19. YÜZYILDAN CUMHURİYET DÖNEMİNE TÜRK MOBİLYA SANATI VE MOBİLYA ÜRETİMİNİN GELİŞİMİ. Deniz DEMİRARSLAN * ÖZET

Benzer belgeler
Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam.

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

HAKKIMIZDA TASARIMCILAR YILDIZ MADİN KISA ZİRA UZUN ZİRA HİLAL PİRAMİT ÇAMLICA METAL GANEM KAFTAN DOLUNAY TEL MAKAM POTA KUPA ÖRÜMCEK CMD18 CMD19

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ

Muhteşem ^ p lmabahce Sarayı ndaki odalar 3 ve mobilyalarının öykülerini saray uzmanlarından sanat tarihçisi F. Yaşar Yılmaz

Yıl: 5, Sayı: 16, Mart 2018, s Doç. Dr. Deniz DEMİRARSLAN Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi,

KARMA METAL CNC LAZER KESİM FERFORJE

TAR TAR TAR TAR TAR 722 Türk-Macar İlişkileri Tarihi

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board

AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ RAPORU

( Özet - Abstract ) 1-8 s ind

İKRAMETTİN KARAMAN ÇALIŞMALARINDAN ÖRNEKLER

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç.

Kilitbahir Kalesi, Fatih Sultan Mehmet Dönemi

(THE SITUATION OF VALUE ADDED TAX IN THE WORLD IN THE LIGHT OF OECD DATA)

BATILILAŞMA SÜRECİNDE TÜRK BARINMA KÜLTÜRÜNDEKİ DEĞİŞİM VE KONUTTAKİ YANSIMALARI

Deri ve Deri Konfeksiyon Fuarı Leather and Leather Garment Fair İZMİR / TURKEY. leatherandmore.izfas.com.tr

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

collection OFİS MOBİLYALARI

Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI

MUSTAFA ASLIER ĠN SANATI VE ÖZGÜN BASKIRESME KATKILARI Gülşah Dokuzlar Canpolat Yüksek Lisans Tezi

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

Mobilya kulpları konusunda Türkiye nin önde gelen üreticilerinden olan Marca, 2000 yılında İstanbul da kuruldu. Meydan Mobilya Aksesuarları Sanayi ve

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

PROJE. NEO TEK kent ekipmanlari

MOBİLYA İMALATÇISI/MOBİLYACI

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

Yeni Yüzümüz ve Projelerimizle Yükselmeye Devam Ediyoruz

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

iç dekorasyon örnekleri iç cephe dekorasyon minecraft ev içi dekorasyon ev içi dekorasyon minecraft iç dekorasyon akvaryum iç dekorasyon

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Tel: [0 212] Oda no: 315

DÜNYA MOBİLYA İHRACATI

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler

ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

HÜRRİYET GAZETESİ: DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI

aldora.com.tr EXPORT PANEL CATALOGUE

85 IVAN KONSTANTINOVIC AYVAZOVSKI ( ) Kalyonlar, tual üzeri yağlıboya, 1869 imzalı. 90x138 cm.

ÇOK YÖNLÜ KİŞİLİĞİYLE PIERRE/PIETRO MONTANI

IMM KÖLN ULUSLARARASI MOBİLYA FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU DEĞERLENDİRME RAPORU

U.D.E.K. Üniversite Düzeyinde Etkisi. M Hëna e Plotë Bedër Universitesi. ÖZET

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ANABİLİM DALI

YÜKSEK BASKI TEKNİĞİ VE TÜRK BASKIRESMİNE YANSIMALARI. Gökçe Aysun KILIÇ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Bursa Büyükşehir Kitaplığı Bursa nın Köklü Eğitim Kurumları Tophane Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi (Hamidiye Sınai Mektebi)

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

5. Akademik Ünvanlar Derece Alan Üniversite Yıl Yrd. Doçent İç Mimarlık Doğuş Üniversitesi Yrd.Doçent İç Mimarlık Maltepe Üniversitesi 2011

BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK MODA: TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEĞİŞME AÇISINDAN ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ (TESETTÜR MODASI)

İSTANBUL SAĞLIK MÜZESİ TARİHÇE

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 / DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN

mekanlarınızın şıklığı

okandancam.com.tr okandancam.com.tr ürün katalogu product catalogue

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

TÜRKİYE DE SERAMİK SEKTÖRÜNÜN DURUMU: Osmanlı Dönemi: 10. YY da Anadolu ya giren Osmanlılar, Selçuklulardan kalan seramik kültürünü sürdürmüş

Hukuk ve Hukukçular için İngilizce/ English for Law and Lawyers

I.YIL HAFTALIK DERS AKTS

Araştırma Enstitusu Mudurlugu, Tekirdag (Sorumlu Yazar)

(T.C. Beykent Üniversitesi, Mimarlik ve Mühendislik Fakültesi, İç Mimarlık Bölümü)

ÖZGEÇMİŞ. 7.2 Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article. Özet.

THE DESIGN AND USE OF CONTINUOUS GNSS REFERENCE NETWORKS. by Özgür Avcı B.S., Istanbul Technical University, 2003

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

Bedri Baykam. Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak 35220, Izmir Tel/Fax: *

TASARIM / DESIGN

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

Ergonomi için düşünülmüş detaylar!..

04

T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı


THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

Devrim Erbil Contemporary Istanbul 2013

TÜRKİYE AHŞAP ESASLI LEVHA SEKTORÜNÜN PROJEKSİYONU VE EKONOMİDEKİ DURUMU

Zamak. Zamak. Zamak. Zamak

Koca Mustafa Reşid Paşa

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile. ecindeki. alternatif g. Anahtar Kelimeler:

BAŞHUKUK MÜŞAVİRİ ve MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLERİ

CAM SANATI. Selim SÜRER 11B 1315

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı ve Soyadı: CEM DOĞAN. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: DOÇENT. 4. Öğrenim Durumu: Sanatlar Üniversitesi. Sanatlar Üniversitesi

Sarayland Memnuniyeti; Satisfaction of Sarayland;

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

Mustafa Tunçalp Seramikler Sergisi 21 Ekim 10 Kasım tarihlerinde Rezan Has Müzesi nde ziyaret edilebilir.

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI MİMARLIK BİLGİSİ CUMHURİYET DÖNEMİ I.ULUSAL MİMARLIK II.ULUSAL MİMARLIK

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I


Transkript:

, p. 179-200 DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.12497 ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY This article was checked by ithenticate. 19. YÜZYILDAN CUMHURİYET DÖNEMİNE TÜRK MOBİLYA SANATI VE MOBİLYA ÜRETİMİNİN GELİŞİMİ Deniz DEMİRARSLAN * ÖZET Türk- İslam kültüründe sedir, yüklük, niş gibi yapıyla birlikte biçimlenen iç mekân donatı kültürü, 19. yüzyılda Batılılaşma/Modernleşme sürecine girmiştir. Bu sürecin başlamasında Avrupa ülkeleri ile başlayan siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkilerin yoğunlaşması etkili olmuştur. 19. Yüzyılın ikinci yarısından sonra, öncelikle saraylarda ve daha sonra da toplumun elit tabakasına ait konutlarda yapıyla biçimlenen sabit iç mekân donatıları yerine Batı tarzı mobilyalar kullanılmaya başlanmıştır. Batı tarzı mobilyanın kullanımı zamanla toplumun diğer kesimlerinde de yaygınlık kazanmıştır. İlk Batı tarzı mobilya üretimi Yıldız Sarayı nda Padişah II. Abdülhamid tarafından açılan ve Tamirhane-i Hümayun olarak isimlendirilen marangozhane bünyesinde olmuştur. Kendisi de usta bir marangoz olan Sultan Abdülhamid in bizzat çalıştığı ve gelişimi için uğraşlar verdiği bu atölyede yetişen marangozlar, döşeme ustaları ve oyma ustalarının atölyenin kapanmasından sonra saraydan ayrılarak kendi mobilya atölyelerini kurmasıyla Osmanlı nın son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarında mobilya üretimi gelişmiştir. Bu çalışma kapsamında Osmanlı nın son döneminde mobilya üretiminin gelişimi, Tamirhane-i Hümayun ve başta İstanbul Sanayi Mektebi ( Dersaadet Sanayi Mektebi) olmak üzere İzmir, Bursa, Diyarbakır, Kastamonu İşkodra, Bosna gibi çeşitli şehirlerde mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline gelmesindeki katkıları ve yansımaları incelenecektir. Çalışmanın konuyla ilgili Türk mobilya sanatı ve mobilya üretimi sektörüne ilişkin diğer çalışmalara yazılı bir kaynak teşkil etmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Tamirhane-i Hümayun, Mobilya, Mobilya endüstrisi, Türk mobilyası * Doç. Dr. Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık, El-mek: denizdemirarslan@gmail.com

