Irak Özel Raporu 26.12.2012 İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü idris@platformforglobalchallenges.org http://www.platformforglobalchallenges.org İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü Kazım Karabekir Cad. No:2/13 34060 Eyüp İstanbul Tel: 0212 311 72 43 Faks: 0212 311 79 00 Giriş İşgalin gölgesinde seçimler Allavi nin zaferi Arap Baharı ve Suriye Irak yönetiminde Sünni-Şii gerilimi Haşimi hakkında terör suçlaması ve Erbil e gidiş Bağdat ve Şam da patlayan bombalar Haşimi-Barzani ittifakı Sonuç: Herkes kaygılı 1
Giriş Irak ta bulunan son ABD askerlerinin de çekilmesiyle birlikte 9 yıllık Irak işgali sona erdi. Peki, bu gidiş Irak a bahar getirir mi, yoksa fırtınalarla dolu bir sonbahara mı tanık olacağız? Bağdat ve Şam da patlayan bombaların birbiriyle ilişkisi var mıdır? Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi ye yöneltilen suçlamaların İran, Suriye ve Hizbullah bağlamında etkileri nelerdir? 2003 yılında Saddam Hüseyin in kimyasal silah bulundurduğu iddiasıyla Irak a giren ABD, bu topraklarda 9 yıl boyunca yaklaşık 170,000 asker ve 500 den fazla üsse sahipti. Savaşta resmi rakamlara göre 100 bin Iraklı ve 4.747 ABD askeri hayatını kaybetti. Bu rakamlara savaşın tetiklediği mezhepsel çatışmaları da eklersek yaklaşık 1 milyon Iraklının hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Irak temel olarak 3 önemli etnik/mezhepsel grup üzerinde şekillenen bir ülke. Sünniler, Şiiler ve Kürtler. Güney bölgesinde Şiiler, Kuzey de Kürtler ve ülkenin ortasında Al Anbar-Diyala - Salahadin üçgenine yayılan ve bugüne kadar yaşanan çatışmaların ve kayıpların en yoğun olduğu bölge olan Sunni Triangle yani Sünni bölgesidir. İşgalin gölgesinde seçimler Bir yandan işgal bir yandan da mezhep çatışmalarının gölgesinde Irak halkı istikrar için 2 kez sandık başına gitti. Irak ta; ABD nin geçici hükümetin başına atadığı İyad Allavi Başbakanlığında 2005 yılında tam 50 yıl aradan sonra ilk çok partili seçime girildi. İlk seçimlerde Sünni grupların boykotu kırılgan bir parlamento yapısı oluşmasına neden olmuştu. Yapılan seçimlerde Şii ittifakı büyük çoğunluğu elde etti. Şii Koalisyon olan Birleşik Irak İttifakı ülke genelinde %48,19 oy alarak 140 milletvekili çıkardı. Cumhurbaşkanı Celal Talabani Şii grubun adayı olan Nuri El Maliki yi hükümeti kurmakla görevlendirdi. Seçimden ikinci sırada çıkan Kürt İttifakı %25,73 oy alırken, Sünni koalisyon ise İyad Allavi adaylığında %13,82 oy alabildi. 2
Allavi nin zaferi 2010 yılında yapılan seçimlerin hemen öncesinde daha önce 275 olan milletvekili sandalye sayısı 325 e çıktı. Böylece temsiliyet oranın arttırılması hedeflendi. 2010 seçimlerinin galibi ise Sünni lider Tarık Al Hashimi nin desteklediği eski Başbakan İyad Allavi başkanlığındaki Irakiye İttifakı oldu. Irakiye İttifakı yüzde 24,48 oy oranı ile 91 sandalye kazanırken, Nuri El Maliki nin başkanlığındaki Hukuk Devleti İttifakı ise yüzde 24,02 ile 89 sandalye kazandı. Seçimler sonrasında Maliki nin seçimlerin hileli olduğunu ileri sürmesiyle uzun süre hükümet kurulmadı. 