REEL OLMAYAN FİNANSMAL MALİYETİ I. GİRİŞ



Benzer belgeler
ENFLASYON DÜZELTMESİ UYGULAMASINDA REEL OLMAYAN FİNANSMAN MALİYETLERİNİN (ROFM) HESAPLANMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR

Satın alınan emtianın maliyetini oluşturan hususlar Vergi Usul Kanunu nun ilgili maddeleri ve tebliğleriyle açıklamaya çalışacağız.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİRKÜLER NO: POZ-2004 / 38 İST, 08/03/2004

BANKA KREDİSİ İLE BİNEK OTO ALIMI VE MUHASEBESİ

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE,

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

KUR DÜŞMELERİNİN SABİT KIYMET MALİYETLERİNE VE AMORTİSMAN UYGULAMALARINA ETKİSİ

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

Sayı : 2016/217 6 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N FİNANSMAN GİDERLERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

ENFLASYON DÜZELTMESİ VE YENİDEN DEĞERLEME ORANI 1

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

I. KUYUMCULARIN VERGİYE TABİ SATIŞ KAZANÇLARININ TESPİTİ

Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

TOPLULAŞTIRILMIŞ YÖNTEMLERE GÖRE STOKLARIN DÜZELTİLMESİ

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

SİRKÜLER NO: POZ-2004 / 9 İST,

YANIT SORU - YANIT??? SORU

Rehber 7144 SAYILI KANUN (VERGİ DÜZENLEMELERİ)

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: )

369 Nolu, VUK Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 369 Sayılı Tebliğ. 3 Nisan 2007 SALI. Sayı : TEBLİĞ

ÖZEL HESAP ve KIST HESAP DÖNEMLERİNDE VERGİ UYGULAMALARI

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

İŞLETMELERİN AKTİFLERİNDE YER ALAN GAYRİMENKULLERİN DEĞERLENMESİNDE VUK VE TTK/TMS YAKLAŞIMI

Dr. Yusuf İLERİ Vergici ve Muhasebeci ile Diyalog Dergisi

MUKTEZALAR IŞIĞINDA SERBEST MESLEK ERBABI HANGİ FAİZLERİ GİDER YAZABİLİR?

Dr. Yusuf İLERİ. Yaklaşım Dergisi / Nisan 2004

TAŞINMAZLARIN YENİDEN DEĞERLEMEYE TABİ TUTULMASI

ENFLASYON DÜZELTMESİNDEN KALAN BİLANÇO KALEMLERİ

SİRKÜLER İstanbul,

Gelir Vergisi Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 266 Sayılı GVK. 28 Aralık 2007 CUMA. Resmi Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Maliye Bakanlığından:

GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR ARTIRILMIŞTIR

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Seri No:266)

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Yaklaşım Dergisinin 252 Sayısında Yayınlanmıştır.

5024 VE 5228 SAYILI KANUNLAR SONRASINDA AMORTİSMAN AYIRMA YÖNTEMLERİ VE BİRİKMİŞ AMORTİSMANLARIN DÜZELTİLMESİ

5024 SAYILI KANUN İLE MEVZUATIMIZA GİRMİŞ BULUNAN ENFLASYON DÜZELTMESİ UYGULAMASI * SMMM Muzaffer Demir Tarafından Hazırlanmıştır.

5024 sayılı Kanunla yapılan bu değişikliklere paralel olarak tekdüzen hesap planında aşağıdaki düzenlemelerin yapılması gerekli görülmüştür.

GİDERLERLE İLGİLİ ÖZEL DOSYALAR

6111 SAYILI YASA İLE 5811 SAYILI YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/82 TARİH: Gelir Vergisi Kanunu nda Yer Alan Had ve Tutarlara İlişkin 273 no.lu G.V.K.

278 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2011/08

TRANSFER FİYATLANDIRMASINDA HAZİNE ZARARI. Ramazan BİÇER. I. Giriş

Özelge: Kredi kullanılarak satın alınan gayrimenkulün, kiralanması ve satışının KDV, KV ve Vergi Usul Kanunu karşısındaki durumu hk.

Dolayısıyla, hizmet işletmelerinde, hizmetin maliyetine girmesi gereken masraflar genel gider değil, zorunlu hizmet maliyetidir.

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI UYGULAMASI

: Gider Vergileri Genel Tebliği (Seri No: 90) yayımlandı. alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...XXI TABLO LİSTESİ...XXIV GRAFİK LİSTESİ...XXIV GİRİŞ...1

YURT DIŞI FAALİYETLERE İLİŞKİN OLARAK MATRAHTAN İNDİRİLEN GÖTÜRÜ GİDERLERİN TEVSİK ZORUNLULUĞU VAR MI?

