E itim Hakk : Kendi Dilini Bulamam fl Bir Söylem

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "E itim Hakk : Kendi Dilini Bulamam fl Bir Söylem"

Transkript

1 E itim Hakk : Kendi Dilini Bulamam fl Bir Söylem Seçkin ÖZSOY (*) ÖZET Bu makaledeki amac m, e itime iliflkin bütün tikel durumlara uygulanabilir bir e itim hakk kuram tasla sunmak ya da dört bafl mamur bir e itim hakk kavram üretmek de- ildir. Amac m, e itimde hak tart flmalar nda sorgusuz sualsiz benimsenerek kullan lan kimi kavram ve argümanlar yap bozuma tabi tutmak, genelde üstünkörü ele al nd klar na inand m karmafl k sorunlara iflaret etmektir. Bu çal flma, e itimi hak kavram yla anlamland rmaya ve dillendirmeye dönük bir giriflim olarak nitelenebilir. Makalenin ilk bölümünde, Türkiye nin, yaln zca e itim hakk kavram n de il, genel olarak hak kavram n sürekli t rnak içinde kullanmam z zorunlu k lan özgül siyasal-toplumsal-tarihsel koflullar na iliflkin kuflbak fl bir de erlendirmeye yer verilmifltir. Makalenin ikinci bölümünde e itim hakk n n dili ve söylemi üzerinde durularak, e itim hakk n niçin kendi dilini bulamam fl bir söylem olarak nitelendirdi imizin gerekçeleri aç klanm flt r. Makalenin izleyen bölümlerinde ise, e itim hakk n n do as na ve de erine iliflkin tart flmalara temel oluflturabilecek bir çözümleme yer almaktad r. ABSTRACT The Education Right : A Discourse That Could Not Find Its Own Language It s not the aim of this article to generate a concept of education right that would be applied to all partial conditions related to education. Rather, some concepts and arguments that are embedded in the (dominant) discourses of education right are intended to be problematized and deconstructed. This paper can be seen as an attempt to look at education through the lens of the concept of right. In the first section of the paper, an assessment will take place on the particular political, social and historical conditions of Turkey that gives the concepts of right and education right rise and insist us to use these concepts within quotation marks. Then, the discourse of education right as a discourse that could not find its own language will be discussed. The analysis, in the later sections of the paper, would provide a basis for an alternative way of thinking about the nature and meaning of education right. 58 (*) Ankara Üniversitesi, E itim Bilimleri Fakültesi, Dr. / seckinozsoy@education.ankara.edu.tr

2 G R fi Eskiden iktidarlar korkutan en tahripkâr kavramlar ve sözcükler flimdi piyasaya düflmüfl, içerikleri boflalm fl ya da bambaflka anlamlara bürünmüfl olarak tamamen baflka amaçlar n hizmetinde kullan lmaya bafllanm flt r. deolojik hegemonya, bizi, yeni kavramlar üretmeye ya da eski kavramlar m z t rnak içine hapsetmeye zorluyor. Zaman nda kendilerine çok güvendi imiz ve de er verdi imiz, siyasal önemlerine yürekten inand m z kimi kavramlar art k t rnak içine almadan kullanamaz hale geldiysek, bunun en büyük nedenlerinden biri de, kavramlar içlem ve kaplamlar üzerinde yeterince düflünmeden dilimize pelesenk etmemizdir. E itim hakk kavram bunun en çarp c örneklerinden biridir. E itim hakk kavram n n ne anlama geldi ini, bu kavram kullanman n bize ne gibi sorumluluklar yükledi ini tam olarak kavrayam yoruz. E itimin bir ayr cal k de il, hak oldu- unu, e itimin ticaretini yapan özel ö retim kurumlar n n reklam panolar nda okuyor, kimi kamu e itim kurumlar n n verdikleri e itimden bir ayr cal k olarak söz edilmesini yad rgam yoruz. E itimin önemi ve gere i, özellikle de kiflisel getirileri konusundaki kavray fl ve sezgi gücümüzü, e itimi kimi zaman her fleyin bafl olarak görüp, onu neredeyse bir fetifl derecesine yükseltecek ölçüde abart l bir biçimde sergileriz de, e itimi bir hak olarak kavramsallaflt rmaya gelince bu gücümüzü yeterince harekete geçirmeyiz. Kavramlar, kullan ld klar nda (hatta yerine göre kullan lmad klar nda da) insanlara asla kaç namayacaklar sorumluluklar yükler. Toplumsal ve siyasal savafl mlar, kavramlar arac l yla oldu u denli, belki de bundan daha çok, kavramlar üzerinde gerçekleflir. Kulland m z (ya da kullanmad m z) kavramlar, bizim siyasal anlay fl m z n ve hatta siyaset yapma tarz m z n ufuk s n rlar n çizer. Sözgelimi siyaset yelpazesinin en sa ndan en soluna dek her görüflten kifli ya da kurumlarca hiç ikirciklenmeden kullan lan e itimde f rsat eflitli i kavram n ele alal m. E itimden bir hak olarak de il, bir f rsat ya da flans olarak söz eden; e itimde hak eflitli i yerine e itim f rsat n ve flans n vaat eden bu liberal ilke, dünyaya farkl pencerelerden bakan ve uzlaflmaz ç karlar n temsilcisi olduklar n savlayan kifli ya da kurumlar n ortak ilkesi olamaz. E itimden, flans ve f rsat gibi kavramlar kullanarak piyango diliyle söz etmek, sahip olduklar toplumsal, siyasal ve ekonomik ayr cal klar e itim yoluyla yeniden üretip meflrulaflt rmak, daha do ru bir deyimle aklamak isteyen egemenlerin ç karlar na hizmet eder. Bu dili kullanmak, ayn zamanda, e itim piyangosuna kat lmak için bilet alacak paras olmayanlar n amorti flans bile bulunmad n onaylamak demektir. Ayn durum, e itim hakk ya da e itim hakk na eriflim yerine, bilerek ya da bilmeyerek, e itime eriflim hakk kavram n kullanmay ye ledi imizde de bafl m za gelir. Kuflkusuz, fleylerin ad n de ifltirmekle kendilerinin de de ifltirilebilece ini sanmak, en hafif deyimle, safl k olur. Ne var ki, e itime eriflim hakk kavram n n ye lenmesi, basit bir sözcük oyunu olman n ötesinde bir anlam tafl makta, hem e itim hem de hak kavram - n n do as na iliflkin ideolojik bir çarp tmay yans tmaktad r. E itimin kendisini de il, ona eriflimini hak olarak yans tan bu kavram n temelindeki mant k, e itimde f rsat eflitli i kavram n n temelindeki mant kla ayn d r. Bu kavram, e itim hakk na eriflim kavram yerine kullanmaya bafllad m z andan itibaren, küresel kapitalizmin anayasas niteli indeki Hizmet Ticareti Genel Sözleflmesinin terminolojisini kullanarak Dünya Ticaret Örgütünün, yani küresel kapitalist güçlerin a z yla konuflmaya bafllam fl oluruz. E itimi hak olarak kavray fl m zdaki güçlü ümüz, yaln zca e itim hakk kavram yerine baflka kavramlar kulland m zda de il, e itim hakk kavram n kullanma biçimimizde de 59

3 kendini gösteriyor. Bunun en aç k göstergesi, Herkes için, nitelikli, paras z ve kamusal e itim hakk slogan d r. Bu sloganda e itim hakk n n önünde s ralanan s fatlar ( Herkes için, nitelikli, paras z ve kamusal ), zaten bir hakk n olmazsa olmaz (sine qua non), yani kurucu ö eleridir. Bu nitelikler, e itimin nas l bir hak oldu unu de il, hak statüsü tan nan e itimin tafl mas zorunlu niteliklerini göstermektedir. Herkesin e itim hakk na sahip oldu u ilkesi, fazlaca irdelenmeden s kça kullan lan bir baflka ilkedir. Herkesin e itim hakk na sahip oldu u konusunda herkes hemfikirdir; bu hakk n ilkö retim aflamas n n devlet okullar nda zorunlu ve paras z olmas na da kimsenin bir itiraz yoktur. Ancak, e itimin hak olarak tan nmas, yaln zca devlete ve yaln zca ilkö retim düzeyinde mi bir yükümlülük getirmektedir? Herkesin hakk olan e itimin di er tür ve düzeylerinde devlete ve öteki toplumsal aktörlere düflen yükümlülükler yaln zca engel olmamakla m s n rl d r? Her hak birilerine bir yükümlülük getirir, ama yükümlülükler hiç kimseye hak getirmez. lkö renim hakk n n devlete yükümlülük getirmesi, devlete bu yükümlülü ü istedi i biçimde ve düzeyde yerine getirme hakk verir mi? Öyleyse devletin ilkö retim kurumlar aras ndaki bu nitelik fark n hak kavram yla nas l ba daflt raca z? lkö renimin hak s fat n hak etmesi için zorunlu olan asgarî standartlar yok mudur? Kimi devlet okullar nda mutlak yoksunluk yaflan rken (örne in bir okulun kara tahtas bile yokken), di erlerinin göreli kaynak zenginli ini (örne in bilgisayar bafl na düflen ö renci say s bak m ndan) hak anlay fl m za nas l s d rabiliyoruz? Herkesin bir hakk olmadan önce, e itimin gerçekten bir e itim olmas için, yani bir e itim durumundan söz edebilmemiz için yerine getirilmesi gerekli ve zorunlu olan koflullar yok mudur? Ortaö retim düzeyinde varolan okul türünün çoklu u, 1 e itim hakk n n do al ve zorunlu bir sonucu mudur? E itim, ö rencilerin sahip olduklar ve fakat yans z tan m kadar nesnel ölçümü de olanaks z olan birtak m vas flara göre farkl derecelerde ve ö rencilerin birbirlerinden yal t ld mekanlarda (Anadolu lisesi, süper lise, fen lisesi, sosyal bilim lisesi, genel lise, meslek lisesi, aç kö retim lisesi vb.) sunulmas gereken bir hak m d r? Devletin, düzenlenecek bir merkezî s navla nesnel olarak saptanacak yoksul ama yetenekli ilkö retim okulu mezunlar için özel ortaö retim kurumlar ndan e itim hizmeti sat n almas nda, e itim hakk aç s ndan, devenin boynu misali, do ru bir yön var m d r ki, hemen çürütülüverecek gerekçelere dayal yanl fllar ar yoruz? Yüksekö retim söz konusu olunca, e itimi hak kavram yla iliflkilendirmedeki güçlü ümüz daha da artmakta ve ak l yürütme biçimimiz hemen de iflivermektedir. Yüksekö renim hakk deyimi, sa duyumuza terimlerde bir çeliflki (oxymoron) gibi gelmiyor mu? Yüksekö renim herkesin hakk olabilir mi? Herkesin yüksekö renim görmesi, siyaseten olmasa da, teknik olarak bugün her zamankinden daha mümkün olsa bile, gerekli midir? O zaman yüksek ö renimin yüksekli inin bir anlam kal r m? Hem toplumun yüksek düzeyde e itim gerektirmeyen çok say daki düflük ücretli ifllerini kim yapacak? Paras z yüksekö retim olas m d r? Yüksekö retimin paras z olmas, yoksullardan zenginlere yap lan bir gelir transferi de il midir? Yüksekö retimin hem paral olmas hem de paras z olmas, ayn gerekçeyle, yani eflitlik ad na nas l savunulabiliyor? 60 Tepeden t rna a sa duyuya bulanm fl bu ve benzeri türden sorulara herkes kendinden emin ve gönlü rahat bir biçimde çeflitli yan tlar verebilir. Ancak, e itim hakk na iliflkin mistifikasyon yan tlardan önce sorulardad r. E itim hakk n n do as na ya da özüne iliflkin aflk n (transandantal) sorular sormadan ve bunlara iç tutarl l ve geçerlili i olan yan tlar

