması ile Fransız-Alman SavaĢı da baģlamıģ oluyordu. 73 BaĢbakan Dr. Refik Saydam 2 Haziran da Ankara Radyosu nda yapmıģ olduğu konuģmasında açıkça Türkiye nin "savaģ dıģı olduğunu ve böyle kalmak istediğini belirtiyordu. 74 Papen 3 Haziran da Ġnönü ile yapmıģ olduğu bir saat süren görüģmesinde, Fransa ve Kuzey Avrupa savaģı ile ilgili durum hakkında aydınlatıcı bilgi vermiģ, Ġtalya nın Akdeniz deki çıkarlarının Türkiye için bir tehlike yaratmayacağını anlatmıģtır. Ayrıca Türkiye eğer savaģın hemen bitmesini istiyorsa, Avrupa nın "Yeni Nizam ı temelinde Almanya ya karģı olan siyasetinde köklü bir değiģikliğe gitmesinin gerekli olduğunu da belirtmiģtir. Ġnönü de Almanya ile dostluk siyasetinden yana olduklarını, Alman baģarılarının sonunda bir barıģ umudu doğurduğunu söylemiģtir. Bu konuģmadan sonra, Papen, üstlerine, Ġtalya savaģa girdiğinde, Türkiye nin "savaģ dıģı kalacağı izleniminde olduğunu rapor etmiģti. 75 Ġnönü Ģunu iyice anlamıģtır ki; Atatürk ün geleneksel dıģ siyasetinden sapma pahasına gerçekleģtirmiģ olduğu, Türk-Ġngiliz-Fransız Ġttifak ından Türkiye, hem ekonomik bakımdan, hem siyasal bakımdan büyük zararlar görmektedir. Hele Almanya nın son baģarıları, bu baģarılar karģısında, Batı Demokrasilerinin acizliği, her Ģeyden önemlisi, eski dost Sovyetler Birliği nin Almanya ile anlaģmıģ olması, bu ittifaktan ötürü, Sovyetler Birliği nin düģmanca bir tutum içine girmiģ olması, Ġnönü yü hep rahatsız eden sorunlar olmuģtur. Türk DıĢiĢleri kısır bir döngü içine girmiģtir. Ve ne pahasına olursa olsun bu kısır döngü içinden çıkmak gerekmektedir. Bu aģamadan sonra Ġnönü, bunun Almanya nın eteğini tutarak mümkün olacağını düģünmektedir. C. Tüm Müttefik Baskılarına Karşın Türkiye Almanya yı Gözden Çıkaramıyor Alman Orduları nın Mayıs 1940 da Fransa ya saldırması ve Ġtalya nın Fransa ya savaģ ilan etmesi, Türk-Ġngiliz-Fransız Ġttifakı na göre Türkiye nin savaģa katılma zorunluluğunu gündeme getirmiģti. Bu ittifakın 1. maddesine göre savaģ Ģimdi Akdeniz e yayılmıģ olduğuna göre, Türkiye nin yapması gereken savaģa girmekti Haziran da Ġngiliz ve Fransız Büyükelçileri DıĢiĢleri Bakanı Saraçoğlu nu ziyaret ederek, Türkiye nin savaģa Sayfa No: 10

11 girmesini istediler. Oysa Fransa tam anlamıyla çökmüģ, 22 Haziran da Almanya ile ateģkes imzalamıģtı. SavaĢtan çekilen bir devlet, baģka bir devleti savaģa girmeye nasıl zorlayabilirdi? 77 Ġngiltere yalnız kalmıģtı. 78 Müttefiklerden bir biri ardına gelen yenilgi haberleri, Türkiye deki etkin çevrelerde zayıf tarafla kader birliği edilmiģ olduğu kanısını ön plana çıkarmıģtı. 79 Bu arada, Büyükelçi Von Papen in CumhurbaĢkanı Ġnönü ile olan görüģmeleri sıklaģmıģtı. Bunun sonucunda, 12 Haziran da iki ülke karģılıklı birer nota vererek 42 milyon mark tutarında bir ticaret yapılması kararlaģtırılmıģtı. Ama iki ülke için de önemli iki madde "krom ve "savaģ malzemesi Ģimdilik bunun dıģında tutulmuģtu. 80 Türkiye, iki ülke arasında mal alıģveriģinin gerçekleģmesinden iki gün sonra 14 Haziran 1940 da müttefikler üzerinde soğuk duģ etkisi yapan savaģa katılmama kararını resmen açıkladı. 81 Türkiye nin "savaģ dıģı kalma kararını vermesi, Almanya nın SSCB ye saldırmadan önce bu ülkeyi güneyden kuģatma isteklerinin doğmasına yol açtı. 82 Bu nedenle Almanya, Türkiye nin Ġngiltere ile olan ittifakını kağıt üzerinde ölü bir antlaģma durumuna getirecek bir biçimde sıkı bir iģbirliğine yönelmiģti. Bunu daha da kolaylaģtırmak için, Türkiye nin en duyarlı olduğu bir konuyu "Rus tehdidini ön plana çıkarmıģtı. 83 Türk-Ġngiliz-Fransız Ġttifakı ndan beri zaten bozuk olan Türk-Sovyet iliģkilerini daha da bozmak için çeģitli tertiplere yönelmiģti 84 Almanya nın Türkiye üzerindeki etkinliği günden güne artmaktaydı. 85 Almanya nın tartıģılmaz bir üstünlüğünün sürmüģ olduğu bir sırada Türkiye nin "savaģ dıģı olduğunu ilan etmesi, bu ülkenin hareket alanını daha da geniģletmiģ bulunmaktaydı. D. Almanya nın Balkanlar a Sarkmasını Kolaylaştıran Bir Gelişme: Türk-Bulgar Saldırmazlık Paktı Almanya nın Balkanlar üzerindeki faaliyetleri artınca, 86 Ġngiltere 1941 yılı Ocak ayından baģlayarak, Türkiye üzerindeki siyasi baskılarını artırarak, derhal savaģa girmesini istemekteydi. 87 Ġngiltere nin Balkanlar üzerindeki duyarlılığı ortada iken, Almanya, Bulgaristan ı "Mihver e katmak için faaliyetlerini sürdürürken 88 Türkiye bir yandan Ġngiltere nin isteklerine karģı koymakta, bir yandan da Almanya ve Bulgaristan ile ikili görüģmelerini sürdürmekteydi. 89 Bu görüģmeler 17 ġubat 1941de "Türk-Bulgar Saldırmazlık Demeci 90 nin imzalanmasıyla sonuçlandı. Bu antlaģma dıģarıda özellikle Ġngiltere de büyük tepki uyandırdı. Ġngiltere nin görüģüne göre; Bulgaristan ın artık Türkiye den korkusu kalmayacak ve Almanya ya kapılarını kolaylıkla açabilecekti. Gerçekten de öyle oldu. Söz konusu demecin yayınlanmasından sonra, Türkiye den kendisine karģı bir harekata giriģmeyeceğine güvenen Bulgaristan, 1 Mart 1941 günü, "Mihver e katıldığını açıkladı. Aynı gün Alman Orduları Bulgaristan a girdi. 91 Almanya nın lehine olan bu tutumunu Türkiye savaģın sonuna dek sürdürecekti. 92 E. Müttefiklerin Tepkilerine Neden Olan Yeni Bir Olay: "Türk-Alman Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması Ġkinci Dünya SavaĢı nda Müttefikler ile Türkiye arasındaki iliģkilerde bir dönüm noktası oluģturan, güvensizlik duygularının pekiģmesine neden olan asıl geliģme "Türk-Alman Dostluk ve Saldırmazlık AntlaĢması nın imzalanmasıydı. Nisan ayı boyunca süren siyasal geliģmeler Türk-Alman antlaģmasının imzalanması için, tüm koģulları adeta oluģturmuģtu. Tüm Ege Adaları ve Balkanlar "Mihver iģgali altındaydı. Kuzey Afrika çöl savaģlarında baģarılı olan Almanya, Mısır önlerine kadar gelmiģti. Türkiye hem Batı dan, hem Güney den sarılmıģ durumdaydı. 93 Sayfa No: 11