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE,

SİRKÜLER NO: POZ-2011/ 07 İST. 10/01/2011

kullanılacak bina inşaat metrekare maliyet bedelleri açıklandı.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı

ENFLASYON DÜZELTMESİ

BAYRAK DENETİM & DANIŞMANLIK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/184 Ref: 4/184

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/229 Ref: 4/229

Sirküler no: 013 İstanbul, 3 Şubat 2009

Vergi Sohbeti Özel ve Kıst Hesap Dönemlerinde Vergi Uygulamaları 23 Mart 2005

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/215 Ref: 4/215

Yatırımların Teşvik Edilmesinde Vergi İndirimi

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE,

Özet: Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağında; 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2008/62 TARİH:

YURT DIŞINDAN TÜRKİYE YE GETİRİLEN VARLIKLARIN DEĞERLEMESİ

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 4 İST,

Anılan değişiklikler ile ilgili açıklamalarımız önceki yazılarımızda yer almaktadır.

SERBEST MESLEK ERBABININ FİNANSAL KİRALAMA YOLU İLE EDİNDİĞİ İKTİSADİ KIYMETLER İÇİN AYIRDIĞI AMORTİSMANLAR GİDER YAZILABİLİR Mİ?

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMINDA KDV TARTIŞMASI

1. Gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

KİRACI AÇISINDAN FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİ

GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 90) YAYIMLANDI

ISI YALITIMI VE ENERJİ TASARRUFU SAĞLAMAYA YÖNELİK HARCAMALARIN GİDER YAZILABİLME DURUMU?

Deniz Taşıtı İmal Edenlere Bu Kapsamda Yapılacak Teslim ve Hizmetler KDV den İstisna Edildi:

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık. Konu : Tarihinden İtibaren Uygulanacak Olan Gelir Vergisi Maktu Had ve Tutarları

SİRKÜLER RAPOR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

2013 YILINDA TUTULACAK TİCARİ DEFTERLER İLE AÇILIŞ VE KAPANIŞ TASDİKLERİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

TAŞINMAZ DEĞERLEMESİ (500 NO.LU V.U.K. TEBLİĞİ HAKKINDA)

GELİR VERGİSİNDE GEÇERLİ OLACAK YENİ HADLER VE TUTARLAR YAYIMLANDI:

No: 2016/107 Tarih:

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/1

FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDE AMORTİSMAN VE FİNANSMAN GİDERLERİNİN DURUMU

2016 Yılında Gelir Vergisi Kanunu Kapsamında Uygulanacak Had ve Tutarlara İlişkin 290 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazetede Yayımlandı

İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi (Madde: 6)

SİRKÜLER NO: YORDAM 2010/S 16 İST ÜCRET GELİRLERİNE İLİŞKİN GELİR VERGİSİ TARİFESİ YENİDEN YAYINLANDI

GELİR VERGİSİNDE 2017 İÇİN GEÇERLİ OLACAK YENİ HADLER VE TUTARLAR YAYIMLANDI:

VARLIK BARIŞI OLARAK ADLANDIRILAN KANUNİ DÜZENLEME RESMİ GAZETEDE YAYINLANMIŞTIR

Transkript:

Dr. Yusuf İLERİ Haliç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Vergi Dünyası-03/2004 REEL OLMAYAN FİNANSMAL MALİYETİ I. GİRİŞ Ülkemizde uzun zamandır; ne getirip ne götüreceği, hangi toplumsal kesimlere ne sağlayacağı somut olarak ortaya konulmadan; ekmek gibi elzem, su gibi aziz bir ihtiyaçmış gibi enflasyon muhasebesinden söz edildi. Enflasyon muhasebesine geçilmemesi insan hakları ihlali ve demokrasi noksanlığına koşut sayıldı. İddia bu kadar güçlü olunca gerçek anlamda bir tartışma yapılamadı. Enflasyon muhasebesi ismi ve söylemin hoşluğundan etkilenen çeşitli Meslek odaları da bu talebin yılmaz savunucuları oldular. Öyle ki enflasyon muhasebesinden küçük ve orta boy işletmelerin ve esnafın yararlanacağı kanısı uyandırıldı. Açık olarak belirtiyorum: bu konuda en sağlıklı ve tutarlı yolu Maliye Bakanlığı izledi. Tek başına uzun zaman direndi. Çeşitli eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Buna rağmen yıllarca erteledi. Oysa enflasyon düzeltmesi adı altında 5024 sayılı Kanunla yürürlüğe giren düzenlemeler geniş bir kesimi ilgilendiren, uygulaması hem zor ve hem de maliyetli olan ve yine bazı kesimlere vergisel yükler getiren düzenlemeler içermektedir. Bize göre bu düzenlemelerin en fazla tartışma yaratacak hükümlerinin başında, parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarları belirlenirken reel olmayan finansman maliyeti adı altında bir kısım değerlerin, parasal olmayan kıymetlerin Vergi Usul Kanununun değerleme hükümlerine göre bulunan tutarlarından indirilerek, bu işlemden sonra bulunan miktarların düzeltmeye esas alınması yer alacaktır. Türkiye nin ekonomik ve idari yapısı, gelir seviyesi, eğitim düzeyi böyle bir düzenlemeyi acaba ne kadar süre taşıyacaktır sorusunu, buna en doğru cevabı verecek olan zamana bırakarak; bu yasayla Türk vergi sistemine getirilmiş olan reel olmayan finansman maliyeti nin ne anlama geldiği ve doğuracağı sonuçlar üzerinde durmaya çalışacağız. II- VERGİ HUKUKUNDA FİNANSMAN MALİYETLERİ Reel olmayan finansman maliyetlerinin vergi hukukundaki anlamına girmeden önce finansman maliyetlerinin vergi hukukundaki anlamı ve işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin değerlemesinde nasıl dikkate alındığı konusunu irdelemekte fayda vardır. VUK nun 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade edeceği belirtilmiştir. Kanunun 269 uncu maddesinde, iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerleneceği esası konulmuş, aynı maddede gayrimenkullerin mütemmim cüzleri ve teferruat, tesisat ve makineler, gemiler ve diğer taşıtlar ile gayrımaddi hakların da gayrimenkuller gibi değerleneceği hükme

bağlanmıştır. 270 inci maddede ise; noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderlere ile emlak alım ve taşıt alım vergilerini maliyet bedeline ilave etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler hükmüne yer verilmiştir. Maliyet bedelini arttırıcı giderler ise 272 nci maddede açıklanmıştır. Kanunun 274. maddesinde, emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği açık olarak belirtildikten sonra, 275. maddede imal edilen emtianın tam ve yarı mamul mallar dahil maliyet bedeline giren unsurlar sayılmıştır. Ne var ki, bütün bu yasal düzenlemelerde finansman maliyeti kavramına ve finansman maliyetinin değerlemesi ile ilgili herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Daha açık bir ifadeyle günümüzde firmalar için en önemli yüklerden biri olan finansman giderlerinin iktisadi kıymetin maliyet bedeline mi dahil edileceği yoksa doğrudan giderlere mi atılacağı ve yahut belli bir plan dahilinde iktisadi kıymetin maliyet bedeli ile doğrudan giderler arasında dağıtıma mı tabi tutulacağı konusunda konu ile ilgili yasa hükümlerinde bir belirleme yoktur. İşte yasa ile düzenlenmesi gerekli olan böylesine hassas ve önemli bir konuda herhangi bir düzenleme yapılmadığı için bu sorun, uygulamada Maliye Bakanlığı Tebliğleri ve Danıştay kararlarına göre çözüme ulaşmaktadır. Konu ayrıca doktrinde de tartışılmaktadır. Maliye Bakanlığınca yayınlanan 163 no lu VUK genel tebliğinde iktisadi kıymetlerin finansmanı ile ilgili kredi faizlerinden kuruluş dönemine ait olanların maliyete, işletme dönemine ait olanların ise doğrudan giderlere ya da maliyete intikali yönünden mükellefe seçimlik hak tanımıştır. Aynı tebliğde kur farklarından sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların kıymetin maliyetine eklenmesi zorunlu tutulmakta, aynı kıymetlerle ilgili söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilerek amortisman konusu yapılmasının mümkün bulunduğu açıklanmıştır. Bakanlık bu tebliğ ve süre gelen uygulamaları ile sabit kıymetin aktife girdiği tarihi, bilanço günü olan (31.12...) olarak kabul etmektedir. Maliye Bakanlığınca bu konuda yayımlanan diğer bir genel tebliğ ise 234 no ludur. Kıst amortisman uygulaması konusunda yayımlanan bu tebliğde; 163 no lu genel tebliğdeki kredi faizleri ile kur farklarının maliyete ya da giderlere atılması yönündeki görüşü teyit etmiş, ancak kıst amortisman uygulamasına bağlı olarak kıymetin aktife alındığı dönem sonuna kadar ortaya çıkan kur farkları ve kredi faizlerine ilişkin kıst amortisman uygulanmasında süre yönünden sabit kıymetin aktife girdiği tarihin esas alınacağı belirtilmiştir. 270 no lu tebliğ iktisadi kıymetlerin maliyet bedellerine eklenen kredi faizlerinin yeniden değerleme kapsamı dışında tutulmasıyla ilgili VUK nun mükerrer 298. maddesinde yapılan değişiklikten sonra yayımlanmıştır. 270 no lu genel tebliğde iktisadi kıymetlerin

