Antalya mevcut yatırım bütçeleriyle çağın gerektirdiği kentsel gelişmeyi sağlayamamaktadır



Benzer belgeler
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

POLONYA DA TÜRKİYE İMAJI YENİLENMELİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

İZMİR TİCARET ODASI GÜRCİSTAN ÜLKE RAPORU


TUR 2013 GÖTEBORG TURİZM FUARI RAPORU MART 2013 GÖTEBORG - İSVEÇ

TÜRSAB - BAYRAM TATİLİ VE TURİZM SEZONU RAPORU TÜRKLER YÜZDE 20 İNDİRİMLE BAYRAM YAPACAK

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >>

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

Elektronik ticaret e-ticaret

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

Türk-Japon Ekonomi Forumunda konuştu

8-Haz-16 Türkiye-Filistin İş Forumu

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

İTO Başkanı İbrahim Çağlar: İstanbul yerli ve yabancı yatırımcıya muazzam fırsatlar sunuyor

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Yaklaşık 150 ülkeden katılımcıyla bu yıl 16. sı gerçekleştirilen IMEX Frankfurt Fuarı na TÜRSAB ilk kez bir stand ile katıldı.

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz


EKONOMİK GELİŞMELER Mart

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

GEMLİK TİCARET ve SANAYİ ODASI

RAKAMLARLA KONYA İSTİHDAMI FEYZULLAH ALTAY

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

TÜRSAB VAKANTIEBEURS 2016 TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

Çok tatil yapan ülke imajı yanlış!

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

İSTATİSTİKLERİ MEHMET ÖZÇELİK

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

ULUSLARARASI AYDINLATMA & ELEKTRİK MALZEMELERİ FUARI VE KONGRESİ İSTANBUL FUAR MERKEZİ

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

K R Ü E R SEL L K R K İ R Z SON O R N A R S A I TÜR Ü K R İ K YE E KO K N O O N M O İSİND N E D İKT K İSAT A P OL O İTİKA K L A AR A I

Sizin Seçiminiz HAKKIMIZDA. Bizim İşimiz. Neden Bizi Tercih Etmelisiniz? İşimizde Uzmanız. Kalite Politikamız. Yenilikçi ve Üretkeniz

TEMMUZ AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

SAYIN BAKANIM SAYIN BAŞKAN OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ NİN SAYGIDEĞER TEMSİLCİLERİ DEĞERLİ MİSAFİRLER VE KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI

Lojistik. Lojistik Sektörü

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

2011 YILI FAALİYET RAPORU Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı

türkiye talep profili 2014

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2013

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TUROB Vakantiebeurs / Utrecht - HOLLANDA 2013 Turizm Fuarı Sonuç Raporu

İspanya nın zorlu ekonomik sorunlarla baş etmeye çalıştığı bir dönemde rahat İSPANYA EKONOMİSİ RAHATLIYOR ÜLKE

TÜRSAB AITF BAKÜ 2017 ULUSLARARASI TURİZM FUAR RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

1 2 Eylül 2018, Bişkek

2014 OCAK AYI İŞSİZLİK RAPORU

Almanya dan Bodrum a tarifeli uçuşlar

VAKANTIEBEURS 2014 TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU

Transkript:

ATSO Ağustos 2011

Antalya mevcut yatırım bütçeleriyle çağın gerektirdiği kentsel gelişmeyi sağlayamamaktadır Çetin Osman BUDAK ATSO Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saygıdeğer Üyelerimiz ve Okuyucularımız, Çin in dünya ekonomisi ve siyasetinde ABD ye en yakın rakip olduğunu, 20 yıldır sürekli olarak % 9-10 oranlarında büyüdüğünü, 3 trilyon doları aşan döviz rezerviyle başta ABD olmak üzere birçok ülkeyi finanse ettiğini, ihracatının giderek tekstil gibi ürünlerden teknolojik ürünlere kaydığını, kendi uzay teknolojisi olduğunu biliyoruz. Ancak buna rağmen, Çin yetkililerinden 21. Yüzyıl Çin yüzyılı olacak diye tek söz çıkmıyor, Çin, bırakınız küresel gücü, bölgesel güç olduğunu dahi iddia etmiyor. Demek ki, gerçek güç sessizlik ve disiplinle geliyor. Türkiye, daha 1989 da Sovyetler Birliğinin çökmesiyle 21. Yüzyıl Türk yüzyılı olacak diye haykırmaya başladı. Ardından üç büyük ekonomik kriz, terör, siyasal çatışma derken aradan 20 yıl geçti. Şimdi yine bir bölgesel güç lafı sürekli söylenmeye başladı. Yabancı ve yerli medyanın da hevesle yaydığı bu havaya herkes dikkat etmelidir. Terör örgütüne karşı düzenlenmesi gereken kara harekatı İçişleri Bakanımız tarafından, Almanya nın göç ile ilgili Bakanıyla yaptığı basın toplantısında, her an olabilir diye anons edildi. Ülkemizde bir medya mensubu Kuzey Irak ta kaç istihbarat elemanımız olduğunu bilebiliyor ve televizyon konuşmasında söyleyebiliyor. Devletimiz zaten hiçbir giz- 2 ATSO Ağustos 2011

