PARİS TE KAOS Şeyh Bahauddin Efendi nin 10 Ocak 2015 Sohbeti, Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahumme salli ve sallim 'ala Nebi'ina Muhammed aleyhi selam. Salatan tadumu va tuhda ileyh mamarr al layali ve tul ed'devam. Allahumme salli ve sallim 'ala Nebi'ina Muhammed aleyhi selam. Salatan tadumu ve tuhda ileyh mamarr al leyali ve tul ad'devam. Allahumme salli ve sellim 'ala Nebi'ina Muhammed aleyhi selam. Salatan tadumu ve tuhda ileyh mamarr al layali ve tul ed'devam. Allahumme salli ve sallim 'ala Nebi'ina Muhammed aleyhi selam. Salatan tadumu ve tuhda ileyh mamarr al layali ve tul ad'devam. Maşa'Allah Ya Resulallah! Maşa'Allah! Biz zayıf kullarız ve en kötü zamandayız. Resulullah (sas)'in "hercü merc" diye bildirdiği zamandayız. Değişikliklerin olduğu bir zamandayız. Sebepsiz yere biri diğerini öldürecek, sebepsiz yere biri öldürülecek. Öldüren niye öldürdüğünü bilmeyecek. Ölen de niye öldürüldüğünü bilmeyecek. Eski devirlerde, öldürme şöyle olurdu: İnsanların arasında sorun çıkınca son çare olarak kavga ederlerdi. Ama bugün, biri yolda yürürken vuruluyor. Neden olduğunu bilmiyor. Trajikomik bir durum. Hakikatten trajikomik. Hakikatten trajik diğer yandan da komik. Neden dram diyoruz? Dram diyoruz çünkü dram gibi gelişiyor. Kimse sebepsiz yere öldürülmek istemez. Ve komedi çünkü komik bir durumdur birinin yok yere öldürülmesi. SubhanAllah bugün olanlara baktığımızda bir sürü şey, bir çok olay görürsünüz. Haberler bağırıyor, dünya bağırıyor büyük bir mesele var zannedersiniz. Ama başka ülkelere bakın, insanlar yıllardır acı çekiyor. Kimse de "Dur bakalım oralarda neler oluyor?" demiyor. Yahu sen bakana kadar 1 milyon kişi ölecek. Şimdi, dünyada olup bitenlerin hiç birini onaylamıyoruz elbette. Bizim fikrimiz, inancımız, söylemek, anlatmak istediğimiz bu değil. Bizimle hiç alakası yok. Biz Elhamdulillah iman sahibiyiz. Yüce Allah 'a giden yolda sağlam durmaya çalışıyoruz. Elhamdulillah, iç huzuru bulup etrafımıza o huzuru yaymak istiyoruz. Huzuru yaymak için çok, çok gayret ediyoruz. Bu yayma işini mahvetmek istemiyoruz. Bu sebeple kendimize "azınlık" diyoruz çünkü Hak'ı arıyoruz ama bu dünyada Hak için yer yok. Herkes haklı olduğunu iddia ediyor. Biri diyor ki; "Bunu, bunu, bunu yaptım. Benim hakkım. Yapabilirim." Hayır, senin hakkın değil! www.saltanat.org Page 1
Yüce Allah seni cezalandırmak için birini gönderir. O'nun Sevgilisi'ne karşı iddiada bulunursan. Allah, ResulAllah (sas) hakkında kötü konuşulmasını asla kabul etmez. Haddinizi bileceksiniz. Onlar için önemli bu. Şakası yok. Cezalandıranların da hakkı yok tabi. Üzerlerine vazife değil. Yüce Allah'tır ceza veren. Ama şeytan uyumaz. Şeytan asla uyumaz. Der ki "Bunu yapmak hakkınız, cezalandırmak hakkınız." Şeytan bu. Herkes şeytan faktörünü unutuyor. Kur'an okumadan, "Euzu billahi mineş-şeytanirracim" denir. Bismillahir-Rahman r-rahim'den öncedir bu. Yüce Allah bize şeytana karşı uyanık olmak için en büyük dersi veriyor. Yüce Allah size diyor ki; EuzuBillahimineşşeytanirracim sonra Bismillah r-rahman r-rahim deyin. Ne? Şeytan Yüce Allah'tan daha mı önemli? Haşa! Ama Allah size "Dikkat şeytan" diyor. Şeytan diyor ki; "Bunu yap, bu senin hakkın. İstediğini