SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

Benzer belgeler
SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

ÇEVRE KORUMA SU KİRLİLİĞİ. Öğr.Gör.Halil YAMAK

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

Hastanelerde Su Kullanımı. M.Ali SÜNGÜ Amerikan Hastanesi Bakım ve Onarım Müdürü

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

1.1 Su Kirliliği Su Kirliliğinin Kaynakları 1.2 Atıksu Türleri 1.3 Atıksu Karakteristikleri 1.4 Atıksu Arıtımı Arıtma Seviyeleri

Ekosistem ve Özellikleri

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

1. Çevrede Kirletici Taşınımına Giriş

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

Çevre İçin Tehlikeler

Çevre Biyolojisi

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

1. Giriş ve çevrede kirletici taşınımı. ÇEV 3523 Çevresel Taşınım Süreçleri Doç.Dr. Alper ELÇĐ

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

saf halde iken tatsız ve kokusuz bir maddedir. Küçük miktarlarda çıplak gözle bakıldığında renksizdir.

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

EĞİRDİR GÖLÜ SU KALİTESİ

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Toprak ve Su Kirlenmesi;

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

HAZIRLAYAN-SUNAN İSMAİL SÜRGEÇOĞLU DANIŞMAN:DOÇ. DR. HİLMİ NAMLI

TOPRAK Yeryüzünün yüzeyini kaplayan, kayaların ve organik maddelerin çeşitli ayrışma ürünlerinin karışımından meydana gelen,içerisinde canlıları

Elazığ İlinde Bir Maden Sahasından Kaynaklanan Sızıntı Sularının Maden Çayına Etkisi: II. Diğer Parametreler

Gübre Kullanımının Etkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Eco new farmers. Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü. Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi

SU KİRLİLİĞİ Dr. Ferruh Ayoğ yo lu

BELEDİYE HİZMETLERİNDE ÇÖZÜM ORTAĞINIZ

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

Şekil Su ürünleri yetiştiriciliği yapılan havuzlarda fosfor döngüsü (Boyd and Tucker 1998)

BÖLÜM 4. TOPRAK KİRLİLİĞİ ve KONTROLU

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

Biyogaz Temel Eğitimi

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü ÇEVRE ÖLÇÜM VE ANALİZLERİ YETERLİK BELGESİ EK LİSTE 1 / 11

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK

DENİZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 2014 YILI ANALİZ LABORATUVARI FİYAT LİSTESİ

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi

ÇEVRE OLÇUM VE ANALİZLERİ ON YETERLİK BELGESİ

Gübre Kullanımının Etkisi

KATI ATIKLARIN ARITILMASINDA MİKROORGANİZMALARIN KULLANIMI

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Deterjanlar evsel ve endüstriyel atıklar ile alıcı ortama ulaşan kirleticilerdir, düşük konsantrasyonlarda dahi yüzey gerilimini azaltan bir etki

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/12) Akreditasyon Kapsamı

YÜZEYSEL SULARDA İZLENMESİ GEREKEN KALİTE ELEMENTLERİ

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

İçindekiler VII. Ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür XV XIX XXI. I. Kısım Su teminine giriş

23 Temmuz 2016 CUMARTESİ

İÇİNDEKİLER SI BASKISI İÇİN ÖN SÖZ. xvi. xxi ÇEVİRİ EDİTÖRÜNDEN. BÖLÜM BİR Çevresel Problemlerin Belirlenmesi ve Çözülmesi 3

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

Bugün dünyamız çok kolay kirlenecek kadar küçük, çok zor temizlenecek kadar büyüktür.

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

MESKİ MERKEZ SU ANALİZ LABORATUVARI KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/8) Akreditasyon Kapsamı

AKREDİTE ANALİZ LİSTESİ SU VE ATIK SU

YAYILI KİRLİLİK: KENTSEL VE TARIM KAYNAKLI

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

VAHŞİ DEPOLAMA SAHALARININ ISLAHI

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü ÇEVRE ÖLÇÜM VE ANALİZLERİ YETERLİK BELGESİ EK LİSTE-1/6

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü ÇEVRE ÖLÇÜM VE ANALİZLERİ YETERLİK BELGESİ EK LİSTE-1/7

İyi kalitedeki yem seçimi ve yönetimi, Yoğun yetiştiricilik yapılan karides havuzlarında mekanik havalandırma yapılması, Mümkün olabildiğince su

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ; Kapsam Parametre Metot adı Metot Numarası CO Elektrokimyasal Hücre Metodu TS ISO 12039

Atık yağlar ekotoksik özelliğe sahiptir ve bulunduğu ortamı kirleterek ortamda yaşayan canlılara zarar verir. Dolayısıyla toprağa ve suya doğrudan

Şekil 2.6. Toplam karbondioksit fraksiyonlarının ph ile ilişkisi (Wetzel 1983)

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

TEBLĐĞ Çevre ve Orman Bakanlığından: KENTSEL ATIKSU ARITIMI YÖNETMELĐĞĐ HASSAS VE AZ HASSAS SU ALANLARI TEBLĐĞĐ ĐKĐNCĐ BÖLÜM

