MEŞALE DEN VARLIK DERGİSİNE YEDİ MEŞALE TOPLULUĞU

Transkript

1 The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number: Number: 58, p , Summer II 2017 Yayın Süreci / Publication Process Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date MEŞALE DEN VARLIK DERGİSİNE YEDİ MEŞALE TOPLULUĞU YEDI MESALE SOCIEITY FROM MESALE TO VARLIK MAGAZINE Yrd. Doç. Dr. Hatem Türk Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırmacı Gamze Bulut Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyati Bölümü Öğrencisi Öz Çağdaş Türk edebiyatında süreli yayınların önemli bir yeri vardır. Özellikle mecmualar, edebiyat tarihi açısından önemli veriler sunar. Bunlara en önemli örneklerden biri Servet-i Fünûn dergisidir. Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âti gibi edebi toplulukları içinden çıkaran dergi, Yedi Meşale grubunun da çıkış noktasıdır de edebiyatın çıkmazda olduğunu düşünen yedi azimli genç, önce duygularını Servet-i Fünûn da ifade edip sonra da Meşale adlı ortak kitabı yayınlarlar. Yedi Meşaleciler, daha sonra 1 Temmuz 1928 den 15 Teşrin-i Evvel 1928 e dek süren sekiz sayılık Meşale adlı dergiyle edebî faaliyetlerini sürdürürler. Alfabe değişikliği nedeniyle yayını sona eren dergiden sonra topluluğun kapandığı genel kabul görse de topluluk üyelerinden Yaşar Nabi nin kurduğu Varlık dergisinde yazmaya devam ederler. 15 Temmuz 1933 te ilk sayısı çıkan dergide Yedi Meşale grubunun pek çok yazı ve şiiri yayınlanmıştır. Bu çalışmada Yedi Meşale grubu üyelerinin Varlık taki faaliyetleri üzerinde durulacak, yazı ve şiirleri hakkında bilgi verilecektir. Anahtar Kelimeler: Yedi Meşale, Meşale, Varlık, Edebiyat Abstract Periodical publications have an important place in contemporary Turkish literature. In particular, the magazine presents important data in terms of literature history. One of the most important examples is Journal of Servet-i Fünûn. The journal, which leads the birth of the society such as Servet-i Fünun and Fecr-i Âti, is also the starting point of the Yedi Meşale Group. Seven determined young people who thought that literature was deadlocked in 1928 first expressed their feelings in Servet-i Fünun and then published a joint book called Meşale The members of Yedi Meşaleciler continued their literary activities with their eight-issue journal Meşale, which lasted from 1 July 1928

2 544 Hatem Türk & Gamze Bulut to 15 October Although the publication was ended due to the alphabet change and the journal was closed, they continued to write in the Varlik magazine created by Yaşar Nabi, a member of the community. On July 15, 1933, the first edition of the magazine published many articles and poems of the Yedi Meşale Group. In this study, the activities of the members of the Yedi Meşale Group in Varlık will be emphasized and information about their writing and poetry will be given. Keywords: Yedi Meşale, Meşale, Varlık, Literature Servet-i Fünûn dan Varlık Dergisine Yedi Meşaleciler 1927 den itibaren