Ders : 11 Konu: Kıyamet Alâmetleri ve Ahiret Hayatının Devreleri (2)

Benzer belgeler
Ders : 11 Konu: Kıyamet Alâmetleri ve Ahiret Hayatının Devreleri (2)

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Ders : 11 Konu: Kıyamet Alâmetleri ve Ahiret Hayatının Devreleri (2)

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

Yarışıyorlarkoşuyorlar

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

IGMG EV SOHBETLERİ DERSLERİ

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

EV SOHBETLERİ. (Allah) her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir. (Furkan, 25:2)

Îman, Küfür ve Tekfir 2

IGMG Ev Sohbeti AT. Ders : 5 Konu: DERS MELEKLERE İMAN

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

Peygamberlerin Kur an da Geçen Duaları

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

IGMG Ev Sohbeti. IGMG Ev sohbeti 1

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Bazı Âyetlerin Anlamları ile İlgili Mülahazalar

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

Ders : 57 Konu: Şeytanla Mücadele

EV SOHBETİ DERSLERİ. Ders: 9 Konu: Âhiret Gününe İman

ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ك ت ب ع ل ي ك م الص ي ام ك م ا ك ت ب ع ل ى ال ذ ين م ن ق ب ل ك م ل ع ل ك م ت ت ق ون

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70.

Erdemli Bir Toplum için Müslüman Sıfatlarına Sahip Olabilmek

Konulu Tefsir Metodu Bir Usûl Sayılabilir mi ve Bunun Kur an ı Anlamaya Katkısı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

IGMG EV SOHBETLERİ DERSLERİ

KALEM SURESİ. Nuzul Ortamı: Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MEKKE. Nüzul Sırası 7 NÜZUL YERİ KALEM SURESİ. Nuzul Sıra 7.

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Kur ân da Fert Aile ve Toplum Ahlâkı Gönderen Kadir Hatipoglu - Temmuz :39:53

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

EV SOHBETLERİ DERS: 7 KONU: PEYGAMBERLERE İMAN. A) Peygamber (Resȗl-Nebî) Ne Demektir?

NASIL BİR ALLAH A İMAN EDİYORUZ?

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون

Kur an-ı Kerim den Seçme Metinler

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

YAHUDİLER ARALARINDA İMAN SAHİPLERİ ÇOK AZDIR

İSLÂM VE BARIŞ 1. "Onlara(cennetliklere) merhametli Rabbin söylediği selâm vardır" (Yâsîn, 36/58)

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

93. SOHBET Kur an ın ve Sünnetin Işığında Zengin ve Fakirin İmtihanı

PEYGAMBERİ SIRTINDA TAŞIYAN HZ. TALHA b. UBEYDULLAH (Radıyallahu anh)

تلقني أصول العقيدة العامة

MÜNAFIKLARIN VASIFLARI MÜNAFIKLARIN VASIFLARI. Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab (rh.a)

Transkript:

Ders : 11 Konu: Kıyamet Alâmetleri ve Ahiret Hayatının Devreleri (2) 1. Hesap ve Sual İnsanlara defterleri takdim edildiğinde görecekler ki, yazılmamış hiç bir amellerinin kalmadığını görecekler. Bundan sonra da bu amellerinin hesabı sorulacaktır. Bu durum Kur an-ı Kerim de şöyle anlatılmaktadır: و و ض ع ال ك ت اب ف ت ر ى ال م ج ر م ين م ش ف ق ين م م ا ف يه و ي ق ول ون ي ا و ي ل ت ن ا م ال ه ذ ا ال ك ت اب ل ي غ اد ر ص غ ير ة و ل ك ب ير ة إ ل أ ح ص اه ا و و ج د وا م ا ع م ل وا ح اض ر ا و ل ي ظ ل م ر ب ك أ ح د ا Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. "Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!" BöyIece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez. (Kehf, 18:49) Hesap gününde amel defterlerinin dışında insanların kendi azaları da konuşturulacaktır. Âyet-i kerîmede buna şu şekilde işaret buyurulmaktadır: ال ي و م ن خ ت م ع ل ى أ ف و اه ه م و ت ك ل م ن ا أ ي د يه م و ت ش ه د أ ر ج ل ه م ب م ا ك ان وا ي ك س ب و ن O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder. (Yasîn, 36:65) Zerre kadar hayır işleyenin mükâfatı, kötülük işleyenin de cezası tesbit edilecek bu günde hiçbir adaletsizlik olmayacaktır. ف م ن ي ع م ل م ث ق ال ذ ر ة خ ي ر ا ي ر ه و م ن ي ع م ل م ث ق ال ذ ر ة ش ر ا ي ر ه Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür. (Zilzal, 99:7-8) Bu sorgu ve sual gününde insana şu beş şey sorulacaktır: ع ن أ ب ي ب ر ز ة ا ل س ل م ي ق ال ق ال ر س ول الل ه ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م ل ت ز ول ق د م ا ع ب د ي و م ال ق ي ام ة ح ت ى ي س أ ل ع ن ع م ر ه ف يم ا أ ف ن اه و ع ن ع ل م ه ف يم ف ع ل و ع ن م ال ه م ن أ ي ن اك ت س ب ه و ف يم أ ن ف ق ه و ع ن ج س م ه ف يم أ ب ل ه Ebu Berze el-eslemî (r.a.) den: Peygamber Efendimiz (a.s.) buyuruyor ki; Ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle nasıl amel ettiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, bedenini nerede yaşlandırdığından soruluncaya kadar kulun ayağı hesap yerinden ayrılamaz. (Tirmizî, Hesap, 8/443, H. No: 2341) Allah (c.c.), insanları aracısız olarak sorgulayacak ve hesaba çekecektir. Müminler bu sorulara kolayca cevap verirken, kâfirler elbette cevap veremeyeceklerdir. 2. Mizan: Mizan, sözlükte terazi anlamına gelir. Dinimizde ise, âhirette hesaptan sonra herkesin amellerinin tartılacağı ve mahiyeti Allah tarafından bilinen ilâhî adalet ölçüsüdür. Tartıda iyilikleri kötülüklerinden ağır gelenler kurtuluşa erecekler, hafif gelenler ise cezaya çarptırılacaklardır. Cezaya çarptırılacakların IGMG Ev Sohbetleri 1

içinde bulunan müminler, işledikleri suçun karşılığı olan cezalarını çektikten sonra cennete gireceklerdir. Mizan anlatan Kur an âyetlerinden biri şöyledir: و ن ض ع ال م و از ين ال ق س ط ل ي و م ال ق ي ام ة ف ل ت ظ ل م ن ف س ش ي ئ ا و إ ن ك ان م ث ق ال ح ب ة م ن خ ر د ل أ ت ي ن ا ب ه ا و ك ف ى ب ن ا ح اس ب ين Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz. (Enbiya, 21:47) Yüksek uçan gönül yorulur birgün Mizan terazisi kurulur birgün Herkesin ettiği sorulur birgün Döner mi yarabbi dil yavaş yavaş (Aşık Meslekî) 3. Sırat: Sırat cehennemin üzerine uzatılmış bir yoldur. Herkes bu yoldan geçecektir. İnsanlar dünyadaki amellerine göre bu yolu katedecekler. Müminler de hayırlı amllerinin derecesine göre, sür atle, yürüyerek veya sürünerek geçecekler. Ama inanmayanlar bir şekilde ayakları sürçecek ve cehenneme düşeceklerdir. ع ن ال م غ ير ة ب ن ش ع ب ة ق ال ق ال ر س ول الل ه ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م ش ع ار ال م ؤ م ن ع ل ى الص ر اط ر ب س ل م س ل م Mugîre b. Şu be (r.a.) den: Peygamber Efendimiz (a.s.) buyurduki: Sırat köprüsündeki müminin duası hep Rabbim beni selamete erdir olacaktır. (Tirmizî, Sırat, H. No: 2356) Sırat kıldan incedir Kılıçtan keskincedir Varıp anın üstüne Evler yapasım gelir (Yunus Emre) 4. Havuz: Kıyamet gününde müminlerin tatlı ve berrak sularından içeciği ve peygamberlere Allah tarafından ihsan edileceği bildirilen havuzlar olacaktır. Örneğin Peygamber Efendimiz (a.s.) a verilecek havuzun Kevser olduğunu Kur an-ı Kerim den öğreniyoruz: إ ن ا أ ع ط ي ن اك ال ك و ث ر (Resulum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. (Kevser, 108:1) ع ن أ ن س ب ن م ال ك أ ن ر س ول الل ه ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م ق ال إ ن ف ي ح و ض ي م ن ا ل ب ار يق ب ع د د ن ج و م الس م اء Enes b. Malik (r.a.) den: Peygamber Efendimiz (a.s.) buyurdu ki: Benim havuzumun başında gökteki yıldızların sayısınca ibrik olacaktır. (Tirmizi, Havuz, H. No: 2366) IGMG Ev Sohbetleri 2

