Meleklere İman Gönderen Kadir Hatipoglu - Nisan :50:53

Benzer belgeler
Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

ON EMİR الوصايا لعرش

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Îman, Küfür ve Tekfir 2

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

IGMG Ev Sohbeti AT. Ders : 5 Konu: DERS MELEKLERE İMAN

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

تلقني أصول العقيدة العامة

IGMG EV SOHBETLERİ DERSLERİ

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

141. SOHBET. Nifak bir hastalıktır.

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

EV SOHBETLERİ DERS: 7 KONU: PEYGAMBERLERE İMAN. A) Peygamber (Resȗl-Nebî) Ne Demektir?

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

Kur ân da Fert Aile ve Toplum Ahlâkı Gönderen Kadir Hatipoglu - Temmuz :39:53

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

Peygamberlerin Kur an da Geçen Duaları

ALLAH YOLUNDA CİHAD1

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Bazı Âyetlerin Anlamları ile İlgili Mülahazalar

İSİMLER VE EL TAKISI

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

EV SOHBETLERİ. (Allah) her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir. (Furkan, 25:2)

İNSAN ALLAHIN HALİFESİ Mİ? (HALEF- SELEF OLAYI) Allah Teâlâ şöyle buyurur:

KALEM SURESİ. Nuzul Ortamı: Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MEKKE. Nüzul Sırası 7 NÜZUL YERİ KALEM SURESİ. Nuzul Sıra 7.

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Ders : 185. Konu : MEKKE DE GİZLİ DAVET. MEKKE DÖNEMİ ve DAVET BYK&ŞYK DERSLERİ

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününün müslümanlar için önemi

NASIL BİR ALLAH A İMAN EDİYORUZ?

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Dini Allah'a Has Kılmak Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :00:00

İNSAN SORUMSUZ BİR VARLIK DEĞİLDİR 1. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder. 2

93. SOHBET Kur an ın ve Sünnetin Işığında Zengin ve Fakirin İmtihanı

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون

Transkript:

Meleklere İman Gönderen Kadir Hatipoglu - Nisan 26 2015 04:50:53 Muhterem müminler Melek; erkeklik ve dişilik özelliği olmayan, yemeyen, içmeyen, evlenmeyen, doğmayan, doğurmayan, normal gözle görülmeyen, Allah'ın emirlerine itaat eden yaratıklardır. Arap dili uzmanlarına ve bazı İslâm âlimlerine göre "Melek", Arapça bir kelime olup, "Elûk" veya "Elûke" kökünden gelir. Elûk, "götüren", elûke ise "haber götüren" manâsınadır. Çoğulu "melâike" gelir. Ancak "melek" kelimesinin, Arapça'da bazan, hem tekil, hem çoğul manasında cins ismi olarak kullanıldığı da görülür. Bu kelimenin kökü sayılan "elk", aslında, "risalet" yani "elçilik"; melekde, "elçi" demektir. Kelime önce, mef'al vezninde "melek" idi. Sonra hemze "lâm" harfinden sonraya alınarak "melek" olmuş; daha sonra hemze de kaldırılarak "melek" haline getirilmiştir. Bu gibi değişikliklere Arapça'da çokça rastlanır. Müfessir İbn Hayyâm ve dilcilerden Rağib el-isfahânî, melek kelimesinin, "kuvvet ve iktidar sahibi" anlamına gelen "melk" veya "mülk" kökünden türetildiği görüşündedirler. Dolayısıyla melek kelimesi lügat bakımından; haberci, elçi, kuvvet ve iktidar sahibi, tedbir ve tasarruf manalarına gelmektedir. İslâm dininde ise; melek denince, akla önce, peygamberlere gönderilen ilâhî elçiler; sonra, insanlar ve kâinat üzerinde Allah (c.c.) namına tasarrufta bulunan ve O'nun emirlerini ve verdiği vazifeleri aynen yerine getiren kudret sahibi manevî varlıklar gelmektedir. Ehlisünnet âlimlerinin Kitap ve Sünnete dayanan ortak görüşleri şöyledir: Melekler; Allahuteâlâ'ya ibadet ve taatle meşgul olan ruhanî, nuranî, lâtif varlıklardır. Allah'ın kendilerine verdiği her emri derhal ve aynen yerine getirirler ve asla itaatsizlik etmezler (م ل ئ ك ة غ لا ظ ش د اد لا ي ع ص ون الله م آ ا م ر ه م Tahrîm, 66/6) Melekler, "emanet" sıfatıyla muttasıftırlar. Kur'ân-ı Kerim'in birçok ayetlerinde meleklerin, kâinattaki bütün varlıklar gibi bağımsız olarak yaratılan, fakat insanlara ve diğer canlı ve maddî yaratıklara mahsus olan yeme, içme, uyuma ve evlenme gibi sıfatlardan; erkeklik ve dişilik gibi cinsiyetten ve her çeşit günah işlemekten uzak, daima Allah'ı tenzih ve tesbih eden nuranî lâtif varlıklar olduğu bildirilmiştir. Bu özellikleri sebebiyle, Cenab-ı Hak tarafından kendilerine verilen her türlü işleri yapmaya, en kısa zamanda en uzak yerlere süratle gitmeye, diledikleri şekil ve surette görülmeye muktedir olan, Hak Teâla'nın mükerrem kulları, şerefli ve kutsal yaratıklarıdır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyrulur: لا ي س ب ق ون &#16 07; ب ال ق و ل و ه م ب ا م ر ه ي ع م ل ون