12 Von Papen, Türk Hükümeti ne 3 Haziran da antlaģma için yeni öneriler sundu. Saracoğlu, Papen ile uzun görüģmeler sonunda bir taslak üzerinde anlaģmaya vardı. 94 Sonunda Türkiye ve Almanya arasında 18 Haziran 1941 de on yıl süreli bir Dostluk ve Saldırmazlık AntlaĢması 95 imzalanmıģ ve 25 Haziran da TBMM de onaylanarak yürürlüğe girmiģti. 96 Bu antlaģmanın diğerlerinden ayrılan yönü yürürlüğe giriģ biçimiydi: Von Papen kendi DıĢiĢleri Bakanı Ribbentrop a göndermiģ olduğu telgrafında; "AntlaĢma, isteğinize uygun olarak 19 Haziran sabahı yayınlanacaktır. Alman ve Türk radyoları 18 Haziran ı 19 a bağlayan geceki yayınlarında hiçbir Ģeyden bahsetmeyeceklerdir. Böylece bildiri, iki ülkenin basınında sadece 19 Haziran sabahı yayınlanacaktır. Saraçoğlu, Türk radyo ve basınının antlaģmaya gereken ilgiyi göstermesini sağlayacaktır 97 garantisini vermekteydi. Gerçekten de Türk Basını daha antlaģma imzalanmadan üzerine düģeni yapmaktaydı. 98 Bu anlaģmanın Müttefiklere büyük zararlar verdiği, Almanya ya büyük yararlar sağladığı gerçektir. Bu antlaģma imzalanır imzalanmaz, 22 Haziran da Almanya Sovyetler Birliği ne saldırmıģtır. Bu antlaģma, Alman yayılmasının Güneydoğu kanadını emniyet altına almasını sağlamıģ 99 ve Nazi ordularına Sovyetler Birliği ne daha rahat saldırma olanağı sunmuģtur. 100 ĠĢte bu nedenle, bu antlaģmanın imzalanması, Ġngiltere ve ABD nin tepkisiyle karģılanmıģtır. O kadar ki, ABD "Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu na göre Türkiye ye yapmıģ olduğu yardımı kesmekte bir an duraksamamıģtır. 101 Ġngiltere ise Türk-Alman AntlaĢması ve Almanya nın Sovyetler e saldırmasını birbiriyle iliģkili konular olarak görmektedir. Foreign Office belgelerine göre: "Türk Hükümeti kendi kendini kutlamaktadır... Gönül rahatlığı içindedir Görüldüğü gibi, ABD ve Ġngiltere ile Türkiye arasında bu olayla birlikte kesin bir güven bunalımı doğmuģ bulunmaktadır. F. Tüm Müttefik Baskılarına Karşın İnönü Almanya ya Savaş Açmıyor Almanya nın Sovyetler Birliği ne saldırmasının ardından müttefiklerden özellikle Ġngiltere Türkiye ye daha çok önem vermeye baģladı. Fakat Türk-Amerikan iliģkileri hala çok bozuktu. 9 Ekim 1941 de Türkiye nin tonluk yeni bir krom antlaģması daha yapması, ABD yi daha çok kızdırdı. 103 Bundan sonraki müttefik baskıları, Türkiye nin Türk-Ġngiliz-Fransız Ġttifakı nın gereklerini yerine getirmesi ve Almanya ya savaģ açması istekleri biçiminde olmuģtu. Müttefiklerin bu istekleri, Türk-Alman Dostluk ve Saldırmazlık AntlaĢması nın imzalanmasından önce de gündeme gelmiģti. Önce Fransa nın saldırıya uğraması, daha sonra 28 Ekim 1940 ta Ġtalya nın Yunanistan a saldırması, yine aynı ittifakın 3. maddesi uyarınca Türkiye nin savaģa girmesini zorunlu kılıyordu. Ama Türk Hükümeti, çeģitli gerekçeler ileri sürerek, savaģa girmekten özenle kaçındı. Türkiye Sovyetler Birliği etkenini hep bahane olarak göstermiģti. Ama 1 Mart 1941 de Bulgaristan ın "Mihver e katılması, Sovyetler in Türkiye ye daha çok yaklaģmasına neden olmuģtu. Sovyetler Birliği 25 Mart 1941 de Türkiye ye baģvurup, 1925 tarihli Tarafsızlık ve Saldırmazlık AntlaĢması nın geçerli olduğunu ve Türkiye nin Almanya ya karģı savaģa girmesi durumunda Sovyet Rusya nın tarafsızlığına güvenebileceğini, kendisi saldırıya uğramasından önce Türk DıĢiĢlerine bildirmiģ bulunuyordu. 104 Bunun anlamı oldukça açıktı. Türkiye bundan böyle savaģa girmemek için, 1939 Türk-Ġngiliz Ġttifakı nın 2 no.lu protokolünü de ileri süremeyecekti yılı sonlarından baģlamak üzere, Türkiye nin savaģa girmesi konusunda gittikçe artar bir biçimde, içinde Sovyetlerin de bulunduğu bir müttefik baskısının yoğunlaģtığı görülmektedir. Özellikle Sovyetlerin Stalingrad zaferi bu konuda bir dönüm noktası Sayfa No: 12