lisi kalmamış durumda. Ayrıca terör sorununun bir de bizim bilmediğimiz yönleri ortaya çıkıyor. Terörle mücadelenin en kritik günlerinde iktidar ve muhalefet partilerimiz bedelli askerlik yarışmasına girişmiş durumda. Konunun zamansızlığına bile bakılmıyor. Büyük devlet, çok ve iyi düşünen, az konuşan bir devlettir. Büyük devletlerde sadece Bakanlar değil, bütün siyaset adamları ve hatta gazeteciler bile belirli bir konuşma disiplinine sahiptir. Dolayısıyla gerek siyasette gerekse ekonomide önce ayakların yere basması, önce bilgiye dayalı konuşulması, önce gerçeklerin tam olarak konuşulabilmesi gerekir. Ekonomide de yine aynı biçimde % 8,8 lik çeyrek büyüme ile koptuk, gidiyoruz manşetleri atılıyor. Üstelik henüz kriz geliyor, para harcamayın demeçlerinin üzerinden sadece birkaç hafta geçti, büyümenin gelecek yıl % 5 in altına düşeceği demecinin mürekkebi kurumadı. Elbette Avrupa ve ABD ye bakınca Türkiye ekonomisi güven veriyor. En başta da bütçe disiplini övgüyü hak ediyor. Buna rağmen ölçülü ve gerçekçi olma gereği de unutulmamalıdır. 2008 yılına göre üç yıllık büyüme halen % 10,7 dir. Bu büyümede dış kredi ve ithal girdi kullanımı önemli bir faktördür. Bu nedenle büyüme rakamlarının büyüsüne kapılmak yerine biran önce iç tasarrufa ve verimlilik artışına bağlı bir büyüme yaratacak reformlara öncelik verilmelidir. Bu tür eksik enformasyona dayalı aşırı kötümserlik ve aşırı iyimserlik dalgalanmalarından kurtulup, bilgiye dayalı ölçülü değerlendirmelere geçilmesi gereklidir. Benzer bir örnek geçtiğimiz Bayram arifesinde 2,6 milyar TL kredi kartı harcamasının yapılmış olmasının harcama rekoru manşetleriyle duyurulmasıdır. Sözü edilen rekor, kişi başına 35 TL harcamadan ibarettir ve üzücüdür. Türkiye bir bayrama kişi başına 35 TL harcama ile giriyorsa bu fakirlik işaretidir. Çünkü normalde bu harcamanın her gün yapılması gerekir. Çünkü bu ülkede kişi başına gelir 10 bin Dolar veya 17 bin TL ise adil bir gelir dağılımında zaten kişi başına günlük harcama bunun da üzerinde olmalıdır. Ama ülkemizde 14 milyon kişinin yıllık geliri 4600 TL, diğer bir 14 milyon kişinin yıllık geliri 7900 TL, bir diğer 14 milyon kişinin yıllık geliri 11000 TL olduğu için bu harcama her gün yapılamıyor ve Bayramda nasıl yapıldığı aslında belli olan fakirlik harcaması manşetlere rekor harcama olarak geçebiliyor. Değerli ATSO üyeleri, Geçen ay içerisinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan Odamızı ziyaret etti ve kendilerine Türkiye ve Antalya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerimizi sunduk. Sayın Babacan a cari açık konusundaki kaygılarımızı ve Antalya nın yatırım ihtiyacı sorunlarını aktardık. Antalya nın yatırım sorunu daha önce de dile getirdiğimiz bir konudur, fakat önemini korumaya devam etmektedir. Aşağıdaki tabloda Antalya daki kamu yatırımlarının değeri görülmektedir. 2004 yılına göre önemli bir artış olsa da enflasyon etkisinden arındırdığımızda reel artış oranı, daha önemlisi yatırım hacmi önemsiz kalmaktadır. Bu yalnızca Antalya nın sorunu değildir, birçok ilimiz yatırım ödeneklerinin yetersizliği sorununu yaşamaktadır. Benim burada dikkat çekmek istediğim sorun Türkiye nin ve Antalya nın bu yatırım bütçeleriyle çağın gerektirdiği kentsel gelişmeyi sağlayamayacağıdır. Antalya Kamu Yatırımları, DPT, Milyon TL 2004 187, 4 2005 249,1 2006 252,1 2007 323,8 2008 467,3 2009 496, 6 2010 416,9 2011 351, 4 Kamu yatırımları gibi, Belediyelerimizin bütçeleri, personel kaynakları da yetersizdir. Daha önemlisi ülkemizde kurumlar mevzuat sınırlamalarıyla, her konuda izin, itiraz gibi sorunlarla hızlı hareket edemez durumdadırlar. Kentin birçok yerinde Hazine ye veya belediyelere ait arsaların mülkiyet sorunlarının çözümü yıllar sürmektedir. Ama bu sorun dışında ulaşım sistemi gibi bir sorunu da bütçesizlik yüzünden değil, plansızlık yüzünden yaşıyoruz. Kentleşme konusunda New York tarihinden bir örneği hatırlatmak istiyorum. Bugün 9 milyonu aşan nüfusuyla dünyanın finans, ticaret, kültür ve sanat bakımından en önemli şehri olan New York un aslında çok kısa ve ders alacak bir tarihi vardır. New York tarihinin en önemli kişilerinden birisi 1793-1815 dönemi belediye başkanı olan, şehrin kaderini değiştiren adam olarak bilinen De Witt Clinton dır Önemli icraatları arasında 1811 de o tarihte nüfusu 100 bin olan Manhattan için 1 milyonluk bir plan yapması ve sonradan ünlü Erie kanalını o günün koşullarında açarak New York un iç bölgelerle ulaşım ve ticaretini geliştirmesi bulunmaktadır. Böyle bir planlamanın ve bu çalışmaların yapıldığı dönem New York un aç göçmenlerle dolup taştığı, göçmenler arasında çatışmaların yaşandığı, çetelerin hakim olduğu bir dönemdir. 1811 de New York, nüfusunun 10 katı için planlama yaparken, 2011 de nüfusunun iki katını planlayan bir Türk şehri var mıdır? Ülkemizde bu haliyle yerel yönetim sistemi ve bu bütçe sistemi yerel kalkınma açısından verimsizdir. İllerin ekonomik kalkınması yeniden ele alınmalı, köylerdeki muhtar sistemine kadar tüm sistem kalkınma odaklı olarak yeniden yapılanmalıdır. Bunlar günlük ekonomi rakamlarından daha önemli olan ve ilgili kurumların asıl olarak uğraşmaları gereken konulardır. Sevgi ve saygılarımla. ATSO Ağustos 2011 3

ANTALYA TİCARET VE SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI YIL:24 / AĞUSTOS 2011 / SAYI:276 ATSO ADINA SAHİBİ: Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman BUDAK 14 Türkİye yalnız Herşey Dahİl destinasyonu değildir YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: Sevim KAYAHAN YAYIN KURULU: Çetin Osman BUDAK Kenan ÇELİK Faruk SAYIN Murat GÜLAYDIN Kürşat ACAR Halil ÖZTÜRK YAYINA HAZIRLIK: Mete TEKİN Orhan ÇAKMUR TASARIM: Kaan ESİNGÜNER BASKI: KUTLU - AVCI OFSET FORM BASKI REKLAM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Muratpaşa Mah. Emrah Cad. (Kutlu-Avcı Plaza) No:17, ANTALYA Tel.:0.242.346 85 85 Faks:0.242.335 53 92 DAĞITIM: YILDIRIM KURYE Tahılpazarı Mah. 468.Sok. Kaynak Apt. No:6/4, ANTALYA Tel: 0.242. 243 48 98-99 Faks:0.242.248 80 78 ATSO: Çevreyolu Üzeri Göksu Mahallesi Gazi Bulvarı No: 531, 07310 - ANTALYA Tel.: 0.242.314 37 37 Faks: 0.242.314 37 38-39-40 URL: www.atso.org.tr e-mail: dergi@atso.org.tr www.atsovizyon.org.tr Güllük Caddesİ nde alışveriş festival le canlandı 24 Ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek alınabilir. Dergimizde yayınlanan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. 30 ATSO Başkanı Budak, Başbakan yardımcısı Alİ Babacan a Antalya nın sorunlarını anlattı. 4 ATSO Ağustos 2011

36 ATSO Zafer Kupası nefesleri kesti 42 Turİstlerİn gözdesi Noel Baba Müzesİ 46 Lİkya nın ışığı; GELİDONYA 6 TEMMUZ AYI MECLİS TOPLANTISI 10 ATSO Yönetİmİ nden Bakanlara Hayırlı olsun ziyareti 12 EUROCHAMBRES 35 BECERİ 10 kursları devam ediyor 50 Türkİye nin en büyük 500 sanayi kuruluşu 51 ENFLASYON RAKAMLARI 52 NOSTALJİ: HAŞİM İŞCAN VE ANTALYA (I) 54 AB DEN GÜNCEL HABERLER 60 HUKUK: Yenİ Türk Tİcaret Kanunu nda Haksız Rekabet ATSO Ağustos 2011 5

HABER ATSO Basın ve Üye İlişkileri Müdürlüğü Ulaşımı rahatlatsın diye yapılan tramvay, trafiği ve esnafı bitirdi ATSO Başkanı Budak, Antalya da ulaşımı rahatlatması amacıyla hizmete sokulan tramvayın bugün trafiği ve esnafı bitirdiğini söyledi. Özellikle Şarampol deki durumun içler acısı olduğunu ifade eden Budak, Madem tramvayı kaldıramıyoruz, en azından karayolu ile arasındaki kot farkını giderip otomobillerin de yol boş olduğu zaman demiryolu hattını kullanabilmelerini sağlayacak bir düzenleme yapılamaz mı? diye sordu. 6 ATSO Ağustos 2011

Meclis Başkan Yardımcısı Yeliz Gül Ege nin başkanlığında yapılan meclis toplantısının açılışında konuşan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Oda çalışmaları ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Temmuz Ayı Meclis Toplantısı nda konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, kentin trafik sorunun her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal aldığını söyledi. Parça parça yapılan projeler ile ne bütünlüğü sağlamak, ne de yoğunluğu, trafiği yönlendirmek mümkün değildir. Bu sıkıntıyı en çok trafikte yaşıyoruz diyen Budak Artık televizyonda ana haberlerde Antalya daki Mobese görüntüleri ile trafik kazalarını izlemek bir rutin haline geldi şeklinde konuştu. Antalya da ulaşımı rahatlatması amacıyla hayata geçirilen tramvayın bugün kent merkezinde trafiği ve ticareti bitirdiğini belirten Budak Özellikle Şarampol Caddesi ndeki durum içler acısı. Yarım saatte bir gelecek tramvay için otomobiller tek sıra halinde ilerlemek zorunda. Bir tek aracın durması bile trafiğin kilitlenmesi için yeterli dedi. Budak Madem tramvayı kaldıramıyoruz, en azından karayolu ile arasındaki kot farkını giderip otomobillerin de yol boş olduğu zaman demiryolu hattını kullanabilmelerini sağlayacak bir düzenleme yapılamaz mı? önerisinde de bulundu. Kentimize cazibe kazandıran projeler Konuşmasında yerel yönetimlerin çalışmalarına da değinen Budak şunları kaydetti; Büyükşehir Belediyesi nde düzenlenen ortak akıl platformu toplantısında yap-işlet-devret modeli ile gelecek yıl Mayıs ayında faaliyete açılması düşünülen Akvaryum projesi hakkında önde gelen sivil toplum örgütleri olarak bilgi aldık. Dev akvaryumun Migros un yanındaki doğal çukurun içine yapılması planlanıyor. Böylece kent silüetine herhangi bir olumsuz etkisi olmayacak. Kentimizin doğal güzelliğini bozmadan cazibe kazandıran bu tür projeleri destekliyoruz. Ancak bu tür projeler bütünden bağımsız düşünülmemelidir. Her bir proje tek başına yama gibi kalmamalı. Baktığınız zaman ATSO Ağustos 2011 7

