Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 72, Haziran 2018, s

Benzer belgeler
Türkiye de Tarımsal Üretim ile Tarımsal Kredi Kullanımı Arasındaki Nedensellik İlişkisi

Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma

TÜRK İMALAT SANAYİİ NDE UZUN DÖNEM ÜCRET-FİYAT-İSTİHDAM İLİŞKİLERİNİN EKONOMETRİK OLARAK İNCELENMESİ. Kıvılcım METİN* Şenay ÜÇDOĞRUK** ÖZET

ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ

Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz

Türkiye de İmalat, Madencilik, Enerji Ve İnşaat Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz

Verimlilik, Ücretler ve İşsizlik Oranları Arasındaki İlişkinin Analizi: Türkiye Örneği

TÜRKİYE DE REEL ÜCRET VE GSYH NIN İSTİHDAMA ETKİSİ: ZAMAN SERİSİ ANALİZİ Özet

ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ

DÖVİZ KURU, SERMAYE MALLARI, ARA MALI VE TÜKETİM MALI İTHALATI ARASINDAKİ UZUN DÖNEMLİ NEDENSELLİK ANALİZİ: DÖNEMİ

TÜRKİYE DE KAMU-ÖZEL İMALAT SANAYİNDE ÜCRET VE İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ İLİŞKİSİ

alphanumeric journal The Journal of Operations Research, Statistics, Econometrics and Management Information Systems

DÖVİZ KURU VE EKONOMİK BÜYÜME: TÜRK TURİZM SEKTÖRÜ İÇİN BİR ANALİZ

AZERBAYCAN DA FĠYATLAR GENEL DÜZEYĠ VE DÖVĠZ KURU ĠLĠġKĠSĠ

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı

HAM PETROL FİYATLARININ BİST 100 VE BİST ULAŞTIRMA ENDEKSLERİ İLE İLİŞKİSİ

TÜRKİYE DE KUR REJİMİ UYGULAMASI VE ENFLASYON İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR ANALİZ

Article Arrival Date: Published Date: Vol 3/ Issue 12 / pp:

Seçilmiş OECD Ülkelerinde Reel Ücret, Enflasyon ve Reel Faizlerin İşgücü Verimliliği Üzerine Etkisi: Panel Veri Analizi

Türkiye de Reel Döviz Kuru, Tarımsal İhracat ve Tarımsal İthalat Arasındaki Nedensellik İlişkisi

TÜRKİYE DE FELDSTEİN HORİOKA HİPOTEZİNİN GEÇERLİLİĞİNİN SINANMASI: ADL EŞİK DEĞERLİ KOENTEGRASYON TESTİ ÖZET

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ

EKONOMİK BÜYÜME, İŞSİZLİK VE ENFLASYON ARASINDAKİ İLİŞKİNİN VAR MODELİ İLE ANALİZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ ( ) (*)

TÜRKİYE DE ENERJİ TÜKETİMİ, EKONOMİK BÜYÜME VE CARİ AÇIK İLİŞKİSİ

TÜRKİYE NİN NET PETROL İTHALATININ FİYAT VE GELİR ESNEKLİKLERİ: ARDL MODELLEME YAKLAŞIMI İLE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ

SESSION 4C: Uluslararası Ticaret II 455

DÖVİZ KURU İLE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN AMPİRİK ANALİZİ: GELİŞEN ÜLKELER ÖRNEĞİ

İmalat Sektöründe Verimlilik ve Reel Ücret İlişkisi: Bir Koentegrasyon Analizi

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 57, Kasım 2017, s

KONUT ELEKTRiK TALEP DENKLEMiNiN TAHMiNi: Türkiye Örneği, (*)

Yabancı Doğrudan Yatırımların Türkiye deki İşsizliğe Etkisi: Sınır Testi Yaklaşımı 1

GIBSON ÇELİŞKİSİNİN TÜRKİYE VERİLERİ İLE ANALİZİ

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI VE SABİT SERMAYE YATIRIMLARININ İHRACAT ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ

PETROL FİYATLARI İLE BIST 100 ENDEKSİ KAPANIŞ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü,

Sığır Sayısı, Süt Üretimi ve Süt Fiyatı Arasındaki Uzun Dönem İlişkisinin Belirlenmesi: Dönemi-Türkiye Örneği

LINEAR AND NONLINEAR COINTEGRATION RELATIONSHIP BETWEEN STOCK PRICES AND EXCHANGE RATES IN TURKEY

Anahtar Kelimeler: Ekonomik Büyüme, Enflasyon, Kointegrasyon,Granger Nedensellik Analizi

REEL DÖVİZ KURU İLE İHRACAT ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ ( )

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI İLE İSTİHDAM ARASINDAKİ İLİŞKİ: DÖNEMİ İÇİN TÜRKİYE ÖRNEĞİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Siyasal Bilgiler Fakültesi / Ankara Üniversitesi 1992

Türkiye de Reel Kesim ile Bankacılık Kesimi Arasındaki İlişkinin Analizi: Sektörel Bir Yaklaşım

HİSSE SENEDİ PİYASASI VE REEL EKONOMİK FAALİYETLER ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ARAŞTIRILMASI

TÜRKİYE DE AR-GE HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ NEDENSEL İLİŞKİNİN ANALİZİ

TURİZM SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE NİN EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: THE EFFECT OF TOURISM SECTOR ON THE ECONOMIC GROWTH OF TURKEY:

MEVDUAT FAİZ ORANLARINDAKİ DEĞİŞKENLİĞİN KREDİ HACMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA 1

Yüksek Enflasyon Dönemlerinde Bütçe Açığı ve Enflasyon Arasında Nedensellik İlişkisi Var mıdır? Dönemi Türkiye Örneği

EKONOMİK BÜYÜME VE İŞSİZLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE DE EKONOMETRİK BİR ANALİZ

ÖZGEÇMİŞ. Dağıtılmış Gecikmeli Modellerin Analizi ve Firma Verilerine Uygulanması, Prof. Dr. Ali Hakan Büyüklü

ENFLASYON VE NOMİNAL FAİZ ORANLARI ARASINDAKİ UZUN DÖNEM İLİŞKİNİN FİSHER HİPOTEZİ ÇERÇEVESİNDE TEST EDİLMESİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ 1

EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews ve STATA Uygulamaları

REEL DÖVİZ KURU İLE DIŞ TİCARET HADDİ VE

Jell Sınıflandırması: Q 20, Q42, 047, C22

Döviz Kuru ve Enflasyon Arasındaki İlişki: BRİC Ülkeleri Örneği

DÖVİZ KURU İLE BORSA İSTANBUL 100 VE SEKTÖR ENDEKSLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN AMPİRİK ANALİZİ

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

DIŞA AÇIKLIK VE KALKINMA İLİŞKİSİ ( ): TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Türkiye deki Enflasyon ve Nominal Faiz Oranı İlişkisinin Analizi: Bayer-Hanck Eşbütünleşme Testi

REEL ÜCRETLER İLE İSTİHDAM ARASINDAKİ İLİŞKİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ AN ECONOMETRIC ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN REAL WAGES AND EMPLOYMENT

TÜRKİYE DE CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN ZAMAN SERİLERİ ANALİZİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ: DÖNEMİ

TÜRKİYE YE GELEN YABANCI TURİST SAYISI, AMERİKAN DOLARI KURU VE EKONOMİK KRİZ YILLARI ARASINDA BİR GRANGER NEDENSELLİK İLİŞKİSİ ANALİZİ

Ege University Working Papers in Economics

Türkiye nin Fasıllara Göre İthalat Talep Fonksiyonunun Ekonometrik Tahmini

Niğde Üniversitesi İİBF Dergisi, 2013, Cilt: 6, Sayı: 1, s

Türkiye de Enflasyon- Büyüme İlişkisi: Tarım Sektörü İtibariyle Ekonometrik Bir Analiz

TÜKETİCİ KREDİLERİ VE CARİ AÇIK ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ. Alınış Tarihi: 16 Ocak 2015 Kabul Tarihi: 15 Mart 2015

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN KISA VE UZUN DÖNEM DİNAMİKLERİ

Sosyal Bilimler Dergisi 43

Türkiye de Eğitim Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı

Anahtar Kelimeler : Kredi, Mevduat, Ekonomik Büyüme, Nedensellik JEL Sınıflaması : E44, C22, G21

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE PETROL FİYATLARI VE ENFLASYON İLİŞKİSİ: AMPİRİK ANALİZ

Hisse Senetleri, Banka Kredileri ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği

DİCLE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DERGİSİ YIL: 7 * CİLT/VOL.: 7 * SAYI/ISSUE:

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ INTERACTION OF FINANCE SECTOR AND REAL SECTOR IN TURKISH ECONOMY

ELEKTRİK TÜKETİMİ VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN AMPİRİK ANALİZİ: G-8 ÜLKELERİ

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sayı 37 Temmuz 2013

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

TÜRKİYE DE SANAYİ SEKTÖRÜ EKOMİK BÜYÜME VE VERİMLİLİK İLİŞKİSİNİN KALDOR YASALARI ÇERÇEVESİNDE SINANMASI: EKONOMETRİK BİR ANALİZ

Vol. 4, No. 1, 2017, pp Bütçe Açığının, Cari Açık, Ekonomik Büyüme ve Enflasyon Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği a