Servet-i Fünûn da yazmaya başlayan Kenan Hulusi Koray, Muammer Lütfi Bahşi, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır ve Cevdet Kudret, 1928 e gelindiğinde iyiden iyiye Servet-i Fünûn sanatçısı olurlar. Hepsi çok genç olan bu arkadaşlar, zamanla daha yakın ilişkiler kurarak dostluklarını ilerletirler. Topluluğun oluşumuyla ilgili Servet-i Fünûn daki yazısında Muammer Lütfi, şunları söyler. Bir seneye yakın bir zamandan beri her Perşembe yaptığımız mu tad içtimalar Meşale nin neşrine bizi sevk etti. İlk önce iki iken üç, üç iken beş, beş iken yedi genç olduk. Müşterek bir şiir mecmuası neşrine benim odada karar verdik. Bir de mukaddime yazılacağı mevzubahis oldu. Fakat ne şekilde? İşte bu nokta kararlaşmadan kitabın basılmakta olduğu haberini aldık. İlk formada Halit Fahri Bey in pek güzel tavsif ettiği Yedi düvele harb i okudum (Bahşı 2 Ağustos 1928: 180) Genç Türkiye Cumhuriyet inin ilk yıllarında tamamen taze beyinlerle başlayan yeni ve devre uygun bir edebiyat topluluğunun sesi yavaş yavaş yükselmektedir. Yedi Meşalecilerin oluşum aşamasında Türk edebiyatında da görünürde herhangi bir edebiyat anlayışı ya da topluluğu bulunmamaktadır deki Dergâh Mecmuası edebiyatta önemli bir belirteç olsa da herhangi bir topluluk iddiası taşımaz. Ancak Yahya Kemal le Ahmet Haşim, devrin önde gelen üstatlarıdır. Ziya Osman la diğer topluluk üyeleri ise zamanın heyecanlı ve istidatlı gençleridir. Ziya Osman, topluluğun oluşumunu aşağıdaki gibi anlatmaktadır: 1928 senesinde Galatasaray dan arkadaşım Yaşar Nabi ve diğer arkadaşlarla birlikte Yedi Meş ale kuruldu. O sırada grubun kurucuları Serveti Fünun da yazıyorlardı. Sabri Esat ve diğerleri bu şiirlerini bir kitapta toplamayı düşündüler. Ve Galatasaray dan arkadaşım Yaşar Nabi vasıtasıyla bana da girmek isteyip istemediğimi sordular. Kitap müşterek parayla bastırıldı: Kitabın adı üzerinden epeyce münakaşalar olmuştu. Cevdet Kudret Yedi Kollu Şamdan adını teklif etmişti. O zamanlar Reşit Süreyya da bizimle ilgileniyordu. O Yedi Güneş i teklif etti. Hatırımda yanlış kalmadıysa Yedi Meşale adını Sabri Esad ileri sürdü ve bu isim kabul edildi. Yedi Meş ale çıktıktan sonra Sabri Esad ın Kadıköy deki, Yaşar Nabi nin Şehzadebaşı ndaki evinde toplantılara devam edildi. Kitap epeyce ilgi uyandırmıştı, Faruk Nâfız, Kazım Nâmi, Abdullah Cevdet yazılar yazdılar (Onger, 1970: 10). Yapılan toplantılar ve yayınlarla anlayışları daha da belirginleşen grup, nihayet aynı yıl içinde ortak kitap yayınlamaya karar verir. Kitapla ilgili olarak Servet-i Fünûn dergisinin 22 Mart 1928 tarihli sayısında şu ilan vardır: Yeni bir eser mecmuamızın heyet-i tahririyesini teşkil eden gençlerden Sabri Esad, Cevdet Kudret, Yaşar Nabi, Vasfi Mahir, Muammer Lütfi, Ziya Osman ve Kenan Hulusi Beyler en müntehab yazılarını Yedi Meşale isimli bir kitapta topladılar. Pek yakında intişar edecek bu olgun eseri karilerimize tavsiye ederiz. (İmzasız 22 Mart 1928: 142) Bir Mukaddime ve yedi sanatçının eserleriyle 1928 de yayınlanan kitapta topluluğun hikâyecisi Kenan Hulusi hariç herkesin şiiri bulunmaktadır. Burada yayınlanan şiir ve

