bir belge Yerel Yönetim Metinleri (XVIII) Men'-i Harik Hakkında Nizamname ve Düşündürdüklerİ Mehmet Seyitdanlıoğlu * Ünlü Maarif Nazırıarından Münif Paşa Mecmua-i Fünun'da yayınladığı Harık-i İstanbul adlı makalesinde, İstanbul'da meydana gelen yangınlardan bahseder ve bu şehrin yüzyıllardır "harik" ve"taun-veba" gibi iki büyük sorundan kurtulamadığını belirtir. ı Gerçekten de dünyanın ve Osmanlı İmparatorluğu'nun en güzel şehirlerinden birisi olan İstanbul, Cumhuriyet dönemine ulaşan tarihi boyunca sayısız kereler yangın felaketiyle karşı karşıya kalmıştır. Kimi zaman kentin büyük bir kısmını tamamiyle yok eden yangınlar, yirminci yüzyılın başlarında modern teknolojiye dayalı itfaiye kuruluncaya kadar, büyük can ve mal kayıplarına neden olmuştur. l Osmanlı İmparatorluğu'nda yangınlarla mücadele etme görevi Yeniçeri Ocağı'na verilmişti. XVII. yüzyıla kadar bu görev Yeniçeriler tarafından yürütülmüştür. 1720 yılında Davut Gerçek isimli Osmanlı tebaasına geçmiş bir Fransız tarafından yine Yeniçeri Ocağı bünyesinde kurulan Tulumbacı Ocağı bu görevi üstlenmiştir:' Ancak, 1826 yılında II. Mahmud tarafından Yeniçeri Ocağı kaldırıldıktan sonra bu görev belediyelere bırakılmış, bunun yanısıra, her mahalle ve semtte gönüllü "tulumbacı" grupları yangınlara karşı kurulmuştur. Ancak, sorun gönüllü tulumbacıların üstesinden gelemiyecekleri kadar büyük boyutlardayjı. Bunun en önemli nedeni kuşkusuz, Osmanlı mimarisinde aranmalıdır. Özellikle İstanbul'da ahşap ev yapımı ve bu evlerin yanaşık mimarı düzende yapılarak dar sokak ve caddelerin, çıkmazların bulunması, bu yangınlarda bazan kentin yarısına yakınının yanmasına neden olmuştur. Öte yandan, tulumbacıların ve serseri takımının Yrd. Doç. Dr.. Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim ı Necdet Sakaoğlu. "Yangll1lar".ı>üııdeıı Bugüne istanbul AnsiklopedisL Cilt 7. s. 427-438. 2 Ayrıntılı bilgi için bkz. Osman Nuri Ergin. l\ieeelle-i tlmür-ı Hclediyye. Cilt i. istanbul. Matbaa-i Osmaniye. 1922-1338. s. 1149-1168. Osman Nuri Ergin'in bu önemli eseri istanbul Belediyesi tarafından 1995 yılında. 9 Cilt olarak günümüz harllerine çevrikrek basll!1ltştır. J isl1lail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatından Kapıkulu Ocakları. Cilt ı. Ankara. 1984, s. 82 85. Ergin, a.g.k.. s. 1170-1195. Çağdaş rel'e/ Yöneliııı/er, Ci" 8 Sayı 3 TeIl/IlII1:: /999. s. InN /72.