180 Deniz DEMİRARSLAN ART OF TURKISH FURNITURE FROM 19 TH CENTURY UNTIL REPUBLICAN PERIOD AND DEVELOPMENT OF FURNITURE PRODUCTION ABSTRACT Indoor outfit culture which was shaped with structures such as couch, alcove and niche in Turkish-Islamic culture get into Westernization/Modernization process in 19 th century. Intense political, economic and cultural relations with European countries were also effective in the initiation of this process. After the second half of the 19 th century, Western style furniture started to be used instead of fixed indoor outfit which was shaped with the structure first of all in palaces and then in the houses of aristocracy. Use of Western style furniture became common in other sections of society in time. The first Western style furniture production began in the carpenters sections of Yıldız Palace which was named as Tamirhane-i Hümayun (Imperial Repair-shop) and founded by II. Abdulhamid. Carpenters, upholster masters and engravers who were trained in this workshop where Sultan Abdulhamid, as a skilled carpenter himself, also worked and made great effort for its development left the palace after the section was closed and founded their own furniture workshops which resulted in the improvement of furniture production in the final period of Ottoman Empire and first years of Republican Period. Within the scope of this study, the reflections and contributions of development of furniture production in the last period of Ottoman Empire on primarily Tamirhane-i Hümayun and Istanbul School of Industry (Dersaadet Sanayi Mektebi) and on furniture production in cities such as Izmir, Bursa, Diyarbakır, Kastamonu İşkodra, Bosnia and on institutions which give technical education about furniture and furniture production becoming a sector in Republican period. It was aimed that the study would serve as a written resource for other studies in art of Turkish furniture and furniture production. STRUCTURED ABSTRACT In Turkish houses and palaces where Western-style furniture had not been seen until 19 th century, need for indoor furniture was analysed which was shaped depending on Turkish-Islamic life style and habits of nomadic life and built together with the structure. Westernization movement which picked up speed in 19 th century and grounded in 17 th and 18 th centuries changed use of furniture and goods in the internal space like in all the other parts of life. Western style furniture production emerged together with this great change of life. Furniture production which was carried in limited numbers and in small workshops by the craftsmen until 19 th century turned into a sector together with the foundation of big workshops and even factories. One of the most important reasons of this development is the start of furniture importation with the increase of furniture catalogues, magazines and arousal of such manners as a result of interaction and trade with Western people. Participation to international exhibitions and fairs in various countries increased interest towards Western style furniture. Palaces were the places where Western style furniture was used for the first time

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya 181 indoor and transition started afterwards. A big furniture workshop was founded within the palace in order to compensate the need for furniture started and increased in palaces. The sector was developed when masters who were brought up in this workshop called Tamirhane-i Hümayun left the workshop and founded their own workshops. The interest of Sultan II. Abdulhamid towards furniture and efforts of him for furniture production in the palace is an important step for the art of Turkish furniture and furniture production. Educations about furniture production in the institutions founded in the last period of Ottoman Empire served as a basis for furniture production in the Republican Period. Inclusion of furniture production within education since the elementary grade in Republican Period caused furniture to be discussed not only as a production but as a design as well. This study explains development of Turkish furniture art and furniture production from 19 th century until now. The study is composed of four sections. In the introduction section first of all information was given about use of goods in Turkish house and palaces. It was mentioned how Western style furniture was used in internal spaces and when they began to be used and then the effects of Westernization movement on furniture and use of goods were stated. Change of habits in use of furniture and alteration of living spaces were explained. It was also mentioned in this section that Westernization period which was also named as The Courtesy Century is not only effective in daily life habits but also on the change of internal spaces of houses. However this change and interaction is mutual. With the effect of Orientalism, European countries were influenced from Ottoman life style, clothing and goods; it has become fashion to use Ottoman goods. In the second section, use and production of Western style furniture in Ottoman period was analyzed. First of all traditional furniture production was briefly mentioned. When furniture production in Ottoman was analyzed, it is seen that production was generally carried out in small workshops named as veneerer (kaplamacı), framework master (çatmacı), box-maker (kutucu), throne-maker (kürsücü) where traditionally stable and few mobile furniture are produced and beginning from 19 th century equipped workshops were made in order to carry out Western style furniture production and then these big workshops were supported with education and turned into factories. Second section is composed of two sub-sections: Interest of Sultan II. Abdulhamid towards art of furniture and foundation of Tamirhane-i Hümayun and contributions to the art of furniture and production, other institutions which make Western style furniture production. Part of furniture used in the palace was produced in the workshop which was founded within Yıldız Palace and named as Tamirhane-i Hümayun; it is known that the workshop has contributions on the development of furniture production in Ottoman society. Interest of Sultan II. Abdulhamid towards furniture design and samples of furniture which were produced by his own hands in Tamirhane-i Hümayun were mentioned. Towards the end of 19 th century, there was a great number of furniture workshops most of which were operated by non-muslims in Istanbul. The best carpenter masters were Armenian and Greek Ottomans. These skilled masters produced furniture they saw in pattern books arriving from the West. In the 19 th century Industrial Schools have

182 Deniz DEMİRARSLAN special contributions in the development of furniture production. Borstals, Industrial Schools and American colleges which are the innovations of Westernization movement in educational field have departments such as carpentry, woodwork, upholstery and give education which is important factors in development of furniture production. The most important process at this point is the foundation of Sanayi-i Nefise Mektebi (School of Fine Arts) in 1822 and giving education about furniture design in Decorative Arts Department at this school. In the third section, furniture production in Republican period was explained. Development of institutions which make furniture production, educational institutions which supports furniture design and production were stated and furniture design in Turkey and development of furniture sector was explained in details. Republican period is when Westernization movement became popular and Westernization was discussed together with Modernization. In the first years of Republican period, architectural works and internal spaces of these works were the most important examples of reflection of modernization on the society. Styles of architecture and indoor designs which are most common throughout the world were applied on the structures of this period with great skill. Internal spaces were equipped with furniture which is suitable with the Western style period. During these developments, it was paid attention not only on furniture production but also on the design of furniture. In the final section; the effects of Western style furniture production which started with immense interest and efforts of Sultan II. Abdulhamid in 19 th century and its reflections today were summarized; suggestions were made for the development of furniture sector in the future. To sum up as a result; interest of Sultan II. Abdulhamid towards furniture art has increased furniture production in the country; use of Western style furniture has become widespread among society. This resulted in change of dwelling plan with the use of new furniture. Etiquette rules became popular in Ottoman society with all these developments. Tamirhane-i Hümayun is an institution not only served as a carpenter workshop but as a design-art academy. Local production gained speed with other industrial schools opened after Tamirhane-i Hümayun. Due to new furniture factories founded with the support of furniture masters who were brought in Tamirhane-i Hümayun, furniture production has become an industrial sector in the country in the first years of Republic. Progress has been observed in insurance, business and education much as artdesign and production fields. Today, in order to adapt to international standards and quality terms, sector studies should be in accordance with human health and environmental conditions within international rules carry out production in these criteria and laboratories should be created for the measurements of these criteria. Studies should be carried out in order to increase education level of people employed in furniture sector and policies should be developed in order to support related department of universities which provide employment to furniture sector. Organizations are needed for promotion of Turkish furniture sector in foreign countries. Keywords: Tamirhane-i Hümayun, Furniture, Furniture industry, Turkish furniture