"Belki onlar, Allah'ın şerefli kullarıdır. Onlar Allah'ın sözünden önce söz söylemezler ve O'nun emrettiklerini (hemen) yaparlar." (Enbiya, 21/26-27); غ لا ظ ش د اد لا ي ع ص ون الله م آ ا م ر ه م "Onlar, Allah'ın emirlerine (isyan edip) karşı gelmezler ve emrolundukları şeyleri (aynen) yaparlar." (Tahrim 66/6); و ل ه م ن ف ى الس م و ات&#16 16; و ا لا ر ض و م ن ع ن د ه لا ي س ت ك ب ر&#16 15;ون ع ن ع ب اد ت ه و لا ي س ت ح س ر&#16 15;ون ي س ب ح ون&#16 14; الل ي ل و الن ه ار&#16 14; لا ي ف ت ر ون "Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O'nun katındakiler O'na ibadet etmekte (asla) kibir göstermezler ve (asla) yorulmazlar. Gece ve gündüz durmadan (yorulmadan) O'nu tesbih (ve takdis) ederler." (Enbiyâ, 21/19-20). Ayrıca Peygamber (s.a.s), Cibril (a.s)'i insanlardan biri (Ashab'dan Dihyetü'l-Kelbî) suretinde gördüğünü meşhur Cibril hadisinde beyan etmiştir. (Buhârî, İman, 1; Müslim, İman, 1). Muhterem müminler Bu ayetlerden ve onları açıklayıp manaca destekleyen pek çok sahih hadislerden, her Müslümanın melekler hakkında, şu özelliklere inanması gerekmektedir: 1. Melekler, Allahuteâlâ'nın yarattığı kullarıdır. Öyle ise onlar, Hak Teâlâ'nın -haşa- kızları, çocukları olmadıkları gibi, asla düşmanları da değildir (Putperest Arap müşriklerin ve eski din mensuplarının melekler hakkındaki sapık inançları hayalî olup batıldır). 2. Melekler, Allah'ın emirlerine harfiyen bağlıdırlar. O'na asla karşı gelmez ve isyan etmezler, herhangi bir yasağını çiğnemezler, günah işlemezler. Çünkü "İsmet" ve "Emanet" sıfatlarıyla muttasıftırlar. Bütün meleklerin ortak özelliği; ب ح م د ر ب ه م و ي ؤ م ن و&#16 06; ب ه و ي س ت غ ف&#16 16;ر ون ل ل ذ ين ا م ن وا daima Allah'a hamd ve senada bulunmak, O'nu itaat ve ibadetle, tesbih etmektir (el-enbiyâ, 21/26-27;

