2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UYUM HAFTASI BAŞLADI

2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UYUM HAFTASI BAŞLADI 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı, 10 Eylül 2012 Pazartesi günü, Okul Öncesi ve 1. Sınıf öğrencileri için büyük bir coşkuyla başladı. Öğrencilerimiz, yöneticileri ve öğretmenleriyle Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları çatısı altında buluştular. Uyum Haftası törenimiz, saygı duruşu ve İstiklal Marşı nın ardından, Kurucu Temsilcimiz ve Okullarımız Genel Müdürü Sayın Hilal Erdinç in konuşmalarıyla başladı. Sn. Erdinç öğrencilere; Bugün ilk kez gördüğünüz bu turuncu binayı her gün biraz daha seveceğinizden hiç kuşkum yok. Bu yuvada sizlere; ödün vermediğimiz misyon ve vizyonumuzla Atatürk ilke ve devrimlerinin ışığında yürümeyi, hayallerinizden asla vazgeçmemeyi, çoğunluk içinde fark edilebilir olmayı, dürüstlüğü, erdemi, onuru öğretecek ve yüreğimizdeki sevgiyi paylaşacağız sizlerle derken; yönetici, öğretmen ve velilerimize duyduğu güveni dile getirerek başarılı bir eğitim öğretim yılı dileğinde bulundular. Daha sonra konuşan İlkokul ve Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin Kurtuluş, Atatürkçü düşünce ışığının bizleri her zaman aydınlatmasını belirterek sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yıl diledi. Ardından, Okul Öncesi ve 1. Sınıf öğretmenlerimizi tanıttı. Okul Öncesinden sorumlu Müdür Yardımcımız Sayın Yelda ÖZDOĞAN, konuşmalarında çağdaş ve kültürel değerlerin sentezlendiği kurumumuzda nitelikli bireyler yetiştirmek üzere hazır olduğumuzu bir kez daha vurguladı. 1-2. sınıflardan sorumlu Müdür Yardımcımız Sayın Semra BERKİN ise, iş birliğine dayalı bir yaklaşımla veli- okul bütünlüğünün daha da güçleneceğini belirterek öğretim yılına başlamanın coşkusunu dile getirdi. Programımız, kura çekimi sonunda şubeleri belirlenen öğretmenlerimizin, öğrencileri ile birlikte sınıflara alınmalarıyla devam etti. Veli, öğretmen ve yöneticilerimizin bir arada olduğu çay molasının ardından Program Geliştirme Uzmanımız Sayın Aslı UYSAL, uygulanacak eğitim öğretim programı hakkında velilerimizi bilgilendirdi. Daha sonra sınıflara yönlendirilen velilerimiz, okulda ilk günlerini yaşayan çocuklarıyla buluştular. Uyum Haftasında öğrencilerimiz, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla tanışıp kaynaşacaklar. Birlikte oyunlar oynayıp şarkılar söyleyecek, resimler yapacaklar. Kurumumuzda bulunmanın güvenini taşıyarak öğrenim yaşamlarının bu ilk haftasında, okula alışmanın sevincini ve gururunu yaşayacaklar. olarak yarınlarımızın güvencesi olan çocuklarımıza hoş geldiniz diyor ve onları sevgiyle kucaklıyoruz İletişim Bülteni 1

2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NA COŞKULU VE MUTLU BAŞLADIK 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı, 17 Eylül Pazartesi günü başladı. Yeni öğretim yılı açılış törenimizde heyecanımızı; Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Direktörü Prof. Dr. Sayın Ali HABERAL, Başkent Üniversitesi Genel Sekreteri Dr. Sayın Hayri ÖZTÜRK, Kurucu Temsilcimiz ve Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ, Okul Müdürlerimiz, Müdür Yardımcılarımız, öğretmen, öğrenci ve velilerimizle paylaştık. 2 İletişim Bülteni

