SAYI 14 / 2012 BU BİR SÜRELİ YAYINDIR YÖNETİM. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Adına Sahibi Ahmet SELAMET

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SAYI 14 / 2012 BU BİR SÜRELİ YAYINDIR YÖNETİM. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Adına Sahibi Ahmet SELAMET"

Transkript

1

2

3

4 SAYI 14 / 2012 BU BİR SÜRELİ YAYINDIR YÖNETİM İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Adına Sahibi Ahmet SELAMET Genel Yayın Yönetmeni Sabri DERELİ Yayın Danışma Kurulu Prof. Dr. Halil İNALCIK, Prof. Dr. Semavi EYİCE, Prof. Dr. İlber ORTAYLI, Prof. Dr. İskender PALA, Ahmet Faruk YANARDAĞ, Doç. Dr. Haluk DURSUN, Şevket DEDELİOĞLU Yayın Koordinatörü Fatih YAVAŞ YAYIN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Alper ÇEKER Yayın Kurulu Yaylagül CERAN, Fatih DALGALI, Salih DOĞAN, Betül EREN, Esra ERKAL, İhsan KABİL, Ömer OSMANOĞLU, Metin ÖZTÜRK, Hüseyin SORGUN, M. Lütfi ŞEN, Nurten ŞAFAK TOPCU, Müjdat ULUÇAM, Altay ÜNALTAY Sanat Yönetmeni Aydın SÜLEYMAN Grafik Tasarım Şükran KUMRAL Fotoğraflar Alp ESİN, Bahadır Emre BOZKURTLAR, Kürşat BAYHAN, Mehmet DEMİRCİ Reklam Koordinatörü Mustafa YALMAN Rezervasyon / (Dahili) İletişim dergi@kultursanat.org YAPIM KÜLTÜR A.Ş. Baskı - Cilt Seçil Ofset (0212)... Renk Ayrımı / CTP... Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, çizim ve planlardan yasal olarak eser sahipleri sorumludur. Yazılardan kaynak belirterek tam veya özet alıntı yapılabilir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR A.Ş. YAYINLARI İstanbul Kültür ve Sanat Ürünleri Tic. A.Ş. Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür Parkı Osmanlı Evleri Topkapı - Zeytinburnu / İSTANBUL

5 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSIKİSİ Veysel DALSALDI BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ ve ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI Dr. Evren KUTLAY YAŞARKEN TARİHİ HİSSETMEK Dr. Gönül PAÇACI 34 CÂMİ VE TEKKE MUSIKÎSİ ÜZERİNE Dr. Nurullah KOLTAŞ 38 SALTANATLI TEKBİR DEN SEHL-İ MÜMTENİ SALÂT-I ÜMMİYYE YE BUHÛRÎZÂDE MUSTAFA ITRÎ EFENDİ Prof. Dr. Mustafa İ. UZUN MÜZİĞİN ÇELEBİSİ NEZİH UZEL İN ARDINDAN Metin ÖZTÜRK RESSAM HÜSNÜ TENGÜZ ( ) ve BAYRAM HEDİYESİ Ömer F. ŞERİFOĞLU MEHMET BARLAS İLE SÖYLEŞİ Söyleşenler: Ömer OSMANOĞLU, Fatih DALGALI ITRÎ MUSTAFA EFENDİ Ruşen Ferid Çeviriyazı: Fatih DALGALI 46 İSTANBUL MEKÂN AJANDA 77 78

6

7 TAKDİM İstanbul da romanlara, filimlere konu olmuş çok canlı bir müzik kültürü vardır. Bir zamanlar bu şehirde tekkeler Mevlevi Ayinleri ile, saray incesaz ile, sokaklar laternalar ile, konaklar da musıki meclisleri ile yankılanırdı. İstanbullular sabah namazına Mehter Takımının vurduğu növbetle kalkardı. İstanbul un kilise ve sinagoglarında bile halen Türk musıkisinin makamları ile bestelenen ilahiler okunur. Zaten repertuvarımızın bir bölümü şehrimizin gayrımüslim bestecileri tarafından bestelenmiştir. Mevlevi Ayini, Miraciye, Regaibiye, Enderun Teravihi gibi geleneksel dini musıki öğeleri İstanbul da halen yaşatılmaktadır yılında Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Beyoğlu nda bir gece sürpriz bir biçimde şehrimizi ziyaret edenleri laterna konseri ile buluşturduk. Bununla birlikte Cemal Reşit Rey Konser Salonu nda Türk ve Batı müziğinin seçkin örneklerini kültür-sanat mevsimi boyunca dinleyicilere sunuyoruz. Son yıllarda bir dünya şehri hüviyetine kavuşan İstanbul da kamu kurumlarının dışında da önemli müzik etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Kentimizde düzenlenen müzik festivalleri dünyanın önde gelen gruplarını ağırlıyor. Bu kadar renkli bir müzik yaşantısının yanında UNESCO nun 2012 yi Itri yılı ilan etmesi üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi nin bu sayısını müziğe ve büyük Türk bestecisi Itri ye ayırdık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak dergimize yazıları ile katkıda bulunan değerli araştırmacılara ve yayında emeği geçen mesai arkadaşlarıma teşekkürü borç bilirim.

8

9 SUNUŞ Kültür A.Ş. olarak her sayısı merakla beklenen 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi ni içerik ve biçim konusunda düzeyini koruyarak, yeni bir formatta sizlere takdim ediyoruz. Bu tip yenilikler algıyı diri tutar ve ilgide devamlılığı sağlar. Bununla birlikte dergimizin geleneksel değerlerini sürdürmeye devam ediyoruz. Her yıl Türk kültürünün büyük bir ismini gündeme getiren UNESCO, 2012 yi Itri Yılı ilan etmiştir. Okurlarımızın yakından bildiği üzere, dergimizin her sayısında yer alan ana dosyamızın, bu ayki konusunu İstanbul da müzik ve büyük Türk bestecisi Itri oluşturuyor. Türk müziği nazariyat konusunda son yıllarda birçok araştırmacı yetiştirdi ve bunun sonucunda önemli yayınlara imza atıldı. Biz de İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Kültür A.Ş. olarak, Prof. Dr. Mustafa Uzun ve Doç Dr. Nuri Özcan tarafından derlenen ve on kadar akademisyenin çalışmasından oluşan Itri hakkındaki bir kitabın yayın hazırlığı içindeyiz. Itri ve Türk müziği alanındaki çabalarımız, dergimizin yeni sayısında yer verdiğimiz birbirinden ilginç makalelerle devam etmektedir. Yine de Tekbir ve Salat-ı Ümmiye nin bestecisi Itri hakkında yazılacak ve yayımlanacak daha çok şey vardır. Kültür A.Ş. ailesi olarak özenle tasarlanmış yeni mizanpaj tarzı ile sizlere sunduğumuz 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi nin bu sayısını ilgi ile okumanızı diliyoruz. Kültür A.Ş.

10 8 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSİKİSİ / Veysel DALSALDI

11 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSİKİSİ / Veysel DALSALDI 9

12 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSIKİSİ Veysel DALSALDI* Manzara ve günlük yaşam resimleriyle tanınan Max Schmidt ( ) Serasker Kulesi nden Süleymaniye Camii ve İstanbul görünümünün betimlendiği resim, Miss Julia Pardoe nin The Beauties of Bosphorus adlı kitabında yayınlanan W.H. Bartlett in deseninden çalışmıştır.

13 Büyük bir kısmı bestekâr olan Osmanlı padişahları ve sair devlet erkanı belli periyotlar içerisinde huzur fasılları tertip ederlerdi. Bununla da kalmayıp Topkapı Sarayı nda yalnız bu fasılların gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla akustiğe elverişli hususi bir oda planlamışlardır.

14 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSİKİSİ / Veysel DALSALDI 12 Zonaro nun fırçasından Mevlevi neyzen Âdem atamız ruhen ulvî olduğu gibi, şeklen de (zahîr) bediî olarak yaratılmıştı. Batılı pozitif bilimselliğin aksine, bütün yönleri ile tekâmül etmiş ilk insan olarak Âdem atamızı, el- Bediî isminin de tecellîgâhı olarak biliriz. İnsan, medeniyet ve estetik konularına buradan baktığımızda insanlık için estetik, zaruri bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkar. İnsan çeşitlilikleri ve bu çeşitliliklere göre insan ihtiyaçlarının görülme biçimleri, en süflî ihtiyaçtan en ulvî ihtiyaçlara kadar tabiî farklılıklar göstermektedir. Yeme, içme, giyinme, barınma, nesilleri devam ettirebilme ihtiyaçlarının bu skalanın en alt katmanlarında olduğunu varsaysak bile, bunların dahi en yüksek dereceden bediîyyata muhtaç olduğu muhakkaktır. İnsanlık bu süflî ihtiyaçlarda hayvanlar ve hatta nebâtlarla dahi benzeşmektedir.. Kısmi olarak insan, diğer canlıların zarafetini taklîd etmektedir. Yaratılan her şeyi insanla taçlandıran Allah, yarattığı her şeyi de insanın emrine vermiştir. Ancak, kendisine bahşedilen bütün bu imkânları kullanırken insan, kendi içinde ve dışındaki her şeyi estetize edebilmek hünerini gösterebilmelidir. İnsanın bu doğal kabiliyeti, kendi cevherini ve şeylerin cevherini görmeye mecbur kılmıştır. Zanaât ve san ât bu hüneri sergileyebilmenin en kıymetli vasıtalarındandır. Varlık âleminde insan, eşya ile ve diğer insanlarla olan temasını belli bir disiplin altına almıştır. Bu disiplinler, fıtrî farklılıklarla ve muhakkak olduğunu düşündüğümüz coğrafi ayrılıklar sayesinde kültürel çeşitliliğin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Fıtratında birlikte yaşamak bulunan insan, öncelikli olarak kendine benzeyen ve kendisini benzettiği gruplar halinde yaşamaya başladı (aidiyet). Zamanla şehir hayatını ortaya çıkaran bu karşılıklı aidiyet hissi, lokal bir ortak kültürün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Buradan kült derekesindeki oluşumların ticaret seyahat v.b. gibi biçimlerde birbirleriyle karşılaşması başlar ki, bu karşılaşma çok zaman çarpışma biçimiyle sonuçlanır. Tarih sahnesinde görülen bu karşılaşma biçimi üst medeniyet oluşturmayı hızlandıran en etkili tecrübî yöntemler arasında görülmektedir. Aslında kültürel akışkanlıkların, geçişlerin oluşmasını sağlayan bu karşılaşma biçimi insanlık âleminin üst kültür imal etmesini sağlamıştır diyebiliriz. Bu sayede belki, küçük ölçekli kültlerin dışında daha üst insanî medeniyet imal etmek imkânı elde edilmiş olunabilir. Anlaşılan o ki antik çağ medeniyetlerinin ve artık dünyada yeni bir çağ açan Osmanlı medeniyetinin dahi böyle ortaya çıktığını düşünmemiz için yeterince veri elde etmiş olmaktayız. Şüphesiz dinler tarihi aslında medeniyet tarihidir. Bu nazarla dinin sosyal hayatı her yönüyle tanzim eden baskın ve belirleyici unsur olması mücerred insan ve din münasebetlerini bedii ihtiyaçlarını da karşılayabilmek hususunda zaruri