el-mümin, 40/7). 3. Kur'ân'a ve Sünnete göre melekler, gözle görülmeyen, nurdan (ışıktan) yaratılmış olmalarına rağmen, Cenab-ı Hak onlara, gerektiğinde diledikleri kesif cisimler ve insan şekline girerek görünme gücünü bağışlamıştır. (M. Said Ramazan el-butî, Kübrâl-Yakîniyyât el-kevniyye, s. 271-278; A. A. Aydın İslâm İnançları, I, 402-403). Meleklere İman, Her Müslümana Farzdır: Meleklerin mana ve hakikatı, cinsleri, sıfat ve özellikleri hakkında ehlisünnet alimlerinin Kur'ân-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.s)'in sahih hadislerine dayanan (ve yukarda açıklanan) ortak görüşleri, her Müslümanın inanması gereken melek anlayışını ortaya koymaktadır. Vasıfları ve görevleri Kur'ân-ı Kerim'in pek çok âyetlerinde tafsilî olarak anlatılan meleklere iman etmek, İslâm'da iman esaslarından biridir. Bu inanç, İslâm dininin inanç sistemi arasında çok önemli bir yer işgal eder. Çünkü melekler; Rab Teâla'nın insanlara bir lütfu ve keremi sayılan "peygamberlik müessesesi"nin temeli olan Allah'ın "ilâhî vahyini", görülmeyen gayb âleminden, insanlara, onlar arasından seçilen peygamberlere indiren "Allah'ın ilâhî elçileri"dir. Melekler, yaratılan bu âlemin, göklerde ve yeryüzünde nizam ve intizamını sağlayan Allah'ın ruhanî yaratıkları, insanları koruyan, onlara hayrı ve iyiliği ilham eden, yaptıkları işleri yazan şerefli kâtipler, nuranî yüce varlıklardır. Bu esasa göre, vahye ve peygamberliğe, hatta ahirete ve gaybiyyât denilen "ahiret ahvali"ne, cennet ve cehenneme inanmak, ancak meleklere iman etmekle mümkün olur. O halde peygamberlere ve onlara indirilen semavî kitaplara inanmadan önce, onlara peygamberliği getiren, vahyi ve kitapları indiren "meleklerin varlığına" kesin olarak inanmak lâzımdır. Bu bakımdan, "meleklere iman", "peygamberlere iman" demektir. Melekleri inkâr ise, peygamberliği de inkâr sayılır. İşte bu sebepledir ki, meleklere iman; "iman esasları" arasında "Allah (c.c)'a iman"dan sonra yer almıştır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de; Allah'a imandan sonra meleklerine, daha sonra kitaplarına ve peygamberlerine iman etmek emredilmiştir: Bakara Sûresi'nde, ا م ن الر س ول ب م آ ا ن ز ل ا ل ي ه م ن ر ب ه و ال م ؤ م &#16 06; ون ك ل ا م ن ب الله و م ل ئ ك ت&#16 16;ه و ك ت ب ه و ر س ل ه "Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene (Kur'an'a) inandı, mü'minler de inandılar. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandı..." (2/285) buyurulur. Esasen diğer iman esaslarına (ahirete, kaza ve kadere) iman etmek de, her şeyden önce Allahu teâlâ'ya, sonra O'nun meleklerine inanmakla mümkün olur. Bu bakımdan meleklere iman, Kur'an da, Allah'a imandan hemen sonra zikrolunmuştur. Bu konuda Resulullah (s.a.s)'den Hz, Ömer (r.a)'ın rivayet ettiği meşhur hadiste, Peygamberimiz (s.a.s), vahiy meleği Cibril (a.s) ile konuşmuş, kendisine "iman nedir" diye sorduğunda Resulullah (s.a.s),