Törenimiz, Atatürk ve şehitlerimiz anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. 10. sınıf öğrencilerimizden Gül Melis SIR ın günün anlamı ile ilgili okuduğu şiirin ardından, okulumuzda uzun yıllar önce öğretmen ve yönetici olarak çalışan Sayın Şengül TECER bir konuşma yaptı. 1946 da kurulan okulumuzun köklü ve başarılı geçmişinden söz eden Sayın TECER, aynı kültürün geliştirilerek sürdürülmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İlkokul- Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin Kurtuluş açış konuşmalarında, eğitimin bir sorumluluk olduğunu ve bu sorumluluğun bilincinde olmaktan duyduğumuz mutluluğu ifade etti. Atatürk ilke ve devrimleri ışığında, akılcı, çağdaş, çalışkan, saygılı, sorumluluk sahibi, çevresine karşı duyarlı ve kendine güven duyan bireyleri topluma kazandırmanın huzurunu vurguladı. Daha sonra her sınıftan olmak üzere birinci sınıf öğrencilerimiz, okulla ilgili duygularını bir şiirle dile getirdiler. Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM yaptığı konuşmada, Cumhuriyetimizi ve Atatürk ün düşüncelerini sonsuza kadar yaşatma sorumluluğunun bilincini vurgulayarak dün olduğu gibi bundan sonra da hep birlikte başarmanın onurunu paylaşacağımızı ifade etti. Törenimiz, 8. sınıf öğrencilerimizin modernize ettikleri halk oyunları ile devam etti. Daha sonra geçen yıl Anadolu Lisemizi birincilikle bitiren öğrencimiz Öykü DALGIÇ, okulumuzda edindiği değerleri yansıtan bir konuşma yaptı. Lise öğrencilerimizin dans gösterisi ve okul bandomuzun şarkıları, öğretim yılının başlamasıyla ilgili coşkumuzu daha da artırdı. Tüm öğrencilerimizin okuduğu Andımız ın ardından ilk ders zilinin çalmasıyla birlikte öğrencilerimiz, öğretmenleri eşliğinde sınıflara alındılar. Okula başlamanın coşkusu, 17 Eylül ile başlayan hafta süresince sınıflarımızda ve okul koridorlarımızda daha bir farklı yaşandı. Eğitim öğretimin önemi sınıflarda işlenirken arkadaşlığın ve paylaşımın güzelliği öğrencilerimizin oyunlarına yansıdı. Bizler de, Atatürk ün Mutluyum, çünkü başardım. sözünü hedef alacaklarından hiç kuşku duymadığımız tüm öğrencilerimize sağlıklı, mutlu ve başarılı bir eğitim yılı diliyoruz. OKULUMUZ AÇILDI 17 Eylül sabahı çok heyecanlıydım, çünkü bugün arkadaşlarımı görecektim. Acaba benim gibi onlar da büyümüş, değişmişler miydi? Bir an önce evden çıkmak ve okula gitmek için sabırsızlanıyordum. Yol boyunca okulumu, öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı düşündüm. İşte beklenen an gelmişti Okulumun bahçesinde arkadaşlarımla birlikte gülüşmeye, koşuşturmaya başlamıştık bile Okul Müdürümüz ve öğretmenlerimiz, bizleri sımsıcak gülüşleriyle karşıladılar. Açılış töreninden sonra Okul Marşımızı söylerken kalp atışlarımın sesini duyuyordum. Sınıftan içeri girdiğimizde yeni arkadaşlarımızın aramıza katıldığını gördüm. Teneffüste onlarla tanışmak için can atıyordum. Okulumuz açıldı. Okul bahçemiz, sınıflarımız, satranç masalarımız, spor salonumuz, yemekhanemiz ve kantinimiz bizleri bekliyor. Öğretmenlerimiz bizim için emek harcayacaklar. Bizler de yarın yine okulda olacağız. Bu beni çok mutlu ediyor. OKULUMUZ AÇILDI Sedef SUCU 5/C (Yayın Kurulu Üyesi) Okulumuz açıldı, herkes sevinç içindeydi. Bazı arkadaşlarım üstüme atlar gibi oldu, tabi sevinçtendi. Çünkü ben de aynen onlar gibiydim. Tüm okul çok mutluydu. Yeni bahçemiz eskisinden de güzeldi. Öğretmenim, bizi gördüğü için çok mutluydu. En çok da yeni arkadaşlarımı merak ediyordum. Onlar da çok eğlenceli arkadaşlara benziyordu. Tam dediğim gibi çok eğlenceli bir okul. Hem eğlenmekten hem de öğrenmekten çok mutluyum. İrem ÖZDEMİR 3/B İletişim Bülteni 3

ANKARA NIN BAŞKENT OLUŞUNU COŞKUYLA KUTLADIK Ankara nın başkent olarak kabul edilişinin 89. yıldönümünü, 15 Ekim 2012 Pazartesi günü okulumuzda yaptığımız törenle kutladık. Törende, Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluş öyküsündeki dayanak noktalarından olan 13 Ekim 1923 tarihinin önemi, Anadolu Lisesi öğrencimiz Mehmet Gönen SAKALLIOĞLU tarafından açıklandı. Atatürk ün Kurtuluş Savaşı sürecinde, siyasi ve stratejik anlamda Ankara ya olan inancı ve bu konudaki kararlılığı vurgulandı. Ortaokul 8. sınıf öğrencimiz Oya Yaren KARACA ise duygularını bir şiirle dile getirdi. Okul bandomuzun, CD Blok galeri boşluğundaki Ankara Marşları ve Türküleri nden oluşan konserine, tüm öğrencilerimiz coşkuyla katıldılar. olarak bizler, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında Cumhuriyet imizi ve onunla özdeşleşen çağdaş başkentimizi nesiller boyu yaşatacak olmanın onurunu taşıyoruz. ŞEHRİMİZDE GURURLUYUZ Güzel şehrimizin, ülkemize başkent olduğu gün 13 Ekim 1923 tarihi Bazen düşünürüm, her etkinlik İstanbul da yapılıyor, keşke orada otursaydık diye Sonra aklıma Ata m gelir. O, Ankara dediyse bir bildiği vardır mutlaka derim. Sırf bu yüzden bile mutlu olurum, gurur duyarım Ankara da yaşadığım için. Öğretmenimden öğrendim ki haksız da değilmişim. Güvenlik yönünden, bakanlıkların bulunması yüzünden, Ata mızın başkanlığında bir heyet kararıyla başkent olmuş Ankara. Şehrimiz her geçen gün şaşırtıyor artık beni. Adının anlamı ve öyküsü, kurtuluş mücadelesindeki yeri ve önemi Öğrendikçe daha çok seviyorum başkentimiz Ankara yı Atakan GÜDÜLLÜOĞLU 5/A ANKARA NIN BAŞKENT OLUŞU Kurtuluş Savaşı yıllarında başkent olarak düşünülen Ankara, 13 Ekim 1923 te, TBMM de alınan kararla başkent olmuştur. Ankara nın başkent olmasının sebeplerinden biri yurdumuzun ortalarında oluşudur. Böylece yönetime kolaylık getirmiş, Kurtuluş Savaşı nı idare etmek daha kolay olmuştur. Ankara başkent olduktan sonra cumhuriyetin ilanı için ilk adım atılmıştır. TBMM burada açılmıştır. Daha sonraki yıllarda çok gelişen Ankara da modern yapılar, büyük apartmanlar yapılmıştır. Üniversiteler açılmış, fabrikalar kurulmuştur. Başbakanlık ve bakanlıklar başkentte yer almıştır. Her yıl 13 Ekim de, Ankara nın başkent oluşunu coşkuyla kutlarız. Efe ERŞEN 4/A ANKARA NIN BAŞKENT OLUŞU Ankara, 13 Ekim 1923 te başkent oldu. Ankara neden başkent seçildi? Çünkü İstanbul, düşmanlar tarafından kolayca ulaşılabilecek bir yerdeydi. Ancak Ankara, Kurtuluş Savaşı yıllarında düşmanlar için ulaşılması zor, milletimiz için daha kolay varılabilecek bir şehirdi. TBMM de burada kurulduğu için Ankara başkent seçildi. Ankara başkent olunca evler, okullar, hastaneler daha modern bir şekilde yapıldı. Üniversiteler, müzeler ve tiyatrolar açıldı. Genelkurmay Başkanlığı da Ankara da yer aldı. Ankara nın nüfusu arttı. Bugün Ankara, aynı zamanda bir kültür ve sanat şehridir. Ankara da yaşamaktan mutluyum, çünkü bu şehri çok seviyorum. Zeynep ACER 4/A (Yayın Kurulu Üyesi) 4 İletişim Bülteni