BirBelge 169 çıkan yangınlardan bahşiş almak ve yağmalamak gibi nedenlerle yarar ummaları ve pek çok kundaklama olayına girişmiş olmaları da yangınların nedenleri arasında sayllabilir. 4 Tanzimat Dönemi'nİn (1839- ı 876) sonlarına doğru Sultan Abdülaziz (186 i ı 876), Avrupa'daki itfaiye teşkilatının bir benzerinin imparatorlukta kurulması için girişim başlatmış ve Macaristan'da Kont Odön Szechyni'yi bu amaçla istanbul'a getirterek modern itfaiye taburlarının kurulmasım sağlamıştır. 1887 yılında Deniz İtfaiyesi de bu amaçla kurulmuştur. Bununla birlikte, modern motorize itfaiye araçlarının ve benzinle çalışan motorlu pompaların yangın söndürmekte kullamlmasına yani, Cumhuriyet Dönemi'ne kadar İstanbul'da yangınla mücadele konusunda yeterli önlemler hiç bir zaman alınamamıştır. i 4 Ağustos ı 854 (16 Muharrem l276) tarihli Harik Vuku 'uııda Zabıtacıı İttifiliZ Olunacak Usul ve Muamelata Da'ir T'alimat Tanzimat devrinde yangınla savaşta alınacak tedbirler ve daha çok yangın bölgesinin güvenliği ve hırsızlığın ve yağmanın önlenmesine dair bir tüzük olarak yayınlanmıştır. 5 Yine 6 Şubat 1891 (24 Kanunusani 1306) tarihli Men'-i Harik Hakkında Nizamname'de aym amaçla çıkarılan bir yasal metin olarak göze çarpmaktadır. f ' Harik Vuk'uunda Zabıtaca İttihaz Olunacak Usul ve Mu'amelata Da'ir Talimat Harık mahaııerine gitmeleri m'utad olan me'morınden başka bab-ı zabtiyye teftlş müdir ve muavini dahı gidecek ve bunların m'aiyyetinde sınıf-ı evvelden birer müfettiş ve bu müfettişierin refakatlerinde onar nefer teftlş me' moru bulunacakdır. işbu müfettişler leyl ünehar (gece ve gündüz) münavebet-i zabtiyyede tevaffuk iderek (başararak) harik vuku'unda gündüz ise bab-ı zabtiyyeden teftlş müdir ve muaviniyle beraber derhal harıke yetişüb gice ise anlarla mahall-i harıkde buluşub sakaların (sucuların) sür'at-i seyr ve hareketleriyle tulumbalara arkası kesilmeksizin su yetişdirmeğe çalışacaklardır. Bab-ı Aıı ve Bab-ı Ser-Askerı ve ticarethane ve bab-ı zabtiyyede beşeri süvarı (atlı) ve on beşeri pıyade olarak yigirmi beşer saka münavebeten (nöbetleşe) bekleyecek ve her da'irece bunlara birer me'mur t'ayın olanarak haı'ık vuku'unda tulumbacı başııar, tulumbaları kaldırdıkları gibi, o me'murlar dahı sakaları derhal hareket etdirüb mahall-i harıke yetişdirecek vve nöbetci olmayan sakalar dahı derhal bulundukları yerlerden hareket ve hari'k mahalline muvassaletle müsara'at (hızla işe girişme) ideceklerdir. işbu sakalar, her ne kadar kethüda ve yiğit başılarının idareleri tahtında ise de harı'k mahallinde gerek sakalar ve gerek kethüda ve yiğit başııarı teftlş müdir ve muavininin ve anların kumandasıyla hareket eyleyeceklerdir. 4 Osman Nuri Ergin, a.g.k., s.1149-1153; Necdet Sakaoğlu. a.g.m.. Ayrıca bkz. Emin Pehlivan. "Türkiye'de itfaiye'nin Gelişimi ve Yangınla Mücadele", Yerel Gündem. Yıl i, Sayı 4, Nisan ı 999 s. 15- ı 7. 5 Orijinal metin için bkz. Düstfır, Birinci Tertih. cild-i suni. Dersaadet Matbaa-i Amire. 1290. s. 765-777. (. Orijinal metin için bkz. Sarkis Kamkoç. Sicilli Kavanin, Osmanlı J\levzuatı Hukukiyesi. İstanbuL. Cihan Kitaphanesi. 1935. 354-355.
ı 70 Çağdaş Yerel Yönetimler, 8 (3) Temmuz 1999 Deva'ir tulumbalarının beheri ili yirmibeş neferden ziyade tulumbacı gitmeyüb bundan ziyade adam götürülecek olur ise tulumbacı başılar Kanun-ı Ceza'nın yüz ikinci maddesi hükmüne tevfikan te'dib olunacaklardır (cezalandırılacaklardır). İşhu tulumbalar Dersaadet ve Bilad-ı Selase (Üsküder, Galata ve Eyüp semtleri) İçün yedi da'ireye taksım ve yapılan defteri umum tulumbacı başısına teslim olunduğundan bundan böyle mezkur defterde muharrer (yazılı) tertıb üzere hareketle hilaf-ı hal vuku'a getürülmesine tulumbacı başılar tarafından i 'tina kılınacak ve bu usule riayet