şöyle cevap vermiştir: أن ت ؤ م ن ب الل ه و م ئ ك ت &#16 07; و ك ت ب ه و ر س له و الي و م اخ ر و ت ؤمن بال ق د ر خي ر ه و ش ر ه "İman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayriyle şerriyle kadere inanmaktır." (Müslim, İman 1; ayrıca Buharî, Ebu Davud, Tirmizî ve Nesaî de benzerlerini rivayet etmişlerdir). Kur'ân-ı Kerim de meleklerden, onların vasıflarından yaptıkları çeşitli vazifelerden, Allah katındaki yüksek derecelerinden söz eden pekçok âyet vardır. Allah kelâmı olan Kur'an'ın her verdiği haber haktır ve gerçeğin kesin ifadesidir. Peygamberler ise, masumdurlar. İsmet, sıdk, tebliğ ve emanet sıfatları ile muttasıf olduklarından, asla yalan söylemezler. O halde Müslümanlar, Kur'ân ayetleri ve sahih hadislerle kesin olarak sâbit olan, bütün geçmiş peygamberlerin ve semavî dinlerin varlıklarında ittifak ettikleri meleklere iman etmekle mükelleftirler. Bu sebeple, şer'an (Kitap ve Sünnet ile) sabit olan melekleri inkâr etmek, küfrü gerektirir. İnkâr edeni iman ve İslâm dairesinden çıkarır. Kur'ân-ı Kerim'in beyanına göre melekleri, şu üç büyük grupda toplamak mümkündür: A) "İlliyyûn, Mukarrebûn" diye anılan melekler. Bunlar, daima Allahuteâlâ'yı tenzih ve tehlil ile, O'na ibadet ve taatla meşguldürler. Muhabbetullah (Allah sevgisi) ile istiğrak halindedirler. B) "Müdebbirât" diye bilinen melekler olup, bu kâinatın nizam ve intizamını temin etmekle görevlidirler. Allahuteâlâ'nın yerlerde ve göklerde irade ve kudretinin tecellisine aracılık ederler. C) Her şeyden önce, Peygamberlere vahyi ilâhîyi ulaştırmakla görevli olan ilahî elçilerdir. Bunlar genellikle bütün insanların ruhî halleri ve tekâmülleri ile meşguldürler. İnsanlarla ilgili çeşitli görevleri vardır. Gerçek şudur ki; bütün meleklerin ne gibi görevleri olduğunu tafsilâtıyla bilmemize imkân yoktur. Ancak Kur'ân-ı Kerim, meleklerin bazı görevlerini ve her göreve göre onlara verilen melek ismini haber vermiştir. Onlara, bildirildiği isim ve vasıflarıyla inanmak gereklidir. Çünkü bu görev ve ve isimler kesinlik ifade eden dinî nasslarla sabit olmuştur. Genellikle insanların ruhî tekâmülleri, dünya ve ahiret hayatları ile ilgili olan meleklerin, Kur'an ayetleri ve Peygamberimiz (asv)'in sahih hadisleri ile beyan olunan görevleri ve her birinin isimleri ana hatlarıyla şöylece özetlenebilir: 1. Melekler, Allah'tan vahiy getiren ilâhî, elçilerdir. Meleklerin insanlarla ilgili en büyük ve en önemli görevleri; onları hidayete sevkeden, iki cihanda saadet ve selâmete ulaştıran ilâhî vahyi peygamberlere tebliğ etmek, Allah'ın kelâmını, emir ve hükümlerini, mümtaz kulları olan peygamberlerine ulaştırmaktır. Meleklerin başta gelen bu görevleri, bir çok Kur'an ayetleri ile sabittir. Allah (c.c) şöyle buyuruyor: ا ل ح م د ل ل ه