4 vermeden e itimde yaflanan haks zl klar n ay rd na bile varamay z. E itim hakk n n özüne iliflkin aflk n soru sormak, e itim hakk dedi imiz fley her ne ise o k lan, bunlar olmad nda art k e itimden bir hak olarak söz edemeyece imiz kurucu niteliklerini saptamaya yönelik çabad r. Örne in e itim ve hak terimlerini, kendimizle çeliflkiye düflmeden ve hiçbir tart flmaya meydan vermeyecek bir kesinlikte yan yana kullanabilmemizi sa layan nedir? E itimi bir hak olarak tan mlamam z n nedeni, e itimin tafl d özelliklerden mi, yoksa hak kavram n n kendisinden mi kaynaklan yor? E itim gerçek anlam ve de erini, ona hak statüsü tan d m zda m kazan yor? Yoksa hak kavram na yükledi imiz anlam, e itimi de zorunlu olarak içermekte midir? E itim do as gere i mi bir hakt r, yoksa hakk n do as gere i mi e itim bir hakt r? E itimin bir hak olmas ne anlama gelir? E itim ne zaman bir hak olmaktan ç k p, bir ayr cal a dönüflür? E itimin, onu bir ayr cal k olarak de il de, bir hak olarak tan mlamam z zorunlu k lan özellikleri nelerdir? Her hakk n do al bir s n r oldu una göre, e itim hakk n n do al s n r nedir? E itim hakk n n di er insan haklar yla iliflkisi nedir? nsanlar n haklar oldu u sonucuna nereden vard m z gibi genel bir soruyla ba lant l olarak e itimin niçin bir insan hakk olmas gerekti i sorusuna yan t vermemiz gerekiyor. E itim hakk na iliflkin iyi bir kavramsallaflt rman n, birçok yanl fl sorunu yok edece ini ve birçok baflka ama gerçek sorunu ortaya ç karaca n düflünüyorum. Ancak iyi infla edilmifl bir e itim hakk kavram yla, fetifllefltirme ve indirgemecilik gibi ideolojik sald r lar karfl - s nda kendimizi savunabilece imizi umuyorum. Aksi takdirde, e itime iliflkin her siyasal karar ve düzenlemenin hakl l n tart fl rken, bir delinin kuyuya att tafl ç karmaya çal flan k rk ak ll konumuna düflmekten kurtulamay z. Önemli olan, iyi bir e itim hakk kavram gelifltirerek, kuyuyu ortadan kald rmakt r. Ortada bir kuyu oldu u sürece, o kuyuya tafl atacak bir deli her zaman ç kacakt r. Bu makaledeki amac m, e itime iliflkin bütün tikel durumlara uygulanabilir bir e itim hakk kuram tasla sunmak ya da dört bafl mamur bir e itim hakk kavram üretmek de ildir. Amac m, e itimde hak tart flmalar nda sorgusuz sualsiz benimsenerek kullan lan kimi kavram ve argümanlar yap bozuma tabi tutmak, genelde üstünkörü ele al nd klar na inand m karmafl k sorunlara iflaret etmektir. Bu çal flma, e itimi hak kavram yla anlamland rmaya ve dillendirmeye dönük bir giriflim olarak nitelenebilir. Türkiye nin, yaln zca e itim hakk kavram n de il, genel olarak hak kavram n sürekli t rnak içinde kullanmam z zorunlu k lan özgül siyasal-toplumsal-tarihsel koflullar bulunmaktad r. Bu yüzden makalenin ilk bölümünde, e itimi hak kavram yla anlamland r p dillendirmemizi güçlefltiren bu koflullara iliflkin kuflbak fl bir de erlendirmeye yer verilmifltir. Makalenin ikinci bölümünde e itim hakk n n dili ve söylemi üzerinde durularak, e itim hakk n niçin kendi dilini bulamam fl bir söylem olarak nitelendirdi imizin gerekçeleri aç klanm flt r. Makalenin izleyen bölümlerinde ise, e itim hakk n n do as na ve de erine iliflkin tart flmalara temel oluflturabilecek bir çözümleme yer almaktad r. Cumhuriyetin E itim Projesinin Kör Noktas : Hak Olarak E itim Cumhuriyetin e itim projesine kabataslak bak ld nda benimsenen hedefin flu ö eleri içerdi i görülebilir: Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan devleti ve onun tasada, k vançta ortak düflüncelere sahip milletini s n fs z, zümresiz, kaynaflm fl bir flekilde ça dafl 61

5 uygarl k düzeyine ve hatta onun üzerine ç karmak. Bu hedef, ayn zamanda modernleflme program n n hedefidir. Nas l ve niçin modernleflilece i besbelliydi ve bunun için önümüzde bir model de haz rd : Bat uygarl. Öyleyse sorun salt teknik bir sorundu, yani modernleflme için uygun arac n seçimiydi. Bu görev e itim sistemine yüklenmifltir. Türkiye e itim yoluyla modernleflecekti. Bu yüzden Türkiye nin modernleflme tarihi, ayn zamanda e itimin tarihi olarak okunabilir ve bunun tersi de do rudur. Cumhuriyetin e itim projesinin 80 y ll k bilançosu hedef ve ilkelerinin gerçekleflme düzeyi ve kendi iç tutarl l ve geçerlili i bak m ndan tart flma konusu yap labilir. 2 Ancak, bu projenin tart flmas z hedefi tek tip insan ve toplum yetifltirmektir. Bunun anlam da e itimin devlet taraf ndan, devlete göre ve devlet için olmas d r. Cumhuriyetin e itim projesi bütünseldir (total); e itimin hiçbir tür ya da düzeyi proje d fl nda b rak lmam fl, devletten baflka bir toplumsal aktöre söz, yetki ve karar hakk tan nmam flt r. Proje, e itimin bir insan hakk olarak de il, bir ödev olarak tasarlanmas ve uygulanmas n öngörüyordu. Projede e itim, kendinde bir de er ya da amaç olarak de il, insanüstü güçlerin (Devlet, toplum, piyasa vb.) insana d flsal birtak m amaçlar na (modernleflme, kalk nma, ekonomik büyüme vb.) ulaflman n gerekti inde insana ra men kullan labilecek bir arac olarak de er tafl m flt r. E itimin bir araç derekesine indirgenmesi, onun temel bir insan hakk olarak kavranmas n n önünde epistemolojik bir engel oluflturmufl ve bu da projenin kör noktas olarak kalm flt r. Bu yüzden toplum için hep bir yapt r m olarak kalan Cumhuriyet okulunda, haklar bir istisna, ödevler ise hep bir kural olmufltur. 3 Türkiye de e itim alan bugüne de in bir hak ve özgürlükler alan olmam fl, devletin mutlak tahakkümü alt nda kalm flt r. Devletin tekelinde olan, yani devletin belirledi i müfredata göre, devletin açt okullarda, devletin atad ö retmenler arac l yla verilen ve yine devletin müfettifllerince denetlenen e itim, bir özgürleflme prati i olarak istenilen de il, toplumsal konumlara ve ayr cal klara eriflinceye de in katlan lan ; yurttafllar n bilinçli siyasal müdahalesine göre biçimlenen de il, yurttafl n maruz kald bir toplumsal denetim ve d fllama arac olmufltur. Atatürk ün kimsesizlerin kimsesi olarak tan mlad ve gençlere emanet etti i Cumhuriyetin e itim sistemi, O nun ard ndan, kimsesiz gençleri kimse yapma ifllevini gittikçe artan bir h zla terk ederek, bunun yerine, iflin do- as gere i az say da olan iktidar seçkinlerini yetifltirmeyi kendine biricik hedef olarak alm flt r. E itimin özel ö retim kurumlar nda da verilmeye bafllanmas, sadece mülkiyet bak m ndan bir farkl laflma yaratm fl, ancak ifllevsel bir farkl l a yol açmam flt r. Özel ya da resmî e itim kurumlar nda devletin hakk ndan baflka bir hakka, cumhuriyetin otoritesinden baflka bir otoriteye yer verilmemifltir. Devlet tekelindeki e itim sürecinde bu projenin d fl na taflan, bu projenin içinde kendini ifade edemeyen ve yer bulamayan farkl l klara hayat hakk tan nmam flt r. Türkiye de bitkilere co rafî bak mdan tan nan farkl l klar bile, o co rafya üzerinde yaflayan insanlara bahfledilmemifltir. Projenin toplumsal dünya haritas nda insanlara, s n fsal, etnik, cinsel ya da dinsel kökenlerine göre de il, köksüz ve benzeflik varl klar olarak yer verilmifltir. Proje ço ulcu bir toplum tasar m öngörmedi i için, e itimin demokratikleflmesi bir yana normalleflmesi (ya da sivilleflmesi) bile sa lanamam flt r. Bireysel ve toplumsal kimliklerin ço ul yap s n gözetmeyen bir e itim daha tan m nda anti demokratiktir. 62 Cumhuriyetin e itim projesi hak temelleri üzerine oturtulmam fl, toplum pahas na devleti güçlendirmek için devletin milletince yerine getirilmesi zorunlu olan ödev olarak tasarlanm flt r. Örne in din e itimi, insanlar n dinlerini istedikleri gibi ö renme ve ö retme hak-

6 k na sahip olduklar için de il, laik devletin ayd n din adam yetifltirme ve di er gereksinimleri için, devletin uygun gördü ü koflullarda yine devletçe verilmifltir. Cumhuriyetin e itim projesi, söylem olarak f rsat eflitli i ve karma e itim ilkelerine dayanmas na karfl n, pratikte, kad n n geleneksel rollerini öne ç karm fl ve kad n bu rollere uygun meslekler için yetifltirmeye yönelmifltir. Cumhuriyet dönemine de damgas n vuran geleneksel e itim yaklafl m, toplumsal ve siyasal haklar n kullan m nda kad na yasalar önünde eflitlik ve özgürlük tan nd, fakat bu özgürlük alan n n yasal s n rlar n n erkeklere göre çizildi i erkek egemen ideolojiyi yans t r. Tan (1994 : 91), k z ö rencileri hem üretici hem de ev kad n olarak yetifltirmeyi öngören ve Cumhuriyetin bafl ndan beri varolan alternatif e itim le Kemalist e itim reformunun, geleneksel kesimlerin özlem ve de erleriyle uzlaflmay, bu kesimlerin sistemle bütünleflmesini sa lamay amaçlad n ileri sürmektedir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlü üne yönelik bir tehdit olarak görülen anadilde e itim hakk talebi ise, AB ile uyuma yönelik tüm çabalara karfl n, devlet kat nda de il, ancak özel ö retim alan nda ve anadilini ö renme izni olarak karfl l k bulabilmifltir. Devletin e itim alan ndaki mutlak hakimiyeti, e itime iliflkin her türlü hak talebinin devlete karfl bir siyasal talebe dönüflmesine neden olmufltur. Türkiye de e itim hakk sorunu hiçbir zaman salt bir e itim sorunu olarak kalmam fl; Türkiye nin siyasal rejiminin temel anayasal düzeninden toplumdaki sosyal bölünmelere dek hemen her alanda varl n hissettiren genifl boyutlu ve karmafl k bir sorunun görünümlerinden biri olmufltur. Dil ve Söylem Olarak E itim Hakk Dil, bir söylem olarak konuflulur ya da yaz l r. Söylem ise, en basit tan m yla, anlam n dil içinde hareket etmesi ile ortaya ç kan fleydir. Söylem yoluyla dile kavuflan anlamlar, ideoloji yoluyla belli kifli ve gruplar lehine harekete geçirilir, yani onlar n ç karlar n n ve özlemlerinin d flavurumu olur (Üflür, 1997: 89). deolojiler söylem olarak ya da söylemin içinde aç a ç kar (ya da gizlenir). Söylemler, toplumsal ve siyasal güç iliflkileri alan nda iflleyen taktik ö eler ya da bloklard r (Fairclough, 2003). Ricoeur e (1990) göre, dilin temel birimi olan göstergeler yaln zca ayn sistem içindeki öbür göstergelere gönderme yapar, dolay s yla dilin bir zamansall ve öznelli i olamad gibi, bir dünyas da yoktur. Oysa temel birimi cümle olan söylem, her zaman bir fley hakk ndad r. Betimlemek, anlatmak ya da temsil etmek zorunda oldu u bir dünyaya gönderme yapar. Dilin simgesel ve siyasal ifllevi söylem içinde gerçekleflir. Dilin yaln zca iletiflimin koflulu olmas na ve bunun koflullar - n sa lamas na karfl l k, bütün iletilerin al n p verildi i yer söylemdir. Bu anlamda ancak söylemin, bir dünyas oldu u gibi, bir baflka kiflisi, söylenilen bir muhatab vard r (Ricoeur, 1990). Türkiye de e itim hakk söylemi kime ne söylüyor? Bu söylem, e itim hakk n n anlam na ve yorumuna iliflkin ne getiriyor? E itim hakk söylemiyle gerçekte hangi toplumsal grubun ya da s n f n ç karlar na hizmet etmifl oluyoruz. E itim hakk n dillendirirken baflvurdu umuz göstergeler, gerçekten e itime muhtaç kesimlerin ç karlar n ne ölçüde yans t yor? E itim, siyasal rekabetin stratejik bir savafl alan d r; kimin, neyi, nereye kadar nas l ö renece i toplumsal güç iliflkilerince belirlenir. Ancak e itim hakk tart flmalar n n etnik, dinsel ve cinsel hak talepleriyle tüketilmesi, e itim hakk söyleminin yaln zca bu kavramlara göre belirlenmesi, e itimin siyasal gerçekli inin alg lanmas nda bir yan lsamaya yol aç - 63