CUMHURİYET COŞKUSU olarak; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mızı Ata mıza yaraşır bir biçimde kutladık. Katılımın üst düzeyde olduğu törenimizde yönetici, öğretmen, veli, öğrenci ve diğer çalışanlarımızla bir arada yaşadığımız Cumhuriyet coşkusu görülmeye değerdi. Törenimiz, Okul Bandomuzun sunduğu Cumhuriyet marşları ile başladı. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ile aziz şehitlerimiz anısına saygı duruşunun ve İstiklal Marşı nın ardından, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Kenan ARAZ ın kutlama mesajları okundu. İlkokul-Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin KURTULUŞ konuşmalarında, Cumhuriyet kazanımlarının altını çizerek bu değerlerden asla ödün verilemeyeceğini vurguladı; bu anlamda üstlendiğimiz misyonun önemine değindi. Törenimiz; Cumhuriyet e giden süreçteki mücadeleyi anlatan Çanakkale türküleri, keman dinletisi, Atatürk Oratoryosu, koromuzun seslendirdiği şarkılar, halk oyunları ve bale gösterileriyle devam etti. Atatürk İlke ve Devrimleri ışığında yol almanın onuru ile Bandomuz eşliğinde bayrak gösterisini izledik, Onuncu Yıl Marşı nı coşkuyla söyledik. Kurucu Temsilcimiz ve Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ in kapanış konuşmaları, günün önemini daha da anlamlı kıldı. Cumhuriyetin yadsınamaz önemine değinen Genel Müdürümüz, katılım konusunda gösterdikleri özenden dolayı öğrencilerimizle duyduğu gururu dile getirdi, velilerimize teşekkür etti. Başkent Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof Dr. Sayın Şeref MİRASYEDİOĞLU ise yaptığı konuşmada; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nı bizlerle birlikte kutluyor olmanın mutluluğunu belirterek Cumhuriyet değerlerine sahip çıkma konusunda gençlere olan güvenini ifade etti. Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmanın sorumluluğu ve onuruyla bir kez daha diyoruz ki: Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! İletişim Bülteni 5

ATATÜRK CUMHURİYETİ Aslında iki tür cumhuriyet vardır; bunlardan biri rejimdir, yani kimi ülkelerin uyguladığı bir yönetim şeklidir. Diğeri ise, işte o çok farklıdır; biz ona Atatürk Cumhuriyeti diyoruz. Türk insanı için sadece bir rejim midir cumhuriyet? Atatürk Cumhuriyeti öyledir ki temelinde bir tarih yatar, efsaneler yatar, kahramanlar yatar. O diğerlerinden farklı; en önemli farkı da bir bedel ödeyerek, vatan uğruna dökülen kanlarla kurulmasıdır. Kimdir bu kanı döken? İşte yaşlı, genç, kadın, erkek hepsinin tek bir adı vardır: Mehmet!. Onlardır bu vatan uğruna canlarını veren; yani aslında Atatürk Cumhuriyeti halktır, halktan doğmuştur. Bu, damarlarında dolaşan asil kanın farkında olan Türk milleti olduğu sürece var olacaktır. Peki, neden Atatürk Cumhuriyeti? Biz buna neden Atatürk Cumhuriyeti diyoruz? Çünkü bu Cumhuriyet halkın kendisidir, işte o halka bedel ödemesi için yol gösteren ışıktır Atatürk. Atatürk öyledir ki, karanlık Türkiye nin üstüne bir güneş gibi doğan Türkiye profilini çizmiş, en önemlisi de bu planlarını gerçekleştirmiştir. Bunu yaparken yanındaki tek destekçisi halkı olmuştur. Yani, aslında bu Cumhuriyet, Atatürk le beraber var oldu ve en sonunda Atatürk onu ait olduğu yere, Türk milletine armağan etti. Sonuç olarak bizim Cumhuriyetimiz farklıdır; öyle kurulu olan düzenin üstüne yapay bir şekilde oturtulmamıştır. Bizim milli marşımızın adı İstiklal Marşı dır. İşte özgürlük arzusuyla yanıp tutuşan bu milletin simgesidir Cumhuriyet. Al bayrağın üstüne işlenen ay yıldızı yüreklerinde taşıyan Türk insanını anlatır. Türk ün içindeki cevher sönmedikçe Atatürk Cumhuriyeti de ilelebet var olacaktır! Arın TEKİNEL FL11/A 6 İletişim Bülteni