4- Biyo-jeokimyasal Döngüler. Aslı Sade Memişoğlu kisi.deu.edu.tr/asli.memisoglu

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ; Kapsam Parametre Metot Adı Metot Numarası ph Elektrometrik metot TS EN ISO 10523

VALİDEBAĞ KORUSU DERESİ İNCELEME RAPORU TEKNİK TESPİT RAPORU

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014

SU KĠRLĠLĠKLERĠ VE ÖNEMĠ

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

D U Y U R U ANKARA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NDEN

Transkript:

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ Atmosfer de bulunan su buharı başlangıç kabul edilirse buharın yoğunlaşarak yağışa dönüşmesi ve yer yüzüne ulaşıp çeşitli aşamalardan geçtik ten sonra tekrar atmosfere buhar şeklinde dönmesine HİDROLOJİK DÖNGÜ Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi Hidrolojik döngüde insan tarafından oluşturulmuş yapay ortamlar ve bu ortamlarda suyun nitelik ve niceliğinde meydana karışmalar kirliliğe neden olmaktadır. İnsanlar içme, endüstri, tarım ve diğer amaçlar için suyu kullanırken özelliklerini değiştirmekte ve hatta bazen kullanılamaz halde doğaya bırakmaktadırlar. Atık maddelerle yüklü bu sular hidrolojik dolaşım sırasında temizlenmektedir. Bazı özellikler suyun ve alıcı ortamın niteliğini o kadar bozmaktadır ki geri dönüşü çok zor veya imkansız olmaktadır. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Dünya su dağılımı SU KULLANIMI Bugün, 1,5 milyar insan temiz içme suyuna dolaysız yollardan ulaşamıyor 2000^li yıllar sonunda 3,5 milyar insan, suyun ciddi bir şekilde azaldığı nehir havzalarında yaşamaya başlayacak. Suların kirletilmesi 3,3 milyar insanın temiz suya ulaşmasını engellemektedir. Her yıl 250 milyon kişi suyla gelen hastalıklara yakalanırken, 5 ila 10 milyon kişi bu nedenle ölmektedir (WWF). PAI (Population Action International) raporlarına göre 1995 yılında 31 ülke su sıkıntısı veya su kıtlığı ile yüz yüze kalmıştır. 2025 yılında, 3 milyara insana ev sahipliği yapan 48 ülkenin su kıtlığı çekeceği tahmin edilmektedir. 2050 yılında ise bu miktarın 54 ülkeye çıkacağı tahmin edilmektedir. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 2

Ülkemizin tüketilebilir yüzey ve yeraltı suyu potansiyeli yılda ortalama toplam 110 milyar m 3 olmaktadır. TÜRKİYE DE SU VARLIĞI Türkiye de yıllık ortalama yağış 643 mm olup, bu miktar yılda ortalama 501 milyar m 3 suya tekabül etmektedir. Türkiye nin 78 milyon ha olan yüzölçümünün yaklaşık olarak üçte birini 28,05 milyon hektarlık kısmını ekilebilir araziler teşkil etmektedir. Bunun da 25,85 milyon hektarlık kısmı sulanabilir arazilerden oluşmaktadır. Ancak, yapılan etütler sonucunda bugünkü şartlarda ekonomik olarak sulanabilir arazi miktarı 8,5 milyon hektar olarak belirlenmiştir. Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1652 kişi/m3 civarındadır. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 3

Türkiye nüfus ve su ihtiyacı dikkate alındığında 2030 yılında kişi başı su miktarı 1000 m3 altınadüşecekve su fakiriülke olacaktır. 2050 ya da 2100 yılında, Türkiye nin çok ciddi bir su kriziyle mücadele etmesinin kaçınılmaz olduğu görülür. Su kaynaklarının korunmaması ve suyun verimli kullanılmaması. Su havzalarında yanlış arazi kullanımı su kaynaklarını ve üretim miktarlarını azaltmaktadır. Ormanların azalması, Meraların tahrip edilmesi, Turizm ve rekreasyon Hidroelektrik santralleri Tarım Suyun kullanıcıya gelene kadarki kayıpları Gelişmekte olan ülkelerde kentlere aktarılan suların yarısı borulardan sızarak kaybolmaktadır. Sanayi Suyun çevresel döngüsü (hidrolojik döngü) sırasında antropojenik kullanımdan kaynaklanan çok çeşitli yabancı madde ile karışması veya doğal olarak bulunabilen maddelerin çeşitli nedenler ile sularda zenginleşmesi, sularda önemli kirlenme sorunları meydana getirir. İnsanlar baraj, kapalı su iletim sistemleri, kanallar ve göletler gibi su yapıları oluşturarak hidrolojik döngüye yapay etkiler oluştururlar. SU KRİLİLİĞİ Su ortamının doğal dengesinin mineral oranı, tat, berraklık, asılı partiküllerin bozulması şeklinde tanımlanabilir. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 4

