HAZRETI ALI -SEMPOZYUM BILDIRILERI-

Benzer belgeler
Hz. Ali nin Şehirlerin İdarecileriyle İlgili Politikaları Ünal KILIÇ

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

Tahta kılıcın sırrı. İSLÂM TARİHİNDE CEMEL VE SIFFÎN savaşlarına yol açmış hadisatın

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Kadın ve Yönetim Hakkı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Birinci İtiraz: Cevap:

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

Kadınların Savaş ve Sağlıkla İlgili Hizmetleri

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

PROF. DR. İRFAN AYCAN ÖZGEÇMİŞ

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Dört Halife Dönemi Hazreti Ebubekir ve Hazreti Ömer Devri Ders Notu

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Kitap Tanıtımı PEYGAMBER VE DÖRT HALİFE GÜNLERİNDE ŞEHİR YÖNETİMİ VE VALİLİK. Ünal Kılıç, Yediveren Kitap, Konya 2004, 233 s.

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Editörler Prof.Dr. Nurettin Gemici - Doç.Dr. Cahid Kara İSLAM TARİHİ I

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Kitap Tanıtımı ve Değerlendirmeler

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

3 Her çocuk Müslüman do ar.

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

Devrim Öncesinde Yemen

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

Kur an ın Bazı Hikmetleri

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

İşin Başı İslam, Direği Namaz, Zirvesi Cihaddır Perşembe, 17 Mayıs :08

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

VERGİ USUL KANUNU NA EKLENEN 153/A MADDESİ İLE GETİRİLEN TEMİNAT UYGULAMASI

Personel alımları devam edecek

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

İSLAM TARİHİNDE NİFAK: ALİ. Ali DURMUŞ 1

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HZ HATİCE İLE EVLİLİĞİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

KÛFELİLERİN HZ. OSMAN A MUHALEFET ETMELERİNİN SEBEPLERİ

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

KATILIM BANKALARI Tespitler, Tenkitler, Teklifler

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Ebü l-hasen Ali bin Ebi Talip el-kureyşi

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Transkript:

DEÜ. İLAHİYAT FAKÜLTESi,. İZMİR İLAHİYAT FAKÜLTESi VAKFI ve. DİY ANET İŞ LERİ BAŞKANLI GI İZMİR İL MÜFTÜLÜGÜ İşbirliğiyle Düzenlenen HAZRETI ALI -SEMPOZYUM BILDIRILERI- 24-25 Ekim 2007 İZMİR- 2009

Giriş Hz. Ali'nin Vali Politikası ve Valileri Doç. Dr. Ünal KIUÇ Hulefa-yi Raşidln arasında on iki yıllık iktidarı ile en fazla devlet başkanlığı yapan Hz. Osman, döneminin ilk altı yıllık devresinde (24-29/644-649) Hz. Ömer'den devraldığı güçlü ve istikrarlı devlet yapısını devam ettirmede başarılı oldu. Hz. Osman, mevcut idari yapıda vali değişikliği dışında fazla bir düzenlemeye gitmedi. Çünkü devlet başarılı ve istikrarlı çizgisini sürdürebiliyordu; değişikliği gerektirecek aksamalar henüz söz konusu değildi. Üçüncü halifenin iktidarının ikinci altı yıllık devresinde (30-35/650-655) ise, eyajetlerde başlayan huzursuzluklar Medine'ye kadar yayıldı. Önceleri yapıcı bir şekilde dile getirilen eleştiriler, zamanla şiddetlenerek yıkıcı bir hal almaya başladı. Eleştirllerin bir kısmı doğrudan halifenin icraatlarıyla bir kısmı ise valilerin icraatlarıyla alakalıydı. Halife ve memurlannın faaliyetleriyle ilgili duyulan memnuniyetsizliklerin artması ve muhaliflerin seslerini gün geçtikçe daha da artırmaları Hz. Osman'ı bir takım tedbirler almaya sevk etti. Ne var ki alınan tedbirler daha ziyade muhqliflerin sesini kesrnekten ibaret kaldı, huzursuzluğa neden olan arniller ortadan kaldırılamadı. Hz. Osman'a karşı duyulan huzursuzluklar zamanla isyana dönüştü. Neticede Halife Osman, Mısır, Kı1fe ve Basra'dan Medine'ye gelen asilerin saldırıları sonucu 35/656 yılında şehit edildi. Hz. Osman'ı!1 öldürülmesinden sonra, Medine'de büyük bir kargaşa ve devlet boşluğu yaşandı. Asilerin kontrolündeki Medine'de, devletin başına kimin geçeceği sorusu bir süre cevapsız kaldı. Sonuçta kendisine biat edilmesine razı olan Hz. Ali, biatın mescitte, herkesin huzurunda yapılmasını 1 isteyerek asiler tarafından işbaşma getirilen halife olma görüntüsünden kurtulmaya çalıştı. Zira Hz. Ali halifeliğe geçtiyse de hilafetin meşruiyet kaynağı olan Medinelilerin bir kısmı. onu halife olarak tanımamıştı. Ona biat etmeyenler arasında gerek ensfuın gerekse muhacirunun önde gelenlerinden bazılarının olması ve bunların toplumda nüfuz sahibi kimseler oluşları onu meşruiyet sorununun aşmaya sevketti. Bununla birlikte Hz. Ali'nin hilafete geçtiği ilk günden itibaren meşru halife olduğunu teyid sadedinde bir takım icraatlarda bulunmaya çalıştığı söylenebilir. Çünkü Hz. Ali'nin toplumun tamamının veya büyük çoğunluğunun desteğini almadan sağlıklı bir idare sergilernesi ve muhalifleriyle başa çıkması mümkün olamazdı. Bu sebeple de Hz. Ali göreve geçmesinden itibaren halifeliğini tüm toplum kesimlerine kabul ettirebilmek için faaji- Cumhuriyet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. 1 Geni bilgi için bkz. ei-imôme ue's-siyôse, 1, 46-48; Ya'kCıbi, ll, 74-75; İbnu'l-Estr, Kômi/, lll, 191.

318 HAZRETİ All -Sempozywn Bildiri/eriyetlerde bulundu. Özellikle Hz. Osman'ı halifeliği esnasında meşgul eden ve eleştirilmesinde en fazla rolü olan vilayetler ve buraların valileri ile ilgili bir takım uygulamalarda bulunan Hz. Ali, valilikle ilgili selefierinin İCraatlarından istifade ettiği gibi kendine has bir vali politikasını da uygulamaya koymaya çalışh. Şimdi Hz. Ali'nin vali politikası diye nitelendirdiğimiz uygulamalarına geçebiliriz. I-Mevcut Valileri Aziedip Yerlerine Yenilerini Tayin Etmesi Hz. Ali'nin Medine'de biat aldıktan sonraki ilk icraah, Hz. Osman tarafından valilik makamına getirilen kişileri görevden almak oldu. Öyle ki Hz. Ali, kendisine yapılan biat tamamlanmadan, idarede tam anlamıyla hakimiyet kurmadan mevcut valileri azletmemesi, bir süre bu valilerle çalışması, daha sonra isterse görevden alması yönündeki tavsiyelere bile kulak asmadı. Kaynaklarda Hz. Ali'nin kendisine yapılan biatın hemen akabinde görevde bulunan ve Hz. Osman tarafından atanan valileri aziedip yerlerine başkalarını tayin edeceğini öğrenen Muğlre b. Şu'be ve Abdullah b. Abbas' ın, Hz. Ali'yi bu fikrinden vazgeçirmek için çaba sarf ettiklerine dair bilgiler bulunmaktadır. Buna göre; Muğlre b. Şu'be, Hz. Ali'ye gelerek ona şöyle dedi: "Sen valileri yerlerinde bırak, onların biat ettiklerini duyarsan işte o zaman istediklerini yerlerinde bırakırsın, istemediklerini ise yenileriyle değiştirirsin." 2 Ertesi gün tekrar gelen Muğlre b. Şu'be, "Bence hangisinin sana itaatkar, hangisinin de asi olduğunu anlamak için valilerini azietmen uygundur." dedi. Muğlre'nin bu sözlerini Abdullah b. Abbas'a anlatan Ali (r.a), ondan bu husustaki fikirlerini sordu. Abdullah b. Abbas, "Muğlre dün sana nasihat etti, ama bugün hile yaph." cevabını verdi. İbn Abbas'ın kendisi hakkında söylediklerini öğrenen Muğire'nin, "Evet, Ali'ye öğüt verdim, ama öğüdümü kabul etmeyince kendisine hile yaphm." dediği de ifade edilmektedir. Abdullah b.- Abbas ise, Hz. Ali'ye idareye tam anlamıyla hakim oluncayakadar Muaviye'yi Şam valiliğinde bırakmasını tavsiye etmiş, aksi halde Muaviye'nin Hz. Ali'yi, Hz. Osman'ın öldürülmesiyle suçlayacağını söylemiştir. Bununla birlikte Ali ise görüşlerinde ısrar etmiştir. Hz.Aii'nin iktidara geçer geçmez vali değişikliğine gitinek istemesi, kendisini bundan vazgeçirmeye çalışanları dikkate almadan bu kararında ısrarcı olması; en azından siyaseten, başta Muaviye olmak üzere görevde bulunan valileri değiştirmeyi ertelemesi tekliflerine itibar etmemesi ile ilgili olarak değişik görüşler ileri sürülmektedir. Akkad'a göre; "Hz. Ali bu es- 2 e/-imôme ue's-siyôse, I, 48; Ya'kubl, II, 77; Taberl, I, 3082-3086 İbnü'I-Es!r, ei-kômil, III, 197.

