T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Benzer belgeler
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/ S. İşK/ S. İşK/14 DAVALARIN YIĞILMASI BELİRSİZ ALACAK DAVASI

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/107,109

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

GİRİŞ I. BELİRSİZ ALACAK DAVASI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. HMK/107

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

BELİRSİZ ALACAK DAVASI

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

AVUKAT YASİN GİRGİN

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/107

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/53,57

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /107,109 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/31734 Karar No. 2014/35646 Tarihi:

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/120, 324

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/ S.HMK/107 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/120,324

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

DAVA ŞARTLARI DAVA ÇEŞİTLERİ

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK./

İlgili Kanun / Madde 5510 SGK/19

MEDENİ USUL HUKUKU ÖZEL HUKUK YARGISI

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 7 İÇİNDEKİLER 9 KISALTMALAR CETVELİ 19 GİRİŞ 23 BİRİNCİ BÖLÜM DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ VE AYRILMASI HAKKINDA GENEL BİLGİLER 1.

YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2014/26900 Karar Numarası: 2015/29945 Karar Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD T. 2012/9222 E. 2012/10360 K.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. HMK/107

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 854 S. DİşK/1

Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/4. İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

(3) Bu Tarife hükümleri altında kararlaştırılan akdi avukatlık ücretleri, Tarife hükümleri üzerinden yapılmış olarak kabul edilir.

İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK/21 RÜCÜ HAKKI HALEFİYET

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

Murat Özgür ÇİFTÇİ. Avukat. Medeni Yargılama Hukukunda İSTİNAF

YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ E.2006/435 K.2007/7464 T YOLCU TAŞIMA. ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /17,32,34, S.HMK/107 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BÜLENT UĞURLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13364)

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

ÇOCUKLARIN DESTEKTEN YARARLANMA SÜRELERİ

Dava ve Karar: Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

TAZMİNAT HESAPLARINDA ASGARİ ÜCRETLERİN UYGULANMASI

Transkript:

ÖZET : - 5510 SY. KN. M.21 : Rücuen alacak davasının, belirsiz alacak davası olarak açılabileceği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, - BELİRSİZ ALACAK DAVASI : Belirsiz alacak davası olup olmadığının esasa girilmeden anlaşılması mümkün olmadığından, dava şartı yokluğundan davanın reddinin doğru olmadığı, - Talep sonucunun belirlenememesi iki halde olur: Tazminat miktarıve şeklinin hakimin takdir edeceği hallerde söz konusu olur ya da talep sonucunu belirleyebilmesi için ilgili bilgi ve belgelere sahip olamaz. - HUKUKİ SEBEP : Hakimin dava dilekçesinde davacının yazdığı hukuki nitelemelerle bağlı olmayıp, açılan dava türünün vasıflandırmasını kendisi yapacağı, T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2017/1446 KARAR NO : 2017/1106 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I BAŞKAN : Ercan TURAN (29261) ÜYE : Hülya ÖZKAVALCI (35986) ÜYE : Ayşe BARUTCU (38173) KATİP : Reyhan ZENGİN (122615) İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21.02.2017 NUMARASI : 2016/434-2017/45 DAVACI : KURUMU BAŞKANLIĞI VEKİLİ : DAVALI : TARIM GIDA HAYV TUR ORMAN ÜR - DAVANIN KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 18.09.2017 Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen hükmün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı SGK Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. İSTEM: Davalıya ait işyeri sigortalısının, 06.08.2014 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu ölümü nedeniyle oluşan 122.565,96 TL Kurum zararının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla 12.256, TL'lik kısmının 5510 sayılı Yasanın 21. Maddesi uyarınca tazmini talep edilmiştir. YANIT : Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilememiş; 21.02.2017 tarihli oturumda davacı vekilinin adres araştırması istemine de değer verilmeksizin, dava dilekçesinin davalıya tebliği sağlanmadan karar verilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: "...Belirsiz alacak davası 6100 sayılı HMK'nın 107. Maddesinde tanımlanmıştır. Maddeye, madde gerekçesine ve özellikle Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre bir davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için alacaklının dava açacağı miktar veya değeri tam ve kesin olarak belirlemesinin mümkün olmaması ya da bu durumun objektif olarak imkansız olması gerekir. Alacak belirli veya belirlenebilir ise belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yoktur. (Yargıtay 22 HD, 04.03.2014, 2014/3767 Esas, 2014/4758 Karar) Somut olayda kurum zararları kalemler halinde açık ve net olarak belirlenmiş olup belirsiz alacak davası açmak için gerekli şartlar oluşmamıştır. Ayrıca salt bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. (Yargıtay 22 HD, 04.03.2014, 2014/3767 Esas, 2014/4758 Karar) Hukuki yarar 6100 sayılı HMK'nın 114/h fıkrasında zikredilen bir dava şartıdır. Dava konusu zarar davacı kurumca net olarak tespit edilmiş olup belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Bu durumda dava şartı eksikliğinin tamamlanması için davacıya süre verilmesine gerek olmadığı gibi süre verilmesi yoluyla eksik olan dava şartının tamamlanması da mümkün