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya 183 Giriş Özü göçebe yaşama dayanan geleneksel yaşam özelliklerinin biçimlendirdiği geleneksel Türk konut mekânlarında kullanılan, insanların konut içindeki günlük gereksinimlerini karşılayan donatı elemanları yapıyla birlikte biçimlenen sedirler ve dolaplardan oluşmaktaydı (Göker, 2009). Esasen Türk konutu ve saraylarında 19. yüzyıla dek Batı tarzında mobilyaya pek rastlanmamaktadır. Ancak, iç mekânda hareketli mobilya olarak alçak iskemleler, tabureler, beşikler, sandıklar, rahleler, sofralar, kavukluk olarak isimlendirilen raflar kullanılmış ve bu eşyalar Osmanlı döneminde ufak atölyelerde üretilmişlerdir. Özellikle oturma mobilyası olarak Batı tarzı oturma mobilyasına benzeyen en önemli mobilya iskemledir. Yemek iskemlesi, yemiş iskemlesi, hoşaf iskemlesi, tıraş iskemlesi, fanus iskemlesi olarak çok çeşitli yapılan bu iskemlelerin yapımında Sedefkâri, Edirnekâri, Eyübkâri, Marangozkâri gibi çeşitli yapım, uygulama ve süsleme teknikleri kullanılmaktaydı (Demirarslan, 2016). Sedefkâri işçiliği ile yapılmış ve Şam İşi olarak isimlendirilen iskemleler sadece İmparatorluk sınırları içinde değil; Avrupa da da yaygın bir şekilde görülmekteydi. Sarayda bu iskemleler yabancı elçilerin kabulleri sırasında da kullanılmaktaydı. Esasen Osmanlı da Batı tarzı iskemlelerin üretimi ve kullanımına ilişkin çok sayıda bilgi Topkapı Sarayı arşiv belgelerinde yer almaktadır. Bu belgelerin tarihleri 1680 yılına dek uzanmaktadır. Saray defterlerindeki kayıtlardan edinilen bilgiler bu iskemlelerin İstanbul da yapıldığını göstermektedir (Şehsuvaroğlu, 2015). Öte yandan geleneksel oturma elemanı olan sedirler de 19. yüzyılda yaşanan Oryantalizm akımı ile Avrupa kültürünü etkilemiş ve Avrupa da Türk oturma elemanı olan sedir ve minderlerin kullanımı yaygınlık kazanmıştır. İç mekânın döşenmesinde Osmanlı Sarayı nda koltuk ve iskemleler ile bazı Batı tarzı mobilyalar 18. yüzyıldan itibaren seyrek de olsa kullanılmaya başlanmıştır ve bunların çoğunun Avrupalı hükümdarlarca gönderilen hediyeler olduğu kayıtlarda yer almaktadır. Örneğin; 1719 da Topkapı Sarayı na gönderilmek üzere Viyana daki Türk Büyükelçisine bir adet dört küre üzerinde duran küçük masa, altı yuvarlak masa, altı adet tek gueridon (servis masası), bir kahve masası, iki tek ayaklı masa verilmiştir (Hammer, 1836; Hitzel, 2010). Bu devre ait bazı arşiv kayıtlarında sandalye üretimi ve tamirine ilişkin bilgilere de rastlanmaktadır. Arşiv kayıtlarında 1730 yılında marangozkâri işi bir sandalye için ödenek ayrıldığı, 1736 yılında haremden gelen marangozkâri işi sandalyenin yeniden altın varak kaplanarak, kadife döşemesinin yenilendiği, 1747 yılında Topkapı Sahil Sarayı için iskemleler yaptırıldığına ilişkin belgeler yer almaktadır (Şehsuvaroğlu, 2015). II. Mahmud Osmanlı Sarayı nda kullanılmak üzere Avrupa dan çok sayıda mobilya getirtmiştir. 1775 te İstanbul a gelen Macar asıllı Fransız Subayı Baron De Tott anılarında III. Ahmet in kızı Esma Sultan ın sarayını ziyaret ettiğinde sarayda Frenk usulü dekorasyonun hazır bulunduğundan bahsetmektedir (Yaşar, 2012). 1784 de Fransız sanatçı Antoine Ignace Melling in padişah III.Selim in kız kardeşi Hatice Sultan için sarayın iç dekorasyonunu düzenlediği ve iskemleler tasarladığı da bilinmektedir (Hitzel, Perot vd., 2001). III. Selim döneminde Topkapı Sarayı Harem Dairesi meşk odasında yer alan bir ayna ve harem koleksiyonunda yer alan Barok- Rokoko üslubunda yapılmış 1205 Hicri (1616 Miladi) tarihli bir yazı çekmecesinin üzerinde Usta Sa id imzası yer almaktadır. Bu imza 19. yüzyıldan önceki döneme ait Batı tarzı bir mobilya üreten ustanın ispatıdır. Bu mobilya arka cephesinde yer alan ve Kapıdağlı Konstantin e atfedilen yağlı boya ile yapılmış Topkapı Sarayı nın önündeki gemileri ile saraydaki yapıların tasvir edildiği manzara resmi ile döneminin en güzel örnekleri arasında yer almaktadır (Yurttadur ve Cimilli, 2015). 19. yüzyılda Batılılaşma hareketleri Osmanlı toplumunun başta Fransız kültürü olmak üzere Avrupa kültürü, yaşamı, sanatı ve edebiyatından etkilenmesine yol açmıştır. Zamanla Osmanlı toplumunda üst tabakadan başlayarak görgü kuralları ve yaşam şekli değişmeye başlamıştır. Yaşar eserinde (2012) bu dönemin Nezaket Yüzyılı olarak tanımlandığını belirtmektedir. Bu değişim kendini öncelikle saraylarda Batı tarzı mobilya kullanımının başlaması ile kendini göstermiştir. Bu

184 Deniz DEMİRARSLAN değişim yıllar içinde elit tabakaya ait konutlara ve sonrasında halkın konutlarına yayılmıştır. Sedirlerin yerini koltuk ve kanepeler, basit tabure ve iskemlelerin yerini özel tasarım sandalyeler almıştır. Yer sofrasında yemek yeme âdeti ortadan kalkmış, yemek masaları ve iskemleleri, vitrin ve büfeler, komodinler için yemek odaları, yatak ve gardıroplar için yatak odaları konutlarda tahsis edilmeye başlanmıştır (Demirarslan, 2009). Saray ve konakların selamlık bölümleri Avrupai salonlara dönüşmüştür. Refik Halit Karay, Ahmet Mithat Efendi, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halit Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar ın romanlarında İstanbul da başlayan Batılılaşma serüveninin iç mekândaki ve yaşam kültürünün değişimi üzerine etkilerine vurgu yapılmaktadır. Bu konuyu Demiryürek (2010) eserinde Türk edebiyatında sokağa ayna tutma anlayışının başlangıcı olan Tanzimat döneminde, devrin romancılarının alafranga tipin fiziksel özelliklerini ve yaşam tarzındaki değişimleri somut bir biçimde romanlarında yansıttığı şeklinde açıklamaktadır. Esasen bu Batılılaşma hareketleri II. Mahmud un değişiklikler ve yeniliklerle dolu saltanatı zamanında başlamıştır. Batılılaşmanın etkisiyle 1835 yılında İstavroz Sarayı nda, 1839 yılında ise Sâdabad Kasrı nda Avrupa dan getirtilen iskemleler bulunuyordu. Sultan Abdülmecid döneminde saray ve konaklarda tamamen Batı tarzı dekorasyon egemen olmuş, bilhassa Dolmabahçe Sarayı 15. Louis ve 16. Louis üslubunda salon takımları ile döşenmiştir. Dolmabahçe Sarayı nda İtalyan mimar D Aronco tarafından çizilen tefrişat ve iç mekân projelerine uygun ürünler başta Fransa olmak üzere İtalya, İngiltere, Avusturya ve Amerika dan getirtilmiştir. Özellikle Amerika dan getirilen mallar İstanbul, İzmir ve Selanik limanlarına indirilmekteydi. Bilhassa İzmir limanında Levanten tüccarların getirtmiş olduğu mallar arasında aydınlatma gereçleri, saatler, ahşap eşyalar, freze makineleri, marangoz el aletleri, demir karyolalar, iskemle ve diğer mobilya türleri yer almaktaydı (İnalcık, Göyünç vd., 1982). Dolmabahçe Sarayı nın Harem bölümü Hünkâr Dairesi nin dekorasyonu için Paris Operası nın dekoratörü Séchan görevlendirilmiş ve Séchan ile ressam Mösyö Meinz in önerileriyle sarayın büyük çoğunluğu Fransa dan getirtilen eşyalarla döşenmiştir. Hatta bazı mobilyalar Mösyö Meinz ve Mösyö Séchan tarafından tasarlanarak üretilmiştir. Saray ve Kasr-ı Hümayunların mefruşatı ve tamiri işi Hazine-i Hâssa Nezâreti nin görevleri arasındaydı. Sarayların her türlü tefrişat işlerinin yürütülmesi için Hazine-i Hâssa Nezareti tarafından mefruşat kalemi ayrılmakta ve Mefruşat Müdürlüğü tarafından işler yürütülmekteydi (Genç, Küçük vd., 2010). Yıldız Sarayı nın ise döşenmesinde ilk olarak 1879-1880 yıllarında döşemeci Leon, 1889 da Sarkis Balyan, 1898 de D Aronco çalışmıştır (Demirarslan, 2016). Mobilyalar Eyübkâri ve Edirnekâri gibi üsluplardan Avrupa üsluplarına dönüşmüştür. Saraylar için yurtdışından mobilya katalogları getirtilmiş, beğenilen mobilyalar sipariş edilmiştir. Paris, Londra, Viyana, Şam ve Bombay kataloglardan beğenilen mobilyaların getirtildiği başlıca şehirlerdir. Dış Ticaret İstatistikleri incelendiğinde 1913 yılındaki mobilya ithalatının 10.235.071 kuruş olduğu görülmektedir. 19. yüzyılda mobilya ithalatı oranı imalat oranını % 46,8 oranında aşmaktaydı (Ökçün, 1970). Sonrasında Pera ve Galata da yurt dışından getirtilen mobilyaların satıldığı mobilya ve mefruşat mağazaları açılmıştır. Mihal Raftakis, Stamatis Vulgaris, Tubini, Narliyan, Daryios Patriyanu, Fokelstein, Kortesi Biraderler, Jean Balatti, Leon Friedmann, Hakkı Usta, Mora Biraderler, Roupen Bedrossian mobilya fabrikaları ve atölyelerinde üretilen mobilyalar Psalty, Haraçcı, Bon Marchè, Narsis Narlıyan, Cosmo Vuccino ve Ortakları, Garrus Kardeşlerin Mevlevihane Mobilya Mağazası, Breuil, İngiliz Pazarı, Baker ve Hayden Mağazası, Yıldız Sarayı Harem dairesinin mobilyalarının satın alındığı Leon Rosenthal (BOA/ Y. PRK. SGE/ 4/1 numaralı, Hicri 05/M/1308 (Miladi 21 Ağustos 1890) tarihli belge) ve Maison Demilleville mağazalarında satılmıştır (Demirarslan, 2009). Saraylar için üretilen mobilyaların bir kısmı da Yıldız Sarayı

