AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ NDE YAYIMLANAN ARNAVUT BEKTAŞİLİK DERGİSİ (1954-1955): BEKTAŞİLİĞİN YOLU



Benzer belgeler
Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Vell. Araştırma Merkezi. ~ TAŞ VELi. Araşllrma Dergisi. Research Quarterly.

Kitabiyat. Book Review

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DERVİŞLERİN BEKTAŞİ TARİKATI

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

HACI BEKTAŞ VELİ GELENEĞİNİN BİR UZANTISI OLAN DETROİT TEKİ ARNAVUT BEKTAŞİ TEKKESİ

[TÜRK KÜLTÜRÜ VE HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA MERKEZİ] [GAZİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK KAMPÜSÜ ESKİ MİSAFİRHANE TEKNİKOKULLAR-ANKARA]

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Anneler Gününün Tarihçesi ve Ülkemizde Anneler Günü

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

ONUNCU YILINDA TÜRK GERİATRİ DERGİSİ Dilek ASLAN, Orhan YILMAZ, Mahir ÖZMEN, Berna ARDA, Canan AKKOÇ, Yeşim GÖKÇE KUTSAL

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Dönem DENEME TESTİ (Mart 2009)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

NEVŞEHİR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ. Nevşehir de Göçmen Eğitimi Uygulamaları ve Sorunları

BATIKENT O ZEL I NCI OKULLARI YAŞAYAN DEĞ ERLER EĞ I TI MI PROĞRAMI

Prof. Frances Trix İle Michigan Bektaşi Tekkesi Şeyhi Baba Recep Üzerine Söyleşi*

Nasıl Bir Deniz Feneriyiz?

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ

dinkulturuahlakbilgisi.com

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

İçindekiler CUMHURİYET BAYRAMI TÖRENİMİZ

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

...Bir kitap,bir mesaj!

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

DAMLA PROJESİ HATAY PROGRAMI HAKKINDA BASINDA ÇIKAN HABERLER

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ KLASİK ALEVİLİK NEDİR? Halk Mezhebi... 18

KALEKIŞLA KÖYÜ TAKVİMİ 2019

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli. Araştırma Merkezi TÜRK KÜLTÜRÜ. ve HACI BEKTAŞ VELi. Araştuma Dergisi. Research Quarterly

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

KFAR KAMA -AA- İsrail'in kuzeyinde, Aşağı Celile bölgesindeki köylerden biri olan Kfar Kama'da (Kama Köyü) 3 bin Çerkes yaşıyor.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU NİSAN 2015

Hayatı ve Çalışmaları

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim :03

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

Bodrum aşığı yabancıların buluşması

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

T.C. KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ İLE KARAMAN BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZENLENEN YUNUS EMRE VE TASAVVUF KONULU HİKAYE YARIŞMASI ŞARTNAMESİ

Basit Kılavuzu Eliberato bir Kitap Yayıncılık Eylül 'den fazla dile çevrildi

Çocuk Gündüz Bakımevi Evangelisch-lutherische Petrigemeinde

İman. Çalışmanın ana fikri. İsa ya iman etmek, zihin, duygu ve iradeyle O na güvenmek, dayanmak demektir. Çizimler: Meghan Burns

BULDAN ÖRNEĞİNDE DENİZLİ YÖRESİ ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜRÜ

ÜNİVERSİTEMİZ AKADEMİK BAŞARILARA ÖNEM VERMEKTEDİR Üniversitemizin stratejik planı ve hedefleri doğrultusunda, akademik hizmetlerin

ÜMMETİN GELECEK NESLİ ÇOCUKLARIMIZA NAMAZ EĞİTİMİ NASIL VERİLEBİLİR? Gelecek Nesle Doğru

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

EĞİTİM SAATİ PROGRAMINA KONUK OLDUK

Başkent Üniversitesi nde Mezuniyet Coşkusu

GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRESİ BAŞKANLIĞI KÜLTÜR VE SOSYAL HİZMETLER BİRİMİ YÖNERGESİ

Olga Untila Kaplan, Osmanlı Dönemi nde Romence Basın ( ), Gece Kitaplığı, Ankara 2016, 409 s., ISBN:

Bodrum, aydınlanma savaşçısı Bahriye Üçok u unutmadı.

Transkript:

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ NDE YAYIMLANAN ARNAVUT BEKTAŞİLİK DERGİSİ (1954-1955): BEKTAŞİLİĞİN YOLU Nathalie CLAYER ÖZET Yirminci yüzyılın başlarında Arnavutlar, Amerika Birleşik Devletleri nde güçlü bir grup teşkil etmekteydi. Bunların arasında her türlü dine mensup olan insanlar vardı. Bu makalede, Bektaşîliğe mensup olan ve Amerika Birleşik Devletleri nde yaşayan Arnavutlar tarafından, 1954-1955 yılları arasında yayımlanan Arnavut Bektaşîlik Dergisi Bektaşîliğin Yolu ndan ve Arnavut Bektaşîliği nin Amerika Birleşik Devletleri ndeki yaşamını borçlu olduğu Recep Baba dan bahsedilmektedir. ABSTRACT At the beginning of the twentieth century, Albanians were a powerful group in the U.S. In this group, there were people who were the part of various religions and beliefs. In this article, what is mentioned is about Albanian Bektashian Magazine The Path of Bektashian published in the U.S. and the great figure Recep Baba to whom Albanian Bektashian people became indebted their lives. Anahtar Kelimeler: Bektaşî, Arnavut, Amerika Birleşik Devletleri, Recep Baba, Bektaşîliğin Yolu dergisi. Key Words: Bektashian, Albanian, The U.S.A (The United States of America), Father Recep, The Path of Bektashian magazine Amerika da her şeyin olabileceği söylenir. Bu durum sadece bir söylentiden ibaret değil; özellikle de Arnavutluk ta, komünist bir rejim altında oluşmuş, Türk kökenli Müslüman bir mistik grubun orada, yalnızca bir çatı bulunmadıklarını, aynı zamanda dayanışmalarını da devam ettirdiklerini, düşünecek olursak. Bunu yadırgamamak gerekir. Bu topluluk, mistik ve gizemli şeylerin peşinden koşan genç Amerikalılar ın katılımını bekleyen ve buna izin veren egzotik tarikatlardan biri değildir. Amerika da yaşayan Arnavut Bektaşîliği, yalnızca Arnavutluk taki Bektaşîliğin bir yaşatılma çabasıdır. Amerika daki Arnavut topluluğu, daha yirminci yüzyılın başlarında, güçlü bir grup oluşturmaktaydı. Dönemin diğer Avrupalı ları gibi onlar da fakir topraklarını bırakıp, zenginlik arayışına çıkmaktan vazgeçmiyorlardı. Bunların arasında, her türlü dine mensup kişiler vardı: Katolik Hristiyanlar, Ortodoks Hristiyanlar, Müslümanlar ve tabi, Osmanlı dan ayrıldıktan sonra, ülkenin dördüncü dini hâline gelen Bektaşîliğe inananlar. Bektaşîler, ülkelerini terk ederlerken, köylerine en yakın tekkede bir araya gelip, tekkenin başı olan babaya danışmak veya bir babanın mezarı başında dua ederek, kulüplerini terk etmek üzere olan bir yakının sağlığını dileme alışkanlıklarını da arkalarına bırakıyorlardı. Alışkanlıklarını yeniden canlandırmak için, 1954 yılında, Recep isimli bir dervişin

