II. ULUSAL HEMŞİRELİKTE GÜNCEL SORUNLAR VE YAKLAŞIMLAR SEMPOZYUMU Nisan 2014 Çanakkale

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "II. ULUSAL HEMŞİRELİKTE GÜNCEL SORUNLAR VE YAKLAŞIMLAR SEMPOZYUMU Nisan 2014 Çanakkale"

Transkript

1 II. ULUSAL HEMŞİRELİKTE GÜNCEL SORUNLAR VE YAKLAŞIMLAR SEMPOZYUMU Nisan 2014 Çanakkale

2 ONURSAL BAŞKANLAR Prof. Dr. Sedat LAÇİNER (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü) Prof. Dr. Nurgün PLATİN (Emekli Öğretim Üyesi ) Doç. Dr. Binnur MERİÇLİ YAPICI (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdürü) SEMPOZYUM BAŞKANLARI Doç Dr. Gülbu TANRIVERDİ Yrd. Doç Dr. Selma ATAY SEMPOZYUM SEKRETERLERİ Öğr. Gör. Nursel ALP DAL Öğr. Gör. Sevda EFİL Arş. Gör. Melike YALÇIN GÜRSOY SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU ÜYELERİ Doç Dr. Arzu TUNA Doç Dr. Aysun BABACAN GÜMÜŞ Yrd.Doç.Dr. Ayten DİNÇ Yrd. Doç. Dr. Fatma YILMAZ Yrd.Doç.Dr. Gülnur AKKAYA Öğr. Gör. Dr. Handan SEZGİN Öğr. Gör. Fide GÖKTAŞ Öğr. Gör. Arife SİLAHÇILAR Öğr.Gör. Seyran ŞENVELİ Öğr. Gör. Sevinç ŞIPKIN Öğr. Gör. Naciye TEMİZ Öğr. Gör. Sevda VURUR Hem. Nuray AKKOYUN Hem. Dilek BUCAK Hem. Necla ERDUGAN

3 Hem. Meltem SAYDAM BİLİMSEL KURUL (İsimler soy isim ve ünvana göre sıralanmıştır) Prof. Dr. Şule ECEVİT ALPAR ( Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Türkinaz AŞTI (Bahçeşehir Üniversitesi) Prof. Dr. Zuhal BAHAR (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Ayla BAYIK TEMEL (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Leyla DİNÇ (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Behice ERCİ (İnönü Üniversitesi) Prof. Dr. Selma GÖRGÜLÜ (Emekli Öğretim Üyesi) Prof. Dr. Sebahat GÖZÜM (Akdeniz Üniversitesi) Prof. Dr. Ayişe KARADAĞ (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Leyla KHORSHİD (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Gülseren KOCAMAN (Hemşirelik Eğitim Derneği) Prof. Dr. Nevin KUZU KURBAN (Pamukkale Üniversitesi) Prof. Dr. Ferda ÖZBAŞARAN (Balıkesir Üniversitesi) Prof. Dr. Türkan PASİNLİOĞLU (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Nurgün PLATİN (Emekli Öğretim Üyesi) Prof. Dr. Ayfer TEZEL (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Hülya UÇAR (Nuh Naci Yazgan Üniversitesi) Prof. Dr. Aytolan YILDIRIM (İstanbul Üniversitesi) Doç. Dr. Süheyla ABAAN (Hacettepe Üniversitesi) Doç. Dr. Duygu ARIKAN (Atatürk Üniversitesi) Doç. Dr. Reva BALCI AKPINAR (Atatürk Üniversitesi) Doç. Dr. Ayşe BEŞER (Dokuz Eylül Üniversitesi) Doç. Dr. Aysun BABACAN GÜMÜŞ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)

4 Doç. Dr. Ükke KARABACAK (Acıbadem Üniversitesi) Doç. Dr. Nurten KAYA (İstanbul Üniversitesi) Doç. Dr. Hülya KAYA (İstanbul Üniversitesi) Doç. Dr. Ayşe OKANLI (Atatürk Üniversitesi) Doç. Dr. Nurcan ÖZYAZICIOĞLU (Uludağ Üniversitesi) Doç.Dr. Gürsel ÖZTUNÇ (Çukurova Üniversitesi) Doç. Dr. Merdiye ŞENDİR (İstanbul Üniversitesi) Doç. Dr. Leman ŞENTURAN (Haliç Üniversitesi) Doç. Dr. Melek Serpil TALAS (Ankara Üniversitesi) Doç. Dr. Gülbu TANRIVERDİ (Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi) Doç. Dr. Arzu TUNA (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Doç. Dr. Serap ÜNSAR (Trakya Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Selma ATAY (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Gülbahar KORKMAZ ASLAN(Pamukkale Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Derya Kerime BEYDAĞ (Okan Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Nurcan ÇALIŞKAN (Gazi Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Ayten DİNÇ (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Sergül DUYGULU (Hacettepe Üniversitesi) Yard. Doç Dr. Neşe ERDEM (Muğla Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Eylem GÜRDOĞAN (Trakya Üniversitesi) Yard. Doç.Dr. Sibel Karaca SİVRİKAYA (Balıkesir Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Fatoş KORKMAZ (Hacettepe Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Hatice ŞEN (Gediz Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Fatma YILMAZ (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Gülay TAŞDEMİR (Pamukkale Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Esin USLUSOY (Süleyman Demirel Üniversitesi)

5 II. ULUSAL HEMŞİRELİKTE GÜNCEL SORUNLAR VE YAKLAŞIMLAR SEMPOZYUMU 09:00-09:30 Kayıt 09:30-10:00 Açılış 10:00-10:30 Ara 10 Nisan 2014/ Perşembe 10:30-12:00 HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİNDE ULUSAL VE ULUSLARARASI BEKLENTİLER Oturum Başkanı: Prof. Dr. Fethiye Erdil Konuşmacılar: -Üniversitede eğitim ve öğretimi nedir? Y Kuşağı gençlik kimdir? ve PISA Raporu neyin göstergesidir? Prof. Dr. Halil Ülker -Hemşirelik lisans eğitiminde nasıl bir mezun hedefleniyor? HUCEP Çalışma Grubunun hemşirelik lisans eğitimine ilişkin çalışmaları nelerdir? Prof. Dr. Fethiye Erdil - Sağlık politikaları ve yasal düzenlemeler içerisinde hemşirelikte lisans eğitimi: Beklenen Yetkinlikler Doç. Dr. Sergül Duygulu 12:00-13:00 Yemek 13:00-14:30 HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİNDE ULUSLARARASI GÖZLEM ve DENEYİM ÖRNEKLERİ Oturum Başkanı: Prof. Dr. Hülya Okumuş Konuşmacılar: -Yurt dışında bir akademisyen gözlemi Yrd. Doç.Dr. Esra Uğur -Amerika Birleşik Devletinde Hemşirelik Lisans Eğitimi ve Akreditasyonu Erica Froelicher (R.N. PH.D. FAAN) -ERASMUS öğrenci gözlemi Arş.Gör. Hatice Dorum - ERASMUS öğrenci gözlemi Öğrenci Hemşire Neşe Altınok 15:00-15:30 OTURUM İLE İLGİLİ SÖZEL BİLDİRİ SUNUMLARI Oturum Başkanı: Prof. Dr. Gülten Özaltın Hemşirelik Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelikte Lisans Eğitimine İlişkin Görüşleri, Dilek Sarpkaya, Ümran Dal Okul-uygulama Alanları Arasındaki Boşluğu Doldurmada Hemşirelik Öğrencilerinin Yaklaşımları, Gülbu Tanrıverdi, Selma Atay, Nurcan Özyazıcıoğlu, Sibel Sivrikaya Karaca, Melike Yalçın Gürsoy, Ayşe Çetin Hemşirelik 3. Sınıf Öğrencilerinin Klinik Uygulamalar Sırasında Karşılaştıkları Güçlükler, Nebahat Bora Güneş, Yurdagül Erdem 15:30-17:00 HEMŞİRELİK EĞİTİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR Oturum Başkanı: Prof. Dr. Gülseren Kocaman Konuşmacılar: -Hemşirelikte lisans eğitimi ve akreditasyon Prof. Dr. Gülseren Kocaman -Hemşirelikte lisans eğitimi ve çift ana dal-yan dal uygulamaları Doç.Dr. Belgin Akın 17:00-18:00 SÖZEL VE POSTER BİLDİRİ SUNUMLARI Prof. Dr. Sevgi Hatipoğlu Prof. Dr. Nevin Kuzu Kurban

6 Doç. Dr. Ükke Karabacak Yrd. Doç. Dr. Sevim Ulupınar 19:30 KOKTEYL 11 Nisan 2014 /Cuma 09:00-10:00 BEKLENTİLERE YÖNELİK OLARAK HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİNDE TEORİK EĞİTİMİ SORUNLARI Oturum Başkanı: Prof. Dr. Sevgi Hatipoğlu Konuşmacılar: Hemşirelik lisans eğitiminde teorik eğitim sorunları Doç.Dr. Hülya Kaya Hemşirelik uzaktan lisans eğitiminde teorik eğitim sorunları Doç.Dr. Nadiye Özer 10:00-10:30 Ara 10:30-12:30 BEKLENTİLERE YÖNELİK OLARAK HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİNDE UYGULAMA EĞİTİMİ SORUNLARI Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ümit Seviğ Konuşmacılar: Kliniklerde uygulama eğitimi sorunları-akademisyen gözüyle Prof. Dr. Selma Görgülü Kliniklerde uygulama eğitim sorunları- Hemşire gözüyle Yrd. Doç.Dr. Emine Kol Saha uygulamalarında uygulama eğitimi sorunları-akademisyen gözüyle Prof. Dr. Ümit Seviğ Sahada uygulama eğitimi sorunları-sahada çalışan hemşire gözüyle Hemşire Çiğdem Yelliler Uzaktan eğitimde uygulama eğitimi sorunları-akademisyen gözüyle Prof. Dr. Behice Erci Uzaktan eğitimde uygulama eğitimi sorunları-hemşire gözüyle Sebahat Yılmaz 12:30-13:30 Yemek 13:30-14:30 SORUNLARA YÖNELİK ÇÖZÜM ÜRETİCİ GRUP ÇALIŞMALARI GRUP 1. Hemşirelikte lisans eğitiminde, teorik eğitimi sorunlarına yönelik çözümler Doç.Dr.Hülya Kaya, Yrd. Doç.Dr. Sevim Ulupınar GRUP 2. Hemşirelikte uzaktan lisans eğitiminde, teorik eğitimi sorunlarına yönelik çözümler Doç.Dr. Nadiye Özer GRUP 3. Hemşirelikte lisans eğitiminde, uygulama eğitimi sorunlarına yönelik çözümler Prof. Dr. Selma Görgülü, Yrd. Doç.Emine Kol GRUP 4. Hemşirelikte uzaktan lisans eğitiminde, uygulama eğitimi sorunlarına yönelik çözümler Prof. Dr. Behice Erci 14:30-15:00 Ara 15:30-16:00 ÇALIŞMA GRUPLARININ SUNUMLARI Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nurgün Platin 16:00-16:30 Hemşirelik lisans eğitiminde önceliklerin belirlenmesi (oylama) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nurgün Platin 16:30-17:00 HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİ VE HEMŞİRELİK EĞİTİM DERNEĞİ (HEMED) Prof. Dr. Hülya Okumuş :30 SÖZEL VE POSTER BİLDİRİ SUNUMLARI Prof. Dr. Ümit Seviğ Prof. Dr. Nevin Kuzu Kurban

7 Doç. Dr. Ükke Karabacak Yrd. Doç.Dr. Sevim Ulupınar 17:30-18:00 SONUÇ VE ÖNERİLER Doç.Dr. Gülbu Tanrıverdi, Yrd. Doç.Dr. Selma Atay, Prof. Dr. Nurgün Platın Perşembe I. SALON (St: 15:00-15:30) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Gülten Özaltın Hemşirelik Öğrencilerinin Klinik Uygulamalara Yönelik Özlem Özdemir, Serpil Özdemir,. Zeynep Kuru, Deneyimlerinin İncelenmesi Refia Olgun, Sibel Ferhat, Özlem Carlık Hemşirelik 3. Sınıf Öğrencilerinin Klinik Uygulamalar Sırasında Nebahat Bora Güneş, Yurdagül Erdem Karşılaştıkları Güçlükler Okul-uygulama Alanları Arasındaki Boşluğu Doldurmada Hemşirelik Gülbu Tanrıverdi, Selma Atay, Nurcan Özyazıcıoğlu, Öğrencilerinin Yaklaşımları Sibel Sivrikaya Karaca, Melike Yalçın Gürsoy, Ayşe Çetin I. SALON (st: 17:00-18:00 ) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Sevgi Hatipoğlu Öğrenci Hemşirelerin Hemşirelik Sürecini Kullanırken Yaşadıkları Serpil Sü, Tuğba Gözütok Güçlüklerin ve Hemşirelik Sürecine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi Hemşirelik Son Sınıf Öğrencilerinin Mesleki Beklentileri Handan Sezgin, Arife Silahçılar, Seyran Şenveli Hemşirelik Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelikte Lisans Eğitimine Dilek Sarpkaya, Ümran Dal İlişkin Görüşleri, Hemşirelik Öğrencilerinin Hemşirelik Eğitimine İlişkin Görüşleri: Funda Gül Bilgen, Ayşe Çiçek Korkmaz, Şenay Literatür İncelemesi Hemşirelik Öğrencilerinde Benlik Saygısı ve İletişim Becerileri II. SALON (st: 17:00-18:00) Şekeroğlu Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nevin Kuzu Kurban Eylem Paslı Gürdoğan, Esin Çetinkaya Uslusoy, Seda Kurt, Kübra Yasak Bir Üniversite Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Örgüte Bağlılık Handan Alan, Funda Karadağlı, Nurcan Manav Durumları Hemşirelerde İş Yaşam Kalitesi nin Değerlendirilmesi, Handan Alan Hemşirelerin İş-Aile Çatışması Düzeylerinin Demografik Özellikleri Sinem Yıldırımalp, Mert Öner, Bora Yenihan Açısından İncelenmesi Hemşirelerin Hasta Güvenliğine Yönelik Görüş ve Tutumlarının Ayşe Çiçek Korkmaz, Gülümser Argon İncelenmesi Hemşirelerin Bilgisayar Kullanımına İlişkin Görüşleri ve Bilgisayar Pınar Yeşil, Hatice Çiftçi, Gürsel Öztunç, Zehra Kullanım Durumlarının İncelenmesi III. SALON (st: 17:00-18:00 ) Oturum Başkanı: Doç. Dr. Ükke Karabacak Eskimez, Meltem Akbaş Hemşirelerin Ventrogluteal Bölgeye İntramusküler Enjeksiyon Serpil Sü, Nesime Demirören, Deniz Altıparmak Uygulamasına İlişkin Bilgileri ve Ventrogluteal Bölgeyi Kullanma Durumları Çocuk Bakımında Yenilikçi Düşünceler Nurcan Özyazıcıoğlu Gemi İnşa Sektöründe Çalışan İşçilerin İşyeri Hemşirelik Hizmetlerinden Hilal Erer, Aynur Uysal, Ayşegül Durmaz Beklenti ve Memnuniyetleri

8 Hemşirelerin Kan Transfüzyonu Bilgi Güncelleme Kursu Sonuçlarının Gülümser Argon, Asiye Durmaz Akyol, Öznur Değerlendirilmesi=Pilot Uygulama Usta Yeşilbalkan, Filiz Özel, Hülya Sarsılmaz, Birgül Vural Doğru IV. SALON ( st: 17:00-18:00 ) Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Dr. Sevim Ulupınar Bir Üniversite Hastanesinde Yoğun Bakım ve Ameliyathanede Çalışan Sevinç Şıpkın, Handan Alan Hemşirelerin Etik İkilemlere Karşı Duyarlılıkları Bir Üniversite Hastanesinin Dahili Kliniklerinde Çalışan Hemşirelerin Elif Ünsal Avdal, Yasemin Tokem, Arzu Güngör, Bir Günlük İş Yükünün Belirlenmesi, Funda Özet Bir Üniversitesi Hastanesinde Çalışan Hemşire ve Ebelerin İş Doyumunu Necla Erdugan, Gülşen Vurur, Funda Karadağlı, Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi Nurcan Manav e-sağlık Okuryazarlığı (eheals: the ehealth literacy scale) Ölçeği: Hatice Bebiş, Sabahat Coşkun Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması Cerrahi Hemşirelerinin Mobbinge Maruz Kalma Durumlarının Çiğdem Kaya, Özal Özcan Belirlenmesi Ve Mobbingin Hemşirelerin Motivasyonları Üzerine Olan Etkisinin İncelenmesi Cuma I. SALON ( st: :30) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nevin Kuzu Kurban Kanserli Hastalara Bakım Verenlerin Bakım Yüklerinin Belirlenmesi Hava Gökdere Çinar, Elif Ünsal Avdal, Elif Aksu, Huriye Vatansever, Gülseren Adıgüzel Meme Kanserli Hastalarda Semptom/bulgu Kümelemesi Arzu Tuna, Elif Ünsal Avdal, Murat Bektaş Ameliyathanede Çalışan Hemşirelerin Hasta Güvenliğine İlişkin Ali Şahin, Fatma Ayhan, Şerife Kurşun Tutumlarının Değerlendirilmesi II. SALON (st: :30) Oturum Başkanı: Doç. Dr. Ükke Karabacak Hemşirelik Öğrencilerinin Psikolojik Sağlamlık Düzeylerinin Çeşitli Dilek Avcı, Selma Sabancıoğulları Değişkenlere Göre İncelenmesi Adelosanlarda İnternet Kullanımına Yönelik Likert Tutum Ölçeğinin Sabahat Coşkun, Hatice Bebiş Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması Ergenlerde Öz-yeterlilik Algısının Belirlenmesi Adile Tümer, Adem Küçük, Hanife Altan, Havva Köse III. SALON (st: :30) Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Dr. Sevim Ulupınar Hemşirelik Öğrencilerinin Web Tabanlı Bir Derse İlişkin Görüşleri Emine Şenyuva, Hülya Kaya, Gönül Bodur Lisans Mezunu Hemşirelerin Lisans Eğitimine İlişkin Görüşlerinin Betül Bayrak Özarslan, Sedef Güler Belirlenmesi Hemşirelik Son Sınıf Öğrencilerinin Tıp Etiği Konularına İlgisi Rana Can, Selim Kadıoğlu, Melike Öztürk, Serpil İnce, Türkan Işık Erer, Hatice Tambağ

9 HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİNDE NASIL BİR MEZUN HEDEFLENİYOR? Prof. Dr. Fethiye Erdil HÜ Hemşirelik Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Bu soruyu Üniversite Mezunu Hemşire Nasıl Olmalıdır? şeklinde ifade etmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Üniversiteyi, yalnız meslek üyeleri yetiştiren bir kurum olarak değerlendirmek doğru değildir. Üniversiteler özgür düşünen, duyarlı, öğrenen, çağını yakalayıp aşmaya çalışan, üreten, değişme ve gelişmelere açık, uygar ve demokrat bireylerin ve meslek üyelerinin yetiştirilmesini sağlamak durumundadır. Yükseköğrenimin amaçlarından biri, herhangi bir dalda mesleği yürütebilmek için gerekli ilk dereceyi almaktır. Üst düzeydeki mesleki uygulama için temel kültür eğitimi/ genel eğitim vazgeçilmez bir ön koşuldur. Genel eğitim, bireyin mesleki öğretimden ayrı olarak bir bütün halinde gelişmesi anlamına gelmektedir. -Eğitimli insan, açık ve etkili bir şekilde düşünebilmeli ve yazabilmelidir. -Eğitimli insanın evren, toplum ve kendine ilişkin bilgi edinme yolları konusunda eleştirel bir anlayışı olmalıdır. -Eğitimli insan, diğer kültür ve zaman dilimlerinden haberdar olmalıdır. -Eğitimli insanın ahlak sorunları hakkında belirli bir anlayışı olmalıdır. -Eğitimli insanın, herhangi bir dalda bir ölçüde derinlemesine bilgi edinmiş olması gerekir. Öğretim üyelerinin öğrencilere örnek olması da temel kültür eğitiminin çok önemli bir yönüdür. Lisans eğitimine ilişkin diğer bir soru; lisans düzeyinde üniversiteden uzmanlar mı mezun etmek istiyoruz, yoksa daha genel bir eğitim görmüş kişiler mi? Günümüzde bilgi patlaması o derecede gelişiyor ki, lisans düzeyinde verilebilecek bir uzmanlık eğitimiyle, bireyin bir konuya hakim olması sağlanamamaktadır. Lisans düzeyinde, meslek eğitimi ile genel eğitim arasında bir denge kurulmalıdır. Üniversite eğitiminde kazanılan bilgiler 5-6 yılda yeterliliğini yitirmektedir. Bu nedenle sürekli eğitim yaygınlaştırılmalı ve sürekli eğitimin önemini ilgili taraflar üniversite, çalışan, çalıştıran kurum- kavramalıdır. Hemşirelik lisans eğitiminde de mesleki eğitim ile genel eğitim arasında bir denge kurulması gerekmektedir. Avrupa Birliği, lisans düzeyinde eğitim alanları, Genel Bakımdan Sorumlu Hemşire olarak tanımlamaktadır. Hemşirelikte de uzmanlaşma ve/ veya branşlaşmanın mezuniyet sonrası programlarla kazanılması gerekmektedir.

10 Sonuç olarak; lisans eğitimi almış üniversite mezunu hemşire, genel bakıma yönelik sorumluluklarını yerine getirebilecek mesleki bilgi ve beceriye sahip olmasının yanı sıra, eğitimli birey özelliklerini de taşımalıdır. Hemşirelik Ulusal Çekirdek Eğitim Programı (HUÇEP) Çalışma Grubunun Hemşirelik Lisans Eğitimine İlişkin Çalışmaları Nelerdir? HUÇEP Çalışma Grubu çalışmalarına, 01 Nisan 2013 tarihinde başlamıştır. Çalışma grubunun temel amacı, Avrupa Birliği Kriterleri doğrultusunda ve ulusal çerçevede hemşirelik eğitiminin minimum standartlarını belirleyerek ülke genelinde hemşirelik eğitiminde standardizasyonu sağlamaktır. Hazırlanan programın ülke genelinde tüm hemşirelik lisans eğitimi programlarının en az % 70'ini oluşturması hedeflenmektedir. Güncellenen HUÇEP 20 Şubat 2014 tarihinde YÖK Hemşirelik Komisyonu toplantısında sunulmuştur. YÜKSEK ÖĞRETİMİN DÖNÜŞEN GÖREVLERİ Prof. Dr. Halil İbrahim Ülker Atılım Üniversitesi İ.İ.B.Fakültesi Siyaset bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Eğitim, tarihin her döneminde stratejik önemde bir konu olmuştur. Bireyin ve toplumun gelişimiyle ilgili bu sürecin; içeriği, şekli, süresi değişmiş ama asla önemi kaybolmamıştır. Toplumların gelişmelerine paralel olarak eğitim, örgün eğitim şeklini almış ve süresi uzamıştır. Çağdaş toplumlarda örgün eğitim, ilk/temel orta- yüksek olarak başlıca üç bölümden oluşmaktadır. Yine günümüzde küresel dönemin etkisiyle, eğitimin özellikle de yükseköğretimin yapı ve fonksiyonu değişmiştir. Son dönemde 3. Kuşak üniversiteden bahsedilmekte olup, bu Anglosakson model tüm yükseköğretim kurumlarına örnek gösterilmektedir. Ülkemizdeki duruma bakılacak olursa; tabi ki eğitim ülkenin diğer gerçeklerinden bağımsız düşünülemez. Küresel ölçekte ve karşılaştırmalı olarak: siyasi, sosyal, ekonomik ve insani gelişmişlik, saydamlık, yolsuzluk, demokrasi, özgürlük, cinsel eşitsizlik, yoksulluk, gelir dağılımı, kamusal harcamalar, sosyal kurumlara güven, küresel rekabet, öğrenci başarıları v.b. konularda Türkiye neredeyse, eğitim ve yüksek öğretimde de oradadır. Ülkemizdeki örneğin son otuz yıldaki gelişme önemlidir. Ancak, otuz yıl önceki ve bugünkü rakamları karşılaştırmaktan daha önemlisi; bu sürede diğer dünya ülkelerinin ne kadar geliştikleridir. Bu bağlamda uluslar arası karşılaştırmalar önemli olup bunların bir örneği PISA ( Programme for International Student Assesment) olarak bilinen Uluslar arası Öğrenci Değerlendirme Programıdır. Üzülerek Belirtelim ki, OECD tarafından 2000 yılından beri yürütülen bu programda Türk

11 öğrencilerin performansları son derece düşüktür. Yapılması gereken şey çok açıktır. Başarısız bir ortaöğretim üzerine, mükemmel bir yükseköğretim inşa edilemez. Düşük performansın nedenleri araştırılacak ve ülke koşullarına göre yeni bir eğitim/yükseköğretim modeli geliştirilecektir. Günlük kaygılar ve siyasal didişmelerden fırsat bulunursa bu yeni arayışta, küresel ve ulusal koşulların irdelenmesi kadar önemli bir konu da, Y kuşağını iyi analiz etmektir. Enformatik dönemin, yeni kentsel yaşamın ve neoliberal sistemin bir ürünü olan bu yeni kuşağın, eğitimi de farklı bakış ve uygulamaları gerektirmektedir. İşte bu tebliğimizde değişen dünyada yükseköğretimin; eğitim, araştırma ve toplumsal sorunlara çözüm görevlerindeki dönüşümler incelenecektir. BACCALAURETATE EDUCATION IN NURSING: A FACULTY PERSPECTIVE Erika S. Froelicher, RN, MA, MPH, Ph.D., FAAN Professor, Health Sciences, Sifa University, Izmir, Turkey; and Professor Emeritus Department of Physiological Nursing, School of Nursing, and Department of Epidemiology & Biostatistics, School of Medicine University of California San Francisco erika.froelicher@nursing.ucsf.edu ABSTRACT The objectives of this presentation include: (1) a brief presentation of undergraduate education in nursing in the United States; (2) an example of one model program including the admission criteria; theoretical and practical course work will be delineated.. A brief discussion of both (3) licensure and (4) continuing education requirements necessary for retaintion of liscensure will be discussed. (5)The process of accreditation of BSN programs by the Mational League of Nursing will also be briefly delineated.. Lastly, (6) Accelerated BSN programs and (7) Master s Entry Programs in Nursing (MEPN) will be highlighted as alternatives to expand professional opportunities for nurses and an effective response to a nursing shortage. Participant will be encouraged and given an opportunity to ask questions and make comparisons between the US and the Turkish nurse education systems. A period of questions and answers will be offered.

12 KLİNİKLERDE UYGULAMA EĞİTİMİ SORUNLARI-AKADEMİSYEN GÖZÜYLE Prof. Dr. R. Selma Görgülü Hemşirelik eğitiminde temel ilke, öğrencilerin uygun ve etkili hasta bakımını sağlamak üzere profesyonel rollerine hazırlanmalarıdır. Bu hazırlıkta klinik öğretim hemşirelik öğrencileri için başlıca öğretim yaşantılarından birisidir ve her zaman eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Eğitim-öğretim sürecinin başarısında destekleyici, pozitif klinik öğretim ortamları yaşamsal öneme sahiptir. Bu nedenle klinik öğretim için seçilecek ortam son derece önemlidir ve seçilecek klinik, eğitim kurumunun ve dersin hedeflerine uygun olmalı, öğrencinin istendik davranış ve becerileri kazanabileceği öğretim yaşantılarını içermelidir. Klinik öğretim öğrenciye gerçek ortamda, gerçek hasta ve onun sorunları ile başetmeye çalışma, teorik bilgisini uygulamada kullanma ve sentez etme, psikomotor ve entelektüel becerilerde yeterli hale gelme, eleştirel düşünme, problem çözme, gözlem yapma, karar verme, ekip çalışmasına katılma ve gelecek rollerine hazırlanma gibi çeşitli fırsatları sunar. Öğrencinin bu fırsatlardan yararlanabilmesinde ise klinik öğretim ortamı ve öğretim elemanı - öğrenci etkileşimi son derece önemlidir. Günümüzde klinik öğretimde özellikle son yıllarda hızla artan öğrenci sayısı nedeniyle öğretim elemanı - öğrenci etkileşiminde önemli sıkıntılar yaşandığı ve klinik öğretim ortamlarının en azından bir kısmının öğrencinin istenilen davranış ve becerileri kazanabileceği öğretim yaşantıları açısından istenilen nitelikte olamadığı bilinen bir gerçektir. Bu gerçeklerden yola çıkıldığında klinik eğitim sürecinin ve eğitim ortamlarının ivedilikle gözden geçirilerek klinik eğitimi iyileştirici önlemlerin alınması zorunluluğu karşımıza çıkmaktadır. Klinik eğitimi iyileştirmeye yönelik etkili eylemler ise ancak sorunun boyutlarının kapsamlı biçimde tanımlanması ile mümkün olabilecektir. Bu temel görüş doğrultusunda Mart 2014 tarihinde Öğretim Elemanlarının klinik eğitimde karşılaştıkları güçlüklerin ve kullandıkları çözüm yollarının belirlenmesi konulu bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya 199 öğretim elemanı katılmıştır ve elde edilen bulguların ilk değerlendirme sonuçları oldukça çarpıcıdır. Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi

13 yalnızca %24.6 sı klinikte var olan öğrenim yaşantılarının, %28.6 sı ise kliniğin genel olarak uygun olduğunu ifade etmiştir. Bunun yanısıra öğretim elemanlarının sadece %9.5 i öğrenmeyi kolaylaştırıcı ortam oluşturmada, %11.6 sı dersin öğrenme çıktılarına uygun öğrenim yaşantıları sunmada ve %13.1 i ise klinik uygulama alanı temininde hiç bir güçlük yaşamadığını ifade etmişlerdir. Öğretim elemanlarının ifade ettiği başlıca güçlük ise öğrenci sayısının çok fazla olması, dolayısıyla öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısının ve iş yükünün fazla olmasıdır. Öğretim elemanlarının %87.9 u iş yükü nedeniyle güçlük yaşadığını ifade etmiştir. HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİNDE TEORİK EĞİTİM SORUNLARI Doç. Dr. Hülya KAYA İÜ. Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Eğitim Anabilim Dalı 21. yüzyılın getirdikleri ile baş etmek için meslek üyelerinin, günümüzün ve geleceğin taleplerini karşılayabilecek nitelikte yetiştirilmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Meslek üyelerini yetiştirme eğitimin sisteminin işidir. Eğitim sisteminin eğitim programları aracılığı ile hem günümüzün gereksinimlerini karşılayabilecek hem de yeniçağın getirdiği sorunlarla baş edebilecek nitelikte meslek üyesi yetiştirmesi gerekir. Polka ve Matta eğitim programlarının geleceğin bireysel ve mesleki gereksinimlerini karşılar nitelikte yapılandırılması gerektiğine dikkat çekmekte, bireysel gereksinimleri; geleceğe hazır olma, birlikte hareket etmeye inanma, yaratıcılık, sorunlara duyarlı olma, mesleki gereksinimleri; geleceğin sorunlarına ilişkin eylem planları oluşturma, etkili iletişim becerisine sahip olma, mesleki gelişimi sürdürmede lider olabilme, fırsatları değerlendirme, etkili zaman yönetimi olarak özetlemektedir. Bir eğitim programının bu gereksinimlere cevap verebilmesi kuramsal yapının iyi oluşturulması, kuramsal boyutunun uygulama ile bir bütünlük içinde ele alınması gerekir. Kuramsal boyutun ancak uygulamaya yansıdığında değer kazandığı unutulmamalıdır. Kuramsal ve uygulama çoğunlukla eğitimde bir ikilem olarak görülmüştür. Kuramsal ile uygulamanın yapay bir sınırla ikiye ayrılması yeni bir sorun değildir. Bu ayırımın kökeni eski çağlara kadar uzanmaktadır. Oysa kuramsal ve uygulama bir bütünlük içinde düşünülmesi gereken eğitimin önemli iki boyutudur. Hemşirelik biliminde kuramsal ve uygulama bütünlüğü, hemşire eğitimcilerin, hemşire araştırmacıların ve uygulayıcı hemşirelerin işbirliği içinde çalışmalarını gerektirmektedir. Hemşirelik eğitiminde kuramsal yapıyı Bevis; hemşireliğe özgü kavramların, olguların, kuramların, teorilerin kavramsallaştırılması ve açıklanması olarak tanımlamaktadır. Kuramsal yapı, hemşirelik ile ilgili bilgi kitlesinin mantıklı bir şekilde organize edilmesini ve hemşirelikle ilgili temel

14 kavramlar arasındaki ilişkiyi kapsamaktadır. Bu yapının oluşturulması var olan sorunların farkında olmayı gerektirir. Günümüzde hemşirelik eğitimi programlarımda kuramsal boyutta yaşanan sorunları; Eğitimde entegrasyonun sağlanamaması. Hemşirelik Ulusal Çekirdek Eğitim Programı-HUÇEP in yaşama geçirilememesi. Bilgi transferinin sağlanamaması. Eğitimde ağırlıklı olarak pedagojik yaklaşımın kullanılması. Öğrenmede sorumluluk almayı, aktif katılımı ve düşünmeyi sağlayan eğitim etkinliklerine yeterince yer verilmemesi. Eğitim programlarının bilişsel ağırlıklı oluşturulması. Eğitim programının öğrencinin bütüncül gelişimini destekleyecek yapıda oluşturulmaması. Öğrencilerin esnek zamanlarının olmaması. Bilgi yükü, bilginin hızla gelişmesi ve yayılması. Öğretim elemanlarının uzmanlık alanı olmayan derslerde sorumluluk alması. Öğretim elemanlarının eğitim formasyonu almadan eğitimde görev alması. Hemşirelik alanında yazılmış kitap vb. kaynakların az sayıda olması. Kuramsal derslerde bilgi yükünün fazla olması, öğrencinin öğrendiklerini içselleştirememesi olarak kısaca özetleyebiliriz. Bu listeyi uzatmak mümkündür. Ancak, bu sorunlara çözüm üretmede hepimizin rolü ve sorumluluğu olduğunu unutmadan bilimsel ve sistematik bir yaklaşımla, işbirliği içinde çalışmamız gerektiğini göz ardı etmemeliyiz. Kaynaklar 1.Billings DM, Halstead JA.(1998). Teaching in Nursing. W.B. Saunders Company, Philadelphia. 2.Keating SB. (2006). Curriculum Development and Evaluation in Nursing. Lippincot Williams&Wilkins Company, Philadelphia. 3.Ertürk, S. (1994). Eğitimde Program Geliştirme. Ankara: Meteksan Ltd. 4.Varış F. (1991). Eğitim Bilimine Giriş. Ankara. Ankara Üniversitesi Basımevi

15 SAĞLIK POLİTİKALARI VE YASAL DÜZENLEMELER İÇERİSİNDE HEMŞİRELİKTE LİSANS EĞİTİMİ: BEKLENEN YETKİNLİKLER Doç. Dr. Sergül DUYGULU* *Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yetkinlik, bilgiyi, kişisel, sosyal ve/veya metodolojik becerileri iş ve çalışma ortamları ile mesleki ve kişisel gelişim konusunda kullanabilme yeteneğidir. Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi(TYYÇ)(2011)lisans eğitimikapsamında da yetkinlik, bağımsız çalışabilme ve sorumluluk alabilme yetkinliği, öğrenme yetkinliği, iletişim ve sosyal yetkinlik, alana özgü yetkinlik başlıkları altında ele alınmaktadır.hemşireler,tyyç kapsamında tanımlanan bu yetkinliklere ancak hemşirelik lisans eğitimini tamamlayarak sahip olabilir. Uluslararası Hemşireler Birliği-ICN de (2013), hemşirelerin kendi uygulama kapsamları içinde yetkin bir şekilde çalışabilmeleri için öncelikle uygun eğitimi almaları gerektiğini belirtmektedir. Avrupa Birliği nin ilgili direktifine göre (77/453/EEC madde 1.2) hemşirelik eğitimi, minimum 10 yıllık temel eğitim üzerine 3 yıllık veya 4600 saatlik teorik ve klinik eğitimi kapsayan bir eğitim olmalıdır. Ülkemizde sadece lisans düzeyindeki hemşirelik eğitimi bu direktif koşullarını karşılamaktadır.hemşirelik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Tarih: , Resmi Gazete Sayısı: 5634) ve 02/02/2008 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yükseköğretim Kurulu Doktorluk, Hemşirelik, Ebelik, Diş Hekimliği, Veteriner Hekimlik, Eczacılık ve Mimarlık Eğitim Programlarının Asgari Eğitim Koşullarının Belirlenmesine Dair Yönetmeliği de Türkiye de hemşirelerin kendilerinden beklenilen yetkinlikleri yerine getirebilmeleri için, temel mesleki hemşirelik eğitiminin Avrupa Birliği nin ilgili direktifinin önerdiği şekilde olması gerektiğini belirtmektedir. Bu sunuda profesyonel hemşirelik bakım hizmeti verebilmek için bazıları yukarıda da verilen mevcut politikalar ve yasal düzenlemeler içerisinde hemşirelikte lisans eğitimi, hemşirelerden beklenen yetkinlikler ve lisans eğitimi esnasında hemşirelik öğrencilerinin bu yetkinlikleri kazandırmada yapılabileceklerin ele alınması amaçlanmıştır.

