MUTASAVVIFLARIN TEVBE KAVRAMINA GETİRDİĞİ YORUMLAR

Benzer belgeler
Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Azrail in Bir Adama Bakması

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Güzel Ahlâkı Kazanmak

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

İBRAHİM (a.s) MAKAMINI NAMAZ YERİ EDİNMEK Salı, 02 Şubat :47

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31


1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Günah Hastalığından Kurtulmanın İlâcı: Tevbe ve İstiğfar

SAHİP OLDUKLARIMIZI KORUMANIN 4 RUHSAL ADIMI

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

3 Her çocuk Müslüman do ar.

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Dinî bir terim olarak ise; günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilâhî af ve rahmete nâil olmak demektir.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller


İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Yazımızın konusu sosyal bilimcilerin dine yaklaşımları da bu yaklaşımlar neticesinde ortaya koydukları din tanımları da değildir.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

İbadetin Manası ve Çeşitleri

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Şeyh den meded istemek caizmidir?

SEÇİM VE GEÇİM Perşembe, 31 Ekim :31

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci

HLM ye göre İÇ HUZURU

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

Samimiyetin Ne Kadar?

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

"Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır.

Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir.

Gençlik Eğitim Programları KULLUK VE SORUMLULUK BİLİNCİ

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

Dua ve Sûre Kitapçığı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

ZEKÂTIN FARZ KILINMASININ HİKMETİ

Lütfi ŞAHİN /

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, "Dur biraz!

2010 yılının son ayına girdiğimiz bu aylarda hıristiyan olan batı toplumunda olduğu gibi

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Allah'tan korkmak, büyük makamlardandır. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki:

Peygamberler söylediklerinden başka şeylerde bilir fakat, onları söylemeğe memur olmadıkları için söylemezler.

Duanın psikolojik faydaları, sıkıntılı zamanlarda olduğu kadar günlük hayatta da çoktur.

Transkript:

ISSN:1306-3111 e-journal of New World Sciences Academy 2009, Volume: 4, Number: 2, Article Number: 4C0009 HUMANITIES Received: March 2008 Accepted: January 2009 Series : 4C ISSN : 1308-7320 2009 www.newwsa.com İhsan Soysaldı University of Firat isoysaldi@firat.edu.tr Elazig-Turkiye MUTASAVVIFLARIN TEVBE KAVRAMINA GETİRDİĞİ YORUMLAR ÖZET Tevbe kişinin işlediği günahlara pişman olup, hatalardan geri dönmesidir. Tevbe tasavvufta ilk makam olarak kabul edilir. Bu da onların tevbeye verdikleri önemi göstermektedir. Tevbe sayesinde insan yeni bir başlangıç yapmış gibi olmaktadır. Ayrıca işlediği günahlardan dolayı hissettiği huzursuzluklardan kurtulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Tevbe, Sufi, Pişmanlık, Özür, Hata THE INTERPRETATION THAT THE THEOSOPHER USE FOR THE NOTION OF THE REPENTANCE ABSTRACT Repentance is a person s being sorry for committing a bad thing and his turning back from it. Tawba is regarded in sufism as the first authorities concerned. This shows how importance they give to the repentance. One thinks he is at the beginning his life because of the repentance. Apart from this he gets rid of the sins he had before. Keywords: Tawba, Sufi, Penitence, Defect, Mistake