3 Meşale den Varlık Dergisine Yedi Meşale Topluluğu 545 hikâyeler, tamamıyla Servet-i Fünûn un 1928 yılı sayılarında yayınlananlar değildir. Kitabın yayınıyla topluluğun ülke çapında tanınması daha çabuk olmuştur. Yedi Meşaleciler maksatlarını, Yedi Meş ale adıyla çıkardıkları kitabın önsözünde açıklamışlardır. Buna göre: 1) Edebiyatımız öldü, ölüyor! diyenler, gençlerin eserlerini okumadan ezbere konuşanlardır. 2) Edebiyatımız, gerçi dünya edebiyatına göre geri olabilir; fakat böyledir diye, aradaki mesafeyi taklitle kapatacak değillerdir. Tam tersine Yedi Meşaleciler, taklitten, edebiyatın bu baş belasından kendilerini kurtarmayı en büyük vazife bileceklerdir. 3) Mariz duygular, iğreti ve klişe benzetmeler, köksüz, ahirler olanlardan asla iltifat görmeyecektir. Son zamanların renksiz ve dar Ayşe, Fatma, terennümlerine yer vermeyecekler, duygularını başkalarının manevi yardımına muhtaç kalmadan ifade etmeğe çalışacaklardır. 4) Şahsi duygularının neş e ve sevgilerinin, nefret ve acılarının ifadesine mümkün mertebe az yer vereceklerdir. 5) Burada yeni bir anlayışın savunmasını yapar durumdadırlar. Diyorlar ki: Bugünkü nesil hislerin aynen terennümünden zevk almıyor. Mesela ıstırabı niçin bir kahkaha şeklinde anlatmayalım. Bazen öyle tebessümler vardır ki en derin hıçkırıklardan fazla elem ifade ederler. Ve sonra mevzularımızı da kabil olduğu kadar genişletmeye çalıştık (Dizdaroğlu,1954: 6). Topluluğun anlayışı belirginleştikten sonra sıra kendilerine bir üstat seçmeye gelmiştir. Zira işin bir de sosyo-ekonomik boyutu vardır ki bunun için Türk edebiyatının geçmişine vakıf geleceğe yön verebilecek değerde bir hocaya ihtiyaç duyulmuştur: Kitabın uyandırdığı alâkayı gördükten sonra bir edebi mecmua çıkarmak isteyen Yusuf Ziya (Ortaç) Sabri Esad vasıtasıyla hepimizin Meşale isimli bir dergi etrafında toplanmamızı teklif etmişti. Yusuf Ziya, mecmuanın satışı bakımından Ahmet Haşim i de başa oturtmuştu. Haşim in liderlik falan gibi bir arzusu yoktu. Hatta bizimle alakası bile yoktu. Meşale 8-9 sayı kadar çıkabildi, yeni harflerin kabulünden sonra kapandı. Yedi Meşale nin Muammer Lütfü sü bu meşale dergisine atanmamıştır. (Onger, 1970: 10). Yusuf Ziya, Sabri Esat aracılığı ile gençlerin Meş ale adlı bir dergi etrafında toplanmalarını önerir. Yusuf Ziya on beş günde bir yayımlanan derginin satış işleri için Ahmet Haşim i görevlendirilir. Ancak o yıl harf inkılâbı yapıldığı için başka pek çok dergi gibi dergi yayımını sürdüremez ve kapanır. (Çalışkan, 2010: 153). Muammer Lütfi hariç topluluğun diğer üyelerinin omuzlayarak çıkardığı, Meşale dergisi, kısa süreli yayın hayatına rağmen Türk ve dünya edebiyatından önemli isimleri bünyesinde barındırmayı başarmıştır. 