Türkiye hızla toplumu ayakta tutan değerlerini kaybetmektedir Futbolda şike konusunun Türkiye de gündemin en üst noktasına yerleşmesini eleştiren ATSO Başkanı Budak şöyle konuştu; Kanun çıkmış ve şike suç sayılmıştır, ama gariptir ki, futbol dünyasının ve hatta toplumun tamamı bunu ayıp bir şey olarak görmemektedir. Bir ülkede kamu düzeni sadece kanunlarla sağlanamaz. Asıl önemli olan toplumun iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırması ve buna göre tepki vermesidir. Davadan çok, asıl konuşulması gereken husus, konunun bu boyutudur, Türkiye de insani değerlerin bu denli yıpranmış olmasıdır. Bugün Türkiye de terör bir siyasi parti ve bir kesim tarafından desteklenebiliyorsa bu da aslında ahlaki bir sorundur. Yani Türkiye hızla toplumu ayakta tutan değerlerini kaybetmektedir. Bugün Türkiye de toplumun her kesimi tarafından sayılan, güvenilen, sözü dinlenen neredeyse tek bir kişi ve kurum kalmamıştır. Asıl vahim durumda budur. Bunun nedeni siyasi kutuplaşma ile tarafsız olan, doğruları söylemeye çalışan herkesin siyasetin bütün taraflarınca tasfiye edilmiş olmasıdır. Bugün Türkiye de sağcının, solcunun, Alevinin, Sünninin, Musevinin, Türk ün, Kürdün, zengin ve fakir herkesin saygı ve güven ile sözünü dinlediği kaç kişi vardır. Bugün artık milletin hep birlikte sahip çıktığı, sözünü dinlediği bir tek sanatçı, yazar, filozof, devlet adamı, bilim adamı, kanaat önderi var mıdır? Türkiye de siyasi ve idari sistem adam yeme mekanizması olmuş, medya da zaten buna uymuştur. Beni sevmeyen ölsün anlayışı hakim olmuştur. Bir Kemal Derviş bütün dünyada takdir görürken, son 9 yılın ekonomik başarısında payı varken, Türkiye de farklı düşüncelerle yeterince takdir görmemiş, hatta yıpratılmaya çalışılmıştır. İsimleri değiştirmek ve çoğaltmak mümkündür. Artık bizimle aynı düşünmeyen insanları ne kadar bilgili olursa olsunlar baştan reddediyoruz. Bu toz ve dumanın içinde artık birilerinin, özellikle de medyamızın bu gerçekleri düşünmesi ve sorgulamasında yarar görüyorum. Akvaryum un kurulması düşünülen mekanın altında Mini-City var, biraz daha altında Beachpark var. Biraz yukarıda halen duran ve içinde top oynanan, Antalya ya yakışmayan çukurlar var. Bizim gündeme getirdiğimiz ve mimarlar Odasının üstünde çalıştığı Falez den Migros a kadar yolun yer altına alınması teklifimiz var. Bunların tamamı entegre bir proje olarak ele alındığında elimizde bir hazinenin olduğu çok açıktır. O hazine bir bütün olarak değerlendirilmeli, parça parça ziyan edilmemelidir. Uygarlık detaydadır Son günlerde Belediyelerimizin imza attığı bazı örnek uygulamalara da çok kısa değinmek istiyorum. Muratpaşa belediyemizin çöp kutularını yer altına alma çalışmasını anmak istiyorum. Uygarlık detaydadır derler, Antalya ya bu tür detay çalışmalar yakışır. Bunun devam etmesini arzu ediyoruz. Kepez Belediyemizin Akdeniz Sanayi Sitesi nde peyzaj çalışmalarına başlamıştır. Bu da çok güzel bir gelişmedir. Sanayi, sitelerimiz eski havadan, terk edilmiş, kaotik görünümden çıkmalı ve ticari hayata daha fazla girmelidir. Kaldırım işgalleri ve çığırtkanlık Birçok meslek komitemiz yaz ayları ile birçok esnafın dükkanlarını kaldırımlara yaydığını, çığırtkanlık faaliyetinde bulunduklarını, herhangi bir garantiye dayanmayan mal sattıklarını belirtmişler. Bu durum, yönetim olarak titizlikle üstünde durduğumuz bir konudur ve önlenmesi için gerekli takibi ve ilgili yazışmaları yapacağız. Antalya Bilgi Sistemi ATSO nun Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı na verdiği Antalya Bilgi Sistemi başlıklı proje teklifinin destek almaya hak kazandığını da bildiren Budak, Antalya Bilgi Sistemi projemiz ile bundan sonra üye bilgilerimizi coğrafi konuma dayalı olarak da tutacağız. Proje ile eski verilerimizi güncelleyecek ve bu güncellemeye süreklilik kazandıracağız. Oluşturacağımız bu bilişim altyapısı, konuşmalarımda sık sık değindiğim işyeri enflasyonu sorununa da merhem olacaktır. Artık işyeri açmak isteyen bir kişi bize geldiğinde, o cadde üzerinde senin işkolundan bu kadar firma var, işletmeni şu civara kurarsan daha az rekabetle daha çok kazanırsın diyebileceğiz dedi. 8 ATSO Ağustos 2011

HABERTURUHABERTURUHABERTURUHABERTURUHABER HABERTURUHABERTURUHABERTURUHABERTURUHABERTURUHABERTURUHABERTURUHABERTURU Rodoslu turizmciler ATSO yu ziyaret etti Bir zamanlar turizmde örnek aldığımız Yunanistan ın Rodos Adası, Antalya ile işbirliği yapmak için çalışma başlattı. Rodos Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı Aris Soulounias, Türkiye nin turizmdeki gelişmesini mucize olarak nitelendirerek, Şimdi biz sizi örnek alıyoruz dedi. Rodos Otelciler Birliği Genel Müdürü Mechmet Fettach, Rodos Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı Aris Soulounias, Ege Bölgesi Turizm Müdürü Loi Christina, Rodos Turizm Müdürü Kostantinos Palogiannidis ve turizmci Nami Üreyen, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Antalya BYK Başkanı Kerim Çavuşoğlu ile birlikte Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak ı ziyaret etti. Rodos Heyeti ne Antalya ekonomisi ve Oda nın faaliyetleri hakkında bilgi veren ATSO Başkanı Budak, Antalya turizminin geldiği noktayı şu çarpıcı sözlerle anlattı; Ben 1980 li yılların başında üniversite öğrencisiyken, bize Türkiye Ekonomisi dersinde hep turizmde Rodos örneği verilirdi. O yıllarda Rodos un 62 bin yatağı vardı. Türkiye nin toplam yatak sayısı da o kadardı. Antalya ve Türkiye 1980 li yıllardan sonra turizmde büyük bir atılım yaptı. Şu anda sadece Antalya da 500 bin turistik yatak var. Antalya ya bu yıl havayoluyla 11 milyon turist bekliyoruz. Transit ve karayoluyla gelen yerli ve yabancı turistlerle bu rakamın 13-14 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Antalya nın artık sadece Türk turizminin değil, dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri haline geldiğini belirten Budak, Deniz, kum, güneşin yanı sıra, golf, SPA, futbol, kongre ve kültür turizmi konusunda büyük bir potansiyelimiz var. Hedefimiz sahip olduğumuz turizm çeşitlerini geliştirip turizmi 12 aya yaymak. Rodos la her türlü işbirliğine hazırız dedi. Şimdi biz sizi örnek alıyoruz Rodos Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı Aris Soulounias da, Türkiye nin turizmdeki gelişmesini mucize olarak nitelendirdi. Soulounias 1980 li yıllarda Rodos turizmi Akdeniz de çok iyi yerdeydi. Son 30 yılda Türkiye nin yaptıkları bir mucize gibi. Şimdi biz sizi örnek alıyoruz. Onun için karşılıklı işbirliğini geliştirmek istiyoruz diye konuştu. Yunanistan ve Türkiye hükümetlerinin vizenin kaldırılması konusunda çalışmalar yaptığını belirten Soulounias Bu iki taraf içinde faydalı olacaktır. Biz, Türk vatandaşlarına kolaylık sağlamak için Fethiye de bir vize merkez bürosu açmak istiyoruz. Belki gelecekte Antalya Rodos arasında uçak seferleri de başlatılabilir dedi. Soulounıas, 9 Eylül de Antalya da Rodos-Simi-Kos adalarının tanıtımı için bir etkinlik düzenleyeceklerini de bildirdi. TÜRSAB BYK Başkanı Kerim Çavuşoğlu da, Yunan Adaları ile Antalya arasında karşılıklı işbirliğini geliştirmenin turizm açısından yararlı olacağını söyledi. ATSO Ağustos 2011 9