lll. Otıırıım: İslam Tarihinde Hz. Ali 319 nada söz konusu valileri, özellikle de Muaviye'yi görevde bırakabilecek güçten yoksundu. Ayrıca Hz. Ali, defalarca bu valilerin görevden alınması hususunda Hz. Osman nezdinde girişimlerde bulunmuş, eline fırsat geçerse bunları aziedeceğini söylemişti. Bunlann yerlerinde bırakılınalan Hz. Ali'nin daha önce eleştirdiği hususları şimdi kendisinin yapması anlamına gelirdi. İkisinden birisinin (ya Hz. Ali'nin ya da Muaviye'nin) etkinliğine son verilmesi gerekirdi, aksine bir durum Hz. Ali'nin halifeliğine noksanlık getirirdi." 3 Seyyid V ekli' e göre ise; "Görevden birkaç gün sonra alacağı kimseleri bir hile için işbaşında bırakmak Hz. Ali'nin tarzı olamazdı. Zira Hz. Ali'ye göre hile, çaresiz ve güçsüz insanların zorda kaldıkları durumlarda başvuracakları bir yoldur. Oysa Hz. Ali, kenqisini devlet başkanı olarak dilediği valiyi görevden alabilme hususunda yetkili görüyordu; buna hakkının olduğunu düşünüyordu. Dolayısıyla hileye başvurarak bu valileri bir süreliğine de olsa neden görevde bıraksın ki! Ayrıca bu valilerin yerinde bırakılması toplumdaki huzursuzluğun, güvensizliğin ve fıtnenin devam etmesine yol açabilirdi. Bu da yeni halifeye olan güvenin daha baştan sarsılmasına vesile olabilirdi. Hz. Ali, kendisini Hz. Osman'ın öldürülmesine iştirak etmekle suçlayan valilerle çalışamazdı, bunlara güvenemezdi. Güvenınediği kimselerden emin de olamazdı. Bu sebeple de vali değişikliğinde zaman kaybetmemeye gayret etti. Halkın nazarmda, mevcut valiler ellerinden gelen çabayı sarf etmedikleri için Hz. Osman'ın öldürülmesinden de sorumluydular. Kendilerini tayin eden ve her hususta destekleyen halifelerini bile koruyamayan valilerin, şehirlerdeki ahaliyi koruması düşünülemezdi; bu sebeple de derhal görevden alınmalan, yerlerine bu işi daha iyi yapabilecek kimselerin tayin edilmeleri gerekiyordu. Vali değişikliği için harekete geçmeyip beklemek, karşı taraftakiler tarafından halifenin aciz olduğu şeklinde yorumlara da sebep olabilird. n4 ı... Hz. Ali, selefieri gibi toplumun her kesimi tarafından desteklenerek hilafete geçememişti. Ona biat etmeyen pek çok kimse vardı. Bunlar arasında vilayetlerde devleti temsil eden ve şehir ahalisini yönlendirebilme gücüne sahip kimselerin de olması Hz. Ali'nin halifeliğine gölge düşürebilirdi. Dolayısıyla halife adına şehirlerde görev yapan valilerin, halifenin meşruiyetini red anlamına gelen biattan geri durmaları kabul edilemezdi. Üstelik Muğlre b. Şu'be ve Abdullah İbn Abbas'ın tavsiye ettiği gibi bir süre beklenilmesi de çözümün mutlak olduğu anlamına gelmiyordu. Zira bu valilerin ne zamana kadar biat edip etmeyecekleri belli olmadığı gibi kendilerine tanınan süre sonunda mutlak olarak biat edecekleri de kesinlik 3 Ali, s.95-96 4 Cevle, s.453. Hz. Ali'nin vali deği ikliğinde bu kadar aceleci ve ısrarcı olması hususunda daha ba ka değerlendirmeler için bkz. DCırt, İlk Dönem İslam Tarihi, s.l05; Ömer Ferruh, s.120; Cevdet Pa a, lll, 10-11; Algül, İslam Tarihi, Il, 533; Subhi Salih, s.190.

320 HAZRETİ AU -Sempozyum Bildirile riarz etmiyordu. Diğer taraftan bu valilerden bir kısmı doğrudan halifeyi Hz. Osman'ın katline iştirak etmekle, en azından asilere engel olmamakla suçluyorlardı. Hal böyle iken bu valilerle birlikte çalışmak halk nazarında da yanlış anlaşılmalara sebep olabilirdi. Üstelik Hz. Ali'nin azietmeye çalışhğı valilerle ilgili olarak geçmiş dönemden gelen şikayetler söz konusuydu. Hatta Hz. Osman'ın şahadetiyle sonuçlanan huzursuzluklarda daha ziyade valilerin isimleri ön planda zikrediliyordu. Üçüncü halifenin şahadetiyle neticelenen huzursuzlukların yeni halife döneminde de devam etmemesi için haklarında şikayetler bulunan valilerin değiştirilmesi, yeni iktidarın yeni isimlerle ve en azından yıpranmamış kimselerle yoluna devam etmesi halk nazarında yeni bir dönem başladı şeklinde bir anlayışın oluşmasına katkı sağlayabilircil Kendi ekibini oluşturmak isteyen yeni halife Hz. Ali'nin vali değiştirmesiyle ilgili eleştirilerin daha ziyade zamanlamayla ilgili olduğunu da belirtrnek gerekiyor. Yani onun mevcut valileri değiştirmesi değil işleretam olarak hakim olmadan bunu yapması eleştirilmektedir. Halife Ali, Kufelilerin bizzat kendi seçimleriyle işbaşma getirdikleri Ebu Musa el-eş' ari'yi bir süre görevde tuttu, 5 onun dışındaki valileri azlıa-derek yerlerine yenilerini tayin etti. Şam'a Sehl b. Huneyf'i, Basra'ya Osman b. Huneyf el-ensarl'yi, Kufe'ye (Ebu Musa el-eş'arl'yi aziettikten sonra) Umare b. Şihab'ı, 6 Yemen' e Ubeydullah b. Abbas'ı, Mısır'a Kays b. Sa'd b. Ubade'yi 7 görevlendirdi. Bu valilerden bir kısmı görev yerlerine giderek şehir yönetimini üstlendi, bir kısmı ise yarı yoldan dönmek zorunda kaldı. 8 II-Dirayetli Valileri Komutan Olarak Cepheye Göndermesi İslam tarihindeki gelişmelere bakıldığında ilk dönemde valilik makamında bulunaniann çoğunluğunun fetihleri gerçekleştiren komutanlardan oluştuğu görülmektedir. Fetih sonrası vali olarak şehir yönetiminde görev alan bu kimselerin askeri sıfatlarından tamamen sıyrıldıklarını söylemek güçtür. Zira fetihler hala devam ediyordu ve pek çok vali, askeri tecrübe ve geçmişleriyle cephe ile ilgileniyorlar, ordunun ihtiyaç duyduğu yardımlarda bulunuyorlar ve hatta bizzat cihada iştirak bile edebiliyorlardı. Belki de bu durum sebebiyle, valilere askeri bir unvan olan "emir" ifade- 5 Taha Hüseyin, s.851. Hz. Ali'nin Ebu Musa'yı azietmemesinde Malik b. el-eşter'in tavsiyesinin etkili olduğu hakkında bkz. Ya'kubt, ll, 77. 6 Bu şahsın görevlendirilmesi Ebu Musa'nın bir süre valilikte bulunmasından sonra ve onun da desteği ile gerçekleştirildi. 7 Dinevert, s.141; Tabert, I, 3087-3089; İbnü'I-Esir, Kamil, III, 201-202. 8 Hangi valilerin görevlerine başlayabildiği, hangilerinin ise engeuendiği hususunda geniş bilgi için bkz. Halife b. Hayyat, s.199-202; Tabert, 1, 3087-3089; İbnü'l-Esir, el-kamil, III, 201-202.