yanlarına göç edip, İlk Arnavut Amerikalıları Bektaşî Tekkesini kurmasını beklemek durumunda kaldılar. Recep Baba, 1901 yılında Arnavutluk un güneyinde, Cirokasler isimli bir köyde doğmuştu. Amcası Selim Ruhi Baba nın tekkesinde derviş olmuş, İkinci Dünya Savaşı başladığında tekkenin başına geçmişti. Ülkeyi ele geçirecek olan komünist güçlere karşı cephe alan Recep Baba, ölüm cezası alacağını ve Bektaşîliğin de artık bu ülkede özgürce yayılamayacağını anladı. Arnavutluk u geçerek, topraklarını 1944 yılının sonunda terk etti. İtalya daki değişik mülteci kamplarında geçen dört yıldan sonra, Kahire ye gitti ve burada hâlâ işlemekte olan Arnavut tekkesinde dört yıl geçirdi. Recep Baba 1952 yılında, New York a, buraya yerleşmiş olan kız kardeşinin yanına, taşındı. Birçok araştırmadan sonra, Amerika daki ikinci yılının sonlarına doğru, Michigan Eyaleti nin Detroit kenti yakınlarında Taylor isimli, Arnavut yoğunluklu bir yerleşim bölgesi buldu. Burası bir tekke kurmak için son derece uygun bir yerdi. Hemen bir komisyon kurulup, gerekli para toplandı. Bir çiftlik satın alındı ve düzenlendi. Bu tekke yasal olarak kapılarını 15 Mayıs 1954 günü açtı. İş, Kahire Tekkesi nin babası olan Ahmet Sırrı Dede nin hazırlamış olduğu kurallara göre, Recep Baba yı tekke babalığına seçmeye kalmıştı. Bu seçim dayanaksız değildi, Arnavut Bektaşîliği, Amerika daki devamını ona borçluydu. Recep Baba hakkındaki bu abartma çok yüzeysel sayılmaz. Ne de olsa, Arnavut Bektaşîliği ABD ndeki mevcudiyetini ona borçludur. Bu durum, yalnızca onun karizmasından değil, aynı zamanda kültüründen, yadsınamaz niteliklerinden ve çarpıcı kişiliğinden kaynaklanmaktadır. Tekke Komisyonu tarafından çıkarılan ve yönetilen Bektaşî yayın organı alt başlığıyla amacını bildiren Zeri I Bektashizmes (Bektaşiliğin Yolu) isimli altı ayda bir yayınlanan dergiyi çıkartmak tekke komisyonu ile birlikte onun kararıydı. Müslümanların kendi yayımladıkları periyodik dergiler çok azdı. Bu dergiler, araştırmacılar için birinci el kaynakları oluşturmaktadır. Bu nedenle, burada Bektaşîliğin Yolu nun birkaç sayısına değinip, bunları içerdikleri temel prensipleri bakımından analiz etmek istiyoruz. Recep Baba ve arkadaşlarının böyle bir yayından ne amaçladıklarını, kendi sözlerinden açıkça anlamaktayız. İlk sayıdaki editör, yayın amacını okuyuculara anlatmaya çalışmaktadır. Arnavutça dan çevirisi şöyledir: Okurlar için birkaç kelime, Bektaşîlik tüm dünyada ve özellikle de derin izler bırakmış olduğu memleketimiz Arnavutluk ta, çok yaygındır. Bu nedenlerdendir ki, Bektaşîlik, burada, Amerika Birleşik Devletleri nde ilk Bektaşî Tekkesi nin açılması sayesinde, herkesin merak konusu hâline gelmiştir. Herkes Bektaşîliğin ne demek olduğunu, hangi felsefî temele oturduğunu, dünyadaki ve özellikle de Arnavutluk taki geçmişini öğrenmek istemektedir. Tam da bu isteği karşılamak üzere oldukça küçük bir bütçeyle bu bilgileri isteyen herkese, daha çok Bektaşîliğin ne olduğunu, dinî prensiplerini ve tarihini merak edenlere ulaştıracak olan yayın organımız Zeri I Bektasizmes (Bektaşiliğin Yolu) i çıkartmaya karar verdik. Bektaşîlik İslâmî bir mistisizm olduğundan, mistisizme (tasavvuf), tarihine ve İslâm ın genel kurallarına da değineceğiz. Dergimizde kullandığımız dilin halk dili olmasına, herkes tarafından anlaşılabilmesine gayret edeceğiz.

