YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI HAKAN GERÇEK ARYKANDA ANTİK KENTİ PODYUMLU TAPINAĞI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI HAKAN GERÇEK ARYKANDA ANTİK KENTİ PODYUMLU TAPINAĞI"

Transkript

1 HAKAN GERÇEK ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ARYKANDA ANTİK KENTİ PODYUMLU TAPINAĞI HAKAN GERÇEK ARALIK 2016 ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARALIK 2016

2

3 ARYKANDA ANTİK KENTİ PODYUMLU TAPINAĞI Hakan GERÇEK YÜKSEK LİSANS TEZİ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARALIK 2016

4

5

6 iv ARYKANDA ANTİK KENTİ PODYUMLU TAPINAĞI (Yüksek Lisans Tezi) Hakan GERÇEK GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Aralık 2016 ÖZET Arykanda daki Podyumlu Tapınağı konu edinen bu çalışmadaki amaç tapınağın hangi tanrı ya da tanrıçaya adandığını ortaya çıkarmak ve aynı zamanda tarihleyebilmektir. Bunlardan ilki üzerine yapılan incelemelerde kesin bir veri elde edilememiş olmasına bazı buluntulara dayanarak ve mimarideki ayrıntılardan yola çıkarak güçlü varsayımlarda bulunulmuştur. Aynı zamanda yapının mimari olarak düzeni hakkında da birçok sıkıntı doğmuştur. Bu sorunlardan en önemlisi yapının krepisler ve podyumundan başka sağlam olarak ele geçen in situ parçalarının olmayışıdır. Bu sorunlar bölgedeki benzer tapınakların mimari düzenlerinden ya da tapınak ölçülerinden elde edilen hesaplamalarla giderilemeye çalışılmıştır. Tarihleme konusunda ise en önemli katkıyı ele geçen az sayıdaki mimari parçalar sağlamıştır. Genel olarak bakıldığında Arykanda Antik Kenti nde ilk olarak 2007 yılında kazılmaya başlanan Podyumlu Tapınak gerek mimarisi gerekse şekil açısından Lykia Bölgesi içerisinde oldukça ilginç bir konumdadır. Görünüşte tipik bir Roma Tapınağı özelliği gösterse de ayrıntıda bölgenin tapınaklarından farklı detaylara hâkimdir. Bu çalışmada Arykanda Antik Kenti ndeki tapınak kentin kendi yapısı içerisinde değerlendirilecek; bölgenin mimari ve sosyal özellikleri ile ilişkisi ele alınacak, aynı zamanda Lykia tapınakları hakkında söyleneceklere katkı sağlanmaya çalışılacaktır. Bilim Kodu : 1117 Anahtar Kelimeler : Tapınak, Lykia, Arykanda, Podyum, Roma Sayfa Adedi : 144 Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Didem DEMİRALP

7 v THE TEMPLE WITH PODIUM FROM ANCIENT ARYKANDA (M.A. Thesis) Hakan GERÇEK GAZİ UNIVERSITY GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES December 2016 ABSTRACT The point of this paper dealing with the temple with podium in Ancient Arykanda is to find out which deity or deities the temple was devoted to and also to date it correctly, if it is possible. Although the researches about the initial problem have produce any evidence yet, it can be suggested some assumptions based upon some archeological finds and the architectural details for this building. However, the architectural order of the temple causes many troubles to interpret some aspects of the building in question. The most important problem among them is the fact that there is no other surviving building materials discovered in situ, except for the krepis blocks and platform. The contradictive aspects of this temple building can be dissolved by comparing its architectural characteristics to the similar ones in this region, and also by some calculations getting from the proportions of its remains. A few of architectural remains gave the most important contribution for dating this building. In general, the temple with podium which was firstly excavated in Arykanda in 2007 is an interesting position in Lycia for both its architectural features and the order of temple. Although the building resembles a typical roman temple in appearance, for some of its details, it is totally differed from that of other temples in this region. In this study, this temple in ancient Arykanda will be treated in its original urban fabric and its relation to the architectural and social features of this region, and so it is tried to give contributions to the discussions for the Lycian temples. Science Code : 1117 Key Words : Temple, Lycia, Arykanda, Podium, Roman Page Number : 144 Supervisor : Assist. Prof. Dr. Didem Demiralp

8 vi TEŞEKKÜR Böylesine orijinal bir yapıyı bana emanet eden, bir hoca olmanın dışında ağabey gibi yaklaşıp, samimiyetini esirgemeyen Arykanda Kazısı Başkanı Doç. Dr. V. Macit Tekinalp hocama özellikle teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca tez konumu onaylayıp bana destek olan tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Didem Demiralp e de aynı şekilde teşekkür ederim. Lisans yıllarımdan sonra uzun süre görüşmesek de ihtiyacım olduğunda yanımda olan Yrd. Doç. Dr. Erkan Dündar a; oldukça geç tanımış olsam da kısa sürede dost olarak gördüğüm, arkeolojinin dışındaki hayatın diğer güzellikleri hakkında da konuşarak bir nefes almama yardımcı olan ve bu tezin tamamlanmasındaki katkıları için Arkeolog Utku Arınç a; desteklerinden ötürü Araş. Gör. Asil Yaman a; kurumum Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Arkeoloji Bölümü nden bölüm başkanımız Yrd. Doç. Dr. İrfan Tuğcu ve Yrd. Doç. Dr. Faris Demir e; mimarinin yorumlanması konusunda desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Murat Durukan a, özellikle terrakotta figürinlerin yorumlanmasında verdikleri desteklerden ötürü Dr. Mustafa Koçak ve Yrd. Doç. Dr. Murat Çekilmez e, yardımlarından ötürü Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol a ve Prof. Dr. Elif Özer e,teşekkürlerimi sunarım. Yardım ve desteklerinden dolayı Prof. Dr. Yücel Şenyurt a ve Yrd. Doç. Dr. Nazlı Çınardalı na; sevgili eşim, meslektaşım, her zaman yanımda olan ve beni teşvik eden Yrd. Doç. Dr. Ayça Gerçek e de yürekten teşekkür ederim. Sevgili ailem ve eşimin ailesine; en önemlisi de Türk ve dünya arkeolojisine bir dakikalık bir zaman diliminden, bir ömrün feda edilmesine kadar, emek harcayan tüm arkeologlara İyi ki varsınız.

9 vii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... ABSTRACT... TEŞEKKÜR... İÇİNDEKİLER... ÇİZELGELERİN LİSTESİ... ŞEKİLLERİN LİSTESİ... RESİMLERİN LİSTESİ... iv v vi vii vii ix x 1. GİRİŞ LYKIA VE ARYKANDA NIN TARİHİ VE COĞRAFYASI Lykia Bölgesi Arykanda Antik Kenti Arykanda Antik Kentinde Bulunan Kutsal Yapılar Helios Tapınağı Sebasteion Traianeium Büyük Bazilika (Mabed Bazilikası) TAPINAĞIN MİMARİ DEĞERLENDİRMESİ Tapınak Temenosu Tapınak Altar Kurban Bağlama Bloğu Kan Akıtma Havuzu Mimari Parçalar... 56

10 viii 3.7. Buluntular Sondaj Çalışması KÜLT ÖNERİLERİ Augustus-Livia Kültü Aphrodite Kültü Demeter - Dionysos Kültü SONUÇ BULUNTU VE MİMARİ PLASTİK KATALOĞU Buluntu Kataloğu Mimari Plastik Kataloğu KAYNAKÇA EKLER EK-1. Lykia Bölgesi Haritası EK-2. Arykanda Kent Planı EK-3. Tapınak ve Temenos Alanı EK-4. Tapınak Restitüsyon EK-5. Tapınak Taş Plan EK-6. Tapınak Cephe Çizimi EK-7. Tapınak Kuzey-Güney Kesit EK-8. Tapınak Doğu-Batı Kesit EK-9. Altar üstten görünüş EK-10. Altar kuzey yüz EK-11. Altar doğu Yüz EK-12. Altar kesit EK-13. Arşitrav parçası

11 ix EK-14. Arşitrav parçası (Soffit) EK-15. Arşitrav kesit EK-16. Korinth Başlığı EK-17. Korinth Başlığı diğer yüzü EK-18. Korinth Başlığı alttan görünüş EK-19. Tapınak ve Temenos Alanı Restitüsyonu EK-20. Tapınak Cephesi Yeniden Kurma Denemesi ÖZGEÇMİŞ

12 x ÇİZELGELERİN LİSTESİ Çizelge Sayfa Çizelge Sikkelerin imparatorlara göre dağılımı... 70

13 xi RESİMLERİN LİSTESİ Resim Sayfa Resim 2.1. Arykanda da bulunan taş balta Resim 2.2. Sozon Tasvirli Arykanda Kent sikkesi Resim 2.3. Helios Tapınağı nın kuzeyden Görünüşü Resim 2.4. Sebasteion yapısının doğudan görünüşü Resim 2.5. Traianeium un doğudan görünüşü Resim 2.6. Büyük Bazilika nın (Mabet Bazilikası) doğudan görünüşü Resim 3.1. Tapınak, Temenos ve Temenos alanının kuzeyden görünüşü Resim 3.2. Tapınak ve Temenos alanını gösteren ortofoto Resim 3.3. Tapınağın kuzeyinde bulunan portikonun stylobatı Resim 3.4. Tapınak Temenos undaki mekanların ortofotosu Resim 3.5. Portiko üzerine inşa edilmiş olan geç dönem konutu Resim 3.6. Temenostaki konutların kuzeydoğudan görünüşü Resim 3.7. Temenos a girişte bulunan eşik taşı Resim 3.8. Tapınağın batı (arka) duvarı Resim 3.9. Tapınağın güney duvarı Resim Tlos Kronos Tapınağı nda sonradan sökülen kısım Resim Bazilika da kullanılan tapınağa ait arşitrav parçası Resim Bazilika da kullanılan tapınağa ait diğer arşitrav parçası Resim Krepislere geç dönemde eklenen basamaklar Resim Yarım daire basamakların krepsilerle bağlantı noktaları Resim Kaunos Teras Kutsal Alanı... 39

14 xii Resim Sayfa Resim Tapınağın kuzey duvarı Resim Kuzey duvarının krepislerle bağlantı yapan köşesi Resim Tapınağın batı ve güney yüzlerinin güneybatıdan görünüşü Resim Altarın kuzeyden görünüşü Resim Altarın kuzeyindeki korunmuş sıvalı kısım Resim Altarın mermer plaka ve kaidesi Resim Altar, kurban bağlama bloğu ve tapınak Resim Kurban bağlama bloğu, detay Resim Klaros Apollon Tapınağı nın kurban bağlama blokları Resim 3.25 Klaraos Apollon Tapınağı ve Hekatampedonun planı Resim Magnesia kurban bağlama bloğunun metal halka izleri Resim Perge den kurban sahnesi frizi Resim Vergilius Vatikanus tan kurban kesme törenini anlatan bir çalışma Resim Pergamon, Sunağın önünde Demeter ve bağlanmış kurbanlık boğa Resim Cıngırt Kayası Kuzey Yamaç Sunu Kayası ve Kurban Çukuru Resim Tapınağın krepisleriyle bağlantılı kan akıtma havuzu Resim Kan akıtma havuzu, oluk kısmının cepheden görünüşü Resim Kan akıtma havuzunun oluk kısmı, ayrıntı Resim Aphrodisias Aphrodite Tapınağı ndan Korinth sütun başlığı Resim Euromos Zeus Tapınağı dan sütun başlığı Resim Iasos Kenti nden arşitrav parçası Resim Plautilla başı Resim Satyr ve Maenad: Berlin Antikensammlung... 64

15 xiii Resim Sayfa Resim Satyr ve Nymphe Mücadelesi: British Museum Resim Dionysos Heykelciği: Dresden Staatliche Kunstsammlungen Resim Patara dan Tutsak Eros Resim Sondaj yapılan alanın kazı öncesi durumu Resim Sondaj sonrası ortaya çıkan duvar... 71

16 xiv KISALTMALAR Bu çalışmada kullanılmış kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur. Kısaltmalar Açıklamalar AKMED Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü AST Araştırma Sonuçları Toplantısı BB Bazilikanın batısı BKT Bazilikanın kuzeyindeki tapınak BKTD Bazilikanın kuzeyindeki tapınağın doğusu Bkz. Bakınız Bul. Buluntu cm. Santimetre Çev. Çeviren JHS Journal of Hellenic Studies KST Kazı Sonuçları Toplantısı LIMC Lexicon Iconographicum Mythologiae Classicae m. Metre M.Ö. Milattan önce MP. Mimari Plastik M.S. Milattan sonra Hesperia Hesperia Journal of the American School of Classical Studies at Athens. Athens.

17 1. GİRİŞ Arkeolojik araştırmalarda mimari yapılar önemli yer tutmaktadırlar. Tapınaklar da bu mimari yapıların içerisinde ayrı bir konumdadır. Dini inanç özellikle arkeolojide belki de diğer bilimlerden çok daha fazla önemlidir. Çok tanrılı bir hayatın hüküm sürdüğü Antik Dönemde hayata şekil veren en önemli kıstas belki de dindir. İnsanlık tarihi sürecinde her dönemde inanç, bir yapının çevresinde onunla ilintili olarak yaşanmıştır. Antik Dönemden beridir de insanlar kendi ellerinden çıkmış tapınaklar çerçevesinde bu inançlarını yaşamışlardır. Toplumdan topluma ve çağdan çağa değişim gösteren bu yapılar toplumdaki sosyal hayatın, dini inancın ve ekonomik gücün etkisiyle şekillenmişlerdir. Dinin, toplumsal hayatın sınırlandırılmasında, şekillendirilmesinde ve varlığını sürdürmesinde çok önemli bir konumda olduğu bir gerçektir. Hem Yunan hem de Roma yaşamında büyük metropollerden taşra kentlerine kadar her bir kent, kendi ölçeği içerisinde bağlı bulunduğu kültürün, ülkenin ve halkın anlayış biçimlerinin birer örneğini yansıtır. Lykia Bölgesi de hem Anadolu hem de Roma İmparatorluğu nun hâkimiyetini, popüler kültürünü ve inanışını oldukça çeşitli yollarla bizlere sunmuştur. Farklı uygarlıkların izlerinin bulunduğu Lykia Bölgesi nde geniş ve köklü bir kültür oluşmuştur. Bu açıdan incelendiğinde Lykia kentlerinin önemi büyüktür. Lykia kentlerinden biri olan Arykanda da yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı önemli kamu ve siyasi yapıları bünyesinde barındırır. Tapınaklar, diğer yapılarda olduğu gibi gözle zor fark edilen ufak bir ayrıntıdan, büyük görkemli frizlere kadar oldukça geniş bir yelpazede, yukarıda bahsedilen Anadolu ve Roma sentezinin bir yansımasını sunar. Bu nedenle Arykanda antik kentinde bulunan Podyumlu Tapınak gerek sosyal hayat gerekse de siyasi yaşamın kentte nasıl yaşandığının, bulunduğu dönem içerisinde kentte nasıl bir konumda olduğunun anlaşılması bakımından önemlidir. Çalışmada yapı, gerek sosyal ve tarihsel gerekse de dini ve mimari özellikleri ile incelenecektir. Arykanda, antik metinlerde adı fazla geçmese de önemli sayılabilecek bir kenttir. Çünkü kent gerek halka ait konutları gerekse de ticari, ekonomik ve sosyal yapıların varlığı ile önemli olduğunu bize göstermektedir. Tez kapsamında ele alınacak olan tapınak bize, kentin dini inanışları ve sosyal hayatının durumu hakkında bilgi verecek aynı zamanda siyasi olarak bir gücü niteleyip nitelemediği hakkında fikir sahibi olmamıza yardım edecektir. Bu 1

18 2 amaçla bu çalışmada ele alınan Podyumlu Tapınağın irdelenmesiyle bu sorulara cevaplar aranacaktır. Arykanda Antik Kenti Podyumlu Tapınağı isimli tez çalışmasında öncelikle mimari olarak, tapınağın mevcut durumunun tanımlaması yapılmıştır. Başta Lykia Bölgesi olmak üzere diğer antik bölgelerdeki tapınaklarla ilgili yayın taraması yapılmış, benzer mimari tarzdaki tapınaklarla karşılaştırma yapılarak değerlendirilmiştir. Yapının kazısında ele geçen buluntular ışığında tarihleme ve yorumlamaya dair öneriler yapılmıştır. Sonuç kısmında ise yapının kime adandığı; hangi dönemde yapıldığı ve mimari düzeninin tam olarak nasıl olduğuna dair sorulara cevap bulunmaya çalışılmıştır. Söz konusu tapınak öncelikle Lykia kültürünün orada yaşamış insanlarının bir eseri daha sonra Roma İmparatorluğu nun bir simgesidir. Kentte ya da köyde yaşayan insanları tabii ki ekonomik durumlarının yanında yaşadıkları bölgenin coğrafi yapısı da etkilemektedir. Kentin topoğrafyası inşa edilen yapıların mimarilerini de etkilemiştir. Teraslar üzerinde oldukça eğimli bir arazide kurulmuş olan Arykanda kentindeki tapınak da kentin bu özelliğinden nasibini almıştır.

19 3 2. LYKIA VE ARYKANDA NIN TARİHİ VE COĞRAFYASI 2.1. Lykia Bölgesi Günümüzde Teke Yarımadası olarak tanımlanan bölgeye Antik Dönemde verilen isim Lykia dır 1. Lykia Bölgesi genel olarak Antalya nın batısını, Muğla nın güneydoğusunu ve Denizli ile Burdur un güneyini oluşturur. Yani bölge, Muğla ile Antalya il sınırları içerisine giren kıyı şeridinin bir kısmı ile iç bölgeleri kapsar 2. Coğrafi olarak sınırlarını batıda Dalaman Çayı, doğuda bugünkü Kemer, kuzeyini ise Burdur'un Gölhisar ilçesi oluşturur. (Ek 1.1). Lykia ve Lykialılar hakkında yazılmış antik kaynaklar incelendiğinde, Herodotos bu coğrafyada yaşayan Lykialıların kökeninden bahsederken; Girit ten 3 bölgeye geldikleri ve bulundukları yerin daha önceden Milyas olduğu, ifadesini kullanır 4. Herodotos, Lykialıların kökeni hakkında mitolojik bir öykü anlatmayı tercih etmiş ve etimolojik olarak da Lykia isminin nereden geldiğini açıklamıştır 5. Roma Dönemi nin ünlü coğrafyacısı Strabon ise Antik dünya tanımlaması yaparken, Akdeniz tarafından kuşatılmış bölgelere değindiği sırada Kıbrıs ın karşısında, Karia ya komşu olan Lykia dan bahseder 6. Bölgede yapılan bilimsel kazılardan çok daha önce bölge hakkındaki bilgiler, evvelden gelmiş olan seyyahlardan alınmaktadır. 19. yüzyılda buraya gelen birçok araştırmacı-seyyah bölge hakkında gözleme dayalı saptamalarda bulunmuşlardır. Lykia hakkındaki ilk bilgileri Francis Beaufuort 7, William Martin Leake 8, Francis Vyvyan Jago 1 Işık, F. (2010). Anadolu-Lykia Uygarlığı, Lykia nın Hellenleşmesi Görüşüne Eleştirel Bir Yaklaşım. Anadolu, 36, 65; Çevik, N. (2015). Lykia Kitabı. (Birinci Baskı). Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Bean, G. (1998). Eskiçağda Lykia Bölgesi. (Çev. H. Kökten). İstanbul: Arion Yayınevi. (Eserin orijinali 1978 de yayımlandı), Lykialıların aslında Girit ten gelmedikleri konusunda farklı bir yorum için bkz. Işık, 2010, Herodotos I.173; Texier, C. (1862). Küçük Asya Coğrafyası Tarihi ve Arkeolojisi, Birinci Cilt (Çev. Ali Suat), Ankara, 2002, Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, Herodotos I.173: Europe nin oğulları olan Sarpedon ve Minos, Girit Krallığı için çatışmışlar, bir sivil savaş çıkmıştı; Minos, kendinden yana çıkanlar sayesinde kazandı; Sarpedon ve arkadaşlarını ülkeden sürdü; bunlar Asya ya Milyas topraklarına göçtüler; çünkü Lykia lıların bugün oturdukları topraklar Milyas tı ve Milyaslılara Solymler denilirdi; o zamana kadar bu sürgünlerin başında Sarpedon vardı; geldikleri zamandaki adlarını taşıyorlardı, Lykia lıların komşuları bugünde onları o adla, yani Termiller olarak çağırırlar; Atinalı Pandion oğlu Lykos da kardeşi Aigeus tarafından sürülmüş, Sarpedon un yanında, Termiller ülkesine gelmiş ve bundan sonra bu halka Lykos dan kinaye Lykia lılar denmiş. 6 Strabon XIV.VI.1. 7 Beaufuort un Anadolu daki seyahat ve gözlemlerini içeren kitabının Türkçe çevirisi için bkz. Beaufuort, F. (2002). Karamania. (Çev. A. Neyzi ve D. Türker) Antalya: AKMED Yayınları. (Eserin orjinali 1817 de yayımlandı). 8 Leake, W. M. (1824). Journal of a Tour in Asia Minor with Comparative Remarks on the Ancient and Modern Geography of That Country. London: Richard Taylor Shoe-Lane.

20 4 Arundell 9, Charles Fellows, Thomas Abel B. Spratt ve Edward Forbes 10 gibi seyyah araştırmacılar vermişlerdir 11. Lykialıların, Anadolu ya sonradan gelen bir kavim olduğu, Anadolu nun en eski Hint Avrupa kökenli halkı olan Luvilerin dağılmasından sonra, Lykialıların onların bir kolunun devamı olduğu söylenenir. En eski Hitit hiyerogliflerinde ise Lykia dan Lukka ülkesi ve toprakları olarak bahsedilmektedir 12. Ayrıca Hititler ve Mısırlılar arasında geçen ünlü Kadeş Savaşı nda, Lykialıların, Hitit saflarında yer aldıkları bilinmektedir 13. Her ne kadar Lykia Bölgesi nde Neolitik ve öncesi dönemlere ait detaylı bir araştırma yapılmamışsa da yörenin karstik yapısı, yani mağara oluşumuna olanak sağlayan jeolojik durumu ve birçok mağaranın varlığı, Lykia da Paleolitik Dönemden itibaren yarı yerleşik bir dönemin yaşandığı düşünülmektedir 14. Prof. Dr. Harun Taşkıran, Lykia Bölgesi nin Paleolitik yerleşimler için elverişli görünmesine rağmen, bu alanda yeteri kadar araştırılma yapılmadığı konusunda Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu na katılmaktadır 15. Burada atıfta bulunan durumların zaman içerisinde nasıl değiştiği aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır. Zira doğal mağara oluşumlarının oldukça sık olduğu bölgede Paleolitik yerleşimlerin olabileceği ilk akla gelenler arasındadır 16. Lykia Bölgesi nin tarihinin ne kadar eski olduğuna dair yapılan araştırmalar, üzerinde geç çalışılmaya başlanan bir durumdur. Buna karşın bölgenin, yerel kültürü, Hellenistik Dönemden itibaren etkili olmaya başlayan Yunan Kültürü ve Roma İmparatorluk Dönemi nden başlayarak günümüze kadar gelişen değişimi siyasi ve coğrafi durumu hakkında bilgiler oldukça yoğun olmasına rağmen daha öncesine ait verilerde son dönemde bulunmaya başlamıştır. Yukarda değinilen tarihsel dönemlere ait veriler, Pamphylia-Pisidia sınırına çok yakın olan Karain, Öküzini mağaraları, Bademağacı, Semahöyük ve 9 Arundell eserinde Pamphylia ve Lykia sınırlarından ve Lykia kentlerinden de bahsetmektedir. Bkz. Arundell, F. V. J. (1834). Discoveries in Asia Minor. Including A Description Ruins of Several Ancient Cities and Especially Antioch of Pisidia. London: Motson and Palmer. 10 Spratt, T. A. B, Forbes, F. (1847). Travels in Lycia, Milyas and Cibyratis. London: Bentley, Wilson and Flay. 11 Akşit, O. (1967). Lykia Tarihi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, Korkut, T. (2013). Die Ausgrabunden in Tlos. Patrice Brun, Laurence Cavalier, Koray Konuk et Francis Prost (Eds.). Euploia. La Lycie et La Carie Antiques. Dynamiques des Territoires, Échanges et Identités. Actes du Colloque de Bordeaux. 5, 6 et 7 novembre Bordeaux: Ausonius, Ceram, C. W. (1994). Tanrıların Vatanı Anadolu. (Çev. E. N. Erendor). (Dördüncü Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi. (Eserin orijinali 1955 de yayımlandı), Bayburtluoğlu, C. (2004). Lykia. Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Taşkıran, H. (2006). Lykia Bölgesinin Paleolitik Dönemi. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Çevik, 2015, 27.

21 5 Hacımusalar Höyüğü nde 17 karşımıza çıkmakta ve bizlere ayrıntılı bilgiler sunmaktadır. Örneğin başka bir yerleşim olan Bademağacı nın en eski yerleşim katmanı Neolitik in en erken dönemlerine dayanmaktadır 18. En önemlisi de Karain Mağarası nda, Paleolitik Dönem insanlarının yaşadıklarına dair izlerin bulunmasıdır 19. Daha önce de değinildiği gibi bölgenin karstik yapısı, doğal mağara oluşumlarının sıklıkla gözlenmesine neden olmuş Üst Paleolitik Döneme ait veriler Karain Mağarası na yakın olan Çarkin ve Öküzin mağaralarında da ele geçmiştir 20. Karain B Bölmesinde ele geçen renkli seramik parçalar ve Öküzin Mağarası daki keşifler, bölgede Neolitik yerleşimin varlığını göstermesi açısından ayrıca önemlidir. Neolitik ve Kalkolitik seviyelerde çakmaktaşı ve obsidyenden yapılmış ince uzun kesiciler, Türkiye nin Neolitik Dönemi ne ait ilk verileri sunmaktadır 21. Ayrıca Batı Lykia da bulunan, Çaltılar Höyük, Eceler Höyük ve Girmeler Mağarası da bize Kalkolitik ten Neolitiğe kadar veriler sunmaktadır 22. Etimolojik bulgular da Lykia Bölgesi nin tarihi hakkında bilgiler içermektedir. anda, wanda bitimli veya çift konsonlu yer ve daha sonraki dönemlerde kullanılan şahıs adlarının Luvi kökenli halklara ait olduğu, tüm bilim adamlarınca kabul edilen bir gerçektir. Bu halkların oturduğu yer olarak da Anadolu nun güneybatısı gösterilmektedir. Bronz Çağında veya zaman belirtmek gerekirse M.Ö. II. bin ortalarında Luqqu, Luqqa yahut Rwk şeklinde Doğu ve Mısır kaynaklarında adı geçen Lykialıların Luvi kökenli bir halk olduğundan şüphe edilmemesi gerekir 23. Tesadüfen Tlos ta bulunan taş baltanın yanında, 1989 da Kyaneai da bulunan taş balta ve Patara da en dip kazı katmanında ortaya çıkarılan taş balta 24, merkezi Lykia nın en az Bronz Çağına kadar indiğini göstermektedir 25. Aynı 17 Elmalı Ovası ve Hacımusalar Höyüğü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Özgen, İ. (2006). Elmalı Ovası ve Hacımusalar. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Duru, R. (2006). Batı Akdeniz Bölgesi nde Neolitiğe Geçiş. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt I Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Kökten, İ. K. (1959). Tarsus-Antalya Arası Sahil Şeridi Üzerinde ve Antalya Bölgesinde Yapılan Tarihöncesi Araştırmalar Hakkında. Türk Arkeoloji Dergisi, VIII(2), Kökten, 1959, Kökten, 1959, Döğerli-Başerkafaoğlu, P. (2006). Batı Lykia Bölgesi nde Prehistorik Merkezler. Armağan Erkanal-Öktü vd. (Editörler). Hayat Erkanal a Armağan. Kültürlerin Yansıması. İstanbul: Homer Kitabevi, Bayburtluoğlu, 2004, 37; Savaş, S. Ö. (2006). Anadolu (Hitit-Luvi) Hiyeroglifli Belgeler Işığında: Hattuşa dan Lukka ya. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri Cilt II, Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Patara da bulunan taş balta Lykia nın Bronz Çağa kadar olan geçmişini göstermesi açısında önemli olmakla birlikte, Charles Texier Bronz Çağ devletlerinden Troia nın da Lykia ile olan bağlantılarını yer ve bölge isimlerinin benzerliklerini ve kökenlerinin birliktelikleri hakkında bilgiler vermektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Texier, 1862, Çevik, N. (2002). Taşların İzinde Lykia. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 11.

22 6 şekilde Arykanda da bulunan taş balta (Res.2.1)ile Arykanda ya komşu kent Limyra da ve Kynaneai de bulunan taş baltalar, Paleolitik verileri desteklemektedir 26. Yazılı belgelerin yardımıyla, kentin etken adının Lukki ya da Lukka nın erken ismi olduğu artık bilinmektedir 27 ve Eski Yunanca daki Lykia adlandırması da buradan kaynaklanmaktadır 28. Res Arykanda da bulunan taş balta (Foto: Arykanda Kazı Arşivi). Kültürel etkileşim en çok dil aracılığı yayılır. Bu bağlamda Lykia Dili Lykçe, Hint- Avrupa dil ailesinden gelmektedir ve Yunanca ya oldukça benzemektedir 29. Bölgede Yunan Uygarlığı nın Hellenistik Dönem den itibaren hızlıca yayılmasında belki de diller arasındaki etkileşiminin payı büyük olmuştur. Daha sonra, tarihte sıklıkla karşılaşılan durum, yeni bir kavim ya da ırkın var olan yerleşik bölgeye hâkim olması ve kendi kültürünü hâkim kılması durumudur. Fakat bu sefer çok farklı bir yönden doğudan tamamen farklı bir medeniyete sahip olan Persler tüm Anadolu yu M.Ö. 6. yüzyılda ele geçirmiş ve Pers Kültürü Batı Anadolu yu ve Lykia yı da etkilemeye başlamıştır. Perslerin Anadolu daki hâkimiyetinin son bulmasıyla, Lykia, ancak M.Ö. 4. yüzyılda Yunan Kültürü altına girmeye başlamıştır 30. Pers Egemenliği altında varlıklarını devam ettiren Lykia kentleri yöneticilerini Perslerin denetimi ve isteği altında yine Lykialıların kendi içlerinden seçmektedir Çevik, 2015, Freely, J. (1990). Classical Turkey. London: Viking, Çevik, 2002, Akurgal, E. (1993). Anadolu Uygarlıkları (Dördüncü Baskı). İstanbul: Net Turistik Yayınlar, Akarca, A. (1987). Yunan Arkeolojisi nin Ana Çizgileri I. Şehir ve Savunması (İkinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu, Tekin, O. (1998). Eski Yunan Tarihi. (İkinci Baskı). İstanbul: İletişim Yayınları, 70.

23 7 Perslerin Anadolu da ilerlemeleri hakkında Herodotos; Kroisos a karşı Kilikia ve Lykia dan başka diğer bölgelerdeki kentlerin başkaldırmadıklarından bahseder 32. Lykia Bölgesi nde ise Pers saldırılarına karşı sadece Xanthos karşı durmuş, diğer kentlerden bir direniş gelmemiştir 33. Yine de Persler kentlerde sistemli bir İranlaştırma politikasını uygulamamışlar, egemenlikleri altındaki toplulukların kendi kültürlerini yaşamalarına olanak tanımışlardır. Bu nedenle Pers hâkimiyeti altındaki kentler önemli ekonomik gelişmeler kaydetmişlerdir 34. Tüm bu sürecin içerisinde Lykia nın Perslere vergi verir konumda olduğunu da bilinmektedir 35. Anadolu nun zenginleşmesine katkıda bulunanlar bu kez de Yunanların her zaman barbar olarak gördükleri doğunun görkemli gücü Perslerdir. Lykia Kültürünün değişmesine neden olan, bölge tarihindeki en önemli olaylardan biri M.Ö. 4. yüzyılda Makedonya dan gelen Büyük İskender le Hellenistik Dönem de yaşanmıştır. Bu dönemde Yunan Kültürü tüm Batı Anadolu da olduğu gibi Lykia ya da hâkim olmuştur. Yunanların egemenliğine girmiş olan Lykia bu süreçte Anadolu Kültürü ile Yunan Kültürünü bir arada yaşamaya devam etmiş ama daha çok Yunan Medeniyetinin egemenliğinde gelişip değişmiştir. Bu değişim her iki kültürün de birbiri ile etkileşim içerisine girmesine neden olmuştur. Büyük İskender, Pisidia, Lykia ve Pamphylia başta olmak üzere Anadolu yu boydan boya ele geçirmiştir 36. İskender in getirmiş olduğu Yunan Kültürü ile Akdeniz in yerel kültürü birbiriyle etkileşime girmiş mimarinin dışında dinsel inanış ve kültte de bir etkileşim gerçekleşmiştir 37. Bunun etkisiyle M.Ö. 4. yüzyılın sonlarından itibaren Lykçe yazıtların yerine Hellence daha çok kullanılmaya başlamıştır Herodotos I.28; Schwertheim, E. (2009). Antik Çağda Anadolu. (Çev. N. Batu). İstanbul: Kitap Yayınevi. (Eserin orijinali 2005 de yayımlandı), Özüdoğru, Ş. (2012). Lykia da Persler. Pers Egemenliğinde Lykia Tarihi ve Yönetimi. Aktüel Arkeoloji 25, 106; Herodotos I Mansel, A. M. (1988). Ege ve Yunan Tarihi (Beşinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu, 258; Özüdoğru, 2012, Borchhardt, J. (1999), Limyra. Zemuri Taşları. Lykia Bölgesinde Limyra Antik Kenti nin Gizemli Sularında Yapılan Arkeolojik Araştırmalar. (Çev. G. Yümer). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. (Eserin orijinali 1993 de yayımlandı), Schwertheim, 2009, Teraman, Ö. (2007). Roma Dönemi Tiyatro-Tapınak Kompleksleri ve Anadolu daki İzdüşümleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir, Alp, A. O. (1998). Şehircilik Açısından Romanizasyon Sürecinde Lykia Kentleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 28.

24 8 Büyük İskender in ardından Lykia da M.Ö. 3. yüzyıl sonrasında Ptolemaiosların egemenliği görülürsede M.Ö. 197 yılından itibaren ise III. Antiokhos un bölgeye hâkim olduğu bilinmektedir. Bu sürecten sonra bölgede Roma hâkimiyetine görülmekte Romalılar tarafından bölgenin Rodoslulara verildiği bilinmektedir. Lykia halkı Rodos hâkimiyetindeyken yapılan ayaklanmalar sonucunda bağımsızlıklarını kazanmışlar ve kurdukları bir federasyon altında kendi kendilerini idare etmeye başlamışlardır 39. Romalılar, fethettikleri yerlere göreceli olarak refah ve bolluk getirmelerinin yanında kendi kültürlerini de getirmişler, uzun zamandır var olan kültürler ile Roma Kültürünü birarada yaşatmışlardır. Roma nın hüküm sürmeye devam ettiği M.S. 1. ve 2. yüzyıllarda Anadolu kentleri dönemin en önemli sanat merkezleri ve zengin kentleri konumundadır 40. Bu yüzyıllarda Lykia da da birçok kent zenginliği ile göz kamaştırmaktadır. Zaten M.S yılında Lykia da, Roma eyaleti sayılmıştır 42. Roma Egemenliği altında iken Lykia bir temsilcisini Roma Senatosu na sokabilecek kadar Roma ile iyi ilişkiler altındadır 43. Hristiyanlığın yayılmasıyla beraber bölgede hem kültürel hem de sosyal olarak büyük değişim yaşanmaya başlanmıştır. Bu dönemde Lykia nın güneyindeki Myra kenti yükselmeye başlamış yörenin siyasi ve dini merkezi haline gelmiştir 44. Daha sonra Lykialılar M.S. 6. yüzyılda önce Sasani ardından ise Arap akınlarına maruz kalmışlardır. Bölgedeki değişim, farklı bir kültürün ve dinin hâkim olmasıyla fazlasıyla karmaşık bir hal almaya başlamış 12. yüzyıl başlarından itibaren de Türkmenlerin Anadolu ya ve bölgeye girmesi bugünedek sürecek olan değişimlerin ilk aşamalarını oluşturmaktadır. 39 Patterson, J. R. (2000). Samnium ve Likya da Yerleşim, Kent ve Seçkin. John Rich and Andrew Wallace- Hadrill (Eds.). Antik Dünyada Kırsal ve Kent. (Çev. L. Özgenel). İstanbul: Homer Yayınları. (Eserin orijinali 1991 de yayımlandı), Akurgal, 1993, M. S. 43 yılında Roma Imparatoru Claudius, Lykia ve Pamphylia bölgelerini birleştirerek tek bir eyalet altında kalmaya tâbi tutmuştur. Bu birliktelik Diocletianus ( ) döneminde M. S. 4. yüzyıl başlarında sona erer. Bölgeler tek bir eyalet olarak sayıldıkların dönemde bir Romalı valiye bağlı olmalarına rağmen uygulamada ayrı hareket ediyorlardı. Bu konuda bkz. Erdem, İ. (2006). Ortaçağ Sonlarında Lykia Levant Ticareti. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt I Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Mitchell, S., Kaçar, T. (2006). İ.Ö. I. yy.da Lykia nın Kuzey Sınırı: İ.Ö. 46 da Roma-Lykia Antlaşması. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri Cilt II, Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, 473., Freeman, C. (2003). Mısır, Yunan ve Roma. Antik Akdeniz Uygarlıkları. (Çev. S. K. Angı). Ankara: Dost Kitabevi. (Eserin orijinali 1996 da yayımlandı), Senato, Roma vatandaşlığı ve Lykia ile Romanın siyasi yakınlığının durumu için bkz. Patterson, 2000, Erdem, 2006,

25 Arykanda Antik Kenti Arykanda, günümüzdeki adıyla Aykırtça 45, Elmalı dan Finike ye giden yolun üzerinde iki ilçeye yaklaşık 30 km mesafede bulunmaktadır 46. Kentin tarihinin ne kadar eskiye gittiği hakkında bilgilere öncelikli olarak kentin isminden yola çıkarak başlamak gerekmektedir. Arykanda, isminin sonundaki anda ekiyle eski bir Anadolu kenti olduğu izlemini zaten vermektedir (Ek-2). Bu isim Luvi kökenli bir addır ve yüksek kayalığın yanındaki yer anlamını taşımaktadır 47. Kentin adı bu bağlamda M.Ö. II. bin veya biraz daha öncesine dayandırılabilir 48. Yüksek bir kayalığın yamacında kurulması kentin aynı zamanda doğal bir sura sahip olduğu anlamınada gelir. Böylece kenti kuzeyden kuşatmak imkânsız bir duruma gelmektedir 49. Antik yazarlardan Yaşlı Plinius, Arykanda dan söz ederken, halkının Trakyalı olduğunu söyler ve onlar için Trakyalı sıfatını kullanır 50. Coğrafi olarak kent derin bir vadinin kuzeyine inşa edilmiştir. Kentlerin kuruluşunda su ve tarım yapabilme olgusu önemlidir. Akarsu ile yarılmış vadilere yakın yerlerde kurulan kentlerin yerleşiminin seçiminde, suyun varlığı ve bölgede tarım yapabilme etken olmuştur. M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren bu vadilere ve ovalara feodal beyler yerleşmiş, dağlarda savunması kolay kentlerde ikamet etmişlerdir 51. Derin bir vadinin kuzeyine kurulmuş olan ve güneyindeki vadiden akan çayında varlığıyla Arykanda kenti bu tarihlerde yerleşim görmeye başlaması gerekmektedir. Arykanda, Podalia, Nisa ve birkaç kent ile birlikte Lykia Milyası olarak adlandırılan bölgenin önemli yerleşmelerinden biridir. Arykandalıların nasıl yaşadıkları hakkında açıklayıcı bir bilgi şehirde bulunmuş bir yazıtta gün yüzüne çıkar. Ele geçen bu yazıttan 45 Aykırtça isminin vadiden akan çayla alakalı olduğu, debisi yüksek coşkuyla akan bu çaya Aykırıçay dendiği ve zamanla Aykırtça ismine döndüğü yöre halkı tarafından söylense de kesinlik kazanmamıştır. 46 Bean, 1998, 141; Umar, B. (1999). Lykia. İstanbul: İnkılap Kitabevi, Neumann, G. (1991). Der lykische Ortsname Arykanda, HistSprF, 104, Bayburtluoğlu, 2004, Kaygusuz, N. (1988). The Site Planning of an Archaeological Site in Lycia. A Proposal to Arycanda, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Plinius. Natural History. V.XXV. 51 Wurster, W. (1996), Dynastensitz wird Römer Stadt: Eine Skizze über Prozesse der Romanisierung in Lykien. F. Blakolmer, et all. (eds.) Fremde Zeiten Band I, Festschrift für Jürgen Borchhardt. Wien: Phoibos Verlag, 161.