yapabilirsin. Senin hakkın. Özgürsün. Sonra size der ki; "Bak, cezalandırma hakkın var. Cezalandırmak senin hakkın." Her 2 taraf da şeytan, her 2 taraf da. Ne o tarafı, ne bu tarafı kabul etmiyoruz. Özgürlüğün de bir sınırı vardır. Dünyanın en medeni şehrinde yaşarken, "Ben özgürüm, vergi ödemem" dersem. Ne derler? " Vergi vermeme özgürlüğünüz var mı? Yahu özgürüm. Vergi ödemek istemiyorum. "Hayır o konuda özgür değilsin." Vergi ödemek zorundasın. Vergi öderken de gülümsersin. Sizden vergi aldığım için bana teşekkür etmelisiniz. Nasıl özgürüm? Özgürlüğün de sınırı olduğunu bilelim. "Kırmızı ışıkta geçmekte özügürüm" diyebilir misin? Dünyanın en medeni şehrinde, herşey serbest mi? Demokrasi "hayır kırmızı ışıkta geçemezsin" der. "Yahu özgürüm". Hayır, sınırı var. Yeşilken geçebilirsin. Yani sınırı var. Neden sınırı kendi çıkarın için kullanıyorsun? İnsanların inançları, sevdiği şeyler konusunda sınır çizmiyorsun? Belki sen dinini mickey mouse dinine çevirdin. İstediğini yapıyorsun. Kimse birşey diyemez. Soruyorum Buda ile dalga geçen birini gördünüz mü hiç? O da bir din. Buda heykeliyle dalga geçtiklerini gördünüz mü? Karikatür çizdiklerini? Kimse yapmıyor. Neden? Onların dinine saygı gösteriyorlar. Peygamberimize, dinimize neden saygı göstermiyorlar? Bizim şöyle deme hakkımız var: "Hayır, ResulAllah(sas)'i böyle çizemezsiniz." Biz bu şeytani şeyleri kabul etmiyoruz. Müslümanlar için ResulAllah (sas)'le dalga geçilmesi kabul edilemez. Radikalciler bile bunu fırsat bildi. ResulAllah'a gerektiği gibi saygı göstermedikleri halde, Şeytan akıllarına girdi, onlar bile fırsat bildi bu durumu "evet cezalandırma sırası bizde" dediler. Bunlar %100 şeytani oyunlardır. Euzubillahimineşşeytanirracim. Esta'izzu billah mineşşeytanirracim. EuzuBillahmineşşeytanirracim. Yüce Allah size şeytanın hile ve tuzaklarından sakının der. Tuzağına düşmeyin, hilelerine kanmayın. Şimdi bir sürü insan kendini güvende hissetmiyor. Birbirine güvenmiyor. Düşünün dünyada yaratılan fitneyi şu anda. Ne büyük! Şeytan insanoğluna böyle düşman işte. www.saltanat.org Page 2
Bunlar hükümet düzeyindeki meseleler. Hükümet seviyesinde açıklanmalı. "Ey insanlar, böyle yapıyorsunuz ama o ülkenin hükümeti olarak size şunu söylemeliyim ki, çok hassas bir bölgede dolaşıyorsunuz. Milletin hayrına değildir. Biz karışık bir toplumuz. Aramızda her milletten insan var. Ayrıca dış ilişkiler, ilişkiler, ilişkilerimiz var. Yani bu sahada oynamayın. Ülkemize zarar verir. İlişkilerimize zarar veriyor. Milli birliğimize zarar veriyor." Ama onlar diyor ki; "Hayır, bunu yapmakta serbestler. Demokratik insanlarız." Yahu demokratik hakkımı kullanayım, vergi ödemeyeyim o zaman. %70 vergi istiyorsun. Vergi ödememek için demokratik hakkımı kullanıyorum." Ne derler? " Vergini ödemezsen, seni hapse atarım." Neden bu noktaya işaret etmediniz? Neden o alanda da söylemediniz bunu? Bu hükümet meselesi. Buna benzer çok hoş tarihi bir olay vardır. Cennetmekan Sultan Abdul Hamid Han, Osmanlı İmparatoru iken, imparatordu o. O günlerde Paris'te bir tiyatro oyunu yazmışlar. Resulallah (sas)'le dalga geçen bir oyun. Sahabelerle dalga geçen. Çok edebsizce şeyler yapıyorlarmış. Sultan Abdul Hamid Han tiyatrocularla muhatap olmamış. Fransız Hükümeti'ne bir mektup yazmış. Mektupta şöyle demiş; "Eğer bu oyun sahnelenirse, 1 hafta kalmış hazırlıkların bitmesine. 