13 olmuģtur. Aynı zamanda Türk-Sovyet iliģkilerinin yeniden soğukluk dönemine girmesine neden olmuģtur. 105 Sovyetler Birliği, Türkiye ye karģı, gittikçe artar bir biçimde sert bir tutum içine girecek ve bu durum savaģın sonunda gerçek bir "Sovyet Tehdidi olarak kendini gösterecektir. 106 "Üç Büyükler in düzenlemiģ olduğu tüm müttefik konferanslarında yine savaģa girmesi konusunda, Türkiye ye yapılan baskılar sürdürülecektir. A. İnönü ve Churchill in Adana Görüşmesi Roosevelt ile Churchill arasında Ocak 1943 tarihleri arasında gerçekleģtirilen Kazablanka Konferansı nda Türkiye nin de savaģa katılmasıyla bir Balkan cephesinin açılmasının kararlaģtırılması üzerine Curchill, durumu Türk yetkililerine açıklamak üzere 30 Ocak-1 ġubat 1943 günlerinde Adana da CumhurbaĢkanı Ġsmet Ġnönü ve BaĢbakan ġükrü Saraçoğlu 107 ile görüģtü ve Türkiye nin en geç 1943 yılı sonunda savaģa katılmasını istedi. 108 Buna karģılık Ġsmet Ġnönü ve ġükrü Saraçoğlu Ģu görüģleri ileri sürmekteydiler: 109 Her Ģeyden önce Türkiye Sovyetler Birliği ne güven duymamakta, O ndan çekinmektedir. Almanya nın yenilmesinden sonra bu ülkenin Avrupa da egemen duruma gelmesinden korkmaktadır. Türkiye nin savaģa katılabilmesi için ise Türk ordusunun araç ve gereç bakımından geniģ ölçüde donatılmasına gereksinim vardır. 110 Churchill Türkiye nin bu tezine vermiģ olduğu yanıtta ise savaģtan sonra çok güçlü bir uluslararası örgütün kurulmasının düģünüldüğünü ve bu örgütün uluslararası barıģ ve güvenliği koruyacağını belirtmekle yetinmiģti. 111 Bu noktalar ve askeri konularda bir görüģ birliğine 31 Ocak sabahı geç saatlerde varıldı. Adana da iki askeri karar alınmıģtı. Müttefikler Türkiye nin savunma güçlerinin bir yıllık yedek gereksinimini karģılayacak olan silah stoklarını hemen göndereceklerdi. Ġkinci olarak da Türkiye savaģa katılırsa, Ġngiltere aralarında Ġstanbul ve Ġzmir de olan bazı bölgelerin korunması için hava savunma gücüne katkıda bulunacaktı. 112 Ġngilizler ayrıca bazı kara birlikleri göndermeyi de kabul ediyorlardı. 113 Adana görüģmelerinden sonra Ġngiltere nin Türkiye yi Müttefiklerin yanında savaģa sokma çabaları sürmüģ ve "Mihver devletlerinin cephelerdeki her yenilgisi, Türkiye üzerindeki baskıyı daha da artırmıģtır. O kadar ki, Ankara daki Ġngiliz Büyükelçisi 1943 yılında vermiģ olduğu bir demeçte, Türkiye nin yakında savaģa girmek ya da savaģ sonrası dünyasında yalnız kalmak durumlarından birini seçmek zorunda kalacağı tehdidinde bulunmuģtur. 114 B. Quebeck Konferansı 17 Ağustos 1943 te müttefiklerin Sicilya harekatının hemen ardından toplanan Quebeck Konferansı nda savaģ durumu değerlendirilirken, Roosevelt ve Churchill "savaģ dıģı tutumunu ısrarla sürdürmek isteyen Türkiye yi savaģa girmesi konusunda fazla zorlamama ancak Balkanlar da açılması düģünülen ikinci cephe için gerekli olan Türk havaalanlarının müttefiklerce kullanılmasını isteme kararına vardılar. Konferanstan sonra Müttefikler Türkiye üzerinde Türk havaalanlarının kullanılması yönünde baskıda bulunmaya baģladılar. Churchill in Balkanlar da ikinci bir cephe açılması düģüncesinden hiç hoģlanmayan Sovyetler Birliği, iki müttefikinin bu düģüncelerine hiç katılmamıģ, bunun yerine Türkiye nin savaģa doğrudan katılmasını savunmuģtur. 115 ġimdi Sovyetler bir yandan Türkiye konusunda hoģnutsuzluğunu dile getirirken, bir yandan da Türkiye nin "savaģ dıģı kalmasının müttefiklerin değil, daha çok Almanya nın iģine yaradığını iģlemekte 116 Türkiye ye karģı bir kamuoyu oluģturmaya çalıģmaktadır. Sayfa No: 13

14 C. Moskova ve Kahire Konferansları 1943 Ekimi nde Moskova Konferansı nda, Sovyetler, Türkiye nin savaģa sokulması konusunda kararlı tutumunu sürdürmüģtür. Molotov a göre; Türkiye den savaģa girmesinin istenmesi bir telkin biçiminde değil, bir "emir biçiminde olmalıdır. 117 Türkiye nin savaģa girmesiyle Almanya 15 tümenini Sovyet cephesinden çekmek zorunda kalacaktır. 118 Bunun için 1943 yılı sona ermeden Türkiye nin savaģa katılmasının istenmesine karar verilir. 119 Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanı Eden, bu kararları bildirmek üzere, Türkiye DıĢiĢleri Bakanı Menemencioğlu ile Kahire de görüģür. Menemencioğlu nun Eden e verdiği yanıt yeteri kadar yardım yapılmadıkça, Türkiye nin kesinlikle savaģa katılmayacağı biçimindedir. 120 Eden in, Türkiye nin bu olumsuz tutumunu sürdürmesi durumunda, bundan Türk- Ġngiliz iliģkilerinin büyük zarar göreceğini söylemesi de 121 Türkiye nin kararını etkilememiģtir. D. Tahran ve İkinci Kahire Konferansları 1943 Kasımı ndaki Tahran Konferansı nda Sovyetler Birliği, Türkiye nin savaģa sokulmasındaki tutumunu daha sertleģtirmiģ, Stalin "gerekirse enselerinden yakalayarak Türklerin mutlak bir biçimde savaģa sokulması gerektiğini söylemiģtir. 122 ABD ve Ġngiltere de Türkiye nin savaģa girmesini istediklerinden, Churchill 4-6 Aralık 1943 günlerinde Kahire de Ġnönü ile görüģmüģtür. 123 Churchill Amerikan ve Ġngiliz hava filolarının 15 ġubat 1944 te Türkiye ye geleceğini, Türklerin bu filoları kabul etmemeleri durumunda müttefiklerin Türkiye ile iģbirliği ümidini tümüyle keseceklerini söylemiģtir. 124 Uyarı niteliğindeki bu tehdidi göz önüne alan Türk DıĢiĢleri öneriye verilecek kesin yanıtı, Ankara da Genelkurmay yetkilileriyle yapılacak görüģmelerden sonra bildirileceğini karģı tarafa söylemiģtir. 125 Churchill in bu isteği kabul etmesi üzerine, Ocak-ġubat 1944 te Ankara da Türk ve Ġngiliz askeri heyetleri arasında görüģmeler yapılmıģsa da, bu görüģmeler ġubat baģında kesilmiģtir. Ġngilizlere göre Türkler çok fazla Ģey istemiģlerdir. Bu silahlar ve malzeme verilecek olsa bile, bunun gönderilme iģlemleri savaģ sonuna dek sürecek ve bu arada Türkiye yine savaģ dıģı kalmıģ olacaktır. 126 Sovyetler Birliği nin görüģü ise; "Türkiye savaģa girmekte geç kalmıģtır, artık üzerine düģmeye değmez 127 biçimindedir. E. Savaş Dışı Kalmakta Direnen Türkiye ye Karşı Gittikçe Büyüyen Müttefik Tepkileri Ġngiliz askeri heyetinin Ankara dan ayrılması, savaģ döneminde Türk-Ġngiliz iliģkilerinin en bunalımlı noktaya vardığı andır. Ġngiltere nin Ankara Büyükelçisi Hugessen; "Uğradığımız hayal kırıklığını saklamak için hiçbir teģebbüste bulunmayacağımız çetin bir dönem baģladı 128 derken; Churchill, barıģ konferansında Türkiye nin sağlam yer edinemeyeceğini söylüyordu. 129 Bu konuda Stalin göndermiģ olduğu gizli ve kiģisel mesajlarla Churchill i etkilemek için elinden geleni yapmaktaydı. 130 Türk-Sovyet iliģkileri gittikçe soğumakta ve Türkiye üzerinde belirgin bir biçimde Sovyet tehlikesi kendini göstermektedir. 131 O günlerin heyecanlı ve gergin ortamı içinde Türkiye nin tutumuna karģı Batı kamuoyundan sesler yükselmektedir. Londra da yayınlanan "Times gazetesi 9 ġubat 1944 günlü sayısındaki bir yazıda Türk-Ġngiliz iliģkilerinin "ölü noktaya vardığını, "donduğunu bildiriyordu. "Türkiye ve Büyük Devletler: Kahire Konferansı ndan beri Sayfa No: 14