7 yor. Siyasal mücadelenin ve alt nda yatan toplumsal gerçekli in do al halinin gözden kaçmas na, üzerinin örtülmesine yol aç yor. Bu alg yan lmas, demokratik e itim siyasetini s n f d fl bir alana tafl yor; böyle olunca da demokratik e itim siyasetinin ayaklar n sa lam bir flekilde basmas gereken zemin kayganlafl yor. Bu yapay kutuplaflma, Türkiye nin önünde duran gerçek e itim sorunlar n ve önerilebilecek çözümleri siyasî tart flma d fl na itiyor. Örne in, yüksekö retime girifl aflamas nda yaflanan s n fsal eflitsizlikler A r Da denli görünür bir gerçeklik iken, tüm meslek lisesi mezunlar na uygulanan negatif ayr mc uygulamadan sanki yaln zca imam-hatip lisesi mezunlar olumsuz etkileniyormuflças na, yüksekö retime girifl sorununu onlar n sorunundan ibaret görmek bir yan lg d r. E itim hakk n n do as n kavramak, toplumsal iliflkilerde bulunan çat flma (antagonizma) boyutuyla hesaplaflmay gerektirir. E itim hakk n n anlam ve de erine iliflkin yararl bir kamusal tart flma, gerçek toplumsal ve siyasal çeliflkiler üzerinde yürütülen tart flmad r. Türkiye de e itime iliflkin yürütülen siyasal tart flmalar s n fsal temelden yoksundur; bu tart flmalar, farkl toplumsal s n flar n ç kar çat flmalar üzerinde yürütülmemekte, egemen s - n f n e itim sorunlar ve ç kar sanki tüm toplumunmufl gibi sunulmaktad r. Toplumsal muhalefet, emek-sermaye çeliflkisi üzerine de il de, etnik, dinsel ve genel olarak kültürel temeller üzerine oturdu undan, hak talepleri de kendine hep s n f d fl kanallar buluyor. Anadilinde e itim, din e itimi ve kad n e itimi gibi talepler özünde s n fsal nitelik tafl mamaktad r. Ancak bunlar gibi en temel insanî gereksinimler bile karfl lanmad için, bunlar siyaset kat na tafl nmakta ve siyasal talebe dönüflmektedir. Basit insanî gereksinimlerin siyasallaflmas, bölünme paronayas üzerine kurulu sistemin en çok korktu u fleyin bafl na gelmesini kaç n lmaz k lacak bir etkene dönüflüvermektedir. Etnik, cinsel ya da dinsel aidiyetimizden ötürü toplumsal yaflam n öteki alanlar nda oldu- u gibi, e itim alan nda da haks zl klara u rad m z do ru olmakla birlikte, e itimde yaflad m z her sorunun kültürel farkl l klar m zdan kaynaklanmad n ve s rf bu farkl l klar - m z temel alarak herhangi bir ç k fl yolu bulamayaca m z görmemiz gerek. E itimde demokratikleflme siyasetinin merkezine dinsel, etnik ve cinsel kavramlar yerlefltirildi i zaman, e itim hakk mücadelesinde siyasal kutuplaflma, do al olarak gerçek temellerinden uzaklaflmakta ve bu kavramlar etraf nda biçimlenmektedir. E itim hakk n n anlam n belirleyen fley, uzlaflmaz toplumsal s n flar n ç karlar aras ndaki mücadelenin göstergelerin saptanmas düzeyinde yürüyen devam d r. E itim hakk n n anlam n belirleyen fley, e itimsel göstergeler üzerindeki egemenlik savafl d r. E itim hakk mücadelesi ayn zamanda dil üzerinde yürütülen bir mücadeledir. E itim hakk ndan söz ederken kullanabilece imiz bilimsel olarak do ru ve tarafs z bir dil yoktur. Çünkü hiçbir toplumsal gerçeklik saydam de ildir, yani kendi anlam n ve yorumunu kendi içinde tafl maz. Toplumsal bir gerçeklik, ancak kendisini siyasal bir dille ifade edebildi i sürece ve ölçüde varolur. E itim hakk için siyaseten do ru bir dil üretilmelidir. 64 Türkiye de e itim hakk söylemi, tarihin hiçbir döneminde kamunun kendi üretti i dili kullanamam flt r. Cumhuriyet tarihi boyunca e itim hakk ndan söz ederken devletin resmî dilini kulland k. E itim hakk, devletin olanaklar ölçüsünde yurttafllar na eflitsiz bir biçimde bahfletti i bir lütuf olarak alg land. Son zamanlarda devletin önderli inde piyasa dili e itim alan nda egemen dil durumuna gelmifltir. Bu kez ayn devlet bize e itimi, altta kalan n can ç ks n mant n n egemen oldu u piyasada hak etmemiz gerekti ini söylüyor ve kendi kamusal sorumlulu unu, d fl destekli kredilerle ve hay rseverlerin vicdan na ses-

8 lenen kampanyalardan elde edilen kaynaklarla en altta kalan n a z na bir parmak bal çalmakla s n rl görüyor. Türkiye de e itim hakk söylemi kendi dilini bulamam fl bir söylemdir derken, bununla e itim hakk na dair söylenecek sözün yoklu u ya da tükendi i anlam nda bir dilsizleflmeyi kastetmiyorum. E itim hakk yla ilgili sorunlarda her yurttafl n birbiriyle iletiflimini güvence alt na alan yayg n bir kamusal dil eksiktir. E itim hizmetinin kamusall n n devletle özdeflleflmesi e itim hakk ndan söz ederken kulland m z dilin de büyük ölçüde resmîleflmesine yol açm flt r. E itim hakk söylemi, kendini ifade edebilece- i bir siyasal dil üretememifltir. E itim hakk ndan söz ederken konufltu umuz dil, resmî dilden yap sal olarak ayr flabilmifl de ildir. E itim hakk na iliflkin hegemonik bir siyasal dilin oluflturulmas için yerleflik kamusal dilin çözülmesi ve devletin resmî dili olmaktan ç kar lmas gerekiyor. E itim hakk kavram n aç kl a kavuflturmak ve e itim hakk söylemine siyaseten geçerli ve tutarl bir dil üretmek için, önce hak kavram n n ne anlama geldi ini e itim ba lam nda irdelemek gerekir. Hak kavram na ve haklar gerekli k lan koflullara iliflkin s bir yaklafl m, bizi, e itim hakk n n do as na ve de erine iliflkin yanl fl ç karsamalara götürebilir. Hak Kavram n n E itim Ba lam nda Çözümlenmesi Bir kavram n ne oldu u onun neyle iliflkilendirildi ine ya da onun ne den farkl oldu una, yani karfl t n n ne oldu una ba l d r. Hak kavram n n en iyi tan m n onun ne olmad n ortaya koyarak, baflka bir anlat mla karfl t na bakarak yapabiliriz. Kendi içine kapal bir kavram olarak ele al nabilmesi için, hak kavram n n kendisine karfl t olan d fllamas gerekir. Hak kavram n mu lak bir kavram olmaktan ç karmak istiyorsak, onun hiçbir biçimde karfl t na dayanarak tan mlanmamas, kendi içinde karfl t na yer vermemesi gerekir. Aksi takdirde hak olanla olmayan ay rdetmemiz güçleflir. Hak kavram n n sözlük tan mlar, bu güçlü ü aflmam zda bize yard mc olmamaktad r. Çünkü sözlüklerde hak kavram n n karfl t na yer verilmemektedir. Türkçe sözlü e göre hak, tüzenin [adaletin] gerektirdi i ya da birine ay rd fley dir (TDK, 1981). Sözlükte hak kavram n tan mlarken göndermede bulunulan adalet kavram ise, herkesin yasalarla tan nm fl olan hakk n vermek, bu hakka iliflmemek ilkesi ya da eylemi olarak tan mlanmaktad r. Görüldü ü gibi, hakk tan mlarken adalete, adaleti tan mlarken hakka göndermede bulunan bu döngüsel tan m, bize hak kavram n n içeri ine iliflkin bir fley söylememektedir. Hak kavram n n daha yayg n kullan - lan sözlük tan mlar ise flöyledir: Hak, Bir kimseye, yasalara ve yönetmeliklere göre flu ya da bu biçimde hareket etmesi, flu ya da bu ayr cal klardan yararlanmas için tan nan yetki, özgürlük, olanak... Yasal oldu u düflünülen bir ayr cal k, bir unvan, bir yetki veren fley (Büyük Larousse, 1986). Toplumsal ya da ahlâkî bir kurala göre, izin verilen, herkesçe istenilen fley... Kesin bir kurala (yasa ya da yönetmeli e) uygun olarak izin verilen ya da istenilebilir olan fley (Le Robert Dictionnaire d aujourd hui, 1997). Bu tan mlarla ilgili olarak birkaç noktaya dikkat çekmek gerekir. lk olarak, bu tan mlarda hak kavram, yasal ve meflru olmak kayd yla, bir ayr cal k olarak tan mlanmaktad r. Ayr cal k kavram n n sözlüklerdeki karfl l da, bir kimse ya da bir topluluk taraf ndan edinilen ve baflkalar nda bulunmayan özel hak t r. Hak kavram ndaki anlam bulan kl - 65

9 n art ran önemli etkenlerden biri, hak kavram ile ayr cal k kavram aras nda kurulan bu yanl fl iliflkidir. Ayr cal k baflkalar ndan ayr ve üstün tutulma, baflkalar nda bulunmayana sahip olma durumudur. Hukukun tan d bir üstünlükten yararlanan kimse ya da topluluklara da ayr cal kl diyoruz. Bu durumda hak ve ayr cal k kavramlar n birbirlerine gönderme yaparak tan mlamak, her ikisinin de anlam n belirsiz k lman n ötesinde tam bir çeliflkidir. Çünkü hak, baflkalar yla bir tutulma, baflkalar ndan afla görülmeyerek kabul edilme, tan nma (recognition) ve onlarla ayn fleye sahip olabilme talebidir. Öte yandan ayr cal k paylafl ld kça azalan ve hatta ortadan kalkan bir de erdir. Örne in toplumun % 10 unun sahip oldu u bir hukuksal üstünlük ya da ayr cal k, toplumun yar s nca kullan ld nda göreli de erini, toplumun tümü taraf ndan paylafl ld nda ise bir hakka dönüflerek, ayr cal k olma özelli ini tümüyle yitirir. Buna karfl l k hak, paylafl ld kça hem nicel hem de nitel olarak ço alan bir de erdir. Yaflam n bir alan nda elde edilen bir hak (oy hakk örne inde oldu u gibi) yaflam n baflka alanlar ndaki hak taleplerini de (örne- in çal flma hakk ) yükseltir ve bir hakk n baflka haklar do urma olas l o hakk paylaflan kifli say s yla do ru orant l d r. Dolay s yla genele yönelik olan, herkesi kuflatan hak kavram n, d fllay c olan ve d fllad kifli say s ndaki art fla koflut olarak de eri artan ayr cal k kavram na baflvurarak tan mlamak bir çeliflkidir. Ayr cal k, halk y nlar ndan farkl laflmak isteyen ve bunun için gerekli ekonomik ve siyasal güce sahip olan egemenlerin söylemidir. Neyin ayr cal k olarak tan mlanaca na karar verme ayr cal na yine egemenler sahiptir. Egemenler, ayr cal klar n iktisadî rasyonalitenin do al bir sonucuymufl gibi (etkililik, verimlilik, k tl k, kalite, rekabet vb. gibi iktisadî gerekçelerle) tüm topluma kabul ettirmeye çal fl rlar. Hak söylemi ise, içinde bulunduklar olumsuz yaflam koflullar n de ifltirmeye giriflmek için bu koflullar n bütünsel bilgisine gereksinim duyan ayr cal ks z insanlarca üretilir. Ezilen insanlar, kendi özgül ve tikel durumlar n n daha kapsaml bir ba lamla içiçe geçme tarz n kavramaya gereksinim duyarlar. Çünkü bu tarz n mant onlar n mukadderatlar n belirlemelerine yard mc olmaktad r. Tekil insan n toplumsal güç iliflkileri örüntüsündeki zay f konumundan kaynaklanan güçsüzlü ü, hak mücadelesiyle toplumsal güce dönüflür. Kuflkusuz hak söyleminin bafllang ç noktas oldukça tikeldir, sonuçta haklar birey içindir. Bununla birlikte kifli kendi tikel durumunu ancak evrensellik içinde gerçekten ve bütünüyle kavrayabilir. Hak söyleminin, birey olarak insan n kendisini türsel bir varl k olarak görmesini sa lamak gibi siyasal bir ifllevi vard r. kinci olarak, sözlüklerde hak kavram na iliflkin yap lan tan mlarda ondan bir f rsat ya da flans m fl gibi söz edilmektedir. Oysa hak ve f rsat kavramlar kesinlikle birbiriyle ba daflmayan, birbirini d fllayan kavramlard r. Hakk n oldu u yerde f rsattan, f rsat n oldu u yerde haktan söz edilemez. Çünkü f rsat, baflkalar ndan farkl ve ayr cal kl sonuçlara ulaflma vaadidir. F rsatlar, failler aç s ndan d flsal ö elerdir ve faillere ya da faillerin amaçlar na referans yapmadan saptanabilir. nsanlar, kendilerini olduklar duruma getiren toplumsal iliflkileri ve varolan yaflam koflullar içinde kavramayan bir mal ya da hizmete (örne in e itime) hak statüsü tan nmas anlams zd r. Öte yandan f rsatlar, tabakalaflman n oldu- u toplumlarda insanlara eflit mesafede durmaz. Haklar ise insanlar aras ndaki bu mesafeleri ortadan kald rmaya dönük siyasal taleplerdir. nsanlar hak yoluyla eflitlik peflinde koflarken, f rsatlar insanlar eflitsiz k lar. 66 Üçüncü olarak, bu tan mlarda hak kavram n n hukuksal bir de er ya da kurum oldu una vurgu yap lmaktad r. Kuflkusuz, her hakk n hukuksal bir temeli vard r; hak statüsü tan - d m z (yetenek, yetki, kapasite, iddia, talep, izin vb.) her ne ise onun yasal bir güvence