15 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSİKİSİ / Veysel DALSALDI kılmaktadır. Din insanın ihtiyaçlarını karşılamakta, insana tartışmasız fıtri biçimler teklif etmektedir. Bu biçimler insanoğlunun bediiyat ile karşılaştığı ve tanıştığı en önemli tecrübeleridir: Sosyal hayat, devlet hayatı, iktisat ve tabii olarak sanat. Hayatı dinin teklif ettiği biçimler ve bu biçimlerin ruhu üzerine tanzim etmiş bir kimsenin, bir başka zaviyeden bakabilme ihtimali olmadığı içindir ki, Osmanlı münevverleri cihan şümûl bir üst medeniyet imal etmek imkânına sahip olsalar gerektir. Bir gravürde Galata Mevlevihanesi ndeki Sema Ayini Osmanlıda musıki beşikten mezara insanın yoldaşıdır. Böylesi güzel (cemil) bir yol arkadaşı (refik) ile, mezara kadar giden yolculuk elbette estetik bir yolculuk olacaktır. Sanat piramidinin tepe taşı bütün kültürlerin kabulünde musikidir. Ve yine sabit olmuştur ki insan oğlunun dünya ötesi alemlerle bağ kurmasını sağlayan da musıkidir. Osmanlı da musıki beşikten mezara insanın yoldaşıdır. Böylesi güzel (cemil) bir yol arkadaşı (refik) ile mezara kadar giden yolculuk elbette estetik bir yolculuk olacaktır. Ölüm gibi canlar yakan bir hakikati dahi, musıki ile estetize edebilmek hünerini göstermiş bir medeniyet üst insani bir medeniyet olmak gerekmez mi? Osmanlı bedii hayatı devlet (enderun), din (cami,tekke), ve şahsi hayat olarak ayrılabilir. Aslında Batıda olduğu gibi bunları birbirinden tamamen ayırmak Osmanlı için çok mümkün olmamakla beraber, böyle olduğunu kabul ettiğimizde Osmanlı musıkisini dini ve din dışı olarak iki ana başlıkta toplayabiliriz. Enderun, musıki hocalarını zamanın en büyükleri içerisinden özenle seçmiştir (Hafız Post, Itri, Latif Ağa, Hacı Sadullah Ağa, Hammamizade İsmail Dede, Şakir Ağa, Hacı Arif Bey...). Bu büyük isimler Enderun da devleti idare edecek olan insanları yetiştirirlerken aynı zamanda da kâr, beste ağır semai, yürük semai, köçekçe, tavşanca, ilahi, Mevlevi ayini, tevşih, durak vs. gibi dini ve din dışı formları oluşturarak ve geliştirerek eserler verirlerdi. Bu canlı sanat hayatı devlet aklı tarafından bilinçli ve sistemli bir şekilde teşvik edildiği gibi aynı zamanda padişahlar ve sair devlet erkanı kendi özel hayatlarını da musıki ile estetize ederlerdi. Büyük bir kısmı bestekâr olan Osmanlı padişahları (ki Batıda bir tek örneği yoktur) ve sair devlet erkanı belli periyotlar içerisinde huzur fasılları tertip ederlerdi. Bununla da kalmayıp Topkapı Sarayı nda yalnız bu fasılların gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla akustiğe elverişli hususi bir oda planlamışlardır. Mehterhane-i Hakani nin (Askeri Müzik) günde beş kere nevbet vurması ve padişahın bütün işlerini bırakarak dinlemesi protokol kuralları içerisinde vardır. Sarayda yaşanan Ramazanlarda teravih namazının büyük Itri mizin terkip ettiği rivayet olunan ve içinde çeşitli makam geçkileri ve ilahiler ile süslenmiş olan Enderun Usulü Teravih ismi ile meşhur bir terkib ile kılınması, Osmanlı saray kadınlarının da musıki tedris ediyor olmaları ile birlikte bakıldığında Osmanlı devlet geleneğinin musıkiye verdiği ehemmiyeti göstermesi bakımından yeterli veri olsa gerektir. Pek çoğu bestekâr olan devlet büyüklerinin aynı zamanda pek çoğu da bir tarikat mensubu (salik) idi. Tasavvuf, ruhi hayatın tekamülünü sistemleştirmiş olduğu için kaçınılmaz olarak sanatın üretilmesini sağlamaktadır. Bu bakımdan bütün basitliği (mütevazi) içerisinde tekke, kuruluşundan itibaren büyük Osmanlı medeniyetinin beşiği olagelmiştir. Osmanlı dini hayatını cami, medrese ve tekke (devlet ve sivil) oluştururdu. Bu sayılan müesseselerde de musıki elbette belirleyici bir unsur olarak görülmektedir. Genel bir başlık olarak dini musıkimizi tekke ve cami musikisi diye ikiye ayırdığımızda kültürel çeşitliliğimizi bize ikram eden iki ayrı ekol karşımıza çıkmaktadır: İnsan sesi kullanan (acapella) cami musıkisi ile çalgı da (enstrüman) kullanan tekke musıkisi. Bu iki üslup müşterek formları da kullana gelmektedirler: Ezan, sala, kamet, mihrabiye, miraciye, tekbir, tehlil, temcid, tevşih, mahfel sürmesi, regaibiyye (unutulmuş) gibi formlar camii ve tekke tarafından üretilmiş müşterek estetik değerlerdir. Böylece görmüş olduk ki estetik değerleri üretme hiyerarşisinde cami, tekke ve halk, hayatı estetize edebilmek hususunda devlet ile aynı kaynaklardan beslenegelmişlerdir. Tıpkı Enderun da olduğu gibi tekke ve camide de dini ve din dışı eserler üretilirdi. Devlet erkanı gibi Enderun hocalarının da mühim bir kısmı tarikat mensubu idi. Tüm bu saydığımız unsurlarla birlikte baktığımızda, Osmanlı estetiğinin aynı temel sanat algısı ve anlayışı üzerinden üretildiğini görürüz. 13

16 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSİKİSİ / Veysel DALSALDI Burada gözden kaçırılmamasında fayda olduğunu düşündüğümüz, bu üretilen estetik biçimlerin zamane insanına nasıl yansıdığı meselesidir. Osmanlı gündelik hayatı Müslümanlar ve ekalliyet ile birlikte yaşardı. Gayrimüslim unsurların bu üretimde göz ardı edilemeyecek dahilleri vardır (Zaharya, Nikoğos Ağa, Tamburi İzhak vs.). Bir Osmanlı Rumu, Osmanlı Ermenisi, Osmanlı Yahudisi, Osmanlı Süryanisi bile kendi dini hayatlarını bu birlikte üretilmiş olan estetik değerler çerçevesinde süslemişlerdir. Böylece devlet, din ve halk bütün unsurlarıyla musıki sanatının insana açtığı latif ufukları aynı zevk ve haz içerisinde beraber yaşaya gelmişlerdir. Bu birlikteliğin farkına varan ve hatta hayranı olarak seyreden Batılılar süphesiz ki Osmanlı musikisinden etkilenmişler ve bu yönde eserler vermişlerdir. Böylece de Osmanlı medeniyeti cihanşümul bir üst insani medeniyet olduğunu ispat edegelmiştir. * Müzisyen Sağda: Müzisyenlerin betimlendiği Levni minyatürü. Aşağıda: Julia Pardoe nin 1838 The Beaties of the Boshphorus isimli kitabında yayınlanan gravür W. Henry Bartlett tarafından çizilmiştir. 14

17 OSMANLI ESTETİĞİ ve MUSİKİSİ / Veysel DALSALDI 15

18 Barok dönemde de Osmanlı çağın önde gelen imparatorluklarından biri olarak Avrupa krallıkları ve imparatorlukları ile karşılıklı etkileşim içinde olmuştur. Bu alışverişte kendi geleneksel kültürünü korurken, Avrupa daki gelişmeleri ve Batı sanatlarını takip etmekte geri kalmamıştır.

19 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ ve ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI Dr. Evren KUTLAY*

20 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY 18 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyunca gerek coğrafi konumu gerekse uluslararası diplomasideki yeri bakımından Avrupa ülkeleri açısından önem taşımıştır. Barok dönemde de Osmanlı çağın önde gelen imparatorluklarından biri olarak Avrupa krallıkları ve imparatorlukları ile karşılıklı etkileşim içinde olmuştur. Bu alışverişte kendi geleneksel kültürünü korurken, Avrupa daki gelişmeleri ve Batı sanatlarını takip etmekte geri kalmamıştır. Müzikal etkileşime, süregelen ticari ve diplomatik ilişkilerin yanı sıra, Osmanlı da görevli Avrupalı elçiler ya da Osmanlı nın Avrupa da görevlendirdiği Türk elçiler, seyyahlar, tercümanlar ve Avrupa krallarının Sultanlara hediyeleri vesile olmuştur. 1. Başlangıcından Barok Döneme Avrupa Müziği ve Sahne Sanatlarının Osmanlı daki Yansımalarına Örnek Vak alar Osmanlı nın Batı müziği ve sahne sanatlarıyla tanışıklığına dair verebileceğimiz en erken örnek Kanuni Sultan Süleyman devrinde, org sanatçısı Othman Luscinius un sarayda verdiği konserdir yılındaki bu konserden kısa bir süre sonra, 1524 yılında, Venedikliler İstanbul da bir bale performansı sahnelemişlerdir. Aynı döneme ait en ilginç örneklerden biri de 1543 yılında Fransa Kralı I. François nın Habsburg lara karşı desteğine teşekkür mahiyetinde Kanuni Sultan Süleyman a gönderdiği bir müzisyen topluluğudur. Sultan, müzisyenleri sarayına kabul etmiş, onları dinlemiş ancak bu ruhu besleyen müziğin askerlerinin disiplinini bozacağı düşüncesiyle topluluğu apar topar ülkelerine geri göndermiştir. Aynı yüzyıla ait bir başka Batı müziği ve sahne sanatları konusuna örnek olay Sultan III. Murad devrinde gerçekleşmiştir yılında Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa nın eşi, III. Murad ın kız kardeşi Esma Sultan dokuz yüz Hıristiyan kölesi tarafından sarayda bir bale-pantomim gösterisi gerçekleştirilmesini sağlamıştır. Kaynaklar, bu gösteriye ilişkin bize şu bilgileri aktarmaktadırlar: Avrupa da Barok döneminde din dışı müziğin sarayda şekillenmesi, dini müziğin de kiliselerde hayat bulması gibi Osmanlı da da müzisyenler bu bağlamda eserlerini şekillendirmişlerdir. Nitekim Itri, Mevlevi tekkelerinde okunmak üzere çok bilinen Segâh Ayini ni ve Rast Naat-ı Peygamber i; cami musikisi formunda ise tekbir ve salâtlar bestelemiştir ki bunlardan örnekleyebileceğimiz Bayram Tekbiri ve Salât-ı Ümmiye ve daha birçoğu İslam coğrafyasında 300 yıldır okunmaktadır. Sokullu nun zevcesi sultanın müezzinleri bir mel abe-i hususiye (özel oyun) tertip ettiler. Zillerin, rebapların, kemanların ahengi arasında bir İtalyan celladı, Küpidoyu, Romalıların aşk ilahı temsil eder bir çocuğun yanına geldi; önce tatlılıkla, sonra zorla yakalamak istedi; lakin Diyan mabedinin perisi, yani Amazon gibi elinde mızrak bulunan bir genç kız, onu uzaklaştırarak çocuğu kurtardı. Osmanlı topraklarında bu gelişmeler vuku bulurken, 17. yüzyılla birlikte Avrupa da sanat anlayışında yenilikler meydana gelmektedir. Rönesans dönemi kapanmış, bilim ve felsefe öne çıkmaya başlamış, Amerika nın keşfinin ardından hızlanan sömürgecilikle soyluların ekonomik gücü artmış, yeni kültür sanat anlayışının itici gücünü Papalık ve başta Fransa ve İtalya olmak üzere, Almanya, İspanya, İngiltere gibi krallık ve imparatorluklar oluşturmaya başlamıştır. Avrupa da müzikte barok dönemi, Rönesans ile klasik dönem arasındaki yıllarını kapsar. Yaklaşık olarak İtalya da operanın doğuşuyla başlayıp, döneme damgasını vurmuş büyük besteci Johann Sebastian Bach ın ölümüyle sona erer. Barok müziği, dini ve din dışı müzik formlarına ayrılır. Dini müziğin merkezi kiliselerdir. Din dışı müzik ise saraylarda hayat bulmaktadır. Özünde saray sanatı olan Barok, gösteriş ve görkemi ön planda tutarken, bunu, incelikli işleyerek sanatta ustalıkla yansıtma çabasındadır. Ancak 17. yüzyılda felsefe ve bilimin ilerleyişi, bir yandan da Barok sanatının gösteriş ve görkem anlayışına çelişki mahiyetinde, insanoğlunun kısa yaşamı ve aslında evrenin küçücük bir parçası olduğu gerçeğini zihinlerde sorgulatır lü yıllların ilk yarısında Avrupa daki opera denemelerinin yansımaları Osmanlı topraklarında görülmektedir. Şöyle ki; IV. Mehmed devrinde, Sultan ın oğlunun sünnet töreni ve kızı Hatice Sultan ın İkinci Vezir Mustafa Paşa ile evlilik kutlamaları vesilesiyle Venedik ten bir opera topluluğu, oyuncuları, müzisyenleri, dekoru ve gerekli diğer temsil unsurlarıyla topluca getirtilmek üzere harekete geçilmiş; ancak vakit darlığı sebebiyle teşebbüs sonuçlandırılamamıştır. Demek ki, Barok dönemiyle birlikte opera Avrupa ülkelerinde daha yeni yeni ortaya çıkmışken, Osmanlı İmparatorluğu da bu Batı sahne sanatı hakkında bir fikir sahibidir. Barok döneminin başta gelen klavyeli çalgısı org da Osmanlı sarayınca ilgili dönemde, İngiltere kraliçesinin Osmanlı yla ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla gönderdiği hediye vesilesiyle tanınmaktadır. Şöyle ki, 1599 yılında Thomas Dallam adında bir İngiliz org yapımcısı Kraliçe I. Elizabeth in emriyle kendi-