1. GİRİŞ (INTRODUCTION) Tevbe, lügatte, pişmanlık, nedâmet, dönme, vazgeçmek, günâhı bırakıp Allah'a yönelmek manalarına gelmekte olup, isyandan itaate, günahtan sevaba, hatadan doğruya, batıldan Hakk'a dönmeye tevbe denir. 1 Kur ân-ı Kerim de türevleriyle birlikte seksen altı yerde geçmektedir. 2 Tevbenin vücûbu, âyet ve hadislerde açık bir şekilde belirtilmiştir. Hepiniz Allah'a tevbe edin ey mü'minler! 3 âyeti umum bir emirdir. Ey iman edenler, Allah'a yüreğinizin bütün özlüğüyle, ihlâs ile dönün 4 âyeti de, tevbenin hulus-i kalb ile yapılmasını emreder. Peygamber Efendimiz (s.) tevbeyi izâh ederken şöyle buyurmuştur: Ey insanlar! Allah'a tevbe edin ve O'ndan mağfiret dileyin. Çünkü ben günde yüz kere tevbe ederim. 5 Sözüyle kendini de bu hususta müşahhas örnek gösterip konuya açıklık getirmiştir. Dolayısı ile bu hadis biz Müslümanların bu durum karşısında kendimizi daha bir dikkatle hesaba çekip kontrol etmemizi istemektedir. Tevbe günlük hayatımızın adeta bir parçası olmuş, herkes tarafından gerek bilinçli, gerekse bilinçsiz sıkça söylenen bir ıstılahtır. Manası bilinen ama tam olarak icra edilmeyip, sözde kalan öze indirilemeyen bir tasavvufî düsturdur. Mutasavvıflar tevbeyi bütün makamların aslı ve özü, bütün hâllerin anahtarı olarak kabul ederler. Yeri olmayanın binası olmayacağı gibi tevbesi olmayan kişinin hali de makamı da olmaz diyen sûfîler tevbeye ayrı bir önem vermektedirler. 6 2. ÇALIŞMANIN ÖNEMİ (RESEARCH SIGNIFICANCE) Bu çalışma bazı mutasavvıfların tövbe kavramına getirmiş oldukları yorumlar ele alınmıştır. Çalışma inananların tövbe hususunda daha duyarlı olmaları, bu konudaki olası eksiklik ve farklı yorumlardan kaynaklanan yanlış anlaşılmaların bir nebzede olsa giderilmesine katkı sağlayacağı tahmin edilmektedir. Tevbe Müslüman için Yüce Allah ın bahşettiği önemli lütuflardan birisidir. Rabbi ile arasında olan hatalı davranışlarını fark eden ve pişmanlık duyan her kul O na yönelir ve özrünü Allah a iletir. Burada samimiyet esastır. Bir daha o hataya dönmemek için gayret göstermek mühimdir. İşte bu ve benzeri nedenlerden dolayı tevbe konusu her an insan hayatında geçerliliğini sürdüren bir bahistir. 3. MUTASAVVIFLARIN TEVBE KAVRAMINA GETİRDİĞİ YORUMLAR (THE INTERPRETATION THAT THE THEOSOPHER USE FOR THE NOTION OF THE REPENTANCE) Günah işleyen bir insan hatalı olduğuna kesinlikle inanır, bu inançla tevbe eder, sonra tevbenin kabul edilip edilmediği konusunda şüphe eder. Tevbenin kabulü hakkındaki şartlar ise şunlardır: 1 2 3 4 5 6 Cevherî, es-sıhah, Kahire 1982, c.i, s.91-92; İsfehânî, Müfredât, (Thk. Adnan Davûdî), Beyrut 1998, ss:76; İbn Manzur, Lisanu l-arab, (Thk. Abdullah Ali el-kebîr), Kahire trs. c.i, ss:54; Tehânevî, Keşşâf, c. I, s. 161-162; Firuzabâdî, Muhammed b. Ya kub, Kâmusu l-muhît, Beyrut 1991, c.i, ss:166. Abdulbâkî, Muhammed Fuad, Mu cemu l-müfehres, Kahire 1988, ss:199-200. Nur, 24/31. Tahrim, 66/8. Buhârî, Davaat 6245, Kahire 1989; Müslim, Kahire 1975, c.iv, ss:2076. Sührevedî, Ebû Hafs Şihâbuddin, Avârifü l-meârif, (Dâru l-kitabi l-arâbî), Beyrut 1990, ss:593. 159

