ŞANLIURFA/SİVEREK İNCELEME RAPORU



Benzer belgeler
ŞANLIURFA / SİVEREK İNCELEME RAPORU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 31/10/ /11/2013 SAMSUN :KORUYUCU VE DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER

HUKUKDIŞI, KEYFİ VE KISAYOLDAN İNFAZLARIN ETKİLİ BİÇİMDE ÖNLENMESİ VE SORUŞTURULMASINA DAİR PRENSİPLER

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Sahte Banknotların İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

KORUMA KURULLARI. Kanuni Dayanak: 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Resmî Gazete Sayı : 29361

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

T.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

2017 FAALİYET RAPORU. Teftiş Kurulu Müdürlüğü

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Demokratik Yönetişimde Vatandaş Şikayetinin Rolü. Fikret Toksöz May 12, 2015

Konular. Yasal Dayanak. Kapsamı. Kurulun oluşumu, çalışanları. Kurulun faaliyetleri, görev yetki ve sorumlukları. İlgili mevzuat

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

MALKARA BELEDİYE BAŞKANLIĞI BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU ŞÜPHELİİŞLEM BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ

T.C ÇAMAŞ KAYMAKAMLIĞI (İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü) HİZMET STANDARTLARI TABLOSU BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

1.GRUP TARAFINDAN TESPİT EDİLEN SORUN VE SORULAR

OHAL KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARDA AVUKATLARIN SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASI KONULU ARAMA KONFERANSI SONUÇ RAPORU

T.C. HOCALAR KAYMAKAMLIĞI HİZMET STANDARTLARI TABLOSU (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI TÜM KAYMAKAMLIK BİRİMLERİ)

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

25-26 HAZİRAN 2013/ANKARA KADINLARIN EV İÇİ ŞİDDETTEN KORUNMASI MATRA PROJESİ ÇALIŞTAYI ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI

RİSKLİ YAPILAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ. Emekli Baş İş Müfettişi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı İnşaat Mühendisi Şenel ŞEN

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

T.C. ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü TÜRKİYE BUYUK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

İSTANBUL BEYKOZ BELEDİYE BAŞKANLIĞI

ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ VE KARARLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 4.TOPLANTI YILI MART AYI TOPLANTILARININ 2.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

Karşıyaka 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin tarihli gelen evrak sayılı,h. O. Ş.'ye vasi atanması istemli yazısı.

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR HEKMATULLAH KAMALOV BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5038)

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

VERGİ İNCELEME VE DENETİM PLANININ HAZIRLANMASI, UYGULANMASI VE SONUÇLARININ İZLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

İçişleri Bakanlığı Dernekler Destekleri

T.C. FATSA BELEDİYESİ Evlendirme Memurluğu Görev Ve Çalışma Yönetmeliği

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir?

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü. Sayı: B.18.0.ÇYG /06/2011 Konu: Yetki Devri Genelgesi

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

T.C. BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI KAMU HİZMETLERİ STANDARTLARI HİZMET ENVANTERİ TABLOSU

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA EVİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLERİ

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ YENİ FOÇA ATIKSU ARITMA TESİSİ ATIKSU DEŞARJI DEĞERLENDİRME RAPORU

ÇOCUK İZLEM MERKEZİ YÖNETİM VE KOORDİNASYON KURULU TOPLANTI KARAR TUTANAĞI

RADYASYON GÜVENLİĞİ DENETİMLERİ VE YAPTIRIMLARI YÖNETMELİĞİ

Kültür ve Turizm Bakanlığından: ÇANAKKALE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR Toplantı Tarihi ve No : Karar Tarihi

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

10 SORUDA İÇ KONTROL

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

6331 sayılı İş sağlığı Güvenliği Kanunu, İş Sağlığı Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik Çerçevesinde İş Sağlığı Güvenliği Kurulları

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR DENETİM DAİRESİ YAPI İZİNLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

(2) Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık sonrası ilgili uzmanlık alanlarına mahsus sertifika eğitimleri bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır.

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

İL TÜTÜN KONTROL KURULLARI (İTKK) NEDEN GEREKLİDİR? YASAL MEVZUAT

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Sayı :B.18.0.ÇYG MAYIS 2009 Konu :Yetki Devri Genelgesi

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

: İstanbul Barosu Başkanlığı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURUL PROTOKOLÜ

YÖNETİM KURULU 23 EYLÜL 2014 GÜNDEMİ

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Transkript:

ŞANLIURFA/SİVEREK İNCELEME RAPORU RAPOR, İNSAN HAKLARI KURULUNUN 26.12.2013 TARİHLİ TOPLANTISINDA KABUL EDİLMİŞTİR.

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU ŞANLIURFA/SİVEREK İNCELEME RAPORU 26.12.2013 BAŞVURU NUMARASI : 2013/3069 RAPOR NO : 2013/001 İNCELEME HEYETİ : Kurul Üyeleri: 1. Fatma BENLİ 2. Nihat BULUT 3. Abdurrahman EREN 4. İrfan GÜVEN 5. Levent KORKUT Kurum Personeli: 6. Halil KOCAOĞLU (TİHK Uzmanı) Kurum Dışı Uzman: 7. Ümit BİÇER (Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı) RAPORTÖR BAŞVURUCU TEMSİLCİSİ : Fatma BENLİ : İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şubesi : Cemal BABAOĞLU (Şube Bşk.) I. BAŞVURU KONUSU: 1. 31.08.2013 tarihinde Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde bir inşaatın temel kazısı sırasında ortaya çıkan kemiklerin kayıp kişilere ait toplu mezar olabileceği iddiası. II. İDDİA: 2. İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şubesi, 24.09.2013 tarihinde, 2013/03 sayılı ve Urfa Siverek te ortaya çıkan toplu mezar hk konulu başvuruda bulunmuştur. 3. Başvuru dilekçesinde; Şanlıurfa İli Siverek İlçesi Ayvanat mahallesinde 2 Eylül 2013 tarihinde bir temel kazısı esnasında çok sayıda insan kafatası ve kemikleri ortaya çıkmıştı. Savcılık olaya el koymuş, kazı çalışmaları durdurulmuş olup, görevli memurlar tarafından toplanan kemikler yapılan işlemlerin ardından incelenip Adlitıp a gönderildiği bilgisi edindik. 10 Eylül 2013 tarihinde İHD-MAZLUMDER-ÇHD ve Şanlıurfa Barosundan oluşan insan hakları heyeti olay yerinde yaptığı incelemede, kazı sonrası ortaya çıkan kemiklerin toplandığını, etrafta halen çok 2

sayıda kemiklerin olduğunu, kendi elimizde toprağı ayrıştırdığımızda iskeletin bütününe ulaştığımızı ve kemiklerin yaklaşık 60 cm yere gömüldüğü görüldü. Adı geçen yerin toplu mezar olduğunu, 1980 de ve 1992-97 yıllarında kayıp olan vatandaşlarımıza ait olma ihtimalinin yüksek olduğunu bölgedeki karanlık olayların aydınlatılmasına neden olabilecek bu bulguların titizlikle ve etkin soruşturmanın yapılması için siz insan hakları kurumundan bir heyetin acil olarak bu bölgeye gelmesini, gözlemlerde bulunulmasını, bizlerle de görüşülüp görüşümüzün alınmasını acil olarak talep ediyoruz. denilmiştir. III. ÖN İNCELEME VE KABULEDİLEBİLİRLİK SORUNU: 4. Başvuru, İnsan Hakları Kurulu'nun 24.10.2013 tarihli toplantısında görüşülmüştür. Kurul, Başvuru konusu ihlal iddiasının yaşam hakkı, bilgi edinme hakkı, ölüye ve yakınlarına saygı ve insan onuru ile ilgili olduğu kanaatine varmış ve başvuruyu kabul edilebilir nitelikte bulmuştur. 5. Kurul, başvurunun, üyeler Fatma BENLİ, Nihat BULUT, Abdurrahman EREN, İrfan GÜVEN ve Levent KORKUT ile Kurum personeli Halil KOCAOĞLU ndan müteşekkil bir heyet tarafından yerinde incelemesine karar vermiştir. 6. Araştırma ve inceleme konusu uzmanlık ve teknik bilgi gerektirdiğinden, heyete, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit BİÇER de dahil edilmiştir. IV. İLGİLİ ULUSAL VE ULUSLARARASI HUKUK: A. Ulusal Hukuk 7. Anayasa MADDE 17 Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz. (Değişik: 7/5/2004-5170/3 md.) Meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır. 8. 6332 Sayılı Kanunu, 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 6332 sayılı kanunla kurulmuş olan ulusal insan hakları kurumudur. MADDE 1 (1) Bu Kanunun amacı, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapmak üzere nun kurulması ile teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esasları düzenlemektir. 3