15 gelen kuģkular adlı makalede gazete, Ġngiliz askeri misyonunun Türk isteklerini "Türklerin sindirme gücüne oranla abartmalı ve uygunsuz bulunduğunu ileri sürüyordu. Gazete bu davranıģta "bir güven bunalımı yaratan etkenler bulmasaydı, durumun o kadar kötü sayılmayabileceğini 132 ve ayrıca Türkiye nin savaģa girmeyi erteleme çabalarını, "Müttefiklere hiç de içten olmayan hizmetlerle Türk liderlerinin de "yükümlülüklerini yerine getirmeme konusundaki tutumlarını bir "art niyet in göstergesi olarak değerlendiriyordu ġubat 1944 günlü sayısında aynı gazete "Ankara da Kararsızlık baģlıklı bir baģka yorumunda, Türkiye nin Müttefiklerin yardımına koģmadaki çekingenliğini, Sovyetler Birliği nden korkmasına bağlamaktaydı. Türkler in Sovyet Rusya dan kuģkulanıp çekinmeleri, mantıkla bağdaģmayan eski bir alıģkanlıktan doğmaktadır. Eğer liderleri savaģtan sonra Balkanlar da anlamlı bir rol oynamak istiyorsa, Türkleri Ruslar ın gönlünü almaları ve müttefiklerle iģbirliği yapmaları gerektiği konusunda uyarıyordu. 134 Bu son makalede yer alan görüģ, Türkiye de bir endiģenin doğmasına neden oldu. Hükümete yakınlığı ile tanınan Necmettin Sadak, Ġngiltere nin Türkiye üzerindeki baskılarını kınıyor, Times ın takındığı tutuma karģı çıkıyordu. Gazeteyi, dıģ siyasetin "duygusal çözüm yollarını sokak siyasetine çevirmekle suçluyordu. Ayrıca; ".Biz bugün geçirdiğimiz anlaģmazlığı harbin ilk devresinde Fransa mütarekesinden birkaç gün önce. Harbe girmemizi isteyenlerin sonradan piģmanlığa varan acelesine benzetiyoruz. 135 diyordu. Hükümetin yarı resmi yayın organı Ulus gazetesinin baģyazarı Falih Rıfkı Atay da, hükümetin karģısında yer alan Nadir Nadi de Necmettin Sadak ı köģelerinde destekliyorlardı. 136 Ama ortada bir gerçek vardı. O da; Ġngiltere ve ABD nin Türkiye ye yapmıģ oldukları silah yardımını birden bire kesmiģ olmalarıydı. Ġngiltere, Türkiye ile olan iliģkilerini sertleģtirmekte o denli kararlıydı ki, Port Sait ten ayrılan silah yüklü bir Türk gemisini çevirip, yükünü boģaltmadan gidemeyeceğini bildirmiģti. ABD ise; Kiralama- Ödünç Verme AntlaĢması yoluyla yapılan yardımları durdurmuģtu yılı baģlarından baģlayarak Türkiye ile Ġngiltere ve ABD arasında bir güven bunalımı doğmuģtu. Askeri yardımlar kesildiği gibi, ABD ve Ġngiltere savaģın gidiģatıyla ilgili haberleri bile vermez olmuģtular. 138 Müttefiklerin Türkiye yi savaģa sokma çabalarını, kendine özgü yokuģa sür 139 siyasetiyle boģa çıkaran Milli ġef Ġsmet Ġnönü, ülkeyi bir cehenneme çevrilmekten kurtarmıģtı. Ama Türk-Ġngiliz iliģkilerinin sıfıra indiği 140 bir dönemde, Türk-Sovyet iliģkileri tehlike çanları çalarken ve Almanya nın çöküģünün arifesinde, Türkiye savaģ sonuna kendini tedirgin hissedecek 141 kadar yalnız ve güvensiz giriyordu. III. Milli Şef İsmet İnönü nün Savaş Boyunca Tepkilere Neden Olan Diğer Uygulamaları A. Varlık Vergisi Çıkmazı Türkiye nin izlemiģ olduğu dıģ siyaset, savaģın sonuna doğru, bu nedenlerden dolayı, müttefik devletler üzerinde olumsuz izler bırakmıģ ve tepkilere yol açmıģ bulunuyordu. Ancak savaģ dönemi boyunca, Türkiye ye karģı suçlamalarda bulunulmasına neden olmuģ ve uluslararası siyasi alanda yankılanmıģ daha baģka uygulamalar da vardır ki bunlardan biri Varlık Vergisi dir. Varlık Vergisi, Türk toplumsal yaģamında olumsuz izler bırakmıģ olduğu gibi, dıģ siyasi iliģkilerde de önemli sonuçlar doğurmuģtur. Bunun yanı sıra, Varlık Vergisi, Tek Parti Sayfa No: 15