etmeyen tulumbanın re'is ve efradı madde-i mezkure mocibince te'dıb edilecekdir. Hüda- nekerde (Allah korusun) bir harik kesb-i cesamet ve imtidad edecek olur ise defter-i mahsusunda mu'ayyen mikdardan ma'ada diğer da'irelerden dahi harık mahalline tulumbalar gelecekdir. Harık vuku' bulan mahallerin cihat-ı erb'asına (dört yanına) onar nefer süvarı ve onar piyade ki, cem'an seksen nefer asakir-i zabtiyye ile bir kordon t'ayın olunarak anın dahiline seyirci olarak kimse kabul olunmayacakdır. Harıkin hin-i zuhurunda evvel be evvel yetişmiş olan tulumbalardan ma'ada gelecek tulumbalar tertib olunacak ve kordondan içerü girmeyüb kordonun haricinde ve münasib mahallde aram İle me'morinin talebierine intizar eyleyecek ve me'murin tarafından kerdüleri celb ve ikame olundukca kendülüklerinden kordon dahiline giremeyeceklerdir ve hanelerine tulumba almak isteyenler harık mahallinde tulumbaların idaresine me'mur olanlara müracaat eyleyeceklerdir. Harike gelecek baltacılar dahi kordonun haricinde durub me'murlar istemedikce içeriye giremeyecek ve emr verilmedikce kendüleri bir yeri kesüb yıkamayacaklardır. Kancacılar da'ima lazım olduğundan anlar geldikleri anda heman kordondan geçüb me'morinin yanlarına gelecek ve verilecek emr üzerine hareket eyleyeceklerdir. Harık mahallinde hanesi bulunan ehibba (dostlar) ve akrabasına gelenler İ'ane (yardım) içün geldiklerini ifade eyledikde kordonda bulunan piyade neferleri o adamları getirüb i'ane edecekleri hane sahibine ira'e ile (göstererek) kabul etdikleri halde bırağub avdet edecek ve şayed hane sahibi bildiği olmadığını beyan ile kabul etmeyüb de ol şahsın sıfat ve halinde zabıtaca dahi şübhe olunduğu halde ah vali tahkık olunmak üzere bab-ı zabtiyyeye gönderilecekdir. Harık mahallinde vuku'bulan zayi'atın ekserisi eshab-ı büyutun telaş ile bir takım meçhfılü'l-ahval kesana eşya teslim etmesinden ve şuraya buraya bırağulmasından neş'et etdiğine bia'en harik zuhur iden mahallin civarında bulunan zabtiye merkez ve karakolhanelerindeki zabitan ve müfettişler merkez ve karakolhanelerde ikişer nöbetci bırağub kusur neferatı bi'l-istihshab harık mahallinde şitab ile (çabuk olarak) evvel emirde hanelerden çıkarılacak eşyanın muhafazasıçün cam'i havalisi olur yohsa diğer münasib bir mahall veya meydan mı bulunur el-hasıl vas'i ve sirayet-i harıkden salim bir mahall tedarikle eşyalarının oraya irsalini eshab-ı büyot ve dekakine ihbar ve lüzumu olan hamalları kordon haricinden celble eşya çıkacak hanelere taksım edecek ve kendülerine teslim olunacak eşyanın ve eşya nakil edilecek mahallin muhafazasına i'tina eyleyeceklerdir. Eşya sahibieri diledikleri mahaııe dahi eşya göndermekde muhtar
Bir Belge ı 71 olub fakat zabıta me'murlan vasıtasıyla nakl ve hıfz etdirilmeyen eşyanın zayi'atından iddi'a-i mes'oliyyet olunamayacakdır. Hamallar kethüdasına her harik mahallinde kifayet mikdarı ve alametli hamall bulunduracağı ve bunların beher on neferi bir değnekcinin kumandası altında olub hiç bir güne zayi'at vuku'a gelmemesine dikkat olunacağı taahhüd etdirildiğinden bundan böyle eshab-ı büyot ve dekakin taraflarından alametsiz hamallara ve şuna buna eşya teslim olunmayacakdır. DerOnunda (içerisinde) harik zuhor iden hane ve sa'ir mahallerden hamalların ictima'ından evvel çıkarılacak eşyanın komşular m'arifetiyle zabtiye me'murlarıın gösterecekleri mahalle nakli ca'iz olacakdır. İbtida-yı zuhur-ı harıkde yetişecek hamallardan sonra gelecek hamallar kordonun haricinde ve münasib bir mahallde tecemmu' ederek toplandıkları mahall hamal başı tarafından oradaki zabitlere gösterilecek ve lüzum görüldükce zabitler taraflarından içerüye alınacak hamallar hanelerden eşya ihracıyla ve değnekçilerin nezaretiyle bir şey zayi' edilmeksizin asakir-i