MADDE 4 (1) Kurum, insan haklarının korunmasına, geliştirilmesine ve ihlallerin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak; işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek; şikâyet ve başvuruları incelemek ve bunların sonuçlarını takip etmek; sorunların çözüme kavuşturulması doğrultusunda girişimlerde bulunmak; bu amaçla eğitim faaliyetlerini yürütmek; insan hakları alanındaki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek amacıyla araştırma ve incelemeler yapmakla görevli ve yetkilidir. (2) Kurum, bu Kanun ve diğer mevzuatla Kuruma verilen inceleme, araştırma, ziyaret ve başvuruları inceleme görevi esnasında bir suçun işlendiğini öğrenmesi hâlinde, genel hükümlere göre işlem yapılabilmesi için gerekli gördüğünde ihbar veya şikâyette bulunabilir. MADDE 11 (1) Kurumun hizmet birimleri ile görev ve yetkileri şunlardır: a) İhlal İddialarını İnceleme Birimi; 1) Her türlü insan hakları ihlali iddialarını başvuru üzerine veya resen incelemek, araştırmak, değerlendirmek; bunların sonuçlarını ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara bildirmek ve takip etmek, sorumlu bulunanlar hakkında yasal işlemlerin başlatılması için girişimde bulunmak. b) İşkence ve Kötü Muameleyle Mücadele Birimi; 1) İşkencenin ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da cezaların önlenmesi amacıyla çalışmalar yapmak. 2) Özgürlüğünden mahrum bırakılan ya da koruma altına alınan kişilerin bulundukları yerlere haberli veya habersiz düzenli ziyaretler gerçekleştirmek, bu ziyaretlere ilişkin raporları ilgili kurum ve kuruluşlara iletmek, Kurulca gerekli görülmesi durumunda kamuoyuna açıklamak; ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurulları, il ve ilçe insan hakları kurulları ile diğer kişi, kurum ve kuruluşların bu gibi yerlere gerçekleştirdikleri ziyaretlere ilişkin raporları incelemek ve değerlendirmek. Kamu kurum ve kuruluşları ile görevliler, bu tür ziyaretler sebebiyle gerekli yardım ve kolaylığı göstermek zorundadır. MADDE 12 (1) İnsan hakları ihlalinden zarar gördüğü iddiasında bulunan her gerçek ve tüzel kişi Kuruma başvurabilir. Bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasına hiçbir surette engel olunamaz. MADDE 13 (1) Bu Kanun ve diğer mevzuatla Kuruma verilen inceleme, araştırma, ziyaret ve rapor hazırlama görevleri ile diğer görevler, insan hakları uzman ve uzman yardımcıları ile diğer görevliler tarafından yapılır. Bunlar, Başkanın yetkilendirmesi hâlinde, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile diğer gerçek ve tüzel kişilerden ilgili bilgi ve belgeleri istemeye, incelemeye ve bunların örneklerini almaya, ilgililerden yazılı ve sözlü bilgi almaya, özgürlüğünden mahrum bırakılan ya da koruma altına alınan kişilerin bulundukları yerleri ziyaret etmeye, buralarda inceleme yapmaya ve gerekli tutanakları düzenlemeye yetkilidir. Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, Kurumun taleplerini gecikmeksizin yerine getirmek zorundadırlar. 9. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu MADDE 130/2 Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 4

B. Uluslararası Hukuk 10. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu nun 18 Ekim 2011 tarihli 9 numaralı Genelgesinin ekinde yer verilen Minnesota Protokolü nün Beşinci Bölümü Mezar Açma ve İskelet Kalıntılarının İncelenmesi İçin Model Protokol başlığını taşımaktadır. Model Protokol, kayıtlı olmayan bir gömü alanı bulunduğunda bir başlangıç noktası oluşturularak tüm alanın haritasının çıkarılması, bir danışman antropoloğun mezar açma işlemini yürütmek ve denetlemek üzere sahadan sorumlu olması, alanla ilgili bir nihai rapor hazırlanması gereğine işaret etmektedir. 11. Kasım 2003 te gerçekleşen 28. Kızılhaç ve Kızılay Uluslararası Konferansı nın İnsani Hareket için Gündem metninde kabul edilen Ceset Kalıntıları ve Ölüler hakkında Bilgi Yönetiminde Başarılı Uygulamalar belgesinde aşağıdaki değerlendirme ve ilkelere yer verilmiştir: 12. Silahlı çatışma veya ülke içi şiddet sonucu ölenlerle ilgili olarak, çoğu zaman, ölümleri kayıt altına alınmadığı için haberdar olunamamaktadır. Bunun birçok nedeni olabilir: a. Ölümle ilgili hiçbir bilgi verilmemiştir (ölümler ailelere bildirilmeyebilir ya da tanık olmayabilir); b. Cesetler ya da kalıntılar (örneğin harekât sırasında veya yargısız infaz) toplanmamıştır; c. Delilleri bilinçli olarak karıştırmak ve yok etmek amacıyla cesetler çoğu zaman kimliklendirilmeden (veya herhangi bir veri olmadan ya da daha sonra kimliklendirmede işe yarayabilecek ayrıntılar kaydedilmeden) toplu mezarlarda gömülmüşlerdir; d. Ceset ya da kalıntıların kimliği belirlenemiyordur (ipucu ve yol gösterici bilgi ve uzmanlık olmaması veya araç-gereç olmaması ya da ceset kalıntıları tamamen yok edilmiş olması nedenleriyle). 13. Bu tür durumlarda ölenlerle ilgili bilgi sağlamak, kayıpların sayısını azaltmaya ve kayıp kişilerin akıbetlerinin öğrenilmesine yardımcı olur, böylece ailelerin kaygı ve şüphelerine son verilir. 14. Kayıp insanların aileleri mağdur olarak kabul edilmelidir. 15. Ailelerin bilgi edinme, hesap sorma ve tanınma hakları kabul edilmelidir. Bütün aile bireyleri silahlı çatışma veya ülke içi şiddet sonucu kayıp yakınlarının, bulunduğunu veya eğer öldüyse ölümlerine dair koşul ve sebepler dâhil olmak üzere akıbetlerini bilme hakkına sahiptirler. 16. Ölünün yağmalanması ve tahkir edilmesi uluslararası olmayan silahlı çatışmalar sırasında gerçekleştiğinde bile uluslararası hukuka göre suç teşkil etmelidir. Ceset kalıntılarının, iade edilmesi öncesi yaygın ve sistemli bir politikanın parçası olarak bilinçli bir şekilde tahrip etmek, ağırlaşmış bir suç olarak değerlendirilmelidir. Bilinçli olarak ceset kalıntılarını kimliklendirme sürecine engel olmak, müdahalede bulunmak veya geciktirmek iç hukukta cezayı gerektiren bir suç olarak yer bulmalıdır. 5