16 Yönetimi nin siyasi esin kaynaklarının Milli ġef kavramı altında uygulamada ne boyutlara ulaģabileceğini de kanıtlayan önemli bir olgudur. 142 B. Verginin Kapsamı Ġkinci Dünya SavaĢı nda Milli ġef Ġsmet Ġnönü nün yönetiminde Türkiye ihtiyatlı siyaset içinde, tüm tepkilere karģın sınırları korumada baģarılı olmaktadır. Ama ekonomik ve toplumsal yapıyı korumak ise daha zordur. 143 Bir milyona yakın bir ordunun beslenmesi ve böylesine önemli aktif bir nüfusun üretim dıģında kalması, zaten pek güçsüz olan Türk ekonomisini felce uğratmıģ durumdadır. 144 SavaĢ nedeniyle ortaya çıkan hammadde ve yedek parça kıtlığı, üretimi olumsuz olarak etkilemeye baģlamıģ, büyük kentlerde yaģayan üst düzey bürokratlar kendilerini, en alt kesimden hamal ve ayakkabı boyacıları ile birlikte kuyruklarda bulmuģlardır. 145 Karne uygulaması, alıcı ve satıcıların tüm denetimlere karģın etkisiz kalması, tezgah altından ödeme nin yaygınlaģmasına koģut olarak, birçok ithalatçı, ihracatçı, acente komisyoncunun karaborsa faaliyetleri, 146 aģırı kazançların gerçekleģmesi sonucunu getirmiģtir. Harp zenginleri daha çok ülkenin ticaret merkezi Ġstanbul da bu gruplar arasında geliģmiģtir. Kentlerde yaģayanlar, özellikle kendilerini dolandırıcıların kurbanı olarak gören maaģlı bürokratlar arasında tüccarlara karģı gözle görülür kızgınlıklar oluģturmuģtur. 147 Bu nedenle Saraçoğlu Hükümeti en kısa zamanda etkin önlemler almak zorundadır. Bu etkin önlemlerin baģında çaresiz yeni vergilere yönelmek ilk sırayı almaktadır. Ancak olağan koģullarda bile, Türk Vergi Sistemi çağdıģıdır; savaģ döneminde, eģi görülmemiģ enflasyonla ve çarpık gelir dağılımı ile baģ etmede tümüyle yetersiz kalmaktadır. 148 Bu nedenle Saraçoğlu Hükümeti Türk Vergi Sistemi dıģında olağanüstü yeni önlemler düģünmeye baģlamıģtır. 149 Sonuç olarak, savaģ boyunca yaģanan ekonomik bunalım, bütçe açıkları, enflasyon ve vurgunculuk, Varlık Vergisi adı altında olağanüstü bir uygulamanın gerekli koģullarının oluģmasına yol açmıģtır. 150 Milli ġef Ġsmet Ġnönü, TBMM nin yeni toplantı dönemini açarken 1 Kasım 1942 de bu ortamı Ģöyle tanımlayacaktır: ".Bulanık zamanı, bir daha ele geçmez fırsat sayan batakçı çiftlik ağası ve elinden gelse teneffüs ettiğimiz havayı ticaret metaı yapmaya yeltenen gözü doymaz tüccar. Ticaretin ve iktisadi faaliyetlerin serbestliğini bahane ederek milleti soymak hakkını hiç kimseye, hiçbir zümreye tanımamalıyız. 151 Ġnönü nün bu konuģmasının ardından, ilk olarak BaĢbakan ġükrü Saraçoğlu tarafından hazırlanmıģ; hazırlık çalıģmalarına Maliye Bakanı Fuat Ağralı, MüsteĢar Esat Tekeli ve TeftiĢ Kurulu BaĢkanı ġevket Adalı da katılmıģ. 152 olduğu ve temelde savaģın baģından beri geçen süre içinde elde edilen servet ve kazançlara bir ölçüde el koyma biçiminde Hükümet e yetki veren düzenlemeleri 153 içeren Varlık Vergisi Kanunu Tasarısı, 9 Kasım 1942 tarih ve 6/4067 sayı ile Hükümet tarafından TBMM ye getirilmiģtir. BaĢbakan Saraçoğlu tasarıyı sunuģ konuģmasında: "uzun tetkiklerden sonra hazırlanan bu kanun lahiyası baģlıca üç matrahtan para toplayacaktır tüccarlar, emlak sahipleri, büyük çiftçiler. Harp yıllarında en çok parayı tüccarlar kazandığı için Varlık Vergisi nin en büyük yükünü bittabi onlar taģıyacaklardı. 154 diyerek ülkenin içinde bulunduğu zor koģulların kaynaklarını Milli ġef e koģut bir biçimde açıklamıģtır. 11 Kasım 1942 günü TBMM vergilendirilmemiģ servet üzerinden alınacak, görünüģte haklı gerekçelere dayanan Sayfa No: 16

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU İran ın Nükleer Programı ve Türkiye nin Güvenliğine Etkileri Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU www.mustafakibaroglu.com Bilkent Üniversitesi Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü 15 Ekim 2009 Atılım Üniversitesi Ankara

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa

Detaylı

İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Politikası

İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Politikası İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Politikası Genç Türkiye'nin yöneticileri, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'na sürüklenerek nasıl ortadan kalktığını, Türk Ulusu'nun nasıl yok olma tehlikesiyle

Detaylı

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı. MUSUL SORUNU VE ANKARA ANTLAŞMASI Musul, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmadan önce Osmanlı Devleti'nin elinde idi. Ancak ateşkesin imzalanmasından dört gün sonra Musul İngilizler tarafından işgal edildi.