16 YURTDIŞINDA BİR AKADEMİSYEN GÖZLEMİ Yrd. Doç Dr. Esra UĞUR Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Öğretim Üyesi Sağlık bilimleri doğası gereği hizmeti sunan profesyonellerin sürekli gelişim içerisinde bulunması ve dünyada meydana gelen yenilikleri yakından izlemesi gereken bir bilim alanıdır. İletişim ve bilişim teknolojilerindeki ilerlemeler sağlık profesyonelleri arasındaki etkileşimi artırmakta, ülkeler ve kurumlar arası hareketlilik sayesinde mesleki gelişmelerin yakından izlenmesi daha fazla mümkün olmaktadır. Edinilen bilgi ve deneyimlerin paylaşımı ise mesleki gelişme ve ilerlemelerden daha fazla meslek üyesinin haberdar olmasını sağlaması yönünden önem taşımaktadır. Bu sunumda bir akademisyen gözüyle eğitim öğretim yılı boyunca Minnesota, Amerika da Winona State University, Mayo Clinic, Winona Health Center ve Health Partners Institute for Education and Research de edinilmiş hemşirelik eğitimi- uygulamalarına ilişkin gözlem ve deneyimlerin aktarılması amaçlanmıştır. Amerika da temel hemşirelik eğitimi farklı yetkinlik ve yetki düzeyinde hemşireler yetiştiren üç yıllık diploma programları, iki yıllık ön lisans düzeyi ve dört yıllık lisans programları ile verilmektedir. Hemşirelerin profesyonel kayıtlı hemşire olabilmeleri için çalışmak istedikleri eyaletin board sınavını geçme ve bu ehliyetlerini devam ettirebilmek için sürekli eğitim ve gelişim programları ile bilgilerini güncellediklerini belgelendirme zorunlulukları vardır. Hemşireler için mezuniyet sonrasında master, felsefe doktorası (PHD) ve hemşirelik uygulama doktorası (DNP) eğitim programları mevcuttur. Hemşireler bu programlardan aldıkları yetki ile birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde özel yetkiler ile ve tanımlanmış pozisyonlarda görev yapmaktadır. Eğitimde kaliteyi sağlamak üzere hemşirelik eğitimi veren kurumların American Nurse Credentialing Center (ANCC) veya Commission on Collegiate Nursing Education (CCNE) tarafından akredite olması ve belirli aralıklarla denetlenmesi gereklidir. Hemşirelik eğitimi alan öğrenci profili genel yaş, cinsiyet vb. özellikle yönünden ülkemiz öğrencilerine benzemekle birlikte eğitimde öğrenciyi kendi öğrenmesinden sorumlu kılan bir yaklaşım izlemekte, öğrenciler gerek teorik dersler, gerekse laboratuar uygulamalarında aktif rol almaktadır. Temel hemşirelik eğitimi başta olmak üzere uygulama alanlarının kısıtlılığı ve hasta güvenliği ilkeleri gereği hasta üzerinde ehil olmayan kişilerin uygulama yapmasının sınırlı olması nedeniyle sağlık meslek gruplarının eğitiminde yüksek gerçeklik (high fidelity) düzeyinde simülasyon uygulamaları eğitim programlarının standart içeriğinde yer almaktadır. Okullar kendi bünyelerinde oluşturdukları laboratuarlarda veya simülasyon eğitim merkezlerinden hizmet satın almak yoluyla öğrencilerine klinikte karşılaşacakları vakalara yönelik senaryolar üzerinden eğitim vermektedir.

17 Sağlık kuruluşlarında hemşirelik hizmetleri yapısı, yönetimi, kadroları açısından özerk bir yapıda bulunmakta, en yüksek hemşire yönetici olan Chief Nurse Executive (CNE), Chief Medical Officer (CMO) ve Chief Financial Officer (CFO) ile birlikte hastanenin yönetiminde yatay ilişki içerisinde görev yapmaktadır. Mayo Clinic gibi büyük sağlık merkezlerinde hemşirelik hizmetleri kendi yönetim, eğitim, bilgi yönetim, kariyer geliştirme departmanlarına ayrılmış olarak görev yapmaktadır. Alanında lisansüstü eğitim almış hemşireler bu departmanlarda farklı görevler üstlenmektedir. Sağlık kuruluşları sağlık bakım kalitesini sağlamak üzere Joint Commission Accreditation of Healthcare Organization (JCAHO) tarafından ulusal düzeyde bir değerlendirmeye alınmakta, hemşirelik bakımının kalitesi de bu kriterlere uygun olarak sürdürülmektedir. Ülkenin hemşirelik alanında en büyük sorunu yetişmiş hemşire işgücünün kaybı olup kurumlar tarafından deneyimli ve nitelikli hemşireleri elde tutmak için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Magnet Hastane Modeli ve hemşirenin kararlara katılımını sağlamak bu alanda güncel konu başlıkları arasında yer almaktadır. YUNANİSTAN DA ERASMUS STAJ HAREKETLİLİĞİ GÖZLEM VE DENEYİMLER Neşe ALTINOK Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Profesyonel hemşirelikte; uluslararası etkileşimlerin, öğrenmede önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. Öğrencilerin bir Avrupa ülkesinde öğrencisi olduğu mesleki eğitim alanında uygulamalı iş deneyimi elde etmesi şeklinde açıklanan Erasmus Staj Hareketliliği de bu etkileşimlerden birisidir. Bu sunu ile Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi öğrencisi olarak, Erasmus staj hareketliliği kapsamında Yunanistan ın Atina şehrinde bulunan bir göğüs hastalıkları hastanesindeki (Sotiria Hastanesi-General Hospital of Chest Diseases in Athens) gözlemlerin, deneyimlerin ve kazanımların sempozyum katılımcılarıyla paylaşılması amaçlanmaktadır. Erasmus staj hareketliliği kapsamında 2012 yılı yaz döneminde Sotiria hastanesinin değişik kliniklerinde gözlemlerde bulunulmuş, Yunanistan sağlık sistemi, hemşirelik uygulamaları, hemşirelik eğitimi konusunda bilgi edinilmiştir. Elde edilen bilgiler doğrultusunda Yunanistan ve Türkiye sağlık sistemleri, hemşirelik uygulamaları ve hemşirelik eğitimini karşılaştırma fırsatına sahip olunmuştur. Yunanistan ulusal sağlık sisteminde, sağlık hizmeti zorunlu sağlık sigortası ve isteğe bağlı özel sağlık sigortasının birlikte bulunduğu karma bir yapıya sahip olmasına rağmen yaşanan ekonomik krizin sağlık finansmanlarına etkisinin olumsuz olduğu gözlenmiştir. Yunanistan'daki hemşirelik eğitiminde; 10+2 yıllık lise mezunu olanlar asistan hemşire ünvanını almakta, 12yıl + 3,5 yıllık teknik enstitü mezunu olanlar ile 12+4 yıllık üniversite mezunu olanlar ise hemşire ünvanını almaktadır. 4 yıllık üniversite eğitimi, teorik ve pratik eğitimi içermekte ve Türkiye deki hemşirelik eğitim programı ile benzerlik göstermektedir. Hemşirelik uygulamalarında en dikkat çekicisi olan ise, etkili, verimli ve hasta merkezli bakımı vermede bazı problemlerin olmasıdır. Bazı hemşirelik bakım uygulamalarının

18 ülkemiz hemşirelik uygulamalarına göre daha geride olduğu gözlemlenmiştir. Bir diğer dikkati çeken gözlem ise, erkek hemşirelerin Türkiye ye kıyasla sayıca fazla ve daha çok yönetim pozisyonlarında çalışmalarıdır. Erasmus staj hareketliliği profesyonel kazanımların yanında sosyal ve kültürel olarak da kazanımlar elde edilmesinde etkili olmuştur. Bu deneyim, farklı kültürden insanlarla bir arada olma, kültürleri tanıma, deneyimleme ve çok kültürlü bir ortamda öğrenme fırsatı da sağlamış, geleceğin küreselleşen sağlık bakım dünyasına, yeterli, yetkin ve güçlü hemşireler yetiştirilmesine katkıda bulunmuştur. ERASMUS ÖĞRENCİ GÖZLEMİ Araş. Gör. Hatice Dorum Farklı bir kültürü yerinde görüp çok keyifli bir süreç yaşamanın adı; Erasmustur. Bir üniversite öğrencisinin geleceğini aydınlatan ve ileriye götüren hayattaki bilinçli seçimlerimden biri erasmus programıyla Avrupaya maceralı bir yolculuğa çıkmak olsa gerek öğretim yılının güz döneminde İsveç te bulunan Linköping üniversitesinde bir dönem öğrenim görme şansını elde ettim. Bu program ile sadece akademik anlamda değil, hayata dair de büyük tecrübeler yaşama fırsatını buldum. Lisans eğitiminde değişim programları ile öğrenci hemşire olarak farklı kültürel ortamlarda bulunarak kültürlerarası uygulama fırsatı bulmanın, öğrenciye kültürel farkındalık ve duyarlılık kazandırmada önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Değişim programlarından biri olan Erasmusla birlikte farklı bir kültürde yaşam olanağı bulmamla birlikte hemşire öğrenci olarak ev sahibi ülke olan İsveç in sağlık bakımı konusundaki profilini görme ve çok boyutlu kültürel bakış açısı kazanarak kendi uygulamalarımızla karşılaştırma fırsatımı buldum. Bu durumun hemşirelik alanına özgü bilgimi, becerimi ve araştırma yeteneğimi arttırdığına inanmaktayım. Mesleğimi daha ileriye taşıyabilmek adına eğitim, araştırma ve uygulama alanında değişime açık olmak zorunda olduğumu gördüm. Erasmus değişim programı sayesinde, iletişim becerilerimin arttığını, problemlere eleştirel gözle bakabilmeye başladığımı, karar verme yeteneğimin ve yabancı dilimin geliştiğini bunlara ek olarak özgüvenimin oldukça arttığını söyleyebilirim. Farklı kültürlerden gelmiş onlarca yabancı erasmus öğrencisiyle aynı atmosferi paylaşmak ve bir de buna İsveçlilerin muhteşem disiplin anlayışından doğan düzenli öğrenim sisteminin getirmiş olduğu bakış açısını kazanmak haklı bir gurur veriyor. Bu gururun yanında ne kadar oraya giderken öğrenimle ilgili değişik hayaller kursanız da asıl sizi oraya bağlayan, yaşamınıza renk katan, sizi kucaklayan sizin gibi değişim programı ile gelen öğrencilerle kaynaşmaktır. Hastanede uygulama esnasında farklı ülkelerden öğrencilerle ve her Erasmus öğrencisi için okuldan görevlendiren supervisorlerle birebir çalışmanın keyfi anlatılamaz. Özellikle ortopedi öğrenci kliniğinde son sınıf öğrencilerinden oluşan bir ekiple çalışmak benim için inanılmaz öğretici ve geliştiriciydi. Supervisörümle yapmış olduğum hasta başı vaka tartışmaları esnasında hiç zorlanmadım. Hastaların ise 7'den 70'e konuştukları akıcı İngilizce'leri ve başka ülkeden

19 bir öğrenci olmama rağmen bana güvenerek girişimleri yapmama izin vermeleri sayesinde kendimi kolaylıkla adapte olmuş hissettim. Yaşamış olduğumuz bu tecrübelerin kişisel gelişimimiz dışında bize sunduğu en büyük fırsat başka bir toplumda, kültürde yaşarken kendi ülkemizi, kültürümüzü daha iyi değerlendirerek toplumca yaptığımız yanlış ve doğruları tüm çıplaklığıyla görebilmemizdir. Erasmus programı gerçekten fark yaratan kaçırılmaması gereken büyük bir fırsattır, kendini, mesleğini ve hayatı seven tüm bilinçli insanların gidebilmesi ümidiyle. SÖZEL BİLDİRLER

20 [SS-01] HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK UYGULAMALARA YÖNELİK DENEYİMLERİNİN İNCELENMESİ Özlem Özdemir 1, Serpil Özdemir 1,. Zeynep Kuru 2, Refia Olgun 2, Sibel Ferhat 2, Özlem Carlık 2 1 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Halk Sağlığı Hemşireliği BD, Ankara, Türkiye 2 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Ankara, Türkiye. AMAÇ: Hemşirelik eğitiminde etkili öğretim stratejilerini geliştirmeye yönelik girişimlerin planlanması ve uygulanmasında, öğrencilerin klinik uygulamalar ile ilgili deneyimleri önem taşımaktadır. Bu araştırmanın amacı; hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamalarla ilgili deneyimlerinin incelenmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma Mart-Mayıs 2011 tarihleri arasında, GATA Hemşirelik Yüksek Okulu 3. ve 4. sınıflarında eğitim öğretim gören öğrencilerle tanımlayıcı tipte bir araştırma olarak yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini, araştırmaya katılmaya gönüllü 156 öğrenci oluşturmaktadır. Evrenin %97.5 ine ulaşılmıştır. Veri toplama formu, öğrencilerin klinik uygulamalara yönelik düşüncelerini ve deneyimlerini belirlemeye yönelik 16 sorudan oluşmaktadır. Çalışmada veriler SPSS 15.0 for Windows paket programında değerlendirilmiştir. Araştırma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistikler; sayı, yüzde, ortalama± standart sapma, en büyük- en küçük değerler kullanılarak verilmiştir. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişki Pearson Ki-kare testi kullanılarak araştırılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 24.38±0.62 dir. Hemşirelik öğrencilerinin %80.1 i (n=125) kendini klinik uygulaya hazır hissettiğini ve %46.2 si (n=72) IM enjeksiyon, ağız bakımı ve yatak banyosu uygulamalarında kendisini rahat hissettiğini açıklamıştır. Klinik uygulama yapacak olma durumu öğrencilerin %62.1 inde (n=97) heyecan, %53.2 si (n=83) istek/heves duygusuna neden olmuştur. Öğrencilerin, %82.7 si (n=129) uygulama sırasında hata yapma durumuna yönelik endişe hissettiğini belirtmiştir. Dördüncü sınıf öğrencilerin, 3. sınıflara göre kendilerini klinik uygulama yapmaya daha hazır hissettikleri (p<0.05) ve hastalara bakım verirken daha rahat hissettikleri saptanmıştır (p<0.05). SONUÇ: Bu araştırmada elde edilen verilere göre, klinik uygulamaların sonunda öğrencilerin yoğun heyecan yaşadığı, hatalı uygulama endişesi duyduğu, öğrencilerin klinik uygulamada kendine güven sorunu yaşadığı ve girişimler sırasında zorlandıkları belirlenmiştir. Bu nedenle klinik uygulama öncesinde öğrencilerin uygulama bilgisinin yanı sıra öğrencinin kendine güven duygusunun geliştirilmesi, uygulama sırasında her öğrencinin klinik personeli ve eğitimciler tarafından desteklenmesi önerilebilir.

21 ANAHTAR KELİMELER: Öğrenci hemşire, klinik uygulama, deneyim [SS-02] HEMŞİRELİK 3. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK UYGULAMALAR SIRASINDA KARŞILAŞTIKLARI GÜÇLÜKLER Nebahat Bora Güneş, Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Yurdagül Erdem, Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Klinik uygulamalar hemşirelik eğitiminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamalar esnasında kendilerine sunulan uygulama fırsatları ve olumlu bir iletişim ortamı klinik uygulamanın verimini arttırabilir. Bu çalışmada hemşirelik 3. Sınıf öğrencilerinin klinik uygulamalar sırasında yaşadıkları güçlükler araştırılmıştır. Çalışmada araştırmacılar tarafından odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Sekiz kişilik gruplar halinde yarı yapılandırılmış bir soru doğrultusunda katılımcılara sorular yöneltilmiş ve yanıtlar kayıt edilmiştir. Yanıtlar, araştırmacılar tarafından çözümlenmiş ve sorunlar, yeterli uygulama yapma fırsatı bulamama, klinik öncesi hazırlık için yeterli vakit olmaması, sorumlu öğretim elemanı, hemşire ve diğer sağlık personeli ile iletişimde yaşanan güçlükler ve giyinme, dinlenme ve yemeğe ilişkin sorunlar olmak üzere 4 ana başlıkta toplanmıştır. Sonuç olarak hemşire eğitiminde klinik uygulamalarda verimliliğin arttırılmasında mevcut sorunların anlaşılması ve çözülmesi büyük önem taşımaktadır.

22 [SS-03] OKUL-UYGULAMA ALANLARI ARASINDAKİ BOŞLUĞU DOLDURMADA HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN YAKLAŞIMLARI Gülbu Tanrıverdi 1, Selma Atay 1, Nurcan Özyazıcıoğu 2, Sibel Sivrikaya Karaca 3 Melike Yalçın Gürsoy 1, Ayşe Çetin 1, 1 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, 2 Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, 3 Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin okul-uygulama alanları arasındaki boşluğu kapatmada çözümsel yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapıldı. YÖNTEM: Tanımlayıcı olan bu araştırmanın evrenini, Çanakale Onsekiz Mart, Uludağ ve Balıkesir Üniversitelerinde öğrenimine devam eden 3. ve 4. sınıf 592 hemşirelik bölümü öğrencisi oluşturdu. Evrenden örneklem seçimine gidilmedi. Araştırmaya katılmaya gönüllü olan 427 öğrenci çalışmaya dahil edildi. Kurumlardan yazılı izin alındı. Veriler araştırmacı tarafından oluşturulan anket formu ile Aralık 2013-Ocak 2014 tarihleri arasında toplandı. Veriler SPSS 15'te yüzdelik ve ortalama alınarak değerlendirildi. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 21.7±1.8 olup, %78.7'si (n=336) kadın, %95.6'sı (n=408) bekar ve sadece %8.7'si (n=37) Sağlık Meslek Lisesi mezunudur. Öğrencilerin %60'ı uygulama alanlarında sorun yaşadıklarını, sorunların yaygın olarak (%54.5, n=232) hemşire ve ebelerle yaşandığı ifade edildi. Okul-uygulama alanları arasındaki boşluğun doldurulmasında öğrencilerin %59.5'i (n=254) öğretim elemanının öğrenci ve uygulama alanında çalışan hemşire ile birlikte bakımın sorumluluğunu almasının (Entegrasyon Modeli); %30'u (n=128) okulların uygulama alanlarındaki hedeflerini belirlemesinin, uygulamaların nasıl yürütüleceğine yönelik kararlar almasının ve bunların projelendirmesinin (Girişimci Model); %12.6'sı (n=54) eğitimcilerin hem okulda hem de uygulama alanlarında görev almalarının (İşbirlikçi model); %4.4'ü (n=19) ise hem eğitimcilerin hem de çalışan hemşirelerin kadrolarının kendi kurumlarında olmasına rağmen her iki birimde de çalışmalarının (Birleşik Model) etkili olabileceği ifade edildi. Öğrencilerin okul uygulama alanları arasındaki boşluğu doldurmaya yönelik en yaygın kabul gören çözüm önerileri arasında, uygulama alanı ile öğrenci gereksinimleri arasında paralellik sağlanması (%16.0, n=67), teorik bilgi ve uygulamada gerçekleştirilenin uyumlu olması (%12.6, n=53), uygulama öncesi beceri geliştirmeye ağırlık verilmesi (%10, n=42), öğrencilerin uygulama hakkında bilgilendirilmeleri (%9.3, n=39), iki kurum arasında beklentilerin protokollere dayandırılması ( %7.1, n=30) yer aldı. SONUÇ: Öğrencilerin okuluygulama alanları arasındaki boşluğu doldurmada işbirlikçi modelleri değişen oranlarda benimsedikleri ve sorunların çözüm noktasında okul-uygulama alanlarının ortak sorumluluk almaları noktasında birleştikleri görüldü. Bu bağlamda okul-uygulama alanları arasında boşluğu doldurmada entegrasyon modeli başta olmak üzere işbirlikçi modellerin kullanılması ve öğrenci yaklaşımlarının dikkate alınması önerilebilir.

23 ANAHTAR KELIMELER: Hemşirelik, öğrenci, okul, uygulama, sorun, çözüm [SS-04] ÖĞRENCİ HEMŞİRELERİN HEMŞİRELİK SÜRECİNİ KULLANIRKEN YAŞADIKLARI GÜÇLÜKLERİN VE HEMŞİRELİK SÜRECİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ Serpil Sü, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, Tuğba Gözütok, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu çalışma öğrenci hemşirelerin hemşirelik sürecini kullanırken yaşadıkları güçlüklerin ve hemşirelik sürecine ilişkin görüşlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak yürütülen çalışmanın evrenini, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi hemşirelik bölümünün 2., 3., 4. sınıfında öğrenim gören ve hemşirelik süreci eğitimi alan 401 öğrenci, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 240 öğrenci oluşturdu. Veriler sosyo-demografik özellikleri, hemşirelik sürecini kullanırken yaşanan güçlükleri ve hemşirelik sürecine ilişkin görüşleri içeren toplam 17 sorudan oluşan anket formu kullanılarak toplandı. Anket formu ilgili kurumdan izin alındıktan sonra ve tarihleri arasında katılımcılara uygulandı. Veriler bilgisayar ortamına aktarılarak istatistiksel değerlendirilmede ortalama ve yüzdelik testler kullanıldı. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %77.9 u yaş aralığında, %78.8 i kadın, %42.1 i ikinci sınıfta öğrenim görmekte ve %70.4 ünün transkript not ortalaması 2.01 ve 3.00 arasında değişmektedir. %95.4 ü klinik uygulama sırasında hemşirelik sürecini kullanmakta, %70.8 i hemşirelik sürecini kullanırken zorluk yaşamaktadır. Öğrencilerin %48.3 ü veri toplamada, %52.1 i hemşirelik tanısı belirlemede, %43.8 i etiyolojik faktör belirlemede, %42.1 i tanımlayıcı kriter belirlemede, %34.6 sı tanıları öncelik sırasına koymada, %43.3 ü bakım amaçlarını geliştirmede, %50.8 i sonuç kriterleri belirlemede, %45.8 i girişimleri planlamada, %42.9 u planlanan girişimleri uygulamada ve %42.1 i değerlendirme basamaklarında ara sıra güçlük yaşamaktadır. Öğrencilerin %15.4 ü hemşirelik sürecini hastaya uygun bakım ve tedavi vermek olarak düşünürken, %15.4 ü hemşirelik süreci kullanmanın kendisine sağladığı yarar olarak daha fazla bilgi edinme görüşünü belirtmiştir. SONUÇ: Sonuç olarak çalışmamızda, öğrencilerin hemşirelik uygulamalarının temelini oluşturan hemşirelik sürecini kullanırken güçlük yaşadıkları ayrıca öğrencilerin hemşirelik süreci kullanmanın hasta bakımında ve mesleki gelişimlerinde yararlı olduğu yönünde görüşe sahip oldukları bulunmuştur. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik süreci, öğrenci, hemşire.

24 [SS-05] HEMŞİRELİK SON SINIF ÖĞRENCİLERİNİN MESLEKİ BEKLENTİLERİ Handan Sezgin, Arife Silahçılar, Seyran Şenveli, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Araştırma hemşirelik son sınıf öğrencilerinin mesleki beklentilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı tipteki bu çalışma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda, çalışmayı kabul eden 57 son sınıf öğrencisi ile Kasım-Aralık 2013 tarihlerinde yapıldı. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan 24 soruluk anket formu kullanıldı. Veriler frekans ve ki-kare ile değerlendirildi. BULGULAR: Araştırmamızda yaş ortalaması 21.7, öğrencilerin %70.2'ı kadındır. %75.4'ünün mesleği sevdiği, %57.1'inin iş imkanının iyi olması nedeniyle tercih ettiği, % 54.4'ünün eğitimleri sırasında mesleğe bakış açılarında olumlu değişme olduğu, %63.2'sinin mesleği başkalarına önerebileceği, %82.5'inin mesleklerini yapmayı düşündüğü, %87.7'sinin iş bulma kaygısının olmadığı belirlenmiştir. %80.7'si mezuniyet sonrası eğitimin gerekli olduğunu ifade etmiştir.bu düşünceye sahip olanların %36.8'i mesleki gelişim için, %22.8'i ise branşlaşmak için mezuniyet sonrası eğitim gereklidir demiştir. %31.6'sı klinik hemşiresi, %24.6'sı yönetici olarak, %86'sı kamu sektöründe çalışmak istemekte, %.50.9'u mesleğini yaparken lisansüstü eğitime de devam etmeyi planlamaktadır. Başka bir alanda eğitim veya iş imkanı araştırmak isteyenler ise %12.3'tür. %22.8'i çalışacakları kurum tarafından kongrelere katılım ve bilimsel araştırma yapma imkanı sağlanmasını beklemektedir. % 80.7'si günde 8 saat, %10.5'i ise nöbet usulü çalışmayı tercih etmektedir. % 60.2'si TL arasında net gelir beklentisi içindedir. %94.7'si meslekte terfi sisteminin adil olmadığını, % 10.5'i statü açısından kendine uygun bulmadığını düşünmektedir. Meslekteki en güncel sorunlar "farklı eğitim düzeyleri ile hemşire ünvanı alınabilmesi"(%45.6), "hala toplumda doktor yardımcısı etiketinin olması ve görev tanımı belirsizliği"(%26.3) olarak ilk sıralarda belirtilmiştir. Araştırmamıza katılan kadınlar kliniklerde çalışmayı, meslek örgütlerine üye olmayı tercih ederken, erkekler yönetici olmayı istemekte, fakat meslek örgütlerine üye olmayı istememektedir [sırasıyla (p=0.03), (p=0.009)]. Mesleği sevdiğini belirtenler; mesleğe ve lisansüstü eğitime devam etmek istemekte (p=0.002), mesleklerini başkalarına da önermekte (p=0.001), mezuniyet sonrası eğitimin gerekli olduğunu düşünmektedirler (p=0.01). SONUÇ: Araştımaya katılan kadınlar klinikte çalışmayı, erkekler yöneticiliği istemektedirler. Öğrencilerin yarıdan fazlası lisansüstü eğitime isteklidir. Kurumlarından bilimsel aktiviteler için destek beklemektedirler. ANAHTAR KELIMELER: mesleki beklenti, hemşirelik öğrencileri

25 [SS-06] HEMŞİRELİK DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN HEMŞİRELİKTE LİSANS EĞİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ Dilek Sarpkaya, Yakın Doğu Üniversitesi, Ümran Dal, Yakın Doğu Üniversitesi AMAÇ: Bu çalışma, hemşirelik bölümü son sınıf öğrencilerinin hemşirelikte lisans eğitimine ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı olarak yapılmış olup, örneklemini Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü güz yarıyılında öğrenim gören gönüllü 88 son sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak; öğrencilerin tanıtıcı özelliklerini, teorik ve uygulama eğitimine ilişkin görüşlerini ve önerilerini belirlemek amacıyla geliştirilen anket formu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik hesaplaması yapılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %53.5 i yaş grubunda, %89.8 i kadın, %85.2 si bekar, %69,3 TC uyruklu ve %77.3 ü çekirdek aile yapısındadır. Çalışmada teorik eğitime ilişkin görüşler incelendiğinde, öğrencilerin %53.4 ü derslerin verimli ve yeterli olduğunu, %20.5 i derslerin ağır ve detaylı anlatıldığını, %19.3 ü derslerin blok yapılmasının verimliliği azalttığını ve %11.4 ü Türkiye den part-time gelen öğretim elemanlarının eğitimde sorun yaşattığını belirtmişlerdir. Öğrencilerin teorik eğitime ilişkin önerileri arasında, sırasıyla ilk üç önerinin hemşirelik açısından önemli olan bilgilerin verilmesi, gereksiz bilgilerin verilmemesi (%23.9), derslerin sıkıştırılmadan geniş zamanda anlatılması (%19.3), derslerle uygulamanın birlikte yürütülmesi (%10.2) olduğu görülmüştür. Çalışmada öğrenciler uygulama yapma olanaklarının ve el becerilerinin eksik olduğunu (%37.5), Türkiye de yaptıkları stajın daha verimli olduğunu (%22.7), KKTC deki hastanelerde yeterli vaka göremediklerini (%19.3), hemşirelerin kötü davranmaları/yardımcı olmadıklarını (%17.0), öğretim elemanı sayısının yetersiz olduğunu (%17.0) bildirmişlerdir. Hastane uygulamasına ilişkin sıklıkla ilk üç önerinin ise küçük gruplarla uygulama yapılması (%20.5), uygulamada sürekli öğretim elemanının öğrencinin başında durması (%15.9) ve hemşirelerin öğrencilere yardımcı olması için gerekenin yapılması (%12.5) olduğu saptanmıştır. SONUÇ ve ÖNERİLER: Öğrencilerin çoğu teorik eğitimi yeterli bulmakla birlikte teorik eğitim içeriğinin gözden geçirilmesi, uygulama eğitimine ilişkin sorunların olduğu ve bunların çözümü için gerekli çalışmaların yapılması önerilmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik, Hemşirelik Öğrencisi, Hemşirelikte Lisans Eğitimi

26 [SS-07] HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN HEMŞİRELİK EĞİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ Funda Gül Bilgen, Ayşe Çiçek Korkmaz, Şenay Şekeroğlu, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Yusuf Şerefoğlu Sağlık Yüksekokulu, KİLİS Hemşirelik eğitimi, teori ve uygulamayı içeren bir eğitimdir. Ülkemizde hemşirelik öğrencileri aldıkları eğitimde pek çok güçlükle karşılaşmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye deki hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik eğitimine ilişkin görüşlerine yönelik yapılan araştırmaları inceleyerek bu alandaki güçlükleri ve sorunları belirlemektir. Bu literatür incelemesinde Google akademik, Pubmed, Yükseköğretim kurumu ve Türk tıp dizini veri tabanları taranarak bu incelemenin amacına uygun 15 çalışmanın sonuçlarına yer verilmiştir. Çalışmalar gözden geçirildiğinde; eğitime ilişkin görüşlerin dört kategoride toplandığı görülmüştür. Bunlardan birincisi ders içeriği ve dersin sunuluşu ile ilgili görüşlerdir. Öğrencilerin genellikle hemşirelik eğitiminden memnun olmadığı ve günlük ders saatleri fazla olduğu için sıkıntı yaşadıkları bulunmuştur. Öğrencilerin görüşlerinden bir diğeri de öğretim elemanı ile ilgili görüşlerdir. Öğrenciler öğretim elemanlarının bakıma katılmaması, öğrenci ile olumlu iletişime girmemesi, klinikte yardım edici olmamasının nedenini öğretim elemanı sayısının yetersiz olmasından kaynaklandığını ifade etmişlerdir. Öğretim elemanı sayısı ve niteliğindeki yetersizlik sağlık yüksekokullarının büyük bir kısmında yaşanmaktadır. Etkili bir klinik öğretim için literatürde öğretim elamanına düşen öğrenci sayısının 8-10 arasında olması, maksimum bu sayının 15 e çıkabileceği vurgulanmaktadır. Öğrencilerin eğitsel kaynakları konusunda görüşleri incelendiğinde, ders araç-gereç yeterliliğini olumsuz olarak değerlendirdiği, uygulama alanlarında ise araç-gereç eksikliği yaşadıklarını, okuldaki kitap, internet gibi kaynaklara erişemediklerini ve sosyal etkinliklere yeterince katılamadıklarını belirtmişlerdir. Hemşirelik lisans eğitimi veren okulların bir bölümü hala eğitimlerini, üniversite kampüsleri dışında ve Sağlık Bakanlığı nın eski meslek liseleri binalarında yürütmektedirler. Ayrıca, Türkiye de Hemşirelik raporuna göre ülkemizdeki sağlık yüksekokullarının kütüphane, elektronik, literatür tarama olanaklarının yetersiz olduğu belirlenmiştir. Öğrenciler klinik uygulamalarda vaka sayısının yeterli olmadığını, uygulama alanlarının gereksinimlere cevap vermediğini ve en önemlisi uygulamalı derslerle ilgili kliniklere çıkamadıkları görüşlerini bildirmişlerdir. Bunların dışında öğrencilerin intörnlük uygulamasına ilişkin görüşleri incelendiğinde, intörnlük uygulamasının mesleki yeterliliklerinin artmasını sağladığı, kendilerini daha yeterli, güvenli ve mesleğe hazır hissetmelerine yardımcı olduğunu belirterek memnuniyetlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Bu sonuçlar doğrultusunda, ders materyallerinin artırılması, klinik beceriler laboratuarının malzeme ve donanım yönünden zenginleştirilmesi, haftalık ders saatinin azaltılması amacıyla müfredatta değişikliğe gidilmesi, okuldaki fizik olanakların geliştirilmesi ve

27 öğrencilerin sosyal etkinliklere yönlendirilmesi ve hemşirelik bölümlerindeki eğitimi değerlendirmek amacıyla sürekli çalışmaların yapılması önerilebilir. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik, Hemşirelik Eğitimi, Hemşirelik Öğrencisi [SS-08] HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNDE BENLİK SAYGISI ve İLETİŞİM BECERİLERİ Eylem Paslı Gürdoğan, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Esin Çetinkaya Uslusoy, Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Seda Kurt, Kübra Yasak, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi GİRİŞ: İletişim hemşirelik mesleği için vazgeçilmez temel becerilerden biridir. Gelecekte hemşirelik mesleğinin birer üyesi olan hemşirelik öğrencilerinin etkili iletişim becerilerine sahip olmaları ve bunun yanında özsaygılarının yüksek olması onları mesleklerinde başarılı kılacak etkenlerin başında gelmektedir. AMAÇ: Araştırma hemşirelik öğrencilerinin sosyo-demografik özelliklerinin benlik saygısı ve iletişim becerilerine etkisini belirlemek ve aralarındaki ilişkiyi değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırma Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 1 ve 4 sınıflarında okuyan öğrencilerle Ocak 2014 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya katılmayı kabul eden 217 öğrenci araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler sosyo-demografik özellikleri içeren bilgi formu, Cooper Smith Benlik Saygısı ölçeği (CSBSÖ) ve İletişim Becerilerini Değerlendirme ölçeği (İBDÖ) ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, frekans, Kolmogorov-Smirnov, bağımsız gruplarda t testi, Mann- Whitney U, One Way Anova, Kruskal-Wallis ve korelasyon analizleri kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmada İBDÖ puan ortalamalarına bakıldığında 1. Sınıf öğrencilerin ±8.10, 4.sınıf öğrencilerin ±10.15 puan aldıkları bulunmuştur. Cooper Smith Benlik Saygısı ölçeği puan ortalamaları ise, 1. Sınıf öğrencilerinde 73.54±8.04, 4.sınıf öğrencilerinde 69.75±17.46 olup, 1. sınıf öğrencilerinin %65.7 sinin, 4. sınıf öğrencilerinin %57.5 inin yüksek benlik saygısına sahip oldukları belirlenmiştir. Yapılan korelasyon analizi ile 1. Sınıf öğrencilerinde benlik saygısı ile iletişim becerileri arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=- 0,31, p=.000). Sosyodemografik özellikler ile İBDÖ ve CSBSÖ puanları arasında anlamlı istatistiksel bir fark bulunmamıştır. SONUÇ: Öğrencilerin iletişim becerileri konusunda kendilerini başarılı buldukları, yarıdan fazlasının yüksek benlik saygısına sahip olduğu, benlik saygısının yüksek olmasının iletişim becerilerini artırdığı belirlenmiştir. Hemşirelerin, sağlık bakım sisteminde iletişim açısından oldukça önemli bir role sahip

28 olması nedeniyle hemşire ve hemşire adaylarına benlik saygısını geliştirici ve iletişim becerilerini artırıcı çeşitli eğitim ve aktivitelerin düzenlenmesi önerilebilir. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik Öğrencileri, Benlik Saygısı, İletişim Becerileri [SS-9] BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN ÖRGÜTE BAĞLILIK DURUMLARI Handan Alan, Funda Karadağlı, Nurcan Manav, ÇOMÜ Araş. ve Uyg. Hastanesi GİRİŞ: Çalışma, bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin örgüte bağlılık durumlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. MATERYAL/METOT: Araştırmanın evrenini, Çanakkale ilindeki üniversite hastanesinde en az bir yıldır çalışan hemşireler oluşturmuştur (N=88). Uygulama hastane başhekimliğinden ve üniversite etik kurulundan izin alındıktan sonra Mayıs-Temmuz 2013 tarihleri arasında anket uygulama tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri için, araştırmaya katılanların demografik bilgilerini içeren 7 soruluk bilgi formu ve kuruma bağlılık düzeylerini belirlemek için, 1976 yılında Porter, Crampon ve Smith tarafından geliştirilen, Çiğdem Vatansever tarafından Türkçe ye uyarlanarak geçerlik ve güvenirlilik çalışması yapılmış olan, Örgüte Bağlılık Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizi, bilgisayar ortamında (SPSS 16,0) gerçekleştirilmiş ve sayı, yüzdelik, Kruskal Wallis ve Mann Whitney U testlerinden yararlanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşirelerin %39 u yaş arasında, % 59,8 inin lisans mezunu, %34,1 inin 4-7 yıl arasında meslekte ve %52,4 ünün 1-3 yıldır kurumda çalıştığı görülmüştür. Hemşirelerin %34,1 inin servis hemşiresi olarak ve % 64,6 sının bulundukları pozisyonlarda 1-3 yıldır çalıştıkları ve %47,6 si nöbet usulü çalıştığı saptanmıştır. Örgüte Bağlılık Ölçeği; bağlılığın yüksek olduğunu ifade eden Örgüte Bağlılık 1 ve örgüte bağlılığın zayıf olduğunu ifade eden Örgüte Bağlılık 2 alt boyutlarından oluşmaktadır. Örgüte Bağlılık alt faktörlerine karşılık gelen cevapların ortalamalarının yüksek ve 4 den yukarı olması bağlılığın yüksek ya da zayıf olduğunu ifade etmektedir. Araştırmanın örneklemini oluşturan hemşirelerin, örgüte bağlılık alt faktörlerinden aldıkları en yüksek ortalamanın Örgüte Bağlılık 2 (Ort. 4,37, min-max: 1,5-7,0) alt faktöründe olduğu görülmektedir. Buda kuruma bağlılığın zayıf olduğunu göstermektedir. Örgüte bağlılık ölçeği alt boyutları ile araştırmaya katılan hemşirelerin yaş grupları, eğitim durumu, çalışma pozisyonları, bu pozisyonda çalışma süreleri ve çalışma şekilleri karşılaştırıldığında örgüte bağlılık 2 alt boyut puan ortalamasının örgüte bağlılık 1 alt boyut puan ortalamasından daha yüksek olduğu, ancak gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı bulunmuştur (p>0,05). Araştırmaya katılan hemşirelerin kurumda çalışma süresi ile örgüte bağlılık ölçeği alt boyutları karşılaştırıldığında örgüte bağlılık 2 alt boyut puan ortalamasının örgüte bağlılık 1 alt boyut puan