III. Oturum: İslam Tarihinde Hz. Ali 321 siyle hitap ediliyordu. Böylece valilerin emirlik/komutanlık görevi dalaylı da olsa devam ediyordu. Hz. Ali'nin dışındaki halitelerin güçlü ve dirayetli komutanları, fetihleri sonrasında valilik makamında görevlendirdikleri ve şehirlerin iyi şekilde yönetilmesi için kabiliyeili komutanlan valiliğe getirdikleri görülmektedir. Bu uygulamayla fetihlerde başarılarını ispat eden komutanlar valiliğe atanıyor, yerlerine bu işi başarabilecek başka komutanlar getiriliyordu. Böylece asker! komutan olabilecek başka. fertlere fırsat tanınıyor, bir veya birkaç kahramana ümit bağlanılması yerine pek çok kahramanın dağınasına zemin hazırlanıyordu. 9 Hz. Ali'nin ise, diğer halifelerin uygulamalan dışında olacak şekilde savaş söz konusu olduğunda, güçlü ve dirayetli valilerini -şehirlerin idaresini ihmal pahasına- cepheye sürdüğü görülmektedir. Bakır'ın, bizim de iştirak ettiğimiz tespitlerine göre, "Hz. Ali'nin, kendine yakın olan kişilerin askeri özelliklerinden dolayı, Cemel ve Sıffin gibi önemli savaşlarda yaninda bulunmalarını ariu etmesi, bu şahısların daha önce vali olarak bulunmuş olduklan vilayetlerde idari otoritenin sarsılmasına sebep oldu. Bu dirayetli valilerin yerine her zaman yetenekli idareciler de gönderilmedi. Bu durum ise halife için üzücü ve çözülmesi. güç problemler doğurdu ve hatta çoğu zaman bu vilayetlerin başkalan tarafından ele geçirilmesine sebep oldu. 10 Örneğin Hz. Ali, çok başarılı olan Ömer b. Ebi Selerne'yi Bahreyn valiliğinden (Sıffin'e iştirak etmesi için) aldıktan sonra, buraya en-nu'man el-uclan ez-zurakl adında bir şahsı vali olarak atadı. 11 Bu şahıs Bahreyn' e gidip görevine başladıysa da bir süre sonra kaçarak Muaviye'nin yanına, Şam'a gitti. Hz Ali bu olaydan sonra Bahreyn' e ayrıca bir vali tayin etmedi. Burasını, Yemen valisi Ubeydullah b. Abbas'ın idaresine bıraktı." 12 Hz. Ali'nin içerisinde bulunduğu kritik dönemde, iç savaşların tüm hızıyla iktidarını tehdit ettiği süreçte, tüm dikkatini savcl a verdiği, onun için asiolanın savaşı kazanarak hakimiyetini tesis etmek olduğu söylenebilir. Cephede görevlendirilen kabiliyeili valilerin yerine geçen kişilerce yönetilen vilayetler, savaş sonrası daha iyi idarecilere verilerek idare edilebilirdi; ancak şehirleri iyi idare etme gayesiyle cepheye maharetli adamların sevk edilmemesi mağh1biyeti beraberinde getirebilirdi. Şehirdeki idarecinin beceriksizliği bir süre işlerin aksamasına yol açsa bile daha sonra telafi edilebilirdi; fakat cephedeki mağlı1biyetin telafisi çok zor, so- 9 Fethe iştirak eden ve ak abinde valilik makamına getirilen kişiler için bkz. İbn Sa' d, V, 32; Belazürt, FütCıhu'l-Buldan, s.469-473; Taberi, I, 2805, 2850-2851. 10 Halife b.hayyat, s.200; Ya'kCıbt, II, ı 70. 11 Halife b.hayyat, s.200; Ya'kCıbt, II, ı 76-ı 77. 12 Bakır, Hz Ali, s.ll0-111.

. '. ' ',i 322 HAZRETİ ALİ -Sempozyum Bildiri/erinuçları yıkıcı olabilirdi. Bu sebeple de Hz. Ali'nin önceliği sava a verdiği, kabiliyet ve samirniyetine güvendiği kişileri savaş bitene kadar valilikten alarak cepheye göndermesine şa ırmıyoruz. Ancak cephede kazanırken, şehirlerin muhaliflerce işgalini kolaylaşhracak nitelikteki valilerin yerine daha becerikli kişilerin vali olarak işbaşma getirilmesi daha uygun olurdu. 111-Valilerde Aradığı Şartlar İslam dini, hemen her hususta emanete riayet edilmesini, işlerin ehil olduğuna inanılan ve kendisine tevdi edilen görevi hakkıyla yerine getiren ve koruyan kimseye verilmesini emretmekte ve böyle yapanlan da methetmektedir. Kendisine emanet edjleni korumakta gerekli hassasiyetleri göstermeyenleri ise kınamaktadıry En basit konularda bile işlerin ehline verilmesi gerektiğini emreden. İslam dininin, valilik gibi çok büyük bir sorumluluğu ve emaneti içeren _ görevi ehil olmayanlara bırakınayı tasvip etmesi mümkün değildir. Devlet başkanı, valilik vazifesini en uygun birşekilde yapacak kimseyi tespit edip bu göreve tayin etmekle mükelleftir. Emaneti ehline vermek devlet başkanına hem sevap kazandıracak 14 hem de devlet yönetiminde başarılı olmasına vesile olacakhr. Bir işin başına getirilecek kimsede aranan temel şart, o kişinin işini mükemmel yapmasını sağlayacak ehliyete sahip olmasıdır. 15 Bu sebeple yöneticiliği bir ganimet malı gibi telakki edip bu konuda yetersiz, İslam düşüncesinden habersiz, İslam' ı benimsemeyen kimselerin ve ekiplerin işba ına getirilmesine izin verilmez. Bunun bilincinde olan Hz. Peygamber ve Raşid halifeleri, tayin ettikleri valilerin Allah korkusuna sahip, affedebilme, kötü niyetleri anlayabilme, idarede ba arılı olabilecek bir heybete sahip olma, ahde vefa, tebaanın haline vakıf bulunma gibi 16 özelliklere sahip olmalarını gözettiler. Valilik yapabilecek bilgi, güç, tecrübe ve yeteneğe sahip olmayan ve tebaasını yönetmek için gerekli siyasi kabiliyetten mahrum, kah ve sert tabiatlı kişiler o dönemde vali yapılmamaya çalışıldı. Hz. Peygamber, memurlarının yüksek muhakeme gücüne, olaylan iyi değerlendirme kabiliyetine, Kitap ve sünnetten hüküm çıkarmayı bilerek ictihad yapabilme kuwetine sahip olmalarını arzu ederdi. 17 Onun izinden giden raşid halifeler de, idareciliğe tayin ettikleri kimselerin İslam'daki kıdeminden veya mertebesinin üstünlüğünden 18 ziyade, siyasi 13 Bu hususta bkz., Nisa 4/58; Bakara 2/283, ı 78; Buhar!, İ/im, 3; Ahkôm 43; Fiten 2, Vasaya 9; İbn Mace, Tahôret ı06; Ebu Davud, İman 5; İbn Hanbel, V, ı 73. 14 Buh ıri, Vasaya, 9; İbn Mace, Tahôret, ı06; İbn Hanbel, V, 62. 15 Hatiboğlu, s.ı41. 16 İbn Abdirabbih, 1, 39. 17 Algül, İslam Tarihi, II, ı42. 18 Hz. Ömer, sahabiler arasından valiler tayin etmi tir; ancak onun sahabenin en