Detaylı

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME 151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 7 Haziran 1978 Kanun Tarih ve Sayısı: 25 Kasım 1992

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI

İ Ç İ N D E K İ L E R DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2003 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI 1 09.11.2004 İ Ç İ N D E K İ L E

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

87 NO LU SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ VE SENDİKALAŞMA HAKKININ KORUNMASI SÖZLEŞMESİ

87 NO LU SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ VE SENDİKALAŞMA HAKKININ KORUNMASI SÖZLEŞMESİ 87 NO LU SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ VE SENDİKALAŞMA HAKKININ KORUNMASI SÖZLEŞMESİ ILO Sözleşmesi 18 Haziran 2015 Perşembe ILO Kabul Tarihi: 17 Haziran 1948 Kanun Tarih ve Sayısı: 25 Kasım 1992 / 3847 Resmi Gazete

Detaylı

İNGİLİZ BÜYÜKELÇİLİĞİ YILLIK RAPORLARINDA TÜRKİYE (1939-1941)

İNGİLİZ BÜYÜKELÇİLİĞİ YILLIK RAPORLARINDA TÜRKİYE (1939-1941) , s.s.177-189 İNGİLİZ BÜYÜKELÇİLİĞİ YILLIK RAPORLARINDA TÜRKİYE (1939-1941) Yonca ANZERLİOĞLU * Özet Makalede, Ġkinci Dünya SavaĢının baģlangıç yıllarında (1939-1941) Türkiye nin iç ve dıģ siyasetindeki

Detaylı

TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ

TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ I-BAġLANGIÇ HÜKÜMLERĠ MADDE 1 Amaç ĠĢbu iç tüzüğün amacı, Türkiye Futbol Federasyonu ( TFF ) genel kurul toplantılarında izlenecek tüm usul ve esasları belirlemektir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TBMM VIII. DÖNEM ( )

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TBMM VIII. DÖNEM ( ) V İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... XIII GİRİŞ... 1 Muhalefetin İstekleri... 1 Demokratikleşme Adımları... 1 Milletvekilleri Seçimi Kanunu... 2 Hükûmetler... 2 Milletvekili Ara Seçimleri... 2 CHP ve DP nin Kurultay

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R 2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer)

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer) 25 Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (Resmî Gazete ile yayımı:

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI 2009 DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Demokratikleşme ve Toplumsal Dayanışma Açılımı BirikmiĢ sorunların demokratik çözümü için Hükümetçe baģlatılan

Detaylı

Uluslarası Antlaşmalar Işığında Ege Adaları Sorunu The Aegean Islands Issue under the Light of International Treaties

Uluslarası Antlaşmalar Işığında Ege Adaları Sorunu The Aegean Islands Issue under the Light of International Treaties ISSN: 1309 4173 (Online) 1309-4688 (Print), p. 1-13, November 2012 Uluslarası Antlaşmalar Işığında Ege Adaları Sorunu The Aegean Islands Issue under the Light of International Treaties Dr. Neslihan ALTUNCUOĞLU

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) Savaş 2450-50=2400 yılının başında sona ermiştir. (İşlem 1 puan) Çünkü miladi takvimde, MÖ tarihleri milat takviminin başlangıcına yaklaştıkça

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM X. DÖNEM ( )

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM X. DÖNEM ( ) IX İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM X. DÖNEM (1954 1957) A. 1954 SEÇİMLERİ... 3 Seçim Sonuçları... 3 Meclis Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi... 4 X. Dönemde

Detaylı

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya Zirveye, aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama nın da bulunduğu 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanı katılıyor. 09.07.2016 / 10:21 Türkiye'yi Cumhurbaşkanı

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk. TÜRKĠYE SĠYASĠ GÜNDEM ARAġTIRMASI-NĠSAN 2013 AraĢtırma; Kantitatif AraĢtırma tekniklerinden ( Yüzyüze görüģme ) yöntemi uygulanarak 04-10 Nisan 2013 tarihleri arasında 21 il'de toplam 3.473 denek ile görüģme

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

SPOR HUKUKU ENSTİTÜSÜ

SPOR HUKUKU ENSTİTÜSÜ SPOR HUKUKU ENSTİTÜSÜ DERNEĞİ ÜÇÜNCÜ OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI (13-27 Kasım 2010) YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU (15 Haziran 2009 15 Kasım 2010) Değerli Üyelerimiz, Derneğimiz Ġlk Genel Kurulu nu,

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ Erdem ALPTEKĠN Türk finans sistemi incelendiğinde en büyük payı bankaların, daha sonra ise sırasıyla menkul kıymet yatırım fonları, sigorta

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır. T..C.. SSAYIIġġTAY BAġġKANLIIĞII EDĠĠRNE ĠĠL ÖZEL ĠĠDARESSĠĠ 22001122 YIILII DENETĠĠM RAPPORU HAZİRAN 2013 T.C. SAYIġTAY BAġKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta:

Detaylı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE Başkan, Nebojša Vučinić, Yargıçlar, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, ve Bölüm Yazı

Detaylı

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları 1. Almanya ve İtalya'nın; XIX. yüzyıl sonlarından itibaren İngiltere ve Fransa'ya karşı birlikte hareket etmelerinin en önemli nedeni olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? A) Siyasi birliklerini

Detaylı

BASINDA KONDA seçimler

BASINDA KONDA seçimler BASINDA KONDA Haziran 2011 Bu dosya 15 yıla aģkın bir süredir gerçekleģen öncesinde, KONDA AraĢtırma ġirketi tarafından açıklanan anket sonuçları, bu sonuçlar üzerine yazılan yorumlar ve sonucunda bu çalıģmaların

Detaylı

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) 2- Tekstil ve Hazır Giyim Ticaretinde Kotalar ve Çin in Sektöre Etkisi Hande UZUNOĞLU Dünyada tekstil ve hazır giyim ticaretinde kota

Detaylı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR (BaĢvuru no. 63017/11) Namık Kemal BATAR ve Diğerleri / TÜRKİYE T.C. Adalet Bakanlığı, 2014. Bu gayriresmî çeviri, Adalet

Detaylı

TUNCELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ YILI SAYIġTAY DENETĠM RAPORU

TUNCELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ YILI SAYIġTAY DENETĠM RAPORU TUNCELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ 2013 YILI SAYIġTAY DENETĠM RAPORU Eylül 2014 İÇİNDEKİLER KAMU ĠDARESĠNĠN MALĠ YAPISI VE MALĠ TABLOLARI HAKKINDA BĠLGĠ... 1 DENETLENEN KAMU ĠDARESĠ YÖNETĠMĠNĠN SORUMLULUĞU... 1 SAYIġTAYIN

Detaylı

TAġINMAZLARIN ARSA VASFINI KAZANMASI

TAġINMAZLARIN ARSA VASFINI KAZANMASI TAġINMAZLARIN ARSA VASFINI KAZANMASI Nevzat Ġhsan SARI / Tapu ve Kadastro MüfettiĢi TaĢınmazların arsa vasfını kazanması ancak imar planlarının uygulanmasıyla mümkündür. Ülkemizde imar planlarının uygulanması

Detaylı

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TEOG ÇIKMIŞ SORULAR - 3. ÜNİTE Batı cephesinde Kuvâ-yı Millîye birliklerinin faaliyetlerini ve düzenli ordunun kurulmasını değerlendirir.türk milletinin Kurtuluş Savaşı

Detaylı

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 29 EKİM TÖRENLERİ Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 1923 Cumhuriyet ilân edildi. Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI ORDU İL ÖZEL İDARESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI ORDU İL ÖZEL İDARESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI ORDU İL ÖZEL İDARESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU ARALIK 2013 T.C. SAYIġTAY BAġKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta: sayistay@sayistay.gov.tr

Detaylı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Sorular Cevaplar Soru 1. Halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı görevini yaparken taraflı mı olmalı? Tarafsız mı olmalı? Cevap 1. Tarafsız olmalı. Cumhurbaşkanı cumhur u yani milletin

Detaylı

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? Erzurum, COĞRAFİ VE İDARİ KÜÇÜLMEYİ EKONOMİK BÜYÜMEYE dönüştürebilir mi? TARTIŞMA ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ Kamu hizmetlerinin ülke seviyesinde daha verimli

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ A. 1923 ten GÜNÜMÜZE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... 5 B. 10 AĞUSTOS 2014 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... 6 C. CUMHURBAŞKANLIĞI

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM ( )

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM ( ) IX İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM (1950 1954) A. 1950 SEÇİMLERİ... 3 Seçim Sonuçları... 3 Meclis Başkanlığı Seçimi... 4 Cumhurbaşkanlığı Seçimi...