21 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY 19

22 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY 20 sinin yaptığı bir orgu İstanbul a getirmiş, Topkapı Sarayı nda monte ederek Padişah III. Mehmed in huzurunda bir konser vermiştir. I. Elizabeth in arşivinde bulunan 31 Ocak 1599 tarihli resmî yazışmada bu orgdan : İşte muazzam ve ilginç bir hediye gidiyor Yüce Türk e; bu hiç şüphesiz uzun zamanlar konuşulacak ve başta Almanya olmak üzere diğer ülkelerde de skandal yaratacak. şeklinde bahsedilmektedir. Ticari yollar, yüzyıllar boyunca, Avrupa dan Osmanlı ya birçok çalgı aletinin girişini sağlamış olmalıdır. Örneğin, 1697 tarihli, Charles Perreault a ait gezi notlarında Osmanlı ya Almanya dan çembalolar getirildiğinden bahsedilmektedir. Fransız seyyah Seiur de Poullet in 1668 yılındaki gezi notlarında Türk topraklarında dinlediği müziği anlatırken ticari ilişkilerin Osmanlı müziğine etkilerini şu şekilde tasvir etmiştir: Bu musikinin (Türk musikisi) hoş taraflarından daha fazla bahsetmeyeceğim. Çünkü, Venedik e giden Fransızlar bu musıkiyi orada dinlemişlerdir (...)Bugünün (Osmanlı daki) gözde şarkıları Venedikli denizcilerden öğrenilen şarkılar(...) Malbruck havasını sayamayacağım kadar çok dinledim. Kendi dillerine uyarlamışlar. Bir başka gezgin- tarihçi Alman Joseph Sulzer, Eflak, Boğdan ve Besarabya tarihini antik çağdan 1779 yılına kadar ele aldığı kitabında Eflak taki Türk beyinin sarayında Alman müzisyenlerden kuartetler dinlediğinden söz etmektedir. Yukarıda bahsi geçen Charles Perreault a ait gezi notlarında İstanbul daki bir elçilikte verilen davette elçinin kemancılarının yanında Türklerin müzisyenlerinin de hazır bulunduğu, Avrupalı kemancıların icralarının ardından, istek üzerine, Türk kemancısının sadece orada Avrupalı meslektaşından dinlediği uzun bir opera üvertürünü tek bir süslemeyi dahi unutmadan icra ettiği bildirilmektedir. Dolayısıyla Osmanlı topraklarındaki Avrupa ülkelerinin elçilikleri de Türk müzisyenlerin Avrupa müziğiyle tanışıklığını sağlayan mecralardandırlar. Avrupa da Barok dönemin bir kısmına denk gelen yıllar, Osmanlı da Sultan III. Ahmed dönemine damgasını vurmuş en önemli tarihi olay olan Lale Devri yle kesişir yılına kadar sürecek olan Lale Devri, Osmanlı imparatorluğunda kısmen Batılılaşmanın başladığı ve kültür, sanat ve diğer alanlarda önemli gelişmelerin görüldüğü bir dönemdir. Osmanlı Devleti artık her Avrupa ülkesine gönderdiği elçisiyle bu ülkelerdeki siyasal, sosyal, sanatsal ve kültürel yaşam hakkında Avrupa da Barok dönemin bir kısmına denk gelen yıllar, Osmanlı da Sultan III. Ahmed dönemine damgasını vurmuş en önemli tarihi olay olan Lale Devri yle kesişir yılına kadar sürecek olan Lale Devri, Osmanlı imparatorluğunda kısmen Batılılaşmanın başladığı ve kültür, sanat ve diğer alanlarda önemli gelişmelerin görüldüğü bir dönemdir. bilgi sahibi olmaktadır. Sultan III. Ahmed döneminde Paris elçisi olarak görev yapan Yirmisekiz Mehmet Çelebi hatıratında Paris te izlediği bir operadan söz ederken, Osmanlı ya bu sanatın özellikleri hakkında bilgiler aktarmaktadır: Paris şehrine mahsus bir oyun varmış. Opera derlermiş. O şehre mahsus imiş. Şehrin kibarları varırlar, vasi dahi ekseriya varır, Kral bile ara sıra gelir imiş (...) Bu operanın kibar takımından bir itibarlı kimse Nazırı var. Masrafı çok bir sanat olmakla gelirini dahi düşünmüşler ve büyük devlet malı bağlamışlar. Çok şey hâsıl olur imiş. Ve bu şehrin hususiyetlerinden imiş (...). Sözün kısası, ol kadar şaşılacak şeyler gösterdiler ki, tabiri kabil değildir. Gök gürlemeleri ve şimşekler gösterdiler. Görülmedikçe inanılmayacak kadar acayiplikler ve gariplikler temaşa olundu. Saltanatı boyunca Avrupa daki gelişmeleri takip etme fırsatı bulan ve matbaanın Osmanlı devletine gelmesi için çaba sarf eden III. Ahmed, musiki ve sanatın tüm dallarına da yakın kişiliğiyle Avrupa nın kültür ve sanatına da ilgi duymuştur. Şehzadeliği döneminden itibaren, örneğin, 1669 yılında dönemin Fransa büyükelçisi Marquis Charles de Ferrior vasıtasıyla İstanbul a gelen ve 1737 yılındaki vefatına kadar saray ressamlığı yapan ünlü Fransız ressam Jean Baptiste Van Mour gibi Avrupalı sanatçılar Osmanlı topraklarında sanatta Avrupa kültürünü sergilemeye başlamışlardır. Böyle bir ortamda, konumuzla ilgili verebileceğimiz önemli bir müzikal buluşma örneği, Barok döneminin altını çizen büyük besteci Johann Sebastian Bach ın kardeşi müzisyen Johann Jacob Bach ın Barok dönemi ünlü Fransız flüt sanatçısı Pierre Gabriel Buffardin le ( ) III. Ahmed in saltanatı sırasında ( ), yılları arası bir dönemde İstanbul da biraraya gelmesidir yılında İsveç Kralı XIII. Charles ın (Demirbaş Şarl) emrinde İsveç Ordusu bandosuna obuacı olarak yazılan Johann Jacob Bach, 1709 yılında Poltova savaşı yenilgisi üzerine Osmanlı ya sığınma talebinde bulunan İsveç kralıyla birlikte önce Makedonya nın Bender şehrinde, sonrasında da kral ve askerleriyle birlikte İstanbul da bulunmuştur. Aynı günlerde Fransız elçisi vasıtasıyla İstanbul da muhtemelen sarayda ve/veya elçiliklerde bir konser vermek üzere bulunan geç barok dönem flüt sanatçısı Buffardin le bir araya geldiğini, hatta Osmanlı topraklarında ondan flüt dersleri aldığını Carl Philipp Emmanuel Bach, ba-

23 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY basına yazdığı bir mektupta bildirmektedir. Pierre Gabriel Buffardin, İstanbul ziyaretinin ardından gittiği ve Polonya kralının baş flütçüsü olarak atandığı Dresden de, 1716 yılında kardeş Johann Sebastian Bach la bir araya gelmiştir ki mektupta, İstanbul daki dersten Johann Sebastian Bach a bizzat söz ettiği de yer almaktadır. Görüldüğü üzere Osmanlı İmparatorluğu Avrupa daki Barok dönemden çok daha önce çeşitli vesilelerle Batı müziği ve sahne sanatlarıyla temasa geçmiş, icrasını izlemiş, bilfiil icra etmiş ve Batı çalgılarıyla tanışmıştır. Dönemin Osmanlısında müziğin, Avrupa da olduğu gibi saray müziği ve dini müzik olarak şekillendiği gözönüne alınırsa, dönemin padişahlarına hizmet etmiş saray müzisyenlerinin örneklediğimiz olaylardan haberdar olmadığını ya da günlerce Türk topraklarında, sarayda bulunmuş Avrupalı müzisyenlerle biraraya gelemeyeceklerini varsayamayız. Nitekim yukarıda örnek verdiğimiz, seyyah Charles Perreault un gezi notlarında bahsi geçen elçilik konserinde Türk müzisyenlerin Avrupalı müzisyenlerle konser ortamında aktif yer alıyor oluşları bu görüşümüzü desteklemektedir. 2. Barok Müzik Akımının Itri nin Eserlerindeki ve Osmanlı MüziğindekiYansımalarına Bakış Barok müzik anlayışı Avrupa müziğinde birçok dönüm noktasını içinde barındırır. Ortaçağ ve Rönesans müziğinin dayandığı modal sistem yerini artık eşit tampere sisteminin bulunmasıyla tonal sisteme bırakmıştır. Böylelikle majör-minör sisteminin getirdiği tonalite kavramı ile kontrpuan ve armoni gelişimi, çalgı müziğinde figürlü bas sistemi ve sürekli bas, armonik gerilim ve çözümlerin kullanımı gibi yeniliklerle sonraki dönemlerin müzik teorisi anlayışına zemin oluşturulmuştur. Barok müziğinin, form, melodi, ritim ve sonorite anlayışlarının altını çizen bir özellik de kontrast kavramıdır. Vokal formlarda opera, oratoryo ve kantat gibi insani değerleri yansıtacak dramatik formların geliştirildiği çalgı formlarında da kontrast kavramına dayanan konçerto, süit, sonat formları ortaya çıkmıştır. Ses düzeyinin gürlüğünü bildiren piyano, forte gibi nüans işaretleri de barok dönemde hayat bulmuştur. Tüm bu özellikleri içinde barındırarak, barok döneminin ideal sesi, sürekli basın figürlerle bildirilen yalın armonisine süslü ve doğaçlamaya açık tiz bir melodinin oturtulması olarak tanımlanabilir. Bu ifade biçimi, anlatımda da disonans kullanıma kapı aralamaktadır. Filozof, yazar ve besteci Rousseau ya göre Barok müziğini armoni bilimindeki yükseliş, dissonans ın artması, melodinin ağırlık kazanması ve süslemeci anlayışın ön plana çıkması temsil eder. Aynı yıllarda Osmanlı İmparatorluğu da musiki, şiir ve diğer sanat dallarında en parlak çağını yaşamaktadır. Türk musikisinde klasik dönem olarak tanımlanan 17. yüzyılda, geleneksel musikimizin Avrupa daki gelişmelerle etkileşimine vesile olan olaylar dönemin Türk bestecilerinin de eserlerinde Barok müzik akımından etkilenimlerini yansıtmalarına yol açmıştır. 17. yüzyıl Osmanlısının büyük bestecisi Buhurizade Mustafa Itri ( ) ve ustaları Hâfız Post, Nasrullah Vakıf Halhali, Kasımpaşalı Koca Osman Efendi ve Derviş Ömer Efendi gibi besteciler dönemin musiki anlayışını oluşturmuşlardır. Müzik teorisi bilgisi ve bunu eserlerinde kullanımı üstün düzeyde olan Itri; Abdülkadir Merâgi ve Hammâmizade İsmail Dede Efendi gibi Türk musikisinin gelişimini yönlendiren bestecilerdendir. Mustafa Itri Efendi sırasıyla IV. Mehmed ( ), II. Süleyman ( ), II.Ahmed ( ), II. Mustafa ( ) ve III. Ahmed ( ) dönemlerinde sarayda bulunmuş, Enderun da müzik hocalığı ve hanendelik yapmıştır. Itri ve birçok Osmanlı müzisyeni hakkında yaşamöykülerine ait ayrıntılı bilgi içeren kaynaklar mevcut değildir. Binlerce eserinden ise günümüze kısıtlı miktarda, büyük formlarda olanları ulaşabilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu nun Batıyla süre gelen müzikal ilişkilerinin Türk topraklarında öncelikle hayat bulduğu mekân ın saray olduğunu yukarıda bahsettiğimiz tarihsel olayların ışığında hatırlarsak, saray müzisyenlerinin de en azından görevleri vesilesiyle bu olayları tecrübe etmiş olduklarını tahmin edebiliriz. Avrupa da Barok döneminde din dışı müziğin sarayda şekillenmesi, dini müziğin de kiliselerde hayat bulması gibi Osmanlı da da müzisyenler bu bağlamda eserlerini şekillendirmişlerdir. Nitekim Itri, Mevlevi tekkelerinde okunmak üzere çok bilinen Segâh Ayin ini ve Rast Naat-ı Peygamber i; cami musikisi formunda ise tekbir ve salâtlar bestelemiştir ki bunlardan örnekleyebileceğimiz Bayram Tekbiri ve Salât-ı Ümmiye ve daha bir- 21