10 alt na al nmas zorunludur. Ancak, bu, haklar m z n kayna n n hukuk oldu u, (ana)yasalar m zda tan mlanan n d fl nda haklara sahip olmad m z anlam na gelmez. Haklar n tan nmas, korunup gözetilmesi için yasal prosedürlerin ve yarg denetim mekanizmalar n n gereklili i haklar n bizatihi anlam n n bir parças de ildir. 4 Haklar, uluslararas bildiri ve sözleflmeler ile ulusal ölçekte yürütülen yasama etkinli inin sonucunda ortaya ç kmam flt r. Bugüne de in hiçbir hak yasama organlar nca ya da (ana)yasa koyucular nca hiç yoktan varedilmemifltir. Evrensel insan haklar n n Birleflmifl Milletlerce (BM) kaleme al nmas onlara uluslarüstü bir statü kazand rm flt r; ancak insanlar BM nin maddeler halinde s ralad haklara gerçekten sahipse, bunun nedeni BM gibi uluslarüstü bir örgütçe ilan edilmesi de ildir. BM yaln zca daha önceden varl k kazanm fl haklar düzenleyen ve yay mlayan bir örgüt olarak görülmelidir. Haklar n varolufl nedeni yasa de il, ama yasan n varolufl nedeni haklard r. 5 Demokrasi ile öteki rejimler aras ndaki temel fark, demokraside yasalar insan için varken, öteki rejimlerde insan yasalar için vard r. Demokratik rejimlerde yasalar insanlara, onlar n gereksinim, özlem ve beklentilerine göre düzenlenirken, totaliter rejimlerde insanlar yasalara uydurulmaya çal fl l r. Hak ile ayr cal k, f rsat ya da flans gibi kavramlar aras ndaki ayr m n belirgin k l nmas ; hak ile yasall k ya da hukuksall k aras ndaki iliflkinin do ru bir biçimde kurulmas e itimin hak olarak kavramsallaflt r lmas aç s ndan büyük önem tafl maktad r. Çünkü ço u zaman e itim hakk ndan sanki yasal ayr cal km fl ya da yasalarla güvence alt na al nan bireysel ç karm fl gibi söz ediyoruz. E itim hakk na iliflkin imgelemimiz, uluslararas insan haklar sözleflmelerinin e itim hakk n düzenleyen maddelerini, bu hakk n özünü çarp tan çekinceler koyarak onaylayan iç hukukumuzun resmî imgelemiyle s n rl kalmaktad r. Bunun sonucunda, e itim hakk n n gerçekleflmesini, e itim sistemini insanlara de il, insanlar e itim sistemine uymaya zorlayan e itim yasalar n n uygulanmas ndan ibaret oldu u düflüncesine kap l yoruz. Ayn sözcük önemli ortak ö eler içermeyen iki ayr gerçekli i belirtmek için kullan lamayaca na göre, hakk n mu lakl ktan uzak bir kavram olmas n n koflulu, onun karfl t n yani ayr cal d fllamas d r. Bunun için hak olanla ayr cal k olan aras nda ayr m yapan bir norma ya da ilkeye sahip olmam z gerekir. Ancak böyle bir norm ya da ölçüt sayesinde, hak kavram soyut ve mu lak bir kavram ya da kategori olmaktan ç kar. Ancak hiçbir kavram, kendisinin do ru uygulanma biçimine iliflkin ölçütleri kendi içinde bar nd rmaz. Hak kavram n n kendisi de böyle bir normatif ilke sunmamaktad r bize. Yani nelere hak statüsü tan yaca m za, hak kavram ndan yola ç karak karar verebilecek durumda de- iliz. Hak kavram n n kendisine ait zorunlu bir içeri i olmad için, neyin hak olarak kabul edilece i ya da edilmeyece i toplumsal ve siyasal mücadelelerle belirlenir. Bir hakk n anlam bir ölçüde onun kullan m na, uygulanma kapsam na ba l d r. Haklar n anlam, toplumsal bir yap çerçevesinde toplumsal eylemlere yans malar yla kendini gösterir (Bowles ve Gintis, 1996: ). Baflka bir anlat mla, her hak türü, uyguland yaflam alan yla biçimlenir. Bu nedenle, hak kavram n n e itim alan ndaki kullan m na geçmeden önce, sözlük tan mlar n n d fl nda hak kavram n n ve hak sahibi olman n pratikte ne anlamda kullan ld üzerinde k saca durmak yararl olacakt r. Hak sözcü ü ya da kavram, bir izin (örne in baflkas na zarar vermeyen her fley), bir gereklilik (örne in bir ifle sahip olma hakk ) ya da bir dilek (örne in temiz bir çevrede yaflama hakk ) gösterir (Mathieu, 1994; Donnelly, 1995). Hak sahibi olmak, bir fley yapma yet- 67

11 ki ve gücünde olmak ya da bir fleyi talep edebilmek demektir (Hirfl, 1996; Güriz, 1997). Bir fleyin bir kiflinin hakk oldu unu söyledi imiz zaman, kiflinin sahip oldu u o fleyin, topluma yönelik geçerli bir talep oldu unu ve bu talebin kamu erki kullan larak ya da e itim ve kültür yoluyla koruma alt na al nd n kastetmifl oluruz. Bir hakka sahip olmak, toplumun benim sahip olmam savunmas gereken bir fleye sahip olmakt r. Haklar, bireylerin (ya da toplumsal gruplar n) kendilerine belirli biçimlerde davran lmas taleplerinin temelidir. Haklar, bir bireyin ya da grubun ç karlar n n, baflka birey ya da gruplara karfl, onlar belirli biçimlerde davranma yükümlülü ü alt na sokarak savunulmas n n yeterli gerekçelerini olufltururlar (Lukes, 1998: 93). Haklar, içerikleri ve hukuksal sonuçlar toplumsal gereksinime göre saptanan talepler olarak görülebilir (Burdeau, 1964: 34-35). Böyle bir anlay flta, hak, art k insan do as nda varolan bir yetkinin s n rland r lmas ya da yararland bir ayr cal n korunmas olmaktan ç - kar. Hak, karfl lanmad takdirde insan varl n n mükemmeliyetine ulaflmaktan al koyma sonucunu do uran bir zorunlulu a karfl al nan önlem olarak görülebilir. Böylece hak, sözcü ün dar anlam yla, yap lan iflin bir bedeli de il, insan n en temel gereksinimlerinin karfl land asgarî yaflam olana n talep etme ile ayn fley olmaktad r. Hak kavram, insan insan yapan bütün de erlerin gereksinime dönüflmesi ba lam içine yerlefltirilmedikçe tam olarak kavranamaz. Bir hakk n, ancak karfl lanan bir talep oldu u andan itibaren bir anlam vard r. Bir talep ya da iddia, hak olma vasf n, ancak, eylemde bulunabilen ve eylemlerinde adaleti gözetme gibi bir derdi olan bir kifliye ya da (devlet gibi) bir örgüte yönelik olduklar sürece ve ölçüde kazanabilir. Gerçeklefltirilmesi hiç kimsenin ödevi hatta gücü- dahilinde olmayan bir duruma yönelik bir hakka sahip olmaktan söz etmek anlams zd r. nsan n do as na ba l bir nitelik gibi alg lanan hak ve özgürlükler, onlardan fiilen yararlanamad ktan sonra, içi bofl ve kuru bir ayr cal k olarak kal r. Haklar, toplumsal, ekonomik ve siyasal düzenlemeleri de erlendirip elefltirebilece imiz ölçütlerdir. nsan haklar, insanî gereksinim ve ç karlar n anlat m d r. Haklar n siyasal önemi, hak statüsü verilen insanî gereksinimleri insanüstü güçlerin (tanr, do a, devlet, piyasa vb.) tahakkümünden korumalar ve izlenen politikalar hakl laflt rma gerekçeleri olmalar ndan kaynaklan r (Peffer, 2001). 68 nsanî de erlerin (bunlar insan n bir gereksinimi, kapasitesi, yetene i, etkinli i ya da eylemi olabilir) hak ad alt nda koruma ve güvenceye ba lanmas n n alt nda yatan temel neden, politik ve ekonomik güçlerin birbirine kar flmas n ve bunlar n keyfî kullan mlar n engellemek, böylece toplumsal iliflkilerin özgürce geliflip serpildi i bir toplumsal yaflam biçimine sahip olmak iste idir. Haklar n getirdi i koruma ve güvencelere, yaln zca birbiriyle çeliflkili s n fsal ç karlardan ötürü gereksinim duyulmaz. Kuflkusuz kimi haklar (örne in mülkiyet hakk ) do rudan s n f ç karlar yla ilgilidirler ve s n f çat flmalar na konu olurlar. Marx a (1992:55) göre, çeflitli s n flar n yürüttükleri gerçek savafl mlar, hak savafl mlar biçimine bürünürler. Ancak, her hakk n (örne in kad n, çocuk, eflcinsel haklar vb.) mutlaka s n fsal bir kökene dayand n ve s n f çözümlemesiyle tüketilebilece ini ileri sürmek güçtür. Haklar n getirdi i koruma ve güvencelere, siyasal karar mekanizmalar n etkileyemeyen ve demokratik süreçlerin d fl nda kalan marjinal kesimlerin bireysel özgürlüklerinin, patrimonyal devletin keyfî politikalar na karfl korunmas ; ortak yarar ve refah neyin oluflturdu u konusunda anlaflmazl klar n bulundu u, kamusal mal ve hizmetlerin sa lanmas için kamusal erkin uygulanmas gerekti i ve gelecek kuflaklar n gereksinimlerine birtak m temel kurallar ve s n rlamalar getirilmesi gerekti i yer ve durumlarda da gereksinim duyulur.

12 Bir hak, bir kiflinin zaman içinde belli bir anda ve belli bir miktarda sahip oldu u bir fley de il, bir kiflinin sahip oldu u (ya da sahip olmad ) bir fleydir (Nuttall, 1997: 212). Örne- in insan n özerk geliflimine katk yapan e itim hakk n, insan n belli bir yafl dilimiyle s n rland r p, s n rl bir süre için tan makla yetinemeyiz. Çünkü böyle yaparak, insan n daha fazla insan olma çabas n engellemifl oluruz ki, yaflam boyu e itim ilkesinin insanc l yorumunun alt nda bu düflünce yatar. 6 Bir insan n neye hakk olup olmad na karar verirken, yaln zca o insan n flimdi ne oldu unu de il, ne olaca n ya da eskiden ne oldu unu dikkate almam z gerekir. Tüm bunlar onun e itimini do rudan ilgilendiren konulard r. Bu yüzden yüzy llard r seçkin bir az nl n ayr cal olarak görülen yüksekö retim bile, son on y lda yüksekö retimle ilgili olarak düzenlenen uluslararas konferans ve komisyon çal flmalar nda, herkese yaflam boyu e itim perspektifi içinde ele al nm flt r. Haklar mutlak de ildir; kaybedilebilir (ölüm cezas ), hükümsüz k l nabilir (birçok kiflinin yaflam söz konusu oldu unda bir kiflinin durumu), zaman afl m na u rayabilir (savafl hukuku). Her hak, bu hakk n toplumsal yarara ve genel refaha uyup uymad konusundaki toplumsal yarg ya dayan r. Haklar, belli bir toplumsal formasyona özgü toplumsal iliflkilerin ürünüdürler ve bu iliflki biçimini yans t rlar. Bu yüzden hak ve adalet, Marx n anlat m yla, toplumun ekonomik durumundan ve buna denk düflen uygarl k derecesinden daha yüksek bir düzeyde olamaz (Marx ve Engels, 1989: 31). Haklar, toplumsal iliflkilerin geliflmesine koflut olarak sürekli oluflum halindedir (Uygun, 2000: 37). nsan n nelere hakk oldu u sorusuna dün verilen yan t nas l ki bugünkünden farkl ise, yar nki yan t da bugünkünden farkl olacakt r. Bunun nedeni haklar n belirli bir toplumsal formasyonun belirli bir tarihsel aflamas nda bir kez say larak tüketilememesidir. Farkl tarihsel dönemlerde farkl hak kategorilerinin ortaya ç kmas, onlar n düz bir evrim çizgisinde ilerlemesinin de il, haklar n genifllemeci mant n n sonucudur. Bowles ve Gintis e göre (1996: 67-74), haklar aras ndaki temel çat flma kifli haklar ile mülkiyet haklar aras ndad r. Kifli haklar n n, giderek geniflleyen toplum alanlar n (ekonominin yönetilmesi, aile içi iliflkiler gibi), tözel olmasa da biçimsel olarak, liberal demokrasi bafll alt nda toplayan genifllemeci mant vard r. Buna karfl l k mülkiyet haklar da, kapitalist üretimin genifllemeci mant n yans t r. Kapitalist firman n devaml kâr peflinde koflmas e ilimi, sermaye birikiminin ve piyasan n gerekliliklerinin el atmad çok az yaflam alan b rakarak, giderek tüm toplumsal etkinlik alanlar n kapsamaktad r li y llardan itibaren ivme kazanan e itimin ticarîleflmesi ve bilginin metalaflmas sürecini mülkiyet haklar n n e itim ve bilim alan na giderek daha fazla s zd ve egemen oldu u bir süreç olarak tan mlayabiliriz. Bu ba lamda, e itim hakk mücadelesi, ayn zamanda e itimde mülkiyet haklar n n s n rlanmas na ve böylece e itim hakk ndan yararlanma derecesinin sahip olunan mülkiyete ba ml k l nmas na karfl verilen bir mücadele olmaktad r. Haklar, geçerli siyasal talepler olarak çözümledi imizde, onlara iliflkin negatif-pozitif ayr m anlams zlafl r. Liberal kuram hak ve özgürlükleri, engel yoklu u anlam nda olumsuz (negatif) bir de er olarak tan mlar. Liberal kurama göre birey, di er bireylerle ve toplumsal kurumlarla kendisi aras na mesafe koyabildi i ölçüde hak ve özgürlük sahibidir. Bu anlamda liberal halk ve özgürlük kavram, insanlar birlefltiren, onlar ortak amaç ve ülküler do rultusunda eyleme geçebilecek biçimde bir araya getiren de il, birbirinden ay ran asosyal ve kiflisel bir kavramd r. Bu olumsuz hak ve özgürlük kavram n n karfl s na olumlu (pozitif) hak ve özgürlük anlay fl n ç karmak önemlidir. Bu olumlu anlay flta, hak ve özgürlük basit bir engel yoklu undan ya da rahat b rak lmaktan kaynaklanmaz, tam tersine, 69