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya 185 bünyesinde kurulan atölyede üretilmiş olup; bu atölyenin Osmanlı toplumunda mobilya üretiminin gelişimine katkıda bulunduğu bilinmektedir. 1. Osmanlı Döneminde Batı Tarzı Mobilya Üretimi Osmanlı da mobilya üretimi incelendiğinde üretimlerin genellikle geleneksel olarak kullanılan sabit ve az sayıdaki hareketli mobilyaların üretildiği kaplamacı, çatmacı, kutucu, kürsücü gibi isimlendirilen küçük atölyelerde gerçekleştiği görülmektedir. Surnâme-i Hümayun da (1582) iskemleciler ve sandıkçıları gösteren bir minyatür daha 16.yüzyılda hareketli mobilya üretimi yapan zanaatkarların varlığının ispatıdır. Arıburun eserinde (2012) bu minyatürü detaylı bir şekilde açıklamaktadır. 19. yüzyıldan itibaren Batı tarzı mobilyaların üretimini sağlamak üzere donanımlı atölyeler kurulduğu, sonrasında bu büyük atölyelerin eğitim ile desteklenerek fabrikalaştığı görülmektedir (Demirarslan, 2016). 19. yüzyılda Osmanlı da Batı tarzı mobilya üretimi yapan marangozlara Fransızca ébéniste (abanoz) den türeyen ebenist, Almanca Tauschiren den ( altın ve gümüş kakmacı) türeyen Tavşan adı verilmekteydi (Emiroğlu, 2001; Demirarslan, 2016). Saray bünyesinde Ehl-i Hiref-i Hassa Teşkilatına bağlı olarak çalışan Kur an-ı Kerim mahfazaları, rahleler, yazı takımları, sandıklar olmak üzere çeşitli ahşap küçük el sanatı ürünlerini hazırlamakla görevli kişilere de Neccaran adı verilmekteydi (Kalyoncu, 2015). Bunun yanı sıra, 19. yüzyılın sonunda İstanbul da gayrimüslimler tarafından kurulmuş olan ve mobilya üreten atölyeler bulunmaktadır. Özkaraman (2004) ve Arıburun (2012) eserlerinde 1902 yılı İstanbul Salnamesinde İstanbul da 51 adet marangoz, 28 adet mobilyacı ve 1 adet bahçe mobilyaları yapan firma olduğunu belirtmektedir. Yasa ise eserinde (2013) Boratav ın eserinden (2007) aktarımla 1913 ve 1915 yıllarında yapılan, İttihat ve Terakki nin çabaları olarak görülen sanayi sayımları sonucuna göre Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi nde 1908 yılından önce kurulmuş sınaî tesisleri arasında 7 adet marangoz olduğunu belirtmektedir. 1902 yılı ve 1913-1915 yıllarına ait marangoz rakamlarının farklı oluşu; kavram farklılığından ileri gelmesi muhtemel bir durumdur. Çünkü Osmanlı da Ticaret ve Ziraat Nezareti kayıtlarında Marangozluk- Ağaç İşleri üç alt başlıkta toplanmakta idi: Mobilyacılar (Mobilya üreten atölyeler), Dülgerler- Doğramacılar ( Kapı, pencere gibi yapı elemanı üreten atölyeler ) ve Kutucular (yemiş, üzüm vb. meyve, sebze taşımada kullanılan kasaları üreten atölyeler) (Ökçün, 1970). Bu doğrultuda T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü araştırmaları incelendiğinde ise; 1913 yılında marangozluk ve doğramacılık yapan müesseselerinin sayısının 10 iken 1915 yılında 13 olduğu görülmektedir. Bu işletmeler İstanbul dadır. Diğer şehirlerde küçük atölyelerde marangozluk işleri yapılmıştır. Bu müesseselerde çalışan usta sayısı da 1913 de 380 iken, 1915 de 210 dur. Bu müesseselerin mobilya, pencere, kapı, araba gibi eşyalar ürettiği de bilinmektedir. Basit araç gereçler ile çalışan bu atölyelerin ürettikleri eşyalar da basittir. Osmanlı da ağaç işleri sanayinin az gelişmesinin nedenlerinden biri olarak tüketimin sınırlı olması, hammadde temini ve işlenmesinin zor olduğu belirtilmektedir (Ökçün, 1970). Ancak, zaman içinde Batı tarzı mobilya kullanım alışkanlığının yayılması ile ortaya çıkan mobilya gereksinimini karşılamak üzere yapılan ithalatlar ekonomiyi zorladığından çeşitli atölyeler kurularak mobilya üretimi desteklenmiştir. Batı tarzı mobilya üretiminin yapıldığı bu atölyelerden biri ve en önemlisi Tamirhane-i Hümayun dur. 1.1. Tamirhane-i Hümayun ve Padişah II. Abdülhamid in Mobilya Sanatına İlgisi Türk- İslam geleneğinin önemli bir özelliği olan Ahilik ve Fütüvvet geleneklerinin bir gereği olarak her Osmanlı padişahı şehzadelik dönemlerinde el sanatı ve güzel sanatlar konularında eğitim görmüşlerdir (Akça, 2016). Bunun sonucu olarak Padişah II. Abdülhamid de hükümdarlık özelliklerinin yanı sıra usta bir marangoz olarak yetişmiştir. Her alanda yenilikçi bir padişah olan Sultan II. Abdülhamid Batı tarzı mobilya üretimi ve bu mobilyaların iç mekânda kullanımına da öncülük etmiştir. Batı tarzı mobilyaların bir kısmını sarayda kullanmak ve önemli kişilere hediye