26 10 anlaşıldığına göre: Arykandalılar lüks ve rahat yaşama olan düşkünlüklerinden dolayı büyük borca girmişler ve Mithradates ten 52 borçlarının affedilmesini istemişlerdir 53. Arykanda da sadece M.Ö. 80 li yıllarda birlik sikkeleri basılmıştır 54. M.Ö. 2. yüzyıl başında kurulduğu bilinse de kesin olarak ne zaman kurulduğu bilinmeyen Lykia Birliği nin, kuruluş tarihi hakkındaki genel kanı Lykia nın Rodos hâkimiyetinden çıktığı M.Ö yıllarıdır. Araksa antik kentinde bulunan bir yazıt bu konu hakkında önemli bir ipucu sunmaktadır. Yazıtta, Lykia Birliği nin Orthagoras ı Kibyra ya elçi olarak gönderdiği, ifadesinin okunması üzerine M.Ö. 2. yüzyıl başlarının birlik kuruluşu için temel alınmıştır 55 Kentte M.Ö.2. yüzyıl sonları ile 1.yüzyıl başları arasından buluntu sayısında oldukça artış gözlemlenmiştir. Mimari yapılar bakımından da tiyatro, stadion gibi binalar bu dönemde planlandığını düşünülebilir. 56 Kent kıyıyla iç bölgeyi bir birine bağlayan yollar üzerinde olmasından dolayı avantajlı bir konuma sahiptir. Örneğin M.S. 3. yüzyıl ortalarından itibaren Lykia nın diğer kentlerinde görülen imar faliyetlerindeki azalma Arykanda da görülmez, buna neden olarakda kentin ticaret yolları üzerinde kurulmuş olması gösterilir 57. Teraslar üzerindeki imar faliyetlerinden anladığımız kadarıyla Arykandalılar Roma İmparatorluk Dönemi nin ilk yıllarından, Traianus Hadrianus arasındaki döneme kadar yoğun bir şekilde eğimli arazide yaşamış, olasılıkla M.S. 3. yüzyılda yaşanan deprem sonucunda ise aşağılara daha düz arazilere yerleşmiştir 58. Kentte Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla beraber, Roma İmparatoru Maximinus M.S. 312 yılında Anadolu ya bir seyehat düzenlemiş, pagan inancını, yaygınlaşan Hristiyanlığa karşı koruyabilmek ve Roma hâkimiyeti altındaki merkezden uzak topraklarda kendini 52 Yazıtta bahsedilen VI. Mithradates dir. Mithradates VI Philopator Philadelphos olarakda bilinir. Hükümdarlığının başlangıcından itibaren Roma nın kadim dostu ve müttefiki olarak kabul görmüş ve Roma ile ılımlı bir politika izlemiştir. Bkz. Magie, D. (1950). Roman Rule in Asia Minor to the End of the Third Century after Christ. Vol. 1. Princeton: Princeton University Press, 194, dn Ergin, G. (2009). Anadolu da Roma Hakimiyeti, İsyanlar, Tepkiler ve Huzursuzluklar, Asia Eyaletinin Kuruluşundan (M. Ö. 129) Iustinianus Döneminin Sonuna Kadar (M. S. 565), Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, dn Tek, A. T. (2006). Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk Dönemlerinde Lykia da Basılan Otonom Şehir Sikkeleri. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri Cilt II, Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Çevik, 2015, Tek,A.T. (1997).Arykanda Kazılarında Bulunan Antik Sikkeler, Yayımlanmamış Doktora Tezi,Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Ankara,18 57 Alp, 1998, Alp, 1998, 84.

27 11 göstererek Hristiyan olmayan insanlara cesaret vermeyi amaçlamıştır. İmparator, Hristiyanlara karşı pagan inancına sahip olanları korumak için vergilerde muafiyet vermiştir. Arykanda ve Kolbasa gibi şehirler imparatorun çağrısına uymuşlar ve bunu yazılı hale getirmişlerdir 59. Roma hâkimiyetinin zayıfladığı dönemlerde Arykanda da Hristiyan nüfusun artışına bağlı olarak M.S tarihli bir yazıtta, kent var olan Hristiyanların cezalandırılmasını ve Hristiyanlığın yok edilmesi de istenmektedir. Bu belgeden yola çıkarak, M.S. 3. yüzyıldan itibaren kentte Hristiyanlığın yayılmaya başladığını anlaşılmaktadır 60. Bu dönem, bölgenin dinsel ve sosyal olarak karışık süreçten geçtiği, bölgede Roma Egemenliğinin sorgulandığı, isyanlar ve haydutluk faaliyetlerinin yoğun olarak yaşandığı bir dönem olarak karşımıza çıkar. Arykanda ve Trebenna da bulunmuş yazıtlarda; karmaşalarda yaşanan olayların geniş bir alana yayıldığından ve tüm bölgeyi etki altına aldığından bahsedilir 61. Hristiyanlığın yaygınlaşması sürecinde İmparator Constantinus döneminde iki dinin bir arada yaşamasının ardından, İmparator Iulianos döneminde farklı bir durum söz konusu olur. Eskiye büyük özlem duyan ve Hristiyanlık karışıtı tavır takınarak paganizmi destekleyen imparatorun bu paganizmi diriltme gayretleri uzun soluklu olmamıştır 62. Hem bölgede hem de Anadolu nun genelindeki çatışmalar uzun süre devam etmiştir. Constantinus un Hristiyanlığı seçmesinden sonra 60 yıl içerisinde paganist tanrılara atfedilen kutsal tapınaklar tamamen yıkılmıştır. 63 Hristiyanlığın etkili olduğu uzun bir sürenin ardından Arykanda yı da etkisi altına alan ve M.S yılları arasında yer alan süreç Türklerin bölgeye hâkim olmaya başlaması ve Elmalı yöresinin kuzeyindeki Philitia Kalesini ele geçirmeleridir 64. Bu durum bölgenin siyasi ve etnik kimliğinin yanı sıra dinsel inanışında da bir dönüm noktası olmuştur. Tarihsel süreç içerisinde unutulan diğer antik kentler gibi Arykanda nın keşfedilmesi için 19. yüzyılın ortalarına kadar beklememiz gerekir. Öncelikle Leake Anadoluya yaptığı seyahatinde Arykanda ve çevresinden bahseder 65, 1838 yılında ise Charles Fellows vadide 59 Mitchell, S. (1993). Anatolia. Land, Men and Gods in Asia Minor. Volume II. The Rise of the Church. Oxford: Clarendon Press, Tekinalp, M. V. (2006). Arykanda Kenti Bizans Dönemi Mimari Plastik ve Liturjik Taş Eserleri. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri Cilt I, Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, 789; Bean, 1998, Ergin, 2009, Ostrogorsky, G. (2011). Bizans Devlet Tarihi. (Çev. F. Işıltan). (Yedinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. (Eserin orijinali 1940 da yayımlandı), Gibbon, E. (1986). Roma İmparatorluğu nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi. Cilt 1. (Çev. A. Baltacıgil). İstanbul: Tuba Matbaacılık. (Eserin orijinal 1776 da yayımlandı), Tekinalp, 2006, Leake, 1824, 187.

28 12 akan çayın Arykandos olduğunu anlamış, Elmalıdan, Finike ye doğru ilerleyerek kuzeydeki Arykanda yı keşfetmiştir. Limyra 66 dan yaklaşık 6 mil uzaklıkta, yamaç üzerinde görüğü güzel ve iyi korunmuş mezarlardan bahsetmiştir 67. Fellows u rehber olarak okuyan Spratt ve Forbes de 1847 de, Anadolu seyehatlerinin Lykia kısmında Arykanda ya da uğrarlar. 68 Fellows, gezdiği kentin adının Arykanda olduğunu, bir mezar üzerindeki Arykandalı Themistokles yazısını okuyup, APY lejantlı sikkeleri bulmasıyla anlamıştır 69. Fellows un bulduğu sikkelerden birinde APY kısaltmasının yanında İmparator Gordianus un başı da bulunmaktadır 70. Yazıtta ise; Lytus oğlu Arykanda vatandaşı Themistokles yazmaktadır 71. Fellows un bulduğu bu yazıt Lykia Bölgesi nin hem tarihi hem de coğrafyası için büyük önem taşımaktadır. Fellows un yazmış olduğu Lycia I, II ve Lycian Travels isimli yayınlar, kısa sürede Avrupa da ilgi uyandırmış ve ardından Xanthos da yürüttüğü çalışmalarla bu ilgiyi daha da arttırmıştır 72. Fellows un bu çalışmaları neticesinde bölgeye gelen gezginlerin sayısı artmış, Arykanda hakkında yazan Fellows un yayınları da başka dillere tercüme edilmiştir. Fellows dan kısa bir süre sonra tüm Anadolu yu gezmeye başlayan başka bir gezgin Charles Texier de Arykanda ya uğramış kent hakkındaki gözlemlerini kısa da olsa belgelemiştir Arykanda Antik Kentindeki Kutsal Yapılar Kentte birçok kamu yapısı örneğin tapınaklar, meclis binası, odeon, tiyatro ve onun hemen bir üst terasında da stadion bulunmaktadır 74. Tezde çalışılan yapı da ilk yapıldığı dönemde kutsal bir yapıdır. Daha sonra bazı eklemelerle değişime uğramıştır. Bu kutsal yapıyı tam olarak anlayabilmek için kentin diğer kutsal yapılarına da göz atmak gerekmektedir. Bu nedenle bu bölümde Arykanda daki kutsal yapılar hakkında kısaca bilgi verilmiştir. 66 Beaufuort un Finikeye olan yolculuğu sırasında Limyra ya harebelerinide gezme fırsatı olur ve kitabında bu kenti anlatır. Limyra ya kadar gelen gezgin hemen yakınında yer alan Arykanda dan kitabında bahsetmez. Bkz. Beaufuort, 2002, Fellows, C. (1840). An Account of Discoveries in Lycia, Being A Journal Kept During a Second Excursion in Asia Minor, London: John Murray. 68 Spratt, Forbes, (1847), Bayburtluoğlu, 2004, Fellows, 1840, Fellows, 1840, Bayburtluoğlu, 2004, 127; Erten, E. (2007). Küçük Asyanın Güneyindeki Helios Kültleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 42, 192, 194. vdd. 73 Texier, 1862, Tiyatro ve stadionların planlanmaları açısından ilişkileri için bkz. Teraman, 2007, 27.

29 Helios Tapınağı Arykanda da bulunan tapınaklardan biri Helios Tapınağıdır 75. Kentte Helios ya da Helios Sozon a ait bir tapınım olduğundan antik yazarlardan Pindaros bahsetmektedir 76. Helios, Arykandalılar için önemli bir tanrı olarak görülmüş olmalıdır ki, kent sikkelerinde Helios tasviri bulunmaktadır (Res.2.2). Arykanda nın Roma Dönemi ne ait sikkelerinin bazılarında, arka yüze yerleştirilmiş olan Zeus, Apollon veya onlarla eş tutulan Sozon, şapkasız, tunik giymiş, sakalsız erkek biçiminde, yanında bir atla tasvir edilir 77. Res.2.2. Sozon Tasvirli Arykanda Kent sikkesi (Foto: Arykanda Kazı Arşivi). Helios Tapınağı, Ticaret Agorası nın üzerindeki terasta yer alır. (Res.2.3.) Tapınak düzeltilmiş ve doldurulmuş zemin üzerine düzgün bloklarla inşa edilmiştir. Krepidoması 7.70x10.70 m., kendisi ise 6.40x9.40 m. boyutlarındadır. Dikdörtgen planlı tapınağın cephesi, propylonu batıda olmasına karşın güneye bakmaktadır. Yapı olasılıkla in antis veya prosytlos planlıdır. M.S. 141 depreminden sonra hasar gören tapınağın kendi malzemeleri kullanılarak üzerine bir mezar odası inşa edilmiştir 78. M.S. 2. yüzyılda tapınağın kullanım evresinin sona ermesinin ardından üzerine bir konut inşa edilmiştir Bean, Arykanda daki Helios Kültüne ait tapınağın bulunamadığını söylemektedir. Fakat bu savının üzerinden çok zaman geçmiş gerek mimari yapının ortaya çıkması gerekse de tapınağın yakınlarında bulunan bir Helios yazıtı baz alınarak bu tapınağın Helios tapınağı olduğu ortaya çıkmıştır. Bean in Arykanda ve Helios tapınağı hakkındaki görüşleri için bkz. Bean, 1998, 141. Arykanda daki Helios Tapınağı na dair detaylı bir çalışma kentin Akropolisindeki kutsal alan ve kültleri ele alan bir doktora tezinde yer almaktadır. Bkz. Sancaktar, H. (2016). Arykanda Akropolisi Kutsal Alanları ve Kültleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya. 76 Şahin, S. (2014). Stadiasmus Patarensis. Itinera Romana Provinciae Lyciae. Likya Eyaleti Roma Yolları, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Bayburtluoğlu, C. (2006). Arykanda Tanrıları ve Kültleri. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri Cilt I, Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Bayburtluoğlu, 2003, Gürgezoğlu, A. (2005). Arykanda Antik Kentindeki Konutlar. Lale Özgenel (Editör). Eskiçağ ın Mekânları / Zamanları / İnsanları. ODTÜ Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora Programı Doktora Araştırmaları Sempozyumu III. 2-3 Haziran ODTÜ, Ankara. İstanbul: Homer Kitabevi, 107.

30 14 Res.2.3. Helios Tapınağı nın kuzeyden görünüşü (Foto: Arykanda Kazı Arşivi) Sebasteion Diğer bir yapı Helios Tapınağı nın kuzeybatısında olan ve Sebasteion olarak adlandırılan yapıdır (Res.2.4). Planı oldukça basit şekilde tasarlanmıştır. Bu yapı da in antis olarak planlanmış, aslında biri büyük biri küçük olmak üzere iki odanın birleşimi şeklindedir. Giriş kısmı tapınakların cephe kısmına benzer, içteki oda ise beşik tonoz görünümündedir. Bulunan mimari parçalardan, üçgen çatılı olduğu izlemini uyandırmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde yapının direkt olarak Sebasteion olarak adlandırılması konusunda farklı kuşkular ortaya çıkmıştır. Yapı kazıldığında kazı çalışmalarını yürüten C. Bayburtluoğlu, bu kuşkulara Arykanda kitabında şöyle değinmiştir: Çok yıkık ve farklı-devşirme işçilik gösteren güney duvarında yapı malzemesi olarak Athena heykelinin torsosunun ön yarısının bulunması yapıyı şüpheli kaydıyla Sebasteion olarak adlandırmamıza neden olmuştur. Ancak boş olan batı mekânı Arykanda da Helios kültü ile bağıntılı Mysterler veya son yıllarda kazılarda ele geçen bronz Helios-Mithras figürleri ile ilgili bir kutsal alan olma olasılığını da artırmaktadır. Bu karmaşıklığı, Bayburtluoğlu aynı kitapta yapının arşitravına ait yazılı parçalardan yola çıkarak açıklamıştır. Bu parçalar üzerinde ele geçmiş yazıt, yapının Septimus Severus ve Severuslar Ailesine ithaf edildiğini ortaya koymaktadır. Yazıtın ithaf şekli gibi halka açık yapılarda rastlanan bir şablon içerse de bu yapı olasılıkla hem Severus Ailesi, hem de Helios-Mithras adına bir kült tapınım merkezi olarak kullanılmıştır Bayburtluoğlu, 2003, 71.

31 15 Res.2.4. Sebasteion yapısının doğudan görünüşü (Bayburtluoğlu, 2003, 69) Traianeium Traianeium 81 adı verilen yapı, başlangıçta kütüphane olarak adlandırılmıştır. Bu adlandırmaya neden olan durum kuzey ve batı duvarlarında çok sayıda nişin bulunmasıdır. (Res.2.5) Daha sonra yapının bir avlu içermesi ve avulunun ortasında bulunan tapınak, kütüphane düşüncesinden vazgeçilmesine neden olmuştur. Doğu ve batı duvarlarında altışar niş ve kuzey duvarında ise oniki niş bulunmaktadır. Kuzey duvarının bir kısmı kayaya oturtulmuş, kısmı ise örülmüştür. Güney tarafında alt kotta yanyana sıralanmış dükkânlar ve latrina bulunmaktadır. Bu düzenleme Roma forumlarını çağrıştırmaktadır. Olasılıkla bu yapıya ait olan ancak Bazilika da devşirme olarak kullanılan bir yazıtta, imparator Traianus un onartmış olduğu bir Sebasteion dan bahsedilmektedir. 82 Bu yazıttan anladığımız kadarıyla yapı, imparatora adanmış kutsal bir mekândır. 81 Yapının, Pergamon daki Traian Tapınağı ve onun etrafını çevreleyen kompleksin daha mütevazi boyuttaki bu örneği benzerliğinden dolayı Traianeum olarak isimlendirilmiştir. Bkz. Bayburtluoğlu, 2003, Alp, 1998, 81.

32 16 Res.2.5. Traianeium un doğudan görünüşü (Arykanda Kazı Arşivi). Aynı zamanda da bir yapı kompleksi görevi görmektedir. Kuşkusuz bu düşünceye yaklaşık 30x30 m. lik alanın ortasına yapılan prosytlos veya amphiprostylos tetrastil Podyumlu Tapınak kalıntısı önemli katkı sağlamıştır 83. Yapı gerek kentten ayrı planlanmış gerekse de kentle sokak ve caddeleriyle bütünlenmiş vaziyette Traianus Dönemi özelliği göstermektedir. Aslında yapının genel olarak üç kısımda ele alınması gerekmektedir. Üst kottaki tapınak, onu çevreleyen stoa ve nişler, son olarak da bunların dışında alt kottaki dükkânlar ve latrina kısmı. Bu latrina kısmı Traianeium un güney cephesini oluşturmaktadır Büyük Bazilika (Mabed Bazilikası) Büyük Bazilika, Büyük Hamam-Gymnasium olarak adlandırılan yapının batısında, Traianeium un doğusunda ve Podyumlu Tapınağın da hemen alt terasında bulunur. (Res.2.6) Büyük Bazilika olarak adlandırılan bazilikanın kazısına, daha önceki evresinde bir pagan tapınağından devşirildiği düşüncesiyle başlanmıştır. Çünkü kazısı sırasında lento, arşitrav ve Korinth başlığı gibi Hristiyanlık öncesinden mimari parçalar bulunmuştur 85. Böyle bir düşünceye, yani yapının kutsal bir mekân bir tapınaktan dönüştürülmüş olabileceği 83 Bayburtluoğlu, 2003, Bayburtluoğlu, 2003, Oransay, A. (2006). Arykanda Antik Kenti nde Kazı Sezonlarında Ele Geçen Madeni Buluntular ve Madencilik Faaliyetleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 16.

33 17 düşüncesine neden olan şey; hem yapının etrafında bahsettiğimiz birçok pagan dönemine ait mimari öğesinin bulunması hem de dinsel yapıların zaman içerisinde hâkim olan yeni dini inanışa göre yeniden şekillendirme geleneğinin yaygın olmasıdır 86. Tapınakların zaman içerisinde bir bazilika biçimine dönüştürülmesi alması sık karşılaşılan bir durumdur. Çünkü tapınağın kurulmuş olduğu yerin dinsel olarak kutsal bir alanı temsil ediyor olması durumu devam etmektedir 87. Anadolu da kilise olarak kullanmak amacıyla mimarisinde değişiklikler yapılan pek çok tapınak yapısı vardır 88. Yukarıda değinilen bu değişiklikler genellikle Yunan ve Roma tapınaklarının kilise olarak yeniden kullanımıyla kendini göstermektedir. Bu değişim I. Theodosius ve ardından II. Theodosius dönemlerinde, onların fermanlarıyla mümkün olmuştur. Tarihleyerek bir zaman aralığı vermek gerekirse en erken örneklerini M.S. 5. yüzyılın ikinci yarısına, en geç örneklerinden birini de kiliseye dönüştürülen Pantheon ile M.S. 609 yılına verebiliriz 89. Bu yeni mimarı tarzın uygulanmasında eski yapının hazır durumda bulunan blokları genellikle ekonomik kaygılar göz önüne alınarak kullanılır. Her ne kadar dini inanış biçimi değişmiş olsa da onun uygulandığı alan hala kutsallığını koruyordur. Günümüzde tapınakların hemen yanına inşa edilmiş camiler ve kiliseler veya değiştirilerek yeniden inşa edilen yapılar karşımıza çıkmaktadır Bazilika nın tapınak evresi hakkında ayrıntılı bilgiler, ölçüm ve teknik detaylar için bkz. Kaygusuz, 1988, Tapınakların devşirilerek bazilika haline almasına en güzel örneklerden biri Kilikia da Olba Antik Kenti ndeki Zeus Olbios Tapınağı dır. Bkz: Elton, H., Equini-Schneider, E., Wannagat. D., (2007). Temple to Church. The Transformation of Religious Sites from Paganism to Christianity in Cilicia. Tapınaktan Kiliseye. Kilikya'da Putperestlikten Hıristiyanlığa Geçişte Dini Yerleşmelerin Dönüşümü. (Çev. B. Taşpınar). İstanbul: Ege Yayınları, Anabolu, M. (2001). Roma İmparatorluk Dönemi Mimarlık Yapıtları. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Koch, G. (2007). Erken Hıristiyan Sanatı. (Çev. A. Aydın). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. (Eserin orijinali 1995 de yayımlandı), Bu duruma bir örnek olarak Ankara daki Augustus Tapınağı verilebilir. Tapınağın hemen bitişik duvarına Hacı Bayram Veli Türbesi inşaa edilmiştir. Krencker ve Schede nin tapınağın daha sonra kiliseye çevrildiği konusundaki iddiaları için bkz. Kadıoğlu, M., Görkay, K., Mitchell, S. (2011). Roma Dönemi nde Ankyra, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 80.

34 18 Res.2.6. Büyük Bazilika hava fotoğrafı (Foto: Arykanda Kazı Arşivi). Yukarıda değinildiği gibi Hristiyanlık öncesi döneme ait çok fazla mimari parçanın oluşu ve bulunduğu konum itibariyle, yapının ilk evresinin Lykia nın en önemli tanrısı Apollaon a ya da onunla ilişkili Artemis veya Leto ya ait bir tapınak olabileceği düşüncesiyle yapı kazılmıştır 91. Fakat bu konuda net bir bilgiye malesef ulaşılamamıştır. Şu an görünen yapı, tipik bazilika formunda ve üç nefli olarak yapılmıştır. Yan neflerin eşikleri korunmuş olmakla birlikte kapıları korunmamıştır. Üst yapısı belli olmayan bu bazilika, tabanında ve aynı zamanda yan neflerde yaklaşık 1x1 cm.lik tesseralar ile oluşturulmuş mozaik döşemeye sahiptir. Mozaiklerin yapım şekli düşüldüğünde yapı M.S. 4. yüzyıl ve sonrasına ait olmalıdır 92. Alttaki mozaik tabanın üzerinde, daha küçük tesseralarla oluşturulmuş daha renkli ikinci bir mozaik bulunmuştur. Kilisede devşirme olarak kullanılmış olduğu düşünülen sima parçalarının stilistik özellikleri baz alınarak yapılan mimari tarihlendirmede, parçaların Traianus ve Hadrianus dönemlerinin özelliklerini taşındığı görülmüştür Bayburtluoğlu, 2003, Bayburtluoğlu, C. (1982). Das soziale und wirtschaftliche Leben in Arykanda (Lykien). In D. Papenfuss, V. M. Strocka, H. Prückner (Hrsg.), Palast und Hütte. Beitrage zum Bauen und Wohnen im Altertum von Archäologen, Vor und frühgeschichtlern. Tagungsbeitrage eines Symposiums der Alexander von Humbold- Stiftung Bonn-Bad Godesberg. veranstaltet vom November 1979 in Berlin. Mainz am Rhein: Philipp von Zabern, Tekinalp, 2006, 790.

35 19 Aynı teras üzerinde inşa edilmiş olan Podyumlu Tapınak, Traianeium ve Büyük Bazilika dan yola çıkarak, bu alanın kutsal bir alan olarak görüldüğünü düşünmek yanlış olmayacaktır. Kentte yaşayanların ve dışarıdan gelen ziyaretçilerin kolayca kutsal alana ulaşabilmeleri için bu alanın kentin hemen giriş kısmında bulunuyor olduğu, bu amaçla bir yapılaşmaya gidildiği görülmektedir.

36 20

37 3. TAPINAĞIN MİMARİ DEĞERLENDİRİLMESİ Arykanda Podyumlu Tapınağı, bulunduğu konum itibariyle kutsal bir alanda yeralmaktadır. Hem batısında Traianeium olarak adlandırılan başka bir tapınağın oluşu hemen de güneyindeki bazilika bu kutsal alan kavramını göstermesi açısından önemlidir. Ek olarak Podyumlu Tapınak ve Traianeium arasında kalan alanda bölgede, son yıllarda yapılan kazılarda, tören alanı olduğu düşünülen bir alana bakan seyir teraslarının bulunmuş olması bu düşünceyi destekler. Bu seyir teraslarının benzer örnekleri bulunmaktadır. Festivallerde halk tören alanına bakan seyir teraslarından töreni izlemektedir. Örneğin Panathenaia festivallerinin gelişmesiyle birlikte Atina Akropolisi nde bu tarz yeni düzenlemeler yapıldığı görülmektedir 94. Arykanda daki bu seyir basamakları için ilerde yapılacak çalışmaların bu savı kesinleştirir nitelikle olacağı düşünülmüştür 95. Bu çalışmanın ana konusu olan Podyumlu Tapınağın incelenmesi sırasında öncelikle yapının üzerine oturduğu düzlemden başlayarak yukarı doğru bir çalışma sıralamasına gidilmiştir. (Res.3.1). 21 Res.3.1. Tapınak, Temenos alanının kuzeyden görünüşü. 94 Tomlinson, R. A. (2003). Yunan Mimarlığı. (Çev. R. Akbulut). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1989 da orijinal yayımlandı), Arykanda antik kentinde bu çalışmada yer alan Podyumlu Tapınak ile batısındaki Traianeium olarak adlandırılan alan arasında kerkidesleri ve oturma sıralarının bloklarının ortaya çıkarılan geniş bir alan ortaya çıkarılmış bu açıklığın tören ve şenliklerde kullanılan bir toplanma alanı olduğu düşünülmüştür. Bkz. Tekinalp, M., Gerçek, A. (2014) Yılı Arykanda Çalışmaları, ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, , 23.

38 22 Res.3.2.Tapınak ve Temenos Alanı nı gösteren ortofoto (Arykanda Kazı Arşivi). Arazinin engebeli olmasından dolayı Arykanda kimi doğal kimi ise yapay teraslar üzerine inşa edilmiştir. Bu teraslar arasında kentin hemen girişinde, ilk teras kabul edilen noktada, Devlet Agorası nın bir alt kotunda inşa edilmiş olan Podyumlu Tapınak; Büyük Bazilika nın hemen kuzeyindeki terasta ve Traianeium un yaklaşık 54,50 m. doğusunda yer almaktadır. (EK-2) yılı kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan yapının ilk bulunuşunu kazı başkanı Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu şu cümlelerle aktarmaktadır: Büyük Bazilika nın batısındaki çalılığın kaldırılması ve tiyatroya çıkarılması gereken malzemeler için yapılan düzenlemeler sırasında, düzgün bloklarından arındırılmış podyumlu bir tapınak izlenimi uyandıran yapıyla karşılaşılmıştır. Yapı, kent içindeki konumu, cadde-sokak köşesi oluşturacak pozisyonu nedeniyle 3. Kazı alanı olarak seçilmiş ve 2007 kazı mevsiminin ikinci büyük sürprizi olarak tipik bir podiumlu, prostylos tetrastylos tapınakla karşı karşıya olduğumuz anlaşılmıştır Bayburtluoğlu, C. (2008) Arykanda Kazısı. ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, , 8.

39 Tapınak Temenosu Tapınak, bir temenos alanının üzerine oturmaktadır (Res.3.2). Kutsal yer için ayrılmış olan alanı tanımlayan grekçe bir terim olan Temenos 97 genel anlamı itibariyle, sınırları kapatılmış veya işaretlenmiş, tanrı veya tanrıçaların kutsanmasına ayrılmış bir alan ve bu alanlardaki yapılar topluluğu anlamına gelir. Temenos kavramının doğru olarak kullanılabilmesi için tapınak ve onun önünde kutsal bir alanın mutlaka bulunmas gerekir. Yalnızca bu şekilde temenos alanının varlığından söz edilebilir. Bunun dışında, alanın tümü göz önüne alındığında, alanı belirleyen bir sınır, alananın girişi, sunak ve tapınak, hepsi birlikte temenos alanı içerisinde birbirini bütünleyen mimari öğelerdir 98. Arykanda daki Podyumlu Tapınağın oturduğu alan için temenos kavramınının kullanılması yukarıda verilen açıklamalar doğrultusunda uygundur. Tapınağın kutsal alanına / temenosuna giriş doğudandır. Tapınaklar, özellikle Yunan tapınakları genel olarak doğu-batı doğrultusunda kurulmuşlardır ve altarları tapınağın doğusuna inşa edilmiştir. Burada da aynı durumun söz konusu olduğu görülmektedir. Roma tapınaklarında da genel olarak Yunan tapınaklarının bu özelliğinin kullanıldığı görülür. Temenos alnında tapınak dışında altar, kan akıtma havuzu, kuzeyde stoalı bir alan ile bu alanda bulunan üç mekân ve kurban edilen hayvanların bağlanması için oluşturulmuş bir adet blok bulunmaktadır. Geç antik dönemde tapınak temenosunun hemen kuzeyine bulunan mekânlara bir yenisi inşa edilmiş ve bu mekân doğrudan temenos alnının üzerine kurulmuştur. Tapınağın hemen kuzeyinde önü portikolo mekânlar bulunmaktadır. Mekanlar dışından portikonun sadece stylobat blokları görünmektedir. Bu bloklar kan akıtma havuzuna dikey bağlantılı olup, 0,50 m. eninde ve 6,60 m. uzunluğunda düzgün kesilmiş bloklardan oluşmuş 9 bloktan meydana gelmektedir (Res.3.3). Bu bloklardan 8 tanesi açıkta dururken, geç dönem konutunun altında kalan 9. blok güneye doğru devam ederek son bulur (Res.3.4). 97 Doruk, S, (1990). Aphrodisias taki Aphrodit Tapınağı Tamenosu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Dergisi. 33(1-2), Bergquist, B. (1967). The Archaic Greek Temenos. A Study of Structure and Function. Lund: Gleerup, 7.

40 24 Res.3.3. Tapınağın Kuzey inde bulunan portikonun sytlobatı. Aphrodisias taki Tanrıça Aphrodite ye adanmış olan tapınağın etrafını çevreleyen portikonun Bizans Dönemi nde tamamen tahrip edilip değiştirilmesi gibi 99 Arykanda daki tapınağın kuzeyindeki portikoda değiştirilmiştir. Tapınağın kuzeyindeki mekânlar da geç dönemde değişikliğe gidilmiş batıdaki ilk mekâna yeni bir duvar sırası eklenerek dar bir konut elde edilmiş, aynı zamanda güneye yeni bir mekân daha inşa edilerek portiko gözden çıkarılmıştır. Ayrıca genel olarak bütüne bakıldığında temenos duvarı, tapınak ve alana girişi sağlayan kapı, bir bütünlük oluşturmaktadır. Tapınağın temenos alanını tespit etmek amacıyla yürütülen kazılarda temenosa açılan dört mekân ortaya çıkarılmıştır 100 (Res.3.4). Konut olarak düşünülen batıdan birinci mekânda in situ lavabo ve tezgâhın bulunmuş olması burasının bir mutfak olarak yorumlanmasını kolaylaştırmıştır. Hemen yanındaki dar mekânın bir depo olduğu düşünülmüştür. Üçüncü mekân büyük bir yangınla sonlanmıştır. Bu mekânda üç yüz otuz dört sikke ele geçmiş, sikkelerin çok büyük çoğunluğu I. Constantinus (M.S ) ile İmparator Anastaisos dönemi ( ) arasındadır Doruk, 1990, Bu mekânlar Bizans Dönemi nin mimari özelliklerini göstermektedir. Bizans duvar örgü sistemleri için bkz. Mango, C. (2006). Bizans Mimarisi (Çev. M. Kadiroğlu) Ankara: Rekmay (Eserin orijinali 1974 de yayımlandı), Bayburtluoğlu, C., Tekinalp, V. M. (2012) Arykanda Kazısı. ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, ,

41 25 Res.3.4. Tapınak Temenos undaki mekanların ortofotosu. Res.3.5. Portiko üzerine inşa edilmiş olan geç dönem konutu. Tapınak temenos duvarının kuzey batı köşesine dikkatli bakıldığında Geç Antik Dönem de inşa edilmiş yeni bir konutun, portikosunun hiçe sayılarak üzerine oturduğunu rahatça görebiliriz. (Res.3.5) Toplam 1,04 m. uzunluğunda olup bir tam ve bir yarım bloktan oluşan portikonun stylobat hattı konutlardan en doğudakinin altında kalmıştır. (Res.3.5). Tapınak işlevini yitip kullanılmamaya başlandığı zamanlar kutsallığın bozulduğu yeni din anlayışı ile birlikte portiko düzeninin bozulup alana yeni bir mekân yapıldığı düşünülmektedir (Res.3.6).

42 26 Res. 3.6.Temenostaki konutların kuzeydoğudan görünüşü. Temenos alanının daha sonradan bozularak konut olarak kullanılması olgusu belki de tapınakların ortak kaderidir. Örneğin aynı coğrafyada diğer bir Lykia yerleşimi olan Tlos antik kentindeki Kronos Tapınağı nın temenosundaki podyum blokları da sonraki evrede ön kısma eklenen geç dönem duvarlarıyla yaşam alanı olarak kullanılmıştır 102. Templum in antis planlı Kronos Tapınağı 15,67 x 7,78 m. ölçülerinde bir platform üzerine oturup; pronaos ve naosdan oluşmaktadır. Tapınak, Korinth Düzeni nde mimari göstermektedir. Tapınağın podyum, krepis sırası, pronaos girişi sağlayan merdivenler ve temel dolgusu in situ olarak ele geçmiştir. Şekil olarak Arykanda Podyumlu Tapınağı ile benzeşmektedir. Antik dönem mimarisi içerisinde en önemli mimari mekânlardan biri tapınak temenosuna girişi sağlayan propylondur. 103 Temenosa giriş kısmı giriş kısmından tapınağa olan uzaklık oldukça önemlidir. Podyumlu Tapınakta da giriş ile tapınak arasındaki mesafe bu özelliğe uymaktadır. Fakat Arykanda örneğinde temenos alanına girişi sağlayan kapının sadece lentosu bulunmuştur. Anadolu daki Roma Dönemi tapınaklarında sadece Pisidia Antiokheiası nda bulunan Augustus Tapınağı nda propylon bulunmaktadır 104. Bunun dışında başka bir Roma tapınağında propylon görülmemiştir. Yapı ilk ortaya çıkarıldığında girişi propylon olarak adlandırılmıştır 105. Ancak propylon ismini vermek için yeterli mimari öğe bulunmamaktadır. Propylon olarak isimlendirilmesi için anıtsal bir özellik taşıması en 102 Uygun, 2014, Tapınak,temenos ve temenos duvarları ile olan ilişki hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.martienssen,d,r.(1956) The Idea O The Space In Greek Architecture, Johannesburg:Witwatersrand University Press, Kaplan, D. (2009). Ein neuer Kultvorschlag für den Tempel in Elaiussa Sebaste (Kilikien). Olba, XVII, Bayburtluoğlu, 2008, 9.

43 27 azından sütunlarla desteklenmesi gerekir 106. Bu nedenle ayrı bir mimari yapı olmadığı için bu kısmın propylon olarak isimlendirilmesi yerine yalnızca giriş ya da giriş kapısı olarak adlandırılması daha doğru olacaktır. Tapınağın hemen önünde bulunan altarın 8,10 m. doğusunda bulunan ve 2,25m. x 0,80 m. ölçülerindeki bu lento temenosa girişi sağlayan kapıdan geriye kalan tek şeydir. (Res.3.7). Bu, iki kanatlı basit yapıda bir kapının var olduğu göstermektedir. Lentonun hemen önüne ilk adım atıldığında basılacak olan bir düzlem oluşturulmuştur. Ölçüleri 0,65 m. x 2, 10 m. olan bu bölüm toprak alanla giriş arasındaki ufak bir zemin şeklindedir. Kuzeydeki bir üst terastan gelen merdivenler temenos girişi ile temas ederek aşağı inmektedir. 2,20 m.lik bir yol oluşturan bu merdivenler sayesinde üst terastaki insanlar ve alt terastan gelenler aynı kapıdan geçerek kutsal alana girişi sağlamaktadırlar. Bahsedilen bu yol andezit bloklardan düz yüzey oluşturacak şekilde yapılmıştır. Temenos un kuzeyi, önü portiko ile sınırlandırılmış mekânlarla oluşturulmuş iken temenosun güneyi korunmadığından orijinal formu hakkında bilgi edinilememiştir. Temenos duvarlarının ilk yapıldığı dönemde yüksekliğinin ne kadar olduğu tezde ele alınan sorulardan biridir. Yapının güney temenos duvarının yüksekliği konusunda söyleyeceklerimiz sınırlıdır. Bu konuda aşağıda verilen referans bizim bir nebze olsun bilgi sahibi olmamızı sağlayacaktır. Tapınak temenos alanını sınırlayan temenos duvarları yaklaşık bir insan boyu yüksekliğinde oluşturulmuş, tören esnasında izole bir ortam sağlanarak mavi gökyüzü altında tapınım gerçekleştirilmiştir 107. Bu referanstan yola çıkarak Podyumlu Tapınağın kuzeyindeki mekanların duvar yüksekliği 4,77m. olarak ölçülmüştür. Güneyindeki temenos duvarının ise arazideki eğimden dolayı ortalama yüksekliğinin yukarda belirtilen ölçülere yakın olduğunu düşünebiliriz. Ortalama 0,50 m. genişliğinde olan ve yaklaşık 2 m. yüksekliğinde olması gereken duvarın, tapınak alanını sınırladığını düşünmek yanlış olmayacaktır. Mimari olarak alanı sınırlayarak, yapılan ritüelde hem mekân hem de insanların birlikteliklerini sağlayarak bir bütünlük oluşturmaktadır. 106 Saltuk, S. (1990). Arkeoloji Sözlüğü. Ankara: İnklap Kitapevi, Bergquist, 1967, 116.