SU SORUNU Suyun miktar (Q m3/sn) yetersiz olması (kuraklık) Suyun kalite (fiziksel, kimyasal veya biyolojik) özelliklerinin bozulması (kirlilik) Kaynaklarına göre su kirliliği, iki farklı sınıfta incelenmektedir; Noktasal kirlilik Noktasal kirlilik Noktasal olmayan kirlilik Bir su havzasının su borusu veya hendek gibi belli bir noktadan kaynaklanan atıklarla kirlendiğini gösterir. Bu tür kirliliğin kaynakları arasında bir arıtım tesisinden boşaltılan evsel atıklar, fabrika atıkları veya rögar taşkınları yer almaktadır. Noktasal kirlilik, ABD'deki Temiz Su Hareketi (CWA) tarafından yönetmelik uygulamaları kapsamında tanımlanmaktadır. CWA'nın noktasal kirlilik tanımı 1987 yılında belediye boyutundaki rögar taşkınlarını ve sanayi taşkınlarını da içerecek şekilde değiştirildi. Noktasal olmayan kirlilik Noktasal olmayan (NPS) kirlilik ise belirli ve tek bir kaynağı olmayan, yayılmış durumdaki kirliliklere verilen addır. Bu tür kirliliğin nedeni, küçük oranda bazı kirletici maddelerin zamanla birikerek bir yerde yığılmasıdır. Bir tarım arazisinde gübrelenmiş alanlardan sızan ve zamanla biriken azotlu bileşiklerin oluşturduğu kirlilik buna en bilinen örnektir. Sel sonucunda kopan ve sürüklenen tarım ürünleri veya orman biyosferi de bu tür kirliliğe örnek olarak gösterilmektedir. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 5

Kirletilen Ortama göre kirlilik Yer üstü suları Nehir, baraj, sulak alan Yer altı suları Akifer ve yer altı barajları Okyanus, deniz ve göl suları Sahil ve derin denizler Yerüstü Suları ve Kirliliği Akarsu, göl ve denizler yerüstü sularını oluştururlar. Evsel ve endüstriyel atıklarla kirlenmektedir. Zirai ilaçlama ve gübreleme Sanayi kuruluşlarının; sıvı atıkları ile su kirliliğine, Hızlı ve düzensiz yapılaşmaya yol açmıştır. Akarsu Kirliliği Akarsular ve okyanuslar belli bir seviyeye kadar olan kirliliği arıtma özelliğine sahiptir. Bu sınır aşıldığında suda aşırı kirlilik ve bozulma başlar. Akarsuların bazı etkenlerle kirlenmesi sonucu akarsularda mevcut olan ekolojik denge bozulmakta, bitkiler ve hayvanlar olumsuz yönde etkilenmektedir Göl Kirliliği Göl kirlenmesinin ana unsurları akarsular ve atmosferik olaylardır. Akarsularla taşınan çözünmüş ve askıdaki maddelerin önemli miktarı erozyon ve kimyasal çözünme sonucu oluşur. Ayrıca asit yağmurları da kirliliği artırmaktadır. Deniz Kirliliği Denizlerin taşımacılık ve turizm amacıyla kullanılması, Evsel, endüstriyel atıkların arıtılmadan veya kısmen arıtılarak denize verilmesi, Deniz kazaları sonucu meydana gelen petrol akıntıları, Akarsulardan denizlere ulaşan atıklar Kirlilik sonucu deniz canlı yaşamı büyük oranda zarar görmektedir. Diğer önemli bir sorun ise özellikle ağır metallerin balık vücudunda birikerek besin zincirine katılmalarıdır. YER ALTI SU KİRLİLİĞİ Türkiye'de yer altı suyu kirlenmesinin en önemli sebebi, evsel atıkların yer altı suyuna taşınmasıdır. Büyük kentlerde bile yetersiz kalan altyapı tesisleri, küçük yerleşim yerlerinde hemen hiç bulunmamakta, fosseptik çukurlardan sızan yer altı sularına ulaşabilmektedir. Bunun sonucu olarak su ile geçen bulaşıcı hastalıklara ( Sanlık, barsak parazitleri) Türkiye'de sık rastlanmaktadır. Yağış suları atıklar ile yeraltına doğru taşınır. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 6

