6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU NUN 480. MADDESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Benzer belgeler
Ekonomik ve Politik Gelişmelerin Sözleşmelere Etkisi. Boden Academy 19 Aralık 2017

SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI

MUSTAFA GÖRMEZ KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRA SÖZLEŞMELERİNDE KİRA BEDELİNİN BELİRLENMESİ VE UYARLANMASI

DÖVİZ ÜZERİNDEN YAPILAN SÖZLEŞMELERDE İŞLEM TEMELİNİN ÇÖKMESİ VE SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI TALEBİ

TÜRK BORÇLAR KANUNU IŞIĞINDA ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞIN İHALE KAPSAMI SÖZLEŞMENİN FESHİ İLE FİYAT FARKI ÖDEMELERİNE ETKİSİ

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

Yeni asgari ücret devam eden personel ihalelerinin fesih nedeni olabilir mi? (Düzenleyici Karar)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

Dr. Muzaffer AKDOĞAN AVRUPA BİRLİĞİ KAMU ALIMLARINDA SÖZLEŞME SONRASI İHTİLAFLARIN ÇÖZÜM YOLLARI VE TÜRKİYE UYGULAMASI

Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s Elif ŞEN 1

Yrd. Doç. Dr. Güler GÜMÜŞSOY KARAKURT ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN BORCA AYKIRILIĞININ ÖNCEDEN BELLİ OLMASI

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

ULUSAL VE ULUSLARARASI DÜZENLEMELERDE AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ AVUKAT ESRA ERENER

LİMİTED ŞİRKETLERDE İMTİYAZLI PAYLAR

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMERLERİNDE YÜKLENİCİ TEMERRÜDÜNDE İŞ SAHİBİNİN HAKLARI. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

Özel Borç İlişkileri Dersi Vize Sınavı Cevap Anahtarı. (Çift Numaralı Öğrenciler İçin)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

ESER SÖZLEŞMESİNDE ERKEN DÖNME

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

hakemli makaleler / refered articles

FATURADAKİ VADE FARKI KAYDININ BAĞLAYICILIĞINA İLİŞKİN İBK İNCELEMESİ

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

FİNANSAL HİZMETLERE İLİŞKİN MESAFELİ SÖZLEŞMELER YÖNETMELİĞİ YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi,

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.)

YENİ BORÇLAR KANUNU NDA SÖZLEŞME DEVRİ, İHBAR SÜRELERİ VE BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

Ek 2: Dava Dilekçesi. İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi. Sayın Başkanlığına. İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2008/1445 E

İÇİNDEKİLER BIRINCI BOLUM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARIHSEL GELIŞIM

YURTDIŞI İNŞAAT HİZMETLERİ SEKTÖRÜ İÇİN ULUSLARARASI TAHKİM REHBERİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.BK/86

Çalışmanın devamında Yönetmelik in İş Kanunu na kıyasen farklılık taşıyan maddeleri değerlendirilmiştir:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S. BİşK/ek-1

Kusurlu İfa İmkânsızlığı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/ S.BK/84-86

Dr. Ayşe ARAT KONUT SATIŞINDA ÜÇ KÖŞELİ İLİŞKİLERDEN DOĞAN SORUMLULUK

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNUNDA KİRA SÖZLEŞMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

Y. Doç. Dr. Vural SEVEN. İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Başkanı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2

Doç. Dr. EMREHAN İNAL İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı. Kentsel Dönüşüm Hukukunda RİSKLİ YAPI

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ. BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER BÜTÜNLEME SINAVI Tek Numaralı Öğrenciler

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA TAŞINMAZ SİMSARLIĞI SÖZLEŞMESİ. Av. Mert ÇUBUKTAR ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8,10,11

Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Bankacılık İşlemleri Açısından Değerlendirilmesi

İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK. /4,13

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/62

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/100,101

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /53,59

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S. İşK. /14

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

SÖZLEŞME HUKUKU. Müş. Av. Ferhan SÖZEN

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İSTANBUL TAHKİM MERKEZİ ACİL DURUM HAKEMİ KURALLARI (EK-1)

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

İlgili Kanun / Madde 854 S. DİşK/1

Çev.: Alpay HEKİMLER *

AVUKAT YASİN GİRGİN

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68

ANONİM İLE LİMİTED ŞİRKETLERDE İBRA KARARI NEDEN VE NASIL ALINMALIDIR?

