T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BÜYÜKBAŞ HAYVAN BARINAKLARINDA OLUŞAN ATIKLARIN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİ

Benzer belgeler
TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

BAĞLI DURAKLI AHIRLARIN PLANLANMASI

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILARDA HAVALANDIRMA SİSTEMLERİ. Doç. Dr. Berna KENDİRLİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Serbest Duraklı Ahırların Planlanması

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

Yarı-entansif sığır yetiştiriciliği

Prof. Dr. İbrahim ÇİLİNGİR

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR

Biyogaz Temel Eğitimi

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU TARAFINDAN DESTEKLENECEK KANATLI ETİ ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERDE AB STANDARTLARI DENETİM FORMU

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR * Tedbir 101: Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR *

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

GİRİŞ I. PROJE ÖZETİ Projenin Genel Tanımı Giriş Projenin Amacı Projenin Kalkınma Planı ile İlişkisi...

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR*

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

HAYVAN BARINAKLARI AHIRLAR

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

Modern tavukçuluk, tarım kesiminin en yüksek mekanizasyon olanağına sahip işletmecilik dalıdır. Çünkü;

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

TAVUK GÜBRESİ KURUTUCU

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

İÇERİK. Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç

SÜT HAYVANCILIĞI EĞİTİM MERKEZİ YAYINLARI HAYVANCILIK SERİSİ : 4 YETİŞTİRİCİ BROŞÜRÜ SÜT SIĞIRI AHIRLARININ PLANLANMASI

SERALARIN TASARIMI (Seralarda Isıtma Sistemleri) Doç. Dr. Berna KENDİRLİ A. Ü. Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

1. Giriş. 2. Toprak kompozisyonu. Bölüm 1 - Topraklar ve Toprak Verimliliği. Modül 2 Toprak ve Besin Döngüsü

1.Silo yeminin kimyasal kompozisyonu 2.Silo yemine oksijen girişi 3.Bakteriyel populasyonun aktivasyonu

İyi kalitedeki yem seçimi ve yönetimi, Yoğun yetiştiricilik yapılan karides havuzlarında mekanik havalandırma yapılması, Mümkün olabildiğince su

Neobioplus Nasıl Üretilir?

Büyükbaş Hayvan Barınaklarındaki Gübrelikler ve Su Kaynaklarına Olan Durumlarının İncelenmesi

BİTKİSEL VE HAYVANSAL ATIKLARDAN BİYOGAZ VE ENERJİ ÜRETİM TESİSİ

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

ÜRETKEN KÖY PROJESİ Tarımsal&Endüstriyel üretim Makine&Bilgisayar Müh Nadir CEVAHİR

SERBERT OTLATMALI (FREE RANGE) SİSTEMDE YUMURTA TAVUKÇULUĞU

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

KIRSAL YERLEŞİM TEKNİĞİ DOÇ.DR. HAVVA EYLEM POLAT 8. HAFTA

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

TARIM SİSTEMLERİ 3. Nemli Tarım

HAYVANCILIKTA MEKANİZASYON. Prof. Dr. İbrahim ÇİLİNGİR

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

Kalbimizden Toprağa... ÜRÜN TANITIM KATALOĞU.

Çevre İçin Tehlikeler

ÖĞRENME FAALİYETİ-4 İŞ PLANININ OLUŞTURULMASI. AMAÇ Hastane temizlik hizmetleri departmanında, hastaneye göre genel iş planı oluşturabileceksiniz.

Organik Atıkların Değerlendirilmesi- BİYOGAZ: Üretimi ve Kullanımı ECS KĐMYA ĐNŞ. SAN. VE TĐC. LTD. ŞTĐ.

100 ve 200 BAŞ KOYUN / KEÇİ AĞIL PROJELERİ

23 Temmuz 2016 CUMARTESİ

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

GÖNEN BİYOGAZ TESİSİ

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü)

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet

Çevre Biyolojisi

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR * Tedbir 101: Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar

KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

1. Giriş. 2. Besinler Besin kaynakları. Bölüm 4 Gübreler ve İlave besinler. Modül 2 Toprak ve Besin döngüsü

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ

Bölüm 7. Tarımsal Üretim Faktörleri. Üretim Faktörleri Toprak Sermaye Emek (iş) Girişimcilik (yönetim yeteneği)

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

HAYVANCILIKTA MEKANİZASYON. Prof. Dr. İbrahim ÇİLİNGİR

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Biyogaz Yakıtlı Kojenerasyon Uygulamaları

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

DORSET BİYOKÜTLE VE TAVUK GÜBRESİ KURUTMA SİSTEMİ

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU TARAFINDAN DESTEKLENECEK SÜT ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERDE AB STANDARTLARI DENETİM FORMU

TRAKYA BÖLGESİNDE BİYOGAZ ENERJİSİNİN KULLANILABİLİRLİLİĞİ

BIOSOLUTION TARIM DANIŞMANLIK İTHALAT VE İHRACAT TİC. LTD. ŞTİ.

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM GÜBRELEME

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI II. (BAHAR) YARIYILI FİNAL SINAV PROGRAMI (ESKİ YÖNETMELİĞE TABİİ ÖĞRENCİLER İÇİN)

Serbest Durak Bölmelerinin Yatay Profil Boru üzerine Monte Edilmesi

Ekosistem ve Özellikleri

Transkript:

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BÜYÜKBAŞ HAYVAN BARINAKLARINDA OLUŞAN ATIKLARIN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİ Mehmet ÇAYIR Danışman: Doç. Dr. Atılgan ATILGAN YÜKSEK LİSANS TEZİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI ISPARTA-2010

TEZ ONAYI Mehmet ÇAYIR tarafından hazırlanan Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların çevre üzerine etkileri adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Süleyman Demirel Üniversitesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Danışman: Doç. Dr. Atılgan ATILGAN Süleyman Demirel Üniversitesi Tarımsal Yapılar ve Sulama ABD Jüri Üyeleri: Doç. Dr. Atılgan ATILGAN Süleyman Demirel Üniversitesi Tarımsal Yapılar ve Sulama ABD Yrd. Doç. Dr. Abdullah KADAYIFÇI Süleyman Demirel Üniversitesi Tarımsal Yapılar ve Sulama ABD Yrd. Doç. Dr. Kenan BÜYÜKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tarımsal Yapılar ve Sulama ABD Prof. Dr. Mustafa KUŞCU Enstitü Müdürü Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

İÇİNDEKİLER Sayfa İÇİNDEKİLER. i ÖZET iv ABSTRACT v TEŞEKKÜR vi ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZELGELER DİZİNİ ix SİMGELER DİZİNİ... xi 1. GİRİŞ... 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ.... 5 2.1. Bağlı Duraklı (Kapalı) Barınak.... 5 2.1.1. Yem servis yolu. 6 2.1.2. Yemlikler... 7 2.1.3. Duraklar...... 7 2.1.4. İdrar kanalı..... 7 2.1.5. Temizlik servis yolu. 8 2.2. Serbest (Açık) Barınak Sistemi. 8 2.2.1. Dinlenme yeri..... 9 2.2.2.Gezinme yeri... 10 2.2.3. Yemleme yeri. 10 2.2.4. Sağım yeri ve süt odası....... 11 2.3. Serbest Duraklı Açık Barınak Sistemi.. 11 2.3.1. Duraklar.. 12 2.3.2. Servis yolları ve gezinme yerleri.... 12 2.3.3. Yemlikler ve yem servis yolları...... 13 2.3.4. Sağım yeri.. 14 2.4. Barınaklarda Oluşan Zararlı Gazlar..... 14 2.4.1. Amonyak 15 2.4.2 Karbondioksit.. 17 2.4.3. Metan.. 18 i

2.4.4. Hidrojen sülfit 19 2.4.5. Toz.. 19 2.4.6. Diğer gazlar... 21 2.5. Barınaklarda Üretilen Atıklar.... 21 2.5.1. Barınak içinde üretilen atıklar 21 2.5.2. Barınak dışında üretilen atıklar...... 25 2.5.2.1. Gübrelikler ve gübre depolama sistemi... 25 2.5.2.1.1. Sıvı ve yarı sıvı gübre depolama yapıları. 29 2.5.2.1.2. Katı veya yarı katı gübre depolama yapıları 35 2.5.2.2. Gübre depo yapılarının konumlandırılması..... 36 2.6. Gübrelerin Çevre Kirliliği Üzerine Etkileri... 37 2.6.1. Hava kirlenmesi.. 38 2.6.2. Toprak ve su kirlenmesi. 38 2.7. Hayvan Barınakları ve Atık Depolama Tesisleri ile İlgili Yasa ve Yönetmelikler.. 42 3. MATERYAL VE YÖNTEM... 44 3.1. Materyal... 44 3.1.1. Çalışma alanının özellikleri..... 44 3.1.2. Sıcaklık... 44 3.1.3. Bulutluluk ve güneşlenme.. 45 3.1.4. Rüzgarlar 45 3.1.5. Nemlilik. 46 3.1.6. Yağış.. 46 3.1.7. Araştırmada elde edilen verilerin kaynağı..... 46 3.2. Yöntem. 48 3.2.1. Araştırma yapılan hayvancılık işletmelerinin seçimi..... 49 3.2.2. Arazi çalışmaları.... 49 3.2.3. Büro çalışmaları. 50 ii

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA.. 51 4.1. Araştırma Yapılan Büyükbaş Hayvan Barınaklarının Gruplandırılması.. 51 4.2. Araştırma Yapılan Büyükbaş Hayvan Barınaklarında Oluşan Atıklar ve Bu Atıkların Mevcut Durumları... 54 5. SONUÇ.... 72 6. KAYNAKLAR.... 76 EKLER... 85 ÖZGEÇMİŞ. 89 iii

ÖZET Yüksek Lisans Tezi BÜYÜKBAŞ HAYVAN BARINAKLARINDA ORTAYA ÇIKAN ATIKLARIN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİ Mehmet ÇAYIR Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Atılgan ATILGAN Bu çalışmada, Burdur gölü çevresinde bulunan büyükbaş hayvancılık tesislerin özellikleri, hayvansal katı ve sıvı atıkların durumları, atık depolama sorunları ve atık depolama sistemleri, işletme planlanmasında gerekli yasal ve teknik kriterlerin uygulanma oranları, bu olumsuz koşulların neden olduğu sorunlar irdelenmiş ve elde edilen sonuçlar konuyla ilgili literatür bilgileri ile kıyaslanarak gerekli önerilerde bulunulmuştur. Etüt edilen 74 adet hayvancılık işletmesinin %57 sini süt, %43 ini besi işletmeleri oluşturmaktadır. 74 adet işletmenin 70 tanesinde (%95) gübre deposu bulunmadığı belirlenmiştir. İşletmelerde atık olarak değerlendirilen gübrenin kontrolsüz şekilde biriktirildiği görülmüştür. Bazı işletmelerde de gübreler hayvanların bulunduğu yerde hayvanların hareket etmelerine ve sağlıklarına zarar verecek şekilde barınak içerisinde biriktirilmektedir. Atık deposu olmadığından atıklar yoğun şekilde çevreye yayılmakta ve kirlilik oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Hayvansal katı ve sıvı atıklar, atık depolama sistemleri, karışık işletmeler 2010, 89 sayfa iv

ABSTRACT M.Sc. Thesis THE EFFECTS OF THE WASTE ON THE ENVIRONMENT IN CATTLE SHELTER Mehmet ÇAYIR Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences Agriculture Structure and Irrigation Department Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Atılgan ATILGAN In this study, the properties of livestock enterprises around Burdur Lake, the conditions of solid and liquid manure, the problems of manure storage and the systems of manure storage, the implementation proportion of legal and technical criterions which are necessary for planning of enterprises, the problems which caused this poor conditions are examined and by being compared the results obtained with literature information about the subject, necessary suggestions are made. 57% of the 74 study dairy farming business, fattening enterprises constitute 43'ini%. That there is not manure storage in 70 of 74 enterprises (95%) is determined. Waste in the fertilizer business as it was the uncontrolled accumulation was observed. Fertilizers in some enterprises where animals are detrimental to the health of the animals to move and accumulate in the shelters are. Waste repository is not being spread around the waste and pollution intensive form. Key Words: Solid and liquid manure, the systems of manure storage, the mixed enterprises. 2010, 89 pages v

TEŞEKKÜR Araştırma konumun belirlenmesinden tezin yazılmasına kadar her aşamada yardım ve desteğini gördüğüm, karşılaştığım sorunları bilgi ve tecrübesi ile aşmamda yardımcı olan sayın hocam Doç. Dr. Atılgan ATILGAN a katkılarından dolayı teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. Çalışmalarımın yürütülmesi aşamasındaki ilgi ve yardımlarından dolayı değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Muharrem KAYA ya teşekkürlerimi sunarım. 1936-YL-09 No`lu Proje ile tezimi maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Başkanlığı na teşekkür ederim. Tezimin yürütülmesi ve yazımı sırasında maddi ve manevi desteğini esirgemeyen annem Gülsüm ÇAYIR a, babam İbrahim ÇAYIR a ve kardeşim Deniz ÇAYIR a teşekkürlerimi sunarım. Mehmet ÇAYIR ISPARTA, 2010 vi

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 2.1. Izgara tabanlı bağlı duraklı, kapalı barınak taban planı. 6 Şekil 2.2. Serbest (açık) barınak taban planı.. 9 Şekil 2.3. Kısmen açık, dışarıda gezinme yeri olmayan bir barınak taban planı... 12 Şekil 2.4. Sıvı gübre deposu... 30 Şekil 2.5. Sıvı ve yarı sıvı gübre depolama yapısı... 31 Şekil 2.6. Hayvan gübresinde bulunan maddelerin çevreye etkileri... 39 Şekil 2.7. Atıkların sularda oluşturduğu kirlilik... 40 Şekil 2.8. Sularda oksijen eksikliğinden kaynaklanan balık ölümleri... 41 Şekil 3.1. Burdur gölü çevresinde araştırma yapılan yerler. 47 Şekil 4.1. Büyükbaş hayvan barınaklarındaki hayvan sayıları... 51 Şekil 4.2. Serbest açık barınak... 52 Şekil 4.3. Serbest duraklı açık barınak... 53 Şekil 4.4. Kapalı barınak. 53 Şekil 4.5. Katı ve sıvı atıklarını açıkta biriktiren kapalı barınak. 54 Şekil 4.6. Büyükbaş hayvan barınakların yerleşim merkezlerine olan uzaklıkları... 55 Şekil 4.7. Barınaklardaki hayvansal katı atık yığınlarının komşu işletmeye olan uzaklıkları... 56 Şekil 4.8. Büyükbaş hayvan barınaklarda oluşan atık yığınlarının işletme içerisindeki su kaynağına uzaklıkları... 57 Şekil 4.9. Barınaklardaki hayvansal katı atık yığınlarının göl ve benzeri su kaynağına olan uzaklığı.. 58 Şekil 4.10. Büyükbaş hayvan barınaklarına oluşan atıkların nehir, dere ve drenaj kanalına olan uzaklıkları. 59 Şekil 4.11. Sıvı ve katı atıkların kontrolsüz biriktirildiği bir işletme.. 60 Şekil 4.12. Sıvı atıkların dış ortama gelişi güzel yapıldığı bir işletme... 61 Şekil 4.13. Sıvı atıkların hayvanlara zarar verecek şekilde biriktirildiği bir işletme.. 61 vii

Şekil 4.14. Büyükbaş hayvan barınaklarında atıkların depolama süreleri... 62 Şekil 4.15. Amacına uygun kullanılmayan bir gübre deposu.. 63 Şekil 4.16. Yerleşim yeri içerisinde gelişi güzel biriktirilmiş atıklar. 64 Şekil 4.17. Atıkların çevreye zarar verecek şekilde pencerelerden atılarak biriktirilen bir işletme 65 Şekil 4.18. Atıkların işletme içerisinde gezinti alanında biriktirildiği bir işletme 65 Şekil 4.19. Çevreye ve bahçelere zarar verecek şekilde biriktirilmiş atıklar... 66 Şekil 4.20. Büyükbaş hayvan barınaklarına mikroorganizma kaynaklı enfeksiyonlara karşı alınan önlemler. 67 Şekil 4.21. Büyükbaş hayvan barınaklarında hayvan ölüm nedenleri 68 Şekil 4.22. Büyükbaş hayvan barınaklarında ölen hayvanlara uygulanan işlemler.. 69 Şekil 4.23. Büyükbaş hayvan barınaklarında ortaya çıkan gübrenin değerlendirme durumu... 70 Şekil 4.24. Gübrenin traktör ile taşındığı bir işletme... 71 viii

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1. Tür ve ırklarına göre büyükbaş hayvan sayıları.. 3 Çizelge 2.1. Barınak içerisindeki havada bulunan zararlı gazların kabul edilebilir limit değerleri... 15 Çizelge 2.2. Farklı gübre taşıma sistemlerine sahip yumurta tavuğu kümeslerinde havalandırma sırasında ortaya çıkan koku yayılımı 22 Çizelge 2.3. Hayvan gübresi içindeki nitrojen, fosfor ve potasyum oranları. 23 Çizelge 2.4. Büyükbaş ve kümes hayvan gübrelerinin anaerobik dekompozisyonu sonucunda ortaya çıkan ürünler.. 23 Çizelge 2.5. Çiftlik hayvanların yıllık gübre üretim miktarları... 25 Çizelge 2.6. Çeşitli sıvı barınak gübresinin içeriği. 35 Çizelge 3.1. Burdur iline ait uzun yıllar aylık ortalama meteorolojik değerler tablosu... 45 Çizelge 3.2. Etüt edilen işletmelerin Burdur gölü çevresindeki dağılımı ve yetiştiricilik çeşidi... 48 Çizelge 4.1. Büyükbaş hayvan barınakları kapasiteleri..... 51 Çizelge 4.2. Etüt edilen barınak tipleri... 52 Çizelge 4.3. Büyükbaş hayvan barınakların yerleşim merkezlerine olan uzaklıklar..... 54 Çizelge 4.4. Barınaklardaki hayvansal katı atık yığınlarının komşu işletmeye olan uzaklıkları 56 Çizelge 4.5. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların su kaynağına olan uzaklıkları.... 57 Çizelge 4.6. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların göl ve benzeri su kaynaklarına olan uzaklıkları...... 58 ix

Çizelge 4.7. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların nehir, dere ve drenaj kanalına olan uzaklıkları... 59 Çizelge 4.8. Büyükbaş hayvan barınaklarında atıkların depolama süreleri. 62 Çizelge 4.9. İncelenen işletmelerdeki büyükbaş hayvan barınaklarında gübre depoları 63 Çizelge 4.10. Büyükbaş hayvan barınaklarında mikroorganizma kaynaklı enfeksiyonlara karşı alınan önlemler. 66 Çizelge 4.11. Büyükbaş hayvan barınaklarında hayvan ölüm nedenleri. 67 Çizelge 4.12. Büyükbaş hayvan barınaklarına ölen hayvanlara uygulanan işlemler...... 68 Çizelge 4.13. Büyükbaş hayvan barınaklarında gübre değerlendirme durumu... 70 x

SİMGELER DİZİNİ ASAE Amerika Ziraat Mühendisleri Topluluğu B Günlük olarak her hayvan için kullanılan altlık miktarı (kg/gün) BD Balya edilmiş altlık hacmi (kg/m 3 ) BF Altlık faktörü (m 3 ) ºC Celcius D Günlük depolama süresi (gün) DI Sulandırma faktörü (m 3 ) Kg Kilogram m Metre MD Depolanacak gübrenin yoğunluğu (kg/m 3 ) MW Günlük olarak bir hayvanın üretebileceği gübre miktarı (kg/gün) µ Mikro N Hayvan sayısı S İhtiyaç duyulan depolama hacmi (m 3 ) SF Depolama hacmi azaltma faktörü (m 3 ) VR Altlık azaltma faktörü (0.30 0.50) W Watt xi

1. GİRİŞ Tarih boyunca hayvan yetiştiriciliği, toplumların sosyal ve ekonomik yönden gelişmelerinde önemli bir rol oynamıştır. Hayvancılık tarımsal etkinliklerin bir kolu olmuş; tarımla uğraşan nüfus bir yandan toprağı işleyip çeşitli ürünler elde ederken diğer yandan da hayvancılıkla uğraşmıştır. Toplumların kültür düzeyi yükseldikçe çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde de bir gelişme olmuş ve çeşitli türlerden elde edilen hayvansal ürünlerde artışlar kaydedilmiştir. Hayvancılığın tüm ülkülerin ekonomilerine değişik oranlarda katkısı olmuştur. Türkiye hayvan sayısı bakımından dünyada önemli bir yere sahip olmasına karşın hayvansal ürünlerin üretimi oldukça düşüktür. Türkiye de hayvancılık, artan nüfusun beslenmesinde ve endüstri hammaddesi olması açısından önemli bir yer tutar. Hayvancılık ülkemizde hızlı bir gelişme göstermesine rağmen istenilen düzeye ulaşamamıştır. Türkiye çeşitli iklimleri ve meraları ile hayvancılık açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Hayvancılık, tarımda yarattığı bu etkinliklerden dolayı ekonomik ve sosyal açıdan vazgeçilmez bir sektör olmaktadır (Anonim, 2009a). Ülkemizdeki hayvan sayısı yeterli miktarda olsa da, hayvansal ürünlere olan ihtiyaç karşılanamamaktadır. Hayvansal üretime bitkisel üretim kadar önem verilmemekte, bunun sonucunda da gerekli ihtiyaç karşılanamamaktadır. Ayrıca çiftçiler daha kısa sürede kazanç sağladıkları bitkisel üretimi daha fazla tercih etmektedirler. Tarla bitkileri üretimine elverişli olmayan alanlar mera ve çayır olarak korunarak hayvancılıkta değerlendirilirler. Hayvansal ürünlerin satışının yıl boyunca devam etmesi yetiştiriciye düzenli bir gelir sağlar. Yıl içinde kötü geçen iklimsel koşullar bitkisel üretime göre hayvancılığı daha az etkiler buda hayvancılığa yer veren tarımsal işletme için sigorta görevini görür. Toprağın, yapay gübre yerine organik ve inorganik maddeler ve mikroorganizmalar yönünden üstün olan hayvan gübresi ile gübrelenmesi birim alandan alınan bitkisel ürün miktarını arttırmaktadır (Anonim, 2009a). Ülkemizde hayvan gübrelerinden yeterli derecede faydalanılmamakta, üreticiler gübreyi tarlaya gelişigüzel atarak değerlendirmektedir. Hayvan gübresi kullanımına 1

fazla önem verilmemesinin nedeni ise ticari gübre kullanımının daha kolay ve çok yaygın olmasıdır. Türkiye, tarım ve hayvancılık bakımından önemli bir yere sahiptir. Tarımsal üretim yıllar bazında giderek artmaktadır. Ülke gerek coğrafi ve gerekse iklim şartları yönünden tarım ürünleri üretmeye çok elverişli olduğu için, tarımsal üretimde ve özellikle gıda maddeleri üretiminde kendi kendine yeten az sayıda ülkelerden biridir (Anonim, 2009a). Hayvancılık, hayvansal ürünlere olan ihtiyacın ülke nüfusumuzla orantılı olarak artmasıyla önemli bir sektör haline gelmiştir. Son yıllarda hayvansal ürünlere duyulan ihtiyacın daha fazla artmasıyla önemini daha da arttırmıştır. Türkiye 10.946.239 baş inek varlığı ile önemli bir potansiyele sahip olmakla birlikte, hayvan başına et ve süt veriminin düşük olduğu da bilinen bir gerçektir. Ülkemizde büyük baş hayvanlar içinde en fazla inek yetiştiriciliği yapılmaktadır. Türkiye de 1980 li yılların ortalarına kadar inek varlığı sürekli artış göstermiştir. Ancak yapılan araştırmalar sonucunda 1984 yılında yapılan ilk hayvan sayımı sonuçlarına göre ani bir düşüş meydana gelmiş. Ve bu düşüş 2008 yılına kadar devam etmiştir. Bu durumun ülkedeki tarımsal sorunların birbirlerine bağlantılı olmasından ve genel olarak ülke sorunlarının sonuçlarının yansımasından meydana geldiği söylenebilir (Anonim, 2009a). Ülkemizdeki tür ve ırklarına göre büyükbaş hayvan sayılarının yıllara göre dağılımı Çizelge 1 de verilmiştir. 2