Dergimizin daha da mükemmelleşmesi için, Arnavut aydınlarının katılım ve desteklerini heyecanla bekliyoruz. Derginin sayfaları, ahlakî, sosyal ya da ekonomik içerikli olan, insanların yararını gözeten tüm makalelere açıktır. Dergimizin tamamen dinsel bir kişilik sergilemesini, bugünlerde ortalıkta dolaşan diğer yönelimleri dışarıda bırakmasını arzulamaktayız. Hâlâ ve her zaman Arnavut birliğinin ve yoldaşlığının birer üyesi olduğumuzdan, bu dergide de yıkıcı polemiklere izin vermemeye özen göstereceğiz. Dergimiz olağan şartlarda, yılda iki kez çıkacaktır. Güzel karşılanır ve tutulursak, daha sık aralıklarla yayınlamaya çalışacağız. Tüm Arnavutların yardım ve işbirliğini bekliyoruz. Her şeyden güçlü Tanrı dan başarı dilemekteyiz Yazı Kurulu Görüldüğü gibi, amaç potansiyel olarak bu yeni tekkeye bağlı Arnavut topluluğa unutulmuş geleneklerin anımsatılması ve bu yeni kıtada doğmuş olan kuşaklara atalarının dininin ve bu dinin tarihinin aktarılmasıdır. Dergi herkes tarafından hemen fark edilmiş, buna karşılık olarak tekke üyeleri ise Arnavutların Dayanışması na başvurmuştur. Bazı sayılar tamamıyla İngilizce ye çevrilmiştir, bunun nedeni ise büyük bir olasılıkla dillerini bilmeyen yeni kuşaklara ulaşabilmektir. Bu yazıda dikkat çekmesi gereken diğer bir nokta da, bütün Arnavutlar a yapılan yardım ve işbirliği çağrısıdır. Yazı kurulu bu isteğini bir yıl sonra yineleyecektir: Bu fırsatla, okurlarımızın bize vermiş oldukları manevî ve maddî desteği, görevimizi yerine getirmemizde çok yardımcı olduğunu da belirtmek isteriz. Yine burada, Amerika da İlk Bektaşî Tekkesi nin yayın organını daha da geliştirebilmemiz için bu desteğin artarak devam etmesini diliyoruz. Bu olayların ardından görüldüğü kadarıyla, çağrılar hiçbir işe yaramamış; öncelikle de manevî ve entelektüel yardım açısından: Yalnızca tek bir makale, dışarıdan bir kişinin, Kosovalı bir Arnavut olan Hüsnü Hoksa nın imzasını taşımaktadır. Maddî destek açısından ise, yine iki sayıdan fazlası yayımlanamamış; üstelik, yazıda da bahsedildiği gibi başarı ve destek gerçekleşememiştir ki, yalnızca ilk dört sayı çıkarılabilmiştir. Yani Zer I Bektasizm (Bektaşîliğin Yolu), ikinci yılının sonunda yayın yaşamına veda etmiştir. Recep Baba, bunun nedenini kitabı Bektaşîliğin Mistisizmi (Misticisma dhe Bektashizma) de şöyle açıklamaktadır: Tekkenin küçük bütçesi, yayını sürdürmemize olanak vermemiştir. Bektaşîliğin Yolu (Zer I Bektashizmes) nun ilk dört sayısı, 14,5 x 22cm. ebatlarında, 32 sayfalık küçük fasiküller hâlindeydi. Kapağında on iki dilimli Bektaşî Tacı (tekke), yani Bektaşî tarikatını

simgeleyen bir Hüseynî Tacı, derginin siminin ve alt yazısının üstündeydi. İlk yılda (no.i/1 ve I/2), ikinci yılda (II/1 ve II/2) ikişer sayı yayınlandı. Makaleler, çoğunlukla Recep Baba nın kendi yazılarından oluşuyordu ve her biri, iki ile üç sayfayı geçmiyordu. Bunun dışında kalanlar, gelecek sayılarda devam eden dizi yazılardı. Sonuçta on kadar makale İngilizce ye çevrildi. Yazı kurulunun da umduğu gibi, derginin içeriğinde dinsel konuların dışına çıkılmadı. Yayımlanan makaleleri üç kategoride incelemek mümkündür: Genel olarak İslâm dan bahsedenler, mistisizmden bahsedenler ve ezici çoğunluğu oluşturan Bektaşîlik üzerine yazılmış olanlar. Daha ayrıntılı bir incelemeye geçmeden önce, kategorilere göre, yayımlanan yazıların bir listesini çıkaralım: Genel olarak İslâm üzerine makaleler: Kur anî (Kur an); Hüsnü Hoksa nın, dergiye yazdığı mektupla birlikte yayımlanan makalesi Cilesit e İmamir (İmamların Nitelikleri); Ali Jakubi nin makalesi Si e shpjegon islami - men e te Madhit Ali Shkrimtari arab İbni Ehtiri ne librin e tij Esedul-Gabe (Arap yazar İbn Ethir, Büyük Ali nin İslâmını kitabı, Esedul-Gabe de nasıl anlatıyor?); Pse respectohet Kuranî (Kur an a neden saygı duyulmakta?); Pelearinazhi İslâm (Müslüman Hacları); Qabea: Vendi I Shenjte İslâm (İslâmın Kutsal Yeri: Kâbe); Ç thone oukroret e mbadhenj Per te Madhin Ali (En büyük yazarlar Büyük Ali hakkında neler diyor?) Mistisizm üzerine her sayıda iki yazı dizisi görülmektedir: Misticizma (Mistisizim) ve Historia e Misticizmes (Mistiğin Tarihi). Bektaşîliğe gelince, o da genel olarak iki yazı dizisi ile aktarılmakta, bu serilere başka yazılar eklenmektedir. Bu iki dizinin isimleri: Bektashizma (Bektaşîlik); ve Si u organizma Bektashizma (Bektaşîlik Nasıl Düzenlenmiştir?). Diğer yazılar ise şunlardır: Matemi (Matem), Askureja (Aşure), Nevruzî (Nevruz), Konferenca e fesse se Nevruzit (Nevruz Bayramı Konferansı), Merthijeja (Mertij), Lindja e te Madhit Ali (Büyük Ali nin Doğumu). Bunlara önce pek nadir rastlanan ve tekke topluluğuna daha yakın konulardan bahseden yazılarla, ikinci yılın ilk sayısında, yazı kurulu imzasıyla çıkmış Festimi ne Liri (Barış içinde kutlama) isimli, Hz. Ali nin doğumunun (Nevruz) Amerika Birleşik Devletleri nde kutlanmasını ve yazı kurulunun topluluktan Nevruz Bayramı ve Aşure konusunda isteklerini işleyen bir yazı da eklemek gerekir. Derginin ilk sayısında ayrıca iki de fotoğraf vardır: Bunlar, Hacı Bektaş Tekkesi nin bir resmi ile Detroit Tekkesi nin resimleridir. Arnavut Bektaşîliği üzerine bir çalışmada bu kaynaklar özellikle ilgimizi çekti, çünkü doğrudan Arnavut Bektaşîliği üzerine makalelerle doluydu. Ayrıca diğer metinlerin büyük çoğunluğu, genellikle okura, Müslüman kültürü hakkında biraz bilgi veren, yüzeysel çalışmalardır. Yani genel İslâm ve mistisizm üzerine yazılmış olan makaleler, fazla basit ve genel kalmakta, üstelik, Recep Baba kültürünün bir parçası olarak bir çok alıntı içermektedir. Ayrıca, İngilizce ye çevrilmemiş olan bu metinler hakkında da, herşeye rağmen birkaç değerlendirme yapmamız gerekmektedir. Zeri I Bektashizmes (Bektaşîliğin Yolu) dergisinde İslâm ı okurlarına iki açıdan aktarmakta. İlk ve belki de aslında en önemli olanı, Peygamberin halifesi ve Bektaşî doktrininin merkez ismi olan Hz. Ali nin kişisel bakışıdır:

Büyük Hz. Ali, Muhammet peygamberden (ki Allah ın selâmeti üzerine olsun) sonra, Müslüman aleminin en büyük kişisidir. Müslüman dünyasının en nitelikli şahsı olup, insancıllığın, cesaretin, karakter ve yüreğin, saflığın sembolüdür. (...) Büyük Hz. Ali, Müslüman mistisizminin temellerini atan ve öncelikle Bektaşîliği kuran kişidir. Bu nedenle Bektaşîler ve diğer tüm mistik inananlar bu adama saygı göstermelidir. Hz.Ali nin doğum günü olan Nevruz, her yıl 22 Mart ta kutlanıyor ve dergi açısından da bu Hz. Ali nin niteliklerini övmek ve bu konuda yazmış büyük yazarlardan alıntılar yapmak için bir fırsat oluyordu. İslâm a karşı ikinci bakış açıları ise, daha çok İslâm ı aşan yapısı ve tüm grupların birleşmesi gerektiği anlayışıyla daha Ortodoks bir açıdır: Kur an ın, Haccın ve Kâbe nin bakış açısı söz konusudur. Okura, Kur an ın ne olduğu, tarihi, neden ona saygı duyulması gerektiği ve bu son sorunun yanıtı olarak da, Kur an ın, Muhammed e kadar yaşamış olan tüm peygamberlerin yaşam öykülerini anlattığı, bütün dinlere hoşgörüyle yaklaştığı üzerinde durulmaktadır. Kâbe tarif edilmekte, Haccın nasıl gerçekleştiği açıklanmaktadır: Hac İslâm ın bir buluşu değildir, daha önce de vardı ve diğer dinlerde uygulanmaktaydı. Diğer dinlere bakmak, onları anlamaya çalışmak derginin Bektaşîlik anlayışını niteliyordu, sürekli Ortodoksluk ve birleşme dengesi aranıyordu. Çünkü buradaki Bektaşîler tamamıyla Ortodoks bir düşünce benimsemişlerdi: Müslümanlığın mistik bir öğretisi olarak Bektaşîlik, kutsal Kuran ı ve peygamberimiz Muhammed in sözlerini temel alır (...) Bektaşîlik, Müslümanlığın genel kurallarını benimser ve uygular. Recep Baba, tüm bunlara karşın, Bektaşîliğin Sünnîlikten çok uzaklaşmadığı görüşüne inanıldığını söylemektedir. Her ne kadar Bektaşîler, İslâm ın günde beş kez kılınması gereken namaz gibi, bazı ibadet kurallarına uymasalar da, günde; biri sabah gün doğarken, biri akşam güneş batarken olmak üzere iki namazı da kabul etmekteydiler. Ayrıca Bektaşîler e sıklıkla karşı çıkılma nedenlerinden biri de alkol almalarıdır. Özellikle muhabbet (öğretinin tartışıldığı ve açıklandığı yuvarlak oturma toplantıları) sırasında içilen alkollü içecekler Bektaşîlerin birçok Müslüman grup tarafından suçlanmasına neden olmuştur. Oysa Recep Baba, Detroit teki tekkesinde alkol kullanımını yasaklamıştı. Buradaki gerçek amacı ise, Arnavutluk un güneyinde bulunan Gjirokater deki Asım Baba Tekkesi nin geleneğini sürdürmekti. Orada da Hacı Ali Hak Baba, daha ondokuzuncu yüzyılın başlarındayken alkol içilmesini yasaklamıştır. Bu son derece Ortodoks sayılabilecek yaklaşımın, Bektaşîler arasında bir istisna olduğu da gerçektir. Çünkü Recep Baba nın dışında, diğer tüm Arnavut Bektaşî Tekkeleri nde hayat suyu içilmesi sürmekteydi. Mistisizm, okura son derece geniş bir çerçeve içersinde sunulmakta, büyük ölçüde İslâm sınırlarını aşmaktaydı: Anlattığımız mistisizm İslâm ın bir ürünü değildir.

Mistisizmin Tarihi ana başlığı altında Brahmanizm, Budizm, Mısır ve Antik Yunan da mistisizm gibi konulara da yer verilmekte; buna karşılık mistik ana başlığı altındaki yazı dizilerinde ise tasavvuftan bahsedilmekteydi. Bu anlatım mantıklı bir plân izlemekteydi: Sözcük kökeni, anlamları, İslâmî mistisizmin özü hakkındaki iki farklı görüşün sunumu (Birincisi, mistisizmin İslâm ın ilk yıllarında varolmadığını ve daha sonraları dış etkiler sonucu ortaya çıktığını savunan Massignon gibi mistiklerin tezi ve ikincisi ise bu tarihi Hz. Ali ye kadar çıkaranların tezidir.), bir bilgi olarak mistisizmin tanımı, tarikatın sunuluşu, mistiğin temelindeki değişik zikir biçimlerinin gösterilmesi (dil zikri, duygu zikri, yürek zikri, akıl zikri, gizemli zikir) ve bunların iki uygulama şekli: yüksek sesle (zikri djeli) ve alçak sesle (zikri hafi). Bu açıklamaların ardından şimdi de, özellikle Bektaşîlik üzerinde durulan bölüme gelelim: Bu bölümde, Bektaşî geleneklerinin Arnavutluk taki uygulanışı ile Detroit teki tekke denemesinde Arnavut topluluğun uygulamaya çalıştığı hâlini açıkça görmekteyiz. Makalelere baktığımızda, bugüne fazla da önem verilmediğini görmekteyiz. Bunun nedeni, asıl amacın geçmişi, bu unutulmuş gelenekleri akıllarda ve gönüllerde yaşatmak olmasıdır. Bektaşîliğin ne olduğunu, dünyadaki ve öncelikle de Arnavutluk taki tarihini anlatmak, anımsatmak gerekiyordu. Okuyucu önce, Bektaşîliğin Müslüman bir mistik temeldeki prensiplerini bilmeliydi: Bektaşilik, Müslüman bir mistik öğretidir. Amacı, insanın maddî ve manevî mükemmelliğe ulaşmasını sağlamaktır. Aynı zamanda Bektaşîlik bir dinî kurumdur ve 1256 yılında Hacı Bektaş tarafından kurulmuştur. Daha önce de görmüş olduğumuz gibi, bu mistik öğreti Kur an a ve hadislere dayanır. Mistik hiyerarşide, Muhammed peygamberden sonra Hz. Ali yi, Oniki imamı ve Ondört mahsum-upak ı tanır. Bektaşîler İslâm ın genel kurallarına saygı gösterirler, uyarlar. Ritüelde iki tip merasim gözlenir: Halka açık toplantılar ve yalnızca üyelerin (muhiplerin) katılabildiği gizli toplantılar. Bektaşîlik yalnızca bir öğreti değildir, o aynı zamanda bir kurumdur da. Dergideki bilgiler, doğal olarak, yirminci yüzyılda Arnavutluk taki kurumsallaşmayı yansıtmaktadır. O dönemde yapısı en sağlam ve hatta Osmanlı İmparatorluğu ndakinden bile daha güçlü olan buradaki topluluktur. İnananlar bir hiyerarşiye göre sıralanmakta, buradaki yerlerini, sorumluluklarına ve deneyim derecelerine göre almaktadır. Dört tanesinin katıldığı ve kabul adı verilen bir özel toplantıya rastlanmaktadır. Sıralamanın en altında, Bektaşî öğretisini kabul eden ve kurallarını uygulayan, ancak kuruma katılarak aşama geçirmemiş olan Bektaşî halkı yer alır. Bektaşîlik inancı, atalardan yeni kuşaklara geçer. Bektaşîlerin büyük çoğunluğu hiyerarşide, muhiblerin kabul törenine katılmış ve aşama göstermeye başlamış olan ruhanî üye ya da muhiblerden oluşur. Bu üyeler, Bektaşî hiyerarşisinde ilerlemeye devam etselerdi, dinî liderler sınıfına dahil olacaktı; bu ise bir çok Arnavut için, tarikatın üyesi oldukları koluna ait özel bir kural olan mücerret olmak (evlenmemek) anlamına gelmektedir. Derviş adayı da, dinî görevini yerine getirmeye çağrıldığında dinî liderler sınıfının en alt katındadır. Derviş adayı hâline gelmek için, muhibin babalardan birine, tekkesine hizmet edip edemeyeceğini sorması gerekirdi. Babanın onayını aldığı takdirde, belirli bir süre hizmet gerçekleştirecek, bunun sonunda da, ikinci bir toplantıya, dervişlerin kabulü törenine katılacaktır. İşte ancak bu törende, gerçek anlamda bir dinî kişi hâline gelir. Bu törende, yeni derviş tac (her biri bir nimetten vazgeçildiğini belirten, on iki dilimden oluşan tarikata