BİR YAŞAM TARZIDIR CUMHURİYET Cumhuriyetin sözlük anlamı; ulusun kendi egemenliğini kendi elinde bulundurduğu rejimdir. Cumhuriyet, şu an dünyamızdaki en demokratik ve birçok ülkenin tercih ettiği yönetim şeklidir. Öyle ki, toplumlar bu yönetim şeklini benimseyerek diğer yönetim biçimlerini tarihin sayfalarına gömmüştür. Bence Cumhuriyet, bir rejimden öte bir yaşam tarzıdır. Herkesin seçme seçilme hakkının olduğu, insanların kendi geleceklerini kendilerinin planlayabildiği, yaşamak istedikleri yeri, sahip olmak istedikleri meslekleri; hangi siyasi görüşte olursa olsunlar düşüncelerini özgürce söyleyebilecekleri bir yaşam tarzıdır. Bir ülkenin özgürlüğü sanat eserlerine, düşünce özgürlüğüne verilen değerden anlaşılır. Cumhuriyet, toplumun aynası olan karikatürlerinin, sanat eserlerinin özgürce sergilenebilmesi, basın-yayın organlarının sansürsüz bir şekilde yayın yapmasıyla doğru orantılıdır. Çünkü özgür ülkelerde sanatçı ve medya her zaman hürdür ve çalışmalarını istedikleri şekil ve koşulda sürdürürler. Cumhuriyet, ülkelerin bağımsızlığı için de çok önemlidir. Egemenlik hakkı kısıtlanmış, sömürülen ülkeler kendi dillerini konuşmaktan, kendi bağımsızlık marşlarını söylemekten, kendi yer altı kaynakları kullanmaktan, tarım ürünlerinden faydalanmaktan bile mahrum bırakılıyorlar. Bu ülkeler aynı zamanda kendi yöneticilerini seçemiyorlar; çünkü üzerlerinde, daha güçlü ülkeler tarafından uygulanan ve insanların altında ezildiği bir baskı var. Bütün bunları dikkate alarak düşündüğümüz zaman cumhuriyetin, ülkelerin bağımsızlığı, insanların özgür yaşayabilmesi için olanaklar sunan tek rejim olduğunu zaten fark ederiz. Bizim de sahip olduğumuz bu rejimin ne ifade ettiğini bilmeli, anlamalı, her zaman benimseyip ilelebet korumalıyız. Dilay DİZDARLAR FL9/A İletişim Bülteni 7

CUMHURİYET Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelendiği, seçimlerle gerçekleştirilen bir yönetim biçimidir. Cumhuriyet yönetim biçiminde yöneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır. Kısacası Cumhuriyet, egemenliğin milletin elinde olduğu yönetim şeklidir. Bizim için ise Cumhuriyet, Atatürk ün çizdiği çağdaş uygarlık yoludur. Özgürlüktür, yönetim biçimidir ve Ata mızın en büyük eseridir. Özgürlüğün, eşitliğin, adaletin tek dayanağıdır. Cumhuriyet, topluma birçok yenilik getirmiştir. Bunlar siyasal, toplumsal, hukuk, eğitim ve ekonomi alanında yapılan yeniliklerdir. Bunun gençlik için önemi yüce önder Mustafa Kemal ATATÜRK ün söylediği şu sözden ileri gelmektedir: Ey yükselen yeni nesil, Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz. Gençliğin görevi Cumhuriyeti sürdürmektir, bunu yapmak için de Cumhuriyetin bize sağladığı olanakları iyi değerlendirmeli ve korumalıyız. Atatürk bir sözünde de Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. demiştir. Onun bizlere olan güvenini boşa çıkarmamalı, Cumhuriyeti onun bize emanet ettiği şekilde korumayı bir görev olarak bilmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti, laik ve demokratik anlayıştan taviz vermeden, büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerlemektedir. Buna hiçbir güç engel olamayacak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonsuza kadar yaşayacaktır. Yeter ki bizler, Atatürk ün mirası olan bilimsel ve akılcı yoldan ayrılmayalım. Baran DİLOĞLU FL9/A 8 İletişim Bülteni

CUMHURİYETİMİZ Cumhuriyet, bizim hür olmamızın, kimseye ve hiçbir devlete bağlı olmadan yaşamamızın göstergesidir. Benliğimizi korumamızı ve kaybetmememizi sağlayan Cumhuriyettir. Bir devlete veya bir kişiye bağlı olduğumuzda, bizi biz yapan her türlü değerden kopmuş bir ülke oluruz. Dilimiz, dinimiz ve kültürümüz olmaz. Eğer bir ülke dilini, dinini ve kültürünü unutursa, başka milletler tarafından sömürülür ve hür olamaz. Cumhuriyet bizim hürriyetimizdir. Bir vücudun kan pompalayan ve yaşamasını sağlayan kalbi gibidir Cumhuriyet. Yaşam kalp attıkça devam eder; bizim bağımsızlığımız da Cumhuriyet oldukça yaşar. Eğer bugün, bu kadar rahat yaşıyorsak sebebi bağımsızlığımızdır. Eğer bugün özgürce konuşuyor ve ibadet ediyorsak, sahip olduğumuz hürriyet sayesindedir. Eğer gelecekte de hür olmak istiyorsak Cumhuriyetimize sahip çıkmamız gerekmektedir. Beyza DURMUŞOĞLU FL9/A CUMHURİYET Bir nefes bin izin isterken Kuruldu birden Cumhuriyet Hayat bize göz kırptı Gözleri kapalıyken Karanlık bölündü böylece Güneş doğdu tekrar üstümüze Ne kadar hasret kalmışız ki bu güne İlelebet devam edecek o bizimle O, sadece o vardı arkamızda Asil duruşlu her zaman aramızda İşte bugün 29 Ekim Nefesi hâlâ yanımızda Ahmet Sezer ÖREN AL9/B CUMHURİYETE KAVUŞMAK Ulusumuzun tarihini yaşatan, o günleri anlamamızı sağlayan coşkuyla kutladığımız pek çok resmî bayramımız var. Hepsinde ayrı ayrı duygular hissederim. Ancak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nı daha farklı hissediyor, daha farklı yaşıyorum. Neşe, mutluluk, hüzün, gurur Hepsini aynı anda hissedebiliyorum. Bağımsızlığımızı elde etmek için yapılan savaşları, dökülen kanları, yokluğu, yoksulluğu, açlığı, acıyı ve bunlara rağmen tek yürek verilen mücadeleyi düşünürüm. İçim sızlar, gözlerim dolar. Ulu Önder Atatürk ü düşünürüm. Onun çocuklarından biri olmaktan gurur duyarım. Atalarımızın yılmadan, özveri ile her türlü fedakârlıkla kazandıkları zaferleri hatırlarım. Bunun sonunda Cumhuriyet e kavuştuğumuz için içime huzur, neşe ve mutluluk dolar. Bütün bu duyguları hissettiren bayram da benim gerçek bayramım, işte budur diyorum. Bu bilinçle ülkeme, Cumhuriyetime, Atam a ve emanetlerine sahip çıkmam gerektiğini bir kat daha anlıyorum. Bana düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum. Eda AYTEKİN 8/A CUMHURİYET DEMEK HÜRRİYET DEMEK Yaşımızdan dolayı ailemizden izin isteriz bir şey yaparken Vermediklerinde de çok üzülürüz, mutsuz oluruz. Çoğu zaman isteklerimize evet deseler de bir iki kez bile hayır demeleri üzer bizi. Peki, ülkemizde yaşama hakkımız için izin istememiz nasıl olurdu? Eğer Cumhuriyet olmasaydı, Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı, bizler belki de sadece yaşamak, bu topraklarda nefes almak için izin isteyecektik Ne acı! Bu yüzdendir ki Cumhuriyet demek hürriyet demek, Cumhuriyet demek özgürlük demek, rahat nefes almak demektir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk e teşekkürlerimizi iletirken, özgürlüğümüzü öncelikle düşünmeliyiz. Ancak böyle çok çalışabilir, Ata mızın yolundan gidebiliriz. Şimal DÖLEK 5/B İletişim Bülteni 9