SU KİRLİLİĞİ YARATAN MADDELER Tarımsal Faaliyetlerin Neden Olduğu Kirlilik Kirletici Kaynağa Göre Yer altı suyu kirlenmesinin nedenlerinden biri de endüstrilerdir. 1- Tabii Kaynaklar Atmosferden oluşan kirleticiler Çürümüş Bitkiler Yağış Suları Su Hayatındaki Aşırı Büyüme Endüstri kuruluşları, ulaşım imkanlarının iyi ve su kaynaklarının bol bulunduğu ovaları tercih etmektedir. 2- İnsani Kaynaklar Toprak Erozyonu Çiftlik Hayvanlarının Artıkları Gübreler Koruma İlaçları Turizm Evsel Enerji tesisleri Ulaşım Sanayi Atıkları Gemilerde Kullanılan Sular Nükleer satnraller Maden İşletmeleri Çöp Dökme Yerleri Suları kirletme potansiyeline göre kirletici kaynakları Endüstriyel organik atıklar, Endüstriyel inorganik atıklar, Endüstriyel atık ısı, Kanalizasyon atıkları, Tarımsal atıklar, Erozyon sonucu oluşan sedimentler, Asit maden suları, ORGANİK MADDELER: suda kolay ayrışan organik artıklar oksijen azlığına neden olmaktadır. OKSİDASYON ZEHİRLERİ: en önemlisi klor dur. Algler klora karşı çok hassastır. ZEHİRLİ GAZLAR: amonyak, hidrojen sülfür, kükürt dioksit, ASİTLER VE BAZLAR: Asitler ve bazlar suyun ph sını etkileyerek canlı yaşamını etkilerler. AĞIR METALLER: ağır metaller tüm canlılar için çok zehirli etkiye sahiptirler. Özellikle içme sularında çok tehlikelidirler. Suların kendi kendine temizlenmesi ve suların kullanımını kısıtlarlar. DETERJANLAR: genellikle evsel atıklardan sulara karışırlar. Balıkların solungaçlarında kanamalara neden olur. Karaciğerde birikme yapar. Su yüzeyinde köpürmeye neden olur ve suyun havalanmasını engellerler. PESTİSİTLER: tarımda mücadele amacıyla kullanılan kimyasal öldürücülerin genel isimdir. Yoğun tarım yapılan arazilerde kullanılan tarım araçları genellikle çok dayanıklı olduklarından ayrışmaları yıllarca sürebilir. HERBİSİTLER (Ot öldürücüler) İNSEKTİSİT (Böcek öldürücüler) FUNGUSİTLER (Mantar öldürücüler) Bunlar, hem toprak kirlenmesine, hem de su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır. Böcek öldürücü pestisitler Yabacı ot öldürücü herbisitler Kimyasal ve hayvansal gübre Tarım arazilerinden kaynaklanan erozyon Tarımsal ürün artıkları ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 7

Türkiye, halen tarım ülkesi olma özelliğini devam ettirmektedir. Son 20-25 yıldır ürün verimini artırma amacıyla tarım ilaçlan (pestisid) ile doğal ve yapay gübre kullanımındaki artış, önemli bir yer altı su kirlenme kaynağı oluşturmaktadır. Yerleşim Yerleri Yerleşim Yerleri Önemli bir kısmı insan atıklarından mutfak suyu, sebze ve yiyecek artıkları, yağ ve deterjanlar Bu atık su, taze olduğu zaman bulanık gri veya sarı renklidir. Belli bir kokuya sahiptir. Çok az oksijen içerirler. Evsel atık sularda, bakteriler ve bilhassa insan ve hayvan bağırsaklarından gelen ve çok miktarda rastlanan normal zamanda zararsız olan kolibakterilerde de bulunur. Lağım suları ile kirlenen sularda bakteri ve virüs oranı artar. Tifo, dizanteri, hepatit, kolera ve diğer bulaşıcı hastalıkların bu yolla yayılımına sebep olur. Yerleşim bölgelerinde ve endüstri bölgelerinde su kullanımı sonucunda önemli miktarlarda atık yük taşıyan kirli sular ortaya çıkar. Yerleşim Yerleri Deterjanlar bir diğer evsel kirlenme nedenidir. Deterjanların içerisinde bol miktarda fosfat ve nitratlar bulunabilir. Fosfat ve nitratların artması sularda alglerin artmasına neden olur. Alglerin aşırı derecede artması ise suların içerisindeki biyolojik dengenin bozulmasına yol açar. Sonuçta ortamdaki besin miktarı azalır. Bu azalım sonunda üreyen alglerin bile ölmesine neden olabilir. Su kirliliği insan sağlığının da büyük oranda tehlikeye düşmesine neden olmaktadır. Bu hastalık etkenleri su kaynaklarına karıştığında patlama biçiminde salgınlar ortaya çıkabilir. Endüstriyel kirlenme Bir takım endüstri kuruluşlarının atıkları arıtılmadan akarsulara verilecek olursa bu akarsularda canlıların üremesini olanaksız hale getirebilir. Kimi zaman bu atıkların toprağa gömülmeleri, yağmur suları ve sızıntılarla yer altı sularının kirlenmesine yol açabilir. Çünkü bu atıkların bir kısmı toksik bileşikler, çözücüler ve tuzları içerebilir. Bazı endüstriyel atıklar biyolojik olarak yok edilebilir özelliktedir. Ancak bazılarının biyolojik olarak yok edilebilmeleri de mümkün olmayabilir. PET şişeler buna örnek verilebilir. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 8