Nominal Faiz Oranı-Genel Fiyat Düzeyi İlişkisinin Gibson Paradoksu Çerçevesinde Analizi

ÖZGEÇMİŞ Ahmet Kibar ÇETİN

Türkiye de Ekonomik Büyüme ve Turizm İlişkisi Üzerine Ekonometrik Analiz

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KARLILIK VE MAKRO EKONOMİK DEĞİŞKENLERLE İLİŞKİSİ

Öğr. Gör. Cebrail TELEK Kilis 7 Aralık Üniversitesi SBMYO, Dış Ticaret Bölümü, Kilis/Türkiye

Ekonomik Güven Endeksi İle Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Türkiye Örneği

TURİZM GELİRLERİ VE EKONOMİK BÜYÜME: TÜRKİYE ÖRNEĞİ ( )

TÜRKİYE, KURU İNCİR İHRACATININ EKONOMETRİK ANALİZİ. AN ECONOMETRIC ANALYSIS OF DRIED FIGS EXPORT in TURKEY

FAİZ HADDİ VE PARA ARZININ DÖVİZ KURU ÜZERİNE ETKİSİ: KAZAKİSTAN ÖRNEĞİ

TÜRKİYE DE TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ

Türkiye nin Dönemi Uluslararası Yayınlarının Ekonometrik Analizi. Prof. Dr. M. Vedat PAZARLIOĞLU. Araş. Gör.

TÜRKİYE DE ENFLASYONLA BÜYÜMEYE YÖNELİK YENİ KANITLAR Ali ŞEN* İzzet TAŞAR** Yunus AÇCI***

Kayıtdışı Ekonominin Tahmini ve Vergi Gelirleri ile Arasındaki İlişki

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

Tüketici ve Üretici Fiyat Endekslerinde Fiyat Geçişkenliği: Alt Sektörler

Türkiye nin İhracat Talebi Fonksiyonunun Farklı Ülke Gruplarına Göre Eşbütünleşme Analizi

Türkiye Ekonomisinde Dışa Açıklık ve Enflasyon İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Analiz

Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi Türkiye Örneği. Financial Development and Economic Growth in Turkey

Eğitim ve Sağlık Harcamalarının Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi: Türkiye Üzerine Bir Uygulama

PETROL FİYAT RİSKİ VE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ: TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 13, Sayı 2,

Transkript:

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 72, Haziran 2018, s. 276-292 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 26.05.2018 30.06.2018 Dr. Öğr. Üyesi Sevilay SARICA Çankırı Karatekin Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü, İktisat Teorisi sevilaysarica@yahoo.com.tr İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ENFLASYON VE İŞSİZLİK ORANININ ETKİSİ: TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE BİR AMPİRİK ANALİZ Öz et İşgücü verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon arasındaki ilişkinin varlığı iktisat biliminde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Türk sanayinin 2007:1-2017:3 dönemlerini kapsayan üçer aylık verileri kullanılmak suretiyle işgücü verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığı ve yönü incelenmiştir. Çalışmada ARDL Testi (Sınır Testi Yaklasımı) ile Granger Nedensellik Testi kullanılmıştır. Elde edilen ampirik bulgular, sonucunda verimlilik ile işsizlik oranı ve enflasyon arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Granger Nedensellik testi sonuçlarına göre, gerek kısa gerekse de uzun dönem açısından işsizlik oranından verimliliğe doğru tek yönlü ve güçlü bir nedensellik ilişkisi mevcut iken, sadece kısa dönem açısından enflasyondan verimliliğe doğru tek yönlü bir nedenselliğin söz konusu olduğu saptanmıştır. İlişkinin yönüne bakıldığında ise ulaşılan sonuçların; alternatif teorik görüşü ve ilk kovulan olmamak için daha fazla çalışmayı esas alan görüşü desteklediği görülmüştür. Sonuçta işsizlik oranındaki artışın işgücü verimliliğini artırması, enflasyondaki artışın ise işgücü verimliliğini azaltması beklenmektedir. Anahtar kelimeler: İş gücü verimliliği, işsizlik oranı, enflasyon, zaman serisi,

EFFECT OF INFLATION AND UNEMPLOYMENT RATE ON LABOR PRODUCTIVITY: AN EMPIRICAL ANALYSIS ON TURKISH ECONOMY Abstract The existence of the relationship between the labor productivity, unemployment rate and inflation has a quite important place in the economics. In this study, a long-run relationship's existence and direction investigated between the labor productivity, unemployment rate and inflation by using the quarterly data containing the periods 2007:1 and 2017:3 of Turkish industry. In the study, the ARDL Test (Bounds Test Approach) and Granger Causality Test had been used. It had been determined that there was a long-termed relationship between the productivity and unemployment rate and inflation, as a result of the empirical findings obtained. Whereas there was an unidirectional and strong causality relationship from the unemployment rate to the productivity with regards to either the short-run or longrun, it had been determined that an unidirectional causality came into question only from the inflation to the productivity with regards to the short-run, according to the Granger Causality Test results. When it is looked at the relationship's direction, the results reached supports the Alternative Theoretical Opinion and opinion based on more work to avoid first extradition. As a result, it is expected that the increase in the unemployment rate will increase the labor productivity and the increase in the inflation will decrease the labor productivity 277 1. GİRİŞ Keywords: Labour productivity, unemployment rate, inflation, time series Günümüz dünyasında gerek gelişmiş gerekse de gelişmekte olan ülkeler açısından işsizlik ve enflasyonun halen en önemli iki temel ekonomik sorun olduğu görülmektedir. Ekonomik açıdan bakıldığında işsizlik ve enflasyon sorunlarının çözümünde ise; verimlilik, oldukça önemli bir yere sahiptir. Diğer yandan işsizlik oranı ile enflasyon oranındaki değişmelerinde verimlilik üzerine önemli etkilerinin olduğu ekonomik açıdan bilinmektedir. Dolayısıyla verimlilik, işsizlik oranı ve enflasyon arasındaki ilişki iktisat literatüründe oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda verimlilik, işsizlik oranı ve enflasyon arasındaki bu ilişki ekonomi teorisinde önemli çalışmalara ve tartışmalara neden olmuştur ( Saunders ve Biswas 1987: 454; Wakeford 2004: 109-132). Verimlilik, işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişki bir yandan gelişmiş, diğer yandan gelişmekte olan ülkeler açısından en önemli makroekonomik değişkenlerden üçünü oluşturmaktadır. Özellikle günümüzde birçok ülkenin yüksek işsizlik oranları ile karşı karşıya oldukları görülmektedir. Bunda yani işsizliğin artmasında küresel şokların da önemli rolünün olduğu bilinmektedir. Diğer yandan ekonomik büyüme hedefine ulaşmada, üretimde verimliliği artırmanın ön plana çıktığı görülmektedir. Dünyada birçok ülkenin verimliliği artırmak suretiyle elde edilecek olan karlarla yeni yatırımlarda bulunarak ve yeni istihdam alanları yaratarak işsizlik sorunu ile mücadele ettikleri bilinmektedir. Bunlara ek olarak enflasyon oranındaki değişmelerin gerek verimlilik gerekse de işsizlik oranı üzerinde etkili olduğu görülmektedir (Saunders ve Biswas 1987: 45; Phillips 1958). Bu doğrultuda makroekonomik alanda verimlilik, işsizlik oranı ve enflasyon arasında mevcut olan birçok nedensellik ilişkisini ortaya koymaktadır.