1 hafta sonra galası varmış. Eğer bu oyun sahneye konursa, bunu savaş ilanı sayarım. Fransa'ya savaş ilan ederim." Bu tarihi bir belgedir. Bunlar tarihi gerçeklerdir. Fransız Hükümeti hemen ne cevap vermiş? "Hayır, demokrasi var. Oynayacaklar." Ama ne yapmışlar biliyor musunuz? Oyuna gitmişler ve "Bu oyunu sahnelerseniz, hepinizi hapse atarız. Hepiniz Fransız hükümetine karşı gelmiş, boş yere savaş çıkmasına sebep olacaksınız. Fitne çıkaracaksınız ve buna ihtiyacımız yok" demişler. Hükümet bu krizi yönetmiş ve demiş ki; "Oyunu oynayamazsınız, sahneye koyamazsınız." Evet, hükümet küçük bir fitneyle nasıl başa çıkacağını bilir. Neden böyle küçük bir fitneyle baş edemediniz? Küçük bir fitneydi. "Bunu yayınlamayın" diyecektiniz sadece. Basın özgürlüğü var. Elbette ama bir sınırı var. Basın özgürlüğüne karşı değiliz. Ama saygısızlığa karşıyız. Saygısızlığı ayırmak lazım. Hükümet seviyesi için söylüyorum. Halk düzeyinde değil. Hükümet düzeyinde konuşuyorum. Anlasınlar şeytan nereden yakalıyor insanları, insanları birbirine düşürüp, nasıl oynuyor. Hükümetlerin böyle bir fitneye ihtiyaçları yok. Halk arasında böyle karışıklığa ihtiyaçları yok. Avrupa'da hakikatten milletler karışmıştır. İnsanları kovamazsınız, artık çok geç. Artık çok geç. Dünya artık küreselleşti. Bana saygı duyacaksın. Ben de sana saygı duyacağım. Yoksa fitne, fesad çıkar insanlar arasında. Kontrol edemezsiniz, hükümete tavsiyem, bütün Avrupa hükümetlerine tavsiyem. Çünkü 1 aydır görüyorum Tv'daki haberlerde Avrupa'da bu karışıklığı yaratmak için hazırlık yaptılar. www.saltanat.org Page 3
Her gün Tv'yi açıp, haberleri izliyorum, İnsanları görüyorum. "Müslümanlara karşıyız" diyorlar. Diğerleri de "Hadi Müslümanlara karşı yürüyüş yapalım" diyorlar. "Hadi Hristiyanlara karşı yürüyelim, hadi şuna karşı yürüyelim." Hükümetlere tavsiyem, hazırlıklı olsunlar. Çok fazla karışık insan var. Çözemezsiniz. Birbirinize saygı göstermelisiniz. Problemi çözmek için birbirinize saygı duymak zorundasınız. Yoksa daha, daha, daha da artacak. Ateş ateşi doğurur. Sanmayın ki ateş sadece onları yakacak. Her 2 tarafın da hayrına olmaz. İki tarafın da hayrına değil. Biz dışarıdan bakıp, "Ne oluyor orada, niye çıldırdınız? Niye delirdiniz? Delirmeye gerek yok. Ülkenizde bu karışıklığa gerek yok. Halklarınız arasında karışıklık çıkmasına gerek yok. Irklar karışmış karışmış" diyoruz. Avrupa Birliği'ne bakın yüzde kaçı Müslüman? Yüzde kaçı hristiyan? Yüzde kaçı farklı milletten? Hakikatten karışmıştır. Artık küresel bir dünyada yaşıyoruz. Küresel düşünmek zorundasınız. Sadece Müslümanları, sadece Hristiyanları, sadece Musevileri düşünemezsiniz. Düşünemezsiniz. Herşey karıştı artık. Çorbadan beter. Çorba pişirirken havuç koyarsınız, patates koyarsınız, soğan koyarsınız, tuz koyarsınız, biber koyarsınız. Bir sürü sebze koyarsınız. Rusya'da borşt derler. İngilitere'de vegatable soup derler. Türkiye'de sebze çorbası derler. Bütün sebzeler vardır içinde. Neden sebze derler? Karışıktır çünkü. Tek bir sebze baskın değildir diğer sebzeye. Hakikatten