işletmenin aktifine girdiği tarihe kadar (hesap dönemi sonu değil) doğan kredi faizlerinin maliyet bedeline eklenip yeniden değerlemeye tabi tutulacağı; aktifleştirme tarihinden dönem sonuna kadar olanların ise yeniden değerlemeye tabi tutulmayacağı belirtilmiştir. Oysa daha önce yayımlanan 151 no lu genel tebliğde6 iktisadi kıymetlerin işletmenin aktifine girdiği tarihe (hesap dönemi sonuna) kadar doğan kur farklarının maliyet bedeli içinde olması nedeniyle bu kur farkları üzerinden yeniden değerleme yapılmaktaydı. Kur farkları ve faiz giderlerinden ticari mal maliyetine pay verilip verilmeyeceği konusundaki tartışmalar, Danıştay ın ısrarlı kararları doğrultusunda 238 Seri no lu VUK Genel Tebliği ile çözüme kavuşturulmuştur. Bu tebliğe göre, emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunludur. Stokta kalan emtia ile ilgili olarak daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, tebliğde faiz ve komisyon giderlerinden dönem sonu stoklarına pay verilmesi zorunlu olmadığı belirtilmiştir. Danıştay ise; kur farkları ve faizlerin VUK nun 262. maddesinde yazılı maliyet bedeli tanımında açık olarak yer almadığından hareketle, finansman giderlerinin, mamul maliyetine eklemenin zorunlu olmadığı görüşündedir. Danıştay ın sabit kıymet alımlarında da kur farkı ve faiz giderlerinin maliyete eklenmesinin zorunlu olmadığı şeklinde çok sayıda kararı bulunmaktadır8. Doktrindeki egemen eğilim, finansman gideri niteliğindeki tüm giderlerin doğrudan masraf kaydedilmesi yönündedir. Bizim görüşümüz de Danıştay Kararları ve doktrindeki görüşlere paralel olarak (ve ticari emtia finansmanında kullanılan her türlü dış kaynağa ait finansman giderlerinin doğrudan masraf yazılmasında olduğu gibi) maddi duran varlıklar iktisabında ve yatırım finansmanlarında; aktifleştirme tarihinden sonrasına ait ve finansman gideri niteliğindeki tüm giderlerin doğrudan gider yazılması şeklindedir. Çünkü maliyet bedeli, bir iktisadi kıymetin elde edilmesi nedeniyle aktife alınması tarihine kadar yapılan giderlerin toplamını ifade eder. Maddi duran varlıkların; bilançodaki duran varlıklara dahil maddi duran varlık hesaplarına kaydedildiği günden sonraki kur farkları ve faizleri bu bağlamda, aktifleştirme içine girmemektedir. Ayrıca Maliye Bakanlığının aktife alınma tarihini hesap dönemi sonu olarak kabulü yönündeki görüşüne de katılmak mümkün değildir. Çünkü aktife alınma tarihi ile hesap dönemi sonu ( bilanço günü ) farklı kavramlardır. İktisadi kıymetin aktife alınması bilançonun aktif tablosunda gösterilmesini ifade eder. Bilanço günü ise, işletmenin açılış tarihi ve 12 aydan çok olmayan iş yılı sonudur. III. REEL OLMAYAN FİNANSMAN MALİYETLERİ Daha finansman maliyetlerinin tanımlanması yapılmamış ve iktisadi kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilmesi zorunlu finansman giderlerinin neler olduğu yasa ile