1 Temmuz 1928 de yayın hayatına giren dergi, 15 günlük olup son sayısı olan 8. sayıyı 15 Teşrin-i Evvel 1928 (15 Ekim 1928) de çıkarmıştır. Her ayın 1 ve 15. günü çıkan derginin periyodu bozulmamış ve böylece 3.5 aylık bir yayın hayatı olmuştur. Meşale deki toplam 111 yazıyı yerli ve yabancı olmak üzere 38 farklı sanatçı yazmıştır. Bu yazıların önemli bir çoğunluğunu şiirler oluşturur. Dergide 69 şiir, 29 edebî ve kültürel yazı, 11 adet hikâye, 1 roman tefrikası, 1 de romandan parçalar vardır. Dergide Batı edebiyatına çok önem verilmiştir. Meşale de, toplam 14 adet tercümenin 6 sı şiir, 1 i mensur şiir, 6 sı hikâye 1 i de romandan parçalardır (Türk 2014: 8-9). Yedi Meşale dergisi, Türk edebiyatının genel güzergâhı içinde zamanına göre önemli bir boşluğu doldurmuştur. Başta Ahmet Haşim olmak üzere pek çok sanatçının destek verdiği bu yayın, geleneğe kapıları kapatmamakla birlikte çağdaş dünyanın edebiyatlarına odaklanarak geleceğin Türk edebiyatını oluşturma uyarısını da vermiştir. Ancak Arap alfabesinin kaldırılması, Yedi Meşale grubunun kişisel düşünce ve işleri ile ilgili olarak dergi kısa sürede yayınına son

4 546 Hatem Türk & Gamze Bulut verir. Ziya Osman, anılarında durumu aşağıdaki gibi açıklar: Mecmuanın kapanmasından sonra herkes imkân bulduğu yerde yazmaya başladı. Sabri Esad Avrupa ya tahsile gitti. Yaşar Nabi askere alındı. Meşalenin son sayısının çıktığı sonbahar ders yılı başlangıcında, ben sınıfta kaldığım için, bir aşağı sınıftan gelen ve mektebin yeni talebelerinden olan Cahit Sıtkı ile tanıştım. O yıl sınıf arkadaşım, sonra son iki yıl sıra arkadaşım Cahit oldu (Onger, 1970: 10). Ziya Osman, Meşale sonrası topluluğun durumunu yine aynı yazısında aşağıdaki gibi anlatır. Görüldüğü gibi topluluk, bir heyecanla atıldığı işte, tamamıyla dağılmamak için çaba sarf etmektedir: Askerden dönen Yaşar Nabi, Ankara da bir vazife almıştı. Yedi Meşale arkadaşlarını ve hakikaten bir varlık olan şairleri Varlık isimli bir dergide toplamak istedi. Varlık tan önce toplu çalışmalarımıza baktığımız vakit, arada daha birçok teşebbüsler vardır. Mesela Milliyet gazetesi bir edebiyat sahifesi tertiplemişti. Bu sahife Yedi Meşalecilerin idaresi altındaydı. Sait Faik in ilk nesir yazısı Uçurtmalar Kenan Hulûsi tarafından bu sahifede yayımlanmıştır. Bu sayfadan vazgeçilince, İçtihad ın birkaç sayfası da gene Yedi Meşaleciler grubu tarafından dolduruldu (Onger, 1970: 10). Ancak belli bir potansiyeli taşıyan arkadaş grubu, 1933 te aynı anlayışla Varlık dergisinde yeniden buluşur. Varlık ın yayın serüveni de kolay olmamakla birlikte zamanın Türk ve dünya edebiyatları eğilimlerine uygun olduğundan güçlü bir kanal olarak günümüze dek sürmüştür. Buradaki dikkat çeken durum, Yedi Meşalecilerin Varlık içindeki rolüdür. Başta kuruluş, idare, yön verme olmak üzere yazı faaliyetleri ve yayın faaliyetleri ile Varlık dergisini Yedi Meşale grubu üyelerinin idare ettiğini söylemek mümkündür. Topluluk üyelerinin Varlık ta devam etmelerine rağmen pek çok kişi Yedi Meşale nin sonlandığı fikrinde birleşir. Nurettin Artam ın 1943 te Varlıkta yazdığı Sönen Bir Meşale adlı yazısı dikkat çekicidir: Bundan on altı yıl