İNOVATİF. Çikolata. Berilyum. Deniz Kabukları. Üniversite Endüstri İlişkisi. Gaussian ile Molekül Modelleme. Tehlikeli Madde Güvenlik Danşımanlığı



Benzer belgeler
ADR de Ele Alınan Konular

ALIŞAN LOJİSTİK Tehlikeli Kimyasalların Karayolunda Taşınması

Hastane atıkları yönetiminde ADR Uygulaması. HÜSEYİN DİLAVER Tehlikeli madde Güvenlik Danışmanı/Eğitimcisi

ADR KAPSAMI VE TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANLIĞI AHMET ÇELİK

Atomlar ve Moleküller


maddelere saf maddeler denir

01/05/ /05/2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ EŞYA TAŞIMA GEÇİŞLERİ

7. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi 4. Ünite: Madde ve Yapısı Konu: Elementler ve Sembolleri

ULUSLARARASI NAKLİYECİLER DERNEĞİ AR-GE ve İstatistik Departmanı ADR KONVANSİYONU

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

TOPRAK ALKALİ METALLER ve BİLEŞİKLERİ

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir.

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

KONU 11: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: MİNERALLER. Taşın Hammadde Olarak Kullanımı

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ MALZEME LABORATUARI II DERSİ AKIMLI VE AKIMSIZ KAPLAMALAR DENEY FÖYÜ

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :

MEMM4043 metallerin yeniden kazanımı

Elektronların Dağılımı ve Kimyasal Özellikleri

ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

AKADEMİK YILI ERASMUS ARTI (+) PROGRAMI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

INSA 283 MALZEME BİLİMİ. Giriş

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

BİLEŞİKLER ve FORMÜLLERİ

(10/04/2014 tarih ve sayılı Bakanlık Makam Onayı ile Yürürlüğe girmiştir.)

MMM 2011 Malzeme Bilgisi

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

Birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunmasıyla meydana gelen maddelere karışım denir.

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı

Elektronların Dizilişi ve Kimyasal Özellikleri

ÖĞRENME ALANI : MADDE VE DEĞİŞİM ÜNİTE 4 : MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

KİMYANIN UĞRAŞI ALANLARI NELER KAZANACAĞIZ

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

2/13/2018 MALZEMELERİN GRUPLANDIRILMASI

ADR- TMGD EĞİTİMİ. FSL DANIŞMANLIK Muhittin Hakan Demir

KAFEİN. HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2012/2013 Ağustos)

Tehlikeli Madde Güvenlik DanıĢmanı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

ELEMENT VE BİLEŞİKLER

KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

İSTANBUL TİCARET ODASI

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü TESİSE KABUL EDİLECEK ATIKLAR VE KODLARI

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

TEHLİKELİ MADDE LOJİSTİĞİNE GİRİŞ... 3 Vaka Çalışması... 9 Kaynaklar... 9

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2013/2014 Şubat)

ATOM ve YAPISI Maddelerin gözle görülmeyen (bölünmeyen) en parçasına atom denir. Atom kendinden başka hiçbir fiziksel ya da kimyasal metotlarla

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

Fiziksel özellikleri her yerde aynı olan (homojen) karışımlara çözelti denir. Bir çözeltiyi oluşturan her bir maddeye çözeltinin bileşenleri denir.

Serüveni. 1.ÜNİTE: KİMYA BİLİMİ Kimyanın Sembolik Dili #3

İLK ANYONLAR , PO 4. Cl -, SO 4 , CO 3 , NO 3

ELEMENTLER VE BİLEŞİKLER

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

Öğrenim Hareketliliği Nedir?

EVDE KİMYA SABUN. Yağ asitlerinin Na ve ya K tuzuna sabun denir. Çok eski çağlardan beri kullanılan en önemli temizlik maddeleridir.

İki malzeme orijinal malzemelerden elde edilemeyen bir özellik kombinasyonunu elde etmek için birleştirilerek kompozitler üretilir.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

ERASMUS+ STAJ HAREKETLİLİĞİ. Bölüm Staj Hareketliliği Koordinatörü Dr. Yeliz Demir

FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF EKSTRAKTİF METALURJİ DERSİ VİZE SINAV SORULARI CEVAP ANAHTARI

1.ÜNİTE:KİMYA BİLİMİ KİMYA NE İŞE YARAR? KİMYA DİSİPLİNLERİ KİMYANIN BAŞLICA UYGULAMA ALANLARI

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Malzeme Bilgisi. Mühendsilik Malzemeleri - RÜ

ÖNEMLİ BOR BİLEŞİKLERİ

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

SIKÇA SORULAN SORULAR

ULUSLARARASI İLİŞKİLER OFİSİ 13 MART 2015

Ülkemizdeki başlıca madenler nelerdir?

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2011/2012 Ekim)

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 14 Temmuz 2017

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler

KARIŞIMLAR. Karışımların Ayrılması

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

ORTAK SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMİ HİZMETLERİMİZ İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI HİZMETLERİ: MEGA çözümler için TEK ortağınız. Tehlike sınıfınızı biliyor musunuz?

DEMİRYOLU TAŞIMALARINDA TEHLİKELİ MADDE FAALİYET BELGESİ DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNERGE

ERASMUS+ STAJ HAREKETLİLİĞİ. Bölüm Staj Hareketliliği Koordinatörü Araş. Gör. Dr. Yeliz Demir

DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006

GÜVENLİK BİLGİ FORMU FOSFORİK ASİT CAS NO : [ ] EC NO :

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

IVA GRUBU ELEMENTLERİ

Transkript:

Kimya Dergisi İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:3 SAYI:20 MART 2015 Berilyum Üniversite Endüstri İlişkisi Tehlikeli Madde Güvenlik Danşımanlığı Çikolata Deniz Kabukları Gaussian ile Molekül Modelleme ADR Konvansiyonunun İşletmelere Getirileri Tekstilde Yüzey Aktif Madde Kullanımı Haberler Faydalı Linkler Bulmaca Element Tanıma Sözlük(İng-Trk)

Önsöz Hakkımızda Sahibi : Yavuz Selim Kart İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013 te çalışmalarına başlayan Ağustos 2013 te ilk sayısını çıkaran, internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online ortamdan edinen bir e-dergidir. Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan arkadaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı, kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi olabilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı hedef edinmiştir. Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm bitirmiş olmanız yeterli. Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı, haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri kısmı adlı bölümler vardır. Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız dileğimizle... İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi Genel Yayın Yönetmeni : Yayın Danışmanı : Dergi Editörleri : Haber Bölümü : Facebook Yönetimi ve Bilgi Araştırma : Twitter Yönetimi : Instagram Yönetimi : Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart Yavuz Selim Kart Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya Hatile Moumintsa Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa Yavuz Selim Kart Yavuz Selim Kart Yavuz Selim Kart

