J o u r n a l o f A t a t ü r k C u l t u r e C e n t e r I s s u e 2 0 1 0



Benzer belgeler
JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER

JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER

KİTAP TANITIMI. Necmi UYANIK

ġevkġ EFENDĠ ve HASAN RIZA EFENDĠ SÜLÜS-NESĠH MURAKKAʻLARININ MUKAYESESĠ

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

S A I15 NUMBER Y I L08

A Y I NUMBER Y I L 10

T.C. CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ YAZIM KURALLARI VE YAYIN İLKELERİ

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ERSOY ve. Bakıslar. Genc. Mehmet Akif. İstiklal Marşı na. Sempozyumu M a r t / B A R T I N. İstiklal Marşı nın Kabulünün

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

Osmanlı dan Günümüze Kur an Ve Hüsn-İ Hat Sempozyumu Kasım 2013, Amasya


Bu sayının Hakemleri

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

SORUMLU MÜDÜR / EDITOR-IN-CHIEF Kur.Alb.Şahin KUYUCU. EDİTÖR / EDITORS Dr.Hv.Öğ.Alb.F.Rezzan ÜNALP Tar.Uzm.Fatma İLHAN

AMAÇ VE KAPSAM About KALEMİŞİ

İSKENDERUN İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ MÜDÜRLÜĞÜ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

MINISTERS OF FINANCE (FINANCE DEPUTIES) AND THEIR TERMS OF OFFICE (*) ( )

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

ATATÜRK DERGİSİ (Journal of Atatürk)

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

İBRAHİM ŞİNASİ

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

MALİYE ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ. Yıl: 5 Sayı: 10 Aralık 2015

ISSN ISSN

Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2, Temmuz 2011

T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik Yazı İşleri Şube Müdürlüğü DAĞITIM

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a

DİL VE EDEBİYAT DERGİLERİ Batı Dilleri ve Edebiyatları Dil Bilimi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Eskiçağ Dilleri ve Edebiyatları Türk Dili ve Edebiyatı

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

Bedri Baykam. Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak 35220, Izmir Tel/Fax: *

Şerif Kocadon için mevlit

HATTAT ABDÜLFETTAH EFENDİ NİN TAŞA MAHKÛK ESERLERİ

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Doktora Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008

HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarih Bölümü Ankara Üniversitesi 1997 Yüksek Lisans Tarih (Yakınçağ Tarihi) Ankara Üniversitesi 2000

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

International Journal of Political Studies ULUSLARARASI POLİTİK ARAŞTIRMALAR DERGİSİ

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 8 Sayı: 2 GÜZ 2015

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

(TÜRKÇE-İNGİLİZCE) Gazi Üniversitesi, Hacı Bektaş Araştırma Merkezi ( )

Doç. Dr. Ömer Faruk TEBER

RECENT PERIOD TURKISH STUDIES

. Uluslararası Akdeniz Karpaz Sempozyumu: Lefkoşa - KKTC

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi Fihristi

PESA International Journal of Social Studies PESA ULUSLARARASI SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

SAÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ DERGİSİ THE JOURNAL OF SAU EDUCATION FACULTY. Sayı / Issue: 29 Haziran / Jun Sahibi / Owner. Editörler / Editors

Müşterek Şiirler Divanı

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

SAYIŞTAY DERGİSİ YAYIN İLKELERİ VE YAZIM KURALLARI. Sayıştay Dergisi Yayın İlkeleri Sayıştay Dergisi Yazım Kuralları

YAHYA SOFÎ NİN İSTANBUL FATİH CAMİİ PENCERE ALINLIKLARINDAKİ FATİHA SÛRESİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

I J O S E S. IJOSES de yayınlanan yazılarda belirtilen düşünce ve görüşlerden yazar(lar)ı sorumludur.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KAHRAMANMARAŞ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10. SINIF OSMANLI TÜRKÇESİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

TARIM MAKİNALARI BİLİMİ DERGİSİ

DERGİ YAYIN İLKELERİ

GENEL YAZIM KURALLARI (Bildiri son gönderim tarihi 15 Nisan 2017 dir.)

FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Sayı - Issue - 6, 2014/1

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Bir Kitabın Hikâyesi. Tunceli-Dersim Coğrafyası. Ömer Kemal Ağar. İstanbul, Türkiye Basımevi, 1940, 66 s. Ömer ÖZCAN

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

ULUSLARARASI SAĞLIK KURULUŞLARI. Yasemin DİNÇ Fatih Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Tıbbi Hizmetler Başkanlığı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Sahibi. Afyon Kocatepe Üniversitesi adına Rektör Prof. Dr. Ali ALTUNTAŞ. Editörler Prof. Dr. A.İrfan AYPAY Doç. Dr. Mehmet KARAKAŞ

Doç. Dr. Tuncay ERGENE Türk PDR-DER Genel BaĢkanı

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

Turkish Studies Türkoloji Dergisi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ. Yıl: 5 Sayı: 9 Haziran 2015

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

Transkript:

ISSN:1010-867-X A t a t ü r k K ü l t ü r M e r k e z i D e r g i s i S a y ı 2 0 10 J o u r n a l o f A t a t ü r k C u l t u r e C e n t e r I s s u e 2 0 1 0 Nisan, Ağustos ve Aralık Aylarında Yayımlanan Uluslararası Hakemli Dergi International Peer Reviewed Journal Published in April, August and December ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ ATATÜRK SUPREME COUNCIL FOR CULTURE, LANGUAGE AND HISTORY ATATÜRK CULTURE CENTER

Atatürk Kültür Merkezi Dergisi TÜBİTAK / ULAKBİM, SBVT (Sosyal Bilimler Veri Tabanı) tarafından dizinlenmektedir.