lll. Oturum: İstilm Tarihinde Hz. Ali 323 ve idari bakımdan yeterli olup olmadıklarına dikkat ederlerdi. Aynı şekilde Hz. Ali'nin de selefieri gibi idarede daha kabiliyeili ve güçlü kimselere öncelik verdiği anlaşılıyor. Mesela, Mısır' da Hz. Ali aleyhine faaliyette bulunan bir grup, Hz. Ali'nin Mısır valisi Muhammed b. Ebi Bekir'i dinlemez oldu. Bu durumu öğrenen Hz. Ali, "Mısır'a gönderebileceğimiz şu iki kişiden başkası bu görevi hakkıyla yerine getiremez: Kays b. Sa' d ve el-eşter." diyerek, el-eşter'i Mısır valiliğine tayin etti. Eşter'in Mısır'ı, Muhammed b. Ebu Bekir'den daha iyi yöneteceğini, bu durumun. da aleyhine olacağını düşünen Muaviye, onu zehirleterek öldürttü. 19 Valilik makamının emin, ehil ve liyakat sahibi kişilere verilmesiyle şehirlerin idaresinde bir kopukluk ve aksama olmadı. Emanet, ehliyet ve liyakat bakımından istenilen seviyede olmayan valilerin işbaşma getirilmesiyle de şehirlerde huzursuzluklar ortaya çıkmaya başladı. IV-Vali Tayinlerinde İstişare ve Halkın Taleplerine Önem Vermesi İlk dönemde diğer pek çok hususta olduğu gibi valilerin seçiminde de devlet başkanlannın istişareye önem verdikleri 20 dikkat çekmektedir. Görevinde en başarılı olacak kişinin valiliğe getirilmesi için devlet başkanları, danışmanlan mahiyetindeki kişilerle istişare ediyorlardı. Bu geleneği bizzat Peygamberimizin başlatlığını söylemek mümkündür. 21 Halifeterin de vali tespitinde zaman zaman istişarede bulunduklan anlaşılmaktadır.22 Nitekim Hz. Ali de vali tayinlerinden önce.huzurlannda bulunan kişilerle İstişareederek görev için en uygun kişileri seçmeye çalışmıştır. 23 Kısacası Hz. Peygamber ve Hulefa-yi Raşidln, vali tayinlerinde tam ve yegane yetki sahibi olmalarına rağmen çoğu kere vali tespitinde istişarede bulunuyorlardı. Bu dönemde vilayetlerde görevtendirilecek şahısların tespitinde, seçkinlerinden vali atamadığı söylenebilir. Mesela o, sahabenin ileri gelenlerinden olan Hz. Osman, Hz. Ali, Talha, Zübeyr vb. gibilerinden hiçbirisini vali tayin etmedi. Bunun sebebi sorulduğunda ise şöyle diyordu: "Onlan bu tür işlerle kirletmek (heybetlerinin yok olmasını ) istemem." bkz. İbn Sa' d, lll, 283. Hulefa-i raşidinin sahabenin büyüklerini vali olarak görevlendirmemesinde, onlardan daha ziyade merkezde istişare açısından istifade edilmek istenmesinin de rolünün olduğu söylenebilir. 19 İbnü'l-Esir, el-kamil, lll, 354. 20 İslam'ın istişareyi emri ve tavsiyesi hakkında bkz. Şura 42/38; Al-i İmran, 3/159. 21 Buhar!, Tefsiru Sureti'l-Hucurat, İ'tisam 5; Tirmizi, Tefsiru Suret-i Hucurat; İbn Hanbel, V, 184. 22 Ya'kCıbl, Il, 47; İbnü'l-Esir, el-kamil, III, 32; İbn Abdirabbih, I, 37. 23 Bu konuda örnekler için bkz., el-imame ve's-siyase, I, 48; Taberl, I, 2546-2547; İbnü'l-Eslr, el-kamil, Il( 31-32.

. ; '.. 324 HAZRETİ ALİ -Sempozyum Bildiri/eritayine muhatap olacak şehirlerin talepleri ve görüşleri de önemseniyordu.24 Şehir halkının tepkisini çeken, nefretini kazanan, kısacası vali olmasını istemedikleri bir şahsın merkezi yönetim tarafından tayini, vilayetlerde huzursuzluk sebebi olabilirdi. Bu sebeple de vali tayinlerinde, şehirlerdeki eşraf ve ahalinin düşünceleri dikkate alınıyor, halkın istediği kişiler vali olarak atanıyor, istemediği kişiler ise göreve gönderilmiyordu. 25 Hz. Ali'nin de vali tayinlerinde halkın memnuniyetini, taleplerini i tibara aldığı görülmektedir. Hz. Ali, halkın kendisinden razı olacağı saygınlıktaki kişileri şehirlere vali yaparak onların memnuniyetlerini kazanmaya çalıştı. 26 Valilerin tayininde şehir eşrafı ve ahalisinin taleplerinin devlet başkanları tarafından dikkate alınması, mutlak surette halkın istediği kişilerin görevlendirileceği şeklinde de anlaşılmamalıdır. Zira böyle bir durum, hem merkezi iktidarın taşrada otoritesinin gün geçtikçe zayıflamasına hem de şehirlerin idare üzerinde baskı kurmaya başlamalarına yol açabilirdi. V-Akrabalarını Vali Tayin Etmesi Hz. Osman ve Hz. Ali'nin diğer devlet memuriyetliklerine olduğu gibi valilik makamiarına da daha ziyade akrabalarını tayin ettikleri görülmektedir. Öyle ki her iki halife, bu yönleriyle eleştirilere muhatap olmuşlardır. 27 Özellikle Hz. Osman'a yönelik yapılan eleştirilerde, onun vali politikasının ve en çok da akrabalarını vali yapmasının payı vardır. Hz. Ali döneminde, siyaset dahili mücadelelerin taşradaki vilayetlere kayması sebebiyle, buralardaki valilerin yaptığı icraatlar daha fazla önem kazandı. Valilerin idarede tepki çekecek nitelikteki uygulamaları halifeye mal edildi. Dolayısıyla Hz. Osman ve Hz. Ali'nin tepkilere neden olan, idarede akrabalarına ağırlık ve~melerinin gerekçeleri, onları bu hususta eleştirenierin ileri sürdükleri söylemlerin bilinmesi gerekiyor. A-Akrabaların Vali Tayin Edilmesi Bakımından Hz. Osman Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla, üçüncü halife, kendi akrabalarını önemli görevlere tayin etmekle yoğun bir şekilde eleştirilere muhatap 24 Mesela, Hz. Peygamber, daha önceki yöneticileri bir takım şartlada tekrar görevlerine iade ediyordu. Bkz. Vakidi, lll; 954-955; İbn Hişam, IV, 138; Hamidullah, Vesôik, s.162; a.mlf. İs/dm Peygamberi, 1, 410. 25 Vali tayinlerinde halkın taleplerinin dikkate alınmasıyla ilgili değerlendirmeler için bkz. DCıri, "Emir", DİA, Xl, 122; Abdusselam Hafız, "Osman b. el-affan el-halifetü'l-lezi Deha bi Nefsihi", ei-mecelletü'i-arabiyye, yıl 3, sayı: 2, Medine 1399/1979, s.92-94; Rifai, s.72-73. 26 Geniş bilgi için bkz. İbn Sa'd, lll, 23; Halife b. Hayyat, s.199-202, 180; Belazüri, Futuhu'I-Bulddn, s.327; Taberi, 1, 3057, 3087-3089. 27 Hizmetli, s.592.