24 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY çoğu İslam coğrafyasında 300 yıldır okunmaktadır. Cami ve tekke müziği olarak ikiye ayırabileceğimiz dini musikide Itri nin, açık melodik cümlelerini derin bir tasavvufi bakışla işlediği dikkat çeker. Avrupa müziğinde Johann Sebastian Bach, Barok dönem dini müziğine damgasını vurmuş, kiliseye hizmet eden büyük bir besteciyken; Türk musikisinde onun çağdaşı Itri, Yenikapı Mevlevihanesi nde yetişmiş, İslam müziğinin en önemli bestecilerinden biridir. Nitekim, tarihçi ve müzik araştırmacısı Yılmaz Öztuna da Itri yi, cami musikisinde Türk Müziğinin en büyük bestekârı olarak tanımlar. Binlerce eserinden çok azı günümüze ulaşmış olan Itri nin din dışı eserlerinin başında ise Nevâ Kâr ı gelir. Birçok Batı müzisyeni onun bu eserinde Barok-vari armoni ve kontrpuan izlerini bildirir. Örneğin Türk beşlerinden Necil Kazım Akses, Neva Kâr ın notası alınıp, tesadüfi olarak katlanıp buruşturulduğunda, her katlamada farklı kontrpuan elde edileceğinden söz eder. Itri bu eserinde farklı makam ve usül geçkileri uygulayarak adeta Barok modülasyonlarının sinyalini verir. Eserinin melodik kurgusu, ilgili makamda işleyişi ve ezgisel zenginliği de Barok bestecilerin, hatta belki de spesifik olarak Bach ın incelikli düşünülmüş ve işlenmiş melodik cümleleriyle karşılaştırılabilir. Johann Sebastian Bach ın, başta iyi düzenlenmiş klavyesinde ve diğer eserlerinde olduğu gibi tonal sistemin bulgularını en uç seviyelerde ilişkilendirişinin ve ortaya serişinin benzeri bir yaklaşımla, Prens Dimitri Kantemiroğlu ( ) Itri, 22 Batılı elçilerin Osmanlı sarayında ağırlanmasını gösteren J. B. Van Mour a ait bir tablo.

25 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY eserlerinde genel olarak bir makamdaki müzik cümlesini sadece yakın perdelerdeki makamlara geçirerek değil, en uzak perdelere dahi ustalıkla taşıyarak geliştirir. Dolayısıyla Itri nin müziğinin yatay derinliğini ve zenginliğini Avrupa Baroğunun ve çağdaşı Bach ın müzikal ifadesiyle benzeştirebiliriz. Barok vokal müziğinin icrasında İtalyan erkek kastrate seslerinin ve Fransız kontratenor seslerinin favori kullanımının paralelliğini Osmanlı şarkı müziğinde, sadece erkeklerin icra ettiği oda topluluğunda, tiz erkek sesine ihtiyaç duyan süslemeli meyan çıkışlarının popüleritesinde görebiliriz. Ayrıca meyanda karar perdesini hem çalgı müziğinde hem vokal müzikte sürekli tutmak Avrupa Barok müziğinde sürekli bas uygulamasının bir yansıması olarak yorumlanabilir. Osmanlı vokal müziğinde Barok akımı etkileşimini izleyebileceğimiz bir diğer mecra şarkıların güfteleridir. Barok operalarına konu olan mitolojik aşk hikâyelerinin benzeri uygulamalar, Osmanlı da 17. yüzyılda doruğa ulaşmış Divan şiirinin kullanıldığı şarkılarda ve özellikle de Sultan III. Ahmed dönemi Sâdabad şarkılarında görülmektedir. Çalgı müziğinde ise Avrupa Barok müziğinin özellikle sürekli bas için temel çalgılarından org ve klavsene karşılık, klavsenle aynı kökenden gelen kanun ve santur çalgılarının yoğun kullanımı, tını benzerliği bakımından önemlidir. Benzer biçimde Osmanlı nın o yıllarda sıklıkla kullanılan telli çalgısı sine keman, Barok dönemin ünlü viola d amore udur. Yine 17. yüzyıl Osmanlı müziğinin yaygın çalgılarından çeng, Avrupa çalgılarından arp a karşılık gelmektedir. Haremde de farklı ülkelere mensup kadınların birarada musiki eğitimi görmeleri hanım müzisyenlerin müzikal iletişimine ve etkileşimine yol açmıştır. Nitekim, Dilhayat Hanım Kalfa nın Aksak Saz Semâi si Barok müzik etkilerinin yansımasına örnek olarak verilebilir. Osmanlı topraklarında Barok etkisiyle bestelenmiş musikilerin Avrupa notasyonuyla kaydedilmesine, 18 yaşında Kırım Tatarlarınca tutsak edilerek İstanbul a götürülen ve on dokuz yıl Topkapı Sarayı nda kalarak, eğitimini tamamlayınca hanende ve sazendelik ile müzik hocalığı yapan Leh Albertus Bobovius (Santuri Ali Ufki Bey) ve yine Enderun da eğitim görüp Türk musikisi öğrenen, tanbur çalan Eflak-Boğdan Voyvoda sının oğlu Prens Dimitri Kantemiroğlu ( ) katkıda bulunmuşlardır. Batı müziği bilgisiyle takdir edilen Santuri Ali Ufki bey, 1650 li yıllarda Avrupa notasyon sistemiyle Türk klasik musiki eserlerini ve halk ezgilerini Mecmua-i saz ü söz (Ali Ufki Edvarı) diye bilinen eserinde kaydederek bir müzik antolojisi hazırlamıştır. Ayrıca Topkapı Sarayı ndaki yaşantıyı anlattığı anı kitabı bize dönemle ilgili bilgiler aktarmaktadır. Örneğin, kitapta Sultan IV. Murad devrinde ( ) sarayda çok usta ve meşhur bir İtalyan müzik hocası olduğundan ve bu hocayı Sultan a Berberilerin gönderdiklerinden söz edilmektedir. Bu İtalyan hoca akapella söylenmek üzere yazarın ifadesiyle senfoni ilminin bütün esaslarını kullanarak bir şarkı bestelemiş ve IV. Murad ın beğenisine sunmuştur. Hem Ali Ufki hem de Kantemir edvarlarıyla Avrupa müziğiyle Türk musikisi köprüsüne katkıda bulunmanın yanı sıra, Avrupa ile Yakındoğu arasındaki kültürel ve diplomatik ilişkiler de dikkate değer bir rol oynamışlardır. * Akademisyen KAYNAKÇA 1- Aksoy, Bülent (2003). Avrupalı Gezginlerin Gözüyle Osmanlılarda Musiki. Pan Yayıncılık. İstanbul, s , Behar, Cem (2008). Musikiden Müziğe. Yapı Kredi Yayınları. İstanbul, s Berktay, Ali (çev.)(2009). Topkapı Sarayında Yaşam. Kitap Yayınevi. İstanbul, s. 12, Kutlay, Evren (2010). Bach ve Buffardin in İstanbul Buluşmasına Türk Müzik Tarihi Bağlamında Bakış. Zeitschrift für die Welt der Türken, Cilt 2 No 2, s Kutlay, Evren (2011) J.S.Bach ın Kahve Kantatı nda Osmanlı İzleri. Kahve Kırk Yıllık Hatırın Kitabı. ed. Emine Gürsoy Naskali. Yapı Kredi Yayınları. İstanbul, s Öztuna, Yılmaz (1987). Itri. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Ankara, s Pınar, Leyla (2010) Osmanlı Barok Müziği CD kitapçığı. İstanbul Barok Müzik Topluluğu. Kalan Müzik. İstanbul,

26 24 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY

27 BAROK MÜZİK AKIMININ OSMANLIDAKİ VE ITRİ NİN ESERLERİNDEKİ YANSIMALARI / Evren KUTLAY 25

28 YAŞARKEN TARİHİ TARİHİ HİSSETMEK / Gönül PAÇACI HİSSETMEK Dr. Gönül PAÇACI* Dârü l-elhân, nağmelerin evi anlamını taşıyan; Türkiye nin ilk resmi müzik okulunun adıdır. Osmanlı da, adında dâr sözcüğü bulunan diğer kurumlardaki gibi ev, yuva sıcaklığını çağrıştırır. 26