KURALLAR Dergimiz Hakkında 1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz. 6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. 9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmeyiniz. 10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır. 11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. * Akademik Makaleler * Endüstriyel Konular * Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar (Kimya üzerine bölümler için) * İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar * Laboratuvar Üzerine Yazılar * Kimya Sanayi Uygulamaları * Teorik Kimya Üzerine Makaleler * Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat Edilecek Husular Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları Üzerine Yazılar temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz. 12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi

Ekibimiz BİZ KİMİZ Yavuz Selim KART EBRU ÇETINKAYA Hatile MOUMINTSA Kimya Dergisi https://www.facebook.com/inovatifkimyadergisi https://twitter.com/inovatifkimya http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606 Instagram http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisi

Editörden Merhaba İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları Değerli Okuyucularımız; Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizlerin gönderdiği yazılarla 20. sayıyı çıkarmanın keyfini ve gururunu yaşıyoruz. Bize yazı gönderen ve yazmayı düşünen herkese çok teşekkürler. İnovatif Kimya Dergisi ni sosyal ortamlarda çok okunan, çok fazla kişinin takip ettiği bir dergi haline getirme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Sizlerin yazılarını dergide ve sosyal ortamlarda yayımlayarak kalıcılığı artırmaya çalışıyoruz. Birçok insan yazılarınız sayesinde değişik şeyler öğreniyor, olumlu yönde gelişmeler yaşanıyor. Bu ay E-Dergimizde 9 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı yazısı, TMGD hakkında içerikli bir yazı. Üniversite Endüstri İlişkisi yazısı, Yıldız Teknik Üniversitesi Emekli Uzman Kimyager Hocamızın yazısıdır. Berilyum yazısı, element hakkında içerikli, açıklayıcı bir yazı. Çikolata yazısı, çikolatanın kimyasal içeriği hakkında öğretici bir yazı. Membran yazısı, bu ayın kapak konusu. Deniz Kabukları yazısı, Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Hocamızın yazısıdır. ADR Konvasiyonunun İşletmelere Getirileri yazısı, ilginizi çekecek sektörle ilgili bilgilendirici bir yazı. Tekstilde Yüzey Aktif Madde Kullanımı yazısı, tekstil ve kimya ile ilgili bir yazı. Gaussian ile Molekül Modelleme yazısında ise her ay olduğu gibi bu ay da kimya ile ilgili bilgisayar programı hakkında bir yazı. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Oksijen Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz. Umarız zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay görüşmek üzere. Sevgiyle kalın. Yavuz Selim Kart Dergi Editörü

IÇINDEKILER Tehlikeli Madde Güvenlik 7 Danışmanlıgı Üniversite Endüstri Iliskisi Berilyum Çikolata 12 15 10 Membran 18 Deniz Kabukları 24 ADR Konvansiyonunun Işletmelere 25 Getirileri Tekstilde Yüzey Aktif Madde 27 Kullanımı Gaussian ile Molekül Modelleme 29 Element Tanıyalım 34 Sözlük (Ing-Trk) Haberler 36 Faydalı Siteler 35 44 Kimya Bulmaca 45 Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay) Sizde Yazarımız Olun 47 46

Gamze DALBUDAK gamzedalbudak@gmail.com TEHLİKELİ MADDE Kimyager (Mezun) GÜVENLİK DANIŞMANLIĞI Karayolu taşımacılığı, Türkiye de en yaygın olarak kullanılan taşımacılık türüdür. Türkiye de 1950 yılında, toplam taşımacılığın (ton-kilometre olarak) yaklaşık %37 si karayolu, %55 i ise demiryolu ile yapılmaktayken; 2013 yılı sonu itibari ile yük taşımacılığında; karayolunun oranı %88,7 ye çıkmış; denizyolu %6,9 ve demiryolu %4,4 oranında kalmıştır. (Kaynak: Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı) Yük taşımacılığında neredeyse % 90 a ulaşan rakamlar neticesinde pek çok tehlikeli malın karayolu kullanılarak taşınması kaçınılmazdır. Tehlikeli malların taşımacılığının mümkün olan en güvenli şekilde ve uluslararası kurallara uygun şekilde yapılması büyük önem arz etmektedir. 7 ADR (L'Accord européen relatif au transport international des marchandises Dangereuses par Route) Tehlikeli Malların Uluslararası Karayollarında Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşması : 1957 yılında Birleşmiş Milletler, Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından oluşturulmuş ve 1968 yılında yürürlüğe girmiş uluslararası bir anlaşmadır. 2 Ek (Ek A ve Ek B) ve Toplam 9 Kısım dan oluşmaktadır. 2015 itibariyle 48 ülkenin* taraf olduğu anlaşma tehlikeli malların karayollarında taşınmasına dair düzenlemeler getirir. *(Almanya Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belarus, Belçika, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fas, Finlandiya, Fransa, Güney Kıbrıs Rum, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İtalya, İspanya, İsveç, İsviçre, İrlanda, İzlanda, Karadağ, Kazakistan, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Mısır, Makedonya, Moldova, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Slovakya, Slovenya, Sırbistan, Tacikistan, Türkiye, Tunus, Ukrayna, Yunanistan) Türkiye ADR sözleşmesine 22 Mart 2010 da taraf olmuş ve gerekli düzenlemeleri yapmaya başlamıştır. ADR, tehlikeli maddelerin insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya açık karayolu ile taşınmasını sağlayan bir yönergedir.