ع ن س م ر ة ق ال ق ال ر س ول الل ه ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م إ ن ل ك ل ن ب ي ح و ض ا و إ ن ه م ي ت ب اه و ن أ ي ه م أ ك ث ر و ار د ة و إ ن ي أ ر ج و أ ن أ ك ون أ ك ث ر ه م و ار د ة Semüre (r.a.) den: Peygamber Efendimiz (a.s.) şöyle buyurdu: Her peygamberin bir havuzu vardır ve her kes bu havuzlardan içenlerin çokluğu ile övünür. Ben benim hazumdan içenlerin daha çok olacağını umuyorum. (Tirmizî, Havuz, H.No: 2367) 5. Şefaat: Ehl-i sünnet inancına göre, Allah ın izni ile âhirette peygamberler şefaat edeceklerdir. Şefaat, günahı olan müminlerin affedilmeleri, günahı olmayanların da daha yüce makamlara erişmeleri için, peygamberlerin veya Allah katında derecesi yüksek olanların Allah a yalvarmaları ve dua etmeleri demektir. Dolayısı ile kâfir ve münafıklara şefaat söz konusu olmayacaktır. Şefaatin varlığı hakkında şu âyetler ve hadis-i şerif bize bir fikir vermektedir: م ن ذ ا ال ذ ي ي ش ف ع ع ند ه إ ل ب إ ذ ن ه İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? (Bakara, 2:255) ي ع ل م م ا ب ي ن أ ي د يه م و م ا خ ل ف ه م و ل ي ش ف ع ون إ ل ل م ن ار ت ض ى و ه م م ن خ ش ي ت ه م ش ف ق ون Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler! (Enbiya, 21:28) ع ن أ ن س ب ن م ال ك ع ن الن ب ي ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م ق ال ش ف اع ت ي ل ه ل ال ك ب ائ ر م ن أ م ت ي Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir". (Ebû Dâvûd, "Sünnet", 21, H. No: 4114) Bu genel şefaatin dışında bir de Peygamber Efendimiz (a.s.) ın adıa şefaat-i uzma=en büyük şefaat ı vardır ki, Kur an-ı Kerim deki Makam-ı Mahmȗd şefaatidir: و م ن الل ي ل ف ت ه ج د ب ه ن اف ل ة ل ك ع س ى أ ن ي ب ع ث ك ر ب ك م ق ام ا م ح م ود ا Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin. (İsra, 17:79) (Buhari, Sȗre-i Benî İsrail, Bab, 209, H. 79) Ancak müslümanlar şefaate güvenerek dinin gereklerini terketmemeli, şefaate lâyık olmak için çalışıp çabalamalıdırlar. 6. A raf: A raf, dağ ve tepenin zirve kısımları anlamına gelir. Dinimizde ise, cennetle cehennemin arasında bulunan sûrun ve yüksek kısmın adıdır. A raf ve ve a rafta kalacak insanlarla alakalı olarak âlimlerimizin farklı görüşleri vardır. a) Herhangi bir peygamberin tebliğ ve davetini duymadan ölen insanlarla, müşriklerin mükellef olmadan ölen çocukları. b) İyi ve kötü amelleri eşit olan müminlerdir. Bunlar cennete girmeden önce cennetle cehennem arasında bir süre bekletilecekler; sonra Allah ın lütfu ile cennete gireceklerdir. Şu âyetler bize bu sahneleri anlatmaktadır: IGMG Ev Sohbetleri 3

و ب ي ن ه م ا ح ج اب و ع ل ى ا ل ع ر اف ر ج ال ي ع ر ف ون ك ل ب س يم اه م و ن اد و ا أ ص ح اب ال ج ن ة أ ن س ل م ع ل ي ك م ل م ي د خ ل وه ا و ه م ي ط م ع ون و إ ذ ا ص ر ف ت أ ب ص ار ه م ت ل ق اء أ ص ح اب الن ار ق ال وا ر ب ن ا م ع ال ق و م الظ ال م ين ل ت ج ع ل ن ا İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: "Selam size!" diye seslenirler. Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de: Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma! derler. (A raf, 7:46-47) 7. Cehennem: Cehennem kelimesi sözlükte derin kuyu manasına gelir. Dinimiz literatüründe ise, âhirette kâfirlerin süresiz ve ebedî, günahkâr müminlerin de günahları nisbetinde cezalarını çekmek üzere girip kalacakları azap yeridir. Kur an-ı Kerim de cehennem anlamında bir çok kelime kullanılmıştır: Cehennem (derin kuyu), nâr (ateş), cahîm (son derece büyük, alevleri kat kat yükselen ateş), hâviye (düşenlerin çoğunun geri dönmediği uçurum), saîr (çılgın ateş ve alev), lezâ (dumansız ve katıksız alev), sakar (ateş), hutame (obur ve kızgın ateş) gibi. Cehennemin dehşeti ile ilgili Kur an da bir çok tasvirler gelmiştir: Suçlular cehenneme vardıklarında, cehennem onlara büyük kıvılcımlar saçar: إ ن ه ا ت ر م ي ب ش ر ر ك ال ق ص ر ك أ ن ه ج م ال ت ص ف ر O, saray gibi kocaman kıvılcım saçar. Her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir. (Mürselat, 77:32-33) Uzaktan gözüktüğünde kaynaması ve uğultusu işitilir : إ ذ ا ر أ ت ه م م ن م ك ان ب ع يد س م ع وا ل ه ا ت غ ي ظ ا و ز ف ير ا Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler. (Furkan, 25:12) Zindan olduğu anlatılan cehennem: ع س ى ر ب ك م أ ن ي ر ح م ك م و إ ن ع دت م ع د ن ا و ج ع ل ن ا ج ه ن م ل ل ك اف ر ين ح ص ير ا Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kafirler için bir hapishane yaptık. (İsra, 17:8) Ateşten örtü ve yatakları olan cehennem: ل ه م م ن ج ه ن م م ه اد و م ن ف و ق ه م غ و اش و ك ذ ل ك ن ج ز ي الظ ال م ين Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler vardır. İşte zalimleri böyle cezalandırırız! (A raf, 7:41) Yüzleri dağlayan ve yakan cehennem: س ر اب يل ه م م ن ق ط ر ان و ت غ ش ى و ج وه ه م الن ار Onların gömlekleri katrandandır, yüzlerini de ateş bürümektedir. (İbrahim, 14:50) ت ل ف ح و ج وه ه م الن ار و ه م ف يه ا ك ال ح ون IGMG Ev Sohbetleri 4

Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar. (Mü minȗn, 23:104) Deriyi soyup kavuran cehennem: ز اع ة ل لش و ى Derileri kavurup soyar. (Mearic, 70:16) Yüreklere çöken cehennem: ال ت ي ت ط ل ع ع ل ى ا ل ف ئ د ة (Yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkar. (Hümeze, 104:7) Kızgın ateş dolu bir çukur olan cehennem: ف أ م ه ه او ي ة و م ا أ د ر اك م ا ه ي ه ن ار ح ام ي ة İşte onun anası (yeri, yurdu) Haviye'dir. Nedir o (Haviye) bilir misin? Kızgın ateş! (Karia, 101:9-11) Yakıtı insanlarla taşlar olan cehennem: ي ا أ ي ه ا ال ذ ين آم ن وا ق وا أ نف س ك م و أ ه ل يك م ن ار ا و ق ود ه ا الن اس و ال ح ج ار ة ع ل ي ه ا م ل ئ ك ة غ ل ظ ش د ا د ل ي ع ص ون الل ه م ا أ م ر ه م و ي ف ع ل ون م ا ي ؤ م ر ون Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır. (Tahrim, 66:6) İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serin ve hoş olmayan bir kara dumanın gölgesinde bulunacak cehennem: ف ي س م وم و ح م يم و ظ ل م ن ي ح م و م ل ب ار د و ل ك ر ي م İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, kapkara dumandan bir gölge altındadırlar; serin ve hoş olmayan. (Vâkıa, 56:42-44) Derileri yakan, her yanışında, azabı tatmaları için başka deri ile değiştiren cehennem: إ ن ال ذ ين ك ف ر وا ب آي ات ن ا س و ف ن ص ل يه م ن ار ا ك ل م ا ن ض ج ت ج ل ود ه م ب د ل ن اه م ج ل ود ا غ ي ر ه ا ل ي ذ وق وا ال ع ذ اب إ ن الل ه ك ان ع ز يز ا ح ك يم ا Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakimdir. (Nisa, 4:56) Yiyeyceği zakkum ağacı, içecekleri kaynar su ve irin olan cehennem: ل ك ل ون م ن ش ج ر م ن ز ق وم Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz. (Vakıa, 56:52) ف ش ار ب ون ع ل ي ه م ن ال ح م يم Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz. (Vakıa, 56:54) Allah'ı dünyada tanımayan inkârcılar Allah ın merhametinden mahrum kalacaklardır. Günahkâr müminler ise, azaplarını çektikten sonra cennete gireceklerdir. Şu âyet ve hadis-i şerifte olduğu gibi: إ ن ال ذ ين ك ف ر وا و ظ ل م وا ل م ي ك ن الل ه ل ي غ ف ر ل ه م و ل ل ي ه د ي ه م ط ر يق ا IGMG Ev Sohbetleri 5

İnkar edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir. (Nisa, 4:168) ي خ ر ج ق و م م ن الن ار ب ع د م ا م س ه م م ن ه ا س ف ع ف ي د خ ل ون الج ن ة ف ي س م يه م أ ه ل الج ن ة : الج ه ن م ي ين. İnsanların bir kısmı cehennemde bir miktar kaldıktan sonra çıkacaklar ve cennete gireceklerdir. Cennet ehli bunları cehennemîler diye isimlendireceklerdir. (Buhari, Sıfatu l Cenneti ve n-nâr, H. No: 6074) Âhiret hayatının her devresinde olduğu gibi insan, cehennem azabını hem ruh hem de bedeni ile birlikte çekecektir. Ancak cehennem hayatında anlatılan, acılar, ıstıraplar, azaplar ve ateşler bu dünyadakilerin aynısı değildir. Bunların da iç yüzünü sadece Allah bilir; insanlar bilemezler. 8. Cennet: Cennet kelimesi, "bahçe, bitki ve sık ağaçlarla örtülü yer" anlamına gelir. Dinimizde ise, "çeşitli nimetlerle bezenmiş olan ve müminlerin içinde ebedî olarak kalacakları âhiret yurdu"nun adıdır. Cennet ve cennetteki hayat sonsuzdur. Kur an-ı Kerim de cenneti anlatan bir çok kelime zikredilmiştir. Bunlarcennetin katları veya içinde bulunan nimetleri anlatan tabirlerdir. Şöyle ki: Cennetü'l-me'vâ (şehid ve müminlerin barınağı ve konağı olan cennet), cennet-i adn (ikamet ve ebedîlik cenneti), dârü'l-huld (ebedîlik yurdu), firdevs (her şeyi kapsayan cennet bahçesi), dârü's-selâm (esenlik yurdu), dârü'lmukâme (ebedî kalınacak yer), cennâtü'n-naîm (nimetlerle dolu cennetler), elmakâmü'l-emîn (güvenli makam). Cenneti anlatan âyetler, onun bazı özelliklerini bize takdim ediyor: Genişliği göklerle yer kadar olan cennet: و س ار ع وا إ ل ى م غ ف ر ة م ن ر ب ك م و ج ن ة ع ر ض ه ا الس م او ات و ا ل ر ض أ ع د ت ل ل م ت ق ي ن Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! (Al-i İmran, 3:133) Yakıcı sıcağın da dondurucu soğuğun da görülmeyeceği bir yer: م ت ك ئ ين ف يه ا ع ل ى ا ل ر ائ ك ل ي ر و ن ف يه ا ش م س ا و ل ز م ه ر ير ا Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk. (İnsan, 76:13) Temiz su, tadı bozulmayan süt ve süzme bal ırmaklarının yer aldığı cennet: م ث ل ال ج ن ة ال ت ي و ع د ال م ت ق ون ف يه ا أ ن ه ار م ن م اء غ ي ر آس ن و أ ن ه ار م ن ل ب ن ل م ي ت غ ي ر ط ع م ه و أ ن ه ا ر م ن خ م ر ل ذ ة ل لش ار ب ين و أ ن ه ار م ن ع س ل م ص ف ى و ل ه م ف يه ا م ن ك ل الث م ر ات و م غ ف ر ة م ن ر ب ه م ك م ن ه و خ ال د ف ي الن ار و س ق وا م اء ح م يم ا ف ق ط ع أ م ع اء ه م Müttakilere vadolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedi kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu? (Muhammed, 47:15) Suyu zencefille kokulandırılmış tatlı su pınarı (selsebîl): IGMG Ev Sohbetleri 6

ع ي ن ا ف يه ا ت س م ى س ل س ب ي ل (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir. (İnsan, 76:18) Sonu misk kokusu bırakan bir içecek olan cennet: ي س ق و ن م ن ر ح يق م خ ت و م خ ت ام ه م س ك و ف ي ذ ل ك ف ل ي ت ن اف س ال م ت ن اف س و ن Kendilerine mühürlü halis bir içki sunulur. Onun içiminin sonunda misk kokusu vardır. İşte yarışanlar ancak onda yarışsınlar. (Mutaffifîn, 83:25-26) İçeceği baş ağrıtmayan, sarhoş etmeyen, içenlere zevk veren ve bembeyaz bir kaynaktan çıkan cennet: ي ط اف ع ل ي ه م ب ك أ س م ن م ع ين ب ي ض اء ل ذ ة ل لش ار ب ين ل ف يه ا غ و ل و ل ه م ع ن ه ا ي نز ف و ن Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır. Berraktır, içenlere lezzet verir. O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar. (Sâffât 37:45-47) İçildiği zaman sarhoş etmediği gibi ne baş dönmesi yapar, ne günah işlemeye iter, ne de saçmalatır: ل ي ص د ع ون ع ن ه ا و ل ي نز ف ون Bu şaraptan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir. (Vakıa, 56:19) ي ت ن از ع ون ف يه ا ك أ س ا ل ل غ و ف يه ا و ل ت أ ث يم Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme. (Tȗr, 52:23) Türlü meyveler, hurmalıklar, nar ağaçları, bağlar, dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları ve çeşit çeşit kut etleri bulunan cennetler: ف يه م ا ف اك ه ة و ن خ ل و ر م ان İkisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardır. (Rahmân, 55:68) ح د ائ ق و أ ع ن اب ا Bahçeler, bağlar, (Nebe, 78:32) ف ي س د ر م خ ض ود و ط ل ح م نض و د Düzgün kiraz ağacı, meyveleri salkım salkım dizili muz ağaçları, (Vakıa, 56:28-29) و ل ح م ط ي ر م م ا ي ش ت ه ون Canlarının çektiği kuş etleri, (Vakıa, 56:21) İçindekilerin elbiselerinin ince ve kalın halis ipekten olduğu cennetler: أ ول ئ ك ل ه م ج ن ات ع د ن ت ج ر ي م ن ت ح ت ه م ا ل ن ه ار ي ح ل و ن ف يه ا م ن أ س او ر م ن ذ ه ب و ي ل ب س ون ث ي اب ا خ ض ر ا م ن س ند س و إ س ت ب ر ق م ت ك ئ ين ف يه ا ع ل ى ا ل ر ائ ك ن ع م الث و اب و ح س ن ت م ر ت ف ق ا İşte onlara, alt taraflarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler; ince ve kalın dibadan yeşil elbiseler giyecekler. Ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri! (Kehf, 18:31) IGMG Ev Sohbetleri 7

ع ال ي ه م ث ي اب س ند س خ ض ر و إ س ت ب ر ق و ح ل وا أ س او ر م ن ف ض ة و س ق اه م ر ب ه م ش ر اب ا ط ه ور ا Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır; gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir. (İnsan, 76:21) Altlarından ırmaklar akan, üst üste bina edilmiş köşklerle dolu cennetler: ل ك ن ال ذ ين ات ق و ا ر ب ه م ل ه م غ ر ف م ن ف و ق ه ا غ ر ف م ب ن ي ة ت ج ر ي م ن ت ح ت ه ا ا ل ن ه ار و ع د الل ه ل ي خ ل ف الل ه ال م يع اد Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz. (Zümer,39:20) Cennetliklerin hem kendileri hem de eşleri cennetin gölgelerinde tahtları üzerine kurulup otururlar: ه م و أ ز و اج ه م ف ي ظ ل ل ع ل ى ا ل ر ائ ك م ت ك ئ ون Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar. (Yasîn, 36:56) Allah tarafından kalplerinden kin sökülüp atılmış olan cennetlikler, kardeşler halinde, karşı karşıya tahtları üzerinde otururlar. Orada bunlara hiçbir yorgunluk ve zahmet yoktur: و ن ز ع ن ا م ا ف ي ص د ور ه م م ن غ ل إ خ و ان ا ع ل ى س ر ر م ت ق اب ل ين ل ي م س ه م ف يه ا ن ص ب و م ا ه م م ن ه ا ب م خ ر ج ين Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar. Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çıkarılmayacaklardır. (Hicr, 15:47-48) Cennet nimetlerinin insan akıl ve hayalinin alamayacağı güzellikte olduğunu Hz. Peygamber bir hadis-i kutsîde şöyle beyan buyurmuştur: ع ن أ ب ي ه ر ي ر ة ع ن الن ب ي ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م ق ال ق ال الل ه ع ز و ج ل أ ع د د ت ل عب اد ي الص ال ح ين م ا ل ع ي ن ر أ ت و ل أ ذ ن س م ع ت و ل خ ط ر ع ل ى ق ل ب ب ش ر م ص د اق ذ ل ك ف ي ك ت اب الل ه. "Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: Sâlih kullarım için ben, cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve insanın kalbinden bile geçmeyen nice nimetler hazırladım". (Müslim, "Cennet", 1, H. No: 5050) Cennet nimetlerinin en büyüğü Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve Allah'ı görmektir. Kur'an-ı Kerim de şöyle buyurulmuştur: و ع د الل ه ال م ؤ م ن ين و ال م ؤ م ن ات ج ن ات ت ج ر ي م ن ت ح ت ه ا ا ل ن ه ار خ ال د ين ف يه ا و م س اك ن ط ي ب ة ف ي ج ن ات ع د ن و ر ض و ان م ن الل ه أ ك ب ر ذ ل ك ه و ال ف و ز ال ع ظ يم Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetti. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur. (Tevbe, 9:72) Allah ın âhirette görülmesi olayı önemlidir. Bizim inancımız, müminler âhirette cennete girdikten sonra Allah ı göreceklerdir. Bu görmenini mahiyeti IGMG Ev Sohbetleri 8

bilinmemekle beraber, Allah ı görmek için dünyadaki varlıkları görmeyi sağlayacak zorunlu şartlara ihtiyaç olmayacaktır. Kur an-ı Kerim de, و ج وه ي و م ئ ذ ن اض ر ة إ ل ى ر ب ه ا ن اظ ر ة Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır. Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir). (Kıyame, 75:23) buyurulmuş ve âhirette müminlerin Allah ı görecekleri haberi verilmiştir. ع ن ج ر ير ب ن ع ب د الل ه ال ب ج ل ي ق ال ك ن ا ج ل وس ا ع ن د الن ب ي ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م ف ن ظ ر إ ل ى ال ق م ر ل ي ل ة ال ب د ر ف ق ال إ ن ك م س ت ع ر ض ون ع ل ى ر ب ك م ف ت ر و ن ه ك م ا ت ر و ن ه ذ ا ال ق م ر ل ت ض ام ون ف ي ر ؤ ي ت ه Cerir b. Abdullah el-becelî (r.a.) anlatıyor: Biz Peygamber Efendimiz (a.s.) la beraberdik. Efendimiz (a.s.) bir ara dolunay halindeki aya baktı, sonra da şöyle buyurdu: Muhakkak ki siz şu ayı görüşünüz gibi, Rabbinizi de göreceksiniz. Ve o sırada izdihamdan ötürü birbirinize zarar vermiş de olmayacaksınız. (Tirmizî, Cennet, 15, H. No: 2474) ع ن أ ب ي س ع يد ال خ د ر ي ق ال ق ال ر س و ل الل ه ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م إ ن الل ه ي ق ول ل ه ل ال ج ن ة ي ا أ ه ل ال ج ن ة ف ي ق ول ون ل ب ي ك ر ب ن ا و س ع د ي ك ف ي ق ول ه ل ر ض يت م ف ي ق ول ون م ا ل ن ا ل ن ر ض ى و ق د أ ع ط ي ت ن ا م ا ل م ت ع ط أ ح د ا م ن خ ل ق ك ف ي ق ول أ ن ا أ ع ط يك م أ ف ض ل م ن ذ ل ك ق ال وا أ ي ش ي ء أ ف ض ل م ن ذ ل ك ق ال أ ح ل ع ل ي ك م ر ض و ان ي ف ل أ س خ ط ع ل ي ك م أ ب د ا Ebu Said el-hudri (r.a.) den: Peygamber Efendimiz (a.s.) buyurdular ki, Allah (c.c.), cennet ehline, Ey cennet ahalisi diye nida buyurur. Cennette yaşayanlar, hep bir ağızdan Buyur ya Rabbbi diye mukabelede bulunurlar. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, Benden razı mısınız? diye sorarlar. Onlar, Nasıl razı olmayız, mahlȗkattan hiçbirine vermediğin şeyleri bize ihsan buyurdun derler. Devamında Allahu Teâlâ, Size bundan daha efdalini vereceğim buyurur. Cennetlikler, Bundan daha efdal olan şey ne olabilir? diye sorarlar. Cenab-ı Hak, Sizden razı olacağım ve bir daha size kızmayacağım buyurdu. (Tirmizî, Cennet, 16, H. No: 2478) Dersler: 1. Gayba imanın en önemli şartlarından biri de şüphesiz âhiretin varlığına ve oradaki hallere iman etmektir. 2. Elbette bir hesap ve terazi olmalı ki, zalimler hesaplarını versinler. 3. Cennetin nimetleri ve zevkleri sonsuz, ancak Allah ı temaşa eylemek ve O nun rızasına kavuşmak zevklerin en zirvesidir. 4. Bu kısacık dünya hayatı da son derece önemlidir. Çünkü ebedi azap veya nimetler yurdu bu az sermaye ile elde edilecektir. 5. Şefaati ve Allah ı görmeyi kabul etmemek, her halde onlardan mahrum kalmaya sebep olabilir, akıllı olmak gerekir. Ödev: Cennet nimetleri ve cehennem azabı ile ilgili daha fazla bilgi için, İmam Gazzali (rhm.) ın İlahî Nizam kitabının bu bölümlerini okuynuz. IGMG Ev Sohbetleri 9