özgü başlık), hırka (manevî saflığı simgeleyen beyaz uzun bir tunik) ve kemer (Hz. Ali den beri mistikler arasındaki bağı simgeleyen yün kemer) giyer. Dergide bu giysi konusuna bir makale ayrılmıştır. Törende dervişin sağ kulağı delinir. Bunun nedeni, kendini tanıtacak olan küpeyi takabilmesidir. Bundan sonra artık bir derviş, sorumluluk alarak baba olabilir, yani bir tekkenin yöneticisi konumuna gelebilir. Tekke üyeleri tarafından seçilip, bir büyük tarafından atanan babalar, artık yalnızca topluluğun manevî yaşamına ve tekkenin doğru işlemesine yönelik değil, aynı zamanda yol göstericiliğini yapacak olan üyelerin manevî yaşamlarına karşı da sorumluluk almış olur. Baba unvanı, manevî hiyerarşide bir yükselme anlamı taşımaz. Aksine baba, (Türkçe dede) mertebesine yükselmek için önce derviş olarak babanın, sonra baba olarak halife babanın kabulü toplantısına katılmak gerekir. 1929 yılında toplanan Arnavut Bektaşîler Konseyi nden sonra alınan bir kararla, babalara Baba adı verilen coğrafî bir bölgenin gözetim sorumluluğu verilmiştir. Diğer babalar, bu makamın getirdiği tamamen manevî yaşama dair bir sorumluluğa sahiptirler; yani yalnızca takipçi ve öğretici rolleri vardır. Son olarak, sıralamanın en üstünde, topluluğun başı olarak Dede Baba bulunur. Bunlar, Türkiye de tarikatların kapatıldığı 1925 yılından önce, Orta Anadolu da, Hacı Bektaş ta yaşamaktayken, 1930 yılından sonra Arnavutluk un başkentine yerleştiler. Bu kurum, J. K. Birge nin The Bektashi Order of Dervishes adlı kitabında anlattığı düzene çok benzemektedir; çünkü 1930 yılındaki kongrede birçok Arnavut Baba birbiriyle tanışma fırsatı bulmuştu. Yine de birkaç küçük farlılıktan söz etmek mümkündür. Zeri I Bektasimes (Bektaşîliğin Yolu) dergisinde, aday-dervişin derecesi, dervişinkinden farklı anlatılmaktadır. Yine de, sonuç olarak halife baba olmak için herhangi bir kabul töreni gerekmemektedir; çünkü bu törenler yalnızca muhib, derviş, mücerret derviş (evlenmemiş derviş) ve baba derecelerini kapsar. Bektaşîliğin tarihi üzerine, dergide anlatılan, özellikle Bektaşîliğin yayılması konusuna değineceğiz. Aslında Recep Baba ve yandaşları iki nokta üzerinde durmaktadır. İlki yeniçerilerle olan bağı, ikincisi ise, halk dilini kullandıklarından, kitlelere ulaşmaktaki kolaylıklarıdır. Buna ayrıca, 1826 yılına kadar Balkanları etkisinde tutan Dimetoka (bugün Yunanistan topraklarına dahildir.) Tekkesi nin de rolünü ve Bektaşîliğin Hacı Bektaş tan sonra ikinci piri olan, Arnavutlar ın ve Balkanlar da yaşayanların büyük kısmının üyesi bulunduğu Bektaşi kolunda Mücerretlik Kurumu nu kabul eden Balım Sultan ı da eklemek gerekir. Zeri I Bektasimes (Bektaşîliğin Yolu) dergisindeki, Bektaşîliği konu alan diğer yazılar da ayrıca ilginçtir, Bektaşîliğin iki töreninden bahseder. Bunlardan ilki, on gün süren ve Kerbela Savaşı nda yaşamlarını kaybeden Hz. Hüseyin ve diğer kahramanların anıldığı yas zamanı matemi (Muharrem ayının başında) ve bugünleri takip eden Aşure Günü (Muharrem ayının onuncu günü) dür. İkincisi ise, Hz. Ali nin doğumunun kutlandığı Nevruzdur. Bu günler Amerika Birleşik Devletleri nde kutlanırken, dergi de bu günlerin Arnavutluk ta nasıl gerçekleştiğini anlatıyordu. Matem, bir oruç ve yokluk zamanıdır. Özellikle içecekler (yalnızca alkollü olanlar değil, hepsi) yasaktır, bunun nedeni ise İmam Hüseyin ve yoldaşlarının çölde çektikleri susuzluğu anmaktır. Kerbela yıldönümleri, genellikle tekkede yapılan olağan toplantılarla geçer: Halk bu unutulmaz olayları anmak için tekkeye gelir ve ağızlarından hep Ya İmam, Ya İmam sözleri çıkar.