Bu yönerge taşıma faaliyetinde yer alan gönderen, alan, dolduran, yükleyen, boşaltan, ambalajlayan, taşımacılar ve tehlikeli madde taşıyan her türlü aracın operatörlerinin sorumluluk, yükümlülük ve çalışma koşullarını da belirler. Her işletme, tehlikeli malların karayolları ile taşıması, bununla ilgili olarak ambalajlanması, yüklenmesi ve doldurma ile boşaltma işlemlerinde kişilerin, mülklerin ve çevrenin korunması için riskleri azaltma konusunda yardımdan sorumlu olarak bir ya da daha fazla güvenlik danışmanı atar. ADR DE ELE ALINAN KONULAR Uluslararası taşınmacılığı yasaklanmış tehlikeli mallar Uluslararası taşınmasına izin verilmiş mallar ve bunlara ilişkin özellikle aşağıdaki alanlarla ilgili (muafiyetler dâhil) koşullar: - Sınıflandırma kriterleri ve gerekli test yöntemleri dâhil olmak üzere maddelerin sınıflandırılması; - Ambalajların kullanımı (karışık ambalajlama da dâhil); - Tankların kullanımı (dolumu dâhil); - Sevkiyat yöntemleri (gerekli dokümantasyon ve bilgilerle birlikte, ambalajların işaretlenmesi ve etiketlenmesi ile taşıma araçlarının işaretlenmesi ve levha takılması); - Ambalajların ve tankların üretimine, testine ve onayına ilişkin koşullar; - Taşıma araçlarının kullanımı (yükleme, karışık yükleme ve boşaltma dâhil). Taşınması onaylanan tehlikeli malları taşıyan araçların yapısına, teçhizatına ve çalışma şekline ilişkin koşullar Araç ekibine, teçhizatına, faaliyetine ve dokümantasyona ilişkin zorunluluklar Araçların üretimine ve onayına ilişkin zorunluluklar 8 TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI (TMGD) RG 22.05.2014 tarih ve 29007 sayılı Tebliğ; Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik, Madde 33.kapsamında; Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan bir takvim yılı içerisinde elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan ve taşıyan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan işletmelerin yaptıkları işlemleri, insan sağlığına, diğer canlı varlıklara ve çevreye zarar vermeden, güvenli bir şekilde taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında yapmaları için işletmelere yardımcı olmak amacıyla istihdam edilecek veya hizmet alınacak Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlarıyla ilgili hususları içerir. KİMLER TMGD DEN HİZMET ALMAK ZORUNDA? Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan ve bir takvim yılı içerisinde elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan işletmeler Toplam araç taşıma kapasitesi elli ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmeleri Miktarına bakılmaksızın ADR Bölüm 1.1.3.6.3 te yer alan tablodaki taşıma kategorisi sıfır olan tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmeler İlgili faaliyetleri gerçekleştiren işletmeler, 30.06.2015 ten itibaren, Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı istihdam etmek veya Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanından hizmet almak zorundadır. TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI OLMA ŞARTLARI Üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun olmak, Kaçakçılık, dolandırıcılık, dolanlı iflas, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, kaçak insan taşımacılığı veya ticareti, hırsızlık, rüşvet suçlarından hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmamak, Yetkili yangın söndürme eğitim merkezlerinden uygulamalı yangın söndürme eğitimine katıldığına dair alınan belgenin aslını ibraz etmek veya noter onaylı suretini sunmak,

TMGD Eğitimi Yetki Belgesi sahibi eğitim kuruluşlarında, Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı eğitimine katılarak, TMGD Eğitimi tamamlama belgesini almak, Tebliğ kapsamında Bakanlık tarafından açılacak sınavda başarılı olmak gerekir GEÇİCİ MUAFİYETLER Kamu kurum ve kuruluşları Liman tesisleri ile hava yolu kargo terminalleri Perakende satış yapan akaryakıt, LPG, CNG ve LNG istasyon işletmeleri ile LPG, CNG tüp satışı yapan işletmeler Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre K1, K2, C1, C2, L1, L2, R1, R2 Yetki belgesi sahipleri TMGD istihdam etme veya TMGD den hizmet alma zorunluluğu 1/1/2018 tarihine kadar aranmaz. DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü nün Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğe dayanarak hazırlayıp 18.04.2014 tarihinde yayınladığı Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi Düzenlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönerge ye göre; Karayoluyla tehlikeli madde taşımacılığı zinciri içerisinde yer alan; dolduran, paketleyen, yükleyen, gönderen, alıcı, boşaltan ve tank-konteyner/taşınabilir tank işletmecileri, yönetmelik kapsamındaki tehlikeli maddelerden bir takvim yılı içerisinde net elli ton ve üstü miktarlarda işlem yaptıklarında Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi almak zorundadır. Bu Yönetmelik ve (ADR) hükümlerine uygun olarak ulusal ve uluslararası karayollarında tehlikeli yük taşımacılığı yapacak şoförlerin, Tehlikeli Mal Taşımacılığı Sürücü Eğitim Sertifikası (SRC5)/ADR Şoför Eğitim Sertifikasına sahip olmaları zorunludur Kaynaklar : Ulaştırma Bakanlığı Mevzuatı 9

Ertan SELIMOGLU eselim43@gmail.com ÜNİVERSİTE ENDÜSTRİ İLİŞKİSİ Kimyager (Y.T.Ü Emekli Uzman) 10 1963 den beri öğrenci, öğrenci, işçi, imalat müdür yardımcısı, imalat müdürlüğü, genel müdür ve ortaklık ve tek başıma üretim yaptım. Üniversitelerde eczacılık, ve son olarak YTÜ Fen Fakültesi Analitik Kimya Ana Bilim Dalından emekli olup, Akredite Laboratuvarında genç arkadaşlara danışmanlık yaparak yardımcı olmaya çalıştım. Halen, danışmanlık ve adli teknik problemlerde bilirkişilik yapmaktayım. İçinden geçtiğim dallar; tekstil, ilâç, kozmetik, galvanoplasti, (STFA) Temel Araştırmada laboratuvar müdürlüğü, zemin enjeksiyon maddeleri danışmanlığı, deri boyaları, beton katkıları, su izolasyon maddeleri ve inşaat boyaları (BETEK, ortaklık, Genel Müdürlük-İmalat),teknik mütercim ve Kimya-Endüstri Dergisinde her sayı için redaktörlük ve 2-3 yazı hazırlardım. Gelelim konumuza: 1963 den beri güzel ülkemizde daima dalgalı bir endüstrileşme çabalarını gördüm. Üniversiteye başladığım zaman polimer dersi verecek hoca olmayınca, o günlerde Eyüp civarında Vinileks adıyla bilinen bir fabrikanın imalat müdürünü ders versin diye, o günkü Kimya Bölümü yönetimi davet etmişlerdi. Aynı şekilde tekstil boyama için Hoechst ten, bir müdür beyi aynı şekilde davet ettiler. Yani, kendini sırça köşk olarak sayan Üniversite o günlerin mahdut imkânlarına rağmen gururlarını bir yana bırakıp iyi öğrenci yetiştirme gayreti içindeydi. O günlerde Hocalar birbirleriyle gurur içinde gerginlik yaratırlardı ama her birisi yurt dışında ve hatta önemli Kimya Bilim Adamlarının yanında asistanlık yapmalarına rağmen yeni dalların eğitimini kurumlarına sokma gayreti içindeydiler. Ölenlere Allah rahmet eylesin, yaşayanlara uzun ömürler dilerim. Sanayide de okul kadar önemli kurumlarda çalıştım. Ayvansaray Çikvaşvili Tekstil, Eczacıbaşı İlaç, STFA-Temel Araştırma Zemin etüdü, Apeks Boya, (Besan-Bekatsan),BETEK (diğer lakabı Filli boya), BETKİM. BETEK dışında bugün Endüstri piyasasında hiçbiri mevcut değil. Ya aile şirketi olmaları veya kurumlaşamamaları sonucu satılıp kapandılar. O günkü fırsatlar içinde ani çıkış yapmaları lakin araştırma guruplarının olmaması sonucu yok olmalarıyla sonuçlandılar. Bugün, Kimya endüstrisinde üç-beş gelenekleşmiş firma dışında çok sayıda ferdi gayretler var lakin bilgi istedikleri insanların bilgilerine ve emeklerine saygıları yok ve gelip geçici pozisyonunda kalmakta. Akla şu soru gelebilir? Para mı, Bilgi mi?