186 Deniz DEMİRARSLAN etmek üzere bizzat kendisi yapmıştır (Demirarslan, 2014). Esasen babası Sultan Abdülmecid de iyi bir marangoz olup; hem babasından hem de babasının yanında çalışan marangoz Halil Efendi den marangozluk üzerine dersler almıştır. II. Abdülhamid Avrupa dan mobilya katalogları getirterek bu kataloglardaki mobilyaları saraydaki atölyesinde üretmiştir (Demirarslan, 2014). Ayşe Osmanoğlu (2008), babası II. Abdülhamid in marangozluğa olan ilgisinin dedesi Abdülmecid den geçtiğini anılarında şöyle belirtmektedir: Babamın marangozluğa olan merakı babasının zamanında başlamıştır. Çünkü Abdülmecid Han da marangozlukla uğraşırmış ve yanında Halil Efendi adında usta bir sanatkâr varmış. Babam bu Halil Efendi den ders alırmış, onunla birlikte çalışırmış. Büyükbabamın marangoz takımlarında bu Halil Efendi nin imzaları kazılı imiş. Bu takımlar Yıldız da, babamın atölyesinde idi. Kendisi de bu aletlerle çalışırdı. Avrupa dan yeni sistem birçok aletler de getirtmişti. Kızı Şadiye Osmanoğlu II. Abdülhamid in marangozluk yönünün çok meşhur olduğunu hatta Avrupa dergilerine bu yönü ile konu olduğunu anılarında belirtmektedir. Hususi dairesinin hemen yanı başında bulunan geniş bir salonu marangoz atölyesi olarak düzenlemiş ve işinden fırsat bulduğu her anı marangozluk işleri ile değerlendirmiştir. Şadiye Osmanoğlu babasının devlet işlerinden yorulan sinirlerini dinlendirmek için marangozhanede uzun saatler çalıştığına değinmektedir (Bicik, 2008): Babam, bu işleri o kadar büyük sanat heyecanı içinde yapardı ki, marangoz atölyesinde kimse kendisini rahatsız etmek cesaretinde bulunamazdı. Kendisini marangozluk alanında geliştiren Sultan II.Abdülhamid, daha sonra Yıldız Sarayı nda sarayın ahşap mobilya ihtiyacını karşılamak üzere Hazine-i Hassa ya bağlı Tamirhane-i Hümayun adı verilen büyük mobilya yapım atölyesini kurmuştur. Esasen Sultan ın bu atölyeyi kurmasındaki amaç sık olarak değişen ve yenilenen saray mobilyalarının yurt dışından alınmasının devletin hazinesine getirdiği yükten rahatsız olmasıdır. Yıldız Sarayı nda başta padişaha ait daireler olmak üzere harem kısmında, şehzade dairelerinde ve sarayın çeşitli yerlerinde ve diğer saraylarla, saraya bağlı dairelerde bulunan dolaplardan sofra takımlarına kadar çeşitli eşyaların tamir ve üretimi bu atölyede sağlanmaktaydı (Terzi, 2000). Herhangi bir eşyanın imal ve tamiri konusu padişahın emriyle resmi bir evrakla Tamirhanei Hümayun a bildirilir ve atölyenin başındaki nâzıra iletilirdi. İş nâzır tarafından ustabaşına sevk edilirdi. Ustabaşı tarafından işin maliyeti, ne kadar sürede imal edileceği, hangi işlemlerden geçeceği, kaç işçinin çalışacağı gibi konularda keşif işlemleri yapılırdı. Atölye tarafından yapılan her türlü imalat tamamlandıktan sonra, üretilen eşya fen heyeti tarafından kontrol edilerek ikinci keşif yapılır ve muayeneden sonra yerine teslim edilirdi. Bu usullerin dışında Tamirhane-i Hümayun da hiçbir üretim ve işlem yapılmamaktaydı. Bu üretim sürecinin işlemesi de Tamirhane-i Hümayun un büyük bir atölyeden ziyade bir fabrika gibi çalıştığını göstermektedir (Terzi, 2000; Demirarslan, 2016). Sultan, Osmanlı da bilinen ilk büyük çaplı mobilya yapım atölyesi olma özelliğini taşıyan bu atölyeyi Avusturyalı mobilya sanatkârı Karl Jansen in teşviki ile açmıştır. Bu fabrikanın bünyesinde çoğunluğu yabancı olan 60 işçi çalışmaktaydı. İleri gelen ustalardan ikisi ressam Meinz ve direktor Herman Yung Almanya dan getirilmişti. Osmanlı saray mobilyaları üzerine araştırmaları ile tanınan İrez ise eserinde (1988) Tamirhane-i Hümayun da döşemeci Mösyö Leon, kornişci Friedmann, Mösyö Franko, Mösyö Fransuva gibi gayrimüslim usta isimlerine de yer vermektedir. Bu marangozhaneye İstanbul Sanayi Okulu ndan pekiyi derece ile mezun olanlar işe alınmaktaydı. Marangozhane müdürü ise Taşköprülü Mehmet Efendi idi. Mehmet Efendi Osmanlı da ilk piyanoyu yapan ve bu atölyenin yetiştirdiği kişidir (Demirarslan, 2014). Padişahın tahttan indirilmesiyle Yıldız Sarayı ndan çıkartılan Mehmet Usta Kastamonu ya dönmüş ve Kastamonu Sanat Okulu nda ahşap işleri öğretmeni olarak görev yapmıştır. Sultan ın marangozhanede birlikte çalıştığı bir başka usta da

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya 187 ünlü yazar Kemal Tahir in babası Yüzbaşı Tahir Bey dir. Mihal Raftakis ile Stamatis Vulgaris yine bu atölyede çalışmış ve daha sonra kendi atölyelerini kurarak mobilya üretimine devam etmiş iki önemli ustadır. Kayserili Salih Bey, Giritli Mustafa, Rupen Ağa ve kalemkâr İbrahim Ağa bu atölyenin önemli ustaları olarak belirtilmektedir (Demirarslan, 2016, Etingü, 2005). Bu atölyeye 1888 yılında 35 beygir gücünde bir buhar makinesi ve buhar gücüyle çalışan bir rende alınmıştır. Almanya dan ve Japonya dan çok sayıda el testeresi ve alet getirtilmiştir. Hatta ülkeye Japonez olarak isimlendirilen el testeresini ilk getiren de yine Sultan olmuştur. Sultan bu aletleri kullanarak Tophane Fabrikası ustalarından Yüzbaşı Mehmet Efendi ile yazıhane, konsol, masa, sehpa gibi mobilyalar üretmiştir. Bu el testereleri ve gereçler sadece Tamirhane-i Hümayun da kullanılmamış; piyasadaki küçük mobilya atölyelerine de dağıtılmış ve piyasada kullanımı yaygın hale getirilmiştir (İrez, 1988; Demirarslan, 2014). Tamirhane-i Hümayun un açılma sebeplerinden biri de II. Abdülhamid in sanayi ve kalkınmaya vermiş olduğu önemdir. Sultan II. Abdülhamid dönemin gençlerinin memur, asker veya ulemadan olmayı arzuladıklarını; zanaatkâr, fen adamı ya da tüccar olmayı istemediklerini, bu durumun da sanat, zanaat, sanayi ve ilmin gelişiminde büyük bir eksiklik oluşturduğunu belirtmiştir. Türkoğlu eserinde (1999); Neden hiçbir Osmanlı, büyük bir tüccar, mahir bir zanaatkâr veya bir fen adamı olmayı düşünmüyor? Ben de marangozluk sanatı ile meşgul olduğumdan halka iyi bir numune sayılırım. Şimdiye kadar böyle bir çalışmaya alışılmamış olması pek yazık. şeklinde II.Abdülhamid in sözlerine yer vermiştir. Bunun sonucunda da diğer gelişime yönelik çalışmalarının yanında Sultan II. Abdülhamid üretime teşvik amaçlı bu büyük atölyeyi açmıştır. Ayrıca bu atölyede çalışan ustalara iftihar, sanayi ve Mecidiye nişanları verilerek gençleri üretime teşvik amaçlanmıştır (Demirarslan, 2014). Bu atölyede üretilen mobilyaların çoğunluğu pirinç plakalar üzerinde tarih ve usta isimleri yazan ve Ayyıldız motifli, damgalı mobilyalardır ve kayıt altına alınmışlardır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde bu atölyede üretilen mobilyalara ait çok sayıda defter ve evraklar yer almaktadır (Terzi, 2000). Tamirhane-i Hümayun mobilyalarında işlevsellik, çok işlevli ve hareketli olma özelliği, geleneksel sanatlara yer verilmesi (sedef işçiliği, kakmacılık, Osmanlı motifleri gibi) önemli özelliklerdir. Tamirhane-i Hümayun da üretilen mobilyalar ülkede Eyalet Üslubu olarak isimlendirilen mobilyanın yayılmasına öncülük etmiştir. Sultan II. Abdülhamid in bizzat kendisi tarafından bu atölyede üretmiş olduğu eserler arasında Tevfik Paşa ya hediye etmiş olduğu bir dolap, Hamidiye Camii nin ahşap işleri, gül ağacı bir rahle, gül ağacından yapılmış ve çok çekmeceli bir yazıhane, bir kâtip kutusu, Yıldız Sarayı Şale Kasr-ı Hümayun u 14 numaralı Yemek Salonunda bulunan Sedefli Takım ın bazı parçaları, Beylerbeyi Sarayı 12 No lu harem yemek odasında yer alan yemek takımı, Dolmabahçe Sarayı 93 numaralı odada deniz tarafındaki pencerelerin arasında yer alan kavukluklar, Küçüksu Kasrı nda yer alan bir masa, Maslak Kasr-ı Hümayunu nda üst kata çıkan çift kollu merdivenin ahşap korkulukları, Eyüp Sultan Türbesi nin bronz kapısı önündeki sedef kakmalı parmaklık, Saint Irene Askeri Müzesi ndeki koltuk takımı yer almaktadır. Sultan II. Abdülhamid tarafından yapılan bir başka marangozluk eseri de İstanbul Müftülüğü ndeki Şer iyye Sicilleri Arşiv Binası nda bulunmaktadır. Bu bina da Sultan II. Abdülhamid in emriyle inşa edilmiş olup; üç büyük salonu bulunan binada koridorlara arşiv dolapları sıralanmıştır. Ortaylı (2008) bu dolap ile ilgili şöyle açıklamıştır: II. Abdülhamid padişah olmayıp marangozluk ve mobilyacılığıyla kalsa dahi kısa zamanda zengin olurdu. Onun tersimi yani dizaynı kadar yüksek nitelik ve yaratıcılık sergileyeni az bulunur. İstanbul Müftülüğü, Şer iyye Sicilleri Arşivi nde sicillerin saklandığı dolaplar onun eseridir ve bu tip özgün tarihi evrakı muhafaza edebilecek böyle yüksek nitelikte bir tersim tasavvur edilemez.