29 YAŞARKEN TARİHİ HİSSETMEK / Gönül PAÇACI Yaşarken tarihi hissetmek... Sıklıkla, durup düşünmeden, sıradan heyecanlarda dahi kullanılabilen bir klişedir bu. Nereden bakıldığı da önemli ve belirleyicidir ama, bazı hadiselerin, oluşumların bu kalıba tam oturduğuna tanık olmak, bu tanıklığı hissetmek, yaşamak, gönenmek için konuya çok da âşinâ olmak gerekmeyebilir. Neredeyse yüz yıl önce kurulmuş olan Dârü l-elhan ın devamı olarak faaliyetlerini sürdüren (eskiden İstanbul Belediyesi ne, bugünse İstanbul Üniversitesi ne bağlı) Konservatuar ın yakın müzik tarihimizdeki yön verici rolü göz önüne alınırsa; bu kurumun -deyim yerindeyse- genetiğiyle ilgili bir gelişmenin neden hemen tarihî sıfatı kazanabildiği kolayca anlaşılır. Bu nedenle, içinde bulunduğumuz zaman diliminde ve bu çatı altında eğitim faaliyetine başlayacak olan Osmanlı Dönemi Karşılaştırmalı Müzik Lisans Programı nın dayandığı kültürel çatışma ortamına ve bu kurumun tarihine ayrıntılı bir şekilde göz atmak gerekmektedir: Dârü l-elhân, nağmelerin evi anlamını taşıyan; Türkiye nin ilk resmi müzik okulunun adıdır. Osmanlı da, adında dâr sözcüğü bulunan diğer kurumlardaki gibi ev, yuva sıcaklığını çağrıştıran bir dönemde kurulan Dârü l-elhân ın hazırlayıcısı; 1914 te Şehremini Cemil Paşa (Topuzlu) zamanında faaliyete başlayan Darülbedayi nin müzik koludur. İstanbul Şehremaneti ne bağlı olarak kurulan Darülbedayi, tiyatro, sahne musikisi, Türk ve Batı musikisini bir arada ele almaya çalışan ulusal bir konservatuvar modelidir. Musiki bölümü Şark ve Garp olarak ikiye ayrılmış, müdürlüğüne ise Ali Rifat Bey (Çağatay) getirilmiştir. Kurumun yönetmeliğinde amacı, Türk musikisinin çöküşünü engellemek, halka düzeyli müzik beğenisini aşılamak ve musıkî-i Osmanî deki makamat-ı latife muhafaza edilmek şartıyla tiyatronun kaide-i mahsusasına tatbikan [Osmanlı müziğindeki makamsal yapının korunması koşuluyla tiyatronun özel konumuna uyularak] operalar ve operetler yapabilmek 2 ifadesiyle belirtilmiştir. Darülbedayi nin alaturka bölümünde Tanburî Cemil Bey, Rauf Yekta Bey, Leon Hancıyan, Hafız Yusuf Efendi ve alafranga bölümünde ise Zatî (Arca), Zeki (Üngör), Asaf, Radeglia, Silvelli, Furlani, Hegei gibi dönemin önemli müzisyenleri görev almıştır. Şehzadebaşı, Letafet Apartmanı nda çalışmaya başlayan ve Ferah Tiyatrosu nun arka sokağında beyaz bir konağa taşınan Musiki kolu, Birinci Dünya Savaşı nın olağanüstü koşullarından dolayı 14 Mart 1916 da kapatılır. Ardından sıra Dârü l-elhan dadır sonlarında Maarif Nezareti nin öncülüğünde dönemin müzisyenleri ve fikir adamları tarafından, Eski Evkaf Nazırı ve Washington Büyükelçisi bestekâr Yusuf Ziya Paşa başkanlığında Rauf Yekta Bey, Zekâizade Ahmed Efendi, İsmail Hakkı Bey ve Şehzade Ziyaeddin Efendi den müteşekkil bir Mûsiki Encümeni kurulması kararı alınır. Encümenin hazırladığı talimatna- me ile musiki hocası yetiştirecek ve daha çok Türk musikisine ağırlık verecek bir okul olan Dârü l-elhân kurulur. Söz konusu talimatname, V. Mehmed in (Reşad) irade-i seniyesi (9 Aralık 1916) ve bütün vekillerin imzaları ile yürürlüğe girmiştir. 4 Dârü l-elhân ın amacı müzik sanatının bilimsel bir yolla eğitim ve öğretimi, eski Türk bestecilerine ait klasik eserlerin yayımlanması ve bu müzik kültürünün canlandırılması olarak özetlenmiştir. Dört yıl süreli eğitim programında Türk musikisi ağırlıklı olarak nota, solfej, ilahi ve ayin-i şerif gibi derslerle tarihi çalgıların öğretimi ve şarkı söyleme (gınâ) eğitimi yer almış; ayrıca arp, viyolonsel, alto ve piyano ile genel musiki tarihi, armoni gibi dersler eklenmiştir. Dârü l-elhân, Ziya Paşa nın başkanlığında bir süre faaliyet gösterdikten sonra, savaşın sonundaki yenilgi, İstanbul un işgali gibi zorluklara dayanamamış; 1918 de erkekler kısmı kapatılmış ve sekiz kişilik bir öğretim kadrosu ile yalnızca Şark musikisi öğretimi verilen kadınlar kısmı kalmıştır. 14 Eylül 1923 te Dârü l-elhân, İstanbul Valisi Haydar (Yuluğ) Bey in ilgisi ile ve Musa Süreyya Bey in yönetiminde belediyeye bağlı olarak tekrar açılır ve yönetmeliği değiştirilir. Batı müziği dersleri eklenerek Batı tipi bir konservatuvar olarak örgütlenir. Bu dönemde kurumun Alaturka Şubesi nde Rauf Yekta Bey, Tanburi Refik Bey (Fersan), Udi Sedat Bey (Öztoprak), Santuri Ziya Bey, Neyzen Emin Efendi, Kemani Nuri ve Mustafa Bey; Alafranga Şubesi nde ise Zeki Bey (Üngör), Piyanist Hegei ve Radeglia, Musa Süreyya Bey, Muhittin (Sadak), Edgar Manas, Cemal Reşit (Rey) gibi hocalar vardır. Dârü l-elhân ın en verimli dönemi bu yıllara rastlar. Eğitimin yanında sanat faaliyetleri ve yayınlarda da bâriz bir başarı görülür. Şark ve Garp musikisi şubelerinin ortak olarak Galatasaray Lisesi Salonu, Tepebaşı Kışlık Tiyatrosu, Union Française gibi yerlerde verdiği konserler geniş ilgi toplar. Dönemin konser programları incelendiğinde gerek klasik, gerekse yeni eserlerin yer aldığı zengin bir repertuar göze çarpar. Bu konserlerde öğretmen ve öğrencilerin katılımıyla kurulan orkestra ve icra heyetlerini Batı musikisinde Musa Süreyya Bey ile Zeki Bey (Üngör), Türk musikisinde ise Muallim İsmail Hakkı Bey, Muallim Sedat (Öztoprak) ve Muallim Ziya Bey yönetmişlerdir. Bu konserler, İstanbul seçkinlerinin, devlet ileri gelenlerinin ve halkın ilgiyle izlediği, yeni kurulmuş Cumhuriyet in coşkusunu da yansıtan, çok boyutlu etkinlikler olarak değerlendirilmelidir. Kurumun kadrosunun dönemin önemli müzisyenlerinin neredeyse tümünü kapsadığını; geleneksel musikicilerin kendi çevrelerinden ve üstatlarından miras aldığı müzik eserlerini notaya - yazılı kaynağa dönüştürme konusunda ne derece gayretli davrandıklarını; ülkemizde henüz gelişme aşamasın- 27

30 YAŞARKEN TARİHİ HİSSETMEK / Gönül PAÇACI 28 da olan Batı müziğine mensup olan sanatkârların ise ne denli kısıtlı şartlarda, özveriyle çalıştığını tahmin etmek güç değildir. Avrupaî tarzda konserlerin halk arasında henüz yaygınlaşmadığı bir dönemde Dârü l-elhân, bu kültürel açılımın ülkemizdeki temel hazırlayıcılarından olmuştur. Kurumun müdürü Musa Süreyya Bey in bir gazeteye vermiş olduğu mülakatta, şartların zorluğu yansımaktadır: 5 Bina meydanda. Müracaat edenleri, bina ihtiyaca gayr-ı kâfî olduğundan, bahanelerle reddediyorum. Yerimiz yok demek biraz garip geliyor. Ecnebi mütehassıslara ihtiyaç olup olmadığını soruyorsunuz. Şimdilik kendi yağımızla kavrulmaya çalışıyoruz. Esasen muallimlerimizin hepsi ecnebi konservatuarlarından mezundur. Cumhuriyet in kuruluşundan hemen sonra 1924 yılının 1 Şubat ında yayınlamaya başlanan Dârü l-elhan Mecmuası, hem içerdiği özgün makaleler ve araştırmalar, hem Batı dillerinden tercüme edilmiş müzik yazıları, hem de kurumun o dönem faaliyetlerini ele alan yazılardan dolayı günümüz için de önemli bir kaynaktır. İlk sayıda, açılış törenleri, kurumun faaliyetlerinin yapıldığı coşkulu ortam ve planlanan yayınların dökümü yer almaktadır. Dergi, düzensiz tarihlerde toplam yedi sayı yayınlanabilmiştir. 6 Çeşitli sayılarında, yıllarında kurumun çeşitli bölümlerinin vermiş olduğu konserlerle ilgili ayrıntılar mevcuttur. 7 Örneğin, derginin 1 Şubat 1340 tarihli ilk sayısında bu faaliyetler Dârü l-elhân Şu ûnu başlığı altında şu şekilde duyurulmaktadır: Dârü l-elhân da alaturka eğitiminin yasaklanarak kat îyen ta lim ve tedris mâhiyeti taşımamak üzere yalnızca İcra Heyeti ile Tasnif ve Tesbit Heyeti bırakılmış olması, Osmanlı nın 19. yüzyılda yoğunlaşan Batılılaşma hamlelerine kadar giden bir sürecin sonucu olup; neredeyse bugün bile alttan alta devam eden Doğu-Batı müziği çelişkisinin düğüm noktasını oluşturmaktadır. Dârü l-elhân ın Umuma Mahsus Konserleri: Dâru l-elhân Heyet-i Tedrîsiyesi müessesenin bidayet-i küşadından [açıldığından] beri her on beş günde bir olmak üzere konser vermekte, şark ve garb mûsikîsine ait eserler çalınmaktadır. Müsamerelere memleketimizin münevverân ve mütefekkirîni [aydın ve düşünürleri] davet edilmekte olduğu gibi ensâl-i müstakbelenin [gelecek nesillerin] mûsikînin âsâr-ı ilmiyesine [bilimsel eserlerine] karşı ülfet-i samimiyelerinin temini için Dâru l- Fünun ve mekâtib-i saire talebeleri de münavebeten [sırayla] davet edilmektedir. Talebe Konserleri: Dâru l-elhân, müterakkî tâlibat ve talebeler [yetişmiş kız ve erkek talebeler] tarafından verilmek üzere ayrıca her on beş günde bir olmak üzere konserler ihdas etmiştir... 8 Kuruluş gerekçeleri arasında da yer aldığı üzere Dârü l-elhân yayın ve araştırma faaliyetleriyle de Türk musikisi açısından bir dönüm noktasına işaret etmektedir. Cumhuriyet sonrası nota yayımlayan ilk kurumdur. Farklı kaynaklardan gelen eserlerin tespit edilerek muhafazasını ve aktarımını sağlamak bu sayede mümkün olmuştur. Dârü l-elhân Külliyatı adı altında yayımlanmaya başlayan, 120 si Osmanlıca toplam 180 adet büyük boy nota, bugün en değerli kaynakların arasında zikredilmektedir. Kurum yapısal değişikliğe uğrayarak önce İstanbul Konservatuvarı, sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı adını aldıktan sonra da yayınlar sürdürülmüş; notası tespit edilen eserler plak kayıtları aracılığıyla dinleyiciye sunulmuştur. Columbia firmasında doldurulan bu 78 devirli plaklarda, klasik musikinin en büyük formlarından, şarkılar ve halk türkülerine kadar geniş bir repertuar kaydedilmiştir. Alaturka Eğitimine Yasak Ancak, bu çalışmalar sürerken 9 Aralık 1926 da Maarif Vekili Mustafa Necati Bey in emri ile kurulan Sanayi-i Nefise Encümeni nin kararı ile Dârü l- Elhân da Türk musikisi eğitimi ve öğretimine son verilir. Öğretim kadrosunu dağıtmamak için öğretmenlerden kurulan Türk Musikisi İcra Heyeti ile Rauf Yekta, Muallim İsmail Hakkı, Zekâizade Hafız Ahmet Efendi den oluşan Tasnif ve Tespit Heyeti bırakılarak faaliyetler sınırlandırılır yılında Dâru l-elhân da Türk müziği eğitiminin yasaklanmış olması, kurumda farklı müzik türlerinin bir arada eğitiminin verilmesinin, konserler düzenlenmesinin ve başta Dâru l-elhân Mecmua sı olmak üzere ciddi yayın faaliyetlerinin askıya alınması sonucunu getirmiştir. Genel olarak Mûsıki İnkılâbı nın gerçekleştirilmesi için atıldığı anlaşılan bu adım, polemiklerin başlamasına yol açmış, önemli müzisyenler çeşitli yayın organlarında adeta kamplaşmışlardır. Gazetelerde alaturka mı? alafranga mı? konulu anketler yapılmakta, farklı görüşler yayınlanmaktadır. Örneğin teşrin-i evvel 1926 tarihli Yeni Ses gazetesinde viyolonist Zeki Bey (Üngör) Türk mûsıkisi eğitiminin yasaklanmasını savunmakta ve : Son söz olarak şunu söyleyeyim ki, Rauf Yekta Bey gibi bütün hayatını mûsıkiye hasreden çalışkan ve nazik bir ilim adamımızın nasılsa ve sevk-i hâdisâtla girmiş olduğu bu aykırı yoldan dönüp bize iltihak etmesini şahsen çok temenni ediyorum demektedir.