Ayrıca şu yanlış kullanımı düzeltelim. İlim ve Bilim birbiriyle ilişkilidirler ama aynı değillerdir. Bilim bilinen şeylerin, yanlış doğru uygulamalı veya uygulamasız öğretilmesi demektir. İlim bilinmeyenin araştırılması ve bilinen hale getirilmesi demektir. İlim, temel bilimlerin iyice sindirilerek öğrenilip, beynin işletilmeyen lobundaki gri hücreleri faaliyete geçirilerek, evrenin alaca karanlığında yeni şeyleri, ilişkileri, olayları keşfedip insan hayatına kazandırmaktır. İlim/Bilim oranını iyi ayarlamak lazımdır. Öğrenirsiniz ama, kullanıcı ve çevre kirletici olursunuz. İlim yolunuzsa, üretirsiniz ve kullanma şartlarını tespit eder ve güclü olursunuz. Entalpi / Entropi, yapmak mı, bozmak mı? Hayat görünür ve görünmeyen kimyasal reaksiyonların ve bağıntıların, perde arkası toplamıdır. Psikoloji dediğiniz zaman, gri hücrelerinizin oksido-redüksiyon çalışmaları sonucunda davranış biçimlerine dönüşme bilimidir. Büyüklerin olumlu olumsuz etkileri,bu oksido-redüksiyon olaylarının tetiklenmesi-önlenmesi şeklinde ortaya çıkar. Psikiyatride kullanılan ilaçların etkisi, şartlanma sonucunda ortaya çıkan davranışlarımızı tetikleyen organik aminoasit ve bileşikleri miktarca arttırma veya azaltma prensibine dayanmaktadır. Bazen ilaç bazen de şiddet. Bilirseniz korkmazsınız, insan bilmediği ve görmediği şeylerden ya korkar ya da umursamaz. Bazı dinlerde, bilmezsen sorumlu değilsin, bilirsen sorumlusun denir. Şiddet unsurları, Adrenekrom (oksitlenmiş Adrenalin ) miktarını yüksek tutarak ya aşırı saldırgan ya da korku içinde sinmesine neden olmaktadır. Yalnız öğrenileni uygulamak değil, öğrenilenler vasıta ile yeni bilgileri öğrenip kullanmaya başlarsanız. İşte, medenileşmenin yolunda sağlam adımlarla gelişerek ilerlemeye başladınız demektir. Bugüne bakmayın. Kitapları batı üniversitelerinde 1911 yılına kadar takip edilen İbn-i Sina nın ilk trahom ameliyatını yaparak hastanın büyük oranda görmesini temin ettiğini biliyor muydunuz. Ama, o günlerdeki bir din adamı onu suçladı. Yine bir TÜRK alimi olan Takiyüddin Efendi nin icat ettiği Usturlabının yenilenip ve hatta elektronik yöntemlerle modernleştirilerek USA donanmasında kullanıldığını herhalde bilirsiniz. Lagari Hasan Çelebi, Hazarefan ve birçokları kitap temininin neredeyse olmadığı çağlarda neler yaptığını düşünürsek, sadece kılıç-kalkan ekibi olmadığımız anlaşılır. Ünlü Türkolog Kazım Mirşan Beyin Öntürklerde Astrofizik kitabında, o günkü Atalarımızın hatırladığım kadarıyla 56-65 adet elementi bildikleri yazmaktadır. Çiçek aşısı vb. Bugünün dünyasında yerli ve yabancı Kimyacılar önemlidir. Bizim gibi ülkelerin son kullanıcı olmaktan kurtuluşun yolu Önce KİMYA dan geçer, ardından uygulamadan ve keşiflerden geçer. Malzemeyi üretmeden uygulama olmaz. Adliye Bilirkişiliği listesinde Kimyagerlik yok ama Bilgisayar Yazılımı var. Kimyasal üretim Kimyagerin elinde başlar, uygulamacı Mühendisle devam eder. Her konuda gücenmeyelim. İnsanlarda bu konuda anlama bozukluğu bulunmaktadır. 11 Buğdayı ektiniz ve biçtiniz. Zamanında toplamazsınız, Ne yapacaksınız? Topladınız nasıl koruyacaksınız? Un da yaptınız diyelim. Öyle yiyebilir misiniz? Eskiden insan kimyasını bilen Hekimler genel Kimyayı da bilirlerdi. Sadece genel konulara değindik. Kısmet olursa ısı izolasyonuna boyalara ve diğer konulara da girerek projelerin nasıl seçilmesi gerektiğinede değineceğim. Sevgi ve Saygılarımla.

Ismail BAYRAKTAR ismbyrktr@gmail.com 12 Berilyum Adı Berilyum Sembol Be Atom Numarası 4 Erime Noktası 1278 o C Kaynama Noktası 2970 o C Sınıfı Toprak Alkali Kristal Yapısı Hegzagonal Buluşu Yapan Frendrich Wohler Yeryüzü kabuğunun yaklaşık % 0,001 i Berilyumdan oluşmuştur. Bu hafif element hem metalik, hem de ametalik özellikler gösterir. Periyodik tabloda II A da alkali toprak metallerin ilki ve en hafifidir. Adını içinden türediği beryl cevherinden ( 3BeO.Al 2 O 3.6SiO 2 ) alır. Krom bileşiklerinin varlığında yeşil renkte olduğundan cevher, zümrüt adını alır. Mavi-gri olduğunda akuamarin (bezadi taşı) adını alır. Yüksek Kimyager (Mezun) Magnezyumun üstünde olmasına karşın şaşırtıcı şekilde yüksek bir erime noktasına(1287 o C) sahiptir. ( Lityum 179 o C ve Magnezyum 651 o C). Birkaç radyoaktif izotopu bilinmektedir. Bileşiklerinde +2 değerli olur. Tabiatta az rastlanan elementlerden olup yer kabuğunda %0,001 nispetinde bulunur. Berilyum minerallerinin yataklarının çoğu Brezilya, Arjantin, Afrika ve Hindistan dadır. Berilyumun elde edilmesi için beril mineralinden faydalanılır. Beril öğütülerek ince toz haline getirilir. Beril, sodyum hekzaflorosilikat (Na 2 SiF 6 ) ile karıştırılıp 850 C ye ısıtılır. Meydana gelen sodyum fluoroberilet (Na 2 BeF 4 ), Mg ile 1000 C de indirgenerek berilyum elde edilir. Metalik berilyum çok sert ve çelik gibi parlak olup oda sıcaklığında kırılgandır. Berilyum kimyasal özellikleri bakımından alüminyuma benzer. Kuru havada dayanıklı olup, ancak kızıl derecede yükseltgenir. Kaynar haldeki suya karşı bile oldukça dayanıklı olan berilyum, seyreltik HCl ve H 2 SO 4 te çözünür. Fakat seyreltik HNO 3 ten etkilenmez.