V. OLAYLAR VE OLGULAR: A. Olaylar: 17. İnceleme ve Araştırma Heyeti 08.11.2013 tarihinde başvuru konusu yerin bulunduğu Siverek ilçesine gitmiş ve İlçe Adalet Sarayında Siverek Cumhuriyet Başsavcısı ve Soruşturma Savcısıyla görüşerek sürdürülen soruşturma hakkında genel bilgi almıştır. 18. Heyet daha sonra kemiklerin bulunduğu inşaat kazı alanına gitmiştir. Kazı alanında gerekli inceleme ve gözlemler yapılmış, inşaat ve kazı alanın durumu video kaydı ve fotoğraflama yapılmak suretiyle görüntülenmiştir. 19. Ziyaret planı yapılırken, konunun idari boyutunun olabilme ihtimali de dikkate alınarak, İlçe Kaymakamı ile de görüşme kararı alınmış, ancak ziyaret tarihinde Ankara'da bulunacağı öğrenildiğinden, görüşme gerçekleşmemiştir. 20. İddialar hakkında, İHD Şanlıurfa Şube Başkanı Cemal BABAOĞLU, daha önce kazı alanında inceleme yaptığı belirtilen MAZLUMDER Şanlıurfa Şubesi Başkanı Meral DERVİŞOĞLU ve bir kısım kayıp yakınlarıyla Şanlıurfa il merkezinde bir toplantı yapılmıştır. 21. Bu arada inceleme heyetinin görüşleri doğrultusunda Kurum, Başsavcılıktan, kemiklerin çıkartılma anındaki görüntü kayıtlarıyla birlikte, dosya hakkında bilgi talebinde bulunulmuştur. VI. İNCELEME A. Görüşmeler: 22. Siverek Cumhuriyet Başsavcısı ve Soruşturma Savcısı ile yapılan görüşmede, soruşturma dosyasının rapor temini için Adli Tıp Kurumuna gönderildiği ve halen dönmediği ifade edilmiştir. 23. Savcılık, olayın öğrenilmesinden sonra resen soruşturma başlatıldığını, kazı alanında kemiklerin bulunduğunun haber alınmasından sonra inşaatın durdurulduğunu, üniversitenin ilgili birimlerinden uzman desteği talep edildiğini ancak bu desteğin sağlanamadığını, bunun üzerine kazı alanından beş kişiye ait kemik örnekleri alıp Ankara'daki Polis Kriminal Laboratuvarına gönderildiğini ve buradan gelen ilk raporda, kemiklerin çok eski tarihli olduğunun rapor edildiğini vurgulamıştır. 24. Savcılık, bu raporla yetinilmeyerek soruşturmanın genişletildiğini, eski ve yeni tapu malikleri ve civarda oturanlar arasında araştırma yaptırıldığını ve bu yerde mezarlık olduğuna ya da daha önce kişilerinin gömüldüğüne ilişkin veri gelmediğini, konunun hassasiyetini dikkate alarak, Cumhuriyet Savcısı nezaretinde görüntülü kayıt yapılmak suretiyle alandan yaklaşık 20 insan kemiği çıkartılarak 1 Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini ancak bu raporun henüz dönmediğini, adli soruşturmanın sürmekte olduğunu ifade etmiştir. 1 Siverek Başsavcılığı adli tıp yetkilisi ve üniversiteden arkeolog talep edildiğini gelmemesi üzerine olay yeri uzmanları ile kemiklerinin çıkartıldığını beyan etmektedir. 6

25. Heyet tarafından, 08.11.2013 tarihinde Şanlıurfa'da insan hakları örgütleri ve kayıp yakınları ile yapılan toplantıda: "Şanlıurfa ilinde 35 kayıp başvurusu olduğu, Siverek ilçesinin 1990 lı yılların başlarında merkez olarak kullanıldığı; civar illerden gelen kişilerin de sorgu için, kemiklerin bulunduğu yere getirildiği; söz konusu yerin koruculara ait olduğu; uzun süre kasıtlı olarak bu yerin imara açılmadığı ve daha önceki senelerde kayıp başvurularının Valilik ve Savcılık tarafından işleme konulmadığı" iddia edilmiştir. 26. Başvurucu (İHD), toplantıda "04.09.2013 tarihinde inşaatın durdurulduğunu, burada sadece bir binada temel kazısı yapılmaya başlandığını, diğer binanın temel atılmış halde bırakıldığı halde 21.10.2013 tarihinde alana gidildiğinde yeniden inşaata devam edildiğini ve temel kazısı üzerinde de beton atıldığını, savcılıkla görüşülmesi üzerine inşaatın savcılık tarafından tekrar durdurularak koruma altına alındığını" iddia etmiş ve iddiasına dayanak olarak belirtilen tarihlerde çekildiğini beyan ettiği fotoğrafları heyete sunmuştur. B. Raporlar ve Savcılık Kararı aa- Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Raporu 27. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı nın 05/11/2013 tarihli raporu temin edilmiştir. 28. Raporda, Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 31/08/2013 tarihinde Siverek ilçesi Ayvanat Mahallesindeki inşaat alanında bulunarak gönderilen kemiklerin Morg İhtisas Dairesinde yapılan makroskobik incelenmesinden elde edilen bilgi ve bulgular; Mevcut kemiklerin erişkin ve çocuk yaş grubuna ait en az 9 farklı kişiye ait oldukları, Kemiklerde saptanan morfolojik değişimler birçok faktöre bağlı değişiklik göstermekle birlikte mevcut kemiklerin, ağırlık, yoğunluk kaybı ve bulunduğu çevresel şartlar gibi bulgular dikkate alındığında, kesin olmamakla birlikte kemiklerin 50 yıl veya daha önceki bir zamanda ölmüş kişilere ait olabileceği, Kemiklerde ölüm izah edebilecek tipik lezyon görülmediği, yaygın doku kayıpları nedeniyle mevcut bulgularla ölüm sebeplerinin tespit edilemediği, Gönderilen kemiklerin; birden fazla kişiye ait çok eski ve karışık haldeki kemikler olmaları sebebiyle DNA incelemesi yapılmadığı... Şeklinde sıralanmıştır. bb- Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit BİÇER in Raporu 29., inceleme heyetiyle birlikte yerinde incelemeye katılan Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit BİÇER den konuya ilişkin uzman raporu talep etmiştir. Kuruma sunulan uzman raporunda, kayıplar ve toplu mezarlar ile mezar alanında yapılacak çalışmalar ve buluntulara ilişkin tespitlerde bulunulmuştur. Sözü edilen uzman raporu, bundan sonra yapılacak olası mezar açma vakalarında uyulması gereken standartlar ve yapılacak çalışmalara esas olmak üzere işbu Raporun tamamlayıcı eki olarak ekte yer almaktadır. (Ek 2) 30. Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit BİÇER in Raporunda; Arazide çok sayıda kemik, toprağa karışmış olarak açık havada bulunmaktadır. 7

Arazide görülen kemikler; farklı yaş gruplarında ve cinsiyetlerde kişilerin varlığını düşündürmektedir. Arazide gözlenen kemiklerde ölüm öncesinde olduğu düşünülen travmatik bir değişim dikkati çekmemektedir. Fotoğraflardan anlaşıldığı üzere kemiklere inşaat kazısı sırasında rastlandığı, kepçe ve kazmalarla çıkarıldığı için sonradan oluşturulmuş hasarlar görülmektedir. İnceleme için 20 kişiye ait kemiklerin gönderildiği belirtilmiştir, Halen arazide onlarca kişiye ait kemik yapı olduğu, bulunan kemiklerin her iki inşaatın birbirlerine bakan kenarlarında yer aldığı değerlendirildiğinde arada bulunan arazi bölümünde açılmamış mezarlar olduğu düşünülmektedir. Toprağın yoğunluk, renk ve özellik yönünden fiziksel olarak farklılık göstermediği, toprağın oturmuş olduğu ve buluntu olmayan bölümlerden farklılık göstermediği değerlendirilmiştir. Çıplak gözle kemiklerin görünümü, yapısı, kırılganlık özelliği, kemiklerin yoğunluğu ve renk değişiklikleri (toprak, iklim koşulları, gömülme biçimi dikkate alınmaksızın) buluntuların 50-100 veya daha eski olduğunu düşündürmektedir; ancak ölüm zamanının belirlenebilmesi için incelemeler; uygun, alanında yetkin uzmanların yer aldığı ve bağımsız uzmanların değerlendirme ve denetimine açık olan merkezlerde (yıpranmaya neden olabilecek tüm koşullar dikkate alınarak) yapılmalıdır. ATK, Adalet Bakanlığı na bağlı olarak görev yapan bir kurum olduğundan objektif ve bağımsız değerlendirme konusunda kayıp yakınlarında güven oluşturmamaktadır. Cenazelerin tek tek ve farklı yerlerde birbirlerinden bağımsız olarak bulunmaları, cenazelerin benzer derinliklerde olması, gömülme yönü, ölenlere ait herhangi bir kişisel eşya/giysiye rastlanmaması; mezar alanının eski tarihli bir gömülme alanı olduğunu düşündürmektedir. *Sonraki aşamada; ATK veya inceleme yapılacak merkezlerde yürütülecek çalışmaların Minnesota ve ICRC protokollerine göre yürütülerek raporlama yapılması gerekmektedir. Arazide açıkta yer alan kemiklerin bir an önce toplanması, belirtilen şekilde kayda alınması ve incelemeler için saklanması gerekmektedir. *Her aşamada kayıp yakınları bilgilendirilerek uzmanların denetimine açık, standartlara uygun bir çalışma yürütüldüğünün güvencesi verilmelidir. Şeklindeki ifadelere yer verilmiştir. 8