YIL Çizelge 1.1. Tür ve ırklarına göre büyükbaş hayvan sayıları (Anonim, 2008) İNEK - KÜLTÜR İNEK - MELEZ İNEK - YERLİ MANDA TOPLAM (baş) (baş) (baş) (baş) 1991 1 253 865 4 033 375 6 685 683 366 150 12 339 073 1992 1 337 410 4 131 507 6 481 990 352 410 12 303 317 1993 1 442 000 4 342 000 6 126 000 316 000 12 226 000 1994 1 512 000 4 543 000 5 846 000 305 000 12 206 000 1995 1 702 000 4 776 000 5 311 000 255 000 12 044 000 1996 1 795 000 4 909 000 5 182 000 235 000 12 121 000 1997 1 715 000 4 690 000 4 780 000 194 000 11 379 000 1998 1 733 000 4 695 000 4 603 000 176 000 11 207 000 1999 1 782 000 4 826 000 4 446 000 165 000 11 219 000 2000 1 806 000 4 738 000 4 217 000 146 000 10 907 000 2001 1 854 000 4 620 000 4 074 000 138 000 10 686 000 2002 1 859 786 4 357 549 3 586 163 121 077 9 924 575 2003 1 940 506 4 284 890 3 562 706 113 356 9 901 458 2004 2 109 393 4 395 090 3 564 863 103 900 10 173 246 2005 2 354 957 4 537 998 3 633 485 104 965 10 631 405 2006 2 771 818 4 694 197 3 405 349 100 516 10 971 880 2007 3 295 678 4 465 350 3 275 725 84 705 11 121 458 2008 3 554 585 4 454 647 2 850 710 86 297 10 946 239 Hayvan sayının artışına bağlı olarak üretilen atık miktarı da artmaktadır. Planlama ve projeleme kriterlerine uyulmadığı takdirde oluşan atıklar işletmeler için sorun olmaktadır. Hayvan barınaklarının inşaatına başlanmadan önce yardımcı ekipman bölümleri de göz önüne alınarak uygun bir planlama ve projeleme yapılmalıdır. Özellikle işletmelerde atık depolama sistemlerinin bulunmasına dikkat edilmelidir. Atık deposu olmayan işletmelerde atıklar çeşitli şekillerde çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Bu çalışmanın büyükbaş hayvan barınaklarında ortaya çıkan hayvan atıkların çevre kirliliğine etkisini araştırmak ve gübrelerin değerlendirilme durumunu inceleyerek, çevreye verdiği zararlı etkileri değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın amacına 3

bağlı olarak Burdur gölü çevresindeki Senir, İlyasköy, Karakent, Yazıköy, Akyaka, Kuruçay, Bağlar, Hızırilyas, Kışla ve Gölbaşı mahallelerinde mevcut 74 adet büyükbaş hayvan barınağı materyal olarak seçilmiş ve araştırmada gübrelerin ortaya çıkardığı sorunlar incelenmiştir. Araştırma yapılan hayvancılık işletmeleri süt ve besi inekçiliği yapılan işletmelerden oluşmaktadır. İşletmelerde oluşan hayvansal katı ve sıvı atıkların yaratmış olduğu olumsuz çevre etkileri incelenmiş, atıkların işletme ortamından uzaklaştırılmasına yönelik uygulamalar, projeleme standartları ve depolama kriterleri yasal yönetmelikler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Çalışmalar sonucunda büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan barınakların, iç ve dış ortamında ortaya çıkabilecek çevre kirliliği sorunlarının olanaklar doğrultusunda en az düzeye indirilebilmesi ya da tamamen ortadan kaldırılabilmesi için önerilerde bulunulmuştur. 4

2. KAYNAK ÖZETLERİ Hayvanlar için barınak yapmanın amacı; hayvanları uygun olmayan çevre koşullarından korumak ve yüksek verim elde edebilmek için elverişli yaşam ortamı sağlayabilmektir. Hayvan barınaklarında çevre koşulları denilince, canlının içinde yaşadığı, büyüdüğü, geliştiği ve verimlerine etkili tüm etmenler anlaşılır. Bu koşullar bakım ve beslemenin yanında ortam havasının sıcaklığı ve nemi, kimyasal bileşimi, yapı elemanlarının yalıtım değeri, yapay ve doğal aydınlatma ile havalandırma olarak sıralanabilir (Tekinel, 1974). Bölgesel koşulların değişik olması, farklı barınak tiplerinin planlanmasını gerektirmektedir. Bölgenin iklim koşulları ve işletmecilik anlayışına bağlı olarak 3 farklı tipte planlanabilmektedir (Bayraktaroğlu, 1983; Varlı, 1987). 1) Bağlı Duraklı (Kapalı) Barınak 2) Serbest (Açık) Barınak Sistemi ve 3) Serbest Duraklı Açık Barınak Sistemidir 2.1. Bağlı Duraklı (Kapalı) Barınak Duraklı (Bağlı) barınaklara kapalı barınaklarda denir. Bu barınaklarda ineklerin dinlenme, yemleme, sulama ve süt sağım işlemleri barınak içerisindeki duraklarda yapılır. Gübre ve idrar barınak civarında toplanıp, günde bir veya iki defa dışarıya taşınarak temizlik sağlanır. Sağmal hayvanlar yıl boyunca günün birkaç saati dışında kışı barınaklarda geçirirler. Genelde yemleme ve süt sağımı duraklarda yapılırsa da bu iş için ayrı bir bölme veya yapı da kullanılabilir (Tekinel, 1974; Atılgan, 1994). Kapalı barınaklar tek, iki veya ikiden daha fazla sıralı olarak düzenlenebilirler. Burada mevcut barınaklar sayısı olmaktadır. Barınakta yetiştirilecek hayvan sayısına göre tek veya çift sıralı olarak planlanması önerilir (Neuber, 1946; Tekinel, 1974; Milne, 1981; Balaban ve Şen, 1982). İki sıralı barınaklarda duraklar, hayvanların yüzleri birbirine dönük ya da yüzleri duvara dönük olacak biçimde iki farklı şekilde planlanır. Bu farklılık, yem dağıtım ve gübre temizleme mekanizasyonuna göre belirlenir. Hayvan sayısının az olması durumunda yoğun işgücünü, gübre temizliği ve sağım oluşturduğundan (işgücü 5

zamanının yaklaşık %60-65'i) ineklerin duvara bakacak biçimde durakların planlanması daha uygundur. Hayvan sayısının fazla olduğu barınaklarda yem dağıtımı mutlak mekanizasyon gerektirdiğinden ve barınak genişliğini azaltmak amaçlandığından durakların hayvanlar birbirlerine bakacak şekilde planlanması daha uygundur. Bu planlama, gübre temizliğinde ızgaralı sistem kullanıldığı durumlarda da geçerlidir. Bağlı duraklı barınakların istenilen biçimde kullanılabilmesi için, barınak tabanını oluşturan bütün elemanların uygun biçimde düzenlenmesi gerekir. Barınak tabanına planlanan bir durak platformu, yem servis yolu, yemlik, durak, idrar kanalı ve temizlik servis yolu olmak üzere 5 bölümden oluşur. Temizlik servis yolu ızgara tabanlı olan iki sıralı bağlı duraklı kapalı barınak taban planı Şekil 2.1 de gösterilmiştir (Anonim, 2010). Şekil 2.1. Izgara tabanlı bağlı duraklı, kapalı barınak taban planı 2.1.1. Yem servis yolu Yem servis yolu, yem dağıtılmasında ve yemliğin temizlenmesinde yararlanılır. Yem servis yolu genişliği, yem dağıtımının elle ya da mekanik araçlarla yapılmasına bağlı olarak değişir. Yem el arabasıyla taşınıyorsa 125 cm, makineyle dağıtılıyorsa 250 cm yem servis yolu uygun olabilir. Yem servis yolu tabanı betondan yapılmalı ve traktör ile römorkun yüküne dayanabilecek biçimde yeterli kalınlıkta olmalıdır (Şekerden ve Özkütük, 1995). 6

2.1.2. Yemlikler Yemlikler barınağın, hayvanların tüketmeleri amacıyla her türlü yemin konulduğu, ayrıca sulukların bulunduğu kısımdır (Şekerden ve Özkütük, 1995). Yemlikler, kısa duraklı barınaklarda, hayvan yattığı zaman başını yemliğin üzerine uzatabilecek şekilde alçak yapılmalıdır. Bunun temini için yemlik yüksekliği döşeme yüzeyinden 20-25 cm yükseklikte olmalıdır. Yemlik genişliği 50-60 cm, kesiti yarım daire veya yarım daire benzeri biçiminde olmalıdır (Anonim, 1988). 2.1.3. Duraklar Kısa, orta ve uzun olmak üzere 3 tür durak söz konusudur (Şekerden ve Özkütük, 1995). Kısa durak uzunluğu ortalama 165 cm olup, gübre ve idrar durağa değil, temizlik yoluna düşmektedir. Hayvanlar temiz kalmakta, bu ise işgücü ihtiyacını azaltmaktadır. Bu tür duraklarda 1-3 kg/gün altlık yeterlidir. Ayrıca durakların kısa oluşu, barınak için ilk yatırım masrafını da düşürmektedir (Bates, 1983). Orta duraklarda durak uzunluğu 190-220 cm, yataklık gereksinim 3-4 kg/gün dür (Şekerden ve Özkütük, 1995). Uzun duraklarda durak boyu 220-300 cm dir. Durak uzunluğunun fazla oluşu yataklık ve temizlik işlerini zorlaştırır. Yataklık ihtiyacı her hayvan için 6 kg/gün dür (Bates, 1983). Duraklarda yemlikten itibaren durak uzunluğunun 2/3 ü % 1, kalan 1/3 ü ise % 1.5-2 veya durağın tamamı %1.5 eğimli olmalıdır (Anonim, 1988). 2.1.4. İdrar kanalı İdrar kanalı genişliği 30-40 cm olabilir. Ancak temizliğin mekanik olarak yapıldığı işletmelerde genişlik temizleme yöntemine göre belirlenmelidir. Temizliğin mekanize edildiği işletmelerde duraklar, servis yolu seviyesinden daha yüksek yapılır ve servis yolu aynı zamanda idrarın taşınmasında kullanılır. Servis yolu yeterli 7

drenajı sağlayabilmek için çıkış yönüne doğru %1-2 eğimli olmalı, temizlik kanalının sonu bir dren sistemine bağlı bulunmalıdır (Şekerden ve Özkütük, 1995). 2.1.5. Temizlik servis yolu Temizlik servis yolunun genişliği barınak içi temizliğinde yararlanılan alet ve ekipmana göre değişir. Temizliğin insan gücüyle yapıldığı tek sıralı barınaklarda 110-150 cm, temizlikte mekanizasyonun kullanıldığı çift sıralı barınaklarda 150-250 cm genişlik olabilir. Soğuk bölgelerde barınak hacmini küçülterek ısı kaybını azaltmak amacıyla servis yolu genişliğinin daraltılması önerilmektedir (Varlı, 1987). 2.2. Serbest (Açık) Barınak Sistemi İlk olarak ABD. de geliştirilen bu barınaklar üç tarafı kapalı özellikte güney yönü açık, üstü çatı ile kapalı yapılardır. Süt sığırcılığı, barınakta ve barınağa bitişik gezinme yerinde serbestçe dolaşma olanağına sahiptir (Gray, 1955; Warren, 1962; Anonymous, 1963; Anonymous, 1971; Tekinel, 1974; Balaban ve Şen, 1982; Olgun, 1991). Bu sistemin işten ekonomisinin sağlanması yönünden üç önemli özelliği vardır. 1. Barınak içerisinde gübrenin biriktirilmesine izin verildiğinden yılda bir veya iki kere dışarı atılması nedeniyle işgücünden ekonomi sağlanmış olur. 2. İnekler ayrı bir sağım yerinde sağılmaları nedeniyle işgücü azalır. 3. Hayvanların silaj ve ot gibi yemleri kendi kendilerine yemeleri sağlanır (Tekinel, 1974; Balaban ve Şen, 1982; Demir, 1986; Kumova ve Alagöz, 1991). Serbest (Açık) barınak sistemi özellikle inşaat maliyeti günlük işgücü ekonomisi açısından kapalı sisteme göre daha ekonomiktir. Bu sistemde ayrı bir süt sağım yerine ihtiyaç duyulduğundan yukarıda açıklanan ekonominin sağlanabilmesi için barınakta barındırılacak hayvan sayısının en az 15 olması gerekir (Alkan, 1972; Tekinel, 1974; Ekmekyapar, 1981; Balaban ve Şen, 1982). 8

Bu tür barınakların olumsuz yönü ise yataklık gereksiniminin çok fazla olmasıdır. Yataklık olarak kullanılacak altlık miktarı inek başına günlük yaklaşık 5-6 kg'dır. Serbest açık barınaklar dinlenme yeri, gezinme yeri, yemleme yeri, sağım yeri ve süt odası olmak üzere 4 üniteden oluşmaktadır. Serbest barınak planı Şekil 2.2 de gösterilmiştir (Anonim, 2010). Şekil 2.2. Serbest (açık) barınak taban planı 2.2.1. Dinlenme yeri Dinlenme yeri, tabanına altlık serilmiş, üstü kapalı bir yerdir. Dinlenme yeri, hayvanları rüzgar, yağmur ve kardan korumak amacıyla üç kenarı kapalı, bir tarafı açık olarak yapılabilir. Dinlenme yerinde inek başına bırakılacak alan 5-6 m 2 dir (Tekinel, 1974; Kumova ve Alagöz, 1991). Dinlenme yerinin gezinti yerinden 20-30 cm yüksek yapılması, drenajın sağlanması için gereklidir. Serbest barınakların yapımında kullanılan ahşap kolonların, gübre birikimi nedeniyle çürümesini önlemek amacıyla 60-80 cm yüksekliğe kadar çürümeyi önleyici maddelerle kaplanmasında yarar vardır (Şekerden ve Özkütük, 1995). 9

Taban, beton veya sıkıştırılmış toprak olabilir. Gübre kış boyu tabanda birikir. Tabana serilen yatak hayvanlar için sıcak bir ortam sağlar. Dinlenme yerini çevreleyen duvarlar, gübrenin yığılma yüksekliğime kadar çimentolu harçla örülmeli ve sıvanmalıdır (Şekerden ve Özkütük, 1995). Dinlenme yerinde veya ona bitişik olarak hasta hayvanlar için 4 4 m boyutlarında birkaç bölme yapılmalıdır. Bölmeler, taşınabilir bölme elemanlarıyla oluşturulabilir (Şekerden ve Özkütük, 1995). 2.2.2. Gezinme yeri Dinlenme alanının açık cephesi önünde hayvanların dolaşmasını sağlayacak biçimde etrafı çitle örülmüş, üstü açık bölümdür. Burada inek başına 9-10 m 2 alan ayrılması istenir (Tekinel, 1974; Ekmekyapar, 1981). Yağmur sularının barınak içerisine girmemesi için, barınaktan itibaren ilk kısımlarda daha fazla olmak üzere %2-4 lük eğim verilmelidir (Şekerden ve Özkütük, 1995). 2.2.3. Yemleme yeri Hayvanların yemlenmesi gezinme yerlerine yerleştirilmiş sabit veya hareketli yemliklerle sağlanabilir. Bu yemlikler kışın kötü hava koşullarından, yazın ise zararlı güneş ışınlarından hayvanları koruyacak şekilde yapılmalıdır (Kumova, 1984; Ekmekyapar, 1981; Olgun, 1991). Yemlikler sabit veya taşınabilir olabilir. Sabit yemlikler gezinme yerinde, çitler boyunca veya bu yerin ortasına yerleştirilebilir. Hayvanların olumsuz hava şartlarında korunması için sabit olarak yapılan yemliklerin üstü, basit bir çatı ile örtülmelidir. Yemlemenin gezinti alanı içerisinde yapılması durumunda yemliklerin, çift taraflı inşa edilmesi önerilir (Şekerden ve Özkütük, 1995). Yemlikler, sabit olup olmadıklarına bağlı olarak, ahşap ya da beton malzemeden yapılabilir (Şekerden ve Özkütük, 1995). 10

Yemleme yerlerinde tabanın, 10-15 cm kalınlıkta betonla kaplanması uygun olur. Beton kaplamanın olmadığı yerlerde çakıl veya kırılmış kireç taşından oluşan bir zemin sağlanmalıdır (Şekerden ve Özkütük, 1995). 2.2.4. Sağım yeri ve süt odası Serbest barınak sisteminde birden fazla ineğin aynı anda sağılabileceği bir yerdir. Sağım yeri çeşitli şekillerde düzenlenebilir. Hayvanlar sağılmaya başlamadan önce bekleme odasına alınmalıdır. Burada hayvan başına 1.1-1.3 m 2 lik alan bırakılmalıdır (Olgun, 1991). Sağım yeriyle birlikte düşünülecek bir ünite de süt odasıdır. Süt odası süt üretimine göre hesaplanır. Süt üretiminin 100 l ye kadar olması halinde 3 4 m 2 lik, 200 l ye kadar olması halinde 4 4 m 2 lik bir süt odası, 20 l den fazla olması durumunda ise her 100 l lik artış için bu alana 4 m 2 yer ilave edilir (Atılgan, 2000). 2.3. Serbest Duraklı Açık Barınak Sistemi Uzun deneme ve araştırmaların sonucunda bağlı duraklı barınaklarla, açık-serbest barınakların olumlu yönleri ele alınarak geliştirilen bir barınak tipidir. Bu barınaklar daha da geliştirilerek, dış hava ortamının barınak içinde oluşturulduğu soğuk barınak tipine dönüştürülmüştür. Bu barınaklar, gelişmiş ülkelerde son yıllarda tercih edilen rakipsiz barınak şeklidir. Uygun planlanan ve projelenen soğuk barınaklarda hayvanlar hem normal ve doğal yaşamlarını sürdürebilmekte ve sağlıklı olmakta hem de yapım maliyeti oldukça ucuzlatılmakta, mekanizasyon ve teknoloji kullanımına yatkın olduğu için işler kolaylaştırılmakta, işletmede işçilik oldukça azaltılmakta ve üretim maliyeti düşürülmektedir. Bu tür barınaklarda bir işgücü ile 50-60 ineğe bakılabilmektedir. Serbest duraklı barınak, ülkemizin her tarafında uygulanabilir. Ancak sürüdeki inek sayısının 20'nin üzerinde olması gerekmektedir. Böylece modern sağım yerinin yapılması olanağı yaratılmış olur. İnekler bu barınak tipinde, inek sayısına bağlı olarak düzenlenen duraklarda dinlenirler. Serbest duraklı barınaklar açık ya da kapalı planlanabilir. Her iki barınakta soğuk barınak karakterinde yapılabilir. Bu barınaklarda yapı elemanları hafif yapı tarzında, en basit yapı malzemesi ile yalıtıma gerek kalmaksızın oluşturulur. Böylece inşaat masrafı 11

azaltılır. Kapalı barınak tipinde iyi bir havalandırma düzeni ile kış ve yaz uygun barınak içi iklim ortamı yaratılır. Serbest duraklı barınaklar, duraklar, gezinme yerleri, yemlik ve yemlik yolu ile sağım yerinden oluşur. Dışarıda gezinme yeri olmayan yarı açık bir barınak taban planı Şekil 2.3 de gösterilmiştir (Anonim, 2010). Şekil 2.3. Kısmen açık, dışarıda gezinme yeri olmayan bir barınak taban planı 2.3.1. Duraklar Serbest duraklı barınaklarda duraklar tek sıralı olabildiği gibi iki veya ikiden fazla sıralı olarak da düdenlenebilmektedir. Bir veya iki sıralı barınaklarda, duraklar çoğunlukla barınağın uzun kenarı boyunca, ikiden fazla sıralı barınaklarda ise, kısa veya uzun kenara paralel olacak şekilde düzenlenebilirler (Maton et al., 1985). 2.3.2. Servis yolları ve gezinme yerleri Serbest duraklı açık barınaklarda servis yolu genişlikleri de mekanizasyona uygun olmalıdır. Temizlik yolları kullanılacak ekipmana bağlı olarak tek sıralı barınaklarda servis yolu genişliği ortalama 2.70 m, çift sıralılarda ise ortalama 3.30 m dir (Maton et al., 1985). 12