lll. Oturum: İslam Tarihinde Hz. Ali 325 oldu. 28 Zira Hz. Osman, tesadüflerle izah edilemeyecek bir surette, halifeliğinin ilk yıllanndan itibaren Ümeyye Oğulları kabilesine mensup kişileri vafi olarak tayin etti. On iki yıllık halifeliği müddetince selefi Hz. Ömer'in vasiyetine" uyarak iş başına -getirdiği Sa' d b. Ebi Vakkas ve Ebu Musa el-eş'arl hariç, hiçbir eyaletin valilik makamını Ümeyye Oğullan dışındaki şahıslara vermedi. 29 İsmi geçen bu iki kişinin tayininin Hz. Ömer'in vasiyetine binaen gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Osman'ın bunların tayininde herhangi bir tasarrufundan söz edilemez. Hz. Osman'ın politikası diye de nitelendirilebilecek olan, "Ümeyye oğullarının önemli görevlere tayininin" muhaliflerce eleştirildiği görülmektedir. Gerek Peygamberimizin gerekse ilk iki halifenin, istisnalar dışında, idarede yakınlarına görev vermedikleri bilinen bir husustur. 30 Bu durumu bilen halk, Hz. Osman' ı söz konusu politikası sebebiyle selefierinin yolunu takip etmemekle eleştiriyordu. 31 Oysa akrabalarını göreve getirmemesi konusunda Hz. Ömer kendisini birkaç defa ikaz etmişken 32 bunu yapması Hz. Osman'ın eleştiritmesine neden oldu. Valilik makamına getirilenterin yaşlarının küçük oluşu da itirazlara yol açıyordu. 33 Hz. Osman tarafından atanan bazı valilerin halifenin kendi yakınları olmasından cesaret alarak sergiiemiş oldukları sorumsuzluk ve pervasızlik da toplumun tepkisine yol açıyordu. 34 Diğer taraftan üçüncü halife de kendince bir takım sebeplerle idarede akrabalanna öncelik vermekteydi: Akrabalanna fazlaca düşkün olması 35, 28 Bkz., İbn Sa' d, III, 64; Halife b. Hayyat, s.178; Ya'kub!, ll, 70-71; Taberl, I, 2840-2849, 2869, 2966, 2983; İbnü'l-Es!r, Kamil, III, 67-94; Ayrıca geni bilgi için bkz., Ünal Kılıç, Valilik, s. 145-152. Bu vasiyetle ilgili daha önce bilgi verilmi ti. 29 Hz. Osman tarafından tayin edilen valiler ve görevlendirildikleri vilayetlerle ilgili bir liste için bkz. Halife b. Hayyat, s.l57-158, 161, 168, 1 78; Taberl, I, 2840-2849; İbnü'l-Es!r, Kamil, III, 186-187. 30 İbn Sa'd, IV, 56-57; Kettan!, ll, 3. Peygamberimizin valileri hakkında bkz. Halife b. Hayyat, s.96-97; Süheyl!, er-raudu'i-unuf, VII, 426-427; İbn Hacer I, 338, IV, 429.. Hz. Ali'nin de Hz. Peygamber tarafından tayini söz konusudur, ancak Hz. Ali vali olarak değil de zekat arnili olarak Necran civanna görevlendirilcli. Bkz. Ya'kub!, I, 397. 3 ı Cevad Ali, IV, 350-353. Hz. Osman'ın bu tür uygulamalannın Ümeyyeliler dı ındaki Müslüm anları, özellikle de H. imileri küstürdüğü ifade edilmektedir. Bkz. Ahmed Cevdet, 11,317-318 32 İbn Sa' d, III, 344; el-imi'ıme ve's-siyi'ıse, I, 30. 33 el-imi'ıme ue's-siyi'ıse, I, 35. 34 Hz. Osman' ın akrabaları olan valileri vasıtasıyla gerçekleştirilen ve halkın tepkisine yol açan icraatları hakkında geni bilgi için bkz. Kılıç, Valilik, s.247-251. 35 Fığlalı, İtikadi, s.38; Demircan, Ali-Muaviye, s.32. Alıdülaziz es-sa.jim'e göre bu dü künlük, zafiyet derecesindeydi. Krş. bkz. Tdrihu't-Dev/eti'/-Arabiyye, s.556

.. 326 HAZRETİ ALİ -Sempozyum Bildiri/eriizleyeceği siyaseti başarma hususunda akrabalarına daha çok güvenmesl36, göreve getirilen şahısların bu vazifeleri yerine getirebilecek kabiliyette olmalarının da etkisi bulunmaktadır? 7 Ayrıca o, akrabalarını tayine kendisini yetkili görüyordu. Yani o, dilediği kişiyi vali yapma hak ve yetkisine sahip olduğunu düşünüyordu. 38 Üstelik, dinde akrabaları valiliğe getirmeyi yasaklayan bir hüküm de yoktu. 39 Hz. Peygamber, istisnaen olmakla birlikte bir akrabasını vali olarak tayin etmişti. Nitekim Hz. Osman' dan sonra halife olan Hz. Ali de akrabalarından Ubeydullah b. Abbas'ı Yemen'e, Kusem b. Abbas'ı Mekke ve Taif'e, Abdullah b. Abbas'ı Basra'ya, kucağında büyüttüğü Muhammed b. Eb! Bekir'i Mısır'a vali olarak görevlendirmişti.40 Muhtemelen Hz. Osman, şayet devlet başkanlarının akrabalarını vali tayin etmesi suç olsaydı, Hz. Peygamber bir tane de olsa kendi döneminde böyle bir atama yapmazm 1 diye düşünerek böylesi bir icraatta bulunmuştur. İslam' da valilerin nasıl tayin edileceğine dair kesin kuralların olmamasının da Hz. Osman'ın bu meseleyi istediği şekilde çözmesine yardımcı olduğunu söylemek mümkündür. Zira naslar ve uygulamalarda görülen boşluk, halifenin akrabalarını vali tayin etmesini kolaylaştıracak nitelikteydi. Osman (r.a) tarafından aile efradına tanınan menfaatler bütün çevrelerin tepkisine sebep oldu. Kureyşlilerden daha önce Müslüman olanlar, Mekkelilerin yönetirnde tercih edildiğini gören Medineliler, kendi akraba ve dostlarını zengin etmeye çalışan eyalet valilerini gören taşralılar, harbin kendilerini artık meşgul etmediği göçebeler; seçimine iştirak edemedikleri Halife Osman'ın merkeziyetçiliğine karşı huzursuzluk duyuyorlardı. 42 Hz. Osman döneminde meydana gelen huzursuzluklar sadece onun akrabalarını vali tayin etmesinden kaynaklanmadı. Bu dönemde görev, 36 Fığlalı, İtikadi, s.38; Mahayudin Hj. Yahaya, "Kfıfan Political Oppositation in the Mid-Seventh Century A.D.", Hamdard İslômicus, Karaçhi 1996, vol: XIX, no: 4, s.s-6. Akkad'a göre Hz. Osman, valiliğe atadığı akrabalannın, Allah nzası için olmasa bile en azından akrabalık ilişkileri dolayısıyla kendisine yardımcı olacaklarını umuyordu. Bkz. Osman, lll, 151. 37 İbrahim Şerif, s.300; H.J. Yahaya, s.s-6; Watt, İslôm Düşüncesinin, s.13. Watt aynı yerde şu ifadelere yer vermektedir: "Hz. Osman akrabasını tayin etmişse, bu onların idari iktidarı emniyet ile birleştirmelerinden dolayı idi. O, yetersiz akrabaların sıkıcı isteklerini reddetti.". 38 Hz. Osman'ın, "Faydasına inandığım bir İcraatı yapamayacaksam o halde ben niçin hilafete geçtim ki!" dediği nakledilmektedir. e/-imôme ue's-siyôse, I, 32. 39 Hudar!, İtmôm, s.193. 40 Halife b. Hayyat, s.199-202; Dinever!, s.l41, 153; Taber!, I, 3087-3088, 3230, 3245-3246. 41 İbnü'l-Arabl, s. 101, lnd. 42 Mantran, s.97. Benzer değerlendirmeler için bkz. Neblhe Akil, Re'yün fi'j-fitne, s.20; Muir, The Caliphate, s.219