ف اط ر الس م و ات&#16 16; و ا لا ر ض ج اع ل ال م ل ئ ك &#15 77; ر س لا ا ول ى ا ج ن ح ة م ث ن ى و ث لا ث و ر ب اع ي ز يد ف ى ال خ ل ق م ا ي ش آء ا ن الله ع ل ى ك ل ش ى ء ق د ير "Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı "elçiler" yapan Allah'a hamdolsun. Allah dilediğine dilediğini (peygamberlikle) arttırır. Şüphesiz Allah herşeye kadirdir." (Fatır, 35/1). Bu ayette Allah (c.c), yüce zatı ile peygamberleri arasında risaletini ve ilâhî vahyi onlara tebliğ eden "melekler" yarattığını bildiriyor. Kanat tabiri; ruhlar âleminde, meleklerin kudretini ve Allah'ın ilâhî emirlerini süratle yerine getirdiklerini beyan eden mecazî bir ifadedir. Başka bir ayette de şöyle buyurur. ي ن ز ل ال م ل ئ ك &#15 77; ب الر وح م ن ا م ر ه ع ل ى م ن ي ش اء م ن ع ب اد ه ا ن ا ن ذ ر وا ا ن ه لا ا ل ه ا لا ا ن ا ف ات ق ون "Allah, kullarından dilediğine kendi emrinden bir ruh (vahiy) ile "melekleri" indirerek şöyle der: (insanları) uyarın ki; benden başka (tapılacak) ilâh yoktur. Benden korkun." (Nahl, 16/2). Ayetten anlaşıldığına göre Allahuteâlâ, ilâhî vahyini vahiy melekleri vasıtasıyla, dilediği seçkin kulları olan peygamberlerine indirir. Onlar insanlara, Allah'ın birliğini, ibadete ve korkulmaya lâyık tek mabud olduğunu bildirirler. Ayette vahiy, ruha benzetilmiştir. Çünkü ruh, nasıl cesedin dirilmesine sebeb olursa; vahiy de insanları ve milletleri dirilten bir ruh gibidir. Bu iki ayette vahiy meleklerinden bahsedilmekte ise de, Kur'ân-ı Kerime göre Hz. Muhammed (s.a.s)'e vahyi getiren meleğin ismi Cebrail'dir. Bu kelime bazı âlimlerin görüşlerine göre, "Allah'a hizmet eden" manasına olup, Arapçası "Cibril"dir. Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

ق ل م ن ك ان ع د و ا ل ج ب ر يل ف ا ن ه ن ز ل ه ع ل ى ق ل ب ك ب ا ذ ن الله م ص د ق ا ل م ا ب ي ن ي د ي ه و ه د ى و ب ش ر ى ل ل م ؤ م ن&#16 16;ين "Deki: Kim Cibrile düşmansa, bilsin ki, o, Kur'an'ı Allah'ın izniyle -kendinden öncekileri tasdik edici ve müminlere yol gösterici ve müjdeci olarak- senin kalbine indirmiştir." (Bakara, 2/97). Cibril Kur'an'da "Ruhu'l-Emin" ve "Ruhul-Kudüs" olarak da geçer: و ا ن ه ل ت ن ز يل ر ب ال ع ال م ي&#16 06; "Şüphesiz ki Kur'an, âlemlerin Rabbinin indirdiği (bir kitap) tır. ن ز ل ب ه الر وح ا لا م ين Onu "Ruhu'l-Emin" (Cebrail) senin kalbine, uyaranlardan olman için indirmiştir." (Şuarâ, 26/192-193), Hz. Muhammed (s.a.s)'den önceki peygamberlere de vahyin aynı yolla indirildiği bildirilmiştir ا ن آ ا و ح ي ن آ ا ل ي ك ك م آ ا و ح ي ن آ ا ل ى ن وح و الن ب ي &#16 16;ين م ن ب ع د ه Ey peygamber! Biz Nuh a ve ondan sonraki bütün peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. (Nisâ, 4/163). Cebrail (a.s)'a "Vahiy meleği" ve "Namusu Ekber" de denir. Dört büyük melekten biri olarak, "Rasul" diye de anılır. O, Vahiy meleklerinin başı ve resulüdür. En büyük ve en şerefli melektir. 2. Meleklerin önemli vazifelerinden biri de; Allah'ın sevgili kulları olan peygamberlerini destekleyerek onlara kuvvet vermek, karşılaştıkları güçlükleri kolaylaştırmak ve üzüntülü anlarında onları teselli etmektir. Bu yardım ve manevî destek, hemen her peygamber için daima görülmüştür. Bunun örnekleri çok olup, pekçok Kur'an ayetleriyle sabittir. Bu konuda, diğer