Berilyum, teknikte doğrudan doğruya kullanılmaz; bazı alaşımların bileşiminde yer alır. Mesela %3 oranında bakırla karıştırıldığında, bakırın kopma direncini altı katına kadar arttırır. Atom numarası küçük olduğundan röntgen ışınlarını kolayca geçirir. Bundan dolayı röntgen lambalarının pencereleri bu metalden yapılır. Beril Berilyum aluminosilikat yapısında Al 2 (SiO 3 ) 6 en yaygın berilyum mineralidir. Soluk mavi yeşil renkli akuamarin, koyu-yeşil zümrüt, altın sarısı helyolit ve pembe renkli morganit gibi bazı türleri mücevher olarak kullanıldığından eski çağlardan beri kıymet taşımıştır. Beril, gnayslarda mikalı şistlerde görülen granit kayaçların ve bunlarla ilişkili pegmatit setlerin (dayk) tali elemanıdır. Zümrüt, mikalı şistlerde ve bitümlü kireçtaşlarında, öteki değerli taş türlerine çoğunlukla pegmatit içindeki kovuklarda rastlanır. Değerli taş niteliği taşımayan beril ise, çoğu pegmatit kayaçta, genellikle dağınık, küçük kristaller halinde bulunur. Brezilya'da 200 tonluk, ABD'nin Güney Dakota eyaletindeki Black Hills'te 5,8 m uzunluğunda ve 1,5 m çapında, Maine eyaletindeki Albany'de en büyüğü (18 ton) 5 m uzunluğunda ve 1 metre çapında olan büyük parlak kristaller de elde edilmiştir. 1925'ten önce beril yalnızca mücevher taşı olarak kullanılırdı. Bu tarihten sonra, berilyum için pek çok önemli kullanım alanı ortaya çıktı ve beril bu nadir elementin cevheri olarak yaygın biçimde aranır oldu. Ama geniş çökeller bulunmadığından berilin büyük bölümü feldispat ve mika madenciliğinin yan ürünü halinde üretilir. Madenlerden çıkarılan beril miktarı yıldan yıla değişmekle birlikte, 1930 dan bu yana devamlı artış göstermiştir. Türkiye de İşercekaya Mevkii Söğütçük Köyü (Simav-Kütahya) ve Kozluca Köyü (Gördes-Manisa) yörelerinde pegmatitler içinde berile rastlanmıştır. Kullanım Alanı Nükleer teknolojide berilyum ve radyum karışımı, proton kaynağı olarak kullanılır. Radyum, radyoaktif bozunmalarda devamlı bir alfa partikül kaynağıdır. Bu alfa partikülleri ile berilyum bombardıman edildiğinde nötron üretilir. Hafif bir element olması sebebiyle nötron reflektörü elementlerinde, güç kontrol silindirlerinde kullanılır. Keza berilyum, mermi ve uzay araçlarında yapı malzemesi olarak kullanılır. Yüksek elastik modülü ve elastik limiti sebebiyle roket ve uçaklarda jiroskopla idare sisteminde bu madenden istifade edilir. 13 Yüksek oranda ısı emebilme özelliği nedeniyle hava ve uzay taşıtlarında, iletişim uydularında, nükleer santrallerde ve füze yapımında kullanılır. Ayrıca, hafif metal alaşımlarında, X-ışını tüplerinin pencerelerinde ve saat zembereklerinin yapımında da kullanılır. Yüksek bir erime noktasına sahip olması, hafifliği ve çelikten çok daha esnek bir metal olması nedeniyle bilgisayar parçaları yapımında, berilyumun bakır alaşımında, kaynak yapımında, elektrik bağlantılarında ve elektrotlarda kullanılır. İzotopları Berilyumun doğada bulunan tek kararlı izotopu 9 Be dur. Yarı ömrü 2.700.000 yıl olan 10 Be ve 10-15 saniyeden daha kısa bir sürede kendiliğinden iki alfa parçacığına bölünen 8 Be gibi yapay izotopları da üretilmiştir. Bileşikleri Berilyum bileşikleri, bütün bileşiklerinde + 2 değerlidir. Bileşikleri genellikle renksiz ve oldukça tatlıdır; elemente bir zamanlar, Yunanca glukus (tatlı) sözcüğünden türetilmiş glusinyum adının verilmesi de buradan kaynaklanır. Çözelti, kuru toz ya da buhar halindeki çözünür bileşikleri ise zehirlidir; bu bileşikler, dokunma yoluyla deri iltihabına, solunum yoluyla da zehirli fosgen (karbonil klorür) gazınınkine benzeyen şiddetli zehirlenme belirtilerine yol açar.

14 Berilyumun oksijenli bileşiği olan berilyum oksit (BeO) elektrik direnci, dielektrik gücü ve ısı iletkenliği son derece yüksek olan tuğlamsı bir maddedir ve yüksek sıcaklıklarda çalışan nükleer aygıtlarda kullanılan seramik malzemelerin yapımı gibi çeşitli uygulama alanları vardır. Klorlu bileşiği olan berilyum klorür (BeCI 2 ), Friedel Crafts Tepkimesi nde katalizör etkisinde bulunur ve berilyumun elektroliz yoluyla üretilmesinde ve arıtılmasında, elektroliz banyolarında kullanılır. Amonyak (NH 3 ) ve karbondioksitten (CO 2 ) çözeltilerek hazırlanan bazik berilyum karbonat, Be CO 3.xBe(OH) 2, berilyum tuzlarının bileşiminde başlatıcı madde olarak kullanılır. Be 4 O(C 2 H 3 O 2 ) 6 formülündeki bazik berilyum asetat da aynı amaçla kullanılır. Berilyum, organik düzenleşim (koordinasyon) bileşikleri oluşturur ve berilyum alkiller ve ariller gibi bazı organometalik bileşiklerde karbona doğrudan bağlanır. Berilyum Hastalıkları Berilyum tozlarının solunmasıyla üç çeşit hastalık görülmektedir. Yoğun beril tozu solunmasına bağlı, fatal akciğer ödemi, ikinci türü deri belirtileri ile ortaya çıkan bir hastalık. Deride kızarıklık, papül, vezikül ve granüloma oluşumu ve sonuncusu da Kronik Berilyosis türü. Yoğun olmayan berilyum tozu solunmasından, aylar veya 10-15 yıl sonunda ortaya çıkan öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı ile ortaya çıkan tablo. Bu tablo radyolojik ve laboratuar sonuçları yönünden sarkoidosis denilen hastalığa çok benzer. Aralarında önemli farklar, sarkoidosiste sık görülen üveitis, parotitis, kemik lezyonlarının berilyosiste olmaması ve tanı değeri yüksek olan Kveim testinin berilyosiste negatif olması ve akciğer biyopsisinde granülomalarının görülmemesi. Literatürde sarkoidosis tanısı almış hastaların önemli bir kısmının kronik berilyosis olduğu anlaşılmıştır. Teşekkürler Bu çalışmada bana desteğini hiçbir zaman esirgemeyen öncelikle aileme, Tekirdağ da bulunan Setaş Kimya Color Center Tekstil Teknolojisi nde çalışan mesai arkadaşlarıma, Yazıda emeği olan çok saygı değer hocalarıma, Berilyum hastalıkları hakkında beni bilgilendiren Göğüs hastalıkları Uzmanı Dr. Y.İzzet BARIŞ a, Teşekkür ederim. Kaynaklar : 1. Beryllium diseaser/barış, Y.İ; 2008. 2. Wikipedia/Compounds of Beryllium 3. Beryllium and Beryllium Compounds/NY, 2001. 4. İTÜ Metalurji ve Malzeme Bölümü Notları/2006. 5. Fundamentals, Beryllium/2007.