2010 seçim sonuçlarında hangi grubun hangi bölgeden çoğunluk elde ettiğine bakmakta fayda var. Örneğin bugünlerde özerklik talep eden ve Şii lider El Maliki nin karşı çıktığı Diyala, Salahaddin ve El Enbar bölgelerinde Sünni grup birinci olmuştur. Diyala da 8 Sünni milletvekiline karşı 4 Şii milletvekili, El Anbar da milletvekilliğinin tamamı olan 11 milletvekilliğini, Selahaddin de de yine milletvekilliğinin tamamı olan 8 milletvekilliğini Sünni grup almıştır. Bu bölgelerin yanı sıra; Musul ve Kerkük te de Sünni koalisyon birinci olmuştur. Basra, Kabil, Necef, Vasıt, Kerbela ve Musenne de ise Şii koalisyon birinci olmuştur. 2010 seçim sonuçları ve Irak Ulusal Meclisi milletvekili dağılımına ilişkin tablo alttadır. İttifaklar Oy % Milletvekili Iraqi National Movement (al-iraqiya) 2,849,612 24.72% 91 State of Law Coalition 2,792,083 24.22% 89 National Iraqi Alliance 2,092,066 18.15% 70 Kurdistan Alliance 1,681,714 14.59% 43 Movement for Change (Gorran) 476,478 4.13% 8 Unity Alliance of Iraq 306,647 2.66% 4 Iraqi Accord Front (al-tawafuq) 298,226 2.59% 6 Kurdistan Islamic Union 243,72 2.12% 4 Islamic Group of Kurdistan 152,53 1.32% 2 Azınlıklar 61,153-8 Toplam 11,526,412 100% 325 Sonuç olarak bu seçim sonuçlarına baktığımızda seçime giden süreçte Başbakan olan Nuri El Maliki nin seçimlerde ikinci olması sürpriz bir gelişme olmuştur. Bundan sonraki süreçte İyad Allavi nin Başbakanlık koltuğunu Nuri El Maliki ye bırakması ise yine istikrar açısından 3
önemli bir gelişme olmuştur. Böyle bir kararın alınmasının perde arkasında Irakiye İttifakı nın 3 önemli liderinden biri olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi nin Irak ın istikrarsızlığa giden yolun önüne geçme çabası olduğu bilinmektedir. 2010 seçimlerinin bölgelere göre dağılım haritası alttaki gibi gerçekleşmiştir. Arap Baharı ve Suriye Irak ta bütün bunlar yaşanırken, bir süreliğine dünya kamuoyunun ilgisi Tunus ta başlayan; Mısır, Yemen, Libya ve Suriye süreci ile devam eden Arap Baharı na kaydı. Tunus haricinde diğer ülkelerde bahar aslında tam düşünüldüğü gibi yürümedi. En kansız devrim olarak nitelendirilen Tahrir meydanı şu sıralar kanlı çatışmalara sahne oluyor. Askerin iktidarı ülkeyi yeni bir gerginliğe sürüklüyor. Libya da ise Bahar Batılı koalisyon güçlerinin yerel 4
halka destek vermesiyle geldi diyebiliriz. Ancak Arap Baharı konusunda Türkiye ve bölge ülkeleri için en önemli konu elbette Suriye rejiminin halk ayaklanmasına karşı gösterdiği kanlı direnç. Katliam seviyesinde yaşanan olaylar sadece Suriye ile ilgili değil elbette. İran, Hizbullah, Şiiler, Sünniler, Kürtler, Türkiye, ABD, Rusya, Lübnan, İsrail ve daha birçok parametreyi içerisinde barındıran bir ülke Suriye. Yani Cengiz Çandar ın deyimiyle; Suriye Sünni, Şii ve bölgesel dengeler konusunda, Suriye den fazlası aslında. Türkiye nin, Suriye ye rest çekmesi, ABD nin yaptırımlar uygulama baskısı, Arap Birliği nin gözlemciler göndermesi sonucunda Suriye dünya siyasetinin üstünde oynandığı bir alan haline dönüşmüş durumdadır. 