Servis yoları beton veya ızgara tabanlı olarak yapılabilir. Servis yoları 10-15 cm kalınlığında beton dökülerek yapılır ve %1-2 lik eğim verilir (Olgun, 1984). Serbest duraklı barınaklarda hayvanların duraklara, suluklara, yemliklere ve sağım yerine gidiş-gelişleri servis yolları aracılığı ile olmaktadır. İnekler dinlenmedikleri zamanlarda bu yolları gezinti yeri olarak ta kullanır. Servis yolları ve gezinme yerlerinin boyutlandırılmasında gübre küreme sistemleri göz önünde tutulur. İki durak arasındaki servis yolları traktörle temizlenecek en az 2.4-3.0 m olmalıdır. Servis yolları ve gezinme yerlerinin taban eğimi çok uzun barınaklarda taban düz yapılırken, kısa barınaklarda %1-2 boyuna ve enine eğim verilebilir. Servis yolları tabanı duraklardan 20-25 cm, yemlik duvarından 30-50 cm aşağıda yapılır. Böylece kürenen gübrenin duraklara ve yemliklere akması önlenmiş olur. Servis yolları ve gezinti yeri tabanı beton ya da sıcak asfaltla kaplanabilir. Sıcak asfalt, ineklere yürüme rahatlığı ve emniyeti sağlaması ve aşınan yüzeylerin bakımının daha kolay yapılabilmesi nedeniyle önerilebilir. Gezinti yerlerinden sağım yerine gidiş-gelişler kolay olacak biçimde bir düzenleme yaratılmalıdır (Anonim, 2010). 2.3.3. Yemlikler ve yem servis yolları Yemlikler farklı malzemeden çeşitli şekillerde yapılabilmektedir. Yemlikler tercihen betondan yapılmalıdır. Yemlik tabanı doğal zemin üzerine oturabileceği gibi daha yüksekte de olabilir (Anonymous, 1985). Serbest duraklı barınaklarda barınak uzunluğunu belirleyen temel eleman, her bir inek için ayrılan yemlik yerinin toplam uzunluğudur. Bütün ineklerin aynı anda, yemlikte yem yedikleri göz önünde tutulacak olursa barınak uzunluğu inek sayısına bağlı olarak değişir. Her ineğe verilmesi gereken yemlik uzunluğu 65-75 cm'dir. Yemlikler ineklerin yem alımını kolaylaştıracak şekilde yapılır. Silaj kullanan işletmelerde yemlikler 60-75 cm genişlikte özel olarak kaplanmalıdır. Aksi halde silajdaki kimyasal maddeler betonu tahrip eder. Yemlik tabanı gezinti yerinden 5-15 cm yukarda, yemlik duvarının gezinti yerinden yüksekliği 30-50 cm alınabilir. Yemliklerin yemlik yoluna bakan kısmı yemlik yolu ile aynı yükseklikte tutulur. Böylece yem dağıtım işi, yemlik yolunun ve yemliklerin temizliği kolaylaşır. Yemliklere ayırma ünitesi (kilitleme sistemi) yapılmalıdır. Böylece hem ineklerin 13

yem yerken birbirlerini rahatsız etmesi önlenmiş olur, hem de aşı ve suni tohumlama sırasında ineklerin kontrol altında tutulması sağlanmış olur. Yemlik servis yolu yemin yemliklere dağıtılmasını sağlayan yerdir. Genişliği kullanılan yem dağıtım ekipmanlarına bağlı olarak değişir. Ancak römorklu traktörün ya da yem dağıtım makinelerinin kolayca girebileceği ve yemliklere yakın yemin kirletilmeyeceği bir genişliğin verilmesi gerekir. Şayet birkaç günün yemi yemlik yoluna dökülecekse bu genişlik daha da artırılmalıdır. Yem servis yolu genişliği; yemlik genişlikleri hariç en az 2.50 m alınmalıdır. Toplam genişlik çift yönlü yemlemede 3.90 m, tek yönlü yemlemede 3.10 m alınması gerekir (Anonim, 2010). 2.3.4. Sağım yeri Serbest duraklı açık barınaklarda üzerinde durulması gereken bir diğer ünite de sağım yerinin projelenmesidir. Süt sağım yeri projelenirken bazı kriterlere dikkat edilmelidir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir (Alagöz, 1990). a) Hayvanlar sağımdan sonra hiçbir şekilde 180 geriye dönmemelidir. b) Sağım sırasında hayvanlara kesif verilmesi üretimi artıran bir faktördür. Bu nedenle her hayvanın önünde yeterince kesif yem bulunmalıdır. c) Sağmal hayvan sayısı 15 den fazla olan işletmelerde sağım işlemi mutlaka makineyle yapılmalıdır. d) Otomatik sağım yapan işletmelerde sağım odasında 15-20 hayvan için bir sağım durağı yapılmalıdır. 2.4. Barınaklarda Oluşan Zararlı Gazlar Hayvancılık işletmeleri, çiftlik çalışanları, hayvanlar ve civarda yaşayan toplulukların sağlığını olumsuz etkileyebilecek zararlı gazların potansiyel kaynağıdır (Zhang vd., 1998; Charavaryamath and Singh, 2006). Barınak içerisinde havayı kirleten zararlı gaz ve tozlar, geviş getiren hayvanların metan, karbondioksit üretmesi, hayvan hareketleri ve çalışanların faaliyetleri sonucu toz oluşumu ve hayvan gübrelerinin parçalanması ile oluşmaktadır. Gübrenin biyolojik olarak bozulması (dekompozisyon) ile amonyak, hidrojen sülfit, metan ve 14

karbondioksit üretilir. Aynı zamanda hayvan dışkıları ve bazı temizlik işlemleri sebebiyle ortama su da verilmektedir (Anonim, 1989). Hayvan sağlığı ve üretim yönünden zararlı olan gazların en önemlileri arasında; karbondioksit, amonyak, hidrojen sülfür sayılabilir. Barınak içerisinde çeşitli nedenlerle tozlar ve diğer gazlar da ortaya çıkar. Bu oluşum da hayvan ve bakıcı sağlığını etkilemektedir. Bu amaçla bu gaz ve tozların özellikleri bilinmeli, hayvan ve insanlar üzerine etkileri değerlendirilmeli, tolerans değerlerinin üzerine çıkmaması sağlanmalıdır (Anonymous, 2000). Barınak içerisinde havanın içerdiği gazların kabul edilebilir limit değerleri Çizelge 2.1 de verilmiştir. Çizelge 2.1. Barınak içerisindeki havada bulunan zararlı gazların kabul edilebilir 2.4.1. Amonyak limit değerleri (Sainsbury, 1981). Zararlı Gaz Gaz Konsantrasyonu (mg/l) Karbondioksit 5000 Amonyak 50 Hidrojen sülfit 10 Karbon monoksit 50 Amonyak, idrar içerisindeki üre dışkı veya topraktaki üreaz enzimiyle birleştiğinde ve daha sonra amonyak gazına dönüşebilen amonyum formuna hidrolize olduğunda oluşur. Amonyağın uçucu forma dönüşmesi, kaynaktaki azot konsantrasyonu ve formu, atmosferik amonyak konsantrasyonu, sıcaklık, oransal nem, kaynağın nem içeriği, ph, rüzgar hızı ve enzim aktivitesi gibi çevre ve insan kaynaklı değişkenlerin bir fonksiyonudur (Faulkner and Shaw, 2008). Amonyak renksiz, keskin kokulu, havadan daha hafif ve suda çözülebilen bir gazdır. Barınaklarda amonyak gazı hayvanların dışkılarının altlıkla birikmesi ve havasız koşullarda ayrışması sonucunda ortaya çıkar. Başka bir ifade ile amonyak gazının orijini, dışkı ve hayvanların altına serilen altlık (sap, saman) malzemesinde ortaya çıkan biyolojik aktivitedir. Altlıkla ortaya çıkan bu aktiviteye, altlığın barınakta 15

kalma süresi, havalandırma oranı, sıcaklık, nem ve hayvanların barınak içerisinde yerleştirme sıklığı etki etmektedir (Anonymous, 1996a). ABD ve birçok Avrupa ülkesinde, atmosferik amonyak emisyonunun %90 ı hayvansal üretimle gübreden oluşan emisyondan kaynaklanmaktadır (Van Der Hoek, 1998; Hutchings et al., 2001; Davison and Cape, 2003; Sotiropoulou et al., 2004). Hayvancılıktan kaynaklanan NH 3 emisyonuna inek, domuz ve tavuk yetiştiriciliğinin katkıları sırasıyla %49, %22 ve %7 dir. Hayvancılıkta en yüksek emisyon duraklarda (%37) ve gübreyi araziye uygulama (%39) sırasında ortaya çıkmaktadır (Schmidt and Mosel, 2007). Hayvan barınaklarından oluşan amonyak emisyonu, iç ortam sıcaklığı, gübre yüzeyi üzerindeki hava hızı, taban konstrüksiyonu, gübrenin taban yüzeyindeki dağılımı, gübre temizleme sıklığı, yem kompozisyonu ile yem ve gübre katkılarının kullanımı gibi çok çeşitli faktörler tarafından etkilenmektedir (Pfeiffe et al., 1994; Büscher et al., 1994; Myczko, 2003; Kavolelis, 2006). Etlik piliç (Broiler) kümeslerinde yapılan bir araştırmada yetiştirme periyodunun ortasında altlıkta oluşan amonyak miktarının arttığı gözlenmiştir. Amonyak konsantrasyonunun bu şekilde artarak kümes havasında fazlalaşması sadece gübre miktarının artması ile açıklanmaktadır. Barınak içerisinde amonyak miktarının artması yetiştirme tekniklerine ve kullanılan kümes içi yardımcı ekipman malzemesiyle yakından ilgilidir. Yeni teknik ve materyal kullanılarak yapılan yetiştiricilikte ortaya çıkan amonyak, eski teknoloji kullanılarak yapılan yetiştiriciliğe göre daha az olmuştur (Van Wachenfelt, 1994). Kümes hayvanları yetiştirme ortamlarında amonyak konsantrasyonu çok değişkendir. Örneğin, havalandırma yapılmayan bir hindi kümesinde amonyak konsantrasyonu 50 mg/l den 110 mg/l gibi yüksek değerlere çıkmaktadır. Hayvan başına havalandırma oranı 1.1 m 3 /h olan ve 24 ºC ortam sıcaklığında ortalama amonyak konsantrasyonunun 15-90 mg/l arasında değiştiği gözlenmiştir. Aynı koşullarda havalandırma oranının 2 katına çıkarılarak 2.3 m 3 /h değerine getirilmesi amonyak konsantrasyonunu 50 mg/l değerine kadar düşürmüştür (Iserman, 1993). 16

2.4.2 Karbondioksit Entansif nitelikteki hayvancılığın temel gereksinimleri arasındaki yüksek enerjili yemlerin ve tarımında kullanılan kimyasal gübrelerin üretimi, barınakların soğutma, ısıtma, havalandırma ve mekanizasyona dayalı operasyonların yürütülmesi için fosil yakıtların kullanılması, üretim sonrası kesim, paketleme ve ulaştırma gibi aşamalar, otlatma ve yem bitkileri üretimi amaçlı ormansızlaştırma faaliyetleri, hayvansal üretimle bağlantılı karbondioksit emisyonunun diğer kaynaklarını oluşturmaktadır (Özen vd., 2010). Hayvancılık sektörü toplam karbondioksit emisyonunun yaklaşık %9 undan sorumludur. Hayvancılıktaki karbondioksit emisyonu, yem bitkileri için gübre üretimi, çiftlikte harcanan enerji, yem taşıma, hayvansal ürünlerin işlenmesi, taşınması ve arazi kullanımındaki değişikliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır (Steinfeld et al., 2006). Karbondioksit özellikle kapalı tipteki hayvan barınaklarında üretilerek iç ortamda birikim yapabilen bir gazdır. Bu gaz hayvanların yaptığı solunum ve aynı zamanda gübre içindeki biyolojik faaliyetler nedeni ile ortaya çıkarlar. Karbondioksit kokusuz, renksiz ve havadan 1.5 kat daha ağırdır. Barınak içerisindeki hayvanın karbondioksit üretmesi, ısı üretimi ile doğrudan bağlantılıdır. Bu yüzden, karbondioksit üretimi hayvan ağırlığı, besleme düzeyi ve ısısal çevrenin bir fonksiyonudur. Bunun watt olarak ifadesi ise; hayvanların ortama 1 W lık bir ısı vermesi sonucunda 3.5 l karbondioksit üretimi meydana gelmektedir. Dış ortamdaki karbondioksit düzeyi, barınaklarda izin verilen düzey ve zararlı etki düzeyi barınak içerisindeki karbondioksit konsantrasyonunun zararlı etkisi ile yakından ilgilidir (Iserman, 1993). Taiganides and White, (1968); Sainsbury, (1981) nin yaptıkları bir çalışmada barınak içerisindeki karbondioksit konsantrasyonunun 5000 mg/l olduğu, genellikle havalandırma yapılmış ve çevre kontrollü kümeslerde bu değerin 2000 mg/l olduğu yapılan ölçümlerle belirlenmiştir. Normalde hava 300 mg/l karbondioksit içerir. Geriye kalan büyük bir miktar ortama hayvanların solunumu ve gübrenin dekompozisyonu sonucunda verilmektedir. 17

Van Wachenfelt, (1994) in yaptığı bir çalışmaya göre hayvan barınaklarında hayvanların solunumları yanında, barınakta çalışan insanlar tarafından da barınak havasına karbondioksit verilmektedir. Ortama verilen tüm karbondioksit konsantrasyonu, hayvanların sağlık ve üretimlerini büyük oranda etkilemektedir. Normal olarak havada 300-400 mg/l arasında bulunan karbondioksit, havalandırma yetersiz ise 5000-10000 mg/l ye kadar çıkabilmektedir. Karbondioksit konsantrasyonunun barınak içerisinde 300000 mg/l ye ulaşması halinde, insan ve hayvanlar ölebilmektedir. Hayvanların sağlıklı bir ortamda, tolerans gösterebildiği karbondioksit düzeyi 20000 mg/l olmasına rağmen, onlardan elde edilebilecek verimin istenilen düzeyde olması amacıyla bu miktar kümeslerde 1000 mg/l, inekçilik tesislerinde ise 3000 mg/l değerini geçmemelidir. İsveç Ulusal Tarım ve Sağlık Kurulu nun hava kirliliği için verdiği karbondioksit limit değerleri, hayvanlar için 3000 mg/l, insanlar için ise 5000 mg/l olarak belirlenmiştir. 2.5.3. Metan Metan genellikle gübre ve yemin parçalanması sırasında karbonlu bileşiklerin çözülmesi sonrasında açığa çıkar. Domuz gibi monogastrik hayvanlarda metan esas olarak kalın bağırsakta üretilirken, ruminantlarda işkembe (rumen) en önemli metan üretim yeridir (Monteny et al., 2006). Anaerobik koşullarda üretilen ve sıvı gübreden yayılan temel sera gazı olan metan ın üretim yoğunluğu temel olarak gübrenin organik madde içeriği, sıcaklık ve depolama süresine bağlıdır. Bu durum, sıvı gübrenin yüksek sıcaklıklarda uzun süreli depolandığı sistemlerde daha yüksek metan emisyonu oluşacağı anlamına gelmektedir. Metan aynı zamanda katı gübredeki anaerobik bölgelerden de yayılabilir (Dourmad et al., 2008). Metan renksiz, kokusuz ve havadan hafif bir gazdır. Havada hacimsel olarak %5-15 oranları arasında metan karışımının bulunması yanıcı etki yapabilir. Kapalı ortamda ve aynı koşullarda metan gazı hacmi, karbondioksit üretiminin yaklaşık %7-9 u kadardır. Hayvanın metan gazı üretimi besin tüketiminin azalması ile azalır, iştahı az olan havanlarda metan gazı üretimi gerçekleşmemektedir (Iserman, 1993). 18

Bu limit değer literatürlerde inek başına 300 l/gün metan üretimi olarak açıklanmaktadır. Barınaklarda metan altlık, gübre ve diğer organik yapıdaki maddelerin bozuşması sonucunda ortaya çıkar. Metan konsantrasyonu 50000 mg/l ye çıkınca ölümler görülebilir. Metan gazına hayvanların toleransı 10000 mg/l dir (Anonymous, 1996a). 2.4.4. Hidrojen sülfit Hidrojen sülfit renksiz, çok kötü bir kokuya sahip ve havadan ağır bir gazdır. Hidrojen sülfit hayvanların gübrelerinden anaeorobik koşullar altında oluşmaktadır ve toksik etkisi yüksek bir gazdır. Hayvanların ortama sıvı gübre verdiklerinde ve bunların temizliği esnasında hidrojen sülfit sorunlara neden olmaktadır (Sainsbury, 1981; Hellickson and Walker, 1983; Anonymous, 1993; Atılgan, 2000). Hidrojen sülfitin düşük düzeydeki konsantrasyonlarının uzun süreli olması halinde hayvanların bu durumdan rahatsız olduğu yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Hidrojen sülfit konsantrasyonunun 20 mg/l düzeyinde olması hayvanlarda iştahsızlığa, 50-200 mg/l civarında olması mide bulantısı, kusma ve ishale yol açtığı belirtilmektedir. Çeşitli araştırmacılar, hayvan barınaklarında hidrojen sülfitin limit değerini 10 mg/l olarak belirlemektedirler (Sainsbury, 1981). 2.4.5. Toz Çapları 1 mikrondan (µ) büyük, 150 (µ) dan küçük olan zerreciklere toz adı verilir. Duman ise, çapları 1 (µ) dan küçük zerreciklere denmektedir. Ancak duman hayvan barınaklarında toz olarak dikkate alınır. 10 (µ) nun altındaki zerreler ise yayılma eğilimi gösterirler ve geçici olarak asılı kalırlar. Parçacık boyutunu tanımlamada kullanılan aerodinamik çap, incelenen parçanın geometrik boyutuna, şekline ve gerçek yoğunluğuna bakılmaksızın havada asılı kalma zamanına bağlı, birim yoğunlukta varsayılan bir kürenin çapıdır (Anonymous, 1996a). Barınaklarda oluşan tozlar yemden, altlıktan, yapı malzemelerinden, hayvanların dışkı, tüy, kıl ve deri döküntüleri ile vücut salgılarından oluşur. Barınaklarda toz üretimine barındırılan hayvanların cinsi ve yaşı, yemleme şekli, barındırma şekli, hayvan yoğunluğu, kullanılan altlığın çeşidi ve tazelik durumu, hayvanların ve 19

bakıcıların aktiviteleri, ışıklandırma periyodu, sıcaklık, bağıl nem, havalandırma miktarı ve hızı etkili olmaktadır. Toz konsantrasyonu için havada 10 mg/m 3 lük bir değer, tolerans gösterebilen toz limiti olarak göz önüne alınabilir (Okuroğlu, 1987a; 1987b). Partikül maddenin miktarı, altlıkla yakından ilgilidir. Kafeste yetiştirilen tavukların 50 mg/tavuk/gün toz ürettikleri ve bu oranın altlıkla yetiştiriciliğe göre 1/4 ile 1/10 kadar daha az olduğu saptanmıştır. Başka bir çalışmada ise hindi kümeslerinde toz konsantrasyonunun 0.71 ile 40.56 mg/m arasında değiştiği ve toz parçacıklarının %25-50 sinin10 (µ) dan küçük parçacıklar halinde olduğu saptanmıştır (Anonymous, 1996a). Barınaklarda genel olarak toz miktarını etkileyen esas faktörler, hayvan sıklığı ve ortam havasının nem durumudur. Oransal nem ve sıcaklıktaki değişiklikler barınak içi toz konsantrasyonu üzerinde önemli etkiler yapar. Genellikle barınak içerisinde oransal nem %50 nin altına düştüğünde toz üretimi artmaktadır. Toz konsantrasyonu için gerek hayvan gerek insan sağlığına zararlı etkisi yönünden, kesin bir sonuç değeri belirlenmemiş olmasına karşın, havada 10 mg/m 3 lük bir değer tolerans gösterilebilen toz limiti olarak dikkate alınabilir (Okuroğlu, 1982). Toz, hastalık etkeni mikroorganizmaların bir yerden diğer bir yere taşınmalarında aracı durumdadır. Bu bakımdan iri toz parçacıkları daha fazla sayıda mikroorganizma taşıdıklarından önemlidir. Tozlar sıvı moleküllerini tutabilme yeteneğine sahip olup, bazı virüs ve bakterileri taşıyabilmektedirler (Owen, 1982). Çevrenin toz ile kirlenmesinin hayvan barınaklarında çalışan işçiler üzerinde alerjiler oluşturması söz konusudur. Alerjik etkenler; allergen bakteri, mantar, organik toz gibi maddelerdir ve hayvancılık yapılan her yerde havada uçuşur durumda bol miktarda bulunurlar. Bunlar dokunma ve solunum yoluyla insan ve hayvana geçerek etki gösterirler (Ergül, 1989). 20

2.4.6. Diğer gazlar Hayvan barınaklarında yetiştirme sırasında ortaya çıkan diğer gazlar; diazotmonoksit, sülfirdioksit ve karbonmonoksittir. Diazotmonoksit in oluşumu için aerobik koşulların oluşması gerekmektedir. Aerobik koşullar ise katı gübre veya sıvı gübrenin özellikle nemli (ıslak) topraklara uygulanması sırasında ortaya çıkabilir (Dourmad et al., 2008). Kapalı (bağlı) ortamdaki hayvanlar yemden aldıkları azotun %80-95 ini idrar ve dışkı olarak vücutlarından atarlar. Bu azotun bir bölümü toplama, depolama ve işlemden geçirme (iyileştirme) sırasında diazotmonoksit olarak yayılır. Genelde, diazotmonoksit emisyonu, gübrenin azot içeriği, aerobik duruma dönüşme derecesi (nitrifikasyon-denitrifikasyon reaksiyonları) ve depolama süresi arttıkça artar (Mosier et al.,1998). Sülfürdioksit barınak içinde yakılan katı-sıvı yakıtlı sobalardan kaynaklanır. Solunum havasında bu gaz konsantrasyonunun 5 mg/l e yükselmesi, canlılar için zehir etkisi yapmaktadır. Barınak içinde içilen sigaralar ve yakılan ateş, bir miktar karbonmonoksit gazı yayar. Karbonmonoksit gazı konsantrasyonu 50 mg/l e çıktığında, hayvanlarda zararlı etkiler görülmektedir (Anonymous, 1996a). 2.5. Barınaklarda Üretilen Atıklar Hayvan barınaklarında üretilen atıklar; barınak içinde ve barınak dışında üretilenler olmak üzere iki grupta incelenmektedir. 2.5.1. Barınak içinde üretilen atıklar Hayvancılık işletmelerinde büyük miktarda gübre üretilir. Gübre işletimi birçok işletmede temel sorun niteliğinde olup, gübrenin temizlenmesi, uzaklaştırılması, depolanması, araziye uygulanması gibi işlemler üzerinde fazla durulmamakta veya önemsenmemektedir. İşletmelerde oluşan katı ve sıvı gübreler plansız bir şekilde toplanmakta veya atılmaktadır. Organik gübrenin bu şekilde değerlendirilememesi, hem milli bir servetin heba edilmesine hem de büyük çevre sorunlarına neden olmaktadır. Hayvancılığı gelişmiş, büyük kapasiteli işletmelere sahip ülkelerde gübre 21

işletimi ve gübre kullanımı konusunda birçok ilerlemeler kaydedilmiştir (Şimşek vd., 2001). Barınak gübrelerindeki bitkiye yarayışlı besin elementlerinin miktarı; yem rasyonunun içeriğine, yataklık ve su miktarına, gübreyi toplama ve depolama şekline, araziye uygulama şekline ve toprak, bitki, iklim özelliklerine göre değişmektedir. Barınak gübreleri makro ve mikro besin maddelerini içerirler. Barınak gübresindeki stabil organik azot çoğunlukla yavaş ayrışır. Bu azotun yaklaşık %40-50 si ilk yıl, %12-15 i ikinci yıl, %5-6 sı üçüncü yıl ve diğer yıllarda daha az olmak üzere ayrışmaya devam eder (Herbert, 1998; Demirkıran, 2004). Ağırlığı yaklaşık 550 kg olan bir süt ineği yıkama suyu da dahil %11 i sıvı olmak üzere yılda toplam 32 ton gübre üretmektedir. Bu gübre 1 dekarlık alana uygulandığında, 28 kg N, 11.2 kg P 2 O 5 ve 13.4 kg K 2 O bitki besin maddesi sağlanmaktadır (Weeks, 1994; Demirkıran, 2004). Yapılan bir araştırmada farklı gübre taşıma sistemlerine sahip yumurta tavuğu kümeslerinde havalanma sonrasında dışarı atılan pis kokulu havada bulunan kimyasal maddelerin miktarları Çizelge 2.2 de hayvan gübresi içindeki nitrojen, fosfor ve potasyum oranları ise Çizelge 2.3 de verilmiştir Çizelge 2.2. Farklı gübre taşıma sistemlerine sahip yumurta tavuğu kümeslerinde havalandırma sırasında ortaya çıkan koku yayılımı (Elliot and Collins, 1982). Organik Yağlı Asitler C 2 -C 5 (mg/m 3 ) Atık Taşıma Sistemi Günlük Atık Taşıma Kümeste Kuruyan Sıvı Bulamaç Ortalama Alt ve Üst Değerler Ortalama Alt ve Üst Değerler Ortalama Alt ve Üst Değerler 35 15-77 103 19-209 177 30-420 Fenoller(mg/m 3 ) 6 3-10 7 3-13 58 27-216 Amonyak(mg/m 3 ) 2 1-4 12 1-24 4 3-8 Toz (mg/m 3 ) 1.5 1.1-7 0.9 0.1-6 0.8 0.1-3 22