31 YAŞARKEN TARİHİ HİSSETMEK / Gönül PAÇACI Bu sırada Dâru l-elhân ın Anadolu ya halk şarkıları derleme gezileri başlatılmış, bu yolla yeni kurgulanan müzik dili için halkın öz nağmelerini toplayarak Batı nın tekniği ile birleştirmek amacıyla malzeme toplanması amaçlanmıştır. Aslında daha önce, 1920 lerde Rıza Nur un Maarif Vekili olduğu dönemde kurulan Hars Dairesi nin amaçlarından hareketle Ege Bölgesi ne, İzmir civarına bir halk müziği derleme gezisi yapılmış ve bazı yerel havalar Hars Dairesi tarafından bastırılmıştır dan itibaren çeşitli yörelere yapılan konservatuar derleme gezilerinin notaları, Dâru l-elhân Külliyatı / Anadolu Halk Şarkıları adını taşıyan defterler halinde yayımlanmıştır. İlk defa Güney ve Güneydoğudan başlayan ve elli bir gün süren uzun bir yolculuk sonucu derlenmiş olan bu türküler birinci ve ikinci defterde yer almış, önsözü bu geziye bilfiil katılmış olan Rauf Yekta Bey tarafından yazılmıştır. Folklorun sosyal değerini vurgulayan bu önemli yazı, bu defterin daha sonra yeni harflerle ifade etmiştir: Seyahatimizden avdet ettiğimizde şehrimiz matbuatını şiddetli ve aynı zamanda haklı bir tenkit ve şikayet velvelesi içinde buldum; gazeteler Türk mûsikîsi ilga edilemez! diye feryad ediyorlardı. Başka memleketlerde olsa bu sözden vehleten kimse bir şey anlayamaz. Öyle ya! Bir milletin mûsikîsi resmî bir encümenin kararıyla nasıl ilga olunabilir? Bu cümleyi mesela Fransızca ya tercüme etsek hasıl olacak: Abrogation de la musique turque cümlesinden mânâ çıkarmak bir Fransız için kabil midir? Filhakika bu ilga teşebbüsünün bir millete öz lisanını söylemeyeceksin! demekten farklı olmadığı herkesin anlayabileceği bir hakikat idi Müzik biliminin gerçek ölçütlerine işaret eden Rauf Yekta Bey eleştiri ve itirazlarını sürdürürken, gazetelerde millî mûsikîmiz ne olacak? temelli anketler, soruşturmalar yayımlanmakta; II. Meşrutiyet döneminde büyük umutlarla ve üstâdlardan kalmış olan değerli klasiklerin kaydedilmesini sağlayarak yerli Dârü l-elhân Mecmuası basılan tekrarında da yer almıştır. Türk musikisi eğitiminin yasaklanmasından sonra Batı musikisi mensuplarının değerlendirmeleri ile yayınına devam edilen defterlerin giriş bölümleri okunduğunda, kurumda yaşanan zihniyet değişikliği rahatlıkla algılanabilmektedir. Dârü l-elhân da alaturka eğitiminin yasaklanarak kat îyen ta lim ve tedris mâhiyeti taşımamak üzere yalnızca İcra Heyeti ile Tasnif ve Tesbit Heyeti bırakılmış olması, Osmanlı nın 19. yüzyılda yoğunlaşan Batılılaşma hamlelerine kadar giden bir sürecin sonucu olup; neredeyse bugün bile alttan alta devam eden Doğu-Batı müziği çelişkisinin düğüm noktasını oluşturmaktadır. 10 Bu yasağa tepkiyle, 1 Teşrin-i evvel 1926 tarihli Vakit gazetesinde Rauf Yekta Bey, Mûsikîmizin tedrisi kaldırılabilir mi? diye sormaktadır. Dâru l-elhân için halk müziği derleme gezisinden dönmüş, okulda Türk müziği eğitiminin yasaklandığını öğrenmiş ve alelacele gazetede şaşkınlığını şu benzetme ile mûsikîyi yozlaşmaktan korumak amacıyla kurulmuş olan Dâru l-elhân üzerinden bir alaturka-alafranga savaşı başlatılmaktadır. Bugüne Kalabilenler 1926 da İstanbul Şehremaneti ne bağlanan konservatuvardaki Tasnif ve Tespit Heyeti nde çalışmalar yapan uzman müzik adamlarının çabalarıyla Türk musikisinin yazılı döneme geçişteki en verimli süreci başlamıştır. Dinî ve dindışı beste şekillerindeki Türk musikisi klasiklerinin aslına en yakın kaynaklardan tespit edilerek ve farklı kaynakların birbirleriyle karşılaştırılmasıyla notaya alınması ve gelecek kuşaklara aktarılması, bu müziğin devamlılığı için hayatî önemdedir. Bununla birlikte Tasnif ve Tespit Heyeti çalışmaları; tahsisat yokluğu, heyete sonradan kimsenin atanmaması ve kurumda Türk musikisine olan eğilimin zaafa uğraması gibi nedenlerle gitgide azalarak 1960 ların başında son bulmuştur. Bu arada 1943 te Saadettin Arel in geniş yetkilerle ve beş yıllık bir sözleşme ile Konservatuvar Reisliğine atandığı dönemde, 29

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler Zeki NACAKCI - Alaattin CANBAY Yazarlar Doç. Dr. Ahmet Serkan Ece - Doç. Dr. Alaattin Canbay Doç. Dr. Ebru Temiz - Doç. Dr. Esra Dalkıran Doç. Dr. M. Kayhan Kurtuldu - Doç. Dr.

Detaylı

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi.

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Necdet Yaşar Müzik Yaşamı Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Müziğe bağlama çalarak başladı. Mesut Cemil'in tambur çalışını dinledikten sonra, 20 yaşında tanbura

Detaylı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı Eposta: hakpinar@harran.edu.tr ; akpinar64@hotmail.com Telefon: 0414 318 (1003), (1707); 552 216 36 12 ÖĞRENİM

Detaylı

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II 04.03.2019 ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) I ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) II (Çoksesli Saz Eserleri

Detaylı

PROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı

PROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı PROGRAMLAR Türk Din Musikisi Lisans Programı Konservatuvarımız Türk Müziği Bölümü kapsamında açılmış olan program genel amacıyla, ülkemiz topraklarındaki tarihsel müzik geleneklerinin inceliklerini kavramış,

Detaylı

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Müdürlüğümüz bünyesinde faaliyet gösteren AKM Klasik Türk Sanat Müziği Korosunun Şef Mitat

Detaylı

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler Zeki NACAKCI - Alaattin CANBAY Yazarlar Doç. Dr. Ahmet Serkan Ece - Doç. Dr. Alaattin Canbay Doç. Dr. Ebru Temiz - Doç. Dr. Esra Dalkıran Doç. Dr. M. Kayhan Kurtuldu - Doç. Dr.

Detaylı

HACI ARİF BEY ( )

HACI ARİF BEY ( ) HACI ARİF BEY (1831-1885) Asıl adı Mehmet Arif olan Hacı Arif Bey 1831 yılında İstanbul un Eyüp sultan semtinde doğdu.ilkokul çağlarında sesinin güzelliği çevresinin dikkatini çekmiş,o zamanlar pek genç

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer 17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

(Etkinliklerin tarih ve saatlerinde değişiklik olduğunda ya da yeni bir etkinlik planlandığında

(Etkinliklerin tarih ve saatlerinde değişiklik olduğunda ya da yeni bir etkinlik planlandığında VEFÂTININ 20. YILINDA SÂMİHA AYVERDİ ETKİNLİKLERİ (Etkinliklerin tarih ve saatlerinde değişiklik olduğunda ya da yeni bir etkinlik planlandığında 1 / 10 liste güncellenmektedir. Son güncelleme: 21 Mart

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 BİRİNCİ BÖLÜM İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EĞİTİM 1.1. HUNLARDA EĞİTİM...19 1.2. GÖKTÜRKLERDE EĞİTİM...23 1.2.1. Eğitim Amaçlı Göktürk Belgeleri: Anıtlar...24 1.3. UYGURLARDA

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA VE KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ 1-7 ŞUBAT 2013 / CEMAL REŞİT

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI

TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI ÇALGI KOMPOZİSYON MÜZİKOLOJİ MÜZİK TEORİSİ MÜZİK TEKNOLOJİLERİ SES EĞİTİMİ TÜRK HALK OYUNLARI İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ www.itu.edu.tr TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI

Detaylı

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1989. Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1989. Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994 Adı Soyadı: Güldeniz EKMEN AGİŞ Doğum Tarihi: 01.08.1958 Unvanı: Yardımcı Doçent Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı İst. Teknik Üniv. 1979 Y. Lisans Türk Müziği İst.