cc- Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı Kararı 31. Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sonucunda, 2013/2788 Soruşturma no, 2013/1622 Karar nolu dosyada kovuşturmaya yer olmadığına 19.11.2013 tarihinde karar vermiştir. Karar: 31/08/2013 tarihinde Şanlıurfa İli Siverek İlçesi Ayvanat Mahallesinde devam etmekte olan bir inşaat çalışması sırasında insana ait olabileceği değerlendirilen bir kısım kemiklerin bulunması Cumhuriyet Savcılığımızca re sen başlatılan soruşturma neticesinde, Kolluk marifetiyle olay yerinde yapılan tanık araştırması, arazi sahiplerinin beyanları, Siverek Belediye başkanlığı ve Mezarlıklar müdürlüğün ile yapılan yazışmalar neticesinde 1757-1758 numaralı parsellerin mevcut kayıtlarda mezarlık alanı olarak görülmediği ve bu bölgede şüphe doğurabilecek nitelikte defin işlemi yapıldığına dair bir iddia yahut delile rastlanmadığı, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 26/09/2013 tarihli 01561 sayılı Uzmanlık raporunda da Adli Tıp Kurumu Raporu ile paralel nitelikte olduğunun anlaşıldığı, İnsan hakları Derneği Şanlıurfa şubesi tarafından Cumhuriyet başsavcılığımıza ve Şanlıurfa Valiliğine dilekçe sunularak söz konusu kemiklerin 1980,1992-1997 yılları arasında kaybolan kişilere ait olabileceği hususunda araştırama yapılmasının talep edildiği, 08/11/2013 tarihinde Başkanlığınca görevlendirilen heyetin Cumhuriyet Başsavcılığımıza yaptığı ziyaret ve aynı tarihli yazılarına istinaden ilgili kuruma yazılı ve sözlü olarak bilgilendirme yapıldığı Yukarıda açıklanan bilgiler, toplanılan deliller, çeşitli kişi ve kurumların iddiaları, İstanbul Adli Tıp Kurumu ve Ankara kriminal polis laboratuvarınca düzenlenen raporlar birlikte değerlendirildiğinde, Şanlıurfa İli Siverek İlçesi Ayvanat Mahallesinde inşaat çalışmaları sırasında ele geçirilen kemiklerin insana ait olduğunun kesin olarak anlaşıldığı ancak söz konusu kemiklerin en az 50 yıl veya daha önceki bir zamana ait olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaat eden kişi ve kurumların iddialarının ise 30 yıl içerisinde kaybolan kişilere ait olduğu, yine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı TMK yetkili birimiyle yapılan görüşme neticesinde erkek, kadın ve çocukların kaybolduğu faili meçhul nitelikte yürütülmekte olan soruşturmanın bulunmadığının belirtildiği, ele geçirilen kemiklerin gerek 50 yıl ve daha eski bir zamana ait olması gerekse kadın erkek ve çocuk kemiklerinin bir arada bulunması nazara alındığında söz konusu delillerin 1980 ve sonrası değişik dönemlerde kaybolduğu iddia edilen kişilere ve kasten öldürme eylemi sonucu gömülmüş her hangi bir kişiye ait olduğuna dair kovuşturma yapmayı gerektirir nitelikte şüphe yahut somut delil elde edilmediği anlaşıldığından, Olay hakkında suç unsuruna rastlanılmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına CMK nın 172/1 maddesi uyarınca karar örneğinin yukarıda isimleri gören ilgili kişi ve kurumlara tebliğine, Kararın bir örneği söz konusu kemiklerin usulüne uygun şekilde defnedilmek ve olay yerinde imar mevzuatı bakımından gerekli işlemleri yapmak üzere Siverek Belediye Başkanlığına ve Mezarlıklar Müdürlüğüne gönderilmesine, Kararın bir örneğinin İnsan Hakları Kurumu Başkanlığına gönderilmesine, CMK nın 173/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde yetkili ve görevli Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına itiraz hakkının bulunduğuna yönündedir. 32. İnsan Hakları Kurulu, 19.12.2013 tarihli 23. toplantısında bu karara itiraz edilmesine oy çokluğuyla karar vermiştir. 9

V. DEĞERLENDİRME ve SONUÇ 33., insan haklarının korunmasına, geliştirilmesine ve ihlallerin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak; işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek; şikâyet ve başvuruları incelemek ve bunların sonuçlarını takip etmek; sorunların çözüme kavuşturulması doğrultusunda girişimlerde bulunmak; insan hakları alanındaki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek amacıyla araştırma ve incelemeler yapmak; Kanunu ve diğer mevzuatla Kuruma verilen inceleme, araştırma, ziyaret ve başvuruları inceleme görevi esnasında bir suçun işlendiğini öğrenmesi hâlinde, genel hükümlere göre işlem yapılabilmesi için gerekli gördüğünde ihbar veya şikâyette bulunmakla görevli ve yetkilidir. 34. Kurumun yapacağı incelemelerde ana hedef, başvuru üzerine veya re'sen ele alınan olayla ilgili maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için izlenmesi gereken usullerin etkin bir şekilde uygulanıp uygulanmadığının irdelenmesi suretiyle, ortada bir hak ihlali olup olmadığının tespiti ile varsa ihlal durumunu sona erdirecek/ortadan kaldıracak veya hak ihlallerinin tekrarlanmasına neden olabilecek yapısal sorunları çözebilecek mahiyetteki tavsiyeleri ortaya koyabilmektir. 35. Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde bulunan kemikler, kayıtlı olmayan bir gömü alanının varlığına işaret etmektedir. Eldeki kemikler her iki inşaat alanının yanından çıkmış olup, mevcut bulgulara göre, kemik bulunduğu tahmin edilen kazılmamış alanın büyüklüğü, kişilere ait kemik sayısının daha fazla olacağını düşündürtmektedir. 36. Burada öncelikle tespit edilmesi gereken husus, bilinen bir mezarlık olmayan bu yerdeki kemiklerin olağan bir gömülme yerine mi ait olduğu yoksa tek tek ya da toplu öldürme sonucu gömülen kişilere mi ait olduğunun belirlenmesidir. 37. Adli Tıp Raporundan, bu konuda kesin, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, toprakla bütünleşmiş hale gelen kemiklerin 50 yıl üstüne ait olduğu, bu tarihin de kayıp iddialarının tarihleri ile örtüşmediği sonucu çıkmaktadır. Bosna Hersek te toplu mezar açma çalışmalarında görev alan ve dolayısıyla bu konuda uluslararası tecrübesi bulunan Prof. Dr. Ümit Biçer in raporu da benzer tespitleri ihtiva etmektedir. Bulunan kemiklerin yanında kıyafet ya da takıların olmaması, kadın ve çocuklara ait kemiklerin bulunması, kemikler üzerinde travmatik değişimlere rastlanmaması, gömülme derinliğinin 60 cm gibi ana yüzeye çok yakın olması, insan kemiklerin üst üste değil yan yana olması, normal bir mezar olduğu yönündeki verileri güçlendirmektedir. Kemikler üzerinde giysi parçalarının olmaması ve iç içe geçmiş şekilde üst üste gömülme yapılmaması olağanüstü bir gömülmeden ziyade, buranın eski bir gömü alanı olduğunu düşündürtmektedir. 38. Ancak kemiklerinin bulunduğu yerin 1990'lı yıllarda kullanılış şekline ilişkin iddialar, kayıp yakınlarında, kayıpların burada gömülü olduğuna inanmalarına neden olmuştur. Kayıp yakınlarının ifadeleri, "Belirtilen yerin yakınında mezarlık bulunduğu, hiç kimsede burada kayıtlı bir mezarlık olduğuna dair bilginin bulunmadığı, üzerine inşaat yapılan bu yerin yasadışı sorgularda kullanıldığı ve toprak sahibi ailelerin, özellikle 1970 li yılların sonlarında ve 1990 lı yıllarda öldürme olaylarına karıştığı" yönündedir. Bu durumun halkta ve özellikle kayıp yakınlarında hassasiyet yarattığı ortadadır ve alanla ilgili tasarruflarda bunun dikkate alınması gerekir. 39. Olayda inşaat esnasında çıkmış kemikler, kepçe ile alınan toprağın içinde yan tarafa konmuştur. Aynı şekilde, kemikler ilk olarak 31 Ağustos 2013 tarihinde ortaya çıkmasına ve bu tarihte çekilen 10