CUMHURİYET İÇİN Cumhuriyet, Atatürk ün bizlere armağan ettiği en büyük ve en özel hediyedir. Cumhuriyet yönetiminin olmadığı bir ülkede yaşamak, aç ve susuz yaşamak kadar zordur. Özgürce düşüncelerini ifade edememek, sürekli olarak başkalarının boyunduruğu altında yaşamak, yaşamak değildir. Atatürk, 29 Ekim 1923 tarihinde yeni kurulmuş olan Türk Devleti yönetiminin Cumhuriyet olduğunu ilan etmiştir. Böylece saltanatı kaldırarak tüm halkın yönetime katılmasını sağlamış ve egemenliği halkın kendisine vermiştir. Bana göre Cumhuriyetin ilanı Türk milleti için bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyet daima özgürlüğü, gelişimi hatırlatır. Özgürlük, bu memleketin her karış toprağı için, bu millet için dökülen kanı, verilen canları, soğuk kış günlerinde kucağında bebeği, sırtında cephane taşıyan çilekeş anaları anlatır. Özgürlük; gözü yaşlı, yollarda sevdiğini bekleyenleri, çıplak ayaklarıyla çocuk yaşta cepheye koşan canları, yeni doğmuş yavrusunu bağrına basamadan can veren şehitleri düşündürür. Özgürlük, kıymet bilmeyi gerektirir. Bizlere bu bayramı armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına minnettarız. Onların emanetini korumalı, sahip çıkmalıyız. Bu ülke hepimizin, bu coşkuyu hep birlikte yaşamalı, milli birlik ve beraberlik duygumuzu hiçbir zaman kaybetmemeliyiz. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! Ayça ÖZSİPAHİ 7/C 10 İletişim Bülteni

YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ Cumhuriyetimizin 89. yılını onurla kutladık Cumhuriyet Bayramımızda. Bunca yıl içinde neler yaşandı, neler kaybedildi, neler başarıldı Şimdi başardıklarımızı kutlama zamanı dedik 28 Ekim 1923 te bütün hazırlıklar bitmiş ve Mustafa Kemal Paşa Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz. demiştir. Her şey bu cümleden sonra başlamış, 29 Ekim 1923 tarihinde dediği gibi yeni yönetim şeklimiz cumhuriyet ilan edilmiştir. Türk halkı bundan sonra daha ferah, özgürce ve eşitlikler içinde yaşamaya başlamıştır. Şu anda o anları yaşamayı, o heyecana ve coşkuyla tanık olmayı isterdim. Ancak şimdi Atatürk e karşı minnettarım, Türk genci olarak onun kurduğu cumhuriyeti devam ettirmekten onur duyuyorum. Mustafa Kemal Atatürk ün bizlere armağan ettiği bu kutsal topraklarda, bizden sonraki nesillerin de bu değere sahip çıkmasını diliyorum. Dilara DİNÇER 6/B CUMHURİYET BAYRAMIMIZ 29 Ekim 1923 te Atatürk ün sayesinde Cumhuriyete kavuştuk. Ülkemiz kurtuldu Cumhuriyet kuruldu Hürriyet kabul oldu. Atam! Güzel Atam! Rahat uyu Atam! Bugün bizim bayramımız. Berkay PAMUKOĞLU 3/A (Yayın Kurulu Üyesi) İletişim Bülteni 11

İÇERİK TABANLI DİL EĞİTİMİ (CLIL) VE CAMBRIDGE ESOL SINAVLARI İngilizce, günümüzde uluslararası dil, iletişim dili veya dünya dili olarak adlandırılır. Dünyada İngilizce konuşan insan sayısı 1.8 milyar civarında olup, 1 milyar kadar insan tarafından da öğrenilmekte ya da ikinci yabancı dil olarak kullanılmaktadır. Görülüyor ki; en yaygın kullanılan dil özelliğine sahip olan İngilizce öğrenmek bir ihtiyaç, hatta bir zorunluluk halini almıştır. Bu bilgiler ışığında, öğrencilerimizin, İngilizceyi doğru ve akıcı konuşmalarının yanı sıra uluslararası standartta öğrenmeleri ve ileride yurtdışı eğitimi ve uluslararası kariyerlerinde gerekli olan İngilizce sınavlarında başarılı olabilmeleri; yabancı dilde bilgi toplamalarına, sentez ve değerlendirme yapabilmelerine olanak sağlayacak şekilde yetiştirilmeleri amacı ile; 2011-2012 Eğitim Öğretim yılından itibaren geçerli olmak üzere yeni bir programa geçilmiştir. Okulumuzda Ana sınıfı, 1, 2 ve 3. sınıflarda uygulamaya koyduğumuz program olan ve tüm dünyada son on yıldır kullanılmaya başlanan CLIL (İçerik Tabanlı Dil Eğitimi); özde, öğrencinin branş derslerinde öğrendiği bilgileri İngilizceyi kullanarak pekiştirmesi, İngilizcede öğrendiklerini diğer branşlarla da bağdaştırabilmesidir. CLIL yaklaşımı aynı zamanda 4. sınıftan itibaren uygulanan ESOL sınavları için temel oluşturmaktadır. İngilizce eğitimimiz 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarımız için Cambridge Complete Solutions başlığı altında toplanmıştır. Okulumuzda uygulanan bu programın, merkezi İngiltere de bulunan Cambridge University Press tarafından Ulusal Proje ilan edilmesi ve Türkiye deki diğer eğitim kurumlarına örnek teşkil etmesi bizlere haklı bir gurur yaşatıyor. Bu yeni program ile öğrencilerimizin uluslararası standartta İngilizce öğrenmelerini sağlıyor ve İngilizce seviyelerini uluslararası geçerliği olan Cambridge ESOL sertifikaları ile belgelendiriyoruz. Mayıs 2012 tarihinde okulumuzda uygulanan ESOL Young Learners ( Starters, Movers, Flyers), KET ve PET sınavlarının sertifikaları, Cambridge Yayınevi Temsilcisi ve ESOL sınavları sorumlularının okulumuzda yaptığı bilgilendirme paylaşımından sonra törenle öğrencilerimize verilmiştir. KET sınavına giren 66 öğrencimizden 44 ü sınavı geçmeye hak kazanırken; 11 öğrencimiz Üstün Başarı Belgesi, 11 öğrencimiz ise Onur Belgesi almaya hak kazanmıştır. Öğrencilerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. 12 İletişim Bülteni