23 Aralık Cuma günü Şam da bugüne kadar karşılaşılmamış bir şekilde Suriye muhaberatına yönelik bombalı bir patlamanın meydana gelmesi ile Arap Birliği gözlemcilerinin ülkeye girmesi aynı tarihlerde yaşanan gelişmeler. Uzmanların ilk tespitleri de gösteriyor ki bu durum mezhepsel çatışmalardan uzak bir konu değil ve tamamen Irak krizi ile ilintili. İran ın Suriye ile ilgili düşüncesi çok net: Suriye yi kaybetmek istemiyor. Küresel Sorunlar Platformu Danışma Kurulu Üyesi Soli Özel in 23 Aralık ta yaptığı ABD nin çekilmesiyle Irak ta ağırlığı artan İran, Suriye deki rejimi her ne pahasına olursa olsun kaybetmek istemiyor. Zira o takdirde Irak ta elde ettiği avantajın önemli bir kısmını yitirecek ve gücünü Suriye ve Hizbullah üzerinden Doğu Akdeniz e kadar hissettiremeyecek. tespiti ile İran ın hem Irak hem de Suriye de yaşanan gelişmelerden azade olmadığını tam tersi iç içe geçmiş bir stratejinin parçaları olduğunu görebiliyoruz. Irak yönetiminde Sünni-Şii gerilimi 2010 seçim sonuçlarını değerlendirirken Diyala nın özerk olma talebinden bahsetmiştik. Diyala daki Sünniler ile Kürtlerin Irak anayasasına göre bölgesel meclislerin federalizm kararı alabilme yetkisine dayanarak aldıkları federal olma kararı, Şii yönetimin tepkisiyle karşılandı. Maliki Diyala da yürüyüş yapan ve kamu binalarını ateşe veren Şii gruba dayanarak halkın bu kararı istemediğini ve kabul etmediği stratejisi üzerinden Sünni yönetime karşı söylemlerini sertleştirmeye başladı. 5
Daha sonraki süreçte kendisi de bir Sünni olan Başbakan Yardımcısı Salih el-mutlak ın ABD de Maliki yi yeni Saddam olarak nitelendirmesi ve Maliki nin buna karşılık Mutlak hakkında güvenoyu istemesi iplerin net bir şekilde gerilmesine neden oldu. Tabi bu süreç içerisinde ABD askerlerinin daha önce de planlandığı gibi ülkeyi terk etme kararı uygulamaya konuldu ve ülkedeki son Amerikan askeri de ülkeyi terk etti. Haşimi hakkında terör suçlaması ve Erbil e gidiş Bütün bu olayların akabinde Şiiler ile Sünniler arasında gerilimin doruk noktası olan Tarık El Haşimi nin tutuklanma talebi gündeme oturdu. Maliki elinde belgeler olduğunu ve Tarık El Haşimi nin terör işlemek suçuyla yargılanması gerektiğini açıkladıktan sonra ipler artık kopma noktasına geldi. Tarık El Haşimi yi böyle önemli kılan Irak siyasetinde üstlendiği pozisyon kadar bugün onun üzerinden verilen mesajın önemli olmasıdır. Bu mesajı Doç Dr Serhat Erkmen 24 Aralık ta verdiği ropörtajda şöyle özetliyor; İran, Tarık El Haşimi üzerinden; 'ABD gittikten sonra Suudi Arabistan, Türkiye gibi başka ülkelerin siyasi etkinlik kurmasına izin vermeyeceğiz' mesajı veriyor. Gazeteci Cengiz Çandar da 21 Aralık ta kaleme aldığı yazısında Haşimi yi Tarık El Haşimi Türkiye nin yakından tanıdığı bir şahsiyet. AK Parti hükümetinin, Saddam sonrası yeni Irak siyasi elitinde Sünni Meclis Başkanı Nuceyfi kadar, hatta ondan da daha yakın ilişkilere sahip olduğu bir kişi. olarak tanımlıyor. Talabani nin devreye girmesiyle Erbil e gidebilen Haşimi ile Barzani arasında önemli bir ittifakın da gerçekleştiğinin altını çizmekte fayda var. Zira Mesud Barzani, Maliki nin tüm çabalarına rağmen Yardımcısı Fuad Hüseyin aracılığıyla Haşimi yi asla iade etmeyeceğiz mesajını Maliki ye iletti. 6