Akşamları ve hatta geceleri gerçekleşen bu toplantılara; inananlar, üyeler ve üye olmayanlar, yani herkes katılabilir; her gece peygamberlerin, Hz. Ali nin, Hz. Hasan ın ve özellikle de Hz. Hüseyin in yaşamında bir olayın anılmasına adanır; olaylar anlatılır; dualar (gülbang) okunur ve ilâhiler söylenir. Okuyanlar özellikle Azerî asıllı Türk yazar Fuzulî nin Hadikat us Suada isimli kitabından seçilmektedir. Matem bitmiştir. Bu oruç zamanının başlaması için tekkede son bir toplantı yapılır. Bu toplantı, onuncu gecenin sonunda başlar ve ertesi gün yani Aşure Günü boyunca sürer. Aşure, anma töreninde birlikte hazırlanan ve yenen yemeğin adıdır. Tahıl, meyve ve kuru yemiş karışımlarından yapılan, bir tür tatlıdır. Matemin sonunda, Aşure ateşe konur, ve ertesi gün, dinî bir tören sırasında, yüksek sesle bir methiye okunur. Ardından büyük bir yas sessizliğinde dualar edilir. (O zaman) halk, İmam ı (Hz. Hüseyin i) anarak ve Yezid i ve takipçilerini lanetleyerek Aşure yer. Nevruz ise, her yıl kesinlikle 22 Mart günü, yani baharın başladığı gün kutlanan gerçek anlamda bir bayramdır. Zaten bugün Pers güneş yılının ilk günüdür. Nevruz da, her ne kadar Müslümanlar, özellikle de Bektaşîler için Müslüman mistisizminin babası olarak kabul edilen Hz. Ali nin doğum günü de olsa, yeni başlayan baharın kutlandığını da bayram öğelerinden anlayabiliriz. Bektaşîlere göre Ali, 600 yılının 13 recebinde doğmuştur ve bu tarih güneş takvimine geçilince 22 Mart a dönüşür. Arnavutluk ta Nevruz, ulusal bayram kabul edilmekteydi. Üyeler çocuklarıyla birlikte tekkeye gelir, dinî törene katılırlardı. Yanlarında da, kurbanlık koyunlarını getirirlerdi. Onlara birer bardak süt verilirdi, çünkü onlarda süt bu yeni günün meyvesi kabul ediliyordu. Gün boyunca piknikler yapılır, şarkılar söylenir, ateş edilirdi. Ali onuruna yazılmış bir şiir olan Nevruziye okunurdu. Akşam olduğunda, koyunlar yenir ve muhabbete oturulurdu. Bu anlatılanlar tam olarak J. K.Birge nin matem ve nevruz konusunda, özellikle de okunan duaların (gülbang) çevirisi ile zenginleştirilmiş bölümlerinde yazılanları tamamlamaktadır. Dergi, göçmen Arnavutların anılarını tazelemek için bugünlerde tören düzenliyordu. Ancak, sonuç olarak verdikleri yemine uygun bir şekilde, kabul törenleri konusunda hiçbir bilgi verilmemektedir. Dolayısıyla, başlama törenini (İkrar ayini ya da Ayin-i cem) ayrıntılı bir şekilde anlatan Birge nin kitabı bu konudaki tek kaynak olarak kalmaktadır. Zer I Bektashizmes (Bektaşîliğin Yolu) dergisi, ikinci yılından sonra bir daha çıkmadı. Yalnız dört sayı çıkabildi. Ancak, Detroit Tekkesi nin açılışının onuncu yılı dolayısıyla basılan Xhevat Kallajxhi nin yazdığı Bektashizmi dhe Teqeja Shqiptare n Amerike isimli kitapta, devamını bulduğu söylenebilir. Bu kitapta, dergide yayımlanmış olan birkaç makale bulunduysa da, kitap bu konuları genişletmiş, özellikle de derginin işlemeye zaman bulamadığı bir konu olan Bektaşîliğin Arnavutluk taki tarihi hakkında bilgiler vermiştir. Daha sonra Recep Baba, kendisi Misticizma dhe Bektashizma (Bektaşîliğin Mistisizmi) isimli bir kitap yayınlamıştır. Bu kitap Türk ve Arnavut Bektaşî şiirleri antolojisidir ve başında Müslüman mistisizminin, değişik tarikatların ve Bektaşîliğin anlatıldığı bir giriş yazısı vardır. Bizce, Zer I Bektashizmes (Bektaşîliğin Yolu) dergisi, gelecekten çok geçmişe dönük yapısıyla, Osmanlı sonrası Arnavut Bektaşîliği konusunda ciddi bir kaynak oluşturmaktadır. Tıpkı biraz önce