karışıktır. Soğan çorbası yaparsanız, o zaman farklıdır. Sadece soğan koyarsınız. Patates çorbasında patates, pirinç çorbasında sadece pirinç vardır. Ama çorbaya herşeyi koyduğunuz zaman pirincin bile adı geçmez. Sadece sebze çorbası denir. Nacizane tavsiyem Avrupalı Hükümetlere şudur; Sebze çorbasından beter durumdasınız. Sebze çorbasını yönettiğinizi düşünün. Parisliyim veya Belçikalıyım, Hollandalıyım diyemezsiniz. Hayır, artık diyemezsiniz. Artık öyle değil. Geçenlerde Londra'daydık. Londra'da İngiliz görmedik. Londra'da İngiliz yok. New York'a gidin, New York'lu yok. Herkes karışmış. Dünya küreselleşti. Artık küresel ölçekte düşüneceksiniz. Yoksa fazla hayatta kalamazsınız. Çünkü dokunulmayacak hassas konular var. Üzerinize vazife değil. Size ne? Ne istiyorsunuz? Ne olacak? Basına soruyorum. Ne olacak? Hassas noktaya basarsanız, karmaşa çıkar. Karmaşadan sakının. Millet için iyi olmaz. küresel barış için iyi olmaz. Şimdi hakikatten öyle bir zamandayız ki çok, çok zor bir zaman. Daha zor bir zaman bulamazsınız. Çünkü herşey elinizin altında. Herşey erişilebilir olunca, zaman kötüleşir. Eski zamanlar iyiydi çünkü herşeye erişemezdiniz. Eskiden insanlar geçim derdindeydiler. Artık insanların neredeyse hiçbir kaygıları kalmadı. Çünkü herşey ellerinin altında. Herşey el altında. O zaman fanteziler kurmaya başlıyorlar. "Hadi şu konuya değineyim, bu konuyu ele alayım." www.saltanat.org Page 4
Tabi ki milletler arasında karmaşa çıkar. Bu hükümet meselesidir. Hükümetlerin gücü vardır. Akılları vardır. İnsanları yönetmek için tedbirleri vardır. Bu meseleyi tebliğ etmemiz lazım. Çünkü bugün başka meseleyi anlatırsak iyi olmaz. Gündemdeki meseleyi konuşmalıyız. Bu yüzden Mevlana Ş. bu sohbeti gönderiyor. Gündemdeki konu. Bugünün meselesi. Şeytandan sakının! Hilelerinden, tuzaklarından sakının. Halkın meselesi değil. Hükümet meselesi bu. İster beğensinler, ister beğenmesinler. Kendileri bilirler. Bizim sorunumuz yok, gücümüz de yok. Doğrulukla parlayan zayıf kullarız sadece. İnsanoğlu için doğru olan şeyleri söylemeye çalışıyoruz. Hükümetler şayet bizi dinler, tavsiyemizi alırlarsa Yüce Allah bu fitneyi ortadan kaldırır bence. Allah beni affetsin, bizi affetsin, huzur isteyen kullardan eylesin. Hayır isteyen kullarından, Resulallah (sas)'in nurunda olmak isteyen kullardan eylesin. Çünkü Resulullah (sas) kötü muameleyi, hakareti hiç hak etmedi. O hep iyiliği, edebi öğretti herkese. Kimsenin Resulallah (sas)'le uğraşmasını istemiyoruz. Kabul etmiyoruz ve hükümetlerden bu hususu çok iyi anlamalarını istiyoruz. Çünkü Allah sizi nasıl bir karmaşanın içine koyar bilemezsiniz. Allah'a düşmanlık etmeyin. Allah'a dost olun. Allah beni de sizi de affetsin. Ve min Allahi t-tevfik bi hurmati l-habib, bi hurmati l-fatiha. Subhanım Allah, Sultanım Allah, Nebim Muhammed Alayhi as-selam. Subhanım Allah, Sultanım Allah, Nebim Muhammed Aleyhis-selam. Subhanım Allah, Sultanım Allah, Nebim Muhammed Aleyhis-selam. Wa salli Ya Rabbi wa sallim 'ala jami' al Anbiya' wa-l mursalin wa ala kulli ajma'in wal-hamdulillah Rabbi l- 'alamin, Al Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=13101&name=2015-01-10_en_chaosinparis_sb.mp4 www.saltanat.org Page 5