fotoğraflarda sadece ikinci binanın temeli kazılmış olmasına karşın, 21 Ekim 2013 de çekilen fotoğraflarda kazılan temelin üstüne beton atıldığı görülmektedir. İnceleme heyetince yapılan gözlemlerde bu temelin altının kayalık olduğu ve altında kemik bulunma olasılığının neredeyse olanaksız olduğu gözlemlenmiştir. Ancak bu gerçeği, sadece kazı alanına giderek gören kişilerin bilebilme imkânı bulunmaktadır. Konunun basına aksediliş şekli ve toplumun genel bilgilenmesi ise, toplu mezarın üstünün betonla örtüldüğü 2 yönünde olmuştur. 40. Bu noktada oluşan inanç ve algının yanı sıra; mezar açılma sürecinde izlenen yöntemler, sürecin sonraki adımlarıyla ilgili sivil toplum kuruluşlarının ve kayıp yakınlarının bilgilendirilmediğine dair iddialar, Adli Tıp Kurumunun raporundaki belirsiz ifadeler (kemiklerin birden fazla kişiye ait ve karışık olmasından kaynaklanan sebeplerle DNA incelemesinin yapılamamış olduğunun yazılı olması) nedeniyle, özellikle kayıp yakınlarında gerçeğin örtüldüğü, etkin bir soruşturmanın yapılmadığı kanaati oluşmuştur. Konunun önemi her türlü ihtimalin değerlendirilmesi ve her aşamada kamuoyunun bilgilendirilmesini gerektirmektedir. 41. Toplumsal hassasiyeti olan konularda adaletin tecellisi kadar adaletin tecelli ettiğine ilişkin genel güvenin sağlanması da önem arz etmektedir. Toplum vicdanının rahatlaması, gerçeklerin tespiti kadar gerçeklerin tespit edildiği ve adaletin tesis edilmesi yolunda etkin bir soruşturmanın yürütüldüğüne ilişkin algının da oluşturulmasını gerektirmektedir. Olayda etkin bir soruşturma yapıldığı ortaya konmalı, kayıp yakınlarında oluşabilecek, soruşturma baskı ile kapatıldı inancı bertaraf edilmelidir. Bu durum, hukuk devletine olan inancı artıracaktır. 42. Bu nedenle Kurumumuz, konunun derinlikli bir biçimde incelenmesini ve bu bağlamda, sadece Adli Tıp Kurumunca 9 kişiye ait olduğu tespit edilen 20 kemiğin gönderilmesiyle iktifa edilmemesini, eski bir mezarlığa yeni ceset gömülme ihtimali dikkate alınarak söz konusu inceleme yerinin sınırlarının tam olarak belirlenmesini, alanın Minnesota Protokolüne uygun olarak açılması ve farklı kesimlerden alınan örneklerin Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini, varsa üzerinde travma izi olan kemiklerden DNA profilleri alınmasını önermektedir. Bu nedenle Kuruma tebliğ edilmiş olan kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itiraz edilmesi kararlaştırılmıştır. 2 http://www.gazeteipekyol.com/siverek%e2%80%99te-bulunan-toplu-mezara-beton-dokuldu-11836.html 11

43. Bu noktada, bundan sonraki toplu gömü alanlarına ilişkin iddialarda hukuk devletine olan güvenin sarsılmaması için, şüpheli mezarların açılması aşamasında bilimsel ve uluslararası standartlara uyulması önem arz etmektedir. Bu standartlar ölüm nedenlerinin anlaşılmasının yanı sıra ölen kişi ve ölümle ilgili delillerinin kaybolmaması için tek güvencedir. Bu standartlara riayet edilmemesi suça ilişkin delillerin kaybedilmesi, soruşturmanın eksik yürütülmesi ve buna bağlı olarak hak ihlali anlamına gelebilecektir. Minnesota Protokolü hükümleri çerçevesinde oluşturulacak bağımsız bir uzmanlar heyeti tarafından kemiklerin bulunduğu yerlerin tamamı incelenmeli, bulunan kemiklerde travma analizi, antropometrik çalışmalar ve DNA tiplemeleri yapılmalıdır. 44. Bu durumda toplu gömü alanlarıyla ilgili iddiaların sağlıklı incelenebilmesi amacıyla kamu idaresi içinde birimlerin görevlendirilmesi, söz konusu iddiaların gereği gibi incelenmesini sağlayacaktır. Gömü alanlarının hukuka uygun bir şekilde tahliye edilebilmesi yargı sistemi dışında kurulacak ya da görevlendirilecek kamu idaresi birimlerini zorunlu kılmaktadır. 1990 lı yıllarda önemli bir insan hakları ihlali sorunu olan faili meçhul cinayetlerde yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın acılarını hafifletmek ve yakınlarıyla ilgili bilgilenmelerini sağlamak amacıyla gerekli girişimlerde bulunulması, halen yürütülmekte olan çözüm sürecini de destekleyecektir. Böyle bir faaliyet faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması yanında, kaybolan kişilerin, en azından cenazelerinin bulunmasına katkıda yapacaktır. Konu hakkında Güneydoğu Akil İnsanlar Heyetinin Haziran 2013 tarihli raporunda, son otuz yıllık çatışmalı süreç içerisinde bölgedeki bütün silahlı unsurlar tarafından işlenmiş ağır insan hakları ihlallerini, faili meçhul cinayetleri, kayıpları ve toplu mezarları araştırmak amacıyla özel yetkilerle donatılmış komisyonların oluşturulması önerilmiştir. Bu öneri çerçevesinde bir idari yapının oluşturulması, özellikle toplu mezar iddialarının yoğun olduğu bölgelerde travmaların giderilmesine de yardımcı olacaktır. 45. Ayrıca olası bireysel veya toplu gömü iddialarında, mezar açmada yöntem olarak Minnesota Protokolüne titizlikle uyulması, ilgili kamu kurumlarınca uzmanlardan bir komisyon teşkil edilerek standartlar oluşturulması önem arz etmektedir. Dağıtım: - Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı - Adli Tıp Kurumu Başkanlığı - İçişleri Bakanlığı - Adalet Bakanlığı - Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı - İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şubesi - Başbakanlık - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı - TBMM Başkanlığı - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 12

Ek-1: TOPLU MEZAR İDDİALARIYLA İLGİLİ İŞLEMLERDE UYULMASI TAVSİYE EDİLEN STANDARTLAR A. Kemiklerin Bulunduğu Alan İle İlgili: 1. Toplu mezar bulunduğunda tüm bölgenin koruma altına alınması ve delillerin yok edilmesinin evleviyetle engellenmesi 2. Adli tıp uzmanlarının denetiminde bağımsız deneyimli bir ekibin oluşturulması ve alanda görevlendirilmesi 3. Mezar iddiası olan bölgeye ait harita, kroki, eski fotoğraf ve tarihsel bilginin alınması 4. Gayrimenkul maliklerinin tapu kayıtlarının ve fiili kullanıcıların tespit edilmesi daha önce ilgili yerde koku ya da bir olağan dışılık olup olmadığın tespiti için civarda yaşayanların bilgisine başvurulması 5. Uzun sürecek çalışmalarda topraktan çıkarılacak kemik ve diğer buluntuların korunması ve değerlendirilebilmesi için çalışma alanı ve depolama olanağı sağlanması 6. Kemiklerin çıkartılış aşaması da dahil olmak üzere yapılan tüm işlemler uzmanların denetiminde olmalı ve uzmanların onaylamadığı herhangi bir araç (ağır iş makinaları, dozer vb.) ya da yöntem kullanılmamalı 7. Kayıp iddialarının araştırıldığı mezarlarda kemiklerinin zarar görmemesi için kazı çalışmaları titizlikle arkeolojik mezar kazma yöntem ve ilkeleriyle gerçekleştirilmeli bu aşamalara adli tıp uzmanları nezaret etmelidir. Kazı sırasında ve herhangi bir delile bulguya rastlanması halinde her yeni durum ve veri yazılı ve görsel olarak kayıt altına alınmalıdır. 8. Mezar iddiası olan bölge ile kemiklerin temas ettiği yerde farklı derinliklerden toprak örnekleri alınarak analiz yapılması için kemiklerle birlikte gönderilmesi 9. Kemiklerde kimliklendirmenin yanı sıra travmatik ve olağandışı olarak nitelenen tüm değişimlerin tespit edilmesi 10. Kemiklerinin dini usullere uygun gömülüp gömülmediğinin tespit edilmesi 11. Kadın ve çocukların olup olmadığının tespit edilmesi 12. Soruşturmanın sadece örneklem çerçevesinde bırakılması ile yetinilmeyip, eski bir mezar alanına yeni kemiklerinin gömülme ihtimaline binaen kemiklerinin tamamında adli tıp incelemesinin sağlanması, B. Kayıp Yakınlarına İlişkin Veri Tabanı Oluşturulması: 1. Kayıp yakınlarına ilişkin, Türkiye'de 1992-1996 yılları arasında kayıp iddiaları mevcuttur. Bu kişilerin kaybolma anındaki kıyafetleri takıları, fiziksel özellikleri örneğin diş kayıtların kayıt altına alınması, daha sonra bulunan kemiklerin tespiti açısından önem arz etmektedir. 2. Savcılık soruşturması tamamlandığında kemiklerin alınması için yazı yazılarak kemiklerin asri mezarlığa gömüleceğini beyan etmiştir. Bu kemiklerinin yine adli tıp ya da uzmanlar gözetiminde çıkartılması ve tek tek fotoğraflanarak ve krokilendirilmesi ve gerekirse DNA örneklerinin tespiti akabinde başka bir mezarlığa nakledilmesinin sağlanması gerekmektedir. 13