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

KEFALET VE GARANTİ SÖZLEŞMELERİ AÇISINDAN UYARLAMA SORUNUNA BİR BAKIŞ

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

Kira Sözleşmesinin Genel Hükümlere Göre Sona Ermesi (TBK m )

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

Yıllık İzindeki İşçi İşten Çıkartılabilir mi?

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP

Transkript:

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU NUN 480. MADDESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Yard. Doç. Dr. Başak Baysal 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun (TBK) 480. maddesi, 818 Sayılı Borçlar Kanunu nun (BK) 365 inci maddesini karşılamaktadır. Bu çalışma kapsamında TBK m. 480 nin, BK m. 365 e kıyasla getirdiği değişiklikleri inceleyip değerlendireceğiz. Eser sözleşmesinde götürü bedeli düzenleyen TBK m. 480 hükmü aşağıdaki şekilde kaleme alınmıştır: {Yedinci Bölüm Eser Sözleşmesi/B. Hükümleri/ II. İşsahibinin borçları/2. Bedel/ a.götürü bedel} Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez. Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir. Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile işsahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür. BK m. 365 hükmü ise şu şekilde kaleme alınmıştır: {2. Kısım: Aktin muhtelif nevileri/11. Bap: İstisna akdi/b. Akdin hükümleri/ii. İş sahibinin borçları/2. Ücretin miktarı/a. Götürü taahhüt} Götürü pazarlık edilmiş ise, müteahhit yapılacak şeyi kararlaştırılan fiata yapmağa mecburdur. Yapılacak şey, tahmin edilen miktardan fazla sây ve masrafı mucip olsa bile, müteahhit bedelin arttırılmasını isteyemez. Fakat evvelce tahmin olunamıyan veya tahmin olunup da iki tarafça nazara alınmıyan haller işin yapılmasına mani olur veya yapılmasını son derece işkâl ederse hâkim, haiz olduğu takdir hakkı dolayısiyle ya takarrür eden bedeli tezyit veya mukaveleyi fesheyler. Yapılacak şey, evvelce tahmin edilen miktardan daha az bir sây ile vücuda gelmiş ise, iş sahibi bedeli tamamen vermeğe mecburdur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi (zbbaysal@istanbul.edu.tr).