Çizelge 2.3. Hayvan gübresi içindeki nitrojen, fosfor ve potasyum oranları (Troeh and Thompson, 1993; Taylor, 1994) % Nitrojen % Fosfor % Potasyum Katı Sıvı Katı Sıvı Katı Sıvı 0.5 0.25 0.11 0.06 0.4 0.2 Yapılan bir araştırma sonucunda üç değişik şekilde gübre taşıma sistemine sahip yumurta tavuğu kümeslerinde, havalandırma sırasında ortaya çıkan koku değerleri farklı teknikler ile ölçülmüş ve kıyaslanmıştır. Sıvı bulamaç şeklinde gübre taşıma sistemine sahip kümeste genellikle kötü sonuçlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca gübrenin dekompozisyonu sonucunda oluşan ve çevreye yayılan diğer bazı kimyevi maddeler Çizelge 2.4 de verilmiştir Çizelge 2.4. Büyükbaş ve kümes hayvan gübrelerinin anaerobik dekompozisyonu sonucunda ortaya çıkan ürünler (Alagöz vd., 1996). Aminler Asitler Gazlar Sülfür bileşimleri Metilamin Etilamin TriMetilamin Dietilamin Bütrik Asetik Propionik İsobütrik İsovaleric Kabondioksit Metan Amonyak Hidrojen Sülfür Dimetil Sülfür Dietil Sülfür Metilmerkapten Disülfid Hayvan barınaklarında gübre hem iç ortamda, hem de eğer uygun şekilde depolanmadığı takdirde dış ortamda, büyük oranda çevre kirliliği yaratmaktadır. Bu amaçla barınaklarda ortaya çıkan gübrenin barınak içi havasına yaydığı koku ile birlikte bu hava içerisinde bulunan zararlı maddelerin miktarlarının çok iyi bilinmesi gereklidir. Bu amaçla barınak içerisindeki gübre taşıma sistemi, havada oluşan kötü kokuların yayılımı ile yakından ilgilidir (Alagöz vd., 1996). Yine gübre içeriği konusunda yapılan bir çalışma hayvan gübresinin besin içeriğinin çeşitli olduğunu göstermiştir. Gübrenin besin içeriği hayvan yaşına, besin kaynağına, barınak çeşidine, beslenme yöntemine, ısıya ve nem içeriğine bağlı olmak üzere değişiklik gösterir. Besin elementindeki bu çeşitlilikten dolayı, araziye gübre 23

uygulama kararları besin elementi içeriğine bağlı olarak verilmelidir (Camberato et al., 1996). Bu konuda yapılan çalışmalar 454 kg lık bir süt ineğinin her gün yaklaşık ortalama olarak 36.4 kg gübre ürettiğini göstermektedir. 464 kg ağırlığındaki bir süt ineği 120 günlük periyot boyunca yaklaşık 6.4 m 3 gübre üretmektedir (Harner et al., 1997). Yemleme rasyonu, hayvan yaşı ve süt verimi gübre veriminde etkili parametrelerdir (Şimşek vd., 2001). Standartlar ölçüsünde, sağlık koşullarını olumsuz etkileyemeyecek şekilde gübre depolamak için gübrenin %80 den daha az nem içermesi istenir. Yeni üretilen taze gübrede %87 oranında nem bulunur. Uygun ve kolay depolama yapabilmek için üreticilerin, sap saman artıkları, gazete ve benzeri kağıtları gübre materyali ile karıştırarak nem içeriğini azaltmaları gerekmektedir (Harner et al., 1997). Hayvansal atık materyali olarak tanımlanan gübre, yapısı nedeniyle organik bir maddedir. Her organik maddenin zamanla kokuşup bozulduğu göz önünde tutulursa, gübre de zaman içinde dekompozisyona uğrayarak yapısını ve özelliklerini kaybeder. Bozulma sonucu ise, kimyasal kirliliğin yanı sıra, görüntü kirliliği ve kötü kokular ortaya çıkar. Bu nedenle gübrenin tarım arazilerinde kullanılma ya da başka işlemler için bekletilme aşamaları da; kirliliği önleyecek koşullarda ve bilinçli olarak yapılmalıdır (Anonymous, 2000). Türkiye de çiftlik gübresi üretimine ilişkin olarak kesin değerler bulunmamaktadır. Özellikle koyun ve besi ineği işletmelerinde hayvanların yılın bir bölümünde merada bulunmaları nedeniyle bu dönemlerde açığa çıkan gübrenin biriktirilmesi mümkün olamamaktadır. Hayvanların barınak içerisinde bulundukları dönem ve hayvan varlığı göz önüne alındığında, yılda ortalama 82 milyon ton gübre açığa çıkmaktadır. Bunun %81 gibi büyük bir kısmı büyükbaş hayvan ve tavuk yetiştiriciliği işletmelerinden elde edilmektedir (Olgun ve Polat, 2005). Hayvancılık işletmelerinde yapılan araştırmalar sonucunda çiftlik hayvanların yıllık gübre üretim miktarları, 453 kg hayvan ağırlığı üzerinden Çizelge 2.5 de verilmiştir (Anonymous, 2000; Bayındır vd., 2004). 24

Çizelge 2.5. Çiftlik hayvanların yıllık gübre üretim miktarları Hayvan Cinsi Miktar (ton/yıl) Süt ineği 15 Kara inek 11 Koyun 10 Çiftlik domuzu 18 Yabani domuz 6.5 Yumurta Tavuğu 13 Piliç 11 Hindi 8.5 2.5.2. Barınak dışında üretilen atıklar Barınak dışında ortaya çıkan zararlı atıklar; gübrenin uygun bir depoda toplanmaması, ölen hayvanların uygun bir çukur açılıp gömülerek üzerine kireç örtülmemesi, işletmede yeterli kapasitede ve uygun şekilde projelenmiş kesimhane ve yem depolarının olmaması gibi nedenler ve bu olumsuz koşulların yarattığı koku ve görüntü kirliliğini de kapsayan çevre kirliliği şeklinde oluşmaktadır. Bu amaçla özellikle hayvancılık işletmeleri sınırları içerisinde oluşan ve gübre olarak tanımlanan hayvansal atıkların olumsuz çevre koşulları ve yaşam ortamı yaratmaması bakımından alınması gerekli yasal ve teknik standartlara uygun prensipler ile depolama ve projeleme kriterlerinin incelenmesi gerekmektedir (Anonymous, 1996b). 2.5.2.1. Gübrelikler ve gübre depolama sistemi Hayvan barınaklarından çıkan gübre, ileride değerlendirilmek üzere mutlaka kapalı bir şekilde inşa edilmiş bir depo içerisinde toplanması gerekmektedir. Gübre, işletme içerisinde rastgele açıkta biriktirildiğinde hem çevre kirliliği, hem de içerisindeki kimyasal maddeler nedeniyle, hava kirliliği yaratmaktadır. Bu nedenle her işletmede, çıkan gübreyi belirli süreler içerisinde uygun şekilde depolayabilecek gübrelik mutlaka planlanmalıdır (Anonymous, 1996c). Ayrıca gübrenin ne şekilde taşınacağı, depolanması, taşıma mesafesi ve buna benzer yönetim planı mutlaka yapılmalıdır. Çünkü gübre barınakta kaldığı takdirde hem hayvanların üstüne bulaşmakta, hem de açıkta bulunan gübreden çevre havasına koku ile birlikte zararlı gazlar yayılmaktadır. Barınak içinde hayvanların yattığı 25

yerde, ıslak gübreye bulaşması sonucunda bu kısma bakterilerin yerleşmesi ve sonuçta ortama koku yayılımı daha kolay olacaktır (Alagöz vd., 1996). Hayvansal üretim yapan işletmelerde oluşan katı veya yarı katı hayvansal atıklar için gübre depoları kullanılmaktadır (Kelly, 1995). Hayvan gübrelerini depolamak için birçok seçenek vardır. Bunlardan bazıları mekanik ayırıcılar, betonarme depolama yapıları, depolama tankları ve depolama havuzlarıdır. Bununla beraber ekili alanlarda bitki rotasyonlarında gübrenin tarım arazilerine uygulanması da gübre depolama sistemi olarak kabul edilebilir (Milanesi, 1989; Mutlu, 1999). Bu seçenekler sadece gübre kontrolü için değil aynı zamanda süt sağım yeri, çiftlik konut evinden gelen sıvı atıklar ve yağışlar sonucu oluşan yüzey akışlarının kontrolü için de kullanılmaktadır (Milanesi, 1989). Hayvansal atık materyali olarak tanımlanan gübre; sıvı, katı veya bulamaç şeklinde kontrol edilir. Araştırmalar sonucunda birçok küçük ölçekli süt işletmeleri, gerekli alet ve donanımlara sınırlı oranlarda sahip olduklarından, katı gübre kontrol sistemini tercih etmektedirler (Anonymous, 1996c). Çünkü katı gübre materyalinin taşınması ve depolanması, diğer gübresel atık çeşitlerinin kontrolü aksine, daha kolaydır. Gübreyi bulamaç halinde kontrol etmek için de sıvı taşıma tankı şeklindeki depolama, ya da taşıma sistemleri gereklidir (Harner et al., 1997). Yapılması düşünülen gübre depolarının planlamasında, yapının zemini mutlaka sızdırmaz olmalıdır. Planlamada depo ömrü, günlük rutin bakımları da kapsamak üzere 20 yıl bakım hizmeti verebilecek standartlarda olması gerekmektedir. Bunlara ek olarak depo konstrüksiyonu, mekanik yolla yapılan gübre kaldırımlarına gerekli dayanımı gösterecek şekilde sağlam olmalıdır (Kelly, 1995). Planlanan gübre depolarında, duvarlar ihtiyaç durumuna göre sızdırmalı veya sızdırmasız olarak projelenmektedir. Sızdırmalı duvar tiplerinde; duvar ve beton işleri sonrasında ilk dökülen beton ile birlikte biçimlendirme ve eğimlendirme 26

yapılmaktadır. Depo duvarları normal standartlar dahilinde ve sıvı atıkların boşaltımından dolayı oluşan çürüme ve deforme etkileri de dikkate alınarak 2.5 m yüksekliğinde olmalıdır. Taban ise 30 mm kalınlığında, blokaj materyali içermeyen sulu grobeton malzemeden yapılmalıdır. Uzun dönem hizmet verebilmesi için depo duvarları; olası yan yatma, yıkılma ve çatlamalara karşı çelik malzemeden oluşturulan destekler ve sertleştirilmiş beton kalıplar kullanılarak desteklenmelidir (Mutlu, 1999). Gübre depolarının planlama ihtiyacı için; işletmede koku, kirlilik düzeyi, planlama yerinin uygunluğu, işletmede çalışan elemanların güvenliği, hayvanların beslenme gereksinmesi, mevcut uygulamaların çevresel etkileri ve yem olarak verilecek ürünlerin uygulama zamanları dikkate alınmalıdır. Ayrıca yapılacak planlamada veya mevcut yapıların yeterliliği için, gerekirse özel hukuksal izinlerin de alınması uygundur. Topoğrafik konum gereği sel akıntıları olasılığına, göl ve benzeri yerlerde planlanacak yapılarda, bölgesel toprak etütlerinin yapılması da önerilmektedir (Anonymous, 1996d). ASAE 1996, Mühendislik Uygulaması Bürosu nca ihtiyaç duyulan gübrelik depolama hacmi belirlenmesi için gerekli kriterler şu şekilde açıklanmıştır (Anonim, 1996b). Gübre Depolama Hacmi: S= (2.1) eşitlikte; S : İhtiyaç duyulan depolama hacmi, m 3 N : Hayvan sayısı, MW : Günlük olarak bir hayvanın üretebileceği gübre miktarı, kg/gün (MW değeri; ASAE D 384 verilerinden alınacaktır.) D : Gübrenin depolanma süresi, gün MD : Depolanacak gübrenin yoğunluğu, kg/m 3 (MD değeri: ASAE D 384 verilerinden alınacaktır.) DI : Sulandırma faktörü, m 3 27

SF : Depolama hacmi azaltma faktörü, m 3 BF : Altlık faktörü, m 3 BF= VR(N*B*D/BD) (2.2) eşitlikte; BF : Altlık faktörü, m 3 VR: Altlık azaltma faktörü (0.30 0.50) N : Hayvan sayısı, B : Günlük olarak her hayvan için kullanılan altlık miktarı, (kg/gün) D : Gübrenin depolanma süresi, gün BD : Balya edilmiş altlık hacmi, kg/m Altlık faktörü; depolama ünitesinde atlık materyali özelliklerine bağlı olarak şekil, içerdiği nem miktarı, su arbsorbsiyon kapasitesi ve yoğunluğu dikkate alınarak altlık hacmi olarak hesaplanmalıdır (Mutlu, 1999). Sulandırma faktörü; genel olarak sıvı ya da yarı sıvı gübre depolaması için kullanılan bir parametredir. Sulandırma faktörü özellikle, süt sağım ünitelerinde oluşan atıklar için kullanılmaktadır. Bu atıklar; yıkama suyu, süt ve benzeri sıvıların dökülüp etrafa bulaşması yüzey suları ve diğer temizlik ve benzeri uygulamalar sonucunda oluşmaktadır. Kapalı olmayan üstü açık projelenmiş atık depo yapılarında, sulak alanlarda depolama periyotları ve iklim özellikleri dikkate alınarak, buharlaşma etkisi ve atık maddeler, içerdiği nem miktarlarına göre sulandırma faktörü belirlenmelidir. Atıkların sıvılaşma oranı %8-10 ve katılık oranı %4-5 olduğunda sırasıyla önce tank şeklindeki depolar, bu mümkün değil ise, yüzey sularının iletim yöntemleri kullanılarak sıvı atıkların ortamdan uzaklaştırılması önerilmektedir (Jansen, 1996). Atık depolama hacminde azaltma faktörü; yarı katı, ya da katı gübre depolanması içindir. Ama bu miktarı tahmin etmek son derece zordur ve genellikle dikkate alınmaz, ihmal edilir. Atık depolama zamanlarında, azaltma hacim faktörünün miktarı genellikle gübrenin nem içeriği, gübre ısısı, altlık şekline ve tabanda biriken gübre miktarına göre değişim göstermektedir (Anonymous, 1996e). 28

Hayvan barınaklarının geliştirme ve depolama yapılarının planlanma işlemlerinde, oluşan gübrenin depolanacağı yerlerde, depolama süresince aşağıda verilen faktörlere dikkat edilmelidir (Anonymous, 1996c). Barınakta günlük çıkan gübrenin araziye uygulanmasına engel olan kış günleri, Bahar aylarında karın erimesi ile gübrelerin potansiyel kirlilik tehlikesi oluşturduğu zamanlardaki periyodik zamanlar, Gübrenin araziye uygulanmasına elverişli olmayan toprak koşullarının yıl içerisindeki dönemleri, Gübre veya tarımsal ürünlerin hasadından dolayı oluşan atıkların, tarımsal arazilere uygulanmasının mümkün olmadığı yetiştirme mevsimleri dönemi, Ayrıca gübre depolama süresi; soğuk iklimlerde ve don tehlikesi, kurak iklim özellikleri gösteren bölgelerde 210 günün üzerinde olması önerilmez (Anonymous, 1996e). İskoç Tarım Dairesi ne göre soğuk bölgelerde, 200-220 gün arasında gübrenin depolanmasının uygun olduğu belirtilmektedir (Kelly, 1995). ASAE 1996 standartlara göre; ılık iklimlerde, depolama süresi en az 45 gün olarak önerilmektedir. İklim özellikleri yanında tarımsal üretim uygulamaları, gübrenin değerlendirilme yöntemleri ve işletmenin idare prensipleri de depolama süresini etkilemektedir. Bununla beraber işletmeler; depolama birimlerini bölgesel ya da ulusal hukuk kanunlarının belirlediği yasalar çerçevesinde, en kısa zamanda oluşturmaları gerekmektedir (Anonymous, 1996d). Gübre depolama yapıları sıvı gübre depoları, katı veya yarı katı gübre depoları şeklinde incelenebilir. 2.5.2.1.1. Sıvı ve yarı sıvı gübre depolama yapıları Süt ineği işletmelerinde ve çevresinde yer altı ve yerüstü su kaynaklarının kirlenmesinin önlenmesinde, pis koku ve sinek oluşumunun kontrol altında tutulmasında gübre depolamanın önemi büyüktür. Barınak içi gübre temizleme 29

özelliğine göre farklı depolama şekilleri bulunmaktadır. Gübre temizleme, katı gübre elde edilmesine yönelik ise gübrenin katı ve sıvı kısımları ayrı ayrı depolanmaktadır. Oysa, sıvı haldeki gübre karışık biçimde depolanmaktadır. Bir sıvı gübre deposu şeması Şekil 2.4 de gösterilmiştir (Anonim, 2010). Şekil 2.4. Sıvı gübre deposu Sıvı gübre, doğrudan barınak tabanında biriktirilerek ya da barınak dışındaki betonarme depolama yapılarında, toprak havuzlarda veya zemin seviyesinin üzerinde yer alan silolarda depolanabilmektedir. Sıvı gübre deposunun kapasitesi, hayvan gübre veriminin yanı sıra hayvan sayısı ve depolama süresine bağlı olarak belirlenir. Bu kapasite günlük inek başına 0.05 m 3 olup, barınak ve diğer yapılar basınçlı su ile temizleniyorsa depolama hacmi bunun 2 katı alınmalıdır. Aynı zamanda, silaj sızıntı suyunun gübre deposuna aktarılma durumu, doğal yağış sularının özellikle üstü açık gübre depolarında toplanma durumu ve yazın yüksek sıcaklıklarda oluşacak buharlaşma hesaba katılmalıdır. Sıvı gübre en az 90 gün olmak üzere 1 yıla kadar depolanabilir (Anonim, 2010). 30

Sıvı ve yarı sıvı depolama sistemleri kendiliğinden yapılanan sistemlerdir. Etkinliğin iyi yapılanmış olmaması durumunda zemindeki pis suyu toprağa vererek kirletebilir. Gübre deposu yapıları eğer sık boşaltılmazsa yüzey suyu için tehdit oluşturabilir. Böylece gübre yapının yüzeyinde yüzebilir. Sıvı depolama sistemleri yağmurlu ve fırtınalı günlerde hayvan gübresini muhafaza edebilmek için yeterli depolama kapasitesine sahip olmalıdır. Sıvı depolama sistemleri, atıkları uzaklaştırmak pompa ve boru kullanımını gerektirir. Bir sıvı ve yarı sıvı gübre depolama yapısı Şekil 2.5 de gösterilmiştir. Bu işlem, akmaya izin vermemek için dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Her boşaltma işleminde betonun yapısı kontrol edilmelidir. Herhangi bir çatlak varsa onarılmalıdır (Anonymous, 2010). Şekil 2.5. Sıvı ve yarı sıvı gübre depolama yapısı Atık suların, yer altı ve yerüstü su kaynaklarına karışarak halk sağlığını tehdit edecek boyutlara gelmemesi açısından içerdiği nitrat ve nitrojen seviyesine dikkat edilmelidir. İçme sularındaki nitrat-nitrojen konsantrasyonunun da 10 mg/l den az olması gerekmektedir. Bu miktar önerilen düzeyin üzerine çıktığında, çeşitli sendromlar sonucu ölümler görülebilir. Bunun yanı sıra genç hayvanlarda sulardaki nitrat-nitrojen konsantrasyonuna karşı hassas olduklarından sudaki seviyenin 20-40 mg/l yi geçmesi durumunda sağlık sorunları ortaya çıkacaktır (Usep, 1986). 31