belirlenmemiş, bu hususta Maliye Bakanlığı tebliğleri ile Danıştay kararları arasında bir uyum sağlanmamış ve dolayısıyla uyuşmazlıklar devam etmekte iken, 5024 sayılı kanunla yapılan değişikliklerle, reel olmayan finansman maliyeti deyimi VUK nun geçici 25. maddesi ile mükerrer 298. maddesine girmiş bulunmaktadır. Bu düzenlemelerde temel amaç şu: Günümüze değin, enflasyon muhasebesinin vergi sistemimizde bulunmayışı, vergi matrahının oluşumunda borç veya özkaynak kullanarak çalışan mükellefler açısından, özkaynak kullananlar aleyhine sonuçlar doğurmakta; borçlanarak çalışanların vergi matrahı sunî olarak azalırken, öz sermayesiyle çalışanların vergi matrahı sunî olarak artmaktadır. Bu durum, vergi adaletini zedelediği gibi, ülkenin kaynak dağılımını ve işletmelerin malî dengelerini bozmakta ve malî yapının zayıflamasına yol açmaktadır. O halde yabancı kaynakla çalışan firmaların üstlendikleri finanssal giderlerin bir bölümünün gider yazılmasını engelleyelim. Gider kısıtlaması olarak bilinen 4008 sayılı yasayla değişen GVK nun 41/8. maddesinin dayandığı anlayış. 5024 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmadan önce 1.1.1996-31.12.2003 tarihleri arasında yürürlükte kalan GVK nun 41. maddesinin 8 numaralı bendine göre Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyen ve amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutanların, işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yaptıkları giderler ve maliyet unsurları toplamına tespit edilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmı vergi matrahının tespiti sırasında gider olarak kabul edilmiyordu. Eğer bu düşünce doğru olsaydı: 20 (yirmi) yıldan fazla süren enflasyon ortamında borçlu firmalar batmaz, aksine daha güçlü çıkardı. Oysa ülkemizdeki enflasyonun temel nedeni reel devalüasyonlardır. Öyle ki, 2001/Şubat ayında yaşanan devalüasyonla hisse değerleri döviz üzerinden çok ucuzlayan şirketlerden ve bankalardan oldukça kabarık bir liste yabancıların eline geçti. Türkiye yi temsil eden büyük-küçük-orta boy sermaye, global sermaye karşısında büyük bir kayba uğradı. Serbestleşme sonucunda global sermaye daha dominant hale gelirken buna karşılık Türkiye sermayedarı, daralan küçülen ekonomiyle beraber bağımsız politika geliştirme inisiyatifinden uzaklaştı. Öyle ki, bir dizi şirket el değiştirdi, özellikle de yabancılar tarafından satın alındı. Bu düzenlemeye dayanak olarak gösterilen, bir kısım firmaların dışarıdan danışıklı dövüş sermaye getiriyor olması yönündeki iddialar da, açıklanmaya muhtaç iddialardır. Çünkü vergi yasalarımızda böyle muvazaalı durumları vergilendirmeye yönelik hükümler zaten var. KVK nun Örtülü sermaye başlıklı 16. maddesi ile Örtülü kazanç başlıklı 17. maddesi ve ayrıca VUK nun Vergi kanunlarının uygulanması ve ispat başlıklı 3. maddesi gösterilebilecek başlıca örneklerdir. Diğer taraftan ülkemizde faiz gelirleri ya vergilendirilmemekte ya da genel vergi oranlarına göre, daha düşük oranlarla tevkifat yolu ile vergilendirilmektedir. Bu durumda bir bakıma faiz geliri elde edenlerden alınmayan vergiler, bu faizleri ödeyenlerden alınmış olunacaktır. A- VUK NUN MÜKERRER 298. MADDESİNE GÖRE REEL OLMAYAN FİNANSMAN MALİYETİNİN TESPİTİ

Vergi Usul Kanununun Mükerrer 298nci maddesinde, süreklilik arz eden ve düzeltme işlemine ilişkin ana esasların belirlendiği hükümler yer almıştır. Bu maddede reel olmayan finansman maliyetinin tespiti ile ilgili olarak iki yöntem öngörülmüştür. Buna göre reel olmayan finansman maliyetinin tespitinde temel yöntem; her türlü borçlanmada borç tutarlarına (yabancı para üzerinden borçlanmalarda düzeltme tarihindeki Türk lirası karşılıklarına) borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. Reel olmayan finansman maliyetine ilişkin tanımda yabancı para üzerinden borçlanmalarda düzeltme tarihindeki Türk lirası karşılıklarına ibaresine yer verilmek suretiyle kur farkları da kapsama dahil edilmiştir. Toplulaştırılmış yöntemlerde, düzeltmeye tabi tutulan kıymetlerdeki reel olmayan finansman maliyetlerinin düşürülmesi isteğe bırakılmıştır. Mükellefler finansman giderlerinin reel olan ve olmayan kısımlarını prensip olarak belgeler üzerinde ve gerçek tutarlarıyla hesaplayacaklardır. Ancak mükelleflerin reel olmayan finansman maliyetlerini rahatça hesaplayabilmeleri için bir alternatif yöntem öngörülmektedir. Buna göre; ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle tespit edilecek oran uygulanmak suretiyle de belirlenebilir. Bu yöntemi tercih edenler, tercihlerinden bu tercihi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap döneminin sonuna kadar dönemezler. Dönem ortalama ticari kredi faiz oranının belirlenmesinde 5024 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.. B- VUK NUN GEÇİCİ 25. MADDESİNE GÖRE REEL OLMAYAN FİNANSMAN MALİYETİNİN TESPİTİ Kanunun Geçici 25 inci maddesinde, 31.12.2003 tarihli mali tabloların düzeltilmesine ilişkin hükümler yer almıştır. Geçici 25 inci maddenin konumuzla ilgili hükümleri şöyledir: maddi duran varlıklar, mali duran varlıklar ve özel tükenmeye tabi varlıklar ile stokların maliyet ve alış bedelleri içinde yer alan ve tevsik edilebilen reel olmayan finansman maliyeti, ilgili varlığın maliyet veya alış bedelinden düşülür. Mükelleflerin reel olmayan finansman maliyetini tevsik edememeleri halinde: 1- Son beş hesap dönemi içinde aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman giderlerinin reel olmayan kısımları; toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle bulunan tutar, maliyet ve bedelinden düşülür. 2- Söz konusu beş hesap döneminden önce aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman giderleri maliyet veya alış bedellerinden düşülmez.