478 Başak Baysal (İÜHFM C. LXIX, S.1-2, s. 477-484, 2011) Madde hükümleri karşılaştırıldığında önemli bir değişiklik olmadığı sonucuna varılabilir. Ancak, daha dikkatli incelendiğinde, BK m. 365 kapsamında öğreti tarafından sorun doğurduğu kabul edilen bazı noktaların, TBK m. 480 ile açıklığa kavuşturulduğu görülecektir. Biz bu çalışmamızda ilk olarak madde hükmünü, öğretide hüküm ile ilgili tartışmalara da değinerek kısaca açıklayacağız. Bunu yaparken madde hükmünde yapılan değişikliklerin nedenleri üzerinde duracağız. Bunun yanı sıra TBK m. 480 ile yeni ve genel bir hüküm niteliğinde olan, aşırı ifa güçlüğü başlığını taşıyan, TBK m. 138 arasındaki ilişkiye de değinip; bu iki hükmün yorumunda aralarındaki ilişkinin etkisini de inceleyeceğiz. TBK m. 480 hükmünün ilk ve son fıkrası, sözleşme hukukunun genel ilkesi olan sözleşmeye bağlılık (pacta sunt servanda) ilkesinin bir görünümüdür. Ana ilke, sözleşmeye bağlı kalınmasıdır. Sözleşmeye bağlılık ilkesine göre, sözleşme tarafları, özgür iradeleri ile kurdukları sözleşmede kararlaştırdıkları hükümlere, ne pahasına olursa olsun riayet etmeye mecburdurlar 1. Zamanla değişen hal ve şartların sözleşmeye herhangi bir etkisi olmamalıdır; koşullar bir taraf için ne denli zorlaşırsa zorlaşsın, sözleşmenin kurulduğu andaki şartlarında bir değişikliğe gidilemeyecektir. Fransız hukukundan farklı olarak, sözleşmeye bağlılık ilkesi ile ilgili açık bir genel hüküm kanunumuzda bulunmamaktadır 2. TBK m. 480 de bu ilke vurgulanmaktadır. Türk mevzuatında genel bir hükümle düzenlenmemiş olmasına rağmen, sözleşmeye bağlılık ilkesinin Türk borçlar hukukunun da ana ilkesi olduğuna şüphe yoktur. TBK m. 480 in ilk ve son fıkrası birbirine paralel düzenlenmiştir. Götürü bir bedel belirlendiğinde, yüklenici eseri daha fazla emek ve masraf harcayarak meydana getirse de, belirlenen bedel karşılığında eseri meydana getirmek, başka bir deyişle sözleşmeye bağlı kalmak zorundadır. Sözleşmeye bağlılık ilkesi sadece yüklenici için geçerli değildir. İşsahibi de, eser belirlenen götürü bedelden daha az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile, belirlenen bedeli ödemek zorundadır. Bir başka ifadeyle, sözleşmeye bağlı kalmak zorundadır. Sözleşmenin ikinci fıkrası ise, buna bir istisna getirmekte, sadece yüklenici bakımından eser sözleşmesinin değişen koşullara uyarlanmasını düzenlemektedir. Sözleşmeye bağlılık ilkesine getirilen bu istisnanın nedeni şu şekilde açıklanabilir: Sözleşmeye bağlılık ilkesinin katı uygulanmasını kabul etmek, her somut olay bakımından adalete uygun sonuçlar doğurmayacaktır. Sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan değişiklikler sözleşmenin ifasını o derece katlanılmaz kılabilir ki, bu değişiklikler sonucu mağdur olan tarafa sözleşmenin o şekilde ifasında ısrar edilmesi büyük adaletsizliklere yol açar, bu ısrar dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil eder. Bu nedenle Türk hukukunda diğer birçok ülke hukuklarında olduğu gibi sözleşmenin değişen şartlara uyar- 1 Sözleşme özgürlüğü ilkesi ile ilgili detaylı açıklama için bkz. Hasan Erman, Borçlar Hukukunda Akit Serbestisi ve Genel Olarak Sınırlamaları, İÜHFM 1973, s. 601-619. 2 Sözleşmeye bağlılık ilkesi Fransız Medeni Kanunu nda (m. 1134/I) en güçlü ifadesini bulur: Hukuka uygun olarak kurulmuş anlaşmalar, taraflar arasında kanun hükmündedir (Les conventions légalement formées tiennent lieu de loi à ceux qui les ont faites) (lex contractus) karş. Ulpianus, Digesta, Lib 50, 17.23: Hoc servabitur quod initio convenit; legem enim contractus dedit (Başta üzerinde anlaşılan şey muhafaza edilir; sözleşmeden doğan kanun bunu sağlamıştır).