Ebru ÇETINKAYA ebr_ctnky_81@hotmail.com Çikolata Kimyager (Ögrenci) Merhaba İnovatif Kimya Dergisi okurları, Tadına doyamadığımız, herkes tarafından sevilen ve mutsuz anların vazgeçilmezi özellikle biz bayanların baş tacı bir besindir çikolata. Peki vazgeçilmezimiz olan çikolatanın tarihinin yaklaşık 4000 yıl öncesine dayandığını biliyor muydunuz? İlk kez M.Ö. 2000 yılında Latin Amerika da Honderas ın Ulua vadisinde yapıldığı düşünülmektedir. Ama, çoğu kay- nakta da çikolatanın ilk defa Mayalar ve Aztekler tarafından yapıldığı yer almaktadır. Çikolata Azteklerin ve Mayaların sosyal ve din yaşamında önemli bir yere sahip olmuş, yaşamı ve verimliliği sembolize etmiştir. Çikolata aynı zamanda ilaç olarak, kakao taneleri de çok değerli olması nedeniyle para olarak kullanılmıştır. Kaynaklarda, ilk çikolatanın İngiltere de yapıldığı, ilk sütlü çikolatanın ise İsviçreliler tarafından yapıldığı belirtilmektedir. 1600 lerin ortalarında çikolata içeceği İtalya, Hollanda ve Fransa ya yayılmıştır. 1780 de çikolata ilk defa makine ile İspanya da yapılmıştır. 1875 de ilk kez sütlü çikolata yapılmıştır. Herkes için çok farklı anlamlar üstlenen, tarif ve tanımlarla anlatılan çikolatanın Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği'ndeki tanımı ise, Kakao ürünleri ile şeker ve/veya tatlandırıcı; gerektiğinde süt yağı dışındaki hayvansal yağlar hariç olmak üzere diğer gıda bileşenleri ile süt ve/veya süt ürünleri ve Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde izin verilen katkı ve/veya aroma maddelerinin ilavesi ile tekniğine uygun şekilde hazırlanan ürün şeklindedir. 15 Çikolatanın ham maddesi dendiğinde ilk aklımıza gelen tabi ki kakao Kakao, Theobroma Kakao adı verilen kakao ağacından elde edilir ve sonrasında yağ, süt ve şeker ile karıştırılarak enfes tat çikolata oluşur. Ham maddeler arasında önemli bir yere sahip olan diğer bileşen ise lesitindir.lesitin vizkoziteyi azaltmak için kullanılır ve böylelikle daha az kakao yağı da kullanılmış olur. Çikolatanın bileşiminde yağlar, proteinler, karbonhidratlar, mineraller ve vitaminler bulunmaktadır. Çikolatadaki yağın %95-98 ini kakao yağı ve süt yağı oluşturmaktadır. Kakaoda çok farklı çeşitlilikte aminoasitler bulunmasına rağmen, yağsız kakao kitlesinin sadece %25 ini proteinler oluşturmaktadır. Çikolatadaki karbonhidratlar ile aynı kalori değerine sahip diğer şekerlemeler arasındaki fark; şekerin kana karışma hızıdır. Çikolatadaki şekerler, daha hızlı bir şekilde kan şekerini yükseltmektedir. Çikolatada kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, klor ve sülfür mineralleri de bulunmaktadır.