Enerji santralleri, çelik fabrikaları, kağıt fabrikaları, rafineri ve otomobil fabrikaları çevreye toksik madde katılımına yol açabilecek endüstriyel kuruluşların başlıcalarını oluşturmaktadır. Termal kirlenme Diğer bir endüstriyel kirletici etken petrol ve yağ atıklarıdır. Büyük su yollarına ve denizlere çeşitli nedenlerle akan petrolün yarattığı kirlilik deniz canlıları ve kuşlar için çok tehlikelidir. Doğal bir alanın ısısının alçaltılıp yükseltilmesiyle beliren insan nedenli bir kirlilik türüdür. Bu kirliliğin en bilinen nedeni, enerji santrallerinde su havzalarından soğutucu olarak su çekilmesi ve ısınan suyun su havzalarına geri akıtılmasıdır. Isınan su, oksijeni daha az tutacağından sudaki canlı yaşamı tehlikeye girer. Ayrıca ekosistemin elemanlarına zarar verir. Öyle ki çeşitli termofilik türlerin artışı gözlemlenir. Bu durum genellikle kentsel alanlarda görülür. Bu durumun tam tersi de soğuk su kaynaklarının ılık nehirlere akarak ısıyı düşürmesiyle de belirebilmektedir. Kirlenmenin oluşum şekline göre 1- Fiziksel kirlenme, 2- Kimyasal kirlenme, 3- Biyolojik kirlenme, 1- FİZİKSEL KİRLENME Fiziksel değişiklik olarak, endüstri tesislerinden çıkan sıcak suların akarsulara karışması sonucu sıcaklık artışı, bulanıklık ve boyanma sayılabilir. Bu değişiklikler suda yaşayan bitkisel ve hayvansal canlılar üzerinde büyük ölçüde olumsuz etki meydana getirir. 2- KİMYASAL KİRLENME Kimyasal değişikliklerin başında insanlar tarafından sulara karıştırılan ve kolay ayrışan organik materyal gelmektedir. Böylece hem suda çözünmüş olan oksijen miktarı azalır, hem de organik materyalin ayrışması sonucu ortama zararlı etkide bulunabilecek birçok zararlı madde meydana gelir. Su kirletici diğer maddeler arasında fabrikaların sulara karıştırdığı tuzlar, ağır metaller, pestisidler ve detarjan gibi bileşikler sayılabilir. 3- BİYOLOJİK KİRLENME Suda meydana gelen biyolojik değişiklikler ortamda bulunan organik materyal ve organizma yoğunluğuna bağlı olan ve saprobien basamağı adı verilen bir sistemle incelenebilir. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 9

Polisaprob sular Bu sularda kolay parçalanan organik madde bol miktarda bulunmaktadır. Bu yüzden oksijen tüketimi çok yüksektir. Amonyak ve kükürtlü hidrojen oluşumu çok yoğun olabilir ve bu durum koku ile fark edilebilir. Siyah renkli demir sülfürün oluşumu bu sular için karakteristiktir. Bakteri populasyon yoğunluğu 1 cm3 suda milyonlarca yılı bulabilir. Bu tür ortamlarda, alglerden sadece mavi algler ve yüksek hayvanlar dan bazı solucan türleri yaşar. Kısaca belirtmek gerekirse Polisaprob sular taze veya henüz çürümeye başlamış organik kirli sulardır. α- Mesosaprob sular Bu tür ortamlarda oksidasyon olayları yoğun bir şekilde başlar ve aminoasitlerin birikmesi gözlenir. Klorofil içeren küçük organizma sayılarında yoğun bir artış gözlenir. Oksijen tüketimi fazla olup % 50 nin üzerindedir. Koku fark edilmez. Yüksek su bitkilerinin bulunmayışı bu ortamlar için karakteristiktir. Algler fazlaca çoğalarak su çiçekleri teşkil ederler. Hayvanlardan, birçok tek hücreliler, salyangozlar, midyeler, yengeçler, yılan balıkları ve sazan balıkları bu sularda yaşayabilirler. Bu sulara örnek olarak nehir koyları, küçük göller ve su birikintileri, fazlaca gübrelenmiş balık (sazan) havuzları gösterilebilir. β- Mesosaprob sular Bu tür sularda oksidasyon daha ilerlemiştir. Oksijen tüketimi % 50, nin altındadır. Bakteri yoğunluğu oldukça azalmıştır. Çok çeşitli türde su bitkileri ve hayvanları bulunur. Su çiçekleri ne rastlanmaz. Karakteristik olarak yeşil algler, midyeler, küçük yengeçler ve yüksek su bitkilerine rastlanır. Fazla kirlenmemiş nehirlerin belirli kısımları ile göllerin büyük kısımları bu su grubuna girmektedir. Oligosaprob sular Bu gruba giren sularda artık mineralizasyon ve oksidasyon olayları sona ermiştir. Su, duru ve oksijence zengindir. Organik materyal tamamen parçalanmış bakteri sayısı çok azalmıştır (1 cm 3 suda 100 den az), bu nedenle bakteriler ile beslenen organizma sayılarında da azalma görülür. Az miktarda mavi, yeşil ve kırmızı alglere rastlanır. Karakteristik olarak alabalık gibi oksijen gereksinimleri yüksek balıklara rastlanır. Böcekler ve larvaları da bu sularda bulunurlar. Oligosaprob sulara örnek olarak dağların yukarı kısımlarında bulunan dereler ve göller verilebilir. Su Kirliliği Ölçümü Su kirliliği, fiziksel, kimyasal veya biyolojik olmak üzere birçok farklı yöntemle belirlenebilir. Çoğu yöntem, analitik testler sonucunda belirlenen örnekleri içinde barındırır. Sıcaklık gibi bazı ölçümler, suyun bulunduğu yerde örnekleme olmaksızın yapılır. Hükümet temsilcilikleri ve araştırma örgütleri, ölçüm yöntemleri için belli standartlar içeren ve onaylanmış programları dünya çapında yayınlamış durumdadır. Fiziksel ölçüm Fiziksel ölçüm, sıcaklık, katı derişimi ve bulanıklık gibi farklı birimlerde ölçümler aracılığıyla yapılır. Kimyasal ölçüm Su örnekleri analitik kimya ilkelerine uyarak test edilebilir. Özellikle bir su havzasındaki organik veya inorganik maddelerin derişiminin ölçülmesi bu gruba girer. Yine sudaki ph, biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOD), kimyasal oksijen ihtiyacı(cod), besin değerleri (nitrat ve fosfor bileşikleri), metaller (bakır, çinko, kadmiyum, kurşun ve civa gibi), petrol ve hayvan yağları, toplam petrol hidrokarbonları (TPH), ve böcek ilaçları oranı ölçümleri, kimyasal ölçümün içindedir. Biyolojik ölçüm Bu sayede farklı zaman ve yöntemlerle yapılan farklı testlerin karşılaştırılabilmesi kolaylaşmıştır. Biyolojik ölçüm, bir bitkinin, hayvanın veya mikroorganizmanın bir su ekosisteminin sağlığının ölçülmesi için kullanılmasını kapsar. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 10