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun 480. Maddesinin Değerlendirilmesi 479 lanması, belli şartlarla kabul edilmektedir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu sözleşmenin uyarlanmasını 138. maddede açık olarak düzenlemeye bağlamıştır. Aşırı İfa Güçlüğü başlığını taşıyan bu hükme göre: Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır. TBK m. 138 hükmünün uygulanma şartlarının incelenmesi bu çalışmanın kapsamını aştığı için, sadece gerektiği ölçüde TBK m. 480 ile TBK m. 138 arasındaki ilişkiye değinmekle yetineceğiz. TBK m. 480 hükmünün ilk fıkrası sözleşmeye bağlılık ilkesini vurgularken ikinci fıkrası götürü bedel üzerinden kararlaştırılmış eser sözleşmesinin uyarlanmasını düzenlemektedir. Bu hükme göre: Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir. Bu hükmün sözleşmenin uyarlanması kuramları ile ilgisi o denli yoğundur ki, 818 Sayılı Kanun zamanında hükmün ikinci fıkrasının sözleşmelerin uyarlanmasına hukuki temel teşkil ettiği savunulmuş, diğer sözleşmelerin de değişen koşullara uyarlanabilmesi için, maddenin kıyasen uygulanabileceği belirtilmiştir 3. Her ne kadar bu görüş geçerliliğini yitirmiş olsa da, BK m. 480/II nin sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ile yakın ilişkisi olduğu bir gerçektir. İçtihatta sözleşmenin uyarlanması sorununun çözüme bağlandığı ilk karar da bu hükmün uygulanması suretiyle alınmıştır. Sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ihtiyacı, 1939 yılında savaşın etkisinin hissedilmesiyle ortaya çıkmıştır. Yargıtay ın uyarlamaya ilişkin ilk içtihadı ise 1942 yılındadır 4. 3 Andreas Schwarz, Harbin Hususi Akitler Üzerindeki Tesiri, Adliye Dergisi 1944, s. 186-202, (s. 186); İsmail Doğanay, Sözleşmenin Yapıldıktan Sonra Devalüasyon Sebebiyle Para Değerinde Meydana Gelen Büyük Değişiklikler Akdin Yerine Getirilmesine Mani Olur mu?, Yargıtay Dergisi 1975, s. 23-46, (s. 39 vd.); Hans Weber, Das richterliche Änderungsrecht bei Dauerverträgen, Zürih, 1924, s. 74-78; BGE 47 II 314, JdT 1921 I 561; karş. Selâhattin Sulhi Tekinay/Sermet Akman/ Halûk Burcuoğlu/Atillâ Altop, Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yeniden gözden geçirilmiş ve genişletilmiş 7. b., İstanbul, 1993,s.783/784. 4 T.D. 02.06.1942 (Halis H. Sungur, Borçlar Kanunu ve Tatbikatı II, Akdin Muhtelif Nevileri, İstanbul, 1943, BK m. 365, s. 240/241); Kemal Tahir Gürsoy, Hususî Hukukda Clausula Rebus Sic Stantibus- Emprevizyon Nazariyesi, Ankara, 1950, s. 75; Turhan