BOZKIRIN TEZENESİ BİR GARİP OZAN: NEŞET ERTAŞ At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur. derler. Şaman dualarından Dedem Korkut a, Dedem Korkut tan Köroğlu na, Yunus Emre ye, Pir Sultan Abdal a, Karacaoğlan a, Dadaloğlu na ve çağımızın büyük ozanlarına dek sürüp geldi bu güzel dil. Ozanlarımız hep doğru görüp doğru söyleyen bu dille, bize yalnızca bu dünyayı sevdirmekle kalmadılar; daha mutlu ve daha adil bir dünyanın geleceğini de söylediler. İşte o ulu ozanların çağımızdaki temsilcilerinden biri de yakın zamanda kaybettiğimiz bir Garip ozan, Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş tır. Kırk yıldır adı türkü ve bağlamayla birlikte anılan Neşet Ertaş ın yoksulluk, gurbet ve ayrılıklarla dolu hayat hikâyesini, nda, 15 Ekim 2012 Pazartesi günü okulumuzun değerli mensuplarıyla paylaştık. Beş yüzün üzerinde bestesi bulunan ve birçok sanatçıya da besteleriyle hayat veren çağımızın en büyük ozanını sevgiyle ve saygıyla andık. Neşet Ertaş türkü demek, bağlama demekti. Binlerce yıldır çalınıp söylenen türkülerle kendini anlatan, ruh ve gönül macerasını saza, söze döken değerli ozanı kendi sesinden dinledik. Dillere, gönüllere yerleşen eserlerini, sahnemizde bir kez daha seslendirdik. O, Türk halkının bağrından doğmuş ve yine bu halkın gönlünde efsane olmuş, gelmiş geçmiş en büyük bozlak ustalarından biriydi. Sanatçımızın bu değeri UNESCO tarafından da keşfedilmiş ve yaşayan insan hazinesi olarak nitelendirilmişti. Son olarak dile döktüğü, Tükendi ömrümün çoğu gidiyor Cahil ömrüm geldi geçti yel gibi Sevdiğim uzaktan seyrediyor Beni görüp bakınıyor el gibi Uzun yoldan gelmiş gibi yorgunum Ne kimseye küskün ne de dargınım Bir ahu gözlüye candan vurgunum Garip gönlüm kapısında kul gibi dizeleriyle bu dünyadaki yolculuğunu tamamladı büyük ozan. Mütevazı kişiliği, sonsuz bir insan sevgisiyle dolup taşan, ancak yorgun yüreğiyle veda etti bizlere 25 Eylül 2012 de. Ardında yüzlerce beste ve milyonlarca seven bırakarak İletişim Bülteni 13