lll. Otunun: İslam Tarihinde Hz. Ali 327 yapan bazı valilerin yanlış icraatları; valilerin denetiminde yaşanılan aksaklıklar; siyasi, sosyal ve ekonomik değişiklikler ve toplumda çeşitli gruplar arasında ortaya çıkan rekabetler 43 de etkili oldu. B-Akrabaların Vali Tayin Edilmesi Bakımından Hz~ Ali Hz. Ali'nin tayin ettiği valilerden bir kısmının akrabalarlndaıi, 44 diğer bir kısmının ise ensfudan 45 olduğu dikkat çekmektedir. Şöyle ki, Sehl b. Huneyf ile Osman b. Huneyf kardeşti. Diğer taraftan Sehl, Hz. Ali'nin de manen kardeşiydi. 46 Bu durum göz önünde bulurld1<!rulduğunda, Hz. Ali'nin valilerinin büyük çoğunluğunun akrabaların'dan oluştuklan görülmektedir. ' Hz. Ali'nin akrabalannı hangi mülahazalarla valilik makamına getirdiğine geçmeden önce, hangi gerekçelerle onun vali atamalarında ensfua bu kadar yer verdiği hakkında bilgi sunmak uygun olacaktır. Hz. Peygamber döneminde altı vali ile idarede söz sahibi olan ensann, 47 daha sonraki dönemlerde valilik makamına getirilmediği görülmektedir. Hz. Ali'nin ensara mensup kişileri vali tayini ile ensfu aleyhine oluşan bu durumu değiştirmek istediği, onların bu şekilde devlete olan des~eklerini yeniden kazanmayı düşündüğü anlaşılmaktadır. 48 Diğer taraftan, halifeliğine Kureyş'in Haşim Oğulları'ndan başka en fazla desteği sağlayan ensarın bu desteklerinin karşılıksız bırakılması, Hz. Ali'nin zaten tam anlamıyla sağlayamadığı otoritenin daha da zayıf kalmasına yol açabilirdi. Bu sebeple ensara mensup kişilerin vali olarak atanması önem arz ediyordu. Üstelik ensfu, Hz. Ali'nin dedesi Abdulmuttalib'in akrabalarıydı. Aradaki akrabalık ilişkileri sebebiyle ensar, Hz. Ali'nin iktidarını desteklemede daha fazla gayret gösterebilirlerdi. Hz. Ali'nin, kendisini desteklemek şöyle dursun, karşı çıkan kabhelerin fertlerini vali olarak atamak yerine, ensarı valilik makamiarına getirmesi daha uygun olurdu. Akrabaların vali tayini hususunda şunu belirtmek gerekiyor ki, Hz. Osman kadar vali tayinlerinde akrabalarına yer veren Ali (r.a), onun kadar eleştirilere muhatap olmadı. Zira kaynaklarda akrabalarını vali yaptığı için 43 Bu konuda geniş bir değerlendirme için bkz. Kılıç, s.251-258. 44 Abdullah b. Abbas, Kusem b. Abbas ve Ubeydullah b. Abbas kardeştiler ve Hz. Ali'nin amcasının oğlu idiler. 45 Sehl b. Huneyf, Osman b. Huneyf, Kays. b. Sa'd b. Ubade, Umare b. Şihab, Ebü Mes'üd, Karaza b. Ka' b, Ebü Eyyüb el-ensart ise ensara mensup idiler. Kr. Bkz., Halife b. Hayyat, s.200-202; Tabert, I, 3087-3089; İbnü'l-Estr, ei-kcımi/, III, 201-202. 46 İbn Sa'd'a göre (Tabakat, lll, 23) Hz. Peygamber, Medine'de kardeşleştirme (muahat) esnasında, Hz. Ali'yi kendisinden başka Sehl b. Huneyf ile de kardeşleştirmiştir. bkz. Zehebt, Si yer-i A'/Cımi'n-Nübela, ll, 328. 47 Krş. Bkz. Sıddıqui, s.258. 48 Taha Hüseyin, s.852; Demircan, Ali-Muavye, s.67. Ayrıca

' ı,; 330 HAZRETi ALİ -sempozyum Bildiri/erisonra Kufe'yi merkez edinen Hz. Ali'nin ölenekadar hacca gidemediği, bu sebeple valilerini Mekke'de denetime tabi tutamadığı da zikredilmelidir. Kaynaklarda Hz. Osman ve Hz. Ali'nin de valilerini görev yerlerine göndermeden önce, gerekli gördükleri hususlarda uyarçlıkları 58 kaydedilmiştir. Hz. Ali ise suçlanan valilerini yargılamada daha süratli bir şekilde hareket ediyordu. Nitekim zirnınetine harac gelirlerini geçirmekle suçlanan bir valisini, derhal merkeze getirterek yargılamış ve gerekli cezayı tatbik ettirmiştir. 59 Valilerin denetim karşısında aldıkları tavırların kendi kişilikleri 60 ve denetimi gerçekleştiren devlet başkanının nüfuz ve şahsiyetiyle alakalı olduğu anlaşılmaktadır. Valileri üzerinde otoriter olan ve onlar tarafından sayılıp sevilen bir devlet başkanınca gerçekleştirilen denetim karşısında valilerin, kendileri hakkında verilen kararlara itiraz ettikleri söylenemez. Diğer taraftan, halk ve memurlar üzerinde yeterince hakimiyetini tesis edemeyen, toplumun bütün kesimlerince sayılıp sevilmeyen devlet başkanlarının ise valilerle ilgili denetimde, öncekine nazaran daha başarısız olacağı, onların itirazlarıyla daha çal:< karşılaşacağı da bir gerçektir. Denetime tabi tutulan valinin kişiliğinin de, denetim ve sonuçlarını -kabul veya reddetme noktasında etkili olacağı aşikardır. Mesela, döneminde iç savaşlada uğraşmak zorunda kalan ve hakimiyetini tesiste zorlanan Hz. Ali'nin Basra valisi Abdullah b. Abbas'ı denetlemekte ve suçlu olduğu anlaşılınasına rağmen onu cezalandırmakta başarısız olduğu nakledilmektedir. 61 Zira denetim için Küfe'ye çağırılan Abdullah b. Abbas,. Hz. Ali'nin bu çağrısına kulak asmayarak önce istifa ettiğini söylemiş, sonra da Kufe yerine Mekke'ye gitmiştir. Denetim sonucu cezalandırılan veya en azından aziedilen valilerden bazılarının da, devlet başkanlarının muhalifi olan hareketler içerisinde yer aldıkları görülmektedir. Valilikten aziedilmenin verdiği kızgınlıkla halifeler aleyhinde davranmaya başlayan pek çok valinin varlığından söz edilebilir. Hz. Osman tarafından atanmışken Hz. Ali'nin hilafete geçişiyle azledildiklerine dair-kararlan öğrenen valilerden bazılarının da bu kararlan ya hiç kabul etmedikleri 62 veya bu kararı kabullenmekle birlikte, kararı 58 Bu ikisinin valilerine ikaz ve tavsiyeleriyle ilgili olarak bkz., Ya'kubi, II, 106-107; Kalkaşandi, Meôsirui-İnôje, III, 6-11, 180; İbn Kesir, IV, 49, 138. 59 Bu olay hakkında geniş bilgi için bkz. İbnü'l-Esir, e/-kômi/, III, 287-288. 60 Utbe b. Ebi Süfyan Hz. Ömer döneminde Taif valisi idi. Halife Ömer onun malındaki artışı şüpheyle karşılamış ve sahip olduğu servetin yansına el koyarak beytülmale devrettirmiştir. Hz. Osman hilafete geçince Utbe'ye kendisinden alınan paraların iadesini teklif etmiş, Utbe buna yanaşmamıştır. Bkz. İbn Abdirabbih, I, 66. 61 Ya' kobi, Il, ll0-1 11; İbn Kuteybe, Uyun, I, 121; İbn Kesir, IV, 335. 62 Şam valisi Muaviye b. Ebi Süfyan, Hz. Ali'nin kendisinin aziedildiğini bildiren kararını reddettiği bilinmektedir.