13 hak ve özgürlüklerin toplumsal-siyasal k s tlamalar n ve engellerin ürünü oldu u düflüncesi söz konusudur; yani, bu anlay flta hak ve özgürlük toplumsal ve kamusald r. E itimi, liberal kuram n yapt gibi, olumsuz hak terimleriyle düflünmeye bafllad m z zaman, ötekinin e itim talebini, yerine getirilmesi için elimizden geleni yapmam z gereken bir talep olarak de il, kendi e itim talebimizi s n rlayan bir etken olarak görmeye bafllar z. Liberal hak söylemi, ç karlar birbiriyle çat flan insanlar aras ndaki iliflkileri düzenler. Olumsuz haklar, bize birlikte ne yapabilece imizi de il, birbirimize neleri yapamayaca m z anlat r. Dolay s yla aram zdaki mesafeyi vurgular (ya da art r r). Sonuç olarak, e itimi negatif hak olarak düflünür ve kavramsallaflt r rsak, Herkes için nitelikli bir kamusal e itim için ne yapabiliriz? yerine, flunu sormaya bafllar z: Kendi çocu umun en iyi e itimi almas için ne yapabilirim? Hakk n bireysel mi, yoksa kolektif bir do aya m sahip oldu u yönündeki tart flmalarda, genellikle bireysel olanla kolektif olan aras ndaki diyalektik iliflki gözden kaç r lmaktad r. Kuflkusuz haklar, ancak bireylerce dile getirilebilir ve kullan labilir. nsan haklar, sivil ve siyasal haklar ve temel özgürlükler her fleyden önce bireysel haklard r. Baflka bir anlat mla söz konusu güvenceleri bireyler yaln zca kendileri için talep edebilirler. Haklar kifliler için vard r ve sahibi olmayan bir hak varolamaz, yani sahipsiz hak yoktur. Öte yandan, en bireysel haklar bile, tan mlanmalar ve tan nmalar bak m ndan oldu u gibi, gerçeklefltirilmeleri bak m ndan da kolektif özellik gösterir. nsan n toplum içinde di er bireylerle birlikte yaflamas ve onlarla karfl l kl ba ml l k iliflkisi içinde bulunmas nedeniyle ortaya ç kan ve bireylerin ancak aidiyet duyduklar bu gruplar arac l yla ve bu grup için talep edebilece i haklar vard r. Bunlara genellikle kolektif haklar, sosyal, ekonomik ve kültürel (ya da ikinci kuflak) haklar ya da grup haklar, üçüncü kuflak haklar denilmektedir. Bununla birlikte, nas l ki bireysel denilen haklar, özünde kolektif olarak tan nan ve verilen haklar ise, kolektif denilen haklar da, sonuçta bireysel düzlemde yaflanan haklard r. Haklar n bireysel ve kolektif nitelikleri aras ndaki diyalektik iliflkiyi en aç k biçimde e itim hakk yans t r. Hakk n toplumsal olma niteli i, bir hakk n soyut bir varl a de il de, kendisinin içinde vücut buldu u ortama karfl ba l l olan somut insana tan nm fl olmas ndan kaynaklan r. Devletin gücü ölçüsünde yurttafllar na ba fllad bir hak anlay fl ya da devletle birey aras ndaki asimetrik güç iliflkisinde bireyin hukukunu koruyan bir insan haklar hukuku anlay fl siyasal yabanc laflman n doruk noktas d r (Castoriadis, 2001: 135). Çünkü bu anlay fl, topluluktan ayr bir devlet alan n n karfl s nda boyun e mifl, sonuçta iktidar (hatta toplumu) yararl bir fler olarak gören iktidar varsay m na dayan r. Modern bireyin yasadan ve devletten haklar n n güvencesini istemesi, onu özerk de il yaderk (heteronom) k laca için, ayn zamanda ahlâksal bir çöküflü temsil eder (Castoriadis, 2001: 135). Haklar n güvencesi, bireyi iktidar karfl s nda edilgen k larak gerçeklefltirilemez; çünkü toplum yaflam nda zorunlu olarak herkesi etkileyen ve herkese dayat lan kurallar vard r ve bireyin bu kurallar n oluflumuna ve tan mlanmas na etkin biçimde kat lmas gerekir. 70 Do al denilen haklar ile toplumsal haklar aras ndaki fark, bunlardan birincisini niteleyen var olmak hakk (liberal kuram bu hakk tan makla yetinir) ile ikinciyi niteleyen elde etme hakk (liberalizm bu hakk piyasaya devreder) aras ndaki karfl tl a indirgenebilir. Var olma insan n soyut özünü olufltururken, toplumsal haklarla ifade edilen talepler, insan n gerçek varolufl koflullar n ortaya koyar. nsan Haklar Evrensel Bildirgesinin ilk maddesinde belirtildi i gibi, insanlar haklar bak m ndan eflit ve özgür do arlar. Ancak, insan-

14 lar n do ufltan eflit olmalar yla, yaflamlar n eflit varl klar olarak sürdürmeleri birbirinden farkl fleylerdir (Barber, 1995). Hak, siyaset öncesi bir kavram de il, siyasetin bir ürünüdür. Dolay s yla, eflit ve âdil bir e itim ülküsü, siyasal bir tasar m konusudur. E itim hakk, siyaset alan d fl nda keflfedilip de u runa siyasal mücadele verilesi bir ülkü de il, toplumsal ve siyasal mücadelelerle yarat lan ve bu mücadelelerle içerik ve biçim kazanan bir taleptir. Hak söylemi, sanki bu söylem bütünüyle liberalizmin tekelindeymifl izlenimi yaratacak ölçüde liberal bir özle doludur. Haklar sorununu bireyle bafllat p bireyle bitiren liberal ö reti, haklar n de iflmez oldu unu ve süreklilik gösterdi ini varsayarak, haklar n do as na iliflkin yapt çarp tmay, onlar n bütünselli ini bozarak ikinci kez yapar. Liberalizm, hak ve özgürlükler aras nda hiyerarflik bir ayr m gözeterek, onlar iki ana kategoriye ay r r: lk kategoriye klasik bireysel haklar denilen yaflama, özgürlük ve mülkiyet haklar yla, bunlar n do rudan türevleri olan haklar girer. Liberal düflünürlerin, çeflitli ba lamlarda klasik, temel, medenî ya da kamusal ad yla da geçen kifli hak ve özgürlüklerinin vazgeçilmezli i ve devredilmezli i üzerinde gösterdikleri görüfl birli ini ikinci kategorideki haklar (e itim de genellikle bu kategoriye sokulur) konusunda sa layamamaktad rlar. kinci kategoriye giren ekonomik ve sosyal haklar, refah hakk, ikinci ve üçüncü kuflak haklar gibi isimler ve s fatlar alan haklar n birinci kategorideki haklar anlam nda hak olup olmad bile liberaller aras nda tart flma konusudur (Sencer, 1992; Berktay, 2000; Uygun, 2000). 7 Ancak, bilimsel amaçlar d fl nda haklar n kendi içinde hiyerarflik kategorilere ayr lmas, haklar n bütünselli ine ayk r olmas n n ötesinde, temel say lmayan haklar n s n rlan p yads nabilmesine gerekçe oluflturmas bak m ndan sak ncalar yaratabilir. Nitekim, son y llarda refah devletinin bunal m gerekçe gösterilerek, ikinci kategorideki haklardan (örne in e itim hakk ndan) vazgeçilmifl, bunlar n hak olma nitelikleri geri çekilmeye bafllanm flt r. Haklar n elde edilmesi ya da elde edilen haklar n geniflletilmesine indirgenen bir hak söylemi, sonuçta varolan siyasal yap lanmay ve toplumsal hiyerarfliyi kabul ediyor demektir. Verili hiyerarflik düzende, refah ekonomisinden pay al nmas yla kendini s n rlayan bir bölüflümcü anlay fl, bu pay n geri al namaz bir hak oldu unu bile kabul ettirmekte güçlük çeker ( nsel, 2000: 43). Örne in öteki tüm haklara giden yolun kap s n açan bir anahtar olan e itim hakk n n parayla sat n al namayaca n, aksi takdirde hak olmaktan ç k p bir ayr cal a dönüflece ini anlatmakta güçlük çekilir. Liberalizmin buyurdu u gibi, haklar, yaln zca baflkalar na yükümlülükler do uran bireyselleflmifl ç karlar olarak görmek, bizi, herkesin herkes üzerinde hakk oldu u toplum öncesi do a haline götürür. Yaln zca haklar temel alan, kolektif yarara ve ahlâki yaflamda erdeme yer vermeyen, sürekli olarak kendimizi çeflitli haklarla birbirimize karfl savundu umuz bir toplumsal yaflam ve ahlâk sistemi düflünülemez. Haklar, bencilli in ve birey-devlet çeliflkilerinin anlat m olarak görmek, haklar ciddiye almamak ve onlar n siyasal aç - dan tafl d önemi yads mak demektir. Liberal hak anlay fl nda, kamusall k bilincine, yaflam baflkalar için de anlaml ve kolay k lmak için ortak projeler gelifltirme ve bunun için gerekti inde kamusal erke baflvurma düflüncesine hiç yer yoktur. Liberal toplum tasar - m, özgür ve özerk bireylerin oluflturdu u bir birlik de il, yaln zca birbirlerine çarpmaktan kaç nan bir atomlar koleksiyonu, baflkalar n kendi ç karlar n n basit araçlar olarak gören bir iktisadî insan (homo economicus) lar y n d r. Liberallere göre, kolektif öznelerin ortak eylemini öngören böylesi düflünceler, totalitarizme götürür. Haklar n, benzetme yerindeyse, ip cambaz n n gergin ipinin alt ndaki a ifllevi görmesi, yani ipten düflen cam- 71

15 baz n yaflam n kurtarmas yeterlidir. Burada ip cambaz n n yerine iktisadî insan, ip üstü yaflam da piyasan n yerine konuldu unda, liberal kuram ve onun hak kavram na yaklafl m ana çizgileriyle betimlenmifl olmaktad r. E itimdeki eflitsizliklerin felsefi temellerinden biri de liberal ideolojinin bu hak anlay fl d r. Liberal hak söyleminin temel kayg s, bireyin öznel gereksinimlerinden ve beklentilerinden ba ms z olarak üretilmifl mal ve hizmetlerin sa lanmas d r. Bu söylemin imgelemi gibi dili de fizikseldir, örne in pasta ile e itim aras nda, bir talep konusu olduklar sürece hiçbir fark gözetilmez. Bu söylemde e itim, t pk pasta gibi, paylafl ld kça azalan bir tüketim nesnesi gibi betimlenir. Üretilen mal ya da hizmetlerden yararlanmak da bir yetenek gerektirir. Birey, bunlardan yararlanmak için gerekli yeteneklerle donat lmam flsa, ne denli bol olursa olsun, hakk n kullan m gerçekleflmeyebilir. Sözgelimi, müzik kula olmayanlar için ortada birçok güzel bestenin bulunmas n n bir anlam yoktur. Ayr ca, mal ve hizmetlerden yararlanmak da birtak m yeteneklerin keflfedilmesini ve gelifltirilmesini sa lar. Hak tart flmalar nda dikkati mal ve hizmetlerden insanlar için hangi mal ve hizmetlerin üretilece ine, bunlar n gerektirdi i yetenekler üzerinde odaklamak gerekir. E itim hizmeti üretimini art rmak, bunun için çok say da nitelikli okul açmak, e er yoksullar lehine tamamlay c önlemler al nmazsa, yaln zca bu hizmetten zaten fazlas yla yararlanma gücü olanlara ek f rsatlar yarat lm fl olur. E itim, bireyin sahip oldu u ya da ulaflabildi i mal ve hizmetleri kullanabilme ve di er haklara ulaflabilme ve yararlanabilme kapasitesini de gelifltirir. Bu anlamda e itim hakk, baflka haklara sahip olma ve onlardan yararlanma haklar n da içermektedir. E itim Niçin Bir Hakt r? Hak kavram na iliflkin yapt m z çözümlemede, bu kavramdan yola ç karak, nelerin hak olarak tan mlanabilece i konusunda bir yarg ya varamayaca m z ; çünkü bu kavram n, nelere uygulanabilece inin ölçütünü kendi içinde tafl mad n öne sürdük. Öyleyse e itim hakk n n do as n kavrayabilmemiz için dönüp e itim kavram na bakmam z, e itimin hak oluflunun gerekçelerini e itimin tan m ndan ç kar p ç karamayaca m z irdelememiz gerekiyor. Hak kavram n n do as gere i e itimin bir hak oldu unu öne süremedi imize göre, acaba e itim do as gere i mi bir hakt r? 72 En temel insan hakk olan yaflama hakk üzerinde bile bitip tükenmek bilmeyen son derece ateflli tart flmalar (Ötenazi, kürtaj, idam cezas, genetik mühendisli i, insan klonlama, kök hücre vb.) yürütülürken, yani insanlar yaflama hakk n n do as ve s n rlar üzerinde bile bir uzlaflmaya varamazken e itimin bir insan hakk olma gerekçelerini e itimin kendisinden nas l ç karaca z? Oysa insanlara yaflam hakk bahfletmek için elimizde güçlü argümanlar var. Çünkü her insan n yaflama güdüsüyle do du u, hiç kimsenin ölüm karfl s nda kay ts z kalamad (aksi takdirde yaflam hakk anlams z olurdu) ve insan n yaflama arzusunu içinde yaflam boyu tafl d n düflünüyoruz. E itim söz konusu olunca bu tart flma bambaflka bir nitelik kazan r. Çünkü hiç kimse s n rlar bafltan belli olan ö renme potansiyeli ya da güdüsüyle do maz; e itim görme (ya da görmeme) arzusu/ihtiyac sonradan kazan l r, çok az miktardaki genetik bilginin d fl nda, insan n tüm bilgisi ve bilme biçimi do duktan sonra ö renilir. Üstelik bilgi her zaman haz ve mutluluk vermez, insan bilgisini art rd kça ne denli az fley bildi inin bilincine erer, paradoksal bir anlat mla, ö rendikçe cehaletini ve dolay s yla mutsuzlu unu art r r. 8 Ö renme süreci simgesel fliddet