Depolama çukurları veya yeraltında oluşturulan gübre tankları ortalama 25 yıl servis ömrü olacak şekilde planlanmakta olup, tabandan 30 cm derinliğinde sıvı birikintisi oluşturacak ve bu birikinti yüzey akış ile boşaltımı yapılacak şekilde projelenmelidir. Toprak üstü depolama sistemleri genellikle bulamaç şeklindeki gübre materyalinin kontrolünde kullanılır. Taban suyu seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde de toprak üstü depolama sistemlerinin tercih edilmesinin nedeni; yer altı suyunun kirlenmesini önlemektir (Kelly, 1995). Depolama yapılarından uzaklaştırılacak sıvı atıkların işletmelerdeki konutlara, yüzey sularına veya yer altı sularına karışmamasına dikkat edilmelidir. Katı ya da yarı katı gübre materyalleri içeren sıvı atıklar; depolama çukurlarına ya da yer altı tanklarına drene edilerek biriktirilebilir (Harner et al., 1997). Hayvancılık işletmelerinde ortaya çıkan atık suların kalitesi, içeriği nedeniyle (organik maddeler, bitki besin maddeleri, mikroorganizmalar ve bazı kimyasal maddeler) herhangi bir su kaynağına boşaltılması için kabul edilir düzeylerde değildir. Atık suların doğrudan araziye boşaltılması da son derece yanlış bir uygulamadır. Çünkü işletme arazisi geçirgenliği düşük killi toprak ise atık su, bir yerüstü su kaynağına ulaşıp onu kirletinceye kadar toprak yüzeyinde akışına devam edecektir. Diğer yandan toprak oldukça geçirgen veya sığ ise, su toprak boyunca derinlere sızarak yer altı suyunu kirletecektir (Morse and Bennet 1993; Bonner et al., 1995; Barker, 1996; Kurunç ve Karaman, 2004). Atık sulardaki nitrat seviyesi yaşlı insanlar üzerinde de etkili olabilmektedir. Standartlarla belirtilmiş olan 10 mg/l üzerindeki nitrat seviyelerinde, kan hücreleri oksijen taşıma yeteneklerini kaybeder. Bu sendrom methemoglobinemia ya da mavi bebek hastalığı olarak adlandırılır (Anonymous, 2000). Sıvı gübre depoları ve atık su havuzları, kırsal yerleşim alanlarından yukarıda konumlandırılmalı ve eğimli ya da akış yönü üzerinde inşa edilmemelidir. Atık havuzunun inşa edileceği yerdeki toprak karakteristikleri çok önemlidir. Toprak yapısı, su seviyesinin derinliği ve infiltrasyon oranı, yer altı sularının kirlenmeye karşı hassasiyetini belirler. Drenajı ve infiltrasyon oranı yüksek taşlı araziler ya da kumlu topraklar, atık su havuz yeri için zayıf sayılacak yapıdadırlar. Havuz yeri 32

seçiminde daha çok infiltrasyon oranı düşük killi topraklar tercih edilir. Ancak işletme kumlu toprakta inşa edilmiş ise, depo içerisinden sıvı akışını önleyecek, sızdırmazlık özelliği olan malzemelerle yalıtım sağlanmalıdır (Anonymous, 2000). Sıvı gübre depolarında organik maddelerin yeterli miktarda parçalanabilmesi bakteriler ve mikroorganizmalar sayesinde olmaktadır. Bakteriler, oksijeni kullanım şekline göre; aerobik ve anaerobik olarak sınıflandırılabilirler. Buna bağlı olarak, hayvancılık işletmelerinde oluşan atık su havuzları da aerobik ve anaerobik olmak üzere iki kısımda incelenebilmektedir. Aerobik bakteriler atıkların tamamına yakınını parçaladığından koku daha azdır (Falk and Ohlensehlen, 1990; Hermanson, 1991; Bonner et al., 1995; Barker, 1996; Kurunç ve Karaman, 2004). Atık su havuzları mutlaka içme suyu kaynaklarından uzağa inşa edilmelidir. Her ülkede bu konuda bir yasa belirtilmemiş olmasına rağmen atık su yapıları, kirlenmeye müsait durumdaki su kaynaklarından en az 60 m uzağa inşa edilmelidir (Falk and Ohlehsehlen, 1990; Harmon and Privette, 1991; Hermanson and Thomason, 1992; Bonner et al., 1995; Barker, 1996; Kurunç ve Karaman, 2004). Bunun yanında, yatırım masraflarını azaltmak için, atık su havuzu, atık suyun uygulanacağı araziye yakın inşa edilmelidir. Ayrıca yer seçiminde yörenin hakim rüzgarları göz önüne alınarak, bu rüzgarların atık su havuzundan oluşabilecek kokuyu yerleşim yerlerinden uzağa doğru taşıyacak şekilde planlanmasına dikkat edilmelidir. Atık su havuzlarının diğer yerleşim yerlerine, kamuya ait yollara ve iş merkezlerine olan uzaklığı ise en az 500 m olmalıdır (Falk and Ohlehsehlen, 1990). Sıvı atıklar için inşa edilen yapılar, düşük maliyetli toprak havuzlar, yüksek maliyetli modern betonarme havuzlar (tanklar) ve cam kaplamalı çelik tanklar şeklinde olabilir. Toprak havuzlar beton kaplamalı ya da beton kaplamasız şeklinde ayrılabilir. Bu tür havuzlar inşa edilirken mutlaka yüzey ve yer altı sularını korumaya yönelik önlemler alınmalıdır. Açık gübre depoları koku ve görüntü kirliliğini asgariye indirecek şekilde planlanmalıdır. Fakat uygulamadaki kolaylık açısından gübre kaynağına ve toplama kanalına yakın olmalıdır (Fulhage et al., 2000). 33

Büyük miktarlardaki atık suyun bir havuzda biriktirilmesi halk sağlığı ve çevre kirliliği açısından risklidir. Bu riski önlemek için atık su havuzu iyi bir planla inşa edilmeli ve düzenli şekilde bakımı yapılmalıdır. Kötü kokuları önlemek için atık su havuzu sık ve düzenli olarak boşaltılmalı, uygulama mevsimlerinde havuz kesinlikle tamamen boşaltılmamalıdır. Atık su havuzu planlanmasında en önemli etmenlerden biri de havuz kapasitesinin belirlenmesidir. Bu kapasite belirlenirken dikkate alınması gereken kriterler, hayvancılık işletmesinin tipi, büyüklüğü, hayvan sayısı ve ortaya çıkan atık su miktarıdır (Falk and Ohlehsehlen, 1990; Hermanson, 1991; Bonner et al., 1995; Barker, 1996; Kurunç ve Karaman, 2004). Anaerobik lagünler, su ile seyreltilmiş hayvan gübresinin depolanması ve işlenmesi için tasarlanmıştır. Bir lagün hayvan gübresinin kısmen parçalanıp sulama suyu içinde gübre olarak kullanılmadan önce içinde bulunduğu biyolojik bir tanktır. Anaerobik lagünün yaygın iki türü vardır; tek aşamalı ve çok aşamalı lagünler. Çok aşamalı lagünlerde, ilk bölmede bulunan sıvı dışkılar daha sonraki işlemlerin yapıldığı ikincil bölmelere aktarılır. İkincil bölmelerde bulunan lagün suyu, sulamada kullanılmaktadır. İşletme içerisindeki konutun etrafındaki arazi, sulanmak istendiğinde ikinci bölmedeki su birinci bölmeye oranla daha az kokuya sahip olduğundan daha rahat bir şekilde kullanılabilmektedir (Zhang et al., 1995). Hayvanların gübrelerindeki su ve kuru madde oranları da farklı olup, değişiklik gösterecek bir özelliğe sahiptir. Bunlar arasında su oranı en yüksek olan çiftlik gübresi inek gübresi, en düşük olan da güvercin ve tavuk gübresidir. Çiftlik gübresinin en değerli kısmını oluşturan idrarın gübre değeri yönünden bileşimi Çizelge 2.6 da verilmiştir (Vitosh et al., 1988). İdrarın bileşimi de katı dışkıda olduğu gibi hayvanın yaşı, fonksiyonu ve beslenme durumlarına göre değişmektedir. İdrarda genellikle fosfor oranı düşük, azot ve potasyum yüksektir (Bayındır vd., 2004). 34

Çizelge 2.6. Çeşitli sıvı barınak gübresinin içeriği (kg/3780/l) Hayvan Cinsi Domuz Sığır İnek Kümes Hay. Atık Şekli Kuru M.% Amonyum N. Toplam N P 2 O 5 K 2 O Sıvı Çukuru 4 11.804 16.34 12.256 9.984 Göllendirme 1 1.362 1.816 0.908 1.816 Sıvı Çukuru 11 10.896 18.16 12.256 15.346 Göllendirme 1 0.908 1.816 4.086 2.27 Sıvı Çukuru 8 5.444 10.89 8.172 13.166 Göllendirme 1 1.362 1.816 1.816 2.27 Sıvı Çukuru 13 29.056 36.32 16.344 43.458 2.6.2.1.2. Katı veya yarı katı gübre depolama yapıları Katı gübrelerin depolanması için genellikle toprak malzemeden yapılmış biriktirme çukurları ve betonarme depolama yapıları kullanılmaktadır. Bu sistemlerde eğimli beton rampa ve beton duvarlar, beton kaplı zemin ve beton duvar veya beton kaplı zemin-toprak duvar kombinasyonu şeklinde projelemeler yapılmaktadır. Gübre depo yapıları planlanırken inşa ve projeleme kriterleri ile birlikte güvenlik koşulları da göz önüne alınmalıdır. Aksi taktirde gübre deposu, işletmede çalışan işçiler, çocuklar ve hayvanlar için tehlike yaratan bir alan haline gelecektir (Fulhage et al., 1993). Gübre deposunun yapılması planlanan yerlerdeki toprak etütleri titizlikle incelenmelidir. Toprak üstü katmanlar kaba kum ya da çakıl yapısında ise, derin çatlaklar içeren kireç taşları varsa, geçirgen yapıda topraklar mevcut ise planlamalar bu olumsuz koşulları gidermek için, toprak üst katmanları, kil ve benzeri maddeler, beton ya da grobeton gibi yer altı sularına sızmaları önleyecek dolgu maddeleri ile sızdırmaz hale getirilmelidir. Jeolojik inceleme çalışmaları, yasal düzenlemeler ve teknik kriterlere göre uygulanmalıdır (Kelly, 1995). Gübre depolarının yerlerinin belirlenmesinde doldurma ve boşaltma ekipmanlarının yıl boyunca rahat bir şekilde çalışması göz önünde tutulmalıdır. Yapı çevresinde depolanan gübrenin; sel suları ile karışıp etrafa yayılmasını önlemek amacıyla olası sel taşkınlarının oluşabileceği yerlerde çevirme kanalları planlanmalıdır (Fulhage et al.,1993). Gübre depolama, hava koşullarından dolayı, birçok atık sisteminde gerekli olan bir işlemdir. Atık içindeki nem oranı %75-80 civarında ise bu atık katı olarak 35

depolanabilir. Depolama süresi olarak en az 120 günlük ihtiyacı karşılayabilecek depolama kapasitesi önerilmektedir. Depolama alanı, yönü değiştirilmiş her türlü yüzey akış suyuna karşı, her hava koşulunda güvenli olmalıdır. Her türlü sızıntı direk olarak toprak-bitki filtrelerine, sıvı atık havuzlarına ya da bekleme havuzlarına yönlendirilmelidir (Fulhage and Pfost, 2001). Yarı katı depolama sistemlerinde yüksek su içeriğinden dolayı hacim (%6-13 katı madde), katı depolama sistemlerine oranla büyüktür fakat yarı katı depolama sistemlerinde de gübreyi sıvı olarak depolayabilmek mümkündür. Normalde yataklık yarı katı sistemlerde kullanılmaz. Yarı katı atıklarda nem içeriği %87-94 civarındadır. Bu nedenle yarı katı atıklar sıvı olarak da depolanabilir ancak bu koşulda özel pompa sistemlerine ihtiyaç duyulur (Fulhage and Pfost., 2001). 2.5.2.2. Gübre depo yapılarının konumlandırılması Depolama faaliyetleri mutlaka hava ve su kaynaklarında kirlilik yaratmayacak şekilde konumlandırılmalı, inşa edilmeli ve sürdürülmelidir. Deponun yapılacağı alandaki mevcut koşullar depolama faaliyetine izin verecek nitelikte olmalıdır. Gübre depo yapıları mutlaka genel ve yerel yasal gerekliliklere göre planlanmalı, dizayn edilmeli ve inşaatı yapılmalıdır (Anonymous, 2002). Akımlar ve sızıntıların su kaynaklarına bulaşmasını en aza indirmek için, depo yapıları mutlaka sel havzalarından uzağa yapılmalıdır. Ancak alan kısıtlamaları, depo yapısının sel havzası içine yapılmasını gerektiriyorsa, yapılar sel basmasından ya da hasardan 25 yıllık akışlarda bile yasalar ve projeleme kriterlerinin yerine getirilmesi şartıyla korunabilir. Depo yapıları inşa edilirken ayırım mesafeleri de göz önüne alınmalıdır. Ayırım mesafesinin belirlenmesi için, hakim rüzgarlar, çevredeki bina düzenlemeleri gibi peyzaj faktörleri, jeolojik oluşumlar, bitki örtüsü dikkate alınmalıdır. Bunlar yapıldığı taktirde koku kirliliğinin önüne geçilecek ve estetik oluşum korunacaktır (Anonymous, 2002). Gübre depoları yüzey sularına göl ve benzeri su kaynakları, akarsulara ve yer altı sularına karşı potansiyel kirliliği en aza indirecek şekilde konumlandırılmalıdır (Anonymous, 1996c). 36

Tüm gübre depoları, işletme içerisinde veya çevresinde bulunan kuyu ve benzeri yerlerden yasal hükümler çerçevesinde, en az 30 m uzaklıkta inşa edilmelidir (Anonymous, 1996c). Gübre depolarına temiz yüzey sularının sulandırma isteği olmadıkça karışmasını engellemek amacıyla kurulması planlanan yerlerde saptırma kanalları, su yolları oluşturulmalıdır. Bununla beraber planlanacak gübre deposunun gübre kütlelerinin hepsini kapalı yapı içerisinde muhafaza edecek her hangi bir çatlak nedeni ile sızma ve dış ortama atık maddelerin bulaşmasına neden olamayacak şekilde projelenmesi gerekmektedir. Eğer sızma ya da dış ortama nüfuz etme oluşursa, sıvı atıklar, daha önce belirtildiği gibi depo ortamında potansiyel kirlilik etkisi yaratmadan boşaltılmalıdır (Anonymous, 1996c). Depolama yapılarının planlanacağı yerlerdeki meteorolojik istasyonlardan alınan, hakim rüzgar yönlerine ait verilerin gerçekleşme olasılıkları analiz edilerek, yerleşim yerinde ve komşu işletmelerde koku iletimi sıklığının azaltılması için, depolama yapılarının mutlaka üstü kapalı yapılar şeklinde projelenmesi önerilmektedir (Anonymous, 1996e). 2.6. Gübrelerin Çevre Kirliliği Üzerine Etkileri Hayvan barınaklarında uygun şekilde temizlenip depolanmayan gübre, hem barınak içinde hem de dış ortamda büyük oranda çevre kirliliği yaratmaktadır. Bu amaçla barınaklarda ortaya çıkan gübrenin barınak havasına yaydığı koku ile hava içerisinde bulunan zararlı maddelerin çok iyi bilinmesi ve bunların hayvanlara ve insanlara zarar vermeyecek şekilde tolere edilmesi gereklidir. Açıkta depolanan gübrede koku, normal şartlarda 400 m mesafeden hissedilebilmektedir. Tavuk gübresinde bu mesafe, daha da azalmaktadır. Tarlaya serilmiş gübrenin kokusu ise, yaklaşık 2 km uzaklıktan hissedilebilmektedir. (Atılgan vd., 2007). Ülkemizin bazı yörelerinde evlerin zemin katları hayvan barınağı olarak kullanılmakta, barınaktan çevreye yayılan kötü kokulu yüksek oranda amonyak ve karbondioksit içeren kirli hava üst kattaki konutun iç atmosferinin de kirlenmesine yol açmaktadır. Hayvansal atıklar ve hayvan gübresi konutların yakınlarında üstü 37

açık bir şekilde depolandığında, çevreye kötü kokular yayarak hava kirliliğine neden olmakta ve başta sinek olmak üzere çeşitli haşerelerin çoğalmasını kolaylaştırarak çevre sağlığının bozulması ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasına zemin hazırlamaktadır (Gür, 1993). Hayvan barınaklarında ve çevresinde hayvan dışkıları nedeniyle çok büyük boyutlarda çevre kirlenmesi meydana gelmektedir. Bunlar genel hatlarıyla iki ana başlık altında incelenebilir (Sainsbury, 1981). 1. Hava kirlenmesi 2. Toprak ve su kirlenmesi 2.6.1. Hava kirlenmesi Özellikle gübrenin sıvı olarak barınak içerinde depolandığı sistemlerde önemlidir. Barınak havasının kalitesi gübre cinsine, miktarına ve gübre içeriğine bağlı olarak değişmektedir. Havalandırma yoluyla barınak içerisinde veya barınak altındaki depoda bulunan gübrenin karıştırılması sırasında büyük miktarda zehirli gazlar (H 2 S, NH 3, CO 2 ) serbest kalmakta ve barınak havasına bırakılmaktadır. Gübrenin barınak içerisinden temizlenmesi, yıkama, karıştırma ve bekleme işlemleri sırasında oluşan zehirleyici etkiye sahip bu gazlar yüksek konsantrasyonlarda ölüme kadar varan sonuçlara neden olmaktadırlar (Sainsbury, 1981). 2.6.2. Toprak ve su kirlenmesi Hayvancılık işletmelerinde kontrolsüz koşullarda depolanan gübre büyük ölçüde toprak ve su kirlenmesine neden olabilecek özelliktedir. Hayvan gübresinde su kirliliğine neden olan esas olarak 4 unsur yer almaktadır. Bunlar; azot, fosfor, patojen mikroorganizmalar ve organik maddedir. Bu unsurların çevreye etkisi Şekil 2.6 da gösterilmiştir (Olgun ve Polat, 2005). 38

Şekil 2.6. Hayvan gübresinde bulunan maddelerin çevreye etkileri Hayvancılık işletmelerinin ortaya çıkardığı kirlilik kaynakları, endüstriyel ve kentsel kirlilik kaynaklarından farklı olarak noktasal kirlilik kaynakları olmayıp daha geniş alanlara yayılmış olması, bu kaynakların neden olduğu su kirliliğinin boyutlarının bilinmesini daha da güç kılmaktadır. Dağınık kirlilik kaynakları olarak nitelendirilen gübreler, hayvansal atıklar vb. yüzey sularına veya yer altı sularına ulaşarak su kaynaklarının kalitesini bozmakta ve kullanılamaz duruma getirmektedir (Özek,1994; Ongley,1996). Ayrıca katı ve sıvı gübrenin doğrudan doğruya bir akarsuya boşaltılması, gübre depolarından olan sızıntılar ve aşırı gübre kullanımı yer altı ve yer üstü su kaynaklarında kirlenmeye yol açabilmektedir. Hayvansal atıkların sularda oluşturduğu kirlilik Şekil 2.7 de gösterilmiştir (Anonim, 2009b). 39

Şekil 2.7. Atıkların sularda oluşturduğu kirlilik Fosfor, su kaynaklarına karıştığı takdirde algler gelişir; bu durumda, su habitatlarında oksijen miktarı azalır ve balıklarda ölüm oranı artar. Suda yaşayan canlılar ve balıklar için nitratın zehirlilik sınırı değeri 3-13 g/l, nitritin 20-30 mg/l dir. İçme suyunda ise en fazla 45 mg/l nitrat bulunmalıdır. Sularda oksijen eksikliğinden kaynaklanan balık ölümleri Şekil 2.8 de gösterilmiştir (Anonim, 2009b). 40

Şekil 2.8. Sularda oksijen eksikliğinden kaynaklanan balık ölümleri Gübrenin araziye aşırı miktarda uygulanması su kirliliğinin yanında topraktaki boşlukların sıkışmasına ve toprak yüzeyinin kabuk bağlamasına yol açarak, toprağın fiziksel özellikleri üzerinde de olumsuz etkiler yaratmaktadır. Böyle topraklar, bitki gelişimini ve büyümesini de engellemektedir. Aşırı gübre uygulaması topraktaki bitki besin dengesini de olumsuz yönde etkilemektedir (Olgun ve Polat, 2005). 41

2.7. Hayvan Barınakları ve Atık Depolama Tesisleri ile İlgili Yasa ve Yönetmelikler Hayvan barınakları ve atık depolama tesisleri için Köy Kanunu nun 442/13. Maddesinde belirtilen köylerde ikamet eden köy sakinlerinin yapmaları zorunlu olduğu işler şu şekilde belirtilmiştir (Cantürk, 1996). a) Evlerden dökülecek pis suların kuyu, çeşme, pınar sularına karışmayarak, ayrıca akıp gitmesi için, üstü kapalı boşaltım yapılması, b) Köyün süprüntü ve gübreliğini köyden uzakça, yol üstü olmayan sapa ve rüzgar altı yerlerde yapmak ve işletmecilere o gübrelikten, ayrı ayrı yer gösterilmesi gerekmektedir. Köy Kanunu nun 442/14. Maddesinde belirtilen köylerde ikamet eden köy sakinlerinin, yapmakla yükümlü olduğu işler şu şekilde belirtilmiştir (Cantürk, 1996). a) Köy evlerinde, barınakların odalardan ayrı bir yerde yapılması, b) Ev, barınak ve tuvalet duvarlarının iç ve dış yüzeylerini, senede bir kez badanalanması gerekmektedir. Bütün bunlarla birlikte Türk Çevre Mevzuatı gereği, önlemlerin de alınması gerekmektedir. Kirletici niteliği yüksek tesisler ve ikinci dereceden gayri sıhhi tesisler grubunda yer alan, hayvancılık tesislerinin yerleşim konumlarının belirlenmesinde, aşağıdaki esaslara yasal sorumluluk gereği uyulması zorunludur (Abacıoğlu, 1996). a) Hayvancılık tesisleri, yerleşim bölgelerinden en az 500 m uzaklıkta kurulmalıdır, b) Atık gazlardaki toz biçimindeki emisyonlar ve kokulu salgılar, işletme şartlarında gösterilecek özenle azaltılmaya çalışılmalıdır. c) Atık gazlar baca üzerinden atmosfere atılmalıdır. Kullanıma uygun olanlar depolanmalı, bio gaz imkanları araştırılmalıdır. d) Sıvı dışkılar uygun biçimde bir depoda toplanmalı, koku salgıları azaltılmaya çalışılmalıdır. Katı dışkılar, uygun biçimde depolanmalıdır. e) Gübre depolama alanları, 3 aylık atıkların depolanabileceği boyutlarda projelenmelidir. 42

f) Gübre depolama alanları, sıkıştırılmış ve gübre deposuna doğru eğim verilerek projelenmelidir. Bu şekilde, yerleşim yerlerinin içinde veya ona yakın yerlerde kurulu bulunan hayvan barınaklarının, çevre kirliliği yaratması önlenebilir. Bu amaçla Türk Çevre Mevzuatı nın konu ile ilgili maddeleri aşağıda verilmiştir. 6.5.1930 tarihli ve 1489 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan 1593 Sayılı Kanun, Umumi Hıfzısıhha Kanunu nun 246. Maddesi: Yirmi bin den fazla nüfusu olan şehirlerde, umumi caddelerde veya belediyelerce tayin edilecek mıntıkalar içinde, hayvan barınağı bulundurulması yasaklanmıştır. 11.8.1983 tarihli ve 18132 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan 2872 Sayılı Çevre Kanunu nun zararlı kimyasal maddelerle ilgili 13. Maddesi: Havada, suda veya toprakta kalıcı özellik gösteren ve ekolojik dengeyi bozan kimyasal maddelerin üretim, ithal, taşıma, depolama ve kullanımında çevre koruması esasları dikkate alınır. Bu tür maddelerin üretimi, ithal, taşıma, depolama ve kullanımına ilişkin sınırlamaların yönetmelikle belirleneceğini ifade etmektedir. Aynı kanun zararlı faaliyetlerin durdurulması ile ilgili 15. Maddesi, kanunda yazılı yasalara aykırı hareket eden ve kanunlarla belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kuruluş ve işletmelere, mahallin en büyük mülki amiri bu yasaklara aykırı faaliyeti düzeltmek ve kanunda belirtilen yükümlülükleri yerine getirmek üzere esasları yönetmelikle belirlenen, yeteri kadar bir süre verir. Bu süre sonunda bunları yapmayan kurum, kuruluş veya işletmelerin faaliyeti, yasağın veya yerine getirilmeyen yükümlülüğün çeşit ve niteliğine göre kısmen veya tamamen süreli veya süresiz olarak durdurulacağından, ilgili kişi ve kuruluşların gerekli yasal yönetmeliklere uygun olarak faaliyetlerde bulunması gereklidir. 43