Bu çalışmanın temel amacı; verimlilik, işsizlik oranı ve enflasyon arasındaki ilişkiyi ele alarak, uzun dönem açısından bu 3 değişken arasında anlamlı bir ilişkinin istatistiksel olarak var olup olmadığını ortaya koymaktadır. Bu amaç doğrultusunda Türk sanayinin 2007:1-2017:3 dönemine ait 3 aylık verileri kullanılarak bir zaman serisi analizi yapılmıştır. Analizde ADF, DF ve PP birim kök testleri, ARDL Eşbütünleşme Testi ve Granger Nedensellik Testi kullanılmıştır. Çalışma 6 bölümden oluşmaktadır. Giriş sonrasındaki ikinci bölümde; verimlilik, işsizlik oranı ve enflasyon arasındaki teorik ilişkiler açıklanacaktır. Üçüncü bölümde; verimlilik, işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkiyi test eden daha önce yapılmış ampirik çalışmaların bulgu ve sonuçlarına değinilecektir. Dördüncü bölümde; çalışmada kullanılacak olan veriler ve uygulanacak yöntemin açıklamasına yer verilecektir. Beşinci bölümde; analiz ve ampirik bulgular ortaya konacaktır. Altıncı bölümde ise; analiz sonucunda ulaşılan sonuçlara değinilerek yorumlanacaktır. 2. VERİMLİLİK, İŞSİZLİK ORANI VE ENFLASYON ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TEORİSİ 1980 li yıllar sonrası küreselleşmenin gittikçe artması, mal ve hizmetler ile sermaye hareketlerinin serbestleşmesi sonucunu doğurarak dünyanın ortak bir pazar haline gelmesine neden olmuştur. Dolayısıyla büyümeyi hedefleyen ülkeler için gerek iç gerekse de gittikçe büyüyen bu dünya pazarında rekabet edebilecek firmalara ihtiyaç vardır. Bu ise sonuçta firmaların rekabet edebilecek kalitede ve düşük maliyette mal ve hizmet üretmelerini zorunlu kılmaktadır. Düşük maliyetli mal üretiminde ise kaynak kullanımında etkinlik ve bunun sonucunda ise verimlilik önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla ekonomik açıdan ülke boyutundaki verimlilik ve rekabet gücündeki artış, ekonomik büyümeye bağlı olarak toplumsal refahta artışa neden olacaktır. 278 Diğer yandan işgücü verimliliği, uluslararası rekabetin yanı sıra ülkeler açısından enflasyon hedeflemesinde de büyük öneme sahiptir. Şöyle ki emek verimliliğindeki artış, düşük maliyetli mal üretimine neden olarak enflasyonun kontrol altında tutulmasına katkı sağlayacaktır. Ayrıca emek verimliliğindeki artışlar, reel ücretlerde artışlara neden olarak (performansa dayalı ücret ödemesi sonucunda) uzun vadede makroekonomik istikrar açısından büyük öneme sahiptir. Ek olarak emek verimliliği ile reel ücretler arasındaki bu ilişki, ülkelerin kendilerini enflasyonist baskılardan korumalarında ve ücret fiyat spiral riskinin sınırlandırılmasında önemli rol oynamaktadır. Ücret-fiyat spiral teoremi, toplam talepte ortaya çıkacak artışın, firmaları uyararak daha yüksek bir fiyat tespitine, çalışanları ise daha yüksek bir ücret talebine iterek fiyat ile ücret arasında bir döngüye neden olduğunu, bu döngünün ise sonuçta çıktı ve istihdam artışına neden olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca ekonomide ortaya çıkacak arz şokları, gerek firmaları daha yüksek fiyata gerekse de çalışanları daha yüksek reel ücret talebinde bulunmaya iterek maliyet enflasyonu yaratmaktadır. Kısacası ücret-fiyat spirali, ekonomide bir yandan talep enflasyonuna diğer yandan maliyet enflasyonuna neden olmaktadır (Kandil 2003: 1-36). Fiyatlardaki bu artışlar, reel ücretleri düşürecektir. Ancak nominal ücretlerdeki artış oranı fiyatlar genel düzeyindeki artış oranından fazla ise reel ücretler artacaktır. Reel ücretlerdeki artış ise işgücü verimliliğini artırarak (Etkin Ücret Teorisi) üretimin artması sonucunu doğuracaktır. Ancak toplam talepteki artışlar nominal ücretlerde ve fiyatlar genel düzeyinde eş zamanlı bir artışa neden oluyorsa, bunun yani toplam talepteki artışın üretim üzerinde herhangi bir artırıcı etkisi olmayacaktır. Dolayısıyla reel ücretlerdeki artışın yarattığı verimlilik artışı sonucunda üretimde bir artışın ortaya çıkabilmesi için nominal ücretlerdeki artış oranının, fiyatlar genel düzeyindeki artıştan büyük olması gerekmektedir (Wakeford 2004: 109-132).

Marjinal verimlilik ve pazarlık teorisi ise; firmalar işçilerin ücretlerini belirlerken, onların üretime sağladıkları katkıyı dikkate aldıklarını vurgulamaktadır. Dolayısıyla firmalar işçilerin üretime olan katkıları oranında ücret ödemelerinde bulunmayı da tercih edebilmektedirler. Verimlilik esaslı ücret belirleme yaklaşımında daha yüksek ücret talebinde bulunan işgücünün yeteneklerini geliştirmek ve daha özverili çalışmak suretiyle verimliliği artırması gerekmektedir (Wakeford 2004: 109-132; Başoğlu, Ölmezoğulları ve Parasız 1992: 52). Ancak ortaya çıkacak olan fiyat artışlarının işgücü verimliliğinde artış yaratabilmesi için fiyat artışlarının sonucu olan nominal ücretlerdeki artışın fiyatlardaki artıştan daha fazla olması gerekmektedir. Ekonomik teoride, verimlilik ile enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisini ortaya koyan iki temel görüş vardır. Bunlardan birincisi; Standart Teorik Görüştür. Standart teorik görüşte; verimlilik dışsal bir faktör olarak kabul edilmekte ve verimliliğin enflasyon üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu vurgulanmaktadır. Bu görüşe göre; emek verimliliğinde ortaya çıkacak olan bir artış, ekonomide üretimi yani toplam arzı artırmak suretiyle enflasyon oranını aşağı çekecektir. Dolayısıyla burada verimlilikten enflasyona doğru tek yönlü bir nedensellik beklenmektedir. Sonuç olarak bu görüşe göre; emek verimliliği ile enflasyon arasında negatif yönlü bir ilişki söz konusudur (Saunders ve Biswas 1987: 454). Verimlilik ile enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisini ortaya koyan ikinci görüş ise; Alternatif Teorik Görüştür. Bu görüş; verimlilik ile enflasyon arasında negatif bir ilişkinin olduğunu ortaya koymaktadır. Yani enflasyondaki artışın verimlilikte azalışa neden olacağı belirtilmektedir. Şöyle ki enflasyon, işgücünün satın alma gücünü düşürerek işgücünü daha verimsiz çalışmaya itmektedir. Sonuçta enflasyonda ortaya çıkacak olan artış, işgücü verimliliğinin azalması sonucunu doğuracaktır. Dolayısıyla burada enflasyondan verimliliğe doğru tek yönlü bir nedensellik söz konusudur. Sonuç olarak bu görüş; verimlilik ile enflasyon arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğunu ortaya koymaktadır (Saunders ve Biswas 1987: 454). 279 Ayrıca makroekonomik alanda, verimlilik ve işsizlik oranı arasında sıkı bir ilişkinin olduğunun ancak bu ilişkinin tam olarak belirgin olmadığını ortaya koymaktadır. İşsiz tanımına baktığımızda çalışma yaşında olan işin gerektirdiği niteliklere sahip olan ve işgücü piyasasında geçerli olan ücretle çalışmayı kabul ettiği halde işgücü piyasasında aktif olarak iş arayıp ta bulamayan kişi işsiz olarak tanımlanmaktadır. Verimlilik ile işsizlik oranı arasındaki tam olarak belirgin olmayan ilişkiye üç açıdan bakılmaktadır. Birincisi; istihdam edilen emeğin verimliliğindeki artış, firmaların işgücüne olan talebini azaltarak işsizlik oranının artıracaktır. Bu açıdan bakıldığında verimlilik ile işsizlik oranı arasında verimlilikten işsizlik oranına doğru pozitif yönde bir nedensellik söz konusu olmaktadır. Yani verimlilikteki artış işsizlik oranını artırırken verimlilikteki azalış ise işsizlik oranını azaltacaktır. İkinci olarak emek dahil üretimde kullanılan bütün kaynakların tam olarak etkin kullanılması verimlilikte artışa neden olacaktır. Verimlilikte ortaya çıkacak olan bu artış ise; firmaların kârlarını ve bunun sonucunda da yatırımlarını artıracaktır. Sonuçta yeni yatırımlar, yeni istihdam alanları yaratarak işsizlik oranlarını azaltacaktır. Bu açıdan bakıldığında ise verimlilikten işsizlik oranına doğru negatif yönde bir nedensellik söz konusu olmaktadır. Yani verimlilikteki artış işsizlik oranını azaltırken, verimlilikteki azalış ise işsizlik oranını artıracaktır (Wakeford 2004: 109-132). Verimlilik ile işsizlik oranları arasındaki ilişki konusunda ortaya konan üçüncü bakış açısı ise şudur: Artan işsizlik oranları istihdam edilen emekte işten atılma ya da çıkarılma korkusu yaratarak emeği, ilk işten atılan ya da çıkarılan olmamak için daha fazla çalışmaya itecektir. Bu ise; verimliliğin artması sonucunu doğuracaktır. Yani artan işsizlik oranları verimliliği artıracak-