16 içeren ve epistemolojik otoriteye boyun e meyi gerektiren bir hayli sanc l ve s k nt l bir süreçtir. Öte yandan e itimi en çok arzu etmesi gerekenler, baflka bir deyimle, e itime en çok gereksinim duyanlar, ço unlukla e itimin önemini ve de erini, toplumsal ve biliflsel konumlar gere i, en az takdir edebilecek durumda olanlard r. Bu durumda olan ço- unlu un bir baflka özelli i de, onlar n bir bölümü e itimin kendileri için öneminin bilincine varsalar bile, e itime iliflkin politik kararlar ve düzenlemeleri kendi yararlar ve beklentileri do rultusunda etkilemek için zorunlu olan politik ve toplumsal erke, yine durumlar gere i, yeterince sahip olamamalar d r. Yaflam hakk n nas l büyük-küçük demeden ve nas l yafland na bakmadan herkese tan yorsak, e itim hakk n da herkese tan mak zorunday z, çünkü e itim görüp görmeme konusunda özgürce karar vermek de yine e itim yoluyla gelifltirilebilecek bir yeterliktir. E itim hakk na iliflkin egemen söylem, faydac (utilitarist) bir içerikle yüklüdür. E itim hak ve özgürlü ü, e itimden yararlanamayan kimi insanlar n devlet ve toplum yarar na üretebilecekleri hizmetlerden yoksun kalma olas l ve bunun topluma olas maliyetinden ötürü önemsenir. Örne in, kad n n e itim hakk, onlar kamu yaflam na kat lmad klar zaman de erli insan kaynaklar bofla harcanaca ve dolay s yla hiçbir toplum kullan labilir yeteneklerinin yar s n kullanmama lüksüne sahip olamayaca için savunulur. nsan ve onun e itimini araçsallaflt ran bu faydac yaklafl m, e itimi hak olarak kavramsallaflt rmam zdaki epistemolojik engellerin bafl nda gelir. Faydac kuram, insanî eylemlerin ve toplumsal iliflkilerin anlam ya da insanî gereksinimlerin önemi üzerinde durmaktan çok, yaln zca sözde tekil bir özellik gösteren öznel faydan n ençoklaflt r lmas yla ilgilenir. Bir mal ya da hizmete, onun tek tek kiflilere ve toplumun bütününe sa lad faydalardan ötürü hak statüsü verilmez. Haklar, insan n insan olmas ndan kaynaklan r ve insan n baflkalar n kendi ç karlar n n basit arac olarak göremeyece inin anlat m d r. Kifli, hak sahibi olabilen ve haklardan yararlanabilen hukuksal varl k demektir. nsan, haklar yla insand r özdeyifli, ayn zamanda, haklar güvence alt na al nmayan ve bu haklardan yararlanma koflullar sa lanmayan insan n tam olarak insanlaflamayaca gerçe ini dile getirir. Hukuksal anlamda bir kifli say lmak ve haklardan yararlanma yeterli ine sahip olmak için insan do mufl olmak yeterlidir. E er bir hak sadece insanl k ailesinin bir üyesi olman n sonucuysa, buradan hareketle böyle bir hakk n vazgeçilemez ve devredilemez oldu u söylenebilir; hiçbir koflulda hiçbir kimsenin bu haktan yoksun b rak lmas hakl görülemez. Paine e göre (1998: 17), insan n do as na ait bir hak yine insan taraf ndan geri al namaz. E itim, insan n insan olmas ndan kaynaklanan ve bu yüzden vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki haklar aras ndad r. E itim, nas l tan mlan rsa tan mlans n, özünde, insan için, insan taraf ndan, insana göre ve insanca yürütülen/yürütülmesi gereken bir etkinliktir. E itim, kapitalist sistemin tüm insans zlaflt rma (dehümanizasyon) giriflimlerine karfl n, hem öznesi hem de nesnesi insan olan bir etkinliktir. E itimin hak oluflunun kökeninde, insanlar n kendilerini içinden ç kt klar hayvanlar dünyas ndan özgürlefltirmek için verdi i mücadele yatar. nsan n daha fazla insan olma süreci olan e itim, elbette hayvanlar âleminde geçerli olan do al ay klanma yasalar na (Gücü gücü yetene!) göre düzenlenemezdi. E itim içkin de erinden ötürü bir hakt r. E itimin içkin de erini göremezsek ve onun sadece araçsal de eri üzerinde tak l p kal rsak e itimi bir hak olarak kavramlaflt rmada güçlüklerle karfl lafl r z. E itim içkin olarak de erlidir; baflka bir anlat mla, e itimin kendi 73

17 içinde ve kendine iliflkin olarak de eri vard r. T pk sa l k gibi, e itimi de bir baflka amaca hizmet olarak de il, daha çok kendi içinde bir amaç olarak görmek gerekir. De erli baflka fleyler elde etmenin arac olmad nda bile e itimin kendisi de erlidir. E itimin içkin de erinin oldu unu söyleyebiliyorsak, insan e itimden yoksun b rakan her eylemin haks zl k oldu unu söylüyoruz demektir. E itimin içkin de erinin oldu u sav, e itimli olman n her koflulda e itimsiz kalmaktan daha iyi ve istendik bir durum oldu unu söylemekten öte bir fley de ildir. E itimin içkin bir de erinin olmas için, e itim görmekten ötürü elde edebilece imiz ve nicellefltirilip ölçülebilece imiz, paraya çevirebilece imiz somut bir yarar n olmas zorunlulu u yoktur. Çünkü e itim yaln zca bir fleye (diploma, unvan, meslek, statü, gelir vb.) sahip olma meselesi de il, olma meselesidir de. E itim, insana sahip olaca hiçbir fley sunmasa da, insana kendini tan ma, gerçeklefltirme ve aflma olana sa lamas ndan ötürü içkin bir de eri vard r. E itim, yaln zca özel bir mülk olarak ya da karfl laflt rmal bir üstünlük arac olarak de il, bizzat kendi bafl na de er verebilece imiz bir fleydir. Di er koflullar n eflitli inde, e itimli olmak olmamaktan iyidir ve bu, e itimden herhangi bir d flsal fayda görmesek de do rudur. E itimin içkin de eri, yaln zca amac kendi içinde sakl olan bir etkinlik olmas ndan kaynaklanmaz. E itimin içkin de eri, bir tek ya da az say da amaca hizmet eden araçsal de erlerden farkl olarak, çok say da de erle çözülmez bir biçimde ba lant l d r. Yani, e itim, o kadar çok say da farkl de eri destekler ve bunlara katk da bulunur ki, hizmet etti i herhangi bir özgül de er ya da amaç göremesek de (örne in felsefe e itimi kimilerince bu nedenle suçlan r), e itimin de erli oldu u akl m za yatar. Ancak, e itimin içkin/kendinde bir de er olarak tan m, onun bireyin çok yönlü geliflimi, özgürleflimi aç s ndan fiili sonuçlar na bak lmaks z n yap lamaz elbette. E itim, kay ts z koflulsuz kendinde de erli bir etkinlik de ildir, kuflkusuz. E itim, yaln zca kendimizi bilgili k ld - m z ve bundan hoflland m z için de il; bizi özgürlefltirdi i için, istedi imiz etkinlik ve hedefleri izleme gücü verdi i ve bu do rultuda ufkumuzu geniflletti i için de erlidir. Ancak bilgi, kapitalist toplumda, tüketim maddeleri ya da nesneler üzerinde de il, insanlar üzerinde egemenlik kurmada kullan lan bir güç ve kapitalist mülkiyete ba l olarak kazan - lan bir ayr cal k haline dönüflür. Kapitalist koflullarda e itim, t pk para gibi araçsal de eri olan bir ticari nesne, bir metaya dönüflür. Nas l ki para, kendi ad na de il, örne in, yiyecek, bar nma ve sa l k gibi baflka de erli fleyleri elde etmemizi sa lad için de erliyse; kapitalist mant a göre, e itim de iyi bir ifl, yüksek bir gelir, ö retim düzeyleri hiyerarflisinde bir üst basama a geçifl olana sa lad için de erlidir. Kapitalist toplumda e itimin ald biçim ve içerik, onun sahip oldu u her türden içkin de eri (buna kullan m de- eri de diyebiliriz) yok edebilir, ama bu, e itimin içkin olarak de erli bir etkinlik oldu u sav n çürüten bir argüman de ildir. E itimin de erinin, belli bir toplumsal formasyonda yerine getirdi i iflleve bakarak saptanmas ifllevselci bir yaklafl m olacakt r. 74 E itime hak statüsünün tan n p tan nmayaca na iliflkin görüfl farkl l klar n n temelinde insan do as na, yani insan n kapasitesine ya da potansiyeline iliflkin çeflitli varsay mlar yatmaktad r. Liberaller ve muhafazakârlar, bilginin s n rs zl na karfl l k insan n ö renme kapasitesinin s n rl oldu u ve insanlar aras nda ö renme kapasitesi bak m ndan do al farkl l klar oldu u varsay m ndan hareket ederek, e itime ayr lacak k t kaynaklar n insanlar n do al farkl l klar na göre da t lmas n n en etkili ve verimli bir çözüm olaca n savunmaktad rlar. Bu durumda e itim, herkesin yeteneklerinin çok yönlü geliflimi için yararlanabilece i bir hak de il, en yeteneklilere özgülenen bir yasal ayr cal k olmaktad r. Liberal ku-