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal Bu araştırmada Burdur gölü çevresinde faaliyet gösteren büyükbaş hayvancılık işletmelerinin genel özellikleri, işletmelerin kuruluş planları, söz konusu işletmelerde atık depolama ve diğer yapıların özellikleri etüt edilmiştir. Büyükbaş hayvancılık işletmelerinde ortaya çıkan atıkların değerlendirme koşulları ve çevreye verdiği zararlar incelenmiştir. Çalışmayla ilgili olması nedeniyle araştırma yöresine ait iklim verilerinden en yüksek ve en düşük sıcaklık değerleri, rüzgar şiddetleri, en yüksek ve en düşük oransal nem değerleri uzun yıllar itibariyle saptanmıştır. 3.1.1. Çalışma alanının özellikleri Burdur ili; Güney-Batı Anadolu da, Göller Bölgesi olarak da adlandırılan Batı Akdeniz Bölgesinde yer alır. Ege, Akdeniz ve Orta Anadolu arasında bir geçit alanı olması nedeniyle Burdur iklimi değişik bir karakter gösterir. Güneybatı ve batıda yükselen dağlar, denizlerden gelen ılık ve nemli havanın iç kısımlara girmesine engel olur. İç kısımlarda yer yer yükselen dağlar ve tepeler de iklimi biraz sertleştirir. Burdur da iklim yazları sıcak, kışları soğuk kara iklimi gösterse de yağış bakımından Akdeniz iklimini andırır. Çizelge 3.1 de Burdur iline ait uzun yıllık bazı iklim değerleri verilmiştir. 3.1.2. Sıcaklık Yıllık ortalama sıcaklık 13.2 o C, yıllık yüksek sıcaklık ortalaması 24.8 o C, yıllık düşük sıcaklık ortalaması 3.5 o C, aylık düşük sıcaklık ortalaması 0.2 o C dir. Burdur da en düşük sıcaklık 1991 yılında -12.5 o C ve en yüksek sıcaklıkta 2000 yılında 39 o C olarak kaydedilmiştir. 44

Çizelge 3.1. Burdur iline ait uzun yıllar (1975-2008) aylık ortalama meteorolojik değerler tablosu (Anonim, 2009c) METE. PARAM. Ort. Sıc. ( o C) Ort. Mak. Sıc. ( o C) Mak. Sıc. ( o C) Ort.Min. Sıc. ( o C) Min. Sıc. ( o C) Ort. Nem (%) Ort. Gün. Sür. (saat) Yağış (mm) Ort. Rüz. Hızı (m/s) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 3 4 7 11 16 21 25 24 20 14 8.1 3.9 7 9 13 17 23 28 32 32 28 21 14 8 16 19 28 29 33 3 40 38 37 32 25 19-1 -1 1.6 5.9 10 14 15 16 12 8.1 3.4 0.5-14 -13-11 -7-1 5 10 10 4.4-2 -10-11 76 71 66 62 59 52 45 46 51 60 70 78 4 5 6 6.7 8.8 11 12 11 9.2 7.2 5.2 2.9 50 38 46 50 40 26 15 8 17 38 43 56 2.1 2.4 2.5 2.5 2 2 2.0 1.8 1.7 1.7 2.0 2.0 3.1.3. Bulutluluk ve güneşlenme Burdur da yıllık güneşlenme süresi günde 6.9 saattir. Güneşlenme Temmuzda günde 12.8 saat ile en yüksek, Ocakta ise günde 2.1 saat ile en düşük düzeye inmektedir. Burdur un yıllık bulutluluk oranı 3.9 dur. Bulutluluğun en fazla olduğu ay 7.6 ile Ocak, en az olduğu ay 0.3 ile Temmuz ayıdır. 3.1.4. Rüzgarlar Burdur da aylık ortalama rüzgar hızı 2.5 m/sn olarak belirlenmiştir. Ortalama rüzgar hızı Aralık, Ocak ve Mart aylarında en yüksek düzeye ulaşmış; en hızlı rüzgar ocak ayında, 30 m/sn güney doğu yönünde belirlenmiştir. Etkili rüzgarlar kış aylarında güney doğudan, yaz aylarında ise güney ve güney batıdan geldiği belirlenmiştir. 45

3.1.5. Nemlilik Burdur da yıllık oransal nem ortalaması %56.1 dir. Aylık oransal nem ortalaması Ekim, Kasım, Aralık aylarında ortalama %70 e kadar yükselirken Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında en düşük nem ortalaması olan %35 e düşmektedir. Bu değer yılda %2-5 arasında değişim göstermektedir. 3.1.6. Yağış Burdur da ortalama yıllık yağış 1077 mm dir. Aylık en fazla yağış Ocakta olup 171.1 mm, en düşük yağış ise Ağustosta 0.2 mm dir. Yıllık yağışlı günler ortalaması 7.6 gündür. En fazla yağışlı günlerin bulunduğu aylar 11.3 gün ile Aralık ve Ocak, en düşük yağışlı günlerin bulunduğu ay ise 8 gün ile Ağustostur. Yıllık karla kaplı gün ortalaması 4.3 gündür. En fazla karla kaplı ay 14 gün ile Ocak, en az karla kaplı aylar ise 1 gün ile Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarıdır. Kuraklık Haziran başlarında başlamakta, Ekim ayının başlangıcına kadar devam etmektedir. 3.1.7. Araştırmada elde edilen verilerin kaynağı Araştırmaların yapılabilmesi ve yetiştiricilik yapılan işletmelerdeki barınakların özellikleri hakkında iyi sonuçlar elde edebilmek için İl Tarım Müdürlüğündeki elemanlar yardımıyla, yörede bulunan işletmeler hakkında bilgi alınarak, yöreyi temsil edecek işletmeler Neyman örnek hacminin belirlenmesi yöntemi ile materyal olarak seçilerek, çalışma alanı içerisinde belirlenen işletmelere ayrı ayrı gidilmiştir. Araştırma materyali olarak belirlenen işletmelerle ilgili yapısal özelliklere ait veriler; işletmelerde yapılan ölçme, anket, gözlem ve çekilen fotoğraflarla sağlanmıştır. Materyal olarak belirlenen hayvancılık işletmelerinden elde edilen verilere göre, bunların çevre kirliliğine olan etkileri, konu ile ilgili yerli ve yabancı kaynakların ışığında incelenmiş, sonuçlar ortaya çıkarılmış ve önerilerde bulunulmuştur. 46

Materyal olarak seçilen işletmelerin bulunduğu köyler Şekil 3.1 de verilmiştir. Şekil 3.1. Burdur gölü çevresinde araştırma yapılan yerler (Anonim, 2009d) A: Kışla B: Yazıköy C: Karakent D: İlyasköy E: Senir F: Gölbaşı G: Hızırilyas H: Bağlar I: Kuruçay J: Akyaka 47

Etüt edilen işletmelerin Burdur Gölü çevresindeki dağılımı ve yetiştiricilik çeşitleri Çizelge 3.2 de gösterilmiştir. Çizelge 3.2. Etüt edilen işletmelerin Burdur Gölü çevresindeki dağılımı ve yetiştiricilik çeşidi İl Köy Anket Sayısı Yetiştiricilik Şekli Kışla 13 7 Besi, 6 Süt Yazıköy 9 3 Besi, 6 Süt Karakent 4 1 Besi, 3 Süt İlyasköy 5 3 Besi, 2 Süt BURDUR Senir 4 1 Besi, 3 Süt Gölbaşı 9 5 Besi, 4 Süt Hızırilyas 13 8 Besi, 5 Süt Bağlar 8 1 Besi, 7 Süt Kuruçay 7 2 Besi, 5 Süt Akyaka 2 1 Besi, 1 Süt Toplam 10 74 32 Besi, 42 Süt 3.2. Yöntem Bu araştırmada Burdur gölü çevresindeki büyükbaş hayvancılık tesislerinde ortaya çıkan atıklar, bu atıkların mevcut durumları, atıkların değerlendirilme ve depolanma koşulları ile çevreye yapmış oldukları zararlı etkileri araştırılmıştır. Anket sonuçları Microsoft Windows 2007 tabanlı Excel programı kullanılarak bilgisayar ortamında değerlendirilmiştir. Bunun sonucunda araştırmada şu şekilde bir sıra izlenmiştir. 48

3.2.1. Araştırma yapılan hayvancılık işletmelerinin seçimi Araştırma bölgesinde büyükbaş hayvancılık yapan işletmelerin kapasitelerine ilişkin istatiksel bilgiler Burdur Tarım İl Müdürlüğünden alınmıştır. İşletme kapasiteleri göz önüne alınarak Neyman Örnek Hacminin Belirlenmesi Yöntemi kullanılarak araştırma yapılacak işletme sayısı belirlenmiştir (Yamane, 2001). Formülde; n= (3.1) n: Örnek hacmini, Nh: İşletme sayısını Sh: İşletmelerdeki toplam hayvan sayılarının standart sapması D²: (d.t -2 ), d ortalamadan belirli bir orandaki (%1) sapmayı, t ise %99 güven aralığına karşılık gelen t tablo değerini (2.33) ifade etmektedir. Yukarıdaki formül kullanılarak yapılan hesaplama sonucunda %99 güvenirlik sınırı ve %1 hata payı ile anket uygulanacak işletme sayısı 74 olarak belirlenmiştir. 3.2.2. Arazi çalışmaları Araştırma materyali olarak belirlenen işletmelerle ilgili gerekli veriler hayvancılık işletmelerinde yapılan anket, gözlem, ölçme ve fotoğraflarla sağlanmıştır. Belirlenen 74 adet işletme hakkında barınakların yerleşim planlaması, mevcut durumu ve özellikleri, işletme kapasiteleri, yetiştiricilik çeşidi, barınak dışında yapılması gereken hayvansal sıvı ve katı atık depolarının mevcut durumu ile ilgili bilgiler, S.D.Ü. Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü nde hazırlanan anketler kullanılarak belirlenmiştir (Bkz. Ek). Araştırmanın arazi çalışmaları 2009 Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve 2010 Ocak, Şubat aylarında tamamlanmıştır. 49

3.2.3. Büro çalışmaları Seçilen işletmelerde yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen işletmelere ait yapısal ve çevresel veriler, S.D.Ü. Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü nde değerlendirmeye tabi tutulmuştur. İşletmelerde çevreye zararlı olabilecek atıkların toplanması, değerlendirilmesi ve su kaynaklarına olan uzaklıkların belirlenmesi çizelgeler, şekiller ve yüzde oranlar gibi istatiksel hesaplamalar bilgisayardan yararlanarak yapılmıştır. Anket sonuçlarının değerlendirilmesinde Microsoft Office Excel 2007 programı kullanılmıştır. Sonuçlar yüzde oranlar, şekiller ve çizelgeler şeklinde ifade edilmiştir. 50

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA 4.1. Araştırma Yapılan Büyükbaş Hayvan Barınaklarının Gruplandırılması Araştırma yapılan Burdur gölü çevresindeki 74 adet hayvan barınaklarının hepsi kişilere ait özel işletmelerdir. %57 sini süt inekçiliği işletmeleri, %43 ünü besi inekçiliği işletmeleri oluşturmaktadır. Barınaklardaki hayvan sayıları ortalama 23 baş olup, en fazla kapasite 88 baş olup, en düşük kapasite ise 5 baş olarak belirlenmiştir. Etüt edilen işletmelere ait hayvan kapasiteleri Çizelge 4.1 ve Şekil 4.1 de verilmiştir. Çizelge 4.1. Büyükbaş hayvan barınakları kapasiteleri ve yüzdeler Değer aralıkları İşletme Sayısı % 01-20 Hayvan 44 60 21-40 Hayvan 19 26 41-50 Hayvan 7 9 51-100 Hayvan 4 5 Toplam 74 100 Şekil 4.1. Büyükbaş hayvan barınaklarındaki hayvan sayıları Burdur gölü çevresinde araştırma yapılan işletmelerde barınak tipleri farklılık göstermektedir. 37 adet işletmede (%50) serbest açık barınak, 34 adet işletmede (%32) serbest duraklı açık barınak ve 13 adet işletmede (%18) kapalı barınakların 51

bulunduğu belirlenmiştir. İncelenen işletme sayıları ve yüzde oranları Çizelge 4.2 de verilmiştir. Çizelge 4.2. Etüt edilen barınak tipleri Barınak tipi İşletme sayısı % Serbest Açık Barınak 37 50 Serbest Duraklı Açık Barınak 24 32 Kapalı Barınak 13 18 Toplam 74 100 İncelenen işletmelerde farklı şekilde planlanmış büyükbaş hayvan barınağı tiplerine ilişkin resimler Şekil 4.2, Şekil 4.3, Şekil 4.4 ve Şekil 4.5 de gösterilmektedir. Şekil 4.2. Serbest açık barınak 52

Şekil 4.3. Serbest duraklı açık barınak Şekil 4.4. Kapalı barınak 53

Şekil 4.5. Katı ve sıvı atıklarını açıkta biriktiren kapalı barınak 4.2. Araştırma Yapılan Büyükbaş Hayvan Barınaklarında Oluşan Atıklar ve Bu Atıkların Mevcut Durumları Etüt edilen büyükbaş hayvancılık barınaklarının konumlarının belirlenmesinde öncelikle üzerinde durulması gereken konu, barınakların yerleşim alanlarına uzaklığıdır. Araştırmalar sonucunda barınakların yerleşim merkezlerine olan uzaklıkları ile ilgili değerler Çizelge 4.3 ve Şekil 4.6 da verilmiştir. Çizelge 4.3. Büyükbaş hayvan barınakların yerleşim merkezlerine olan uzaklıklar Uzaklıklar İşletme sayısı % 1-100 m 18 24 101-500 m 41 55 501-1000 m 10 14 1001-2000 m 3 4 2001-5000 m 2 3 Toplam 74 100 54

Şekil 4.6. Büyükbaş hayvan barınakların yerleşim merkezlerine olan uzakları Çizelge 4.3 de görüldüğü gibi hayvan barınaklarının %93 ünde, yerleşim merkezlerine olan uzaklığı 1000 m ve altındadır. Oysa araştırıcılar hayvan barınaklarının yerleşim yerlerinden en az 1600 m uzaklıkta olmasını önermektedirler (Erkan 2005; Atılgan vd., 2007). Sadece 5 adet işletmede (%7) bu mesafeye uyulduğu belirlenmiştir. İnceleme yapılan bölgede katı atıklar işletmenin hemen yanında depolanmaktadır. Bundan dolayı katı atıkların yerleşim merkezine olan uzaklıkları barınakların yerleşim yerlerine olan uzaklıkları ile aynıdır. Bunun yanı sıra yerleşim alanları içerisinde ve barınaklar içerisinde atıklarını biriktiren işletmeler de mevcuttur. Araştırma yapılan bölgedeki büyükbaş hayvancılık işletmelerinin çok fazla bulunduğu yerlerde barınakların neredeyse birbiri ile iç içe inşa edildiği ve komşu barınakların, atıklarını her iki barınağa da yakın olan bir yerde depoladığı gözlenmiştir. Bu nedenle atıklardaki kokular komşu işletmeye çok rahat ulaşmakta, atıkların yığınlar halinde birbirine yakın biriktirilmesi sonucunda da koku ve görüntü kirliliği ortaya çıkmaktadır. İşletmelerdeki barınaklara ait atıkların biriktirildiği alanın çevrede bulunan komşu işletmeye uzaklığı incelenmiş Çizelge 4.4 ve Şekil 4.7 de gösterilmiştir. 55

Çizelge 4.4. Barınaklardaki hayvansal katı atık yığınlarının komşu işletmeye olan uzaklıkları Uzaklık İşletme Sayısı % 1-50 m 54 73 51-150 m 7 9 151-200 m 4 5 201-300 m 5 7 301-400 m 2 3 >400 2 3 Toplam 74 100 Şekil 4.7. Barınaklardaki hayvansal katı atık yığınlarının komşu işletmeye olan uzaklıkları Şekil 4.7 de görüldüğü gibi katı atık yığınlarının komşu işletmeye uzaklığı ortalama olarak 50 m dir. En fazla mesafe ise 400 m civarındadır. Araştırıcılar gübre yığınlarının ya da depolarının komşu işletmeye olan mesafesini küçük işletmeler için minimum 150 m olmasını önermektedir. Büyük işletmeler için özellikle 600 baş besi veya 430 baş süt ineği kapasiteli işletmeler için bu değerin minimum 450 m olmasını gerektiğini belirtmektedirler (Liang and Van Devander, 2010). Anket yapılan işletmeler hayvan sayısı açısından küçük işletme grubuna girmektedir. Küçük işletmeler için önerilen uzaklığa göre 61 adet işletme, yani işletmelerin %92 sinde bu mesafeye uyulmadığı görülmüştür. 56

İşletmelerde oluşan atıkların işletme içerisindeki su kaynağına olan uzaklıkları Çizelge 4.5 ve Şekil 4.8 de gösterilmiştir. Çizelge 4.5. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların işletme içersindeki su kaynağına olan uzaklıkları Uzaklık İşletme Sayısı % 1-10 m 39 53 11-20 m 20 27 21-30 m 10 13 31-40 m 3 4 41-50 m 2 3 Toplam 74 100 Şekil 4.8. Büyükbaş hayvan barınaklarda oluşan atık yığınlarının işetme içerisindeki su kaynağına uzaklıkları Çizelge 4.5 de görüldüğü gibi, araştırılan işletmelerin %93 ünde katı ve sıvı atıklarının su kaynağına uzaklığı 30 m ve altındadır. Araştırmalara göre işletme içerisindeki su kaynağına uzaklığın en az 30 m olması istenmektedir (Chastain and Jacobson, 1996; Mutlu, 1999; Cayley et al., 2004). Bu mesafeye toplam işletmelerin %7 sini oluşturan sadece 5 adet işletmede, uyulduğu belirlenmiştir. 57

Hayvan barınaklarında oluşan katı ve sıvı atıkların iyi bir şekilde depolanmasının yanında; yakın çevrede bulunan göl, nehir, dere ve drenaj kanalına olan mesafeleri de önemlidir. Atıkların doğal (su kaynağı ile karışmaması için) uzaklıkları Çizelge 4.6, Çizelge 4.7, Şekil 4.9 ve Şekil 4.10 da gösterilmiştir. Çizelge 4.6. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların göl ve benzeri su kaynaklarına olan uzaklıkları Uzaklık İşletme Sayısı % 1-2000 m 11 15 2001-4000 m 42 57 4001-6000 m 17 23 6001-8000 m 3 4 >8000 m 1 1 Toplam 74 100 Şekil 4.9. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların göl ve benzeri su kaynaklarına olan uzaklıkları Şekil 4.9 da görüldüğü gibi, barınakların 42 tanesinde atıkların göl ve benzeri su kaynaklarına olan uzaklıkları 2001-4000 m arasında değişmektedir. En uzak mesafe ise 8000 m olarak belirlenmiştir. Yapılan araştırmalara göre bu mesafenin en az 300 m olması istenmiştir (Chastain and Jacobson, 1996; Mutlu, 1999; Cayley et al., 2004). Bu koşula işletmelerin hepsinde uyulduğu belirlenmiştir. 58

Çizelge 4.7. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların nehir, dere ve drenaj kanalına olan uzaklıkları Uzaklık İşletme Sayısı % 1-100 m 19 26 101-400 m 11 15 401-600 m 6 8 601-800 m 1 1 >800 m 37 50 Toplam 74 100 Şekil 4.10. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıkların nehir, dere ve drenaj kanalına olan uzaklıkları Çizelge 4.7 de görüldüğü gibi işletmelerde oluşan atıkların %26 sı 100 m ve altında olarak belirtilmektedir. Araştırıcılara göre bu mesafenin en az 100 m olması belirtilmektedir (Chastain and Jacobson, 1996; Mutlu, 1999; Cayley et al., 2004). Araştırma yapılan işletmelerin 19 adet işletmede, (%26) bu mesafeye uyulmamıştır. Büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıklar yalnızca katı atık olarak düşünülmemelidir. Sıvı atıklar da insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından kirlilik unsuru olabilir. Sıvı atıklar uygun şekilde biriktirilip depolanmadığı takdir de sızıntılar ve yüzey akışlarla yer altı ve yer üstü su kaynaklarına karışarak yüksek 59

oranda kirliliğe yol açabilir. Bu nedenle bölgede inceleme yapılırken sıvı atıkların durumu da araştırılmıştır. Bölgedeki çoğu işletmelerde yüzey sularının kontrolünde mevcut drenaj sisteminin olmadığı, olan işletmelerde de drenaj sistemlerinin yetersiz olduğu ve ilkel yöntemlerle yüzey sularının uzaklaştırılmaya çalışıldığı gözlenmiştir. Özellikle drenaj sistemi olmayan işletmeler çevrede sıvı ve kokulu atık birikintilerinin oluşmasına sebep olmaktadır. İşletmelerde mevcut drenaj sistemlerini kapalı alan drenajı ve yapının çevre drenajı şeklinde ayırmak mümkündür. Ancak her iki drenaj durumu içinde, konu edilen işletmelerde kurulu drenaj sistemlerinin olmadığı belirlenmiştir. İşletmelerde drenaj sistemi olmadığından, sıvı atıkların işletme içerisinde biriktiği, kötü koku oluşturduğu ve hayvanlara bulaştığı gözlenmiştir. Şekil 4.11, 4.12 ve 4.13 de bununla ilgili resimler görülmektedir. Şekil 4.11. Sıvı ve katı atıkların kontrolsüz biriktirildiği bir işletme 60