188 Deniz DEMİRARSLAN Sultan ın bizzat kendisi tarafından Tamirhane-i Hümayun da üretilen bir diğer mobilya da günümüzde Ankara Cumhurbaşkanlığı Atatürk Müze Köşkü nde yer alan paravandır (Demirarslan, 2014). Daha önce de belirtildiği üzere; Tamirhane-i Hümayun bünyesinde çalışan diğer ustalar tarafından yüzlerce çeşit mobilya üretilmiş ve hanedana ait saray, kasır ve köşklerde kullanılmışlardır. 1.2. Batı Tarzı Mobilya Üretimini Destekleyen Unsurlar ve Üretim Yapan Diğer Kuruluşlar Daha önce de belirtildiği üzere; Batılı anlamda koltuk, yatak gibi hareketli eşyaya Osmanlı iç mekânlarında nadiren de olsa rastlanmakla beraber; iskemleler, sandıklar, çekmeceler, rahle ve kavukluklar hareketli eşya olarak küçük atölyelerde üretilmekteydi. Dönemin önemli mobilyası olan iskemleler bilhassa eski Türk kahvehanelerinde ve bahçelerde kullanılmaktaydı. Kolçaksız ve arkalıksız, ya da kısa arkalıklı çeşitleri olan bu mobilyanın ayakları ahşap, genellikle oturma yeri hasırdandı (Emiroğlu, 2001). Arkalıksız, kolçaksız ve alçak iskemlelere kürsü denilmekteydi. İskemle üretimi yapan zanaatkârlar da iskemleci ya da kürsücü olarak isimlendirilmekteydi. Osmanlı da imalat yapan küçük çaptaki atölyelerden oluşan kunduracılık, iskemlecilik, demircilik, dokumacılık gibi çeşitli zanaatların tamamı da Hirfet olarak adlandırılmaktaydı. Görülmektedir ki; 19. yüzyılın başlarında mobilya üretimi Hirfet anlayışı çerçevesinde küçük atölyelerde yapılıyordu. Faroqhi eserinde 19. yüzyılda İstanbul da ustaların Batı tarzı mobilya imalatına başladığını belirtmektedir (Faroqhi, 2002). Ayrıca, Osmanlı da mobilya üretiminin gelişiminde İmparatorluğun yurt dışında katılmış olduğu uluslararası fuarların önemli katkısı bulunmaktadır. 1893 Chicago Dünya Fuarı Türk Pavyonu nda yerli üretim mobilyalar sergilenmiş ve dünyaya tanıtılmıştır. 1851 Londra Uluslararası Sergisi, 1855, 1867 ve 1889, 1900 Paris Sergileri, 1862 Londra, 1873 Viyana ve 1893 de Chicago da yapılan dünya fuarları Osmanlı nın el sanatlarındaki becerilerini ve mobilya sanatındaki yeteneklerini gösterme imkânı vermiştir. Aynı zamanda bu sergi ve fuarlarda diğer ülkelerin ürünlerinden de etkilenilerek mobilya üretiminde gelişmeler görülmüştür (Küçükerman, 1998). Fuarların ekonomiye ve ülke tanıtımına katkılarından dolayı Sultan Abdülaziz döneminde ilk defa Sergi-i Umumi-i Osmanî (Ottoman General Exposition) Fuarı İstanbul da açılmıştır. Bu fuar Osmanlı da düzenlenen ilk dünya fuarıdır. Sultan Abdülaziz in 1867 yılında Uluslararası Paris Fuarı na bizzat katılması bu gelişmelere öncülük etmiştir. Dünya fuarlarının ardından madalya kazanan salon takımları ve diğer ev eşyaları özellikle Levanten tüccarlar tarafından İstanbul a getirtilmiş ve satışa sunulmuştur (Akın, 2002). Bu gelişmelerin yanı sıra 1882 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi nin açılmasıyla sanat tarihi, mimarlık ve güzel sanatlarla birlikte dekoratif sanatlar alanında da eğitim verilmeye başlanması mobilya tasarımı konusunda önemli bir gelişmedir. Batılı eğitim anlayışı ile ders programında sanat tarihi, dekoratif sanatlar, perspektif, aritmetik, tasarı geometri, tarih, eski eserler, süsleme bilgisi ve anatomi gibi dersler bulunan bu okulu Küçükerman (1998) Osmanlı mimarlarının ve tasarımcılarının yetiştirilmesi için gereken uygun bir ortam olarak belirtmektedir. 19. yüzyılın sonuna gelindiğinde İstanbul da çoğunluğu gayrimüslimler tarafından kurulmuş çok sayıda mobilya üreticisi bulunmaktaydı. En iyi ahşap ustaları ise Ermeni ve Rum kökenli Osmanlılardı. Bu hünerli ustalar Batıdan gelen patron kitaplarında gördükleri mobilyaları çeşitli atölyelerde imal etmişlerdir (Artukoğlu, 2009). Daha önce de belirtildiği üzere; Cumhuriyet öncesinde 1913-1915 yılları arasında 13 mobilya atölyesinin varlığı bilinmektedir (Ökçün, 1970; Uzunarslan, 2002). Bunlar; Daryos Patriyanu (Beyoğlu 1893), Psalty Mefruşat Ticarethanesi (Beyoğlu 1867), Osmanlı-Avusturya Mefruşat ve Halı Şirketi (Beyoğlu 1915), Feriko Piyer Mefruşat Mağazası (Beyoğlu 1909), Kortesi Biraderler (Beyoğlu 1902), Fokelstein Halı ve