Çikolata yapımında bir çok yardımcı malzeme kullanılmaktadır.bunlar; çözücüler,organik asitler (sitrik asit,fumarik asit), emülgatörler(gliseril monostearat, tpoligliserin esterler,lesitin),yapay tatlandırıcılar(sakkarin,sodyum siklomat,sorbital),antioksidanlar ve aroma maddeleri(badem yağı,anason yağı,defne yağı,kimyon yağı,çin tarçını yağı)dir. Çikolata üretimi sırasında aroma maddelerinin özütlenmesi ve dispersiyonu amacıyla değişik çözücüler kullanılmaktadır. Çözücünün seçiminde saflık, kimyasal nitelik ve ülkelerin gıda mevzuatları dikkate alınmaktadır. Sanayide kullanılan çözücülerin en yaygınları; etil alkol, propilen glikol, gliserol ve izopropil alkoldür. Antioksidanlar ise yağların oksidasyonunu önlemede yararlanılan bir kısmı doğal, bir kısmı yapay maddeler olup oksidatif acılaşmayı önlemektedir. Bunların sitrik asit, fosforik asit ve EDTA gibi maddelerle birlikte kullanılmaları oksidan etkinliği arttırmaktadır. 16 Çikolatada 300 den fazla kimyasal madde bulunmakta ve bu maddelerden bazıları çikolata yediğimizde kendimizi neden daha mutlu hissettiğimizi açıkça ortaya koymaktadır. Çikolata yediğimizde mutlu olmamızı sağlayan anandamit (C 22 H 37 NO 2 ) gibi. Beynimiz tarafından da üretilen anandamit molekülü acı ve depresyon duygularının önüne geçer. Çikolatanın içindeki bazı kimyasal maddelerin, yine çikolatadaki anandamitin beyinde üretilen anandamitten çok daha yavaş parçalanmasına neden olduğu ve böylece mutluluk hissinin bir süre daha devam etmesini sağladığı düşünülüyor. Çikolatada bulunan başka bir kimyasal madde ise teobromin (C 7 H 8 N 4 O 2 ). Acı bir tadı olan teobromin bir alkoloiddir. Alkoloidler nitrojen içeren, bazik özellikte organik maddelerdir. Teobromin uykulu olma halini, astım belirtilerini azaltan ve öksürüğü baskılayan bir kimyasal maddedir. Fakat,Teobromin köpekler için toksik bir maddedir. Hatta birçoğumuz çikolatanın köpekleri kör ettiğini biliriz. Köpeklerin kör olma nedenidir teobromin. Sadece kör etmekle kalmayıp kakao oranı yüksek, 50 gram çikolata bir köpeği canından edebilir.teobromin köpekler kadar olmasa da insanlar için de kilogramda 3 te bir oranında zehirli etki gösteriyor, ancak ölümcül dozda teobromin almak için kısa sürede yaklaşık 5 kilogram sütlü çikolata tüketmek gerekiyor. Çikolatada bulunan kimyasal maddelerden olan feniletilamin (C 8 H 11 N) kan basıncı ve glikoz seviyesini artırır. Bunun sonucunda kendimizi daha canlı ve mutlu hissederiz. Aşk ilacı olarak bilinen feniletil- amin âşık bir insanın beyin kimyasını taklit ediyor, yani âşık olduğumuzda salgıla- nan bazı kimyasalların salgılanmasını sağlıyor. Araştırmalara göre vücutta feniletilamin miktarı arttıkça depresyonun belirtileri azalmaktadır. Sizlerle paylaşacağım son kimyasal tür ise polifenollerdir. Antioksidan özelliği olan polifenollerin damar sertliği gibi kalp rahatsızlıkları için faydalı olduğu ve iyi kolesterol seviyesini artırdığı belirtiliyor. Polifenollerin en çok araştırılan gruplarından biri flavonoidlerdir. Flavonoidler çeşitli meyvelerde, sebzelerde ve çikolatada bulunur. Kakaoda bir tür flavonoid olan flavanoller bulunur. Flavanoller beyinde kan akışını artırır, böylece damar hastalıklarını önler. Flavonollerin kalp sağlığı için de faydalı olduğu belirtiliyor. Her birimiz farklı damak zevklerine sahip bireyleriz. Bu nedenle her zaman çikolata seçimlerimizde de damağımıza en çok uyan bizi en mutlu eden olur. Bir çikolata sever olarak her birinin tadı bir başka tabi ki ama onları birbirinden ayıran farklılıklar neler, neden bitter yediğimizde acımsı tat alırken sütlü çikolata bize daha tatlı gelir? Cevabı içindeki ürünlerde ve ürünlerin yüzdelerinde saklı. Bitter çikolata: Bileşiminde en az %18 kakao yağı ve en az % 14 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekilde en az % 35 toplam kakao kuru maddesi içeren çikolatadır. Sütlü çikolata: Bileşiminde en az %2,5 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekilde en az %25 toplam kakao kuru maddesi içeren, ayrıca en az %14 süt kuru maddesi ve en az % 3.5 süt yağından oluşan, kakao yağı ve süt yağı toplam miktarı ise en az %25 olan çikolatadır. Çikolataya daha açık kahverengi rengini, krema dokusunu ve tadını veren süt tozu katılır. Beyaz çikolata: Bileşiminde en az %20 kakao yağı ve en az %14 süt kuru maddesi içeren ve en az %3,5 i süt yağı olan çikolatadır.

Dolgulu çikolata: Dış kısmı toplam ürün ağırlığının en az % 25 ini içeren, bitter çikolata, sütlü çikolata, bol sütlü çikolata ve beyaz çikolatalardan birinden oluşan dolgulu çikolatadır. Pralin: Toplam ürün ağırlığının en az % 25 i bitter çikolata, sütlü çikolata, bol sütlü çikolata, beyaz çikolataların kombinasyonundan, karışımından veya herhangi birinden ya da dolgulu çikolatadan oluşan bir lokma büyüklüğündeki çikolatadır. Yazımın genelinde çikolatanın içindeki maddelerden ve etkilerinden bahsettim. Şimdi kısaca çikolatanın insan sağlığı üzerindeki etkisinden de bahsedeyim. Çikolata ve İnsan Sağlığı Bağışıklık ve üreme sistemi için faydalı demir ve çinkoyu yüksek oranda içermektedir. Çikolata diğer tatlılara oranla diş sağlığı açısından daha zararsızdır; çünkü sütlü çikolata yüksek miktarda protein, kalsiyum ve fosfat içeriği nedeni ile diş minesini korumaktadır. Çikolatanın içinde bulunan antioksidanlar kansere karşı koruyucudur. Güçlü dişleri sağlayan florid açısından da zengin olan çikolata, stresle mücadelede faydalı olan potasyumu da içermektedir. Çikolata büyük miktarda bakır da içermesi nedeni ile, vücudun demiri absorbe etmesine yardımcı olmaktadır. Her gün az miktarlarda çikolata tüketimi kanda pıhtılaşmayı önler ve böylelikle ani kalp krizlerinin önüne geçer. Çikolata aynı zamanda yiyen kişiye enerji verir ve diğer tatlılara oranla kan şekerini hızlı yükseltmez Tabi ki anlatılanlara bakarak çikolata tümüyle yararlı diyemeyiz. Çikolatanın ham maddesi olan kakaonun %55 i yağlardan oluşuyor ve bu yağların bazılarının doymuş yağ olmasından dolayı kalbe zararlı olduğunu unutmayın. Çikolataya gün içerisinde mutlaka yer ayırmalıyız ki her yaştan bireyin sağlığı açısından faydalı olacaktır. Fakat çikolatanın enerji değeri düşünüldüğünde, tüketiminin günlük 1-2 parça ile sınırlı tutulması unutulmamalıdır. Her şeyin azı karar, çoğu zarar. 17 Sağlıcakla kalın. Kaynaklar : 1- https://muhammadsubchi.files.wordpress.com/2010/04/beckett-the_science-of-chocolate.pdf 2-http://www.elit-chocolate.com/tips-from-the-master/ 3-http://vizyon21yy.com/documan/Genel_Konular/Guncel/Gida_Dosyasi/Cikolatanin_Kimyasi.pdf