Atatürk Kültür Merkezi Dergisi Yıl / Year: Aralık Sayı / Issue: Kurucusu / Founder Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı (1913-1993) Sahibi / Owner on behalf of Atatürk Atatürk Kültür Merkezi Culture Center adına Başkan Prof. Dr. Osman Horata Editörler / Editors Doç. Dr. Recep Boztemur (ODTÜ) Uzm. Şebnem Ercebeci (AKM Uzmanı) Uzm. Suzan Gür (AKM Uzmanı) Uzm. Alim Yanık (AKM Uzmanı) Yazı İşleri Müdürü / Journal İmran Baba Administrator Yayın Kurulu / Editorial Board Prof. Dr. Hakkı Acun (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan (TOBB ETÜ) Prof. Dr. Nihat Boydaş (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Nurettin Demir (Başkent Üni.) Prof. Dr. Melek Dosay-Gökdoğan (Ankara Üni.) Prof. Dr. Önder Göçgün (Pamukkale Üni) Hakem Kurulu / Referees Board Prof. Dr. Hakkı Acun (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Seçil Karal Akgül (ODTÜ) Prof. Dr. Şerif Aktaş (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa Aşkar (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan (TOBB ETÜ) Prof. Dr. Nihat Boydaş (Gazi Üniversitesi) Doç. Dr. Recep Boztemur (ODTÜ) Prof. Dr. Menderes Çoşkun (Süleyman D. Üni.) Doç. Dr. Birten Çelik (ODTÜ) Prof. Dr. Nurettin Demir (Başkent Üni) Prof. Dr. Bekir Deniz (Akdeniz Üniversitesi) Doç. Dr. Nermin Şaman Doğan (Hacettepe Üni.) Yard. Doç. Dr. R. Gülin Öğüt Eker (Hacettepe Üni.) Yard. Doç. Dr. Cafer Gariper (S. Demirel Üni) Prof. Dr. Önder Göçgün (Pamukkale Üni) Prof. Dr. Melek Dosay-Gökdoğan (DTCF) Prof. Dr. Kenan Gürsoy

Prof. Dr. Osman Horata (AKM Başkanı) Prof. Dr. Esin Kâhya Doç. Dr. Levent Kayapınar (İzzet Baysal Üni.) Prof. Dr. Ali İhsan Kolcu (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Ramazan Korkmaz (Ardahan Üni.) Prof. Dr. Kazım Yetiş (İstanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Emine Yılmaz (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Berin Yurdadoğ Yönetim Yeri / Managing Office Ziyabey Caddesi No: 19 06520 Balgat-Ankara, TURKEY Telefonlar / Telephones +90 312. 284 34 25-45 elmek erdemdergisi@gmail.com web / web www.akmb.gov.tr Süreli Yayın Dört Ayda Bir Çıkar Abone İşleri / Subscription Mehmet Alkan +90 312. 284 34 41 Belgegeçer (Faks): +90 312. 284 34 23 Posta Çek Numarası 212938 ISSN 1010-867-X Kapak Tasarımı / Cover Design Grafiker Ltd. Şti. Sayfa Tasarımı / Page Design Grafiker Ltd. Şti. 1. cadde 1396. sokak No: 6 06520 (oğuzlar mahallesi) Balgat-Ankara tel +90 312. 284 16 39 Pbx faks +90 312. 284 37 27 elmek grafiker@grafiker.com.tr web www.grafiker.com.tr Baskı Yeri ve Tarihi / Press House and Date Grafiker Ofset Kazım Karabekir Caddesi Ali Kabakçı İşhanı 85/3 İskitler-ANKARA / +90 312. 384 00 18 Ankara, 12 Ocak 2011 / Ankara, 12 January 2011 Not: Makalelerdeki görüşlerin sorumluluğu yazarına aittir. Yazıların yayın hakkı merkezimize devredilmiş sayılır. Bu devir sanal ortamda yayımlanmayı da kapsar.

İÇİNDEKİLER / CONTENTS Şinasi Acar Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi 1-18 The Secret of the Kuran in the Topkapı Palace Hakan Aanameriç Türk Kızılayı nın (Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti) Savaş Esirlerine Kitap ve Kütüphane Hizmetleri (1912-1922) 19-44 Book and Library Services of the Turkish (Ottoman) Red Crescent Society for War Prisoners (1912-1922) İsmail Akbal / Türkiye Büyük Millet Meclesi nde Taner Aslan Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey Muhalefeti 45-76 The Opposition of Trabzon M.P. Ali Şükrü Bey in the First Grand National Assembly of Turkey İhsan Sabri Balkaya Minber Gazetesinde 1918 Olaylarına Mizahî Yaklaşımlar 77-92 Humorous Approaches in the Minber Paper to 1918 Events Halit Çal 1192 Numaralı 1696-1716 Tarihli Hurufat Defterine Göre Yunanistan daki Türk Mimarisi 93-242 Turkish Architecture in Greece according to the Records of the 1192 No Hurufat Defter of 1696-1716 Mustafa Güneş Bir Aruz Ustası Olarak Mehmet Âkif Ersoy 243-254 A Prosody (Aruz) Master: Mehmet Akif Ersoy Mehmet Özmen Hatay-Erzin Başlamış Köyünden Derlenen Bitki Adları 255-268 The Plant Names compiled from Erzin s Başlamış Village in Hatay Canan Parla Kemah Mengücek Gazi Kümtesi ne İkonografik Yaklaşım 269-290 The Iconographic Approach to the Mengucek Gazi Tomb in Kemah

Hafize Şahin / Gündelik Yaşam ve Toplumsal Hayat S. Dilek Yalçın Çelik Perspektifinden Bir Mikro Tarih Denemesi: Şinasi nin Kaleminden XIX. Yüzyılda İstanbul Sokaklarına Bakış 291-312 A Micro History Essay from the Perspective of Daily and Social Lives: A Glance at the 19 th Century İstanbul Streets from Şinasi s Pen Suzan Gür / Merkezimizden Haberler 313-338 Şebnem Ercebeci / Ömer Çakır Erdem Yayın İlkeleri / Publication Policy 339

Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi Şinasi ACAR* ÖZ Özellikle celî (büyük) yazılarda ketebesiz (imza) bir hattın hangi hattata ait olduğunu tanımak ve belirlemek çok zordur. Çünkü her hattat yazarken tüm dikkatini, yazısının, hocasından öğrendiği ve yürekten inanıp belleğine kazıdığı en iyi kalıba uymasına verir ve hattının bu en ideal güzelliğe yaklaşmasına çalışır. Ancak sayıları çok az da olsa imzasız bir yazının hangi hattata, dahası o hattatın hangi dönemine ait olduğunu tanıma ve belirlemede şaşılacak derecede hüner sahibi olan üstatlar görülmüştür. Bu hususa hatta ilişkin makale ve kitaplarda hiç değinilmediği gibi, hüner sahibi bu üstatların bu belirlemeyi nasıl yapabildikleri konusunda -bugüne değin- üniversitelerin ilgili bölümlerinde herhangi bir tez çalışması da yapılmış değildir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nde -Kanûnî ye ithaf edilmişeşsiz güzellikte bir Kurân bulunmaktadır. Hat otoriteleri bu mushafın hattatı konusunda anlaşmazlık içindedirler. Makalede bu mushaf ele alınarak imzasız yazıların nasıl tanınabileceğine ilişkin kimi ipuçları sunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: İmzasız yazıların hattatının belirlenmesi, Abdullah bin İlyas, Abdullah Amasî, Abdullah Kırımî, Muhiddin Amasî, Hüseyin Hüsameddin Efendi, Şeyh Hamdullah. ABSTRACT The Secret of the Kuran in the Topkapı Palace It is a very difficult to determine the name and the period of an unknown calligrapher s work if it does not have a signature. In the art of calligraphy and especially in the celî scripts the calligrapher imitates basically the ideal forms. While writing every calligrapher fully concentrates on the form he has learned from his master which he whole heartedly believes uses the best form in achieving the ideal beauty. On the contrary in the past, even though very few in number, there are calligraphers very skilled in spotting the name and the period of the * Y.Müh., Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Öğretim Üyesi, ESKİŞEHİR, e-posta: sacar@zeytinoglu.com.tr

Ş i n a s i A C A R 2 artisan. But there are no basic studies on how they achieve this skill. This is not studied in books, papers and in the universities and there is no known research made on this subject. At the Topkapı Palace Museum in Istanbul there is a very preciously written Koran with a beautiful calligraphy, decoration and binding presented to the Sultan Suleiman the Lawmaker. Concerning this Koran the calligraphy authorities are in conflict in identifying the name of a known calligrapher of the period from the signature (ketebe) of the manuscript. In this paper the above mentioned subject is studied in detail and some clues are derived to give an end to this conflict. Key Words: Determining the calligraphers from their style, Abdullah bin İlyas, Abdullah Amasî, Abdullah Kırımî, Muhiddin Amasî, Hüseyin Hüsameddin Effendi, Sheikh Hamdullah. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nde E.H. envanter numarasıyla kayıtlı, eşsiz güzellikte bir mushaf bulunuyor. Mushaf 25x16,5 cm boyutlarında olup 477 yapraktır. Her sayfası is mürekkebi ve harekeli nesihle 11 satırlı olarak yazılmıştır. Kanunî Sultan Süleyman için Abdullah bin İlyas eliyle Hicrî 930 (Milâdî 1523/24) yılında yazılmış ve Nakkaş Bayram bin Derviş Şîr (Öl. 1554) tarafından tezhip edilmiştir. Zahriye sayfalarında pek güzel iki müzehhep levha vardır. İki serlevha (başlık) sayfası ve sonundaki iki madalyon da aynı güzellikte tezhip edilmiştir. 16. yüzyıl klasik tezhip üslûbunun olağanüstü güzel bir örneğini oluşturan bezemeler, desen ve renk uyumlarıyla ve motiflerin istiflenmesindeki üstün başarıyla dikkat çekmektedir. Miklep, şemse, köşebent ve kenar kitâbeli vişneçürüğü deri cildi de dahil olmak üzere, her şeyiyle eşsiz güzellikte ve çok değerli bir eserdir. Mushafın sonundaki ilk madalyonun metni şöyledir : Sadaka-llahu'l-azîm ve bellâğa rasûluhu'l-kerîm. Ketebtü hazâ'l-mushaf'il-münzel min-er-rahman li-resm-i hizâne-ti sultân bin sultân Sultân Süleymân Hân bin Selîm Hân halledallahu mülkehu ve saltanatehu (Ulu Allah doğruyu söyledi ve yüce elçisine iletti [vahyetti]. Allah tarafından indirilmiş bu mushafı [Allah onun devletini ve saltanatını sürekli kılsın] sultan oğlu sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han ın gönlüne ithaf için yazdım). İkinci madalyonun içinde Ve vaka'el-ferâğe min hidmeti tenmîkıhi bi-hüsn-i avnillah ve tevfîkıhi ala yed-i ahvec-un nâs Abdullah bin İlyâs afa anhumâ bi-rabb-in nâs fî dâr-il-feth-i Kostantıniyye hamâhâ-llahu te âla bi-vücûd-i mâlikhê an-il beliyye, sene selasîn ve tis a-mie (Ve Allah ın yardımı ve onun başarısıyla bu güzel yazım hizmetinin tamamlanması Allah onları bağışlasın halkın güçsüzü İlyas oğlu Abdullah eliyle yüce Allah sahibinin mevcudiyetini belâ ve kederden korusun fetih diyarı İstanbul da gerçekleşti, yıl 930) ve bu madalyonun alt çıkıntısında Zehebehu Nakkaş Bayram bin Derviş Şîr (Onu Derviş Şîr oğlu Nakkaş Bayram tezhip etti) yazmaktadır.

Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi 3 Resim 1- Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi ndeki Abdullah bin İlyas ketebeli mushafın serlevha (başlık) sayfaları

Ş i n a s i A C A R 4 Resim 2- Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi ndeki Abdullah bin İlyas ketebeli mushafın son sayfaları Mushafın hattatı İlyas oğlu Abdullah kimdir? Nesih yazısının tarzından, hattatın Şeyh Hamdullah ekolüne mensup bulunduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde yazılmış biyografik kaynaklarda Abdullah bin İlyas adlı bir hattattan söz edilmez. Demek ki bu hat ustası, adı Abdullah olmakla birlikte, daha çok mahlasıyla tanınmış bir hattattır. Bu zâtın Abdullah Kırîmî olduğunu söyleyenler olduğu gibi, Abdullah Amâsî olduğunu iddia edenler de vardır. Eldeki verilere göre konuyu araştırıp irdeleyerek mantıklı bir sonuca varmaya çalışacağız. 1) Kanunî, babası Yavuz Selim in ölümüyle 1520 de tahta geçer. Ve üstat Şeyh Hamdullah ı (1429-1520) huzuruna davet ederek kendisine bir mushaf yazmasını teklif eder. Şeyh, çok yaşlandığını beyan edip (ki o tarihte 91 yaşındadır ve bu görüşmeden iki üç ay sonra vefat eder) özür dileyince, kendisine bir hattat tavsiye etmesini ister. Şeyh, dayızâdesi Muhiddin Amâsî nin adını verir. Muhiddin Amâsî nin, Amasya dan gelerek İstanbul da yazdığı bu mushafın nerede olduğu bilinmemektedir.

Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi 5 Resim 3- Mushafın ketebe madalyonu

Ş i n a s i A C A R 6 Değerli araştırmacı Uğur Derman Kanunî Devrinde Hat San atımız adlı makalesinin bu eserle ilgili dipnotunda, Muhiddin Amâsî ye ait mushafın nerede bulunduğunun belirlenemediğinden, ancak Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nde Abdullah bin İlyas adlı bir hattatın Kanunî için yazdığı 930 tarihli enfes bir mushaf bulunduğundan söz ettikten sonra, aynen; Bir kaynağa göre Abdullah Amâsî olduğu rivâyet edilen ve Şeyh in de akrabası olan bu hat üstâdıyla Muhittin Amâsî adı, acaba ikiyüzelli yıl sonrasına ait kaynaklarda mı karıştı? Hüküm vermek doğrusu güç demektedir. 1 Abdullah bin İlyas ketebeli mushafın Muhiddin Amâsî ye ait olma olasılığı çok düşüktür; esasen kendisinin baba adı da İlyas değil, Celâl dir. 2) Meydan Larousse daki Abdullah Kırımî maddesinde, bu mushafın Abdullah Kırımî ye ait olduğu söylenmekte, dahası metin içinde Buradaki ketebesinden babasının adının İlyas olduğu öğrenilmektedir ifadesi yer almaktadır. Abdullah bin İlyas, Abdullah Kırımî olabilir mi? Abdullah Kırımî nin Hicrî 999 da (Milâdî 1591) öldüğünü biliyoruz ama, kaç yaşında öldüğünü bilmiyoruz. Gelibolulu Âlî, kendisinin Kanunî döneminde saray kâtiplerinin başı olduğunu söylüyor. Müstakimzâde de Sultan Selim Han döneminde ortaya çıktığını yazıyor ki bu Selim in Yavuz Selim olması gerekir (Zira kastettiği 2. Selim olsaydı, daha önceki padişah Kanunî döneminde kâtiplerin başı olarak çalışan biri için herhalde böyle demezdi). Demek ki Kırımî, Yavuz Sultan Selim in hükümdarlığı zamanında (1512-1520) tanınmaya başlamıştır. O dönemde hattatların genel olarak 80-100 yıl arası uzun bir ömür sürdükleri dikkate alınırsa, çok zayıf bir olasılık olarak bu mushafı Kırımî nin yazmış olması düşünülebilir (Mushafın yazılış tarihi Hicrî 930 da 10 ile 30 yaşları arasında olmalıdır). Ama, mesleğinde çok yeni sayılabilecek bir dönemde Kanunî için mushaf yazmış olması, pek de benzeri görülmüş bir uygulama değildir. Peki, ketebesini neden Abdullahül Kırımî olarak değil de Abdullah bin İlyas diye yazmıştır? O tarihte henüz Kırımî mahlasını almamış olduğu, bu nedenle imzasını İlyas oğlu Abdullah diye yazmış olduğu düşünülebilir. Ama, bütün bunlar pek zayıf olasılıklardır. 3) 1987-88 yıllarında Washington, Chicago ve New York da açılan Osmanlı sergileri için Esin Atıl tarafından hazırlanan The Age of Sultan Süleyman the Magnificent (Muhteşem Sultan Süleyman Dönemi) adlı İngilizce kataloğun söz konusu mushaftan bahsedilen 45.sayfasında Abdullah bin İlyas adının bir tek bu eserde bulunduğu ndan söz edilmektedir. 4) Prof. Muhittin Serin Hattat Şeyh Hamdullah adlı kitabında, Hüseyin Hüsameddin Efendi nin Amasya Tarihi adlı eserine dayanarak Abdullah Amâsî nin Abdullah bin İlyas olduğundan bahisle, bu mushafın Abdullah Amâsî ye ait olduğunu yazmaktadır. 1 Bkz. Antik & Dekor dergisi, Sayı 29, sayfa 29-30.

Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi Abdullah bin İlyas, Abdullah Amâsî olabilir mi? Abdullah Amâsî nin kaç yılında ve kaç yaşında öldüğünü bilmiyoruz. Nefeszâde, kendisinin Şeyh Hamdullah la çağdaş olduğunu; yazıda kendine özgü yeni bir tarz yarattığını; Hicrî 888 de (Milâdî 1483) iyi yazdığını; 80 yıl yaşadıktan ve nice güzel eserler verdikten sonra öldüğünü yazıyor. Şeyh in Hicrî 926 da vefat ettiğini biliyoruz. Hicrî 930 tarihini taşıdığına göre, bu mushafı Abdullah Amâsî ölümünden hemen önce yazmış olabilir. Ama, bu tarihte çok yaşlı olduğu kesindir. Ölümüne yakın ve çok yaşlandığı bir tarihte, bu derece sağlam bir yazıyla bu mushafı yazmış olması, gerçekten önemli bir olaydır. Bu arada -Hicrî 926 da- Şeyh in, mushaf yazması için Kanunî ye neden Abdullah Amâsî yi değil de Muhiddin Amâsî yi tavsiye ettiği sorusu akla gelmektedir. Ve ketebesini neden Abdullah Amâsî olarak değil de Abdullah bin İlyas diye yazmıştır? Bu sorulara hemen yanıt vermek zordur. 5) Hattatlar hakkında yazılmış eserlerde Abdullah Amâsî ye ilişkin bilgiler çok yetersizdir. En geniş bilgiye bir tarih kitabında Abdizâde Hüseyin Hüsameddin Efendi nin 12 ciltlik Amasya Tarihi adlı eserinde rastlıyoruz 2. Hüsameddin Efendi onikinci cildin 10, 11 ve 12.sayfalarında Hattat Abdullah Efendi için aynen şöyle yazıyor (Parantez içindeki ifadeler, metindeki kimi eski sözcükleri açıklamak ve bir iki eksik sözcüğü tamamlamak için tarafımızdan eklenmiştir): Abdullah Efendi - Hattat : Amasyalıdır. İlyas bin Ali mahdûmu (oğlu) olduğu kendi imzâsından anlaşıldı. Hattın yedi üstâdlarından biridir. Tercemesi (biyografisi) yukarıda yazılan hattât-ı meşhûr (ünlü hattat) Bağdâdîzâde Abdullah ve Sûfî Yahya çelebilerden temeşşuk ederek (çalışarak) üstâdlarına tefevvuk edecek bir mahâret gösterdi (hocalarını geçecek bir ustalık kazandı). Şeyhü'l-Hattâtîn Amasyalı Hamdullah Efendi nin mu âsırı (çağdaşı) olan bu hattat, yalnız Amasya da değil, bütün cihânda tanınmış olan üstâdlardan oldu. 891 tarihinde (Milâdî 1486 da) yazdığı Sûre-i En âm, Şehîd Ali Paşa Kütüphânesi ni tezyîn eden âsâr-ı nâdiredendir (süsleyen nâdir eserlerdendir). Bu sûrenin sonunda Ketebehu l-fakîr Abdullah bin İlyas el-amâsî diye yazılıdır. Tezkiretü l-hattâtîn de üstâdıyle (hocasıyla) birleştirilmiş olarak yazılmışdır. Üstâdı Abdullah bin Hasan ve kendisi Abdullah bin İlyas dır. Her ikisinin adı Abdullah olduğundan, bir zannedilmiştir. Zamanları da bir değildir. Amasya Vâlisi Sultan Ahmed bin Sultan Bâyezîd-i Sânî (Sultan 2.Bâyezid oğlu Sultan Ahmed in) mu allim-i hattı olup mukbil ve mükrem (hat 7 2 Bu eserin ilk dört cildi 1327-30 yılları arasında İstanbul da eskiyazıyla basılmıştır. 5.cilt kayıptır. 6 12.ciltler elyazması olarak şu anda Amasya Belediyesi nin elindedir. Ancak, birkaç yıl önce emanet olarak Süleymaniye Kütüphanesi ne bırakılmış ve bu sırada tamamı mikrofilme kaydedilmiştir. Bir süre önce Amasya Belediyesi nce 1.cildi yeni harflerle de yayımlanmış olup tüm ciltlerin basımı için çalışmalar sürdürülmektedir. Telif hakkı Amasya Belediyesi ne ait olan eserin onikinci cildinin 10, 11 ve 12.sayfalarındaki bilgilerden yararlanmamıza izin veren belediye yetkililerine -başta Halûk N.Tanrıyar olmak üzere- içtenlikle teşekkür ederim.