29 ortalamasından daha yüksek olduğu ve gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur (p<0,05). SONUÇ:Bu çalışmada hemşirelerin kuruma bağlılıklarının düşük olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin özellikle kurumda çalışma yılları arttıkça örgüte bağlılıklarının azaldığı bulunmuştur. ANAHTAR KELİMELER: Hemşire, Hastane, Örgütsel Bağlılık [SS-10] HEMŞİRELERDE İŞ YAŞAM KALİTESİ NİN DEĞERLENDİRİLMESİ Handan Alan, ÇOMÜ Araş. ve Uyg. Hastanesi AMAÇ: Bu çalışma, hemşirelerde iş yaşam kalitesini değerlendirmek ve etkileyen faktörleri belirleyebilmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. METOT: Bu çalışmada evren- örneklem seçimine gidilmeden evrenin tamamına ulaşılması hedeflenmiştir. Çalışmanın evrenini Çanakkale il merkezindeki devlet hastanesi, üniversite hastanesi ve özel hastanede hasta bakımında en az bir yıldır çalışan hemşireler oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Ekim-Kasım 2011 tarihleri arasında kurumlardan yazılı izin alındıktan sonra toplanmıştır. Araştırma verileri, araştırmaya katılanların demografik bilgilerini içeren 8 soruluk bilgi formu ve araştırmacı tarafından geliştirilen ve geçerlilik güvenirliliği yapılan 73 soruluk 5 alt faktörlü Hemşirelerde İş Yaşam Kalitesi Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Ölçeğin Cronbach s Alpha katsayısının 0,97, alt boyutlarının Cronbach s Alpha katsayılarının ise 0,79-0,96 arasında olduğu bulunmuştur. Verilerin istatistiksel analizi, bilgisayar ortamında (SPSS 16,0.) gerçekleştirilmiş ve tanımlayıcı istatistik yöntemlerden sayı, yüzdelik, Kikare, Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşirelerin %38,7 si yaş arasında, %76,7 si evli ve %68,4 ü devlet hastanesinde çalışmaktadır. Çalışmaya katılanların %41,5 inin riskli birimlerde, %67,2 sinin servis hemşiresi pozisyonunda, %46,6 sının haftada 54 saat çalıştığı; %45 inin meslekte çalışma süresinin yıl arasında değiştiği ve %62,5 inin 1-5 yıldır bulunduğu birimde çalıştığı saptanmıştır. Çalışmaya katılan hemşirelerin % 50 si iş yaşam kalitesini orta olarak değerlendirirken, %30,8 i kötü ve çok kötü olarak değerlendirmiştir. Ölçekte toplam puan hesaplanırken 100 e dönüştürme yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmada da ölçeğin puan ortalaması 80,98±14,30 olarak bulunmuştur. Buda hemşirelerin iş yaşam kalitelerini olumsuz yönde değerlendirdiklerini göstermektedir. Ölçeğin alt boyutlarında en yüksek puanı kurum yönetimi politikaları alt boyutu (88,10±13,62), en düşük puanı ise sosyal imkânlar ve çalışma ortamı boyutu almıştır (74,00±18,06). Ölçek puan ortalaması ile çalışılan kurum, yaş, haftalık çalışma saati, kurumda çalışma süreleri, çalıştıkları birimde çalışma süreleri ve iş yaşam kalitelerini kendi öz değerlendirmeleri arasında anlamlı farklar çıkarken(p0,05) medeni durumun, çalıştığı birimin ve çalışma pozisyonunun iş yaşam kalitelerini etkilemediği saptanmıştır (p>0,05). SONUÇ: Hemşirelerin iş yaşam kalitesi ölçeğinden aldıkları puan ortalamasının yüksek olduğu ve iş yaşam kalitelerinin en çok kurum yönetimi politikalarından etkilendiği, hemşirelerin kendi öz

30 değerlendirmeleri ile ölçekten alınan puan ortalamasının örtüştüğü ve çalışanların iş yaşam kalitelerinden memnun olmadıkları saptanmıştır. ANAHTAR KELİMELER: Hemşire, Hastane, İş Yaşam Kalitesi [SS-11] HEMŞİRELERİN İŞ-AİLE ÇATIŞMASI DÜZEYLERİNİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ Sinem Yıldırımalp, Mert Öner, Bora Yenihan, Sakarya Üniversitesi AMAÇ: Sağlık çalışanları arasında anahtar bir role sahip olan hemşirelerin sayısal açıdan yıllar itibariyle artış gösterdiği ve sağlık çalışanları içinde sayısal çoğunluk oluşturdukları görülmektedir (TÜİK,2012). Bu paralelde hemşirelerin çalışma yaşamından kaynaklanan sorunlarının irdelenmesi önem taşımaktadır. İş ve aileden kaynaklanan rol talepleri ve beklentilerinin insanlar açısından aynı zamanda ve uyumsuz bir şekilde ortaya çıkması durumunu ifade eden iş-aile çatışması, iş yükü ve yoğunluğu yüksek mesleklerde yaşanan temel sorunlardan birini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, iş yükü ve yoğunluğu yüksek bir meslek grubu olan hemşirelerin iş- aile çatışması yaşayıp yaşamadığı ve çatışmanın yönünün tespit edilmesidir. YÖNTEM: Bu çalışma Kocaeli ve Sakarya illerinde bulunan özel ve kamu hastanelerinde görevli bulunan hemşireler üzerinde yapılmıştır. Çalışmanın yöntemi olarak kartopu örneklemi üzerinden anket yöntemi kullanılmıştır. Çalışma kapsamında toplam 300 anket hazırlanarak hedef kitleye gönderilmiştir. Anketlerin 213 tanesi geri dönmüştür. Anketlerin değerlendirilmesinde SPSS 16.0 kullanılmıştır. Anket verilerinin değerlendirilmesinde normallik testi sonucuna göre verilerin normal dağılım göstermediği görülmüş, verilerin çözümlenmesinde Mann-Whitney U testi ve Kruskal Wallis H testi teknikleri uygulanmıştır. BULGULAR: Yaş gruplarına göre İş-aile çatışma yaşama düzeyleri incelendiğinde yaş grubu arasındaki hemşireler ve yaş grubu arasındakilerden daha fazla; medeni durum açısından evli hemşireler ve diğer grubundaki hemşireler bekarlardan daha fazla; çocuk sayısı açısından bir ve iki çocuk sahibi olan hemşireler çocuğu olmayan hemşirelere göre daha fazla İş-Aile çatışması yaşarlarken, hemşirelerin çalıştığı kurum açısından özel hastanede ve kamu hastahanelerinde çalışan hemşireler arasında farklılık bulunmamıştır. SONUÇ: Hemşirelik mesleğinde iş-aile çatışması incelendiğinde ilerleyen yaş ile birlikte daha fazla iş-aile çatışması yaşandığı görülmektedir. İlerleyen zamanla birlikte iş hayatının rutinleşmesi bu durumun şekillenmesinde etkili olabilmektedir. Ayrıca bekâr hemşirelerde iş-aile çatışmasının çok daha az görülmesi de normal karşılanabilir. Zira bekâr hemşirelerin aile yaşamındaki rol ve yükleri daha az yoğun olmaktadır. Çocuk sayısının da artmasıyla birlikte iş-aile çatışmasının daha fazla yaşanması da olası bir durum olarak kabul edilebilir nitelik taşımaktadır.

31 ANAHTAR KELİMELER: Hemşireler, İş-Aile Çatışması, Demografik Özellikler [SS-12] BİR ÜNİVERSİTESİ HASTANESİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRE VE EBELERİN İŞ DOYUMUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ Necla Erdugan, Gülşen Vurur, Funda Karadağlı, Nurcan Manav ÇOMU Araştırma ve Uygulama Hastanesi AMAÇ: Bu araştırma, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde çalışan hemşire ve ebelerin iş doyumunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmaya hastanede görev yapan 127 hemşire,7 ebe hedef alınmıştır. Çalışanların 44 üne ulaşılamaması nedeniyle değerlendirmeye toplamda 80 hemşire 3 ebe alınmıştır. Veriler, Ekim 2013 Aralık 2013 tarihleri arasında anket formu yardımıyla toplanmıştır. Verilerin toplamasında literatüre dayalı, sosyo-demografik özellikleri ve çalışma koşullarını belirleyen 20 soruluk anket formu ve 50 sorudan oluşan İş Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Ölçekte 1 den 5 e doğru bakıldığında iş doyumu azalmaktadır. Veriler SPSS 19.0 programında değerlendirilmiş olup istatistiksel değerlendirmede Kruskal-Wallis varyans analizi,kendall sıra korelasyon analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Elde edilen verilere göre; çalışmaya katılan sağlık personelinin %88 i kadın, % 50,6 sı yaş aralığında,%47 si lisans mezunudur. Çalışma yıllarına bakıldığında %31,3 ünün toplam çalışma süresinin 6-10 yıl arasında olduğu,%59 unun şu an çalıştığı kurumda çalışma yılının 6-10 yıldır. Araştırmaya katılanların 31 inin (%37,3) meslek seçimini kendilerinin yaptıkları,%39,6 sı yükselme şansının olduğu,%47 sinin adil olmayan terfi politikasının uygulandığını düşündükleri belirlenmiştir. Araştırmada hemşire ve ebelerin iş doyumu alt ölçeklerinin ortalamaları; iş ve niteliği açısından, 2,5; ücret açısından, 3,9; kişiler arası iletişim açısından, 2,3; sosyal olanaklar açısından, 3,3; yönetim açısından, 3,2 olarak bulunmuştur. Analiz sonucunda; katılımcıların yaşları ve eğitim durumları, iş doyumu alt ölçekleri arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmamıştır (p>0,05), Çalışmada personelin eğitim düzeyi ve iş doyumu alt ölçekleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05).çalışma yılı, iş doyumu alt ölçekleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır(p>0,05). Kurumda çalışma yılı değerlendirildiğinde sadece yönetim bileşeni açısından anlamlı pozitif yönlü zayıf korelasyon bulunmuştur (p<0,05). Ayrıca çalışma yılı arttıkça yönetim bileşeni açısından iş doyumu azalmaktadır.

32 SONUÇ: Çalışma sonucunda iş doyum düzeyleri orta düzeyde bulunmuştur. Hemşire ve ebelere iş doyum düzeylerini arttırmaya yönelik hizmet içi eğitimlerin verilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik girişimlerin planlanması gerektiği düşünülmektedir. ANAHTAR KELİME: hemşire, ebe, iş doyumu [SS-13] HEMŞİRELERİN BİLGİSAYAR KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ VE BİLGİSAYAR KULLANIM DURUMLARININ İNCELENMESİ Pınar Yeşil, Çukurova Üniversitesi Adana Sağlık Yüksekokulu, Hatice Çiftçi, Adana Devlet Hastanesi, Gürsel Öztunç, Zehra Eskimez, Meltem Akbaş, Çukurova Üniversitesi Adana Sağlık Yüksekokulu GİRİŞ VE AMAÇ: Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki yenilikler, hasta bakım sistemlerini de etkileyerek geliştirmekte, sağlık hizmeti sunan ve bu hizmeti alanlara yeni fırsatlar sunmaktadır. Amerikan Hemşireler Birliği; hemşirelik bilişiminin veri yönetimini sağladığını, bu nedenle hemşirelik uygulamalarında ve değerlendirmelerinde bilişim teknolojilerinin kullanılması gerektiğini bildirmektedir. Bu çalışma, hemşirelerin bilgisayar kullanımına ilişkin görüşleri ve kullanım durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak yapılan çalışmanın evrenini, bir üniversite hastanesinde çalışan tüm hemşireler, örneklemini ise, çalışmaya katılmayı kabul eden 206 hemşire oluşturmuş olup, evrenin %30 una ulaşılmıştır. Çalışmanın kurum izinleri ve Etik Kurul onayı alınmıştır. Veriler, hemşirelere yönelik kişisel bilgi formu ve hemşirelerin bilgisayar kullanımına ilişkin görüşleri ve kullanım durumlarını belirlemeye yönelik literatürden yararlanılarak hazırlanan soru formu ile toplanmıştır. Tanımlayıcı istatistikler olarak, sayı ve yüzde değerleri verilmiştir. BULGULAR: İstatistik anlamlılık olarak sonuç: Çalışmanın sonucunda hemşirelerin bilgisayar kullanımının orta düzeyde olduğu ancak hemşirelik uygulamalarında bilişim teknolojilerinin kullanımının önemli olduğunu düşündükleri saptanmıştır. Hemşirelik uygulamaları ve değerlendirmelerinde bilişim teknolojilerinin kullanılmasının arttırılmasında hemşirelere yönelik hizmet içi programların planlanması önerilebilir. ANAHTAR KELİMELER: Bilgisayar kullanımı, hemşire, bilişim.

33 [SS-14] HEMŞİRELERİN VENTROGLUTEAL BÖLGEYE İNTRAMUSKÜLER ENJEKSİYON UYGULAMASINA İLİŞKİN BİLGİLERİ VE VENTROGLUTEAL BÖLGEYİ KULLANMA DURUMLARI Serpil Sü, Nesime Demirören, Deniz Altıparmak, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu çalışma bir tıp fakültesi hastanesinde çalışan hemşirelerin ventrogluteal bölgeye intramusküler enjeksiyon uygulamasına ilişkin bilgileri ve ventrogluteal bölgeyi kullanma durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak yürütülen çalışmanın evrenini Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesi nde çalışan 380 hemşire, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 160 hemşire oluşturdu. Veriler sosyo-demografik özelliklerle ilgili 7 soru ve ventrogluteal bölgeye intamusküler enjeksiyon uygulamasına ilişkin 13 sorudan oluşan anket formu kullanılarak Nisan 2013 tarihinde toplandı. Veri toplama işleminden önce ilgili kurumdan ve etik kuruldan izin alındı. Verilerin değerlendirilmesinde ortalama ve yüzdelik testler kullanıldı. BULGULAR: Çalışmaya katılan hemşirelerin %48.1'i yaş aralığında, %46.9'u sağlık meslek lisesi mezunu, %68.8'i 1-5 yıl arasında çalışmaktadır. İntramusküler enjeksiyon uygulamasında hemşirelerin %69.4'ü dorsogluteal bölgeyi tercih etmekte ve bu tercihin sebebi olarak %31.2'si az komplikasyon gelişmesini belirtmektedir. Hemşirelerin %81.9'u intramusküler enjeksiyon sırasında ventrogluteal bölge tespitini yanlış yapmakta ve %36.2 si işlemin sırtüstü-yüzüstü yan pozisyonlarda yapılabileceğini, %49.4'ü işlem sırasında gluteus medius kasına ilaç verildiğini, %44.4'ü kasa 5 ml ilaç verildiğini ve %98.8'i de iğnenin dokuya giriş açısının 90 derece olduğunu belirtmektedir. SONUÇ: Sonuç olarak, yakın zamanda birincil intramüsküler enjeksiyon bölgesi olarak kabul edilen ventrogluteal bölgeyi hemşireler tercih etmemektedir ve hemşirelerin bu konudaki bilgileri yeterli düzeyde değildir. Çalışma sonuçlarımız doğrultusunda; hemşirelere ventrogluteal bölgeye intamusküler enjeksiyon uygulamasına ilişkin eğitim verilmesi önerilmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Enjeksiyon, intramüsküler, ventrogluteal bölge, hemşire.

34 [SS-15] ÇOCUK BAKIMINDA YENİLİKÇİ DÜŞÜNCELER Nurcan Özyazıcıoğlu, Uludağ Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Bursa Yeniliklerin çoğu bilinen bilgilerden yararlanarak daha önce bilinmeyen yeni bir bulguya ulaşma veya farklı yöntemler geliştirme şeklinde olmaktadır. Bu yeni ürün gereksinimi karşılamalı veya işin daha çabuk/verimli yapılmasını sağlamalıdır. Çocuk bakımına ilişkin yeni/farklı bir düşüncenin ortaya çıkması konusunda başarı sağlayan hemşireler bulunmaktadır. Hemşire Swarez-Ballesteros(2009) toplum içinde emzirme problemini çözmek için; göğsün üzerini örten çember şeklinde hafif malzemeden yapılmış ve içine öteberi koymak için cepleri bulunan bir örtü geliştirmiştir. Acil Hemşiresi Elizabeth McGoogan çocuklarda nebülizatör tedavisi sırasında yaşanan sıkıntıları gidermek için nebülizatör ucuna yerleştirilen bir emzik ve bu emziğin açık olan üst kısmından havanın verilmesini sağlayan bir düzenek geliştirdi. Böylece çocuk ağladığında aerosol ilacın çoğu mideye kadar inmeden direkt buruna yönlendirilebiliyordu. Aparatını test ettiğinde direkt burundan oksijen aldığı için oksijen saturasyonunun çocuğun maske ile verilen oksijenden daha fazla arttığını bulmuştur. Hemşire Jennifer Giroux(2008) çocuk kliniğinde steteskopların oldukça kirli olduğunu, solunum terapistinin hasta odası değişimlerinde maske taktığını, önlük giydiğini, eldiven değiştirdiğini ancak steteskopunu asla silmediğini farketmiş. Steteskopun üzerini örten, kolayca değiştirilebilen ince, şeffaf bir kapak yerleştirme fikrini geliştirmiştir. Okul hemşiresi Paul Watson(2011) astım tedavisinde inhaler kullanımını daha pratik hale getirmiş, ebadı ve taşıması kolay, kullanım sonrası aşağı itilerek küçültülen şekli vermiştir. Yenidoğan Hemşiresi Ann Parry prematüre bebeklerde, solunumu kolaylaştırma, beslenme ve başın pozisyonuyla ilgili şekil bozukluğu görünümünün düzeltilmesi amacıyla kelebek şeklinde yastık geliştirmiştir. Hemşirelik bakımında yeni teknolojilerin kullanımını takip etmek zor olabilir ancak önemli olan bu metotların çalışılan kurum için yeni olmasıdır. Yeni fikirlerin entegrasyonu sağlandığında hastanelerde takım kültürü, işbirliği, başarı memnuniyeti ve öğrenmede artış sağlanacaktır. Vivian Carrasquilla- Lopez eğer bir fikriniz varsa o halde ne duruyorsunuz! Onu denemekten zarar gelmez.

35 Anahtar kelimeler: çocuk bakımı, hemşire, yenilikçi düşünceler, [SS-16] GEMİ İNŞA SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN İŞYERİ HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDEN BEKLENTİ VE MEMNUNİYETLERİ Hilal Erer, Gündoğan Çanakkale Devlet Hastanesi, Aynur Uysal, Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Ayşegül Durmaz, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Araştırma, gemi inşaatı sektöründe çalışan işçilerin işyeri hemşirelik hizmetlerinden beklentilerini ve memnuniyetlerini incelemek amacıyla tasarlanan tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini, Gelibolu tersanesinde çalışan 120 işçi oluşturmuştur. Evreni oluşturan tüm bireylere ulaşma hedeflendiğinden örnekleme yöntemi belirlenmemiştir. Araştırma evrenini oluşturan 120 işçinin tamamı araştırma örneklemini oluşturmuştur. Araştırmaya katılım oranı %100 dür. Veri toplama aracı olarak, 14 sorudan oluşan İşçi Tanıtım Formu ve İşyeri Hemşirelik Hizmetlerinden Duyulan Memnuniyet ve Hizmetin Önemi Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizleri SPSS 16,0 (statistical package of science) paket programı kullanılarak yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, işçilerin işyeri hemşirelik hizmetlerinden duydukları max.5) puan almıştır. Duyulan memnuniyete dair işyeri hemşiresinin profesyonellik yönü faktör grubu puan ortalaması 65,08±6, Duyulan memnuniyete dair işyeri hemşiresinin bakım verme rolü faktör grubu puan ortalaması 160,99±12,99 (min.1- işyeri hemşiresinin profesyonellik yönü faktör grubu puan ortalaması 69,28±5,68, madde puan bakım verme rolü faktör grubu puan ortalamas Sonuç olarak, işçilerin işyeri hemşirelik hizmetlerinden genellikle memnun oldukları saptanmıştır. Hizmeti önemseme durumları değerlendirildiğinde ise işçilerin hemşirelik hizmetlerini önemli buldukları saptanmıştır. İşçilerin iş sağlığı güvenliği ve işyeri hemşireliği hizmetleri konularında kapsamlı şekilde eğitilmeleri önerilmiştir.

36 [SS-17] HEMŞİRELERİN KAN TRANSFÜZYONU BİLGİ GÜNCELLEME KURSU SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ =PİLOT UYGULAMA Gülümser Argon, Asiye Durmaz Akyol, Öznur Usta Yeşilbalkan, Filiz Özel, Hülya Sarsılmaz, Birgül Vural Doğru, Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği ABD AMAÇ: Tanımlayıcı ve karşılaştırmalı olarak planlanan çalışmanın amacı; hemşirelerin kan transfüzyonuna ilişkin yapılan güncelleme kursu öncesi ve sonrası bilgilerinin karşılaştırılmasıdır. YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini; 23 Ocak 2013 tarihinde kursa katılan toplam 25 hemşire oluşturdu. Araştırmanın verileri, kurs öncesi ve sonrasında birey tanıtım formu (12 soru) ve kan transfüzyonuna ilişkin bilgi formu (35 soru) kullanılarak araştırmacılar tarafından toplandı. Kan transfüzyonuna ilişkin bilgi formu 100 puan üzerinden değerlendirildi. Veriler sayı, yüzde, ortalama, paired sample t testi, pearson korelasyon analizi ile değerlendirildi. BULGULAR: Araştırmaya alınan hemşirelerin yaş ortalaması 27.4±5.3 olup, çoğunluğunun kadın (%92), bekar (%72) ve lisans mezunu (%88) olduğu saptandı. Hemşireler; yaklaşık 2.5 yıldır (28.7±42.9 ay) çalıştığını, %48 i kan transfüzyonuna ilişkin daha önceden bilgi aldığını ve haftada yaklaşık 5 hastaya (4.6±5.5 hasta) transfüzyon yaptığını ifade etti. Hemşirelerin kurs öncesine (42.87±13.84) göre; kurs sonrası (68.90±6.08) bilgi puanlarının arttığı ve bu farklılığın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptandı (p=0.000; t= ). Hemşirelerin yaş, görev süresi, haftada kan transfüzyonu uyguladıkları hasta sayısı ortalamaları ile kurs öncesi ve sonrası bilgi puan ortalamaları arasındaki istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı (P>0.05). SONUÇ: Sonuç olarak; hemşirelere yapılan kan transfüzyonu güncelleme kursunun hemşirelerin bilgi puan ortalamalarını anlamlı ölçüde arttırdığı, bunun sonucunda; tüm birimlerde çalışan hemşirelere kan transfüzyonu hakkında hizmet içi eğitim ve kursların düzenlenmesi önerilmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Kan transfüzyonu, Bilgi, Eğitim, Hemşire

37 [SS-18] AMELİYATHANEDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN HASTA GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Ali Şahin, Fatma Ayhan, Şerife Kurşun, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu AMAÇ: Bu araştırma, ameliyathane çalışan hemşirelerin hasta güvenliğine ilişkin tutumlarının değerlendirilmesi amacıyla tanımlayıcı olarak planlandı. MATERYAL VE METOD: Araştırmaya Konya ve Karaman illerindeki hastanelerinin ameliyathane biriminde en az bir yıldır çalışan araştırmaya katılmayı kabul eden 123 hemşire dahil edildi. Araştırmada veri toplama aracı olarak ameliyathane çalışanlarının tanıtıcı bilgilerine yönelik anket formu ile hasta güvenliğine ilişkin tutumlarının değerlendirmek amacıyla Safety Attitudes Questionnaire (SAQ) -Operating Room Version kullanıldı. BULGULAR: Çalışmaya alınan hemşirelerin SAQ alt boyutlarından aldıkları puan ortalamalarının 42,12 16,82 ile 69,07 24,44 arasında, toplam puan ortalamasının ise 59,11 13,29 olduğu belirlendi. Yaş, haftalık çalışma saati, ameliyathanede çalışma süresi, dinlenme durumu, hizmet içi eğitim alma ve hasta güvenliği hakkında eğitim alma durumu ile SAQ toplam puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu belirlendi. SONUÇ: Çalışmada sağlık çalışanları arasında iletişim ve ekip işbirliğinin arttırılması, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, hasta, çalışan güvenliği ve hasta güvenliği kültürü oluşturmaya yönelik eğitim programlarının artırılması ile birlikte ameliyathanede hasta güvenliği artacaktır. ANAHTAR KELİMELER: Hasta güvenliği, Hasta güvenliği kültürü, Ameliyathane

38 [SS-19] e-sağlik OKURYAZARLIĞI (eheals: THE EHEALTH LİTERACY SCALE) ÖLÇEĞİ: GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI Hatice Bebiş, Sabahat Coşkun, Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Halk Sağlığı Hemşireliği BD. GİRİŞ VE AMAÇ: Sağlık okuryazarlığı; bireylerin doğru sağlık kararları verebilmek için gerekli temel sağlık bilgi ve hizmetlerini sağlama, yorumlayabilme ve anlayabilme kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. İnterneti oldukça sık kullanan adölesanlarda e-sağlık okuryazarlığının bilinmesi önemlidir. Bu çalışmada; 2006 yılında Norman ve Skinner tarafından geliştirilen e-sağlık Okur- Yazarlığı Ölçeği nin (eheals: The ehealth Literacy Scale) adolesanlarda Türkçe geçerlik ve güvenirliğinin yapılması amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma, Ocak-Şubat 2014 tarihlerinde metodolojik araştırma olarak, bir devlet lisesinde 100 öğrenciyle e-sağlık Okuryazarlık Ölçeği nin Türkçe geçerlilikgüvenirliğini test etmek amacıyla yapılmıştır. e-sağlık Okuryazarlığı Ölçeği, 8 maddeden oluşan, beşli likert tipi bir ölçektir. Ölçeğin chronbach alfa değeri 0.88 bulunmuştur. Uygulama öğrencilerin sözlü onamları alındıktan sonra, gözlem altında, yaklaşık 15 dk. da yapılmıştır. Veriler SPSS 15.0 istatistik paket programında değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmada en fazla öğrenci 12.sınıfta (%27), yaş ortalamaları ±1.35 (min= 14, max= 21) dir. Ölçeğin chronbach alfa değeri 0.78 bulunmuştur. Verilerin faktör analizi için uygunluğu incelenmiş, örneklem büyüklüğü uygun bulunmuş ve değişkenler arasında faktör analizi yapmaya yeterli ilişki bulunduğu sonucuna varılmıştır (Kaiser-Meyer-Olkin örneklem yeterliliği.75, Bartlett Küresellik Testi 204.5, p<.000). Faktör analizi çalışmasında özdeğeri 1 i aşan, toplam varyansın %67.54 ünü açıklamakta ve faktör yükleri arasında değişmektedir. Cronbach α; test-tekrar test güvenilirliği için 43 katılımcıya yapılan uygulamada 0.78 bulunmuştur. Madde toplam puan korelasyon katsayısının 0.43 ile 0.57 arasında değişmekte olup yalnızca bir madde 0.24 olarak bulunmuştur. Araştırmada test tekrar test katsayısı 0.87 olarak bulunmuştur. Toplam ölçek puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p > 0.05). %27 lik alt-üst grupların ortalamaları arasındaki tüm farkların anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0.000). Ölçüt geçerliliğinin belirlenmesi için, benzer özellikleri ölçen başka bir ölçme aracının aynı gruba aynı zamanda uygulanmasından elde

39 edilen puanlar arasındaki korelasyon hesaplanmış ve e-sağlık Okuryazarlığı Ölçeği ile Adolesanların İnternet Kullanımına Yönelik Likert Tipi Tutum Ölçeği arasındaki korelasyon (r=0.390) pozitif yönde anlamlı bulunmuştur (p <.000). SONUÇ: Çalışmamız, Adelosanlarda e-sağlık okuryazarlığı ölçeğinin Türkçe versiyonun geçerli ve güvenirli bir ölçek olduğunu göstermiştir. ANAHTAR KELİMELER: e-sağlık okuryazarlığı, geçerlik, güvenirlik. [SS-20] HEMŞİRELERİN HASTA GÜVENLİĞİNE YÖNELİK GÖRÜŞ VE TUTUMLARININ İNCELENMESİ Ayşe Çiçek Korkmaz, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Gülümser Argon, Ege Üniversitesi GİRİŞ: Son yıllarda sağlık hizmetlerinin sunumu sürecinde risk faktörlerinin yüksek olması, tıbbi hataların artış göstermesi nedeniyle hasta güvenliği çalışmaları hız kazanmıştır. Hasta güvenliği sağlık ekibi üyelerinin öncelikli konuları arasında olduğu gibi temel hemşirelik bakımının önemli unsurlarındandır. Hasta güvenliği girişimleri ve stratejileri yoluyla sağlık bakımında kaliteyi geliştirmede hemşirelik hizmetleri anahtar rol oynamaktadır. AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, hemşirelik hizmetlerindeki hasta güvenliği kavramının önemini vurgulamak amacıyla araştırmaya alınan hastanelerde hasta güvenliği uygulamalarını ve hemşirelerin bu konudaki görüş ve tutumları incelenmiş ve tanımlayıcı bir çalışma olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini, iki devlet hastanesinde çalışan toplam 267 hemşireden oluşmaktadır. Çalışmanın verileri; araştırmacı tarafından geliştirilen, hemşirelerin tanıtıcı özellikleri, hasta güvenliğini tehdit eden potansiyel olaylar, hasta güvenliği uygulamaları ve hasta güvenliğine yönelik görüşlerin yer aldığı dört bölümden oluşan Bilgi Formu kullanılarak toplanmıştır. İstatistik analizlerde, istatistiksel yöntemler (frekans, ortalama, yüzde, standart sapma), Kolmogrov-Smirrov, Mann Whitney-U, Kruskal Wallis testleri kullanılmıştır. Önem sırasının belirlenmesini içeren sorularda ağırlıklı toplamlar hesaplanarak öncelik analizleri kullanılmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Elde edilen verilerde hemşireler; uygun olmayan fiziki ortamın (%20,6) ve tedavi uygulama saatinin geciktirilmesinin hasta güvenliğini tehdit eden risk faktörleri arasında görüldüğünü belirtmişlerdir. Tehdit eden durumların oluşma nedenleri arasında, hemşire başına düşen hasta sayısının çokluğu (%13,8), hastanın bilinç durumu (%23) olarak ilk sırada ifade etmişlerdir. Hemşirelerin hasta güvenliği uygulamalarına yüksek oranda katılım gösterdiği, bağımsız değişkenlere göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda, hemşirelerin hasta güvenliği algısını geliştirmek ve hastanelerin öncelikli konusu olması amacıyla önerilerde bulunuldu.

40 ANAHTAR KELİMELER: Hasta Güvenliği, Hasta Güvenliği Stratejileri, Tıbbi Hata, Hemşire İstihdamı [SS-21] BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNİN DAHİLİ KLİNİKLERİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN BİR GÜNLÜK İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ Elif Ünsal Avdal, Yasemin Tokem, Arzu Güngör, Funda Özet, Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık hizmeti hem emek hem de teknoloji olarak yoğun bir hizmet alanıdır. Sağlık ekibi içinde emekleri ile de ön planda olan hemşireler, her geçen gün olumsuz çalışma şartlarının etkilerini ve yüklerini ağır bedeller vererek çekmektedirler. Ağır iş koşulları, çalışma biçimleri, hemşirelerin bir günlük görev yükümlülüklerini aksatmaya, hata yapmaya ve yaptıkları hataları gizlemeye; hasta güvenliğini ve kendi güvenliklerini ihmale zorlamaktadır. Bu nedenle kronik hastalık yükünü çok fazla yaşayan dahili kliniklerde çalışan hemşirelerin bir günlük iş yükünün belirlenmesi; çalışılan klinikteki iş dağılımının planlanması, uygun hemşire sayısının belirlenmesi, yapılan işin niteliğinin belirlenerek görev alanı dışındaki işler yerine harcanan güç ve emeğin hasta bakımına katkı sağlayacak zamana aktarılması açısından önem taşımaktadır. AMAÇ: Dahili kliniklerde çalışan hemşirelerin bir günlük iş yükü planlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. YÖNTEM: Çalışmaya İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi genel dahiliye kliniklerinde çalışan, çalışmaya katılmayı gönüllü olan hemşireler alınmıştır. Veri toplama formu olarak araştırmacılar tarafından oluşturulan bir günlük iş yükü planını içeren soru formu kullanılmaktadır. Veriler sayı yüzde olarak değerlendirilecektir. BULGULAR: Bu çalışma ön çalışma niteliğinde olduğundan 20 hemşire örneklemi oluşturmuştur. Dahili kliniklerde çalışan hemşireler üç vardiya halinde; birinci vardiya (08:00-16:00) 8 saat, ikinci vardiya (16:00-08:00) 16 saat olarak çalışmaktadır. Üçüncü vardiya ise hafta sonları 24 saat çalışmaktadır. Veriler incelendiğinde, hemşireler direkt bakım uygulamalarına (gündüz vardiyasında % 25, gece vardiyasında % 27), hemşire kayıtlarına (gündüz vardiyasında %31,gece vardiyasında % 35), fiziksel tanılamaya (gündüz vardiyasında % 20, gece vardiyasında %25), hemşirenin görevi olmayan uygulamalara (konsültasyon kağıdı doldurma) (gündüz vardiyasında %37, gece vardiyasında % 30), ayırdıkları görüldü.

