SAS A STANIS IĆ Sas a Stanis ić 1978 y l nda Do u Bosna n n Vis egrad flehrinde, Bosnal bir annenin ve S rp bir baban n çocu u olarak do du. 1992 y l nda 14 yafl nda bir çocukken S rp birliklerinin, do du u flehri iflgal etmesine tan k oldu ve birkaç hafta sonra ailesiyle birlikte Almanya ya iltica etti. 1997 y l nda liseyi bitirdikten sonra Heidelberg Üniversitesi nde Almanca ve Slavistik okumaya bafllad. Bir yandan garsonluk yaparak ö renimini finanse ederken, bir yandan da k sa hikâyeler yazd. Futbol merakl s Stanis ić Bodrumda oynad m z oyunlar bafll kl k sa hikâyesiyle 2005 y l nda Ingeborg-Bachmann Edebiyat Ödülü ne aday gösterildi. 2006 y l nda ilk roman n yay mlad : Asker Gramofonu Nas l Tamir Eder? Otobiyografik ö eler tafl yan roman büyük ilgi gördü ve aralar nda ABD, ngiltere, srail, Kore de olmak üzere birçok ülkede bas ld. Roman ayr ca 2006 y l nda Alman Kitap Ödülü nün finalistleri aras na girdi, 2008 y l nda Adelbertvon-Chamisso Ödülü nü kazand ve Graz Devlet Tiyatrosu nda sahnelendi. Stanis ić in yazd birçok k - sa hikâye edebiyat dergilerinde yay mland ve yay mlanmaya devam ediyor. lk tiyatro oyunu Go West Mart 2008 de sahneye koyuldu.
Ayr nt : 536 Edebiyat Dizisi: 157 Asker Gramofonu Nas l Tamir Eder? Sas a Stanis ić Almanca dan Çeviren Levent Bakaç Yay ma Haz rlayan Can Kurultay Kitab n Özgün Ad Wie der Soldat das Grammofon repariert 2006 Luchterhand Literaturverlag & ONK Ajans Bu kitab n Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir. Kapak Düzeni Gökçe Alper Son Okuma Gökçe Çiçek Çetin Bask ve Cilt Mart Matbaac l k Sanatlar (0 212) 321 23 00 (Pbx) Mart Plaza Merkez Mah. Ceylan Sk. No: 24 80360 Nurtepe/Kâ thane- stanbul Birinci Bas m A ustos 2009 Bask Adedi 2000 ISBN 978-975-539-546-3 SERT F KA No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Eminönü - stanbul Tel.: (0212) 512 15 00-01 - 05 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
Sas a Stanis ić Asker Gramofonu Nas l Tamir Eder?
EDEB YAT D Z S GÜLÜNES AfiKLAR/Milan Kundera Ë KALEC N N PENALTI ANINDAK END fies /Peter Handke Ë YÜZBAfiI VE KADINLAR TABURU/Mario Vargas Llosa Ë B Z/Yevgeni Zamyatin Ë KES K B R BAfi/Iris Murdoch Ë YEN TANRILAR/Alberto Vasquez-Figueroa Ë NFAZA ÇA RI/Vladimir Nabokov Ë EVET AMA, B R LOKOMOT F BU- NU YAPAB L R M BAKALIM?/Woody Allen Ë ÇALI HOROZU/Michel Tournier Ë BANYO/Jean-Philippe Toussaint Ë BALKON/Jean Genet Ë GÜNEfi MPARATORLU U/J.G. Ballard Ë BEYAZ ZENC LER/Ingvar Ambjörnsen Ë S YAH MADONNA/Doris Lessing Ë KAPANDA ÜÇ KAPLAN/G. Cabrera Infante Ë ZAMANIN KIYISINDA- K KADIN/Marge Piercy Ë ANARfi N N KISA YAZI/Hans Magnus Enzensberger Ë FOTO RAF MAK NES /Jean- Philippe Toussaint Ë GÜLÜN GÜNLÜ Ü/Ursula K. LeGuin Ë HOTEL DU LAC/Anita Brookner Ë AZ ZLER ve ÂL MLER/Terry Eagleton Ë VEDA YEME /Michel Tournier Ë ORLANDO/Virginia Woolf Ë UTANÇ B TT /Anja Meulenbelt Ë YAKIN GELECE N M TOSLARI/J. G. Ballard Ë KARANLI IN SOL EL /Ursula K. LeGuin Ë A /Iris Murdoch Ë WATT/Samuel Beckett Ë EKOTOPYA/Ernest Callenbach Ë GECEY ANLAT BANA/Djuna Barnes Ë NSAN POSTUNA BÜRÜNMÜfi KÖPEK/Ingvar Ambjörnsen Ë CUMA/Michel Tournier Ë AFROD T N BAfiKALDIRISI/Lawrence Durrell Ë GÜNDEL K MUTLULU A ALIfiMA/Anja Meulenbelt Ë MURPHY/Samuel Beckett Ë MASAL MASAL Ç NDE/Khimaira/John Barth Ë ZEN VE MOTOS KLET BAKIM SANATI/Robert M. Pirsig Ë PARFÜMÜN DANSI/Tom Robbins Ë SINIRSIZ RÜYALAR D YARI/J. G. Ballard Ë FRANSIZ TE MEN N KADINI/John Fowles Ë BEYAZ OTEL/D.M. Thomas Ë MYRA/Gore Vidal Ë DALGALAR/Virginia Woolf Ë AT- LANT K ÖTES /Witold Gombrowicz Ë HAYRANLIK/Anja Meulenbelt Ë FERDYDURKE/Witold Gombrowicz Ë MELEKLER ZAMANI/Iris Murdoch Ë PAULINA 1880/Pierre Jean Jouve Ë EfiEKARISI FABR KASI/Iain Banks Ë ROCK LANET /Iain Banks Ë KAYIP ZAMAN/Anja Meulenbelt Ë SEN Ç ME GÖMDÜM/Andrew Jolly Ë BAfi- TAN ÇIKARICININ GÜNLÜ Ü/Søren Kierkegaard Ë KONFIDENZ/Ariel Dorfman Ë ALTIN DAMLA/Michel Tournier Ë B R GAR P VAKA: MATMAZEL P./Brian O Doherty Ë NIETZSCHE A LADI INDA/Irvin D. Yalom Ë KI- ZILA AÇLAR KRALI/Michel Tournier Ë A LEDE B R ÖLÜM/James Agee Ë KUTSAL BÖLGE/Carlos Fuentes Ë KALPS Z AMANDA/Jurek Becker Ë 62-MAKET SET /Julio Cortázar Ë ÇARPIfiMA/J.G. Ballard Ë ÜÇLEME- Molloy-Malone Ölüyor-Adland r lamayan/samuel Beckett Ë DUR B R MOLA VER/Tom Robbins Ë HIRSIZIN GÜNLÜ Ü/Jean Genet Ë KÜÇÜK DE fi MLER/Marge Piercy Ë LILA/Robert M. Pirsig Ë ERG NL K YAfiI/Michel Leiris Ë AfiKSIZ L fik LER/Samuel Beckett Ë ES RGEYEN GÖKYÜZÜ/Paul Bowles Ë YALANCI JA- KOB/Jurek Becker Ë D VAN/Irvin D. Yalom Ë PORNOGRAF /Witold Gombrowicz Ë MERCIER LE CAMI- ER/Samuel Beckett Ë B R ERKE E NASIL TECAVÜZ ED L R?/Märta Tikkanen Ë BENDEN Z VE MARCO PO- LO/Paul Griffiths Ë DO MAMIfi KR STOF/Carlos Fuentes Ë RÜYA SAK NLER /Iris Murdoch Ë H Ç Ç N ME- T NLER ve Uzun Öyküler/Samuel Beckett Ë DUYGU YOLCULU U/Laurence Sterne Ë BETTY BLUE/Philippe Djian Ë A AÇKAKAN/Tom Robbins Ë ANARfi ST/Tristan Hawkins Ë BAKAKA /Witold Gombrowicz Ë PORT- NOY UN FERYADI/Philip Roth Ë 10 1/2 BÖLÜMDE DÜNYA TAR H /Julian Barnes Ë SUN TENEFFÜS/Ricardo Piglia Ë MANfi ÖTES /Julian Barnes Ë ADA/Aldous Huxley Ë GÜLÜN MUC ZES /Jean Genet Ë MÖSYÖ/Jean-Philippe Toussaint Ë Ç ÇEKLER N MERYEM ANASI/Jean Genet Ë BAfiUCU O LANI/Alison Fell Ë YARA- TIK/John Fowles Ë SEN SEVM YORUM/Julian Barnes Ë ZENC LER/Jean Genet Ë TÜNEL/Ernesto Sábato Ë KARA PRENS/Iris Murdoch Ë KARNINDAN KONUfiANIN ÖYKÜSÜ/Pauline Melville Ë TANRI NIN A ZINDAN EVREN N H KÂYES /Franco Ferrucci Ë HAYATIN VE AfiKIN YASALARI/Connie Palmen Ë KAHRAMANLAR VE MEZARLAR/Ernesto Sabato Ë KAYNAK VE ÇALI/Michel Tournier Ë CENNETE B R KOfiU/J.G. Ballard Ë D - fi ADAM/Joanna Russ Ë FLAUBERT N PAPA ANI/Julian Barnes Ë ALDATMA/Philip Roth Ë KOKA N GECE- LER /J.G. Ballard Ë ACABA NASIL?/Samuel Beckett Ë MANTISSA/John Fowles Ë KOLEKS YONCU/John Fowles Ë BENJAMIN: DAR GEÇ TTEK AYDIN/Jay Parini Ë METEORLAR/Michel Tournier Ë ARKADAfiLIK/Connie Palmen Ë AfiK VESA RE/Julian Barnes Ë S R US TAN GELEN KURBA A/Tom Robbins Ë BAYAN GULLIVER CÜCELER ÜLKES NDE/Alison Fell Ë GELECEKTEN ANILAR/William Morris Ë BEN MLE TANIfiMADAN ÖNCE/Julian Barnes Ë NG LTERE NG LTERE YE KARfiI/Julian Barnes Ë Y fi/david Lodge Ë Y T K RUHLAR IRMA I/Connie Palmen Ë TERAP /David Lodge Ë ÖLÜRKEN/Jim Crace Ë GÜZELL K HIRSI- ZLARI/Pascal Bruckner Ë SÜPER KENT/J.G. Ballard Ë SISKA BACAKLAR/Tom Robbins Ë BETON ADA/J.G. Ballard Ë LK AfiK, SON TÖRENLER/Ian McEwan Ë GILLES LE JEANNE/Michel Tournier Ë B R KOMÜN STLE EVLEND M/Philip Roth Ë KIZILDER L N N fiarkisi/james Welc Ë S NEMA MÜDAV M /Walker Percy Ë KARANLIKLARIN EFEND S /Ernesto Sabato Ë METROLAND/Julian Barnes Ë B Z NEDEN TERK ETT N SAYIN BAfiKAN?/François Vigouroux Ë DÜfiÜNCE BALONLARI/David Lodge Ë M LENYUM NSANLARI/J.G. Ballard Ë MÜNECC M KRALLAR/M. Tournier Ë BEYAZDAK KARA/Maggie Gee Ë KAYBOLUfi/G. Perec Ë HINÇ AYLARI/P. Bruckner Ë L MON MASASI/J. Barnes Ë BÜYÜCÜ/J. Fowles Ë GÜNDO UMUNA YOLCULUK/J. Barnes Ë OKLUK RP /J. Barnes Ë FISKADORO/D. Johnson Ë HAYALETLER N GÖÇÜ/P. Melville Ë ÖLEN HAYVAN/P. Roth Ë SICAK ÜLKELERDEN DÖNEN VAHfi SAKATLAR/Tom Robbins Ë PASTORAL AMER KA/P. Roth Ë ABANOZ KULE/J. Fowles Ë ARTHUR VE GEORGE/J. Barnes Ë VAHfiET SERG S /J. G. Ballard Ë V LLA MEÇHUL/Tom Robbins
Annem ve babam için / Mojim roditeljima
Bir kalp durmas yüz metreyi kaç saniyede koflar? Bir örümcek hayat n n a rl ne kadard r? Benim mahzun ihtiyar m neden gaddar nehre yazar ve tamamlanmam fll n flef yoldafl n n sihirbaz olarak nelere gücü yeter? Büyükbaba Slavko bafl m Büyükanne nin çamafl r ipiyle ölçtü, sonra bir sihirbaz flapkam oldu, kartondan sivri bir sihirbaz flapkas ve Büyükbaba Slavko dedi ki: Asl nda ben böyle bir saçmal k için henüz gencim, sense fazla büyüksün. Sar ve mavi kuyruk izleri b rakan, sar ve mavi y ld zl bir sihirbaz flapkam oldu. Y ld zlar n yan na küçük bir ayça ve iki üçgen roket kestim; roketlerden birisini Gagarin, di erini ise Büyükbaba Slavko uçuruyordu. Büyükbaba, bu flapkayla kimsenin önüne ç kmam! 7
Ç kmasan iyi edersin! Akflam nda öldü ü günün sabah, Büyükbaba Slavko ona bir daldan bir sihirbaz de ne i oydu ve flöyle dedi: fiapkada ve de nekte sihir gücü var; flapkay kafana geçirir ve de ne i sallarsan tarafs z devletlerin en güçlü yetenek sihirbaz olursun. Tito nun fikirlerine uygun ve Yugoslavya Komünistler Birli i nin tüzü üne uyumlu olmas kofluluyla birçok konuda devrim yapabilirsin. Sihirbazl k konusunda kuflkular m vard ama Büyükbaba mdan hiç kuflku duymuyordum. En de erli yetenek icat ve en büyük zenginlik hayal gücüdür dedi Büyükbabam kafama flapkay oturturken ciddi bir tav rla, bunu akl nda tut, Aleksandar ve dünyan n daha güzel olmas n tahayyül et. Bana de ne i verdi. Hiçbir konuda kuflkum kalmam flt. Ölenlerin arkas ndan arada s rada üzgün olunmas âdettendir. Bu durum bizde, pazar günü, ya mur, kahve ve Büyükanne Katarina bir araya geldi inde olur. Büyükanne o günlerde, en sevdi i, sap çatlam fl beyaz fincan ndan içece ini höpürdetirken a lar ve tüm ölüleri anarak, onlar n ölüm araya girmeden önce yapt iyilikleri hat rlar. Bugün tüm aile ve dostlar, Büyükanne deler; çünkü iki gün önce ölen Büyükbaba Slavko yu anacaklar, ben sihirli de ne imi ve flapkam tekrar bulana kadar geçici olarak ölmüfl olan Büyükbaba y. Ailemde annem, babam ve babam n kardeflleri Bora Amca ve Miki Amca henüz ölmedi. Annemin annesi Nena Fatima iyi durumda, onun yaln zca kulaklar ve dili ölü: Nena Nine top atsan duymaz ve kar ya fl kadar dilsiz. Böyle diyorlar. Gordana Teyze de henüz ölmedi; Gordana Teyze Bora Amca n n kar s ve hamile. Gordana Teyze ailenin siyah saçl lar içinde tek sar fl n ve normal insanlara k yasla dört kez daha canl oldu u, sekiz kez daha h zl yürüdü ü ve on dört kez daha çabuk konufltu u için herkes ona Rüzgâr diyor. Tuvaletten lavaboya kadar olan mesafeyi bile koflarak geçiyor ve dükkân kasas nda, kasiyer daha tufllara basmaya f rsat bulamadan her fleyi hesaplay veriyor. Herkes Büyükbaba Slavko öldü diye Büyükanne ye geldi; ama 8
hepsi Rüzgâr Teyze nin karn ndaki hayat hakk nda konufluyor. Hiç kimse bebe in pazar günü, en geç pazartesi günü gelece inden flüphe duymuyor. Aylarca erken ama dokuzuncu ay kadar haz r. Bebe- e Speedy Gonzales isminin verilmesini öneriyorum. Rüzgâr Teyze sar buklelerini iki yana sall yor: Bizmeksikal m y z? K zolacakfarede il! Ad emaolacak. Erkek olursa Slavko diye ekliyor Bora Amca sessizce. Bugün siyahlara bürünmüfl olarak, Büyükanne Katarina n n kahvesini içen ve Carl Lewis Tokyo da dünya rekorunu tam k rd - s rada Büyükbaba n n oturmakta oldu u kanepeyi ürkek bak fllarla süzen herkes, Büyükbaba Slavko ya karfl büyük ve her yeri kaplayan bir sevgi besliyor. Büyükbaba 9,86 saniyede öldü; kalbi Carl Lewis ile kafa kafaya bir yar fl ç kard. Kalp durdu unda Carl deli gibi kofluyordu. Büyükbaba nefes alamad ve Carl kollar n havaya kald rarak omuzlar n n üstüne bir Amerikan bayra att. Yas misafirleri yanlar nda çikolatal flekerlemeler, küp fleker, konyak ve flnaps* getiriyor, Büyükanne nin yas n tatl larla hafifletmek isterken, kendilerininkini yok etmek için içiyorlar. Erkek yas t rafl losyonu kokuyor ve mutfakta küçük topluluklar halinde sarhofl olmakla meflgul. Kad n yas Büyükanne yle birlikte oturma odas ndaki masan n etraf na oturmufl, Rüzgâr Teyze nin karn ndaki yeni hayat için isim önerilerinde bulunuyor ve ilk aylardaki en s hhatli uyku pozisyonu üzerine tart fl yor. Büyükbaba n n ismi telaffuz edildi inde, kad nlar pasta keserek birbirlerine ikram ediyor. Kahveye fleker at p, oyuncak gibi gözüken kafl klarla fincanlar n kar flt r yor. Kad nlar pastaya sürekli övgü düzüyor. Büyüknine Mileva ve Büyükdede Nikola burada de il; çünkü o ullar do du u yerde gömülmek üzere onlar n yan na, Veletovo ya gönderiliyor. Bunun niçin böyle oldu unu bilmiyorum. nsan hayatta s kça ve severek bulundu u yerde ölü olabilmeli. Babam atölye ad n verdi i ve neredeyse hiç terk etmedi i bodrumumuzda, tuval ve f rçalar n n aras nda. Büyükanne nerede olursa olsun, * Alkol oran yüksek içki. (ç.n.) 9
yeter ki komflular da orada bulunsun ve kahveyle çikolatal flekerleme yoklu u çekilmesin. Büyüknine ve Büyükdede, Veletovo daki erik a açlar n n alt nda. Annemin s kça ve severek bulundu u yer neresiydi? Büyükbaba Slavko en iyi hikâyelerin içinde veya parti bürosunun çat s alt nda. Belki iki gün daha Büyükbaba s zl a dayanabilirim; o zamana kadar sihirbazl k gereçlerim nas l olsa ortaya ç kar. Büyüknine yi ve Büyükdede yi tekrar görece ime seviniyorum. Bildim bileli hiç tatl kokmad lar ve yaklafl k olarak yüz elli yafl ndalar. Buna ra men ailede en az onlar ölü ve en çok onlar hayatta. Rüzgâr Teyze hariç tabii; ama o say lmaz çünkü o insanlar aras nda de il, do al felaketler aras nda yer al yor ve k ç nda bir pervane var. Bora Amca bazen böyle diyor ve do al felaketin s rt n öpüyor. Bora Amca, Büyüknine ve Büyükdede min yafllar a rl nda. Büyükbaba n n kocaman kalbi dünyan n en h zl hastal na yakaland n n akflam nda, sensiz ne yapar m, yaln z bafl ma olmak istemiyorum, Slavko, Slavko m benim, yaz k bana diye s zlan p yak nsa da, ailemde Büyükanne Katarina da henüz ölmedi. Büyükbaba n n ölümünden çok, Büyükanne nin coflkulu, yo un kederinden korkuyordum: Ben flimdi yaln z nas l yaflar m! Büyükanne gö sünü yumrukluyor ve Büyükbaba n n ayaklar n n dibinde, hayatta olmamak için yalvar yordu. Ben h zl ama zor nefes alabiliyordum. Büyükanne o kadar zay ft ki, vücudunun yerde çok yumuflak oldu unu düflündüm, yumuflak ve yuvarlak. Televizyonda uzun boylu bir kad n kumun içine atlad ve bunu yapt na sevindi. Büyükanne Büyükbaba n n ayaklar n n dibinde komflular ça r - yordu. Komflular Büyükbaba n n gömle inin dü melerini açt ; Büyükbaba n n gözlü ü yana kayd, a z yamuldu. Ne yapaca m kestiremedi im zamanlarda yapt m üzere makasla küçük fleyler kesiyordum: sihirbaz flapkam için y ld zlar. Bir ölüm olay n henüz yaflam fl olmama, korkular ma karfl n Büyükanne nin televizyonun üzerinde duran porselen köpe inin devrildi ini ve akflam yeme inden kalan tabaklar n, bal k k lç klar içinde olmak üzere dantel ma- 10
sa örtüsünün üzerinde durdu unu gördüm. Anlafl lmaz fleyler m r ldanan komflular n tüm söyledi ini, Büyükanne nin a lay p s zlamalar aras nda duyuyordum. Büyükanne Büyükbaba n n bacaklar n çekifltiriyordu; Büyükbaba kanepede öne do ru kayk ld. Televizyonun arkas ndaki köfleye sakland m. Ama bin televizyonun arkas nda bile Büyükanne nin çarp lm fl yüzünden, kanepeden yan dönmüfl bir flekilde düflen Büyükbaba dan, Büyükanne ve Büyükbaba m n bana hiç bu kadar çirkin gözükmedi i düflüncesinden kaçamazd m. Elimi Büyükanne nin titreyen s rt na koyup s rt ndaki gömlek terden büyük bir ihtimalle s r ls klam olmufltu flöyle demek isterdim: Büyükanne, yapma! Her fley iyi olacak! Büyükbaba parti üyesi ve parti, Komünistler Birli i nin tüzü üyle uyum içinde. fiu anda yaln zca sihirbaz de ne imi bulam yorum. Büyükanne, her fley tekrar yoluna girecek. Ancak Büyükanne nin hüzünlü delili i beni sessizli e itiyor, o, b rak n beni diye ba rarak k vrand kça, gizlendi im yerde cesaretim daha da azal yordu. Komflular Büyükbaba y b rak p ilgilerini, teselli edilemez olan Büyükanne yi teselli etmek üzere, sanki bir fleye hiç ihtiyac olmayan birisine o fleyi satmak istercesine ona yönelttikçe Büyükanne daha büyük bir telaflla bu çabalara karfl koyuyordu. S v ya n tavay kaplad gibi, Büyükanne nin gözyafllar yanaklar n, a z n, feryatlar n ve çenesini kaplarken, elimdeki makasla oturma odas ndan daha fazla ayr nt kesiyordum: Marx, Lenin ve Kardelj in kitaplar yla dolu olan kitap dolab, sol alt köflede Kapital, bal k kokusu, duvar kâ d n n üzerindeki dallar, duvarda as - l olan dört goblen iflleme bir köy yolunda oynayan çocuklar, renkli bir vazo içinde rengârenk çiçekler, kabarm fl sular üstünde bir gemi ve ormanda küçük bir ev gemi ve küçük ev aras nda Tito ile Gandi yi el s k fl rken gösteren bir foto raf ve onu Slavko dan nas l ay r r z? gibi bir cümle. Giderek daha fazla insan toplan yor ve insanlar sanki bir fleyi telafi etmek veya en az ndan bundan sonra bir fley kaç rmamak ve ölümün yan nda mümkün oldu unca canl kalmak ister gibi birbirinin yerini kap yordu. Büyükbaba n n fazlas yla ani ölümü komflula- 11
r k zd rm fl veya onlar n suçluluk duygusuyla bafllar n öne e mesine neden olmufltu. Büyükanne de dahil olmak üzere yaz k de il mi bana, neden, neden, neden Slavko hiç kimse Büyükbaba n n kalbine yetiflememiflti. kinci katta oturan Teta Amela dizlerinin üstüne çöktü ve birisi sa aflk na diye hayk rd. Baflka birisi hemen sa n n annesini ve ilaveten ailenin di er üyelerini lanetledi. Büyükanne Büyükbaba n n pantolonunu çekifltiriyor ve küçük çantalar elinde oturma odas nda beliren iki s hhiyeciye vururken, çekin elinizi diye ba r yordu. S hhiyeciler önlüklerinin alt na oduncu gömle i giymiflti ve bir midyeyi yap fl k oldu u tafltan kopar r gibi Büyükanne yi Büyükbaba dan ay r yordu. Büyükanne ye göre, ancak onu b rak rsa ölü olacakt Büyükbaba; o yüzden b rakm yordu. Beyaz önlüklüler Büyükbaba n n gö sünü dinledi ve birisi yüzünün önüne bir ayna tuttuktan sonra hiçbir fley yok dedi. Büyükbaba n n gitmedi ini ve ölümünün Komünistler Birli- i nin hedefleriyle uyum içinde olmad n ba rarak belirttim. Çekilin yoldan, sihirbaz de ne imi verin, size ispatlayaca m. Kimse beni dikkate almad. Oduncu s hhiyeciler Büyükbaba n n gömle ine dald ve gözüne fl k tuttu. Ben televizyonun fiflini çektim; televizyon sustu. Köflede, fiflin hemen yan nda, çözülmüfl örümcek a lar sark yordu. Bir örümcek ölümü bir insan ölümünden ne kadar daha hafiftir? Kad n örümcek, ölü kocas n n hangi baca na sar l r? Bir daha asla bir örümce i bir flifleye kapat p, flifleyi yavaflça suyla doldurmamaya karar verdim. Sihirbaz de ne im neredeydi? Babam, sanki beni esir al yormufl gibi kolumu tutana de in köflede ne kadar bir süre durdu umu bilmiyorum. Babam beni anneme devretti ve annem merdivenlerden afla ya çeke çeke avluya ç kard. Havada erik flnaps kokusu vard ve Megdan da* atefller yan - yordu. Megdan dan neredeyse tüm flehir görülebilir; belki de Vis egrad için bir gökdelen say labilecek befl katl büyük evin avlusu bile, uzun siyah saçl ve kahverengi gözlü genç bir kad n n ayn renk saçlar ayn badem gözleri olan bir çocu a do ru e ildi i avlusu. Genç kad n çocu un aln na düflen saçlar üfledi; gözleri * fiehre yukar dan bakan tepe. (ç.n.) 12
yafllarla dolmufltu. Çocu un kula na ne f s ldad, Megdan dan duyulmad. Büyük bir ihtimalle kad n n çocu u kucaklay p uzun, çok uzun bir süre kollar n n aras nda öylece tuttuktan sonra çocu- un bafl n bir söz verircesine sallad da belli olmad. Büyükbaba Slavko nun ölümünden sonraki üçüncü günün akflam nda mutfakta oturmufl, foto raf albümlerine bak yorum. Büyükbaba n n albümdeki bütün foto raflar n ç kar p kenara koyuyorum; bunlar ne yapaca m henüz bilmiyorum. Avludaki kiraz a ac m z rüzgârla kavga ediyor; f rt na var. Büyükbaba Slavko ya yeniden yaflama yetene ini vermekten sonraki oyunum, hepimize sesleri tutabilme yetene ini vermek olacak. Kiraz a ac n n yapraklar ndaki rüzgâr, flimfle in gümbürtüsünü ve yaz gecelerindeki köpek havlamalar n seslerden oluflan bir albüme koyabilece iz. flte burada flömine için odun kesiyorum diyerek, seslerden meydana gelen hayat m z, t pk Adriyatik tatil resimleri gibi gururla gösterebilece iz. Küçük sesler avcun içinde tafl nabilir olacak. Annemin iyi günlerindeki gülüflünü, yüzündeki ac lar n üstüne serece im. Genifl, beyaz kenarl, kahverengimsi foto raflar plastik bir masa örtüsü gibi kokuyor ve paçaya do ru geniflleyen komik pantolonlu insanlar gösteriyor. Tamamlanmam fl bir Vis egrad n duvarlar önünde, bir demiryolu bekçisinin üniformas içinde k sa boylu bir adam bir asker gibi kaskat ileriye do ru bak yor: Büyükbaba Rafik. Annemin babas, Büyükbaba Rafik, uzun bir süre önce ve kesin bir flekilde öldü: Drina Nehri nde bo uldu. Ben onu neredeyse hiç tan m yorum; ama onunla oynad m z bir oyunu hat rl yorum, basit bir oyunu. Büyükbaba Rafik bir fleye iflaret ediyor ve ben bu fleyin ad n, rengini ve bu fleyle ilgili akl ma gelen ilk kelimeyi söylüyordum. Büyükbaba b ça n gösteriyor, ben b çak, gri ve lokomotif diyordum. Büyükbaba bir serçeyi gösteriyor, ben kufl, gri ve lokomotif diyordum. Büyükbaba camdan d flar daki geceyi gösteriyor, ben rüya, gri ve lokomotif diyordum ve Büyükbaba üstümü örterek m fl l m fl l uyu diyordu. Benim gri zaman m göz doktoruna gitti im zamand ; göz doktoru, baz fleyleri çok çabuk alg lay p akl mda tutabilmem d fl nda ör- 13
ne in onun tahtas n n üstünde yaz l bulunan küçük ve büyük harflerin s ralamas n herhangi bir tespitte bulunmad. Doktor, Bayan Krsmanović, bu o lan n bu özelli ini bir flekilde engellemelisiniz deyip anneme her zaman k zar k olan gözleri için bir damla yazd. O zamanlar lokomotif ve trenlerden çok korkuyordum. Büyükbaba Rafik beni art k kullan lmayan demiryolu hatt na götürmüfl, eskimifl lokomotifin üstünden dökülen boyas n kaz m fl, siz benim kalbimi k rd n z diye f s ldam fl ve siyah boyay avcunun içinde ufalam flt. Eve dönerken kald r m tafl, gri, lokomotif, elim Büyükbaba n n büyük ve keskin boya parçac klar n n siyaha boyad elinin içinde kalbim için duydu um kayg dan dolay trenlere iyi davranmaya karar verdim. Asl nda uzun zamandan beri flehrimizin içinden hiçbir tren geçmiyordu. Birkaç y l sonra, ilk karfl l ks z aflk m çok uzun saçl Danijela, kalbimi trenler taraf ndan k r lmaya karfl uzun bir süre korumaya u raflmam n ne denli ahmakça oldu unu, kalp k - r lmas n n gerçek anlam n n kendisinden kaynakland n ortaya koyarak göstermifl oldu. Dökülen boya parçac klar ve gri oyun, eski foto raflar saymazsak, Büyükbaba Rafik le ilgili tek hat rlad m fley. Asl nda Büyükbaba Rafik bizim ailede hiç yok. Ailem ne kadar severek ve s kça kahve masas etraf nda toplan p bizim aile, baflka aileler ve kendi ölüleri ile baflka ailelerin ölüleri hakk nda konuflursa konuflsun, Büyükbaba Rafik hemen hemen hiç an lmaz. Hiç kimse kahve fal na bakarak ah Rafik, Rafik im benim, keflke sen de bunu görebilseydin diye içini çekmez. Hiç kimse Büyükbaba Rafik in herhangi bir konuda ne diyece ine dair tahmin yürütmez; Büyükbaba n n ad ne minnet ne de suçlama olarak geçer. Hiçbir ölü Büyükbaba Rafik ten daha az hayatta olamaz. Ölüler topra n alt nda zaten yeterince yaln z; neden Büyükbaba Rafik in an s bile yaln zlaflt r l yor? Annem mutfa a giriyor ve buzdolab n aç yor. fl için ekmek haz rlamak üzere tereya ve peyniri masan n üstüne koyuyor. Annemin yüzüne bak yor ve orada Büyükbaba Rafik in foto raflardaki yüzünü ar yorum. 14
Anne, sen Büyükbaba Rafik e benziyor musun? diye soruyorum, annem masan n yan ndaki iskemleye oturup ekme i ç kar rken. Annem domatesi kesiyor. Bekliyor ve soruyu tekrarl yorum. Bu sefer annem duruyor, b ça n keskin taraf domatesin üzerinde. Büyükbaba Rafik nas l bir büyükbabayd? diye soruya devam ediyorum. Neden kimse onun hakk nda konuflmuyor? Nas l bir büyükbabam oldu unu nerden ö renece im? Annem b ça kenara koyuyor ve ellerini önüne indiriyor. Annem gözlerini kald r yor. Annem bana bak yor. Senin büyükbaban yoktu, Aleksandar, senin mahzun bir ihtiyar n vard. O, rma ve topra için yas tuttu; diz çöküp t rnaklar k - r l ncaya ve kan gelinceye kadar topra n t rmalad. O, çimeni okflay p koklad ; topra m benim, sen her a rl tafl mak zorundas n diye ot tutamlar na kapan p a lad küçücük bir çocuk gibi. Senin büyükbaban yoktu, senin yafll bir aptal n vard ve o, içip durdu. Toprak yedi, toprak ö ürdü, sonra ellerinin ve dizlerinin üstünde k - y ya süründü ve a z n nehir suyuyla çalkalad. Senin yafll mahzununun, nehrini ne kadar sevdi ini bilemezsin, konya n ne kadar sevdi ini. Yaln zca ezilmiflli i ve hakarete u ram fll sevebiliyordu, yaln zca içince sevebiliyordu. Meyhanelerin birinden sallanarak ç karken, Drina, ihmal edilmifl nehir, unutulmufl güzel diye feryat ederdi, bir seferinde gözlü- ü yamulmufl, di er bir seferinde pantolonuna iflemifl olarak ve korkunç bir kokuyla. Tökezleyip düflerken savrulmamak için nehre tutunmak ister ve yafll l k ne derbeder bir acayiplik diye a lard. Kaç gece onu köprünün birinci kemerinin alt nda bulduk, yüzüstü ve parmaklar yla suyun yüzeyine tutunmufl halde. Yar m yumruk yapt, morarm fl ve fliflmifl ellerle. Suya çiçek ve tafl tutard, bazen de bir konyak fliflesi. Bu, senelerce böylece sürdü gitti. Demiryolu kald r ld ktan ve senin yafll mahzununun, makas de ifltirece i, sinyal verece i ve bariyer kald raca bir tren flehirden geçmedi inden beri böyleydi. flini kaybetti ve tek kelime bile söylemedi; yap lacak ve söylenecek tek kelime bile yoktu. Emekli edildi ve emeklili ini 15
günbegün içip bitirdi, ilkin yukarda, art k istasyon olmayan ama hâlâ eski lokomotifin durdu u istasyonda gizlice, sonralar nehirde ve flehrin orta yerinde, suya ve suyun k y lar na ani ve aptalca bir sevgi duyarak. Senin büyükbaban de il, kahrolan bir ihtiyar n vard. çe içe kendi hayat na flah mat çekti. Keflke satranc, partiyi veya bizi, trenleri, sonralar nehrini ve özellikle de konya n sevdi i kadar sevmifl olsayd. Keflke bizi dinlemifl olsayd da, derin ve anlafl lmas imkâns z Drina n n peflinden gitmeseydi. Öldü ü gecenin akflam nda senin sefil kovalanm fl n, k y ya harfler çiziktirmiflti. Üç litre flarap içmifl, kopar lm fl bir flifle boynunu kalem olarak kullanm fl ve nehre uzun bir veda mektubu yazm flt. Onu ayaklar ndan tutarak çamurun içinden çektik; inliyor ve nehre, seni, senin kadar büyük bir fleyi nas l kurtarabilirim ki? diye ba- r yordu. Bu kadar mahzun bir fleyin böyle kötü kokabilmesi inan lmaz! Feryatlar ve flark lar dayan lmaz oldu u zaman bizi ça rm fllard. Baban onu kollar n n üstünde eve tafl d ve elbiseleriyle birlikte küvetin içine koydu; senin sarhoflun orada k zg n bir flekilde tüm bal k avc lar na lanet okuyarak iki kez kustu. Nehrin karn n kancalar n zla kar flt r p bal klar n dudaklar n kopard n z için ne denli sessiz bir ac silahlar n z kendi a z n za çevrilsin. Haydutlar, deriniz kör b çaklarla yüzülsün, derinlik als n sizi. Botlar, tüm barajlar, tüm türbinler, tüm ekskavatörler! Nehir, yaln zca su ve hayat ve güç ve baflka hiçbir fley! Gece yar s onun saç n, kaplumba aya benzeyen ensesini, kulaklar n ve koltukaltlar n y kad m. Ellerimi öptü ve benim kim oldu umu, kimin bileklerini okflad n gözyafllar na ra men bildi ini ve her fleyi hat rlad n söyledi, sevginin nas l bir mücevher ve kaderin nas l bir pislik oldu unu. Ona üç kez ben senin k z n m dedim ve bana bu son gecesinde üç söz verdi: temiz giysiler giyecekti, alkolden uzak duracakt ve yaflayacakt. Bunlardan yaln zca birini tuttu. Demiryolu bekçisi flapkas köprünün birinci kemerinin alt nda bulundu; konyak fliflesi de bulundu ama kendisi bulunamad. Yabalar suya bat ra bat ra k y 16