ATSO Yönetimi nden Bakanlara Hayırlı olsun ziyareti Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, ziyaretlerde her iki bakana da, Antalya nın sektörel sorunları ve çözüm önerilerini içeren birer dosya sundu. HABER ATSO Basın ve Üye İlişkileri Müdürlüğü Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak, Başkan Yardımcısı Adnan Vucudi Özen, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Levent Yiğiter, Yönetim Kurulu Üyeleri Mustafa Yılmaz ve Kenan Çelik in Başkent teki ilk durağı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün oldu. Bakan Ergün e ATSO nun çalışmaları ve Antalya da sektörel sorunlar hakkında bilgi veren Başkan Budak, Antalya da sayıları hızla artan AVM lerin küçük esnafın yanı sıra sanayicileri de mağdur ettiğini belirterek Büyük Marketler Yasası nın bir türlü çıkmaması sanayicimizi fasoncu haline getiriyor dedi. Organize Sanayi Bölgesi ve Serbest Bölge nin son derece iyi durumda olduğunu ancak ulaşım olanaklarının yetersiz kaldığını ifade eden Budak, Demiryolunun biran önce yapılması, Limanımızın büyütülmesi, Afyon, Burdur, Isparta da üretilen ürünlerin bile deniz yolu ile dağıtımının yapılmasına imkan sağlayacaktır diye konuştu. Antalya nın tarımda Türkiye nin başkenti olmasına karşın sektörün sorunlarla boğuştuğunu anlatan Budak şunları kaydetti; Antalya bugün tarımda son derece iyi bir noktada, Türkiye nin Başkenti. Ancak hala tohum ve gübre gibi girdilerin çok önemli bir kısmını dışarıdan temin ediyoruz. AR- GE destekleri belirlenirken Antalya nın katma değeri yüksek tarım teknolojilerinde de önemli noktalara gelmesini sağlayacak bir vizyon ile hareket edilmeli. Türkiye deki örtüaltı tarım alanlarının ya- 10 ATSO Ağustos 2011

rısının Antalya da olduğunu belirten Başkan Budak sözlerini şöyle sürdürdü; seralarımız adeta bir sanayi işletmesi gibi faaliyet gösteriyorlar. Ancak elektriği en pahalı tarifeden kullanmak durumundalar. Elektrik teşviği yalnızca yer altı suyunu çıkaran su motoruna veriliyor. Bu durumun düzeltilmesi gerekiyor. Sanayi sektöründe kayıt dışı ve kaçak üretimin hem haksız rekabete neden olduğunu hem de bu yolla halkın sağlığı ile oynandığını, bunların iyi denetlenmesi gerektiğini vurgulayan Budak Toplu işyerleri kurulması konusunda çaba sarfediyoruz, ancak bir türlü sonuç alamıyoruz. Planlı ve sağlıklı sanayileşme ancak böyle mümkün olabilir dedi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de, ATSO Yönetim Kurulu nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ATSO Yönetim Kurulu daha sonra, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ı makamında ziyaret etti. ATSO Başkanı Budak, burada yaptığı konuşmada, Antalya nın yarattığı önemli miktardaki ekonomik katma değere karşın, halen kente yapılması gereken birçok yatırımın beklediğini söyledi. Budak şöyle konuştu; Maalesef ülkemizin cari ve dış ticaret açığı arzu etmediğimiz düzeylerde. Antalya ise veren bir il. Bu açıkların azaltılmasına katkı koyan bir il. Ancak bugün Antalya nın gerçek potansiyelinin tam anlamı ile kullanıldığını söylemek mümkün değil. Makro ölçekli Maalesef ülkemizin cari ve dış ticaret açığı arzu etmediğimiz düzeylerde. Antalya ise veren bir il. Bu açıkların azaltılmasına katkı koyan bir il. Ancak bugün Antalya nın gerçek potansiyelinin tam anlamı ile kullanıldığını söylemek mümkün değil. kısa, orta ve uzun vadeli ayağı yere basan planlarla elde edilen katma değeri çok daha yukarılara taşımak mümkün. Turizmi, tarımı, sanayisi doğru planlarla yönlendirilen bir Antalya, kendisine yapılan yatırımı kısa sürede kat kat fazlası ile ülke ekonomisine sunacak potansiyele sahip. Başkan Budak sözlerini şöyle sürdürdü: Yerel yönetim gelirlerinin belirlenmesinde kullanılan parametrelerden birisi de yerleşik nüfus. Ancak Antalya yerleşik nüfusunun yanı sıra turizm yolu gelen 10 milyonun üzerinde ekstra insana da hizmet veriyor, bu nüfus hesaba katılmıyor. Antalya da Uluslararası çapta faaliyet gösteren ve merkezi kent dışında olan birçok firma bulunmakta. Antalya dan elde edilen karlar, kar transferi şeklinde kent dışına çıkıyor. Kazanılan bu paraların Antalya ya da katkısının olması için bir formülün düşünülmesi gerekiyor. Yerel yönetim gelirleri belirlenirken bu katkı parametresinin etkisi artırılmalı. Ören yerleri gelirleri, havalimanı vergilerinin bir kısmı, turistik hizmetlerden alınan KDV gelirlerinin bir kısmı Antalya nın yatırım ihtiyaçlarına harcanmalı. Antalya nın önemli yatırım ihtiyaçları var. Spor turizminde önemli bir noktadayız. Binbeşyüze yakın sayıda takım kamp için Antalya ya geliyor. Ancak Antalyaspor bile maçlarını bir otelin sahasında yapıyor. Stadyumumuz yok. ICCA (Uluslararası Kongre Organizatörleri Birliği) Genel Kurulu nu 2014 yılında Antalya da düzenleme hakkını kazandık, ama Kongre turizminde en üst noktaya gelmiş insanlara gösterecek bir Kongre Merkezimiz yok. Antalya nın trafiği tıkanma noktasında. Çevre yolları bir türlü yapılamadı. Ancak bunların hepsi kaynak gerektiriyor. Merkezi yönetimin desteğini gerektiriyor. Antalya da turizm 12 aya yayılamadığı için ciddi bir mevsimlik işsizliğin yaşandığını da belirten Budak, kış aylarında turizm işsizleri için sigorta prim desteği verilmesini istedi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da, Eski bir Oda Başkanı ve iş dünyasının içinden gelen bir kişi olarak, ATSO heyeti tarafından kendisine verilen dosyadaki konuların takipçisi olacağını söyledi. ATSO Ağustos 2011 11