zabtiyyenin taht-ı muhafazalarında bulunan mahall-i mahsosa nakl ve tesllme dikkat edilecek ve şayed hamaııara tesıım olunan eşyadan mahall-i mahsusuna teslim olunmaksızın zayi'at vuku' bulur ise değnekçiler ve hamalbaşı tahkikat-ı kaviyye tahtına ahnacaklardır. Eşyasını hamallara vermeyerek kendi müteallikat ve atıbba'ına (yakınlarına) nakl etdirmekde muhtar olub fakat şahs-ı muayyen ira'e olunmayarak ale'l-ıtlak beyan-ı zayi'at edenlerin iddi'asından me'murıne ve hamalbaşıya bir güne mes'oliyyet teretlüb etmiyecekdir. Men-i Harİk Hakkında Nizamname 7 Fi 16 Muharrem sene 1286 (14 Ağustos 1859) Birinci Madde: Dersaadet ve taşra dairei belediyeleri merkezlerinde ve mülhakatlarından icabeden yerlerde masarifi varitadı belediyeden tesviye olunmak üzere mükemmel harik tulumbalarıle kova ve kanca ve balta gibi itfayi harika mahsus alat ve edevat bulundurulacaktır. Muvazzaf tulumbacısı olmıyan yerlerde devairi belediyeden yevmiye ve birer çift nanı aziz (ekmek) verilmek üzere mikdarı kati tulumbacı istihdam olunacaktır. İkinci Madde: Harik ve kova ve harikin suhuletle sirayetine sebep olacak talaş ve ot ve saman gibi mevaddın münasebetsiz yerlerde bulundurulmamasına ve mutbah ve ocak bacalarıyla soba borularının tethir ettirilmesine belediye memurini tarafından mütemadiyen dikkat ve nezaret olunacaktır. Üçüncü Madde: Ocak süpürücülerin alet ve edavatı muntazam olmak ve bunlar mahallatı evkatı muayyenede dolaşmak üzere tahtı intizama alınacak ve hane ve ebniyei 7 Metnin transkripsiyonu Sarkis Karakoç'un eserinden aynen alınmıştır.
172 Çağdaş Yerel Yönetimler, 8 (3) Temmuz 1999 saire bacalariyle su borularının miyat ile tathir olunması için şehremanetince lazım gelen tedabir ittihaz olunacaktır. Dördüncü Madde: Harik vukua gelmemesi için hane ve sair ebniyede sakin olanlar arasından ittihazı lazımgelen tedabiri ihtiyatiyeye ve harik vukuunda sürati itfası emrinde memurin tarafından ittihazı iktiza eden usül ve tedabire dair şehremanetince bir talimat layihası kaleme alınarak lieciiltetkik babıaliye takdim kılınacaktır. Beşinci Madde: Harik zuhur eden hane ve ebniyei sairenin derunünde sakin olanlardan icab edenler ve haklarında şüphe hasıl olan hariçten sair kimseler tahtı isticvaba alınıp harika sebep olan şahsın tebeyyün etdirilerek harikin gerek dahilen ve gerek haricen kasten ve ligarazin ika olunduğuna emare göründüğü halde o şahıs hakkında takibatı kanuniye icra olunmak üzere canibi zabıtadan tanzim olunacak zabıt varakalarile müddei umumiliklere beyanı halolunacakdır. Altıncı Madde: Mutbah ve soba baca ve boruları kurumlarının izale olunmadığı bilmuayene tebeyyün eylediği halde ashabından veya müstecirlerinden bir mecididen beş mecidiye kadar cezayı nakdi alınacğı gibi mezkı1r kurumların izale olunmamasından dolayı baca tutuştuğu halde bundan harik vukua gelsin gelmesin eshabından veya müstecirlerinden kezalik bir mecididen beş mecidiye kadar cezayı naktı ahzolunacak ve işbu cezayı naktııer harik iane sandıklarına ait olacaktır. Yedinci Madde: bir mahalde gaz ve sair mevaddı müşteilenin lüzumundan ziyade bulundurulmasından ve layıkı vechile hıfzına itina olunmamasından harik zuhur eder ise o mahaııin sahibi veya müsteciri kanunen mes'ul tutulmak üzere canibi zabıtadan tanzim olunacak zabıt varakasıle müddeiumumiliklere ve taşralarda mahalli mahkemesine beyanı halolunacaktır. Sekizinci Madde: Tehi kalan hane ve mesakini saireyi esbabı harikden muhafazaya ashabı mecbur olacak ve bu maku/e yerlere mahalle imam ve muhtarlarile bekçileri ve muteberanı ahaiii mahaııe nezaret edecek ve bir güna hali tehlike hisseyledikleri takdirde hükümetçe iktizasına bakılmak üzere zabıtaya ihbarı keyfiyet edeceklerdir. 25 Cemazİülaber 1308 ve 24 Kanunusanİ 1306 (6 Şubat 1891)