peygamberler arasında Hz. İsâ (a.s)'ın ismi çok geçer. Çünkü İsâ peygamber ve annesi Hz. Meryem, Yahudilerin ciddi hücumlarına ve çirkin iftiralarına maruz kalmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de üç yerde (Bakara, 2/87, 253 ve Nisâ 4/110), Hz. İsa (as)'a; Ruhu'l-Kudüs, yani Cebrail (a.s) tarafından kuvvet verildiği bildirilmiştir. Bir ayette şöyle buyurulur: و ا ت ي ن ا ع يس ى اب ن م ر ي م ال ب ي ن ا&#15 78; و ا ي د ن &#15 75;ه ب ر وح ال ق د س "...Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik, onu Ruhu'l-Kudüs ile destekledik." (Bakara 2/ 253). ا ن الله و م ل ئ ك ت&#16 14;ه ي ص ل ون ع ل ى الن ب ى ي آا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ص ل وا ع ل ي ه و س ل م وا ت س ل يم ا Melekler, Peygamber (s.a.s) Efendimiz için, daima salâvat getirirler (Ahzab, 33/56). 3. Melekler, peygamberlerle beraber olan, onların yolunda yürüyen imanları kuvvetli gerçek müminlere ve salih kullara da kuvvet vererek destek olurlar. Müminlere darlık zamanlarında (özellikle, Allah yolunda savaşırken saf tutarak) yardım ederler ve müjdeler verirler. Kur'ân-ı Kerim'de: ا ن ال ذ ين ق ال وا ر ب ن ا الله ث م اس ت ق ام و&#15 75; ت ت ن ز ل ع ل ي ه م ال م ل ئ ك &#15 77; ا لا ت خ اف وا و لا ت ح ز ن وا و ا ب ش ر و&#15 75; ب ال ج ن ة&#16 16; ال ت ى

ك ن ت م ت وع د ون "Rabbimiz Allah'tır deyip dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerlerine (müjdeci) melekler iner. Onlara: Korkmayın, mahzun da olmayın, size vadedilen cennetle sevinin. ن ح ن ا و ل ي آؤ &#16 03; م ف ى ال ح ي وة الد ن ي ا و ف ى ا لا خ ر ة و ل ك م ف يه ا م ا ت ش ت ه ى ا ن ف س ك م&#16 18; و ل ك م ف يه ا م ا ت د ع ون Sizin dünya hayatında da, ahirette de dostlarınız Biziz." (Fussilet, 41/30-31) buyrulur. Meleklerin, müminlere inişi, onların dünyada hayrı ve doğru olanı kalplerine ilham etmeleri şeklinde olabileceği gibi; onları huzurlu kılmak, Allah'ın kendilerine vadettiği cennetle müjdelemek şeklinde de olabilir. Bu gruptaki yardımcı melekler, müminlere dünya ve ahirette dost ve arkadaş olduklarını söyleyerek, sıkıntılı hallerinde onları teselli ederler. Nitekim Hak Teâlâ, Peygamber (s.a.s)'e ve beraberindeki Ashâb-ı Kirama, kâfirlerle Allah yolunda savaşırken onlara yardım eden ve müminleri düşmanlarına muzaffer kılan melekler gönderdiğini bildirir. Bu konuda Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: ا ذ ت س ت غ يث &#16 08;ن ر ب ك م ف اس ت ج اب&#16 14; ل ك م ا ن ى م م د ك م ب ا ل ف م ن ال م ل ئ ك &#15 77; م ر د ف ين "Hani siz Rabbinizden imdat (yardım) istemiştiniz. O da; "Ben size birbiri ardından gelen bin melekle imdat ediyorum" diye duanızı kabul etmişti." (Enfâl, 8/9-). Diğer bir ayette; ا ذ ت ق ول ل ل م ؤ م ن&#16 16;ين ا ل ن ي ك ف ي ك م&#16 18; ا ن ي م د ك م ر ب ك م ب ث لا ث ة