değildir..." gerekçesine dayalı olarak, "Belirsiz alacak şeklinde açılan davanın Hukuki Yarar Yokluğu nedeniyle Usulden REDDİNE," karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf kanun yoluna başvuran davacı kurum vekili, zarara neden olan kaza üzerinde etken davranışlar konusunda kesinleşmiş bir kusur tespiti bulunmadığını; ceza davasının halen derdest olduğunu; tazmini mümkün zarar miktarının tespitinin, kusur oranın belirlenmesine bağlı olduğunu; kusur oranınındaki değişime bağlı olarak gereksiz yargılama gideri ve vekalet ücreti yükü doğmasının muhtemel olduğunu; dava şartı yokluğu konusundaki mahkeme yaklaşımının yerinde olmadığını, dava şartı eksikliğinin tespiti halinde dahi giderilmesi için süre verilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesinde, "(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir: 1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması. 2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması. 3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması. 4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması. 5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, merci tayinine karar verilmiş olması. 6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması..." düzenlemesine yer verilmiştir. 6100 sayılı Yasanın belirsiz alacak ve tespit davasını düzenleyen 107. maddesinin gerekçesinde, "...belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası) baştan belirsiz olan alacak belirli hale gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilmesi benimsenmiştir... Davacı, söz gelimi bir tazminatın tahsili yerine alacağın miktarının ve borçlunun sorumlu olduğunun tespitini hedefleyen bir dava açabilir, açabilmelidir..." açıklamasına yer verilmiştir. "Bazı hallerde davacının talep sonucunu dava açarken tam olarak belirlemesi mümkün değildir. Yani davanın konusunun tutarı davacı tarafından tek taraflı olarak belirlenebilir nitelikte değildir; iki tarafın mutabakatı ya da yargılama yapılması gereklidir. Özellikle haksız fiilden doğan tazminat davalarında davacı dava açtığı sırada zararını tam olarak belirleyebilme imkanına sahip değildir...