Buna göre maliyet veya alış bedellerine intikal ettirilmiş ve düzeltmeye esas tutara ulaşılırken düşülecek reel olmayan finansman maliyeti ihtiva edebilecek parasal olmayan varlıklar aşağıda gösterilmiştir. 1. Stoklar 2. Maddi duran varlıklar 3. Mali duran varlıklar 4. Özel tükenmeye tabi varlıklar Maliyet veya alış bedelleri içerisinde reel olmayan finansman maliyeti ihtiva edebilen iktisadi işletmeye dahil kıymetlerin ayrıntılı dökümü yayınlama aşamasındaki 328 seri no lu VUK Genel Tebliğine15 ekli (3) numaralı listede gösterilmiştir. Bu hükmü tahlil ettiğimizde, reel olmayan finansman maliyetinin; a) tevsik edilebilen reel olmayan finansman maliyeti b) tevsik edilemeyen reel olmayan finansman maliyeti şeklinde bir ayrıma tabi tutulduğu görülmektedir. Ancak maddede aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman giderlerinin tevsik edilememesi halinde reel olmayan finansman maliyetinin nasıl hesaplanacağı belirtildiği halde, tevsik edilebilen reel olmayan finansman maliyetinin nasıl hesaplanacağı belirtilmemiştir. Bu maddede, kanunun mükerrer 298 inci maddesine yapılan atıf ile tevsik edilebilen reel olmayan finansman maliyetinin tespiti, yayınlama aşamasındaki 328 seri no lu VUK Genel Tebliği taslağında yapılan açıklamalarda da anlaşılacağı üzere, mükerrer 298 maddedeki yöntem ve esaslara göre yapılmaktadır. A) Tevsik Edilebilen Finansman Maliyeti 1- Temel Yöntem Konuya ilişkin yayınlanma aşamasındaki 328 seri no lu VUK Genel tebliği taslağına göre; finansman maliyetinin, reel olmayan finansman maliyeti, her türlü borçlanmada, borç tutarlarına borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranının uygulanması suretiyle bulunan tutarı ifade etmektedir. Borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranı, yabancı para üzerinden borçlanmalarda borç tutarının 31.12.2003 tarihindeki (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2004 yılı içinde biten hesap dönemi sonu itibariyle) Türk Lirası karşılıklarına uygulanacaktır. ÖRNEK: Kurumlar Vergisi mükellefi olan, bilanço esasına göre defter tutan ve hesap dönemi takvim yılı olan (D) işletmesi, 15 Şubat 2003 tarihinde 30 milyar TL banka kredisi kullanarak, işletme faaliyetlerinde kullanmak üzere bir taşıt satın almıştır. Altı ay sonra kredi