önce manzum ve mensur eserler yazan yedi genci iddialı bir başlık altında birleşmiş gördük: Yedi Meşale! Edebiyatımızın oldukça loş, oldukça karanlık bir çağında tutuşan bu Yedi Meşaleye pek genç de olsalar, içimizden dilediğimiz, sönmemeleri, yaşamaları ve günü gelince edebiyat ülkesini gerçekten aydınlatmaları idi. Bu dilediğimiz yerine gelmişti: Sabri Esat da Vasfi Mahir de, Yaşar Nabi de, Cevdet Kudret de bugün edebiyatımızın övünmesi gereken kalemlerine sahip bulunuyorlar. Kenan Hulusi Koray ı unuttum sanmayınız. Yedi Meşale içinde hikâyeleri, nesirleri ve romanlarıyla seçkin bir yer tutan bu genç ve sevimli arkadaşı en sonraya bırakmam, kaderin onu vakitsiz söndürmüş; onu arkadaşlarından ayrı anışım, talihin onu onlardan pek erken ayırmış olmasındandır (Artam, 1943: 495). Varlık Dergisi Varlık dergisi, 15 Temmuz 1933 ten itibaren yayınlanmaya başlar. İlk sayıda Yedi Meşalecilerden Yaşar Nabi, Cevdet Kudret, Ziya Osman, Vasfi Mahir, Sabri Esat ın yanında devrin önemli sanatçıları da yazı yazmıştır. 15 günlük sanat ve fikir mecmuası olarak yayınlanan derginin zengin bir içeriği vardır. Dergi kendisine kısa zamanda okur ve yazar kitlesi oluşturduğu gibi devlet nezdinde de saygın bir yer edinmiştir. Bu anlamda daha kurulduğu yıl, Maarif Vekâleti ve Talim Terbiye tarafından öğretmen ve öğrencilere; C. H. F. tarafından da Halkevleri ne tavsiye edilmiştir. Derginin en önemli kişisi Yaşar Nabi dir lerden bu yana ün yapmış hemen hemen her şair ya da yazarımızın okunmasında, tanınmasında mutlaka bir tutam tuzu bulunan ve o günden beri Türk Edebiyatına mutlak ve belirli bir yön vermiş olan günümüzün de en büyük edebiyat dergilerinden olan Varlık Dergisi nin her şeyi demek olan o karınca adam (Benekay, 1969: 10). Derginin beyanname niteliğindeki Varlık Ne İçin Çıkıyor adlı yazısında Yaşar Nabi, derginin çıkış amacını anlatır. Meşale ile

5 Meşale den Varlık Dergisine Yedi Meşale Topluluğu 547 karşılaştırıldığında benzer olduğu görülen yazının bir bölümü aşağıdaki gibidir: Memlekette bir tek hakiki san at mecmuası yok. İnkılâbın, her sahada, yokluktan varlıklar yaratmak işine girişmiş olduğu bir devirde acısı hissedilen bu boşluğu doldurmak, duyulan bir ihtiyaca cevap vermek gayesiyledir ki Varlık çıkıyor. Varlık, Cumhuriyeti en büyüğümüzden emanet alan bir Türk gençliğinin, yaratıcı bir inkılâp neslinin sanat sahasında da var olduğunu göstermek ve onun için çalışmak istiyor (Nayır, 1933: 18). Aynı yazıda derginin yayın anlayışında Batı edebiyatına bakışı da söz konusu edilir: Lüzumundan çok ağır yazılarla okuyucularımızı yormaktan çekineceğiz. Sanatın allâmeliğinden fazla kendisini vermeye çalışacağız. Faydasız, kötü, zait ve hasta yazılar sayfalarımızda yer bulmayacaktır. Telif yazılara daima en fazla yer ayırmakla beraber garbın şaheserlerini ve edebi hareketlerini okuyucularımıza tanıtacağız. Ve gözlerimizi, şimdiye kadar yapıldığı gibi yalnız Fransa ya çevirmeyeceğiz, bütün garp dillerinden ve edebiyatlarından sırası ile