Ş i n a s i A C A R 8 hocası olup mutlu ve itibarlı) olarak yaşadı. 911 de şehzâdegânın hitan düğününde ber-hayât olduğu (şehzâdelerin sünnet düğününde hayatta olduğu) Münîrî Efendi nin mecmu asında [yazılıdır], târîh-i vefâtı (ölüm tarihi) anlaşılamadı. Habîb Efendi Hat ve Hattâtân adlı eserinde diyor ki : Üstâd Abdullah Amâsî - Cemâl ve Celâl in dayılarıdır. Üstâdında ihtilâf olunmuşdur (hocasında uyuşmazlık vardır). Müşârünileyh kalemi cezm-i kat ederek (adı geçen, kalemi [değişik bir tarzda] keserek) kendüye mahsûs bir şîve ihtirâ eyleyüp (kendine özgü bir şive icat edip) seksende vefât etmişdir. Masâhif ve âsâr-ı sahâif tenmîkına muvaffak bir hattat olduğu muhakkakdır (güzel mushaflar ve [çeşitli] elyazması eserler yazmayı başarmış bir hattat olduğu kuşkusuzdur). Bu ibâre arasında Seksende vefât etmişdir diye kaydedilmesi sehve mübtenîdir (yanılgıya dayanmaktadır). Bundan, Abdullah Efendi nin 880 de vefât ettiği anlaşılır. Halbuki müşârünileyhin kitâbesi (adı geçenin yazıları) ve Münîrî Efendi nin kaydı, bunun sehv (yanlış) olduğunu göstermekdedir. Bununla berâber Habîb Efendi (aynı eserinin) Mustafa Dede bin Şeyh Hamdullah tercemesinde (biyografisinde) diyor ki: Pederinden mücâz ise de, zamân-ı hayâtında kemâl-i dekaayık-ı hatdan istifâdesi müyesser olmadığından Abdullah Amâsî den telemmüz eyledi (babasından icâzet almış ise de, onun yaşamında hattın inceliklerini tam öğrenemediğinden Abdullah Amâsî ye öğrencilik etti). Ve sonunda Vefâtı kırk yaşında iken 946 dadır diyor. 946 da kırk yaşında vefât eden bu zâtın 906 da doğduğu anlaşılır ki, 880 de vefât eden bir zâtdan telemmüz etmesine imkân yokdur. Herhalde üstâd-ı müşârünileyh (adı geçen üstat) Abdullah Efendi [nin] 920 de vefât ettiği pek muhtemeldir. Görüldüğü gibi Hüseyin Hüsameddin Efendi, Abdullah bin İlyas ın Abdullah Amâsî olduğunu -büyük ölçüde- kendisinin Şehit Ali Paşa Kütüphanesi nde bulunan 891 tarihli En âm ındaki ketebesine dayandırmaktadır. Bu kütüphanedeki eserler, günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi bünyesindedir. Söz konusu eser 2777 M numarasıyla kayıtlıdır ve ketebesi şöyledir (Oysa Prof. Muhittin Serin daha önce sözü edilen Hattat Şeyh Hamdullah adlı kitabında bu esere kayıtlarda rastlanmadığını yazmıştır) : Ketebehu ed af-ül ibâd Abdullah bin İlyâs hâmid(en) lillahi te âla ala ni amihi ve musalli(yen) ala nebiyyihi Muhammed(in) ve âlihi-t tayyibîn et-tâhirîn (Nimetleri için yüce Allah a şükrederek ve O nun peygamberi Muhammed ile iyi ve temiz soyuna dua okuyup selâm ederek bunu -kulların en zayıfı- İlyas oğlu Abdullah yazdı). Görüldüğü gibi ketebede el-amâsî mahlasına rastlanmadığı gibi, 891 tarihi de bulunmamaktadır. Bunun nedenini bilmiyoruz (Şehit Ali Paşa Kütüphanesi nde, Abdullah bin İlyas ketebeli ikinci bir En âm da bulunmamaktadır). Ancak, Hüsameddin Efendi nin çalışkan ve titiz bir tarihçi olduğunu biliyoruz. Bu eser-

Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi le Abdullah bin İlyas imzalı en azından ikinci bir eser daha bulunduğu tesbit edilmiş olmaktadır (Oysa Esin Atıl, daha önce sözü edilen katalogda bu ismin yalnızca bir eserde bulunduğunu yazmıştır). En âm, Yakut tan epey farklı yeni bir üslûpla ve biraz reyhânî izleri taşıyan güzel bir nesihle yazılmıştır. 9 Resim 4- Şehit Ali Paşa Kütüphanesi ndeki Abdullah bin İlyas ketebeli En âm-ı şerîf in unvan sayfaları ile ketebesinin bulunduğu son sayfası