EUROCHAMBRES Ortak Üyeleri Komitesi Antalya da toplandı EUROCHAMBRES ATSO Basın ve Üye İlişkileri Müdürlüğü Türkiye nin, dünyanın dört bir yanında önemli inşaat projelerine imza attığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Türk inşaat şirketlerinin en büyük inşaat firmaları listesinde Çin den sonra ikinci sırada geldiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, Dünya Bankası ihalelerinde Türk müteahhitlik firmalarının payının da giderek arttığını vurguladı. Türkiye nin önemli bir lojistik üssü olduğunu da söyleyen Hisarcıklıoğlu, karayolu taşımacılığında TIR filosunun dünyanın en büyük ikinci filosu olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, Türkiye aynı zamanda, sahip olduğu kültürel miras ve doğal güzellikleriyle dünyanın 7. büyük turizm merkezidir dedi. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ve ATB Başkanı Ali Çandır, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve EUROCHAMBRES yöneticileriyle baş başa özel bir görüşme yaptı. EUROCHAMBRES Ortak Üyeleri Komitesi Antalya da toplandı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye nin son ekonomik krizde son derece etkileyici bir performans sergilediğini bildirdi. EUROCHAMBRES Ortak Üyeleri Komitesi Toplantısı, Antalya Belek te başladı. Toplantıya EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, EUROCHAMBRES Başkanı Alessandro Barberis, EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı Pierre Gramegna, Başkan Vekili Andrezej Arendarski ile Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna Hersek, Belarus, Gürcistan, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Rusya Federasyonu, Ukrayna Odalar Birliği temsilcileri katıldı. Toplantının açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye nin küresel alanda aktif bir aktör olarak yükseldiğini belirterek, G20 üyesi ülkeler arasında Türkiye nin dünyanın 16 ncı, Avrupa nın ise 6 ncı büyük ekonomisi olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye nin İtalya ve Çin arasındaki coğrafyada, en güçlü serbest piyasa ekonomisine ve özel sektöre sahip ülkesi olduğuna değindi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye de 26 bin yabancı şirketin faaliyet gösterdiğini kaydederek, şunları söyledi: 50 bin Türk ihracatçısı da küresel ticarette aktif durumdadır. Türkiye son 30 yılda yapılan atılımlarla, kırsal ekonomiden sanayi ekonomisine geçişi sağlamıştır. 1980 de 2 bin 63 dolar olan kişi başına milli gelirimiz, Dünya Bankası satın alma gücü paritesine göre, 14 bin 741 dolara çıkmıştır. İhracatımız 3 milyar dolardan 130 milyar dolara çıkmıştır. İhracatımız içinde sanayinin payı yüzde 10 dan yüzde 92 ye çıkmıştır. Türkiye nin AB üyeliği Türkiye nin en önemli ticaret partnerinin Avrupa olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, 1963 yılından beri Avrupa Birliği ile ortaklık ilişkisi olan Türkiye nin, 2005 yılında katılım müzakerelerine başladığını hatırlattı. Hisarcıklıoğlu, Katılım müzakerelerinin seyrinden çok mutlu olmasak da, 13 fasılda müzakereler geçici olarak tamamlanmıştır. Geriye 22 fasıl bulunmaktadır. Türkiye nin teknik kapasitesiyle ilgili olmayan nedenlerle, maalesef üyelik müzakerelerimiz son derece yavaşlamıştır. AB katılım süreci, Türkiye nin Kopenhag Siyasi Kriterleri ne uyumunu kolaylaştırmıştır. Türkiye için ana referans kaynağı olmuştur diye konuştu. Türkiye nin 1980 li yıllarda başlattığı ekonomik ve sosyal dönüşüm sürecini, 2000 li yılların ilk yarısında hızlandırarak daha da ileri götürdüğünü ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu süreçte, özel sektör yatırımlarının ekonomik gelişmenin itici gücü olduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu, serbest piyasa ekonomisine yönelik atılan her adımla hem yurtiçinde, hem de uluslararası alanda Türk özel sektörünün daha aktif ve başarılı olduğunu kaydetti. Türkiye, rekor kırdı Türkiye nin oluşmaya başlayan çok kutuplu sistemde önemli bir çekim merkezi olduğunu ifade eden Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul un yanı sıra Anadolu daki birçok şehrin de dönüşüm 12 ATSO Ağustos 2011

modernizasyonu ve işletmesi konusunda edindiği deneyimini İpek Yolu girişiminde de kullanmayı amaçlamaktadır. sürecine katıldığını ve sanayideki atılımlarına ek olarak modern şehir hayatının da geliştiği cazibe merkezleri haline geldiğini söyledi. Türkiye son ekonomik krizde de son derece etkileyici bir performans sergilemiştir diyen Hisarcıklıoğlu, 2009 da yüzde 4.8 lik bir oranda küçülmesine rağmen, 2010 daki yüzde 8.9 luk büyüme ile krizin etkisini atlattığını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: Bu kriz kurumsal yapımız için bir stres testi mahiyeti taşımış, ama devlet kurumlarımız, bankalar ve şirketlerimiz bu testten başarıyla geçmişlerdir. Türk özel sektörü bu kriz ile ne kadar çevik ve şartlara uyum sağlayabilen bir yapıda olduğunu kanıtlamıştır. Büyüme performansı 2011 de de devam etmektedir. Türkiye, 2011 in ilk çeyreğinde yüzde 11 büyüyerek rekor kırmıştır. Türkiye nin İtalya ile Çin arasında bulunan ve 10 trilyon dolarlık ekonomik hacim barındıran bölgede faaliyet gösterdiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, bunun Türk iş dünyasının artan kapasitesini gözler önüne serdiğini ifade etti. Tabana yayılmış oda sisteminin, özel sektör kaynaklı ekonomik dönüşümde önemli bir katalizör olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, TOBB un, 365 oda, borsa ve 59 sektör meclisi kanalıyla toplam 1,4 milyon üyesine hizmet ettiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, Kadın Girişimciler Kurulu ve Genç Girişimciler Kurulu vasıtasıyla TOBB un, Türkiye de girişimciliğin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadığını söyledi. Yurtiçinde politik ve ekonomik reformları destekleyen TOBB un, önemli bölgesel entegrasyon politikalarının geliştirilmesinde de rol üstlendiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, Amacımız Türk özel sektörünün görünürlüğünü artırmaktır. Bu da bir markalaşma konusudur. Türk girişimcilerinin yeteneğine duyulan güven arttıkça, dışarıda iş yapmak bizim için daha kolay olacaktır. Bunu sağlamanın bir yolu, özellikle sorunlu alanlarda iş dünyaları arasında sürdürülebilir diyaloğu kurmaktır diye konuştu. Demiryolu projesi Bu kapsamda Filistin, İsrail ve Türk iş dünyasını 2005 yılında biraraya getirdiklerini, 2004 yılında kurulan Ankara Forumu nun başarılı çalışmalara imza attığını, Ramallah ta kurulan TOBB-BİS şirketinin, Türkiye nin sanayi bölgeleri konusundaki tecrübesini, Filistin de Erez bölgesinde bir Organize Sanayi Bölgesi nin kurulması için kullanacağını bildiren Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: Ankara Forumu ndan aldığımız ilham ile Afganistan, Pakistan ve Türk iş dünyasını biraraya getirmeyi hedefleyen İstanbul Forumu nu kurduk. Şu anda bu girişimin ilk somut projesi olan ve İstanbul dan İslamabad a uzanarak, Pakistan ı Türkiye ye ve dolayısıyla Avrupa ya düşük maliyet ve hızlı bir şekilde bağlayan demiryolu projesi üzerinde çalışıyoruz. Bu demiryolu projesi aynı zamanda, TOBB ve bölgedeki birçok ülkenin gündeminde bulunan, İpek Yolu nun canlandırılması girişiminin bir parçasıdır. Bu girişim Çin in batı bölgeleriyle Avrupa yı birbirine bağlamayı hedeflemektedir. Bu kapsamda TOBB, Türkiye de sınır kapıları Hisarcıklıoğlu, TOBB un hem Türkiye de, hem de bölge ülkelerinde oda hareketinin güçlenmesine büyük önem verdiğini ifade etti. Türk odalarını EUROCHAMBRES işbirliğiyle Avrupa daki odalarla eşleştirdiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, İngiltere Ticaret Odası işbirliğinde, oda akreditasyon sistemini de Türkiye de uyguladıklarını kaydetti. İslam Kalkınma Bankası ve İslam Ticaret ve Sanayi Odası ile İslam ülkelerindeki odaların kapasitelerini geliştirmek için çalıştıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, 20 ülkeden 22 üst düzey oda temsilcisini ağırladığımız Oda Akademisi programı ile sahip olduğumuz bilgi ve birikimi diğer İslam ülkeleriyle paylaşıyoruz dedi. Somali ye yardım Rifat Hisarcıklıoğlu, Somali deki çocukların hayata döndürülmesi için 10 milyon liralık kaynak aktardıklarını da belirterek, şunları söyledi: Görüldüğü üzere Türk özel sektörü olarak biz, küresel ekonomide en önemli aktörler arasında olma hedefimize odaklanmış bulunmaktayız. Türkiye nin bölgesinde artan gücü, Avrupa için de son derece önemlidir. Bizler, bölge ülkelerinin küresel ekonomiye entegrasyonunu gözeterek, Avrupa nın komşuluk politikasına da önemli bir katkı yapıyoruz. Konuşmanın ardından Arap Baharı ve Avrupa Birliği Komşuluk Politikası konulu panel düzenlendi. Panele, Avrupa Komisyonu Avrupa Politikası Danışmanları Direktör Yardımcısı Margaritis Schinas, Merkezi Kahire de bulunan Al Sharq Centre For Regional and Strategic Studies Direktörü Mustafa El Labbad ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Prof. Dr. Güven Sak katıldı. Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) Ortak Üyeleri Komitesi Toplantısı, 8-9 Eylül de Kapadokya da devam edecek. Hisarcıklıoğlu, yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçildi Öte yandan toplantı kapsamında yönetim kurulu üyeleri seçimi yapıldı. EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı olan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçildi. EUROCHAMBRES yönetiminde görev dağılımının daha sonra yapılacak bir toplantıda belirleneceği bildirildi. ATSO Ağustos 2011 13