tır. Dolayısıyla burada yukarıdaki iki bakış açısının aksine işsizlik oranından verimliliğe doğru pozitif yönde bir nedensellik ortaya çıkmaktadır (Wakeford 2004: 109-132). Verimlilik ile işsizlik oranları arasındaki ilişki hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Şöyle ki verimlilikteki artışlar aynı işin daha az kişi ile yapılması sonucunu doğurarak işsizlik oranını artıracaktır. Ancak diğer yandan verimlilikteki artışlar, firmaların kârlarının artmasına neden olarak ekonomide yeni yatırımların yapılmasına ve sonuçta istihdamın artmasına dolayısıyla işsizliğin azalmasına neden olacaktır. Sonuç olarak bu iki durumdan hangisinin öncelikli olarak ortaya çıkacağını belirlemek mümkün olmadığı için verimlilikten işsizliğe doğru nedenselliğin yönü hakkında kesin bir şey söylenememektedir (Wakeford 2004: 113). 3. VERİMLİLİK, İŞSİZLİK ORANI VE ENFLASYON ARASINDAKİ İLİŞKİ İLE İLGİLİ AMPİRİK ÇALIŞMALAR 1986 yılında Hall, 1963-1998 dönemi arasındaki çeyreklik verileri kullanarak İngiltere ye yönelik olarak yaptığı çalışmada, verimlilik, işsizlik ve ücret değişkenleri arasındaki uzun dönemli ilişkiyi analiz etmiştir. Çalışmasında Engle-Granger eşbütünleşme testini kullanan Hall, verimlilik, ücretler ve işsizlik değişkenleri arasında uzun dönemli bir ilişkinin var olduğunu tespit etmiştir (Hall 1986: 229-239). 1993 yılında Alexander 1955:1-1991:3 dönemine ait çeyrek dönemlik verileri kullanarak İngiliz ekonomisine yönelik yapmış olduğu çalışmada, verimlilik, ücretler ve işsizlik değişkenleri arasındaki uzun dönemli ilişkiyi incelemiştir. Ancak Alexander yaptığı çalışmada, 1979 yılında yapısal kırılmanın olduğunu tespit etmiş ve buna bağlı olarak veri setini iki döneme ayırmıştır. Johansen eşbütünleşme ve Granger nedensellik testlerinin kullanıldığı çalışmanın sonucunda her iki dönem için de verimlilik, ücretler ve işsizlik değişkenleri arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğu ortaya konmuştur (Alexander 1993: 87-102). 280 2012 yılında Kumar, Webber ve Perry 1965-2007 dönemine ait yıllık verileri kullanarak, Avustralya ekonomisine yönelik olarak yaptıkları çalışmada reel ücretler, enflasyon ve emek verimliliği arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Analizde 1985 yılında yapısal kırılmanın olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada Granger nedensellik testi kullanılmış ve test sonucunda hem reel ücretlerin hem de enflasyonun uzun dönemde verimliliğe neden olduğu bulunmuştur. Diğer yandan imalat sanayine yönelik yapılan bu çalışmada reel ücretlerdeki %1 lik bir artışın yine imalat sanayi verimliliğinde %0.5 ile %0.8 arasında bir artışa neden olduğu ortaya konmuştur (Kumar, Webber ve Perry 2012: 2945-2954). Hondroyiannis ve Papapetros 1997 yılında, 1976-1992 dönemi yıllık verilerini esas alarak Yunanistan ekonomisine yönelik yaptıkları çalışmada enflasyon, verimlilik ve ücretler arasında eşbütünleşme ilişkisinin olup olmadığını araştırmışlardır. Çalışmada 1986 yılında yapısal kırılma tespit edilmiş ve bunun sonucunda veri seti 1976-1986 ve 1986-1992 dönemleri olmak üzere 2 döneme ayrılmıştır. Çalışma sonucunda her iki veri setini kapsayan dönemler için üç değişken arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğu ortaya konmuştur. Diğer yandan çalışmada enflasyon ve verimlilikteki artış arasında negatif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Hondroyiannis ve Papapetros 1997: 235-247.) Jarrette ve Selody 1982 yılında Kanada ekonomisine yönelik olarak yaptıkları çalışmasında 1963-1979 dönemini esas alarak verimlilik ve enflasyon arasındaki zaman serileri ilişkisini araştırmışlardır. Araştırma sonucunda enflasyon ve verimlilikteki artışın negatif olarak ilişkili olduğu ortaya konmuştur (Jarrette ve Selody 1982: 361-367).

Dibooğlu ve Enders 2001 yılında Kanada ve ABD ekonomileri için 1973-1988 dönemine ait yıllık verileri kullanarak yapmış oldukları çalışmada, reel ücretler, verimlilik ve işsizlik değişkenleri arasında uzun dönemli bir ilişkinin olup olmadığını araştırmışlardır. Araştırma sonucunda bu üç değişken arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin olduğu ortaya konmuştur (Dibooğlu ve Enders 2001: 495-515). Marcellino ve Mizon 2001 yılında İtalyan ekonomisine yönelik yapmış oldukları çalışmada 1970:1-1994:4 dönemine ait verileri kullanmak suretiyle, reel ücretler, kişi başına çıktı, enflasyon ve işsizlik arasında uzun dönemli bir ilişki olup olmadığını analiz etmişlerdir. Çalışmada 1980 yılında yapısal kırılmanın olduğu tespit edilmiş, bunun sonucunda ise veri seti 1970-1979 ve 1980-1994 dönemleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Araştırma sonucunda her iki dönem için de bu dört değişken arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir (Marcellino ve Mizon 2001: 359-370). Welfe ve Majsterek 2002 yılında, 1992:1-1994:4 dönemi verilerini kullanarak Polonya ekonomisine yönelik yapmış oldukları çalışmada, ücretler, fiyatlar ve verimlilik arasında uzun dönemli bir ilişkinin olup olmadığını analiz etmişlerdir. Çalışmada eşbütünleşme testi yapılmış ve çalışma sonucunda bu 3 değişken arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğu ortaya konmuştur (Welfe ve Majsterek 2002: 205-219). Christopoulos ve Tsionas 2005 yılında, 15 Avrupa Birliği ülkesini kapsayan çalışmada, 1961-1999 dönemi verilerini kullanmak suretiyle enflasyon ve verimlilik arasında eşbütünleşme ilişkisinin olup olmadığını tespit etmişlerdir. Panel bütünleşme tekniğinin kullanıldığı analiz sonucunda ise verimlilik ve enflasyon arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin olduğunu ortaya koymuşlardır. Diğer yandan çalışmada 15 ülkenin 7 sinde enflasyon ile verimlilik arasında uzun dönem açısından negatif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Christopoulos ve Tsionas 2005: 137-150). 281 Tsionas 2003 yılında 15 Avrupa ülkesine yönelik olarak yaptığı çalışmada, 1960-1997 verilerini kullanmak suretiyle enflasyon ve verimlilik arasında eşbütünleşme ilişkisinin olup olmadığını araştırmıştır. Çalışma sonucunda enflasyon ve verimlilik arasında negatif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Bayesian tekniği ile vektör hata düzeltme modelinin uygulandığı çalışmada bu ülkelerden birçoğu için enflasyon ve verimlilik arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin ve negatif yönlü bir ilişkinin olmadığı ortaya konmuştur. Ayrıca yapılan nedensellik testi ise enflasyon ve verimlilik arasında 5 ülke için çift yönlü bir nedenselliğin iki ülke için ise tek yönlü bir nedenselliğin var olduğunu göstermiştir (Tsionas 2003: 39-62). Dritsakis 2004 yılında Yunanistan a yönelik yapmış olduğu çalışmada, 1960:1-2000:4 dönemi verilerini esas alarak, emek verimliliği, reel ücretler ve işsizlik arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. VAR modelinin ve Granger nedensellik testinin uygulandığı analizde reel ücretlerle işsizlik oranı arasında olduğu gibi işgücü verimliliği, reel ücretler ve işsizlik oranı arasında güçlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir (Dritsakis 2004). Goh ve Wong 2010 yılında Malezya ya yönelik olarak 1970-2005 dönemi verilerini ele alarak yapmış olduğu çalışmada verimlilik, reel ücretler ve işsizlik oranları arasındaki uzun dönemli ilişkiyi araştırmıştır. Analiz sonucunda reel ücretler ile verimlilik arasında eşbütünleşme ilişkisi bulunurken, işsizlik oranı ile diğer değişkenler arasında aynı ilişkiye rastlanmamıştır (Goh ve Wong: 2010).

