İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Final Sınavı Tek Numaralı Öğrenciler Cevap Anahtarı

Benzer belgeler
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Milletlerarası Özel Hukuk Çift Numaralı ve İkinci Öğretim Öğrencileri Vize Sınavı

ADİL YARGILANMA HAKKININ TÜRK MİLLETLERARASI USÛL HUKUKU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XXI BİRİNCİ BÖLÜM YARGI HAKKI, ULUSLARARASI YETKİ VE TAHKİM

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Final Sınavı İkinci Öğretime Tabi Öğrenciler Cevap Anahtarı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

BARTIN VALİLİĞİ İL NÜFUS VE VATANDAŞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ROMANYA ARASINDA HUKUKÎ KONULARDA ADLİ YARDIMLAŞMA ANLAŞMASI

Dr. Deniz Defne KIRLI AYDEMİR. Milletlerarası Usul Hukukunda İHTİYATİ TEDBİRLER

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Dr. MERVE ACUN MEKENGEÇ AYNÎ HAKLARDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA UYGULANACAK HUKUK VE YETKILI MAHKEME

Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilmemesi halinde, Türk hukuku uygulanır.

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ve Öncelikle Uygulanacak Hüküm

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

KANUN MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN. Kanun No Kabul Tarihi: 27/11/2007

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

Y. Doç. Dr. Vural SEVEN. İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Başkanı

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK FİNAL SINAVI ÇİFT NUMARALI VE İKİNCİ ÖĞRETİME TÂBİ ÖĞRENCİLER CEVAP ANAHTARI

İÇİNDEKİLER. İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ...v. ÖNSÖZ...vi. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

Türk Vatandaşı Nasıl Olunur

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK FİNAL SINAVI CEVAP ANAHTARI (ÇİFT İKİNCİ ÖĞRETİM)

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

(Resmî Gazete ile yayımı : Sayı : 20877)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Hürriyet Mah.Hürriyet Cad.No:26/2 Dai.3 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK GENEL KURALLAR

Altan RENÇBER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk A.B.D. Vergi İcra Hukukunda Ödeme Emri

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

AİLE HUKUKUNA İLİŞKİN YABANCI KARARLARIN TANINMASI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

ĠL NÜFUS VE VATANDAġLIK MÜDÜRLÜĞÜ HĠZMET STANDARTLARI TABLOSU

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Nurcan YILMAZ ÖZEL ADİL YARGILANMA HAKKI KRİTERLERİNİN TÜRK İDARİ YARGILAMA HUKUKU AÇISINDAN MUHTEMEL VE GERÇEKLEŞEN ETKİLERİ

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK GENEL KURALLAR

ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ BAŞVURULARI KAPSAMINDAKİ İŞLEMLERİNE KARŞI AÇILACAK DAVALARDA GÖREVLİ YARGI MERCİİ

TÜRKİYE İLE HİNDİSTAN ARASINDA HUKUKİ VE TİCARİ KONULARDA ADLİ YARDIM SÖZLEŞMESİ

ÖNSÖZ... vii KISALTMALAR LİSTESİ... xv GİRİŞ...1

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK BAKIMINDAN MAL REJİMLERİ

Nüfus Kayıt Örneği Verilmesi

Başvuru kararının tam metni için tıklayınız.

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

GAYRİKABİL-İ RÜCÜ SİCİLDEN TERKİN VE İHRAÇ TALEBİ YETKİ FORMU NUN (IDERA) KAYDA ALINMASINA, İPTAL EDİLMESİNEVE İCRASINA İLİŞKİN TALİMAT(SHT-IDERA)

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR...XV

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI):

Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmeleri

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Final Sınavı Çift Numaralı Öğrenciler Cevap Anahtarı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

ĐDARĐ YARGI FĐNAL SINAVI

TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU

YABANCI RESMİ BELGELERİN TASDİKİ MECBURİYETİN KALDIRILMASI SÖZLEŞMESİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

GÜLŞAH VARDAR HAMAMCIOĞLU Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi TÜRK MEDENİ KANUNU NA GÖRE YERLEŞİM YERİ

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK MEVZUATI

I. Genel Prensipler Kanunlar İhtilafı Milletlerarası Usul Hukuku

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

Transkript:

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Final Sınavı Tek Numaralı Öğrenciler Cevap Anahtarı I. Genel Prensipler Milletlerarası Özel Hukuk Milletlerarası Usul Hukuku 1. Davanın konusu, İtalya da meydana gelen çatmadan kaynaklanan zararın tazminine ilişkin haksız fiil uyuşmazlığıdır. Haksız fiilden doğan davalarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi MÖHUK hükümlerine göre belirlenir. MÖHUK ta haksız fiilden doğan uyuşmazlıklara ilişkin özel bir yetki maddesine yer verilmediği için genel yetki kuralı m. 40 uygulanacaktır. Haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, MÖHUK m.40 atfı ile iç hukuktaki yer itibariyle yetki kurallarına göre belirlenir. Haksız fiilden doğan uyuşmazlıklara ilişkin yetki kuralı Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer almaktadır. HMK da haksız fiilden doğan uyuşmazlıklara ilişkin yetki kuralı, kesin yetki olarak düzenlenmediği için genel yetki kuralları da haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin belirlenmesinde uygulama alanı bulacaktır. Genel yetki kuralları HMK m.6 ve m.9 da düzenlenmiştir. HMK m.6 daki genel yetki kuralına göre davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Olayda davalının yerleşim yeri Romanya dadır. HMK m.9 a göre ise, Türkiye de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme Türkiye deki mutad meskenlerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Olayda davalının Türkiye de mutad meskeni de yoktur. Genel yetki kuralına göre yetkili bir Türk mahkemesi bulunmamaktadır. HMK m. 16 ya göre haksız fiilden doğan davalarda; haksız fiilin işlendiği yer (İtalya), zararın meydana geldiği yer (İtalya), zararın meydana gelme ihtimalinin olduğu yer veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Zarar gören davacı Ömer Çetinkaya Ltd. Şirketi İstanbul da mukim olduğu için Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi vardır. Davalının, diğer davalı ile arasında akdedilen P&I poliçesinde yer alan yetki klozuna dayanarak yaptığı itiraz yerinde değildir. Çünkü davacı bu poliçeye taraf değildir. Ayrıca olayda bu poliçeden kaynaklanan bir uyuşmazlık değil haksız fiilden doğan bir uyuşmazlık olduğu için yetki klozu uygulanamaz. (8 puan) 2. Haksız fiilden doğan bir uyuşmazlıkta uygulanacak hukuk MÖHUK m.34 e göre belirlenecektir. Maddenin birinci fıkrasına göre, haksız filden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tabi olacaktır. Maddenin ikinci fıkrasına göre, haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yer farklı ülkelerde ise zararın meydana geldiği yer hukuku uygulanacaktır. Olayda, haksız fiil İtalya da gerçekleşmiş ve zarar da İtalya da meydana gelmiştir. Bu sebeple MÖHUK m.34(1) ve (2) hükümleri İtalyan hukukunu işaret etmektedir. Ancak haksız fiilden doğan borç ilişkisinin bir başka ülke 1

hukuku ile daha sıkı ilişkili olması halinde bu ülke hukuku uygulanacaktır. Olaydaki verilere bakıldığında; zarar gören Türk şirketi, davalılardan biri olan sigortacı Ruman şirketi, kazanın ve zararın meydana geldiği yer İtalya olduğu için, haksız fiile ilişkin unsurların farklı ülkelere dağıldığı ve olayda İtalyan hukukundan daha sıkı ilişkili bir hukuk bulunmadığı görülmektedir. Davalının İngiliz hukuku uygulanması gerektiği yönündeki itirazı, P&I poliçesinde yer alan hukuk seçimi klozuna dayanmaktadır. Bahsedilen poliçe, davacı ile davalı arasında akdedilmediği için burada yer alan hukuk seçimi maddesine dayanılarak bir itirazda bulunulamaz. (8 puan) 3. a. Bir haksız fiil davasında davacının, zarar verenin sigortacısına karşı doğrudan dava açıp açamayacağı taraf sıfatı na (husumet) ilişkin bir mesele olması itibariyle maddî hukuka ilişkindir; bu nedenle usule ilişkin bir mesele olarak görülemez. Kaldı ki eğer kanun koyucu sigortacıya karşı doğrudan dava açma hakkını usulî mesele olarak görseydi, MÖHUK m.34(4) hükmünde bu meseleyi haksız fiile uygulanan hukuka veya sigorta sözleşmesine uygulanan hukuka tâbi kılmazdı. Bu hüküm uyarınca, davacının doğrudan dava açma hakkına sahip olup olmadığı, haksız fiile veya sigorta sözleşmesine uygulanan hukukta buna imkân tanınıp tanınmadığına göre belirlenecektir. Olayda haksız fiil statüsü İtalyan hukukuna, sigorta sözleşmesi ise İngiliz hukukuna tabidir. Bu hukuklardan herhangi birinde doğrudan dava açma hakkı tanınmışsa, davacı sigortacıya doğrudan dava açabilecektir. (8 puan) b. Türk hukukunda zarara görene doğrudan sigortacıya karşı dava açma hakkı tanınmasının sebebi, zarar verenin ödeme güçsüzlüğü ihtimaline karşı zarar göreni korumaktır, bu nedenle buna imkan tanımayan yabancı bir hukukun uygulanmasında kamu düzeni müdahalesi gündeme gelebilecektir. MÖHUK m. 5 e göre, yabancı bir hukukun uygulanması neticesinde ortaya çıkan sonuç Türk kamu düzenine açıkça aykırı olursa, yabancı hukuk uygulanmaz, gerekli görülen hallerde Türk hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesinin söz konusu olabilmesi için, yabancı hukukun o konuyu farklı bir içerikte düzenlemesi veya hiç düzenlememesi tek başına yeterli olmaz. Yabancı hukukun uygulanması neticesinde ortaya çıkan sonuç; hukuk sisteminin toplumsal kalkınmayı hedefleyen ve kişisel hak ve özgürlükleri koruyan temel prensiplerine, temel insan haklarına, anayasanın temel ilkelerine, toplumda cari örf ve adetlere, kamu düzenini temsil eden değerlere aykırı olması gerekir. Olayda devletin sosyal ve ekonomik politikalarını gerçekleştirmek için getirilen bu imkânı tanımayan yabancı bir hukukun uygulanması kamu düzenine aykırılık müdahalesi ile engellenebilecektir. (8 puan) 2

4. MÖHUK da sigorta sözleşmeleri özel bir akit tipi olarak düzenlenmemiştir. Bu yüzden m.24 deki akit statüsüne ilişkin genel kural uygulanacaktır. Hukuk seçimi yapılmayan akitlerde uygulanacak hukuk objektif bağlama kuralı vasıtası ile tespit edilir. Objektif bağlama kuralına göre, akit ile en sıkı ilişkili hukuk yetkili olacaktır. Maddede hangi hukukun akitle en sıkı ilişkili olduğu karine olarak gösterilmiştir. Kural olarak bu karinelerin gösterdiği hukukun akit statüsüne uygulanması gerekir. Bu karineler, akdin ticari veya mesleki faaliyet çerçevesinde kurulmuş olup olmamasına göre farklılık arz etmektedir. Akit ticari ve mesleki faaliyetler çerçevesinde kurulmuşsa; karakteristik edim borçlusunun işyeri, bulunmadığı takdirde yerleşim yeri, eğer birden fazla işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku uygulanır. Akit ticari ve mesleki faaliyetler çerçevesinde kurulmamışsa; karakteristik edim borçlusunun sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukuku uygulanacaktır. Bu karinelerin öngördüğü hukuktan daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması halinde, hâkim bu hukuku uygulayacaktır. Bu kural, akit statüsünün tespitine ilişkin gerçek bir istisna kuralıdır. Akdin ticari veya mesleki faaliyet çerçevesinde kurulmuş olup olmadığı bir vasıflandırma meselesidir, bu itibarla hâkim önüne gelen uyuşmazlığa konu akdin ticari veya mesleki faaliyete ilişkin olup olmadığını Türk hukukuna göre belirleyecektir. Sigortacılık faaliyeti Türk hukukunda ticari ve mesleki bir faaliyet olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden olayda donatan ve sigorta şirketi arasında yapılan sigorta sözleşmesi mesleki ve ticari bir faaliyet kapsamında değerlendirilecektir. Karakteristik edim ise, akdi karakterize eden, akde adını ve ağırlığını veren, akde damgasını vuran ve hukuki özelliğini veren, diğerine nazaran daha rizikolu durumda bulunan taraftın edimidir. Bu yüzden sigortacı, karakteristik edim borçlusudur. Sigorta sözleşmesine adını veren, akde ağırlığını veren, akdi karakterize eden edim, sigortacının edimidir. Olayda sigortacının Rumen şirketi olduğu belirtildiğinden, karakteristik edim borçlusunun işyeri hukuku Rumen hukukudur. Olaydaki verilere bakıldığında, sigortacının Rumen şirketi olması dışında sözleşmenin unsurlarına ilişkin bir veri bulunmadığını ve bu itibarla olayda Rumen hukukundan daha sıkı ilişkili bir hukukun mevcut olmadığını söylemek mümkündür. (8 puan) 5. Bazı hukuk sistemlerinde zamanaşımı bir usul hukuku müessesesi olarak kabul edilip lex foriye tabi kılınır. Ancak Türk hukukunda zamanaşımı maddi hukuka ilişkin bir meseledir ve bu nedenle lex causae ya tabi kılınmıştır. Olayda davalının, tazminat 3

talebinin zamanaşımına uğradığı yönündeki iddiası, MÖHUK m. 8 e gereği hukuki işlem veya ilişkinin esasına uygulanan hukuka (lex causae) tabi olacaktır. Olayda haksız fiilden ötürü ileri sürülen tazminat talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı meselesi haksız fiil statüsüne tabi olacaktır. Haksız fiil statüsü, haksız fiil İtalya da meydana geldiği için İtalyan hukuku olacaktır. (7 puan) 6. Yabancı ülkelere yapılacak tebligat konusunda Türkiye, 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair La Haye Anlaşmasına (La Haye Tebligat Anlaşması) taraftır. Eğer davalıların mukim olduğu devlet de bu anlaşmaya tarafsa, anlaşma hükümleri uygulanacaktır. Anlaşma merkezi makamlar aracılığı ile kolaylaştırılmış bir usul getirmiştir. Tebliği çıkaran makam, doğrudan tebliğ edilecek ülkenin merkezi makamına tebliğ evrakını gönderebilecektir. Merkezi makam, tebligat işlemini kendi hukukuna göre veya kendi hukukuna aykırı değilse istekte bulunan tarafından yürütülen özel bir usule göre yerine getirir. 1965 tarihli Tebligat Anlaşması ile öngörülen bu usul milletlerarası tebligatın ifasını önemli ölçüde kolaylaştırmıştır. Anlaşma bu usulün yanında, 10/a maddesinde doğrudan posta yolu ile tebliğ yapma imkânı da tanımıştır. Türkiye her ne kadar bu maddeye çekince koymuş olsa da tebliğin yapılacağı devlet çekince koymamışsa olayda bu yol ile tebliğ de mümkün olacaktır. Bu yol ile yapılacak tebligatlarda, tebliğ edilecek evrakın muhatabın anlayacağı dilde düzenlenmiş olması şartı aranır. Eğer tebligatın yapılacağı devlet sözleşmeye taraf değilse, Tebligat Kanunu ilgili hükümleri çerçevesinde diplomatik yoldan tebliğ yapılması gerekecektir. Tebligat Kanununun 25. maddesine göre, tebliğ evrakı, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu Bakanlık tarafından Dışişleri Bakanlığına, oradan da görev havzası dikkate alınarak ilgili Türkiye elçilik veya konsolosluğuna gönderilecektir. Elçilik veya konsolosluklar, bulundukları ülkenin yetkili makamları vasıtasıyla ve onların yardım ve müsaadeleri ile tebligat işlemini gerçekleştirecektir. Bu yol, diplomatik usul olarak da adlandırılmaktadır. Sonuç olarak olayda, eğer davalıların mensubu olduğu devlet 1965 tarihli Tebligat Anlaşmasına tarafsa ve 10/a maddesine çekince koymamışsa, kargo şirketi vasıtası ile tebligat yapılması mümkün olacaktır. Anlaşmaya taraf olmakla beraber 10/a maddesine çekince koymuşsa, mahkeme, Anlaşmada öngörülen merkezi makamlar aracılığı ile tebligat işlemini gerçekleştirecektir. Eğer Anlaşmaya taraf değilse, Tebligat Kanunu madde 25 ve ilgili yönetmeliklerde yer alan diplomatik usule göre tebligatı gerçekleştirecektir. (8 puan) 4

7. Yabancı ülkelerde düzenlenen resmi belgelerin, Türk mahkemeleri nezdinde de resmi belge vasfını taşıması, HMK m. 224 e göre, verildiği devletin yetkili makamı veya ilgili Türk konsolosluğunca onaylanmasına bağlıdır. Türkiye, Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılmasına İlişkin 1961 tarihli La Haye Sözleşmesine taraftır. Sözleşme, HMK m.224 deki onay şartını aramaz. Bir âkit devlette düzenlenen resmî belgenin diğer bir âkit devlette ispat vasıtası olarak kullanılabilmesi için, düzenlendiği ülkenin yetkili makamı tarafından belge üzerine konan Apostil şerhi yeterlidir. Bu Apostil şerhi, HMK m. 224 deki Türk konsolosluk veya siyasi memurlarının onayının yerine geçmektedir. Sözleşmenin öngördüğü Apostil şerhi, belge altındaki imzanın doğruluğunu, belgeyi imzalayan yetkilinin hangi sıfatla imzaladığını, belge üzerindeki mühür veya damganın aslı ile aynı olduğunu teyit eder. Ancak belgenin içeriğini veya belgede yer alan vakıaların doğruluğunu teyit etmez. Yabancı resmi belgelerin Türk mahkemelerinde veya idari makamlarında delil olarak kullanılabilmesi için, Türkçe tercümesinin de sunulması gerekir. Mahkeme yabancı belgenin resmi tercümesinin sunulmasını da isteyebilir. Mahkemece bu talep edilirse, belgenin, Türkiye de veya yurtdışında Türkçeye çevrilip, Türkiye de ise tercümanın bağlı bulunduğu noter tarafından, yurtdışında ise tercümanın imza örneğinin bulunduğu konsolosluk tarafından onaylanması gerekir. (8 puan) 8. Davalının karşı dava açması halinde, karşı dava bakımından davacı konumunda olacağından teminat yatırma yükümlülüğü gündeme gelir. MÖHUK m. 48 uyarınca Türk mahkemelerinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, teminat yatırmak zorundadır. Bu madde ile yabancılardan teminat istenmesindeki amaç, karşı tarafın zarar ve ziyanı yanında devletin yargılama ve takip giderlerini de kapsadığından kamu düzenindendir ve bu sebeple davanın her safhasında mahkemece re sen dikkate alınacaktır. Davalı sigorta şirketi Romanya da mukim bir tüzel kişi olduğu bilgisinden, davalının yabancı olduğu anlaşılmaktadır. Böylelikle karşı dava bakımından davacı konumuna gelen sigorta şirketi teminat yatırmakla yükümlü olacaktır. Maddenin 2. fıkrasına göre, davacının vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık olması halinde teminattan muaf tutulacağı düzenlenmiştir. Karşılıklılık, akdi, fiili veya hukuki olabilir. Eğer Romanya ve Türkiye arasında teminattan muafiyet öngören iki veya çok taraflı bir milletlerarası anlaşma varsa davacı sigorta şirketi teminattan muaf tutulacaktır. Böyle bir anlaşma olmamasına rağmen davacı sigorta şirketi, Türk vatandaşlarının ülkesinde dava açtığında herhangi bir teminat yatırmadığını ispatlarsa, fiili karşılılık olması sebebi ile teminattan muaf olacaktır. (7 puan) 5

II. Vatandaşlık Hukuku 9. Olayda verilen bilgiler ışığında Ukrayna Vatandaşı Boris in Türk vatandaşlığını kazanma amacıyla yetkili makamlara başvuru yaptığı anlaşılmaktadır. Boris in 29.05.2009 tarih ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu nun ( TVK ) 11. maddesi uyarınca Türk vatandaşlığının sonradan kazanılması yollarından biri olan genel yolla Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvurduğu görülmektedir. TVK nın 11. maddesi uyarınca genel yolla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen kimselerin; i. kendi millî kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olması ii. başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye'de kesintisiz beş yıl ikamet etmesi, iii. Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini davranışları ile teyit etmesi, iv. genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığının bulunmaması, v. iyi ahlak sahibi olması, vi. yeteri kadar Türkçe konuşabilmesi, vii. Türkiye'de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olması, viii. millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmaması aranmaktadır. Olayda Boris in 2 yıl süreyle ikamet izniyle, 2 yıl 3 ay süreyle çalışma izniyle Türkiye de ikamet ettiği; buna ilave olarak 3 ay süreyle turistik vizeyle Türkiye de bulunduğu görülmektedir. Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik in 71. maddesinde, yabancıların Türkiye deki toplam ikamet süresinin hesaplanmasına ilişkin olarak; (i) ikamet edilmekte olan ilin emniyet müdürlüğünce verilen ikamet tezkeresi ve Türkiye ye giriş ve çıkış tarihlerini gösteren belgenin esas alınacağı, (ii) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancının ikamet süresi içinde toplan 12 ayı geçmemek üzere Türkiye dışında bulunabileceği, ve bu 12 ayı geçmeyen sürenin ikamet süresi içinde değerlendirileceği, (iii) söz konusu ikamet süresi içinde 12 aydan fazla süreyle Türkiye dışında bulunması veya geçerli ikamet izni bulunmaksızın Türkiye de bulunması halinde ikamet süresinin kesileceği ve bu tarihten önceki ikamet sürelerinin dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir. Bu çerçevede olayda Boris in 3 ay süreyle turistik vizeyle Türkiye de bulunduğu süreler, genel yolla vatandaşlığın kazanılmasında aranan ikamet süresinin hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır. İkamet ve çalışma izinleriyle Türkiye de geçirilen toplam sürenin 4 yıl 3 ay olduğu göz önünde bulundurulduğunda; idarenin 5 yıllık kesintisiz ikamet süresinin gerçekleşmediği gerekçesiyle Boris in Türk vatandaşlığı başvurusunu reddi hukuka uygun niteliktedir. (7 Puan) 6

10. Yetkili makam kararı ile sonradan Türk vatandaşlığını kazanan kişilerin Türk vatandaşlığına alınabilmek için söyledikleri yalanın veya gizledikleri gerçeğin yani yaptıkları hilenin tespit edilerek Türk Devleti ni kandırdıklarının ortaya çıkması durumunda Türk vatandaşlığına alınma kararı iptal edilmektedir. Türk vatandaşlığına alınma kararının iptal edilmesi sonucunda kişi Türk vatandaşlığını iradesi dışında kaybederek o andan itibaren yabancı statüsüne geçmektedir. Türk vatandaşlığına alınma kararının iptali ancak sonradan yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığını kazanan kişiler bakımından söz konusu olmaktadır. TVK nın 31. maddesi uyarınca; ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi sonucunda Türk vatandaşlığını kazandığının tespit edilmesi halinde vatandaşlığa alınma kararını verem makam tarafından Türk vatandaşlığının kazanılması kararı iptal edilmektedir. Olayımızda Boris, genel yolla Türk vatandaşlığının kazanılması bakımından esas teşkil eden kesintisiz 5 yıl süreyle ikamet etme şartı hususunda yalan beyanda bulunarak idareyi yanıltmıştır. Bu nedenle genel yolla vatandaşlığın kazanılması kararını vermeye yetkili olan İçişleri Bakanlığı nın vereceği kararla Boris in Türk vatandaşlığına alınması kararı iptal edilecektir. Söz konusu karar, yalan beyanın veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden hususların gizlendiğinin tespit edilmesi halinde herhangi bir kısıtlayıcı süreye tabi olmaksızın verilebilmektedir. Vatandaşlığa alınmanın iptali kararı kişinin kendi iradesi dışında verilen cezai bir karar olduğu halde; kişiye vatandaşlığı kazandıran karara bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanan eşi ve çocukları bakımından da hüküm doğurmaktadır. (8 Puan) III. Yabancılar Hukuku 11. Yabancıların sınır dışı edilmesine ilişkin itiraz usulleri ve süreler, 4.4.2013 tarih ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu nun ( YUKK ) 53. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme uyarınca; (i) yabancı veya avukatı ya da yasal temsilcisi sınır dışı etme kararına tebliğinden itibaren 15 gün içinde idare mahkemesi nezdinde itiraz edebilmekte, ve (ii) idare mahkemesi sınır dışı etme kararına ilişkin başvuruları 15 gün içinde karara bağlamaktadır. Mahkemenin bu hususta vermiş olduğu kararlar kesin olmakla birlikte, yabancıların menfaatinin korunması adına ivedilikle sonuçlandırabilmek adına görece kısa süreler öngörülmüştür. Bununla birlikte YUKK un 53. maddesinin 3. fıkrasının devamında sınır dışı etme işlemine ilişkin dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde; (i) terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar, (ii) kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar ve (iii) uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler hariç olmak üzere yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancının sınır dışı edilmeyeceği düzenlenmiştir. 7

Sınır dışı etme kararına karşı idare mahkemesinde 15 günlük dava açma süresine ilişkin düzenlemenin kısa olduğu ve buna bağlı olarak Anayasa ya aykırılık teşkil ettiğini konu edinen başvuru neticesinde Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş olan 14.07.2016 tarih ve 2016/135 numaralı kararda; (i) sınır dışı etme kararına ilişkin mevzuatın açık olduğu ve karara karşı dava açma işlemlerinin 15 günlük dava açma süresi içinde sınır dışı edilen yabancı veya vekili tarafından rahatlıkla tamamlanabileceği, (ii) söz dava açma süresinin dava dilekçesinin hazırlanmasını imkânsız kılacak nitelikte olmadığı, (iii) bu çerçevede mahkemeye erişim hakkının kullanılmasını önemli ölçüde güçleştiren veya hakkın kullanılmasını engelleyen bir sınırlamanın bulunmadığı, (iv) nitekim YUKK un 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya kararın gerekçeleriyle tebliğ edilerek avukatla temsil edilmeyen yabancılara kararın sonuncunun itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirme yapılacağı belirtilmiştir. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi 15 günlük dava açma süresinin hakkın özüne dokunmadığı gibi ölçülülük ilkesine de aykırı olmadığı yönünde hüküm kurmuştur. (15 Puan) 8