HER ŞEY DAHİL ATSO AR-GE Merkezi Türkiye yalnız Herşey Dahil destinasyonu değildir Herşey dahil uygulamasının Türkiye de dünden bugüne gelişimi ve bugün gelinen noktadaki durumunu anlama ve konuyla ilgili tartışmaları sağlıklı bir zeminde yapma olanağı sağlayan araştırmayı, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) ile Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), başında Armin Vielhaber in bulunduğu merkezi Almanya da olan Turizm ve Gelişim Araştırma Merkezi ne bir araştırma yaptırdı. 14 ATSO Ağustos 2011

Herşey dahil uygulaması nedeniyle Türkiye nin hem güvenilir kategoride hem de ödenen paranın karşılığını alma durumunda hala en cazip destinasyonlardan biri olduğuna işaret eden Vielhaber şunları söyledi: Almanya da 8 bin kişi üzerinde gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre pazarda her şey dahil sistemine yönelik hala bir talep potansiyeli var. Ancak bu alandaki talep artışının artık eskisi gibi olmayacağı görülüyor. Alman Seyahat Pazarı nda Türkiye Açısından Her Şey Dâhil Seyahatlerin İmajı ve Hacmi konulu araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırma seyahat endüstrisi pazarında uzun süreden beri gündemin önemli konularından olan Herşey dahil sistemi ile ilgili ayrıntılı ve kapsamlı bilgiler içeriyor. Herşey dahil uygulamasının Türkiye de dünden bugüne gelişimi ve bugün gelinen noktadaki durumunu anlama ve konuyla ilgili tartışmaları sağlıklı bir zeminde yapma olanağı sağlayan araştırmayı, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) ile Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), başında Armin Vielhaber in bulunduğu merkezi Almanya da olan Turizm ve Gelişim Araştırma Merkezi ne bir araştırma yaptırdı. Araştırma sonuçlara 17 Temmuz da Antalya Lara da bulunan Concorde Deluxe Hotel de düzenlenen toplantıda açıklandı. Toplantının açılışında araştırma ile ilgili olarak AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak yaptıkları kısa konuşmalarda çalışmanın önemi üzerinde durdu. Araştırmanın özetini, çalışmanın başında bulunan Armin Vielhaber ve yardımcısı Astrid Kösterke yaptı. Türkiye yi tercih nedeni Armin Vielhaber, araştırma ile ilgili yaptığı açıklamada çalışmanın herşey dahil uygulamasının yayılmaya başladığı 2002 yılından bu yana geçen süre içinde, tüketicilerin konuya bakış açıları ve yaklaşımlarını ölçmeyi amaçladıklarını söyledi. Her şey dahil pazarında Türkiye nin daha fazla öne çıktığını belirten Vielhaber, Bulgularımıza göre Türkiye de her şey dahil uygulamasının payı 2005 te yüzde 68 iken 2010 yılında yüzde 77 ye çıktı. Bu orana Antalya da ise yüzde 86 dır dedi. Sınıra gelindi Herşey dahil uygulaması nedeniyle Türkiye nin hem güvenilir kategoride hem de ödenen paranın karşılığını alma durumunda hala en cazip destinasyonlardan biri olduğuna işaret eden Vielhaber şunları söyledi: Almanya da 8 bin kişi üzerinde gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre pazarda her şey dahil sistemine yönelik hala bir talep potansiyeli var. Ancak bu alandaki talep artışının artık eskisi gibi olmayacağı görülüyor. Artan hacme, oluşan memnuniyete karşın, 2011-2013 eğilimlerine baktığımızda, Türkiye ye yönelik her şey dahil talebinin yatay bir seyir izlediğini bir anlamda sınıra geldiği ortaya çıkıyor. Türkiye yalnız Herşey Dahil destinasyonu değildir Vielhaber sözlerine şöyle devam etti: Alman pazarında da pasta fazla büyümeyecek. Türkiye her şey dahili hala uygulamalıdır ama Türkiye sadece bu ürünü değil, bundan fazlasını sunacak kapasiteye sahiptir. Antalya nın sadık müşterisinin her şey dahil ürünlerini tercih ettiğine vurgu yapan Vielhaber, 2010 da Antalya ya gelenlerin yüzde 90 ının bu tip ürünlere yöneldiğini, bu kitlenin içinde de yüzde 94 oranında kişinin daha önce her şey dahil deneyimi olduğunu ortaya koydu. 35 milyon kişi herşey dahil paketi alacak 2011-2013 döneminde Alman pazarında her şey dahilden yararlanacakların sayısının 35,1 milyona çıkacağını belirten araştırma bulgularına göre, bu kitlenin yüzde 38 i daha önce her şey dahil deneyimi yaşamış. Yüzde 40 ı da Türkiye ye ilgi duyuyor ve yüzde 20 si de daha önce Türkiye yi ziyaret etmiş. Farklı gruplar var Herşey dahilin müşteri kitlesi içinde farklı grupların da yer aldığını vurgulayan Vielhaber, 2002-2011 döneminde Türkiye her şey dahil kitlesinden aldığı talepte patlama yaşamıştır. Türkiye nin bu pazardan daha fazla talep alabilmesi için bu farklı gruplar üzerinde çalışmalar yapmasını öneriyoruz dedi. Tüketici sisteme güveniyor Almanya da sayısı 5,1 milyonu bulan ve her şey dahili tamamen reddeden bir grubun varolduğunu belirten Vielhaber, bu kitleyi daha kişisel ürünlerle, çekmenin mümkün olabileceğine işaret etti. Öte yandan 6,9 milyon dolayında her şey dahil konusunda kararsız bir kitle de olduğuna işaret eden Vielhaber, geri kalan 16 milyonluk iki kitlenin de her şey dahile güvendiğini, taraftarı olduğunu ve Türkiye nin de bu iki gruptan zaten yeterince talep alabildiğini söyledi. Ekonomi ve hizmet belirleyici Alman pazarındaki herşey dahil algısının değerlendirmesini de yapan araştırmaya göre, en cazip kılan unsurlar; paketlerin getirdiği ekonomi, sunulan olanaklarla paranın tam karlığının alınıyor olması her şey dahili popüler kılıyor. Türkiye bu açılardan, pazardaki ihtiyaca cevap veriyor. Her yaşa hitap ediyor Her şey dahili tercih edenlerin yaş ve sosyo-ekonomik durumlarında da değişimler olduğu belirtilen çalışmada, çocuklardan, gençlere, orta yaş ve üst yaş gruplarına kadar geniş bir alanda ilginin arttığı vurgulanıyor. Orta ve düşük gelirli grupların en popüler tatil seçeneği olan her şey dahilde, çocuklu ailelerinden gelen taleplerin de önemli oranda arttığına dikkat çeken araştırmaya göre, yalnız ve evli olmayanların da son yıllarda her şey dahile yönelmeye başladığına işaret ediyor. ATSO Ağustos 2011 15