neşredeceğiz (Nayır, 1933: 18). Dergi, Batı edebiyatlarına ilgisinin yanında zamanın devlet politikası gereği dil anlayışına da uygun bir duruş sergilediğini gösterir: Varlık yardımlarını temin ettiği yazı arkadaşlarından mümkün olduğu kadar öz Türkçe yazmalarını rica etmiştir. Dil hareketleri için yazılacak yazılara da daima sayfalarını açık tutarak, dil özleşmesi işinde yararlı bir varlık göstermek istiyor. Varlık okuyucu avlamak için bilmeceler, merakı tahrik edici yazılar usulüne müracaat etmeyecektir. Bir mecmuadan bütün bekledikleri bunlardan ibaret olanlar varsın okuyucularımız arasından eksik olsun, yeter ki biz, inandığımız ve bağlandığımız memleket davasına en küçük bir hizmette bulunmuş olalım (Nayır, 1933: 18). Sonuç olarak Varlık dergisi de Meşale gibi Türk edebiyatında belli bir yer tutmak amacındadır: Varlığın bir de iddiası vardır Mecmuamız Türk edebiyatının bugün en olgun ve erişkin devresinde olduğunu neşredeceği eserlerle ispat edecektir. (Nayır, 1933: 18). İlk sayıdan itibaren Türk edebiyatının önemli isimlerine sayfalarını açan Varlık, özellikle çağdaş dünyayı yakından takip etmesiyle dikkatleri üzerinde toplamıştır. Bunda en önemli faktörlerin başında elbette başta Yaşar Nabi ve diğer Yedi Meşaleci sanatçılar vardır. Yaşar Nabi Nayır Varlık dergisi ve yayınlarıyla çağdaş edebiyatın yerli ve yabancı temsilcileri en geniş topluluklara tanıtmıştı. Hazırladığı olanaklarla edebiyatımızın gelişmesine katkıda bulunmuştu. Eleştiri yazılarıyla bu edebiyatı şekillendiren biri olmuştu. Çağımızın kültür ve sanatıyla beslenen yeni kuşakların yetişmesinde önemli bir payı vardır (Ertop, 1981: 3). Dergiye her sayıda katlanan ilgi, yazı birikimine de doğrudan etki etmiş ve nihayet yayınevi ihtiyacını da gündeme getirmiştir. Dergi ile yayınevi bir kişinin yapıtı olsa da, dalları zamanla çoğalmış ve gelişmiş koskoca bir ağaçtır Varlık. Aynı yolun yolcularını toplayan bir ailedir. Duygu, düşünce ve ülkü birliğinin bir araya getirdiği yazarlar topluluğudur. Derginin kurucusu, yayınevinin sahibi Yaşar Nabi, temel direğidir, eksenidir Varlık ailesinin (Akay, 1973: 8). Zamanla Varlık, kendi yazarlarını ve okur kitlesini hatta kütüphanesini oluşturmuştur. Varlık ta Çağdaş Türk Edebiyatının en dikkate değer ürünleri yayımlanmıştır. Dergisinin yanında 1946 dan günümüze dek 2000 cildi aşan kitap yayım ile Yaşar Nabi Nayır Çağdaş Türk Edebiyatının önemli bir varlık olduğunu geniş kütlelere ispatlamıştır (Ertop, 1981: 3). Dergi, Cumhuriyet döneminin genel karakteristiğini taşıdığından bir süre sonra