Ek-2: KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ANA BİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. ÜMİT BİÇER TARAFINDAN HAZIRLANAN VE TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU BAŞKANLIĞI NA SUNULAN UZMAN RAPORU Kayıplar ve Toplu Mezarlar Türkiye, toplu mezar ve kayıplar olgularının gündeme geldiği olaylar nedeniyle, geçmişiyle yüzleşmek ve hesaplaşmak noktasında önemli olanaklarla karşılaşmaktadır. Yıllardır toplumda ve mağdur yakınlarında yarattığı travmaya rağmen, üstü örtülmeye çalışılan, usulüne uygun açılmayan ve araştırılmayan toplu mezar iddiaları; adaletin gerçekleşmesi ve yaraların sarılması, samimi ve sahici bir barışın gerçekleşmesi ve yüzleşmenin getireceği çok boyutlu olumlu sonuçlar adına da önemli bir olanaktır. Her ne kadar toplu mezarların açılması basında ve kamuoyunda kayıp yakınlarının acılarının sarılması ve adalet duygularının tatmin edilmesi amacına yönelik olmaktan ibaretmiş gibi görünse de toplu mezar gerçekliğiyle yüzleşmek, toplumun rehabilitasyonu ve yeniden inşası süreçlerine yapacağı katkı ve konunun politik arka planı atlanarak ele alınamayacak kadar ciddi bir meseledir. Bu çok katmanlı yapısı nedeniyle toplu mezarların açılması ve soruşturulması süreçleri disiplinler arası yürütülecek organize ve özenli bir çalışmaya ihtiyaç duymaktadır. Toplu mezarların açılması, hakikatlerin ortaya çıkması, adaletin tesisi ve mağdur yakınlarının manevi tatmini gibi toplumsal yeniden inşa süreçleri ile ilgili farklı amaçlara hizmet edebilir. Bu nedenle toplu mezarların açılması ve soruşturulması süreçleri dikkatle takip edilmeli ve her üç amacın da gerçekleşmesine hizmet edebilmelidir. Toplu mezar soruşturmalarının zorla kaybedilme sorununun çözümüne de önemli bir katkı sağladığı şüphesizdir. Kayıp /kayıplar; ailelerinin kendilerinden haber alamadığı ve /veya güvenilir bir bilgiye dayanarak silahlı bir çatışma sonucunda kayıp olduğu rapor edilen kişilerdir. Kişilerin, Devlet adına görev yapan veya Devletin yetkilendirmesi, desteği ve bilgisiyle hareket eden kişiler veya gruplar tarafından; tutuklanması, gözaltına alınması, kaçırılması veya başka herhangi bir biçimde özgürlüklerinden yoksun bırakılmasının kaybolan kişinin nerede ve ne durumda olduğunu gizlemeleri, eylemlerini reddetmeleri sonucu kayıp kişinin hukukun koruması dışında kalması durumunu ifade etmektedir. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi nin 2011 yılında hazırlamış olduğu Toplu Mezar Raporu nda Türkiye genelinde 253 toplu mezarda 3248 kişiye ait cenazelerin olduğu bildirilmiştir. Türkiye de kayıplarla ilgili çalışmalar 2000 li yılların başlarında bazı mezarların açılması sonrası sıkça tartışılmakla birlikte; çözüm konusunda gerçekçi ve inandırıcı adımlar atılmaması toplu mezarlar konusunda atılacak adımları sınırlamış, açılan kimi mezarlarda izlenen yöntem ve mezardan çıkarılan kemik kalıntıları hakkında düzenlenen raporlar ise kayıp yakınları ve kamuoyu nezdinde zaman zaman infial uyandırmıştır. 14

İHD raporunda; Urfa ilinde de 1990 lı yıllarda kaybedilen, hala cenazelerine ulaşılamayan 35 kayıp olduğu bildirilmiştir. Aileler yakınlarının cenazelerine; onlarla vedalaşmak, inançları, gelenekleri doğrultusunda gömmek ve hakikati ortaya çıkarmak için ulaşmak istemektedir. Değerlendirme Nedeni Urfa İHD nin Siverek ilçesinde inşaat alanında bulunan kemiklerin Urfa ilindeki kayıplara ait olabileceği iddiasıyla (THİK) başvurusu üzerine; konunun yerinde inceleme yapılarak bir rapor hazırlanması kararlaştırılmış ve THİK heyetinin ziyaretine uzman olarak katılmam ve değerlendirmede bulunmam talep edilmiştir. Buluntuların saptandığı alan Urfa ili, Siverek ilçesi, Ayvanat Mahallesi 1757 Parsel 2 ada; (İnsan kemikleri ve ile yakınında bulunan ikinci cenazelerin bulunduğu belirtilen alan; yukarıda bilgisi verilen inşaat alanı ile bu inşaat çevresindeki alandır. Değerlendirme Süreci a) Heyetin Ziyareti Öncesi: Urfa ili, Siverek ilçesi, Ayvanat Mahallesi nde 01.09.2013 tarihinde inşaat yapımı için yapılan kazılar sırasında işçiler tarafından insan kemiklerine rastlandığının bildirilmesi üzerine Emniyet Müdürlüğü ne konu bildirilmiş ve konu Siverek C.B. Savcılığı tarafından soruşturulmaya başlanmıştır. Siverek C.B. Savcısı ve Siverek C.Savcısı; olay yerine gidip incelemelerde bulunmuştur. Kemiklerle ilgili incelemelerin yapılabilmesi için adli tıp uzmanı ve antropolog talebinde bulunulmuş; ilgili uzmanların temin edilememesi üzerine olay yeri inceleme ekipleri ile birlikte örnek alınmıştır. İncelemeler ve örnek alınması sırasında fotoğraf ve video kaydı yapılarak tutanak tutulmuştur (İlgili görüntü kayıtları ve fotoğraflar rapor hazırlanırken görülmüştür). İnşaatın durdurulmasına ve alanın koruma altına alınmasına karar verilmiştir. Koruma bantları ile çevrilen alanda gündüz polis memurları ile koruma sağlandığı, gece vakti ise devriyeler ile alanın denetlendiği bildirilmiştir. Buluntuların yer aldığı alan hakkında yetkililerden ve tanıklardan bilgi alınmaya çalışılmış ve bu alanın kişisel arazi olduğu herhangi bir şekilde mezarlık alanı olarak kullanımına tanık olunamadığı, eski tarihlerde (20-30 yıl öncesi) mesire alanı olarak kullanıldığı, hayvanların dolaştığı bir mekan olduğuna dair bilgiler öğrenildiği aktarılmıştır. Ankara Polis Kriminal Laboratuvarına gönderilen kemiklerle ilgili 20 (yirmi) yıl ve daha üzeri yıllara ait kemikler olabileceği bilgisinin iletilmesi üzerine, ATK Morg İhtisas Dairesi Antropoloji Şubesi ile iletişime geçilerek 20 (yirmi) kişiye ait olduğu düşünülen kemikler ve kemiklerle birlikte alınan toprak örnekleri ATK na gönderilmiştir (ilgili yazışmalar tarafımca görülmemiştir). 15