18 ramda e itimden bir hak olarak de il, bir f rsat olarak söz edilmesinin nedeni budur. Herkesin do umda çekilen piyangonun sonuçlar na göre e itimden kendine düflen paya raz olmas gerekti i, e itim olana ndan yararlanma aç s ndan insanlar aras ndaki ortaya ç kan eflitsizlikler birilerinin kas tl davran fllar n n bir sonucu de il de, onlar n do al farl l klar ndan kaynakland sürece haks zl k olarak nitelenemeyece i öne sürülür. Demokrat gelenekte ise, insan n içinde yaflad dünyay anlay p yorumlayabilece i ve flu anda bilemedi i fleyler olsa bile en az ndan gelecekte onlar bilme kapasitesine sahip oldu u düflüncesi egemendir. Ayd nlanma düflüncesinin temelinde, insan n bilgisine ve bilme kapasitesine ihlal edilmemesi gereken s n rlar konulamayaca, bunun her türlü mistisizme ve hurafeye kap lar ard na dek açaca varsay m yatar. Liberal ve muhafazakâr düflünürler, insanlar aras ndaki eflitsizlikleri ve farkl l klar hep do al nedenlere ba lama e ilimindeyken, demokrat düflünürler, bunlar n do al olgular olmay p, baflta e itim olmak üzere toplumsal kurumlar içinde üretilen ve yeniden üretilen olgular oldu unu öne sürerler. Do al farkl l klar n (cinsiyet, ten rengi, yafl, zeka, yetenek vb.) ortak özelli i, geridöndürülemez olufllar ve insanlar n bunlar hak etmek için hiçbir iradî çaba göstermeyip do ufltan kazanmalar d r. Bu özellikleriyle de siyaset öncesi olgulard r, yani bu özellikler do a kaynakl varolduklar ndan, siyasal bir düzenin yönlendirici ilkeleri olamazlar. Dolay - s yla, insanlar aras ndaki do al farkl l klar her türlü hak tart flmas nda konu d fl d rlar. Örne- in, insanlar kazanmak için hiçbir çaba harcamad klar do al farkl l klar n gerekçe göstererek daha fazla ve daha nitelikli e itim talep edemezler. Ancak biyolojist ideolojilere sahip faflist rejimlerde, hak talepleri do al kategorilere dayand r l r. Liberaller, insanlar n do al farkl l klar na göre ödüllendirilmesini savunurken; karfl t görüflteki düflünürler, do al farkl l klar na karfl n insanlar n hak yoluyla eflit olabilecekleri sav n ortaya atarlar. Rousseau nun (1989: 30), Toplum Anlaflmas nda belirtti i gibi, nsanlar kuvvetçe, zekâca eflit olmasalar da, anlaflma ve hak yoluyla eflit olurlar. E itim Hakk n n Öznesi: Herkes E itim hakk konusunda yürütülen tart flmalar n ço u, e itim hakk n n öznesinin kim oldu- u ve bu öznenin sahip olmas gereken vas flar n ne oldu u sorusu etraf nda dönmektedir. E itim hakk ndan yararlanacaklarda aranan vas flar olarak yetenek, ö renme güdüsü ve azmi, haz rbulunuflluk, okula ve ö renmeye karfl olumlu tutum vb. say l r. Gelgelelim, E itimi kim hak ediyor? sorusu, kimin daha fazla insan oldu u ya da olaca sorusundan farks zd r ve en az onun kadar anlams zd r. Haklar ve özgürlükler, onlar n beraberinde getirdikleri sorumluluk ve yükümlülükleri yerine getirebilme vas flar na ve kapasitelerine bakarak insanlara verilmez. Çünkü falancan n ya da filancan n bir insan oldu unu söylemenin ölçütü olarak belli vas flara sahip olmay kullanm yoruz. Aksine, insan olma insan n insana tan d bir statüdür ve farkl türlerde ve derecelerde insanî varolufllar söz konusudur. Ancak, rkç ideolojiler, egemenlerin meflruluk gereksinimini karfl lamak amac yla, insan n varoluflsal bütünlü ünü yads y p, onu tek bir vasfa indirger. Demokratik bir e itim hakk nosyonu insanî varoluflun bu bütünselli ini ve ço ullu unu gözetmek zorundad r. E itim hakk ndan yararlanman n koflulu olarak onu talep eden kiflinin ö renme kapasitesi ya da yetene ini öne sürecek olursak flu soruya yan t vermek zorunda kal r z: Ö renme kapasitesini kapasite yoklu undan (kapasitesinin varl ile yoklu unu) ay ran herkes için geçerli ve apaç k olan bir çizgi var m d r? Kimi di erlerinden daha fazla e itimi hak etti ini herkesin gözünde hakl k labilecek nesnel bir ölçüt bugüne de in keflfedilememifltir. Ay- 75

19 r ca insan n ö renme kapasitesinin de e itim yoluyla gelifltirildi i gerçe iyle yüzleflmek zorunday z. Dolay s yla e itim hakk ndan kimin ne kadar yararlanaca sorusu, teknik bir soru olmaktan çok, kaç n lmaz biçimde sürekli yinelenmesi ve güncellenmesi gereken siyasi bir sorudur. E itimi bir hak olarak kavramlaflt rmam zdaki epistemolojik engellerden biri, biçimci (formalist) düflünce tarz d r. Biçimci düflünme biçiminde insan davran fl n n ilkeleri ya da kurallar, içerikten soyutlanm fl bofl bir çerçeve ya da kal p olarak saptan r. Çünkü ancak böylelikle bir kural n herkesi ba layan gerçek bir kural niteli i kazanaca ; kurala somut bir içerik kazand rmaya yönelik her giriflimin o kural n evrenselli ini, tümelli ini yitirece i ve art k kural ifllevi görmeyece i varsay l r. E itim alan nda flu ünlü formül, içeriksiz ve tamamen biçimci formüllere güzel bir örnektir: Herkes e itim hakk na sahiptir. Ayn formülün olumsuz anlat m, Hiç kimse e itim hakk ndan yoksun b rak lamaz, biçimindedir. 9 Bu formül, çok genel bir kural niteli i tafl d ndan, içeri i hakk nda bize hiçbir ipucu vermedi i gibi, e itime iliflkin herhangi bir karar n ya da düzenlemenin de eri konusunda bize kesin bir fley söylemez. Biçimci yaklafl mda e itim hakk n n içeri ine hiç önem vermeksizin onun salt biçimsel ö elerinin saptanmas yla yetinilir. Herkes kimdir? E itimin herkesin hakk olmas ne anlama gelir? Hak, tan m gere i, zaten herkese tan nmas gereken bir yetkidir. Aksi takdirde, bir ayr cal ktan söz ediyoruz demektir. E itimi bir kez hak olarak tan mlad ktan sonra, bir de e itimin herkesin hakk oldu unu vurgulamak gereksizdir. Bununla birlikte, söz konusu önermenin, e itimin vazgeçilemez ve devredilemez bir hak oldu una; kimsenin bir baflkas n n ne kadar e itim görece ine karar verme yetkisinin bulunmad na iflaret eden bir önerme olarak okunabilece ini düflünüyorum. E itim, gerçekten vazgeçilemez ve devredilemez bir hak oldu u için herkesindir. Çünkü kimse bir baflkas n n yerine ö renemez. E itim Hak ve Özgürlü ünün S n r 76 Gerçekte, her temel hak ve özgürlü ün kendi niteli inden do an, onun norm alan n belirleyen nesnel ve do al s n rlar zaten vard r... çeri i gere i s n rlanamayaca n ileri sürebilece imiz hiçbir hak ve özgürlük yoktur (Tanör, 2000: 48-51). Her hakk n do al bir s n r bulundu una göre, e itim hakk n n do al s n r nedir? Birinin e itim hakk n n s n r, bir baflkas n n e itim hakk m d r? Birinin e itim hakk n n bafllad yerde bir baflkas n nki biter mi, yoksa bafllar m? E itim hak ve özgürlü üne yükledi imiz anlama göre bu sorulara verilecek yan tlar de iflir. Hak kavram na, onu basit bir biçimde engel yoklu una indirgeyerek olumsuz bir anlam yükleyen liberal kavray fla göre, e itim hak yeterlik ve özgürlü- ünün insan n do as ndan ve e itimin kendi niteli inden do an s n rlar vard r. E itim hak ve özgürlü ünü, olumsuz anlamda, bireyin e itimini sürdürme yeterli i ile alakas z nedenlerle, yani e itimin kendi niteli inden kaynaklanmayan nedenlerle e itim sürecinden d fllanmamas biçiminde tan mlamak olas d r. Ancak bireyin e itimini sürdürme yeterli i yine e itim yoluyla kazand r labilece i için, e itim hak ve özgürlü ünün olumsuz tan m yetersiz kalmaktad r. E itim hakk n, e itimden yararlanma aç s ndan insanlar aras nda ayr m gözetmemeye indirgeyen liberal ö reti, e itim hakk n n önündeki engellerin üstesinden gelmenin kendi bafl na özgürlefltirici bir etkinlik olup olmad n dikkate almamaktad r. E itim hakk, yaln zca engellerin yoklu uyla de il, engellerin eflit de erde görüfllere sahip yurttafllar n kamusal tart flmalar sonucunda belirlenen engeller olup olmad y-

20 la ilgili bir sorundur. Kimin benden daha fazla e itim görece ine iliflkin karara, demokratik bir ethos içinde, ben de kat labiliyorsam ve bu e itim gerçekten kamusalsa, örne in benden daha fazla e itim alanlar bunun maliyetini toplumsallaflt r p, yarar n bireysellefltiremiyorlarsa; benim daha az e itim görmem yaflam m boyunca bana pahal ya mal olmayacaksa; e itimden vazgeçme maliyetinin herkes için eflit oldu u ve böylece daha fazla e itim görüp görmemenin gerçekten özgür bir tercihe dönüfltü ü bir toplumda yafl yorsam, ancak o zaman bireylerin e itim tür ve düzeyleri aras ndaki farkl laflman n do- al yeteneklerdeki farkl laflman n bir yans mas oldu una inanabilirim. Oysa kapitalist bir toplumda insanlar n e itim düzeyleri ve bu e itimi sürdürme yeterlikleri aras ndaki farkl - laflma, toplumsal/siyasal eflitsizliklerin ve s n fsal hegemonyan n bir yans mas olarak kafakol eme i ayr m na dayal kapitalist iflbölümünün ürünüdür. E itim hakk, toplumun tüm bireylerine eflit bir biçimde sunulmad kça, bireylerin e itim düzeylerindeki farkl laflma hakl ve âdil bir temele dayanmayaca gibi, ak l yetenek, beceri farkl l klar n da yans tmayacakt r. E itim hakk ndan yararlanman n önündeki tek meflru s n r, e itim için kullan labilir kaynaklar n (bunun da bilimsel ve teknik bir ölçütü yoktur, tamamen siyasî bir tercihtir) kaynaklar n nesnel (kifliden ba ms z) k tl d r. Ancak e itim hakk ndan yararlanma derecesindeki farklar, kaynak k tl n n zorunlu k ld düzeyi geçti i zaman bu aç kça egemen bir toplumsal grubun ya da s n f n hak gasp d r. Örne in yüksekö retime yeterli kaynak ayr lamamas nedeniyle ortaya ç kan kontenjan k tl, yüksekö renimi gerçekten hak eden ö rencilerin seçilmesini zorunlu k labilir. Ancak üniversiteye ö renci seçme ifllemi sonucunda ortaya ç kan üniversite ö renci profili, toplumsal profille uygunluk göstermiyorsa, bu durumu kontenjan k tl yla aç klamak güçleflir. 10 Do a, insanî yetenekleri (yüksekö renimi sürdürmek için gerekli olanlar da dahil) insanlar n cinsiyetine ya da toplumsal kökenlerine bakarak da tmad na göre, toplumun ayr cal kl kesimlerinin daha fazla ö renim görmesi, yüksekö renimin bir hak de il, ayr cal k oldu unun ve ayr cal k üretti inin yeterli kan t n oluflturur. Hak ve özgürlüklerin s n rlar devletlerin anayasa ve yasalar nca çizilir. Devletlerin (ana)yasalar nda güvence alt na ald klar hak ve özgürlüklerin s n rlar, onlar n ne ölçüde demokratik olduklar n n asgarî ölçütüdür. Bir devletin demokratikli inin en tipik ve en önemli göstergelerinden biri de, e itim hak ve özgürlüklerine getirdi i s n r çizgileridir. Türkiye deki e itim hak ve özgürlü ünün, insan haklar yla ilgili uluslararas belgelerde benimsenen standartlara uygun oldu unu öne sürmek güçtür. Türkiye e itim hakk yla ilgili uluslararas sözleflmeleri ya çok geç onaylam fl (uluslararas insan haklar hukukunda e itim hakk na en genifl biçimde yer veren BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklarla lgili Uluslararas Sözleflme (ESKH US) yi ilan ndan 34 y l sonra 2000 y l nda imzalam fl, 2003 y l nda TBMM nin onay ndan geçirerek taraf ülke olmufltur) ya da e itim hakk n n özüne dokunan birtak m çekinceler koyarak (Avrupa Sosyal fiart ve Çocuk Haklar Sözleflmesi nde oldu u gibi) onaylam flt r Anayasas, hak ve özgürlükleri istisna, s n rlamalar ise kural sayan bir içeri e sahiptir. E itim hakk baflta olmak üzere, ama s z ve fakat s z devam etmeyen neredeyse hiçbir hak ve özgürlük 1982 Anayasas nca tan nmam flt r. Devleti bireye karfl koruma güdüsüyle haz rlanan 1982 Anayasas, e itim hak ve özgürlü üne getirdi i üç aflamal s n rlamayla, bu hak ve özgürlü ün içini boflaltm fl ve tam kullan m n neredeyse olanaks z k lm flt r. Anayasan n e itim hak ve özgürlü ünün önüne koydu u birinci s n rlama, bütün temel hak ve özgürlükler için 77

Kad nlar n Eme ini Görünür K lmak: Marx dan Delphy ye Bir Ufuk Taramas *

Kad nlar n Eme ini Görünür K lmak: Marx dan Delphy ye Bir Ufuk Taramas * Praksis 10 Sayfa: 159-210 Kad nlar n Eme ini Görünür K lmak: Marx dan Delphy ye Bir Ufuk Taramas * Gülnur Acar-Savran kinci dalga feminizmin 1960 lar n sonu ile 1970 lerin bafllar nda ilk tart flmaya bafllad

Detaylı

E itim K lavuzu 1. Kültürleraras Ö renme

E itim K lavuzu 1. Kültürleraras Ö renme 1 Kültürleraras Ö renme E itim K lavuzlar dizisine hofl geldiniz Gençlere ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik kapasite geliştirmeyi hedefleyen eğitim programları ve kılavuz yayınlar konusunda ülkemizde

Detaylı

Yönetiflim: Tüm ktidar Sermayeye

Yönetiflim: Tüm ktidar Sermayeye Praksis 9 Sayfa: xxx-xxx Yönetiflim: Tüm ktidar Sermayeye Birgül Ayman Güler 1990'l y llar, toplumbilimi yaz n na yeni bir terimin girifline tan k oldu. Gerçekte toplumbilimi 1980'li y llardan bu yana,