44 28 Res.3.7. Temenosa girişte bulunan eşit taşı Tapınak Pronaos ve naos tan oluşturulmuş olan tapınak oldukça yalın bir görüntü içermektedir. Tapınağın stylobatının ölçüleri 8,91 m. x 6,12 m. dir. Bir opistodomos ya da adyton içermez (Ek.4-5). Bu özellikleriyle aslında megaronlardan devşirildiği düşünülen tapınakların ilk örnekleri gibi oldukça sade yapıdadır 108. Tapınak in antis modelinde inşa edilmiştir. Tarihsel olarak tapınak mimarisinde in antis modelinin uygulanmasına baktığımızda Yunan ve Roma tapınaklarından çok daha önce M.Ö. 3 bin yıl içerisinde Suriye topraklarında bulunan Tell-All Raw da karşımıza çıkmaktadır. Burada yapılan çalışmalarda ilk in antis tapınak modelinin örneği ortaya çıkarılmıştır. Aynı zamanda Tel Chuera adı verilen başka bir Erken Bronz Çağ yerleşiminde de in antis modelli bir tapınak ortaya çıkarılmıştır 109. Pronaos dikdörtgen bir şekilde oluşmuş 1,70 m. (doğu-batı) ve 4,70 m. (kuzeygüney) değerlerinde iç ölçülerine sahiptir. Bunun dışında 0,70m ve 0,71m lik duvar kalınlıkları bulunmaktadır. Genel olarak bakıldığında ölçüsü tapınağın büyüklüğüne göre oldukça orantılıdır. Ölçüler hesaplandığında pronaos un kendi içinde oranı 2,7 dir. Pronaos un bütün yapı iç derinliğine olan oranı 3,9 dur. Bu oranlamalar tapınakların ve aynı 108 İlk tapınakların megaronlardan meydana geldiğine dair bir bilgi için bkz. Mutlu, B. (2001). Mimarlık Tarihi, Ders Notları I.ilk Baskı 1996, Mimarlık Vakfı Yayınları, 46; Anabolu, M. U. (1996). Yunan ve Roma Mimarlığı. İstanbul: Dragon Yayınları, Castel, C. (2010). The First Temples in antis: The Sanctuary of Tell Al-Rawda in the Context of 3rd millennium Syria. J. Becker, R. Hempelmann, E. Rehm (Eds). Kulturlandschaft Syrien. Zentrum und Peripherie. Festschrift für Jan-Waalke Meyer. Münster: Ugarit Verlag, 125.

45 29 zamanda diğer yapıların, sınıflandırılması ve benzer özellik gösteren yapıların aynı oranlar dâhilinde inşa edildiklerini göstermeleri açısından önemlidir. Pronaostan hemen sonra gelen asıl kutsal alan naos iç ölçüleri ise 5 m. (doğu-batı) 4, 75 m. (kuzey-güney içten içe) ölçülerinde kareye yakın bir formdadır. Naos un iç çapı 7 m. dir. Bu değerler tapınakta in antis modelinin uygulandığını düşündüren kanıtlardan biridir 110. Anadolu dan bu değerleri içeren bir tapınaklara örnek olarak kareye yakın naousuyla ve in antis modeliyle Miletos taki Athena Tapınağı verilebilir. Bu özellik Anadolu da M.Ö. 6. ve 2. yüzyıl arasında devamlı olarak karışımıza çıkmakta daha sonraki dönemde rastlanmamaktadır 111. Diğer bir örnek olarak Pergamon Demeter Tapınağı, temenos alanının batı tarafında İon Düzeninde 100 m. ye 50 m. lik dikdörtgen bir terasta inşa edilmiştir. Temenos alanın tam orta noktasında sunağı da bulunmaktadır. Yapı 6,45 x 12,70 m. boyutlarındadır ve in antis planında inşa edilmiştir 112. Aynı özelliği gösteren tapınaklarda kullanılan benzer oranlamalar dışında, Arykanda Podyumlu Tapınağı nda pronaos önünde sütunların oturacağı yeterli alanın olmaması, bu tapınakta in antis modelinin kullanıldığını düşündüren kanıtlardan biridir. Boyutları küçük olan tapınaklarda in antis ya da prostylos uygulanması çok rastlanan ve makul olan bir düzenlemedir. Çünkü küçük bir yapıda, çatıyı destekleyen sütun sayısının azlığı, bu sütunların taşıması gereken ağırlığın da azlığı ile doğru orantılıdır. Bu tarz yapılarda fazla sütun kullanmanın gereği yoktur. Bu düşünceden yola çıkarak tapınak ölçülerinin kıyaslanmasına bir bakmamız gerekirse; Roma Dönemi Anadolu tapınakları düşünüldüğünde bu tapınak aslında oldukça küçük boyutlardadır. Kamu yapılarının ölçekleri ve niteliği kentteki nüfusun fazlalığı ve şehrin zenginliği ilişkilidir. Örneğin zemin seviyesindeki krepis basamağının doğu-batı uzunluğunun 116,23 m. olduğu Kyzikos Hadrianus Tapınağı nın büyüklüğü ile 8,91 m. ye 6,12 m. stylobat ölçülerindeki Arykanda Podyumlu Tapınağı nın büyüklüğü kıyaslandığında kentin büyüklüğünü hesaplamak daha kolay olacaktır Naos un genişliği derinliğinden daha fazla ama aynı zamanda kareye de yakın formdadır. Bu oran tapınak plan tipinin in antis olduğu konusunda destekleyen bir ölçüdür. Bu konudaki ayrıntılı bilgi için bkz. Aran, B. (1971). Anadolu da Roma Devri Mimarisi. Plan Bakımından Bölgesel Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, İstanbul, Aran, 1971, Akurgal, 1993, Koçhan, N., Meral, K. (2015). Kyzikos KST, 36(1), 192.

46 30 Naos da moloz parçaları mıcır ve üstüne serpilen toprakla sert bir dolgulama örneği görülmektedir. Naos un kuzey duvar kalınlığı 0,65 m. ölçülmüş olmakla birlikte güney duvarı daha kalın olarak 0,93 m.dir. Batıdaki arka duvar kalınlığı 1,25m. olarak ölçülmüştür. Görünen o ki tapınağın arka duvarı daha kalın yapılmış yan duvarları daha ince olarak düşünülmüştür (Res.3.8). Duvarı oluşturan blokların hiçbirinde taşıma yöntemine ilişkin bir iz yoktur. Duvarları meydana getiren blokların üzerinde kaldırma amaçlı yuvalar olmayıp bosselere de rastlanmamıştır. Taşıma işleminden sonra murç ile alındığı bu nedenle görünmediği düşünülebilir 114. Blokların hiç birinde kenet kullanıldığına dair bir bilgi de yoktur. Res.3.8. Tapınağın batı (arka) duvarı. Krepisler haricinde tapınağın dört duvarında düzgün kesilmiş bloklara rastlanmamıştır. Duvarlar kabaca yontulmuş değişken ölçülerde taşların harç yardımı ile örülmesiyle oluşturulmuştur. Sıva ve dökülen ya da koparılan parçalarla birlikte hesaplandığında orijinal halinde duvarlarının ölçülerinin 1 m. civarında olduğu söylenebilir. Tapınak içinde heykel bulunup bulunmadığı konusunda bize yorum yaptırabilecek iz, naos kısmında gözlemlenmiştir. Bu alanda heykel kaidesinin zeminini oluşturan toplam uzunluğu 1,55 m. ve 0,95 m. eninde taş sırasına rastlanmıştır. Bu taşlar, tapınak naosundaki taşlardan 114 Antik dönemde inşa tekniklerinde kullanılan taşıma, kaldırma ve dikme yöntemleri için Bkz, Bingöl, O. (2012). Bu Koca Taşları Nasıl İşlediler, Nasıl Kaldırdılar. Ankara: Bilgin Kültür Sanat Yayınları, ; Adam, J. P. (2005). Roman Building, Materials and Techniques, London: Tayler and Franchis e-library, (Eserin orijinali 1994 de yayımlandı),

47 31 daha büyük şekilde dikdörtgene yakın formdadır. Malzeme olarak yine kireçtaşları kullanılmıştır. Tapınak her şeyden önce ön kısmının vurgulanıp girişinin cepheden verilmesi ve podyum üzerinde yükselmesiyle Roma tapınağıdır. Roma tapınakları ile Yunan tapınakları arasında farklılık bulunmaktadır. Örneğin Mortimer Wheeler, Roman Art and Architecture kitabında Yunan ve Roma tapınaklarından bahsederken Roma tapınaklarını Yunan tapınaklarından farklı olarak bir podyum üzerinde yükseldiğini merdivenlerle podyuma çıkıldığını, yanlarında ise sütun sıraları olmayıp düz olduğunu, yani iki boyutlu olduğunu söyler. Roma tapınaklarının podyum üzerinde yüksek yapılmaktaki genel işlevi, gerek dini törenlerde, gerekse de yüksek podyumdan halka hitap gibi daha dünyevi işler sırasında, konuşmacının ya da eylemi yapan kişinin kendisinden aşağıda podyum önünde biriken kalabalığı etkilemesine yardımcı olmasıdır 115. Aynı şekilde Roma tapınaklarının ön merdivenlerine verilen Rostra adı ile konuşma kürsüsüne verilen isimin aynı olması bu özelliğin başka bir göstergesidir 116. Romalılar, Etrüsklerden etkilenmişlerdir. Rahipler yüksek bir yere çıkıp gökyüzünde kuşları gözlemler, onların uçuşuna göre kehanetlerde bulunmaktadırlar. Bir podyum ile yapıyı yükselme düşüncesinin temelinde bu durumda yatmaktadır 117. Bir podyumu olması ve etrafında sütun dizisinin olmaması nedeniyle hem de yukarda bahsettiğimiz törensel alanın varlığı nedeniyle Arykanda daki tapınak da eskiden beri süre gelen tapınağın konumuna uygun ama Romalı tarzda inşa edilmiş bir tapınak görünümündedir. Tapınakların inşasında bir podyum kullanılması Yunan mimarlığında ve Roma dönemlerinde oldukça tercih edilen bir mimari tarz olarak karşımıza çıkmakta ve özellikle İtalya da fazlasıyla rağbet görmektedir. Tapınak olmadığı halde podyum kullanımına örnek olarak Yunan mimarisinde ilk örneklerini vermeleri açısından Siphnos ve Massalia Hazine Binaları önemli sayılabilir 118. Roma tapınaklarının Etrüks mimarisinden aldığı, tapınağın podyum veya platform üzerinde yükselerek ve önünün sütunlarla vurgulanması anlayışı genel biçim olarak da Yunan tapınak mimarisinden de etkilenmektedir Wheeler, M. (1964). Roman Art and Architecture. New York: Praeger, Serdaroğlu, Ü. (2004). Lykia-Karia da Roma Dönemi Tapınak Mimarlığı. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Thorpe, M. (2002). Roma Mimarlığı. (Çev. R. Akbulut). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1995 de yayımlandı), Serdaroğlu, 2004, Blagg, T. (1983). Architecture. Martin Henig (Editör). A Handbook of Roman Art. A Compherensive Survey of All the Arts of the Roman World. Ithaca, Newyork: Cornell University Press, 56.

48 32 Büyük ya da küçük bir yapı olsun boyutlarına bakılmaksızın podyum yapma düşüncesi neden tercih edilebilir? Bu sorunun cevabını irdelediğimizde aklımıza gelen ilk cevap aslında iki kısımlı bir cevaptır. Birincisi yapının yükselmesine neden olur. Bu da dini inançta, kutsal olanın yüksekte yer alması genel kanısında, ihtişam ve etkileyiciliğin yükseklikle doğru orantıda olması durumudur. Roma tapınaklarının podyum üzerine inşa edilip cephelerinin de basamaklarla süslenmesi olgusunda bir diğer nedende; pek fazla düşünülmese de yapıya bir derinlik katılması onu tıpkı Yunan Heykel Sanatında Klasik Dönem den itibaren gördüğümüz hareketliliğin benzerini mimariye taşıması düşüncesidir 120. Yunan tapınaklarını tek düze basit dikdörtgen formdan uzaklaştırmak amacıyla Roma Dönemi mimarlarının, yeni yöntemlerle inşa ettikleri tapınaklar, monotonluk ve tekdüzelikten uzak inşa özelliği göstermektedir. Burada basamaklarla vurgulanan cephe kısmı ve yüksek bir kaide üzerine oturtulan tapınaklar sadece başkent Roma da değil tüm Anadolu ve uzak eyaletlerde de kullanılmıştır. Roma da M.Ö. 509 ile M.Ö. 1. yüzyıl ortalarına kadar uzanan bir zaman aralığında inşa edilmiş ve tanrılara sunulmuş adak yazıtları sayesinde bilinen seksen tane tapınak mevcuttur. Günümüzde temelleri dahi olsa da görünebilen kırksekiz tapınak tüm tapınakların ortalama yüzde atmışına tekabül eder 121. Romalıların sadece kendilerinin değil, dışarıdan Anadolu dan, Ortadoğu ve Mısır dan da yabancı kültleri benimseyebildikleri ve bu nedenle yoğun bir tapınak inşasına girdikleri söylenebilir 122. Yabancı tanrılara tapınım Roma da yoğun olarak bulunsa da daha önceden de mevcuttur. Yunanlar artan ticaretle ve toplumların birbiriyle daha çok kaynaşmalarıyla birlikte yabancı kültleri de benimsemişlerdir. Örneğin Kos Adası nda bulunan ve Hellenistik Dönem e tarihlenen bir altarın üzerindeki Yunanca ve Aramice yazıtta Palmyra Tanrısı Bel e adakta bulunulmuştur 123. Anadolu da podyumlu tapınakların inşası Kıta Yunanistan ve Roma da olduğu kadar ilgi görmüştür. Anadolu daki hem peripteros planlı yapılarda hem de küçük tapınaklarda kullanılan podyumun büyük yapılardaki örneklerini Seleuceia ad Calycadnum, Mylasa ve Pergamaon Traianeium gibi tapınaklarda görülmektedir. Bunlardan Mylasa ve Seleuceia örneklerinde daha büyük podyumlar karşımıza çıkarken Elaiussa Sebaste Korinth 120 Bkz. Klasik Dönem Yunan heykelleriyle Roma tapınaklarının vurgulanması konusunda bir kıyaslama için bkz. Senseney, J. R. (2011). The Art of Building in the Classical World: Vision, Craftsmanship, and Linear Perspective in Greek and Roman Architecture. Cambridge; New York: Cambridge University Press. 121 Orlin, E. M. (2002). Temples, Religion and The Politics in Roman Republic, New York: Brill, Roma İmparatorluğunda farklı dinlerin benimsenmesi ve tapınılması konusunda bir örnek için bkz. Gibbon, 1986, Noegel, S. B. (2010). Greek Religion and Ancient Near East. Daniel Odgen (Ed.). A Companion to Greek Religion. Oxford: Blackwell Publishing, 34.

49 33 Tapınağı nın podyumu 1,30 m.; Pergamaon Traianeium da ise altı basamaklı bir merdivenle erişilen 1,25 m.lik bir podyum bulunmaktadır 124. Arykanda örneğinde tapınağın üst yapısına dair bir şeyin kalmaması ve sütun dizilişi yönünden kesin bir şey söylenememesiyle Alinda daki Podyumlu A Tapınağı, Arykanda daki Podyumlu Tapınağa benzemektedir 125. Yapının temellerinden sonra yükseltilmiş bir podyum üzerinde durduğunun en kolay görüldüğü kısım güney cephesidir. Güneyden bakıldığında bir yükseltinin üzerinde durduğu açıkça görülmektedir. Maalesef bu yükseklik arazinin eğiminden dolayı kuzey cephede uygulanmadığı için görülmez, sadece güneyde karşımıza çıkar 126. Güneyden 1,10 m. yüksekliğindeki temel kısmından sonra basamaklarla birlikte başlayan podyum 1,20 m. yüksekliğinde oldukça alçaktır (Res.3.9). Temel taşları poylgonal kireçtaşından meydana gelmiş düzensiz bir şekilde oluşturulmuştur. Alt kısımda üstekilere nazaran daha sakil ve küçük bloklar kullanılmış olsa da üst kısımda ortalama 1.m uzunluğunda 0,30 m. genişliğinde bloklar kullanılmıştır. Podyumda kullanılan bloklar ise aynı tarzda Helios Tapınağında da kullanılmış ve benzer bir teknik uygulanmıştır 127. Res.3.9. Tapınağın güney duvarı. 124 Serdaroğlu, 2004, Serdaroğlu, 2004, Arykanda yüksek eğimin olduğu bir kent olarak kuzeyi ve güneyi arasında 200m.lik bir eğim farkı bulunmaktadır. Kent eğimli arazide kurulan Roma kentlerinin birçok özelliğini göstermektedir. Bkz. Kürkçü, M. (2012). İmparatorluk Dönemi nde Lykia Kentleri Üzerine Bir Sentez. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I:Anadolu Akdenizi Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri Kasım Antalya: Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, Helios Tapınağı duvar örgü tekniği için Bkz. Sancaktar, 2016,

50 34 Tapınaklarda kullanılan blokların tapınak işlevini yitirdikten sonra, başka yapılar için kullanılması oldukça sık karşımıza çıkan bir durumdur. Yine bir Lykia kenti olan ve podyumlu bir Roma tapınağı olması itibariyle Arykanda Podyumlu Tapınağı na kısmen benzeyen Tlos daki Kronos Tapınağı nda da benzer bir durum söz konusudur. (Res.3.8.) Tapınağın kuzeydoğu köşesindeki ante blokları yapının doğu yüzündeki geç dönem mimari düzenlemelerde kullanılmak amacıyla sökülmüştür 128. Antik dönemde aslında eski yapıların üzerine yenilerinin yapılması bizim düşündüğümüzün aksine kolaylıkla gerçekleşen bir durum olarak karşımıza çıkmamaktadır. Roma Dönemi nde, var olan bir yapının işlevselliğini yitirmesi neticesinde, yıkılıp üzerine ikinci kullanım için yeni bir yapının yapılmaması kanunlarla korunmuştur. Hem eskinin değerlerine sahip çıkılması hem de ekonomik açıdan tasarruf elde etmek, bu konuda önemli görülmüştür. Hristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesinden sonra kapatılan ve girilmesi yasaklanan tapınakların korunması bu kanunlarla sağlanmaya çalışılmıştır 129. Daha geç dönemde ise İmparator Arkadius ve İmparator Honorius tarafından yayınlanan bir yasa ile pagan tapınaklarının kapatılması emredilmiştir. Bu yasanın duyurulduğu 10 Temmuz 399 tarihi en iyimser tahminle pagan tapınaklarının kullanıldığı son tarih olarak kabul edilebilir 130. Fakat hem Arykanda antik kentindeki Podyumlu Tapınağı, hem de diğer bir tapınak olan Helios Tapınağı pek çok yerde olduğu geç antik dönemde yıkılmış, blokları sökülerek başka yapılarda kullanılmış ya da üzerlerine yeni yapılar inşa edilerek formlarında değişikliğe gidilmiştir. 128 Uygun, Ç. (2014). Kronos Tapınağı Kazı Çalışmaları. Özfırat, A., Coşkun, N. (Editörler). Mustafa Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Kazı ve Araştırmaları. Antakya: Mustafa Kemal Üniversitesi Yayınları, Ceylan, B. (2005). Spolia: Geç Antik Dönemde Yapılar ve Yapı Elemanlarının İkinci Kullanımı. Lale Özgenel (Editör). Eskiçağ ın Mekânları / Zamanları / İnsanları. ODTÜ Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora Programı Doktora Araştırmaları Sempozyumu III. 2-3 Haziran ODTÜ, Ankara. İstanbul: Homer Kitabevi, Idem aa. ad Eutychianum praefectum praetorio. Si qua in agris templa sunt, sine turba ac tumultu diruantur. His enim deiectis atque sublatis omnis superstitioni materia consumetur. Dat. VI id. iul.; proposita Damasco Theodoro v. c. cons. (399 iul. 10), Bkz. Codex Theodosianus XVI.X, XVI, 472

51 35 Res Tlos Kronos Tapınağı nda sonradan sökülen kısım (Uygun, 2014, 268, Res.13). Arykanda da 2008 yılında yapılan kazılarda podyumu oluşturan orthostat bloklarını in situ bulabilmek amacıyla çalışma başlatılmış fakat burada ele geçen in situ bir blok olmamıştır. Bu blokların daha sonradan hemen alt terasta inşa edilmiş olan Bazilika için kullanılmış olabileceği düşünülmüştür 131. Bazilika da şipolien olarak kullanılan bazı mimari plastikler, örneğin arşitrav parçalarının, podyumlu tapınağa ait olması muhtemeldir. Tapınak kazısında ele geçen arşitrav parçası ile bazilikada bulunanlar aynı arşitravın bölümleri olduğu görülmüştür (Res ). Res Bazilika da kullanılan tapınağa ait arşitrav parçası. 131 Bayburtluoğlu, C. (2009) Arykanda Kazısı. ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, , 13.

52 36 Res Bazilika da kullanılan tapınağa ait diğer arşitrav parçası. Tapınağa cepheden baktığımızda ne yazık ki stylobat kısmının üzerinde hiçbir şey görülmemektedir. Tapınağın orijinal formunda ön kısmında dört basamak olmasına rağmen dördüncü basamak büyük oranda tahrip olmuştur. Cephenin çift sayıda basamaktan oluşması antik dönemin tek sayıdan oluşan basamak anlayışına aykırı bir durum olarak göze çarpmaktadır. Tek sayının basamak adedi olarak kullanılması hakkında Vitruvius, tapınağa girerken sağ ayakla girilmesi amacıyla tercih edildiği, ifadesiyle bahseder 132. Cepheden bakıldığında ilk üç basamak açıkça görülmektedir. Ortalama 0,90 m. uzunluğunda dikdörtgen bloklardan oluşturulan basamakların genişlikleri 0,29 m., 0,30 m., 0,29 m. şeklindedir. En üst basamak 4,18 m. uzunluğuyla kuzeydeki sağlam yüzeyden güneye doğru uzanmakta daha sonra ise 1,60 m.lik dolgu gelmektedir. Dolgulu kısım sökülmüş olan blokların altında kalan bölümdür ve güneyde nereye kadar uzandığı konusunda kesin bir bilgi sahibi olmamızı engellemektedir. Dolgudan sonra ortalama 1 m. çapında daha büyük taşlarla oluşturulmuş olan güney duvarın dolgusuna rastlanmaktadır. Malesef güney duvarı da krepislerin bir bölümünde olduğu gibi tahrip edilmiştir. Kesin duvar kalınlığı hakkında bir bilgiye ulaşamamakla birlikte kuzeydeki duvar referans olarak alınabilir. 132 Vitruvius, III.IV.4.

53 37 Res Krepislere geç dönemde eklenen basamaklar Basamaklar kuzey köşede kıvrılarak kuzeydeki diğer duvarla birleşmektedir. Yukardan tabana doğru 1,57 m., 1,91 m., 2,17 m. ölçülerine sahip olan bu kısım, aynı zamanda kan akıtma havuzuna destek oluşturulmuştur. Basamaklarların güney kısmında nasıl sonlandığı geç dönemde tahrip edildiğinden bilinmemektedir. Güney basamakların simetrik olarak kuzeydekine benzer bir şekilde batıya doğru devam ettiği düşünülebilir. Bu dört basamaktan çıkıldıktan sonra 1,30 m. genişliğindeki bir aradan sonra Pronaos kısmına geçilmektedir. Geç dönemde krepislerde yeniden bir düzenlemeye gidilerek yarım daire şeklinde yeni bir basamak sırası eklenmiştir (Res.3.13). Neden böyle bir değişikliğe gidildiği bilinmemekte olup başka bir tapınakta benzer bir uygulamaya rastlanmamıştır. Roma Dönemi tapınaklarının hiç birinin cephelerinde böyle bir uygulama bulunmamaktadır. Bu yeni basamaklar ortalama 20 m. yüksekliğinde yine aynı şekilde kireçtaşından yapılmış ve tapınağın orijinal ikinci basamağına kadar yükseltilmiştir Yarım daire basamakların alt blokajları ve derz yükseklikleri erken dönem evresiyle uyumlu değildir (Res.3.14). Basamaklar erken evredeki orijinal krepislerle organik bir bağ oluşturmadığından fazlaca dağılmış, ayrışmıştır. Son yarım daire basamak sırasıda tahrip edilmiştir.

54 38 Res Yarım daire basamakların krepislerle bağlantı noktaları. Orijinal krepis formuna dönecek olursak Karia Bölgesi nde, Kaunos antik kentinde Teras Tapınağı ya da D Tapınağı olarak adlandırılan bir tapınak bulunmaktadır. Buradaki tapınağın ön kısmının yapılış şekli Arykanda daki tapınak ile benzeşir. Kaunos daki tapınağın cephesi iki basamak ile oluşturulmuş, basamakların uçları geriye doğru kıvrılarak Arykanda daki gibi bir duvarla birleştirilmiştir (Res.3.15). Bu tezde çalışılan tapınakla diğer bir benzerliği ise naosun kendi içinde oranıdır. Kaunos daki tapınağın cellası da kareye yakın formda düzenlenmiştir 133. Aynı şekilde Arykanda daki tapınağın cellasıda kareye yakındır. Kaunos daki tapınak benzer ebatlarda tasarlanmıştır. Stylobat ölçüleri 6.78m x 9.70 m. ölçülerindedir 134. Arykanda da in antis kullanıldığını düşünüldüğü gibi burada da Dor Düzeni nde in antis tercih edilmiştir. 133 Öğün, B. Işık. C ve Ark. (2001), Kbid. Kaunos. Mopak Kültür Yayınları, İzmir Serdaroğlu, 2004, 41.

55 39 Res Kaunos Teras Kutsal Alanı (D Tapınağı),(Öğün, Işık ve ark. 2001, 88, Res. 61). Tapınağın kuzey cephesinde öncelikli olarak gördüğümüz durum kaplamaların oturduğu çıkıntılardır (Res.3.16). Bu kısım, duvarın üzerindeki sıva kalıntıları ile göze çarpmaktadır. Bu çıkıntılar üzerinde tapınağın kuzey duvarının yaklaşık 1,55m. lik korunmuş orijinal kısmı görülmektedir. İri çok kenarlı düzgün olmayan kireçtaşlarıyla örülmüş olan duvar, diğer duvarlarla hem benzerlik hem de oranlar açısından paralellik gösterir. Tapınağın tümünde kullanılan kireçtaşı Yunan ve Roma mimarisinde oldukça tercih edilen bir taş türü olmuştur. Taşın mermerden daha hoş göründüğü ve daha hafif olduğu için tercih edildiği söylenir Waelkens, M. (1992). Bronze Age Quarries and Quarrying Techniques in the Eastern Mediterrenean and the Near East. N. Herz, L. Moens, M. Waelkens (Eds.). Ancient Stones: Quarriyng Trade and Provanence. Interdisciplanery Studies on Stones and Technology in Europe and Near East from the Prehistoric to the Early Christian Period. Acta Archaelogica Lovaniensa Monografia IV. Levuen: Leuven University Press, 7-10.

56 40 Res Tapınağın kuzey duvarı. Kuzeydoğu köşesinde, duvarda bir değişiklik yapıldığını anlaşılmaktadır. Bu kısımda kalın murç yardımıyla köşe kısmı düzlenip keskin bir dönüş sağlanmaya çalışılmıştır. İri kaya kütlesinin düzeltilmesiyle mimaride bütünlük sağlanması amaçlanmıştır. Aynı zamanda kan akıtma havuzunun daha sonra yapılmadığını ilk mimari düzenlemede tapınakla birlikte tasarlandığını gösterir. (Res.3.17). Çünkü 1,10 m. x 0,50 m. ölçülerinde olan dikdörtgen bu blok, kan akıtma havuzunun batısıyla tapınağın kuzey duvarının bir bağ oluşturduğunu göstermektedir. Res Kuzey duvarının krepislerle bağlantı yapan köşesi. Arka duvar, güney duvarı ile aynı özellikte oluşturulmuştur. Duvar, altta işlenmemiş bloklar üzerinde ise daha küçük yarı işlenmiş bloklarla meydana getirilmiştir. Batı yön için söylenecekler kısıtlı olmakla birlikte öncelikle arazideki kot farkına uygun olarak kuzeye doğru kotun yükseldiği ve duvar mimarisinin arazinin bu eğimine göre inşa edildiği

57 41 görülmektedir. Romalılar mimari uygulamalarında araziye bağımlı olmaktan çıkmışlardır. Bu durum en çok tiyatrolarda açık bir şekilde karşımıza çıkar. Örneğin Roma tiyatroları, Yunan tiyatroları gibi artık yamaca yaslı olarak yapılmamaktadır. Side tiyatrosu, İznik tiyatrosu doğrudan düz alana yapılmıştır 136. Bu durum Romalıların hiçbir zaman arazi yapısından yararlanmadığı anlamına gelmez. Çünkü bazen arazinin doğal yapısı, inşa edilecek mimari öğenin özelliğine uygun düşmektedir. Ya da büyük iş gücü ve maddi zorluklardan dolayı, arazi yapısında değişikliğe gidilmeyip yapı araziye uygun şekilde inşa edilmektedir. Bu durumun bir örneği Podyumlu Tapınakta karşımıza çıkar. Arazi şartlarının durumu ile imari uygulamanın biçimlenmesi olgusunun bir örneği olarak batı duvarındaki kot farkı görülmektedir (Res.3.18). Res Tapınağın batı ve güney yüzlerinin güneybatı dan görünüşü Altar Altarsız tapınak düşünmek zordur. Tapınak olgusunun temelinde tapınım yapmak, dua etmek, kurban kesmek eylemleri olduğu için antik dönemde bir tapınakta altar yapısının olması gerekliliktir. Altarlar genel olarak tanrılar için yapılan üzerine yerleştirilen hayvan sunularının yakıldığı ateşi sağlama amaçlı geçici ya da kalıcı malzemelerden yapılan birimlerdir. Büyüklükleri sununun büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Altarlar, tapınaklar, tiyatrolar dinsel mekanlar ve konutlar dâhil olmak üzere çeşitli yapılarda kullanılabilir Yılmaz, Y. (2009)..Anadolu Antik Tiyatroları. 115 Antik Kent, 119 Tiyatro. İstanbul: YEM Yayın (Yapı Endüstri Merkezi Yayınları), Yavis, C. G. (1949). Greek Altars, Origins and Typology, Including the Minoan-Mycenaean Offertory Apparatus: An Archaeological Study in the History of Religion. Saint Louis: Saint Louis University Press, 54.

58 42 Tapınağa sunulan adak ve hediyelerin inanç sisteminde önemi büyüktür. Öncelikle Yunan geleneklerinden hayliyle etkilenmiş olan Roma da uygulamadaki benzerlikten dolayı örneğin kurban kesme, şarapla sunuda bulunma, hediyeler verme, festivaller düzenleme eylemlerinde, insanların tanrılarla olan benzerliklerine olan inanışın etkisi oldukça fazladır. Yunanlar tanrıları kendileri gibi insan suretinde düşünmektedirler 138. Aynı inanış Romalılara da geçmiştir. Bu nedenle altar yapımının temelinde dua etmek, tanrılardan bir şey için istekte bulunmak ve bunun da yalnızca onlara kurban ve hediyeler sunmak aracılığı ile gerçekleşebileceği çıkarımı yatmaktadır. Görünen o ki bu dönemde, her eylemin bir sonucu ve her isteğin bir karşılığı bulunmalıdır. düşüncesi hâkimdir. Modern çağlarda ise örneğin tek tanrılı dinlerde, dua etme ve kurban kesme eylemleri devam ederken uygulamada farklılaşılmış, dinsel yapıların önünde bu ritüllerin yapımından vazgeçilmiş, ibadet yapıların içerisinde uygulanmaya başlanmıştır 139. Antik dönemde özellikle pagan inanışında sunuda bulunmak vazgeçilmez bir olgudur. Bu sunuda bulunma eylemleri her zaman yapılabildiği gibi yılın belli dönemlerinde özellikle yapılmaktadır. Tanrılara tapınım esnasında belli alanlarda belli festivaller düzenlenir bu festivaller esnasında üzerinde kurbanların yakıldığı ya da yerleştirildiği sunaklar alanların merkezi konumunda bulunmaktadır 140. Tanrı, kurbanın kesildiği yerde bulunmaktadır. Kutsal yer yani tapınakla kanın akıtıldığı yer arasında mutlak bir bağ vardır. Tanrı kendisine kanın akıtıldığı yerdedir 141. Romalılar kendi gelenekleri ile Yunan Kültürünün getirdiklerini bir arada kullanmışlardır yüzyıldan itibaren E. B. Taylor ve W. Robertson tarafından başlatılan bir anlayışla antik dönemde tapınaklarda kurban kesilmesi olgusu, insanlardan tanrılara bir hediye, tanrılarla insanlar arasında bir değiş tokuş, hayvan kurban edilmesiyle oluşturulan bir bağlantı olarak yorumlanmıştır 143. Romalılarda din, başlarda Etrüsk geleneklerine göre yaşanırken daha sonra fetihler ve ticaretle yeni kültürlerle yakınlaşma sağlanınca onlardan da etkilenmiş kozmopolit bir din anlayışı doğmuştur 144. Birçok farklı din ve inanış Roma hâkimiyetinde kendisine yer bulmuştur. Bu 138 Dowden, K. (2007). Olympian Gods, Olympian Pantheon. Daniel Ogden (Ed.). A Compainon to Greek Religon. Oxford: Wiley-Blackwell, Antik dönemde tapınan insanların tapınak içerisine giremediği genel kanı olmasına rağmen farklı görüşlerde bulunmaktadır. Parke, H. W. (1967). Greek Oracles. London: Hutchinson, Burkert, W. (1985). Greek Religion: Archaic and Classical. (Çev. J. Raffan). Oxford: Blackwell. (Eserin orijinali 1977 de yayımlandı), Tuğrul, S. (2010). Edebi Kutsal Ezeli Kurban. Çok Tanrıcılıktan Tek Tanrıcılığa Kutsal ve Kurbanlık Mekanizmaları. İstanbul: İletişim Yayınları, Orlin, 2002, Larson, J. (2007). Ancient Greek Cults: A Guide. Routledge: New York and London, Barrow, R. H. (2002). Romalılar. (Çev. E. Gürol). İstanbul: İz Yayıncılık. (Eserin orijinali 1949 da yayımlandı),

59 43 kadar fazla çeşitliliğin yaşandığı Roma da dinsel inanışlarla pek örtüşmeyen, belli yasaklarla durdurulan eylemler de mevcuttur. Örneğin insan kurban etme olaylarına belli yasaklar getirilmiş fakat uygulamada tamamen hayata geçirilememiştir 145. Roma kültüründe kurban kesme konusundaki verilerden biride kurban kesme ayinlerinde bir önceki yıldan gelen kötü durumların tekrar yaşanmaması ve gelecek yıl için yapılan yakarmalar şeklindedir 146. Romalılarda kurban kesme eylemi sadece bir adak ile dilekte bulunmak amacıyla yapılan eylemler değildir, aynı zamanda politik başarılar seçimler ya da yeni görevlerde muvaffak olmak amacıyla da kurban kesilmektedir 147. Seçilen hayvanlar ve kurban kesilmesi durumu, adakta bulunulan tanrı ile de oldukça ilintilidir. Olymposlu bir tanrıya sunu, gün ışığında ve açık renkli bir hayvanla yapılırken diğer yandan örneğin yer altı dünyasına ait khitonik bir tanrıya adakta bulunuluyorsa kesilen hayvan kara renkte olmalı, sunuda gece, alçak bir altar üzerinde yapılmalıdır. Aynı zamanda etle de sunuda bulunulmaz hayvan tamamen yanmış durumdadır 148. Altarlar önünde yapılan dualarda farklılık gösterir. Örneğin gök tanrıları için eller göğe dönük şekilde yer altı tanrıları için yere dönük şekilde tutulması anlayışı geçerlidir 149. Roma da, sadece tanrılara sunulan kurbanların dışında imparatora sunulan özel kurban törenleride düzenlenir, tütsüler ve özel sunu kurabiyeleri de ritüel de kullanılmaktadır. Ayrıca yalnızca imparatora ya da tanrılara sunulan kurbanların dışında bir kahramana adanan kurbanlar gibi farklı varyasyonları mevcuttur Roux, P. L. (2006). Roma İmparatorluğu. (Çev. İ. Yerguz). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları. (Eserin Orjinali 2005 te yayımlandı), Orlin, 2002, Stamper, J. W. (2005). The Architecture of the Roman Temples. The Republic to the Middle Empire. Cambridge: Cambridge University Press, Larson, 2007, Estin, C., Laporte, H. (2002). Yunan ve Roma Mitolojisi. (Çev. M. Eren). (Üçüncü Baskı). İstanbul: Tübitak Popüler Bilim Kitapları. (Eserin orijinali 1987 de yayımlandı), Price, S. R. F. (2004). Ritüel ve İktidar. Küçük Asya da Roma İmparatorluk Kültü. (Çev. T. Esin). Ankara: İmge Kitabevi Yayınları. (Eserin orijinali 1984 de yayımlandı), 344.

60 44 Res Altarın kuzeyden görünüşü. Podyumlu Tapınağın altarının konumu incelendiğinde, doğuda propylon ile tapınak arasına yerleştirilmiştir. (Res.3.19 Lev.9-11) Dikdörtgen planlı olup, tam olarak yüksekliğinin orijinal halinde ne kadar olduğu bilinmemektedir Kutsal alanlarda altarın tapınağın doğusunda olması, tapınak ve altarın doğu-batı yönünde dizilişi önemlidir. Böylece tapınak cephesi kurban kesme esnasında özel bir fon oluşturur 151. İkinci kullanım evresinde eklenen yarım daire şeklindeki basamaklar göz ardı edilerek hesaplandığında tapınağın girişi ile altarın aynı aksta olduğu gözlemlenir. Altardan 8,10 m. doğuya doğru gidildiğinde tapınak temenosunun girişine ulaşılır. Altarın tapınak krepidomasından uzaklığı 4,65 m. ölçülmüştür. Tabi olarak tam orta noktada olmayıp tapınağa daha yakın inşa edilmiştir. Maalesef altarın çok az kısmı korunmuş durumdadır. Kaidenin tek sağlam yüzü olan kuzey yüzü tabandan ölçüldüğünde 1,45m. uzunluğundadır. Doğu yüzeyinde ise kaidenin yalnızca 0,60 m. lik kısmı korunmuştur. Kaide mermerden yapılmış olup torus ve trochilos olarak adlandırılacak şekilde dört profilli silmeden oluşmaktadır. Kaide ile altar arasındaki bölüm harçlı kireçtaşı parçalarıyla doldurulmuş bu şekilde mermer bir plakanın kaidenin üzerinden altarı çevrelediği anlaşılmıştır. Bunun dışında altarın kuzey yönünde, kaidenin hemen üstünde 0,65 m. uzunluğunda ve 0,20 m. yüksekliğinde sıvalı kısım görülmektedir (Res.3.20). 151 Burkert, 1985, 92.