bahsettiğimiz iki kitap gibi. Ancak, katı içeriğinin dışında dikkatimizi çeken diğer bir nokta da, derginin Arnavut Bektaşîlerinin ulusalcılık karakterini göstermesidir. Dergi yalnızca Arnavut topluluğunun üyelerine seslenmektedir, ikinci editör bize bunu tekrar anımsatır: İkinci yılımızda, bugün gururla söyleyebilmekteyiz ki, Amerika da camilerin dışında, artık bir de Arnavut Bektaşi Tekkemiz var. Bu tekkenin yapımını Amerika da yaşayan Arnavutlara ve bu ülkede yaşayanların istedikleri zaman kullanabildikleri özgürlüğe borçluyuz. Bu tekke bildiğiniz gibi bir de dergi çıkarmaktadır: Zer I Bektashizmes (Bektaşîliğin Yolu). Dergi bu sayısıyla, ikinci yayın yılına girmekte. Derginin misyonu Bektaşî mistisizmini açıklamak ve bu tarikatla Arnavutluk un gösterdiği başarıyı hem dinî alanda, hem de ulusal alanda yaşatmaktır. Gerçek bir özgürlük ve insan sevgisi duygularından esinlenen Bektaşîlik, tüm insanların birleşmesini ve aralarındaki kardeşliği gözler. Arnavut ulusalcılığının önde gelen isimlerinden Frasheri (ki kendisi de bir Bektaşîydi), Fletore e Bektashinjer Le petit livre des Bektachis isimli kitapçığında şöyle der: Bektaşiler yalnız kendi aralarında değil, tüm insanlarla kardeştir. Yalnızca Müslümanları ve kendi ülkelerinde yaşayan Hristiyanları değil, dünyada yaşayan tüm insanları severler. Bektaşîler özellikle kendi topraklarını ve yoldaşlarını severler. Bu sevgi onların en büyük erdemidir. Bektaşiliğin gerçek yolu da işte budur. Özgürlüğün, adaletin, sevginin ve iyinin yolu. Biz bu yolu izledik, ve burada, insanların hak ve özgürlüklerinin inançla korunduğu ve sağlandığı Amerika da da bu yolu izlemeye devam edeceğiz. Bektaşîliğin Ortodoksluk ve birleşme arasında olduğunu görmüştük, ancak Bektaşilik aynı zamanda evrensel kardeşlik ve ulusalcılık arasında da bir denge kurmaktadır. Tekke, Amerikalıları mistisizme çekmek için hiçbir propaganda yapmamaktadır. Zaten yapamaz, çünkü Arnavut ulusalcılığı, öğretinin en güçlü dayanaklarından biridir. Türk otoritelerin tarikatı kapatmaya çalıştığı 1826 yılından beri, Arnavutluk ta ulusalcılık simidine sarılmışlardır. Bektaşîlik ise güney Arnavutluk ta Osmanlı ya karşı başkaldırıda bağlayıcılık rolü oynamıştır. Bu bölgelerde, mücadeleye katılmak isteyen halk, kitleler halinde Bektaşîliğe geçmiştir. Bu dönemde birçok tekke kurulmuştur. Ulusalcı hareketin şairi olarak adlandırılan Naim Frasheri de şiirlerinde ulusalcılığa ve Bektaşîliğe yer vermektedir. Bu ulusalcı gelenek, ülkeleri bağımsızlığına kavuştuğu zaman, ulusal bir dinî topluluk olarak kabul edilen Arnavut Bektaşîlerinin içine işlemiştir. 1954-1955 yılları arasında yayımlanan ve tamamıyla anayurda ve ulusa dönük bir politika izleyen Zer I Bektashizmes (Bektaşîliğin Yolu) dergisi de bu durumun bir örneğidir: Amerika da diğer tüm uluslar gibi Arnavutlar da, yalnızca iyi ve mutlu yaşanacak bir ülke değil, aynı zamanda gerçek ülkelerinin ulusal mücadelesini sürdürme olanağı veren bir ülke buldular. Biz Arnavut Bektaşîler, Ali nin doğumunu özgürce kutlama hakkını bulduğumuz ve bizi bu kadar cömertçe karşılayan ve günün güzel ışıklarını bize ilk kez gösteren, bu ülkeye tüm içtenliğimizle mutluluk ve iyilik diliyoruz. Bugün ilk Arnavut Bektaşîleri Tekkesi, Arnavut Bektaşîlere, Bektaşî olarak, ama ondan da önemlisi, Arnavut olarak kaldıklarını anımsatmaya devam ediyor.

Çevirenler: Ali AKTAŞ - Didem ÇANKAYA, Sakarya Bektaşîler, 1912-1967 de(arnavutluk ta dinin yasaklandığı tarih) Müslümanların % 25 ini, toplam nüfusun ise yaklaşık % 15 ini oluşturmaktaydı. Bu tip bir ilk deneme 1920 li yıllarda yapılmış, ancak bilinmeyen bir nedenle başarılı olamamıştı. Xhevat Kallajxhi, Bektashizmi dhe Teqeja Shqiptare n Amerike, 1964, New York, Waldon Press, s.1. Burada, Gjirokastër yakınlarındaki üç tekkeden biri olan, kurucusunun ismiyle anılan Asım Baba Tekkesi nden söz edilmektedir. Bu merkez, Arnavutluk topraklarındaki en önemli tekkelerden biriydi. Bu konuda öncelikli kaynakolarak bkz. Recep Baba, Misticizma dhe Bektashizma, New York, Waldon Press, 1970, s. 289-309. Bu konuda kaynak: F. de Jong, The takiya of Abd Allah al-maghaviri (Kaygusuz Sultan) in Cairo, Turcica, XIII, 1981, Louvain-Paris-Strasbourg, s. 242-260. Tekkelerin kırsal alanlara kurulmasını isteyen Bektaşî geleneğine de böylelikle uyulmuş olunuyordu. Daha bu tarihlerde, Arnavutluk ta komünistler tarafından ortaya konan Büyük Dede otoritesi, sınırlar dışında tanınmamaya başlamıştı bile. Komünist olmayan dünya için, en yüksek otorite, Ahmet Sırrı Dede nin elindeydi. F. de Jong, op. cit., s. 249. 1989 yılının Temmuz ayında, Detroit teki tekkesinde Recep Baba ile şahsen tanışma olanağına sahip oldum. Yazı kurulunun yazısı çevrilmedi. İngilizce çevirisi olan yazılar öncelikle doğrudan Bektaşîlik hakkındaki metinlerdir. Zëri I Bektashizmës, II/1, s. 1. Recep Baba, op. cit., s. 3. Cemal Bayraktarî, The First American Bektaşî Tekke, The Turkish Studies Association Bulletin, 9/1, March 1985, (İngilizce çevirisi: Grace Smith), s. 21-24. Zëri I Bektashizmës, I/1, s. 14-16. Ibid., I/2, s. 12-17. Ibid., I/2, s. 27-32. Ibid., II/1, s. 14-15. Ibid., II/1, s. 16-17. Ibid., II/1, s. 19-20.

Ibid., II/2, s. 5-7. Ibid., I/1, s. 9-11; I/2, s. 21-23; II/1, s. 8-9: Yol-Tarikat-; II/2, s. 15-17: Tanrı nın anılması - Zikr. Ibid., I/1, s. 11-13: giriş; I/2, s. 24-26: Budizm; II/1, s. 11-13: Mısır mistisizmi; II/2, s. 18-20: Antik Yunan da mistisizm. Ibid., I/1, s. 2-4; I/2, s. 18-20, II/1, s. 2-4: Dinî kıyafet; II/2, s. 9-11: Ruhsal gelişme ve başlangıç. Bütün bu makaleler İngilizce ye çevrilmiştir (Ibid., I/1, s. 23-25; II/1, s.24-29; II/2, s. 27-29). Ibid., I/1, s. 5-7: Hacı Bektaş Veli - Tarihinin Bir Özeti ; II/1, s. 5-7; II/2, s. 12-14: Balım Sultan. Bütün bu makaleler İngilizce ye çevrilmiştir. (Ibid., I/1, s. 26-28; II/1, s. 30-32; II/2, s. 30-32). Ibid., I/1, s.17-19. Ibid., I/1, s.20-21 (İngilizce çevirisi s.29-21). Ibid., I/2, s.1-2 (İngilizce çevirisi s.10-11). Ibid., I/2, s.3-10. Ibid., II/1, s.21-23. Ibid., II/2, s.3-4. Zëri I Bektashizmës, I/2, s.5 ve s.9. II/1, s.14-15. I/1, s.3. Recep Baba nın Haziran 1989 tarihli fetvası. Recep Baba, op. cit. s.296-297. Aynı şekilde Prishta Tekkesi (J. Swire, King Zog s Albania, London, R. Hale, 1937, s.257-259) ve Büyük Dede merkezi (Yılmaz Çetiner, Bilinmeyen Arnavutluk, İstanbul, İstanbul Matbaası, 1966, s.70). Zëri I Bektashizmës, I/1, s.11. Bütün bu bilgileri, Osmanlı sonrası Arnavut tarikatleri konusunda yayımlanmak üzere hazırladığım bir çalışmada kullandım (Nathalie Clayer, Albanie, pays des derviches. Les ordres mystiques musulmans en Albanie à l époque post-ottoman (1912-1967)(Dervişlerin ülkesi Arnavutluk. Osmanlı sonrası dönemde Arnavutluk taki Müslüman mistik akımlar (1912-1967)), şu anda baskıda.