SU KİRLİLİĞİNİ TANIMLAMAKTA KULLANILAN BAZI KAVRAMLAR BOİ 5 (Biyolojik Oksijen İhtiyacı) KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı) TOK (Toplam Organik Karbon) ÇO (Çözünmüş Oksijen) Askı Maddeleri Toplam Çökelebilen Katılar BOİ5 (Biyolojik Oksijen İhtiyacı): Kirli bir suyun kendiliğinden temizlenmesi sırasında 20 C de 5 gün içinde tüketilen oksijen miktarıdır. KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı): Sulardaki organik materyal kapsamına bağlı bir kavram olup, organik maddenin tamamının oksidasyonu için gerekli olan oksijen miktarını belirler. TOK (Toplam Organik Karbon): Bu amaçla organik olarak bağlı olan karbon tayin edilir ve mg C/l su şeklinde belirtilir. Su kirlenmesinde diğer parameterler suyun oksijen içeriği (mg 0 2 /l su), bulanıklık (görme derinliği veya fotometrik ölçüm ile saptanır) su bünyesinde bulunan ağır metal iyonları, pestisid kalıntıları, deterjanlar gibi kimyasal maddelerin konsantrasyon değerleridir. ÇO (Çözünmüş Oksijen) : Sulardaki çözünmüş oksijen düzeyi özellikle ayrışabilir organik maddenin etkilediği su kirliliği koşullarında yukarda verilen parametrelerle birlikte değerlendirmeye alınır. Askı Maddeleri: su sisteminde, özellikle akarsularda değişik kaynaklardan gelerek su içinde taşınan mineral veya organik fraksiyonda katı tanecikler Toplam Çökelebilen Katılar: Askı maddeleri gibi zemin aşınımından veya erozyon nedeniyle akarsulara ulaşan sedimentlerden oluşmaktadır. İÇME KULLANMA SUYU KONTROL İZLEME PARAMETRELERİ Renk Bulanıklık Koku Tat İletkenlik Hidrojen iyonu konsantrasyonu (ph) Nitrit Amonyum Alüminyum Demir C. perfringens (Sporlar dâhil) E. coli Koliform bakteri HİJYENİK AÇIDAN SULARIN KİRLENMESİ Mikroplu suların arıtılmadan doğaya bırakılması Hastaneler, büyük araştırma kurumları ve daha birçok kaynaktan mikroplu atıklar sulara karışmaktadır. Atıklar yağış suları ile taşınmakta ve su kaynaklarının hijyenik olarak kirlenmesine neden olmaktadır. Suların hijyenik olarak kirlenmesi toplu ölümlere ve özellikle bu sularla oynayan çocuklara büyük zarar vermektedir. Tifo, verem, dizanteri, kolera, şap, çocuk felci, menenjit, sarılık, göz ve cilt hastalıklarına neden olan mikroplar sulara karışmaktadır. ÖTROFİKASYON Sulara gereğinden fazla besin maddesi ve diğer maddelerin karışımı alglerin artışına neden olur. Primer üretimi sağlayan bu canlılar diğer bazı canlıların artışına neden olur, böylece ötrofikasyon başlamış olmaktadır. Ötrofikasyon, göl ve nehirlerde bitki, hayvan ve mikroorganizmaların gelişimlerinin artmasıdır ve doğal bir olaydır. Ötrofikasyon organik maddece zenginleşmiş ve özellikle besin madde miktarı artmış sulardır. İyi beslenen ve özellikle göllerin yaşlanmış olması anlamında kullanılmaktadır. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 11