61 45 Res Altar ın kuzeydeki korunmuş sıvalı kısmı. Bu sıva kalıntısı kaidenin mermer kaplama levhalarla çevrelenmiş olduğunu gösterse de, mermer levhalardan sadece doğu kısmındaki 0,20 m. yüksekliğinde ve 0,43 m. uzunluğundaki parça korunmuştur. (Res.3.21). Aynı sıvalı kısım 0,45 m.si korunmuş olan batı yüzünde de az da olsa izlenmektedir. Res Altarın mermer plaka ve kaidesi Kurban Bağlama Bloğu Ulaşabildiğimiz yazılı kaynaklara göre kurban konusunu ilk kez ele alıp, çağındaki kurbanın niteliği hakkında görüşlerini ortaya koyan, Antik Çağ Yunan düşünürü Platon'dur. Platon'a göre kurban, bütün antikçağa egemen olan bir düşünceyle "Tanrılara sunulan bir hediyedir. Yine Antik Yunan düşünürlerinden Theophrastus kurban sınıflamasında bulunmuş: övgü kurbanları; teşekkür (şükran) kurbanları; dilekte bulunma, rica kurbanları ve ölülerin ruhlarına sunulan kurbanlar, olarak belirtmiştir 152. İnsanların kendilerini tanrılarla yakınlık içerisinde kabul etme arzusuda kurban ve ritüel de 152 Erginer, G. (1997). Kurban, Kurbanın Kökenleri ve Anadolu da Kanlı Kurban Ritüelleri. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 20.

62 46 etkili olmuştur. 153 Sümerlerden Hititlere 154, Mısır dan, Romalılara, Hindulardan 155, İnkalara ve Mayalara, hatta tek tanrılı dinlere kadar hemen hemen tüm toplumlarda kurban geleneği bulunmaktadır. Uygulamalarda farklılık görünsede hepsindeki ortak amaç yukarıda Theophrastus un sınıflamaları dâhilinde olduğu gibi, bir isteğe dayanmaktadır. Kurban kesme anlayışının ne kadar gerilere dayandığı konusunda en iddialı yargıyı belki de Gordon Childe vermektedir. Childe, kurban kesmeyi M.Ö li yıllara kadar geriye çeker. Buzul çağından kalma Meinford daki küçük bir göle yenmeden atılan bir geyiğin kalıntılarının bulunmasıyla ilintili olarak bu kalıntıları, kötü ruhlardan korunmak amacıyla burada kurban kesilip dilekte bulunulduğu şeklinde yorumlar 156. Antik Yunan da kurban kesilmesi hususunda öncelikli olarak Homeros ve Hesiodos un eserlerinde sıklıkla bahsedilmektedir. Örneğin Homeros un ünlü eseri İlyada sında kurban sıklıkla geçmektedir 157. Hesiodos un Theogonia sında ilk kurbanın nasıl kesildiğinden ve Prometheus un tanrıları nasıl kandırdığından, etleri insanların kendilerine alıp kemikleri Tanrılara sunduğundan bahsedilir 158. Tapınakların çevresinde birçok hayvan kemiğinin bulunmuş olmasının nedeni bu açıklamada yatmaktadır. Aristoteles, Atinalıların Devleti, adlı eserinin hemen başında kurban önünde yargıçların nasıl yemin ettiklerinden bahsederken şu cümleyi kullanır: Yüksek soylu ailelerden seçilmiş üç yüz soylu yargıç Kurban etleri önünde yemin ederek onları yargıladılar. 159 Burada geçen bahisten, kurban kesmenin dinsel hayatın yanında teokratik açıdan yönetimin karar alma mekanizmasında da önemli bir konumda olduğu yargısına varmak yanlış olmayacaktır.bunun dışında kurban etlerinin yenip yenmediği konusunda Gürbüz Erginer bir açıklama yapmıştır: Kurbanlık hayvana uygulanan işleme göre, Antik Yunan daki ritüelleri iki ana grupta toplayabiliriz. Bunlardan birisi etin hiç yenmediği, tamamının Tanrılara sunulduğu kurban ritüelleri diğeri ise, etinin bir kısmının tanrılara sunulduğu, diğer kısımlarının törene katılanlar tarafından yendiği ritüellerdir. Örneğin, Olympos taki tanrılara sunulan kurbanlar daima gündüz, özellikle sabahleyin, yüksekçe bir taş, ya da taş yığını üzerinde yakılarak sunulup hayvanın belli yerlerinden geri kalanlar, törene 153 Challaye, F. (2007). Dinler Tarihi. (Çev. S. Tiryakioğlu). (İkinci Baskı). İstanbul: Varlık Yayınevi. (Eserin orijinali 1947 da yayımlandı), Ardzinba, V. (2010). Eskiçağ Anadolu Ayinleri ve Mitleri. (Çev. O. Uravelli). Ankara: Kalkan Matbaacılık. (Eserin orijinali 1982 da yayımlandı), Challaye, 2007, 58; Eliade, M. (2005). Dinler Tarihi, İnançlar ve İbadetlerin Morfolojisi. (Çev. M. Ünal). Konya: Serhat Kitabevi. (Eserin orijinali 1949 da yayımlandı), Childe, G. (2009) Tarihte Neler Oldu (Çev. A. Şenel). (Beşinci Baskı). İstanbul: Kırmızı Yayınları, Erginer, 1997, Hesiodos. Theogonia Aristoteles, Atinalıların Devleti, 1.

63 47 katılanlar tarafından yenmektedir. Oysa "sphagia" adı verilen kurban türü özellikle gece, alçak bir taş platform üzerinde tamamen yakılmakta ve hiçbir yeri yenmemektedir Roma Dönemi nde İmparator için sunulan kurbanlara geldiğimizde bir farklılık bulunmaktadır 161. İmparatora adanan kurbanlar imparatorun direkt şahsına kesilmeyip genel olarak imparatorun selameti için onun aracılığıyla tanrılara kurbanlar kesilmesi şeklindedir 162. Bu durum Theophrastus bahsettiği ricada bulunma amacıyla kesilen kurbanlar sınıflamasına girmektedir. Adak yani kurban kesme eylemi hem Latince de hem de Yunanca da her zaman şenlik sözcüğünüde içermektedir. Yani kurban kesme, adakta bulunma eylemi aynı zamanda yeme içme eylemini, şenliği de doğurmaktadır. Bunlar birbiriyle paralellik göstermektedir. Kurban kesildikten ve yendikten sonra etin bir bölümü rahiplere de bırakılmaktadır. Bu bir kuraldır. Tapınaklar da bu eti kasaplara satmaktadır 163. Hem kurban kesilir hem adakta bulunulur hem de bu etten tapınak rahipleri kar sağlamaktadır. Podyumlu Tapınaktaki altarla ilişkili en önemli kısım kurban bağlama bloğudur. Tapınağın kuzey krepidoma sınırını oluşturan bloklardan 2,20 m. güneyde, altarın kuzey batısında 2007 yılında ortaya çıkarılmış olan bu kurban bağlama bloğu Lykia Bölgesi için üniktir (Res.3.22). Res Altar, kurban bağlama bloğu ve tapınak. 160 Erginer, 1997, Roma Dönemi nden bir kurban kesme ritüelini göstermesi açısından Bkz. Elsner, J. (2012). Sacrifice in Late Roman Art. Christopher A. Faraone and F. S. Naiden (Eds.). Greek and Roman Animal Sacrifice. Ancient Victims Modern Observers. Cambridge: Cambridge University Press, Price, 2004, Aries, P., Duby, G. (2006). Özel Hayatın Tarihi 1. Roma İmparatorluğu ndan 1000 Yılına. (Çev. T. Ilgaz) İstanbul: Yapı ve Kredi Yayınları (Eserin orijinali 1985 de yayımlandı), 211.

64 48 Tapınakta kurban edilecek olan hayvanların tören esnasında sabit durması için bağlandığı bu bloğun üzerindeki demir halkası da halen sağlamlığını korumaktadır (Res.3.23). Kireçtaşından yapılmış olan bloğun ölçüleri; eni doğu yüzden 0,57 m., batıdan 0,60 m. boyu ise 0,75m. dir. Bu görünüşü ile kare ile dikdörtgen arası bir formda yapılmıştır. Doğu-batı doğrultusunda inşa edilmiş olan tapınağın aksine, bu bloğun yönü hafifçe kuzeydoğu-güneybatı yönlerine dönüktür. Blok üzerinde gömülü bir metal levha ve ona sabit iç içe geçmiş iki halka bulunmaktadır. Metal levha 0,10 x 0,8 m. ölçülerinde olup dikdörtgendir. İlk halka 0,04m. çapında, ona geçmiş durumda bulunan asıl demir halkanın çapı ise 0,10 m.dir. Et kalınlığı ise 0,015m. olarak ölçülmüştür. Levha ve halkaların yapım malzemesi olarak kurşun elementi tercih edilmiştir. Kurşunun ağır bir metal olması sebebiyle, levhanın sağlamlığı açısından tercih edilmiş olduğu görülmektedir. Bloğun tıraşlanması ve düzlenmesindeyatay murç kullanılmış ve fazla düzgün bir yüzey elde edilmeden bırakılmıştır 164. Burada taş ustası fazla estetik kaygı gütmemiş, ya da zaman kaybını gereksiz görmüş olmalıdır. Res Kurban bağlama bloğu, detay. Tapınaklarda kurban edilecek olan hayvanın kaçmaması veya tören esnasında sabit durması amacıyla bloğa metal halkayla bağlandığını gösteren buluntulara kazılarda fazla rastlanmamıştır. Bu tarz bloklar için Anadolu dan bilinen iyi bir örnek Klaros taki Hekatompedon da karşımıza çıkmaktadır (Res.3.24). 164 Bingöl, 2012, 135.

65 49 Res Klaros Apollon Tapınağı nın kurban bağlama blokları (De La Genière, 2007, 22). Tıpkı Didyma da olduğu gibi Apollon bilicilik merkezi olan Klaros daki 165 ilk bilimsel çalışmalar 1886 yılında C. Schuchhardt tarafından başlatılmıştır yılında ise çalışmalar Th. Macridy ve Ch. Picard tarafından yapılmış ve daha sonra Apollon Tapınağı nın izleri bulunmuştur yılına kadar ara verilen bir dönemden sonra 3,50 m. alüvyon toprağın altından altar ve bloklara ulaşılmıştır. Aslında kentin tapınaklar, yuvarlak ve dikdörtgen şekillerde yapılmış olan sunaklarla kuşatılan kutsal bir alan olduğu anlaşılmıştır 167. Burada tapınağın önünde Arykanda daki ile aynı şekilde yapılmış olan yüz adet kurban bağlama halkası bulunmaktadır (Res.3.25) 168. Tanrılara kurban kesilmesinde yüz sayısının bir önemi olmalı ve sayının gelişi güzel tercih edilmediği düşünülmelidir. Homeros da İlyada adlı eserinin Birinci bölümünde, kurban edilecek yüz kutsal sığırdan bahsederek, sayının dinsel olarak önemini vurgulamıştır 169. Roma Dönemi nde Klaros antik kentininde Hadrianus tarafından başlatılan bir imar faaliyeti hâkimdir. Tapınağın arşitravında Hadrianus un ismi yazmaktadır. Tapınağın bu dönemde bir onarım gördüğü anlaşılır 170. Buradan anlaşıldığı kadarıyla; kent Hellenistik Dönemde olduğu gibi Roma Dönemi nde de yoğun ilgi görmekte ve çok sayıda imar faliyeti 165 Soyöz, U. (1999). Temples of Apollo at Didyma and Claros in Ionia As Centers of Oracular and Political Activity, Yayımlanmamış Master Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, Schuchhardt, C. (1886). Kolophon, Notion, Klaros. Athenische Mitteilungen, 11, de La Genière, J. (2001). Hécatombe à Claros. In Greco, E. (ed.) Architettura, Urbanistica, Societa nel mondo Antico. Giornata di studi in ricordo di Roland Martin. Paestum, 21 Febbraio Tekmeria 2. Paestum: Pandemos, Klaros antik kentinde tapınak alanın yer altı suları tarafından sürekli dolması nedeniyle şuan yüzeyde görülebilen blok sayısı azdır. 169 Ilyada, I Pausanias,

66 50 yapılmaktadır. Blokların bu kadar fazla olması, tapınakta kurban kesmeye çok yoğun talebin olmasına bağlanabilir 171. Res Klaros Apollon Tapınağı ve Hekatampedonun planı (De La Genière, 2007, 181). Arykanda daki bu örneğin Lykia Bölgesi için ünik olduğunu belirtilen kurban bağlama bloğunun benzer başka bir örnekleri Magnesia antik kentinde bulunmuştur 172. Magnesia daki kazı çalışmaları propylon ve altar arasında organik bir bağ olduğunu göstermiştir 173. Magnesia örneğinde altarın batısındaki döşeme blokları üzerinde on bir tane bulunur. Ayrıca kuzeydoğu köşesinde bulunan in sütü altı adet bloktan ikincisinin üzerinde de halkanın yeri görülmektedir. Kısacası bu alanda toplam on iki tane kurban bağlama halkasının varlığı saptanmıştır. (Res.3.26) Kurbanla alakası olmaması muhtemel başka bir bağlama halkası Kaunos antik kentinde Yuvarlak Yapı olarak adlandırılan ve bir ölçüm platformu olabileceği şeklinde yorumlanan yapıda bulunmaktadır. Yapının tam olarak ne amaçla inşa edildiği kesinlik kazanmamakla birlikte üç basamaklı yapının ikinci basamağı üzerinde Magnesia daki örneğe benzer bir bağlama halkasının izi bulunmaktadır. Bu halka izinin hemen üzerinde bulunan üçüncü basamakta ise bloğa kazınmış olan Phyle görülmektedir. Halka ile isim arasında bir bağlantının bulunduğu düşünülmekle birlikte kurban halkası olup olmadığı 171 Tekin, O. (2007). Eski Anadolu ve Trakya. Ege Göçlerinden Roma İmparatorluğu nun İkiye Ayrılmasına Kadar (MÖ MS. 4. yy.lar Arası) İstanbul: İletişim Yayınları, Bingöl, O. (2007). Menderes Magnesiası. İstanbul: Homer Kitabevi, Bingöl, O. (2001). Menderes Magnesiası (1999) Magnesia ad Maeandrum. KST, 22(2), 17.

67 yapının tapınak olmaması nedeniyle kesinlik kazanmamıştır. Buradaki halkanın başka bir fonksiyon için kullanılmış olması olasıdır Res Magnesia daki kurban bağlama bloğunun üzerindeki metal halkanın izleri. (Bingöl, 2007, 82). Kurban edilen hayvanın türü hakkında bir bilgi vermesi açısında Klaros da yapılan kazılarda birçok terrakotta boğa heykelciği bulunmuştur. Bu tapınakta boğa kurban edildiğine bir kanıt olarak görülebilir 175. Klaros daki durum Apollon ve Artemis adına ciddi bir ritüel şölenin düzenlendiği bu törenler esnasında yüz adet boğanın aynı anda kurban edildiği şeklinde yorumlanır 176. Arykanda örneğinde böyle buluntular elde edilemediğinden hayvan türü hakkında yorum yapılamamıştır. Bunun dışında kan akıtma havuzunun hacmi ve halkanın ölçüleri göz önüne alındığında büyük baş bir hayvanın kurban edildiğini düşünmek yanlış olmayacaktır. Pergamon Zeus Sunağı gibi yüksek ve hayvanın sıçrayıp kutsal yoldan çıkabileceği teraslar olan bir yerde halka ile bağlamak mantıklı olabilir ama Klaros gibi alçak bir yerde bu tür halkaların var olmasının tek bir nedeni olmalıdır. Bu da Klaros daki hayvan sayısının oldukça fazla olduğu ve bunlarla bağlamadan baş etmenin mümkün olamayacağıdır. Ephesos Domitian Altarı ndaki kabartmalar kurbanın nasıl bağlandığını göstermesi açısından örnektir. Fakat bu örnekte kurban altara demir halka ile doğrudan bağlanmıştır. Ayrıca bir blok kullanılmamıştır 177. Benzer bir betimlemede Perge Antik Kenti ndeki kazılarda bulunan M.S. 2. yüzyıla tarihlenen kabartma bir örnekte 174 Öğün, Işık. ve ark, 2001, de La Genière, J. (1994). Claros Bilan Provisioire des Fouilles dans le Sanctuaire d Apollon. KST, 15(2), de La Genière, 2001, Naiden, F. S. (2013). Smoke Signals For The Gods: Ancient Greek Sacrifice from the Archaic through Roman Periods. New York: Oxford University Press, 93.

68 52 görülmektedir (Res.3.27). Antalya Müzesi nde sergilenmekte olan örnekte kurban edilecek olan boğa zincirle halkaya bağlanmış ve kurban sahnesi başarılı bir şekilde canlandırılmıştır. Vergilius Vatikanus tan bir örnekte de bir tapınak önünde kurban kesme sahnesi canlandırılmaktadır (Res.3.28). Pergamon Orta Teras ta bulunan küçük bir mermer tapınağın önünde, kurban sunağına ait olduğu tahmin edilen temel kalıntısı bulunmaktadır. Bu yapının arkasındaki sunaklarda birer oyuk bulunmaktadır. Bu oyukların kurban bağlanmasına yarayan demir halkların oyukları olduğu kesinlik kazanmasada düşünülmektedir. 178 Yine Pergamon Demeter Tapınağı nda yapının bulunduğu kutsal alanın güney galerisi önündeki Roma bariyer levhasında bulunan betimlemede, bir sunak önünde Tanrıça Demeter ve halkaya bağlı bulunan bir boğa gösterilmiştir (Res.3.29) 179. Res Perge den kurban sahnesi frizi. M.S. 2. yüzyıl (Antalya Arkeoloji Müzesi) Res Vergilius Vatikanus tan tapınak önünde kurban kesme törenini anlatan bir çalışma (Elsner, 2012, 134) 178 Radt, W. (2001). Pergamon. Antik Bir Kentin Tarihi ve Yapıları. (Çev. S. Tammer). İstanbul: Yapı ve Kredi Yayınları. (Eserin orijinali 1999 da yayımlandı), Radt, 2001, 183.

69 53 Res Pergamon, Sunak önünde Demeter ve bağlanmış kurbanlık boğa (Radt, 2001, 183). Makedonya daki Dion antik kentinde Zeus Sunağındaki benzer örneklerde bu zamana kadar korunmuştur. Dion da korunmuş durumda olan 11 blok, 33 hayvanın aynı anda kurban edilmesine olanak sağlayacak şekilde yapılmıştır. Blokların birinin üzerinde Dione yazısı kazınmıştır. Ne Arykanda da ne Klaros örneğinde ne de Magnesia da böyle bir yazıya rastlanmamıştır. M.Ö. 2. yüzyıl sonuna tarihlenen Klaros un kendisinden çok daha küçük boyutlardaki Dion a etki ettiği düşünülebilir 180. Aslında kurban edilecek hayvanın kaçmaması için bağlanmasının gerekliliği bir etkilenme olmaksızın ihtiyaca cevap verecek şekilde tasarlanmış olabileceğinin akıllarda bulunması gerekir 181. Kurban edilecek hayvanın niteliği değişkenlik göstermektedir. Ritüelin önem derecesinden, kurbanda bulunacak kişinin ekonomik durumuna göre değişen bir nitelik olmasına karşın keçi, boğa gibi hayvanlar çuğunlukla tercih edilmektedir. Fakat kurbanda asıl olarak boğanın makbul görüldüğü bilinmektedir 182. Örneğin İlyada da geçen birçok 180 de La Genière, 2001, Arkeolojide aralarında zaman farkı bulunan iki durum için önce olanın sonradan olanı etkilediği şeklinde etkileyen, etkilenen aranması ve sadece buna odaklanılması çok sık karşılaşılan bir durumdur. Lakin bu düşünce tarzını biçimlendiren durum her zaman için doğru olmayabilir. Çünkü ihtiyacı karşılayabilmek için yapılan yenilik, zorunluluk sonucu doğmuş olabilir ve bu, sorun karşısındaki mantıksal çıkarımın sonucudur. Bu noktada mutlaka bir etkileyen kültür ya da erken örneğini aramak gerçekçi bir yaklaşım olmayabilir. 182 Neolitik Dönem den Roma Dönemi ne kadar boğa kutsal bir hayvan olarak görülmüş; ritüellerde önemli rol oynamıştır. Bu konuda asıl olanın boğanın gücü olduğu unutulmamalıdır. Roma da kurban keserken boğanin tercih edilmesi ve farklı boğa ritüelleri için bkz. Schwertheim, 2009, 88.

70 54 kurban kesme anlatımlarından birinde Agamemnon Zeus a yakarırken, dua edecek kişinin canlı bir boğa kesmesi gerektiğinden bahseder Kan Akıtma Havuzu Kurban edilen hayvanın kanının toplanması için özel bir alan yapılmasının yanında var olan doğal oluşumlara ufak müdahelelerle örneğin ana kayaya açılan oyuklar da dini ritüellerde kullanılmıştır. Bu durum aslında kan akıtmak, libasyon yapmak gibi köklü geleneklerin aslında mimari mekânlardan bağımsız ve eski olduğunu ister tapınak ister ana kaya kütlesi isterse de başka bir yer olsun pek değişmeden uygulandığını göstermektedir. Anadolu dan bu konuyla ilgili örnekler verilebilir. Örneğin direkt ana kayaya açılan çukurları göstermesi açısından Çanakkale nin Ezine ilçesinde bulunan ve bir Bizans yerleşimi olduğu düşünülen alanda, üzeri düzeltilmiş kayanın üzerinde çukurlar ile kanal göze çarpmaktadır. Ve bu çukurların büyük olasılıkla kurban-libasyon amacı ile kullanıldığı düşünülmüştür 184. Benzer bir uygulama Ordu ili Fatsa ilçesi Cıngırt kayası adlı mevkiinde de görülmüştür (Res.3.30) 185. Yapılan kapsamlı çalışmalar sonucunda burada ana kaya kütlesinin üzerinde bulunan çukurların, kurban çukuru ve buna bağlı kan oluklarının yer aldığı düşünülmektedir. Söz konusu alanında açık hava kutsal sunu alanı ve bu alanda bulunan sunu kayasının varlığının düşünüldüğü ifade edilmiştir Armstrong, M. M. (2007). Sacraments, sacrifice, and ritual: High Church mysticism in the letters of Jane Ellen Harrison and Prolegomena to the Study of Greek Religion, Doctoral Dissertation, The Florida State University College of Arts and Science, Florida, Böhlendorf-Arslan, B. (2014). Çanakkale İli Ezine, Bayramiç ve Ayvacık İlçelerindeki Bizans Yerleşimleri Araştırmaları. AST, 32, Çıngırt Kayası ndaki kazı çalışmalarını yöneten Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol a fotoğrafı benimle paylaştığı için teşekkürü bir borç bilirim. 186 Erol, A. F. (2014). Ordu İli Fatsa İlçesi Çıngırt Kayası Kazısı. KST, 36(1), 388.

71 55 Res Çıngırt Kayası, Kuzey yamaç sunu kayası ve kurban çukuru (Çıngırt Kayası Kazı Arşivi). Arykanda örneğinde ise tamamen farklı bir şekilde tapınağa temas eden mimari bir öğe olarak karşımıza çıkar. Arykanda daki kan akıtma havuzunun güney yüzü, doğrudan tapınak merdivenleri ile temas etmektedir. Kuzey ve doğu yüzü ise bağımsızdır. Buna karşın batı yüzü bir duvar ile korunmuştur (Res.3.31). Havuzu oluşturan çerçevenin doğu ve kuzey yüzleri ortalama 0,50 m. x 0,30 m. ölçülerinde 9 parçadan oluşturulmuştur (Res.3.32). En güneyde ve tapınağın ilk basamağı ile örtüşen parçada ise 0,085 m. genişliğinde 0,30 m. uzunluğunda ve 0,0 4 m. derinliğinde V biçimi verilmiş bir oluk bulunmaktadır. Bu oluk havuzda toplanan kanın dışarı akması için yapılmış olan bir kanaldır (Res.3.33). Tapınağın dört basamaktan oluşan ilk evre krepidomasının kuzey tarafı batıya doğru kıvrılarak bu duvarla birleşir. Kan akıtma havuzunun hemen önünde tabandan 0,49 m. yüksekliğinde kare bir blok görülmektedir. Bu bloğun ne amaçla kullanıldığı hakkında açık bir bilgi olmamakla birlikte kurbanın kesilmesi esnasında hayvanın başının üzerine konulduğu ve daha rahat bir kesme işlemi sağladığı düşünülebilir. Res Tapınağın krepisleriyle bağlantılı kan akıtma havuzu.

72 56 Res Kan Akıtma Havuzu nun oluk kısmının cepheden (doğu) görünüşü. Res Kan Akıtma Havuzu nun oluk kısmı, ayrıntı Mimari Parçalar Tapınakla ilişkili olduğu düşünülen plinthoslu bir kaide, üç adet Korinth başlığı ve bir arşitrav parçası olmak üzere toplam beş adet mimari plastik eser, yapının hemen kuzeyindeki mekânlarda ele geçmiştir. Bunların dışında tapınağın bir alt kotunda bulunan bazilikada şipolien olarak kullanılmış iki adet arşitrav parçası bulunmaktadır. Bunlardan ilki, tapınağın kuzey doğusunda bulunan konutun girişindeki duvarda şipolien olarak kullanılmış sütun kaidesidir (Kat. MP. 1). Kalın uçlu murçla kabaca işlenmiş plinthosu, üzerinde torus ve trochiloslu kaidesi ile tek parça halindedir. Plinthos kısmında uzun yüz 0,60 m. kısa yüz ise 0,33 m. ölçülerindedir. Yüksekliği ise 0,10 m. olarak ölçülmüştür. Plinthostan hemen sonra 0,065m. lik torus kısmı daha sonra 0,04 mlik hafif bir trochilos ve yine 0,038 mlik hafif bir torus kısmı işlenmiştir. Sütunun plinthos ile beraber yüksekliği 0,55 m. dir. Üst kısmı kırık durumda olduğu için sağlıklı bir ölçüm yapmak olası

73 57 değildir. Kaide kısmında 0,10 m.ye 0,08 m. ölçüleri olan bir oyukluk göze çarpmaktadır. Bu oyukluğun sütunun orijinaliyle ilişkisi olmayıp daha sonra açıldığı düşünülmektedir. Sağlam bir plinthos bize yapının düzeni hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler verebilir. Tapınağın düzeni konusunda kesin veriler elde edilememiş olunsa da yakın mekânlarda bulunan başlıklar ve buradaki plinthos bize Korinth Düzenini işaret etmektedir. Aynı zamanda tapınak duvarları ile başlıkların çapları da birbirine oldukça yakındır. Burada bahsedilen plinthos, üzerine gelecek olan sütun tamburlarının çapları hakkında fikir sahibi olmamızı sağlamakta ortalama 0,35 m. çapında sütunların kullanıldığını göstermektedir. Mimari tanımlamalar esnasında yeterli verinin bulunmadığı durumlarda parçaların ölçüleri ile kendi içinde ve diğer yapılarla yapılan oranlamalar sayesinde istenilen bilgilere ulaşılabilir. Bu oranlamalar genel bir kanun olarak kabul görmese de çoğunluğu kapsayacak kadar geçerlidir. Bazı dönemlerde ve bölgelerde yerel ustalar kendi isteklerine ya da coğrafyanın elverdiği kadar araziye bağımlı kalarak bu oranlamaların dışına çıkmış olabilir. Tüm bu açıklamalardan yola çıkarak Korinth Düzeni nde inşa edilen tapınakların büyük bir çoğunluğunda, Korinth sütun yüksekliğinin, sütun çapının on katı olarak hesaplandığı görülmüştür 187. Ortalama 0,40 m. çapında sütunların kullanıldığını bu bilgi sayesinde de Podyumlu Tapınağın arşitrava kadar ortalama 4 metre yüksekliğinde olduğunu söyleyebiliriz. Tapınak kazısı esnasında ele geçen mimari malzemelerden biri yıpranmış bir Korinth başlığıdır (Kat.MP.2-Ek.14-15). Genel olarak incelersek Korinth başlıkları Yunanistan da M.Ö. 5. yüzyılda ortaya çıkmış, özellikle Augustus zamanından itibaren Roma İmparatorluk Döneminde sıklıkla kullanılmıştır 188. İon başlığından devşirme olarak kullanılan bu yeni stilin tapınak mimarisinde gözdeleşmeye başladığı bilinmektedir 189. Başlığın kısaca en önemli özelliği yukarıya doğru genişleyen sepet kısmının etrafındaki akanthus yaprakları ve abakus kısmının altındaki volütlerdir. İon Düzeni ndeki bazı ayrıntılarının değiştirilmesiyle oluşan bu düzende, temel özellik volütlerin yanlarda değil alttan çıkan akanthus yapraklarının içine alınmış olmasıdır. Başlıklarda akanthus yaprakları çoğunlukla kullanılmaktadır. Akanthus yaprağının, Roma mimarisinde kullanılan yapraklar arasında 187 Roth, M. L. (2006). Mimarlığın Öyküsü. Öğeleri, Tarihi ve Anlamı. (Çev. E. Akça). (Üçüncü Baskı). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1993 de yayımlandı), İdil, V. (1976). Anadolu da Roma İmparatorluk Çağı Korinth Başlıkları. Anadolu, 20, Stamper, 2005, 68.

74 58 Korinth başlığındaki kullanımı karakteristik olarak başta gelmektedir 190. Dor ve İon başlıklarında görülen doğu etkisi, Korinth de Mısır etkisine dönüşmüştür 191. İlk örneklerinin Bassai Apollon Tapınağı nda 192 olduğu düşünülen Korinth başlıkları Anadolu da da sevilerek kullanılmıştır. Anadolu da Hellenistik Dönem sonuna tarihlenen ilk başlıklar Bergama ve Bodrum Müzelerindeki başlıklardır 193.İlk Korinth başlığını ise Korinth şehrinin mimarlarından Kallimakhos un 194 meydana getirdiği kabul edilir 195. En çok Suriye Krallığı nda geliştirilmiş olduğu anlaşılan Korinth Düzeni nde yapılmış tapınaklar arasında en önemlileri olarak Kilikia da Olba Zeus, Karia da Lagina Hekate ya da Atina da IV. Antiokhos tarafından M.Ö. 174 yılında büyük bir dipteros olarak yapılmaya başlanan fakat ancak İmparator Hadrianus zamanında tamamlanabilmiş olan Zeus Olympios Tapınağı gösterilebilir 196. Tapınak kazısında bulunan kireçtaşından yapılmış Korinth başlığında malzemenin kolay aşınması nedeniyle tarihlemek için fazla detay kalmamıştır. Akanthus yapraklarından hiç birinin olmayışı tarihlemeyi oldukça güçleşdirmektedir. Fakat volütlerin ince uzun yapısı ve aralarındaki mesafelerin darlığı belli ipuçları sunar. Başlığın helix kısmının bir benzeri Pisidia Antiokheia Augustus Tapınağı nın Korinth başlığını andırır. Buradaki başlıkta ince helix kısımları dışında bir bezeme geriye kalmasada helix kısmının üstündeki ok dizisi ile bahsedilen başlıklardaki bu kısımlar benzemektedir 197. Ayrıca Anadolu da Roma İmparatorluk Çağında Hadrian Dönemi ile başlayan süreçte bellirli mimari özellikler görülmektedir. Örneğin, Efes Liman Hamamları nda bulunan bir kompozit başlığın üst kısımda, iki volüt arasında işlenen yumurta ok dizilimi, yine Celsus Kütüphanesi nde bulunan kompozit başlıklardaki aynı dizilimler bu dönem için karakteristik özellik gösterir 198. Kompozit başlıklardaki bu yumurta ok diziliminin farklı bir varyasyonu Korinth başlığında yer bulur. Aphrodisias taki Aphrodite Tapınağı nda bulunan Korinth sütun başlığının üzerinde bulunan fülüt bezemeleri (Res.3.34) ve aynı zamanda Euromos da Zeus Sunağı ndaki Korinth sütün başlığında abakus kısmındaki fülüt bezemeleri Arykanda da 190 Erdem, Z. K. (1996). Anadolu da Hadrianus Dönemi Mimari Bezemeleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, Başaran, C. (1998). Arkeolojiye Giriş. Erzurum: Akademik Araştırmalar, Wotschizky, A. (1950). Zum korinthischen Kapitell im Apollontmpel zu Bassae. ÖJH, 38, İdil, 1976, Kallimakhos un Korinth başlığını buluşu ile ilgili olarak bkz. Vitruvius IV.I Başaran, 1998, Mansel, 1988, Taşlıalan, M. (1993). Pisidia Antiocheia sı Augustus Kutsal Alanı ve Tapınağının Rekonstrüksiyonu, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, İdil, 1976, 19.

75 59 örneğinde de görülmektedir (Res.3.35). Bu özellik Hadrian Döneminde sevilerek kullanılmaktadır. 199 Aynı zamanda Geç Hadrianus Dönemine tarihlenen Euromos taki Zeus Tapınağında bulunan sütun başlığıda akantus yapraklarının işlenişi incehelix kısımları ile Arykanda örneği aynı dönem izlerini taşımaktadır 200. Res Aphrodisias, Aphrodite Tapınağı Korinth sütun başlığı (Gülbay, 2009, Şek. 57). Res Eurosmos. Zeus Tapınağı ndan sütun başlığı (Şimşek, 2011, Lev XLVII, Res. 78). İkinci başlık tapınakta yapılan çevre temizliği ve düzenleme esnasında naos un hemen kuzeyinde ele geçmiştir (Kat. MP. 3). Aslında başlık parçası demek daha uygundur. Çünkü buradaki örnekte diğerleri gibi oldukça deforme olmuş sadece iki akanthus yaprağının uç kısımları gözükmektedir. Yaprakların derinlikleri ve birbirleri ile mesafelerinden yapılabilecek bir yorumlama ile kesin olmamakla birlikte başlık M.S. 2 veya 3. yüzyıla ait olabilir. Tapınağın kuzeyinde bulunan mekânlardan en doğudakinde kullanılan başlıklardan sonuncusu, üzerinde yorumlama yapılması konusunda en şanssız olandır (Kat. MP. 4). Başlık tipi tam olarak yorumlanamayacak kadar hasar görmüştür. Diğer başlıklarla oran olarak uyumundan Korinth tipinde olduğu düşünülebilir. Başlık sonradan kullanıldığı mekanda çıkan yangın sonrası oldukça tahrip olmuş durumdadır. Tarihleme yapmaya yetecek hiçbir veriyi maalesef içermez. Kalathos kısmında 0,45 m.den 0,35 m. ye düşen bir incelme görülmekte genel olarak diğer başlıklara sadece oran olarak uyuşmaktadır 199 Gülbay, O. (2009). Anadolu da İmparator Hadrianus Dönemi İmar Faaliyetler, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, Şimşek, Z. (2011). Allianoi Roma Dönemi Mimari Bezemeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne, 27.

76 60 Podyumlu Tapınağın kazısı esnasında bulunan diğer mimari plastik öğe bir arşitrav bloğunun parçasıdır (Kat. MP. 5) (EK-12A-B). Arşitravlar Yunan ve Roma mimarisinde sütunların üzerine oturarak onları birbirine bağlayarak, çatının ağırlığının sütunlarca ortak bir şekilde taşınmasını sağlamaktadırlar. Bu nedenle arşitravlar ince uzun bir yapıya sahip olup dikdörtgen şeklinde oldukça basit formdadır. Dor, İon ve Korinth Düzenlerinde farklı bezemelerle ve şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Dor Düzeni nde düz olan arşitrav, İon Düzeni nde kademeli olarak fascia dediğimiz bölümlere ayrılarak yüzeyde hareketlendirme sağlanmıştır. Burada ele alınan arşitrav parçasının hem işlenişi hem de yapılışındaki ayrıntı tapınağa ait olması gerektiğini düşünülmüştür. Çünkü Geç Antik Dönem konutları için oldukça ayrıntılı ve özenli işlenmiştir. Sadece bir kısmı korunmuş olan Arşitrav parçası 0,69 m. eninde 0,44m. ve 0,35 m. yüksekliğindedir. Arşitrav parçasının ön yüzünde üç fascia şeklinde bir görünüm hâkim olup 0,06m. yüksekliğinde İon kymationu, 0,025 m. lik sola yatık halat motifi ve altta 0,02 m. lik boncuk dizisi görülmektedir. Arşitrav bloğu üzerinde fascialar arasında yer alan inci-boncuk dizisinde, inciboncukların ip üzerine dizilmiş gibi işlenişi, birbirlerinden aralıklı yerleştirilmesi ve stilistik özellikleri M.S. 2. yüzyılın ilk çeyreği ve sonrası özellikleri göstermektedir. Yumurta ok silmesindeki, yumurtaların altta kabuğa bir ip ile bağlanması özelliği Flaviuslar Dönemi nden başlayarak Antoninler Dönemi içlerine kadar kullanılmaya devam eder. Yumurtaların kabuktan derin ve geniş bir matkap kanalı ile bu kadar ayrılması da M.S. 2. yüzyıl ilk çeyreğinden sonraki bir özelliğe işaret etmektedir. Keramos antik kentindeki Korinth Tapınağı nda bulunan arşitrav ile çok yakın özellikler gösterse de tam olarak benzerini bulmak oldukça güçtür. Keramos Korinth Tapınağı ndaki mimari bezeme de Antoninler Dönemi nin sonlarına tarihlenir 201. Halat motifinin sola yatıklığı ve aralarının birleşme şekilleri, inci bocuk dizilişi ile birlikte İon kymationunun stilistik durumu Iasos Agora Galerileri nde ele geçen arşitrav parçası ile de oldukça benzeşmektedir (Res.3.36). Agora Galerisinde ele geçen bu mimari parça tam olarak Antoninler Dönemi nden Hadrianus Dönemi ne (M.S ) tarihlenmektedir Karaosmanoğlu, M. (1996). Anadolu Mimari Bezemeleri. Roma Çağı Yumurta Dizisi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Erdem, 1996, 43.