Detaylı

MEDYA VE TOPLUM L fik S N ANLAMAK ÜZERE B R ÇERÇEVE

MEDYA VE TOPLUM L fik S N ANLAMAK ÜZERE B R ÇERÇEVE MEDYA VE TOPLUM L fik S N ANLAMAK ÜZERE B R ÇERÇEVE Halil Nalçao lu * Medya kavram üzerine Bizim Türkçede medya olarak kulland m z, ngilizcedeki media sözcü ü, araç, orta, ortam, arac anlamlar na gelen

Detaylı

E itim Kurumlar nda Teknoloji Kullan m ve Etkilerine liflkin Bir Çözümleme

E itim Kurumlar nda Teknoloji Kullan m ve Etkilerine liflkin Bir Çözümleme E itim Kurumlar nda Teknoloji Kullan m ve Etkilerine liflkin Bir Çözümleme Hasan Hüseyin AKSOY (*) ÖZET Bu çal flmada toplum ve teknoloji iliflkilerinden hareketle e itim kurumlar n n teknoloji ile iliflkilerini

Detaylı

ÜÇ AYLIK UNICEF TÜRK YE BÜLTEN 60. YIL KUTLAMA SAYISI ÇOCUKLARLA B RL KTE 60YIL

ÜÇ AYLIK UNICEF TÜRK YE BÜLTEN 60. YIL KUTLAMA SAYISI ÇOCUKLARLA B RL KTE 60YIL ÜÇ AYLIK UNICEF TÜRK YE BÜLTEN 60. YIL KUTLAMA SAYISI ÇOCUKLARLA B RL KTE 60YIL UNICEF:ÇOCUKLARA GELECEK SA LAMA ÇABASINDA 60 YIL Konuk Baflyazar Prof. Dr. hsan Do ramac York taki UNICEF binas nda bir

Detaylı

Prof. Dr. Yahya AKYÜZ. Doç. Dr. Selahattin TURAN. Prof. Dr. Alipafla AYAS. Yrd. Doç. Dr. lhan AKAR. Prof. Dr. Necmeddin TOZLU

Prof. Dr. Yahya AKYÜZ. Doç. Dr. Selahattin TURAN. Prof. Dr. Alipafla AYAS. Yrd. Doç. Dr. lhan AKAR. Prof. Dr. Necmeddin TOZLU Ça dafl Anlamda Türkiye de Ö retmenin Sayg nl Kavram n n Do ufluna Elefltirel Bir Bak fl Prof. Dr. Yahya AKYÜZ E itim ve Ö retmen Yetifltirmede Yeni E ilimler Doç. Dr. Selahattin TURAN E itim Fakültelerinin

Detaylı

Mesle imize, Haklar m za Sahip Ç k yoruz!

Mesle imize, Haklar m za Sahip Ç k yoruz! Bas n Aç klamas Mesle imize, Haklar m za Sahip Ç k yoruz! De erli Meslektafl m z; Merkezi idare taraf ndan gündeme getirilen yasa taslaklar ile yürürlü e konulan yasalar ve yönetmelikler; bir yandan ülkemizdeki

Detaylı

TÜRK YE N N TOPLUMSAL YAPISI

TÜRK YE N N TOPLUMSAL YAPISI T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2665 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1631 TÜRK YE N N TOPLUMSAL YAPISI Yazarlar Doç.Dr. Zerrin SUNGUR (Ünite 1, 2) Yrd.Doç.Dr. Nadide KARKINER (Ünite 3) Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

YOLSUZLUĞUN ÖNLENMESİ İÇİN ETİK PROJESİ ETİK YOL ETİK LİDERLİK PROGRAMI EĞİTİCİ KILAVUZU

YOLSUZLUĞUN ÖNLENMESİ İÇİN ETİK PROJESİ ETİK YOL ETİK LİDERLİK PROGRAMI EĞİTİCİ KILAVUZU YOLSUZLUĞUN ÖNLENMESİ İÇİN ETİK PROJESİ ETİK YOL ETİK LİDERLİK PROGRAMI EĞİTİCİ KILAVUZU ET K L DERL K PROGRAMI E T C KILAVUZU Etik Yol Etik Liderlik Programı Eğitici Kılavuzu Bu kılavuz, David Watt tarafından

Detaylı

ÇEVRE SORUNLARI VE POL T KALARI

ÇEVRE SORUNLARI VE POL T KALARI T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2554 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1524 ÇEVRE NLARI VE POL T KALARI Yazarlar Dr.Çev.Müh. Ethem TORUNO LU (Ünite 1, 5-8) Prof.Dr. A.Savafl KOPARAL (Ünite 2) Doç.Dr.

Detaylı

YEN fi GEL fit RME KILAVUZU. YEN fi GEL fit RME Ç N STRATEJ K KAVRAMLAR fi PLANI YATIRIMLA LG L PROJE YÖNET M

YEN fi GEL fit RME KILAVUZU. YEN fi GEL fit RME Ç N STRATEJ K KAVRAMLAR fi PLANI YATIRIMLA LG L PROJE YÖNET M YEN fi GEL fit RME 4 KILAVUZU YEN fi GEL fit RME Ç N STRATEJ K KAVRAMLAR fi PLANI YATIRIMLA LG L PROJE YÖNET M stanbul Sanayi Odas Kalite ve Teknoloji htisas Kurulu ( SO-KATEK) Yeni fl Gelifltirme K lavuzu

Detaylı

SEÇK NLER VE SOSYAL MESAFE

SEÇK NLER VE SOSYAL MESAFE SEÇK NLER VE SOSYAL MESAFE Prof. Dr. Füsun Üstel Doç. Dr. Birol Caymaz N SAN 2009 stanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çal flmalar Merkezi Füsun Üstel Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü

Detaylı

Bugün, Orta Asya n n gelece inde söz sahibi olmas

Bugün, Orta Asya n n gelece inde söz sahibi olmas Praksis 11 Sayfa: 191-220 Kazakistan da Bir Ulus-Devlet Kurmak Y. Emre Gürbüz Bugün, Orta Asya n n gelece inde söz sahibi olmas beklenen iki ülke var: Özbekistan ve Kazakistan. Her iki ülke de Orta Asya

Detaylı

NSAN KAYNAKLARI YÖNET M

NSAN KAYNAKLARI YÖNET M T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2900 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1857 NSAN KAYNAKLARI YÖNET M Yazarlar Prof.Dr. Ramazan GEYLAN (Ünite 7) Doç.Dr. H. Zümrüt TONUS (Ünite 2, 3) Doç.Dr. Deniz KA NICIO

Detaylı

fiubemizin 11.Dönem Ola an Genel Kurulu Yap ld Gerçek demokrasi ve özgürlük için... BAfiYAZI

fiubemizin 11.Dönem Ola an Genel Kurulu Yap ld Gerçek demokrasi ve özgürlük için... BAfiYAZI Harita ve Kadastro Mühendisleri Odas zmir fiubesi Haber Bülteni Ocak-fiubat 2008 Say : 80 fiubemizin 11.Dönem Ola an Genel Kurulu Yap ld Yaz s 6. sayfada BAfiYAZI Gerçek demokrasi ve özgürlük için... Merhaba

Detaylı

KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR!

KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR! KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR! Her Çocuk çin Sa l k, E itim, Eflitlik, Koruma NSANLI IN GEL fimes KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR! Bu yay n K z Çocuklar

Detaylı

Mimarlar Odas zmir fiubesi 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti

Mimarlar Odas zmir fiubesi 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti Genel Kurul 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti 42. Ola- an Genel Kurulu 15 flubat 2014 Cumartesi günü Mimarlar Odas zmir fiubesi Mimarl k

Detaylı

GAZZE DRAMINDA TEK YÜREK OLDUK...

GAZZE DRAMINDA TEK YÜREK OLDUK... Mersin Tabip Odas Bülteni GAZZE DRAMINDA TEK YÜREK OLDUK... server tan ll mers n de Aile Hekimli i Nereye? hek ml k mesle nde türk kad n Mersin ve Çevresinin Arkeolojik Zenginli i L KYA YOLU Evliya Çelebi

Detaylı

DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER

DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA Ülkemiz için önemli bir sorun olan Do u ve Güneydo u Anadolu'daki durumun normalleflmesi ve kalk nmaya katk da bulunacak

Detaylı

Yerel Yönetimlerde Yeniden Düzenleme Giri imleri ve Son Reform Tasar lar Üzerine Bir De erlendirme

Yerel Yönetimlerde Yeniden Düzenleme Giri imleri ve Son Reform Tasar lar Üzerine Bir De erlendirme YÖNET M VE EKONOM Y l:2003 Cilt:10 Say :1 Celal Bayar Üniversitesi..B.F. MAN SA Yerel Yönetimlerde Yeniden Düzenleme Giri imleri ve Son Reform Tasar lar Üzerine Bir De erlendirme Yrd. Doç. Dr. Mustafa

Detaylı

DÜNYA KONJONKTÜRÜ ÜZER NE KISA NOTLAR* Perry Anderson gh

DÜNYA KONJONKTÜRÜ ÜZER NE KISA NOTLAR* Perry Anderson gh DÜNYA KONJONKTÜRÜ ÜZER NE KISA NOTLAR* Perry Anderson gh 1980 lerle birlikte Bat da yaflanan büyük çapl ekonomik ve siyasal dönüflümler ve on y l sonra Sovyet blo unun çözülüflü, içinde bulundu umuz dönemi

Detaylı

MEDYA OKURYAZARLI I DERS Ö RETMEN KILAVUZ K TABI

MEDYA OKURYAZARLI I DERS Ö RETMEN KILAVUZ K TABI MEDYA OKURYAZARLI I DERS Ö RETMEN KILAVUZ K TABI YAZARLAR M. Sadık ARSLAN Emine GENÇ Niyazi KAYA Hikmet AZER DEVLET K TAPLARI B R NC BASKI Devlet Kitaplar Müdürlü ü - Ankara, 2008 M LLÎ E T M BAKANLI I

Detaylı

FR EDR CH ENGELS' N ÖNSÖZLER

FR EDR CH ENGELS' N ÖNSÖZLER FR EDR CH ENGELS' N ÖNSÖZLER B R NC ALMANCA BASKIYA ÖNSÖZ Bu yap t, Marx' n kendi yeni tarihsel ve ekonomik görüfllerinin temel özelliklerini aç kl a kavuflturdu u bir s rada, 1846-47 k fl nda yaz lm flt.

Detaylı

MEDEN YASA DA Z NA NEDEN NE DAYALI BOfiANMA VE SONUÇLARI

MEDEN YASA DA Z NA NEDEN NE DAYALI BOfiANMA VE SONUÇLARI MEDEN YASA DA Z NA NEDEN NE DAYALI BOfiANMA VE SONUÇLARI NC B ÇK N (*) 1.G R fi Aile denilen en küçük sosyal birimlerin bir araya gelmesiyle toplum oluflur. Aile toplumun temelidir sözü, bu yap dan kaynaklan

Detaylı

Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun

Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun Genel Yay n S ra No: 168 2010/10 Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun Kapak Tasar m Savafl Çak r Tasar m / Uygulama Referans Ajans Tel: +90.212 347 32 47 e-mail: info@referansajans.com

Detaylı

Bir kez daha tekrarlamakta ÖRGÜTLÜLÜK ÜZER NE

Bir kez daha tekrarlamakta ÖRGÜTLÜLÜK ÜZER NE ÖRGÜTLÜLÜK ÜZER NE Bir kez daha tekrarlamakta yarar var. Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birli i (TMMOB) 7303 say l Yasa, 66 ve 85 say l Kanun Hükmünde Kararnamelerle de iflik 6235 say l Yasayla 1954 y l

Detaylı

TAZM NAT VE ALACAK DAVALARINDA DAVA DE ER N N ARTIRILMASI

TAZM NAT VE ALACAK DAVALARINDA DAVA DE ER N N ARTIRILMASI TAZM NAT VE ALACAK DAVALARINDA DAVA DE ER N N ARTIRILMASI (YEN B R DAVA DE LD R) Çelik Ahmet ÇEL K SAVUNULAN GÖRÜfiLER (ÖZET) 1- Haks z eylemden zarar görenler için, hukuk ve yarg, özel bir koruma sa lamak

Detaylı

köreltebildi ini ve siyasal istikrars zl körükleyebildi ini belirtmektedir.

köreltebildi ini ve siyasal istikrars zl körükleyebildi ini belirtmektedir. International Labour Office, Ankara ILO taraf ndan haz rlanan yeni bir rapora göre, çal flma yaflam nda ayr mc l n en aç k biçimleri art k ortadan kalkm fl olsa bile, ayr mc l k, yeni ve daha az fark edilebilir

Detaylı

flünde ve gidiflinde arzu edilen bir de iflikli i yapmaya çal flmakt r fleklindeki tarifin yan s ra, 2 bir inanç, bir ideal veya bir ifl ve

flünde ve gidiflinde arzu edilen bir de iflikli i yapmaya çal flmakt r fleklindeki tarifin yan s ra, 2 bir inanç, bir ideal veya bir ifl ve 53 PROPAGANDANIN SEÇMEN DAVRANIfiLARI ÜZER NDEK ETK S P rof. Dr. Osman ÖZSOY Girifl Propaganda; bir fikrin her çeflit araçtan yararlan larak hedef kitleye ulaflt r lmas d r. Propagandan n tarihi insano

Detaylı