Türkyılmaz ve Özer 2008 yılında Türkiye ye yönelik olarak 1988:10-2004:03 dönemi aylık verilerini kullanmak suretiyle istihdam, reel ücretler, verimlilik, fiyatlar ve işsizlik oranı arasındaki uzun dönem eşbütünleşme ilişkisini araştırmışlardır. Johansen eşbütünleşme testi sonucunda bütün değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğu ortaya konmuştur. Diğer yandan çalışmada reel ücretler ile verimlilik ve reel ücretler ile işsizlik oranı arasında pozitif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Türkyılmaz ve Özer 2008: 175-189). Kamacı 2016 yılında 11 OECD ülkesini ele alarak yapmış olduğu çalışmada, 1993-2013 dönemi yıllık verilerini kullanmak suretiyle reel ücret, enflasyon ve reel faizlerin işgücü verimliliği üzerindeki uzun dönemli ilişkiyi incelemiştir. Analizde Pedroni Panel eşbütünleşme testi ile Granger nedensellik testi kullanılmıştır. Bu testlerin kullanıldığı çalışmada reel ücretlerden işgücü verimliliğine doğru tek yönlü bir nedenselliğin, enflasyon ile işgücü verimliliği arasında ise çift yönlü bir nedenselliğin mevcut olduğu görülmüştür (Kamacı 2016: 321-340). Narayan ve Smyth 2009 yılında G7 ülkesine yönelik yapmış oldukları çalışmada 1960-2004 dönemini kapsayacak şekilde verimlilik üzerinde enflasyonun ve reel ücretlerin etkisini analiz etmişlerdir. Panel eşbütünleşme testinin kullanıldığı çalışma sonucunda reel ücretler ile verimlilik arasında pozitif bir ilişkinin olduğu, ancak enflasyon ile verimlilik arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olmadığı ortaya konmuştur (Narayan ve Smyth 2009: 1285-1291). Tang 2014 yılında Malezya ekonomisine yönelik olarak yaptığı çalışmada, 1970-2007 dönemini kapsayacak şekilde işgücü verimliliği üzerine reel ücretlerin ve enflasyonun etkisini incelemişlerdir. Eşbütünleşme ve Granger nedensellik testinin kullanıldığı çalışmada reel ücretler ile enflasyon arasında çift yönlü, reel ücretler ile işgücü verimliliği arasında tek yönlü bir nedenselliğin olduğu ortaya çıkmıştır. Kısacası reel ücretlerden verimliliğe doğru tek yönlü bir nedenselliğin olduğu bulunmuştur (Tang 2014: 311-322). 282 Yıldırım 2015 yılında Türk İmalat sanayinin 1988:1-2012:1 dönemi verilerini ele alarak işgücü verimliliği, reel ücretler ve enflasyon arasındaki ilişkiyi analiz etmiştir. ARDL testi ile Granger nedensellik testinin kullanıldığı çalışma sonucunda enflasyonun, işgücü verimliliği üzerindeki etkisinin reel ücretlerden daha büyük olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışma sonucunda reel ücretlerden verimliliğe doğru tek yönlü bir nedenselliğin ve işgücü verimliliği ile enflasyon arasında ise karşılıklı bir etkileşimin söz konusu olduğu ortaya konmuştur (Yıldırım 2015: 85-103). Strauss ve Woher 2004 yılında 459 ABD imalat sanayi paneli için yapmış oldukları çalışmada 1956-1996 dönemine ait verileri kullanmak suretiyle enflasyon, reel ücretler ve verimlilik arasında uzun dönemli bir ilişkinin olup olmadığını araştırmışlardır. Panel eşbütünleşme testi ile Granger nedensellik testinin kullanıldığı çalışma sonucunda uzun dönemde enflasyonun, verimliliğin Granger nedeni olduğu bu süre aralığında reel ücretler ile verimlilik arasında çift yönlü bir nedenselliğin mevcut olduğu ortaya konmuştur (Strauss ve Woher 2004: 920-941). Günay, Metin-Ozan ve Yeldan 2005 yılında Türk imalat sanayinde 29 alt sektöre yönelik yapmış oldukları çalışmada 1980-1996 dönemine ait verileri kullanmak suretiyle reel ücretler, enflasyon ve kâr marjları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Panel veri yönteminin kullanıldığı çalışma sonucunda kâr marjlarının reel ücret maliyetleri ve fiyat enflasyonundan pozitif yönde ve belirgin bir şekilde etkilendiği bulunmuştur (Günay, Metin-Ozan ve Yeldan 2005: 1899-1905).

Freeman ve Yergen 2000 yılında 12 OECD ülkesine yönelik yapmış oldukları çalışmada 1955-1994 dönemine ait verileri kullanmak suretiyle enflasyon ve verimlilik arasındaki ilişki araştırılmıştır. Engle-Granger testinin ve Hsiao Granger nedensellik testinin kullanıldığı çalışma sonucunda enflasyon ile verimlilik arasındaki korelasyonun, aralarındaki döngüsel hareketlerden dolayı sahte olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Freeman ve Yergen 2000: 315-332). Mahadevan ve Asafu-Adjaye 2005 yılında Avustralya madencilik sektörüne yönelik yapmış oldukları çalışmada, 1968-1998 dönemi verilerini kullanmak suretiyle enflasyon ile verimlilik arasındaki ilişkiyi test etmiştir. Granger nedensellik testinin kullanıldığı çalışma sonucunda, fiyatlardan verimliliğe doğru negatif ve tek yönlü bir nedenselliğin olduğu sonucuna varılmıştır (Mahadevan ve Asafu-Adjaye 2005: 209-224). Bitros ve Panas 2001 yılında yapmış oldukları çalışmalarında 1964-1980 dönemi verilerini kullanmak suretiyle Yunan imalat sanayinde toplam faktör verimliliği üzerinde enflasyonunun etkisini analiz etmişlerdir. Zaman serisi analizinin yapıldığı çalışmada analiz sonucunda 20 imalat sanayinin 16 sında enflasyondaki hızlanmanın toplam faktör verimliliğinde önemli bir yavaşlamaya yol açtığı ortaya konmuştur (Bitros ve Panas 2001: 1961-1969). Mehre 1991 yılındaki çalışmasında ABD verilerini kullanmak suretiyle enflasyon ile verimlilik arasında uzun dönemli bir ilişkinin olup olmadığını analiz etmiştir. Eşbütünleşme ve Granger nedensellik testinin kullanıldığı çalışma sonucunda uzun dönemde enflasyonun birim başına işgücü maliyetleri üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu ortaya konmuştur (Mehra 1991: 931-937). 283 Dritsakis 2004 yılında yaptığı çalışmada 1990:4-2003:1 dönemi verilerini kullanmak suretiyle Romanya da enflasyon ve verimlilik arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Analiz sonucunda verimlilik ile enflasyon arasında bir nedensellik ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir (Dritsakis 2004: 121-128). Pazarlıoğlu ve Çevik 2007 yılında Türkiye ekonomisine yönelik yapmış oldukları çalışmada 1945-2005 dönemine ait yıllık verileri kullanmak suretiyle verimlilik, ücretler ve işsizlik oranları arasında uzun dönemli bir ilişkinin olup olmadığını incelemişlerdir. Çalışmada Bai ve Perron kırılma testleri sonucunda bu 3 değişkene ait serilerde 1966, 1967 ve 1968 yıllarında yapısal kırılma olduğu tespit edilmiş ve bu veri seti 1945-1966 ve 1969-2005 olmak üzere iki alt döneme ayrılmıştır. Her iki dönem içinde eşbütünleşme testi yapılmış ve verimlilik, ücretler ve işsizlik oranları arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğu ortaya konmuştur. Diğer yandan uzun dönem açısından bakıldığında reel ücretlerdeki artışın verimliliği azalttığı ancak işsizlikteki artışın ise verimliliği artırdığı sonucuna varılmıştır. Nedensellik açısından ise işsizlikten verimliliğe %10 anlamlılık düzeyinde pozitif yönde bir nedenselliğin varlığı tespit edilmiştir (Pazarlıoğlu ve Çevik 2007: 1-17). Yukarıda özetlediğimiz ampirik literatüre baktığımızda bir kısım çalışmada sadece emek verimliliği, ücretler ve işsizlik oranı arasındaki ilişkiye, diğer bir kısım çalışmada ise emek verimliliği, ücretler ve enflasyon arasındaki ilişkiye ve başka bir grup çalışmada ise emek verimliliği ile enflasyon arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Bütün bu çalışmalarda değişkenler arsında uzun dönemli ilişki olup olmadığı araştırılmış ve çalışmalar sonucunda değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin olduğu ortaya konmuştur. Diğer yandan Yunanistan, Kanada ve 15 AB üyesi ülkeye yönelik yapılan çalışmalarda enflasyon ile verimlilik arasında negatif bir ilişkinin varlığından söz edilirken, Avustralya ya yönelik yapılan çalışmada ise sadece enflasyondan verimliliğe doğru negatif ve tek yönlü bir nedensellik olduğu görülmektedir. Türkiye ye yönelik yapı-

lan çalışmada ise enflasyon ile verimlilik arasında çift yönlü bir nedensellik ortaya konulurken, ABD ye yönelik yapılan çalışmada ise sadece enflasyondan verimliliğe doğru tek yönlü bir nedensellik varlığından söz edilmektedir. Ancak yukarıdaki ampirik literatürde iki çalışmanın sonuçları açısından dikkat çekici olduğunu görülmektedir. Bunlardan birincisi 11 OECD ülkesi için yapılan çalışmadır ki, bu çalışmada enflasyondan verimliliğe ve verimlilikten enflasyona doğru pozitif ve çift yönlü bir nedensellik ortaya konmuştur. Diğeri ise G7 ülkeleri için yapılan çalışmadır ki; bu çalışmada ise uzun dönemde enflasyon ile verimlilik arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ampirik literatürde diğer iki çalışma daha dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki Türkiye ye yönelik yapılan çalışmadır ki; bu çalışmada işsizlikten verimliliğe doğru pozitif ve tek yönlü bir nedensellik bulunmuştur. Diğer çalışma ise Malezya ya yönelik yapılan çalışmadır ki; bu çalışmada ise işsizlik ile verimlilik arasında uzun dönem açısından bir ilişkinin olmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmanın diğer çalışmalardan en önemli farkı ise emek verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon değişkenlerinin bir arada ele alınarak bu üç değişken arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığını araştıracak olmasıdır. Bu çerçevede Türkiye açısından bu üç değişkenin ele alınarak değişkenler arasında eşbütünleşme ve nedensellik ilişkilerinin araştırılmasının literatüre bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. 4. YÖNTEM Bu çalışmada, verimlilik, enflasyon ve işsizlik arasındaki uzun dönemli ilişki ve bu ilişkinin nedenselliği analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkinin ortaya konması amacıyla Sınır Testi, nedensellik ilişkisinin araştırılmasında ise Granger Nedensellik Testi kullanılmıştır (Granger 1969, 1988). Sınır Testi olarak ta bilinen ARDL testinin Engle-Granger (1987); Johansen (1988) ve Johansen-Juselius (1990) tarafından geliştirilen eş-bütünleşme testiyle karşılaştırıldığında daha kullanışlı olduğu görülmektedir (Narayan ve Narayan, 2004: 25, Pesaran ve ark, 2001). Söz konusu testlerde analize dahil edilecek olan serilerin düzeyde birim kök içermesi ve farkı alındığında aynı derecede bütünleşik olması gerekmektedir. Bu çerçevede serilerden biri ya da bir kısmı düzeyde durağan ise eşbütünleşme ilişkisi araştırılamaz. Oysa Pesaran ve ark. (2001) tarafından geliştirilen ve ortaya konan ARDL testinde böyle bir kısıtlama yoktur. Yani serilerin durağanlık düzeyleri farklı olsa bile eşbütünleşme ilişkisinin olup olmadığı test edilebilir. Diğer yandan Sınır Testi (ARDL Testi) küçük gözlem sayısı olan verilerde daha iyi çalışmaktadır (Narayan ve Narayan, 2004: 25, Pesaran ve ark, 2001). Sonuç olarak çalışmamızda ele aldığımız değişkenlere ait seriler arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin yani değişkenler arasında uzun dönemde bir ilişki bulunup bulunmadığını ortaya koymak amacıyla ARDL eşbütünleşme testi kullanılmıştır. 284 4.1.1. ARDL TESTİ (SINIR TESTİ YAKLAŞIMI) İncelenecek olan değişkenler arasındaki nedensellik ilişkilerinin belirlenmesi için uzun dönem ilişkinin varlığı eş-bütünleşme testiyle yapılır. Eşbütüleşme testi, Engle-Granger (1987); Johansen (1988) ve Johansen-Juselius (1990); ve Pesaran ve ark. (2001) geliştirmiş olduğu yöntemlerle yapılabilmektedir. Bu çalışmada sahip olduğu avantajlardan dolayı Pesaran ve ark. (2001) nün geliştirmiş olduğu ARDL modeli kullanılacaktır. Birim kök testlerinde olduğu gibi bu test yönteminde de gecikme uzunluğunun seçiminde AIC veya SC kriterleri kullanılmaktadır. Ayrıca bu test sonucunda sağlıklı sonuçlara varabilmek için, hata terimleri arasında otokorelasyon problemine rastlanmaması gerekmektedir. Çalışmada