77 61 Res Iasos kentinden arşitrav parçası (Erdem, 1996, 43, Lev.41.1). Arykanda da bulunan arşitravın soffit kısmı sade bir şekilde düzenlenmiş 0,075 m. yüksekliğinde 0,45 m. uzunluğundaki korunmuş parçada tek şerit içerisinde sarmal bitkisel bezemeler, tekrar eden vaziyette dallar volüt yaparak sonlanmakta ve bu sarmallar sık bir şekilde devam etmektedir (Kat. MP. 5-B) (EK-12B). Yapılan araştırmalarda soffit kısmındaki sarmal bitkisel bezemenin bir benzerine rastlanmamış bu işleniş tarzının yerel atölyenin bir uygulaması olduğu görülmüştür Buluntular Tapınak ve temenos alanından yorum yapabilecek nitelikte çok az eser ortaya çıkmıştır. Tez içerisine de nitelik açısından önemli olup tezin bütünlüğüne katkı sağlayabilecek eserler ele alınmıştır. Sikkeler ve seramikler dışında birkaç figürin, yine az sayıda ve iyi durumda olmayan mimari parçalar ile doğrudan temenos alanından olmayıp tapınakla ilkişili olabilecek iki adet büst çalışma kapsamında değerlendirilmiştir. Yukarıda da değinildiği gibi tam olarak tapınak alanından olmayıp tapınağın hemen doğusunda bulunan konutlarda iki adet baş bulunmuştur 203. Bu başların bulunduğu konum itibariyle doğrudan tapınakla ilişkilendirmeleri güç olsa da tapınağın kültünün, İmparatorluk Kültü olma ihtimalini irdelemek amacıyla bu çalışmada değerlendirilmişlerdir. Bunlardan birincisi temenos alanında tapınağın doğusundaki Geç Antik Dönem konutunda bulunan terrakotta baştır yılındaki çalışmalarda ele geçmiş ve kazı başkanı Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu tarafından Augustus un karısı Livia olarak tanımlanmıştır. Livia, Augustus un tanrılaştırılması dolayısıyla tanrıça kimliğini kazanmış Hera ve Demeter gibi 203 Bayburtluoğlu, 2010, 18

78 62 bir niteliğin sahibi olmuştur. 204 Bu figürin başının Livia olduğu kesinlik kazanmasa da İmparatorluk Kült tapınımları ihtimalinin değerlendirilmesi açısından göz ardı edilemez. Terrakotta baş oldukça yıpranmış, başın arkası ve üstü kırılmıştır. Yüzün sol tarafı ve alın kısmındaki tahribat daha net şekilde görülmektedir. Yapılan literatür taramasında Livia nın hiçbir varyasyonuna benzemese de Bayburtluoğlu nun tanımlaması göz ardı edilemeyerek tezde yorumlanmıştır. Res Plautilla başı cepheden Kazı çalışmaları esnasında, İmparatoriçe Plautilla ya ait kırık bir baş bulunmuştur (Res.3.37A-B). İmparatoriçeye atfedilen başın burnu kırık olup heykelin çene, alın ve sağ göz tarafında zedelenme ile aşınmalar söz konusudur. Baş taçla süslü olduğu için tacın oturacağı halka biçimli bağlantılar, alında daha büyük, yanlarda daha küçük olarak gösterilmiştir. 205 Genel olarak İmparatoriçe nin ayırt edici portre özelliklerinden biri olan alın üstü şakaklarda bırakılan küçük tüyler burada daha büyük bırakılmıştır. İri gözler, yuvarlak dolgun yüz ifadesi ilk başıkta kendi göstermektedir. Kulaklarının önüne bırakılan saç bukleleri burada da işlenmiştir. Pergamon da bulunmuş şimdi Vatikan Müzesi nde 204 Grether, G. (1946). Livia and the Roman Imperial Cult. The American Journal of Philology, 67(3), Bayburtluoğlu, 2010, 6.

79 63 bulunan diademli mermer Plautilla portresi, aksesuarların aynı olması nedeniyle benzer bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. 206 Portrelerden sonra ele alınacak olan grup terrakotta buluntulardır. İtalyanca terra (=toprak) ve kotta (=pişmiş) kelimelerinden türetilmiş terrakotta, çömlek çamurundan üretilerek, yüksek dereceli fırında pişirilmiş mimari terrakottalar, koku yakıcıları (thymiateria), kül kapları vb. gibi objelere verilen genel addır 207. Fakat bu terim artık pişmiş toprak figürünlerle özdeşleşmiştir 208. Pişmiş toprak figürünler genellikle kırık olarak ele geçmektedir. Sağlam ele geçen figürünler de ekseriyetle nekropolislerde mezar hediyesi olarak bulunanlardır 209. Tapınaklara adak olarak bırakılan terrakotta figürünlerin kırık olarak ele geçmesini Higgins 210, adanan figürinlerin sayılarının artması ve bu sebeple de yeni gelen figürünlere yer açmak isteyen rahiplerin bir daha kullanılmaması için bunları kırıp bothroslara attığını ifade etmiştir. Tapınağın 2008 yılındaki kazı çalışamlarında batısındaki açmada ortaya çıkan bir terrakotta eser kült yorumlanması açısından önemlidir (Kat. Bul. No: 1). Eserin yüksekliği 0,082 m. eni ise 0,052 m. olarak ölçülmüştür. Maalesef tamamı ele geçmemiştir. Bu buluntu iki figürden oluştuğu düşünülen grup eserdir. Arkadan verilmiş olan figür başta Aphrodite yi anımsatsa da ayrıntılı bakıldığında maenad olduğu anlaşılmaktadır. Diğer figür ise bir Satyr dir. Konu olarak ise maenad ve satyrin erotik mücadelesi anlatılmıştır. Çok yakın bir örneği Berlin Antikensammlung da bulunan kabartmalı mermer bir vazo parçası üzerinde görülmektedir (Res.3.38.) 211. Tiyatro ile alakalı olduğu gibi 212 birçok alanla ilişkilendirilen ve birçok sıfatı bulunan Dionysos, genellikle satyrler ve maenadlardan oluşmuş olan bir grupla birliktedir 213. Satyrler, Dionysos alayında yer alırlar, kırlarda ve ormanlarda dolaşırlar, hayvanca duygularlarla maenadlara saldırırlar 214. Aslında satyrlerin bu cinsel saldırı kimlikleri yalnızca menadlarla sınırlı değildir. Hellenistik Dönemden itibaren sıklıkla 206 Özgan, R. (2015). Roma Portre Sanatı III. İstanbul: Ege Yayınları, 96, Saltuk, 1990, 153; Er, Y. (2004). Klasik Arkeoloji Sözlüğü, İstanbul: Phoenix Yayınevi, Kipfer, B. A. (2007). Dictionary of Artifacts. Oxford: Blackwell Publishing, Tavukçu, Z. A. (2006). Parion Nekropolü 2005 Yılı Buluntuları, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, Higgins, R. A. (1967). Greek Terracottas. London: Methuen, Internet: Berlin Antikensammlung dan Satyr ve Maenad. Web: adresinden tarihinde alındı 212 Yunanistanda özellikle Attika daki tiyatro içinde yapılmış Dionysos tapınağı ile ilgili bir bilgi için bkz. Pausanias, Description of Greece, (Çev. W. H. S. Jones). (1918). London: William, Boardman, J. (2002). Kırmızı Figürlü Atina Vazoları. (Çev. G. Engin). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1975 de yayımlandı), Erhat, A. (2002). Satyr. Mitoloji Sözlüğü. (11. Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi, 268.

80 64 gördüğümüz betimlemelerde Satyrler, Maenadlar, Ariadne ve hatta Hermaphrodite karakretleriyle benzer şekilde mücadele içerisinde işlenmişlerdir 215. Res Satyr ve Maenad: Berlin Antikensammlung view[layout]=objekt_item&search[constraints][objekt][searchseriennummer]= adresinden tarihinde alınmıştır. British Museum da bulunan ve M.S. 2. yüzyıla tarihlenen bir mermer rölyef üzerinde de benzer bir betimleme kullanılmıştır (Res.3.39). Satyr bir Nymphe ye saldırmak üzere elini onun elbisesine atmış ve Nymphe de elleriyle kendini savunmaya çalışmaktadır Smith, R.R.R. (2002). Hellenistik Heykel. (Çev. A. Yoltar Yıldırım). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1991 de yayımlandı), Internet: British Museum da bulunan Satyr ve Maenad mücadelesini gösteren bir rölyef için bkz. partid=1&searchtext=sculpture+2202+&page=1 adresinden da alınmıştır.

81 65 Res Satyr ve Nymphe Mücadelesi: British Museum. web: px?objectid=459927&partid=1&searchtext=sculpture+2202+&page=1) adresinden tarihinde alınmıştır. Res Dionysos Heykelciği: Dresden Staatliche Kunstsammlungen. Tapınak kazısında bulunmuş bir başka eser Dionysos a ait bir figürindir (Kat. Bul. No: 2). Figürin ilk etapda sağ elinde para kesesi 217, sol elinde kerykeionunu bazı 217 Hermes in ticaretle olan bağlantısı için bkz. Karaosmanoğlu, M. (2005). Mitoloji ve Ege nin Tanrıları. Erzurum: Eser Ofset Matbaacılık, 125.

82 66 örneklerinde de trophaeum la betimlenen 218 bir Hermes i 219 anımsatsa da ayrıntılı incelendiğinde eserde betimlenenin Dionysos olduğu anlaşılmıştır. Tek parça halinde korunmuş; mevcut yüzeyi aşınmış durumda olmakla birlikte ayak bileğinden itibaren noksandır. İnce kalkerli bir tabaka yüzeyi kaplamıştır. Dionysos un sol elinde simgelerinden biri olan, kozalak ve asma yapraklarından oluşturulmuş Thyrsos u tuttuğu görülmektedir. Sağ elinin altında olasılıkla bir panter bulunmaktadır. Benzer örnek olarak Dresden Staatliche Kunstsammlungen de bulunan 0,75 m. uzunluğundaki mermer heykelcik gösterilebilir (Res.3.40). Burada da Dionysos aynı şekilde işlenmiştir. Bir elinde Thyrsos tutmakta ve sağ elinin altında panter bulunmaktadır. Başında asma ve meyve salkımlarından oluşan kendine özgü şapkası görülür 220. Bu buluntular dışında pişmiş topraktan bir grup eser (bir Eros figürini, bir sütunce ve bir terrakotta yüz) tapınağın hemen altında bulunan Bazilika nın tapınağa yakın olan kısmındaki açmadan çıkmıştır. Doğrudan tapınak kazısında çıkmasa da bulunduğu konum ve nitelik açısından tapınakla irdelenmiştir. Kazı başkanı Cevdet Bayburtluoğlu bu açmadan çıkan Eros figürini, bir sütunce ve Aphrodite başı olabilecek buluntuya dayanarak tapınağın Aphrodite tapınağı olabileceğini söylemiştir. 221 Bu nedenle tez kapsamına alınmıştır. Bunlardan ilki olan figürinde Eros elleri arkaya uzanmış vaziyette başı ise 4/3 oranında sola dönüktür (Kat. Bul. No: 3). Üzeri yaldızlı bir şekilde bulunmuştur. Tutsak Eros olarak adlandırılan bu tipin en erken örnekleri İtalya da ele geçirilen ve M.Ö. 4. ve 3. yüzyıla tarihlenen terrakotta figürinledir. Söz konusu figürinin Anadolu da şu ana kadar 218 Pamphylia ve Pisidia bölgelerindeki sikkeler üzerindeki Hermes betimlemeleri ile karşılaştırmak için Bkz. Demirtaş, N. (2004). Pamphylia Bölgesi Şehir Sikkeleri Üzerindeki Hermes Tasvirleri. ASOS Journal, 8, 235, Resim 6-9; Demirtaş, N. (2015). Pisidia Bölgesi Şehir Sikkeleri Üzerindeki Hermes Tasvirleri. Tarih Araştırmaları Dergisi, 34(57), 44, Resim 5-15; Hermes in Klasik Dönem örneklerine bakıldığında Arykanda örneğinden uzak olduğu görülmektedir. Bkz. Aybek, S., Tuna, M., Atıcı, M. (2009). İzmir Tarih ve Sanat Müzesi Heykel Kataloğu. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Siebert. G. (1990). Hermes. LIMC, V(1), Fig. No. 943a-b, 944a-b; Roma dönemi replikaları için bkz. Maderna, C. (2004). Die Letzten Jahrzehnte der Spätklassichen Plastik. Die Skulpturen des Maussolleions von Halikarnass. Peter C. Bol (Hrsg). Die Geschichte der antiken Bildhauerkunst. Klassische Plastik II. Mainz am Rhein: Verlag Philip von Zabern, 318,Abb. 289; Maderna-Lauter, C. (1990). Polyklet in Rom. H. Beck et all. (Hrsg.). Polyklet. Der Bildhauer der griechischen Klassik. Mainz am Rhein: Verlag Philip von Zabern, 352 Abb Internet: Dresden Staatliche Kunstsammlungen da bulunan Dionysos heykelciği. Web: iew[page]=137&view[category]=overview&search[data]=all&search[mode]=meta&search[match]=similar &view[active_tab]=overview&search[constraints]=dionysos Adresinden da alınmıştır. 221 Bayburtluoğlu, 2008, 9.

83 67 bilinen tek örneğine Patara da rastlanılmıştır 222 (Res.3.41). Eros un bu şekilde kollarının arkada bağlanması tanrıça Nemesis le ilişkilendirilmektedir. Psykhe ye karşı bazen ilgisiz kalan Eros un 223, ona eziyet ettiğini ve Nemesis in de Eros a kızarak kollarını bağladığı bilinmektedir. Çalışma kapsamında değerlendirmiş olduğumuz bu pişmiş toprak figürünün de böyle bir mitosla ilişkili olduğu önerilebilir. Bu gruptan diğer eser, yarı kalıp yöntemiyle sadece ön yüzü işlenmiş Dorik sütuncedir (Kat. Bul. No: 4). Sütuncedeki ince işçiliğe bağlı olarak flute ve arris oldukça belirginken; abakus ve ekinus için bunu söylemek mümkün değildir. Benzer örneklere baktığımızda pişmiş topraktan üretilmiş mimari öğeler genellikle grup eserlere dâhildir. Örneğin Knidos ta ele geçirilen Korinth başlıklı sütunun sol tarafı kırıktır ve Burn ve Higgins e 224 göre bu sütun tapınak betimli bir terrakottaya ait parça olmalıdır. Bu konudaki bir diğer referans noktamız ise Aigai de bulunmuş olan kompozit başlıklı yekpare sütunçedir. Dereboylu, söz konusu bu sütunçenin yanında bir figür olabileceğini önermiş ve bu önerisine de Panticapeum da bulunmuş sütunun yanındaki Aphrodite yi göstermiştir 225. Roma Dönemi ne tarihlenen terrakotta figürünler ekseriyetle Arykanda örneğinde olduğu gibi yarı döküm tekniğinde oluşturulmuştur. Bizim örneğimizin de yarı kalıp tekniğinde (yarı silindir formlu) dökülmüş olması bu sütunun bir plaka üzerinde olduğunu ve yanında bir tapınak betiminin, ya da başka bir figürün olabileceğini düşündürmektedir. Bilindiği gibi figürinlere ekseriyetle nekropolislerde mezar hediyesi olarak rastlanılmaktadır. Arykanda tapınağı çevresinde bulunan bu sütunce tapınağa sunulan bir adak olabilir. Bu gruptaki son eser 4 cm. boyunda terrakotta baş parçasıdır (Kat. Bul. No: 5). Boynun ve yüzün bir kısmı korunmuştur. Sol kaş üzerinden başlayan kırık, asimetrik olarak burun kemeri üzerinden devam ederek yanaklara kadar ulaşmaktadır. Sol göz sağlam kalabilmişken; sağ göz ve çevresi elmacık kemiğine kadar kırıktır. Ayrıca eserin yüzeyinde 222 Işın, G. (1998). Hellenistik ve Erken Roma Dönemleri nde Patara Terrakottaları, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya, Lev. 23a. K. 34; Işın, G. (2007). Patara Terrakottaları. Hellenistik ve Erken Roma Dönemi. Patara V.I. İstanbul: Ege Yayınları, Eros ve Psykhe ye ilişkin mitler için bkz. Grimal, P. (1997). Mitoloji Sözlüğü. (Çev. S. Tamgüç). İstanbul: Sosyal Yayınlar. (Eserin orijinali 1951 de yayımlandı), ; Agizza, R. (2009). Antik Yunan da Mitoloji. Masallar Söylenceler. (Çev. Z. İlkgelen). (İkinci Baskı). (Eserin orijinali 1985 de yayımlandı), İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. 80; Grant, M., Hazel, J. (2002). Who s Who in Classical Mythology, New York: Routledge, ; Rose, H. J. A. (2005). A Handbook of Greek Mythology. New York: Routledge, ; Roman, L., Roman, M. (2010). Encyclopedia of Greek and Roman Mythology. New York: Facts on File, Burn, L., Higgins, R. (2001). Catalogue of the Greek Terracottas in the British Museum. Vol. III. London: British Museum Press, 187, Plate 90 Nr. 2545, Dereboylu, E. (2012). Aigai Pişmiş Toprak Figürinleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir,

84 68 etkili aşınma hâkimdir. Başın sol tarafa doğru hafifçe yatırılmış olmasına bağlı olarak; çene sağa doğru çekilmiştir. Gözaltları, göz kapaklarına göre daha az plastik işlenmiş, bu da daha yumuşak bir görünüm sağlamıştır. Ağız yapısı oldukça küçük ve aralık işlenmiştir. Yuvarlak ve dolgun çenelidir. Hellenistik Dönemden itibaren kadın başları ile tanrıça başlarının veriliş tarzları oldukça yakın durmaktadır 226. Sadece portre olarak tanımlama yapmak büyük bir belirteç olmadığı durumlarda oldukça güçtür. Burada yüzde başın yukarı doğru kaldırılması, aralık ağız ve bakışlarının tanrısallığını vurgulayan ideal yapısı, yani belirli bir kişiye ait olduğunu düşündürecek karakteristik belirteçlerin olmaması başın bir tanrıçaya ait olduğunu göstermesine karşın kesinlik taşımamaktadır. Res Patara dan Tutsak Eros (Işın, 2007, K37.Res.42, 82). Tapınak kazısında ortya çıkan nitelikli tek bir metal eser bulunmaktadır (Kat. Bul. No: 6). M.Ö 7. yüzyılın sonu M.Ö 6. yüzyılın başına tarihlenen ve Phryg omphaloslarına oldukça benzeyen bu bronz eser, stil kritik açısından değerlendirilecek olursa çalışılanlar içerisinde en erkene tarihlenen parçadır 227. Erken Phryg tümülüslerinde birçok, süslemeli omphaloslu phialeler ortaya çıkarılmıştır. Çoğunlukla döküm tekniğinde, düz ya da hafifce 226 Dillion, S. (2007). Portraits of Woman in Early Hellenistic Period. Peter Schultz (Ed.). Early Hellenistic Portraiture, Image, Style, Context. Cambridge: Cambridge University Press, Bayburtluoğlu, 2008, 9.

85 69 içe kıvrık kenarlı, yarı küre biçimli kâselerdir. Omphaloslar parmakla tutmaya uygun bir şekilde dövülmüş ya da içleri boş bırakılmıştır. 228 Bu buluntular dışında kemik buluntular açısından saç iğneleri, cımbızlar ve kozmetik eşyalar da kazılarda ele geçmiştir. 229 Tapınak kazısı esnasında ele geçen kemik buluntulardan biri, bir kolye sarkacıdır (Kat. Bul. No: 7). Eksiksiz durumda ele geçen kolye sarkacında oval topuz biçimli başa sahip iğnenin silindirik gövdesi üzerinde süsleme için yapılmış yedi adet yiv bulunmaktadır 230. Kadınların vazgeçilmez eşyalarından kabul edilen saç iğnelerinin kemik üç örneği kazılarda ele geçmiştir. İğnelerin formları Roma dünyasındaki benzerleriyle uyum göstermektedir. Alt kısmı kırık durumda olan ilk iğnenin (Kat. Bul. No: 8) oval topuz biçimli başı bulunmaktadır. İğnenin silindirik gövdesi üzerinde süsleme için yapılmış yedi adet yiv bulunmaktadır 231. Tam olarak ele geçmemiş iki parça halinde bulunmuş olan ikinci örneğin (Kat. Bul. No: 9) konik biçimli baş kısmı silindirik gövdeye geçişin hemen altında iki yivli bir silme ile süslüdür 232. Üçüncü örnek ise kabaca işlenmiş topuz başlı ve dar boyunlu yapılmış silindirik gövdesi uca doğru incelen bir iğnedir (Kat. Bul. No: 10) 233. Son olarak tapınak kazısında temenos alanında ele geçen sikkelerden de buluntu bazında bahsedilecektir Bu tez kapsamında öncelikle ARY 07 ve ARY 08 Arykanda Kazısı Sikke Envanter Defterlerinden yararlanarak sikkelerin imparatorlara göre yoğunluğu tablo halinde verilmiştir. 228 Vassileva, M. (2002). Frig Tunç İşlemeciliği. Taciser Tüfekçi Sivas, Hakan Sivas (Editörler). Frigler. Midasın Ülkesinde Anıtların Gölgesinde. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 320; Gerçek, A. (2013). Kuzeybatı Pisidia da Elegeçen Demir Çağ Buluntu Grubu. Bilge Hürmüzlü, Murat Fırat, Ayça Gerçek (Editörler). Pisidia Araştırmaları I. Sempozyum Bildiri Kitabı Isparta. Isparta: S.D.Ü. Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, Bu eserler Bayburtluoğlu nun tapınağın Aphrodite tapınağı olabileceği şeklindeki yorumunda savını destekleyen eserlerdir. Bayburtluoğlu, 2008, Benzer örnekler için bkz. Davidson, G. R. (1952). Corinth XII. The Minor Objects, Princeton: American School of Classical Studies at Athens, 284 no Davidson 1952, s.284 no. 2315; Karaca, E. (2009). Allianoi Kemik Eserleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne. s no ; Özgülnar, N. (2007). Perge Kazılarında Bulunmuş Takılar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. s.163 K 89; Garan, H. (2015). Antik Çağ da Kemik Endüstrisi ve Perge'de Bulunmuş Kemik Eserler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. s. 66 İ Davidson (1952), s.284 no. 2315; Karaca (2009) s no ; Özgülnar (2007) s.163 K 89; Garan (2015) s. 66 İ Davidson (1950), s. 119 no. 2326; Karaca (2009) s. 64 no.23; s. 65 no. 26; ; Garan (2015) s. 58 İ13

86 70 Çizelge Sikkelerin imparatorlara göre dağılımı Tapınak Kazısında Bulunan Sikkelerin Dönemleri TRAIANUS DECIUS KONSTANTINIYE (OSMANLI) II. THEODOSIUS HONORIUS AVRELİANUS II VALENTINIANUS ARCADISIUS II THEODISIUS I. THEODOSIUS I. VALENTINIANUS, VALENS YA DA GRATIANUS GRATIANUS GALLIENUS VALENS I. VALENTINIANUS IULIANUS CONSTANTIUS GALLUS CAESAR II. CONSTANTIUS CONSTANS CONSTANTINOPOLIS II. CONSTANTINUS I. CONSTANTINUS II. LICINIUS MAXIMIANUS DIOCLETIANUS III. GORDIANUS ANTONINUS PIUS LYKIA BİRLİK Sikke Adedi Sikkelerin yoğun olarak tarihlendirildiği dönemin II. Constantinus (M.S ) ve Valens (M.S ) olduğu görülmektedir yıllarında yapılan kazılarda tapınak ve temenos alanı içerisinde yapılan açmalarda toplam 256 adet sikke bulunmuştur. Sikkelerin ortaya çıkardığı tarihsel yorum tapınak temenos alanındaki konutların son olarak kullanıldığı dönemi işaret etmesi açısından önemlidir Sondaj çalışması Tapınak kazısının tamamlanmasının ardından bu tezin çalışılması sırasında eldeki verilerin azlığı nedeniyle duyulan endişeyle 2013 yılı çalışma sezoununda tapınağın basamakları ile altarı arasındaki alanda bir sondaja başlanmıştır (Res.3.42). Sondajın amacının tam olarak yapıyı tarihlemeye yönelik yazıt, küçük buluntu veya sikke gibi parçalara ulaşmak aynı zamanda da diğer sorunlara örneğin tapınağın hangi tanrı/tanrıça veya tanrılara adandığı ya da imparatorluk kült alanı olup olmadığı gibi sorulara kesin yanıt bulmak olduğu söylenebilir. Bunun dışında kentin genel mimarisi içersinde tapınağın varsa erken evrelerine ulaşmak ya da erken dönemde herhangi mimari bir yapının üzerine

87 konumlandırılıp konumlandırılmadığı bilgisine vakıf amacıyla da 3.60 m. ye, doğu batı: 1,55 m. ölçülerinde sondaj yapılmıştır. 71 Res Sondaj yapılan alanın kazı öncesi durumu Res Sondaj sonrası ortaya çıkan duvar Yapılan sondajda 0,50 m. inildikten sonra, en uzun yeri 1,30 m. olan ve 0,50 m. genişliğinde bir duvar görülmüştür. Ortalama 0,15 ile 0,30 m. arası genişlikte moloz taşlarlarla örülü duvar çamur harçla örülü özensiz şekilde inşa edilmiştir.. (Res.3.43.) Mimari değerlendirme dikkate alındığında tapınağın hemen önünde belki tapınakla alakalı erken döneme ait bir yapının belki de tapınak inşa edilmeden önce var olan bir mimarinin izleri görülmüştür. Ortaya çıkan bu kısmın daha sonra doldurulup düzlenerek temenos alanı için zemin olarak hazırlandığı düşünülebilir. Bu alanın tam olarak değerlendirilmesi ancak

88 72 tapınak ve onun oturduğu kompleksin kaldırılması ile mümkün olacağından sondaja son verilmiştir.

89 73 4. KÜLT ÖNERİLERİ Bir antik kentteki tapınak aynı zamanda o kentte bir tanrı ya da tanrıçaya tapınım olduğunun kanıtıdır. Bu nedenle bir kültün olması gerekmektedir. Kült hakkında kesin veriler öncelikli olarak kentte ele geçmiş olan yazıtlardan elde edilen bilgilerle oluşmaktadır. Arykanda da İsis, Osiris, Harpokrates gibi Mısır kökenli tanrılar kadar, Zeus, Poseidon, Helios, Asklepios, Athena, Apollon, Artemis, Hermes, Herakles gibi hem yerli hem de Batı kökenli tanrılara tapınım olduğu bilinmektedir 234. Arykanda antik kenti nde ele geçen yazıtlarda, kentte var olan kült alanları ile ilgili olduğu anlaşılan Sabazios 235, Somendeus, Sozon ve Kakasbos, gibi Lykia nın yerel tanrıları olduğu düşünülen tanrı isimlerine rastlanmıştır 236. Tapınağın kime adandığına dair ele geçen bir yazıt olmadığı için hem yapı bulunduğunda öne sürülen kült fikirleri, hemde ilk defa bu tezde ortaya atılan mimari, buluntu ve yazıt odaklı düşünceler tartışılmıştır Augustus-Livia Kültü Tapınağın bir İmparatorluk kültü tapınağı olabileceği şeklindeki eldeki tek veri tapınak temenos alanının dışından 2009 yılı çalışmalarında imparatoriçe Livia ve Plautilla ye ait başların bulunmuş olmasıdır. Livia başı terrakotta dan, Plautilla başı ise mermerden yapılmıştır. Aynı yerden Plautilla ya ait olduğu düşünülen altın bir diadem de ele geçmiştir. 237 Augustus Dönemi nden 238 itibaren daha önceden var olan Kral Kültü geleneği İmparator veya İmparatorlar Kültü ne dönüşmüştür. Genel olarak tapınaklar, sunak veya sikkeler üzerindeki betimlemelerden iki yüze yakın imparator kültü tanınmaktadır 239. Octavian, Augustus unvanını almadan önce Antonius la olan mücadelesini kazandıktan sonra M.Ö. 29 yılında Samos u geçerek Ephesos a gelmiş Lykia a ziyaretlerde 234 Bayburtluoğlu, 2008, Sabazios, Dionysos un adlarından biridir. Trakya da ve Batı Anadolu da bu tanrı Dionysos ile ortak özellikler göstermektedir. Bkz. Sivrioğlu, U. T. (2005). Dionysos Kültü Kökenleri ve Anlamı Üzerine Bir İnceleme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 13-17; Diodorus, VI.4; Efendioğlu, T. (2010). Hellenistik ve Roma Çağı Işığında Lykia da Yerel Tanrı ve Tanrıçalar. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul Efendioğlu, T. 2010, 56,74, Bayburtluoğlu, 2010, Augustus, önceki adıyla Octavianus, M.Ö. 27 yılında Roma Cumhuriyeti ni yeniden kurarak yeni bir dönemi inşa etmiştir. Bkz. İplikçioğlu, B. (2007). Hellen ve Roma Tarihinin Anahatları. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Tırpan, A. A. (1998). Stratonikeia. Augustus İmparatorlar Tapınağı. Konya: Arı Ofset Matbaacılık, 58.

90 74 bulunmuştur. Bu dönemde Roma ile Lykia arasında ilişkilerin yerinde olduğu hatta Xanthos ta bir Caesar tapınağı yapıldığı bilinmektedir 240. İmparator Traianus döneminde Anadoludan birçok şehir Tiberius, Livia ve Senatus adına tapınak yapmak için rekabet içerisine girmiş ve fakat çeşitli nedenlerle elemeler yapılarak rekabeti Smyrna kazanmıştır. Böylece Anadolu da Roma İmparatorluk Kültü için ilk tapınak inşa edilmiştir 241. Roma İmparatorluk Kült tapınaklarının yapımı M. S. 3. yüzyıla kadar devam etse de bu tarihten sonra yapılmış bir tapınağa rastlanmamıştır 242. İmparatorluk Kültü genellikle bolluk ve bereketle özdeşleştirilen Euthenia ya da Demeter ile ilişkilendirilmiştir. İskender sikkelerinde Euthenia figürü ile meşaleler arasında kalatos bulunur. Pergamon sikkelerindeki oturan Demeter olasılıkla Livia nın kendisidir 243. Yani Anadolu da imparatorluk kültü bölgenin yerel inancı ile özdeşleşerek birleşmiştir. Mimarinin uygulanış tarzı bakımından değerlendirliğinde Augustus dönemi kült tapınaklarının en önemlilerinden biri olan Fransa Nimes de inşa edilmiş olan Maison Caree tapınağı, sadece bir podyum üzerinde durması girişinin cepheden sağlanması ve önünün vurgulanması ile Arykanda dakine benzemektedir 244. Aynı şekilde Augustus ve Livia ya adanmış olan Vienne deki tapınak yalnızca yine önden girişi ve platform üzerinde durması ile benzeşmektedir 245. Bulunan başın Livia ya ait olduğu kesin olmamakla birlikte yalnızca tapınağın kazısı esnasında kazı başkanı olan Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu nun başın Livia ait olabileceği düşüncesi bulunmaktadır. Aynı zamanda doğrudan tapınak veya temenos alanında bulunmuş olmadığından tez önerileri açısından zayıf bir ihtimal olarak kalmaktadır Aphrodite Kültü Tapınağın kült önerilerinden biri de tanrıça Aphrodite ye ait bir kültün var olabileceği şeklindedir. Toplam üç sezonda ortaya çıkarılan tapınakta yapının Aphrodite ye adandığı savındaki veriler ele geçen birçok iğne, saç tokası, cımbız gibi kozmetik ve dikişle alakalı materyallerdir. Aynı zamanda tapınağın hemen altında Bazilika nın batısında yapılan 240 Akşit, O. (1971). Hellenistik ve Roma Devrinde Likya. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, Üreten, H. (2014). Tralleis: Augustus Neokratı [ΝΕΩΚΟΡΟΣ ΤΟΥ ΣΕΒΑΣΤΟΥ] Tarih Okulu Dergisi, XX, Çulha, Z. (2005). Batı Anadoluda İmparatorluk Kült Tapınakları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, Grether, 1946, Thorpe, 2002, Blagg, T. (1983). Architecture. Martin Henig (Editör). A Handbook of Roman Art. A Compherensive Survey of All the Arts of the Roman World. Ithaca, Newyork: Cornell University Press, 56; Moore, G. F. (1971). The Roman s World. New York: Biblo and Tannen, 353.

91 75 açmada altın varaklı bir grup figürin aynı alanda ortaya çıkmıştır. Bu eserler tez kapsamında buluntular kısmında anlatılan; Eros Heykelciği, bir kadın başı figürini ve bir adet sütuncedir yılında tapınak temenosunda yapılan çalışamlarda yine Aphrodite heykelciği ve Dionysos 246 figürini bulunmuştur. Bu buluntu gruplarından yararlanarak tapınak için Aphrodite Tapınağı olabileceği yorumlamasına gidilmiştir 247. İmparator Augustus un Aphrodite ile bir bağlantısı bulunmaktadır. Örneğin Stratonikea daki Augustus İmpartorlar Tapınağı antalarındaki yazıtlardan dolayı İmparatorlar Tapınağı olarak adlandırılmıştır. Aynı zamanda tapınaktaki kazılarda Kharit yontularının bulunması, frizlerde Aphrodite nin simgelerinden güvercin motiflerinin olması ve Augustus un soyu olan Iulius Cladius ailesinin kendi soylarını Aphrodite ye bağlayıp tanrıçayı kendilerinin özel tanrıçaları saymaları nedenleri ile tapınağın kültünün adlandırılmasında Aphrodite İmparatorlar Kültü tanımlanması uygun görülmüştür 248. Arykanda daki tapınağın bu örnekte görüldüğü gibi iki kültü bir arada barındırabileceği ihtimali olasada eldeki veriler Stratonikea antik kentindeki kadar güçlü olmadığı için bunu iddia etmek çok doğru olmayacaktır. Aynı zamanda mimari olarak in antis kullanılması dışında iki tapınak arasında bir benzerlik bulunmaz. Stratonikea daki tapınak, peripteral düzende templum in antis plandadır. Dört tarafını çevreleyen üç basamaklı bir krepis bulunmaktadır. Fakat Arykanda daki tapınak girişi yalnızca cepheden olup önünde merdivenleri olan bir in antisdir. Aphrodite kültüne bakacak olursak, kültün yayılım alanı incelendiğinde çoğunlukla denizci insanlar aracılığıyla Kıbrıs ve Girit deki yaygın inanış tüm Akdeniz ve Ege Havzasına yayılmıştır 249. Su ve denizle ilişkilendirilmiştir çünkü tanrıça denizdeki bir ak köpükten doğmuştur 250. Plastik eserlerdeki suyla ilişkili betimlenmesi bakımından Samos Heraion unda ki bulunan bir heykelde tanrıça elinde bir su bardağı ile tasvir edilmesi ilginçtir. Kendisine atfedilen Apotauros sıfatının lokal dilde; güçlü sulara ait, anlamında 246 Bu figürin ilk bulunduğunda Apollon olarak yorumlansa da Dionysos olması daha muhtemeldir. Ayrıca figürinin Dionysos olduğu konusunda görüşlerini belirten Dr. Mustafa Koçak ve Yrd. Doç. Dr. Murat Çekilmez e görüşlerini paylaştıkları için teşekkür ederim. 247 Kazı başkanı Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu bu buluntu gruplarını gördükten sonra kazı sezonu sonundaki kazı raporunda tapınağın büyük ihtimalle Aphrodite Tapınağı olduğunu belirtmiştir. Bkz. Bayburtluoğlu, 2008, Tırpan, 1998, Farnell, L. R. (1896). The Cults of The Greek States, Oxford: Clarendon Press, Hesiodos. Theogonia

92 76 kullanıldığı düşünülmüştür 251. Arykanda antik kentinde, daha önce değinildiği üzere kentin adını aldığı yüksek kayalıktan gelen sular ve vadiden akan güçlü dereyle birlikte denize kıyısı olmamasına rağmen Tanrıça Aphrodite ye bir tapınım olabilir. Aynı zamanda Arykanda da yapılan 1990 yılı kazılarında Bouleterion un alt terasında yapılan kazılarda bir Aphrodite heykelciği bulunmuştur. Tez çalışmasının konusu olan tapınaktan farklı bir alanda bulunmuş olmasında karşın bu eser, kentte Aphrodite ye ait bir inancı gösterdiği şeklinde düşünülebilir 252. Genel olarak eldeki verilerle tapınağın Aphrodite ye adanmış olması mümkün görünmesine karşın, karşıt durumlarında bulunmasından dolayı yapının tanrıçaya adandığını söylemek kesin olmayacak bir yargıdır. Ayrıca Aphrodite tapınaklarına baktığımızda ise mimari olarak Arykanda daki Podyumlu Tapınağa benzer bir durum söz konusu değildir. Hiç birinde Arykanda da olduğu gibi kan akıtma havuzu ve kurban bağlama bloğu bulunmaz. 4.3.Demeter-Dionysos Kültü Arykanda Podyumlu Tapınağı nın mimarisine bakıldığında en dikkat çekici kısımlardan biri yapının basamaklarına yaslanmış vaziyette olan kan havuzudur. Böyle bir bölümün yapılışı tek başına kan, kan akıtma ve kanla ilgili bir ritüelin tapınak kültünde önemli bir yerinin olduğunu gösterir. Yunan ve Roma tapınaklarında kurban kesmek ve kan akıtmak oldukça yaygın bir davranıştır. Bunun dışında kanın özellikle toprağa akıtılması bazı durumlarda belli bir dinsel inanışı simgler. Bu durum, kanın bereketle ve diğer dünya ile bağlantısı şeklinde yorumlanır. Öncelikle bereket, bolluk ve ürünler Ana Tanrıça ile özdeşleşmiş kavramlardır. Anadolu coğrafyası tarih boyunca farklı kültürlere ve dinlere sahne olmuştur. Hem önemli kültürlerin doğduğu yer hemde çoğrafi bir geçiş güzergâhı olduğu için zaman içerisinde çok fazla değişmiş kaynamışmış, etnik ve kültürel olarak çeşitlilik kazanmıştır. Anadolu da Ana Tanrıça Kültü nün ilk yeri olarak Phrygia olduğu bilinmektedir. M.Ö. 1. binden M.S. 5. yüzyıla kadar tanrıçaya tapınım görülmüştür 253. Farklı bölge ve dinlerde, İştar, Kybele, Artemis, Demeter adı altında aynı nitelikte bulunan bu tanrıçalar 251 Durna, G. E. (2002). Antik Çağda Güney-Batı Anadolu (Karia) Bölgesi nde Aphrodite Kültü. Aphrodite Karakterine Analitik Bir Yaklaşım, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, Bayburtluoğlu, C. (1992) Arykanda Kazısı Raporu. KST, 13(2), Roller, L. E. (2004). Anatanrıça nın İzinde. Anadolu Kybele Kültü. (Çev. B. Avunç). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1999 da yayımlandı), 22.