Herşey dahile karşı olanlar da var Özellikle her şey dahili tamamen reddeden 5,1 milyonluk kitleye dikkat çeken araştırma bulguları, bunların üst gelir grubuna mensup olduğunu, doğa, kültür gibi ürünlere eğilim gösterdiğini ortaya koyarken, bu kitlenin yüzde 18 inin Türkiye deneyimi olduğunu ve yüzde 33 ünün de Türkiye de tatili düşündüğünü sergiliyor. Araştırma hakkında Alman Seyahat Pazarı nda Türkiye Açısından Her Şey Dâhil Seyahatlerin İmajı ve Hacmi Araştırması Almanya seyahat pazarındaki her şey dahil seyahat deneyimlerini ölçmek üzere AKTOB ve ATSO için yapılmıştır. Araştırmanın hedefi; Almanya seyahat pazarında her şey dahil tatil seyahatleri ile ilgili olarak Türkiye yi baz almak suretiyle en son verileri oluşturmaktır. Her şey dahil seyahatlerin kabul edilirliği ve bu alanda meydana gelen değişimlerin ürün geliştirme ve iletişim stratejilerinde değişikliklere yol açacağı noktasından hareket edilmiştir. Araştırma çerçevesinde yapılan anketlerde, farklı sosyal kesimlerden gelen ve aralarında Türkiye de tatil yapanların da olduğu katılımcılara Her şey dahil sistemi üzerine görüşleri de sorulmuştur. Aynı araştırma 2002 yılında da gerçekleştirildiğinden, her şey dahilin o zamandan bugüne nasıl algılandığı ve algıdaki değişimleri de ölçme açısından iyi bir olanak sunuyor. Araştırma, Ocak 2011 de Almanya da 8 bin kişi ile yüz yüze anket yöntemi ile gerçekleştirildi. 2011 de yapılan bu araştırma kapsamında ilk kez 14 yaş ve üzeri Alman ve Almanca konuşan yabancıların görüşlerine başvuruldu. Üç yıllık zaman dilimleri içinde geriye giderek yapılan ölçümler çerçevesinde; her şey dahil seyahat deneyiminin Ocak 1999 ve Ocak 2011 arasında geçen sürede yüzde 4 ten yüzde 27 ye yükseldiği gözlendi. Aynı şekilde her şey dahil seyahatlere olan ilgi de bu süre içinde büyük oranda arttı. Öyle ki; 1999 ın başlarında Almanların sadece yüzde 12 si her şey dahil tatile ilgi duyarken, bu oran 2011 Ocak ayında neredeyse Alman nüfusunun yarısına denk bir düzeye yükseldi. 2010 yılında Alman seyahat pazarının yüzde 24 ünü oluşturan 21,6 milyon kişi ana tatil seyahatlerini (Çevirenin notu: Genelde yılda birden fazla tatil yapan Almanlar, en uzun süreli tatil seyahatlerini böyle adlandırıyor) her şey dahil seyahatlerle gerçekleştindi. Bunların yüzde 21 i tatillerini Türkiye de yaptılar. Bu oran Almanların en sevdiği tatil destinasyonu olan İspanya da (yüzde 26) aşıldı. Araştırma Yöntemi Alman Seyahat Pazarı nda Türkiye Açısından Her Şey Dâhil Seyahatlerin İmajı ve Hacmi Araştırması Almanca konuşan halkın her şey dahil seyahat deneyimleri ve bu seyahat biçimi hakkındaki düşünceleri olmak üzere iki ana eksen üzerinden hareket etti. Aynı yöntem 2002 de yapılan araştırmada da kullanılmıştı.araştırma, FUR adlı kuruluşun her yıl yaptığı Reiseanalyse (seyahat analizleri) temel alınarak yapıldı. Karaipler de doğdu Türkiye nin elinde dünyaya model oldu Her şey dahil konsepti 80 li yıllarda Karipler de gelişmeye başladıktan sonra 90 lı yıllarda Akdeniz çanağında yaygınlaştı. Özellikle Türkiye ve Kuzey Afrika destinasyonlarında peş peşe her şey dahil otelleri açılmaya başladı Marka ürün değil, hukuki bağlayıcılığı yok Ayrıca mevcut otel, club ya da resort oteller de bu konsepti uygulamaya başladılar. Zamanla her şey dahil konseptinin ürün gamı da genişledi. Daha çok paket turun bir kolu ve daha çok da club konseptinin özel bir ürünü olarak gelişti. Başta olduğu gibi bugün de her şey dahil bir marka ürünü değildir ve hukuki bağlayıcılığı olan bir tanımı da yoktur. Yiyecek içecekten spora kadar Her şey dahil kavramı altında çok farklı bir ürün yelpazesinden söz etmek mümkündür. Temel taşları olan konaklama ve yiyecek-içecek ürünlerinin yanı sıra özellikle spor ve eğlence ürünleri de her şey dahil konseptinin vazgeçilmezleri haline geldi. Sistem geliştikçe oturdu Bu ürünlerin sunum ve uygulamasındaki kalite yer yer, bölge bölge farklılık gösteriyor. Son yıllarda bunları vurgulamak adına Ultra her şey dahil gibi kavramlar türetilmeye başladı. Konseptin ilk uygulanmaya başladığı dönemlerde sahtecilik tartışması ağır basarken, aradan geçen zaman içinde bu seyahat biçimine ilginin arttığı ve tüketici/tatilcilerin zamanında ürünler hakkında bilgi edinme eğilimi geliştirdikleri gözleniyor. Akdeniz e damgasını vurdu Bugün gelinen noktada Akdeniz deki destiansyonların çoğu her şey dahil konsepti ile çalışmaktadır ve bu seyahatler ağırlıklı olarak büyük tur operatörleri tarafından organize edilmektedir. Örneğin Thomas Cook un pazarladığı otellerin yüzde 80 inden fazlası her şey dahil konseptinde hizmet vermektedir. Farklı tanımlar Her şey dahilin tesislerdeki tanımlama biçimleri de farklılık arz etmektedir. Örneğin Magic Life logosunun başına Club koyarak Club Magic Life adı altında bu ürünü pazarlarken, Almanya da pazarın lideri Robinson ise club sözcüğünü kullanmaktan kaçınarak All-inclusive made by Robinson ibaresini kullanma yolunu seçmiştir. Her şey dahil seyahatler çerçevesinde destinasyonun, bu ürünü pazarlayan şirketlerin, bu ürünü tercih edenlerin avantaj ya da dezavantajları üzerine çok fazla tartışma yürütüldü. Bu konudaki görüşler; tümüyle savunma noktasından tamamen karşı çıkma noktasına kadar çok uç noktalarda kendisini göstermektedir. Konu, turizm sektör basınında da yeterince ele alındı. Sıkça gündeme getirilen maliyet garantisi argümanına karşılık bu konsept için pek çok eleştirel yaklaşım da söz konusudur. Örneğin; yerel esnaf ve dükkanların çok az kazanma şansına sahip olmaları ya da gidilen yerin halkı ve kültürünü tanıma olanağının olmaması bunların başında gelir. 16 ATSO Ağustos 2011