480 Başak Baysal (İÜHFM C. LXIX, S.1-2, s. 477-484, 2011) Bu kararda eser sözleşmesinin uyarlanmasına ilişkin BK m. 365/II uygulanmıştır. Yargıtay genel olarak dürüstlük kuralı ve BK m.365/ii hükmü gereğince sözleşmelerin uyarlanabileceğini ilk kez, ilkesel olarak kabul etmiştir 5. Ancak durumun özelliklerinin müteahhidin mahv ve perişaniyetini mucip olmadığından, Yargıtay sözleşmenin tadiline gerek görmemiştir 6. TBK m. 480, götürü ücretli sözleşmelerde evvelce öngörülemeyen haller dolayısıyla ücretin arttırılmasını veya sözleşmenin feshini düzenler 7. Tandoğan, bu hükmün, sözleşmenin temelini teşkil eden koşullarda önceden görülemeyen önemli değişikliklerin ortaya çıkması yüzünden edimler arasındaki dengenin aşırı ölçüde bozulması halinde iyi niyet kurallarına dayanılarak hâkim tarafından sözleşmenin değiştirilmesine olanak tanıyan clausula rebus sic stantibus kuralının, öngörememe (umulmazlık, imprévision) kuramının bir uygulamasını oluşturduğunu belirtir 8. 6098 sayılı Kanun clausula rebus sic stantibus olarak da ifade edilen 9 sözleşmenin uyarlanması kurumunu Aşırı İfa Güçlüğü başlığıyla, TBK m. 138 ile genel bir düzenlemeye kavuşturmuştur. Bu nedenle TBK m. 138 ile TBK m. 480 arasında, genel kural özel kural ilişkisinin varlığından bahsedilebilir 10. Feyzioğlu, İdare Hukukunda Emprevizyon Nazariyesi (Beklenmeyen Haller Meselesi), Ankara, 1947, s. 24-27. 5 Feyzioğlu, s. 26. 6 Davacı müteahhidin 6000 lira zarara düçar olması Borçlar Kanununun 365 inci maddesinde derpiş edilen son derece işkâl vaziyetinde telâki edilemeyeceğinden ve işbu müsbet taahhüdün davacının mahv ve perişanını mucip olamayacağından davanın reddine karar verilmiştir (Sungur, s. 241). 7 Halûk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C.II, İstisna (Eser) ve Vekalet Sözleşmeleri Vekaletsiz İş Görme Kefalet ve Garanti Sözleşmeleri, [Kıs. C.II], 4. tıpkı basım, Ankara, 1989, s. 239. 8 Tandoğan, C.II, s. 239. Aynı yönde, Hasan Erman, İstisna Sözleşmesinde Beklenilmeyen Haller (BK. 365/2), [kıs. Beklenilmeyen Haller], Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1979, s. 5 ve s. 81 vd.; Reto Erdin, Unvorhergesehenes beim Werkvertrag mit Festpreis, Zur Tragweite von Art. 373 Abs. 2 OR, Bern vd., 1997, s. 29/30. Yazar bu konuda İsviçre Hukukunda bazı tartışmalara da dikkat çekmiştir. Federal Mahkeme bir kararında açıkça İsv. BK m. 373/II nin clausula nın kanundaki özel bir düzenlemesi olduğunu vurgulamıştır, BGE 104 II 314, 315 (www.bger.ch). 9 Sözleşmenin uyarlanması konusunda Türk Hukukunda bir terim birliğinin bulunmaması ve bunun nedenleri için bkz. Başak Baysal, Sözleşmenin Uyarlanması, İstanbul, 2009, s.3/4. 10 TBK m. 480/II hükmünün, temel hatasını düzenleyen BK m. 24/I b. 4 hükmü ile ilişkisi de öğretide incelenmiştir. Temel hatasına ilişkin TBK m. 32 (BK m. 24/I b.4) hükmünün genel hüküm olması dolayısıyla, temel hatası nedeniyle iptal hakkının kullanılması yerine özel hüküm BK 480 f. II nin uygulama alanı bulacağı belirtilmiştir; bkz. Heinrich Honsell, Schweizerisches Obligationenrecht, Besonderer Teil, 8.b., Stämpfli, Bern, 2006, s. 296/297; Erdin, N.192-194; Tandoğan, C.II, s. 242; Peter Gauch, Le contrat d entreprise, (çev. Benoit Carron), Zürich, 1999, N.1047; Damla Gürpınar, Eser Sözleşmesinde Ücretin Arttırılması ve Eksiltilmesi, İzmir, 2006, s. 115; Federal Mahkemenin bu konuda önemli bir kararı vardır (BGE 109 II 335 JdT 1984 I s.209/210); bu kararda Federal Mahkeme İsv. BK 373 II yi, İsv. BK 24/I b. 4 e göre öncelikle uygulanması gereken bir özel hüküm olarak kabul etmiştir.