93 77 anatanrıça tipini sembolize etmişlerdir 254. Meter, Kybele ve Meter Theon, Yunan ve Latin andlandırmalar olarak Ana Tanrıçayı ifade eden Phrygia daki Meter Matar (yani Anne) adından gelmektedir 255. Ana Tanrıça nın başlıca özellikleri bereketi, dünyada yaşamın sürekliliğini sağlamasıdır. Bu noktada kan bereket için önemli bir araçtır. Kan, Paleolitik Dönemden itibaren spermle birlikte hayatın özünü ve kutsallığını temsil etmektedir 256. Örneğin, Kybele ye yapılan törenlerde kan ve kesilen cinsel organlar yeryüzü ana nın bereketini sağlamaktadır 257. Burada kan bereket için önemli bir konumda olmalıdır. Aynı zamanda Yunan ve Roma mitolojisinde ve başka mitolojilerde de kan bereketi temsil etmektedir 258. Örneğin Phrygia bölgesinde Tanrıça Attis için yapılan törenlerde rahipler kendilerini keserek kanları ile sunağı ve ağacı sulayarak tanrıçanın ölümünü ve tekrar dirilişini temsil etmektedirler 259. Anadolu ve Trakya da farklı isimlerle anılan Ana Tanrıça Roma ya da nüfuz etmiştir. Örneğin Phryglerin Kybele si II. Kartaca Savaşıyla birlikte Roma ya gelmiştir. Savaşın kazanılacağı ve Hannibal in yenileceği şeklindeki öngörü ancak bu tanrıçanın Roma da kabul görmesiyle mümkün olacaktır. Roma nın Hannibal ı yenmesinden sonra tanrıçaya Roma da tapınılmaya başlanmıştır. Roma daki gizem dinlerinden biri haline gelen bu kültte bir çukur kazılır ve kurban kanı oraya akıtılarak rahip bu kanda kendisini yıkadığı bilinmektedir 260. Burada yine Ana Tanrıça ve kan, kan akıtılan çukurun ilişkisine değinilmiştir. Yine Roma Dönemi nde tanrıça Meter in kültü yaygınlık kazanmış koruyucu ve kente bereket sağlayan tanrıça olma özelliğini korumuştur. Roma da Kybele ve Demeter bir tutulmuştur. 261 Hera Demeter, Aphrodite tanrıçanın bir tutulduğu 254 Kurt, M. (2010) Tanrıça Kültü ve Hristiyanlıktaki Meryem Figürüne Etkileri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Rize Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Rize, Bøgh, B. (2012). Mother of The Gods, Goddess of Power and Protector of the Cities. Numen, 59, Eliade, M. (2003a). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi. Cilt I. Taş Devrinden Eleusis Mysterialarına. (Çev. A. Berktay). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1976 de yayımlandı), Eliade, M. (2003b). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi. Cilt II. Gotama Budha dan Hristiyanlığın Doğuşuna. (Çev. A. Berktay). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1978 de yayımlandı), Adonis in kanından mersin çiçeğinin doğması için bkz. Erhat, 2002, 12; Kronos un kanından Eriynsler in doğuşu için bkz. Erhat, 2002, 128; Attis in kanından çam ağacının doğması ve Kybele Tapınağına baharda bir çam ağacının getirilmesi için bkz. Frazer, J. G. (1991). Altın Dal. Dinin ve Folklörün Kökleri - 1 (Çev. M. H. Doğan). İstanbul: Panel Yayınları. (Eserin orijinali 1890 da yayımlandı), ; Çapar, Ö. (1978). Roma Tarihinde Magna Mater (Kybele) Tapınımı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi. 29(1-4), Campbell, J. (2000). Kahramanın Sonsuz Yolculuğu. (Çev. S. Gürses). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1949 da yayımlandı), Pervin, S. (2006). Augustus Dönemi Din ve Din Propagandası, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, Çapar, 1978, 184.

94 78 Hellen tanrıçalarıdır. 262 Demeter Thesmophoros sıfatı ile tanrıçanın tapınım alanının şehir surları dışında bulunması da Kybele kültü özelliği sergilmektedir. 263 Kurban edilecek olan hayvanın kanının akması içil özel olarak yapılmış bir kısmın bulunması aslında yapılan ritüele ne kadar önem verildiğinin ve hayvan kanının gelişi güzel akmamasına duyulan özenin bir ispatıdır. Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi Arykanda daki tapınakta da kanın toplanması için ayrı bir önem gösterilmiştir. Ana tanrıçanın Roma Dönemi yorumlamalarında ona eşlik edenler arasında Demeter ve Aphrodite de bulunmaktadır 264. Genel olarak Aphrodite, Demeter ve Dionysos ile bağlantılı olarak bir Ana Tanrıça tapınımından bahsedebilir. Aphrodite ninde Roma Dönemi nde Ana Tanrıça ile beraber anılması, ona eşlik eden tanrıçalardan biri olması Aphrodite nin de Ana Tanrıça nitelikleri olan ilişkisini anlatması önemlidir. Kanın bereketin yanında yer altı tapınımı ile de yakından ilişkisi mevcuttur. Yer altı tanrılarından en önemlisi olan Hades aynı zamanda zenginliği de simgeler 265, bereket boynuzu ve asa ile tasvirleri de mevcuttur 266. Ölü toprak baharda yeniden canlanmak için onun bağrından yeniden canlanır 267. Yer altı tanrılarına tapınıma odaklanıp mimariye ayrıntıyla yöneldiğimizde tapınağın kuzeyine inşa edilmiş olan kan akıtma havuzu 2,50 m.ye 2,15 m. ölçülerindedir. Bu ölçüler yüksek miktarda kanın akması için yapılmış geniş bir alanın bulunduğu anlamına gelmektedir. Böyle bir alanın yapılmış olması, tapınım gören tanrının yer altına ait bir tanrı olduğu savını doğrular niteliktedir 268. Olymposlu tanrılara yapılan kurban kesme ve sunumlar ile yer altı tanrılarına yapılan sunumlar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Yer altı tanrılarına adanan sunumlar hakkında fazla veri ele geçmemiş olsa bazı bilgiler mevcuttur. Kanın toprakla temas etmesi ve özel bir havuz ya da bölüm yapılmış olması Khitonik bir tanrıya tapınım yapıldığının belirteci olarak kabul etmek kesin olmasa da 262 Polat, 2013, Gasparro,G.S.(1985). Soteriology And Mystic Aspects in the Cult Of Cybele And Attis,Leiden, Brill Academic Publishers Polat, G. (2013). Thrakia da Ana Tanrıça Kültü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne, Hamilton, E. (2006). Mitologya. (Çev. Ü. Tamer). İstanbul: Varlık Yayınları. (Eserin orijinali 1942 de yayımlandı), Fink, G. (2004). Antik Mitoloji de Kim Kimdir?. (Çev. S. Erfındık Yalçın). İzmir: İlya Yayınevi. (Eserin orijinali 1993 de yayımlandı), Rossenberg, D. (2003). Dünya Mitolojisi. Büyük Destan ve Söylenceler Antolojisi. (Çev. K. Akten vd.) Ankara: İmge Kitabevi. (Eserin orijinali 1990 yayımlandı), Estin, Laporte, 2002, 63.

95 79 belirleyici olabilir. Örneğin Homeros un Odysseia adlı eserinde, Odysseus Kirke nin 269 önderliğinde bir çukur kazar ve kurban sunularını bu çukurun içerisine atar 270. Burada Odysseus, Olympos tanrılarından değil, yer altı tanrılarından medet ummaktadır. Batı Anadolu da, Demeter kültü ile birlikte diğer Khitonik tanrılara ait tapınım yaygındır. Kültü erken dönemlerden itibaren yer altı ile ilişkilidir. 271 Yer altı tanrılarının yazıtlar ışığından Batı, Orta ve Doğu Lykia da adları geçmektedir. Doğu Lykia da Arykanda antik kentinde yer altı tapınımı olduğunu gösteren yazıt olarak sadece Dionysos un diğer adlarından biri olan Sabazios ele geçmiş olasada Arykanda ya çok yakın yerler olan Elmalı ve Olympos ta yer altı tapınımı olduğunu gösteren yazıtlar bulunmuştur 272. Antik Dönemde bazı tanrıların adlarını söylenmekten dahi çekinilir ve onlardan korkulurdu. Yer altı tanrılarıda bu gruba girmektedir. 273 Arykanda daki yazıtlarda da özel isim vermeden sadece yer altı tanrısı ibaresinin kullanılması bu nedenle geçmiş olmalıdır. Demeter ve Kore ye ait tapınaklarda domuzların mevcut çukurlara atılarak kurban edildikleri bilinmektedir. 274 Demeter e yapılan ayinlerde kadınlar başrol oynamaktadır. Gece tapınağın önünde yapılan ayinde, kesme işlemi için orak kullanılır ve kesilen hayvanlarının hepsinin aynı yöne yatırılır. Orak kullanılması ve kadınların ayini yönetmesini, tanrıça Demeter in bereket ve tarımın tanrısı olması durumuna bağlanmaktadır 275.Priene antik kentinde Templum in antis planlı Demeter Tapınağı nın yanında bir kurban çukuru bulunmaktadır. 276 Arykanda daki Podyumlu Tapınakta bulunan kan akıtma havuzu da bu benzerlikten yola çıkarak kült yorumlanması konusunda önemlidir. Pergamon Demeter Tapınağı nın bulunduğu alanın doğu yarısında törenleri izleyen kişiler için bir seyir basamağının olması 277 aynı zamanda Arykanda Podyumlu Tapınağı nın batısında son yapılan çalışmalarda ortaya çıkan seyir basamaklarıda benzerlik açısından önemlidir. 269 Büyücü Tanrıça Kirke, Aiaie adasında oturur, Odysseus, serüvenlerinde başlıca rol oynamıştır. Kirke için bkz. Erhat, 2002, ; Can, Ş. (1994). Klasik Yunan Mitolojisi. (Üçüncü Baskı). İstanbul: İnkılap Kitabevi, Campbell, J. (2003). Batı Mitolojisi. Tanrının Maskeleri. (Çev. K. Emiroğlu). (Üçüncü Baskı) İstanbul: İmge Kitabevi. (Eserin orijinali 1964 de yayımlandı), Radt, 2001, Bu yazıtlarda tanrı ya da tanrıçanın adı geçmez yer altı tanrıları olarak genelde θεοῖς χθονίοις şeklinde geçmektedir. Bkz. Efendioğlu, 2008, Sevgi, P. (2006). Augustus Dönemi Din ve Din Propagandası, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, Bremmer, J. N. (2014). Initiation into The Mysteries of The Ancient World. Berlin/Boston: De Gruyter, Johnston, S. (2012). Demeter in Hermione: Sacrifice and Ritual Polyvalance. Arethusa, 45(2), Anabolu, M. U. (1988). Batı Anadolu'da Bulunan Demeter ve Khitonien Tanrılar ve Tapınakları. AST, VI, Üreten, H. (2003). Neşredilmiş Yazıtlar Işığında Hellenistik Dönemde Pergamon Kenti Tanrı ve Kültleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 101.

96 80 Lagina daki Hekate Tapınağı nın naosunda yapılan çalışmalarda bir botros çukuru bulunmuş tanrıçaya burada sunu yapıldığı anlaşılmıştır 278. Hekate 279 yer altı dünyasını temsil eden Khitonik bir tanrıçadır. Arykanda da ki bahsedilen alanla birebir benzerlik gösteren yerler olmasa da yer altı dünyasının kültsel tapınımında bir birliktelik olduğu aşikârdır. Söylendiği gibi Demeter Khitonik tapınımlarda rol oynar ve birçok kutsal alanında çukurlar, kat akıtmak ve kurban etmek için bulunmaktadır 280. Bazı Demeter ayinlerinde hayvanlar tamamen yakılmaktadır. İnsanların yemesi için geriye hiçbir şey bırakılmayıp, kesilen hayvanların kanının akması için çukurlar bulunmaktadır. Böylece hayvanın kan kaybından ölmesi sağlanmaktadır 281. Anadolu da daha eski bir halk olan Hititlerde kurban kesim esnasında kanın bir çukura akıtılması, çukurun yer altından bir tanrı ile çok yakından bağlantısının olması nedeyiyle yer altı tanrısı tapınımı yapıldığını düşünülmektedir 282. Bu gelenek zaman içerisinde sürmüş olabilir. Demeter tapınımlarında kullanılan kurban çukuru ile Arykanda daki tapınakta bulunan kan akıtma çukurunun bu tarz bir ayinde kullanılmış olması muhtemeldir. Demeter hem yer altı hem de hasatın, baharın 283, bereketin tanrıçasıdır 284. Ana Tanrıçalar tapınım farklı çoğrafi bölgelerde farklı isimlerle anılıyor olsada aynı özellikleri taşıyan benzer tanrıçalardan bahsedilmektedir.ana Tanrıça Hellen dünyasında Gaia, Hera gibi Demeter ile de özdeşleşmiştir 285. Demeter de bir anatanrıçadır ve onun özelliklerini taşır. Adını toprak ana anlamına gelen Ge-Meter den almıştır. 286 M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren oturan Ana Tanrıça ya yapılan ritüellerde tanrıçaya yaklaşan ellerinde meşale tutan grup tanrıçanın Khinotik yönünün bir göstergesi olmalıdır Büyüközer, A. (2006). Lagina Hekate Tapınağının Matematiksel Oranları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 17; Tırpan, A. A., Gider, Z., Büyüközer, A. (2012). Temple of Hekate at Lagina. Thekla Schulz (Hrsg). BYZAS 12. Dipteros und Pseudodipteros Bauhistorische und Archäologische Forschungen. Internationale Tagung an der Hochschule Regensbuch. İstanbul: Ege Yayınları, Hekate için bkz. Erhat, 2002, Stehle, E. (2007). Thesmophoria and Eleusinian Mystreies: The Fascination of Women s Secret Ritual. Maryline Parca and Angeliki Tzanetou (Eds.). Finding Persephone: Women s Ritual in Ancient Mediterranean. Bloomington: Indiana University Press, Johnston, 2012, Sevinç, F. (2007). Hititlerde Ölülere ve Yer altı Tanrılarına Sunulan Kurbanlar, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, Couch, M. (1997). Greek&Roman Mythology. London: Tiger Books International, Erhat, 2002, Munn, M. H., (2006): The Mother of the Gods, Athens, and the Tyranny of Asia: A study of Sovereignty in Ancient Religion, California:University of California Press, Sina, A. (2004). Eleusis'de Demeter Kültü ve Kadın Ritüelleri. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 44(1), 38; Friedell, E. (1999). Antik Yunan ın Kültür Tarihi. (Çev. N. Aça). Ankara: Dost Kitabevi. (Eserin orijinali 1994 de yayımlandı), Roller, E. L. (1991). The Great Mother at Gordion: The Hellenization of an Anatolian Cult. JHS, 111, 140.

97 81 Dionysos a tapınım konusunda önemli verilerden biri de metin içerisinde anlatılan Dionysos figürini ve Dionysos Şenliklerinde hep var olmuş olan onun alayından maenad ve saytr mücadelesini konu edinen gruptur. Bu iki buluntuda Dionysos ve onun şenlikleri ile alakalı olup tanrıya ait bir tapınım olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Atinada Dionysos alakalı olan Anthesteria Bayramı 288, Ölüler Bayramı olup, onların yani ölülerin tanrısı Dionysos Khtonios icin yapılıyordu. 289 Bilindiği üzere Dionysos aynı zamanda yer altı dünyasının da bir tanrısıdır 290. Tanrının doğumu hakkında söylenen iki söylencede de tanrının yeniden doğumu ve yer altı ile olan bağlantısı geçmektedir. Zeus un Semele olan ilişkisinden doğan Dionysos un 291, Zeus un Persephone ile olan ilişkisinden doğduğu şeklinde ikinci söylencesi ile hem de bazı anlatılarda Demeter in direkt oğlu olarak gösterilmesiyle 292 tanrının yer altı dünyası ile olan ilişkilerini de açıklar niteliktedir 293. Heredotos da Dionysos için: Mısırlılara göre cehenneme egemen olan tanrı Dionysos ve Hades tir, diyerek hem Dionysos un Mısır da da yer altı dünyasına ait bir tanrı olarak kabul edildiğini söyler 294. Arykanda da bulunmuş olan tapınak ile ilintilenen Dionysos betimli figürinler neticesinde Ana Tanrıça ile Dionysos un bir ilişkisi olduğuda görülmektedir. Meşaleler gece yapılan ayinlerde önemlidir ve bu meşale yakma eylemi Dionysos ritüllerininde birer parçasıdır. Demeter ayinlerinde önemli bir öğe olan meşalenin Dionysos törenlerinde de olması durumu tanrıçanın, Dionysos ile olan bağlantısını göstermektedir 295. Dionysos un yer altı ile ilişkisine değindikten sonra tanrının bereketle olan ilişkine değinmek gerekmektedir. Dionysos ölmüş ve tekrar dirilmiştir 296. Dionysos her kış ölen ve daha sonra her baharda yeniden hayat bulan bir tanrıdır 297. Yeniden doğumun ve bereketin tanrısı olarak adlandırılabilir. Yani inanlar için tabiat gibi sonrabaharda ölmekte sonra 288 Anthesteria ayının 11.ve 13. Günleri arasında geçen sürede Dionysos un deniz yolu ile Atina ya tekrar gelişini kutlamak amacıyla yapılan bayramdır. Bkz. Metzger, H. (1944). Dionysos Chthonien D'après Les Monuments Figurés de la Période Classique. Bulletin de Correspondance Hellenique, 68(1), Şahin, N. (1996). Beyaz Lekythos lar Işığında Klasik Devirde Atina da Ölüm İkonografisi ve Ölü Kültü. Arkeoloji Dergisi, IV, Burkert, W. (1999). İlk Çağ Gizem Tapıları. (Çev. S. Şener). İstanbul: İmge Kitabevi. (Eserin orijinali 1987 de yayımlandı), 164; Friedell, 1999, Euripides, Bakkhalar, Pişkin, C. (2007). Antik Çağda Karia Bölgesi nde Dionysos Kültü ve Şarap Üretimi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, Öztürk, B. (2010). Roma İmparatorluk Çağı Küçükasyası nda Dionysos Kültü. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 40; Pişkin, 2007, Herodotos II Summers,K., (1996).Lucretius Roman Cybele,Related Cults Essays in Memory of M.J.Vermaseren, Eugene N. Lane(Eds),Leiden Mansel, 1988, Öztürk, 2010, 37.

98 82 yeniden doğmaktadır 298. Dionysos Kültü zaman aralığı olan bin yılı aşkın bir süre boyunca Yunanistan, Adalar, Anadolu, Afrika gibi birçok geniş alanı kaplayarak diğer ritüeller ve kültlerle oldukça karışmış ve değişime uğrayarak olarak çeşitlilik kazanmıştır 299. Dionysos adına düzenenlenen Anthesteria bayramları aynı zamanda doğanın ölümü ve doğumu üzerine yapılmakta olan bayramlardır. Güçlü bir demir halka ve onu taşıyan sağlam bir bloğun tapınak önünde bulunması boğa gibi güçlü bir hayvanın burada kurban edildiğini gösterir. Bu saptama sonucunda Dionysos ve boğa ilişkisi incelendiğinde, Dionysos un boğa ile ilişkilendirilerek boynuzlu olarak betimlendiği tasvirleri bulunmaktadır. Hatta bazen tanrı boğanın kendisi olarak da betimlenebilir 300. Ayrıca antik kaynaklarda da Dionysos un boynuzlu, hayvan, boğa biçimli adlandırmaları da mevcuttur 301. Bazı tasvirlerde de tanrı boynuzlu olarak gösterilir. Boğa ile tanrının beraber şekillenmesi, tapınaklarda kesilen boğa ve kanın ilişkilendirilmesi bakımından ayırt edici ayrıntılardır. Ordu ili sınırları içerisinde bulunan Kurul Kalesi kazılarında ortaya çıkarılan bir büstte Tanrı Dionysos boynuzlu olarak tasvir edilmiştir 302. Aynı şekilde Amisos antik kentinde ele geçen figürinlerden bazılarında Tanrı Dionysos boğa boynuzlarıyla Dionysos Tauromorphos epithetiyle tasvir edilmiştir 303. Dionysos şenliklerinde baharın gelmesi, şarabın ikinci kaynatmasının yapılması, asmaların budanması ile ilgili olarak içilen şaraplarla yapılan danslar, bolluk ve bereketle ilişkili olarak tanrının bu yanını göstermektedir. Şenliğin son gününde kutsal sayılan hayvanların kanları içilir ve etleri çiğ çiğ yenmektedir. Bu şekilde kendilerinde tanrılarının bir parçasını bulduklarına inanırlar. Böylece Enthysiasmos durumunu yaşamaktadırlar 304. Bu açıklamalar doğrultusunda şarap bereket ve kanın ortak bir paydası olduğu anlaşılmaktadır. Arykanda da kültü olduğu bilinen tanrılardan biri de Sabazios tur. Bu tanrı Dionysos ile özdeştir. Dionysos un isimlerinden biri olarakta kullanılır. Bu nedenle Arykanda da Dionysos a ait bir tapınak aramak yanlış olmayacaktır. Bu nedenle çalışılan tapınağın bu tanrıya ait olma ihtimali bulunmaktadır. Bu savın karşısındaki en önemli dayanak ise 298 Taşlıklıoğlu, Z. (1954). Dionysos Dini ve Tragedia. Tarih Dergisi, 7(10), Öztürk, 2010, Akmaz, G. (2014). Şiva ve Dionysos: Hint ve Yunan Mitolojilerinde Doğa ve Kültür Bütünlüğü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, Strabon, XV.I-VII.9; Lucianus, Dionysus (Bachus), Şenyurt, Y. S., Akçay, A. (2016). Kurul Kalesi (Ordu) VI. Mithradates Dönemi Yerleşimi Üzerine Ön Değerlendirmeler. Seleucia, 6, 235, Levha Atasoy, S., Zeyrek, T. H. (2004). Amisos (Eski Samsun) Pişmiş Toprak Eserleri. İstanbul Arkeoloji Müzeleri nden Yayımlanmamış Örnekler. Anadolu Araştırmaları, 17(2), Öztürk, 2010, 44

99 83 Anadolu daki Dionysos a ait tapınım alanlarında örneğin en önemlilerinden biri olan Pergamon Dionysos tapınağında böyle bir kan akıtma havuzu mevcut olmamasıdır 305. Bu durumda Dionysos un Demeter ile olan benzer kült özellikleri neticesinde Demeter tapınaklarında Dionysos bağlantlı figürlerin ele geçmesinin beklenebiliriliği önem kazanır. Görünen odur ki Arykanda da Podyumlu Tapınağı Dionysos, Demeter ve Aphrodite ye ait kült verileri sunmaktadır. Dionysos dışında yukarıda belirtilen tanrıçaların hepsi Demeter gibi Meter gibi Kybele gibi farklı bölgelerde farklı isimlerle anılan fakat koruyucu, kollayıcı ve bereketi temsil eden Ana Tanrıça kültü altında birleşmektedir. Bu nedenle tapınağın bir Ana Tanrıça kültü özelliklerini gösterdiği örneğin Demeter tapınımı yapıldığını düşünmek yanlış olmayacaktır. 305 Radt, 2001,

100 84

101 85 5. SONUÇ Lykia, Hellenistik Dönem den itibaren Anadolu nun diğer bölgelerinde olduğu gibi Yunan Kültürü nün etkisinde kalmaya başlamıştır. Bu etki Roma İmparatorluğu nun tüm Anadolu yu egemenliği altına aldığı İmparatorluk Dönemi nde bu kez Romalı üslubuyla kendisini devam ettirmiştir. Arykanda daki Podyumlu Tapınak da Romalı tarzda inşa edilen yapılardan sadece biridir. Tapınak form olarak Roma tapınakları özelliği göstersede kült olarak Anadolu nun kendi inancının bir yansımasını göstermektedir. Bu yansımanın Roma inancı ile Anadolu inancının etkileşiminin bir göstergesi olduğu aşikardır. Roma Hukuku nda tapınaklar için kimsenin malı değildir açıklamasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu yapılar şahısların değil doğrudan tanrı - tanrıça tarafından kullanılan yapılardır 306. İlk tapınakların inşa edilmesi ile onlardan önce var olan konutlar arasında derin bir ilişki mevcuttur. Dolayısıyla bu yapılar tanrı için yapılmış özel bir ev anlamını da barındırmaktadır 307. Tapınaklar ilk olarak ahşap olarak yapılmışlardır. Taş ve mermerin tapınak mimarisinde kullanılması M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren başlar 308. Arkaik Dönem öncesinde tapınma eylemi yüksek kayalık bir yere bir tanrı veya tanrıça heykeli koyarak başlamış, daha sonra heykelin etrafı büyük bloklarla çevrilmiş ve bölümlere ayrılmıştır. Bu arada tanrı veya tanrıça heykelinin önüne bir sunak yerleştirilmiş ve buraya naos veya cella adı verilmiştir. Bir sonraki aşamada ise tanrı ya da tanrıça heykelinin tabiat olaylarının etkisinden korunması amacıyla bu kutsal alanın yani naos un üzerini örtme zorunluluğu duyulmuş ve böylece tapınaklar gerçek yapı karakterini kazanmaya başlamıştır 309. Antik Dönem tapınakları zaman içerisinde pek fazla değişime uğramazlar. Genelde dikdörtgen yapıda olup naos ve pronaos adı verilen iki odadan oluşmaktadırlar. Asıl farklılık gösteren kısımları, etrafındaki sütunların sayısı ile alt yapı ve merdivenleridir. Tapınağın kuruluş yerleri önemlidir. Öncelikle hem korunaklı bir yerde olmalı hem de tapınağa kolay ulaşımın sağlanmış olması gerekmektedir. Aslında kentte yüksek noktaya bir tapınak yapma geleneği, klasik yunan mimarlığının tipik bir özelliğidir 310. Tapınakların kurulduğu alanın 306 Koschaker, P. (1977). Modern Özel Hukuka Giriş Olarak, Roma Özel Hukukun Ana Hatları (Yeniden Düzenleyen. Kudret Ayıter) Ankara: Sevinç Matbaası (İlk baskı 1950), Tomlinson, 2003, Estin, Laporte, 2002, Büyükkolancı, M. (1996). Pisidia Bölgesi Tapınak Mimarisi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. 310 Öztürk, O. (2005). Bergama Traianus Tapınağı ndan Roma İmparatorluğu Asya Eyaleti Mimarlığına Bir Bakış. Lale Özgenel (Editör). Eskiçağ ın Mekânları / Zamanları / İnsanları. ODTÜ Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora Programı Doktora Araştırmaları Sempozyumu III. 2-3 Haziran ODTÜ, Ankara. İstanbul: Homer Kitabevi, 49.

102 86 kutsallığı konusunda birden fazla ölçüt olabilir. Bunlar bazen bir su kaynağı bazen yüksek bir kayalık, bir mağara bazen de daha önceden kutsal kabul edilen bir alanın varlığı olabilir. Tapınağın yapılacağı alanın seçiminde o alanın kutsallığı en önemli ölçütlerden birini oluşturmaktadır 311. Akropollerde kurulmuş olan bir tapınak bulunduğu konum nedeniyle koruyucu tanrının kollayıcı vasfını daha etkili bir şekilde sağlamakta ve şehrin beşeri yapısına göre tercih edilmektedir 312. Fakat yapının kurulacağı kentin arazi şartları el vermediği için düz bir araziye kurulmuş tapınak sayısı da oldukça fazladır. Tapınağın yerinin belirlenmesinde diğer faktörler bilicilikle ilişkili olarak su kaynakları ya da ana kaya gibi doğal varlıklar olarak karşımıza çıkar. Bunların haricinde etrafında bir tören alanının olması, gösteri ve şenliklerde bu alandan insanların tapınağa rahatlıkla ulaşabilmesi amacıyla merkezi bir yere kurulmuş tapınaklar da bulunmaktadır. Örneğin Thukydides, Delos ta yapılan törenleri anlattığı bölümde Atina ve adalardan gelenleri, kurbanları, koroları, oyun ve yarışların düzenlendiği şenlik şeklinde geçen, festivalleri ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır 313. Arykanda Podyumlu Tapınağı nda ise ilk terasta bulunmasından dolayı, yapıya kolay erişim ve Traianeium ile arasında bulunan ve şuanki bilgilerimizle tören alanı olarak düşündüğümüz alanın varlığı dikkate alınmıştır. Romalılar, kanunlar ile hayatın her alanında etkilerini gösterirken aynı zamanda mimaride yapıların yapılması, kullanılması ve yıkılması da bu kanunlar çerçevesinde düzen altına alınmıştır. Roma İmparatorluk Dönemi nde merkez İtalya dışındaki eyaletlere kanunlar ile uygulanmasığı takdirde yapılacak olan yaptırımlar birer ferman şeklinde göndermişlerdir. Birçok imparatorun, vergilerin uygulanışından, festivallere, suçlamalardan yeni kanunlara kadar günümüze kadar korunmuş fermanları bulunmaktadır. Anadolu nun birçok kenti için gönderilmiş bu yazıtların içerisinde Lykia ve Arykanda antik kentinin adları bulunmaktadır. Kentte ele geçen Constantinus ve Galerius un yazıtları Arykanda nın da Roma imparatorluğu için önemli bir konumda olduğunu gösterir 314. Bu nedenle Arykanda da bir Roma imparatorluk tapınımı olması beklenebilir. Fakat bu savı destekleyen ayrıntılı veri ve kesin buluntunun olmaması bu düşünceyi göz ardı etmemize neden olmaktadır. 311 Nilson, M. P. (1969). Greek Folk Religion. (orginally Published 1940 as Greek Popular Religion) Philadelphia: Pennsylvania University Press, Atina ve Pergamon gibi akropole sahip kentlerde tapınakların çoğu bu kısıtlanmış aynı zamanda kente hakim alan üzerine kurulmuşlardır. 313 Thukydides Ando, C. (2000). Imperial Ideology and Provincial Loyalty in the Roman Empire. Berkeley and Los Angeles, California: University of California Press, 113.

103 87 Yukarıda değinildiği gibi Hellenistik Dönemle birlikte mimari anlayıştaki yenilikler tapınaklarda da kendisini göstermeye başlamış yeni mimari uygulamalara gidilmeye başlanmıştır. Örneğin ilk olarak Priene Athena Tapınağı nda karışımıza çıkmış olan dar opisthodomos anlayışı (opisthodomos derinliğinin bir inter columnium a yani iki sütün arasındaki genişliğe eşit olmasıdır) daha sonra Anadolu tapınaklarında genel özellik haline gelmiştir 315. Zaman içerisinde değişen tapınak mimarisi anlayışı, genel tapınak kurallarının aslında birer tabu olmadığını göstermektedir. Genel olarak tapınaklar birbirine benzese de ayrıntıda birbirinden farklı yerel tapınaklar da yapılmıştır. Arykanda daki çalışılan tapınak genel olarak tipik Roma Tapınağı özelliği gösterse de yerel ve özel bölümleri ile farklılık gösterir. Yapının mimari olarak değerlendirilmesinde birçok sorun mevcut durumundan dolayı ortaya çıkmıştır. Tapınağın üst yapısına dair stylobat kısmı dışında bir şey kalmayıp in situ sütun ya da plinthos olmadığı için mimarisi değerlendirilirken matematiksel oranlamalardan yararlanılmıştır. Tezde çalışılan mimari yapıda ele geçen sütun başlıklarından dolayı tapınağın Korinth Düzeni nde olduğu kabul edilmiştir. Buna rağmen Hellenistik Dönemden itibaren in antis planındaki tapınaklara baktığımızda çoğunlukla Dor Düzeni nin kullandığı görülmektedir. Yani diğer bir deyişle Batı Anadolu da Dor Düzenli tapınaklar genelde in antis, prostylos ve peripteros planlı olarak tasarlanmıştır 316. Tapınak yapıldığı dönemde Dor, daha sonraki dönemde Korinth Düzeni nde yeniden tasarlandığı düşünülebilir. Bu nedenle Arykanda örneği ender örneklerden biri olabilir ya da yarım daire basamakların eklendiği ikinci kullanımda tapınağın Korinth Düzeni nde yeniden tasarlandığı düşünülebilir. Bu düşünceye desteklemesi açısından bir örnek olarak, in antis planlı Priene Demeter Tapınağı nın M. S. 2. yüzyılda Korinth Düzeni nde bir prostylos olarak yeniden inşa edilmesi verilebilir 317. Tapınak genişliğinin uzunluğuna oranı stylobat ölçülerine göre 1/1, 4 dür. Aynı zamanda pronaosun derinliği tüm yapı derinliğinin 1/3, 9 u kadardır. Derin pronaosa daha ziya de ince uzun tapınaklarda rastlanmaktadır. Bu orana en tipik örnekler Heraklia Athena Tapınağı ve Nation Athena Tapınağı verilebilir. Fakat pronaos derinliği ile yapı uzunluğunun derinliği baz alınarak yapılan orantılamalarda 1/1, 3 ile Alinda A Tapınağı, Alinda B ve Aigai Demeter ve Kore Tapınakları ile onları 1/3, 6 ile takip eden Arykanda 315 Akurgal, 1993, Demir, F. (2013). Batı Anadolu Hellenistik Dönem Kutsal Alan Planlaması, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, Anabolu, 1988, 122.

104 88 Helios Tapınağı ile Gynada Tapınakları takip etmeektedir 318. Yukarda bahsedildiği gibi 1/1, 4ve 1/3, 9 oranları ile Arykanda Podyumlu Tapınağı, Alinda B Tapınağı, Arykanda Helios Tapınağı, aynı bölgeden Balbura ve Olympos Tapınakları gibi in antis tapınak modeline uygun düştüğünü gösterir. Tapınağı düzeninin in antis olması konusundaki diğer bir neden ante uçlarının önündeki mesafenin dar olmasıdır. Cephenin Prostylos olması için gerekli mesafe bulunmamaktadır. Ante uçları tam olarak görülmediğinden tahminen 0,30m-0,40 m. lik bir alan ön tarafa sütun yerleştirmek için yeterli değildir. Tapınakta yapılan kazılarda elde edilen mimari plastik eserlerin biçimsel özellikleri M.S. 2. yüzyılın sonlarını işaret etmekte, bu tarihlere denk gelen Antoninler Dönemi de Podyumlu Tapınağın tarihlendirilmesine uygun düşmektedir. 319 Zaten kentte Roma Dönemi anıtsal yapıların inşası Flaviuslar-Antoninler döneminde hız kazanmış, kent güneye doğru bu dönemde genişlemeye başlamıştır. 320 Bu dönemde yeni bir tapınağın yapılmış olması muhtemeldir. Tapınağın kazı esnasında bulunan arşitrav ve bir grup terrakotta figürin gibi diğer buluntular da ayrıntılı bir şekilde analiz edildiğinde aynı şekilde M.S. 2 yüzyıl sonlarındaki bir dönemin tapınağın tarihlendirmesi için kullanılmasının uygun olacağı görülmüştür. Tapınakta hangi tanrı veya tanrıçaya tapıldığı veya bunların dışında İmparatorluk Kült Tapınağı olup olmayacağı konuları hakkında yapılan değerlendirilmelerde, metin içerisinde bahsedildiği gibi öncelikli olarak kan akıtma havuzunun varlığından ve aynı zamanda Sabazios Kültü nün şehirde var olduğu bilinmesinden dolayı, Dionysos ya da Tanrıça olan Demeter e tapınım yapıldığı düşünülebilir. Bu düşünceleri destekleyen veriler Dionysos bağlantılı figürinler ve Demeter bağlantılı olan kan akıtma havuzunun var olmasıdır. Demeter, bereketin ve tarımın tanrıçasıdır. Kybele, Aphrodite, Demeter, İştar, İnanna bu tanrıçaların hepsi verimliliğin kutsal bir dişi tarafından korunması düşüncesini barındırmaktadır 321. Tarım ve dolayısıyla bereket yunan ve roma dininde Demeter e de aktarılmış özelliklerden biridir. Dionysos da da benzer nitelikleri mevcuttur. Beraber tapınım yapıldığı Demeter in yanında Dionysos hatta Aphrodite nin ona eşlik ettiği inanışlar mevcuttur. 318 Serdaroğlu, 2004, Tekinalp, Gerçek, 2014, Alp, 1998, Caner, E. (2004). Kutsal Fahişe den Bakire Meryem e Toprak ve Kadın. İstanbul: Su Yayınları, 69.

105 89 Bunun dışında bir diğer ihtimal küçük buluntulara dayanarak ve kentteki su kaynağının öneminden dolayı Aphrodite ye tapınım olduğu şeklinde düşünülebilse de Demeter veya Dionysos tapınımı daha doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilebilmektedir. Diğer olasılıklardan tapınağın temenosunda bulunan başa dayanarak Augustus-Livia ile alakalı İmparatorluk Kültü itimalidir. Fakat bu savı destekleyen başka örneklerin olmaması bu düşünceyi göz ardı etmemize neden olmaktadır. Üstelik Livia başı olarak değerlendirilen başın Livia ya ait olmama ihtimali bulunmaktadır. Diğer yandan Anadolu daki İmparatorluk Kültü tapınaklarının özel ayrıt edici mimari farklılıkları yoktur ve bu nedenle çalışılan tapınak bu sınıflamaya dâhil edilememiştir. Buna karşın tez içerisinde bu ihtimalde tartışılmıştır. Eldeki veriler maalesef şuan için tapınaktaki kült tapınımı hakkında kesin konuşmaya yetecek nitelikte olmayıp yetersizdir. Yine de arkeolojide son sözü çalışılan kent, zaman içerisinde kendisi söyleyecektir. Bizim onu bulmamızı bekleyerek.

106 90

107 91 6. BULUNTU VE MİMARİ PLASTİK KATALOĞU Buluntu Kataloğu Katalog No: 1 Buluntu Adı: Satyr ve Maenad mücadelesini anlatan figürin grubu. Malzeme: Pişmiş Toprak Buluntu Yeri: BKTD (Bazilikanın Kuzeyindeki Tapınağın Doğusu) Ölçüleri: Yük:8,2 cm. Gen:5,2cm. Durum: Kısmen kırık Tanım: Söz konusu figürlerden sağ taraftakinin baş kısmı korunamamış olup, beline kadar khymation giyimlidir. Arkadan betimlenen bu figür sol eliyle khymationunu yukarı doğru çekmeye çalışmaktadır. Sol bacak dizden bükülmüş, sırttan betimlenmeye bağlı olarak sağ bacak ve ayak görünmemektedir. Ağırlığı taşıyan sağ bacak yere düz basarken; hymationun altındaki izlerden anlaşıldığı kadarıyla sol bacak dizden hafif bükülerek ayak parmak uçları üzerine basmaktadır. Hemen yanında olan ve sadece kolu sağlam durumdaki başka bir figür ise karşısındakinin khymation unu çekiştirmektedir. Bu, Hellenistik Dönemden itibaren yaygın bir şekilde karşımıza çıkan özellikle kabartma ve duvar resimde görülen bir konudur.

108 92 Katalog No: 2 Buluntu Adı: Dionysos Figürini Env. No: ARY 08 PT 108 Malzeme: Pişmiş Toprak Buluntu Yeri: BKTD III (Bazilikanın Kuzeyindeki Tapınağın Doğusu) Ölçüleri: Yük:13 cm. Gen: 6,5cm Durum: Yoğun Korozyonlu Tanım: Ağırlığın sol bacak tarafından taşımasına bağlı olarak vücudun sağ tarafında bir kısalma görülür. Bu bağlamda sol omuz ve kalça arasındaki mesafe daha belirgindir. Vücudun kontropost hareketinin ayrıntılı bir şekilde yansıtılmaya çalışıldığı anlaşılabilmektedir. Baş hariç vücudu frontal denebilecek bir görünümde betimlenmiş, başı ise hafif sola dönük şekilde 3/4 lük görünüşte verilmiştir. Bu frontalliği bozan özellik, figürün sol kısmının sağ yanına göre daha plastik verilmesiyle açıklanabilir. Figürün başı aşınmış durumdadır. Saçlar alnın ortasından iki yana ayrılarak taranmış ve başın üst kısmında toplanmıştır. Bu betimleme Hellenistik Dönemden itibaren oldukça popüler olup sıklıkla kullanılmıştır. Bazı varyasyonlarda sağ elinin altında bir panter görülmektedir

109 93 Katalog No: 3 Buluntu Adı: Eros Figürini Env. No: ARY 07 PT 202 Malzeme: Pişmiş Toprak Buluntu Yeri: BB-5 (Bazilikanın batısı) Ölçüleri: Yük:7,1cm. Gen:4,2cm. Durum: Yoğun korozyonlu kanatları ve belden aşağısı kısmen kırık Tanım: Figür, ayakta duran kanatlı, elleri arkada bağlanmış çıplak bir Eros a aittir. Baş ¾ profilden betimlenirken; gövde cepheden gösterilmiştir. Etkili aşınmaya bağlı olarak yüz detayları seçilememektedir. Kendi soluna döndürülmüş baş, omuz üzerinden arkaya doğru bakmaya çalışmaktadır. Bu harekete bağlı olarak figürün sol omzu, sağ omzuna göre daha aşağıda tutulmuştur. Kolları arkada birleştirilen figürün sağ omzu üzerindeki kanat betiminin bir kısmı sağlam kalabilmiştir. Alt kısmın büyük bir bölümü eksik olmasına rağmen figürün duruş pozisyonuna bağlı olarak, ağırlığı taşıyan bacağın sol bacak olduğu anlaşılmaktadır.