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya 189 Mefruşat Fabrikası (Galata 1897), Narlıyan Mefruşat Fabrikası (Nişantaşı 1893), Hacı Ahmet Efendi Marangoz Fabrikası (Fatih 1914), Değirmenciyan B. ve Mahdumları (Balat 1909), Hacı Osman Efendi Marangoz Fabrikası (Çemberlitaş 1909), Haseki Fabrikası (Haseki 1914), Fridman Leon J. (Sultanhamamı 1909), Sarrafyan A. ve N. İmalat-ı Osmaniye Fabrikası (Paşalimanı, 1909) müesseseleridir. Bu müesseselerin hepsi özel kişilere ait olup; sahipleri tarafından idare edilmekte ve bunların sadece 5 i Teşvik-i Sanayi Kanunu ndan yararlanmaktaydı. Birinci Dünya Savaşı sırasında bu müesseseler savaşın getirmiş olduğu ekonomik çalkantıdan kötü etkilenmiştir. Kereste ithalatı yapılmadığı ve bazılarının teçhizatına askeriye tarafından el konulduğu için üretimleri durmuştur (Ökçün, 1970). Bu mobilya fabrikaları bilhassa saraya mobilya üretimi yapmışlar ve bunu reklamlarında özellikle vurgulamışlardır. Örneğin Yıldız Sarayı için üretim yapan Roupen Bedrossian firması lüks mobilya yapımında özelleşmiş olduğunu ilanlarında vurgulamaktadır. Bu firmalar ilanlarında Padişahın marangozu, döşemecisi gibi terimleri saygınlık unsuru olarak kullanmışlardır. Ayrıca, bu mobilya fabrikalarının ilan, fatura ve belgelerinin üzerinde II. Abdülhamid tuğrasının yer alması da bu padişahın döneminde mobilya üretimine verilen değerin bir ifadesidir (Semiz ve Kuş, 2009). Bunun yanı sıra 19. yüzyılda Osmanlı da mobilya üretiminin gelişiminde Sanayi Mektepleri nin önemli katkıları bulunmaktadır. 18. yüzyılın sonlarından itibaren Batılılaşmanın da etkisiyle Osmanlı Devleti nde lonca sistemine dayalı kalifiye eleman yetiştirme girişimi Batı ülkelerine kıyasla yetersiz kaldığı için mesleki eğitim kurumlarının açılmasına karar verilmiştir. Bu okullarda uzman eleman yetiştirmek üzere öğrenciler seçilerek Avrupa ya gönderilmiştir. Ayrıca daha önce de değinildiği üzere; Tamirhane-i Hümayun da çalışmış ustalar bu sanat okullarında görev almışlardır. Zeytinburnu ve Tophane Fabrikaları ve Sanayi Mektepleri (1848) kurulmuştur. Bu sanayi mekteplerinin öncüleri ise ıslahhanelerdir. Sultan II. Abdülhamid devrinde açılan okullardan biri de Darülhayr-i Âli olarak isimlendirilen ve yetimlere meslek edindiren ilköğretim seviyesinde yatılı bir okuldur. Darülhayr-i Âli de halıcılık, kunduracılık, terzilik, marangozluk, oymacılık ve mürettiplik mesleklerinin eğitimi verilmiştir (Kapcı, 2013). 1863 de İstanbul da açılan sanayi sergisinde Osmanlı sanayisinin Avrupa sanayisi karşısında rekabet gücünün zayıf olduğu görüldüğünden devlet tarafından Islah-ı Sanayi Komisyonu kurulmuştur. Bu komisyon Osmanlı pazarındaki yabancı mallarla rekabeti oluşturmak, güçlü sanayi kuruluşları kurarak etkili devlet desteğini sağlamak, hammadde ithal ederek seri üretime geçmek, her sanat dalı için gerekli okulları açarak kalifiye eleman yetiştirmektir. Bu amaçla, öncelikle ıslahhanelerde terzilik, kunduracılık, ciltçilik, fotoğrafçılık, dokumacılık, döşemecilik ve mobilyacılık bölümleri olan okullar açılmıştır. Niş, Rusçuk (1865) ve Sofya ıslahhanelerinden sonra sırasıyla İzmir (1868), Bursa (1868), Kastamonu (1868), Bosna (1868), Erzurum (1869), Diyarbakır (1870), Edirne, Adana, Halep, Kosova, Sivas, Trablusgarp, Manastır, İşkodra, Selanik, Şam, Bağdat ve Konya da sanayi mektepleri açılmıştır (URL-1, URL-2). İstanbul Sanayi Mektebi de 1868 de Sultanahmet te açılmıştır. Bu okulda demircilik, dökümcülük, makine, mimarlık, maden, kunduracılık yanı sıra ağaç işleri de okutulmaktaydı. Bu okuldan 20 kişi Avrupa ya eğitime gönderilmiştir. Bu okullarda ağaç işleri imalatı üzerine kitaplar da yazılmış ve üretimde yaygın şekilde başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır. Bu okulun 1. sınıf imtihanını başarı ile verenlere çıraklık, 2. 3. ve 4. sınıfları tamamlayanlara kalfalık, son sınıfı tamamlayanlara da ustalık hakkı tanınmıştır. Bu okullardan iyi derecelerle mezun olanlara sermaye ve iş imkânları sağlanmıştır. Örneğin; İzmir deki okulun ilk öğrencilerinden Bedros Efendi mezun olduktan sonra önemli bir mobilya atölyesinin ustalarından birisi olmuştur (URL-1). İkinci Meşrutiyet in ilanından (1908) sonra Sanayi Mektepleri sanat okullarına dönüştürülmüştür. 13 Mart 1913 de Umumiyye-i Vilayet Kanunu kapsamında Sanat Okulları