RED TIDE (Kırmızı Su Olayı) Denizlerde bir veya birkaç fitoplankton türünün ani artışı sonucu, yoğunluklarının artması nedeniyle, deniz suyunun rengi kırmızı veya kahverengi olmaktadır. Bu olay red tide veya kırmızı su olarak isimlendirilmektedir. Red tide az derin sahil suları veya nehir ağızlarında gerçekleşmektedir. SU KALİTESİ Suda kirlilik yaratan yanıcı, parlayıcı, zehirli veya tahriş edici maddeler suyun kullanım kalitesini büyük oranda düşürmektedir. Bu kirletici maddelerin suya ve kullanım özelliklerine yaptığı etkiyi belirlemek amacıyla araştırılması ve uluslar arası standartlara göre sınıflandırılması gerekmektedir. Suyun kalitesini belirlemek amacıyla fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerine göre parametreler (standartlar) belirlenmiştir. SUYUN ÖZELLİKLERİ Doğal sular, çözünmüş ve askı halinde bulunan yabancı maddeleri ihtiva eder. Suların özellikleri 4 ana grupta oluşur; 1) Fiziksel 2) Kimyasal 3) Bakteriyolojik 4) Radyoaktif ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 12

FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ a) Sıcaklık : 7-12 ⁰C b) Bulanıklık: Kil, Parçalanmış organik madde,bakteri(tkedy) KİMYASAL ÖZELLİKLER Yer altı sularının kimyasal özellikleri : Zemin Özellikleri c) Renk: Su da çözünmüş yabancı madde varlığını gösterir. d) Tat ve Koku: Mikroorganizmalar, H2S, Metan, CO2, Sodyum Klorür.. Suya renk ve koku verir. Yerüstü suların kimyasal özellikleri : Hidrolojik havzanın karakterine bağlıdır KİMYASAL ÖZELLİKLER a) ph Değeri: Saf su ph = 7 ph > 7 Bazik ph < 7 Asidik b) CO2 : Fazla miktarda CO2 içeren sular korozyona sebep olur. c) Sertlik : Kalsiyum(1000mg) ve magnezyum(200-400 mg) tuzları sulara sertlik verir. En çok kullanılan Fransız Sertlik Derecesi BAKTERİYOLOJİK ÖZELLİKLER Salgın hastalıkları yapan mikroorganizmaları ihtiva eder. RADYOAKTİF ÖZELLİKLER Sanayi tesislerinden, nükleer deneme merkezlerinden vb karışır. 1 Fr = 10 mg Kalsiyum ve Magnezyum bikarbonata eşittir. Su kirliliğini ve suyun kalitesini belirlemek amacıyla dikkate alınacak parametreler kullanış sıklıkları ve belirleyici niteliklerine göre; GENEL PARAMETRELER ÖZEL PARAMETLER olarak iki başlık altında ele alınmaktadır. GENEL TANIMLAYICI PARAMETRELER Renk Koku Sıcaklık Bulanıklık (ışık geçirgenliği) Tuzluluk (elektriksel iletkenlik) ph (reaksiyon) Çözünmüş oksijen ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 13

ÖZEL TANIMLAYICI PARAMETRELER Karbondioksit BOİ-KOİ Amonyum hidroksit Organik madde Amonyak Sertlik Nitrit Koliform bakterileri, Nitrat Ağır metaller Hidrojen sülfür Zirai mücadele kalıntıları Metan Petrol ürünleri Klor Fenoller Katılar ve kolloidal maddeler ÖRNEK ALMA NOKTALARI Kirletici kaynağın konumu ve deşarj kaynağı örnek almada başlıca belirleyici özelliktir. Noktasal kaynaklarda ( memba ve mansapta örnekleme yapılmalıdır) Su kalitesinin değiştiği noktalarda Ölçülecek parametreler için önemli noktalarda Debi değişim noktalarında Bölgesel değişim noktalarında Halk sağlığı için önemli alanlarda Gelecekte gelişme eğilimi olan alanlarda ÖRNEK ALMA SIKLIĞI Örnek alma sıklığını belirleyen iki temel faktör 1- su kalitesi sisteminin sistematiği 2- elde edilecek verilerin istatistik olarak değerlendirilme güvenilirliği RENK Saf su renksizdir. Bu nedenle doğada su ortamına bazı maddeler suyun rengini değiştirmektedir. Bu da suyun kullanım kalitesini düşürmektedir. Aşağıdaki koşullara örnek almada sağlanmalıdır; 1- sistemde oluşacak durumların belirlenmesi 2- parametrelerin zamansal değişimi belirlenmeli 3-kirletici maddenin su ortamında tepki süreleri ve yarılanma ömürleri 4- mevsimsel ve olası değişimlerin dikkate alınması 5-Debi ve akış özelliklerinin dikkate alınması 6-kısa süreli kirlenmenin belirlenmesi 7-su yatağının tepkisinin boyutunun belirlenmesi 8- kirletici maddenin suya karıştığı noktadaki etkisinin belirlenmesi Suyun rengi özellikle demir ve mangan ile bileşiklerinden, humustan, çürümüş bitki artıklarından oluşmaktadır. Renk doğrudan canlı yaşamını etkilememsine rağmen ışık geçirgenliği ve görme uzaklığı bakımından olumsuz etkilemektedir. Işık yetersizliği su içi fotosentezi etkilemektedir. KOKU SICAKLIK Su ortamında herhangi bir kokunun bulunması kirliliğin belirtisidir. Özellikle sudaki oksijen miktarının azalması ve anaerobik ortam oluşması kokuşmanın en büyük nedenidir. Çürük yumurta kokusu H 2 S gazının belirtisidir. Doğal ortamda suların kokusunun insanları rahatsız edecek nitelikte olmasıdır. Su sıcaklığı canlı yaşamını doğrudan etkilemektedir. Su içerisinde devam eden biyokimyasal reaksiyonlar su sıcaklığından etkilenmektedir. Ayrıca su içinde yaşayacak balık türünü ve miktarını sıcaklık etkilemektedir. 30 C o den sıcak sular, ani olarak 3 C o den fazla sıcaklık artışı, bir saat içinde 0.5 C o sıcaklık dalgalanması sorun yaratmaktadır. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 14