Detaylı

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF ANAYASAMIZIN 59 MADDESİ; Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek

Detaylı

AYDINLATMA TÜRK MİLLİ KOMİTESİ 16. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAĞI

AYDINLATMA TÜRK MİLLİ KOMİTESİ 16. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAĞI AYDINLATMA TÜRK MİLLİ KOMİTESİ 16. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAĞI Toplantı tarihi : 20.01.2011 Saat : 17.00 Toplantı yeri : İTÜ Mimarlık Fakültesi, Taşkışla 326 numaralı Kurul Odası GÜNDEM: Aydınlatma

Detaylı

Revizyon No. Revizyon Tarihi. Yayın Tarihi. Sayfa No 1/1 MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ BELİRLEME KLAVUZU

Revizyon No. Revizyon Tarihi. Yayın Tarihi. Sayfa No 1/1 MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ BELİRLEME KLAVUZU . MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ BELİRLEME KLAVUZU Doküman No EK-1.a Revizyon No. Revizyon Tarihi. Yayın Tarihi. Sayfa No 1/1 Okullarda/Kurumlarda Çalışan Temsilcisi belirleme iş ve İşlemleri İş Sağlığı

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA SOVYET TEHDİDİ KARŞISINDA KALAN TÜRKİYE'NİN BATI İLE İŞBİRLİĞİ YAPMA SÜRECİ * ÖZET

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA SOVYET TEHDİDİ KARŞISINDA KALAN TÜRKİYE'NİN BATI İLE İŞBİRLİĞİ YAPMA SÜRECİ * ÖZET - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 919-958, ANKARA-TURKEY İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA SOVYET TEHDİDİ KARŞISINDA KALAN TÜRKİYE'NİN BATI İLE

Detaylı

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Ankara Çocuk Dostu ġehir Projesinin amacı Ankara yı; Çocuk Hakları SözleĢmesini

Detaylı

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI 21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI Erol TUNCER / Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı - 1 Kasım 2007 I. 1961 den Günümüze Halk Oylamaları 1961 den günümüze kadar 5 kez halkoylamasına

Detaylı

2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU

2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU 2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN. Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

İKİ SAVAŞ ARASINDA AVRUPA

İKİ SAVAŞ ARASINDA AVRUPA İKİ SAVAŞ ARASINDA AVRUPA 1-Barışın Sürekliliğini Sağlama Çabaları Birinci Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Wilson,barışın korunması için bir uluslararası örgütün kurulmasını

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ Metin ÖZ Samsun, 2017 S E Ç İ M S İ S T E M L E R İ N İ N S E Ç M E N İ R A

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER SORULAR 1- Demokrasiyi halkın halk için halk tarafından yönetimi olarak tanımlayan kimdir? A) Lincoln B) Montesquieu C) Makyavel D) Schumpeter E) Dahl 2- Demokrasi kavramı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden

Detaylı

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ IV. SOSYAL HİZMET EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YENİ ANLAYIŞLAR VE

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ IV. SOSYAL HİZMET EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YENİ ANLAYIŞLAR VE T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ IV. SOSYAL HİZMET EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YENİ ANLAYIŞLAR VE AÇIKÖĞRETİM UYGULAMALARI 12-13 Temmuz 2011 Erzurum SONUÇ RAPORU Hazırlayanlar

Detaylı

MARDĠN ÇĠMENTO SANAYĠĠ VE TĠCARET A.ġ. Sermaye Piyasası Kurulu Seri II, No:17.1 Sayılı Kurumsal Yönetim Tebliği nin

MARDĠN ÇĠMENTO SANAYĠĠ VE TĠCARET A.ġ. Sermaye Piyasası Kurulu Seri II, No:17.1 Sayılı Kurumsal Yönetim Tebliği nin MARDĠN ÇĠMENTO SANAYĠĠ VE TĠCARET A.ġ. Sermaye Piyasası Kurulu Seri II, No17.1 Sayılı Kurumsal Yönetim Tebliği nin 1.3.1 Genel Kurul BaĢlıklı Maddesi Gereğince Yapılan Duyurudur 2013 Yılı Olağan Genel

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU A. HAZİRAN 2015 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ... 3 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri... 3 TBMM nin Açılması...

Detaylı

------------O---------- 03.11.2007

------------O---------- 03.11.2007 2008 MALÎ YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2006 MALÎ YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİNHESAP KANUNU TASARISI NIN PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA (Afyonkarahisar) BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Cumhurbaşkanı Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu 2 3 Cumhurbaşkanı bir ülkede yönetim hakkının kalıtımsal, soya dayalı, kişisel olmadığını Kanyanğının dinsel kaynaklardan ilahi tanrısal

Detaylı

THE RELATIONS OF TURKEY-ROMANIA(1930-1938)

THE RELATIONS OF TURKEY-ROMANIA(1930-1938) - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/4, Fall 2012, p. 3199-3213, ANKARA-TURKEY TÜRKİYE-ROMANYA İLİŞKİLERİ(1930-1938) Selman YAŞAR * ÖZET Türkiye-Romanya

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni T.C. ĠNKILAP TARĠHĠ VE ATATÜRKÇÜLÜK BĠR KAHRAMAN DOĞUYOR AÇIK UÇLU DEĞERLENDĠRME SINAVI sosyalciniz.wordpress.com 1. 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Devleti parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİMİZ (TCBMM Başkanlığı na iletilmek üzere hazırlanmıştır) 31.12.2011 İletişim: I. Anafartalar Mah. Vakıf İş Hanı Kat:3 No:

Detaylı

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU 2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU Kamuda stratejik yönetim anlayıģının temelini oluģturan kaynakların etkili ve verimli bir Ģekilde kullanılması ilkesi çerçevesinde,