en küçük AIC ve ya SC değerini veren gecikme uzunluğu, modelin gecikme uzunluğu olarak seçilmektedir. Ancak eğer en küçük AIC ve ya SC değerini ele alarak seçmiş olduğumuz modelde otokorelasyon problemi ortaya çıkıyorsa, bu sefer ikinci en küçük AIC ve ya SC değerini veren modelin gecikme uzunluğu esas alınmaktadır. Temelde bu süreç mevcut otokorelasyon sorunu tamamen ortadan kalkıncaya kadar devam etmektedir (Altıntaş, Çetintaş ve Taban 2008:197) Uygun gecikme uzunluğu belirlendikten sonra belirlenen gecikme uzunluğu otokorelasyon içermiyorsa F-testi (Wald Testi) ile değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin varlığı test edilir. Test istatistiğinde ise Pesaran ve ark. (2001) veya Narayan (2005) test istatistiklerine bakılabilir. Pesaran ve ark. (2001) ARDL yöntemini geliştirmiş olmasına rağmen, Narayan (2005) daha küçük gözlemler için gözlem sayısını esas alan test istatistiği geliştirmiştir. 4.1.2. GRANGER NEDENSELLİK TESTİ Uygulamalı ekonometrik çalışmalarda değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin tespit edilmesinde en sık kullanılan test; Granger (1969, 1988) tarafından geliştirilen Granger nedensellik testidir. Eğer değişkenler arasında bir nedensellik ilişkisi yoksa regresyon analizinin sonuçları istatistiksel olarak anlamlı olsa bile iktisadi açıdan bir anlam ifade etmeyecektir. Değişkenlerin nedensellik ilişkilerini belirlemek için Denklem 1 ve Denklem 2 kullanılır. (1) Granger nedensellik testi, Denklem 1 deki bağımsız değişken olan Y t nin gecikmeli değerlerinin katsayılarının grup halinde (tüm A 12 ler) sıfıra eşit olup olmadığı test edilerek gerçekleştirilmektedir. Burada kullanılan test F testi (Wald test) dir. Denklem 1 de tüm A 12 katsayıları belirli bir anlamlılık düzeyinde sıfırdan farklı bulunursa, Y nin X in nedeni olduğu sonucuna varılır. Diğer bir deyişle eğer e 1 in varyansı, Denklem 1 deki Y teriminin eklenmesiyle azalıyorsa, Y nin X in Granger nedeni olduğu söylenir. Aynı şekilde Denklem 2 de tüm A 22 katsayıları belirli bir anlamlılık düzeyinde sıfırdan farklı bulunursa bu sefer X in Y nin nedeni olduğunu sonucuna varılır. Başka bir söylemle, Denklem 2 de X in eklenmesiyle e 2 nin varyansı azalıyorsa X in Y nin Granger nedeni olduğu söylenir. Eğer denklem 1 ve denklem 2 ye ilişkin analiz sonuçlarında A 12 ve A 22 katsayıları eş anlı olarak anlamlılarsa Y ile X arasında karşılıklı bir nedensellik ilişkisi var demektir. Ancak sadece Denklem 1 deki A 12 katsayıları sıfırdan farklı ise Y den X e doğru tek yönlü, sadece Denklem 2 deki A 22 katsayıları sıfırdan farklı ise X den Y e doğru tek yönlü nedensellik vardır. Hem A 12 hem de A 22 katsayılarının sıfırdan farklı olmaması durumunda ise X ile Y değişkenleri arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi yok demektir. (2) 285 5. VERİLER ve AMPİRİK SONUÇLAR Çalışmamızda, Türkiye ekonomisinde toplam sanayii ele alınarak verimlilik, işsizlik ve enflasyon değişkenleri arasındaki eşbütünleşme ilişkisi ile nedensellik ilişkisi araştırılmıştır. Çalışmada kullanmış olduğumuz veriler, 2007:1-2017:3 dönemini kapsayan üçer aylık verilerdir. Verimlilik ve enflasyon değişkenlerine ait veri seti, toplam sanayideki 2010:100 bazlı çalışılan saat başına işgücü verimlilik endeksinden ve tufe endeksinden oluşmakta iken işsizlik ise Türkiye deki işsizlik oranı serisinden oluşmaktadır. Gerek işgücü verimlilik endeksi gerekse de tufe endeksi Kalkınma Bakanlığı nın elektronik veri dağıtım sisteminden, işsizlik oranına ait veri seti ise TCMB nin elektronik veri dağıtım sisteminden temin edilmiştir. İşgücü verimlilik

serisinde ve işsizlik oranı serisinde mevsimsellik etkisi mevcut olduğu için öncelikli olarak seriler mevsimsel olarak düzeltilmiştir. Daha sonra ise serilerin doğal logaritması alınmıştır. Tufe endeksi serisinde ise mevsimsellik etkisi görülmediği için serinin direkt doğal logaritması alınmıştır. Sonuç olarak işgücü verimliliğini, işsizlik oranını ve enflasyonu temsil eden serilerle ilgili gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra analize geçilmiştir. Modelde işgücü verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon sırasıyla lnver, lnio ve lntufe kısaltmaları ile ifade edilmektedir. 5.1. BİRİM KÖK TESTİ SONUÇLARI Çalışmada kullandığımız lnver, lnio ve lntufe değişkenlerini temsil eden serilerinin durağan olup olmadıklarını test etmek için ADF (Augmented Dickey Fuller) (1981), DF (Dickey-Fuller) (1979) ve PP (Phillips Perron) (1988) birim kök testleri uygulanmıştır. Uygulanan birim kök testleri sonuçları tablo 1 de verilmektedir. Tablo 1: ADF, Dickey-Fuller ve Phillips Perron Birim Kök Testi Sonuçları Değişen Düey/ Birinci Fark ADF Test İstatistiği DF Test İstatistiği PP Test istatisliği Sonuç Trendsiz Trendli Trendsiz Trendli Trendsiz Trendli lnver Düzey 0,004(0) -2,222(0) 0,685(0) -2,384(0) 0,413(6) -2,409(2) Birinci Fark -5,911(0) *** -5,930(0) *** -5,982(0) *** -6,040(0) *** -5,922(7) *** -6,018(8) *** I (1) 286 lnio Birinc I (1) Düzey 1,338(6) -0,639(6) 1,482(8) -4,103(0) *** 0,601(14) -3,714(12) ** Fark -7,329(2) *** -5,625(5) *** -7,434(2) *** -7,088(2) *** -11,918(18) *** -13,090(18) *** lntufe Düzey -2,649(1) * -2,612(1) -2,456(1) ** -2,552(1) -1,861(3) -1,841(3) Birinci Fark -3,063(0) ** -3,028(0) -3,069(0) *** -3,101(0) * -3,114(3) ** -3,081(3) I (1) (1) Parantez içerisindeki değerler SIC kullanılarak seçilen gecikme uzunlukları olup maksimum gecike uzunluğu 9 olarak alınmıştır. PP testinde ise optimal gecikme uzunluğu, Bartlett Kernel (default) Spectral Estimation Yöntemi ve Newey-West Bandwidth (automatic selection) kriterlerinden yararlanılmıştır. (2) ***, **, ve *, işaretleri sırasıyla % 1, %5 ve %10 düzeyinde anlamlılığı ve değişkenlerin sırasıyla % 1, %5 ve %10 düzeyinde durağan olduklarını ifade etmektedir. Tablo 1 de lnver lnio ve lntufe değişkenlerine ait serilerin birim kök testi sonuçları gösterilmektedir. Tabloya bakıldığında ADF (Augmented Dickey Fuller), DF (Dickey-Fuller), ve PP (Phillips Perron) birim kök testi sonuçlarına göre, lnver, lnio ve lntufe değişkenlerinin tamamının düzeyde durağan olmadıkları, ancak birinci farkları alındığında durağan hale geldikleri görülmektedir. Bu çerçevede lnver, lnio ve lntufe serilerinin bütünleşme derecesi I(1) dır. 5.2. SINIR EŞBÜTÜNLEŞME TESTİ Uygulanan ADF, DF ve PP birim kök testileri sonucunda, lnver, lnio ve lntufe değişkenlerine ait serilerin birinci farkları alındıktan sonra durağan hale geldikleri ve eşbütünleşme derecesinin I(1) olduğu tespit edildikten sonra, ARDL (Sınır Testi) testine geçilmektedir.