41 SONUÇ: Hemşirelik uygulamaları listesinde dikkati çeken bulgular arasında hemşirenin görevi olmayan uygulamalara ayrılan zamanın yüksek olmasıdır. Hemşirelerin bir günlük iş planının sadece genel dahiliye kliniklerinde değil tüm kliniklerde belirlenmesi; hemşirelerin gelecekteki çalışma koşullarının planlanması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle çalışmamız devam etmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Hemşire, İş Yükü, İş Planı [SS-22] CERRAHİ HEMŞİRELERİNİN MOBBİNGE MARUZ KALMA DURUMLARININ BELİRLENMESİ VE MOBBİNGİN HEMŞİRELERİN MOTİVASYONLARI ÜZERİNE OLAN ETKİSİNİN İNCELENMESİ Çiğdem Kaya Uşak Üniversitesi SHMYO, Özal Özcan, Afyon Kocatepe Üniversitesi AMAÇ: Mobbing, iş yerlerinde çalışanlar arasında belirgin bir süre yaşanan, rahatsız ve huzursuz edici davranışlardır. Uzmanlar, iş yerindeki mobbing olaylarının hemşirelerde olumsuz etkiler yarattığı ve dolaylı olarak hasta bakım kalitesini olumsuz etkilediğini ileri sürmektedir. Bu çalışma cerrahi bölümlerde çalışan hemşirelerin mobbinge maruz kalma durumlarının belirlenmesi ve mobbingin hemşirelerin motivasyonları üzerine olan etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak planlanan araştırmamızın verileri Afyon ilinde yer alan üniversite ve devlet hastanesinde çalışan 80(n=80) hemşireden elde edilmiştir. Araştırmanın gerçekleştirilmesinde veri toplama aracı olarak üç bölümden oluşan anket kullanılmıştır. Birinci bölüm demografik özellikler için Hemşire Bilgi Formu, ikinci bölüm İşyerinde Mobbing Davranışları Dilek ve Aytolan(2008) Ölçeği üçüncü bölüm Motivasyon Anketi şeklindedir. Elde edilen araştırma verilerinin analizi için SPSS18 paket programı kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırma sonuçlarına göre, yaş, medeni durum, eğitim durumu, çalışılan kurum, mesleki deneyim yılları ve çalışılan bölüm değişkenleri ile mobbing davranışları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Maruz kalınan mobbing davranışları yönünden incelendiğinde, en yüksek düzeyde olumsuz görüş; Özel yaşantınız ile ilgili asılsız söylentilerde bulunulması ve Başkalarının yanında sizinle aşağılayıcı ve onur kırıcı konuşulması sorularında olmuştur. Çalışmamıza göre iş yerinde mobbing davranışları ile hemşirelerin motivasyon düzeyi algıları arasında anlamlı bir ilişki vardır. SONUÇ: Çevresi ile sürekli etkileşim içinde olan hemşireler bazen çalıştığı kişilerle sorunlar yaşamakta ve sıkıntı çekmektedirler. İşyerinde yaşanan bu anlaşmazlıklar ve çatışmalar birer mobbing davranışına dönüşebilmekte ve kişilerin hayatlarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Çalışmamıza göre iş yerinde mobbing davranışları ile hemşirelerin motivasyon düzeyi algıları

42 arasında anlamlı bir ilişki vardır. İş yerinde mobbing davranışları arttıkça hemşirelerin motivasyonları azalmaktadır. Bu sonuç literatür bilgilerini desteklemektedir. ANAHTAR KELİMELER: hemşire, mobbing, motivasyon [SS-23] KANSERLİ HASTALARA BAKIM VERENLERİN BAKIM YÜKLERİNİN BELİRLENMESİ Hava Gökdere Çinar, Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Bursa Elif Ünsal Avdal, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, İzmir, Elif Aksu, Huriye Vatansever, Gülseren Adıgüzel Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu GİRİŞ: Kanser doğrudan ya da dolaylı olarak birçok insanı etkileyen majör bir hastalıktır. Son yıllarda kanserin seyri, genellikle ölüm ile sonuçlanan akut bir hastalıktan, bakıma gereksinim duyan ve uzun süreli tedavi gerektiren kronik bir hastalığa doğru değişim göstermiştir. Bakım sunma sorumluluk arttıkça bakım verenin yaşamını sıkıntıya sokan, tek yönlü, bağımlı, yoğun ve uzun dönemli bir zorunluluğa dönüşebilmektedir. AMAÇ: Araştırma kanserli hastalara bakım verenlerin bakım verme yükünü ölçmek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. METHOD:.Çalışma Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesinde kanser tanısıyla tedavi görmekte olan hastalara bakım veren 80 hasta yakını ile yapılmıştır. Verilerin toplanmasında tanıtıcı soru formu ve Zarit Bakım Verme Yükü Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde, yüzdelik, Man-Whitney U, Kruskal-Walles ve korelasyon analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmamıza katılan bakım verenlerin %80 i kadın, %60 ı ilk okul mezunu, %82.5 i evlidir. Bakım verenlerin i hastanın eşidir, % i bakıma ilişkin eğitim almadıklarını, % i ise 7-13 aydır bakım verdiklerini, %50 si bakımda yardım almadıklarını, % i sağlık durumlarını orta olarak ifade etmektedirler. Araştırmaya katılanların % 87.5 i bakım vermede gönüllü olduklarını, % i uykularının bölündüğünü, % 80 i aile yaşantısının etkilendiğini, % inin iş hayatının etkilendiğini, % 80 i duygusal yönden etkilendiğini ifade etmiştir. Bakım Verenlerin cinsiyete, yaşa, medeni durum göre kadınların, 51 yaş üstü olanların, evli olanların yönünde bakım verme yükü karşılaştırıldığında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. (p<0.05). Bakım verme değişkenlerine göre bakım verme yükü hasta ile yaşam süresi 5 yıl olanlar ve Hastaların eşi olanlar yönünde anlamlı bir farklılık bulunmuştur. (p<0.05)

43 SONUÇ VE ÖNERİLER: Bakım yükünün araştırma sonuçlarına göre büyük oranda eşlerde olduğu bulunmuştur. Bakım bireysel yükün azaltılması açısından tüm aile üyelerince paylaşılmalı, bakım verenlerin de sosyal hayatlarına zaman ayırmalarının gerekliliğini vurgulanmalı, hasta bakımı yönelik de eğitimler almalarını sağlanmalıdır. Hemşireler, hasta ve bakım verenin eğitim ihtiyaçlarını tespit etmeli ve eğitim planı yapmalıdırlar. ANAHTAR KELİMELER: Kanserli Hasta, Bakım Veren, Bakım Yükü. [SS-24] BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE YOĞUN BAKIM VE AMELİYATHANEDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN ETİK İKİLEMLERE KARŞI DUYARLILIKLARI Sevinç Şıpkın, ÇOMÜ Sağlık Yüksekokulu, Handan Alan, ÇOMÜ Araş.ve Uyg.Hastanesi AMAÇ: Araştırma bir üniversite hastanesinde yoğun bakım ve ameliyathanede çalışan hemşirelerin etik ikilemlere karşı duyarlılıklarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırmanın evrenini örnekleme gidilmeden Çanakkale ilindeki üniversite hastanesinde yoğun bakım ve ameliyathane bölümlerinde çalışan hemşireler oluşturmaktadır (N=49). Uygulama gerekli izinler alındıktan sonra Temmuz-Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri, Bireysel Bilgi Formu ve Ahlaki Duyarlılık Anketi (ADA) kullanılarak toplanmıştır.verilerin istatistiksel analizi, bilgisayar ortamında (SPSS 16,0) gerçekleştirilmiş; aritmetik ortalama, yüzdelik, ANOVA ve t testlerinden yararlanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşirelerin %51 i yaş arasında, %61,2 si evli ve çocuksuz, %67,3 ü yoğun bakımda, %79,6 sı biriminde kendi isteğiyle, %93,9 u 1-10 yıldır çalıştığını, %91,8 i mesleği severek yaptığını belirtmiştir. Katılımcıların %44,9 u mesleki eğitiminde ahlaki konuları aldığı bilimi etik olarak belirtirken, %65,3 ü kurumlarında Etik Komite olup olmadığını bilmediklerini ifade etmişlerdir. ADA puan ortalaması 87,24±30,6 olup, alt boyutlarının puan ortalamaları sırasıyla otonomi 23,39±8,38; yarar sağlama 13,47±4,04; çatışma 11,10±4,47; uygulama 14,31±5,00; oryantasyon 11,12 ±6,7; bütüncü yaklaşım 13,86 ±7,73 olarak belirlenmiştir. Puanların yüksek olması düşük duyarlılığı göstermektedir. Çalışmaya katılanların medeni durumları incelendiğinde otonomi, yarar sağlama, çatışma, oryantasyon ve bütüncü yaklaşım boyutunda istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuş, evli olanların puan ortalamaları daha yüksek çıkmıştır (p<0.05). Çocuk sahibi olanların yarar sağlama boyutunda puan ortalaması yüksek çıkmış ve aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çalıştıkları birimler incelendiğinde otonomi, uygulama, oryantasyon, bütüncü yaklaşım boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken ameliyathanede çalışanların puan ortalamaları daha yüksek çıkmıştır (p<0.05). Mesleki eğitimlerinde ahlaki konuları aldıkları bilimlere bakıldığında otonomi ve oryantasyon boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuş, hiçbir eğitim almayanların puan ortalaması yüksek

44 çıkmıştır; kurumda etik kurul yok diyenlerin tüm alt boyutlarda puan ortalaması yüksek çıkmış ve aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). SONUÇ: Çalışmaya katılan hemşirelerinin etik duyarlılıklarının düşük düzeyde olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin etik duyarlılığının arttırılması ve dolayısıyla etik sorunları tanıma ve çözümünün sağlanabilmesi için, mezuniyet sonrası ve sürekli eğitim programlarının düzenlenmesi önerilmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Hemşire, Etik Duyarlılık, Yoğun Bakım, Ameliyathane [SS-25] MEME KANSERLİ HASTALARDA SEMPTOM/BULGU KÜMELEMESİ Arzu Tuna Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Elif Ünsal Avdal, Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Murat Bektaş Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Kanser hastalarında eş zamanlı görülen semptomlar, kendi içinde birbirini etkileyerek semptom gruplarını meydana getirmektedir. Semptom kontrolüne yönelik geliştirilen kavramlar genellikle tek bir bulguya odaklanırken, Hoşa Gitmeyen Semptomlar Teorisi bulguları birlikte kümeler ve bulgu kümesi kavramının bir sinerji oluşturduğu, karşılıklı etkileşimleri gösterdiği, bulgu yönetiminde mevcut bulguların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini belirtir. Bu çalışmanın amacı, kemoterapi alan meme kanseri hastalarında kemoterapi öncesi ve sonrası kemoterapiye bağlı semptomların belirlenmesi için yapıldı.bu araştırma bir üniversite hastanesinin onkoloji ana bilim dalında on iki ay yürütüldü. Meme kanseri 32 hasta oluşturdu. Hastalar ortalama 6 kür (FEC) kemoterapi aldılar Kemoterapi ortası ve sonrası bulgular kümelendi. Kemoterapi ortasında toplam 16 bulgu, dört küme altında toplandı.birinci kümede idrarda azalma, vajinal akıntı, stomatit ve idrarda yanma yer aldı. İkinci kümede anoreksiya, bulantı ve kusma yer aldı. Üçüncü kümedeki yorgunluk, uyku, ağrı, ASYE ve ishal bulguları yer aldı. Dördüncü kümede ektravazasyon, ödem bulguları yer aldı. Kemoterapi sonrası toplam 17 bulgu, yedi küme altında toplandı. Birinci kümede yorgunluk, uyku ve konstipasyon yer aldı. İkinci kümede ağrı, ödem ve ekstravazasyon yer aldı. Üçüncü kümede idrarda azalma ve vajinal akıntı bulguları yer aldı. Dördüncü kümede aneroksiya, bulantı ve kusma bulguları yer aldı. Beşinci kümede stomatit, ağız kuruluğu ve alopesi bulguları yer aldı. Altıncı kümede ÜSYE ve ASYE bulguları yer aldı.yedinci kümede ishal ve idrarda yanma bulguları yer aldı. Sonuç olarak hastaların semptomları birbirini sinerjik olarak etkileyebilir Bu nedenle semptomların ortak yönetimi hasta konforu ve memnuniyetini artıracaktır..

45 [SS-26] HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ Dilek Avcı, Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu, Selma Sabancıoğulları, Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, hemşirelik öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesidir. YÖNTEM: Tanımlayıcı olan çalışmanın örneklemini, bir hemşirelik okulunda öğrenim gören 265 öğrenci oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan Bilgi Formu, Yılmazlık Ölçeği ve Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ortalama, standart sapma, bağımsız gruplarda t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), pearson korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin psikolojik sağlamlık puan ortalamaları ±25.94 olup, ortalamanın üzerinde olduğu belirlenmiştir (min=50, mak=250). Stresle Başa Çıkma Tarzları alt ölçek puan ortalamaları incelendiğinde ise kendine güvenli yaklaşım 15.39±3.23, iyimser yaklaşım 9.95±2.22, kendine güvensiz yaklaşım 9.50±4.11, boyun eğici yaklaşım 5.58±3.23 ve sosyal destek arama 7.92±1.92 olarak saptanmıştır. Bunun yanı sıra psikolojik sağlamlık ile kendine güvenlik yaklaşım (r=0.44, peysel ve aile özelliklerinden etkilendiğini göstermektedir. Bu nedenle psikolojik sağlamlık düzeyi düşük olan öğrencilerin hemşire eğitimciler tarafından mesleki eğitim sürecinin ilk yıllarında belirlenmesi, stresle olumlu baş etme tarzlarının geliştirilmesi ve hasta bakımında zorlanmalarını önlemek için psikolojik açıdan güçlendirilmeleri önemlidir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Hemşirelik öğrencisi, psikolojik sağlamlık, stresle başa çıkma

46 [SS-27] ADELOSANLARDA İNTERNET KULLANIMINA YÖNELİK LİKERT TUTUM ÖLÇEĞİNİN GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI Sabahat Coşkun, Hatice Bebiş, Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Halk Sağlığı Hemşireliği BD GİRİŞ VE AMAÇ: İnternet, özellikle adolesanlar için önemli bir teknoloji aracıdır yılı internet kullanımı araştırmasına göre; evlerin %41,6 sı internet erişimine sahip ve yaş arasındaki bireyler en yüksek oranda kullanmaktadır. Bu çalışmada; Tavşancıl ve Keser in (2002) İnternet Kullanımına Yönelik Likert Tipi Tutum Ölçeğinin adolesanlarda geçerlilik ve güvenirliği yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma, Ocak- Şubat 2014 tarihlerinde metodolojik bir araştırma olarak yürütülmüştür. Ölçek, 31 maddeden ve 6 alt ölçekten oluşmakta, 5 li likert tipi bir ölçektir. Ölçeğin chronbach alfa değeri 0.89 bulunmuştur. Ölçek gözlem altında 242 öğrencinin sözlü onamı alındıktan sonra yaklaşık 15 dk. da uygulanmıştır. Veriler; SPSS 15.0 paket programında faktör analize uygunluğu Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) katsayısı ve Bartlett Küresellik Testi ile incelenmiş, Cronbach alfa katsayısı hesaplanmıştır. Dört hafta sonra test-tekrar testi yapılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 kabul edilmiştir. BULGULAR: En fazla öğrenci 12.sınıfta (%33.9), yaş ortalamaları 16.96±1.29 (min= 15, max= 20) ve %52.9 u erkektir. Ölçeğin chronbach alfa değeri 0.88 bulunmuştur. Faktör analizine göre örneklem büyüklüğü uygun ve değişkenler arasında faktör analizi yapmaya yeterli ilişki bulunmuştur (Kaiser-Meyer-Olkin örneklem yeterliliği 0.85, Bartlett Küresellik Testi , p< 0.000). Faktör analizi çalışmasında özdeğeri 1.2 i aşan, toplam varyansın %57.96 sını açıklayan altı faktör elde edilmiştir. Faktör yükleri arasında değişmektedir. Test-tekrar test güvenilirliği için 62 katılımcıya yapılan uygulamada Cronbach α; 0.90 bulunmuştur. Madde toplam puan korelasyon katsayısının 0.31 ile 0.63 arasında değişmekte olup yalnızca 5 maddenin (II.faktörün 4 ve 5. maddeleri, IV.faktörün 2.maddesi, V. faktörün 1. ve 2. maddesi), 0.30 altında olduğu tespit edilmiştir. Ancak cronbach alfa değerini (100/madde sayısı formülü) etkilemediği için

47 çıkartılmamıştır. Araştırmada test-tekrar test katsayısı 0.85 olarak bulunmuştur. Toplam ölçek puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p > 0.05). SONUÇ: Çalışmamız, İnternet Kullanımına Yönelik Likert Tutum Ölçeği nin adelosanlarda geçerli ve güvenirli bir ölçek olduğunu göstermiştir (chronbach alfa= 0.88). ANAHTAR KELİMELER: Adolesanların internet tutumları, geçerlik, güvenirlik [SS-28] ERGENLERDE ÖZ-YETERLİLİK ALGISININ BELİRLENMESİ Adile Tümer, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Adem Küçük, Hanife Altan, Havva Köse GİRİŞ VE AMAÇ: Bandura (1997) öz-yeterliliği başarıya ulaşmak için gerekli olan eylemi gerçekleştirmeye ve organize etmeye yönelik kişinin kapasitesi ile ilgili inançları olarak ifade etmiştir. Bireyin öz-yeterlilik algısının davranışı benimseme, davranışa başlama ve değişimi sürdürmede çok önemli bir rol oynadığı, majör bir belirleyici olduğu belirtilmektedir. Bu araştırma ergenlerde öz-yeterlilik algısının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte tasarlanan bu araştırma, 2012 yılında Muğla da ilköğretim ikinci kademe öğrencileri üzerinde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Muğla merkezde rastgele belirlenen beş ilköğretim okulunun öğrencileri oluşturmuştur (N=685). Örnekleme yöntemine gidilmemiş, ulaşılabilen ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan 6.,7. ve 8. sınıfta okuyan toplam 478 öğrenciden veri toplanmıştır. Veriler sosyo-demografik soru formu ve ortaokul öz-yeterlilik ölçeği ile toplanmıştır. Beşli Likert tipinde olan ölçek koruyucu sağlık, kişiler arası ilişkiler, madde bağımlılığı potansiyeli ve akademik başarı olmak üzere 4 alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçekten alınan puan ortalaması arttıkça öz-yeterlik düzeyi de artmaktadır. Verilerin analizi SPSS paket programında yapılmıştır. Araştırma için kurumdan yazılı, katılımcılardan sözel izin alınmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan ergenlerin yaş ortalaması 13.02±0.94 olup, %51.3 ü kız öğrencidir. Ergenlerde öz-yeterlilik ölçeği toplam puan ortalamasının 4.44±0.94 olduğu belirlenmiştir. Ölçek alt boyutlarından en yüksek puan ortalamasının madde bağımlılığı potansiyeli alt boyutuna (4.67±0.88) ait olduğu, bunu sırasıyla akademik başarı (4.49±0.66), kişilerarası ilişkiler (4.43±0.65) ve koruyucu sağlık alt boyut (4.34±0.67) puan ortalamasının izlediği saptanmıştır. Kızların öz yeterlilik algısının erkeklere göre daha yüksek; gelir durumu iyi olanların öz-yeterlilik algısının ise, orta ve kötü olanlara göre daha yüksek olduğu saptanmış ve farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05).

48 SONUÇ: Araştırmada ergenlerin öz-yeterlilik algısının yüksek olduğu söylenebilir. Ergenlerin yaşantısında öz-yeterlilik algısının önemli rolünün olduğu bilinmekte ve okul sağlığı hemşirelerinin ergenlere sosyal destek danışmanlığı yapmada anahtar rol oynayacağı düşünülmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Ergenlik, Öz-yeterlilik algısı [SS-29] HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN WEB TABANLI BİR DERSE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ Emine Şenyuva, Hülya Kaya, İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Uzm. Gönül Bodur, İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi GİRİŞ: Günümüzde; gelişen web teknolojileri eğitim sistemine girmekte ve web tabanlı öğrenme ortamlarının hızla yayılmasına yol açmaktadır. AMAÇ: Araştırmada, hemşirelik öğrencilerinin web tabanlı Hasta Eğitimi dersine ilişkin görüşlerini belirlenmesi amaçlandı. YÖNTEM: Araştırma, tanımlayıcı araştırma deseninde olasılıksız küme örnekleme yöntemine göre planlandı. Araştırmanın evrenini, öğretim yılı güz döneminde bir hemşirelik Fakültesi nin ikinci sınıfında web tabanlı Hasta Eğitimi dersine kayıtlı tüm öğrenciler (N: 210) oluşturdu. Örneklemini ise, araştırmaya katılmayı kabul eden 183 öğrenci oluşturdu. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından geliştirilen ve öğrencilerin tanıtıcı özelliklerini, internet kullanım durumlarını, amaçlarını ve web tabanlı Hasta Eğitimi dersine ilişkin görüşlerini belirlemeye yönelik Bilgi Formu kullanıldı. Verilerin analizinde SPSS programının 16.0 versiyonu kullanıldı. BULGULAR: Araştırma grubunu oluşturan hemşirelik öğrencilerinin çoğunluğu kadın, yaş ortalaması 20,45 ± 1,23 tür, %73,8 inin kendine ait bilgisayarı vardır. Öğrencilerin tamamı (%100) internet kullanmakta, çoğunluğu interneti öncelikle araştırma yapmak, bilgiye ulaşmak, ders kayıtları ve not takibi ve oyun, film, müzik indirmek için kullanmaktadır. Öğrencilerin %67,2 si daha önce internet üzerinden verilen bir derse katılmamıştır, %65,6 sı internet üzerinden verilen bir derse katılmak istemektedir. Öğrencilerin %50 si Hasta Eğitimi dersinin web sitesini arada sırada, %32,2 si çok sık ya da sık sık kullanmaktadır. Öğrencilerin çoğunluğu ders konularına ağırlıklı olarak dersin web sitesinden ve ders kitabından çalışmıştır. Öğrencilerin %94,5 i ödevleri öğrenmek, %90,2 si duyurulara bakmak ve %85,8 i ders notlarına ulaşıp site üzerinden çalışmak amacıyla dersin web sitesine girmektedir.öğrencilerin %88,0 i dersin web sayfasından ulaşmak isteyip de ulaşamadığı

49 herhangi bir sorun yaşamamıştır. %18,6 sı dersin web sitesini dönem boyunca çok faydalı, %51,4 ü faydalı bulmuştur. %92,9 u dönem boyunca Hasta Eğitimi dersi ile ilgili bir sorun yaşamamıştır, %61,8 i Hasta Eğitimi ile ilgili bilgileri çok iyi, %11,5 i iyi öğrendiğini belirtmiştir. Öğrencilerin %68,3 ü uzaktan eğitim yoluyla verilen bir dersi yine aynı sistemle almak istemektedir. SONUÇ: Sonuçlar, öğrencilerin web tabanlı Hasta Eğitimi dersine ilişkin olumlu görüşlere sahip olduklarını göstermiştir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: web tabanlı uzaktan eğitim, uzaktan eğitim, Hasta Eğitimi, hemşirelik eğitimi, hemşirelik öğrencisi [SS-30] LİSANS MEZUNU HEMŞİRELERİN LİSANS EĞİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN BELİRLENMESİ Betül Bayrak Özarslan, Sedef Güler, Çanakkale Devlet Hastanesi GİRİŞ VE AMAÇ: Hemşirelik bakımının etkinliğinin arttırılması, sağlığı iyileştirme ve geliştirmeye yönelik uygulamaların artması, tanı ve tedavi yöntemlerindeki olumlu gelişmeler gibi birçok sebep sağlık bakım sistemleri içinde en büyük çoğunluğu oluşturan hemşirelerin aldığı eğitimin kalitesinin ve niteliğinin sorgulanmasını gerekli kılmıştır. Bu çalışma, Lisans mezunu hemşirelerin, aldıkları lisans eğitimine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak yapılan bu araştırmada veriler, hemşirelik eğitimine ilişkin görüşleri belirlemek üzere araştırmacılar tarafından hazırlanan Tanımlayıcı Bilgi Formu ve Khorshid ve ark. (2006) tarafından geliştirilen Lisans Eğitimini Değerlendirme Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Çalışmanın evrenini Çanakkale Devlet Hastanesinde ve Ezine Devlet Hastanesinde çalışan lisans mezunu hemşireler oluşturmaktadır (N=150). Araştırma kapsamında lisans mezunu tüm hemşirelere ulaşılması hedeflenmiş fakat evrenin %66.6 sına ulaşılmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzdelik ve varyans analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Hemşirelerin yaş ortalaması dir, hemşirelik lisans eğitimlerini % 53 ü örgün olarak tamamlamıştır, % 69 u mesleğini isteyerek seçmiş, % 54 ü kişiliğine uygun bulmuştur, % 37 si ise çalışmaya başladıktan sonra mesleğini sevmemiştir. Lisans Eğitimini değerlendirme ölçeği beş alt ölçekten oluşmaktadır. Mezunların Öğrenciye Kazandırılacak Nitelikler alt ölçeğinden alınan puan ortalamasının ± 6.71, Ders İçerikleri alt ölçeğinden alınan puan ortalamasının 9.75 ± 1.97 Derslerin Sunuluşu alt ölçeğinden alınan puan ortalamasının ± 5.32 Eğitimci Özellikleri alt ölçeğinden alınan puan ortalamasının ± 5.57 Uygulamaların Niteliği alt ölçeğinden alınan puan ortalamasının ± 2.89 olduğu saptanmıştır. SONUÇ: Hemşirelerin aldıkları lisans eğitimini orta olarak nitelendirdikleri söylenebilir. Bu bulgu öğretim programında yenileştirme çalışmaları yapılması gerektirdiğini düşündürmektedir.

50 ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik, lisans eğitimi, eğitim [SS-31] HEMŞİRELİK SON SINIF ÖĞRENCİLERİNİN TIP ETİĞİ KONULARINA İLGİSİ Rana Can, Mustafa Kemal Üniversitesi Hatay Sağlık Yüksekokulu, Selim Kadıoğlu, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Melike Öztürk, Çukurova Üniversitesi Adana Sağlık Yüksekokulu, Serpil İnce, Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Türkan Işık Erer, Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hatice Tambağ, Mustafa Kemal Üniversitesi Hatay Sağlık Yüksekokulu GİRİŞ: Tıp etiğinin geniş bir ilgi alanına sahip olması, buna karşı eğitim programlarında ona ayrılan sürenin sınırlı kalması, derste aktarılması uygun olacak konular arasında seçme-eleme yapma sorununu gündeme getirmektedir. Dersi takip edecek öğrencilerin anlatılabilecek konulardan hangilerine ne ölçüde ilgi duyduklarının bilinmesinin, anılan zor seçime yardımcı olacağı; daha fazla ilgi görecek ve dolayısıyla etkili olacak bir program şekillendirmeye katkı sağlayacağı düşüncesi bu çalışmanın yola çıkış noktasıdır. YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Akdeniz, Çukurova, Mersin ve Mustafa Kemal Üniversiteleri nin etik dersi almış toplam 392 hemşirelik son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmacılar tarafından hazırlanan veri toplama formunun ilk bölümde kişisel bilgilere yönelik beş soru, ikinci bölümde tıp etiği müfredatında yer alabilir 50 konu başlığı bulunmaktadır. Katılımcılardan listede bulunan konuların her birine, ilgi duyma ve derste işlemeyi isteme düzeylerine göre, en az ilgilenilen-istenilen sıfır, en çok ilgilenilen-istenilen on olacak şekilde, 0-10 arasında birer puan vermeleri istenmiştir. Veriler bilgisayar ortamına aktarılmış ve katılımcıların kişisel bilgileri yüzde ve frekans dağılımları ile değerlendirilmiş; katılımcı alt gruplarının ifadelere verdikleri ortalama puanların karşılaştırılması Anova T Testi kullanılarak yapılmıştır. BULGULAR: Yaş ortalaması 22,2±1,60 olan katılımcıların % 64,3 ü kadın, % 52,8 i normal lise mezunu, % 4,6 sı daha önce bir yüksek öğretim programına devam etmiş, % 6,6 sı sağlık alanında farklı pozisyonlarda halen görev yapmaktadır. En yüksek puan ortalamasına sahip üç başlık tıbbi ilişkide mahremiyete saygı (8,71±2,08), tıp etiği temel ilkeleri olarak yarar sağlama ve zarar

51 vermeme (8,14±2,39) ve sağlık mesleklerinde sır saklama dır (8,08±2,29). En düşük puan ortalamasına sahip üç başlık ise etikte-tıp etiğinde feminist yaklaşım (4,82±3,26), hayvanların ahlaki statüsü; hayvanlara yönelik düşünsel temelli olumlu yaklaşımlar (4,56±3,07) ve sağlık meslekleri eğitiminde ve araştırmalarında hayvan deneyleri dir (4,35±3,11). SONUÇ: Katılımcıların derste işlemeyi daha fazla istediği konuların büyük bölümü hemşirelik uygulamaları sırasında karşılaşılabilecek durumlar hakkında olup, bunların bazılarının toplum genelinde de ilgi görmesi söz konusudur. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik Eğitimi, Tıp Etiği, Etik Eğitimi POSTER BİLDİRLER

52 [PS-01] HEMŞİRELİK MESLEKİ BECERİ EĞİTİMİNDE YENİLİKÇİ UYGULAMALAR: BİR BAP PROJESİ ÖRNEĞİ Pakize Özyürek, Cahide Çevik, Adem Aslan, Yeliz Ciğerci, Dilek Öcalan,, Nazmiye Kuyucuoğlu, Kocatepe Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Afyonkarahisar Hemşirelik eğitim programları bilişsel, duyuşsal ve psikomotor öğrenme alanlarını kapsayan teori ve hemşirelik becerileri entegrasyonundan oluşturmaktadır. Öğrencinin teoriyle uygulamayı birleştirmesine katkı sağlayan mesleki beceri laboratuvarında psikomotor eğitimsürecinin iyi yapılandırılması önem taşımaktadır. Mesleki beceri eğitiminin laboratuvar koşullarında uygulanması, becerilerin, insancıl yaklaşım kavramı benimsenerek, modeller, maketler, simülatörler, video, bilgisayar programları ve simüle hastalar yardımıyla kazanılmasına, her becerinin gerektiği kadar tekrar edilmesine, hata yapılıp düzeltilmesine, her beceri için öğrenciye geribildirim verilebilmesine ve hastalıkların simüle edilmesine olanak sağlar.kocatepe Üniversitesi Afyon Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümü nde mesleksel beceri uygulamaları sonrasında öğretim elemanları ve öğrencilerden 2011 yılı sonunda geri bildirim alındı. Geribildirimlere göre, laboratuvarda psikomotor beceri eğitiminin ağırlıklı olarak teori odaklı yapıldığı, teknik beceri kazanmak için kullanılan maket ve tıbbi malzemelerin yetersiz olduğu, uygulamaların laboratuvarda etkin olarak yapılamadığı tespit edildi. Bu nedenle öğrencinin problem çözme becerisini kullanmadığı, laboratuvarda öğrendiği becerileri uygulama ortamına taşıyamadığı saptandı. Geribildirimler sonucunda mesleksel beceri laboratuvarının yeniden yapılandırılmasına karar verildi. Yapılandırma sürecinde, ve tarihlerinde Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Komisyonuna iki ayrı genel amaçlı alt yapı geliştirme projesi olarak başvuru yapıldı. 12.SAĞLIKYO.ALTY.01 nolu proje kapsamında öğrencilerin temel mesleki beceri uygulamalarının tümünü (ilaç, enjeksiyon ve tüp uygulamaları vb.) yapabilecekleri hemşirelik eğitim simülatörü alındı. Bu proje tarihinde sonuçlandırıldı. 13.SAĞLIKYO.ALTY.01 nolu proje kapsamında ise öğrencilerin gebe takibine ve doğum eylemine yönelik uygulama yapabilecekleri bir doğum maketi olmak üzere iki adet gerçekçi, aslına uygunluğu

53 yüksek girişimsel simülatörler alındı. Öğrencilerin hastalık senaryosuna uygun yapacakları hemşirelik beceri uygulamalarının kayıt edileceği video kayıt sistemi kuruldu. Bu projenin tamamlanması ile Afyon Sağlık Yüksekokulu hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik eğitiminde hasta güvenliğini sağlaması, uygulama hatalarının önlenmesi, kritik düşünme ve problem çözme becerisini geliştirmeye yönelik senaryo temelli simülasyon eğitiminin kullanılması sağlanacaktır. ANAHTAR KELİME: Hemşirelik eğitimi, beceri eğitimi, mesleki beceri labaratuvarı [PS-02] TÜRKİYE DEKİ HEMŞİRELİK DERGİLERİNDE YAYIMLANAN GÖZLEMSEL ARAŞTIRMA RAPORLARININ İNCELENMESİ: LİTERATÜRE DAYALI BİR ÇALIŞMA Zekiye Karaçam, Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Emine Şen, Adnan Menderes Üniversitesi Söke Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Belgin Yıldırım, Adnan Menderes Üniversitesi Söke Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu araştırmada yılları arasında Türkiye deki hakemli hemşirelik dergilerinde yayınlanan gözlemsel araştırma raporlarının incelenmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM: Araştırma Ocak Temmuz 2013 tarihleri arasında literatüre dayalı bir çalışma olarak yapılmıştır. Araştırmada, Türkiye deki yılları arasında düzenli olarak yayın yapan 11 hakemli hemşirelik dergisinde yayınlanan gözlemsel araştırma niteliğindeki 502 makale incelenmiştir. Tüm araştırmaların raporları, iki araştırmacı tarafından bağımsız olarak, STORBE Bildirimi- Gözlemsel araştırmaların raporunun yazımında bulunması gereken maddelerle ilgili kontrol listesi dayalı olarak hazırlanan standardize soru formu ile incelenmiştir. Bu çalışmada, araştırmaların soru formundaki her bir soruyu karşılama durumu evet, kısmen evet, hayır, açık değil ve uygulanmaz biçiminde değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaların %98.6 sı kesitsel, %0.6 sı kohort ve %0.8 i vaka-kontrol desende idi. Araştırmaların çoğunda özet, giriş ve amaç bölümleri yeterli düzeyde rapor edilirken, çok azında hipotez ya da araştırma sorularının yazıldığı saptanmıştır. Araştırmaların çoğunun yöntem bölümlerinde uygunluk/dâhil etme kriterleri, katılımcıların secim metodu, olası bias kaynakları, örneklem büyüklüğüne nasıl ulaşıldığı ve alt gruplar analizleri ile ilgili gerekli bilgilerin rapor edilmediği görülmüştür. Bulgular bölümünde ise araştırmaların çoğunda çalışmanın her aşamasında katılan bireylerin sayısı ve katılmama nedenlerinin, her bir değişken için katılımcı sayısının, sürekli değişkenler gruplandığında kullanılan grup sınırlarının bildiriminin ve yapılan diğer analizlerin rapor edilmediği bulunmuştur. Tartışma bölümünde de araştırmalarının çoğunda başlıca bulguların araştırmanın amaçlarına gönderme yapılarak özetlenme ve araştırma bulgularının genel yorumunun kısmen yazıldığı, çalışmanın sınırlılıkları ve olası bias kaynaklarının ise

54 yazılmadığı belirlenmiştir. Araştırmaların sadece %2.8 inde bulgularının genellenebilirliği ve %1.2 inde parasal kaynağı rapor edilmişti. SONUÇ: Bu çalışma Türkiye deki hemşirelik dergilerinde yayınlanan gözlemsel araştırma raporlarında çok önemli eksikliklerin olduğunu ve geliştirilmeye gereksinimi olduğunu açıkça ortaya koymuştur. STROBE gibi evrensel kriterler hemşirelik dergilerinin yayın hazırlama rehberlerine adapte edilerek yayınlanan araştırmaların raporlama kaliteleri geliştirilebilir. ANAHTAR KELİMELER: STROBE, gözlemsel araştırma, hemşirelik dergisi,hemşirelik araştırması [PS-03] BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN DOKTOR VE HEMŞİRELERİN KONSÜLTASYON LİYEZON BİRİMİNİ VE İŞLEVLERİNİ TANIMA DURUMLARI Yasemin Ucun, *Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sağlık Hizmetleri M.Y.O, Bilecik Aycan Kayalar, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara Azize Atlı Özbaş, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ankara Behcet Coşar, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara Nermin Gürhan, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ankara Bugün, birçok fiziksel hastalığın etiyolojisinde psikolojik faktörlerin rol oynayabildiği, psikolojik problemlerin de bedensel yakınmaların nedeni olabileceği bilinmektedir. Günümüzde, bedensel yakınmaların organik veya psikolojik temelli olarak ayrılması görüşünden çok, tüm hastalara bütüncül yaklaşılması gerektiği anlayışı benimsenmektedir. Bu görüş konsültasyon liyezon psikiyatrisinin temelini oluşturmakta ve multidisipliner ekip işbirliği içinde çalışılmasının önemini göstermektedir(kocaman). Burada vurgulanması gereken sağlık çalışanlarının özelliklede klinikte görevli hemşirelerin KLP hizmetinin hangi amaçla verildiği ve işlevi konusunda farkındalığının arttırılmasıdır. AMAÇ: Bu çalışma, kurumumuzda çalışan sağlık personelinin KLP hizmetlerine yönelik bilgi ve görüşlerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Yöntem: Araştırma, Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Hastanesinde Haziran 2010 tarihinde yürütülmüştür. Yataklı kliniklerde çalışan doktor ve hemşirelerden 169 sağlık çalışanı örnekleme dahil edilmiştir. Veriler; araştırmacılar tarafından geliştirilen soru formu kullanılarak toplanmış, SPSS 11.0 programında değerlendirilmiştir. BULGULAR VE SONUÇ: Grubun, %42.3 ü doktor; % 57.7 si hemşiredir. Doktorların % 24.4 ü, hemşirelerin %63.4 ü KLP hizmetleri hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ifade etmiş olup aralarında anlamlı fark bulunmuştur (k 2 =9.55; p<0,05). Hastanede KLP biriminin olup olmadığı sorusuna doktorların % 32.0 si, hemşirelerin % 68 i bilmediklerini belirtmiş olup aralarında anlamlı fark bulunmuştur (k 2 =10.76; p<0.01).psikiyatrik konsültasyon istemeye sağlık ekibin karar verdiğini söyleyenler örneklemin tamamının %58.5 ini

55 oluştururken, bu görüşü ifade eden doktorların sayısı, hemşirelerin sayısından önemli ölçüde azdır (k 2 =16.42; p<0.01). Psikosomatik hastalıkların tanı ve tedavisi (k 2 =10.41; p<0.01), psikososyal sorunlara müdahale (k 2 =13.33; p<0.01), hasta ve sağlık çalışanı arasındaki iletişim ( k 2 =7.35;p<0.01), sağlık çalışanları arasında yaşanan iletişim ve etkili baş etme becerilerini geliştirme (k 2 =4.21; p<0.05) gibi konsültasyon-liyezon hizmetleri grup tarafından yeterli tanınmamaktadır. Sonuç olarak, KLP birimi hakkında doktor ve hemşirelerin yeterli düzeyde bilgi sahibi olmadıkları, bu sebeple iki meslek grubunun özellikle de hemşirelerin, KLP hizmetinin hangi amaçla verildiği ve işlevi konusunda farkındalığının arttırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. ANAHTAR KELİMELER: Konsültasyon-Liyezon Psikiyatri, bütüncül bakım [PS-04] HEMŞİRELİKTE BİLME YOLLARI Ayşe Kacaroğlu Vicdan, Selçuk Üniversitesi Akşehir Kadir Yallagöz Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Hemşirelerin uygulama alanında kullanması gereken farklı bilme yollarını ortaya koymak amacıyla literatür taranarak derleme olarak hazırlanmıştır. GİRİŞ: Bilme kavramı, dünyayı ve kendimizi anlama ve algılamanın bir yolu olarak tanımlanabilir. Bilme, bir antolojik (temel sorunu varlığın ne olduğu olan felsefi disiplindir), devingen, değişen bir süreçtir. Bilgi kavramı, başkalarıyla iletişim kurarak veya paylaşarak bilmenin ifade edilmesidir. Bir disiplinde disiplin üyeleri tarafından dünyanın tam olarak nasıl anlaşıldığının bilgisi sunulmasıdır. Nightingale, hemşireler için formel bir eğitimi ilk kez oluşturduğundan beri hemşirelik, uygulamalar için bir temel olarak biçimsel bilgiye dayalıdır. Bilginin doğası zamanla değişmese de hemşirelik uygulamalarına rehberlik edecek temel değerler korunmaktadır. Carper 1978 de ilk hemşirelik literatürünü inceleyerek hemşirelerin kullandıkları ve yararlandıkları bilme yollarının dört temel biçimini tanımlamıştır: Özgür bilgi, insanın yeteneğidir. Özgür bilgi, mevcut durumun ve vizyonun değişiminin kritik analizlerinden kaynaklanmaktadır. Etik Bilme, manevi sorunlarda karar verirken kullanılan bilgidir. Hemşirelikte bilmenin ahlaki bileşeni, hemşireliğin etik kod larının ya da ilkelerinin bilinmesiyle gerçekleşmektedir. Kişisel bilme, insanın kendini tanıması, farkında olması, birlik olmanın iç tecrübesiyle ilgilidir. Bakıma kişiselliğin katılmasıdır. Cesaretli olmak, hayalperest olmak, tutarlı olmak, esnek olmak, hastayı obje olarak görmemek, yardıma ihtiyacı olan insanlarla gerçek bir ilişki kurmak için en doğru yaklaşımlardır. Estetik bilme; özel anların, durumların ve olanakların ötesinde kişisel tecrübenin derinliği ile ilgili olarak anlamlı hislerin su yüzüne çıkmasını mümkün kılmaktadır. Uygulamada estetik bilme; eylemler, ilgi, önderlik etme, tutumlar, açıklama ve başkalarıyla ilgili hemşireliğin karşılıklı etkileşimi olarak ifade edilebilinir.