Allah Hakkı İle İlgili Olan Günahlarda: Allah hakkı ile ilgili günahlardan dolayı tevbede üç şart vardır: o Günahı işlediğine pişmanlık duymak: İnsan vicdanında işlediği günahın kötü bir davranış olduğunu ve Allah ile olan bağlantısına zarar verdiğini düşünerek bir huzursuzluk ve pişmanlık duymalıdır. o Tevbe edilen günahı kesinlikle terk etmek: Tevbede önemli bir şart da fiili olarak pişmanlığının belirtisi olarak yaptığı hatalara geri dönmemektir. o Tevbe edilen günaha tekrar dönmeme kararı: daha önce işlemiş olduğu günahlardan dolayı pişmanlık duyan kişinin aynı yanlışa tekrar dönmemeye kararlı olması gerekmektedir. Kul Hakkı İle İlgili Günahlar: Kul hakkı ile ilgili günahlardan tevbede ise beş şart vardır: o Gasbedilen mal, elde mevcut ve sahibi biliniyorsa mal geri vermelidir. o Çalınan mal, hırsızın elinde mevcut, ancak sahibi bilinmiyorsa, bu mal tasadduk edilerek zimmetten çıkarılmalıdır. o Önceki yıllara ait kul hakları var ve sahipleri de belli değilse, bu mallar kadar tasaddukta bulunmak. o Suçlunun tükettiği mal misli değil de kıymeti belirlenebilen bir mal ise kişinin imkânı da varsa o kıymeti sahibine vermelidir. o Malında ne kadar haram olduğunu bilmeyen kişi zann-ı galibine göre, bir miktar ayırır ve onu kul haklarına mahsuben fakirlere dağıtır. 7 Tevbenin lügat anlamını, Kur ân ve Hadiste geçen birkaç örneği, ayrıca tevbenin kabul şartlarını verdikten sonra mutasavvıfların tevbe hakkındaki yorumlarını vermeye çalışacağız. Kuşeyrî (ö.465/1072), tevbeye şöyle yaklaşır: Tevbe, kalpteki kötülükte ısrar düğümünü çözüp Hakk'a dönmek ve Rabb'ın hukukunu gözetmektir. Tevbe, kötü ve günah işlere pişman olup Hakk'a yönelmedir. Küfürden imana dönmek kâfirlerin, kötü işlerden iyi işlere geçmek fâsıkların, kötü huylardan iyi ahlaka tebdil etmesi iyilerin (ebrârın), masivâdan Hakk'a dönmesi nebi ve velilerin tevbesidir. Avam günahtan, havas gafletten tevbe eder. 8 Örnek olarak verdiğimiz Kuşeyrî nin, tevbeyi, çeşitlendirerek sistematize ettiği ve cehennem korkusuyla yapılan tevbeye tevbe, cennete girme ümidiyle yapılan tevbeye inâbe, sırf Hak için yapılan tevbeye evbe azaptan korkup tevbe etmesine inâbe tevbesi, Allah'ın kereminden utanıp tevbe etmeye isticabe tevbesi şeklinde açıkladığı görülür. 9 7 8 9 Gazâlî, Ebu Hamid Muhammed, İhyâu Ulûmid-Din, (trc. A.Serdaroğlu), İstanbul 1974 c.iv,s.68-69; Soysaldı, Mehmet, İslamda Tevbe, Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, Ankara 2001, Sayı:6, ss:81-91. Kuşeyrî, Risâle, (Tah. Ali Abdullah Hamîd), Beyrut 1993, ss:91-97; Cürcânî, Seyyid, Şerif, Ta'rifat, Kahire, 1988, s. 90; Serrâc, Lüma, (Matbaatü s-saade), Kahire 1960, ss:183-184; Gazâlî, İhyâ, Mısır 1957, c. IV, s. 34-38, 46-49. Kuşeyrî,a.g.e., ss:91-97; Ebû Tâlib el-mekkî, Kutu l-kulûb,c. I, ss:8-14; Kelâbâzî, Taarruf, Kâhire 1980, ss:33-34; İbnü l-arâbî, el-fütûhâtü l-mekkiyye, Kahire 1975, c. II, ss:183-187. 160