Çalışmamızda bağımlı değişkenin lnver ve bağımsız değişkenlerin ise lnio ve lntufe olduğu üç değişkenli ARDL testi için kurulan ekonometrik model aşağıdaki gibidir: ARDL Testinin uygulamasına geçmek için ilk olarak (3) nolu denklemde p olarak belirtilen optimum gecikme uzunluğunu tespit etmek gerekmektedir. Birim kök testlerinde olduğu gibi bu testte de AIC ve SC kriterleri ele alınmaktadır. (3) nolu denklemi ele alarak optimum gecikme uzunluğu elimizdeki veri setinin çeyrek dönemlik (üç aylık) ve gözlem sayısının az olması nedeni ile 4 olarak alınmış ve SC kriterine göre optimum gecikme uzunluğu 1 olarak tespit edilmiştir. Modelde otokorelasyon problemine rastlanmamıştır. Optimum gecikme uzunluğunu belirlendikten sonra değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisinin testine geçilmiştir. ARDL testinde değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisi sıfır hipotezinin (H 0 = λ 1 = λ 2 = λ 3= 0) test edilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Sınır Testi (ARDL Testi) sonucunda bulduğumuz F (Wald Testi) istatistiğinin % 5 düzeyde Pesaran vd. (2001) deki ve Narayan (2005) de belirtilen üst kritik değerinden büyük olduğu görülmektedir. Bu sonuç ise bize H 0 hipotezinin reddedildiğini böylece lnver, lnio ve lntufe değişkenleri arasında eşbütünleşme ilişkisinin mevcut olduğunu ortaya koymaktadır. Yani elde edilen bu sonuç lnver, lnio ve lntufe değişkenleri arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Tablo 2 de uzun dönem eşbütünleşme ilişkisinin test sonuçları gösterilmektedir (Model tahmininde Eviews 7.0 ekonometri programı kullanılmıştır). 287 Tablo 2: Uzun Dönem Eşbütünleşme İlişkisinin Test Sonuçları Gecikme Model k F-istatistiği Uzunluğu Eşbütünleşme İlişkisinin Varlığı F VER(lnVER lnio, TUFE) 2 5,95 1 VAR Tanısal Test Sonuçları R 2 = 0,57 Düzeltilmiş R 2 = 0,47 D.W = 1,98 (1) Maksimum gecikme uzunluğu gözlem sayısı azlığı nedeni ile 4 olarak alınmış ve en uygun (optimal) gecikme uzunluğunun belirlenmesinde AIC ve SC kriterleri birlikte ele alınmıştır. (2) Breusch-Godfrey Serisel Korelasyon LM Test istatistiğine göre 1 gecikmeye kadar hata teriminin serisel korelasyonu bulunmamaktadır. (3) %5 anlamlılık düzeyinde alt ve üst kritik sınır değerleri sırasıyla 3,79 ve 4,85 olup, Pesaran (2001) Tablo case (III) den ve alt ve üst kritik sınır değerleri sırasıyla 4,13 ve 5,26 olup Narayan (2005) Tablo case (III) den alınmıştır. 5.3. GRANGER NEDENSELLİK TESTİ Modeldeki değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin (eşbütünleşme ilişkisinin) varlığını tespit ettikten sonra şimdi sıra emek verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon değişkenleri arasındaki nedensellik ilişkisini ortaya koymak gerekmektedir. Buna rağmen Granger nedensellik

testi yapılmış ve Granger nedensellik testinin iktisadi açıdan bir anlam ifade edebilmesi için muhakkak suretle VER, İO ve TUFE değişkenleri arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin bulunması gerekmektedir ki bu uzun dönemli ilişki bulunmuştur. Granger Nedensellik Testinin H 0 hipotezleri Tablo 3 de gösterilmektedir. Tablo 3: Granger Nedensellik Testinin H 0 hipotezleri H 0, Hipotezi Sonuç H 0: İO, VER in Granger Nedeni değildir H 0: VER, İO nun Granger Nedeni değildir H 0: TUFE, VER in Granger Nedeni değildir H 0: VER, TUFE nin Granger Nedeni değildir H 0: TUFE, İO nun Granger Nedeni değildir H 0: İO, TUFE nin Granger Nedeni değildir H 0 = KABUL H 0 = RET H 0 = KABUL H 0 = RET H 0 = KABUL H 0 = RET H 0 = KABUL H 0 = RET H 0 = KABUL H 0 = RET H 0 = KABUL H 0 = RET 288 Tablo 4 de VER, İO ve TUFE değişkenleri arasındaki Granger Nedensellik Testi sonuçları verilmiştir. (1)***, **, ve *, işaretleri sırasıyla % 1, %5 ve %10 anlamlılık düzeylerini göstermektedir. Tablo 4. Granger Nedensellik Testi Sonuçları Değişkenler Gecikme Uzunluğu Sonuç 1 2 3 4 İO VER + *** + ** + *** + *** VAR VER İO YOK TUFE VER + ** + ** VAR VER TUFE YOK TUFE İO YOK İO TUFE YOK Tablo 4 de görüldüğü gibi Granger Nedensellik Testi sonuçlarına göre, gerek kısa gerekse de uzun dönemde işsizlik oranından verimliliğe doğru tek yönlü ve güçlü bir nedensellik ilişkisi saptanmıştır. Bu sonuç, gerek kısa gerekse de uzun dönem açısından işsizlik oranında meydana gelecek olan değişmenin, verimlilikte değişikliklere neden olacağını göstermektedir. Ayrıca nedensellik testi sonuçları enflasyondan verimliliğe doğru tek yönlü ancak kısa dönemli bir nedenselliğin söz konusu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu ise kısa dönem açısından enflasyonda meydana gelecek olan değişikliğin verimlilikte değişikliğe neden olacağını ifade etmektedir. Ancak tablo 4 ye baktığımızda, verimlilikten işsizlik oranına, verimlilikten enflasyona, enflasyondan işsizlik oranına ve işsizlik oranından enflasyona doğru bir nedenselliğin söz konusu olmadığı görülmektedir.