Talep sonucunun belirlenememesi iki halde kabul edilmektedir. Birinci olarak davacının dava açarken talep sonucunu belirlemesi imkansızdır. Bu durum genellikle tazminat miktarı ve şeklinin hakimin takdir edeceği hallerde söz konusu olur (örneğin bkz. BK m. 42,2;47). İkinci hal ise, davacının dava açarken talep belirlemesinin kendisinden beklenemeyecek olmasıdır. Bu durum ise, davacının talep sonucunu belirleyebilmesi için ihtiyaç duyduğu belge ve bilgilerin davalı veya üçüncü kişide olması ya da bir uzman görüşü alınmasından sonra tazminatın miktarının belirlenebilecek olmasıdır."(h. Pekcanıtez, O.Atalay, M.Özekes, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 12. Bası, sh.304-305; ayrıca tazminat davalarının belirsiz alacak davasına konu olabileceği konusunda, H.Pekcanıtez, "Belirsiz Alacak Davası", Yetkin Yayınları, Ankara-2011, sh.83; E. Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Yetkin yayınları, Ankara 2012, sh. 734 vd.) Belirsiz alacak davasının açılabileceği durumlara ilişkin madde gerekçesi ve ögreti yakalşımında da belirtildiği üzere; tazmini gereken nihai tutarın, kusur oranları ve zarar tavan değeri yönünden incelemeye bağlı olarak hakim tarafından belirlendiği tazminat davaları ve bu kapsamda eldeki rücuan tazminat davası, belirsiz alacak davasının en temel örneğini oluşturmaktadır. Rücuan tazminat davalarının belirsiz alacak davasına konu edilmesinin mümkün olmadığı yönünde herhangi bir bilimsel görüş bulunmadığı gibi; konuya ilişkin davaların temyiz incelemesini gerçekleştiren Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından da bu yönde bir yaklaşım sergilenmemiş ve istinaf incelemesine konu kararı veren mahkeme tarafından aynı yönde verilen kararın kaldırılmasına ilişkin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararında da bu yönde irdeleme yapılmıştır. Ayrıca, Kişinin hukuki korunma ihtiyacı olarak tanımlanan ve hakkına ulaşmak için mahkeme kararının gerekli olduğu durumda varlığı kabul edilen hukuki yararın, eda davalarında varlığı kural olarak kabul edilmekte olup; yasanın açık olarak belirlediği durumlar dışında açılan tespit davalarında ise, korunmaya değer güncel bir hukuki yararın varlığının ortaya konulması zorunluluğu bulunmaktadır. Belirsiz alacak davası, mahkemeden istenen hukuki korunmaya göre yapılan tasnifte eda davası kapsamında kalmakta olup; davanın açıldığı tarih itibariyle talep sonucunun tam olarak belirlenemeyişinin yarattığı belirsizlik nedeniyle tanınmış usuli bir olanak olarak yasal düzenlemeye konu edilmiştir. Mahkeme yaklaşımı yönünden irdelenmesi gereken diğer bir yön de, belirsiz alacak davasının nitelikleri ve hangi durumda açılabileceğinden öte; davacının belirsiz alacak davası olarak nitelediği bir davanın eda davası kapsamında kalmakla birlikte mahkemece belirsiz alacak davası olarak nitelenmemesi halinde verilmesi gereken karar noktasında toplanmaktadır. Davacının dava türüne ilişkin nitelemesi mahkeme yönünden bağlayıcı olmayıp, dayanılan hukuki olgular ve istenen hukuksal koruma kapsamında bu konunun nitelendirilmesi yargıcın başlıca görevleri arasında yer aldığından; dava dilekçesindeki dava türüne ilişkin yazım, kişinin mahkemeden hukuksal korunma isteme hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Zira davacının alacak talebi mevcut olup, bunu istemedeki hukuki yarar dava türünün yazımına bağlı olarak ortadan kalkmamakta; böylesi bir durumda eda davası yerine tespit davası açılması halinde ve tespit istemi yönünden ortaya çıkan hukuki yarar tartışması, eda davası türleri arasında hukuki yarar tartışmasına yol açacak bir durum olmayıp, yargılamaya egemen olan ilkeler kapsamındaki usul ekonomisi ve usuli dürüstlük açısından irdelenebilecek bir konu olmakla

birlikte, dava şartı niteliğindeki hukuki yarar yokluğuna bağlı ve davanın usulden reddi yaptırımına tabi tutulabilecek bir durum olarak ortaya çıkmamaktadır. Eda davasına ilişkin dava dilekçesindeki yazıma karşın, davanın kısmi dava, belirsiz alacak davası veya alacağın tümünün konu edildiği bir eda davası olup olmadığı mahkemece belirlenecek bir durum olup; davanın hukuki yarar yokluğundan reddi yaklaşımının genel hukuk teorisiyle bağdaştırılması mümkün olmadığı gibi; dava dilekçesindeki tutardan daha az bir miktarın belirlenmesi halinde dahi hukuki yarar yokluğundan redde yol açacak ve hak arama özgürlüğünü zedeleyecek bir yaklaşımın benimsenmesi mümkün görülmemiş; HMK 109/2 maddesinde yer alan, "Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz." ibaresinin, 01.04.2015 tarih, 6644 sayılı Yasanın 4. maddesiyle yürürlükten kaldırılması da, mahkeme kararındaki yaklaşımın hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu ortaya koyduğundan; iddia ve buna karşı ileri sürülen savunmanın dayanağı kanıt ve belgeler dosya kapsamına katılarak, toplanan kanıtların nelerden ibaret olduğu ve hükme dayanak alınan kanıtlar ile bu kanıtların üstün tutulma nedenleri ile adil yargılanma hakkının temel değerlerinden olan hukuki dinlenilme hakkına uygun olarak savunma ve kanıtlar yönünden değerlendirme içeren, hukuki denetime elveren bir gerekçeye dayalı hüküm oluşturulması gereğine aykırı biçimde oluşturulan ve aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan kararın, esası incelenmeksizin kaldırılmasına; davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, duruşma yapılmaksızın HMK 353/1- (a)-4, 6. maddesi uyarınca karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur. HÜKÜM: Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin, kararının Kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için, dosyanın mahkemesine iadesine. 3-İstinaf Kanun yolu yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde gözetilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18.09.2017 tarihinde, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. Ercan TURAN Başkan 29261 Hülya ÖZKAVALCI Üye 35986 Ayşe BARUTCU Üye 38173 Reyhan ZENGİN Katip 122615