ا لا ف م ن ال م ل ئ ك &#15 77; م ن ز ل ين "Rabbinizin, indirdiği üçbin melekle yardım etmesi yetmez mi?" (Âl-i İmran, 3/123); Başka bir ayette beşbin melek indirildiği (3/124); bir diğerinde, "Kuvvetli rüzgâr ve göremediğiniz askerler gönderdik" (Ahzâb 33/9) buyurulur. Nitekim Müslümanların, kâfirlerle yaptıkları üç savaşı da Allah'ın izni ve meleklerin yardımı ile kazandıkları tarihen sabittir. 4. Meleklerin bir vazifesi de; insanların ruhen yükselmelerine yardım etmek ve onları, iyi, güzel ve hayırlı işlere yöneltmektir. İnsanlar, ancak meleklerin indirdiği ilâhî vahiy ve telkin ettikleri ilâhî ilham ile ruhî hayatın ne olduğunu arılayabilir ve ruhî melekelerini geliştirerek ruhen yükselebilirler. Melekler, müminlere manevî kuvvet vererek ruhen yükselme düşüncesinin dünyada yerleşmesini sağlarlar. Meleklerin müminler, hatta kâfirler için dua etmeleri, bütün insanları ruhen yükselme yoluna sokmak içindir. Müminleri Allah'ın izniyle hidayete sevkederek onları aydınlığa çıkarmaları, hep bu ruhî yükselmeyi sağlamak içindir. Meleklerin insanlarla ilgili olan bu görevleri; onların ruhen yükselmelerine yardım etmek, böylece onları ruhî olgunluğa eriştirmek gayesi taşır. Genel olarak her türlü iyi, güzel ve hayırlı işler, bu ilham meleklerinin iyi telkinleri ve bizi o işlere yönlendirmelerinin sonucudur. 5. Bu gruptaki meleklerin diğer bir görevi de; bütün insanların hidayetleri ve doğru yolu bulmaları için duada ve şefaatta bulunmalarıdır. Şefaat, hüküm gününde günahkârlar hesabına Allah'a yalvarmaktır. Bu dua ve şefat; "Rahmeti her şeyi kuşatan Allahuteâlâ'nın iradesiyle bütün insanlar için ise de; meleklerin yalnız müminlere mahsus olan duaları daha kuvvetlidir. Nitekim Hak Teâlâ; ا ل ذ ين ي ح م ل ون ال ع ر ش و م ن ح و ل ه ي س ب ح ون&#16 14; ب ح م د ر ب ه م و ي ؤ م ن و&#16 06; ب ه و ي س ت غ ف&#16 16;ر ون ل ل ذ ين ا م ن وا ر ب ن ا و س ع ت ك ل ش ى ء ر ح م ة و ع ل م ا ف اغ ف ر ل ل ذ ين ت اب وا

و ات ب ع و&#15 75; س ب يل ك و ق ه م ع ذ اب ال ج ح يم "Arşı yüklenen ve çevresinde bulunanlar, Rablerini överek O'nu tesbih ederler, O'na inanmışlar. Müminler için: "Rabbimiz, rahmetin ve ilmin her şeyi (kavramış ve) kuşatmıştır. Tevbe edip Senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru"diye (dua eder ve) bağışlanma dilerler... " (Mümin, 40/7-9) buyurmuştur. Peygamberler ve Peygamberimiz (s.a.s) için meleklerin duası ise, onları övmek ve salâtü selâm getirmekti ا ن الله و م ل ئ ك ت&#16 14;ه ي ص ل ون ع ل ى الن ب ى ي آا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ص ل وا ع ل ي ه و س ل م وا ت س ل يم ا (Ahzâb, 33/56). Meleklerin şefaatından şöyle söz edilir: و ك م م ن م ل ك ف ى الس م و ات&#16 16; لا ت غ ن ى ش ف اع ت ه &#16 05; ش ي ئ ا ا لا م ن ب ع د ا ن ي أ ذ ن الله ل م ن ي ش آء و ي ر ض ى "Göklerde nice melekler vardır ki, şefaatları hiç bir fayda vermez. Ancak, Allah'ın dilediği ve razı (hoşnut) olduğu kimseler hakkında O'nun izniyle (meleklerin şefaati) fayda verir." (Necm, 53/26). islam ve Hayat,Güncel Vaaz ve Hutbeler