b) Heyetin Ziyareti: Heyet ile birlikte Siverek ilçesi ne gidilerek Siverek CBSavcısı ve konuyu soruşturan C.Savcısı ile görüşülerek bilgi alınmıştır. TİHK ilgililerden kemiklerin çıkarılması sırasında kaydedilen görüntü ve video kayıtlarını talep etmiştir. Görüşme sonrası ilgililerle birlikte kemiklerin çıktığı alana gidilerek incelemelerde bulunulmuştur. İnceleme sırasında arazi ile ortamda varolan kemik kalıntılarına ait fotoğraflar çekilerek kemikler değerlendirilmiştir. Ortamın güvenlik bandıyla çevrili olduğu ve kolluk görevlilerinin ortamda bulunduğu görülmüştür. Medya değerlendirmeler sırasında süreci takip etmiştir. Ziyaret sonunda heyet üyeleri tarafından bilgilendirme yapılmıştır. Arazide yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra heyet Urfa ya dönerek sivil toplum temsilcileri ve kayıp yakınları ile görüşerek; konu hakkındaki bilgi ve talepleri dinlemiş, ilk gözlemler paylaşılmış ve atılacak adımlar hususunda görüş alışverişinde bulunulmuştur. Bilgiler, Bulgular ve Değerlendirme a) Soruşturma Süreci: Toplu mezarların açılması, hakikatlerin ortaya çıkması, adaletin tesisi ve mağdur yakınlarının manevi tatmini gibi toplumsal yeniden inşa süreçleri ile ilgili farklı amaçlara hizmet edebilir. Bu nedenle toplu mezarların açılması ve soruşturulması süreçleri dikkatle takip edilmeli ve her üç amacın da gerçekleşmesine katkı sağlaması için azami çaba gösterilmelidir. Diğer yandan toplu mezar soruşturmalarında izlenecek yol zorla kaybedilme sorununun çözümüne de önemli bir katkı sağlamaktadır. Türkiye nin BM in zorla kaybetme ile ilgili sözleşmeyi imzalayarak uygulamaya yönelik adımlar atması bu anlamda atacağı ilk adım olacaktır. Peşi sıra faili meçhul cinayetler ve zorla kaybetmelerle ilgili suçlarda zaman aşımı kaldırılmalıdır. Pek çok ülkede, keyfi öldürmeler olarak da tanımlanan insan hakları ihlalleri ve işkence sonucu meydana gelen ölümlerde, usulüne uygun kayıtlar tutulmamakta, ölümler dökümante edilmemekte veya mevcut bilgilere ulaşılamamaktadır. Usulüne uygun ve sonuca ulaşması istenen bir soruşturmanın güvencesi; kayıp kişiler ile kayıpların bulunduğu mekânlara ait bilgilerin önceden toplanmasıdır. Bilgi alma süreci; kayıp yakınları için travmatik bir süreçtir. Konu salt hukuksal bir yaklaşımla ele alındığında; kayıp yakınları yeniden travmalarıyla yüz yüze kalmak durumunda kalabilecektir. Bilgi alma sürecinde; kayıp yakınlarının yanı sıra tanıkların ve/veya sanıkların da bilgi verebileceği düşünüldüğünde; toplumsal ve yasal bir zemine/kabule ihtiyaç olduğu aşikârdır. Toplumsal mutabakatın sağlanmadığı, yasal düzenlemelerin ve güvencelerin var olmadığı durumlarda kayıplara ait bilgilerin açığa çıkarılmasında zorluklar yaşanmaktadır. 16

Bilgilerin toplanma süreci; uluslararası standartlara uygun, merkezi, bağımsız, ve uzmanların denetimine açık bir yapıda olmalıdır. Minnesota Otopsi Protokol ü ölüm olaylarının soruşturulması ve saptanması için hukuksal ve tıbbi çerçeve sağlayan, standartlar öneren ve sonuçların ulusal ve uluslararası kamuoyuna duyurulması biçimiyle Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği bir kılavuzdur. Türkiye de ölümün araştırılması ve değerlendirilmesi için var olan mevzuat, incelemelerin Minnesota Otopsi Protokolü nde yer alan standartlarda yürütülmesine engel olmadığı gibi, AİHM kararları ve HSYK belgeleri nedeniyle de adeta zorunludur. Soruşturmalarda görev yapacak hukuk profesyonellerinin bilgilendirilmesi amacıyla eğitim verilmesi, uygulama standartlarının yer aldığı kılavuzların hazırlanması ve disiplinlerarası çalışma ekipleri ve merkezleri oluşturulmalıdır. Bu bilgiler ışığında Siverek te yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde; Olayla ilgili soruşturma başlatıldığında; ilgililerin yeterli bilgiye sahip olmadığı, konu hakkında daha önce yapılan çalışmalardan bilgi edinildiği, tanıklara ulaşılamadığı ve/veya tanıkların yeterli bilgiyi aktarmadığı öğrenilmiştir. Diğer kurum ve kuruluşlardan nasıl bir bilgi edinildiği ve bu kurumların şayet sağladığı bir bilgi varsa bu bilginin kapsamı ve işbirliğinin boyutu tarafımca değerlendirilememiştir. Kayıp kişilere ait yeterli ve somut bilgilerin yanı sıra olası mezar alanları konusunda da sağlıklı bilgi ve kayıtlardan söz edilememektedir. Kemiklerin bulunduğu belirtilen tarih ile ilk kayıtların yapıldığı tarihlerin farklı olduğu dikkati çekmektedir. b) Mezar alanında yapılacak çalışmalar: Türkiye de faili meçhul cinayetler ve toplu öldürmelerin farklı tarihlerde, farklı saiklerle gerçekleşmesi nedeniyle kazılar son derece dikkatli yapılmalıdır. Her ne kadar toplu mezarların açılması basında ve kamuoyunda kayıp yakınlarının acılarının sarılması ve adalet duygularının tatmin edilmesi amacına yönelik olmaktan ibaretmiş gibi görünse de; toplu mezar gerçekliğiyle yüzleşmek, toplumun rehabilitasyonu ve yeniden inşası süreçlerine yapacağı katkı ve konunun politik arka planı atlanarak ele alınamayacak kadar ciddi bir meseledir. Bu çok katmanlı yapı nedeniyle toplu mezarların açılması ve soruşturulması süreçleri bağımsız, organize ve özenli bir çalışmaya ihtiyaç duymaktadır. Mevcut deneyim, mağdur yakınlarının manevi taleplerinin karşılanma ihtiyacının, diğer toplumsal yararlara (yüzleşme, hakikat, adalet, sorumluluk) zarar verme riski olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yalnızca kayıpların bulunması ve kimliklendirilmesi boyutunda yürütülecek çabalar, dünyadaki diğer örneklerde yaşandığı gibi, sorunun çözümünde yeterli katkıyı sağlamayacağı gibi, geçmişle hesaplaşma şansının da yitirilmesine yol açabilecektir. 17

Kazılar uluslararası standartlara uygun, arkeolojik kazı felsefesi zemininde; tüm delilleri elde etmeyi amaçlayacak, kayıp yakınlarını travmatize etmeyecek ve doğru değerlendirilmeyi sağlayacak nitelikte insan gücü ve donanımla gerçekleştirilmelidir. Bu kapsamda bir çalışmanın yürütülmesi için farklı uzmanlıkları içeren, sistemli bir çalışmayı gerektiren, kurumsal ve manevi olarak tarafsız kalmayı becerebilen bağımsız bir yapılanmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Yürütülen çalışmaların tüm aşamalarında, kayıp yakınlarının hukuksal temsilcilerinin ve bağımsız uzmanların varlığı sağlanmalıdır. Mezar iddiası olan veya insan kalıntılarının bulunduğu yerler; acilen güvenlik şeridi ile sınırlanmalı; bölgeye inceleme dışında giriş/çıkış engellenmeli, bölge fotoğraflanmalı, videoya kaydedilmeli, bölgenin haritası/ krokisi çıkarılmalı, zemin özellikleri, bitki örtüsü, kliması, bölgenin mülkiyet hakkı, kullanım biçimi, tarihsel arka planı öğrenilmelidir. Toplanan bilgiler uzmanlar tarafından öğrenilerek analiz edilmelidir. İnceleme sırasında uzmanlar, öncelikle zemin, bitki örtüsü farklılıklarını araştırmalı ve yer radarları vb. cihazlarla toprak altındaki buluntuların yerlerini belirlemelidir. Bir cenaze veya insan kalıntısı ile karşılaşıldığında; arkeolojik kazılarda olduğu gibi öncelikle yapı bir bütün olarak ortaya çıkarılmalıdır. Buluntulara çevresi kazılarak ulaşılmalı ve yapılara hasar vermekten kaçınmalıdır. Sonrasında yapı bir bütün olarak fotoğraflanmalı, krokilendirilerek uzamsal bilgiler ve yönü kayıt altına alınmalıdır. Kazı sırasında çıkarılan toprak, detektör ve uygun elekler kullanılarak delil ve kişiye ait olabilecek kişisel eşyalar yönünden incelenmelidir. Buluntulara temas eden toprak numunelerinin fiziksel özellikleri ve alındığı yer belirtilerek analiz edilmek üzere uygun koşullarda saklanmalıdır. Her mezar alanı için ayrı bir numaralandırma yapılmalı, elde edilen buluntuların hasar görmemesi için uygun koşullarda bütün olarak saklanması ve değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Bir insana ait buluntuların aynı gün çıkarılmasına ve açıkta insana ait herhangi bir buluntunun kalmamasına özen gösterilmelidir. Açıkta kalan buluntuların hızla tasnifi yapılmalı ve inceleme için gönderilmeyecekse ATK veya Üniversite Adli Tıp AD da veya önerilecek uygun mekânlarda korunması sağlanmalıdır. Buluntuların tamamı gönderilirken fotoğraflanmalı, travmatik değişimler, renk değişiklikleri tanımlanmalı ve diyagramlarda işaretlenerek sonrasında yapılacak karşılaştırmalar için tutanak alınmalıdır. Mezar alanlarında yer alan her türlü kanıt, kimliklendirmenin yanı sıra, ölüm nedeninin, orijininin, zamanının belirlenmesinde, ölümle ilgili kanıtların toplanmasında, kanıta dayalı, objektif medikal rapor yazımında rol oynamaktadır. 18