kapatılmış ve 3 milyar TL faiz ödenmiştir. Ödenen faiz 163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca söz konusu taşıtın maliyet bedeline ilave edilmiştir. Buna göre 31.12.2003 tarihli dönem sonu bilançosunda taşıtın maliyet bedeli 33 milyar TL olarak görünecek ve buna göre de 31.12.2003 tarihli bilanço düzeltilirken söz konusu taşıtın düzeltmeye esas tutarı 33 milyar TL olacaktır. Ancak bu taşıtın maliyet bedeli içerisinde yer alan reel olmayan finansman maliyeti düşüldükten sonra kalan kısmın düzeltmeye tabi tutulması gerekecektir. Borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranı %1,6 olarak hesaplanmıştır. Buna göre reel olmayan finansman maliyeti aşağıdaki şekilde bulunacaktır. Reel Olmayan Fin. Maliyeti = Borç Tutarı x Borcun Kapatıldığı Aya Ait TEFE Borcun Alındığı Aya Ait TEFE ROFM = 30.000.000.000 x 0,016 ROFM = 480.000.000 TL. Söz konusu 480 milyon TL, taşıtın 31.12.2003 tarihli bilançoda görünen bedelinden düşülür ve taşıtın enflasyon düzeltmesine esas tutulacak nihai tutarı bulunur: Enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutar = 33.000.000.000 480.000.000 = 32.520.000.000 TL. 2- Alternatif yöntem Mükellefler reel olmayan finansman maliyetini, toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme (Finansman maliyetinin oluştuğu hesap dönemine) ait TEFE artış oranının yine aynı döneme ait ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle belirlenen oranı uygulayarak da tespit edebilirler. Formül olarak ifade etmek gerekirse, Reel Olmayan Fin. Maliyeti = Toplam Fin. Maliyeti x İlgili Hesap Dönemine Ait TEFE Artış Oranı İlgili Hesap Dönemine Ait Ortalama Ticari Kredi Faiz Oranı 1.1.1970 tarihinden 31.12.2003 tarihine kadar gerçekleşen ortalama ticari kredi faiz oranları yayımlanacak tebliğe ekli (4) sayılı listede gösterilmiştir.

ÖRNEK: Bir önceki örnekte finansman maliyetinin oluştuğu hesap dönemine ait ortalama ticari kredi faiz oranının %30 olduğunu farz edelim. Buna göre ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle belirlenen oran aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. Oran = Finansman maliyetinin oluştuğu hesap dönemine ait TEFE artış oranı17 / Aynı döneme ait ortalama ticari kredi faiz oranı # = 0,139 / 0,30 # = 0.46 Buna göre reel olmayan finansman maliyeti aşağıdaki şekilde bulunacaktır. ROFM = Toplam Finansman Maliyeti x Belirlenen oran ROFM = 3.000.000.000 x 0,46 ROFM = 1.380.000.000 TL. Söz konusu 1 milyar 380 milyon TL, taşıtın 31.12.2003 tarihli bilançoda görünen bedelinden düşülür ve taşıtın enflasyon düzeltmesine esas tutarı bulunur. Enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutar = 33.000.000.000 1.380.000.000 = 31.620.000.000 TL. B) Tevsik Edilemeyen Reel Olmayan Finansman Maliyetleri 1- Son Beş Hesap Dönemi İçinde Aktife Giren Kıymetler İçin 2003 yılı hesap dönemi dahil (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2004 yılı içinde biten hesap dönemi sonu itibariyle), son beş hesap dönemi içinde aktife giren kıymetlerin maliyet veya alış bedeline dahil edilen ancak tevsik edilemeyen finansman giderlerinin reel olmayan kısımları; toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle bulunan tutarın, maliyet ve alış bedelinden düşülmesi suretiyle hesaplanacaktır. ÖRNEK Gelir Vergisi mükellefi olan ve bilanço esasına göre defter tutan tacir Bay (A) nın, 15 Mayıs 2001 tarihinde 10 milyar TL banka kredisi kullanarak, işletme faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldığı üç adet soğutucunun 31.12.2003 tarihli bilançodaki değeri 5

milyar TL dir. 15 Mayıs 2002 tarihinde kredi kapatılmış ve 3 milyar TL faiz ödenmiştir. Ödenen faizin 2 milyar TL, 163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca 2001 yılı hesap dönemi sonunda söz konusu soğutucuların maliyetine ilave edilmiştir. Ancak, finansman gideri tevsik edilememektedir. Toplam finansman maliyeti 2 milyar TL olacaktır. Finansman maliyetinin oluştuğu yıla ait ortalama ticari kredi faiz oranının %110 olduğunu kabul edelim. Buna göre ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle belirlenen oran aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. Oran = Finansman maliyetinin oluştuğu hesap dönemine ait TEFE artış Oranı18 / Aynı döneme ait ortalama ticari kredi faiz oranı # = 0,886 / 1,10 # = 0.81 Buna göre reel olmayan finansman maliyeti aşağıdaki şekilde bulunacaktır. ROFM = Toplam Finansman Maliyeti x Oran ROFM = 2.000.000.000 x 0.81 ROFM = 1.620.000.000 TL. Söz konusu 1.620.000.000 TL, soğutucuların 31.12.2003 tarihli bilançoda görünen bedelinden düşülür ve soğutucuların enflasyon düzeltmesine esas tutarı bulunur. Enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutar = 5.000.000.000 1.620.000.000 = 3.380.000.000 TL. Bu ayırım son beş yıla göre yapıldığı için bir bakıma zamanaşımı süresi esas alınmıştır Ancak finansman giderlerinin tevsik edilememesi halinde daha evvel (aktifleştirme ve yeniden değerleme sonucu amortisman yoluyla) vergi matrahından indirilen bu giderlerin bu kez ikmalen veya resen bir vergi tarhiyatına konu olup olmayacağı konusunda yasada herhangi bir hüküm yer almamıştır. 2- Son Beş Hesap Döneminden Önce Aktife Giren Kıymetler İçin Son beş hesap döneminden önce aktife giren ve maliyet veya alış bedeline dahil edilen, ancak tevsik edilemeyen finansman giderlerinin, reel olmayan kısımları söz konusu iktisadi kıymetin maliyet veya alış bedelinden düşülemeyecektir.