Bu araştırma ile tüm bunlardan farklı olarak Almanların seyahat alışkanlıklarını ayrıntılı biçimde ele almaya, bunu yaparken Almanya daki tur operatörleri ve turizm ofislerinin de görüşlerini almaya çaba harcadık. Bu araştırmanın ağırlık noktasını, tatilcilerin, gelişmekte olan ve gelişen ülkelerdeki seyahatlerindeki ülke ve yerli halkla olan ilişkileri oluşturmaktadır. (Turizm ve Gelişmekte Olan Ülkeler araştırmasına da bu noktada karşılaştırmak için başvurulabilir.) 2010 da Almanya dan Türkiye ye 4,2 milyon kişi seyahat etti. Bunların 1 milyonu Almanya ya Türkiye den göç etmiş kişilerden oluşuyor. Almanya dan Türkiye ye seyahat edenlerin yüzde 77 gibi büyük bir bölümü her şey dahil tatil seyahatleri çerçevesinde seyahat etti. Bu oran, yüzde 86 ile Antalya da ise daha da yüksek seviyelere ulaştı. Ancak Almanya da yaşayan yabancılar arasında bu oranın Türkiye için yüzde 62, Antalya içinse yüzde 79 a indiği dikkat çekiyor. 2011 Seyahat Analizi Hangi Halk Kesimini Baz Aldı? 2011 Seyahat Analizi kapsamında 40 yıldır uygulanmayan bir yöntem uygulandı ve ilk kez bir araştırmada yalnızca Almanlar değil, Almanya da yaşayan yabancılar da dikkate alındı. Bu araştırmada ortaya çıkan veriler, Almanya da yaşayan 14 yaş ve üzeri 70,5 milyon kişiyi temsil eden verilerden oluşmaktadır. Araştırmanın kapsamının bu şekilde genişletilmesi ile Almanya da yaşayan halkın seyahat eğilimlerinin gerçek ve ayrıntılı biçimde yansıtılması hedeflenmiştir. 2002 de yapılan Her Şey Dahil Seyahatlerin İmajı araştırması ile 2011 deki yeni nüfus üzerinden yapılan araştırmanın karşılaştırması bu temel üzerinden gerçekleştirildi. Burada istisna olarak değerlendirilen grup ise bu kesimde yüksek yüzdeyle temsil edilen Türk vatandaşı grup oldu. 2011 de yapılan bu araştırma, bundan bağımsız olarak ayrıca, Almanya da yaşayan Türkiye den göç etmiş ve Türk vatandaşı olan kesimin de ayrı bir segment olarak değerlendirilmesini sağlamıştır. Her şey dahil seyahatlere olan ilgi ve her şey dahil deneyimleri (Temel: Üç yıllık zaman dilimleri Veriler: yüzde, Halk) Her şey dahil seyahatler üçer yıllık zaman dilimleri içinde- 1996 dan beri büyük artışlar kaydederek yüzde 4 ten yüzde 27 ye yükseldi (19,1 milyon). Buna karşılık son 3 yıllık dilimde hafif bir gerileme gözlendi. Buna paralel olarak, her şey dahil seyahatlere olan ilgi de artarak, yüzde 12 den yüzde 50 ye yükseldi (35,1 milyon). Son olarak bu seyahat türüne olan ilginin artmadığı gözlenmektedir. Almanların en sevdiği tatil biçimi deniz-kum-güneş tatili geçerliliğini koruyarak hemen hemen aynı düzeyde kaldı (Seyahat deneyimi yüzde 51 İlgi yüzde 58). Club tatiline olan ilgi de 90 lı yılların sonunda hemen hemen her şey dahil seyahatlere olan genel ilgi düzeyinde idi. En son Club tatiline ilgi düzeyi ise yüzde 12 (8,2 milyon). Almanya da yaşayan (Almanca konuşabilen) 5,7 milyon 14 yaş ve üzeri halk kesimini göstermektedir (Alman toplam nüfusu içinde yüzde 8 lik bi bölümü oluşturuyor). Bunların arasında 1,2 milyonu (yüzde 1,7) Türk vatandaşlarından oluşmaktadır. Bunların yaklaşık 500 binlik (yüzde 0,7) bölümü ise Türk kökenli Alman vatandaşlarından oluşmaktadır. Bu son grup daha önce yapılan araştırmada da yer almış, ancak, o zamanki araştırmada nüfusun bu yapısı dikkate alınmadığından grup olarak belirtilmemişlerdi. Almanya da yaşayan 14 yaş ve üzeri toplam nüfusun 1,7 milyonu (yüzde 2,4) Türkiye den Almanya ya göç edenlerden oluşmaktadır. Göçmen kökenli kişilerde; Almanya ya başka ülkelerden göç etmiş, ya da ebeveynlerinin en az bir tanesi Almanya dışından gelmiş olanlar esas alınmaktadır. Almanya da üçüncü kuşaktan yabancılar bu tanımlamaya dahil edilmemiştir. 2011 ve 2002 Araştırmalarının Verilerinin Karşılaştırılması 2011 de yapılan araştırmanın 2002 de yapılan araştırma ile doğru yöntemlerle karşılaştırılması için ilk olarak eski nüfus (Alman kökenli olmayanların dahil edilmediği nüfus) verileri üzerinden analiz yapıldı. İkinci adımda ise eski nüfusun verileri yeni nüfusun verileri ile karşılaştırıldı. Bu noktada genellikle çok az (yüzde 2 nin altında) farklar olduğu görüldü. Bunlar da ileri aşamalarda her şey dahil deneyimleri bölümünde kullanıldı. Farkların az oluşu ise 2011 araştırmasına dahil edilen yabancı nüfusun, toplam nüfusun yüzde 8 ine denk geldiğini göstermektedir. (Tablo: Genel Veriler I) Ana Tatilde Hedef Destinasyonlar 2010 (53,3 Milyon Tatilci, En Az 5 Gün Süren Seyahatler) 2010 yılında Almanya da yaşayan 14 yaş ve üzeri 53,3 milyon nüfus, en az bir kez tatil yaptı. Bunların yüzde 80 i Avrupa sınırları içindeki ülkelere gittiler. Türkiye ye gidenlerin oranı yüzde 8 oldu (4,2 Milyon). Bunların yaklaşık 1 milyonu Türk kökenlilerden oluştu. Geri kalanların yüzde 12 si ise Kuzey Afrika (yüzde 4), uzak destiansyonları (yüzde 8) tercih ederken, bunların arasında yüzde 5 lik kesim ise uzaktaki gelişen ve gelişmekte olan ülkelere seyahat ettiler. Ana tatil seyahatlerinin yaklaşık yüzde 30 luk bölümü (20,9 milyon) Akdeniz çanağındaki ülkelere yapıldı. ATSO Ağustos 2011 17

Yalnızca Alman kökenliler baz alınarak ölçüm yapıldığı taktirde bu oranın yüzde 77 ye çıktığı görüldü. Bu aradaki farkın nedeni de; Almanya da yaşayıp da 2010 da Türkiye de her şey dahil tatili yapan Türk vatandaşlarının (yaklaşık 1 milyon kişi) çok azının (yüzde 17) her şey dahil tatili tercih etmesidir. (Tablo: Genel Veriler II) Alman Seyahat Pazarında Her Şey Dahil Seyahatlerin Payı 2010 (En az 5 gün ve üzeri seyahat eden 53,3 milyon tatilci baz alındı) Alman tatilcilerin sayısı açısından her şey dahil seyahatlerde en büyük pay yüzde26 (33 milyon) ile İspanya nın. İspanya yı yüzde 21 lik payla (2,6 milyon) Türkiye izliyor. Bu iki ülkenin diğer rakipleri Mısır bunlardan sonra gelirken Mısır ı Yunanistan, İtalya ve Hırvatistan izledi. 2010 da her şey dahil tatili yapan kesimin yüzde 10 unun ise uzak destiansyonları tercih ettiği görülüyor. Tatilciler 2010 (53,3 Milyon): Farklı Destinasyonlarda Her Şey Dahil Seyahatlerin Payı (Ana Tatil Seyahati yüzde) 2010 yılında Almanya da tatilcilerin dörtte birine yakını ana tatil seyahatlerini her şey dahil programları ile gerçekleştirdi. (yüzde24 12,6 milyon) Almanya içerisindeki seyahatlerde her şey dahilin payı çok düşük kaldı (yüzde 7). Her şey dahil seyahatlerinin payının en yüksek olduğu destiansyonlar Kuzey Afrika ülkeleri ve Türkiye oldu. 2010 da tatillerini geçirmek üzere Türkiye ye gidenlerin yüzde 62 si her şey dahil tatil programlarını seçtiler (Ölçüm Almanya da yaşayan yabancıların da dikkate alındığı yeni nüfus tanımı üzerinden yapıldı). (Tablo: Genel Veriler IV) Her Şey Dahil Seyahatler 2005-2010: Türkiye nin Payı (Ana Tatil Seyahatleri) (Tablo: Genel Veriler III) (Tablo: Genel Veriler V) 18 ATSO Ağustos 2011