Zëri i Bektashizmës, I/1, s.2-4. Yalnızca bir ya da iki Arnavut tekkesi bu dala bağlıydı ve babaları ve dervişleri evlenebilmekteydi. Bu tekkeler kesinlikle ülkenin güneyindeki Qesaraka Tekkesiyle, büyükçe bir olasılıkla da Kruja kentindeki tekkelerden biridir (Şehrin üzerindeki dağda bulunan Sarı Saltuk Tekkesi): F.W. Hasluck; Christianity and Islaam under the Sultans, (Sultanlar yönetiminde Hristiyanlık ve İslâm) Oxford, Clarendon Press, 1929, city II, s.547-550. Zëri i Bektashizmës, II/1, s.2-4. Bu törenler, Osmanlı döneminde Hacı Bektaş Tekkesinde, Balım Sultan Türbesi eşiğinde, Dimetoka Tekkesinde ve Kerbela Tekkesi nde gerçekleştirilmekteydi; daha sonda İstanbul yakınlarındaki Merdivenköy Tekkesi nde gerçekleştirilmeye başlandı. Bu konuda kaynak olarak, G. Jacob, Die Bektaschijje in ihrem Verhaltnis zur verwandten Erscheinungen, München, K.B. Akademie der Wiss. I.K. XXIV, Bd. III ABT, 1909, s. 25 ve özellikle Merdivenköy üzerine, J-L. Grammont, N. Vatin, T. Zarcone (editörler), Le tekke bektachi de Merdivenköy, supra. Kongreler düzenlemesi ve statüler koyması ile Osmanlı sonrası Arnavut Bektaşîleri topluluğu, diğer Müslüman tarikatlarından ayrılmaktadır. İlk iki kongre (1921 ve 1924) ciddi etkiler gösterememiştir. Kral Zog tarafından yürütülen 1929 kongresi ise gerçek bir organizasyon oluşturulmasını sağladı. Son iki kongre ise (1945 ve özellikle de 1950) yeni komünist rejimin prensiplerine uygunluk içerisinde gerçekleştirildi. 1921 ve 1924 statüleri üzerine, Actes de la Table Ronde sur les Bektachis et autres groupes se réclamant de Hadji Bektach ile yayınlanacak olan, F. de Jong, Aspects of the organization of the bektashi sect in İlbania: The statute of 1921 and the Bylaws of 1930. 1924 statüleri üzerine; Nathalie Clayer, op. cit.; 1945 statüleri üzerine, O. Daniel ve A. Popoviç, Les statuts de la communauté musulmane albanaise (Sunnites et Bektachies) de 1945 (1945 Müslüman Arnavut topluluğunda statüler üzerine (Sünnî ve Bektaşî), Journal Asiatique, CCLXV/3-4, Paris, s.273-303; ve son olarak, 1950 statüleri üzerine, A. Popoviç in, Actes de la Table Ronde sur les Bektachis et autres groupes se réclamant de Hadji Bektach ile yayınlanacak olan A propos des Statuts des Bektachis d Albanie (Arnavutluk Bektaşîleri nin statüleri üzerine). Böylelikle Arnavutluk altı ayrı bölgeye ayrılmıştı: Kruja, Elbasan, Frashëri, Korça, Prishta, Gjirokastër. J. K. Birge, The Bektashi Order of Dervishes, London, Luzac, 1937, 1965, s.162-166. Zeri i Bektashizmës, II/1, s.5. Bu tekkeden, Balkanların değişik yerlerine gitmek üzere birçok misyoner ayrılmıştır. Burası aynı zamanda Bektaşî kültürünün çok önemli bir merkeziydi. On beşinci yüzyılın sonlarında Balım Sultan ın düzeni organize ettiği ve özellikle de daha önce var olmayan bekarlık müessesesini yarattığı yer de işte bu tekkedir. Zeri i Bektashizmës, I/1, s.17. Ibid, I/1, s.17-19.

Detroit Tekkesi nde (ABD), matem sırasında, müridlerden biri ya da Recep Baba nın kendisi Hadika dan bölümler okur, diğer katılımcılar da dinlerlerdi. Recep Baba bu şiiri Arnavut diline çevirmişti. Çeviriyi, Zeri i Bektashizmës te (II/1, s.21-23) bulmak mümkündür. Zeri i Bektashizmës, I/1, s.22. Recep Baba bunun Türkçe den Arnavutça ya çevirisini de vermişti (Zeri i Bektashizmës, II/2, s.3-4). Ibid., I/2, s.1-2. Birge, op. cit., s.169-171 ve Nevruz duaları üzerine, s.219-231. Ibid., s.175-201. Naim Frashëri 1846-1900 tarafından yazılmış olan, 32 sayfalık bu küçük manifesto üzerine, H. Bougeois, Le petit livre des Bektachis de Naim Bey Frashëri (Naim Bey Frashëri Bektaşîleri nin küçük kitabı), Revue du Monde Musulman, 49, 1922, s.105-120; Norbert Jokl, Die Bektaschis von Naim Bey Frashëri, Balkan Archiv, II; Leipzig, 1926, s.226-256; ve F.W. Hasluck, op. cit., s.552-563. Manifesto birçok kez basıldı, bu baskıların büyük çoğunluğu Arnavut göçmenlerin bulunduğu bölgelerde gerçekleşti (Bükreş, 1896; Sofya, 1908; Selanik, 1910). Manifesto bağımsızlıktan sonra Arnavutluk ta da yayımlandı (Korça, 1921).