Şekil 4.12. Sıvı atıkların dış ortama gelişi güzel yapıldığı bir işletme Şekil 4.13. Sıvı atıkların hayvanlara zarar verecek şekilde biriktirildiği bir işletme 61

İşletmelerde oluşan atıkların depolama yapılarında ya da depolama yapıları olmayan işletmelerde açıkta bozulmadan biriktirilme sürelerine ait değerler Çizelge 4.8 ve Şekil 4.14 de verilmiştir. Çizelge 4.8. Büyükbaş hayvan barınaklarında atıkların depolama süreleri Süre İşletme Sayısı % 1 Ay 8 11 1-3 Ay 5 7 3-6 Ay 21 28 6 Ay-1 Yıl 38 51 > 1 Yıl 2 3 Toplam 74 100 Şekil 4.14. Büyükbaş hayvan barınaklarında atıkların depolama süreleri İncelenen 74 adet hayvancılık işletmesinde atıkların büyük çoğunluğunda (%95) açıkta yığınlar halinde biriktirildiği görülmüştür. Çok az işletmede atık depolama sistemi olsa da bunların kullanılmadığı belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde hayvan barınaklarına ait gübre depolarının mevcut durumları Çizelge 4.9 da verilmiştir. 62

Çizelge 4.9. İncelenen işletmelerdeki büyükbaş hayvan barınaklarında gübre depoları Gübre Deposu Durumu İşletme Sayısı % Gübre Deposu Var 4 5 Gübre Deposu Yok 70 95 Toplam 74 100 İşletme içerisinde gübre deposu bulunan işletmelerde gübre depolarının amacına uygun kullanılmadığı görülmüştür. Gübre deposu olan işletmelerde bile hala gübrenin açıkta önlem alınmadan biriktirildiği görülmüştür. Ayrıca gübre depoları amacına uygun kullanılmamaktadır. Amacına uygun kullanılmayan atık deposu Şekil 4.15 de gösterilmiştir. Şekil 4.15. Amacına uygun kullanılmayan bir atık deposu İşletmelerdeki barınaklarda gübreyi iç ortamdan dış ortama uzaklaştırmak için teknik yöntemler kullanılmamaktadır. Gübreler barınak dışına insanlar yardımı ile el arabaları ve traktörlerin arkalarına takılan kazıyıcılarla götürülmektedir. Daha sonra 63

atıklar belli süre biriktikten sonra römorklara doldurulup işletmelerden uzaklaştırılmaktadır. Atıkların, işletme içerisinde taşıma ve biriktirmenin kolay yapılabilmesi amacıyla barınağa yakın alanlarda bazı işletmelerde hayvanların gezinti alanlarında, bazıların da ise barınağın hemen çıkış kapısına en yakın yerde depolandığı gözlenmiştir. İşletme içerisinde gübre deposu olmayan ve oluşan gübreleri işletme avlusunda ve açıkta; çevre ortamına zarar verecek şekilde; yığınlar halinde biriktiren çeşitli işletmelere ait resimler Şekil 4.16, Şekil 4.17, Şekil 4.18 ve Şekil 4.19 da verilmiştir. Şekil 4.16. Yerleşim yeri içerisinde gelişi güzel biriktirilmiş atıklar 64

Şekil 4.17. Atıkların çevreye zarar verecek şekilde pencerelerden atılarak biriktirilen bir işletme Şekil 4.18. Atıkların işletme içerisinde gezinti alanında biriktirildiği bir işletme 65

Şekil 4.19. Çevreye ve bahçelere zarar verecek şekilde biriktirilmiş atıklar İncelenen işletmelerde barınak yapılarında mikroorganizmal enfeksiyonlara karşı çeşitli önlemler alınmaktadır. Bir adet işletmede (%1.35) yalnızca barınak içinde yapılan kireçleme, 14 adet işletmede (%18.95) yalnızca ilaçlama, 7 adet işletmede (%9.45) sadece günlük temizlik, 52 adet işletmede (%70.25) aşılama işlemleri yapılarak mikroorganizmal enfeksiyonlara karşı önlemlerin alındığı gözlenmiştir (Çizelge 4.10 ve Şekil 4.20). Çizelge 4.10. Büyükbaş hayvan barınaklarında mikroorganizma kaynaklı enfeksiyonlara karşı alınan önlemler Önlemler İşletme Sayısı % Kireçleme 1 1.35 İlaçlama 14 18.95 Günlük Temizlik 7 9.45 Aşılama 52 70.25 Toplam 74 100 66

Şekil 4.20. Büyükbaş hayvan barınaklarında mikroorganizma kaynaklı enfeksiyonlara karşı alınan önlemler İşletmelerde yapılan diğer bir inceleme konusu da hayvan ölümleridir. İncelenen 74 adet işletmenin çoğunda, işletme sahipleri anket sorularındaki hayvan ölüm nedenlerine benzer cevaplar vermişlerdir. Bazı işletmelerde öleceği anlaşılan hayvanlar kesilmektedir. Birçok işletmede de hayvan ölümü olmadığı gözlenmiştir. Bunun sebebi ölüm olmayan işletmelerin çoğunun besi yetiştiriciliği yapmasıdır. Çünkü daha çok ölümler yavru atma sebebiyle kaynaklanmaktadır. Barınaklarda hayvan ölümlerine neden olan faktörle Çizelge 4.11 ve Şekil 4.21 de verilmiştir. Çizelge 4.11. Büyükbaş hayvan barınaklarında hayvan ölüm nedenleri Ölüm nedenleri İşletme Sayısı % Enfeksiyon 8 10.81 Yavru Atma 16 21.62 Enfeksiyon ve Barınak Yetersizliği 13 17.57 Ölüm Olmayan İşletmeler 37 50 Toplam 74 100 67

Şekil 4.21. Büyükbaş hayvan barınaklarında hayvan ölüm nedenleri Hayvan ölümleri ve ölen hayvanlara uygulanan işlemler yönünden 34 adet işletmede (%46) ölen hayvanlar çukura koyulup toprakla örtülmekte, 3 adet işletmede (%4) ise ölmeden kesilmektedir. Birkaç işletmede de ölen hayvanlar köpeklere verilmektedir ancak bu çok nadir bir durumdur. Geriye kalan 37 adet işletmede de hayvan ölümü olmadığı belirlenmiştir. Yazıköy de işletme sahipleri ölen hayvanları köyün belli bir yerinde açılan ortak çukura gömmektedir. Çevreyi daha fazla kirletmemek açısından düşünüldüğünde en iyi uygulama yönteminden biridir. İşletmeler de ölen hayvanlara uygulanan işlemler Çizelge 4.12 ve Şekil 4.22 de verilmiştir. Çizelge 4.12. Büyükbaş hayvan barınaklarında ölen hayvanlara uygulanan işlemler Uygulanan İşlemler İşletme Sayısı % Çukura koyup toprakla örtme 34 46 Kesme 3 4 Ölüm Yok 37 50 Toplam 74 100 68

Şekil 4.22. Büyükbaş hayvan barınaklarında ölen hayvanlara uygulanan işlemler İşletmelerde göz önünde bulundurulacak diğer bir kriterde hayvanların barınaklarda kalma süreleridir. Süt yetiştiriciliği yapılan işletmelerde hayvanların barınaklarda kalma süreleri en az 4 ay en fazla 1-4 yıl arasına değişmektedir. Barınaklarda kalma süreleri arttıkça üretilen gübre miktarı da o oranda artış gösterecektir. Barınaklarda üretilen gübre işletmelerde çeşitli şekillerde değerlendirilmektedir. İşletmelerin 62 adedinde (%84) gübre bitkisel üretimde kullanılmaktadır. Bu 62 adet işletmede işletme sahibine ait tarla ya da bahçeler bulunmakta barınakta çıkarılan gübre barınakta belli bir süre bekledikten sonra özellikle yetiştiricilik dönemi başlangıcında veya hasat sonunda araziye atılmaktadır. Direk olarak araziye atılan gübreler bitkileri yakmakta bundan dolayı da verim ve kaliteyi düşürmektedir. Her hangi bir işlem uygulanmadan araziye atılan gübrelerin kokusu çevreden yoğun şekilde hissedilmekte ve çok uzakta olsa bile rahatsız edici boyutlarda olmaktadır. Bu olumsuz koşulları önlemek amacıyla gübreler mutlaka bekletildikten sonra araziye uygulanmalıdır. Buradaki amaç gübrelerin yanarak kokularının azaltılması ve bitkilere olan zararın azaltılıp daha faydalı hale getirilmesidir. İşletmelerin 12 adedinde (%16) barınaklardan çıkarılan gübreler satılmaktadır. Gübrelerin bir kısmı Antalya da seracılık ve fide yetiştiriciliği yapan işletmelere 69

satılmaktadır. İşletmeler gübrelerin 10 ton unu yaklaşık olarak 1000 Tl ye satmaktadırlar. Buda işletmeler için ayrı bir gelir kaynağıdır. İşletmelerdeki gübre değerlendirme durumuna ilişkin bilgiler Çizelge 4.13 ve Şekil 4.23 de verilmiştir. Çizelge 4.13. Büyükbaş hayvan barınaklarında gübre değerlendirme durumu Gübrenin Değerlendirilmesi İşletme Sayısı % Bitkisel Üretimde 62 84 Satarak 12 16 Toplam 74 100 Şekil 4.23. Büyükbaş hayvan barınaklarında ortaya çıkan gübrenin değerlendirme durumu İşletmelerde oluşan gübreler değerlendirmek üzere değişik şekillerde işletmeden uzaklaştırılmaktadır. Bu uzaklaştırma işlemi için en yaygın olarak kullanılan yöntem traktör ya da el arabası ile taşıma şeklidir. Şekil 4.24 de gübrenin traktör ile taşınması görülmektedir. 70

Şekil 4.24. Gübrenin traktör ile taşındığı bir işletme İncelenen işletmelerdeki büyükbaş hayvan barınaklarının çoğunda, yardımcı ekipman bölmesi, atık depoları, çevre düzenlemeleri konularında çevre planlaması dikkatle ve özenle yapılmamıştır. Ancak bazı işletmelerde bu konularda belirli ölçütlere uyulmuş ve oldukça düzenli bir görünüm elde edilmiştir. İşletmelerin 12 adedinde (%16) belirgin bir çevre düzenlemesi yapılmış, 62 adet işletmede (%84) ise herhangi bir çevre düzenlemesinin yapılmadığı gözlenmiştir. Bölgede incelenen işletmelerin çoğunluğunda yer seçiminde ve barınakların konumlandırılmasında gereken özen gösterilmemiştir. Barınaklar yerleşim alanı içerisinde ve işletme sahiplerinin konutlarına bitişik ya da altına inşa edilmiştir. Bu barınaklardan konuta yayılan kokuların insanları rahatsız ettiği yapılan incelemelerde belirlenmiştir. 71

5. SONUÇ Büyükbaş hayvan barınaklarında üretilen gübreler uygun şekilde depolarda depolanmadığı takdirde çevre kirliliğine neden olmaktadır. Barınaklarda içinde üretilen katı ve sıvı gübreler hayvanlara bulaşarak zararlı bakterilerin oluşmasına sebep olmakta, çalışan insanlara zarar verecek şekilde koku yaratmaktadır. Gübrenin barınak dışında üstü açık ve yığınlar halinde biriktirilmesi bitkisel üretimde kullanılacak olan gübrenin kalitesini azaltmakta, koku ve görüntü kirliliği oluşturmaktadır. Çevreye zarar vermeyecek şekilde atıkların depolanması için sızıntı yaratmayacak şekilde katı ve sıvı gübre depolarında depo edilmeli, gübre depoları barınak planlanırken yardımcı ekipmanlar bölümü içerisinde düşünülmelidir. Araştırma yapılan bölgedeki işletmelerin %95 inde gübre deposu bulunmamaktadır. Gübreler dışarıda rastgele, üstü açık şekilde hiçbir önlem alınmadan biriktirilmektedir. Bazı işletmelerde de gübreler hayvanların bulunduğu yerde hayvanların hareket etmelerine ve sağlıklarına zarar verecek şekilde barınak içerisinde biriktirilmektedir. Gübre depoları olanlarda da amacına uygun kullanım görülmemekte, mekanizasyondan yararlanılmaktadır. Bunun sonucunda işletmelerde çalışan insan sayısı artmakta, hayvanlar için sağlıklı olmayan ortamlar yaratmakta, verimin azalmasına neden olmaktadır. Gübrenin hiçbir önlem alınmadan açıkta biriktirilmesi sonucunda çevreye çeşitli etkileri görülebilir: Açıkta biriktirilen gübrelerden oluşan sızıntılar yağmur sularıyla karışarak yer altı ve yer üstü sularına ulaşmaktadır. Gübrelerdeki akıntılar sonucu oluşan azot ve fosfor su kaynaklarına ulaşarak zarar verir. Fosfor sularda ötrifikasyon oluşturarak oksijen miktarını azaltarak sularda yaşayan canlıların ölümüne neden olur (Anonim, 2009b) Araştırma yapılan Burdur gölü çevresindeki işletmelerin büyük bir kısmında gübre deposu olmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle bölgedeki hayvancılık işletmelerinin çevre kirliliği yaratan kaynakların başında gösterilebilir. Barınak yerleri seçilirken 72

drenaj koşullarına dikkat edilmediğinden, yağmur sularıyla atık suların karışarak barınak civarında çevre kirliliği yarattığı görülmüştür. Büyükbaş hayvancılık işletmelerinde yetiştirme döneminde zararlı gazlar, tozlar ve çok miktarda katı ve sıvı atık üretilir. Üretilen bu atıklar gerekli önlemler alınmadığı takdirde çevreyi, insan ve hayvan sağlığını rahatsız edecek boyutlara ulaşmaktadır. Hayvanların barınak içinde kaldığı dönemlerde üretilen katı ve sıvı atık miktarları artmakta, biriken atıklardan çevreye yayılan koku rahatsız edici boyutlarda olmaktadır. İncelenen işletmelerde barınak içinde yoğun şekilde katı ve sıvı biriktirilmekte ve zamanında temizleme yapılmadığı görülmektedir. Birkaç işletmede de oluşan atıklar hayvanların hareket etmesini engelleyecek miktarda barınakta biriktirilmiştir. İşletmelerde katı ve sıvı atıklar için depolama yapısı bulunmamaktadır. Barınaklarda sıvı atıkların ortamdan uzaklaştırılması için herhangi bir drenaj sistemi yapılmadığı, ayrıca barınaktan son derece ilkel yöntemlerle uzaklaştırıldığı ve yer altı ve yüzey sularına karışmasını engellemek için hiçbir önlem alınmadığı gözlemlenmiştir. Yağmur sularıyla atıklardaki sızıntılar yüzey sularına ulaşmaktadır. Atık deposu olmadığından atıklar yoğun şekilde çevreye yayılmakta ve kirlilik oluşturmaktadır. Bu nedenle işletmelerde olumsuz sonuçların doğmaması ve çevre kirliliğini en aza indirebilmek için birtakım önlemler alınması ve uyulması gerekledir. Bu önlemleri şöyle sıralayabiliriz: Hayvan barınaklarında gübre ileride değerlendirilmek üstü kapalı yanları açık bir depo içerisinde biriktirilmelidir. Gübre işletme içerisinde rastgele açıkta biriktirildiğinde hem çevre kirliliği, hem de içerisindeki kimyasal maddeler nedeniyle hava kirliliği yaratmaktadır. Bu nedenle her işletmede çıkan gübreyi belirli süreler içersinde uygun şekilde depolayabilecek gübrelik planlanmalıdır (Mutlu, 1999; Karaman, 2006). Ortamdan uzaklaştırılacak sıvı atıkların işletmelerdeki konutlara, yüzey sularına veya yer altı sularına karışmamasına dikkat edilmeli, yer altı tanklarına drene edilerek biriktirilmelidir (Harner et al., 1997). 73

Gübre depolama tesislerinin kapasitesi doğrudan tahliye veya yüzeysel akıntı ve toprağa karışma yoluyla su kirlenmesini önleyecek şekilde olmalıdır (Öztürk, 2003). Gübre depolarına temiz yüzey sularının karışmasını engellemek amacı ile kurulması planlanan yerlerde çevirme kanalları yapılmalıdır (Anonymous, 1996b). Hava kirliliğinin azaltılması için gübre depolarının üstü kapalı yanları açık yapılmalıdır. Açık sistemlerde mutlaka yüzey akışını engelleyecek toplama ve uzaklaştırma kanalları yapılmalıdır (Olgun ve Polat, 2005). Gübre ticareti amacıyla hayvancılık işletmelerinden toplanan gübreleri yerleşim alanları içinde ve hiçbir önlem almaksızın açıkta büyük yığınlar halinde bekleten işletmelerin mutlaka ıslah edilmeleri gerekmektedir. Ayrıca bu işletmelerin yerleşim alanları dışında faaliyet göstermeleri ve yeterli kapasite ve özellikte depolama yapılarını yapmaları zorunlu kılınmalıdır (Olgun ve Polat, 2005). İşletmeler kurulurken bölgenin rüzgar yönüne dikkat edilmeli, rüzgarların oluşacak kokuları yerleşim yerinden uzaklaştıracak şekilde barınaklar yapılmalıdır. Ölen hayvanlar çevre kirliliği, sağlık problemleri oluşturmayacak şekilde hemen uzaklaştırılmalı, bütün işletmelerde ölen hayvanlar için bir alan belirlenmeli ve orada toprağa gömülmelidir. Hayvan barınakları konutlardan ayrı yapılmalı, konutların altına ve yan duvarlarına ortak şekilde inşa edilmemelidir. Barınaklar Türk Çevre Mevzuatında yer alan hükümler gereğince yerleşim yerinden, göl ve benzeri su kaynaklarından, nehir, sulama ve drenaj kanallarından, işletme içerisinde var olan kullanma suyu şebekelerinden önerilen sınır eğerle içerisinde olmalıdır. 74

Yapılan araştırmalar sonucunda alınması ve uyulması gereken önlemlere yeterince uyulmadığı belirlenmiştir. Bunun sonucunda barınaklarda oluşan atıkların değerlendirilmediği veya açıkta bekletildiği koşullarda, herhangi bir depolama ile ilgili tedbir alınmaması durumunda çevre kirliliğine yol açabileceği belirlenmiştir. Sonuç olarak hayvan barınaklarından oluşan kirlilik mevcut yasa ve yönetmeliklerde bulunan kurallara uyularak, gerekse işletme sahiplerinin gayret ve çabalarıyla gübrelerin oluşturduğu çevre kirliliği önlenebilir ya da çevreye olan zararları en aza indirilebilir. Bunun yanı sıra yasa ve yönetmeliklerde bulunan kurallara uymayanlara caydırıcı cezalar verilerek kurallara uymaları sağlanabilir. 75

6. KAYNAKLAR Abacıoğlu, M., 1996. Çevre Kanunu ve Çevre Sağlığı Mevzuatı, Adalet Matbaacılık, 657 s., Ankara. Alagöz, T., Kumova, Y., Atılgan, A., Akyüz, A., 1996. Hayvancılık Tesislerinde, Ortaya Çıkan Atıklar ve Yarattığı Çevre Kirliliği Üzerine Bir Çalışma, Tarım-Çevre İlişkileri Sempozyumu, 13-15 Mayıs 1996, M.Ü. Mühendislik Fakültesi, Mersin. Alagöz, 1990. Hayvan Barınakları, Ders Notları, Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü, Adana. Alkan, Z., 1972. Atatürk Üniversitesi Yayınları, No:252/A, Ziraat Fakültesi Yayınları, No:19, Ders Kitapları Serisi, No:20, Erzurum. Anonim, 1988. Sığır Ahırları İnşaa Kuralları. Türk Standartları Enstitüsü Yayınları. Yayın no: TS 5689, 42s, Ankara. Anonim, 1989. Beşinci Bilimsel ve Teknik Çevre Kongresi, Çukurova Üniversitesi Adana. Anonim, 2008. TÜİK, Hayvansal Üretim İstatistikleri. İnternet Sitesi. http://www.tuik.gov.tr. Erişim Tarihi: 15.11.2009. Anonim, 2009a. Hayvancılık Bilgisi. T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları, Açıköğretim Fakültesi Yayınları. İnternet Sitesi http://books.google.com/books. Erişim Tarihi: 10.12.2009. Anonim, 2009b. İnternet Sitesi. http://www.bilgipasajı.com/forum/b-454/69475- ahirgübresimuhafazasıveuygulanması.html. Erişim Tarihi: 22.12.2009. Anonim, 2009c. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Verileri, Ankara. Anonim, 2009d. İnternet Sitesi. http://www.googleearth.com.tr. Erişim Tarihi: 13.02.2010. Anonim, 2010. Büyükbaş Hayvan Barınakları. İnternet Sitesi. http://www.sutplatformu.com/kategoriler/20100119_64_6003381610.pdf. Erişim Tarihi: 05.11.2009 Anonymous, 1963. Beef Equipment Plans, Design Information and Layouts, Iowa State University, Midwest Plain Service, Ames, Iowa, USA. Anonymous, 1971. Structure and Environment Handbook, Agricultural Engineering Building, Midwest Plain Service, Ames, Iowa, USA. Anonymous, 1986. Farm Structures in Tropical Climates, A Textbook for Structural Engineering and Design, Animal Housing, Rome. 76

Anonymous, 1993. Ashrae Handbook Fundamentals, Environmental Control for Animal and Plants, 9p. Anonymous, 1996a. Manure Production and Ens. Practic. Asae, Ep 379.1, 576-578 p. Characteristic, Standard of ASAE, Anonymous, 1996b. Design of Anaerobic Lagoons for Animal Waste Management Standard of Asae, Ens. Practic. Asae, Ep 403.2 Aug 93, 591-595 p. Anonymous, 1996c. Manure Storage Safety, Standard of ASAE, Ens. Practic. Asae, Ep 393.2, 585-589 p. Anonymous, 1996d. Terminology for Livestock Waste/Manure Equipment, Standard of Asae, Ens. Practic. Asae, 640-642 p. Handling Anonymous, 1996e. Manure Storage Safety, Standard of ASAE, Ens. Practic. Asae, Ep 470, 642-646 p. Anonymous, 2000. Animal Waste Management. Collection and Storage of Agricultural Animal Wastes and Wastewater: Fact Sheet. The University of Arizona. Anonymous, 2002. Natural Resources Conversation Service Conversation Practice Standard Waste Storage Facility. Code 313. Anonymous, 2010. Reducing the Risk of Groundwater Contamination by Improving Animal Manure Storage. Subject Code 376. A. EB1746-F7, 8p, Washington. Atılgan, A., 1994. Şanlıurfa Yöresi Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Ahırların Yapısal Yönden Mevcut Durumları ve Geliştirilmesi Üzerine Bir Çalışma. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Yüksek Lisans Tezi. Adana. Atılgan, A., 2000. Adana İli Açık Perde Sistemli Etlik Piliç (Broiler) Kümesinde Çevre Koşullarının Düzenlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Doktora Tezi. Adana. Atılgan, A., Saltuk, B., Erkan, M., Alagöz, T., 2007. Akdeniz Bölgesinde Hayvan Gübreleri Çevre Kirliliği Oluşturuyor. Ekoloji Dergisi, 15, 58, 1-7s. Balaban, A., Şen, E., 1982. Tarımsal Yapılar, Ankara Üniversitesi, Zir. Fak. Yayınları, No: 845, Ankara. Barker, J.C., 1996. Lagoon Design and Management for Livestock Waste Treatment and Storage. North Carolina State Univ. Coop. Ext. Serv. Publication: Ebae 83-103. Releigh, North Carolina, 8 p. 77