Son beş hesap döneminden önce aktife giren ve maliyet veya alış bedeline dahil edilen, finansman giderlerinin, reel olmayan kısımları söz konusu iktisadi kıymetin maliyet veya alış bedelinden düşülemeyecektir. Bu durumda finansman giderlerinin tevsik edilememesi halinde finansman giderlerinin, reel olmayan kısımları hesaplanmayacağı için tevsik edilememe hali mükelleflerin yararına olacaktır. Ancak gerek kanunda ve gerekse tebliğ taslağında, tevsik edilememe kriterleri belirlenmemiştir. Hâlbuki bu kriterler önemlidir ve yasa ile belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü vergi matrahını doğrudan etkileyen bir durumdur. IV- SONUÇ 1- Günümüzde firmaların üstlendiği en önemli yüklerden biri finansman giderleridir. Bu giderlerin iktisadi kıymetin maliyet bedeline mi dahil edileceği yoksa doğrudan giderlere mi atılacağı ve yahut belli bir formül dahilinde iktisadi kıymetin maliyet bedeli ile doğrudan giderler arasında dağıtıma mı tabi tutulacağı konusunda herhangi bir yasal düzenleme yoktur. Yasa ile düzenlenmesi gerekli olan böylesine önemli bir konuda herhangi bir düzenleme yapılmadığı için bu sorun, uygulamada Maliye Bakanlığı Tebliğleri ve Danıştay kararlarına göre çözüme ulaşmaktadır. Danıştay kararları ve doktrindeki görüşlere paralel olarak ticari emtia, maddi duran varlık iktisabında ve yatırım finansmanında kullanılan her türlü dış kaynağa ait finansman giderlerinin aktifleştirme tarihinden sonrasına ait ve finansman gideri niteliğindeki tüm giderlerin doğrudan gider yazılması konusunda yasal bir düzenlemeye duyulan ihtiyaç, 5024 sayılı yasa hükümleriyle artmıştır. 2- Finansman maliyetlerinin tanımlanması yapılmamış ve iktisadi kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilmesi zorunlu finansman giderlerinin neler olduğu yasa ile belirlenmemiş, iken, 5024 sayılı kanunla yapılan değişikliklerle, reel olmayan finansman maliyeti deyimi VUK nun geçici 25. maddesi ile mükerrer 298. maddesine girmiş bulunmaktadır. 3- Daralan, küçülen ekonomiyle beraber, Türkiye sermayedarı; yabancı sermaye karşısında borçlu ve silik bir sınıfa dönüştüğü için bir dizi şirket el değiştirdi, özellikle de yabancılar tarafından satın alındı. Türkiye de yerleşik firmaların özkaynak yetersizliği çektikleri için el değiştirdikleri veya dışarıdan kaynak bularak borçlandıkları bir süreci yaşadıkları sırada, reel olmayan finansman maliyeti adı altında bir kısım değerlerin, parasal olmayan kıymetlerin Vergi Usul Kanununun değerleme hükümlerine göre bulunan tutarlarından indirilerek, bu işlemden sonra bulunan miktarların düzeltmeye esas alınması suretiyle bu kesimler aleyhine yapılacak bir vergilendirmenin ulusal ekonomi açısından doğuracağı sonuçlar acaba analiz edilmiş midir? 4-2003 yılı hesap dönemi dahil, son beş hesap dönemi içinde aktife giren kıymetlerin maliyet veya alış bedeline dahil edilen ancak tevsik edilemeyen finansman giderlerinin reel olmayan kısımları; toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar uygulanmak

suretiyle bulunan tutarın, maliyet ve alış bedelinden düşülmesi suretiyle hesaplanacaktır. Finanssal maliyetlerin tevsik edilememesi halinde daha evvel (aktifleştirme ve yeniden değerleme sonucu amortisman ayırmak suretiyle vergi matrahından indirilen bu giderlerin bu kez ikmalen veya resen bir vergi tarhiyatına konu olup olmayacağı konusu açıkta kalmaktadır.