6 548 Hatem Türk & Gamze Bulut edebiyatta yönlendirici bir işlevi de üstlenmeye başlamıştır. Orhan Veli hareketi buna verilebilecek bir örnektir. Konur Ertop, Varlık taki Yaşar Nabi Nayır adlı yazısında Varlık ın bu işlevine de işaret etmektedir: Varlık ta Orhan Veli ile arkadaşlarının ilk şiirlerinin yayımlanması yeni edebiyatımızın önemli aşamalarından biridir. Bu canlı atılımı Yaşar Nabi nin dergisinde yeni edebiyatımızın bütün büyük imzaları yer aldı. Varlık okuru olan gençler arasından Varlık ta ilk yazıları çıkan ve zamanla edebiyatımızın büyük temsilcileri arasında kendini gösteren kuşaklar birbirini izledi (Ertop, 1981: 3). Yedi Meşalecilerin Varlık Serüveni Muammer Lütfi Bahşi Muammer Lütfi, Meşale dergisinde yazmadığı gibi Varlık Dergisi nde de yazısı olmayan tek meşalecidir. Cevdet Kudret Solok Yedi Meş aleciler topluluğundan olan Cevdet Kudret in Varlık Dergisi ndeki ilk şiiri 1 Ağustos 1933 tarihli sayıda çıkmıştır. Cevdet Kudret in Varlık Dergisinde; 28 şiir, 31 makale, 3 tiyatro, 3 deneme, 6 piyes tefrikası, 1 çevirdiği makale, 3 hikâye, 1 anı yazısı, 1 biyografi, 2 açıklama olmak üzere toplam 79 adet çalışması vardır. Bunların yanı sıra 195 kitap tanıtımı, 21 yazılarının alıntılandığı çalışmalar ve 14 adet kendisinden bahsedilen yazılar bulunmaktadır. Cevdet Kudret, Varlık dergisinde Dil Üzerine Denemeler ve Tartışmalar, Yeni İmla Üzerine Notlar, Gene Dil Üzerine, Devrik Cümle Üzerine gibi yazılarıyla Türk Diline önemli katkılarda bulunmuştur. Bunların yanı sıra Sabahattin Ali Üzerine Notlar, Yahya Kemal in Son Beyti Üzerine, Halid Ziya Uşaklıgil, Faruk Nafız ın Şiiri ve Han Duvarlarının Kaynakları Üzerine Notlar, Dede Korkut Hikâyeleri gibi çalışmalarıyla edebiyatımıza ışık tutacak bilgiler vermiştir. Kenan Hulûsi Koray Varlık Dergisi ndeki ilk yazılarına 15 Temmuz 1965 te makale ile başlayan Koray ın Varlık Dergisi nde; 3 makale, 3 hikâye, olmak üzere toplam 6 adet çalışması vardır. Ayrıca 1 adet kendisi hakkında yazılan makale bulunmaktadır. Sabri Esat Siyavuşgil Sabri Esat, 15 Temmuz 1933 te Varlık Dergisi nde ilk yazılarını yazmaya başlar. Varlık Dergisi nde; 14 makale, 6 şiir, 1 kitap, 3 deneme, olmak üzere toplam 24 adet çalışması bulunmaktadır. Ayrıca Varlık ta 11 adet kendisinden ve eserlerinden bahsedilen çalışma bulunmaktadır. Sabri Esat, Recaizade Ekrem de Şiir Telakkisi, Yahya Kemal İçin gibi yazıları ile edebiyatımıza katkılar sağlamıştır. Sait Faik in hikâyelerinden 41 tanesi Sabri Esat Siyavuşgil tarafından seçilip Fransızcaya çevrilmiş, Milli Eğitim Bakanlığımızın emriyle Hollanda da yayımlanmıştır (Uyguner, 1963: 9). Vasfi Mahir Kocatürk 15 Temmuz 1933 te Varlık Dergisi nde ilk yazılarını yazmaya başlar. Varlık Dergisi nde; 1 makale, 5 şiir, 9 çeviri yazı, 1 çeviri şiir, olmak üzere toplam 16 çalışması bulunmaktadır. Ayrıca 33 kitap tanıtımı ve 1 adet kendisinden bahsedilen çalışma vardır. Vasfi Mahir in Varlık dergisindeki çalışmaları genellikle Eski Edebiyat alanında olmuştur. Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı, Yunus Emre, Vezin ve Kafiye, Fuzuli gibi yazdığı makaleleriyle Eski Edebiyat alanına önemli katkılar sağlamıştır. Yaşar Nabi Nayır Varlık Dergisi nin kurucusu, yayınevinin sahibi Yaşar Nabi, Yedi Meşale topluluğu içerisinde Varlık Dergisi nde en çok çalışma yapan kişidir. Yaşar Nabi dergide; 433 makale, 36 deneme, 24 şiir, 2 küçük hikâye, 9 musahabe, 7 tefrika piyes, 4 kitap, 1 konuşma yazısı, 1 hikâye kitabı, 8 konuşma, 3 açıklama, 19 tebrik yazısı, 1 tiyatro, 1 ödül töreni konuşması, 1 Fransızca yaptığı konuşma, 1 Selahattin Batu nun ölümü üzerine yazısı, 1 yol notları, 6 makale çevirisi, 5 öykü, 43 mektup, 2 mektup cevabı, 1 mektup çevirisi, 1 yazarla konuşması, 2 açık oturum olmak üzere toplam 612 adet çalışması vardır, ayrıca 102 adet kendisinden bahsedilen yazı, 5 adet ken-