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ YLE ORTAK PROJEMİZ OLAN AVRUPA BİRLİĞİ AİLELER VE ERGENLER SİGARAYI BIRAKIYOR PROJESİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİK SİGARASIZ TOPLUM, NEFES ALAN DÜNYA Son yıllarda, sigara bağımlılığı sorunu ülkemizin ve dünyanın gündeminde önemli bir yer almaktadır. Kötü sonuçlarının herkes tarafından açıkça bilindiği bu bağımlılıkla mücadelede, tüm dünyadaki sağlık kuruluşlarınca çeşitli uygulamalar yapılmakta, önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde de 1996 yılından bugüne kadar çıkarılan kanun ve getirilen yasaklarla, sigara kullanımının önüne geçilmeye çalışılmıştır. ailesi olarak, ailemizin üyelerini oluşturan gençlerimizin sigara kullanımına yönelik farkındalıklarını artırmak, bilinç oluşturmak ve konuyla ilgili Türkiye ile dünyadaki uygulamalar hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla 31 Ekim 2012 Çarşamba günü, okulumuzda bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdik. Konferansımızın merkezinde Aileler ve Ergenler Sigarayı Bırakıyor Projesi yer almıştır. Bu proje Avrupa Birliği çalışma komisyonunca yürütülen ve bölgedeki kurum ve kuruluşların katılımlarıyla gerçekleşen ortak bir projedir. Bu proje, Kasım 2009 ile Ekim 2012 arasında uygulanan ve ergenlerin ailelerle beraber sigarayı bırakmasını hedefleyen bir halk sağlığı projesidir. Projeye taraf olan ülkeler Yunanistan, Polonya, Romanya, Macaristan, Slovakya, Bulgaristan, Kıbrıs Rum Kesimi, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyetidir. Konferansımızda projenin uygulama basamaklarından ve sigarayla ilgili bilmemiz gereken yasal uygulamalardan, düzenlemelerden söz eden değerli akademisyenler, öğrencilerimizle paylaşımlarda bulunmuştur. Başkent Üniversitesi öğretim üyesi ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Sayın Seval AKGÜN bizleri, Türkiye de Ergenlik Döneminde Sigara Kullanımı konusunda aydınlatmış; Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Sayın Evin ARAS KILINÇ ise Türkiye deki Sigara Kullanımı ile İlgili Yasa ve Politikalar dan söz etmiştir. Orijinal adı EU Families&Adolescents Quit Tobacco olan bu halk sağlığı projesinin Yunanistan temsilcisi ve Proje Koordinatörü olan Dr. Sayın Pania KARNAKI, projenin odak noktası olan gençlerimiz için bu projenin hedeflerini, amaçlarını ve temel adımlarını paylaşmıştır. Ayrıca eufaqt projesi kapsamında yapılan müdahale ve değerlendirmeleri de açıklayarak konuyla ilgili Avrupa da yapılan çalışmalar hakkında bizleri aydınlatmıştır. Bilgilendirme toplantımızın ikinci oturumunda ise akademisyenler, veli ve öğrenci temsilcilerimiz ile rehber uzmanımızdan oluşan tartışma kurulumuz, öğrencilerimizden gelen sorulara yanıt vererek sigara kullanımı/bağımlılığıyla ilgili samimi değerlendirmeler yapmışlardır. Sonuç olarak, sigara ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasında iletişim ve iş birliğinin kurulması; politik, mali ve lojistik alanlardaki destek mekanizmalarının geliştirilmesi ve teşvik edilmesi; sigara içme yasaklarının desteklenmesi ve kamu, ulaşım araçları ve okul gibi halkın bulunduğu alanlarda bu yasakların teşvik edilmesi ile sigara içmeyenlerin haklarına yönelik kampanyaların düzenlenmesi gerekliliği ortaya konmuştur. Bu kapsamda, olarak projenin tanıtılmasına ev sahipliği yapmakla, sağlıklı bir toplum olma yolunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmiş bulunuyor ve sağlıklı düşünen, üreten ve dinamik bir nesil yetiştirmek için, SİGARASIZ TOPLUM VE NEFES ALAN BİR DÜNYA için çalışıyoruz. 14 İletişim Bülteni

ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ - Anasınıfı öğrencilerimiz, öğretmenleri ile birlikte Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ İ ve İlkokul-Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin KURTULUŞ U makamlarında ziyaret ettiler. Keyifli dakikaların yaşandığı ziyarette, önce yöneticilerimizin odalarını inceleyen öğrencilerimiz meraklarını giderdiler. Daha sonra yöneticilerimizle sohbet edip fotoğraf çektirdiler. - Okulumuzda iki konuğumuz vardı: Badem ile Kraker. Öğrencilerimiz, Binicilik dersleri öncesinde BADEM ve KRAKER ile tanıştılar. Okul bahçesinde kısa bir gezintiye çıktıkları BADEM ve KRAKER ile zaman geçirmek, onlar için oldukça heyecan vericiydi. SİHİRLİ KENTE YOLCULUK İlgi uyandıran; yöresel, kültürel, mesleki ve güncel önem taşıyan her mekân çocuk için doğal öğrenme alanıdır. Alan gezileri, çocukların tüm gelişim alanlarını desteklemektedir. Gezilerde gözlem yapma, inceleme ve merak duygularını giderme fırsatını bulan çocuklar, bilişsel gelişimle ilgili kavramları da kazanmaktadırlar. Aynı zamanda yaparak yaşayarak öğrenme gerçekleştirilmekte, bilgilerin kalıcılığı sağlanmaktadır. *18 Ekim Perşembe günü Sihir Kente Yolculuk - Oz Büyücüsü adlı tiyatro oyununu izlemek üzere, Ana sınıfı ve birinci sınıf öğrencilerimizle birlikte AKM- Kentpark sahnesine gittik. Mutlu insanların yaşadığı çok güzel bir kasabada büyük bir fırtına çıkar. Küçük Zeliş ülkesinden çok uzaklarda Sihir Kent te bulur kendini. Burası renkli ve heyecanlı bir yerdir. Zeliş in tek amacı ülkesine tekrar geri dönmektir. Bu bilinmez yolculukta akıl isteyen korkuluk, kalp isteyen teneke adam ve cesaret arayışında olan bir aslan Zeliş e katılır. Dört kafadar isteklerine kavuşmak için, iyi kalpli olmayan cadıyı yenmek ve büyük sihirbaz Oz a ulaşmak zorundadır. Oyunu keyifle izleyen öğrencilerimiz, tiyatronun büyülü dünyasında müzik ve dansla bütünleştiler. İletişim Bülteni 15

VELİ PAYLAŞIM TOPLANTILARI Okulumuzdaki işleyişi tanıtmak, öğretmen-öğrenci-veli bütünlüğü ve iş birliği çerçevesinde beklentilerimizi karşılıklı görüşmek için İlkokulumuzda 22 Eylül 2012 Cumartesi günü; Ortaokul, Anadolu Lisesi ve Fen Lisemizde ise 29 Eylül 2012 Cumartesi günü veli paylaşım toplantıları düzenledik. Öğretmenlerimiz, yıl boyunca eğitim öğretim adına birlikte yol alacakları öğrencilerimizin velileri ile bir araya gelerek, akademik, sosyal ve kültürel anlamda hedeflerini açıkladılar. Velilerimize, öğrencilerin akademik gelişiminde etkin rol oynayan faktörler konusunda bilgiler verdiler. Okullarımızdaki tüm çalışmalara ilişkin bilgilerin paylaşıldığı toplantılardan bir sonrakinde öğrencilerimizin durumları da değerlendirilecek, hedefler ve beklentiler tekrar gözden geçirilecektir. TELEKOM İLETİŞİM MÜZESİ GEZİSİ HAYVANAT BAHÇESİ GEZİMİZ Tüm canlılar gibi hayvanların da yaşamımızdaki yeri ve önemi büyüktür. Onları yalnızca 04 Ekim Hayvanları Koruma Günü nde değil, her zaman çok seviyor ve koruyoruz. Ancak, çoğunun hangi ortam ve koşullarda yaşadığı hakkında bilmediklerimiz vardı. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla İlkokulu 2. sınıf öğrencileri olarak öğretmenlerimizle birlikte 12 Ekim 2012 Cuma günü Hayvanat Bahçesi ne gittik, gördük ve çok mutlu olduk. Hayvanlarla ilgili belgeselleri şimdi daha farklı bir gözle izliyoruz. Onlarsız bir dünya düşünemiyoruz. İletişim ve İnsan İlişkileri ünitesinde yer alan Bir Tuşla Dünya Evimize Geldi konusu ile ilgili olarak 7.sınıf öğrencilerimiz, 15 Ekim 2012 Pazartesi günü öğretmenleri eşliğinde Telekom İletişim Müzesi ne gittiler. Müzede; geçmişten günümüze iletişimin geçirdiği aşamalar öğrencilere tanıtıldı, daha sonra bazı örnekler üzerinde uygulamalı olarak gösterildi. İletişimin zaman içerisindeki değişim süreci hakkında bilgi edinen öğrenciler, konunun insan ilişkileri bakımından önemini bir kez daha fark ettiler. 16 İletişim Bülteni