Kuşeyrî, tevbede uyulması gereken rükûnlar olduğunu ifâde ederek; bunların farzları ifâ, borçları edâ, helâl lokma, nefse muhalefetten ibaret olduğunu söyler. Bu durumda kulun Hakk'a dönüşü, Hakk'ın kendisine dönüşünün ve yönelişinin işaretidir. Tevbe-i nasuh: Bir daha eski duruma dönmeme azmiyle yapılan samimi ve ciddi tevbedir. Tarîkata girenlerin yaptığı ilk iş, tevbedir. Onun için tevbe, sülûk ehlinin ilk menzilidir. 10 Bu yüzden klasik makam sıralamalarının hemen, hemen tamamı tevbeyle başlatılır. Allah Teâlâ'nın rahmet ve mağfiret kapısı her zaman açıktır. Zira bu dergâh, Mevlâna'nın da belirttiği gibi ümitsizlik dergâhı değildir. Geçmiş günahlarından pişmanlık duyup, Allah'a sığınmak isteyen bir kimse, mutlaka huzura kavuşur. Rasulullah (s.): Günahlarından tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir 11 buyurmuştur. Kulun Mevlâsı karşısında, kusurlarını itiraf ederek, O'na sığınması, mânen temizlenmesine vesile olur. İnsan, Allah'ın huzuruna günahtan başka ne ile gelebilir? Tevbe konusunda ve işlenen günahların ne kadar çok olduğunun şuuru ve bilinci içerisinde olan bir gönül, ıstırabını ve sıkıntısını sadece Rabb ine anlatır. 12 Muhyiddin ibn Arâbî, tevbeyi izah ederken tevbe, Allah Teâlâ ya rücûdan ibarettir. Ve tevbe üç şeyden oluşur. Bunlar; Günahtan pişmanlık, Günahı halde terk etme, İstikbalde onu terk etmeye azmetmektir. İbn Arâbî (k.), tevbenin şartının, günaha dönme azmini terk etmekten ibaret olduğunu belirtir. 13 İlk asır sûfîlerinden Hüseyin Megazili'ye tevbeden sorulur. O da İnâbe tevbesinden mi, yoksa isticâbe tevbesinden mi? Soruyorsunuz diye sorar. Soru sahibi, inâbe tevbesi nedir diye sorar Megazilî; Sana gücü yettiği için, Allah'tan korkmandır der. Soru sahibi, Peki isticâbe tevbesi nedir der. Magazilî: Sana yakın olduğunu düşünerek Allah'tan korkmandır diyerek cevap verir. Bu konuşmalarda dikkat çekici olan husus, tevbenin türü ve tevbede Allah tan korkmanın ehemmiyetini ve nedenlerini ön plana çıkaran bir yorum oluşudur. Yani her tevbe ve onun 10 11 12 13 Kuşeyrî, Risâle, ss:182-183; Kelabazî, a.g.e, ss:15; Serrâc, Lüma, ss: 33. Aclûnî, İsmail b. Muhammed, Keşfu'l-hafa, Beyrut, 1970, I, 351. İz, Mahir, Yılların İzi, (Kitabevi yay.), İstanbul 1990, s. 234; Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikatlar, İstanbul 1990, ss:174; Tahiru l- Mevlevî de bu hâli, güzel bir şiirle ifâde etmiş ve insanın günahının farkında olması ve Allah ın mağfiret ve rahmetine sığınmasını nazmen dile getirmiştir. Eli boş gidilmez gidilen yere Rabbim boş gelmedim ben suç getirdim Dağlar çekemezken o ağır yükü İki kat sırtımla pek güç getirdim. (Bkz., İz, Mahir, Yılların İzi, ss:234.) İbnü l-arâbî, Fütûhât-ı Mekkiyye, Kahire 1975, c.ii, ss:183-187; İbn Arâbî, tevbeyi şu anda zilleti terk etmek ve geçmişten dolayı pişmanlık duymak, bir daha geri dönmemeye azmetmek olarak ifâde eder. Geri dönmemeye söz verdiği halde, geri işledikleri günaha dönenlerin Allah tarafından ikâz edildiğini de vurgulayan İbn Arâbî, verilen sözün yerine getirilmesini, tevbede en önemli husus olarak görür. Bkz., İbn Arâbî, Fütuhât, c. II, ss:139-142; İbn Arâbî, tevbe tarifini Allah a muhalefetten dönmek, kişinin zimmetinde oluşmuş, başkalarının haklarından edaya güç yetirdiğini sahiplerine ödemesidir, şeklinde de yapmıştır. Bkz. İbn Arâbî, Futuhât, c.xiii, ss:298. 161