lll. Oturıun: İslam Tarihinde Hz. Ali 331 veren halife aleyhinde davranışlar içerisine girdikleri 63 görülmektedir. Valilerin yargılanma neticesinde had cezasına çarptırıtmaları da söz konusuydu. Halktan bir kişiyi haksız yere döven veya İslam'ın haram saydığı bir fiili işleyen valinin yargılanma neticesinde, işlediği suçla orantılı bir cezaya çarptırılması, ilk dönemde olağan bir durumdu. Vali de olsa suçu sabit olan bir kişinin cezası infaz ediliyordu. Hz. Ali de muhakeme sonucu suçlu bulunan valilerine had cezası tatbik etmiştir. 64 Adaleti temin etmek, devlet başkanının asli görevlerinden biridir. Dolayısıyla, adaleti zedeleyici fiiller işleyen valilerin yargılanması ve şayet gerekli görülmüşse cezalarının tatbik edilmesi devlet başkanına düşmektedir. VII- Valilere Talimatları Halifeler tarafından vali tayini vesilesi ile yazdırılan kararnarnelere bir örnek olması bakımından, Hz. Ali'nin Mısır valiliğine atadığı Malik b. el-hans el-eşter'e verdiği ahidden kısa bir bölüm 65 vermek istiyoruz: "Vergisini toplamak, düşmaniarına cihad açmak, ahalisine sulh ve salah ve memleketlerine umran temin etmek için Malik b. el-haris el-eşter'i Mısır'a vali nasbettiği zaman Allah'ın kulu emlrü'l-mü'minln Hz. Ali'nin kendisine emri şudur: 'Şimdi bilmiş ol ey Malik, ben seni öyle memlekete gönderiyorum ki bir çok hükümetler senden ewel oralarda adalet sürdü, zulüm etti. Sen vaktiyle nasıl senden ewelki valilerin İcraatını takip ediyordun, halk da şimdi öylece seni gözetecek; o zaman senin onlar hakkında söylediklerini halk da şimdi senin hakkında söyleyecek(...) Nefsine hakim ol, helal olmayan şeylerde nefsine cimrilik et. (...) Raiyye için kalbinde muhabbet, merhamet duyguları, lütuf meyilleri besle. Sakın biçareterin başına kendilerini yu tm ayı ganimet bilen yırtıcı bir canavar kesilme(...) Sana müşavir olacakların en kötüsü, senden ewel kötü kimselerle birlikte bulunan, onların işledikleri suçlara ortak olan kimselerdir. Bu tür insanlar kesinlikle senin sırdaşın olmamalı. Çünkü bunlar, canilerin dostu, zalimterin de ah babıdırlar..." 63 Hz. Osman'ın öldürülmesi esnasında Basra valisi olan Abdullah b. Arnirve Yemen valiliği yapan Ya'la b. Münye, Hz. Ali'nin kendilerini azietmesi kar tsında valilikten ayrılarak Halife aleyhindeki gruplara katıldılar. Bkz. Mes'fıdi, Il, 394; İbnü'l-Esir, Kamil, lll, 207. 64 Kr.bkz., İbnü'l-Esir, el-kamil, lll, 287-288 65 Bu ahidin tam metni için bkz. Kalka andi, Measirul-İnafe, III, 6-11; a.mlf., Subhu'I-A'şa, X, 12-17. Kalka andi'nin her iki eserinde de yer alan bu ahid Mehmet Akif Ersoy tarafından, "Hz. Ali'nin Bir Devlet Adarnma Emimamesi" ba lığıyla tercüme edilerek yayımlanmt hr. (İstanbul 1963, s.s-26). Bu ahidname için aynca bkz. Akkad, Ali, s.121-124; Rifai, s.78-79. Hz. Ali'nin idarecilerine özellikle de valilerine pek çok tavsiyelerde bulunduğu, onlann idarecilik makamında bulunduklan esnada uymalan gereken esaslar konusunda uyardığına dair geni bilgi için bkz., Adnan Demircan, Hz Ali Nehcü'l-Be/ağa, İstanbul2006, s.257, 258, 260, 267, 272, 279.

332 HAZRETİ ALİ -Sempozyum Bildiri/eri- Valilerin tayin öncesi uymaları gereken hususlar, kendilerine yönelik yapılan tavsiyeler ve uyarılar, halkın veya belli sayıdaki şahitlerin huzurunda yapıldıktan sonra yazıya geçiriliyordu 66 ki, buna "ahd" denilmekteydi. Valilerden her birine belirli esasları içeren ahiframelerden veriliyordu. Valilerin görevleri, arıcak bu ahitleri okuyup kabul etmelerinden 67 sonra başlıyordu. Mitnamelerde belirtilen hususlar, daha sonraki dönemlerde valiler tarafından yerine getirilmeye çalışılıyor, ahimarnede belirtilenlere aykırı davranışlar sergileyen valiler ise duruma göre ikaz ediliyor veya cezalarıdırılıyorlardı. Mitnameye uyulup uyulmadığı ise illerdeki denetleyiciler, istihbarat görevlileri veya halk vasıtasıyla anlaşılırdı. 68 VIII- Hz. Ali'nin Vilayet Yönetimiyle İlgili Bazı Düzenlemeleri Hz. Ali, halife seçildikten sonra siyasi şartların etkisi ile idari uygulamalarda bazı düzenlemeler yaph. Çünkü önce Şam sonra da Mısır" Hz. 1 Ali'nin idaresi dışında kalmış, böylece Islam devleti, adeta iki ayrı merkezden idare edilmeye başlanmışh. 69 Hz. Ali'nin, ülke idari düzenlemesiyle ilgili olarak başkent değ -iştirmesi dışında fazlaca bir icraahna rastlanılmaz. Dördüncü halife de başkenti (Medine ve daha sonraları Kfıfe) terk etmek zorunda kaldığında yerinevekil tayin etti. 70 Hz. Ali, iki merkezden idare edilen Fars bölgesini tek bir valinin yönetiminde topladı. 71 Aynı şekilde tüm Yemen'i de tek bir valinin idaresine verdi. 72 Vali-harac arnili arasında, özellikle validen kaynaklanan bir takım gerginlikler olmuşsa da bunların genel olarak uyum içerisinde çalıştıkları söylenebilir. Zira harac arnili ile vali arasında gerçekleşen huzursuzluklarla ilgili örnekler, Hz. Ömer, Osman ve Ali dönemi boyunca çok azdır. 73 66 İbn Kes1r, IV, 138; H. İbrahim, İslam Tarihi, I, 155-156, 338; Taha Hüseyin, s.949. 67 Taha Hüseyin, s.949. 68 Taha Hüseyin, s.950; İbrahim Şerif, s.262. 69 Bakır, Hz. Ali, s.55. 70 Halife b. Hayyat, s.182, 202; İbnü'I-Esir, e/-kômi/, III, 350. 71 Halife b. Hayyat, s.201-202; Belazüri, FutQhu'I-Buldôn, s.481-482; İbnü'I-Eslr, e/-kômi/, III, 398. 72 Halife b. Hayyat, s.201; Taberi, I, 3087-3089. 73 Vali harac arnili ili kilerinin olumlu bir ekilde gerçekle mesiyle ilgili olarak Abdullah b. Abbas ve Ziyad arasındaki uyum zikredilebilir. Hz. Ali, Basra haracına ve beytülma!in ba kanlığına Ziyad b. Ebihi'yi tayin etti. Basra valiliğine ise Abdullah b. Abbas'ı atadı. Sonra İbni Abbas'a Ziyad'ı nazar-ı itibara almasını, onun görü lerinden istifade etmesini emretti. İbni Abbas da denileni yaptı. Geni bilgi için bkz. Taberi, I, 3229-3230;