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun 480. Maddesinin Değerlendirilmesi 481 Öğreti, TBK m. 480 hükmünün uygulanma şartlarını şu şekilde sıralamıştır 11 : Önceden görülemeyen halin ortaya çıkması, bu durumun işin yapılmasını aşırı derecede güçleştirmesi, ortaya çıkan elverişli olmayan bu halin yükleniciye isnat edilememesi 12, tarafların aksine sözleşmede bir hüküm öngörmemiş olmaları. TBK m. 480/II den farklı olarak, bu maddenin İsviçre deki karşılığı olan İsv. BK m. 373/II nin Fransızca ve Almanca metninde, sadece önceden görülemeyen hallerden değil, önceden görülemeyen olağanüstü hallerden (ausserordentliche Umstände, circonstances extraordinaires) bahsedilmiştir 13. Türk hukukunda da, madde metninde yer almasa da, bu maddenin uygulanma şartları bakımından öğreti, olağanüstü hallerin ortaya çıkması şartını aramaktadır 14. Akla gelen bir başka soru da, eser sözleşmesinde ifanın aşırı derecede güçleşmesinin, masraf artışından başka bir nedenden ileri gelmesi durumunda, TBK m. 480/II nin mi yoksa genel hüküm niteliğindeki TBK m. 138 in mi uygulama alanı bulacağıdır 15. Bu durumda bizim görüşümüze göre genel hüküm niteliğindeki TBK m. 138 uygulama alanı bulmalıdır. Bununla bağlantılı bir başka soru da, TBK m. 480/III kapsamında işsahibinin sözleşmeye bağlı kalmasının beklenmesinin onun uyarlama talebine engel teşkil edip etmeyeceği sorunudur. TBK m. 480/II uyarınca, uyarlama sadece yükleniciye tanınan bir haktır. İşsahibi bakımından ise sözleşmenin uyarlanması hükümde düzenlenmemiştir. TBK m. 480/III uyarınca götürü bedelin belirlenmesinden sonra eser, 11 Tandoğan, C.II, s. 239-251; Bu şartların yanında hükmün uygulanabilmesi için, karşı tarafa ihbar yapılmış olması da aranmaktadır. Tandoğan, C.II, s. 253; Erman, Beklenilmeyen Haller, s. 71-89; Gürpınar, s. 149. 12 İsnat edilebilirlik ile yakın ilişki içindeki bir başka şart ise, temerrüdün uyarlamayı dışlamasıdır. Baskın görüşe göre sözleşme tarafı temerrüt halinde ise uyarlama talebinde bulunamayacaktır, Baysal, s. 168; Berner Kommentar/Kramer, Art. 18 OR N. 344; Berner Kommentar/Merz, Art. 2 ZGB N. 227; YHGK, 30.05.2001, E. 2001/15-402, K. 2001/459: Koşulları yazılı sözleşme ile tesbit edilen bir binayı muayyen zaman içerisinde belli bir götürü bedel karşılığı yapıp teslim etmeyi kabul eden yüklenici, bu bedel karşılığında binayı yapmak zorundadır. Sözleşmede kararlaştırılan bedel ile harcamalar arasında işlem temelini çökertecek derecede aşırı bir fark bulunmamaktadır. (...). Basiretli bir tacir, kısa süreli bu borç ilişkisinde gerekli önlemleri almak suretiyle ekonomik güçlüğü pekâlâ aşabilir. (...). Yüklenicinin uyarlama istemesi için davadan önce temerrüde düşmemesi gerekir. Oysa sözleşme süresi içinde davalı edimini yerine getirmemiş inşaatın ancak % 85 ini yapabilmiştir. O halde temerrüde düşen borçlu uyarlama talep hakkını yitirmiş olur. 13 Tandoğan, C.II, s. 239, dn. 7; Basler Kommentar/Gaudenz/Pulver, Art. 373 OR N. 15; Commentaire Romand/François Chaix, Art. 373 CO N. 14; Gauch, N. 1074/1075. 14 Tandoğan, C.II, s. 239 vd.; Erman, Beklenilmeyen Haller, s. 74. Nitekim TBK m. 138 olağanüstü bir durumun varlığını sözleşmenin uyarlanması için açıkça aramaktadır, bunun eleştirisi için bkz. Baysal, s. 166. Sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması için olağanüstü nitelikte bir durum değişikliği aramayan görüş için bkz. Baysal, s. 161/162; Necip Kocayusufpaşaoğlu, İşlem temelinin çökmüş sayılabilmesi için sosyal felaket olarak nitelenebilecek olağanüstü bir olayın gerçekleşmesi şart mıdır? Prof. Dr. M. Kemal Oğuzman ın Anısına Armağan, Ed. Rona Serozan/İlhan Ulusan/Nami Barlas, İstanbul, 2000, s. 503-514. 15 Karş. Tandoğan, C.II, s. 246, dn.20a.