yapılış şekli farklı nedenler ve amaçlar içerisinde olabilir. Bunun neticesini de tayin edecek Allah Teâlâ dır. 14 Cüneyd b. Muhammed, tevbe nedir? sorusuna: Günahı unutmandır diye cevap vermiştir. Bunun manası şudur: Günah olan fiilin zevkini ve izini kalbinden öylesine çıkaracaksın ki, ruhunda bundan eser kalmasın. Böylece hayatta bu günahı kesinlikle tanımamış biri haline gelirsin. (Kötülük yaptığında, Allah'ın heybet ve azameti gönlünü öylesine kaplasın ki, günah ve onun bıraktığı iz aklına gelmesin). 15 Eğer tevbe edeceksek önce o işlediğimiz günahları bütün benliğimizden silmemiz ve hiçbir zaman hatırlamamız gerekir. Hatırlamak, çağrışım mekanizması sebebiyle o günaha dönmemize bir ön basamak olabilir. Bu hem ruh hem beden bütünlüğü içerisinde olmalıdır. İlk dönem sûfîlerinden Sehl Tüsterî'ye tevbe nedir? diye sorulunca günahını unutmandır diye cevap vermiştir. 16 Tevbe yapılırken önemli olan husus niyetin ve kendi acziyetinin farkında olmaktır. 17 Özetle söylemek gerekirse Allah ın yakınlığı ve gücü tevbeye motive edici faktörlerin başında gelir. Zunnûn Mısrî; Halkın tevbesi günahtan, evliyanın tevbesi gafletten, Nebilerin tevbesi başkalarının nail olduğu şeye ulaşmaktan aciz olduklarını görmekten olur demiştir. 18 Herkesin mânevî mertebesine göre, tevbe etme durumu farklı olmaktadır. İlk basamakta tevbe farklı iken ikincisinde daha ağır bir duruma üçüncüsü ise, tamamen özel seçilmiş insanların yapabileceği bir mahiyete bürünmektedir. Tevbe, geçmişteki işlenmiş günahlar psikolojik ifâdeyle impulsif davranışlar ve yasaklanmış arzular için af dilemektir. Bu bazen her insanda olabilir ve kişi, kendi kendini sorgulama gereği hissedebilir. Bu durumda kendi kendine bir iç hesaplaşma yaşayabilir. Bu durumu en güzel şekliyle ifâde edip açıklayan İbrâhim b. Ethem dir. O, Belh te sarayında uyurken tavandan gelen garip seslerle uyanması ve kim var orada diyerek seslenmesi neticesinde, cevap olarak, bir dost sözünü işitmesi üzerine, orada ne aradığını sorması ve devemi kaybettim onu arıyorum cevabı karşısında; ahmak deve orada mı? diye sorunca İbrahim Edhem in hayatını değiştiren karşılığı alır. Aranır der, a düşüncesiz! Sen Allah ı ipek elbiseler içerisinde altın sedirde uyuklarken mi arıyorsun? 19 Ebû Hüseyin Nuri tevbe bahsinde şunları ifâde eder; Tevbe, Ulu ve Yüce Allah'tan başkasını zikretmekten tevbe etmektir 14 15 16 17 18 19 Kuşeyrî, a.g.e., ss:91-97. Kelâbâzî, Taarruf, s.141; Gazâlî, İhyâ, c.iv, ss:34-38, 46-49. Serrâc, Lüma, ss:33. Kuşeyrî, Risâle, s.91-97; Kelebâzî, Taarruf, s. 8; Mekkî, Kutu l-kulûb, c.i, ss:9-15. Serrâc, Lüm a, ss:33. Sayar, Kemal, Sûfî Psikolojisi, (İnsan yay.),istanbul 2000, ss:20; Sehl Tüsterî, Ey iman edenler Allah a nasuh tevbesiyle tevbe ediniz. (Tahrim, 66/8) Âyetine şu yorumu getirmektedir. Tevbe-i nasuh, günahı bir daha işlememektir. Çünkü kişi dost ve sevgililerden olmuştur. Seven ise, sevdiğinin hoşlanmadığı, sevmediği bir şeyi yapmaz. Tevbe edenin alâmeti, arşın sahibinin onu dünyadan ayırıncaya kadar arşa bağlanıp, semânın gölgesinden ve yerin taşınmasından uzak kalması, bunlara ihtiyaç duymamasıdır. Günümüzde böyle kimselerin sayısı ne kadar da azdır. Çünkü ölüm meleği bizden birimize geldiğinde Beni bırak da biraz amel edeyim, birkaç nefes daha alayım der. Oysa bir saat, hatta bir nefes alıp verme süresi tevbesinde ihlâslı olan kişiye, getirildiği yere nasıl da koşuyor denir. Sehl b. Tüsterî, Tefsîru l-kur âni l-azîm, Mısır 1329, ss:105. 162