Detaylı

FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ

FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ 5-11 HAZİRAN 2013 / İSTANBUL TİCARET ODASI YENİ CAMİİ HÜNKÂR KASRI SERGİ SALONU Başkan

Detaylı

3 Nisan 2017 PAZARTESİ İmza Günü

3 Nisan 2017 PAZARTESİ İmza Günü 3 Nisan 2017 PAZARTESİ İmza Günü DİLEK ÜLVAN YILMAZ KİTAPDOLU.COM 09.30-13.00 HÜSEYİN MUŞMAL KİTAPDOLU.COM 09.30-13.00 NEHİR AYDIN GÖKDUMAN KİTAPDOLU.COM 09.30-14.00 KAZIM ÖZTÜRK TYB KONYA 10.00-12.00

Detaylı

Uluslararası İpek Yolu'nun Yükselişi ve Türk Dünyası Bilgi Şöleni Gerçekleştirildi

Uluslararası İpek Yolu'nun Yükselişi ve Türk Dünyası Bilgi Şöleni Gerçekleştirildi Uluslararası İpek Yolu'nun Yükselişi ve Türk Dünyası Bilgi Şöleni Gerçekleştirildi Türk Ocakları Genel Merkezi tarafından düzenlenen Uluslararası İpek Yolu nun Yükselişi ve Türk Dünyası Bilgi Şöleni Ankara

Detaylı

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ 17-26 MAYIS 2013 / CEMAL REŞİT REY SERGİ SALONU Başkan dan Yazı,

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar

ÖZGEÇMİŞ Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar ÖZGEÇMİŞ Doğum Tarihi ve Yeri: 1971 - Amasya EĞİTİM BİLGİLERİ 2013 Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar 2004 Ankara Üniversitesi

Detaylı

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2-2008, 261-267 Saz Ve Söz Dergisinde Yayınlanan İsmail Hakkı Bey in Kur a Marşı Ve Nevâ da Rast Makamı Erol BAŞARA Özet Bu çalışmada, Osmanlıca yazılmış Saz ve Söz

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

Edebiyat Mevsimi 2012 de Tasavvuf Rüzgarı. Tasavvuf Ve Gelenek. Seminerleri

Edebiyat Mevsimi 2012 de Tasavvuf Rüzgarı. Tasavvuf Ve Gelenek. Seminerleri Edebiyat Mevsimi 2012 de Tasavvuf Rüzgarı Tasavvuf Ve Gelenek Seminerleri EDEBİYAT MEVSİMİ 2012 24 ARALIK 2012 PAZARTESİ AÇILIŞ PROGRAMI 4.İSTANBUL EDEBİYAT MEVSİMİ 11:00 Açılış Konuşmalar 24 ARALIK 2012

Detaylı

3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı

3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı 3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı İçerik Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı Rönesans Döneminde Başlıca Müzik Türleri

Detaylı

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi (2013-2014/Bahar)

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi (2013-2014/Bahar) HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, (2013-2014/Bahar) 1 İçindekiler Sayfa Nr. Bale Anasanat Dalı Koreoloji Yüksek Lisans Programı

Detaylı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / 50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ

Detaylı

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ Maltepe Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Programı olarak 01 Kasım 2013 Cuma günü Koruma Kuramı ve Geleneksel Yapı Bilgisi I dersleri kapsamında

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönergenin amacı; İstanbul Üniversitesi

Detaylı

SAĞLIK TARİHİ ve MÜZECİLİĞİ SEMPOZYUMU 1

SAĞLIK TARİHİ ve MÜZECİLİĞİ SEMPOZYUMU 1 SAĞLIK TARİHİ ve MÜZECİLİĞİ SEMPOZYUMU 1 24 Mayıs 2015 Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları Kitap No: 39 Yayın Danışmanı Ömer Arısoy Koordinasyon Erdem Z. İskenderoğlu Veli Koç SAĞLIK TARİHİ ve MÜZECİLİĞİ

Detaylı

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler Zeki NACAKCI - Alaattin CANBAY Yazarlar Doç. Dr. Ahmet Serkan Ece - Doç. Dr. Alaattin Canbay Doç. Dr. Ebru Temiz - Doç. Dr. Esra Dalkıran Doç. Dr. M. Kayhan Kurtuldu - Doç. Dr.

Detaylı

KLÂSİK TÜRK MÛSİKÎSİ EĞİTİMİ KONUSUNDA İSTANBUL

KLÂSİK TÜRK MÛSİKÎSİ EĞİTİMİ KONUSUNDA İSTANBUL KLÂSİK TÜRK MÛSİKÎSİ EĞİTİMİ KONUSUNDA İSTANBUL Özgür Sadık KARATAŞ * Özet : Tarihimizde ve kültürümüzde kendine mahsus bir yeri olan İstanbul, mûsikîmizde de müstesnâ bir yere sahiptir. Hazırladığımız

Detaylı

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number:XIII/1 Nisan/April2004, 169-180 İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Kadriye Figen VARDAR Osmanlı Devleti XVIII. yüzyıldan

Detaylı

KEMANÎ HIZIR AĞA, TÜRK MÜZİĞİNDE BATILILAŞMANIN BAŞLANGICI MI?

KEMANÎ HIZIR AĞA, TÜRK MÜZİĞİNDE BATILILAŞMANIN BAŞLANGICI MI? 827 KEMANÎ HIZIR AĞA, TÜRK MÜZİĞİNDE BATILILAŞMANIN BAŞLANGICI MI? USLU, Recep TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Türk müziği tarihçileri, genellikle Türk müziğinde Batılılaşmayı Mızıka-i Humayun un 1829 da kurulmasıyla;

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her 6

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL 'T7 Ç>e T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL MÜZİK BALE TİYATRO RESİM EL SANATLARI GÜZEL KONUŞMA Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Meşelik Sokak Dünya Han 18 / 20 Kat: 4-5 Beyoğlu -TAKSİM / İSTANBUL TELEFON :

Detaylı

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu Program AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu TEBLİĞLER 15-17 EKİM 2014 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Konferans Salonları KAPANIŞ OTURUMU 17 Ekim

Detaylı

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R HANEDANDAN BİR RESSAM ABDÜLMECİD EFENDİ Prof. Dr. Günsel Renda Arnavutköy Amerikan

Detaylı

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44 9- ATATÜRK OSMANİYE DE İKEN ÇEKİLEN RESİMLERİ BULMA YARIŞMASI PROJESİ Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44 ATATÜRK ÜN OSMANİYE DE ÇEKİLEN FOTOĞRAFLARINI BULMA

Detaylı

VİYOLONSEL ÖĞRETİMİ METODU

VİYOLONSEL ÖĞRETİMİ METODU Makamsal Ezgiler ve Okul Şarkılarıyla Desteklenmiş VİYOLONSEL ÖĞRETİMİ METODU 1-1- E. Erdem KAYA Sanat ve Dil Araştırmaları Enstitüsü www.sada.org.tr Tüm Hakları Yazara Aittir ISBN: 978-605-63945-0-8 2

Detaylı

TILSIMLI GÖMLEKLER VE TAKILAR

TILSIMLI GÖMLEKLER VE TAKILAR İSMEK ÖĞRETMEN ve ÖĞRENCİLERİ TAKI - KUYUMCULUK SERGİSİ 5-12 MAYIS 2016 / ZEYTİNBURNU KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ Başkan dan Sanat eseri muhatabına ilham verir. Güzel bir şiir, güzel bir minyatür, resim yahut

Detaylı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar 2.Sanat ve Teknoloji 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 5.Işık ve Renk 6.Yüzey ve Kompozisyon 1 7.Görüntü Boyutu

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ KİMLİK BİLGİLERİ

ÖZGEÇMİŞ KİMLİK BİLGİLERİ ÖZGEÇMİŞ KİMLİK BİLGİLERİ Adı ve Soyadı: Arif KOLAY Doğum Yeri: Kütahya Doğum Tarihi: 17.03.1973 Medeni Hali: Evli Yabancı Dil: İngilizce Yabancı Dil Puanları: ÜDS: 60 KPDS: 61 Bölümü/Anabilim Dalı: Tarih

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN 3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN (28 Ekim 2013-13 Aralık 2013) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında 28 Ekim 2013-13 Aralık 2013 tarihleri arasında işlediğimiz

Detaylı

Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi

Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi Bodrum Belediyesi Türk Musikisi Derneği Klasik Müzik Korosu tarafından Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği nde Bestekar Erol Sayan Özel Konseri düzenlendi.

Detaylı

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI ŞEHİR TANITIM YAYINLARI 1 Yayın Adı: Şiir Şehir Urfa Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi Hazırlayan: Mehmet KURTOĞLU Sayfa Sayısı: 160 Toplam Baskı

Detaylı

DOĞUDA VE BATIDA ORYANTALİZM

DOĞUDA VE BATIDA ORYANTALİZM DOĞUDA VE BATIDA ORYANTALİZM Bodrum Belediyesi nin etkinlik takviminde yerini alan ve yedincisi gerçekleşen olan Karsanat Barok Müzik Festivali, bu yıl da Antik Tiyatro da 9 ve 10 Eylül de halka açık ve

Detaylı

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (31 Ekim - 16 Aralık 2016 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

Cemil Meriç Yılı Muhteşem Bir T örenle Tamamlandı

Cemil Meriç Yılı Muhteşem Bir T örenle Tamamlandı Cemil Meriç Yılı Muhteşem Bir T örenle Tamamlandı Mustafa Kemal Üniversitesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünce yürütülen 2012-2013 Cemil Meriç Yılı etkinlikleri kapanış töreni Hatay Kültür Merkezi nde geniş

Detaylı

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM Ata Bahri ÇAĞLAYAN 1 PEŞREVLERDE TESLİM GİRİŞ: Önde giden manasına gelen Peşrev kelimesi taksimden sonra icra edilmektedir (Ezgi, 1953). Tarihi kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla Peşrev biçimi Farabi ye

Detaylı

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur. 06 EKİM 2014 REKLAM HABERLER Gül-Ay - Sayfa 3 06 EKİM 2014 Gül-Ay - Sayfa 5 HABERLER Erdemli de üzüm festivali yapıldı Erdemli'ye bağlı Üzümlü köyünde Üzüm festivali yapıldı. Erdemli Belediyesi tarafından

Detaylı

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ -1699 Karlofça Barış Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğunda gerileme döneminin başlangıcı olurken, siyasi ve sosyal anlamda Batı üstünlüğünün de kabul edildiği bir dönüm

Detaylı

2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ

2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ 2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ 1.Sohbet Fuzûlî ve Bestelenmiş Şiirleri (Sohbet ve Mûsıkî Programı) Konuşmacı: Özcan Ergiydiren Konu: Fuzûlî ve Bestelenmiş Şiirleri (Sohbet ve Mûsıkî Programı) Tarih: 1

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com GÜNLÜK (GÜNCE) 1 GÜNLÜK Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe tarih

Detaylı

Uygulama tablet. Beşiktaş Gazetesi. Şeffaf belediyecilik GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT

Uygulama tablet. Beşiktaş Gazetesi. Şeffaf belediyecilik GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT Şeffaf belediyecilik BEŞİKTAŞ Belediyesi nin bilişim uygulamaları arasında, hayatı kolaylaştıran ve Beşiktaşlıların kent yaşamında karşılaştıkları sorunları en aza indiren şeffaf belediyecilik uygulamaları

Detaylı

EYLÜL. 4.SINIF BÜLTENİ eylül ekim kasım

EYLÜL. 4.SINIF BÜLTENİ eylül ekim kasım EYLÜL TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ DERSİNDEN GÖRÜNTÜLER 3. Hafta: Enstrüman eğitimine yönelik olarak Gitar, Keman, Yan Flüt, Perküsyon ve Temel Bilimler için anlatımlar yapıldı. Öğrencilerimiz yatkınlıkları doğrultusunda

Detaylı

Şefkat Sarayları İSMEK BAĞLARBAŞI TÜRK İSLAM SANATLARI İHTİSAS MERKEZİ ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ SERAMİK SERGİSİ

Şefkat Sarayları İSMEK BAĞLARBAŞI TÜRK İSLAM SANATLARI İHTİSAS MERKEZİ ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ SERAMİK SERGİSİ Şefkat Sarayları İSMEK BAĞLARBAŞI TÜRK İSLAM SANATLARI İHTİSAS MERKEZİ ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ SERAMİK SERGİSİ 05-10 MAYIS 2015 / SİRKECİ GARI ETKİNLİK SALONU Açılış: 05 Mayıs 2015 Saat: 15:00 Başkan dan

Detaylı

MEHMET İHSAN MERMERCİ OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ COMENIUS PROJESİ A TRIP ACROSS EUROPE FAALİYET RAPORU

MEHMET İHSAN MERMERCİ OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ COMENIUS PROJESİ A TRIP ACROSS EUROPE FAALİYET RAPORU MEHMET İHSAN MERMERCİ OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ COMENIUS PROJESİ A TRIP ACROSS EUROPE FAALİYET RAPORU PROJE : A Trip Across Europe TOPLANTI NO : 4 TOPLANTI YERİ : Malaga,İSPANYA TOPLANTI TARİHİ

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm... 7 ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... 8 Türk Dillerinin Sınıflandırılması... 14 Türk Dillerinin Ses Denklikleri Bakımından Sınıflandırılması... 16 Altay Dilleri Teorisini Kabul

Detaylı

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI ESKİŞEHİR ODUNPAZARI MESERRET İNEL İLKOKULU ODUNPAZARI HALK EĞİTİM MERKEZİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU DESTEĞİYLE GURURLA SUNAR TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI KORO ŞEFİ Tülây TÜRKMEN SANAT DANIŞMANI Hüseyin

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN OSMAN HAMDİ BEY 1842 yılında İstanbul'da doğdu. 1860'da hukuk öğrenimi için Paris'e gitti. Hukuk öğreniminin yanı sıra o dönemim ünlü ressamlarının

Detaylı

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz.