482 Başak Baysal (İÜHFM C. LXIX, S.1-2, s. 477-484, 2011) öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile işsahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür. Bu düzenleme karşısında, sözleşmenin kurulmasından sonra değişen durumlar sonucu belirlenen götürü bedel harcanan emek ve masraftan çok daha yüksek kalmışsa, TBK m. 480/III işsahibinin uyarlama talebine engel teşkil edecek midir 16? Bizim görüşümüze göre genel hüküm niteliğindeki TBK m. 138 in işsahibi tarafından ileri sürülmesine bir engel yoktur. TBK m. 480/III özel hüküm niteliği taşısa da, yukarıda belirttiğimiz üzere işsahibi bakımından sadece sözleşmeye bağlılık ilkesini belirtmektedir yoksa işsahibi sözleşmenin uyarlanmasını talep edemez şeklinde anlaşılamaz. Kaldı ki, TBK m. 480/II nin kıyasen işsahiplerine de uygulabileceği görüşü de öğretide savunulmaktadır 17. TBK m. 480/II de yer alan şartlar gerçekleşmiş ise yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. TBK m. 480 nin gerekçesinde sözleşmenin uyarlanması ile sözleşmenin sona ermesi bakımından bir sıralama kabul edildiği şu şekilde belirtilmiştir: Yüklenici, aynı fıkrada kendisine tanınan sözleşmeden dönme hakkını ise, ancak şu koşullardan biri gerçekleşirse kullanabilecektir: 1. Sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasının mümkün olmaması, 2. İşsahibinden, yüklenicinin uyarlama istemini kabul etmesinin beklenememesi. Bu koşul, meselâ, uyarlama sonucunda işsahibinden ödemesinin istenmesi söz konusu olabilecek bedel artışının, sözleşmede kararlaştırılan götürü bedelle bağdaştırılamayacak bir miktara ulaşması durumunda gerçekleşebilir. Sonuçlar bakımından, 818 Sayılı Kanun zamanında BK m. 365/II ile ilgili bir başka tartışma, 6098 sayılı Kanunla çözüme kavuşturulmuştur. 818 Sayılı Kanun zamanında, BK m. 365/II nin lafzına bakıldığında, eser sözleşmesinin uyarlanması için mutlaka hâkim kararının gerekli olduğu düşünülebilirdi. Bu hükümde, hâkimin sonuçlar bakımından takdir hakkına sahip olduğu şu şekilde ifade edilmiştir: Hâkim, haiz olduğu takdir hakkı dolayısiyle ya takarrür eden bedeli tezyit veya mukaveleyi fesheyler. Öğretide Erman maddenin lafzına rağmen sözleşmenin yeni şartlara uydurulması ile feshi yollarından birinin seçiminin yükleniciye ait olduğunu, bunun sonucunda hakimin uyuşmazlık halinde vereceği kararın yenilik doğurucu bir karar değil açıklayıcı bir karar olduğunu belirtmiştir. Hâkim burada meydana gelen durumu tespit eder, sözleşmeyi fesih veya yeni şartlara uydurma beyanının haklı olup olmadığını, bu beyanların yapıldığı zamanı göz önüne alarak takdir eder. Hakimin yapacağı değerlendirme sonucu, olaya uygulanacak hukuki sonucun değişik olması gerektiğine hükmederse, ancak o zaman kararı, yenilik doğuran bir karar olur. Bu takdirde yüklenici yapmış olduğu yanlış değerlendirmenin sonucuna katlanacaktır 18. 6098 sayılı TBK m. 16 Öğretide TBK m. 480/II hükmünün sadece yüklenici için mi getirildiği sorusunun yanıtı bakımından ileri sürülen gerekçeler için bkz. Gürpınar, s. 115. 17 Gürpınar, s. 154/155; yazar, hükmün lafzına rağmen, sadece yüklenici lehine yorumlanamayacağı, kıyasen maliyet düşüşlerine de uygulanabileceği görüşündedir. 18 Erman, Beklenilmeyen Haller, s.115.