demiştir. Ârif, Allah'tan başkası aklına geldiği için tevbe eder. 20 Yine bu tarif de bir önceki gibi özel insanların farklı dünya yapısı olan hâl insanlarının durumuna, işaret etmektedir. Allah tan gayrını düşünmek böyle şahsiyetler için bir günahtır. Sehl'in söylediği bu söz, tevbesini sahih ve sağlam yapmak isteyen samimi her mürid için yeterli ve gerekli bir husustur. Batınından anlatılan halâveti tamamıyla yok ettiği için arife çok kolay gelir. Ârif için bu zevkten kurtulmanın yolları çok çeşitlidir. Yakîn ve saf bir müşahede ile gönlüne sadece Allah sevgisini dolduran kimsenin kalbinde, başka hangi zevkler kalabilir? Hevâ ve hevese karşı duyulan zevk, Cenab-ı Hakk'a karşı hissedilen sevginin yokluğundan veya azlığından kaynaklanır. 21 Tevbe ve yapılışındaki insan psikolojisini ilgilendiren bu söz, kulun yalnız ve çaresiz kalması durumunda, derdini, günahını ve sıkıntısını açacağı hakiki bir dost aradığında gönlü yandığında, pişman olup gözyaşı döktüğünde, döneceği yöneleceği bir tek Rabbi vardır onu başkası anlayamaz. Yine ilk dönem sûfilerinden es-sûsî ye tevbeden sorulduğu zaman: Tevbe, ilmin kötü ve kerih gördüğü şeylerden, iyi gördüğüne ve sevdiğine yönelerek tevbe etmektir cevabını verdi. Kendisine ilmin bütün sarahati açıkça bildirilmiş kimse için bu, zahiri ve batını içine alan umumi bir sıfattır. Çünkü güneşin doğuşu ile gece ortada kalmadığı gibi, ilimle birlikte cehalette bulunmaz. Bu durum, umumi ve hususi bütün yönleri ile tevbenin kısımlarını içine alır. Bu ilim, umumi ve hususi tevbenin bütün özellikleri ile zahiri ve batını temizler ve öylece zahir ve batın ilminin oluşmasını sağlar. 22 Ebû Muhammed Sehl'e: Tevbe edip terk ettiği bir şeyi bilahare hatırlayan, onu kalbinde hisseden, bunu görerek ve duyarak ayrı bir zevk alan insanın durumu sorulduğunda şu cevabı vermiştir: Bu tür beşeri zaaflardan zevk almak, insan olmanın bir gereği ve onun tabiatında mutlaka bulunması lazım gelen bir şeydir. Kulun bu haletten kurtulmasının tek çaresi, kalbini Mevlâsına arz etmesi, bu zevki kalbiyle reddederek ve kabul etmeyerek şikâyetini Cenab-ı Hakk'a iletmesi, nefsini bu zevki hor görmeye zorlaması ve bundan ayrılmamasıdır. Kendisine işlediği günahı unutturması ve onun yerine kendi zikri ve taatı ile meşgul edecek başka bir şey vermesi için dua etmesidir dedi ve şöyle devam etti: Gönlüne doğan kötülükten zevk almayı hor ve hakir görmekten bir an bile gafil olan kişinin selamette olamayacağı ve bu zevkin kalbine işlemesinden korkarım? Bu zevki hissetmekle beraber, kalbini bundan alıkoymaya çalışır ve kederlenirse, bu durum ona fazla zarar vermez. 23 Kişinin işlediği günahı hatırlaması ve bundan bir zevk alma hissi Ebû Muhammed in de belirttiği gibi insan tabiatında bulunan bir özelliktir. Bundan kurtulmanın yolu da devamlı surette kalbine gelecek bu tür düşüncelere karşı uyanık olmaktır. Bu durumdan kişinin duyacağı rahatsızlık ta onun için faydalı olacaktır. Tevbe hakkında Ebû Abdullah es-secezî irade ile bağlantılı bir açıklama getirmektedir. Kendi hâlinden bir şeyi güzel gören kimsenin 20 21 22 23 Kelâbâzî, Taarruf, s.141,142; Gazâlî, İhyâ, c.iv, ss:38-39, 44-46. Sühreverdî, Avârif,s.606; Mekkî, Kutu l- kulûb, c.i, ss:10-12; Gazâlî, İhyâ, c.iv, ss:36-39. Sühreverdî, a.g.e, ss:606; Kuşeyrî, Risâle, ss:95-96; Serrâc, Lümâ, ss:33. Sühreverdî, a.g.e, ss:606. 163