190 Deniz DEMİRARSLAN açılmıştır. Bu okullardan başta marangozluk olmak üzere çeşitli dallarda eğitim görmeleri için Almanya ya öğrenci gönderilmiştir. Bunun yanı sıra Almanya ve Macaristan dan bu okullarda eğitim vermek üzere uzmanlar getirtilmiştir. Mevcut olanlara ek olarak Suriye, Hayfa, Kudüs, Yafa ve Beyrut ta yeni sanat okulları açılmıştır. 1914 de İstanbul Sanayi Mektebi nde dekorasyon bölümü açılmış ve aynı yıl kız öğrenciler de bu okullar da eğitim görmeye başlamıştır. Mobilya ve ağaç işleri eğitimi verilerek üretimlerin gerçekleştiği bir diğer eğitim kurumu da Osmanlı Devleti bünyesindeki misyonerlik çalışmaları sonucu açılan Amerikan kolejleridir. Amerikan Kolejleri bünyesinde marangozluk ve ağaç işleri dersleri de okutulmaktaydı. Bunların arasında öne çıkan Elazığ- Harput mobilya fabrikası (1900) da Amerikan Koleji bünyesinde açılmıştır (URL-2). Daha önce de değinildiği üzere, Birinci Dünya Savaşı sırasında ise mobilya üretimi azalmış olup; bu dönemde dönemin tek dekoratörü olarak isimlendirilen Selahattin Refik Bey in kurmuş olduğu Refik Bey mobilya fabrikası 1950 li yıllara dek hizmet vermiştir (Tosun, 2014). Bütün bu gelişmelere rağmen Osmanlı nın çeşitli alanlarda ve mobilyacılıkta Batı sanayisi ile rekabet edebilecek düzeyde eğitim kuruluşları ile üretim atölyeleri kurmak ve geliştirmek üzere yaptığı çalışmalar siyasi, ekonomik, politik, vb. durumlardan ötürü yetersiz kalmıştır. Ancak tüm bu çalışmalar mobilya eğitimi konusunda etkili olmuştur ve önemli sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca Osmanlı da hammadde temini kolaylığı sebebiyle küçük çapta üretim yapan atölyelerin yoğun olduğu şehirler de mevcuttur. Bunlardan biri Maraş dır. Maraş ve çevresinde ormanlık alanların varlığı ormancılığın, marangozluğun ve mobilyacılığın gelişmesini sağlamıştır. Hicri 1284 ( Miladi 1867) tarihli salnamede tahtacılık olarak adlandırılan mobilyacılık Maraş ta önemli sanatlar arasında gösterilmektedir. Ayrıca Hicri 1300 (1882) tarihli salnamede bu şehirde cevizden ve çınardan Avrupa taklidi yaylı iskemleler, masaların üretildiği kaydedilmektedir. 20. yüzyılın başlarında da Maraş ta marangozluk önemli bir iş kolunu oluşturmaktadır. Maraş Mutasarrıfı olarak görev yapan Yahya Dede Paşa nın II. Abdülhamid e sunduğu hediyeler arasında Maraşlı marangozlarca hazırlanan el yapımı bir çift koltuk da bulunmaktaydı. Bu olay yörede geleneksel bir üretim tarzı haline gelen mobilyacılığın gelişmiş olduğunun bir göstergesi olarak görülebilir (Şahin, 2011). 1900 lü yılların başında Trabzon da da marangozluğun geliştiği salnamelerde belirtilmektedir (Öztel, 2011). Bu şekilde çok sayıda şehirde marangozluğun ve mobilya üretiminin gelişim sürecine girmiş olduğunu görmekteyiz. Tüm bu gelişmelere ilave olarak, 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan Batılılaşma hareketi ile artan mobilya kullanımının bir diğer sonucu da elde edilmesi güç olan mobilyaların sigortalanması ve Osmanlı da sigortacılığın gelişimine katkısı olmuştur. Örneğin, 20. yüzyılın başlarında La Metropoliten şirketi her türlü ev eşyası ve mobilyayı sigortalamaktaydı (Baskıcı, 2002). 2. Cumhuriyet Dönemi nde Mobilya Üretimi Cumhuriyet dönemi Batılılaşma hareketlerinin yaygınlaştığı, Batılılaşmanın Modernleşme ile birlikte ele alındığı bir dönemdir. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda mimarlık eserleri ve bu eserlerin iç mekânları modernleşmenin topluma yansımasının en önemli örnekleri olmuştur. Dünyada en yaygın olan mimarlık ve iç mekân tasarım üslupları dönemin yapılarında büyük bir ustalık ile uygulanmıştır. İç mekânlar Batı tarzındaki dönemin üsluplarına uygun mobilyalar ile donatılmıştır. Bu gelişmeler esnasında sadece mobilya üretimine değil; mobilyanın tasarımına da önem verilmiştir. Bir yandan dönemin tasarım anlayışı olan Gesamtkunstwerk ( Bütüncül Tasarım) kapsamında mimarlar ve heykeltıraşlar, ressamlar mobilya tasarımı yaparken bir yandan da 1927 yılında mobilya tasarımı ve iç dekorasyon konularında öğrenciler Çekoslovakya, Almanya, Belçika, Fransa, İtalya ve İsviçre ye eğitime yollanmıştır. Eğitimlerini bitirerek yurda dönen öğrenciler İstanbul, Ankara ve İzmir deki sanat okullarında ağaç işleri bölümlerinde eğitmen olarak görevlendirilmiştir. 1936 yılında Ankara da

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya 191 Teknik Eğitim Okulu nun açılmasıyla, bu okulda yer alan ağaç işleri ve metal işleri bölümleri mobilya endüstrisinin gelişiminde katkıda bulunmuştur. Bu okullar daha sonra diğer illerde de açılmıştır. 1949 yılında açılan İstanbul Maçka Mesleki Teknik Okulu bunlardan biridir. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi bünyesinde 1923 yılında Tezyini Sanatlar bölümünün, 1925 yılında ise bu bölümün bir sanat dalı olarak kurulan İç Mimarlık bölümünün de mobilya tasarımının gelişimi hususunda etkisi büyüktür. 1929 yılında İç Mimarlık atölyesinde Avusturya dan gelen Profesör Philip Ginther in önderliğinde çağdaş mobilya tasarımları yapılmaya başlanmıştır. 1971 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi bünyesinde Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü nün, 1974 de İstanbul Endüstriyel Sanatlar Yüksek Okulu nun kurulmasıyla mobilya eğitimi alanındaki gelişmeler devam etmiştir (URL-3). 1930 lu yıllardan günümüze değin Halk Evleri nde, 1940 lı yıllardan itibaren Çırak Okulları nda ve Köy Enstitüleri nde ağaç işleri ve marangozluk bilgisi de öğretilmekteydi. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor; aynı zamanda ziraatçılık, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Günümüzde ise bazı Halk Eğitim Merkezleri nde marangozluk ve ağaç işleri eğitimi devam etmektedir. Bu halk eğitim merkezleri içinde günümüzde Türkiye nin en büyük halk eğitim merkezi İskilip tedir ve ağaç işleri atölyesi ile dikkati çekmektedir (URL-4, Demirarslan, 2016). Ülke genelinde ağaç işlerine verilen eğitim sonucunda birçok şehirde mobilya üretimi yapan atölyelerin sayısı artmıştır. Örneğin; Safranbolu da Cumhuriyetin ilk yıllarında 250 adet marangoz olduğu kayıtlarda yer almaktadır (Çınar, 2005). Zonguldak ta Molla Mehmet Efendi tarafından 1929 yılında, Şaban Efendi, Rıfat ve Ahmet Biraderler tarafından ise 1930 yılında kurulan marangoz fabrikaları Cumhuriyetin ilk endüstri şehirlerinden biri olan Zonguldak için önemli ağaç işleri müesseselerdir (Genç, 2010). Bu müesseseler mobilyacılıkta ve yapıda kullanılan ağaç hammaddesinin işlendiği kuruluşlardır. Cumhuriyetin başkenti Ankara da 1929 yılında Müdafaai Milliye Vekâleti ne, Selahattin Refik Bey e ve Osman Arif Bey e ait üç marangoz fabrikası kayıtlarda yer almaktadır. 1930 lu yıllarda ise Alaiyeli Mahmut un Kereste, Doğrama ve Marangoz Atölyesi, Mühendis Ali Haydar ın Doğrama Atölyesi, Emniyet Şirketi nin Kereste ve Doğrama Atölyesi, A. Tevfik ve Şürekâsı nın Doğrama Atölyesi, Osman Akif in Marangoz Atölyesi, Halit ve Kadir in Marangoz Atölyesi, Mustafa nın ve Afşarzâde Emin in Marangoz Atölyesi, İlya Keşof un Marangoz Atölyesi ve Selahattin Refik in Marangoz Atölyesi Ankara da önemli müesseselerdir. Büyük oranda şehrin birçok bölgesine dağınık bir biçimde yerleşmiş olan kereste, doğrama ve marangoz atölyeleri, bölgenin ihtiyacı doğrultusunda gelişme göstermiştir. 1933 yılında Ankara Ticaret Odası tarafından yapılan saptamada Ankara nın önde gelen sanayi kuruluşları arasında, Selahaddin Refik, Cumhuriyet, Sühulet, Keçecizâde Mehmet ve Sebat Marangoz, Doğrama ve Mobilya Fabrikaları gelmektedir. 1932-41 yılları arasında başkent Ankara da marangoz, doğrama ve mobilya atölyesi toplam sayısı 52 dir. Bu kuruluşlar Teşvik-i Sanayi Kanunu ndan yararlanmışlardır. Haraççı Kardeşler Mobilya Fabrikası, Mehmet Keçecioğlu Mobilya Fabrikası, Salti Franko Mobilya Fabrikası erken Cumhuriyet döneminde özellikle verdikleri reklamlar ile sektörde yer edinmiş önemli müesseselerdir (Koç ve Baskıcı, 2013). Bir yandan bu gelişmeler devam ederken diğer yandan Cumhuriyet ile toplumdaki Modernleşme hareketi mobilya kullanımı konusunda da devam etmiştir. Batı tarzı mobilyalar ile evlerin nasıl döşeneceği konusunda dönemin yerli ve yabancı dergileri etkili olmuştur. Bu dergiler arasında Modern Türkiye Mecmuası, Muhit Dergisi yerli dergiler, Ladies Home Journal, Woman s Home Companion, Scherl s Magazine de etkili olan yabancı dergilerdir (Yazıcıoğlu, 2001). Gelişmeler bu şekilde ilerlerken 1930 lu yıllardan başlayarak Vedat Tek, Sedad Hakkı Eldem, Zeki Sayar, Aptullah Ziya, Seyfi Arkan, Fazıl Aysu gibi mimarların, Selahattin Refik, Nazımi