7 Meşale den Varlık Dergisine Yedi Meşale Topluluğu 549 disine yazılan şiir ve adet Kitap Tanıtımı çalışması vardır. Ziya Osman Saba 15 Temmuz 1933 tarihinde Varlık Dergisi ne şiirle başlayan Ziya Osman ın dergide; 14 makale, 41 şiir, 3 kitap ve eser tanıtımı, 1 hikâye, 6 anı yazısı, 1 mülakat olmak üzere toplam 66 adet çalışması vardır ve adet Kitap Tanıtımı yapmıştır. Ayrıca Ziya Osman ın ölümünden bahsedilen 38 makale, 16 kendisinden ve eserlerinden bahsedilen çalışma bulunmaktadır. Sonuç Başlangıcından beri aralarında uyum görünmeyen Muammer Lütfi sayılmazsa diğer Yedi Meşaleciler, hem Meşale dergisinde hem de aynı amaç ve anlayıştaki Varlık dergisinde yer almışlardır. Her iki derginin de idaresinde bulundukları gibi yazı ve şiir kadrosunu da bu isimler oluşturur. Yedi Meşale sanatçıları, Türk edebiyatının Batı odaklı anlayışı doğrultusundaki sanat anlayışlarını geliştirerek sürdürmüşlerdir. Bu anlamda başlangıçta Meşale dergisiyle büyük iddialarla ortaya çıkmışlar, alfabe değişiminin sonucunda hevesleri geçici olarak kırılmıştır. Beş yıl sonra ise hemen hemen aynı kadro bu sefer Varlık dergisini çıkarmıştır. Meşale ile Ahmet Haşim i başa geçirip yayına başlayan Yedi Meşaleciler, Varlık la daha tecrübeli olarak güçlü bir şekilde yollarına devam etmişlerdir. KAYNAKÇA Akay, İ. (1973). 40 Yıla Övgü, Varlık, 786. Artam, N. (1 Temmuz 1943). Sönen Bir Meşale, Varlık, 240. Bahşı, M. L. (1928). Yedi Meşalenin Kısa Bir Tarihçesi, Servet-i Fünûn, 64. Batu, S. (Şubat 1967). Ziya Osman Saba İçin, Varlık, 687. Benekay, Y. ( Şubat 1967). Yaratıcı Dostluk, Varlık, 687. Benekay, Y. (Şubat 1969). Masallarda Yaşar Nabi, Varlık, 736. Çalışkan, A. (2010). Ana Çizgileriyle Cumhuriyet Devri Türk Şiirine Teorik Bir Yaklaşım, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 3/10. Dizdaroğlu, H. (Ocak 1954). 25 inci Yıl Dönümü Dolayısıyla Yedi Meşale Hareketi, Varlık, 402. Ertop, K. (Nisan 1981). Yaşar Nabi Nayır, Varlık, 883. İmzasız, (22 Mart 1928). İlan, Servet-i Fünûn, nr Nayır, Y. N. (1/15 Temmuz 1933). Varlık Ne İçin Çıkıyor, Varlık, 1. Onger, F. (Şubat 1970). Ziya Osman Saba Kendini Anlatıyor, Varlık, 749. Solok, C. K. (1 Temmuz 1943). Kenan Hulusi İçin - Bir Ölünün Arkasındaki Düşünceler, Varlık, 240. Solok, C. K. (26 Temmuz 1928). Bir Tavzih, Servet-i Fünûn, 64.. Süreya, C. (Ekim 1971). Ataç ın Yazarları, Varlık, 769. Türk, H. (2014). Meşale, İnceleme Tam Metin, İstanbul: Paradigma Akademi. Uyguner, M. (Temmuz 1963). Sait Faik Fransızcada, Varlık, 602. Varlık, (29 Teşrinievvel 1933). Varlık ın Teşekkürü, Varlık, 1/8.

8 550 Hatem Türk & Gamze Bulut