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz. ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (8 Aralık 2014-23 Ocak 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca

Detaylı

CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER

CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER Öz Vasfi HATİPOĞLU Bu çalışmada, büyük kemençe virtüozu Cemil Bey in Traditional Crossrouads tarafından 1995 yılında yayınlanmış olan Vol. II&III

Detaylı

Bir notanın vesile kıldığı şey, yalnızca bizim anımsayabildiğimiz özel bir an ın tekrar uyanışı, bu sayede devasa bir geçmişin yeniden canlanışıdır

Bir notanın vesile kıldığı şey, yalnızca bizim anımsayabildiğimiz özel bir an ın tekrar uyanışı, bu sayede devasa bir geçmişin yeniden canlanışıdır Sunum Metni Hazırlayan ve Sunan: Bilge Sumer BÖLÜM I Saygıdeğer Sanatseverler Muhterem Misafirlerimiz, Bodrum Belediyesi Türk Musikîsi Derneği, Klasik Türk Müziği Korosunun hazırlamış olduğu, BESTEKÂR

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

İSMEK İN USTALARI SANATIMIZ YAŞAMIMIZ İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI SANATIMIZ YAŞAMIMIZ İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ İSMEK İN USTALARI İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ 24-30 Mayıs 2014 / Dolmabahçe Sanat Galerisi Başkan dan Değerli Sanatseverler, İnsan olarak iyiye, güzele, maddi

Detaylı

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ Müze Nedir? Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapılara müze denir. Müzeler,

Detaylı

Kayseri Kültür Sanat REHBERİ

Kayseri Kültür Sanat REHBERİ Kayseri Kültür Sanat REHBERİ Ocak 2016 Aralık 2015 Kıymetli hemşehrilerim, değerli kültür sanat dostları, Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak birlik, beraberlik ve barış temasıyla yola çıktığımız kültür

Detaylı

Müziğin Mucizesi 'El Sistema' Her Yerde

Müziğin Mucizesi 'El Sistema' Her Yerde On5yirmi5.com Müziğin Mucizesi 'El Sistema' Her Yerde Söyleşiye bazı katılımcıların sosyal rehabilitasyon projeleri hakkında olumsuz portre çizmesi ve Türkiye'yi eleştirmesi damgasını vurdu. Yayın Tarihi

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Türk İdare Tarihi TİT323 5 3+0 3 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ

İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ İSMEK RESİM ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ 5-11 NİSAN 2013 / MARMARA ÜNİVERSİTESİ SULTANAHMET KAMPÜSÜ REKTÖRLÜK BİNASI Başkan dan İstanbul, kâh tablolarda hayat bulmuş, kâh en dokunaklı

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ

I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen I. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Öğrenci Kongresi,

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

2013-2014 ÖĞRETİM YILI İTÜ TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI YARI ZAMANLI MİNİ KONSERVATUAR PROGRAMI BAŞVURU KILAVUZU

2013-2014 ÖĞRETİM YILI İTÜ TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI YARI ZAMANLI MİNİ KONSERVATUAR PROGRAMI BAŞVURU KILAVUZU 2013-2014 ÖĞRETİM YILI İTÜ TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI YARI ZAMANLI MİNİ KONSERVATUAR PROGRAMI BAŞVURU KILAVUZU İÇİNDEKİLER SAYFA NO MİNİK MÜZİSYENLER İÇİN BİLGİLER 1 KİMLER BİZE KATILABİLİR? 1

Detaylı

2016 YAZ DÖNEMİ. zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI

2016 YAZ DÖNEMİ. zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI 2016 YAZ DÖNEMİ zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI Sevgili çocuklar, Tarih boyunca pek çok farklı tanım yapılmış olsa da en genel haliyle sanat, insanın, dünyadaki varlığını, kendini anlama

Detaylı

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması Surre-i Hümâyun Altınoluk Surre Alayının Güzergâhları Surre Alayının Güvenliği Surre Alayının Yola Çıkması Surrenin Vapur ve Trenle Yollanması Surre Alayının Dönüşü Kaynakça Surre Alayı Surre-i Hümâyun

Detaylı

KIBRIS HALK TÜRKÜLERININ BAZI

KIBRIS HALK TÜRKÜLERININ BAZI Cavanşir GULIYEV KIBRIS HALK TÜRKÜLERININ BAZI ARMONILEŞTIRME ÖZELLIKLERI Prof.Dr. Cavanşir GULIYEV - KKTC Yakın Doğu Üniversitesinin Sahne Sanatları Fakültesinin öğretim üyesi. Türkünün armonileştirmesi

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİ Ders No : 0310330206 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

TMMOB MİMARLAR ODASI EDİRNE TEMSİLCİLİĞİ yılı 5. Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mezunları Buluşması

TMMOB MİMARLAR ODASI EDİRNE TEMSİLCİLİĞİ yılı 5. Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mezunları Buluşması 2017-2 2017 yılı 5. Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mezunları Buluşması Mayıs 2017 2017-2 ÖNSÖZ Tarihi Kentimiz Edirne de Trakya Üniversitesi Mimarlık fakültesinden mezun olarak yurdumuzun dört

Detaylı

ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU

ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU 18 EKiM 2014 Uluslararası Çocuk Buluşması, İHH İnsani Yardım Vakfı nın dünyanın farklı coğrafyalarında gerçekleştirdiği yetim çalışmalarını Türkiye halkına anlatmak

Detaylı

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE 227 MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE DOĞRUSÖZ, Nilgün TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Yazılı müzik malzemelerinin korunması, yaşatılıp notaya alınarak arşivde yerini

Detaylı

ZER-EFŞAN. İSMEK ÖĞRETMEN ve ÖĞRENCİLERİ TEZHİP SERGİSİ NİSAN 2016 / EMİNÖNÜ HÜNKAR KASRI SERGİ ALANI

ZER-EFŞAN. İSMEK ÖĞRETMEN ve ÖĞRENCİLERİ TEZHİP SERGİSİ NİSAN 2016 / EMİNÖNÜ HÜNKAR KASRI SERGİ ALANI İSMEK ÖĞRETMEN ve ÖĞRENCİLERİ TEZHİP SERGİSİ 14-29 NİSAN 2016 / EMİNÖNÜ HÜNKAR KASRI SERGİ ALANI 2 Başkan dan Sanat eseri muhatabına ilham verir. Güzel bir şiir, güzel bir minyatür, resim yahut hat çalışması

Detaylı

Tarihi Kültürel Miras ve Kent Belleği Çalışma Grubu. Sözcü: Asiye Yavuz Kobal

Tarihi Kültürel Miras ve Kent Belleği Çalışma Grubu. Sözcü: Asiye Yavuz Kobal Tarihi Kültürel Miras ve Kent Belleği Çalışma Grubu Sözcü: Asiye Yavuz Kobal Üyeler: Asiye Yavuz, Bilsen Gürer, Cemal Küçüksezer, Dursun Gümüşoğlu, Fatma Nalan Türkmen, Filiz Sever, Filiz Tezcan Çalhan,

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

LALE BAHÇELİ SOKAKLAR

LALE BAHÇELİ SOKAKLAR GÜLEN KESOVA ve ÖĞRENCİLERİ ÇİNİ SERGİSİ 7-30 NİSAN 2016 / İBB TAKSİM CUMHURİYET SANAT GALERİSİ / MAKSEM Başkan dan Sanatın bir ilham kaynağı olduğunu hatırlatacak ve sanatla insanları buluşturacak imkânlar,

Detaylı

HANIM BESTEKÂRLAR

HANIM BESTEKÂRLAR HANIM BESTEKÂRLAR 2012-2013 I.BÖLÜM SUNUM METNİ Anadolu deyince en başta akla gelmesi gereken kavramlardan birisi Kadın dır.. Tarih boyunca, ataerkilliğe direnebilmiş tek toprak parçası Anadolu dur. Ataerkilliğin

Detaylı

BALE DANSÇISI TANIM A- GÖREVLER

BALE DANSÇISI TANIM A- GÖREVLER TANIM Bale dansçısı, bir öyküde rolünü üstlendiği karakterin duygu ve düşüncelerini müzik eşliğinde vücut hareketleri ile sahnede canlandıran kişidir. A- GÖREVLER KULLANILAN ARAÇ,GEREÇ VE EKİPMAN - Sahnede

Detaylı

I- TARİHSEL SÜREÇ. Eski Türk Şiirine Kısa Bir Bakış/Mehmet Ölmez. pan Şiirini Tanıyor muyuz?/iskender Pala. Tekke Şiiri/Hasan Kavruk

I- TARİHSEL SÜREÇ. Eski Türk Şiirine Kısa Bir Bakış/Mehmet Ölmez. pan Şiirini Tanıyor muyuz?/iskender Pala. Tekke Şiiri/Hasan Kavruk TÜRK ŞİİRİ (Ciltli) Ürün Kodu : D055-D054-D053-1 Kategori : HECE Dergisi Basım Yılı : Kasım -0001 Baskı : 2. Baskı Sayfa Sayısı : 688 Liste Fiyatı : 50,00 TL İndirim Oranı % : 15.00 İndirimli Fiyatı :

Detaylı

Yeni Türkiye için acil ve öncelikli 2 konu eğitim ve kültür.

Yeni Türkiye için acil ve öncelikli 2 konu eğitim ve kültür. Yeni Türkiye için acil ve öncelikli 2 konu eğitim ve kültür. Milletlerin dünya tarihindeki gücünü ve pozisyonunu belirleyen en önemli ölçü, kütüphanelerinde bulundurduğu kitap sayısı. Yani kültürel dinamizm

Detaylı

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ Ek 3: T.C. Maltepe Üniversitesi Bilimsel-Sanatsal Etkinlikleri Teşvik Puanlama Tablosu T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL-SANATSAL ETKİNLİKLERİ TEŞVİK PUANLAMA TABLOSU ORTAK ÇALIŞMALARDA PUAN DAĞILIMI

Detaylı

BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ İMAM HATİP ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİMİZ

BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ İMAM HATİP ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİMİZ BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ İMAM HATİP ORTAOKULU 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİMİZ Kutlu Doğum Haftası Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v) i hatırlama, anlama ve anlatma amacı ile düzenlediğimiz

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT

Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT Tel: +90 (224) 2940962 e-mail: cigdemyigit07@gmail.com Ankara da doğdu. Müzik eğitimine Ankara Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosunda şarkı söyleyerek başladı. 1992 yılında Gazi

Detaylı

Özgün Makamsal Parçalar Piyano İçin Hazırlanmış 10 Özgün Parça

Özgün Makamsal Parçalar Piyano İçin Hazırlanmış 10 Özgün Parça Özgün Makamsal Parçalar Piyano İçin Hazırlanmış 0 Özgün Parça Mehmet Serkan UMUZDAŞ Yrd. Doç. Dr. Mehmet Serkan UMUZDAŞ ÖZGÜN MAKAMSAL PARÇALAR ISBN 978-60-6-60-6 Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu

Detaylı