56 SONUÇ: Hemşirelik uygulamalarının istenilen seviyede olması için hemşirelerin farklı bakış açısı geliştirmesi ve bunları mesleki hayatlarına katmaları gerekir. Hemşirelikte kullanılan bilme yolları hemşirelerin daha geniş bir bakış açısı kazanmasına yardımcı olacaktır. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik, bilme, bilgi [PS-05] HEMODİYALİZ TEDAVİSİ UYGULANAN BİREYLERİN BENLİK SAYGISI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Ayşe Kacaroğlu Vicdan,Selçuk Üniversitesi Akşehir Kadir Yallagöz Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Akşehir/ Konya AMAÇ: Hemodiyaliz tedavisi uygulanan bireylerin benlik saygılarını incelemek amacıyla tanımlayıcı bir çalışma olarak planlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEMLER: Çalışmaya Eylül 2013 Ekim 2013 tarihleri arasında özel bir diyaliz merkezinde hemodiyaliz tedavi süresi en az 1 yıl olan, araştırmaya katılmayı kabul eden, iletişime açık 100 birey alınmıştır. Veri toplama aracı olarak hemodiyaliz bilgi formu, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri kullanıldı. Ölçekten alınabilecek en yüksek puan 100, en düşük puan ise 0 dır. Artan puan, benlik saygısının arttığının göstergesidir. Bireyin ölçekten almış olduğu puan puan arasında ise bireyin düşük benlik saygısı grubunda, puan arasında ise orta benlik saygısı grubunda, puan arasında ise yüksek benlik saygısı grubunda yer aldığını göstermektedir. Bu araştırmada da envanterin Cronbach alfa kat sayısı 0.73 bulundu. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan bireylerin yaş ortalaması 65.33±1.58, %41.6 sı kadın, %58.4 ü erkekdir. Bireylerin %41.7 si ev hanımı, %37 si çalışıyor, %20.3 ü emeklidir. %80 i evli %20 si ise bekardır. Bireylerin hemodiyalize girme süresi 5.43±5.94 yıldır. Coopersmiht Benlik Saygısı Envanteri puan ortalamaları 65.94±14.33 puandır. Kadınların benlik saygısı ölçek puanı 59.52±12.92 puan, erkeklerin ise 70.75±13.55 puandır. Benlik saygısı ölçek puanı ile cinsiyet arasında istatistiksel fark olduğu bulundu (p<0.05). SONUÇ: Hastaların benlik saygısı puan ortalamalarının; cinsiyetle, çalışma durumlarıyla, hemodiyalize girme süresiyle, ailesi ve çevresi ile olan ilişkilerinin değişmesi ve sosyal destek durumuyla etkilendiği belirlendi. Hemodiyaliz tedavisi uygulanan bireylerin benlik saygılarının

57 yükselmesi için hemşireler tarafından desteklenmeleri ve benlik saygısını yükseltici eğitimlerin verilmesi önerilmektedir. ANAHTAR SÖZCÜK: Hemodiyaliz tedavisi, Benlik saygısı [PS-06] HEMŞİRELİKTE İŞ DOYUMU Buket Elbaş, Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu GİRİŞ: Çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal gereksinimlerinin, beklentileri doğrultusunda karşılanma düzeyini ifade eden iş doyumu; kişilerin başarılı, mutlu ve üretken olabilmelerinin en önemli koşullarından biridir. İş doyumu her meslekte önemlidir. Ancak hemşirelik mesleğinde, çalışma koşullarının ağır olması, düzensiz çalışma saatleri, düşük ücretle çalışma, mesleki saygınlığının yetersizliği gibi faktörler, iş doyumunun düşük olmasına neden olabilmektedir. Bu durumda, iş veriminde düşme, erken emeklilik gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. GELİŞME: Hemşirelik mesleği, çalışma koşulları anlamında sıkıntılar bulunan bir alandır. Hastanelerin fiziksel ortamlarının uygunsuzluğu, nöbet sistemi, ücret, mesleki riskler, yoğun çalışma temposu anlamında hemşirelik mesleği çeşitli sıkıntıları bünyesinde barındırmaktadır. Sivas ilinde 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre hemşirelerin çalışma durumlarına göre dağılımları % 95, 1'i tam zamanlı % 4, 9'u yarı zamanlı olarak çalışmaktadır. Hemşirelerin kurumdaki hizmet yılına göre dağılımları incelendiğinde % 29, 5'i yılları % 26,4'ü 1-5, % 20, 4'ü ise 6-10 yılları arası çalışmaktadır. Hemşirelerin gelir düzeylerine göre dağılımları incelendiğinde % 84, 8'i arası bir gelire sahiptir. Hemşirelerin iş tatmin düzeylerini test etmek amacıyla hazırlanan İş tatmin ölçeğinde yer alan sorulara verilen yanıtların yüzdelik ortalamalarına göre hemşirelerin 42, 49'u mesleklerinin iş tatmin düzeyinin düşük olduğunu belirtmişlerdir. SONUÇ: Yukarıda bahsi gecen sıkıntılarda yapılacak olan iyileştirmeler, hemşire motivasyonu, performansı ve iş doyumunun sağlanması anlaminda önemlidir. Mevcut koşulların uygun düzeye ulaşması, hemşire verimliliği ve hizmet kalitesi anlamında gereklidir. Bu düzenlemeler aynı zamanda, hemşirelerin çalıştıkları hastane yönetimi ve personel ile olan bütünleşmesi, işi sahiplenmesini de

58 sağlayacaktır. Hemşirelerin adil bir sistem dahilinde ödüllendirilmesi, iş doyumunu olumlu yönde etkileyecektir. [PS-07] YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN ORGAN/DOKU BAĞIŞI VE NAKLİ HAKKINDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Yeliz Şapulu Alakan, Iğdır Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, İlk ve Acil Yardım Programı, Derya Aslan, Uludağ Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, İlk ve Acil Yardım Programı GİRİŞ: Organ nakli ve organ bağışı konusunda eğitim yapılırken tüm sağlık personelinin eğitimi önem taşımaktadır. Öncelikle bu olaya sağlık ekibinin inanması ve güvenmesi gerekmektedir.sağlık çalışanları, hastalar ve onların yakınları ile olan iletişimlerinden dolayı organ bağışının artırılması çalışmalarında anahtar rol oynarlar. Halkın yanlış inanç ve kaygılarını gidermek, tutumlarını değiştirmek için onlarla direkt ilişkisi olan sağlık personellerine önemli görevler düşmektedir. Bu nedenle sağlık personeline konunun tanıtılması, benimsetilmesi ve konu hakkında eğitim verilmesi.hemşirelerin organ bağışının artırılmasındaki sorumluluğunun yoğun bakım ünitelerinde, acil servislerde ve diyalize giren hastalar ile sınırlı olduğu bildirilmektedir. Yoğun bakım ünitelerinde ölümü beklenen hastaların organlarını bağışlamalarının sağlanmasında buralarda çalışan personelin rolü önemlidir. AMAÇ: Yoğun bakım hemşirelerinin organ/doku bağışı ve nakline yönelik eğitim düzeylerini değerlendirmek. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma İstanbul Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas, Dr. Siyami Ersek Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi ve Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin yoğun bakım ünitelerinde çalışan toplam 306 hemşire araştırmanın evrenini oluşturmuş, 150 yoğun bakım hemşiresi örneklem kapsamına alınmıştır. Bu çalışmada, araştırmacı tarafından yapılan literatür taraması sonrası yoğun bakım hemşirelerine uygulanmak üzere bir anket formu geliştirilmiştir. Veriler SPSS for Windows 18,0 programına aktarılarak kullanılmıştır.

59 BULGULAR: Araştırmamızda, yoğun bakım hemşirelerinin organ/doku bağışı ve nakli konusunda bilgi alma durumları incelendiğinde; %64,7 si bilgi aldığı, %25,3 ünün bilgi aldığı, ancak yetersiz olduğu, %10 unun ise bilgi almadığı saptanmıştır. Bilgi alan yoğun bakım hemşirelerinin, bilgi edindikleri kaynaklar incelendiğinde; %66,3 ü mesleki eğitimden, %64,4 ü sağlık kuruluşu ve sağlık ekibinden %34,7 si basın-yayın organlarından bilgi edindiği belirlenmiştir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırmanın sonucuna göre hemşirelere meslek edinme sürecindeki eğitimleri sırasında ve mezuniyet sonrasında hizmet içi eğitimlerle, organ/doku bağışı ve naklinin tanımından başlanarak, bağışın ve naklin, dini, etik ve yasal boyutları, ülkemizde ve dünyada organ/doku bağışı ve nakli ile ilgili yapılan çalışmaları içeren eğitimler verilmelidir. Hemşirelere, toplumda organ/doku bağışı ve nakli ile ilgili rol modeli işlevlerinin bulunduklarına dair farkındalık sağlayacak kapsamlı, eğitici, bilgi verici ve düşündürücü sempozyumlar düzenlenmelidir. ANAHTAR KELİMELER: Hemşire, Organ bağışı ve nakli, Yoğun bakım hemşireleri. [PS-08] HEMŞİRELİK MESLEĞİNİN SOSYAL MEDYADA TEMSİLİ Derya ASLAN Uludağ Üniversitesi, Yeliz ŞAPULU ALAKAN Iğdır Üniversitesi Hemşirelik in meslekleşmesi ve profesyonelleşmesi yolunda verilen mücadele, kendi içinde birçok sorunu barındırmaktadır. Ancak profesyonelleşme çabası içinde olan bu meslek farklı biçimlerde uğradığı saldırıların yanı sıra söylemsel düzeyde de şiddete maruz kalmakta ve bu yolla itibarsızlaştırılmaktadır. Bir meslek olarak hemşirelik in itibarsızlaştırılması pek çok farklı saha üzerinden okunabileceği gibi bir mecra olarak medya ve sosyal medya üzerinden de okunabilir. Buradan hareketle çalışmanın temel amacı hemşirelik mesleğinin sosyal medyada nasıl kodlandığını, bu yolla bir meslek olarak "hemşirelik"in nasıl değersiz kılındığını, aynı zamanda bu mesleğin genel uygulayıcısı olarak değerlendirilen kadınların hemşirelik" mesleği aracılığıyla nasıl ikincil kılındığının ortaya konulması ve bu hususlar üzerinde bir farkındalığın oluşturulmasıdır. Çalışmada 2001 ve 2013 yılları arasında Ekşi Sözlük e hemşirelik başlığı adı altında girilen entryler Teun A. Van Dijk ın eleştirel söylem analizi yöntemiyle çözümlemeye tabi tutulmuştur. Eleştirel söylem çözümlemesi ile elde edilen veriler doktorlarla evlilik çabası gösteren hemşire, cinsel bir obje olarak hemşire, anne ve şefkat kodlarına sıkıştırılmış bir özne olarak hemşire, doktor olamamış bir özne olarak hemşire, yetkisiz ve işlevsiz bir özne olarak hemşire başlıkları altında sınıflandırılmış ve hemşirelik mesleğinin bu kodlar aracılığıyla itibarsızlaştırıldığı tespit edilmiştir. Sosyal medya üzerinden yapılan bu analiz hemşirelik mesleği uygulayıcılarının işlevsiz, yetkisiz ve bilgisiz olarak değerlendirildiğini, kimi zaman cinsel bir obje olarak değerlendirildiğini, olumlu kodlandığında bile anne ya da şefkat kodlarına sıkıştırıldığını ve bu yolla söylemsel düzeyde bir saldırıya maruz bırakıldığını göstermektedir.

60 ANAHTAR KELİMELER; hemşire, itibarsızlaştırma, şiddet [PS-09] TÜRKİYE DE HEMŞİRELERİN İŞ DOYUMU: LİTERATÜR İNCELEMESİ Filiz Kantek, Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Ayla KAYA, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, Antalya AMAÇ: Bu literatür incelemesinin amacı Türkiye de hemşirelere yönelik yapılan iş doyum araştırmalarını incelemek ve bu alandaki gereksinimlere ve araştırma önceliklerine dikkat çekmektir. YÖNTEM: Hemşirelerin iş doyumu ile ilgili Türkçe çalışmalara ulaşabilmek için Türk tıp dizini, google akademik, YÖK tez tarama veri tabanları, Türkiye de yapılıp yurtdışında yayınlanan araştırmalara ulaşabilmek için Web of Science, google scholar, Ebsco HOST veri tabanları taranmıştır. Bu yolla ulaşılabilen basılı yayınlar ve tezler taranmış, kongre bildirileri taranmamıştır. Tarama yapılırken hemşire, iş doyumu, anahtar sözcükleri Türkçe ve İngilizce olarak kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmaların çoğunda Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanıldığı, tanımlayıcı ve ilişki arayıcı araştırma tasarımına sahip olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin iş doyum düzeylerinin çoğunlukla orta düzeyde olduğu saptanmıştır. Yönetici pozisyonundaki hemşirelerin iş doyumunun klinik hemşirelere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmalar yöneticilerin çalışanlarına yönelik tutumları açısından incelendiğinde, yöneticinin göstermiş olduğu adil davranış ve saygı derecesi, işin yapılması sırasında hissedilen takdir edilme duygusu, yöneticiden görülen destek ve rehberlik, adil ve şeffaf yönetim anlayışının olmamasının hemşirelerin iş doyumunu etkilediğini ortaya koymaktadır. Kendi isteğiyle mesleğini seçenlerin, çalışma alanını kendisi tercih eden ve sürekli gündüz çalışan hemşirelerin iş doyumunun diğerlerine göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Çalışılan kurumun özel veya kamu kurumu olmasının hemşirelerin iş doyumları üzerine etkisi konusunda çalışmalarda farklı sonuçların elde edildiği görülmektedir. Ayrıca çalışmalar iş doyumu ile örgüt kültürü, işten ayrılma niyeti, örgütsel bağlılık, yaşam kalitesi, benlik saygısı, örgütsel güven,

61 empatik eğilim, duygusal zekâ arasında pozitif ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. SONUÇ: Çalışma iş doyumu konusunun hemşirelerde yoğun bir şekilde çalışıldığını, çalışmalarda tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tasarımların tercih edildiğini ortaya koymuştur. Yöneticilik pozisyonunda olma, kendi isteğiyle mesleğini seçme, çalışma alanını tercih etme olanağının olması, gündüz çalışma, olumlu yönetici tutumları, iş güvenliğinin olması, olumlu çalışma ortamı, ödüllendirme durumu gibi bireysel ve örgütsel özelliklerin hemşirelerin iş doyumunu olumlu yönde etkilediği söylenebilir. Yönetici hemşirelerin öncelikle olumlu tutumlarını geliştirmesi ve hemşirelerin çalışma alanlarını tercihlerini dikkate alması çalışanlarının iş doyumlarının artırılmasında yararlı bir strateji olabilir. [PS-10] SAĞLIK ÇALIŞANLARININ NÖBET DEĞİŞİMİNDE HASTA BİLGİLERİNİ PAYLAŞMASI Semra Sürenler, Nurcan Özyazıcıoğlu, Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Sağlık Bakanlığının Hizmet Kalite düzenlemeleri içerisinde; "hemşire nöbet teslimlerinin nöbeti devreden ve devralan hemşireler arasında, önce deskte, sonra hasta odasında olmak üzere 2 defa, hasta bakım sürecindeki tüm bilgileri kapsayacak şekilde aktif iletişim yöntemiyle yapılmalıdır" ibaresi yer almaktadır. Bu çalışma hemşirelerin nöbet değişiminde hasta bilgilerini paylaşmasını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi'nde 186 hemşire, ebe, sağlık memuru/teknikeri oluşturmuştur. Araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu Nisan 2011 tarihinde yüz-yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Veriler SPSS paket programı kullanılarak yüzdelik ve ki-kare analizleriyle değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılanların %59.6 i hemşire, %30.8 i ebe, %5.1'ini sağlık memuru oluşturmaktadır. Çalışmaya katılanların eğitim durumlarına göre dağılımlarına bakıldığında; sağlık çalışanlarının %44.9 u(n=70) ön lisans, %36.5 i(n=57) lisans, %16.7 si(n=26) Sağlık Meslek Lisesi, %1.9 u(n=3) Yüksek lisans/doktora mezunu olduğu bulunmuştur. Meslekte çalışma yılına göre dağılımlarına bakıldığında; %21.8 i 1-5yıl, %19.9 u 6-10 yıl olduğu bulunmuştur. Sağlık çalışanları tıbbi hatanın %39.7 si sistem kaynaklı, %35.3 ü iletişim kaynaklı olduğunu belirtmişlerdir. Hastanede iletişim konusunda %64.1 i hizmet içi eğitim aldığı, %75.0 kişiler arası ilişkiler dersini okulda zorunlu ders olarak aldıkları bulunmuştur. Çalışanların gündüz mesaisinde hastaya (%21.2), gece mesaisinde ise hastaya (%16) bakım verdikleri bulunmuştur. Hasta sayısı 1-10 iken her zaman (37.6) hasta başında nöbet teslimi yapılırken, hasta sayısı 31 ve üzerinde

62 olduğunda hiçbir zaman (,0) yapamamaktadır. Nöbet değişimlerinde yatak başı hasta devir tesliminde hasta sayısının artışına paralel olarak hasta bilgilerinin paylaşım oranının azaldığı tespit edilmiştir (p<0.05 ). SONUÇ: Çalışmada hasta sayısının artışının nöbet değişiminde hasta bilgilerinin paylaşımını olumsuz etkilediği bulunmuştur. İletişimdeki eksiklikler sonucunda, personeller arasında uzlaşma, hasta güvenliği ve bakım kalitesi tehlikeye sokabilir. Bu nedenlerle hastanelerde ekip içinde iletişim eksikliğinden doğan sorunların erken dönemde ortaya çıkarılması ve çözümü yönünde tüm sağlık ekibinin ortak hareket etmesi önerilebilir. Anahtar sözcükler: iletişim, hemşire-hemşire iletişimi, nöbet teslimi, hasta güvenliği, hasta sayısı [PS-11] SAĞLIK ÇALIŞANLARINA KARŞI ŞİDDET RİSKİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER Gönül Yılmaz, Nurdan Şahin, Berna Akay, Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu makale, şiddet olgularıyla sık karşılaşma olasılığı bulunan hemşirelerin şiddet riskini arttıran faktörler konusundaki farkındalıklarının artırılması amacıyla yazılmıştır. YÖNTEM: Konu ile ilgili literatür ve son beş yılda yapılmış bazı araştırmalar incelmiştir. BULGULAR: Şiddet; kendine ya da bir başkasına, grup ya da topluluğa yönelik olarak ölüm, yaralama, ruhsal örselenme, gelişimsel bozukluğa yol açabilecek fiziksel zorlama, güç kullanımı ya da tehdidin amaçlı olarak uygulanmasıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son yıllarda artış göstermiştir. Bu durum sağlık çalışanlarının kendilerini güvende hissetmemelerine neden olmaktadır. Sağlık kurumlarında şiddet riskini arttıran faktörler; 24 saat hizmetin kesintisiz verilmesi, aile üyelerinin stresli olması, personel sayısının az olması, saldırgan davranışlarla başetme konularında sağlık çalışanlarının eğitim yetersizliği, bekleme salonlarının kalabalık olması, fiziksel çevresel şartlarının olumsuzluğu, yeterli düzeyde güvenlik elemanı olmaması, yasal boşluklar, hasta ve hasta yakınlarının bakım ve tedavide adil davranılmadığı konusundaki düşünceleri şiddet riskini arttıran faktörler arasında yer almaktadır. SONUÇ: Gerek sağlık hizmetindeki hızlı değişimler gerek yasal uygulamalardaki eksiklikler şiddetin önlenmesinde ve çalışan güvenliğini sağlama konusunda boşluklar bırakmaktadır. Yeterli güvenlik önlemleri, yasal düzenlemeler, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, sağlık çalışanlarının öfkeli bireylerle iletişim kurma becerilerinin geliştirilmesi ortamının güvenliğinin sağlanmasına yönelik önlemlerdendir. ANAHTAR KELİMELER: Sağlık çalışanı, Şiddet, Risk faktörler

63 [PS-12] KEMOTERAPİ UYGULANAN HASTALARDA SEMPTOM KONTROLÜ VE HEMŞİRELİK EĞİTİMİNİN ÖNEMİ Serpil Sü, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Bu derleme kemoterapi uygulanan hastalarda semptom kontrolü ve hemşirelik eğitiminin önemini açıklamak amacıyla yapıldı. Hücrelerin kontrolsüz büyümesi ve anormal şekilde yayılımı ile karakterize olan hastalıklar grubunu tanımlayan kanser tüm dünyada ve ülkemizde en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu (IARC) 2008 yılında 12,4 milyon yeni kanser vakası, 7,6 milyon kanser nedenli ölüm ve 28 milyon kanserli hasta olduğunu tahmin etmektedir. Bu veriler, dünyada yaklaşık 28 milyon kişinin ve ailesinin kanser ve kanser tedavisi ile ilişkili semptomlar ile baş etmek zorunda kaldığını göstermektedir. Kanser tanısı konan hastalar, hastalık sürecinden kaynaklanan semptomlar kadar kemoterapi ve radyoterapinin yan etkileri nedeni ile ağrı, anoreksiya, kaşeksi, tat değişiklikleri, alopesi, bulantı, kusma, dehidratasyon, mukozit, ağız kuruluğu, yorgunluk, dispne, kemik iliği supresyonu, depresyon, anksiyete gibi fiziksel ve emosyonel sorunları yoğun bir şekilde yaşamaktadır.semptom kontrolünde başlıca hedef; hasta ve yakınlarına kemoterapiye bağlı ortaya çıkan yan etkileri açıklamak ve yan etkiler için alınacak önlemler konusunda eğitim vermektir. Hemşireler kemoterapi ilaçlarının potansiyel yan etkileri ve yan etkileri hafifletecek önlemler konusunda hastaları bilgilendirme sorumluluğu taşımaktadır. Kemoterapi uygulanan hasta ve ailesine verilen eğitimin amacı ise; hasta ve ailesinin tedaviye uyumuna yardımcı olmak, tedavinin ne amaçla yapıldığını anlamasına yardımcı olmak, uygulama düzenini, sırasını açıklamak, yan etkilerin tanınmasını sağlamak, yan etkilerin en aza indirilmesi için kendi kendine bakımda hasta ve ailesini cesaretlendirilmek, bildirilmesi gereken yan etkilerin rapor edilmesinin

64 önemini anlamasını sağlamaktır. Hasta ve ailesinin eğitimi süreklilik gerektirir ve eğitimin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi sürekli tekrarlayan bir süreç halindedir. Kemoterapi alan kanserli hastalarda, semptom kontrolüne yönelik yapılan eğitimler hasta ve ailesinin yaşam kalitesini yükseltmekte, hastalığa ve tedaviye uyumlarının artmasını sağlamaktadır. Yapılan araştırmalarda, kemoterapi alan hastalarda yan etkilerin sistematik olarak değerlendirilmesinin yanı sıra kontrolüne yönelik eğitimler verilmesi ve hastaların desteklenmesinde hemşirelerin vazgeçilmez olduğu vurgulanmaktadır. Sonuç olarak, hemşireler tarafından verilen kemoterapi eğitimi ile hastaların yaşadığı semptomlarda azalma ve yaşam kalitesinde artma görülmektedir. ANAHTAR KELİMELER: kemoterapi, semptom kontrolü, hemşire, eğitim [PS-13] NANDA HEMŞİRELİK TANILARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ MODELİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI Ayşe Kacaroğlu Vicdan, Selçuk Üniversitesi, Akşehir Kadir Yallagöz Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Akşehir/Konya, Bilgi Gülseven Karabacak, Şule Ecevit Alpar, Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı, İstanbul AMAÇ: Bu çalışma, NANDA tanılarının Günlük Yaşam Aktiviteleri Modeline göre sınıflandırıp hemşirelere ve öğrencilere kullanım kolaylığı sağlamak amacıyla yapıldı. GİRİŞ: Nancy Roper, Winifred W. Logan ve Alison J. Tierney 1970 li yıllarda, hemşirelik hizmetlerinin sistematik olarak sunumu ve insanı tüm boyutları ile ele almada akılcı bir araç ya da yöntem olarak kullanılabilecek olan GYAM ni sunmuşlardır. GYAM, bireyin günlük yaşamını sürdürmesinde yerine getirdiği aktivitelerden oluşmaktadır. GYAM, hemşirelik uygulamalarının temel öğesi olan koruma, rahatlatma ve bağımlı fonksiyonlara odaklanır. Roper, Logan, Tierney in geliştirdiği modelde bireyin günlük yaşam aktivitelerini sistematize etme, gruplandırma söz konusudur. Bu aktiviteleri bireyin kendi başına bağımsız olarak ne kadar yapabildiği, bu modelin temel anlayışını oluşturur. Bilindiği gibi hemşirenin öncelikli hedefi; bireysel ve toplumsal sağlığı koruma, geliştirme ve yardım etme, sonraki hedefi hasta bireyin iyileşmesini ve bağımsızlığını kazanmasına yardım etmektir. GYAM, hemşirelik süreci uygulamasının özellikle tanılama aşamasında kolaylıklar sağlamaktadır. Bu modeli benimseyen hemşire, hastasını gözlerken kendine şu soruları sorabilir; Hastanın hastalığı nedeniyle hangi yaşam aktivitesi etkileniyor? Hasta hangi yaşam aktivitesini yerine getiremiyor?, Hastanın kendi kendine yerine getirebildiği aktiviteler neler?. Hemşire bu şekilde hastasının bakım gereksinimini saptayabilmektedir. GYA ile ilgili sorunların

65 önlenmesi ya da çözümlenmesi olarak algılamakta ve bireyin gereksinimlerini karşılamaya yönelik aktiviteleri 12 gruba ayırmakta ve bunları GYA olarak tanımlamaktadırlar. Bu aktiviteler; Güvenli Çevrenin Sağlanması ve Sürdürülmesi, İletişim, Solunum, Beslenme, Boşaltım, Kişisel Temizlik ve Giyinme, Beden Sıcaklığının Kontrolü, Hareket, Çalışma ve Eğlenme, Cinselliği İfade Etme, Uyku ve Dinlenme ve Ölüm dür. SONUÇ: Nanda hemşirelik tanıları Günlük Yaşam Aktivitelerinin 12 aktivitesine göre sınıflandırılmıştır. ANAHTAR KELİMELER: Günlük Yaşam Aktiviteleri Modeli; NANDA-I; hemşirelik tanıları [PS-14] HEMŞİRELİK EĞİTİMİNDE ELEŞTİREL DÜŞÜNME Serpil Sü, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Bu derleme hemşirelik eğitiminde eleştirel düşünmenin önemini vurgulamak amacıyla hazırlanmıştır. Eleştirel düşünme: kişinin kendi düşünce süreçlerinin bilincinde olarak, başkalarının düşünce süreçlerini göz önünde tutarak, kendisini ve çevresinde yer alan olayları anlayabilmeyi amaç edinen aktif ve organize zihinsel süreç olarak tanımlamaktadır. Eleştirel düşünme mesleki uygulamaları gerçekleştirmede hemşireler için çok gerekli bir bilişsel beceridir. Çünkü eleştirel düşünme gücü hemşirelerin deneyimlerini ve eğitimlerini, mantıksal değerlendirmelerden geçirerek klinik ortamda hasta bakımına yansıtmalarını, hasta bakım gereksinimlerini saptayıp sistematik bakım verebilmelerini, hızlı karar alabilmelerini, özel durumlara göre en uygun müdahalede bulunmalarını ve hastalar hakkında karmaşık bilgileri analiz etmelerini sağlamaktadır. Öğrenci hemşirelerin eleştirel düşünme eğiliminin belirlenmesi ve eleştirel düşünme becerisinin geliştirilmesi; bireysel, mesleki gelişim, hemşirelik uygulamalarının iyileştirilmesi ve toplumun sağlık bakım kalitesinin yükseltilmesi açısından önemlidir. Eğitim sürecinin sonunda kazanılması beklenen eleştirel düşünme eğilimi ve becerisi, öğrencilerin karşılaştıkları klinik durum/sorunu sorgulama, araştırma, analiz etme, çözümleme becerisi ya da hemşirelik disiplininde bu becerilerle ilgili uygulamada klinik karar vermeyi yansıtmalıdır. Hemşirelik için eleştirel düşünme vazgeçilmez temel öğelerden biri olmakla beraber hemşirelik eğitiminin eleştirel düşünmeyi geliştirdiği yönünde yeterli kanıt yoktur. Bunun nedeni hemşirelik eğitiminde öğrencinin pasif alıcı olduğu, eleştirel düşünmenin öğretilmediği ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmediği

66 geleneksel eğitim yöntemlerinin kullanılmasıdır. Kökdemir eleştirel düşünmenin eğitimle kazanılabileceğini bu nedenle üniversite eğitiminde; yeniliğe açık, sorgulamaya dayanan ve öğrencilerin pasif alıcılar yerine aktif katılımcılar olarak rol aldığı bir eğitim modelinin gerekliliğinin üniversite eğitimi açısından çok önemli olduğunu vurgulamaktadır. Hemşirelikte eleştirel düşünmenin tek bir yöntemle geliştirmek yerine müfredatta yeni düzenlemeler yapılarak örneğin senaryo çalışmaları, tartışma grupları, egzersizler, problem çözümleri, dergi taramaları ve bunların tartışılması şeklinde olabileceği belirtilmiştir. Paul eleştirel düşünme eğitiminin haftada 30 dakika ile iki ders saati olabileceğini ve bir sömestr boyunca bu dersin devam edebileceğini ve bunun öğrencilerin eleştirel düşünme eğilim ve becerilerini geliştireceğini ifade etmiştir. Sonuç olarak; güvenilir, etkili ve kaliteli hemşirelik bakımı sunmak için hemşire eğitimcilerin sınıf içi derslerde ve klinik uygulamalarda eleştirel düşünme becerisini geliştirmeye yönelmesi önerilmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Eleştirel düşünme, hemşirelik, hemşirelik eğitimi. [PS-15] HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU Sümeyye Özkul, Akif Bayır Berivan Malk, Saliha Sarıoğlu Yasin Çiftçi Zeliha Kılınç Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu derleme, hemşirelerde iş doyumunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yazılmıştır. ÖZET: İş doyumu, çalışanın kendi işyerindeki kazanımları doğrultusunda işinden aldığı memnuniyet olarak belirtilmiştir (Eğinli, 2009). Her meslek için iş doyumu önemlidir. Fakat hemşirelik mesleğinde çalışma koşullarının zor olması, düzensiz çalışma saatleri, ücretin yetersiz olması, mesleki saygınlığın yetersizliği gibi faktörler iş doyumunun düşük olmasına neden olmaktadır (Lu ve ark, 2012). Günüşen ve arkadaşlarının yaptığı araştırmaya göre (2007) demografik değişkenlere bakıldığında hemşirelerin yaşı, eğitimi, çalışma yılı, aylık nöbet sayısının iş doyumunu etkilediği saptanmıştır. Keskin ve Yıldırım ın (2006) yaptıkları çalışmada yaş ile iş doyumu arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Buna göre 30 yaş altı genç grubun iş doyum puanları, 30 yaş üstü hemşirelere göre daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca yapılan bu çalışmada yaşam memnuniyeti arttıkça, iş doyumunun da arttığı saptanmıştır. Oğuzberk ve Aydın ın yaptığı araştırmaya göre (2008) hemşirelerin aylık nöbet sayısı arttıkça, duygusal tükenmenin de arttığı saptanmıştır. Demografik özelliklerin yanı sıra hemşirelerde iş doyumunu, çalıştıkları kurum ve özellikleri de etkilemektedir. Durmuş ve Günay ın yaptığı araştırmada (2006) özel hastanelerde çalışan hemşirelerin genel iş doyumu puanı, kamu sektörüne bağlı kuruluşlarda çalışanlardan daha yüksek bulunmuştur. Birgili ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada (2010) hemşirelerin iş doyumlarının

67 çalıştıkları servislere dağılımına bakıldığında dahili klinikler ve yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin iş doyumunun daha düşük olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yapılan bu araştırmada yönetici desteğinin hemşirelerin iş doyumu üzerinde olumlu bir etki oluşturduğu saptanmıştır. Bu durum hemşirelerin kendi meslektaşlarından ve kurumdaki yöneticilerden destek görmelerinin iş doyumu üzerinde etkili olduğu anlamına gelmektedir. Sonuç olarak hemşirelerin iş doyumunun artması motivasyonu doğrudan etkileyebilir. Hemşirelerde iş doyumunun artırılması için kurumda belirli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Kurumda çalışılan bölüme göre hemşire sayısının yeterli olması, takdir ve ödüllendirme sisteminin geliştirilmesi, uygun çalışma sisteminin geliştirilmesi, nöbetlerin ve günlük çalışma saatlerinin planlanması iş doyumu üzerine alınabilecek önlemler arasında yer almaktadır. ANAHTAR KELİMELER: Hemşire, İş Doyumu, Motivasyon [PS-16] HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN MESLEKİ GÜDÜLENMESİNDE KLİNİK ÖĞRENME ORTAMININ ETKİLERİ Merve Altıner, Betül Bilekyiğit Neslihan Yükkaldıran Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu derleme hemşirelik öğrencilerinin mesleki güdülenmesinde klinik ortamdaki faktörlerin nasıl etkilediğini belirlemek amacıyla yazılmıştır. Güdülenme, bir hedefe dönük olarak davranışı harekete geçiren, sürdüren ve yönlendiren bir güç olarak tanımlanmaktadır (Yaylacı ve ark, 2013). Hemşirelik eğitiminin amaçları karmaşık sağlık sorunları olan hastalara uygun kalitede sağlık hizmeti vermek için hemşirelere becerileri kazandırmak ve motive etmektir (Nasrin ve ark,2012). Ünsal ve arkadaşlarının yaptığı araştırmalara göre (2002) hemşirelerin yarısından fazlasının iletişim problemleri yaşadıkları saptanmıştır. Hemşireler hasta bakımından çok kliniğin rutin işlerine odaklanmaktadır. Öğrenci hemşirelerden aynı işleri yapmalarını beklemektedirler. Bu nedenle birbirlerinden farklı beklentileri olan klinik hemşireler ile öğrenciler arasında iletişim problemleri yaşanır. Klinik öğretimde; klinikte çalışan, sağlık ekibi üyeleri sorumluluk almalı, iyi rol modeli olmalıdır (Akyüz ve ark, 2007). Eskimez ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmaya göre (2003) hemşirelerin yarısından fazlasının öğretim elemanlarında olması gereken en önemli özelliğin iyi bir iletişim olduğu saptanmıştır. Nitelikli eğitimin sağlanabilmesi için öğretim elemanları tutum ve davranışlarıyla öğrencilere örnek olmaları, öğrencilere değerli olduklarını hissettirmeleri, öğrencilerini tanımaya yönelmeleri gerekir. Hemşirelik eğitiminde öğrencilerin öğretim elamanlarından saygı,sevgi ve anlayış, karşılıklı güven duygusu hemşirelik mesleğini sevdirecek bir yaklaşım bekledikleri belirlenmiştir (Taşocak ve Keçeci,