Şüpheli durumlarda masum insanların korunmasını sağlamak amacıyla doğal ölümle doğal olmayan ölümü ayırt etmek ve sorumluların bulunmasını sağlamak amacını gütmektedir. İnsana ait buluntular; mutlaka adli tıp uzmanlarının gözetiminde ve denetiminde değerlendirilmelidir. Buluntular standart form ve diyagramlara kaydedilmeli ve antropometrik değerlendirmeleri yapılmalıdır. Kayıp iddialarının varlığında kemiklerden kimliklendirme boyutunda öncelikle cinsiyet ve yaş tahmini yapabilecek veriler ile buluntularda var olan ve ölümle ilişkilendirilebilecek travmatik değişimlerin varlığı araştırılmalıdır. Mezarların açılması sırasında meydana gelen hasarlar kaydedilmelidir. Buluntularda yapılacak işlemler tamamlandıktan sonra hasar görmeyecekleri bir biçimde paketlenmeli ve değerlendirmenin yapılacağı merkeze ulaştırılması sağlanmalıdır. Çalışma ortamında yer alan tüm kişiler ve sorumlulukları belirtilmelidir. Yapılacak bütün işlemler tutanak altına alınmalı, her aşamada görüntüleme yapılmalıdır. Siverek te yapılan çalışmalar bu başlıkta değerlendirildiğinde; Mezar yeri konusunda ilgili kurumlardan ve tanıklardan bilgi alınmaya çalışıldığı ancak alınan bilginin yeterli olmadığı öğrenilmiştir. Kayıp yakınlarıyla yapılan görüşmede; bölgenin mesire alanı olarak kullanılmakla birlikte 90 lı yıllarda bölgeye yaklaşılamadığı, dolayısıyla bir farklılık algılayamadıkları öğrenilmiştir. Buna karşın bir kayıp yakını ise buluntuların olduğu yere yakın ikamet ettiğini ve zaman zaman koku duymuş olduğunu belirtmiştir. İncelemeler için uzman talep edilmesine karşın (adli tıp ve arkeolog) kurumlar arası çalışma kültürü ve konunun öneminin yeterince kavranamaması nedeniyle, çalışmaların yalnızca olay yeri inceleme ekipleri tarafından yürütüldüğü; Mekânın fotoğrafları ve görüntü kayıtlarının bulunmakla birlikte, harita, arazinin lokalizasyonu, boyutları ile kemiklerin nerelerden çıkarıldığını gösteren kroki ve ayrıntılı tutanakların görülmediği; Konudan savcılığın haberdar edilmesinin ardından, arazinin olay yeri güvenlik bantlarıyla sınırlandığı ve inşaatın durdurulduğu belirtilmesine karşın; tarafımızca çekilen fotoğraflarla ilk fotoğrafların karşılaştırılmasında, inşaatın devam ettiğinin anlaşıldığı (zemine beton atıldığı, yükseklik farkı olduğu kemikler üzerinde çimento artıklarının bulunduğu); İnceleme sırasında kolluk kuvvetlerinin alanı korumak amacıyla yer aldığının görüldüğü ve gece korunmanın devriye marifetiyle sağlandığı; Toprak örneklerinin alınarak incelenmek üzere gönderildiği; 19

Yapılan incelemelerde; kemikler dışında delil olabilecek başkaca bir bulguya rastlanmadığı; heyetin incelemesi sırasında kemikler dışında cenazelerle ilgili olabilecek herhangi bir bulgunun görülmediği, bununla birlikte açılan toprak yığınında yeterli incelemenin yapılmadığı; Kemiklerin bir bütün olarak açılmadığı ve gömülme şekli, yönü, toprakta bulunduğu derinlik ve birbirlerine olan mesafelerin somut olarak belirlenmediği, bununla birlikte kemiklerin 60-150 cm derinlikte, benzer seviyelerde ve doğu-batı yönünde olduğunun aktarıldığı; tarafımca görülen ayak tarak kemikleri ile kaval kemiğinin yön olarak doğu-batı istikametinde olduğu; Değerlendirilmiştir Arazide çok sayıda kemik, toprağa karışmış olarak açık havada bulunmaktadır. Arazide görülen kemikler; farklı yaş gruplarında ve cinsiyetlerde kişilerin varlığını düşündürmektedir. Arazide gözlenen kemiklerde ölüm öncesinde olduğu düşünülen travmatik bir değişim dikkati çekmemektedir. Fotoğraflardan anlaşıldığı üzere kemiklere inşaat kazısı sırasında rastlandığı, kepçe ve kazmalarla çıkarıldığı için sonradan oluşturulmuş hasarlar görülmektedir. İnceleme için 20 kişiye ait kemiklerin gönderildiği belirtilmiştir, Halen arazide onlarca kişiye ait kemik yapı olduğu, bulunan kemiklerin her iki inşaatın birbirlerine bakan kenarlarında yer aldığı değerlendirildiğinde arada bulunan arazi bölümünde açılmamış mezarlar olduğu düşünülmektedir. Toprağın yoğunluk, renk ve özellik yönünden fiziksel olarak farklılık göstermediği, toprağın oturmuş olduğu ve buluntu olmayan bölümlerden farklılık göstermediği değerlendirilmiştir. Çıplak gözle kemiklerin görünümü, yapısı, kırılganlık özelliği, kemiklerin yoğunluğu ve renk değişiklikleri (toprak, iklim koşulları, gömülme biçimi dikkate alınmaksızın) buluntuların 50-100 veya daha eski olduğunu düşündürmektedir; ancak ölüm zamanının belirlenebilmesi için incelemeler; uygun, alanında yetkin uzmanların yer aldığı ve bağımsız uzmanların değerlendirme ve denetimine açık olan merkezlerde (yıpranmaya neden olabilecek tüm koşullar dikkate alınarak) yapılmalıdır. ATK, Adalet Bakanlığı na bağlı olarak görev yapan bir kurum olduğundan objektif ve bağımsız değerlendirme konusunda kayıp yakınlarında güven oluşturmamaktadır. Cenazelerin tek tek, ve farklı yerlerde birbirlerinden bağımsız olarak bulunmaları, cenazelerin benzer derinliklerde olması, gömülme yönü, ölenlere ait herhangi bir kişisel eşya/giysiye rastlanmaması; mezar alanının eski tarihli bir gömülme alanı olduğunu düşündürmektedir. 20

Sonraki aşamada; ATK veya inceleme yapılacak merkezlerde yürütülecek çalışmaların Minnesota ve ICRC protokollerine göre yürütülerek raporlama yapılması gerekmektedir. Arazide açıkta yer alan kemiklerin bir an önce toplanması, belirtilen şekilde kayda alınması ve incelemeler için saklanması gerekmektedir. Her aşamada kayıp yakınları bilgilendirilerek uzmanların denetimine açık, standartlara uygun bir çalışma yürütüldüğünün güvencesi verilmelidir. 21

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU Adres: Yüksel Caddesi No:23, Kat 3, Yenişehir 06650 Ankara - Türkiye Telefon: +90 (312) 422 29 00 / 20 Belgegeçer: +90 (312) 422 29 96 E-Posta: tihk@tihk.gov.tr İnternet: 22