Bağdat ve Şam da patlayan bombalar Arap Baharı, İran için stratejik olarak önemli olan Suriye nin üzerinde oluşan uluslar arası baskı ve ABD askerlerinin ülkeden çekilmesi süreçlerini birlikte değerlendirdiğimizde, Maliki nin Irakiye İttifakı nın liderlerinden biri olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sünni Tarık El Haşimi ile ilgili ortaya attığı iddianın nedeni hakkında önemli kanılara varmak mümkün. Cengiz Çandar ın yine 21 Aralık taki yazısında Haşimi, ABD nin Irak tan çekilişiyle birlikte Maliki nin azdırdığı Baasçıları ve teröristleri temizleme kampanyasının hedeflerinden biri haline geldi. Haşimi nin böyle bir hedef olması tuhaf. diyerek Maliki nin iktidarını pekiştirme daha doğrusu Suriye deki Şii rejimin devrilmesi ihtimalini de göz önüne alarak iktidarın Sünnileşmesinin önünü almaya çalıştığını söyleyebiliriz. Soli Özel de Sünnileşmiş bir Suriye, Türkiye ve Suudi Arabistan arasında kalacak olan Maliki yönetiminin iktidarı pekiştirme çabasını şöyle özetliyor. Şiilerin Irak taki hükmünü içine sindiremeyen Suudi Arabistan bu durumda Irak Sünnilerini destekleyecektir. Maliki nin Şii iktidarını konsolide etme saikiyle hareket etmesi bir süre durulmuş iç çatışmaları muhtemelen canlandıracaktır. Aslı Aydıntaşbaş ın 25 Aralık ta yayınlanan röportajında Tarık El Haşimi nin İran ın müdahalesi hakkındaki İran Suriye yi kaybedecekse eğer, Irak ta kontrolü iyice eline almak istiyor. Kenarda izlemeyiz olanları diyorlar. Burada da bedel ödeyen Irak taki Sünni Araplar olacak. Bu stratejiyi gizlemiyorlar. Açıkça Türkiye ye de, Iraklılara da söylediler. Amerikalılar da biliyor. Suriye deki kayıplarını Irak ta telafi edecekler. sözleri daha önce alıntılanan uzmanların söyledikleri ile paralellik gösteriyor. Bu noktada Maliki nin şu sözlerini de tekrar hatırlatmakta fayda var. İran bize karışmıyor ama Türkiye den kaygılıyım. Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde karşımıza çıkan sonuç şu; Irak ta yaşanan bu gelişmeler; İran ın Suriye-Tahran-Hizbullah üçlüsünde düşebilecek olan Suriye yerine güçlü bir Şii yönetimi oluşmasını desteklemektedir. İran ın Suriye ile ilgili politikalarda uluslar arası kamuoyundaki mevcut baskıyı kırmak açısından elindeki en önemli koz, Türkiye ve Batı ile stratejik olarak iyi ilişkileri olan, Sünni İslamcı bir lider olan Haşimi nin üzerinden mesaj göndermektir. 23 Aralık Cuma günü Suriye de bugüne kadar yaşanan olaylardan farklı bir şekilde gerçekleşen patlamalar, Irak ta yaşanan gelişmelerden bağımsız değil gibi görünmekte. 7
Suriye de halkın sokağa döküldüğünden bu yana ilk defa bombalama eylemlerinin gerçekleşmesinin, Irak ta Sünni-Şii çatışmasının olduğu günlere denk gelmesi Ortadoğu siyaseti açısından tesadüf olarak nitelendirilmeyecek bir duruma işaret ediyor. Haşimi-Barzani ittifakı Hakkında yakalama kararı çıkartılan Tarık El Haşimi nin iyi ilişkiler yaşamadığı bilinen Kürtler ile yakınlaşması ve eğer yargılanacaksam Kürt bölgesinde yargılanmak istiyorum demeci sonrasında önemli bir Sünni-Kürt ittifakından söz edebiliriz. Irakiye İttifakı yaşanan gelişmelerden