68 2009). Ünsal ve arkadaşlarının yaptığı çalışmaya göre (2002) hemşirelerin önemli bir kısmı hasta bakımı ve tedavisinde öğrenciye güvenmeme sebebini teorik bilgileri yeterli ama uygulamada sorun var şeklinde ifade etmişlerdir. Nedeni olarak öğrenci gruplarının kalabalık olması ve dolayısıyla herkese eşit uygulama fırsatının doğmaması, not korkusu ve heyecan şeklinde ifadelerde bulunmuşlardır. Sonuç olarak öğretim elemanları, hemşireler ve öğrenciler arasında yaşanan problemler öğrencilerin mesleki güdülenmesini olumsuz etkiler. Bu yüzden mesleki gelişim ve eğitim açısından iyi bir iletişim ve işbirliği sağlanmalıdır. Öğretim elemanları klinikte öğrencilere rehber olmalıdırlar. Bunun için de yeterli öğretim elemanı sayısı olmadan öğrenci kontenjanı artırılmamalıdır. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik öğrencileri, Hemşireler, Güdülenme [PS-17] HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN İŞ BULMA KAYGISI VE UMUTSUZLUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Diler Aydın, Dilek Avcı, Kevser Tarı Selçuk, Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu araştırmada bir sağlık yüksekokulu hemşirelik bölümü 3 ve 4.sınıf öğrencilerinde iş bulma kaygısı ile umutsuzluk düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Kasım 2013-Ocak 2014 tarihleri arasında bir Sağlık Yüksekokulunun hemşirelik bölümünde öğretim gören 3. ve 4.sınıf öğrencileri oluşturmuştur (n=144). Kesitsel tipte planlanan araştırmada örnek büyüklüğü hesaplanmamış, evrenin tümüne ulaşmak hedeflenmiş ancak veri toplanan tarihlerde devamsızlık yapan 13 öğrenciye ulaşılamamış olup, araştırmayan katılmayı kabul eden 131 öğrenci örnekleme dahil edilmiştir. Araştırmanın verileri öğrencilerin demografik özellikleri ve iş bulma kaygılarını değerlendirmek amacıyla araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formu ve Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılarak elde edildi. Veriler SPSS 15.0 istatistik paket programında değerlendirilmiş, çözümlemede tanımlayıcı istatistikler ve Mann Whitney u testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi p<0.05 kabul edilmiştir. BULGULAR: Araştırma grubunu oluşturan öğrencilerin yaş ortalaması 21.42±1.48 (Min:19, Max:29) olup, grubun %68.7 sini kız öğrenciler oluşturmaktadır. Öğrencilerin %46.6 sı ailesinin gelir durumunu orta olarak algılamaktadır. Öğrencilerin %59.5 i meslek olarak hemşireliği isteyerek seçtiğini belirtmiştir. Mezuniyet sonrasında lisans üstü eğitime devam etmek isteyen öğrencilerin oranı %51.9 dur. Öğrencilerin %55.0 i hemşireliğin ideal bir meslek olduğunu, %77.7 si iş bulma konusunda kaygı duymadığını belirtmiştir. Öğrencilerin umutsuzluk düzeyi puan ortalaması 3.14±3.30

69 (Min:0, Max:18, Median:2) dur. İş bulma konusunda kaygı duyanlarda umutsuzluk düzeyi puan ortalaması istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir (p<0.05). SONUÇ: Araştırmada öğrencilerin umutsuzluk düzeyinin düşük olduğu, iş bulma kaygısının umutsuzluk düzeyini arttırdığı belirlenmiştir. [PS-18] KLİNİK UYGULAMADA GERİBİLDİRİM: PERFORMANS DEĞERLENDİRME SİSTEMİ Nilgün Katrancı, Ayşe Çiçek Korkmaz, Kilis 7 Aralık Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik eğitimi kuramsal ve uygulamalı bir eğitimdir (1). Klinik uygulama da bu eğitim sürecinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır (2). Klinik eğitim, öğrencinin eleştirel düşünme ve analiz etme, psikomotor, iletişim ve yönetim becerilerini geliştirmeyi ve hemşirelik mesleğini yerine getirmede güven duygusunu arttırmayı amaçlar (3). Klinik uygulamada ise istenilen hedeflere ulaşılmasında da geribildirimin önemi büyüktür. Bu çalışmanın amacı, öğrenci ve eğitici için klinik uygulamada geribildirimin önemine dikkat çekmek, öğrencilerin bilgi ve becerilerinin değerlendirilmesine ve gelişmesine katkı sağlamaktır. Yerli ve yabancı akademik yayınların tarandığı bu çalışma derleme yöntemiyle hazırlanmıştır. Klinik geri bildirim öğrencinin gözlenen performansı ile standart arasında karşılaştırma yapılarak öğrenciyi geliştirme amacıyla verilen özel bilgi olarak tanımlanmaktadır. Geribildirim olmadığında iyi bir performansı güçlendirmek, zayıf olanı düzeltmek ve geliştirmek mümkün değildir (4). Geribildirim öğrencinin davranışını iyileştirmek ve geliştirmek için şekillendirci (formative) olarak veya performans hakkında karar vermek amacıyla özetleyici (summative) olarak verilebilir. (5).Yapılan çalışmalar geribildirimin hem öğrenci hem de eğitici için önemli bir unsur olduğunu belirtmekte, öğrenciler açık bir biçimde tanımlanmış, yapılan işe odaklı, basit ve zamanında geribildirim almanın işe yarar olduğunu düşündüklerini iletmektedirler (6). Ayrıca, eğiticiler verdikleri geribildirimlerin öğrenciler için geliştirici olduğuna inanmaktadırlar. Bununla birlikte öğrenciler geribildirimleri eğiticilerin değerlendirdiği kadar geliştirici

70 görmemektedirler. Öğrenciler yeterince geribildirim almadıklarını (5), performanslarını geliştirmeye yönelik spesifik öneriler verilmediğini düşünmekte (6), ayrıca öğrenciler eğiticilerin çok meşgul olduğunu ve geribildirim için kendilerine ayrılan zamanın sınırlı olduğunu belirtmektedirler (7). Sistematik bir inceleme sonucunda düzenli verilen geribildirimin klinik performansı anlamlı derecede geliştirdiği ortaya konmuştur (8).Bu sonuçlar ışığında öğrencilere zamanında ve olumlu geribildirimler verme klinik performans değerlendirme sisteminin oluşmasıyla sağlanmaktadır. Geribildirim öğrencilerin kendi güçlü ve zayıf yönlerini tanıması, motivasyonunu arttırması, kendisine dışarıdan bakma yetisini geliştirmesine katkıda bulunacaktır. Eğitimcilerin ise eğitim hedeflerini bilme, okul ve klinik öğretim alanında etkili bir iletişim kurma gibi gerekliliklerin sağlanması için yardımcı olacaktır. ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik eğitimi, Klinik uygulama, Geribildirim, Performans [PS-19] ALTI ŞAPKA DÜŞÜNME TEKNİĞİNİN HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN ELEŞTİREL DÜŞÜNME EĞİLİMİNE ETKİSİ Selma Atay, Burcu Barlak, Burcu Topal, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerini geliştirmede altı şapka tekniğinin etkisini belirlemek amacı ile yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırmada ön test-son test kontrol gruplu deneme modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini bir Sağlık yüksekokulu hemşirelik ikinci sınıf öğrencilerinden eğitim öğretim yılı 27 deney 27 kontrol grubunda olmak üzere toplam 54 öğrenci oluşturmuştur. Örnekleme dahil edilecek öğrenciler eleştirel düşünme dersini alan ve almayan öğrenciler arasından seçilmiştir. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan sosyodemografik veri formu ve California Eleştirel Düşünme Eğilim Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS 'de ortalama ve t testi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 66.7 si kız öğrenci ve yaş ortalamaları 20.4 dür. Ayrıca öğrencilerin % 29.6 sı ilçede yaşadığını, % 48.1 i sosyal etkinliklere katıldığını, % 35.2 si bilimsel etkinliklere katıldığını belirtmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; Kontrol grubunda yer alan öğrencilerin öntest ve son-test puan ortalamalarının arttığı ancak bu artışın istatiksel olarak anlamlı olmadığı, deney grubunda yer alan öğrencilerin ön test puan ortralamaları x = 180±13.9 son-test puan ortalamaları x = 217±22.9 olduğu ve bu artışın da istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (t= 49.3, p< 0.05).

71 SONUÇ; altı şapka düşünme tekniği hemşirelik öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimlerini geliştirmede etkili bir öğrenme stratejisi olduğu söylenebilir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: altı şapka düşünme tekniği, eleştirel düşünme, hemşirelik öğrencisi [PS-20] HEMŞİRELİĞİN KANAYAN YARASI: SAĞLIK MESLEK LİSELERİ Refika Çolak Coşkun, Yaprak Akyüz, Anadolu Sağlık Merkezi Gebze Hastanesi, Kocaeli K.Derya Beydağ, Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, İstanbul Temel sağlık hizmetlerinin başarısı, bakım verecek hemşire ve diğer sağlık personelinin iyi yetiştirilmesine bağlıdır. Hemşireler, meslekle ilgili nitelikleri okulda aldığı teorik bilgi ve hastane ortamındaki klinik deneyimleri ile kazanır. Hemşire eğiticimler sınıfta ve uygulama alanlarında öğrencilere rol modeli olmalıdır. Günümüzde hemşireler; sağlık bakımı vermenin yanı sıra araştırma yapma, teori geliştirme, mesleki örgütlere ve politik aktivitelere katılma gibi profesyoneller tarafından yerine getirilen işlevleri de gerçekleştirmek durumundadır. Hemşirelik ekiple yürütülen bir süreç olduğundan, hemşire bakım vereceği hasta, sağlam birey ya da toplumun özelliklerini kavramak, duruma özgü verileri toplamak, verileri analiz ederek bakım ihtiyacını belirlemek, yaptığı işi kanıta dayandırmak, araştırmak, görev, sorumluluk ve yetki alanı bilmek, aldığı sorumluluğun hesabını verebilir konumda olmak, meslek ahlakı ilkelerini sürekli gözden geçirmek ve geliştirmekle yükümlüdür. Bu nedenle dünyanın gelişmiş tüm ülkelerinde hemşirelik eğitimi 18 yaş üzerine temellendirildiği gibi, eğitimin süresi ve içeriği yukarıda bildirilen özelliklerin kazanılmasını sağlayacak bir niteliğe sahip kılınmıştır. Ülkemizde, sağlık meslek liselerine giriş yaşı 14 15, mezuniyet yaşı ise civarındadır. Hastane ortamında çalışmaya başlayan bu çocuklar, ergenlik gibi bir kriz dönemi içerisinde boğuşmaktadırlar. Yaşıtları kendi ihtiyaçlarını karşılayamazken onlardan hastaların gereksinimlerini karşılaması ve sorumluluklarını alması beklenmektedir. Hastanın ve diğer sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak sorumluluğu verilen bu öğrenciler ise henüz birer çocuktur ve sağlık sistemindeki hiyerarşik düzende en alt konumlarda bulunup bu alandaki güçsüzlüğü

72 derinden yaşamaya adaydırlar. Son zamanlarda hemşirelik mesleğinde kanun gereği de yürürlüğe girmiş yeni bir kavram olan Hemşire Yardımcısı adı altında genç yaşta bir çok kişiyi sahada daha fazla göreceğimiz açıktır. Ayrıca sağlıkta dönüşüm programının bir ayağı olan emek iş gücünün ucuzlatılması ve rekabete açılması burada da söz konusudur ve bunun sonucunda bu kavramdan çıkar sağlamaya çalışacak bir çok kurum olacağı düşünülmektedir. Lisans mezunlarının taban aylığının yüksek olması ve ek göstergeleri nedeniyle sağlık meslek liseleri mezunları, özellikle kamu dışı özel sağlık hizmeti veren kuruluşlarda daha fazla görmek olası bir sonuçtur. Çoğunlukla ailelerin çocuklarını kısa yoldan meslek sahibi olması için yönlendirdiği, hemşirelik mesleğini bile tanımadan geldikleri meslek liselerinin sayısı her geçen gün artan özel sağlık meslek liseleri ile katlanmaktadır. Bu durum, hemşirelikte iş yaşamı kalitesini azaltacak ve belki de lisans mezunu hemşireler için işsiz kalma sebebi olabilecektir. Bu nedenle, hızla sayıları artan özel sağlık meslek liselerine karşı önlem alınmalıdır. ANAHTAR KELİMELER: hemşirelik, sağlık meslek lisesi, hemşire yardımcısı [PS-21] ÖĞRENCİ SAĞLIĞI İÇİN OKUL SAĞLIĞI HEMŞİRELİK UYGULAMALARI Aysel Özdemir, Uludag Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Okul; yarının toplumunu oluşturacak kuşakların bedensel, toplumsal ve ruhsal sağlıklarıyla ilgilenen, mutlu ve sağlıklı bir toplumun oluşması için, hizmet veren ve hizmet verebilecekleri yetiştiren bir kurumdur. Okul ortamı, fiziksel ve sosyal çevresiyle sağlığı doğrudan etkileyen, sağlıkla ilgili olumlu tutum ve davranışların geliştirilmesine katkıda bulunan ve sunulan sağlık hizmetleri vasıtasıyla birçok kişiye ulaşılabilmeyi sağlayan, toplumun sağlık düzeyini yükseltmede önemli katkısı olan bir kuruluştur. Okul çağında büyüme ve gelişme kendinden önceki dönemlere göre yavaşlar ancak sürekli devam eder. Bu dönemde yaşanan sorunların yaşam boyu devam eden etkisinin olduğu bilinmektedir. Okul sağlığı; öğrencilerin ve okul çalışanlarının sağlığının değerlendirilmesi, geliştirilmesi, sağlıklı okul yaşamının sağlanması ve sürdürülmesi, öğrenciye ve dolayısıyla topluma sağlık eğitiminin verilmesi için yapılan çalışmaların tümü olarak tanımlanmaktadır. Okul sağlığı hizmetleri; öğrencilerin ve okul personelinin sağlığını korumak ve geliştirmek amacıyla yapılan tüm sağlık etkinliklerini kapsayan bir hizmet olmakla birlikte, halk sağlığı hizmetlerinin bir parçası olan, ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin de devamıdır. Okul sağlığı hizmetlerinin amacı, toplumda okul çağındaki bütün çocukların mümkün olan en iyi bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığa kavuşmalarını sağlamak, sürdürmek ve çocukların dolayısıyla toplumun sağlık düzeyini yükseltmektir. Okullarda kazanılan bilgi ve yaşam becerileri sayesinde geleceğe hazırlık yapılmaktadır. Bu dönemin sağlıklı geçirilmesi ve öğrenmeyi engelleyen sağlık problemlerinin ortadan kaldırılmasında okul sağlığı uygulamalarının önemi oldukça büyüktür. Okul sağlığı hizmetlerini yürüten ekip üyeleri içinde okul

73 sağlığı hemşiresi önemli bir rol almakta ve öğrencilerin sağlığını korumada hayati bir görevi bulunmaktadır. Okullarda hemşire eksiği yadsınamaz bir gerçektir. Okul hemşireliği kendine özgü halk sağlığı hemşireliğinin bir alanı olup, bu yönde donatılmış hemşireler tarafından yürütülmelidir. Görevlendirmeler ve görev tanımları yasa ve yönetmeliklerin belirlediği çerçevede gerçekleştirilmelidir. Toplum sağlığı açısından her okulda bulunmaları bir zorunluluktur. Okul sağlığı hizmetlerini yürüten ekip üyeleri öğrencilerde ortaya çıkan fiziksel, davranış, sosyal ve akademik problemleri erken dönemde fark edecek bilgi donamına sahip olmalı ve öğrenciyi olumsuz etkileyen faktörlere yönelik çözüm yollarını üreterek başarıya ulaşabilmelidir. [PS-22] ISPARTA İLİ NDEKİ HEMŞİRELERİN PROFESYONEL DEĞERLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER Esin Çetinkaya Uslusoy, Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Eylem Paslı Gürdoğan, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Ayşe Aydınlı, Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, hemşirelerin profesyonel hemşirelik değerlerini ve etkileyebilecek sosyodemografik özellikleri belirlemektir. YÖNTEM: Tanımlayıcı nitelikte olan araştırma Nisan Mayıs 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Isparta ili merkezinde Devlet Hastanesi ve Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan, araştırmaya katılmayı kabul eden 269 hemşire oluşturmuştur. Veriler sosyodemografik ile çalışma özellikleri tanılama formu ve Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği (HPDÖ) ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, frekans, Kolmogorov-Smirnov, bağımsız gruplarda t testi ve One Way Anova analizleri kullanılmıştır. BULGULAR: Hemşirelerin yaş ortalaması 32.18±6.57olup, % 81 i lisans mezunu, %70.6 sı yatak başı hemşire ve %46.5 i 10 yıldan fazla çalışmaktadır ve %27.5 i etik ile ilgili bilgilerinin olmadığını ifade etmiştir. Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği puan ortalaması ±20.79 olarak belirlenmiştir. HPDÖ puan ortalamasının, yaş, medeni hal, çocuk sahibi olma durumu, çalışılan kurum, eğitim durumu, çalışma yılı, çalışılan pozisyon, etik kurallara ilişkin bilgi sahibi olma ve etik ile ilgili aktif rol alma durumlarına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede fark gösterdiği saptanmıştır (p<.05). Ayrıca HPDÖ nün alt boyutlarına bakıldığında en yüksek puanın, hemşire

74 bireye ait özel bilgi ve sırları kişisel mahremiyet hakkı olarak niteler ve korur alt boyutundan, en düşük puanın ise hemşire yüksek nitelikte bakım sağlar alt boyutundan alındığı bulunmuştur. SONUÇ: Hemşirelerin profesyonel değerlere ve etik konulara iyi derecede önem verdikleri, eğitim seviyesi, yaş ve çalışma yılı arttıkça, etik konulara duyarlılıklarının da arttığı belirlenmiştir. Hemşirelik bakımında profesyonel değerler oldukça önemli bir role sahip olduğundan, hemşirelerin etik kurallara ilişkin bilgi düzeylerinin hizmet içi eğitimlerle artırılması, kurallara uyma durumlarının ve engelleyen faktörlerin saptanıp, gerekli çözümlerin sağlanması önerilebilir. ANAHTAR KELİMELER: hemşire, profesyonel değerler, bakım [PS-23] YATAKLI TEDAVİ KLİNİKLERİNDE HEMŞİRELERİN HEMŞİRELİK BİLİŞİMİNE İLİŞKİN DÜŞÜNCELERİ Taner Onay, Handan Sezgin, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu çalışma sağlık hizmetleri sunumunun en önemli aktörlerinden olan yataklı bakım hizmeti veren hemşirelerin hemşirelik bilişimi hakkındaki düşünceleri, bilgisayar ve tıbbi cihazları kullanabilme durumlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Çanakkale ilinde, yataklı tedavi kliniklerinde çalışan ulaşabildiğimiz ve çalışmayı kabul eden 150 hemşire ile Kasım-Aralık 2013 tarihleri arasında yapılan çalışmada, sosyodemografik özellikleri, bilgisayar, klinik tıbbi cihazları kullanma durumu ve düşüncelerini belirlemek amacıyla 14 soruluk form ile katılımcıların hemşirelik bilişimi hakkındaki düşüncelerini belirlemeye yönelik 30 sorudan oluşan 5 li likert tipi ölçek kullanılmıştır. Verilerin analizinde; yüzde ve ki-kare kullanılarak, p<0.05 anlamlı kabul edilmiştir. BULGULAR: %43.3 ü yaş aralığında, %96 sı kadın, %49.3 ü lisans mezunu, %71.3 ü devlet hastanesi çalışanı, %34.7 si 4 yıl ve altında çalışma süresine sahip, %75.3 ü cihaz kullanım eğitimli, %78.7 si kişisel bilgisayar sahibi, %69.3 ü bilgisayar deneyimi 6-9 yıl arası olan katılımcıların %76.7 si kliniklerdeki cihazları yetersiz buldular. Ölçekte en yüksek ortalama puanları Hemşirelik sürecine özgü yazılım programı geliştirilmesi, Hizmet içi eğitimlerde teknoloji kullanımı etkinliğini arttırıcı eğitimlere yer verilmesi, Hemşirelik eğitim programlarına standartlaştırılmış hemşirelik bilişim eğitimi modeli hazırlanması maddeleri almıştır. Bilgisayar kullanım deneyimi ve günlük kullanım süresi ile kullanılan tıbbi cihazları yetersiz bulma arasında ilişki vardır (sırasıyla p=0.025,

75 0.001). Günlük bilgisayar kullanım süresi bir saat olanlar ile tıbbi cihaz kullanım eğitimi alma arasında anlamlı ilişki vardır (p=0.043). Eğitim düzeyindeki artış ile tıbbi cihaz talebi ve iyi düzey cihaz kullanımı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardır. Eğitim düzeyi arttıkça; klinikte tıbbi cihaz talebi artmakta (p=0.018), lisans eğitim düzeyi ile enjektör pompası (p=0.012), pacemaker (p=0.006), holter (p=0.020), basınçlı kan torbası (p=0.036), pulse oximetre lerin (p=0.013) iyi düzey kullanımı artmaktadır. SONUÇ: Hemşirelerin eğitim düzeylerinin ve bilgisayar kullanımlarının yüksek olması iyi düzeyde tıbbi cihaz kullanımını olumlu yönde etkilediği bulundu. Hemşirelerin e-sağlık süreci paralelinde gelişmeleri takip edebilecekleri ve bilişim süreçlerinde aktif rol alabileceklerini göstermektedir. Eğitimlerle desteklenecek hemşirelerin, hemşirelik sürecine yönelik programların elektronik ortamlarda kullanılması aşamasında daha etkin yer almaları sağlanmalıdır. ANAHTAR KELİMELER: Bilgisayar kullanımı, Bilişim, Hemşire, Tıbbi cihaz [PS-24] PYXİS NEDİR? GÜVENLİK Mİ, KOLAYLIK MI, ZAMAN KAYBI MI? Yaprak Akyüz Gebze Anadolu Sağlık Merkezi, Refika Çolak, Coşkun Gebze Anadolu Sağlık Merkezi, K. Derya Beydağ Okan Üniversitesi Pyxis ilaç yönetim sistemi, ilaçların kapalı bir sistem içerisinde olduğu, verilen ordera göre istenilen miktarda hasta adına kontrollü ve güvenli ilaç alma yöntemidir. Pyxis sisteminin ilk kurulumu 1989 yılında Amerika da gerçekleşmiş, Türkiye de ilk kullanımı ise 2003 yılında İstanbul da özel bir hastanede olmuştur. Günümüzde kullanımı birkaç hastane ile sınırlı olan bu sistemin bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Sistemin avantajlarına bakılacak olursa; pyxis sistemi kullanıcısının; kişisel şifresi ve parmak izi sisteme tanımlanır ve sisteme girişler kullanıcı adı ve parmak izi ile gerçekleşir. Bu şekilde hasta adına alınan ilacın kim tarafından, ne zaman alındığı ve ne miktarda alındığı görülür. Sistem, ilaç hatalarının önlenmesine yönelik olarak çalışmaktadır. Klasik ilaç yönetim sisteminde hemşirelerin her gün ilaçları eczane hizmetlerine bildirmesi ve eczane hizmetlerinin ilaçları hazırlayarak hemşireye teslim etmesi zaman kaybının yanında ilaçların hasta bakım alanlarında stoklanmasına neden olmaktadır. Stoklanan ilaçların yeterli takibinin yapılamaması, ilaçların doğru ortamda saklanmadığı sorusunu akla getirmektedir. Bunun yanı sıra ilaçların kulllanım sürelerinin dolup dolmadığı, uygun hastalara kullanılıp kullanılmadığının takibinde sorunlar yaşanmaktadır. Aynı zamanda ilaçlar hasta bakım alanlarına toplu sevk edildiğinden hastanın tedavisi bitse bile hasta kalan ilacın ücretini ödemek zorunda kalabilmektedir. Tedavi süreci içersinde de pek çok ilaç zayi olmaktadır ve devlet olarak tedavi masraflarının bütçeside artmaktadır. Pyxis sistemi bahsedilen bu zorlukları yaşamamak amaçlı ortaya çıkmıştır. Pyxis içersinde ilaçlar ayrı gözlerde

76 birim dozluk paketlerde, miyad kotrolü yapılarak saklanmaktadır. Gereksiz ilaçlar pyxis içersinde tutulmamakta ve böylece kat stoğu azaltılmaktadır. Pyxis için bu kadar olumlu yanlarının dışında birkaç olumsuzlukta söylenebilir. Yeni yatışı yapılan bir hastanın pyxis sistemi üzerine isim kaydının düşmesi yaklaşık olarak 3 dakikayı alabilmektedir. Bu durum acil müdahalelerde sorun yaratabilmekte ve sistemi bilmeyen hasta yakının sorun yaratmasına neden olabilmektedir. Ayrıca yeni verilen bir ilaç orderının pyxis sitemi içersinde olmaması ve bu ilacın sisteme eczacı tarafından yüklenmesi tedavi sürecinin aksamasına yol açmaktadır. Narkotik ilaçların ise şahitle alınmasını sağlayan bu sistem katta yalnız çalışmakta olan bir hemşire için şahit arama sürecine girmesine ve bu süreçte hastanın tedavisinin gecikmesine neden olabilmektedir. Pyxis sisteminin birkaç olumsuz yanı olmakla beraber genel anlamda bakıldığında hekim, hemşire ve eczacının iş yükünü azaltmakla kalmayıp ilaçların doğru koşullarda saklanmasını sağlar. Aynı zamanda ilaç kayıplarını önleyerek gereksiz tedavi masraflarını devlete yük etmemektedir. En önemlisi pyxis; biz hemşirenin ekstra görevi olan ilaç stok kontrolünü eczacının denetimine vermiş olup hemşirenin de hastalarına daha fazla vakit ayırmasını sağlayan süreci sağlamıştır. ANAHTAR KELİMELER: Pyxis sistemi, hemşire, avantaj, dezavantaj. [PS-25] HEMŞİRELİK LİSANS EĞİTİMİNİ ETKİLEYEN NİTELİKSEL ve NİCELİKSEL SORUNLAR Gözde Özaras, Canan Ünlü Sürmeli, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik eğitimi kuramsal ve uygulamalı öğrenim ve öğretim yaşantıları içeren bir eğitim olup temel amacı; öğrencilere profesyonel hemşirelik kimliğini kazandırabilmek, sağlığı koruma ve geliştirmenin önemini kavratabilmek, onların meslek yaşantılarına uygun ve tüm potansiyellerini kullanabilecekleri nitelikte elemanlar yetiştirmek olmalıdır. Tüm bunların gerçekleşmesinde kaliteli eğitim önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle hemşirelik eğitimi; yeterli bilgi ve klinik beceriye sahip ve bu beceriyi öğrenciye aktarabilecek öğretim tekniklerine sahip nitelikli öğretim elemanları tarafından verilmesi sağlanmalıdır. Nitelikli öğretim elemanlarının sağlanmasının yanı sıra nicelik olarak da öğretim elemanlarının yeterli sayıda olması hemşirelik lisans eğitiminde, başarıya ulaşabilmenin önemli bir anahtarıdır. Hemşirelik lisans eğitiminde var olan başlıca niteliksel ve niceliksel sorunlar ülkemiz ve yurt dışı verilerinden yararlanılarak ifade edilmeye çalışılmıştır: Niteliksel sorun olarak; öğretim elemanlarının doktora yapmış ya da yapıyor olma durumları, bilgi, beceri ve tecrübeleri ile bu faktörleri kullanabilme durumları, klinik deneyimleri, araştırma yapabilme durumları, hemşirelik okullarında eğitim veren öğretim elemanlarının hangi mesleğin mensubu oldukları

77 gibi faktörler ile müfredatta ve sınav sisteminde olan yetersizlikler, eğitim ortamlarının, uygulama alanlarının ve eğitici için sosyal olanakların yetersizliği gibi faktörler sayılabilir. Ayrıca, lisans düzeyine öğrenci alımında OSYM sınavı ile gelen öğrencilerin yetersiz olması, öğrencilerin değerlendirilmesinde bağıl değerlendirmenin kullanılması gibi faktörler yer almaktadır.niceliksel sorunlar olarak ise, hemşirelik okullarına kayıtlardaki artışların geri çevrilmesi, artan öğrenci sayısına karşın öğretim elemanı sayısının yetersizliği, öğretim elemanlarının meslekte verimlilik süreleri, klinikte çalışan hemşireler ve eğitici hemşireler arasındaki ücret eşitsizliği gibi faktörler sayılabilir. Yukarda bahsedilen niteliksel ve niceliksel faktörler hemşirelik lisans eğitiminde önemli bir problem olup, hemşirelik disiplininde yeni değildir ve mesleğimizin gelişmesinde önemli bir sorun oluşturmaya devam edecektir. [PS-26] SAĞLIK MESLEK LİSESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN HEMŞİRE YARDIMCISI YASASI SONRASI MESLEĞE BAKIŞ AÇISI Şengül Şişe, Ayşe Yiğit, Süleyman Demirel Üniversitesi AMAÇ: Bu çalışmanın amacı sağlık meslek lisesinde hemşirelik bölümü öğrencilerine, yeni torba yasa ile gündeme gelen hemşire/ebe/sağlık memuru kavramları hakkındaki bilgi, düşünce ve kaygılarını ortaya koymak için yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırma, Isparta merkez ilçesindeki Sağlık Meslek Liseleri nde yürütülmüştür. Araştırmaya, toplam 194 öğrenci katılmıştır. Veriler Eylül-Aralık 2013 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak demografik özellikleri içeren bir anket, hemşirelik mesleği ile bilgiler ve kanuni düzenlemeler hakkındaki görüşlerin yer aldığı 3 lü Likert ölçeği kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin %82,0 sini kız öğrenciler oluşturmaktadır. Dokuz, 10, 11 ve 12 nci sınıflardaki öğrenci dağılımı sırasıyla %27,8, %24,2, %32,5 ve %15,5 tir. Okula kendi isteğiyle gelen öğrenci yüzdesi %56,7 iken, ailesinin tercihiyle gelenler %28,9, tanıdık tavsiyesi ile gelenler %6,2 ve rastgele okulu tercih ettiklerini ifade edenlerin oranı %8,3 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin %59,8 i mesleğin geleceği ile ilgili endişeler taşıdığını, %58,1 i iş bulma konusunda zorlanacağını, %73,2 si meslekteki eğitim farklılıklarının kendisini endişelendirmediğini ve bunun iş istihdamında etkili olmayacağını (%56,2) ifade etmişlerdir. Ayrıca öğrencilerin yaklaşık yarısı mesleklerinde lise eğitiminin yeterli olacağını ve her eğitim düzeyinin aynı statüde istihdam edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca, öğrencilerin %87,6 sı Sağlık Meslek Lisesi mezunlarının hemşire yardımcısı

78 olarak tanınmasını doğru bulmamakta ve % 86,3 ü hemşire yardımcısı olarak iş bulma kaygısı taşımaktadır. SONUÇ: Araştırma bulgularına göre, hemşire yardımcısı yasası ile hemşirelik lise öğrencilerinin iş bulma ve mesleki kimliklerinin ellerinden alınması konularında endişelerinin olduğu görülmüştür. Bu durum, lise diploması ile hemşirelik unvanı alabilen öğrenciler ile hemşire yardımcısı olarak mezun olacak öğrenciler arasında ciddi mesleki çatışmaların yaşanmasına sebebiyet verecektir. Bunun mesleki saygınlık üzerinde olumsuz etkisinin yanı sıra meslekte kavram ve rol kargaşasına neden olma risk bulunmaktadır. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Sağlık meslek liseleri; hemşirelik mesleği; hemşire yardımcılığı; ebelik. [PS-27] AMELİYATHANEDE ÇALIŞAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDEN RİSKLER VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Ayla Yavuz Karamanoğlu, Fadime Gök, Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Dünya Sağlık Örgütü (WHO); çalışanların fiziki, ruhsal ve sosyal durumlarının en üst düzeye taşınması, sağlıklarına gelebilecek zararların en aza indirilebilmesi için uygun önlemlerin alınmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Ameliyathaneler çalışan sağlığı açısından riskli ortamların başında gelmektedir. Ameliyathaneler stresli, izole ve yoğun çalışma temposunun yanı sıra donanım yönünden de hastanedeki diğer ünitelerden daha farklıdır. Ameliyathaneler teknik donanımın yoğun olarak kullanıldığı alanlardır ve bu ortamlarda çalışmak daha fazla sorumluluk almayı gerektirmektedir. Ameliyathanede işlem süresinin uzaması ve dar bir alanda çok fazla bireyin çalışması risk düzeyini artırmaktadır. Bu alanda karşılaşılabilecek risklerden hastalar kadar çalışanlarda etkilenmektedir. Kas iskelet sistemi yaralanmaları, kesici-delici aletlerle yaralanmalar, anestezik gazlara ve kimyasal maddelere maruz kalma, enfeksiyon hastalıklarının gelişmesi, radyasyon ve cerrahi dumana maruz kalma ve lateks allerjisi sağlık çalışanlarının ameliyathanede en sık karşılaştıkları risklerdir. Çalışma ortamı ve çalışma koşullarındaki olumsuzluklar çalışan kişilerin iş doyumunu, başarısını, verimliliğini ve sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlıklı ve hasta tüm bireylere hizmet veren sağlık sektörünün topluma daha iyi hizmet götürebilmesi için çalışma ortamlarının güvenli ve sağlıklı olması gerekmektedir. Çalışan güvenliğinin sağlanması için ortamın ergonomisinin iyi düzenlenmesi, travmalara karşı önlem

79 alınması, enfeksiyon kontrolünün sağlanması, atık anestetik gaz ve cerrahi duman tahliye sisteminin oluşturulması, radyasyon güvenliğinin sağlanması ve allarjen/kimyasallarla karşı gerekli önlemlerin alınması çalışan güvenliği açısından önem arz etmektedir. Sonuç olarak tüm personelin çalışma ortamı ve yaptıkları işlerden dolayı karşılaşabilecekleri tehlikeler tanımlanmalı, risk değerlendirmeleri yapılmalı ve koruyucu önlemler alınmalıdır. [PS-28] AMELİYATHANEDE ERGONOMİ Fadime Gök, Ayla Yavuz Karamanoğlu, Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Çalışma yaşamı ile insan sağlığı arasındaki ilişkiler uzun yıllar yalnızca sanayi iş kollarında çalışanların sorunları olarak ele alınmıştır. Oysa her iş kolunun ve her üretim dalının meslek üyelerine getirdiği riskler vardır. Sağlık hizmetleri iş sağlığı ve iş güvenliği bakımından önemli riskler taşıyan çalışma alanlarından biridir. Sağlık hizmetlerinin birçok alanında özellikle de hastanelerde çalışanların sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen pek çok risk faktörü vardır. Sağlık çalışanlarının kendilerinden istenen ve beklenen işlevleri en iyi şekilde yerine getirebilmeleri için çalışma koşullarının uygun ve çalışma ortamı iyi tasarımlanmış olması gerekmektedir. Çalışma koşullarını insana uygun duruma getirebilmek ve çalışma ortamını insana göre düzenleyebilmek için ergonomi bilim dalının yol göstericiliğinden yararlanılabilmektedir. Ergonomik tasarım; Sağlıksal riskleri ortadan kaldırmak, iş güvenliğini sağlamak ve iş başarımını artırmak amacıyla araç/gereç ve makinelerin tasarımının ve çalışma yerinin uygun yerleşimi yapılması, çalışma yöntemleri ve çevresel koşulların denetim altına alınmasıdır. Çalışma koşulları ergonomik normlara uygun yapılandırılmadığında ve çalışma ortamı ergonomik ilkelere göre düzenlenmediğinde, çalışanların sağlık sorunlarının artmakta, iş kazaları oluşmakta ve çalışanların iş başarısı düşmektedir. Sağlık kurumlarının özellikle ameliyathane birimlerinde ergonomik tasarım, tüm birimlerden daha çok önem arz etmektedir. Çünkü ameliyathane hizmetleri

80 ertelenemez ve yerine başka hizmet konulamaz. Aynı zamanda statik çalışmanın en fazla maruz kalındığı birim ameliyathanelerdir. Çalışanların uzun süre ayakta ve kapalı ortamda kalıyor olması fiziksel, ruhsal ve sosyal riskleri beraberinde getirmektedir. Bu nedenle ameliyathanelerin ergonomisi bir kat daha önem kazanmaktadır. Çalışma ortamında kullanılan araç/gereçler ve donanımlar teknik açıdan ne kadar mükemmel olursa olsun eğer insana uygun değilse, yani insanın özellikleri, yetenekleri ve kısıtlılıkları göz önüne alınmadan tasarımlar yapılmışsa, o çalışma ortamında çalışan insandan maksimum iş başarımı istemek ve beklemek anlamsızdır. Eğer çalışanlardan maksimum bir iş başarısı isteniyor ve bekleniyorsa, çalışma koşullarının iyi tasarımlanması gerekir. [PS-29] YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE YATAN PREMATÜRE BEBEKLERE POZİSYON VERME VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR Hüsniye Çalışır, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD, Aydın. Funda Güler, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp ve Sağlık Bilimleri Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi, Aydın. Bazı yenidoğanlar ağır hastalık, prematürelik, düşük doğum ağırlığı ya da konjenital anomali nedeniyle Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi ne (YYBÜ) yatırılabilirler. Bunlar içerisinde en önemli hasta grubunu prematüre bebekler oluşturmaktadır. Prematüre bebeklerin önemli bir kısmının solunum sorunu nedeniyle ileri düzey bakıma, birçoğunun da mekanik ventilasyon desteğine gereksinimi bulunmaktadır. Prematürelerin YYBÜ nde yatışları süresince, ventilasyon desteği sırasında ve sonrasında komplikasyonlar açısından yakından izlenmeleri ve güncel bilgi ve becerileri içeren nitelikli hemşirelik bakımı almaları çok önemlidir. Hemşirelik mesleği üyelerinin amacı, verdikleri bakımın kalitesini yükseltmek ve bireyin yaşam kalitesini güvence altına almaktır. Bu bağlamda yenidoğan hemşirelerinin prematüre bebeklerin bakımı ve tedavisindeki rolü de gün geçtikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Yenidoğan hemşiresi, kırılgan bir yapıya sahip bu bebeklerin uterus dışı yaşama uyumunun sağlanması ve en az komplikasyonla iyileşmesinde önemli sorumlulukları bulunan sağlık ekibi üyesidir. Pozisyon verme, yenidoğan bebeğin intrauterin pozisyonunun devamını sağlayarak, tedavi/bakım girişimlerinin neden olduğu ağrı/acıdan ve çevresel stresörlerden etkilenmesini azaltmakta; aynı zamanda postürünü koruyarak, stresle baş etmesini kolaylaştırmaktadır.