HAYVANLARI SEVİYORUM Hayvanlar bizim için çok önemlidir. Onları korumalıyız, çünkü onlar da hayatın bir parçasıdır. Evcil hayvanlar bize arkadaşlık ederler. Bazıları bize yiyecek yaparken bazıları da yük taşırlar. Kelebekler, kuşlar ve diğer hayvanlar güzellikleriyle bizi mutlu ederler. Hayvanları çok seviyorum. Onlara iyi davranalım ve her zaman koruyalım. Cemre Su TUTAR 2/C HAYVANLARIN HAYATIMIZDAKİ YERİ Hayvanlar hayatımızın dört bir yanındadır. Onların etinden, sütünden, yumurtasından ve derisinden yararlanılır. Ayrıca köylerde hayvanlara yük taşımacılığı yaptırılır. Benim bir kedim vardı. Bir gözü mavi, bir gözü yeşildi. O bir Van kedisiydi ve adı Bıcır dı. Ben dört yaşındayken Bıcır ölmüş. Ben onu annemin ve dedemin anlattığı kadar hatırlıyorum. Biz Bıcır ı kırk beş günlükken almışız. Ona dedem ve annem bakmış. Bıcır bizde on üç yıl yaşamış. Dedemi, evde yokken sokak kapısında beklermiş; evdeki ayakkabılarına patilerini ve kafasını sokarmış. Dedemin, annemin anlattıklarından ve Bıcır ın fotoğraflarından onunla yaşadıklarımı ben de hatırlıyorum. Bıcır bizi çok severmiş, biz de onu çok severdik. Hâlâ onu çok özlüyorum. Keşke biraz daha bizimle yaşasaydı da onunla daha çok şey paylaşabilseydim. HAYVANLARI SEVELİM Hayvanları çok seviyorum. İnsanlar hayvanlara zarar verdiğinde çok üzülüyorum. Mesela, bazı insanlar hayvanları kürkleri, derileri ve dişleri için hep yok ediyorlar. Böylece hayvanların sayıları azalıyor ve nesilleri tükenebiliyor. Hepimiz hayvanları sevmeliyiz ve korumalıyız. Onlara, aç susuz kalmamaları için yiyecek ve su hazırlamalıyız. Yiyecek ve içeceklerini zamanında vermeliyiz. Evde beslediğimiz hayvanların aşılarını yaptırmalıyız. Defne ÖZKAN 2/B Ceylin ÖZEN 3/B HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ Her yıl 04 Ekim de, Hayvanları Koruma Günü kutlanır. Bugünün amacı, insanlara hayvan sevgisini hatırlatmaktır. Bu sevgi insanda mutluluğu artırır. Hayvanlara kötü davranmamalı, onları sevmeliyiz. Sokak hayvanlarına yemek vermeli, onları her zaman korumalıyız. Barınaklara götürerek onlara sevgi vermeliyiz. Ben bütün hayvanları seviyorum ve onlardan hiç korkmuyorum. Doruk Kayra FİRİDİN 2/A İletişim Bülteni 17

Müzik Etkinliklerimiz - Ankara nın Başkent Oluşu (13 Ekim) kutlamaları nedeniyle, 15 Ekim 2012 tarihinde okulumuzda yapılan törende okul bandomuz ve koromuzun sunumu büyük beğeni topladı. Tüm öğrencilerimiz, bütün marşlara ve şarkılara coşkuyla katıldılar. - 17 Ekim 2012 tarihinde, Müzik zümremiz tarafında hazırlanan yaylı ve nefesli çalgı gruplarının tanıtım konseri 3,4,5 ve 6. sınıfların katılımıyla okulumuz konferans salonunda gerçekleştirildi. Konserde öğrencilerimiz piyano, gitar, flüt, keman, saksafon klarnet ve çello yu tanıttılar. Etkinliğimize katılan Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı öğrencileri, bizlere unutulmaz bir konser sundular. Kurucu Temsilcimiz ve Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ in teşekkür konuşması ve günün anısına verdiği belgelerden sonra konser sona erdi. Spor Etkinliklerimiz 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Kasım ayından itibaren, sınıflar arası turnuvalarımız basketbol ile başlayıp daha sonra diğer branşlarda devam edecektir. Tüm öğrencilerimizi turnuvalarımıza bekliyoruz. Okul takımlarımız, bu yıl yine okullar arası müsabakalara katılmak üzere haftanın üç günü antrenman yaparak hazırlıklarına devam ediyorlar. *04-08 Ekim 2012 tarihinde, Türkiye Tenis Federasyonu tarafından Adana da düzenlenen 14 Yaş Tenis Turnuvası nda, 6/A sınıfı öğrencimiz Selin ÖVÜNÇ ( 11 yaşında olmasına rağmen) Türkiye Üçüncüsü olmuştur. Öğrencimizi yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. 18 İletişim Bülteni