110 94 Katalog No:4 Buluntu Adı: Sütunce Env. No: ARY 07 PT 202 Malzeme: Pişmiş Toprak Buluntu yeri: BK5 Ölçüleri: Yük:12,9 cm. Durum: Kısmen kırık ve yoğun korozyonlu Tanım: Kazılarda ele geçen sütunceler var olan mimarinin özelliklerini taşımaları açısından önemli bir konumdadırlar. Buradaki buluntu da görünüş olarak Dor mimarisinin izlerini taşımaktadır. Aşağıdan yukarı doğru daralan, üç parçadan oluşan sütunun gövdesinde ve alt yarısında kırık bulunmaktadır. Kalıp tekniği ile yapılmış olan iki parçanın bir araya gelmesiyle bütünlük sağlamaktadır. Söz konusu sütunun yüzeyinde aşınma ve kısmi kararma görülmekle birlikte iyi kondisyona sahiptir. Sütundaki ince işçiliğe bağlı olarak flute ve arris oldukça belirginken; abakus ve ekinus için bunu söylemek mümkün değildir.

111 95 Katalog No: 5 Buluntu Adı: Aphrodite (?) figürin parçası Env. No: ARY 07 PT 202 Malzeme: Pişmiş Toprak Buluntu Yeri: BK 5 (Bazilikanın Batısı) Ölçüleri: Yük:4,6cm. Gen:3cm Durum: Kırık ve korozyonlu Tanım: Temenos alnında bulunan bir diğer eser 0,04 m. boyunda terrakotta baş parçasıdır. Boynun ve yüzün bir kısmı korunmuştur. Sol kaş üzerinden başlayan kırık, asimetrik olarak burun kemeri üzerinden devam ederek yanaklara kadar ulaşmaktadır. Sol göz sağlam kalabilmişken; sağ göz ve çevresi elmacık kemiğine kadar kırıktır. Ayrıca eserin yüzeyinde etkili aşınma hâkimdir. Başın sol tarafa doğru hafifçe yatırılmış olmasına bağlı olarak; çene sağa doğru çekilmiştir. Gözaltları, göz kapaklarına göre daha az plastik işlenmiş, bu da daha yumuşak bir görünüm sağlamıştır. Ağız yapısı oldukça küçük ve aralık işlenmiştir. Yuvarlak ve dolgun çenelidir. Yüzde başın yukarı doğru kaldırılması, aralık ağız ve bakışlarının tanrısallığını vurgulayan ideal yapısı, yani belirli bir kişiye ait olduğunu düşündürecek karakteristik belirteçlerin olmaması başın bir tanrıçaya ait olduğunu göstermektedir. Genel görünüş itibariyle Aphrodite ye ait olma ihtimali vardır.

112 96 Katalog No: 6 Buluntu Adı: Omphaloslu Phiale Env. No: ARY 2007 AE 555 Malzeme: Bronz Buluntu Yeri: BKTD VI Ölçüleri: Çap: 16cm Durum: Kısmen kırık ve yoğun korozyonlu Tanım: Ağzı bant bezemeli olmayıp düz bırakılan bu kapta, omphalos kısmı boş bırakılmıştır. Döküm malzemesi olarak üretilmiş olan kapta ağız kısmı hafifçe içe kıvrık şekilde işlenmiştir. Yarım küre biçiminde oluşturulmuş olan kap sade bir form içerir. Üzerinde bir bezemeye rastlanmamıştır. Çoğunluğu sağlam olarak ele geçmiş olan kapın üzerinde yoğun korozyon bulunmaktadır. Yer yer yıpranmalar mevcut olup küçük bir kısmı parçalanmış, üzerinde delikler oluşmuştur.

113 97 Katalog No: 7 Buluntu Adı: Kolye Sarkacı Env. No: ARY 2007 K 521 Malzeme: Kemik Buluntu Yeri: BKT 4 (Bazilika nın Kuzeyindeki Tapınak) Ölçüleri: Uz.: 4.1cm. Kl.: 0.8cm. Durum: Eksiksiz Tanım: Yuvarlatılmış baş kısmında dairesel tek bir ip deliği bulunmaktadır. Art arda yapılmış boğumlarla süslenmiş olan sarkaç yine yuvarlatılmış olarak sonlanmaktadır. Katalog No:8 Buluntu Adı: Saç İğnesi Env. No: ARY 2007 K 522 Malzeme: Kemik Buluntu Yeri: BKT 3 Ölçüleri: Uz.: 6.3cm. Topuz Çapı: 0.7cm. Kl.: 0.3cm. Durum: Gövdesinin alt kısmı kırık ve noksandır. Tanım: Oval topuz biçimli başa sahip iğnenin silindirik gövdesi üzerinde süsleme için yapılmış yedi adet yiv bulunmaktadır.

114 98 Katalog No:9 Buluntu Adı: Saç İğnesi Env. No: ARY 2007 K 523 Malzeme: Kemik Buluntu Yeri: BKT 5 Ölçüleri: Uz.: 10.9cm. Kl.: 0.5cm. Durum: Birleşen iki parça halindedir ve uç kısmı kırık ve noksandır. Tanım: Konik biçimli baş kısmı silindirik gövdeye geçişin hemen altında iki yivli bir silme ile süslüdür. Katalog No:10 Buluntu Adı: Saç İğnesi Env. No: ARY 2007 K 524 Malzeme: Kemik Buluntu Yeri: BKT 5 Ölçüleri: Uz.: 7.6cm. Kl.: 0.3cm.

115 99 Durum: Gövdenin alt kısmı kırık ve noksandır. Tanım: Kabaca işlenmiş topuz başlı ve dar boyunlu yapılmış iğnenin silindirik gövdesi uca doğru incelmektedir 6.2. Mimari Plastik Kataloğu Katalog No: 1 Mimari Öğe Adı: Sütun kaidesi Buluntu Yeri: Podyumlu Tapınak Env.No Ölçüleri: Uz.: 0,60 m. Yük: 0,47 m. Malzemesi: Kireçtaşı Dönem :- Tanım: Sütun tamburu ile kaidenin bir plithos üzerinde yekpare olarak tasarlandığı bu kaide diğer mimari elemanlar gibi tam olarak ele geçmemiştir. Torus, Trochilos ve yine torus diye tanımlayabileceğimiz bir düzenlemeden sonra 0,10 m yükseliğinde ve 0,50m uzunluğunda

116 100 bir plithos oluşturulmuştur. Plithos un ölçüleri ile tambur kısmının 0,50m lik genişliği Kat. No: 3 deki Korinth başlığı ile uyum sağlamaktadır Katalog No: 2 Mimari Öğe Adı: Korinth başlığı Buluntu Yeri: Podyumlu Tapınak Env.No: - Ölçüleri: Yük:0,60 m Gen:0,45m Malzemesi: Kireçtaşı Dönem: Roma, M.S. 2. yüzyıl Tanım: Bu Korinth başlığı oldukça yıpranmış durumda karşımıza çıkmaktadır. Bulunduğu konum ve mekân ilişkisinden dolayı tapınağa ait olabilecek bu başlığın daha sonra bu konutlarda kullanılmış olması muhtemeldir. Başlık kötü korunmuş bir durumdadır. Kalathos kısmındaki akanthus yapraklarından hemen hemen hiç biri korunmamıştır. Sadece ekhinus altında bulunan helixlerden bir tarafında ikisi diğer tarafında da sadece bir volüt

117 101 görünmektedir. Başlığın bir kısmı tamamen kırılmıştır. Ekhinus kısmından itibaren geriye bir şey kalmamıştır. En uzun yeri 0,60 m. yüksekliğinde en kısa yeri ise 0,45 m. uzunluğundadır. Kalathos un alt kısmı 0,35 m. olarak ölçülmüştür. Başlık üzerinde yapılan ayrıntılı incelemer sonucunda kompozit başlıklardaki yumurta ok diziminin farklı bir varyasyonu Korinth başlığında yer bulur. Örneğin Aphrodisias taki Aphrodite Tapınağı nda bulunan Korinth sütun başlığında üzerinde aynı zamanda Euromos da Zeus Sunağındaki koritnh sütün başlığındaki abakus taki flüt bezemeleri Arykanda da örneğinde de görülmektedir. Bu özellik Hadrian Dönemi nde sevilerek kullanılmaktadır. Katalog No: 3 Mimari Öğe Adı: Korinth başlık parçası Buluntu Yeri: Podyumlu Tapınak Env. No: - Ölçüleri: Yük: 0,45m; Uz.: 0,43m Malzemesi: Kireçtaşı Dönem : - Tanım: Tapınağın etrafındaki çevre temizliği esnasında çıkan bu başlığın yapıya ait olma ihtimali karşısında çalışma kapsamına alınmıştır. Genel olarak bakıldığında başlık parçası

118 102 bir korint başlığıdır. Çok büyük bir kısmı deforme olmuş sadece akanthus yapraklarından iki tanesinin bir kısmı korunmuştur. Yaprakların derinlikleri ve birbirleriyle olan mesafeler neticesinde yorum yapabilmek oldukça güçtür. Katalog No: 4 Mimari Öğe Adı: Başlık Buluntu Yeri: Podyumlu Tapınak Env. No: - Ölçüleri: Yük: 0,45m; Gen:0,37m Malzemesi: Kireçtaşı Dönem : Roma (?) Tanım: Başlık oldukça yıpranmış ve yanmış vaziyette bulunmuştur. Üzerinde yorum yapılamayacak kadar kötü durumdadır. Kalathos kısmı dâhil başlıkta yorumlama yapılacak hiçbir veri elde edilememiş oldukça hasar görmüştür. Hasar görmemiş halinin diğer başlıkla ölçü olarak uyumlu olduğu düşünülmektedir. Kalathos kısmında bir incelme gözükmektedir.

119 103 Katalog No: 5A B Mimari Öğe Adı: Arşitrav Parçası Soffit Buluntu yeri: Podyumlu Tapınak Env. No: - Ölçüleri: Gen: 0,69 m. Yük: 0,44m Malzemesi: Kireçtaşı Dönem: Roma, Hadrian Dönemi (M.S ) Tanım: Büyük bir kısmı kırık olan arşitrav parçasının sadece çok azı korunmuştur. Arşitrav parçasının alt yüzünde soffit kısmı olarak adlandırılan yerde sarmal bitkisel bezemeler kullanılmıştır. İnci boncuk dizisi ve onun üzerindeki halat motifi görülmektedir. Halat motifinin sola yatıklığı ve aralarının birleşme şekilleri, inci bocuk dizilişi ile birlikte ion kymation un stilistik durumu M.S. 2. yüzyılın başlarının özelliklerini göstermektedir. Metin içerisinde ayrıntılı değerlendirilmesi yapılan başlığın benzer örneklerinden yararlanarak tarihlenmiş durumdadır.

120 104 Katalog No: 6 Mimari Öğe Adı: Arşitrav parçası Buluntu Yeri: Büyük Bazilika (Mabed Bazilikası) Env. No: - Ölçüleri: Gen: 0,75 m. Yük: 0,39 m. Malzemesi: Kireçtaşı Dönem: Roma, Hadrian Dönemi (M.S ) Tanım: Tapınağın altında bulunan bazilikanın mimarisinde tapınaktan devşirne malzeme olarak kullanıldığı düşünülen iki adet arşitrav parçası bulunmaktadır. Teknik özellikler ve biçim olarak tapınakta bulunan arşitrav parçası ile aynı niteliktedir. İnci boncuk dizisi ve onun üzerindeki halat motifinin yer aldığı görülmektedir. Halat motifinin sola yatıklığı ve aralarının birleşme şekilleri, inci bocuk dizilişi ile birlikte ion kymation un stilistik durumu M.S. 2. yüzyılın başlarının özelliklerini göstermektedir.

121 105 Katalog No: 7 Mimari Öğe Adı: Arşitrav parçası Buluntu Yeri: Büyük Bazilika (Maabed Bazilikası) Env. No: - Ölçüleri: Gen:0,73 m. Yük: 0,28 m. Malzemesi: Kireçtaşı Dönem: Roma, Hadrian Dönemi (M.S ) Tanım: Diğer arşitrav parçası yine tapınağın altında bulunan bazilikanın apsis kısmında devşirme bulunmaktadır. Bu parçanında tapınaktan buraya getirildiği tahmin edilmektedir. Teknik özellikler ve biçim olarak tapınakta bulunan arşitrav parçası ile aynı niteliktedir. İnci boncuk dizisi ve onun üzerindeki halat motifinin yer aldığı görülmektedir. Halat motifinin sola yatıklığı ve aralarının birleşme şekilleri, inci bocuk dizilişi ile birlikte ion kymation un stilistik durumu M.S. 2. yüzyılın başlarının özelliklerini göstermektedir.

122 106

123 107 KAYNAKÇA ANTİK KAYNAKLAR Aristoteles, Atinalıların Devleti. (Çev. S. Y. Baydur) (1998) İstanbul: Yeni Gün Haber Ajansı Yayıncılık A. Ş Codex Theodosianus, The Theodosian Code and Novels and The Sirmondian Constitutions. (Çev. C. Pharr). (1952). Princeton: Princeton University Press. Diodorus, Diodorus of Sicily in Twelve Volumes. Book II. (Çev. C. H. Oldfather). (1967: İkinci Baskı). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. Euripides, Bakhalar. (Çev. G. Dilmen). (2001). İstanbul: Mitos Boyut Yayınları. Herodotos, Herodot Tarihi. (Çev. A. Erhat). (1991: Üçüncü Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi. Hesiodos, Hesiodos Eseri ve Kaynakları. (Çev. S. Eyüpoğlu, A. Erhat). (1991: İkinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. Homeros, İlyada. (Çev. A., Erhat, A. Kadir). (1993). İstanbul: Can Yayınları. Lucianus, Dionysus (Bachus). (Çev. A. M. Harmon). (1961: İkinci Baskı). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. Pausanias, Description of Greece. (Çev. W. H. S. Jones). (1918). London: William Heinemann. Plinius, Natural History with an English Translation in Ten Volumes. Volume II. Libri III- VII. (Çev. H. Rackham). (1961: İkinci Baskı). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: XII-XIII-XIV). (Çev. A. Pekman). (1993: Üçüncü Baskı). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Thukydides, History of the Peloponnesian War, Volume III. Books 5-6. (Çev. C. F. Smith). (1980). The Loeb Classical Library. Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. Vitruvius, Mimarlık Üzerine On Kitap. (Çev. S. Güven). (1993: İkinci Baskı). İstanbul: Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı Yayınları.

124 108 GÜNCEL KAYNAKLAR Adam, J. P. (2005). Roman Building, Materials and Techniques, London: Tayler and Franchis e-library, (First published 1994). Agizza, R. (2009). Antik Yunan da Mitoloji. Masallar Söylenceler. (Çev. Z. İlkgelen). (İkinci Baskı). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. (Eserin orijinali 1985 de yayımlandı). Akarca, A. (1987). Yunan Arkeolojisi nin Ana Çizgileri I. Şehir ve Savunması (İkinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu. Akmaz, G. (2014). Şiva ve Dionysos: Hint ve Yunan Mitolojilerinde Doğa ve Kültür Bütünlüğü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Akşit, O. (1967). Lykia Tarihi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. Akşit, O. (1971). Hellenistik ve Roma Devrinde Likya. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. Akurgal, E. (1993). Anadolu Uygarlıkları. (Dördüncü Baskı). İstanbul: Net Turistik Yayınlar. Alp, A. O. (1998). Şehircilik Açısından Romanizasyon Sürecinde Lykia Kentleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Anabolu, M. U. (1988). Batı Anadolu'da Bulunan Demeter ve Khitonien Tanrılar ve Tapınakları AST, VI, Anabolu, M. U. (1996). Yunan ve Roma Mimarlığı. İstanbul: Dragon Yayınları. Anabolu, M.U. (2001). I stanbul ve Anadolu'daki Roma İmparatorluk Dönemi Mimarlık Yapıtları. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Ando, C. (2000). Imperial Ideology and Provincial Loyalty in the Roman Empire, Berkeley and Los Angeles, California: University of California Press. Aran, B. (1971). Anadolu da Roma Devri Mimarisi. Plan Bakımından Bölgesel Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, İstanbul. Ardzinba, V. (2010). Eskiçağ Anadolu Ayinleri ve Mitleri. (Çev. O. Uravelli). Ankara: Kalkan Matbaacılık. (Eserin orijinali 1982 da yayımlandı). Aries, P., Duby, G. (2006). Özel Hayatın Tarihi 1. Roma İmparatorluğu ndan 1000 Yılına. (Çev. T. Ilgaz) İstanbul: Yapı ve Kredi Yayınları (Eserin orijinali 1985 de yayımlandı). Armstrong, M. M. (2007). Sacraments, sacrifice, and ritual: High Church mysticism in the letters of Jane Ellen Harrison and "Prolegomena to the Study of Greek Religion"

125 Doctoral Dissertation, The Florida State University College of Arts and Science, Florida. Arundell, V. F. (1834). Discoveries In Asia Minor, Including A Description Ruins Of Several Ancient Cities and Especially Antioch Of Pisidia. London: Motson and Palmer. Atasoy, S., Zeyrek, T. H. (2004). Amisos (Eski Samsun) Pişmiş Toprak Eserleri. İstanbul Arkeoloji Müzeleri nden Yayımlanmamış Örnekler. Anadolu Araştırmaları, 17(2), Aybek, S., Tuna, M., Atıcı, M. (2009). İzmir Tarih ve Sanat Müzesi Heykel Kataloğu. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Barrow, R. H. (2002). Romalılar. (Çev. E. Gürol). İstanbul: İz Yayıncılık. (Eserin orijinali 1949 da yayımlandı). Başaran, C. (1998). Arkeolojiye Giriş. Erzurum: Akademik Araştırmalar. Bayburtluoğlu, C. (1982). Das soziale und wirtschaftliche Leben in Arykanda (Lykien). In D. Papenfuss, V. M. Strocka, H. Prückner (Hrsg.), Palast und Hütte. Beitrage zum Bauen und Wohnen im Altertum von Archäologen, Vor und frühgeschichtlern. Tagungsbeitrage eines Symposiums der Alexander von Humbold-Stiftung Bonn-Bad Godesberg. veranstaltet vom November 1979 in Berlin. Mainz am Rhein: Philipp von Zabern, Bayburtluoğlu, C. (1992) Arykanda Kazısı Raporu. KST, 13(2), Bayburtluoğlu, C. (2003). Lykia. Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü. Bayburtluoğlu, C. (2006). Arykanda Tanrıları ve Kültleri. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt I Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Bayburtluoğlu, C. (2008) Arykanda Kazısı. ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, , 6-9. Bayburtluoğlu, C. (2009) Arykanda Kazısı. ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, , Bayburtluoğlu, C., Tekinalp, V.M. (2012) Arykanda Kazısı. ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, , Bean, G. (1998). Eskiçağda Lykia Bölgesi. (Çev. H. Kökten). İstanbul: Arion Yayınevi. (Eserin orijinali 1978 de yayımlandı). Beaufuort, F. (2002). Karamania. (Çev. A. Neyzi ve D. Türker) Antalya: AKMED Yayınları. (Eserin orjinali 1817 de yayımlandı). Bergquist, B. (1967). The Archaic Greek Temenos. A Study of Structure and Function. Lund: Gleerup. 109

126 110 Bingöl, O. (2001). Menderes Magnesiası (1999) Magnesia ad Maeandrum. KST, 22(2), Bingöl, O. (2007). Menderes Magnesiası. İstanbul: Homer Kitabevi. Bingöl, O. (2012). Bu Koca Taşları Nasıl İşlediler, Nasıl Kaldırdılar. Ankara: Bilgin Kültür Sanat Yayınları. Blagg, T. (1983). Architecture. Martin Henig (Editör). A Handbook of Roman Art. A Compherensive Survey of All the Arts of the Roman World. Ithaca, Newyork: Cornell University Press, Boardman, J. (2002). Kırmızı Figürlü Atina Vazoları. (Çev. G. Engin). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1975 de yayımlandı). Bøgh, B. (2012). Mother of The Gods, Goddess of Power and Protector of the Cities. Numen, 59, Borchhardt, J. (1999). Limyra. Zemuri Taşları. Lykia Bölgesinde Limyra Antik Kenti nin Gizemli Sularında Yapılan Arkeolojik Araştırmalar. (Çev. G. Yümer). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. (Eserin orijinali 1993 de yayımlandı). Böhlendorf-Arslan, B. (2014). Çanakkale İli Ezine, Bayramiç ve Ayvacık İlçelerindeki Bizans Yerleşimleri Araştırmaları. AST, 32, Bremmer, J. N. (2014). Initiation into The Mysteries of The Ancient World. Berlin/Boston: De Gruyter. Burkert, W. (1985). Greek Religion: Archaic and Classical. (Çev. J. Raffan). Oxford: Blackwell. (Eserin orijinali 1977 de yayınlandı). Burkert, W. (1999). İlk Çağ Gizem Tapıları. (Çev. S. Şener). İstanbul: İmge Kitabevi. (Eserin orijinali 1987 de yayımlandı). Burn, L., Higgins, R. (2001). Catalogue of the Greek Terracottas in the British Museum. Vol. III. London: British Museum Press. Büyükkolancı, M. (1996). Pisidia Bölgesi Tapınak Mimarisi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Büyüközer, A. (2006). Lagina Hekate Tapınağının Matematiksel Oranları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Campbell, J. (2000). Kahramanın Sonsuz Yolculuğu. (Çev. S. Gürses). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1949 da yayımlandı). Campbell, J. (2003). Batı Mitolojisi. Tanrının Maskeleri. (Çev. K. Emiroğlu). (Üçüncü Baskı) İstanbul: İmge Kitabevi. (Eserin orijinali 1964 de yayımlandı). Can, Ş. (1994). Klasik Yunan Mitolojisi. (Üçüncü Baskı). İstanbul: İnkılap Kitabevi.

127 Caner, E. (2004). Kutsal Fahişe den Bakire Meryem e Toprak ve Kadın. İstanbul: Su Yayınları. Castel, C. (2010). The First Temples in antis: The Sanctuary of Tell Al-Rawda in the Context of 3rd millennium Syria. J. Becker, R. Hempelmann, E. Rehm (Eds). Kulturlandschaft Syrien. Zentrum und Peripherie. Festschrift für Jan-Waalke Meyer. Münster: Ugarit Verlag, Ceram, C. W. (1994). Tanrıların Vatanı Anadolu. (Çev. E. N. Erendor). (Dördüncü Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi. (Eserin orijinali 1955 de yayımlandı). Ceylan, B. (2005). Spolia: Geç Antik Dönemde Yapılar ve Yapı Elemanlarının İkinci Kullanımı. Lale Özgenel (Editör). Eskiçağ ın Mekânları / Zamanları / İnsanları. ODTÜ Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora Programı Doktora Araştırmaları Sempozyumu III. 2-3 Haziran ODTÜ, Ankara. İstanbul: Homer Kitabevi, Challaye, F. (2007). Dinler Tarihi. (Çev. S. Tiryakioğlu). (İkinci Baskı). İstanbul: Varlık Yayınevi. (Eserin orijinali 1947 da yayımlandı). Childe, G. (2009). Tarihte Neler Oldu. (Çev. A. Şenel). (Beşinci Baskı). İstanbul: Kırmızı Yayınları. Couch, M. (1997). Greek&Roman Mythology. London: Tiger Books International. Çapar, Ö. (1978). Roma Tarihinde Magna Mater (Kybele) Tapınımı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi. 29(1-4), Çevik, N. (2002). Taşların İzinde Lykia. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Çevik, N. (2015). Lykia Kitabı. (Birinci Baskı). Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü. Çulha, Z. (2005). Batı Anadoluda İmparatorluk Kült Tapınakları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Davidson, G. R. (1952). Corinth XII. The Minor Objects. Princeton: American School of Classical Studies at Athens. De La Genière, J. (1994). Claros Bilan Provisioire des Fouilles dans le Sanctuaire d Apollon. KST, 15(2), De La Genière, J. (2001). Hécatombe à Claros. In Greco, E. (ed.) Architettura, Urbanistica, Societa nel mondo Antico. Giornata di studi in ricordo di Roland Martin. Paestum, 21 Febbraio Tekmeria 2. Paestum: Pandemos, De La Genière, J. (2007). Sanctuaire d Apollon à Claros. État de la question. In Cobet, J., von Graeve, V., Niemeier, W.-D., Zimmermann, K. (Eds.). Frühes Ionien. Eine Bestandsaufname. Panionion Symposion Güzelçamlı, 26 September- 1 October Milesische Forschungen 5, Mainz: Philipp von Zabern, Demir, F. (2013). Batı Anadolu Hellenistik Dönem Kutsal Alan Planlaması, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. 111

128 112 Demirtaş, N. (2014). Pamphylia Bölgesi Şehir Sikkeleri Üzerindeki Hermes Tasvirleri. ASOS Journal 8, Demirtaş, N. (2015). Pisidia Bölgesi Şehir Sikkeleri Üzerindeki Hermes Tasvirleri. Tarih Araştırmaları Dergisi 34(57), Dereboylu, E. (2012). Aigai Pişmiş Toprak Figürinleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Dillion, S. (2007). Portraits of Woman in Early Hellenistic Period. Peter Schultz (Ed.). Early Hellenistic Portraiture, Image, Style, Context. Cambridge: Cambridge University Press, Doruk, S, (1990). Aphrodisias taki Aphrodit Tapınağı Tamenosu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi. 33(1-2), Dowden, K. (2007). Olympian Gods, Olympian Pantheon. Daniel Ogden (Ed.). A Compainon to Greek Religon. Oxford: Wiley-Blackwell, Döğerli-Başerkafaoğlu, P. (2006). Batı Lykia Bölgesi nde Prehistorik Merkezler. Armağan Erkanal-Öktü vd. (Editörler). Hayat Erkanal a Armağan. Kültürlerin Yansıması. İstanbul: Homer Kitabevi, Durna, G. E. (2002). Antik Çağ da Güney-Batı Anadolu (Karia) Bölgesi nde Aphrodite Kültü. Aphrodite Karakterine Analitik Bir Yaklaşım, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Duru, R. (2006). Batı Akdeniz Bölgesi nde Neolitiğe Geçiş. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt I Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Efendioğlu, T. (2010). Hellenistik ve Roma Çağı Işığında Lykia da Yerel Tanrı ve Tanrıçalar. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Eliade, M. (2003a). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi. Cilt I. Taş Devrinden Eleusis Mysterialarına. (Çev. A. Berktay). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1976 de yayımlandı). Eliade, M. (2003b). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi. Cilt II. Gotama Budha dan Hristiyanlığın Doğuşuna. (Çev. A. Berktay). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1978 de yayımlandı). Eliade, M. (2005). Dinler Tarihi, İnançlar ve İbadetlerin Morfolojisi. (Çev. M. Ünal). Konya: Serhat Kitabevi. (Eserin orijinali 1949 da yayımlandı). Elsner, J. (2012). Elsner, J. (2012). Sacrifice in Late Roman Art. Christopher A. Faraone and F. S. Naiden (Eds.). Greek and Roman Animal Sacrifice. Ancient Victims Modern Observers. Cambridge: Cambridge University Press, Elton, H., Equini-Schneider, E., Wannagat. D., (2007). Temple to Church. The Transformation of Religious Sites from Paganism to Christianity in Cilicia.

129 Tapınaktan Kiliseye. Kilikya'da Putperestlikten Hıristiyanlığa Geçişte Dini Yerleşmelerin Dönüşümü. (Çev. B. Taşpınar). İstanbul: Ege Yayınları. Er, Y. (2004). Klasik Arkeoloji Sözlüğü, İstanbul: Phoenix Yayınevi. Erdem, İ. (2006). Ortaçağ Sonlarında Lykia Levant Ticareti. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt I Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Erdem, Z. K. (1996). Anadolu da Hadrianus Dönemi Mimari Bezemeleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Ergin, G. (2009). Anadolu da Roma Hakimiyeti, İsyanlar, Tepkiler ve Huzursuzluklar, Asia Eyaletinin Kuruluşundan (M.Ö. 129) Iustinianus Döneminin Sonuna Kadar (M.S. 565), Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Erginer, G. (1997). Kurban. Kurbanın Kökenleri ve Anadolu da Kanlı Kurban Ritüelleri. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Erhat, A. (2002). Mitoloji Sözlüğü (11. Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi. Erol, A. F. (2014). Ordu İli Fatsa İlçesi Çıngırt Kayası Kazısı. KST, 36(1), Erten, E. (2007). Küçük Asyanın Güneyindeki Helios Kültleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Estin, C., Laporte, H. (2002). Yunan ve Roma Mitolojisi. (Çev. M. Eren). (Üçüncü Baskı). İstanbul: Tübitak Popüler Bilim Kitapları. (Eserin orijinali 1987 de yayımlandı). Farnell, L. R. (1896). The Cults of The Greek States, Oxford: Clarendon Press. Fellows, C. (1840). An Account of Discoveries in Lycia, Being A Journal Kept During a Second Excursion in Asia Minor, London: John Murray. Fink, G. (2004). Antik Mitoloji de Kim Kimdir?. (Çev. S. Erfındık Yalçın). İzmir: İlya Yayınevi. (Eserin orijinali 1993 de yayımlandı). Frazer, J. G. (1991). Altın Dal. Dinin ve Folklörün Kökleri - 1 (Çev. M. H. Doğan). İstanbul: Panel Yayınları. (Eserin orijinali 1890 da yayımlandı). Freely, J. (1990). Classical Turkey. London: Viking. Freeman, C. (2003). Mısır, Yunan ve Roma. Antik Akdeniz Uygarlıkları. (Çev. S. K. Angı). Ankara: Dost Kitabevi. (Eserin orijinali 1996 da yayımlandı). Friedell, E. (1999). Antik Yunan ın Kültür Tarihi. (Çev. N. Aça). Ankara: Dost Kitabevi. (Eserin orijinali 1994 de yayımlandı). Garan, H. (2015). Antik Çağ da Kemik Endüstrisi ve Perge'de Bulunmuş Kemik Eserler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. 113

130 114 Gasparro,G.S.( 1985).Soteriology And Mystic Aspects in the Cult Of Cybele And Attis, Brill Academic Publishers,Leiden. Gerçek, A. (2013). Kuzeybatı Pisidia da Elegeçen Demir Çağ Buluntu Grubu. Bilge Hürmüzlü, Murat Fırat, Ayça Gerçek (Editörler). Pisidia Araştırmaları I. Sempozyum Bildiri Kitabı Isparta. Isparta: S.D.Ü. Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, Gibbon, E. (1986). Roma İmparatorluğu nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi. Cilt 1. (Çev. A. Baltacıgil). İstanbul: Tuba Matbaacılık. (Eserin orijinal 1776 da yayımlandı). Grant, M., Hazel, J. (2002). Who s Who in Classical Mythology, New York: Routledge. Grether, G. (1946). Livia and the Roman Imperial Cult. The American Journal of Philology, 67(3), Grimal, P. (1997). Mitoloji Sözlüğü. (Çev. S. Tamgüç). İstanbul: Sosyal Yayınlar. (Eserin orijinali 1951 de yayımlandı). Gülbay, O. (2009). Anadolu da İmparator Hadrianus Dönemi İmar Faaliyetleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Gürgezoğlu, A. (2005). Arykanda Antik Kentindeki Konutlar. Lale Özgenel (Editör). Eskiçağ ın Mekânları / Zamanları / İnsanları. ODTÜ Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora Programı Doktora Araştırmaları Sempozyumu III. 2-3 Haziran ODTÜ, Ankara. İstanbul: Homer Kitabevi, Hamilton, E. (2006). Mitologya. (Çev. Ü. Tamer), İstanbul: Varlık Yayınları. (Eserin orijinali 1942 de yayımlandı). Higgins, R. A. (1967). Greek Terracottas. London: Methuen. Işık, F. (2010). Anadolu-Lykia Uygarlığı, Lykia nın Hellenleşmesi Görüşüne Eleştirel Bir Yaklaşım. Anadolu, 36, Işın, G. (1998). Hellenistik ve Erken Roma Dönemleri nde Patara Terrakottaları, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya. Işın, G. (2007). Patara Terrakottaları. Hellenistik ve Erken Roma Dönemi. Patara V.I. İstanbul: Ege Yayınları. İdil, V. (1976). Anadolu da Roma İmparatorluk Çağı Korinth Başlıkları. Anadolu, 20, İplikçioğlu, B. (2007). Hellen ve Roma Tarihinin Anahatları. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Johnston, S. (2012). Demeter in Hermione: Sacrifice and Ritual Polyvalance. Arethusa, 45(2),

131 Kadıoğlu, M., Görkay, K., Mitchell, S. (2011). Roma Dönemi nde Ankyra. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Kaplan, D. (2009). Ein neuer Kultvorschlag für den Tempel in Elaiussa Sebaste (Kilikien). Olba, XVII, Karaca, E. (2009). Allianoi Kemik Eserleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne. Karaosmanoğlu, M. (1996). Anadolu Mimari Bezemeleri. Roma Çağı Yumurta Dizisi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi. Karaosmanoğlu, M. (2005). Mitoloji ve Ege nin Tanrıları. Erzurum: Eser Ofset Matbaacılık. Kaygusuz, N. (1988). The Site Planning of an Archaeological Site in Lycia. A Proposal to Arycanda, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Kipfer, B. A. (2007). Dictionary of Artifacts. Oxford: Blackwell Publishing. Koch, G. (2007). Erken Hıristiyan Sanatı. (Çev. A. Aydın). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. (Eserin orijinali 1995 de yayımlandı). Koçhan, N., Meral, K. (2015). Kyzikos KST, 36(1), Korkut, T. (2013). Die Ausgrabunden in Tlos. Patrice Brun, Laurence Cavalier, Koray Konuk et Francis Prost (Eds.). Euploia. La Lycie et La Carie Antiques. Dynamiques des Territoires, Échanges et Identités. Actes du Colloque de Bordeaux. 5, 6 et 7 novembre Bordeaux: Ausonius, Koschaker, P. (1977). Modern Özel Hukuka Giriş Olarak, Roma Özel Hukukun Ana Hatları (Yeniden Düzenleyen Kudret Ayıter). (İlk baskı 1950) Ankara: Sevinç Matbaası. Kökten, İ. K. (1959). Tarsus-Antalya Arası Sahil Şeridi Üzerinde ve Antalya Bölgesinde Yapılan Tarihöncesi Araştırmalar Hakkında. Türk Arkeoloji Dergisi, VIII(2), Kurt, M. (2010). Tanrıça Kültü ve Hristiyanlıktaki Meryem Figürüne Etkileri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Rize Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Rize. Kürkçü, M. (2012). İmparatorluk Dönemi nde Lykia Kentleri Üzerine Bir Sentez. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I:Anadolu Akdenizi Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri Kasım Antalya: Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, Larson, J. (2007). Ancient Greek Cults: A Guide. Routledge: New York and London. Leake, W. M. (1824). Journal of a Tour in Asia Minor with Comparative Remarks on the Ancient and Modern Geography of That Country. London: Richard Taylor Shoe-Lane. Macridy-Bey, Th., Picard, Ch. (1915). Fouilles du Hiéron d Apollon Clarios à Colophon. Bulletin de correspondance hellénique 39,

132 116 Maderna, C. (2004). Die Letzten Jahrzehnte der Spätklassichen Plastik. Die Skulpturen des Maussolleions von Halikarnass. Peter C. Bol (Hrsg). Die Geschichte der antiken Bildhauerkunst. Klassische Plastik II. Mainz am Rhein: Verlag Philip von Zabern, Maderna-Lauter, C. (1990). Polyklet in Rom. H. Beck et all. (Hrsg.). Polyklet. Der Bildhauer der griechischen Klassik. Mainz am Rhein: Verlag Philip von Zabern, Magie, D. (1950). Roman Rule in Asia Minor to the End of the Third Century after Christ. Princeton: Princeton University Press. Mango, C. (2006). Bizans Mimarisi. (Çev. M. Kadiroğlu). Ankara: Rekmay. (Eserin orijinali 1974 de yayımlandı). Mansel, A. M. (1988). Ege ve Yunan Tarihi (Beşinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. Martienssen,D,R.(1956) The Idea O The Space In Greek Architecture, Johannesburg:Witwatersrand University Press Metzger, H. (1944). Dionysos Chthonien D'après Les Monuments Figurés de la Période Classique. Bulletin de Correspondance Hellenique, 68(1), Mitchell, S. (1993). Anatolia. Land, Men and Gods in Asia Minor. Volume II. The Rise of the Church. Oxford: Clarendon Press. Mitchell, S., Kaçar, T. (2006). İ.Ö. I. yy.da Lykia nın Kuzey Sınırı: İ.Ö. 46 da Roma-Lykia Antlaşması. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Moore, F. G. (1971). The Roman s World. New York: Biblo and Tannen. Munn,M.H., (2006): The Mother of the Gods, Athens, and the Tyranny of Asia: A study of Mutlu. B. (2001). Mimarlık Tarihi, Ders Notları I. (İkinci Baskı). İstanbul: Mimarlık Vakfı Yayınları. Naiden, F. S. (2013). Smoke Signals For The Gods: Ancient Greek Sacrifice from the Archaic through Roman Periods. New York: Oxford University Press. Neumann, G. (1991). Der lykische Ortsname Arykanda, HistSprF, 104, Nilson, M. P. (1969). Greek Folk Religion. (orginally Published 1940 as Greek Popular Religion). Philadelphia: Pennsylvania University Press. Noegel, S. B. (2010). Greek Religion and Ancient Near East. Daniel Odgen (Ed.). A Companion to Greek Religion. Oxford: Blackwell Publishing, Oransay, A. (2006). Arykanda Antik Kenti nde Kazı Sezonlarında Ele Geçen Madeni Buluntular ve Madencilik Faaliyetleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