6. SONUÇ Çalışmada ilk olarak işgücü verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon arasındaki ilişkinin teorisine değinilmiştir. Makroekonomik teoride verimlilik ile işsizlik oranı ve enflasyon arasında sıkı bir ilişki olduğunu savunan teoriler mevcuttur. Ekonomik teoride, verimlilik ile enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisini ele alan iki temel görüş vardır. Bunlardan birincisi Standart Teorik Görüştür. Bu görüşe göre; işgücü verimliliğinde ortaya çıkacak olan bir artış, ekonomide üretimi sonuçta toplam arzı artırmak suretiyle enflasyon oranını düşürecektir. Dolayısıyla burada verimlilikten enflasyona doğru negatif ancak tek yönlü bir nedensellik beklenmektedir. Verimlilik ile enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisini ortaya koyan ikinci görüş ise; Alternatif Teorik Görüştür. Bu görüş; verimlilik ile enflasyon arasında negatif bir ilişkinin olduğunu ve enflasyondaki artışın verimlilikte azalışa neden olacağı belirtilmektedir. Şöyle ki enflasyon işgücünün satın alma gücünü düşürmekte, bu da işgücünü daha verimsiz çalışmaya itmektedir. Sonuçta enflasyonda ortaya çıkacak olan artış, işgücü verimliliğini azaltacaktır. Dolayısıyla burada enflasyondan verimliliğe doğru negatif ve tek yönlü bir nedensellikten söz edilmektedir. Diğer yandan makroekonomik teori, verimlilik ve işsizlik oranı arasında sıkı bir ilişkinin olduğunu ancak bu ilişkinin tam olarak net olmadığını ortaya koymaktadır. Verimlilik ile işsizlik oranı arasındaki tam olarak belirgin olmayan ilişki üç açıdan ele alınmaktadır. İlk olarak; istihdam edilen işgücü verimliliğindeki artış firmaların işgücüne olan talebini azaltarak işsizlik oranının artıracaktır. Bu çerçevede ele alındığında verimlilik ile işsizlik oranı arasında verimlilikten işsizlik oranına doğru pozitif yönde bir nedensellik söz konusudur. 289 İkinci olarak; işgücü dâhil üretimdeki bütün kaynakların tam olarak etkin kullanılması verimlilikte artışa neden olarak firmaların karlarını ve bunun sonucunda da yatırımlarını artıracaktır. Yeni yatırımların ortaya çıkması ise yeni istihdam alanları yaratarak işsizlik oranını azaltacaktır. Bu açıdan bakıldığında ise verimlilikten işsizlik oranına doğru negatif yönde bir nedensellik söz konusu olmaktadır. Verimlilik ile işsizlik oranları arasındaki ilişkiyi ortaya konan üçüncü bir bakış açısı ise şudur: Artan işsizlik oranları istihdam edilen emekte işten atılma ya da çıkarılma korkusu yaratarak işgücünü daha fazla çalışmaya itecektir. Bu ise sonuçta verimliliğin artması sonucunu doğuracaktır. Sonuç olarak burada yukarıdaki iki bakış açısının aksine işsizlik oranından verimliliğe doğru pozitif yönde bir nedensellik ortaya çıkmaktadır. Çalışmanın ikinci kısmında ise Türk sanayinde emek verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon arasındaki uzun dönemli ilişkinin varlığı ve değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi; Türk sanayinin 2007:1 2017:3 dönemine ait üçer aylık veriler kullanılmak suretiyle incelenmiştir. Analiz çerçevesinde öncelikle emek verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon değişkenlerinin durağanlık yapısı incelenmiştir. Daha sonra ARDL testi (Sınır Testi) yapılarak değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinin olup olmadığına bakılmıştır. Sınır Testi sonucunda emek verimliliği, işsizlik oranı ve enflasyon arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında elde ettiğimiz sonucun ampirik literatürle uyumlu olduğu görülmektedir Değişkenler arsındaki uzun dönemli ilişkinin varlığını ortaya konduktan sonra, Granger Nedensellik Testi yapılmıştır. Granger Nedensellik Testi sonuçlarına göre, gerek kısa gerekse de uzun dönem açısından işsizlik oranından verimliliğe doğru tek yönlü ve güçlü bir nedensellik ilişkisi saptanmıştır. Elde ettiğimiz bu sonucun Pazarlıoğlu ve Çevik in 2007 yılında Türkiye ekonomisine yönelik yapmış oldukları çalışma sonucu ile benzerlik gösterdiği görülmektedir.

Nedensellik testi sonuçlarından bir diğeri ise enflasyondan verimliliğe doğru tek yönlü ancak kısa dönemli bir nedenselliğin söz konusu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu açıdan baktığımızda ulaştığımız sonucun Mahadevan ve Asafu-Adjaye nin 2005 yılında Avustralya ekonomisine, Yıldırım ın 2015 yılında Türk imalat sanayine, Strauss ve Woher in 2004 yılında ABD imalat sanayine ve Kumar, Webber ve Perry in 2012 yılında Avustralya ekonomisine yönelik yapmış oldukları çalışma sonuçları ile benzerlik gösterdiği görülmektedir. Ancak Strauss ve Woher in yaptıkları çalışma ile Kumar, Webber ve Perry nin yaptıkları çalışma söz konusu bu nedensellik ilişkisinin uzun dönem açısından geçerli olduğunu ortaya koyarken, bu çalışmada ulaşılan sonuç ise nedensellik ilişkisinin sadece kısa dönem için geçerli olduğunu göstermektedir. Ancak nedensellik testi sonucunda, verimlilikten işsizlik oranına, verimlilikten enflasyona, enflasyondan işsizlik oranına ve işsizlik oranından enflasyona doğru bir nedenselliğin söz konusu olmadığı görülmektedir. KAYNAKLAR Abdioğlu, Z., (2013), Ücret-Fiyat spirali: Türk İmalat Sanayi Örneği, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Sayı: 19, Sayfa: 45-58. Alexander, C. O., (1993), The Changing Relationship Between Productivity, Wages and Unemployment in the UK, Oxford Bulletin of Economics and Statistics, Vol. 55, No. 1, pp. 87-102. Altıntas, H.; Cetintas, H.; Taban, S., (2008), Türkiye de Bütçe Açığı, Parasal Büyüme ve Enflasyon Arasındaki İlişkinin Ekonometrik Analizi: 1992-2006, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt/Vol: 8, Sayı/No:2, pp:185-208. 290 Başoğlu, U.; Ölmezoğulları, N.; Parasız, İ., (1999), Gelir Bölüşümü Teori ve Politika", Etkin Kitabevi, Bursa, 1999. Bitros, C. C.; Panas, E. E., (2001), Is There An Inflation Productivity Trade Off? Some Evidence from The Manufacturing Sector in Greece, Applied Economics, 33, pp: 1961-1969. Christopoulos, D. K.; Tsionas, E. G., (2005), Productivity Growth and Inflation in Europe: Evidence from Panel Cointegration Tests, Empirical Economics, Vol. 30, pp.137-150. Dibooglu, S.; Enders, W., (2001), Do Real Canada, Journal of Macroeconomics, Vol. 23, No. 4, pp. 495-515. Dickey, D. A.; Fuller, W. A., (1979), Distrribution of The Estimates for Autoregressive Time Series with Unit Root, Journal of American Statitical Association, 74, 427-431, içinde, Griffiths vd. (1993), Learning and Practicing Econometrics, N.Y.: John Wiley& Sons, Inc. Dickey, D. A.; Fuller, W. A., (1981), Likelihood Ratio Statistics for Autoregressive Time Series with a Unit Root, Econometrica, v 49, 1057-1071. Dritsakis, N., (2004), Labour Productivity, Wages and Unemployment: An Empirical Investigation for Greece: Using Causality Analysis, Department of Applied Informatics, University of Macedonia. Dritsakis, N., (2004), A Casual Relationship between Inflation and Productivity:An Empirical Approach for Romania, American Journal of Applied Sciences, 1, pp: 121-128.

Engle, Robert F. and Clive W. J. Granger (1987) Co-integration and Error Correction: Representation, Estimation and Testing, Econometrica, 55 (2): 251-276. Freeman, D. G.; Yerger, D. B., (2000), Does Inflation Lower Productivity: Time Series Evidence on the Impact of Inflation on Labour Productivity in 12 OECD Nation, Atlanta Economic Journal, 28, pp: 315-332. Goh, S. K.; Wong, K. N., (2010), Analyzing the Productivity-Wage-Unemployment Nexus in Malaysia: Evidence from the Macroeconomic Perspective, Monash University, Department of Economics. Issn 1441-5429 Discussion paper 12/10, pp: 1-20. Granger, C. W. J., (1969), Investigating Causal Relations by Econometric Models and Cross- Spectral Methods, Econometrica, Vol: 37, No. 3, pp:424-438. Granger, C. W. J., (1988), Some Recent Development in a Concept of Causality, Journal of Econometrics, Volume 39, Issues 1 2, September October 1988, Pages 199-211 Günay, A.; Metin-Ozan, K.; Yeldan, E., (2005), Reel Wages, Pozitif Margins and Inflation in Turkish Manufacturing under Post Liberalization, Applied Economics, 37, pp: 1899-1905. Hall, S. G., (1986), An Application of the Granger and Engle Two-Step Estimation Procedure to United Kingdom Aggregate Wage Data, Oxford Bulletin of Economics and Statistics, Vol. 48, No. 3, pp. 229-239. Hondroyiannis, G.; Papapetrou, E., (1997), Seasonality-Cointegration and the Inflation, Productivity and Wage Growth Relationship in Greece, The Social Science Journal, Vol. 34, No. 2, pp. 235-247. 291 Jarrette, J. P.; Selody, J. G., (1982), The Productivity, Inflation Nexus in Canada 1963-1979, Review of Economics and Statistics, 64, pp: 361-367. Johansen, S. (1988) Statistical Analysis of cointegration Vectors, Journal of Economic Dynamics and Control, v. 12, 231-255. Johansen, S. and Juselıus, K. (1990) Maximum Likelihood Estimation and Inference on Cointegration with Applications to the Demand for Money, Oxford Bulletin of Economics and Statistics, 52, 2, 169 210. Kamacı, A., (2016), Seçilmiş OECD Ülkelerinde Reel Ücret, Enflasyon ve Reel Faizlerin İşgücü Verimliliği Üzerine Etkisi: Panel Veri Analizi, pp: 321-340. Kandil, M., (2003), The Wage-Price Spiral: Industrial Country Evidence and İmplications, IMF Working Paper, 3(164), pp:1-36 Kumar, S.; Webber, D. J.; Perry, G., (2012), Real Wages, Inflation and Labor Productivity in Australia. Applied Economics, 44, pp:2945 2954. doi:10.1080/00036846.2011.568405 Mahadevan, R.; Asafu-Adjaye, J., (2005), The Productivity-Inflation Nexus: The Case of the Australian Mining Sector, Energy Economics, 27, pp: 209-224. Marcellino, M.; Mizon, E. G., (2001), Small-System Modelling of Real Wages, Inflation, Unemployment and Output per Capita in Italy 1970 1994, Journal of Applied Econometrics, Vol. 16, pp. 359-370.