Detaylı

TÜRKĠYE SOSYAL, EKONOMĠK VE POLĠTĠK ANALĠZ II

TÜRKĠYE SOSYAL, EKONOMĠK VE POLĠTĠK ANALĠZ II TÜRKĠYE SOSYAL, EKONOMĠK VE POLĠTĠK ANALĠZ II EKĠM - KASIM 2011 Araştırmacılar Derneği üyesi olan GENAR, araştırmalarına olan güvenini her türlü denetime ve bilimsel sorgulamaya açık olduğunu gösteren

Detaylı

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? 1)Birinci İnönü Savaşının kazanılmasından sonra halkın TBMM ye ve düzenli orduya güveni artmıştır. Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? A)TBMM seçimlerinin yenilenmesine

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Emre ARSLANBAY Unvanı : Uzman Konu : Hollanda ÇalıĢma Ziyareti Görev Yeri : HOLLANDA Görev Tarihi : 05-10.03.2017 RAPOR

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU Ağustos 2015 İÇİNDEKİLER 1. KAMU İDARESİNİN MALİ YAPISI VE MALİ TABLOLARI HAKKINDA BİLGİ... 1 2. DENETLENEN KAMU İDARESİ YÖNETİMİNİN SORUMLULUĞU...

Detaylı

------------O---------- 31.10.2007

------------O---------- 31.10.2007 2008 MALÎ YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2006 MALÎ YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİNHESAP KANUNU TASARISI NIN PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA (Afyonkarahisar) BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Kamuoyu Yoklaması Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2017 1 Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara

Detaylı

DÜZCE İL ÖZEL İDARESİ 2012YILI DENETİM RAPORU

DÜZCE İL ÖZEL İDARESİ 2012YILI DENETİM RAPORU T.C. SAYIġTAY BAġKANLIĞI DÜZCE İL ÖZEL İDARESİ 2012YILI DENETİM RAPORU ARALIK 2013 T.C. SAYIġTAY BAġKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta: sayistay@sayistay.gov.tr

Detaylı

REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU

REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU Toplantı Tarihi : 19-09-2018 Karar Sayısı : 147/2018 Dosya No : 10-55/2018 Katılan ler : Selim ALTINCIK (BaĢkan) Doç. Dr. Figen YEġĠLADA (BaĢkan Yrd.) Kubilay

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.02.2016 Türk Hukukunun Bilgi Kaynakları - Mevzuat, Yargı

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

GLn ipisi için..." omülki A^mır. fark yaratmak istepenkre... Tarih. 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular.

GLn ipisi için... omülki A^mır. fark yaratmak istepenkre... Tarih. 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular. GLn ipisi için..." omülki A^mır "9 fark yaratmak istepenkre... // Tarih 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular n www.nextlevelkariyer.com 0312 418 99 99 09 EYLÜL 2017 KAYMAKAMLIK SINAVI HAZIRLIK

Detaylı

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966 1-) 1921 Anayasası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Milli egemenlik ilkesi benimsenmiştir B) İl ve nahiyelerde yerinden yönetim ilkesi kabul edilmiştir. C) Yasama ve yürütme kuvvetleri

Detaylı

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( ) TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ (1923-2010) Teorik, Tarihsel ve Hukuksal Bir Analiz Dr. BÜLENT ŞENER ANKARA - 2013 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii TABLOLAR, ŞEKİLLER vs. LİSTESİ... xiv KISALTMALAR...xvii

Detaylı

AVRUPA GÜVENLİK VE İŞBİRLİĞİ KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ (HELSİNKİ BELGESİ)

AVRUPA GÜVENLİK VE İŞBİRLİĞİ KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ (HELSİNKİ BELGESİ) 439 AGİK Sonuç Bildirgesi AVRUPA GÜVENLİK VE İŞBİRLİĞİ KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ (HELSİNKİ BELGESİ) 3 Temmuz 1973'te Helsinki'de açılan ve 18 Eylül 1973'ten 21 Temmuz 1985'e kadar Cenevre'de süregelen

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ 195 BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLER KURULUŞ Madde 1 - Cumhuriyet Halk Partisi Tüzüğü nde ifadesini bulan amac a yönelik olarak, Genel Merkez, il, ilçe ve gerek görülen beldelerde örgüt

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

Esas Birim :Teknik Hizmetler Kurulu BaĢkanlığı Tarih:04.03.2013 Genelge No:25 Özeti : YAS Hak.Kanunda DeğiĢlik Hk

Esas Birim :Teknik Hizmetler Kurulu BaĢkanlığı Tarih:04.03.2013 Genelge No:25 Özeti : YAS Hak.Kanunda DeğiĢlik Hk Esas Birim :Teknik Hizmetler Kurulu BaĢkanlığı Tarih:04.03.2013 Genelge No:25 Özeti : YAS Hak.Kanunda DeğiĢlik Hk ZĠRAAT ODASI BAġKANLIĞI NA... 01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan

Detaylı

ĠġYERĠ EĞĠTĠMĠ PROTOKOLÜ. Taraflar Madde 1 Bu protokol, ile Fırat Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi arasında. /. /20 tarihinde imzalanmıģtır.

ĠġYERĠ EĞĠTĠMĠ PROTOKOLÜ. Taraflar Madde 1 Bu protokol, ile Fırat Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi arasında. /. /20 tarihinde imzalanmıģtır. ĠġYERĠ EĞĠTĠMĠ PROTOKOLÜ Taraflar Madde 1 Bu protokol, ile Fırat Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi arasında. /. /20 tarihinde imzalanmıģtır. Kapsam Madde 2 Bu protokol, Fırat Üniversitesi Teknoloji Fakültesi

Detaylı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ 3 Temmuz 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28342 YÖNETMELİK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ FELSEFESİ,TEMEL İLKELERİ,VİZYONU MEHMET NURİ KAYNAR TÜRKIYE NIN GELECEK VIZYONU TÜRKĠYE NĠN GELECEK VĠZYONU GELECEĞIN MIMARLARı ÖĞRETMENLER Öğretmen, bugünle gelecek arasında

Detaylı

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı Ġlknur M. Gönenç BİR PRENSES HAYAL EDELİM. SİZCE HANGİ MESLEK? KALIP YARGILAR Kalıpyargılar bir gruba iliģkin bilgi, inanç ve beklentilerimizi

Detaylı

1979 İSLAM DEVRİMİNDEN SONRA İRAN IN DIŞ POLİTİKASI

1979 İSLAM DEVRİMİNDEN SONRA İRAN IN DIŞ POLİTİKASI T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜM DALI 1979 İSLAM DEVRİMİNDEN SONRA İRAN IN DIŞ POLİTİKASI Hazırlayan Marziyeh MOKHTARPOUR

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA)

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) 1) Adı, Soyadı Ġsmail Kapan 2) Doğum Tarihi 01.04.1956 3) Unvanı Yardımcı Doç. Dr. 4) Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hukuk Ġstanbul Üniversitesi 1982 Yüksek

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı