YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM
Neler Öğreneceğiz? Makroekonominin tanımı Makroekonomi ve Mikroekonomi Ayrımı Makroekonominin Gelişim Süreci ve Tarihi Düşünce Okullarının Makroekonomik Yaklaşımları Büyük Buhran Makroekonominin Temel Varsayımları Ekonomik Dalgalanmalar Ekonomi Politikaları
TOPLULAŞTIRMA VE MAKROEKONOMİ Ekonominin bir bütün olarak nasıl işlediğini araştıran makroekonomide münferit değil, toplulaştırılmış büyüklükler ile çalışılır. Ekonomik toplulaştırma, ekonomik yaşamın bazı çarpıcı özelliklerini açıklamak için insanların kullandığı bir tasvir olayından başka bir şey değildir.
MAKROEKONOMİ- MİKROEKONOMİ AYRIMI Ekonomi teorisinin iki ana kategorisi vardır: Makroekonomi Mikroekonomi Makroekonomi, bir bütün olarak ekonominin işleyişiyle ilgilenir. Mikroekonomi, bu bütünü oluşturan birimlerin davranışlarını inceler.
MAKROEKONOMİNİN KAPSAMI Makroekonominin kapsam alanına giren beş merkezi sorun vardır. Gelir ve istihdam düzeyi Fiyat düzeyinin istikrarı Ekonomik büyüme Bütçe yada kamu açıkları Dış açıklardır.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Makroekonominin gelişmesinde üç olay özellikle önemlidir. Ekonomi istatistikçilerinin makroekonomik araştırmaların bilimsel temelini oluşturan verileri toplamaya ve sistematikleştirmesi Ekonomik dalgalanmaların tekrarlanan ekonomik olgular biçiminde olması Büyük Buhran
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Büyük buhran 1929 başlayarak bütün dünyayı etkilemiş, üretim düşüşü ve işsizlikteki artış daha önce hiç görülmemiş boyutlara ulaşmıştır. 1883-1946 yılları arasında yaşayan ünlü İngiliz ekonomist J. Maynard Keynes Büyük Buhran ı açıklayan ve devletin temel politikalarla ekonomik çöküntülerin üstesinden gelebileceğini iddia eden yeni bir teorik çerçeve ortaya koyarak, modern makroekonominin öncülüğünü yapmıştır.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Keynes in temel tezi, piyasa ekonomilerinin her zaman kendilerini düzeltecek bir mekanizmaya sahip olmadığı, yani düşük işsizlik ve yüksek üretim düzeylerini her zaman garanti edemeyeceği biçimindedir.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ 1970 lere gelindiğinde ekonomik görünüm kararmaya ve Keynesyen ekonomi doktrinine güven zayıflamaya başladı. Dünyanın pek çok yerinde ekonomik durgunluk (düşük ve negatif oranlı bir büyüme hızıyla yüksek bir işsizlik oranı) ile yüksek bir enflasyonun birlikte görüldüğü stagflasyon olarak tanımlanan olgu yaşanmıştır. Fakat ekonomilerin bu yeni hastalığı Keynesyen ekonomi politika önerileri ile ortadan kaldırılamamıştır.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Ekonomistler istikrar politikalarının bizzat kendisinin yeni istikrarsızlıkların ana kaynaklarından biri olduğunu iddia etmektedir. Adeta, stagflasyondan aktivist devlet politikalarını sorumlu tutan bir karşı devrim başlamıştır. Bu karşı devrimde başta Milton Friedman olmak üzere pek çok ekonomistin katkısı olmuştur. Bu karşı devrim monetarizm (parasalcılık) olarak bilinen ve Keynesyenciliğin antitezi olan bir doktrin ortaya koymuştur.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Monetaristler ilk olarak, piyasa ekonomilerinin kendi kendilerini düzelttiklerini, yani ekonomilerin kendi haline bırakılırsa tam istihdama dönme eğiliminde olduğunu iddia etmişlerdir. Monetaristlerin ikinci iddiaları ise aktivist makroekonomik politikaların çözümün değil, sorunun bir parçası olduğu biçimindedir.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Friedman ve takipçileri aktivist makroekonomik politika doğrultusunda uygulanan değişken bir para arzı yerine istikrarlı bir para arzının ekonominin istikrarı için doğru anahtar olduğunu savunmuşlardır.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Keynesyen düşünceye karşı monetaristlerce başlatılan karşı atak 1970 li yılların başlarında, Robert Lucas, Thomas Sargent, Neil Wallace ve Robert Barro gibi ekonomistlerin öncülüğünde yeni klasik makroekonomi tarafından sürdürülmüştür. Bu teorinin taraftarları John F.Muth tarafından ortaya atılan rasyonel beklentiler kavramını makroekonomik analizlerde kullanarak, geliştirmişlerdir.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Yine 1970 lerde gelişmiş ekonomilerde gözlenen verimlilik artışındaki ve ekonomik büyümedeki yavaşlama, bu sorunlara çözüm bulmak amacına yönelen ve oldukça farklı görüşleri olan, Robert L. Bartley ve Arthur Laffer gibi ekonomistlerce geliştirilen arz yönlü ekonomi yaklaşımını ön plana çıkartmıştır.
MAKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ Son dönemlerde yeni düşünce okulları da tartışmaya dahil olmuştur. Reel ekonomik dalgalanmalar teorisinin taraftarları, ekonomik dalgalanmaların açıklanmasında hem Keynesyenlerin, hem Monetaristlerin hatalı olduklarını iddia etmektedirler. Bunlar, şokların talepten ya da politikadan değil teknolojik değişmelerden kaynaklandığını ve ekonomide gözlenen dalgalanmaların bunlarla açıklanabileceği biçiminde bir görüş ortaya atmışlardır. Yeni Keynesyenler olarak adlandırılan bir grup ise Keynes in temel görüşlerini daha sağlam teorik temellere oturtmaya çalışmaktadır. Aktivist makroekonomik politikaları yeniden ön plana çıkarmaya çalışan yeni keynesyenler özellikle uzun dönemde monetarizmi ve rasyonel beklentiler yaklaşımını kabul ederler. Ancak asimetrik bilgi, fiyatların ve ücretlerin yapışkanlıkları ve katılıkları gibi nedenlerle piyasaların temizlenmediğini ileri sürerler.
Büyük Buhran Büyük Buhran'ın Nedenleri: Keynes, büyük buhran'ın oluşmasında en önemli faktör olarak yatırımcıların güvenindeki istikrarsızlığı sorumlu tutmuştur. M.Friedman ile A.Schwartz Büyük Buhran'ı 1929-1933 döneminde ABD'de uygulanan daraltıcı para politikası ile açıklamışlardır. Kindleberger e göre, dünya ölçeğinde bir ekonomik liderliğin olmaması yüzünden 1920'lerde başlayan ekonomik gerileme önlenememiş ve bir buhranla sonuçlanmıştır. Peter Temin, buhranın sebebini dünya savaşının gecikmiş etkisi olarak sunmuş tur ve ısrarla o dönemin para sistemini oluşturan altın standardının ekonomik çöküntünün yayılmasındaki ana kuvvet olduğunu iddia etmektedir.
MAKROEKONOMİDE TEMEL VARSAYIMLAR Piyasaların temizlenme hızı ya da fiyatların esneklik derecesi Dengenin tekliği Beklentilerin oluşum biçimi Kısa ve uzun dönemin nispi önemi
EKONOMİK DALGALANMALAR
EKONOMİK DALGALANMALAR İstihdam İşsizlik ve Ekonomik Dalgalanma Ekonomik dalgalanmanın genişleme döneminde istihdam düzeyi artarken, daralma döneminde istihdam düzeyi düşer yada işsizlik açısından bakıldığında; daralma döneminde işsizlik artarken, genişleme döneminde azalır. O halde ekonomik dalgalanmada, zirvede işsizlik en düşük düzeyde iken dip olduğunda işsizlik en yüksek seviyededir. Üretim açığı, ekonominin fiili hasılası ile mevcut kaynakların tam istihdam edilmesiyle üretilebilecek olan hasıla arasındaki fark olarak tanımlanır.
EKONOMİK DALGALANMALAR Menkul Kıymetler Piyasası ve Ekonomik Dalgalanmalar Bu piyasalardaki dalgalanmalar aslında ekonomik dalgalanmaların nedeni olmaktan çok bir sonucudur. Ekonomi durgunluğa girdiğinde ilk ve en hızlı etkilenen piyasa, menkul kıymetler piyasasıdır. Enflasyon ve Ekonomik Dalgalanma Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlar biçiminde tanımlanan enflasyonun genellikle ekonomik dalgalanmalarla uyumlu hareket ettiği gözlenmektedir.
EKONOMİK DALGALANMALARIN YUMUŞATILMASI: EKONOMİ POLİTİKASI Ekonomi politikası, devletin bir takım araçları kullanarak ekonomik değişkenlerin belli değerler almasını sağlamak şeklindeki belli amaçları gerçekleştirmeye yönelik çabalardır. Ekonomi politikaları ile Kabul edilebilir bir büyüme hızı sağlamak, Fiyat düzeyinin istikrarını sağlamak, İstihdam düzeyini artırmak, Gelir ve servet dağılımında adaleti temin etmek, Bölgeler arası kalkınmışlık farklılıklarını gidermek, Ödemeler bilançosu dengesini sağlamak gibi hedeflere ulaşılmaya çalışılır.
EKONOMİK DALGALANMALARIN YUMUŞATILMASI: EKONOMİ POLİTİKASI Ekonomi politikasının başlıca araçları ise şunlardır: Para politikası, Maliye politikası, Dış ticaret politikası, Gelirler politikası.
EKONOMİK DALGALANMALARIN YUMUŞATILMASI: EKONOMİ POLİTİKASI Ekonomi politikasında bir diğer ayrımda amaca bağlı olarak istikrar politikaları ve büyüme politikaları şeklinde yapılmaktadır. Ortodoks istikrar politikaları İstikrar politikaları genellikle para ve maliye politikalarının bir bileşimi olarak uygulanır. Heterodoks istikrar politikaları İstikrar politikaları para ve maliye politikalarının yanında gelirler politikası ve yapısal reformların da izlenmesi şeklindedir.