iradesi bozulur diyen Secezî, bunun ancak kişinin nefsini terbiye etmesiyle düzeleceğini söylemektedir. Fiil ve hareketlerdeki noksanlıkları görmek, sahih ve sağlam bir inâbenin, o da tevbe makamının gerçekleşmesinin tabiî ve zarûrî sonuçlarıdır. Tevbe, ancak gerçek bir mücâhede ile sahih olur. Kul, mücâhedesinde ancak sabrın bulunması ile muvaffak olur. 24 Görüldüğü gibi Secezî, tevbeyi anlatırken tek başına bir kavram olmadığı diğer birçok kavramda olduğu gibi başka terimlerle de bağlantılı olarak düşünülmesinin gerekli olduğunu belirtmektedir. İnsan kendi eksik ve hatalarını görmesinin tevbeye yönelmesiyle olacağını tevbeyi düşünmeyen kendi hatalarını görme şansına sahip olamaz ya da görmek istemez olabilir. Mevlânâ nın tevbe hakkındaki sözleri, özellikle Nasuh tevbesini temel alarak, Allah ın tevbe eden kuluna karşı yaklaşımını dile getirmektedir. Tevbe edip bir daha suç işlemeyen kulun, bütün suçlarını Yüce Allah ibâdet yapar şeklinde farklı bir yorum getirmektedir. Ve buna delil olarak ta Onlar o çeşit kişilerdir ki Allah, onların kötülüklerini iyiliklere tebdil eder. 25 Âyetini vermektedir. Bu izahtan sonra ticaretle uğraşan kişi bundan daha fazla bir kâr elde edebilir mi? Kulun suçu, ibadet olmaktadır, cefâ, vefâ halini almakta, uzaklık, yakınlığa dönmekte, yabancılık, bildiklik kesilmekte, kapıda duran kul içeri alınmaktadır. 26 Şeklinde bir yorum getiren Mevlânâ tevbeyi etkin bir değişime götüren bir hâlde görmektedir. Mevlânâ Allah ın kulun tevbesinden ne kadar memnun olduğunu ifâde ederken Hz. Peygamber (s.) in şu hadisini yorumlamaktadır. Âdemoğlu, uçsuz-bucaksız bir çöle varır, konaklar; devesinin dizini bağlar; yeryüzünü döşek edinir; elini yastık; bir saat uykuya dalar. Uykudan uyanınca bakar ki deve gitmiş; azığı, ayakkabısı, giysisi de devenin üzerinde gitmiştir. Bir sağa koşar, bir sola fakat hiçbir yerde devenin izini bulamaz. Gönlü helak olacağını anlar. Derken deveyi kaybettiği yere geri döner; bir de bakar ki deve oradadır. İnsan, bundan daha fazla hiçbir şeye sevinmez. Görür ki yular elinde; yere kapanır da yüzünü deveye çevirir ve sevincinden sürekli olarak Allah ım sen Rabbimsin ben kulunum derdi ya; bu kez Sen benim kulumsun, ben senin Rabbinim aşırı sevinçten dolayı şaşırır ve bu sözü söyler. Allah ım ben senin kulunum diyeceği yerde şaşkınlığından sen benim kulumsun der, ben Rabbin. Allah rahmet ve esenlik versin Allah Rasulü buyurdu ki: Yüce Allah âsî kulunun tevbesine, deveyi bulup sevinen adamın sevincinden daha fazla sevinir. 27 Burada Allah ın kulun tevbesine sevinmesi ise, kul bir şeye sevindiyse o şeye önem verir, üstün tutar. Şimdi tevbe eden kul da Allah katında pek üstündür. 28 24 25 26 27 28 Süheverdî, a.g.e., s ss:597. Furkân, 25/70. Mevlânâ, Mecâlis-i Seb a, (trc. Mehmet Hulusi), İstanbul 2001, s.78-79; Mevlânâ tevbe konusunda Mesnevîde Nice defalar hırs tuzağına düştün, boğazını kesilmeye teslim ettin! Tevbeler kabul eden Allah, yine seni azad etti. Tevbeni kabul ederek seni neşelendirdi. Tevbenizi bozar, kötülüğe başlarsanız, biz de tekrar size azap ederiz. Biz yapılan işlere uygun karşılıkları çift ettik (İsrâ, 17/8.) prensibi gereği Mevlânâ tevbenin bozulmasına da karşıdır. Bu durum ahde vefasızlıktır ve insanı belaya uğratır. Buhârî, Muhammed b. İsmail, el-câmi u s-sahih, İstanbul 1992, Daavat, 4; Müslim, Ebû l-hüseyin, Sahîhu Müslim, İstanbul 1992, Tevbe 1,7,8. Mevlânâ, Mecâlis-i Seb a, ss:79. 164