Bates, D.W., 1983. Stall Barns. A Design Overview. Minnesota Agricultural Experiment Station. Univ. of Minnesota, 107p. Bayındır, Ş., Şahin, S., Uysal, F., 2004. Türkiye de Çiftlik Gübresi Kullanım Potansiyeli. 3. Ulusal Gübre Kongresi 11-13 Ekim 2004, 735-742 s., Tokat. Bayraktaroğlu, E., 1983. Sığır Besiciliğinde Materyal, Barınak, Bakım ve Yönetim. Sığır besiciliği Semineri YEMTAŞ: Sakarya Yem Sanayi Ticaret A.Ş., Adapazarı. Bonner, J., Thomas, J., Crenshaw, M., Mickinley, B., Burcham, T.N., 1995. Managing Animal Waste Nutrients. Mississippi State Univ. Coop. Ext. Serv. Mississippi. Publication No: 1937, 12p. Büscher W., Hartung E., Keck M., 1994. Ammonia Emission by Different Ventilation Systems. Animal Waste Management. Proceedings of the Seventh Technical Consultation on the Escorena on Animal Waste Management. Bad Zwischenahn, Germany 17-20 May 1994, 45-49 p. Camberato, J., Lippert, B., Chastain, J., Plank, O., 1996. Land Application of Animal Manure, http://hubcap.clemson.edu. Erişim Tarihi: 12.01.2010 Cantürk, B., 1996. Çevre Kanunu ve İlgili Mevzuat, Melisa Matbaası, 689s, İstanbul. Cayley, J., Johson, J., Ward, D., 2004. Nutrient Management Act Siting Regulations for Manure Storage Structures. URL:http://www.gov.on.ca/OMAFRA/english/engineer/facts/04-11.htm Erişim Tarihi: 23.05.2010 Charavaryamath C., Singh B., 2006. Pulmonary Effects of Exposure to Pig Barn Air. Journal of Occupational Medicine and Toxicology, 1(1): 10 p. Chastain JP, Jacobson LD.1996. Site Selection for Animal Housing and Waste Storage Facilities. (www Document), URL:http://www.bae.umn.edu Colorado State University Cooperative Extension, Fort Collins. Davison, A.W., Cape, J.N., 2003. Atmospheric Nitrogen Compounds-Issues Related to Agricultural Systems. Environmental International 29: 181 187 p. Demir, Y., 1986. Çukurova Yöresinde Süt Sığırı İşletmelerinde Hayvan Barınaklarının Yapısal Durumları, Sorunları ve Çözüm Olanakları Üzerine Bir Araştırma, Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü, Yüksek Lisans Tezi, Adana. Demirkıran, A., 2004. Kahramanmaraş Yöresindeki Bazı Organik Gübrelerin Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri. Türkiye 3. Ulusal Gübre Kongresi, Tarım- Sanayi-Çevre, 11-13 Ekim 2004, 753-758 s, Tokat. 78

Dourmad J.Y., Rigolot C., Van Der Werf H., 2008. Emission of Greenhouse Gas, Developing Management and Animal Farming Systems to Assist Mitigation (ed. P Rowlinson, M Steele and A Nefzaoui). Proceedings of International Conference Livestock and Global Climate Change, 17-20 Mayıs 2008, Hammamet, Tunisia. Cambridge University Press, 116p. Ekmekyapar, T., 1981. Tarımsal İnşaat, Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü, Erzurm. Elliot, H.A., Collins, N.E., 1982. Factors Affecting Ammonia Release in Broiler Houses. Transactions of the Asae, Vol:25, No:2, P: 413-418 p, USA. Erkan, M., 2005. Mersin Yöresindeki Büyükbaş Hayvancılık Tesislerinin Mevcut Durumu ve Bu Tesislerde Ortaya Çıkan Atıkların Yarattığı Çevre Kirliliği Üzerine Bir Araştırma. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 96s, Adana. Ergül, M. 1989. Hayvansal Üretim ve Çevre Kirliliği. Yem Sanayi Derg., Sayı, 64, Ankara, 20-25 s. Falk, D.E., Ohlehsehlen, R.M., 1990. Dairy Waste Management: System Planning- Estimating Store. Agricultural Experiment Station, University of Idaho. Research Bulletein No:694. Moccow, Idaho: The Station, 16p. Faulkner, W.B., Shaw B.W., 2008. Review of Ammonia Emission Factors for United States Animal Agriculture. Atmospheric Environment 42, 6567 6574 p. Fulhage, C.D., Charles, D.R., Pfost, D.L. Donald, L., 1993. Selecting a Dairy Operation Site, WQ. 303, Publications of Extensions Service, University of Missouri, USA. Fulhage, C.D., Pfost, D.L., Rastorfer, D., 2000. Earthen Pits (Basins) for Liquid Livestock Manure. Extension Bulletin. Eq. 388. University of Missouri, USA. Fulhage, C.D., Pfost, D.L., 2001. Swine Manure Management Systems in Missouri. Extension Bulletin. Eq. 350. University of Missouri, USA. Gray, H.E., 1955. Farm Service Building, Mc Graw Book Company, Inc., New York, 499, USA. Gür, K., 1993. Tarımda Çevre Sağlığı Problemleri ve Çözüm Yolları. Ziraat Mühendisliği Derg., 265s., Ankara. Harmon, J.D., Privette, C.V., 1991. Anaerobic Lagoons for Livestock and Poultry Wastes. Clemson Univ. Coop. Ext. Serv. File No: Aenl 555. Clemson, South Carolina, 7p. 79

Harner, J.P., Murphy, J.P., Key David., 1997. Manure Storage Structures for Kansas Dairies, Proceeding of the 5. International Symposium, Bloomington, Minnesota, May 39-31, 1997, Volumell, 730-736 p, USA Harner, J.P., Murphy, J.P., David, V. 1997. Manure Storage Structures for Kansas Dairies. Proceeding of the 5. International Symposium (May 29-31), p.47. Hellickson, M.A., Walker, J.N., 1983. Ventilation of Agricultural Structures. Effects of The Thermal and Gasses Environment of Livestock, Michigan 121-165 p. Herbert, S.J., 1998. Farmyard Manure, Crop, Dairy, Livestock News. Vol. 3:1, University of Massachusetts, Amherts, USA. Hermanson, R.E., 1991. Livestock Manure Lagoons to Protect Water Quality. Washington State Univ. Coop. Ext. Serv. Extension Bulletin No: 1642. Pullman, Washington, 8p. Hermanson, R.E., Thomason, E.L., 1992. Managing Livestock Manure to Protect Groundwater. Washington State Univ. Coop. Ext. Serv. Extension Bulletin. No:1717. Pullman, Washington. 6p. Hutchings, N.J., Sommer S.G., Andersen J.M., Asman W.A.H., 2001. A Detailed Ammonia Emission Inventory for Denmark. Atmospheric Environment 35: 1959 1968 p. Iserman, K., 1993. Agriculture's Share in the Emmission of Trace Gases Affecting, Environmental Pollution, Vol:83, 1-96 p. Jansen, A., 1996. Beef Backgrounding Facilities, Farmfacts, Saskatchewan Agriculture and Food. Karaman, S., 2006. Hayvansal Üretimden Kaynaklanan Çevre Sorunları ve Çözüm Olanakları. KSÜ Fen ve Mühendislik Dergisi, 9(2), Tokat. Kavolelis B., 2006. Impact of Animal Housing Systems on Ammonia Emission Rates. Polish J. of Environ. Stud. 15(5), 739-745 p. Kelly, M., 1995. Design and Construction Guidelines for Farm Waste Storage, Published by Sac, Edinburgh, 1995, Scotland. Kumova, Y., Alagöz, T., 1991. Planning Farmstead and Dairy Barn Systems, University of Çukurova Faculty of Agriculture Department of Farm Structures and Irrigation, Adana. Kumova, 1984. Hayvan Barınakları Mühendislik Planlaması, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi, Ders Notları, Adana. Kurunç, A., Karaman, S., 2004. Hayvancılık İşletmelerinde Atık Suların Havuzlarda Depolanması. Türkiye 3. Ulusal Gübre Kongresi, Tarım-Sanayi-Çevre, 11-13 Ekim 2004, 637s, Tokat. 80

Liang Y., Van Devender K., 2010. Managing a Livestock Operation to Minimize Odor. University of Arkansas, United States Department of Agriculture, and County Governments Cooperating. Cooperative Extension Service FSA 3007. Maton, A., Daelemans, J., Lambrecht, J., 1985. Construction and Equipment of Animal Houses, Housing of Animals, the Housing of Cattle, Chapter 4, Tokyo. Milanesi, M., 1989. Agricultural Farm Planning and Protection of the Environment, Agriculture Ecosystems and Environment, Vol: 27, 91-98 p. Milne, R.J., 1981. Tie Stall Design and Housing Layout, Publication 1714, Avaible from Information Service, Agricultural Canada, Ottawa. Monteny, G.J., Bannink A., Chadwick D., 2006. Greenhouse Gas Abatement Strategies for Animal Husbandry. Agriculture, Ecosystems and Environment 112 (2006): 163 170 p. Morse, D., Bennet, R., 1993. Water Quality. Univ. Of California. Coop. Ext. Dairy Manure Management Series. Ucce-Dmms-5 10/93. Oakland, California, 9p. Mosier, A., Kroeze C., Nevison C., Oenema O., Seitzinger S., Van Cleemput O., 1998. Closing the Global N 2 O Budget: Nitrous Oxide Emissions through the Agricultural Nitrogen Cycle. Nutrient Cycling in Agroecosystems, 2: 225-248 p. Mutlu, A., 1999. Adana İli ve Çevresindeki Hayvancılık Tesislerinde Ortaya Çıkan Atıkların Yarattığı Çevre Kirliliği Üzerinde Bir Çalışma. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 99s, Adana. Myczko A., 2003. The Influence of the Mode of Pig Raising on the Level of Ammonia Emission from Buildings. Elimination of Agricultural Risks to Health and Environment. Institute for Building, Mechanization and Electrification of Agriculture. Edited by A. Myczko, 87-126 p. Neuber, L.W., 1946. Farm Structures, Division of Agricultural Engineering, University of California Agricultural Engineers, 115, USA. Okuroğlu, M., 1982. Hayvan Barınaklarında Zararlı Gazlar, Toz ve Etkileri, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 19-24 s, Erzurum. Okuroğlu, M. 1987a. Hayvan Barınaklarında Zararlı Gazlar, Toz ve Etkileri. Et ve Balık Endüstrisi Derg.,8 (49), Ankara, 8-15 s. Okuroğlu, M. 1987b. Kümeslerde Toz ve Tozun Zararları. Yem Sanayi Derg., 55, Ankara, 25-36 s. Olgun, M., 1984. Orta Anadolu Bölgesinde Bulunan Devlet Üretme Çiftliğindeki Süt Sığırı Ahırlarının Yapısal Durumu ve Geliştirme Olanakları Üzerine Bir Araştırma, Ankara Üniversitesi, Zir. Fak. Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü, Doktora Tezi, Ankara. 81

Olgun, M., 1991. Hayvan Barınakları ve Tarımsal İnşaat. T.C. Ziraat Bankası Yayınları, Ankara. Olgun, M.. Polat, H.E., 2005. Ülkemizdeki Hayvancılık İşletmelerinde Atık Yönetim Sistemlerinin Değerlendirilmesi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, 6. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi 24-26 Kasım, 206-211s, İstanbul. Ongley, E.D. 1996. Control of Water Pollution From Agriculture. FAO Irrigation And Drainage No:55, Roma. Owen, J.E. 1982. Dust-The Problem and Possibilities, Farm Building Progress, 67, 3-6 s. Özek, E. 1994. Tarımdan Kaynaklanan Çevre Kirlenmesi ve Simülasyon Çalışmaları. A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 79s, Ankara. Özen N., Sayan Y., Ak İ., Yurtman İ.Y., Polat M., 2010. Hayvansal Üretim-Çevre İlişkileri ve Organik Hayvancılık. Ziraat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi, 11-15 Ocak 2010, Ankara. http://www.zmo.org.tr/resimler/ekler/e98410c45ea98ad_ek.pdf Erişim Tarihi: 20.04.2010 Öztürk, T. 2003. Tarımsal Yapılar. On dokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Kitabı, No: 49, Samsun. Pfeiffe R.A., Arends F., Stefens G., Langholz H. J., 1994. Ammonia Emissions Originating from Naturally Ventilated Dairy Cow Housing Systems with Different Dung Systems. Animal Waste Management. Proceedings of the Seventh Technical Consultation on the Escorena on Animal, 512p. Sainsbury, D.W.B., 1981. Health Problems in Intensive Animal Production. Environmental Aspects of Housing for Animal Production, 439-454 p., England. Schmidt R., Mosel R.,2007. Reduction of Ammonia-Emission at Farm Level-a Decision Between Environmental and Animal Protection. Reduction of Greenhouse Gas Emission at Farm and Manufacturing Level, Bulletin of International Dairy Federation, 625p. Sotiropoulou, R.E.P., Tagaris E., Pilinis C., 2004. An Estimation of the Spatial Distribution of Agricultural Ammonia Emissions in the Greater Athens Area. The Science of the Total Environment 318: 159 169 p. Steinfeld H, Gerber P., Wassenaar T., Castel V., Rosales M., De Haan C., 2006. Livestock s Long Shadow: Environmental Issues and Options. Rome, Italy: Food and Agriculture Organization of the United Nations, 248p. Şekerden, Ö., Özkütük, K., 1995. Büyükbaş Hayvan Yetiştirme Et Sığırcılığı ve Sığır Besiciliği. O.M.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 79, 384s, Samsun. 82

Şimşek, E., Yaslıoğlu, E., Arıcı, İ., 2001. Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Gübre Yönetimi ve Gübre İşletim Sistemlerinin Planlanması. GAP II. Tarım Kongresi, 2. Cilt, 715-722 s, Şanlıurfa. Taiganides, E.P., White, R.K., 1968. Origin, Identification, Concentration and Control of Noxious Gasses in Animal Confinement Production Units. Department of Agriculture, Ohio State University Research Foundation, Columbus, Ohio. Taylor, D.C., 1994. Livestock Manure Production and Dispition: South Dakota Feedlots-Farms-Ranches, Economics Research Report 94-4, November 1994 (Brookings, SD: Economics Department, South Dakotas State University). Tekinel, O., 1974. Aşağı Seyhan Ovasında Süt Sığırcılığı Yapılan Tarım İşletmelerinde Ahırların Mevcut Durumu ve Bu Yörede Serbest Duraklı Açık Ahırların Uygulama Olanakları, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 84, Bilimsel İnceleme ve Araştırmaları: 14, Adana. Troeh, F.R., Thompson, L.M., 1993. Soils and Soil Fertility, 5 th ed. Oxford University Press, New York. Usep, E., 1986. National Primary Drinking Water Regulations: Synthetic Organic Chemicals, Inorganic Chemicals and Microorganisms. Fed. Regist. 50:46963-47022 p. Warren, L.R., 1962. Beet Cattle Housing, Ohio Farm and Home Research, Vol. 47, No: 4, Ohio Agricultural Experiment Station, Ohio, USA. Weeks, S.A., 1994. Dairy Manure Handling fort he 90 s, Dairy Systems fort he 21 st Century, Proc. Of the 3 rd Inc. Dairy Housing Conf., Florida, 769-774 p. Van Der Hoek, K.W., 1998. Estimating Ammonia Emission Factors in Europe: Summary of the Work of the Unece Ammonia Expert Panel. Atmospheric Environment 32: 315 316 p. Van Wachenfelt, E., 1994. Modern Technique Gives Less Air Pollutions in Broiler Houses. 13. World Congress on Agricultural Engineering, Vol. 1, 590-594 p., Milano. Varlı, S., 1987. Çukurova Bölgesinde Besi Sığırcılığı İşletmelerinde Ahırların Mevcur Durumu, Sorunları, Çözüm Olanakları ve Bölge İklim Koşulları Üzerine Bir Araştırma. Ç.Ü. Fen Bil. Enst. Yüksek Lisans Tezi, Adana. Vitosh, M.L., Person, H.L., Purkhiser, E.D., 1988. Livestock Manure Management for Efficient Crop Production and Water Quality Preservation, Michigan State Univ. Extension Bulletin. Wq. 12. Yamane T (2001) Foundation Sampling Methods. Literature Publish. ISBN 975-8431X, İstanbul. 83

Zhang, R., Lorimor, J., Melvin S.W., 1995. Design and Management of Anaerobic Lagoons in Iowa for Animal Manure Storage and Treatment. http://www.extension.iastate.edu/publications/pm1590.pdf Erişim Tarihi: 05.01.2010 Zhang Y., Tanaka A., Dosman J.A., Senthilselvan A., Barber E. M., Kirychuk S. P., Holfeld L. E., Hurst T. S., 1998. Acute Respiratory Responses of Human Subjects to Air Quality in a Swine Building. Journal of Agricultural Engineering Research, 70(4): 367 373 p. 84

EK SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA BÖLÜMÜ BÜYÜKBAŞ HAYVAN BARINAKLARINDA ORTAYA ÇIKAN ATIKLARIN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİ Bu anket Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Ana Bilim Dalında yapılacak olan bir araştırma için hazırlanmıştır. Ankette bulunan sorular hayvan barınakları içinde ve dışında oluşan, hayvan ve insan sağlığını etkileyen ayrıca fazla miktarda çevre kirliliği yaratan atıkların birtakım yollarla ortadan kaldırılması, kaldırılamıyorsa bile çevreye ve sağlığa zarar vermeyecek sınırlar altında tutulmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Ankette bulunan sorulara verilecek yanıtların doğruluğu, atıkların çevre kirliliği üzerine oluşturduğu sorunları belirlemek ve bu sorunların çözümü açısından son derece önemlidir. Çalışmamıza göstereceğiniz ilgiyle hayvan barınaklarında oluşan zararlı atıklar ve bu atıkların oluşturduğu çevre kirliliğinin belirlenmesi ve hayvancılığa önemli derecede katkıda bulunacağınız beklenmektedir. Vereceğiniz güvenilir ve doğru bilgiler için teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dilerim. 85

İL İLÇE.. KÖY.. NOT: 1-Bu anket planlanan bir bilimsel çalışmanın materyalidir. 2-İdari ve mali hiçbir sorumluluğu yoktur. ANKET SORULARI 1. İşletmenin bugünkü kapasitesi nedir?...başlık 2. Barınak yerleşim yönü nedir?... 3. İşletmede suyun kaynağı nedir? a- kuyu b- merkezi şehir sistemi c- Diğer (Belirtiniz).. 4.İşletmedeki yetiştiricilik şekli nedir? a-süt sığırcılığı b- Besi Sığırcılığı c- Damızlık 5. İşletmenizdeki barınak tipi nedir? a- serbest duraklı açık barınak b- serbest açık barınak c- kapalı barınak 6. İşletme sahibinin eğitim durumu? a- ilkokul b- ortaokul c- lise d- üniversite e- yok f- YL ve Doktora 7. Hayvancılık işletmesinin yerleşim alanlarına uzaklığı m dir 8. İşletmede gübre deposu var mıdır? a-evet b-hayır 86

9. İşletmede gübre deposu varsa boyutları nedir? En:.m Boy.:. m Yükseklik:.m 10. İşletmede Gübre ne kadar süre ile depolanıyor? Açıkta ya da gübre deposunda? a-1ay b-1 ile 3ay c- 3 ile 6ay d- 6ay ile 1 yıl e- 1 yıldan fazla f- Diğer: 11.İşletmedeki gübreler nasıl değerlendiriliyor? a-bitkisel üretimde b-satılarak c-diğer 12. Gübre (atık) deposu veya yığınlarının, en yakın yerleşim alanına uzaklığı..m dir. 13. Gübre (atık) deposu veya yığınlarının, en yakın komşu işletmeye uzaklığı m dir. 14. Gübre deposu veya gübre yığınlarının en yakın su kaynağına uzaklığı m dir. 15. Gübre deposu veya gübre yığınlarının Göl ve benzeri su kaynağına uzaklığı m dir. 16. Gübre deposu veya gübre yığınlarının, çevrede var ise nehir dere ve drenaj kanalına uzaklığı.. m dir. 17. İşletmede atık suların tahliyesi için yapılmış yapılar var mıdır?. Var ise nelerdir 18. İşletmelerde mikroorganizmal enfenksiyonlara karşı alınan önlemler nelerdir. a-kireçleme b-ilaçlama c-günlük temizlik d-aşılama e-diğer 19. İşletme yerleşim planı içerisinde gübre ve yem depolarının konumunu belirtiniz. 20. İşletme içerisinde, gübre deposunun içme suyu kaynağına ve süt sığırcılığı işletmesi ise süt sağım ünitesine uzaklığı..m dir. 87

21. İşletmede katı gübre deposundan ayrı sıvı gübre biriktirme deposu var mı? a- evet b- hayır 22. Sıvı gübre biriktirme deposu var ise yerleşim birimlerine uzaklığı.. m dir. 23. Hayvan ölümlerinin nedenleri a- Enfeksiyonlar b- Yavru atma c- Enfeksiyon ve barınak içi çevre koşullarının yetersizliği d) Diğer.. 24. Ölü hayvanların olumsuz sağlık koşullarına neden olmadan işletmeden uzaklaştırma yöntemleri nelerdir?... 25. İnceleme yapılan işletmenin bir çevre düzenleme planı varmı.. 26. İşletme içerisindeki yapıların planlanması ile oluşan görüntünün neden olduğu çevresel olumsuz etkiler nelerdir 88

ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Mehmet Çayır Doğum Yeri ve Yılı: Yeşilova 01.04.1982 Medeni Hali: Bekar Yabancı Dili: İngilizce Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) Lise: Antalya Lisesi 1996-1999 Ön lisans: S.D.Ü. Burdur Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü 2000-2002 Lisans: S.D.Ü. Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü 2003-2008 Yüksek Lisans: S.D.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl: Yayınları (SCI ve diğer makaleler) 1-2- 3-89