81 Bebeğin yatış pozisyonu ve duruşu fizyolojik ve nörogelişimsel etkilere sahiptir. Küçük bebekleri yatırırken, hem nöromüsküler özelliklerinin hem de yer çekimi etkilerinin göz önüne alınması gerekir. Bu derlemede yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan prematüre bebeklere mekanik ventilasyon süresince, mekanik ventilasyondan ayırma sırasında ve sonrasında pozisyon uygulaması ile ilgili bilgiler bilimsel çalışma sonuçlarından yararlanılarak sunulmuştur. Yurt dışı literatürde prematüre bebeklere mekanik ventilasyon süresince, mekanik ventilasyondan ayırma sırasında ve sonrasında pozisyon vermenin etkileri değişik çalışmalarda gösterilmiştir. Yurt içi literatürde bu konuda yapılmış herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki prematüre bebeklere pozisyon verilmesinin bilimsel verilerden yararlanılarak yapılması ve bebeklerin yanıtlarının yakından gözlenmesi, değerlendirilmesi ve gerektiğinde bebeğe özel uygulanması da önemlidir. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerin, bebeklerin kaliteli sağlık bakımı alma hakları olduğunu bilerek; güncel ve geçerliği kanıtlanmış uygulamaları yakından izlemeleri önemlidir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: yenidoğan yoğun bakım, prematüre bebek, pozisyon, hemşirelik [PS-30] KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNDE HEMŞİRELİK EĞİTİMİNİN TARİHSEL SÜRECİ Dilek Sarpkaya, Özdem Nurluöz, Yakın Doğu Üniversitesi Bu çalışma, hemşirelik eğitiminin tarihsel sürecini açıklamak ve ilgili literatüre katkı sağlamak amacı ile hazırlanmıştır. Derleme tipi araştırmada, 1800 yıllardan 2014 yılına kadar olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) nde hemşirelik eğitiminin nasıl bir süreçten geçtiği aktarılmıştır. Çalışmada kullanılan araştırma yöntemleri betimleme ve belgesel analiz yöntemidir. Kıbrısın İngilterenin sömürgesi olduğu yıllarında hastanelerde düzenlenen kurslar tarafından hemşireler yetiştirilmekteydi yılında hazırlanan raporda, kadın hemşirelerin 3 yıl süre ile eğitim ve kurslarla yetiştirilmesi durumunda nörs adını alacağı, erkek hemşirelerin ise male nurses veya dressers denilen pansumancı erkek hemşire olarak adlandıracağı bildirilmiştir. Bu doğrultuda, 1940 yılında Lefkoşa Hastanesinde bir hastabakıcılık okulu açılmıştır. Bu iki yıllık hastabakıcılık okulundan nörs, sister ünvanlarını sahip hemşireler yetiştirilmiştir yılları arasında Beyrut ve İngiltereye hemşirelik eğitimi için öğrenciler gitmiştir. Bunun yanında, 1960 yılında adadaki hastanelerde dokuz ay çalışmış hemşirelere, Birleşik Krallıktaki Hemşirelik Yüksek Okullarından hemşire diploması alma hakkı tanınmıştır yıllarından itibaren Türkiye de bulunan hemşirelik Yüksekokullarına burslu öğrenciler gönderilmiştir yılında ise Hastabakıcı ve Ebe Okulu kurulmuş olup 1974 Barış Harekatı sonrasında da Türk tarafında eğitim vermeye devam etmiştir. Çoğunlukla eğitimler doktorlar tarafından yürütülmüştür.1990 yılında ortaokul sonrası eğitim

82 üç yıla çıkarılıp okulun adı Hemşirelik ve Ebelik Okulu olarak değiştirilmiştir yılında ise lise sonrası Hemşirelik Meslek Yüksekokulu kurulmuştur. Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) ve Sağlık Bakanlığı işbirliği ile, YDÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi(SBF) nde ilk kez 2007 yılında hemşirelikte lisans eğitimi başlatılmıştır. Bunu takiben 2009 yılında Girne Amerikan Üniversitesinde Hemşirelik Yüksekokulu, 2010 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi ve 2013 yılında ise Lefke Avrupa Üniversitesinde SBF Hemşirelik Bölümü açılmıştır. YDÜ de hemşirelikte ilk kez lisansüstü eğitimi 2007 yılında yüksek lisans ve 2009 yılında doktora olmak üzere başlatılmıştır. Ayrıca YDÜ de öğretim yılında İngilizce hemşirelik bölümü açılmıştır. Kıbrısın ada olmasından kaynaklanan sorunların yanında İngilterenin sömürgesi olduğu yıllardan itibaren Kıbrıs Cumhuriyeti ve 1974 sonrasında KKTC döneminde Hemşirelik eğitiminde herşeye rağmen büyük çabalar harcanmıştır. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Hemşirelik, hemşirelik eğitimi, hemşirelik tarihi [PS-31] HEMŞİRELİKTE LİDERLİK VE GÜÇ Dilek Kara, Hava Gökdere Çinar, Gonca Buran, Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Lider, bir grup insanı etrafında toplayabilen, etkileyen, harekete geçirebilen kişidir. Aynı zamanda lider, nereye, nasıl gidileceğini gösteren, hedef ve misyon koyan yani yol gösterendir. Başarı, verimlilik, yaratıcılık liderin vazgeçilmez etkileridir. Literatürde, liderin etkili olabilmesi için problemlere çözüm üretme yeterliliğine sahip olması, çalışanlarına eşit ve saygılı davranması, duruma uygun politik stratejiler tercih etmesi, minimum pozisyon gücü sergilemesi, hak edenleri ödüllendirmesi ve güvenlik açısından uygun değişiklikleri yapması gerektiği bildirilmektedir. Liderlik olgusu bir bireyin belli bir grupla etkileşimi sonucunda gerçekleşmektedir. Bu nedenle liderlik hemşirelerin tüm rollerinde kullanılması kaçınılmaz olan bir özelliktir. Hemşireler sağlık ekibinin bir üyesi olarak, ekip üyelerinin hasta haklarını gözetmelerini sağlamaktan ve hastaları eğitim gruplarına katılmaları için desteklemekten sorumlu olmalarından dolayı liderlik özelliklerine gereksinim duyarlar. Bunun yanında; hemşire liderlerin başarısı hangi güç kaynaklarını, nasıl kullandığı ile yakından ilgilidir. Liderin etkileme, iş yaptırma, yönetme ve yönlendirme gibi konularda ekibine karşı kullandığı; zorlayıcı, yasal, ödüllendirme, karizmatik ve uzmanlık gibi bir takım güç kaynakları bulunmaktadır. Liderin etkinliği, uygun güç kaynaklarını kullanarak ekip üyelerini başarılı bir şekilde yönlendirmeden kaynaklanır. Liderler, çalışanları etkilemek için uzmanlık ve karizmatik gücü kullanmaktadırlar. Birçok araştırmada karizmatik ve uzmanlık gücünün kullanılması ile çalışanların

83 performansı ve morali arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Yasal ve zorlayıcı gücün kullanılması ile çalışanların performansı arasında ya olumsuz ilişki görülmüş ya da ilişki bulunmamıştır. Bu çalışmada yurt içi ve yurt dışı literatürler taranarak; hemşirelikte liderlik ve güç, liderlik özellikleri, hemşire liderlerinin güç kaynakları, gücü nasıl kullandıkları, çalışanlara etkisi ve hemşirelik mesleğinde bu konuya yönelik meslek üyelerinin mevcut sayısal ve yasal güçlerini kullanamamaları, görev tanımlarının karmaşıklığı, fazla iş yükü, çalışma alanında rol tanımları belirsizliği ve hızla değişen yasal sürece uyum sağlamada yaşanan güçlükler gibi mesleki sorunlar tartışılacaktır. ANAHTAR KELİMELER: Liderlik, güç, hemşirelik. [PS-32] HEMŞİRELİK EĞİTİMİNDE SİMÜLASYON KULLANIMI Aylin Palloş, Aysel Özdemir, Hicran Yıldız, Neriman Akansel, Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Bu derlemenin amacı hemşirelikte kullanılmaya başlanan simülasyon teknolojisinin öğrenci, eğitimci ve sağlıklı/hasta birey açısından önemini ortaya koymaktır. Hemşirelik mesleği, bilişsel, psikomotor ve tutumsal davranışların kazandırılması gereken bir meslektir. Öğrencilere bilişsel ve psikomotor davranışların kazandırılmasında en etkili eğitim yöntemlerinden birisi öğrencinin öğrenme sürecine aktif olarak katılımını sağlayan interaktif yöntemlerdir. Bu yöntemler içerisinde yer alan simülasyon, öğrencinin, gerçek yaşam koşullarını yansıtan bir aktivitede, gerçek bir durumun riskini almadan yapay veya sanal deneyim kazandığı bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Hemşirelik eğitiminde simülasyon kullanımı yoluyla öğrenci hemşirelere güvenli, tehdit edici olmayan, sanal bir ortamda bilginin aktarılması, beceri kazandırılması, kazanılan becerinin değerlendirilmesi mümkün olmakta, ayrıca öğrenci hemşirelerin etkili iletişim kurma, eleştirel düşünme, kritik karar verebilme ve ekip çalışması becerileri geliştirilebilmektedir. Gerçek hasta ile karşılaşmadan birçok beceriyi uygulama şansı bulan hemşirelik öğrencilerinin, çalışma ortamında performansı ve özgüveni artmaktadır. Nitekim yapılan çeşitli araştırmalarda da simülasyonun, hemşire öğrencilerin eğitimine olumlu katkı sağladığı saptanmıştır. Psikomotor becerilerin büyük bir kısmı

84 klinik ortamda öğrenilmekte ve bu durum hem hasta güvenliğini tehdit etmekte hem de öğrencileri çeşitli risklere maruz bırakmaktadır. Hemşirelik bakımında temel ilkelerden biri hastaya zarar vermemektir. Simülasyon eğitimi yoluyla girişimsel uygulamalardan kaynaklanan tıbbi hataları azaltmak mümkün olmaktadır. Hemşirelik eğitimcileri, öğrencilerin uygulama gereksinimlerini karşılayabilmek için klinik uygulama alanları yaratmakta ve bu alanlarda yeterli klinik deneyimi bulmakta zorlanmaktadır. Hemşirelik okullarındaki öğretim elemanı sayısal yetersizliği, buna karşın öğrenci sayısının fazlalığı nedeniyle eğitimci ve öğrencinin klinik alanda birebir çalıştığı zamanlar azalmaktadır. Simüle edilen ortamlarda becerilerin uygulanması klinik uygulama gereksinimini azaltmaktadır. Ayrıca hemşire eğitimcilerin öğrenciyi değerlendirmeleri standart, gerçekçi ve önyargısız olmaktadırlar. Sonuç olarak hemşirelik eğitiminde simülasyon teknolojisinin kullanımının pek çok yararının olduğu söylenebilir. [PS-33] POSTPARTUM HEMORAJİYİ ÖNLEMEK AMACIYLA DOĞUM EYLEMİNDE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERE YÖNELİK KANITA DAYALI UYGULAMALAR Aslı Güleşen, Gelibolu Asker Hastanesi Aygül Akyüz, Koç Üniversitesi HYO Dünyada anne ölümlerinin en önemli nedenleri doğum sonu kanama (post-partum hemoraji), enfeksiyon, hipertansiyon ve güvensiz düşüklerdir(1). Bunlar arasında postpartum hemoraji tüm dünyadaki anne ölümlerinin yaklaşık dörtte birinden sorumlu tutulmaktadır(2). Bebeğin doğumundan sonraki ilk 24 saatte 500 ml ve üzerindeki kan kaybı post-partum hemoraji olarak tanımlanmaktadır(3,4). Sağlıklı bir kadında 1000 ml ye kadar olan kan kaybı fizyolojik olarak düşünülebilirken, anemi prevalansının yüksek olduğu düşük gelirli ülkelerde, 500 ml kayıp dahi çoğu kadının hayatını tehdit edebilir(5). DSÖ Türkiye de gebe kadınlarda anemi prevalansının %40,2 olduğunu tahmin etmektedir(6). DSÖ, sağlık çalışanlarının doğru tedavi yöntemlerine ulaşabilmesini, ilgili işlemlere yönelik eğitilmesini ve kanıta-dayalı rehberlerin hazırlanmasını önermektedir(3). Bu derlemenin amacı hemşire ve ebelere postpartum hemorajiyi önleyici kanıta dayalı uygulamaları derleyerek sunmaktır. Postpartum hemorajinin önlenmesi öncelikle iyi bir antenatal risk değerlendirmesini ve anemi ya da diğer sağlık problemleri olan kadınların tedavisini, bunun yanı sıra uygun intrapartum ve postpartum yönetimi içerir(7). Günümüzde postpartum hemorajilerin önlenmesinde doğumun üçüncü evresinde yapılan uygulamalar önem taşımaktadır(8,9). Bu dönemde annenin kanama yönünden gözlenmesi, vital bulgularının takibi ve fundus kontrolü hayati önem

85 taşımaktadır(10). Tüm doğumlarda, komplikasyon oluşmasını engelleyecek önlemlerin önceden alınması gerekmektedir. Sistematik derlemeler doğumun üçüncü evresinin aktif yönetiminin postpartum hemorajiyi önlemede etkili olduğunu göstermektedir(11). Uluslararası Ebelik Konfederasyonu (ICM) ve Uluslararası Jinekoloji ve Obstetrik Federasyonu (FIGO) postpartum hemorajiyi önlemede plasentanın doğumundan sonra rutin olarak uterus masajını önermektedir. Masajın lokal prostaglandinlerin salınımını uyararak, uterus kontraksiyonunu sağladığı, böylece kanamayı azalttığı düşünülmektedir. Hofmeyr ve arkadaşları; doğumun üçüncü evresinin aktif yönetimine tamamlayıcı olarak, doğumdan sonra her 60 dakikada 10 dakika uterus masajı yapmanın kan kaybını ve uterotonik ihtiyacını %80 e kadar azalttığını bildirmiştir. Masrafsız olması, tıbbi tedavi gerektirmemesi ve kadının doğum yaptığı her yerde uygulanabilmesi de avantajları arasındadır(12). Sonuç olarak, doğum sonu kanamaları önlemeye yönelik kanıta dayalı uygulamalara dayanan klinik uygulama rehberlerinin oluşturularak yeni kanıtlar doğrultusunda güncellenmesi, ebe ve hemşirelerin bu rehberler ve uygulamalar hakkında bilgilendirilmesi önerilmektedir. [PS-34] HEMŞİRELİKTE İNOVASYONUN EĞİTİME VE BAKIMA ENTEGRASYONU Emine Sevinç Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Çanakkale, Nursel Alp Dal, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale, Emine Şen, Menderes Üniversitesi Söke sağlık Yüksekokulu, Aydın İnovasyon, yeni bir ürün veya süreç hakkında bir fikrin ilk kez ortaya çıkması, bu fikrin uygulamaya geçirilmesi amacıyla yapılan ilk girişimdir (7). Be nedenle inovasyon sağlık alanındaki dinamik şartlar karşısında kullanılabilecek önemli bir paradigmadır. Ancak, sağlık hizmetlerinin kritik karar vermeyi güçleştiren karmaşık yapısı inovasyon yapmayı da güçleştirmektedir (1). İnovasyon, aletler, teknolojiler ve süreçler için uygulanabilir olmalıdır (6). Hemşirelikte bakımda inovasyon, eğitimde inovasyonu gerektirir (5). Çünkü, nüfusun giderek yaşlanması, akut hastalıkların kronikleşmesi, ve bunlara bağlı olarak tedavi modellerinin değişmesi, hasta bakımına ve bakımın niteliğine olan bakış açısını da değiştirmiştir. Bakım kalitesini geliştirmenin yolu inovasyondan geçmektedir. Ayrıca teknolojideki gelişimler ile öğrenci profilindeki ve beklentilerindeki değişimler de eğitimde inovayonu gerekli kılmıştır (4). İnovatif uygulamaların yaygınlaştırılması için ulusal hemşirelik derneklerinin örgütsel inovasyonu geliştirecek şekilde çalışmalarını yapılandırması gerekmektedir (4). Ayrıca ulusal yönetimlerin Dünya Sağlık Örgütü gibi çok taraflı örgütlerle birlik içinde hareket ederek bilgi, haberleşme teknolojileri yardımıyla sağlıkla ilgili bilgileri geliştirmeleri beklenmektedir (3).

86 İnovasyon sürecinde, oluşan sıkıntıları anlamak ve izlenecek yolu tanımlamak için Rogers ın belirlediği yayılma süreci basamakları olan; bilgi, ikna, karar, uygulama ve doğrulama aşamaları geniş bir bakış açısı sağlar. Öncelikle yapılacak inovasyonun farkında olmak ve bununla ilgili bir görüş açısı kazanmak gerekir. Sonraki aşamada alınan kararın yapılacak inovasyon ile ilgili olup olmadığı kararlaştırılır ve inovasyon uygulanır. Son olarak onay aşaması, eski yaklaşım yerine en yeni yöntemi günlük aktivite veya uygulama parçası olarak kabul etmektir (8). Hemşire inovasyonun sağlanmasında etkin bir şekilde rol oynamalı, deneyimli ve işe yeni başlayan meslektaşları arasında inovatör bir çevre oluşturmak için önemli katkı ve teşviklerde bulunmalıdır. Hemşireler inovasyon mücadelelerine cesaret, kararlılık ve yaratıcılıkla devam ettikçe, sağlık bakımı kalitesinin yükseltilmesinde dünya çapında kritik bir rol oynamaya devam edecektir (2). ANAHTAR KELİMLER: İnovasyon, hemşirelik ve inovasyon, eğitimde inovasyon, hemşirelikte inavatif yaklaşımlar [PS-35] EŞ TANI OLARAK ALKOL&MADDE KULLANIMI ve HEMŞİRELİK BAKIMINA Sibel Coşkun, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İLİŞKİN ZORLUKLAR Genel tıpta, fiziksel sağlık sorunları ile başvuran hastalarda alkol&madde kullanımına sık rastlanmakta, ya da alkol&madde kullanımı fiziksel sağlık sorunlarının kaynağı olabilmektedir. Alkol&madde kullanımı olan hastalarda ilaç etkileşimi ve yan etkilere dikkat edilmeli, hastalarda ki davranış sorunlarının alkol&madde kullanımı ile ilişkili olabileceği dikkate alınmalıdır. Fiziksel sağlık sorunlarına eşlik eden alkol&madde kullanımı durumunda psikiyatri ekibi ile işbirliği yapılmalıdır.psikiyatrik tedaviye başvuran hastalarda yüksek oranlarda birden fazla psikiyatrik tanı görülebilmekte, en sık görülen eş tanı olarak yine alkol&madde kullanımı öne çıkmaktadır. Alkol&madde kullanan hastaların %50 sinde psikiyatrik eş tanılar (şizofreni, duygudurum bozuklukları, kişilik boz. Anksiyete boz. vb) bulunmakta, ayrıca psikiyatrik tanı alan hastaların (depresyon, şizofreni, anksiyete boz. vb) %30 uda ise alkol&madde kullanımına ilişkin eş tanılar görüldüğü belirtilmektedir. Self medikasyon/başa çıkma aracı olarak da alkol&madde kullanımına rastlanabilmektedir. Eş tanı varlığı; tanılama, tedavi ve bakım süreci açısından pek çok sorun ve zorluğa neden olmaktadır. Hangi tanının primer/sekonder geliştiği, etkileyen faktörler, alkol&madde kullanımı ile farmakolojik tedaviye ilişkin özellikler, gereksinimler, öncelikler vb analiz edilerek değerlendirilmeli ve hasta merkezli bakım planlanmalıdır.bu derlemede eş tanı olarak alkol&madde

87 kullanımı durumunda tedavi ve bakım sürcinde karşılaşılan zorluklardan bahsedilecektir. Alkol&madde yoksunluğu ya da intoksikasyonu sıklıkla psikotik tablolarla karışabilmektedir. Alkol&madde kullanımında kendine ve çevreye zarar verme potansiyeli en önemli hemşirelik sorunlardan biri olmaktadır. Psikiyatri ve genel hastane kliniklerinde alkol&madde kullanımı olan hastalarda görülen davranış sorunları ekibin klinik yönetiminde zorluklara neden olabilmekte, ekipte negatif duygulara yol açabilmektedir. Özellikle narkotik ilaçların kontrolü, ortam güvenliğinin sağlanması vb dikkat edilmesi gereken önemli konulardır ve tüm bu ve benzer ayrıntılarda hemşirelere önemli görevler düşmektedir. ANAHTAR KELİMELER: alkol madde kullanımı, eş tanı, hemşirelik [PS-36] HEMŞİRELİK BİLİŞİMİ: ÜLKEMİZDE YAPILAN LİSANSÜSTÜ TEZLER Öznur Körükcü, Kamile Kukulu, Akdeniz Üniversitesi GİRİŞ: Pek çok sektörde olduğu gibi sağlık alanında da, hızla artan bilginin yönetilmesi için, bilgi teknolojilerinin kullanımı artmış, bu durum verimlilik ve hizmet-bakım kalitesini artırmış ve maliyetleri düşürmüştür. Bilgi teknolojilerinin kullanımı ile hizmet ve bakım faaliyetlerinin sistematik bir yapı ile doğru yere ve kişiye en kısa sürede ulaştırılması da sağlanmıştır. Bu kazanımlar bireyi odak alan, bilgisayara dayalı, gerektiğinde kolaylıkla ulaşılabilecek elektronik sağlık kayıtlarını sağlık enformasyon sistemlerinin çekirdeği haline getirmiştir. Doğru bilgiye hızlı erişim sağlanabilmiş ve bilginin üretilmesi, işlenmesi ve iletilmesi daha kolay olmuştur. Bu gelişmeler sonucunda hemşirelik bilişimi daha da önemli hale gelmiştir. Hemşirelik bilişimi, hemşirelik bakımının planlanmasından değerlendirilmesine kadar tüm alanlarında bilgisayar biliminin, bilgi biliminin ve hemşirelik biliminin birlikte kullanılması olarak tanımlanmıştır. Hemşirelikte bilişimin gelişimi, Amerikan Hemşireler Birliği'nin 1992 yılında hemşirelik bilişimini bir uzmanlık alanı olarak kabul etmesiyle hız kazanmıştır. Hemşirelik bilişiminin uluslar arası literatürdeki yeri daha eskilere dayanmasına rağmen, ülkemizde son 10 yıldır bu alanda çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışma hemşirelik bilişimi alanında yapılan lisansüstü tezleri incelemek amacı ile derleme şeklinde hazırlanmıştır. YÖNTEM: Çalışmadaki lisansüstü tezlere Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Ulusal Tez merkezinden ulaşılmıştır. Tarama, tıp dizini seçildikten sonra, hemşirelik bilişimi, online eğitim, web tabanlı eğitim, uzaktan eğitim, karar destek sistemi anahtar kelimeleri kullanılarak yapılmıştır.

88 BULGULAR: Araştırma sonucunda biri karar destek, yedisi web tabanlı eğitim olmak üzere toplam dokuz doktora çalışmasına ulaşılmıştır. Tezlerin biri randomize kontrollü, biri deneysel, dördü yarı deneysel, biri metodolojik, yarı deneysel, nitel tasarımda üç aşamalı, biri de tanımlayıcı ve metodolojik araştırmadır. Ulaşılan tezler yılları arasını kapsamaktadır ve tamamı doktora tezlerinden oluşmaktadır. Karar Destek Sisteminin gastrik intolerans ve diyarede etkili olmadığı, Gastrik Rezidüel Volüm miktarlarında ve diyare görülme süresinde etkili olduğu (Sucu, 2012), Web tabanlı verilen diyabet eğitiminin hastaların HbgA1c değerlerinde ve kontrole gelme sıklığında olumlu etkisi olduğu (Avdal, 2010), web tabanlı eğitimin gebelerin günlük yaşam aktiviteleri üzerinde olumlu etkileri olduğu (Yenal, 2006), web destekli eğitim ve danışmanlığın prostat kanseri taramalarına ilişkin sağlık inançlarını artırdığı (Çapal, 2012) saptanmıştır. Ayrıca, hemşirelik eğitiminde web tabanlı eğitimin kullanılmasının öğrenci başarısı ve memnuniyetini artırdığı belirlenmiştir (Akdemir, 2011; Aydın, 2013; Öztürk, 2013; Şenyuva, 2007). SONUÇ: İçinde yaşadığımız değişen ve gelişen bilişim dünyasında teknolojinin kolaylaştırıcı etkilerini, bireylerin sağlığını koruma, geliştirme ve iyileştirmeyi hedefleyen hemşirelik bakımına etkin bir şekilde yansıtmak mesleğin geleceği ve gelişimi için önemli bir gerekliliktir. Bu gereklik ülkemizde lisansüstü tezlerin şekillenmesine yön vermiştir. Bu çalışmada hemşirelik eğitimi, enteral beslenen hastaların hemşirelik bakımı, prostat kanserine yönelik taramalar, gebe eğitimi ve diyabet eğitimi konusunda web tabanlı eğitimlerin ve karar destek sistemlerinin etkin olduğu görülmüştür; ancak akıllı cihazların egemen olduğu içinde bulunduğumuz bilişim çağında hemşirelik bilişimi alanında daha fazla çalışma yapılmasına ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik bilişimi, karar destek sistemi, lisansüstü tez, web tabanlı eğitim [PS-37] ASKERİ ERKEK PERSONELİN EŞ ŞİDDETİ UYGULAMA SIKLIĞI: LİTERATÜR İNCELEMESİ Serpil Özdemir 1, Uğur Tosun 2, Dr. Özlem Özdemir 1 1 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Halk Sağlığı Hemşireliği BD 2 Genelkurmay Sağlık Daire Başkanlığı AMAÇ: Kadına karşı uygulanan eş şiddeti ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Özellikle erkek eşlerin meslek özellikleri kadına karşı şiddet uygulamada bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada, askeri erkek personelin eşlerine karşı uyguladıkları şiddet sıklığının belirlemek amacıyla literatürün incelenmesi amaçlanmaktadır. GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma eş şiddetini içeren ile ilgili yayınların geriye dönük olarak taranması biçiminde gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, Gülhane Askeri Tıp Akademisi nin internet erişim ağı üzerinden, eş şiddeti-intimate panter violence, kadına karşı şiddet-violence against

89 woman, askeri personel-military personel, asker-solider, gazi-veteran anahtar kelimeleri ile Pubmed ve ProQuest veri tabanlarında tarama yapılmıştır. Ocak 2004 ile Şubat 2014 tarihleri arasında askeri personel ile yapılmış ve yayınlanmış, erkeğin eşine uyguladığı şiddet sıklığını içeren orijinal makaleler, bu çalışmanın kapsamına alınmıştır. BULGULAR: Veri tabanlarında yapılan tarama sonucunda, 109 orijinal makaleye ulaşılmıştır. Elde edilen çalışmaların, 9 tanesinin araştırmaya dahil edilme kriterlerine uyduğu belirlenmiştir. Bu araştırmalarda bildirilen askeri erkek personelin kadına karşı şiddet uygulama sıklığının %9.4 ile %25.0 arasında değiştiği saptanmıştır. Bunun yanı sıra, eşe yöneltilen saldırgan davranış sıklığının da % 41ile % 84 arasında değiştiği rapor edilmiştir. SONUÇ: Bu çalışmada elde edilen bulgular ışığında, askeri personelin eşlerine yönelik uyguladıkları şiddetin sıklığı göz önünde bulundurulmalı ve hem askeri kurumlarda hem de diğer riskli meslek gruplarında eş şiddetini önlemeye yönelik eğitim programlarının yürütülmesi önerilmektedir. ANAHTAR KELİMELER: kadına karşı şiddet, askeri personel, hemşirelik [PS-38] MİZAH VE PEDİATRİ HEMŞİRELİĞİNDEKİ YERİ Pelin Karataş Hantal, Seher Sarıkaya Karabudak, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın Sağlık Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Uygulamalı ve Tedavi Edici Mizah Birliği (2004) mizahı yaşamdaki durumların acayipliğini ya da uygunsuzluğunu şakacı biçimde keşfetme, ifade etme ya da onaylama yoluyla sağlığı ve iyiliği geliştiren her türlü girişim olarak tanımlamaktadır. Mizahın stresi azaltmadaki gücü anlaşıldıkça, hemşireler tarafından da terapötik amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Terapotik mizah sağlığın geliştirilmesi için yapılan espri ve şakaları içeren uygulamalardır ayrıca fiziksel, duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimi destekleyerek baş etmeyi kolaylaştırır (Astedt-Kurki and Isola 2001). Hemşireler mizahı sadece hastalara değil, hasta yakınlarına, ekibe yönelik de kullanabilirler (Aydın,2005). Hemşirelerin çalışma alanları, hastalıkölüm gibi olaylarla iç içe olup, stresli alanlardır. Strese bağlı hemşireler de tükenmişlik, psikosomatik hastalıklar vb. sıklıkla yaşamaktadırlar. Hemşirenin baktığı hastaya yaralı olabilmesi öncelikle kendi iyilik halini koruyabilmesinden geçer. Mizah uygun şekilde kullanıldığında hemşireler için iş stresini azaltmada ve iş yaşamını eğlenceli ve verimli kılmada yararlı olmaktadır (Astedt-Kurki and Isola 2001). Thornton ve White (1999) tarafından yapılan niteliksel bir çalışmada, hemşirelerin çoğunluğu mizahı sağlık ekibi oluşturmada yararlı olduğunu, enerjiyi arttırarak hemşirelerdeki üretkenliği arttırdığını, tükenmişliği ve hayal kırıklığını önlediğini, panik ve gerginliği azalttığını ifade etmişlerdir (Thornton, White 1999). Hemşirelik alanlarından pediatri hemşireliği daha özel beceri ve kişilik yapısı

90 gerektirmektedir. Çocuk hastalara daha dikkatli, sabırlı ve özenli yaklaşım gerekir. Buna bağlı pediatri hemşireleri ile yapılan bir çalışmada hemşireler çocukların hastalıkları ve hastaneye yatmanın yarattığı stresle baş etmede mizah kullanılmasının etkili ve olumlu olduğunu belirtmişlerdir (Dowling,2002). Pediatri hemşirelerinin mizah uygulamaları arasında; hasta odalarına karikatürlerin asılması, hasta eğitim materyallerine karikatürlerin konulması, hastaların doğum günlerinde sürpriz partiler hazırlanması, özel günlerde komik maske ve şapkaların takılması, şakaların paylaşılması, karikatür albümlerinin oluşturulması, işlemlerden sonra komik çıkartmaların verilmesi ve özel günlerde palyaçolar kullanılabilir (Aydın,2005).Bu çalışmanın amacı mizah ve pediatri hemşireliğindeki kullanımını ortaya koymaktır. [PS-39] HEMŞİRELİKTE YÖNETSEL VE ÖRGÜTSEL SORUNLAR Demet Çelik, Fatma Macit, Firdevs Kara, Gülçin Korkmaz, Keziban Bozdemir, Karamanoğlu MehmetBey Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ekip çalışmasını başarıyla yürütebilen bir meslek grubudur. Hemşirelik hizmetleri; etkili hasta bakım hizmeti vererek, yönetsel standartları destekleyerek ve toplumla olumlu ilişkiler kurarak hastane organizasyonunun başarısını önemli ölçüde etkilemektedir. Amaç Hemşirelik hizmetlerinde yönetsel ve örgütsel sorunlarını incelemek amacıyla bu derleme hazırlanmıştır. Karadağ ve arkadaşlarının 2012 yılında yaptığı araştırmada ; hemşirelerin en fazla katılım gösterdiği yönetsel ve örgütsel sorunlar; alınan ücretin yetersizliği (%79.4), performans değerlendirme kriterlerinin çalışanlarla paylaşılmaması (%76.9), görev yerleri belirlenirken bilgi, beceri ve eğitimin önemsenmemesi (%73.1) olarak tespit etmişlerdir. Beydağ ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada görev dışı yapılması istenen işler (%66.1), malzeme, araç ve gereç ile ilgili yaşanan sorunlar (%48.3), hastanenin fiziki yapısı ile ilgili yaşanan sorunlar (%47.5), iletişim, işbirliği ve koordinasyonda yaşanan sorunlar (%39) olarak saptanmıştır. Erigüç ve arkadaşlarının 2007 yılında yaptığı araştırmada

91 yöneticilerden kaynaklanan faktörler, yönetime duyulan güven/güvensizlik başlıca yönetsel ve örgütsel sorunlar olarak bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda hemşirelerin görev, yetki ve sorumluluklarının dağılımı, hastane yönetimi ve araç- gereç eksikliğine yönelik sorunlar yaşadığı saptanmıştır. Hemşirelerin maaşlarının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler yapılması, hemşirelerin görev yerleri belirlenirken sahip oldukları bilgi ve beceri düzeyine göre dağılım yapılması ve hemşirelerin sorunlarını dile getirmeleri ve sorunların çözümü için yönetim tarafından desteklenmeleri sağlanmalıdır. Hastane yönetiminin çalışanların istek ve önerilerini dikkate almaları önerilmektedir. Hemşirelik kanununda belirlenen görev, yetki ve sorumluluklar dahilinde iş dağılımı yapılması önerilmektedir. Anahtar Sözcükler: Hemşirelik hizmetleri, yönetim, örgütsel, performans [PS-40] BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRE VE EBELERİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI ve ETKİLENDİĞİ DEĞİŞKENLER Fahriye Göztepe, Berna Yavuz, ÇOMÜ Araştırma Ve Uygulama Hastanesi AMAÇ: Bu araştırma, ÇOMÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan hemşire ve ebelerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını ve etkilendiği değişkenleri saptamak amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmanın evrenini, ÇOMÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan 133 hemşire ve ebe, örneklemi ise veri formunu cevaplamayı kabul eden 102 hemşire ve ebe oluşturmuştur. (katılım oranı % 76.6). Veriler Ocak 2014 tarihleri arasında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS 11.0 bilgisayar istatistik paket programında değerlendirilmiş ve verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler Student t testi, Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis varyans analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşire ve ebelerin % 62,7 si yaş arasında, %79 u lisans ve üstü mezunu, %74 ünün evli, %60 ı çocuk sahibi, %95 nin çekirdek ailede yaşadığı, %42,1 nin 10 yıldan uzun süredir çalıştığı saptanmıştır. Sürekli gece çalışanlar tüm çalışanların %4,9 nu oluşturmaktadır. Hemşirelerin %65 i ameliyathane, yoğun bakım ve servislerde çalışmakta, %11 i yöneticilik yapmaktadır. %56.9 hemşire haftada 40 saat ve üzeri çalışmaktadır. Araştırmaya katılan hemşirelerin Sağlıklı Yaşam biçimi Davranışları Ölçeği toplam puanı (124.00±17.21), alt grup ölçek

92 puanları ise; kendini gerçekleştirme (26.00±3.90), sağlık sorumluluğu (20.00±3.60), egzersiz (14.00±3.60), beslenme (21.00±3.50), kişiler arası destek (25.00±4.15) ve stres yönetimi (16.73±3.32) olarak saptanmıştır. SONUÇ: Stres yönetimi puan ortalaması ile yönetici hemşire olma durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardır (p<0.05). Yönetici hemşirelerin stres yönetiminde daha başarısız oldukları görülmüştür. Hemşirelerin beslenme puan ortalamaları ile vardiya usulü çalışmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.05). Vardiya usulü çalışan hemşirelerin beslenme alışkanlıklarının daha kötü olduğu görülmüştür. Araştırma grubunun kişiler arası destek toplam puan ortalaması ile eğitim düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark belirlenmiştir (p<0.05). Önlisans mezunu hemşirelerin kişiler arası destek ve ilişkide daha kötü bir yaklaşım sergiledikleri anlaşılmaktadır. [PS-41] ACİL SERVİSTE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA GÖRÜLEN ŞİDDET SIKLIĞI VE BUNA YÖNELİK ALINABİLECEK ÖNLEMLER Özge Işıl İZMİR, Hatice KUL, Çorlu Askeri Hastanesi - Tekirdağ Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) şiddeti kişinin kendisine, karşısındaki bireye, gruba, toplum karşı yaralama, ölüm, psikolojik zarar ve kayıpla sonuçlanan ya da sonuçlanması muhtemel olan fiziksel güç uygulaması veya tehditte bulunması olarak tanımlamıştır (Vural ve ark,2013). Bu derlemenin amacı acil serviste çalışan sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin tespiti, risk faktörleri ve buna yönelik alınabilecek önlemleri vurgulamaktadır. Sağlık hizmetlerinde şiddet açısından en riskli yerler acil servisler olarak belirtilmiş, ancak sağlık çalışanlarında şiddet rapor edilmemiştir (Vural ve ark., 2013). Ayrancı ve ark.larının yaptığı çalışmada en yüksek şiddete maruz kalınan yerler, %63.1 oranla acil servisler ve %63.0 lık oranla

93 yataklı servisler olarak bulunmuştur. Eker ve ark.larının yaptığı çalışmada şiddetin en sık olarak hasta yakınları tarafından, ikinci sıklıkta ise hasta ile birlikte hasta yakını tarafından, daha az oranda hasta tarafından yapıldığı belirtilmiştir. Sağlık çalışanları kendilerine uygulanan şiddetin en fazla hasta yakınları tarafından uygulandığını ifade etmişlerdir. Vural ve ark.ların yaptığı çalışmada şiddet olayına sebep olarak en sık karşılaşılan etkenin; muayene olmak için beklenen sıra (% 66) olduğu, bunun dışında tedaviyi yetersiz bulma(% 10), tedavi süresinin uzun olması (% 10), alkol ve madde bağımlılığı (%10), bürokratik işlemler (% 4) daha seyrek nedenler olarak tespit edilmiştir Sonuç olarak; çalışma ortamında şiddetle ilgili risklerin belirlenmesi, güvenlik sisteminin etkin ve sistemli çalışması, personelin şiddet konusunda eğitimi, sağlık kurumlarında hastalara sunulan hizmet kalitesini artırılması, fiziki ortamın iyileştirilmesi, personel açığının giderilmesi ve hastalara ayrılan sürenin artırılması gibi bir çok iyileştirici önlemler şiddetin önlenmesine olumlu katkı sağlayacaktır. Sağlık çalışanlarında şiddetin nedenleri ve risk gruplarına yönelik multidisipliner çalışmalar yapılması, şiddetin önlenmesi yönünde daha etkin programlar geliştirilmesine olumlu katkı sağlayacağı belirtilmektedir. Anahtar Kelimeler: Şiddet, hemşirelik, sağlık kurumlarında şiddet ANA SPONSORLARIMIZ SPONSORLARIMIZ

94

ULUSLARARASI KATILIMLI KÜLTÜRLERARASI HEMŞİRELİK KONGRESİ

ULUSLARARASI KATILIMLI KÜLTÜRLERARASI HEMŞİRELİK KONGRESİ ULUSLARARASI KATILIMLI KÜLTÜRLERARASI HEMŞİRELİK KONGRESİ ÇANAKKALE SAVAŞLARININ 100. YILINDA SAVAŞTA GÖREV ALAN BÜTÜN HEMŞİRELERİN ANISINA 21-23 Mayıs 2015 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Troya Kültür

Detaylı

Sema KESKİN. İlhan MURAT

Sema KESKİN. İlhan MURAT 08:00-09:00 KAYIT- AÇILIŞ Sema KESKİN İlhan MURAT İKÇÜ Türk Halk Dans Topluluğu Doç. Dr. Esra AKIN KORHAN İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Başkanı Prof. Dr.