4. SONUÇ (RESULT) Allah Teâlâ, insanı hem günah hem de sevap işleyecek özellikte yaratmıştır. İşlenilen günahlardan ve yapılan hatalardan dönme yolu tevbedir. Yapılan hatalardan tevbe sayesinde kurtulup, temiz bir hâle gelinilir. Bundan dolayı her insan tevbeye ihtiyaç hisseder. Tevbe Allah ın kullarını sunduğu en büyük lütuftur. Tevbe kapısı olmasaydı, insanlar yaptığı hataları nasıl telafi edecekti? Bunun insana vereceği rahatsızlık ve huzursuzluk bütün hayatını kâbusa çevirmeye yeterdi. Allah ın rahmetinin bolluğu kelimelerle ifâde edilemeyecek kadar olması Müslümanlar için eşiz bir hazine gibidir. Bununla birlikte tevbe var Allah ın rahmeti geniş diyerek günahlara devamda ısrar etmek de yanlış bir davranıştır. Çünkü ölümün ne zaman geleceği belli olmadığı için tevbeye fırsatımız olmayabilir. Tevbede kişi yaptığı günaha ve hataya bir daha dönmemeli ve yaptıklarından dolayı pişmanlık hissetmelidir. Ayrıca kul hakkı ile ilgili olan günahlarda sahibine hakları iade edilmeli ve helallik istenmelidir. Bu da tevbede önemli bir şarttır. BİBLİYOGRAFYA (BIBLIOGRAPHY) Abdulbâkî, Muhammed Fuad, Mu cemu l-müfehres, Kahire 1988. Aclûnî, İsmail b. Muhammed, Keşfu'l-hafa, Beyrut, 1970. Buhârî, Davaat 6245, Kahire 1989; Müslim, Kahire 1975. Buhârî, Muhammed b. İsmail, el-câmi u s-sahih, İstanbul 1992. Cevherî, es-sıhah, Kahire 1982. Cürcânî, Seyyid, Şerif, Ta'rifat, Kahire, 1988. Ebû Tâlib el-mekkî, Kutu l-kulûb, Beyrut, 1994. Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikatlar, İstanbul 1990. Firuzabâdî, Muhammed b. Ya kub, Kâmusu l-muhît, Beyrut 1991. Gazâlî, Ebu Hamid Muhammed, İhyâu Ulûmid-Din, (trc. A.Serdaroğlu), İstanbul 1974. Gazâlî, İhyâ, Mısır 1957. İbn Manzur, Lisanu l-arab, (Thk. Abdullah Ali el-kebîr), Kahire trs. İbnü l-arâbî, el-fütûhâtü l-mekkiyye, Kahire 1975. İbnü l-arâbî, Fütûhât-ı Mekkiyye, Kahire 1975. İsfehânî, Müfredât, (Thk. Adnan Davûdî), Beyrut 1998. İz, Mahir, Yılların İzi, (Kitabevi yay.), İstanbul 1990. Kuşeyrî, Risâle, (Tah. Ali Abdullah Hamîd), Beyrut 1993. Mevlânâ, Mecâlis-i Seb a, (trc. Mehmet Hulusi), İstanbul 2001. Müslim, Ebû l-hüseyin, Sahîhu Müslim, İstanbul 1992, Tevbe 1,7,8. Sayar, Kemal, Sûfî Psikolojisi, (İnsan yay.),istanbul 2000. Serrâc, Lüma, (Matbaatü s-saade), Kahire 1960. Soysaldı, Mehmet, İslamda Tevbe, Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, Ankara 2001, Sayı: 6. Sührevedî, Ebû Hafs Şihâbuddin, Avârifü l-meârif, (Dâru l- Kitabi l-arâbî), Beyrut 1990. Tehanevî, Keşşâf, 165