133 Orlin, E. M. (2002). Temples, Religion and The Politics in Roman Republic, New York: Brill. Ostrogorsky, G. (2011). Bizans Devlet Tarihi. (Çev. F. Işıltan). (Yedinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. (Eserin orijinali 1940 da yayımlandı). Öğün, B. Işık. C ve ark. (2001), Kbid. Kaunos. Mopak Kültür Yayınları, İzmir. Özgan, R. (2015). Roma Portre Sanatı III. İstanbul: Ege Yayınları. Özgen, İ. (2006). Elmalı Ovası ve Hacımusalar. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Özgülnar, N. (2007). Perge Kazılarında Bulunmuş Takılar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Öztürk, B. (2010). Roma İmparatorluk Çağı Küçükasyası nda Dionysos Kültü. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Öztürk, O. (2005). Bergama Traianus Tapınağı ndan Roma İmparatorluğu Asya Eyaleti Mimarlığına Bir Bakış. Lale Özgenel (Editör). Eskiçağ ın Mekânları / Zamanları / İnsanları. ODTÜ Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora Programı Doktora Araştırmaları Sempozyumu III. 2-3 Haziran ODTÜ, Ankara. İstanbul: Homer Kitabevi, Özüdoğru, Ş. (2012). Lykia da Persler. Pers Egemenliğinde Lykia Tarihi ve Yönetimi. Aktüel Arkeoloji 25, Parke, H. W. (1967). Greek Oracles. London: Hutchinson. Patterson, J. R. (2000). Samnium ve Likya da Yerleşim, Kent ve Seçkin. John Rich and Andrew Wallace-Hadrill (Eds). Antik Dünyada Kırsal ve Kent. (Çev. L. Özgenel). İstanbul: Homer Yayınları. (Eserin orijinali 1991 de yayımlandı), Pervin, S. (2006). Augustus Dönemi Din ve Din Propagandası, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Pişkin, C. (2007). Antik Çağda Karia Bölgesi nde Dionysos Kültü ve Şarap Üretimi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Polat, G. (2013). Trakia da Ana Tanrıça Kültü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne. Price, S. R. F. (2004). Ritüel ve İktidar. Küçük Asya da Roma İmparatorluk Kültü. (Çev. T. Esin). Ankara: İmge Kitabevi Yayınları. (Eserin orijinali 1984 de yayımlandı). Radt, W. (2001). Pergamon. Antik Bir Kentin Tarihi ve Yapıları. (Çev. S. Tammer). İstanbul: Yapı ve Kredi Yayınları. (Eserin orijinali 1999 da yayımlandı). 117

134 118 Roller, L. E. (1991). The Great Mother at Gordion: The Hellenization of an Anatolian Cult. JHS, 111, Roller, L. E. (2004). Anatanrıça nın İzinde. Anadolu Kybele Kültü. (Çev. B. Avunç). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1999 da yayımlandı). Roman, L., Roman,M. (2010). Encyclopedia of Greek and Roman Mythology. New York: Facts on File. Rose, H. J. A. (2005). A Handbook of Greek Mythology. New York: Routledge. Rossenberg, D. (2003). Dünya Mitolojisi. Büyük Destan ve Söylenceler Antolojisi. (Çev. K. Akten vd.) Ankara: İmge Kitabevi. (Eserin orijinali 1990 yayımlandı). Roth, M. L. (2006). Mimarlığın Öyküsü. Öğeleri, Tarihi ve Anlamı. (Çev. E. Akça). (Üçüncü Baskı). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. (Eserin orijinali 1993 de yayımlandı). Roux, P. L. (2006). Roma İmparatorluğu. (Çev. İ. Yerguz). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları. (Eserin Orjinali 2005 te yayımlandı). Saltuk, S. (1990). Arkeoloji Sözlüğü. Ankara: İnklap Kitapevi. Savaş, S. Ö. Anadolu (Hitit-Luvi) Hiyeroglifli Belgeler Işığında: Hattuşa dan Lukka ya. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Schuchhardt, C. (1886). Kolophon, Notion, Klaros. Athenische Mitteilungen, 11, Schwertheim, E. (2009). Antik Çağda Anadolu. (Çev. N. Batu). İstanbul: Kitap Yayınevi. (Eserin orijinali 2005 de yayımlandı). Senseney, J. R. (2011). The Art of Building in the Classical World: Vision, Craftsmanship, and Linear Perspective in Greek and Roman Architecture. Cambridge; New York: Cambridge University Press. Serdaroğlu, Ü. (2004). Lykia-Karia da Roma Dönemi Tapınak Mimarlığı. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Sevgi, P. (2006). Augustus Dönemi Din ve Din Propagandası, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Sevinç, F. (2007). Hititlerde Ölülere ve Yer altı Tanrılarına Sunulan Kurbanlar, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Shear, L.T. (1984). The Athenian Agora: Excavation of Hesperia. 53(1), Siebert. G. (1990). Hermes. LIMC, V(1), ; V(2), Sina, A. (2004). Eleusis de Demeter Kültü ve Kadın Ritüelleri. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 44(1),

135 Sivrioğlu, U. T. (2005). Dionysos Kültü Kökenleri ve Anlamı Üzerine Bir İnceleme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Smith, R.R.R. (2002). Hellenistik Heykel. (Çev. A. Y. Yıldırım). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1991 de yayımlandı). Sovereignty in Ancient Religion, California: University of California Press. Soyöz, U. (1999). Temples of Apollo at Didyma and Claros in Ionia As Centers of Oracular and Political Activity, Yayımlanmamış Master Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Spratt, T. A. B, Forbes, F. (1847). Travels in Lycia, Milyas and Cibyratis. London: Bentley, Wilson and Flay. Stamper, J. W. (2005). The Architecture of the Roman Temples. The Republic to the Middle Empire. Cambridge: Cambridge University Press. Stehle, E. (2007). Thesmophoria and Eleusinian Mystreies: The Fascination of Women s Secret Ritual. Maryline Parca and Angeliki Tzanetou (Eds.). Finding Persephone: Women s Ritual in Ancient Mediterranean. Bloomington: Indiana University Press, Summers,K., (1996).Lucretius Roman Cybele,Related Cults Essays in Memory of M.J.Vermaseren, Eugene N. Lane(Eds),Leiden, Şahin, N. (1996). Beyaz Lekythos lar Işığında Klasik Devirde Atina da Ölüm İkonografisi ve Ölü Kültü. Arkeoloji Dergisi, IV, Şahin, S. (2014). Stadiasmus Patarensis. Itinera Romana Provinciae Lyciae. Likya Eyaleti Roma Yolları, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Şenyurt, Y. S., Akçay, A. (2016). Kurul Kalesi (Ordu) VI. Mithradates Dönemi Yerleşimi Üzerine Ön Değerlendirmeler. Seleucia, 6, Şimşek, Z. (2011). Allianoi Roma Dönemi Mimari Bezemeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne. Taşkıran, H. (2006). Lykia Bölgesinin Paleolitik Dönemi. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Taşlıalan, M. (1993). Pisidia Antiocheia sı Augustus Kutsal Alanı ve Tapınağının Rekonstrüksiyonu, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Taşlıklıoğlu, Z. (1954). Dionysos Dini ve Tragedia. Tarih Dergisi, 7(10), Tavukçu, Z. A. (2006). Parion Nekropolü 2005 Yılı Buluntuları, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum. 119

136 120 Tek, A. T. (1997). Arykanda Kazılarında Bulunan Antik Sikkeler, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Tek, A. T. (2006). Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk Dönemlerinde Lykia da Basılan Otonom Şehir Sikkeleri. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Tekin, O. (1998). Eski Yunan Tarihi. (İkinci Baskı). İstanbul: İletişim Yayınları. Tekin, O. (2007). Eski Anadolu ve Trakya. Ege Göçlerinden Roma İmparatorluğu nun İkiye Ayrılmasına Kadar (MÖ MS. 4. yy.lar Arası) İstanbul: İletişim Yayınları. Tekinalp, M., Gerçek, A. (2014) Yılı Arykanda Çalışmaları, ANMED. Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, , Tekinalp, V. M. (2006). Arykanda Kenti Bizans Dönemi Mimari Plastik ve Liturjik Taş Eserleri. Kayhan Dörtlük vd. (Editörler). III. Lykia Sempozyumu. Sempozyum Bildirileri. Cilt II Kasım Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Teraman, Ö. (2007). Roma Dönemi Tiyatro-Tapınak Kompleksleri ve Anadolu daki İzdüşümleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Texier, C. (2002). Küçük Asya Coğrafyası Tarihi ve Arkeolojisi. (Çev. A. Suat). Ankara: Enformasyon ve Dökümantasyon Hizmetleri Vakfı. (Eserin orijinali 1862 de yayımlandı). Thorpe, M. (2002). Roma Mimarlığı. (Çev. R. Akbulut). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1995 de yayımlandı). Tırpan, A. A. (1998). Stratonikeia. Augustus - İmparatorlar Tapınağı. Konya: Arı Ofset Matbaacılık. Tırpan, A. A., Gider, Z., Büyüközer, A. (2012). Temple of Hekate at Lagina. Thekla Schulz (Hrsg). BYZAS 12. Dipteros und Pseudodipteros Bauhistorische und Archäologische Forschungen. Internationale Tagung an der Hochschule Regensbuch. İstanbul: Ege Yayınları, Tomlinson, R. A. (2003). Yunan Mimarlığı. (Çev. R. Akbulut). İstanbul: Homer Kitabevi. (Eserin orijinali 1989 da yayımlandı). Tuğrul, S. (2010). Edebi Kutsal Ezeli Kurban. Çok Tanrıcılıktan Tek Tanrıcılığa Kutsal ve Kurbanlık Mekanizmaları. İstanbul: İletişim Yayınları. Umar, B. (1999). Lykia. İstanbul: İnkılap Kitabevi. Uygun, Ç. (2014). Kronos Tapınağı Kazı Çalışmaları. Özfırat, A., Coşkun, N. (Editörler). Mustafa Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Kazı ve Araştırmaları. Antakya: Mustafa Kemal Üniversitesi Yayınları,

137 Üreten, H. (2003). Neşredilmiş Yazıtlar Işığında Hellenistik Dönemde Pergamon Kenti Tanrı ve Kültleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Üreten, H. (2014). Tralleis: Augustus Neokratı [ΝΕΩΚΟΡΟΣ ΤΟΥ ΣΕΒΑΣΤΟΥ] Tarih Okulu Dergisi, XX, Vassileva, M. (2002). Frig Tunç İşlemeciliği. Taciser Tüfekçi Sivas, Hakan Sivas (Editörler). Frigler. Midasın Ülkesinde Anıtların Gölgesinde. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Waelkens, M. (1992). Bronze Age Quarries and Quarrying Techniques in the Eastern Mediterrenean and the Near East. N. Herz, L. Moens, M. Waelkens (Eds.). Ancient Stones: Quarriyng Trade and Provanence. Interdisciplanery Studies on Stones and Technology in Europe and Near East from the Prehistoric to the Early Christian Period. Acta Archaelogica Lovaniensa Monografia IV. Levuen: Leuven University Press, Wheeler, M. (1964). Roman Art and Architecture. New York: Praeger. Wurster, W. (1996), Dynastensitz wird Römer Stadt: Eine Skizze über Prozesse der Romanisierung in Lykien. F. Blakolmer, et all. (eds.) Fremde Zeiten Band I, Festschrift für Jürgen Borchhardt. Wien: Phoibos Verlag, Yavis, C. G. (1949). Greek Altars, Origins and Typology, Including the Minoan-Mycenaean Offertory Apparatus: An Archaeological Study in the History of Religion. Saint Louis: Saint Louis University Press. Yılmaz, Y. (2009)..Anadolu Antik Tiyatroları. 115 Antik Kent, 119 Tiyatro. İstanbul: YEM Yayın (Yapı Endüstri Merkezi Yayınları), 121

138 122

139 EKLER 123

140 124 Ek-1. Lykia Bölgesi haritası (

141 125 EK 2. Arykanda Kent Planı (Arykanda Kazı Arşivi)

142 EK-3. Tapınak ve Temenos Alanı. 126

143 Ek-4. Podyumlu Tapınak Restitüsyon. 127

144 Ek.5.Tapınak Taş Planı. 128

145 EK-6. Tapınak Cephe Çizimi 129

146 EK-7. Tapınak Kuzey-Güney Kesit. 130

147 EK-8. Tapınak Doğu-Batı Kesit. 131

148 EK-9. Altar Üst Görünüş. 132

149 EK-10. Altar Kuzey Yüz. 133

150 EK-11. Altar Doğu Yüz. 134

151 EK-12. Altar Kesit. 135

152 EK-13. Arşitrav Parçası. 136

153 EK-14. Arşitrav Parçası (Soffit). 137

154 EK-15. Arşitrav Kesit. 138

155 EK-16. Korint Başlığı. 139

156 EK-17. Korinth başlığı diğer yüz. 140

157 EK-18. Korint Başlığı Alttan Görünüş. 141

158 EK-19. Tapınak ve Temenos Alanının Restitüsyon. 142

159 EK-20. Tapınak Cephesi ni Yeniden Kurma Denemesi. 143

160 144 ÖZGEÇMİŞ Kişisel Bilgiler Soyadı, adı : Gerçek Hakan Uyruğu :Türkiye Doğum tarihi ve yeri : Medeni hali : Evli Telefon : Faks : hakangercek@oku.edu.tr Eğitim Derece Yüksek lisans Eğitim Birimi Gazi Üniversitesi Mezuniyet tarihi Lisans Akdeniz Üniversitesi 2005 Lise Uluğbey Lisesi 1997 İş Deneyimi Yıl Yer Görev 2015 Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Araştırma Görevlisi Yabancı Dil İngilizce Yayınlar Hobiler

161 GAZİ GELECEKTİR

HELENİSTİK DÖNEM. Pergamon - Bergama. Erken Dönem M.Ö. 8.-6. yüzyıllar -kırık buluntuları -erken dönem kent duvarı

HELENİSTİK DÖNEM. Pergamon - Bergama. Erken Dönem M.Ö. 8.-6. yüzyıllar -kırık buluntuları -erken dönem kent duvarı Pergamon - Bergama Erken Dönem M.Ö. 8.-6. yüzyıllar -kırık buluntuları -erken dönem kent duvarı Krallar Hanedanı Dönemi Helenistik Dönem Philetairos M.Ö. 281 263 I. Eumenes M.Ö. 263 241 I. Attalos M.Ö.

Detaylı

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU Kutsal alanlardaki Onur Anıtları, kente ya da kentin kutsal alanlarına maddi ve

Detaylı

KLASİK DÖNEM. Atina Akropolü, M.Ö.5.yy.

KLASİK DÖNEM. Atina Akropolü, M.Ö.5.yy. KLASİK DÖNEM Atina Akropolü, M.Ö.5.yy. KLASİK DÖNEM Atina Akropolü, M.Ö.5.yy. AKRO + POLİS YÜKSEK + ŞEHİR KLASİK DÖNEM Atina Akropolü, M.Ö.5.yy. 1- Parthenon 2- Old Temple of Athena 3- Erechtheum 4- Statue

Detaylı

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Çekerek ırmağı üzerinde Roma dönemine ait köprüde şehrin bu adı ile ilgili kitabe bulunmaktadır. Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Antik Sebastopolis

Detaylı

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI İlk Özbekistan-Türkiye uluslararası arkeolojik çalışmalar

Detaylı

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri 1985-1989 Lisans Atatürk Üniversitesi 1989-1991 Yüksek Lisans Atatürk Üniversitesi 1992-1997 Doktora Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI İÇİNDEKİLER Yunan Uygarlığı Hakkında Genel Bilgi Yunan Dönemi Kentleri Yunan Dönemi Şehir Yapısı Yunan Dönemi

Detaylı

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler PRİENE NİN KONUTLARI BERGAMA ANTİK KENTİ YUNAN DÖNEMİ ŞEHİR YAPISI MÖ 1050 yıllarından sonra ise genelde Polis adı verilen ilk kent devletleri kurulmaya

Detaylı

Urla / Klazomenai Kazıları

Urla / Klazomenai Kazıları Urla / Klazomenai Kazıları Oniki İon kenti arasında anılan Klazomenai, Urla-Çeşme yarımadasının kuzey kıyısında, İzmir Körfezi'nin ortalarında yer almaktadır. Klazomenai arazisinin (khora) doğuda Smyrna

Detaylı

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI 1- Aziz Philippus Kilisesi ait mermerlerin üzerindeki restorasyon uygulamaları. Aziz Philippus Kilisesi nin mermer levhalarının

Detaylı

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias Aphrodite nin Kenti Aphrodisias Kenan Eren Yrd. Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Aphrodisias antik kenti ve Aphrodisias Müzesi, antik kentte son 50 yılda yoğunlaşan kazı

Detaylı

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010) T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anadolu Üniversitesi 2010 Yılı Side Kazısı Çalışmaları (12 Temmuz-8 Eylül 2010) Doç. Dr. Hüseyin Sabri Alanyalı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anadolu Üniversitesi RAPOR

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri Arkeoloji Bölümü 2001-2005 Lisans Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Pr. 2005-2008 Yüksek Lisans Adnan Menderes ÜniversitesiSosyal

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı. M.Ö 2000 den itibaren Eski Yunan da ve Ege de polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Atina,Sparta,Korint,Larissa ve Megara dır. Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü 4. Sınıf öğrencilerine yönelik olarak Arazi Uygulamaları VII dersi kapsamında Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI DERS KATALOĞU 20.9.2017 Arkeoloji Programı Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARKE501 - Antik Çağ Yontu Sanatı I YL 3 0 0 5 Understanding

Detaylı

Prof.Dr. ENGİN AKDENİZ

Prof.Dr. ENGİN AKDENİZ Prof.Dr. ENGİN AKDENİZ Fen-edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya Ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1987-1991 Lisans Ege Üniversitesi 1991-1993 Yüksek Lisans Ege Üniversitesi

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001.

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001. ÖZGEÇMİŞ YRD. DOÇ. DR. ESMA ÖZ I. Adı Soyadı Esma ÖZ E-posta: (kurum/özel) eoz@ybu.edu.tr; esmao443@gmail.com Cep Telefonu: 0506 934 32 13 İş Adresi: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Merkez

Detaylı

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM URARTU UYGARLIĞI Gülsevilcansel YILDIRIM 120213060 Urartular MÖ birinci yüzyılın başında, Van Gölü ve çevresinde önemli bir devlet Kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş bir kavimdir.

Detaylı

8-9 HERA PATRAS SARA ANATOLIA ARTEMİS ASPENDOS ASSOS BERGAMA EFES HİTİT MYRA OLYMPOS

8-9 HERA PATRAS SARA ANATOLIA ARTEMİS ASPENDOS ASSOS BERGAMA EFES HİTİT MYRA OLYMPOS 2017 KATALOĞU Birçok kadim uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu, atalarımızdan bize kalan en değerli hediye... Daha ilk çağlardan itibaren stratejik olarak tüm coğrafyanın en göz alıcı değeri olarak ön

Detaylı

nzeyrek@uludag.edu.tr Tel: (224) 294 02 47-294 02 48 Tel iç hat: 402 47 Faks: (224) 294 09 29 Faks iç hat: 409 29 temel terim, kavramlar.

nzeyrek@uludag.edu.tr Tel: (224) 294 02 47-294 02 48 Tel iç hat: 402 47 Faks: (224) 294 09 29 Faks iç hat: 409 29 temel terim, kavramlar. ARKEOLOJİ 1 Ders Adi: ARKEOLOJİ 2 Ders Kodu: MRES215 3 Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Önlisans 5 Dersin Verildiği Yıl: 2 6 Dersin Verildiği Yarıyıl 3 7 Dersin AKTS Kredisi: 3.00 8 Teorik Ders Saati

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 23.9.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1.

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1.DÖNEM) ARK 101 Prehistorik Arkeoloji Terminolojisi I 2 0 2 3 ARK 103

Detaylı

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

Eski Mısır Tarihi Kaynakları Eski Mısır Tarihi Kaynakları Eski Mısır tarihinin araştırılmasında hem yazılı hem de yazısız kaynaklar kullanılmış ve kullanılmaktadır. Eski Mısır medeniyetinden günümüze dek ulaşmış olan tüm kalıntılar

Detaylı

2015-2016 GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA 08-30 09-00 ARK131

2015-2016 GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA 08-30 09-00 ARK131 I.SINIF 2015-2016 GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI 08-30 09-00 ARK131 Minos ve Myken Çağı Mimarlığı 09 15 ARK131 10 15 Minos ve Myken Çağı Mimarlığı 10 30 11 00 ARK101 Arkeolojiye

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ.

ÖZGEÇMİŞ. ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ. ÖZGEÇMİŞ AKADEMİK UNVAN AD/SOYAD BÖLÜM ANABİLİM DALI İLETİŞİM BİLGİLERİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ Cep Tel. 0 535 818 47 08 İş Tel. 0312 310 32 80/1700 Fax

Detaylı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Antik Yerleşimler......................... 4 0.2 Roma - Bizans Dönemi Kalıntıları...............

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

ÖZGEÇMİŞ Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ÖZGEÇMİŞ GENEL Adı-Soyadı : BUKET AKÇAY GÜVEN Unvanı : Klasik Arkeolog, Dr. Doğum tarihi ve yeri : 09.12.1982 İstanbul E-posta : buketakcay@hotmail.com EĞİTİM 2007-2015 Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi,

Detaylı

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki 14.11.2013 tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki Tablo 1 Sosyal BilimlerEnstitüsü İletişim Bilimleri Doktora Programı * 1. YARIYIL 2. YARIYIL İLT 771 SİNEMA ARAŞTIRMALARI SEMİNERİ 2 2 3 10 1

Detaylı

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S ) İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S. 226-652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü:

Detaylı

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU 24-26 NİSAN 2006 ALANYA T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No : 3082

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ Y. Lisans Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Doktora Selçuk Üniversitesi. Arkeoloji

Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ Y. Lisans Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Doktora Selçuk Üniversitesi. Arkeoloji Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Selçuk Fen- Edebiyat Fakültesi, Klasik 998-00 Y. Selçuk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Klasik 00-006 Doktora Selçuk Sosyal Bilimler

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ Yeliz GÜNAYDIN TAŞINMAZ GELİŞTİRME ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her hakkı saklıdır ÖZET Dönem Projesi

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 27.2.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

ARK433 Güz S - 3. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya

ARK433 Güz S - 3. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS TANITIM FORMU Dersin Adı Bizans Sanatı I Kodu Dönemi Zorunlu/Seçmeli MSGSÜ Kredi AKTS ARK433 Güz S - 3 Ön

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü lisans programında yer alan Arch 471 - Analysis of Historic Buildings dersi kapsamında Düzce nin Konuralp Belediyesi ne 8-14 Ekim 2012 tarihleri

Detaylı

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ V. Bilgi Kitapçığı (Program Katalogu Bilgileri) Program Tanıtımı Programı farklı yönlerden ( misyon, amaçlar, hedefler, programın gücü, mezunlar için fırsatlar vb. açılarından), akademik bir bakış açısıyla

Detaylı

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar: Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar: Teos antik kentinde 25 Temmuz 2010 tarihinde başlayan yeni dönem kazı çalışmalarının öncelikli amacı, kazı evi ve deposunun yapımı için

Detaylı

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI Özel Bölüm MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI İsmail Ergüder*, Ezel Babayiğit*, Doç. Dr. Sema Atik Korkmaz** * TKİ Kurumu Genel Müdürlüğü 06330, Ankara. ** Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti HALFETİ İLÇEMİZ Halfeti Şanlıurfa merkez ilçesine 112 km mesafede olan ilçenin yüzölçümü 646 km² dir. İlçe; 3 belediye, 1 bucak, 36 köy ve 23 mezradan oluşmaktadır. Batısında Gaziantep iline bağlı Araban,

Detaylı

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ŞANLIURFA YI GEZELİM ŞANLIURFA YI GEZELİM 3. Gün: URFA NIN KALBİNDEN GÜNEŞİN BATIŞINA GEZİ TÜRKİYE NİN GURURU ATATÜRK BARAJI Türkiye de ki elektrik üretimini artırmak ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ndeki 9 ili kapsayan tarım

Detaylı

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI Timothy P. Harrison PATİNA KRALLIĞI NIN BAŞKENTİ TELL TAYINAT Kazı çalışmaları, bit hilani olarak adlandırılan birkaç büyük saray kompleksini ve zarif bir şekilde

Detaylı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69. İÇİNDEKİLER TARİHÇE 5 SULTANAHMET CAMİ YAPI TOPLULUĞU 8 SULTAN I. AHMET 12 SULTAN I. AHMET İN CAMİYİ YAPTIRMAYA KARAR VERMESİ 15 SEDEFKAR MEHMET AĞA 20 SULTANAHMET CAMİİ NİN YAPILMAYA BAŞLANMASI 24 SULTANAHMET

Detaylı

Doç. Dr. Serdar AYBEK

Doç. Dr. Serdar AYBEK Doç. Dr. Serdar AYBEK ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Lisans Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi 996 Y. Lisans Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü,

Detaylı

A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ

A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ F E N E D E B İ Y A T F A K Ü L T E Sİ A R K E O L O J İ B Ö L Ü M Ü T A N I T I M K İ T A P Ç I Ğ I 2018-2019 İ Ç E R İ K B ö l ü m ü m ü z M i s y o n & V i z

Detaylı

S. ŞAHİN, F. BAZ, N. GÖKALP ÖZDİL, F. ONUR, M. ALKAN, C. AR]KAN, S. UYAR, B. TAKMER, H. UZUNOĞLU ARKEOLOJİ VE SANAT YAYINLARI

S. ŞAHİN, F. BAZ, N. GÖKALP ÖZDİL, F. ONUR, M. ALKAN, C. AR]KAN, S. UYAR, B. TAKMER, H. UZUNOĞLU ARKEOLOJİ VE SANAT YAYINLARI E S Kİ ÇAĞ YAZ ILARI 3 S. ŞAHİN, F. BAZ, N. GÖKALP ÖZDİL, F. ONUR, M. ALKAN, C. AR]KAN, S. UYAR, B. TAKMER, H. UZUNOĞLU ARKEOLOJİ VE SANAT YAYINLARI AKRON ESKİÇAĞ ARAŞTIRMALARI AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ AKDENİZ

Detaylı

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI DERS NOTLARI-ŞİFRE ETKİNLİK TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ HELEN UYGARLIĞI Makedonyalı İskender in doğu ile batı

Detaylı

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖRGÜN ÖĞRETİM ARA SINAV PROGRAMI (SEÇMELİ)

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖRGÜN ÖĞRETİM ARA SINAV PROGRAMI (SEÇMELİ) 17.11.2017 CUMA 16.11.2017 PERŞEMBE 15.11.2017 ÇARŞAMBA 14.11.2017 SALI 13.11.2017 PAZARTESİ 2017-2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖR ÖĞRETİM ARA SINAV PROGRAMI (SEÇMELİ) Altay

Detaylı

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI TARİH BÖLÜMÜ 2014-2015 ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI I. YARIYIL ECTS II. YARIYIL ECTS BİL 150 Temel Bilgi Teknolojisi 4+0 5,0 TAR 107 İlkçağ Tarihi I 3+0 5,0 TAR 108 İlkçağ Tarihi II 3+0 5,0 TAR 115 Osmanlıca

Detaylı

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations www.libridergi.org Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations SAYI V (2019) M. AYDAŞ, Koranza ile Lagina. İstanbul 2018. Ege Yayınları, 155 sayfa (1 çizim,

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. Avrupa İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü

DERS ÖĞRETİM PLANI. Avrupa İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü DERS ÖĞRETİM PLANI Avrupa İktisat Tarihi Seçmeli Dersin Seviyesi Doktora ( iktisat ) Dersin AKTS Kredisi 8 Haftalık Ders Saati 3 Haftalık Uygulama Saati - Haftalık Laboratuar

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Bölüm/Program Dersi DERS TANIM BİLGİLERİ Dersin Adı Mimarlık Tarihine Giriş Dersin Kodu Teori Uygulama Laboratuvar AKTS Kredisi

Detaylı

II. İSTANBUL ARKEOLOJİ VE SANAT TARİHİ ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU PROGRAMI 11. ARALIK 1. GÜN

II. İSTANBUL ARKEOLOJİ VE SANAT TARİHİ ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU PROGRAMI 11. ARALIK 1. GÜN II. İSTANBUL ARKEOLOJİ VE SANAT TARİHİ ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU PROGRAMI 11. ARALIK 1. GÜN 10:30 Açılış Konuşması: Yrd. Doç. Dr. Kenan Eren 11:00-11:20 Ulaş Arslan Yaşamını Arkeolojiye Adamış Bir Bilim Kadını:

Detaylı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Ege coğrafyası: - Ege dünyası M.Ö. 16. yüzyıldan M.Ö. 1200 e kadar Miken çağının etkisinde kalmıştır. - M.Ö. 1200-1050 yılları arası Batı

Detaylı

2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları 2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Menderes İlçesi: Menderes ilçesine bağlı Oğlananası Köyü ne yakın, köyün 3-4 km kuzeydoğusunda, Kısık mobilyacılar sitesinin arkasında yer alan büyük

Detaylı

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi ALLIANOI ANTİK ILICASI NDA ÜRETİLEN ERKEN BİZANS DÖNEMİ GÜNLÜK KULLANIM KAPLARI* **Hande YEŞİLOVA Öz Allianoi antik ılıcası içersinde, Geç Roma Erken Bizans Dönemi yerleşiminde bulunan, seramik fırınlarında

Detaylı

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI M.Ö.. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE G ANADOLU UYGARLIKLARI M.Ö.. II. binin sonlarında, nda, boğazlar üzerinden Anadolu'ya olan Deniz Kavimleri GöçG öçleri köklk klü değişikliklere ikliklere neden olur. Anadolu'nun

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : SANAT TARİHİNE GİRİŞ Ders No : 0310380032 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Müjde PEKER

Yrd.Doç.Dr. Müjde PEKER Yrd.Doç.Dr. Müjde PEKER ÖZGEÇMİŞ DOSYASI KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Yılı : Doğum Yeri : Sabit Telefon : Faks : E-Posta Adresi : Web Adresi : Posta Adresi : 1975 İSTANBUL T: 212455570015872 F: mujde.peker@istanbul.edu.tr

Detaylı

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF 08.00-09.00 ARK437 Arkeoloji Uygulamaları

Detaylı

Helen Birliği/İskender İmparatorluğu

Helen Birliği/İskender İmparatorluğu Helen Birliği/İskender İmparatorluğu Makedonyalı İskender in tahta çıkışı = Per İmp. Aile kavgaları+yunan sitelerinin iflası Yunan Siteleri= Artan nüfus+işsizlik ve besin eksikliği+çiftçilerin sürekli

Detaylı

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM Ramazan DEMİRTAŞ Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi, Aktif Tektonik

Detaylı

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir Kültür Turizmi ve İzmir Ümit ÇİÇEK Ege Bölgesi, Anadolu nun batısında, tarihin akışı içerisinde birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, suyun hayat verdiği nehirleri ile bereketli ovalara sahip bir

Detaylı

AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ

AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ MEHMET BİLDİRİCİ 1661 17-08-2013 AYDIN SULTANHİSAR NYSA GEZİSİ 08 Ağustos son antik kent gezisi Nysa kentine idi. Nysa kenti

Detaylı

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

Kafiristan nasıl Nuristan oldu? Kafiristan nasıl Nuristan oldu? Afganistan'ın doğusunda Nuristan olarak anılan bölgenin Kafiristan geçmişi ve İslam diniyle tanışmasının hikayesi hayli ilginç. 10.07.2017 / 13:21 Hindikuş Dağları'nın güneydoğusunda

Detaylı

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS. 226 652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK Eski İran da Din ve Toplum (M.S. 226-652) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü: Prof. Dr. Mustafa Demirci HİKMETEVİ

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ Malzeme Çalışması : Çanak Çömlek Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Murat Türkteki Ders Planı ve Okuma Listesi I.Ders Bu dersin amacı arkeolojide prehistorik dönemler süresince karşılaştırmalı tarihlemenin oluşturulmasında

Detaylı

B.Ü. TUYGAR Merkezi ve Turizm İşletmeciliği Bölümü

B.Ü. TUYGAR Merkezi ve Turizm İşletmeciliği Bölümü B.Ü. TUYGAR Merkezi ve Turizm İşletmeciliği Bölümü Türkiye de Toplum için Arkeoloji ve Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi Seminer Salonu-1 2 Nisan 2015 Perşembe Saat 13.30-17.30 Bursa Aktopraklık

Detaylı

ADRES : KIBRIS ŞEHİTLERİ CADDESİ 1483 SOK. NO 10 ALSANCAK / İZMİR

ADRES : KIBRIS ŞEHİTLERİ CADDESİ 1483 SOK. NO 10 ALSANCAK / İZMİR BÜLTEN 3 1.YARIŞMA TERTİP KURULU BAŞKAN : HACER AKYÜZ TÜRKİYE ORYANTİRİNG FEDERASYON BAŞKANI KURUL ÜYELERİ: NUAMMER USLU OKTAY BAK ÖZGÜR MORBEL MUSTAFA ARIS SURAY DURAN KEMAL KORKMAZ İZMİR GHSİM İL MÜDÜRÜ

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ

Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Lisans İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı 9-99 Lisans Heidelberg Üniversitesi Klasik Arkeoloji,

Detaylı

DEMRE DEMRE. Demre Myra Antik Kenti. Dünden Bugüne Antalya

DEMRE DEMRE. Demre Myra Antik Kenti. Dünden Bugüne Antalya D E M R E DEMRE DEMRE Demre Myra Antik Kenti 259 A L T I N C I B Ö L Ü M 260 D E M R E 4. DEMRE 1. Tarihçesi Myra (Demre) her zaman Likya nın en önemli şehirlerinden birisi olarak bilinir. Şehrin M.Ö.5.yy

Detaylı

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU Prof. Dr. Kadir PEKTAŞ* Muğla İli, Milas İlçesi, Beçin Kalesi nde 20.05.2013 tarihinde başlatılan kazı çalışmaları 24.12.2013 tarihinde tamamlanmıştır. Kazı

Detaylı

Roma mimarisinin kendine

Roma mimarisinin kendine Roma Bahçe Sanatı Daha sonraları Roma İmparatorluğunun en fazla geliştiği yıllarda, Romalı generallerin harpler sonucu dünyanın dört köşesine Roma mimarisinin taşınmasına sebep olmuştur. Roma mimarisinin

Detaylı

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları KURTALAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 163 3.5. KURTALAN İLÇESİ 3.5.1. ERZEN ŞEHRİ VE KALESİ Son yapılan araştırmalara kadar tam olarak yeri tespit edilemeyen Erzen şehri, Siirt İli Kurtalan İlçesi

Detaylı

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

PLAN AÇIKLAMA RAPORU BALIKESİR İLİ, KARESİ İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 4324/PARSEL 30, ADA 4325/PARSELLER 8-9-10 VE 11 DE KAYITLI TAŞINMAZLAR İÇİN HAZIRLANAN 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

Detaylı

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Kelime anlamı İki nehrin arası olan Mezopotamya,

Detaylı

- 61 - Muhteşem Pullu

- 61 - Muhteşem Pullu Asaf Bey Çıkmazı Kabaltısı Sancak Mahallesindedir. Örtüsü sivri tonozludur. Sivri kemerle güneye ve ahşap-beton sundurmalı sivri kemerle kuzeye açılır. Üzerinde kesme ve moloz taşlardan yapılmış bir ev

Detaylı

Antalya Hakkında Antalya, Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Antalya şehrinin aynı ismi taşıyan merkez ilçesidir. Antalya, Türkiye nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Doğası, palmiyelerle sıralanmış bulvarları,

Detaylı

31. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT

31. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 31. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT 25-29 MAYIS 2009 DENİZLİ T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No:3249-2 Kültür Varlıkları

Detaylı

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) TARİH Miras ilişkileri T O P L U M MİRAS K Ü L T Ü R DOĞA ÇEVRE MİRASIN KAPSAMI MİRAS ÇEKİCİLİKLERİ ÇEVRE MEKAN YER İNSAN PEYZAJLAR YAPISAL UNSURLAR ÇALIŞMA ALANLARI

Detaylı

OYGU MEZARLARIN ÖZDİRENÇ YÖNTEMİ İLE ARAŞTIRILMASI: NAGİDOS VE PATARA ÖRNEKLERİ

OYGU MEZARLARIN ÖZDİRENÇ YÖNTEMİ İLE ARAŞTIRILMASI: NAGİDOS VE PATARA ÖRNEKLERİ OYGU MEZARLARIN ÖZDİRENÇ YÖNTEMİ İLE ARAŞTIRILMASI: NAGİDOS VE PATARA ÖRNEKLERİ KAYA M.A. 1 BALKAYA Ç. 2 1 : ÇOMÜ, Müh.-Mim. Fak. Jeofizik Müh. Bölümü, 17020, Çanakkale. makaya@comu.edu.tr 2 : 9 Eylül

Detaylı

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011 Birecik Turizm Envanteri Projesi Bu kitabın içeriğinden sadece Birecik İlçesi ve Köylerine Hizmet Götürme Birliği sorumludur ve bu içeriğin herhangi bir şekilde DPT'nin veya Karacadağ kalkınma Ajansı'nın

Detaylı

NOTION ARKEOLOJİK YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2017

NOTION ARKEOLOJİK YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2017 NOTION ARKEOLOJİK YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2017 A. Giriş Dördüncü sezon Notion Arkeolojik Yüzey Araştırması 29 Mayıs 2017 tarihinde başlayıp 4 Haziran 2017 tarihinde sona ermiştir. Araştırma başkanı Christopher

Detaylı

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI 1.KONU: TARİHÎ ÇAĞLARA GİRİŞ 2.KONU: İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI 1.K0NU TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ İnsan, düşünebilme

Detaylı

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1. SINIF 1. YARIYIL 1 2 YDİ 101 YDA 101 YDF 101 GUS 101 GUS 103 HYK 101 BED 101 3 ATA 101 Temel Yabancı Dil İngilizce/ Basic English Temel Yabancı Dil Almanca/ Basic

Detaylı

Sema DOĞAN* HacettepeÜniversitesi. EdebiyatFakültesi. SanatTarihiBölümü. Beytepe - Ankara. e-mail: semad@hacettepe.edu.tr. semamail@gmail.

Sema DOĞAN* HacettepeÜniversitesi. EdebiyatFakültesi. SanatTarihiBölümü. Beytepe - Ankara. e-mail: semad@hacettepe.edu.tr. semamail@gmail. ÖZGEÇMİŞ VE YAYINLAR Sema DOĞAN* HacettepeÜniversitesi EdebiyatFakültesi SanatTarihiBölümü Beytepe - Ankara e-mail: semad@hacettepe.edu.tr semamail@gmail.com Tel: +90 (312) 2978275-76 Faks: +90 (312) 2992005

Detaylı

II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR

II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR Tarih Okulu The History School Mayıs - Ağustos 2011 May-August 2011 Sayı X, 245-250. Number X, 245-250. II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR Ergün LAFLI Özet Bu kısa haber niteliğindeki

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana Menderes Caddesi No.23- Pamukkale (Denizli) Türkiye 0090 258 272 2789 HİERAPOLİS. 8 TEMMUZ 25 TEMMUZ ÇALIŞMALARI. Ploutonion Eskharonların

Detaylı

Dersin Amacı. Ders İçeriği

Dersin Amacı. Ders İçeriği BEYKENT ÜNİVERSİTESİ - DERS İZLENCESİ Ders Kodu Teorik Uygulama Lab. Türkiye de Turizm Coğrafyası Ulusal Kredi Öğretim planındaki AKTS 810000000001208 3 0 0 3 6 Ön Koşullar : Bu dersin ön koşulu ya da

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Prehistorik Dönem Yapı Kültürü

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Prehistorik Dönem Yapı Kültürü ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Prehistorik Dönem Yapı Kültürü PREHİSTORİK DÖNEM NEDİR? Yazının bulunmasından önceki çağlara prehistorik (tarih öncesi çağlar) dönem denir.

Detaylı

ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI. I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri 2+0 4,5 Z I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri MS

ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI. I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri 2+0 4,5 Z I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri MS Fakülte/Yüksekokul : Edebiyat Fakültesi Böl./Program Tarih Bölümü Yarıyılı : Güz / Bahar ESKİ PROGRAM DERSİN YARIYIL KODU ADI (T+U 2012-2013 ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI YENİ PROGRAM DERSİN ECTS ECTS

Detaylı