Ş i n a s i A C A R 10 Hüseyin Hüsameddin Efendi, Topkapı Sarayı ndaki Abdullah bin İlyas ketebeli mushaftan hiç söz etmemektedir; herhalde ondan haberdar değildir. Bu bilgiler ışığında Abdullah bin İlyas ın, Abdullah Amâsî olma olasılığı artmaktadır. Herhalde Abdullah Amâsî nin elimize ulaşabilen eserlerini inceleyip karşılaştırarak daha kesin bir yargıya sahip olabiliriz. Ancak, burada bir parantez açarak yazıların karşılaştırılmasında dikkat edilmesi gereken hususları kısaca ele almak istiyoruz. * Yazı ustası hattatlar, yaşamın bütün zevkini çalışmakta bulmuş çilekeş kişilerdir. Aynı zamanda sabır, feragat ve tahammül öğrenimiyle geçen uzun tahsil sürecinde -kalemin sırrına vâkıf olarak ustalık mertebesine ulaşmakla birlikte- nefislerini de terbiye etmiş ve belirli bir ruh nizâmından geçmiş olurlar. Yazı, üzerinde yıllarca kafa yorup çalışarak, binlerce kez meşk ederek elde edilmiş ve çalışa çalışa kazanılmış bir ezbere dayanır. Elin ezberden çizdiği harfler emek, bilgi, göz nuru ve çileyle yoğrulmuştur. Ketebesiz bir yazının hangi hattata ait olduğunu tanımak ve belirlemek ne denli zorsa, bu belirlemede göz önüne alınacak ölçütleri (kriterleri) saymak da o denli güçtür. İmzasız bir yazının hangi hattata, dahası o hattatın hangi dönemine ait olduğunu tanıma ve belirlemede şaşılacak ölçüde hüner sahibi olan, örneğin Necmeddin Okyay (1883-1976) gibi üstatların, bunu nasıl yapabildiklerine ilişkin bir inceleme, bugüne dek yapılmamıştır. 3 Elbet bu belirlemede o hattatın yazısını çok yakından tanımak, çok iyi incelemiş olmak ve taklîd 4 ede ede karakter özelliklerini ezberlemiş bulunmak gerekir. Hattatlar tarafından çok iyi incelenen ve pek çok kez taklîd edilerek karakter özellikleri ezberlenen Şeyh Hamdullah yazıları, buna örnek gösterilebilir. Ama, onlarca ünlü hattat için böyle bir birikime sahip olmak, ancak olağanüstü bir yetenek, keskin bir zekâ, çok kuvvetli bir hâfıza, fevkalâde dikkatli bir göz ve yoğun ve kusursuz bir sezgi gücüyle mümkün olabilir. Bu meziyetlere sahip olmak da kuşkusuz her kula nasip değildir. Bu yüzden yazı tarihinde -iyi hattatlar arasında bile- bu alanda başarılı olanların sayısı pek azdır. 3 Bildiğimiz kadarıyla hatta ilişkin makale ve kitaplarda bu hususa hiç değinilmediği gibi, bugüne değin üniversitelerin ilgili bölümlerinde bu konuda herhangi bir tez çalışması da yapılmış değildir. Makale yazarının, imzasız yazıları tanıma ve belirleme konusunda hiçbir iddiası söz konusu değildir. Yalnızca, bu hususun bugüne değin hiç ele alınmamış olmasını ciddî bir eksiklik saydığı için -konuya mühendisçe yaklaşarak- kimi ipuçları yakalamaya çalışmıştır. 4 Yazıda ilerlemenin en önemli unsurlarından biri, eski üstatların yazılarının büyük bir dikkatle incelenmesidir. Taklîd yazı, sahte yada kopyası çıkarılmış yazı değildir. Hat sanatında önemli bir yeri vardır. Hattat, karşısına aldığı yazıyı belleğine geçirip eliyle kâğıda aynısını yazar. Öyle ki iki yazı üst üste konulsa, tıpatıp aynı olduğu görülür. Çok zor bir beceridir. Hattatlar taklit yazılarını imzalarken yalnızca kendi imzalarını attıkları gibi, kimileyin nakalehu (onu nakletti) diyerek kimden naklen yazdıklarını da belirtirler. Büyük hattatlar dahî bu tarzda eserler vermişlerdir.

Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi Ancak buna karşın, iki yazıyı karşılaştırmada yine de yapılabilecek bir şeyler vardır: Yazarken her hattat tüm dikkatini, yazısının, üstâdından öğrendiği ve yürekten inanıp belleğine kazıdığı en iyi kalıba uymasına verir ve hattının bu en ideal güzelliğe yaklaşmasına çalışır. Nesih gibi ince yazılar çoklukla bir kalemde yazılır ve genellikle tashih edilmezler. Cim, ayın ve ha ların karınları, ye lerin çanakları, tı ve zı ların elifleri, her hattatta az da olsa değişiklik gösterir. Kalem kalınlığı arttıkça tashih yapmak zorunlu hale gelir. Sülüs ve sülüs celîsinin harekeleri 5 ile öteki işaretlerinin, yazıldıkları kalemin üçte biri kalınlıkta olması esastır. Bu işaretlerin estetik olarak yazılmaları da kimi usûl ve kurallara bağlı olmakla birlikte pek fazla düşünmeden ve tashihsiz yazıldıkları için yazana özgü bir karakter taşırlar; yani bunlar her hattatta birazcık farklı olur. Çünkü harekeler yazının yüreğinde yer almaz; fazla önemsenmez, hızla çizilir ve hep yinelenir. Bu nedenle denilebilir ki hattatların belli bir kalıbı taklit etmeden bir çırpıda (ceffelkalem) yazdıkları harflerin ve işaretlerin kendine özgü çizimleri âdeta gizli bir imza gibi onları ele verir. İki yazıyı karşılaştırmada en emin ve kolay yol, aynı metni karşılaştırmaktır. Örneğin, ketebesi bilinen bir mushafla ketebesiz bir mushafın yazılarını karşılaştırırken, aynı âyetlerin yazılarını mukayese etmek büyük kolaylık sağlar. * Bu hususlar göz önüne alınarak yapılan karşılaştırmalarda, öncelikle şu iki sonuca varıyoruz : a) Abdullah bin İlyas ketebeli her iki kitaptaki nesih yazıların aynı elden çıktığı kesindir. Harekeler, sözcük sonlarındaki kef lerin hemzeleri, mim ve vav ların formları tıpatıp aynı karakterdedir. 11 5 Arap elifbâ sında (alfabesinde) okumayı kolaylaştırmak için kullanılan ve hareke denilen okutma işaretleri -daha çok- sessiz harflerin kısa sesli olarak nasıl okunacağını gösterir : Fetha veya üstün : Kısa a ve e arası okutur ve harfin üstüne konulan küçük bir eğik çizgiyle gösterilir. Kesre veya esre : Kısa i okutur ve harfin altına konulan küçük bir eğik çizgiyle gösterilir; kalın sessizlerde kimileyin ı da okutur. Zamme veya ötre : Kısa u okutur ve harfin üstüne konulan, Latin alfabesindeki virgüle benzer bir işarettir; Türkçe de kimileyin ü, o ve ö de okutur. Cezm veya cezim: Sükûn (durma) işaretidir ve harfin üstüne konulan minik bir çemberle gösterilir. Tenvin : Arapçaya özgü bir yazım özelliği olup sözcüğün an, in veya un ile sonlanması durumunda n den önce gelen kısa sesi gösteren harekenin (fetha, kesre veya zamme) çift olarak konulmasıyla (iki fetha, iki kesre veya iki zammeyle) gösterilir. Ek olarak, üstüne konulduğu sessiz harfin çift okunacağını gösteren ve Latin alfabesindeki w ye benzer (ama bitişik iki v den çok, bitişik iki u gibi olan) şedde işareti kullanılır. Bunların dışında, yerine göre harfin üstüne ve altına konulan ve onun biraz uzun okunacağını gösteren çekme ya da uzatma işareti med; yazılıp da okunmayan veya kimileyin okunup kimi zaman okunmayan hemze-elif üzerine konan vasıl (ulama) işareti sıla; harf ve hareke olarak kullanılan hemze işaretleri bulunmaktadır. Celî yazılarda ayrıca noktasız harflere konulan işaretler ve tezyînî işaretler (süs işaretleri) kullanılır.