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun 480. Maddesinin Değerlendirilmesi 483 480/II bu görüş doğrultusunda kaleme alınmıştır. Bu görüşün takip edildiği madde gerekçesinde de açıkça vurgulanmıştır: 818 sayılı Borçlar Kanununun 365 inci maddesinin ikinci fıkrasından farklı olarak, Tasarıda yükleniciye tanınan uyarlama hakkı çerçevesinde hâkimin takdir yetkisinden söz edilmesi yerine, bu hakkın mutlaka dava yoluyla kullanılması zorunlu olmayan yenilik doğurucu haklar içerdiği göz önünde tutularak, yüklenicinin hangi seçimlik haklarını ve hangi sıraya uyarak kullanabileceği belirtilmiştir. Buna göre, yüklenici, fıkrada öngörülen koşullar gerçekleşmişse, önce sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme hakkını kullanabilecektir. Bu noktada TBK m. 138 bakımından da aynı yönde bir yorum getirilebilir. Nitekim TBK m. 138 de de hâkimin takdir hakkından bahsedilmemektedir. TBK m. 480 ile TBK m. 138 arasında bu bakımdan ifade farkı bulunmamaktadır. İki hükümde de, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkından bahsedilmektedir. Bu tartışmayı biraz daha açarak şu hususlar belirtilebilir: TBK m. 138 bakımından, sözleşmenin uyarlanmasının mutlaka hâkimden mi talep edileceği noktasında bir tartışma vardır. TBK m. 138 uyarınca iki sonuç mümkündür; ya sözleşme uyarlanacak ya da sona erdirilecektir. Aynı sonuçlar TBK m. 480/II de de öngörülmüştür. Sözleşmeden dönme, kabul edildiği üzere bir yenilik doğuran haktır ve dava yoluyla kullanılması zorunlu değildir. Bu durumda akla şu soru gelir: TBK m. 138 in sonuçlarından biri olan uyarlama mutlaka hâkimden istenecek, ama diğer sonucu bakımından böyle bir gereklilik olmayacak mıdır? Uyarlama hakkının iki sonucunun farklı hukuki nitelikte olduğunu kabul etmek tutarsız olmayacak mıdır? Sözleşmeden dönme gibi ağır bir sonucun hâkime gitmeden, uyarlama gibi daha hafif bir sonucun hâkime gidilerek devreye sokulması öğretide de bir tezat olarak değerlendirilmiştir 19. Bu noktada TBK m. 480 in gerekçesi bize, kanunkoyucunun iradesinin de bu yönde olmadığını göstermektedir. TBK m. 480 de yer alan uyarlama hakkının, dava yoluyla kullanılması zorunlu olmayan yenilik doğurucu hak olarak gerekçede açıkça belirtilmiş olması, TBK m. 138 bakımından da bu yorumu destekler. Demek oluyor ki, TBK m. 138 bakımından da uyarlama hakkının mutlaka dava yoluyla kullanılması gerekli değildir. İki sonuç arasında kökten bir farklılık bulunmamaktadır; sözleşmeden dönme, gerçekte sözleşmenin uyarlanmasının en ağır şeklidir, hatta öğretide sözleşmeden dönme bu anlamıyla sıfıra uyarlama (Anpassung auf Null) olarak da isimlendirilmiştir 20. TBK m.138 in iki sonucu bakımından hukuki nitelikleri farklı kılacak yapısal bir fark bulunmamaktadır. Uyarlama hakkı da mutlaka dava yoluyla kullanılan bir hak olarak değerlendirilmemelidir. Yukarıda belirttiğimiz üzere, kanunkoyucunun iradesinin TBK m. 480 bakımından bu yönde olduğu, madde gerekçesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda TBK m. 138 bakımından farklı bir sonucu kabul etmenin de kanunun bütünü dikkate alındığında tutarsız olacağı açıktır. Sözleşmenin 19 Yeşim Atamer; Revize Edilmiş Türk Borçlar Kanunu Tasarısı na İlişkin Değerlendirme ve Teklifler, HPD Mayıs 2006, sy. 6, s.8-37, s. 16. 20 Wolfgang Fikentscher, Die Geschäftsgrundlage als Frage des Vertragsrisikos, Münih, 1971, s.107.

484 Başak Baysal (İÜHFM C. LXIX, S.1-2, s. 477-484, 2011) uyarlanması hakkı her iki hüküm bakımından da yenilik doğuran bir hak olarak kabul edilmelidir. Sonuç olarak, TBK m. 480 hükmü ile getirilen en önemli değişiklik, daha önce öğretide de kabul edildiği üzere, bu hükümden doğan uyarlama hakkının bir yenilik doğuran hak olarak düzenlenmesidir. Uyarlama hakkının mutlaka mahkeme önünde kullanılmasına gerek yoktur. Madde hükmünün eski halinde kullanılan hâkimin takdir hakkı ifadesi, madde gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere bu nedenle değiştirilmiştir. Sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasına ilişkin genel hüküm niteliğindeki TBK m. 138 de de hâkimin takdir hakkından bahsedilmemektedir. Bu nedenle, TBK m. 138, TBK m. 480/II ile beraber değerlendirilmeli ve bu hüküm bakımından da yukarıda açıkladığımız gerekçelerle uyarlama hakkının bir yenilik doğuran hak olduğu kabul edilmelidir.