li/. Otıırwn: İsiflm Tarihinde Hz. Ali 333 Sonuç Hz. Ali şehirlerin yönetimi ile ilgili olarcik selefieri gibi valilerden istifade etmiştir. Valilerin adil, ehil ve emin olmasına, idarede İslami esaslara uymaların. dikkat etmiştir. Valileri belirlerken İstişarelerde bulunmuş ve şehir ahalisinin taleplerini de dikkate almıştır. Bir takım sebeplerle vali atamalarında daha ziyade ensar ve H ı imllere öncelik vermiştir. İç savaşların devam etmesi sebebiyle komutanlık yapabilecek kabiliyetteki valileri cephede görevlendiren Hz. Ali kritik anlar yaşamasına rağmen valilerini denetime tabi tutmuş ve denetim sonuçlanna göre gerekli ceza-i müeyyideler uygulamıştır. Böylesine kritik bir dönemde denetlenen valinin muhalif olmasına aldırış etmeden gerekli müeyyideleri uygulamaktan da çekinmemiştir. BİBLİYOGRAFYA ABDÜLAZİZ es-salim, Tôrihu't-Devleti'l-Arabiyye, Beyrut 1406/1986. DEMİRCAN, Adnan, Hz Ali Nehcü'I-Belağa, İstanbul2006 AHMED CEVDET PAŞA, Kısas-ı Enbiya, haz., Mahir İz, İstanbul 1985. AKKAo, Abbas Mahmud (1964), Abkariyyôtü'l-İmam Ali, Beyrut trz. ALGÜL, Hüseyin, İslôm Tarihi, İstanbul 1986. BAKlR, Abdülhalik, Hz. Ali Dönemi, Ankara 1991. ei-belazüri, Ahmed b. Yahya b. Cabir (279/892), FütCıhu'l-Buldôn, çev., Mustafa Fayda; Ankara 1987; Ensôbu'l-Eşraf, thk., Süheyl Zekkar-Riyad Zirikll, Beyrut 1417/1996 CEVAD ALİ, el-mufasal ff Tôrihi'l-Arab Kable'l-İslôm, Bağdat 1413/1993. DEMİRCAN, Adnan, Ali-Muaviye Kavgası, İstanbul2002. ed-dineverf, EbO. Hanife (282/895), el-ahbôru't-tıvôl, thk., A.Amir-C.. eş-şeyyal, Bağdat 1379/1959. ei-dürf "Emir", DİA, İstanbul 1995, XI, 121-123. EBÜ DAVUD (275/888), Sünenu EbU Davud, İstanbul 1413/1992. BEYHAKI (458/1066), es-sünenü'l-kübrô, İstanbul 1413/1992. BUHA.Rf (256/870), Sahihu'l-Buhôri, İstanbul 1413/1992. FAYDA, Mustafa, "Hulefa-yi Raşidln", DİA, İstanbul 1998, XVIII, 324-338. FIGLALI, E. R, İbadiyye'nin Doğuşu ve Görüşleri, Ankara 1983; a.mlf., Çağımızda İtikadf İslôm Mezhepleri Tarihi, İzmir 1989. HALİFE b. HAYYAT (240/854), Tôrih, thk., Ekrem Ziya ei-umerl, Riyad 1405/1985. HAMİDULLAH, Muhammed (2003), el-vesôiku's-siyasiyye- Hz. Peygamber Döneminin Siyasi-İdari Belgeleri, çev., Vecdi Akyüz, İstanbul trz.; a.mlf., İslôm Peygamberi, çev., Salih Tuğ, İstanbul 1991. İbnu'I-Eslr, el-kamil, III, 256.

334 HAZRETİ ALİ --Sempozyımı Bildiri/eri- Hasan İbrahim Hasan, Siyasi-Dini-Kültürel-Sosyal İslam Tarihi, çev., İsmail Yiğit ve Ark., İstanbul1985. HATİBOGLU, Mehmed, "Hilafetin Kureyş'iliği", AÜİFD, Ankara 1978, sayı: XXIII, 121-213. HİZMETLİ, Sabri, İslam Tarihi, Ankara 1999. İBN ABD!RABBIH (327/939), el-ikdü'l-ferfd, thk., Muhammed Said Uryan, Kahire 1359/1940. İBN HANBEL (241/855), Müsned, İstanbul 1413/1992. İBN HIŞAM, (218/833), es-siretü'n-nebf, thk., M. Muhyiddin Abdulhamid, Beyrut 1401/1980. İBN KESIR (774/1372), el-biddye ue'n-nihôye, thk., A. Ebu Müslim- A. Necib Adva, Beyrut trz İBN KUTEYBE, (276/889), Uyunu'l-Ahbôr, thk., Müfid Muhammed Kamiha, Beyrut trz. İBN MACE (275/888), Sünen, İstanbul 1413/1992. İBN SA'D (230/844), et-tabakatü'l-kübra, Beyrut trz. İBNÜ'L-A'AABI (638/1240}, el-audsım mine'l-kavdsım..., thk:, M. eı-hatib, Kahire 1399/1970.. İBNÜ'L-ESIR (630/1232, el-kamil fi't-tarih, yay., C. J.Tornberg, Beyrut 1399/1979. İmame ue's-siydse, thk., Taha Muhammed ez-zübna, Beyrut 1967. KALKAŞANDI, (821/1418), Subhu'l-A:şa jf Sındati'l-İnşa, Beyrut 1987, Ali et-tavil, Beyrut 1987; Meô.siru'l-İnô.fe jf Medlimi'l-Hilafe, thk., A. Ahmed Ferrac, Beyrut trz. KILIÇ, Ünal, Peygamber ve Dört Halife Günlerinde Şehir Yönetimi ve Valilik, Konya 2004; a.mlf., "Kufelilerin Hz. Osman'a Muhalefet Etmelerinin Sebepleri", CÜİFD, Sivas 2002, VJ/2, s. 239-260. KUTLUAY, Yaşar; İs/dm ve Yahudi Mezhep/eri, Ankara 1965. H. J. YAHAYA, Mahayudin, "KCıfan Political Oppositation in the Mid-Seventh Century AD.", Hamdard İsldmicus, Karaçhi 1996, vol: XIX, QO: 4, s.5-6. MANTRAN, Robert, İslam'ın Yayı/ış Tarihi (VII-Xl. Yy.), çev., İsmet Kayaoğlu, Ankara 1981. MUHAMMED es-seyyid VEKlL, Ceuletü'n-Tô.rihiyyetü'n fi'/-asri'l-hulefcii'r-rdşidfn, Cidde 1413/1993. MUHAMMED RlZA, Ebu Bekir es-sıddik, Beyrut 1403/1983; a.mlf., Zinnureyn Osman b Affô.n, Beyrut 1402/1982. MUIR, William, The Caliphate It's Rise and Fal/, London 1984. MÜSLİM, (261/875), el-cô.miu's-sah!h, istanbul1413/1992. NEBİHE AKİL, "Re'yun fi'l-fitneti'l-kübra", Ajaku'l-İsldm, Beyrut 1996, yıl: 4, sayı: 1, ss. 16-23. NESA! (303/QJS), Sünenü'l-Kübra, İstanbul 1413/1992.

lll. Otıırum: İsliim Tarihinde Hz. Ali 335 RİFAİ, Enver, en-nuzumu'l-islômiyye, Dıma k 1393/1973. RIYAD İSA, en-nizô beyne Efrôdi'l-Beyti'l-Ümevfyye Devruhu jf Sükuti'l-Hi/afeti'l-Emeviyye, Beyrut 1406/1985. SARIÇAM, İbrahim, Emevi-Ha imi, Ankara 1997 SIDDIQUI, M.Yasin Mazhar, Organisation of Goverment Under the Prophet, Delhi 1987. SUPHİ SALİH, İslam Kurum/an, çev., İbrahim Sarmı, Ankara 1999. TABERI (310/922), Tôrihu't-Taberi, thk., d~ Goeje, Kahire trz. (de Goege ne rinden). TAHA HÜSEYiN (1973), el-fitnetü'l-kübra(ali ve Benuh) (İslamiyat adlı kitabın içerisinde), Beyrut 1984. TİRMİZİ (279/892), es-sünenü't-tirmiz!, İstanbul 1413/1992. VAKIDİ (207/823), Kitabu'l-Meğôzf, thk., Marsden Jones, Beyrut 1984. VIDA, G.L.Della,"Osman", İA, İstanbul 1964, IX, 430. YA'KUBİ (294/1229), Tôrihu'l-Ya'kubf, thk., Abdu'I-Emir Mühenna, Beyrut 1413/1993. YAHAYA, Mahayudin Hj., "KCıfan Political Oppositation in the Mid-Seventh Century AD.", Hamdard Islamicus, Karaçhi 1996, vol: XIX, no: 4, ss.s-16. ZEHEBİ (748/1374), Siyeru A'/ômi'n-Nübe/ô, thk. Şuayb Arnavut, Beyrut 1414/1994. Prof. Dr. Rıza SAVAŞ (Oturum Başkanı) Ünal Bey' e te ekkür ediyoruz. Hz. Ali'nin vali atamalannda ve azietmesinde