ISI (termal) KİRLENME Özellikle nükleer santrallerden ve fabrikalardan salınan sıcak sular termal kirliliğe neden olmaktadır. Sanayi tesislerinden salınan sıcak sular normal sulardan 10 C o daha sıcak olabilmektedir. Bu sular denizden alınmakta tesisin soğutmasında kullanıldıktan sonra tekrar denize bırakılmaktadır. Bu sırada deniz suyunun sıcaklığında değişime neden olabilmekte ve canlı yaşamını olumsuz etkilemektedir. BULANIKLIK Sulara karışan maddeler bulanıklığı oluşturmaktadır. En büyük etkisi ışık geçirgenliğini engellemesi sonucu fotosentezin azalmasıdır. Diğer taraftan çözünmüş madde miktarının normalden fazla olması estetik açıdan sorun yaratmaktadır. Görüş uzaklığını azaltmaktadır. Sedimentasyon olayının artmasına neden olmaktadır. TUZLULUK ph (reaksiyon) Sularda yaşayan canlıların tuzluluk değerleri farklılık göstermektedir. Bu bakımdan balıklar tuzlu su balıkları, tatlı su balıkları ve tuzlu-tatlı su balıkları olarak ayrılmaktadır. Tuzluluk 1 kğ deniz suyunda çözünmüş halde bulunan katıların tümünün gram olarak miktarı şeklinde tanımlanmaktadır. Tuzluluk buharlaşma ve diğer tuzlu suların karışımı ile artmakta, yağışlar, buzulların erimesi ve tatlı suların denizlere akması ile azalmaktadır. Suyun asit yada alkali özelliğini gösteren bir kriterdir. Sudaki hidrojen iyonu konsantrasyonu arttıkça asitlik artmaktadır. Özellikle iç sularda ph canlı yaşamını etkilemektedir. Ani değişimler balık ölümlerine neden olmaktadır. Balıkların ph 5-9 arasında yaşayabildikleri görülmüştür. Buna karşılık diğer zehirli maddelerle birlikte ph etkisi canlı yaşamını etkileyebilmektedir. ÇÖZÜNMÜŞ OKSİJEN Oksijen sularda canlı yaşamının devam etmesi için gereken temel maddelerden biridir. Yetersiz oksijen aneorobik ortam oluşturmakta ve su içindeki canlı yaşamı değişmektedir. Canlı yaşamı için minimum çözünmüş oksijen 5.0 mg/lt olmalıdır. Su Kirliliğinin Önlenmesi Suyun yaşamın devamı açısından ne denli önemli bir kaynak olduğu bilinciyle bizden sonra gelecek kuşaklara sağlıklı içme suyu ve yaşanabilir bir çevre bırakmamız gerektiği konusunda büyük görev düşmektedir. Su kirliliğini önlemek için devlet tarafından yapılacak müdahalelerde ilk akla gelen girişim, kirlilik standartlarının belirlenmesidir. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 15

Su Kirliliğinin Önlenmesi Yüzeysel ve yeraltı sularında kirlenmelere neden olabilecek katı atıklar çeşitli yöntemlerle bertaraf edilmelidir. Su Kirliliğinin Önlenmesi Üretimde doğaya zarar vermeyecek maddeler kullanılmalıdır. Yerleşim yerlerindeki atık sular arıtma istasyonlarından geçirildikten sonra bertaraf edilmelidir. Birey olarak çevremizdekileri daha az kirletme konusunda uyarabiliriz. Fabrikalara filtre ve arıtma tesisleri konulmalıdır. Alıcı ortamların durumu iyileştirilmelidir. Örneğin, su değişim potansiyeli düşük olan koy ve körfezlerde alınabilecek bazı önlemlerle su sirkülasyonu arttırılabilir. ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 16