Detaylı

BECERİ ÖĞRETİMİ: İLKELER, YAKLAŞIMLAR, ÖĞRENME ÇIKTILARI

BECERİ ÖĞRETİMİ: İLKELER, YAKLAŞIMLAR, ÖĞRENME ÇIKTILARI 08:00-09:00 KAYIT- AÇILIŞ Sema KESKİN Doç.Dr.Esra AKIN KORHAN İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Yasemin TOKEM

Detaylı

Prof. Dr. Yusuf ULCAY - Uludağ Üniversitesi Rektörü. Prof. Dr. Berrin TUNCA Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdürü. Başkan

Prof. Dr. Yusuf ULCAY - Uludağ Üniversitesi Rektörü. Prof. Dr. Berrin TUNCA Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdürü. Başkan ONURSAL KURUL Prof. Dr. Yusuf ULCAY - Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Berrin TUNCA Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdürü SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU Başkan Doç. Dr. Nurcan ÖZYAZICIOĞLU Başkan

Detaylı

ÇOCUK HEMŞİRELİĞİ EĞİTİMİNDE BİLİŞİM VE TEKNOLOJİNİN KULLANIMI

ÇOCUK HEMŞİRELİĞİ EĞİTİMİNDE BİLİŞİM VE TEKNOLOJİNİN KULLANIMI 15. MİLLİ ÇOCUK HEMŞİRELİĞİ KONGRESİ ÇOCUK HEMŞİRELİĞİ EĞİTİMİNDE BİLİŞİM VE TEKNOLOJİNİN KULLANIMI Doç. Dr. Ayşe GÜROL Atatürk Üniversitesi, ayseparlak42@gmail.com Bilim ve teknoloji alanında değişim

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ NDE YILLARI ARASI BASILAN KİTAPLAR

EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ NDE YILLARI ARASI BASILAN KİTAPLAR EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ NDE 1991-2018 YILLARI ARASI BASILAN KİTAPLAR 2018 CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI BASIM YILI: 2015 EDİTÖRLER: Meryem YAVUZ van GİERSBERGEN Şenay KAYMAKÇI

Detaylı

İlgili satırda, Eksiklik için "E", Zayıflık için "Z", Kaygı için "K", Gözlem için "G", hiçbir yetersizlik ya da gözlem yoksa ( ) kullanınız.

İlgili satırda, Eksiklik için E, Zayıflık için Z, Kaygı için K, Gözlem için G, hiçbir yetersizlik ya da gözlem yoksa ( ) kullanınız. HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ Kurum: Program: Takım Başkanı: Program Değerlendiricisi: Ziyaret Tarihi: İlgili satırda, Eksiklik için "E", Zayıflık için "Z", Kaygı için "K", Gözlem için "G", hiçbir

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ OMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Tel: (0 362) 457 60 20 Fax: (0 362) 457 69 26 Adres: Kurupelit / Samsun web: http://hemsirelik.ssbf.omu.edu.tr/

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 7.3. Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler

ÖZGEÇMİŞ. 7.3. Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler 1. Adı Soyadı: Hale TOSUN 2. Doğum Tarihi: 07.07.1970 3. Unvanı: Yard. Doç. 4. Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ Derece Alan Üniversite Yıl Lise Hemşirelik Kızılay Özel Hemşirelik Lisesi 1988 Lisans Hemşirelik

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI EĞİTİM REHBERİ T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU e-posta subyo@aku.edu.tr

Detaylı

KONGRE PROGRAMI 11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ. Prof. Dr. Galip AKHAN İzmir Kâtip Çelebi Üniv. Rektörü, Türkiye (Teşrifleri Halinde)

KONGRE PROGRAMI 11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ. Prof. Dr. Galip AKHAN İzmir Kâtip Çelebi Üniv. Rektörü, Türkiye (Teşrifleri Halinde) KONGRE PROGRAMI 11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ 08.00-09.00 KONGRE KAYIT 09.00-09.30 AÇILIŞ KONUŞMALARI ANA SALON Prof. Dr. Galip AKHAN İzmir Kâtip Çelebi Üniv. Rektörü, (Teşrifleri Halinde) Prof. Dr. Bumin Nuri

Detaylı

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MEZUNİYET ÖNCESİ TIP EĞİTİMİ PROGRAMI PROGRAM DEĞERLENDİRME PLANI

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MEZUNİYET ÖNCESİ TIP EĞİTİMİ PROGRAMI PROGRAM DEĞERLENDİRME PLANI AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MEZUNİYET ÖNCESİ TIP EĞİTİMİ PROGRAMI 2017-2018 PROGRAM DEĞERLENDİRME PLANI 1 İÇİNDEKİLER I. GİRİŞ a) Mezuniyet öncesi Tıp Eğitimi programı b) Program değerlendirme kurulunun

Detaylı

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI EĞİTİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI EĞİTİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI EĞİTİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ EĞİTİCİ EĞİTİMİ KURSU RAPORU 26-27-28.03.2014 Prof. Dr. Behzat ÖZKAN İzmir Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri İzmir Güney Kamu Hastaneleri

Detaylı

: Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Maltepe Eğitim Köyü Başıbüyük Maltepe-İstanbul : behiceekici@hotmail.com

: Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Maltepe Eğitim Köyü Başıbüyük Maltepe-İstanbul : behiceekici@hotmail.com ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : BEHİCE EKİCİ İletişim Bilgileri Adres Mail 2. Doğum Tarihi : 20.10.1963 3. Unvanı : Yard. Dr. 4. Öğrenim Durumu : : Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Maltepe Eğitim Köyü

Detaylı

HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ

HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ HEPDAK - Program Değerlendirme Çizelgesi Sürüm: 1.0-13.09.2013 Sayfa 1 HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ Kurum: Program: Takım Başkanı: Program Değerlendiricisi:

Detaylı

ULUSAL SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ KONGRESİ. Sağlık Bakım Hizmetlerinde Hep Birlikte Daha İyiye

ULUSAL SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ KONGRESİ. Sağlık Bakım Hizmetlerinde Hep Birlikte Daha İyiye ULUSAL SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ KONGRESİ Sağlık Bakım Hizmetlerinde Hep Birlikte Daha İyiye 11-12 MAYIS 2017 Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Halil AKÇİÇEK Konferans Salonu ANKARA ULUSAL SAĞLIK BAKIM

Detaylı

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi Sibel Yıldırım*, İlknur İnanır**, Zerrin Kaya*** * Acıbadem Hastanesi,

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi Değerli Hekim Arkadaşımız, Bu anket ülkemizdeki farklı eğitim kurumlarınca uygulanan örnekler temel alınarak UÜTF Tıp

Detaylı

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA Sağlık Çalışanlarının Çalışan Güvenliği Uygulamalarından Memnuniyetleri ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Hakkındaki Bilgi Düzeyleri (Eğitim ve Araştırma Hastanesi Örneği) Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ 2007 2010 STRATEJİK PLANI 1. GİRİŞ 1982 yılında kurulan İlişkiler Bölümümüzün 2007 2010 yılları stratejik plan ve hedeflerini ortaya koymayı amaçlayan bu

Detaylı

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ MYO-ÖS 2010- Ulusal Meslek Yüksekokulları Öğrenci Sempozyumu 21-22 EKĐM 2010-DÜZCE KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ Pınar

Detaylı

SİMÜLASYONLU PERİTON DİYALİZ UYGULAMASININ ÖĞRENCİLERİN PSİKOMOTOR BECERİLERİ ÖZ- YETERLİLİĞİNE ETKİSİ

SİMÜLASYONLU PERİTON DİYALİZ UYGULAMASININ ÖĞRENCİLERİN PSİKOMOTOR BECERİLERİ ÖZ- YETERLİLİĞİNE ETKİSİ SİMÜLASYONLU PERİTON DİYALİZ UYGULAMASININ ÖĞRENCİLERİN PSİKOMOTOR BECERİLERİ ÖZ- YETERLİLİĞİNE ETKİSİ Yrd. Doç. Dr. Eylem TOPBAŞ, Öğr. Gör. Gülay BİNGÖL, Öğr. Gör. Öznur GÖRGEN, Yrd. Doç. Dr. Banu TERZİ

Detaylı

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI HEMŞİRELİK BAKIM DEĞERLENDİRME SİSTEMİ (HBDS) EĞİTİM MODÜLÜ RAPORU

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI HEMŞİRELİK BAKIM DEĞERLENDİRME SİSTEMİ (HBDS) EĞİTİM MODÜLÜ RAPORU TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI HEMŞİRELİK BAKIM DEĞERLENDİRME SİSTEMİ (HBDS) EĞİTİM MODÜLÜ RAPORU Prof. Dr. Behzat ÖZKAN İzmir Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Hazırlayan: Uzm. Hem. Pınar

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Kendini Tanıma ve İletişim Yönetimi Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans ( X) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X)

Detaylı

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR GİRİŞ Hasta eğitimi, sağlığı koruyan ve bireylerde davranış değişikliği geliştirmeye yardım eden öğrenim deneyimlerinin

Detaylı

Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Fakültemizin Yeri Ege Ege Üniversitesi Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Kuruluş Tarihi: 1955 EGE ÜNİVERSİTESİNİN KURULUŞUNUNDA YER ALAN 3 EĞİTİM KURUMUNDAN BİRİDİR.. Ülkemizde ve Avrupa da HEMŞİRELİKTE

Detaylı

:Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik. Derece Alan Üniversite Yıl

:Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik. Derece Alan Üniversite Yıl KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Unvanı Adres Bölümü İletişim :Elif KOYUNCUOĞLU :Öğretim Görevlisi :Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü : Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Detaylı

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110)

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110) 0 yılında ilk mezunlarını veren programımızın değerlendirilmesi, mesleki deneyim süresi olarak en az birinci yılını dolduran 9 mezunumuzdan ulaşılabilen ve değerlendirme yapmayı kabul eden 0 mezun tarafından

Detaylı

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU YIL İÇİ VE YAZ DÖNEMİ MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU YIL İÇİ VE YAZ DÖNEMİ MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Amaç: Bu yönergenin amacı, Ahi Evran Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin yıl içi ve yaz dönemi mesleki uygulamalarında yapacakları çalışmalarla

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM UZMAN YARDIMCILIĞI GÜNCELLENMİŞ TEZ KONULARI LİSTESİ

MİLLÎ EĞİTİM UZMAN YARDIMCILIĞI GÜNCELLENMİŞ TEZ KONULARI LİSTESİ MİLLÎ EĞİTİM UZMAN YARDIMCILIĞI GÜNCELLENMİŞ TEZ KONULARI LİSTESİ (Not: Tez konuları listesi 25 yeni tez konusu da ilave edilerek güncellenmiştir.) 1. Öğretmen yetiştirme sisteminde mevcut durum analizi

Detaylı

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi 186 Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi Filiz Kantek, Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu, Antalya,Türkiye, fkantek@akdeniz.edu.tr

Detaylı

MEDYA VE İLETİŞİM YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİ YÖNETİMİ YOĞUNLAŞMA ALANI BİLGİ PAKETİ

MEDYA VE İLETİŞİM YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİ YÖNETİMİ YOĞUNLAŞMA ALANI BİLGİ PAKETİ MEDYA VE İLETİŞİM YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİ YÖNETİMİ YOĞUNLAŞMA ALANI BİLGİ PAKETİ 1. Program Bilgileri Amaçlar: Medya ve İletişim Yönetimi Yüksek Lisans Programına

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. NURDAN GEZER

Yrd.Doç.Dr. NURDAN GEZER Yrd.Doç.Dr. NURDAN GEZER Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik Bölümü Cerrahi Hastalıklar Hemşireliği Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1987-1991 Lisans Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi 1998-2000 2001-2003

Detaylı

:Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Eyüp Yerleşkesi Eyüp/İstanbul. Derece Alan Üniversite Yıl

:Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Eyüp Yerleşkesi Eyüp/İstanbul. Derece Alan Üniversite Yıl KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Adres :Elif KOYUNCUOĞLU :Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Eyüp Yerleşkesi Eyüp/İstanbul Telefon-GSM : 0 542 435 42 00 e-mail Doğum yeri

Detaylı

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI BİLDİRİ AKIŞI Bildiri ekibinden bir araştırmacının aşağıda belirtilen bilimsel program gününde posterini belirtilen poster numarası için ayrılmış panoya asması, gün sonunda teslim alması zorunludur. Belirlenen

Detaylı

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ Fakültemiz 2809 sayılı Kanunun Ek 30. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 02.06.2000 tarih ve 2000-854 sayılı kararnamesiyle kurulmuş, 2001-2002 Eğitim

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı Yeni Nesil Devlet Üniversitesi SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı 2015-2016 Tanıtım Broşürü Bölüm Hakkında Genel Bilgiler Kamu Yönetimi, işlevsel anlamda kamu politikaları

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Öğretim Yılı

Derece Bölüm/Program Üniversite Öğretim Yılı ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Yrd. Doç. Dr. Ebru Erek Kazan Doğum Tarihi: 15 Kasım 1978 Derece Bölüm/Program Üniversite Öğretim Yılı Lisans Hemşirelik Bölümü Hacettepe Üniversitesi 1995-1999

Detaylı

KONGRE PROGRAMI 11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ AÇILIŞ KONUŞMALARI

KONGRE PROGRAMI 11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ AÇILIŞ KONUŞMALARI KONGRE PROGRAMI 11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ 08.00-09.00 KONGRE KAYIT 09.00-09.30 AÇILIŞ KONUŞMALARI Doç. Dr. Esra AKIN KORHAN Kongre Eş Başkanı İzmir Kâtip Çelebi Üniv. Hemşirelik Bölümü Kongre Eş Başkanı

Detaylı

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme Fatma Kübra ÇELEN & Prof. Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hemşirelik Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Lisans Kamu Yönetimi Anadolu Üniversitesi

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hemşirelik Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Lisans Kamu Yönetimi Anadolu Üniversitesi ÖZGEÇMİŞ 1. Ad Soyad : Elif ARDIÇ 2. Doğum Yeri ve Tarihi : Eskişehir, 1984 3. Ünvanı : Araştırma Görevlisi 4. Öğrenim Durumu : Doktora Öğrencisi Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hemşirelik Marmara Üniversitesi

Detaylı

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİSYON Analitik düşünceye sahip, sorunlara uygun çözümler geliştirebilen, yetki ve sorumluluklarını vakarla taşıyabilecek bilgi ve becerilerle

Detaylı

HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ

HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ HEPDAK - Program Değerlendirme Çizelgesi (Sürüm: 3.0-16.01.2017) Sayfa 1 HEPDAK PROGRAM DEĞERLENDİRME ÇİZELGESİ Kurum: Program: Takım Başkanı: Program Değerlendiricisi:

Detaylı

: İçerenköy Mh. Kayışdağı Cd. No: 32 Ataşehir/İSTANBUL. Education: License: Celal Bayar University School of Nursing, Department of Nursing, 2007.

: İçerenköy Mh. Kayışdağı Cd. No: 32 Ataşehir/İSTANBUL. Education: License: Celal Bayar University School of Nursing, Department of Nursing, 2007. CURRICULUM VITAE Ela Yılmaz Instructor Birth Date : 15.09.1984 Birth place Work Address : Kdz.Ereğli : İçerenköy Mh. Kayışdağı Cd. No: 32 Ataşehir/İSTANBUL Phone: 0 216 500 41 66 Fax: 0 216 576 50 76 E-mail:

Detaylı

Arzu ÜZGÜL YENİDİKİCİ Öğretim Görevlisi arzuuzgul@gmail.com İngilizce (ÜDS:73). Ankara Üniversitesi Sağlık Yönetimi Anabilim Dalı (2006).

Arzu ÜZGÜL YENİDİKİCİ Öğretim Görevlisi arzuuzgul@gmail.com İngilizce (ÜDS:73). Ankara Üniversitesi Sağlık Yönetimi Anabilim Dalı (2006). Kişisel Bilgiler Adı Soyadı Akademik Unvanı e-posta Adresi Yabancı Dil Eğitim Arzu ÜZGÜL YENİDİKİCİ Öğretim lisi arzuuzgul@gmail.com İngilizce (ÜDS:73). Doktora Gazi Üniversitesi Sağlık Kurumları Yönetimi

Detaylı

BÖLÜM 1 Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme: Türkiye de Bütçeleme Süreci

BÖLÜM 1 Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme: Türkiye de Bütçeleme Süreci İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme: Türkiye de Bütçeleme Süreci Doç. Dr. Serpil Ağcakaya Süleyman Demirel Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü Giriş...1 1. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı

Detaylı

Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY. Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü

Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY. Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü 1 Çocukluk Yılları 3 Temmuz 1942 11 Eylül 1944 Annesi, Ağabeyi ve Kız Kardeşleri 11 Eylül 1942 de Erzurum da

Detaylı

İKTİSAT BÖLÜMÜ Selçuk Üniversitesi İktisat bölümü, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesinde 1987 yılında normal öğretim olarak eğitim öğretime başlamıştır. 1992 yılında ise bölüm ikinci öğretim

Detaylı

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU 1. Genel Bilgiler a) Misyon Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, bilim ve teknolojiden yararlanan, evrensel ve toplumsal değerlere

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI KLİNİK UYGULAMA DERSİ UYGULAMA YÖNERGESİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI KLİNİK UYGULAMA DERSİ UYGULAMA YÖNERGESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI KLİNİK UYGULAMA DERSİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönergenin amacı;

Detaylı

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** *Fulya Acıbadem Hastanesi Sorumlu Hemşire, **Fulya Acıbadem Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlu

Detaylı

1. Adı ve Soyadı: Hacer ERTEN YAMAN 2. Doğum Yeri/Tarihi: 17.09.1962 3. Ünvanı: Yardımcı Doçent 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

1. Adı ve Soyadı: Hacer ERTEN YAMAN 2. Doğum Yeri/Tarihi: 17.09.1962 3. Ünvanı: Yardımcı Doçent 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı: Hacer ERTEN YAMAN 2. Doğum Yeri/Tarihi: 17.09.1962 3. Ünvanı: Yardımcı Doçent 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale

Detaylı

İKTİSAT LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

İKTİSAT LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ İKTİSAT LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ Genel Bilgiler Programın Amacı Kazanılan Derece Kazanılan Derecenin Seviyesi Kazanılan Derecenin Gerekleri ve Kurallar Kayıt Kabul Koşulları Önceki Öğrenmenin Tanınması

Detaylı

ÇALIŞMA GRUBU II Mühendislik programlarında Çekirdek Müfredat (Yeterlilik Temelli Eğitim Planı oluşturulması)

ÇALIŞMA GRUBU II Mühendislik programlarında Çekirdek Müfredat (Yeterlilik Temelli Eğitim Planı oluşturulması) ÇALIŞMA GRUBU II Mühendislik programlarında Çekirdek Müfredat (Yeterlilik Temelli Eğitim Planı oluşturulması) 28 Mart 2017 33. MDK Toplantısı, ANKARA ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMINDAN (ÇEP) NE ANLAŞILMAKTADIR?

Detaylı

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ Fakültemiz 2809 sayılı Kanunun Ek 30. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 02.06.2000 tarih ve 2000-854 sayılı kararnamesiyle kurulmuş, 2001-2002 Eğitim

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ CERRAHİ HEMŞİRELİĞİ GÜNLERİ 2015. Herkes İçin Güvenlik

EGE ÜNİVERSİTESİ CERRAHİ HEMŞİRELİĞİ GÜNLERİ 2015. Herkes İçin Güvenlik 20 Mayıs Amfisi Bornova/ İzmir (Ege Üniversitesi Hastanesi İçi) Hemşirelik Fakültesi Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Tıp Fakültesi Hastanesi

Detaylı

& DEĞERLENDİRME Nisan 2013,Belek ANTALYA

& DEĞERLENDİRME Nisan 2013,Belek ANTALYA 2 0. U L U S A L K A N S E R K O N G R E Sİ - H E MŞİRELİK P R O G R A M I K A P A N IŞ & DEĞERLENDİRME 19-23 Nisan 2013,Belek ANTALYA BİR Y O L U N S O N U M U Y O K S A Y E Nİ BAŞ L A N G I Ç L A R A

Detaylı

Uygulamalı Meslek Derslerindeki Blok ve Entegre Öğretim Yöntemlerinin Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi

Uygulamalı Meslek Derslerindeki Blok ve Entegre Öğretim Yöntemlerinin Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi Tıp Eğitimi Dünyası Sayı: 13 Ekim 2003 8 Uygulamalı Meslek Derslerindeki Blok ve Entegre Öğretim Yöntemlerinin Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi Saadet Yazıcı ÖZET Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin

Detaylı

Araştırma Metodları ve İletişim Becerileri (MMR 501) Ders Detayları

Araştırma Metodları ve İletişim Becerileri (MMR 501) Ders Detayları Araştırma Metodları ve İletişim Becerileri (MMR 501) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Araştırma Metodları ve İletişim Becerileri MMR 501 Her

Detaylı

Yrd.Doç. Dr. Selma KAHRAMAN, Yrd. Doç. Dr. Fatma ERSİN Dersin Amacı

Yrd.Doç. Dr. Selma KAHRAMAN, Yrd. Doç. Dr. Fatma ERSİN Dersin Amacı HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Halk Sağlığı Hemşireliği 2801801 Bahar 6+12 12 14 Ön Koşul Dersler Yok Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Zorunlu Dersi

Detaylı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Yüksekokulu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Yüksekokulu qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwe rtyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwertyui opgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwertyuiopg Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Yüksekokulu üasdfghjklsizxcvbnmöçqwertyuiopgüasd

Detaylı

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI BİLDİRİ AKIŞI Bildiri ekibinden bir araştırmacının aşağıda belirtilen bilimsel program gününde posterini belirtilen poster numarası için ayrılmış panoya asması, gün sonunda teslim alması zorunludur. Belirlenen

Detaylı

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ Zelha Türk*, Serpil Türker **, Pelin Gökoğlu***,Eda Ulutaş**** *Fulya Acıbadem Hastanesi Sorumlu Hemşire, **Fulya Acıbadem Hastanesi

Detaylı

Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Araştırmaları Geliştirme Komisyonu

Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Araştırmaları Geliştirme Komisyonu Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Araştırmaları Geliştirme Komisyonu ÜYELER Prof Dr Emine EFE (Başkan) Prof Dr Kamile KABUKÇUOĞLU Prof Dr Selma ÖNCEL Doç Dr Ayşegül İŞLER DALGIÇ Doç Dr Filiz KANTEK

Detaylı

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİKTE LİSANS TAMAMLAMA PROGRAM YÖNERGESİ

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİKTE LİSANS TAMAMLAMA PROGRAM YÖNERGESİ Sayfa No 1 / 7 ABANT İZZET BAYSAL (Senatonun 08/10/2015tarih ve 2015/155sayılı kararıyla kabul edilmiştir.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç,Kapsam ve Dayanak Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı, Hemşirelik Ön lisans

Detaylı

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Hemşirelik Tarihi Ve Deontolojisi 2801305 Güz 3+0 3 6 Ön Koşul Dersler Yok Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Zorunlu

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ I.KİŞİSEL BİLGİLER

ÖZGEÇMİŞ I.KİŞİSEL BİLGİLER ÖZGEÇMİŞ I.KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı : Ayşe Kuzu Doğum Tarihi: 22.04.1976 Ünvanı: Öğretim Görevlisi İş Adresi: Bülent Ecevit Üniversitesi Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Kozlu/ZONGULDAK

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. BELGİN YILDIRIM

Yrd.Doç.Dr. BELGİN YILDIRIM Yrd.Doç.Dr. BELGİN YILDIRIM Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik Bölümü Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1991-1995 Lisans İstanbul Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek 1996-1999

Detaylı

Projenin Adı Destekleyen Kuruluş(lar) Unvan Adı Soyadı Bölümü Projedeki Görevi Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Projenin Adı Destekleyen Kuruluş(lar) Unvan Adı Soyadı Bölümü Projedeki Görevi Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi Projenin Adı Destekleyen Kuruluş(lar) Unvan Adı Soyadı Bölümü Projedeki Görevi Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi Prof. Dr. Sedat SEVER On Çocuk Edebiyatı Sanatçısının Yazınsal Kişiliğini ve Çocuk Edebiyatına

Detaylı

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir? Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir? Okul Temelli Mesleki Gelişim (OTMG), okul içinde ve dışında öğretmenlerin mesleki bilgi, beceri, değer ve tutumlarının gelişimini destekleyen, etkili öğrenme ve öğretme

Detaylı

Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar (KAM 403) Ders Detayları

Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar (KAM 403) Ders Detayları Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar (KAM 403) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar KAM 403 Güz 3 0

Detaylı

UYGULAMALI BİLİMLER FAKÜLTESİ

UYGULAMALI BİLİMLER FAKÜLTESİ UYGULAMALI BİLİMLER FAKÜLTESİ FAALİYET RAPORU () YÖNETiM Dekan Prof.Dr. Harun TANRIVERMİŞ Dekan Yardımcısı Doç. Dr. F. Nihan ÖZDEMİR SÖNMEZ Fakülte Sekreteri Vekili Nuri KOCAER Fakülte Yönetim Kurulu Üyeleri

Detaylı

Klinik Eğitim Hemşirelerinin Kendi Yetkinliklerini Değerlendirmesine Yönelik Bir Çalışma ÖZET Anahtar kelimeler: GİRİŞ

Klinik Eğitim Hemşirelerinin Kendi Yetkinliklerini Değerlendirmesine Yönelik Bir Çalışma ÖZET Anahtar kelimeler: GİRİŞ Klinik Eğitim Hemşirelerinin Kendi Yetkinliklerini Değerlendirmesine Yönelik Bir Çalışma *Aysun Çakır, **Sibel Yıldırım,**Süleyman Çırak, ** Figen Bozkurt, * Eğitim ve Gelişim Hemşiresi, Acıbadem Hastanesi,

Detaylı

EBELİKTE BİLGİNİN UYGULAMAYA DÖNÜŞÜMÜ

EBELİKTE BİLGİNİN UYGULAMAYA DÖNÜŞÜMÜ EBELİKTE BİLGİNİN UYGULAMAYA DÖNÜŞÜMÜ Yrd Doç. Dr. Handan GÜLER Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü BİLGİ Öğrenme, araştırma veya gözlem yoluyla elde edilen gerçek ve zekanın

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 11.1.2017 Diploma Program Adı : HUKUK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM) Akademik Yıl : 2016-2017 Ders Adı ROMA HUKUKU

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktora Programı Bologna Bilgi Paketi

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktora Programı Bologna Bilgi Paketi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktora Programı Bologna Bilgi Paketi 1. Program Bilgileri 1.1. Amaç: Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktora Programı 2004 yılından

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM POLİTİKA BELGESİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM POLİTİKA BELGESİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM POLİTİKA BELGESİ Ondokuz Mayıs Üniversitesinin eğitim ve öğretimde mükemmellik/nitelik anlayışı; vizyon, misyon ve değerler beyanında açıkça ifade edilmektedir.

Detaylı

Öğrenim Dönemi Derece Üniversite Öğrenim Alanı 4 Lisans Atatürk Üniversitesi Hemşirelik

Öğrenim Dönemi Derece Üniversite Öğrenim Alanı 4 Lisans Atatürk Üniversitesi Hemşirelik 1 Ünvan Ad Soyad: Öğr. Gör. Sevda Bayhan Anabilim Dalı: Sağlık Programları Düzenleme Tarihi : 28.11.2012 İletişim Bilgileri Yazışma Adresi Telefon Faks E-mail :Z.K.Ü Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Sağlığın Geliştirilmesi Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans ( ) Lisans ( x) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim ( X) Uzaktan

Detaylı

İLETİŞİM. Öğrenci / Mezun ÖĞRETMENLİK M EGE ÜNİVERSİTESİ 4 ASIL

İLETİŞİM. Öğrenci / Mezun ÖĞRETMENLİK M EGE ÜNİVERSİTESİ 4 ASIL İLETİŞİM ADI SOYADI ALANI MEZUNİYET HASAN ALİ ÖZDEMİR Öğrenci / Mezun Üniversite GANO Kayıt Durumu ÖĞRETMENLİK M EGE ÜNİVERSİTESİ 4 ASIL BÜŞRA TANRITANIR GAZETECİLİK GAZETECİLİK Ö AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

SAĞLIK/SAĞLIK HİZMETLERİ BRANŞINDA PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA KESİN KAYIT HAKKI KAZANANLAR (OKUYAN/4.

SAĞLIK/SAĞLIK HİZMETLERİ BRANŞINDA PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA KESİN KAYIT HAKKI KAZANANLAR (OKUYAN/4. SAĞLIK/SAĞLIK HİZMETLERİ BRANŞINDA PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA KESİN KAYIT HAKKI KAZANANLAR (OKUYAN/4. ÖĞRENCİSİ) Sıralam a Adı Soyadı Üniversite Fakülte Fakülte Türü Mezun olduğu

Detaylı

MAKİNE TEKNOLOJİSİ BİLGİSAYAR DESTEKLİ 3 BOYUTLU TASARIM - CATIA GELİŞTİRME VE UYUM EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MAKİNE TEKNOLOJİSİ BİLGİSAYAR DESTEKLİ 3 BOYUTLU TASARIM - CATIA GELİŞTİRME VE UYUM EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü MAKİNE TEKNOLOJİSİ BİLGİSAYAR DESTEKLİ 3 BOYUTLU TASARIM - CATIA GELİŞTİRME VE UYUM EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2014 ANKARA

Detaylı

DÜNDEN BUGÜNE HEMŞİRELİK EĞİTİMİ. Uzm. Hem. Şehriban SERBEST ASG Hemşirelik Hizmetleri Eğitim Koordinatörü Hazırlanma Tarihi: 19.10.

DÜNDEN BUGÜNE HEMŞİRELİK EĞİTİMİ. Uzm. Hem. Şehriban SERBEST ASG Hemşirelik Hizmetleri Eğitim Koordinatörü Hazırlanma Tarihi: 19.10. DÜNDEN BUGÜNE HEMŞİRELİK EĞİTİMİ Uzm. Hem. Şehriban SERBEST ASG Hemşirelik Hizmetleri Eğitim Koordinatörü Hazırlanma Tarihi: 19.10.2013 1 İçerik Bilimsel Bir Disiplin Hemşirelik Hemşirelik Eğitimi Mesleki

Detaylı

ERASMUS+ 2015 YILINA AİT TEKLİF ÇAĞRILARI

ERASMUS+ 2015 YILINA AİT TEKLİF ÇAĞRILARI ERASMUS+ 2015 YILINA AİT TEKLİF ÇAĞRILARI HASAN ORTAÇ İL AB PROJE KOORDİNATÖRÜ UŞAK VALİLİĞİ AB KOORDİNASYON MERKEZİ ERASMUS+ ÖZEL EYLEMLER (Grundtvig, Erasmus, Comenius, Leonardo) (Bireylerin Öğrenme

Detaylı

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ 2012-2013 EĞİTİM YILI PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI YEDEK ADAY KAYIT LİSTESİ

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ 2012-2013 EĞİTİM YILI PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI YEDEK ADAY KAYIT LİSTESİ İLAHİYAT T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ 2012-2013 EĞİTİM YILI PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI YEDEK ADAY KAYIT LİSTESİ Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi KAYIT HAKKI KAZANAN

Detaylı

Neonatoloji Hemşireliği Derneği ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Neonatoloji BD. ve Erciyes Üniversitesi

Neonatoloji Hemşireliği Derneği ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Neonatoloji BD. ve Erciyes Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Neonatoloji BD. ve Hemşirelik Bölümü işbirliği ile YENİDOĞAN HEMŞİRELİĞİ SEMPOZYUMU Sayın Meslektaşlarım; Dünyadaki ve ülkemizdeki

Detaylı

ORDU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ İNTÖRNLÜK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ORDU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ İNTÖRNLÜK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ORDU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ İNTÖRNLÜK YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1- (1) Bu yönergenin amacı, Ordu Üniversitesi Sağlık Bilimleri

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Hemşirelerin Kemoterapi Uygulamaları Sırasında Almaları Gereken Önlemler Konusunda Bilgi Düzeylerinin Saptanması.

ÖZGEÇMİŞ. Hemşirelerin Kemoterapi Uygulamaları Sırasında Almaları Gereken Önlemler Konusunda Bilgi Düzeylerinin Saptanması. ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : HAVA GÖKDERE ÇİNAR 2. Doğum Tarihi : 14/12/1980 3. Unvanı : ÖĞRETİM GÖREVLİSİ 4. Öğrenim Durumu : Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Sağlık Yüksekokulu/ Hemşirelik Celal Bayar 2001

Detaylı

Nasıl bir tıp fakültesi? Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi misyon vizyon paydaş toplantısı sonuçları

Nasıl bir tıp fakültesi? Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi misyon vizyon paydaş toplantısı sonuçları DERLEME Genel Tıp Dergisi Nasıl bir tıp fakültesi? Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi misyon vizyon paydaş toplantısı sonuçları Nedim Akgün ve Akreditasyon Özdeğerlendirme Kurulu 2. Çalışma Grubu Üyeleri

Detaylı

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi toplumunda, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı hız ve etkileşim ağı içinde, rekabet ve kalite anlayışının değiştiği bir kültür

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Okul Adı Bölüm Mezuniyet Yılı Bahçelievler Deneme

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Okul Adı Bölüm Mezuniyet Yılı Bahçelievler Deneme ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Kübra YILMAZ ŞENYÜZ Doğum Tarihi: 28/05/1987 Derece Okul Adı Bölüm Mezuniyet Yılı Lise Bahçelievler Deneme 2004 - Mezun Lisesi Lisans Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik

Detaylı

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI EĞİTİMDE BÜTÜNLEŞTİRME UYGULAMALARI TEZSİZ II. ÖĞRETİM YÜKSEK LİSANS PROGRAMINA İLİŞKİN BİLGİLER Özel gereksinimli

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Mümine SOYTÜRK 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Yardımcı Doçent Doktor 4. Öğrenim Durumu : Doktora

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Mümine SOYTÜRK 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Yardımcı Doçent Doktor 4. Öğrenim Durumu : Doktora ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Mümine SOYTÜRK 2. Doğum Tarihi : 30.03.1974 3. Unvanı : Yardımcı Doçent Doktor 4. Öğrenim Durumu : Doktora Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği

Detaylı

altında/rehberle yapar. özen gösterir. uygun çözüm yolları üretir. yapar.

altında/rehberle yapar. özen gösterir. uygun çözüm yolları üretir. yapar. HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Hemşirelik Esasları 2801201 II 6+12 12 14 Ön Koşul Dersler Yok Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Zorunlu Dersi Veren

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 4-6 YAŞ ÇOCUK EĞİTİMİ VE ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 4-6 YAŞ ÇOCUK EĞİTİMİ VE ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 4-6 YAŞ ÇOCUK EĞİTİMİ VE ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2014 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

ECZACILIK EĞİTİMİNİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ: AKREDİTE OLAN FAKÜLTELERE BAKIŞ

ECZACILIK EĞİTİMİNİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ: AKREDİTE OLAN FAKÜLTELERE BAKIŞ ECZACILIK EĞİTİMİNİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ: AKREDİTE OLAN FAKÜLTELERE BAKIŞ Prof. Dr. Belma Gümüşel belmagumusel@yahoo.com ECZACILIK FAKÜLTELERİ n=12 Öğrenci Alan Öğrenci alması onaylanan Öğrenci almayan

Detaylı

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Ayfer Ayan(1) Cemile Aksoy(2) Hande Edizkan Budak(3) 1 Acıbadem Bursa Hastanesi, Hemşirelik Hizmetleri Müdürü 2 Acıbadem Bursa Hastanesi, Eğitim ve

Detaylı

YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ LİSANS 2014 BAHAR YARIYILI

YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ LİSANS 2014 BAHAR YARIYILI YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ LİSANS 2014 BAHAR YARIYILI HEMŞİRELİKTE YÖNETİM VE LİDERLİK HEM 404 3 KREDİ 4. yıl 2. yarıyıl Lisans Zorunlu seçmeli 3 s/hafta Teorik3s/hafta

Detaylı