sonra meclisten çekilmiş durumda ve birçok bakanlıklarda sorunlar yaşanıyor. Barzani de Haşimi ye destek vererek meclisi boykot etme kararını açıkladı. Haşimi nin Kürt Bölgesi ne gitmesi Barzani nin Irak siyasetinde önemli bir ağırlık kazanmasını ve Sünniler ile ilişkilerinde bir anlamda avantaj elde etmesini sağladı. Şunu söylemek mümkün; Kürtler ile Sünniler için yeni bir dönem başladı. Küresel Sorunlar Platformu Danışma Kurulu Üyesi Soli Özel bu durumu 23 Aralık taki köşesinde; Bu durumda ortaya çıkan tablo şudur; Irak ta göreli olarak en istikrarlı bölge Kürt bölgesidir. Türkiye bu bölgenin istikrarını ve özerkliğini kollayacaktır. Kürtler, Sünnilerle işbirliğini ilerlettikleri ölçüde Türkiye bu eksene de destek verecektir. Sonuçta özerk Kürdistan bölgesi Irak ta Türkiye nin İran ı dengeleyebilmesi, kendi ekonomik çıkarlarını ve enerji hattı olma hedefini koruyabilmesi için en güçlü dayanak/müttefik haline geldi. diyerek Türkiye nin Kürt-Sünni eksenine destek olarak önemli kazanımlar elde edebileceğini vurgu yapıyor. Ayrıca Cengiz Çandar da buna benzer bir analizi 21 Aralık taki köşesinde şu başlıkla yapmıştı: Türkiye-Kürtler-Sünniler ekseni olur mu? Çandar; Mesut Barzani, bir kez daha, tüm Irak'ın en etkili siyasi aktörü haline geliyor. Allavi'nin el- Irakiyye'si Mesut Barzani'ye başvurarak, birbiriyle çatışmaya tutuşan Sünni ve Şii hizipleri bir araya getirmesi için müdahalesini istedi. Bu Irak manzarası, 2012 de Irak ın tıpkı Suriye gibi, Türkiye ile İran arasında bir oyun sahası haline gelebileceğinin işaretini veriyor. diyerek bu ittifakın oluşma ihtimali, üzerinde duruyor. 8
Uluslar arası Kriz Grubu nun (ICG) Irak uzmanı Joost Hilterman da Türkiye-Barzani- Sünniler koalisyonun stratejik olarak öneminden şöyle bahsediyor. Türkiye'nin Irak Kürdistanı üzerinden Musul'a ve oradan el-anbar bölgesine nüfuzunu yaymaya mecbur kalacaktır. Özellikle, Musul-Erbil ekseni, Türkiye ile çok yakın ilişkiler içinde bulunmak durumunda. Bir anlamda, adı konmamış bir Türkiye-Kürtler-Sünniler ekseni nin oluşması ihtimali var. Son zamanlarda olumlu yönde gelişen Barzani-Türkiye ilişkilerini düşündüğümüzde, bu ilişkinin Irak genel siyaseti bağlamında da artarak devam edebileceğine işaret ediyor. Kürtler ve Sünnilerin oluşturacağı ittifak sonucunda İran ın istediği senaryonun önüne geçebilecek bir güçten bahsetmek yanlış olmaz. Bu güce dışarıdan destek olabilecek en önemli ülke de Türkiye olabilir. Sonuç: Herkes kaygılı Irak sancılı bir dönemden; siyasetin, siyasi oyunların, çatışmaların, savaşların, işkencelerin ve birçok önemli olayın yaşandığı bir süreçten geçiyor. ABD askerlerinin ülkedeki son 4 üssü de kapatıp ABD bayrağını indirdikten hemen sonra yaşananlar Irak ı bekleyen tehlikeye işaret etmektedir. ABD Dışişleri Bakanlığı nın temsilcisi ve Recep Tayyip Erdoğan ın Başbakan Başdanışmanı olan İbrahim Kalın ın en son yaşanan olayların hemen akabinde mezhep çatışmalarına ve bölünme tehlikesine işaret etmeleri ve özellikle kaygılı olduklarını açıklamaları tehlikenin farkında olunduğunu, Haşimi konusunda verilen mesajı aldıklarını gösteriyor. 9