Gamze ÇALGIN milkyway-44@hotmail.com MEMBRAN Hızla artan nüfus ve beraberinde insanoğlunun lüks yaşam isteği ve bu istek doğrultusunda rekabetin artması,devletler arası kimyasal/biyolojik güçlerin kişisel menfaatler doğrultusunda kullanılması dünyanın dengesini ve kimyasını bozmuş durumdadır. Kimya Mühendisi (Ögrenci) Dengenin bozulmasıyla fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirlilik gibi doğa ve doğanın bize sunduğu kaynakların yoğun tahribi birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bu problemlerin başında besin kaynağı sıkıntısı ve beslenme problemleri gelmiştir. Bu sebeple yeni besin kaynakları araştırmaya ve en önemlisi mevcut besinlerden maksimum düzeyde yararlanmaya yönelik çalışmalar, günümüzde büyük önem ahzetmiş ve bu bağlamda çokta iyi davranmadığımız doğa ve hatta evren bizlere çoğu kez model teşkil etmiştir. İşte bu var olan muazzam modeli fark edip bunu günümüz boyutlara(makro veya mikro) indirgemek, belirli prosesler(süreçler) için uygun hale getirmek Fen Bilimlerini en çok da Kimya Bilimini ve Mühendislik Bilimlerini ilgilendirmektedir. 18 Bilim dünyası bozulan dengenin iyileştirilmesine yönelik son yıllarda en çok bilinçsizce kirlettiğimiz suların üzerinde yeni çalışmalar yapmaktadır. Kirlettiğimiz suları içme ve kullanıma uygun hale getirmek için Membran Prosesleri uygulanmaktadır. Aynı zamanda membran sadece su arıtma tesislerinde kullanımla sınırlı kalmayıp kısa zaman içerisinde kimya,tıbbi ilaç ve özellikle gıda endüstrisinde sıvıların süzülmesinden konsantre edilmesine kadar birçok sorunun çözümlenmesinde kullanılmaktadır. Şimdi gelin hayatımızda büyük bir öneme sahip olan son yılların en gözde, belki de üzerinde en çok durulan konusu Membran ı tanıyalım. Membran Nedir? Membran; moleküler karışımların ayrılması için kullanılan ayırma prosesidir.[5]iki faz arasında seçicilik yapan bir ayraç olarak ta tanımlanabilir. Ayrıca membran bilim dünyasın da hücre zarı olarak da tanımlanmaktadır. Böyle tanımlanmasının ve uzun yıllar adından bu şekilde bahsedilmesinin nedeni hücre zarının membran prosesleri için model teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. Tüm canlılarda bulunan hücre zarı, madde giriş çıkışlarını, ozmotik dengeyi sağlaması gibi bir çok göreviyle membran için muazzam bir model olup günümüz boyutlara getirilip bir çok gelişmeye uğrayıp hayatımızın hemen hemen her noktasında kullanımına rastlayacağımız hale getirilmiştir. Her bir membran prosesi özel bir ayırma işlemini gerçekleştirecek bir membranın kullanılmasıyla belirlenir. Membran ayırma yöntemleri gaz, buhar ve sıvıları içeren bir çok alanda kullanılmak üzere ortaya çıkarılmıştır. Düşük enerji ihtiyaçlarından dolayı önemli bir avantaja sahiptirler. Membran ayırma teknolojisindeki ciddi araştırmalar son 25 yıl içerisinde olmuştur. Teknik olarak uygun membran ayırma yöntemleri; ters ozmos,gaz ayrımı,dializ,elektrodiyaliz,membran elektrotlar,mikrofiltrasyon,ultrafiltrasyon,çapraz akışlı filtrasyon olarak sıralanabilir.

Bu tekniklerden en çok karşımıza çıkan membran denince ilk akla gelen teknik ayırma yöntemi Ters Ozmos dur. Ters Ozmos Hidrostatik basınç farkı altında yarı geçirgen bir membran üzerinde bulunan derişik çözeltinin,ozmotik akışın tersi yönünde bir akış sağlanarak çözeltinin saflaştırıldığı bir ayırma yöntemidir.[1] Aşağıdaki şemalarda gösterilmiştir. Bu yöntemde bir çok iyon ve molekül %100 e yakın ayrılabilmektedir. Fakat uygulanan basınç biraz yüksek olup 20-25 atm kadardır. Deniz suyundan saf su elde etmede, meyve sularının deriştirilmesinde ve su sertliğinin giderilmesinde kullanılır.[1] Diğer ayırma yöntemleri de Ters Ozmos kadar günlük hayatımızı kolaylaştıran uygulamaları içermekte ve büyük birer önem teşkil etmektedir. 19 Membran Tipleri Nelerdir? Membranlar çok farklı kimyasal doğaya sahip olabilmelerine rağmen Mikro-gözenekli,homojen,iyon değiştirici ve asimetrik membran olmak üzere 4 gruba ayrılır.[2] Ayrıca seramik,metal ve sıvı membranlar ve nanoteknolojiyle üretilmiş membranlar da vardır. Bu gruplardaki her bir membran türü farklı şekillerde ayırma işlemlerini yerine getirir. Bundan dolayı membranları tanımlarken ne olduklarından ziyade, ne iş yaptıkları dikkate alınmalıdır.

20 1.Mikro-gözenekli Membranlar Mikro-gözenekli membranlar yapısal ve fonksiyonel olarak geleneksel filtrelere benzerler. Kütle aktarımı işlemlerinde kullanılan en basit membranlardır. 0.01-10 µm çap aralığındaki küçük gözenek boyutlarıyla filtrelerden ayrılırlar.[2] Mikro-gözenekli bir membrandan çözünen maddelerin ayrılması moleküler boyut ve gözenek boyut dağılımının bir fonksiyonudur.en büyük gözenekten daha küçük ve en küçük gözenekten daha büyük parçacıklar membrandan kısmen geçerler.en küçük gözenekten daha küçük olanlar ise membrandan tamamen geçerler.[2] Mikro ve ultra gözenekli membran hazırlamak için değişik türden maddeler kullanılır.bu tür membranlar ticari alanda oldukça önemlidir. Membran ayırma teknolojisi uygulamalarında, mikro membran gıda testleri kimyasal, nanoteknoloji, enerji ve çevre koruma gibi olanlarda özellikle bilimsel araştırmalarda yaygın ve en hızlıca gelişen bir türdür. 2.Homojen Membranlar Bu tür membranlar yoğun membranlar olarak da tanımlanmaktadır. Bu tip membranlarda taşınım sadece difüzyon ile değil aynı zamanda kimyasal türlerin membran içindeki çözünürlükleriyle de ilgilidir. [2]Yani çözeltideki bileşenlerin membran fazından ayrılması aktarım hızıyla doğrudan ilgilidir.aktarım hızı türlerin difüzlenebilirliğine ve membran fazındaki derişimlerine bağlıdır.[1] Örneğin herhangi bir karışımı oluşturan bileşenlerin ayrılması membran içindeki difüzivite ve çözünürlükleriyle belirlenen göreceli geçiş hızlarıyla ilişkilidir.bir çok gaz ayırma pervaporasyon (bir tür membran kullanarak karışımları ayırma biçimine pervaporasyon denir) ve ters ozmoz membranı homojen (yoğun) membrandır.[2] Bu tür membranların geçirgenlikleri oldukça küçüktür ve olabildiğince ince hazırlanır.[1] Hazırlanırken daha çok film hazırlamak için kullanılan yöntemler kullanılır.bunlar;basınçla kalıplama çözelti dökümü vb.