Ş i n a s i A C A R 12 b) Ketebeli mushaflarındaki yazıları karşılaştırıldığında, Abdullah bin İlyas ın, Abdullah Kırımî olma olasılığının söz konusu olmadığı görülmektedir. Yazılar tamamen farklı karakterdedir. 6) Abdullah Amâsî nin günümüze ulaşabilen imzalı eserleri 6 şunlardır : a) Süleymaniye Kütüphanesi nde Murakka ât 10 da kayıtlı Nesr-ül leâlî li-aliyyil âlî (Yüce Ali den saçılan inciler) adlı eseri : 19,3 x 14,3 cm boyutlarında olup 34 yapraktır. Her sayfası beş satır nesih hatla yazılmış olup cedvel ve durakları tezhiplidir. Ketebesinde Ketebe hâzihi'lkelimâti'l-aliyye Abdullahi'l-Amâsî min telâmîz Celâleddini'l-Amâsî (Bu yüce sözleri Celâleddin Amâsî öğrencilerinden Abdullah Amâsî yazdı) sözleri bulunmaktadır; tarihi yoktur. Bu ketebeye göre hocası Celâl Amâsî dir. Resim 5- Süleymaniye Kütüphanesi ndeki Nesr-ül leâlî li-ali-yyil âlî adlı elyazması kitabın ketebe notu 6 Prof. Muhittin Serin Hattat Şeyh Hamdullah adlı kitabının 22 ve 23.sayfalarında Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nde YY.946 katalog numarasıyla kayıtlı Vâsiyetnâme adlı elyazması eserin de Abdullah Amâsî ye ait olduğunu yazmaktadır. Bu eser Hicrî 997 (Milâdî 18/89) tarihlidir ve Abdullah Amâsî ye ait olması olanaksızdır (Bu denli uzun yaşamış olması düşünülemez). Esasen ketebedeki ikinci ad ayın ve sat harfleriyle yazılmıştır ve herhalde başka bir hattata ait olmak gerekir.

Topkapı Sarayı ndaki Mushafın Gizi 13 Resim 6- Süleymaniye Kütüphanesi ndeki Nesr-ül leâlî li-ali-yyil âlî adlı elyazması kitabın unvan ve son sayfaları

Ş i n a s i A C A R 14 Ketebe notu, metnin sonundaki bu maksatla ayrılmış boşluğa değil de, o yerin arkasındaki cedvelsiz bir sayfaya yazılmıştır. Ve ketebe notu tasdik formunda ve anlamında da yazılmamıştır (İfadesi, sanki metni yazan yazmış gibidir). Yahut tasdik anlamında yazılmıştır da, kimin tasdik ettiği nedense belirtilmemiştir. Ayrıca, ketebe notundaki yazıyla metin yazısı ilgisi yok denebilecek ölçüde birbirinden ayrı karakterdedir. Oysa günümüzde yayımlanmış kimi kitapların yazarları, bu nota dayanarak hocasının Celâl Amâsî olduğunu yazmışlardır. Bu eser Hz. Ali nin vecîzelerini (hikmetli güzel sözlerini) içermektedir. Her vecîzenin altına, daha küçük harflerle onun Türkçe karşılığı da yazılmıştır. Rık a-ta lik karışımı bir karakter gösteren bu küçük yazılar, Abdullah Amâsî gibi bir büyük hattatın yazamıyacağı ölçüde başarısızdır. Acaba Türkçe karşılıkları başkası yazmış olabilir mi? diye düşünülebilir. Ancak, genel havası itibariyle metin yazısının Abdullah Amâsî yazısına benzediğini söylemek mümkündür. b) Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nde H.2300 numarada kayıtlı kıt alar arasında 46.sırada yer alan sülüs kıt ası : Ketebesi Meşakahu-l abd-ül fakîr Abdullah-ül Amâsî dir (Onu yoksul kul Amasyalı Abdullah yazdı). Bu kıt anın yazısı sülüs olduğundan ve elimizde Abdullah bin İlyas ketebeli bir sülüs yazı bulunmadığından karşılaştırma yapamıyoruz. c) Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nde YY.172 numarada kayıtlı nesih Mevlid-i Şerîf i : Hicrî 920 tarihli olup ketebesi şöyledir : Ketebehu-l fakîr-ül eynî Abdullahül Amâsî, sene 920 (Onu, zamanının yoksulu Abdullah Amâsî yazdı, yıl 920 [Milâdî 1514]). Mevlid-i Şerif, Amâsî nin Şeyh tavrını benimsediği son dönemlerinde yazılmıştır. d) İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi Kütüphanesi ndeki 2431 katalog numaralı murakka a içinde Yâkut, Şeyh Hamdullah, Karahisârî, İsmail bin Ali, Mustafa Eyyûbî, Hâfız Osman, Derviş Ali gibi ünlü hattatların çeşitli boy ve tipte kıt aları bulunmaktadır. Kimi ketebesiz kıt aların altına yada yanına büyük olasılıkla bu zengin murakka ayı toplayan kişi tarafından kimin hattı olduğuna dair not düşülmüştür. İçindeki bir nesih kıt anın sol yanına da Abdullah-ül Amâsî yazılmıştır. Bu ketebesiz kıt a, bir Kurân sayfasıdır.